Top Banner
Boğaziçi Kıyı (Yalı) Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı DERLEYEN: OKTAY EKİNCİ Tarabya Sunuş: I* stanbul'un tarihsel ve doğal kent kimliğini oluşturan değerleri arasında yeryüzü coğrafyasındaki konumu ve kıtalararası kültür bu- luşmasının eşsiz mekanı olarak evrensel bir miras niteliği taşıyan Boğaziçi, ilk kez 1970'lerin ortalarında SİT kavramıyla tanıştı. 1983'te yürürlüğe giren Boğaziçi Yasası'yla da öngörünüm bölgesine kesin imar kısıtlaması getirilerek, hiç değilse Boğaz'a bakan ya- maçlarındaki ve kıyı kuşağındaki tarih ve doğa buluşmasının olduğu gibi (özgün dokusuyla) korunması hedeflendi, işte bu kesin imar yasağı, güzelliği ve karakteri nedeniyle arsa ve yapı rantlarının olağanüstü düzeylere ulaştığı Boğaziçi'nde, bu ranttan yararlanmak isteyen çevreleri yeni inşaatlar için yeni çıkar yol aramaya da yöneltirken, tarihsel dokunun yaşatılmasına yö- nelik kimi koruma ilkeleri de yine bu çevrelerin değerlendirmeye başladıkları önemli bir olanak haline geldi. Özellikle kültürel do- kunun yaşatılmasına dönük bilimsel kurallar arasında; vaktiyle varlığı bilinen, ancak sonradan yok olmuş tarihsel yapıların canlan- dırılarak Boğaziçi'ne yeniden kazandırılması gibi, korumacılara ve duyarlı mimarlara coşku veren restitüsyon ilkesi, imar yasağını ko- ruma kuralları ile aşmanın eşi bulunmaz bir fırsatıydı. işte bu fırsatı kullanarak düzenlenmiş ve vaktiyle hiç bulunmadıkları halde, ya da tarihte varlıkları bilinse bile nitelikleri açısından res- titüsyona değer (imar yasağını tarih adına aşmaya değer) bir kültürel kimlik taşımayan, dahası nasıl bir yapı olduğu ve mimari özellik- leri konusunda da yine restitüsyona ışık tutabilecek bir bilgi ya da belgesi olmayan hayali eski yapılara ait rekonstrüksiyon projelerine uygulama olanağı verilmesi sonucunda, bugün Boğaziçi'nin öngörünüm bölgelerinde çok sayıda tartışmalı eski eser bina yükseliyor. 1993'fen sonra istanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun o yıl değişen yeni kadrosuyla durdurulan, 1995'ten sonra da Yüksek Kurul'un 378 sayılı ilke kararıyla kesin önlem getirilen bu hayali restitüsyon uygulamalarıyla ilgili bazı önemli örneklere ait Koruma Kurulu ka- rarlarına MİMARLIK'ın önümüzdeki sayılarında ayrıca yer vereceğiz. Ancak, bu sayıda, yine aynı konuyla bağlantılı olarak alınan ve Boğaziçi kıyı kuşağının tümünü içermek üzere, her noktada nasıl dav- ranılması gerektiğine yön veren bir karara öncelik tanıyoruz. Aşağıdaki uzun karar, özellikle yalı konumundaki arsalarda imar yasa- ğını aşmak için yine tarihe sığınarak hayali projeler üretmeye kalkışan girişimlere karşı, her iki yakadaki kıyı kuşağında izlenecek tu- tumun önceden belirlenerek, parsel ölçeğindeki olası farklı uygulamaların da önüne geçmeyi hedefliyordu, istanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun 04.08.1994 tarihinde aldığı ve hazırlıkları yaklaşık 8 ay sürdükten sonra kesinleştirilen 6949 sayılı bu karar, o tarihten bu yana yürürlükte olmasına rağmen, hala pek bilinmiyor. Özellikle mimarlar da bilemedikleri için, bu ka- rarla çelişebilecek tasarım istemleriyle karşılaşabiliyorlar. MİMARLIK böylesi bir kararı yayımlayarak, aslında Kültür Bakanlığı'nca ya- pılması gereken görevi bir kez daha yerine getirmiş oluyor.
4

Boğaziçi Kıyı Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı

Mar 30, 2016

Download

Documents

Boğaziçi Kıyı Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı. T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI İSTANBUL III NUMARALI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU KARARToplantı Tarihi ve No: 4.8.1994 - 320Karar Tarihi ve No: 4.8.1994 - 6949
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Boğaziçi Kıyı Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı

Boğaziçi Kıyı (Yalı) Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı

DERLEYEN: OKTAY E K İ N C İ

Tarabya

Sunuş:

I* stanbul'un tarihsel ve doğal kent kimliğini oluşturan değerleri arasında yeryüzü coğrafyasındaki konumu ve kıtalararası kültür bu-luşmasının eşsiz mekanı olarak evrensel bir miras niteliği taşıyan Boğaziçi, ilk kez 1970'lerin ortalarında SİT kavramıyla tanıştı.

