Top Banner
64

Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Jul 23, 2016

Download

Documents

Sanalkurs Dergisi'nin 9. sayısıdır.
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9
Page 2: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Merhabalar,Sizler için dolu dolu sayılar hazırlamanın

gayretleri içindeyiz. Bu da takdir edersiniz ki biraz zaman alıyor. Dergide yer verdiği-miz her konuyu titizlikle seçiyoruz, herkese hitap etmesini göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz.

Bu sayıda sizlerden pek çok çalışma gel-di, ancak hepsine yer veremediğimiz için üzgünüz. Bir sonraki sayıda bu çalışmalara yer vereceğimizden emin olabilirsiniz.

Ayrıca, Sanalkurs E-Dergi ile 2. yılımıza girerken büyük bir coşku yaşıyoruz. Sizler-le dolu dolu paylaştığımız 8 dergiye bun-dan sonraki yıllarda nice sayılar ve sayfalar eklemek, nice güzel faaliyetlerle karşınızda olmak dileğiyle...

Sevgilerle...

editörden...

Editörler / EditorsAbdullah Tekin, Ali Uçar

Gökhan Halimoğlu, Hakan Nural Siraceddin El, Zeynep Seymen

Kapak Görseli / Cover VisualOsman Turhan

Tasarım / DesignSiraceddin El

Yazarlar / AuthorsAbdullah Tekin, Bilal Özdemir, Burak

Çörekçioğlu, Coşkun Pınarbaşı, Ercan Altuğ Yılmaz, Hakan Ayaz

Damar, Hakan Nural, Kerim Sarıgül, Okan Oktay Yurdakadim, Seval Dalgıç, Siraceddin El, Zeynep

Seymen, Ziya Kahraman

Çalışmalar / WorksAşir Çalışkan, Bilal Özdemir, Cihat

Erkuş, Coşkun Pınarbaşı, Eda Çağlar, Esra Hazar, Gamze Güney, Hüseyin Çolak, Irmak Barbarosoğlu, Metin

İslam, Murat Kara, Mustafa Kurmalı, Salih Yaman, Soner Demirsoy, Vejdi

Subari, Yasin Ava

Sanalkurs Dergisi, Sanalkurs.net si-

tesinin yayın organıdır. Hiçbir yazı ve

çalışma Sanalkurs.net ve ilgili yazarın-

dan izin alınmaksızın kullanılamaz. Ya-

zılar yazarlarına aittir ve içeriklerinden

yazarları sorumludur.

Yıl: 2 • Sayı: 9 • Mayıs 2009 • Ücretsiz

editörden...

Page 3: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

2 3

Yasin Ava

Page 4: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

4 5

Cihat Erkuş

Page 5: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

6 7

Page 6: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

10 Bizden Haberler

14 Flash: Basit Bir Foto Galeri Yapalım

22 Photoshop: Fotoğraf Eskitmek

28 Photoshop: Bir Portre Çizelim

38 Fireworks: Bir Web Sitesi Hazırlayalım

48 Photoshop: Bir Kartvizit Çalışması

54 Flash: Güzel Bir Menü Yapalım

60 Röportaj: Osman Turhan

74 Söyleşi: Edwin Murat Ganter

84 Exlibris Nedir?

88 Bilgisayarınızda Hata Sinyalleri

92 SOA Mimarisi ve WCF

102 Small Basic - 2

110 SEO Nedir?

116 Tarihten Günümüze Fotoğraf

Bu Sayıda...

Page 7: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

bizden haberler

Sanalkurs.net, yine çok gü-zel etkinlikler ve yeni işlerle yükselişini sürdürmeye devam ediyor.

- Sanalkurs BLOG, hizmete geçti. Sanalkurs ile ilgili etkinlik-ler, faaliyetler, duyurular, Sanal-kurs E-Dergide yer alan röportaj-lar bundan böyle bu blog’ta yer alacak. Blog içinde yer alan konu-lara yorumlarınızla katılabilir, fi-kirlerinizi beyan edebilir ve yeni, orjinal öneriler sunabilirsiniz.

- MadSource.com, Sanalkurs.net’in ücretsiz grafik ve web tasa-rım materyallerini sunmaya çalış-

tığı yeni bir mecra olarak hizmeti-ne başladı. Sitede mümkün mer-tebe ücretsiz, lisans gerektirme-yen dosyalara ve yazılımlara yer veriliyor. Bu alanda Sanalkurs.net üyeleri kendi yaptıkları çalışmala-rın da kaynak dosyalarını burada paylaşabilirler. MadSource, sade-ce Türkiye için değil, ulusal baz-da düşünüldüğü için dil olarak İn-gilizce seçildi. MadSource, içerik geliştirme ve eklemede yetki al-mak isterseniz Sanalkurs İletişim bölümünden başvurabilirsiniz.

- HaberTilkisi.com, gündem-de yer alan çarpıcı haberler hak-kında yorumlar ve makalelerin

Sanalkurs.net, yine çok gü- tığı yeni bir mecra olarak hizmeti-

yanısıra ilginç ve orjinal yazıla-ra yer veren bir site olarak Sanal-kurs bünyesinde hizmete başladı. Gündemle ilgili söylemek istedi-ğiniz herşey için Haber Tilkisi’nde siz de yerinizi alabilir, gündemi, hayatı ve insanları yorumlamak istiyor ve kendinize güveniyorsa-nız, siz de Haber Tilkisi’nde bir “til-ki” olabilirsiniz. Şu an sitede Med-ya Tilkisi, Kent Tilkisi, Kurnaz Tilki gibi isimlerle yazı yayınlayan ya-zarlarımız oldukça aktif görüyor. Yazılarıyla yer almak isteyenler yine Sanalkurs İletişim bölümün-de başvurabilirler.

- Sanalkurs.net’te yazarları-mızı daha kolay takip edebil-meniz için yazarlar bölümünde yeni bir güncelleme yaptık. Ya-zarların eklediği dersler katego-riler halinde düzenlendi ve takip etmek bundan sonra daha kolay.

- JavaScript El Kitabı, Sanal-kurs yazar ve editörlerinden Gök-han Halimoğlu’nun sizler için özel olarak hazırladığı PDF formatında bir rehber. Sanalkurs.net Down-load bölümünden ücretsiz olarak indirebilirsiniz.

istiyor ve kendinize güveniyorsa-nız, siz de Haber Tilkisi’nde bir “til-ki” olabilirsiniz. Şu an sitede Med-ya Tilkisi, Kent Tilkisi, Kurnaz Tilki gibi isimlerle yazı yayınlayan ya-

kurs bünyesinde hizmete başladı. Gündemle ilgili söylemek istedi-ğiniz herşey için Haber Tilkisi’nde siz de yerinizi alabilir, gündemi, hayatı ve insanları yorumlamak

meniz için yeni bir güncelleme yaptık. Ya-zarların eklediği dersler katego-riler halinde düzenlendi ve takip etmek bundan sonra daha kolay.

- JavaScript El Kitabıkurs yazar ve editörlerinden Gök-han Halimoğlu’nun sizler için özel olarak hazırladığı PDF formatında

Gündemle ilgili söylemek istedi-ğiniz herşey için Haber Tilkisi’nde siz de yerinizi alabilir, gündemi,

yeni bir güncelleme yaptık. Ya-zarların eklediği dersler katego-riler halinde düzenlendi ve takip

nız, siz de Haber Tilkisi’nde bir “til-ki” olabilirsiniz. Şu an sitede Med-ya Tilkisi, Kent Tilkisi, Kurnaz Tilki gibi isimlerle yazı yayınlayan ya-

JavaScript El Kitabıkurs yazar ve editörlerinden Gök-han Halimoğlu’nun sizler için özel

10 11

Page 8: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

12 13

Salih Yaman

Page 9: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

FLASH CS4

Basit Bir Foto Galeri Hazırlayalım

Kerim Sarıgül

Herhangi bir klasör içerisindeki re-simleri kodlar aracılığı ile çağıracağız ve oluşturacağımız butonlar aracılığı ile “ileri” ve “geri” işlemlerini uygulaya-cağız.

ADIM 1. İstediğimiz boyutlarda boş bir Flash sayfası açalım (Action Script 2.0). Bu çalışmamızı bir yere kaydedelim. Flash çalışmamızı kay-dettiğimiz yere “resimler” isminde bir klasör açalım ve içerisine resimlerimi-

zi koyalım. Resimlerimizin boyutları-nı da ayarlayalım tabi ki isteklerimiz doğrultusunda. Ben burada resimleri 600x400, fl ash ekranını ise 620x420 olarak ayarladım. Resimler ekrana gel-diğinde etrafında çerçeve olsun diye. Resimler klasörü içerisine koyduğum resimlerin isimlerini de resim0.jpg, resim1.jpg, resim2.jpg, resim3.jpg, resim4.jpg, resim5.jpg … olarak ayar-ladım. Siz hem klasör, hem de resim isimlerini istediğiniz gibi değiştirebi-

lirsiniz. Ancak aşağıda kullanacak ol-duğumuz kodlarda bu değişiklikleri yapmayı unutmayın.

Şimdi gelelim çalışmamıza. Flash ekranımızın boyutlarını ayarladıktan sonra içerisine resimlerimizi göster-mek istediğimiz boyutta bir dikdört-gen, kare vb. çizelim. Ben 600x400 boyutunda çizdim, çünkü resimleri-mi o boyutta hazırlayıp resimler kla-sörüne koydum.

ADIM 2. Daha sonra bu şeklimi-zi sembole dönüştürmek için (şekil seçili iken) üst menüden “Modify > Convert to symbol” veya “F8” kısa yol tuşunu kullanalım ve “Movie clip” olarak işaretleyip kaydedelim.

ADIM 3. Daha sonra Özellikler (Pro-perties) kısmında “instance name” is-mini photo olarak verelim. Bu ekran eski versiyonlarda ekranın altında yer

Bu dersimizde en basit yoldan Flash ile bir foto galeri yapmayı öğrenelim. Sitelerinizde çok işinize yarayacaktır.

FLASH CS4

14 15

Page 10: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

alır. Bu ekran eski versiyonlarda ek-ranın altında yer alır. Bu dersinizdeki resimler Adobe Flash CS4 kullanılarak çekilmiştir.

ADIM 4. Yeni bir layer oluşturalım ve bu layerin ismini kodlar olarak ad-landıralım. Buraya albüm için gerekli kodları koyacağız.

ADIM 5. Kodlar layerimizin birinci karesi işaretli iken Actions penceresi-ni açalım. Actions penceresini Flash CS4’te kodlar layerinin ilk karesinde

sağ tıklayarak açı-lan menüden veya F9 kısa yol tuşu ile açabiliriz. Eski ver-siyonlarda ekranın alt kısmında yer alır. İstersek aynı pence-reye üst menüden Window > Actions tıkalyarak da ulaşabi-liriz.

ADIM 6. açılan ekrana aşağıdaki kodları yapıştıra-lım. Kod içerisinde değişik-lik yapabileceğiniz yerlerde gerekli açıklamalar yapıl-mıştır. Fotograf isimleri, fo-toğraf yolu vb...

KODLAR:

//Buradaki ayarları iste-diğiniz gibi değiştirebilirsi-niz. )

this.pathToPics = “resim-ler/”; //resim klasörümüzün yolu

// klasörümüzdeki re-

simlerin isimlerini buraya yazıyoruz.this.pArray = [“resim0.jpg”, “resim1.

jpg”, “resim2.jpg”, “resim3.jpg”, “resim4.jpg”, “resim5.jpg”];

this.fadeSpeed = 20;this.pIndex = 0;//Resim Yüklenme kodlarıloadMovie(this.pathToPics+this.

pArray[0], _root.photo);MovieClip.prototype.changePhoto

= function(d) {// make sure pIndex falls within

pArray.lengththis.pIndex = (this.pIndex+d)%this.

pArray.length;if (this.pIndex<0) { this.pIndex += this.pArray.length;}this.onEnterFrame = fadeOut;};MovieClip.prototype.fadeOut =

function() {if (this.photo._alpha>this.fadeSpe-

ed) { this.photo._alpha -= this.fadeSpe-

ed;} else { this.loadPhoto();}};MovieClip.prototype.loadPhoto =

function() {var p = _root.photo;//------------------------------------------p._alpha = 0;p.loadMovie(this.pathToPics+this.

pArray[this.pIndex]);this.onEnterFrame = loadMeter;};MovieClip.prototype.loadMeter =

function() {var i, l, t;l = this.photo.getBytesLoaded();t = this.photo.getBytesTotal();if (t>0 && t == l) { this.onEnterFrame = fadeIn;} else { trace(l/t);}};MovieClip.prototype.fadeIn =

function() {if (this.photo._alpha<100-this.fa-

deSpeed) { this.photo._alpha += this.fadeSpe-

ed;} else { this.photo._alpha = 100; this.onEnterFrame = null;}};// Klavye kısayol hareketleri //(klavye ile resimlerimizi ileri – geri

hareket ettirebiliriz.// these aren’t necessary, just an

example implementationthis.onKeyDown = function() {if (Key.getCode() == Key.LEFT) { this.changePhoto(-1);} else if (Key.getCode() == Key.

RIGHT) { this.changePhoto(1);}};Key.addListener(this);

Şu ana kadar aslında bir çok şeyi başarmış bulunmaktayız. Şu an Ctrl + Enter yaptığınızda albümünüzün çalıştığını göreceksiniz fakat ileri geri

16 17

Page 11: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

butonları şu an için mevcut değil. Şu an klavyenin sağ sol tuşları ile resim-lerinizi hareket ettirebilirsiniz. Çünkü kodlarımızın arasında klavye hare-ketleri (İleri – Geri) de eklenmiştir.

ADIM 7. Şimdi ise resimlerimizi ileri geri hareket ettirmek için buton ekleyeceğiz.

Butonumuzu istediğimiz şekilde oluşturabiliriz. İster bir şekil çizerek istersek direk ileri, geri yazısı yazarak bunları butona dönüştürebiliriz.

Şimdi biz “İleri” “Geri” yazıları ile buton oluşturacağız. Butonlar için yeni bir layer oluşturalım ve bu laye-rin ismini butonlar olarak adlandıra-lım.

ADIM 8. Daha sonra ekranımızın sağ alt tarafına “İleri”, sol alt tarafına ise “Geri” yazalım ve bunları butona dönüştürelim.

Yazıları butona dönüştürmek için yazı seçili iken F8’e tıklayarak açılan ekrandan buton sekmesini işaretle-yerek kaydedelim. Her iki buton için

de bu işlemi tek tek uygulaya-lım.

ADIM 9. Şimdi butonlarımı-zın çalışması için bunlara kod ekleyeceğiz.

Geri butonu seçili içen Acti-on penceresini açalım (F9) ve aşağıdaki kodları ekleyelim.

Geri butonu kodları:

on (release) {_root.changePhoto(-1); }

ADIM 10. İleri butonu seçili iken yine Action penceresine

aşağıdaki kodları ekleyelim.İleri butonu kodları:

on (release) {_root.changePhoto(1); }

Şu an albüm işlemimiz sona ermiş ulunmaktadır. Herhangi bir işlem veya uygulamayı gözden kaçmadı iseniz şu an albümümüzün çalışıyor olması gerekir. Ctrl + Enter tuşlarını tıklatarak önizleme yapabiliriz…

Yukarıda basit olarak, genel hatla-rıyla bir “Flash Foto Albüm” yapmayı öğrendik. Sayfa, renk ve buton özel-liklerini (renk, şekil, boyut vb.) siz is-tediğiniz gibi ayarlayabilir, farklı ve daha güzel sonuçlar elde edebilirsi-niz.

Bu dersin kaynak dosyalarına aşa-ğıdaki adresten ulaşabilirsiniz:

h t t p : / / w w w. k e r i m s a r i g u l .com/flash-derslerim/flashta-10-adimda-foto-album-yapalim.html

Faydalı olması dileğiyle…

18 19

Page 12: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

20 21

Bilal Özdemir

Page 13: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

PHOTOSHOP

Yeni Fotoğralarınızla Zaman Yolculuğu

Abdullah Tekin

Bu sayıda sizlere “bir dijital fotoğrafa nasıl nostaljik efekt vere-biliriz? Ya da bir fotoğrafı nasıl eskitebiliriz?” sorusuna uygula-malı anlatım ile cevap vermeye çalışacağım.

Sanalkurs E-Dergimiz çıktığı gün-den itibaren devamlı olarak mesleğim gereği Programlama üzerine dersler yayınlamıştım. Bu sayımız özel oldu-ğuna göre dersin de özel ve farklı ol-masını isteyerek Programlama hari-

cinde Dijital Fotoğrafçılık tecrübele-rime dayanarak sizlere “Bir dijital fo-toğrafa nasıl nostaljik efekt verebili-riz? Yada Bir fotoğrafı nasıl eskitebili-riz ?” sorusuna uygulamalı anlatım ile cevap vermeye çalışacağım.

Ele alacağımız fotoğraf anlamlı olursa sonuçta o kadar iyi olacaktır.

1. Orijinal fotoğrafımızı File > Open menüsü altından açıyoruz.

2. Layer sekmesinde Backgro-und adlı layer’a sağ tıklayarak Dupli-cate Layer seçeneğine tıklayarak oriji-nal layer’ın kopyasını alıyoruz.

