Top Banner
Hacettepe Üniversitesi/Edebiyat Fakültesi/Sanat Tarihi Bölümü PROKOPİOS’UN HAYATI VE BİZANS’IN GİZLİ TARİHİ MELİKE ŞENGÜL ANKARA,2014
25

prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Apr 11, 2023

Download

Documents

Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Hacettepe Üniversitesi/Edebiyat Fakültesi/Sanat Tarihi Bölümü

PROKOPİOS’UN HAYATI VE BİZANS’IN GİZLİTARİHİ

MELİKE ŞENGÜL

ANKARA,2014

Page 2: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Prokopios’un Hayatı ve

Bizans’ın Gizli Tarihi Tarihçi Prokopios, Kaisereia kentinde doğdu. Bizim Kayseri

değil bu. Filistin’de deniz kıyısında Romalılarca kurulan bir

kent. Prokopios’un doğum tarihi bilinmiyor. Ama İS 500’de ya da

bu tarihten az önce doğduğu sanılıyor. İS 527 yılında komutan

Belisarios’un özel yazmanı ve hukuk danışmanı oldu.

Görev nedeniyle Komutan Belisarios’la birlikte Pers

ülkesi,Afrika ve İtalya’daki seferlere

katıldı,Perslere,Vandallara ve Gotlara karşı yapılan savaşları

yakından izledi. 542 yılında Prokopios Bizans’a döndü. Burada

başkenti ve bütün imparatorluğu silip süpüren büyük veba

salgınını gördü ve yazdığı kitaplardan birinde ayrıntılı olarak

buna yer verdi.

Daha sonraki yıllarda Prokopios’un İmparator İustinianos’a

yaklaştığını görüyoruz. Theodora’nın ölümünden sonra

İustinianos’la iyi ilişkilerkurabilen Prokopios’a 560 yılında

illustres ünvanı verildi. “seçkin ya da aydın “ anlamına

gelebilir bu söz. O çağda yüksek devlet görevlilerine

illustres,spectabiles yada clarissimi gibi unvanlar

veriliyordu. İllustres unvanı ise çok az sayıda kişiye uygun

Page 3: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

görülmüştü. Demek ki Prokopios en yüksek düzeyde bir görevli

durumuna gelebilmişti.

Prokopios,burada da kalmadı,562 yılında Bizans kenti yöneticisi

ya da latince deyimiyle Praefectur’u oldu. Bu görevin çok

önemli olduğu modern tarihçiler tarafından belirtiliyor.

Prokopios’un İmparator İustinianos ile aynı yılda, yani 565

yılında öldüğü sanılıyor.

Prokopios’un eski tarihçilerden esinlendiği,yazdığı resmi

tarihlerde Heredotos ve Thukidides’in yöntemlerini izlediğini

görüyoruz.

Prokopios, Heredotostan başlayan antik tarih yazımı geleneğinin

son büyük temsilcilerindendir. Döneminde, Hristiyanlık sonrası

egemen tarih yazımı stil olmaya başlayan kronik yazıcılığı

revaçtadır. Bu stil daha sonra tek tarih yazımı stili olarak

eski stili eleyecektir.

Prokopios Gizli Tarih dışında sekiz kitaplık bir Savaş Tarihi

yazdı. Bunlarda Bizans ordularının Vandallar,Gotlar ve

Perslerle yaptığı savaşları anlattı. Savaşlar tarihi’nin üç

cildi De bello Gothica, yani “Gotlarla savaş üzerine” adını

taşıyor. İki cildi de De bello Persico yani “Perslerle savaş”,

iki cildi de De bello Vandalico, yani “Vandallarla

Savaş”..Sekizinci cildin ise bunlara sonradan eklendiği

biliniyor. Gizli Tarih tüm bu savaş tarihlerinin bir devamı

gibi.

Prokopios ayrıca İmparator İustinianus’un emriyle onun

zamanında yaptırılan kilise,köprü ve başka yapıları içine alan

Page 4: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

altı ciltlik bir kitap yazdı. Bunun adı ise De Aedifiis,

kısacası “Yapılar”. Yazar bu kitabında ise o dönemdeki mimariyi

ortaya koyan çok değerli bilgiler veriyor. Prokopios’un Gizli

Tarih’inde İustinianos ile Theodora’yı yanında çalıştığı

Komutan Belisarios ile eşini bu kadar kötülemesi,

araştırmacılar için ayrı bir merak konusu oldu. Yapılan

araştırmalardan Prokopios’un tutucu bir insan olduğu ortaya

çıkıyor.

Bizans’ın Gizli Tarihi

Prokopios’un Gizli Tarih’i 550 yılında yazdığı saptandı.

Theodora 548 yılında kanserden öldüğüne göre,onun ölümünden iki

yıl sonra yazıldı demek. Gizli Tarih Prokopios’un öteki

yapıtlarından tamanen farklı. Bu nedenle çağdaş araştırmacılar

bu kitabın Prokopios’a ait olup olmadığı konusunda kuşkuya

düştüler önce. Daha sonra Prokopios’un deyişi,sevdiği

sözcükler,deyimler ve tanımlamalar üzerine yapılan araştırmalar

sonunda Gizli Tarih’in onun tarafından yazıldığı kanıtlandı.

Gizli Tarih’in latince adı ise “Historia Arcana”…

Kısa Bizans Tarihçesi

Bilgilerin oturması için en azından İustinianos dönemine kadar

kısaca bir anlatmak gerekiyor.