1983'te yürürlüğe giren Boğaziçi Yasası'yla da öngörünüm bölgesine kesin imar kısıtlaması getirilerek, hiç değilse Boğaz'a bakan ya-maçlarındaki ve kıyı kuşağındaki tarih ve doğa buluşmasının olduğu gibi (özgün dokusuyla) korunması hedeflendi, işte bu kesin imar yasağı, güzelliği ve karakteri nedeniyle arsa ve yapı rantlarının olağanüstü düzeylere ulaştığı Boğaziçi'nde, bu ranttan yararlanmak isteyen çevreleri yeni inşaatlar için yeni çıkar yol aramaya da yöneltirken, tarihsel dokunun yaşatılmasına yö-nelik kimi koruma ilkeleri de yine bu çevrelerin değerlendirmeye başladıkları önemli bir olanak haline geldi. Özellikle kültürel do-kunun yaşatılmasına dönük bilimsel kurallar arasında; vaktiyle varlığı bilinen, ancak sonradan yok olmuş tarihsel yapıların canlan-dırılarak Boğaziçi'ne yeniden kazandırılması gibi, korumacılara ve duyarlı mimarlara coşku veren restitüsyon ilkesi, imar yasağını ko-ruma kuralları ile aşmanın eşi bulunmaz bir fırsatıydı. işte bu fırsatı kullanarak düzenlenmiş ve vaktiyle hiç bulunmadıkları halde, ya da tarihte varlıkları bilinse bile nitelikleri açısından res-titüsyona değer (imar yasağını tarih adına aşmaya değer) bir kültürel kimlik taşımayan, dahası nasıl bir yapı olduğu ve mimari özellik-leri konusunda da yine restitüsyona ışık tutabilecek bir bilgi ya da belgesi olmayan hayali eski yapılara ait rekonstrüksiyon projelerine uygulama olanağı verilmesi sonucunda, bugün Boğaziçi'nin öngörünüm bölgelerinde çok sayıda tartışmalı eski eser bina yükseliyor. 1993'fen sonra istanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun o yıl değişen yeni kadrosuyla durdurulan, 1995'ten sonra da Yüksek Kurul'un 378 sayılı ilke kararıyla kesin önlem getirilen bu hayali restitüsyon uygulamalarıyla ilgili bazı önemli örneklere ait Koruma Kurulu ka-rarlarına MİMARLIK'ın önümüzdeki sayılarında ayrıca yer vereceğiz. Ancak, bu sayıda, yine aynı konuyla bağlantılı olarak alınan ve Boğaziçi kıyı kuşağının tümünü içermek üzere, her noktada nasıl dav-ranılması gerektiğine yön veren bir karara öncelik tanıyoruz. Aşağıdaki uzun karar, özellikle yalı konumundaki arsalarda imar yasa-ğını aşmak için yine tarihe sığınarak hayali projeler üretmeye kalkışan girişimlere karşı, her iki yakadaki kıyı kuşağında izlenecek tu-tumun önceden belirlenerek, parsel ölçeğindeki olası farklı uygulamaların da önüne geçmeyi hedefliyordu, istanbul III Numaralı Koruma Kurulu'nun 04.08.1994 tarihinde aldığı ve hazırlıkları yaklaşık 8 ay sürdükten sonra kesinleştirilen 6949 sayılı bu karar, o tarihten bu yana yürürlükte olmasına rağmen, hala pek bilinmiyor. Özellikle mimarlar da bilemedikleri için, bu ka-rarla çelişebilecek tasarım istemleriyle karşılaşabiliyorlar. MİMARLIK böylesi bir kararı yayımlayarak, aslında Kültür Bakanlığı'nca ya-pılması gereken görevi bir kez daha yerine getirmiş oluyor.

Page 2: Boğaziçi Kıyı Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı

Büyükdere Büyükdere Kandilli

KARAR METNİ T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI İSTANBUL III NUMARALI KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KURULU

KARAR

Toplantı Tarihi ve No: 4.8.1994 - 320 Karar Tarihi ve No: 4.8.1994 - 6949

Toplantı Yeri: istanbul

istanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun Boğaziçi Kıyı Şeridine ilişkin kararlarına temel olacak ilkeler. GEREKÇE: Özel yasası olan büyük bir sit alanının tarihi doğal karakterini koruma için genel plan kararları verilirken bu kararları siluet, bölgesel karakter, doğal yapı, yeşil yoğun-

luğu ve dağılımı, tarihi fizyonomi, renk ve tekstür konusunda plan kararlarına ayrıntılı olarak intikal ettirmek gerekir, ideal olarak Korumacı mümkün olduğu kadar büyük alanları koruma açısından kontrol altına almayı amaçlar. Sit kararları bu doğrultuda kararlardır. Fakat bütün koruma süreçlerinde görüldüğü gibi fiziksel oluşumu tanımla-yan genel kararlar daha ayrıntılı kararlarla pekiştirilmezse, kapitalist rant baskısı altında dejenere olamağa mahkumdur. Bu nedenle Kurul Kuruçeşme'de yapılması önerilen bir yalı nedeniyle konuyu tek yapı kararından çıkarıp önce bir dizi, sonra Boğaz'ın bütün kıyı şeridi için genel bir uygulama yöntemi düzeyine çıkarmıştır. Her an yenilenen kentsel gelişme içinde daha ayrıntılı daha büyük alanları kontrol altına almayı hedefleyen kıyı şeridine ilişkin kararın içeriği ve kapsamı aşağıda tanımlanmıştır.

Bu kararla, a) Kıyı şeridinin ondokuzuncu yüzyılda henüz Türk sivil mimarisinin özgün karakterini koruduğu ve büyük boyutlu yalı kompleksleriyle Boğaziçi'ne dünyada eşi ol-

mayan bir fizyonomi kazandırdığı bir dönemin imgesini bir ölçüde yaşatmak amaçlanmaktadır. (Bu dönem, hakkında, fotoğraf da dahil olmak üzere, hakkında güvenilir belgeler bulunan bir yapı dönemidir.)

b) Yapılaşması öngörülen arsalar halen yollarla kıyı arasında kalan ve üzerinden yol geçirilmesi istenmeyen arsalardır. Yasa bu arsalarda rekonstrüksiyon hakkını vermektedir. Bu arsaların inşaata açık olması ise korunmak istenen fiziksel karakteri kolayca bozan yapılaşmaları teşvik etmektedir. Bu kararla kıyı şeridine yapılacak mü-dahalelerin kontrol altına alınması ve parsel bazında yapılan projelendirmenin kıyı şeridi siluetinin tümünde saptadığımız görsel bütünlükler içinde ele alınmasının sağ-lanması öngörülmektedir.

