Top Banner
Sayı 315 6 TL Ağustos 2015 www.elektrikdergisi.com Yıl EnErjinin mErkEz bankası gEliyor ağustos’ta ElEktrik tükEtimi yüzdE 3,2 arttı ankara mEktubu: EnErji karnEmiz yaPılarla bütünlEŞik FotoVoltaik sistEmlEr rıFlınE ComPlEtE rÖlE sistEmi tErmograFinin ilkElErinE giriŞ 24 40 54 84 86 88 arEnada boğadan yana olmak... 21 ÖZEL BÖLÜM: EnErji kalitEsi 98 BAZ İSTASYONLARI YöNETMELİğİ İPTAL EDİLDİ, GöZLER BTİK’TE… EnErji, ElEktrik, AydınlAtmA, ElEktronik vE otomAsyon mühEndisliği dErGisi DOSYA Nereden geldi, nereye gidiyor: Düşen petrol fiyatlarına küresel bir bakış
116

Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Jul 23, 2016

Download

Documents

Enerji, Elektrik, Aydınlatma, Elektronik ve Otomasyon Mühendisliği Dergisi
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Sayı

315

6 T

LAğ

usto

s 20

15

www.elektrikdergisi.comYıl

EnErjinin mErkEz bankası gEliyor ağustos’ta ElEktrik tükEtimi yüzdE 3,2 arttı ankara mEktubu: EnErji karnEmiz yaPılarla bütünlEŞik FotoVoltaik sistEmlEr rıFlınE ComPlEtE rÖlE sistEmi tErmograFinin ilkElErinE giriŞ

244054848688

arEnada boğadan yana olmak...

21

ÖZEL BÖLÜM: EnErji kalitEsi

98

Baz İstasyonları yönetmelİğİ İptal edİldİ, gözler BTİK’Te…

E n E r j i , E l E k t r i k , A y d ı n l A t m A , E l E k t r o n i k v E o t o m A s y o n m ü h E n d i s l i ğ i d E r G i s i

DOSYANereden geldi, nereye gidiyor:

düşen petrol fiyatlarına küresel bir

bakış

Page 2: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 3: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.aksarayenerji.com.tr

Güven veren enerji

Tüm teknik norm ve standartların belirleme kurumu olan TSE Kalite Kampüsü’nün Gebze tesisleri Aksaray Enerji Farkıyla, 1 MW’lık Güneş Enerji Sistemleri’yle hayat buluyor. Dünya standartlarında gerçekleştirilen bu proje ile TSE Kalite Kampüsü, senelik ortalama 1,2 GW elektrik üretimiyle Türkiye’nin elektrik ihtiyacına katkı sağlayacaktır.

Page 4: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

MERKEZ HEAD OFFICE

İstanbul Anadolu Yakası OSBGazi Bulvarı No:39-41 34953 TUZLA - ISTANBUL - TR T: +90 216 593 00 50 (10) F: +90 216 593 00 60 [email protected]

FABRİKA FACTORY

Çaycuma OSB 1 NoluMeydan 6. ve 7. Sk. Çaycuma - ZONGULDAK T: +90 (372) 638 55 88 / 99 F: +90 (372) 638 55 99

FABRİKA RUSYAFACTORY RUSSIA

238440,Russia, Kaliningradskaya obl., Bagrationovskii r-n.,pos. Razdolnoe,Papenburgskaya ul. 2. T: +7 4015 666 358F: +7 4012 341 242http://[email protected]

ORTA DOĞU OFİSMIDDLE EAST OFFICE

Box No: 9677 P6-93,SAIF ZONE SHARJAH,U. A. E.T: +971 6 5574060 F: +971 6 5574020

ANKARA OFİSANKARA OFFICE

Mertebe sok. 26/2 BeştepeAnkara – TURKEYT: +90 312 222 62 94 F: +90 312 222 62 95

İZMİR OFİSİZMİR OFFICE

Karahasan Atlı İşmrk.1203/9 Sokak no:3/BYENİŞEHİR-İZMİR T: +90 232 449 88 08GSM: +90 530 976 99 77

w w w . g e r s a n . c o m . t r

“TÜRKİYE’ninİLK ve TEK YERLİ ÜRETİMELEKTRİKLİ ARAÇŞARJ İSTASYONU”

Page 5: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

MERKEZ HEAD OFFICE

İstanbul Anadolu Yakası OSBGazi Bulvarı No:39-41 34953 TUZLA - ISTANBUL - TR T: +90 216 593 00 50 (10) F: +90 216 593 00 60 [email protected]

FABRİKA FACTORY

Çaycuma OSB 1 NoluMeydan 6. ve 7. Sk. Çaycuma - ZONGULDAK T: +90 (372) 638 55 88 / 99 F: +90 (372) 638 55 99

FABRİKA RUSYAFACTORY RUSSIA

238440,Russia, Kaliningradskaya obl., Bagrationovskii r-n.,pos. Razdolnoe,Papenburgskaya ul. 2. T: +7 4015 666 358F: +7 4012 341 242http://[email protected]

ORTA DOĞU OFİSMIDDLE EAST OFFICE

Box No: 9677 P6-93,SAIF ZONE SHARJAH,U. A. E.T: +971 6 5574060 F: +971 6 5574020

ANKARA OFİSANKARA OFFICE

Mertebe sok. 26/2 BeştepeAnkara – TURKEYT: +90 312 222 62 94 F: +90 312 222 62 95

İZMİR OFİSİZMİR OFFICE

Karahasan Atlı İşmrk.1203/9 Sokak no:3/BYENİŞEHİR-İZMİR T: +90 232 449 88 08GSM: +90 530 976 99 77

w w w . g e r s a n . c o m . t r

“TÜRKİYE’ninİLK ve TEK YERLİ ÜRETİMELEKTRİKLİ ARAÇŞARJ İSTASYONU”

Page 6: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

We put the wein Empower

Page 7: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 8: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİMÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:106378 Ostim - Ankara / TÜRKİYETel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

140019001

[email protected]

IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi

Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV)

AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri

Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri

PLC-SCADA-RTU Yazılım HizmetleriEnerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları

Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri

Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİMÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:106378 Ostim - Ankara / TÜRKİYETel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

140019001

[email protected]

IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi

Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV)

AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri

Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri

PLC-SCADA-RTU Yazılım HizmetleriEnerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları

Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri

Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

AYNI ANDA ÇOKLU VE GÜVENLİ KULLANIM

Zengin ürünçesitliligi

Açılır kapaklıgüvenli montaj

Çocuk KorumaÖzelligi

Askı aparatıile kolay kullanım

Page 9: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

AYNI ANDA ÇOKLU VE GÜVENLİ KULLANIM

Zengin ürünçesitliligi

Açılır kapaklıgüvenli montaj

Çocuk KorumaÖzelligi

Askı aparatıile kolay kullanım

Page 10: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

PROTECTION, AUTOMATION & CONTROL (PAC)

Built upon decades of research, development, and

leveraging numerous operational experiences in

secondary power systems, NR Electric has

developed a unified and integrative Protection,

Automation and Control (PAC) solution for power

system; from the station level to the grid level,

including communication infrastructure.

At a network level, the solution includes:

Energy Management System (EMS)

Distributed Management System (DMS)

Auto-Meter Reading System (AMR)

Power Stability Control System (PSCS)

Wide Area Measurement System (WAMS)

Disturbance & Fault Management System (DFMS)

Relay Management System

CCTV Management System

FACTS & HVDC

Innovative FACTS & HVDC are cost effective solutions

for the next generation smart grid.

NR Electric’s FACTS solutions are built upon in-depth

acknowledge of existing transmission systems,

providing power companies with fast voltage

regulation, effective active power control and load

flow control to improve the reliability and quality of

power supply.

For HVDC transmission, NR Electric can provide

VSC-HVDC converter valve, DC instrument

transformers, control and protection of both

VSC-HVDC and LCC-HVDC. NR Electric provides

turnkey VSC-HVDC solution including system study,

schematic design, product delivery, site

commissioning and operation support.

RENEWABLE ENERGY GENERATION

NR ELECTRIC,Global Solution Provider for Electrical Power Industry

PROTECTION AUTOMATION & CONTROL

FACTS & HVDC

RENEWABLE ENERGY GENERATION

NR Electric Co., Ltd.

69 Suyuan Avenue, Nanjing 211102, ChinaTel: +86 25 8717 8888 Fax: +86 25 8717 8999E-mail: [email protected]

[email protected]

NR Electric values environmentally friendly and

renewable energy projects. NR Electric is committed

to the protection of the environment. Our integrated

renewable energy offerings include major

solar/wind farm equipment and systems such as

photovoltaic inverters, wind energy converters,

SVC/STATCOM, protection, automation, SCADA, and

renewable generation management systems.

PV Grid-Connection Inverter

Battery Energy Storage Solution

Volt-Var Control

VSC-HVDC SuperConTM Transmission

Renewable Generation Forecast

Renewable Energy Central Control and

Management System

NR Electric Co., Ltd. (Turkey Liaison Office)

Batı Sitesi Mahallesi Gersan Sanayi Sitesi 2310. Sok. No:20 Yenimahalle AnkaraTel: +90 (0)312 256 77 11 Fax: +90 (0)312 256 77 71 E-mail: [email protected]

PROTECTION, AUTOMATION & CONTROL (PAC)

Built upon decades of research, development, and

leveraging numerous operational experiences in

secondary power systems, NR Electric has

developed a unified and integrative Protection,

Automation and Control (PAC) solution for power

system; from the station level to the grid level,

including communication infrastructure.

At a network level, the solution includes:

Energy Management System (EMS)

Distributed Management System (DMS)

Auto-Meter Reading System (AMR)

Power Stability Control System (PSCS)

Wide Area Measurement System (WAMS)

Disturbance & Fault Management System (DFMS)

Relay Management System

CCTV Management System

FACTS & HVDC

Innovative FACTS & HVDC are cost effective solutions

for the next generation smart grid.

NR Electric’s FACTS solutions are built upon in-depth

acknowledge of existing transmission systems,

providing power companies with fast voltage

regulation, effective active power control and load

flow control to improve the reliability and quality of

power supply.

For HVDC transmission, NR Electric can provide

VSC-HVDC converter valve, DC instrument

transformers, control and protection of both

VSC-HVDC and LCC-HVDC. NR Electric provides

turnkey VSC-HVDC solution including system study,

schematic design, product delivery, site

commissioning and operation support.

RENEWABLE ENERGY GENERATION

NR ELECTRIC,Global Solution Provider for Electrical Power Industry

PROTECTION AUTOMATION & CONTROL

FACTS & HVDC

RENEWABLE ENERGY GENERATION

NR Electric Co., Ltd.

69 Suyuan Avenue, Nanjing 211102, ChinaTel: +86 25 8717 8888 Fax: +86 25 8717 8999E-mail: [email protected]

[email protected]

NR Electric values environmentally friendly and

renewable energy projects. NR Electric is committed

to the protection of the environment. Our integrated

renewable energy offerings include major

solar/wind farm equipment and systems such as

photovoltaic inverters, wind energy converters,

SVC/STATCOM, protection, automation, SCADA, and

renewable generation management systems.

PV Grid-Connection Inverter

Battery Energy Storage Solution

Volt-Var Control

VSC-HVDC SuperConTM Transmission

Renewable Generation Forecast

Renewable Energy Central Control and

Management System

NR Electric Co., Ltd. (Turkey Liaison Office)

Batı Sitesi Mahallesi Gersan Sanayi Sitesi 2310. Sok. No:20 Yenimahalle AnkaraTel: +90 (0)312 256 77 11 Fax: +90 (0)312 256 77 71 E-mail: [email protected] k.

Page 11: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

k.

Page 12: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 13: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Bağdat Mah. D.100 Karayolu Cad. No:368 | Kartepe / Kocaeli / TÜRKİYE

Tel : (+90) 262 - 375 23 60 | Faks: (+90) 262 - 375 23 22 - 30 21

[email protected] / www.elimsan.com

Metal Muhafazalı Modüler HücreKusursuz mühendislikle tasarlanarak IEC 62271-200 standartlarında üretilen hücre, ICMET ve CESI laboratuvarlarında yapılan testlerde üstün teknolojisini ve güvenilir-liğini kanıtlamıştır.

Metal Bölmeli Modüler HücreModüler yapısı ve tasarım esnekliği ile Dünya genelinde kabül gören Hava Yalıtımlı, Metal Bölmeli, Arabalı Modüler Hücrele-rin yüksek güvenlikli yapıları KEMA, CESİ, ICMET laboratuvarlarında test edilerek ispatlanmıştır.

KöşkIEC 62271 standardında üretilen ICMET Sertifikalı Elimsan Beton ve Prefabrik Köşkler, maksimum operatör güvenlikli ve zorlu iklim şartlarına dayanıklı yapıları, çev-reye uyumu ve kolay kurulumu ile komple çözümler sunar.

Gaz Yalıtımlı Hücre IEC 62271-200 standardında üretilen SF6 Gaz İzoleli Hücreler ICMET ve CESI labaratuarlarında yapılan testlerde güvenilirliğini ve kalitesini belgelemiştir.

Yenilenebilir Enerji Projelerinizde, Orta Gerilim ürün çözümleriniz için yerli üreticileri tercih ettiğiniz takdirde, devlet teşviklerinden yararlanmanız mümkün.i

YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMLARINIZDA %100 YERLİ ÜRETİM KAPASİTEMİZLE YANINIZDAYIZ

ORTA GERİLİM ÇÖZÜMLERİMİZ

ELİMSAN TEKNİK SERVİS

444 64 157 24

Bağdat Mah. D.100 Karayolu Cad. No:368 | Kartepe / Kocaeli / TÜRKİYE

Tel : (+90) 262 - 375 23 60 | Faks: (+90) 262 - 375 23 22 - 30 21

[email protected] / www.elimsan.com

Metal Muhafazalı Modüler HücreKusursuz mühendislikle tasarlanarak IEC 62271-200 standartlarında üretilen hücre, ICMET ve CESI laboratuvarlarında yapılan testlerde üstün teknolojisini ve güvenilir-liğini kanıtlamıştır.

Metal Bölmeli Modüler HücreModüler yapısı ve tasarım esnekliği ile Dünya genelinde kabül gören Hava Yalıtımlı, Metal Bölmeli, Arabalı Modüler Hücrele-rin yüksek güvenlikli yapıları KEMA, CESİ, ICMET laboratuvarlarında test edilerek ispatlanmıştır.

KöşkIEC 62271 standardında üretilen ICMET Sertifikalı Elimsan Beton ve Prefabrik Köşkler, maksimum operatör güvenlikli ve zorlu iklim şartlarına dayanıklı yapıları, çev-reye uyumu ve kolay kurulumu ile komple çözümler sunar.

Gaz Yalıtımlı Hücre IEC 62271-200 standardında üretilen SF6 Gaz İzoleli Hücreler ICMET ve CESI labaratuarlarında yapılan testlerde güvenilirliğini ve kalitesini belgelemiştir.

Yenilenebilir Enerji Projelerinizde, Orta Gerilim ürün çözümleriniz için yerli üreticileri tercih ettiğiniz takdirde, devlet teşviklerinden yararlanmanız mümkün.i

YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMLARINIZDA %100 YERLİ ÜRETİM KAPASİTEMİZLE YANINIZDAYIZ

ORTA GERİLİM ÇÖZÜMLERİMİZ

ELİMSAN TEKNİK SERVİS

444 64 157 24

Page 14: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

İÇİNDEKİLER22

ElEktrik şirkEtlErinin

bankalara borcu türkiyE’yi tEhdit

Ediyor

24

EnErjinin mErkEz bankası gEliyor

26

tkdk artık yEnilEnEbilir

EnErjiyE dE hibE vErEcEk

28

danıştay: Park vE okul yanına baz istasyonu

kurulamaz

30

itü’nün günEş EnErjili ailE

otomobili

32

günEştE küçük ürEticinin

önündEki EngEllEr kalkıyor

34

makEl iran Fuarı’nda

36

total türkiyE’nin yEni sahibi dEmirörEn

38

gEçici sEçim hükümEtindE EnErji vE tabii kaynaklar

bakanı ali rıza alaboyun oldu

40

ağustos’ta ElEktrik tükEtimi

yüzdE 3,2 arttı

42

ilk yüzEn günEş santralimiz

sEFErihisar’a

44

“PEtroldEki tarihi düşüş

türkiyE için büyük şans”

30

46

DOSYAnErEdEn gEldi, nErEyE gidiyor: düşEn PEtrol

Fiyatlarına kürEsEl bir bakış

14

Ağustos2015

Page 15: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

SAYI 315 • Ağustos (2015 - 08)

52

gElEcEğin tEknolojilEri: googlE’ın yEni ProjEsi

EnErji vErimliliğini artıracak

54

ankara mEktubu: EnErji karnEmiz

60

ElEktrik tarihindE yolculuk: osmanlılar

dönEmindE vE cumhuriyEt’in ilk

yıllarında ülkEmizdEki ElEktriğin kısa bir tarihi

62

bilirkişi raPorları: işvErEn yEtkililErinin gErEkli

Eğitimi vErmEmiş olmaları nEdEniylE...

84

yaPılarla bütünlEşik Fotovoltaik sistEmlEr

86

rıFlınE comPlEtE rölE sistEmi

88

tErmograFinin ilkElErinE giriş

91

EnErji kalitEsindE ıEc61000-4-30 class a vE

En50160 yEtErli mi?

40

68

71

80

105

ElektrikgüncesiENERJİ DÜNYASINDAN

ÖZEL BÖLÜM: EnErji kalitEsi

98

15

Ağustos2015

Page 16: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 17: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 18: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

550 kV’a kadar Silikon Kompozit;

Page 19: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 20: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 21: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 22: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VEOTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹

Yerel Süreli Yay›nAvrupa Bak›r EnstitüsüTürkiye Medya Partneri

Say›: 315 - Ağustos 2015

Kaynak Yay›n Tan›t›m ReklamSan. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi,

Yay›n YönetmeniSorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü

Ersin [email protected]

Genel Yay›n KoordinatörüEkim N. KAYA

[email protected]

Haber SorumlusuCan Cengiz

[email protected]

Reklam KoordinatörüAyhan ÜSTÜNER

[email protected]

Reklam MüdürüZiya ALKAN

[email protected]

Tasarım1001 Ajans

Ayda bir ç›karSayı fiyat›: 6 TL.

Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 70 TL.Ö¤renciler için 40 TL.

Yönetim YeriEski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk.

No:30 K:2 D:10 34387Mecidiyeköy-‹ST.

Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx)Faks: (0 212) 272 33 90

web: http://www.elektrikdergisi.com

Ankara Bölge TemsilcisiRamazan PEKTAŞ

JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti.Tel: 312-433 74 76Fax: 312-438 74 77

Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş.100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88

Ba¤c›lar/‹ST.Tel: (0212) 629 00 24-25Faks: (0212) 629 20 13.

‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan

izinsiz al›nt› yap›lamaz.Son Bask› Tarihi: Eylül 2015

YAYIN DANIŞMA KURULU ELEKTRomEKANiK SANAYii

Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan›muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤›

mustafa NURDo⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan›Bülent DAmAR Pelka Yön. Kur. Başkan›

Dr. Arnold HoRNFELD Siemens Türkiye eski Başkan›

TRAFo VE ŞALT CiHAZLARI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd.

Ergin D‹KmEN TEKON Enerji A.Ş.Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan›

Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman›

KoNDANSATÖRLER Hakk› oNAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi

Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü

ELEKTRiK mAKiNALARI Prof. Dr. Kemal SARIo⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi

Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü

ELEKTRiK ‹LETim VE DAĞITIm SiSTEmLERi Dr. T. Tunçay ÇAYLI

Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan›

A.G. TESiSAT, ŞALT CiHAZLARI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md.

Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü

ELEKTRiKLi ULAŞIm Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü

Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

GÜÇ ELEKTRoNiĞi Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan›

Prof. Dr. Hac› BoDUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi

GÜVENLiK U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti.

oTomASYoN ENSTRÜmANTASYoN Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md.

Levent SÖKmEN Allen-Bradley - TürkiyeErtan SÖYLEmEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd.Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹m Yak›n Do¤u Üniversitesi

ÖLÇÜ VE KoNT. CiHZ. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi

Ça¤atay KÖKSALo⁄LU DKE Genel MüdürüAli mANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu BaşkanıHalis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü

o¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd.

YILDIRImDAN KoRUNmA Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd.

Harun SIRmABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk.

AYDINLATmA Prof. Dr. mehmet Ş. KÜÇÜKDo⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan›

Prof.Dr. Sermin oNAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü

ELEKTRiK mÜH. EĞT. Prof. Dr. Ahmet DERV‹Şo⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi

KALiTE VE STANDARTLAR Dr. Sait SAmLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü

ANAHTAR TESLimi SiSTEmLER VE FABRiKA ELEKTRiFiKASYoNU Ömer oYDAIŞIK SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü

mÜHENDiS ÖRGÜTLERi Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

Page 23: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Geçen ay bu sayfamızdaki “Barış; hemen şimdi” başlıklı yazı ve dergimizin “İnsanlarımız Ölme-sin! Kayıtsız, koşulsuz barış istiyoruz” sloganlı kapak yazısı özellikle barışı savunan çevreler-de geniş destek buldu. Paralel olarak birçok

toplum önderinin konuşma ve söylevlerini “Barış, hemen şimdi!” sözcükleri ile bitirdiklerine tanık olduk. Bu durumu, kitlelerin taleplerini sayfalarımıza taşımada kaydettiğimiz başarının bir örneği olarak hatırlayacağız.Bu köşenin okuyucuları biliyor ki, burası çoğunluğun çıkarla-rının savunulduğu bir mühendislik arenasıdır. Bilimin ve tek-nolojinin öngörüleri çerçevesinde, toplumun, kamunun yara-rına olan öneri ve uygulamalar sütunlarımızda destek bulur.Güçlülerin destekliyor olması, çoğunluğun ardında yer alı-yor olması bizim için bir kriter değildir.Örneğin, bir arena dolusu gözü dönmüş güruhun, şişlene-rek öldürülmesini dört gözle bekledikleri masum boğanın doğal müttefiki sayarız kendimizi... Çünkü, boğa, bu güre-şin haklı ve masum olan tarafıdır bize göre.Yalnız, bu tavrımız, Don Kişot’lukla karıştırılmamalıdır asla. Biz ne idüğü belirsiz güçlere karşı yalın pala saldırı yanlısı saflarda da yer almayız.Kime ve neye karşı olduğumuzu örneklemenin somut bir fırsatı geldi önümüze; Danıştay 13. Dairesi, Çevre Mühen-disleri Odası ile Tüketici Hakları Derneği’nin başvuruları sonrasında şöyle bir karar verdi; İnsanların ikamet ettiği alanlarda, eğitim kurumları ve çocuk parklarının çevresin-de baz istasyonu ile radyo ve televizyon vericilerinin mon-

tajı yapılamayacak. İlgililerin açıklamasına göre, baz istas-yonları ile televizyon ve radyo vericilerine ait Türkiye`de uygulanan elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerinin iptal edilmesi ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTİK) tarafından söz konusu baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerini kuran firmalara verilen güvenlik sertifika-ları da geçersiz kılındı.‘Karardaki bir önemli nokta da baz istasyonları ile televiz-yon ve radyo vericilerine ait Türkiye‘de uygulanan elektro-manyetik alan şiddeti limit değerlerinin iptal edilmesi oldu. Uluslararası kuruluşlar tarafından elektromanyetik alan şiddeti konusunda yapılan değerlendirmelere göre, en küçük elektromanyetik alan şiddeti değerini dikkate alan ihtiyat ilkesi kuralına uyulacak. AB ve dünyanın birçok ülke-sinde ihtiyat ilkesine çok önem verilmektedir ve Türkiye‘nin uyguladığı limit değerlerin (41 watt/metre) altmış sekiz-de birine (Avusturya - Salzburg‘da uygulanan limit değer 0.6watt/metre) kadar varan küçük değerlere inilmiştir. Türkiye‘de elektromanyetik alan şiddeti ile ilgili olarak uy-gulanması gereken limit değer, en azından bugünkü değe-rin onda birinden daha aşağıya indirilecektir.Danıştay 13.Dairesi’nin bu kararına karşılık BTİK’nun tavrı-nın ne olacağı konusunda bir bilgiye ulaşmamız mümkün olamadı. Dileğimiz, Danıştay kararının dikkate alınarak ço-cuklarımızı ve halkımızı radyasyondan koruyucu çözümle-rin geliştirilerek uygulamaya konulmasıdır.Tüm öbür meselelerde olduğu gibi, bu meselede de “Are-nada boğanın taraftarı olmak” asla bizim hedefimiz değil…

www.elektrikdergisi.comYAYINCIDAN

ERSİN [email protected]

Ülkemizde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan son seçimler, “hayırlara vesile olacak” gibi görünüyor. Yıkılan vesayet ve barajlar birer umudun habercisi sayılabilir. Şimdi, her iki ülkede, barış, demokratik hak ve özgürlükler, halkların çı-

karları, ‘demokrasi ile birlikte var olacak istikrar’ adına iyim-ser olma zamanı. Dileyelim, umutlarımız boşa çıkmasın…Kıbrıs’ta “güven artırıcı önlemler” kapsamında gerçekleş-tirilen görüşmeleri basından izlerken, iki kesim arasında elektrik bağlantısının gündeme gelmesi dikkatimizi çekti. Öteden beri, devletle ilişkileri Türkiye’dekinin aksine, iyi olan KKTC EMO yöneticilerine bir soralım, ayrıntıları öğrenmeye çalışalım dedik. KKTC EMO’nun deneyimli başkanı Mert Gürgen, devlet ile EMO’nun ilişiklerine dair sorularımıza, özenle seçilmiş keli-meler kullanarak, adeta bir büyükelçi edası ile diplomatik üslupta yanıtlar verdi.Mert Gürgen’in yanıtlarından, yeni Cumhurbaşkanı’nın izlemesi beklenen politikanın, adanın kuzeyindeki mühen-disler ile güneyindeki mühendisler arasında yakınlaşma, diyalog, işbirliği ve giderek ortak çalışma zeminini gelişti-receği anlaşılıyor.Toplam nüfusu 500 bin dolayında olan küçük bir ada ülke-sinde, iki tarafta bulunan benzer meslek sahipleri ile onları temsil eden örgütlerin birbirlerine yabancı durmaları zaten açıklanması mümkün olmayan bir ilkellik idi. Bu geç kalmış ortaklığın nihayet kuruluyor olması sevindiricidir.Benzer bir yaklaşımı kuzey ve güneydeki elektrik üretim şirketlerinin konumları için de dile getirmek geçerlidir.Güneş ve rüzgar enerjisi dışında birincil enerji kaynakla-rından yoksun bulunan adanın her iki cephesinde enerji işbirliğinin geçekleşmemiş olması ancak, ilkel bir düşman-lık içgüdüsünün ürünü olabilirdi. Geçmişte bu düşmanlığın örnekleri yaşanmıştır. Kuzeyde elektrik kesildiğinde, güne-yin insanlık duyarlılığından yoksun yönetimleri, bu fırsatı,

dostluğu geliştirmek yerine düşmanlığı körüklemek amacı ile kullanmışlardır.Şimdi adanın iki küçük ülkesi, eşitlik temeli üzerinde yürü-tülen görüşmelerde, dostluk, dayanışma, kaynakların bir-likte, verimli ve ada halklarının ortak yararına dönük kulla-nılması doğrultusunda çaba içindeler. Attıkları adımlarda Kuzey ve Güney ülkelerini desteklemek bir görevdir.Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, aynı adada bulunduğu için Güney ile ilişkidedir. Ama bir de ‘büyük ağabey’ konumun-daki Türkiye Cumhuriyeti ile vesayet ilişkisi söz konudur. Vesayet ilişkisi KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın verdiği ilk demeç sonrasında apar topar Türkiye’ye daveti ile bir kez daha hatırlatılmıştır. Vesayet ilişkisinin, tarihsel, siyasal, askeri birçok nedeni sıralanabilir. Ama tabii en baş-ta gelen neden ekonomik vesayettir. Nitekim bu vesayet Türkiye ile KKTC arasında döşenen su ve elektrik iletimi hatlarında da somutlaşmaktadır. KKTC EMO, ülkeyi yıllardır kasıp kavuran elektrik sorunları-nın çözümünü sağlayan bu hattan gelecek elektriğin kamu eli ile yönetilmesini talep etmektedir.Kuzey Kıbrıs ve elektrik denildiğinde gündemin ilk sıraların-da yer alan bir sorunun Akkuyu Nükleer Santralı olduğunu gördük. KKTC EMO, Akkuyu Nükleer Santralını çok önem-siyor, yayın organı olan EMOBİLİM Dergisi’nin son sayısı tümü ile nükleer santral konusuna ayrılmış. Dergide nük-leer santralların dünya uygulamaları, Çernobil ve Fukişima kazaları ile ilgili ayrıntılı incelemeler yer alıyor.Paralel olarak Akkuyu Nükleer Santralı protesto etkinlikleri de Kuzey Kıbrıs Mühendis ve Mimar Odalarının programına girmiş durumda. Nasıl girmesin ki, Akkuyu’daki santral Ku-zey Kıbrıs’a Mersin’den daha yakın..

Akkuyu Kıbrıs’a Mersin’den daha yakın...

Arenada boğadan yana olmak...

23

Ağustos2015

Page 24: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

24

Ağustos2015

Sektör yetkililerince EPDK’ya yapılan sunumda, Türkiye’de elektrik dağıtım sektörünün finansal sürdürülebilirliği

konusunda soru işaretleri olduğuna dikkat çekilerek, “Bu da gelecekte sektörün gelişimi ve yatırımları açısından ülke ekonomisinde, bankalardan devlet kuruluşlarına birçok farklı noktaya dokunan riskler yaratıyor.” deniliyor.Elektrik üretim ve dağıtım sektörü, son 6-7 yılda gerek özelleştirme yoluyla gerçekleştirilen, gerek de sıfırdan yapılan yatırımlarda rekor kırdı. Uzmanların hesaplamalarına göre, bu dönemde elektrik kurulu gücü, yüzde 67 oranında arttı. Toplam kurulu güç 70 bin megavatı (MW) aştı. Ancak, son dönemde bilhassa dolar kurunda yaşanan rekor artış ve bozulan ekonomik göstergeler nedeniyle sektörde sıkıntılı günler yaşanıyor. Son bir yıl içerisinde dolar kurunda yaşanan artış, elektrik dağıtım ve perakende şirketlerini bünyesinde bulunduran şirketlerin, dolar borçlarının TL cinsinden karşılıklarında önemli artışlara neden oldu. Elektrik dağıtım sektörü tarafından EPDK’ya yapılan sunum, piyasadaki sorunları ortaya koyuyor. Buna göre, sadece elektrik dağıtım şirketlerinin bankalara olan borcu 7 milyar dolar civarında. Sunumda, özelleştirmelerin finansmanına yabancı bankaların ilgisinin düşük kaldığı, bu nedenle borçlanma yükünü yurtiçi bankaların döviz cinsinden üstlendiğine işaret edilerek, “Özelleştirme kredileri dolar olarak alındı ve ihale tarihlerinden itibaren ortalama yüzde 63 kur zararı doğdu” deniliyor.

BEKLEYEN RİSKLERİhale tarihinden bu yana yüzde 63 devalüasyon ile oluşan kur riski sonucunda ihale bedeli üzerinden toplam 13.5 milyar lira zarar oluştuğuna işaret edilen sektör değerlendirmesinde, “Mevcut tarife yapısında 2015-2023 arasında tahmini 7.1 milyar dolar nakit açığı çıkıyor ve sektör acil olarak desteğe ihtiyaç duyuyor.” deniliyor. Mevcut

yapıda devam edilmesi durumunda sektörün taşıdığı bazı riskler şöyle sıralanıyor: “Yatırımların tamamlanamaması, hizmetlerin aksaması ve TETAŞ, PMUM, Vergi Dairesi ve diğer kurumlara olan ödemelerin yapılamaması; Türkiye’de birçok sektörde önemli projelerde yer alan yatırımcıların diğer işlerinin zarar görmesi; hizmet kalitesinin düşmesi ve hizmetlerin aksaması sonucu elektrik kesintileri ile mesken, ticari ve sanayi tüketicilerinin maddi ve manevi zararlara uğraması; sektöre ve Türkiye’ye yabancı sermaye akışının azalması, enerji sektörünün diğer oyuncularının domino etkisi ile iflaslarının tetiklenmesi; üretim özelleştirmelerinin fiyatının düşmesi ve finansmanının sağlanamaması…”

YABANCI ORTAKÖzelleştirmelerin 2009 yılında başlanılan ve 2013 yılı içerisinde tamamlanan elektrik dağıtım ve perakende satış şirketleri, işletme hakkı devir yöntemiyle özelleştirilmişti. Özelleştirme bedelleri dolar cinsinden, buna ilişkin ödemelerin çoğu da yine döviz cinsinden borçlanarak gerçekleştirilmişti. Uzmanlar, makroekonomik verilerin giderek kötüleşmeye devam ettiği bir senaryoda, şirketlerin borçlarının geri ödemelerini zamanında gerçekleştirebilme olasılıklarının giderek azaldığını kaydediyor.

ELEKTRİK şİRKETLERİNİN BANKALARA BORCu TüRKİYE’Yİ TEhdİT EdİYORHürriyet gazetesinde çıkan bir Habere göre yalnızca elektrik dağıtım ve perakende sektörünün iHale bedeli kaynaklı 7.7 milyar dolarlık borç yükü bulunuyor.

Page 25: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 26: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

26

Ağustos2015

ENERjİNİN mERKEz BANKASI gELİYORFatiH birol, uluslararası enerji ajansı (ıea) icra direktörlüğü görevine 1 eylül itibariyle başladı. birol, ıea’yı petrol ve doğalgaza ilave olarak, yenilenebilir ve yeni enerji teknolojilerinde dünyanın merkez bankası Haline getireceklerini söyledi.

Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) üye 29 ülkenin tamamının desteği ile seçilen ilk Başkanı olan Fatih Birol, görevine başladı.

1 Eylül’de Ajansın başkanlık koltuğuna oturan Birol, petrol fiyatlarının dengesiz, Ortadoğu’nun oldukça karışık olduğu zorlu bir dönemde enerji piyasalarına yön verecek. Birol, dümeni petrol, doğalgaz, kömür gibi geleneksel kaynaklardan yenilenebilir enerjiye kırmaya başlayacaklarını açıkladı. Hatta hedefinde, Uluslararası Enerji Ajansı’nın yenilenebilir enerji ve enerji teknolojilerinde dünyanın “merkez bankası” yapmak var. Enerji piyasalarında verilerinden ve raporlarından en çok faydalanılan kuruluşlardan biri olan Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) başında artık bir Türk var. Uzun süredir yürüttüğü Baş Ekonomist görevinin ardından, Ajansın içinden Başkanlık koltuğuna seçilen ilk isim olan Birol’u zorlu bir süreç bekliyor. IEA, 1970’lerde OPEC’in gücüne karşı Batının çıkarlarını koruma amacıyla kurulmuştu. Bugünse bambaşka bir tabloyla karşı karşıya. Enerjide üretim, tüketim dengeleri değişiyor, kömür, petrol gibi kaynaklara karşı güneş, rüzgâr gibi yenilenebilir kaynaklar büyüme mücadelesi veriyor ve petrol üreticisi Ortadoğu ülkelerinin birçoğunda siyasi belirsizlikler yaşanıyor.

ÇİN VE hİNdİSTAN hAmLESİBirol, enerji piyasalarının büyük bir belirsizlik içerisinde olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Jeopolitik ve enerjinin bu kadar iç içe geçtiği bir dönem hemen hemen şimdiye kadar olmadı. Özellikle Ortadoğu’da, Irak, Yemen, Suriye’deki gelişmeler, enerji piyasaları için gelecekteki zor

günlerin ciddi habercisi gibi. Benim Başkan olarak yapmak istediğim iki şey var. ABD’den Japonya’ya 29 üyemiz var. Fakat dünyada enerjide söz sahibi olan ülkeler şu anda bizim üyelerimiz değil. Çin, Hindistan, Meksika gibi ülkelerin enerji piyasalarındaki rolü büyüyor. Birinci hedefim bu ülkeleri IEA’nın çatısı altına getirmek. Çin hükümetinin davetlisi olarak yakında Pekin’e gidiyorum. Önceki başkanlardan farklı olarak benim ilk ziyaretim Brüksel veya Washington değil Pekin’e olacak. Üye yolunu açmak istediğimiz öncelikli üç ülke Çin, Hindistan ve Meksika. Bu ülkeleri dünya enerji piyasalarına daha sağlıklı entegre ederek, belirsizlikleri en aza indirmeyi amaçlıyorum.”

YENİLENEBİLİR mERKEzBirol’un diğer hedefi ise oldukça dikkat çekici. 45 yıl önce Arap-İsrail savaşının ardından kurulan IEA’nın, kuruluş amacının petrolde arz güvenliğini sağlamak olduğunu dile getiren Birol, “Ajans, petrol, doğalgaz, nükleer konusunda ciddi çalışmalar yaptı. Ben artık ajansın temiz enerji kaynaklarında dünya lideri rolü üstlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve enerji teknolojileri konusunda Ajansı dünyanın merkez bankası haline getirmek istiyorum” diyor.

Page 27: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.geindustrial.com.tr

SecoGearPrimer Hava İzole Hücreler• IEC 62271’e tam uygunluk• LSC 2B, PM• UBC Bölge 4 uyarınca sismik test• 50kA’e kadar iç ark dayanımlı tasarım• Kompakt endsütriyel tasarım• Son jenerasyon gömülü kutup teknolojisi

• Deniz uygulamaları• Jeneratör kesicisi uygulamaları

GE imagination at work

SecoRMUSekonder Gaz İzole Panolar• 12/24/36kV anma gerilimi• Sabit veya genişletilebilir modüler yapı• 350mm (12/24kV) ve 440mm (36kV) genişliğinde kompakt tasarım• Montaj sırasında gaz dolumu gerektirmez.• 630A, 20kA/3s’e kadar.• IEC 62271, IEC 60265-1, IEC 60282*1, IEC 376-1971, IEC 60529 ve IEC 60694’e uygun

GE Energy ManagementIndustrial Solutions

Güvenilir Orta Gerilim enerji dağıtım çözümleri

Page 28: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

28

Ağustos2015

TKDK Çanakkale İl Koordinatörü Ümit Ortan, TKDK olarak Çanakkale’de IPARD-I programı üzerinden yaklaşık 100 milyon

liralık proje kabul ettiklerini söyledi. Ortan, “Yakın bir zamanda ise IPARD-II programından desteklerimizi vermeye başlayacağız. Yeni programımızda mevcut sektörlere ilave olarak, yenilenebilir enerji gibi farklı konular da desteklerimiz arasında olacak. Bu kapsamda Kurumumuz önümüzdeki dönemde rüzgar, güneş, jeotermal vb. gibi enerji kaynaklarından 1 MW’ a kadar elektrik üretimine destek verecek. Ayrıca hayvancılık işletmelerinde minimum destek oranımız yüzde50’den yüzde60’a, turizm yatırımlarında ise yüzde50’den yüzde65’e çıkacak” dedi.Çanakkale’nin doğal enerji kaynakları açısından zengin bir il olduğunu ifade eden Ortan, “Yenilenebilir enerji desteklerimizden, uygun şartları sağlayan belirli kamu tüzel kişilikleri (Belediyeler, Köy İdareleri, İl Özel İdareleri, Organize Tarım Bölge Yönetimleri, 5355 No’lu yasaya göre kurulan birlikler) yararlanabilecek. Kamu tüzel kişiliklerine vereceğimiz hibe desteği oranı yüzde 100’e kadar çıkacak. Böylelikle bize başvuran yerel yönetimler toplamda 1.2 Milyon

Euro’ya kadar destek alabilecek. Ayrıca özel sektör ve gerçek kişiler tarafından maksimum 500 Bin Euro’ya kadar yapılacak yatırımlar için de yüzde 65 oranında hibe desteği sağlayacağız. Buradaki amacımız yerel yönetimlerin temel altyapı ile ilgili enerji tüketimi konusunda oluşan işletme maliyetlerini düşürmek ve ilimizin enerji üretimini sürdürülebilir projelerle artırmaktır. Artık vatandaşımız elektrik üretip satabilecek” dedi.Yakın bir zamanda Ipard-II programından çağrıya çıkılacağını, ancak çağrıyla ilgili detayların henüz netleşmediğini söyleyen TKDK İl Koordinatörü Ortan, “Henüz bir proje kabul dönemine girmedik. Ancak Kurum merkezimiz önümüzdeki dönem için bir çağrı planlaması yapıyor. Destek verdiğimiz herhangi bir sektörde TKDK’ya proje sunmak isteyen vatandaşlarımızın, önümüzdeki süreci çok iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Bize sunulacak tüm projelerde yatırım arazilerinin imar durumunun öğrenilmesi, uygun mimari çizimlerin yaptırılması ve yapı ruhsatı alınması gibi işlemler belirli bir zaman gerektiriyor. Bu yüzden vatandaşlarımızın gelecek döneme projelerini sağlıklı ve eksiksiz bir şekilde yetiştirebilmeleri için bugünden hazırlıklara başlamalarında fayda var” diye konuştu.