Bu dönem 610'dan öncesini kapsamaktadır. Roma

İmparatoru Julianus döneminde (362-363) eski inanışlara geri

Page 5: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

dönülmek istendi ve Hıristiyanların etkinlikleri yasaklandı.

Julianus'un ölümünden sonra Hıristiyanlık yeniden güç

kazandı. 4. yüzyıldan başlayarak Roma toprakları Barbar

akınlarına uğradı. I. Theodosius (379-395), Roma'yı ele

geçirmek isteyen Vizigotları Balkanlar'da ve onların Tuna

Irmağı'nın güneyine doğru ilerlemelerini engelledi.

Hıristiyanlığı benimseyen I. Theodosius, Büyük Roma

İmparatorluğu'nun Doğu ve Batı kesimlerini yöneten son

imparator oldu. 395'te I. Theodosius öldü ve Roma İmparatorluğu

ikiye bölündü.

Batı Roma İmparatorluğu topraklarına saldıran Vizigotlar,

410'da Roma'yı ele geçirdiler. Diğer Barbar

kavimlerden Vandallar Kuzey Afrika'yı, İspanya'yı ve İtalya'yı

yağmaladılar. Barbar akınlarının arkası kesilmedi ve 5. yüzyıl

sonlarında Germen kavimleri Batı Roma İmparatorluğu'na son

verdiler. Bizans İmparatorluğu ise bu saldırılara karşı koydu.

Balkanlar'da Slavları, doğuda da Sasanileri yenilgiye uğrattı.

Bizans İmparatoru I. İustinianos (527-565), uzun süren iktidarı

döneminde Kuzey Afrika, İtalya ve Doğu İspanya'yı yeniden ele

geçirdi. Sasani kralıyla barış yaparak doğu sınırlarını güvence

altına aldı. Ne var ki ülke içindeki siyasal ve dinsel

anlaşmazlıkların önüne geçemedi. Bu anlaşmazlıklar, 532'de bir

halk ayaklanmasına dönüştü. Nika Ayaklanması adıyla bilinen bu

ayaklanma, komutan Belisarios tarafından başkentteki

Hipodrom'da (bugünkü Sultanahmet Meydanı) bastırıldı ve 30 bin

kişi öldürüldü.

Böylece ülke içinde istikrarı sağlayan İustinianos çeşitli

alanlarda reformlara girişti. Onun en kalıcı reformlarından

Page 6: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

biri, Roma hukuku konusundaki derleme oldu. Bir komisyonun uzun

çalışmalar sonunda oluşturduğu bu derleme, Corpus luris Civilis

("Medeni Hukuk Yasaları") adıyla bilinir ve çağdaş Avrupa

hukukunun gelişmesine de temel oluşturmuştur.

İmparator İustinianos

İustinianos bugünkü Üslüp’ün yakınlarında bulunan Tauresium’da

doğdu. Tarihçi Vasiliev’e göre ya Illyrialı ( bugünkü

Yugoslavya’nın güneyi ve Arnavutluk çevresi) ya da Arnavut

kökenli. Ailesinin Makedonia’da yerleşmiş eski Romalılardan

gelmeside bir olasılık. Yazılı emirlerinde adını şöyle

yazıyor : Caesar Flavius

İustinianus,Alamannicus,Gothicus,Francius,Germanicus,A

nticus,Vandalicus,Africanus.

İustinianos gözlerini batıya çevirdi ve Roma İmparatorluğu’nun

varisi olduğu görüşünden hareketle,imparatorluğu eski

büyüklüğüne eriştirmeye çalıştı. Onun döneminde imparatorluk

tekrar İtalya’yı,Afrikanın kuzeyini, İspanya’nın bir bölümünü

ele geçirdi. Bu başarıları nedeniyle kendine “Büyük

İustinianos” denildi. Ancak bu politikayı izlerken devletin

gücünü savaşlarda harcadı ve kendinden sonra imparatorluk büyük

felaketlere yuvarlandı. İustinianos’un gerçekleştirdiği en

önemli işlerden biri eski roma yasalarını bir araya toplatması

oldu. Bu işteki yardımcısı ,hukukçulardan Tribonianos’tu.

Page 7: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

O dönemde İustinianos, imparatorluğun her yöresine

kilisiler,köprüler,kaleler,saraylar yaptırdı. İstanbuldaki

Ayasofya Kilisesi de onun döneminde yapıldı.

Theodora

Theodora Bizans’ın en ünlü kadını olsa da, aynı zamanda en az

anlaşılanıdır. Dramatik bir yükselişle imparatoriçe olmadan

önce oyuncu olmasıyla bağlantılı skandal, kendi zamanında

adının çıkmasına neden olmuştu ve yakın zamanlara kadar da

Theodora gizemli bir figür olarak kalmaya devam etti. Onunla

ilgili bildiklerimiz,neredeyse tamamen önyargılı bir kaynak

olan,tarihçi Prokopios’un Gizli Tarih başlıklı eserindeki

yazılarından gelir. Altıncı yüzyılın ortalarından kalma bu

metin,Prokopios’un imparator ve imparatoriçe ile onlara yakın

iki kişi,general Belisarios ve eşi Antonina,tarafından

imparatorluğa verilen zarara dair,kaygılarının dile getirilişi

olma iddiasında. Bu insanlara özellikle Theodora’ya yönelttiği

saldırılar çok şiddetli ve bitmek bilmez.