c) Bu kararda verilmesi yasa ile öngörülmüş hak taleplerinin, bir fiziksel vizyonun elden geldiğince tamamlanması amacıyla, tasarım açısından yönlendirilmesi amaç-lanmaktadır.

d) Kurumsal olarak Boğaz tarihinin bir dönemini ihya etme isteği Kurulun bir seçimidir. Bu dönem, üzerinde en çok belge sağlanabilen ve tarihi statü açısından en gözde dönemlerden biridir. Kuşkusuz bu tarihi bir imge yaratma isteğidir. Fakat rekonstrüksiyonu gerçekleştirilebilecek yalı sayısı Boğaz kıyı şeridinin uzunluğu içinde spesifik noktalarda söz konusudur. Ve yaratabileceği olumlu 'impression'lar bu arsalarda öngörülebilecek başka yapılaşmalara göre çok daha fazladır.

Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi'nde ve kıyı şeridinde, diğer bir deyişle yalı boyunda tarihi çevrenin korunması gerekliliği 2960 numaralı özel yasa ve ilgili planla öngö-rülmüş ve Kurulların genel kararlarıyla da pekişkirilmiştir. Ne var ki uygulamada gerek yeşil alanlarda ve korularda gerek mahalle içlerinde ve kıyı şeridinde çoğu kez par-sel bazındaki Kurul kararları ya da turizm amaçlı hükümet kararlarıyla ve bunlardan daha da önemlisi öngörünümü kesinlikle etkileyen kontrolsuz yapılaşma nedeniyle, tarihi ve doğal çevrenin korunmasına ilişkin özel bir yasası olmasına karşın, Boğaziçi'nin tarihi karakteri giderek bozulmuş ve bozulmakta devam etmektedir. Kurulumuz bu bozulmanın arkasında yasal olmayan tavırlar, toprak rantının çekiciliği, kent kültürü zayıflığı, politik endişelerle kontrol edilmeyen yapılaşma ve yeterli araştırma ve plan olmayışı gibi kendi sorumluluğunda olmayan ve etkilemesi de olanaksız bir çok sürecin bulunduğunu bilmektedir. Kurulumuz kıyı şeridinde ve genelde öngörünüm bölgesinde kendi sorumluluğu içinde etkileyebileceği sit bölgesinin tümü için genel planlama koruma ilkeleri içinde kalmak üzere parsel bazında restorasyon planlarının hazırlanmasında ortak tavır ve yöntemleri yönlendirecek ilkeleri saptamak gerekliliğini kabul etmiştir. Bu kararların nedenleri aşağıda açıklanmıştır.

1 - Sit'in algılanabilir bölümlerinde, ya da kendi içinde bütünlük gösteren alan ya da şeritlerinde kıyıların kendi içinde bütünlük gösteren kesimlerinde (örneğin Ar-navutköy Yalı Boyu'nda, Anadolu Hisarı'nda, Kanlıca iskelesinin iki yanında, Ortaköy'de, Fındıklı ile Ortaköy arasında saray kuşağında, Göksu vadisinde, Kandilli iskelesi ile Küçüksu arasında, koru çevrelerinde, tanımlanabilir vadi içlerinde, Paşabahçe, Beykoz kıyı şeridinde, Üsküdar Meydanı'nda vb.) ayrı ayrı plan ve siluet etüdleri yapılmadı-ğı, kararlar parsel bazında verildiği için bir bütün olarak algılanabilen sit parçaları, bütünlüklerini yitirmişlerdir.

2 - Boğaziçi'nde yasanın yürürlüğe girmesinden başlayarak kalan tarihi ve doğal verilerin büyük ve küçük konutların yalıların ve mahalle içlerinin peyzaja kazandır-dığı özellikler herhangianalitik bir değerlendirmeye tabi tutulmadığı ve basit bir eski eser tanımıyla yetinilerek sadece tespite ve hava fotoğrafına dayalı plan kararları alındığı için, 30 km. uzunluğunda ve içinde bir milyon insan yaşayan bir bölgenin sit alanı olarak tanımı öngörünüm bölgesinde yeşil alanların korunmalarını ve bazı iyi niyetli mal sahiplerinin eski konutlarını korumayı sağlamış olsa bile temelde sağlıklı bir restorasyon sürecini, öngörünümü olumsuz olarak etkileyen arka görünüm böl-gesindeki olumsuz yapılaşmayı engellememiştir. Ayrıca öngörünüm bölgesinde tek yapılaşma olanağı olarak görülen "restitüsyon" adı altındaki uygulamaların da halk ve mimarlar tarafından anlaşılmaması ve Kurullar tarafından bir tür "yeni imar hakkı vermek" şeklinde yorumlanabilmesi süreci yaşanmıştır.