TKdK ARTIK YENİLENEBİLİR ENERjİYE dE hİBE VERECEK tarım ve kırsal kalkınmayı destekleme kurumu 2007-2013 yıllarını kapsayan ıpard-ı programının tamamlanmasının ardından, 2014-2020 yıllarını kapsayacak ıpard-ıı programı üzerinden Hibe desteği vermeye Hazırlanıyor. kırsal alanlarda üretim, istiHdam ve reFaH seviyesinin artırılması amacıyla birçok sektörde geri ödemesiz Hibe desteği veren kurum, yeni programla destekleyeceği sektörlerin sayısını artırdı.

zORLu ENERjİ, PAKİSTAN’dA RüzgAR ENERjİSİ YATIRImIYLA İLgİLENİYOR2013 yılında Pakistan’ın Jhimpir bölgesinde 151 milyon dolar yatırım maliyeti ile 56,4 megavat gücündeki rüzgar santralini hayata geçiren Zorlu Enerji, Pakistan’da varlığını güçlendirme çabasında. Pakistan basınında yer alan haberlerde Zorlu Enerji’nin Pakistan’da 200 MW güneş, 100 MW rüzgar santrali yatırımıyla ilgilendiği bildirildi.

Page 29: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 30: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

dANIşTAY: PARK VE OKuL YANINA BAz İSTASYONu KuRuLAmAztüketici Hakları derneği ile çevre müHendisleri odası’nın açtığı davada, danıştay 13. dairesi taraFından verilen karara göre, insanların ikamet ettiği yaşam alanlarına, eğitim kurumları ve çocuk parklarının çevresine baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerinin montajı yapılamayacak.

ÇMO Başkanı Mert Güvenç, konu hakkındaki açıklamasında, ‘Karara göre, insanların ikamet ettiği yaşam alanlarına,

eğitim kurumları ve çocuk parklarının çevresine baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerinin montajı yapılamayacaktır` dedi. Güvenç, Danıştay 13.Dairesinin kararıyla, baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerine ait Türkiye`de uygulanan elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerinin iptal edilmesi ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından söz konusu baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerini kuran firmalara verilen güvenlik sertifikalarının geçersiz kılınmasının önemine dikkati çekti. ÇMO Başkanı Güvenç ve THD Başkanı Turan Çakar yaptıkları ortak açıklamada, söz konusu karar ile yerleşim yerlerine dikilen baz istasyonu, televizyon ve radyo vericilerinin yasal olmadığının ortaya çıktığını vurgulayarak, ‘Danıştay‘ın iptal kararına göre, çevre hukukunun temel ilkelerinden olan ihtiyat ilkesi dikkate alındığında, yerleşim yerlerine, okul öncesi eğitim ve temel eğitim kuruluşları ile çocuk parklarının yakınına montajı yapılan baz istasyonları, televizyon ve radyo vericilerinin tamamı kaçak hale gelmiştir. Söz konusu baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerinin derhal mühürlenmesi ve kaldırılması gerekmektedir` dedi. Konu hakkında

İlçe belediyelerin yetkili olduğu, başvuruların buralara yapılabileceği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:‘Karardaki bir önemli nokta da baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerine ait Türkiye‘de uygulanan elektromanyetik alan şiddeti limit değerlerinin iptal edilmesidir. Diğer taraftan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından söz konusu baz istasyonları ile televizyon ve radyo vericilerini kuran firmalara verilen güvenlik sertifikaları da Danıştay 13.Dairesince geçersiz kılınmıştır. Uluslararası kuruluşlar tarafından elektromanyetik alan şiddeti konusunda yapılan değerlendirmelere göre, en küçük elektromanyetik alan şiddeti değerini dikkate alan ihtiyat ilkesi kuralına uyulmaktadır. AB ve dünyanın bir çok ülkesinde ihtiyat ilkesine çok önem verilmekte ve Türkiye‘nin uyguladığı limit değerlerin (41 watt/metre) altmış sekizde birine (Avusturya - Salzburg‘da uygulanan limit değer 0.6 watt/metre) kadar varan küçük değerlere inilmiştir. Buna göre, Türkiye‘de elektromanyetik alan şiddeti ile ilgili olarak uygulanması gereken limit değer, en azından bugünkü değerin onda birinden daha aşağıya indirilecek.

www.elektrikdergisi.comHABER

30

Ağustos2015

Page 31: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Ö Z G E N E L E K T R Ý K V E T Ý C A R E T A . Þ .

w w w . o z g e n . co m

1. Organize Sanayi Bölgesi Göktürk Caddesi No:8 06935 Sincan - Ankara 0(312) 267 10 25 0(312) 267 10 28 [email protected]

Bus-Bar Sistemleri Ana Daðýtým Panolarý Çekmeceli Panolar MCC Panolar Aydýnlatma ve Priz Panolarý Mimik Kumanda Panolarý Metal Clad Hücreler Metal Köþkler Mobil Köþkler Fiberoptik Altyapýlar

Havaalanlarý Raylý Sistemler Otoyol ve Tüneller Pompa Ýstasyonlarý Hidroelektrik Santraller Trafo Merkezleri Silo Tesisleri Endüstriyel Tesisler

• • • •

• • •

• • • •

• •

Ü r et i m Ta a h h ü t M ü þ av i r l i k

Page 32: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ev sahipliğinde gerçekleşen davete; İstanbul Vali Yardımcısı Engin Durmaz, ana sponsorlardan

Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, Galatasaray Genel Sekreteri Fatih İşbecer ve diğer sponsor temsilcileri katıldı. Davete katılan İstanbul Vali Yardımcısı Engin Durmaz’a ve sponsorlara teşekkür eden Rektör Karaca, “Çoğu İTÜ mezunu olan saygın iş adamlarının sponsorluğunda, İTÜ’nün vizyoner akademik kadrosunun liderliğinde, İTÜ öğrencilerinin elinden çıkan, Türkiye’nin güneş enerjisiyle çalışan ilk aile arabası Aruna ile karşınızda olmaktan mutluyum. Bugün, “Aruna”ya verdiği desteklerden dolayı sponsorlarınıza teşekkür etmek üzere biraraya geldik. Üniversitemiz içinde de “Yeşil Kampüs” anlayışı ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İnsana ve doğaya saygı duyan bu anlayışı bilimsel altyapımız, teknolojik olanaklarımız ve güçlü akademik kadromuz ile sürdürüyoruz ve ilk’leri gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Yeşil enerji üzerine çalışan başka takımlarımız ve projelerimiz de var. Bu projelerle de sponsorlarımızın desteği ile yeni başarılar kazanacağımıza inanıyorum” dedi. Davete

katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu dile getiren Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, “Bir İTÜ’lü olmanın gururunu yaşıyorum. Bizler elimizden geldiğince genç arkadaşlarımıza destek olacağız” dedi.

“EN ÇOK KuPAYA SAhİP güNEş ARABASI EKİBİYİz”İTÜ Güneş Arabası Ekibini temsilen konuşan Burak Oklar da “İTÜ demek bilim demek, teknoloji demek, teknik imkân ve 242 yıllık birikim demek. Geleceğin alternatif enerjisi ile çalışan araçlar üretmek, yerli otomobil üretimine destek vermek ve alternatif enerjinin günlük hayatta uygulanabilir olduğunu göstermek amacıyla bundan 11 yıl önce ilk arabamızı ürettik. En çok kupaya sahip güneş arabası ekibi olarak ilk hedefimiz, önümüzdeki günlerde çıkacağımız Türkiye turunu başarıyla tamamlamak” dedi. Konuşmaların ardından, Aruna ilk kez davetlilerin huzuruna çıktı.

“Aruna”, kilometrede 1 kuruşluk enerji harcıyor… Ortalama 70 kilometre hızla, 5 liraya, 500 kilometre yol gidecek…

www.elektrikdergisi.comHABER

32

Ağustos2015

İTü’NüN güNEş ENERjİLİ AİLE OTOmOBİLİitü güneş arabası ekibi’nin tasarlayıp ürettiği, türkiye’nin güneş enerjisi ile çalışan ilk aile arabası “aruna”nın sponsorları, itü’de bir araya geldi.

Page 33: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 34: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

34

Ağustos2015

Uzun süredir beklenen 50 kW gücündeki ufak güneş enerjisi santralleri (GES) ile ilgili yönetmelik geçen hafta yürürlüğe

girdi. Güneş Enerjisi Santralleri’nin (GES) son 15 yılda ilgi gördüğünü belirten Haliç Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Tunçalp, 2014’te çıkan 30 kW kurulu güç hakkında çıkan yönetmeliğe göre 20 kW daha avantaj sağlandığını belirtti.50 kw’e çıkarılmasıyla küçük üreticilerin ilgisinin artabileceğini ifade eden Prof. Dr. Koray Tunçalp, GES panellerinin Türkiye’de yaygınlaşması için panellere uygun çatı yapılması gerektiğini ifade etti: “İstanbul gibi kar alan bölgelerde güneş santralinin konulacağı çatıda 300-500 kiloya yakın kar yükü ciddi hasarlar yaratabilir. Türkiye’de yapılan inşaatların güneş panellerine uygunluğu bu anlamda incelenmesi gereken bir konudur. Benim bildiğim bir iki büyük projede solar sistemler ya da fotovoltaik sistemlerle ilgili çalışma yapıldı ve ciddi verim alındı. Solarkent gibi bazı konut projelerinde de güneş panelleri kullanıldı.”GES yapımı için küçük üreticinin karşılaması gereken maliyetleri sıralayan Koray Tunçalp, “GES için danışmanlık almak gerekiyor, bunun dışında santralin yapımı ve uygunluk belgeleri maliyet oluşturuyor. Projenin çizilmesi ve onaylanması sürecin diğer bileşenleri olarak yer alıyor. Dağıtım firması üreticilere çağrı gönderiyor, projeleri uygun olanlarla da anlaşma imzalıyor. Üreticinin anlaşmadan sonraki 1 yıl içinde üretim

yapması gerekiyor” dedi. GES’lerin önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşacağından söz eden Tunçalp, 50 kw’nin yeterli olmayacağını 100 kw’e çıkarılırsa ilginin yoğunlaşacağını ifade etti: “50 kw 6-7 daireli bir binanın tüketimine karşılık geliyor. Şahıs veya tüzel kişiliği olan kurumlar GES yapabiliyor, belediyelerin veya kooperatiflerin ilgi göstermesi gerekir, ancak onların tüketimine oranla 50 kw küçük bir değer olarak kalıyor. EPDK, TEDAŞ bunu 100 kw’a çıkarırsa daha fazla ilgi olacaktır.”Küçük üreticilerin lisanssız üretim kapsamında olduğunu belirten Tunçalp, GES imkanlarını şöyle aktardı: “Lisanssız üreticiler ancak kendi tüketimlerini karşılıyor, satış yapma imkanları bulunmuyor. Lisanslı üretim yapmak isteyen şahıslara veya tüzel kişilere üretim yapabileceklerine dair bir belge veriliyor. Lisanslı olan bir ticari konu iken küçük üreticilerde ticaret düşünülmüyor çünkü kendi tüketimlerini karşılayabilecekleri kadar elektrik enerjisi üretebiliyor. Üreticiler fazla enerjiyi akülerine depolayabiliyorlar veya şebekeye geri verebiliyor.”

güNEşTE KüÇüK üRETİCİNİN öNüNdEKİ ENgELLER KALKIYORküçük güneş enerjisi santrallerinin yaygınlaşmasına lisanssız elektrik üretim yönetmeliği (lüy) kapsamında yayınlanan 50 kw’e kadar güneş enerjisine dayalı elektrik üretim tesislerinin tip şartnamesi’yle bir adım daHa atıldı. yeni yönetmelikte getirilen değişiklikle kurulu güç artırılıyor ve küçük üreticinin önündeki bürokratik engeller azaltılıyor.

Page 35: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 36: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

VİKO, ÇALIşANLARIN mOTİVASYONLARINI YENİLİKLERLE YüKSELTİYOR VİKO by Panasonic, çalışanlarının motivasyonunu artıran, kurumsal bütünlüğü, sinerjiyi ve pozitif etkileşimi sağlayan uygulamalara büyük önem veriyor. Çalışan odaklılığı temel değerleri arasında tanımlayan ve bu yaklaşımı pek çok iyi uygulama örnekleri ile besleyen kuruluş, çalışanlarının motivasyonlarını daima yüksek tutmak üzere kendi endüstriyel tesisleri içerisinde birçok yeniliğe imza atarken bunların karşılığını da verimlilik olarak alıyor. VİKO by

Panasonic, çalışanları için hayata geçirdiği hobi bahçesi ile çalışanlarına verdiği önemi gözler önüne seriyor. İster öğle tatilinde ister mesai saatleri dışında, dileyen her çalışanın patlıcandan domatese, biberden kabağa çeşitli organik sebzeler yetiştirdiği hobi bahçesi, çalışanlar tarafından büyük ilgi görüyor. VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü

Mutlu Kutlu hobi bahçesinin gördüğü yoğun ilgiden duyduğu memnuniyeti ifade ederek; “Hobi bahçemiz; çalışanlarımızın çalışma saatleri içerisinde yemyeşil bir ortamda toprakla haşır neşir olmalarına ve streslerini azaltmalarına yardımcı oluyor. Kalabalık şehir yaşamı içerisinde

gerekli imkanı bulamayan çalışanlarımız kendilerine ayrılmış toplam 600 m2 alanda organik sebzelerini yetiştiriyor” dedi.

www.elektrikdergisi.comHABER

36

Ağustos2015

Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerinden çok sayıda katılımcının yer aldığı fuara Makel Şirketler Grubu 30 metrekarelik stant ile

katılım gösterdi. Fuara İran’daki ana bayimizin yanı sıra diğer bölge bayileri de gelerek standı ziyaret ettiler. Cellia ve Lumia serileri yoğun ilgi gördü fuarda, inşaat ve proje firmaları dışında son tüketiciler de yoğun şekilde Makel standını ziyaret ettiler. Bu yıl şalt ve anahtar priz ürünleri dışında Makel Smarthome Akıllı Ev ve Otomasyon Sistemleri ürünleri de her kesim ziyaretçi tarafından standın ilgi konusu ürünü haline geldi. Standa Tahran Ticari Ataşesi ve Ekonomi Bakanlığından yetkililer de ziyaret ederek, ürünler ve İran’da yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldılar.

İran’ da Makel ürünlerine yönelik kalite algısı yönünde son derece iyi imaja sahip olduğu gözlendi. Makel tarafından yapılan açıklamada bölgede gerçekleştirilen satış ve pazarlama faaliyetleri ile toptancı, elektrikçi, satış noktaları ve son kullanıcılara yönelik kalıcı birçok çalışmanın yapıldığını söylediler.

mAKEL İRAN FuARI’NdAiran’ın başkenti taHran’da 09-12 ağustos tariHleri arasında düzenlenen uluslararası inşaat Fuarı’na katılan makel şirketler grubu, anaHtar-priz, şalt ve endüstriyel ürünler, akıllı ev ve otomasyon sistemleri ile sıva üstü ve nemli yer ürünlerini tanıttı.

Page 37: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 38: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

38

Ağustos2015

“PASİF EVLER TüRKİYE’dE YAYgINLAşmALI”kısıtlı enerji kaynağı bulunan türkiye’de sıfıra yakın enerji tüketimiyle öne çıkan pasif evlerin yaygınlaşması gerektiği belirtildi. türkiye inşaat malzemesi sanayicileri derneği’nin (türkiye imsad)

anadolu buluşmaları kapsamında düzenlediği ‘sektörel gelişim toplantısı’nın 2’incisi adana ticaret odası meclis salonu’nda yapıldı.‘binalarda enerji verimliliği ve Finansmanı’ konusunun ele alındığı toplantıda konuşan adana ticaret odası meclis başkanı tarkan kulak, inşaat sektöründe enerji verimliliğine yönelik önlemler alınmasının olumlu sonuçlarına işaret ederek, “dünya genelinde ar-ge’ye en büyük pay enerji sektöründe ayrılıyor. bir yanda, türkiye’nin lokomotif sektörü inşaat, diğer yandan dışa bağımlı olduğumuz enerji… birbirinden ayrılması mümkün olmayan bu iki unsuru en rantabl şekilde kullanmak zorundayız. türkiye, dünya genelinde savaş sebebi sayılan kısıtlı enerji kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak zorundadır” dedi.

Türk ekonomisine duyulan güveni yansıtan anlaşmanın ardından bir açıklama yapan Total, demirören holding’in satışa konu

olan varlıkları büyütme isteği ve yeteneğine dikkat çekti.Total Türkiye, İstanbul Haramidere, İzmit Gebze, İzmir Aliağa ve Samsun’daki 300 bin m3/yıl toplam kapasiteli modern akaryakıt tesisleri ile dünya standartlarında depolama ve dağıtım hizmeti veriyor. Bu tesisler, sahip oldukları deniz terminalleri ile bölgedeki en iyi akaryakıt terminalleri olarak görülüyor.Total, Türkiye’de dizel araç pazarının gelişmesinin önünü açan Eurodiesel, fabrikada kurşunlu benzin ile çalışacak şekilde üretilen araçların kurşunsuz

benzin ile kullanılmasına olanak veren Greenmax gibi ilkleri piyasaya sunmasıyla tanınıyor.Dünyanın 5’inci büyük petrol şirketi olan Total’in İcra Komitesi Üyesi Philippe Boisseau, satış kararını varlık portföylerinin dinamik yönetimi sonucu aldıklarını söyledi. Total, devir işlemini takiben, ayrı bir şirket çatısı altında bir araya getirilecek madeni yağ ve kokusuz LPG faaliyetleri ile Türkiye pazarında varlığını sürdüreceğini açıkladı. Total’den yapılan açıklamada, “Devir işlemi bir kaç ay içinde tamamlanana kadar, Total Oil Türkiye, faaliyetlerini alıcı ile koordineli bir şekilde ve özellikle de rekabet hukuku açısından düzenlemelere azami saygı göstererek takip edecektir” denildi.

TOTAL TüRKİYE’NİN YENİ SAhİBİ dEmİRöRENFransız enerji devi total, türkiye’deki akaryakıt istasyonları ile ticari satış, tedarik ve lojistik varlıklarını demirören Holding’e 325 milyon euro’ya sattı.

Sağlam Trafo merkezlerindeki zorlu çevre koşullarına uygun olarak tasarlanmıştır.

Güvenilir Yük altında kesinti olmaksızın değiştirilebilen, tam yedekli güç kaynağı sayesinde besleme kaynaklı duruşları minimize eder. (SEL-2730M)

Emniyetli Sadece yetkili personelin ağa erişimini sağlayan gelişmiş güvenlik özellikleri…

Kullanıcı Dostu Sadece ileri bilgi işlem uzmanlarının değil, enerji otomasyonu uzmanlarının da kolayca montaj, ayar ve bakım yapabileceği şekilde tasarlandı. SEL haberleşme çözümleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için: www.selinc.com

SEL-2725 5 Portlu Ethernet Switch

SEL-2730M Yönetilebilir 24-Port Ethernet Switch

Tel: +90 (216) 366 60 45 Faks: +90 (216) 367 30 45 Web: www.koztek.com E-posta : [email protected]

Page 39: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Sağlam Trafo merkezlerindeki zorlu çevre koşullarına uygun olarak tasarlanmıştır.

Güvenilir Yük altında kesinti olmaksızın değiştirilebilen, tam yedekli güç kaynağı sayesinde besleme kaynaklı duruşları minimize eder. (SEL-2730M)

Emniyetli Sadece yetkili personelin ağa erişimini sağlayan gelişmiş güvenlik özellikleri…

Kullanıcı Dostu Sadece ileri bilgi işlem uzmanlarının değil, enerji otomasyonu uzmanlarının da kolayca montaj, ayar ve bakım yapabileceği şekilde tasarlandı. SEL haberleşme çözümleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için: www.selinc.com

SEL-2725 5 Portlu Ethernet Switch

SEL-2730M Yönetilebilir 24-Port Ethernet Switch

Tel: +90 (216) 366 60 45 Faks: +90 (216) 367 30 45 Web: www.koztek.com E-posta : [email protected]

Page 40: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

40

Ağustos2015

ENgİN dAğISTANLI’YI YİTİRdİK

Elektrik mühendisliği topluluğunun sevilen isimlerinden İTÜ 1968

mezunu Engin Dağıstanlıyı yitirdik. 29 Ağustos günü İstanbul Karacaahmet mezarlığında kalabalık bir mühendis topluluğunun katıldığı cenaze töreni ile uğurlanan Dağıstanlı’nın cenaze töreninde EMO yöneticileri ve arkadaşları yaptıkları konuşmalarla Dağıstanlı’yı anlattılar.EMO adına verilen gazete ilanında, Dağıstanlı, şu sözlerle sonsuzluğa gönderildi: Elektrik Mühendisleri Odası’nın kamu yararına mücadele çizgisi oluşturmasında önemli katkıları olan üyelerimizden EMO İstanbul Şubesi’nde 1972 yılında yapılan seçimlerle yönetimde görev üstlenen ve o günden bu yana odanın bu çizgisinin devamında büyük emekleri olan Engin Dağıstanlı’yı yitirdik. Öte yandan Cumhuriyet Gazetesi yazarı Şükran Soner, Engin Dağıstanlı ile ilgili ‘Engin (Dağıstanlı) sen çok yaşa..’ başlıklı yazısında, Dağıstanlı’nın öğrencilik yıllarından bugüne yaşamından kesitler verdi. Soner, yazısını şu satırlarla bitirdi: Günün değerler erozyonunda, Engin Dağıstanlı gibi vitrine oynamadan, çıkar hesabı yapmadan, insan gibi insan olanlar azaldığı içindir mi ki.. Hak arama güçlülüğü, örgütlülüklerinde bir eksiklik, insana aykırı işleyen bir süreç yaşanıyor… Kaynak ELEKTRİK Dergisi olarak biz de dost , akraba, tanıdıklarına ve EMO topluluğuna baş sağlığı diliyoruz.

1957 Aksaray doğumlu olan Ali Rıza Alaboyun, İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi’ni bitirdi. Amerika’da The Pennsylvania State

University’de cevher hazırlama ve mühendislik yönetiminde yüksek lisans yaptı. MTA ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde çalıştı. Etibank Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulundu. AFS Boru Sanayi A.Ş’nin genel müdürlüğünü yaptı. 22. ve 23. dönemlerde Aksaray milletvekili seçildi.22. dönemde Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcılığı, Belçika Dostluk Grubu Başkanlığı, 22. ve 23. dönemlerde NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Üyeliği görevlerinde bulundu. 24. dönemde NATO Parlamenter Asamblesi Türk Grubu Başkanı oldu.Çok iyi derecede İngilizce, orta düzeyde Fransızca ve Almanca bilen Alaboyun, evli ve 3 çocuk babası.

gEÇİCİ SEÇİm hüKümETİNdE ENERjİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI ALİ RIzA ALABOYuN OLdu

Page 41: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 42: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Alaboyun, Türkiye’nin 2014 sonu itibariyle 69 bin 519 megavat olan kurulu gücünün ağustos sonu itibariyle 71 bin 859

megavata çıktığını dile getirdi. Alaboyun, Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) “Aylık Elektrik Tüketim İstatistiklerine” ilişkin şu bilgileri aktardı:“Ağustos ayı elektrik tüketimi, geçtiğimiz yıl aynı ayda gerçekleşen tüketime oranla yüzde 3,2 artış göstererek 24,3 GWH’den 25,1 GWH’ye yükseldi.

Yılın ilk 8 ayında da ev ve iş yerlerinde kullanılan elektrik tüketimi, 2014 yılında 178,3 GWH iken, 2015 yılında yüzde 2,2 arttı ve 182,2 gigavatsaat olarak gerçekleşti.”Geçen yılın en yüksek ani puant değerinin 41. 003 megavat ile 14 Ağustos’ta, bu yıl ise 43.289 ile 30 Temmuz’da kaydedildiğini kaydeden Alaboyun, 30 Temmuz’da 867 bin 551 megavatsaat ile tüm zamanların en yüksek elektrik tüketiminin yaşandığına dikkati çekti.

www.elektrikdergisi.comHABER

42

Ağustos2015

AğuSTOS’TA ELEKTRİK TüKETİmİ YüzdE 3,2 ARTTI

enerji ve tabii kaynaklar bakanı ali rıza alaboyun, ağustostaki elektrik tüketiminin geçen yıl aynı ayda gerçekleşen tüketime oranla yüzde 3,2 artış göstererek 24,3 gigavatsaatten 25,1 gigavatsaate yükseldiğini belirtti.

TüPRAş İzmİR mOdERNİzE EdİLİYOR

tüpraş, izmir’deki rafinerisine yönelik modernizasyon yatırımı yapacak. modernizasyon çalışmaları için 220 milyon liralık kaynak kullanılacak. bu yatırım kapsamında 28 milyon 710 bin 384 dolarlık da makine ve teçhizat ithal edilecek.

tesisin toplam işleme kapasitesi 11 milyon tondan 12 milyon 130 bin 369 tona ulaşacak. ekonomi bakanlığı, söz konusu modernizasyon çalışmasını yatırım teşviki kapsamında değerlendirdi. buna göre, yatırımın yüzde 50 vergi indirimi, yüzde 15 yatırım katkısı, kdv istisnası, gümrük vergisi muafiyeti gibi teşvik mekanizmalarından yararlandırılması kararlaştırıldı.

Page 43: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 44: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comHABER

44

Ağustos2015

TüRK AKImI’NdA gECİKmE

gazprom yönetim kurulu başkan yardımcısı

aleksandr medvedev, 2016 yılı sonunda inşaatına başlanması planlanan “türk akımı” boru hattının çalışmalarının bir süre erteleneceğini bildirdi. medvedev yaptığı açıklamalarda, “boru hattı inşaatının planladığı gibi başlamaması sebebiyle bu süre aralık 2016’dan daha geç bir tarihe ertelenecek” dedi. medvedev açıklamalarına şu şekilde devam etti: “bu tür projelerin boru hattını döşeyecek gemi sayısı kısıtlıdır. türk akımı ve kuzey akımı-2 gibi projelere başlarken biz yapacaklarımızı kafamızda en iyi şekilde canlandırıyoruz, bu tür gemileri nerede bulacağımızı, onların çalışma grafiğinin ne şekilde olduğunu biliyoruz.” rusya ve türkiye, “türk akımı” boru hattının hükümetlerarası sözleşmesini henüz imzalamadılar. rusya enerji bakanı aleksandr novak doğu ekonomi Forumu sırasında yaptığı açıklamalarda, türkiye’de yeni hükümet kurulmadan türkiye’nin bu sözleşmeyi imzalamasını beklemediklerini belirtti.

Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, Seferihisar Barajı üzerinde ‘Yüzen Güneş Enerji Santrali’ kurmak için proje hazırladıklarını açıkladı. Ülkede ilk kez

uygulanacak sistemle su yüzeyine konulacak dubaların üstünde paneller kullanılarak elektrik üretileceği kaydedildi. Projesi hazır sistemin devreye girmesi için Devlet Su İşleri’nden (DSİ) izin beklendiği açıklandı.Pazar yerine kurduğu fotovoltaik enerji sistemiyle belediye hizmet binasının elektriğini güneş enerjisinden elde eden Seferihisar Belediyesi, yılda 125 bin lira tasarruf sağlamayı başarmıştı. Yenilenebilir enerjinin uygulanmasının dünyada örneklerinin artması üzerine Seferihisar Belediyesi yeni bir proje daha hazırladı. Ülkede henüz kullanılmayan ‘yüzen güneş santrali ile ilgili çalışmaları tamamlayan belediye yetkilileri, Seferihisar Barajı’na kuracağı dubaların üzerindeki panellerle elektrik elde etmeyi hedefliyor. Normal güneş santrallerine göre suyun yansımasından meydana gelen güneş ışığını kullanarak, yüzde 22’ye varan enerji verim artışı sağlanacağı ve suyun soğutma özelliği sayesinde panellerdeki verimliliğin artacağı belirtildi. Yenilenebilir enerjinin ülkemiz için tek çıkar yol olduğunun altını çizen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Yılın 300 günü güneş alan bir iklime sahibiz. Ama bizim çok çok altımızda güneş alabilen Almanya’nın yüzde 10’u kadar güneş enerjisinden üretim yapmaktayız. Japonya’da 13.4 MW, Amerika Birleşik Devletleri’nde 12.5 MW’lik güçte santraller kurulmuş. Birçok ülke güneş enerji santraline yönelmiştir. Yüzen güneş santrali henüz ülkemizde uygulanmıyor. Dünya artan nüfusla birlikte enerji talebinin farkında ve çeşitli çözümler arıyor. Aynı şekilde ülkemizde de enerji ihtiyacı her geçen gün artıyor. Ülkemiz maalesef ki sahip olduğu olağanüstü zengin doğal enerji kaynaklarını kullanmamakta ve çok yüksek bedellerle dışarıdan elektrik satın almaktadır” dedi.

İLK YüzEN güNEş SANTRALİmİz SEFERİhİSAR’A

Page 45: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Botaş LNG M.Ereğlisi Raf inerisi çekmeceli pano değişimini

Garagoel Petrol PlatformuTürkmenistan Hazar Denizi

Page 46: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Prof. Dr. Kumbaroğlu, küresel petrol piyasalarında zayıflayan talebin arz fazlası sorununu uzatabileceği endişesinin dünya

para piyasalarında olumsuz bir atmosfere neden olduğunu belirterek, OPEC ülkelerinin üretim noktasında sergilediği farklı yaklaşımlar nedeniyle petrolün 1986’dan bu yana en uzun süreli kayıp dönemini yaşadığını söyledi.Fiyatların bu yılın Ağustos ayındaki en yüksek kapanış seviyesinden yüzde 35 geride olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kumbaroğlu, “İçinde bulunduğumuz siyasi belirsizlik ve gerginlik ortamı içerisinde TL değer kaybederken petrol fiyatlarının da düşmesi Türkiye için büyük şans” dedi.

“PETROL FİYATLARI ARTARSA ENFLASYONu KöRüKLER”Türk Lirası’nın da dolar karşısında son bir ayda yüzde yedi değer kaybederken ham petrol fiyatının yüzde 21 gerilediğine dikkati çeken Prof. Dr. Kumbaroğlu, “Her iki yönlü düşüş yaşanması petrol ihracatı için ödediğimiz paraların daha az olması gibi bir avantaj sağladı. Dolarla satın aldığımız petrole Türk Lirası olarak daha fazla ödeyecekken petrol fiyatlarındaki düşüş bunu dengeledi. Petrol fiyatları tekrar artışa geçerse

dengeleme çarpan etkisine dönüşür ve zaten artış trendine girmiş olan enflasyonu iyice körükler. Bu tehditi görmek ve petrol fiyatlarının yeniden artış trendine girme olasılığına girme olasılığına karşı hazırlıklı olmak gerekir” şeklinde konuştu.

“İRAN’LA gELİşTİRİLECEK İşBİRLİğİ KİLİT ROL OYNAYACAK”Prof. Dr. Kumbaroğlu, İran’la geliştirilecek işbirliği ve petrol alımının böyle bir dönemde Türkiye’nin elini oldukça rahatlatabileceğine vurgu yaparak, şöyle devam etti: “İran ticaret yaptığı ülkelerin milli para birimlerinin kullanılmasını tercih ediyor. Örneğin Çin ile yaptığı petrol ticaretinde 2012’den beri dolar yerine Çin Yuanı kullanıyor. İran’da kur seviyesinin sağlıklı oluşamaması ve İran Riyali’nin Türk Lirası gibi dönüşebilir bir para birimi olmaması nedeniyle bizimle arasındaki ticarette Türk Lirası kullanılabilir. Böylelikle Türk Lirası dolar karşısında değer kaybetse bile İran’dan kendi para birimizle alacağımız petrolün fiyatı etkilenmez. Bu kapsamda, gelecek dönemlerde hem petrol fiyatlarında hem TL’nin değerinde hem de döviz kurlarındaki dalgalanmalarda Türkiye ile İran arasında geliştirilebilecek işbirliğinin kilit rol oynayacağına inanıyorum.”

www.elektrikdergisi.comHABER

46

Ağustos2015

“PETROLdEKİ TARİhİ düşüş TüRKİYE İÇİN BüYüK şANS”

uluslararası enerji ekonomisi birliği (ıaee) başkanı proF. dr. gürkan kumbaroğlu, petrolün varil başına 40 doların altına düşmesini türkiye’nin mevcut siyasi ve ekonomik ortamında ‘büyük bir şans’ olarak niteledi.

Page 47: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 48: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comDOSYA

48

Ağustos2015

Page 49: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

NeredeN geldi, Nereye gidiyor:

düşeN petrol fiyatlarıNa

küresel bir bakışPetrol fiyatları son bir yıl içerisinde

neredeyse yarı yarıya düştü ve bu durum şu anda küresel ekonomiyi yeniden

şekillendiren etkenlerin başında geliyor. bizler de her gün medyada düşen Petrol

fiyatları, ülkelerin aldıkları önlemler ve “fiyatlara yansıması” ile haberler

dinliyoruz. ülkemizde fiyatlara ne kadar yansıyıP ne kadar yansımadığı elbette

tartışılır fakat bir gerçek var ki içinde bulunulan durum enerji dünyası ve

alternatif enerji kaynakları için yeni bir çağın habercisi…

49

Ağustos2015

Page 50: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comDOSYA

Tarih boyunca petrol fiyatlarındaki büyük sıçrayışlar enflasyona ve ekonomilerde resesyona sebep oldu. düz mantıkla bakıldığında rahatlıkla şu söylenebilir: “daha düşük petrol fiyatları, petrol ithal eden

ülkelerin enerji ithalatına daha az para harcayarak ekonomik büyümeye daha fazla yatırım yapmalarına yardımcı olur.” elbette bunu özellikle savaşların ve beklenmeyen cari açıkların olmadığı bir senaryoda söylemek mümkün. Pratiğe dönüldüğündeyse tam olarak böyle olmuyor. ne kadar türkiye veya hindistan gibi göreceli olarak yüksek enflasyona sahip petrol ithalatçısı ülkeler için bu iyi bir haber olsa da ekonomik büyüme her zaman beklenen seviyelere halen ulaşamıyor. düşük fiyatlar dünyada petrokimyadan alüminyuma ya da ulaşıma neredeyse her alandaki nihai / yarı nihai mamul fiyatlarını etkiliyor yine de bu hem üretime hem de tüketime beklenilenin altında bir seviyede yansıyor. örneğin türkiye ilk çeyrekte yüzde 2,3 büyüme oranına sahip halbuki içinde bulunulan durumda ekonomistler yüzde 3 gibi bir büyüme oranının çok da zor olmadığı görüşünde. dünya bankası ise büyüme ve petrol fiyatları ilişkisine daha temkinli yaklaşıyor. öyle ki yayınlanan raporda 2015 yılında fiyatların şu anki seviyelerde kalacağı umulsa da 2016 aynı durgunlukta geçmeyecek ve fiyatlar yeniden hem de marjinal bir şekilde yükselmeye başlayacak deniliyor. * oPec tarafından yapılan açıklamalar ve amerikan doları’nın değerlenmesi arz ve talebi doğrudan

etkileyen nedenler arasında gösteriliyor. resmin geneline bakıldığındaysa söylenebilecek şey 1970’lerden bugüne dünya çapında petrol talebi nüfusa oranlandığında yarı yarıya azaldı, bunda da büyük etken enerji verimliliği ve geri dönüşüm gibi konulara özellikle batı dünyasında daha çok odaklanılması.

50

Ağustos2015

Wood Mackenzie’nin tarafından yayınlanan bir rapor, 2014 yılında petrol fiyatlarında yaşanan gerileMe ve şirketlerin yatırıM bütçelerinde yaptığı kısıntıların, daha 2015’in yarısı bitMeden 20 Milyar varil petrole eşdeğer 46 büyük projenin ertelenMesine neden olduğunu gösteriyor. bu da toplaMda 200 Milyar doları aşkın yeni yatırıM projesinin rafa kaldırılMası anlaMına geliyor. ertelenen projelerin birçoğunun 2019 ila 2023 yılları arasında başlatılMası hedefleniyor.

Page 51: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

petrol ve ekonomi ilişkisi / 101kömür ve çelik geçtiğimiz yüzyılda oldukça önemliydi, öyle ki avrupa birliği temellerini bu iki hammadde üzerine kurdu. zaten ikinci dünya savaşı sonrasında alınan birçok kararın petrol hikayesi olduğunu söylemek fazla romantik olur çünkü 1945-1974 yılları arasında petrolün varil fiyatı 2.5 dolar seviyelerinde sabit kalmıştı. etkisi de güçlenen ekonomiler, özellikle batı dünyasında, düşük enflasyon ve istihdam olarak görüldü. fakat bu pembe tablo 1974 yılının sonuna doğru bozulmaya başladı. oPec (organization of the Petroleum exporting countries), yom kippur savaşı’na cevap olarak petrol ambargosu uyguladı ve petrolün varil fiyatı 2,5 dolardan bir anda 15 dolara yükseldi. bu gerçekten beklenmeyen bir hamleydi ve etkileri bir anda görüldü. yükselen enflasyonlar, işsizlik ve küçülen ekonomiler o tarihten itibaren petrolün ve petrol ihracatçıların gücünün daha da anlaşılmasını kolaylaştırdı. bu sıkıntılı durum 70’lerin sonu 80’lerin başında oldukça hissedildi ve iran devrimi ile başlayan petrol üretiminin artışına kadar sürdü.

bugün orta doğu’da neler oluyor?genelde orta doğu’dan aldığımız haberler savaşlar, terör ve devrimler üzerine oluyor. çünkü haberlerde uzun süredir pek de duymadığımız orta doğu ülkeleri yüksek petrol fiyatlarının keyfini sürmekle meşguldüler ve bu sürecin sonunda da yeni lüks oyuncaklarına harcayabilecekler 2.5 trilyon dolarlık bir serveti biriktirdiler. tamamen yeni şehirler, yeni yollar, devasa limanlar ve havalimanları… silah depolarına stokladıklarından bahsetmiyoruz bile. Peki bu biriktirilen servet ne kadar sürdürülebilir? öncelikle düşük fiyatlar zengin petrol ülkelerini, katar ya da suudi arabistan gibi, venezuela ya da nijerya’yı etkilediği kadar etkilemiyor. yine de bu kapalı kapılar ardından petrol üreticileri için 1980’lerde yaşanan zor yılların geri döneceğinin konuşulmasını engellemiyor. katar, deniz ötesi yatırımlardan gelen paralarla az bir nüfusa sahip olduğu için rahatlıkla yaşamaya devam edebilir. cezayir ise 40 milyona yakın nüfusa sahip ve şu anda düşen petrol fiyatlarının etkisinin en çok hisseden ülkelerden biri. bu yılın geçtiğimiz yedi ayı sonrasında 8 milyar dolar açık veren bütçe ve bunun doğrudan yoksul halka yansımasından

bahsediyoruz. aynı dönemde para birimleriyse dolar karşısında yüzde 25’e yakın değer kaybetti. cezayir’in durumu elbette suudi arabistan’ın çok da umurunda değil. çünkü suudi arabistan 1970’ler ve 80’ler döneminden kazandığı deneyimle bu durumu

uzun vadede avantaja çevirebileceğini düşünmekte. bu yüzden de suudi arabistan, umman ve ırak

talep arzı yakalayana kadar petrol üretiminde çok da büyük bir kesintiye gitmeyecekler. dünya bankası ya da ımf, suudi arabistan’ın düşük petrol fiyatlarına bir süre daha dayanabileceği görüşündeler çünkü kişi

başına düşen borç miktarı oldukça düşük seviyelerde ve bu da eğer işler biraz daha zorlaşırsa ülkeye rahatlıkla borçlanabilme alanı açıyor. bunun yanında yerel enerji fiyatlarında yapılacak ufak bir artış ya da konut vergilerinin arttırılması da b planı olarak seçenekler arasında duruyor. kısacası orta doğu’nun zengin petrol

üreticileri bir süre daha rahatlar ve aynı coğrafyanın küçük

oyuncularının içine girdikleri sıkıntılara kolayca sırtlarını dönebilirler.

kazananlar ve kaybedenler

fiyatların düşmesi her ülke için kötü değil.

