Top Banner
HOMETEXTILE TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ SAYI: 83 KASIM 2014 Ev Tekstilinde İ t h a la t SorUnU I ItlUİYEEVmorlllSANATİCİEIİVEI^UMIUHDERNEĞİ
108

Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Apr 07, 2016

Download

Documents

TETSİAD

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği TETSİAD 'ın yayın organı olan HOMETEXTILE Dergisinin Kasım 2014 Sayısı
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

HOMETEXTILETÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ

SAYI: 83 KASIM 2014

Ev Tekstilindeİ t h a l a t S o r U n UI I t lU İY E E V m o r lllS A N A T İC İE IİV E I^U M IU H D E R N E Ğ İ

Page 2: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Ev tekstilinde "Türk Rüzgarı" esiyor!Ev tekstilinde söz sahibi işadamları, el dokuma tezgahlarından gelen köklü tekstil mirasını devralıyor. Artık Türkiye'de dev tekstil makineleri kullanılıyor ve tekstil sektörü hızla büyümeye devam ediyor.

TETSIADH l E» TEKSTİLİ H N M t t B l VE f y lD U U U D E lK f il

TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİİstanbul Dünya Ticaret Merkezi, A3 Blok Kat: 16 No: 461 Yeşilköy / Bakırköy - İstanbul

Tel: +90 212 292 04 04 Faks: +90 212 292 23 04 www.tetsiad.org - [email protected]

Page 3: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

ÖNSÖZ

Ev Tekstili’nde 2023 Hedefleri ve İthalat SorunuDeğerli meslektaşlarım, kıymetli okurlar,

Hepimizin ortak amacını belirlemeye çalışırsak, iyi niyetle belirtilen farklı, pek çok güzel fikir oluşacaktır. Bu oluşan fikirler yumağından yapacağımız analizde, buluşabileceğimiz tek ortak paydayı “ Türk Ev Tekstili sektörünü, bulunduğu yerden daha ileriye taşımak ” olarak ifade edebileceğimizi düşünüyorum.

Biz ev tekstili ailesinin, böylesine halisane duygular besleyen kişilerden kurulu olduğunu düşünmek istiyoruz. Bu nedenle yukarıda belirtmiş olduğum ortak paydaya ulaşmak içinde dikkat etmemiz gereken birkaç hususu bu yazımda vurgulamak istiyorum.

Bu dergimizde işlemeye çalıştığımız çok önemli bir konumuz var. “ Ev Tekstili’nde 2023 Hedefleri ve İthalat sorunu. ” Türkiye’nin 500 milyar dolarlık 2023 ihracat hedefinde, Ev Tekstili sektörü için bizim ön gördüğümüz projeksiyon 10 milyar dolar. Bu amaca ulaşmak için hem derneğimiz, hem de değerli sanayicilerimiz pek çok çalışma yapıyoruz. Uluslararası arenada gücümüzü daha da arttırmak ve sürdürülebilir kılmak için çok daha güçlü üretim ağına sahip olmamız gerektiğini biliyoruz. Üretici - ihracatçı yapımızı koruyamazsak, zaman içinde sanayimizin gerilediğini ve ihracatta rekabet gücümüzün kaybolacağını biliyoruz. Buna rağmen, bazı değerli meslektaşlarımızın ülkemizde üretim kabiliyeti olan bazı malları ithal ettiklerini üzülerek gözlemliyoruz. Bu konuyu pek çok yerde uzun uzun dile getiriyoruz, bundan sonra da dillendireceğiz. Şimdilik bu davranış tarzının ülke ekonomisine zarar verdiğini ve her geçen gün cari açığımızı büyüttüğünü, demek olarak bu hatalı davranışla mücadele etmeyi ilke edindiğimizi vurgulamakla yetinelim.

Son zamanlarda yaşanan ve derneğimize iletilen bir başka sorun; bazı işletmelerin, rakip şirketlerin elamanları ile (etik kurallar dışında) anlaşarak, haksız rekabetin en acımasız ve hoş olmayan yöntemini kullanması.

Değerli meslektaşlarım,Bizler yıllar boyunca çok güçlü bir sermayeyi, BÎLGÎ’yi üretmeye ve biriktirmeye i çalışıyoruz. En büyük yatırımımızı bilgiye ve onu üreten insana yapıyoruz. Tabiidir ki insan özgür bir varlıktır. Bir personel gönüllü ayrılırsa hiç kimsenin söyleyebileceği bir şey yok. Bir kişinin yeni bir iş arayışında olması son derece doğaldır ve etiktir. Ama üç kuruş fazla vererek, bir insanı veya bir ekibi komple transfer etmek ( ayartmak ), bu sektörde hiç kimseye uzun vade de yarar sağlamaz. En basit ifade ile hoş değil.Bizim yayınlamış olduğumuz ve tüm dernek üyelerimizin uymakla yükümlü olduğu etik kurallarımıza hiç uygun değil. Lütfen....

Değerli meslektaşlarımın bir başka konuyu daha dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bir işletmenin en önemli değerlerinden birisi de, bilginin ve emeğin ürünü olan eserlerimiz, desenlerimizdir. Üzülerek belirtmek isterim ki bu konuda da şikayetler var. Saygı görmek istiyorsak, önce rakibe, emeğine ve eserine saygılı olacağız. Karşıtımızın hakkını koruyamazsak, biliniz ki yarın sizin de haklarınız çiğnenir. Fikri haklara tecavüz, sektörü daraltır, çalışan, araştıran ve üreten girişimciyi işe küstürür, işimizin ve sektörümüzün geleceği için, rekabet gücümüzü arttırabilmek için farklılığı yakalayabilmeliyiz. Bu sektörde taklitçiliğin azaldığını gördüğümüzde, biliniz ki ileriye doğru sağlam ve hızlı adımlarla ilerliyoruz.

Sağlıklı, mutlu günler, hayırlı işler diliyorum.

Yaşar KÜÇÜKÇALIK

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları

Derneği Başkanı

Page 4: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

TETSIADTİİRKİTE EV lEKnili MNMİCİİEU K ÇAMM DEMESİ

HOMETEXTILETürkiye Ev Tekstili

Sanayicileri ve İşadamları

Derneği Adına Sahibi

Başkan

Yaşar KÜÇÜKÇALIK

Başkan Yardımcıları

Ali Sami AYDIN Zafer KATRANCI

Genel Sekreter

Cengiz ÖZMEN

Mali Sekreter

Abdülhadi Köseoğlu

Üyeler

Ufuk Oçak, Erdoğan Baydemir, Mehmet Fatih Dereköylü, Bülent Koçak,

Vehbi Akman, Can Tanrıverdi, İsmail Ağaoğlu, Remzi Kırayoğlu, Kemal Aydın

Ulusal, Aziz Sarı, İrfan Pamuk, Cenk Kemahlı, Mustafa

Kösemusul, Cemal Çetinkaya, Murat Zümbülyuva, Faruk

Hürdana, Osman Kuman Çağal

Page 5: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

4 Kapak Konusu

12 İnceleme - Evren Güldoğan

16 Home&Tex

20 Kültür&Sanat

26 Sektörel Etkinlik

30 Yarışma

34 Söyleşi - Hayrettin Kaplan

44 Söyleşi - Ayşe Tolga

48 Yurtdışı Fuarları

58 Eğitim

72 Dokuma

88 Sağlık

96 Gezi - Viyana

Denetleme KuruluAli Rıza Hasoğlu, Mehmet Baykent, Şerafettin

Demir, Ahmet Serdar, Sütçüoğlu, Halim Usta,

Yavuz Demirel

Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu)Haşim Büyükbalcı

EditörYiğit Sütçü

Reklam Sorumlusu

Buket Tanrıöver

Katkıda Bulunanlar

Nihan Yelütaş Tüzel

Sezer Köylü Tokgöz

Atilla Bulut

Ömür Işık

Editoryal Koordinatörü

Şeyma Taşkıran

Muhabir

Seray Baykan

Görsel Yönetmen

Hakan Tekin

Grafik Tasarım

Zeynep Esen Sarıkaya

Yayın Evi

ARİSTO

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları DerneğiHer hakkı saklıdır.

7,000 adet basılmıştır.Hometextile Dergisi

ücretsiz olarak dağıtılır.

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve

İşadamları Derneği

Adres:İstanbul Dünya Ticaret Merkezi

A3 Blok Kat:16 No:461

Yeşilköy-Bakırköy-İstanbul

Tel: +90 212 292 04 04

Faks: +90 212 292 23 04

www.tetsiad.org - [email protected]

Basım YeriElma Basım

Page 6: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KAPAK KONUSU

EV tekstilinde İTHALAT SORUNU

Türkiye ekonomisi, 2023 Hedefleri çerçevesinde hızla gelişme ve büyüme trendi içerisinde bulunmakta.

Bu büyüme ve gelişim, kimi zaman farklı nedenler ile sekteye uğrasa da Ev Tekstili Sektörü’nde de

paralel şekilde devam etmekte. Bu istikrarlı sürecin önündeki en büyük sorun ise özellikle Uzakdoğu’dan

gerçekleşen ucuz ve kalitesiz ithalat olarak görünmekte.

4 HOMETEXTILE

Page 7: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Ikemizin 2023 yılı için öngördüğü ihracat hedefi 500 milyar dolar. Bu hedef içerisinde ev tekstili sektörünün payı ise 10 milyar dolar seviyelerinde. Bu seviyelere ulaşmak için gerek sektör aktörleri, gerekse de kamu kurum ve kuruluşları pek

çok önemli çalışma yapmakta. Gerçekleşen tanıtım, fuar ve benzeri çalışmalar, marka algısı ve imajı çalışmaları ile desteklenmekte ve sürekli olarak ihracatın büyümesi için yeni projelere imza atılmakta. Ancak çalışmalar yürütülürken, tüm bu olumlu süreci olumsuza çeviren ve ülke ekonomimizin en büyük sorunu olarak görülen cari açığın büyümesine neden olan bir sıkıntı ile karşı karşıya kalınmakta.

Sektörümüzün kanayan yarası ucuz ve kalitesiz ithalat, ev tekstili sektörüne olduğu kadar, ülke ekonomisine ve 2023 Hedefleri noktasında ihracat çalışmalarına da zarar vermektedir.

CARİ AÇIK SORUNU ÖNEMİNİ KORUYORCari Açık Türkiye’nin çok önemli, yapısal bir problemi. Cari Açığın temel belirleyicisi de ticaret açığı. Ticaret açığı, ihraç ürünlerinden elde edilen değerin ithal ürünlerinden elde edilen değerden az olması sonucunda ortaya çıkan bir problemdir. Bu problemin temel nedenlerinden birisi; ihraç ettiğimiz sanayi ürünlerinin hammaddeleri ►

5 HOMETEXTILE

Page 8: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> KAPAK KONUSU

“ALINAN ÖNLEMLERLE ÜRETİM YENİDEN HAYAT BULUYOR”

Türk Ev Tekstili Sektörümüzün ihracatı, son on yıllık dönemde, 2,5 ila 3,3 milyar dolar arasında bir bantta seyrediyor.

Tekstil ve hazır giyim sanayiinin önemli bir parçası olan ev tekstili sektörünün ihracat bi­rim değeri geçen yıl, kilo başına 10,2 dolara ulaştı. Genel Türkiye ihracatının birim değe­rinin kilo başına 1,5 dolar olduğunu düşünür­sek, Ev Tekstilinin katma değer yaratan, çar­pıcı bir performans sergilediğini görüyoruz. E v tekstil ürünleri ihracatında dünyada dör­düncü sırada yer alan Türkiye'nin ithalatı ise 2000 yılından beri yükselen bir trend iz­liyor. 2011 yılında 537 milyon dolara çıkarak rekor seviyeye ulaştı. Aynı yıl içinde Ekono­mi Bakanlığımızın haksız rekabeti önlemek için aldığı ek vergi kararı sonrası ise ithalat­ta düşüş yaşandı ve 2012 senesinde 370 milyon dolara geriledi. Ek vergiler saye ­sinde Uzakdoğu kökenli ithalattan kaynak­lanan haksız rekabetin önlenmesi sonrası tekstil ve hazır giyim sanayinin genelinde yatırımlar önemli oranda arttı. Bu yılın ilk yarısında 2013 senesinin aynı dönemine göre ithalatta bir artış göze çarpmakta. Ek vergilerin korumasına rağmen gerçekleşen bu artışta trafik sapmasının payının yüksek olduğunu düşünüyoruz.Uzak doğudan çok ucuza temin edilen önle­me tabi ürünler, yeterli üretimin olmadığının bilindiği Polonya, Bulgaristan, Romanya, İspanya, İtalya gibi A B ülkelerinden Türki­

ithalat yoluyla elde edilen pahalı ara mallarıdır. Bu nedenle dış ticaret açığını kapatmak amacıyla alınabilecek en temel tedbirlerden biri, sanayi malları üretiminde kullanılan ara mallarda dışa bağımlılığı azaltmaktır.Ev tekstili sektörü 2000 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 5 ihracat artışı ve2013 yılı sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık ihracat performansı ile ülkemizin en gelişmiş sektörlerinden birisi konumundadır. Dolayısı ile Türk Ev Tekstili ürünlerinin ithal ürünler ile farkı, olumlu yönde düşünülmelidir.Bu noktada Türk Ev Tekstili Sektörü, ticaret açığını da kapatabilecek özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Sektörümüz ithalata bağımlılığı çok az olan ihracatçı bir sektördür. Sektör, mümkün olduğunca yerel girdi kullanarak 2013 yılında 430 milyon dolarlık ithalata karşılık 3,3 milyar dolar tutarında bir ihracat gerçekleştirmiştir. 2014’ün ilk altı ayında ise 1,7 milyar dolarlık ihracata karşılık 221 milyon dolarlık ithalat yapılmıştır. Bu rakamlar Türk Ev Tekstili Sektörü’nün gerek cari açığın engellenmesi gerekse de ekonomik hedeflerimize ulaşmadaki katkılarını ortaya çıkarması açısından büyük önem ifade etmektedir.

T ü RKİYE, DüNYA İKİNc İLİĞİNİ h e d e f l İy o r

Dünya ticareti hacminde 2008 yılından itibaren başlayan durağan dönem, 2012 yılından itibaren eski hacmine ulaşarak,

ye'ye giriyor. Ayrıca İsrail, Makedonya, Mısır gibi STA anlaşmamız olan ülkeler üzerinden, bahsi geçen ürünler Türkiye'de serbest do­laşıma sokulmuş ve büyük haksız kazançlar elde edilmiştir. Bu soruna karşı ilgili bakanlık­larımızın son derece duyarlı davrandıklarını biliyoruz. Sendikamızın da aralarında bu­lunduğu Tekstil ve Hazır Giyim Sektöründeki çatı örgütleri ile yakın bir işbirliği içinde bu konuyu takip ediyorlar.Devletimizin, sanayimizi korumak adına, sağduyu ile aldığı her karar sektörümüz tara­fından misliyle milli ekonomimize geri dönü­yor. Son üç yıldır ithalata getirilen ek vergiler sayesinde Türk tekstil ve hazır giyim sanayii15,2 milyar TL değerinde yatırım teşviki, 172 bin ek istihdam ve 44 milyar doları aşkın dış ticaret fazlasıyla milli ekonomimize benzersiz bir katkı sağladı. Teşvik ve korunma önlemle­ri gibi, Türk tekstil ve hazır giyim sanayisinin üretim gücünün ve yatırımlarının devamını sağlayacak, ithalatını azaltacak “Yerli Malı Tebliği” ise 13 Eylül 2014 tarih ve 29118 sayı­lı Resmi Gazete 'de yayımlandı. Bu sayede, devlet ihalelerine katılırken, ABD, A B ülkele­rinde olduğu gibi, milli sanayiye öncelik veri­lecek. Bahsettiğim haksız rekabete karşı alı­nan önlemler sayesinde, Denizli, Bursa gibi, tekrar hayat bulmuş, ev tekstilinde söz sahibi şehirlerimizin, yerinde teşviklerle, üretim güç­lerini ve beşeri sermayelerini korumalarında büyük yarar görüyoruz.

Muharrem Kayhan

Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası

Yönetim Kurulu Başkanı

Tekstil ve hazır giyim sektörü, entegre üretim gücü sayesinde, kendisi gibi dış ticaret fazla­sı veren tüm sektörlerin toplamından üç kat daha büyük. Sektörümüzün içinde yer alan Ev Tekstilinde, ihracatının ithalatı karşılama oranı ise %87'lere ulaşıyor. Böylesine önemli bir dış ticaret performansı sergileyen sanayi kolunu daha fazla üretime teşvik edecek ve haksız rekabeti önleyecek tedbirler ilgili ba­kanlıklar tarafından alınırsa, Türk Ev Tekstili Sanayicilerinin de ülkemizin yüz akı olmaya devam edeceklerine yürekten inanıyorum.

2012 yılı sonu itibariyle de büyüme yönünde gelişmeler gösterdi. Buna bağlı olarak, dünya çapında ev tekstili sektörü2012 sonu itibari ile 85,3 milyar dolar olan ihracatını 2013 yılı sonu itibariyle yüzde 7 artışla 91,3 milyar dolara çıkarmayı başardı. Türkiye ise ev tekstili ihracatında yüzde 3,6 oranla, 3,3 milyar dolar ihracat yaparken, bu rakamlarla dünya dördüncülüğünü elinde tutuyor. Doğru çalışmalar ve uygulamalar ile kısa vadede hedef dünya ikinciliği olarak görünüyor.Dünyada ev tekstili alanında önemli bir güce

sahip olan Türkiye, kaliteli üretimiyle onlarca ülkede ürünlerinin kullanılmasını sağlıyor. Türkiye, global piyasalardaki rekabetini alışılagelmişin aksine, fiyatla değil, ürünün üzerine eklediği katma değer ile yapıyor.

a l in a n ö n l e m l e r o l u m l u s o n u ç l a r VERDİ

Tüm bu unsurları göz önüne alan Ekonomi Bakanlığımız ek vergi ve anti damping çalışmalarını hayata geçirmiş ve bu konuda önemli adımlar atılmıştır. Ek vergi kararının

6 HOMETEXTILE

Page 9: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

mı n + i.

1

www.halleytekstil com

Page 10: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KAPAK KONUSU

“EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜ ÜLKEMİZ İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR.’

Ev tekstili sektörü üretim kapasitesi ve ihracat potansiyeli ile Türk tekstil sek­törünün önemli bir alt sektörü. Sektör

2013 yılında 171 ülkeye 2 milyar dolar değe­rinde ihracat gerçekleştirdi. Buna karşın aynı yıl 95 ülkeden 174,7 milyon dolar değerinde ithalat yapıldı. 2013 yılında ev tekstili ithala­tı %18,3 oranında arttı. E v tekstili ithalatının12.3 milyar dolarlık toplam tekstil ve kon­feksiyon ithalatında payı %1,4 oldu. Dolar bazında ev tekstili ithalatı ihracatın yanında oldukça küçük kalsa da, %18,3 dikkate değer bir artış oranı.2014 yılının ilk altı ayı içinde de 83 ülkeden94.4 milyon dolar değerinde ev tekstili ürünü ithal edildi. İthalat 2013 yılının ilk altı aylık dö­nemine kıyasla %15,3 oranında arttı. %18,3 olan yıllık ev tekstili ihalat artışının 2014'ün ilk altı ayında %15,3'e gerilemesi, ithalat ar­tışının bir nebze ivme kaybettiğini gösteriyor. Ancak %15,3 de hatırısayılır bir artış oranı açıkçası.E v tekstili ithalatını ürün bazında mercek altı­na aldığımızda en fazla ithal edilen ürünlerin yastık, yorgan, uyku tulumu gibi uyku gereç­leri olduğunu görüyoruz. Hatta bu grubun toplam ithalatta %60 gibi oldukça büyük bir payı var.İkinci önemli ithalat kalemi yatak çarşafları ki, bu ürünlerin ithalatı 63 02 G T İP başlıklı ya­tak çarşaflarına 2011 Eylül ayından bu yana ilave gümrük vergisi uygulanmasına rağmen %16,2 oranında artmış durumda.Genel olarak durum değerlendirmesi ya ­pıldığında, görünen o ki; her ne kadar Türk ev tekstili sektörü gerek teknolojik donanım ve bilgi birikimi gerekse tasarım altyapısı ve markaları ile her çeşit ürünü imal edecek kapasitede olsa da, ucuz işgücüne ve üretim maliyetlerine sahip ülkeler kaynaklı ithalat, fiyat baskısıyla yurtiçi piyasaya girmeye de­vam etmekte bu da yerli üreticilerimizin reka­bet yeteneklerini köreltmektedir.Tekstil sektörüne son 30-35 yıldır muazzam yatırımlar yapmış olan, modern makina par­

kı, tecrübesi, bilgi birikimi ve gelişmiş tasa­rımları ile Dünya'nın 7. Büyük tekstil ihracat­çısı konumuna gelmiş bizim gibi bir ülke için tekstil ithalatının büyük boyutlara gelmesi ve artmaya devam etmesi büyük bir risk. Çünkü ithalat artışı ülkemizde biraz daha az üretim yapılmasını, istihdamın azalmasını, dolayı­sıyla sanayinin çarklarının yavaşlamasını beraberinde getirir.Tekstil ithalatına benzer şekilde ev tekstili ithalatının %15 - 18 gibi dikkate değer oran­larda artması da, halen ihracata kıyasla itha­latın hacmi daha düşük olmasına rağmen, ev tekstili üreticilerimi üzerinde ciddi risk oluş­turuyor ve rekabet yönünden baskı altında kalmalarına yolaçıyor .İthalat artışı, yıllarca emek verilerek özen­le yaratılmış muazzam modern tesisleri ve yurtdışında tanınan ev tekstil markaları ile ülkemizdeki çok köklü ve büyük ev tekstili üreticilerini fiyata dayalı rekebet yönünden zorlamaktadır.İlaveten, ithalat artışının 2011 Eylül ayından bu yana yatak çarşafları içinde yeraldığı çe­şitli tekstil ürünleri ithalatına getirilen ilave gümrük vergisi uygulanmasına rağmen yük­sek oranlı seyretmesi düşündürücüdür. Gerek tekstil sektörü genelinde gerekse ev tekstili sektörü özelinde ithalatlarda 2011 Eylül ayından bu yana yürürlükte olan ilave gümrük vergisi uygulamasının Devlet Politi­kası anlamında yerinde ve isabetli olduğunu düşünüyoruz. Zira ithalatın artması bizim ül­kemizde sektörel yatırımların atıl kalmasına, üretimin ve istihdamın azalmasına yol aç­maktadır. Bu nedenle bu topraklara milyon­larca dolarlık yatırım yapmış, binlerce kişiyi istihdam eden, üreten ve ihraç eden saba- yiciler olarak biz şu aşamada mevcut ilave vergilerinin etkinliğinin artırılarak devamını, başka bir ifadeyle trafik sapmasına yolaçma- yacak şekilde sürdürülmesini istiyoruz.Bunun dışında, ilave vergi ya da antidamping gibi önlemlere tabi olmayan ev tekstili ürün­

lerinin de ithalat artışının seyri dikkate

İsmail Gülle

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri

İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

alınarak ilave vergi kapsamına alınmasını önemli görüyoruz.Ev tekstili sektörü mevcut makina parkı, mo­dern teknolojisi, yetişmiş ve eğitimli işgücü, bilgi birikimi ve tecrübesi, geniş ürün gamı, tasarım açısından zenginliği, kendi yarattığı ve yurtdışında tanıttığı markaları ile 2000 y ı­lından bu yana yıllık ortalama % 5 ihracat artı­şı ve 2013 yılı sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık ihracat performansı ile ülkemizin en gelişmiş sektörlerinden biri. Biz sektörün altyapısına ve potansiyeline güveniyoruz ve bugün teks­til ve konfeksiyon ihracatında % 8 olan payını yakın gelecekte %10'un üzerine çıkarabile­ceğini düşünüyoruz.Diğer yandan, Türkiye'nin 2013 İhracat Stra­tejisi çerçevesinde tekstil sektörümüzün ihra­cat hedefi 20 milyar dolar olarak öngörülüyor. Bu hedef rakamın en önemli bileşenlerinden biri de ev tekstili sektörümüz. E v tekstili ihra­catının 2023 yılında 4 milyar dolara yüksel­mesini hedefliyoruz ve sektörün gerek ar-ge ve ür-ge gerekse tasarım konusuna verdiği önemle gerekse pazar çeşitlendirme çalış­maları gerekse pazarlama kabiliyeti ile bu hedefe ulaşabilecek kapasitede olduğunu biliyoruz.

en önemli getirilerinden birisi sektörün dış ticaret dengesinde görülen olumlu gelişmeler olmuştur. Karar ertesinde haksız ithalatın engellenmesiyle azalan ithalat ve sürdürülebilir şekilde artmaya devam eden ihracatın da etkisiyle sektörlerin net döviz girdisinde Cumhuriyet Tarihi rekoru kırılmış ve 2013 yılında sektör 15,3 milyar dolarlık net döviz girdisi sağlamıştır. Ek vergi kararı öncesinde 2010 yılında 10 milyar dolara kadar gerileyen net döviz girdisi alınan kararın etkisiyle hızla artarak, 2011 yılında 11,3 milyar dolar, 2012 yılında ise 14,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörün 2013 yılında yarattığı 15.3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası, Türkiye’de diğer dış ticaret fazlası veren sektörlerin toplamının 3 katından daha fazla olarak hesaplanmıştır. Tekstil sektörü ek vergi ertesinde sağladığı 41 milyar dolar cari katkı ile küresel anlamda önemli likitide sorunlarının yaşandığı dönemde Türkiye’nin cari açığının azaltılmasında önemli bir rol oynamış bulunuyor.Türk ev tekstili sektörünün içinde bulunduğu durum değerlendirildiğinde, her sektör ve özelliklede ülkemiz için

tehdit taşıyan cari açık sorununa olası çözümler getirmeyi hedeflemek büyük önem taşıyor. Ev Tekstili

sektörü, Türkiye’nin katma değeri en yüksek sektörlerin başında geliyor ve bu şekilde gerçekleşen ürün üretimi ve ihracatı Türkiye’nin cari açığını kapanması adına

önem taşıyor. Türkiye gibi yüksek cari açıkl

Page 11: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

GELİN ÇEYİZ TEKSTİL SAN. VE TIC LTD ŞTICihangir Mah. Reşitpaşa Cad. Mezarlık Sok.