3. Çoğaltmış olduğumuz Layer seçili halde iken “Image -> Adjust-ment -> Desaturate” menülerini ta-kip ederek fotoğrafımızı siyah – beyaz hale getiriyoruz. Kısayol olarak Shift + Ctrl + U tuşlarını kullanabilirsiniz.

4. “Filter -> Texture -> Grain” me-nüsünü izleyerek 5. adıma geçiyoruz.

Abdullah Tekin

22 23

Page 14: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

5. Karşımıza çıkan bu panelde Grain efektine dair ayarlar bulacaksı-nız. Önemli olan ise “Grain Type” ola-rak “Vertical” seçmektir. Bundaki amaç ise fotoğrafa dikey çizgiler ekleyerek eski bir hava yaratmaktır. “Intensity” ve “Contrast” ayarlarıyla fotoğrafınızın çözünürlüğü ve kendi dileğinize göre değer verebilirsiniz. Ben 10 ve 3 de-ğerlerini veriyorum.

6. Fotoğrafımızın şu aşamaya ka-dar yaptığımız görüntüsü aşağıda-ki gibidir. Gördüğünüz üzere fotoğraf yakın geçmişe ait bir fotoğrafa ben-zedi. (1970’ler) Ancak tabii ki burada bitmedi. Diğer adımı takip ederek de-vam edebiliriz.

7. Birkaç efekt daha uygulayarak zaman tüneli içinde biraz daha geriye yolculuk yapabiliriz. Fotoğrafın üstü-ne lekeler ekleyelim. Bunun için doku kullanacağım. Aşağıdaki linkten iste-diğiniz bir dokuyu (texture) indirin… Ben ilk dokuyu uygun görerek bunu kullanıyorum.

http://www.cgtextures.com/tex-view.php?id=5312

8. Bu adımda ise dokuyu Layer içi-ne import ediyoruz. Kendi fotoğrafını-za göre doku tam olarak oturmamış ise CTRL+T ile fotoğrafa göre oranlı-yoruz. Layer 1 ismini alan dokumu-za 3. adımda yaptığımız siyah-beyaz yapma işlemini aynen uyguluyoruz. (Desaturate). Layer 1 özelliklerinden “Overlay” seçiyoruz.. Şeffaflık değerini ise etkiyi ne kadar kuvvetli isteyip is-temediğinize bağlı olarak düşürebilir ya da artırabilirsiniz.

9. Aklıma yine bir fikir geliyor ve hemen İnternette araştırma yaparak kese kağıdı arıyorum. Çünkü kırışmış bir kese kağıdından faydalanarak eski bir etki yaratmayı amaçlıyorum. Bul-duğum kağıt dokusu aşağıdaki gibi-dir:

10. Bu adımda da 8. adımda yaptı-ğımız gibi farklı bir Layer’da kağıt do-kusunu kaydedip bu Layer’ın özel-liğini “Overlay” olarak işaretliyoruz. Siyah-Beyaz etkisi verip vermemek size kalmış. Olduğu gibi bırakırsa-nız kese kağıdının rengi olan tonu fo-toğrafta görmeniz mümkün olacaktır.

Eski fotoğrafların bir kısmının da kah-verengi – turuncu ya da sarı tonunda olduğunu bilirsiniz hepiniz… Opacity ayarının etkisini de dilediğiniz gibi oy-nayarak istediğiniz sonucu elde ede-bilirsiniz. Benim elde etmiş olduğum sonuç 1950 yıllarına ait bir fotoğraf hissi verdi.

11. Son efekt olarak kenarları so-luklaştırarak işlemi tamamlıyoruz. Bu-nun için 2. adımda kopyasını almış ol-duğumuz ve üzerinde işlemleri yaptı-ğımız Layer’ a sağ tıklayarak “Blending Options” butonuna tıklıyoruz.

24 25

Page 15: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

12. Bu son adım-da ise “Blending Op-tions” panelinde ge-rekli ayarları yapıyo-ruz. Sol bölümden “In-ner Glow” seçerek sağ taraftan ise varsayı-lan ayarlar haricinde “Size” ayarının değeri-ni 100 yapıyoruz. Di-lerseniz siz artırabi-lir ya da düşürebilirsi-niz… (Yandaki Resim)

13. Fotoğrafımızın son hali:

Photoshop meraklısıysanız ve nostaljik fotoğraflarınızı özlüyorsanız, günü-müzde çekmiş olduğunuz fotoğraflara en azından böyle bir efekt vererek o günleri anımsayabilirsiniz.

Dersin orijinal Photoshop dosyasını incelemek maksadıyla indirmek istiyor-sanız: http://rapidshare.com/files/224070772/nostaljik_fotograf.rar

26 27

Murat Kara

Page 16: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

PHOTOSHOP

Bir Portre Çizelim

Zeynep Seymen

Photoshop’ta biraz hayal gücü ve program bilgisi ile yapabile-ceklerinizin sınırı yoktur.

Günümüzün en popüler programı olan Photoshop’ta yapılan çalışmalar insanları etkilediği gibi bu güzellikle-ri yaşamak isteyip, kendi tasarımlarını oluşturmak isteyen çok insan vardır. Fakat bazen program bilgisi yeterli ol-mayıp, kafasındaki düşünceyi de ger-çekleştiremeyenler vardır. Hayal gücü ve iyi bir program bilgisiyle çok gü-zellikler yaşabilirsiniz, ama unutulma-ması gereken bir şey de renk kullanı-mı, tasarım bilgisi, tasarım ilkeleridir. Bunlar web tasarım, grafik tasarım, di-gital painting ve diğer alanlar için de

geçerlidir. Çoğu kişi çizimin yanında renk uyumlarında takılır kalır.

Digital painting’te dikkat edilmesi gereken şey, yaptığımız çalışmanın oran orantısı, ışık gölgesi, fırça vu-ruşları, mekân, figürlerde anatomi ve renk kullanımıdır. Bu yazımda digital painting’le ilgilenen ve ilgilenmek is-teyenler için portre yapımını anlata-cağım ve bir portreyi yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiği, gözün ku-lağın burunun birbiriyle orantısından, ışık ve gölgeden bahsetmeye çalışa-cağım.

File-New tıklayıp, 920x1086 piksel ve 200 dpi bir çalışma sayfası açıyoruz.

Ben bir erkek portesi çizeceğim, özellikle cepheden bir çizim yapaca-ğım, böylelikle gözlerin, kulakların ve burunun birbiriyle orantıları ve yerleş-tirmeyi rahat görebilmek için. Direk açtığım sayfama çizim yapacağım, siz isterseniz bir fotoğraftan ya da elinizle yaptığınız bir çizimi bilgisayara akta-rarak onun üzerinde oynayabilirsiniz.

Çizime başlamadan önce fırçamızı resimdeki gibi ayarlıyoruz; yani Shape Dynamics, Other Dynamics, Airbrush ve Smoothing seçiyoruz. Daha son-raki aşamalarda bu kısımda değişik-likler yapacağız. Diğer kullanacağımız araç ise damlalık aracı (eyedropper tool), aynı renkleri bulmak için kulla-nacağız. Kullanmak istediğimiz rengin üzerine tutup o rengi daha kolay bu-lup boyayacağız.

Fırçamızı ayarladıktan sonra, çizi-mimize başlıyoruz. Çizimimizi yapar-

ken kılavuz çizgilerden yararlanıyo-ruz, kulağın üstün kısmından bir çizgi çekiyoruz. Kulağın başlangıç yeriyle kaşlar aynı hizada ve kulak boyutuy-la burun aynı orantıdadır. Kulağın üst ve alt kısımlarına kılavuz çizgimizi çektiğimizde kulağın buruna orantı-sını daha iyi anlayacaksınızdır. Başka bir kılavuz çizgisi daha çekiyoruz du-dakların bitiş kısımlarına ve gözlerin tam ortasında gözbebekleriyle aynı hizada olduğunu görüyoruz, bunlar porte çizimiyle ilgili küçük ayrıntılar-dır. Çizim yaparken başı bir küre ya da küp gibi düşünebilirsiniz, geomet-rik çizimlerden yararlanıp ve çizgiler çekip daha düzgün birbiriyle orantılı porteler yapabilirsiniz, bunlar sadece portreyle sınırlı değil aynı şekilde de-sen çalışmalarında, figür çizimlerinde yaralanabilirsiniz.

Fırçamızın boyutunu küçük tutuyo-ruz ve modelimizi çiziyoruz.

2928

Page 17: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Portremize ışık sol taraftan gelmek-te ve ışık gölgeye göre ayarladığımız-da çalışmamızın sol tarafı açık, sağ ta-rafı koyu tonlarda olacaktır.

Çizimimizi yaptıktan sonra renk-lendirmeye başlıyoruz. Yeni bir layer açmadan önce background halindeki çizimi layerı çeviriyorum (Layer-Layer from background), Shift+Ctrl+N tık-

layıp yeni bir layer açıyoruz ve bu layerı bir nevi astar niyetine kullana-cağız, resimle ilgilenenler astarın ne olduğunu daha iyi bilir, esas boyama-ya başlamadan önce yapılan bir uy-gumladır. Tabi ki buradaki biraz daha farklı çizimimin üstünden boyamaya başlamadan önce ayrı bir layerda kul-lanacam renkleri kabaca belli etmek. Öncelikle açık bir tondan başlıyorum ve yüzün tüm kısmına uyguluyoruz, daha sonra ışık gölgeye dikkat ederek koyu tonları giriyoruz. Çalışmanın bü-tününü düşünerek diğer kısımları da boyuyorum. Yüzde kullandığım renkleri alttaki

resimde belirttim, açıktan koyuya ka-dar, ilerleyen aşamalarda da yüzde bu tonları kullanacağız.

Yüzde kullanılan renkler;

Çizimin bulunduğu layerını seçiyo-rum ve renkler girmeye başlıyorum ve siyah çizgilerin gitgide kaybolma-sını sağlayacağız. Sert fırça darbele-riyle çizimi boyuyorum. Arka fon için bir layer daha açıyorum ve şu renkte R:42 G:52 B:37 boyuyorum, düz bir şe-kilde. Daha sonra gözleri boyuyorum, ilerleyen aşamalarda tekrar gözleri düzenleyeceğiz. Göz boyarken gözün saydamlığını ve ışık gölgeyi de göz-de uygulayamaya çalışacağız, gözün üst kısmına siyahla tam bastırmadan,

hafif bir gölge veriyoruz daha sonra yeşille fırçamızı incelterek biraz çizisel boyuyoruz ve gözbebeklerinin sol üst kısmına beyaz bir nokta koyuyoruz ve gözün saydamlık ve parkalığını ver-meye çalışıyoruz. Göz çevresine şimdi dokunmuyorum, ilerleyen aşamalar-da çevresiyle birlikte tekrar düzenle-yeceğiz.

Gözde kullanılan renkler:

30 31

Page 18: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

tım. Özellikle yumuşak geçişleri fırça-mızın hassasiyetini, hardness değerini düşürerek sağlıyoruz.

Sıra şimdi portemizin dudaklarını yapmakta. Önce kabaca dudak renk-lerini giriyorum daha sonra gölgeli alanlara koyu tonları giriyorum ve fır-çamın boyutunu düşürerek yani 1px yaparak ince ince dudak çizgilerini giriyorum ayrıca dudak hatlarını da belli etmeye çalışıyorum ve dudağı yaparken çevresini de düzenliyorum, dudağın alt kısmına koyu tonlar ve ve burun alt kısmını da ayarlıyorum ve dudakları biraz daha öne çıkarmaya çalışıyorum.

Dudakta kullanılan renkler;

Dudaklardan sonra burnu, göz çev-resini düzeltip, kaşları da yapıyorum. Burnun sağ tarafı diğerine göre daha koyu olacak, gölgeli alan daha fazla ve gölgelere dikkat ederek sağ gö-zün çevresini de koyu tonlarda belir-

ginleştiriyoruz. İnce çizgilerle kaşları yapıyoruz, modelimizin kaşlarına dik-kat ederek çizgi yönünü de ona göre ayarlıyoruz ve daha genel düşünerek burun, göz de ince çizgilerle ayrıntıla-

rı belirginleştiriyoruz.Daha sonra kulakları

yapıyoruz,sağ kulak daha koyu ne diğerine oranla ve net değil, sol

kulak ise aydınlıkta ve hatları belli,ışık gölgeye dikkat ederek boyuyoruz ve ince yumuşak çizgilerle de belir-ginleştiriyoruz.Daha sonra boyun ve saçları boyuyoruz ve bu kısımları bo-yarken gene resmimizin bütününe hâkim olmaya çalışıp ara ara geçişleri de düzenliyoruz.

Saçlara önce ince ve orta değerde çizgilerle açık tonları, daha sonra da koyu tonları giriyoruz ve ince çizgiler-le biraz daha saç etkisi vermeye çalı-şıyoruz. Saçları yaparken de kulaklara ara ara müdahale ediyoruz.

Saçta kullandığım renkler ise aşağı-daki gibi oldu:

Fırçamızın ayarlarında değişik-lik yapıyoruz, Other Dynamics ve Smoothing’i seçiyoruz sadece. Alttaki resimdeki gibi düzenliyoruz.

F ı r ç a m ı z ı n Hardness değe-rini düşürüyoruz yani yumuşatıyo-ruz artık yumuşak etkiler vermeye başlayacağız.

Işığın geldi-ği yöne dikkat ederek önce açık kısımları boyuyo-ruz, sertlikleri yu-muşaya başlıyo-ruz yavaş yavaş, daha sonra ka-baca daha koyu tonlar giriyorum.

Resmimizin berbat olduğunu düşü-nebilirsiniz, ama aşama aşama başka değerler girip portemizi yumuşatıp daha rahat hatlar, yumuşak geçişler sağlayacağız.

Resimlerde de gördüğünüz gibi her bir aşamada geçişleri yumuşattık,

geçişleri sağladık ve portemizi daha da belirginleştirmeye başladık. Yaka kısmında da ufak temizlemeler yap-

32 33

Page 19: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Sıra kıyafetlerde, ceketinin iç ve yaka kısımlarını beyaz yapıyorum ve genel kaba şekilde boyuyorum aynı şekilde yaka harici kısımları da. Daha sonra ışık gölgeye dikkat ederek, ince fırça vuruşlarıyla kumaş etkisi verme-ye çalışıyorum.

Kıyafette kullanılan renk-ler;

Artık arka plan harici portemizi bit-miş sayıyoruz. Varsa hatalar ya da gö-zünüze batan şeyler düzenliyoruz ve bazı kısımları gerekirse belirginleştiri-yoruz.

Portremizin arka planını düzenle-meye başlıyoruz, arka kısma çok ha-reketlilik vermiyoruz, uygun fırça vu-ruşlarıyla, ışığa dikkat ederek ve arka

plan renginin açık ve koyu tonlarıyla arka kısmı boyuyoruz. Arka kısmı bo-yadıktan sonra çalışmamıza bakıp son değişiklikleri yapıp, çalışmamızı son-landırıyoruz. Burada klasik bir porte yapımını göstermeye çalıştım, siz ken-di tarzınıza ve renklerinize, çizgilerini-

ze uygun portre çalışması yapabilirsi-niz. Özellikle ışık gölge, renkler ve yüz anatomisine dikkat etmelisiniz. Ne ka-dar çok çizerseniz kendinizi daha çok geliştirirsiniz.

Çizmekten ve araştırmaktan vaz-geçmeyin! İyi çalışmalar…

34 35

Page 20: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

36 37

Soner Demirsoy

Page 21: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Ön Hazırlık

Bir web sitesi tasarımı gerçekte pek çok aşamadan oluşur. Bu aşama-lardan ilki müşterilerinizi iyi tanımak ve ne iş yaptıklarını iyi anlamaktır. Bu kısım pek “tasarımsı” gibi gelmeyebi-lir, ancak bu hususta bilgi toplamak, uygun ve etkileyici bir tasarım yap-manın tek yoludur. Müşteriniz ne iş yapar, şirketinin logosu veya markala-rı var mıdır, ağırlıklı kullandığı renkler nelerdir, tasarımlarında ne tür bir yol izliyor, web sitesini hangi amaca isti-naden yaptırıyor, bir web sitesinden neler bekliyor, hedef kitlesi kimlerdir, daha çok kimlere hitap ediyor, rakip-leri kimlerdir gibi soruların cevaplarını elde etmiş olmak elbette ki işinizi son derece kolaylaştıracaktır.

Bu aşamadan sonrası, internet üze-rinde ciddi bir araştırmaya geçmek-tir. Farklı bir ara yüz oluşturmanın en önemli yolu internette aynı sektöre hizmet veren web sitelerini incelemek ve notlar almaktır. Büyük community sitelerindeki portfolio’ları incelemek de başlangıçta kafanızda bir fikir oluş-ması için iyi bir yoldur.

Ön hazırlıkta yapmanız gereken diğer bir iş de, tasarımda kullanabile-ceğiniz tüm unsurları temin etmektir. Firma ile ilgili logolar, fontlar, kulla-

nabileceğiniz lisanslı veya firmaya ait lisans sorunu olmayan resimler, varsa çizimler elinizde hazır olmalıdır.

Biz de bu nedenle Digital Arts logo-sunu Arial fontu yardımı ile hazırlıyor ve Kerem Beyit’in “Innocent Cover” isimli digital çalışmasının bir kısmını header’da kullanmak üzere bir kenara alıyoruz. (Resmi http://kerembeyit.deviantart.com adresinden temin edebilirsiniz.)