örneğin japonya kullandığı tüm petrolü ithal ediyor bu şu anki düşük petrol fiyatları onlar için oldukça keyif verici diyebiliriz. zira hindistan ve endonezya gibi kalabalık ülkeler için de bu kötü bir durum değil çünkü

azalan enerji harcamaları sayesinde devletler, eğer yaparlarsa tabi ki, ekonomiye daha fazla yatırım gerçekleştirebiliyorlar. amerika birleşik devletleri içinse durum karışık, çünkü kendileri hem en büyük ihracatçılardan hem de en büyük ithalatçılardan biri konumunda. genel durum pozitif olarak görünüyor çünkü eskisi kadar petrole bağımlı değiller ve bunun yanında oyunun kurallarını yavaş yavaş değiştiren kartını oynuyorlar: kaya gazı. düşen petrol fiyatları amerika birleşik devletleri’ni son yıllarda en çok üzerinde durduğu enerji kaynaklarında olan kaya gazını daha da bir heyecanla aramaya ve yeni teknolojileri bu kaynak üzerinde yürütmeye itiyor. çevreciler elbette bu duruma tepkililer fakat işin ucunda inanılmaz bir gelir kaynağı olunca yeşil rengi,

51

Ağustos2015

taNer yıldız: “petrol ürünlerinde, benzinde, Mazotta ve Motorinde bunlara Mutlaka yansıMalarını göreceğiz. çünkü otoMatik fiyatlaMa MekanizMası var. özellikle son 3 ayın da en düşük fiyatını yaşıyoruz şu anda. bunu tüketici bir ülke olarak sevindirici buluyoruM. petrol fiyatları eğer 50 dolar bandında kalırsa türkiye geçen yıla göre 13 Milyar dolar daha düşük bir fatura ödeyecek “

Page 52: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comDOSYA

banknotların üzerine doğaya yakıştığından daha çok yakışıyor. amerika birleşik devletleri karşısına enerji konusunda çin yerine rusya’yı koymak daha doğru olur. ihracat gelirlerinin yaklaşık yüzde 70’ini gaz ve petrolden edinen rusya için kış oldukça soğuk geçeceğe benziyor çünkü petrolün varil fiyatındaki her bir dolarlık düşük rusya için 2 milyar dolarlık zarar anlamına geliyor. dünya bankası da 2015 yılının rusya için çok parlak olmayacağını söylüyor ve yüzde 0.7 civarında bir küçülme ön görüyor. Putin henüz ‘kriz’ kelimesini ağızına almadı fakat medvedev oldukça tedirgin durumda.

biz, türkiye’de düşük fiyatları sevmeyiztürkiye’de devletin yaklaşımı ve ekonominin gerçek

durumu şu tablo ile özetlenebilir: “temmuz 2008, ham petrol varil fiyatı 147 dolar, bir litre benzin 3,61

tl. ağustos 2015, ham petrol varil fiyatı 48 dolar, bir litre benzin

4.55 tl.” Fiyatlar yeterli

seviyede

düşmüyor ve tüketiciye yansımıyor. türk lirası, amerikan doları karşısında son bir yılda yüzde 30’a yakın değer kaybetti. ekonomideki bozulma doğal olarak döviz

kuruna yansıyor ve maliye bunu vergilerle kapamaya çalışıyor. türkiye’nin benzin ve motorinden dünyada en çok vergi alan ülkelerden biri olduğu bir sır değil. aralık 2014’te 2.3 tl seviyesinde olan dolar bugün 3tl’yi geçmiş durumda. bu duruma karşın petrol ithalatının yaklaşık yüzde 90’ını ithal eden türkiye için durum

sevindirici, çünkü düşük petrol fiyatları, tl karşısında oldukça değer kazanan amerikan doları’na rağmen ekonomiye 7-13 milyar dolar arasında bir seviyede katkı yapacak. yazıyı bu noktada bir milletvekilinin türkiye büyük millet meclisi başkanlığı’na verdiği ve henüz cevaplanmayan soru önergesiyle bitirelim…Petrol varil fiyatı 115 dolar seviyesinden 45-50 dolar seviyesine gerilemesi nedeni ile iç piyasaya yani vatandaşlarımıza yansıtılmamaktadır. bir de buna bayi kâr oranının istenen düzeyde olmaması sonucunda bu durum ne vatandaşı ne de bayileri memnun etmektedir. buna ilaveten sınırlarımızdaki kaçak petrol ticaretinin had safhaya ulaşması işi daha farklı boyutlara taşımaktadır. dünya piyasasındaki petrol fiyatının düşmesi iç piyasaya yani vatandaşa daha fazla yansıtılacak mıdır? sınırlarımızdaki kontrol yetersizliğinden kaynaklanan kaçak akaryakıtların iç piyasada farklı rant oluşturmasına ne gibi önlemler alınmaktadır? enerji Piyasa kurulu bayi kâr oranındaki adaletsizliğe yeni bir düzenleme yapacak mıdır?”

52

Ağustos2015

tüik verilerine göre ocak-teMMuz 2015’te petrole ödenen tutar geçen seneye göre yüzde 38 azalırken benzine sadece yüzde 5 indiriM yapıldı. ithalat rakaMları ise petrol fiyatlarının da etkisiyle ciddi gerileMe gösterdi. ilk yedi aylık döneMe baktığıMızda ithalatta yüzde 10’dan fazla azalMa olduğunu görüyoruz. bu azalışta, petrol ve petrol ürünleri ithalatının bir yılda 32,3 Milyar dolardan 23,7 Milyar dolara gerileMesi etkili. petrol ve petrol ürünleri ithalatına ödenen para, yalnızca teMMuz ayında geçtiğiMiz yılın aynı ayına kıyasla 1,9 Milyar dolar geriledi.

Page 53: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

ilan.indd 1 06.03.2014 16:28

Page 54: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

54

Ağustos2015

Teknoloji artık günümüzde haberleşme ve veri aktarımın çok ötesinde alanlara entegre olmuş durumda. bunun en iyi örneklerini de neredeyse hayatın her alanında karşımıza çıkan google servileri sunmakta. Peki google’ın bu servisleri

sayesinden enerji tasarrufu yapmamız da mümkün olabilir mi? evim yeterince güneş ışığı alabiliyor mu? güneş paneli kullanımının bana yıllık karı ne kadar olacak? kaliteli güneş panellerini nerden alabilirim? bu soruların hepsinin cevabını google haritalar üzerinden yakında öğrenebileceğiz. google yeni geliştirdiği Project sunroof ile güneş enerjisinden faydalanmak isteyenlere yardımcı olmayı amaçlıyor. Project sunroof, yapıların güneş enerjisi potansiyelini ve güneş enerjisi paneli kurulması durumunda yıllık kaç para kar elde edileceğini gösterecek. bu yenilik özellikle kendi evlerinde güneş paneli taktırmak isteyenler için oldukça verimli olacak çünkü bilindiği üzere herhangi bir çatıya takılan güneş panelinden her zaman aynı miktarda verimlilik alınamamakta. bu projeyle birlikte güneş enerjisi optimizasyonunda da yeni bir adım atılmış olacak.google haritalar aracılığıyla sunulacak hizmette aynı zamanda yaşadığınız şehrin ya da bölgenin güneş enerji açısından en verimli olan bölgelerini de görebileceksiniz. 3d modelleme ile çatı detayları, bulutlar ve gölgelerde açıkça görülebiliyor.

arama yaptığınız bölgelerinde güneş enerjisi potansiyeli harita üzerinde parlak güneş yansımaları ya da gölgelenmeler olarak gösterilmekte. bunun yanında belirlenen bir çatıdan yılda ne miktarda güneş enerjisi edinebileceğinize de bakabileceksiniz. şimdilik amerika birleşik devletleri’nde sam francisco, fresno, kaliforniya ve boston’da denenen projede arama yaptığınız google haritalar bölümünün altında aynı zamanda güneş paneli ve güneş enerjisi konusunda uzman şirketlerin de bilgileri size sunuluyor. Projenin diğer ülkelere de yayılmasının uzun zaman almayacağı belirtiliyor.

www.elektrikdergisi.comGELECEĞİN TEKNOLOJİLERİ

GooGle’ın yeni projesi enerji verimliliğini artıracak

Arama yaptığınız bölgelerinde güneş enerjisi potansiyeli harita üzerinde parlak güneş yansı-maları ya da gölgelenmeler olarak gösterilmekte. Bunun yanında belirlenen bir çatıdan yılda ne miktarda güneş enerjisi edinebileceğinize de bakabileceksiniz.

Google yeni geliştirdiği Project Sunroof ile güneş enerjisinden faydalanmak isteyenlere yardımcı olmayı amaçlıyor. Project Sunroof, yapıların güneş enerjisi potansiyelini ve güneş enerjisi paneli kurulması durumunda yıllık kaç para kar elde edileceğini gösterecek.

XDP-II Kısmi Deşarj Cihazı

FAM Enerji Elektrik Sanayi Tic. Ltd. Şti.T: +90 (216) 409 18 90 - 92 F: +90 (216) 409 18 [email protected]

www.famenerji.com

XDP-II Offline Test BağlantısıHV kapasitör bağlantı eklentisiyle offline test yapabilme özelliğine sahiptir.

XDP-II Korona DedektörüAkustik çevirici eklentisiyle birlikte havai hatlarda korona tespiti,ark tespiti ve panolarda kısmi deşarj tespiti yapabilir.

XDP-II Kablo Bağlantı Kısmi Deşarj CihazıKapasitif sensör eklentisiyle birlikte kablo bağlantı noktalarındaki kısmi deşarj ölçümleri yapılabilir.

XDP-II TEV ve Bi-Phase BağlantısıYeni TEV veya Bi-Phase bağlantılarıyla birlikteşalt panolarında kısmi deşarj tespiti yapılabilir.

Farklı sensörleri sayesinde trafolarda, panolarda, kablo bağlantılarında, havai hatlarda,

kolaylıkla kısmi deşarj tespiti yapabilirsiniz.

ALANINDA TEK Çok Fonksiyonlu Kısmi Deşarj Cihazı XDP-II

/famenerji

Page 55: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

XDP-II Kısmi Deşarj Cihazı

FAM Enerji Elektrik Sanayi Tic. Ltd. Şti.T: +90 (216) 409 18 90 - 92 F: +90 (216) 409 18 [email protected]

www.famenerji.com

XDP-II Offline Test BağlantısıHV kapasitör bağlantı eklentisiyle offline test yapabilme özelliğine sahiptir.

XDP-II Korona DedektörüAkustik çevirici eklentisiyle birlikte havai hatlarda korona tespiti,ark tespiti ve panolarda kısmi deşarj tespiti yapabilir.

XDP-II Kablo Bağlantı Kısmi Deşarj CihazıKapasitif sensör eklentisiyle birlikte kablo bağlantı noktalarındaki kısmi deşarj ölçümleri yapılabilir.

XDP-II TEV ve Bi-Phase BağlantısıYeni TEV veya Bi-Phase bağlantılarıyla birlikteşalt panolarında kısmi deşarj tespiti yapılabilir.

Farklı sensörleri sayesinde trafolarda, panolarda, kablo bağlantılarında, havai hatlarda,

kolaylıkla kısmi deşarj tespiti yapabilirsiniz.

ALANINDA TEK Çok Fonksiyonlu Kısmi Deşarj Cihazı XDP-II

/famenerji

Page 56: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

56

Mart2015

eNerJi karNeMiz

Tuncay Derman, Ağustos 2015

Öncelikle söylemeliyim. Ülkemizin Enerji Karnesi baştan sona kırıklarla dolu. Enerji yönetiminde de sınıfta kalmışız. Elbette son 13 yılın Türkiye Enerji

Karnesi’nden söz ediyorum. Çünkü, 2002’den önceki yılların Enerji hesabı -yaşı ve ilgisi müsait olanlar anımsar- 2001’in hemen başında ülkeyi ayağa kaldıran Ankara’nın göbeğinde polis değil, jandarma ve DGM operasyonları (Beyaz Enerji Operasyonu) ve AKP iktidarı ile ana muhalefet partisi CHP tarafından son 13 yıllık dönemin ilk yarısına taşınan gen-sorulu, Meclis Araştırması ve Soruşturması komisyonlarına taşınan suçlamalar üzerine ilerleyen yıllarda Yüce Divan dahil yüksek mahkemelerde (Devlet Güvenlik Mahkemeleri-DGM, onlar kapatılınca Ağır Ceza Mahkemeleri, Yargıtay)

verildi. Dönemin suçlanan enerji yönetimlerine çakma karne kırıkları üretenler tarafından hile yapıldığı yargı tarafından ortaya çıkarıldı. Görevlerini kötüye kullandıkları, ihalelere fesat karıştırdıkları türü suçlamalarla karnelerinin kırık oldu-ğu ileri sürülenlerin, asıl hileye fesada maruz kalanlar olduğu anlaşıldı. Yargının henüz adalet dağıtmaktan soyutlanma-dığı bir dönemde aralarında dönemin Enerji Bakanları’nın da bulunduğu suçlananların ve onlara yüklenen fiillerin hemen tümü aklandı. Aklanmayan az sayıda fiil ise suçla-nanlar tarafından, kanıtsız siyasal kararlar olarak nitelenip Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşındı. Bir dönemin Enerji yönetimlerinin 7-8 yıl süren yargılama ve aklanma süreci, kamuoyunda pek fazla yankılanmasa ve bir süre

56

Ağustos2015

Page 57: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

57

Mart2015

57

Ağustos2015

sonra anımsanmasa da, ülkemiz Enerji ve Adalet Tarih-leri’ne ibret yazılımlarıyla geçti. Yakın tarihimizin Türkiye Enerji Sektörü ağırlıklı bu ilk büyük operasyon ve operasyo-nu izleyen yargılama süreci, ilerleyen yıllarda Ergenekon, Balyoz gibi isimler takılarak inandırıcılıkları arttırılmaya çalışılan paralel tabanlı, çakma CD’li, gizli tanıklı çok daha büyük boyutlu operasyonların ve izleyen Silivri odaklı yar-gılamalarının provası gibiydi. Zaten, Beyaz Enerji davaları ve paralelindeki Yüce Divan davaları genellikle beraatle sonuçlandığında, zincirleme reaksiyon örneği Ergene-kon’lar, Balyoz’lar devreye sokuldu. İnternet’te rastladığım güncel bir Enerji Analizi yazısı,1 bu ayın Ankara Mektubu’na son 13 yıla ilişkin “Enerji Karnemiz” konusunu almama yol açtı. Akademisyen olduğunu tahmin ettiğim analizin yazarı çok yerinde bir çalışma yapmış. Kendisini kutlamak gerek. Ancak, bu çalışması belirli istatistiklere dayanmaktan ibaret kalmış. Devletin ilgili Enerji kurumlarının güncel (son 13 yıla ve yazarın seçimiyle 2002’den önceki 11 yıla ilişkin) resmi istatistiklerinde hangi veri verilmişse, o verilere dayanılarak iki dönemin mukayesesi yapılmış. Kullanılan veriler ya da analiz hatalıdır filân demiyorum. Hepsi de doğru olabilir. Ne var ki, salt bu 11 ve 13 yıllık dönemler verileriyle yeti-nilerek yapılan analiz, özellikle sondan bir önceki 11 yıllık dönemin tarihsel gerçekleri göz ardı edilerek kamuoyu önüne çıkarılıyorsa, burada olduğu gibi çok büyük, vahim denilebilecek düzeyde eksikler, hatalar içeriyor demektir. Bu da emek verilerek oluşturulduğu anlaşılan analizin ger-çeklerden uzaklaşmasına yol açıldığı için değerini tartışmalı hale getirir. Analizci yazarın, bu analiz çalışmasını yaparken Enerji’nin yakın tarihimizde geçirdiği evreleri ve birbirini izleyen her iki yakın dönemin icraatlarının birbiriyle etki-leşiminden oluşan gerçeklerini bilerek göz ardı etmek gibi bir niyeti ve kastı olmadığına inanıyorum. Çünkü, analizi boyunca son 13 yıllık dönemin Enerji ile ilgili gerçeklerini, Enerji’nin tüm argümanlarını ayrı ayrı ele alarak ortaya sermekten kaçınmamış. Eleştirilecek ne varsa gerçekçi bir yaklaşımla eleştirmiş. Bu durumda, analizinde büyük, vahim denilebilecek düzeyde eksiklere yol açan tarihsel gerçekler hakkında yeterli bilgi sahibi olmadığı için böyle bir sonucun ortaya çıktığı düşünülebilir. Böylece bu mektu-bumun amacı, işte bu önemli tarihsel gerçekler eksikliğini telâfi ederek yazarın analizinin özellikle Elektrik Enerjisi’yle ilgili bölümünün gerçek sonuçlarını ortaya koymak ola-caktır. Analiz yazısı, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 13 yıl boyunca Türkiye’yi tek başına yönettiği, 13 yıl TBMM’nin yüzde 60’ının bu partiden oluştuğu, dolayısıyla karar alma ve yönetimde gelmiş geçmiş hükümetlerden avantajlı oldu-ğu” girizgâhıyla başlıyor.

1 “Enerji’de bir dönemin muhasebesi (2002-2015)” , Dr. Nejat Tamzok, İnternet Enerji Platformu, 28 Temmuz 2015.

Devamında da: “Enerji Bakanlığı icracı bir bakanlıktır. Ülkenin ekonomik büyümesinde belirleyicidir. Başarısı ve hataları yurttaşlarımızın yaşam kalitesine ve ülkenin gele-ceğine doğrudan etkilidir. Bu nedenle önem düzeyi yüksek bir Bakanlık’tır” deniyor ve şu soru ortaya atılıyor: “Böylesine önemli bir Bakanlığın son 13 yıllık tek parti ik-tidarında geliştirdiği (Özellikle Enerji sektörü odaklı) kamu politikaları ve icraatı başarılı olmuş mudur?”Sorunun yanıtını da yazar kendisi veriyor: “Bu başarının tespiti genelde zamana ihtiyaç gösteriyor. Bir kısım başarı ölçütü ise yıllar itibarıyla görülebilir. (AKP iktidarının) Enerji Bakanlığı, 13 yıl boyunca (31 Mart 2015 büyük Elektrik sistemi çökmesinin dışında) Türkiye’yi enerjisiz bırakmadı. 2002’den beri bir buçuk kat artan ülke enerji ihtiyacını karşıladı” diyor.Öncelikle yazarın “Enerji Bakanlığı icracı bir bakanlıktır” tespitine dikkat çekelim. İlginçtir, 2002’den önceki dönemin Yüce Divan’da yargılanan Enerji Bakanları (dolayısıyla on-ların bürokratları) Enerji Bakanlığı’nın 1963 tarihli kuruluş yasasına göre planlamacı bir kurum olduğunu, icracı bir Bakanlık olmadığını, buna rağmen yatırım, yani icra faali-yetlerinde bulunarak yetkilerini aşmakla suçlanmışlardı. Demek ki araştırmacı yazarımız, suçlayanların göz ardı ettiği Enerji Bakanlığı’na icra yetkisi veren 1984 tarihli ve onu izleyen yasaların varlığının farkında.Özet olarak, bu ilginç Enerji analizinden iki döneme ilişkin bazı çarpıcı mukayeselerini de verelim:YERLİ ENERJİ KAYNAKLARI KULLANIMI: Ülkemiz toplam Enerji ihtiyacının yerli enerji kaynaklarımızdan karşılan-ması: 2002’de yüzde 31 iken 2015’de 6 puan düşme ile yüzde25 olmuş.ENERJİ İTHALÂTI (DIŞALIMI): Enerji dışalımına ödenen döviz 2002-2013 arası 11 yıllık dönemde, 1991-2002 arası 11 yıllık döneme göre 6 kat fazla, 65 milyar dolardan, 397 milyar dolara çıkmış. Dolayısıyla salt Enerji için kişi başına dışalım yükümüz 92 dolardan 494 dolara yükselmiş.YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI: Hidrolik enerji dışında Rüzgar Enerjisi başta olmak üzere (Rüzgar enerjisinden elektrik üretimi ülkemizde yenilenebilir enerji yatırımlarının yüzde 85’i) yenilenebilir enerjilere yönelmemiz fena değil ama derde deva da değil. Yenilenebilir enerji kullanımında 2002’de 64 MW’a (yüzde1,5) sahipken 2013’de 4743 MW kurulu gücümüz (yüzde3,4) oluşmuş. Ancak bu Rüzgar elektriği toplam Enerji üretim kapasitemiz içinde garnitür düzeyinde.FOSİL YAKIT KULLANIMI: Ülkemizde fosil yakıtların genel enerjide payı 2002’de yüzde 86,9, elektrik üretimindeki payı yüzde 73,7 iken bu oranlar 2014’de sırasıyla yüzde 88,3 ve yüzde 79,1 olmuş. Yani, istenen biçimde azalma değil, istenmeyen biçimde artış ortaya çıkmış.KARBONDİOKSİT EMİSYONU: Fosil yakıt kullanımındaki artış frenlenemeyince, 2002-2014 döneminde dünyanın

2002 yılında türkiye’de 132 Milyar kWh elektrik enerjisi tüketildiğini görüyoruz. 2015’e geldiğiMizde bu toplaM talep/tüketiM 270 Milyar kWh’e doğru yol alıyor. deMek ki son 13 yılda türkiye elektrik enerjisi talebi ikiye katlanMış

Page 58: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

58

Şubat2015

önemle azaltmaya çalıştığı karbondioksit (CO2) emisyonun-da yüzde67 ile emisyonu en çok artan ülkeler arasında yer almışız. Oysa, aynı dönemde CO2 emisyonu AB28 ülkelerin-de yüzde 16 azalma göstermiş. Dünyada genelinde de CO2 emisyonu artmış (yüzde34) ama bizim CO2 emisyonunda dünya ortalamasını bile ikiye katladığımız görülüyor.ENERJİ VERİMLİLİĞİ: Enerji verimliliğinde birincil Enerji Yoğunluğu endeksimiz 1000 dolar hasıla için 2002’deki 0,30 pet’den 2014’te 0,28 pet’e düşürülebilmiş. Aynı dö-nemde bu düşme AB28 ülkelerinde yüzde 15, OECD ülke-lerinde yüzde 20. Enerji yoğunluğundaki cüzi kazanımımız, ülkemizin 1000 dolar yeni hasıla elde etmek için 2013’de Almanya’dan 1,9 kat daha fazla enerji tüketmemiz gerçeği-ni değiştirmemiş.ELEKTRİK KAYIP-KAÇAKLARI: Elektrik şebeke kayıplarımız 2002’deki yüz-de 18,8’den 2013’de yüzde 15,7’ye gerilemiş. Bu 3 puan dolayında kayıp-kaçak endeksi gerilemesi de ülkemizi OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra en kötü elektrik kayıp-kaçağı istatistiği veren ülke konumundan çıkaramamış.ELEKTRİK ENERJİSİ: Genelde son 13 yıllık dönemde çok konuda olduğu gibi ileriye değil geriye gittiğimiz Enerji ile ilgili tüm bu verilerin önem düzeyi yüksek ve ülkemizin gelişmesi ve gelecek konusundaki umutları için en değerli ölçütler olmakla birlikte, bunlar arasında Elektrik Enerjisi’nin yeri çok daha önemlidir. Bu önemin nedenleri biliniyor. En başta Elektrik Enerjisi’nin geleneksel aydınlatma, güç (endüstri), cer (ulaşım) sektörle-rindeki vazgeçilmezliğinin ötesinde iletişim sektöründe yaşamımızda cep telefonumuzun şarjına kadar uzanan (yakın dönemde elektrikli otoların şarjı da geliyor) çok yaygın kullanım alanı var ve bu enerjinin yerine başka bir enerji türü konulamıyor. Elektrik Enerjisi bu nedenle önemli ve vazgeçilmez.Analiz yazısında Elektrik Enerjisi için şu veriler bir kısmı tek-raren kaydediliyor: “2002-2015 döneminde Elektrik Kurulu Gücü’müz 1,5 kat artış gösterdi. Türkiye, 31 Mart çökmesi hariç elektriksiz kalmadı. Ancak elektrikte yerli kaynak payı 2002’deki yüzde60’dan 2015’de yüzde53’e geriledi. Toplam Kurulu gücün sadece yüzde 2,7’si kadar yeni yerli kömür santralı işletmeye alınabildi. Elektrik üretimindeki yerli kömür payı 2002’deki yüzde22’den 10 puan azalarak 2015’de yüzde12’ye düştü. Buna karşılık ithal doğalgazın elektrik üretimindeki yüz-de30 payı, 2015’de yüzde 37’ye çıktı. Aynı dönemde (2002-2015) ithal kömür payı da 10 kat artışla yüzde1’den yüzde10’a yükseldi.”

ENERJİ FİYATI: Buraya kadar saydığımız Enerji’deki kötü gidişe karşı tüketiciye yansıyan Enerji fiyatı ne olmuş? Dergimizde yayınlanan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) araştırmasına göre yaklaşık 13 yıllık AKP döneminde (2002-2015) Enerji fiyatları Dünya rekoru kırarak yüzde 223,6 artmış. 2002’de 13 küsur kuruş olan elektrik birim kilovat-saat fiyatı 39 kuruşu geçerek 3 katına çıkmış.2

“Türkiye, 31 Mart (2015) sistem çökmesi hariç elektriksiz kalmadı” tespiti de doğru değil, en azından eksiktir. Elektrik Mühendisleri Odası yayını Elektrik Mühendisliği dergisinin Temmuz 2015 sayısında Bülent Damar ve Emre Metin’in “Türkiye Nasıl Karanlıkta kaldı?” başlıklı araştırma yazısın-da, 31 Mart 2015 Genel Elektrik Sistemi’nin çökmesi dışın-da 30 Mart’dan başlayıp 31 Mart, 11 Nisan, 12 Nisan, 22

Nisan 2015 günleri yaşanan beş ayrı bölgesel sistem çökmesi daha belge-lere dayalı olarak belirtiliyor. Bunla-rın dışında çok sayıdaki programsız (önceden ilân edilmeyen) kentsel, kırsal bölgesel elektrik kesintilerini saymıyoruz.2010 yılı basımı “Enerji’nin Rengi” isimli kitabım dahil özellikle Der-gimizdeki yazılarımda bıkmadan yinelediğim bir ülke gerçeğini bir kez daha dile getireceğim. Bunu yapar-ken tercih edeceğim argüman, Elek-trik Kurulu Gücü değil, kullandığımız/tükettiğimiz, faturasını ödediğimiz Elektrik Enerjisi’dir. Bu tercihi ve açıklamayı niçin yapıyo-rum? Çünkü 2015 yılında ülkemizin Elektrik Kurulu Gücü 70 bin küsur MW, buna karşılık bu kurulu gücün kullanılabilen maksimum (puant/pik ) değeri 40 bin küsur MW’tır. Yani, yüzde 75 (40 MW’a 30 MW) şişmiş değerde -atıl, yedek ne derseniz deyin- Kurulu Güç kapasitemiz var görünüyor.Ne kadar ilginçtir. 2002’den önceki siyasal iktidarın Bakanları dahil Enerji

yöneticileri, “Plansız ve programsız bir biçimde, Türkiye’nin ihtiyacı olmayan boyutlarda, özellikle ithal fosil yakıtlara (doğalgaz ve kömür) dayalı elektrik üretim tesisleri kur-maya yöneldikleri, yerli enerji kaynaklarını ihmal edip ithal enerjiyle ülke kaynaklarının israfına yol açtıkları” için yargılanmışlardı. Söz konusu analiz yazısında, “Son 13 yıllık dönemde(2002-2015) ithal doğalgazın elektrik üretimin-deki yüzde 30 payının, 2015’de yüzde 37’ye çıktığı, aynı dönemde ithal kömür payının da 10 kat artışla yüzde1’den yüzde10’a yükseldiği” vurgulanıyor.

2 “EMO’dan Açıklama. AKP İktidarında Enerjimiz Tükendi”, Kaynak Elektrik dergisi, Ağustos 2015, sayı 313

58

Ağustos2015

projeleri son 13 yıllık döneMden önceki döneMin enerji bakanları tarafından ele alınarak yatırıMları başlatılan 70 Milyar kWh boyutunda büyük kapasiteli elektrik üretiM tesisleri 2004 yılından başlayarak son 13 yıllık döneMde taMaMlanıyor ve ticari işletMeye törenle açılMaları son 13 yıllık döneMin enerji bakanları ve siyasetçilerine nasip oluyor. bu duruMda bu 70 Milyar kWh boyutunda dev elektrik üretiM kapasitesinin, son 13 yıllık döneMin siyasal iktidarının başarı hanesine Mal edilMesi ne kadar doğrudur?

Page 59: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

59

Ağustos2015

Yan sayfada belirtildiği gibi, 2015 yılında Elektrik kurulu gücümüz 70 bin küsur MW’a karşılık bu kurulu gücün kullanılabilen maksimum (puant/pik ) değeri 40 bin küsur MW, dolayısıyla son 13 yılda ülkemizde 30 bin MW, yüzde 75 oranında ihtiyacımızın çok üzerinde Elektrik kurulu güç kapasitesi oluşturulmuş. Nedense bugün kimse çıkıp, “Bu kadar büyük atıl elektrik kurulu güç kapasitesi oluşturarak, zaten arzu edilmeyen üst limit değerlerinde olan elektrik üretiminde kullanılan ithal doğalgazı taahhüt ettikleri gibi azaltmak yerine 7 puan, yerli kömürlerimiz dururken ithal kömürü de 10 kat arttırarak ülke kaynaklarının, değerli dövizimizin büyük çapta israfına yol açanlar, ülkemize, in-sanımıza büyük kötülük ediyorlar, yargılanmalılar” demeyi akıl edemiyor.Analiz yazısında, “AKP iktidarı, 2002’den beri bir buçuk kat artan ülke enerji ihtiyacını karşıladı” deniyor. İstatistikle-re bakılırsa Türkiye elektrik kurulu güç değeri 2002’de yaklaşık 32 bin MW imiş. Bugün 70 bin MW’ın üzerinde olduğuna göre son 13 yılda 1,5 kat değil, 2 kattan fazla artmış ama kullanılamadıktan son-ra… 2002 yılı sonunda Türkiye’de 132 milyar kWh elektrik enerjisi tüketildiğini görüyoruz. 2014 sonu, 2015’e geldi-ğimizde bu toplam talep/tüketim 270 milyar kWh’e doğru yol alıyor. Demek ki, konumuz olan son 13 yılda Türkiye Elektrik Enerjisi talebi de kurulu güç gibi ikiye katlanmış. Biraz önce sözünü etti-ğim kitabımda, son 13 yıllık dönemde bir önceki Enerji Bakanı’nın görevde olduğu yaklaşık 6 yıllık dönemin (2003-2009) Elektrik Enerjisi gelişiminin belgelere dayalı muhasebesi yer alıyor. AKP iktida-rının ilk Enerji Bakanı bu 6 yılda Türkiye Elektrik Enerjisi talebinde yüzde 60’lık bir artıştan söz etmiş. Bu yüzde60 elek-trik tüketim artışının hangi yatırımlarla oluştuğundan Bakan söz etmiyor. Söz etse, konunun ilginç olan yanı dolayısıyla gerçekler ortaya çıkacak. Çünkü, söz konusu 6 yılda dönemin siyasal yönetimi (AKP), dolayısıyla onun Enerji Bakanı kayda değer bir elektrik üretim yatırımı ele almamış. İstatistikler bunu gösteriyor. yüzde 60’ın karşı-lığı olan 70 milyar kWh kapasitesinde elektrik enerjisi, 2002 yılından önceki üç partili koalisyon iktidarının ve onun Enerji Bakanları’nın3 görevlerinden ayrılmadan önce finansmanını bulup yatırımlarını başlattıkları projelerden oluşuyor. Bu büyük Elektrik üretim projelerinin yaklaşık 45 milyar kWh üretim kapasiteli bölümünü dördü doğalgaz kombine çevrim, biri ithal kömür santralı olmak üzere Yap-İşlet modeli kap-samında 2002’den önceki dönemde ihale edilmiş olan beş büyük kapasiteli santral oluşturuyor.

3 Özellikle M. Cumhur Ersümer dönemi

Kalan 25 milyar kWh’lik üretim kapasitesi ise kamu ola-nakları ve uluslararası ikili anlaşma yöntemleriyle ele alınmış ve yatırımları başlatılmış olan yerli linyit yakıtlı Afşin-Elbistan B ve Çan Termik Santralları ile Çoruh nehri üzerinde en büyük kapasitelisi Deriner olan üç büyük Baraj ve Hidroelektrik santrala ait. İlâve olarak özellikle Çoruh ve yan kolları üzerindeki 30’u aşkın baraj ve HES ile Ermenek çayı üzerindeki Ermenek Baraj ve HES projesi de önceki Enerji Bakanları döneminde yatırıma hazır hale getirilmiş olarak son 13 yıllık dönem Enerji yetkililerine devredilmiş bulunuyor. Bütün bu büyük kapasiteli elektrik üretim projeleri 2004 yılından başlayarak son 13 yıllık dönemin ilk yarısında tamamlanıyor ve ticari işletmeye törenle açılmaları, son

13 yıllık dönemin Enerji Bakanları ve siyasilerine nasip oluyor. Bu durumda, özellikle 70 milyar kWh boyutundaki dev elektrik üretim kapasitesinin, salt son 13 yıllık dönemin siyasal iktidarının başarı hanesine mal edilmesi ne denli doğru olabilir?70 milyar kWh boyutundaki elektrik enerjisi üretim kapasitesi küçümse-necek bir kapasite değildir. Dönemin (2002 sonu) Türkiye toplam elektrik tü-ketiminin yarısından, bugünkü toplam elektrik tüketimimizin yaklaşık dörtte birinden fazladır. Kimse,”hizmetin devamlılığı ilkesi” diye bir kavram ortaya atmasın. Analizi yapan yazar, “Son 13 yıllık dönemin siyasal iktidarının Türkiye’yi elektriksiz bırakmadığı” sonucuna varıyor. Oysa, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, son 13 yıllık dönemde artan ve yeni üretimle karşılanan 140 milyar kWh dolayındaki elektrik talebinin yarısı ka-dar 70 milyar kWh’lik büyük diliminin, son 13 yıllık dönemden önceki dönemin Enerji Bakanları’nın proje, finansman, ihale ve temel atma aşamalarıyla pişirip kotardığı, son 13 yıllık döneme inşa ha-

linde devrettiği ve üstelik yüksek yargıda hesabını verdikleri kapasiteden oluştuğu açıkça görülüyor. Önceki dönemde uygulamaya hazır olarak üretilen çok sayıda Elektrik üretim projesi de cabası. Önceki dönem, bununla da yetinmemiş, son 13 yıllık döneme Enerji Serbest Piyasaları mevzuatını da yasalaşmış olarak komple teslim etmiştir. 140 milyar kWh’in diğer 70 milyar kWh’lik kapasitesinin yatırımı bu sayede, ilerleyen zamanda hazır piyasa mevzuatı kapsamın-da özel sektör tarafından gerçekleştiriliyor.Olaya ve analize ne taraftan bakılırsa bakılsın gerçek bu-dur. Türkiye’yi elektriksiz bırakmama konusunda en büyük pay sahibi olan 2002’den önceki siyasal (beğenmedikleri merhum Ecevit’in Başbakanlığındaki koalisyon hükümeti) ve Enerji yönetimleridir. Bu gerçek görmezden gelinerek,

nedense bugün kiMse çıkıp, “bu kadar büyük (40 bin MW’ı kullanılabilen 70 bin MW) yüzde 75 atıl elektrik kurulu güç kapasitesi oluşturarak, zaten arzu edilMeyen üst liMit değerlerinde olan elektrik üretiMinde kullanılan ithal doğalgazı taahhüt ettikleri gibi azaltMak yerine 7 puan, ithal köMürü de 10 puan arttırarak ülke kaynaklarının, değerli döviziMizin büyük çapta israfına yol açanlar yargılanMalı” deMeyi akıl etMiyor

Page 60: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

60

Şubat2015

hiç hak etmedikleri halde günümüz Enerji yönetimlerinin “Türkiye’yi elektriksiz bırakmadılar” diye nitelenmesi en azından yakın geçmişin gerçeklerinin yadsınmasıyla eşan-lamlıdır.Öte yandan sadece Elektrik Enerjisi’nin değil Enerji’nin geneline bakıldığında, son 13 yıllık dönemin Enerji Bakanla-rı ve kamu Enerji yetkililerinin dünyadaki gidişata uymayan bariz başarısızlıkları öne çıkmaktadır. Günümüz 13 yıllık siyasal yönetimi ve onun Enerji Bakanları, göreve geldikleri yıllarda, önceki dönemlere ilişkin bakınız nelerden şikâyet-çiydiler. Yana yakıla dile getirdikleri şikâyetlerini, söylemle-riyle yetinmeyip broşürlerle ve medya yoluyla kamuoyuna aktarıyorlardı. Sadece bir örnek yeter sanırım:AKP’nin ilk Enerji Bakanı’nın4 Bakanlığının bir buçuk yıl-lık icraatını anlatmak için 2004 yılında bastırıp dağıttığı broşürlerden birinin önsözünde “Enerji’de yanlışlara dur dedik, yeni bir yaklaşım getirdik” başlığı kullanılarak “Geç-miş dönemlerde büyük çaplı yolsuzluklar olduğu, siyasal boşlukların, başıbozuklukların sektörü karabasan gibi kasıp kavurduğu” gibi içinin boş olduğu ilerleyen yıllarda özellikle yüksek yargı kararlarıyla ortaya çıkan ifadeler kul-lanılarak bu durumda “Tabii (Enerji) kaynaklarımızın atıl bırakıldığı, dışa bağımlılığımızın arttığı” ileri sürü-lüyor, ardından da daha icraata yeni başladıkları o tarihte “Enerji Sektö-rü’nü istikrara kavuşturdukları” ilân ediliyordu.5 Buna karşılık bugün yürekler acısı bir görüntü ortaya çıkmış bulunuyor. Sek-tör analizi, son 13 yıllık dönemde Yerli Doğal Birincil Enerji Kaynakları’mızın kullanımında ileriye değil, yüzde 31’den yüzde 25’e düşülerek 6 puan (yüzde 20) dolayında geriye gidişi işaret ediyor. Buna karşılık son 7 Ağustos (2015) seçimleriyle görevi sona eren AKP’nin Bilim Teknoloji ve Enerji Bakanları, göreve geldikleri dönem vaat-lerinin tam aksine Elektrik Enerjisi üretiminde yerli kaynak kullanımındaki bu önemli gerilemeden hiç söz etmeyerek “Türkiye’nin Enerjisi’ni 13 yılda ikiye katladıklarını” söy-lüyorlar. Ülkemiz Enerji Sektörü’nü daha 2004’lerde istikrara kavuş-turduklarını ilân ederek desteksiz atan son 13 yıllık döne-min Enerji Bakanları, yerden yere vurmayı bir an bile elden bırakmadıkları 1991-2002 arasındaki Enerji yönetimleri dö-neminde 65 milyar dolar olan dövizle ithal enerji ödemesi-nin kendi 13 yıllık dönemlerinin ilk 11 yılında (2002-2013) 6 kattan fazla artmasını başararak (!) 397 milyar dolara çıkardıklarından, sadece enerji ithalatımızın vatandaşları-mızın her birine getirdiği dışalım yükünün aynı dönemde 5 kattan fazla artışla 92 dolardan 494 dolara yükseldiğinden de nedense hiç söz etmiyorlar.

