PLAZMA PROTEİNLERİ
Plazma Proteinlerinin Fonksiyonları -1-
1. Kanın osmotik ve onkotik basıncının sağlanması.
2. Plazmada bulunan birçok maddeyi ilgili yerlere taşıma.
3. Plazma suyunu damar yatağı içinde tutma
(serum albuminin 1 gr’ı 20 gr kadar su tutabilir)
4. Kan vizkozitesi üzerine olan etkileri. Plazma proteinleri
yoğunluğunun artması oranında kan vizkozitesinde artma
görülür.
Plazma Proteinlerinin Fonksiyonları -2-
5. Asit baz dengesinin korunması. Amfoter organik bileşikler
olmaları sebebiyle önemli bir tampon vazifesi görürler.
6. Kanın süspansiyon stabilitesinin devam ettirilmesinde
görevlidirler.
7. Bütün dokuların protein ihtiyacını temin ederler.
8. Organizmayı çeşitli enfeksiyonlara ve birçok zararlı
maddeye karşı korurlar. Yani antikorlar protein
yapısındadırlar.
Plazma proteinlerinin taşıma işlevleri
Plazma Proteinlerinin Metabolizması
Plazma proteinlerinin konsantrasyonları üç ana faktör
tarafından belirlenir:
- sentez hızı,
- yıkım hızı,
- proteinlerin içinde dağıldığı sıvının hacmi.
Sentez;
Plazma proteinlerinin çoğu karaciğerde, bazıları da
vücudun diğer bölümlerinde sentezlenir.
(Örn; immunoglobulinler lenfositlerde, apolipoproteinler
barsak hücrelerinde, bir hücre yüzey proteini olan 2-
mikroglobulin hemen hemen her yerde)
Günde yaklaşık 25 gr. plazma proteini depolanmaksızın
sentezlenir ve salgılanır.
Dağılım;
Sağlıklı bir kişide plazma proteinlerinin konsantrasyonu
yaklaşık 70 g/L’dir.
Proteinlerin içinde bulunduğu havuz kan haricinde ayrıca
damar dışı interstisyel sıvıyı da kapsar.
Suyun kılcal damarlardan geçişi proteinlere göre çok daha
hızlıdır. Bu yüzden damar içindeki proteinlerin
konsantrasyonu sıvı dağılımından etkilenir. (örn: oturma ile
düşerken, ayağa kalkma ile artar)
Kan almak için kullanılan turnike eğer uzun süre bağlı
tutulursa venden dışarı sıvı sızar. Bu da plazma protein
konsantrasyonunu artırır.
Yıkım;
Plazma proteinleri vücudun her yerinde yıkılırlar.
Albüminin küçük bir miktarı mide-barsak sistemine sızdıktan
sonra yıkılır. Fakat çoğu proteinler hücrelere alındıktan sonra
yıkılırlar.
Yıkımları sonucu aminoasitler oluşur.
Oluşan aminoasitler hücre proteinlerinin sentezinde kullanılır.
Plazma Proteinlerinin Ölçülmesi
Ölçüm için iki tür teknik uygulanır.
-Proteinlerin tek tek veya bir grup halinde kantitatif ölçümü
-Kanda bulunan farklı proteinlerin oranlarının semikantitatif ölçümü
Plazma Proteinlerinin Ölçülmesi
Kantitatif ölçüm
- Total protein kimyasal bir metodla ölçülür.
- Bu metodda peptid bağları kimyasal ayraç ile reaksiyona girer.
-Proteinlerin tek tek ölçümü genellikle ya kimyasal yada
immunolojik reaksiyonlarla yapılır.
Semikantitatif ölçüm
- Proteinler taşıdıkları elektrik yüklerine göre elektroforez tekniği
ile ayrılırlar.
Sağlıklı kişilerde yapılan serum proteinleri elektroforezinde
5 bant elde edilir.
- Albümin
- 1
- 2
-
-
1. a. Prealbümin b. Albümin
2. Alfa1-globulinler
Alfa1-antitripsin
Alfa1-asit glikoprotein
Alfa1-lipoprotein (Apolipoprotein A)
Alfa1-fetoprotein (AFP)
3. Alfa2-globulin fraksiyonu
Alfa2-makroglobulin
Haptoglobin
Seruloplazmin
4. Beta globulinlerBeta lipoprotein (Apolipoprotein B)TransferrinKompleman proteinleri (C3,C4)Beta2-mikroglobulin
Hemopeksin
5. Gamma globulinler (İmmunoglobulinler)
IgA, IgM, IgG, IgD, IgE
Bantların tek tek bileşimi şu şekildedir:
Patolojik durumlarda bu bantların % miktarları değişir.