3 - istanbul ve Türkiye'nin her yöresinde olduğu gibi, Boğaziçi'nde eski yapıları tarihi varlığının bütün ile değil, yapısal müdahalenin niteliğini belirlemek ve idari mü-dahalenin yasal sınırlarını çizmek için tanımı ve ayrılması olanaksız sınıflamaya tabi tutmak ve bunu olabildiği kadar sanatsal ve objektif ölçütlerden uzaklaştırarak mal sahiplerine rant ekonomisinin perspektifleri içinde, olanak sağlamak için kullanmak tarihi mimarinin karakterini yitirmesine yol açmıştır. Örneğin GEMK tarafından çatı aralarını kullanabilmek için (kat yapmak için değil) sayısı sınırlı küçük üçgen çatı pencereleri yapma olanağının tanınması, uygulamada bütün çatı katlarını ayrı daire ha-line getirme eğilimini ve giderek pratiğini kolaylaştırdığı gibi o zamana kadar istanbul mimarisinde söz konusu olmayan garip bir çatı peyzajının yaygınlaşmasına nere-deyse bir üslup haline gelmesine neden olmuş ve onsuz bir tasarım hemen hemen olanaksız hale gelmiştir. Bugün Boğaziçi'ndeki bütün yeni ya da restore edilen yapıla-rın tümüne yakın bir bölümü, genellikle çirkin, çatı pencereleriyle tasarlanmakta ve tarihte olmayan ve onunla da uyuşmayan bir yeni mimari ortaya koymaktadır.

4 - Öngörünüm bölgesinde yeni yapı yapılamaması, hatta henüz var olan fakat başına bir kaza gelirse tekrar yapılmaması şeklinde anlaşılması zor bir kural getiril-miş olması, tek yapılanmanın ancak tarihi yapılar için söz konusu olması, bir yandan henüz yaşayan eski evlerin değerini büyük ölçüde arttırıp gelecek rantı attırmamak için eski yapı hacmi içinde giderek artan bir alan yaratma isteğini de beraberinde getirdiği gibi, sağlıklı bir restorasyon için gerekli normal koşullar tümüyle değişmiştir. Devlet eski evini koruyana vergi muafiyeti tanır, hatta restorasyon için para yardımını bile öngörürken, küçük arsalar üzerinde, niteliksiz ahşap evler, büyük rant kayna-ğı olmaya başlamıştır. Bu yasanın öngördüğü koşulların alt-üst olması demektir. Dünyanın her ülkesinde eski eser devlet yardımını hak etmekte, fakat bütün yapı ekono-misinin koşullarını allak bullak eden bir uygulama Boğaziçi'nden başka bir yerde görülmemektedir.

Yasanın öngördüğü koşullarla, istanbul'un içinde bulunduğu spekülatif yapı ortamının gerçeği birbirleriyle karşıtlaşmaktadır. Varolan eski evlerin daha fazla metreka-re elde etmek için restorasyon kurallarını zorlamaları yetmiyormuş gibi, 'restitüsyon' adı altında, mevcut olmayan eski yapıların ihya edilmesi olanağının yaratılması soru-nu daha da karmaşık hale getirmiştir. Çünkü bütün boyutlarıyla varolan bir yapıyı bile daha fazla rant için zorlayan yapı ortamı, bu kez hiç bir zaman varolmamış boyut ve özellikler, hatta hiç bir zaman olmayan yapılara ilişkin 'rekonstrüksiyon'önerileri geliştirmeğe başlamış arazi rantını arttırmak için yasanın öngörmediği sayısız kural dışı uygulamalara teşebbüs etmiştir ve etmektedir. Yapı kontrol mekanizmasının tümüyle belediyelerin elinde olduğu istanbul'da yapılanmanın %65'ini kaçak inşaatlar oluştur-duğu kabul edilirken, zaten anlaşılmamış bir tarihi çevre koruma uygulamasının aynı belediyeler eliyle yapılacağını varsaymanın gerçekçi olmadığı ortaya çıkmıştır.

Page 3: Boğaziçi Kıyı Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı

Büyükdere Kandilli

5 - Bütün bu koşulların bugünden yarına değişmeyeceğini düşünürsek, bugünkü yasal koşullarda kurulların iki süreci kontrol etmeğe çalışmaları gerekmektedir. a) Boğaziçi ile ilgili kararları parsel bazından çıkarıp, kendi içinde anlaşılabilir bir bütün oluşturan daha büyük sit kararlarına dönüştürmek; b) Tarihi çevrenin az veya çok rekonstrüksiyonuna olanak veren 'restitüsyon' kararlarını çevresel karakteri korumak ya da oluşturmak için dikkatli kullanmak. Burada kuramsal açıdan tartışmaya açık, fakat verilmesi zorunlu bir karar vardır: Olmayan bir yapının restitüsyonunu tümüyle reddetmek, ya da kabul etmek, iki okul

halinde bugüne kadar gelmiş olan bu tavırlar Ruskin'in 'restorasyon tahripten daha kötüdür' sözüyle Viollet-le Duc'ün restorasyonu "belki de hiç bir zaman varolmamış bir bütünlüğün oluşturulması" tavrı arasında birbirinin karşıtı kutuplar arasında uygulama alanına yansıtılmıştır. Bunu çeşitli düzeylerde, restoratör'ün kabulüne göre, ya-ni kesin korumacı ve estetik, başka bir deyişle restorasyonu aynı zamanda estetik boyutu içinde algılayan bir etkinlik olarak iki tavır içinde gözlemleyebiliriz. Fakat Tür-kiye'de akademisyen restoratörler arasında egemen olan tavır, Ruskin ya da Viollet-le Duc kutuplarının ortasında, belgelenebilen bir restorasyon olarak tanımlanabilir. Ne var ki bugün Boğaziçinde yasal bir hak (koşulları kurullarca saptanmak üzere) olarak verilmiş olan 'restitüsyon' yanlış adı altındaki uygulama istekleri tümüyle reddedi-lemez. Bu ise temelde bir koruma ya da restorasyon kararı değildir. Bir tarihi rökonstrüksiyon kararıdır.