4 M. Hilmi Güler5 Broşür: “Geleceğimiz için Enerji’de Yeni bir Dönem, Yeni bir Yaklaşım”, ETKB yayını, Mart 2004.

Enerji Sektörü’müzün yürekler acısı görüntüsü bununla kal-sa iyi. Sektörün hangi argümanını tutsanız elinizde kalıyor, bu ülkede kamu Enerji yönetimine soyunanların ülkemize maddi manevi yükümlülükler getiren dünya kriterlerini bile takmadıkları bir sonuçla karşılaşıyoruz. Dünya kriterleri dediğimiz Enerji argümanları fosil yakıt kullanımının azaltıl-ması yükümlülüğü ile başlıyor, fosil yakıt kullanımının doğal sonucu olan karbon gazları (karbondioksit -CO2) emisyo-nunun düşürülmesi yükümlülüğü ile devam ediyor. Fosil yakıt kullanımını, dolayısıyla CO2 emisyonunu düşürebilmiş bir ülke miyiz? Ne gezer? Son 13 yıllık dönemde fosil yakıt kullanımını adeta teşvik etmiş, genel enerjide yüzde 1,4 puan, elektrik enerjisi üretiminde yüzde 5,4 puan artırmı-şız. Yani, özellikle elektrik üretiminde fosil yakıt kullanımını ortada hiçbir zorunluluk yokken büyük oranda artırmayı becermişiz.Böyle olunca CO2 emisyonumuz da rekorlarına rekor ekle-miş, son 13 yıllık dönemde yüzde67 ile CO2 emisyonu en çok artan ülkeler arasında yer almayı, dünya ortalama CO2

emisyonu değerlerini ikiye katlamayı da başarmışız. Oysa AB28 ülkelerinde aynı dönemde CO2 emisyonları yüzde16 azalma göstermiş. Desteksiz atanlar, ülkesi insanları başta olmak üzere tüm dünya insanlarına, yetmedi tüm dünya canlılarına giderek büyüyen onulmaz zararlar veren bu aymazlıktan sorumluluk, sıkıntı ve utanç duymuyor olmalı.Fosil yakıtlar ve CO2 emisyonları ile kapımızda çalan felâket çanlarının yanında diğer Enerji argümanlarından söz etme-sek de olur. Ancak ucundan değinelim. Enerji verimliliğinde son 13 yıllık dönemde cüzi (0,02 pet’lik) iyileşme ülkemizi 1000 dolar hasıla elde etmek için Almanya’dan 2 kata yakın enerji tüketme zorunluluğumuzdan kurtarmamış. Enerji Sektörü’müzde bu büyük ve affedilmez gerilemenin baş sorumlusu iken “kilitli trafo kabinlerine kedi sokmak, şehitlik mertebesine ulaşmak” gibi “ne alâka” beyanatlarla kamuoyu karşısına çıkarak ciddiyetini sorgulatan saygıde-ğer Enerji Bakanı’nın ve Enerji hobisi olan Bilim, Teknoloji Bakanı’nın bu ilkel teknoloji görüntümüze söyleyecekleri bir şeyler olmalı. Elektrik kayıp-kaçaklarında da yerimizde sayıyoruz. Onu da son 13 yıllık dönemde ancak 3 puan düşürebilmişiz. Ama bu düşme ülkemizi OECD ülkeleri arasında Meksika’dan sonra en kötü elektrik kayıp-kaçağı istatistiği veren ülke konumundan çıkarmış değil. Öte yandan özellikle ülkemi-

60

Ağustos2015

son 13 yılda elektrik tüketiMiMiz ikiye katlanMış. önceki döneM siyasal ve enerji yönetiMlerinden devralınan enerji projeleri, yatırıMları ve enerji serbest piyasası Mevzuatıyla bu sonuç olağan. olağan olMayan, enerji yönetiMinde zaaflarıMızı ortaya çıkaran ülkeMizin enerji karnesidir. bu karnenin baştan sona kırıklarla dolu olduğu görülüyor. enerjide sınıfta kalMışız.

Page 61: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

61

Ağustos2015

zin Güneydoğu ve Doğu yörelerinde ayyuka çıkan kaçak elektrik kullanımının faturasını kaçak elektrik kullanmayan yurttaşımızdan almayı sürdürüyor, hatta torba yasa çıkarıp kalıcı hale getirmeye, bu yöntemle halka sormadan özel-leştirme ile dağıtım şebekelerini devrettiğimiz şirketleri kurtarmaya çalışıyoruz. Özellikle son 13 yılda gelmiş geçmiş Enerji Bakanları’mızın kulakları çınlıyor mu bilinmez. Yenilenebilir Enerji Kaynakları’mızı değerlendirme becerimize gelince, günümüz AKP iktidarı siyasilerince her fırsatta yerden yere vurulan 2002’den önceki dönemlerin Enerji yönetimlerinin eseri olan Enerji Serbest Piyasası yasaları sayesinde sadece Rüzgar Enerjisi’inden tamamı özel sektör yatırımı olmak üzere Elektrik üretiminde 4 bin MW gibi bir düzeyi yakalamışız. Yukarıda da söyledik. 300 milyar kWh’ler düzeyine yaklaşan yıllık elektrik enerjisi talebimizin yanında bu 4 bin MW’la üretilebilen 10 milyar kWh düzeyindeki RES elektriği garnitürden ibarettir, dolayısıyla ülke elektrik ihtiyacının karşılanmasında söz edilecek bir argüman değildir.Bir de “malûmun ilâmı” durumu var. Geçici görevdeki kabine üyelerinden Enerji Bakanı’nın6 da hazır bulunduğu bir toplantıda Bilim Teknoloji Bakanı,7 bilinen bir gerçekten söz ediyor,“Bugün 12 yıl öncesine göre 2 kat daha fazla enerji tüketiyoruz” diyor.8 Yani, “siyasal yönetimlerinin son 12 yılında Türkiye toplam Enerji tüketimini/talebini ikiye katladıkları” ile övünüyor. Aslında, aynı fikirde olduğu beyanlarıyla vaki Enerji Bakanı’nın yanında bu tespiti yapan Bilim Teknoloji Bakanı’nın söylemi doğrudur. 13 yıl önce 2002 yılı sonunda kabaca 130 milyar kWh dolayında olan Türkiye Elektrik Enerjisi toplam tüketimi 2014 yılı sonunda 260-270 milyar kWh dolayına ulaşmış bulunuyor. Ancak bu sonucun abartılacak ve övünülecek bir yanı yoktur. Çünkü, ülkemizde olağan biçimde yaklaşık her on yılda bir toplam elektrik enerjisi tüketimimiz ikiye katlanıyor. TEK’in kurulduğu 1970 yılından başlayan bu düzenli gelişim sürecinin TEAŞ ve daha sonra TEİAŞ’ın Elektrik Enerjisi istatistiklerine bakılarak kanıtlanması çok kolaydır. Hatta talebin ikiye katlandığı ilk gelişim, on yılda değil, bundan çok kısa bir sürede 1970-75 beş yıllık döneminde gerçekleşmiş. Devamı, Elektrik toplam tüketiminin ikiye katlanması 1976-85, 1980-90, 1991-2001 on yıllık dönemlerinde olağan 2 kat artış seyrini gösteriyor. Bu ikiye katlanma gelişimi 2002-2014 sonu 12 yıllık dönemde gerçekleşmeseydi o zaman olağanüstü olurdu. Ama olağan biçimde gerçekleştiğinde bundan övünme payı çıkarılması ne kadar doğrudur? Son olarak, Türkiye toplam Elektrik Enerjisi talebi içinde küçük bir oran olduğu için “garnitür” diye nitelendirdiğim Rüzgar Enerjisi elektriğine ilişkin yanılgılardan söz edelim. Elbette Rüzgar Enerjisi elektriği, yenilenebilir, CO2 emisyonu olmayan birincil yerli enerji kaynağımız olduğu için üzerinde durulmalı ve teşvik edilmelidir.

6 Taner Yıldız7 Fikri Işık8 Kaynak Elektrik, Ağustos 2015, sayı 312, sayfa 30.

Zaten üzerinde durulduğunu ve teşvik edildiğini de görüyoruz. Ancak RES’lerin Türkiye gibi büyük coğrafyalar ve nüfuslar için derde deva olamayacağı görülmeli. Bu nedenle Danimarka gibi küçük ölçekli, az nüfuslu, dolayısıyla bize göre çok daha az elektrik tüketebilen ülkelerde Baltık denizinin güçlü rüzgarları avantajıyla RES’lerin çözüme büyük katkısı olması olağandır. Bizde ise, örneğin Turistik Çeşme yarımadamızda dağa taşa, ormana, düzlüğe, tarım arazilerine, zeytinliklere Rüzgar türbinlerinin devasa direklerinin dikilmesi halkın tepkisini çoktan almaya başladı. Aksi gibi, RES’lere uygun güçte rüzgar gücü de genellikle kıyılarımızda ve kıyılara yakın bölgelerimizde. Bu açıklamayı, analiz yazısında ortaya çıkan kurulu RES kapasitemizi eleştirmekten çok bazı değerli yazarlarımızın RES’ler hakkında aşağıdaki gibi yanıltıcı bilgiye sahip olduklarını gördüğüm için yapıyorum. Değerli bir yazarımız bakınız ne diyor:9 “Sevgili Okuyucular. Durumu anlamak için başka ülkelerin (enerji ihtiyaçları açısından) gelecek için aldıkları tedbirleri anımsayalım. Danimarka, enerji (elektrik) üretimini Baltık kıyılarında (ve de off-shore: açık deniz içinde) inşa edilen rüzgar türbinlerine (RES’lere) yükledi…Türkiye, rüzgar ve güneş enerjisi potansiyeli ülke gereksinmesinin neredeyse on katı iken bu yola giremiyor” Yani yazar, “biz neden yenilenebilir enerjilerde ve özellikle Rüzgar ve Güneş enerjilerinde bunca olanağımız varken, bu aklı ve tekniği kullanamıyoruz, aynı tedbirleri uygulayamıyoruz?” diyor.Danimarka’nın toplam elektrik tüketimi 31 milyar kWh/yıl, Türkiye’nin 230 milyar kWh/yıl (bulabildiğim 2012 başı değerleri). Danimarka, Türkiye’nin 1/7,5’u kadar elektrik tüketiyor. Üstelik elektrik üretim saatlerini uzatan, üretimsiz saatlerini azaltan güçlü ve sürekliliği yüksek Baltık rüzgarlarına sahip. Mukayese ediyorsanız, koşullar eşit olmalı. Kullanamadığımız Güneş ve Rüzgar enerjileri devasa (!) potansiyellerimize gelince. Bunlar zaten teşvik ediliyor ve kullanılmaya çalışılıyor ama hiçbiri sanıldığı gibi ülke elektrik gereksiniminin on katını karşılayacak potansiyelde filan değil. Bu nedenle, daha önce de söyledik, tek başlarına Türkiye Elektrik Enerjisi gereksiniminin karşılanması için derde deva olamazlar. Kanıtları ancak ayrı bir yazı konusu olabilir.Son sözüm de baştakinden farklı olmayacak. Son 13 yılda Elektrik tüketimimiz ikiye katlanmış. Önceki dönem Siyasal ve Enerji yönetimlerinden devralınan Enerji projeleri, yatırımları ve Enerji Serbest Piyasası mevzuatıyla bu sonuç olağan. Olağan olmayan, son 13 yıllık dönemde Enerji yönetiminde zaaflarımızı tüm çıplaklığıyla ortaya çıkaran ülkemizin Enerji Karnesi. Bu karnenin baştan sona kırıklarla dolu olduğu görülüyor. Enerji’de sınıfta kalmışız, umursayanımız yok.

9 “İletişim Çağında Yapısal Değişiklik Gerekiyor”. Doğan Kuban’ın Kültür köşesindeki yazısı, Cumhuriyet Bilim Teknoloji dergisi, 24 Temmuz 2015, sayı 1479.

Page 62: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

E L E K T R İ K T A R İ H İ N D E Y O L C U L U KOSMAN BAHADIR

Elektrik teorisi ve uygulamaları 1785’ten başlayarak Avrupa’da büyük bir gelişme gösterdi. Bu tarihte Fransız fizikçi Coulomb,

iki elektriksel yük arasındaki itme veya çekme kuvvetinin, yüklerin çarpımı ile doğru, aradaki uzaklığın karesi ile de ters orantılı olduğunu deneysel olarak gösterdi. Günümüzde Coulomb yasası olarak bilinen bu büyük bilimsel keşif, elektriğin bir bilim dalı haline gelmesinde temel nitelikte bir rol oynamıştır. 18. yüzyılın sonlarında gerçekleştirilen çok önemli bir gelişme de pilin icadı olmuştur. Böylece kimyasal enerjiyi elektrik

OSMANLILAR DöNEMİNDE vE CUMHURİYET’İN İLK YILLARINDA ÜLKEMİzDEKİ ELEKTRİĞİN KISA BİR TARİHİ

62

Temmuz2015

osmanlılar döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında elektrik eğitiminin ve teknolojisinin gelişmesinde büyük rolü olan şahsiyetlerden bir grup;(soldan sağa doğru)Dârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları FahriDârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları FuadFen müşâviri muâvini ve Fabrika müdîri Dârü’ş-şafaka Fenn-i telgrâfî mu’allimi muavini kulları mehmed râifDârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları mehmed alitelgraf nezâreti Fen müşâviri ve Dârü’ş-şafaka Fenn-i telgrâfî mu’allimi kulları emile lacoine Dârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları ihsânmühendis kalemi müdür muavini ve mekteb-i Bahriyye elektrik mu’allimi Dârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları sâlihDârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları ŞevkiDârü’ş-şafaka’dan mahrec kulları nesîmi

Page 63: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

63

Temmuz2015

enerjisine dönüştürecek sürekli bir akım elde edebilme imkanı doğmuştu. Nitekim bu imkandan yararlanan Oersted, volta piliyle deney yaparken, kullandığı elektrik devresinin açılma ve kapanma anlarında, yakındaki bir mıknatıslı pusulanın iğnesinde sapmalar olduğunu gördü. Bunun anlamı, bir telin içinden akım geçirildiğinde, elektrik akımının telin çevresinde bir magnetik alan oluşturuyor olmasıydı. Bu olgunun anlaşılmasından çok kısa bir süre sonra da Ampere, bu olguyu betimleyen bir elektromanyetizma yasasını formüle etti. Elektrikle ilgili gelişmeler artık hızlanmıştı. Büyük deneyci Faraday, mıknatısların hareketinin elektrik akımı yarattığını keşfetti ve mıknatısların oluşturduğu elektrik akımına ilişkin yasayı formüle etti. Bütün zamanların en büyük bilimcilerinden biri olarak nitelendirebileceğimiz Maxwell ise, Faraday’ın fiziksel düşüncelerini matematiksel bir yapıya dönüştürdü ve 1873’te elektromanyetizma kuramını oluşturdu. Böylece bu kuramla günümüzdeki elektronik uygulamaları da dahil olmak üzere tüm elektrik uygulamalarının kuramsal temelleri artık atılmış oluyordu.Öte yandan 19. yüzyılda elektrikle ilgili önemli teknolojik gelişmeler de yaşandı. Telgraf ve telefon teknolojisi geliştirildi. Elektriğin aydınlatmada kullanılması yaygınlaştı. Ve nihayet yüzyılın sonlarına doğru artık üretimde de elektrik enerjisi kullanılmaya başlandı.Elektriğin Osmanlı ülkesindeki uygulamaları 1854’te telgrafın girmesiyle başladı. Telgraf teknolojisinin Avrupa’daki gelişmesinden çok kısa bir süre sonra ülkemize geldiğini söyleyebiliriz. Bunun nedeni, telgrafın hem Osmanlı devleti gibi merkezi bir devletin yönetimine büyük katkılarda bulunması, hem de şifreli kullanımından dolayı oldukça güvenilir olmasıdır. 1895 yılına gelindiğinde Osmanlı Devleti’nde 33.100 kilometrelik telgraf hattı, 4590 kilometrelik denizaltı kablosu ve 606 telgraf şube ve merkezi bulunuyordu. 1881 yılında da Posta ve Telgraf Nezareti (Yenicami) ile Soğukçeşme’deki eski telgrafhane binası arasında kurulan tek telli bir hat üzerinden ilk telefon konuşması yapıldı. Bu hat ülkemizdeki ilk telefon hattıdır. Telefon kullanımının Osmanlılarda telgraf kadar erken ve kolay yaygınlaştığını söyleyemeyiz. Bunun nedeni, İkinci Abdülhamit’in telefonu denetlenemeyen ve kendisi için tehlikeli olabilecek bir aygıt olarak görmesidir.Osmanlılarda ilk kez 1902’de Tarsus’ta bir su değirmeninin milinden güç aktarımı ile önce 2 kW gücünde bir dinamo gerçekleştirilmiş, daha sonra da 80 kilowatlık bir jeneratör kullanılarak Tarsus’a elektrik verilmişti. Daha büyük ölçekli elektrik enerjisi üretimi ise İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. 16 Ağustos 1913’te, Tünel ile Şişli arasında elektrikli tramvay seferleri başladı. Bu hattın enerjisi, Kabataş’ta kurulmuş olan bir elektrik santralinden sağlanıyordu.

Fakat 6 ay sonra Silahtarağa Elektrik Santralı’nın kurulmasıyla İstanbul’a daha büyük ölçekte elektrik enerjisi verilmiş oldu ve böylece 14 Şubat 1914’ten itibaren elektrikli tramvaylara, şebekelere ve özel tesislere de elektrik sağlanabildi. Ancak ülkemizde kömürle çalışan ilk termik santral olan Silahtarağa Fabrikası’nda üretilen elektrik sadece Avrupa yakasında kullanılabiliyordu. Osmanlı döneminde Anadolu yakası Silahtarağa Santralı’nın elektriğinden yararlanamadı. Bu imkan ancak Cumhuriyet döneminde sağlanabildi. 1926 yılı Mayıs’ında İstanbul Boğazı’ndan iki adet yüksek gerilim kablosu geçirildi. Ancak bundan önce Silahtarağa elektrik fabrikasının elektrik üretme kapasitesi artırıldı ve fabrikaya 18.000 kilowatlık güce sahip yeni bir buhar türbini satın alındı. Osmanlı dönemindeki buhar türbininin gücü 6000 kilowattı. Böylece santralın gücü üç katına çıkartılmış oluyordu. 16 Mayıs 1926’da Arnavutköy’ü Vaniköy’e bağlayan birinci yüksek gerilim kablosu Boğaz tabanına döşendi. İkinci kablo ise 29 Mayıs 1926 tarihinde Rumelihisar Mezarlığı ile Kandilli Burnu arasına Boğaz tabanından çekildi. Böylece artık Anadolu yakasındaki tramvaylar, fabrikalar, değirmenler ve aydınlatma araçları da elektriğe kavuşmuş oldular.Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki elektrik enerjisi dağıtımı, ülkenin diğer yörelerinde, Karabük Demir Çelik Fabrikası, Sümerbank Fabrikaları ve Şeker Fabrikaları gibi fabrikalarda üretilen elektrik enerjisinin kendi çevrelerine verilmesi biçiminde gelişti. Daha sonra belediyeler kendi kurdukları dizel jeneratörleriyle elektrik üreterek şehre dağıtma yoluna gittiler. Bütün bu faaliyetlerin ortak yönü, yöresel elektrik üretimi ve yöresel elektriklendirme özelliği taşımasıydı. Bölge santralleri aracılığıyla elektriğin uzun mesafelere nakledilmesi, ilk kez 1949 yılında 40.000 kW.lık bir güçle işletmeye açılan Çatalağzı Santralı ile olmuştur. Daha sonraki yıllarda ülkemizin çeşitli yörelerinde büyük bölgesel elektrik santralleri kuruldu.Osmanlılar döneminde ve cumhuriyetin ilk yıllarında elektrik eğitiminin ve teknolojisinin gelişmesinde en büyük rolü olanlar, Fransız elektrik mühendisi ve Posta ve Telgraf nezareti danışmanı Emile Lacoine (1835-1899), Salih Zeki Bey (1864-1921), Mehmet Refik Fenmen (1882-1957), Burhaneddin Sezerar (1885-1953) ve Mehmet Emin Kalmuk (1869-1954)’tur. Bu mühendisler ve bilim insanları ülkemizdeki hem elektrik eğitiminin başlatılmasına ve geliştirilmesine öncülük etmişler, Mühendis Mektebi’nde, Darülfünun’da ve Darüşşafaka ile Galatasaray gibi liselerde elektrik dersleri vermişler ve ders kitapları hazırlamışlar, hem de elektrikle ilgili her türlü teknolojik uygulamayı başlatmışlar ve yürütmüşlerdir. Bu bakımdan bu beş insanın ülkemiz elektrik tarihinde çok özel ve öncü yerleri vardır.

Page 64: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

64

Temmuz2015

B İ L İ R K İ Ş İ R A P O R L A R IPROf. DR. OSMAN SEvAİOĞLU’NUN ARŞİvİNDEN

1. Bilirkişiye Verilen GörevMahkemenizin, yukarıda numarası, tarafları ve iş kazası konusu yazılı olan dava dosyası üzerindeki ara kararında; “… Gelen belgeler ve bildirilen delillerin toplanması ile birlikte kusur ve hesap raporu aldırılmasına …” şeklinde verilen yazılı talimatı uyarınca taraflara atfı kabil kusurlar, kusur oranları ve aidiyetleri üzerinde görüş ve kanaat belirtmek ve bu hususta bir kusur raporu hazırlamak üzere Bilirkişi olarak resen görevlendirilmiş olmam üzerine tarafıma tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların varsa, kusurları ve oranları üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır.

2. Dava Konusu İş KazasıDavacı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından SYZ dahil 37.681,94 TL lık, oğlu M.B’ye SYZ dahil 12.793,17 TL lık, kızı R.B’ye SYZ dahil 14.746,27 TL lık, kızı Z.B’ye SYZ dahil 13.261,94 TL lık peşin sermaye değerli gelir bağlanan Y.B inşaat şantiyesinde TOKİ tarafından yürütülen sosyal konut inşaatlarında tünel kalıp işinde çalışırken saat 10:30 sıralarında elindeki kaynak makinasından vücuduna geçen elektrik kaçağına kapılarak elektriğe çarpılmış ve hayatını kaybetmiştir. Davacı Taraf Davalılardan zarar ve ziyana karşılık olmak üzere, şimdilik 39.241,66 TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve tazminini talep etmektedir.

1.1. Davacı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sayın Vekilinin İddia ve Talebi

Davacı Taraf Sayın Vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu dava dilekçesinde özet olarak;KONU: Rücuen AlacakAÇIKLAMALAR:1) Kurumumuz Sigorta Müdürlüğünde işlem gören

işyeri sigortalılarından Y.B, işyerinde çalışmakta

iken geçirdiği iş kazası sonucunda vefat etmiştir.2) Sigortalımızın maruz kaldığı iş kazası ile ilgili

olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı ve SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda davalıların kusurlu olduğu tespit edilmiştir.

3) Ayrıca İş Mahkemesi dosyasındaki bilirkişi raporuna göre de davalılar kusurlu bulunmuştur.

4) Ölen sigortalının eşi E.B’ye SYZ dahil 37.681,94 TL lık peşin sermaye değerli gelir bağlanmış, oğlu M.B’ye SYZ dahil 12.793,17 TL lık peşin sermaye değerli gelir bağlanmış, kızı R.B’ye SYZ dahil 14.746,27 TL lık peşin sermaye değerli gelir bağlanmış, kızı Z.B’ye SYZ dahil 13.261,94 TL lık peşin sermaye değerli gelir bağlanmış ve toplam 78.483,32 TL Kurum zararı oluşmuştur.

5) Kurum zararından kusur ve tazminata ilişkin fazlaya ilişkin haklarımızı saklı tutarak, şimdilik 39.241,66 TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini teminen işbu davanın açılması zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKİ SEBEPLER: 506 sayılı yasa ve ilgili mevzuat hükümleri. DELİLLERİMİZ: Gelir bağlama kararları, bağlanan gelirin peşin sermayedeğerini gösteren tablo, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu raporu ve ekleri, SGK Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı raporu ve ekleri, vizite kağıdı, nüfus kayıtları, Ankara 9.İş Mahkemesi dosyası ve ilgili her türlü hukuki delil. denilmiştir.

3. Dosya Kapsamından Tespit Edilen Hususlar Dosya kapsamının incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.

3.1. Kazazede İşçi Y.B TOKİ’ye ait Ankara İli Yukarı Yurtçu Kuyupınar Mevkiindeki inşaat şantiyesinde, saat 10.30 sıralarında, elektriğe çarpılarak vefat etmiştir.

3.2. Kazazede İşçi Y.B 1977 doğumlu ve dava

işVereN yetkilileriNiN gerekli eĞitiMi VerMeMiş olMaları NedeNiyle...Davacı: Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekilleri: Av. A.K, Davalılar: Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti., - İnş. Turizm ve Tic. Ltd. Şti., Dava Konusu: Rücuen Alacak

Page 65: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

65

Temmuz2015

konusu iş kazası tarihinde 31 yaşındadır.3.3. Dava konusu iş kazası, Kazazede İşçi Y.B’ın

kullandığı kaynak makinasını çalıştırmak istediği esnada, makinanın gövdesinde meydana gelen 220 volt kaçak elektriğe çarpılması ile meydana gelmiştir.

3.4. Kazazede İşçi Y.B Davalı Serbay Müh. Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin sigortalı işçisidir.

3.5. Dava konusu iş kazasının meydana geldiği inşaat şantiyesinin asıl sorumlusu esas işveren Davalı İnşaat Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’dir.

3.6. Diğer Davalı Müh. Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. işyerinde alt işveren (taşeron) olarak görev yapmaktadır.

3.7. Davalı İşverenler arasında “Tünel Kalıp Taşeron Sözleşmesi” mevcuttur.

3.8. Dava konusu iş kazasına yol açan kaynak makinası taşeron firma Müh. Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne aittir.

3.9. Dava konusu iş kazasına yol açan kaynak makinası panoya 60 metre uzaklıktan üç ayrı uzatma kablosu ile bağlanmıştır.

3.10. Dava konusu iş kazasının meydana geldiği işyerindeki elektrik enerjisi alınan elektrik panosunun koruma aygıtları ve topraklama bağlantıları mevcuttur ve de uygun durumdadır.

3.11. Kaynak makinasının elektrik panosuna bağlantıları (fış-priz sistemi ile) Davalı Müh. Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. elemanları ve kaynakçıları tarafından yapılmıştır.

3.12. Kaynak makinasının panoya bağlantısını, Kazazede İşçi üç ayrı uzatma kablosu ile kendisi yapmıştır.

3.13. Dava konusu iş kazasının meydana geldiği kaynak makinası yenidir, kusursuzdur.

3.14. Kazazede İşçi tarafından uzatma kablosu olarak kullanılan ara kablonun birisinin fişi kesilerek diğer ara kabloya ait prize kablonun çıplak iletkeni takılarak elektrik alınmıştır.

3.15. Tecrübeli bir kaynak ustası olan kazazede, kaynak makinası çalıştırılmadan önce metal gövdesinde elektrik kaçağının olup olmadığı kontrol etmemiştir.

3.16. Kazazede İşçiye yalıtkan eldiven verilmemiştir.

3.17. İşyerinde çalışan işçilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmemiştir.

3.18. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Baş iş Müfettişi Oğuz Rıza Erkal imzalı ve ORE/165 sayılı İnceleme Raporuna göre dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde, alt işveren konumundaki Kazazede İşçi Y.B’ın işvereni Müh. Taah. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yüzde 40, asıl işveren konumundaki İnşaat Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’nin yüzde 40 ve kazazede Y.B’ın da yüzde 20 oranında kusurlu olduğu yönünde bir görüş ve kanaate varılmıştır.

4. İlgili Kanun ve Yönetmelik HükümleriDava konusu kaza ile ilgili mevzuat hükümlerinden bir kısmı Bilirkişi tarafından seçilerek aşağıda verilmiştir. Taraflarca ihlal edilen hükümlerin çok fazla olması nedeniyle kusur oranları belirlenirken bu kısımda yer alan hükümlerin her birine ayrı ayrı atıf yapılmamıştır.

4857 sayılı İş Kanunu, Madde 77 İşverenler, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve iş güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.1475.2869 Sayılı İş Kanunu Madde 73Her işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. İşçiler de 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve işgüvenliği hakkındaki usul ve şartlara uymakla yükümlüdürler. İşverenler, makinaların kullanılmasından doğacak tehlikelerden ve bu hususta önceden alınabilecek tedbirlerden işçileri münasip bir şekilde haberdar etmek zorundadırlar.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2Her işveren işyerinde çalıştırdığı işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için bu tüzükte belirtilen şartları yerine getirmek, gerekli araçları noksansız olarak bulundurmak, ve gerekli olanı yapmakla yükümlüdür. İşçiler de bu yoldaki usul ve şartlara uymak zorundadırlar.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 3İşveren, işçilere yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmek ve iş değiştirecek işçilere yenisinin gerektiği bilgileri vermek zorundadır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 4İşverenin, işyerinde, teknik ilerlemelerin getirdiği daha uygun sağlık şartlarını sağlaması; kullanılan makinalarla alet ve edevattan herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri veya hammaddelerden zehirli veya zararlı olanları, yapılan işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan alet ve edevatla değiştirmesi iş kazalarını önlemek üzere işyerinde alınması ve bulundurulması gerekli tedbir ve araçları ve alınacak diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü, Madde 17İşyerindeki elektrik tesisatı cins ve hacmine göre yetkili elektrikçilere tesis ettirilecek, bakım ve işletmesi sağlanacaktır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 291Toprak ile potansiyel farkı 250 Volttan daha yüksek olan alternatif akım tesisatında, sürekli olarak taşınabilir veya çekme iletkenler kullanılmayacaktır. Ancak, bunlar işin gereği olarak yetkili bir eleman tarafından geçici olarak kullanılabilecektir.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 292Taşıanbilir iletkenlerin kullanılması gereken yerlere, yeterli sayıda ve uygun şekilde topraklanmış elektrik prizleri konacaktır. Taşınabilir elektrik kabloları, dayanıklı kauçukla kaplanmış olacak ve gerektiğinde eğilip bükülebilecek bir metalle dayanıklılığı arttırılacak ve bunların kaplamaları bozulmayacak, bağlantıları iyi durumda tutulacaktır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 295Topraklama devresi, düşük dirençli iletkenden yapılmış olacak ve bağlandığı cihazın izolesinde meydana gelecek en büyük kaçağı (kısa devreyi) iletecek kapasitede olacak veya devrede, gerektiğinde o cihazı devreden çıkaracak, uygun bir devre kesme tertibatı bulunacak ve topraklama tesisatı, uygun bir şekilde korunacaktır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 296Elektrik iletkenlerinin muhafazaları, metal muhafaza boruları, elektrik teçhizatının metal koruyucuları ve diğer gerilim altında bulunmayan yalıtılmış kısımları, uygun bir şekilde topraklanacaktır.7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 297Alternatif veya doğru akım ile çalışan çıplak metal kısımlı elektrik cihazları, uygun bir şekilde topraklanacaktır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 325Elektrik kaynak makinası bağlantıları ve prizler, yalnız yetkili elektrikçiler tarafından yapılacak ve değiştirilecek, kaynak işlerinde ise ehil kaynakçılar çalıştırılacaktır.

Page 66: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

66

Temmuz2015

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 327Elektrik kaynak makinasının şebeke bağlantısındaki şalter, bütün kutupları kesecektir.

Yapı İşlerinde 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 4Her işveren, yapı işlerini, fenni yeterliği bulunan kişilerin, teknik gözetimi ve sorumluluğu altında yürütecektir.

Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 4Elektrik kuvvetli akım tesislerinde her türlü işletme, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır.Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) doğrudan doğruya, ya da günlük yaşamda kullanılan aygıtlarla dokunulması imkansız olmalıdır.

Yargıtay 10. HD., 06.04.1982 T., 1757.1960 E. Sayılı Kararıİşverenler, işyerinde tüm önlemleri almakla yükümlüdür.

Yargıtay 9. HD., 30.12.1969 T., 9126 E., 13209 K. Sayılı Kararıİşveren, işçilerin görevli bulunmadıkları işlere kendi haberleri olmadan çalışmaları sonucu doğacak zararları önleyecek tedbirleri de almak zorundadır. Kazazede İşçinin işveren veya Vekilinin emri olmadan çalıştığı kabul edilse bile, işverenin her zaman tehlikeli olabilecek bir aletin görevli işçiden başka bir işçi tarafından çalıştırılmasına imkan vermeyecek tedbiri alıp almadığı yönü üzerinde durulmalıdır.

Yargıtay HGK. 16.10.1963 T., 137 E., 84 K. Sayılı KararıBir iş kolunda gevşek ve savsaklayıcı tutumların yerleşmiş olması, işverenin tedbir alma ödevini ortadan kaldırmaz. Yargıtay 9. HD., 20.05.1968 T., 12879 E., 7693 K. Sayılı Kararıİşveren kendisine mevzuatın yüklediği tedbirleri, işçinin tedbirli ve dikkatli olması nedeniyle gerekmediği düşüncesiyle almaktan kaçınamaz.

Yargıtay 9. HD. E: 1970/9116 K:1970/384 T. 20.01.1970İşçilerin iş güvenliği araçlarım kullanıp kullanmadıklarını denetlemeyen işveren iş kazasından sorumludur.

Yargıtay 9. HD., 20.01.1970 T., 9116 E., 348 K. Sayılı Kararıİşveren, yalnız işçiyi işyeri tehlikelerine karşı uyarmakla yükümlü bulunmamaktadır; gerektiğinde, işçiyi tehlikelere karşı alınmış tedbirlere uymaya dahi zorlama ödevini taşımaktadır.

Yargıtay 10. HD. E:1978/2077, K: 1978/7689, T. 31.10.1978İşverenin denetim, gözetim ve kontrol sorumluluğu da bulunmaktadır. Her işveren işyerinde, işçilerin sağlığım ve güvenliğini korumak için gerekli olanı yapmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün, sadece önlem almakla yet inilebileceği anlamı taşımadığı, alınan önlemlere uyulmasının temin anlamında bulunduğu da açıktır. Başka bir değişle işveren, işyerinde geniş anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır. Bu zorunluluk sonucu olarak işyerinde, işveren bakımından tam anlamı ile geniş bir kontrol mekanizması kurulmalıdır. Çalışanların iş güvenliği çalışanların dikkatine bırakılamaz. İşveren işyerinde salt mevzuatın gerektirdiği önlemleri değil kutsallaştırılması gereken insan yaşamına saygı çerçevesinde günümüz bilim ve teknolojisinin öngördüğü önlemleri dahi almakla yükümlüdür.

Yargıtay 9. HD. E:1979/5905 K: 1979/8813, T. 07.11.1979İşveren, işçilerin kişisel korunma araçlarım sağlamakla yetinmeyip onları kullanıldığını da denetlemekle yükümlüdür.

Yargıtay 9. HD. E: 1982/1757 K: 1982/1960 T. 06.04.1982Kişisel koruyucu kullanma konusunda çok hassas davranılması ve kişisel koruyucu kullanılmadan kesinlikle bu işlerin yapılmaması gerektiği bilincin işçilere verilmesi gerekir. İşverenler işyerinde tüm önlemleri almak ve koruyucu malzeme kullandırmakla yükümlüdür.

Yargıtay 10. HD. E: 1988/7518 K:1988/14880 T. 26.11.1988İş güvenliğinin sağlanması için işveren, mevzuatta belirlenmese dahi şayet bu yolda bir tedbirin alınması gerekiyorsa o tedbiri almak zorundadır. Süre gelen kötü alışkanlıklar ve iş gelenekleri tedbir alma yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

Yargıtay 10. HD. E:1995/2375 K:1995/4424 T. 09.07.1995İşçinin beden ve ruh sağlığının korunmasında önemli olan yön, bir tedbirin alınmasının hakkaniyet ölçüleri içerisinde işverenden istenip istenmeyeceği değil, aklın, ilmin, fen ve tekniğin, böyle bir tedbirin alınmasında gerekli mevzuatın kendisine yüklediği tedbirlerin, işçilerin tecrübeli oluşlarına ve dikkatli çalıştığı takdirde gerekmeyeceği gibi bir düşünce ile almaktan çekinmeyecektir.

5. İnceleme, Görüş ve KanaatBilirkişi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflarca kazanın meydana gelmesindeki katkı, kusur ve sorumlulukları ile ilgili olarak ihlal edilmiş olan tüzük, yönetmelik hükümleri ve Yargıtay kararları yukarıdaki kısımda bir özet halinde sıralanmıştır. Çok sayıda ve aynı anlamda olması ve yer darlığı nedeniyle bu mevzuat hükümlerinin burada ayrı ayrı incelenmesi mümkün olamamıştır. Tüm bu mevzuatta “İşveren tarafından, işyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak alınması gereken tedbir ve önlemleri sürekli olarak izlenmesi, kontrol edilmesi, ettirilmesi, görülen aksaklık ve kusurların ortadan kaldırılması, kaldırılmasının sağlanması ve çalışanların da bu yöndeki hükümlere uymasının gereği” vurgulanmaktadır. Dosya muhteviyatı, tarafların iddia ve savunmaları, diğer belge ve deliller Bilirkişie tevdi edilen görev doğrultusunda incelenmiş ve değerlendirilmiş olup, Bilirkişiin taraflara atfedilmesi gereken kusurlar ve oranları ve gerekçeleri hususunda varmış olduğu görüş ve kanaat aşağıda açıklanmıştır.

5.1. Bilirkişi tarafından raporunun ilk kısmında Dava konusu iş kazasına yol açan elektrik kablosunun mevcut durumu ve kural, tüzük ve yönetmeliklere uygunluğu incelenecektir.

