•
YENI v
ÇAG
Bütün ülkelerin proleterleri, bir/eJinizl
12(174)
Aralık
1978
Komünist ve işçi partilerinin teori ve enformasyon dergisi
Çeli,kilerin Engebeli Yolu
Gus Hall
ABD Komünist Partisi Genel Sekreteri
Frank l i n D. Roosevelt'ten bu yana ABD başka n la rı burjuva pol it ika s ı n ı n «yolortas ı »ndan yürümeye çal ı şmış lard ır. Bu , çel i şk i ler in çetin, sarp yol unda at sü rme sanatıd ı r. Bu yol h i ç bir zaman dümdüz o lmamı şt ır, çünk ü işçi s ı n ı f ına ve ha l ka baz ı ödünler vermeyi de i çerir. Şi mdiyse, kapita l i zmin genel bunal ı m ı n ı n derin leşmesin i n b i r sonucu olara k , « yo lun ortas ı " dara lmış ve ciddi derecede a şı n mı ştır.
Carter Yönetim i 'n i niteleyen kafa karı ş ı k l ığ ı , kara rs ı z l ı k, çel i şk i l i söz ve eylemler, ABD tekelci kapita l i zm in i etk is i alt ına a lan ve g iderek şiddetlenen çel işk i leri n bir yans ımas ıdır. Ya l pa lama la r, Carter' i n k i ş i l i ksel özel l i k lerinden çok , « yo lun ortas/»ndak i aş ınman ın ve ABD kapita l izm in i n e l indeki seçeneklerin aza l ma sı n ı n bir yansı masıdı r.
Kapital i zm kendi özgü l , yapısal çel işk i leriyle b i r l i kte doğdu. B i rinc i l ve bütün çel işki ler in kaynağ ı o lan çel işki , sermaye ve işçi s ı n ıfla rı a ras ı ndaki , toplumsal olara k ü reti len ü rün lere toplu sahip ç ıkma uzlaşmaz çel işk is id ir. Kapita l i zm pek çok evrelerden geçmişt i r, a ma bu s ı n ıfsal çel işk i , kapita l i zm in bu Aşil Topuğu, bir inci l ayrı m çizgisi o lmaya deva m ediyor.
S ı n ı fsa l çel i şk in in b i rinc i l o lma n iteliğ i n i su landırma yolundak i s ü rek l i çaba la ra karş ı ç ı kmaya deva m etmek zorun l udur. K im i leri, bunu uzun b i r çel işk i ler l istesi i çi ndek i lerden ya l n ı zca biris iymiş g i bi e le a lara k su la n dırıyarIar ; başka ları , s ı n ıf i l i şk i leri n i n değ iştiğ in i ve bu yüzden s ı n ıf çel işkis inin, s ın ıf savaş ım ı n ı n ve işçi s ın ıfı n ı n özg ü l rolünün geri p landa ka ldığı n ı söyleyerek daha aç ı ktan karşı ç ık ıyorlar. Kapita l i zm in bu haya l ler ü l kesi kavra mla rı oportün izm iç in bir özür h i zmeti görüyor.
1067
Tekelci sermaye ve onun egemenliğ i alt ındaki devlet çökmeyle ilişkin sorunla rla uğraştıkça, temel s ı n ı f çel işkisine yeni öğeler ekleniyor. Devletin tekelci sermayeden yana a rtan girişimleri, tekellerin ve çokulus lu ş i rketlerin büyü mesi, yeni teknoloji düzeyi, işçi s ın ıfı n ı n bi leşi mindeki değişiklikler, dünya güçler dengesindeki değ işme ; bütün bunlar yeni sorun lar ç ı ka rıyor. Ama bun la r kapita l izmin ta özü o lan s ı n ı f çelişk is in i zerrec� değiştirmez ya da onun yeri n i a la maz.
Böylece, bu biri ncil çelişki ve onun yeşertip ortaya sa ld ığ ı s:n ıfsa l f ı rt ına lar, işçi sı n ı fı için zorun lu o larak, başl ıca çık ış ve merkezsel odak noktas ı olarak kalma lıd ı r. Carter Yönetimi'nin «yolun ortası »nda n at sürmeye çaba larken, tökezleyip durmas ı n ı n ana nedeni de s ı n ıfsa l çeli şkinin derinleşip şiddetlen mesidir.
Ka pita l izmin birincil çelişkisinin doğu rduğ u savaş ım lar yoğ unlaştı kça , bütün öteki çel işkilerde de buna bağ l ı bir şiddetlenme görü lü r. Bu çelişk i ler ayn ı zamanda Carter Yönetimi ve ABD Kong resi'n in üzerine ağ ı r bir bölge d üşürmektedir.
Bu çel işk i lerin şiddetlenmesi büyük burjuvazinin saflar ında bölünmeler yaratır, ancak gene de ayrı l ı k lar ABD tekelci sermayesin in topla m çıkarları n ı n çerçevesi içinde ka l ı r. Bunlar ın büyük bir taktik önemi va rd ı r, hele tekelci sermayenin b i r kesimi ya da belli şirketler, halk ın, dü nya ba rı ş ı n ı n, yumuşama ve ticaretin ç ı ka rla rıyla uyuşan politika ları n kendi yak ın s ın ıfsal ç ıka rlarına yararl ı olacağ ı na inandı kları zaman bu önem daha da a rta r. Bu güçler geniş bir politik etkinliğe sahiptir. Bu gibi bağ laşmalar sa l lantı l ı , hassas ve k ısa ömürlü o labi l i r, a ma buna l ım dönemlerinde savaşı mlar ın sonuçlarına katkı yapabil i rler.
Kendi ç ıkarları na en iyi hizmeti bir nük leer yık ı ma götü rebilecek karş ı tl ı k politikası nda gören tekelci sermaye kes imleri va rd ı r. Ama Carter yönetimindeki Bvzezinski gibi, senatör lackson, Moynihan ve Tower, ya da askersel üstyönetimin aktif ya da emekliye ayrı lm ı ş üyeleri g ib i insanl ığ ı n geleceği üzerine kumar oyna maya hevesli nükleer manyak lar da va rd ı r.
Mayıs 1 978'de Carter'in U lusa l G üvenlik Da n ışma n ı B rzezinski şöyle diyordu : « Nükleer s i lôhlar ın ku l lan ım ın ı n insan ı rkın ı n sonu olacağ ın ı söylemek hata l ı o lu r. Bu bireyci bir düşüncedir . . . kes in istatistiksel verilere göre konuşursak, eğer Birleşik Amerika tüm cephanesini Sovyetler Birl iği üzerinde ve Sovyetler Birliği de tüm silôh ları n ı Birleşik Amerika'ya karşı ku l lan ı rsa, bu hiç de insan l ı ğ ı n sonu olmaz.» (1)
ABD egemen çeveleri a ras ı nda bölünmeler yaratan temeldeki sorun lar nelerdir? Bu bölünmeleri yaratan temel sorun lar şu nokta lardaki ayrıl ı k la rd ı r : Toprağ ı n ayağ ın ın a lt ından kaymakta olduğ u bir dönemde ABD
(1) «The New Yorker», 1 Mayıs 1 978.
1 068
emperyal izmin in karşısına d ik i len yeni sorunlarla nası l başedi lece k ; nası l manevra yapı laca k ; nası l geri çeki l inecek; bir düşüş döneminde, çel işk i lere nas ı l karşı konu lacak? ABD tekelci devlet kapita l i zmin in özgü l sorunları dünya kapita l izmin in genel buna l ım ın ı n yen i aşaması nda n elbette ki etk i lenmektedir.
ABD Mal iye Bakan ı Michael B lumenthal şu sözleriyle ABD ve dünya emperya l izmin in açmazın ı itiraf etti : « Dünyan ın büyük sanayi g üçleri n in l iderleri bu gün lerde ekonomi pol itika konularında her zaman ayn ı görüşleri paylaşmıyorlar. Ama bir konuda kesin l i k le an laşma içindedirler: yönetici l ik sa natı n ı n bugünkü kadar yetenek gerektird iğ i ve polit ika seçeneklerin in bu kadar dara lmış o lduğu za manlar pek ender görü lmüştü r . .. (2)
ABD emperya l izmi için bu «dara lma .. birçok yön lüdür. ABD dünya emperya l izmin in egemen temel d i reği o lmayı sürdürüyor, ama şu olgu lar, onun faa l iyet a lan ın ın g i ttikçe dara lmakta oldğunun b ir göstergesid i r : 1960'da ABD'nin dünya mamul ma l lar d ışsat ım ındaki payı 0,'0 22'yd i; 1977'de bu pay % 15'e düştü . (3)
Dünya emperyal i zm indeki eşitsiz ve kaygan eğ i l im ABD'nin, özel l i kle Bat ı Almanya ve Japonya i le, daha az ölçüde de öteki ka pita l ist ü l kelerle olan i l i şk i lerini ciddi derecede etk i lemektedir.
Bu çel işk i leri n şiddetlenmesin in nedeni, genel olarak kapital ist dünya için «seçeneklerin daha dara l mı ş .. o lmasıd ır.
«Uç yan l ı ü lkeler» (I) daha çok «z i rveler .. topla r, sonu gelmeyen kom isyon lar kura r, tonla rca ra por ve a raştı rma yayı mlar ve birbirlerine vaadlerde bulunu rlar. Ama bunlar dünya kapita l i zmin in iç buna l ı mı na çözümler get iremiyorlar ve getiremezler de.
Dünya emperyal izmi i le dünya devrimci g üçleri a rası ndaki çel işki , ve bunun odak noktası - sosya l ist ü l keler i le kapital ist dünya aras ındaki çel işk i - ABD'ndeki gel işmeler üzerinde muazzam bir etki yapmaktad ır. ABD dış pol it ikas ın ı belirleyen birinci l çelişki budur. Tekelci sermaye kesim leri ve Carter Yönetim i 'n in üyeleri bu açmazın her iki boynuzunun da üzeri nde oturuyorlar.
Bu çelişk in in yoğunluğu, ABD emperya l i zmin in, Sovyetler Birl iğ i 'yle b ir
(2) « Fore ign Affairs», Temmuz 1 978, s. 728. (l) « Monthly Bu l leti n of Statistics», Birleşmiş Mi l letler, Ozel Ta blo E. Ha
z i ran 1978. (I) ABD, Kanada, Batı Avrupa ü l keleri ve Japonya g ibi gel işmiş kapita
l i st ü lkeler kastediliyor. 1 973'de Rockefel ler' l er bu ü lkelerin önde gelen finans, sanayi , hükümet adamlar ından ve ayd ın larından oluşan b ir komisyon ku rdu. Komisyon emperya l ist strateji ve takti k leri o luştura caktı - Editör.
1069
askersel dengeyi kabul etmemek, s i lôhlanma yarı şın ı kızıştırı r. Bu, n ükleer s i lahların denetimin in ya do s ını rlandırı lmasının karşısındak i başlıca
�ngeldir. Aynı zamanda Avrupa'da si lôhlarda ve s i lôhl ı kuvvetlerde karş ı l ı k l ı indirim yapı lmasının önündeki bir engeldir. Bu reddediş, barış içinde yanyana yaşama yolunun üzerindeki temel barikattır.
Bir askersel dengeyi ve u lusal kurtuluşu kabul lenmek, bir madalyonun ik i yüzü g ibid i r. U lusal kurtuluşun gerçekleri n i kabul etmeyi ve kendin i ono göre ayarlamayı reddetmek, ABD'nin iz lediği polit ika ların, dünyan ın her köşesinde en gerici, faşist ve mil itarist güçleri desteklemesine, bunlarla ortak komplolar hazı rlamasına yolaçıyor. ABD emperya l izmi manevro lar yapıyor ve «çoğunluğun egemenl iğ i »nden sözediyor, oma u l usal kurtuluşa karşı dünyadaki merkezsel güç olmayı sürdü rüyor.
B rzezinski ile Kissingerin « bağ lantı » politikası n ın an lamı do budur. Yumuşama ve ticaret, Sovyetler B i rl iğ i i le öteki sosya l ist ü lkelerin u lusal k u rtuluş hareketleri ve savaşların ı desteklemekten vazgeçmeleri istemiyle «bağ la ntılandırı l ıyor». Sözümona «rejim muhalifleri » ve « i nsan hakları » konusu tam bir sahtekarlıktır. Gerçek olon, emperya l ist yayılma ve «bağlantı» politikalarıdır. Afrika 'daki gel işmeler « bağlantı » kavramları n ın odağ ındadır.
Çel işk in in kaynağ ın ı şu olgu açığa çıkarıyor : ABD'nin ham petrol dışal ımının % 38'i Afrika'dan gel ir ; ABD elmasların ın % 53'ü Güney Afrika'don , %ll' i Zai re'den gel i r ; ABD manganez cevheri n i n % 31 ' i n i Gabon'dan sağ lar ; ferro·kromun % 34'ü Güney Afrika'dan, % 24'ü Güney Rod ezya'dan gelir. (G) Bakır, kobalt ve kakaoya i l i şk in benzeri yüzdeleri de bu l isteye eklemek gerekir.
«Bağlantı» kavramı tam bir zora l ım g i ri şimid i r. Bu, Güney Afrika'da kurtuluş ve bağımsız l ık i çi n savaşan halkıara yardım ve destek sağlayan Sovyetler Birl iği, Kuba ve öteki sosya l i st ü lkelere karşı yürütülen isterik kampanyayı açıklar. Bu isteri anlaş ı labi l i r bir şeydi r, çünkü ABD emperyal izmi Angola, Etiyopya ve öteki ü lkeler halk ları n ın utkuların ın dünyadak i karş ı l ık l ı güçler i l i şk is in i niteliksel olarak değ i şt i rmekte olduğunun tamamen b i l incindedir.
ABD dış polit ikasın ın başına dert olan çel işki lerin tam merkezinde i k i -dünya s istemi a rasındaki çel işki bu lunmaktadır. ABD emperya l izmi iç in sosya l izme geçiş in verd iğ i buna l ım en acı verici o lonıd ır.
Ik i dünya sistemi arasındaki çel işki , görel i ekonomik karşı laştırmalardaki değişmeden etki leniyor. 1 977'de Sovyetler Birl iğ i 'n in ve sosya l ist Avrupa ü l kelerin in sanayi ü retimi 1 970'deki düzeyin % 75 üzerine çıktı , ha l buki bell i başl ı kapita l ist ü l kelerin üretimi 1 970'deki düzeyin % 26
(5) «Department of State Bulletin ... Mart 1 978, s . 1 .
1070
üzerine ç ıka bildi . Bu yeni gerçekleri kabu//enmesi ABD emperyalizminin başına yeni sorun lar açmaktad ı r.
Sosyal ist ü lke lerle tica ret ABO'n in d ı ş i l işk i lerinde öneml i b i r unsur hal ine ge lmiştir. Bu tica ret ABD'nin dış tica ret dengesi üzerinde herhangi b i r başka tica rete oran la en faz la o lumlu etkiye sah i pt ir ve bir i k i durum d ış ında sosya l ist ü l keler tüm a l ıc ı lar a rası nda en iyi ödeme yapa n lard ı r. Ancok, en yeni gel işmelerde her zaman görüldüğü g ibi , b u tica ret de tekelci sermayeye kendi çel işki lerini sunmaktad ı r.
Bu kôrl ı a lışveriş iç in g i derek büyüyen bir açl ık duyuluyor. Böylel ik le, iş çevrelerinden, tica ret yasalar ındaki Jacson-Van ik Değiş ik l i kleri g ibi ayr ımcı ticari s ı n ı rlamaların kaldırı lması yönünde büyük bask ı lar geliyor. Ama, kapita l izmin bu kôrlı işe duyduğu açl ık ile tekelci sermayenin sosya l izmin ka lk ınma hızı karşıs ındaki aşağ ı l ı k kompleksi ve s in i r buna l ım la rı a rasında bir çel işk i va rdır. Dünya g üçler dengesi değişmekte deva m ettiği sürece, tica ret sorunu , sosya l izmden yana g ittikçe daha g üçlü b i r etken hal ine gel mekted i r.
Sosya l ist ü l kelerle ticaret açl ığ ı n ı ekonomik devreler de etkiler. Ekonomi, devrenin alt noktas ı nda iken tica rete duyulan açl ık büyü r. ABO'n in sosyalist ü l kelerle olan t icaretindeki yeni etken, onun a rt ık öteki kapita l i st ül kelerin tica ret politika ları n ı deneti m a ltı nda tutoma yış ıd ı r.
ABD emperya l izmin in başı n ı ağ rıtan iç çelişki lerde yeni b ir nite l i k va rdır, çünkü bunlar dünyadaki geçiş bunalımıyla i l i şk i l i o lup, ondan etk i lenmektedir. ABD e mperya l izmi kapita l izmden sosya l izme tarihsel geçişin sa rsıcı dalgala rı n ı n etkis i nden kendisini koruyamamaktad ı r. Başvura bi leceği yedeklerin kökü kuruyor. Buna l ım öğelerin i d ı şarıya sata bileceğ i dün ya a lan ları son derece s ın ı rl ı b ir düzeye i nmişti r. Bu da sürtüşmeleri a rtı rıyor, çel işki leri keski n leşti riyor.
ABD emperya l izmin in mekanizmasın ı gemleyen iç ve uluslararası çel işk i lerin çoğu iç i çe geçmiş , karş ı l ı k lı bağ lant ı l ı b i r du ruma gelmişt ir. Yeni dünya güçler dengesini kabul lenmeyi reddeden bir d ış pol itikaya karşı bir i ç ka rşıtl ı k da va rd ı r. Dış politikada bazı kaydı rma lar yapmadan iç sorunlara çözü m bulmanın olanaksız o lduğu b i r düzeye gel inmiştir. Şu a na dek Carter Yönetim i bu yeni unsuru kabul etmek istememişti r, a ma baskı lar artmaktad ı r.
Bu y ı l s i lôh lanma yarış ı , her y ı l % 1 0 tı rma nan 1 30 milya r dolarl ı k b ir askersel bütçeyle desteklenecektir. Bu s i lôh ü ret imi - pazara g irmeyen mal ların üretim i - düzeyi enflasyon ve vergi a rt ış ları için büyük bir itici etken olmuştur. Askersel bütçe kabardı kça, toplumsal hizmetlere ayrı lan kaynaklar kısı lmaktad ı r. Böylece, sald ı rgan dış politika ve bunu destekleyecek askersel bütçeler yaşam düzeyin in d üşmesi sonucunu getiriyor.
Bugünkü eğ i l im , d ışardaki 2.500 kadar askersel üs için ayrı lan fon lar
1 071
da iç inde almak üzere askersel a maçla ra yönel ik ha rca malar ın tırmanış ı i le iç gereks in imler, toplumsal h i zmetler, eğ itim, konut ya p ım ı , vb. a ra s ında g iderek büyüyen b i r çelişki doğ u rmuştur. Askersel bütçelerle halk ın gereksinimleri a ras ında «yo lun orta s ı » büyük ölçüde ortadan kaybolmuştur.
ABD'n in ü ret imi ve dış ticareti s i lôha harcanan para la rı dengelemeye yeterli değildir. Sonuç, sü regiden bir d ı ş ticaret açığı ve doların dünya para pazarlarında sürekl i değer yiti rmes id i r. Doların dünya paza rında büyük değer yiti rmesi gerçeklerden kopuk politi kaların ü rünüdür. ABD emperya l izmi doları n zayıfl ı ğ ı n ı kapital ist ra kiplerine karş ı b ir s i lôh olarak kul lanıyor. K ısa erimde bu du ru m belk i ABD ürü nlerin in rekabet gü cünü a rtır ıyor, a ma Wal l Street'teki ler kaçı n ı lmaz ekonomik çöküntüyü hesaba katmadan kumar oynuyorla r.
ırkç ı l ı k ABD kapita l izmin in bütünleyici b i r özel l iğ id i r. ırkç ı l ı k bir ek kôr a racıdır. Bu her zaman ABD emperya l izmin in dış politikas ı n ı n bir özel l iğ i olagelmiştir. Bu da ş imdi ciddi b i r çelişki o larak ortaya çıkt ı . Bu çel işki ABD'nin Birleşmiş Mi l letler'deki temsi lcisi Andrew Young' ın boğ uşmak zorunda kalacağ ı b ir çel işkid i r. Afro-Amerika l ı lar ABD'nin Afrika'daki manevralar ın ı desteklemiyorlar ve desteklemeyecekler. Onlar Siyah ' la rı n demokratik çoğ u nluk yönet imi i ç i n veri len savaşları n ı aktif o larak destekIiyorlar. Ote yandan Carter Yönet imi , Ca rter' in Afro-Amerikan toplumuna yapt ığ ı seçim vaadlerin i de yerine getirmiş değ i ld i r.
Carter Yönetimi Afrika'da, ABD'nde uygu ladığ ı ırkçı pol itika ları saklayam ıyor. Wi lm ington Onlusu'nun 280 yı l l ık mahkumiyet kararı n ı g izleyemiyor. (ti) Yüksek Mahkeme'n in Bakke hakkı ndaki ı rkçı kara rı n ı cı örtbas edemiyor. Aynı şekilde ABD'nde de, Afri ka'daki ı rkçı az ın l ı k rej imierine sağladığı desteğ i ve ı rkçı l ı k yanl ıs ı manevralar ın ı saklaya mıyor.
Ote yandan ı rkçıl ığa karşı savaşımlar ın dünya çap ında bir onay ve destekle karş ı lanmakta oluşu ABD emperya l izmin in gerek içerde, gerekse d ışardaki bu çelişkisine yeni bir boyut getiriyor.
(G) Federal ve devlet makam ları n ı n Afro-Amerikalılar ıç ın ada let ve öğ ren im hakkı hareketi ü zerinde u lus ça pındaki baskı g i riş imleri n in bir parçası o larak, 1 971 'de on yurttaş l ık hakları savaşçıs ı , Wi lm ington l iman kenti nde ya rg ı land ı . ABD ve yurtd ış ındaki y ığ ı nsa l baskı sonucunda bazı la rı kosu l lu o larak sa lıveri ld i , a ma devri mci Ben Chavis de içinde o lmak üze"re ger i ka lan lar hôlô tutukl u . Ostel ik mahkumiyet kara rı n ı n dayand ı rı ld ığ ı del i l in düzmece olduğu tekra r tekrar kan ıtlanmış bulunuyor.
(7) Ulusal Havacı l ı k ve Uzay Da i resi a raştı rma merkezinde görevli 38 ya şındaki beyaz mühendis Al lan P. Bakke' ın , b ir sağ l ı k okulunda boş bulunan 1 00 kişi l i k yerden 1 6's ın ın ı rksa l az ın l ı k g ru pları için ayrı lmas ı isteğ iyle yapt ığ ı başvurusu, Yüksek Mahkeme tarafından 28 Haziran 1 978'de 4'e karşı 5 oyla a l ınan bir ka ra rda «karşı ı rkçı l ı k » olarak nitelendiri ldi ve s ic i l ine suç ola rak iş lendi .
1 072
Derinleşen genel buna l ım ve buna eşl ik eden çelişki ler ABD kapital izmini yeni yeni sorun larla karşı karşıya b ı rak ıyor. ABD bugün, uzun ta ri hsel dönemler boyunca en yüksek büyüme hız ına sah ip olmuş bir ü lke durumundan alt s ı ra lara düşmüştür. 1 967 i le 1 977 a ras ındaki y ı /da % 2,9' Iuk büyüme h ız ı , durgun luğa yak ınd ı r. 1 967'de Avrupa'daki NATO ü l kelerin in toplam gayri safi u lusal ürünü ABD'nink in in % 81 ' in i buluyordu. 1 977'de aynı kapital i st Avrupa ü l kelerin in gayri safi ulusal ü retim i ABD toplamın ın % 90' ı na u laştı. Askersel ü retim sektöründeki e ş i görülmedik büyüme h ı zı ve ABD egemenl iğindeki çokulus lu ş irketlerin gelişmesi ABD'nin genel ü retim hızı üzerinde olumsuz bir etki yapmışt ı r.
ABD ve öteki emperya l ist ü l keler kuşak lar boyunca baskı a lt ındaki sömürge ve yarısömürge ül keleri ucuz hammadde için özel depolar ola rak ku l land ı la r. Dünya güçler dengesindeki değişme sonucu, bu i l işk i lerde de bir değiş ik l ik meydana geldi . Bugün ABD şirketleri ha mmadde için bel l i ölçüde daha fazla b i r ödeme yapmaya zorlan ıyorlar.
Artı k , ekonomik buna l ım la rdan kurtul muş bir kapita l i st gelecek tasarı mlarından sözedi ldiği duyulmuyor. Bunun hakl ı nedenleri de var. Çünkü, ü retim a raçla rı n ın özel iyel iği ve ücretli emek sömürüsünden kaynaklanan ve kaçı n ı / maz ola rak bunal ı mlara yol açan temeldeki çel işk i yine ta m bir iş lerl ik içindedir. Tekelci devlet kapital izminin hiç bir ma nevras ı , bu çel işki lerin n ihai sonuçla rı n ı ortadan kald ı ra maz. Tipik bir ekonomik bunal ımla sonuçlanan olay dizi leri açı kça yola l ıyor ; fa iz oran la rı n ı n yükseklerde dolaşması , enflasyonun hız lanması , stokları n a rtması , topraktaki ve öteki spekü latif işlemlerin h ız la büyümesi. Gelişen ekonomik bunal ım ı n i l k patlak verdiği yer petro-kimya, plastik ve gemi yap ım ı g ibi sanayi lerdeki fazla üretim buna l ım ıd ı r.
Tekelci devlet kapital izminin bazı başka yeni ya nla rı da var. S ık ı denetimler ve yen i teknoloj i ler nedeniyle, az ü retim le az sermaye harcayarak, a ma enflasyon fiyatlarıyla kô rla rı a rtıra bi l i r. Ş i rketler ayrıca, az sayıda i şçiyi daha uzun süre ça l ışt ıra rak daha büyük kô rla r elde edebil i rler. Bu yüzden, mi lyon larca insan işsiz dolaşı rken, zorun lu fazla ça l ı şma keskin bir sorun ola ra k ortaya ç ıkmışt ı r. Bu da sürekli işsiz ordusunu büyütecektir.
Karl Marks kredin in gel işmesini ve bunun sermayeye getireceği çelişkiyi önceden doğ ru lukla görmüştü : « Kredi sistemi üretici güçleri maddi gel işmesini h ız landım . . . Kredi aynı zamanda bu çel işk inin şiddetli patla la ların ı - buna l ım la r - h ızla nd ı rı r. » (B)
Kredi sistemi, «ş iddetli patla malar» ın , olumsuzl ukları n birincil özel l ik ler ha l ine geldiği bir noktaya u laşmışt ı r. Kredi sistemi - borç parayla iş ya pma ve devleti yü rütme sistemi - tekelci devlet kapital izminin vazgeçi l -
(H) Kar l Marks, Kapital, c. 3, s . 432.
1 073
mez bir özel l iğ i ha l ine gelmiştir. Borç para devreye g i rd iğ i zaman b i r ekonomik özendirici i şlev in i görü r. Ama, borç a lan ında herkesin de b i l d iğ i g i bi , bundan sonra ge len ik i sorun vard ı r ; biri ncisi fa iz i ödele sorunu vard ı r ; ik inci ola ra k paran ın geri ödeneceği gün de gel i r çatar.
ABD federal hükümeti n in borç fa izleri y ı lda 50 milya r dola ra ulaşmışt ır ve hôlô a rtmaktad ı r: her y ı l federal hükümeti n 700 mi lya r dolarl ık borcuna 50 mi lya r dolar eklenmektedi r. Bunun bütçeye her y ı l eklenmesi gerekir.
Yeni bağı ms ız ve gel işme yolundaki ü l kelerin birçoğu da bugün yine b ir kredi buna l ım ı noktas ındad ı r. Gelişme yolundaki ü lkelerin borçlu oldukla rı 400 mi lya r dola rı n çoğunluğu emperya l ist ü l kelerin bankaları nda n a l ı nmıştı r. Bu borç üzerinden fa iz toplamak yeni bir emperya l ist sömü rü biçimi o lup ç ıkmışt ı r. Borçlu ü lkelerin çoğu şimdi eski borçları n ın fa izlerini ödemek için borç al ıyorlar. ABD hükü meti bugün özel ABD bankaları borçla rın ı toplayabi lsin diye bu ü lkelere borç veriyor. Marks hakl ıydı, bu kredi buna l ım ı dünya çapı nda «şiddetl i patla maları h ız land ı rmışt ı r».
rederal Rezerv Bankas ı ' n ı n korunmal ı duvarları a rkas ı nda ABD'nin bankacı l ı k kuruluşları enflasyonla savaş bahanesiyle para a rz ın ı k ı sıyor ve fa iz oranları n ı yükseltmeye deva m ediyorlar. Bu, işçi s ı n ıfı n ı n tekelci sermayenin mal i kes im ince sömü rü lmesinin başta gelen bir özel l iğ i o l muştur ve ha lka yeni b i r yük bind i rmektedir.
Buna, ha lk ın ku l landığ ı kredi sistemin i de eklemek gereki r. Bu du ru m pazara katkı yapar, a m a o n u n d a b i r kopma noktası va rd ı r k i , bundan sonra o lumsuz b ir etken hal in i a l ı r.
Büyük kentlerin de buna l ım la rı vard ı r, çünkü bunlar borçla yaşamanın buna l ım noktas ına gelmiş lerd i r. Belediye tahvi l leri ni satı n alan bankalar kredi vermeyi kesince, kentler bütün toplumsal h i zmetleri k ısmak ve eski lerin in fa iz in i ödemek iç in yeni tahvi l ler çı ka rmak zorunda ka l ı rlar. Böylece kredi sistemi ve onun kaçı n ı lmaz buna l ım ı ka pital izmin çelişk i ler in in çoğuna yeni b i r boyut daha ekler.
Yeni teknoloji ku l lan ımı da çel işki lere katkı yapar. Yeni teknoloj in in ü retici güçlere eklenmesi sermayenin organik b i leş imin i değ iştiri r, çünkü makinelere görece olarak daha fazla yatı rı m yap ı lm ı ş olur. Bu, kôr ora n ı n ı n kendi içindeki d üşme eğ i l im ine katkıda bu lunur. Bu d a karş ı l ı k o la ra k tekelci sermayeyi, düşen oran ı ü retim m ikta rı n ı a rtı rmak yoluyla karşı lamaya zorlar. Bun lar pazar üzerinde herhangi bir gerçek denetime sah ip olmadı klar ından, bu önlem üretim ile pazar a ras ındaki çel işkiyi şiddetlend i rme eğ i l im i taş ı r.
Kapital izmin tekelci devlet aşaması nda devlet g iderek ekonomik sü recin daha çok bütü nleyici b i r özel l iğ i hal ine gel i r. ABD'nde devlet, tekelci sermayenin ağ ına yüzlerce yolla bağlanmıştı r. Büyük işada mları « büyük hükümet müdahales i »ne karşı yayga ra koparır lar. Ama devlet b i r kenara
1 074
çekilecek 0150, ya do b ıra kı p, tekelcilik öncesi ta rih lerdeki s ın ırl ı rolüne geri dönse, tüm kapita l ist sistem yuvarla n ı r g iderd i . Bu da yen i çelişki lerden bir idir. B üyük sermaye « müdahale»yi istiyor, a ma a ncak yararla rı n ı görmek koşuluyla. Carter Yönet imi aynı zamanda bu açmazın mengeneleri a ras ı nda da ya lpa layıp duruyor.
Tekelci sermayen in i l k yı l la rı nda f inans merkezleri n i ve hatta bankaları ya da şirketleri kendi lerine özgü bölgesel etkinlikleriyle ayırdetmek ola naklıyd ı . Petrol ş i rketleri ya ln ı zca petrol ş i rketleriydi ve çel ik şi rketleri çelik üretimiyle sınırlıydı. Tekelci devlet kopitalizminin gelişmesi ve mal i kuıuluşla rı n yüksel mesiyle, bu çizg i ler karmakarış ı k bir hal a ld ı . Ayrı kuruluşla rı n çıka rlorı n ı ayı rdetmek zorlaştı ve öz ç ıkarlar iç içe geçt i . Bu da ABD kapita l izmin in çel işki lerine yeni /erini ekledi ve bunla rı karmaşıklaşt ı rd ı .
S ın ıf düşman ı n ı n safları a ras ındaki çel işki ve bölünmeleri gorup anlamak her zaman önemli o ldu . Bu nokta, bütün sorunla r tarihsel geçişe bağ l ı olduğ u için, bu dönemde çok daha öneml id ir. Böyle bir an layış baskın ı n nereye yöneltileceği ve k imlerle bağlaşmaya gidi leceği hakk ında bir fiki r verir. Ve bir inci l s ın ı f çel işkisi n in doğ ru kavran ış ı , d i kkatlerin odak noktas ın ı s ı n ı f savaş ım ı üzeri nde tutmayı sağ lar.
Şimdi Carter Yönetimi büyük bir g üven i l i rl i k buna l ım ı içi ndedir. Bu da Ca rter' in ik i yüzlü demagoji lerin i n sonucudur. " Oç ya nlıcı/a r» ın yeğ lediği aday olara k seçimi kazand ı . Ancak, seçimi kazana bilmek iç in başta işçiler olmak ü zere öz çıka rla rı tekelci sermayen in çıka rla rıyla çelişen ha lk g üçlerinden, ı rkçı bask ı alt ındaki az ın l ı klardan ve alt ve orta katman lardan gelen kes imlerden oluşan bir seçim koal isyonunu bira raya getirmesi gerekti.
Bu kal isyonu der/emek ve bira rada tutmak için yoğ un bir popül ist demagojiye başvu rmak zorunda ka ld ı . Carter, temel i l kesizliğ inden ötürü , en güçlü ak ım olarak neyi görüyorsa onun yan ı nda yürüme yolundadır. Ama, rüzgarın yönünün değiştiğ in i gördüğü anda bir başka yöne kayma k iç in her za man aç ık ka p ı b ırak ı r. Bu Carter' in eylemlerinden ve bLel l ik le de en yak ı n dan ı şman ları n ı n bi leş iminden görül üyor.
Bu olgu kend in i en çarpıcı biçimde d ı ş politikada gösteriyor. Va nce i le Wa rnke yumuşa man ı n zorun lu o lduğuna ve egemen sı n ı f ın ç ı ka rlar ına en iy i h izmet edeceğ ine inanmış görünen ı / ım l ı k iş i ler k iml iğ i ndedirler. Bunlar aynı zamanda s i ıah lanma yarı ş ında baz ı denetim lerden yanaymış g ibi görü n üyor/ar. i l ım i ı la rdan Andrew Young genel l ik le ABD emperya lizm in i n " üçüncü dünya »daki , öze l l ikle Afri ka 'daki yüzü nü aklamak gayret indedir. Bu nedenle bazı ödünler veren eski emperyal ist politi kada n " fa rk l ı» ve "yeni» d iye satı/a bi lecek b i r tür yenisömürgeci l ik politikası peşindedir. ale yanda n, bir " Rockefeller beslemes i» olan Brzezinski , sert,
1075
profesyonel , doğuştan bir a nti -Sovyetist, bütün d ünya sorun ları n ı sosyal i zme ve Sovyetler B i rl iğ i 'ne karşı beslediğ i düşman l ı k açısı ndan gören bir soğuk savaş ya n l ı s ıd ı r. O, çat ışma ve s i lôh lanma yarı ş ı n ı n t ı rmand ı rı lmas ın ı a rzula rnoktad ı r.
Carter bu uzlaşmaz gruplaşmayı, aynı anda iki yönde de hareket etmeye ça balayo rak bira rada tutuyor. B - 1 bombard ıman uçağ ını durduruyor, ama gezici roketleri (cruise missi le) onayl ıyor. B ir g ü n nötron bombas ından ya na, bir g ü n karşı oluyor. Bir başka g ü n ise henüz karar vermediğ in i , Sovyetler B i rliğ i 'n in karş ı l ığ ı nda bir şeyler vermesini beklediğ in i söylüyor. Carter Yönetimi ideolojisi ve politikası bak ım ı ndan bir büyük sermaye yönetimidir, ama bütün çelişkilerin her iki yönüne de oynamaya çal ışmaktad ı r.
Egemen tekelci g ruplar ın safları ndaki ayrı l ı k la rı temsil eden fa rkl ı dan ı şma nlardan ötürü, Carter, kara rs ızdır. Bun ları n kimis i onda n Sovyetler Birliği ile anlaşmasını ve ü lkedeki aşır ı buna lımın yolaçtığı gerg in l ik leri yu muşatmas ın ı istiyor ; öbürleri ise s i lôhları n çoğa ltı lmasından ve i l k vuruşu yapabilme olanaklar ın ın ya ratı lmas ından yana çıkıyorlar. Lenin, can çekişmekte olan bir s ı n ı fı n değerlendirmelerinde ta mamen ak ı lc ı olamayacağını söylerken çok haklıydı.
B ı k ıp usanmadan yayı lan ve Carter' in görünüşte kabul ettiği b ir görüş var : Olke şimdi sağa kaymışt ı r ve etkisi n i n zayıflamas ına « katı l ı k»tan yoksun oluşu neden olmuştur. Bu yüzden Carter ş imdi demagojik b i r şekilde kendin i « katı »ymış g i bi gösterme çabasına g i rmiştir. Carter çoğ u sorun la rı n her ik i yön ü üzerinde de kesin bir tutum a l ı r.
B i r dizi nazik ve karmaşık konuda ins iyatifi e le geçirmiş olan iyi koordine edi lmiş, iyi fina nse edi len, Soı ı derece h ü nerl i ve kurnaz «yeni görünümlü » bir sağ ı n ortaya ç ıkmas ından ötü rü, ortam daha karmaş ık bir hal a lmıştı r. Ve bu «yeni görünüml ü » sağ, saldırgonca atıl ımıyla, kendisi n i gerçekten çoğ un luğun adına konuşuyormuş gibi göstermiştir. Bunun böyle olmadığ ı çeşit l i seçimlerden, yığ ı n eylemleri n i n ve hareketlerinin yükselen dalgas ından a n laş ı labi l i r. Sovyetler B i rl iği 'yle yumuşa ma konusunda yapı lan kamuoyu yoklamaları s ü rekl i olarak % 71 ya da daha yüksek bir desteğ in varl ığ ın ı gösteriyor. Ve nötron bombası hakkındaki son Harris Yoklaması 1 977'de bombadan ya na çıkan çoğun luktan, bomboya karşı çoğu nluğa doğ ru bir kayma olduğ unu ortaya koydu.
Demek ki, ü lke, sağ ı n bir hayli başarılı bir şekilde göstermeye çal ıştı ğ ı g ibi sağa yönelmemiştir. «Yeni » aş ırı -sağ ı n başarı ları ve temsil ettiğ i artan teh l ike daha inceltilmiş bir çeşit g üvenden ve büyük i şadamla rı top lu luğunun çok daha büyük bir kesiminden gördüğü destekten kaynaklanıyor. Bunun varlığı artık . . deli" ya da «çllgınlar»la sınırlı deği ld ir . Böyleleri hôlô var, ama Joh n Birchers yeni �yığ ı n» yaklaşımına i l i şk in
1 076
ik inci bir çerçeveyi kabul etmeye hazır görünüyor. Bu yaklaşım, yığ ı nsal ak ımları ve duygu ları bölgelere, etnik g ruplara ve özel ç ıkar g ruplar ına göre titiz b i r bilg isayar a raşt ı rması ndan geçirmeyi ve bunları n herbirine ayr ı , demagojik bir çağ rıyla yönelmeyi kapsıyor. Bi lgisayarlar çağ rı la rın en büyük sonuçla rı verecek yerlere yöneltilmesinde kullan ı l ıyor. «Yeni» sağ çağrı la rı n ı tepki o lara k gerici l ik ü reten duygusal konular üzerinde yoğunlaştı rıyor. Gerçekler ka rşıtla rı n ı i fade edecek biçimde kendi orta mından çıkarı l ıyor.
Böylece yumuşama ve SALT ii « Moskova'ya teslimiyet» biçiminde yorumlanarak ça rpıtı l ıyor ; kü rtaj hakkı n ı n yadsı nması «yaşam hakk ı » o lup çıkıyo r ; iş reformu yasası « emek patronluğuna payanda " olarak damgalan ıyo r: Panama Kanal ı an laşması na « bizim kanal ımızı başkas ına vermek " deniyo r ; enflasyon ve vergi ler sürekl i ola rak ça l ı şan herkesi içinde saydık ları «orta s ın ıfa ka rş ı sald ır ı lar» olarak görü l üyor ; işsiz gençlik ve sağ l ığ ı yerinde olan kişi ler, ı rkçı aç ı lardan, ça l ışmayacak denli tembel ve sadakayla yaşamak isteyen insan lar diye tan ımlanıyor ; ayrımc ı l ığa son verme uğraşları nda n kaynaklanan olumlu eylemler «ka rş ı ayrımc ı l ı k» d iye çarpıt ı larak sunu luyor.
Birçok seçimde görüldüğü g ibi , sağ, ü lkede çoğ unluğu temsil etmiyor. Ama sağ yandaşla r ın ı ca n land ı rma, harekete geçirme ve örg ütleme yeteneğiyle, çoğun luk olduğu görünümünü veriyor ve çoğunlukla ihma l sonucu çoğ unluğu sağ l ı yor.
Hesaba katılması gereken bir başka etken de, Kongre'de - «Kongre'-· n in yetkilerin i yeniden elde etmek » adına - çok aktif ve sa ld ı rgan b i r gerici, soğ uk savaş yanl ı s ı sağ bloku n ortaya çıkmas ıd ı r. Bu b lok Carter Yönetimi üzerinde ağ ı rl ığ ı n ı duyu ruyor. SALT II konusunda a nlaşmaya varılmadan önce bile Jackson, Byrd, Moynihan, Baker ve bağlaşıkların ın bu gerici bloku red oyla rını a çıktan açığa ortaya sürmüştü.
Çelişkilerin yeni d üzeyi, yeni yığ ı n hareketlerini teşvik ediyor. Son çözümlemede, şu anki gelişmeleri n niteliğ ini ve tarih in doğrultusunu belirleyecek olan bu yığ ı nsa l ka rş ı l ı kt ı r.
Carter Yönetimi 'ne hareketin gerçekçi bir değerlendirmesine daya l ı politika lara geçmesi yönünde içerden ve d ı şa rdan gelen baskı lar a rtmaya devam edecektir. Birleşik Amerika halk ı soğ uk savaş politikası na. dönülmesini kabul etmiyor.
1077
Ekonomik ilerlemenin Güçlü Bir Etkeni
Vaklav Hula
Çekoslovakya Komünist Partisi Merkez Komitesi Prezidyum üyesi, Çekoslovak Hükümeti Başkan Vekili
1 979'un OcaSlında, Bulga ristan, Çekoslovakya, Macarista n, Polonya, Roma nya, ve Sovyetler Birl iğ i 'n in Ekonomik Ya rd ımlaşma Konseyi ' n i (EYK) kurma tarihsel karar ın ı a ld ı kla rı Moskova toplantıs ından bu yana otuz y ı l geçmiş olacak. EYK dünya sosya l ist sistemin in ekonomik gel iş i minin doğurduğu görevlerin üstleni lmesinde kardeş ü lkelerin çabalar ın ı uyumlaştırmak, a ra ları ndaki ekonomik işbirl iğ in i g .enişletip derinleşti rme uğraş ı lo rı n ı koord ine etmek ve ekonomilerinin dengeli gel işmesini sağ la ma larına yardımcı olmak amacıyla kuruldu. 1 954'de Demokratik Alma n Cumhuriyeti, 1 962'de Moğolistan ve 1 972'de Kuba EYK'ne g irdi . 1 978'de Viyetnam Sosya list Cumhuriyeti, Konsey'in onuncu üyesi o ldu .
Bu u lus lara ras ı ekonomik örgüt çal ışma ların ı daha başında n sosyalist, p roleter enternasyonal izmi, tom eşitl ik, ulusal ç ıkarlara soyg ı ve egemenl iğe saygı , karş ı l ı k l ı yara r ve yoldaşça yardımlaşma i l kelerine dayan d ı rd ı . B u ü l kelerin Ma rksist-Leninist parti lerin in faal iyetlerin in ono çizgi/erinden biri, birbirleriyle olon ekonomik bağları n her yönde gel işmesine öncü lük etmektir. Bu ü l kelerin politik, ideoloj i k ve ekonomik sorunla rla uğraşlar ında artan bir l ik ve işbir l iğ i , a ra larındaki ekonomik işbirl iğ in in genişleyip derin leşmesine ve bu yoldak i her g üç lüğ ün üstesinden gelmeye yönel ik o lan ortak stratej i çizg i ler in i bel i rlemeleri ve uygu lama l a rı a çıs ından muazzam bir öneme sah ipt ir.
EYK'n in otuz y ı l l ı k deneyi, bu ü l kelerin uyumlu ve dengeli faa l iyetlerinin, çeşitli işbirl iğ i biçimlerin in gel işt i ri lmesine ve gerek tek tek ü l kelerde, gerekse tüm toplu lukta sosya l ist kuruluşun ka rmaşık sorun lar ın ın çözümüne ve h ız l ı ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesine değeri ölçülemeyecek bir yardımda bulunduğunu gösteriyor. Bu, top lu luğun ekonomik gelişmesinin en başarı l ı bir şekilde ilerletilmesine ve çeşitli tarihsel nedenlerle sosya l izmin maddi ve tekn ik temel in i kurmakta geri kalmış Qlan sosya l ist ü l kelerin kalk ı nmasın ı n h ı zla ndırı lmas ı na yardımcı olmak tad ı r.
EYK'nin kuru luşundan bu yana kardeş ü lkeler, üretim g üçlerini yüksek bir d üzeye ç ıkarmış, sosya l ist üretim i l i şki lerini sağlamlaşt ı rmı ş ve yaşam d üzeylerini h ız la yükseltmişlerdir. Sosya l ist toplu luk bugün büyük ölçekl i bir hammadde taban ına , geniş bir a raştı rma ve gel iştirme potansiyel ine, yayg ı n sanayi lere - ima lat, makine yapımı , kimya - ve modern bi r ta rı ma sah ip g üç lü bir ekonomik komplekstir.
1078
1 975'de EVK ü l kelerin in s ı na i ü retim i 1 970 düzeyinden % 45 faylayd ı ; 1 975'de s ına i gel işmenin her yüzde bir imi 1 970'dekinden 1 0 kat daha ağ ı rl ı k l ıyd ı . Bu beş y ı l l ı k dönemde ya ln ı zca sanayi a rt ış ı mutlak raka mlar/o 1 950'deki sanayi çıkt ıs ı n ı n beş kat ı kada rd ı .
Toplu luk günümüzün en dina mik g ücüdür. EVK ülkeleri ho mmadde ve enerji sorun lar ın ın çözü müne ve top lu luk içinde ç ıkar ım ve imalat sektörler ini uyumlu bir şeki lde gel işti rmeye her za man büyük özen göstermiştir. EVK kurulduğu s ıra larda, üyeleri , d ü nya sanayi ürününün beşte-biri kadarı n ı ü retiyordu ; bugün bu ora n üçte-birin üzerindedir. 1 950'de EVK'n i n Avrupa' l ı üyeleri, Avrupa'n ın ekonomi k potansiyel i n in % 31 ' in i el inde bulundururken, 1 977'de bunun % 53'üne sahipti ; sermaye yatı rı mı rakaml a rı % 32'den % 56'ya ve u l usa l kökenl i enerji kaynak la rı 0,'0 45'den % 76'ya ç ıkmı şt ı r. 1 975' in sonunda EVK ü l keleri nin sanayi ürünleri AET'
n ink in in i k i katıydı ve 1 971 'den 1 975'e değ in bu ü l kelerin sa nayisi gel işmiş ka pita l ist ü lkelerin sanayis inden dört kez daha h ı z lı gel işti. Bu du rum, hôlô yetmişlerin orta la rı ndak i ekonomik, hammadde, parasal ve ma l i buna l ı m la rı n neden olduğ u s ı k ınt ı lar ın üstesinden gelmek zorunda olan ka pita l ist dünya ekonomis in in içinde bulunduğu durumla tam bir karşıtlık iç indedir.
EVK ülkelerin in gelişme düzeylerin in g iderek yak ı nlaşt ır ı lması Topluluğun ekonomik pota nsiyel in in beli rleyici b ir özel l iğ id ir. Bu, sosya l ist dünya iç in , sosyalist enternasyonal izm i lkelerinden kaynak lanan ve sosyal i st ü l kelerin birl iğ in i pekiştiren nesnel bir süreçtir. Kardeş ü lkelerin gelişme düzeylerine i l işk in olumlu değ işt ik l ikleri gösterecek birkaç somut örnek verel im. EVK kuru lduğu za man, Avrupa'l ı EVK üyesi ü l kelerde kişi başına düşen en yüksek ve en düşük u lusa l gel ir aras ındaki oran 3'e 1 düzeyin deyd i. Bugün bu ora n ya ln ı zca l,5'e l'dir.
1 950 ile 1 977 aras ı nda bu ü l kelerin u l usa l gel iri ve sanayi ü retimindeki büyüme h ız ına i l işk in rakamlar da bu eğ i l im i kanıt l ıyo r :
Ulusa l Gel i r Sanayi Orünü
SSCB 7,6 kat 1 0,9 kat
DAC 5,7 8,0
Çekoslovakya 4,5 7,5
Macarista n 4,5 7,8
Polonya 6,7 1 4,1
Bu lgaristan 9,8 20,3
Romanya 1 2,0 25,9
1 079
Ekonomik bak ımdan d a ha g üçsüz o lan ü l kelerin daha büyük bir büy ü me h ız ına sah ip olduğunu görüyoruz.
EVK ü l kelerin in başarı l ı gel iş imin i , u l usa l ekonomi leri n ya p ıs ında meydana gelen, sermaye yatırı m ları n ı n sanayi ler a ras ında u lusal ekonomik önlemlerine uygun olarak planl ı bölüştürü lmesine dayanan i lerici değ i ş ik l ikler de doğrulama ktad ı r. Sosya l ist kuruluşun her evresinde bu fon la rı n büyük b ir k ı sm ı sanayinin gel işt ir i lmesine ayrı l mıştı r. 1970-1977 aras ında EVK ü lkelerin i n ekonomik yatırımları , gel işmiş kapital ist ü l kelerdeki % lS'lik artışa karşı l ık , % 60 çoğaimıştır.
EVK ü lkelerin in ekonomik gel işmesinin başla ngıç aşamaları en başta ekonomik kompleksieri n in makro ya pı ları içinde derin değiş ik l ik lerle damgalanmışt ı , a ma ş imdi bunlar ın ekonomik yapı la rını b ir mi kro d üzeyde değ iştirme zorun luğ u va rd ı r, bu u lusla ra rası sosya l ist işbö lümünün deri n leşmesin i i lerletecektir. Bu , u lus lara ras ı işbirl iğ in in ve sosya l ist ekonomik bütünleşmen in üstün lüklerinden yara rlanarak , yatırımları n etk inl iğ inde daha çarpıcı b ir a rtış ve b ir ik im fonu yoluyla gerçekleştiri lebi l i r.