No: 20 Ambarlı, Avcılar / İSTANBUL Tel : +90 0212 675 21 3 5 - 3 6

Faks : +90 0212 675 21 37 www.gelinhome.com

Page 12: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KAPAK KONUSU

“EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜNÜ HAKSIZ İTHALATA KARŞI KORUMALAYIZ”

Türkiye ev tekstil sektörü 2013 yılı sonu itibariyle gerçekleştirmiş olduğu 3,3 Milyar dolarlık tutarla dünyanın en

büyük dördüncü ihracatçı ülkesi konumun­dadır. Türkiye'nin önde gelen alt sektörlerin­den biridir ve özellikle son dönemde tasarım ve koleksiyon anlamında yaptığı atılımlarla önemli katma değer yaratmaktadır.Tekstil ve konfeksiyon sektörünün genelin­de olduğu üzere sektör için en büyük tehdit özellikle uzak doğu kökenli haksız ithalat baskısıdır.2011 yılında yürürlüğe giren ek vergi kara­rı sektör için önemli faydalar sağlamış olsa da, alınan ek vergi gibi muhtelif dış ticaret politikası önlemlerinin etkisiz kılınmasına yönelik faaliyetler sektöre zarar vermeye devam etmektedir.Bu sektörde ithalat yönetmeliklere uygun şekilde denetlenmeli, tespit edilen muhte­mel usulsüzlüklerde caydırıcı olacak şekil­de cezalandırılmalıdır.Türkiye gibi yüksek cari açık problemi ya ­şayan bir ülkenin öncelikli olarak kendi üretimine sahip çıkması, kurulu üretim ka­pasitesini haksız ithalata karşı etkin şekilde koruması gerekmektedir.Katma değeri yüksek ürün üretimi ve ihra­catı Türkiye'nin bu sarmaldan kurtulması için son derece önemlidir. E v Tekstili sek­törü; ülkemizde katma değeri en yüksek sektörlerin başında gelmektedir. Türkiye'nin 1,5 $/kg'lık ihracat ortalamasına nazaran Sektörün ihracat birim fiyatı 2013 yılı itibari ile 10,2 Dolar/kg.'dır.Türk ev tekstil sektörü sahip olduğu tecrü-

be ve nitelikli iş gücüyle Dünya'nın bir çok ülkesine ürün satabilecek konumdadır. Eşit şartlar altında Dünya'nın her ülkesiyle reka­bet edebilecek konumdadır.Sektör daha üst segmentlere ve daha yük­sek katma değerli ürünlere yönelme konu­sunda önemli çalışmalar yapmakta burada da tasarım faaliyetleri önemli bir yer tutmak­tadır. Nitekim Türk ev tekstil sektörü tarafın­dan hazırlanan tasarımlar kısa sürede farklı ülke üreticileri tarafından kopyalanmaya çalışılmaktadır.Sektör için ithalat anlamında önemli olan konu dampingli, sübvansiyonlu, haksız it­halatın engellenmesidir. Sektörün en önem­li rakipleri olan, Çin, Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler ucuz işgücü ve ucuz fiyat politi­kalarıyla yıkıcı rekabeti zorlamaktadır. Ürünlerimizin kalitesiyle ve tasarım ıyla fark yarattığımız ev tekstili sektörünü haksız ithalata karşı korumak adına uygulanan önlemlerin sürdürülmesi büyük önem arz etmektedir.Diğer taraftan globalleşen Dünya'da pek tabiî ki üretimi bulunmayan alanların ko­runması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu anlamda sektör yeterli üretim kapasitesi bulunmayan ürünleri rahatlıkla ithal edebil­mekte hatta Dahilde İşleme Rejimi kapsa­mında yaptığı ithalatla Dünya fiyatlarında hammadde ve yarı mamul ürün temin ede­bilmektedir.E v tekstili büyük ölçekte yerli girdi ile üretim gerçekleştirmekte ve bu anlamda Türkiye ekonomisine önemli bir katma değer yarat­maktadır. Kurulu üretim kapasitesinin, yara-

Zeki Kıvanç

Akdeniz İhracatçı Birlikleri Tekstil ve

Hammaddeleri Yönetim Kurulu Başkanı

tılan katma değerin, istihdamın korunması her şeyden önce devletin öncelikli politika­larından biri olmalıdır.Ekonomi Bakanlığı, bu kapsamda oldukça etkin çalışmalar yapmakta ve haksız ithala­ta yönelik bir çok ticaret politikası önlemini yürürlüğe koymaktadır.Alınan önlemlerin etkinliğinin azaltılmasına yönelik olarak yapılan usulsüzlükler ilgili devlet kurumları tarafından dikkatli şekilde izlenmelidir.Kamu kesimi, özel sektörü gözetmeli; sek­törün ihracat ve ithalat hareketleri dikkatli şekilde izlenmeli, gereken durumlarda sek­tör zarar görmeden gerekli kararları resen alabilmelidir.

problemi yaşayan bir ülkenin öncelikli olarak kendi üretimine sahip çıkması, kurulu üretim kapasitesini haksız ithalata karşı etkin şekilde koruması gerekiyor.

ÇÖZÜM ÇOK YAKINIMIZDAEv tekstili sektörü mevcut makina parkı, modern teknolojisi, yetişmiş, eğitimli işgücü, bilgi birikimi, tecrübesi, geniş ürün gamı, tasarım açısından zenginliği, kendi yarattığı ve yurtdışında tanıttığı markaları ile sektör adına büyük yollar kat ediyor. Her geçen gün, kendi kolleksiyonunu üreterek, yurt dışındaki müşterilernin beğenilerine sunan marka sayımız çoğalmakta. Türkiye’nin en gelişmiş sektörlerinden birisi konumunda olan ev tekstili, 2000 yılından bu yana artan ihracat performansı ile gelecek için umut vaad ediyor.Genel anlamda bakıldığında Türk Ev Tekstili Sektörü, gerek kalite, gerek teknolojik yeterlilik anlamında dünyadaki tüm rakipleri ile başa baş mücadele edebilmekte, hatta pek çok özelliği ile öne geçerek rekabet gücünü sürdürülebilir kılmaktadır. Bu da, şu anda dünyada ev tekstili sektörü ile ilgili her ne ürün üretiliyorsa aynı ürünün ve daha kalitelilerinin ülkemizde de üretilebileceği anlamına geliyor. İşte tam da bu noktada karşılaştığımız ucuz ithalat riski, tüm bu olumlu tabloya gölge düşürebilecek bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. ■

Page 13: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

• C \ 6 L * • * •'is \jbemtrat."¿ t j l ~

v e m ir a ifâ & J D p m ı.

j

'2 1 7 !/ ,

T r î / *

f t

\ / 7

r f e j F i * : i

— - 3

• !

' i y i

-

n

y % p f n t r .

A A / X

T (A H

5 S G &m ı

miMmis (SnaHom e Tex Fuarı 19 - 22 KaS ım 2014 D0SAB yild iz sokak no: 29 osmangazî / bursaHall 7 Stand B 07 • , • te l: (+90 224) 261 20 71 (+90 224) 261 20 77w w w .sem iram is.com .tr ¡s ta n b u | / TÜ R K İY E fax: (+90 224) 216 10 23

Page 14: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

İNCELEME

♦ ♦ ♦ ♦

DüşUK FIYATU ITHALAUN

p iy a s a l a r a etkileri

İhracat kabiliyetini kaybeden firmalar iç pazara odaklanma

durumunda kalıyor. Dolayısıyla ölçek kaybına ve talep riskine

maruz kalıyor. İhraç pazarlarıyla bağlantıların kaybedilmesinin

bu pazarlara giriş için yapılan yatırımların geri dönüşünün

sağlanamaması ve yenilikçi güdülerin azalması gibi ikincil sonuçları

da olabiliyor.

/ Evren Güldoğan / Promaya Danışmanlık

Dünya devi bir taahhüt şirketinin ülke müdürü ile oturmuş sohbet ediyoruz. şikayet uluslararası taahhüt şirketlerinden duymaya

alışık olduğum cinsten: “ihalelerde yerli firmalarla rekabet edemiyoruz.” neden diye sorunca, yeteri kadar hesap kitap yapmadan verilen düşük tekliflerden dert yanıyor, böyle bir teklifle ihale alıp yüklendiği işi bitirmeye çalışırken iflas eden bir firmayı örnek veriyor. Kalitesiz iş yapan, dolayısıyla ucuza mal eden firmalar da cabası, diye ekliyor. Kamu ihale mevzuatı ve uygulamasının, örneğin yaklaşık maliyet hesaplamalarında ciddi bir kurumsal finansman yönetimi açısından vazgeçilmez olan “hedging” kaynaklı maliyetlere yer verilmemesinin bu tabloda rolü büyük elbet. Ancak sonuç değişmiyor: Fiyatınıztutmuyorsa ihaleyi kaybediyorsunuz.Biz iktisatçılar bu çerçevede ihale piyasalarını, yani mal ve hizmet alımlarının (ya da satımlarının) ihaleler aracılığıyla

gerçekleştirildiği piyasaları diğerlerinden ayrı tutarız. Zira bu piyasalarda rekabet piyasa dışıdır; işin, hatta bazen piyasanın kendisi içindir. Bir başka deyişle ihaleyi alamayan, mal ya da hizmetini arz etme olanağını da elinden kaçırmış olur. Buna karşılık çoğu piyasada rekabet piyasa içidir. Aynı anda birden çok oyuncu piyasaya mal ve hizmet arz eder, birbirlerini kollayarak tüketicilerin taleplerini kendilerine yönlendirmeye çalışır, kısacası rekabet eder.hal böyle olunca mal piyasalarında düşük fiyatların etkisini daha yavaş hissedilir. Düşük fiyatlı mallar ihaleleri elimizden almaz, piyasaya ağır ağır nüfuz eder. Fiyatı yüksek kalan yerleşik oyuncular da yavaş yavaş pazar kaybına uğrar. Bu nedenle yerleşikler zaman zaman tepki vermekte, değişen rekabet koşullarına uyum göstermekte zorlanabilir. hele de yerleşiklerin yerli üreticiler, piyasaya yeni girenlerin yabancılar, yani ithal mallar olduğu durumlarda. Zira üçüncü ülkelerdeki rekabetçi koşullar hakkında bilgi sahibi

olmak her zaman kolay olmadığı gibi ülkeler arasındaki yapısal farklılıklar nedeniyle bu koşullara uyum göstermek de her zaman mümkün değildir.nitekim nasıl yazımızın başında değindiğimiz uluslararası taahhüt firması yerlilerle rekabetten şikayetçiyse çoğu yerli sanayici de yabancılarla, yani ithal mallarla rekabetten şikayetçidir. Bilhassa da - başta Çin halk Cumhuriyeti olmak üzere - üretim maliyetlerinin düşük olduğu Uzak Doğu ülkeleri menşeli mallarla rekabetten.

Düşük Fiyatların Getirdikleri

İktisat yazınına baktığımızda Çin halk Cumhuriyeti gibi düşük fiyatlarla ihracat yapabilen ülkelerin diğer ülkeler üzerinde etkilerinin aşağıdaki şekilde rekabetçi ve tamamlayıcı diye ikiye ayrıldığını görebiliriz. Bu ayrım kaynağını ülkelerin üretimlerinin birbirlerini ikame edici olabileceği gibi tamamlayıcı da olabilmesinden alıyor. Rekabetçi etkilere ilişkin yazına bakacak

12 HOMETEXTILE

Page 15: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

oir / S a »

f l T O T

www.cottonbox.com.tr

Page 16: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

İNCELEME

olursak düşük fiyatlı malların, bilhassa Çin Halk Cumhuriyeti menşeli eşyanın etkisi iç piyasadan ziyade ihraç pazarlarında belirgin. Bir başka deyişle bir ülkenin yerli üreticileri düşük fiyatlı ithalat karşısında kendi iç pazarlarından aldıkları payı kısmen de olsa muhafaza edebiliyor, ancak ihracat kabiliyetlerini sürdüremiyor. Asya ve Latin Amerika ülkelerine ilişkin yapılmış onlarca çalışmanın ortaya koyduğu genel eğilim bu yönde.İhracat kabiliyetini kaybeden firmalar iç pazara odaklanma durumunda kalıyor. Dolayısıyla ölçek kaybına ve talep riskine maruz kalıyor. İhraç pazarlarıyla bağlantıların kaybedilmesinin bu pazarlara giriş için yapılan yatırımların geri dönüşünün sağlanamaması ve yenilikçi güdülerin azalması gibi ikincil sonuçları da olabiliyor.Peki, düşük fiyatlı ithalatın iç pazardaki etkileri neler? Her şeyden önce fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşması. Bu baskı birden fazla kanaldan geliyor. Öncelikle daha yüksek fiyatlı ithalat ürünler iç pazardan dışlanıyor ya da fiyatları kırılıyor. İkincisi, yerli üreticilerin maliyetleri ile satış fiyatları arasındaki marjı kısmaları, yani karlılıklarından ödün vermeleri gerekiyor. Ayrıca ithalat aracılığıyla pazara giren yeni ürün türleri de (kendileri düşük fiyatlı olmasa bile) fiyat endekslerini aşağı çekiyor. Yerli üreticilerin düşük fiyatlı ithalat karşısındaki seçenekleri sınırlı. Dünya Ticaret Örgütü kuralları başta olmak üzere uluslararası yükümlülüklerin izin verdiği noktaya kadar korunmacı önlemlerin arkasına sığınmak, örneğin dampinge karşı

önlemlere başvurmak bunlardan bir tanesi. Bunun mümkün olmadığı noktada ise düşük marjlarla faaliyet göstermek, küçülmeye ya da tasfiyeye gitmek, yenilikçiliğe (inovasyona) başvurmak ve pazarın farklı bir segmentinde konumlanmak üzere yatırımlara girişmek mümkün olabiliyor. Bir firmanın hangi seçeneğe başvuracağı karşı karşıya olduğu dışsal koşullar ve sahip bulunduğu içsel kaynakların etkileşimine bağlı. Tamamlayıcı etkilere dönecek olursak öncelikle şunu teslim etmek gerekiyor: Birsektör için tamamlayıcı etki, diğer sektör için rekabetçi etki anlamını taşıyor. Örneğin dokuma kumaşlar sektörünün düşük fiyatlı iplikleri ara malı olarak kullanması bu sektör için faydalı olabilir, ancak yerli iplik üreticisi için öyle değil. Konfeksiyon sektörünün düşük fiyatlı kumaşlardan moda giysiler üreten küresel bir katma değer zincirine eklemlenmesi ise konfeksiyoncuların menfaatine, kumaş üreticilerinin aleyhine. Dikkat edecek olursanız verdiğimiz örnekler farazi değil, bizzat ülkemizin gerçeklerini yansıtıyor.

Büyük Resme Bakmak

Düşük fiyatlı ithalatın - ilgili ve adil nitelikteki teknik düzenlemelere uygun olduğu sürece - tüketicinin lehine olduğunu kabul etmemek mümkün değil. Hem daha ucuza satın alma olanakları yaratması hem de genel olarak iç pazarda rekabeti arttırması nedenleriyle. Bununla birlikte ithalatın kısa dönemde sağlayacağı faydanın aynı anda veya uzun vadede daha büyük bir maliyet getirmesinin önüne geçilmesi de gerekiyor. Böyle bir maliyet dış ticaret dengesizliğinin yarattığı sürdürülemez bir cari işlemler açığından ithalatın neden olduğu haksız rekabet vakalarına birçok sebepten (ve genelde bunların bir bileşiminden) kaynaklanabilir. Öte yandan Türkiye gibi belirli bir büyüklükteki ülkelerin güçlü bir sanayi kesimi olmaksızın sağlıklı bir ekonomiye kavuşması ve gerek sayı gerekse nitelik açısından yeterli istihdam yaratması mümkün değil. Uzun vadede sanayisizleşmenin (deendüstrileşmenin) engellenmesi bu çerçevede meşru bir politika hedefi sayılmalı.Nitekim Türkiye’nin, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde düşük fiyatlı ithalat gerçeği karşısında tamamlayıcılık ve korumacılığa dayanan iki başlı bir seyir izlediği, dolayısıyla bu sektörler arasında anlaşmazlıklar çıkabildiği göze çarpıyor. Bu iki başlı seyrin tek bir patikada buluşmasında Girdi Tedarik Stratejisi gibi girişimlerin faydası büyük. Dahilde işleme rejiminin daha kullanıcı dostu bir hale getirilmesi ve yerli üretime tanınan korunmadan yerli istihdamın da hak ettiği payı almasının temin edilmesi gibi ilave adımların gerekliliği ise kuşkusuz. ■

14 HOMETEXTILE

Page 17: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

www.pupillacollection.com

c o l l e c t i o n

Page 18: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

HOME&TEX RI KAPILARINI AÇIYOR

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) ve CNR

Holding işbirliği ile bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “HOME&TEX Fuarı” 19

-22 Kasım 2014 tarihlerinde CNR Expo Yeşilköy’de gerçekleşecek.

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adam- HOME&TEX Fuarı, Türk ev tekstili sektörü İh­ları Demeği (TETSİAD) ve CNR Holding iş racatının büyümesinde önemli bir rol oynuyor. birliğiyle düzenlenen, Türkiye’nin en büyük 2013 yılında Türk ev tekstili sektörünün ihracat - ev tekstili fuarı EVTEKS’ten sonra en önem- taki yüzde 13,5’lik büyümesinde pay sahibi olan li ev tekstili fuarı olan HOME&TEX, bu yıl ikinci kez HOME&TEX’in bu yıl da büyük katkısının olaca-

kapılarını açacak. Ev tekstili ve dekorasyonuna dair ğı öngörülüyor. İhracat ve dış ilişkilerin yanı sıra, her türlü ürünün yer aldığı, CNR EXPO Yeşilköy’de iç piyasaların gelişmesinin de sektör için büyük gerçekleşecek HOME&TEX, 30 bin metre kare alan- önem taşıdığını savunan TETSİAD, HOME&TEKS da açılacak. HOME&TEX, yerli-yabancı yaklaşık 30 Fuarı ile ülke içi piyasaların da hareketlenmesine bin ziyaretçiyi 19-22 Kasım 2014 tarihleri arasında katkı sağlıyor.CNR EXPO’da konuk edecek.

16 HOMETEXTILE

Page 19: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

•& rv V Û b K A A tP'W \ /

'i'r ıM fr V 'V *

YILMAZ

bsbe

lan$jQ

Page 20: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

HOME&TEX

Geçtiğimiz y ıl ilk kez düzenlenmesine rağmen yoğun ilgiyle karşılaşan fuara bu y ıl da talebin oldukça yüksek olması bekleniyor.

PERDEDEN HAVLUYA, YATAK ODASINDAN BANYOYA HER TüRLü Ev TEKs TİLİ Bu FUARDAFuarda; tül, perde, brode, perde aksesuarla­rı, perde mekanizmaları, uyku ve yatak odası ürünleri, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo ürünleri, dekorasyon ürünleri, duvar kaplamaları, yer kaplamaları ve iplik türleri zi­yaretçilerin beğenisine sunulacak.

b a l k a n l a r , o r t a d o ğ ü v e a v r ü p a 'd a n y o ğ ü n k a t il imBEKLENİYORAralarında Almanya, Fransa, Rusya, Kanada, İran, Çin gibi ev tekstilinde söz sahibi ülke­lerin de bulunduğu ziyaretçiler, ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki son gelişmeleri ve trendleri takip etmek için “dünyanın tekstil

merkezi” haline gelen Türkiye’ye misafir olu­yor. HOME&TEX Fuarı, Türkiye’nin global ev tekstili sektöründeki birincilik konumunu perçinlerken, sektör ihracatına büyük katkıda bulunuyor.

2 0 .0 0 0 M2'DEN 3 0 .0 0 0 M2'YEGeçen yıl ilk kez düzenlenmesine rağmen büyük ilgi ile karşılaşan HOME&TEX fuarı bu yıl da iddiasını artarak sürdürüyor. İlk yılında 20 bin metrekare net alanda, 300 katılımcı firma ve 5.000’i yabancı toplamda 19.000 ziyaretçi ağırlayan fuar bu yıl 30.000 m2 net alanda 500 katılımcı ve 30.000 ziyaretçi he­defliyor. Diğer fuarların aksine hazır stant yöntemiyle kurulan, katılımcılarına eşit sergi­leme imkanı sunan ve ürün odaklı konsepte sahip HOME&TEX fuarı, içerisinde barındır­dığı geniş ürün yelpazesiyle, birçok ihtiyaca cevap veriyor. |

18 HOMETEXTILE

Page 21: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

CURTAIN FABRICSDESIGN ELEMENTS

O P U ^ YloPe DRA f\d o m e c o l le c t io n f mum» c c n u c tm « n o m e a r t

Yeni Yalova Yolu 7. km no:50 Osmangazi / BURSATel : +90 224 211 73 27-29-30-31 Fax : +90 224 211 73 53GSM : +90 533 380 84 30email : [email protected]

CHS«

02

24

234

32 25

Page 22: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KÜLTÜR & SANAT

TETSİAD’DAN SANATA BÜYÜK KATKI:ANADOLU’DAN İSTANBUL’A

DOKUMACA EFSANELER SERGİSİ

17 EKİM’DE KAPILARINI AÇTITETSİAD Sponsorluğunda Gerçekleştirilen “Anadolu’dan İstanbul’a Dokumaca

Efsaneler” sergisi Anadolu Efsaneleri ile dokuma sanatını buluşturuyor.

ürkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin veriyor. Günümüz şartlarında yapılan ve sektörü geliştirmeye yönelik (TETSİAD) sponsorluğunda gerçekleşen “Anadolu’dan çalışmalar dışında, tekstil sanatına ilişkin önemli projelerle destekçi İstanbul’a Dokumaca Efsaneler” sergisi, 17 Ekim’de Yıldız oluyor.T I H R 1 İ M HSarayı Şehir Müzesi nde kapılarını ziyaretçilerine açtı.

.M- Sergi, 200’ü aşkın sanatseverin katılımı ile gerçekleşen "ANADOLU'DAN İSTANBUL'Aaçılışı takiben bir ay boyunca sürecek. Serginin değişik illerde DOKUMACA EFSANELER"ve değişik organizasyonlarda da yer bulması bekleniyor. Tekstil Dokuma sanatının mitolojiyle buluştuğu serginin hazırlanmasındatasarımına gönül veren, 14 dokuma sanatçısının uzun yıllar süren katkıda bulunan TETSİAD, tekstil sanatını sanat severlerlearaştırmaları sonucu hazırlanan eserleri, 17 Ekim - 17 Kasım 2014 buluşturuyor. Dokuma sanatına ve tarihine gönül veren Marmaratarihleri arasında sergilenecek. Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve öğretimTETSİAD, her alanda Türk ev tekstili sektörünü geliştirmeye önem üyelerinin eserleri, Yıldız Sarayı Şehir Müzesi’nde sergileniyor.►

tetS-ad [email protected]

20 HOMETEXTILE

Page 23: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

t t©vim8H A V L U

DENİD İÇ ve DIŞ TİC. LTD.ŞTİ.

Akçeşme Mah. 2611 Sok. No:17 Gümüşler DENİZLİ

tel. 0 258 372 14 22 fax. 0 258 372 13 69

denid@ denid.com.tr

i s t a n b

C N R E X P OH A L L 2 / B - 0 8

Page 24: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

w V t0 L ° J '

S ^ 2 s S 5 2 B ^ 't s s w ^ *

e s e r l e r '' y e b

« „ . » * ’ * “ “ ’ ‘ " ü r r - î î s ^

u v » ''ws u « ' Gu" i % '» k ^O "*’“ ': s “w * ^ •Yük n 7^ Us'uca

22 HOMETEXTILE

Page 25: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

EVLENHome Collection

Page 26: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

• • • •

ORTUMHOME TEXTILE

M e rk e z :1 0 3 0 2 Sk. N o :7 Kaklıç M h. Ç iğ li - İZMİR Tel: + 9 0 2 3 2 5 4 2 7 (3 Hat) Fax: + 9 0 2 3 2 3 2 7 5 4 2 9

Şube: 5 7 4 7 Sk. N o: 5 0 MTK Sitesi Ç am dib i - İZMİR Tel: + 9 0 2 3 2 431 0 2 18 Fax: + 9 0 2 3 2 431 0 2 19

Page 27: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

-, ■ " j m r

[email protected]

www.pamukkaletekstil.com.tr

Page 28: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

İTHİB, GENÇ YETENEKLERE SESLENİYOR

“YARATICILIĞINI ÖZGÜR BIRAK”

Moda ve tekstil alanında yetenekli gençleri sektöre kazandırmayı

amaçlayan İthib, bu yıl 9’uncusunu düzenleyeceği İTHİB Kumaş Tasarım

Yarışması Kapsamınca Üniversiteleri geziyor. İTHİB Başkanı İsmail

Gülle, İthib Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve ünlü modacı

Hakan Akkaya, Türkiye’nin en yetkin üniversitelerinden İstanbul Teknik

Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve

Marmara Üniversitesi’nde gençlerle buluştu.

Moda ve tekstil alanında yetenekli gençleri sektöre kazandırmayı amaçlayan İTHİB, bu yıl 9’uncusunu düzenleyeceği İTHİB Kumaş Tasarım Yarışması kapsamınca üniversiteleri

geziyor. İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve ünlü modacı Hakan Akkaya, Türkiye’nin en yetkin üniversitelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve MarmaraÜniversitesi’nde gençlerle buluştu.Türkiye’nin en yetkin dört üniversitesinde 9.Kumaş Tasarım Yarışması için tanıtım gerçekleştiren İTHİB, Türkiye’nin genç yeteneklerine “Yaratıcılığını Özgür Bırak” mottosuyla sesleniyor. Bu yıl 9’uncusunun düzenleneceği geleneksel İTHİB Kumaş Tasarım Yarışması, İstanbul Teknik Üniversitesi,

İstanbul Aydın Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde tanıtımları yapıldı. 25 Eylül Perşembe günü İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, 29 Eylül Pazartesi günü İstanbul Aydın Üniversitesi, 30 Eylül Salı günü Yeditepe Üniversitesi, 1 Ekim Çarşamba günü Marmara Üniversitesi’nde gerçekleştirilen tanıtımlara katılımlar yoğundu. Rektör düzeyinde katılımların olduğu tanıtım etkinliklerindeİTHİB Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve modacı Hakan Akkaya sunumlarıyla öğrencilere hem yarışma hakkında hem de nasıl bir yol izlemeleri konusunda bilgi verdiler. Hakan Akkaya’nın sunumlarıyla gerçekleşen seminerlere öğrencilerin katılımı ve ilgisi yoğundu. Kumaş Tasarım Yarışması’nı üniversiteli gençlere giderek tanıtımını gerçekleştiren İTHİB, hem etkinliğe katılım oranını artırmayı hem de

İTHİB BAŞKANI İSMAİL GÜLLE

“Bu yarışmada tekstil sektörü etrafında genç ve dünya ile entegre bir tasarımcı profili oluşturmak için yola çıktık

26 HOMETEXTILE

Page 29: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

O z d i l c kYAŞAMIN İÇİNDE

O z tV İ f c l ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ ve TEKSTİL SANAYİ A,Ş.: Yalova Yglu 4.km 16210 Osmangazl t Bursa Tel: +90 224 219 60 00 Fax: +90 224 219 60 70A L IŞ V E R İŞ M E R K E ZLE R İ: YALOVA YO LU DURSA <90 234 31 96 00 0 - G E Ç İT HU RSA «90 ?3* J«M 90 90 - K A PLIK A YA B U R S A »90 368 -10 00 ■ ATAEVLER B URSA *90 234 441 IJ 7 8 - O ZLU C E B URSA *9 0 77 * *»11 70 54 - G U R SU B U RS A *9 0 371 3 * 02 İN EG Ö L *9 0

224 714 A5 5C - G E M L İK *9 0 224 513 60 00 - AFYON K A R A H İSA R *9 0 272 252 54 €0 - YALOVA *90 226 351 54 54 - İZ M İR *0 0 2 3 2 278 12 00 -K O C A E L İ *9 0 2 6 2 371 1560 - ESKİSE MİR <90 222 330 59 69 - Û Z O İLE K P A R K ANTALYA <90 242 34« 55 28 - Ö ZD İLE K P A R K İS TA N B U L *90

312 325 33 45

D EPA R TM AN M A Ğ A ZA LA R I: İS TA N B U L VIA1AND AVM *90 252 777 95 81 I TORIUM AVM *9 0 Z12 596 15 5 5 1 MALL OF ISTANBUL AVM *9 0 212 801 07 00

EV T E K S T İL İ MARAZALARI; BURSA ÇARŞI *90224 222 1091 - ANKA R A CEPA AVM *90 312 219 60 18-171 FORUM AVM *90 312 576 95 80/ NATA VECA AVM * 90 312 392 91 B2 / ANTARE S AVM *90 312 352 11 19 1 TAURUS AVM *9Q 312 278 S081 A D AN A OPTİMUM AVM *90 322 02 44 ■ BODRUM

OASİSAVM *90 252 317 28 23 - F E T H İY E ERA5TAAVM *90 252 614 58 08 - BOLU HIGHWAY OUTLET AVM *90 374 260 11 60 • BOZÜ YÜ K SARAR OUTLET AVM *90228 315 00 17 - İS TA N B U L AIRPÛRT AVM *90 212 465 87 84 fARENAPAR« AVM *90 212 4 70 00 53 i ARMONİ PARK AVM *90 212 540 6S

63 I BEYUCIUM AVM *90 212 873 78 01 I CAROUSEL AVM *90212 570 46 2 7 1 CEVAHİR AVM *90 212 380 10 0 8 1 KALE OUTLET CENTER AVM »902T2 644 58 98 / MARMARA FORUM AVM *90 212 488 83 6 9 1PERIAVİSTAAVM *90 212 6 Î3 06 16 1 PLATO AVM *90 216 498 61 00 / VİAPORT OUTLET AVM *90

212 696 14 90 M ERSİN FORUMAVM+90 324 331 54 35 - G A ZİA N TEP PRİME M ALI AVM *8 0 342 333 64 17 SAFRANBOLU SAFRANPARK AVM *90 370 737 24 8 i ŞANLIURFA URFACITY AVM *90414 314 55 69 ZON GU LD AK OEMİRPARKAVM +90 372 257 1641 I EREÖLİ EREYtlN AVM *90

372 316 67 62 K A YSE R İ KAYSERIPARK AVM <90 352 223 01 18 i BYZOARAGE AVM *90 352 327 H 6 6 - M ALA TYA MALATYAPARK AVM <90 422 211 12 0 4 - İS K E N D E R U N PRIME MAU.AVM *90 326 619 21 57 GEBZE CENTER AVM *90 262 646 06 31 - TR AB ZO N VARIIBAŞ AVM *9 0 462 223 27 17

TA R S U S TARSUAVM *90 324 613 22 68 K U ŞA D A S I KUŞADASI AVM <90 256 633 55 88 KAHRAM ANM ARAŞ PIAZZA AVM <90 344 235 16 74

www.ozdilek.com - 444 44 16

Page 30: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

>SEKTÖREL ETKİNLİK

------------------------------ e a P O s ® -------------------------------

ITHIB Başkanı İsmail Gülle, ITHIB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve modacı Hakan Akkaya sunumlarıyla öğrencilere hem yarışma hakkında hem de

nasıl bir yol izlemeleri konusunda bilgi verdiler.