Theodora’nın iustinianos ile 523 veya 524’teki evliliği, bir

kadın oyuncunun senatör veya daha üst rütbeden biriyle

evlenmesiyle ilgili yasaların değiştirilmesi sonucunda

gerçekleşmişti. Yasa İustinianos’un Theodora ile evlenmesine

izin verecek biçimde yazılmakla kalmamış,aynı zamanda

oyunculuğu bırakanların çocuklarının,yani Theodora’nın gayri

meşru kızının,itibarının iade edilmesi için özellikle

tasarlanmıştı. İustinianos’un yasaları,zina tanımında kadınlara

oranla erkeklere daha çok serbesti ve boşama imkanı tanıyan

Page 8: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Romalıların,eski asimetrik bakış açısını değiştirecek pek bir

şey getirmiyordu,ayrıca hayat kadınlarına evlenme imkanıda

tanımıyordu. Theodora,Prokopios tarafından,asıl derdinin söz

konusu kişilerin varlıkları olduğu birkaç vakada,evlilikleri

ayarlar veya müdahele eder şekilde tasvir edilmiş. Bu

senaryolardan biri yine Antonina ve Theodora ile alakalıdır.

Yaklaşık 497’de, ya Konstantinopolis’te ya da Paflagonya’da

doğan Theodora,babasını genç yaşta kaybeder. Prokopios onun

öyküsüne,babasının ölümünden sonra Theodora ile iki kız

kardeşinin anneleri tarafından oyuncu yapıldığı dönemden

başlar. Oyuncu olmak bir kızın veya kadının çeşitli

piyesler,mimler ve müzikli eğlenceler sergilemenin yanı sıra

cinsel suistimale de açık olduğu anlamına da gelirdi. Burada

Prokopios, tahrikin teamüllerinin kötü niyetli yaklaşımına

uygun olarak, Theodora’nın önüne gelenle cinsel ilişkiye

girişiyle ilgili müstehcen ayrıntılar verir.

Theodora aynı zamanda büyücülükle de ilişkilendirilir. Arkadaşı

Petrus Barsyames ile birlikte büyüyle uğraştığına dair bir

kısımda, çocukluktan beri “büyücüler ve efsuncularla düşüp

kalktığı “ ve “kara büyüye inanıyordu ona büyük güveni vardı”

ifadeleri yer alır.

Prokopios’un Theodora’ya karşı sarf ettiği zedeleyici

şikayetlerden bir diğeri de Theodora’nın banyo yapmak

dahil,lüksten keyif almaya fazla zaman ayırdığıydı. Uzun

zamandan beridir Romalılar için bir hoşça vakit geçirme biçimi

olan banyoların ayrıca şifalı veya iyileştirici etkileri olduğu

bilinirdi. Rahibe manastırlarına ait kayıtlar,hasta kadınların

Page 9: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

tedavilerinde daha çok banyo yaptırıldıklarını gösterir.

Theodora’nın gevşemesinin ve banyolarının,yaklaşık elli yaşında

ölümüne neden olacak kanserin tedavi çabasının bir parçası

olması mümkündür. Theodora,hükümdarlardan beklenen rutinler

olan törenlerden ve yemeklerden önce dinlenmeyi uygun

görüyorsa,prokopios da onu imparatorluğu yöneteceği yerde zaman

harcadığı için suçlamaktaydı. Ancak prokopios’un bu suçlaması

iki tarafı keskin bıçaktır,çünkü Theodora hükümdar olarak

görevlerini,yönetimle veya halkın karşısında geçirdiği zaman

için iyi dinlenmiş olacak kadar,ciddiye alıyormuş gibi görünür.

Prokopios,Theodora’ya dair bildiklerinin büyük kısmının

söylenti veya uydurma olduğunu kabul eder,çünkü kraliçenin

yönetim tarzı sıkı sır tutmayı ve gizliliği gerektirirdi. Bu

ifade bizlere,Prokopios’un saraydaki konumuyla bundan doğan

hayal kırıklığı,öfke ve korkusuna dair kavrayış sağlar;

Theodora’nın sır kalan ve sözü bile edilmeyen işlerine dair

bilgisi olanlardan değildi,bu da onu dedikodularından

yararlanmaya itmekteydi. İyi bir şekilde bilgilendirmeye

alışmış ve şöhreti muhtemelen bilgiye erişimine bağlı olan bir

memur için, bu durum son derece sinir bozucu olmalı.

Prokopios,yazılarından Theodora’nın haberdar olacağı korkusuyla

yaşamıştı. Kraliçenin ölümünden sonra,nihayet yazdıklarını

güvendiği arkadaşıyla paylaşacak kadar,kendini güvende

hissetmişti.

Belisarios

Flavius Belisarius, ( 505 İllyria - Mart 565, Konstantinopolis

(modern Istanbul ) İustinianos  döneminde Doğu Roma

Page 10: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

İmparatorluğu başkomutanı (Magister Militum). Döneminin en büyük

komutanı olarak kabul edilir. Dönemin önemli askeri

seferlerinde ordulara komuta etmiştir. Konstantinopolis'e

yönelen Barbar akınları'nda, Sasani İmparatorluğu, Kuzey

Afrika'daki Vandallar Krallığı'na ve İtalya'daki Ostrogotlar

Kralligi'lara karşı yürütülen çatışmalara katılmıştır.