Taslak Oluşturma

Bir web sitesi için taslak oluşturmak çoğu tasarımcıya göre farklılık arz eder. Bazıları tasarım öncesi bir kâğıt üzerinde sitede kullanacağı yerleşimi belirleyip taslak oluştururken, kimi de

FIREWORKS

Siraceddin El

Bu yazı ile birlikte en başından başlayarak Digital Arts Dergi-si için hayali bir web sitesi hazırlayacağız. Dersimiz, web sitesi için ön hazırlık, taslak oluşturma, tasarımı gerçekleştirme, dilim-leyip sayfalara dönüştürme ve internet ortamına aktarma gibi aşamalardan oluşacak.

Bir Web SitesiHazırlayalım

38 39

Page 22: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

direkt olarak bilgisayarda programını açar ve çalışmaya başlar. Bu da artık tasarımcının alışkanlığı ve becerisiyle ilgili bir durumdur.

Ben çalışmayı hazırlarken şunla-rı belirledim:

- Bir logo kısmı olacak. - Menü başlıklarımız Ana Sayfa, Ya-

zarlar, Tutorials, Portfolio, Etkinlikler, Forum şeklinde olsun, bunlar öne çık-sın, ancak Site Haritası, Abonelik, Hak-kında, Künye, İletişim başlıklarını da biraz daha arka planda kullanmalıyım.

- Yeni sayıyı vurgulayabileceğimiz bir bölüm ve onun yanında bir header (sayfa başı görsel grafik) olsun, bura-da dergide o sayıda yer alan güncel bazı başlıklar resimler eşliğinde geçiş yapsın.

- Haberler & Gelişmeler isminde Di-gital Arts etkinliklerinin yer aldığı bir bölüm olsun.

- Dergiye abone olmayı teşvik eden bir reklam grafiği ve dergide yer alan tutorial’ların başlıklarının bulunduğu bölümü de ekleyebilirim.

Artık kafamda az çok bir şablon oluştu sayılır. Tasarım aşamasına ge-çebiliriz.

Tasarımı Gerçekleştirme

Tasarımımı Fireworks’te hazır-layacağım. Ancak logo kısmı için Illustrator’den ve resim düzenlemele-ri için de Photoshop’tan yararlanmam gerekecek.

Site hazırlarken sayfa boyutları ko-

nusunda pek çok şey duymuşsunuz-dur. Yapılan araştırmalar sonucun-da, artık 800x600 ekran çözünürlüğü-nün pek fazla kullanılmadığı, insanla-rın daha ziyade 1024x768 ve üstü çö-zünürlükleri tercih ettikleri tespit edil-miştir. Bu nedenle yatay sayfa boyutu-muzun 800 px üzerinde bir boyut ol-masında sakınca yoktur. Ancak 1000 px’i geçmemesi daha iyi olur.

Şimdi Fireworks’e geçelim ve 1000x1000 boyutunda, arka plan ren-gini de #666666 ayarlayarak yeni bir sayfa açalım. Dilerseniz rehber çizgi-ler kullanabilirsiniz. Zaten çalışmanın ilerleyen kısımlarında rehber çizgiler-den de faydalanmak işimizi kolaylaş-tıracaktır.

Açtığımız sayfaya öncelikle Pho-toshop logosundaki mavi tonlarından oluşan bir arka plan çizelim. Mavi kul-lanmamızın nedeni dergide Photos-hop ağırlıklı tutorial ve çalışmaların öne çıkmasıdır. Bunun için 1000x325 büyüklüğünde bir dörtgen çizerek dolgusunu linear yapıyoruz. Linear 4 kademeli olsun ve renk kodları resim-deki gibi yapabilirsiniz.

Şimdi logo kısmını hazırlamak için Illustrator kullanıyoruz. Bunun sebe-bi de Fireworks’te hazırladığınız vek-törel çizimli grafikleri Rotate (döndür-me) yaptığınız zaman kalitenin bo-zulmasıdır. Ancak Illustrator’de hazır-ladığınız bir grafiği Kopyala + Yapış-tır mantığı ile Fireworks’a aktardığı-nızda böyle bir sorun olmayacaktır. Illustrator’de aşağıdaki gibi bir grafik hazırlayalım:

Kenarları oval bir şekilde çizdiği-niz 2 dörtgeni üst üste getirin ve or-talayarak sağ yukarı hafif bir eğim verin. İç kısmın renk tonları (turun-cu): #F6B537 - #CC3300, dış kısmın renk tonları (gri-beyaz): #FFFFFF - #CCCCCC. Digital Arts yazı fontu Ari-al, boyut 35, renk: #FFFFFF, logo açık-laması Myriad Pro Condensed, boyut 14, renk: #333333. (Renklendirmeleri dilerseniz Fireworks’te yapabilirsiniz)

Şimdi logo bölümünü Fireworks’te sayfamızın sol üst kısmına aşağıdaki gibi yerleştirelim. Dörtgenlere gölge verebilir, turuncu dörtgene %10 ora-nında texture efekti uygulayabilirsi-niz. (Ben Line-Diag 1 isimli efekti kul-landım). Hizalama işlemlerini ileriki adımlarda tekrar gözden geçirebilir-siniz.

Şimdi Rectangular aracı yardımıy-la 545x230 boyutunda bir dörtgen çi-zelim. Roundness kısmına 7 değerini girelim. Dolgu çubuğunu resimdeki gibi ayarlayarak #BFBFBF renginden #FFFFFF değerine geçiş içeren linear dolgu verelim.

Bu dörtgenin üzerine yerleştirmek üzere 544x188 boyutunda bir dört-gen daha çizelim.

Roundness değerini 4 olarak belir-leyin.

Tam üstüne aşağıdan hizalı olacak şekilde yerleştirelim.

Ortalamada Align panelinden ya-rarlanabilirsiniz.

Bu kısmın içine resim yerleştirece-ğimiz için dolgu renginin bir önemi yok.

40 41

Page 23: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Kerem Beyit’in kullanmak üzere en başta temin ettiğimiz resmini aşağı-daki gibi ikinci çizdiğimiz dörtgenin tam üzerine yerleştiriyoruz.

Edit > Cut (Ctrl+X) ile resmi kes ya-pıyoruz ve en son çizdiğimiz şekli se-çerek Edit > Paste Inside (Ctrl + Shift + V) diyoruz. Resmimiz bu şeklin içi-ne maskelendi. Eğer resim tam otur-mamışsa orta kısımdaki yıldıza ben-zer şeklin üzerine geldiğinizde mouse beyaza dönüşür ve bu şekilde sadece maske içindeki resmi sağa sola hare-ket ettirebilirsiniz.

Şimdi üstte kalan boşluğa menü

için belirlediğimiz yazıları yerleştire-ceğiz. Font olarak Myriad Pro Bold Condensed, boyut 16 ve renk olarak siyahı seçiyoruz. Ortalı bir şekilde yer-leştiriyoruz. Yazılar arasına boşluk ver-meyi unutmayın.

Menü düzenlemesinde son adım olarak aralara rengini beyaz olarak belirlediğiniz çizgiler yerleştirmek ka-lıyor. Orantılı bir şekilde yerleştirelim:

Sıra diğer menü başlıklarına geldi. Bunları da üste yerleştiriyorum. Kul-landığım font Tahoma, boyut 11, “No Anti-Alias” seçili olacak, “Auto Kern” işaretli olmayacak. (Auto kern özelliği harfler arasında otomatik boşluk oluş-turmakla ilgilidir. Bu özellik Türkçe ka-rakterlerde harf aralarının fazla açıl-masına sebep olmaktadır.)

Sol yana geçiyoruz şimdi. Yeni sayı-yı vurgulayacağımız bölümü hazırla-yalım. Daha önce Photoshop’ta 3 bo-yutlu hale getirdiğim Digital Arts’ın ilk sayısına ait kapak resmini yerleştiriyo-rum. Sol tarafına da iki cümle ve bir buton ekliyorum.

Üst kısmı bu şekilde hallettikten sonra alt kısma başlayabiliriz. Rec-tangle aracıyla 835x550 boyutun-da bir dörtgen çiziyorum. Roundness değerini 3 yapıyorum. Align panelini kullanarak sayfada ortalıyorum, üstte-ki header’ın sağdan bu dörtgenle hi-zalanmış olmasına dikkat ediyorum.

Haberler ve Gelişmeler bölümünü

hazırlayalım. Bunun için Myriad Pro Bold Condensed fontu, boyut 17 ve ilk kelimeyi #A50200 rengini kullanarak yazalım. Hemen altına #CCCCCC ren-ginde 500 px uzunluğunda 1 px kalın-lığında bir çizgi çizelim.

Haber girişleri için bir resim bölü-mü bir de haber özetinin yer aldığı bölüme geçelim. Kullanacağımız re-sim için boyutu 170x85 olan, 3 px ka-lınlığında bir dörtgen çiziyorum. Dış hat rengi için #CCCCCC kullanıyorum. Hemen yanına başlık için Tahoma, 12, bold, renk #A50200, No Anti-alias özelliklerini kullanıyorum. Özet için Tahoma, 11, siyah ve No Anti-alias ya-pıyorum.

Akabinde aşağı doğru dört haber olacak şekilde ayarlıyorum ve aralara 500 px uzunluğunda 1 px kalınlığın-

42 43

Page 24: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

da, çizgi için texture Hatch1 seçiyor ve bunun değerini %100 yapıyorum.

Bu gibi içerikleri doldurmak için http://tr.lipsum.com adresini kullana-bilir, rastgele içerik üretebilirsiniz. An-cak benim önerim, gerçekçi bir şekil-de doldurmanızdır. Grafik aşamasın-da gerçekçi içeriklerle hazırlanan ta-sarımlar daha hoş duracaklardır. Ben de en azından başlıkları değiştirip içe-rik konusunda da dergi ile ilgili bir yazı yazıyorum.

Haberlerin en altına sayfalandırma-yı belirtmek için bir yazı ekliyorum.

Sonrasında Haberler için resimler ekleyebilirsiniz. Bunun için uygun şe-

kilde resimleri boyutlandırın ve yuka-rıda header’i yaparken uyguladığımız gibi şeklin tam üzerine getirip Ctrl+V ile kesip Ctrl+Shift+V kısa yolları ile resmi dörtgenin içinde maskeleyin.

Sıra geldi sağ kısımdaki boşluğu doldurmaya. Aşağıdaki gibi 270x120 boyutunda, roundness değeri 7 gire-rek bir dörtgen çiziyorum.

Üzerine dilediğiniz bir grafik çalış-ması yapabilirsiniz. Ben aşağıdaki gibi bir ilan ekliyorum.

Hemen altına #DBDBDB renk kodu ile 270x400 boyutunda bir dörtgen hazırlayıp yerleştiriyorum.

Bu kısma dergide yer alan tutorial’lardan seçmeler olsun diye düşündüm. Bunları da ilgili dersin lo-gosu ile vermek etkili olabilir. Sonra-sında aşağıdaki gibi yazıları yerleşti-

rip aralarına da yukarıda haberlerin arasında kullandığımız noktalı çizgiyi ekledim. En altına da “hepsini göster”

şeklinde bir link eklemek iyi olacaktır.Footer diye tabir ettiğimiz en alt

kısma Digital Arts’ın dâhil olduğu ku-ruluşun ve kardeş dergilerinin logola-rını koyalım. Sağ kısma Copyright gibi bir yazı da ilave edebilirsiniz.

Sitemizin genel anlamda tasarımı bu kadar. Ancak tekrar gözden geçire-rek bazı eklemeler yapabilirsiniz. Site-yi biraz daha ilgi çekici kılabilecek ek-lemeler her zaman iyidir. Hatta müm-künse tasarımı tamamladıktan sonra bir iki gün nadasa bırakıp tekrar bak-manız yararlı olacaktır.

Ben header’a yazı ekledim, arka plana mavi kısmın bittiği yere beyaz bir çizgi ilave yerleştirdim, ayrıca or-tadaki beyaz alanın başına ve sonu-na küçük bir hat koydum. Sitenin ta-sarım aşamasındaki son hali aşağıda-ki gibi oldu.

Tasarım aşaması bu kadar. Bundan sonraki aşamalarda dilimleme, CSS kullanarak HTML haline dönüştürme ve web’te yayınlamaya hazır hale ge-tirme kısımlarını ele alacağız.

Sizler daha farklı bakış açıları ile daha iyi tasarımlara imza atabilirsiniz.

44 45

Gamze Güney

Page 25: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Programı iyi kullanmayı bilmek yalnız başına hiçbir zaman yeterli değildir. Tasarım tamamen hayal gücü ile ilgi-li bir hadise olduğundan ne kadar çok farklı araştırmalara girer, bilginizi, be-cerinizi ne kadar artırırsanız o nispet-te hoş ve etkileyici tasarımlar ortaya

koyarsınız. Bunun için çok meraklı ol-mak, bu işi sevmek, ilgili her şeyi “ben biliyorum” önyargısına girmeden tek-rar gözden geçirmek ve sürekli kendi-mizi geliştirmek zorundayız.

Hepinize başarılar diliyorum.

46 47

Vejdi Subari

Page 26: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Kurumsal kimliğin logo ve amblemden sonra önemli bir parçası da kartvizittir. Özellikle sizi iyi tanıtabilecek, insanların dikkat-lerini çekebilecek, sade ama dikkat çekici tasarımlar önemlidir.

Bir Kartvizit ÇalışmasıPHOTOSHOP

Kartvizitte sıklıkla kullanılan boyut-lar şunlardır:

• 4,5 cm x 8,5 cm• 5 cm x 8 cm• 5,5 cm x 8,5 cm• 5 cm x 9 cmGenel olarak kullanılan ebat 8x5

cm’dir. Bu yazımda sizinle birlikte bir çelik kapı firmasının kartvizitini yapa-cağız.

Kartvizitimin boyutunu 8x5 cm ya-pacağım ve 4 mm kesme payını da ek-leyeceğim. Kesme payı 3 mm - 5mm arası değişebilir.

Şimdi File > New tıklıyoruz ve We-ight: 8,4 Height: 5,4 cm, Resolution: 300 ve CMYK olarak ayarlıyoruz.

Çalışma sayfasını açtıktan sonra Ctrl +R tıklayıp cetvellerin gözükme-sini sağlıyoruz ve daha sonra cetvel-lerden yararlanarak kılavuz çizgilerini çekiyoruz. Çektiğimiz kılavuz çizgileri kenardan 4 mm olarak verdiğim kes-me payı kısmını belirliyorum. Çizgi-lerden esas alanı belirtiyorum. Daha

sonra tekrar iç kısma doğru, çektiğim çizgilerden 4 mm içe doğru tekrar kı-lavuz çizgiler çekiyorum ve yazım ala-nımı belirliyorum.

Daha sonra zemini siyah yapıyoruz.Bunun için siyah renk seçip, Paint Buc-ket Tool ile zemine tek tıklamanız ye-terlidir.

Bu çalışmamda kullanacağım fırça; Hi-Res Flame Brushes:

Şu adresten sizler de bu fırçayı te-men edebilirsiniz: http://www.brus-heezy.com/brush/1179-Hi-Res-Flame-Brushes

İndirdiğiniz fırçayı C:\Program Fi-les\Adobe\Adobe Photoshop CS3\Presets\Brushes klasörüne atıyorsu-nuz. Çalışmanızı kaydedin. Bilmeyen-ler için yüklediğiniz fırçayı kullanmak için: Photoshop programını kapatıp açın. Böylelikle yüklediğiniz fırça, fır-

çalar bölmesinde gözükecektir. Artık fırçayı kullanabiliriz.

Bu işlemleri yaptıktan sonra yeni bir layer açıyoruz. Daha sonra fırça aracını seçiyoruz ve sayfamızın üze-rinde sağ tuş yaparak, alttaki resimde de gördüğünüz gibi kırmızı çerceve-nin içindeki simgeye tıklayıp açılan kı-sımdan yüklediğimiz fırçayı seçiyoruz ve master diameter kısmını da 1009 px yapıyoruz ve 1800 numaralı fırçayı seçip, rengimizi kırmızı yapıyoruz.

Fırça ayarlarını yaptıktan sonra, aç-tığımız layerda birkaç fırça darbesi ya-pıyoruz. Tabi, bazı vuruşlar için ayrı layer’lar açıyorum, gerekli yerlerde si-liyorum, bazı kısımlarda da fırçayı çe-viriyorum, alttaki resimlerde gördü-ğünüz gibi:

PHOTOSHOP

Zeynep Seymen

48 49

Page 27: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Fırça darbelerini yapıp istediğim şekli oluşturunca Shift’e basıp layer-leri seçip, Ctrl + E tıklayıp fırça darbe-leri olduğu layer’ları birleştiriyorum. Son şekil altaki resimdeki gibidir:

Kartvizit için zemin oluşturduktan sonra sıra logo ve yazılarda.

Firmanın logosu daha önceden be-lirlendiğinden logosundaki fontu kul-lanarak, uygun bir yazı oluşturacağım.

Font boyutunu 35 pt , rengini de beyaz yapıyorum.

Firmanın ismini yazdıktan sonra, yazının layer’ına iki kez tıklayarak ya da Layer > Layer Style > Blending Op-tions tıklıyorsunuz.

Açılan pencerede şunları yapıyo-ruz: Drop Shadow, Bevel And Emboss, Color Overlay ve Gradient Overlay se-çiyoruz.