------------------------------ © t a d * ® -------------------------------

gençlerin yarışma hakkında daha detaylı bilgi edinmelerini amaçlıyor. Yarışma kapsamınca Hakan Akkaya’nın tasarladığı kostümlerle final gecesine katılacak adaylar, yarışmaya hazırlık süresi boyunca da Akkaya’nın ofisinde kumaşın hazırlık evrelerine tanıklık edecekler. Yarışmanın final gecesi, 25 Aralık Perşembe günü yapılacak. Yetenekli gençleri teşvik ederek sektöre kazandırmayı ve Türk tekstil sektörünün yaratıcı gücünün yükseltilmesini amaçlayan yarışma için başvurular 15 Ekim tarihine kadar kabul edilecek. Katılımcılar yarışmaya dokuma, örme, baskı ve dokusuz yüzeyler olmak üzere dört üretim tekniğinden en fazla ikisiyle katılabilecek.

"HEDEFİMİZ, DÜNYA İLE ENTEGRE TASARIMCI PROFİLİ OLUŞTURMAK"Yarışmanın tanıtımları kapsamınca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konuşan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Kumaş Tasarım Yarışması’nın tekstil sektörü etrafında genç ve dünyaya entegre bir tasarımcı profili oluşturmak için yola çıktığını ifade ederek, “Bu yıl dokuzuncusunu düzenleyeceğimiz bu yarışma şimdiden bütün üniversitelerimizin tasarım bölümlerinde büyük bir heyecanla bekleniyor. Yarışmaya katılan gençleri ödüllendirdikten sonra terk etmeyen bu organizasyon, onları sektörümüzün önemli fuarlarına götürüyor,

yabancı dillerini geliştirmeye çalışıyor. Bizim bu ciddi ve profesyonel yaklaşımımız üniversitelerde de karşılık buluyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin en önemli özel ve devlet üniversiteleri ile yarışma için tanıtım organizasyonları yaptıklarını söyleyen İsmail Gülle, “Salonlara sığmadık. Rektör düzeyinde ağırlandık. Bundan daha mutluluk verici bir şey olabilir mi? Demek ki çıktığımız yoldan sapmamışız. Demek ki isteyince oluyormuş. Bu seminerler bize bunu gösterdi. Öncelikle genç tasarımcılara teşekkür ediyorum. Sonra elbette üniversitelerimizin değerli akademisyenlerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.

KUMAŞA EMEĞİNİZ DOKUNSUN!Yarışmada dereceye girenler toplam 220 bin Türk Lirası değerinde ödül kazanacaklar. Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle belirlenecek kontenjan dahilinde Avrupa’da moda ve tekstil tasarımı okullarında 1 yıllık eğitim hakkı, 1 yıl yurt içinde ingilizce dil eğitimi, dünyanın en büyük kumaş fuarı Paris Première Vision Fuarı’nı ziyaret imkanına sahip olacak. Yetenekli gençleri teşvik ederek sektöre kazandırmayı ve Türk tekstil sektörünün yaratıcı gücünün yükseltilmesini amaçlayan yarışma için başvurular, 15 Ekim tarihine kadar kabul edilecek. ■

28 HOMETEXTILE

Page 31: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

www.tuyap.com.tr

T E M S A D ,

Texpoura 01

WTextile Machinery and Accessories

İşbirliği lie / In cooperation with

32.Uluslararası Örgü, Nakış, Çorap, Baskı, Dar Dokuma Makineleri, Yan Sanayileri, Tekstil Terbiye Makineleri ve Kimyasalları Fuarı32nd International Knitting, Embroidery; Hosiery, Printing, Narrow Fabric

Machines, Side Industries, Textile Finishing Machinery and Chemicals Fair

www.texpoeurasia.com

5 - 8 Ş u b a t / F e b r u a r y 2 0 1 5

12. ULUSLARARASI İ S T A N B U L

İPLİKI ¿ ' / i l I

12 th INTERNATIONAL İSTANBUL YARN FAIR

www.istanbuliplikfuari.com w w w . istanbulyarnfair. com

^ u f iThe Global Aasocfatlon oftho Exhibition Industry

t.OMbinlut ICCA Uiutanrul

mif t ABU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREGINCE TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BIRLIGI

(TOBB) İZNİ İLE DÜZENLENMEKTEDİR.THESE FAIRS ARE HELD UPON THE AUTHORIZATION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY, IN ACCORDANCE WITH L ff l NUMBER 5174.

Page 32: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> YARIŞMA

MODAYA TETSİAD KATKISI

TETSİAD DENİB 3. Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışmasına sponsor oldu. Yarışmada birbirinden iddialı

tasarımlar birbiriyle kıyasıya yarıştı.

Titizlikle ve özenle hazırlıkları tamamlanan DENİB 3. Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışmasına, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği (TETSİAD ) ve Denizli Organize Sanayi Bölgesi sponsor oldu. Sponsorlara teşekkür plaketlerini Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan takdim etti. Yarışmanın Ana Sponsoru TETSİAD adına plaketi,

Dernek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zafer Katrancı ve Dernek Genel Koordinatörü Haşim Büyükbalcı birlikte teslim aldı.Ekonomi Bakanlığı’nın desteklediği yarışmada dereceye girenlerin belli olduğu geceye, Denizli’den ve Denizli dışından çok sayıda konuk katılım sağladı. Ekonomi Bakanlığı’ndan Bakan Yardımcısı

Adnan Yıldırım, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden Denetim Kurulu üyesi Burak Sertbaş’ın da katıldığı geceye Denizli Valisi Abdülkadir Demir ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın yanı sıra Denizli’den çok sayıda kuruluşun temsilcileri de final gecesinde hazır bulundu.

YARIŞMA ÜÇÜNCÜ DEFA DÜZENLENİYORDENİB Başkanı Süleyman Kocasert yaptığı konuşmada “3. yarışmayı düzenliyor olmamız bizim için gerçekten önemli...2014’teyiz ve yine ilk günkü heyecanımızla Tasarım Yarışmamızın hazırlıklarını tamamladık. DENİB Ev ve Plaj Giyimi Yarışması ile kentimize, hazır

30 HOMETEXTILE

Page 33: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

GRUP MATBAA PROMOSYON KUTU SAN. TİC. LTD. ŞTİ.

Kutularımızla ürünlerinize

değer katmaya ve korumayadevam ediyoruz....

ÖZEL TASARIMRaylı Kutu

Ürünlerinizi SergilemedeFarklı Boyut

% O C A ° Dönen Y s j J J ^ Raylı Kutu

Modeli

YenSimsa Grup; kurulduğu 2003 tarihi itibari ile gerek eğitimli personel yapısı, gerek makine parkuru ile müşterilerine AR-GE bölümü aracılığı ile stratejik, satış odaklı yaratıcı tasarım fikirleri ile

birlikte uzman olduğu Matbaacılık, Mukavva Kutu (Sert Kutu), Bristol Kutu, Oluklu Mukavva, Frekans Ambalaj, Medikal Promosyon Materyalleri, ve Ajans hizmetleri altında marka oluşturma. Reklam ve Tanıtım Hizmetlerini imalat kanadı ile birlikte tek çatı altında hizmet vermektedir.

2013 yılı itibari ile müşteri profilini ihracat müşterileri ile genişletirken ülke genelinde sürdürmekte olduğu kalite standardını yurt dışındaki tedarikçileri ile buluşturmanın haklı gururunu yaşamakta ve yaşatmaya devam etmektedir.

Kutunun Sanatİa föufusfuju Adres...

Ayakkabı Kutusu

Rivetli Lambalı Kutu Kapak

Özel Tasarım Kitap Seklinde

Nevresim Kutusu

1 9 - 2 2 Kasım 2014Tarihleri Arasında Katılacağımız HOME&TEX ULUSLARASI E V T E K S T İL İ FUARINDA SALON 2 / A23 Nolu Standımızda Sizleride Aramızda Görmekten Mutluluk Duyarız.

Simsagrup bir Üyesiciir.

rkez İletişim: +90 212 67148 50 (pbx) - Faks: +i)0 212 6;lizli İletişi m: +90 258 37145 33

Page 34: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> YARIŞMA

giyim sektörüne ve tasarım dünyasına farklı bir renk getirdiğimizi düşünüyoruz. İnanıyorum ki, yarışmamızın meyvelerini önümüzdeki yıllarda alacağız. Aslına bakarsanız bir anlamda geleceğe yatırım yapıyoruz. 2023 ihracat hedeflerimize ulaşmamız açısından, çok üreterek değil, marka ve nitelikli ürünler üreterek yolumuza devam edebilmemiz adına bu yarışmanın değeri büyük” ifadelerini kullandı.Başkan Kocasert’in konuşmasının ardında

Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım ve Denizli Valisi Abdülkadir Demir de birer konuşma yaptılar.

TASARIMLAR ÜNLÜ İSİMLER TARAFINDAN SERGİLENDİ

Finale kalan 10 yarışmacının tasarımları, Özge Ulusoy, Pascal Nouma gibi ünlü isimlerin yer aldığı mankenler tarafından sergilenirken,

değerlendirmeyi yapan jüri üyeleri arasında ise Erdal Güvenç, Moda Tasarımcıları Sayın Emre Erdemoğlu, Erol Albayrak, Gül Ağış, Özlem Erkan gibi moda ve tasarım dünyasının önemli isimleri yer aldı. Yarışmada Jüri Özel Ödülüne Sezer Aksoy layık görülürken, Yasemen Şen üçüncülük, Nurten Yüksel ikincilik, Merve Gümüş ise birincilik ödüllerini aldılar. Dereceye giren yarışmacılar para ödüllerinin yanı sıra, yurt dışı eğitim hakkı kazanma şansını elde ettiler.

32 HOMETEXTILE

V1

Page 35: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Barboros Mh.Evren Cd. Apaydın Sk. No:6 34746 Ataşehir / İST. / TÜRKİYE Tel: +90 .216 470 59 00 - 01 - 02 - 03 - 29 Tel: +90 .216 470 59 10 11 Fax: +90 .216 472 01 20 Çağrı Merkezi

www.eforperde.com - [email protected]

ZeJbıa P&ıde Sim P&ıde Zebrn P&ıde

Ahşap Sim Siiüel Pcfide Ahşap Jattizi

Dikey V&ıde Hietai JaiüziJapm V&ıde

Page 36: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> SÖYLEŞİ

Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan:“TÜRK MARKALARININ İTİBARI GİDEREK ARTIYOR”Türkiye, son dönemde özellikle ihracat alanında çok büyük gelişim göstermekte olan bir ülke. Cari açık gibi

büyük bir problemle mücadele eden ekonomimiz adına büyük önem taşıyan ihracat konusunu, dünyanın

önemli kuruluşlarından Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan ile konuştuk.

İhracatçımıza Eximbank’ı kısaca anla­tabilir misiniz? Özellikle KOBİ’lerimiz ve küçük ihracatçılarımızın, Eximbank kredilerine daha kolay ulaşmanın yön­temi ne olabilir?

Türk Eximbank, Ülkemizin tek resmi ihracat destek kuruluşudur. Türkiye’nin ihracata da­yalı büyüme sürecine destek sunmak ama­cıyla 1987 yılında kurulmuştur. Bankamızın amacı ülkemiz ihracatının artırılması, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihracatçılarımızın yeni pazarlara açılmasının sağlanması ve ihracatçılar ile yurt dışında fa­aliyet gösteren müteahhitler ve yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve gü­vence kazandırılması şeklinde özetlenebilir. Bu amaca yönelik olarak, ihracatçılarımızın, döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan fir­malarımızın ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhit ve yatırımcılarımızın bir yandan kredi programlarımız kapsamında sevk önce­si ve sonrası dönemdeki finansman ihtiyaçla­rı karşılanırken, diğer yandan kredi sigorta ve garanti programlarıyla risksiz bir ortamda faaliyet göstermelerine, dolayısıyla rekabet güçlerinin artırılmasına imkan tanınmaktadır. Ayrıca, ihracatçılarımızın vadeli satış işlem­lerini teşvik etmek ve bu yolla ihracat hacmi­ni artırmak, yeni ve hedef pazarlara girilme­sini kolaylaştırmak amacıyla vadeli ihracat alacakları da iskonto edilmektedir.Türk Eximbank, Dünya’da, nakdi kredi ve ihracat kredi sigorta/garanti imkânlarını aynı çatı altında sunan az sayıdaki ihracat kredi kuruluşundan biridir. Bu sayede Bankamız, ihracat sektörüne verdiği desteğin çerçeve­sini genişletmiş ve sunulan hizmetlerde bir bütünlük sağlamış durumdadır.Genel Müdürlüğünü 2012 yılı sonunda İs­tanbul’a taşıyan Bankamız, Ankara’da Bölge Müdürlüğü, İzmir’de Şubesi ve Adana, Bur­sa, Denizli, Gaziantep, Kayseri, Konya, Trab­zon, Samsun ile İstanbul Avrupa Yakası’nda- ki temsilcilikleri aracılığıyla ihracatçılarımıza hizmet sunmaktadır.Bankamız programlarında KOBİ’lere her za­man öncelik tanınmakta...Bildiğiniz gibi ülkemizde KOBİ’ler gerek

34 H0METEXTILE

üretim, gerekse istihdam cephesinde, hem ekonominin hem de ihracatın çok önemli aktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çerçevede, ülkemizde gerek kalkınma ge­rekse istihdam açısından son derece önemli ve stratejik bir role sahip olan KOBİ’lerimize, küresel pazarlarda daha aktif ve söz sahibi olmalarını sağlamak amacıyla Bankamız ta­rafından da özel önem verilmektedir. Bankamızın sadece KOBİ niteliğindeki ihra­catçı firmalarımız için hazırladığı KOBİ İh­racata Hazırlık Kredi Programı kapsamında ihracatçı KOBİ’lerimize 540 güne kadar vade ve daha avantajlı faiz oranlarıyla doğrudan kredi kullandırılabilmektedir. Ayrıca, tica­ri bankalar aracılığıyla kullandırdığımız ve böylelikle bu bankaların geniş şube ağın­dan faydalanılarak Türkiye’nin her yerinden kolaylıkla ulaşılabilen Sevk Öncesi İhracat Kredilerimizde, aracı bankalar kendilerine tanınan limitlerin asgari yüzde 30’unu KO- B İ’lere kullandırmak zorundadır. Dolayısıyla, KOBİTerimiz finansman ihtiyaçlarını karşıla­mak için bu kredi programından da faydala­nabilmededirler.Öte yandan, T.C. Merkez Bankası’nın Ban­kamıza tanıdığı 11 milyar dolarlık rees­kont limiti dahilinde kullandırdığımız ve son dönemde giderek yaygınla­şan Reeskont Kredilerinde de KO- B İ’ler için özel düzenlemeler ger­çekleştirdik. Halihazırda Reeskont \ Kredisinde tüm firmalar için azami 240 gün olan vade, KOBİ statüsün­deki firmalarımız için son dört ayı Türk Eximbank kaynaklarından kar­şılanmak üzere 1 yıla yükseltilmiştir.Program kapsamında, 100 bin Dolar olan işlem alt limiti ise KOBİ’ler için 50 bin Dolara çekilmiştir.

Böylece, KOBİ’lerin Reeskont Kredisini daha etkin olarak kullanabilmelerinin, dolayısıy­la da önemli bir maliyet avantajı kazanarak rekabet güçlerini artırabilmelerinin önü açıl­mıştır.Ayrıca, geçmişte KOBİ’lerin kredilerimiz­den yararlanırken teminat bulma noktasında ciddi sıkıntılar yaşadıkları müşahede edi­liyordu. Bu çerçevede, Bankamız ile Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında imzalanan an­laşma sayesinde söz konusu zorluk da bir öl­çüde aşılmış oldu. Halihazırda KOBİ firma­larımız kredi başvurularında KGF kefaletini Bankamıza sunabiliyor.Ayrıca, Türk Eximbank olarak bu soruna kendi bünyemizde de bir çözüm ürettik. Eximbank olarak artık aval ve teminat mek­tubunun yanında, ihracat alacaklarının Ban­kamızda sunulan ihracat kredi sigortası ürü­nüyle sigorta teminatı altına alınmasını da, kredi teminatı yerine kabul etmeye başladık. Bir başka ifadeyle, ihracatçı firma, ihracat

Page 37: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

alacağını Bankamızdan sigortaladığı takdir­de, biz bu sigorta poliçesini teminat olarak kabul ediyoruz. Böylelikle firma Sevk Sonra­sı İhracat Kredisi’ne erişim hakkına ulaşıyor. Bu hususun, özellikle ticari bankalardan te­minat mektubu veya aval almakta zorlanan KOBİ’ler için oldukça önemli olduğunu dü­şünüyorum.. Ayrıca bu sunduğumuz imkan, ihracatçılara önemli bir maliyet avantajı da sağlıyor. Onbinde 9,5’ten başlayan Ban­kamız kredi sigortası imkanında, ortalama prim oranımız da binde 3. Bu oranlar, özel­likle KOBİ’lerin aval veya teminat mektubu maliyetlerinin oldukça altında. Bu uygula­manın üçüncü bir avantajı da, bizim sigorta imkanını sunarken, ihracatçının bilançosunu değil; alıcıyı göz önüne alıyor olmamız. Bir başka ifadeyle, biz, Eximbank olarak temi­nat yerine geçecek sigorta işlemini fiyatlar­ken, ihracatçıyı değil, alıcıyı inceliyoruz. Bu durumda, alıcının kredibilitesi üzerinden finansmana erişim imkanı sağlanmış oluyor. Son olarak, KOBİ’lere tüm ihracat faaliyetleri için Bankamız kredi programlarına kolay­ca başvuru yapabileceklerini söylemeliyim. Kredi programlarımızın işlerliği ve başvuru süreçlerinin kısalması için gerekli önlemleri alıyoruz. İhracat faaliyeti için kredi kullanma niyetinde olan tüm KOBİ’lerin Bankamız ile iletişime geçmesi sürecin başlaması için ye­terli olacaktır.

Sizin pencerenizden bakıldığında ekonomik olarak 2014 yılı nasıl bir yıl olarak tanımla­nabilir? Bu çerçevede 2015 yılından neler bekleyebiliriz?Bildiğiniz gibi küresel finansal krizin etkile­rinin bertaraf edilmesi sürecinde özellikle gelişmiş ülke merkez bankaları, geleneksel olmayan para politikası uygulamalarıyla hem kendi ülkeleri hem de gelişen ülkeler üzerin-

*

de önemli makro ekonomik etkiler yarattılar.2014 yılı ise, söz konusu politikalardan bir geriye dönüş, bir normalleşme süreci ola­rak tanımlanabilir. Normalleşme sürecinde küresel piyasalarda, içinde bulunduğumuz günleri de dahil ederek değerlendirirsek, artan volatilite, dış finansman imkanlarında göreli sıkılaşma gibi dış ekonomik koşulların yarattığı etkiler, Türkiye ekonomisi üzerinde de çeşitli etkilerde bulundu. Bununla birlik­te, Türkiye’de iç talep ılımlı bir artış eğilimini korurken, artan kurun ve AB’nin ılımlı da olsa toparlanma sergilemesinin etkileriyle net ih­racatımız büyümeye önemli ölçüde olumlu katkı yaptı. Söz konusu makro ekonomik çerçevede Türk Eximbank olarak biz de bir yandan ihracatçımızın kısa ve orta/uzun va-

deli finansman ihtiyaçlarını karşılarken, di­ğer yandan “güvenli ihracat” parolasıyla ih­racat alacaklarını sigortalamaya devam ettik. Bugünden 2015 yılına baktığımızda ise ge­lişmiş ülkelerin para politikalarının normal­leşme sürecinin bir adım daha ileriye gide­ceği bir yıl olacak gibi görünmektedir. Bu durum, özellikle dış finansmanda yeni bir sıkışıklık yaşanabileceğine işaret etmektedir. Türk Eximbank olarak önümüzdeki dönem­de ihracatçılarımızın finansman ihtiyaçlarını piyasadan karşılamakta zorlanabileceklerini öngörerek, sağladığımız imkanları artırarak sürdürebilmek amacıyla çalışmalar yapıyo­ruz. Bu çerçevede geçtiğimiz ay 500 milyon dolarlık bir tahvil ihracı gerçekleştirerek, ihracatçıların kısa vadeli finansman ihtiyaç­larını karşılamanın yanında orta/uzun vadeli finansman desteği de sağlayacak doğrultuda hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Bilindiği gibi Türk Eximbank gibi kurumların dünya­daki benzerleri de, özellikle piyasadan fon- lamanın daraldığı durumlarda, sundukları destek miktarını artırarak ihracatçılar için sürdürülebilir finansman imkanları yaratma misyonunu üstlenmiştir. Söz konusu misyo­numuz doğrultusunda 2015 Yılı Programımı­zı bu çerçevede şekillendirmek için çalışma­lar sürdürülmektedir.Öte yandan, 2015 yılında ülkemizin ihracat performansının iyileşmesini bekliyoruz. Bu beklentimiz bir yandan bugünlerde yaşa­nan kur hareketlerinin özellikle 2015 yılında ihracatçılarımızı olumlu anlamda destekle­yecek olmasından, diğer yandan ise AB’de uygulanması beklenen parasal genişleme programlarının AB’nin büyüme performan­sını olumlu etkileyecek olmasından kaynak­lanıyor.Yukarda bahsettiğim tüm bu hususları dik­

%w

M

% !HOMETEXTILE 35

Page 38: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> SÖYLEŞİ

kate alarak 2015 yılındaki kredi ve sigorta uygulamalarımızın çerçevesini belirleyecek olan Yıllık Programımıza yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.İçerisinde bulunduğunuz bölge özellikle son dönemde siyasi açıdan oldukça istikrarsız (Rusya, Suriye, Irak) bir dönem geçiriyor. Bu dönemin ekonomiye özellikle de ihraca­tımıza olan etkilerini nasıl değerlendiriyor­sunuz?İçinde bulunduğumuz bölgenin son dönem­de siyasi açıdan istikrarsız olmasının özellik­le Irak ve Rusya ile olan ihracatımıza birtakım

toptan bir pazar olarak gören bir yaklaşım izleniyor. Bu arada, ülke olarak 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizin ancak katma değeri yüksek-markalı ürünlerimiz ve tercih edilir kalitedeki hizmetlerimizle mümkün ol­duğunun da bilincindeyiz. Türk markalarının bilinirlik ve itibarının artırılmasına yönelik atılan adımlar, sağlanan destekler ve kolay­lıklar var.Bankamız, Türk firmalarının yurt dışında yer­leşik olan markaları ve ilişkili şirket, mağaza ve tesislerini satın almalarına imkan tanımak amacıyla Marka Kredisinin uygulamaya koy-

Ülkemiz küresel olarak siyasi ve ekonomik bakımdan son yıllarda iddiaları ve hedefleri olan bir ülke konumuna geldi. Bu hedeflere ulaşma noktasında hem devlet mekanizması hem de reel sektörümüz ciddi bir gayret sarf ediyor.

olumsuz etkilerin olmasını zaten bekliyor­duk. Rakamlara bakacak olursak; olayların başladığı 2014 yılının Temmuz ayında Irak’a olan ihracatımız aylık bazda yüzde 45 aza­lırken Ağustos ayındaki azalış miktarı yüzde 26’ya gerilemiştir. Bunun sonucunda, 2014 yılının ilk sekiz ayı için ise azalış miktarı yal­nızca yüzde 5 olarak gerçekleşmiştir. Benzer şekilde, Rusya’ya ihracatımızda da ilk sekiz ay için yüzde 11’lik bir daralma vardır. Buna karşılık aynı dönemde ihracatımız, en bü­yük iki ihracat pazarımız olan Almanya’ya yüzde 16, İngiltere’ye ise yüzde 20 oranında artarken, AB’ye olan ihracatımız yüzde 13 artmıştır. Bu dönemde toplam ihracatımızda ise yüzde 6’lık bir artış yaşanmıştır. Yani ih­racatçılarımız esnek yapıları sayesinde Irak ve Rusya ile yaşanan sınırlı daralmayı AB pa­zarlarına yönelerek fazlasıyla telafi etmişler. Sonuç olarak, bölgemizde yaşanan istikrar­sızlıkların ekonomimize ve ihracatımıza bazı etkileri olsa da bu etki sınırlı kalmış ve ülke­miz şu ana kadar ciddi bir sorun yaşamamış­tır, bu durumun bu şekilde devam edeceğini ümit ediyoruz.

İhracat konusunda Türkiye’nin en önemli kurumlarının birisinin başında bulunuyorsu­nuz. Sizin bakış açınızdan dünyada, Türkiye ve Türk Malı Algısı ne yönde şekilleniyor? Ülkemiz küresel olarak siyasi ve ekonomik bakımdan son yıllarda iddiaları ve hedefleri olan bir ülke konumuna geldi. Bu hedeflere ulaşma noktasında hem devlet mekanizması hem de reel sektörümüz ciddi bir gayret sarf ediyor. Ekonomide içine kapalı, kendi için üreten ve tüketen bir ülke olmanın ötesinde, farklı pazarlara girmeyi, mevcut pazarlarda tutunmayı amaç edinen nihayetinde dünyayı

muştur. Program ile şirketlerimizin marka hinterlandını genişletmek ve ihracatta katma değerin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Kre­di 2 yıl geri ödemesiz 7 yıl veya 3 yıl geri ödemesiz 10 yıl vade seçeneğiyle ve çok uygun maliyetle kullandırılmaktadır. Kredi, marka, şirket, mağaza veya tesis satın alım- larına ilişkin sözleşmelere dayalı olarak kul­landırılmaktadır. Markalaşma faaliyeti kap­samında kullandırılacak kredilerde, reklam, avukatlık, danışmanlık, kiralama, komisyon, tesis ve makine alımı, işletme sermayesi gi­derleri ile sertifika ve kalite belgelerine yö­nelik harcamalar da finanse edilmektedir. Bildiğiniz gibi, Eylül ayı sonunda İhracatçılar Meclisimizde Cumhurbaşkanımızın bizzat katılımıyla “Türkiye Markası” tanıtım toplan­tısı düzenlendi. Toplantıda Cumhurbaşka­nımız, ülkemizin global markalarının gurur duyulacak seviyede başarılı olduklarından ve fakat daha fazla Türk markasının dünya pazarında yer alması gerekliliğinden bah­setti. Esasında bu; en yetkili ağızdan Türk markalarına ve girişimcilerimize bu süreçte devletimizin yanlarında olduğunun açık bir mesajıdır. Elbette ülkemizin markalaşma konusundaki bu çabası karşılık da buluyor. Özellikle Avrupa’da Türk markalı ürünlerimiz bulundukları pazarlarda ciddi paylar elde ediyor. Malumunuz markalaşma süreci ve her markanın performansı ülkenin genel imajını belirliyor. Örneğin, bugün Türk Hava Yolla­rının tek başına ülke imajımıza ve diğer Türk markalarına katkısı ortada. Zira bir ülkenin iyi bir markası sonradan çıkacak diğer markalara da adeta referans oluyor. Halihazırda dünya­da Türk malı algısı gün geçtikçe daha pozitif bir algıya dönüşüyor. Dileğimiz bu olumlu algının daha da güçlendirilmesidir.

