HOMETEXTILE TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ SAYI: 83 KASIM 2014 Ev Tekstilinde İ t h a la t SorUnU I ItlUİYEEVmorlllSANATİCİEIİVEI^UMIUHDERNEĞİ
HOMETEXTILETÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ
SAYI: 83 KASIM 2014
Ev Tekstilindeİ t h a l a t S o r U n UI I t lU İY E E V m o r lllS A N A T İC İE IİV E I^U M IU H D E R N E Ğ İ
Ev tekstilinde "Türk Rüzgarı" esiyor!Ev tekstilinde söz sahibi işadamları, el dokuma tezgahlarından gelen köklü tekstil mirasını devralıyor. Artık Türkiye'de dev tekstil makineleri kullanılıyor ve tekstil sektörü hızla büyümeye devam ediyor.
TETSIADH l E» TEKSTİLİ H N M t t B l VE f y lD U U U D E lK f il
TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİİstanbul Dünya Ticaret Merkezi, A3 Blok Kat: 16 No: 461 Yeşilköy / Bakırköy - İstanbul
Tel: +90 212 292 04 04 Faks: +90 212 292 23 04 www.tetsiad.org - [email protected]
ÖNSÖZ
Ev Tekstili’nde 2023 Hedefleri ve İthalat SorunuDeğerli meslektaşlarım, kıymetli okurlar,
Hepimizin ortak amacını belirlemeye çalışırsak, iyi niyetle belirtilen farklı, pek çok güzel fikir oluşacaktır. Bu oluşan fikirler yumağından yapacağımız analizde, buluşabileceğimiz tek ortak paydayı “ Türk Ev Tekstili sektörünü, bulunduğu yerden daha ileriye taşımak ” olarak ifade edebileceğimizi düşünüyorum.
Biz ev tekstili ailesinin, böylesine halisane duygular besleyen kişilerden kurulu olduğunu düşünmek istiyoruz. Bu nedenle yukarıda belirtmiş olduğum ortak paydaya ulaşmak içinde dikkat etmemiz gereken birkaç hususu bu yazımda vurgulamak istiyorum.
Bu dergimizde işlemeye çalıştığımız çok önemli bir konumuz var. “ Ev Tekstili’nde 2023 Hedefleri ve İthalat sorunu. ” Türkiye’nin 500 milyar dolarlık 2023 ihracat hedefinde, Ev Tekstili sektörü için bizim ön gördüğümüz projeksiyon 10 milyar dolar. Bu amaca ulaşmak için hem derneğimiz, hem de değerli sanayicilerimiz pek çok çalışma yapıyoruz. Uluslararası arenada gücümüzü daha da arttırmak ve sürdürülebilir kılmak için çok daha güçlü üretim ağına sahip olmamız gerektiğini biliyoruz. Üretici - ihracatçı yapımızı koruyamazsak, zaman içinde sanayimizin gerilediğini ve ihracatta rekabet gücümüzün kaybolacağını biliyoruz. Buna rağmen, bazı değerli meslektaşlarımızın ülkemizde üretim kabiliyeti olan bazı malları ithal ettiklerini üzülerek gözlemliyoruz. Bu konuyu pek çok yerde uzun uzun dile getiriyoruz, bundan sonra da dillendireceğiz. Şimdilik bu davranış tarzının ülke ekonomisine zarar verdiğini ve her geçen gün cari açığımızı büyüttüğünü, demek olarak bu hatalı davranışla mücadele etmeyi ilke edindiğimizi vurgulamakla yetinelim.
Son zamanlarda yaşanan ve derneğimize iletilen bir başka sorun; bazı işletmelerin, rakip şirketlerin elamanları ile (etik kurallar dışında) anlaşarak, haksız rekabetin en acımasız ve hoş olmayan yöntemini kullanması.