EVK ü l kelerinin sanayi leşmesin in ve ekonomilerindeki yapısal değ işmeler in en öneml i toplumsal sonuçları a ras ında işsiz l iğ in ortadan kalkmasın ı , aktif n üfusun çoğa lmas ın ı , tek tek sektörlerde insan g ücü dağ ı l ı mındaki niteliksel değ işmeleri (özel l ik le ta r ımdan sanoyiye ak ış) ve keşfol unmamış insa n g ücü kaynak ları n ı n daha etk in l ik l i ku l lan ım ın ı saya biliriz.
Sosya l ist ü lkelerin sanayi indeki istihda m, u lusa l ekonomideki toplam ist ihda mdan çok daha h ızlı büyüyor. Nitekim, ça l ışan nüfusun yaklaş ık OJO 30'u Avrupa' l ı EVK ü l kelerin i n sanayi inde çal ışıyor, oysa 1950'de Bulg a ristan i le Roma nya'da ça l ışan nüfusun a ncak 0'0 10'u sanayideyd i . Başka b i r t i p i k gel işme de , bir ya nda n ta rımsal üreti m çıktıs ı sürekl i a rtarken (son 25 y ı lda EYK ü lkeler in in ta rı m ü rünleri 2,5 kattan çok art ış göstermiştir), tar ımda ça l ışan insan g ücü oran ın ı n aza/mas ıd ır. Bu, bir yanda sanayide iş sayıs ı n ı n çoğa l masına, öte yanda da ta r ım ın sosya list dönıişümüne ve g iderek küçük ölçekli ta rımsal üretimden ileri teknoloj i ku l lan ımına ve yüksek bir makineleşme d üzeyine dayanan büyük ölçek l i ta rı msal ü retime geçişine bağ l ıd ı r. Ka pita l ist ü l keler kapita l izmin ortadan ka ld ı rmaktan aciz o lduğu kalaba l ı k bir işsiz ordusuna sah i pken, sosya l ist toplu luk ü lkelerinde istihda m sürekl i büyümektedir.
Sosya l ist ü lkelerin ekonomik gel işmedeki baş lıca a macı , ha lk ın yaşa m d üzeyin i yükseltmek, maddi ve toplumsa l g üvencin i art ı rmak, erkek ve kadın lar ın uyu mlu fiziksel ve ruhsal gel işmelerin i sağlamak, yani ta mamen sosyalist yaşam tarz ın ı yetkinleştirmek ve birey in tam gel iş imin i sağ lamakt ı r. EYK ü l keleri komün ist ve işçi pa rtileri n in kongrelerinde ben imsenen ve başa rıyla gerçekleştirilen ekonomik ve toplumsal prog ramları n
1080
ano görevi, halkın sürekli büyüyen maddi ve kültürel gereksinimlerini ka rş ı lamak ve yaşam düzeyini yükseltmektir.
Sosya l ist ü l kelerde gerçek ücretler tam ist ihdamla bi rl i kte sürekl i a rtm ı şt ı r. Nitekim, 1 971-1 975 a rasında EVK ü lkelerinde işçi başı na gerçek ücret yı l da % 2,5-4,3 dolayında yükselmişt i r. Emekli maaşları , çocuk lu a i lelere yard ımlar ve öteki top lumsal güvence türleri de sürekl i artmıştır. Bütün EVK ü lkelerinde tüket imin yapı .sında nicel iksel b i r büyüme ve nitel iksel bir iyileşme görülmüştür, bu gıda maddeleri ve mamul mal lar için sözkonusudur.
Büyük çapl ı konut ya p ımındak i dengeli gel işme, öteki top lumsal ve demografik politika la rın merkezinde bu lunmaktadır ve de sosya l ist toplu lukta yaşam düzeyinin yükseltilmesinde öneml i bir etkendir. 1 97 1- 1975 a rasında EVK ülkeleri her y ı l bin k iş iye 5-1 0 konut dikti , bu beş-y ı l l ı k dönemde ( 1 976-1 980) i se konut ya p ımı hacmi daha da büyüyecektir. Konut koşul la rını iyileşti rmeyi sürdürmek içi n yeni dairelere daha iyi kompleks donatım kuru lmaktadır, bu da yeni konut ya p ım ı giderleri n in yaklaşık % 25' ini bulan tahsisatla rdan sağlanmaktad ı r.
EVK ülkelerinde, özellikle emekli maaşları i le yardı mların a rtırı lması , halk sağ l ığ ı h izmetlerini, eğiti m, kültür, fiziksel yetiştirme ve spor olanakla rının gel iştiri lmesi için kul lan ı lan toplumsal tüket im fon la rında d üzenl i b ir yükselme vardı r. EVK ü l keleri devlet bütçelerinin % 1 0 i le 20's in i bu amaçla harcıyorlar. Pek çok toplumsal tüketim tipiyle dünyada başta
gel iyorlar.
Ekonomin in yüksek vasıfl ı uzmanla ra duyduğu sürekl i büyüyen gereks in im i karş ı lamak için de çok şeyler yapı l ıyor. 1 975'de EYK ü lkeleri , 1 970'dekine oranla % 22 - % 46 kadar daha fazla orta ve yüksek öğ ren im görmüş uzmana sah ipti ve bu uzma nlar ın sosya l ist eğitim sistemiyle yetiştiri lmeleri onları n daha da fazla sayıda uzman yetişti rmelerini ola nakl ı k ı l ıyor. Kapital ist dünyadaki işs iz l ik felaketi genefrikle okul ve yüksekoku l mezunları n ı en ağ ı r biçimde etkiler, oysa sosya l ist ül kelerde genç uzmonlar her zaman iş bulabi lme g üvencesine sah ipt irler ve mesleksel b i lg i lerini daha da i lerletmek için önlerinde iyi açı l ımlar vardır .
EVK ü lkelerin in ekonomik işbir l iğ i biç imleri, ekonomik potansiyellerin in bCıyü mesiyle bir l ikte genişlemiş ve derinleşm iştir. Bu, karş ı l ı k l ı i l i şk i lerde a rd ıc ı l l ığ ı ve dengeyi sağlayan ve ü retimde uzmanlaşma işbir l iği iç in , bi l im ve teknoloj ide ortak ça l ı şmalar i çin geniş f ırsatla r yaratmış olan ekonomik p lan ların koordinasyonuna dayanmaktad ı r.
Vetmişlerin başlarında EYK ü lkeleri, uzun bir dönem boyunca bel ir l i a maçların elde edi lmesine yönel ik daha yüksek işbirl iğ i biçimlerin bulup pratikte adım ad ım gerçekleştirmenin zorunlu olduğu b ir düzeye eriştiler.
1081
Bu, EVK'n in 1 971 y ı l ındaki 25. Oturu mu'nda benimsenen sosya l ist ekonomik bütünleşme Kapsaml ı Program ı 'n ı üretti. Sosya l ist toplu luk ü l kelerinin ekonomilerin in gel iştirilmesi ve bütün leştirilmesi yönündeki bu prog ram, üret imin bel l i başl ı a la lan larında, b i l im, teknoloj i ve tica rette bütünleşme sürecinin ana hatları n ı ve görevleri n i bel i rl iyordu . EVK'nin 1 975 ta rih l i 29. Oturumu'nda 1 976-1 980 dönemi için çok yönlü bütünleşme önlemlerine i l i şk in bir an laşmal ı plan beni msendi. Bu plan, 1 980 y ı l ı n ı n sonuna dek u luslara rası uzman laşma ve üretimde işbirliği yoluyla ortak yapıma ve ü retim kapasitelerin in genişletilmesine, ve b i r diz i temel bil imsel-tekn ik sorunun çözümüne yönel i k en önemli önlemleri içermekted ir.
EVK'n in 1 978 Hazira nındaki 32. Oturumu, sosyalist top lu luk ü lkeleri n in Kapsaml ı Program') ve çok yön lü bütünleşme önlemleri p lan ını uygulamakta büyük başa rı lar kaydettiğ in i b i ld i rdi . Di kkatler, söz konusu ü lkelerde maddi , mal i ve i nsan gücü kaynak ları n ı n bi rleştiri lmesine daya l ı önlemler üzeri nde toplandı ; bunlar, an laşmalarla bel i rlenen uç s ın ı rlar iç inde gereks in i mlerin i karşı lama kolaylık ları n ı yaratacaktır. Böylesi önlemler a rasında Soyuz gaz boru hattın ı n (Orenburg 'dan SSCB'n in Batı s ı n ı rına) kurulmasını sayabi l i riz. Oretimde özel l ik le makineci l i kte u l uslara rası uzmanlaşma ve işbirl iği konusunda da bel i rg in bir i leri adım atı l m ıştı r.
Kardeş parti ler bütünleşme süreçlerin i , bun lar ın ürünleri ve eğ i l imleri n i değerlendir i rken, t üm işbirl iği sistemin in yen i ve daha yüksek bir düzeye varmış olduğu sonucunu çıkard ı la r. Dünya sosya l ist toplu luğunun gel iş i mine hükmeden nesnel sosya l ist yasa lar ın faal iyet alanı genişlemekte, ekonomik işbirl iğ i derin leşmekte ve kardeş ü l kelerin ekonomi leri, her ü l kenin ve tüm olarak topluluğ u n yararına birbirlerin i tamamlamak yolunda g ittikçe a rta rak i lerlemektedir. Gerek sosya l ist kuruluşta, gerekse u luslara ras ı a renada ortak a maçlara u laşmak için ka rdeş u l uslar ın, bunları n devletlerin in ve komün ist parti lerin in u lus lara ras ı bağları ve birl ikte uyumlu faa l iyet göstermeleri g iderek daha da önem kazanmaktad ı r. N itek im, yeni ekonomik ve politik gerçeklikler, EVK ülkeleri a ras ında daha büyük bir işbi rl iğ i ve bir l ik gerektirmektedir.
Bütün bunlar ın yan ıs ı ra, eldeki u l usla ra ras ı deney im ve beş y ı l l ı k dönemin çerçevesi n i fersah fersah aşan bütünleşme sürec in in a rtan karmaşık nitel iği, EVK ü lkeleri n in aynı onda gelecek dönem için büyük ölçekl i birleşik eylem programla rı hazı rlamalar ın ı ve uygula maya koymaları n ı gerekl i k ı lmaktad ı r. EVK'n in 32. Oturumu bu noktada önemli b ir i lerleme getird i : Enerji, akaryakıt ve ha mmadde a lan ı nda, ta r ım ve besin sanayi i , ayr ıca makine ya p ımı da l ında uzun eriml i a maca yönel i k progra mlar ben imsedi. Bu p rogra mlar 1 990'a dek sürecek dönem içi n hazırlandı; uzun b ir dönem boyunca işbirl iğ i stratej is in i beli rleyen bu programlar sosya l ist ekonomi k bütünleşmenin üstün lük lerinden daha iy i yara rlanmak,
1 082
üreti mde uzman laşma ve işbirl iğ in i daha da genişletmek ve bi l im ve teknolojin in en yeni başarılarını uygulamaya geçirmek için f ı rsotlar yarotıyor. EVK ü lkeleri a rasındaki işbirl iğ in in kapsa mın ın, bu ü l keler a rası ndaki bütünleşmenin daha hedefli ve a maca yönel ik olmasıy la kayda değer ölçüde zeng in leştiği kuşkusuzdur.
Bu işbirliğ in in dengeli gel iş imi sosya l ist ekonomik bütünleşmenin üstünl ük lerini serg i lemekte ve onun kapitalist tipte bütünleşmeden temelde fa rkl ı olduğunu göstermektedi r. Kapitalist ülkelerdeki egemen tekelci eğil imler, en başta dev ul usla r-ötesi (trans-nasyonal) şi rketlerin kuru lmas ın da kendini gösteriyor. En faz la kôr yasasından kaynaklanan kaj.>italist bütün leşme ekonomik gelişme düzeyleri ndeki farkl ı l ı l ı k ları ortadan ka l d ı romaz ve kald ı ramıyor. Tersine, bu fa rk l ı l ı l k ları genel l i k le daha da büyütüyar. B u bütünleşme s ınıfsal özü bakımından işçi sınıfı n ı n çıkarla r ına ka rş ı yönelti imiştir ve onun maddi ve toplumsal güvenç istemleri n in karş ıs ına dik i lmektedir.
Sosya l ist ekonomi k bütünleşme, buna katı lan bütün devletlerin çı karlar ın ı karşı lar . Ekonomik gelişme d üzeylerindeki fa rkların aşı lmas ın ı ve tüm olarak sosyal i st toplu luğun pekişt iri lmesini sağlar. Kapitalizmde ekonomik bakımdan zayıf ortak lar, asl ı nda bütünleşme top lu luklar ı nda eşitsiz bir konumu ka bu l lenmeye zorlan ı r, oysa sosya list bütün leşme gönü l lü katı lma ve tam eşit l i k i l kelerine dayanmaktad ı r. Sosya l ist bütün leşmen in a macı sosyalist ü lkelerdeki tüm ha lk la r ı n maddi ve toplumsal g üvencin in artmas ın ı ve bireylerin tam gel iş imin i sağ la maktır.
Sovyetler Bir l iği EVK'n in ça l ı şma ları nda istisnai derecede önemli bir rol oynamıştır ve oyna maya devam etmekted i r. Burjuva propaga ndaeı ları Sovyetler B i r l iğ i' n i n öteki EVK ü lkeleri « köleleştirmek .. ve kendi işbirl iği koşul lar ın ı «dayatmak » a macıyla geniş ekonomik potansiyel ini ku l landığ ın ı i leri sürüyorlar. Ama öteki ka rdeş ulus lar g ibi, Çekoslovak halk ı da, EVK içindeki otuz y ı l l ı k deneyine bakara k, SSCB'n in sosya list enternasyonal izm i lkelerine bağ l ı olduğuna ve öteki sosya l ist ül kelerle olan i l i şkileri n in tom eşitlik, dostluk, kardeşçe yardımlaşma ve karşı l ık l ı ya rara dayandı ğ ı na inanıyor. Ulus lara rası sosya l ist işbir l iğ in in başarıyla gelişmesi her zaman SSCB'nin ekonomik pota nsiyel ine, doğa l kaynaklar ına, yüksek tek noloji ayg ıt lar ı , donatım ve temel hammadde, öbür maddeler ve enerji sağ la masına daya nmı şt ı r. Aynı zamanda SSCB planlama, yönetim, b i l im ve teknoloji alanlarındaki deneyimlerini de cömertçe paylaşmıştır. Leonid Brejnev 25. SBKP Kong resi 'ne sunduğu Raporu'nda şöyle diyor: « Biz, kardeş ülkeler tarafı ndan kollektif olarak planlanan önlem leri, bunlara ilişkin yükümlü lüklerimizi titizce ve kesi n l i kle yeri ne geti rmenin Devlet Pla n lama Komisyonu'nun , bakan l ı k ların, dairelerin, ü reti m birl ikleri ve iş letmelerin ve de bu olandaki herkes in kutsa l ödevi olduğuna inanıyoruz. Halk ı mızın bu konuları yerinde bir sorumlu luk duygusuyla ve bunları n
1 083
sosya list toplu luk ve d ünya sosya l izmin in başa r ı ları iç in taş ıd ığ ı olağanüstü önemi tamamiyle kavra mış o lara k ele a lacağ ına o lan inanc ı mı belirtmeme iz in verin.» (1)
SSCB tüm o muazza m bi l imsel ve tekn i k pota nsiyel in i h iımet imize sunmuştur. B iz im Prag'daki metro, Jaslovske-Bohunlce atom enerjisi santra l ı , Pilsen'deki atom reaktörü işletmeleri, vb . gibi son derece önemli yüksek teknolojiye daya l ı projeleri onun la işbirliğ i içinde ve onun yard ı mıyla gerçekleştirmekte olduğ umuzu belirtmek yeterlidir.
Çekoslovakya Sosya l ist Cumhuriyeti, kuru luşundan bu yana EYK'n in çal ışmalarında akt i f b ir yeralmıştır. Ekonomik gel işmemizdeki başarıla r öteki sosyalist ü l kelerle ekonomik işbirl iğ imizin geniş leyip derin leşmesiyle organ ik o lara k bağla ntı l ı d ı r. Gustav Husa k 1 976 y ı l ı ndaki 1 5. ÇKP Kong resi'ne sunduğu Ra poru'nda şöyle d iyordu : .. Sosya list ü l keler ekonomik bakı mda n birbi rlerine yak ı n laştı kça ve sosya list toplu l u k pekişti kçe, u lusa l ekonomimizin gel işmesi iç in dış ekonomik ili şki leri n taşıd ığ ı önem g iderek a rtar. Ulusla ra rası sosya l ist işbölümüne daha da geniş ölçüde katı l mak etk in l iğ in a rt ı rı lması nda, gereksi n im lerimizin ka rşı lanması nda ve ekonomimizin dengeli gel iş iminin sağlanmas ı nda önemli bir etken haline gelmektedir. Sovyetler B i rl iğ i ve öteki EYK ü l keleriyle işbirl iğ in in derin leşti r i l mesi, ekonomimizin uluslararası işbölümüne katı l ı rken içinden geçtiği a na kana ld ı r. »
Çekoslovakya 'n ı n EYK'n in ça l ı şmalarına katkısı, sosya l ist toplu luğ u n g ücünün ortması v e çeşitli işbirliğ i biçimlerinin yetkin leşip gelişmesiyle birlikte çoğa lm ıştır. i lk y ı l la rda yeteri nce gelişkin bir sanayiden yoksun bulunan sosyolist ü lkelere makine ve donatım sağlad ık . Bugün, sosyal ist ekonomik bütün leşme için Kapsa ml ı Program ve çok yön lü bütün leşme önlemleri planı uygu lanırken, Çekoslovakya bütün öteki i lgil i ü lkelerle birlikte sermaye yatırım larına a ktif bir biçimde katı l ı yor, çeşitli önlemleri yaşa ma geçiriyor, madeni eşya tipleri ve teknoloji sağ l ıyor.
Çekoslovakya'nın uluslararası uzmanlaşma ve işbi rl i ğ i ne katı lması n ı n boyutla rı hakkında bir fikir edinmek i ç i n bu beş y ı l l ı k dönemde (1 976-1 980) d ı şa l ım-d ışsatı m yükümlü lüklerine i l işk in 97 çok ya n l ı ve 207 ik i l i a n laşmaya bakmak yeter. 1 977'de uzmanl ık da/ ındaki ürün dışsatımı, 1 976'ya oran la % 18,6 yükseldi, uzmanlık da l ı ndaki makine yap ım ı ü rün leri % 16.9 a rttı ve bunun EYK ü l kelerin i n mak ine ve donatı m dışsat ımı içindeki payı % 29,4'ü bu ldu . O retimde uzmanlaşma ve işbir l iğine i l i şk in çokyönlü an laşma la rdan doğan yükümlü lük lerimiz a rasında, Koprivnice'de Tatra kamyonları yap ım ın ı i lerletme maddesi de yera l ıyor. Atomik mak ine yapımcı lğ ı n ı n üretim ve tekn i k taban ın ı ku rmaya devam ettik. gelecek on y ı lda buradan öteki sosyalist topluluk ü lkelerine de reaktör sağ layabi leceğ iz.
(1) "SBKP 25. Kongresi . Belgeler ve Kararlar .. , Moskova 1976, s. 13.
1084
EYK ükelerinin ekonomik bütün leşmelerin i n ilerlemesi, Çekoslovakya'n ın
kendi ekonomik gel i şmesi iç in gerek l i kaynakları e lde etmeyi sürdüreceğ in in ve ürün lerini satmaya, böylece üretimin etk in liğ in i ve n iteliğ in i g üvenle art ı rmaya devam edeceğ in in tuta rl ı b i r güvencesidir.
Part imiz sosya list ekonomik bütün leşmeye büyük özen göstermekte ve öteki kardeş parti ler g ibi . kend in i güncel konu larla s ı n ı rlandı rmayarak, yak ın geleceğe bakmaya ve bu u lus lara rası sürecin daha i leri yol a lmas ın ı n perspektiflerini çizmeye ça l ışmaktad ır. Şu anda sosyalist devletlerin ekonomik yaşa m ları n ı n u luslara ras ı laşması üzeri nde aktif bir etkide bu lu nan etkenleri n za man i lerledikçe daha b üyük bir önem kazanacağına inan ıyoruz. Bu etkenler şun lard ı r : Uret imin boyutla rı n ı n ve yoğ un laşma düzeyinin büyümesi ; tek tek ü lkelerin ekonomik düzeylerin in , en önemlisi temel sanayi lerin teknoloj i k karakteristik ler in in yak ı n laşması ; b i l imseltekn i k işb irl iğ ine ve u lusal kaynak ları n u lus lara ras ı ekonomik tica rete kat ı lmasına duyu lan zorunluğun a rtması ; ve , gel iştirme programlar ı i le kuru luş ları n ı n tekn i k bak ımdan yeni lenmeleri n i n mal iyetindeki yükselme sonucu doğan maddi ve mali kaynaklar ın b i rleşt i ri lmesi gereğ i . Sosya l ist ü lkelerin p lan l ı işbirl iğ in in g iderek, a raştırma ve gel iştirme, sermaye ku ruluşu ve ta mamlanmış ü rün lerin ya p ım ı nda uzma n laşma ve işb i rl iğ i de içinde olmak üzere, ara lar ındaki ekonomik işbirl iğ in in her öğesine doğ ru yayı lmakta olduğ u ş imdiden aç ık seçik görülüyor.
Kapsa ml ı Program' ı n yerine getiri lmesi, esas kapsa mı bu ü l keler a ra s ı nda bir iç bağ lant ı l ı üretim yapıs ı n ı n oluşması n ı ve daha dengeli b i r gel i şme a n lamına geleceğ i açı kça görülen bir sonra ki, bir üst bütü nleşme aşamas ın ın hatları n ı ortaya ç ıkaracaktır. Sosya list ekonomik bütün leşme pratiği, bu aşamanın, ekonomilerin her d üzeyde geniş uluslararası işbir
l iğ in i ; tek bir prog ra m altı nda iş leyecek ve ü retimde optimal bir yoğun laşma sağlayacak ola n tekn ik kompleksierin ve u luslararası üretimin gel işmesi ve genişlemesin i ; sonunda ulusal ekonomi lerden tüm olarak uluslararas ı işbölümünde yer a lan örgüt, işletme ve birliklere geçiş, yani planlama ve yönet imin her düzeyinde ekonomilerin bütün leşmes in in kaynaşmas ı na yard ımcı olacak ortak plan lama biçimlerine geçişi öne ç ıkara cağı n ı gösteriyor.
EYK'n in çeşitl i ü lkelerdeki, ekonomi ve iş örgüt ve kuruluşları arası n dak i sayg ı n"ğ ı büyüyor. EYK aç ık b i r u lus lara rası örgüttür, bütün ü l keler onunla en çeşitli biçimlerde işbir l iğine g i rmekte serbesttir. Yugoslavya EYK'n in ça l ı şmalarına y ı l lard ı r a ktif olarak katıl ıyor. F in landiya, Irak ve Meksika i le işbir l iği a nlaşma ları i mzalamışt ır. Kore Demokratik Ha l k Cumhuriyeti, Angola Ha lk Cumhuriyeti, laos Demokratik Ha l k Cumhuriyeti ve Sosya l ist Etiyopya EVK'n in 32. Oturumu'na gözlemci sıfatıyla ka t ı /dı /ar. Oturum laos, Angola ve Etiyopya'n ın EVK ülkeleriyle çok yanl ı ve iki l i ekonomik b i l imsel ve tekn ik i şbi rl iğ ine gösterdik leri i lg i karşısı nda o lumlu d üşüncelerini belirtti.
1 085
Bugün EYK'n in 61 u lus lara rası ekonomik, b i l imsel ve tekn ik örgütle bağ ları vardır. lJyeleri Batı Avrupa ülkeleriyle BO'den fazla i k i l i ekonomik, b i l imsel ve tekn i k işbirl iğ i an laşması imza lamış lard ı r.
EYK i le AET a rası nda b ir a nlaşman ın ve bu örgütlerin üyeleri arasında karş ı l ı kl ı anlaşmaların bağ lanması , ekonomik bağ ların gen işleti lmesinde önemli b i r adım olab i l i rd i . EYK ve üye ü lkeleri karşı l ı k l ı kabul edilebi l i r koşul larla böyle b i r ad ıma g i rişmeye haz ı r oldukla rın ı bel i rtmişlerd i r, a ma AET'n in de bu yönde somut b i r karş ı l ı k vermesi gerekl id ir.
EYK ülkeleri Helsinki kara rla rın ın ruhuna uygun olarak, Avrupa'da ve d ü nyan ın öteki bölgeleri nde karşı l ı k l ı ya ra ra dayanan ekonomik bağları her yönden geniş letmeye çabalıyorlar. EYK'nin gel işme yolundaki ü l kelerle işbir l iği tarihsel bakımdan önemli bir aşamadan geçerken, bu ü lkelerin ekonomi k bağ ların ın önemli b ir öğesi durumundadır. Bu du rum özell ikle, EYK ülkeleri n in emperya l izme karşı savaşta dost ve yandaşları gözüyle baktı kla rı ve iç iş ler ine karışmama ve kendi gel işme yol lar ın ı bağ ı ms ız ola rak bel irleme hak larına saygı i l kelerin in gözetimi yol uyla destek o lduk la rı sosya list yönel im l i ü l keler iç in geçerl id i r.
32. Otu rum, üyeleri n in , gel işme yolundaki ü l kelerle eşit ve ka rşı l ı k l ı yara ra dayanan işbirl iğ in i genişletmeye, bunla rı n sosya l-ekonomik ve kü l türel gel işmelerin i i lerletmeye, dünya ekonomisindeki konumlarını güçlendi rmelerine, emperya l ist tekellerin baskıs ından kurtulmalarına ve sömürgeci l iğ i bütün biç imleriyle ortadan ka ld ı rmalarına yardımcı olmaya kara rlı olduklarını b i ld i rd i . Sosya list ü l keler bu genç devletlere her yönlü yardı mlarda bulunu rla rken kendi leri iç in b i r üstün lük ara mazla r ve ne polit ik egemenl ik kurmak, ne de toprak ları üzerinde askersel üsler d ikmek g ibi b ir a maç güderler.
EYK ü lkeleri gel işme yolundaki devletlerin s ınai kompleksierin i kuru p güçlendi rmelerine ve ekonominin gerek geleneksel, gerekse yeni sektörleri n i n bi l imsel ve teknoloj i k düzeyin i yükseltmeleri ne yardım ederler. Bu, en başta, ulusal doğal kaynak lara dayanara k çal ışan işletmelerin kurulması ve ayrıca sanayiyi gel işt i rmeye ve tarımsal üret imi a rtırmaya yönel i k yard ımlar i ç i n sözkonusudur. EYK ü l kelerin in gel işme yolundaki ü l kelere bu a maçla verd ikleri uzun eri ml i k redi ler, bugün 1 1 m i lya r rubleyi aşmıştır.
Personel yetiştir i lmesine yard ım ve b i l imsel a raştırmada işbirl iğ i de büyük b i r gel işme göstermiştir. Yal n ızca son beş y ı l l ı k dönemde EYK ü lkeleri gel işme yolundaki devletlerin 22 yüksekoku l , 25 ortaokul ve çeşit l i a lan larda uzman yetiştiren 1 17 eğ itim merkezi açma larına yardı mcı olmuştur ; bu ü lkelerin 1 4.000 kadarı SSCB'de olmak üzere, 25.000 öğrencisi EYK ü lkelerinde öğ renim görmektedi r. EYK ül keleri i le gelişme yolundaki ü lkelerin katı l masıyla karış ık ş irket ve işletmelerin kurulması , ekonomik bağlar ın genişlemesi açıs ından önemli o lmaktadı r.
1 0B6
Sosya l ist top lu luk ü lkelerin i n gelişme yolundaki ü lkeler karşıs ındaki tavrı, emperya l i st güçlerin tavrı ndan temelde fa rkl ıd ı r. Emperya l istleri n bu ü lkelere, yani ekonomileri azgel işmişl ik lerin i koruyan ve yaşam düzeyleri son derece düşük kalan bu eski sömürgelerine verdikleri yard ımı büyük bir g ü rültüyle rek lam ettikleri doğrudur. Ne var ki , ha lk ları n ı vahşi b i r sömürü a lt ında tutarak, bu ü l keleri yağmalamış, hammaddelerini a l ı p götürmüş v e muazzam karla r vurmuş olan lar d a yine b u emperya l ist güçlerd i r. Bunlar ın bugün yaptı k ları yard ım ı n a macı , en başta karla rı n ı korumak ve hakl ı olara k gel işme yolundaki ü lkelerin ha lk ları na ait olan kaynak ları al ıp götürmeye devam etmektir. EVK devletleri n in yard ım ı ise tümüyle bambaşkadı r : Bu yardım, gel işme yolundaki ü lkelerin sömürgeci l iğ in m i ras ın ı a ltetmelerine, emperyalist sömürüden kurtulmalarına ve ulusal kaynak la rın ı bağ ı ms ız alara k ku l lanmalarına yard ımcı o lur.
EVK'nin tüm toplu luğun ve her b i r üyesin in ekonomik pota nsiyel in i gel i şti rmeyi hedefleyen otuz y ı l l ı k çal ı şmas ın ı n ü rün leri, bu ül kelerin ekonom i k işbirl iğ in in derin leşmesin in ne denli önemli bir rol oynad ığ ın ı gösteriyor. EVK ülkeleri komün ist ve işçi parti lerin in Marksizm-Lenin izm ve sosya list enternasyonal izm i lkelerin in ya ratıcı l ı k la uygu lanması temeli üzerinde ekanomik işbir l iği biçimlerini yetkin leştirmeye gösterd i kleri sürekl i i lg i , bu sürecin daha da ilerlet i lmesi için muazza m b i r önem taş ı r. Buna i l işkin maddeler, sosyalist ü lkeler kardeş parti lerin in Genel (Birinci) Sekreterlerin in toplantı ları nda görüşülen konu lar a ras ındadır. Bu sekreterIerin 20 Temmuz 1 978'de K ı rı m'da yaptı k ları toplantıda Gustav Husak ve Leonid Brejnev, şu anda 1 990'0 dek yürürlükte bulunan üretimde uzma nlaşma ve işbirl iğ ine i l işk in Sovyet-Çekoslovak program ın ı n EVK'nin 32. Oturumu'nda onayla nan uzun eriml i amaca yönel i k işbirl iğ i progra mla rıyla bağ la nması n ın önemini vurgu lad ı lar. Bu tür topla ntı la r, taraf olan ül kelerin ve tüm olara k sosya l ist toplu luğun ekonomisin in daha etk in l i k l i ge l i ş imi iç in ü retimde koordinasyon ve uzmanlaşma n ın derin leştiri lmesine bir ivme kazandırmaktad ı r.
Sosya l ist ü l kelerin ekonomilerin in her yön lü gel iş imini amaçlayan ça l ışmalar ve ha lk ın yaşam düzeyini daha da yükseltmek için kaynaklar ın sağ lanmas ı , Sovyetler B i rl iğ i i le öteki sosya l ist ü lkelerin izledik leri bar ış iç inde yanyana yaşama ve u lus lara ras ı işbir l iğ i politikas ın ın organik bir parças ıd ı r. Sosya l ist top lu luk ü lkeleri d ı ş pol it ikaları nda Lenin ' in barış i l keleri n i a rd ıc ı l b ir biçimde pratiğe geçirmişlerd i r. Sosya lizm ve barış b i rbirinden ayrı lmaz. EVK ü lkeleri, Helsinki Avrupa Güvenl ik ve işbirl iğ i Konferans ı 'n ın Sonuç Belgesi 'n in ruhuna uygun olarak, barış iç inde işbirl iğ in i gel iştirme çaba ları na h ız veriyor ve ulus lara rası detantı aktif bir biçimde destekliyorlar.
1 087
Yorum
Ortadoğu'da Barışa Karşı Komplo
Emile Habibi
ısrail Komünist Partisi Merkez Komitesi Politik Büro Uyesi
Naim Aşhab
Urdün Komünist Partisi Merkez Komitesi Politik Büro Dyesi
18 Eylü l'de ABD Başkanı Carter, ısrai l Başbakanı Beg i n ve M ısır Cumhurbaşka nı Sedat, Camp David'de, Ortadoğu'da " barı ş ı n kurulması » üzerine belgeler imza lad ı lar. Washington'un dayatmasıyla kaleme a l ınan bu belgelerin (Sedat rej imi a çıs ından) tes l im iyetçi n iteliğ i öyles ine açı ktı ve Arap yığ ı n la rı a ras ında öyle bir öfke uyandırd ı ki, Suudi Arabistan, Ordün, Kuveyt ve Kata r g ibi gerici rej im le r bile bunları aç ıkta n açığa desteklemeye cesa ret edemedi ler. Camp David görüşmelerine katı lan M ıs ı r Dış iş leri Bakan ı Muha mmed ıbrahim Kemal bile durumu protesto ederek istifa etti. Bir ABD senatörü, an laşmalara i l i şk in yorumunda hakl ı ola rak , Beg in' in Ca mp David'de herşeyi kazandığ ı n ı , Sedat' ı n i se herşeyi yitird i ğ in i belirtti. (1) Camp David belgeleri n i ka leme o lan la r, bunlar ın şiddetli eleştirilere uğ ra ması ka rş ıs ında, Ortadoğu buna l ım ın ı n bel l ibaş l ı sorunları n ı n çözümsüz kald ığ ı n ı kabul etmek zorunda o ldukları n ı gördüler.
Bu son derece adaletsiz, hatta provokasyon nitel iğ indeki an laşmalar Araplar'a ancak zorla dayatı labi l i r. Pa rti lerimizin de vurgu lad ığ ı gibi, bütü n ba rışsever g üçlerin bu an laşma la rı yeni bir sa ld ı rgan l ı k savaş ına doğru b i r ad ım o lara k isra i l halk ı da dah i l tüm Ortadoğu halk lar ın ı n ç ı ka rlar ına ters ve evrensel ba rışa za ra r verecek bir ad ım ola ra k görmelidirler.
Ozünde, Cam p David'de a nlaşmaya var ı lan konula r nelerdir?
Bunlar ik i belge ha l inde bel i rlenmiştir : "Ortadoğ u'da Barış için B ir çerçeve» ve " Mıs ı r i le isra i l Aras ında B i r Barış Anlaşması Ya pı lması Iç in Bir çerçeve». Aynı zamanda üç taraf da , bazı bel l i uyuşmazl ık konular ına i l i şk in kendi konumların ı ortaya koyan belge a l ı şverişinde bulundu.
I l k belge, "Ortadoğu'da Barış Iç in B i r çerçeve» şu amaçlara ula ima yönündeki emperyalist bir g ir iş im ola ra k tanımlanabi l i r :
- Orta Doğu'da çözümün yöntem ve temelini tammlayan Birleşmiş
(1) .. International Herald Tribune», 23-24 Eylü l 1978.
1 088
Milletler kararlanm ba/ta/amak ve SSCB ve ABD 'nin birlikte başkanlık ettiği ve Filistinli Arap halkın temsilci/eri de dahil tüm ilgili tarafların eşit olarak kati/dığı Cenevre Konferansı mekanizmasımn yerine, ABD emperyalistlerinin gözetimi altında ısrail ile Arap ülkeleri arasında ayn ayrı görüşmeler mekanizmasını getirmek.
Gerçi belgede « ı srail i le komşuları a rasındaki çatışman ın barışçı çözümü için an laşmaya varıl an temel in bütün yönleriyle Birleşmiş Mi l letler Güvenl i k Konseyi 'n in 242 sayı l ı karar ı» olduğ u söyleniyor. Ama Sina Yarımadası 'n ın M�s ır'a ait bölümünde üç y ı ld ı r ve Batı Şeria i le Gazze Şeridi üzerinde en az beş y ı ld ı r süren isra i l işga l i ; (Jrdün hükümetiyle (kabu l ederse) i şga l a lt ı ndaki top ra kların paylaş ı lması konusundaki görüşmelere ve ayrıca ı sra i l yönetici lerin in Kudüs'ün işgal a ltı ndaki Arap kesimin i i l hak etmekten vazgeçmeyi inatla reddetmesi ve daha birçok olgu lar, bu belgeyi imzalayan tarafların zor yoluyla toprak i lhak ın ın kabu l o lunmazI ığ ı i lkesine, başka bir deyişle ısra i l' in 1 967 saldırıs ı nda işgal ettiğ i bütün topraklardan ç ıkması i l kesine dayanan 242 sayı l ı kararı bir kenara atmış olduk ları n ı gösteriyor.
- israi!'in, Arap topraklart, özellikle de Kudüs'ün Arap kesimi de için de olmak üzere Batı Şeria ile Gazze Şeridi üzerindeki işgaline bir «yasa/
lik" görünümü kazandITmak.
Batı Şeria i le Gazze Şeridi ' nde, bu bölgede bir « özerk yönet im' in kurulmasından sonra başlayacak olon bir beş y ı l lık «geçiş dönemi" öngörül mesindeki a maç budur. Dışişleri Bakanı Dayan ısrail televizyonundaki bir konuşması nda geçiş döneminin, « çözüm konusunda ya do başka noktalarda bir çatışman ın varolması hal inde» (2) bel i rs iz bir süre deva m edebi leceğini aç ık ladı . Buna ek olara k anlaşmalar isra i l bir l ik lerin in Batı Şeria i le Gazze Şeridi'ndeki özel yerleşim bölgelerinde belirsiz bir süre kalmasını öngörüyor. Dahası var, i s ra i l bu topraklarda yerleşi m bölgeleri inşa etmeyi sürdürecek . Begin ya ln ızca üç ay l ık bir dönem süresince ve ya ln ızca bazı belirli a lan larda yeni yerleşim bölgeleri ne başla mamayı kabul ett i ğ in i resmen bild i rd i .
1 967'de işgal edi len Kudüs' ün Arap kesimine gel ince, bu sorun Camp David'de tartı ş ı imadı bi le, Sedat ise Ca rter'e yol ladığ ı bir mektupta «Ara p Kudüs'ünün Arap egemenliği altı nda olması gerketiği »nden söz etmekle yetindi .
Belge'nin Suriye toprakları iç indeki Golan Tepeleri üzerindeki isra i l işgal i n i de «yaso llaşt ı rd ığ ı »nı belirtmek gerekir.
Belgenin g i riş bölümünde, ısra i l ile böyle bir görüşmeye haz ır o lan herhangi bir devlet a ras ında « ba rı ş ve güven l i k» konusunda gelecekte görüş-
(2) Ha'aretz, 19 Eylül 1 978.
1 089
meler yap ı lması yolunda çağrı yera lıyordu . Bu, belgeye i mza atan ü lkelerin, her Arap ül kesi ısra i l ' l i yönetici lerle onların koşul la rına boyun eğerek ayrı ayrı g örüşmeye razı oluncaya dek (ki bu, sald ı rı kurbanlarını u lusa l bağ ı msızl ı klarından vazgeçmeye zorlayacaktır), Suriye'deki de dahi L . Ara p toprakları üzerindeki ısra i l işgal ini kabul lendik leri anlamına gel i r.
- Filistin'li Arap halkın haklı ve yasal haklarına kavuşmasını önlemek, Birleşmiş Milletler'in geçerli kararlarını iptal etmek ve bu halkın varlığına ağır bir darbe indirmek.
Belgeyi imza layanlar böylel ik le Begin'in, Fi l istin' l i Ara p halk ın varl ığını , yasal haklarını ve temsi lc i lerini, Ara p dünyasında ve u lus lararas ı a landa kabul gören Fil istin Kurtuluş Orgütü'nü tanımamaya ve şu ya da bu biçimde Fi listin ha lkının toprakları üzerindeki ısrail işgalinin sürüp gitmesine dayanan « çözüm »ünü benimsemişlerd i r. Belge Batı Şeria i le Gazze Şeridi ha lk ı i çin « özerkl i k » geti riyor, ancak işgal bir l ik lerinin bura larda ka l ması koşuluyla. Uste l ik, «özgür» ( ? !) seçimle ol uştu rulacak o lan « özerk yönetim » in biçim i ve yetkileri, doğald ı r ki, ısra i l işga l makamlarınca (Mıs ı r ve kabul ederse U rdün'den h ükümet temsi lc i lerinin de katı lmasıyla) beli rlenecektir. Geçiş döneminin bitiminde ısra i l i le Urdün'ün, Batı Şeria'daki nihai s ın ı rları görüşmeleri beklenmektedir, k i bunun da bu sını rların yeniden bölünmesi demek olacağ ı açıkt ır. Z ira , ısra i l D ışisleri Bakanı'nın aç ıktan belirttiği g ib i : « Bi r F i l istin devleti yaratmak diye b i r şey ola maz. » Böylece Filistin'li göçmenler sorununun çözümü, fiilen, bunların yurtla rına geri dönme hakk ını onaylayan B i rleşmiş Mi l letler kara rlarının tersine, isra i l yönetici lerinin keyfine b ı ra kı lm ı şt ı r.
- Oteki Arap devletlerini israil ile ayrı ayrı görüşmeye ikna etme çabalarını sürdürmek.
Cam p David belgesi yalnızca Arapların saflarındaki ayrı l ı k ları gegenişletmeyi ve Fi l istin yurtsever hareketinin birl iğini bozmayı değ i l , aynı zamanda Fi l istinl i lerin bazı kesimlerini ve unsurlarını , Carter i le Sedat tarafından kuru lan tuzağa çekmeyi de hedef a lan maddelerle doludur. Şu anda komplo Fi l istinli Ara p ha lka ve onun safla rındaki bir l iğe yönel ikt i r. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'yle i lg i l i madde, Mıs ı r, ısra i l ve Urdün a rasında « kendi kendini yönetecek otoritenin kurulmasının a lmaşık lar ı» konusunda görüşmeler yapı lmasını öngörüyor. Madde ayrıca şöyle diyor : «M ı s ı r ve Urdün delegasyanIon Batı Şeria i l e Gazze'den F i l i st in/ i leri ya da üzerinde karş ı l ı kl ı an/aşmaya varılan başka Fi l istinl i leri içerebi l i r . . . » i sra i l yönetici leri, emperyalizm ve gerici l i k bu yolla, F i l istinl i leri bi rbi rine düşürme çabası içinde, bazı F i l i stinli sağ oportünist unsurla rı yakalamak için «o lta » atıyor.
« Mıs ı r ile ısra i l Arasında B i r Barış Anlaşması Bağlanması için çerçeve » adını taşıyan öteki belge, isra i l a skerlerinin Mıs ı r sını rına çek i lme ta rih -
1G90
lerine i l i şk in zaman çizelgesin i ele al ıyor (aşamal ı ısra i l çeki lmesi barış a nlaşması n ı n imza lanmasından sonra üç-dokuz ay içinde başlayacak ve en son çeki lme ik i -üç y ı l süresinde olacak) . Başla ng ıç ad ım ı üç ay içinde, iki ülke arasında dip lolatik, ekonomik , ticari ve öteki a lan larda i l i şk i ler kurulması n ı öngören bir barış a nlaşması i mzalamak olacaktır. Daha i lerki önlemler buna daya nacaktı r : Sina ve Şarm el Şeyh'deki ı s ra i l yerleş im bölgelerin in tasfiyesi ; ve Sina'daki i ki ısra i l askeri havaa lan ın ı n M�s ı r'a devri ve bunlar ın ya l n ızca sivil h i zmetlerde ku l la n ı lmas ı ; u lus lara ras ı güçler ta rafı ndan korunan k ı smen ya da tümüyle askerden a rı nd ı r ı lm ı ş kuşaklar ın oluşturu lması (ve muhtemelen ABD deneti minde gözetleme istasyonla rı n ı n kuru lması) ; ısra i l ' i n ku l lanması için S ina'y ı Ordün'e bağlayacak bir yol yap ı lmas ı .
B u p lan lar ın s insi l iğ i Mısır Komünist Partisi tarafı ndan 20 Eylü l 1 978'de yayı n lana n bir bi ld iriyle a çığa vuru ldu . B i ld iri, Ca m p David g i ri ş im in in « herşeyden önce M�s ı r'a bir iha net ve aynı za ma nda Fi l ist in l i lerin ve Arap la rı n ç ıkarlar ına bir iha net» olduğ unu, ısra i l ' i n Sina 'da n «çeki l mesi »n i n «Sina'y ı Mıs ı r' ı n egemen l iğ ine sokmayacağ ı »n ı söylüyordu. Sedat Cam p David belgeleri ne i mza atmakla yal n ı zca Fi l istinl i Arap ha lk ın yasa l u lusal hak lar ın ı değ i l , a ma aynı zamanda Mıs ı r' ı n kend i toprakları üzerinde ta m egemenliğe sah ip olma hakk ın ı da yads ımaktad ı r. Mıs ı r Başkanı ısra i l ' le ayr ı b ir bar ı ş imza lama n iyeti n i g izlemiyor. Şu s ı rada sürmekte olan ve Washington'da olabi ld iği nce k ı sa sürede bir barış an laşması i mzalamak iç in yürütülen üç lü görüşmeler bunu doğruluyor.
Dahası var, Ca m p David maddeleri ABD'n in Mıs ı r' ı i şgal ine ve gerek Mıs ı r gerekse ısra i l 'de ABD askeri üsleri n i n kurulmasına g iden yolu aç ı yor. ABD Senatörü Frank Church'e göre, Beg in , senatörlere ısra i l ' i n Hayfa'da ABD'n i n bir askeri üs kurmas ın ı kabul ettiğ in i ve Mıs ı r' ı n Sina'da benzer bir üsse razı olduğunu bi ld irm iştir. e) O rdün Komünist Partis i 'n in bir bi ld ir is inde (Ey lü l 1 978) Ca m p David z irvesi n i n sonucu olara k Orta Doğu'da ABD emperya l i zm in in etk in l iğ in in g üçlen mesi teh l i kesinden sözedi l iyor. Orada imzalanan a nlaşmalar, ABD emperya l istleri n in bölgemiz ve Afrika ha l kları na ka rşı, SSCB'ye ve öteki sosyalist ü lkelere karş ı yönelti lm iş (bölgedeki bütün öteki gerici rej imiere de açık) bir ısra i l -M ıs ı r bloku oluşturma p lan la rına uymaktad ı r.
Camp David'e katı lan tarafla r a rasındaki belge değ iştokuşuna gel ince, bun lar (bel i rt i lmiş olan la rı n d ı ş ında) şu nokta ları içermektedir.
1) Beg in ' i n Sina'daki ısra i l yerleşi m bölgelerin in boşa ltı lması sorununu Knesset'e (Meclis - çn.) getirmeyi kabul etmesi (Knesset' i n onayı da bu a rada a l ı nm ıştır) .
2) Kudüs'ün statüsüne i l işkin ısra i l ve Mıs ı r' ı n konumla rı n ı n formülasyonu, israi l , «her zaman için ısrai l devlet in in başkenti olacak» b ir « birleşik Kudüs»de ı srar ediyor. Mıs ı r, Ara pları n Kudüs'teki u lusal haklar ın ı
109 1
bir kez daha di le getirmekle yet inmiş ve yönet im aç ıs ından birleşik bir kent ola rak kalmas ına razı a lmuştur.
3) Mıs ı r' i n «Araplar ve Fi l istin l i ler adına .. , i sra i l 'e Batı Şeria ve Gazze'n i n konumu hakk ı nda ayrı görüşmeye g i rmeye hazı r olduğ una i l i ş k in b i ld i r imi .
4) i s ra i l ' in , « Fi l isti n l i ler» terim inden yalnızca Batı Şeria ve Gazze ha l k ı n ı an lad ığ ı n ı ve Batı Şeria yerine ise sürekl i olarak «Yahud iye ve Sa m i riye» adla rı n ı ku l landığın ı açıklaması .
Ca mp David formü lasyonları çel işk i l i yoru mlara açık olduğu halde, ha lk ları m ı z bunla rı n barış getirmeyeceğ in i çabuk kavrad ı lar. Son 30 y ı l boyunca emperya l izm, özel l ik le de ABD emperya l izmi , bölgemizde he r türlü barış g iriş im in in önüne d ik i lm iş ve Ortadoğu 'yu emperya listler in iş ine geldiği za man alevlenecek, iç in iç in ya nan bir savaş ocağ ı olara '( tutmaya ça l ı şm ı şt ı r. Yı l larca Ara p dünyas ı n ı n kalb inde bir yara va rolmuş ve bu isra i l ha lk ın ı da acıya boğ muştu r. Parti lerimiz in görüşü odur k i , Cam p David an laşmaları bu teh l ikel i emperya list politikayı sürdürüp etk in leştirmekte ve yumuşa mayı ger i döndürme, dünyayı yeniden soğ uk savaşa ve bölgesel s ıcak savaş lara götürme yönünde yeni bir çabayı serg i lemekted ir. isra i l Komün ist Partisi Merkez Komites i 'n in bir karar ında şöyle den i l iyor : « Komünist Part imiz isra i l Devleti 'nin kurulmasından bu yana i s ra i l -Arap çatı şması n ı n emperya l istleri n deneti mi altı nda çözümlenemiyeceğ in i vurg u lam ı ştır . . . Emperya l izmle birl ikte Ara p ha lk lar ına karş ı değ i L , Arap ha lk larıyla bir l ikte emperya l izme karşı , isra i l ' i n ve Arap ha lk ları n ı n özg ürlüğü için, bölgede barış ve g üven l i k için : isra i l halk ı n ı ıı yüksek ç ıka rlar ına uygun düşen biricik politika budur. »
Ca m p David g i rişi m in in tezgah lanması nda Başkan Carler' i n oynad ığ ı role gel i nce, Ca rter yönetim in in , ayrı S ina an laşmaları n ı ve Kas ım 1 977'de Mıs ı r Başkan ı ' n ı n isra i l yöneticileri ile tes l im iyetçi görüşmelere başlamas ı n ı düzen lemiş olduğunu an ı msaya l ım . ABD hükümeti bunu , SovyetAmerikan 1 977 Ekim bi ld irges in in yükümlü l ükleri n i yerine getirmekten kaç ınmak a macıyla yaptı . Söz konusu bi ld irge geçen y ı l ı n sonla rına doğru Cenevre Barış Konferans ı 'n ın yeniden toplanması açı l ım ı n ı getiriyordu . Bu da Ortadoğu'da adi l ve evrensel b ir çözüme doğ ru gerçek b i r i lerleme an lam ı na gelecekt i .
IJçlü Cam p David tert ib in in canavarca adaletsiz l iğ i ve saldırgan n itel iğ i Ara p halk ları a ras ı nda bir öfke f ırt ınası doğ u rdu . Anlaşma Fi l i sti n ! i Arap ha l k tarafından oybi rl iğ iyle k ınand ı . Bütün Batı Şeria kentleri n i n belediye başka n la rı ve ha lk l iderleri n i n Kudüs'ün Ara p kes iminde toplanan bir konfera nsında Cam p David g ir iş im ine oyb i rl iğ iyle karş ı ç ı k ı ld l .
(3) .. Ha'aretz», 20 Eyl ü l 1 978.