36 HOMETEXTILE

Eximbank olarak 2013 yılında ihracat sektö­rüne yönelik kredi ve sigorta desteğini yüz­de 27 oranında arttırmıştınız. 2014 yılı için bu oran ne noktada ve 2015 yılı için ne ön­görüyorsunuz?Türk Eximbank olarak, bu yılın ilk dokuz ayında ihracat sektörüne 15,6 milyar doları nakdi kredi, 7,2 milyar doları sigorta imka­nı olmak üzere toplam 22,8 milyar dolar­lık destek sağladık. 2014 yılsonu itibariyle hedefimiz ise, sağladığımız toplam nakdi kredi ve sigorta desteğini 34 milyar dola­ra yükselterek, Türkiye ihracatının yüzde 20’sini finanse etmektir. Böylece, 2014 yıl- sonu itibariyle Türkiye ihracatının beşte birine finansman imkanı sunacağız ki bu büyük bir destek oranıdır. Bu noktada be­lirtmek isterim ki, 2014 yılının Temmuz ayı itibariyle Türk bankacılık sektörünün açmış olduğu ihracat kredilerinin %57’lik bölümü Bankamız tarafından sağlanmıştır. Bu artışta, son yıllarda ihracatçılarımızın ihtiyaç, talep ve önerilerinin belirlenerek, bu doğrultuda kredi ve sigorta uygulamalarımızı geliştirdi­ğimiz ve yeni uygulamaları yürürlüğe koydu­ğumuz proaktif politikanın önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu politikanın bir uzantısı da pazarlama faaliyetleri kapsamında ihracatçı firmalarımızla yakın temaslar kuruyor, farklı sektörlerin farklılaşan ihtiyaçlarına çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar netice­sinde geçtiğimiz yıl 3 binin üzerinde firma ziyareti yaparak, 512 yeni firmaya kredi; 224 yeni firmaya da sigorta imkanı sunduğumu­zu belirtmek isterim. Portföyümüzdeki firma

Page 39: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

DENEYİM İNOVASYON

Fuar Takvimimiz

intertext ileSHANGHAI home textiles

Aug 2 7 -2 9 ,2 0 1 4

PREMİEREVİSİONPARIS, Sep 1 6 -1 8 ,2 0 1 4

PREMİEREVİSİONISTANBUL, Oct 2 9 -3 1 ,2 0 1 4

DOMOTEXJanuary 1 7 -2 0 ,2 0 1 5

Inovasyonu, deneyim ile harmanlayıp 28 yılda yüzlerce yenilikçi ürün geliştirdik.

www.tasdelengroup.comG r Ç r W r t r i H t ë

member of TAŞDELEN group

Page 40: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> SÖYLEŞİ

sayısı da her yıl artıyor, 2013 yılı sonu itiba­riyle kredilerimizden yararlanan firma sayısı 4.300’ü, sigortalı firma sayımız ise 1.900’ü aştı.Diğer yandan hala bizi hayrete düşüren bir unsur var, her ne kadar son yıllarda yoğun ve aktif pazarlama çalışmalarımızla bunu bir ölçüde aşmayı başardıysak da, birçok ihra­catçımız halen bizim avantajımızın farkında değil maalesef. Bu çerçevede, sektör tem­silcileri ve ihracatçı birlikleri ile toplantıları­mız, brifinglerimiz, istişarelerimiz vesilesiyle bir araya geliyoruz. Bankamız faaliyetlerinin tanıtılması için davet edildiğimiz tüm etkin­liklere katılım sağlamaya özellikle önem ve­riyoruz.Öte yandan, hedefimiz 2015 yılında da ihra­cat sektörüne sağladığımız desteği artırmak. Ancak, Bankamızın 2015 Yılı Programına iliş­kin çalışmalar sürmekte olduğundan henüz

Her ne kadar, Bankamızca ihracatçılara su­nulan imkanların tanıtımında oldukça yol alınsa da, bunun yeni hedefler ve yeni ufuk­lar getirdiği kuşkusuzdur. Krediler hacminin belli bir potansiyele eriştiği, oysa alacak sigortasının öneminin ve ürün çeşidinin her geçen gün arttığı düşünüldüğünde, önü­müzdeki dönemde Türk Eximbank’ın ala­cak sigortası alanında yenilikler getireceğini şimdiden söyleyebiliriz. Öte yandan, küre­sel krizlerin yarattığı tahsilat sıkıntıları, dün­yada yaşanan politik kargaşalar ve savaş v.b. hadiseler özellikle Bankamızın sigorta prog­ramlarına olan ilgiyi artırmış durumdadır. Belirsizliğin ve riskin arttığı, buna paralel olarak sigorta bilincinin artış gösterdiği bu dönemde Türk Eximbank, sunduğu ve sun­mayı planladığı alacak sigortası ürünleriyle ihracatçılarımızın kara gün dostu olma mis­yonunu da üzerine almıştır. Bu çerçevede,

Geçtiğimiz y ıl 3 binin üzerinde firm a ziyareti yaparak, 512 yeni firmaya kredi; 2 2 4 yeni firmaya da sigorta imkanı sunduğumuzu belirtmek isterim.

bir rakam vermem doğru olmaz.Geçtiğimiz yıllarda Eximbank, İslam Ülkeleri Arası İhracat Kredi ve Yatırım Sigortası Ku­rumu ve Arap Yatırım ve İhracat Kredi Ga­ranti Kuruluşu ile acentelik anlaşmaları im­zalanmıştı. 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye ihracatına pozitif katkı sağlayacak, benzer çalışmalar söz konusu mudur?Sizin de bahsettiğiniz üzere, Türk Eximbank olarak, İslam Ülkeleri Arası İhracat Kredi ve Yatırım Sigortası Kurumu (IC IEC) ve Arap Yatırım ve İhracat Kredi Garanti Kuruluşu (DHAMAN) ile imzalanan acentelik anlaş­maları ile her iki kuruluşça uygulanmakta olan orta ve uzun vadeli yatırım sigortası ürünlerini ihracatçılarımıza, yatırımcılarımı­za ve müteahhitlerimize ulaştırma imkânına kavuşmuştuk. Bu çerçevede; dünyadaki ge­lişmeleri yakından takip eden ve ihracatçıla­rımızın faydasına olabilecek her türlü sigorta ürününü ihracatımızın hizmetine sunma fel­sefesiyle hareket eden Türk Eximbank, 2014 ve 2015 yıllarını sigorta bilincini artırmaya adamış ve bu doğrultuda da hareket etmek­tedir. Çalışanlarımız, sektördeki gelişmeleri takip etmek amacıyla yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen eğitim, seminer ve konferans­larda görevlendirilmekte ve sigorta alanın­da ürün çeşitlendirilmesine çalışılmaktadır. Kısacası, Türk Eximbank bir yandan sigorta bilincini artırma çabasındayken, öte yandan da sigorta alanında ürün çeşitlendirmesine gitmekte ve böylece Türk ihracatçısının dün­ya ticaretindeki payını artırmasına öncülük etme amacını taşımaktadır.

2014 yılında Bankamız Sigorta ve Uluslara­rası Krediler Birimlerimizin ortaklaşa çaba­ları ile yürürlüğe giren ve ilk örneği geçtiği­miz günlerde gerçekleştirilen Poliçe Iskonto Programı ile ihracatçı, ihracata yönelik mal üreten imalatçı ve imalatçı-ihracatçı firma­ların vadeli satış imkanlarının artırılması ve sevk sonrası aşamada finansman ihtiyaçları­nın karşılanması planlanmaktadır. Böylece, Türk Eximbank üçlü temel destek fonksi­yonunu icra etmiş olmaktadır: Teminat - Enformasyon - Finansman. Söz konusu programa ilişkin tanıtım faaliyet­lerine hız verilmiş olup 2014 yılı içerisinde ve 2015 yılında Poliçe Iskonto Programı’na ihracatçıla­rımızın yoğun talepte buluna­cağı öngörülmektedir.Öte yandan, söz konusu kredi programının akreditifleri de içerecek şekilde güncellene- rek kapsamının genişletilmesi çalışmaları sürdürülmekte­dir. “Poliçe/Akreditif Iskonto Programı” adı ile güncellen­mesi planlanan program ile vadeli ihracat işlemlerinden doğan poliçe ve akreditifler Bankamız Spesifik İhracat Kredi Sigortası Sevk Sonra­sı Risk Programı kapsamın­da Bankamız sigorta po­liçesinin geri dönülemez nitelikte bir asli teminat olarak kabul edilmesi su­

retiyle iskonto edilecektir.Hazine Müsteşarlığı tarafından 1 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe konan Kefalet Sigortası Genel Şartları ile ülkemizde uygulama alanı bulan kefalet sigortası alanındaki çalışmala­ra başlanmıştır. Kefil veya teminat mektubu işlevinde olan söz konusu ürün ile sigorta­cı, borçlunun poliçede tanımlanan borç yükümlülüğünü yerine getirememesi rizi­kosuna karşı, bu genel şartlarda ve poliçe özel şartlarında belirtilen hüküm ve şartlar çerçevesinde, borçluya kefil olarak poliçe­de belirtilen lehdara teminat sağlamaktadır. International Credit Insurance and Surety Association verilerine göre 2013 yılı sonu itibariyle dünya çapında 2,3 milyar avro prim hacmine ulaşan ve teminat mektubu­na alternatif olarak ön plana çıkan Kefalet Sigortası’nın ihracatçılarımız açısından son derece yararlı bir teminat olacağı mütalaa edilmektedir.7. Türkiye ihracatı ile ilgili gelişmeleri bizim için özetleyebilir misiniz? Hangi destek, kat­kı ve politikalar ile ihracat kapasitemizdeki artışın önünü açabilirsiniz?İhracatımız son dönemde düzenli şekilde artmaya devam etmektedir. Bunun temel­de kurdaki artış ve dış talepteki büyüme olmak üzere iki önemli sebebi bulunmakta-

38 HOMETEXTILE

Page 41: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

w * m

. /

A *eslitekst i l

www.sesli.com.trwww.sesiihome.com.tr

ManufacturingOrganize Sanayi Bölgesi 110. Cad. No: 355 Uşak/Türkiye Tel: +90 276 266 79 79 Faks: +90 276 266 79 00 e-mail: [email protected]

G facebook.com/seslihome

twitter.com/seslitekstii

0 Ö 0

0 t

<ÎEİPAvJAZtlILAM * ■

Export OfficeGeneral Ali Rıza Gürcan Cad. Eski Çırpıcı Çıkmazı Sok.Merter iş Merkezi No: 2 K: 5 D: 36 34169 Merter / İstanbul - Türkiye Tel: +90 212 483 32 32 Faks: +90 212 482 84 00 e-mail: [email protected]

Page 42: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> SÖYLEŞİ

dır. Özellikle dolara karşı TL’de yaşanan değer kaybı, ihracatımızın artmasına kısa vadeli de olsa olumlu yönde katkı sağlamış­tır. Bununla birlikte dış talepteki artışın da devam etmesi ile birlikte ihracat artışının en büyük dinamikleri kur artışı ve talep ar­tışı olmuştur. İhracatta en büyük pazarımız olan AB’nin toparlanma süreci bir miktar yavaşlasa da bu durumun bizim AB pazar­larındaki ihracat artışımıza ciddi bir etkisi olmamıştır, nitekim son açıklanan verilere göre 2014 yılının ilk sekiz ayında AB’ye ih­racatımız yaklaşık yüzde 13 artarak toplam ihracat artışımızın üzerinde seyretmeye de­vam etmiştir. Diğer taraftan, ihracata konu olan sektörlere yapılan yatırımların artma­sının önümüzdeki dönemde ihracat artışını devam ettirmek için kritik öneme sahip ola­cağını düşünüyorum. Türk Eximbank olarak biz 2013 yılında yaklaşık 1 milyar dolar orta ve uzun vadeli kredi desteği sağlayarak ticarete konu sektörlerde yatırımların art­ması sürecine destek sağladık. 2014 yılında da bu seviyeyi koruyacağımızı görüyoruz. Önümüzdeki dönemde ise desteğimizi artırarak devam ettirmek istiyoruz. Bizim sunduğumuz desteğin de katkısıyla arta­cak yatırımların verimlilik artışı sağlayarak ihracatçılarımızın uluslararası piyasalarda rekabet gücünün artmasına katkı sağlaya­cağına inanıyoruz.İhracat kapasitesi kadar ihracat artışının sürdürülebilirliğinin de kritik bir öneme sahip olduğunun görülmesi gerekiyor. Bu çerçevede “güvenli ihracat” yapma anlayışı­nın yerleşmesinin oldukça önemli olduğuna inanıyoruz. Güvenli ihracat derken, hem ih­racatçının alacağının sigortalanmasını hem de kurdan kaynaklanan oynaklıklara karşı ihracatçılarımızın korunmalarını kastediyo­rum. Daha önce de bahsettiğim gibi Türk Eximbank olarak biz kredi sigortası ile ihra­catçılarımızın alacaklarını teminat altına alı­

yoruz. Diğer önemli konu olan kur oynaklığı riskine karşı ihracatçılarımızın güvenli ens­trümanları kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Gelecek dönemde TL’nin hem avroya hem de dolara karşı sergileyebileceği kur hare­ketlerine karşı korunmaları gerektiğinin; bu doğrultuda opsiyon sözleşmelerimizi kullan­malarının önemli olduğu hususunun altını çi­ziyorum. Sonuç olarak, ihracatçılarımızın bu iki konuyu dikkate almalarının sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak için oldukça önemli olduğunu söyleyebilirim.8- 2023 yılı için kendimize 500 milyar dolar ihracat hedefi koyduk. Bu hedefe ulaşma yolunda önümüze çıkabilecek en büyük en­geller sizce neler olabilir? Hedefe ulaşmada oluşabilecek sorunlar için, ne tür bir yol izle­meli, hangi önlemleri almalıyız?2023 yılı için koyulan 500 milyar dolarlık ihracat hedefi aslında bir zihniyet değişi­minin göstergesidir. Bu hedefi koymaktaki amacın sadece rakamsal bir hedefe ulaşmak

olmadığını, aynı zamanda ihracatın kompo­zisyonunda bu hedefe ulaşmak için gerekli yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesini sağlayacak niteliksel anlamda bir takım he­defleri de içerdiğini düşünüyorum. Bu açı­dan değerlendirme yapacak olursak, 2023 yılı ihracat hedefimizin gerçekleştirilmesinin önündeki en büyük engelin niteliksel dönü­şüm kısmının göz ardı edilerek, bu hedefin sadece ulaşılması gereken niceliksel bir he­def olarak algılanması olduğuna inanıyorum. Bu doğrultuda son dönemde ülkemizin ihra­cat kompozisyonunda başlayan dönüşümün önü açılarak süreç hızlandırılmalı ve serbest piyasanın işlemesini engelleyebilecek hu­suslarda yapısal reformları gerçekleştirme- liyiz. Bu değişim ve dönüşümleri başardı­ğımız takdirde niteliksel anlamdaki hedefi­mize ulaşmış olacağız. Niteliksel hedefe uy­gun dönüşümün sağlanıyor olması ise, 500 milyar dolarlık hedefe ulaşmanın patikasına girildiğine işaret etmektedir.

40 HOMETEXTILE

Page 43: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

SINCE 1981

“Stock Partner Programme”- .1 , 5 > 1 w f h m a m m m m m m j

From 50 mts till 500 mts always available

info@deparderi!c6m.tr www.deparderi.com.tr

DEPAR DERİ PLASTİK SAN. TIC. A.Ş.zkoy Baglarici Cad. No: 68 Avcılar / İstanbul - Türkiye

Page 44: Hometextile Dergisi 83.Sayısı
Page 45: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

âAKMAN# TEXTILE

Akman Head Office: Prof. Turan Güneş Cad. No: 114 Zeytinburnu - İstanbul - Turkey - Phone: +90 212 558 34 34 Fax: +90 212 558 45 47

Akman Çorlu Factory: Vakıflar Köyü Yoztepe Mevki Çorlu - Tekirdağ - Turkey - Phone: + 90 282 672 24 28 Fax: +90 282 672 24 33

Export E-mail: [email protected]

www.akman-tekstil.com

"Pinella" is a registered brand name of a k m a n m t e x t i l e

Page 46: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Ayşe Tolga:“ İYİ DÖŞENMİŞ ZEVKLİ HER MEKANDAN KEYİF ALIRIM.”

Türk televizyon dünyasına Şehnaz

Tango dizisi ile merhaba diyen

ve pek çok farklı yapımda rol

aldıktan sonra, şimdilerde TRT’de

yayınlanan Seksenler dizisindeki

Gülden karakterini canlandıran

Ayşe Tolga ile genel dekorasyon

alışkanlıkları ve ev tekstili üzerine

konuştuk. Başarılı sanatçı, Türk

pamuğu ve üretiminin yabancı

markalardan daha kaliteli

olduğunu ifade ederken özellikle

model özgünlüğünün öneminin

altını çizdi.

Evinizi dekore ederken genel olarak nelere dikkat edersiniz? Dekorasyonda pek çok konuya farklı farklı bakmak gerekir. Benim dekorasyonda en önemli

üç kriterim bulunuyor. Bunlar sırası ile ergonomi, marka - kalite ve de son olarak tasarım - gusto...

Dekorasyonda özel olarak tercih ettiğiniz bir ekol var mı, yoksa seçimlerinizi görsel beğeniniz çerçevesinde mi gerçekleştiriyorsunuz?Tercih ettiğim ekol yok ancak minimal veya hightech maskülen tasarımları kendime yakın bulmam. Ancak çok feminen ve kitch’e kayan kadınsı ortamları da hiç sevmiyorum.Bohem, eklektik, provensal ve urban tarzları aslında bana daha yakın. İyi döşenmiş, zevkli her mekandan keyif alırım. Türkiye’den mimar olarak Cengiz Kurt, Şebnem Buhara, Autoban ve Derin Sarıyer’i beğeniyorum.

Ev tekstili ürünlerinde renk seçiminde sizin için mevsimsel etkiler söz konusu oluyor mu? Tabi ki oluyor, sezonlar arasında fark olmalı. Yaz aylarında pastel ve uçuk renkler ve keten

44 HOMETEXTILE

Page 47: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

YUVAM■ — -

HOMf FASHION

T g â ü c l I j

TEKSTİL SANAY İ ve TİCARET A-Ş TEL:+90-276-231 12 90 FAX:+9()-276-231 16 89

f lw .a g a o g lu .to ra «Twv.aguoglustore.com l'ŞA K/ TÜRKİYE

HOME H A R M O N Y

Page 48: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

SÖYLEŞİ

pamuklu kumaşları tercih ederken; kış aylarında daha toprak tonlarını, kaşmir ve yünlü tekstili seviyorum.

Perde seçimlerinizde kendinizi hangi tarza yakın hissediyorsunuz?Perde tercihim aslında mekana göre değişiyor. Yani yüksek tavanlı, 60 metrekare bir yatak odanız varsa burada kullanılacak perde ile yazlık taş evinizin 20 metrekare yatak odasındaki farklıdır.Benim belli bir tarzım yok dediğim gibi mekana uyan onu iyi taşıyan perdedir aslında. Taftalar, ağır ve iddialı drapeli perdeleri, aşırı renkleri sevmem.

Yatak örtüsü seçimlerinizde hangi renkler sizin için daha çekici?Bir tercihim yok aslında. Yine mekana uygun olarak seçilen tüm renkler ilgi çekici olabilir. Feng shui master, sevgili dostum Esra Koyuncu ile evimizde çalışmıştık. Kahverenginin tonları yatak odasına asla uymayacak renklerdir demişti. Bu nedenle toprak tonlarını kullanmamayı tercih ediyorum en sevdiğim ise her zaman kırık beyaz, kum rengidir.

Her mekanda bu renklerle rahat ederim. Fonlarda bu renkler aksesuar ve örtülerle mekana dinamizm katmayı tercih ederim. Bu aralar lila rengini seviyorum. Ayrıca uçuk yeşiller, nane yeşili de tercihim.

Ev dekorasyonu ve yaşantısında anne olmanın da mutlaka yarattığı farklar vardır. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?Tabi var. Çocuklu hayat diye bir şey var. Bu anlamda çocuğun olduğu bir eve beyazlar, açık renk halılar biraz riskli oluyor. Sivri kenarlı, çocuğun yaralanmasına yol açacak eşyalara da dikkat edilmesi ve ortadan kaldırılması gerekiyor.

Dekorasyon seçimlerinde

mekânın önemli etkisi olduğunu

söyleyen Ayşe Tolga, çocuk

sahibi olmasının da seçimlerini

etkilediğinin altını çiziyor.

46 HOMETEXTILE

TURK MALI TEKSTİL ÜRÜNLERİ DİĞER ÜLKELERİN ÜRÜNLERİYLE KIYASLADIĞINIZDA NE NOKTADA GÖRÜYORSUNUZ?Kalite olarak yerli pamuğumuz ve üre­timlerimiz yabancı markalardan çok ama çok daha kaliteli. Ancak tasarım olarak genelde trendleri yakalamakta kimi za­man biraz geç kalabiliyoruz. Ayrıca ta­sarımlarda özgünlükten bir miktar uzak olunması ne yazık ki negatif bir nokta olarak ortaya çıkıyor.

Page 49: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

A K K A Y A L A R TEKSTİL SAN. ve TİC. LTDİkitelli Organize Sanayi Bölgesi Dersan Koop. Sitesi S İ C Blok No:l 16 Başakşehir, İSTA N BU L / T Ü RK İYE

Tel: +90 212 549 62 56 - 549 62 57 • Fax: +90 212 549 62 55 www. akkaya l art e ks t i l . com www.akhome . com. t r

Page 50: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> FUAR

HOMETEXTILE İLE DÖRT ÜLKE BEŞ FUAR

Değerli Hometextile dergisi okurları;

Sizlerle Ağustos ve Eylül aylarında ziyaret ettiğimiz, sektörel incelemeler yaptığımız ve dergimizin de

dağıtımını gerçekleştirdiğimiz fuarlarla ilgili izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Hometextile

dergimizin Eylül sayısı İngilizce ve Türkçe olarak iki ayrı dilde basılıyor. Bu sayıdan İngilizce olanını bu sene

Intertextile Şangay, Maison&Objet Paris, Mood Brüksel ve Heimtextil Moskova Fuarlarında dağıttık.

/ M.Atilla BULUT / TETSİAD Genel Koordinatör Yardımcısı

Türkiye’nin en güçlü ihracatçı sektörlerinden biri olan ev tekstilini dünya sıralamasında bir adım öteye taşıyabilmek amacından hareketle bu önemli fuarlarda gördüklerimizi sizlere aktarmaya çalışacağım. Üretici firmalarımızın

büyük bir gayret ve masrafla katıldıkları ve ihracatlarını geliştirmek için uğraştıkları bu fuarlardan ilki Intertextile Şangay fuarı.

Pazarlık, Pazarlık, Pazarlık.

1995 yılından bu yana düzenlenen ve bu sene 20. kez kapılarını açan Intertextile Fuarı, Çin’in modern yüzü olarak tabir edilen Şangay şehrinde 27 - 29 Ağustos 2014 tarihleri

arasında gerçekleştirildi. 31 ülkeden 1350 katılımcının yer aldığı ve 30 binden fazla kişinin ziyaret ettiği fuarda Türk, İtalyan, Belçika, Hindistan, Pakistan, Fas, Güney Kore ve Tayvan milli katılımlarının yanında Çin’in değişik eyalet ve bölgelerinden de toplu katılımlar vardı. Kiralanabilir alan olarak bakıldığında Fuarın %90’ına yakınını Çin firmalarının oluşturduğunu söyleyebiliriz. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTlB)’in düzenlediği milli katilim ile katılan 38 Türk üretici firması Avrupa Salonu denilen W1 salonunun hemen girişinde güzel bir konumda yer almışlardı. Aynı salonda lntertextile Fuarının ev tekstili sektöründe trendlerin sergilendiği trend alanının bulunması da

firmalarımız açısından büyük bir avantajdı. Ancak trend alanında Türk firmalarından çok az ürün bulunması önümüzdeki senelerde katılacak firmalara daha erken davranmaları gerektiğini hatırlatması bakımından çok önemli.Fuarın trend alanını, Mayıs ayında düzenlediğimiz EVTEKS Fuarının da trend alanını hazırlayan ve EVTEKS trendlerini son üç yıldır belirleyen NELLY RODl Firmasının tasarımcısı Vincent Gregoire başkanlığındaki bir komite hayata geçiriyor. Kasım ayından itibaren bu etkinlik için hazırlanan komite ortaya çok güzel bir çalışma çıkarmış. 2015 yılı için belirlenen temanın adı “DENGE”. EVTEKS ve lntertextile Fuarlarının birçok ^

Page 51: Hometextile Dergisi 83.Sayısı
Page 52: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

FUAR

ortak yönü bulunmakta. iki fuar da hemen hemen ayni büyüklüklerde açılıyor ve ikisi de2014 yılında 20. kez düzenlendi. NELLY RODI tarafından şekillenen trendler de iki fuarın en önemli ortak yönlerinden. Ancak yerli ve yabancı ziyaretçi konusunda EVTEKS’in çok daha önde olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Tabii herkesin bildiği gibi ülkemizde yeterince büyük ve modern bir fuar alanı olmadığı ve bu konuya el atması gerekenler yeterince hızlı davranmadıkları için, EVTEKS fuarının büyümesi şimdilik mümkün olamamakta ve birçok yerli ve yabancı firma fuarımızda kendine yer bulamamaktadır. Intertextile ise önümüzdeki sene yeni, büyük ve çok daha modern bir fuar alanına taşınacak ve muhtemelen büyümesini sürdürecektir.Çin hakkında söylenecek çok söz var tabii. Müthiş bir büyüme oranı, zenginleşen büyük bir orta gelir grubu, artan ithalat talebi. Söz konusu olan Çin gibi büyük bir ekonomi ise Dünya’nın demokratikleşme ile ilgili bir talebi olmuyor maalesef. Çin’de devlet otoritesini en büyük şehir olan Şangay’da bile hissetmek mümkün. Sokaklarda bir tane bile çöp yok çünkü her sokakta elinde süpürge ile bir temizlik görevlisi var. Yemek konusunda

sıkıntı yaşayabilecekler için kaliteli birkaç Türk lokantası var. Bunun dışında Uygur lokantalarını da pek övüyorlar. Alışveriş için ise temel kavram pazarlık. Bir şey alacaksanız pazarlık ile verilen fiyatın onda birine kadar indirmeniz mümkün. Yine de satın aldığınız şeyin daha ucuzunu bulabileceğiniz bir yer

mutlaka var. Piyasa serbest gibi görünse de devlet her konuda mutlak hakim. Otelden Yuan alabiliyorsunuz ama Yuan verip Euro alamıyorsunuz. Marka ürünleri mağazalarından almaya kalkarsanız Türkiye’den daha pahalı olduğunu söyleyebiliriz. Ama çakma, taklit, kaçak vb. ürünler için pazarlıkta sınır yok. ►

50 HOMETEXTILE

Page 53: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Dünyanın en büyük Uluslararası Ev Tekstil Ürünleri Fuarın'da 60'ı aşkın ülkenden katılımcılar ile tanışma fırsatı yakalayın! Ev Tekstil tasarımındaki son yenilikleri ve inanılmaz ölçüde çeşitlilik sunan yeni trendleri keşfetmek için şimdiden yerinizi alın. Yeni ilham fırsatları için en doğru adres!