Değerli meslektaşlarım,Bizler yıllar boyunca çok güçlü bir sermayeyi, BÎLGÎ’yi üretmeye ve biriktirmeye i çalışıyoruz. En büyük yatırımımızı bilgiye ve onu üreten insana yapıyoruz. Tabiidir ki insan özgür bir varlıktır. Bir personel gönüllü ayrılırsa hiç kimsenin söyleyebileceği bir şey yok. Bir kişinin yeni bir iş arayışında olması son derece doğaldır ve etiktir. Ama üç kuruş fazla vererek, bir insanı veya bir ekibi komple transfer etmek ( ayartmak ), bu sektörde hiç kimseye uzun vade de yarar sağlamaz. En basit ifade ile hoş değil.Bizim yayınlamış olduğumuz ve tüm dernek üyelerimizin uymakla yükümlü olduğu etik kurallarımıza hiç uygun değil. Lütfen....
Değerli meslektaşlarımın bir başka konuyu daha dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bir işletmenin en önemli değerlerinden birisi de, bilginin ve emeğin ürünü olan eserlerimiz, desenlerimizdir. Üzülerek belirtmek isterim ki bu konuda da şikayetler var. Saygı görmek istiyorsak, önce rakibe, emeğine ve eserine saygılı olacağız. Karşıtımızın hakkını koruyamazsak, biliniz ki yarın sizin de haklarınız çiğnenir. Fikri haklara tecavüz, sektörü daraltır, çalışan, araştıran ve üreten girişimciyi işe küstürür, işimizin ve sektörümüzün geleceği için, rekabet gücümüzü arttırabilmek için farklılığı yakalayabilmeliyiz. Bu sektörde taklitçiliğin azaldığını gördüğümüzde, biliniz ki ileriye doğru sağlam ve hızlı adımlarla ilerliyoruz.
Sağlıklı, mutlu günler, hayırlı işler diliyorum.
Yaşar KÜÇÜKÇALIK
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları
Derneği Başkanı
TETSIADTİİRKİTE EV lEKnili MNMİCİİEU K ÇAMM DEMESİ
HOMETEXTILETürkiye Ev Tekstili
Sanayicileri ve İşadamları
Derneği Adına Sahibi
Başkan
Yaşar KÜÇÜKÇALIK
Başkan Yardımcıları
Ali Sami AYDIN Zafer KATRANCI
Genel Sekreter
Cengiz ÖZMEN
Mali Sekreter
Abdülhadi Köseoğlu
Üyeler
Ufuk Oçak, Erdoğan Baydemir, Mehmet Fatih Dereköylü, Bülent Koçak,
Vehbi Akman, Can Tanrıverdi, İsmail Ağaoğlu, Remzi Kırayoğlu, Kemal Aydın
Ulusal, Aziz Sarı, İrfan Pamuk, Cenk Kemahlı, Mustafa
Kösemusul, Cemal Çetinkaya, Murat Zümbülyuva, Faruk
Hürdana, Osman Kuman Çağal
4 Kapak Konusu
12 İnceleme - Evren Güldoğan
16 Home&Tex
20 Kültür&Sanat
26 Sektörel Etkinlik
30 Yarışma
34 Söyleşi - Hayrettin Kaplan
44 Söyleşi - Ayşe Tolga
48 Yurtdışı Fuarları
58 Eğitim
72 Dokuma
88 Sağlık
96 Gezi - Viyana
Denetleme KuruluAli Rıza Hasoğlu, Mehmet Baykent, Şerafettin
Demir, Ahmet Serdar, Sütçüoğlu, Halim Usta,
Yavuz Demirel
Genel Yayın Yönetmeni (Sorumlu)Haşim Büyükbalcı
EditörYiğit Sütçü
Reklam Sorumlusu
Buket Tanrıöver
Katkıda Bulunanlar
Nihan Yelütaş Tüzel
Sezer Köylü Tokgöz
Atilla Bulut
Ömür Işık
Editoryal Koordinatörü
Şeyma Taşkıran
Muhabir
Seray Baykan
Görsel Yönetmen
Hakan Tekin
Grafik Tasarım
Zeynep Esen Sarıkaya
Yayın Evi
ARİSTO
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları DerneğiHer hakkı saklıdır.
7,000 adet basılmıştır.Hometextile Dergisi
ücretsiz olarak dağıtılır.