1 092
Ca mp David g ı rı ş ı mıne veri len yan ı t, emperya l izm ve sa ld ı rgan l ı kla savaşan bütün Ara p g üçleri n in bir l iğ in i genişletip sağ la mlaştırmak ve sosya list top lu luk ü lkeleriyle daha sıkı i l işki ler kurmak olmuştur. Eylijl ayı nda Suriye'n in başke.ntinde ya pı lan Red ve çatışma Cephesi 'ne bağ l ı devlet başka n ları n ı n z irve topla ntıs ında a l ınan kara rla r bunun göstergesid i r.
Drdün Komün ist Partis i 'n in b i ld i ris i Cephe'ye sağlanan desteği güçlendirme ve emperya l izmin, siyonizmin ve aja n lar ın ın bütün planlar ına ka rşı karar l ı l ı kla savaşma zorun luğunu vurgu luyor. Arap y ığ ın ları n ı n enerj is in i serbest bırakmak için tüm kıs ıtlamalara, yetk i l i lerin genel demokratik özgürlükleri ortadan kald ı rma yönündeki tüm çaba larına ve despotik hükümet yöntem lerine sonvermek de aynı şekilde zorunludur.
I rak Komün ist Partisi Merkez Komitesi Ca mp David an laşmalarına i l i ş kin bir b i ld i ris inde şöyle d iyo r : . . Sedat'm, Arap geric i l iğ in in açık-kapal ı desteğ iyle bu anlaşmayı i mzalaması . . . bu ihanet politikası i le bunun gerçeğe dönüştü rül mesine yard ımcı o lan Arap güçleri ve rej im ierin in s ı n ıfsal nitel iğ i a ras ı nda bel i rl i b ir bağ lant ı bu lunduğu biçimindeki aç ık ve temel gerçeğ i doğ ru la maktad ı r. » Bu an laşmalar Sedat rej im in in son bir kaç y ı l iç indeki tüm sosya l-ekonomik politikas ı n ı n doğa l sonucudur . Çünkü Sedat, Fi l isti n l i Araplar ın kendi yazg ı la rın ı kend i leri belir leme, kendi bağ ı msız devletlerin i ku rma hakk ın ı ve Fi l ist in Kurtu luş Orgütü ' ndeki yasa l temsi lci lerini ve kendi yönetici lerini seçme hakk ın ı destBkleme çağrısında bu lunan Arap zirve toplantı ları n ın ka ra rlar ına ka rşı gelmeye ancak emperya l ist ve gerici g üçlerin a rka ç ıkmas ıyla cesaret edebi im iştir.
Şimdiki d urumda Fi l isti n l i Arap halk ı tüm devrimci enerj is in i seferber etmel i , i lerici Arap ü lkeleriyle ve başta Sovyetler B i rl iğ i ol mak üzere u lu sa l kurtuluş hareketi n in doğa l bağ laş ık larıyla sarsı lmaz bir/ i k içinde saflar ın ı s ık laştırma ı ıd ı r (ve bunları ya pabi l i r de) . Başta M ı s ı r olmak üzere, Arap gerici l iğ i tarafı nda n a rkada n i nd i ri len iha net ha nçeriyle iti lebi lecekleri gerçekçi olmayan ve aş ı rı l ı kçı tavı r/a rda n kaynaklanan aceleci, sab ı rs ı z hareketlerden kaç ınmak iç.in bu gerekl id i r. Yasal , ul usal hakları n ı n tam olarak tan ınması ve otuzu aşkı n yı l ı n gösterdiğ i g ibi F i l i sti n sorunu adi l b i r çözüme kavuşmadan olanaksız olan adi l bir barı ş ın gerçek leşmesi için kutsa l savaş ı i natla sürdürmek zorun ludur.
Oyle görünüyar k i , emperya l istler ve i sra i l yöneticileri Ca m p David ' in kendi lerine Arap u l usa l kurtuluş hareketini ezmeleri için daha büyük bir serbestl ik verdiğ i ne ina nmış lard ı r. Ozel l ik le Lübnan'daki d u rumun sürekl i vah im leşmesi bunu kanıtla maktad ı r. Su riye Komünist Partisi d iyor ki : « Emperyal izmin, isra i l 'i n ve de Sedat'ın Suriye ve Filistin Direniş i 'ne baskı yapmak ve böylece onların emperya l istlerle siyonistlerin p lan ları n ı boşa çıka rma gayretlerine katk ıda bu lunmalar ın ı önlemek a macıyla, bu kar-
1 093
deş ü l kede geri l im i daha da a rtırmak için derhal ha rekete geçeceği kuşkusuzdur. Böyle bir entrikaya karşıkoymak için Suriye ve Fi l istin Direni ş Hareketi i le Lübnan u lusa l hareketi a rası nda daha s ık ı b ir bağ laş ık l ı k gereklidir. »
Cam p David an laşmaları başka teh l ikelerle de doludur. Yeni bir sa ld ı rı tehdidi daha bir bel i rg i nleşmiştir ve bu ya ln ızca biz im bölgemiz içi n sözkonusu değ i ld ir. M ıs ı r yönetici çevreleri, Afrika'da ve başta Demokratik Yemen olmak üzere Ara p Yar ımadas ı 'n ın güneyindeki devrimci değiş ik l ik lere karşı gelmede ısra i l yöneticilerine a rka çıkma niyetlerin i g izlemiyorlar.
Biz bu teh l ikelerin tümüyle b i l inci ndeyiz. Ha lk ım ı z komployu bozguna uğratacağ ından emindi r, çünkü Sovyetler B i rl iğ i i le öteki sosya l ist top luluk ü l kelerin in baş ın ı çektiğ i barış yan l ı s ı g üçlerin uyan ı k olduğunu b i l i yor. Tüm dünya Leon id B rejnev'i n Baku'daki konuşmasın ı büyük b i r d ik katle izledi . Leonid Brejnev Cam p David görüşmeleri ve Ortadoğu buna l ım ın dan sözederken şöyle ded i : " . . . Ortadoğu sorununa geçerli b i r çözümün temel önkoşu l la rın ı kulakardı etme, çözümün yasal taraflar ından herhangi bir ini dışarda tutma ya da kandı rma, ç ı ka rla rın ı feda etme, bunlara koşul lar dayatma yönündeki bütün g i ri ş im ler bir çözüm haya l inden öte b i r sonuç vermez . . . Uzun deney y ı l la rı Ortadoğu çat ı şmasına geçerli bir çözüm sağ laman ın tek bir yolu olduğ unu çürütülemezcesine kanıtla m ı şt ı r. Bu da, ısra i l ' i n 1 967'de işgal ettiğ i tüm Arap toprak lar ın ın ta mamiyle kurtarı lmas ı , F i l ist in l i Arap ha lk ın kend i bağ ı ms ız devleti n i kurma hakkı da dahil , yasa l hak la rı n ın tam ve açık seçi k tan ınması, elbette ki ısra i l de içi nde olmak üzere, bölgedeki tüm ül kelere g üven i l i r, g üvence a lt ına a l ı nmış bir g üven l i k sağ lanmas ıd ı r. Böylesi tam ka psa ml ı bir çözüm ancak Fi l istin Kurtuluş Orgütü de dahi l o lmak üzere, tüm i lg i l i tarafları n kat ı lmasıyla olanak l ıd ı r. » (4) Cenevre Barış Konferansı , son SovyetSuriye bi ldirgesinde vurgu landığ ı g i bi , özel ola ra k Orta Doğu'da barış ın kurulmasın ı hedef a lan bir u lus lara rası mekanizma olarak tüm önemini korumaktad ı r.
Emperya l izm ve gerici l iğ i n Orta Doğu'da yaratt ığ ı teh l i keler ciddid ir. Bu nedenle pa rtilerim iz, sorumlu lukları n ı n bi l incinde olan tüm yurtseveı güçleri b irinci l o lmayan ayrı l ı k ları n üstesinden gelmeye, safların ı s ık laşt ı rmaya ve bölgemizdeki ayr ımsız tüm halklar ve devletler için evrensel ve adi l bir barış uğrundaki savaşta en fazla birl iğ i sağlamaya çağı rı r. ısra i l ' i n ABD emperyal izmin in desteğiyle yeni sald ı rı savaş ları başlatab i lme tehlikesi karşısı nda, emperya l i st talancı l ı k, isra i l sa ld ı rgan l ığ ı ve Arap gerici ihaneti karşıs ında b i ricik etk i n ve haklı seçenek olan, ha lklar ımız ın güçleri n i ha rekete geçirmek zorun ludur.
(�) « Pravda », 23 Eylü l 1 978.
1 094
Parti Deneyimi
Yakın Geçmişin Dersleri
Ezekias Papayoannu
Kıbm Emekçi Halkının Iterici Partisi (AKEL) Genel Sekreteri
Emperya l izm 1 974'ün (1) orta ları nda başlatt ığ ı suçu tamamlama k üzere Kıbrıs aleyh indeki komplosunu y ine hız landırıyor. Bu komplonun ip leri ClA'n ın el indedir. NATO'daki Batı Alman çevreleri de, kendi payla r ına, Doğu Akdeniz'de Tü rkiye, i sra i l ve M ıs ı r'daki gerici l iğ in konumlar ın ı g üçlendi rmeye yönel i k yoğ un bozgunculuk eylem lerini açı kça sürdürüyorla r. Gerici l i k açı kta n açığa faşist ve terörist yöntemlere başvurmakta n çek inm iyor. Ka nun kaçakları n ı n Lefkoşe'deki b i r burjuva gazetes in in bürosunda b ı ra kt ık lar ı b i r teyp, aş ı rı geric i l iğ in h i zmetinde ça l ı şan fanatik teröristlerin « i ntiha r tugaylarp'n ı n varlığ ın ı ortaya çıka rd ı .
Kıbrı s'a yönel ik yen i komplo 1 977 Kası m ında Pa rtim izce aç ığa vuruldu. 1 978 Temmuıunda Cumhurbaşkan ı Spiros Ki priya nu bu komployu boşa ç ıka racak ad ım la r atacağın ı b i ld i rd i .
Ne va r k i , K ıbr ıs hôlô emperya l ist entri ka lar ın hedefi durumundad ı r. Komplonun kökleri K ıbrıs' ın bağ ı msız l ığ ı n ı n i lôn edi ld iğ i y ı l la ra (1 960) dek gider. 1 962'de ABD Elçi l iğ i 'nden bir dan ışman AKEL Genel Sekreteri'ne aç ık aç ık, «ABD'nin, va rolduğu sü rece, AKEL' in Kı brıs'tak i hükümette yera l mas ına iz in vermeyeceğ i .. n i söyled i . Kı brıs pa rlamentosunun Kul islerinde geçen ve b i r skandal nitel iğ indeki bu olay rasgele b ir olgu değ i ld i r. Gerçekten de, emperyal izm Kıbr ıs Cumhuriyeti 'n in i çişlerine sürek l i karışmaya bu y ı l larda başlad ı . Ka raün l ü Acheson Pla n ı (1 964) adanın bölüşümünü öngörüyordu ; pla n ı n g i riş böl ü münde ise bunun « Başkan Makarios i le AKEl'in yokedi lmesini gerektirdiği . . vurgulan ıyordu.
Emperya l istler, işçi s ın ı fı n ı n pa rtisi AKEL' in ha lk arasında geniş b i r etk in l iğe sah ip olduğu, bağ ı msız, egemen, bütün ve bağ la ntıs ız b i r Kıbris ' ı n varl ı ğ ı n ı b i r türlü kabul lenemedi ler. Küçük b i r halk , NATO'nun güneydoğu kanadında b i r ged i k açmayı başa rabi ld iğ i için ü rktüler. Gerici komplolara onmi lyonlarca dola r ha rcand ı . Ya ln ızca 1 973-1 974'de ü lkemizdeki anti-komün ist faa l iyetler için 60 mi lyon dolar harca ndı - bu gerçeğ i yüksek rütbeli b i r CIA görevlisi olan Hefner ortaya koydu. Emperya l izm 15 Temmuz iha net darbesin i sah nelemek için Yunanista n ve Kı brı s'tak i cunta ajan ları n ı , 20 Temmuz işga l in i gerçekleştirmek için de Ankara 'n ın şovenist ve gerici lerin i ku l landı .
( I) Bkz. Ezekias Papayoannu , « Egemen ve B i rleş ik B i r Kıbrıs için ", BSS, Mart 1 975.
1 095
Emperya l istler ve ajan ları neyin peşindeydi ler? Bunun tek yanıtı, Kıbrıs devletin i ortadan ka ld ı rmak, ü lkeyi Türkiye ile Yunanistan a rasında paylaştırmak, NATO'nun güneydoğu kanadın ı sağlam laştırmak ve adayı emperya l izmin elinde g üçlü bir köprübaşı ha l ine getirmek istemeleridir.
Cefakôr halk ı mıza pek çok kan ve gözyaş ına , maddi ve ma nevi kayıplara malolan Türk i şgal inden bu yana dörtbuçu k y ı l geçti. Bir leşmiş Mi l letler G üven l i k Konseyi ve Genel Kurulu Kıbrıs sorununu defa larca görüştü. Aldık la rı ka ra rla r yabancı askerlerin K ıbrıs'tan bir a n önce çek i l mesi n i , ü l ken in bağ ı ms ız l ığ ı , egemenl iğ i ve toprak bütün lüğüne saygı gösteri lmesi ni, tüm göçmenlerin yerlerine geri dönmesini, m ül klerin in geri veri lmesini ve Kıbrıs sorununun Bir leşmiş Mi l letler Genel Sekreteri ' n in gözetimi altında toplumlara rası görüşmeler yoluyla çözümlenmesini öngörüyor. Ne k i , Türkiye bütün bu kara rla r yönünde tek bir ad ım atmak şöyle du rsun, nüfusun demografik bileş im ini değ iştirmek a ma çıyla adanın işgal a lt ındaki kes im ine insan taşımaya deva m etmektedir.
K ıbrıs ha lk ı Türk ha lk ına düşman deği ld i r ; o e mperya l izme karşıdır. Ancak, Ankara şovenistleri n in , d ünyayı sahte belgi ve demeçlerle yan ı ltma çaba larına rağmen, emperyal izmin oyununda parmaklar ın ın' bulunduğunu da görmezli kten gelemez.
Kıbrıs sorunu Kıbrıs l ı Yunan l ı la r ile Kı brıs l ı Türkler a ras ındak i bir çat ışmanın ürünü deği ld i r. Bu sorun, Kıbrıs i le emperya l izm a rasındaki , K ıbrıs i le Türk işgal i a ras ındaki çel işk i n in sonucu, ü lke topra kları n ı n % 40' ın ı d ı ş istila i l e e l e geçiri lmesin in ü rü n üdü r. Bize gel ince, bu, anayurdumuzun bağ ı ms ız l ığ ı , egemenliği ve toprak bütün lüğü sorunudur.
Kıbrıs'a asker gönderen Türk maka m la rı Kıbrıs ' l ı Türklerin duru mlarıyla i lg i lenmedi ler. Oysa bunlar ın du rumları hôlô son derece kötüdür. Türk askerlerin in işgal ettikleri bölgelere sürülen Kıbrıs'lı Türkler en acımasız
sömürü ve baskıya uğ ra maktad ı rlar. Türk işgal kuvvetleri n in , Türkiye'den ge l ip yerleşenlerin ve K ıbrıs ' l ı Türk terörist örgütü TMT'n in el inde, üç yanl ı bir baskı ve aşağ ı lama a lt ındadıriar. Yaşam d üzeyleri işgalden ve i şga l a lt ındaki bölgelere dağ ıtı lma la rı ndan önceki d üzeyin a ncak üçte biri dolayındad ı r. Başka bir deyişle, bu traj ik olaylar nedeniyle evleri nden olan ve kendi ü lkelerinde göçmen haline gelen, işgalci ler tarafından s ı n ı rs ı z b ir gaddarlıkla sömürülen ve ezi len yaln ızca Kı br ıs ' l ı Rumlar değ j f, aynı za ma nda Kı brısl ı rürlderdir de.
Bu radan, Kıbrı s ha lk ın ın savaş ımın ın , tüm Kıbrıs ' ın bağ ımsızl ığ ı , toprak bütün lüğü ve egemenl iği iç in , Türk ve tüm öteki yabancı askerlerin çeki l mesi i ç i n , göçmenlerin evlerine dönmeleri ve m ü l klerini ge r i a lma ları için, savoşta kaybolan ıa rı n durum la rın ın araştı r ı lması ve Kıbrıs sorununun hu k uksal yönünün tüm Kıbrısl ı ların - Rumiar, Türkler, Ermeni ler ve Maran itler - yararına toplumlara rası görüşmeler yoluyla çözüme ulaştır ı l mas ı
1 096
ıç ın bir savaş ım olduğ u ortaya ç ıka r. K ıbrıs l ı Tü rklere gel ince, onlar da bu savaş ı mda bir yer tutmakta devam etmelidi rler, çünkü kendi d i ri msel ç ıkarları Kıbrıs l ı Rumia rın, adadaki tüm n üfusun ç ı ka rlar ından ayrı değ i ld ir.
AKEl'in 1 4. Kongresi (Mayıs 1 978) Parti 'n in bütün bu sorun lar karş ı s ındak i temel tutumunu onayladı ve emperya l ist komplo ve bölücülüğe karşı Kıbrıs l ı ların istemlerinin gerçekleşmesi iç in savaşma istek ve kararI d ığ ı n ı gözler önüne serd i .
Kongre, darbe öncesi dönemi, ç ıka n dersleri ve faşist cunta g iriş im inin yeni lg is in i sağlayabi lecek olan etkenleri çözümledi . Partim iz yaln ızca darbeyi önceden sezmekle kalmamış , aynı zama nda hükümete darbeyi önleyici ya da yen i lg iye uğ ratıcı özgül önlemler önermişti.
Olaylardan birkaç g ü n önce AKEL Merkez Komitesi Pol iti k Bürosu, Kıbr ıs ' ı hedef a lan emperya l ist komploya karş ı uyarıda bulundu ve bu komplonun dolaysız düzen leyici ve yürütücü leri n i - Atina'daki askersel d i ktatörlük ve Kı brıs Rum terörist örg ütü EOKA 2 - gösterd i .
Y ı l l a r önce AKEL hükümete, demokrasi ve ulusal bağ ı msızl ığ ı n utkusunu g üvencelemek için pa rt in in tüm g üçferini ku((a nmayı önermişti. Komünistler, h ük ümeti, g üven l i k örg ütleri n i ve devlet aygıtı n ı , EOKA 2' n i n canice eylemlerine katdanlardan tem izfemesi ve ofası b i r başka ldırıyı bozguna uğ ratmak iç in titiz l ik le önlemler p lan laması iç in zorladı lar . Ancak hükümet, AKEl'in defalarca yaptığı uyarılara ve yaklaşan darbeyi
savuşturocak ad ımlar atma yolundaki içten çağrı larına karş ın , çok önceden yapması gereken şeyleri ya pamadı. Sonuçta, da rbe gerçekleşti ; hem de g üpegündüz ve görece ola rak k ı sa bir zaman içinde tamamlandı .
1 4. Kangre, darbe ve Türk işgal inden önceki olayları değerlendiri rken, ciddi yanlışlara düşü ldüğünü beli rtti. Bu hata lar, can ice p lan ları yürürlüğe kaymak için harekete geçen emperya l istler ve aja n ları tarafı ndan sömürüldü.
i lk ciddi ya nl ış , b i r bağ ı ms ı z K ıbr ıs devleti politikası ndan sapı lması oldu. Enosis politi kası , Makarios'a karş ı terörist b i r başka ld ı rıyla bir l ikte d i ri lt i ld i . Asl ı nda herşey b i r çifte enosis yaratma, yani Kıbrıs'ı bölme yönündeki titiz l ik le p lanlanm ı ş bir emperya l ist komploya bağ l ıyd ı . Yoğun b i r enosis kampanyası n ı n baskıs ı a lt ı nda ka lan ve b i r gerici terör orta m ında b ı ra kı lan devlet ada mları ve politikac ı lar olanakf ı ola n ın s ın ı rlar ın ı aştı lar. Böylel ik le yolaçt ık ları zararı küçümsedi ler ve istemeyerek de olsa Kı brı s' ı pa rça lama ve bağ ımsı z l ı ğ ı na son verme yolundaki emperya l ist pla nlara katkıda bulundular.
i k i nci c iddi yan l ı ş, U lusal Muhafız örg ütünü Yunanistan 'dan gelen subaylarla doldurmak oldu. Asl ında Kıbrıs h ük ümeti, Yunanistan 'da as-
1097
kersel cuntan ın a laşağ ı edi lmes inden sonra bi le bunları temizlemeyi başaramadı . Böylece Ulusa l Muhafız lar y ıpratı im ı ş ve cunta subayları Kıbr ıs ' ın gerçek oğababa ları olup ç ıkmıştı . i şte bu subaylar Ulusal Muhafı zla r' ım ı za ihanet ederek, on ları Türk işga l i ka rş ıs ında savunmasız b ı rakt ı lar.
B i r üçüncü ciddi yan l ı ş ise, EOKA 2'ye ve onun conice bölücü eylemlerine karş ı , genel olarak gerici yeraltı faa l iyetlerine ka rş ı hoşgörü pol i t ikası izlenmesiyd i . EOKA 2 katil leri n in tutuk lonmo, ya rg ı lanma ve hemencecik sal ıveri lmelerindeki tutum bu terörist örgütün üyelerini cesaretlend irdi ve ey/emleri n i kolaylaştırdı.
Dörd üncü önemli yan l ı ş do bir başka ld ı rı teh l ikesi n in küçümsenmesi ve yeterli uyan ı k l ı ktan yoksun olunmasıydı . Her yanda darbe pla n ına ka rşı uyarı çanları çalarken bi le, Cumhurbaşka nı ve hükü met Yunan cuntas ı n ı n Kıbrı s'a karşı böylesine canava rca b i r g i riş imi tezgah laya bi leceğ ine inanmak istemiyordu. Bu a ld ı rmazl ığ ın sonucu, gerici l iğ i n tosanlar ın ı suya düşürecek önlemlerin zamanında a l ı nama ması oldu.
Bu hata lara d üşü/memiş ve iy i hesap/anmış bir p lan uyarınca zorun lu ön leyici önlemler za man ında o / ı nmış olsaydı, Yunan cuntası ve onun Kı brıs'tak i ajan ları n ı n bu iha net g i riş imin i başarıya ulaştı rma ları ya o lanaks ız ya da son derece zor o lurdu. Hiç kuşkusuz, 20 Temmuz 1974'de odada gerçekleşen olayı n gerçekten b ir yabancı işgal hareketi o lduğ unu her zaman an ımsamamız gerekir.
Darbeden önceki dönemin derslerin in , özel l ik le Kı brıs'a karşı emperya l ist komploya hız veri ld iğ i bugün lerde hôlô geçerli olduğunu eklemek isteriz.
AKEL' i n 14 . Kongresi, ABD Pentagonu'nun baş ın ı çektiğ i emperya l istlerin, yumuşa ma ve işbirl iğ i havas ına son vermek ve dünyayı soğuk savaşa geri götü rmek iç in el lerinden ne gel i rse ya ptı k ları bir zamanda toplandı . Bu nedenle, komün istlerin kongresi, insan l ı ğ ı n geleceğ i aç ıs ın dan k i l it önem taşıyan bu sorun lara büyük bir i lg i göstermiştir.
ABD emperya l izmin in başını çektiğ i dünya emperya l izmi , özünde bizzat kap ita l ist sistemin kendi buna l ı mına bağ l ı olon ağ ı r bir bunal ım ı n için ded i r. Emperya l istler u mutsuzco, s i lôhlanma yarış ı ve bağ ı msızl ığ ın ı ka zanmış ü l kelere sızma yoluyla bu açmazdon ç ık ı ş yolu arıyorlar; faşist da rbelere ka lk ışmakton ya do geri l im ocakları ya ratmaktan ve s i lô lı l ı çatışma lar ç ıkarmaktan ger i durmuyorlar.
Ne var ki , bun ları n polit ikaları , bizim ha lk ım ız do dahi l dünyadaki pek çok halk ın d i renciyle korşı laşıyor. K ıbrıs l ı la rı n ku rtuluş savaşı emperya l izme karşı , ya bancı işga l ine ve yenisömürgecil iğe karşı bağ ı msız l ık , egemen l i k ve toprak bütün lüğü için dünya çapında yürütülen savaşın ya l n ızca b i r parças ıd ı r.
1 098
Emperyal istler, yaşamın gösterd iğ i g ibi , sosya l izmin ortaya çık ış ından, dünyan ı n i lk sosya l ist devleti Sovyetler B i rl iğ i 'n in doğuşundan ik i yüzyı l önce gelişmeye başlam ış olmasına karşın, kapita l izmin, barış içinde yarışmada sosya l izme üstün gelecek bir konumda bu luna mayış ın ı b i r türlü iç lerine s indiremiyorlar. Sovyetler Birliği en gelişkin kapitalist ü lke o/an B i rleşik Amerika'yı b ir çok temel ü retim da l ında geçmişt ir ve kesin olarak ayrı msız tüm a la nlarda da geride b ı ra kacakt ı r.
Dünya sosya l izmin in kazan ımları yumuşama ve barış iç inde yanyana yaşama yönünde bir değ iş ime yolaçmışt ı r. Yumuşama polit ikası duygusa l ya da pasifist b i r politika değ i ld i r. Tersine, yaln ızca sosyalist ü lkeler i ç i n değ i l , ama tüm dünya i ç i n de parlak b i r gelecek vaadeden gerçek b i r devrimci pol it ikad ı r. Halk lar ın yumuşa mayı pekiştirme, barışı i lerletme ve nötron bambasını yasaklatma savaşımı bir barış, halk lara özgürlük, topl u msal i lerleme ve sosya l izm savaşımıdır. Yumuşama ve barış i çinde yanyana yaşama polit ikası emperya l istlerin ve maocu ları n inatla karşı koymaları na ka rş ın sürekl i yol a lmaktad ı r. Insan l ık iç in umut verici o lan bu politika mutlaka üstün gelecektir, çünkü onu destekleyen güçler u l usla ra rası gerg in l i k ve savaş yan l ıs ı güçlerden kat kat üstündür.
U luslara rası komünist ve işçi s ı n ı fı hareketi n in b i rl iğ i hiçbi r za man bugünkü denl i yakıcı b ir sorun o lmamıştı r. insanoğ lunun bir termonükleer y ık ı m ı n kolla rı na iti l i p iti lmeyeceğ i bu bir l iğe ve ha lk la r ın, daha kal ıcı b i r yumuşama ve işbir l iği uğ rundaki savaşına bağ l ıd ı r. B iz komün istlerin emperya l izmin, henüz u lus lara ras ı kurtuluş ve işçi s ı n ıf ı hareketine büyük zararlar vermeye yetecek denli güçlü olduğ unu unutma ması gereki r. Emperya l izm halk ları n gerçek bağ ı msızf ı ğ ı , demokrasi , toplumsal i lerleme ve barış yolunun üzerine engel ler dikmek i çi n olanca g ücüyle çal ışıyor. Bu çabası nda, Çin Ha lk Cumhuriyet i 'n in ağ ı rl ı ğ ı n ı öteki sosya list ü lkelerden yana, dünyan ın komünist ve işçi partilerinden yana deği l de, f i i len emperyal izm ve NATO'dan yana koyan Çin yönetim in in tavrından cesaret a l ıyorla r. Pa rt imiz bu emperya l ist yan l ı s ı çizgiyi oybi rl iğ iyle k ına· maktadır.
AKEl her za ma n ölümsüz Marksizm-lenin izm ve proleter enternasyonal izmi i l kelerine sa rsı lmazca bağ l ı ka lm ışt ır. Parti miz Avrupa Komünist ve işçi Partileri Konferans ı 'n ın (Berl in 1 976) belgeleri ndeki öngörülere s ık ı s ı kıya uymaktad ı r. K ı brı s l ı komünistler a nti-Sovyetizmin her biçim in i a ntikom ün izmle eş görmekte ve kes in l ik le karşı ç ıkmaktad ı r. Bu emperya l ist tuzağa d üşürülmemize asla iz in vermeyeceğ iz. Partimizi u luslararası komünist ve işçi s ın ıf ı hareketin i n birl i ğ in i a rdıcı l o larak savunmaya deva m edecektir. B iz bu bir l iğ i , kapita l izme ve emperya l izme karş ı , barış, bağ ıms ız l ık , toplumsal i lerleme ve sosya l izm savaş ın ın utkuya ulaşmas ın ın en sağ lam güvencesi o lara k görüyoruz.
1099
Görüşler
Latin Amerika'nın Panoraması
Gözlemcilerin dikkatleri hala Latin Amerika i le Karayipler üzeri nded i r. Bu bölgedeki devrimci sü reci d i le getiren Latin Amerika Komünist Pa rl i leri Konferansı (Havana 1 975) yayımladığ ı bi ldiride şöyle d iyordu : « iç inde Kuzey Amerika emperyal izmine karş ı o lan tüm güçlere yer olan zorlu ve karmaş ık bir savaşım iç indeyiı. Devrimci hareket değiş ik biçim ve yöntem ler ku l lanmal ı , söz konusu ü l kede egemen olan koşul lara uygun ola ra k bunlar ın zamanı n ı ve yeri ni i y i ayarla maı ıd ı r. » Aşağ ıdaki i k i yazı Şi l i 'deki durumu i nceliyor ve Nika ragua'daki ha lk savaş ına i lerici dünıa kamuoyunun sağ lad ığ ı dayan ışmayı gösteriyor.
Bunal ım içindeki Şili Ekonomısi
Hugo Faıio
Şili Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi
Latin Ameri ka'da ka pita list i l i şk i ler, ça rpık o lmalar ına ve pre-kapital ist i l işk ilerin ka l ı nt ı lar ın ı hala taş ıma la rına karş ın ağır basmış durumdad ı r. Bu da kaçı n ı lmaz olara k devri bunal ı mları n evrimi üzeri ne bir etki yapmaktadı r. Geçmişte bu buna l ım lar daha çok gel işmiş kapita l ist ü l kelerdeki buna l ım la rı n bir yansı ması ya da sonucuydu, a ma bugün, ekonomik s üreçler, çoğu son derece yoğu n bir yap ısa l bunal ım ın pençesinde kıvranan Latin Amerika ü l kelerindeki iç etkenlerden g iderek daha çok etki lenmektedir. Bu olgu Marksist a raşt ı rmacı ları n ve komün ist parti leri n i n d ikkatlerini her geçen gün daha çok çekmektedir. Orneğ i n Brezi lyal ı komünistler şu sonuca vard ı la r : « Brezi lya'da kapita l izm in gel iş imi tara f ından bel i rlenen i l k faz la -ü retim devri bunal ım ı 1 963'de başladı . Daha önceki buna l ımlar salt başka ü lkelerdeki bunal ımları n yansımasından ibaretti, yan i « itha l » edilmiş bunal ımlard ı . » (1)
Son b i rkaç y ı ldan beri, özel l ik le faşist darbeden hemen sonra patlak veren buna l ıma bağl ı o lara k Şi l i ekonomis in in devresel evriminde de ayn ı olguyla ka rş ı laş ıyo ruz. Bu buna l ıma en başta diktatörlüğün ü l keyi her alanda içine sürüklediği ağ ı r çöküntüden kaynaklanan iç etken ler neden olmuştur. Bu etkenler a ras ında emperya l ist egemenl iğ in a ld ığ ı b iç im özel b i r öneme sah iptir.
Bu o luşumları daha bir derinden kavra ma k için, Şi l i 'deki devresel gel işmenin biçimleri n i , savaştan bu yana en derin buna l ım olan kapita l ist dünyan ı n 1 974-1 975 ekonomik bunalımın ın latin Amerika için doğurduğıı
(1) «America latino », Sayı 1, 1 978, s. 1 15 .
1 1 00
sonuçların ı ş ığ ında i nceleyel im . Bu buna l ı m kıtan ı n ekonomik etkin l iğ inde bel i rg in bir gerilemeye yolaçt ığ ı ha lde, gayri safi yerli üretim büyümekte devam etti. 1 970 ile 1 974 a ras ı nda bu ü retim orta lama % 7,2, 1 975'de ise ancak % 3, 1 a rttı . Bu dönemde kişi baş ına gayri safi yerli ü retim, 1 970-1 974 dönemindeki orta lama oran olan % 4,4'den, 1 975'de % O,4'e düştü.
Devresel buna l ım ı n en derin sonuçla r ından b i risi ödemeler dengesi aç ığ ı nda görülen büyüme old u ; bu da Latin Amerika ü lkelerin in dış borçlarının hızla çoğalmasına ve uluslararası finans oligarşisinin bell i baş l ı
merkezlerine o lan ekonomik bağ ım l ı l ı k ları n ı n artmasına yo l açtı . Bu açık, büyük bölümü özel ba nka lardan gelen yabancı sermaye ak ı mıyla kapa tı ld ı . 1 974-1977 a ras ında Lati n Amerika ü lkelerin in ödemeler dengesi açığ ı 36 milya r dola ra u laştı.
Şi l i 'de devre değiş i k bir yolda n gel işt i . Dikkat çekilecek i lk olgu, ü ret im düzeyindeki hızl ı düşüştür. 1 975'de pazar fiyatlarıyla gayri safi yerl i ü retimde b i r önceki y ı la oran la % 1 6,6 düşme oldu, ama bu oran kiş i başına hesa pland ığ ına % 1 8,4'ü bul uyordu. Temel sanayi lerde düşme daha da büyüktü : I malat sanayii nde % 27,4 ve i nşaat sektöründe 0:'0 31 oran ı nda düşüş oldu. üretimdeki k ı sı ntı n ı n neden leri, Şi l i ekonomis in in kend ine özgü gel iş imi ve yapısa l buna l ım ın boyutları çözümlenmeden an laş ı lmaz. Buna l ım ı doğuran birincil etkenlerden biri ücretlerde ve nü fusun ana k ütles in in tüketim indeki keski n d üşüştü. üretim düzeyi i l e tüketim düzeyi a ras ı ndaki uçu rum k ritik bir noktaya ulaştığ ı za man, ya n i tüketim a rt ış ı ü retim a rt ış ı ndan çok geride ka ld ığ ı za man çoğunluk la bir fazla -üretim buna l ımı patla k verir. Şi l i 'de bu kritik noktaya faşist darbenin hemen sonras ında ücretlerde meydana gelen büyük düşüşten sonra ulaş ı ld ı .
ücretlerin u l usal gel i r içi ndeki payında öneml i b i r aza lma oldu. 1 976'da bu oran en düşük noktasına indi : % 4 1 , 1 ; Allende hükümeti zamanı nda bu ora n % 62,8'di . Parasal o lara k ifade edi ldiğinde bu ora n daha da düşüktür, çünkü bu dönemde u lusal gel i r de a za ld ı . 1 972'de ücretler toplam 20 milyon S02 bin pezoyu (1 965 döviz kuruna göre) bulurken, 1 976'da 17 mi lyon 370 bin pezoya inmişti . Dolayısıyla topla m ücretler % 44,S6 düşmüş oluyordu .
Temel gereksinim maddelerin in fiyatları n ın tüketim fiyatları endeksi ne o ran la çok daha h ızla artış göstermesi ve hükü metin toplumsal gereks in im iere ayırd ı ğ ı fonlardan yapt ığ ı kesintiler durumu daha da ağ ı rlaşt ı rd ı . 1 972'de toplumsal gereks in im haracamaları k iş i başına 1 43 dol a r iken, 1 975'de 6 8 dolar, 1 976'da 7 6 dola r ve 1 977'de ise 7 8 dolar oldu. (2)
Lenin, Marksist genişleti lmiş yeniden ü retim ve devresel buna l ı m lar teoris in i iş leyip geliştirirken, sermayenin o rganik bileşimin in büyümesiyle,
(2) « Hoy», 6 Eyl ü l 1 978.
1 1 0 1
en h ızlı büyümenin üretim a raçları yapan üretim a raçların ı n üretiminde meydana geldiğ i n i, bunu tüketim araçları yapan üretim araçla rı n ı n ü retim in in izled iğ in i ve en yavaş büyü menin ise tüketim araçla rı n ı n üreti m inde görü leceğ i sonucunu çıkarmıştı . Ş i l i 'de ekonomik faa l iyetteki genel düşüşün sonuçları üretime yönel i k yatı rımlarda buna denk düşen bir a rt ış la aza ltılab i l i r. Ama 1 975'de sabit sermayeye yap ı lan yerli yatırımlarda keskin bir a za lma oldu ; yatırı m lar gayri safi yerli üret imin yaklaş ık % 1 0,7's in i buldu, 1 976'da ise bu % 9,8 dolayındaydı. 1 977'de bu yatırımlar yeniden % 1 0,7'ye çıkt ı . 1 974 i le 1 977 a ras ında yatırı mları n hacmin in ne denl i küçük olduğu, bun ları n orta lama hacminin ü lke nüfusun u n ş imd ik i n i n % 75'i kadar olduğu 1 960-1 963 dönemine oran la 0, '0 1 1 , 1 daha düşük olmas ından an laş ı labi l i r. Bu bakı mdan Şil i , 1 974-1 975'de yatır ım a rtış ları n ı n ortalama % 20'ye ulaştığ ı tüm Latin Amerika ü lkelerinden geridi r.
Tüketimdeki düşme k ısa za ma nda iç pazarı n son derece dara lmasına yolaçtı, öyle k i pek çok sanayi , ürün leri n i n büyük bir k ısmın ı sata madı . 1 974'de mamul mal ları n ı n satı m ı 1 972'ye oran la % 7,7 daha az oldu.
Böylelik le, faşizmde tüketim d üzeyindeki düşüş devresel bunal ımın bir inci l nedeniydi . D i ken in ekonomik faa l iyet in i yavaş/ata n d iktatörlüğü n kararları kapita l izmin temel çelişkisi o lon üreti min toplumsal nitel iği i le özel kapitalist mü lkiyet biçimi a ras ındaki çelişkiyi uç noktas ına dek götürdü ve sosya l -ekonomik yaşantı n ı n her a lan ı nda bir çöküntüye yol açtı .
Dretim a lan ındaki ekonomik faa l iyet bugüne değ in düşük bir düzeyde sürmekted i r, buna karşı l ı k yüzde olarak bu düşüş 1 975'deki denl i şiddetli değ i ld ir. 1 978' in ilk beş ayı nda ima lat üretim i 1 972'deki aynı döneme i l işk in orta lama göstergelere oran la % 20, 1 ve 1 968 orta lamasına oran la i se % 6 düştü.
Ima/at üretimi Ocak-Mayıs, (yüzde olarak) 1972 = 1 00
1 973 1 974 1 975 1 976 1977 1 978
Kaynak: I nstitudo Nacional de Estadisticas
- 97,5 - 95,9 - 75,3 - 58,4 - 73,4 - 79,9
Şi l i 'de uzun zamandır çoğ un luk la h ükümet siparişleriyle gel işmekte olon i nşaat sanayi inde buna l ı m daha da büyük boyutla ra ulaşt ı . 1 977'de çıka n ürü n 1 972 düzeyin i n ancak % 56, l ' i n i bul uyordu. 1 977'de 643 bin pezo (1 965 döviz kuruna göre) değerinde ürün verdi , bu rakam 1 972'de 1 mi l -
1 1 02
yon 1 45 bin pezoydu. En düşük gösterge 1 976'da sapta ndı : 621 b in pezo (3) . Olke nüfusunun hemen hemen % 30'u giderek artan b ir konut eksik l iğ i çekmektedir.
Faşizmin tar ım polit ikas ı n ı n ve genel alara k ü lkedeki ekonomik süreçlerin o lumsuz sonuçları somutlaştıkça, tarım ı etkisi a lt ına o la n buna l ı m da şiddetlendi . Toprak reformu sürecinde el kona n toprak ları n % 28,4'ünün eski sahiplerine geri veri l mesi ; yürürl ükteki toprak reformu kararnames i doğrultusundaki kara rlar ın ın fii len ka ld ı rı lmas ın ın son zaman larda gel iştird iğ i topı a k mülk iyetin in g ittikçe az sayıda el lerde yoğun laşması ; küçük çiftçi lerin sürekl i y ı k ıma uğra mas ı ; a ncak yüksek bir fa iz ora nıyla elde edilebilen kredi yetersizl iğ i ; ü lkedeki gerçek ortam ın değerlendir i l mesine değ i l, o ma i ç fiyatları dünya fiyatları düzeyine yükseltme yönündeki b i r zorlamaya daya l ı iç fiyat polit ikası ; ta r ımda koruyucu önlemleri n toptan kald ı ı ri ması ; bugün a rtı k hükü met temsi lc i l i kleri tarafı nda n değ i l de , hükümet fonlarından ya rarlanan özel şirketler ta rafı ndan sağlanan
tekn ik ya rd ım ı n yetersiz l iğ i , vb. g ibi olgu lar ta rıma za ra r vermekted ir. 1 977-1978 hasat mevs iminde 1 4 merkezin y ı l l ı k tah ı l ü reti mi % 27 daha d üşüktü (1 974 pazar fiyatlarına g öre).
Bu rakamlar buna l ım ı uzun süren bir çöküntünün izled iğ in i ve ta rı m g i bi k im i sektörlerde bunal ım ı n derin leşmeye devam ettiğ in i gösteriyor.
Ekonominin finans da dahil, öteki alanlarında do bunal ımdon çıkı labi lmiş değ i ld ir. Yüksek faiz oran ları ve dolaş ımdaki para hacminin artması , f inans sistemin in sars ınt ı çinde ol mayı sürdü rdüğü a n lamına gel i yor. Dolaş ımdaki para hacmi tüketim fiyatla rı endeksinden daha hızl ı
artmışt ı r.
1 977'de kısa erim l i kredi fa iz i % 56,3'dü. 1 978' i n i l k yedi ayı nda ba nka faizi ayda orta lama % 5,3 dalayındaydı, öte yandan tüketim fiyatları
endeksi % 2,3 yükseldi, demek ki gerçek fa iz oran ı ayda orta lama 0 '0 3'dü. Şikago Oniversitesi Ekonom i Bölümü Dekan ı ve Pi nochet dikta törl üğünün benimsediği ekonomi model i n i n kurucularından Arnold Harberger bu konuda şöyle yazıyor: Bu "dünyada eşi görülmedik b i r olgu dur . " (I,)
Şi/ i ekonomis in in buna l ım ı keskin ve süregendir ; I kinci Dünya Savaş ı sonrasında Latin Amerika ülkelerinde boy gösteren buna l ı m süreçleriyle dah i k ıyas lana maz. Amacı Şi l i 'de ya ln ızca Halk B i rl iğ i hükümetin in gerçekleştird iğ i devrimci dönüşümleri ve ha lk ın öbür demokratik kazan ım ları n ı yok etmek değ i l , aynı zamanda bağ ı ml ı tekelci devlet kapita l i zmi ya p ıs ın ı yeni b i r temel üzerinde yeniden kurmak olan faş izmin dayatt ığ ı gerileme politikası n ı n y ık ıc ı sonuçları n ı ayrı nt ı l ı b ir i ncelemeden geçirmeden, buna l ım ı n boyutları kavra na maz.
(3) Bolet in del Banco Centra l , Ocak 1 978, s . 206. (4) " EI Mercurio", 27 Kas ım 1 977.
1 1 03
1 974 y ı l ı nda gel işmiş kapital ist ü lkelerde patlak veren devresel bunal ı m ı n Şi l i 'dek i buna l ım ı n üzerinde b i r etkis i o ldu . Ş i l i faşizmi bu ü lkelere bağ ım l ı l ı k i l işk i ler ini son s ın ı rı na dek götürdü . Faş izmin polit ikası en başta, rej im in tüm pratik faa l iyet in in yönel ik olduğ u u l us lara rası sermayenin ç ı ka rar ın ı karş ı lamaktır. Açı ktan u l us düşmanı ekonomi pol it ikasının ve kapita l izm in dünya çapındaki devri buna l ım ı n ı n ü l ke üzerindeki etk is in in g iderek a rtmas ın ın nedeni budur.
Ş i l i ekonomis in in , yapıs ından ötürü u l us lara rası paza r karşıs ı nda genel olarak çok duyarl ı olduğ unu kaydedel im . Gel işmiş kap ital ist ü lkelerin ekonom ik faa l iyetindeki düşme, Ş i l i bak ı r ı n ın satış ı nda bel i rg in b i r aza l maya, büyük stok ları n oluşmasına - 2 m i lyon tondan fazla - ve fiyatların d üşmesine neden old u : 1 975-1977 ara sında ba kır fiyatları 1 965-
1 969 dönemi ortalaması n ın % 30 a lt ı nda kald ı . (5) Faşist rej im fiyatlardaki düşüşü ön lemek için ko lunu bile k ı p ı rdatmadı ve sorun , bak ı r satan ü lkelerin hükümetlerarası konseyinde tartışı l ı rken açı kça o lumsuz bir tutuma g i rdi . Faşizmin çaba ları fiyatlardaki düşüşten büyük zarar gören bak ı r d ışsatıcısı ü l keler arası nda karş ı l ı kl ı an layış ı engel ledi . Ş i l i faşizmi , Ş i l i 'deki bak ı r madenierini iş letmenin daha az masraflı o luşundan, sonraki iş lemler ve pazarla ma içi n daha elveriş l i b ir konumda bu lunuşunda n da yara rlanarak, ra k ip leri n i dünya paza rından kovmayı amaçl ıyordu . Ş i l i ' n i n b i r başka öneml i d ı şsatı m maddesi o lan demir cevheri ka pita l i st dünyan ın , özel l ik le de başta gelen dışal ı mcı Ja ponya 'n ın meta lu rj i da l ı n dak i bunal ımının etki lerinden zarar g ördü . 1 977'de demir cevheri üret im i 1 976'ya oran la % 22,8 düşük o ldu .
Di ktatörlüğün u l usa l laştı rmayı ger i döndürme polit ikası 1 974-1 975 kapita l ist buna l ım ı n ı n Şi l i ekonomisi üzeri ndeki o lumsuz etk i leri n i a rt ı rd ı . Bu pol it ika bel l i başl ı u l usal kaynaklar ın , en başta bak ı r, petrol ve l ityu mun, ayrıca en iyi çal ışan u lusal işletmelerin (petro k imya, lasti k vd.) çokuluslu tekel lere devredi lmesini öngörüyordu . Rej im aynı zama nda yabancı şi rketlere ü rün leri n i ü l kede pazarla malar ı iç in geniş ayrıca l ı k lar da tan ıd ı . Bu, u lusa l işletmelerin ürün leri n i satma olana kları n ı daha da k ısıt lad ı . Ta lebin düşmesi üzerine, baz ı işletmeler ancak «fazla » ürünleri n in ta mamın ı ya da b i r k ı sm ın ı d ışa rıya satmak suretiyle ayakta kal mayı başard ı la r. Ama u l usa l sanayi korunmas ız b ı rak ı l ı nca, dış t icaret dengesi daha da teh l i ke l i bir düzeye geld i .
Cunta 'n ın ekonomi polit ikası ya bancı sermaye ve mal lara kapıy ı a rd ı na dek açmış, Ş i l i 'ye ya ln ızca, cuntan ı n ekonomik pla n ları na göre « karş ı laşt ırmal ı ya ra rlar» sunabi len mal lar ın ü retim in i bıra kmışt ı r. Bu polit ikanın özü, kap ital ist ü l kelerde üret im ve sermayen in yoğ un laşma boyutları ve Ş i l i ' n in « ka rş ı laşt ırmal ı yara rlar» sunan pek az sanayiye - özel-
(5) « EI Mercurio», 1 4 Ocak 1 978.
1 1 04
l i k le hammadde çıkarı mı - sahip olduğu gerçeği hesaba katı l ı rsa, apaçı k ortaya çıkar.
D ikenin bağ ıml ı l ığ ı a rtmakta ve yeni öze l l ik ler kazanmaktadır. Geçmiştekinin tersine, çok uluslu şirketlerin Şili 'nin iç pazarı üzerindeki denetimi, an ları n bu pazarı elde tutmak a macıyla doğrudan yatı rım yapmaktan kaçınmalarına olanak sağ l ıyor. Şimdi herhangi bir ek yatırım yapmadan, ticaret yoluyla d ışardan denetim i sürdürebi l i rler. Diktatörlüğün iç ve dış yal ıtlanml� l ığ ı ndan, bunun kalıcı olmayan bir rej im olduğu görüşünden ayrı olarak, emperya l izmin sahip bulunduğu geniş olanaklara ka rş ın bütün bu y ı l lar boyunca dolaysız d ı ş yatı rımların çok küçük olmas ın ın ve hemen hemen yaln ızca « ka rşı laştırmalı yara rlar» sunan sanayi dal larına yönelmesin in neden lerinden biri budur. 1 977'ye değ in mutlak rakamlarla yaıtı rmlar eksi durumdaydı, çünkü dışa rı sermaye d ı şsatı mı , içeri g iren sermayeden fazlayd ı ; fark o y ı l 1 4 mi lyon dolara yak ınd ı . 1 978'de Exxon şirket in in La Disputada de Las Condes bak ı r madenini ü lke açısından son derece o lumsuz koşulla rla devra lmasından sonra durumda bir değ işme oldu : Ş i rket devletin ma l ı olan madenci l ik donatı m ı n ın ın bedel in i bi le ödemedi. Y ine de , bu şimd iye değ in ya pı lan tek somut dolaysız yatı r ım örneğ idir.
1 978 Nisanında Dış Yatı rımlar Komitesi toplam 2.482 mi lyon dolarl ı k yatırıma izin verdi, bunun % 92'si bak ı r çıkarımı başta olmak üzere, maden çıkarımı sanayi ine yönel i kti. Bu dolaysız yabancı yatırı mları n ı n olası eğ i l im in in b i r göstergesidir, a ma bu g ibi tasarı mları gE'rçekleştirmenin somut olanakları hôlô incelenmektedir.
Yabancı sermaye a kım ı çok luk , emperyal ist ş i rketlere yatı r ım harcamala rı n ı çı karma ları için ek güvenceler getiren ve aynı zamanda onlara fa iz biçiminde daha yüksek kô rla r yapma ola nağı sağ laya n k redi biçimin i a l ı r. Diktatörlük d ı ş borçların ı ( 1978 sonunda resmi tahminlere göre d ı ş borçlar 6 ,8 mi lyar doları aşacak) ve 1977'den bu ya na çok bel i rg in b i r a rtış gösteren d ış ödemeler dengesindeki muazza m açığı kapatmak için kredi lerden geniş ölçüde yara rlan ı lmıştır. Aynı y ı l net yabancı sermaye g i rişi eşi görü lmedi k bir sayıya, 51 1 mi lyon dola ra ulaştı, bu da 493 mi l yon dola r l ık d ış ödemeler dengesi açığ ı n ı n kapatı lmas ın ı sağladı . 1 978'de krediler a rtmakta devam ederek toplam 1 , 1 mi lya r doları aşt ı ; bu tuta r d ı ş borçları kapatmakta ve ödemeler dengesi açığ ın ı finanse etmekte ku l lan ı lacak.
Dış fonları n en başta ABD özel bankalarında n gelen a kım ı, d i ktatörlüğün kendi ekonomi model in i uygulayabil mesi ne olanak sağ lamışt ı r. Bu finans t ipi en derin bağ ım l ı l ı k biçimlerin i üretir. DIkenin faşizmin ekonomi politikası çerçevesinde gelişimi ulusla ra rası fina ns ol igarşisinin devlerinden gelecek fon lara bağ l ı hale gelmiştir.