Antonina

Gizli tarih’te Belisarius’un eşi Antonina, Theodora kadar kötü

yollara eğilimli bir kadın olarak belirtiliyor. Prokopios’a

göre Antonina bir büyücü. Belisarios’u büyü yaparak kendine

bağlamış. Antonina’nın Belisarios’tan önce başka biriyle

evlendiği,ondan Photios adında bir oğlu olduğunu anlıyoruz.

Antonina kendi evlatlığı Theodosios ile aşk hayatı yaşmaya

başlayınca Photios üvey babası ile birlikte annesine karşı

harekete geçtiyse de Theodora’nın korumasından dolayı başarılı

olamadı. Antonina ile Theodora el ele verip Photios’u ortadan

kaldırmak için dolaplar çevirdi. Belisarios’u kandırmakta ise

güçlük çekmedi.

Prokopios Gizli Tarihte Antonina’nın ailesi hakkında şöyle

bilgiler vermektedir : kadının babası ve büyük babası yarış

arabası sürücüleriydiler ve ustalıklarını Bizans’ta ve

Thessaloniki’de göstermişlerdi; annesiyse iffetine düşkün

olmayan bir tiyatro oyuncusuydu.

Page 11: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Antonina’nın ise hayatı hakkında ise şunları söylemektedir :

Antonina daha gençken sefih bir hayat yaşamış ve bütün töre

kaygılarını bir yana bırakmıştı. Hep babasının büyücü

arkadaşlarıyla dolaşmış ve kendi yolu için gerekli sanatı

öğrenmişti. Belisarios’la evlendiğinde,çoktan birbiri sıra

çocuklar doğurmuştu. Yani daha başta kocasına sadık kalmak

niyetinde değildi. Yani Prokopios Antonina’nın bir büyücü ve

sahtekar olduğuna inanıyordu.

YAPILAR KİTABI

Yapılar, İustinianos döneminde, imparatorluk toprakları üstünde

yaptırılan yada onarılan eserleri konu alır.

Yapılar’ın büyük bir bölümü Ayasofya’nın tasvirine ayrılmıştır.

Ve bu da Bizans yazınındaki, Paulos Silentiarius’un yukarıda

adı geçen Ekphrasis (tasvir)’i olan belli başlıdört Ayasofya

betimlemesinden birini oluşturur. Bu metinlerde,arkeoloji

bilgilerine ek olarak kilise yapısının simgesel bir yorumuna da

rastlanır: kilisenin biçim döşemesi, İsa’nın dünyadaki yaşamını

sürdürdüğü yerlerin topoğrafyasını sunar, yani kutsal

toprakların minyatür biçimidir. “üçlülük ya da İsa’nın ikili

yaradılışı gibi teoloji kavramları,sözgelimi narteksten nefe

girerken açılan üç kapı olan bir mimarlık özelliğinde karşılık

bulur; kosmos(evren)’un küçük bir modeli olarak- bu da Michael

tarafından küre biçimindeki evrene benzetilen kubbelerin

oluşturduğu görülebilen cennet ve saklı cennet gök

kubbeleridir- Musa’nın tapınağı gibi,evrensel görüşü yansıtır.

(Mango-Parker,s.241). Prokopios,yazınsal amaca ağırlık verdiği

Page 12: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

ve özellikle eğretileme sanatını sergilediği betimlemesinde

kubbenin gökte asılı gibi durduğunu söyler. (1.4)

Prokopios’un eserine konu olan Ayasofya, İustinianos

tarafından,532’deki Nika isyanında yanan ikinci Ayasofya’nın

külleri üstünde yaptırılan kilisedir. Megela Ekklesia (büyük

kilise) adıyla bilinen birinci Ayasofya’nın yapımı Constantinus

yada II.Constans tarafından ahşap çatılı olarak

gerçekleştirilmiştir. 360 yılında tanrıya adana yapı,404’teki

bir yangında kül olmuştur: ikinci yapının adanış tarihi ise

415’tir. Metinde geçen diğer kiliseler gibi Ayasofya

betimlemesinde de herhangi bir resim süslemesine

değinilmemesi,tsvir kırıcı akımla; kilise döşemelerinden söz

edilmemesi de yine, yazarın yazınsal öğeye ağırlık vermesiyle

açıklanabilir.

Su tesislerinin anlatıldığı bölümde, su toplamak için sarnıca

dönüştürülen yapının, Gizli Tarih’te geçen bölümle olan bir

karşılaştırması sonucu (14,13) günümüzdeki Yerebatan olduğu

söylenebilir.

AYASOFYA

Yapımına 532’de başlanmış ve şaşılacak kadar kısa bir zamanda

beş yıl içinde bitirilmiştir. Tuğla ve kireç harcıyla yapılmış

yüksek duvarları,pandantiflerle dört büyük kemere oturan basık

ve görkemli bir kubbeyle taçlanır. Kubbeden ve

pencerelerdengiren ışık duvarlardaki levhaların,görkemli

mozaiklerin üstünde yansır. Mermer sütunların özenle işlenmiş

başlıkları,kılı kırk yaran bir oran ve belirgin bir kompozisyon

anlayışını göz önüne sererler. Hiçbir zayıf yanları

Page 13: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

yoktur,klasik Bizans düzeninin en iyi örnekleri sayılırlar.