Daha fazla bilgi ve biletinizi almak için [email protected]. 0212 296 26 26

ilm im i,W m m

■ f f l«fil

Almanya 2015/2016 yepyeni trendleri "Experience" teması ile Hall 4.0'de meraklıları ilebuluşuyor

messe frankfurt

Page 54: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

FUAR

Üretimin Başkentinden Modanın

Başkentine

5 - 9 Eylül 2014 tarihleri arasında Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen Maison&Objet Fuarı içerik itibariyle dekorasyon ve tasarımı temel alan bir organizasyon. Burada çok büyük üreticiler değil tasarım odaklı firmalar, üst düzey markalar, dekorasyonda ve tasarımda yeni fikirler sergileniyor. Türkiye’den yıllardır katılan Valeron (Zorlu Tekstil), Hamam, Piculet gibi ev tekstili firmalarının yanında NUDE markasıyla Denizli Cam, Monna Studio, Stepevi Halı gibi firmalar ve özellikle geleneksel halı üreticisi firmalar ülkemizin bayrağını burada da sallandırıyorlar.Fuarda ev tekstilinden mobilyaya, çatal bıçaktan, süs bitkilerine, oda parfümünden, etnik ve geleneksel ürünlere ve aynı zamanda yerli yabancı pek çok tasarımcının ve tasarım stüdyosunun yer yer uçuk kaçık kimi zaman son derece sade ama kullanışlı bazen de olabildiğince şatafatlı ürünlerine ulaşmak mümkün. Oyuncakçı da var sabuncu da ama her şey marka her şey tasarım. Fuarın

bu seneki ana teması “paylaşım”. Vincent Gregoire, Elizabeth Leriche ve François Bernard tarafından üç ayrı trend alanında üç ayrı yorum ile bu tema işleniyor. Vincent Gregoire öncülüğündeki Nelly Rodi ‘Smart Life - Akıllı Yaşam’ temasını kullanırken, Elizabeth Leriche ‘Words - Kelimeler’ temasını ve François Bernard ‘Experiential - Deneyimsel’ temasını ön plana çıkarıyor. Fuarı gezerken her köşede ayrı bir sanat ayrı bir nezaket buluyorsunuz. Bizim alıştığımız satış ağırlıklı genel fuar yapısından çok uzak

tamamen ürünlere ve ürün geliştirmeyeodaklı bir organizasyon.Paris Design Week isimli bir organizasyonun bir parçası olarak Maison&Objet Fuarının tüm Paris’te çok iyi tanıtıldığını özellikle belirtmek istiyorum. Otobüslerin arkasında, trengarlarında, metro istasyonlarında ve önemlicaddelerin tümünde Paris Design Weekvurgusuna rastlamak mümkün.Fuar cuma günü başlıyor ve salı günü bitiyor. Yarısı yabancı olmak üzere 3445 katılımcı250.000 m2 net alanda ürünlerini sergilerken yaklaşık 65 bin kişi bu fuarı geziyor. Fuar alanında konferans alanları, tasarımcı alanları, basın odası, özel iş görüşmelerinin yapılabileceği vip odalar ve birçok uluslararası markanın isimlerini verdiği kafeler mevcut. Her şeyin önceden düşünüldüğü ve gezmesi de kolay olan fuara ziyaretçi giriş ücreti sadece 67 Euro! Kataloglar ise 33 eurodan satılıyor. Fuar alanının her bir metrekaresi değerlendirilmiş. Bütün pazarlama enstrümanları son derece verimli ve görünür biçimde kullanılıyor. Her yer reklam alanı her köşe etkinlik alanı

52 HOMETEXTILE

Page 55: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

/ 4.1 G14

Page 56: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

FUAR

olabiliyor. Fuar katılımları sırasında ekstradan etkinlik yapmak ve öne çıkmak isteyen firmaların pazarlama departmanlarının bu fuarı ziyaret ederek incelemesi gerektiğini düşünüyorum. Maison&Objet fuarı senede iki kez düzenleniyor. Ocak ve Eylül ayında düzenlenen bu fuarların yanında Singapur, Miami gibi yeni merkezlerde de fuarlar düzenlemeye başladılar.

Yaşlı Kıtanın Savaşçı Fuarı

Bir tespit yapmak gerekirse Avrupa kıtasında pek çok sektörde olduğu gibi tekstil alanında da üretimin kıtanın doğusuna önce Türkiye, Mısır gibi ülkelere sonra Çin ve Hindistan’a simdi de Vietnam, Bangladeş gibi ülkelere kayarak azalması ile pek çok fuar önemini yitiriyor. EVTEKS, Intertextile gibi üretimin yapıldığı bölgelerde düzenlenen fuarlar on plana çıkmakta. Fuarcılıkta marka yaratmış Alman, İngiliz ve Fransız fuar firmaları kendi ülkelerinde yaptıkları cirolardan çok daha fazlasını yurtdışındaki iştiraklerinden yapmaya başladılar.Halen büyük bir üretim gücünü elinde tutan ve ekonomik bir süper güç olarak AB’ye yön veren Almanya’yı dışarıda tutacak olursak eski kıtanın

pek çok ülkesinde fuarlar kan kaybediyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de MOOD. Avrupa’nın en önemli fuarlarından Decosit olarak başlayan yolculuk şu anda sadece perdelik ve döşemelik kumaş fuarı olarak devam ediyor. Bu sene salonlarını da değiştiren MOOD Fuarı artık pek çok firma için özellikle Avrupalı belli başlı alıcılarla buluşma noktası konumunda. Görüştüğümüz katılımcıların büyük kısmı kendi müşterilerinin ziyaretçi olarak stantlarına geldiğini ama zaten asıl amacın burada kendi müşterinizle buluşmak olduğunu belirtiyor. İtalya’da düzenlenen fuarlara Türk perde ve döşemelik üreticileri,

Avrupa firması olarak kabul edilmediği için alınmadığından Türk üreticileri için Brüksel’de düzenlenen bu fuar önem taşıyor. Geçtiğimiz senelerde milli katılım düzenlenen fuarda bu sene bireysel olarak katılan 20 önemli Türk üretici firması mevcut. Fuarın önemli bir bölümünü Türk firmaları oluşturuyor. Her ne kadar fuar küçülüyor olsa da organizasyon hiçbir masraftan kaçınmıyor. Her yerde fuarın tanıtımlarına rastlamak mümkün. Fuar alanı da son derece verimli bir şekilde değerlendirilmiş. Üç gün süren fuarı %80’i Avrupa’dan olmak üzere 5700 kişi ziyaret etmiş.Fuar sonrası yayınlanan bültene göre katılımcı firmalar salon değişikliğinin fuar için olumsuz bir durum yaratmadığını ziyaretçinin de geçen seneye yakın olduğunu belirtiyorlar. Fuarcılık açısından bakacak olursak düzenlediği tasarım yarışması, contract business için ayrı tasarım kumaşlar için ayrı trend alanları, bir kahve firmasının sponsorluğundaki dinlenme alanları, yönlendirmeleri, basın ve tanıtım koordinasyonu ile gerçekten başarılı bir organizasyon. Önümüzdeki senelerde MOOD fuarının başarısını belirleyecek en önemli unsur ise katılımcının memnuniyeti olacak. ►

54 HOMETEXTILE

Page 57: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

ttrezzo

19-22 November Hall: 6 Stand No: E-02 / HOME&TEX 2014 - CNR Expo

FACTORY: Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde İnegöl - Bursa Phone: +90 224 714 80 85 / Fax: +90 224 714 82 55 CENTER: General Ali Rıza Gürcan Cad. Merter İş Merkezi No: 2 Kat: 9 Merter - İSTANBUL Phone: +90 212 481 57 81 (pbx) / Fax: +90 212 481 57 63

KCG TEXTILE EGYPT S.A.E: Private Free Zone 3rd Industrial Zone, South A6 10 th of Ramadan, Cairo Egypt Zip Code: 44692

Page 58: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

FUAR

DEPON VARSA İŞ YAPARSIN

Eylül ayında en son olarak dergimizi Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova’da düzenlenen Heimtextil Rusya Fuarında dağıttık. 24 - 26 Eylül tarihleri arasında Moskova’nın modern fuar alanı Crocus Expo’da gerçekleştirilen fuarda tam bir Türk rüzgarı estiğini söylemek mümkün. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen milli katılımın yanında bireysel olarak da pek çok Türk firmasının katılım yaptığı fuarda Çin, Hindistan, Pakistan milli katılımlarının yanında Portekiz ve Almanya’dan da firmalar yerlerini almıştı.15.000 m2 alanda 19 ülkeden 319 katılımcının bulunduğu fuarda adet olarak 67 Türk firması bulunsa da metrekare olarak bakıldığında fuarın yarısının Türk firmalarına ait olduğunu söylemek yanlış olmaz.15.000 civarında ziyaretçisi bulunduğu belirtilen fuarda katılımcıların söylediği en vurucu cümle “Moskova’da depon varsa iş yaparsın” oluyor. Rusya’da ticaret göründüğünden çok daha karmaşık ve zor. Bavul ticareti, açık hesap, adresi mezarlık olan şirket gibi ihracat terimlerinin (!) çok sık duyulduğu bu pazarda başarılı olmak

gerçekten büyük mücadele istiyor. Bunu başaran pek çok Türk ev tekstili firması var. Bunlardan biri de Süper Tekstil. Fuarın ana sponsorları arasında yer alan ve standı her daim kalabalık olan Süper Tekstil aynı zamanda düzenlenen tasarım yarışmasının da kumaşlarını tedarik etmiş. Fuarın ana girişinde UTİB’in kocaman bir reklamı asılı ve tüm ziyaretçileri milli katılım hakkında bilgilendiriyor. Katılımcı Türk firmaları UTİB’in verdiği hizmetten son derece memnun. Özellikle kablosuz internet konusunda çok övgüler aldılar. Stant tasarımları ve firmaların taleplerinin yerine getirilmesi konusunda da UTİB gerçekten başarılı bir sınav veriyor. Pek

çok firma özel sektör firmalarının düzenlediği milli katılımlara oranla UTİB’in çok üst düzey bir hizmet verdiğini belirtiyor.Heimtextil için Moskova’ya gitmişken aynı tarihlerde düzenlenen Textillegprom fuarına gitmemek olmazdı. 43. Kez düzenlenen bu fuarda özel bir Türk fuar firması milli katılım düzenliyor. İç giyim, kumaş, konfeksiyon, çocuk giyimi gibi ayrı bölümleri olan bu tekstil fuarında bir salonda da ev tekstili firmaları bulunuyor. Hem Heimtextil’e hem de bu fuara katılan Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu beş ev tekstili firması genel olarak ziyaretçiden memnun olduklarını belirtiyorlar. Moskova’nın en eski tekstil fuarı olan Textillegprom’da 2060 katılımcı 60.000 m2 alanda yer alırken Türkiye’den ise milli katılım ile katılan toplam 70 firmanın yanında bayileri aracılığıyla Rus firması statüsünde katılan pek çok Türk firması bulunuyor. Şehrin kuzeyinde çok büyük bir fuar alanı olan All Russia Exhibition Center’da düzenlenen etkinlikte 3 büyük fuar binası çeşitli hollere bölünmüş. Bir salondan diğerine servisler ile gidiyorsunuz. Katılımcıların %95’i fuara standart standlarda ve küçük metrekarelerde katılım sağlıyorlar.

56 HOMETEXTILE

Page 59: Hometextile Dergisi 83.Sayısı
Page 60: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> EĞİTİM

TETSİAD’dan Fuarları Etkin Kullanma Eğitimi

Sektörün çatı kuruluşu Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği, sektöre yönelik eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. TETSİAD ve Denizli İhracatçılar Birliği, Denizlili ev tekstilcilerine yaklaşan

fuarlar öncesi önemli bir eğitim verdi.

TETSİAD üye firmalarına yönelik yapılan eğitimlere bir yenisi daha eklendi. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği ve Denizli İhracatçılar Birliği ve BASİAD’ın da katkılarıyla, 23 Ekim 2014 Perşembe günü Denizli İhracatçılar Birliği Konferans Salonu’nda

“Fuarları Etkin Kullanma ve Stand Görevlileri Geliştirme Eğitimi” gerçekleştirildi.

EĞİTİME KATILIM OLDUKÇA YOĞUNAlanında uzman eğitmen Deniz Eskier tarafından verilen eğitime 50 kişilik bir katılım oldu. Tam güne yayılan eğitimde; ürün, fikir, hizmet ve teknolojilerin benimsenmesi için, bir müşteri adayını çok kısa sürede ikna etmek amacıyla gerekli becerileri kazandırmak adına çalışmalar yapıldı.

FUARLARA HAZIRLIK DÖNEMİ BAŞLADIBaşta önümüzdeki önemli fuarlar olan HOME&TEX, Heimtextil ve EVTEKS Fuarları olmak üzere, tüm yurtiçi ve yurtdışı fuarların etkin değerlendirilmesine yönelik olarak hazırlanan bu programda, fuarlarda görev alacak tüm personele, fuarlar süresince, müşteri görüşmelerini en etkin biçimde değerlendirmesini sağlayacak yöntemler hakkında bilgi verildi.

EĞİTİM SERTİFİKALARI VERİLDİEğitime; mobil satış elemanları, fuarlarda stand görevlisi olan

elemanlar ve satış pazarlama bölümlerinde görevli personeller katıldı. Tam gün süren seminere katılımcıların yoğun ilgisinin yanı sıra katılımcıların interaktif becerileri dikkat çekti. Eğitimin sonunda katılımcılara eğitim sertifikaları Eğitmen Deniz Eskier tarafından verildi.

58 HOMETEXTILE

Eğitimde aktarılan temel konu başlıkları şöyledir:• Etkin Muhabbetin Önündeki üç Engel• Ziyaretçilere ve Müşterilere Yaklaşmak• Ziyaretçileri ve Müşterileri Tanımak• Prezentasyonlar ve Demonstrasyonlar• Sohbetin Sona Erdirilmesi• Takip• Beceriyi Pratiğe Dökmek

Page 61: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

STOR PERDE İmalat ve Toptan Satış

Manufacturing and Marketing

STOR PERDE*ZEBRA PERDE-SİLUET PERDE-DİKEY PERDE*KATLAMALI PERDE*JALUZİ PERDE-PERDE MEKANİZMALARI-RUSTİK-AKSESUAR

ROLLER BLIND'ZEBRA BLIND-5ILH0UETTE BLIND-VERTICAL BLIND'ROMAN SHADE-VENETIAN BLIND-SLINDS MECHANISM-RUSTIC-ACCE5SORIES

Page 62: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> İNCELEME

İşyerlerinde Temel İş Sağlığı ve Güvenliği

YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE İDARİ PARA CEZALARISistem, Verimlilik, Yenilik, Maliyet Analizi, Kalite Kontrol, Sürekli İyileştirme,

Sürdürülebilirlik gibi gündemde olan yönetsel kavramların önüne geçmesi

gereken “Önce İş Güvenliği” kavramının işyerlerinde görünür yerlerde asılı bir

görsel tabela olmaktan öteye geçmesi için İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının

etkin bir yönetim sistemi olarak ele alınması gereklidir.

/ Turgut HOLOĞLU / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı / [email protected]

OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistem Standardı kurumların İSG çalışmalarının etkin bir yönetim sistemi çerçevesinde ele

alınmasını sağlayan önemli bir araçtır.OHSAS 18001 standardının işyerlerinde uygulanmasında öncelikle üst yönetimin İSG çalışmalarına öncülük etmesi, İSG Politikasını belirleyerek tüm çalışanlara duyurulması ve kurum içi benimsenmesi için yapılacak çalışmaların planlanması gerekmektedir. İSG yönetim sistem standardının aşağıdaki adımlara uygun olarak işyerlerinde kurulmasında PUKÖ döngüsüne uygun İSG çalışmalarının Planlanması, Uygulanması, Kontrol edilmesi, kontrollerde tespit edilen tehlike ve riskler için Önlem alınması hedeflenmektedir. Tüm İSG faaliyetlerinin etkin planlanan toplantılarla üst yönetim tarafından gözden geçirilmesi, toplantı sonucu alınacak kararlar ile sistemin sürekli iyileştirilmesi, risklerin mimimize edilmesi, mümkünse risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.İSG mevzuat yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde OHSAS 18001 İSG Standardının uygulanması sürecin etkinliğini artıracaktır. Yerel mevzuatın, uluslararası normlarla işyerlerinde entegre uygulanması kurumsallaşma yönünde atılacak önemli bir adım olacaktır.OHSAS 18001’in temel şartlarından biri olan “Yasal Şartlar” maddesi İSG mevzuatının gerektirdiği yükümlülüklerin belirlenmesi ve uygunluğun kontrolü öncelikli ele alınması gereken bir konudur.Bu çerçevede işyerlerindeki en öncelikli planlanması ve gerçekleştirilmesi gereken temel İSG yükümlülükleri aşağıdaki gibidir;1- İSG Hizmetleriyle ilgili görevlendirme yükümlülüğü; İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin aşağıdaki takvime uygun İSG KATİP üzerinden görevlendirilmeli ve bakanlığa bildirilmelidir.

Özellikle İSG KATİP programı ile Çalışma Bakanlığı SGK veritabanına erişerek işyerlerinin tehlike sınıflarını, çalışan sayılarını tek tuşla görebilmekte, bildirim yükümlülüğü olanları ve bildirim yapan-yapmayan tüm işyerlerini elektronik ortamda görebilmektedir. Bakanlık bu e-devlet altyapısı ile yükümlülüğünü yerine getirmeyen işyerlerine geriye dönük uygulanabilecek idari para ceza miktarını tek tuşla hesaplayabilmektedir. Aşağıdaki takvime uygun işyerlerinin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmesi atılması gereken ilk adım olup, en önemlisidir.

2- İSG Temel Eğitimlerinin verilmesi yükümlülüğü; Ocak 2013’ten itibaren tüm işyerlerinde “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” esaslarına uygun eğitimler planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.a. Eğitim Programı aşağıdaki konuları kapsayacak şekilde hazırlanır;

I Genel konular; Çalışma mevzuatı ile ilgili bilgiler, Çalışanların yasal hak ve sorumlulukları, İşyeri temizliği ve düzeni, İş kazası ve meslek hastalığından doğan hukuki sonuçlar. ►

ÇALIŞAN SAYISI AZ TEHLİKELİ TEHLİKELİ ÇOK TEHLİKELİ

50 ve üzeri 01.01.2013 01.01.2013 01.01.2013

50’nin altı 01.07.2016 01.01.2014 01.01.2014

Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;

KANUNMADDESİ

CEZAMADDESİ

KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL

CEZAMİKTARI

MADDE 6 - İSG hizmetleri

26/1-b

6/1-a İş güvenliği uzmanı çalıştırmamak. 5.601 TL / AY

6/1-a İşyeri hekimi çalıştırmamak. 5.601 TL / AY

6/1-a Diğer sağlık personeli çalıştırmamak. 2.800 TL / AY

60 HOMETEXTILE

Page 63: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

HOM E-TEX19-22 Kasım 2014 CNR EXPO YEŞİLK Ö YHall . 2 D- 8

HOME COLLECTION

D ÎJ & YHOME COLLECTION

Genç Osman M ah. Çinçindere Caddesi No:95 Güngören / İSTANBUL-TURKIYET: + 9 0 (21 2 ) 5 69 50 23 T: + 9 0 (21 2 ) 562 0 0 93

F :+ 9 0 (21 2 ) 5 08 18 83

[email protected] www.diley.com.tr

Ü İ W m h İ h u

Page 64: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> İNCELEME

II Sağlık konuları; Meslek hastalıklarının sebepleri, Hastalıktan korunma prensipleri ve korunma tekniklerinin uygulanması, Biyolojik ve psikososyal risk etmenleri, İlkyardım

III Teknik konular; Kimyasal fiziksel ve ergonomik risk etmenleri, Elle kaldırma ve taşıma, Parlama patlama, yangın ve yangından korunma, İş ekipmanlarının güvenli kullanımı, Ekranlı araçlarla çalışma, Elektrik tehlikeleri Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde

III Eğitimi verenin adı, soyadı, görev unvanı, imzası,

IV Eğitimin tarihi,V Eğitim işyeri dışındaki bir kurum

tarafından verildiğinde bu kurumun unvanı.d. Eğitimler aşağıdaki sıklıklarda yeniden planlanır ve gerçekleştirilir;

I “Az Tehlikeli” işyerlerinde 3 yılda 1,II “Tehlikeli” işyerlerinde 2 yılda 1, III“Çok Tehlikeli” işyerlerinde yılda 1

uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;

KANUNMADDESİ

CEZAMADDESİ

KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL

CEZAMİKTARI

MADDE 6 - İSG hizmetleri

26/1-ç

10/1 Risk değerlendirmesi yapmamak veya yaptırmamak. 3.361 TL

10/1 Risk değerlendirmesi yapmamak veya yaptırmamakta ısrar etmek. (Aykırılığın devam etmediği her ay)

5.041 TL / AY

10/4 Risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yapmamak.

1.680 TL

riskleri ve önlemleri, İş kazalarının sebepleri ve korunma prensipleri ile tekniklerinin uygulanması, Güvenlik ve sağlık işaretleri, Kişisel koruyucu donanım kullanımı, İş sağlığı ve güvenliği genel kuralları ve güvenlik kültürü, Tahliye ve kurtarmab. Eğitimler mümkün olduğunca bölünmedengerçekleştirilmeye çalışılır. Mümkünolmadığında en az 4’er saatlik eğitimler halinde bütünlüğü bozmadan aşağıdaki saatlere uygun gerçekleştirilir;

I “Az Tehlikeli” işlerde çalışan başına en az 8 saat,

II “Tehlikeli” işyerlerinde çalışan başına en az 12 saat,

III “Çok Tehlikeli” işyerlerinde çalışan başına en az 16 saat.c. Eğitim sonunda ölçme ve değerlendirme (sınav, mülakat vb.) yapılır ve başarılı olanlara aşağıdakileri içeren belge (sertifika) düzenlenir ve bu belgeler çalışanların özlük dosyalarında saklanır;

I Eğitime katılan kişinin adı, soyadı, görev unvanı,

II Eğitimin konusu, süresi,

kadar 1 temsilci, 51-100 çalışan arası 2 temsilci, 101-500 arası 3 temsilci)

V Destek elemanları; Asli görevinin yanında İSG ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım vb konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip çalışanlar.

VI Tüm birimlerdeki işleri, tehlikeleri ve riskleri bilen çalışanlar.b. Tehlikelerin tanımlanması, Risklerin belirlenmesi ve analizic. Risk değerlendirme sonuçlarının dokümante edilmesi ve tüm risk değerlendirme ekip üyeleri tarafından imzalanması,d. Risk değerlendirmesinin yenilenmesi; İşyerinde değişiklik oluştuğunda,

I “Çok Tehlikeli” işyerlerinde 2 yılda 1,II “Tehlikeli” işyerlerinde 4 yılda 1,III “Az Tehlikeli” işyerlerinde 6 yılda 1.

4- Acil Durum Planı hazırlama yükümlülüğü; Ocak 2013 itibariyle tüm işyerlerinde “İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında

Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;

KANUNMADDESİ

CEZAMADDESİ

KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL CEZA MİKTARI

MADDE 17 -Çalışanlarıneğitimi

26/1-ğÇalışanlara eğitim verme yükümlülüğüne uymamak. (Her bir çalışan için)

1.120 TL/kişi

3- Risk Değerlendirme yükümlülüğü; Ocak 2013 itibariyle tehlike sınıfı ve çalışan sayısına bakmaksızın tüm işyerlerinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği” esaslarına uygun risk değerlendirme çalışmaları aşağıdaki esaslara uygun planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.a. Risk Değerlendirme Ekibinin oluşturulması ve ekip üyelerine tebliğ edilmesi;

I İşveren veya İşveren Vekili,II İş Güvenliği Uzmanı,III İşyeri Hekimi,IV Çalışan Temsilcileri; İSG ile ilgili

çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili özel eğitim almış çalışanlar (50 çalışana

Yönetmelik” esaslarına uygun olarak Acil Durum Planları hazırlanmalıdır. İşyerinde oluşabilecek acil durumlar belirlenmeli, uygun sayıda özel eğitim almış acil durum ekipleri (yangına müdahale, önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım vb) oluşturulmalı ve ekiplerin gerekli eğitimleri almaları sağlanmalıdır. Acil durumlarda yapılması gerekenler, tahliye planları tüm çalışanlara duyurulmalı, her yıl tatbikat uygulamalarıyla acil durumlara hazırlık yapılmalıdır. Acil durumlarda görev yapacak ekipler aşağıdaki esaslara uygun oluşturulur ve görevlendirilir;a. Arama, kurtarma ve tahliye ekibi aşağıdaki sayılara uygun oluşturulmalı ve ekip üyelerinin özel eğitim alması sağlanmalıdır;

I “Az Tehlikeli” işyerlerinde her 50

62 HOMETEXTILE

Page 65: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Ahmet Vefik Paşa Mahallesi Karasu CD. Yeni Sanayi

Bölgesi PK:164S1 Kestel/ BURSA/ TÜRKİYE

TElt +90(224) 372 51 11-12 FAX: +90(224) 372 84 91

www.hurtekstil.com

Page 66: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> İNCELEME

kişiye 1 kişi,II “Tehlikeli” işyerlerinde her 40 kişiye

1 kişi,II “Çok tehlikeli” işyerlerinde her 30

kişiye 1 kişi olacak şekilde planlanır.b. Yangınla mücadele ekibi aşağıdaki sayılara uygun oluşturulmalı ve ekip üyelerinin özel eğitim alması sağlanmalıdır;

I “Az Tehlikeli” işyerlerinde her 50 kişiye 1 kişi,

II “Tehlikeli” işyerlerinde her 40 kişiye1 kişi,

III “Çok tehlikeli” işyerlerinde her 30 kişiye 1 kişi olacak şekilde planlanır.c. İlkyardım Ekibi aşağıdaki sayılara uygun oluşturulmalı ve ekip üyelerinin yetkili İlkyardım Eğitim Merkezlerinden eğitim almış olması ve İl Sağlık Müdürlüğünün sınavlarından geçerek “İlkyardımcı Sertifikası” alması sağlanmalıdır;

I “Az Tehlikeli” işyerlerinde her 20 kişiye 1 kişi,

II “Tehlikeli” ve “Çok Tehlikeli” işyerlerinde (eski Ağır ve Tehlikeli İşler yönetmeliğine uygun olacak şekilde) her 10 kişiye 1 kişid. Acil durum tatbikatlarının her yıl planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.

5- İSG Kurulu oluşturma yükümlülüğü; Çalışan sayısı 50 ve üzeri olan, 6 aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde “İSG Kurulları Hakkında Yönetmelik” esaslarına uygun İSG Kurulu teşkil edilmelidir.a. İSG Kurulu aşağıdaki kişilerden oluşacak şekilde oluşturulur;

I İşveren veya işveren vekili,II İş güvenliği uzmanı,III İşyeri hekimi,IV İnsan kaynakları, idari ve mali işleri

yürütmekle görevli bir kişi,Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde

V Sivil Savunma Uzmanı (varsa)VI Formen, Ustabaşı veya Usta

(varsa) - yedekler ayrıca belirlenirVII Çalışan Baş Temsilcisi (1’den

fazla Çalışan Temsilcisi varsa) - yedekler ayrıca belirlenir.b. İSG Kurulu en az aşağıdaki sıklıklarda toplanır.

I “Az Tehlikeli” işyerlerinde 3 ayda 1,II “Tehlikeli” işyerlerinde 2 ayda 1,III “Çok tehlikeli” işyerlerinde ayda 1.

uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;

KANUNMADDESİ

CEZAMADDESİ

KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL

CEZAMİKTARI

MADDE 22 - İş sağlığı ve güvenliği kurulu

26/1-i

İş sağlığı ve güvenliği kurulunu oluşturmamak, alt işverenin bulunduğu hallerde uygun kurulu oluşturmamak, kurullar arasında koordinasyonu sağlamamak. (Her aykırılık için)

2.240 TL

Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;KANUNMADDESİ

CEZAMADDESİ

KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL CEZA MİKTARI

MADDE 11 - Acil durum planlan, yangınla mücadele ve ilk yardım

26/1-d

Acil durumlan belirlememek, acil durumlar için tedbir almamak, acil durum planlarını hazırlamamak, destek elemanı görevlendirmemek, araç gereç sağlamamak, acil durumlarda işyeri dışındaki kuruluşla irtibatı sağlayacak düzenlemeyi yapmamak. (Her bir yükümlülük için)

1.120 TL

26/1-d Uygunsuzluğun devamında ısrar etmek 1.120 TL / AY

OHSAS 18001’in “Yasal Şartlar” maddesine uygun İSG mevzuatının gerektirdiği bu 5 temel yükümlülüğün dışında tanımlanan diğer yasal şartların da analiz edilmesi, yükümlülüklerin belirlenmesi ve atılması gereken adımların belirlenmesi oldukça önemlidir. İSG Politikasıyla başlayan üst yönetim desteğinin, yasal yükümlülükler çerçevesinde yapılacak faaliyetlerin planlanması, gerçekleştirilmesi, kontrol edilmesi ve gözden geçirilmesiyle sürdürülmesi, İSG Yönetim Sistemin sürekli iyileştirilmesi için temel iş akışını tanımlamaktadır.