Bağıml ı l ığ ı n a rtması devresel dengesizl iği doğura n ve ü lkenin ekono-
1 1 05
mik-devresel bir canlanma evresine g i rmes in i ön leyen etkenlerin sayıs ın ı çoğaltır. Genel olarak d ış tica ret, bağ ı ml ı ü lkelerde devri bunal ımla rı beli rleyen temel bir öğedir ve Şi l i 'de bunun rolü cuntan ın sanayin in büyük bir kesimine ve ü retim faaliyetinin öteki a lanla rına zarar veren ekonomik polit ikası yüzünden daha da a rtmıştı r. Faşizmin ekonomik tutum u bunal ımı derin leştirme v e devren in olağan evrimi balta lama eği l im indedir.
Şili'nin ödemeler dengesi (milyon dolar)
Ticari denge açığı Hizmetler dengesi açığ ı Dış önemeler dengesi açığ ı Yabancı sermaye a kın ı Dış borç ödemeleri Odemeler dengesinin h a reketi
Kayna k : Banco Central de Chi le
1 977
1 53 365 518
+ 1 .361 855
7
1 978 (tahmini)
200 478 678
+ 2.000 822
+ 500
Ulusal yatı r ım düzeyin in düşmesi, Şi l i ekonomisi n in son dönemdeki gelişmesinin diğer bir belirleyici özelliğ id i r. Bugüne dek bunalı m yeni büyük çapl ı yatırı mlar için b i r başlang ıç noktas ı sağ lama mışt ı r, böylel ik le de devrenin canlanmaya doğru evrimi için maddi temeli yaratmayı başara ma mışt ı r.
Bu dönemde sabit sermayeye yapılan gayri safi yerli yatır ımlar son derece önemsiz oldu ve s ıks ık ü lkenin eldeki kapasitelerin in korunmosı ve iyi leştiri lmesi gereksi n imlerin i karşı lamakta b i le yetersiz kald ı . Faşizm koşu l ları ndaki düzey ancak 15 y ı l önceki y ı l l ı k yatırı mlarınk i kadard ı r.
Devlet bu a maca yönelik yatırımları kıstığı için genel yatı r ımlar azaldı . Eskiden devlet yatı rı mları geleneksel ola ra k yatı r ımların esas kütles in i oluşturu rken, faşist rej i m çeşitli tasarımlar ın uygu lan masını yer l i ve yabancı burjuvaz in in keyfine bırakarak, devlete salt bir ya rd ımc ı l ı k rolü vermiştir.
Şi l i 'n in And Paktı 'ndan çıkması yatı rı m pol itikası n ın du rumunu kötü leşti rmiştir. Böylece, devlet girişim in in özel l i k le öneml i olduğu büyük öl
çekli bak ı r sanayii ve altyapı g ibi ekonominin kil it sektörlerindeki yatırımlar açıkça yetersiz ka lmışt ı r.
Ne var ki , hükümet yatı rımlar ındaki boşluk , d iktatörlüğün bekled iği gibi , özel sermaye tarafı ndan dolduru lmad ığ ı iç in , gedik büyümüştü r. Gerçekten de özel yatırı mlar her zaman yetersiz olmuştur. Burjuvazin in öneml i bir kesimin in s ık ış ık b i r durumda bulunduğu, tefeci lerin yüksek
1 106
faiz oranları istemleriyle karşı laştı k ları, u lusal tasarrufun küçük olduğu ve mevcut fon la rı k ı sa eriml i pazara yöneitmeyi daha kôrl ı yapan bir s pekülasyonun varolduğu bu ortamda, yatı r ımların a rtacağ ı da yoktur. Dte yandan, faşizmde yüksek kôrlar sağlayan ve finans kaynakları n ı n büyük bir bölümünün denetimin i ele geçirmiş olon en güçlü ekonomik g ruplar açıkça asalak bir varl ı k ola ra k ka lmayı yeğ lemişlerd i r. Bun lar ın üretim yatırımları son derece az olmuştur ve bunlar mevcut fon larını spekü latif g i riş imlere katı lmak, özel sermayeye geri veri len devlet işletmelerini satı n a lma k ve l üks maddeler a lmak için ku l lanmış lard ı r. Finans ol igarş isi en gerici b ir konuma gi rmiştir. Ulusal artı değerin bir bölümü onıın lehine yeniden bölüştürü lmektedi r (ve bunda parmağı da yok deği ld ir). Para pazarı üzeri nde denetime sahip ola n finans ol igarşisi bu pazardaki kamu fonların ı kendi çıkarcı emel leri iç in ku l lanmışt ı r. Bunun sonucu olarak, kredi dağıt ım politikası doğrudan gerici bir n itelik taş ımaktadır.
Diktatörl üğün yatı rı mların büyüyeceği umutları suya düşmüştü r : o, söylediğ imiz g ibi, bugüne dek pek s ın ı rl ı olan ve asl ında ekonomik faa l iyetin özendiri lmesine hiçbir yararı dokunmayan d ı ş fonlar ın ak ım ından medet umuyordu .
Şi l i 'de olağan ekonomik devre eğ i l im i sayısız engel lerle boğuşmakta d ı r. Faşizmin ekonomik politikası yeni çel işki leri doğ urup duruyor ve bu pol itika üretim sürecin i h ızla yeniden kurul uşa doğru yönel mekten ve ekonomiyi sağ l ığ ı na kavuşturmaktan yoksundur. Ekonomik ka lk ınmanın yol u üzerindeki engel ler a rası nda ; u l usal ürünleri saf dış ı eden dışal ıma sağ lanan genjş destekleme önlemler in i, k i l i t sanayilerin durmasın ı , ekonomideki tekelleşmeyi, iç pazarın darl ığ ın ı , ü lkenin ürünlerini hemen satabi leceği geleneksel pazarla r ından yal ıtlanmasın ı , yüksek işsizl i k düzeyi n i . büyük ödemeler dengesi aç ığ ın ı , ağır d ı ş borçları vd. saya bil iriz. Bunla ra ek ola rak, yapısa l bunal ımın etki lerini de hesaba katmak gerekir. Ş i l i 'n in ve ülke nüfusunun çoğ unluğunun u lusal çıka rları i le başta ABD olmak üzere, çokulus lu sermayenin , yerli f inans ol igarşisi ve büyük toprak sahiplerinin ç ıka rla rı a ras ındaki çel işki ler eş i görü lmedik ölçüde kesk i nleşmiştir.
Diktatörlüğün gerici ekonomik politikas ın ın bunal ım s ı rasındaki başar ıs ız l ı ğ ı , faşist rej im ierin, hem devrimci ve i lerici hareketleri s indirme hem d e Latin Amerika ü l kelerinin yap ı la rındaki buna l ım ı n üstesinden gelme görevini omuzla maları n ı isteyen emperya l izmin stratej is in in yeni lgis ini de göstermektedir.
Şili gerçeğ in in ve ekonomis in in bir çözümlemesi, emperya lizme bağ ım I ı l ı ğ ı n a rtmasıyla bağlantı l ı olan devrenin gel iş imindeki iç etkenlerin büyük rolünün anlaş ı lmas ın ı sağla r. çoğ u Latin Amerika ü l kesinde, özell i k le de faşizm altı ndaki ü lkelerde emperyal izmin varl ı ğ ı yapısal bunal ımın başl ıca iç etkenlerinden birid i r.
1 1 07
Nikaragua Halkıyla Dayanı,ma
Dünyan ın d ikkati Nika ragua'n ın üzerinde odaklaşmaya devam ediyor. Sovyetler B i rl iğ i 'n in , öteki sosyalist ü lkelerin halk ları ve bütün i lerici g üçler kan l ı Samaza rej imin i ve a rkası ndaki emperya l ist destekçileri lanztl i yarlar. B u Orta Amerika ü lkes in in ha lk ın ın birincil istemleri iç in dünya çapında büyüyen bir destekleme hareketi yola l ıyor.
*
BSS'n in Lat in Amerika ve Karayipler Sorun ları Komisyonu , Çekos!ovakya Afrika ve Asya Halk larıyla Dayanışma Komitesi'yle birl i kte, Prag ' da, Nikaragua ha lk ın ın Samaza di ktatörl üğüne karşı savaş ım ın ı destekleme konusunda bir toplantı d üzenledi. Toplantıya Dünya Sendikalar Federasyonu, Uluslararası Oğrenciler Birl iğ i , Ulus lara rası Gazeteci ler Orgütü temsilci leri ve Çekoslovakya 'da öğ ren im gören Latin Ameri kal ı ve öteki yabancı öğrenciler katı ld ı .
Toplantıyı , Çekoslovakya Daya nışma Komitesi Başkanı Old risch Pospis i l açtı ; Başkan konuşmasında Ni karagua halk ın ın , dış g üçlerin yard ı mıyla ü lkeyi 42 y ı /d ı r baskı a lt ında tuta n kokuşmuş ve despotik rej ime ka rşı verdiği zorlu savaşımdaki kahramanl ığ ından sözetti. Çekoslovakya halk ın ın Nikaragua ha lk ın ın hakl ı özlemlerini gönü lden destekled iğ in i belirtti.
EI Salvador Komünist Partisi temsilcisi Ja ime Barrios Nikaragua olaylarını tan ımlad ı . Burada o l up bitenlerin bir u lusal kurtuluş savaşı , tüm ha lk ın bir savaş ı , d i ktatörlüğe karşı u l usal b ir ayak lanma olduğ unu söyledi . çoğu s i lahs ız ola n ya da yetersiz s i lah larla donat ı lm ış halk ın , Somoıa ai lesin in ve Kuzey Amerikan tekel/erin in çıka rla r ın ı koruyan U lusal Muhafız lar' la çarpışt ığ ın ı an lata n Ba rrios sözlerine, Orta Amerika'da k i burjuva g üçlerin in kendi ü l kelerinde de o las ı tehl ikel i ya nk ı la rı ndan kaçı nmak amacıyla, ayak lanmanın bast ır ı lması için ellerinden geleni yapt ık ları n ı söyledi . N i karagua'daki savaşı m ın bütün barışçı g üçlerden, demokrasi ve i lerlemeden yana ola n herkesten dayanışma gördüğünü belirtti.
Toplantı, Nikaragua halk ın ı destekleyen ve vahşi terör ve misi l lemelere derhal son veri lmesini , tüm politik tutuk lu iara ve yurtseveriere özgü rlükler in in veri lmesini , Orta Amerika Savunma Konseyi 'ne bağ l ı askerlerin müdahales in in sona erdiri lmesini ve Nikaragua ha lk ın ın kendi yazgıs ı n ı beli r leme hakkına saygı gösteri lmesini ta lep eden b i r bi ldiri yayımlad ı .
V. B.
1 1 08
Görüş Değiştol<uşu, Tartışma
Tarım Sorunu ve Gelişmekte Olan Ülkelerde KöylüıÜğün Rolü
Daha önce haber veri ld iğ i g ib i , 1 978 Haziranında, Moğolistan Ha l k Cumhuriyeti 'n in başkenti U lan Bator'da « Tarım Sorunu ve Ulusal Kurtuluş Devriminin Bugünkü Aşamasında Köylülüğün Rolü .. konusunda u luslararası bir teorik konferans düzenlendi. « Barrş ve Sosyalizm Sorunlarr " derg isi i le, Moğol istan Devrimci Ha lk Partisi (MDHP) Merkez Komites i ' n in örgütled iğ i konferansa Cezayir, Endonezya, F i l ip in ler, H i ndista n, Honduras, Güney Afrika, Irak, I ran , Senegol , Sudan , Suriye, Sr i Lanka , Türkiye ve ürdün komünist ve işçi pa rti leri ile Angola, Etiyopya, G ine, Kongo ve Madagaskar devrimci-demokrat parti ve örgütleri temsi lc i leri ve Bu lgaristan , Çekoslovakya, Demokratik Alman Cumhuriyeti, Küba, Macaristan, Moğol istan , Polonya, Romanya, Sovyetler Birl iği ve Viyetnam'dan bilim adamları ve « Barış ve Sosya lizm Sorunları . . derg is i nden bir heyet katı lm ışt ır.
Konferansta, çeşit l i açı la rdan aşağ ıdak i sorun lar ele a l ı nm ıştı r :
• Gelişmekte olan ü lkelerde köy ekonomis in in top lumsal-ekonomik yapıs ı ve köylü lüğ ün toplu msa l -po l it ik güç olarak n itel i k leri ;
• Sosyalist ülkelerin deneyimleri ile sosyal i st ve kapita l i st doğru ltu l u ü l kelerin uygula maları dah i l , topra k sorununun çözüm yol ları ;
• Çağ ı mızda u lusal kurtuluş hareketin in ve toprak sorununun ilerici konumlardan çözü lmesi savaş ın ın başarısı i ç i n en önemli etken olarak işçi s ı n ıf ıyla köylü lerin u lusal ve ulus lara rası çapta bağ laşık l ı ğ ı .
MDHP Merkez Komitesi şube yönetmenlerinden Ç. Sereeter ta raf ından aç ı lan konfera nsta, açl ış konuşması n ı ya pa n MDHP Merkez Komitesi Politik Bürosu üyelerinden akademisyen N. Jagvaral, M DH P Merkez Komitesi Bir inci Sekreteri ve MHC Büyük Halk H u ra l ı Prezidyumu Başka n ı Y. Sedenba l' ın konferansa katı lan la ra gönderdiğ i mesajı okumuştur.
« Barış ve Sosyalizm Sorunları " dergis i redaksiyonu ad ına da, SSCB B i l im le r Akademisi aday üyelerinden i . Frolov b i r konuşma yapmışt ı r.
Aşağıda, konferansa katı lan ları n yaptık lar konuşmalar ın b i r özeti yay ın lanmaktad ı r. Konuşmaları n ta m metni ayrı b ir kitap ha l inde yayın lanacaktır.
Çözümlemenin Metodo/ojisi
O lusal kurtuluş hareketin in bugünkü aşamadaki başlıca içeriğini emperya l izme karşı ve gel işme ha l indeki ü l keler iç in düğ ü m noktas ı o lan
1 1 09
topra k-tarım sorununun çözülmesi dahil , top lumsal-ekonomik i lerleme iç in verilen savaş oluşturmaktadı r. Dünya devrim sürec in in başl ıca kaynaklarından biri alan ulusal kurtuluş hareketi, her şeyden önce köylü hareketidir. V. i . Len i n vaktiyle şun la rı belirtmişti : « . . . her ne kadar şimdil ik geri kalmış durumda olsalar da, sömürg e ü lkelerdeki emekçi y ığ ın la rı , köylüler dünya devrimin in bundan sonraki aşama la rında büyük bir devrimci rol oynayaca klardı r. " (1) Yaşam bu b i l imsel değ erlend i rmeyi tamamiyle doğ ru lamıştı r. Kuşkusuz, topra k, tarım sorununun çözül mesi uğrundaki savaş olmasaydı , u lusal kurtuluş savaşı bugünkü niteliğ i ni kazana mazdı , yan i emperya l izmin sömürgeleri olan ü lkelerdeki mi lyon larca insan ı n devrimci emel lerini di le getiremeıdi.
Günümüzde toprak, tarım sorununun Asya, Afrika ve lat in Amerika ' daki kurtu luşuna kavuşmuş ül kelerin top lumsal -ekonomik gel işmelerin in en önde gelen sorun lar ından biri olduğunu belirten N . Jagvaral , şöyle devam etmişti r : Ekonomik gel işmen in tempoları, bağ ı msız bir ekonomin in yaratı lması ve pekişti ri l mesi a macıyla yeniden ü reti m in genişlet i lmesi olanağı bu sorunun doğ ru ola rak çözü lmesine bağ l ıd ı r. Genç bağ ıms ız ü lkelerin politik, topl u msal ve kü ltürel gel işmeleri n i n başl ıca sorunların ın çözül mesi de topra k sorununa organ ik olarak bağ l ı bu lunmaktad ı r. Kısacası, yeryüzündeki yüz m i lyonlarca insan ı n yazg ıs ın ı , eninde sonunda, topra k sorununun çözü lmesi beli rliyecektir. len in ' in köy ekonomis in in sosyal istçe yeniden düzenlenmesiyle i lg i l i dahiya ne kooperatif p lan ı dahi l , topra k sorunuyla i lg i l i yüce ideleri n i n doğru luğu üzeri nde dura n N . Jagva ra l şun ları belirtmiştir : Bu idelerin doğruluğunu dünya sosya lizminin gel işmesindeki deneyimler yads ınmaz bir b iç imde kan ıt lam ıştır. Ta rım pol itikası ve ka rdeş sosya list ü lkeler komü nist ve işçi parti lerin in topraktarı m sorununun çözümü s ıras ında e lde ettikleri tarihsel deneyimler, toplumsal ilerleme uğrunda savaşan tüm ülkeler ve ha lk lar için yaşamsa l bir önem taş ımaktadı r.
i. T. Frolov, u lusal kurtuluş savaş ın ı n yolunu şaşırtmaya ve gel işme hal i ndeki ü lkelerde ta rımsal bunal ımın baş nedeni o lan emperyal ist sömürüyü g izlemeye yönel ik burjuva ve somut olarak Ma lthusçu ve yen i -Ma l thusçu görüş/eri eleştirdikten sonra, şun ları belirtmiştir : Çağdaş bi l im, yeryüzündeki « fazla nüfusun " güya yiyecek buna l ım ı n ı n başl ıca kaynağ ı o lduğu konusundaki görüşleri ya lanlamıştır. Ş imdi l ik yeryüzündeki kara parça larından a ncak % 1 1 'nden (ya klaş ık 1 ,5 mi lya r hektar) köy ekonomisi için yararlan ı lmaktad ı r. üstel i k tarı m ü rün leri yetişti ri l mesi için elverişl i toprak ları n sadece % 41 'i işlenmektedir. Bunun yan ı s ı ra, tekn iğ in bugünkü düzeyi nde tar ım iç in , yaşam iç in , kara parça ları n ı n yaklaş ık % 70' i ( 10,5 mi lyar hektar) tamamiyle elverişli sayı labi l i r. Bu muazzam topra klardan fi i len yararla n ı ld ığ ı takdirde sadece ta rım ü rün leriyle mi l -
(1) V, i . Lenin, Toplu Yapıt lar, c. 44, s. 38.
1 1 1 0
yarla rea insan ı n beslenebi leeeği a paçıkt ı r. Çöl lerin, tuzlu ve buzlarla kap l ı topra kları n tarıma kaza nd ı rı lması iç in yoğ un ça l ı ş ı ld ığ ı , yeryüzündek i okya n us ları n bitkisel ve hayvansal varl ığ ından yararla n ı ld ığ ı takd i rde, gelecekte ölçüsüz derecede bol yiyecek maddeleri sağ lanacaktı r.
Malthusçuların d iğer « ka n ıtı .. , yan i « toprağ ın verim in in azalması ya sası .. do aynı derecede temelsizdi r. Bu yasa n ın temelinde, toprağa ek
olarak, veri len emeğ in ve yatın lan sermayenin aynı oranda ü rü n sağ la mad ığ ı , daha az ın ı verdiğ i görüşü yer a lmaktadır. Toprağın , özel iyel i k
irişWerine özgü barba rca sömürütmesi sonucunda veriml i l iğ in i k ısmasın ı Malthusçular doğan ı n « m ut lak yasası .. olarak göstermektedirler. K . Marks, kapita l ist ü reti min, tekn iğ i ve toplumsa l ü retim sürecini , her türlü zengin l iğ in kaynağ ı olo n toprağ ı ve işçiyi tüketecek biçi mde gel iştirdiğ i ni bel i rtmiştir. Fakat, Len in ' i n dediğ i g ibi « toprağ ı n verimin in azalmasıyla i lg i f i evrensel yasa . . n ın yandaşları , en öneml i olanı , yani tekn iğ in düzeyi n i ve ü retim güçlerin in durumunu gözönünde bu lundurmuyorlar. Bugün, tüm ülkelerde çağdaş bi l im ve tekn iğ in uygu lanması ha l i nde, elde edi lebi lecek tarı m ü rün lerin in a ncak % 3-4'ünün elde ed i ldiğ i n i söylemek yeterli
olsa gerek. Yukarıda bel irti lenler yapı lsaydı ta rım ü rün lerin in ü retimi kesin l ik le artar, bitk ic i l ik ve hayvanc ı l ı kta verim yükselmiş olurdu . Fakat bunun için, şu ya da bu ülkenin ekonomik, bi l imseL. teknik vb. a lan la rı n d a k i genel gel işmesine s ı k ı s ıkıya bağl ı toplumsal-ekonomik yapı lar gerekl id i r. Bu yapı lmadıkça, tüm bi l imsel -teknik hesap lar ve ta hminler bi r
ütopi olmaktan öteye g idemez. Bunu görebil mek iç in örneğ i n «Yeşil Devrim .. in sonuçlarına bir göz atmak yeterl id i r. B i l ind iğ i gibi sözkonusu hare
ket birçok Avrupa ülkesinde ve Kuzey Ameriko'da, örneğ in , buğday ü retiminin önemli ölçüde artmasını sağlamıştır. Ne var ki , yeni tür buğdayIardan , «harika pir inç .. ten ta rım üretiminin yeni teknolojisi nden vb. yarar
la nma olanak ları n ı n salt b i l imsel-tekn ik açıdan çözümlenmesi temel inde yapı lan hesapla rı n ve tah mi nlerin Asya, Afrika ve Lat in Ameriko ü lkeleri için de son derece iyimser olmasına karşı n, bu ülkelerde elde edi len sonuçlar, bi rçok ha l lerde, h iç de parlak olmamışt ı r. En iyi durumlarda bi le, birçok Asya ü l kelerinde tarım ü retimi , nüfus a rtı ş ın ı aşmamış ve adam başına düşen yiyecek maddeleri, en az gereks in im düzeyinde kalmamışt ı r. Dolayısıyla 335 mi lyon i nsan , daha önce olduğu g ibi, fak i rl iğ in eşiğ i düzeyin in a ltı nda bu lunmaktad ı r.
Aynı d urum Afrika'da 400 mi lyon i nsan içi n de sözkonusudu r. Çünkü B i rleşmiş Mi l letler Gıda ve Tarı m Orgütü' nce açık lanan verilere göre, bu kıtada 1971-1975 döneminde yiyecek maddeleri ü ret imindeki a rtış ancak 0 /0 0,5 oran ı n ı bu lmuştur. Yani , n üfus artış ındaki h ız gözönünde bu lundurulursa, Afrika'da insan başına düşen yiyecek maddeleri ü reti minde % 2, 1 ora n ında azalma olduğu görülmektedir. 70 yıl ların ın i l k yarı s ında, Afrika ü lkelerin i n yiyecek maddeleri d ı şa l ım ında üç kat bir artış olmuştur. « Yeşi l Devrim .. Afrika nüfusunun temel yığınla rı n ı henüz etk i lememiştir,
1 1 1 1
ve bil imsel-teknik başarı lara olanak sağ layan gel iş miş a ltyapı yaratı l madı kça durumu değiştireceği kuşku götürür.
V. G. Rastyannikov (SSCB) son y ı l larda Ma rksist-Len in ist bi l imde, gelişmekte olan ü l kelerin ekonomisini an la ma bak ım ı ndan yeni görüş ve yeni yaklaşım lar ortaya konduğunu bel i rtmiş ve şöyle devam etmişti r : Her şeyden önce ayrı ayrı çok ya pı l ı l ı k ve yap ı lar a ras ında karşı / ı k i ı etkileşme görüşüne ve ayn ı zamanda bağım l ı kapita l ist gel işme görüşüne değ inmek istiyorum . Oyle sa n ıyorum ki , bunlar bir l ikte ele a l ı n ı rsa, toprak sorunu i le i lg i l i başlıca süreçleri an la maya yarayacak a nahtar ortaya çıkmış o lur.
Gerçekten de, ta r ımda ü retim güçleri n i n çeşitli sistem leri, b irbiri n i n üstünde tabaka laşıyormuş g ibi, b i r a raya gelmektedir. Bun la r her şeyden önce, genel l ikle emeğ i n doğa l etkenlerine dayanan endüstri öncesi ü ret im g üçlerid i r. Diğerleri ise, " Yeşil Devri m » çerçevesi içinde, tarı m ı n çeşitli kesimlerinde gelişen endüstriyel üretim güçleridir . Endüstriyel üretim g üçleri sistemin in meydana çıkması şu a nlamı taşı r : Daha önceleri ta r ım, yeniden ü reti m bak ım ı ndan ul usal ekonomin in kendi kend in i dü zenleyen, ka pa l ı sektörü olduğ u halde, ş imdi ya bancı etk i lerle d ı şa dönük, açık, diğer sektörlerle mal i l işki leriyle bağl ı b ir sektör ha l i ne gelmi ştir . Durum böyle olunca d ış etken lerin topra k sorunu üzerindeki etkisi köy ekonomis in in sü rekl i ve değ işmez bir unsuru o lmaktad ı r.
Dünyada top lumsa l-ekonomik gelişme sürecinin bütünsel bir parçası, örneğ i n yiyecek maddeleri sorunudur. Artan yiyecek maddeleri gereks in im leriyle yerel üreti m düzeyi a ras ı ndaki aç ık g itgide artmaktad ı r.
Yiyecek maddeleri ü reti mi için n icel ba k ımdan yeni sistem lerin geli şmesi b i l imsel-tekn ik devrim in gel işmesine g ittikçe daha fazla bağ ı ml ı du ruma gel mekted i r. Ama sosya l ist ol mayan dünya n ı n bi l i msel-teknik potansiye l in in muazzam bir k ısmı gel işmiş kapita l ist ü l kelerde topla n mıştır. (Gel işmekte olan ü lkelerdeki � 'o 2 oran ına karşı l ı k, o ( i 98.)
Demek ki, sürekl i artan enternasyonal /eşme koşul ları yiyecek maddeleri buna l ı mın ı yarattığı g i bi , bu bunal ım ın ortadan kaldırı lmasına ya rd ı m::ı o labi lecek maddi temel /erin yaratı lmas ına da olanak sağ l ı yo r. Gelişmekte olan ü lkelere yiyecek sağ la man ı n sorum lu luğunu d ü nya kapita l izm in in merkezleri taş ıd ığ ı ndan dolayı , gelişme hal indeki ü l kelerin dünya kapita l ist ekonomis in in çerçevesi içinde yeni bir ekonomik d üzen iç in yürüttükleri savaş yiyecek sorununun çözül mesinde, en öneml i uzun sürel i savaşlardan birine dönüşmektedir. Bu savaş ın somut a macı , kapital ist ü l kelerdeki kaynaklar ın , gel işmekte olan ü lkeler yarar ıno bölüştü rülmesi n i sağ lamaktır . B u n u n ya n ıs ı ra, yiyecek sorununun toplumsal parametreleri iç inde ne dereceye kadar çözüleceğ i , gel işme hal indeki ü l kelerdeki i ktidar çevreleri n in , u l usal gelir in, halkın ezici çoğun luğunu oluşturan var-
1 1 1 2
l ıks ız grup lar yararına böl üştürülmesi i çi n yürütecekleri pol itikaya bağ l ıd ı r.
Toplumsal i l işki ler açıs ından bak ı l ı nca çok yap ı l ı ekonomi, her şeyden önce, en büyük d ikkatin, egemen, en öneml i yapısı na ayrı lmasın ı gerekti rmektedir. Son zamanlarda gel işmekte o lan bi rçok ü l kelerde egemen, bel i rleyici yapıyı kapita l ist yapı oluşturmaktad ı r. Fakat bizim, şu veya bu ekonomin in kapita l izme yönel i k gel işmesinde, onun yap ı la r kompleksini dünya kapital ist ekonomis in in belirl i b ir ölçüde etki lediğ i n i de görmemiz gerekiyor. Bundan dolayı gel işmekte o lan ü l kelerde, endüstri öncesi dönemde ü retim g üçlerine ve üretim i l i şk i lerine sadece geçmişin ka l ı ntı ları o larak değ i l, aynı zamanda dünya kapita l izmin in gel işme yasa ları n ı n ü rünü ola ra k da bakmamız gerekir. Bu yasa ları n etk is i , dünya kapita l izm in in doğa l o lmayan bel i rti leri n i oluşturan gel işmemiş toplumsa l biçi m leri sürd ürmektedir. Sermayenin tutucu, y a da ta mamlanmamış biçim lerde bulunduğu gel işmekte ola n ü l keler ekonomi lerinin durumunu an lamak i ç i n gereken a na htar budur.
Tarım sorununun u lus lara ras ı görüntüsü, özel l i k le yiyecek sorunu üzerinde N. Aşhab (Ordün) , S. Thiam (Senegol) , Ş. Suranyi (Maca ristan) de durdular. N. Aşhab konuşmasında şunları bel irtti : Geçmişte, sömürge ve bağ ım l ı ü lkeler, metropol lerin, yiyecek maddeleri dah i L , b i rçok gereks in imleri n i karş ı layan kayna kları o lduk ları ha lde, bugün yiyecek maddelerin i gelişmiş kapita l ist ü lkelerden a l ma k zoru ndadır lar. Yiyecek maddeleri sata n ü l kelerin başında yer a lan emperya list devletler ve öze l l ik le ABD bu d ı şsatı mdan, kurtuluşuna kavuşmuş ü l kelere baskı ya pmak için, pol it ik b ir s i lôh olarak yararlanmaya başlamış lard ı r.
S. Thiam, örneğ in , Afrika ü l kelerin in , dünya çapındaki ka pita l ist pazarı n gereks in im leri iç in yiyecek maddeleri ü retmeyi sü rdürürken, temel yiyecek maddeleri n i d ı şa rdan a l ma k zorunda kald ık ların ı bel i rterek, bunun ne kadar paradoksal feci bir durum olduğ unu vurgu lad ı ve şöyle deva m etti : Bu du ru m dünya pazarı ndaki konjönktürü n en küçük değ i ş imierine tamamiyle bağı mlı o lma. d ı ş ticaret bilançosunda açı k verme an lam ına gelmekte, gel işmekte olan ü l kelerin gel işme ça baları n ın sonuçlar ın ı önemli ölçüde azaltmakta ve başta köyl ü l ü k o lmak üzere, emekçi y ığ ı n ları n yaşam koşu l ları n ı n iyi leşti ri l mesini kösteklemektedir.
Burjuva propaga ndacı la rın , gel işmekte olan ü l kelerin sorunları n ı ayd ın latma. geri ka lmı ş l ı kların ın nedenlerin i açık lama çaba ları gösterirken, tüm suçu « nüfus patlaması »na yük lediklerini bel irten S. Suranyi, kanuşması nda şöyle demişti r : Nüfusun h ız la a rtmasın ın , ekonomik gel işmeye olumsuz etkide bulunduğu kuşkusuzdur. Ne va r ki, yiyecek maddeleri sorununun çetin leşmesindeki nedenlerden sadece birid i r. Asl ında, ge l i ş mekte olan ü lkelerde bu sarun, tarı m ü ret imin in düşük o lması ve ü retim in daha da düşme eğ i l im i göstermesi yüzünden ortaya ç ıkmaktad ı r.
1 1 1 3
Bugün, gel işme ha l indeki b i rçok ü lkelerde yiyecek maddeleri d ışsatım ı ha la başl ıca ge l i r kaynağ ıd ı r. Ama bu a landak i a rtış, dünya ticareti n i n tümündeki geniş leme sürecine oran la geride kalmaktadı r. Gelişmekte olan ü lkelerin, 1 955 yı l ı nda, dünya ölçüsündeki yiyecek maddeleri dışsat ım ındaki payı % 57 i ken, 70 y ı l /a rı nda bu oran % 30'a düşmüştür. Bu ü l kelerin u l usal ve ulus lara rası çaptak i tüm ça ba larına karş ın tarım ürünl eri, a rtış ha l indeki sentetik maddelerin rekabetiyle, gel işmiş kapita l i st ü l kelerin k ıyas kabul etmez yüksek ü retim düzeyiyle ve bir hayl i ticari engel /erle (verg i /er, kota lar) karşı karş ıya ka lmaktadır .
H. Grienig (DAC) tarım sorununun ve gel işmekte olan ü lkelerdeki köylü lüğün başl ıca nite l i klerin in , ancak dünya kapita l izm ine bağ ı ml ı ve sömürülen halk lar ola rak boyun eğ meleri dolayısıyla ka rş ı l ı k l ı i l işki ler gözönünde bu lunduru lduğ u nda anlaş ı la -bi leceğin i belirterek şöyle deva m etti : «Tarım ın geri ka l ı ş ı , dünya ölçüsündeki kapital ist bir ik im yasas ın ın zorun lu b i r olgusudur. Sözkonusu ülkelerde, emperyal izmin ve ona bağ l ı ol igarşinin sürekli v e karşı l ığında h içbir şey vermeden, ek ü retim e elkoyma ları ta rım ı zayıf iatmış, toplumsa l -ekonomik gel işmenin önünü kesmiş, tutuculuğa destek olmuş, ömrünü yaşa mış yapı ları «sağlamlaştırmışt ır» . Emperyal ist bağ ı ml ı l ı k ve sömürü sistemi ta rımın iç toplumsa lekonom ik gel işmesini , t ıpk ı tefeci sermaye g ibi etk i lemekted i r. Bu sermaye, K. Marks' ın dediğ i gibi « büyük t ip ü retim i kötü du ruma sokmakta, üretim güçlerin i gel işti receğ i yerde felce uğratmakta , aynı zamanda bu elverişsiz durumu sonsuza kadar uzatmakta k i , bu ha lerde toplumsal emek ver imi kapita l ist ü retimde olduğu gib i , emeğ in hesabına gel işmemekted i r. » (2)
Ekonomin in kap ita l i zm öncesi ve erken kapita l i zm dönem lerinde emperyalist devletlerin mali sermayesi ve onlara bağ l ı ol igarşi tarafından sömürü lmesi, doğrudan doğ ruya ü retim yapanlar ın mal/arına elkonması , onları n ü reti m a raçlarından koparı l mas ı sürecin i h ız land ı rd ı , tamamiyle veya k ı smen mü lksüz, üretici köyl ülerin oluşturduğu koskoca bir ordunun ortaya çıkmasına neden o ldu . Fakat ekonom ik yap ın ı n geri kal ış ı , bu potansiyel ücretli işçi lerin proleta ryaya dönüşmesi i ç i n gerek l i koşu l la rı sağ lamadı , ya da çok küçük b ir ölçüde sağ layabi ld i . Asya ve Afrika ü lkeleri ndeki köylü lüğün büyük çoğunluğunu , kapital izm öncesi ya da erken kapita l izm dönemlerinde o l igarş i ve u lus lara rası ma l i sermaye i le devlet tarafı ndan sömürülen sefalete düşmüş, esk i yaşa m tarz ı n ı sürdüren, az veya orta büyüklükte toprak sahib i , ekonomik bakı mdan köleleşti ri lmiş icarcı la r, yarıc ı lar, beyl ik topra kları (özel l ik le Afrika'da, Sahra g üneyinde) işleyen köylü lerle, tamamiyle yozlaşmış yoksul /oşmış köylü y ığ ın la rı oluşturmaktad ı r.
Konferonsa katı /anla r, ge lişmekte olan ü lkelerde tarım ın gerika lmışl ığ ı
(2) K. Marks, F. Engels, Ya pıt ları , c. 25, s. 1 45.
1 1 1 4
ü zerinde duru rken, hepsi de durumun, hôlô çal ışanların büyük b i r k ı sm ın ı kapsayan bu ekonomi kes iminde ü retici güçlerin gel i şmesindeki düşük düzeyin sonucu olduğ u kanıs ında b irleşm işlerd i r. Top lumsal emek veriml il iğ in in düşük lüğünde ortaya çıkan bu gerikalm ı şl ı k, tarım ürünleri ü retim i hacmin in azl ığ ın ı ve büyümesindeki ağı r tempoları koşul landı rmaktad ı r. Bu, yığ ın lar ın yiyecek gereks in imleri ve gelişme ha l indeki endüstrin in i se hammadde gereksinim lerin in a rtışıyla, tar ım ü rün leri üret imi a rasındak i dengesiz l iğ in büyüdüğü an lam ını taş ımaktad ı r. Gerika lmış l ığ ı n topl umsal-s ın ıfsal nedenleri, kapita l iz m öncesi ü retim i l i şki le rin in çeşitli biçimlerin in ve geçici durumlar ın ın üstün lüğünü sürdü rmelerid i r. Bütün bunları n ortak sonucu i se , köylü lerin ez ici çoğ unluğunun perişan d u ru mda olması ve köyl ü lüğün emek potansiyel i �den ancak k ısmen ya rarlan ı l masıdır.
Sosyalist O/k e/erin Deneyim/eri
Tarım sorunun çözül mesin i n yol ları ve a raçları nelerdir? Herkesçe bi / indiği g ibi tarım ı n gerika lm ı ş l ı ktan kurtarı lmas ın ın zorunlu koşulu teknikekonomik modern leştirmenin gerçekleşti r i lmesidir . Ama bu i şlem, ancak tarımsal i l i şk i lerin köklü b i r biçimde yeniden düzenlenmesiyle, büyük toprak iyeliğ in in ortadan ka ld ı rı l mas ın ı ve köylü lerin emeğiyle devletin desteğ in i kaynaşt ı ran çeşitl i biçi mlerin yarat ı lmas ın ı ka psaya n devri mci bir toplumsal modernleştirme a ras ında birl i k kurulmakla gerçekleştiri leb i l i r.
Sovyetler B i rl iğ i 'n in Orta Asya Cumhuriyetlerinde ve sosya l izm yoluna koyul muş Asya ü lkelerinde tarım-toprak sorununun kökünden değ i şt ir i l mesi ik i aşamadan geçmiştir . Bir inci aşamada anti -feodal demokratik değ iş im ler ya p ı lm ı şt ır. Bunun amacı köy lü lere uygu lanan kapita l izm öncesi sömürü biç imler in i ortadan kaldırmaktı . Bu aşama, çeşitli ülkelerin somut koşu l ları gereğ ince, çeşitli süreler içinde gerçekleşti ri l miştir. Ama her yerde ortak ya nı şu o lmuştu r : «Topra k (hayvan lar) , onu iş leyen indir (bakanınd ı r) . "
Bu i l keleri n , genel burjuva -demokratik içeriğ inde, belirl i ant i -kapita l ist çizgi ler de va rdı r. Ve bunun a rd ıc ı l ola ra k uygulanmasıyla sadece feodal iyel i k ortadan kald ı rı lm ıyor, aynı zamanda feodal ve kapital ist sömürü metotları n ı (ücretli emek) bi rleştiren toprak sa hipleri n in konumla rı sars ı I m ı ş ol uyordu . Dolaysıyla i l k aşama, tarihsel bak ı mdan ik incis ini haz ı rl ıyor, ant i -ka pita l ist nitel i kte ön lemleri kapsıyordu . Yeniden düzenlemenin hu kuksa l temelinde toprağ ı n m i l l i leştir i lmesi yatıyor, elkonan büyük topraklar üzerinde devlet i şletmeleri ku ru l uyordu.
ik inci aşamada art ık sosyal ist içer ik başta gel iyordu ve a maç, lenin ' i n kooperatif p lan ına ve her cumhuriyeti n , her ü lken in somut koşu l ları na göre, toplu msal, kolektif iş letmeler biçim in i örg ütlemek ve pekiştirmekti.
1 1 1 5
Bu, ya ln ı z özel iye l ik temel ine dayalı yoksul köyl ü lerin sömürülmesi n i ortadan kaldırmakla kal mıyor, aynı zamanda tarım üretim in i n tekn ik ba k ı mdan modernleşmesi iç in zorun lu toplumsa l temeli oluşturuyordu . '
Sovyetler Birl iğ i 'n in Orta Asya cumhuriyetlerinde ta rı m sorununun sosya l i stçe çözümünün Bolşevi k Partis i' n i n yönet im inde Rus işçi s ı n ıfı n ı n , tü m ha lk ın bu cumhuriyetlere yaptı k ları çok büyük, beli rleyici yardı m la rıyla sağlandığ ın ı ayrıca bel i rtmek g erek i r. Bu olguda dünyan ı n i lk sosyal ist devletinde ha l k ları n karş ı l ı k l ı yardımlaşmalar ın ı ve enternasyonal ka rdeşl iğ in i öngören Leninci i lkeleri n nası l yaşamda gerçekleştiği görülmektedi r . Çarl ık i mparatorluğunun bu g eri ka l mış acımasızsa sömürü len bölgelerinde tarım a lan ında sağ lanan köklü dön üşümler, özg ü rlüğüne kavuşan Asya ve Afrika ha l k ları ve herşeyden önce sosyalist gel işme yoluna koyulan ü lkeler için esin leyici bir örnektir.
Konferansta, Moğol istan Halk Cumhuriyeti'nde ta rım ı n sosya l istçe yen i den düzenlen mesinde ed in i len deneyimler, (N. Jagvara/, A. Minis, H. Daş
dondov vb. g i bi Moğolista n l ı yoldaşla r tarafı ndan) çok yan l ı ola rak ayd ı nlatı l d ı .
N. Jagvaral konuşmasında şun la rı bel irtti : 1 921 y ı / ı nda ki ha lk devriminden önce Moğol istan Asya'n ı n en gerikalmış ü lkelerinden biriydi . 0 1 -kede feoda l izm-kölel i k i l işk i leri egemendi . Eski Moğolista n'da, yayg ı n gezg i n hayvancı l ı k d ış ında, ekonomin in diğer kolları hemen hemen bi l in miyordu . Moğol ista n aratları (köylü leri) gerikal m ı ş l ı k ve cah i l l i k iç inde yaşıyor/ardı . H emen hemen bütün nüfus a lfabesi zd i . Emekçi ler, yabancı tica ret firma ları ta rafından olduğu kadar, yer / i feodal ler tarafından da acımasızca sömürülmekteydi. Bütün bunlara a ncak Büyük Oktobr Sosyal ist Devrim i'n in dolaysız etkisiyle utkuya u laşa n ha lk devrim i son verebi id i .
Devrim in i n demokratik aşaması s ı rasında ( 192 1-1940) aratların kölel i k ten kurtarı lması , toprağ ı n mi l l i leştiri l mesi, feodal iyeliğ in ortadan ka l d ı rı lması , d in kuru mlarıyla i lg is i o lan ve o lmaya n tüm feoda l ları n el i n deki sü rü lerin a ratlara tes l imi, a ratla r ın ekonomik giriş imlerini desteklemek yoluyla natüre l iş letmelerin yavaş yavaş küçük sü rü ekonomisi ha l im> geti r i lmesi , kooperatifleşmenin i l k biçimleri n i n yarat ı lması g ib i öneml i ödevler çözü lmüş oldu.
Demokratik dönüşümleri n başarıyla yeri ne geti ri l mesi nden sonra , ülkem izde Leninci kooperatif p lôn ı n ı n temeline daya n ı larak, tarım ı n yen iden d üzenlenmesi ödevin i n gerçekleştiri lmesine g eçi ldi . B i reysel arat işletmeleri n i n kooperatifleştir i lmesi, bi rkaç aşa madan geçilerek, 50 y ı l ları n ı n sonunda ta mamla n mış oldu.
O g ü nden bu yana 20 yıl kadar zaman geçti. Bu süre i çinde Köy Ekonomis i B irl ikleri (KEB) iri sosyalist kooperatif işletmelere dönüştü. Oyle
1 1 1 6
k i daha önce varolan yüzbin lerce özel iş letmenin yeri n i a lan 257 KEB i fe 57 devlet köy ekonomis i iş letmesi bugü n hayvansal ü ret imin büyük b i r k ısmın ı sağ lamaktadır.
Sovyetler B i rl iğ i 'n in ve diğer kardeş sosyalist ü lkelerin yardımıyla, ta rı m çağdaş maddi -tekn i k araçla rla donatı ld ığ ında n, bugün başlıca işler
modern makinelerle görülmektedi r. 1 959'dan 1 975'e kadar geçen dönem içinde hayvanso l ürünler ü retim i 249 kat a rtmış, KEB' lerde ça l ı şa nlar ın y ı l l ı k gel ir leri 5,3 kat yükselti lm iştir. Bunun ya n ıs ı ra , her KEB üyesi , ülkenin kuzey bölgelerinde 50, g üney bölgelerinde ise 75 baş hayva n yetişt irebi lmektedir. Domuzlar ve kümes hayvanları bu sayı lan ları n d ı şındadır. Elde edilen sonuçlar sosya l ist iş letmelerin ufak kişisel işletmeler karşıs ındoki ölçüsüz üstün lüğünü en par lak b iç imde ortaya koymaktad ı r. Kooperatif düzen köy ekonomisinin gel işmesi ve a ratlar ın kü ltürel-teknik d üzeyleriyle maddi genliklerinin artması için geniş olanaklar sağ lam ıştır .
H. Daşdondov, konuşmasında. Moğolistan'da kooperatif düzenin kurulmasıyla tarım ü retim i yapıs ında büyük değ iş ik l ikler olduğ unu bel irterek şöyle deva m ett i : Daha önceleri, ekonomin in hemen hemen biricik b ranşı ve halk ın nerdeyse tek mesleği hayvancıltk olduğu halde, tar ıma kazand ı rı ian toprak lar üzerinde bitkici l ik gel iştiri l mişt i r, ve bugü n g enel tarım ü retimin in beşte bir inden fazlasını sağlamaktadır. Bitkiciliğin geliştiri l
mesi ü lkenin gereksi n imler in i karş ı layan tah ı l ü rünleri elde edilmesine. sebzec i l iğ in beni msenmesine ve yem bitki leri ek i lmesine yol açm ıştır.
A. Minis, konferansa katı la nların d ikkatini, M HC'nde varolan top l umsa l-ekonomik i l işki ler temel inde, tarı m a lan ında yapı lan dönüşümlerin öze l l i k leri ü zerine çekerek, şun la rı bel i rtti : Ta rım ı n köy ekonomisinin başl ı ca branşı o lduğu ü lkelerde, ta rım sorunu, toprak iye l iğ i i l işki leri nde köklü değ iş imler yapma yoluyla çözüme kavuşturu lurken, Moğolistan 'da bu sorunun demokrat ik çözüm ü feodal lerin elindeki toprağ ı n da, hayvan la r ı n d a mi l l i leştiri l mesi yoluyla çözülmüştür.
B. Şirendib, Moğolista n'dak i aratıarı 1 92 1 y ı l ındaki ha lk devri m in in itici gücü olarak niteledi kten sonra şöyle devam ett i : MDHP devrim i n başarıya ulaşmasından sonra, köyde yürütülen s ı nıf savaşla rıyla i lg ili teoriyi k ı lavuz edinerek, a ratlara karşı politikası nda fak i rlere yard ı m, orta ha l i i leri destekleme ve sömürücü elemanları s ın ı rlandırma gib i farklar gözetmeye başlad ı ve bu politika sosyalizme g eçiş hazırl ı klar ın ın önemli ko
şullarından biri haline geldi .
M. Sanjdoj Moğol istan a ratla rı n ı n devrimci-demokrat iktidarının özel
l i k leri ve gelişmesi sorununu kapsayan konuşmasında özel l ik le şunları
söyledi : Sosyal ist doğ rultuyu seçen, hep birl ikte emperya l izme ve geri
ciliğe karşı savaşan işçi , köylü, küçük burjuva ve k ısmen orta burjuva
elemanları n oluşturduğu demokratik blok tarafı ndan yöneti len ü lkelerderı
1 1 1,7
farklı olarak, işçi s ı nıfı i le u lusa l burjuvazi bu lunmadığ ı için, bizde devrimci-demokratik di ktatörlüğün temel in i a ratlar oluşturmuştur. O lkede u lusal işçi s ın ıfı meydana geli nceye kadar, proleta rya ile köylü ler a ra s ı ndaki bağ laşık l ık , Rusya 'daki işçi s ın ıf ıyla Moğolista n a ratları a ras ı nda, u lus lararası alanda gerçekleştir i l iyordu . Bu bağlaşık l ı k sonucunda, Moğol istan 'daki halk iktida rı proleta rya ve köylü lerin bir tür devrimcidemokratik di ktatörlüğünü o luşturuyordu . Bu ise, os l ında, len i n' i n b irçok kez sözünü ett iği , ha lk ın devrimci demokratik di ktatörl üğü görüşüne uyuyordu . (l)
ş. Bira sosya l izme geçiş döneminde köylü leri n ti nsel yaşa m ı ndaki değ iş ikl ik ler g i bi öneml i bir konu üzeri nde dura rak şunları söyledi : Halk devrim in in utkusu, Moğol istan o ratları n ı n ti nsel yaşam ı nda geniş değ i şimler soğ lonması o lonoğ ın ı yaratmıştır. Köy ekonomis in in sosyo list temel ler üzerinde kooperatifleştiri l mesi, hayva n bakıc ı ları n ı n sürdürdükleri yoşom ın bütün kesimlerinde çok derin değ işim lere neden o ldu . i n sa n ı n insan tarafı ndan sömürü lmesin in toplumsal köken leri yoked i id i , ufak özel mü lk sah ip leri s ı n ıf ı n ı n yerin i , tamomiyle yeni bir s ın ıf o lon, sosya l izm i l keleri ne göre yaşayan, kooperatif üyesi arctlar s ın ıf ı a ld ı . Aratların kü l türel -yasa msal koşull a rı n ı n çok ya n l ı iyi leştiril mesine, gezg inc i l ik g i bi geri ka lm ış b i r yaşam biçim in i n geride b ı rak ı lmasına başla nd ı . Tüm KEB'ler okula, veteriner dai resine, k lübe, sinema salonuna, elektri k santra l ine, radyo tesis ine, homomo, otele, çocuk bahçesine vb. kavuştu ruldu ; a ratlar a rasında a lfabesizl i k ortadan kald ı rı ld ı .
Sosya l i st yaşam ta rzı , çağdaş aratların emeğe karsı i l iski lerinde de etkis in i gösterdi. Bu i l işk inin başlıca n itel ik lerini toplumsal ödevleri bi l inçl i o lara k yerine getirmek, emek d is ip l in ine sayg ı göstermek, iş saatleri n i gerektiği g i bi değerlendirmek, emek verim i n i a rt ırmak, yüksek kalif ikasyona erişmek, sosyalist yarı ş ıara , sosya l ist emek hareketine yığ ı nsa l olara k katı lmak v b . o l uşturmaktad ı r.
Konferansa katı lan lar, diğer sosya l ist ülkelerde tarı msa l dönüşüm lerden edin i len deneyimleri genel leştiren konuşmaları do büyük bir d ikkatle d i nledi ler.
Van Tao (Viyetnam) Kuzey Viyetnam 'da köylü lerin, gönül lü olara k kooperatiflere g i rmeleri n i n, genel çizg i leriyle, 1 958-1 960 y ı l larında tamamland ığ ın ı bel irterek, şöyle devam etti : Amerikan saldırgan ia rına ka rş ı d ireniş savaşı başlad ığ ı nda, Viyetna m' ı n k ı rsal bölgelerinde büyük ü retim olanakları vardı ve bun lar cephe geris inde roJ lerini başarıyla yerine get ird i ler. Kuzey Viyetnam'da sosya l i zmin utkuya ulaşması sonu cunda, kurtuluştan hemen sonra, bun la r ü lkenin g ü neyi ndeki köyl ülere gereken yard ım ı sağlama olanağ ı n ı bu ldular. Son y ı l larda tarıma maki-
(3) Bak: V. i . Lenin, Top lu Yapıtlar, c . l l , s. 44 ; c. 41 , s. 381 -384.