Dava konusu kazaya yol açan elektrik kablosu 60 metre uzaklıkta bulunan bir panodan kaynak makinasına elektrik çekmek için kullanılan uzun bir kablodur ve bu tür uzak mesafelerden elektrik alınmasını gerektiren çalışmalar için gerek kablo üzerinde ek yapmamak, gerekse gerilim düşümünden kaçınabilmek için tek parçalı 2.5 mm2 tutarındaki seyyar makaralı kabloların kullanılması gerekmektedir. Bu tür bir seyyar makaralı kablonun fotoğrafı aşağıda verilmiştir. Bir başka ifade ile, dava konusu iş kazasının meydana gelmemesi için kullanılması gereken kablo yukarıdaki kısımda fotoğrafı verilmiş olan 100 metre uzunluğunda 2.5 mm-2 kesit kalınlığında kural, tüzük ve yönetmeliklere uygun “seyyar makaralı kablo” olarak bilinen kablodur.Uzak mesafelerden elektrik alarak iş yapılabilmesi için yapılması gereken tesisatın tesis edilmesinin normal ve olması gereken şekli budur ve İşveren tarafından Kazazede İşçiye yukarıdaki kısımda fotoğrafı verilmiş olan makaralı kablonun tedarik edilmesi ve kullanılmasının sağlanması, denetlenmesi, izlenmesi, kontrol edilmesi, çalışanların bu hususta tembihlenmesi gerekmekte idi.Nitekim, İş Kanununda ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünde bu hususta;

1475.2869 Sayılı İş Kanunu Madde 73Her işveren, işyerinde işçilerin sağlığını ve işgüvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. İşçiler de 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve işgüvenliği hakkındaki usul ve şartlara uymakla yükümlüdürler. İşverenler, makinaların kullanılmasından doğacak tehlikelerden ve bu hususta önceden alınabilecek tedbirlerden işçileri münasip bir şekilde haberdar etmek zorundadırlar.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2Her işveren işyerinde çalıştırdığı işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için bu tüzükte belirtilen şartları yerine getirmek, gerekli araçları noksansız olarak bulundurmak, ve gerekli olanı yapmakla yükümlüdür. İşçiler de bu yoldaki usul ve şartlara uymak zorundadırlar. denilmektedir.

5.2. Bilirkişi tarafından raporunun bu kısmında Dava konusu iş kazasının nasıl meydana gelmiş olduğu hususu incelenecektir.

Kazazede İşçi tarafından kullanılan kaynak makinası kural ve yönetmeliklere aykırı olarak herbiri 20 metrelik, birbirine eklenen üç adet

Page 67: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

67

Temmuz2015

kablo ile beslenmiştir. Üstelik bu kablolardan birisinin ucunda fişi olmayıp, sadece çıplak bakır iletken vardır ve bu iletken diğer uzatma kablosunun prizine öylece takılmıştır. Diğer uzatma kablosunun prizine fişsiz olarak takılan bu iletken faza temas ettiği, gibi aynı zamanda prizin toprak iletkenine de temas etmiş ve bu şekilde kablonun toprak iletkeni ile faz iletkeni kısa devre olmuş ve kablonun toprak iletkeninde 220 V, rms, AC gerilim ortaya çıkmıştır. Kablonun toprak iletkeninde ortaya çıkan bu 220 V rms AC gerilim kablo vasıtası ile kaynak makinasının gövdesine kadar iletilmiş ve burada makinaya elle temas eden Kazazede İşçiyi çarparak onun elektriğe çarpılarak hayatını kaybetmesine yol açmıştır.Özet olarak; Dava konusu iş kazası kısaca böyle olmuştur.5.3. Bilirkişi tarafından raporunun bu kısmında

Davalılardan Kazazede İşçinin İşvereni durumunda olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesindeki kusur, katkı ve sorumluluğu incelenecektir.

Bilirkişi, kazaya yol açan elektrik kablosunun ve fişlerinin ve de araya bağlanan çıplak bakır iletkenlerin bir insanın hayatını kaybetmesine yol açmış olması nedeniyle kusurlu bir tesisat olduğu görüşündedir. Bilirkişi dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde sadece Kazazede İşçinin hatalı kusurlu bir tesisat kullanmış olması değil, onun kadar, Kazazede İşçiye yukarıdaki kısımda fotoğrafı verilmiş olan kural, tüzük ve yönetmeliklere uygun “seyyar makaralı kablo”nun tedarik edilmemiş olmasının neden olmuş olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. Bir başka ifade ile, eğer Davalılardan Kazazede İşçinin İşvereni durumunda olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti tarafından yukarıdaki kısımda fotoğrafı verilmiş olan kural, tüzük ve yönetmeliklere uygun “seyyar makaralı kablo tedarik ve temin edilmiş olsa idi, dava konusu iş kazası elbette meydana gelmeyecek idi.Nitekim, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 4’te “Elektrik kuvvetli akım tesislerinde her türlü işletme, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır. Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) doğrudan doğruya, ya da günlük yaşamda kullanılan aygıtlarla dokunulması imkânsız olmalıdır” denilmektedir.

Davalılardan Kazazede İşçinin İşvereni durumunda olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti tarafından;1. Yukarıdaki kısımda fotoğrafı verilmiş olan

kural, tüzük ve yönetmeliklere uygun “seyyar makaralı kablonun tedarik ve temin edilmiş olmadığı,

2. Kazazede işçiye elektrik kabloları üzerinde bakım onarım ve tamirat işi yapmaması gerektiği hususunda herhangi bir uyarı, tembihlemenin yapılmamış ve eğitimin verilmemiş olduğu

anlaşılmaktadır.

7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 3’te “İşveren işçilerine yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmek zorundadır” denilmektedir.

Ayrıca, 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 4’te; “İşverenin işyerinde teknik ilerlemelerin gerektirdiği daha uygun, güvenli ve sağlık şartlarını sağlaması, kullanılan malzemeler ve makinalarla alet ve edavatın herhangi bir şekilde tehlike gösterenleri, işin özelliğine ve fennin gereklerine göre bu tehlike ve zararları azaltan gerekli tedbirleri alması ve diğer iş güvenliği tedbirlerini devamlı surette izlemesi esastır” denilmektedir. Kazazede işçinin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde belli bir oranda kusur, katkı ve sorumluluğu elbette vardır. Kazazede İşçinin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde kusur, katkı ve sorumluluğu aşağıdaki kısımlarda detaylı olarak izah edilmiştir. Kazazede İşçinin bu aşağıdaki kısımlarda detaylı olarak izah edilen davranışları elbette kusurdur ve yukarıda metni verilen tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Kendisinin bu davranışı, kendisine elbette uygun bir oranda kusur atfedilmesini gerektiren bir husustur. Bununla birlikte, Kazazede İşçinin bu şekildeki kusuurlu davranışa kendisine aksi yönde bir tembihleme, uyarı, eğitim verilmemiş olduğu için girmiş olduğu da bir başka gerçektir. Bilirkişi, bu nedenle, kazazede işçinin bu davranışında işveren yetkililerinin de, ona işgüvenliği tedbir ve önlemleri hususunda gerekli eğitimi vermemiş olmaları nedeniyle, belli bir oranda katkısının olduğunun da kabul edilmesi gerektiğini düşünmektedir. 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 3’te; “İşveren işçilerine yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmek zorundadır” denilmiştir.İşçilere yapmakta oldukları işlerinde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğretmenin temel amacı, çalışanların çalışmalar esnasında gösterecekleri kusur ve ihmallerin ortadan kaldırılmasıdır. Bu nedenle de, bir kuruluşta çalışanların gösterdikleri her türlü kusur ve ihmalin ardında o kuruluşun onların eğitiminde göstermiş olduğu ihmalin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Bilirkişi, bir işçinin davranışlarında görülen kusur ve ihmallerde işverenin onu yeterince eğitmemiş ve de izlememiş olması nedeniyle ciddi bir oranda katkısının mevcut olduğu görüşündedir. Bilirkişi,

Page 68: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

68

Temmuz2015

İşverenin işyerinde alınması gereken işgüvenliği tedbirleri hususunda çalışanların eğitilmesi yönünde tartışılmaz bir sorumluluğunun olduğunu, kendisine bu hususta göstermiş olduğu ihmal nedeniyle de uygun bir oranda kusur atfedilmesi gerektiğini düşünmektedir. Nitekim, Yargıtay 9. HD., 20.05.1968 T., 12879 E., 7693 K. Sayılı Kararında; “İşveren kendisine mevzuatın yüklediği tedbirleri, işçinin tedbirli ve dikkatli olması nedeniyle gerekmediği düşüncesiyle almaktan kaçınamaz. “Genel olarak bir işçi, alınan tedbir sayesinde emniyet içinde çalışır ve dikkatini işine verir. Ancak teknik imkansızlıklar nedeniyle emniyet tedbirleri gereği gibi alınamıyorsa, bu takdirde işçiden tehlikeye karşı tedbirli olması istenebilir” denilmektedir. Bilirkişi, İşverenin veya onun yetkililerinin çalışanları eğitmesi ve de kontrol etmesi gerektiği görüşündedir. Nitekim; Yargıtay 9. HD., 20.01.1970 T., 9116 E., 348 K. Sayılı Kararında; “İşveren, yalnız işçiyi işyeri tehlikelerine karşı uyarmakla yükümlü bulunmamaktadır; gerektiğinde, işçiyi tehlikelere karşı alınmış tedbirlere uymaya dahi zorlama ödevini taşımaktadır” denilmektedir. Özet olarak, Bilirkişi, Davalılardan Kazazede İşçinin İşvereni durumunda olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’nin, gerek işyerinde işgüvenliği kuralları bakımından kusurlu hareket edilmiş olması, gerekse, kazazezede işçinin gerektiği gibi kontrol edilmemiş olmaları nedeniyle, kazanın meydana gelmesinde ağır bir oranda kusurlu olduğu, bu nedenle de kendisine bu hususta gösterilmiş olan tedbirsizlik ve ihmale uygun bir oranda kusur atfedilmesi gerektiğini düşünmektedir.Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Bilirkişi, bu hususta gösterilmiş olan ihmalkâr davranış nedeniyle, Davalılardan Kazazede İşçinin İşvereni durumunda olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’ne; (a) İşyerinde iş güvenliği ile ilgili olarak alınması

gereken önlem ve tedbirlerin alınmasında, (b) Kazazede İşçinin İşçi Sağlığı ve

İş Güvenliği Tüzüğünde yer alana hükümler doğrultusunda eğitilmesinde, tembihlenmesinde, izlenmesinde, denetlenmesinde,

(c) İşyerinde işgüvenliği ile ilgili olarak gerekli malzem ve ekipmanalrın temin ve tedarik edilmesinde

gösterilmiş olan kusurlu ve ihmalkar davranışlara uygun bir oranda (yüzde 40) kusur atfedilmesinin gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır.

5.4. Bilirkişi tarafından raporun bu kısmında Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’nin İşvereni durumunda olan İnş., Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde kusur, katkı ve sorumluluğu incelenecektir.

Bilirkişi, Kazazede İşçinin çalışma şekli, kusur ve davranışlarının; sürekli, dikkatli ve titiz bir şekilde incelenmesi, takip edilmesi yönünde işverene

yüklenilen sorumluluğun, sadece o işçinin hizmet akti ile bağlı olduğu kendi İşvereni olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’nin değil, onun alt-üstlenici olarak bağlı olduğu işverenine de yüklenmesi gerektiği görüşündedir. Esasen 1475/2869 Sayılı İş Kanunu Madde 1.de de bu husus düzenlenmiştir. Bu madde hükmünde; “Bir işverenden belirli bir işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş alan ve işçilerini münhasıran (sadece) o işyerinde ve eklentilerinde çalıştıran diğer işverenin kendi işçilerine karşı o işyeri ile ilgili ve kanundan veya hizmet akdinden doğan yükümlülüklerinden asıl işveren de birlikte sorumlu olur” denilmektedir.Kazazede işçinin hizmet akti ile bağlı olduğu kendi işvereninin sorumluluğu, onun ciddiyet, tutum, davranış ve çalışma şeklinin sürekli, dikkatli ve titiz bir şekilde incelenmesi, takip edilmesi, onun bu hususlarda eğitilmesi, gereken zemin, zaman ve şekilde uyarılmasını içerir. Bilirkişi, bir işçinin çalışma şekli ve davranışlarının; sürekli, dikkatli ve titiz bir şekilde incelenmesi, takip edilmesi yönünde işverene yüklenilen sorumluluğun, sadece o işçinin hizmet akti ile bağlı olduğu kendi işverenine değil, işverenin alt-üstlenici olarak bağlı olduğu diğer işverenlere de yüklenmesi gerektiği görüşündedir. Bununla birlikte, Bilirkişi, bir işyerinde bulunan üstlenici ve alt-üstlenici durumundaki şirketlere hiyerarşik bir şekilde yetkilerine göre “müteselsil sorumluluk” adı altında müşterek bir şekilde kusur atfedilmesinin ancak belli üst bir seviyeye kadar doğru olduğunu, kusur dağıtılırken kusur atfedilecek kişi ve kuruluşların kendi aralarındaki yetki, sorumluluk, ve görev dağılımına dikkat edilmesi gerektiğini, silsile halindeki kuruluşlara atfedilecek kusur oranının, ortada özel bir durum mevcut olmadığı sürece, üst düzey üstleniciye doğru giderek azalan bir oranda olması gerektiğini düşünmektedir. İşverenin bir alt-üstlenici olarak bağlı olduğu diğer işverenlerin sorumlulukları ise, işyerinde alınması gereken işgüvenliği tedbirleri hususunda işverenin (kazazede işçinin değil), ciddiyet, tutum, davranış ve çalışma şeklinin sürekli, dikkatli ve titiz bir şekilde incelenmesi, takip edilmesi, onun bu hususlarda eğitilmesi, gereken zemin, zaman ve şekilde uyarılmasını içerir. Taşaron Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’ne işi veren firma olan; İnş., Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’nin ise; işyerinde alınması gereken işgüvenliği tedbirleri hususunda işverenin (kazazede işçinin değil), ciddiyet, tutum, davranış ve çalışma şeklinin sürekli, dikkatli ve titiz bir şekilde incelenmesi, takip edilmesi, onun bu hususlarda eğitilmesi, gereken zemin, zaman ve şekilde uyarılması hususlarında gösterilen ihmal ve eksiklikler nedeniyle uygun oranlarda kusur atfedilmelidir. Taşaron Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’ne işi veren firma olan; İnş., Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’ne kusur atfedilmesini gerektiren en önemli husus, şantiyenin belirli aralıklarla da olsa, ziyaret edilerek, işyerinde işgüvenliği tedbirleri ile ilgili olarak görülen kusur

Page 69: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

69

Temmuz2015

ve eksikliklerin alt-üstleniciye bildirilmesi, ve onun gereken zemin, zaman ve şekilde uyarılmasında gösterilmiş olan ihmaldir.Bilirkişi, Taşaron Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’ne işi veren firma olan; İnş., Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’nin kendisine ait bir işyerindeki işin İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünde yer alan hükümlere uygun bir şekilde yürütülüp yürütülmediğinin kontrol edilmesi, denetlenmesi ve de gerekirse alt-üstlenici firma olan Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti’nin uyarılması, hatta gerekirse aradaki iş aktinin feshedilmesi yönünde yetki ve de elbette sorumluluğunun mevcut olduğunu, bu yetkilerin kullanılmamış olmasının ve de bu hususta kusur ve ihmalkar davranılmış olmasının dava konusu iş kazasının meydana gelmesinde belirli bir oranda katkıda bulunmuş olduğunu, ve bu nedenle de bu hususta gösterilmiş olan ihmale uygun bir oranda (yüzde 40) kusur atfedilmesini gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır.

5.5. Bilirkişi tarafından raporunun bu kısmında Kazazede İşçi Y.B’nin dava konusu iş kazasının meydana gelmesindeki kusur, katkı ve sorumluluğu incelenecektir.

Kazazede İşçi Y.B’nin kullandığı kaynak makinasına elektrik alabilmek için uzatma kablolarını bu şekilde çıplak bakır iletkeni prize sokmaması, yani, böylesine basit ve tehlikeli bir bağlantıyı yapmaması, bunun yerine;

(a) Ya sözkonusu kablonun ucuna önce bir erkek fiş takması ve bundan sonra bağlantıyı yapması,

(b) Ya da, bu bağlantı için yetkili bir elektrikçiden yardım alması ve onun bu fişi bağlamasını sağlaması, ondan sonra da bu uzatma kablolarını birbirine bağlaması,

(c) Ya da, depoya giderek kural, tüzük ve yönetmeliklere uygun “seyyar makaralı bir kablo” bulması ve onu kullanması veya İşveren başvurarak bu özellikte bir makaralı kablonun temin edilmesi için talepte bulunması

gerekmekte idi.

Nitekim 7/7583 Sayılı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, Madde 2’de “İşçiler de bu yoldaki usul ve şartlara uymak zorundadırlar” denilmektedir. Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Bilirkişi, Kazazede İşçinin bu hususta göstermiş olduğu kusurlu davranışın ona kusur atfedilmesini gerektiren bir husus olduğu yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır.

5.6. Bilirkişi tarafından raporun son kısmında taraflara atfedilmesi gereken kusur oranları hususunda dosyada bir örneği mevcut Bilirkişi raporlarından hangisinin kendi görüş

ve kanaatine daha yakın olduğu hususu incelenecektir.

Bilirkişi öncelikle dava konusu kazanın meydana gelmesinde taraflara atfedilmesi gereken kusur oranları üzerinde hazırlanan Bilirkişi raporlarında varılmış olan görüş ve kanaatin neticede vicdani olduğunu, Bir başka ifade ile, Bilirkişi nin neticede dava konusu kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranları üzerinde kendi vicdanının gösterdiği yön doğrultusunda bir görüş ve kanaate vardığını, yani, varılan bu görüş ve kanaatin kuyumcu terazisinde tartılmış gibi hassas, tam ve mutlak olmadığını Sayın Mahkemenin ve tarafların dikkatlerine arzetmeyi gerekli görmektedir. Bilirkişi tarafından dosyada bir örneği mevcut bilirkişi raporlarından hangisinin kendi görüş ve kanaatine daha yakın olduğu hususu incelenmiştir. Bu inceleme sonunda, yukarıda ifade edilen görüşler ve dosyada tespit edilen maddi olgular doğrultusunda Davacı Tarafın iddia ve talebinin yerinde olup olmadığı hususunda Bilirkişi tarafından hazırlanan ve ORE/165 sayılı müfettiş raporunda varmış olduğu görüş ve kanaate, ayrıca bu rapora istinaden hazırlanan ve bu rapor ile aynı yönde görüş ve kanaate varılmış olan M. Ç. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanan İş Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporunda varılmış olan görüş ve kanaatin tamamen isabetli olduğu ve kendi görüş ve kanaati ile aynı yönde olduğu, bu nedenle de her iki raporda varılmış olduğu görüş ve kanaate tamamen katılınması gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır.

6. SonuçlarDava konusu kaza, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 11. Maddesi’nin (A) fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre bir iş kazasıdır. Bilirkişi olarak, dava dosyası incelenmiş yukarıda detayları ile açıklanan görüş ve kanaat doğrultusunda, dava konusu kazanın meydana gelmesinde,

6.1. Mühendislik Taah. Tic. San. Ltd. Şti.’nin yüzde 40,

6.2. İnş., Turizm ve Tic. Ltd. Şti.’nin yüzde 40,6.3. Kazazede İşçi Y.B’ın yüzde 20

oranlarında kusurlu olduklarının kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate varılmıştır.

Herhangi bir kasıt unsuru bulunmayan kazada, dosyada mevcut bilgilere göre başkaca taraf, kişi ve kuruluşlara kusur atfedilemeyeceği yönünde vicdani bir görüş ve kanaate varıldığını ifade eden işbu Bilirkişi Raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, Sayın Mahkemenin ve Sayın Taraf Vekillerinin huzurlarına en derin saygılarımızla arz edilmektedir.

Page 70: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

ElektrikgüncesiE n e r j i • E l e k t r i k • E k o n o m i • P o l i t i k a • O l a y l a r

basından seçilmiş haberler

aB ülkeleri Eylül 25’inde uygulamaya koyacağı yasa ile enerji verimliliği olmayan tüm ürünlerin kullanımına yasak getirecek. 2014 yılında klimada enerji verimli ürünleri zorunlu hale getiren

Türkiye, 7 ay sonra da kombilerde bu zorunluluğu getirecek. Doğalgazın yüzde 20’sini evlerde ısıtma olarak kullanan Türkiye bu uygulama ile yılda yaklaşık 5 milyar dolar kazandıracak. Avrupa’daki Enerji verimliliği uygulamaları bu ayında 25’inde yürürlüğe giriyor. Artık tüm Avrupa Birliği ülkelerinde yüksek enerji verimliliği olmayan hiçbir ürün kullanılamayacak. Bu durum Avrupa’ya ihracat yapan Türk firmalarını da yakından ilgilendiriyor. Avrupalı üreticiler tüm standartlarını yeni uygulamaya göre hazırladı.

tÜrkiye’De 7 ay sonra UyGUlamaya GeÇiyorTürkiye’de AB’nin ortaya koyduğu uygulamaların bir kısmı olan Lot 11 grubu uygulamaları 7 ay sonra 2016 Şubat ayında yürürlüğe koyulacak. Bununla

birlikte Türkiye’deki kombilerin içindeki pompaların enerji verimliliği olanlar ancak piyasada olabilecek. Sıradışı kombiler olarak gösterilen enerji verimliliği getiren kombiler yaklaşık yüzde 30 daha az enerji harcıyor. Avrupa’da eylül ayında uygulamaya girecek lot 1 ve lot 2 grubu uygulamaları ise şu an bakanlık gündeminde. Sanayi bakanlığı bunun ne zaman yürürlüğe gireceğine karar verecek.

yılDa 2 milyar kasaya GiDecekEnerji verimliliği konusunda AB ile paralel uyumları hayata geçiren Türkiye klima sektöründe 2014 yılında enerji verimliliği uygulamasına geçmişti. Bir yılda yaklaşık 2 milyar dolar tasarruf sağlandı. Türkiye’nin klimalarda başlattığı uygulamaların ısıtmada ise etkisi daha fazla olacak. Türkiye’de doğalgaz tüketiminin 20’sinden fazlasının ısıtmada kullanıldığı düşünüldüğünde tasarrufun büyüklüğü ortaya çıkıyor. kaynak: yeni Şafak

Sıradışı kombiler Türkiye’ye 5 milyar dolar kazandıracak

70

Ağustos2015

Page 71: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

“Üretimde, Yönetimde Kalite”

Page 72: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

72

Ağustos2015

adaleT Sarayı’ndaki rüzgar Türbini avrupa’ya örnek oldui

stanbul Adalet Sarayı’nın çatısına elektrik üretimi yapabilmesi için kurulan rüzgâr türbini, Altair Teknoloji Konferansı’na davet edildi. Konferansta projeyi tanıtacak olan İstanbul Anadolu Cumhuriyet

Başsavcısı Fehmi Tosun, “Konferansa dünya çapında 28 proje davet edildi. Türkiye’den de güçlü rakiplerimiz vardı ama biz seçildik” dedi.

“GÜÇlÜ rakipler varDı”Projenin fikir babası ve koordinatörü Başsavcı Fehmi Tosun İstanbul Adalet Sarayı’nda Başsavcı Vekili olarak görev yaptığı sırada 2012’de adliyenin çatısının çok rüzgar aldığını fark ettiğini, aylık 500 bin lirayı bulan elektrik masrafını nasıl düşüreceklerini düşündükleri sırada yurtdışında gördüğü rüzgar türbinin adliye çatısına konulup konulamayacağını araştırmaya başladıklarını kaydetti. Bu fikri İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden öğretim üyesi Ergün Bozdağ’la paylaştığını belirten Başsavcı Tosun, “Hocam ekibiyle birlikte geldi, ölçüm yaptılar ve burada rüzgar türbini kurulabileceği kanaatine vardılar” şeklinde konuştu.

yılDa 6 milyon lira tasarrUF“Bu projenin fikrini ilk ortaya attığımızda kimse ciddiye almadı” diyen Başsavcı Tosun, “Geçtiğimiz şubatta projeyi faaliyete geçirdik. Gayet iyi gidiyor. Türbin şimdilik adliyenin bir kısmının elektriğini üretiyor. Bir süre sonra tamamının elektriğini üretecek ve yıllık 6 milyon lira gibi bir tasarruf sağlanmış olacak. Bu teknoloji konferansından davet almamız da projenin başarısına işaret. Dünya çapında sadece 28 proje davet edildi. Aralarında Airbus, IBM gibi dünya çapında firmaların projeleri de var. Türkiye’den de güçlü rakiplerimiz vardı ama bizi seçildik. Hollanda ve Fransa’dan bazı firmalar da bizimle görüşme talebinde bulundular. Konferansta projemizin sunumunu yapacağız” ifadesini kullandı. kaynak: sabah

TübiTak’Tan Çü ekibine üÇ ödülÇukurova Üniversitesi (ÇÜ) Mühendislik-Mimarlık

Fakültesi Makine Mühendisliği, Otomotiv Mühendisliği ve Elektrik -Elektronik Mühendisliği

öğrencilerinin, TÜBİTAK tarafından düzenlenen Alternatif Enerjili Araç Yarışları’nda üç kupa kazandığı bildirildi.ÇÜ’den yapılan yazılı açıklamaya göre, TÜBİTAK tarafından düzenlenen Alternatif Enerjili Araç Yarışları, bu yıl da Körfez Yarış Pisti’nde gerçekleştirildi. Türkiye ‘nin çeşitli üniversitelerinden çok sayıda ekibin katıldığı ve bin 950 metrelik pistteki yarışlar, elektromobil ve hidromobil kategorilerinde yapıldı. Tasarlayıp imal ettikleri “Atok”, “Akıncı” ve “1,5 Adana” adını verdikleri üç araçla yarışmaya katılan ÇÜ öğrencileri, üç ödül kazandı. Yarışlar hakkında bilgi veren ÇÜ Mühendislik- Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Akıllı, 30 tur üzerinden yapılan yarışta tur başına 53 watt elektrik harcayan “Akıncı” isimli elektrikli araçlarının başarı elde ederek, 37 araç arasında beşinci olduğunu, 100 kilometrelik mesafeyi 1 liradan az elektrik harcayarak kat ettiğini ifade etti.Geçen yıl yapılan yarışta jüri özel ödülüne layık görülen “1,5 Adana” isimli elektrikli aracın bu yıl yarışmayı 14. bitirmesine rağmen ilk ve orta öğretim seviyesindeki öğrencilere ve halka yönelik gerçekleştirdikleri tanıtım etkinlikleri nedeniyle “Tanıtım ve Yaygınlaştırma” ödülü kazandığını aktaran Akıllı, ilk kez katılan “Atok” isimli aracın da yarışmayı 12. sırada tamamlayarak başarılı sonuç elde ettiğini kaydetti.Akıllı, kendilerine destek verenlere teşekkür ederek gelecek yıl yapılacak yarışta ilk üçü hedeflediklerini bildirdi. kaynak: anadolu ajansı

Page 73: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 74: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

74

Ağustos2015

enerji Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanarak görüşe açılan Ulusal Enerji Verimliliği Strateji Planı Taslağı olduğu gibi hayata geçerse, hayatımıza iki yeni vergi girecek. İlki bütün

elektrik tüketicilerinden alınacak olan elektrik vergisi olacak. İkinci olarak sanayi ve ticaret abonolerine hem elektrik hem de doğalgaz tüketiminden alınacak olan iklim değişikliği vergisi konulacak. Taslakta yer alan Amerikan Doları bazlı projeksiyonlara göre iki vergiden sadece 2017 yılında 1.8 milyar dolar gelir elde edilecek. Mevcut kurla bakılığında verimlilik için sadece bir yılda 5.2 milyar lira vergi ödenecek. Dolar bazında yapılan hesaplamaya göre elektrik vergisi, konut abonelerinden megavatt (MW) başına 3 dolar olarak tahsil edilecek. Ticari ve sanayi abonelerinden ise 1.5 dolar alınacak. Türkiye’de konut abonelerinin yıllık ortalama elektrik tüketimi 1.5 MW seviyesinde bulunuyor. Elektrik abonesi olan 29.4 milyon konut buluduğu dikkate alındığında elektrik vergisinin konutlara getireceği ek yük 134.9 milyon dolar, yani 381.3 milyon lira olacak. Sanayi ve ticaret aboneleri iki vergiyle gelecek 5.2 milyar liralık yükün kalan 4.8 milyar lirasını üstlenecek.

FonDan teŞvike aktarılacakTaslağa göre elektrik vergisi ve iklim değişikliği vergisi gelirleri kurulacak Ulusal Enerji Verimliliği Fonu’na aktarılacak. Fonda birikecek kaynak yürürlüğe konulacak enerji verimliliği programları için teşvik kaynağı olarak kullanılacak.Kurulacak fonun hangi programları destekleyeceği taslakta net olarak belirtilmedi. Ancak taslakta yer alan programlardan biri enerji verimliliği

yatırımı yapacak İSO 50001-2011 Kalite Belgesi sahibi büyük sanayi veya ticari elektrik tüketicilerinin yatırım sırasında elektrik tüketim bedellerinin yüzde 20’sinin Enereji Bakanlığı tarafından üstlenilmesini öngörüyor.

“verGi, karBon emisyonU aZalması iÇin teŞvik sağlar”Taslağın elektrik vergisiyle ilgili bölümünde kurulacak fona kaynak sağlamanın yanı sıra zam yoluyla tüketimin olumsuz etkileneceği ve azalacağı savunuldu. Verginin tüketim üzerindeki etkisi şöyle anlatıldı: “Enerji fiyatına yapılacak bir zam, enerji tüketiminin gelişmesi üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir. Enerji fiyatında yapılacak birimlik artış, enerji tüketimi üzerinde yüzde 0.729 oranında azaltıcı etkiye sahiptir.” İklim değişikliği vergisinin gerekçesi ise şöyle dile getirildi: “Ülke genelinde evsel olmayan kullanıcılara sunulan, enerji üzerinden alınan bir vergidir. Amacı enerji veriminin artırılması ve karbon emisyonlarının azaltılması için bir teşvik sağlamasıdır.” İklim değişikliği vergisi elektrikte megavat saat başına 8 dolar, doğalgazda ise 3 dolar olarak öngörülüyor.

emo: var olmayan kUrUmlar yaZılmıŞAçıklama yapan Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), taslakta olmayan kurumların varmış gibi gösterildiğini ve bazı verilerin yanlış olduğunu bildirdi. Açıklamada, “Elektrik Kaynak Etüdü Genel Müdürlüğü ve Kalkınma İdaresi diye bir kurum yokken, bu kurumun ikincil mevzuatta bir tadil tasarısı hazırladığı belirtiliyor” denildi. Açıklamada aynı konuyla ilgili verilerin taslağın farklı bölümlerinde değişik yazıldığı da ifade edildi. kaynak: Habertürk

5.2 milyarlık elekTrik vergiSi geliyorenerji bakanlığı’nın hazırladığı uluSal enerji verimliliği STraTeji planı TaSlağı, elekTrik ve iklim değişikliği vergileri konulmaSını hedefliyor. TaSlakTaki heSaplamaya göre iki vergiyle Sadece 2017’de 5.2 milyar lira Toplanacak. Sanayi ve Ticari aboneler bunun 4.8 milyarını üSTlenecek.

Page 75: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 76: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

76

Ağustos2015

Terör nedeniyle enerji yaTırımları da durdu

artan terör olayları enerji sektörünü de etkiledi. Doğu’nun en büyük firmalarından biri olan Aras Elektrik bu yıl planladığı 200 milyon liralık yatırımın önemli bir bölümünü gerçekleştiremedi. Alt yapı başta olmak

üzere özellikle kırsal kesimde çürüyen elektrik direkleri ve trafoları değiştirmeyi planlayan Aras Elektrik, araçlarının yakılması ve personelin tehdit edilmesi nedeniyle çalışmalarında hız kesmek zorunda kaldı. Yaklaşan kış mevsiminde bölgenin karanlıkta kalması endişesi yaşanıyor.Devam eden olaylar nedeni ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ki yatırımlar adeta felç oldu. Bu durumdan etkilenen en önemli sektörlerden biri de enerji sektörü. Enerji konusunda yılların ihmaline uğrayan bölgede son iki yıldır önemli çalışmalara imza atan Aras Elektrik A.Ş. 2015 yılı için planladığı 200 milyon liralık yatırımı gerçekleştirememenin huzursuzluğunu yaşamaya başladı.Ağrı, Ardahan, Bayburt, Erzincan, Erzurum, Iğdır ve Kars illerini kapsayan 7 ilde yaklaşık 850 bin aboneye hizmet veren Aras Elektrik, bölgedeki huzursuzluk nedeniyle hız kesmek zorunda kaldı. Şirket kırsal kesimde yapması gereken rutin işlemlerini de yapamaz hale geldi. Firma yetkilileri, bölgenin coğrafi ve iklim şartları göz önüne alındığında başta yatırımlar olmak üzere bakım ve onarım çalışmalarının yapılamaması yüzünden yaklaşan kış mevsiminde sıkıntı yaşanacağını dile getirdi.Yaşanan olaylar nedeni ile hizmet verememenin üzüntüsünü yaşadıklarını ifade eden Aras Elektrik Genel Müdürü Fikret Akbaş, “Zor günler geçirdiğimizi söyleyebilirim. Ağrı ve Iğdır yolunda teröristler ekiplerimizin yolunu kesti. Ağrı’da bir ekibimiz yol sıkıntılı diye Iğdır üzerinden gelmeye kalktı, ancak Karakurt bölgesinde teröristlerce durduruldular. Dört ayrı aracımız kaçırıldı. Bunlardan biri Doğubayazıt’ta yaşandı. Bu araçlar bize hizmet veren yüklenici firmaların araçları. İki tane de Tekman’da gasp ettiler. Birisi Çat ilçesinde TIR’lar yakılırken yanmış halde bulundu, diğerinden hala bir haber yok. Kamu hizmeti verdiğimiz için hizmetlerin zamanında yapılması gerekiyor. Enerjinin kesintisiz ulaşması, ilave şebeke yapılması, ilave abone yapılmasının süre ile de alakası olduğu için zamanla yarışımız var. Bizim her yıl için yatırım planlamamız var. Bölgenin iklim şartları dikkate alındığında şimdiye kadar çok önemli yatırımlarımızı hayata geçirmemiz gerekiyordu. Ancak yaşanan olaylar buna izin vermedi” diye konuştu. kaynak: enerji enstitüsü

Türkiye’de barajlardan Çıkan Suyun yüzde 43’ü muSluğa gelmeden kayboluyorTürkiye’de yıllık 2 milyar meTreküp Su, yani barajlardan Çıkan Suyun yüzde 43’ü henüz muSluğa ulaşmadan kayboluyor.

nüfus ve gelir düzeyinin yükselmesiyle birlikte her geçen gün suya olan talep artıyor ancak su kayıp ve kaçakları nedeniyle suyumuzun yüzde 43’ünü daha

görmeden kaybediyoruz. Gerek eskiyen altyapılardan gerekse iklim değişikliğinden kaynaklanan su kayıp ve kaçakları, su tüketiminin en yoğun olduğu Ağustos, Temmuz ve Ağustos aylarında 2 katına çıkıyor. Altyapı ve Kazısız Teknolojiler Derneği (AKATED) Başkanı Yasin Torun, Türkiye’deki su kaybının vahametine işaret ederek, şunları anlattı: “Yeni su kaynakları bulmak, kaynaktan alınan suyun içilebilir su kalitesinde arıtılmasını sağlamak ve bu işlemlerin ardından bu su kaynağını yerleşim yerine getirebilmek hem ekonomik açıdan hem de teknik açıdan maliyetli bir işlem. Bu nedenle de yeni su kaynağı arayışına başlamadan önce, mevcut şebekedeki su kayıplarının azaltılmasıyla ilgili çalışmalara öncelik verilmeli. Ülkemizde suyumuzun yüzde 43 gibi büyük bir oranını daha musluğa ulaşmadan kaybediyoruz. Bu da her yıl ülke ekonomisinden 5 milyar TL’nin boşa gitmesine neden oluyor. Gelişmiş ülkelerde su kayıp oranları yüzde 10 ila 20 arasında.”Resmi Gazete’de 2014 tarihinde yayınlanan İçme Suyu ve Dağıtım Sistemlerinde Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliği’ndeki değişiklikten bahseden Yasin Torun, belediyeler ve su kanalizasyon idarelerinin mevcut kayıp ve kaçak oranlarını 5+4 yıl içinde yüzde 25 seviyesine çekmek durumunda kalacaklarını vurguladı. kaynak: radikal

Page 77: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 78: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

78

Ağustos2015

türkiye İstatistik Kurumu’ndan yapılan açıklamaya göre, ham petrol ithalatı 2 milyon 511 bin 763 ton olarak gerçekleşti. Bir önceki ay ithalat 2 milyon 197 bin 726 ton olurken, geçen yılın aynı ayında 1 544 milyon

694 bin ton seviyesinde bulunuyordu. Böylece petrol ithalatı 2006 yılı

Ağustos ayından bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.Yılın ilk 7 ayında ise petrol ithalatı 13 milyon 710,5 bin tona ulaştı. 2014 yılında 17 milyon 481 bin 481 ton ham petrol ithal etmişti. kaynak: tÜik

Türkiye’nin ham peTrol iThalaTı arTTıTürkiye’nin ham peTrol iThalaTı Temmuz ayında bir önceki aya göre ve yıllık bazda arTış göSTerdi.

gökbük’Te ‘Su’ eylemi

Gökbük Mahallesi sakinleri ve çevrecilerden oluşan grup Kapıçay Baraj inşaatına yürüyüş düzenledi. Grup, ‘Kapıçayı HES projesi Gökbük Köyü’nün sonudur, birlikte mücadele zorunludur’ yazılı

pankartla dövizler de taşıdı. Sessiz yürüyüşe ‘Bölge halkı kapalı sistem su taşınmasına karşı ‘ yazılı pankartıyla 85 yaşındaki Elif Pınar da katıldı. Baraj inşaatında grup adına açıklama yapan Okay Sütçüoğlu, “Kapalı sistemle yapılacak her türlü çalışmaya Gökbük halkı en şiddetli direnci gösterecektir. Bunun bir faturası varsa hepimiz bu bedeli ödemeye, cop yemeye, cezaevine girmeye hazırız. Çocuklarımız, gençlerimiz ve yaşlılarımızla elimizden geleni yapacağımızı herkese duyuruyoruz” dedi. Akçay akarsuyunun gözünden bir şirkete tahsis yapıldığını ve içme suyu adı

altında farklı ilçelere götürülmesinin konuşulduğunu belirten Sütçüoğlu, “Sorun, Akçay akarsuyunun, gözünden bir şirkete tahsis edilmesi, içme suyu adı altında farklı ilçelere götürülmesi, satılması, artan suyun Kapıçayı göleti vasıtasıyla toplanması ve mecrasının tamamen kurutulması sorunudur. Bugüne kadar bu projenin, edindiğimiz bilgiler doğrultusunda karşısında olduk ancak daha sonra devlet tarafından projenin revize edilmesi üzerine köyümüzün tepkisini hafiflettik. Nasıl revize edildi? ‘Bu gövde HES amacıyla yapılıyor. Gövdede toplanan sudan elektrik üretilecek. HES’ten çıkan su mecrasına bırakılacak. Su akarsuyun

yatağından yani Gökbük köyünün içinden akmaya devam edecek ve kanyonu beslemeye devam edecek’ düşüncesiyle bugüne kadar sessiz kaldık.

Ancak devletimiz tarafından defaten kandırıldık. Şimdi öğrenmiş bulunmaktayız

ki bu HES projesi adı altında yapılan gövdede HES inşaatına dair bir çalışma

yoktur. Bu ovanın sulanması insanlarla alay etmektir” diye konuştu. kaynak: DHa

Page 79: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 80: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

80

Ağustos2015

Çorum’a 55 milyonluk kaTı aTık yaTırımı

Çorum’da, Avrupa Birliği , Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile belediye tarafından hayata geçirilen proje kapsamında katı atık düzenli depolama tesisi için 55 milyonluk yatırım yapılacağı bildirildi.

Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, yaptığı yazılı açıklamada, ihalesi salı günü gerçekleştirilen katı atık düzenli depolama tesisinin yapım işine kısa sürede başlanmasının planlandığını belirtti.Çöplerin depolama ve rehabilite alanlarındaki metan gazını toplamak için gaz toplama sistemi de kurulacağını ifade eden Külcü, daha sonra kurulacak entegre tesislerle gaz üretimi sonrası elektrik üretimine de geçileceğini vurguladı.Yaklaşık 55 milyon lira değerindeki yatırımlık tesiste evsel ve bahçe atıklarından gübre de üretebileceğini anlatan Külcü, “Vahşi depolama bölgeleri haşerenin oluşma noktalarından biri olduğu için ‘Katı Atık Projesi’ ile bunun da önüne geçmiş olacağız. Düzenli depolama sistemi ile çöplerin üzeri kapatılacak ve haşere oluşumu böylece buralarda son bulacak. Depolama alanından sızan sular için arıtma tesisi yapılacak. Merkez ve ilçelerde yapılacak bu çalışma ile çevre, doğa ve yer altı suları korunmuş olacak” ifadelerini kullandı.Ayrıştırma sistemi ile çöplerin ayrıştırılacağını da bildiren Külcü, bu sayede çöplerin çevreye zararının engelleneceğini, ekonomiye katkı sağlanacağını belirtti. Avrupa Birliği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Çorum Belediyesi tarafından ortaklaşa yapılacak “Katı Atık Tesisi” ve çöp toplama istasyonlarının ihale dosyası komisyon tarafından değerlendirildikten sonra Avrupa Birliği delegasyonuna gönderileceğini anlatan Külcü, kabul gördükten sonra inşaat çalışmalarına başlanacağını kaydetti. Külcü, gelecek yıl ocak ayında inşaatın başlanmasının hedeflendiğini, 2017 yılının sonunda da tesisin faaliyete geçmesini planlandığını ifade etti. kaynak: anadolu ajansı

Çmo: uyardığımızda bizi vaTan hainliğiyle SuÇlayanlar nerede?Artvin’de 7 kişinin hayatını kaybettiği, 2 kişinin ise kayıpolduğu sel felaketinin ardından TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Mert Güvenç twitter hesabından çarpıcı açıklamalarda bulundu. İletisinde Karadeniz’deki tüm derelerde sayısız HES ve regülatör olduğunu belirten Güvenç, bölgede yapılan tahribatın daha çok felakete gebe olduğunu söyledi. Daha önce olası fekaletlere karşı uyarıda bulunduklarını kaydeden Güvenç tweet’inde şunları yazdı: Bu kadar suyu tutamazsınız, bu arazinin kendi dinamikleri var’ dediğimizde bizleri boş konuşmakla, elektrik üretimine karşı çıkmakla ve vatan haini olmakla suçlayanlar nerede şimdi? Siz kafanıza göre derelerin önünü kesip suyu istediğiniz gibi yönlendirebileceğinizi mi sandınız? HES’lerden kurtulabilen sular ise Karadeniz otoyolunu geçip denize ulaşamıyor. kaynak: radikal

güneş enerjili STadın aÇılmaSına az kaldı

Güneş enerjisi panelleriyle, Türkiye ‘nin kendi enerjisini üreten tek stadı olacak Antalya Arena’nın,eylül ayı sonuna yetiştirilmesinin planlandığı bildirildi.

Stadın proje müdürü Yaşar Aydın, yapıyı diğer statlardan ayıran en büyük özelliğin, çatısına yerleştirilen 13 bin metrekarelik 1,4 megawatt gücündeki güneş enerjisi santrali olduğunu söyledi.Güneş enerjisi sisteminin yaklaşık bir ay önce tamamlandığını, işlemlerin ardından sistemin şehir şebekesine elektrik vereceğini anlatan Aydın, tam dairesel yapılan ve dört tarafından hava sirkülasyonu sağlanan stadın, Antalya’nın sıcak ve nemli havasına uygun olduğunu kaydetti. kaynak: milliyet

Page 81: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 82: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.

elek

trik

derg

isi.c

omEN

ERJİ

DÜN

YASI

NDA

N

HollanDa’Da 2050’Den sonra Fosil yakıt tÜketimi yok

hollanda 2050 yılına kadar fosil yakıt kullanımını sıfırlamayı

hedefliyor. hollanda ekonomik işler

bakanı henk kamp tarafından ülkenin sahip olduğu enerji kaynaklarıyla ilgili olarak yapılan açıklamada rüzgar

enerjisi parklarının, önümüzdeki sekiz

yıl içerisinde beş milyon haneye elektrik

sağlayacağı, 2050 yılına gelindiğinde fosil yakıt kullanımını sıfıra indirmenin planlandığı, geçiş sürecinde enerji kaynakları bakımından dışa bağımlı duruma gelmemesi için alternatif çözümlerin araştırıldığı, kuzey denizi’nde halihazırda keşfedilmiş 120 milyon metreküp doğalgazın yanında 165 milyon metreküp civarında keşfedilmemiş doğalgaz kaynağının bulunduğu, evsel ve ticari doğalgaz tüketiminin yıllık yaklaşık 38 milyon metreküp olduğu, mevcut ihtiyacın büyük bölümünün groningen şehri civarındaki kaynaklardan sağlandığı, ancak bölge halkının güvenliği nedeniyle groningen’deki doğalgaz üretiminin azaltılacak. kaynak: enerji enstitüsü

82

Ağustos2015

inGiltere kaya GaZı araŞtırmalarına HıZla Devam eDecekdünyada son yıllarda oldukça konuşulan ve özellikle amerika birleşik devletleri’nin üzerine eğildiği kaya gazına ingiliz hükümeti de katıldı. ‘hidrolik çatlama (fracking) adı verilen ve kaya gazı arama çalışmalarına olanak tanıyan işlemi hızlandırmak için hükümet tarafından yeni bir karar alındı. hükümet, bu kararıyla hidrolik çatlama sitelerine doğrudan sondaj izni verebilecek ve yerel yönetimlerin bu süreci uzatacak yönde alacağı kararları da iptal edebilecek. kaynak: reuters

Hazırlaya

n: C

an C

engi

z

rÜZGar tÜrBini olan viyaDÜkler Hayal Değilaraştırmalar rüzgar türbinlerinin bazı köprülerin ve viyadüklerin altlarına takılabileceğini göstermekte. ispanyol ve ingiliz araştırmacılar, ilk defa bilgisayar modelleri ile yüksek köprülere takılabilecek rüzgâr türbinlerinin, sadece sürdürülebilir elektrik üretmekle kalmayacağını, yanı sıra 0,50 mW civarında elektrik üretebileceğini de hesapladılar. yani, bu yapılar 450-500 evin elektrik ihtiyacını karşılayan enerjiyi üretebilecek kapasitede. kingston üniversitesi’nden araştırmacı oscar soto ispanyol yayın organı sınc’a verdiği demeçte, “bu şekilde bir yapılanma, yılda 140 ton karbondioksit salınımından kurtaracak. bir diğer deyişle, bu çalışma 7 bin iki yüz ağacın temizleme etkisine sahip olacak” dedi. ekip, afrika’nın kuzey batısındaki kanarya adalarında, sahilden uzakta bir viyadük köprüsüne takılı farklı rüzgâr türbinlerinin verimliliğini modelledi. öte yandan, küçük türbinlerin yerleştirilme zorluğu ve maliyeti göz önüne alınınca, söz konusu verim avantajı unutuluyor. kaynak: sınc

Page 83: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Çin’De GÜnDe 4 Bin kiŞi Hava kirliliğinDen ölÜyorçin’de çevre kirliliği dehşet verici boyutlara ulaştı. dünyanın en kalabalık ülkesinde her yıl 1 milyon 600 bin kişi hava kirliliğinin neden olduğu hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. abd merkezli çevre kuruluşu berkeley earth uzmanlarının yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre çin’deki ölümlerin yüzde 17’si hava kirliliğinden kaynaklanıyor. geçen yıl dört ay boyunca yapılan araştırma sırasında hava kirliliği toplam bin 500 ayrı noktada ölçüldü. çin nüfusunun yüzde 38’lik kısmının “sağlıksız” olarak tanımlanabilecek bir havayı soludukları saptandı. çin’de hava kirliliğinin büyük kısmı kömür kullanımından kaynaklanıyor. çin enerji ihtiyacının üçte ikilik kısmını kömürden elde ediyor. kaynak: Deutsche Welle

tamamen GÜneŞ enerjisiyle ÇalıŞan ilk Havaalanıhindistan tamamen güneş enerjisiyle çalışan ilk havaalanını hayata geçireceğini duyurdu. cochin uluslararası havaalanı’nın enerji sistemi, 46 binden fazla güneş paneliyle yenilenecek. al jazeera’nin haberine göre, hindistan karbon salım oranının düşürülmesini sağlayacak bir proje için çalışmalara başladı. kerala eyaletinde yer alan cochin uluslararası havaalanı’nın enerji altyapısı, tamamen güneş panellerinden elde edilecek. güneş panellerine dönüşümden itibaren, havaalanının 25 yıl içinde atmosfere 300 bin ton karbondioksit yayılmasını önleyeceği belirtildi. söz konusu miktar, 3 milyon ağacın dikilmesine eşit geliyor. kaynak: al jazeera

kUZey kUtUp Dairesine DoğalGaZ BorU Hattımart ayında başlayan çalışmalar sonucunda norveç’li enerji devi statoil, “Polarled Projesi” kapsamında inşa ettiği boru hattına son eklenen parçayla, boru hattı kuzey kutup dairesine yapılan ilk doğalgaz boru hattı oldu.enerji şirketinin resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, yapımına martta başlanan 482 kilometre uzunluğunda ve 91 santimetre genişliğindeki boru hattının eylül ayında bitirilmesinin planlandığı belirtildi. açıklamada, boru hattının ülkenin batısındaki nyhamna’dan başlayarak norveç denizi’ndeki aasta hansteen yatağına kadar uzanacağı kaydedildi. Projenin müdürü hakon ıvarjord, Polarled boru hattından başlangıçta sadece aastra hansteen yatağından çıkan gazın geçeceğini ifade etti. kaynak: enegy Global

83

Ağustos2015

Page 84: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.

elek

trik

derg

isi.c

omEN

ERJİ

DÜN

YASI

NDA

N senato, iran’la nÜkleer anlaŞmayı korUDUbarrack obama dış politika alanında en büyük başarılarından birine imza atarak iran ile görüşmelerin durmasını engelleyen öneriyi ortadan kaldırdı. abd senatosu’nda demokratlar, iran ile P5+1 ülkeleri arasında varılan nükleer anlaşmanın reddedilmesini içeren tasarının nihai oylamaya sunulmasını engelledi. bu gelişmeyle anlaşmanın kongre’de reddedilmesi ihtimali ortadan kalkmış görünüyor. oylamanın ardından obama, “bu sonuç, diplomasi için, amerikan ulusal güvenliği için, dünyanın emniyeti ve güvenliği için bir zaferdir” ifadesini kullandı.kongre’nin senato kanadında iran anlaşmasının reddedilmesini öngören tasarı üzerinde nihai oylamaya geçilebilmesi için yapılan oylamada 58 senatör lehte, 42 senatör ise aleyhte oy kullandı. tasarının nihai oylamaya sunulabilmesi için 60 senatörün desteği gerekiyordu.abd başkanı barack obama açısından zafer niteliğindeki bu sonuç, anlaşmaya şiddetle karşı olan cumhuriyetçilerin son dakikada yeni bir formül geliştirememeleri durumunda, anlaşmayı red tasarısının obama’nın masasına bile gelmeyeceği ve nükleer anlaşmanın kongre engeline takılması ihtimalinin kalmadığı anlamına geliyor. obama’nın nükleer anlaşmayı uygulama kapsamında gelecek haftadan itibaren iran üzerindeki yaptırımları hafifletmeye başlayabileceği de ifade ediliyor. kaynak: reuter

84

Ağustos2015

HollanDa’Dan temiZ enerjiDe Dev Bir aDımavrupa’nın temiz enerjiye en çok önem veren ülkelerinden hollanda önümüzdeki yıllarda uygulamaya koyacağı bir planla bu alanda büyük bir adım atacak. enerji firması eneco ve vıvens raylı ulaşım şirketleri anlaşarak trenlerin sadece rüzgar enerjisi ile çalışmasını sağlayacaklar. 3 yılın sonunda gerçekleşmesi beklenen plan kapsamında günde 1.2 milyon yolcu taşıyan demiryolu ağı için gerekli rüzgar enerjisi hollanda’dan, belçika’dan ve bazı iskandinavya ülkelerinden gelecek. avrupa ülkelerinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını ciddi oranda artıracağı düşünülen proje önemli bir örnek teşkil edecek.uluslararası enerji konseyi’ne göre 2000 yılından bu yana karaya kurulu rüzgar enerjisi sistemlerinin sayısı her yıl yüzde 24 oranında artış gösterdi. konseyin tahminlerine göre eğer hükümetler planlara sadık kalırsa rüzgar enerjisi dünya genelinde üretilen enerjinin yüzde 18’ini karşılayabilecek. kaynak: railway- technology

Page 85: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

inGiltere enerji

yatırımlarını

aZaltıyorPetrol fiyatlarındaki sert

düşüşler nedeniyle ingiltere’nin

kuzey denizi’ndeki yeni enerji

yatırımlarının 2018 yılına

kadar yılda 2-4 milyar sterlin

azaltılabileceği açıklandı.

ingiltere’de petrol ve doğalgaz

sektörünü temsil eden üst kuruluş

“oil & gas uk” yıllık raporunda,

ülkedeki enerji şirketlerinin petrol

fiyatlarının düşüşü nedeniyle zorlu

bir faaliyet ortamıyla karşılaştığı

belirtildi. şirketlerin maliyetlerini

2016 yılının sonuna kadar en az

yüzde 22 oranında azaltmayı

planladığı bilgisine yer verilen

raporda, kuzey denizi’nde faaliyet

rUsya, opec’e katılmayacakkremlin basın sözcüsü dmitriy Peskov tarafından yapılan açıklamada rusya’nın, Petrol ihraç eden ülkeler örgütü’ne (oPec) katılımı konusunun gündemde olmadığı bildirildi. Peskov, “rusya, şu anda oPec’le uzmanlar düzeyinde görüşüyor ancak katılım söz konusu değil” diye konuştu.açıklamasında ukrayna krizine de değinen Peskov, ülkenin doğusunda ateşkes rejimine uyulduğunu ve bölgede kısmi istikrarın sağlandığını söyledi. Peskov, “normandiya dörtlüsü”nün yakın zamanda telefon görüşmesi yapmasının beklendiğini dile getirdi. kaynak: ınternational Business

iran ve ispanya’Dan petrokimyaDa iŞBirliği sinyaliispanya sanayi, enerji ve turizm bakanı jose manuel soria lopez, ülkesinin, iran şirketleriyle ortak üretim yaparak ortadoğu pazarında iş birliği yapmak istediğini belirtti. iran Petrol bakanı bijen namdar zengene ile ispanya sanayi, enerji ve turizm bakanı lopez tahran’da bir araya geldi. ülkesinin iran şirketleriyle ortak üretim yaparak ortadoğu pazarında yer almak istediğini dile getiren lopez, “ispanya, iran gazının avrupa’ya ulaştırılması konusunda rol alabilir” dedi. lopez, “bu görüşmede petrol, doğalgaz, petrokimya sanayi ile rafinerilerin geliştirilmesi, enerjinin iyileştirilmesi ve teçhizatın üretimi konusunda iran’ın programları ve imkanları ispanyol şirketlere aktarıldı. iki ülke bu alanda iş birliği yapma kararı aldı” ifadelerini kullandı. kaynak: ıran Daily

85

Ağustos2015

Page 86: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

YAPILARLA BÜTÜNLEŞİK FOTOVOLTAİK SİSTEMLER

Murat TURAN Proje Yöneticisi / Aksaray Enerji

Güneş enerjisinden elektrik üretimi için tasarlanan fotovoltaik panellerin (güneş pilleri) verimleri giderek artmakta ve maliyetleri düşmektedir. Dünyanın birebir yüz yüze kaldığı küresel iklim

değişikliği nedeniyle enerji üretiminde; kömür, petrol, doğalgaz gibi fosil yakıtların yerine güneş, rüzgar, jeotermal gibi yenilenebilir kaynakların kullanımı zorunlu hale gelmektedir.Bilindiği üzere, güneş enerjisinden elektrik üretimi için kullanılan PV panelleri, genellikle bina çatı yüzeylerinde, cam kaplamalı bina tiplerinde, park yerlerinde kullanıma has özelliklere sahiptir. Ancak son yıllarda yeni geliştirilen ileri teknoloji ile PV ürünleri, artık direk olarak çatı kaplaması olarak kullanılabilmekte kolayca uygulaması yapılabilmektedir. Geliştirilen teknoloji ile birlikte hem yapıların ekonomik olarak elektrik ihtiyaçlarının karşılanması sağlanabilmektedir. Ayrıca fotovoltaik sistemle entegre edilen yapı için çatı uygulaması ise zorlu hava koşullarına karşı dayanım sağlamakta ve camlı yapıya sahip inşaların gün ışığı aydınlatımının daha az olduğu sistemler oluşturulabilmektedir.

YAPILARDA GÜNEŞ ENERJİSİNİN ÖNEMİYapıların neredeyse tamamında, iç mekanlara güneş ışığının girmesiyle doğal aydınlatma, doğal havalandırma ve görsel konfor sağlamak amacıyla

dış yüzeylerde güneş enerjisinin hem kullanıldığı hem de ışınımından faydalanıldığı güneş panellerinin yeri çok büyük bir öneme sahiptir. Boşluklardan geçen direkt güneş ışınları mekan ısısının yükselmesine, dolayısıyla iç iklim koşullarının değişmesine neden olur. Ayrıca ekonomik boyuttan düşünüldüğünde elektriğin sağlanması mümkün olup çevreye ise büyük bir katkı sağlanmış olacaktır. Bu nedenle bir yapının mimarisi düşünülürken ne kadar fazla güneşten faydalanılabilir düşüncesiyle hareket edilecek olunursa ülkemize fayda sağlama düzeyimiz daha fazla olacaktır.Bugüne kadar geliştirilen güneş enerjisi sistemleri en çok mimarlık alanında uygulama olanağı buldu. Bugün dünyanın birçok ülkesinde, bu niteliklere sahip yüzlerce yapı yapılmıştır ve bu yapıların sayısı hızla artmaktadır.Güneş enerjisinin yapılarda kullanımı, uzun süreli çalışmalar sonucunda geliştirilmiş yeni yöntemleri içermektedir. Güneş sistemleri, basitten karmaşığa doğru birçok ayrı sistem içermektedir. Örneğin, güneye bakan pencereler konması güneş enerjisinden en basit yararlanma biçimidir.Diğer bir yöntem de güneşten elektrik enerjisi elde eden güneş pilleri, teknik olarak daha zor sistemlerdir. Bu sistemlerde önemli olan; güneş enerjisinin tutulması, tutulan enerjinin depolanması, enerjinin iç mekanlara aktarılması ve kullanılmasıdır.

86

Ağustos2015

Page 87: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Güneş enerjisinin yeterli olmadığı durumlarda, bu sistemlere ilave sistemler ve enerji gerekir.

FOTOVOLTAİK UYGULAMALAR VE MİMARİ YAPIFotovoltaik modüller, güneş enerjisini kullanarak çevreye zararlı atık salınımında bulunmadan gürültüsüz bir şekilde elektrik enerjisi üretebilen düzeneklerdir. Işığı elektriğe dönüştüren aygıtların yapılması önemli ölçüde 20.yy’da gerçekleşmekle birlikte, fotovoltaik sistemler 19.yy ‘da hayata geçirilmiştir. Güneş gözelerinin temel hammaddesini silisyum oluşturmaktadır, kullanılan malzemelerin çeşitliliği ve işleme tekniğine bağlı olarak değişik renk, boyut ve formda üretilmektedirler. PV yapısına bağlı olarak modüllerde verimlilik, teknolojik gelişmelere bağlı olarak artmakta olup günümüzde yüzde 5-25 arasında değişmektedir.PV-Modüller 1970’lerden sonra özellikle elektrik şebekesinin olmadığı yerlerde, genellikle küçük güçte enerji taleplerini karşılamak amacı ile kullanılmaya başlanmıştır. Kullanım alanının giderek genişlemesindeki en önemli etmenler, modül verimliliğinin sürekli artması, artan talepten dolayı maliyetteki düşüşler ve enerji çevriminin normal şartlar altında neden olduğu çevre kirliliğinin tüm doğal yaşamı tehdit eder boyutlara ulaşmasıdır.Mimaride çok amaçlı kullanıma olanak sağlayabilmek ve bina kabuğuna entegre edebilmek için detay ve elektro-teknik bağlantılarının çözümleri, modül formu, büyüklüğü ve renk seçiminin tasarım aşamasında dikkate alınması kaçınılmazdır. Coğrafik konum (enlem), topografya, iklim, ortalama güneş ışınımı, ortalama sıcaklık, yağış oranı, nem, toz, rüzgar etkisi ve sismik koşullar PV-Modüllerin binalara uygulanmasında önemli etmenlerdir. Bina cephelerine ve çatılara entegre edilebilen modüllerin ayrıca gölgeleme, markiz ya da korkuluk elemanı olarak uygulanabilmeleri de söz konusu olup, aşağıda örnekleri ile ele alınmaktadır.

ÇATIYA ENTEGRE FOTOVOLTAİK PANELLERFotovoltaik paneller doğrudan çatı üzerine

konulabildiği gibi çatı malzemesi olarak hava şartlarından korunmayı sağlayacak şekilde çatı yerine de kullanılabilmektedir. Böylece çatı elektrik üretirken aynı zamanda kaplama fonksiyonunu da yerine getireceğinden uzun vadede daha ekonomik avantajlar elde edilmektedir.

Çatıya Entegre Fotovoltaik Sistemlerin Avantajları• Düşük bakım ve onarım giderleri (20-50 yıl arası

dayanıklılık),• Çatı ve cephe kaplama malzeme fiyatlarındaki

düşüşler,• Elektrik faturasında indirim,• Mimari olarak temiz ve çekici,• Elektrik kesintilerine çözüm,• Sabit voltaj ile cihaz bozulmalarına kesin önlem,• Isı yalıtımına katkı• Sosyal sorumluluk çerçevesinde emisyonları

azaltma ve çevre koruma,

SONUÇMimarlarımızın görmesi gereken nokta, sadece estetik olarak güzel olan tasarımlar değil, estetiğe ek olarak enerji kullanımını azaltan tasarımlar geliştirmek zorunda olduklarıdır. İyi bir tasarımın tanımı artık estetik + ekonomik tasarım olarak verilmektedir. Geleceğin tasarımları çevreye duyarlı ve saygılı olmak zorundadır. Bunun için, bu çalışmada incelenen Fotovoltaik bileşenler gibi yeni yapı malzeme ve bileşenlerinin tanınması, tanıtılması ve tasarımlara dahil edilmesi gerekmektedir.

87

Ağustos2015

Page 88: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

RIFLINE cOMPLETE RöLE SİSTEMİKerem KÖKEL, Endüstriyel Elektronik Ürün Grubu Yönetmeni, Phoenix Contact Türkiye

Endüstride röle modülleri değişik biçimlerde kullanılır. Sinyalleri anahtarlama ve çoğullamanın yanı sıra, güç artırmaya ve kontrolör ile uygulama arasında elektriksel

izolasyon yapmak için kullanılırlar. Burada on yıllardır kendisini kanıtlayan bir teknoloji söz konusu olmasına rağmen halen yenilikler gündeme gelmektedir. Örneğin Phoenix Contact, Rifline complete ile yeni bir endüstriyel röle sistemi sunmaktadır.

Şimdiye kadar endüstriyel röle sektörü Phoenix Contact’ın PR serisi tarafından karşılanıyordu. Yeni geliştirilen Rifline complete ürün gamı, mevcut çözümü ekonomik bir atılımla geliştiriyor. Bunun için, endüstri alanında en çok kullanılan rölelerin takılması amacıyla, portföyde yedi taban versiyonu yer alıyor. Dahası, yeni röle sistemi geniş bir gereksinim yelpazesini de karşılıyor. Bu, sadece bir kontaklı ve az yer kaplayan kullanımlardan, 440 V AC ya da 16 A’e varana dek yüksek anahtarlama güçlerine sahip uygulamalara kadar uzanıyor. Rifline complete basit anahtarlama işlemlerinden küçük güçlü kontaktör alanına uzanan uygulamalar için uygundur. Bütün röle modüllerinin ortak noktası, bir yandan basit bağlantı köprülemesiyle işlevsel avantajlar sunan standart tasarımı, diğer yandan kumanda panosunda sadeliğin sağlanmasıdır.

Basit kablo bağlantısıPhoenix Contact Rifline complete röle ürün gamında, Clipline complete, PLC-Interface veya Axioline gibi çok sayıda ürün gamında kullanılan ve kendini kanıtlamış Push-in Teknolojisi’ni tercih ediyor. Bağlantı tekniği, iletkenin klemense doğrudan geçirilmesi sayesinde aletsiz kablo bağlantısı sağlar. Bu sayede, kurulum süreleri kısalır ve sürekli aynı iletken bağlantı gücü

kullanılır. Push-in Teknolojisi’nin yanı sıra diğer bir özellik Rifline röle kablo bağlantısını kolaylaştırır. Bağlanacak iletken olmadığı için, azami derecede zaman ve maliyet tasarrufu elde edilir. Bu, Rifline complete

ürün gamının tüm soketlerinde, giriş kablosunda ortak negatif potansiyel (A2

bağlantısı) köprülenebilecek şekilde uygulanır. Bu amaçla, Clipline-complete programının geçmeli köprüleri kullanılır. 6,2 milimetre kalınlığındaki RIF-0 soketinden, bir çoklu köprüyle örneğin 50 adede kadar modül köprülenebi-lir. Geriye kalan soketlerde, bir soketten diğerine direk köprüleme yapılır. Köprüleme yuvaları, giriş kablosunda bütün soketlerle aynı pozisyonda takılıdır; bu da bütün soket büyüklüklerinde tek bir köprülemeyi mümkün kılar. Bu sayede, ince RIF-0 soketi geniş RIF-4 soketiyle so-runsuz bir şekilde bağlanabilir. Bunun dışında RIF-0 ve RIF-1 soketlerinde, kablo çıkışında gruplanmış kontağın köprülenmesi mümkündür (Bağlantı 11), böylece soketler artık birbiriyle karıştırılmaz. Giriş tarafında olduğu gibi RIF-0, bir çoklu köprüleme olanağı sunar. İlaveten RIF-1 soketi güvenli anahtarlama akımını yükseltmek amacıyla rölenin her iki PDT gruplanmış kontağın içeriden köprü-lenmesini de destekler. Ayrıca gruplanmış kontak komşu RIF-1 modülüne de köprülenebilir.

Kapsamlı aksesuar gamıSözü edilen köprülemelerin yanı sıra Rifline complete ürün gamı, Clipline complete modüler klemenslerinin başka aksesuarlarına da uyum sağlar. Röle modülleri, örneğin ayırma koluna takılabilen standart etiket şeritleri ile etiketlenebilir. Buna ilaveten, soketlerin üzerindeki etiket taşıyıcılara da başka işaretler takılması mümkündür. Bağlanan iletkenlerin kontrolü için, Clipline-complete ürün portföyünde test adaptörleri mevcuttur; bunlar bağlantı (sıkıştırma) noktasındaki öngörülen test deliğine takılır.Rifline-complete, Clipline-complete’in bilinen malzemelerinin dışında kendi aksesuarlarına da sahiptir Buna, geçme fonksiyon modülleri ile zaman modülü dahildir. Fonksiyonel geçmeli ömodüller, RIF-1, RIF-2, RIF-3 ve RIF-4 soketleriyle kombineli olarak kullanılır. Uygulamaya bağlı olarak bir adet durum LED’i, DC uygulamaları için bir adet ters polarite koruma diyotunun yanı sıra, endüktif ters polarite geriliminin sönümlendirilmesi için bir koruma devresi verilir.

88

Ağustos2015

Giriş tarafında ortak negatif potansiyeli bütün modüller üzerinden köprülenebilir.

Push-in teknolojisi, röle sisteminin kablola-masını çok basitleştirir.

Page 89: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

Zaman rölesi için hızlı değişimRIF-T3-24UC zaman modülü, standart röleyi bir zaman rölesine dönüştürür. Bu durumda, üç zaman fonksiyonu ile dört zaman aralığı, 13 milimetre kalınlığındaki bir gövde içinde kullanıma hazırdır. Zaman modülü, evrensel olarak RIF-1, RIF-2, RIF-3 ve RIF-4 soketlerine takılabilir. RIF-T3-24UC, başlatmayı geciktirici, pals zaman ve flaşör olarak üç ayrı zaman fonksiyonunu destekler. Başlatmayı geciktirme, rölenin gelen giriş geriliminde ayarlanan zamandan sonra çalışacağı anlamına gelir. Pals zaman fonksiyonu, gelen giriş geriliminde röleyi hemen açmaya ve belirlenen zamanın sona ermesinin ardından, giriş gerilimi hala mevcut olmasına rağmen kapatmaya yarar. Flaşör fonksiyonunun seçilmesi halinde röle, tanımlanan süre sona erene kadar gelen giriş geriliminde açık kalmaya devam eder. Akabinde, aynı zaman dilimi boyunca kapalı durumda kalır ve yeniden başlar. Yani döngü baştan başlar. Ayarlanacak olan zaman, 0,5-10 saniye, 5-100 saniye, 0,5-10 dakika ve 5-100 dakika şeklinde dört aralığa ayrılmıştır. Aralıklar DIP siviç ile belirlenir. Hassas ayarlama bir potansiyometre yardımıyla yapılır. Rifline complete ürün gamının röleleri, bu yöntemle sadece birkaç adımda evrensel zaman rölelerine dönüştürülür.

Röleyi takım kodu ile veya bileşenlerini ayrı olarak sipariş edebilirsinizKullanıcı, Rifline complete’i ya komple monte edilmiş röle modülü olarak ya da evrensel olarak monte edilebilir modül sistemi şeklinde satın alabilir. Komple modüller standart gerilim seviyesindeki basit siparişler içindir. Bu durumda soket, röle, ayırma kolu ve geçme fonksiyon modülü takım halinde teslim edilir. Böylece kullanıcı, kendi sisteminde sadece bir sipariş verir ve doğrudan kurulabilecek bir röle modülü kendisine teslim edilir. Özel gerilimler söz konusu olduğunda röleyi kendisi oluşturmak isterse, Rifline complete ürün gamının bileşenlerini tek tek sipariş edebilir. Böylece her kullanıcı, bireysel isteklerine uyarlanmış olan bir röleyi oluşturabilir.

ÖzetPhoenix Contact Rifline complete ile kuplaj rölelerinden küçük güçlü kontaktörlerin yerini alan uygulamalara kadar birçok uygulamayı kapsayan yeni bir endüstriyel röle sistemi sunmaktadır. Push-in Teknolojisi, geçiş köprüleriyle yapılan potansiyel dağıtımı sayesinde daha fazla korunan, basit ve hızlı kablo bağlantısı sağlar. Clipline complete modüler klemens ürün gamıyla ortak aksesuarları sayesinde Rifline complete, Phoenix Contact portföyünde doğrudan yerini almaktadır. Dolayısıyla kullanıcılar bilinen bileşenleri kullanabilir ve sipariş maliyetlerini ve stok kullanımını azaltabilirler.

89

Ağustos2015

Rifline complete, Clipline complete modüler klemenslerinin aksesuarıyla geliştirilebilir.

Her röle tipi için çok yönlü röle tabanları6,2 milimetre genişliğindeki RIF-0 tabanına tek kontaklı ince minyatür röle takılır. Bu tabana iki röle takılabilir: Bir PDT çıkışlı RIF-0-BPT/21 veya bir N/O kontak çıkışlı RIF-0-BPT/1. Hem mekanik hem de Solid-State röleler kullanılabilir. Giriş gerilimi, 12V DC veya 24 V DC olabilir. Maksimum 250 V AC/DC ve 6 A akım çalıştırılabilir. Minyatür güç rölelerinin bir veya iki kontakla takılması halinde, RIF-1-BPT/2X21 soketi daha uygundur. Burada da, elektromekanik ve Solid-State rölesinin kullanılması mümkündür. Maksimum anahtarlama gerilimi 230 V AC/DC ve köprülenmiş grup kontağının anahtarlama akımı 13 A seviyesindedir. RIF-2-BPT/4X21 soketi, dört adede kadar PDT kontaklı endüstriyel röleleri için uygundur. Maksimum 250 V AC/DC anahtarlama geriliminde, 12 A’lik bir anahtarlama akımı uygulanabilir. RIF-3 soketleri, oktal röleye izin verirler. RIF-3-BPT/2X21, iki anahtarlama çıkışına sahipken, RIF-3-BPT/3X21 cihaz seçeneğinde bu sayı üç anahtarlama çıkışına yükselir. Her iki soket, maksimum 250 V AC/DC ve 12 A ile çalışır. Nihayetinde Rifline-complete porföyü, RIF-4-BPT/3X21 soketi ile güç rölesi için üç adede kadar anahtarlama kontağı çözümünü kapsar. Burada azami anahtarlama verileri 400 V AC, 250 V DC ve 16 A’dir.

Rifline complete geçmeli zaman modülü sayesinde röle modülünden zaman modülüne dönüştürülür.

Page 90: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

TERMOgRAFİNİN İLKELERİNE gİRİŞNetes Muhendislik / Fluke

EĞİTİM VE EMNİYETTermal görüntüleyiciler ticari ve endüstriyel ortamlarda, geniş çeşitlilikteki görevleri yerine getirmek için kullanılabilir. Bu görevlerin pek çoğu ise, güç verilmiş elektrikli ekipmanlar ve yükseklik gibi risklere mazuriyetin yaygın olduğu bölgelerde yer alıyor olabilir. Emniyet kurallarının uygulanmasının yanında, gerekli görevleri güvenli ve etkin bir biçimde yerine getirmek için termal görüntüleyici kullanımında, uygun eğitim de gereklidir. Uygun eğitim için, yazılı çeşitli standartlar ve prosedürlerden yararlanılır.

TERMOGRAFİ İŞ GÖRENLERİNİN KALİFİYE HALE GETİRİLMESİ VE SERTİFİKASYONUModern bir termal görüntüleyiciyi kullanmayı öğrenmek, göreceli olarak kolaydır. Temel eğitim ve uygulamalı çalışmayla, genellikle bunun üstesinden gelinebilir. Bununla birlikte, termal bir görüntüyü uygun bir biçimde yorumlamak, çoğu kez daha zordur. Bu sadece termografi uygulamasındaki bir geçmişi değil, aynı zamanda termal görüntüleyicilerden yana ek, daha kapsamlı eğitimi ve uygulamalı deneyimi gerektirir.Termografide yatırımın tam geri dönüşüne ulaşmak için, termografi işgörenlerini kalifiye hale getirmek ve sertifikalandırmak önemlidir. Teknolojinin duruma özgü kullanımı ne olursa olsun, termografi işgörenin kalifiye hale getirilmesi, üç sertifikasyon kategorisinin birindeki eğitime, tecrübeye ve sınamaya dayanır. Termografi uzmanı sertifikasyonu bir yatırımı anlatmasına karşın, bu tipik olarak, büyük geri dönüşler sağlayan bir yatırımdır. Sertifikalandırılmış personel, yalnızca daha yüksek kalitedeki incelemeleri beraberinde getirmekle kalmaz, aynı zamanda bunların incelemeleri, teknik olarak da daha uygundur. Sertifikalandırılmamış termografi işgörenlerinin, maliyeti yüksek ve tehlikeli hatalar yapması daha olasıdır. Bu hatalar sık sık, keşfedilen problemlerin önemi konusunda tam ve doğru olmayan yönlendirmeler veya bütün yönleriyle, tamamen gözden kaçırılan sorunlar gibi ciddi sonuçlara yol açar. Uygun kalifikasyon önemliyken, aynı zamanda yüksek kalitede sonuçlar elde etmek için, yazılı inceleme prosedürleri de önem taşır.Amerika Birleşik Devletlerinde sertifikalar, Amerika Tahribatsız Muayene Cemiyetinin (The American Society for Nondestructive Testing) standartlarına uygun biçimde, işveren tarafından dağıtılır. Amerika Tahribatsız

Muayene Cemiyeti (ASNT), tahribatsız muayene işkollarına hizmet vererek ve yayıncılık, sertifikasyon, araştırma ve konferans verme yoluyla tahribatsız test teknolojilerini destekleyerek, daha emniyetli bir ortam oluşturulmasına yardımcı olan bir organizasyondur. Dünyanın diğer taraflarında sertifikasyon her ülkede, Uluslar arası Standardizasyon Örgütünün (İnternational Organization for Standardization) standartlarına riayet eden, merkezi bir sertifikalandırma kurumu tarafından sağlanır. Uluslar arası Standardizasyon Örgütü (ISO), 90’dan fazla ülkenin ulusal standart kurumlarından oluşa, sivil, uluslar arası bir organizasyondur.Her modele bağlı kalifikasyon, ilişkin standart belgelerinde ana hatlarıyla belirtildiği gibi, uygun eğitime dayandırılmıştır. Bir yeterlik kazanma deneyim süresine ve bazı biçimlerdeki yazılı uygulamalı sınavlara da gereksinim duyulmaktadır.

TEKNOLOJİ TÜYOLARITermal bir inceleme gerçekleştirmeden önce termografi uzmanı etkinliği sağlamak üzere ve

90

Ağustos2015

Page 91: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

olası emniyet problemlerini bulmaya çalışmak için, planlanmış inceleme güzergâhı boyunca bir “yürüyüş” gerçekleştirmelidir.