64 HOMETEXTILE

Page 67: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

HEIMTEXTIL1 4 - 1 7 . 1 5

EXHIBITIONS THAT WE PARTICIPATE INHEIMTEXTIL I COMO I EVTEKS

U PH O L S TE R Y & DRAPERY w w w . g 'u le s e r . c* o m

m m *T**

Page 68: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

AR AŞTIR M A

SON GONG SESİSon koza alım merkezi olan Koza Han kapılarını açmış bekliyordu. Daha önce Mustafakemalpaşa ve İnegöl’de koza alımı yapılırken, alıcıların azalmasıyla üretim hızla düşmüş ve bu iki merkezde alım-satım işlemi yapılmaz olmuştu./ Ekrem Hayri Peker

u

Koza Han’da her şey hazırdı. Satılan kozaların tartılacağı kantar hanın içinde, her zamanki yerindeydi. Hanın içi ve çevresi yetiştirdikleri kozaları satmak isteyen koza üreticisi köylülerle doluydu. Ancak geçmiş yıllardan farklı olarak,

getirdikleri koza dolu çuvalların başında bekleyen köylülerin yüzünde heyecanlı, mutlu bir ifade yerine anlaşılmaz bir tedirginlik vardı. Bin bir emek vererek yetiştirdikleri kozanın bu yılkı akıbetini merak ediyorlardı. Bu yıl koza para etmeyecek dedikodusu almış, yürümüştü. Üreticiler, tedirgin bir şekilde koza alım-satımını başlatacak gongun çalmasını bekliyorlardı. Çarşı esnafı ve hanlardaki ipekçilerin bir kısmı hanın ikinci katından, hanın avlusuna bakıyorlardı.Saat 10 oldu ve alımı başladığını bildiren gong çaldı. Çaldı ama kantarın başında bir hareket olmadı. Ne tüccarlar, ne de filatürcüler... Hiçbiri­si hanın avlusunda yoktu. Üreticiler saatlerce beklediler, hareket yok­tu. İsyan, havuzun başındaki üreticilerden geldi. Var gücüyle bağırıp, sessizliği dağıtan o ses hala kulaklarımda, yıllar geçti unutamadım, ölene kadar unutamayacağım. Yetkili hiç kimseden ses çıkmadı. Ne­redeyse 1500 yıllık koza üretiminin, ipek böceklerine verilmek üzere yetiştirilen dutlukların sonunun başlangıcıydı o çığlık. Bir üretici ge­

tirdiği koza çuvalını yere döktü ve hıçkırarak, öfkeyle kozala- rın üze- ™ rinde tepinerek, onları ezmeye başladı.Onu diğer koza üreticileri takip etti, göz­yaşları içinde kozaları yerlere döktüler. Köylü­lerin bir kısmı getirdikleri bir umut geri götürdüler.Ama o umutlar gerçekleşmedi. Köyün çöplükleri kozalarla doldu. 1990 yılının Haziran ayında neredeyse bin beş yüz yıldır ipekçilik ya­pılan Bursa’da kozacılık bitti. Sonraki yıl, bir sonraki yıl, kimse koza üretimi için kimse kapıları çalmadı. Önce yaşlı dut ağaçları yakılmak için kesilmeye başlandı. Sonra daha genç ağaçlar... Oysa Bursa’da yetiştirilen, sonra Kayseri ve Hereke’de dokunan ipek halılarımız dünya pazarlarında kapışılırdı. Binlerce insan bu işten para kazanır, gelen döviz o yıllarda ekonomimize büyük katkı sağlardı. Koza Birlik biraz katkı sağlasaydı bu felaket yaşanmaz, ipekçilik ülkemizde de­vam ederdi”Bu satırlar ipeğe sevdalı değil, karasevdalı Yüksel Ünal’a ait.Yüksel Hanım1936 yılında Emir Sultan Semtinde doğmuş ve ipekle çocukluğunda tanışmış. Anneannesi Romangal İpek Fabrikası’nda I

66 HOMETEXTILE

Page 69: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

m ı§ § | | İJ i

I o d i c

h o m e c o l İG c t f o n

Fabrika / Factory:Pınarken! Mh. Şahinler Küme Evler No: 136 20104 Pamukkale DENİZLİ/TURKEY Phone : +90 258 236 56 91 (PBX) Fax : +90 256 286 58 25

İstanbul Ofis / Office: Atatürk Bulvarı Deposite iş Merkezi 4.Ada C-Blok Kat:4 No:417 İkitelli OSB 34490 Başakşehir İstanbul / TURKEY Phone : +90 212 671 84 90 (PBX) Fax :+90 212 671 84 91

Poland Office/Showroom:LADIK Sp. z o.o.ul. Zieliiíska 2A 62-006, Gruszczyn, POLAND Phone/Fax : +48 61 818 49 14 [email protected]

w w w . l a d i k h o m e . c o m l a d i k @ a b c t e k s t i l . c o m

—v-

Page 70: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

ustaymış. Fabrikadan torununa kozalar, kele­bekler getirirmiş. Kozaların içindeki kelebek­lerin kozayı delip, uçmasını seyredermiş. Ke­lebekleri çok severmiş, onları yumurtlatır, ipek iplikleriyle oynarmış. Bu fabrika 19. Yüzyılda Romangal ailesi tarafından kurulmuş ve bir dö­nem Fransız Konsolosluğu olarak kullanılmış. Babaannesi Atatürk’le ilgili bir anısını anlatmış torununa. “Sabahın alacakaranlığında çeşit­li semtlerden gelen çoğu kadın işçiler yeşil­de toplanıp, ellerinde fenerlerle karın içinde Muradiye’deki fabrikaya yürürlermiş. Otobüs, servis yok o yıllarda. Atatürk, Bursa’ya yaptığı ziyaretlerin birisinde fabrikaya gelmiş, işçileri yemekhaneye toplamış, Yemekhaneye bir tahta koydurup, okuma-yazma bilip, bilmediklerini kontrol etmiş. Sonra öğle saatlerindeki tatille­rini sormuş, bir saat olduğunu öğrendiğinde öğle tatillerinin bir buçuk saate çıkarılmasını istemiş, ayrıca “Bu gençlere okuma-yazma öğ­reteceksiniz” demiş. Fabrika sahipleri bu isteğe uymuşlar ve fabrikalarda okuma yazma kursları açılmış.

ROMANGAL İPEK FABRİKASI VE FABRİKAYI HÜMAYUN

yangında bu dükkânları yanar. Aile Gemlik ilçesine taşınır. Gemlik’te lise yoktur, orta­okulu bitiren kız kardeşlerini Yüksel Hanım lisede okutur. Yangın ailesine ekonomik açıdan çok zarar vermiş.Ünal ailesi 1954 yılında askeri Lise’nin al­tındaki Karamazak Mahallesi’nde küçük bir ipek fabrikası kurar. Yüksel Hanım, aileden Mustafa Ünal ile evlenerek ipek sevgisini başka boyuta taşır. İpek bundan sonra ya­şamının merkezi haline gelecektir.Yüksel Hanım, Karamazak Mahallesi’ndeki filatür fabrikasında bulunurken, Mustafa Bey Koza Hanı’ndaki yazıhanede dururmuş. Bu fabrikada kozadan iplik çekerlerdi. Eşi Mustafa Bey, Koza Handan koza alıp, ipek satar, Yüksel Hanım da işçileri, üretimi ta­kip eder, iplikler paketleyip, satışa hazır­larmış. 1985 yılında eşini, kaybedene kadar ipek işini eşiyle birlikte yürütmüşler.Eşini kaybettikten sonra, tüm zorluklara katlanarak, işi sürdürmüş. “İpek söz konusu oldu mu, beni kimse durduramaz” diyordu. Fabrikanın üstündeki boş arazi imara açılıp, apartmanlar blokları dikilince sıkıntılar baş­

lar. Kozalar işlenirken çıkan koku apartman sakinlerini rahatsız eder. Şikâyetler başlar. Belediye yetkilileri gelip, fabrikayı taşıma­sını ya da kapatmasını isterler. Yerleşimi az, suyu bol bir yer arar ve Merinos Fabri- kası’nın altında, bugünkü Çiftehavuzlar Ma­hallesi’nde bir yer bulur ve işletmesini 1986 yılında buraya taşır. Üretime devam eder, ama koza üretimi her geçen gün azalmak­tadır.Yüksel Hanım ipek işini yürütürken, yurdu­muzda Başbakan Turgut Özal ve liberalizm rüzgârı esmektedir. Çin’den ucuz ipek gel­meye başlamıştır. Ucuz ipeği gören, duyan her tüccar, Çin’den kumaş getirmeye koşar. 1989 ve 90 yıllarında o kadar çok ipekli ku­maş gelir ki ipek kozası alıp, işleyen tüccar ve sanayiciler iflas ederler. 1990 yılında açı­lan koza pazarına gelip, koza alacak tüccar ve filatürcü kalmaz.1990 Haziran ayındaki son gong, kozacılığı bitirme noktasına ge­tirmiştir. Koza alıp, iplik çekenler ya iflas etmiş, ya da sermayelerinin tükenmesiyle alımdan çekilmişlerdir.Yüksel Hanım ipek sevdasından vazgeçmez,

Yüksel Hanım başka bir anısını ise “İkinci Dün­ya Savaşı yıllarında erkekler askere alındı. Bur­sa ekonomisini kadınlar yürüttü. Merinos Fabri­kasında, tütün depolarında ve ipek fabrikaların­da kadınlar çalıştı. Savaş yıllarında sirenler öter ve sığınaklara koşardık. Bahçemize içine bir kişinin sığdığı çukurlar kazmıştık. İçine girip, üzerlerine kapağı çekerdik. Geceleri karartma uygulanıyordu. Babaannem camları siyaha bo­yamıştı. Mum veya kandil ışığında çalışırdık. Jandarma karartma uygulamasını çok sıkı kont­rol ederdi. Gece Bursa üzerinde tek kanatlı bir teyyare uçar ve ışık tespit ettiğinde yerini be­lirtmek için sargı bezi atardı” şeklinde anlatmış. Yüksel Hanım mahallesinden tanıdığı İpekçi Mustafa Ünal ile 1954 yılında evlenir. Kocası­nın öldüğü 1985 yılına kadar ipek işini beraber yürütürler. Ünal Ailesinin Karamazak mahalle­sindeki kurduğu ipek fabrikası 1948 yılında fa­aliyete geçmiş. Babasının Kapalıçarşı’da ayak­kabı dükkanı varmış. 1958 yılında çıkan büyük

68 HOMETEXTILE

Page 71: Hometextile Dergisi 83.Sayısı
Page 72: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

AR AŞTIR M A

arayışa başlar. Sovyetler Birliği dağılmış, bağlı cumhuriyetler bağımsızlığını ilan etmişlerdir. Yüksel Hanım Türk Cumhuriyetleri’nde ipekçi­lik yapıldığını duymuştur. 1992 yılında Özbe­kistan’a gider, her yerin koza olduğunu görür. Kolları sıvayan Yüksel Hanım hemen bir şirket kurar. Askerden dönen oğlu 1970 doğumlu Mehmet Ünal’ı da yanında götürür. İki yıl itha- lat-ihracat yaparlar. İki yıl sonra ortamı iyice tanıyınca Bursa’dan götürdüğü bazı makine­lerle 1993 yılında Özbekistan’ın Başkenti Taş­kent’te bin işçinin çalıştığı bir ipek fabrikası açar. Oğluyla beraber on yıl bu fabrikayı işle­tirler. Yüksel Hanım, bu yılları “Bu yıllarda gön­lüm hep Bursa ipeğindeydi, nasıl canlanır, ben nasıl canlanmasına yardımcı olurum” şeklinde anımsar. Bursa kozasının 2600 gramından bir kilo iplik çekilirken, Özbekistan’da 2800-3000 gram kozadan bir kilo iplik çekilmektedir. Bu verim düşüklüğü karşısında Yüksel Hanım ve Mehmet Bey, Bursa’dan tohum getirirler ve melezlemeye girişirler. Üstelik Bursa kozası­nın ipeği diğer ülkelerde yetişenlere göre çok daha yumuşaktır. Yüksel Hanım, Bu fabrikayı 2007 yılına kadar çalıştırır. Türkiye ve Özbe­kistan ilişkilerinde soğukluk başlayınca fabri­kasını kapatıp, geri döner. Bu fabrikada ipek halı dokumak için halı ipliği üretirler. Ürettik­leri ipliklerle Özbekistan’da halı dokunur.

EVE DÖNÜŞ SERÜVENİOn yıl sonra Özbekistan’dan dönmek zorunda kaldık. Bursa’nın tekrar dünyanın sayılı ipek üretim merkezlerinden olmasını isteyen Yüksel Hanım, 2013 yılının Bursa İpek yılı ilan edilmesi üzerine Bursa’da ipekçiliği geliştirmek için ipe­ğe gönül vermiş birkaç arkadaşıyla temasa ge­

çer. Günlerce oturup, nasıl bir yol izlemele­ri gerektiği konusunda konuşup, tartışırlar. Beraberce, Bursa İpekçiliğini Geliştirme Derneği BİG-DER’in kurulmasına önderlik eder. Dernek dönemin Bursa Valisi Şaha- bettin Harput’tan destek görür. Bu dernek 2013 yılında Koza Han’da ilk etkinliğini dü­zenler. 2013 Yılı 17 Haziran günü Koza Han girişi ve Avlusunda Kozadan Kumaşa Bursa Koza ve İpek Festvali düzenlenir ve Yüksel Hanım ve Oğlu Mehmet Ünal bu etkinliğin her safhasında görev alır.Bir sevda masalına dönmüştür bu tutku. Mecnun’un için Leylası, Kerem için Aslı’sı

Yüksel Hanım Bursa’da imkanlarını zorlayarak oğlu Mehmet Bey’le ipekçiliği canlandırmaya çalışır.Bu amaçla geçmişte ipek fabrikalarının yoğun olduğu Muradiye semtini araştırırlar.

neyse Yüksel Hanım için ipek odur. Diyar­bakır’a gider, Kozabirlik yetkilileriyle gö­rüşür. Yorulmadan, bıkmadan Ankara’daki devlet büyüklerinin kapısını çalar. Kuru­lan dernek Bursa ipekçiliğini geliştirmek, koza üretimini yaygınlaştırmak için çalış­malarını sürdürmektedir. Bu çalışmaların etkisiyle Türkiye’de Koza üretimi artar. Ancak üretilen kozaları işleyecek bir fab­rika yoktur. Koza Birlik tarafından kurulan fabrika makine parkındaki bazı uygunsuz­luklar nedeniyle verimli çalışmamaktadır.

Bu yüzden üretilen kozalar İran’a satılmak­tadır.Yüksel Hanım Bursa’da imkanlarını zorla­yarak oğlu Mehmet Bey’leipekçiliği can­landırmaya çalışır. Bu amaçla geçmişte ipek fabrikalarının yoğun olduğu Muradi­ye semtini araştırırlar. Çünkü burada ka­panan ipek fabrikalarında çalışmış, yaşı geçmişsede ruhunda ipek taşıyan kadınlar vardır.Aramalar netice verir. Selim paşa ko­nağının altında; “Gavurun Bahçesi”nde eski bir flatür fabrikasını kiralarlar. Fab­rikanın Yüksel Hanım ve Oğlu Mehmet Bey tarafından açıldığını duyan ipek sevdalısı kadınlar fabrikayı doldururlar. Mehmet Bey geliştirdiği makineleri ça­bucak kurar ve fabrikayı devreye alır. Annesi yüksel Hanım, fabrikanın hemen altında bulunan evi kiralayıp, orada ya­şamaya başlar. Kurulan fabrikada iplik çekimi, büküm, tavel, çile bölümleriyle tam teşekküllü bir fabrika olarak üretime devam etmektedir. Artık Bursa ve Türki­ye’de üretilen kozaları işleyecek bir fab­rika vardır.Çocukluğumuzda masallar gökten üç elma düşmüş diye biterdi. Elmaların birisi ma­salın kahramanına, birisi anlatana ve son elmaysa dinleyenlerin başına düşermiş. Hüdâvendigar Vilayetinin iki merkezi Bur­sa ve Bilecik’te kozacılık ve ipekçilik öldü. Diyarbakır direniyor. Bakalım Yüksel Ünal ve oğlu Mehmet Ünal başta olmak üzere ipek sevdalıları bu mücadeleyi kazanıp, 1500 yıllık ipekçilik geleneğini canlandıra- bilecekler mi?

70 HOMETEXTILE

Page 73: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KARACA HOME2 0 1 4 - 2 0 1 5 SONBAHAR/KIS

Page 74: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KÜLTÜREL SÜREKLİLİK VE

ANADOLU’DA YAŞAYAN DOKUMACILIK/ Prof. Dr. Günay Atalayer

A nadolu dokumacılığıyla karşılaştığım ilk yöre 3 an­tik kent; Hierapolis, Laodikya ve Triapolis’le tarihsel yakınlık içinde olan Buldan’dı. Buldan’da dokuma­cılık sürmekteydi. Yaşayan dokumacılık tanımı bu canlı tarih için çok uygundu. Burada dokumacılıkla birlikte algıladığım iki önemli kavram; tarihsellik ve süreklilikti.

1210 yıllarına dek yaşayan Laodikya Anadolu’da dokumacılığın beşiği kabul edilmektedir. 13.yy’da bu şehre gelen İbni Batuda, pamuğun çok kuvvetle bükülmüş ve kumaşların dayanıklı oldu­ğunu söylemiştir.Evliya Çelebi de, Ladik kumaşı, Aşıkpaşazade tarihinde Akalemli bez, Hammer tarihinde Germiyan kumaşı, Neşri de ise “o zaman­lar Anadolu’da altınlı kumaşlar olurdu, Denizli kumaşları en ün­lüydü.” ifadesi kullanılmıştır. Dokumacılık için söylenebilecek en doğru söz; Denizli’de hem en eski hem de sürekli dokumacılık olgusunun yaşadığıdır. Bu örnek aynı zamanda Anadolu’daki köklü dokumacılığın varlığını göstermektedir. 14. yy’da Topka- pı Sarayı’nda Denizli kumaşından olduğu söylenen ilk osmanlı padişah kaftanı Anadolu’da “yaşayan dokumacılık” kavramının önemli örneklerinden birisidir.Tarihçe:Anadolu’da yapılan bir çok kazıda, dokumacılığa ait veriler ele geçmektedir. Körtiktepe’ki kazılar M.Ö. 10.000’de tekstilin var­lığını ortaya koyuyor. 1962’de Çatalhöyük’te yapılan kazılar M.Ö.6000 yılına tarihlenmiş yün dokuma parçalarını, 1993’de

ise Çayönü’nde yapılan kazılar M.Ö.6500 yılına tarihlenen keten dokuma örneklerini karşımıza çıkarıyor. Tekirdağ yakınlarında bulunan giyimli insan biçimli vazo, M.Ö. 5000 yılına tarihlenmek- te ve görsel zenginliği olan giysileri göstermektedir. Okunan çivi yazılı tabletlerden, Sümer kralı Gılgamış’ın yaşadığı Uruk kentin­de hayvanların yünlerinden ve bitkilerden elde ettikleriyle doku­macılık yapıldığını öğrenmekteyiz.Mersin’de 1937’de yapılan kazılarda bulunan ağırşaklar, 1957’de Tokat Horoztepe’de kirman, Alacahöyük’te altın başlı gümüş kirman, Denizli Beyicesultan’da ve Boğazköy Hitit tabakalarında bulunan ağırşak ve kirmanlar, neolotik çağdan bu yana dokuma­cılığın düzenli gelişiminin belgeleri olarak kabul edilmektedir. İstanbul Yenikapı kazılarında çıkan arkeolojik tekstiller,Göbekli- tepe kazıları ve en son Nurşintepe kazıları Anadolu’daki sürekli yerleşimin bilinen en eski tarihini daha gerilere götürdü. Böylece dokumacılığın başlangıcı bilinenden daha eskilere taşınıyor.Hem yurtdışında hem de yurt içinde müzelerde bulunan kumaş örnekleri ve ağırşaklar, Divanü Lügati’t Türk’teki kumaş adları, İbni Batuda, Evliya Çelebi, Katip Çelebi, Marko Polo seyahat­nameleri, Hammer Tarihi, Aşıkpaşazade Tarihi, dokuma mer­kezleri ve dokumacılık tarihine ait bilgilerimizi pekiştiriyor. Ayrıca, 1640 Esar Defteri ve birçok Salname’de kumaş adları ve kumaşlara ilişkin teknik verilere rastlandığı araştırmacılarca orta­ya konmuştur. Anadolu’da dokuma cılığın köklerini atasözleri ile ilişkilendirmek olanaklı. Örneğin bir Sümer atasözü; “iki katlı ip

i i

nO E lfS-

Page 75: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

RO M E

BY EŞREF TEKSTİLAsirefendi Street 25-A Sultanhamam Eminönü - Fatih / İstanbul Phone: +(90) 212 513 74 47 [email protected]

Page 76: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

kopmazmış “demektedir.Truva katlarında dokuma tezgah ağırlıkları bulun­muş ve okunan tabletlerden Hitit çağında yün ve keçi kılından dokumalar yapıldığı; Ağıllar şehri demek olan Uruk’ta dokuma tezgahlarında güzel kumaşlar dokunduğu; Ur kentinde1 başka atöl­yelerle birlikte dokuma atölyeleri de bulundu­ğu; Lagaş kentinde saldırıda 1500 işçinin olduğu dokuma atölyesinin yıkıldığından söz ediliyordu. Tarihi bu kadar eskilere dayandığı saptanan Ana­dolu dokumacılığı ürünleri ticari anlamda da dün­yaca bilinen örnekleri kapsıyor. Örneğin; Charles Teksier, Bursa bürümcüklerinin Paris’te yaygın ol­duğundan söz eder. Tüm bu bilgiler Anadolu top­raklarında dokumacılığın köklü geçmişini ve sü­rekli gelişerek bugüne geldiğini göstermektedir.

Dünyanın en eski dokumaları gurubunda yer alan tarihsel kumaşların aşağıda belirtilen mü­zelerde olduğu bilinmektedir; Ankara Arkeoloji Müzesi’nde-Çatalhöyük kumaşları; İstanbul Ar­keoloji Müzesi’nde-Kopt kumaşları; Anadolu’da­ki dokumacılığın gelişmişliğinin ürünü Selçuklu belgelerinden, Londra Victoria -Albert Müze- si’ndeki ll.y .y ’a ait İpek kumaş; Konya Mevlana Müzesi’ndeki 15 adet elbise (Konya tezgahlarında dokunduğuna dair görüşler bulunuyor.); Anadolu Selçuklular’dan kalma, lyon Müzesi’nde altın telli Kemha kumaş ve Sieqburg’da bulunan bir kumaş; Osmanlı kumaşlarının ise Topkapı Saray Müzesi, Konya Mevlana Müzesi, Victoria Albert Müzesi, Edinburg Royal Scotch Müzesi, Paris ve Lyon Mü­zesi, Atina’da Benaki Müzesi’nde yer aldığı bilin­mektedir.1948’den beri yapılan kazılar Kültepe’de tekstilin varlığını ortaya koyuyor. Çivi yazılı kaynaklarda kumaşların kalitelerinden, bu bölgede kumaş ti­careti ve dokuma merkezlerinden söz edilirken keten dokumalarından ve bir görüşe göre “Kuta- num” denilen, Anadolu kökenli yünlü bir dokuma kumaştan söz ediliyor. Anadolu’da pamuk, yün ve keten hammadde olarak yetiştiriliyordu. Tica­ret yolları üzerinde dokumacı kentler vardı. 1640 Esar defterinde 24 çeşit dülbent adına yer veril­mişti. Dokuma çeşitleri çoktu. Bu dokuma mer­kezlerinin ve üretimin genişliğini gösteriyordu. 1331’de İbni Batuda Denizli’de işlemeli kumaş­lar dokunduğu ve iplerin kuvvetle büküldüğü için çok dayanıklı olduğunu, Evliya Çelebi La­dik kumaşlarını, Aşık Paşazade tarihi Denizli’nin Akalemli bezlerinden hilat dikildiğini, Hammer tarihi Murat Hüdavendiğar’ın Germiyan kumaşın­dan kaftan ve cüppe diktiğini, Charles Teksiyer ise Bursa tezgahlarında dokunan bürümcüklerin Paris’te yaygın kullanıldığını yazmaktadır. 1582 tarihli hediye defterinde (TSM ,no:D.5415), do­kundukları bölgelere göre adlandırılmış, “Kutnı-i Bağdat”, “Kutnı-i şam”, “Kutnı-i Bursa”._gibi kumaş adlarına rastlandığını öğrenmekteyiz. 1533 tarihli bir defterde (TSM. D.5415) “Kutnu”, “Alaca”, “Kir- pas” denilen bezlerin rağbet gören kumaşlardan olduğu ve Soma Bergama çevresinde dokunduğu belirtilmektedir.

DOKUMA ÇEŞİTLERİKullanım amacı göz önüne alındığında; Dokuma­larda bölgesel farklılıklara rastlıyoruz. Örneğin bir yerde başörtüsü olan, başka bir yerde bele bağ­lanmakta ya da ölçüleri farklılaşmakta, üzeri işlen­mektedir. Kullanım alanı özellikleri ortak ancak ►

74 HOMETEXTILE

Page 77: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

m

MODA VOCIEJ i t * /tA> O C' d e M fr 'W o d # '

ÇAHÂNTEKSTİL SAN. VE TİC. A .Ş ^ ^ P

w w w . ca ha n . com . trDemirtaş Organize Sanayi Bölgesi Mustafa Karaer Caddesi No:47 Phone: 00.90.224.26103 48 Fax : 00.90.224.261 08 83 Bursa / Türkiye

» Digital Print

w w w .cahandijilal.com

Page 78: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

•DOKUMA

Dokumalarda bölgesel farklılıklara rastlıyoruz. Örneğin bir yerde başörtüsü olan, başka bir yerde bele bağlanmakta ya da ölçüleri farklılaşmakta, üzeri işlenmektedir.

türler farklılaşmaktadır. Dokuma çeşitleri ge­nellikle bölgelerde verilen adları ile dokun­duğu yeri söylemek şeklinde bilinmektedir. Kullanım alanları göz önüne alınarak adları, hammaddeleri, üretim yöntemleri ne olursa olsun, yalnızca işlevleri açısından gruplan­dırdığımızda tüm dokumaların 14 gurupta ele alınabileceğini, pek çok çeşit olduğunu ve birçok kullanım yeri için bugün de işlevle­rini sürdürdüğünü görmekteyiz.1- Dış Giyim Örnekleri - Peştamal, İhram, Yörük Donu 2- Başörtüleri - Üstlük, Yarım, Boyabat Çemberi, İbecik Dastarı 3- Her Yere Kullanılan İnce Bükülü Bezler - Sarı Kıvrak, Buldan Bükülüsü, Şile Bezi 4- İşlemeli Ev Tekstilleri - Süzeni Örtüler, Bartın Tel Kırma, Maraş İşi 5- Taşıma İçin Ev Gereçleri - Harar, Ala Çuval 6- Yaygı Dokumaları- Pala, Cacala, Savan 7-Yatak Yorgan Örtüleri - Potlu Çarşaf, İhram 8-Mendil ve Sofralık - Kareli , Püsküllü dokumalar, 9- Bükülü Bezler- Top Dokuma 10- İşlemeli Bezler - Parça Dokuma (Anado­lu) 11- Çizgili - Kareli Parça Bezler ( Ana­dolu) 12- Peşkir- Havlu, Çevreler( Anadolu)13- (ikat) Çözgü Boyalı Desenli Dokumalar- Makaslı, Taraklı 14- Metre Dokumalar - Düz Bezler, Kareli ve Desenli Bezler( Anadolu.) Dokumalar, çok değişik biçimde adlandırıl­mışlardır. Adlarındaki bu değişiklik, Anado­lu dokumacılığının kültürel bağlarını, özgün kimliğini ortaya koyar. Bilinen bazı çeşitler üzerinden adlandırmaları 17 gurupta örnek­leyelim.1. Dokunduğu Yerin Adı ile Bilinenler; KELES BEZİ, ÜZÜMLÜ BEZİ, EFLANİ BEZİ, KANDI­RA BEZİ 2. Kullanılan Life Bağlı Ad Alanlar; AYANCIK KETENİ, ALANYA İPEĞİ, ÖDEMİŞ İPEĞİ 3. Boyanın ve ya Rengin Adı İle Anılan­lar; MOZER PEŞTEMALI, SARI KIVRAK, MAVİ BEZ 4. Boyama, Desenlendirme Tekniği ile Bilinenler; MAKASLI PEŞTEMAL, TA­