1 1 1 8
neler sağlanması a lan ı nda önemli gelişmeler a lmakta, bu da emek veriml i l iğinin artmas ın ı elverişli biçimde etki lemeketedir. Dretim g üçlerinin geli�mesi yiyecek maddeleri sağ lanmas ın ı o lduğ u g ibi , halk ın yaşa m düzeyinin yükselmesini de etkilemektedir.
J. Cane/a (Küba ) ülkesi ndeki tarım politikasın ı a nlatarak , şunlar ı bel i rtti : Pa rtimizin tarım palitikası , köylü lere mak ine sağ la ma işini iyileştirmek suretiyle verim l i liğ i a rtırma, kaynak lardan gerektiğ i g i bi yararlan ı l mas ı ve teknik öğretiminin iyi leştiri lmesi zorunluğuna daya nmaktadır. Son y ı l larda şeker kamış ı , tütün, meyva ve sebze ü retimi önemli ölçüde a rt ı rı ld ı . ate yadan köylü ler, emek verim li l iğ in in a rtı r ı lmasında büyük gel işmeler sağlayacak o lan sosyal ist işletmeler biçimini benimsemenin zorunlu luğunu g itgide daha iy i a nlamaktadırlar. Toplumsa l-ekonomik yap ı lar ın değiştiri lmesi ça l ı şmalarında, köy lü lerin kooperatif y a da devlet işletmelerine g i rişlerinde gönü l lü lük i lkesi ne titiz l ik le uyulması çok önemli bir rol oyna maktad ı r. Bu büyük iş sosya l ist işletmelerin üstün lüğünü kanıtlayan yoğun politi k eylemler ve propaganda çal ı şmala rı yürütülmekle yeri ne getiril mektedir. Bu a landa biz, t ıpk ı gel işmemizin diğer kesimler inde olduğu g ibi. ka rdeş sosyalist ü l kelerin dostça ya rd ım ından yara rlanmaktayız.
K. Nabrdalik (Polonya) Bi rleşi k i şçi Pa rtisi (PB iP) 'n in ta rı m politikas ın ı n Marksizm-len in izm i l kelerini ve sosya l izm kuruluşunun genel yasa l I ı kIarını, işçi -köylü bağlaş ık l ığ ıyla i lg i l i leninci stratejiyi k ı lavuz edindiğ in i bel i rterek şunları söyledi : Pa rti mizin a mac ı , köyde sosya l izm i kurmak ve ha lk ın a rtma kta o lan gereks in i mlerin i karşı la maya elveriş l i yüksek veri ml i b ir ta rı m oluştu rmaktır.
Daha sonra , Polonya köy ekonomisinde sosya l ist yap ı lar ın biçi mIenmesi, sürü m ve pazarla ma a lan ı nda kooperatiflerin ça l ı şmaları n ı n örgütlenmesi ve köylü dernekleri, üretim kooperatifleri ve devlet işletmeleri üzerinde dura n K. Nabrdalik şöyle deva m etti : PBiP, köydeki sosya l ist dönüşümlerin yöneti lmesinde Sovyetler B i rl iğ i ' n i n ve diğer ka rdeş ü l kelerin deney imlerinden geniş ölçüde yararlanmakta , gel işmiş sosya l izm kuruluşu program ın ı a rd ıc ı l o lara k gerçekleştirmektedir.
i . Manoiu (Romanya) ü lkesi nde ta rı m a lan ındaki devrimci dönüşümlerin 1 945 y ı l ı ndak i toprak reformuyla başlad ığ ın ı belirterek, konuşmas ına şöyle devam etti : Bu reform, el lerindeki 2,3 mi lyon hektar toprağ ın bedava olara k a l ı nmas ına olanak sağ lamak la, büyük toprak sa hip leri s ın ı f ın ı ve köydeki feodal i l i şki leri ortadan kaldı rmışt ı r. Anti-feodal reformun tamamla n masından sonra , 1 949 y ı l ı n ı n Mart ay ında, ta rı m ın sosya l ist değişimiyle i lg i l i progra m haz ır landı ve 1 962'ye kada r, 1 3 y ı l süreyle, uyg u landı . Bu dönemde Romen köyü, küçük özel iyel ik biçiminde, i ri sosyalist iyeliğe g iden büyük bir yolu aşt ı . Şimdi eki lebi l i r toprak ları n % 90,58'i sosya l ist ta rıma a ittir ve bu toprak lar ın 0:0 60,531ünde koopera -
1 1 1 9
tif işletmeler, % 30,05' inde de devlet iş letmeleri kuru lmuştur. Ta rı m ü ret imi bu dönem içinde ü lkede n üfus a rtış ı n ı çok geri lerde bıra kan d inam ik bir a rtış göstermiştir.
Romanya Komünist Partis i 'n in uygu lad ığ ı ta rım polit ikas ın ı n en önem l i e lemanlarından biri köy lüleri n yaşam düzeyin in sürekl i yükselti lmesidir . Genel olarak bu pol itika, köyde sosyalist ü retim i l i şk i leri n i n du rmadan g el işmesi n i ve pekişmes in i sağ la makta, ik i dost s ı n ıf, işçi lerle köyl üler a ras ı ndaki bağ laş ık l ığ ı g üçlendirmekte, endüstriyel tarımı , devlet ta rım iş letmeleriyle üretim kooperatifleri a rasındaki s ık ı bağ ları gel iştirmektedir.
J. Dosta/ova (Çekoslovakya) burjuva Çekoslovakyası dönemindeki kooperatifleşme deneyim leri üzerinde durarak , kooperatif lerin gel işmesin i n tarımda köklü değ iş ik l ik ler sağlamaya yeterli o lmadığ ı n ı bel irttikten sonra, şöyle deva m etti : Toprak reformunun başa rı kaza n ması ü l kede devri mci bir politik iktidarın bu lunmasına bağ l ıd ı r. Çekoslovakya'da tarım ı n , Len inci kooperatif plan ı n ı n yaratıcı bir biçimde uygu lanması yol uyla, i lerici açıdan yeniden düzenlenmesi iç in reel temel, ancak Çekoslovakya emekçi leri n i n 1 948 Şubatında burjuvaziye ka rş ı kazand ı k ları utkudan son ra mümkün olabi lmiştir.
Ta r ımdaki sosya l ist gel işmeler, tarım ü reti m in in d i na miği nde, düzeyinde ve n iteli klerinde olduğu kadar, köyl ü lerin emeğinde ve yaşam düzeyinde köklü değiş ik l ik ler yap ı lması olanağ ı n ı sağ lad ı . 1 948 y ı l ı ndan bu yana, iş lenebi l i r toprak lar ve iş e l i (% 60 oran ı nda) azaltı ld ığ ı ha lde, tarım üretim i i k i kat, emek verim l i l i ğ i dört kat, üretim g üçleri de öneml i ö lçüde arttı . Tah ı l ü rünleri n i n toplanması işi ta mamiyle, diğer ürünlerinki ise kısmen makineleştiri id i . Hayva nc ı l ı kta, endüstriyel üretim teknolojisi uygu lanmaktad ır . Çekoslovakya dünyada, ta rım a lan ı nda çal ışan emekçi lerle, ekonomin in diğer a lan la rında ça lışa nlar ın gel i rleri aras ındaki dengesizl iğ i ortadan kald ı ra n i l k ü l kelerden biri o ldu . Kooperatif üyesi köyl ü lerle, devlet işletmeleri ndeki işçi lere toplumsa l -hukuksa l bak ı mdan eşitlik sağ land ı .
Ta rihsel aç ıdan kısa b i r sürede u laş ı lan bu sonuçlar Ma rksist- Lenin ist tarım teoris in in gücünü ve can l ı l ı ğ ı n ı , köy ekonomis indeki sosya l i st üretim sistem in i n üstün l ükler in i açı kça ortaya koymaktad ı r. Bu sonuçla r ka pitalist o lmayan gelişme yol unu seçmiş gel işme ha l i ndeki ü lkeler için b i r deney im kaynağ ı o labi l i r.
Konferans delegelerinden birçoğu, Sovyetler B i rl iğ i ' n in Orta Asya cumhuriyetleri nde ve sosya l i st top lu luk ü l kelerinde tarı m ı n yeniden düzen lenmesi a lan ı nda elde edi len deneyim lerin genç devletler için prati k bir önem taşıd ığ ı n ı bel irtmişlerdir . Orneğ i n B. Diallo (Gine) ü l kesi n i n ta rım a lan ı nda kollektifleştirme pol itikası üzerinde dura ra k, şunları bel i rtmiştir : Bu a landa Moğol istan Halk Cumhuriyeti ve Viyetnam g ibi sosyal ist ü lke-
1 1 20
lerin deneyimleri nden geniş ölçüde yararlanı ld ı . B u ülkelerden her ik is i n in de, ü retim güçlerin in gel işme düzeyi çok eskiden beri düşük olduğu ha lde, sadece çağdaş üretim a raçlarından değ i l aynı za manda geleneksel ve yarı-geleneksel ü retim a raçlarından da yararlan ı lara k, yavaş yavaş sosyalist kol lektifleşmeye geçmek mümkün oldu.
N. Amir ( Iran) sosya list ü l kelerin ve hepsinden önce Sovyetler B i rliğ i 'n in tarım sorununun kökten çözü lmesi a lan ındaki başarı ları n ı n d ikatle i ncelenmesi ve propaganda edilmesi g erektiğin i bel i rterek şöyle devam etti : Sosya list toplu l u k ü lkelerinde ve özel l ik le I ran ' ın komşusu olan SSCB Orta Asya cumhuriyetlerinde başarı lan topl umsal değ iş imler, Iran köylülerini derinden etk i lemekted i r. B iz de, gerçek sosya l izmin başarıla rıyla i lgi l i enformasyonları yayg ı n laştırmak için, her çabayı ha rcıyoruz. Bu a rada kapita l i st olmaya n gel işme yolunu seçen ülkelerin deneyimlerinden de dersler çıka rıyoruz. Bütün bunlar, kendi toprak reformu prog ra mımız ı zengin leştirip, derin leştirmemize, u l usal ku rtu luş hareketi n in seli içinde proleta rya i le köy lü lük a ras ındaki bağ laşık l ığ ı daha da pekleştirmemize ya rd ım ediyor.
Kuşkusuz gel işmekte olan ülkelerde doğal, topl umsal -ekonomik ve pol i t i k koşul lorı n birbirinden çok farkl ı olması, tarım ı n yeniden düzenlenmesin in somut biçim, metot, derin l i k, ölçü ve a rd ıcı l l ı ğ ına yansı maktadı r. Toprağ ı n mi l l i leştiri l mesi, küçük mal üreti m in in sürekl i l iğ i , köylü lerin kooperatiflerde bi rleşme metot ve tempoları , devlet tarı m işletmeleri kuru lmas ı , ortak l ı k geleneklerinden anti - ka pita l ist amaçlar iç in ya ra rlanma olanak ları vb. g ibi sorun lar, bu koşu l ları n taşıd ık ları özel l ik lere göre çözü lmektedir. Ne var ki , sosya list ü lkelerdeki tarı msal değiş imlerin genel yönelişi, Asya, Afrika ve Latin Amerika ü l kelerin in nesnel toplumsa l ekonomik ve tekn ik gereks in imlerine tamamiyle yan ıt vermektedir. Nitekim, sosya l ist doğ rultu lu ül kelerde yap ı lan reformlarda, ara la rı ndan baz ı ları n ı n tarı m politi kasında, devlet i ktidarı n ın s ın ıfsa l -polit ik nite l iğ ine bağ lı olara k, a rdıc ı l davran ı lmadığ ı , yarı m önlemlerle yeti n i ld iğ i dikkati çekse de, genel olarak benzer bir yöneliş görülmesi raslantı değ i ld ir.
Sosyalist Gelişme Yoluna Koyulmuş arkelerdeki Değişimler
Komünist parti lerin in ve sosya list gel işme yolunu seçmiş ü lkelerdeki devrimci-demokratik pa rti lerin temsi lc i leri konferansta bu değ iş imler üzerinde konuşurken, b i rçok ekonomik, toplumsal ve politik sorun lara değ in d i ler.
Tarı msal değ i şi mlerde, b i raz önce sözü edi len yarım önlemler en fazla Suriye'de di kati çekmektedir. Bu ü lkede, R. Şeyho'nun bel irttiğ i g ib i , a nti-feoda l reformun yapılmasından sonra meydana getir i len ta r ımsal
1 1 21
yapı, kapitalist ilişkilerin gelişmesine yardımda bulunmuştur. Toprak reformu yasa ları n ı n kapsam ı içine g i ren birçok büyük toprak sahib i , top raklar\mn ka rşılığ ı olarak aldıkları büyük paralarla kapitalist sanayici, kapital ist i şletmeci o lmuş lard ı r. Bun lardan a l ı nan toprak ları n önemli bir kısmı m zeng in köylü ler ele geçirerek, özel mü l klerini fak i r köy lü lerin za ra rına olara k geniş letmişlerd i r. Kapital ist gel işmeyi ta r ımdaki devlet ve kooperatif sektörleri n in çok zayıf o lması da kolaylaştırmoktadı r. Devlet iş leneb i l i r topra kları n a ncak % l 'in i , kooperatifler ise % 1 6, 1 ' in i el inde bu lundurmaktadır .
Ekonomik durumları sürekl i güçlenen köy burjuvazisi , büyük ticaret burjuvazisi ve devlet bürokrasisiyle s ık ı bi r işbirl iğ i içinded i r ki, bu da ülke çapındaki kapital ist eğil imlere h izmet etmektedir. Bu eğ i l im in i leride daha da büyümesini engel lemek için, i l k o larak kapital izm öncesi i l i şk i lerin yokedi lmesi iş i sonuna kadar götürmeli, ik inci ola rak da, kap i tal ist i l i şk i ler çevresin in ard ıc ı l olarak s ı n ı rland ı rı l mas ı yo lu tutulma l ı d ı r.
Konferansta sosyalist doğrultulu ü lkelerde tarımsal değiş ik l ik ler sürecinin derin leştiri lmesi sorununa başka delegeler de değ inmiştir. D. 0/
He/vai ( I rak) şun la rı bel i rtmişti r : Yarı -feodal ü reti m i l i şk i lerine yönelti len ağ ı r darbelere, bu i l işk i lerin tamamiyle yokedilmesi, kooperatif ve kollektif i l işki ler biçimleri yarat ı lması , ta rımda devlet sektörünün güçlendiri l mesi için yürütülen a ral ıks ız savaşa ka rş ın , Irak ta r ım ı hô lô geçmişin yükünü omuzları nda taş ımakta, üretim g üçlerin in gerika lmış l ığ ı sürüp g itmektedir. Kooperatif birliklerinin eylemleri tarı m tekniği , k redi, sürüm g i bi a lan la rla s ı n ı rland ı rı lm ı şt ı r. Yarı-feodal ü retim i l işk i lerin in genel çizgi /eriyle yokedi imiş olması, bazı köylü katmanla rı n ın sermaye biriktirmesi ve kapital ist i l i şk i lerin gel i şmesi için elveri ş l i koşul lar ya ratmışt ı r. Kooperatifler, ekonomik konumları daha g üçlü o lan ları n bask ıs ı a lt ında bu lunmaktadı r. Bu iş letmeler işlenebi l i r toprağ ın büyük b i r k ı sm ından yararlandık ları ha lde, nitel bakımdan gel işememekte, ü retim kooperatifi ha line dönüşememektedir. Böylel ik le de, tarı m ü retimine ve tüm u l usal ekonomiye zarar verilmekte, asalak burjuva mensupla rı n ı n sayısı artmaktad ı r k i , biz bunu devrimci ve sosyalist doğrultu iç in bi r tehdit sayıyoruz.
Cezayir'deki ta rımsa l değ iş im lerin çözüm lemesin i yapan A. Malki, ta rı m reformu çerçevesi içindeki önlemlerin aşağıdaki sonuçları verdiğini belirtti :
- Toprağ ı n iş lenmesine dolaysız olarak katı lan lara , 1 m i lyon hekta rdan fazla hazine toprağ ı dağıt ı ld ı ;
- 23 bin toprak sah ib in in el i ndeki 560 bin hektar toprak m i l li leşti ri ldi ;
- Bu işlemden, topla m olarak, 1 00 bin ta rı m işçisi ve topraksız köylü yararlandı ; ü l kede 6 bin ü retim ve 600 hizmet kooperatifi ku ru ldu . Ta rı m reformu' sonucunda eskiden feada / lerin ve köy kapital istlerin in , dolayl ı veya dolaysız olarak, el lerinde bu lunan 1,5 mi lyon hekta r toprak koope-
1 1 22
ratiflere veri ldi . Bu d urumda Cezayir'de devletin ve kooperatiflerin elindeki toprak lar yak laş ık o lara k 4 mi lya r hektardır, ya da tüm işlenebi l i r toprakları n % SO'sinden fazlas ın ı o luşturmaktad ı r.
Bunun la beraber ta rımsal değ i ş imlerde b i rtak ı m temel eksik l ikler de göze çarpmaktad ı r :
- Tarı m reformunun yürütme organları üzeri nde etkisi o lan büyük toprak sah iplerin in öneml i bir k ı sm ına dokunu lmam ıştı r :
- Birçok kooperatiflerin yaşam gücü o lmad ığ ı görü l müştü r ;
- Bozkı rla rda yayg ı n hayvanc ı l ı ğ ı n da ta rı m reformunun kapsa mı na a l ı nması ça l ı şma ları, gerici l iğ i n d i renişiyle kösteklen mekted ir.
Bu eksikl ik leri n temelinde b i rçok etmenler yer a lmaktadır. Bunlardan b i ri, bugüne kadar tarı m reformundan yararlanamamış olan köylü katman ları nda görülen kara rs ız l ıktır. Bu yüzbin lerce a i leyi 1 .4 mi lyon ça l ışab i l i r k işiyi , yani aktif köyl ü nüfusunun % 60'ı ndan fazlas ın ı iç ine a lmaktadır .
Ta rımsa l değ i ş im lerin özel l iğ in i ik i çel işki bel i rlemekted ir :
1 ) Küçük burjuva ideoloj is inden gün geçtikçe daha fazla uzaklaşan ve ta rı m reformunu top lumun perspektifteki topyekün ve radikal dönüşümünün temel i saymaya başlayan devrimci -demokratların sosya l i st görüşleriyle, ikt idar ayg ıtında temsilci leri bu lunan ve tarı m reformuna teknokrat ik bir yön verebileceğ ine g üvenmiş olan u lusal burj uvazin in ç ı ka rları a ras ındaki çel işk i ;
2) One sürü len ve gerçekleşt ir i lmesi hal inde sosya l izme doğru ilerleyişin ekonomik, topl u msal ve pol it ik temel leri n i o luşturab) lecek olan ödevlerin i lerici n iteliğ iyle, bu ödevleri çözmekle görevli orgönlar ın zayıflığı arasındaki çelişki. Bu organlar anti -demokratik metotlara başvurmuş, emekçi yığ !n lar üzerinde en küçük bir etkide bulunmamış ve sağcı elemanları n balta lamalarıyla karşı karşıya ka lmış lardır .
Böyle olsa da, ta r ım reformu y ığ ın lar üzerinde g üçlü bir seferber edici etkide bu lunmuş ve ha rekete köyl ü lüğün geniş katma nları n ı çekebi lm i ştir. Cezayir'de köy emekçileri hala nüfusun büyük k ı sm ın ı o luştu rmaktad ı r. işte bu emekçileri toplumsal i lerlemenin düşmanı o lanlar ın etkis i a l t ından ku rtara bi ld iğ imiz ölçüde, en a rd ı cı l devri mci güçlerin ha lk aras ında a ld ık ları yerin boyutları ve sağ lam l ığ ı da o ölçüde a rtacaktı r.
P. Dia//o, Gine Demokrat Partisi tarafından yürütülen ekonomi pol itikasının başta gelen i l kesinin, ta rım ı temel, endüstriyi ise gelişmenin çözümleyici etkeni saymak olduğ unu (") bel i rterek, konuşmasını şöyle sür-
(") Kongo Halk Cumhuriyeti, Madagaskar Demokratik Cumhuriyeti ve Angola Halk Cumhuriyeti'nde iktida rda ki devrimci-demokratik part i lerin program belgelerinde de buna benzer görüşler yer a lmaktadı r.
1 1 23
dürmüştür : 70 y ı l lar ın ın ortas ına kadar Gine köyleri nde küçük köy üretim i egemendi. Bunun temel in i , genel olara k doğa l nite l i k taşıyan ve 0,5 hektarla 2 hekta r a rasında değişen a i le işletmeleri oluşturuyordu. B i l ind iğ i g i bi , iş letmelerin son derece bölünmüş o lmas ı çağdaşlaşma, modernleşme yolunda bir köstektir. K. Marks' ın yazd ığ ı g i bi " küçük toprak iye l iğ i , doğası nedeniyle, toplumsa l ü retim g üçlerin in , toplumsal emek biçimlerin in, toplumsal sermaye biri k im lerin in , büyük çaptaki hayva ncı l ı ğ ı n , b i l im in i lerici a maçlarla uygu lanmas ın ın karş ıs ında yer a lmaktad ı r. » C')
1 975 y ı l ı nda, devrimci i ktida rı n yerel organ ları i k i t ip ü retim kol lektifi ku rmaya başladı la r. Bun la rdan b i ri ncisi makineleştiri l miş ü retim ekipleri ad ın ı taş ıyor ve devletin, yerel devrimci i ktida r organ ları na açt ığ ı kred iyle a l ı nan bir traktöre sah ip bulunuyor ve bu kollektifin 10 da im i üyesi va r. I k incisi , hayva n gücü ku l lanara k ü retim ya pa n ek ip ler : Elde edi len üretim in tümü, devrimci i ktida rı n yerel orga nları n ı n emri ndedir ve bunu devlet karş ıs ında yükümlü lükleri n i yerine getirme ve kendi ekonomik ve toplumsal gel işmelerini sağ lamakla, sağ ladı k ları kôrı kol lektif üreti m in temel in i geniş letmeyle ve öğretim, sağl ık, eğlence vb. toplumsal gereks in imleri n i karş ı lanmak için ku i /an ı l ı r. O retim ekipleri Gine köyünde sosyal ist kollektifleştirilmeye geçişin ç ık ı ş noktasını ve köylü lerin toplumsal ve ekonom ik bak ım ıa rdan i lerlemelerinde başl ıca daya nağ ın ı oluşturmaktadı r.
1 976 y ı l ı nda Gine'de 2.300 ekip va rd ı ve bunlar ın 800'ü makineleşti ri l miş üretim ekipleri, 1 .500'ü i se hayva n gücü ku l lanara k ü retim ya pan ek iptir. 1 977 y ı l ında, bunlar ın yayg ın a rtı şına geçildi ve devrim i ktida rı n ın tüm yerel organ ları bu ik i t i p ekip lerden oluşa n kompleksler kurdul a r. Ş imdi yoğun aşa maya geçilmesi haz ı rl ı k ları yap ı lmaktad ı r ve bunun a macı emek veri ml i l iğ in i art ı rmaktı r.
A. Kouba-Keita (Kongo) ü l kesi n in ta r ım ında ka pita l izm öncesi ü retim tarz ın ın egemen olduğunu ve bunun, son 1 5-20 yı l iç inde h ız la a rtan kentlerdeki nüfusun yiyecek, u l usa l endüstrin in de ha mmadde gereksin i mlerini karş ı layacak durumda olmad ığ ın ı , aynı za manda bu ü retim ta rz ın ın devlete hem köyde emek verim l i l iğ in in a rtması n ı , hem de feoda l ve kabi le dönemi top lumu id�oloj is ine ka rşı başarı l ı savaş yürütme olanağın ı sağ l ı yaca k ciddi yapısal değiş imler yapması için gerekli döviz kaynakları da sağla madığ ı n ı bel i rtmiştir. Bu değiş im lerin en öneml i unsu rla rında n biri köylü y ığ ı n lar ın ın kooperatiflerde bi rleşti rilmesi sürecidir.
Ayn ı konuda P. Pakotobe (Madagaska r) i le J. Pires (Angola) de birer konuşma ya ptı lar. Toprak reformunun, topra klar ın yeniden paylaştı r ı lması ve kooperatif sistemin oluşturulması ve gel işt i ri lmesiyle s ın ı rland ı rı la maya-
e) K. Marks/F. Engels, Yapıtla rı, c. 25, s. 372.
1 1 24
cağı nı söyleyen P. Pakotobe, deva mla şunla rı belirtti : Toprağa kavuşa n köylü ler koşum hayvan ı , ta rım makineleri, tohum, g ü bre vb. g ibi üret im a raçları sorunlarıyla karşı karşıya ka lmaktad ı riar. Devleti n, kooperatifIerde birleşmiş o lan köylü lerin , kendi ler ine büyük faizler karşı l ığ ı ü retim a raçla rı sağ layabi len zeng i n mü l k sah ipleri n i n ve gerici lerin egemen l iğ i alt ına g i rmemesi iç in , yard ı mda bu lunması gerek l id i r. Devlet, kurulmakta o lan sosyalist kooperatiflerin başarıyla çal ışabi lmesi iç in , gerekl i araçları (kred i ler, para yardım lar ı , teknik yard ım) sağ lamal ıd ı r.
Angola'daki durumu an latan J. Pires şun ları bel i rtti : Dlkemizde, somurgeci lerden kalan büyük plantasyon lar temel inde kurulan devlet sektörü, küçük mü lk sahipleri n i n oluşturduğu köy toplu luğunun büyük bir k ı sm ın ı ka psayamadı . Küçük üretici köylü y ığ ı n la rı a ras ında, yen i üretim i l i şk i leri meydana getirmek ve küçü k mü l k sah ipleri n i n yaşam ın ı iyi leşti rmek a n c a k bunlar ın yavaş yavaş kooperatiflerde b i r a raya getiri lmeleriyle m ü m kün o labi l i r. Bu nedenle, Angola H a l k Kurtu luş Ha reketi (MPLA) ' n ı n a l d ı ğ ı b i r karar gereğ ince, i l k dönemde kooperatifleşme hareket in i köylü ortak l ı k ları temsi l etmektedir. Bun lar, başta mal dağ ıt ım ı o lmak üzere, o rtak sorun la rı n ı çözmekle görevl id ir. Bu ortak l ı k lar za manla, devletin de yard ı mıyla, kol lektif iye l iğ i n geniş leti lmesiyle, ilk aşa man ın kooperatiflerini oluşturacaklard ı r. Bu tip kooperatiflerde üyeler, bireysel mü l klerin i e lde bulundurmaya devam edeceklerd i r. i kinci aşa mada sosya l i st t i pten kooperatifler ol uşturu lacaktı r. Bun larda gerek topra k, gerekse diğer üretim araçla rında toplumsal iye l i k ağ ı r basacak, merkezi yönet imle idare edilen kooperatifler ; p lan lar ı n ı devlet planlar ına göre hazır l ıyacak lard ı r. Sömürgecilerden kalan ve yeterli ölçüde büyük olan, ge l i şmiş altyap ı ku ruluşlar ına sah ip bulunan baz ı pla ntasyonlarda da bu tip kooperatifler meydana getiri l mesi tasarla nmaktad ı r.
M. Wolde-Mariam (Etiyopya) tarı msal değ iş imler in kesintisizl iğ i ve gel işmesi konusuna değ inerek şun ları bel irtti : Kra l l ı ğ ı ortadan ka ld ı ran 1 974 Şubat Devrimi 'nden sonraki y ı l iç inde, toprak üzeri ndeki toplumsal iyel i k le i lg i l i buyrultu yayı n land ı . 1 975 y ı l ı n ı n Ara l ı k ayında, en önemli önlemlerden biri a l ı narak, köy ortak l ı k ları biç iminde örgütsel ya p ı lar meydana getiri ld i . Bu ortak l ı k lar, üyeleri ne kendi işlerini yönetme, yerel sorun l a rı çözme ve ü l ken i n politik, ekonomik ve toplu msal yaşa mına dolaysız alarak katı l ma olanağ ı n ı sağlamaktayd ! . Devri m in bu kazan ım lar ı . her şeyden önce köyl ü l üğün ç ıka rları na ya n ı t vermektedir. Ama aca ba köy lül ü k devrime hangi açıda n bakıyor. kol lektif mi . yoksa bi reysel aç ıdan m ı ? Geçici askersel hükümet. köy lü lerin bi l i nci ne. devr imin toplumsa l kol lektif n iteliğ i n i aş ı lamak iç in büyük çaba lar harcıyor. Ama köy lü lerin devrimin kazan ı mlarına daha fazla bireysel açıdan . özel i ye l ik açıs ından bakma eği l iminde olduğunu ortaya koya n b i rçok o lgu lara sah ibiz.
Son üç yıl içinde köylerde yiyecek maddelerine ve diğer tüketim mad-
i 1 25
deleri ne gereks in im öneml i ölçüde a rttı. Bunun sonucu olarak, büyük kentlerde yiyecek maddeleri sağ lama iş i gitgide daha fazla çeti nleşmektedir . Apaçı ktı r k i . köyde b iri k im ve yat ı rı m ola nakları yükselti l medikçe. köy ekonomis i geleneksel metotla rı n ı sü rdürecek ve yetersiz üreti m düzeyinde ka lacaktı r.
Bütün bun lar tarı m üretim in in toplumsa l laşması zorun lu luğunu ortaya koymaktad ı r. Ama bu işi. bir yandan köyl ü lerin geleneksel değerlerini zedelemeden, öte yandan da, devri m in devrimci gel işme amaç ve tempolarına zara r vermeden ya pmak nası l mü mkündür? Bu konuda, doğa l ola rak benzer sorun larla karşı karşıya ka lm ış ola n sosya list ül kelerin deneyim lerinden ders çıkarma m ız gerek l id i r.
Konfera nsa katı lanlar ın belirtt ik leri g ib i , sosya l ist gel işme yolunu seçm iş ü lkelerdeki tarımsal değ i ş imlerin radikal ve i lerici nitelik leri birbir inden fa rk l ıd ı r ve bu fark birçok nesnel ve öznel ekonomi k ve pol it ik etkenlerden . i leri gelmektedir. Böyle olsa da, yapı lan çözümlemelerin sonucu şunu göstermekted i r : Bu değ i ş imlerin i lk somut amacı , feoda l i zm in ve kal ınt ı ları n ı n yokedi lmesidir. Elbette k i köy ekonomi leri feodal gel işme düzeyinde olan ü l kelerin somut amaçları ta ma miyle başkad ı r ve bun lardan biri , geleneksel yönetici ler kurumunu ortadan kaldı rmakt ı r. Doğal olarak, ayn ı şey kapita l ist gel işme aşaması nda ola n ü l kelerdeki reformlar iç in de söylenebil ir, a ma oralarda bu i lk a maç, aynı zamanda temel amaçtı r. Oysa sosya l ist gelişme yoluna koyul muş ül kelerde bu a maç, i l kesel olarak, ta rı msal i l i şk i lerdeki değiş imleri n ka pita l ist ol mayan temellere dayand ı rı lmas ı n ı n ç ık ı ş noktası ol maktadır.
Sosya l izme yönel ik ül kelerdeki tarı m reformlarına özg ü ik inc i b ir nokta da, köylülerin kooperatifleşt i ri lmesinde ağ ı rl ı ğ ı n üret im kooperatiflerine veri lmesidir. Bu g ibi durumlarda, zeng in köyl ü leri n kooperatiflerde egemen olmalar ına olanak veri lmemekte, ya da h iç olmazsa verifmeyeceğ i i lôn edi l mekted ir .
Oçüncüsü, y ığ ı nsal köy örgütleri kuru lmasına, bunların sağ lamlaşmasına, ta rımsal değişimlerin uyg ulanmasına dolaysız olarak kat ı lacak aktif bir toplumsa l g üç hal ine gelmesine büyük bir önem veri lmektedir.
Ve son olarak, tarım ı n teknik-ekonomik modernleşti ri lmesiyle i lg i l i t üm önlemlerin başl ıca a macı, kooperatif ve devlet sektör/erin i n oluşturul mas ıd ı r.
Sosya l ist doğ rultu çerçevesi içinde ya p ı lan tarı msa l değ i şim lerin b u genel çizgi leri özel l ik le Asya v e Kuzey Afrika ü l keleri iç in geçerl id i r. (Tropikal Afri ka'da, köylerde top lumsal-ekonomik gel işmenin genel olarak daha düşük düzeyde olması reformlarda kendine özgü durumları n gözönünde bulundurulması n ı gerektirmekted ir).
1 1 26
Bütün bunlar ta rımsal değ iş im leri reel veya potansiyel olara k burjuvademokratik çerçevenin dış ına sü rmekte, köylerde sosyalist tipten ü retim i l işkilerin in biçimlenmesi, bun la rı n perspektifte egemen i l işki lere dönüşmesi iç in önemli temeller ya ratmaktad ı r. Elbette k i bütün bunlar çetin bir s ın ıf savaş ın ın koşul ları iç inde gerçekleşt iri lmekte, köylerdeki sömürücü zümre lerle, bunlara bağ l ı o lon devlet aygıt ının, politik üstyap ın ı n elemanlann:n çok yan l ı d i renişiyle karş ı ka rşıya kalmaktadır.
Kapitalizme Yöneliş Denemesi
Konferansta, kapita l ist doğ rultu lu ü l kelerdeki ta rı m reformları geniş ölçüde aydınl ığa kavuşturu ldu . Bu g ibi reformla rın ve sonuçları n ın çözümlenmesine, H i ndistan, Sr i lanka, I ran, Endonezya vb. g ibi ü lkelerin komün ist partileri temsilcileri değ indi ler.
Drneğ in, H. Aşhab şunları bel irtti : Ortaçağ ın ve yarı -feodal i l işki lerin ortadan kald ırı lmasına yöne l i k her toprak reformunun, böyle bir reform u n devrimci o lmasına, ya da tutucu rej imin toplumsal temel in i genişletmeye yönel ik bu lunmasına bak ı lmaks ız ın , nesnel o larak i l�ri b ir ad ım olduğ u kuşkusuzdur. Bu rada önemli o lan anti-feodal reformları n daha sonra nası l b i r g el işme izledik leri, tarım sorununun kompleks çözümü için, yan i ekonomik, sosyal ve teknik ba kı mdan çözümü iç i n perspektif/er yaratı p ya ratmadıklarıdır.
I. Sinha (Hindistan) ü lkes indeki burjuvazinin tarı m polit ikası n ın feodal ve yarı-feodal sömürünün en çirkin biçimlerin i belir l i bir ölçüde s ın ı rlandırd ığ ı n ı söyledi ve şöyle deva m etti : Büyük sayıda köy emekçisi toprak ağaları n ı n « h i mayesinden» kurtuldu. Tüm ü l kede, tek özel iye l i k s isteminin uyg ulanmaya başlamasıyla ta rı mda kapita l ist gel işmenin yolları temizlenmiş oldu. Ne var ki , bu önlemler en önemli soruna , yan ı toprak ağa lar ın ın egemenl ik lerini sü rdürmek ve geniş köylü y ığ ı n lar ın ı , özel l i k le fakirlerle tarı m işçi lerini sömürmek için yara rlandı k ları çok geniş topraklar, muazza m parasa l ve maddesel kaynak lar üzerindeki tekel lerin ortadan kald ı rı lmas ı sorununa dokunmadı .
Köylü lüğ ün çok büyük ölçüdeki üretim güçlerini serbest b ı rakmaya e lverişl i radikal bir topra k reformunun uygu la n masın ı baltalayan burjuvaz i su lama sistemlerini , elektri kleşmeyi, çeşitli g übrelerden yara rlanmayı , ça l ı şma a raçları n ı yetkin leştirmeyi, yüksek ver iml i tohum sağ lamayı , banka k redi leri ve çe�itl i h izmetler sağla mayı ön p lana alarak , ta rı msa l -teknik temel i iyi leştirmeye ve genişletmeye g itg ide daha büyük bir önem vermeye başlad ı . Köklü topra k reformla rı n ı n yaşa mda uygu lanmaması dolayısıyla, «Yeşil Devrim » ad ı veri len bütün bu önlemler sadece büyük toprak sahipleriyle zengin köy lü lerin duru munu iyi leştirdi ve bu, ancak
1 1 27
ta rım ı n gel işmiş olduğ u bel i rl i "p i lot bölgeler inde» gerçekleşti r i lebi ldi . "Yeşi l Devrim » ü ret imin ve özel l ik le tah ı l ü retim in in bel ir l i ölçüde a rtmas ın ı sağlomakla toplumsal eşitsizliği derin leştirdi, s ı nıfsa l çelişki leri kesk in leşt ird i .
Ulusa l burjuvaz in in tarı m ı gel iştirmek a macıyla feodal -kapita l ist yolu seçmesi umulan sonuçları vermedi. Sadece 1 95 1- 1977 döneminde tarım (ve sulama) işlerine 1 70 mi lyar rupi harcand ığ ı ha lde, köy ekonomisi tümüyle, düşük teknolojik düzeyde bulunmaktad ı r. Tüm köylü lerin % 1 5 kadarı n ı o luştura n büyük topra k sah ip leri ve köy zeng i n leri, devlet ofisleri tarafı ndan dağıt ı lan k red i leri n % 66's ln l ele geçirirken, fa k i r ve orta hal l i köylü ler (köyl ü lerin yüzde 85' i n i o luşturuyor) du rmadan sefalet, işsizl i k ve yoksu l luk bata kl ı ğ ı na batm ış lard ı r. Son 20 y ı l içinde bunların, hôlô k ı rsal bölgelerdeki kredilerin üçte ikisin i sağlayan tefeci lere o lan borcu 13 m i lyardan, 40 mi lya r rupiye yükse lmiştir.
Ja nata Partisi ' n i n kurduğu yeni hükü met, endüstrileşmeyi ve ta rı m reformunu gerçekleştirme yoluyla bağ ı msız ka pital ist ge l işmeyi öngören " Nehru Model i»n i reddetmiştir. Bunun yerine hükümet, tarı ma, ev ve el zanaatlar ına dayanan ve ihracata yönelik bir ekonomi gel işti rmeyi öngören «a lternatifl i » strateji önermişt i r. Hükümet, tarım ı n, su lama, elektr ik leşme, c ins tohum sağ la ma, donatı m, mal dağıt ımı sistemin i , kredi ler ve çeşit l i h izmetleri gerçekleştirme a lan larında tekn ik temel in i g üçlendirmeyi öngörmekted i r. Ama bu çok geniş progra mda topra k reformları n ı n gerçekleşt iri lmesi tempoları çok ağ ı r tutu lmuştur v e toprak iyeliğ i n i n « üst s ı n ı rları n ı n », «alt eşik le» ta mamlanması tasar/anmaktad ı r. Bu nedenle o n mi lyonlarca fak i r köylü, ta r ımdan uzaklaşt ır ı lacak v e büyük toprak parça ları ü zerinde modern kapitalist işletmeler oluşturulacaktır. Kolayca anlaş ı lacağ ı üzere, bu stratej i, tarı m ın her şeyden önce feodal -ka pita l ist yönde değ iştiri lmesi n in h ız land ı rı l mas ı n ı öngörmektedir.
N. Amir, i ran 'dak i ka pital ist topra k reformunun toprak ağa l ığ ı sorununu çözmediğ in i ve çözemiyeceğ in i bel i rterek, şöyle deva m etti : Bizde köylü lüğün büyük bir k ısmı ya topra ksız, ya da az toprak ı ı d ı r. i statistik veriler şunu gösteriyor : 320 büyük toprak sahibinden, ya da kapita l ist ş i rketten her biri 300 hekta rda n fazla (bazı ha l lerde bun ları n toprakları 1 0- 12 bin hekta rd ı r) toprağa sahiptir. 9 bin toprak sahib in in el indeki toprak lar 1 00-300 hekta r a ras ında, 635 bin inki 1 0-1 00 hekta r a ras ında. 2,2 mi lyonunk i 0,5-10 hektar a rası ndad ı r. Bu sonuncu g rupta 1 mi lyon 81 bin a i len in e l indeki topra k 867 bin hekta rd ı r, ya n i her köylü a i lesi ne (orta lama olara k 5 kişiden oluşur) bir hektardan az topra k düşmektedir. Bu verilerin gösterd iğ i gibi, a maç topra k iyeliğini , yeni femel lere oturtularak, daha da yoğunlaştı rmak, toprağ ı n kapita l ist-toprak iş letmeci leri n in yarar ına ve köy emekçileri n i n zara rı na, ada let ve eşitlikten uzak b i r biçimde böıüştürül mesid i r.
1 1 28
Kapital ist toprak reformu ağ ı r sosya l -ekonomik sonuçlar verd i : Sefa let ve kentlere göç (her y ı l 500 bin kiş i) a rttı, tarımda çok yanl ı buna l ım lar başgösterdi vb. Tarım üretimi ya yerinde saymakta, ya da azalmakta, gel işme tem polorı ü lken in gerçek olanaklar ına ve gereks in imlerine uymamakta, hatta nüfus art ış ın ı n a lt ına düşmektedir.
Zayıf, yavaş gel işmeye tan ı k l ı k eden bazı veri ler s ıralaya l ı m : Dlke için en öneml i tah ı l alan buğday ü retimi , hektar başına orta lama 8 kenta l ı a şmıyor ; tar ımda kul lanı lan elektrik enerj is i , ü reti len toplam enerJ ı n ı n
110 3'ünü bi le bu lmuyor ; 8 m i lyon hektar toprağa ancak 50 bin traktör d üşüyor, en az 60 bin ta r ım tekn i syen ine gereksi n im d uyulduğ u ha lde, tüm ü lkedeki tekn isyenlerin sayısı 5 b in i geçmiyor; i ran tarı m ı nda emek verim i A8D'd2ki d üzey in 30 kat a lt ında bulunuyor.
Hükü metin tarı mın gel işm esiy le i lg i l i program ı fiyasko ile sonuçl a n
mıştır, hôlô y ı lda 1 -1 ,5 mi lyar dolar g ibi muazza m bir para, yiyecek maddeleri d ı şa l ım ı için harca n ıyo r. Böyle b i r durumun endişe uyand ı rmaması o lanaksızdır. Biz im önümüzde du ra n en öneml i sorun lardan bir i , ta r ım ın her a çıdan geri ka l m ı ş l ı ğ ı n ı n ortadan kaldır ı lması sorunudur.
S. Sudiman (Endonezya) ü lkes in i n köyleri nde, henüz ortadan ka lkmamış o lan feodal sistemin sömürüsüne, büyüme ha l i ndeki kapita l ist sömürünün de eklendiğ i n i belirterek, şun la rı söyled i : Bu a landa sadece yerli Endonezya sermayesi deği l , yerl i ve yabancı Çi n sermayesi ve son on y ı l iç inde ki myasa l g übreler ü reti minde, orman i şletmeci l iğ inde v e ba l ı kçı l ı kta
eylemlerin i geniş leten yabancı kapital ist tekeller de rol oyna maktad ı r.
Ormanıarın teker teker kesilmesi toprağ ın erozyona uğramas ına , bu da p i ri nç ta rla ları n ı n yağ mur ve su bask ı n ları s ı rasında teh l i keye düşmesine, ürünün ziyan olmasına yol açmaktadır. Ba l ı kç ı l ı k a lan ındaki açgöz lü lük ve modern a raçlar ku l lan ı lması neden iyle yerli ba l ı kç ı lar i ş s i z kalmaktad ı r. Köylüler;' el lerindeki topra kları çok d üşük fiyatlar la satmaya zorla yan h ükümet, bun la rı k ı rsal bölgelerde işletmeler meydana getiren yabancı sermaye yatırı mcı lar ına icara vermektedir. Bunun sonucu olarak, b i rçok köyl ü, topraklar ından kovu lduğ undan, ta m bir sefalete düşmekted ir. Şimdi Endanezya'da da uygu lanmakta olan .. Yeşil Devrim .. as l ında büyük köy lü yığ ı n lar ına deği l , modern köy tekn iğ in i sağ layacak durumda bulunan lara yararl ı o lmaktadır. Bu .. devrim .. e bağ l ı olarak a l ı nan önlemler, tüm ha l i nde, ü lken in kap italist doğrultusun u pekiştirmektedir.
P. Jayaksekara (Sri Lanka) ü l kesindeki tarı m ı n daha birçok eski söm ürge ülke için tipik olan ik i l i n iteli k taşıdığ ı n ı bel i rttikten sonra, şunlar ı söyledi : Dlkemizde kapital i st tarzda ü retim yapan, çay, kauçuk, H ind istan cevizi vb. g ib i d ışsatım maddeleri üreten iyi ge l i şmiş plantasyonlar bul un maktadır. Bun ları n başlıca n itel ik leri n ispeten i ri çapta işletmeler
1 1 29
olmala rı , sermaya birik imine ve bi l imsel işletme metotları na elveriş l i a lmalarıd ı r.
1 970 y ı l ında Sri Lanka Ozgürlük Partisi (ulusal burjuvazin in partisi) tarafından kurulan B i rleşmiş Cephe hükümeti iki taprak reformu uygu lam ıştı r : B i r in i 1 972'de, d iğeri n i de 1 975 y ı l ı nda . Bu reformlar sonucunda, yabancı ları n el indeki taprak ları m i l l i leştiren hükümet, bunla rı devlet korporasyanları n ı n yönetim indeki plantasyon işletmeleriyle, devletin düzenlediğ i kooperatif örg ütler a ras ı nda paylaşt ı rd ı .
Başta pir inç o lmak üzere, yiyecek maddeleri üreten geleneksel sektörde sosya l-ekonomik koşul lar son derece elverişsizdir. Bu kesimde topraks ız büyük köy lü y ığ ı n ları n ı n varol ması ; yarıcı l ı ğ ı n geniş ölçüler a lması (işlenebi l ir toprakları n dörtte biri bu i l keye uygun olara k eki l ip biçi Imektedir) ; köylü borçların ın kronik olara k sürüp g itmesi ; üretim metotları n ı n i l kel düzeyde kalması ; köyl ü lerin ve tarı m işçilerin in işsizl i k çekmesi vb. g ibi sorunları n ı n ağ ı rl ığ ı kendini bütün g ücüyle h issettirmektedir. Bütün bunlar geleneksel sektörün genel geri ka lmışl ı ğ ın ı göstermektedir.
Burjuvazi, reformla r uygulanmasın ın ve azamin in üstündeki toprak lara elkonara k bunlar ın gereks in im duyanlar a rası nda bölüştürü lmesi n in ta rımın gel işmesine ayk ırı düştüğ ünü ve işlenebi l i r topraklar ın küçük parça lar ha l ine gel mesine hız verdiğ in i iddia etmektedir. Gerçekten de, küçük toprak iyel iği , gel işmekte ola n ülkelerin gerika lmı ş l ı kta n kurtulması iç in gerekl i o lan ir i çapta ta rı ma geçil mesi yolunda büyük bir engeldir. Ama, herkesin bi ldiğ i g i bi, bu çelişk in in kooperatifleşme politikasiyle ortadan kald ırı lması ola nak l ıd ı r ve gerek l id ir. Onü müzde, birçok sosya l ist ü lkenin tarihsel deneyim leri du ruyar. Bu ü lkelerde devrim öncesi dönemde çok büyük sayı/a ra u laşan küçük köy işletmeleri kooperatifleştiri lmiş ve daha sonra da iri tarı m-endüstri kompleksieri oluşturu lmuştur.
Kuşkusuz, toplumsal-ekonomik i lerleme açıs ı ndan, gerçek koopera tifler ancak sosya l ist doğ rultu koşu l ları içinde kuru labi l i r. Her ne kadar kapital ist doğrultu l u ü lkelerde kooperatif işletme metodları uygu lan ıyorsa da, bu kooperatiflerin i çeriğ i kapitalist, hatta S. Tiam' ın bel i rttiği gibi , yenisömürgeci bir nite l ik taş ımaktadır. Böyle bir kooperatifçi l iğ in ekonomik amacı , sömürgeci l i k döneminde olduğu g ibi , iş gücünün yeniden üretimi s ı rasında uğran ı la n zararları köylü leri n s ı rtına yük leyip, aş ı rı kôr sağ lamaktı r. Politik bak ımdan ise, sosya l ist kooperatiflerin karikatüründen başka bir şey olmaya n kooperatif strüktürleri çerçevesi içi nde, örneğ in Senegal 'de o lduğu g ib i sürdürülen sömürü ve aş ı rı sömürünün a macı, köylü lere hem gerçek sosya lizme, hem de Leni nci anlay ışta kooperatifleşmeye karşı ters bir tutum ya ratmaktır .
Gel işmekte olan ül kelerde tarı m sorununu kapita l ist yolda n çözme denemelerinin deri n çelişki leri ve perspektif yoksuniuğu konusunda K. Kervan
1 1 30
(Türkiye), A. Aşhab, Ş. Dişani (Sudan) ve diğer bazı delegeler söz a ld ı lar. M. Parades (Honduras) sözkonusu perspektif yoksun iuğu i le i lg i l i olarak , Latin Amerika ü l kelerinden örnekler ve bu ül kelerde tarı m ı « ka pital istleştirme" işlemin in (özel l ik le topra k ağaları n ı n g iderek burjuvalaştı r ı lması ve köylülere uygu lanan yarı-feodal ve kapita l ist sömürü biçimlerin in kaynaştı r ı lması yoluyla (uzun bir geçmişi olduğunu söyleyerek, şöyle devam etti : lJretim ve iye l i k biçimlerinde ya pı lan değ iş ik l ik ler, EKLA'n ın bir belgesinde belirt i ldiğ i g ibi « fakir l iğ i n son kademesinde bulunan, i kt idarın keyfi davranış ları n ı n ezgisi a lt ında yaşayan ve toplumsal h izmetler a lan ında ay ırı me ı l ı k la karşı karşıya buluna n " köy ha lk ın ın büyük çoğ un luğunun durumunu değişti rmemektedir. Lat in Amerika ülkeleri nde, i leride daha geniş top lumsal değ iş imlere olanak sağ layabi lecek olan köklü toprak reformları istemi g itgide a rtmaktad ı r ve öyle ölçüler a lm ıştır ki , konumla rı n ı tehdit eden teh l ikenin g ideri lmesi için çabalar harcayan büyük toprak ağaları dahil , gerici çevreleri, as l ında reform olsa da , bazı önlemler a l ı nmasına razı olmaya zorla maktad ı r.
1 1 3 1
Barış ve Sosyalizm Davasına Daha Che Hizmet Dilekleri
Kardeş part i ler " Ba rı ş ve Sosya l izm Sorun lar ı » derg i s in in 20. y ı l ı n ı kutl uyarlar.