Bölümlerle ilgili değerleri, resimler-deki gibi yapıyoruz.

Bevel And Emboss Değerleri

Color Overlay

Gradient Overlay

Gradient Overlay bölümünde gra-dient kısmını da alttaki resimdeki de-ğerleri girip ordaki ayarlamaları yapı-yoruz. Kullanılan Gri renginin cmyk değerleri şunlar; C:41 M:33 Y:34 K:1, Color kısmına tıkladığınızda renk pa-leti açılacaktır.

Bu ayarları girdikten sonra, logo-muz hazır olacak.

Aşağıdaki gibi oldu:

Logomuzu sola dayalı şekilde kartvizitimize yerleştiriyoruz. Çelik kapı yazısında da aynı fontu kullanı-yorum, daha küçük boyuttta ve nas-taş yazısının altına ortalıyorum.

Sol kenardan yazı alanı için çekti-ğim çizginin bulunduğu kısma Line Tool (U) kullanarak dikey beyaz bir çizgi çektikten sonra ikinci çizgiyi de 4 mm içeriye doğru çiziyorum.

Çizgilerin bulunduğu layerları bir-leştirin ve layer üzerine sağ tuş açı-lan menüden Rasterize Layer tıklı-yorsunuz. Daha sonra Windows > Pa-ragraph tıklıyoruz ve açılan paragraf

50 51

Page 28: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

penceresinin Charactes kısmında alt-taki ayarları giriyoruz:

Firmanın web sitesini yazıyoruz (Myriad Pro Condensed, 9 pt) ve di-key çevirerek iki çizginin arasına yer-leştiriyoruz. Site adını yazdıktan son-ra adres bilgilerini yazıyoruz. Adres için kullanacağım font yine Myriad Pro Condensed, 9 pt ve Characters kısmında AV’nin değeri de -25 ola-cak. Şube ve Fabrika & Showroom yazılarını kalın (bold condensed), altı çizili yapıyorum ve sola dayalı ola-rak yazıyorum. Alttaki resimdeki gibi yerleştiriyorum:

Çalışmamızı sonlandırmadan önce, son bir çizgi de logonun altına

çekiyorum, sağ tuş Rasterize Layer tıklıyorum ve sola kısmını hafifçe sili-yorum. Ve fırçayla oluşturduğum kır-mızı duman layer’ının altına yerleşti-riyorum.

Artık kartvizitimizi sonlandırıyo-rum. Siz istediğiniz şekilde zemini değiştrebilir, fırçalarla farklı zeminler oluşturup kartvizit hazırlayabilirsiniz.

Kartvizitimizin son hali şu şekilde oldu (kesim payları dahil hali):

Tabi ki sizler daha farklı ve daha yaratıcı çalışmalara imza atabilirsiniz.

Farklı tasarım ve farklı güzellikleri yaşamanız dileğiyle…

Herkese iyi çalışmalar!

52 53

Gamze Güney

Page 29: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Bu ay Photoshop filtrelerinden aslında pek de gücü keşfedilme-miş olan Polar Coordinates ile Flash sitemiz için güzel bir menü yapmaya ne dersiniz?

Ercan Altuğ Yılmaz

PHOTOSHOP & FLASH

Güzel Bir Menü Yapalım

Öncelikle Panoromik şekilde çekil-miş bir fotoğraf dizisine ihtiyacımız var. Mesela tatil yörelerinin sitelerini yapıyor olsaydık, Efes için Efes tiyat-rosunun aynı açıdan aşağıdaki gibi fotolarını çekmemiz gerekirdi. Birleş-tirme işlemini Photoshop’a bırakaca-ğız. Ancak fotoğraf çekiminde aynı ışıkta ve aynı yerden çekmeye dikkat

etmek gerekiyor. En önemli konu bu-dur.

Photoshop ile yukarıdaki gibi çe-kim yaptığımız görselleri birleştir-mek için File > Automate > Pho-tomerge kısmından görsellerimi-zi “Browse” dedikten sonra seçerek Photoshop’un otomatik birleştirme-si için bir süre bekliyoruz.

Photoshop birleştirme işlemini başarı ile yapacaktır. Alttakine ben-zer bazı fazlalıklar oluşacaktır, o kı-sımları da Crop panelini kullanarak atalım ve gökyüzünü aynı renkten Clone Stamp ve Heailng Brush kulla-narak alttaki gibi rötüşleyelim.

Görselimiz Kutup Panoroma’ya hazır hale gelmiş bulunmaktadır. De-vamında ise Kutup Panoramada kul-lanmak üzere Canvas’ta önce görseli ters çevirip sonrada yukarda kalacak

şekilde konumlandırıyoruz.

Layerlarımızı SHIFT ile seçip sağ tıklayıp Merge Layer diyerek tek la-yer yapalım. Ve altta gösterdiğim gibi fotomuz tek layerda iken Filter > Distort > Polar Coordinates ile Ku-tup Panoramamızı fotoğrafımıza ve-riyoruz.

54 55

Page 30: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Ve sonuç ortasında biraz boşluk ve birleşme noktalarında uzaklıklar olarak çıkacaktır. O kısımları da gözü rahatsız etmeyecek şekilde rötüşler-sek alttaki sonucu alabiliriz.

Photoshop’ta son adımda ise me-sela şehir panoraması kullanacaksa-nız o şehrin temel sembollerinden olan uzun binaları veya alttaki gibi tarihi eserlerin belli kısımlarını direk ekleyerek algıyı yükseltebilirsiniz. Ekleyeceklerinizi ayrı layerda tutma-

yı unutmayın, çünkü Flash’ta o kısım-ları mouse ile üzerine gelince çıkara-cağız.

Farklı örnekler görmek isterseniz:

Adobe CS3 sürümünden bu yana PSD çalışmalarını Flash içerisine la-yerlarını koruyarak import edebilme-mizi sağlıyor.

Biz de Flash’ta bir çalışma açıp File > Import ile PSD çalışmamızı getire-lim ve en son adımda eklediklerimizi ayrı bir layerda tutalım.

Devamında Flash içerisinde ilk layerda sadece Kutup Panora-ma yaptığınız dairesel görsel dur-sun, sonradan eklediğimiz görsel-leri de 2. frame’den itibaren yukarı-da timeline’da gösterdiğim gibi mas-keyle getirelim. Layer3’teki eklenti görseller Layer5’teki maske animas-

yonumla maskeleniyor. Ve dairesel görselimizi buton yaparak üzerine gelince 2. frame’e giderek bu kısım-ları göstermesini, çekince de dönme-sini söyleyelim.

Buton yaptığımız daireye sağ tık-layarak Actions panelini açalım ve:

on(rollOver){gotoAndPlay(2)}on(rollOut){gotoAndStop(1)}

yazalım. 1.ve en son frame de de stop() verdiğimizden eminsek proje-mizi tamamlamış bulunuyoruz.Eğer butona tıklayınca başka bir mesela 11.frame’e gitmesini istersek te ekle-yeceğimiz kod satırı

on(release){gotoAndPlay(11)}

olacaktı.

Faydalı olması dileğiyle....

56 57

Page 31: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

58 59

Metin İslam

Page 32: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

RÖPORTAJ

Bu sayımızda Zaman Gazetesi’nin ünlü çizeri Osman Turhan konuğumuz oldu. Türkiye’nin en büyük gazetelerinden birinde kendine has üslubuyla gündemi yorumlayan, karikatür ve illüstrasyonları ile çok konuşulan bir sanatçı olarak sorularımızı içtenlikle yanıtladı.

Röportaj: Siraceddin El

Osman Turhan

60 61

Page 33: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

- Sizi daha çok Zaman gazete-sindeki kendinize has bir üslupla gündemi yorumlayan karikatür ve illüstrasyonlarınızdan tanıyoruz. Çizgiyle olan serüveniniz nasıl baş-ladı ve kendi çizginizi nasıl oluştur-dunuz? Daha doğrusu, nasıl geldi-niz buralara? Şu anda tam olarak neler yapıyorsunuz?

Çizgi, hayatımda bir tür oyun ola-rak başladı. Oyuncakların şimdiki ka-

dar bol olmadığı bir zamanda çocuk olmanın avantajını yaşadım sanıyo-rum. Kalem ve kağıtla oynamanın bir sonucu oldu çizerlik. Çalışmalarımın belli bir tarza dönüşüp olgunlaşma-sı yıllar aldı. Hala da arayışlarım sürü-yor. Siyasi içerikli çizgilerin yanı sıra çocuklar için de illüstrasyonlar hazır-lıyorum. Çizgi hikayeler, şiir yorumla-rı, masal ve hikaye illüstrasyonları...

Çocukların hayal dünyasına yakın ol-mak güzel bir duygu.

- Gündemi çok başarılı bir şe-kilde yorumluyorsunuz. Anlatımı-nız son derece vurucu, esprileriniz çok şaşırtıcı ve zekice. İnsanın içi-ne bomba düşüyor gibi. En hassas noktayı yakalıyor ve genel anlam-da mesajlar sunuyorsunuz. Bunu başarabilmenizin sırrı nedir? Bir püf noktası var mıdır?

Dünyada ne olup bittiği ile ilgile-niyorum her duyarlı insan gibi. Ama günlük yüzeysel haberleri, polemik-leri okuduğumu söyleyemem. Gün-demi takip edebilmek için bütün ha-berleri satır satır okumayı sağlıklı bulmuyorum. Abur cubur yemek gibi geliyor bana. Bedenimizin gelişimi için gıdalar konusunda nasıl seçici oluyorsak zihnimizin sağlığı için de o derece dik-katli olmalıyız. İyi çizebilme-nin bir çok püf noktası var; okurunu ciddiye almak, eleş-tirileri dinlemek, ama sanatı-nın doğrularından da şaşma-mak gerekiyor. Mükemmel çizdiğini, yazdığını düşünen çizer/yazar inişe geçmiş de-mektir. Bunun yanında haka-ret içeren ve berbat çizdiği-nizin ifade edilmesi de ‘kötü çizer’ olduğunuz anlamına gelmiyor.

Bu durumda içimdeki sanat yap-ma dürtüsüyle okurumun beklen-tileri arasında denge kurmaya gay-ret ediyorum. Sancılı bir süreç oluyor çoğu zaman.

- Türkiye’nin en çok satan ga-zetelerinden birinde çiziyorsunuz. Gündemi sıkı takip etmenizi gerek-tiren ve ulaştığı kitle itibariyle de size ciddi sorumluluklar yükleyen bir ortamda çalışmak nasıl?

Günlük yayında çizmek yorucu-dur, lakin sıkıcı değildir. Her yeni ga-zete ile heyecanınızı tazelersiniz. Ga-zete okuru kolay algılanan espiriler-den hoşlanır. Günlük tüketilen bir ya-

62 63

Page 34: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

yın için bu beklentiye hak versem de ben kolaycılıktan yana değilim. İnsa-nın kapasitesini zorlamayan yazı ya da çizgi onu geliştirmez. En çok sa-tılan gazetenin en çok okunan say-fasında çizmek ağır sorumluluk yük-lüyor elbette. Ertesi gün yüzbinler-ce insanın karşısına yeni, anlaşılır ve sağlam bir fikirle çıkmak zorunda ol-duğumu aklımdan çıkarmıyorum.

- Çizim anlayışınıza biraz eğil-mek istersek, nasıl bir çerçevede çizmeyi tercih ediyorsunuz? Kendi-nize ait belli başlı kurallarınız var mıdır?

Doğrudan insanları çizip hedef al-maktansa kavramlar ve semboller

üzerinden eleştirimi gönderiyorum. Bir anlamda kişiyi değil, zihniyetini hicvediyorum. Bu uslubu benimse-memin sebebi daha estetik çözüm üretme şansım oluyor. Uluslararası arenada çizgilerim anlamlarını kay-betmiyor. Yıllar sonra da okurunu dü-şüncelere sevk etmeye devam ediyor çizgiler.

- Çizgilerinizin ana temasını oluşturan unsurlar nelerdir? Çalış-malarınıza tematik anlamda bir isim koyabilir misiniz? (Siyasi kari-katürler vs. )

Çizgilerimin ana teması insanın zafiyetleridir. Hırsı, düşüncesizliği, kabalığı, canbazlığı, kurnazlığı v.s Nadiren de olsa güzel hasletleri de

64 65

Page 35: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

konu ediyorum. Çizgilerim arasında siyasi karikatür sınıfına dahil olabile-cek çalışmalar var, ama genel anlam-da baktığınızda ‘siyasi’ tanımı örtüş-müyor. Bazen şiirsel, bazen sert, kimi zaman da duygusal olabiliyor.

- Çizimlerinizde kullandığınız teknik ve üsluptan bahsedelim bi-raz da. Çizimlerinizde ne tür yön-temler kullanıyorsunuz? Dijital çi-zimle aranız nasıl?

Teknik anlamda pratik çözümler üretmeyi tercih ederim. Yayın akışı-na ayak uydurmanın ön şartıdır hızlı olmak. Hızlı olurken de kaliteyi elden bırakamazsınız. Bu yüzden zaman zaman fırça mürekkep kullansam da, çoğu zaman dijital ortamda hazırlı-yorum çalışmalarımı. Okuruma nasıl bir çağrışım sunabiliyorum buna ba-karım. Hangi teknikle çözümlendiği-nin önemi yok bence. Önemli olan farklı, şaşırtıcı bir leke kompozisyo-

nuyla sunabilmektir fikrinizi.

- Mesela diyelim ki, yarın için bir çizim yetiştirmeniz gerekiyor. Na-sıl bir süreç ve ortam sizi bekliyor olurdu?

Her zaman elimin altında bir eskiz defterim mevcuttur. Gördüklerim ve yaşadıklarım karşısında oluşan espi-rileri not alırım. Bu notları daha sonra yeniden düşünür, iyi bir fikir ise çize-rim. Çizme aşaması fikir aşaması ka-

dar sancılı oluyor bende. En iyi ve et-kili kompoze etmeliyim konuyu diye onlarca eskiz oluşturuyorum. Beğe-nene kadar sürüyor bu aşama. Özel-likle ilk espiri/çağrışımlar ortalama herkesin aklına gelebileceği için on-ları atlarım. Farklı ve iyi olabilmek için beyin cidarlarını zorlamalısınız. Aksi halde tekrara düşme tehlikesi var.

- Çizimlerinizde çizdikten sonra “şunu çizmeseydim”, veya çizdikten

66 67

Page 36: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

sonra “onu değil, keşke şunu çiz-seydim” dediğiniz anlar oldu mu?

Ülkemizde gündem o kadar hızlı akıyor ki, ‘keşke şu konuyu öncelikli ele alsaydım’ dememek mümkün de-ğil. Fakat gündemi takip etmek gibi gündem oluşturmak da önemlidir. Herkesin ‘a’ dediği bir ortamda ‘b’ di-yerek önemli ama gündeme geleme-yen konuları işlemek gerekir diye dü-şünüyorum.

- Yaptığınız çalışmalardan bah-sedelim biraz. Neler çizmek sizi daha çok mutlu ediyor? Kapaklar,

illüstrasyonlar, karikatürler? Çalış-tığınız başka mecralar?

Çocuklar için yazılmış şiirleri hayal dünyamda renk ve biçime dönüştü-rerek yorunlamayı pek severim. İnsa-nın manevi iklimine dair çizimler de huzur veriyor. Siyasi içerikli karika-türler ise daha yorucu oluyor. Fakat toplumsal bir yaraya işaret edebili-yorsam bahtiyar sayarım kendimi.

- Çalışmalarını örnek aldığınız sanatçılar oldu mu? Ve bunlar sizi ne ölçüde etkiledi?

Türkiyede çizgi sanatı bazı istisnai isimler dışında hakettiği şekilde temsil edilmiyor. Örnek aldığım değil ama severek takip ettiğim sa-natkarlar var elbette. Bu-nun yanında genç çizer-lere örnek almamalarını tavsiye ettiğim çok sayı-da karikatürcü var.

- Bildiğimiz kadarı ile şiirler de yazıyorsunuz. Şiir noktasında da iddi-alı mısınız?

Daha önce bir söyle-şide de böyle bir soruyla muhatap oldum. Şiir yaz-dığımı söyleyemem ama bir şair donanımında ol-maya gayret gösteriyo-rum. Zihnimde yoğunla-

şan şiirsel duygularımı çizgiye dök-meye çalışırım. Yazmak başka ustala-rın işi. En çok saygı duyduğum edebi-yat koludur şiir bu arada.

- Şiir ve resim haricinde uğraşla-rınız var mı?

Bazı yayıncı dostlarıma tasarım danışmanlığı kapsamında destek ve-riyorum. Genç arkadaşlarla söyleşi-ler yapmaktayız zaman zaman. Çizer adaylarına her fırsatta tecrübe etti-ğim ve doğruluğuna inandığım hu-susları hiç vakit kaybetmeden aktar-maya çalışıyorum.

- Türkiye’de çizim ve illüstrasyo-nun yeri nedir? Yurtdışı ile kıyaslar-sak nasıl bir değerlendirme yapa-bilirsiniz? Gösterilen ilgi sizce ye-

terli midir? Bunu belli bir seviyeye ulaştırmak için neler yapılabilir?