RAKLI KUTNU 5. Kullanım Amacı ile Adlandı­rılanlar; MENDİL, SOFRALIK, PEŞKİR 6. Kul­lanıldığı Yerin Adı ile Adlandırılanlar; AYDIN PEŞTEMALI, ANKARA PEŞTEMALI, GÜRÜN ŞALI, İBECİK DASTARI, BOYABAT ÇEMBERİ, SİİRT BATTANİYESİ 7. Dokuma Desenlendir- me Tekniği ile Ad Alanlar; MAKASLI PEŞTE- MAL, TAS KUTNU 8. Dokumadaki Bir Motif Adı ile Adlandırılanlar; ZİNCİRLİ KUTNU, 9. Kumaş Kalite Özelliği ile Adlandırılanlar; BÜRÜMCÜK, BÜKÜLÜ, ÇUHA 10- Kumaşın Ölçüsüne Göre Adlandırılanlar; İPEK YARIM, KURU YARIM 11- İşlemelere Göre Ad Alan­lar; ALTINLI ÖRTÜ, ÖRÜMCEKLİ ÖRTÜ, DA- LAKLI ÇARŞAF. Özel Adı Olanlar; CACALA, KUTNU, SELALMAZ, YÖRÜK DONU, ÇUHA, ÇAKŞIR, 13-Hem Yöre Hem Kullanım Amacı ile Adlandırılanlar; TOSYA KUŞAĞI, GÜRÜN ŞALI, BULDAN PEŞTEMALI 14- Günümüzde Özel Ad Olarak Kavramlaşanlar; ŞAL ŞAPİK KUMAŞI, EHRAM, SOF, ÇULFA, MANUSA DOKUMALARI, FERETİKO 15- Karışık Liflerle Dokunanlar; HOŞGÖR, BEYPAZARI BÜRGÜ- SÜ, KANDIRA BEZİ, FERETİKO 16- Kullanılan Malzemeye Göre; MUMLU BEZ 17- Üretici Adı ile Anılanlar; RAHVANCIOĞLU (KUTNU KUMAŞ)Hammaddelere Göre Guruplandırılmış Dokumalara Örnek; Yün-İhram (Bay­burt, Artvin, Çanakkale); Tif- tik-Şalşapik (Siirt, Şırnak,Adıyaman, Diyarba­

kır, Bitlis); İpek- Bürümcük (Alanya, Bursa, Buldan); Keten-Ayancık Keteni (Ayancık/ Sinop), Elpek Bezi (Zonguldak), Feretiko (Rize); Pamuk-Bükülü Bez (Buldan, Şile, Kas­tamonu), Kareli Bezler (Anadolu), Çizgililer (Anadolu), Nikfer Bezi (Aydın), Savan (Ada- na-Tarsus); Melez ürünler -Hoşgör (Bul­dan), Kutnu (Gaziantep), Rize Bezi (Rize), Kandıra Bezi (Kandıra/Kocaeli) .Yer ve Kullanım Amacının Bileşik Olduğu Dokuma Örnekleri: Boyabat Çemberi (Sinop -Boyabat), Gürün Şalı (Sivas/Gürün), Siirt Battaniyesi (Siirt), Burdur Alacası (Bur­dur) gibidir.Kullanım yeri ve teknik özellikleri ne olursa olsun “BÖLGENİN KİMLİĞİ OL­MUŞ DOKUMA ÖRNEKLERİ” ise, dokuma özellikleri, kaliteleri ile Anadolu

76 HOMETEXTILE

Page 79: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

w w w . t u m r a y . c o m . t r

[email protected] 0 (216) 444 1 729 / 444 1 RAY

¡ iT L jm n a HD Ü N Y A N IN RAYI

Page 80: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Bugün ulaşabildiğimiz örnekler üzerinden yaptığımız sınıflandırmalar ve kullanım alanları göz önüne alınarak yapılan irdeleme, Anadolu dokumacılığının kimliğini ortaya koymaktadır.

dokumacılığının gelişmişlik özelliği hakkın­da fikir veriyor. Hemen hemen her dokuma yöresinde pamuk dokumacılığı, bazı böl­gelerde ise keten dokumacılığı yoğun veya pamukla karışık olarak, daha az olmakla birlikte yöresel dokumacılık ipekte ya­şamaktadır. Örneğin; Milasın bir köyünde, Alanya’da, Diyarbakır’ın ilçe ve köylerinde mevsimlik dokuma olarak karşımıza çıka­bilir. Özel bir ad ile bir kalitenin sembolü olmuş dokumalardan bir gurubunu örnek aldığımızda dokumacılık ve kültürel sürek­liliği görebiliyoruz.1-Bükülü Bez ve Bürümcük, genel bir ad olarak dokunduğu her bölge için geçerlidir ama değişik adlarla da karşımıza çıkmakta­dır. 2-Örneğin “Sarı Kıvrak” Kastamonu’da kullanılmaktadır. 3-”Keles Bezi” Bursa’nın bir köyü ve önlük olarak kullanılan ve do­kunduktan sonra bağlama boyama tekniği ile desenlendirilen bir çok özgün özelliği olmasına karşın dokunduğu yerin adı ile anılan bir örnektir.4-”Üzümlü Bez” dokunduğu yer adı ve lif adı­nın birlikte yer aldığı bir örnektir. 5-“Dastar” kullanım eşyasının adı ile adlandırılan çok özgün bir örnektir. Üzümlü bez ve dastar (Burdur İbecik Köyü) aynı özelliği taşı­makta ancak farklı yerlerde üretilmektedir.6-“Sel Almaz” bu örneklerin benzer olan üçüncüsüdür. Kastamonu çevresinde do­kunmaktadır ve bir tür adı özelliği taşımak­tadır. Başka bir deyişle; Dokumanın görsel ve yapısal özelliğini ifade eden bir şekilde adlandırılmıştır. Buna kalite özelliği diyebi­liriz, dokunduğun yörenin adıdır. 7- “Bul­dan Bezi”, yer adı ve lif adı birlikteliğine ör­nektir. 8- “Şal Şapik” kullanım işlevine göre adlandırılmadır. Ceket pantalon anlamın­dadır. 9-“Sekko” yine ceket anlamındadır. Tarsus’ta yer alan tarihsel bir örnek olarak değerlendirilebilir. 10- “Feretiko” Kara­deniz bölgesinde keten bir dokuma adı olarak, 11- “Ayancık Keteni” ise bir başka bölgedeki ad olarak karşımıza çıkmaktadır. 12- “Kandıra Bezi”, başka bir keten doku­ma örneği olarak karşımıza çıkarken, Bey- pazarı’nda kullanım amaçlı, 13- “Bürgü” ve14- “Milas Peştemalı”, 15- “Buldan Peşte- malı”, 16- “Şekerci Peştamal” gibi kullanım

amacı ve yer belirtme veya dokuyucu adı ile anılma birlikte görülmektedir.17- “Alaca Dokuma” başka bölgelerdeki ,çizgili veya kareli dokumalara verilen bir addır. An- cak,Burdur’da, renkli ve desenli olduğunu belirten bir şekilde adlandırılan örnekler­dir. 18- “Trabzon Peştemalı”, 19- “Makaslı Peştamal” aynı kumaşın değişik adları ola­rak karşımıza çıkan çeşitleridir. 20- “Yan İpek” gibi dokumadaki özelliği belirten bir adlandırma, 21- “Yarım” gibi kumaşın dik­dörtgen bir ölçü de olduğunu gösteren bir adlandırma da bulunmaktadır. 22- “Ehram” (Bayburt, Erzurum, Urfa, v.d) kullanılan işlevine bağlı ad almış bir geleneksel ör­nektir. Artvin ehramı ise çok farklı bir do­kumadır. 23- “Siirt Battaniyesi” lif özelliği olan bir geleneksel dokuma olarak, yer adı ve kullanım nesnesinin birlikte belirtildiği bir örnektir. 24- “Boyabat Çemberi”, yer ve kullanım özelliği ile adlandırılmaktadır. Çember yöresel baş örtüsü anlamındadır.25- “Mavi Bez” ise renkle adlandırma ve lif özelliği birlikte olan bir örnektir. Sarı Kıv­rak, renk ve kumaş kalitesinin belirtildiği,26- “Mumlu Bez” kullanılan malzemeye bağlı adlandırmaya bir örnektir. 27- “Nikfer Bezi”, 28- “Eflani Bezi”, 29- “Ayancık Kete­ni”, 30- “Burdur Alaca Dokuması, 31- “Mer­sin Çekmeli”, 32- Ankara Sof, 33- Azdavay Önlüğü, 34-“Tosya Kuşağı”, 35- “İbecik Dastari”, 36- “Beledi dokuması”, örnek ola­rak seçilmiş,analizleri yapılmış incelenmiş dokuma çeşitleridir. Bu zengin tabloyu çoğaltacak henüz incelenmemiş, ortaya çıkarılmamış bir çok dokuma adının var olduğunu söyleyebiliriz.SONUÇ:Seçilmiş örnekler üzerinden adlandırma analizlerine bağlı olarak; 11 desenlendirme yöntemi saptıyoruz. Yeni örnekler bulun­duğunda bu yöntemlerinde artacağı gö­rülmektedir.1- Boyalı Çözgü ile Desenlendirilme; Ma­kaslı (Merzifon,Trabzon), Taraklı (Gazi­antep), Boğmalı (Kastamonu) 2- İkinci Bir Atkı İpliğiyle Desenlendirme; Selalmaz(Kastamonu), Üzümlü (Muğla), Boyabat Çemberi (Sinop) 3- Kilim Tekniğiyle At­kıdan Desenlendirme; Aba (Gaziantep), Peşkir (Anadolu) 4- Gelişmiş Kumaş Yapı­sıyla Desenlendirme; Beledi Dokuması (Tire), Gürün Şalı (Sivas) 5- Armür Tekniğiyle Desenlendirme; Desen­li Kutnular (Gaziantep), Manusa Dokumaları (Malatya), 6- Çözgü­den Delikli Desenlendirme; El- pek Bezi (Zonguldak), Üzüm- lü’den bazı örnekler (Muğla)7- Çözgüden Çizgili Desenlen­dirme; Birgi İpekleri (İzmir),Çarşaf (Adana), Peştamal (Kastamonu, Denizli) 8- At- . kıdan Çizgili Desenlendirme;İpekli Atkı-Fular (Alanya),İpekli Şal (Diyarbakır), İpekli Şal (Antakya), Cacala(Çanak-

kale)9- Hem Çözgüden Hem Atkıdan Çiz­gili Kareli Desenlendirme (Ekoseler)-Alaca (Kastamonu), Bükülü (Buldan), Savan (Tar­sus) 10- Örgü ve İplik ile Özellik Kazandırıl­mış Desenlendirme; Bükülü Bez (Buldan), Kıvrak (Kastamonu), Şile Bezi (Şile) 11- Do­kunmuş Kumaş Üzerine Kapatmalı Boyama ile Desenlendirme; Elmalı Öncek (Keles), Mumlu Bez (Arapkir)Anadolu’da, dokumacılığın tarihi, başlan­gıcı, dokuma çeşitleri ve sınıflandırmala­rı, kumaş adları, kaliteleri temelinde ele alınmasının anlamlı olduğu görülmektedir. Çünkü; Anadolu dokumacılığı öncelikle ya­şayan dokumacılıktır. Bu kavram “ Gelenek­sel Dokumacılık”, ’’Anadolu El Dokumacı­lığı” gibi tanımlardan daha derinlikli, daha kapsamlı, daha özgündür. Başka bir ifade ile, Anadolu’da dokumacılık tarihi dünya­nın en eski yerleşimlerine uzanmaktadır. Üstelik süreklilik taşıyan, birikimli yerleşim alanlarında bugüne ulaşan bir özellik taşı­maktadır. Bugün de canlı tarih çalışmaları­nın en temel konusunu oluşturuyor. Araştırmamız hem geçmişte dokumacılık merkezi olmuş alanları hem de geleneksel­leşmiş dokuma örneklerini ortaya çıkarmış­tır. Dokumacılığın yaygın olduğunu söyle­memizi sağlayan ise;her bölgede farklı bir dokuma örneğinin bulunması ve bazen yerel adlarla anılması olgusudur. Aynı adı alan kumaşlara farklı bölgelerde rastladı­ğımız gibi, farklı kumaşların aynı adı aldı­ğı durumlarla da karşılaşmaktayız. Bu bize hem kavramsal olarak hem de dokuma tip­leri bakımından iletişim, yaygınlık, sürekli­lik kavramlarının varlığını göstermektedir. Bugün ulaşabildiğimiz örnekler üzerinden yaptığımız sınıflandırmalar ve kullanım alanları göz önüne alınarak yapılan irde­leme, Anadolu dokumacılığının kimliğini ortaya koymaktadır. Kumaşların adlan­dırılmalarına ilişkin değerlendirmeler ise Anadolu Dokumacılığın en belirleyici yanı; özgünlüğüdür. Anadolu dokumacılığının özü kumaşlara verilen adlarda ortaya çık­maktadır. M

M İ İ I P 1 1 İ S İ Wi i ı r i i i ı « .

Page 81: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

3 M

Page 82: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

•KULTUR & SANAT

it j » ' ' W

w \m . ...

UÇ KUŞAKTAN TEKSTİL SERGIS

^ D O K U S A L y U z e y l e iBirbirinin öğrencisi olan üç değerli akademisyenin çalışmaları “Dokusal Yüzeyler”

Tekstil Sergisi adı ile İstanbullu sanatseverlerin beğenisine sunuldu.

İstanbullu sanatseverler, geçtiğimiz günlerde, tekstil alanında son dönemdeki en değişik sergi serisine tanık olma şansı buldu. Dokusal Yüzeyler Tekstil Sergisi - “Gewebte Flächen” Ausstellung; Almanya Nürnberg Güzel Sanatlar Akademisi’nin eski başkanı veren Prof. Hanns Herpich ve onun öğrencisi

olan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Prof. Aydın Uğurlu ve onun öğrencisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Servet Senem Uğurlu’nun çalışmalarından oluşan ve üç kuşağın özelliklerini ayrı ayrı barındıran bir sergi olarak dikkat çekiyor.

Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen serginin ev sahibi Nakkaş Sanat Galerisi yapıyor. Aynı galeride daha önce üç ayrı ekolden geleneksel temele dayalı modern tekstil çalışmaları olan üç ayrı çalışma sergilendi. Nakkaş Sanat; 2009 yılında “Nereden Nereye”, 2010 yılında “Usta ve Usta Öğrenci”, 2012 yılında “Uç Kuşak-Uç Yol” sergilerine de ev sahipliği yapmıştı. Bu yılda Prof. Hanns Herpich başkanlığında, Türkiye ve Almanya’dan üç akademisyen-tekstil sanatçısının çalışmaları, Nakkaş Halı Firmasının 6. yüzyıldan kalmış Bizans sarnıcını restore ederek oluşturduğu Nakkaş Sanat Galerisi’nin olağanüstü atmosferinde değer kazanarak sergilendi. İstanbullu

80 HOMETEXTILE

Page 83: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

( O ) Z O R L U Q /tac (S )/tacsty le tac.com.tr

Page 84: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

KULTUR & SANAT

sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği sergide pek çok farklı esere yer verildi. Serginin oluşma süreci ile ilgili bilgi veren, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Prof. Aydın Uğurlu özellikle eğitim açısından yaşanan sıkıntıların sanat yolu ile aşılmasının öneminin altını çizdi. Uğurlu bu görüşünü aktarırken “Ülkemizin oldukça zengin tekstil geleneği ve buna ek olarak gelişmiş tekstil sanayi ve sektörü bulunmakta. Ayrıca son yıllarda günümüz tekstil sanatı da gelişmekte ve yeni örnekler çoğalmaktadır. Tekstil alanında verilen eğitim, istenilen düzeyde olmayıp sanat ve yaratıcılık yönü ihmal edilmiş ve tekstil sektöründe araştırmaya dayalı yenilik ve yaratıcılıktan çok teknolojinin önemsenmiştir. Bu durum ise Tekstil Sanatının ülkemizde gecikmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı. Yakın zamana kadar “Tekstil Sanatı” sözcüğünden genellikle moda- konfeksiyon ve iç çamaşırı defilelerinin anlaşılmakta olduğunu belirten Prof. Uğurlu sözlerine “Hatta bu alanda sanat adına tekstil eğitimi veren birimler, konfeksiyon ve defile özentisi içinde adlarını değiştirdiler. Güzel Sanatlarda tekstil eğitimi alan öğrenciler, halen halı, kilim ve yöresel geleneksel dokumalar hakkında bilgi almadanmezun oluyorlar” şeklinde sürdürdü. Tekstil sektörünün çoğunluğunun,üretimleri için gerekli olan sanatsal gereksinimlerini yurtdışı örneklerinden sağlamakta olduğunun altını çizen Uğurlu sözlerini “Olumsuz örnekler gösteriyor ki, tekstil sanatı alanında geleneksel örneklerimizin ve bu alanda yeni teknolojiye sahip olmamıza rağmen sanatsal eğitimimizin istenilen düzeyde olmadığı kesinlik kazanmakta” şeklinde noktaladı. Serginin, bu eksikliğingörülmesi ve çözümlenmesi açısından önemini anlatan Uğurlu, çalışmanın farklı şehirlerde de sergileneceğininmüjdesini de vermekten geri kalmadı. Sergiyle ilgili tüm bilgilere www.gsf. fsm.edu.tr adresinden ulaşılabilir.

Page 85: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

TEKNOTEKSTekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti

t uâom c co iicc& crt

by teknoteKs

Factory : Organize San. Bölg. Yeşil Cd. No: 22 Niiüfer/BURSA/TÜRKİYE Phone :+90 224 243 72 71 -243 14 13 Fax:+90 224 243 13 21 www,teknotekstekstiLcom [email protected]

Page 86: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

>TEKNOLOJİ

IPHONE 6 HAKKINDA HER ŞEYTeknoloji devi Apple, iPhone’nin bir yıldır beklenen yeni modelini kamuoyuna tanıttı. Şirketin

CEO’su Tim Cook’un da katılımıyla gerçekleşen etkinlikte iPhone 6 görücüye çıktı.

+ Phone 6 ve iPhone 6 Plus adıyla tanıtılan iki yeni cihaz Apple’ın

1 ürettiği en ince cihazlar olarak tarihe geçti. Apple’ın sayısız kez fotoğrafı internete düşen; ancak gerçek fotoğrafının hangisi olduğu anlaşılmayan telefonu iPhone 6 modeli böylece kullanıcıları ile buluşmuş oldu. Apple CEO’su Tim Cook açılış

konuşmasında “Vizyonuyla görüntüsüyle iPhone hep öteye gitti. Bugün biz burada en büyük en yeni iPhone’u tanıtıyoruz” şeklinde konuştu.Apple, tanıtım etkinliğinde birçok bomba patlattı, en çok beklenen ise kuşkusuz iPhone 6 temel modeliydi. iPhone 6’nın 4,7 inç olan ana modeli yenilenen tasarımı, NFC teknolojisi ve daha hızlı A8 işlemcisiyle hemen dikkatleri üstüne çekti.

KAMERA& DONANIMiPhone 6, 4,7 inç modelde Retina HD ekran olacak ve önceki modele

(iPhone 5S) oranla yüzde 38 daha fazla piksel bulunacak. Ekran çözünürlüğü ise 1334 x 750 olarak açıklandı. iPhone 6’nın yenilenen tasarımında en fazla dikkat çeken şey inceliği. Sadece 6,9 mm kalınlıkta olan cihaz önceki modelden (5S) 0,7 mm daha ince. iSight kamerada 8 MP çözünürlük ve f/2,2 diyafram olanı yer alıyor. Panoramik çekim konusuna odaklanan kamerada 43 megapiksele kadar panoramik çekim yapılacak. 30 veya 60 fps hızda 1080p video kaydı da iPhone 6’da mümkün olacak. Ayrıca yavaş çekimde 120 fps ve 240 fps videoları da yeni kamera ile kaydedebilmek mümkün. Apple’ın operatörler açısından yeniliği ise WiFi üzerinden görüşme özelliği. 3 kat hızlı kablosuz ağ bağlantısı sunacak olan cihaz 20 bant destekli LTE kullanımına da açık. iPhone 6 yılsonuna kadar 100’den fazla ülkede piyasaya sürülecek. İlk olarak eylül ayında piyasaya sürülen ürün için ABD’de kontratlı fiyatlar 199 dolardan başlıyor. Türkiye için ise öngörülen fiyat ise 2500 ila 3000 TL seviyelerinde.

84 HOMETEXTILE

Page 87: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Hall 8 1 :Stand C-17

i:o

/ . t / i . H î f c ' » i » It i l l s

The magic of the Bosphorus...

İSTANBUL LIFE

Page 88: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Hayata bakış açımızı değiştireceği öne sürülen, artırılmış gerçeklik ürünü Google Glass’ın teknik özellikleri açıklandı. ABD’li teknoloji devi, üretim hattındaki yerini aldığı belirtilen gözlüğün, 12 GB belleğe sahip olacağını ancak güncellemelerle bu rakamın 16 GB’a çıkarılabileceğini belirtti.

Artık bilgiye ulaşım için ellerinizi kullanmanıza gerek kalmayacak. Gelişen teknoloji ile değişen hayat sadece bilgiye ulaşıma değil, dış görünüşümüze de yansıyacak. Google Glass, internet devi Google’ın bilgisayar kullanım deneyimini tamamen değiştireceği iddiasıyla piyasaya

sunduğu bir mobil bilgisayar ve iletişim cihazı. Google Glass’ın geleneksel akıllı telefonlardan ya da tabletlerden farkı giyilebilir olması. Aslında Google Glass gözlük gibi takılan bir tür bilgisayar.

Glass’ın içinde Tl OMAP 4430 işlemci, 1GB RAM ve 16GB depolama alanı var. İçeriği Google+ hesabınızla senkronize edebiliyorsunuz. Cihazın üzerinde bir de micro USB portu var. Bu port cihazı şarj etmenize de yarıyor. Google Glass, 802.11b/g Wi-Fi veya Bluetooth ile bağlantı kuruyor.

Ürün, Android işletim sistemini kullanıyor. Cihaz ile bir akıllı telefonla ya da tablet bilgisayarla yapabildiğiniz birçok şeyi yapabiliyorsunuz. Yani arama yapabiliyor, e-postalarınızı okuyabiliyor ya da mesaj yazabiliyorsunuz. Ancak epostalarınızı yanıtlamanız şu an için mümkün değil. Geliştirme aşamasında olan cihaz tam bir internette gezinme deneyimi sunmasa da dilerseniz Google’da arama yapabiliyorsunuz. Glass’ın ekranın hemen yanında bir kamera var. Bununla video ya da fotoğraflar çekmeniz mümkün.

ESKİ GÖZLÜKLERİNİZİ UNUTUNGoogle Glass bir gözlük gibi takılıyor. Ekranı ise sağ göz üzerinde bulunuyor. Görüntü buradaki cam kısımda oluşuyor ve dışarıdan bakıldığında görünmüyor. Ekran küçük ama göze çok yakın olduğu için görüntü yeterli büyüklükte oluyor. Deneme amaçlı Glass’ların pil ömrü pek uzun değil. Aktif bir kullanım ile pil 5 saatten az gidiyor.

KONTROL ÜNİTESİGlass’ın sağ tarafında geniş, düz bir yüzey var. Bu tıpkı bir dizüstü bilgisayarınki gibi bir touchpad. Bu kısım dört yönlü dokunmayı ve kaydırmayı algılayabiliyor. Cihazın görüntü arayüzünde ise birkaç basit komut var. Touchpad ile bu komutları seçerek gözlüğü kontrol ediyorsunuz. Google Glass’ı çalıştırmak için bir kez buraya dokunmak ya da önceden belirlediğiniz açıda başınızı eğmeniz yeterli. Google Glass’ı sesli komutlarla kontrol etmeniz de mümkün.

SES İLETİM TEKNOLOJİSİGoogle Glass ile telefon görüşmelerini yapabiliyorsunuz. Ancak cihazın bildiğimiz anlamda bir hoparlörü yok. Glass, sesi başınızın arka kısmında bir kemik üzerinden orta kulağınıza iletiyor. Sesi bu sayede duyuyorsunuz. Kulaklıkta olduğu kadar yüksek olmasa da sesi normal bir şekilde duyabiliyorsunuz. ■

86 HOMETEXTILE

Page 89: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

I b i ls e rE / T E K S T İL U R LU İL E R İ S A h L '/£ T f c L T D . 5 T İ.

AVCILAR MERKEZ(Toptan Satış Mağazası) üniversite Mah. Uran Cad. Hilal Şok, No : 5 -1 (Avcılar Hospital Karşısı) Parseller - Avcılar/ İST, Tel : 570 74 71 - 690 22 53 - 423 98 56 Fax: 690 22 93

BEYÜKOÜZÜŞUBE ¡Cumhuriyet Mh. Atatürk Bulvarı No: 1/69 Beylikdüzü I İST. Tel : 0212 872 10 22 / 23

Page 90: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> SAĞLIK

♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦

TIP LİTERATÜRÜNÜN EN YENİSİ: HASTA BİNA SENDROMU

Gökyüzüne ne kadar yakın olsalar da, bizi güneşten ve temiz havadan uzak tutan plazaların sebep olduğu hastalıklar günümüz iş yaşantısının önemli bir sorunu olarak ön plana çıkıyor. Kent yaşamının, tıp literatürüne yeni soktuğu bu kavramı ve korunma yöntemlerini sizler için derledik.

Zamanının büyük çoğunluğunu plaza tipi kapalı ortamlarda geçirenlerde ortaya çıkan “Hasta Bina Sendromu”, iş hayatını çekilmez hale getirebildiği gibi, işteki verimi de olumsuz yönde etkiliyor. Baş ağrısı, baş dönmesi, gözlerde sulanma, kaşınma, konsantrasyon güçlüğü

gibi sorunlar sağlığı bozmanın yanı sıra başarıyı da gölgeliyor. Plazalarda, büyük şirketlerde ve iş merkezlerinde çalışmak, sağladığı imkânlar sebebiyle lüks gibi görünse de, zaman içinde çeşitli sağlık

sorunları ile karşılaşmak kaçınılmaz oluyor. Tıp literatürüne “Hasta Bina Sendromu” adıyla giren yeni bir hastalık, çalışanların karşı karşıya kaldığı şikâyetlerin tamamını kapsıyor. Boğaz kuruması, baş ağrısı, burun tıkanması, halsizlik, uyuşukluk, gıcık şeklinde öksürük, nefes alma sıkıntısı, gözlerde sulanma, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar, plaza çalışanlarının günlük hayatını son derece olumsuz etkiliyor. Hasta Bina Sendromu, gelişmiş ülkelerde zamanlarının yüzde 95’inden fazlasını kapalı mekânlarda geçiren insanlar için yeni l

88 HOMETEXTILE

Page 91: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

',§am alanlarınızı güzelleştirmek ve evlerinize değer katmak mottosuyla yola çıktığımız ilk günden

ıgüne hiç eksilmeyen bir heyecanla sîzler için tasarlıyor ve büyük bir a§kla çalışıyoruz.} yılı aşkın süredir ev tekstili sektöründeki uzmanlığımız ve yenilikçi estetik anlayışıyla

ızırladığımız özgün koleksiyonlarımızla trendlerin öncüsü olmaya devam ediyoruz.

HomeSweetHome*

Evinize Hoş Geldiniz

www.homesweethome.com.tr online.homesweethome.com.tr

Page 92: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> SAĞLIK

ve önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.Bu durum çalışanların verimini azalttığı için, ekonomik bakımdan da çok önemli sonuçlar doğuruyor. Uzmanlar hastalığın kesin tanı­sı için, bu belirtileri gösteren kişilerde saman nezlesi, astım, faranjit gibi başka bir hasta­lığın olmaması ve şikâyetlerin, tatil günle­rinde ya da binadan uzaklaşıldığında tama­men ortadan kalkması gerektiğini belirtiyor.

SORUN HAVA KİRLİLİĞİUzmanlar hastalığın en büyük sebebinin bina

havasının kirliliğinden kaynaklandığı gö­rüşünün kabul gördüğünü belirtiyor. Bu kirliliğin ortaya çıkmasında, bina havasını kirleten pek çok faktörün yanında, mer­kezi ısıtma ve nemlendirme sistemleri­nin, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla, havanın sadece yüzde 20’sinin değiştiril­mesi esasına göre çalışması rol oynuyor.

ÖNLEM ALINMALIKonuyla ilgili uzmanlar, alınabilecek ön­lemlerle Hasta Bina Sendromu’nda gö­rülen şikâyetlerin azaltılabileceğini be­lirtiyor. Önerilerinin arasında ilk sırada; kirlilik kaynağının ortadan kaldırılması ya da modifiye edilmesi var. Yani; ısıtma, havalandırma ve air-condition sistemleri­nin rutin bakımlarının düzenli olarak ya­pılması, binada sigara içiminin kesinlikle yasaklanması, merkezi olarak ısıtılan, ha­valandırılan binalarda, iç ortam havasının daha fazla oranda değiştirilmesi, hava­yı temizleyen aletlerden yararlanılması, bina içinde çalışan personelin bilinçli bir şekilde eğitimi.