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve
İşadamları Derneği
Adres:İstanbul Dünya Ticaret Merkezi
A3 Blok Kat:16 No:461
Yeşilköy-Bakırköy-İstanbul
Tel: +90 212 292 04 04
Faks: +90 212 292 23 04
www.tetsiad.org - [email protected]
Basım YeriElma Basım
KAPAK KONUSU
EV tekstilinde İTHALAT SORUNU
Türkiye ekonomisi, 2023 Hedefleri çerçevesinde hızla gelişme ve büyüme trendi içerisinde bulunmakta.
Bu büyüme ve gelişim, kimi zaman farklı nedenler ile sekteye uğrasa da Ev Tekstili Sektörü’nde de
paralel şekilde devam etmekte. Bu istikrarlı sürecin önündeki en büyük sorun ise özellikle Uzakdoğu’dan
gerçekleşen ucuz ve kalitesiz ithalat olarak görünmekte.
4 HOMETEXTILE
Ikemizin 2023 yılı için öngördüğü ihracat hedefi 500 milyar dolar. Bu hedef içerisinde ev tekstili sektörünün payı ise 10 milyar dolar seviyelerinde. Bu seviyelere ulaşmak için gerek sektör aktörleri, gerekse de kamu kurum ve kuruluşları pek
çok önemli çalışma yapmakta. Gerçekleşen tanıtım, fuar ve benzeri çalışmalar, marka algısı ve imajı çalışmaları ile desteklenmekte ve sürekli olarak ihracatın büyümesi için yeni projelere imza atılmakta. Ancak çalışmalar yürütülürken, tüm bu olumlu süreci olumsuza çeviren ve ülke ekonomimizin en büyük sorunu olarak görülen cari açığın büyümesine neden olan bir sıkıntı ile karşı karşıya kalınmakta.
Sektörümüzün kanayan yarası ucuz ve kalitesiz ithalat, ev tekstili sektörüne olduğu kadar, ülke ekonomisine ve 2023 Hedefleri noktasında ihracat çalışmalarına da zarar vermektedir.
CARİ AÇIK SORUNU ÖNEMİNİ KORUYORCari Açık Türkiye’nin çok önemli, yapısal bir problemi. Cari Açığın temel belirleyicisi de ticaret açığı. Ticaret açığı, ihraç ürünlerinden elde edilen değerin ithal ürünlerinden elde edilen değerden az olması sonucunda ortaya çıkan bir problemdir. Bu problemin temel nedenlerinden birisi; ihraç ettiğimiz sanayi ürünlerinin hammaddeleri ►
5 HOMETEXTILE
> KAPAK KONUSU
“ALINAN ÖNLEMLERLE ÜRETİM YENİDEN HAYAT BULUYOR”
Türk Ev Tekstili Sektörümüzün ihracatı, son on yıllık dönemde, 2,5 ila 3,3 milyar dolar arasında bir bantta seyrediyor.
Tekstil ve hazır giyim sanayiinin önemli bir parçası olan ev tekstili sektörünün ihracat birim değeri geçen yıl, kilo başına 10,2 dolara ulaştı. Genel Türkiye ihracatının birim değerinin kilo başına 1,5 dolar olduğunu düşünürsek, Ev Tekstilinin katma değer yaratan, çarpıcı bir performans sergilediğini görüyoruz. E v tekstil ürünleri ihracatında dünyada dördüncü sırada yer alan Türkiye'nin ithalatı ise 2000 yılından beri yükselen bir trend izliyor. 2011 yılında 537 milyon dolara çıkarak rekor seviyeye ulaştı. Aynı yıl içinde Ekonomi Bakanlığımızın haksız rekabeti önlemek için aldığı ek vergi kararı sonrası ise ithalatta düşüş yaşandı ve 2012 senesinde 370 milyon dolara geriledi. Ek vergiler saye sinde Uzakdoğu kökenli ithalattan kaynaklanan haksız rekabetin önlenmesi sonrası tekstil ve hazır giyim sanayinin genelinde yatırımlar önemli oranda arttı. Bu yılın ilk yarısında 2013 senesinin aynı dönemine göre ithalatta bir artış göze çarpmakta. Ek vergilerin korumasına rağmen gerçekleşen bu artışta trafik sapmasının payının yüksek olduğunu düşünüyoruz.Uzak doğudan çok ucuza temin edilen önleme tabi ürünler, yeterli üretimin olmadığının bilindiği Polonya, Bulgaristan, Romanya, İspanya, İtalya gibi A B ülkelerinden Türki