Ayasofya’nın değerli malzemelerinde,görkemli büyüklüğünde ve

ışığı bu denli etkili kullanılmasında,suriye ve İskenderiye

kültürlerinin izleri de görülür. Mozaiklerin yapım tarihleri

de,kaliteleri de değişiktir. Yapıldıkları dönemin çeşitli

üslupları ve düşünce akımları arasındaki karşıtlıkları

yansıtırlar. İslam döneminde Ayasofya daha sonra camiye

çevrilmiştir eklenen güzel yazı örnekleri,yapının bütününe eşi

bulunmaz bir güzellik katmıştır.

SERGİOS VE BACCHUS KİLİSESİ

İmparator İustinianos tarafından 527-565 tarihlerinde

yaptırılmıştır. II. Beyazıd zamanında 1481-1512 tarihlerinde

babüssaade ağası hüseyin ağa vakfiyesi olarak camiye

çevrilmiştir.

ST.JOHN KİLİSESİ

İncil yazarı St. John’un mezarının bulunduğu kilisedir. Haç

planlı olup, altı büyük kubbesi vardır. İmp. Justinien ve

karısı Theodora tarafından yaptırılmıştır. Orta nefteki bazı

sütun başlıkları üzerinde bunların monogramları vardır. Bizans

dönemi surlarının girişi olan Takip Kapısı’nın üzerinde çeşitli

kabartma frizler bulunmuştur. Bu levhalarda Akhilleus’un

hayatından alınmış takip sahneleri olduğu için bu adı almıştır.

Kesin olmamakla birlikte M. S. 6. veya 7. y.y.’a

tarihlendirilir.

Page 14: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

AUGUSTATİON İUSTİNİANOS HEYKELİ

Augustation Pazar yeri demektir. Bu Pazar yerinde sayıları

yediden az olmamak kaydıyla taş sıralar vardır. Bu Pazar

yerinde bir sütun vardır bu sütunun üstünde çok büyük bir tunç

( khalkos-aes) at heykeli vardır. Atın yüzü doğuya dönüktür ve

görülmeye değer niteliktedir. At,ileriye doğru adım atacakmış

gibi sol ön ayağını kaldırmıştı,diğer ayağıyla da atacağı bir

sonraki adıma hazır durumda taşa basar;arka ayakları ise

harekete karar verdiğinde ilerleyecek şekilde birleşiktir. Atın

üstünde imparatorun çok büyük bir tasviri (eikon-effigies)

vardır. Ve tasvir,Akhilleus tarzındadır,yani bu adla anılan

giysiler içindedir.nitekim imparator,ayaklarına yarım çizme

(arbyle) giymiştir,bacaklarında baldır zırhı(knemis-ocrea)

yoktur,kahramanara özgü göğüslük zırhı (thoraks) taşır ve

başına bir miğfer (kronos-galea) geçirmiştir; heykel,ışık

saçarak hareket ediyormuş gibi görünür:şiirsel bir anlatımla

buna haklı olarak sonbahar yıldızı denebilir. İmparator doğan

güneşe doğru bakmakta,yazara göre perslerin üstüne sürmektedir;

sol eliyle yer küresini(polos-globus) taşır;yontucu (plaster-

fictor) bununla,karaların ve denizlerinonun egemenliği altında

olduğunu anlatmak istemiştir. Ne kılıç,ne mızrak, ne başka bir

silah taşır,sadece,kürenin üstünde,imparatorluğu ve savaştaki

zaferini kazandığı haç yer alır. İmparator sağ elini doğuya

uzatır ve parmaklarını açarak o barbarlara sınırları içinde

kalmalarını,daha ileri gitmemelerini emreder.

GELİBOLU ÜZERİNE

Page 15: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Prokopios’da 540 yılında hunların zorlanmadan duvarı geçtiklerini ve Gelibolu yarımadasını yağmaladıklarını kaydetmektedir. Bu tarihten kısa bir süre sonra, 540 ile 559 yılları arasında bilinmeyen bir tarihte İustinianos Gelibolu berzahında yeni bir duvar inşa etti.

Prokopios’un yazdıklarına göre İustinianos

“Hiçbir iz bırakmayacak şekilde harap haldeki eski duvarı yıktı. Aynı zemin üzerinde başka bir yüksek ve çok geniş duvar inşa etti. Duvarın üzerine,duvarı savunanları korumak için kolonlu stoa şeklinde bir yapı inşa etti. Buna ek olarak duvarasaldıracak düşmanların işini daha da zorlaştıracak şekilde duvara yaslanan destek duvarları (promacheon) yaptırdı. Dahası duvarın denize kavuştuğu her iki yerde de duvar kadar yüksek bastion (proboloi) inşa etti. Bundan başka, duvarın dışındaki hendeği temizledi ve daha derin ve geniş olacak şekilde yenideninşa etti. “İustinianos tarafından yeniden inşa edilen duvarın görevini layıkiyle yerine getirdiği görülmektedir.

PROKOPİOS’UN TRABZON SEYAHATİ

MS.554 yılında, Prokopius tarafından yazılan1 “Yapılar” isimli

eserde; Justinianus dönemindeki imar faaliyetleri anlatılır.

Antik Kolha kültürünün en batıdaki temsilcileri olan ve o

dönemlerde bugünkü Trabzon, Rize bölgesinin yüksek kesimlerinde

yaşayan Tzaniler de bu eserin bir bölümüne konu olmuştur.