Teknolojik gelişmeler çoğu zaman olumlu sonuçlar doğursa da, kimi zaman ortaya çıkan olumsuz sonuçları önceden görmek neredeyse imkansız oluyor.

BİLGİSAYAR YORUYORKlimaların, iç ortam havasındaki ne­gatif iyon konsantrasyonunu azaltma­larının da Hasta Bina Sendromu olu­şumunda önemli olduğu düşünülüyor. Soluduğumuz havadaki negatif iyonla­rın azalması, vücudumuzda serotonin hormonu salgılanmasına yol açarak; baş ağrısı, migren krizleri, baş dönme­si, halsizlik, uyuşukluk, konsantrasyon azalması gibi belirtilere yol açabiliyor. Araştırmalara göre, Hasta Bina Send- romu kadınlarda veya alt kademe çalı­şanlarda daha fazla, üst düzey yöneti­cilerde ise daha az görülüyor. Uzman­lar, tüm gün bilgisayar başında çalışan kişilerin çok daha fazla risk altında olduğuna değiniyor. Bu durumun, ek­ranların çevresinde bir elektrostatik alan oluşması ve bu alanda daha fazla kirleticinin toplanmasına bağlı olduğu düşünülüyor. Çalışma masaları yakın­larında fotokopi, lazerli yazıcılar gibi ozon oluşumuna neden olan aletlerin bulunması da, şikâyetlerin fazlalığı ile ilgili bulunmuş. Bina içinde bulunan insan sayısı ne kadar fazla ise, hastalık ihtimali de o kadar artıyor.

90 HOMETEXTILE

Page 93: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

I

i l i ” ’

\ i 7 V 0 :

XKIRAYTEKST E C H N I C A L T E X T I L E S

/

Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi AU Osman Sönmez Cd. No: 22 Bursa TURKEY T. 0.224 261 15 43 F. 0.224 261 15 37 > kirayteks.com C Kırayteks

Kırayteks; Sadeliği, garafeti, üretim kalitesi ile modern stili, konfor ue fonksiyonu bir arada tutarak, siglere keyif uerici ortamlar yaratmaya deuam ediyor.

Page 94: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Birçok turistik yörenin bir mevsimi, daha doğrusu insanların daha kala­balık bir şekilde ilgi gösterdiği bir sezonu vardır. Abant ise, sezon tanımı pek yapılamayan ve ziyaretçilerine her mevsim

doğal güzellikler sunabilen, çok eski tarihler­den beri tanınmasına karşın bu güzelliklerini koruyabilmiş bir sığınak yapısıyla diğerlerin­den ayrılıyor. Abant genel yapısı ile grileşen şehir yaşamına renk ve soluk katmak istendi­ğinde, mevsime aldırmadan gidebileceğiniz ender yerlerden birisi. Sonbaharda doğanın veda edişini yapraklarına düşen ateş renkle­riyle uğurluyor; ilkbaharda doğanın uyanışını

rengârenk çiçeklerine doluşan arılar ve ke­lebeklerle karşılıyor. Yazın, nilüfer çiçekle­riyle, kışın da bembeyaz karlarla örtülüyor. Abant her mevsim bambaşka güzellikler sunarak insanları yıllardır kendine çekmeyi başarıyor.Bolu ili sınırları içinde yer alan Abant Gölü, kente yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta. Abant dağları üzerinde arazi kaymaları ile oluşan bu set gölüne D-100 karayolundan ayrılan 20 kilometrelik asfalt bir yolla ulaşılıyor. Deniz seviyesinden yaklaşık 1.300 metre yüksekte yer alan göl, 1.3 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. En derin yeri 20 metreye yak­

laşan gölün uzunluğu 900 metre civarında­dır. Çevresindeki küçük akarsularla beslenen gölün seviyesi, yeraltı sularının zengin oldu­ğu Mart-Nisan döneminde 25-30 santimetre kadar yükselir. Bu küçük akarsulardan en önemlisi Beşpoyraz Deresi’dir. Abant Gölü, sularını kuzeydoğu ucundan boşaltır ve bu su, çevredeki ormanlardan gelen sularla bir- leşerek Filyos Çayı’nın kollarından biri olan Bolu Suyu’nu oluşturur. Gölün çevresi çam, köknar ve kayın ağaçları ile çevrilidir. Yabani meyve ağaçları ve çiçekler, çeşitli mantarlar ve gölün yüzeyini kaplayan nilüferler ile ol­dukça zengin bir bitki örtüsüne sahiptir.

92 HOMETEXTILE

Page 95: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Yıllardır olduğu gibi, bu yıl da her sabah güne nasıl tutkulu ve heyecanlı başlıyorsak, yine öyle devam ettik. 7.000’i aşkın çalışanımızla sadece kargonuzu değil, duygularınızı da taşıdık. Bunun sonucu olarak Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre 2013 yılı Kargo Sektör Birincisi seçildik. Bizim için asıl ödül sizin memnuniyetiniz.Çünkü, sizin için değerli olan bizim için değerlidir.

T M M ETüridye Müşteri Memnuniyeti Endeksi

UWw HHM MmuM EnktoJ m K*ır-Tur«» K* Dm»* ı» 1« ínjfcm IMM Ort*6H#nltm»ııtmACH-i™*aıı CurtmifSalKKttaı M«

□ M IC H IG A N( f l f i E ® m i GroupDaima Onde

Page 96: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

GEZİ

Bölgede gözümüze herhangi bir tarihi eser çarpmasa da, gölün yer aldığı kesimde ya­pılan araştırmalar şaşırtıcı bir gerçeği orta­ya koyuyor: Bölgenin tarihi M.Ö. 5000-3000 yıllarına, Hititler’in ilk dönemine kadar uza­nıyor. Abant Gölü ve çevresi, daha sonraları da, Anadolu’da görülen hemen tüm uygarlık­ların yaşam alanında kendisine yer bulmuş bir bölge. Bölgeye son olarak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra Kafkas göçmenleri gelerek, Anadolu mozaiğindeki yerlerini al­mış bulunuyor.Gölün çevresi yaklaşık 7 kilometre ve bu alan ziyaretçilerine ortalama adımlarla bir buçuk saatlik bir yürüyüş imkânı sunuyor. Bu mesafeyi yürümeyi göze alamayanlar ve yine de gölün çevresini dolaşmak isteyenler içinse üç seçenek var. Birincisi, özel araçlar gezmek... İkincisi, biraz nostaljik bir seçenek olan faytonlar. Abant girişinde ve otellerin önlerinde bulabileceğiniz bu tarihi taşıtlar, yorulmadan, keyifli ve hızlı bir şekilde gez­mek isteyenlerce tercih ediliyor. Üçüncüsü ise az sayıda insan tercih etse de atlar.Eğer Abant’ı yakından tanımak istiyorsanız, yürümek ilk tercihiniz olmalı. Bu sayede di­ğer seçeneklerle ulaşamayacağınız orman içindeki yürüyüş yollarını da keşfederek daha keyifli dakikalar geçirebilir, kıyısına inip gö­lün üzerindeki nilüferleri daha yakından in­celeyebilir, çiçeklerin üzerine üşüşen arıları seyrederek bir an olsun buradaki doğal haya­tın bir parçası olma ayrıcalığını hissedebilir­siniz. Abant civarındaki yaylalar, göl çevresi ile yetinmeyip daha sıkı bir yürüyüş yapmak isteyenler için iyi bir alternatif. Üstelik bu yü­rüyüşün sonunda göl manzarasını kuş bakışı seyredebilmek gibi bir ödül de bulunuyor. Abant’da bir hafta sonu veya daha uzun süre geçirmek niyetinde olanlar için çadır ile ko­naklamayı saymazsak üç seçenek bulunuyor: Büyük Abant, Abant Köşkü ve Abant Palace. Abant’taki turizm 1930’larda 12 odalı ahşap bir otelle başlamış. Bu otel daha sonra yıkılıp yerine Turizm Bakanlığı’na bağlı Turban Oteli inşa edilmiş ancak son yıllardaki özelleştir­me kapsamı ile özelleştirilerek Büyük Abant ismini almıştır. Yine aynı yıllarda göl kıyısı­na Özel İdare tarafından devlet büyüklerini konuk etmek amacıyla bir köşk yaptırılmış. 1937 yılında tamamlanan bu köşke öncele­ri Atatürk Köşkü denmiş; ancak, ne yazık ki Atatürk burayı hiç görememiş. 1975’ten son­ra yıkılıp aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilen köşk, Taksim Otelcilik tarafından satın alındığı 1987’den beri Abant Köşkü adıyla otel olarak hizmet veriyor. Bölgedeki üçüncü otel olan Abant Palace ise 1989’da aynı işlet­me tarafından hizmete açılmış.Bu güzel doğa köşesinden ayrılmadan önce, gölün girişinde köylülerin kurduğu pazara uğrayıp alışveriş yapmak neredeyse adet ha­line gelmiş. Kim bilir, belki de buradan alı­nan doğal ve katıksız gıdalar bir süre daha kendinizi Abant’ta hissettirecektir. ■

94 HOMETEXTILE

Abant’ta Yapılacak 10 Şey1- Abant Gölü kenarında bir bankta oturup, doğanın dört mevsim farklı güzellikleri yaşattığı manzaranın ve sonsuz dinginliğin keyfini sıcak/soğuk içeceğinizi yudumlayarak iliklerinize kadar hissetmeniz.2- Abant Gölü etrafında zengin oksijeni akciğerlerinize doldurarak keyifli bir yürüyüş yapmanız.3- Abant Gölü etrafını müzikli ve eğlenceli oraya has olan faytonlarla turlamanız.4- Ata binmeniz ve turlamanız.5- Kış mevsiminde bölgeye has olan, yamaçlardan aşağıya kar üstünde kaymanız.6- Abant’ın yöreye özgü meşhur serpme köy kahvaltısının keyfini çıkarmanız.7- Abant yaylalarında veya yayla köylerinde doğa yürüyüşlerine veya safarilere katılmanız.8- Abant’a has yol üstü lezzet duraklarında mangalda sucuk ekmeğin tadına varmanız.Ya da sadece Abant Göl>ünde yaşayan oraya özgü kırmızı, iri benekli Abant alabalığının tadına bakmanız.9- Abant gölüne has sadece orada yetişen nilüfer çiçeklerinin açılışını izlemeniz.10- Bolu-Abant Bölgesinin manevi çekim merkezi olan Hayreddin-i Tokadi Hazretleri Türbesi’ni ziyaret etmeniz.

^ ■

Page 97: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

b eö en ö Wh om e

BEKA TEKSTİL TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ Company A d d re s s : Ahmet Nuri Erikoğtu Cad. No: 14 Denizli S tare A dd ress : B abadağlılar işhanı No: 2-20-26 Denizli Tel: + 9 0 258 372 2512¡n fo@ begena l.com .tr - w ww .begena l.com .tr

Page 98: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> GEZİ

Avrupa’nın Büyülü KentiViyana her mevsimde başka güzel, yılın her ayında gezilebilecek bir şehir. Turistik ziyaretlerin yoğunlaştığı yaz mevsiminden ayrı, baharı, sonbaharı ve kışı da ziyaretçilerine farklı güzellikler sunabiliyor.

Metro, tramvay ve otobüsten oluşan mükemmel bir ulaşım ağı Viyana’da neredeyse her yere toplu ulaşım ile gitmeyi mümkün hale getiriyor. Hatta şehrin dışında yer alan ve şehri yukarıdan gören bir

tepe olan ve Viyana’daki Türk kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlandığı yer olarak tarihi­miz için de önem taşıyan Kahlenberg tepesine bile, sık aralıklarla hareket eden otobüslerle gidebilir, tepeden aşağıya inişte yoğun gölgeli ormanlarda orman yürüyüşü bile yapabilirsi­niz.Viyana, ilk ayak bastığınız andan itibaren size tarihsel bir haz yaşatacağının ipuçlarını ver­meye başlayan bir şehir. Keltlerin bir yerleşim merkezi olarak 970 yıllarında kurulan şehir Roma’dan Alman İmparatorluğu’na pek çok

büyük uygarlığa birebir şahit olma şansını ya­kalamıştır.Yirminci Yüzyılın başlamasıyla birlikte çalkan­tılı günler geçirmiş ve hem Alman hem de Rus işgallerine uğramıştır. Bu çalkantılı süreç 2. Dünya Savaşı sonuna kadar etkilerini sürdür­

müştür. İkinci Dünya Savaşı>nın sonundan bu yana ise Viyana gelişerek modern ve dünyaya açık bir metropol olmuştur. Son yarı yüzyıl Vi- yana’nın 2000 yıllık tarihindeki en uzun barış dönemidir. Avusturya, 1995 yılından beri Av­rupa Birliği üyesi olup, böylece Avrupa’nın en ı

96 HOMETEXTILE

Page 99: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

ARMUNYA TEKSTİL

GÜNEY MEFRUŞAT

MERKEZ ŞUBE______________

Veli Efendi Mah. 74 Sk. No: 140/1 Yeniyol Cad. No:29/CZeytinburnu - İstanbul Marmaris - Muğla

Tel: 0 212 546 39 32- 33 0 252 413 43 43

[email protected]

Page 100: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

GEZİ

büyük barış ve ekonomi projesinin ayrılmaz bir parçasıdır.Yüzyıllar boyu Habsburg hanedanının yer­leşim yeri olan kent, bu süre boyunca Avru­pa’nın kültürel ve politik merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kent Londra, New York ve Paris’ten sonra iki milyon nüfusuyla dünyanın en büyük dördüncü kentiyken, I. Dünya Sava­şı sonrasında nüfusunun dörtte birini kaybet­miştir. Viyana coğrafi konumu ve çoğu impa­ratorluğuna yıllarca başkentlik yapmış olma­sından dolayı gerek mimari gerekse kültürel açıdan Avrupa’nın en güzel şehirlerinden bi­ridir. Hala daha Habsburg hanedanının izle­rini taşıyan eski kent merkezi ve Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzeri­ne Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiştir. Viyana’nın sembolü olan Ste­fan Kilisesi şehrin merkezinde bulunur.Orta Avrupa’nın en büyük kentlerinden biri olan Viyana gelişimini büyük oranda coğrafi konumuna borçludur. Şehir Kuzeydoğu Alp- lerinin alçaldığı bölgede, Viyana Havzası’nın kuzeybatı bölgesinde bulunur. Tarihi kent Tuna Nehri’nin güneyinde bulunmaktadır. Günümüzde kent nehrin diğer kıyısına geniş

biçimde taşmıştır. Viyana doğu-batı ve ku- zey-güney doğrultularındaki eski ticaret yol­larının kavşağında kurulmuştur. Tuna nehri Viyana Havzası’nda adalar nedeniyle birçok kola ayrıldığından Viyana’da geçilebilir du­rumdadır.Doğu Bloku’nun 1989 yılında yıkılışından bu yana Avusturya’nın kuzey ve doğu komşula­rıyla ticari ve ekonomik ilişkileri yoğunlaş­mıştır. Viyana’nın eski Doğu Bloku ülkelerine coğrafi yakınlığı bu anlamda dikkat çekicidir. Örneğin Viyana, Slovakya’nın başkenti Bratis- lava’ya 60 kilometre uzaklıktadır. İki başken­tin birbirine bu kadar yakın olması Avrupa’da benzeri olmayan bir durumdur. ■

Görülmesi gereken 5 yerSt. Stephen's Cathedral12. yüzyıldan beri Viyana’nın en büyük katedrali olarak bilinen bu yapıda,Mozart evlendi, çocuğunun vaftizi oldu, ölümünden sonra cenaze töreni yapıldı. Wiener RathausCologne Katedrali’nin mimarı Friedrich von Schmidt tarafından inşa edilmiş olan Viyana Belediyeye Binası sadece ihtişamıyla değil, bahçesinde yer alan iki ünlü besteci Johann Strauss Father ve Joseph Lanner anıtlarıyla da oldukça ilgi çekici.ImperialAvusturya- Macaristan İmparatorluğu döneminde imparatorların evi olan İmperial, bronz heykelleri, içerisinde at arabalarıyla yapılan gezileri, ihtişamlı duruşuyla bugün Viyana’nın en büyük turist eğlencesi sayılır. Aynı zamanda programını takip etmeniz halinde vals gösterileri ve opera da izleyebilirsiniz. Schönbrunn Palace İmparatoriçe Sisi’nin eski yazlığı olan, barok tarzına uygun olarak inşa edilmiş bu binada, kulaklıklı bir tura çıkıp, tarihi dinlemeniz şart. İnternet sitesinden takip ederseniz, konser ve dans gösterilerine de denk geleceksiniz.Museumsquarter Geniş, zaman zaman konserler ve festivaller yapılan bir avlunun etrafına dizilmiş olan müzelerden oluşan bu alan,

98 HOMETEXTILE

Page 101: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

28 mm Alf^ap Rwslik\ r

J V J \

40 m m Ahşap K u filik/

E i , İ

- / v .

40 nuit İpEi R u fitik

Ahşap £amlwıi

r

v J

M M İ

n r

x >

f \

IIIL ■ '

J \

V

= M #

J

r \

J

>

L A

r

r

Barboros Mh.Evren Cd. Apaydın Sk. No:6 34746 Ataşehir / 1ST. / TÜRKİYE Tel: +90 .216 470 59 00 - 01 - 02 - 03 - 29 Tel: +90 .216 470 59 10 11 Fax: +90 .216 472 01 20 Çağrı Merkezi

www.eforperde.com - [email protected]

Page 102: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Ülkemizin coğrafi konumu, tarihinde var olan uygarlıklar Türk Mutfak Kültürü’nün çeşitlenmesini sağlamıştır. Gaziantep Mutfağı da bu çeşitliliğe en uygun örneklerden birisidir.

Gaziantep Mutfağı, Türk ve dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Nine’ den toruna bir miras titizliği ile öğretilen ye­meklerin ve tatlıların yapımında

kullanılan malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede gösterilen beceri, ye­meklerin yapımında kullanılan ve yemeklerde değişik tat ve lezzet veren baharatlar, salçalar, soslar ve karışımlar, Gaziantep yemekleri ve

tatlılarının şöhrete kavuşmasına ve aranılan da­mak tadı olmasına neden olmuştur.Tarihi İpek Yolu güzergâhında bulunan Gaziantep’te çeşitli kültürlerin buluşma­sı nedeniyle oluşan zengin mutfağında yaklaşık 252 çeşit yemek türü yer alıyor. Gaziantep mutfağı denildiğinde akla ilk gelen yemekler arasında bulunan kebap çeşitleri, bilinen türlerinin dışında yeni dünya, sebzeli, ayva, elma, firenk, simit, patlıcan, kazan, kabak,

Page 103: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

Plicell cam balkon perde uygulama!

hem dekoratif, hem pratik, hem estetik...

•Cam balkon perdesi • Dekoratif ev perdesi www.plicell.con.trPlicell perdeleri üstün avantajları ve gün ışığını kontrol edebilme imkanıyla eviniz, balkonunuz ve kış bahçenizde her zamankinden daha çok bulunmak isteyeceğiniz ortamlar yaratacak.

PlicellB E R T E K S Q ^ (ju /piiceMcomtr (ıcujaümgm pe/ıcksiPlicell bir BERTEKS Şirketler Grubu markasıdır.

Page 104: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

> YÖ RESEL MUTFAK

Kilis, ekşili, mantar, yoğurtlu ve ayvalı ve tas kebapları olmak üzere 32 türde yapılıyor. Yine mutfakta 26 çeşit köfte yapılırken, 27 çeşit pilav, 15 çeşit dolma, 26 çeşit etli ye­mek, 15 çeşit turşu ve 22 çeşit helva bulu­nuyor. Yoğurt yemeklerinin de hatırı sayılır bir yeri olan Antep mutfağında çağla aşı, orman, sahte yuvarlama, bakla, çiğdem aşı, bezelye, elma aşı, fasulye, kabak, keme, köfte, mantar, patates, soğan ve yuvarlama, ilk akla gelen yoğurtlu yemekler olarak dik­kati çekiyor.Gaziantep yemeklerinin tüm yemek pişirme teknikleri cömertçe kullanılmıştır. (haşlama, ızgara, tava, sote, kavurma, tencere yemeği, fırın yemekleri vb.) Ayrıca yörede yetişen tüm meyve ve sebzeler Gaziantep mutfa­ğında hak ettiği yeri almıştır. Bizler de size eşsiz Gaziantep yemeklerinin başlıca örnek­lerini kısaca sıralamaya çalıştık.

KÖFTELERİçli Köfte, Çiğ Köfte, Ekşili Ufak Köfte, Malhıtalı (Mercimekli)Köf- te, Yoğurtlu Ufak Köfte, Akıtmalı Köfte, Yağlı Köfte, İç Katması (K ı­

sır)KEBAPLAR

Kuşbaşı Kebabı, Kıyma Kebabı,Patlı­can Kebabı,Soğan Kebabı, Simit Kebabı,

Yoğurtlu Kebap, Sebzeli Kebap, Yeni Dünya Kebabı,ÇORBALARDövmeli alaca çorba, Yoğurtlu dövme çor­bası, Tarhana çorbası, Beyran çorbası,EV YEMEKLERIYoğurtlu soğan yahnisi, Patlıcan musakka, Pirpirim aşı, Börk aşı, Mıcırık aşı, Doğrama, Kabaklama, Boranı ve Sarımsaklı bakla, yu­varlama,TAVALAR-KAVURMALAR-KIZARTMALARSaçma tavası, Sarımsak tavası, Domates ta­vası, Bakla ve Fasulye tavaları,Et kavurması (Topaç), Ci- (¡¿¡$6 - ğer kavurması, Et kızart­ması,DOLMALAR-SAR- MALARKarışık dolma, Pat­lıcan dolması, Biber dolması, Kabak dolması,

Firikli acur dolması, Zeytin yağlı patlıcan ve Biber dolması, Mumbar Dolması, Bulgurlu Yaprak Sarması, Pirinçli ve Zeytinyağlı Yap­rak Sarması, Lahana Sarması, Pancar Sarma­sı.PILAVLARÖzbek Pilavı, Havuç Aşı, Etli Dövme Pilavı, Firik Pilavı, İç Pilav, Mercimekli Pilav , Çağla Aşı , Kömeç (Buğulama)Aşı.HAMUR İŞLERİLahmacun (Gaziantep Usulü), Peynirli Pide, Pişi Böreği, Yeşil Zeytin Böreği, Peynir, Çö­kelek ve Lor SemseğiPIYAZLAR- SALATALAR VE CACIKLARMaş Piyazı, Fasulye Piyazı, Loğlaz Piyazı, Patates Piyazı, Yeşil Zeytin Piyazı, Çoban Salatası, Domates Salatası, Koruk Salatası ve Salatalık Cacığı,TATLILARBaklava, Kurabiye, Burma Kadayıf, Fıstıklı Kadayıf, Aşure, Zerde, Sütlaç, Bastık, Nişe

Helvası, İrmik Helvası, Kuy- mak, Kaygana, Şıllık (akıt­

ma), Kerebiç, Mayanalı Kahke, Hedik.BAZI ÖZEL KAH­VALTILIKLAR Katmer, Kaymak, Muhammara, Yeşil Zeytin Ekşileme, Tarhana Eritmesi ►

Page 105: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

(t U R K U A Z T E K S T İ L D I Ş f l t A f r f r L İ N Ç T İ , '

a r / n z r i f t e r ¿ i t ¿ ¿ f z r / ı J

İSTANBUL HALL \ß STAND: 8-D1

HOMETEXİSTANBUL, November 19 - 22. 2014

HEI MTEXFRANKFURT, January 14 - 17, 2015

ISTANBUL YARN FAIR ISTANBUL, February 5 - 5 , 2015

EVTEKSİSTANBUL. May 19 - 23, 2015

V t jO DBRU SSELS, September ß - 10. 2015

Page 106: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

YÖ RESEL MUTFAK

G A ZİA N TEP MUTFAĞI ARAÇ GEREÇLERİ

HACAT: Mutfak eşyası.DOLMA BIÇAĞI - DOLMA OYACAĞI: Sebze içini kolay çı­karmak için kullanılan bıçak; ufaktır, ucuna doğru incelir ve pek keskin olmaz. Dolma bıçağı ile kesilen yer dolma oyacağı ile çıkartılır.DOLMA TAŞI: Dolma ve sarmaların üstüne ağırlık yapması için konulan kulpu ve delikleri olan pişmiş toprak kapak. SÜZEK: SüzgeçÇİRTİKLİ SAHAN: Kenarı tırtıklı sahan.ÇÖMÇE: Kepçe, ahşap kepçe şeklinde kaşık.KEVGİR: Delikli kepçe.AYRAN TASI: Eskiden ayran içmekte kullanılan kulplu yay­van bakır kâse.AYRAN KAŞIĞI: Ayranı içmek için ayran tasının içindeki kü­çük kepçeÖCCE TAVASI: Öcce yapılan yuvarlak göz göz çukurları olantava.KAZAN: Tencere. Gaziantep’te her türlü tencereye kazan de­nir. Gazan olarak da telaffuz edilir.KEME DELECEĞİ: Keme kebabı yapılırken kemeyi şişe sap­lamadan önce delerek şişin geçeceği yeri açmaya yarayan alet. Keme doğrudan şişe saplanır­sa çatlar ve parçalanır.KEME TAŞI: Keme temizlemek için kullanılan ponza taşı gibi süngerimsi taş.

SAHAN: Tabak. Yemek servisi için kullanılan bakır veya metal ta­bak.

SATIL: Bakraç. Bakırdan yapılan ve süt, yoğurt konulan kova biçi­minde kulplu büyük kap.GUŞGANA: Kuşhane. Küçük bakır tencere.LEĞENÇE: Hamur veya köfte yoğurmaya yarayan geniş kenarlı tepsi veya leğene benzer kap.LENGERİ: Yayvan geniş tabak, Pilav vb. yemekleri servis yapmakta kullanılır.MAHRA: Üzüm, domates vb. taşımakta kullanılan ve katırlara yükleni­len altı dar üstü geniş ahşap sandık.MAHSERE (MASERE) KAZANI: Şire, bulgur yapımı gibi kış hazır­lıklarında kullanılan büyük ve geniş kazan. Yaklaşık bir buçuk metre çapında, 50 santimetre yüksekliğinde olur.TEŞT: Geniş, kenarı yüksek leğen. Kış hazırlıklarında kazan olarak kul­lanılır.ZIRH: Kasapların ve kebapçıların et kıydığı büyük eğri bıçak.ZOM: Kasapların ve kebapçıların üstünde et kıydıkları, dişbudak veya ceviz ağacından yapılmış ahşap kesme tahtası. ■

104 HOMETEXTILE

Page 107: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

EV TEKSTİ Ll DÜNYASININ

İS T A N B U LEV TEKSTİLİ FUARI

19-23 MAYIS 2015CNREXPO

Y E Ş İ L K Ö Y

[Spemi Am] cnrevteks.com/cnrevteks w all m eets w ith contem porary art

İşbirliğiyle

ItiKKlYE EVTEKSTİÜ İ s t a n b u l 3 ” ■IUNUICET ICUIIU f W P l j m t 3 r .

iü ş ia d sssssrta (® ) %r ”- ’■■■ «s* ksgeb B sEJ yİ!CNR EXPO Yeşilköy 34149 İstanbul, TURKEY Tel: +90 212 465 74 74 Fax: +90 212 465 74 76-77 www.cnrexpo.com

T H IS F A IR IS O R G A N IZ E D W IT H T H E P E R M IS S IO N O F T H E U N IO N O F C H A M B E R S A N D C O M M O D IT Y E X C H A N G E S O F T U R K E Y , IN A C C O R D A N C E W IT H T H E L A W NR.5174.

C N R H O L D IN G

Page 108: Hometextile Dergisi 83.Sayısı

19-22 November 2014CNREXPOY E Ş İ L K Ö Y - İ S T A N B U L

hometexfuariwvwv.cnrhometex.com

İn cooperation with

TETSIADIS T A N B U LC H A M B E R "C O M M ER CE KOSGEB

O M D S e k t ö r e l

U I N n i 1 0 ufiCNR EXPO Yeşilköy 34149 İstanbul, TURKEY \.+90 212 465 74 74 11+90 212 465 74 76-77 www.cnrexpo.com

THIS FAIR IS ORGANIZED WITH THE PERMISSION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY, IN ACCORDANCE WITH THE LAW NR.5174.

C N R H O L D IN G g © |S