Belçika Komünist Partisi Başkan Yardımcısı Jose/ Tur/, Yazı Kurulu'na gönderd iğ i mesaj ında şöyle diyor : " Büyük bir enformasyon kaynağ ı olarak bize çok değerl i yard ı mda bulunan, " BaTIş ve Sosyalizm SorunlaTl » derg is in in 20. kuruluş yı ldönümü nedeniyle selômlar ımız ı i letiriz. Çağdaş dünyada genel du rumun karmaşı k l ığ ı n ı ve h ız l ı gel işmeleri gözönünde bulundura rak, biz , "BaTIş ve Sosyalizm SorunlaTl » derg is in in ş imd iye kadar olduğu g ibi bundan böyle de dünya devrimci güçlerine yard ı rrıda bulunacağ ına i nan ıyoruz. »
Büyük Britanya Komünist Partisi Genel Sekreteri Gordon MeLennan, mesaj ında şun la rı yazıyor : " . . . Bu zaman içinde, derg in in çeşitl i d i l lerde baskı sayı s ın ın 22'den 57'ye ç ıkması ve bugün 1 45 ü l kede okunmakta olması , görevl i ler kadrosunun nası l ça l ı ştığ ı n ı n aç ık bir kan ıtı olup, dünyada dönüşümler ya ratmakta olan Ma rksist f ik i rlere du rmadan a rtan bir i lgi gösteri ld iğ in i ortaya koyuyor . . . . Biz, " BaTIş ve Sosyalizm SorunlaTl » derg is in in , b i l imsel sosya l izm teori ve pratiğ in in zengin leşmesine yard ımcı o larak, önemli b ir rol oynayabi leceğ ine inanıyoruz. Dergi, pa rti ler aras ında deneyim değ iştokuşu ya p ı lması n ı sağ layarak, dün yada meydana gelen yeni görü ng üleri derinlemesine inceleyerek, devrimci ha reketlerin önündeki bütün önemli soru nlar üzeri nde tartı şmalar düzenlemeye ve bunla rı aç ınd ı rmaya yard ı mcı o larak , bütü n ü lkelerde hareket imizin başa rıdan başarıya u laşmasına omuz vereb i l i r ve böylel ik le enternasyonal birl iğ i daha da güçlend i rebil ir. »
Atina'dan alman mektupta şunlar okunuyor: "Yunanista n Komün ist Partisi Merkez Komitesi, kardeş komün ist ve işçi parti leri n i n enternasyonal sıkı birlik ve dayanışma maneviyatı n ı yükseltme yönünde " BaTIş ve Sosyalizm Sorunlan» derg is in in yapt ığ ı katkıyı, bizim olümsüz MarksistLenin ist i lkelerim ize bağ l ı l ı ğ ı n ı büyük bir takdi rle ka rşı l ı yor. YKP Merkez Komitesi, bütün kesim lerde ve özel l ik le ideoloj i k cephede yürüttüğü müz savaş ım ı aç ınd ı rmada derg in i n oynad ığ ı önemli rolü çok değerl i bul uyor ve onu , ü l kemizde komün istleri n ve tüm i lerici güçlerin el inde güç lü bir s i lôh sayıyor. »
Danimarka Komünist Partisi MK Sekreterliği' n in kutlama mesaj ında, şunlar belirti l iyo r : " Derg i n i n eylemi , başl ı baş ına proleta rya enternasyonal izmin in , ortak ödevleri hareketimiz in n ice s ı navlardan geçmiş i l keleri
1 1 32
temeli üzeri nde yeri ne getirmede komünist pa rti leri a ras ı nda gönü l lü ve verim l i işbirl iğ in in parlak bir ifadesid i r.
Danimarka Komü nist Partisi, derg i redaksiyonunun çal ışmas ına büyük bir değer biçtiğ in i bel i rtmek ister ; z i ra derg i , ka rdeş pa rtilerin eylem in i ve deneyimin i tanıma yoluyla u l us lara ras ı komün ist hareketi n in i l i şki leri n i sağla mlaşt ırmada Danimarka komünistleri i ç i n öneml i b ir araç o ldu ve o lmaktadır. »
israi! Komünist Partisi Merkez Komitesi' n i n kutlama mesaj ında özetle şöyle den iyor : « Daha kuru lduğu günden itibaren, y irmi y ı ld ı r. « Barış ve Sosyalizm Sorunları » dergisi , Marksizm-lenin izm' in a rı k l ı ğ ı n ı koruma, b i l i msel sosya l izmi yaratıcı biçimde gel işti rme ça balar ına değerli b ir katkıda bu lundu. Derg in in mi l l iyetçi l iğe, oportünizme, revizyonizme, dog mat izme ve a nti-Savyetizme ka rş ı gösterdiğ i kes in d i renç devri mci işç i hareketin i esinledi, bizim komünist part imiz in çal ışma ve savaş ım ına da büyük ölçüde yard ım etti. Derg i, b ir ya nda n, komün ist ve işçi parti lerin in a ra la rı nda deneyim değ iştokuşu ya pmaları yönünde öneml i b ir ödevi yerine getiriyar. Bu da, komün ist part imiz in eylemin i iyi leştirmeyi, çal ışmala r ı n ı yeni b ir düzeye ç ıkarmayı amaçlayan çaba ları m ızda bize yard ı m etti ve ediyor. »
irlanda Komünist Partisi Genel Sekreteri Michael O'Riordan ve parti
nin Ulusal Başkant Andrew Barr' ı n kutlama mektubunda şu satırla r vard ı r : « Dünya komünist ve işçi partileri n in ortak kürsüsü olarak, « Barış ve Sos'talizm Sorunları » dergis i , b irl iğ i g üçlendi rme, dünya komünist hareketine teorik açı k l ı k ve eylemsel etk in l i k kazand ı rma ça baları içindeki bütün parti lerin düşünceleri n i yansıtma işlev in i görüyor. Derg i , aynı za manda, genel an lamda deney im değ iştokuşuna sayfa lar ın ı aç ık tutmakla, komün ist ve işçi partileri n in kendi ü l kelerinde gel iş ip g üçlenmelerine omuz vermiş, ya rd ım larda bu lunmuş ol uyor. »
Dergiye, y i rminci ku ru luş yı ldönümüne i l i şk in olarak ispanya Komün istleri n i n selô mlar ın ı i leten ispanya Komünist Partisi MK Uluslararası Komisyonu'nun mektubunda, bunun « çetin savaşlarla dolu yirmi yıl, emperyal ist s isteme ağ ı r da rbeler indir i ld iğ i y irmi y ı l » o lduğu bel i rt i ld ikten sonra şu satı rla r yer a l ıyo r : « Biz, iç işlere karı şmazl ık , hak eşit l iği ve karşı l ı k l ı saygı i lkeleri n i gözeterek, ş imdi ortak savaş ım ım ızı zayıfiata n, ayrı m ve a n laşmazl ı k la rı yumuşatma ve g idermeye, parti leri mizin u lusal karakteri n i pekiştirmeye olanak verecek o lan yen i t ipten i l işk i l ere doğru ilerl iyebi leceğ iz. Bunun ya n ıs ı ra , emperya l izme ka rş ı , barış ve topl umsal i lerleme uğrunda yürüttüğümüz savaşı mda ul usla ra ras ı bir l ik ve daya nışmayı sağ la mlaştı rmak da boyun borcumuzdur . »
italyan Komünist Partisi Sekreterl iğ i üyesi Gia ncarlo Pajelta, "Barış ve Sosyalizm Sarunları » derg is in in ka rdeş parti lerin artok organ ı sıfatiyle
1 1 33
yirmi y ı ld ı r gösterdiğ i eylemin sonuçlar üzerinde durduktan sonra, özetle şun ları söylüyor : « Bu yirmi y ı l , başlad ığ ım ı z işin ne kadar karmaşık o lduğunu gösterdi. Evet, güçlükler vardı , ama derg in i n g itg ide daha çok ü l kede yayı l mas ın ın sonuçları , yen i bi lg i ler ed inme olanağ ı , bunun belki de zor, ancak yararı söz götürmez b ir ça l ı şma olduğ unu ortaya koyuyor. »
Kanada Komünist Partisi Merkez Yürütme Komitesi adına Parti Genel Sekreteri William Kashtan şunları yazıyor : «Ana karakter çizg i leri, sosya l izm g üçleri, u lusal kurtu luş güçleri , u lus lara ras ı işçi s ı n ıfı g üçleri ara s ı nda birl iğ in olağanüstü büyümesinden oluşa n za manımızda, emperya l izmin buna l ım ın ı n g itgide şiddetlenmesi koşu l la rı a lt ında, emperya l izm in ve yardakçı ları n ı n geri l i k ya nl ı s ı , bölücü, anti -Sovyetik ve anti-komünist ka mpanyası na karş ı veril mekte olan ideoloj i k savaş ım çok daha büyük bir önem kaza nıyor. Biz «Barış ve Sosyalizm Sorunları " derg is in in ideoloj i k savaş ı ma Marksist-Len in ist katk ı s ın ı bundan böyle artıracağ ı na inanıyoruz, ve part imiz in dergi i le - kuruluşu s ı rası nda olduğu g ibi - e n s ık ı biçimde işbir l iği yapacağ ı n ı s izlere bi ld irmek istiyoruz ."
Lüksemburg komünistlerinin, LKP Başkanı Rene Urbany ta rafından imza lanmış o lan kutla ma mesajı nda şöyle deni l iyor : « i nanıyoruz k i , komün istleri durmadan yeni yen i karmaş ı k sorunla rla karşı karşıya getiren devrimci çağ ı mız ın d inamik gel işmesinden ötürü, ortak bir teori ve enformasyon yayı n ı n ı n varl ı ğ ı ve daha öte gel işmesi gerekl i l iğ i g ünden g üne artacaktır . ..
Malta Komünist Partisi Genel Sekreteri Anthony Vasollo'nun kutlama mesaj ı nda şu satı rlar okunuyor : « Malta Komün ist Partisi, u lus lara rası komün ist hareketin in genç bir birl iğ i o larak, ulusal ve ulus lara rası sömürünün içyüzünü açığa vurmada, dünya çapındaki barış, yumuşa ma. ulusal ve toplumsa l kurtuluş, sosya l izm savaşım ı n ı n en önemli sorunları n ı nesnel ola rak ve derinlemesine ayd ınlatmoda "Barış ve Sosyalizm Sorunları " derg is in in oynad ığ ı role büyük bir değer veriyor. "
Yeni Zelanda Sosyalist Birlik Partisi Ulusal Sekreteri George E. Jackson, mesaj ında, "Barış ve Sosyalizm Sorunları " dergis in in bütün partiler imiz a rası nda sıkı bir l ik ve toplu luğu g üçlendi rmede önemli bir rol oynad ığ ı n ı ve oynayacağ ın ı beli rtiyor.
Norveç Komünist Partisi Başkanı Martin Gunnar Knutsen' in telegrafında şöyle deni l iya r : « Norveç Komün ist Partisi U lusal Yönetim Kurulu, "Barış ve Sosyalizm Sorunları " dergis in i 20. kuruluş yı ldönümü münasebetiyle candan kutla r ; barış, i leri l i k ve sosya l izm savaş ım ında, dünya komünist hareketi n in Marksizm-Leninizm ve proleta rya enternasyona l izmine daya l ı birl iğ in i a maçlayan savaşı mda sizlere daha n ice yeni başarı lar di ler. »
Portekiz Komünist Partisi Genel Sekreteri Alvaro Cunha/, mesaj ında, « Barış ve Sosyalizm Sorunları " dergis in i yirminci kuruluş yı ldönümü do-
1 1 34
l ay ıs ıyla kutlad ıktan sonra, özetle şunları belirtiyor : « Derg i , emekçilerin ve halk lar ın yürüttükleri savaş ım konusunda akurları na düzen l i ve doğ ru h a berler i letiyor, aynı zamanda komünist ve işçi parti lerin in eylemi üstüne geniş ölçüde bi lgi veriyor, onlar ın proleta rya enternasyonal izmi i lkelerinden esinlenen savaş ımıyla sürek l i dayan ışmada olduğ unu bi ld iriyor, zama nı mız ın sorunla rı n ın teorik bakımdan Marksizm-Len in izm temel i üzerinde iş lemesinde deney im değ iştokuşuna ve deney im in yayg ı n laşt ırı lmas ına önayak ol uyor. »
ABD Komünist Partisi Ulusal Başka nt Henry Winston ve Genel Sekreteri Gus Hal/'ün gönderd ik leri mesajda özetle şöyle deni l iyo r : « Dünya çapında olaylarla dolu olara k g eçen şu yirmi yı l içinde, dergi, u lus lara rası komün ist ha reketinde birl iğ in Ma rks, Engels, Len in ' in fi k i rleri ve p roletarya enternasyonal izmi temeli üzerinde gel i ştiri lmesi iç in yoru lmak b i lmeksizin dirençli b i r savaş ım yürüttü.
Biz, derg i n i n sayfa larında, kapitalist dünyadak i s ın ıf savaşım ı özel çizg i lerinin g itg ide daha büyük bir i lg i ve d ikkatle ele a l ı nd ığ ın ı , kapita l ist gerçek l iğ in olanca içyüzünün açığa vurulduğ unu görüyor ve seviniyoruz. Partimiz için, a maçları emekçilere başeğdi rmeyi y ı l lar y ı l ı sürdü rmek olan sömürücülerin ideoloj is ine karş ı , çözümlemeye daya l ı ve tartışmaya açık yaz ı lar özel b i r önem taşımaktad ı r. »
Finlandiya Komünist Partisi Merkez Komitestn in kutla ma mesaj ı nda şun lar bel i rti l iyo r : « Derg i , yaşam ın ı sürdüregeld iğ i şu yirmi yıl boyunca, ba rış, demokrasi ve sosya l izm için savaş ı mda, sosya l i st ül kelerin u laş ımIar ın ı çözümleme ve b i ld i rmede, komünist parti leri n i n edindi kleri deneyimi yayg ı n laştı rma yönünde çok değerli ça l ı şmalarda bulundu ; çeşitli ü lkeler komünist parti lerin in ve d iğer i lerici parti ler in barış içinde yanyana yaşama, uluslara ras ı yu muşama ve si lôhsız lanma i l kelerin i gerçekleştirmeyi a maçlayan savaş ımlar ın ı s istemli olara k yansıtmaya ça l ı şt ı . »
Alman Komünist Partisi Başkanı Herbert Mies şunları yazıyo r : « Dergi komünist ha reketinde ve ant i -emperya l i st ha rekette sağ la m ve başkası tarafı ndan doldurulması ola naksız bir yer a ld ı . Ulus lara ras ı s ın ıf kavgası n ı n ortagöbeğ inde yer a lan sorun lara ışık tutarak, burjuva ideoloj is in in her türüne ka rşı, sağ ve sol o portünizme karşı a nti-komünizme ve bunun en bel irg i n biçi m i olan anti -Sovyetizme karş ı i lkesel bir savaş ım yürüterek parti mizin üyeleri ne büyük b i r yard ımda bulunuyor, on lara destek oluyor. »
isviçre Emek Partisi Ulusal Sekreterliği ve Politbürosu'nun mesaj ı , derg in i n Yazı Kuru lu 'nu « bu y ı l lar boyunca sürdü rdüğü ça l ışma larda n ötürü» kutladı ktan sonra, şöyle devam ediyor : « Bi z, derg i nin, 29-30 Haziran 1 976 gün leri Berl in 'de yap ı l an Komün ist ve işçi Partileri Konferansı ' n ı n kararlarından yola ç ıka rak, g itgide daha önemli ta rt ışmalar kürsüsü ha -
1 1 35
l i n i a lacağına, bu ta rtışmalar ın da parti lerimizin ve barış hareketi n in yolunda ortaya çıkan sarunlara aç ık l ı k kazand ı rı lmas ına yard ı m edeceği ne inan ıyoruz. »
isveç Sol (Komünistler) Partisi Başkant Lars Werner şunlar ı yazıyor : « Biz, 1 976 y ı l ı nda Berl in 'de imza lanan belgen in yansıt ığı işb i r l iğ i i lkelerini ve Avrupa Komün ist ve işçi Partileri Konferans ı 'nda sapta na n pol i t ik a maçları tümüyle kabul ediyor ve beni msiyoruz. Ş imdi as ı l önemli i ş b u a maçları gerçekleştirmektir. Bu yolda « Ba"ş ve Sosyalizm Sorunla,, " dergis ine büyük bir rol oynamak düşüyor. "
Japonya Komünist Partisi Merkez Komitestn in dergiye gönderd iğ i kutlama mesaj ı nda şun ları okuyoruz : « Biz, derg in in , u l us lara ras ı enformasyon yayı n ı sıfatıyla, çeşitl i ü lkelerde değ işik koşu l lar a ltında ça l ı şan kom ünist ve işçi partileri n i n prati k deneyim ve teorik u laş ım lar değ iştokuşunda, bunlar ı karş ı l ı k l ı o larak, baş l ıbaş ına incelemede kaynak landıkIar ı yay ın s ı fatıyla, bu karakteri n i yitirmeden bundan böyle de gel i şmes in i d i leriz. "
Asya, Afrika ve Latin Amerika ü l keleri kardeş komünist partileri, em- .. perya l izme, yenisömürgeci l iğe ve yerel gerici l iğe ka rşı savaşım yürüten komünistlerin, devrimci demokratla rı n , bütün i lerici güçlerin eylemi bak ı m ı ndan derg in in büyük b i r önemi o lduğunu bel i rtiyorla r.
Cezayir Sosyalist Oncü Partisi Merkez Komitesi, derg in in 20. yı ldönü m ü dolayısıyla gönderdiği mektupta, «Barış v e Sosyalizm Sorunları » derg i s i n i n u l usa l kurtuluş hareketi için ne büyük b i r önemi olduğunu bel i rtti k ten sonro, şu satı rlarla deva m ediyo r : « Derg i , burada devrimci demokratlar ın ve bağ laşık ları olan komünistlerin yürüttükleri çetin savaş ım yollar ın ı aydın latmada yard ı mcı o luyor. Bu sorunlar ın ele a l ı nd ığ ı seminer ve kollokyumları ya nsıtan ve birçok ü lkede yayımlanan yaz ı lar ve materya l ler bu ü lkelerin komünistlerine, bütün devrimci g üçlerine yardı mcı o l muş, emperya l izmin, yen isömürgeci l iğ in kaba propagandasına karşı y ü rüttükleri savaş ım ın perspektif/erine ı ş ı k tutu lmas ına destek o lmuş bulunuyor. »
Arjantin Komünist Partisi Genel Sekreteri Jeronimo Arneda Alvares mesaj ı nda şun la rı bel i rtiyor : "Şimdi , ,Barış ve Sosyalizm Sorunla'" derg i s in in 2 0 yaş ı n ı doldurduğu günümüzde, gerek bütün dünyada, gerekse her kapital ist ü l ke çap ında s ı n ıf çel işki leri g itgide daha çok sertleşiyor. Hepimiz, geniş yığ ı n la rı n barış, demokrasi , u l usa l bağ ı msız l ık ve sosya l izm uğrundaki savaş ım ları n ı n g ünden g üne nas ı l gel iş ip yay ı ld ığ ına tan ı k ol uyoruz. Çokulus lu korporasyon lar v e öncel i kle Amerikan karporasyonlar ı ta rafından yöneti len emperya l izm güçleri, s i lôh lanma ya r ış ın ı k ız ıştıra rak, bölgesel savaş lar ın patlak vermesi o las ı l ığ ıyla korkutmacalara başvu rarak , iç inden ç ıkamadı klar ı der in buna l ım ı atlatmak istiyorlar. Bu güçler, eski
1 1 36
,soğ uk sovaş' gün leri ne dönmek için s ins i pla n lar ya pıyor, reel sosya l izmin utkan i lerlemesi n i gözlerden sakla maya ça l ı şıyorlar. Bu koşu l larda, ,Banş ve Sosyalizm Sorun/an' derg is in in önemi daha a rtıyor, ve derg i bütü n komün istler i çin gerekl i bir s i laha dönüşüyor. "
Brezi/ya komünist/erinin, BKP MK Gene/ Sekreteri Luis Car/os Prestes tarafı ndan imzalanm ı ş kutlama mesaj ında şöyle deni l iyor : « i şçi s ın ıfı g üçleri n in a labi ld iğ i ne artması ve Marksizm-len in izm' in g itgide daha geniş top lumsa l katman lar üzerindeki etk isi soncu ola rak , kaçı n ı lmazl ık la , yen i ve birbir inden çetin sorun lar ortaya ç ı kıyor, u l us lara rası komü nist hareketin in bir l iğ i için savaş ım sorunu günden g üne daha s ı k olarak g ündeme a : ı n ıyor. Büyümenin özünden i leri gelen bu , hasta l ı k' ,Banş ve Sosyalizm Sorunlan' derg is in in , her ha lk ı n toplumsal i lerlemeye açık devrim::i sa va ) ım ı n i n Ma rksizm-lenin izm ve proleta rya enternasyonal izm i i lkeleri ne daya l ı dünya çap ı ndaki güçlü hareketle kaynaşmasın ı sağ lama yönünde ha rca ma kta o lduğu çaba ları n ı n önemin i ve sayg ı n l ı ğ ı n ı daha fazla yükseltiyar. "
Venezüella Komünist Partisi MK X/ii. Plenumu'nun oyb irliğ iy le kararlaştı ra rak gönderd iğ i kutlama mesaj ı nda şu satı rlar okunuyor : «VKP M0rkez Kom itesi, derg i n iz i , bu öneml i devri mci yay ın ı en ya raş ık ölçülerle değerlendi riyor. Derg in in Venezüella'da da yayı mlanmakta ve tirajı n ı n g itgide a rtma kta olması biz lere k ıva nç veriyor. Kendi payı mılO , onu ha lk ı m ı z a ras ında daha gen iş ölçüde yaymak iç in biz de ça bayı esirgem iyeceğ iz. "
Küba Komünist Partisi Merkez Komitesinin, Parti MK Birinci Sekreteri, Devlet Konseyi Başkanı ve Bakanlar Kuru/u Başkanı Fide/ Castro Ruı tarafı ndan imzala nmış o lan kutlama mesaj ında şöyle deni l iyo r : « Biz derg i n i n şu yirmi yıl içinde eriştiğ i başarı ları takdirle ka rş ı l ıyor ve ça l ı şmas ında her parti n in bağ ı ms ız l ığ ı i l kes in in a ra ları nda deneyim değ iştokuşu gerekl iğ i ve olanağ ı i le organ ik biçimde bağdaştırı ld ığ ı na tan ı k ol uyoruz. Derg i , dünya komünist hareketinde birl iğ in güçlendir i lmesi ve bütün i lerici güçlerle s ık ı toplu luk ve daya n ı şması için savaş ım yürütüyor. Dünya devrimci ha reketi n in karşı karş ıya bu lunduğu gayet karmaşık ve yaşa msal sorun lara i l kesel konu mla rda n ı ş ı k tutuyor.
Ben, derg in in u l usla ra rası sayg ı n l ı ğ ı n ı n daha öte pekişmesi, bütün dün yada özg ür lük , toplu msa l i lerleme, sosya l i zm ve barış uğrunda savaş ım verenlerle i l işki leri n in sağ lam laşması yönünde en içten d i leklerimizi suna rken, bu vesileyle, Küba Komünist Partis i 'n in bundan böyle de dergiyi yayg ın laştı rmak ve o lumlu etkis in i a rt ırmak üzere çabayı esirgemeden yard ımcı olmaya Ça l ı şacağ ı n ı sizlere bir kere daha d uyurmak isterim . "
Bo/ivya Komünist Partisi Merkez Komitesi'n i n kutlama mektubunda ş u satı rları okuyoru z : « Derg i , komünistler i l e dünya demokratik v e ant i-
1 1 37
emperyalist ha reketi n i n diğer g üçleri a rasında dayan ışmanın güçlendirifmesine katkıda bu lunuyor, devrimci birliğ i sağ lamlaştırma savaş ımı nda etki n bir a raç ha l ine gelerek, p roletarya enternasyonal izmin in soylu a maçlar ına h izmet ediyor. »
Guyana Ilerici Halk Partisi Genel Sekreteri Cheddi lagon, mesoj ında şun la rı belirt iyo r : " Biz derg i nizde ka rdeş partiler a rasında birleştirici halka işlevinde bir organ kiş i l iği görüyoruz. Bu ha lka, ka rdeş parti lere, birbirlerin in prog ram la rı n ı daha da öze i nerek ve daha açı k biçimde an la ma , ça l ışmalar ın ı ve deneyimin i daha ayrıntı l ı olarak tan ıma ve b i r yandan da barış, özgü rlük, sosyal ada let ve i leri l i k uğrunda, emperya l izme karşı savaş ım yürütmekte olan diğer ha reketler ve örgütlerle temas olanağ ı veriyor. »
Guadelup Komünist Partisi Genel Sekreteri Guy Daminthe'nin derg in i n 20. y ı ldönümünü kutlama mesaj ı nda şöyle deni l iyor : " Derg i , part imizi n yaşa mıyla içten i çe bağ l ı d ı r, çünkü partimiz y i ne yirmi y ı l önce baş l ı başına bir pa rti ha l ine geldiğ inden beri, bu yay ı n ı n kişi l iğ inde kendi gel işmes in in doğa l desteğ in i bu lmaktad ı r. »
Guadelup Emek Partisi MK, « Banş ve Sosyalizm Sorunlan » derg is in in yirminci kuruluş yı ldönümünü kutluyor ve özetle şun ları bel i rtiyo r : " Biz ha lk ım ız ın u l usal ve toplu msa l kurtu luşu uğ runda yürüttüğ ü müz sava şı mda günden güne ça ba ları mız ı a rt ı rıyoruz. Bu savaş ımda, «Banş ve Sosyalizm Sorunlan » dergisi, devrimsel a maçları mı za ulaşma yönünde bize güçlü bir dayanak ol uyor. »
Honduras Komünist Partisi Merkez Komitesi, dergiyi Onur Diploması i le ödü l lendiriyor ve şun ları bel irtiyo r : « Derg i, enformasyon a lan ında, işçi s ın ı fı n ı n ve bütün ha lk ları n , demokrasi, barış ve sosya l izm içi n , emperyal izme karş ı yü rüttükleri savaş ıma i l i şk in sorun la rı n görüşülmesinde çok verim l i bir katkı sah ibidir. »
Dominik Komünist Partisi Genel Sekreteri Narcisso isa Conde mesajında şun la rı yazıyo r : « Komün ist ha reket in in çokyönlü deneyi min i ve u laş ım iarı n ı b ir sentez yapara k bel i rtmek, toplumsal değişmeler ve ul usa l kurtuluş uğ runda savaşım veren n ice işçi bir l ik leri ve geniş ha l k yığ ı n ları n ı n dönüştürücü eylemlerin i isabetle yön lemede yardı mcı o lmak, h i ç kuşkusuz, önemi çok büyük b i r h izmettir. B i z derg in i n bu yöndeki çabaları n ı büyük bir takdirle karş ı l ı yor ve sizleri seıô m l ıyoruz. »
Mısır Komünist Partisi Politbürosu 'nun mektubunda şöyle deni l iyo r : " Biz, komün ist ve işçi pa rti lerin in u lus lara rası derg is in in çok büyük bir rol oynadığ ı kan ıs ı ndayız. Derg i değerl i enformasyon ve çözümleme materya l leri yayı ml ıyor, Marksist-Lenin ist teoriyi çağdaş sorun lara yaratı cı ve gerçekten enternasyonal bir yanaşı mla uygu luyor. »
Hindistan Komünist Partisi Ulusal Konseyi Genel Sekreteri Rajesvara
1 1 38
Rao şunlar yaz ıyor : .. Partim iz, kuruluş toplantıs ına kat ı lan lardan biri olarak, daha kuruluş gününden beri derg iyle süregelen i l işk i lerine büyük bir değer veriyor ve bununla kıvanç duyuyor. Derginin yirmi yı ld ı r boşa rıyla yürüttüğü tüm eylemine (Yazı Kurulu ve reda ksiyon ça l ı şma la rı , seminerler ve teorik konferansıar, sempozyumlar ve dergiyi H indistan'da yed i dilde yayı mlama iş leri ) a ktif o lara k katı lmaya ça l ıştı k ve ça l ı ş ıyoruz. Dergi üstlendiğ i ödevi en yaraş ı k, en başar ı l ı biçimde yeri ne geti riyor. Gelecekte çok daha önemli bir rol oynayacağına inanıyoruz. »
Endonezya Komünist Partisi Yönetim Kurulu, k utla m a mesajı nda şun ları bel irtiyor : «Ş imdi, ka pita l ist ü l kelerde işçi hareketi n in , Asya, Afrika ve Latin Amerika'da ulusal kurtuluş hareketi n in durmadan gen işlemesine ya rdı mcı olarak, dünya sosya l ist s istemin in günden güne daha fazla g üçlendiği günümüzde, b i l imsel sosya l izm ve Marksizm-Lenin izm, insan l ı ğ ı n hertürlü ezgi ve sömürüden kurtu luşu uğrundaki savaşımda etk:n bir teorik s i lôh o lara k büyük üstün lüğünü g itgide daha inand ı rıc ı biçimde kan ı tl ıyor. Bu durumda, bu yeni koşu l larda, derg in i n rol ü ve önemi elbette kat kat a rtmış bu lunuyor. »
Urdün Komünist Partisi MK Politbürosu, mesaj ı nda, komünistlerin şa n l ı ortak davas ına derg in in sadakatle ve soylu çabala rla h izmette bulunduğunu bel irttikten sonra, şöyle devam ediyo r : « Derg i , u lus lara rası komünist ve işç i hareketi n in ed indiğ i deney im i genell iyerek, onun gel işme ya sal lıklarını bulup ortaya çıkarıyor ; bir yanda ulus lararası emperyal izm ve sa ld ı rı güçlerinin kötü n iyetleri nde t ı rman ış lara geçti kleri , öte yanda Pekin yönetici lerin in Marksizm-Lenin izm i l kelerin i yozlaşt ı rma ve değiştirme a maçl ı balta lama ça ba la rından geri durmad ı k ları koşul lar a lt ında bu i lkelerin ve proletarya enternasyona l i zm in in ar ı k l ığ ın ı savunuyor .»
Irak Komünist Partisi Merkez Komitesi, şunları bel i rt iyor : « Her komünist partis in in , devrim aşamasın ı bel i rlemek için, b ir eylem progra m ı ha z ı rlamak ve devrim süreci boyunca ortaya ç ıkan yeni sorunla rı incelemek ve gereğ in i düşün mek için yürüttüğ ü savaş ıma sahne ola n toplumun somut koşu l lar ın ı kavra ma çaba la rı , bütünüyle dünya durum ve koşu l ları n ı n gel işmesi üzeri nde ve dünya devrimci hareketi n in gel işmesi üzeri n de gerek l i çözümlemeden ayrı ve kopuk ola maz. Komünist part i ler in in, komün ist ha reketinde i lerlemeyi sağ layacak yeni b i l i msel ç ıkarı m lara u laşmak a macıyla bütün görüng üleri teorik bak ı mdan daha öte i nceleme yönlü kol lektif ça l ışma ları n ı n önemi bundan i leri gel iyor. «Barış ve Sosyalizm Sorunları dergis in in soylu ve değerli h izmeti de budur. »
İran Halk Partisi (TUDEH) MK Birinci Sekreteri iradi Eskanderi, gönderd iğ i mektupta şöyle diyo r : « Dergi, çetin i l lega l l i k koşu l ları a lt ında ça l ışmakta o lan part imize, kardeş pa rt i leri n deneyimin i , özel l ik le SBKP'n in en zengin deneyim in i genel leme ve yayma yönlü ideoloj i k ça l ı şmalar ında çok değerl i ya rd ım larda bulundu ve bulunuyor. Dergide, biz de,
1 1 39
özgürlük. toplumsa l ve demokratik i lerleme savaşı m ım ı z bak ım ı ndan güçlü ve çokyan l ı bir destek buluyoruz.»
Kıbfls Emekçi Halkının Ilerici Partisi (AKEL) Genel Sekreteri Ezekias Papaioannou, şunla rı yazıyor : «AKEL, derg in in , u lusla ra ras ı komün ist ve işçi hareketi nde s ı kı top lu luk ve dayanışma a maçl ı , çağ ı mız ın barış, bağ ı msızl ı k, demokrasi ve toplu msal i lerleme isteğ iyle, emperyal izmin ve gerici l iğ in karşıs ına dikilen üç ana devrimci kol a rası nda bağ laşma a maçl ı savaş ıma yaptığ ı katkıyı çok değerl i bu lmaktad ı r. »
Kolombiya Komünist Partisi M K Plenumu ' nun dergiye gönderdiğ i kutlama mesaj ında şöyle deni l iyor : « Derg i i le daha kuruluşundan beri bağ l ı ve beraber o lan Kolombiya Komün ist Partisi ona , u lus lara ras ı dan ışma toplantı larında a l ı nan kol lektif kara rları k ı lavuz edindiği ça l ışmala rında bunda n böyle de başarı lar d i ler. Bu kara rlar, her zaman, Amerikan kıtas ında can l ı s imgesi Küba olan reel sosya l izm konusunda açık bir görüşle ortaya ç ı k ı lmas ı , emperya l izme karş ı Maoculuk ve Troçkizm g ibi solcu sapmalara ka rş ı uzlaşmaz bir ideoloj i k savaş ım yürütülmesi gerekl iğ in i öngörmektedir. »
Lübnan Komünist Partisi Merkez Komitesi, derg in in 20. yı ldönümünü kutladığ ı mesaj ı nda şunları belirtiyor : « Biz, daha kuruluşunda n beri, derg iye, hareketi mizde bir l ik ve dayan ı şman ın öneml i etkeni ola n bir kürsü, gereğ i söz götü rmez bir kürsü gözüyle bakıyoruz. Olkemizde sü rmekte olan iç savaş ın çetin koşu l ları a ltı nda, part imiz, birçok dergi ve gazetenin yayı m lanmas ın ı kesmek zorunda ka lm ış olsa da, bizler, çok değer verd i ğ i miz ,AI Vakt' (Bafiş ve Sosyalizm Sorunlafı) derg isin in d üzenli o larak ç ıkmaya devam etmesin i sağ lamış bu lunuyoruz. »
Nikaragua Sosyalist Partisi MK Genel Sekreteri Luis Sanchez Sancho, mesaj ı nda şöyle diyo r : « Derg i, geleneksel ve ,çağdaş' revizyonizme karşı ard ıc ı l bir savaş ım veriyor, reel sosya l izmin u laş ım iarı n ı halk lar arasında yaymada, emperyal izme, yeni t ipten faşizme, sömü rgeci l iğe ve yenisömürgeci l iğe karşı savaşı mda, aynı za ma nda geric i l i k ve emperya l izm tara fından kovuştu rulan yurtseverler, demokratla r ve kamünistlerle sosyalistçe dayan ışmayı dile getirmede büyük bir ral oynuyor. »
Panama Halk Partisi Genel Sekreteri Ruben Souıa 'n ın kutla ma mesaj ı nda şu satırlar okunuyor : « Derg i , en değiş ik koşul larda Marksizm-Len i nizm'den yaratıcı b ir yanaşımla yararlanmada ed in i len çeşitl i deney imin genel lenmesine yard ı m ediyar. Biz Panama komün istleri, ,Bafiş ve Sosyalizm Sorunlan' dergis in in sayfa la rında her zaman değerli materya l ler, gel işmemiz için, somut du rumumuzu daha iyi an lamamız bak ım ında n yara rl ı yazı lar buluyoruz. »
Paraguay Komünist Partisi MK Birinci Sekreteri Antonio Maidana'nı n kutlama mektubunda şöyle deni l iyor : « Pa rtim iz, hareketimizin teori k-
1 1 40
polit ik yayı n ı n ı n genel doğrultusunu ve içeriğ in i tama men ve i l kesel bak ı mdan onamakta, derg i n i n daha do güçlenmesini ve bu isa betli doğ rultuda eylemin i gel işti rmesi n i hara retle di lemektedi r. »
Sa/vador Komünist Partisi M K Gene/ Sekreteri Chalik lorge Handa/, mesajında şun/an belirtiyor : « Derg i, dünyan ı n en çeşitli kesim lerinde değ işik koşu l lar a lt ında ça l ı şmakta ola n bi rçok komünist ve işçi pa rtisi için çabaları n ı bi rleştirme ve a ktif işbir l iği orta mıd ı r. Bu, böyle bir işbirl iğ in in o lanakl ı , gerekli ve verim l i o lduğunu gün be gün gösteriyor, u lus lara rası ha reketimizin birl iğ i davas ı na reel b i r katkı oluştu ruyor. »
Senegol Afrika BağımsıZlık Partisi MK Genel Sekreteri Seydou Sissokho, mesaj ı nda şu kanıy ı belirtiyor : « Devri mci işçi hareketi n in ed in imleri n i savunma ve gerçekten yarat ımla gel iştirme davası , komünist part i leri n i n ,Banş ve Sosyalizm Sorunlan' derg is i orta m ında gönül lü u lus la ra rası işbirl iğ in i güçlendirmekle ayrı lmaz biçimde bağ l ıd ı r. »
Suriye Komünist Partisi Merkez Komitesi'n in mesaj ında derg i n i n eylemi sayesinde, « devrimci düşünü ve devrimci deney imin zengin leştiğ i , u lusal ve toplumsal sorun la rı çözmede, yen i mutlu yaşa m ı ku rmoda bütün savaşç ı lara çok değerl i b i r yard ı mda bulunu lduğ u » bel irt i l iyor.
Sudan Komünist Partisi Merkez Komitesi Gene/ Sekreteri Myhammed Nugud, mesajında şunları yazıyor : " Ulus lararası ve ulusal sorunların
,Bafiş ve Sosyalizm Sorun/an' derg is in in sayfa ları nda görüşül mesi, emekçi y ığ ı n lar ına, halk la rı n başl ıca düşman ı olan dünya emperya l izmine karşı savaşı mda güveni l i r b i r s i lôh kazand ı rorak, bi l inç düzeylerin i bir hayl i yükseltiyor. »
Tunus Komünist Partisi Politbürosu, mesaj ı ndo, « Dergi , u lus lara rası komün ist hareketi iç in , u l usa l kurtuluş hareketi için gayet gerekl i bir rol oyn ıyan çok değerli bir s i lôh id i ve s i lôh olara k kal ıyor» diyor.
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri i. Bi/en, kutl a ma mektubunda, şun ları belirtiyor : «Bafiş ve Sosyalizm Sorun/an» derg isi , partimize, işçi s ı nıfı ve ha lk ımıza yürüttükleri savaşlarda önemli bi r destek o lmuştur. 1 5 y ı ldan beri ,Yeni çağ' dergis i çık ıyor. Komünistleri n , sempatizanlar ın , teorik bak ımdan yetişmeleri ne büyük katkıda bulunuyor, Marksizm-len in izm' in teori ve pratiğ in i işleyen yazı la rıyle onla ra engin b i r çevren açıyor, savaş yolunu aydın latıyor. »
Uruguay Komünist Partisi MK Yürütme Komitestnin mesaj ı nda şöyle deni l iyor : « Biz, Uruguay komün istleri, ,Barış ve Sosyalizm Sorun/arı' derg is ine büyük bir değer biçiyoruz, çünkü Uruguay Komünist Partisi içi n her zaman, hele çok ağ ı r koşul la r a lt ında geçird iğ imiz: faşiz:m döneminde, sağ lam bir destek, b ir ç ık ı ş kürsüsü oldu . »
Filipin/er Komünist Partisi MK Gene/ Sekreteri Fe/icisimo Makapaga/,
1 1 4 1
mesaj ında şun ları bel i rtiyo r : « Fi l ip in ler Komünist Partisi devri mci savaş ım yürüttüğ ü karmaşık koşu l lar içinde ,Bartş ve Sosyalizm Sorunlart' derg isi çok öneml i b ir rol oynuyor. B iz d iğer kardeş parti ler ve hareketlere kend i deneyim im izi vererek ve onlar ın deney im inden yararlana rak, aynı zamanda, on ların , tüm dünya devrim süreci ve bu sürecin gel işmesi hakk ındaki görüş ve düşünceleri n i de öğ renmiş ol uyoruz. »
Şili Komünist Partisi Genel Sekreteri Luis Corvalan, mesaj ı nda şun ları yazıyo r : . . Ş i l i komünistleri derg in in m i lyonla rı bulan ya rdı mcı lar ı a ras ında yer a lmakta olup, onun sürekl i okuyucularıd ı rlar. Part imiz in üyeleri, ideolojik bakımdan gel işmeleri ve Şil i ha lk ın ın anti -faşist savaş ı mıyla u luslara rası dayanışma ka m panyası n ı açı ndı rma yönünde derg in in gösterd iğ i paha biçi lmez yardı mdan ötürü şükran duygular ın ı belirtmeyi borç saymaktadı rla r. »
Sri Lanka Komünist Partisi MK Genel Sekreteri Peter Keuneman, mesaj ı nda şun ları bel irtiyor : .. Derg i , devrimci teori ve pratiğ in birl iğ in i parlak b i r biçimde kanıtlayarak, barış, u lus lara rası yumuşama ve çağdaş dünyayı a ktif o lara k yeni leme uğrundaki savaş ım ın deneyimin i bütün ' yeryüzünde m i lyon larca insan ın b i l incine maled iyor. Sosya l izm kuruluşunda, anti-emperya l ist savaşı rnda ve ulusal kurtuluş savaş ım ında son görün gü leri çözümleme temeline dayanarak, Marksizm-Lenin izm' i yaratı mla gelişti rme ça l ı şma larına değerli b i r katkıda bulunuyor . ..
Güney-Afrika Komünist Partisi Başkanı Youssuf Oadou ' nun kutlama mesaj ında şu satı rlar okunuyor : .. Derg in in Afrika'da g itg ide yayg ın laşması , k ı tam ı zda Marksizm-Leninizm'i yayma davasında oynad ığ ı ve oynamaya deva m edeceğ i büyük rolü en par lak biç imde kan ıtlıyor. Bugün Afrika'da g itgide daha büyük sayıda yurtseverler, devrimci ler ve ant iemperyal ist savaşçı lar yolla rına ı ş ı k tutan Marksist-Len in ist kurtuluşçu fikirlere dört el le sar ı / ıyorlar. »
Avustralya Sosyalist Partisi Başkanı P. Claney v e Parti Genel Sekreteri P. Syman, şunlar ı yazıyorla r : .. 1 958 y ı l ı nda ,Bartş ve Sosyalizm Sorunlart' dergis i komünist ve işçi parti lerine bir hayl i değerli yard ım la rda bulundu. Yayı mladığ ı enformasyon ve teorik ayd ınlatma materya l leri, bütün dünya ölçüsündeki işçi hareketinde Marksizm-Len in izm' in konumları n ı n sağ lamlaştı r ı lması bak ımından çok büyük bir rol oynad ı . »
Dergi kutla ma mesaj ları a l maya devam ediyor.
1 1 42
O Z E L S A Y F A L A R __ --.---J
çağrı
işb irl ikçi-tekelci burjuvazi , yeniden m i l itarist k l iğ i s ı k ıyönetimle ha lk ın ka rş ıs ına d i kti . Bu olay, memlekette buna l ım lar ın daha da derin leştiğ in i , emekle kapita l a ras ında, e mperya l izm ve işbirl i kçi-tekelci burjuvaziyle ha lk ım ı z a rasındaki çel işk i lerin sertleştiğ in i , burjuvaz in in iç çel işk i ler inin a rttığ ı n ı , egemen güçlerin parlamenter yöntemlerle kolay kolay hükümet edemediklerini gösteriyor. S ı k ıyönet im, faşizm teh l i kesi n i daha da a rtt ı rmış , memleketi askersel bir d i ktatörl üğ ün eşiğ ine getirmişt i r. Böylece, g erici -faşist güçlerin bir kolu, dolays ız o lara k yönet imi hükümetle pay Ia ş ıyor. Sı kıyönetim genera l leri a ras ında MHP yan l ı l a rı va r. Pa rlamento s ı n ı rl ı o lan etki n l iğ in i büyük ölçüde yit ird i . CHP sağ ka nad ın ı n ağ ı r bast ığ ı hükümet, s ık ıyönetime gitmekle emperya l ist çevrelerin, AP'n in , fa şist M H P'n in, geric i l iğ i n dayatmasına boyun eğiyor.
Sıkıyönetimin gerçek a macı, kapital ist buna l ım ın y ü künü emekçi yığ ı n l a r ı n s ı rt ına yüklemek, gel işen işçi ha reketin i , u l usa l bağ ı msız l ı k ve demokras i savaş ım ın ı durdurmaktı r. Barış ve yumuşama sürecin i , Türkiye'n i n sosya l ist ü lkelerle i l i şk i leri n i n gel işmesini balta lamak, emperya l izm in, NATO'nun, CENTO'nun bölgemizde zayıflayan konumlar ın ı yeniden g ü çlendirmektir. Sık ıyönetim ha lk ı m ıza karşıd ı r ; başta işçi s ın ıf ına, komün istlere, sosya l istıere, sosya l-demokratlara , CHP'nin sola aç ı lan kanad ına , Kürt demokratlar ına karşı yönel i ktir.
Kasım orta la rı nda, i ra n olayla r ın ı , Türkiye'deki gel işmeleri ele a lan NATO, CENTO genel sekreterlerin in Ankara toplantıs ı , burjuva bas ın ı nda bir süredir yürütülen mi lita rizm propogandası , gerici -faşist parti sözcülerin in ordu üst yönetimine yapt ığ ı çağr ı lar, s ı k ıyönetim için plan l ı b ir hazır l ı ğ ı n ya pı ld ığ ı n ı gösteriyor. Faşist terörün ça p ın ın geniş leti lmesi, Pek i n yan l ı sı ve öteki Maocu guruplar ın provokasyonla rı n ı a rttı rması ve barbarca uygulanan kanl ı Mara ş kır ımıyla faşist terörün iç savaş boyutla rı na varmas ı , s ı kıyönetim dayatmas ına yönel i k p lanın bir pa rças ıd ır.
CHP sağ kanat yönetim in in iz leyegeldiğ i polit ika, Türkiye' n in s ı k ıyönet ime sürüklenmesine yalaçmış , emperya l izm, gerici çevreler bu palitika don s ık ıyönetimi dayatmak için ya rar/anm ışla rd ı r.
H ükümet emperya l ist tekel lerin, işbirl i kçi tekelci burjuvaz in in ç ıkar ına ·o lan ekonomik politikasıyla ka pita l ist buna l ım ın üstesinden gelemedi .
1 1 43
Buna l ım ı n yükünü emekçilerin s ı rt ına «s ın ı flara rası uzlaşma » politikasıyla bindirme yolunu tuttu. işçi s ın ı f ın ın d ireniş in i k ı ra mayınca, s ın ı f sendikalarına karş ı baskıya, on ları bölmeye yöneldi . « Hem sağa, hem de sola karşı o lma » politi kasıyla, faşist odak ları n üstüne g itmemesiyle, orduyu, polisi , MiT' i faş istlerden ar ınd ı rma masıyla, terörü� daha da azg ı n laş mas ına yo l açtı . Hükümetin bu politikası g iderek tüm i lerici güçleri baskı a lt ına a l maya yöneldi . «TKP'ye Dzgürlük ! » istemin in yaygı n laşmasına karŞı a nti-komünizmi yoğ unlaşt ı rd ı . Ostel i k yeni a nti -demokratik yasa l a r hazı rlad ı . Baş ından beri u lusal demokrati k g üçlerle işbir l iğine yanaşmayan, bu g i rişime ka rşı düşma nca tutum a lan CHP sağ kanadı , geric i faşist g üçlere biteviye ödün ler verd i . Ha lka verdiğ i sözlerin ters in i uyg u l a r du ruma düşen hükümetin i ç politikası tümüyle iflas etti. iç gerici l i k le uzlaşmaya giden, NATO'culukta ayak d i reyen hükümet, « çok yön lü lük >. ad ın ı verdiğ i d ı ş polit ikas ına ka rşı yönelen emperya l ist bask ı lara boyun eğdi. Sonuçta, ABD üslerini daha da yoğun ça l ışmaya açtı . NATO'nun s i lôh lanma politi kas ın ı onaylad ı . Yeni bir NATO casusluk üssü açmaya söz verd i .
Egemen s ın ıfla r, s ık ıyönetime g itmede TKP'nin sürekl i savunduğ u u lu sa l demokrati k güçlerin cephe birl iğ in in sağ lana mayışı nda n yararla nd ı lar. Serüvenci ak ımlar ın bireysel terörizmini de gerekçe o lara k ku l la n d ı l a r.
CHP üst yönetim in in politi kas ı n ı n if lasıyla buna l ımlar ın üstesinden ge l mek, faşist tı rman ış ı , terörü önlemek, u l usa l bağ ı msızl ı ğ ı , barış ve güven l iğ i sağ lamak için, aç ık ve kesin a nti-emperya l ist, a nti-faşist, a nti -tekelc i biı pol itikan ın izlenmesi zorunluğ u bir kez daha kanıtlanmışt ı r. Olkeyi çı kmazdan, ancak halkın devri mci erki, işçi s ın ı f ın ın ağ ı rl ı ğ ında i leri, demokrati k bir hükümet kurta rab i l ir.
Hükü met, « özgürlükleri koruma » savıyla s ı k ı yönetim i savunuyor. Terörün t ırmanması ndan, i lerici g üçlere karşı nas ı l ya ra r umduysa, s ık ıyönetim den d e ş imdi böyle yara r bekl iyor. Oysa faşist odaklar ın üstüne g itmemek terörü nasıl azd ı rdıysa , s ı k ıyönet imin i lerici güçlere karşı bask ı ları n a gözyummak d a hükümeti devirmek isteyen gerici faşist g üçleri öyle güçlendi recektir. Hükümetin bu politikada ayak diremesi, faşist d iktatörlüğe geçmek isteyen çevrelerin işine yarayacaktı r.
Teh l i ke yen i lmez deği ld i r. Faşist t ırmanışı durduracak, bu tehlikeyi a l t edecek güçler vard ı r. DISK, Türk- iş'e bağ l ı send ikalar, i lerici parti ve örgütler, parlamenterler s ı kıyönetime ka rşı ç ı k ıyor. Ordu s ı ra la rı nda, ha l k a ras ında tepkiler gel işiyor. Bu du rumda, TKP, TiP, TSiP' in, sosya l istleri n. sosya l demokratlar ın, CHP'n in sola açı lan ka nad ın ı n , Kürt demokratları n ı n, sendi ka ları n , tüm demokratik y ığ ı n örgütleri nin , i lerici, devrimci gençl ik kuruluşları n ın , ordudaki yurtsever güçlerin s ı k ı yönetime, demokratik özgürlük lerin daha da kl5ltlanmasına, i nsan hak ları n ı n çiğnenmesine.
1 1 44
mezhep k ışk ı rtmalarına. ı rkçı şöven bask ı la ra karşı o lan herkesi n ivedi istemler için eylem birl i ğ i ya pması ertelenmez görevdi r.
Sı k ıyönetim ka ld ı rı lma l ıd ı r !
MHP ve tüm faşist örgütler kapatı lmalıd ı r !
Türkeş tutuklanma l ı . kan l ı k ı r ımlar ın hesabı sorul mal ıd ı r !