6 - Restitüsyon adı altındaki rekonstrüksiyon uygulamalarının iki nedeni saptanabilir: Birincisi Boğaz'ın tarihi karakterinin ihyasına (mevcudun korunmasından faz-la bir istek olarak) yardımcı olacak eskiyi yeniden yapma arzusu (harpten sonra Varşova'nın merkezinin yeniden yapılması, ya da Amerika'nın ünlü VVİlliamsburg örneği bu tür bir isteğin istanbul'a özgü olmadığını gösteriyor. Kuşkusuz bu bir müze anlayışıdır. Fakat varlığı yadsınamaz), ikincisi Boğaziçi'ni rant ekonomisine açmak. Bunlar-dan birincisi bir kültür kararıdır. Batıda ondokuzuncu yüzyıldan buyana, özellikle savaştan sonra Avrupa'da çok örneği olan ve postmodern akımlar içinde de çağdaş mi-marların ve bazı restoratörlerin (örneğin Bonelli) savunup uyguladıkları bir yöndemdir. ikincisi ekonomik spekülasyonu destekleyen politik bir kararıdır. Boğaziçi'ndeki uygulamalarda, ne yazık ki, batıda örnekleri çok bol bulunan kültürel içerikli karar, belki de zaten o amacı taşımadığı için, tümüyle bir yana bırakılmış, 'restitüsyon' adı al-tında temelde spekülatif amaçlarla, tarihi ve estetik içeriğini bir kenara bırakarak ve bütün kuramlarını ve yasanın tanımladığı sınırları aşarak kullanılmıştır.

7 - Boğaziçi'nin bugünkü kıyı şeridi gözönüne alınırsa, kıyıdan geçirilmiş yollar nedeniyle eski yalı karakterine konumu açısından yaklaşan bölgeler, özellikle Rume-li yakasında sınırlıdır. Anadolu yakasında Üsküdar İskelesi-Paşa Limanı-Kuzguncuk (iskelenin Beylerbeyi yönünü de içermek üzere); Beylerbeyi-Çengelköyü-Vaniköyü-Kan-dilli-Küçüksu-Anadoluhisarı-Kanlıca-Çubuklu-Paşabahçe, kısmen Beykoz, Rumeli yakasında Karaköy'den Arnavutköy'e kadar kıyı, Rumelihisarı'nda küçük bir şerit, istinye burnu ve Yeniköy. Ne var ki kıyıda olmakla birlikte, çok bilinen bazı son dönem yapıları dışında, Boğaziçi'ne gerçekten kendine özgü bir karakter kazandıran ve mimari vizyonları onsekizinci yüzyıl sonunda şekillenip Abdülhamit dönemine kadar uzanmış büyük Boğaz yalılarının örnekleri saraylar dışında pek azdır. Bunlardan sadece Fet-hi paşa, Sadullah Paşa, Edip Efendi, Kont Ostrogorski, Kıbrıslı, Zarif Mustafa Paşa, Ethem Pertev yalıları klasik tasarımlarıyla ayakta kalmıştır. Hasip Paşa, Saffet Paşa yalı-ları son dönemlerde yanmıştır. Bugün korunan diğer yalılar, yüzyıl sonunda seçmeciliğin, Art Nouveau'nun egemen olduğu dönemin yapılarıdır. Abdülaziz ve daha önce-sinin gerçekten istanbul'a özgü sahilsaray tasarımı sadece Anadolu yakasında adını saydığım yapılarda kalmıştır. Böyle olunca Boğaziçi'nde tarihi karakterin korunması-na öncelik taşıyan yalı yerleşmelerinin ve yalı mimarisinin hangi nitelikleriyle ve nerelerde korunması gerektiği konusundan genel bir plan kararı gelişmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Bu karar ise, bütün yalı boyları için, kalan yapılarla yasal nedenlerle yapılması öngörülenleri içine alan ve yalı boyu siluetini bir bütün olarak değer-lendiren bir projelendirmeyi ve gerektiğinde mevzii imar planları hazırlamayı gerektirmektedir.

8 - Bugün Boğaziçi'nde, üslupsal bir bütünlük içinde, Osmanlı sahilsaray dizilerini bir ölçüde yansıtan kıyı Mimar Sinan Üniversitelerinden Ortaköy'e kadar uzanan kı-yı şerididir. Bu potansiyeli taşıyan ve başka örneği kalmayan ikinci kıyı şeridi de Kuruçeşme'dedir. Bu da bir tarihi tesadüfün ilk cumhuriyet döneminde burada kömür de-poları yapılması kararının sonucudur. Bir rekonstrüksiyon niteliği taşısa da, Fındıklı'dan başlayıp Arnavutköy'e kadar uzanacak bir sahilsaray şeridi istanbul için büyük bir estetik kazanç, bir imar gösterisi olabilir. Bunu, yeterli olmasa da bir ölçüde gerçekleştirmemize olanak verecek bilgiler, buradaki yalılara ilişkin fotoğraflar ve diğer bil-gilerdir. Bunların büyük bir çoğunluğu S.H.Eldem tarafından yayınlanmıştır. Burada planlama açısından önemli bir sorun Kuruçeşme'de halk için itinalı bir şekilde yapılmış park alanının korunmasıdır. Eski İstanbul'un ya da Boğaz'ın tümüyle rekonstrüksiyonu söz konusu olmayacağına göre kamu yararına gerçekleşmiş bir yeşil alanı Boğaz yeşilini insafsızca yok edildiği bir dönemde yeniden yapılaşmaya açmak doğru değildir.

9 - Kurul bu koşullar içinde Boğaziçi kıyı şeridinde aşağıdaki listede verilen bölgelerde rekonstrüksiyon projelerinin yapılabileceğine ve bunun ileride yerine ne ge-leceği belli olmayan bir yapılanmaya göre bir mimari dekor niteliği taşıdığını da kabul ederek daha uygun olduğuna karar vermiştir.