İŞ YERİNDE EMNİYETHer sertifikasyon programının bir parçası da, termografinin doğasında olan tehlikelere ilişkin bilinçlenme ve işyerinde emniyeti sağlamak için ihtiyaç duyulan teknikler ve becerilerdir. Aklıselim, emniyetli iş uygulamasını oluşturan şeylerin çoğunu açıklar, fakat belirli bir uygulamaya özel önlemler de sık sık tatbik edilmektedir. Örneğin, elektrikli sistemleri denetleyen termografi uzmanları, bir ark patlaması potansiyeline daha çok maruz kalıyor olabilir.Bunlar pek çok durumda, kutu açıldıktan hemen sonra fazdan faza veya fazdan toprağa bir arkı tetikleyebilecek, güç verilmiş ekipmanları denetlemektedirler. Ark parlaması, havadaki elektriksel bir bozukluğun yol açtığı, aşırı derecede yüksek sıcaklıklı bir boşalmadır. Ark parlaması sıcaklıkları, 35,000 °F ‘ye kadar (19,427 °C) ulaşabilir.Ark patlaması, elektrikli ekipmanı çevreleyen hava iyonize ve iletken bir hale geldiğinde ortaya çıkan patlamadır. Bir ark patlaması tehdidi, 480 V ve üstü elektrikli sistemler için en yüksektir.Parlama korunma sınırı, bir ark parlaması ortaya çıktığında, yanmaların önlenmesi için kişisel koruyucu donanıma (personal protective equipment – PPE) ihtiyaç duyulan mesafedir.Onarılmakta olan bir devredeki gücün her zaman kesilmesi gerekmekle birlikte, parlama korunma sınırı içinde, yakındaki devrelerin hala güç yüklü olması ihtimali mevcuttur. Bu nedenle bir ark parlamasına karşı korunma sağlamak için, uygun PPE ile birlikte, yalıtım yorganları ve bariyerler de kullanılmalıdır. Yine de bir ark patlamasının sonuçları, sık sık ölümcül ve pahalıdır. Emniyet tedbirleri her defasında uygulanmalıdır.Kutunun kapağını veya koruyucu kapısını açmamak suretiyle bir ark patlaması riski en aza indirilirken, aynı

zamanda bu, kutuların kapaklarının bir tarafından diğer tarafını göremeyeceğimiz için, termografinin yararlarının çoğunu da ortadan kaldırmaktadır.Bununla birlikte şu anda pek çok kutu, özel kızılötesi şeffaf pencereler veya görüntü kapılarıyla birlikte monte edilmektedir. Bu özellikler, ark oluşması riskini azaltabilmekte ve iyi sonuçlar sağlayabilmektedir.Kutuların açılması gerektiğinde, bir ark parlaması riskini en aza indirecek biçimde, izlenecek yol dikkatle oluşturulmalı, uygulanmalı ve izlenmelidir. Ulusal Yangın Önleme Derneğinin (National Fire Protection Agency – NFPA) 70E’si, böyle yöntemler geliştirirken yararlı olabilen çok sayıda standarttan biridir. Rutin elektriksel inceleme, bir takım tarafından yürütüldüğünde çok daha emniyetli ve çok daha etkili olabilmektedir. Takım, termografi uzmanı ve kutuları açan, yükleri ölçen ve çalışma tamamlanır tamamlanmaz kutuyu emniyetli bir biçimde kapayan kalifiye kişi gibi, iki şahıstan oluşabilir. Kalifiye kişi, elektrikli ekipmanların üretimi, kurulması ve işletimine ilişkin bilgi ve becerilere sahip ve uygun emniyet eğitimini almış kişidir. Bina denetlemeleri amaçlı çalışma, genellikle daha az risklidir. Bununla birlikte, döşeme altı boşluklarına ve tavan aralarına girildiği zamanki gibi riskler, varlığını sürdürür. Devam etmekte olan inşaat çalışmasıyla yüz yüze gelindiğinde de dikkatli olunmalıdır. Herhangi bir endüstriyel ortamda çalışan termografi uzmanları, takılıp düşme potansiyeli ve kapalı yerlere giriş risklerini içeren diğer risklerden, her zaman haberdar olmalıdır. Pek çok ortamda parlak giysilere ihtiyaç duyulabilir. Çatıda, sadece çatının kenarında değil, fakat aynı zamanda yükseklikteki basit değişmeler için veya yapısal olarak zayıflamış bir çatı döşemesi üzerinde de tüm riskler adına önlem alınmalıdır. Çatıların üzerinde yapılan çalışmalar asla yalnız gerçekleştirilmemelidir.Dahası, geceleyin özel önlemler alınmalıdır. Bir termografi uzmanı, bir görüntüleme sisteminin parlak ekranında termal bir görüntüyü incelerken, gece körü olabilir. Gece körlüğü, bir termografi uzmanının gözlerinin, parlak bir biçimde aydınlatılmış bir görüntü ekranına bakmak üzere ayarlanmış olduğu ve sonuç olarak, karanlık bir nesneyi görmek için ayarlanmış olmadığı zaman ortaya çıkan bir durumdur.Kazalar tipik olarak iş planlanmadığında veya planlanmış çalışmanın yapısı değiştiği ama plan değişmediğinde ortaya çıkar. Her zaman emniyetli bir çalışma planı geliştirilmeli ve izlenmelidir. Koşullar değiştiğinde, plan her gerekli değişiklik adına yeniden değerlendirilmelidir.İşyeri Güvenliği ve Sağlığı Dairesi (Occupational Safety and Health Administration – OHSA), işverenlerin

91

Ağustos2015

Page 92: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

çalışanları için emniyetli ortam sağlamasını gerektiren 1970 yılının İş güvenliği ve Sağlığı Yasasına (Occupational Safety and Health Act of 1970) uygun olarak kurulmuş bir, Birleşik Devletler resmi kuruluşudur. OHSA örnek olarak, çalışma alanlarının ciddi zararlara neden olabilecek risklerden arınmış olmasını gerektirir. OHSA şartları, ABD yönetimi tarafından cebri biçimde uygulanır ve emniyetli çalışma planları da, OHSA kuralları dâhilinde geliştirilebilir.

STANDARTLAR VE YAZILI DENETLEME PROSEDÜRLERİYüksek kalitede ürünler elde etmek için, yazılı denetleme prosedürleri asıldır. Örnek olarak, bir tarif olmaksızın bir kek pişirmeye çalışmak, izlenecek bir tarife sahip olunan durumdakinden çok daha zor olur. “Başarıya yönelik reçeteler” için, yazılı denetleme prosedürlerine başvurulabilir.Bir yatırım olmasına karşın, belirtilen “başarıya yönelik reçeteler”i üretmenin zor olması şart değildir. Tipik olarak farklı bakış açılarını, uzmanlık alanlarını ve sorumlulukları temsil etmek üzere, denetleme sürecinde ilişkin tecrübeye sahip olan küçük bir bireyler grubunu buna dâhil etmek yararlıdır. Bir kez yazılı bir denetleme prosedürü geliştirildiğinde, en iyi uygulamaları temsil etmeye devam etmesini sağlamak için iyice test edilmeli ve sertifikalı personel tarafından periyodik olarak gözden geçirilmelidir.

Basit yazılı denetleme prosedürleri için bir temel sağlayabilecek pek çok denetleme standardı mevcuttur. Mesela uzman komiteleri, bir takım ilişkin standartları geliştirmek için hem ISO, hem de ASTM ile birlikte çalışmıştır. ASTM teknik bir kurumdur ve ihtiyari standartların, ilişkin teknik bilgilerin ve halk sağlığı ve güvenliğini destekleyen hizmetlerin başlıca geliştiricisidir. ASTM International aynı zamanda ürünlerin, malzemelerin ve hizmetlerin güvenirliğine katkıda bulunmaktadır. Bu standartlar, kızılötesi sistemlerin performansını belirlemeye yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda bunlar, bina yalıtımı, hava sızıntısı, elektrikli ve mekanik sistem, çatı ve otoyol köprü döşemesi denetlemeleri için en iyi uygulamaları da tanımlamaktadır. Ayrı ülkelerdeki diğer standart örgütleri, yararlanılabilecek ek standartlara sahip olabilir. Mesela çoğunun elektrikli sistemleri denetleyen, doğrudan termografi uzmanlarının çalışmalarına uygulanacak, elektriksel emniyeti yönlendiren standartları vardır. Bugün piyasada bulunan termal görüntüleyicilerin geniş çeşitliliğine ve fiyatların geniş yelpazesine bağlı olarak, kızılötesi teknolojiye

erişmek çok kolay hale gelmiştir. Bununla birlikte, denetleme prosedürleri ve kalifiye personelle güvenilir termal görüntüleme programlarının geliştirilmesine yatırım yapan örgütler, kesin bir üstünlüğe sahipler. Genel anlamda bunlar, diğer örgütlerin elde edemeyeceği uzun dönemli yararlar elde edecekler.

92

Ağustos2015

Page 93: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

ENERjİ KALİTESİNdE IEc61000-4-30 cLASS A VE EN50160 YETERLİ Mİ?

Enerji Kalitesine yönelik, işletilmeye çalışılan standartlar-da temel amaç markadan bağımsız olarak aynı noktada yapılan ölçümlerde aynı sonucu elde etmeye yöneliktir. Konsept olarak bu yaklaşım temelde mantıklı olsa da, elektrik üretim, iletim, dağıtım ve kullanıcılar için ciddi riskler taşımaktadır. Üreticiler, ülkelerde var olan stan-dartlara uygun ürün üretmeye çalışırken, enerji kalitesi yöneticileri bu ürünlerden enerji kalitesi problemlerini an-lamaya yönelik data ve kayıtları yeterli düzeyde alamama riski ile yapılan yatırımların geri dönüşleri elde edilememe sonucu ile karşılaşmaktadır. Günümüzdeki standartlara uyum açısından enerji ka-litesi kayıt eden cihazları üreten firmalar temel olarak, olay bazlı kayıtları kullanmakta ve standartlarda belirtilen şartları sağlamaktadır. Bu yöntem enerji kalitesi yöne-ticilerine bazı bilgileri zaman ve süre bazlı sağlasa da, tüm parametrelerin olay öncesi, anındaki ve sonrasındaki bilgileri, olay nedenlerini anlamaya yönelik ve daha son-ra sistemin nasıl ve hangi koşullarda eski haline döndü-ğü bilgilerini vermemektedir. Ek olarak bu enerji kalitesi analizörlerinde mevcut hafıza limitleri nedeniyle cihazlar gerekli olabilecek gerçek güç ve enerji parametrelerini, dalga formalarını kayıt altına alamayabilecektir. Birçok durumda enerji kalitesi problemlerinin gerçek nedenlerini çözme konusunda sadece standarda uyan cihazlar ye-tersiz kalabilir ve bu nedenle problemin tam olarak ortaya çıkarılamadığından dolayı, problemler tekrarlanıp uzun süre kayıplara neden olabilir. Bu yazımızda Enerji Kalite-si problemleri çözme konusunda ilgili standartlara uygun enerji analizörlerinin yetersiz kalabileceği bazı noktaları aydınlatmaya çalışacağız. Bu standartların dışında bu problemlerin çözümü konusunda bilgi vereceğiz. 1- GirişEnerji Kalitesi Yönetiminde olması gereken temel hedef-ler aşağıda sıralanmıştır. Enerji kalitesi istatistikleriElektrik sisteminden genel enerji kalitesi bilgileri almak üzere enerji kalitesi parametrelerinin ölçümü. Birçok du-rumda elektrik dağıtım şirketleri ve yüksek tüketimi olan kullanıcılar tarafından izlenmektedir. Enerji kalitesi kontratlarıÜlkemizde henüz bu konu tam olarak uygulama alanında yer edinmemiş olsa da, birçok ülkede enerji kalitesinin üretimde çok hassas olduğu tesislerde, enerji dağıtım firması tarafından sağlanan enerji kalitesinin minimum kriterlerine göre sözleşmeler ile takip edilir Enerji kalitesi problemlerinin çözümüÖzellikle yüke ve müşteriye yakın noktalardaki enerji kalitesi problemlerinin nedenlerinin araştırılması önemli-dir. Bu analizlerin başlangıç noktası, enerji kalitesindeki bozulmadır. O bölgeye ait geçmiş kayıtların ortaya çıkar-tılması, problemin nedenleri konusunda önemli bilgiler verecektir.

Problem tespit edilen bölgedeki ilk iş, problemin nedenini tespit etmek için harekete geçmek ve istenen sonuç ise problemin tekrarlanmaması için düzeltme planlarının uy-gulanmasıdır. Düzeltme planlarının uygulanması ile sa-dece o bölge için değil, birçok benzer durumdaki noktalar içinde düzenlemeler yapılması enerji kalitesinde ülke ola-rak belli adımlar atılmasına neden olacaktır.Ancak mevcut durumda birçok dağıtım şirketinde veya kullanıcıda gerekli enerji kalitesi analizörleri olsa dahi, problemin nedenini anlamak ve çözüme ulaşmak için yeterli veriler olmayacaktır. Bu nedenle enerji kalitesi ih-tiyaçlarını belirlemek ve soruna çözüm bulmak için dün-yada farklı birçok elektrik dağıtım firmaları veya piyasa düzenleyiciler tarafından istenebilmektedir. 2– Mevcut Standartlar ve Trendler. Günümüzde en bilinen ve takip edilen standartlar IEC 61000-4-30 [1] ve EN 50160 [2]’dir.IEC 61000-4 standartları ölçüm metotlarını, ölçüm for-müllerini, doğruluk seviyelerini ve ölçüm aralığını temel olarak tanımlar. Bu standardın temeli farklı üreticilerin cihazları ile ölçüm yapıldığında aynı sonuçların elde edil-mesine dayanır.EN 50160 ise farklı enerji kalitesi parametrelerinin tavsiye edilen seviyelerini belirler ve bu seviyeler için zaman baz-lı yüzde düzenlemelerini yapar. ( örnek: 1 haftalık ölçüm aralığında yüzde 95 oranında gerilim fliker seviyesi. ) KEMA ve Leonardo Energy «Regulation of Power Qua-lity» [3] veya ERGEG (European Regulators› Group for Electricity and Gas) «Towards Voltage Quality Regulation in Europe» [4]’un yayınladığı birçok teknik makalede bu standartlarda verilen limitler hakkında farklı görüşler bu-lunmaktadır.

Okan SARIKAYALAR , Elektrik Yüksek Mühendisi

93

Nisan2015

Page 94: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

94

Nisan2015

Temel olarak bu iki standardın problem olan noktaları aşağıda verilmiştir. • Zaman aralıklarının var olması bazı enerji kalitesi

problemlerinin ortaya çıkartılmasında problem ya-şanmasına neden olur.

• Zamanın belli bir bölümü için sınır değer belirlemek farklı bölümlerde meydana gelebilecek aşırı değer-leri saklar.

• Enerji kalitesi problemlerini sadece gerilim kalitesine yönelik tespitler doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

• Enerji kalitesi problemine yol açan katılımcıların (şe-beke veya kullanıcı) etkisi belirsizdir.

Enerji kalitesi standartlarının bazı noktalardaki yetersiz tanımları nedeni ile birçok ülke IEC standartlarına ek is-tekler üretmektedir ve enerji kalitesi yaklaşımlarını sıkı-laştırmaktadır. Örneğin NVE, (Norveç Su kaynakları ve Enerji Direktifi) Norveç’te Enerji kalitesi standartlarında değişikliklere gitmiştir. Örnekleme averaj aralığı bu ülke-de 10 dakikadan 1 dakikaya indirilmiş ve EN50160’da be-lirtilen yüzde 95 standardı yüzde 100 olarak belirlenmiştir. Macaristan’da ise averaj örnekleme aralığı 3 saniyeye düşürülmüştür. Bu konudaki ERGEG’in deklerasyonunda “ 10 dakika averaj değer kullanmak termik fenomen için tatmin edici bir koruma verebilir ancak cihazların veya makinaların arızalanma riskine karşı yeterli değildir” şek-linde bir açıklama yapma gereği duymuştur. 3. Türkiye’deki DurumBilindiği üzere Türkiye’de Enerji Kalitesi uygulamala-rına yönelik uygulamalar, enerji dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesi ertesinde EPDK’nun (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) 21 Aralık 2012 Tarihli ve 28504 Sayılı Resmi Gazede yayınlanan tebliği ertesinde se-vindirici bir şekilde hız kazanmıştır. Tebliğe göre enerji dağıtım şirketlerinden istenen arı-za yönetim sistemi kurmaları, tedarik sürekliliğini kayıt altına almaları ve enerji kalitesi problemlerini izleme üzere enerji kalitesi analizörleri ile enerji kalitesi prob-lemlerini dünya trendleri paralelinde IEC 61000-4-30 Class A’ya uygun cihazlar ile EN 50160 raporlamaları elde etme şeklinde özetlenebilir. Farklı ülkelerdeki uygulamalar gibi EPDK’da isteklerini standartlardan farklılaştırmış ve akım harmonikleri ta-kibi ve fliker konusunda da ek uygulama getirmiştir ve bu konuda dağıtım şirketlerine kullanıcılara cezai yap-tırım uygulama şansı verdiği gibi, kullanıcıların hakları genişletilmiş ve kullanıcılarında tedarik sürekliliği veya enerji kalitesi problemlerinden dolayı karşılaştığı prob-lemleri dağıtım şirketine yansıtma şansı verilmiştir. Ülkemiz için enerji kalitesi yaklaşımlarının farklı bir bo-yuta taşınması EPDK’nın bu yaklaşımı önemlidir fakat takip edilen standartların yeterliliği konusunda ciddi şüphelerin ortaya çıkacağı bir dönem yaşayabileceği-miz konusunda soru işaretleri bulunmaktadır. Bu makalede anlatmaya çalışacağımız gibi, farklı öl-çüm teknikleri ile birbirlerinden farklı sonuçlar elde edi-lebilmektedir. Buda sorunların kaynağına inme konu-sunda ciddi riskler ortaya çıkartmaktadır. Enerji Kalitesi ülke için hem kullanıcılar hem de üreti-ciler için önemli bir maliyet olarak karşımıza çıkacağı bir dönemde sorunların gerçek kaynağını bulma konu-sunda sorunların yaşanması muhtemel olacaktır.

4 Enerji Kalitesi Analiz Konseptleri4.1 Cihazlar. Standartlar mevcut teknolojik gelişmelerin aslında bir aynası konumundadır. Genellikle bir firma tarafından ge-liştirilen çok özel fonksiyonlardan ziyade, yeni teknoloji-lerin gelişmesine ve belli bir standardın oluşturulmasına yardımcı olma hedefi ile yayınlanırlar. Günümüzde enerji kalitesini takibi yapılabilecek cihazları 4 farklı grupta top-layabiliriz. 1.Grup: Anlık durum bilgilerinin takip edilebileceği analog veya dijital sayaçlar/enerji analizörleri. Bu gruptaki cihaz-lar herhangi bir veri kaydı yapmazlar. 2.Grup: Belirlenebilecek parametreleri belli aralıklar ile kayıt altına alabilen enerji analizörleri. Bu enerji anali-zörleri kağıda baskı yapan veya hafızaya kayıt edenler olabilir ancak ortak özellikleri belli aralıklar ile dahilinde parametreleri kayıt altına almalıdır. 3.Grup: Enerji Kalitesi Analizörleri. Belirlenen parametre-leri olay bazlı akım ve gerilim dalga formları ile birlikte ka-yıt altına alabilen, aynı zamanda verileri düzenli aralıklar ile kayıt edebilen enerji analizörleri bu gruba girer. 4.Grup: Akım ve Gerilim dalga formu ile birlikte tüm para-metreleri daimi olarak kayıt eden cihazlar. Elektrik şebekesindeki enerji kalitesi ve hataların etkisini anlamanın en etkili yolu tüm güç ve enerji parametrelerini akım ve gerilim dahil olarak dalga formları ile birlikte kayıt edip arşivlemekten geçebilir. Ancak çok yoğun bir data kullanımı söz konusu olabilir. Genellikle bu tip cihazlar indirici merkezlerdeki tüm bilgileri belli bir noktada kayıt altına almak için kullanılır. Devamlı olarak enerji, güç, akım ve gerilim dalga seviye-lerini kayıt altına almak, önceden belirlenmiş eşik seviyesi tanımlarını ortadan kaldırıp, istenen dönemdeki istenen eşik değerlerine göre raporlama almak imkanını doğurur. Bu konsept IEC 61000-4-30 geçmişe yönelik herhangi bir eşik değer atamadan en etkili enerji kalitesi takip yöntemi şeklinde tanımlanmıştır. Devam eden sayfalarda enerji ka-litesini karşılaşılabilecek bazı basit örnekler sunulmuştur. 4.2 EN 50160 uyumluluğu? Madde 3’de belirtildiği üzere Türkiye’de EPDK tarafından yayınlanan tebliğ ile enerji dağıtım şirketleri EN50160 ra-porlarını ölçüm noktalarında üreteceklerdir. Bu raporlama tekniğindeki açık ve belirgin bir problem ortaya çıkartmak üzere bir örnek ortaya koyalım. Şekil 1’de endüstriyel bir kullanıcı için enerji dağıtım fir-ması tarafından yapılan ölçümler neticesinde EN50160 standartlarında enerji verildiği belirlenmiş ve raporlan-mıştır. Besleme gerilimi 34.5 kV olarak iki ana dağıtım trafosu üzerinden fabrika içerisindeki motorlar beslen-mektedir. Müşteri bu noktada enerji kalitesi problemleri nedeniyle cihazlarında anlık olarak değişimler yaşadığını, cihazların arızalandığını belirterek şikayetçi olmuştur. Ancak enerji dağıtım şirketi de besleme noktasındaki cihazlardan elde edilen bilgiler neticesinde EN50160 standartları ile uyum-lu olarak herhangi bir kesinti, varyasyon veya dengesizlik olmadan müşteriyi beslediğini belgelemektedir. Bu standardı takip ederek yüzde 100 uyumlu olmayan tek parametre yüzde 98,1 oranı ile voltaj dipleri paramet-residir. (Standartta belirtilen seviye yüzde 95 olduğundan belirtilen yüzde 98,1 oranı standart ile uyumludur). Böyle bir durumda sadece EN50160 raporlaması yapabi-

Page 95: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

len cihazın verileri, problemi anlamaya yetmeyeceği açık-tır ve endüstriyel müşteride üretimde ve makinalarında problem yaşamaya muhtemelen devam edecektir. Bu du-rumda yüzde 98,1 gerilim diplerinin nedenini bulmak üzere araştırma yapmak için cihazlar yeterli olmayacak ve üste-lik bu diplerin dağıtım şirketinden mi yoksa müşteriden mi kaynaklandığını belirlemek mümkün olmayacaktır.

Şekil 1: EN 50160 Raporlama örneği 4.3 Hangi parametreler ? EN50160 raporlamasının en önemli problemi sadece ge-rilim değerleri ile ilgilenmesidir. IEC 61000-4-30 bu rapor-lamalara akım değerlerini de eklemeyi önerir. Paramet-relerin devamlı veya trigger bazlı kayıt altına alınması ile tüm enerji ve enerji kalitesi parametreleri hesaplanabilir. Bu şekilde tüm parametreler olayları anlamak üzere ana-liz edilebilir. Ancak ilginç bir nokta Üçgen bağlantılarda ölçümlerde, EN50160 ve diğer standartlar faz-faz ölçümü önermiştir. Ancak bu durum bazı kalite problemlerinin sak-lanması olarak karşımıza çıkar. Şekil 2’de faz toprak ara-sında gerçekleşen kısa devre olayı kaydı bulunmaktadır. Faz-Faz gerilim profilini gösteren (şeklin üstündeki grafik) şekilde bu durum çok belirsiz bir şekilde algılanabiliyor fakat olay olarak kayıt edilebilmesi için gereken yüzde 10 eşik değerinde değil. Bu olay nedeniyle meydana gelen hasar hiçbir şekilde sadece EN50160 raporlaması veren bir cihaz tarafından algılanamaz ve analiz edilemez. Bu hatanın nedeni ile bu network’e bağlı herhangi bir cihaz hasar görebilir. ( Üçgen bağlı sistemlerde, analizörün nötr giriş kanalı koruma toprağına bağlanmalıdır).

Şekil : 2 Faz Toprak ArızasıÜçgen şebekelerde faz-toprak ölçümlerinin önemi Şekil 3’den Şekil6’ya kadar anlatılmaya çalışılmıştır.

Şekil 3’de aynı olay için faz-faz olayını göstermektedir. Bu kaydı elde etmek güzel bir yetenektir ancak enerji kalitesinde önemli olan hata kaynağını tam olarak belir-leyebilmektir. Şekil 4’de 1 saniye süre ile durumu göster-mektedir. Bu durumda hem olay öncesinde hemde olay sonrasında bir takım anormallikler olduğu görülebilir. Şekil 5’te ise faz-nötr gerilimleri gösterilmektedir ve du-rum net olarak anlaşılmaktadır.

Şekil 3: Faz Faz Dalga Formu kaydı

Şekil 4: Faz-Faz Dalga Formuna geniş bakış

Şekil 5: Faz-Faz ve Faz-Nötr gerilimleri.

Şekil 6: Akım Bilgisi dahil.

95

Nisan2015

Page 96: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

96

Nisan2015

Olay analizi: Kırmızı fazda bir kısa devre ile olay başlamış ve diğer iki fazda faz-toprak arasında yüksek potansiye-le neden olmuş, mavi fazda atlama meydana gelmiştir. Sonuç ise Şekil 3’de L3-L1de gerilim düşmesi olarak görünse bile asıl sorun L1 ile toprak arasında muhteme-len arızalı bir izolatör veya yabancı cisim nedeniyle faz toprak arızası yaşanmasıdır. Bu şekillere akım değerleri (Şekil 6) eklenmesi ile olay anı sonraki durumda net ola-rak izlenebilir. Gerilim düşmesi nedeni ile devreden çıkan birçok yük, tekrar gerilimin düzelmesi ile birlikte sisteme bağlanmış ve gerilim düşümüne neden olmuştur. Bir sonraki örnekte üçgen bağlantılarda faz-toprak geri-limlerini eklemenin farklı avantajları gösterilecektir. 4.4 Kayıt uzunluğu?Genel pratik enerji kalitesi analizörlerinde olay bazlı tetik-lenen bir kayıt kullanılmasıdır. Hatta IEC 61000-4-30 uyu-munda olay anı ile ilgili olarak belli tanımlamalar yapılmış-tır. Standartta istenen özellik kayıt edilen dalga formunun dörtte birinin olay öncesine ait olmasıdır. Bir başka değişle olay meydana geldiğinde sadece 4 pe-riyot sinüs eğrisi kayıt ediliyor bu eğrinin 1 periyodu olay öncesine ait olması gerekir. Peki bu yeterli midir? Şekil 7’de bir gerilim düşümü enerji dağıtım firması ta-rafından, buzdolabı üreticisi fabrikada kayıt altında alın-mıştır. Olayı kayıt eden cihaz, 16 periyot kayıt yeteneği ile gerilim dalgalarını kayıt altına almış ve aynı zamanda akım dalga formlarını da kayıt etmiştir. ( Akım dalga formu standartlarda normalde istenmiyor). Kayıtlardan anladığımız akımdaki yükselmeler nedeniyle bir gerilim düşümü meydana geldiği şeklinde anlaşılabili-yor. Bu kayıtlara istinaden kayıtları inceleyebilecek her-hangi bir yetkili, bu problemin şebekeden beslenen kul-lanıcıdan kaynaklı olduğunu rahatlıkla söyleyebilecektir. Bu kayıta göre enerji üretim, iletim veya dağıtım firması-nın herhangi bir sorunluluğu olmayacaktır ve muhteme-len arızalanabilecek cihazların maliyeti kullanıcı tarafın-dan karşılanacaktır.

Şekil 7: 16 periyot akım ve gerilim dalga formu Bu olaya bakış açımızı genişletelim. Şekil 8’de aynı olayı olay olmadan 7 saniye önce ve olay sonrası 300 periyot boyunca takip edelim ve inceleme için frekans kayıtlarını da mercek altına alalım. Frekans arz ve talep ile dengelenen elektriğin temel bile-şenlerindendir. Elektrik üretimi ve dağıtımı için en hassas konulardan bir tanesidir. Eğer üretilmeye çalışılan enerji tüketimden fazla ise frekans yükselir, üretilen enerji tüke-tilen enerjiden az ise frekans düşer.

Şekil: 8 Gerilim Düşümü Geniş Bakış

Grafikte gösterildiği gibi olaydan 1 saniye sonra frekans artmaya başlamıştır ki burda üretilen enerjinin tüketilen enerjiden fazla olmaya başladığını anlıyoruz. Bu duru-mun iki sebebi olabilir. 1) Enerji üretiminde bir problem var.

2) Tüketilen enerji ani bir şekilde azaldı. Bu olayın geneline baktığımızda ise, aslında geniş bir coğrafi alanda bir gerilim düşmesi problemi meydana gel-miş ve bu nedenle birçok yük devreden çıkmış. Büyük miktarda yüklerin ani olarak devreden çıkması ile şebeke frekans yükselmiştir. Bir önceki sonucumuzun tam olarak tersi bir sonuç bu öl-çüm sonu ile karşımıza çıkmış oldu ki bu meydana gelmiş olan olayın sorumlusu aslında tüketici değil, enerji dağı-tım şirketi. Eğer bu olaya daha geniş bir bakış açısı ile bakarsak ne olacak? Şekil 9’da 15dakikalık bir periyot incelemesi mevcuttur. Frekans değişimi açık bir şekilde görülebiliyor ve gerilim düşümü olmadan diğer akım pikleri kayıt edil-miş. Bu durumda meydana gelen akım piklerinin proble-me yol açmış olabileceği varsayımında bulunulabilir ve bu durumunda şebekenin çökmesi ile neticelenmiş olabi-leceği kanaatine varılabilir.

Şekil 9: 15dk’lık gözlem. Şekil10’da ise 1.5 saatlik verinin analizi bulunmaktadır. Bu olayı incelemek için 512 örnek peryot ile 100milyon-dan fazla data incelenmiştir. Buradan anlaşılan akım pik-leri bu noktada daha öncede meydana geliyor ve olaydan sonrada meydana geliyor. Olay anında bir akım pikinin olması ve üstelik bu pikin diğerlerine nazaran daha düşük olması bize bu olayın bu pikten dolayı yaşanmamış oldu-ğunu gösteriyor.

Page 97: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

Şekil: 10 . 90 dakikalık veri. Şekil 11’de zaman senkronizasyonlu iki farklı noktada yaklaşık olarak orijinal bölgeye 106 km ve 62km uzaktaki kayıtları gösteriyor. Gerilim ve frekans kayıtları ve uzaklık aslında bu olayın tüm bölgeyi etkileyen bir olay olduğunu gösteriyor.Bu durumun bize anlattığı aslında meydana gelen olay-ların analizi için daha fazla parametreye ihtiyaç duyuldu-ğu şeklindedir. Eğer problemin kaynağı konusunda tam emin olamazsak yapılacak cezai işlemler veya bu olay-dan sonra gerçekleşecek tazminat talepleri konusunda ciddi sıkıntılar yaşanacaktır

Şekil 11 4.5 10 dakikalık averaj değer ölçüm?Data kayıt kapasitesi problemini aşmak ve farklı enerji analizörlerinin verilerini eşitleyebilmek adına, standartlar farklı parametreler için averaj değer periyotları belirler. Bu averaj değer ortalamaları ise enerji kalitesi üreticileri için daha az maliyet, komponentten tasarruf ve bu veri-leri tutacak bilgisayarda daha az hard disk yeri anlamına gelmektedir. Fakat bu yaklaşım çok önemli ve gerekli ola-bilecek bazı enerji kalitesi değerlerinin gözden kaçması-na neden olur ki bunun sonucu her ne kadar farklı enerji analizörlerinden aynı değerleri alabilmek olsa da, enerji kalitesi olaylarını anlama yeteneğinden enerji kalitesi yö-neticilerini uzaklaştırır.Örneğin Şekil 12’de hızlı ölçümün yeteneğinin avantajı-nı gösteren bir şekil verilmiştir. Bu örnek SINTEF Ener-

ji Araştırma teknik makalesinden alınmıştır. Makalede Norveç’te parametrelerin hızlı görüntülenmesi ile ilgili avantajları araştırmaktadır. Örnekte 10 dakikalık ölçüm averaj değeri 207V ( Nominal 230V eksi yüzde 10) de-ğeri toplamda bu sürenin yüzde 3,5’unda gerçekleşirken, 1dakikalık ölçüm averajında sürenin yüzde 28’inde 207V altında gerçekleşmektedir.

Şekil 12: 1dk’lık ve 10dk’lık averaj ölçüm Yukarıdaki örnekten anlaşılacağı üzere averaj peryotla-rı enerji kalitesi sorunlarını ortaya çıkartmakta çok farklı sonuçlar ortaya çıkartmaktadır. Sorun olabileceğini an-lamak ve gerçek sorunu ortaya çıkarabilmek için periyot bazında RMS değer inceleme yapmak gerekecektir. Buradan çıkartılabilecek sonuç 10 dakikalık averaj öl-çümleri aslında enerji kalitesi problemlerini anlamak üze-re çok yetersiz bir değerdir. Şekil 13’de verilen örnek Almanya’daki bir punto kaynak fabrikasına aittir. Bu fabrikada IEC 61000-4-30 tarafından istenen periyot bazlı averaj değerleri ile periyot bazlı öl-çümler farklı değerler üretmektedir. Peryot bazlı ölçümlemede 5 farklı gerilim çökmesi mey-dana gelirken, 10 periyot ortalama değerde sadece 1 ge-rilim düşmesi tespit edilebilmektedir. Ek olarak standartta tarif edilen 10 periyot sabit ölçüme de, son 10 periyot ölçüm tekniğine göre elde edilen gerilim düşmeleri daha küçük ve daha önemlisi gerilim ve akımın pik değerleri daha küçük olarak görünmektedir. Standarda göre ölçüm yapıldığında 60 periyotta bir ge-rilim düşmesi ve sadece 13V olarak ölçümlenirken, ger-çekte 12 periyotta 5 gerilim düşmesi ve 20V’tan fazla ge-rilim düşmesi meydana gelmektedir.

Şekil 13: Peryot bazlı ölçüm

97

Nisan2015

Page 98: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

www.elektrikdergisi.comMAKALE

98

Nisan2015

Gerilim Flicker değerleri biraz daha uzun dönemli ölçül-mesi gereken önemli bir diğer enerji kalitesi parametresi-dir. İlgili standart IEC 61000-4-15 fliker ölçümleme periyo-du için iki farklı periyot belirlemiştir. 10 dakika ( PST-ST= Kısa Dönem) ve 2 saat ( PLT-LT-Uzun dönem). Ancak gerçek çalışma koşullarında birçok prosesin 10 dakikalık dönemde sisteme girebileceği düşünüldüğün-de, gerçek fliker seviyesini belirlemek güçleşir ve tam an-lamıyla neden flicker oluştuğunu anlamak zorlaşır. Enerji Kalitesi problemlerinin anlaşılmasında Pst için daha kısa süreleri kullanabilmek, standartlardan farklı olarak anlık ölçümleri alabilmek ve 10 dakika ve 120 da-kikalık ölçüm sürelerine müdahale edebilmek önem arz edecektir. 4.6 Örnekleme frekansı?Enerji kalitesi olaylarının süresini farklı kategorilere uzun dönemli, kısa dönemli ve çok kısa dönemli olarak grup-landırmak doğru olacaktır. Çok kısa dönemli yani 1saniye altında gerçekleşen olay-ların gelişim ve etkilerini anlamak üzere ise, enerji kali-tesi analizörünün yüksek örnekleme frekansına sahip olabilmesi gerekir. IEC 61000-4-30 ise hangi örnekleme frekansının kullanılması gerektiği konusunda bir tanımla-ma yapmamakta ve sadece 19’da genel tanımlamalarını Class A bir cihazın ölçümlenecek parametreleri standar-dın istediği şekilde ölçümleyecek yapıda bir örnekleme frekansına sahip olması gerektiği şeklinde yapmaktadır. Ancak Enerji Kalitesi ölçümlerinde eğer örnekleme per-yotları yeterli değil ise, gerçekleşen olayın farklı yorum-lanmasına neden olmaktadır. Örneğin Şekil 14’de ger-çekleşen bir olay peryotta 64 örnek olarak kaydı yapılmış alttaki grafikte ise 1024 örnek olarak yapılmıştır. 64 örnek olarak yapılan kayıtta gerçekleşen olayı hafif bir gerilim düşmesi olarak görebilirken, 1024 örnek alındığı durum-da gerçekte gerilimde bir transientin meydana geldiği gö-rülmektedir.

Şekil 14: Örnekleme karşılaştırması Dünyada çok ileri teknolojiye sahip bazı enerji analizörle-rinde ise 1024 örnekleme frekansı ile bile yakalanamayan transientlerin kaydı bir periyottan 166.000 örnek alarak yapılabilmektedir.

Örnekleme Frekansı standartlarda belirtilmese de , Ener-ji kalitesi problemlerinin ortaya çıkartılabilmesinin en önemli parametrelerinden biridir. 4.7 Zaman senkronizasyonuTipik bir enerji kalitesi olayı tek bir nokta/kaynaktan baş-layarak, sistem içerisinde ilerleyerek birçok noktayı etkiler ve sisteme bağlı cihazlar üzerinde kalıcı hasarlar bıraka-bilir. Bazı olaylar ise birbirlerini tetikleyen veya iki veya üç olayın aynı anda meydana gelmesi neticesinde orta-ya çıkabilir. Bir noktadan yapılan ölçüm sadece o nokta hakkında bize bilgi verecektir ve genellikle burada kayıt altına alınan problemden, sorunun kaynağına ulaşmak ve nedenini bulmak için yeterli veri elde edilemeyecektir. Farklı enerji üretim noktalarının iletim hatları üzerinden enerji dağıtım firmalarına ve sonrada son kullanıcılara ulaştığı ve kullanıcıda bulunabilecek birçok dağıtım trafo-su üzerinden yüklerin beslendiği bir sistemde çok fazla bi-linmeyen ve etki tepki olaylarının meydana gelme ihtimali nedeniyle sorunun üreticidemi yoksa iletim hattındamı veya kullanıcılardan mı kaynaklandığını tespit tek noktalı ölçüm sistemi ile mümkün olmamaktadır. Şekil 15’de Endüstriyel bir müşterinin gerilim seviyeleri görülmektedir. Bu müşterinin şikayeti devamlı meydana gelen cihaz ve makina arızaları. Müşteri besleme nok-tasından yapılan ölçümlerde küçük gerilim düşmeleri ve devamlı olarak gerilimde transientlerin meydana geldiği gözlemlenmiştir. Birden çok analizör montajı yapıldığında ise, gerilim düşümüne yol açabilecek için en az iki kay-nak tespit edilebilmiştir. Soldaki olay, sağ taraftaki MCC tarafında başlamış, trafoya ulaşmış ve daha sonra diğer trafo üzerinden trafonun beslediği yüklere ulaşmıştır. Aynı şekilde sağ taraftaki olay sol tarafa ulaşmıştır. Ana giriş-ten ölçümleme yapıldığında ise iki olayda aynı görünmek-tedir.

Şekil 15: Fabrikadaki problem Olayları RMS değer bazında analiz edebilmek iyi bir pra-tik olarak karşımıza çıkar. Ancak ileri bir analizde olay-lardaki zaman farklarını da ortaya çıkartabilmek gerekir. IEC61000-4-30 standardının bu konudaki isteği daha ılımlıdır ve tanımlanan değer üzerinden iki analizör ara-sındaki zaman farkının en fazla +/- 40milisaniye olabile-ceği sonucu ortaya çıkacaktır. Ancak elektrik şebekesinde meydana gelebilecek transientler 40milisaniye değerden çok daha hızlıdır ve transientlerin sistem üzerinde domino etkisi yapma riski oldukça fazladır. Bu nedenle cihazların zaman senkronizasyonu yapıp, aynı zaman düzleminde çalışmasını sağlamak üzere genel olarak yaklaşım GPS sistemleri kullanmaktır. Buna rağmen farklı enerji analizörleri farklı zaman doğru-

Page 99: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

luk değerlerine sahip olabilirler ve IEC standartlarında is-tenen değer üzerinden 1 peryottan fazla zaman kayması yaşayabilirler. Diğer bir teknik ise LAN üzerinden senkro-nizasyon yapabilmektedir. Şekil 16’da Şekil15’deki olayın daha geniş bir açıdan göstermektedir. Bu durumda cihaz-ların zamanları eşit olduğundan olayın nerde başladığı ve nereyi etkilediği açık olarak daha net görünmektedir

Şekil 16: Zaman senkronklu ölçüm

5. SonuçlarUluslararası standartlar tüm enerji kalitesi ölçümleri için belli standartları minimum düzeyi elde edebilmek üzere geliştirilmiştir. Fakat enerji kalitesi problemlerini anlamak ve çözmek üzere, ülkelere ve sistemin yapısını uygun standartları üretebilmek büyük önem arz edecektir. Standartları karşılayan bir enerji analizörü ile ve istenen raporlamalar neticesinde enerji kalitesi problemlerine di-rekt olarak sonuca ulaştırmak ve çözüm üretebilmek üze-re standartların üzerinde bir veri yapısına ve enerji kalite-si anlayışına ihtiyaç vardır. Bu noktaları dikkate almadan yapılacak yatırımlardan enerji kalitesine yönelik çözüm üretmek her koşulda mümkün olmayacaktır. 6. Referanslar[1] IEC 61000-4-30:2003, “Testing and measurement techniques – Power quality measurement methods” 2003, pp. 81, 78, 19.[2] EN 50160:1999, “Voltage characteristics of electricity supplied by pub-lic distribution systems”[3] V. Ajodhia and B. Franken, “Regulation of Voltage Quality”, February 2007. [4] European Regulators› Group for Electricity and Gas (ERGEG), “Towards Voltage Regulation in Europe”, December 2006, pp. 13. [5] Norwegian Water Resources and Energy Directorate, “Regulations re-lating to the quality of supply in the Norwegian power system” November 2004.