Ülkemizde karikatür sanatı bazı mizah dergilerinin düzeysiz çizgi/espiri anlayışları yüzünden gelişme-miştir. Hatta bir sanattan ziyade sal-dırı/hakaret aracı olarak algılanmış-tır. Malesef bu ‘bir kısım’ mizah der-gileri hala sığ anlayışlarını sürdür-mektedir. Üstelik genç çizer adayla-rına iyi bir model olamamaktadırlar. Türkiye’de karikatürle ilgilenen yüz-lerce insan var olmasına rağmen, tar-zı olan ulusal ve uluslararası arenada çizgileri kabul görmüş Türk sanatkar pek azdır.

İllüstrasyon konusunda da durum pek iç acıcı değil. Hızlı bir yozlaşma sözkonusu üstelik. Birbirine benze-

68 69

Page 37: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

yen, derinliği olmayan, tarzı oturma-mış çizgiler giderek çoğalıyor. Tarz ya da uslup kaygısı olmayan bir çok gençle karşılaşmış olmak beni üz-mekte. Ama ümidimi kaybetmiş de-ğilim; idealist çizer adayları da yok değil.

- Bir karikatüristin kendini geliş-tirmesinde en önemli unsur sizce nedir? Neler yapmalı, neleri takip etmeli, nelerle hemhal olmalı?

Her duyarlı insan gibi ülkesinde ve dünyada olup bitenler hakkında bir fikri olmalı. Kitaplarla arası iyi olma-lı. Sadece kitaplarla değil, arkadaş-larıyla, anne-babasıyla, akrabalarıyla komşularıyla da iyi ilişki kurabilme-

li. İş arkadaşlarıyla ya da komşularıy-la geçinemeyen insanın/yazarın/çi-zerin topluma katkısı ne olabilir ki... Okurunun ufkunu açabilecek bir ya-zar donanımı olmalı, ama yazmama-lı mesela. Çizginin gücünü entellek-tüel birikimle daha etkili kullanma-lı. Eli kalem tutar olmak ya da iyi de-sen çizmek yeterli değildir çizer ola-bilmek için. Kendisini geliştirmek is-teyen kendi kapasitesini zorlasın. Ko-laycı olan kendini tekrar eder. Geliş-mez.

- Gelecek için hedefl eriniz neler-dir? Sergiler, albümler, çalışmalar?

Gelecek için hedefim iyi biri olarak anılmak. İyi olmayı başaran, iyi yazar,

iyi çizer, iyi baba, iyi doktor, iyi aşçı v.s. olur. Genel manada hedefim bu.

Proje anlamında hedefl erimi so-rarsanız; sergi düşüncemiz var. Daha önce Rotterdam ve Amsterdam’da gerçekleştirdiğimiz ‘Türkofobi’ baş-lıklı karikatürleri Avrupa’nın fark-lı ülkelerinde de sergilemeyi düşü-nüyorum. Yeni bir albüm düşüncem var. Türkiye’nin önemli bir sorununu konu alan bir kitap olacak kısmetse.

Bazı arkadaşlarım şayet beni ikna etmeyi başarırlarsa çizgi-animasyon kulvarına adım atabilirim.

- Son olarak Sanalkurs Dergisi okuyucularına neler söylemek is-tersiniz?

Teknoloji ile yakından ilgili bir okur kitlesi var sanıyorum dergi-nin. Şanslılar çünkü geçmiş kuşakla-ra göre kendilerini geliştirme konu-sunda avantajlı durumdalar. Toplu-ma pozitif katkı sağlayacak projelere imza atmayı hedefl emelerini dilerim. Mutlaka başarılı olduğunuz bir alan vardır. Bunu keşfetmek de yine size düşmekte. Başarılar.

Teşekkürler...

1976 yılının ilkbaharında Mer-sin’in Mut ilçesinde doğdu. Çocuk-luk yıllarının büyük bir bölümünü köyünde geçirdi. Çelik çomak oy-nadı. Kendine ağaç kabuklarından oyuncaklar yaptı.

Kağıt ve kalemle tanıştığı yıllar-da başladı çizgi macerası. İlk ve orta tahsilini vasat bir öğrenci olarak ta-mamladı. Ders kitaplarının boş say-falarında, çizgilerle anlattı kendini.

1994‘te Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümüne girdi. Farklı bir dünya ve farklı insan-lar tanıdı.

Yerel gazete ve dergilerde çizgile-ri yayımlandı.

1998 yılında bölümünden birinci-

likle mezun oldu.Askerliğini yaptığı Gaziantep’teki

birliğinde ‘Asker ve Anne’ konulu ser-gi açtı.

Çalışmaları ulusal ve uluslarara-sı platformlarda sergilendi, çeşitli ödüller aldı.

Çocuklar için de hikâyeler resim-leyen, illüstrasyonlar hazırlayan Os-man Turhan, çizgiyle çıktığı anlamlı yolculuğuna, Zaman Gazetesi sayfa-larında devam ediyor.

Osman Turhan’a ait web sitesin-de diğer çalışmalarına bir göz atabi-lir, yahut Forum kısmında fikirlerinizi paylaşabilir, yorumlar yapabilirsiniz.

www.osmanturhan.com

OSMAN TURHAN KİMDİR?

70 71

Page 38: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

72 73

Murat Kara

Page 39: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Renkli ve cıvıl cıvıl çalışmaları ile dikkat çeken bir arkadaşımız-

la kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Söyleşi: Hakan Nural

Edwin Murat GanterÖncellikle hoşgeldin. Seni ta-

nımayanlar için biraz kendinden bahseder misin?

1981, USA doğumluyum. Küçük yaşlarda Türkiye’ye geldik, yaşamıma şu an burada devam ediyorum.

Kendi mesleğimle lise çağlarında tanıştım. Meslek lisesi grafik bölü-münden mezun olduktan sonra se-verek çalışmaya başladım. Çalışmak-tan üniversite okuyacak vakit kalma-dı sanırım, “fırında piştim” diyebili-rim.

Basılı işlerde belli bir mesafe kat ettikten sonra web camiasıyla tanış-tım. Daha eğlenceli ve yaparken de daha çok keyif alıyorum o günden bu yana. Kendime has tasarımlar da en büyük hazzım oluyor. Boş zamanla-

rımda digital art tasarımlarımı kendi portfolyom için yapmaya devam edi-yorum sürekli.

Tasarıma başlaman tam mana-sıyla nasıl oldu? Bu alana nasıl yö-neldin?

Tasarımla tanışmam lise çağların-da başladı. O zaman bilgisayarla pek ilgim yoktu. Dergi ve gazetelerden bir şeyler kesip kolay bir şekilde ya-pıyordum keyif alarak.

Lisede okurken bölüm öğretme-nim yetenekli olduğumu düşünü-yordu biraz da, onun yönlendirme-si oldu diyebiliriz. Daha sonra zaten kendi çabamla ve isteğimle belirli bir noktaya ulaştım.

yana. Kendime has tasarımlar da en büyük hazzım oluyor. Boş zamanla- Bir çok tasarımcı ilk olarak Pho-

74 75

Page 40: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

toshop ile tanışmış sonra tasarıma ilgi duymuştur genelde. Senin Pho-toshop ile tanışman nasıl oldu? En çok hangi özelliğini seviyorsun? Tasarımlarında başka yararlandı-ğın programlar var mı?

Photoshop ile tanışmam Classic Mac’lerde, staj yaptığım dönemler-de başladı. O zamanlar Photoshop 3 vardı, onu kes bunu yapıştır derken en büyük meraklarım arasında yerini aldı Photoshop.

Başka programlardan da illa ki ya-rarlanıyorum: Photoshop dışında kullandıgım diğer programlar, baş-lıca Illustrator, Flash, Dreamweaver, After Eff ects, Particle Illussion vs... sa-yabilirim.

Tasarım yaparken nasıl bir yol izliyorsun? Kendine özgü bir yön-temin, ya da o olmadan yapamıya-cağın bir şey var mı?

Hangi konuyla ilgili bir tasarım ya-pacağımı ögrendikten sonra araştır-malarıma başlıyorum. Kendime soru-lar soruyorum. Bir tasarıma başlarken doğru yolu ve yöntemi bulana kadar biraz kasılıyorum galiba. Olay kafam-da çözüldükten sonra gerisi kendili-ğinden geliyor zaten.

Bunun dışında yapamamak diye birşey yoktur diye düşünüyorum. Bi-raz gayretle illa ki yapılır.

Çalışmalarına baktığımızda ol-dukça renkli ve cıvıl cıvıl oldukları-nı görüyoruz. Seni bu tarz çalışma-lara yönlendiren ya da bu çalışma-ların oluşmasında seni etkileyen unsurlar neler?

Renk skalasını biraz geniş tutmaya çalışırım. Bu genişlik hoşuma gidiyor ve beni yansıttığını düşündüğüm, si-zin de deyiminizle “cıvıl cıvıl ve renk-

76 77

Page 41: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

li” bir yol izlemeyi hep severim. Bu iç-ten gelen bir şey herhalde, tam an-lamıyla bir açıklama getiremiyorum.

Kendine örnek aldığım favori sa-natçılar kimler? Bu sanatçılarda seni etkileyen şeyler neler?

Andy Warhol, Roy Lichtenstein gibi pop art sanatçıları beni bu yola bir şekilde soktu diyebilirim. Salva-dor Dali’yi de unutmamam lazım. Hepsinin kendine özgü tasarımla-rı, hayal güçleri ve oluşturdukları bir

akım var. Bütün bunların beni had-dinden fazla etkilediğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Son olarak bu alanda kendini geliştirmekte olan arkadaşlara ne-ler tavsiye edersin?

Eğer gerçekten istiyorlarsa çok ça-lışıp, hayatı sürekli gözlem altına al-malarını öneriyorum çünkü herşey hayatımızın içinde var çok uzakta aramaya gerek yok.

78 79

Page 42: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Teşekkürler bize vaktini ayırdı-ğın için.

Ben teşekkür ederim yer ayırdığı-nız için benim için bir zevkti.nız için benim için bir zevkti.

Edwin Murat Ganter çalışmalarına aşağıdaki adreslereden ulaşabilirsi-niz:

http://www.feartox.comhttp://www.feartox.comhttp://feartox.deviantart.com

80 81

Page 43: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

82 83

Hüseyin Çolak

Page 44: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Ziya Kahraman

Bu yazımızda exlibris ismiyle bilinen, ancak pek çoğumuzun ya-bancı kaldığı bir konuya temas etmek istedim.

BASKI & GRAFİK

Exlibris Nedir?

lamıyla bir denizin özelliklerini bıra-kın, ismini bile bilmiyormuşum. Ger-çi daha öncelerden bir kulak dolgun-luğum olmuştu ama ne yalan söy-lemeli, İngilizce sözcük dağarcığım zengindir; fakat yabancı sözcükleri çok da iştahla hazmedemem. Kimbi-lir, belki de mesleğim icabı böyle bir alışkanlığım vardır.

Orada yazanlar tabi ki doğal olarak çok düzenli, çok bilimsel olarak ak-lımda kalmadı, ama farkındalığımın artması ve bu bilincin sizlerle payla-şılmasına yol açtı. Böylesine önemli bir konuyu sizlerin yıllar öncesinden hatırladığınızdan zaten şüphem yok, ama grafik alanında yeni olanlar var-sa yararlı olur diye düşündüm. Evet, gelelim asıl konumuza.

Nedir bu Exlibris denen şey?Ekslibris, kitapseverlerin, kitapla-

rının iç kapağına yapıştırdıkları üze-rinde adlarının ve değişik konular-da resimlerin yer aldığı küçük bo-yutlu grafik çalışmalardır. Kitabın kartviziti ya da tapusudur. İngiliz-ce “Bookplate” olarak da bilinen Ekslibris, kitap sahibini tanıtır, onu yüceltir ve kitabı ödünç alan kişi-yi geri getirmesi konusunda uya-rır. Bir mülkiyet işareti, sahiplen-me göstergesi olmanın yanında kitabın hırsızlığa karşı korunma-sını sağlama işlevinin de olduğu söylenebilir.

Sözcük anlamı olarak “...’nın kita-bı, ...’nın kitaplığına ait” veya “...’nın kütüphanesinden” anlamına gelir. (Pektaş, Hasip)

Geçenlerde bir afiş dikkatimi çekti. Üze-rinde “Exlibris Sergisi” yazılıydı sadece. Ser-giyi anladım, fakat di-ğer kelime, ya onu? Tahmin edileceği üze-re anlamadım ve dola-yısıyla bu ikinci kelime

ister istemez beni afi-şin önüne kadar çekti. Afişin ayrıntılarını oku-duğumda grafik tasa-rımla az-çok uğraşan birisi olarak kendim-den utandım desem yalan olmaz. Zira gra-fik alanında tam an-

84 85

Page 45: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Exlibris kelimesinin dünya grafik tasarım alanında kullanımı oldukça eskilere dayanıyor. Öyle ki, en eski exlibris örneklerine papirüslerin ko-runduğu sandıkların dışına çakılan porselen ya da daha farklı malzeme-lerden yapılma levhalar olarak rastlı-yoruz. Tabi ki bu örnekler oldukça il-keldir. Yani günümüzdeki anlamıy-la exlibris örnekleri değillerdir. Mo-dern exlibris örneklerine ise ilk defa 15. yy’da Almanya’da rastlanmıştır.

Tüm bunları düşündüğümüzde el-bette bizde de exlibris adına bir şey-ler oluşmuş olabileceği aklınıza gel-miştir. Her ne kadar adı exlibris ol-masa da, eski Türklerde “tamga” ya da bugünkü söyleyişle “damga”lara Orta Asya yazıtlarında rastlanır. 7.

yy’da yazıtlara kazınan bu tamgalar bu boyutuyla bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda gerçekten önemli bir noktada durduğumuz görülecek-tir. Zira bu tamgalar boyları, aileleleri temsil ediyor ve atlar, oklar, mızraklar üzerinde kullanılıyorlardı.

Selçuklu ve Osmanlı kütüphane-lerindeki kitaplarda ve hatta Endü-lüs Emevilerinin kitaplarında da ge-nellikle tipografik mülkiyet işaretleri-ne rastlanır. Bu işaretler daha sonra-ki dönemlerde tuğralar olarak karşı-mıza çıkar.

Her ne kadar görsel tasarımla-rı batı tarzı olmasa da, bu örneklere “exlibris değildir” dememiz de müm-kün müdür bilinmez.

86 87

Mustafa Kurmalı

Page 46: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Bazen bilgisayarlarımız açılırken birçok hata sinyali verebiliyor. Aslında bu sesler bilgisayarınızın açılısı sırasında BIOS’un POST (Power on Self Test) fonksiyonunun hataları tespit etmesi ve size bildirmesidir.

Seval Dalgıç

BİLGİSAYAR

Bilgisayarınızda Hata Sinyalleri

BİOS SESLİ HATA UYARILARININ ANLAMLARI VE ÇÖZÜMLERİ

- Sürekli ses varsa güç kaynağını-zın arızası var demektir.

- Birçok kısa bip sesi varsa ana-kart arızası var demektir.

- Bir uzun ses varsa bellek taze-lenmesinde hata var demektir.

- Bir uzun bir kısa ses varsa ana-

kart veya bios cipi arızalıdır.- Bir uzun iki kısa ses varsa ekran

kartı arızalıdır.- İki uzun bir kısa ses varsa Ram-

dac arızalı demektir.- İki kısa ses ise bellek parity hata-

sı demektir.- Üç kısa ses varsa belleğin ilk 64

Kb’lık bölümünde hata var demektir.

- Dört kısa ses ise timer hatası var demektir.

- Beş kısa ses ise işlemci hatası vardır.

- Altı kısa ses ise klavye işlemcisi hatası var demektir.

- Sekiz kısa ses ise ekran kartı bel-leğinde okuma yazma hatası vardır.

- Dokuz kısa ses varsa BIOS Ram hatasıdır.

- On kısa ses ise CMOS okuma – yazma hatasıdır.

- On bir kısa ses varsa tampon bellek hatası vardır.

ARIZALARIN GİDERİLMESİ- Birinci hata için güç kaynağını-

zın bağlantılarını kontrol edip bir de-neme daha yapın. Sorun devam edi-

yorsa yeni bir güç kaynağı takıp de-neyin.

- Anakart arızası, anakart veya BIOS cipi arızası, timer hatası, klav-ye işlemcisi hatası ve CMOS okuma- yazma hatası için tüm kartları, işlem-ciyi ve ramları söküp tekrar takın. Ön-celikle mümkün olduğunca az bile-şenle bilgisayarı başlatmaya çalışın.

- Bellek tazelenmesinde hata, bellek parity hatası ve belleğin ilk 64 Kb lık yerinde hata var ise öncelikle ramların yerlerine iyice oturdukların-da emin olunuz. Hata devam ediyor-sa başka bir ram daneyin.

- Anakart ve BIOS cipi arızası , BIOS Ram hatası ve CMOS okuma – yazma hatası Bıos cipinin yerine tam oturmadığından kaynaklanabilir. Ci-

88 89

Page 47: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

pin yerine düzgünce oturduğundan emin olmak için üstüne hafifçe bas-tırın.

- Ekran kartı arızası var ise ve Ramdac kaynaklı ise ekran kartı-nın yerine iyice oturduğundan emin olun. Monitör bağlantısını düzgün yapın. Başka bir ekran kartı alıp ken-di bilgisayarınızda deneyin. Sorun devam ediyorsa kart yuvası bozul-muş olabilir.