10 - Topografik yapının özelliği nedeniyle henüz fiziksel bütünlüğü koruyan köylerin kıyı şeridi gibi kesin bir fiziksel statüye kavuşması için siluet etüdüne ve yoğun-luk kısıtlamasına dayalı genel kararlar üreten planların hazırlanması gerekliliği istanbul Büyükşehir Belediyesi'ne duyurulacaktır.

11 - Kurulumuz bu kararın gerekçesinde açıklanan yargılarla eski yalıların rekonstrüksiyonlarının yapılabileceği kıyı şeritlerini aşağıdaki listelerde belirtildiği gibi ke-sin olarak saptanmış bulunmaktadır.

12 - Bu açıklamalar ve koşullar sözü geçen bütün bölgeler için geçerlidir. Bu gerekçeyi izleyen Kurul kararındaki bütün ilkeler parsel bazında yapılacak projeler için zorunludur.

RUMELİ YAKASI: 1 - ORTAKÖY CAMİI-LİDO BURNU Bu bölge Esma Sultan Yalısı restorasyonunu, Esma Sultan Yalısı ile Gazi Osman Paşa Ortaokulu arasının etüdünü ve yine yapılar için her-hangi bir inşaat müsaadesi istendiği taktirde cephe giydirme araştırmalarını içermektedir. 2 - LİDO BURNU (Eski Defterdar Burnu) KURUÇEŞME Bu şeritte Lido yapısı için cephe giydirme araştırması cami ile park arasındaki parseller için tarihi araştırma, park ala-nının yeşil alan olarak kalması öngörülmektedir. Yolun arkasındaki korunun inşaat alanı olarak açılmaması öngörülmektedir. 3 - KURUÇEŞME PARKI-ARNAVUTKÖY BURNU Park alanının mevcut durumunun korunması ve herhangi bir inşaat açılmaması bunu izleyen 7 parselde varlıkları belgelerle saptanan sarayların rekonstrüksiyonunun öngörülmesi, Galatasaray adasının kütle düzeni ve cephelerinin yeniden incelenmesi, arkadaki kıyının yeterli yapı derinliği ol-maması nedeniyle sadece park olarak düzenlenmesi sahil yolunun kıyıya çıktığı noktadan Arnavutköy Burnu'na kadar kıyıya cephesi olan ilk yapı şeridinin değişmeyecek yapı siluetinin tümel olarak tescili öngörülmektedir. 4 - ARNAVUTKÖY BURNU-BEBEK CAMİİ Burada yol kıyıda Hidiv Köşkü ve yanındaki üç yalıya kadar yapılanma olanağı vermemektedir. Fakat Bebek silueti için en büyük teh-like inşaatına başlanmış ve temelde kalmış olan Büyükşehir tarafından onaylanmış ve Boğaziçi ve Bebek Koyu için bir Park Otel tehlikesi taşıyan oteldir. Yıllardır Boğazda büyük bir yara gibi duran ve yapıldığı zaman daha büyük bir yara olacak bu yapının inşaat izninin iptal edilmesi için gerekli başvurular yapılacaktır. Bu otel arsasının de-niz kıyısında vaktiyle bulunan ünlü Köçeoğlu Yalısı bütün ayrıntılarıyla S.H.Eldem tarafından yayınlanmıştır. Otelin arsasına bu yalının bir rekonstrüksiyonu öngörülebilir. Bebek bahçesi eski Hümayunabad (Bebek Kasrı) arsasıdır. Bahçe olarak kalmalıdır. 5 - BEBEK CAMİİ RUMELİHİSARI AKINTI BURNU FENERİ Bu şeritte Rumelihisarı mezarlığını mermer deposuna çeviren uygulamanın durdurulması buraya bundan böyle gö-mü yapılmaması ve eğer yapılıyorsa mezar projelerinin Kurula getirilmesi öngörülmüştür. 6 - RUMELİHİSARI AKINTI BURNU FENERİNDEN HİSAR İSKELESİ YANINDAKİ TOPHANE MÜŞİRİ ZEKİ PAŞA YALISI'NA KADAR Rumeli Hisarı kalesi girişinden sonraki alan kamuya açık bir dinlenme yeri olarak kıyıdaki mescidin iki tarafındaki kahvelerin cephe tasarımlarını ve rıhtımın düzenlenmesini içeren bir tümel çevre tasarımı olarak gerçek-leştirilmesi öngörülmüştür. 7 - ZEKİ PASA YALISINDAN BALTA LİMANI HASTANESİ (BÜYÜK REŞİT PASA YALISI) ARASI Kıyı şeridindeki yalılardan sonraki park korunacaktır. Hastanenin yanında vaktiyle Reşit Paşa ailesine ait eski yalı dizisinin rekonstrüksiyonu parktan sonraki arsaların yapılaşması için temel alınması öngörülmüştür. 8 - BALTA LİMANI KEMİK HASTANESİ (BÜYÜK REŞİT PASA YALISI) - DERE AĞZI (ESKİ KANLIKAVAK DERESİ) Bu alanda kıyı şeridi park olarak kalacaktır. 9 - ESKİ KANLIKAVAK DERESİ AĞZINDAN EMİRGAN CAMİİ'NE Burada kıyı şeridinde yalı olanağı yoktur.