ithalat yoluyla elde edilen pahalı ara mallarıdır. Bu nedenle dış ticaret açığını kapatmak amacıyla alınabilecek en temel tedbirlerden biri, sanayi malları üretiminde kullanılan ara mallarda dışa bağımlılığı azaltmaktır.Ev tekstili sektörü 2000 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 5 ihracat artışı ve2013 yılı sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık ihracat performansı ile ülkemizin en gelişmiş sektörlerinden birisi konumundadır. Dolayısı ile Türk Ev Tekstili ürünlerinin ithal ürünler ile farkı, olumlu yönde düşünülmelidir.Bu noktada Türk Ev Tekstili Sektörü, ticaret açığını da kapatabilecek özellikleri bünyesinde barındırmaktadır. Sektörümüz ithalata bağımlılığı çok az olan ihracatçı bir sektördür. Sektör, mümkün olduğunca yerel girdi kullanarak 2013 yılında 430 milyon dolarlık ithalata karşılık 3,3 milyar dolar tutarında bir ihracat gerçekleştirmiştir. 2014’ün ilk altı ayında ise 1,7 milyar dolarlık ihracata karşılık 221 milyon dolarlık ithalat yapılmıştır. Bu rakamlar Türk Ev Tekstili Sektörü’nün gerek cari açığın engellenmesi gerekse de ekonomik hedeflerimize ulaşmadaki katkılarını ortaya çıkarması açısından büyük önem ifade etmektedir.
T ü RKİYE, DüNYA İKİNc İLİĞİNİ h e d e f l İy o r
Dünya ticareti hacminde 2008 yılından itibaren başlayan durağan dönem, 2012 yılından itibaren eski hacmine ulaşarak,
ye'ye giriyor. Ayrıca İsrail, Makedonya, Mısır gibi STA anlaşmamız olan ülkeler üzerinden, bahsi geçen ürünler Türkiye'de serbest dolaşıma sokulmuş ve büyük haksız kazançlar elde edilmiştir. Bu soruna karşı ilgili bakanlıklarımızın son derece duyarlı davrandıklarını biliyoruz. Sendikamızın da aralarında bulunduğu Tekstil ve Hazır Giyim Sektöründeki çatı örgütleri ile yakın bir işbirliği içinde bu konuyu takip ediyorlar.Devletimizin, sanayimizi korumak adına, sağduyu ile aldığı her karar sektörümüz tarafından misliyle milli ekonomimize geri dönüyor. Son üç yıldır ithalata getirilen ek vergiler sayesinde Türk tekstil ve hazır giyim sanayii15,2 milyar TL değerinde yatırım teşviki, 172 bin ek istihdam ve 44 milyar doları aşkın dış ticaret fazlasıyla milli ekonomimize benzersiz bir katkı sağladı. Teşvik ve korunma önlemleri gibi, Türk tekstil ve hazır giyim sanayisinin üretim gücünün ve yatırımlarının devamını sağlayacak, ithalatını azaltacak “Yerli Malı Tebliği” ise 13 Eylül 2014 tarih ve 29118 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlandı. Bu sayede, devlet ihalelerine katılırken, ABD, A B ülkelerinde olduğu gibi, milli sanayiye öncelik verilecek. Bahsettiğim haksız rekabete karşı alınan önlemler sayesinde, Denizli, Bursa gibi, tekrar hayat bulmuş, ev tekstilinde söz sahibi şehirlerimizin, yerinde teşviklerle, üretim güçlerini ve beşeri sermayelerini korumalarında büyük yarar görüyoruz.
Muharrem Kayhan
Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası
Yönetim Kurulu Başkanı
Tekstil ve hazır giyim sektörü, entegre üretim gücü sayesinde, kendisi gibi dış ticaret fazlası veren tüm sektörlerin toplamından üç kat daha büyük. Sektörümüzün içinde yer alan Ev Tekstilinde, ihracatının ithalatı karşılama oranı ise %87'lere ulaşıyor. Böylesine önemli bir dış ticaret performansı sergileyen sanayi kolunu daha fazla üretime teşvik edecek ve haksız rekabeti önleyecek tedbirler ilgili bakanlıklar tarafından alınırsa, Türk Ev Tekstili Sanayicilerinin de ülkemizin yüz akı olmaya devam edeceklerine yürekten inanıyorum.