Bazen de anormal bir bant görülebilir. Bu tip anormal
bantlara paraprotein bandı adı verilir.
Plazma elektroforezinde yukarıdaki beş banda ilave olarak
beta bölgesinde fibrinojen bandı görülür.
Patolojik durumlarda plazmada bulunan veya miktarı artan
proteinler:
1. C-Reaktif protein (CRP)
2. Amiloid
3. Alfa-fetoprotein (AFP)
4. Karsinoembriyonik antijen (CEA)
5. Kriyoglobulin
Patolojik hallerde idrarda bulunan protein; Bence-Jones Proteini
1. Akut Faz Proteinleri
Enfeksiyon ve benzeri durumlarda (miyokard infarktüsü,
inflamasyon, kanser, travma ve büyük ameliyatlar gibi stres
durumları) bazı kan proteinlerinin konsantrasyonu hızla artar.
Özellikle enfeksiyonların akut dönemlerinde bu artış daha da
belirginleşir. Bu proteinlere akut faz reaktantları veya akut faz
proteinleri adı verilir.
Bu proteinlerin sentezi vücudun zedelenmeye olan yanıtının bir
parçasıdır.
1. Akut Faz Proteinleri
Enfeksiyonların akut dönemlerinde değil de daha sonraki
dönemlerinde artan proteinlere ise geç akut faz reaktantı adı
verilir. örneğin; seruloplazmin böyle bir proteindir.
Böyle durumlarda akut faz reaktantının miktarı artarken aksine
bazı kan proteinlerinin miktarı azalır. Bu tip proteinlere ise
negatif akut faz reaktantları adı verilir. Prealbumin, albumin ve
transferrin bu tip proteinlerin başta gelenleridir.
2. Prealbumin
Elektroforezde pH: 8.6’da albumin fraksiyonunun önünde
mobilite gösteren bir proteindir.
Bütün proteinlerin %0.2-0.5 kadarını oluşturur.
Albumin gibi bu fraksiyon da karaciğer parankim hücreleri
tarafından sentezlenir. Bu yüzden, karaciğer parankim
harabiyetlerinde azalma gösterir.
Tiroksin hormonunun ve A vitamininin taşınmasında rol alır.
3. Albumin Plazma proteinlerinin başlıca fraksiyonu olup, total proteinlerin %50-60
kadarını oluşturur.
Yalnız aminoasitlerden oluşmuş saf bir proteindir.
Selüloz asetat elektroforezinde en hızlı hareket eden fraksiyondur ve
anoda en yakın olarak bulunur.
Elektroforezde pH: 4-9.5 arasında iki serbest alt gruba ayrılır.
Karaciğer fonksiyonları için son derece önemlidir.
Kan albumin seviyesindeki azalma karaciğer sentez fonksiyonlarının
bozulduğunu gösterir.
Kalsiyum, bilirubin, yağ asitleri, ilaçlar ve steroidleri taşır.
Albumin, normal kan basıncını da sağlar.
4. Alfa1-Globulinler
Alfa1- Antitripsin
Bir akut faz reaktanıdır.
Antiproteaz aktiviteye sahip bir glikoproteindir.
Eksikliğinde akciğer ve karaciğer hastalıkları meydana gelir.
Kimotripsin, kallikrein, renin, ürokinaz, plazmin ve muhtemelen
trombini inhibe eder.
Klinik açıdan önemli olan esas etkisi nötrofil elastazı ve ile kollagenazı
inhibe etmesidir.
4. Alfa1-Globulinler
Alfa1- Asit glikoprotein (Orosomucoid)
Molekül ağırlığı oldukça yüksek bir glikoproteindir.
Bu proteinin plazma düzeyleri çeşitli akut ve kronik uyarılara yanıt
olarak artar.
Fonksiyonu bilinmemektedir. Fakat immun sistemde ve progesteron
hormonunun inaktivasyonunda rol oynadığı tahmin edilmektedir.
5. Alfa2-Globulinler
Haptoglobin
Plazmadaki serbest hemoglobini bağlar. Akut faz reaktanıdır.
Hemolitik anemilerde serbest hemoglobinin doku içi birikimini engeller.