Page 4: Boğaziçi Kıyı Kuşağında Koruma Uygulamaları Genel Kararı

Tarabya Beykoz

10 - EMİRGAN CAMİİ TOKMAK BURNU Bu şeritte rekonstrüksiyon olanağı yoktur. 11 - TOKMAK BURNU-İSTİNYE KOYU BİTİMİNDE RECAİZADE YALISI Bu bölge yeşil bir rekreasyon alanı olarak planlanacaktır (Eski tersane alanı dahil) 12 - YENİKÖY YALI BOYU Mevcut yapılar korunacatır. Yeniköy iskelesi ile Tarabya sahil yolunun deniz kenarına çıktığı nokta arasındaki modern yapılar için cephe giydirme önerileri kabul edilecektir. 13 - YENİKÖY YALILARININ BİTİMİNDEKİ PARK ALANINDAN ALMAN SEFARETİ KORUSUNA KADAR Yeniköy yalılarının bittiği noktadan Kalender Askeri Gazinosuna kadar olan kıyı şeridi yeşil alan olarak kalacaktır. Kalenderden sonraki yeşil vadi kesinlikle korunacaktır. 14 - TARABYA KOYU Rekreasyon alanı olarak düzenlenecek mevcut yapılar için cephe giydirme önerileri kabul edilecektir. 15 - TARABYA OTELİNDEN SU ÜRÜNLERİNE Yeni bir rekonstrüksiyon önerisi kabul edilmeyecetir. 16 - SU ÜRÜNLERİNDEN ESKİ İSPANYOL SEFARETİNE Yeni bir rekonstrüksiyon önerisi kabul edilmeyecetir. Bu bölgeden sonra yeni bir yalı rekonstrüksiyonu kabul edilmeyecektir. Büyükdere, Yenimahalle, Sarıyer, Rumelikavağı, Garipçe ve Rumelifeneri köyü kıyı bandlarında köy sınırı içinde denize bakan cepheler bir bütün olarak ele alınacatır. ANADOLU YAKASI: Anadolufeneri, Poyrazköy, Anadolukavağı, mevcut köy dokusunun kıyı şeridinde denize bakan cepheler bir tüm olarak ele alınacaktır. (Yeni kat yüksekliğine izin verilme-yecektir) Anadolufeneri-Poyrazköy-Anadolukavağı, Anadolukavağı-Beykoz Kasrı arası mevcut yapılar dışında yeşil alan olarak kalacaktır. Beykoz kasrından sonra; A1 - YALI KÖYÜ-BEYKOZ KOYU Burada 1971 yılında tescil edilen yalıların rekonstrüksiyon önerileri kabul edilecektir. Beykoz Hükümet Konağı restore edilecektir. A2 - ABRAHAM PAŞA KORUSU ÖNÜNDEN PAŞABAHÇE ŞİŞECAM FABRİKASINA Sultaniye çayırını da içeren bu kıyı şeridi yeşil rekreasyon alanı olarak kalacaktır. A3 - İNCİRKÖY-PASABAHÇE İSKELESİ Rekonstrüksiyon önerileri kabul edilmeyecektir. A4 - BEYKOZ İSKELESİ-ÇUBUKLU KOYU Mevcut yapılanma dışında yeşil rekreasyon alanı olarak kalacaktır. A5 - ÇUBUKLU KOYU-İSKELEYE KADAR Çubuklu Koyu yakıt depolarından arınacak ve rekonstrüksiyon önerileri kabul edilmeyecektir. Burada yeşil rekreasyon alanı olarak düzenlenecek bir alan vardır. A6 - ÇUBUKLU İSKELESİ-KANLICA RASİM PASA YALISI Bu kıyı şeridi üzerinde rekonstrüksiyonu öngörülen iki yalı vardır. Hidiv Kasrı altında set üzerinde Şeyhülislam Hüse-yin Hüsnü Efendi Yalısı (Berberbaşı Ali Efendi Yalısı) restore edilmek üzere yıkılmış Rasim Paşa Yalısı. A7 - KANLICA KÖY İÇİ VE KANLICA KOYU En önemli yapı inşaatı bırakılmış olan Saffet Paşa yahşidir. Bu kıyıda rekonstrüksiyona izin verilecektir. Kanlıca Mezarlığı-Kanlıca Koyu Vadisi ve Köprü Altı yeşil alanlarında inşaat izni verilmeyecektir. A8 - KANLICA KOYUNDAN ZARİF MUSTAFA PASA YALISINA Özellikle Mihrabad Koyu ile Marki Yalısı arasında yeni yapılarla dolu olan bu şeritte rekonstrüksiyon önerisi kabul edilecektir. Amcazade Hüseyin Paşa Divanhanesi ve arkasında sonradan yapılan sahilhanenin restore edilmesi öngörülmektedir. A9 - ZARİF MUSTAFA PASA YALISI'NDAN GÖKSU DERESİ AĞZINA Zarif Mustafa Paşa Yalısının yok olan harem binası rekonstrüksiyonu öngörülebilir. Bu şeritte birçok yeni ya-pı vardır, ilerde parsel tevhidi yapılarak rekonstrüksiyon önerisi kabul edilebilir, iskele yanındaki yanan yalılar yerinde rekonstrüksiyon önerisi kabul edilebilir. A10 - GÖKSU DERESİ Halat Fabrikası, turistik rekreasyon amaçlı bir yenileme konusu olabilir. Birkaç yıl önce yıkılan yalılar restore edilmelidir. Rekonstrüksiyon önerisi ka-bul edilecektir. Kargir yapılarda cephe giydirme öngörülmüştür. Ali - KÜCÜKSU CAYIRI KIBRISLI YALISI Burası kale, Küçüksu Kasrı ve Küçüksu Sebili'nin koruma alanıdır. Yeşil saha olarak düzenlenecektir. A12 - KANDİLLİ BURNU'NA KADAR YALI BOYU Mevcutlar korunacatır. Rekonstrüksiyon, mevcut yalılar yokolduğu zaman öngörülebilir. Hadi Bey Yalısı harem bölümü tamamlanabilir. A13 - KANDİLLİ BURNUNDAN VANİKÖY