Prokopius, Tzanika olarak adlandırılan bu bölgede, Bizans

devletinin icraatlarını devletin resmi tarihçisi olarak

aktarmıştır. Sahil şeridindeki denizci akrabalarının aksine,

yüksek kesimlerde yaşayan ve daha önceki asırlarda da Sanni

adıyla anılan Tzaniler, o dönemde yaylacılık ve eşkiyalıkla

geçinmekteydiler. Prokopius, yazısının başında, Tzaniler ve

onların memleketi ile ilgili bazı ön bilgiler vererek,

gözlemlerini aktarır ;

Page 16: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

“Tzaniler, kadim zamanlardan beri herhangi bir hükümdara bağlı

olmayan bağımsız bir halk olarak yaşamışlardır. Vahşice bir

yaşam biçimi sürdürerek, ağaçlara, kuşlara ve çeşitli

mahluklara tanrıları gibi hürmet ederler ve onlara taparlar.

Ömürlerinin tamamını gökyüzüne doğru uzanan ve ormanlarla kaplı

olan bu dağlarda yaşayarak geçirirler, ama hayatlarını, ziraat

ile değil, haydutlukla ve eşkiyalıkla kazanırlar. Zira, toprağı

işleme konusunda usta değillerdir ve memleketleri, sarp

dağların en az olduğu yerlerde bile oldukça engebelidir. Bu

yaylalar, engebeli olmanın ötesinde, son derece taşlık,

işlenmesi zor ve hiçbir mahsule uygun olmayan bir toprak

yapısına sahiptir. Onlar tarım yapacak olsalar bile, ürün

yetiştirmek için yeterli toprak bulamazlar. Burada, ne araziyi

sulamak, ne de tahıl yetiştirmek mümkün değildir; çünkü bu

bölgede düz bir arazi bulunmaz ve hatta buralarda ağaç da

yetiştiği halde, bunlar meyve vermeyen ağaçlardır. Zira bu

bölge; bitmek bilmeyen kışın etkisiyle, uzun süre kar altında

kaldığından, ilkbaharın başlangıç dönemi son derece belirsiz ve

düzensizdir. Bu nedenlerden dolayı Tzaniler eski çağlarda

bağımsız bir yaşam sürmüşler, ama şimdiki imparator

Justinianus’un saltanatı sırasında, general Tzittas’ın

komutasındaki bir Roma ordusu tarafından bozguna uğratıldılar

ve hepsi kısa sürede mücadeleden vazgeçerek boyun eğdiler.

Böylece, tehlikeli bir özgürlüğün yerine, sıkıntısı daha az

olan esareti tercih etmiş oldular. Ve onlar hemen Tanrıya itaat

ederek Hristiyanlığı kabul ettiler. Böylece her tür

haydutluktan vazgeçerek yaşam biçimlerini huzurlu bir yola

sokmuş oldular ve daha

Page 17: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

sonradüşmana karşı sefere çıkıldığında, her zaman Romalıların

yanında yer aldılar.” 3

Gerçekten de, MS.527 yılında Bizans hükümdarı olan

Justinanus’un4 saltanatı ile

birlikte, Prokopius’un bahsettiği bu “huzurlu yol”, bölge

halkına yönelik güçlü bir asimilasyon aracı olarak kullanılmaya

başlanmış ve sonraki yüzyıllarda, resmî kilise

dili olan Yunanca, bu şekilde bölgede kök salıp

yaygınlaşmıştır. Justinianus,

Perslerle olan mücadelesinde oldukça önem taşıyan bu bölgenin

Hristiyanlaştırılması için büyük çaba harcamıştır.

Bu strateji çerçevesinde, Tzani memleketinde inşa edildiği

belirtilen Skhamalinihi kilisesi, muhtemelen bugünkü Sumela

manastırının ilk nüvesidir ;

“Ve imparator Justinianus, Tzani’lerin bir zaman sonra yaşam

biçimlerini tekrar değiştirerek, daha ilkel olan eski

geleneklerine dönebilecekleri endişesiyle, aşağıdaki önlemleri

tasarladı:

Tzanika ulaşılması zor bir memleketti, özellikle de atlılar

için bu kesinlikle mümkün değildi, zira belirtmiş olduğum gibi

her taraf uçurumlarla çevrili ve ormanlarla kaplıydı. Bu

nedenle Tzanilerin komşuları ile ilişki kurmaları mümkün

olmuyordu ve yabani hayvanlar misali, kendi aralarında izole

bir yaşam sürüyorlardı. Bu durumu değiştirmek için, imparatorun

emri ile ulaşıma engel olan ormanlarda ağaçlar kesilerek yollar

açıldı ve engebeli yerler düzeltilerek, atların ilerleyebilmesi

için uygun hale getirildi. Bu şekilde onların komşularıyla

Page 18: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

ilişki kurmaya yönelmeleri ve normal insanlar gibi diğer

toplumlarla biraraya gelmeleri sağlanmış oldu. Daha sonra

imparator, Skhamalinihi adıyla bilinen bir yerde onlar için bir

kilise inşa ettirdi ve böylece onlara, ayinlerini

gerçekleştirmeleri, kutsanmış ekmeği bölüşmeleri, dualarla

tanrıya sığınmaları ve diğer ibadet kurallarını yerine

getirebilmeleri için imkan sağlamış oldu, bu sayede onlar da

insan olduklarını artık bileceklerdi. Ve memleketin her

tarafına kaleler inşa etti, Roma ordusunun bu güçlü

garnizonlarında onlara görevler vererek, diğer toplumlarla

ilişki kurmalarını kolaylaştırdı. Şimdi Tzanika’da inşa edilen

bu

kalelerin yerlerini sayacağım.” Tzanika’daki kalelerin

yerlerine ilişkin notlar, metinden anlaşıldığına göre,

Prokopius’un, bugünkü Bayburt kenti civarından Trabzon yönüne

doğru, Xenophon’nun rotasını kullanarak yaptığı bir seyahate

dayanmaktadır ; “Bu memleketin sınırlarını belirleyen

noktalardan biri, üç yolun buluştuğu bir yerdedir; Ermenilerle,

Tzaniler arasındaki sınır bu noktadan itibaren başlıyor ve

öteye doğru devam ediyordu. İmparator, daha önce kale

bulunmayan bu yerde, bölgenin asayişi için Horon adıyla, büyük

ve çok sağlam bir kale inşa ettirdi. Burası, Romalılar için

Tzanika’ya geçiş noktasıdır. Buraya “Dük” ünvanıyla askeri bir

komutan yerleştirildi.” 3 Prokopius’un tanımladığı bu nokta,

bugünkü Bayburt kenti civarında olmalıdır. öteye, doğuya doğru

devam ettiği belirtilen TzaniErmeni sınırı ise Çoruh nehrine

paralel olarak doğu yönünde uzanmaktadır. Prokopius, Tzanika

Page 19: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

memleketine yaptığı geziye bu noktadan itibaren başlamış ve

kuzeydeki Soğanlı dağlarını

aşabilmek için, asırlar önce Xenophon’un takip ettiği güzergahı

izlemiştir. “Ve Horoni’den iki günlük uzaklıkta bir yerde,

Tzanilerin Okenit olarak bilinen bölgesi başlar, ki Tzaniler

kendi içlerinde farklı kollara ayrılmaktadırlar. Burada, Khart

denilen yerde, eski zaman insanları tarafından inşa edilmiş,

ancak uzun süre önce bakımsızlık yüzünden harabe haline gelmiş

kaleye benzer bir yapı bulunuyordu. İmparator burayı tamir

ettirerek, kalabalık bir nüfusun burada barınmasını ve

memleketin düzeninin korunmasını sağlamıştır.” Adı geçen

Khart; bugün de aynı güzergah üzerinde Hart köyü olarak ismini

yaşatmaktadır. Prokopius da, Xenophon gibi buradan kuzeye doğru

ilerlemiş, Soğanlı dağlarını aşarak, Madur tepesinin

eteklerinden kuzeybatıya, Trabzon yönüne doğru yoluna devam

etmiştir. Bu arada, aynı bölgeye dahil olan ancak yolunun

üzerinde olmayan yerlere ilişkin bilgileri de notlarına

eklemiştir ; “Ve buradan biraz doğu tarafına gidildiğinde,

kuzeye doğru uzanan sarp bir vadi

vardır; burada da Barkh(on) isimli büyük bir yeni kale inşa

ettirdi. Söylediklerine göre, bu kalenin ötesinde, dağların

aşağı tarafları Okenit Tzanilerinin sığırlarını barındırdıkları

ve kışlaklarının bulunduğu yerlerdir. Onlar bu sığırları,

toprağı sürüp işlemek için değil, sürekli bir süt kaynağına

sahip olmak ve etleriyle beslenmek için yetiştirirler.”

Prokopius’un, Trabzon’a doğru yoluna devam ederken, kuzeydoğu

yönünde yerini tarif ettiği, ancak yolunun üzerinde

Page 20: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

olmadığından bizzat görmediği vadi, bugünkü Solakli vadisinin

yukarı kesimidir. Binlerce yıl önce olduğu gibi, bugün de

yaylacılık geleneğinin sürdürülmekte olduğu bu yörede; köy

isimlerinde1, ve hatta konuşulan dilde Tzanilerden kalma izlere

rastlamak mümkündür. Solakli vadisi çevresinde oturdukları

anlaşılan Okenitlilerin isimlerinden bazı izler de farklı

formlarda günümüze kadar ulaşabilmiştir. Ancak, yerli kökenli

köy isimleri, özellikle geç Bizans döneminde, Yunanca fonetik

ve gramerine uygun şekilde “düzeltilerek” kullanıldığı için,

günümüze kadar ulaşabilmiş olan yerli köy isimlerini tespit

edebilmek oldukça zordur. Bunlardan biri, Solakli vadisinde,

bugünkü Çaykara’nın 15 km güneyinde 1935 nüfus sayımı

kayıtlarında, Aşağı Okene ve Yukarı Okene adlarıyla kaydedilen

köylerdir. Bugün Ogene olarak bilinen bu köylerin ismi, büyük

olasılıkla, Prokopius'un sözünü ettiği Okenit adının günümüze

kadar ulaşabilmiş orjinal yerli formudur ve Helenizasyon

sürecini aşıp günümüze kadar ulaşabilmesi de muhtemelen,

St.Eugenius olarak bilinen Hristiyan azizinin ismine

benzetilmesi ya da yakıştırılması sayesinde mümkün

olabilmiştir.