- İşlemci hatası beş kısa ve on bir kısa ses var ise; işlemcinizin düzgün bir şekilde takıldığından emin olun.Özellikle on bir kısa ses varsa anakar-tınızdan şüphelenebilirsiniz.

- BIOS Ram Check Sum Error- System Halted, BIOS çipindeki bir hatayı gösterir. Çipteki fiziksel hata veya Bios yazılımında hata olabilir.Sisteminizi yeni bir Bios ile güncel-leyin. Sorun devam ediyorsa yeni bir

Bios cipi alın.- Cmos battery failed; Bios piliniz

bitmiş veya bitecek demektir. Pilini-zin türünü belirleyin ve yeni bir pil alın.

- Flopy disk failed; sisteminizde takılı bulunan disket sürücüleri ile Bios’taki disket sürücü ayarları birbi-rini tutmuyor demektir.

- Keyboard or error keyboard no present: Klavyenizin F1 tuşuna basa-rak hatadan kurtulabilir veya yeni bir klavye deneyebilirsiniz.

- Memory Test Fail; Bios’taki bel-lek ayarlarınızda olabilecek bir prob-lemden kaynaklanabileceği gibi bel-lek modüllerinizdeki kısmi arızalar nedeniyle de ortaya çıkabilir.

- Hardisk failed; sisteminizdeki mevcut hardisk ile Bios’ta belirlen-miş hardisk ayarları birbirini tutmu-yor demektir.

90 91

Irmak Barbarosoğlu

Page 48: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Çağımızın esnek, kolay yönetilebilir ve geliştirilebilir mimarisine kısa bir bakış atıyoruz…

Burak Çörekçioğlu

SOA Mimarisi ve WCF

Service Oriented Architectu-re olarak adlandıran ve kısaltması-nı SOA olarak bildiğimiz bu yapı as-lında programcıların yazılan bir kod parçasını tekrar kullanmak isteme-sinden kaynaklanan ve günümüzde birçok tartışmaya sebep olan bir mi-mari. Tartışmalar SOA fanatikleri ile SOA’nın geçici bir sevda olduğunu düşünen kitle arasında geçiyor, an-cak bu tartışmaları değerlendirmek

için öncelikle bu mimariye bir göz at-malıyız ve bize sağlayacaklarını göz önünde tutmalıyız.

SOA’yı değerlendirebilmek için se-beplere inmeli ve neden böyle bir ih-tiyacın hissedildiğini anlamalıyız. İş dünyasında zamanla bazı ihtiyaçlar değişir, bazı ihtiyaçlar ise çok uzun süreler boyunca hiçbir değişim geçir-meden kendini muhafaza eder. An-cak bütün iş alanlarındaki ortak nok-

ta az veya çok olsun kesinlikle belli aralıklarla iş süreçlerinin ve ihtiyaçla-rının değişime uğramasıdır. Dün ihti-yacım olan bir şeyi bugün kullanmı-yor olabilirim ve piyasa şartları beni yeni alanlarda farklı iş süreçleri ile ça-lışmaya yönlendirmiş olabilir. Deği-şimlere ayak uydurabilen esnek bir mimari ihtiyacı aslında SOA’nın orta-ya çıkmasına neden olmuştur.

SOA’dan önceki dönemlerde bü-tün programlar ve süreçler statik bir şekilde geliştirilmiştir. Esneklik pay-ları yoktur. Yani iş süreçlerinin de-ğişmesi veya yeni ihtiyaçların ortaya çıkması demek bu programların yeni baştan elden geçirilmesi, hatta deği-şimlere bağlı olarak baştan yazılması demek olabilir. Bu da zaman ve para kaybından başka bir manaya gelme-mektedir.

Bu mimari, en çok Legolara benze-tilir. Legolardan bir şeyler yaptığınız-da eğer başka bir şekle dönüştürmek istiyorsanız, basitçe söker ve yeniden birbirlerine takarsınız. Oldukça es-nek bir yapıdır. SOA mimarisinin asıl mantığı da budur. Değişebilen süreç-leri, içinde değişim olmayacak kadar küçük süreç parçalarına ayırırsanız ve bunları servis olarak yayınlarsanız. Bunları programınızın iş katmanında istediğiniz şekilde bir araya getirebi-lir ve Lego evinizi yapabilirsiniz.

SOA mimarisinin özü aslında bir önceki paragrafta gizli ve bunu tek-

rarlamakta fayda var. Değişebilen sü-reçleri yani büyük işleri, değişeme-yecek ve küçük parçalara ayırmak ve daha sonrada bunları uygun şekilde birleştirerek kullanmak bize SOA’nın esnekliğini sağlayacaktır.

Servis kavramına değinmek gere-kirse, servisler aslında belli işleri ya-pan fonksiyonlardır. Ancak servisler bir dll gibi fiziksel olarak elimizde bu-lunmazlar. Hazırlanan servisler belir-lenen iletişim protokolleri aracılığıy-la yayınlanır. Uygulamalarımızda bu servislere erişerek üzerlerinden iste-diğimiz işlemleri yaptırarak sonuçla-rımızı elde ederiz.

SOA mimarisiyle tasarlanmış bir sistem genişlemeye açıktır, çünkü yeni servisler ilave edilerek çok ra-hat bir şekilde geliştirilebilir. Ayrıca SOA’nın bir önemli özelliği de yaz-dığımız servislerin birden çok plat-formdan ulaşılabilir olmasıdır. WCF açısından baktığımızda yayın proto-kolümüz eğer istemci tarafından ta-nınıyorsa, her türlü sistemden bu servisleri kullanabilir.

SOA mimarisine genel bir bakış attık, artık WCF’i tanımaya başlaya-biliriz. WCF yani Windows Commu-nication Foundation, SOA mimarisi-ni uygulamak amacıyla ortaya çıka-rılan bir Microsoft çözümüdür. Ar-tık Microsoft’ta bazı değişimler ol-duğunu sinyallerini birkaç senedir zaten takip ediyoruz. Bu bağlamda

92 93

Page 49: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

.NET Framework 3.0 versiyonuna da-hil edilen WCF’de diğer sistemler ta-rafından erişilebilir ve SOA mimarisi-ne tam olarak adapte edilmiş, bu mi-mariyi gerçeklemek amacıyla geliş-tirilmiş bir sistemdir. Kısaca WCF ile geliştirdiğiniz bir servise bir Java uy-gulaması üzerinden ulaşmanız hiçte zor bir şey değil.

Öncelikli olarak değinilmesi gere-ken nokta WCF’in ABC’si olarak bah-sedilen Adresses, Bindings, Cont-racts konularıdır. Oldukça basit şe-kilde açıklamak gerekirse : Adresses, servisimizi yayınlayacağımız ve bu servisten yararlanmak için geliştirdi-ğimiz client uygulamadan bu servise hangi adres üzerinden bağlanacağı-mızı belirtir. Bindings, yayın yapmak için kullanacağımız tiplerdir. Bir bin-ding, yayın protokolü ve veri çözüm-leme türü içerir. Bazı binding tipleri ile her platform tarafından erişilebi-len servisler oluşturabildiğimiz gibi, bazı binding tipleri ile yazılan ser-visler sadece .NET platformları tara-fından ulaşılabilir. WCF içindeki end-point olarak adlandırılan yapılardan yararlanarak bir servise birçok end-point yani yayın noktası ekleyebili-riz. Örneğin, yazdığımız servisi hem HTTP protokolü ile web üzerinde ya-yınlayabilir hem de TCP protokolü ile kendi ağımızda yayınlayabiliriz. Bu-nun örnekleri çoğaltılabilir. Nitekim halihazırda birçok protokolle farklı

tipler altında yayın yapmaya izin ve-rilmesiyle beraber kendi tiplerimizi de geliştirebiliriz. Contracts ise, cli-ent ile server arasında bir tanışıklık yaratmak için hazırlanan arayüz dos-yalarıdır. Şimdilik bu yazımızda servis sözleşmelerine değineceğiz.

Servis sözleşmeleri, servisimiz üzerinde hangi fonksiyonların bu-lunduğunu ve hangi parametreleri aldıklarını client uygulamamıza bil-diren arayüz dosyalarıdır. Yani client ile serverın tanışmasını sağlayan ara-cılardır.

Temel sözel bilgiyi verdiğimize göre, WCF’de basit bir uygulama yap-manın vakti geldi.

Visual Studio’yu açıyoruz ve WcfDortIslem adında yeni bir WCF Service Library’ı WCF seçeneği altın-dan oluşturyoruz. Otomatik olarak gelen dosyaları siliyoruz, çünkü bü-tün kodları elle yazarsak daha verim-li bir şekilde öğrenebiliriz. Bundan sonra projemize 2 tane Code File ek-liyoruz ve adlarını IWCFDortISlem.cs, WCFDortIslem.cs olarak belirliyoruz.

IWCFDortIslem.cs servis ola-rak görev yapacak olan sınıfımızın interface’ini içerecek yani bize Ser-vice Contract olarak hizmet edecek. Şimdi bu dosyanın kodlarını yazabi-liriz.

using System.ServiceModel;

namespace MerhabaWCF

{

[ServiceContract]

public interface IWCFDortIslem

{

[OperationContract]

double Topla(double x, double y);

[OperationContract]

double Cikar(double x, double y);

[OperationContract]

double Carp(double x, double y);

double Bol(double x, double y);

}

}Bir interface oluşturduk ve içeri-

sinde 4 tane metodu belirttik. Nor-mal bir interface ile arasında ki fark ise bir ServiceContract imzası ile im-zalanmış olması. Ayrıca görebileceği-niz gibi biri hariç diğer fonksiyonla-rımızda OperationContract imzası ile imzalanmış durumda. Bu şekilde, bu interface’in bizim servis sözleşmemiz olduğunu ve içerisinde imzalı me-totlarında servis tarafından yayınla-nacağını belirttik. Yani biz interface içinde metodumuzu OperationCont-ract olarak imzalamazsak istemciler-den de bu metoda ulaşamayız. Bunu istemci uygulamamızı yazarken gö-receğiz.

WCFDortIslem.cs dosyası bizim demin oluşturduğumuz interface’in uygulayıcısı olacak ve orada belirt-tiğimiz metotların ne iş yapacağını

içerecek.namespace MerhabaWCF

{

public class WCFDortIslem : IWC-

FDortIslem

{

}

}Yukarıdaki şekilde kodumuzu ya-

zıyoruz. Daha sonra uyguladığımız interface’in isminin üstüne tıklıyoruz. Shift+Alt+F10 kısayolunu kullanarak çıkan kutucukta ”Implement Interfa-ce” seçeneğiyle kodumuzun aşağıda-ki hale gelmesini sağlıyoruz.

namespace MerhabaWCF

{

public class WCFDortIslem : IWC-

FDortIslem

{

#region IWCFDortIslem Members

public double Topla(double x, do-

uble y)

{

throw new System.NotImple-

mentedException();

}

public double Cikar(double x, do-

uble y)

94 95

Page 50: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

{

throw new System.NotImple-

mentedException();

}

public double Carp(double x, do-

uble y)

{

throw new System.NotImple-

mentedException();

}

public double Bol(double x, do-

uble y)

{

throw new System.NotImple-

mentedException();

}

#endregion

}

}Görebileceğiniz üzere interface’de

oluşturduğumuz fonksiyon tanım-lamalarını bu kısayol ile class’ımıza otomatik olarak ekleyebiliriz. Şimdi fonksiyonlarımızın içeriğini ekleye-lim.

namespace MerhabaWCF

{

public class WCFDortIslem : IWC-

FDortIslem

{

#region IWCFDortIslem Members

public double Topla(double x, do-

uble y)

{

return x + y;

}

public double Cikar(double x, do-

uble y)

{

return x - y;

}

public double Carp(double x, do-

uble y)

{

return x * y;

}

public double Bol(double x, do-

uble y)

{

return x / y;

}

#endregion

}

}Basit şekilde fonksiyonlarımızın

isimlerinde yazan işlemleri oluştur-duk. (Bu bir gerçek hayat örneği de-ğil, sadece basit şekilde işlerin nasıl yürüdüğünü gösteriyor.)

Servis sözleşmemizi ve bu söz-leşmeyi uygulayan sınıfımızı yazdık. Şimdide bu sınıfı yayınlamamız ge-

rekli. Bunun için solutionımıza Ser-visYayın adlı yeni bir Web App ek-liyoruz. Bu projeye de Service.svc adında boş bir dosya ekliyoruz. Daha sonra ServisYayın projemi-ze demin ki projede oluşturdu-ğumuz library(.dll) dosyamızı re-ference olarak göstermemiz gereki-yor. WcfDortIslem klasörü içerisinde-ki bin/Debug yolunda proje isminiz-le aynı bir dll olmalı. Bu dlli ServisYa-yın projenize referanse ettikten son-ra aşağıdaki kodu Service.svc dosya-nızın içine yazın.

<%@ ServiceHost Language=”C#”

Debug=”true” Service=”MerhabaWCF.

WCFDortIslem” %>

Şu anda geliştirmekte olduğumuz için bu servisi yayınlarken de debug moda yayınlama gereği duydum an-cak projenizi nihai haline getirince servislerinizi debug moda yayınla-mayın, çünkü bu yakalanmayan bir hata oluştuğunda bütün hata mesajı-nın kullanıcıya gösterilmesine sebep olur. Service kısmında MerhabaWCF namespace’i altındaki WCFDortIs-lem sınıfını belirttik. Böylece bu sını-fın servis olarak yayınlanacağını be-lirtmiş olduk.

Evet, artık servisimizin yayın adre-sini, endpointlerini ve behaviorlarını belirleme vakti geldi. Projemizde bu-lunan web.config dosyasına sağ tık-

lıyoruz ve dikkatinizi çekeceği üzere Edit WCF Configuration seçeneğine tıklıyoruz.

Karşımıza gelen bu ekranda Crea-te a New Service’e tıklıyoruz. Bu ek-randa Service Type’da Browse kıs-mından Referanse ettiğimiz dll’i se-çiyoruz, hemen ardından bu dll içeri-sindeki classlar ekrana yansıtılıyor ve bunlar arasından da hangi classın ya-yınlanacağını seçiyoruz. Bir sonraki sayfada ise servis sözleşmesini ken-di otomatik olarak algılıyor. Bundan sonraki sayfada ise hangi protokolü kullanarak servisimizi yayınlayacağı-mız soruluyor, biz http protokolünü kullanacağız bu uygulamamızda. Ba-sic Web Services tercih ediyoruz bun-dan sonraki sayfada da.

Yayın adresi olarak http://local-host:3266/Service.svc belirtiyoruz. Bu port numarasını elde etmek için daha bu işlemleri bitirmeden hemen Visual Studio ekranına dönün ve F5 tuşuna basarak projenizi çalıştırın. Sağ alt köşede baloncuk halinde pro-jenin hangi porttan çalıştığı yazacak-tır. Siz de bu adresi yayın adresi ola-rak yazın.

Finish demenizle servisiniz oluştu ancak bu servise ulaşabilmek için bu servisin metadata behaviorının http

96 97

Page 51: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

protokolü için true olarak ayarlanma-sı gerekmekte.

Bu yüzden yeni bir Service Behavi-or oluşturuyoruz.

Resimlerde de görüldüğü gibi bir isim tanımlıyoruz, daha sonra Add diyerek serviceMetadata seçeneği-ni seçiyoruz. Oluşturduğumuz beha-viora tıklıyoruz ve HttpGetEnabled özelliğini true yapıyoruz. Daha son-

ra Services tabı altındaki servisimi-ze tıklıyoruz ve Behavior Configura-tion özelliğinden oluşturduğumuz behavior’ı seçiyoruz.

Bu pencereyi kapatın, kapatırken kaydedeyim mi diye soracaktır, yap-tığınız değişiklikleri kaydetmelisiniz. Eğer bütün adımlar doğru yapılmış ise F5’e basarak projenizi çalıştırın ve karşınıza servisinizin görüntüsü ge-lecek.

Evet, ilk servisimizi yazdık ve ya-yınladık. Ancak bir client uygulama ile bu servise ulaşıp bazı işler yap-tırmadıkça bu servisin hiçbir mana-sı olmayacaktır. Hemen Client isimli bir Web App yarattım. Default.aspx’e yan yana iki textbox, sonucu yazmak için bir label ve aşağıya da verileri yollamak için bir buton ekliyoruz.

Dropdown List’in içine +,-,*,/ de-ğerlerine sahip nesneler ekliyoruz.

Daha sonra kod tarafına geçerek ilk önce clientımızı tanımlayacağız. Bu-nun için projemizin Reference kısmı-na sağ tıklayıp Add Service Referen-ce diyoruz. Discover butonunu tık-layarak çalıştığımız solution içindeki servisleri otomatik buldurabiliriz.

Resimde de göreceğiniz üzere sa-dece yazdığımız 3 metot client tara-fından erişilebilir. Çünkü eğer bir me-todumuzu OperationContract ile im-zalamazsak o metot bir servis meto-du olarak görülmez ve biz Bol isimli metodumuzu OperationContract ile imzalamamıştık. Aşağıdaki bardan servisimize clienttan ulaşmak için bir namespace ismi veriyoruz. Daha sonra client olarak görev yapa-cak web sayfamızın kod tarafına geçiyoruz.

public partial class _Default :

System.Web.UI.Page

{

ServiceReference1.WCFDortIs-

lemClient client;

protected void Page_Load(object

sender, EventArgs e)

{

client = new Client.ServiceRefe-

rence1.WCFDortIslemClient();

}

protected void btnSend_

Click(object sender, EventArgs e)

{

double sonuc = client.