Bugünkü koşul la rda eylem bir l iğ ine ka rşı öne sürülen hertü rlü gerekçe demokrasi savaş ına büyük za ra r veriyor. Bütün i lerici güçler. en küçük demokrat ik konumları ve kaza n ı m ları bi le sonuna kadar ortaklaşa. a ktif savunmaı ıd ı rlar . Pa niğe ka p ı l madan. serüvenci l iğe sürüklenmeden. koşu l ları n gerektird iğ i her tür lü eylem biçim ve yöntemlerin i bir l ikte sa ptay ı p uygu la ma l ıd ı riar. Halk ın . i lerici kodrola r ın can g üvenl iğ in i koruma sorunu tüm güncel l iğ i i le gündemde duruyor. Komün istler. ha lk d iren i ş in in en baş ında yürüyor. yü rüyeceklerd i r. H içbi r bask ı i şç i s ın ıfı n ı n . ha l k ım ız ın u l usal bağ ı ms ız l ı k. ba rış. demokrasi ve sosya l izm savaş ın ı du rduram ıyocaktı r.
28 Ara l ı k 1 978
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi
1 1 45
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi delegasyonunun 20 Kasım - 30 Kasım arasasında Küba'ya yaptığı gezi nedeniyle yayınlanan basın
komünikesi
Küba Komünist Partis i 'ni n çağ rı l ı s ı o lara k Genel Sekreter i. Bi len yoldaşın başkan l ı k ettiğ i ve bir Politbüro üyesi ve bir Merkez Komitesi üyesi yoldaş ın katı ld ığı , Türkiye Komün ist Partisi Merkez Komitesi 'n in bir delegasyonu 20 Kas ım ile 30 Kas ım 1 978 g ünleri a rası nda Küba'da ka ld ı .
Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi B irinci Sekreteri Fidel Castro Ruz yoldaş, i. Bi len yoldaş başkan l ığ ı ndaki TKP MK delegasyonu ile ka rdeşçe b i r karşı laşma yaptı .
Pol itbüro üyesi Gui l lermo Garefa Frias yoldaş ın başka n l ı k ettiği ve M K Sekreterl i k üyesi v e Ulus lara ras ı I l işki ler Genel Bölümü Başkan ı Raul Valdes Viv6 yoldaşın katı ld ığ ı KKP M K'n in bir delegasyonu, kardeş Türkiye Komünist Partisi delegasyonu i le görüşmelerde bulundu.
Ulus lara ra sı i l işki ler Genel Bölümü Başkan Yardı mcısı Rafael Polanco Brahojos yoldaş, bölümün seksiyon başkan ı ve seksiyon üyesi Javier Ardizones ve Denya Guzman yoldaşla r da görüşmelerde haz ır bu lundula r.
TKP Merkez Komitesi delegasyonu Küba'da kal ış süresince KKP M K Politbüro üyesi Blas Roca Calderıo i le bul uştu. KKP Merkez Kom ites i 'n in Orgütlen me Bölümü Başkan ı Jorge Va ldes yoldaşla bir ka rş ı laşma ya ptı . Küba Send ika lar B i rl iğ i n i n (CTC) merkezinde CTC 2. sekreteri Aga pito Figueroa yoldaşla ka rş ı laşt ı . Devrimi Savunma Kom iteleri (CDR) Ulusal Yönetiminde CDR Koordinasyon Bürosu Başkan Ya rd ı mcısı Ma rıa Teresa Malmierca yoldaş kendilerine bu örgütün görevlerini açık ladı . Delegasyon Küçük Köylüler Ulusa l Bir l iğ i 'n in (ANAP) merkezi ne de uğrad ı . Bura da ANAP Başka n yardımcısı J u a n Jose leon yoldaşla b i r görüşme yapı ldı . Mata nzas i l i nde M K üyesi ve i i Komitesi 1 . Sekreteri Jul fan Rizo yoldaş kendilerine bu i ldeki çal ışmala r üstüne bilg i verdi. Ta rihsel, ekonomik ve toplumsal önem taşıyan yerleri gezdi ler.
Görüşmeler s ı ras ı nda her i ki partin i n temsilci leri parti leri n in durumu ve bugünkü görevleri üstüne bi lg i ler verdiler. Ulus lara rası durumun güncel sorun ları , u lus lara rası komünist ve işçi ha reketin in durumu ve kendilerini i l g i lend i ren sorun lar üstünde görüş değiş-tokuşunda bulundular.
KKP M K temsi lc i leri , 55 y ı ldan fazla b i r süre boyunca i l lega l ite koşullar ında, ü lkesi nde işçi s ın ı f ı n ın ve bütün emekçi lerin, bütün demokratik ve i lerici güçleri n in birl iğ i ve temel ç ıkarla rı için yoru lma k bi lmeksizin savaşa n TKP'n in bu örnek, bu yı lmaz savaş ına , onun Marksizm-lenin izm
1 1 46
ve proletaryo enternasyonal izmi i lkelerine olan bağ l ı l ığ ı na yüksek bir değer biçmiştir. Küba Komünist Partisi, bu savaşı nda kardeş Türkiye Komün ist Partisi ile dayanışma içinde bulunuyor ve ono konan yasağ ın ka lkması i ç i n demokratik ve i lerici güçlerin öne sürdüğü istemi destekliyor.
TKP MK delegasyonu, Türkiye komünistleri n in Amerika anakaras ı ndaki i l k sosyal i st devrimi i le, Küba ha lk ın ın her tür sa ld ırıya ka rşı 20 yı ldan fazla süren yiğit savaş ımı i le dayan ı şmas ın ı di le getirmiştir. Küba Komün ist Partisi n in ve hükü meti n in , en yüksek biçi min i Angola'da ve Etyopya 'da gösteren kararl ı enternasyonal ist polit ikasına yüksek bir değer biçmişt i r. Bunun ya n ıs ı ra Küba 'n ın Bağlant ıs ız D ı keler hareketi iç inde oynad ığ ı rol ü kutla m ı ş ve V i . Tepe Topla ntı s ı ' n ın başarıyla geçmesin i di lemişt i r.
Her ik i pa rti , ül keleri n in , hal k ları n ın , dünyada barı ş ı n ve güvenl iğ in ya ra rına olan yumuşama sürecin in gel işmesinden ve pekişmesinden kesin l i k le yana oldukla rı n ı bel i rtmiş ler, ABD emperya l izmin in , NATO egemen çevrelerin in bugünkü Çin yöneti mi i le işb irl iğ i iç inde gerg in l i k ya ratma, yumuşama sürecini ve barış ı balta lama çabalar ın ı yermişlerd i r.
KKP ve TKP, Sovyetler B i rl iğ i ve öteki sosya l ist ü l kelerin a rd ıc ı l barış pol itikasının , u lus lara rası işçi ha reketin in artan etk in l iğ in in ve ulusal ku rtu luş savaşları n ı n dünya barı ş ı n ı n ve yumuşa man ın gel işmesine katkıda bulunduğ u üstüne inançlarını belirtmiş lerdir.
Her ik i kardeş pa rti emperya l izme, yeni sömürgeci l iğe ve ı rk ayrı m ına karş ı , demokrasi , u lusal bağ ı ms ız l ı k ve toplumsal i lerleme için savaşan halk larla, hareketlerle dayan ı şmaları n ı , onlara destekleri n i duyururlar. Afrika'n ın genç, bağ ı ms ı z devletlerin i seıômlarlar. Bugünkü Çin yöneti min in Viyetna m halk ın ın barış içinde ul usa l yeniden kuru luşunu ba lta Iamak yolundaki barbarca bir a maçla yü rüttüğ ü sa ld ı rı lar karş ıs ı nda Viyetnam i le dayan ışmaların ı bi ld iri rler.
Her iki parti, Yak ın Doğu'daki durumdan duydukları kayg ıyı vurgu lamış lar, Filistin halk ın ın yasal hak ları nı, bağ ımsız u lusal devletin i ku rmas ın ı tanı madan ve ısra i l ' i n 1 967'de elkoyduğu topra klardan geri çeki l mes in i sağ lamadan bu bölgede ada letli ve ka l ıc ı bir barış ı n olanaksız olduğuna i nançlar ın ı d i le geti rmişlerd i r.
Her i k i parti, F i l istin ha lk ı n ı n ve bölgedeki Ara p hal kların ı n haklar ın ı gözetmeyen bir anlaşman ın, ya ln ı zca gerçek b ir barışa yol açmamakla ka lmayıp, bunun ya n ıs ı ra emperya l i zmin ve geric i l iğ in el inde Ara p dünyas ın ı n devrimci ve i lerici g üçlerine karşı savaşta b i r s i lôh olarak ku l la n ı lacağ ı görüşünded i rler.
Her ik i parti Kıbrıs sorununun barışçı çözümünden yanad ı r ve ada toprakları ndan bütün yabancı bir l iklerin geri çek i lmesini , bu ü lkenin egemenl iğ in in ve toprak bütün lüğünün korunmas ın ı isterler.
1 1 47
Görüşmeler s ı ras ı nda ulus lararası komünist ve işçi ha reketi n in gel işmesi . bir l ikleri n in pekişmesi yolunda çabaların güçlendir i lmesi konusunda her i k i pa rti görüş birl i ğ i içinde olduk ları n ı saptam ış lard ı r.
Her i k i parti arası nda sistematik ve gelişen b i r işbirl iğ in in temel leri atı lan görüşmeler ka rdeşçe bir hava içinde geçmiştir.
TKP ve KKP a rası nda Marksizm-leninizm ve proleta rya enternasyonal izmi temelinde kardeşçe i l işki lerin sürekl i gel işmesi. her ik i halk ın ya rar ına. u lus lara rası komünist hareketin. barışın. demokrasi ve sosya l izmin yararı nad ı r.
Havana 4 Araltk 1978 Xi. Festival yilı
1148
TKP - iKP'nin ortak komünikesi
1 3- 1 6 Ara l ı k günlerinde, TKP Pol it ik Büro üyesi Ahmet Soyda n yoldaş ın başkanl ığ ı nda b ir Politik Büro üyesi ve bir de M K üyesinden oluşa n b i r d elegosyon, iKP'n in çağrı l ıs ı o larak italya'ya geld i . TKP delegasyonu, C ian Kaslo Pajetta başkan l ı ğ ı nda, Sekreterl i k üyesi Mario B i rardi , MK's inden Antonyo Rubbi ve lina Fibbi i le Dış I l işk i ler Seksiyonundan Vittorio Orilya 'dan oluşa n i KP delegasyonu i le ik i ü l kedeki durum ve ulusl a ra rası durumun bazı yönleri ü zerinde düşünce değ i ş tokuşunda bulundu la r.
Türkiyeli yoldaş lar, Göçmen Işçiler Seksiyonu sorumlusu Cui lyano Pa jetta yoldaşla, Komünist Gençl ik Federasyonundan Sakkoni , De Ancel is ve Kohçi yoldaşlarla, Ekonomik Seksiyondan Rodrigez yoldaşla, kad ın sorun la rı seksiyonundan B ragtisarsi yoldaş larla görüştüler.
Tart ı şmalar s ı ras ında ik i delegasyon ; u lus lara ras ı gerğ in l iğ in azalt ı l mas ı nda, s i lô hsız lanma ve s i lôh indir imi eylem in i gel iştirmede, özel l ik le ik i ülkeyi özel o lara k i lgi lendi ren Akdeniz bö lges inde ba rı ş ve g üven
l iğ i n g ittikçe daha fazla g üçlendiri l mesinde ortak ç ıkarları o lduğunu doğru ladı lar.
iKP, Türkiye ha lk ın ın demokrasi ve u lusal bağ ımsızl ı k savaşıyla ta m dayanışma içi nde olduğ unu bel i rtti. TKP'n in lega le ç ıkma savaş ında ta m destek sağlamaya ve bu a maca yönel ik bütün g i ri ş im leri tümüyle desteklemeye haz ır olduğ u konusunda TKP'ye g üvence verdi.
iki parti i l i şki lerini yoğunlaştırmayı ve iki ülke demokratik örgütleri ara
s ı ndaki i l i şk i lerin gel iştiri lmes in i ka ra rlaşt ırd ı lar.
Roma, 1 5 Ara l ı k 1 978
1 1 49
Küba Komünist Partisi Merkez Komitesi Birinci Sekreteri Fidel Castro Ruz yoldaşa
Çok değerli Fidel Castro yoldaş,
Türkiye komünist Partisi Merkez Komitesi, bütün Türkiye komünistleri ve emekçileri adına, Küba Komün ist Partisi Merkez Komites i 'ne, bütün Küba Komünistleri ve halk ına , Size, Küba 'n ı n Ulusal Kurtu luşu'nun 20. y ı ldönümü nedeniyle devrimci savaş selômlar ın ı yol lar, bu öneml i yıldönümünü içtenl ik le kutla r.
E l i kanl ı Batista rej im in i y ıkan Küba devrimci leri, Amerika a na kara s ında, ABD emperya l izmin in kapı eşiğ inde i l k kez a nt i-emperyal i st, demokratik bir ha lk devrim in i utkuya u laşt ı rd r lar . Dünyan ı n bu ya rımyuva rlağ ında sosya l izme g iden yolu açtr lar. Devri m kazan ı mlar ın ı , Amerikan emperya l izmin in sa ld ı rı ve bask ı larına karş ı Küba halk ı özveriyle savun d u . Bu utkan sava şlar ın temeli nde, şan l ı Küba Komünist Partis i 'n in öncülüğünde, sosya l ist kuruculuk gelişiyor, yükseliyor. KKP i . Kongre kara r l a r ı n ı Küba ha l k ı yaşama geçi riyor.
Len in' in ü lkesi Sovyetler Birl iğ i 'yle, bütün sosya list ü lkelerle kopmaz bağlarla bağ l ı o lan devrimci Küba, dünyada sosya l izmin güçlenmesine, ha lk lar ın u l usa l bağ ı msız l ık ve özgürlük sava şların ın başa rıya u laşmasına değerli katkı larda bulunuyor. Bağlantısız ülkeler Hareketi' nde sosyal ist Küba 'n ı n sayg ın l ı ğ ı, a ld ığ ı yerin önemi günden güne a rtıyor.
Küba ha lk ın ın sosya l izm kuruculuğ undaki büyük başarı ları , proletarya enternasyona l izmi i l kelerine dayanan tutumu, devrimci dayan ı şması , Türkiye işçi s ı n ıfı n ın , ha lk ım ı zı n savaş ım ına katk ıda bulunuyor. TKP i le KKP arasındaki savaş kardeşl iğ in in Marksizm-Lenin izm ve proletarya enternasyona l i zmi i l keleri temelinde gel işmesi, u l usa l bağ ı msız l ık , demokrasi, ve barış ve sosya l izm için savaşan bütün devri mci lere güç kaynağ ı o lu yor. TKP, halk lar ımız ın ç ıka rına, toplumsal ilerleme sürecin in yarar ı na olan bu i l i şk i lerin daha da güçlendiri l mes in i doğru buluyor.
Küba komünistlerine, Küba ha lk ına ve Size, değerli Fidel Castro yoldaş, savaş ın ı zda, çal ışma lar ın ızda yeni yeni, büyük başarı lar, sağ l ı k ve esenl ik d i lerim.
1 1 50
Komünist se/ôm/arla T ürkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri
i. Bilen
Almanya Sosyal ist Birlik Partisi Merkez Komitesine
Değerli yoldaşlar,
Türkiye Komünist Partisi, Türkiye i şç i s ı n ıfı ve e mekçi leri ad ına Almanya Komünist Partis i 'n in 60. kuru luş yı ldönümü nedeniyle, Almanya Sosya l i st B i rl ik Partisi Merkez Komitesi 'ne, Al man Demokratik Cumhuriyeti komünistleri ve halk ına kardeş savaş selômla rı m ı zı i letir, bu ta rihsel y ı ldönümünü candan kutlar.
Almanya Komünist Partisi, Büyük Oktobr Sosya l ist Devrimi 'n in etki leriyle, Kasım ayak lanmasının ateşleri, savaşları iç inde doğdu. Liebknecht'lerin, Thö lmann' ları n leninci pa rtisi, sert sınıf savaşlar ın ın örsünde çelikleşti , oportün izme karşı bi /endi . En çetin, i l /ega l koşul /arda, Alman proletaryas ın ın devrimci öncüsü olarak, H i tler faşizmine, kanl ı teröre, e mperyalist harbe ka rşı özveriyle, yiğit l ik le savaştı.
Faşizm in yen i lg is inden sonra , Almanya 'n ı n doğu bölgesinde Alma n komünistleri n i n g i riş imiyle işçi s ı nıf ı n ı n birl iğ i gerçekleşti r i ld i . Alma nya Sosyal i st Bir l ik Partis i 'n in öncü lüğ ünde işçi s ın ıf ı , emekçiler, anti -faşistdemokratik dönüşümleri sosya l ist devrim i başa rd ı la r. Proletarya d iktatörl üğüyle Alma nya Komünist Partis i 'n in devrimci prog ram ın ı yaşama geçird i l er. Al ma n Demokratik Cumhuriyet i 'n i , Alman topraklar ında i l k işçiköylü devleti ni kurdu lar, çokyönlü güçlendirdi ler.
ADC halkı , günümüzde ASBP'nin öncülüğünde iX. Kongre kararla r ın ın gerçekleştirilmesi, gel işmiş sosya list top lum kurucu luğunun i lerleti lmesi i ç i n çalışıyor. ADC'n in 30. kuru luş yı ldönümünü yeni yeni kuruculuk eylemleriyle kutlamaya hazırlanıyor.
Almanya Sosya l ist B i rl i k Partisi, Almanya Komünist Parti s i 'n in Ma rksçıleni nci geleneklerin i , Sovyetler B i r l iğ i ile dost luk i l kes in i ola nca can l ı l ı ğ ıyla sürdürüyor. Al man proletaryas ın ın hiçbir zaman elden düşürmediği proleta rya enternasyonal izmi bayrağ ın ı yükseklerde dalgaland ı rıyor. Ulusla ra ras ı i şçi ve komünist hareket in devrimci birl iğ in i güçlendirmek için vargüçle savaşıyor.
Türkiye Komünist Partisi, kardeş Almanya Sosya l ist Bir l ik Partis i ' ne, sosya l izm i-komünizmi kurma yolunda, dünya barışını , sosyal izmin i g üçlendirme savaşında bundan böyle de yen i yeni, büyük başarıla r d i ler.
31 Aralık 1 978
Komünist se/ôm/arım/z/a Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri
/. Bilen
1 1 51
Alman Komünist Partisi Yönetim Kuruluna
Değerl i yoldaşlar,
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi, bütün Türkiye komünistleri ve halk ı m ı z ad ına, Alma nya Komün ist Partis i 'n in 60. kuruluş y ı ldönümü neden iyle, kardeş Alman Komün ist Partis i 'ne devrimci savaş selômlar ın ı yolla r.
Büyük Oktobr'un etk i leri a ltı nda, Kas ım ayakla nması n ı n ateşleri iç inde savaşa atı lan Almanya Komün ist Partis i , Alman proleta ryas ın ı , oportün izmle uzlaşmaz Leninci savaş yoluna götürdü . Al man komünistleri, geri c i l iğ in baskı larına, H i tler faşizminin kan l ı terörüne, emperyalist harbe karşı savaşta büyük özveri , yiğ itl i k örnekleri verdi ler.
Faşizmin yen i lg is inden sonra, Almanya 'n ın batı bölges inde tekelleri n egemenl iğ ine, i nt ika mcı l ığa, soğuk harbçi l iğe karşı y ı lmaks ız ın savaştı lar. Almanya Komün ist Pa rtis i 'ne, bugüne d e k kald ı r ı lmayan anti-demokratik yasağ ın konmasından sonra bu savaş ı i l legol koşul larda sürdürdü ler.
Günü müzde Alman Komünist Pa rt is i , bu devrimci savaş geieneklerin i , Federal Alma nya topra klar ında yaşatıyor, sürdü rüyor. Ma rks, Engels ve Len in ' in devrimci öğret is in i yaratıcı l ı k la uygu luyor. i şç i s ın ıfı n ı n , emekçi lerin demokratik ve sosyal hak lar ın ı korumak, daha da gel iştirmek iç in savaşıyor. Bu savaşı mı , demokratik ve sosyal i lerlemeye dönüşü m iç in ve sosya l izm iç in savaş ımla bağlıyor. AKP proleta rya enternasyona l iz ıı:ı i bayrağ ın ı yükseklerde dalgalandı rıyor. işçi s ın ı f ı n ın ortak çıkarları iç in yerl i ve ya bancı, bu a rada Türkiye' l i işçi ler in eylem b irl iğ i iç in ça l ı şıyor. Bar ış ve s i lôhs ız lanma, halk ın ulusal çıkarla rı iç in savaş veri rken, Len in ' in ü l kesi Sovyetler B i rl iğ i i l e dostl uğu, dünya komünist hareketi n in devrimc i birl iğ in i savunuyor.
TKP, Alman Komün ist Partisi'yle kopmaz savaş kardeşl iğ i bağlarıyla bağ l ıd ı r, hakl ı savaşı mıyla tam b i r dayanışma içi nded i r. TKP Merkez Komitesi , bütün Federal Almanya komünistleri ne barış, demokrasi ve sosyal izm savaş ı nda yeni yeni büyük başarı lar d i ler.
31 Ara l ı k 1 978
1 1 52
Komünist selômlanmız/a Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri
I. Bilen
Batı Berl in Sosyalist Birlik Partisi Yönetim Kuruluna
Değerli yoldaş lar,
Türkiye Komünist Partisi, Almanya Komün ist Partis i 'n in 60. kuruluş y ı l dönümü nedeniyle Bat ı Berl in Sosya list B ir l ik Partisi 'ne devrimci savaş ve daya n ı şma selômlar ın ı yol lar.
Alma nya Komün ist Partis i 'n in kurul masıyla Alman proletaryası e l ine Marksç ı -leninci b i r savaş s i lôh ı a ld ı . Alma nya Komün ist Pa rtis i 'n in öncülüğünde, gerici l iğe, H itler faşizmine, emperya l ist ha rbe karşı savaşt ı . Bu savaş ı en çetin koşu l la rda, özveriyle, yiğitl i kle, oportün izme ödü n vermeden yürüttü.
Faşizmin yen i lgisinden sonra Berl in ' in batı bölgesinde komünistler emperya lizme, soğ u k ha rbçi l iğe, koyu bir anti -sovyetizme, a nti-komünizme karşı ardıcd savaş yürüttüler. Bar ış iç inde ya nya na yaşama i lkeleri n i , emekçilerin demokratik ve sosyal hak lar ın ı sürekl i savundular, savunuyorla r.
Batı Berl in Sosya l ist Bir l ik Partisi, tekellerin baskı ve sömü rüsüne karşı , işçi s ın ı f ı n ın barış, demokrasi ve sosyal i lerleme için savaş ım ına önderl i k ediyor. işçi s ın ı fı n ın eylem bir l iğini , yerli yabancı, bu arada Türkiyeli işçilerin savaş orta kl ığ ın ı ku rmak için ça l ı ş ıyor.
Batı Berl in Sosya l ist B irl i k Partisi, Alman proleta ryas ın ın devrimci savaş gelenekleri ni , Marksçı - leninci i l keleri, Sovyetler Birliği, dünya sosya l ist sistemiyle dostluğu, proletarya enternasyonal izmini va rgüçle savunuyor.
TKP, bütün Batı Berl i n komünistlerine savaş ları nda yen i yeni başar ı lar d i ler.
31 Ara l ık 1 978
Komünist se/ôm/anmızla Türkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri
/. Bilen
1 1 53
Polonya Birleşik işçi Partisi Merkez Komitesine
Değerli yoldaşlar,
Türkiye Komün ist Partisi Merkez Kom itesi, bütün Türkiye komünistleri ad ına Polonya Komün ist Partis i 'n in kuru luşunun 60. y ı ldönümünü ve Polonya B irleşik Işçi Partis i ' n in kuruluşunun 30. yı ldönümünü candan kutlar, devrimci savaş selôm ların ı yol lar.
Büyük Oktobr Devrimi 'n in etkileriyle kurulan Polonya Komünist Partisi, Polonya işçi s ı n ıf ın ın , ha lk ın ın burjuvaziye, toprak ağalar ına karşı savaş ına öncü lük ett i . Pol�nya B irleşik Işçi Partis i ' n in öncü lüğünde Polonya halk ı sosya l izmi kurdu . Sosya list Polonya devleti dünyada barış ın, sosyal i zmin güçlenmesine öneml i katk ı larda bulunuyor.
Türkiye Komün ist Partisi, kardeş Polonya B irleşik işçi Partisi ile Marks izm-lenin izm ve proletarya enternasyonal izmi i l keleri temel inde bağ l ı d ı r. TKP Merkez Komitesi, Polonya komünistlerine, gel işmiş sosya l ist toplumun kurulması yolunda yeni yeni başarı la r d i ler.
22 Ara l ı k 1 978
1 1 54
Komünist se/ômlarlmızla T ürkiye Komünist Partisi
Merkez Komitesi Genel Sekreteri
/. Bilen
1978 Aralik ayı içinde Urdün KP, Bahrein Ulusal Kurtuluş Hareketi, Tunus KP, Cezayir Sosyalist Öncü Partisi, Sudan KP, Suriye KP, Irak KP, Lübnan KP, Mıs/( KP, Fas Ilerleme ve Sosyalizm Partisi bir dantşma toplantısı düzenlemişlerdir. Dantşma toplanltslnda Türkiye Komünist Partisi MK'ne aşağıdaki mesajı gönderme kararInt a/mışlard,,:
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesine
Değerli yoldaşlar,
Arap bölgesinin sorun ları n ı ve Yak ın Doğu olaylarını görüşmek için 1 978 Ara l ı k ay ı nda toplanan biz Arap ü l kelerin in Komünist ve Işçi Partileri, Size ve Sizin a rac ı l ığ ınızla savaşkan partin iz in tüm üyelerine, savaş yürüten Türkiye ha lk ına kardeşçe selômları mız ı i let i r, Türkiye işçi s ı n ıfı ve halk ın ın en değerli evlôtlarından yüzlerces in in kurban gittiği kanl ı terör karşıs ı nda ateşl i yoldaş doyan ışmamızı b i ld i ri riz.
Yoldaşlar,
Türkiye'de ha lk y ığ ın lar ın ın Amerikan askersel birl iklerin in Türkiye'deki varl ığ ı na, ülkenizdeki NATO üsleri ne karşı, derin leşen ekonomik buna l ıma karş ı , u lusa l kurtuluş , demakrasi ve sosyal i lerleme için verdikleri devrimci savaş ım ın gel işmes in i büyük bir i lg iyle izl iyaruz. Savaşa ka lkan halk yığ ın ları n ı n başını çeken kardeş Türkiye Kamün ist Partis i 'n in savaş ım ı Ara p halk ları n ı n davası için, özel l ik le günümüzdeki bu zor du rumda, büyük b i r destektir. Bu nedenle de Port iniz in sürekl i gel işmesini , y ığ ı nsa l niteliğ in in güçlenmesini yak ın b ir i lg iyle izl iyoruz. Türkiye Komün ist Partisi 'n in legol leşmesi için yürüttüğünüz savaşımla dayan ışma mız ı bi ldiri riz.
Yoldaşlar,
Parti lerimizle savaşko n portin i z a ras ında, halk lar ımız ia savaşlar iç indeki halkın ız a rası nda en yakın, yoldaşça, enternasyonal ist i l i şki ler kurmaya, gel iştirmeye tümüyle haz ı r olduğumuzu bel i rtiriz. Bu, ortak davamız ın , u lusal kurtuluş, demokrasi , sosya lizm, halk lar a rası nda barış davas ın ın ç ı karına olacaktı r.
Yaşas ın yiğit Türkiye ha lk ın ın ve onun Komünist Partisin in utkusu !
Ara l ı k 1 978
Arap Ufkeleri Komünist ve işçi Partilerinin Dantşma
Toplantısı
1 1 55
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesine
Sevg i l i yoldaşlar,
Türkiye'n in gelişmesi ıçın önemli, partiniz ve ülkenizin öteki demokratik güçleri iç in bel i rleyici olan bu durumda, Sizlere b ir kez daha kardeşçe dayanışmamız ı duyururuz. Faşist terörün t ı rmanmasın ın , Kahramanmaraş'taki kanl ı k ı rı m ı n ve s ıkıyönetime g id i lmesinin haberlerin i öfke ve h iddetle a ldık. Türkiye'n in NATO emperya l izminden bağ ı msız l ığa kavuşmas ın ı , demokratik güçlerin gelişmesin i engel lemek için, gerici l iğ in vurucu gücü ola rak en iğ renç yöntemlere başvurmaktan geri durmayan faşistlerin kanl ı terörünü kes in l ikle yereriz. Ecevit hükümetin in Demirel ve Türkeş çevresindeki gerici çevrelerin istemin i yerine getirerek s ık ıyönetime g itmesin in asla faşistleri durdura mayacağın ı , tersine demokratik ha lk güçlerine baskıyı a rttıracağ ın ı , bunun da gerici l iğ i yen i at ı l ımlara kışkırtacağı nı , kendi tarihsel deneyimlerim izden b i liyoruz. Bunun için partiniz in faşizme karşı geniş bir u lusal demokratik cephe kurma çabas ın ı, faşistleri geri letecek y ığ ı nsal eylemlere çağrı n ız ı sempatiyle karş ı l ı yoruz. Bunun için, ü lkemizde Türkiyeli işçilerin a nti-faşist gösterileriyle dayanı şma iç indeyiz. Bunun iç in Federal Almanya hükümeti ne, topraklarım ı zda faşist terör örgütü " Bozkurt"la rın ça l ı şmas ın ı yasaklama istemin i y inel iyoruz.
Sevg i l i yoldaşlar.
Türkiye demokratik güçlerin in savaş ımında, TKP'n in legale çıkma savaşı m ında her zaman yanınızda olacağız.
27 Aral ık 1 978
1 1 56
Sosyalist se/ôm/arımızla Alman Komünist Partisi Genel Başkanı
Herbert Mies
TKP MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaşın Kahramanmaraş oiayları üstüne ccTKP'nin Sesi ..
Radyosunun sorusuna verdiği yanıt
Soru : Bi len yoldaş, Kahra ma nmaraş'ta kan lı olayla r sü rüyor. Türkiye Komünist Partisi durumu nas ı l değerlendi riyor?
Yanıt: Kahra manmaraş olayla rı, ayla rd ır tı rmo nd ı rı lan faşist terör z incirinin bugüne kadark i en kan l ı halkasıdır. Yüze yakın yurttaş ımız yaşam ları n ı yiti rmiş, b in i aşk ın yu rttış ım ız ya ra lanmışt ı r. Demokratik örgütleri n , pa rtilerin binaları yakı lmış , dükkônları yağma edi lmiştir. Türkiye halk ı , ba rbarca bir k ı rım , kundaklama ve yağ ma olayıyla karş ı karşıyad ı r. Bu kanl ı olay faşistlerin erke geldi kleri zaman anayurdumuzda neler ya pa cakların ı gözler önüne seriyor.
Başbakan Ecevit, Mara ş olayları üzeri nde dururken Endonezya k ı rım ı n dan söz etti. Ama ne yapı lacağ ı n ı söylemedi. Hükümet sald ı rganı ad ıyla, san ıyla söylemekten çek in iyor. Parlamentoda gerici v� faşist pa rti ler olayları tepetaklak ediyor, kır ıma a rka çıkıyor. Burjuva bası n « sünn i -a levi ça t ı şmas ı ", «anarşi " yaygara larıyla olayları b ir sis perdesi a lt ında g izlemeye ça l ı ş ıyor. Bütün bunlarla işçi s ın ıfı n ı n , ha lk ım ız ın , tüm ul usal demokrat ik güçlerin savaş ımın ı saptı rmak istiyorlar. Oysa sorumlu lar, suçl u la r, k ışk ırtıc ı lar ve sa ld ı rgan lar ortadad ı r. Somuttur. Bunlar, Ameri ka n emperya l izmidir, işbirl ikçi burjuvazidir, onlara daya na n gerici-faşist güçlerdir.
Amerikan emperya l izmi , Türkiye'de de, iç savaş boyutlarına varan k ış k ırtmaları bütün olanaklarıyla körükl üyor. Kahra manmaraş'taki olayla rı n a rd ı nda CIA'nın pa rmağ ı va rd ı r. Amerika'n ın Sesi radyosu bu olaylardan Demirel-Türkeş gu rubunu g üçlendirmek için yararlanıyor. Amerikan emperya l izmin in bu gi rişi mleri, onun dünya ölçüsünde gergin l iğ i arttırma ve Orta Doğu'da özel l i kle C ENTO'nun zayıflaması ve I ran 'dak i ha lk ayaklanmasıyla ortaya ç ıkan yeni duruma ayak uydurma politikasıyla bağ l ı d ı r. Emperya l istler, Sovyetler B i rl iğ i i l e iyi komşu luk ve dostlu k i l i şk i leri i çi nde bir Türk iye istemiyorlar. Bu nedenle ü lkemizdeki tüm gerici, faşist ve Maocu karşı -devrimci leri halk ı mıza karşı k ışkırtıyorla r.
Maraş k ı rım ın ı n suçlu la rı Sivas'ta, Malatya 'da, Elôzığ 'da ve 1 Mayıs 1 977'de kan dökenlerden başkaları değ i ld i r. Demirel , Türkeş, Erbakan ve Feyzioğ lu i le Maocu parti sözcüleri Kahramanmaraş olayla rı üzerine konuştular. Konuşma ları i le kendi lerini ele veriyorlar. Bunlar, terörle hükü meti yı kmak, yeri ne daha gerici b i r hükümet kurmak peşindedi rier. Kimis i aç ık faşist diktatörl ük istiyor. Kimis i , buna bir basamak olacak AP-CHP h ükümeti nden söz ediyor. As ı l a maçla rı bu yol la işçi ha reketi n i , u lusal ve sosyal kurtuluş savaş ın ı , bu savaş ın ön s ı ra ları nda yer alan TKP'yi, sosyal istleri ve CHP'nin sola aç ı lan kanadın ı ezmektir. Onlar, terqrü zorlaya-
1 1 57
rak bu hükümet el iyle anti-demokratik yasa ları meclisten geçirmek istiyorlar.
Emperyal i st g iz l i servislerin, gerici, faşist ve Maocu güçleri n halk ımıza ka rşı g i riştiği bu kan l ı k ı r ım eylem lerin in sorumlu ları a ras ında hükü mette ağ ı rl ı kta olan CHP sağ kanat yöneticileri de vard ı r. Hükü met, faşist odak ları n üzeri ne yürümemekle ona cesaret veriyor. içişleri bakanı üzaydın l ı bugüne kadar izled iğ i pol itikayla faşist tı rma nıştan, komünistlerin, sosyal istleri n , hatta kendi partis in in sol kanadı üzeri nde baskı uygu lamak için yararlan mı şt ı r. içiş leri bakan ı polisi yasa dışı ku l lan mış, «b i r sağdan yakalarsan ı z, bi rkaç da soldan yakolayı n » yolunda emirler vermiştir. Böyle bir içiş leri baka nıyla faşist terör önlenemez.
Maraş k ı r ım ı , ulusal demokratik g üçler için a rt ı k kesin bir uyarı o lma l ı d ı r. Emperya l izmin, işbirl ikçi burjuvazin in k ı şk ı rttı ğ ı faşist teh l ike ha l k ı n üzerine kanla, ku rşunla yürüyor. Buna karş ı dağ ı n ı k l ı k olamaz. Eylem birl iğ inden yan çizmek olamaz. CHP yönetici ler in in « kendi d ış ım ızda sol » dedik leri demokrasi g üçleri nden uzak durma polit ikası onlar ın beklediğ i sonuçları vermemiştir. Faşist sa ld ı rgan lar uysa l laşmamışt ı r. Sa ld ı r ı lar her geçen gün ka nl ı boyutlar a l ıyor, azıyar.
TKP ile eylem bi rliğ ine yanaşma ma politikası sosya l ist pa rt i lere de zorl uklardan, faşist sa ld ı r ı lar ka rş ı s ı nda g üçsüzl ü kten başka b i rşey getirmiyor. Bu durumda, h iç zaman yitirmeden tüm ulusal , demokratik güçlerin eylem ve cephe birl iğ i yolunda kal ıcı ad ım lar atmak gerekiyor. TKP bu yolda her türlü ad ım ın atı lmasında bütün gücünü ortaya koymuştu r, koyuyor.
i şçi hareketin in savaş tarihi , böylesi durumlarda komünistlerin eylem ve cephe birl iği çağrı la rı na olumsuz yanıt verenleri n, sosyal demokratla rın, sosya l istlerin yol açtı k ları yeni lg i lerin, y ık ı m ları n acı örnekleriyle doludur. Bu tarihsel soru mlu luktan onları k imse ku rtaramaz. Artık ön -yarg ı lar aş ı l mal ıd ı r. B i r kez daha yinel iyoruz : Komünistlerle eylem bir l iğine haz ır olduğunu açı klaya n, her i lerici kuruluş la part imiz her türlü yasa l engelleri aşa rak o rtak b i r platform içinde görüşmeye haz ırd ı r.
Kahramanmaraş olayları , TKP'n in bundan bir sü re önce Merkez Komitesi b i ld i risiyle açık ladığı can güvenl iğ i n i sağlama, faşist saldı rıya karş ı tüm konum ları , kadroları koruma görevin in güncel l iğ in i , zorun luğunu doğrul uyor. Yığ ı nsal komitelerde örgütlenmek, kanl ı terörü eylem bir l i ğ iyle, gösterilerle, yığ ı nsal eylemlerle göğüslemek o lanak l ıd ı r. işçi s ın ıfı bu savaş ın baş ın ı çekiyor. Komünistler bunu hergün yiğit eylemleriyle kanıt l ıyorla r. O lkemizde Endenozya t ipi ndeki k ı rı mlar ın, Ş i l i t ip indeki faşist hükümet devirmes in i önlemenin yolu, aktif savaş ım, eylem birl iğ id i r. H ü ktimet devirmesi ve iç savaş k ı şk ı rtması ya pan Türkeş tutuklanmal ı , De
mi rel 'den hesap soru ımal ı , MHP ve tüm faşist örgütler kapatı lma ı ıd ı r.
25 Ara l ı k 1 978
1 1 58
12-16 Aralık 1978 günleri arasında Sofya'da düzenlenen •• Sosyal izmin, komünizmin kuruluşu ve dünya gelişmesi •• konulu uluslararası teorik
konferansta TKP M K Genel S�kreteri i. Bilen yoldaşın yaptığı konuşma
Değerli yoldaş lar,
" Ba rı ş ve Sosya l izm Sorunları » derg is in in, Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi i le bir l ikte düzenlediği bu u lusla ra ras ı konfera nsa katı l · maktan büyük sevinç duyuyoruz. Kardeş komünist ve i şç i parti lerin i bir o raya getiren böylesi forumlar, orta k sorunları m ız ın çözü lmesine değerli katk ı larda bulunuyor, savaş bir l iğ imiz i daha da pekişti riyor.
" Sosyal izmin, komünizmin ku ru luşu ve dünyadaki gel işme » konulu bu konferans, günümüz koşu l ları nda özel bir önem taşıyor. Sosya l ist dünya s istemi ile dünyadaki devrim süreçleri a rasındaki s ık ı bağ lantıyı k im i le· rinin yads ıma çaba ları o luyor. Bu ça ba lar, emperya l izmin s i lôh land ı rmayı t ı rmand ı rması , gerg in l iğ i a rttı rması, ve b i r s ı ra ül kede gerici, faşist ak ım· ları , rej im ieri destek lemesi olgusuyla çakış ıyor. Bu , ras lantı değ i ld i r. Bü· yük Oktobr Sosya l ist Devrimi 'nden bu ya na dünya devrim sürecin in temel güç kaynağı olan Sovyetler B ir l iği , emperya l ist sa ldır ı la rı n boy hedefi olmaktan çı kmadı . Sosya l ist ü l keleri, komünist parti leri n i , u lusal kurtu lu� hareketleri n i Sovyetler Bir l iğ i 'nden ayı rma çaba ları n ı n a rd ı a rkası kesi l · medi. Günümüzde konumla rı zayıflaya n emperya l izm, sa ld ırgan a maçla· r ın ı gerçekleştirmek için, proleta rya enternasyonal izmi ve Ma rksizm·leni· n izm i lkelerinden her türlü ayrı l ı ştan, anti ·sovyetizmin her türünden a la· b i ld iğ ine yararlanmaya ça l ışıyor. Tü rkiye'de de burjuvaz in in değiş ik kes im· leri, « so l » maskesi a lt ında a nti·sovyetizmi yü rütenleri, oportünist ak ı mlar ı , ba rı ş savaşı m ına , anti·emperya l ist, anti·faşist savaş ıma karş ı s i lôh olarak ku l lan ıyor. Bütün bu nedenlerle sosya l izm ve komünizmin kuruluşu i l e d ünya gel işmesi a ras ındaki kopmaz bağ ı inceleyen bu forum, bizce hem teorik olara k, hem de pratik ola ra k büyük bir g üncel l i k taşıyor.
Değerli yoldaşla r,
Dünya halk ları n ı n can a l ıcı sorunu, barış sorunudur . Barı ş ın en büyük d üşmanı , harp teh l i kes in in kaynağı emperyal izm, özel l i kle Ameri ka n em· perya l izmi, NATO egemen çevreleri s i lôhla nd ı rma yarı ş ın ı t ırmandı rıyor· lar. NATO'nun Washington tepe toplantıs ı , Brüksel savaş bakanları top· lantıs ı kararları , ABD'nin Nötron bombası üretme kararı, bu tı rma nış s ü recin in belirg in aşamaları d ı r. Emperya l izm, bu politika i le yumuşama· mn askersel a lan ı da kapsamasın ı engell iyor. Askersel gücünü halk lara
1 1 59
karş ı , yeni-sömü rgec i l i k yöntemlerine daya nak yapıyor. Emperya l izm böl gemizdeki, Yak ın Doğ u'daki bask ı lar ın ı arttırıyor, gerg in l ik ocaklar ını körüklüyor. Bu sü reç, hem Türkiye, hem de çevremiz halk ları iç in büyük bir teh l i ke oluşturuyor.
Emperya l i zmin s i lôh lanmayı h ız la ndı rması, bugün ulaştığ ı dev boyutlarla, yeni bir harbin maddesel temellerin i hazırlaya n bir öge oluyor. Pek in hegemonyacı ları n ı n g üttüğü , ABD emperya l izmi ve NATO egemen çevreleriyle uyumlu yü rüttüğü polit ika, bu teh l i keyi daha da a rttırıyor. Harbin kaçı n ı lmazl ı ğ ı n ı savunmak kada r, bu harp teh l ikesin i küçümsemek de bir yan ı fg ıd ı r. Bu, yığ ı n ları n barış savaş ım ına mobi l ize edi lmesine ve emperyal izmin sald ırgan l ığ ına karşı savun mayı güçlendirmeye engel o lur.
Dünyada g üçler oran ı n ı n sosya lizmden ya na köklü bir değiş ik l iğe uğramasıyla harbin önlenmesi, barış içinde yanyana yaşama i lkelerin in etkinl i k kaza nması için ön koşu l lar oluşmuştur. Sovyetler B i rl iğ i , sosya l ist devletler topluluğu, Avrupa'da barış ve g üvenl iğ in , dünyada yumuşa ma sürec in in güçlenmesi yolunda a ra l ı ksız, a rdıc ı l bir savaş yürütüyor. Bu yolda atılan i leri ad ım lar, sosya l i st dünya s istemi, u lus lara rası komünist hareketi ve tü m bar ış g üçlerin in uyum lu çabala rıyla gerçekleşti.
Sovyetfer B i rl iğ i 'n in Bir leşmiş Mi l letler toplantı larında ya ptığı somut öneriler ve Varşova Pakt ı devletleri n in son Moskova deklarasyonu, barış , g üven l i k ve s i lôhsız lanma savaş ım ında tüm dünya halk ları iç in somut bir eylem p rogram ı oluşturuyor. Bu program ı n yaşama geçmesinde, herşeyden önce kardeş komünist parti leri n i n ortak, uyu mlu eylemleri bel i rleyici önem taşıyor. Bu yolla tüm barışçı güçleri ortak eyleme çekmek olanakları daha da genişl iyor.
Emperyal izm, s i lôhlanma yarış ın ı a labi fdiğine körükled iğ i bu dönemde, karş ıs ında en büyük engel gördüğü d ünya sosya l ist sistemin in konumların ı zayıflota bi lmek iç in ideoloj i k a landa da yoğun b i r ka mpanya yürütüy�r. Kapita l izmin üçüncü buna l ım döneminde emperya l izm, bu a landa da cepheden aç ık sa ld ı rıyla başarı olanaklar ın ı biteviye yiti riyor. Marksizm-len in izm jfkelerin in dünya çapında etk in l iğ in in h ı z la a rttığ ı günü müzde, emperya l izm kendini bu koşu l lara uydurmaya çal ı şıyor. Sosya l izme karşı saldırı la rında her tür oportün ist akımdan, döneklerden yararlanıyor. Czel l ik le işçi hareketi içinden, eleştiri maskesi a lt ında reel sosya l izme düşman l ı k g üden her ak ım ı destekliyor. Marksizm-lenin izmin bütünse l l i ğ i ne, evrensel geçerl iğ ine karş ı ç ıkan sözde « Marksist» görüşleri a lab i ld i ğ i ne yayıyor. Revizyonist çabaların gü rü ltüsü ve görüntü bo l luğu > gücünü emperya l ist kaynaklardan a l ıyor. Emperya l izm, « i nsan hak ları » demagojisi i le giderek yoğunlaşan b ir « psikoloj i k harp » yürütürken «yavuz h ı rs ız» rolünü oynuyor. i şç i hareketinde k imi feri de bu kampanyanın etkisi a ltı nda kalabi l iyor. Hatta onun borazan l ığ ın ı üstfenenler ç ık ıyor. Böylece, günümüzde Marksizm-lenin izmi revize eden görüşlerle> a nti -sovyetizmin.
1 1 60
sosyalist ü l keler düşmanl ığ ı n ı n her tü rüyle savaş, ya ln ız teorik bir sorun olmakla kalmıyor, tüm insan l ığ ın yazgıs ın ı doğrudan i lg i lendiren, yaşam sal barış savaş ım ın ı n b i r sorunu oluyor,
Pek in yönetici leri n i n, ideoloj i k batak l ı ktaki « uzun yürüyüşü » sonunda
vardık ları nokta bu görüşü doğruluyor. Onlar da Marksizm-lenin izm' i a nti-sovyetik konum la rdan revize etmekle işe başlad ı lar, ş imdi NATO'nun
Uzak Asya'daki 1 6. üyesi d iye an ı l ıyorlar.
Değerli yoldaşla r,
Emperyal izm, NATO'nun egemen çevreleri, Türkiye üstünde baskı ları n ı a rttırıyor. Bug ünkü Türk iye hükümeti, bu bask ı lar alt ı nda geriye doğ ru bazı ad ımlar a rttı . Amerikan üsleri n i n yeniden yoğ un olara k ça l ı ştırı l ması n ı sağ lad ı . Son NATO savaş baka nları toplantı s ı nda, yeni b ir casusluk sistemi içi n Sovyetler Bir l iğ i 'ne karş ı yeni üs açma sözü verd i . Egemen
çevreler böyle�e, Türkiye ha lk ın ın s ı rt ına mi lya rlarca l i ra l ı k yeni s i l6hlanma hoca maları yüklemiş o ldu .
Emperya l izmin ü l kemiz üstündeki askerseL. politik ve ekonomik bask ı ları n ı n başlıca a maçlarından bir i , Tü rkiye i le Sovyetler Birl i ğ i arasında gel işen ekonomik işbirl iğ in i , kü ltürel ve pol it ik i l i şk i leri engellemektir. NA
TO genel sekreteri, son NATO savaş bakan ları toplant ıs ında, Tü rk-Sovyet i l i şk i leri n i kastederek «Tü rkiye'n i n başka kaynak lara yönelmemesi iç in ekonomik yard ı m » zorun luğ u ndan söz ett i . Esk i « Ma rşal Pla n ı »n ın b i r yen i örneğ in in uygu lanması gereğ in i vurgu ladı . Türkiye ekonomisin i güdümüne a lmaya ça l ı şan , emperya list tekel lerin örgütü, Ul usla ra rası Para Fonu temsilcisi de Tü rk-Sovyet tica ret a nlaşmasına karşı çıkt ı .
Işb irl i kçi tekelci burjuvazi , ü l keyi emperya l izme daha s ı kı bağ lama ça bala rın ı , a nti -sovyetizmi , sosya l ist ü l kelere karşı düşmanl ığ ı körüklemekle atbaşı yürütüyor. Burjuva basını hem ulus lara rası a nti -sovyet ik kampanyaları Türkiye'ye taş ıyor, hem de a l ı ş ı lagelmiş «Sovyet teh l i kesi » masal ını yayıyor. Bu a maçla Maocu guruplardan ve sağcı revizyonistlerden yararlan ıyor.
Bu çaba lara karşı işçi s ı n ı fı, ha lk ım ı z somut, eylemsel adı mla r atıyor. Bu yıl ü lkemizin, başta ista nbu l o lmak üzere birçok büyük kentinde, işçi yata kları nda B üyük Oktobr Devrim i ' n in yı ldönü m ü y ığ ı nsal gösterilerle kutland ı . Sovyet Deniz Fi losu 'nun Istanbu l l iman ına yaptığ ı geziyi tüm kışk ırtmolara karşın , halk ımız yak ın , s ıcak bir i lg iyle karşı ladı . Bütün bun lar, Türkiye'de a nti -sovyet izmin g iderek etkin l iğ in i yitird iğ in i gösteren örneklerd i r.
Değerli yoldaşlar,
Sovyetler B i rl iğ i ' n i n Türkiye'ye karşı iz lediği pol it ika barış, dostluk , iyi komşuluk, ka rşı l ı k l ı yoraro, eşit haklara dayanan ekonomik işbir l iğ i i lke-
1 1 6 1
lerine dayanıyor. Bu i l kelere dayanan Sovyet yard ımı , hem ülkemizin ekonomik bağ ı msız l ığ ı iç in maddesel bir temel oluşturuyor, hem de halkımız ın u lusal ve sosyal kurtuluş savaşına ya rd ı m ediyor.
Partimiz, sosyal ist ü l kelerle imzalanan ekonomik , tekn ik , kültürel işbirl iğ i a nlaşmaları na böylesi bir açıdan bakıyor. Hükümetin bu yolda attığ ı e n küçük bir ad ım ı olanca g ücüyle destekl iyor. Orneğin , Avrupa Top luluğunun «ortak Pazarı n » Türkiye tekstil ürünlerine a m ba rgo koyduğu, Uluslararas ı Para Fonu 'nun Türk paras ı ve ekonomisi üstünde ağır baskılar uyguladığ ı b ir dönemde, bu geçtiğ im iz Kasım ayında, Sovyetler B i rl iğ i i le Türkiye aras ında imza lanan an laşmalar, Türkiye'de ağ ı r end üstrin in in gel işmesi için çok elverişli olanakla r sağ l ıyor. iki ayrı dünya sistem in in Türkiye i le i l işk i leri a ras ında böylesi bir karşı laştırma, emperyal izme, tekel lerin egemen l iğ ine karşı savaşta ha lk ım ız ın yararına ol uyor. TKP, geniş emekçi y ığ ın ları bu yolda ayd ın latmayı görev bi l iyor.