2012 yılı sonu itibariyle de büyüme yönünde gelişmeler gösterdi. Buna bağlı olarak, dünya çapında ev tekstili sektörü2012 sonu itibari ile 85,3 milyar dolar olan ihracatını 2013 yılı sonu itibariyle yüzde 7 artışla 91,3 milyar dolara çıkarmayı başardı. Türkiye ise ev tekstili ihracatında yüzde 3,6 oranla, 3,3 milyar dolar ihracat yaparken, bu rakamlarla dünya dördüncülüğünü elinde tutuyor. Doğru çalışmalar ve uygulamalar ile kısa vadede hedef dünya ikinciliği olarak görünüyor.Dünyada ev tekstili alanında önemli bir güce
sahip olan Türkiye, kaliteli üretimiyle onlarca ülkede ürünlerinin kullanılmasını sağlıyor. Türkiye, global piyasalardaki rekabetini alışılagelmişin aksine, fiyatla değil, ürünün üzerine eklediği katma değer ile yapıyor.
a l in a n ö n l e m l e r o l u m l u s o n u ç l a r VERDİ
Tüm bu unsurları göz önüne alan Ekonomi Bakanlığımız ek vergi ve anti damping çalışmalarını hayata geçirmiş ve bu konuda önemli adımlar atılmıştır. Ek vergi kararının
6 HOMETEXTILE
KAPAK KONUSU
“EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜ ÜLKEMİZ İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR.’
Ev tekstili sektörü üretim kapasitesi ve ihracat potansiyeli ile Türk tekstil sektörünün önemli bir alt sektörü. Sektör
2013 yılında 171 ülkeye 2 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi. Buna karşın aynı yıl 95 ülkeden 174,7 milyon dolar değerinde ithalat yapıldı. 2013 yılında ev tekstili ithalatı %18,3 oranında arttı. E v tekstili ithalatının12.3 milyar dolarlık toplam tekstil ve konfeksiyon ithalatında payı %1,4 oldu. Dolar bazında ev tekstili ithalatı ihracatın yanında oldukça küçük kalsa da, %18,3 dikkate değer bir artış oranı.2014 yılının ilk altı ayı içinde de 83 ülkeden94.4 milyon dolar değerinde ev tekstili ürünü ithal edildi. İthalat 2013 yılının ilk altı aylık dönemine kıyasla %15,3 oranında arttı. %18,3 olan yıllık ev tekstili ihalat artışının 2014'ün ilk altı ayında %15,3'e gerilemesi, ithalat artışının bir nebze ivme kaybettiğini gösteriyor. Ancak %15,3 de hatırısayılır bir artış oranı açıkçası.E v tekstili ithalatını ürün bazında mercek altına aldığımızda en fazla ithal edilen ürünlerin yastık, yorgan, uyku tulumu gibi uyku gereçleri olduğunu görüyoruz. Hatta bu grubun toplam ithalatta %60 gibi oldukça büyük bir payı var.İkinci önemli ithalat kalemi yatak çarşafları ki, bu ürünlerin ithalatı 63 02 G T İP başlıklı yatak çarşaflarına 2011 Eylül ayından bu yana ilave gümrük vergisi uygulanmasına rağmen %16,2 oranında artmış durumda.Genel olarak durum değerlendirmesi ya pıldığında, görünen o ki; her ne kadar Türk ev tekstili sektörü gerek teknolojik donanım ve bilgi birikimi gerekse tasarım altyapısı ve markaları ile her çeşit ürünü imal edecek kapasitede olsa da, ucuz işgücüne ve üretim maliyetlerine sahip ülkeler kaynaklı ithalat, fiyat baskısıyla yurtiçi piyasaya girmeye devam etmekte bu da yerli üreticilerimizin rekabet yeteneklerini köreltmektedir.Tekstil sektörüne son 30-35 yıldır muazzam yatırımlar yapmış olan, modern makina par