Topla(Convert.ToDouble(txtsayi1.Text),

Convert.ToDouble(txtsayi2.Text));

lblsonuc.Text = sonuc.ToString();

}

}ServiceReference1 namespacei-

nin WCFDortIslemClient sınıfından bir nesne oluşturuyoruz. Bu sınıfı biz yazmadık ancak, bu servisten yarar-lanabilmemiz için otomatik olarak oluşturuldu. Daha sonra basit şekil-de bu nesne üzerinden yazdığımız ve servisimiz ile yayınladığımız metotla-ra ulaşabiliriz.

Kısa şekilde SOA mimarisine ve çok basit biçimde de WCF’de servis geliştirilmesine değinmeye çalıştım.

Kolay gelsin.

98 99

Page 52: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

100 101

Aşir Çalışkan

Page 53: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

PROGRAMLAMA

Small Basic - 2Hakan Ayaz Damar

Bu dersimizde kaldığımızdan yerden son hızla Small Basic’e de-vam ediyoruz. İlk olarak sizlere değişkenleri ve değer atamala-rını göstereceğim.

Bir önceki derste bir takım veri türlerini tanımıştık. Şimdi bunları da kullanarak program yazmaya devam edeceğiz. Açın Small Basic’i ve bera-ber kodlamaya başlayalım. Ne kadar çok yazarsanız o kadar hata yapma-dan ve hızlı kodlama yapmayı öğre-nirsiniz.

Şimdi ilk olarak değişkenleri anla-tayım size ve bununla beraber ope-ratörleri de anlatacağım. İlk operatö-rümüz “=” yani eşittir operatörü. Bu

operatörün yaptığı iş, internette do-laşan bir sürü hatalı tanımın aksine sağ taraftaki bellek bölgesini alıp sol tarafa KOPYALAMAKTIR! Taşımıyoruz, burada dikkat edelim. Kopyalıyoruz.

Bunu biraz daha açıklayalım: Me-sela elimizde Hakan Damar ile Web Programlama Eğitimleri, 23 ve 45.12 değerleri olsun. Bunları daha önce-ki bilgilerimizden yola çıkarak değer-lendirirsek,

Hakan Damar ile Web Prog.. =>

String bir veri türüdür.23 => İnteger(int) bir veri türüne

sahiptir.45.12 => ise Double veri türüdür.Şimdi biz programdaki bu verile-

re farklı yerlerde ve değiştirerek eriş-mek isteyebiliriz. Örneğin ileride gö-receğiniz karar, kontrol mekanizma-larında bir string’in bizim verdiğimiz değere eşit olup olmadığını kontrol etmek isteyeceğiz. Bu durumda eli-mizdeki ilk string değerin hepsini ya-zıp bu eşit midir? Sorusunu sormak daha kolay yoksa onu temsil edecek “hkn” isminde bir değişken oluştu-rup onu mu? Yazmak daha kolay? Ta-biki hkn olarak ifade etmek daha ko-laydır. Bunun yanında ileride prog-ramımız büyüdüğünde artık değiş-kenlerin taşıdığı değerleri bilsek bile veri türlerinden emin ola-mayız. Yani Sayi3 ismin-de ve “Atilla Efe” değerine sahip bir değişken olabi-lir. Bu string’dir ama Sayi3 ismi verilirse biz bunu ile-ride bir sayi olarak değer-lendirmeye çalışacağız ve programımız çökecektir. Bu sebeple değişkenle-ri adlandırırken taşıyacağı veri türüne ve veriye uy-gun bir isim yazmamız gerekmekte-dir. Örneğin;

Yas = 7

Adi = “Hakan”Soyadi = “DAMAR”Meslek = “Yazılım Uzmanı”Maas = 5.650 gibi değişken tanım-

lamaları yaparsak ileride Maas de-ğişkenini gördüğümüzde bunun int veya double olabileceğini tahmin et-memiz daha kolay olacaktır. Şimdi bu tablodan da anlaşılacağı gibi değiş-kenler şu şekilde tanımlanmaktadır.

<DegiskenAdi> = <DegiskenDe-geri> şeklinde tanımlanmaktadır. Daha önceden de bahsettiğim gibi = operatörü bu durumda sol tarafta-ki veriyi alıp sağ taraftaki bellek böl-gesine kopyalayacak ve artık sağ ta-raftaki bellek bölgesi sol tarafı ifade edebilir şekilde olacaktır. Hemen SB üzerinde birkaç değişken tanımlayıp. Ekran çıktısına beraberce bakalım:

Gördüğünüz gibi değişkenlerimi-zi eşittir operatöründen yararlana-rak tanımladık ve doğru tanımladı-ğımız değişkenler hemen SB Editö-

103102

Page 54: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

rümüzün kod tamamlama özelliğine dahil edildi. Böylece ileri bir değişke-ne ihtiyacımız olduğunda editörü-müz bize hatırlatmaktadır. Buda ha-talı kod yazma oranımızı ciddi şekil-de düşürmektedir. Programımızı ça-lıştırdığımızda Ekrana 405870138 ya-zacaktır.

Biliyorum siyah ekran üzerinde çalışmaktan pek hoşlanmıyorsunuz ama kodlara yoğunlaşabilmeniz adı-na şimdilik bu gereklidir ama kod-larımıza biraz renk katabiliriz. Şimdi programı aşağıdaki şekilde yazarak tekrar çalıştırınız. (Resim 2)

Burada ilk defa karşılaştığınız iki tane nokta var birincisi TextWindow.ForegroundColor diğeride “+” artı operatörü. Operatörler farklı yerler-de kullanıldığında farklı davranırlar. Şimdiye kadar bir tane operatör öğ-rendiğimizden eşittir üzerinden ör-nek verelim. Eşittir normalde yuka-

rıda da dediğimiz gibi sol tarafta-ki data’yı alıp sağ tarafa atamamı-za yarıyordu ama ileride göreceği-miz karar kontrol mekanizmaların-dan IF…Then..EndIF yapılarında kar-şılaştırma işleminde de kullanılmak-tadır.Dikkat edelim burada karşılaş-tırma yapmıyor sadece kullanılıyor. Karşılaştırma işlemini IF ifadesi yap-maktadır. Bunu ileride anlatacağım-dan şuan girmiyorum. Bunun gibi “+” artı operatörü’de string değerler ile beraber kullanılırsa birleştirme ope-ratörü işlevini görür. Sayılsa ifadeler arasında kullanılırsa da toplama işle-vini sağlamaktadır. ForegroundColor ise ekrana bastırılacak datanın han-gi renkte olacağını belirlemektedir. Alabildiği renk türleri bu versiyon da aşağıdaki gibidir.

• Black• Blue• Cyan

• Gray• Green• Magenta• Red• White• Yellow• DarkBlue• DarkCyan• DarkGray• DarkGreen• DarkMagenta• DarkRed• DarkYellowİleride tabii ki bu renkler daha da

çoğalacaktır. Eğer bu renk paletleri dışında bir renk yazarsanız SB otoma-tik olarak değeri White’a yani Beyaz’a çekmektedir. Bu yüzden hatalı bir renk verdiğinizden dolayı programı-nız çökmez ama verdiğiniz renk pa-lette yoksa beyaz renkte gösterir. Bu yüzden eğer verdiğiniz renk çıkmı-yorsa bu paleti kontrol ediniz.

Programımızı çalıştırdığımızda karşımıza şu şekilde biraz da olsa renkli bir ekran çıkmaktadır. (Resim 3)

Gördüğünüz gibi “+” (artı) opera-törü ile string’leri birleştirdik ve bu-rada dikkat etmeniz gereken bir nok-ta tırnak içerisinde verdiğiniz boşluk-larda sayılmaktadır. Yani iki string ifa-de arasında boşluk bırakmak istiyor-sanız kapatma tırnak işaretinden he-men önce bir kere space(boşluk) tu-şuna basınız.

Şimdiye kadar hep yazdıkta, yaz-dık peki kullanıcıdan gelen verileri nasıl alacağız? Eğer, hatırlarsanız size TextWindow class’ını anlatırken oku-ma ve yazma yapar demiştim. Şimdi-ye kadar verileri yazdırdık. Şimdi ise sıra verileri okumaktadır. Ekrandan girilen verileri şu şekilde okuyabiliriz. (Resim 4)

Şimdi burada açıklamam gereken

Resim 3

Resim 2 Resim 4

104 105

Page 55: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

ilk nokta TextWindow.Write() fonksi-yonu ne işe yarıyor. Bu fonksiyonun WriteLine() fonksiyonundan tek farkı verilen datayı ekrana yazdıktan son-ra bir satır aşağı geçmemesidir. Ge-nelde ekrandan veri okutmak istedi-ğimiz zamanlarda kullanırız. Bunun dışında Ms SB diğer bir çok program-lama dilinde olduğu gibi kodların hepsini okumakta fakat satır,satır yo-rumlamaktadır. Bunun doğruluğunu bu kodlar üzerinden iki şekilde kont-rol edebilirsiniz.

1. Eğer kodların tümünü oku-yup bir kerede hepsini yorumlasay-dı. Hangi takımlısınız: yazısı da açık pembe olması gerekiyordu. Ama bi-zim programımızda 3. satırdan son-raki yazılar açık pembe olmuştur.

2. Kodumuzun içerisinde Prog-ram.End() komutu var. Bildiğiniz üze-re bu kod yorumlandığı anda prog-ram sonlandırılmaktaydı. Demek ki üst taraftaki satırlardaki kodların yo-

rumlanma işlemlerinin tamamlan-masını beklemektedir. Yoksa çalıştır-dıktan 3,5 saniye sonra programın kapanması gerekiyor. Programınızı açarak 5�e kadar sayabilir ve progra-mınızın kapanmayacağını görebilir-siniz.

Bu programda direk TextWindow.WriteLine(Takim) ‘da diyebilirdik. O zaman ekrana sadece yazdığınız ta-kımı açık pembe şeklinde yazacaktı. Fakat hemen bir önceki konuda öğ-rendiğimiz artı operatörünü de kul-lanarak bilgilerimizi daha da pekiştir-miş olduk. Böylece ekrandan okudu-ğumuz verinin başına, sonuna veya ortasına istediğimiz veriyi yazdırabi-leceğimizi öğrendik.

Burada bir de değişken tanımla-ma işlemi yaptık fakat değer olarak bir class’ın bir metodunu verdik. Bel-ki, diyebilirsiniz bu ne int nede string ama ben size ilk başta bunu sorabi-leceğinizi düşünerek en temel açık-

lamalayı yapmıştım. Sağ tarafta-ki bellek bölgesini artık sol taraftaki data ifade etmektedir. Yani bizim için TextWindow.Read() artık bu program süresince Takim ‘dır. Şimdi bunu da daha iyi anlatmak için değişken kul-lanmadan programımızı düzenleyip tekrar aşağıdaki şekilde yazarak ça-lıştıralım. (Resim 5)

Programımızı çalıştırdığımızda ek-ran görüntüsü yukarıdaki şekilde olacaktır. (Resim 6)

Gördüğünüz gibi aynı programı yazdık fakat daha uzun ve anlaşılma-sı daha zor bir kod mimarisi ortaya

çıktı. Burada Takim yerine direk Text-Window.Read() yazdık ve aynı işlemi yaptırdık. Burada bir bilgi daha ver-mek istiyorum. Yukarıdaki kod blok-larında bir yazı görmektesiniz bunu normalde programın içine yazarsa-nız derleme aşamasında hata alacak-sınız. Ms Small Basic ile kodlama ya-parken eğer bir yerde açıklama satırı yazmak isterseniz Tek tırnak işaretini kullanabilirsiniz. Böylece IDE başında Tırnak ” ‘ ” işareti olan satırı dikkate al-madan yoluna devam edecektir.

Birazda sayılarla ve matematiksel işlemlerle uğraşalım değil mi? Kork-

Resim 7Resim 5

Resim 6

106 107

Page 56: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

mayın basit işler yapacağız ve bi-zim yerimize hesaplama işlemlerini SB’e yaptıracağız Tembelliğe devam yani…

Daha öncede bahsettiğim gibi artı operatörü ile sayılar arasında top-lama işlemi yaptırabiliyorduk. Şim-di değişken kullanalım, kodlarımızı renklendirelim ve kullanıcıdan veri alalım. Bakalım neler yapacağız. (Re-sim 7)

Programımızı çalıştırdığımızda şu şekilde bir ekran çıktısı üretecektir. (Resim 8)

Şimdi burada diğer işlemlerin ör-neklerini de yayınlayarak makalenin boyutunu uzatmak istemiyorum. Bu-nun yerine Toplama, Çıkartma, Çarp-ma ve Bölme işlemlerini yaparak size makale bitimindeki kaynak kodları kısmında sunacağım. İndirerek ince-leyebilirsiniz.

Bir sonraki dersimizde ekrandan sayı okuma ve işlem önceliği için pa-

rantez kullanmak gibi örnekler yapa-rak yeni metotlar öğreneceğiz. He-men ardından artık karar kontrol me-kanizmalarına geçerek, gelen verile-re göre sürekli olarak cevaplar vere-bilecek daha akıllı programlar yaza-cağız.

Örnekleri iyice inceleyerek kendi-nizde örnekler üzerinde değişikler yaparak çalıştırınız. Ardından şimdi-ye kadar öğrendiğiniz tüm bilgileri-nizi kullanarak kendiniz bir program yazmaya çalışınız.

Bundan sonraki derslerde artık daha da eğlenmeye başlayacağız. Güzel konular var sırada.

Bu dersin kaynak kodlarını indir-mek için aşağıdaki bağlantıyı tarayı-cınızın adres çubuğuna yazınız.

http://e-uzman.org/DownLoad/Microsoft_Small_Basic/Ders2_.rar

Saygılarımla...

Resim 8

108 109

Eda Çağlar

Page 57: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Search Engine Optimization (Arama Motorlarına Optimizasyon) anlamına gelen SEO, sitelerinizin arama motorlarına optimize edilmesidir. Bu optimizedeki amaç sitelerinizi Google aramala-rında üst sıralara taşımaktır.

SEO Nedir?WEB SİTESİ

Okan Oktay Yurdakadim

SEO’nun size faydası sitenizin adı-nı duyurmak ve hedef kitleye ulaş-maktır.

Nereden Başlamalıyım? SEO’da alan adlarınız (domain-

ler) için önemli bir faktördür. Bunu ufak bir örnek ile açıklayalım, bir çi-çekci sitesi yapcaksınız ve Google’da üst sıralarda yer almak istiyorsunuz. Bunun için alan adınızı alırken www.

xxxcicek.com, www.xxxcicekcilik.com gibi alan adlarını tercih etmelisi-niz. Yani sitenizin hizmet verdiği ala-nın adının domain içerisinde geçme-sinin çok büyük faydası vardır.

SEO’da en önemli yöntemler-den biri de sitenizi güncel tutmak-dır. Sürekli paylaşımlar ve makale-ler yayınlayarak siteniz için optimi-zasyonda uzun bir yol almış olursu-nuz. Ama Google botları sitenizi zi-

yaret ettiğinde eklediğiniz makaleler Google’ın veritabanındaki aynı ma-kale ile uyuşuyorsa Google’ın gözün-de itibarınız sarsılır. İtibarınızın sarsıl-maması için ekleyeceğiniz makalele-ri kendiniz yazmalısınız veya aldığı-nız makalenin cümlelerini kendini-ze göre uyarlıyarak yayınlamak fay-dalı olacaktır. Kullanıcılarınıza sürekli e-kitaplar hediye edin, bedava prog-ramlar dağıtın. Bunun size hiçbir za-rarı olmayacaktır. Ama sitenizde wa-rez adı verilen ve yasal olmayan içe-riklere yer vermeyin. Bu tür içerikler de Google’ın gözünde itibar kaybına neden olacaktır.

İlk Adım• Sitenizde kullanıcılara sürek-

li sitenin hangi bölümünde ol-duklarını bildirmek için navi-gasyon dediğimiz menü tarzını kullanarak kolaylık sağlarsınız.

• Site içerisinde verdiğiniz linkler diğer yazı tiplerinden ayırt edi-ci olmalı ve kullanıcı bunu net bir şekilde görebilmelidir.

• Sitenin herhangi bir bölümün-de verdiğiniz bilgilerin başlık-larını verilen bilgi içerisinde minimum 5 kez kullanın.

• Site içerisinde verdiğiniz bil-gilerde anlam kargaşası olma-malı. Eğer bir yazıyı çıkardığı-nızda anlam ve verilmek iste-nen mesaj bozulmuyor ise o

kısmı silin. • Sitenizin bir sayfasında 50’den

fazla link vermemeniz sizin için faydalı olacaktır.

• Sitede kullandığınız resimlerin özelliği olan “alt“ seçeneğini muhakkak kullanın. Örnek kul-lanım; <img src=”arabaresmi.jpg” alt=”Araba, Araba Resimle-ri, Arabalar”>

• Sitenizin konusu ile ilgili site-lerden backlink alın. Sitenizin kategorisindeki siteden back-link almanız diğer sitelerden almanızdan daha avantajlı olur.Backlink alırken backlinki aldı-ğınız sitenin pagerank (pr) de-ğeri ne kadar yüksek olursa si-zin için o kadar faydalı olur.