Yanık ve nefrotik sendrom gibi durumlarda kandaki seviyesi artar,
hemolitik anemilerde hemoglobine bağlandığından ve karaciğer
hastalıklarında sentezlenemediğinden azalır.
Özellikle hemolitik anemilerin ve sarılıkların takibinde ve ayırıcı
teşhisinde plazma seviyelerinin tayini çok faydalıdır.
5. Alfa2-Globulinler
Alfa2- Makroglobulin
Molekül ağırlığı oldukça yüksek olan bu glikoproteinin biyolojik
fonksiyonu tam olarak bilinmemektedir.
Seruloplazmin
Plazmanın bakır taşıyıcı proteinidir.
Fe+2’nin Fe+3’e oksitlenmesini sağlar. Böylece demirin transferrinin
yapısına girmesini sağlar.
Enfeksiyon, malignansi ve travmalarda kandaki seviyesi artar.
Wilson hastalığının teşhisinde kullanılır. Burada kan düzeyi düşüktür.
Geç akut faz reaktanıdır.
6. Beta-GlobulinlerTransferrin
Demir bağlayan bir plazma proteinidir.
Demir transportunu sağlar.
Serum transferrini demir yetersizliğinde ve gebelikte artma, aşırı demir
yüklenmesinde ise azalma gösterir.
Beta2-Mikroglobulin
Bütün çekirdekli hücrelerin yüzeyinde bulunur ve buradan kana geçer.
Özellikle lenfosit ve tümör hücrelerinden kana bolca geçer.
Böylece; B-lenfositleri ile ilgili kanserlerin teşhisinde faydalıdır.
Böbrek nakli yapılan kişilerde fonksiyon testi olarak kullanılabilir.
Hemopeksin
Fibrinojen
Ligandin
7. Patolojik Durumlarda Görülen ProteinlerC-Reaktif Protein (CRP)
Bir akut faz reaktanıdır.
Hasara uğramış dokulardan kana geçen toksik maddeleri bağlayarak
detoksifiye eder veya kandan temizleyerek uzaklaştırır.
Birçok hastalığın ve özellikle iltihabi hastalıkların (örn: romatoid artrit)
teşhis ve takibinde kullanılır.
Amiloid
Normal dokularda eser miktarda oluşur.
Patolojik hallerde genellikle hücre dışına depo edilmiş saydam
görünüşlü, kongo ve kristal viyole ile boyanabilen bir oluşumdur.
Dokularda depolanımı amiloidoz adını alır.
7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler
Alfa Fetoprotein (AFP)
Fötal karaciğerde sentezlenen bir proteindir.
Gebeliğin 30. haftasında maksimum seviyeye ulaşır.
Amniyon sıvısında ve gebe anne kanında AFP yükselmesi konjenital
hastalıkların teşhisinde yardımcı olur.
Ayrıca primer karaciğer kanserlerinde yaklaşık %80, ovaryum ve
testis tümörlerinde %50, hepatoblastomalı çocukların ise hepsinde
serum AFP seviyesi normalin birkaç katına çıkar.
AFP tayini özellikle prognoz ve tedavinin takibinde fayda sağlar.
Bazı diğer organ kanserlerinde de AFP seviyesi biraz yükselir.
7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler
Karsinoembriyonik Antijen (CEA)
Kolon, akciğer, pankreas, mide ve meme kanserlerinde kandaki
seviyesi yükselir.
Kanserli dokunun prognozu ve tedavisinin takibinde bilgi sağlar.
Tümörün büyüklüğü, ameliyatın iyi yapılıp yapılmadığı, nüks olayları,
tedavinin takibinde bilgi sağlar.
7. Patolojik Durumlarda Görülen Proteinler
Kriyoglobulin
Serum soğuyunca (genelde 4C˚) çökelen proteindir.
Kriyoglobulinemiler primer olabildiği gibi, sekonder de olabilir. (multipl
myelomada, makroglobulinemide, kronik lenfositer lösemide, kronik
enfeksiyonlarda, karaciğer hastalıklarında vb.)
Bence-Jones Proteini
Myelomalı hastaların serumunda büyük miktarlarda meydana gelen
düşük molekül ağırlıklı proteinlerdir.
Küçük moleküller oldukları için kolayca idrara geçerler.
Başlıca hodgkin hastalığında, lenfomatik sarkomada ve lösemide
görülür.