kı, tecrübesi, bilgi birikimi ve gelişmiş tasarımları ile Dünya'nın 7. Büyük tekstil ihracatçısı konumuna gelmiş bizim gibi bir ülke için tekstil ithalatının büyük boyutlara gelmesi ve artmaya devam etmesi büyük bir risk. Çünkü ithalat artışı ülkemizde biraz daha az üretim yapılmasını, istihdamın azalmasını, dolayısıyla sanayinin çarklarının yavaşlamasını beraberinde getirir.Tekstil ithalatına benzer şekilde ev tekstili ithalatının %15 - 18 gibi dikkate değer oranlarda artması da, halen ihracata kıyasla ithalatın hacmi daha düşük olmasına rağmen, ev tekstili üreticilerimi üzerinde ciddi risk oluşturuyor ve rekabet yönünden baskı altında kalmalarına yolaçıyor .İthalat artışı, yıllarca emek verilerek özenle yaratılmış muazzam modern tesisleri ve yurtdışında tanınan ev tekstil markaları ile ülkemizdeki çok köklü ve büyük ev tekstili üreticilerini fiyata dayalı rekebet yönünden zorlamaktadır.İlaveten, ithalat artışının 2011 Eylül ayından bu yana yatak çarşafları içinde yeraldığı çeşitli tekstil ürünleri ithalatına getirilen ilave gümrük vergisi uygulanmasına rağmen yüksek oranlı seyretmesi düşündürücüdür. Gerek tekstil sektörü genelinde gerekse ev tekstili sektörü özelinde ithalatlarda 2011 Eylül ayından bu yana yürürlükte olan ilave gümrük vergisi uygulamasının Devlet Politikası anlamında yerinde ve isabetli olduğunu düşünüyoruz. Zira ithalatın artması bizim ülkemizde sektörel yatırımların atıl kalmasına, üretimin ve istihdamın azalmasına yol açmaktadır. Bu nedenle bu topraklara milyonlarca dolarlık yatırım yapmış, binlerce kişiyi istihdam eden, üreten ve ihraç eden saba- yiciler olarak biz şu aşamada mevcut ilave vergilerinin etkinliğinin artırılarak devamını, başka bir ifadeyle trafik sapmasına yolaçma- yacak şekilde sürdürülmesini istiyoruz.Bunun dışında, ilave vergi ya da antidamping gibi önlemlere tabi olmayan ev tekstili ürün
lerinin de ithalat artışının seyri dikkate
İsmail Gülle
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri
İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı
alınarak ilave vergi kapsamına alınmasını önemli görüyoruz.Ev tekstili sektörü mevcut makina parkı, modern teknolojisi, yetişmiş ve eğitimli işgücü, bilgi birikimi ve tecrübesi, geniş ürün gamı, tasarım açısından zenginliği, kendi yarattığı ve yurtdışında tanıttığı markaları ile 2000 y ılından bu yana yıllık ortalama % 5 ihracat artışı ve 2013 yılı sonu itibarıyla 2 milyar dolarlık ihracat performansı ile ülkemizin en gelişmiş sektörlerinden biri. Biz sektörün altyapısına ve potansiyeline güveniyoruz ve bugün tekstil ve konfeksiyon ihracatında % 8 olan payını yakın gelecekte %10'un üzerine çıkarabileceğini düşünüyoruz.Diğer yandan, Türkiye'nin 2013 İhracat Stratejisi çerçevesinde tekstil sektörümüzün ihracat hedefi 20 milyar dolar olarak öngörülüyor. Bu hedef rakamın en önemli bileşenlerinden biri de ev tekstili sektörümüz. E v tekstili ihracatının 2023 yılında 4 milyar dolara yükselmesini hedefliyoruz ve sektörün gerek ar-ge ve ür-ge gerekse tasarım konusuna verdiği önemle gerekse pazar çeşitlendirme çalışmaları gerekse pazarlama kabiliyeti ile bu hedefe ulaşabilecek kapasitede olduğunu biliyoruz.