Pagerank Kavramı Pagerank, Google tarafından site-

lerin 10 üzerinden belli bir not ile de-ğerlendirilmesidir. Bu notun yüksel-mesindeki faktörler, sitenize ait olan bağlantı sayısına, sitenin kalitesi-

110 111

Page 58: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

ne ve ziyaretçi sayısına göre değişir. Bu değeri yülkseltmek için en önem-li faktör, içeriğinizi sürekli güncelle-mek ve backlink almaktır. Günümüz-de bu faktör çeşitli hileler ile artırıl-maktadır, ama Google bu durum kar-şısında güvenlik önlemi almıştır ve bu hileler Google tarafından anlaşıl-dığı durumda site Google arama mo-torundan banlanır. Yani aramalarda site Google’da çıkmaz.

Sitelerinizi Dizinlere Kayıt EdinDizin, sitelerin kategoriler altında

listelenmesidir.

Neden Dizine Kayıt Etmeliyim? Sitelerinizi dizinlere eklediğinizde

Google’da indekslenme hızınız daha çok artacaktır. Bu da aramalarda üst sıralara çıkmada büyük bir rol oynar. Günümüzde bilinen en önemli di-zinlerden biri de dmoz’dir. Bu dizine kayıt çok kolay değildir. Dizine kayıt hizmetini ücretli veren dizinler var ve ufak bütçeler ile bu dizinlere de site-lerinizi kayıt edebilirsiniz.

Site Uzantılarınız Nasıl Olmalı?Bazı CMS sistemlerin uzantıları

.asp, .php gibidir. Ama Goog-le .html ve .htm uzantılı siteleri daha kolay ve çabuk indeksle-mektedir. Bu da arama motor-larında üst sıralarda yer alma-nızda yardımcı olur.

Sitelerinizi Yayınlamadan Goog-le Dizinine Kayıt Edin

Sitelerinizi yayınlamadan önce Google dizinine kayıt ettiğinizde Go-ogle botları sitenizin açılmasını bek-lemekte olur ve siteniz açıldığında hemen indekslemeye başlar.

Peki, bunu nereden nasıl yapa-caksınız?

www.google.com.tr/addurl adre-sindeki formu doldurarak sitenizi Go-ogle dizinize kayıt edebilirsiniz.Bu iş-lem bir hafta içerisinde gerçekleşir.

Site Haritası Kullanın Google sitenizin sayfalarını verita-

banına kayıt etmek için çok hızlı ça-

lışmaktadır fakat bu sayfalar düzen-li olarak indekslenmeyebilir, bu aşa-mada site haritası Google’a yardımcı olarak sitenin daha kolay indekslen-mesinde yardımcı olur.

Site Map Nasıl Oluşturulur? Ufak çaplı sitelerinizin sitemaple-

rini internetteki sitelerden yapabi-lirsiniz. Büyük çaplı sitelerinizin site-maplerini ise bilgisayarınıza indire-ceğiniz sitemap programları ile oluş-turabilirsiniz.

Anahtar Kelimeler Anahtar kelimelerinizi seçerken si-

teniz ile ilgili kelimeler olmalıdır, aksi takdirde Google bu anahtar kelime-

leri dikkate almayacaktır. Örneğin; bir bilgisayar sitesinin

anahtar kelimelerinde PC, bilgisayar gibi anahtar kelimeler yerine araba, uçak gibi gereksiz anahtar kelimeler yer almamalıdır.

Sitenizde Kullanılar Diller Sitenizde kullanacağınız diller

CSS, XHTML ve Ajax gibi diller olma-lıdır. Google botları CSS ve XHTML gibi dilleri daha kolay okur. Kısaca Google XHTML ve CSS dillerini sever.

RSS Desteği Sitenizdeki kullanıcıların girilen

içerikten hemen haber alabilmeleri için RSS desteği de çok önemlidir.

112 113

Page 59: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

114 115

Esra Hazar

Page 60: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

Fotoğraf teknolojisi çok hızlı bir şekilde gelişmesini sürdürüyor. Yeni ürünler ve yeni imkanlarla çok ileri bir seviyeye ulaştı di-yebiliriz. Bu yazımızdan itibaren fotoğrafın en eski anından bu-güne geçirdiği aşamaları ele alıyoruz.

TarihtenGünümüzeFotoğraf

ARAŞTIRMA - İNCELEME

Coşkun Pınarbaşı

FOTOĞRAFIN TARİHİ

Photo, Graphus, Işık, Çizim

M.Ö. 4.Yüzyılda Aristo mağara de-liğinden içeri giren ışığın, karşı du-varda ters görüntüsünü yansıttığını bulur.

1490 yılında Leonardo Da Vin-ci’ nin yayınlanan notlarında resim-de perspektif için karanlık odadan yararlanma fikrini ortaya attığı bilin-mektedir.

1500’lerde Camera Obscura bulu-nur. (Yukarıdaki resim)

Bu düzeneğe Daniello Barbero’nun 1568 yılında bir diyafram düzeneği ve Giralamo Cardano’ nun ince ke-

narlı bir mercek ilave etmesiyle, op-tik ve mekanik açıdan çalışmalar he-men hemen tamamlanmış olur.

17. - 18. Yüzyılda Camera Obscura boyutları taşınabilir hale geldi. Alman bilim adamı Johann Zahn,1776’da özellikle portre resimleri çizebilmek için, elde taşınabilecek kadar küçük Camera Obscura’yı imal etti. Bu sis-temde tüp içine yerleştirilmiş ile-ri geri hareket edebilen netlik ayarı yapabilen bir mercek sistemi, ayrıca giren ışığın şiddetini denetleyici bir delik ve görüntüyü yansıtan bir ayna bulunuyordu. Delikten geçen görün-tüler, kutunun yukarısında bulunan opal cam üzerine yerleştirilmiş yağ kâğıdından, yarı saydam yüzeye dü-şüyordu. Bu sistem tek mercekli ref-leks makinelerin işlevine sahipti.

116 117

Page 61: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

FOTOĞRAF KİMYASI ÜZERİNE ÇALIŞMALAR

Işığa duyarlı kimyasal maddeler üzerinde ilk çalışmayı CRISTOPH AD-LOF BOLDWIN gerçekleştirdi. (1674) Buluşu, Latince ışık taşıyıcısı anlamı-na gelen “Fosfor “du.

17 YY. da ANGELO SALA (İtalyan bilim adamı): “Toz halinde Gümüş Nitrat güneşte bırakıldığında kömür gibi kararır “

1727 yılında JOHANN HEINRICH SCHULZE (Alman Tıp Profesörü) Bald-win’ in deneylerini izledi. Schpop-hors adlı eriyiği keşfeder. Bu bir kireç nitrat karışı mıdır. Kağıda, veya rafine

edilmiş derilere oyulmuş desenlerle Gümüş Nitrat doldurulmuş şişeleri, güneşe bıraktığında bunların duyarlı yüzey üzerine iz bıraktığı gördü. Bun-lar ömürsüz ilk fotoğrafl ardı.

1802 yılında İngiliz THOMAS WEDGWOOD Gümüş Nitrat emdi-rilmiş beyaz kağıt ve deri parçaları ile deneyler yaptı. Camera Obscura ile çok silik görüntüler alabildi. Foto gramlara yöneldi. Ancak görüntüleri saptayamıyordu. Saptama banyosu olmadığından saydam desenler ka-ranlıkta mum ışığı ile görülmekteydi.

JOSEPH NICEPHORE NIEPCE (1765 -1833): HOLIOGRAVURE

(HELİO + GRAVÜR = GÜNEŞ +RE-SİM)

1816 ’da vernikle saydamlaştırdığı bir kağıtta oluşan görüntüleri, kalay levha üzerine geçirmeyi başarmış ve kullandığı çeşitli kimyasal maddeler-le deneylerini sürdürmüştür. Niepce, oğlu ISIDORE ile taş baskı üzerine de-senler gerçekleştirmekteydiler. Oğlu kalıpları hazırlar, kendisi de desenle-ri yapardı. Isidore, askere gidince, de-sen çizimi sorun olur. O yıllarda ışık görünce sertleşen bir tür asfalt kulla-nılmakta idi (İngiliz asfaltı). Taş baskı kalıbını YUDA BİTÜMÜ özü ile kaplar, üzerine desen çizilmiş kağıdı örter güneşte bırakır. Bu işte metalik ayna-lar kullanır. Lavanta yağı ile yıkar. Yu-muşak kısımlar akar, taş ortaya çıkar. Asit Banyosu ile bu kısımlar çukurlaş-tırılır. Asfalt tabakası kaldırılınca ge-riye kalıp kalır. 1824 Klasik resimlerin Helio gravure’lerini yapar aklına Ca-mera Obscura kullanmak gelir. Cha-ron sur Saune’ daki evinin odasını Ca-mera Obscura’ ya çevirerek, bütün bir gün, sekiz saatlik bir pozlandırma ile, penceresinden görünen avlunun görüntüsünü kaydeder. 1826 bu du-var bugün New York Kodak müzesin-de bulunmaktadır. Buluşu tüm Fran-sa ‘da duyulur.

1827 yılında JACQUES LOUIS DA-GUERRE’ (1787-1851) den mektup gelir. Benzer çalışmalar yaptığını, ile-tişim içinde olmak istediğini belirt-

mektedir. Niepce: 64 yaşında, aris-tokrat , Deguerre: 42 yaşında, orta sı-nıf, hayat adamı (Mimarlık bürosun-da çizerlik,ressamlık, Paris Operasın-da dekorculuk, Diorama görüntü ti-yatrosu, dans, akrobasi, ip cambaz-lığı yapmaktadır.) 1829 yılında or-tak olurlar. 4 yıl ayrı çalışıp birbirle-rine bilgi verirler. Gümüş iyodür üze-rinde çalışırlar. 1833 yılında Niepce ölür. 1835 yılında gümüş iyodür kapı levhanın cıva buharından etkilendi-ği gözler. 1837’de gümüş iyodürü de-niz tuzu içerisinde eriterek çalışmala-rını sürdürür, poz süresini azaltmayı başarır.

7 OCAK 1839 yılında JACQUES DA-GUERRE buluşunu Fransız bilim aka-demisine açıkladı. Bilimsel eğitimi ol-madığından buluşunu kendisi yerine bir arkadaşı sundu. “ DAGUERREOTY-PE “ler çok etkileyiciydiler. Yöntemin özellikle de ayrıntı kaydetme yetene-ği müthişti.

Yöntem: Bakır levha gümüş ile

118 119

Page 62: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

kaplanıyor. Gümüşlü tarafı iyot bu-harına tutuluyor. Gümüş iyodür mey-dana geliyor. Camera Obscura içinde ışığa duyarlı hale getiriliyor. Çekim-den sonra karanlık odada cıva (Hg) buharına tutuluyor. Parlak birleşik meydana geliyor. Hipo’ ya tutuluyor. Gümüşler atılıyor ve bakır levha üze-rinde görüntü ortaya çıkıyor.

Daguerreotype yöntemi ile çe-kilen görüntülerden bir ikinci suret meydana getirebilmek imkansızdır. Ayrıca cıva insan sağlığına zararlı ol-duğundan pek makbul değildi.

Ve FOTOĞRAF 19 Ağustos 1839’da Fransız Bilimler Akademisinden ARA-GO tarafından resmen tüm dünyaya duyuruldu. Daguerre buluşuna yar-dımcı olduğu fotoğrafı tanıtırken on-dan, zenginlerin eğlenebileceği bir oyuncak olarak söz etmişti. Onu tanı-

tan afişte “Yüksek sınıf” diye yazıyor-du, “Daguerreotype” de çok çekici bir boş zaman değerlendiricisi bulacak-tır. Herkes herhangi bir resim çizme becerisine sahip olmadan bile, kona-ğının yada köşkünün resmini çekebi-lecekti.

Parisli tarih konuları ressamı Paul Delaroche, Akademinin tarihsel otu-rumunda, “resim sanatı ölmüştür” diye bağırmıştır. İngiliz meslektaşı William Turner de, optik çağın açılışı-na sert tepki gösteriyor, “Bu sanatın sonudur” diyordu

25 Ocak 1839 tarihinde WIL-LIAM HENRY FOX TALBOT Krali-yet Enstitüsü’ne TALBOTYPE yönte-mi sundu. Talbot Cambridge mezu-nu, çok iyi Asurca biliyor, matematik-ten anlıyordu. 1833 ‘ten beri fotoğ-raf kimyası ile ilgilenmekte idi. Tal-

bot, Gümüş nitrat kağıtları üzerine emdirilmiş kağıtlar Yönteminden yola çıkarak, Hipo’yu buluyor. Deniz suyu eriyiğine, sonra gümüş nit-rata batırılarak ışığa duyar-lı hale getirdiği kağıt yüze-yi pozlandırarak, dünyanın ilk pozitif görüntüsünü elde eder. FOTOGRAMME (izdü-şüm görüntüsü) yöntemi ile kuştüyü, dantel yaprak kul-lanarak, gizil görüntü yöntemine ge-rek kalmadan kararmayı bekliyor. Tespit banyosuna sokarak görüntü-yü elde ediyordu.

Kısa odaklı camlar yardımı ile kü-çük boy kameralar yapmıştır. 1842 yılında ilk ticari amaçlı laboratuarını kurmuştur. Talbot ‘un çalışmalarına yardımcı olan SIR JOHN HERSCHEL bugün saptama banyosu olarak kul-lanılan Sodyum hipo Sülfit’ i bulur (Tiyosülfat).

1840’ ta Sır JOHN HERSCHEL, Gi-zil Görüntü + Geliştirme = CALOTYPE poz süresi insan fotoğrafl arı çekebi-lecek kadar kısaldı. Talbot ‘un buluşu-na Herschel’in adını verdiği bu yön-temin adı Calotype (Yunanca köken-li, KALOS + TYPOS = Güzel + İzlenim), her şeyi görünür kılan bir buluştu.

1847 Ekiminde Joseph Niepce’nin yeğeni, ABEL NIEPCE de SAINT VIC-TOR, yumurta akını iyotla birleştirip albüminli bir Cam Negatif elde etme-

yi başardı. Ancak fazla duyarlı değil-di.

1850 yılında İngiliz FREDERICK SCOTT ARCHER, WET- COLLODION yönetimini keşfeder Ana maddesi selüloz nitrat ve alkol olan yapışkan madde ile kaplanan cam plaklar poz-lanmaya hazır hale gelmektedir. Fa-kat bu cam plakların kurudukça du-yarlılıkları azalmaktaydı.

1850 Ocağında ROBERT BING-HAM: (ingiliz Kimyager) COLLODI-ON kullanarak Wet Plate’i yaptı. Kuru-yunca duyarsızlaşıyordu. Poz süresi çok kısaldı. Collodion savaşta yarar-lılar için kullanılan bir maddedir. İçe-riğinde selüloz nitratı, eter, alkol var-dır. Bu karışım, hava ile temas ettiğin-de hemen sertleşir. Bu maddeye gü-müş nitrat ve Pirogallik asit ilave edi-liyordu. 1860’larda cololdion yerine, jelatin kullanılmaya başlandı.

1871 ‘de RICHRAD MADDOX ilk kez kuru negatif cam elde etti. Bu za-

120 121

Page 63: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9

mana kadar fotoğrafçılar yanların-da balmumu kavanozları taşıyordu. Plaklar makineye kuru yerleştiriliyor-du. Poz süresi saniyenin 25 te birine kadar düşmüştü.

1873 ‘te JOHNSTON VE BOLTON jelatin bromürlü negatif duyarlı bir kart elde ettiler.

1880 ‘de bir banka memuru olan GEORGE EASTMAN bir İngiliz fotoğ-raf dergisinde gümüş bromürü görü-yor. Bankadaki görevinden ayrılarak, annesinin kiracısı olan kişi ile 1881 ‘de bir ortaklık kuruyor. (1.000 $ lık bir sermaye ile) G. Eastman gümüş bromürü, jelatin üzerine tatbik ede-rek Dry Plate (kuru tabaka)yı bulu-

yor. 1884 yılında EAST-MAN DRY PLATE COM-PANY ‘i kuruyor. Levha-dan kurtulup kıvrılabi-lir film arayışlarındadır. 1885’te American film C.o. yu kuruyor. Bu şir-ket kağıt üzerine film yapıyordu. 1885 ‘te ilk amatör makineyi bula-rak 100 filmlik bir depo-zit sistemini kurmuştur. “Siz düğmeye basınız, gerisini biz hallederiz” sloganı ile fotoğraf ma-kinesini tüm katmanla-ra yaymıştır.

1888 yılında KODAK firmasını kurmuştur.

1887 yılında HANNIBAL GOOD-WIN: Saydamroll film için patent is-tedi.

Collodion + Kafuru = Selüloid1889 da Kodak aynı malzeme için

patent aldı.1898 Goodwin patent aldı. (Ansco

firmasını kurar)1900 yılında patent davası açıldı.

(Kodak 5 milyon $ tazminat ödedi)

Bir sonraki bölümde sizlere fo-toğraf kareleri ile anlatılmak üzere, Mercek ve Ekipmanların Gelişimi ve Renkli Filmlere Geçiş (Autochrome) anlatmaya çalışacağım.

122 123

Coşkun Pınarbaşı

Page 64: Sanalkurs E-Dergi Sayı 9