Page 100: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

100

Ağustos2015

enerji kalitesi • tanıtıcı reklam sıeMens

tüm ölçüm işleri için siemens sentron pac enerji analizörlerikompakt ve yüksek performanslı enerji analizörü sentron Pac; elektrik besleyiciler ve münferit tüketiciler için enerji tüketim değerlerini saptar. ayrıca sistem durumunun ve enerji kalitesinin değerlendirilmesi için önemli ölçüm değerleri sunar. bu enerji analizörleri, standart olarak belirlenen entegre iletişim arayüzleri sayesinde, verimli enerji yönetimi için mükemmel bir temel oluşturur. sentron Pac enerji analizörü; ne zaman, nerede ve ne kadar enerji kullanıldığını gösterir.senrton Pac enerji analizörleri 3 ürün altında toplanmaktadır;sentron Pac3100 – dijital ölçüm için maliyet etkin bir cihazsentron Pac3200 – hassas enerji ölçümü konusunda uzmansentron Pac4200 – iletişim ve izleme konusunda uzmanbir bakışta avantajlar:kolay montaj ve devreye almadört fonksiyon düğmesi ve sade mesaj göstergeleriyle kolay kullanımçoklu ve küresel uygulanabilirlik (ıP65, birçok dilde mesaj göstergesi, uluslararası onaylar)entegre iletişim arayüzüyle çeşitli sistemlere kolay bağlantıdijital giriş ve çıkışlar aracılığıyla çeşitli izleme ve kontrol işlevlerikompakt tasarım

Pac 3100 modeli kompakt pano tipi olan ürün 50’nin üzerinde büyüklüğün ölçümünde kullanılır (akım; gerilim; frekans; aktif, reaktif ve görünen faz başına güç toplamı; güç faktörü; aktif ve reaktif güç (çekilen, verilen); maksimum ve minimum değerler; tek fazlı ölçümlerde ve 3 ve 4 iletkenli şebekelerde çok fazlı ölçümler).400/480 v’a kadar üç fazlı endüstriyel

şebekelere doğrudan bağlanabilir (catııı). daha yüksek gerilimlerin gerilim trafosu ile ölçümü, x/1a ve x/5a akım trafosu için ayarlanabilir trafo çevrim oranı ve akım yönü özelliği bulunmaktadır.2 adet dijital giriş ve

2 adet dijital çıkışa sahip olan Pac 3100 ürünü ıP 65 koruma sınıfına sahiptir. cihaz, üzerinde büyük ve aydınlatmalı lcd ekrana (128x96) sahip olduğundan aynı anda birden fazla bilginin görünmesini sağlar. haberleşme protokolü olarak entegre edilmiş olan modbus rtu protokolünü destekleyen cihazın 9 farklı dil seçeneği bulunmaktadır.

pac 3200 Modelikompakt pano tipi olan ürün 50’nin üzerinde büyüklüğün ölçümünde kullanılır(akım, gerilim, aktif-reaktif güç, güç faktörü, frekans, 17. harmoniğe kadar thd(total harmonic distortion).

çok daha hassas ölçüM ve yönetiM için enerji analizörleri

enerji verimliliği ve enerjinin yönetimi

dünyada hızla önem kazanan bir konu olarak

dikkat çekmektedir. bu sebeple firmaların ürettiği yeni cihazlar

sadece enerjiyi ölçmede değil, enerjinin

detaylı bir şekilde analizini yapmakta da

kullanılabilmektedir. farklı haberleşme

protokollerini destekleyen bu cihazlar;

kullanıcı tanımlı ekran göstergeleri, kapsamlı hafıza işlevleri, yüksek

hassasiyet ve emniyete sahip olmaları sebebiyle

kullanıcıların dikkatini çekmeyi başarmıştır.

Page 101: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

400/690 v’a kadar üç fazlı endüstriyel şebekelere doğrudan bağlanabilir (cat ııı). daha büyük gerilimlerin gerilim trafosu ile ölçümü, trafo çevrim oranı ve akım yönü özelliği bulunmaktadır. bir dijital giriş ve bir dijital çıkışa sahip Pac 3200 ürünü ıP 65 koruma sınıfına sahiptir.cihaz üzerinde entegre edilmiş ethernet arabirimi bulunmaktadır. haberleşme protokolü olarak Profibus, modbus ve seabus protokollerini desteklemektedir. büyük ve aydınlatmalı lcd ekrana sahip olan Pac 3200 cihazında şifre koruması özelliği bulunmaktadır. ayrıca 6 sınır değere kadar izleme ve sınır değerlerin lojik komutlarla (and/or) kontrol imkanı sağlamaktadır.

pac 4200 Modelikompakt pano tipi (96*96) olan ürün, 200 adet elektriksel büyüklüğün ölçümünde kullanılır. (akım, gerilim, aktif-reaktif güç, güç faktörü, frekans, thd - total harmonic distortion).400/690 v’a kadar üç fazlı endüstriyel şebekelere doğrudan bağlanabilir (cat ııı). daha yüksek gerilimlerin gerilim trafosu ile ölçümü, x/1a ve x/5a akım trafosu için ayarlanabilir trafo çevrim oranı ve akım yönü özelliği bulunmaktadır. 2 adet dijital giriş ve 2 adet dijital çıkışa sahip Pac 4200 ürünü; ıP 65 koruma sınıfına sahiptir.3-31 arası akım/gerilim harmoniklerin faz başına ölçümleri yapılabilmektedir. cihaz üzerinde entegre edilmiş ethernet arabirimi bulunmaktadır. haberleşme protokolü olarak Profibus, modbus protokollerini desteklemektedir. 12 sınır değere kadar izleme ve sınır değerlerin lojik komutlarla (and, or, nand, nor, Xor, Xnor) kontrol imkanı sunar.

minimum ve maksimum değerleri tarih ve saat ile kayıt altına alabilme özelliğine sahip ürün; aktif ve reaktif güçlerin 15 dakikalık ölçüm periyodunda 40 günlük kayıtlarını tutabilme, 4000’den fazla işletim ve sistem olayının kaydını alabilme ve alınan ölçüm değerlerini bar grafik olarak cihaz üzerinden gösterebilme yeteneklerine sahiptir.sentron Pac 4200, entegre gateway işlevi sayesinde basit seri bağlantılı rs485 arayüzlü cihazları bir ethernet ağına bağlamak için kullanılabilmektedir. böylelikle, birden fazla alt konumdaki cihazı aldıkları verileri modbus rtu üzerinden sentron Pac 4200‘e gönderebilirler. sentron Pac 4200, bu verileri entegre 10/100 mbit/s ethernet arayüzü üzerinden güç yönetim sistemine aktarabilir.

3 faz elektronik elektrik sayacı pac 15004 quadrant elektrik enerjisi ölçümü için tasarlanmıştır. din raya monte edilebilir. lcd ekrana sahip sayaçlar sayaç standardı en 50470’e uygun olarak dizayn edilmiştir. 80 ampere kadar direk akım bağlama imkanı sunar. ayrıca akım trafosu modeli ile (../5 a den 10000/5 a kadar) aktif ve reaktif enerjiyi ölçer. klas olarak klas 1 sınıfında yer almaktadır. so çıkışı ile puls olarak sinyali Plc sistemine bilgi

gönderir. üzerinde entegre olarak optik port bulunmaktadır ve ölçü aletleri yönetmeliği’ne (mıd) göre kalibre modelleri mevcuttur.Pac Profibus haberleşme modülüProfibus haberleşme modülü Pac 3200 ve Pac 4200 serilerinde kullanılmaktadır.Prof,ibus üzerinden cyclic olarak data transferi sağlar ve 9600-12000 bit/s arasındaki tüm hızları destekler.Pac rs 485 haberleşme modülüPac 3200 ve 4200 serilerinde kullanılmaktadır.modbus rtu ve seabus protokollerini destekler ve 4800-38400 bit/s arasındaki haberleşme hızlarını destekler.dıo modülüPac 4200 ürünü ile kullanılan bu modül ile giriş sayısı 10,çıkış sayısı 6 ya kadar yükseltilebilir.yukarıda genel özellikleriyle anlatılan cihazlar sentron Power manager programı ile kolaylıkla konfigüre edilebilir. ayrıca sentron Power manager programı ile veri alma (sistem verimliliği ve oluşan kayıpların analizi), uzaktan kontrol etme (açma/kesme, arıza bildirimi), faturalandırma, verilerin değerlendirilmesi, görselleştirme ve arşivleme (istenen tüm bilgiler) işlevleri yerine getirilebilmektedir. cihazlar ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için http://www.siemens.com/powermanagementsystem adresini ziyaret edebilirsiniz.

101

Ağustos2015

erdoğan bayri / Siemens Sanayi ve Ticaret A.Ş.

Page 102: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

102

Ağustos2015

enerji kalitesi • tanıtıcı reklam entes

endüstriyel tesis ticari, kamu binaları, üniversite ve hastaneler

avM ve zincir mağazalar elektrik dağıtım ve iletim şirketleri

entes şebeke analizörlerientes güç kalitesi ve enerji grubu ürünleri, elektrik şebekelerindeki istenilen elektriksel parametreleri ölçmek için tasarlanmıştır. cihazların sahip olduğu haberleşme özelliğini kullanarak haberleşme modülleri aracılığıyla enerji ölçümleri tek bir izleme merkezinden takip edilebilir.

şebeke analizörleri; endüstriyel tesis, avm ve zincir mağazalar, ticari binalar, kamu binaları, üniversite ve hastaneler, elektrik dağıtım ve iletim şirketleri gibi yerlerde, elektrik kalitesini ve enerji verimliliğini analiz etmektedir. üretim bantlarında yer alan

makinelerin tüketimlerini, şebekedeki harmonikleri ve demandları kaydederek enerji verimliliği sağlamak ve kullanılan enerjinin kalitesini artırmak için gerekli adımların atılmasında şebeke analizörleri yol gösterir.

teknolojisi türkiye’de ilk olarak, 3 fazlı akım trafosu ve analizörleri rj-45 kablosu ile vidalama yapmadan bağlamaktadır. elektrik panolarında hızlı ve kolay montaj yapmayı sağlar.

’ın öne çıkan özellikleri:

n hızlı montaj n sıfır bağlantı hatası n işçilik maliyetlerinde tasarruf n basit pano kurulumu

DIN MPR 2 72X72 MPR 3 96X96 MPR 4

ENS. 3PM ENS. 3PM ENS. 3PM

Page 103: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

103

Ağustos2015

45

ENTES >

NİSaN 2015 >

MPR 2 serisi:

MPR 3 serisi:

MPR 4 serisi:

DIN MPR 2

72 x 72 MPR 3

96 x 96 MPR 4

Cihazın öne çıkan özellikleri: DIN Ray Montaj Akım-Gerilim Dengesizlik Ölçümü Class 0,5 ölçme hassasiyeti 51.Harmoniğe kadar Ayrıntılı ölçüm Modbus RS-485 haberleşmesi (85-300 VAC/DC);(10-56VAC/DC) besleme aralığı

MPR-2 Serisi DIN tipi şebeke analizörleri elektriksel parametrelerin detaylı ölçülmesi ve analiz edilmesi için tasarlanmıştır. Derinliği düşük panolara uygun olarak tasarlanmıştır. DIN özelliği ile tadilat yapılan panolarda, pano kapağını delmeden kolay montaj sağlamaktadır.

Entes’in Türkiye’de ilk olarak çıkartmış olduğu 72 x 72 mm boyutlara sahip şebeke analizörleri ince tasarımları ile (klemensler dahil 70mm derinlik) elektrik panolarında daha az yer kaplamaktadır. Makine, UPS, Data sistem odaları, gibi uygulamalarda tercih edilen kompakt panolarda kullanılmaktadır.

Cihazın öne çıkan özellikleri:

72 x 72 x 70 mm boyutlar ile kompakt tasarım Dijital giriş ve çıkış versiyonları Class 0,5 ölçme hassasiyeti Modbus RS-485 haberleşmesi

İnce tasarımları sayesinde panoda az yer kaplayan MPR-4 serisi yeni nesil şebeke analizörleri geniş çalışma gerilimine (45-300 VAC/DC); (24-60 VAC/DC) sahiptir.

Harici I/O modülleri ile istenilen uygulamalar için özelleştirilebilir.

Modüller ile eklenebilecek giriş çıkışlar:

AO (0/2-10V);(0/4-20mA), DI 5-24VDC, DO 5-24VDC, Röle NO-5A-1250VA, Sıcaklık

Cihazın öne çıkan özellikleri:

96 x 96 x 50mm ince tasarım Modüler I/O yapısı Sınıf 0,5 ölçüm kalitesi 51. harmoniğe kadar ayrıntılı ölçüm Enerji kalitesi için Sag / Swell ölçümü Akım gerilim dengesizlikleri

MPR-2 Serisi DIN tipi şebeke analizörleri elektriksel parametrelerin detaylı ölçülmesi ve analiz edilmesi için, derinliği düşük panolara uygun olarak tasarlanmıştır. DIN özelliği ile tadilat yapılan panolarda, pano kapağını delmeden kolay montaj sağlamaktadır.

Page 104: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

104

Ağustos2015

enerji kalitesi • tanıtıcı reklam sts

sts ürün yelpazesi incelendiğinde; uzmanlık gerektiren ulaşım sektöründeki

tren(traction) ve gemi(marine) transformatörleri, demir çelik sektöründeki ark ve pota ocağı transformatörleri, haddanelerdeki konvertör transformatörleri, maden sektöründeki izole maden ve elektro filtre transformatörleri, yenilenebilir enerji sektöründeki çok kademeli(multi tap) transformatör uygulamları ile motor yol verme uygulamalarında kullanılmak üzere yol verme transformatörü ve

reaktörleri, güç kalitesi uygulamalar için seri, şönt ve harmonik filtre reaktörleri, kısa devre akımlarını sınırlamak için hava çekirdekli akım sınırlama reaktörleri gibi değişik uygulamalar görülmektedir.sts hem kuru tip hem de yağlı tip ürün imalatı yapabilmektedir. transformatör yağı olarak standart transformatör yağlarının dışında yüksek yanma noktasına sahip tarnsformatör yağları ile de uygulamalar yapmaktadır. kullanılan yağların bir çoğu ülkemiz için çok yeni uygulamalar olmuştur.

“avrupa ve aMerika dahil olMak üzere tüM kıtalara ihracat yapMaktayız”

sönmez transformatör sanayi (sts), kuru

veya yağlı güç transformatörleri, özel

transformatörler ve reaktörler üretmektedir.

1976 yılında gebze’de kurulmuştur. sts şu

anda 10.000 m2 alanda hizmet vermektedir. sts gelişmiş transformatör

ve reaktör üretimini, kendi teknolojisiyle

sürdürmektedir. 2014 itibari ile 40.000

metrekarelik arazisinde yeni fabrika yatırımına

başlamıştır.

Page 105: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

sts özellikle enerji kalitesi problemlerinin çözümünde yüksek faz sayısına ( 12, 18, 24 pulse – darbeli ) sahip konvertör transformatörlerinin imalatında uzmanlaşmıştır. başta amerika ve avrupa olmak üzere tüm kıtalara ihracat yapmaktadır. ürünleri 70 ülkede çalışmaktadır.müşteri ihtiyaçlarına bağlı olarak güç kalitesini iyileştirmeye yönelik transformatör ve reaktör imalatı yapılmaktadır. bunun için tüm uluslar arası standartlar ve gelişmeler yakından takip edilmektedir. sts tse en 60076-6 reaktör standardını türkiye’de ilk olarak alan ve bu standarda uygun her tür reaktörü üreten tamamen yerli sermayeli transformatör fabrikasıdır.şönt reaktörler: sts, enerji dağıtım şirketlerinde saat bazlı kompanzasyon uygulamasına bağlı olarak, kapasitif yüklü merkezlerin kompanzasyonu için sabit, ayarlı ve anahtarlanabilir şönt reaktörleri 36 kv 100 kvar’dan 10 mvar’a kadar üretmektedir. şönt reaktörler uluslar arası standartlarda verilen kayıp değerlerini sağlayacak şekilde imal edilmektedir. her türlü testleri ise sts fabrikasında gerçekleştirilmektedir.yükte kademe değiştiricili tarnsformatörler: güç sistemlerinde bara gerilimlerinin optimizasyonu, reaktif akışların kontrolü için kademe değiştiricilerden faydalanılmaktadır. bu sistemem volt/var kontrol denilmektedir. sts özellikle 36 kv orta gerilim kademesini 15.8 kv, 12 kv, 10 kv ve 6.3 kv indiren 5 mva’dan 40 mva’ya kadar transformatörlerin

kademe değiştiricilerin uygulaması ve bakımında uzun yıllardan beri hizmet vermektedir. bu kapsamda dünyanın ileri gelen yükte kademe değiştirici şalter imalatçıları ile beraber çalışmalar yapmaktadır.düşük kayıplı transformatörler: özellikle enerji dağıtım sistemi

özelleştirmeleri ile birlikte güç sistemlerinde kayıpların değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. sts hem transformatör dizaynında ve hemde malzeme seçiminde dünya ölçeğinde standarlarda tanımlanan çevreci transformatörler üretmektedir.

105

Ağustos2015

Page 106: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

106

Ağustos2015

enerji kalitesi • tanıtıcı reklam endoks

gücünü yeni araştırma ve geliştirme projeleri ile kaliteli ürün ve hizmetlerinden alan

endoks, bünyesindeki 30 uzman mühendis ve ülkemizin en önemli araştırma kurumu olan tübitak’ta uzun yıllar dünya çapında og güç kalitesi, enerji yazılımı ve yenilenebilir enerji projelerinin yönetiminde yer almış yönetim kadrosu ile hizmet vermektedir. ayrıca, 2011 yılında og hava çekirdekli reaktör üretiminde dünyadaki dört büyük üreticiden biri olan “Quality Power” firması ile ortaklık kurmuş; bu sayede mevcut bayilik ve irtibat ofisleri kanalıyla 45 ülkede ürün ve hizmetlerini sunmaya başlamıştır. endoks statik var kompanzasyon sistemleri (svc) başta olmak üzere, statik senkron kompanzatör (statcom), Proses otomasyonu ve scada sistemleri, Pasif harmonik filtre, og reaktif güç kompanzasyon ve harmonik filtre sistemleri, enerji izleme ve kontrol sistemleri, enerji yazılımları, yenilenebilir enerji sistemleri, akıllı şebekeler gibi alanlarda ileri teknoloji ve özgün, ürün ve hizmetler sunmaktadır.özellikle, og güç kalitesinin iyileştirmesi uygulamalarında önemli bir yer tutan svc (statik var kompanzatör) ve statcom (statik senkron kompanzatör) sistemlerinin kontrol sistemleri ile güç katlarını (tristör ve ıgbt tabanlı) üreterek ilk ve tek yerli üretici olan endoks, ülkemizde ve yurt dışında gerçekleştirdiği 30’a yakın kurulum ile pazar liderliğini sürdürmektedir.2012 yılı itibariyle enerji sektöründe sahip olduğu deneyimi kadrosuna yeni katılımlar ile yenilenebilir enerji

ve enerji yazılımları alanlarına da genişleten endoks, iş ortağı olan t4e ile birlikte, rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri için ileri teknoloji ürün ve hizmetlerini de enerji piyasasındaki müşterilerinin hizmetine sunmuştur. lisanslı/lisanssız yatırım düşüncesinin ilk aşamasından başlayarak, ölçüm istasyonlarının tesisi, ölçüm verilerinin izlenmesi ve analizi için web tabanlı yazılım hizmetleri, danışmanlık ve mühendislik hizmetleri, taahhüt hizmetleri, santrallerin işletme süresince takibi, analizi, optimizasyonu ve izleme yazılımlarının geliştirilmesine ilişkin birçok farklı ürün ve hizmetler firma portföyünde yer almıştır.özellikle 2013 yılından itibaren enerji yazılımları konusunda önemli çalışmalar gerçekleştiren endoks, genel olarak enerji sistemlerinin web tabanlı izlenmesi, analiz edilmesi, detaylı raporlama alınması ve yöneticiler için karar desteği sunması amacıyla “ınavitas” ürün ailesini sektörün hizmetine sunmuştur. sahip olduğu üstün yetenekleri ile özellikle elektrik dağıtım sektörünün büyük beğenisini toplayan “ınavitas” 4500’den fazla noktanın anlık olarak izlenmesi, analizi ve raporlanmasını gerçekleştirerek bu alanda önemli bir ihtiyacı da karşılamıştır. her yıl genişleyen ve gelişen kadrosu, dünya ortalaması üzerinde ar-ge’ye ayırdığı kaynağı, kaliteyi temel alan üretim anlayışı ve nitelikli partnerleri ile sektörün hizmetinde olmayı sürdüren endoks, 2015 yılında dünyada sadece birkaç firmanın sunabildiği ürün ve hizmetleri yerli kaynaklarla üreterek, sanayicilerimizin hizmetine sunacaktır.

endoks büyüMeye devaM ediyor2006 yılından bu yana orta gerilim (og) güç kalitesi uygulamaları

konusunda faaliyet gösteren endoks, 2010

yılından başlayarak bünyesine kattığı

konusunda uzman ekibiyle yakın zamana

kadar sadece çok uluslu firmaların

faaliyet gösterdiği og güç kalitesi

sektöründe (özellikle de svc sistemlerinde)

önemli bir boşluğu doldurmuştur.

Page 107: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

107

Ağustos2015

ABB-free@home ile akıllı yaşamABB-free@home’un moBil cihAzlArdA dA kullAnılABilecek ücretsiz uygulAmAsı ile AydınlAtmA, ısıtmA ve jAluzi kontrolü giBi evinize konfor getirecek otomAsyon sistemini kullAnArAk hAyAtınızı dAhA kolAy Bir hAle getireBilirsiniz.

B i l g i s a y a r • O t o m a s y o n • E l e k t r i k • E l e k t r o n i k

Aydınlatma, ısıtma, jaluzi veya interkom sistemi en basit haliyle profesyonel bir şekilde kontrol edilebilir. sezgisel anahtar, dokunmatik panel veya mobil uygulama kullanarak: koltuğunuzdan

veya bulunduğunuz yerden akıllı telefonunuz ile her şeyi kontrol edin. sistemin kurulumu hızlı ve düşük maliyetlidir, kısa bir zaman içinde programlanabilir ve istenildiği zaman değişiklikler kolayca uygulanabilir. ABB-free@home, akıllı yaşam için tasarlanmış yenilikçi bir sistemdir. oldukça çekici: klasik elektrik tesisatı ile maliyet olarak karşılaştırıldığında düşük farklar ile sisteminizi otomasyona çevirmiş olabilirsiniz. ABB-free@home elektrikçiler tarafından kolayca ve hızlı bir şekilde kurulabilir. sistemin merkezindeki “sistem erişim noktası” ile Pc’den veya tabletten sisteme kolayca erişebilirsiniz. sistem fonksiyonları, mevcut bir kablolu veya kablosuz ağ bağlantısı kullanılarak çok kolay bir şekilde tanımlanabilir ve programlanabilir.kurulumdan sonra, kullanıcı bilgisayarından tablet veya akıllı telefonu için tasarladığı kullanıcı arayüzünü görebilir ve arayüz üzerinde zevkine göre düzenlemeler yapabilirsiniz. ABB-free@home uygulaması kontrolü daha da kolaylaştırır - mobil cihazınızda görüntülemek istediğiniz uygulamadaki tüm ekran görüntüleri otomatik olarak optimize edilir. eğer isterseniz, evinizin girişine konumlandırılan tek bir anahtara dokunarak evdeki bütün ışıkları kapatabiliyorsunuz. yaşamınız ve konforunuz ile bağlantılı birçok seçenek ABB-free@home ile gerçekleştirilebilir. Örneğin; etkin enerji verimliliği için bireysel oda sıcaklık kontrolü veya varlık simülasyonu

ile siz evde yokken ışıkları ve panjurları zamana bağlı açıp kapatarak hırsızları uzaklaştırabilirsiniz. konforunuz için kullanılan senaryolara hava durumu sensörleri de dimmerler ve hareket sensörleri kadar kolayca entegre edilebilir.ABB-Welcome interkom sisteminin otomasyon sistemine entegre edilmesi ile ekstra konfor ve güvenlik sağlanır. ABB-free@home dokunmatik ekranı sistemler arasında köprü vazifesi görür. Örneğin, kapı zili çalar çalmaz merdiven ışıklarının yakılması gibi bir hoşgeldiniz senaryosu ekran üzerinden gerçekleştirilebilir. ABB-Welcome kameralı dış ünite aracılığı ile dokunmatik ekranınız üzerinden sizi ziyarete gelen misafirlerinizin fotoğrafını dahi çekebilirsiniz. sonrasında tablet veya akıllı telefonunuzu kullanarak siz dışarıdayken kimin sizi ziyarete geldiğini görebilirsiniz.

Page 108: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

q Uzun ömürlü LED aydınlatmahızla gelişen led aydınlatma sektörünün taleplerini, geliştirdiği ürünlerle karşılayan johnson uzun ömürlü ürünleriyle tüketicilerle buluşuyor. düşük enerji tüketiminde en fazla verim elde edilebilen drıverless regulAtıon teknolojisi sayesinde, uzun ürün ömür elde ediyor. johnson, endüstriyel, sanayi ve mimari uygulamalar için led aydınlatma ürünleri konusunda uzmanlaşmış mühendislik altyapısı sayesinde, son teknolojiyi, ürün geliştirme programı (ugP) yardımı ile sürekli uygulamakta.

108

Ağustos2015

qMakel’den yeni nesil grup prizmakel yeni nesil grup Priz tasarımı ile enerjiyi kaliteli ve optimum düzeyde hayatını kolaylaştıran çoklu çözümler sunuyor.grup Prizler elektronik cihazlarınızın aynı anda kullanımı için çok önemli. yeniden tasarlanan ve tüketici beklentilerini karşılayacak şekilde üretilen makel yeni nesil grup Priz yeni özellikleri ile ilgi çekiyor.gövde ile uyumlu olarak tasarlanan özel askısı ile ister direk yüzeyde sabit ya da asarak kulanım olanağı sağlayan yeni nesil grup Prizler, mekanlarda, çok amaçlı pratik ve özgür kullanımlar sağlayarak en zor alanlarda bile akılcı çözümler sunuyor. makel yeni nesil grup Prizler istenilen her alanda rahatlıkla kullanılabilir. makel yeni nesil grup Prizler, manuel kablo eklemeleri için kolaylıkla açılıp kapatılabilen güvenli klemens kapağı, tüm yüzeylere özel askı aparatı sayesinde sabitleme imkanı ve tüm ürünlerinde geçerli standart çocuk koruma özelliği ile yeni nesil bir üründe olması gereken tüm özellikleri içeriyor.

makel yeni nesil grup Prizler istenilen tüm alanlarda özgürce kullanım sağlayan özel bir üründür. ürüne entegre olarak tasarlanan özel askı düzeneği sayesinde ister yüzeylerde sıva üstü olarak sabitleyebilir, ya da de dilediğiniz bir noktaya asarak günlük hayatınıza ve işinize devam edebilirsiniz. evlerden, ofise ve atölyelere kadar makel yeni nesil grup Prizler, bundan sonra da gittiğiniz her yerde sizinle olacak. ürünü yakalayan ve kademeli seviye belirlemenize yardımcı olan gir-çık yuvaları ile ayar ve kontrol daha kolay. uluslararası standartlara uygun olarak üretilen (vde, rohs) makel grup Priz’ler, her üründe standart olarak yer alan çocuk koruma ve halogen free özelliği , yanmaz ve toz toplamayan antistatik gövdesi ile yeni nesil bir ürün. Beyaz ve siyah renkte 2’li, 3’lü,4’lü, 5’li ve 6’li ürün çeşitleri ve farklı metrajdaki kablo seçenekleri ile zevkinize ve kullanım amacına uygun çeşitlilik sunuyor.

Page 109: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

qFluke Ti95 Termal Görüntüleme Cihazı Ti95 Kızılötesi Kamerayla uygun fiyat ve zengin özellikler parmaklarınızın ucunda.yeni fluke ti95 termal görüntüleme cihazı, olası sorunları yüksek maliyetli arızalara dönüşmeden tespit ederek zaman kazanmanıza ve tasarruf etmenize yardımcı oluyor.

Üstün görüntü kalitesi• Aynı fiyat sınıfındaki rakip modellere göre

yüzde 23’e kadar daha iyi uzamsal çözünürlük1• tam görünür moda geçerek resim içinde

resim ile kızılötesi görüntünün bağlamını öğrenin (ır-fusion® AutoBlend™ modu ve resim içinde resim, smartview® yazılımında bulunur)

• 2 megapiksel dahili dijital kamera Yüzde 32 daha büyük LCD ekran• 3,5 inç lcd• sağlamlaştırılmış ekran

Kapsamlı SD bellek sistemi• Çıkarılabilir 8 gB sd bellek kartı

Özellikler • üstün görüntü kalitesi, aynı fiyat sınıfındaki

rakip modellere göre yüzde23’e kadar daha iyi uzamsal çözünürlük

• 80x80 çözünürlük• Çıkarılabilir 8 gB sd bellek kartı• ır-fusion® resim içinde resim moduyla olası

sorunları daha hızlı ve kolay şekilde bulun• 2 megapiksel dahili dijital kamera• 3,5 inç lcd• Akıllı Pil sistemi: lityum iyon akıllı pil paketi

ve şarj seviyesini gösteren beş kademeli led göstergesi

• sağlam, hafif, yönelt ve çek özellikli termal görüntüleme cihazı

qBosch Güvenlik Sistemleri’ne Üç Red Dot ÖdülüBosch güvenlik sistemleri, dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden olan red dot tasarım Ödülleri’nde çıtayı daha da yükselterek 3 ürünüyle ödül aldı. Bu yıl 38 uzmandan oluşan jüri, yaklaşık 5 bin ürünü inceleyerek bu ürünleri; yenilikçilik derecesi, işlevselliği, kalitesi ve ekolojik uyumluluğu, kriterlerine göre değerlendirdi. Bosch güvenlik sistemleri; yeni dıcentıs kablosuz konferans sistemi ürün ailesinden kablosuz konferans cihazı, genişletilmiş kablosuz konferans cihazı ve fleXıdome ıP panoramik 7000 mP kamerası ödülleri topladı. red dot ödüllerine layık görülmenin büyük bir gurur yaşattığını belirten Bosch genel seslendirme ve konferans sistemleri Başkan yardımcısı thomas Quante: “red dot ödülünü kazanmamız, hem bu stratejimizin doğruluğunu kanıtladı hem de bize büyük bir onur yaşattı” diye konuştu. her yeni ürün geliştirilirken, özelliklerin, performansın ve değerin doğru şekilde birleşmesine önem verdiklerini dile getiren Quante, “yaptığımız her ürün kullanıcının bireysel deneyimini iyileştirme amacını taşıyor” ifadelerini kullandı.

109

Ağustos2015

Page 110: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

110

Ağustos2015

ESİSPOWER’den 3x250 kVA REDUNDANT UPS sistemi2000 yılındA güÇ sistemlerini tAsArlAmAk, üretmek, sAtış ve sAtış sonrAsı servis hizmetlerini vermek AmAcıylA istAnBul’dA kurulAn esisPoWer 3X250 kvA redundAnt uPs sistemi 2+1 yedek şeklinde ÇAlışıyor.

redundant uPs sistemi hakkında görüşlerini aldığımız esisPoWer Ar-ge müdürü elektrik-elektronik mühendisi halit zengince ürün hakkında şunları söyledi; elektrik şebeke kesintisi, yüksek gerilim,

düşük gerilim, yüksek frekans, düşük frekans, yüksek oranda harmonik vs. gibi problemlerle karşılaştığında elektronik cihazlarımızın zaman zaman zarar gördüğü bilinmektedir. Bu tür sorunların üstesinden gelmek için kesintisiz güç kaynakları(kgk, uPs) geliştirilmiştir. kesintisiz güç kaynaklarının birçok çeşidi olmakla birlikte temel işlevleri aynıdır. uPs’ler, şehir şebekesinden aldıkları Ac gerilimi dc gerilime çevirirler. dc gerilimle aküler üzerinde enerji depolarlar. Aynı zamanda dc gerilimi tekrar Ac gerilime çevirirler ve kritik yüklere(her tür elektronik cihaz) uygularlar. Ancak ürettikleri Ac gerilim üzerinde yukarıda sayılmış olan problemler bulunmaz. yani çıkıştaki Ac gerilim üzerinde şebekede veya jeneratörlerde karşılaştığımız yüksek/düşük gerilim, yüksek/düşük frekans, yüksek oranda harmonik vs. gibi sorunlarla karşılaşılmaz. Aynı zamanda şebekede yaşadığımız kesinti ile de karşılaşılmaz. Çünkü şebeke olmadığında akülerde depolanan enerji sayesinde uPs çıkışındaki yükler kesintisiz beslenmeye devam ederler. kuşkusuz burada anlatılan konular online çalışma prensibine sahip uPs’ler için geçerlidir. offline çalışma mantığına sahip uPs’lerin ucuz olması dışında bir üstünlükleri olmadığından ve yeterince güvenli olmadıklarından dolayı onları anlatmaya gerek duyulmamıştır. esısPoWer’ın geliştirdiği paralel uPs sistemlerinde yedek amaçlı kullanılan uPs’i sistemde aktif halde çalıştırmak mümkün olduğu gibi bekleme modunda çalıştırmak da mümkündür. Bekleme modunda olan uPs yok denecek kadar düşük enerji sarfiyatına sahiptir. diğer uPs’ler ise yüzde 50-yüzde 80 aralığında yüklenme oranı ile çalıştırılır. yeri gelmişken uPs’lerin yarı yük(yüzde 50) ile tam yük(yüzde 100) arasında en yüksek verime sahip olduklarını belirtelim. uPs’in birinin beklemede diğerlerinin ise verimli bölgede çalışması kayıp güçleri düşürür dolayısıyla toplam enerji sarfiyatını da düşürmüş olur. enerji sarfiyatının düşük tutulması

ile yapılan tasarruf yıllar sonra uPs’lerin fiyatlarına denk gelmektedir. diğer bir deyişle uPs’lere ödenen parayı enerji tasarrufu ile geri kazanmış oluyoruz. hazırda bekleyen uPs, diğer uPs’lerden birinin arıza yapması durumunda birkaç yüz mili saniye içinde çok hızlı bir şekilde devreye girerek kritik yüklerin kesintisiz beslenmesini sürdürmekte olduğunu da belirtelim. Öte yandan, istenirse yedek uPs, diğer uPs veya uPs’lerin tam güçte veya aşırı yükte çalışması halinde birkaç yüz mili saniye içinde devreye girerek uPs’lerin tam güç noktasından uzaklaşmasını sağlayabilmektedir. tam güçte(yüzde 100) çalışan bir uPs, yüzde 50-yüzde 80 arası yüklenme oranıyla çalışan bir uPs’e göre daha kısa ömre sahiptir. Bu çalışma modu, uPs’lerin daha uzun ömürlü olduğu yüklenme bölgesinde çalışmalarını sağlayarak toplam sistem ömrünü uzatmaktadır. Özetle esisPoWer’ın geliştirdiği redundant sistem, kayıp enerjiyi azaltarak tasarrufa neden olmakta aynı zamanda cihazların tam güçte çalışmalarının önüne geçerek yaşlanmalarını geciktirmektedir.

Page 111: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

qTunçmatik, enerji koruma prizi ‘PowerSurge’ modellerini duyurdu tunçmatik, anlık yüksek akım ve gerilime karşı koruma gerektiren tüm elektronik cihazlar için özel olarak üretilen “Powersurge” enerji koruma prizleri ile bilişim marketleri raflarında yerini aldı.Powersurge serisi; kablosuz prize takılabilir özelliğe sahip olan, “Powersurge 1 (bir girişli)”, “Powersurge 2 (iki girişli)”, “Powersurge 3 (üç girişli)” ve kablolu ağır hizmet tipi özelliğindeki, “Powersurge 5 (beş girişli)”, “Powersurge 6 (altı girişli)” modellerinden oluşuyor. Aşırı yüke karşı termik sigortalı olan Powersurge serisi Prizler, tüm elektronik cihazları koruma altına alıyor. Powersurge modelleri, aynı zamanda alev almaz plastik gövdesi ve çocuk koruma mekanizmasıyla can sağlığını koruyor.led ışıklı açma kapama anahtarı ve dayanıklı bağlantı barası özellikleri ile rakiplerinden bir adım önde olan Powersurge serisi Prizler, her çeşidi için siyah ve beyaz renk alternatiflerine sahip.

qAkülü matkap vidalama serisiPAnAsonıc, ülkemizde viko by PAnAsonıc satış kanalı ile

pazara sunduğu profesyonel el aletleri ile şimdi yüksek performansı

ve ileri teknolojiyi ustaların kullanımına sunuyor. ünlü marka, deneyimini ve uzmanlığını akülü matkap vidalama serisine de yansıtıyor. PAnAsonıc’in genel inşaat, iç tesisat, elektrik tesisatı, marangozluk

ve anahtar-kilit montaj işlerinde büyük kolaylıklar

sağlayan ey 7441 akülü matkap vidalama serisi, ls2s ve lf2s

modellerine sahip.

qViko’dan thea ultima serisiviko, thea ailesinin en gözde üyesi ultımA serisi ile yaşam alanlarını italyan tarzıyla buluşturuyor. cam, metalik, ahşap ve eloxal serilerine sahip olan thea ultımA elektrik anahtarlarında, 4 farklı malzeme ile 14 farklı çerçeve rengi alternatifi bulunuyor. ultımA serisi, thea modüler mekanizmalar ile kombine edilebilme özelliği sayesinde, enerji tasarrufu ve konfor sağlayan komple çözümler sunuyor. thea ultımA’nın parlak metal seçeneği, mekanlara fütüristik bir hava kazandırırken ultımA eloxal ise sıra dışılığı yaşam alanlarına taşımak isteyenler için iyi bir seçenek. viko, en son teknoloji ve trendler temel alınarak üretilen thea ultımA ile konforlu ve dikkat çeken tasarımlarını bir adım daha ileriye taşıyor. enerji tasarrufu çözümleriyle de estetiği ve sürdürülebilir teknolojiyi bir araya getiriyor.

111

Ağustos2015

Page 112: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

abone.formu.indd 1 10.03.2014 11:27Kaynak_Elektrik_306_baski.indd 143 11.12.2014 09:52

Page 113: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)

ArkA kAPAk PElsAn

ArkA kAPAk iÇi inForm

Ön kAPAk iÇi rEÇBEr kABlo

AksArAy EnErji 1

AktiF mühEndislik 33, 35

ArdıÇ 14

BEst 77

CArGill 19

ÇAğdAŞ (sEvAl) kABlo 15

dEltEC 97

dv PoWEr 75

EAE ElEktrik 31, 73

ElEX 2015 18

ElimsAn 11

El-ko 9

EmEk ElEktrik 10

Ems 69

EntEs 17

FAm EnErji 53

GEmtA 71

GEnErAl ElECtrıC 25

GErsAn 3

Gvd ElEktrik 43

hAsÇElik 5

hEs kABlo 27

kABlotEl 51

koZtEk ElEktrik 37

lÖsEv 79

mAkEl 7

mst ElEktrotEknik 41

nr ElECtrıC 8

ÖZdirEnÇ 112

ÖZGEn ElEktrik 29, 45

PEntA tEknoloji 39

sıEmEns 23

tEkon EnErji 4

UlUsoy ElEktrik 2

vAEst 16

vErA ElEktromEkAnik 6

Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.

okUyUCU ilGi FormU

kAynAk ElEktrik dErGisi AğUstos 2015

Page 114: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 115: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)
Page 116: Kaynak Elektrik Dergisi (Ağustos 2015)