YALILARIN BAŞLADIĞI NOKTAYA KADAR Buradaki yalılar yenidir. Rekonstrüksiyon olanağı yoktur. Mevcut yapılar yokolursa daha eski dönem yapıları rekonstrüksiyonu önerilebilir. A14 - VANİKÖY YALI BOYU Yeni rekonstrüksiyon olanağı yoktur. Fakat cephe içine giydirmeleri önerilebilir. Arkadaki tescilli koruya yeni inşaat izni verilmeyecektir. A15 - KULELİ VE MESCİT Aynen korunacak, çevrede yeni yapılaşmaya izin verilmeyecektir. A16 - KULELİ MESCİDİ'NDEN ÇENGELKÖY İSKELESİNE Bu şeritte yol kenarındaki depolar, kıyıdaki depolar ve geçici yapı niteliğindeki yapıların arsalarında rekonstrüksiyon önerisi yapılabilir. Bu bölge dışında rekonstrüksiyon öngörülmemektedir. A17 - ÇENGELKÖY İSKELESİ SADULLAH PASA YALISI Mevcut durum korunacaktır. A18 - ÇENGELKÖY KOYUNDAN BEYLERBEYİ SARAYI'NA KADAR Hasip Paşa ve Debreli Yalıları rekonstrüksiyonları yapılacaktır. Beylerbeyi Sarayı'ndan önceki arsada rekonst-rüksiyon öngörülmemiştir. A19 - BEYLERBEYİ SARAYI'NDAN KUZGUNCUK İSKELESİ'NE Yeni rekonstrüksiyon öngörülmemektedir. A20 - KUZGUNCUK İSKELESİ'NDEN FETHİ PASA YALISI'NA Rekonstrüksiyon öngörülmemektedir. A21 - FETHİ PAŞA YALISI'NDAN PAŞALİMANI'NA Rekonstrüksiyon öngörülmemektedir. A22 - PAŞALİMANI Depolar, un fabrikası, liman, çeşme, cami ve konutlar içeren bu liman çevresi bir mevzii koruma planı hazırlaması gerekmektedir. A.23 - TEKEL DEPOSU-ÜSKÜDAR İSKELESİ Rekonstrüksiyon öngörülmemiştir. Bu şeritlerde yapılması önerilen tek yalı rekonstrüksiyonları, kıyı boyunda özgün yapının deniz cephesi içeren bir parsel boyutunun varlığı koşulu ile, şeridin tüm silueti ve vaziyet planı ile birlikte Kurul'a sunulacak ve tek yalılar için verilecek kararlar o kıyı şeridinin tümünün siluet kararı olarak kabul edilecek ve bunların mevzii imar pla-nı haline getirilmesi Belediye'den istenecektir. Aynı şeritte yapılacak daha sonraki öneriler ilk alınan siluet kararına uygun olacaktır. Boğaziçi kıyı şeridinin tümü için Kurulumuzca saptanan ve bu kararın gerekçesinde belirtilen yapılaşma kriterlerinin uygulamada başarılı sonuç vermesi için rekonstrük-siyonu yapılacak sahilhane ve sahilsarayların, yapıldıkları çağın mimarisi ile ilgili en ayrıntılı tipolojik çalışmaları içeren rekonstrüksiyonlara dayanması gerekmektedir. Bunun için her yapıda: a) Cephe öğelerini oluşturan pencere, kapı, çıkma, eliböğründe, saçak, ahşap kaplama, pencere taksimatı, çatı ve bezemesel ayrıntılara ilişkin bü-tün tipolojik ayrıntılar bugüne kadar rölövesi yapılmış ya da henüz yaşayan büyük tarihi konut ve sahilhanelerin aynı dönemde inşa edilmiş olanlarıyla yapılacak bir kar-şılaştırmalı çalışmayla saptanacaktır, b) Bütün cepheler 1/10,1/20 ölçeğinde etüd edilerek çizilecektir. Diğer cepheler hakkında yeteri kadar bilgi olmadığı zaman plan ve çatı rekonstrüksiyonuna dayanan cephe önerileri hazırlanacaktır, c) Bilinenlerin sınırları içinde planların rekonstrüksiyonları hazırlancaktır. Planlar konusunda yeterli bil-gi olmadığı zaman/önce tipolojik araştırmalar ışığında bir rekonstrüksiyon önerisi hazırlanacak ve Kurulun onayına sunulacaktır, ikinci aşamada dış mimarinin espirisi ve ölçüleriyle karşıtlaşmayan bir plan ve bu planı yönlendiren bu işlev programına göre restorasyon teklifi hazırlanacaktır, d) Yapının gerçekleştirilmesine ilişkin strük-tür ve konstrüksiyon önerileri geliştirilecek ve özgün malzeme boyutlarına uygun şekilde boyutlandırılması sağlanacaktır. Ayrıca renk önerileri Kurula sunulacaktır, e) Ya-pının bahçesi için eski yalı bahçelerinden esinlenen, fakat onları kopya etmeyen bir peyzaj projesi hazırlanacak, bahçe duvarları ve kapılar için yapının inşa edildiği dö-neme ilişkin araştırmalara dayanan öneriler geliştirilecektir, f ) Bu koşullara göre hazırlanacak projelerin tümü ikinci sınıf eski eser statüsünde kabul edilecektir. Bütün öğeleriyle bilinen yalılar ise ahşap strüktürle restore edilecek ve birinci sınıf eski eser statüsünde kabul edilecetir.

KUBAN (Doğan), Başkan TÜRKGENÇ (Erol), Başkan Yardımcısı

Boğaziçi'ni geçme yarışından (1935)

EKİNCİ (Oktay), Üye GÜLERSOY (Nuran Zeren), Üye ÖDEKAN (Ayla), Üye