Prokopius, Okenitlilerden bahsettikten sonra, bugünkü Karadere

vadisinin üst kesimlerinden aşağı, kuzeybatı yönünde Trabzon’a

doğru ilerlemeye devam eder ;

“Tepelerin hemen ardında, düzlük bir arazide kurulu bulunan

Kena isimli yer ve bu yerin batısına doğru, Sisilis isimli kale

yer alır; eski çağlarda inşa edilmiş fakat daha sonra

terkedilmiş olan bu kale, İmparator Justinian tarafından

onarılmış ve diğerleri gibi burası da bir Roma askeri garnizonu

Page 21: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

haline getirilmiştir. Ve bu kaleden sonra, kuzeybatı yönünde

varlığı bilinen bir diğer yerin ismi de, yerli halk arasında

“Longini’nin mevzisi” olarak geçer,

zira eski zamanlarda Romalı general Longinus, Tzanilere karşı

bir sefere çıktığında burada karargah kurmuştu. Burada;

Sisilis’den bir günlük uzaklıkta, imparator tarafından Burgusno

isimli büyük bir kale inşa edildi.” Prokopius, Trabzon’a

ulaşmadan önce, yolu üzerindeki son kale olan Burgusno’dan

bahsederken, bu kalenin kurulduğu yerin, yerli halk tarafından

“Longini’nin mevzisi” olarak adlandırıldığını belirtmiş, ancak

yazık ki bu adlandırmanın yerli dildeki orjinalini değil,

Latince tercümesini 4 aktarmıştır. Prokopius’un Trabzon’a yakın

bir

yer olarak tarif ettiği bu yer de, Trabzon’un yaklaşık 15 km

güneyinde bulunan ve ismi günümüze Lolongena olarak ulaşan

köyün bulunduğu yer olmalıdır. Zira, bu köyün adı, eski yerli

Güneybatı Kafkas dillerinde, yer adlarında rastlanan “Le, La,

Lo” şeklindeki önekli yapılara uymaktadır.5 Bu durumda

Prokopius’un, ismini “Longini’nin mevzisi” olarak tercüme

ettiği yer de burası olmalıdır ; Lelongine> Lolongene

( =Longini’nin yeri)

Prokopius, buradan Trabzon’a ulaşmadan önce, yine güneyinde ve

güneybatı istikametinde, güzergahı dışında kalan Tzani

topraklarına da kısaca değinmiştir notlarında. Tzanilere mensup

çeşitli toplulukların yerleşik olduğu bu bölgeler de, bugünkü

Page 22: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Maçka kasabası civarından, batıda Tonya, güneyde Torul

kasabalarının bulunduğu yerlere kadar uzanmaktaydı ;

“Sisilis kalesi, buranın biraz yukarısında bulunmakta ve

buradan itibaren Koksilini Tzani olarak tabir ettikleri bölge

başlamaktadır. Bu bölgede şu anda; biri Skhamalinihi adıyla

bilinen, diğeri ise yerli halk tarafından Tzanzak olarak

adlandırılan iki kale yapılmış ve buraya bir komutan tayin

edilmiştir.” Prokopius’un, güzergâhı dışında oldugu için

bizzat görmediği güneydeki Koksilini bölgesinde varlığı

bildirilen iki kaleden biri, aynı zamanda da bir kilise olarak

inşa edilen Skhamalinihi, Maçka’nın 20 km güneyinde bulunan

bugünkü Sumela olmalıdır. Bahsedilen diğer kale Tzanzak ise,

daha güneyde Gümüşhane yakınlarında, kalıntıları günümüze kadar

ulaşmış olan Canca kalesidir. Bu bilgileri de aktardıktan

sonra, Lelongene’den aşağı doğru Trabzon’a inen Prokopius,

Tzanika seyahatini bu şekilde tamamlamış olur ; “Bu memleketin

ardında, Karadeniz sahilinde Trapezus isimli bir kent bulunur.

Bu kentteki su kıtlığı nedeniyle, imparator tarafından buraya

da bir su kemeri inşa

edilmiştir ki kent sakinlerinin su sorununu çözen bu kemer,

St.Eugenius’un adı ile anılmaktadır.

Bibliyografya

Ana kaynaklar : Prokopios,Bizans’ın Gizli Tarihi,Hasan Ali Yücel Klasikler

Dizisi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,2014 Prokopios,Yapılar (I.Kitap),Arkeoloji Ve Sanat

Yayınları,1994 Prokopios,Yapılar 4.10.5ff. Duvarın Geç Antik Çağlardaki

Durumu.

Page 23: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi

Yardımcı kaynaklar :

Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü,1935,Genel Nüfus Sayımı,Ankara-1937

B.Croke, “The date of Anastasian Long Wall in Thrace”, 61-63

Crow.G,”The Long Walls of Thrace. Constantinople and Its Hinterland.Ed.C.Mango et-al.(London 1995)

Carolyn,L.Connor,Women of Byzantium(Bizans’ın Kadınları),YKY yayınları,2004.

Evans,J.A,Justinian,Encylopedia of Roman Emperors,1998 Hüseyin Uzunoğlu,Eski yunan edebi kaynakları 2-Prokopios”

Yapılar üzerine Kitap V.1-5. Halsall,P,Byzantine Sources in Translation,1997 Mango,C, Hagia Sophia,London,1967(n.5) Sanat Tarihi Ansiklopedisi-1,Görsel Yayınlar Ansiklopedik

Neşriyat Ticaret ve sanayi A.Ş,1981 Yavuz,M.F,Antik Çağlarda Gelibolu berzahında inşa edilen

savunma duvarları Zehiroğlu,A.M,/MS 1.YY.da Doğu Karadeniz,Kafkasya

yazıları,7.sayı-1999 Görsel kaynakçası: Prokopios,Yapılar, I.kitap,syf 45-48 www.wikipedia.com/meister von san vitale in Ravenna

Page 24: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi
Page 25: prokopios'un hayatı ve bizans'ın gizli tarihi