Hazira n ayında i mza lanan Türk-Sovyet Politi k Belgesi 'n in , özel l ik le «tehdide ve kuvvet ku l lanmaya başvurmama ve toprakları n ı n diğer devletlere karşı sa ld ı rı ve y ık ıc ı çaba lar iç in kul lan ı lmas ına iz in vermeme» i lkesi n in yaşama geçmesi için parti miz vargüçle savaşıyor.
Genç Sovyet devleti daha ilk gün lerinde, Türkiye ha lk ına ulusal kurtuluş savaş ı nda dost luk ve daya nışma e l in i uzatt ı . TKP, bu enternasyona l ist tutu mu ha lk ım ız ın belleğ inden s i lmek isteyenlere kôrşı savaşıyor, ik i halk arasındaki bu kardeşl i k geleneklerini ca nl ı tutuyor. Bu gelenekler, u lusal bağ ı ms ız l ı k savaş ımız ın öneml i bir ideoloj i k dayanağı oluyor. i k i ha l k aras ındaki kardeşl iğ i n güçlü desteğ iyle, u lusa l bağ ı ms ız l ı k savaş ın ın utkuya ulaşacağı i nanc ı daha da pekişiyor.
Sovyetler Birl iğ i 'n in , öteki sosya l ist ü lkelerin Leninci enternasyonal ist politikası ya ln ı z Türkiye'de değ i l , dünYcı'll l n dört bir ya n ında, halk lar ın u lusal bağımsız l ık savaşlarına en önemli b i r destek, güç kaynağ ı oluyor. Bu yadsı namaz olgu, tarihseL. dünya ölçüsünde deneylerle kanıt lanm ışt ır. Ya ln ı zca Sovyetler B irl iğ i 'n in , sosya l ist Küba 'n ın Angola'ya, Etyopya'ya özveri l i yard ı mlann ı an ımsatmak yeterl id ir.
Değerli yoldaşlar,
Sovyetler B irl iğ i 'nde, komşumuz Bulgaristan'da, öteki sosya l ist ü lkelerde, sosya l izm ve komünizm kuruculuğ unda elde edi len her başa rı, Türkiye'de işçi s ın ıfı n ı n , ha lk ım ız ın savaş ı i çi n özendirici , esi n lendirici bir örnek ol uyor. Burjuvaz in in bu başarı ları g izleme ve küçümseme ça balarına karş,ı TKP savaşıyor. Parti miz bu ça l ı şmayı, sosya l izmin kapita l izme üstün lüğünü ha lk ım ıza somut olara k kanıt lamak yolunda etk in bir yöntem sayıyor.
i ki sistemden sözde eşit uzakl ıkta durma ya nl ı s ı görüşlerden, proletarya
1 1 62
enternasyona l izmini çıgneyen tutum la rdan ve Maocu' lar ın anti-sovyeti k pol it ikas ından egemen güçler emperya l izme, NATO'ya bağ l ı l ı ğ ı a rttı rmak yönünde yararla n ıyor. Bu olgu, revizyonist eğ i l im lere, Maoculuğa karşı savaş ın u l usa l bağ ı ms ı zl ı k savaşından ayrı la mayacağına kanıt l ıyor.
Değerli yoldaşla r,
Emperya l izmin askersel, pol it ik, ekonomik örgütlerine, NATO'ya, CENTO'ya, Ortak Pazar tekellerine bağ l ı l ı k, Türkiye'yi der in ekonomik , sosyal. politi k bunal ı mlar ın kıskacına sokmuştur.
Resmi verilere göre bu yı/, enflasyon oran ı yüzde 37 i le 70 a ras ı ndad ı r. Başbakan ın bel i rttiğ ine göre ça l ı ş ı r nüfusun ' yüzde 20'si, yakla ş ı k 4 m i lyon işsiz vard ı r. Türkiye'n in d ı ş borçları 20 mi lyar dolara ulaş ıyor. 1 972-1 977 a ras ı nda Türk pa ras ı 1 5 kez deva lue edi ldi . Dış ticaret açığ ı , son 1 4 yı lda 13 ka t a rtmıştı r. Bu a rtış , özel l ik le 1 971-1 977 arası nda, Türkiye'n in tüm NATO ü l keleri içinde askersel harca maları n ı yüzde 33 g ibi b ir oranla en fazla artt ı ran ü l ke ol masıyla ya k ından bağ l ıd ı r.
Buna l ım la r, ya ln ız emekle sermaye a ras ındaki çelişkiyi keskin leştirmekle ka lmıyor. Bir de emperya l izm ve i şbir l ikçi tekelci burj uvaziyle işçi s ı n ıf ı ve ha lk ım ı z aras ı ndaki çel işk i sertleşiyor. Bu, s ın ı f savaşları n ı n geniş boyutlar, sert, kan l ı biçimler a lması nda kend in i gösteriyor. Egemen güçler, eski yöntemlerle kolay kolay hükümet edemez duruma geliyorlar. Son 8 yı lda 1 0 hükü met değ iş ik l iğ i o ldu . Günümüzde polit ik buna l ım ı n bel irg in göstergesi, faşist terörün tı rma nmas ıd ı r. C IA M iT, Kontr-geri l la örgütleri n in yön lendird iğ i faşist terörün uygu layıcı ları , MHP'l i « bozkurtla r » ve Maocu guruplard ı r. Açı k lamalara göre bu y ı l , terörün kurba nları n ı n sayıs ı 900'ü , ya ra l ı lar ın sayı sı b in leri aşıyor.
Bu faşist terörün sivri ucunun Işçi s ınf ına, komün istlere ve onlara yak ın olanlara çevri ld iği her geçen gün daha aç ık ortaya ç ık ıyor. Ya ln ı z Kas ım ayında, gençl iğ in en yiğ it temsi lc i lerinden, ara la rı ndan biri Pol itika gazetesi yazı i ş leri müdürü olan 7 i lerici Gençler Derneğ i üyesi öldürüldü. Bu gençlerden üçünü Maocu lar vu rdu. Böylece I lerici Gençler Derneğ i 'n in bu son sa ld ı rı /a rla verd iğ i kurban sayıs ı 50'yi aşıyor. Faşist sa ld ı rı sosya l ist partilere de yöneliyor. Ankara'da geçtiğ i miz Ek im ayı nda yedi Türkiye işçi Partisi üyesi genç barba rca öldürüldü. Cumhuriyet Halk Part is i 'n in sola aç ı lan kanadı da bu sa ld ı rı la ra, toplu k ı rı mlara hedef oluyor.
Bütün ci nayet oda kları b i l ind iğ i ha lde, hükü met bu yuva ları ku rutmuyor. TKP, hükümetin seyirci kald ığ ı faşist cinayetlere karşı halk ı yığ ı nsal d i renmeye, can g üven l iğ i için örg ütlenmeye çağı rıyor. Pa rt imiz, i şçi s ın ı fı n ın birl iğ i ve bütün u lusa l demokratik g üçleri n eylem ve cephe bir l i ğini sağ lamak için ça l ı şıyor. T iP'e, öteki sosya l ist parti lere, CHP'n in sola aç ı lan kanadına, devrimci gençliğ in örg ütlerine, sendikalara, yığ ı n örg ütlerine Ulusal Demokratik Cephe'de bi rleşme çağrısı yapıyor. Emperya-
1 1 63
l izmden kaynak lanan faşist tı rma n maya karşı , değ iş i k kentlerde örgütlenen yığ ı nsal eylemler, faşist güçlerin yaratmak istedi k leri y ı lg ın l ığ ı k ı rmakta belirleyici rol oynuyor. Faşist MHP'n in baş ı Türkeş' in kömür işçileri yatağı Zongu ldak'ta yığ ınsal b ir d iren işle karş ı lanması ve bölgeden kovulması bunun somut örneğ id ir.
TKP, faşist teh l ikeye karşı savaşta bireysel terörist eğ i l im lere karşı olduğu g ibi , eylemsiz l ik , yı lg ın l ı k bel irti leriyle de savaşıyor. Partimiz, eylem birl iğ ine engel olan k im i örgüt yönetici leri n i n ön yarg ı ları n ı aşmak iç in sabır l ı bir çaba gösteriyor.
Hükümette, Sosyalist Enternasyonal'e üyel iğ i geçtiğim iz Kası m ayında onaylanan CHP'n i n sağ kanadı ağır basıyor. Hükümet, seçimlerde ha l ka verdiğ i sözlerin tersine, demokratik özgü rlük leri gen işletmek şöyle dursun , daha da budama yoluna gid iyor. Hükümet, i lerici, demokratik güçlere karş ı bask ı s ın ı a rttırıyor. Hükümet in va l i leri b ir yı l içinde, Demokratik Dünya Gençl ik Federasyonu üyesi i lerici Gençler Derneğ i 'n in 20 şubes in i, yasal dayanağı ol maksızı n kapattı. I lerici Kad ın lar Derneğ i ' n in Uluslara rası Demokratik Kad ı n lar Federasyonu'na üyel iğ in i yasak lad ı . i lerici yay ın organ la rı yönetmenlerin in her biri hakkında birkaç yüzy ı l ı aşk ın hapis istemiyle davalar açı l ıyor. Faşist 1 42. yasa maddesi, gerici-faşist h ü kümetler döneminden de daha yoğu n ça l ışt ır ı l ıyor.
Ecevit Hükümeti, Avrupa'da yasak l ı komünist partisi olan TKP üstündeki yasağı kaldırmak bir ya na, part imiz in legal yay ın lanan prog ram ın ı toplattırıyor. Onu yayın ıoyan ORON yayınevi yazı işleri müdürü Ahmet T aştan' ı ağ ı r hapis istemiyle yarg ı l ıyor. Hükümetin bu baskıs ı , TKP'n i n güçlenmesin i ve TKP'ye özgürl ük istem in in y ığ ı nsaf laşmas ın ı durdurma g iriş imid i r. işçi s ı n ıf ı , i lerici, demokrati k güçler, bu a nt i -komün ist g i riş ime, insan hak ları n ı n böylesi çiğ nenmesine gereken yan ıtı verdi ler. Ve, 1 7 Ek im'de yap ı lan i l k duruşmayı, faşist 1 4 1 . ve 1 42. yasa maddeleri n i n yarg ı landığ ı bir foruma dönüştürdüler. Bütün bir hafta boyunca TKP üstün deki yasağ ı , y ığ ı nsal gösterilerle protesto ettiler. O R O N yayı neviyle d a yanışma, u lus lara ras ı a la nda geniş b i r yank ı buldu. üzef l ik le kardeş komünist partileri n i n, part imizle ve ü lkemizdeki demokrasi güçleriyle gösterdik leri dayan ı şmadan ötürü part im adına teşekkürü borç b i l i r im. B i z Türkiyel i komün istler proleta rya enternasyona l izmin in ne den l i büyük b i r önem taşıd ığ ı n ı b ir kez daha somut ola ra k yaşad ı k.
Pa rt imiz in a nti-sovyetizme karşı yürüttüğü ideoloj i k savaş, bir de TKP üstündeki yasağ ın başlıca gerekçesine ka rş ı yöneliktir . Egemen güçler, bu yasağa « Sovyet teh l i kesi » propoga ndasıyla gerekçe uyduruyorlar. Onlar Türkiye'n i n Avrupa'da komünist partis i n i n yasaklandığı tek ü lke olmas ı n ı , ü l kemizin «jeopol it ik durumu» i le açık la maya yelten iyorlar. Görüldüğü g ibi , ü lkemizin NATO boyunduruğuna bağ lanma gerekçesiyle, TKP üstün-
1 1 64
deki yasağ ı n egemen güçlerce öne sürülen gerekçesi b ird i r - Anti-sovyetizm, anti-komünizmden oyrı lm ıyor.
Sovyetler B irl iğ i 'nden ü l kemize tehl i ke gelmediğ in in, resmi ağ ızla rca aç ıkland ığ ı günümüzde, TKP üstündeki yasağ ın daha i nce gerekçeleri yayg ı nlaştı rı l ıyor. TKP'yi program ı ndaki Marksçı-Len inci i lkelerden, proletarya enternasyonal izminden ayırma çaba ları , bunlar a rası nda baş yeri a l ıyor. Libera l, gerici, faşist ve Maocu yay ın lar, pa rtimiz in savaş i l keleriyle, «Avrupa komünizmi » ad ı n ı verdikleri bir eğ i l im a ras ında s ı k sık karşı loştırma yap ıyorlar. Leninci i lkelerden vazgeçmemiz koşu luyla, pa rti mize « varolma hakkı » tanıyorlar. Türkiyeli komünistleri n , yarı m yüzyı l ı aşk ın b ir süre, burjuvaz in in en ağ ı r terör ve işkencesi a ltı nda savundukları bu i l kelerden, partimiz bundan böyle de hiç bir ödün vermeyecektir. Çünkü biz , tarihsel deneyin ve kendi pratiği mizin gösterd iğ i g ibi, Marksizmlenin izmden, proleta rya enternasyonal izm inden ayrı lmakla değ i L . tersine bu i l ke lere s ıms ı kı bağ l ı kalmakla utkuya ulaş ı labi leceğ in i çok iyi bi l i yoruz.
Değerli yoldaşlar,
Part imiz, proleta rya enternasyona l izmin i tek ya n l ı ele a lmıyor. Bütün kardeş komün ist parti lerin savaşlarıyla daya nışma içindeyiz. Türkiye'de düzenlenen ul usla ra ras ı dayanışma eylem leri n in başını komün istler-part i m i z çekiyor. Ş i l i ha lkı yla dayanışma eylem leri yü rütül üyor. Faşist cuntan ın gemis i « La Esmeralda » i lerici gençl iğ in y ığ ı nsal eylemleriyle Türkiye l imanlarından kovuldu. Halk ım ız i ran halk ın ın , eli kanl ı Şah d iktatörl ü ğ üne karşı savaş ın ı a ktif destekliyor. Arap halk larıyla, Afri ka, Asya, Latin Amerika halk ların ın u l usal ve sosyal kurtuluşla rı uğrundaki savaşlarıyla tam bir dayan ı şma içi ndeyiz.
TKP, dünya devrim sürec in in temel güç kaynağ ı olan Sovyetler Birl iğ i 'ne, sosya l i st d ünya sistemin in, u lus lara rası komün ist hareketin birl i ğ ine, u l usal bağı ms ız l ı k hareketine karşı yürütülen her türlü sa ld ı rıy ı göğüslemeyi g üncel görev sayıyor.
Ozel / ikle, barış ve s i lôhs ız lanma savaş ım ında, sosya l ist ü l kelerin yapıc ı g i riş imlerine omuz vermek, emperya l i zmin sa ld ı rgan l ı k politikası na ardıc ı l karşı ç ıkmak, bu a maçla en geniş bar ış g üçleri n i eyleme geçirmek iç in d ünya komünist partileri n in sürekl i , uyu mlu, ortak eylemleri bir zorunl uktur.
Değerli yoldaşlar,
Bu lgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi' ne, gösterdiğ i s ıcak konukseverlikten ötürü candan teşekkür etmeyi bir borç bi / i rim. Dikkatinize sayg ı lar.
1 1 65
Reel Sosyalizm Bizi Esinlendiriyor
So/ya 'da yaptlan «Sosyalizmin, komünizmin kuruluşu ve dünya gelişmesi .. konulu uluslararası teorik konferans strastnda Türkiye delegasyonu başkant TKP MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaş, BKP MK organt «Ra botniçesko delo .. gazetesi temsilcisinin sorulannt yanttladı.
Soru : U luslararası teorik konferans üstüne düşünceleri n i z nelerdir?
Yantt: Bulga ristan Komün ist Partisi M K'n in « Ba rı ş ve Sosyal izm Sorun lar ı .. dergis iyle bir l ikte düzenled i kleri b u ulus lara ras ı teorik kanfera ns, günümüz koşul ları nda büyük bir politik önem taşıyor. Bir kez, bu forum , yayı l ıc ı emperya l ist çevrelerin NATO egemen güçlerin in , Pek in hegemonyac ı larıyla elele, bar ış ve yumuşa ma sürecine ka rşı, bu sürecin ana gücü Sovyetler B i rl iğ i ' ne, dünya sosya l ist sistemine karş ı , dü nya komün ist hareketine ve u l usal kurtu luş hareketi ne ka rşı saldır ı ların ı yoğunlaştırdığı bir dönemde toplan ıyor. Bir de, insan l ığ ı n yazg ı s ı n ı belirlemede, ba rış ı , gü venl iği sağ la m a ve si lôhsız lanma savaşında başı çeken dünya sasyal ist s istemin in bu rolünü yadsıya nlar var. Bu k imseler, emperya l i zm in a ntisovyetizm, ant i -komünizm ka mpanya ları na çanak tutuyorlar.
Dünya komünist ve işçi pa rtileri n i n bu foru mu, emperyal istlere ve onlar ın sa ld ı rgan a maçları nda yararland ığ ı gerici eg i l im lere gereken karş ı l ığ ı verd i . Komünist parti leri n i n el inde en kesk in bir s i lôh olan Marks izmLeni n izm i l kelerin in , doğru luğunu ve ca nl ı l ığ ın ı yaşa mdan, savaş deneylerinden örneklerle kan ıt ladı . Proleta rya enternasyonal izmi i l keleri ne bağI ı l ı ğ ı n , ba rış, demokrasi , u l usa l bağ ı ms ız l ı k ve sosya l izm savaş ım ında yen i lmez b ir güç olduğunu gösterd i . Devrimci teoriyle devrimci pratiğ i n ayrı l mazl ığ ı n ı önemle vurgu lad ı . Todor J ivkov yo ldaş ın konfera ns ı aç ış sözleri, Boris Ponomaryov yoldaş ın geniş ka psam l ı konuşması , daha birçok yoldaşların katkı ları , bu gerçeğ in somut örnekleri o ldu . 73 kardeş parti temsi lci leri n i n böyle üst bir düzeyde bir a raya gelmeleri, konfera n s ı n zamanında v e yerinde alduğunu gösteriyor. Konferans ın sosyalist d ü n ya sistemin in Ba lka n la rda b i r ka lesi , bölgemizde bar ış ın , güvenl iğ in b i r burju o lan sosya l ist Bu lgaristan'da ya p ı lmas ı , ha lk larım ı z iç in ayrı b i r önem taşıyor.
Soru : Dünyada anti-emperya l ist savaşı m ın gel işmesinde reel sosyal i z min önemi sizce nedir?
Yantt : Emperya l izme karşı dünya devrim güçleri n i n yü rüttüğ ü savaş ın belirleyici gücü, yüce Lenin ' in ü lkesi Sovyetler Birl iğ i , ve dünya sosya l i st sistemidir. Dünyan ı n gel işmesi, günü müzde art ı k emperyal istlerden soru l muyor. Sosya l ist ü lkeleri n güçlenmesiyle, bir l iğ i n i n pekişmesiyle dünya devrim hareketi, işçi , komünist ve ulusal kurtuluş ha reketleri yükseliyor
1 1 66
g üçleniyor. Günüm üzde Angola, Mozambi k, Etyopya, Afgan istan , Demokratik Yemen'deki devrimci gel işmeler bu kaynak lardan g üç al ıyor. Bölgem izde ve ka pita l ist dünyada da emperya l izme, gerici l iğe, sömürüye ka rşı u lusal bağ ı ms ız l ı k, demokrasi ve sosya l izm iç in savaş ın güç kaynağı budur.
En yak ı n komşuları m ı z Sovyetler B i rl iğ i ve Bu lga ristan'da, öteki sosyal ist ü l kelerde, sosya l izm ve komünizm yolunda elde edegel inen büyük başarı lar, tüm dünya işçi s ı n ıf ı n ı , geniş emekçi yığ ı n lar ın ı , tüm i lerici g üçleri ul usa l ve sosyal kurtuluş savaş ım ında esi n lendiriyor. Bu tarihsel olgu, bütün kapita l ist ü lkeler işçi s ı n ıfı, emperya l izmin boyunduruğu ndaki ha lk lar için geçerl idir .
B ütün bun lardan ötürü, Sovyetler Bir l iğ i ' ne, sosya l ist ü l kelere karş ı , reel sosya l izme ka rşı « i nsan hakla rı » maskesi a lt ında, «eleşti ri » maskesi a l t ı nda yürütülen kara lama ka mparya ları , a nti-emperya l ist güçlerin ortak savaş ımına karşı yöneliktir. Pa rtim iz için, sosyalist dünya sistemin i savunmak , kendi ha lk ım ız ın barış, demokrasi , u l usal bağ ı ms ız l ı k ve sosya l izm savaşından ayr ı lmaz.
Soru : Konfera nsta ya p ı lan konuşmalarda komün istlerin işçi s ı n ıf ı n ı n , emperya l izme, gerici l iğe ve sömü rgeci l iğ in son kal ı nt ı la rına karşı ortak savaşta birl iğ in in gerekl i olduğ u bel i rt i ld i . Dünyadaki değiş ik ü l kelerde devrim hareketi n in ayrı ayrı böl ük lerin in bir l iği konusunda ne söyleyeb i l i rs in i z?
Yanı t : Günü müzde dünya komün ist pa rti lerin in savaş birl iğ i n i daha da g ü çlendirmeleri n in zorun luğu , bu u lus lara rası forumda bir kez daha açıkça, somut biçimde ortaya ç ıkt ı . Daha bir olgu var. Konferansa katı lan tüm parti lerin çoğu legal , k imi yarı legal, ya da i l lega / . K imi parlamentoda, k imi değ iL . Kimi erkte . . . Kimi kapita l izmin kalan ka leleri n i yıkmak iç in , k imi sosya l izmi-komünizmi kurmak için savaşıyor. Savaştı k lar ı ü lkelerin koşul lar ı ayr ı ayrıd ı r. Savaş yol ları , savaş biçimleri ve yöntemler i başka başkad ı r. Ama uğrunda savaş ı lan amaç, sosya l izm bir tekti r : Marksizm-lenin izmin evrensel yasa ları na göre kurula n, var o lan , reel sosya l izm. Bölgesel özel l ik lere göre, «Avrupa Komün izmi » türünden model ler, işçi s ı n ıfı n ı şaşırtmakta n, s ı n ıf düşman ı n ı n el ine koz vermekten başka bir şey değ i ld i r. Konuşmalarda, ezici çoğun luk bu gerçeği vurguladı .
Konfera ns proletarya enternasyonal izmin i , bu leni nci i l keleri gözbebeği g ibi koruma n ı n zorun luğunu bir kez daha ortaya koydu.
Ra botniçesko Delo gazetesi a racı l ığ ı i le komşumuz Bu lga rista n ha lk ına Türkiye komün istlerin in , halk ımız ın en yak ın selômların ı i letmek isteriz.
1 1 67
«Y E N i Ç A G D E R G i S i N i N 1 978 Y i I I N A A I T
1 2 S A Y ı S ı N D A Ç ı K A N Y A Z ı l A R
Sayı Sayfa R. Arismendi: Marksizmin bi l imse l l iğ i ve günümüzde Marksizm-lenin izm konsept in in önemi . . . , 1 0 888
E. Wimmer: len in izm ve savaşım ı mız ın aç ın ımla rı 9 803
E. Gierek : Barış içinde yaşama hakkı . . . 6 481
B. Hufa : Ekonomik i lerlemenin güçlü etkeni 1 2 1 078
Y. Dadoo: Güney Afri ka : Yükselen devrim . 7 589
xx: Derg imiz in y irminci y ı l ı 1 1 971
H. Sindermann: Dzgürl üğün ve i nsan hak ları n ı n güvencesi . . . . . . 1 25
xx: Adı çağlar boyu yaşıyacak, yapıt ları da 5 385
xx: Say ın okurlar . . . . . . . . . . 1
A. Kapek: Gel işmiş sosya l izmi kurma da önemli bir etken 8 702
G. Kwialowski: Yay ı lma ve d ikte s i lôhı - ABD emperya l izmin in planla rı nda NATO . . . . . • 1 0 900
P. Keunemann : Dünyadaki değişmeler ve gel işmekte ola n ü lkeler . . . . . . . . . . . . . . . 3 205
K. Kervan : «Sovyet tehdid i» efsa nesi ve günümüzün gerçekleri . . . . . . 9 803
/VI. G. Knulsen : Oktobrla s ınanmış strateji 1 1 983
J. Lenarl: Ekonomi ve demokras i . . . . 7 577
xx: Yirmi y ı l . . . . . . . . . . . . 9 779
D. Nemeş : Macaristan Halk Cumhuriyeti'nde sosyal ist top lumun polit ik sistem i . . . . . . . • • . . 1 1 973
E. Papaioannou : 1 970'lerin sonla rı nda anti-komünizm 2 1 1 2
E. Pastorino: Ulus lara rası sendikal hareketin yeni aşaması . . . . . . . . . . .
B. Ponomaryov: Yeni Sovyet Anayasası 'n ın u lus lara rası önemi . . . . . . . . . . . . . .
B. Ponomaryov: Tehl i ke l i b ir yol . . . . . . .
xx : Yaratıcı bir biçimde gel işt ir i len devrimci öğreti .
S. Todorov: Bulgaristan Komünist Partisi'n in bugünkü sosyal politikası . . . .
J. Faria : Yumuşama, s i lô hs ızlanma ve toplumsal i lerleme . . . . . .
1 1 68
8
2
8
6
3
4
694
97
683
490
1 93
289
H. Florakis, G. Vieira : Devrimci deney im ve önemi . . Sayı
1
E. Habibi, N. Aşhab: Yak ın -Doğu'da barışa karşı komplo 1 2
K. Hager: i şçi s ın ıfı n ın bi l i msel dünya görüşü .
S. Handal: Kopmaz bağ . . . . . . . . .
G. Holf: Çel işki ler in engebeli yolu . . . . . .
Y. Sedenbal: Sosya list ü l keler a ras ında işbirl iğ inde ulus lara ras ı ve u lusal etmenler . . . . . . .
J. Cyrankiewicz : Barışı güçlendi rme ve sosyal i lerleme için neler ya pı ld ı ve neler yap ı lması gerekiyor . .
R. Çandra : Yeni bir dünya kurucu ların ın progra m ı .
Parti deneyimi
V. Bilak : Çekoslovakya'da 1 948 Şubatından
9
5
1 2
1 0
5
çıkar ı lan dersler . . . . . . . . . . . • . . 2
G. Grüneberg : Işçilerle köylülerin bağlaşıklığı güçleniyor 5
B. Gupta : Komünistler parla mentoda . . . . . . . 9
K. Zarodov : Leninizm ve dünyan ın devrimci yeni lenmesi
K. Sorgenicht: Almanya Sosya l ist B ir l ik Partisi i le
4
dost parti ler a ras ındaki işbirl iğ i . . . . . . . . . 1 0
P. Keuneman: Savaşan yığ ı n ları n bir l iğ i . . . . . .
L. Corva/an : ülkemizde s i lahs ız devri m nası l gerçekleşti
C. Costa: Mi l l i leştri lm iş kes im ve komünist konum
A . Norden : Kası m Devrim inden çı karı lan derslerin g ü ncel l iğ i . . . . . . . . . . . • . . •
E. Papaioannou : Yak ın g eçmiş in dersleri . . .
R. Rao : Oneml i b ir k i lometre taşı : H ind istan Komün ist Partis i 'n in Xi . Kongresi . . . . . • . . . •
G. Farakos: Savaş ım ve utku bayrağ ı . . . . •
H. Fforakis : Yuna nistan ' ın polit ik yaşa m ında önemli b i r o lay . . . . . . . . . . • . . . •
W. Stoph : Sosya l ist devlet ve top lumun ekonomik gel işmeSi . . . . . . .
Görüş değiştokuşu-Tartışma
xx: Tarı m sorunu ve gel işmekte olan ül kelerde
8
7
1 1
1 2
7
1 1
9
2
Sayfa 1 3
1 088
781
394
1 067
875
3
387
1 33
430
827
299
91 4
71 3
34
61 1
995
1 095
598
1 006
8 16
1 23
köylü lüğ ün rolü . . . . . . . . . . . • . . • 12 . • . 1 1 09
1 1 69
1. Barrios, L. Padi/la, K. Maydanik : Latin Amerika'da faş izmin doğuşu ve özel l ikleri .
F. Gamboa: Komün istler ve y ığ ı n lar ın b i l inci .
J. Gvişiani: Global modeller ol uşturma : Dünyadaki gel işmeleri n tümünün irdelenmesi .
xx : Top lumun devrimci dönüşümü iç in verilen savaş ım s ı rası nda ekonomi ve politi kan ın d iya lektiğ i
x x : Top lumun devrimci dönüşümü iç in veri len savaş ım s ı ras ında ekonomi ve politikan ı n d iya lektiği .
xx: Toplumun devrimci dönüşü mü için veri len savaş ım s ı ras ı nda ekonomi ve politi kan ın d iyalektiğ i
V. lagladin, i . Frolov: Komünistler ve za man ım ız ın g lobal sorun ları
W. Kashtan : Kapita l i zm in buna l ım ı ve komün istler .
i. Nörlund: Enerji sorununun s ın ı fsa l özü
G. Skarov: Ekonomik buna l ı m ve gel işmekte olan ü l keler
M. Schmidt: 1 974-1 975 buna l ı mı ndan sonra kapita l i zm
Görüşler
B. Bayigh : Etiyopya devrim in in yaşad ığ ı çeti n günler
D. S. Nguesso : Kongo : Bugünkü aşaman ı n başl ıca ödevleri
A. Malki: Anti -emperya l ist savaş ın gel işmesi
J. Mosotno: Afri ka 'n ın görünümü : Kurtuluş hareketin i n gerçek durumu v e perspektifleri .
J. B. Ponama : Reünyon ha lk ı özg ü rlük istiyor .
F. Brown: Çocuklar karş ıs ında ödevi miz .
i. Iskandary: i ran'da rej im in buna l ım ı .
R. Kosolapov: Sosya l ist ü lkü : Teori ve gerçekl i k
U. Fasio : Buna l ım içindeki Şi l i ekonomisi
V. B. : Nikaragua hal kıyla dayanışma .
F. Mahapagal: Amerikan emperya l izmi ve F i l ip inlerin bağ ı msızl ı ğ ı .
L. Mü/ler, F. Rische: F. Almanya'da tekelci sermaye : Yay ı lmacı eğ i l i mler .
W. Namiotkewicz: « Oç dünya teoris i »n in şovenist temeli
K. Kervan : Baskı lar ve terör du rdu ru lsun .
1 1 70
Sayı Sayfa
4 334
2 1 46
8 744
3 2 1 4
5 403
6 503
3 232
1 47
2 1 58
1 1 1 034
3 246
4 31 1
4 3 18
4 325
7 618
7 624
6 538
1 1 1 0 1 7
9 850
1 2 1 1 00
1 2 1 1 08
8 725
4 369
1 1 1 022
1 0 922
Sayı J. M. AI-Helvai: I ra k köyünde : Değiş imler ve sorunlar 7
M. O'Riordan: Sermayen in kozmopolitizmi ve işçi s ı nıfı n ın enternasyonal izmi . . • • • . .
xx: Bi lg in/er nötron bombasına karşı çıkıyor
A. Fantis: Yine i nsan hak ları konusu . . .
Bilim, kültür, ideoloji
A. Karaganov: Polit ik fi l m sorunu : Kapita l i st dünya s inemasında görülen bazı eğ i l im ler . . . . .
B. Köpetzi: Kültür, değerler sistemi, yaşam biçimi
Basın
9
7
8
7
8
Soyfa 630
839
639
735
646
754
G. Smirnov: Marksizm-lenin izm : Yaratıc ı l ı k ve kurucu luk 1 0 . • . 924
Olgular, veriler, haberler
A. Bolli, L. Soroni: Uluslara rası mafja ların en kan/ ıs ı
O. Vis/lekker, M. Pitfman : Günümüzde neo-nazizim ve neo-faşizm . . . . . •
xx: Somut ola ra k yan ıtlan ı rsa
xx: Eylemde enternasyonal izm
xx : Sayı/arla SBKP; RSDiP'nin ikinci Kongresin in 75. yı ldönümü üstüne . . . .
xx: Tekelci firmalar - Ahtopotlar
5
4
1 1
7
8
xx: Çocukluktan yoksun çocuk lar 7
xx: Emperya l izmin maskesini s ıy ıra n yen i materya l ler 1 0
E. Pahad: Kimin bağlaşı ğ ı ? Pek in ' in dış polit ikası üzerine 1 0
xx: SSCB'nde ça l ışma hakkı . . . . . . . • . . 7
xx: Barış ve sosyal izm davas ına daha öte h izmet dilekleri . . . . . . . . . .
xx: Federal A lma nya Cumhuriyetinde i lôn edi l miş haklar ve gerçek hak lar . . . . . . . . .
1 1
1 2
3
V. Per/o : Amerika B irleşik Devletleri 'nde finans kapital 4
xx: « Ba rı ş ve Sosya l izm Sorunlar ı », i l k yirmi y ı l 9
G. Wert: NATO'nun savaş makinesi . . . . . . • 1 0
92
442
361
1 045
663
763
669
936
928
658
1 054
1 1 32
258
347
8 12
9 1 0
1 1 71
Dze/ sayfa/ar
xx: TKP Merkez Komitesinin bildirisi . . . .
xx: TKP Merkez Komitesin in Mustafa Suph i' leri Anma
Sayı Sayfa
63
Komitelerine mesajı . . . . . . . . . • 70
xx: TKP Merkez Komites in in Türkiye Barı ş Derneğ i Kongresine mesajı . . . . 2 1 70
xx : TKP Merkez Komitesin in çağrısı 3 273
xx: TKP Merkez Komites in in bi ldiris i 3 275
xx : .. Bizim Radyo " nun 20. kuruluş yı ldönümü nedeniyle TKP Merkez Komitesi n i n kutlama mesajı . . 3 274
xx: TKP Merkez Komites in in 1 Mayıs belgi leri . . • . 4 382
xx: TKP Merkez Komites in in açık la ması . . . . . . 5 451
xx: TKP Merkez Komitesin in AKEL'in XiV. Kongresine mesajı . . . . . • . . . . . • . . . . . . 5 453
xx: TKP Merkez Komites in in i lerici Gençler Derneğ in in Kongres ine mesajı . . . . . . . . . . 5 458
x x : Merkez Komites in in i lerici Kad ın lar Derneği Kongresine mesajı . . . . . . . 5 460
xx : TKP Merkez Komites in in tüm u lusa l güçlere çağ rısı
xx: TKP Merkez Komites in in b i ld i ris i
xx : TKP Merkez Komitesin in bi ldirisi
xx: TKP Merkez Komitesi n in açık la ması
xx: TKP Merkez Komitesin in bi ld iris i
x x : TKP Merkez Komitesi n in bi ld irisi
xx : TKP Merkez Komitesi n i n çağrısı
xx : TKP M K Delegasyonunun 20 Kasım - 30 Kasım a ras ında Küba 'ya ya ptığ ı gez i nedeniyle yayı n lanan bas ın komüni kesi . . . . . . .
6 546
6 549
6 550 7 671
9 863
1 0 958
1 2 1 1 43
1 2 1 1 46
xx: TKP i KP'nin ortak komünikesi . . . . . . . 1 2 1 1 49
x x : TKP M K Genel Sekreteri i. B i len yoldaşın BKP M K Genel Sekreteri Luis Carlos Prestes yoldaşa mesajı . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın PBiP M K B i rinci Sekreteri Edward Gierek yoldaşa mesaj ı . . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın ÇKP M K Genel Sekreteri Gustav Husak yoldaşa mesajı
xx: TKP MK Genel Sekreteri i . Bilen yoldaşın Holla nda Komü nist Partisi 26. Kongresine mesajı . . . . . .
1 1 72
65
66
67
68
x x : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın RKP M K Genel Sekreteri v e RSC Başkan ı N i kolae Ceauşescu yoldaşa mesaj ı . . . . . . . . . • . .
xx : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın Dünya Gençl ik Federasyonunun X. Kongresi ne mesajı . . .
x x : TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaş ın BKP M K . B i ri nci Sekreteri v e B H C Devlet Konseyi Başkan ı Todor
J ivkov yoldaşa mesajı . . . . . . . . . . . .
xx : TKP MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaş ın Almanya Sosya l ist Bir l ik Pa rtisi Merkez Komitesine mesajı . . .
xx: TKP MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaşın Uruguay Komünist Partisi MK Genel Sekreteri Rodey Arismendi yoldaşa mesajı . . . . . . . . . . . . . .
xx : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın H indistan Komünist Partisi Xi . Kongresi ne mesajı . . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Belçika Komünist Partisi Merkez Kom itesi ne mesajı . . . . .
x x : TKP MK Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Avusturya Komün ist Partisi Merkez Kom itesine mesajı . . . . .
x x : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ı n YKP MK Bir inci Sekreteri H . Florakis yoldaşa mesajı . .
x x : TKP MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaş ın Batı Berlin Sosya l ist B i rl i k Partisi Başka n l ığ ı na mesajı
xx: TKP MK Genel Sekreteri i . Bilen yoldaş ın Güney Afrika Komünist Partisi Merkez Komitesine mesajı . .
x x : TKP M K Genel Sekreteri i. Bilen yoldaşın YKP M K Genel Sekreteri H . Florakis yoldaşa mesajı . . . .
x x : TKP MK Genel Sekreteri i . Bi len yoldaş ın Yugoslavya Komün istler Birliği Xi . Kongresine mesajı
xx : TKP MK Genel Sekreteri i . Bilen yoldaş ın Al man Komünist Partisi Prezidyumuna mesajı . . . . . .
xx : TKP M K Genel Sekreteri i . Bilen yoldaş ın Venezuela Komünist Partisi Başkanı Gustav Ma hado yoldaşa mesajı . . . . . . . . . . . . . . . .
xx : TKP MK Genel Sekreteri i. Bilen yoldaş ın Batı Ber-l i n Sosya l ist Bir l ik Partisi Başkanı Horst Sch mitt yol-
Sayı
2
3
3
3
3
4
4
5
5
5
5
6
7
7
daşa mesaj ı . . . . . . . . . . . . . . . . 7
xx : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın SBKP M erkez Komitesine mesajı . . . . . 7
Sayfa
69
1 71
276
277
277
278
384
384
452
455
456
457
552
674
675
676
677
1 1 73
Sayı Sayfa xx: TKP M K Genel Sekreteri ı. Bi len yoldaşın Xi . Dünya Gençl i k ve öğrenci Festival i ne katı lan dünya gençl iğ i tems i lc i lerine mesajı . . . . . . . . . . . . . 7
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın « Barış ve Sosya l izm Sorun ları .. dergis i redaksiyonuna mesajı . . 8
xx: TKP MK Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın Vene-zuela Komünist Partisi Merkez Komites ine mesajı 8
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Şi l i Ko-münist Partisi Merkez Komites ine mesajı . . . . . 9
xx: TKP M K Genel Sekreteri ı. B i len yoldaşın I ran Tu-deh Partisi Merkez Komitesine mesaj ı 9
xx: TKP M K Genel Sek reteri i. Bi len yoldaş ın Alman Komünist Partisi Yönetim Kuruluna mesajı . . . . . 9
xx: TKP MK Genel Sekreteri ı. Bi len yoldaşı n Batı Ber-lin Sosyal i st B ir l ik Partisi Yönetim Kuruluna mesaj ı . . 9
xx: TKP MK Genel Sekreteri i . Bi len yoldaş ın Norveç Komünist Partisi Genel Başka n ı Knutsen yoldaşa mesajı 9
xx: TKP M K Genel Sekreteri ı. B i len yoldaşın Avus-tralya Sosya list Partisi 3. Kongresine mesaj ı . . . . 9 xx: TKP MK Genel Sekreteri ı. Bi len yoldaş ın Fransız, ıta lyan, Portek iz ve Ispanya Komün ist Partileri Merkez Komitelerine mesaj ı . . . . . . . . . . . . . 1 0 xx: TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaşın Peru Komün ist Partis i Merkez Komites ine mesajı . . . . . . 1 0
xx: TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaşı n AKEL M K Genel Sekreteri E. Papaioanneu yoldaşa mesajı . . . 1 0 xx : TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaşın Alma n Komünist Partisi Başkan ı Herbert Mies yoldaşa mesajı 1 0 xx: TKP M K Genel Sek reteri i . Bi len yoldaşın ısra i l Komünist Partisi Genel Sekreteri Meir Vi lner yoldaşa mesajı 1 0 xx : TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaşın Yemen Sosya l ist Partisi MK Genel Sekreteri Abdel Fattah ısmai l yoldaşa mesajı . . . . . . . . . . . . 1 0 x x : TKP M K Genel Sekreteri i . Bilen yoldaş ın Avusturya
678
770
772
865
865
866
867
868
868
960
961
962
963
964
965
Komünist Partis i Merkez Komitesine mesajı . . . . . 1 1 1 062 x x : TKP MK Genel Sekreteri i . Bilen yoldaşın Sovyetler B i rl iğ i Komünist Partisi Merkez Komitesine mesaj ı . . 1 1 1 06 1 xx: TKP MK Genel Sekreteri i . Bi len yoldaşın Portekiz Komünist Partisi Genel Sek reteri Alvaro Cunhal yol-daşa mesaj ı . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 . . . 1 063
1 1 74
](x: TKP M K Genel Sekreteri i. Bilen yoldaşın Yunanistan Komünist Partisi Merkez Komitesine mesajı • . .
xx: TKP M K Genel Sek reteri i. Bi len yoldaş ın Hol landa Komünist Partisi Merkez Komitesine mesajı . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Macar Sosya list i şçi Partisi Merkez Komitesine mesaj ı . . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaş ı n Polonya B irleşik Işçi Partisi Merkez Komitesine mesaj ı . _ . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Küba Komünist Partisi M K Birinci Sekreteri F. Castro Ruz yoldaşa mesajı . . . . . . . . . . . . . . . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın Alman Sosyalist Bir l ik Partisi Merkez Komitesi ne mesajı . . .
x x : TKP M K Genel Sekreteri i . B i len yoldaş ı n Al man Komünist Partisi Yönetim Kuruluna mesaj ı . . . . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşı n Batı Berl i n Sosya l ist B irl i k Partis i Yönetim Kuruluna mesajı . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın «TKP'n in Sesi » radyosuna son polit ik gel işmelerle i lg i l i ver-d iğ i demeç . . . . . . . . . . . . . . . .
xx: TKP M K Genel Sek reteri i. B i len yoldaş ın « Ulusa l Demokratik Cephe Soru n u » üzerine " TKP'nin Sesi .. radyosunda yaptığ ı konuşma . . . . . . . • . . .
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bilen yoldaşın Merkez Komitesi Plenumunda okuduğu Pol it ik Büro Raporundan
xx : TKP M K Genel Sek reteri i. Bi len yoldaş ın « Barı ş ve Sosya l izm Sorunla rı .. derg is in in 20. yı ldönümü nedeniyle düzenlenen tören toplant ıs ı nda yaptı ğ ı konuşma
xx : TKP M K Genel Sekreteri ı . B i len yoldaş ın Başbaka n Bülent Ecevit'e aç ık mektubu . . . . • . . • .
xx: 1 2-16 Ara l ı k 1 978 günleri a rası nda Sofya'da dü-zenlenen «Sosya l izmin, komünizmin kuruluşu ve dünya gelişmesi » konulu u lus lara rası teorik konferansta TKP
Sayı
1 1
1 1
1 1
1 2
1 2
1 2
1 2
1 2
5
6
6
9
1 1
Sayfa
1 064
1 065
1 066
1 1 54
1 1 50
1 1 51
1 1 52
1 1 53
-461
554
561
871
1 058
M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşı n yaptığı konuşma 1 2 . . _ 1 1 59
x x : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın BKP M K organ ı « Ro botniçesko delo» gazetesine demeci . . . 1 2 • • . 1 1 66
xx : TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın Kahra-manmaraş olayları üstüne "TKP'n in Ses i » radyosunun ·sorusuna verdiği yanıt . . . . . . . . . . . . 1 2 • . . 1 1 57
1 1 75
xx : ÇKP M K Genel Sekreteri Gustav Husak yoldaş ı n TKP MK Genel Sekreteri i . B i l en yoldaşa mesajı .
xx: AKEL MK Genel Sekreter Yardı mcıs ı Andreas Fantis yoldaş ın TKP Merkez Kom itesine mesajı .
xx: Küba Komünist Partisi Merkez Komites in in Türkiye Komünist Partisi Merkez Komites ine mesajı .
xx: AK EL MK Genel Sekreter Ya rd ı mcıs ı Andreas Fantis yoldaşın ürün Yayınevine gönderd iğ i dayanışma mesajı .
xx : Londra AK EL örg ütünün TC Başbakanı Bülent Ecevit'e gönderdiği protesto telgrafı
xx: i ran Tudeh Partisi MK B irinci Sekreteri i . Eskandari yoldaş ın TKP Merkez Komites ine mesajı .
x x : Alman Komün ist Partisi Genel Başkanı Herbert Mies yoldaş ın TKP Merkez Komitesine mesajı .
xx: Ara p ül keleri Komün ist ve işçi Part i ler inin Danışma Toplant ıs ına katı /an parti lerin TKP M K'ne mesajı .
xx: Yunan istan Komün ist Partisi X. Kongresine katı /an TKP temsi lcisi n in konuşması .
xx: Karl Marks' ı n 1 60. doğum y ı ldönümü dolayıs ıyle DAC'n in Karl Marks kentinde düzenlenen toplantıda TKP MK Pol it ik Büro üyesi A. Sayda n yoldaş ın TKP delegasyonu ad ına yaptığ ı konuşma .
xx: TKP temsi lcis in in 1 4-16 Haziran 1 978'de UlanBator'da düzenlenen «Tarım sorunu ve u lusal kurtu luş devrimin in bugünkü aşamasında köyl ü lüğün rolü .. ko-
Sayı
2
9
9
9
9
1 0
1 2
1 2
5
5 .
nu lu u lus lara ras ı teorik konferansta yağtığ ı konuşma 6
xx: Alman Komünist Partis in in Manheim Kongresinde TKP temsi lc is in in yağtığ ı konuşma . 1 0
xx: TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaş ın k ısa biyografisi
A. Soydan : Güçler dengesi ve yeni hükümet
A. Soydan: Maden-iş g revi ve sonuçları .
1 1 76
2 3 5
1
2
Soyfa
1 72
869
870
870
870
966
1 1 56
1 1 55
464
. 467
556
967
71 1 73 279 471
88
1 82
«Yeni çağ» dan Okurlara
Federal Almanya'daki okurlarımız «Yeni çağ » derg isini ve TKP'nin diğer yayınlarını , listesini yayınladığımız kitapçı lardan satın alabilirler.
ı . «Yeni çağ »
2. «Atı l ı m » . .
3. L. i . Brejnev, « Lenin ' in 1 00. yı ldönümü, SBKP'nin XXiV. Kongresi, SSCB'n in 50. y ı l ı » . . . .
4. Nazım Hi kmet, Bütün Eserleri (8 e i lt) ciddi
5. B i l imsel komünizm
6. Len in (biografisi)
7. Sovyetler B i rl iğ i Komünist Partisinin Programı .
8. Büyük Oktobr 50 yaşında
9. S, Ostüngel, «Savaş Yol u »
1 0. S . Ostüngel, .. Günümüzde TKP»
1 1 . S. Ostüngel, «Güneşli Dünya »
1 2. S. Ostüngel, «Türkiye Olayları - 1 973» .
1 3. A. Soydan, «Sın ıf savaşında yeni aşama » .
1 4. A. Saydan, « Alman Demokratik Cumhuriyeti ..
1 ,- DM
0,50 DM
5,- DM
7,50 DM
7,- DM
5,- DM
3,- DM
3,- DM
1 0,- DM
5,- DM
5,- DM
1 ,- DM
5,- DM
3,- DM
1 5. A. Soydan, «Yedi Sosya list Ol kede Dün-Sugün-Yarın » , , 3,- DM
1 6. A. Saydan, «Sovyetler B irl iğ inde 12 Gün» . . • . • 2,- DM
Ayrıca derg imize a bone olmak ve TKP'nin diğer yayın ların ı edinmek istiyenler aşağ ıdaki adrese başvurabil irler :
Yeni çağ - Stredisko pro rozsirovani tisku Praha 6 Thakurova 3 Czeehoslovakia
1 1 77
1 1 78
• 'ii
.. V E N I Ç A G .. I
O K U
V E
O K U T I
ı Ç i N D E K I L E R
Gus Hall Çelişki lerin engebeli yolu o
Vaklav Hula Ekonomik i lerlemenin güçlü bir etkeni Emile Habibi, Naim Aşhab Orta Doğu'da barışa karşı komplo Ezekias Papayoannu Yakın geçmişin dersleri o
Hugo Fazio Buna l ım içindeki Şili ekonomisi Vo Bo : Nikaragua halkıyla daya nışma xx: Tar ım sorunu ve gel işmekte olan ülkelerde köylülüğ ün xx : Barış ve sosya l izm davas ına daha öte h izmet di lekleri
D Z E L S A Y F A L A R
Sayfa
1 067
1 078
1 088
1 095
1 1 00
1 1 08
rol ü 1 1 09
1 1 32
xx : TKP Merkez Kom ites in in çağ rısı o o o o o o 1 1 43
xx: TKP Merkez Komitesi delegasyonunun 20 Kas ım - 30 Kas ım a rası nda Küba'ya yaptığ ı gezi nedeniyle yay ın lanan bası n komü-n ikesi o o o o o o o o o o o o o o o o o 1 1 46
xx: TKP - I KP'nin ortak komünikesi o o o o o o o o o o 1 1 49
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın Küba Komünist Par-tisi MK Birinci Sekreteri Fidel Castra Ruz yoldaşa mesajı o o o o 1 1 50
xx: TKM M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaş ın Alma nya Sosya l ist B i rl i k Partisi Merkez Komitesine mesajı 1 1 51
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. B i len yoldaş ın Alma n Komün ist Partisi Yönetim Kuruluna mesajı o o o o o o o o o 1 1 52
xx: TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yoldaşın Batı Berl in Sosya l i st B i rl i k Partisi Yönetim Kuru luna mesajı o o o o o o o 1 1 53
xx: TKP MK Genel Sek reteri i . Bi len yoldaşın Polonya Bi rleşik i şçi Partisi Merkez Komites ine mesajı o • o o o o o • o • o o 1 1 54
xx : Arap lJIkeleri Komün ist ve Işçi Parti lerinin Danışma Topla ntı -sına katı lan parti lerin TKP Merkez Komitesi ne mesajı . . . . . 1 1 55
xx: Alman Komünist Partisi Genel Başkan Herbert Mies yoldaş ın TKP Merkez Komitesine mesajı o o o o o o o o • o • o o 1 1 56
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın Kahra manma raş olayları üstüne «TKP'n in Sesi » radyosunun sorusuna verdiğ i yanıt 1 1 57
xx : 1 2-1 6 Ara l ı k 1 978 g ün leri a rasında Sofya'da düzenlenen «Sosyal izmin, komünizmin kuruluşu ve dünya gelişmes i » konulu u luslara rası teorik konferansta TKP M K Genel Sekreteri i . Bi len yol -daş ın ya ptığ ı konuşma o o • • o o o o o o o o o • o o 1 1 59
xx: TKP M K Genel Sekreteri i. Bi len yoldaşın BKP Merkez Komi-tesi organı « Ra botniçesko delo» gazetesin� demec i . o • o o o 1 1 66