en önemli getirilerinden birisi sektörün dış ticaret dengesinde görülen olumlu gelişmeler olmuştur. Karar ertesinde haksız ithalatın engellenmesiyle azalan ithalat ve sürdürülebilir şekilde artmaya devam eden ihracatın da etkisiyle sektörlerin net döviz girdisinde Cumhuriyet Tarihi rekoru kırılmış ve 2013 yılında sektör 15,3 milyar dolarlık net döviz girdisi sağlamıştır. Ek vergi kararı öncesinde 2010 yılında 10 milyar dolara kadar gerileyen net döviz girdisi alınan kararın etkisiyle hızla artarak, 2011 yılında 11,3 milyar dolar, 2012 yılında ise 14,3 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Sektörün 2013 yılında yarattığı 15.3 milyar dolarlık dış ticaret fazlası, Türkiye’de diğer dış ticaret fazlası veren sektörlerin toplamının 3 katından daha fazla olarak hesaplanmıştır. Tekstil sektörü ek vergi ertesinde sağladığı 41 milyar dolar cari katkı ile küresel anlamda önemli likitide sorunlarının yaşandığı dönemde Türkiye’nin cari açığının azaltılmasında önemli bir rol oynamış bulunuyor.Türk ev tekstili sektörünün içinde bulunduğu durum değerlendirildiğinde, her sektör ve özelliklede ülkemiz için
tehdit taşıyan cari açık sorununa olası çözümler getirmeyi hedeflemek büyük önem taşıyor. Ev Tekstili
sektörü, Türkiye’nin katma değeri en yüksek sektörlerin başında geliyor ve bu şekilde gerçekleşen ürün üretimi ve ihracatı Türkiye’nin cari açığını kapanması adına
önem taşıyor. Türkiye gibi yüksek cari açıkl
GELİN ÇEYİZ TEKSTİL SAN. VE TIC LTD ŞTICihangir Mah. Reşitpaşa Cad. Mezarlık Sok.
No: 20 Ambarlı, Avcılar / İSTANBUL Tel : +90 0212 675 21 3 5 - 3 6
Faks : +90 0212 675 21 37 www.gelinhome.com
KAPAK KONUSU
“EV TEKSTİLİ SEKTÖRÜNÜ HAKSIZ İTHALATA KARŞI KORUMALAYIZ”
Türkiye ev tekstil sektörü 2013 yılı sonu itibariyle gerçekleştirmiş olduğu 3,3 Milyar dolarlık tutarla dünyanın en
büyük dördüncü ihracatçı ülkesi konumundadır. Türkiye'nin önde gelen alt sektörlerinden biridir ve özellikle son dönemde tasarım ve koleksiyon anlamında yaptığı atılımlarla önemli katma değer yaratmaktadır.Tekstil ve konfeksiyon sektörünün genelinde olduğu üzere sektör için en büyük tehdit özellikle uzak doğu kökenli haksız ithalat baskısıdır.2011 yılında yürürlüğe giren ek vergi kararı sektör için önemli faydalar sağlamış olsa da, alınan ek vergi gibi muhtelif dış ticaret politikası önlemlerinin etkisiz kılınmasına yönelik faaliyetler sektöre zarar vermeye devam etmektedir.Bu sektörde ithalat yönetmeliklere uygun şekilde denetlenmeli, tespit edilen muhtemel usulsüzlüklerde caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.Türkiye gibi yüksek cari açık problemi ya şayan bir ülkenin öncelikli olarak kendi üretimine sahip çıkması, kurulu üretim kapasitesini haksız ithalata karşı etkin şekilde koruması gerekmektedir.Katma değeri yüksek ürün üretimi ve ihracatı Türkiye'nin bu sarmaldan kurtulması için son derece önemlidir. E v Tekstili sektörü; ülkemizde katma değeri en yüksek sektörlerin başında gelmektedir. Türkiye'nin 1,5 $/kg'lık ihracat ortalamasına nazaran Sektörün ihracat birim fiyatı 2013 yılı itibari ile 10,2 Dolar/kg.'dır.Türk ev tekstil sektörü sahip olduğu tecrü-
be ve nitelikli iş gücüyle Dünya'nın bir çok ülkesine ürün satabilecek konumdadır. Eşit şartlar altında Dünya'nın her ülkesiyle rekabet edebilecek konumdadır.Sektör daha üst segmentlere ve daha yüksek katma değerli ürünlere yönelme konusunda önemli çalışmalar yapmakta burada da tasarım faaliyetleri önemli bir yer tutmaktadır. Nitekim Türk ev tekstil sektörü tarafından hazırlanan tasarımlar kısa sürede farklı ülke üreticileri tarafından kopyalanmaya çalışılmaktadır.Sektör için ithalat anlamında önemli olan konu dampingli, sübvansiyonlu, haksız ithalatın engellenmesidir. Sektörün en önemli rakipleri olan, Çin, Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler ucuz işgücü ve ucuz fiyat politikalarıyla yıkıcı rekabeti zorlamaktadır. Ürünlerimizin kalitesiyle ve tasarım ıyla fark yarattığımız ev tekstili sektörünü haksız ithalata karşı korumak adına uygulanan önlemlerin sürdürülmesi büyük önem arz etmektedir.Diğer taraftan globalleşen Dünya'da pek tabiî ki üretimi bulunmayan alanların korunması gibi bir durum söz konusu değildir. Bu anlamda sektör yeterli üretim kapasitesi bulunmayan ürünleri rahatlıkla ithal edebilmekte hatta Dahilde İşleme Rejimi kapsamında yaptığı ithalatla Dünya fiyatlarında hammadde ve yarı mamul ürün temin edebilmektedir.E v tekstili büyük ölçekte yerli girdi ile üretim gerçekleştirmekte ve bu anlamda Türkiye ekonomisine önemli bir katma değer yaratmaktadır. Kurulu üretim kapasitesinin, yara-
Zeki Kıvanç
Akdeniz İhracatçı Birlikleri Tekstil ve
Hammaddeleri Yönetim Kurulu Başkanı
tılan katma değerin, istihdamın korunması her şeyden önce devletin öncelikli politikalarından biri olmalıdır.Ekonomi Bakanlığı, bu kapsamda oldukça etkin çalışmalar yapmakta ve haksız ithalata yönelik bir çok ticaret politikası önlemini yürürlüğe koymaktadır.Alınan önlemlerin etkinliğinin azaltılmasına yönelik olarak yapılan usulsüzlükler ilgili devlet kurumları tarafından dikkatli şekilde izlenmelidir.Kamu kesimi, özel sektörü gözetmeli; sektörün ihracat ve ithalat hareketleri dikkatli şekilde izlenmeli, gereken durumlarda sektör zarar görmeden gerekli kararları resen alabilmelidir.
problemi yaşayan bir ülkenin öncelikli olarak kendi üretimine sahip çıkması, kurulu üretim kapasitesini haksız ithalata karşı etkin şekilde koruması gerekiyor.
ÇÖZÜM ÇOK YAKINIMIZDAEv tekstili sektörü mevcut makina parkı, modern teknolojisi, yetişmiş, eğitimli işgücü, bilgi birikimi, tecrübesi, geniş ürün gamı, tasarım açısından zenginliği, kendi yarattığı ve yurtdışında tanıttığı markaları ile sektör adına büyük yollar kat ediyor. Her geçen gün, kendi kolleksiyonunu üreterek, yurt dışındaki müşterilernin beğenilerine sunan marka sayımız çoğalmakta. Türkiye’nin en gelişmiş sektörlerinden birisi konumunda olan ev tekstili, 2000 yılından bu yana artan ihracat performansı ile gelecek için umut vaad ediyor.Genel anlamda bakıldığında Türk Ev Tekstili Sektörü, gerek kalite, gerek teknolojik yeterlilik anlamında dünyadaki tüm rakipleri ile başa baş mücadele edebilmekte, hatta pek çok özelliği ile öne geçerek rekabet gücünü sürdürülebilir kılmaktadır. Bu da, şu anda dünyada ev tekstili sektörü ile ilgili her ne ürün üretiliyorsa aynı ürünün ve daha kalitelilerinin ülkemizde de üretilebileceği anlamına geliyor. İşte tam da bu noktada karşılaştığımız ucuz ithalat riski, tüm bu olumlu tabloya gölge düşürebilecek bir tehdit olarak karşımıza çıkıyor. ■
• C \ 6 L * • * •'is \jbemtrat."¿ t j l ~
v e m ir a ifâ & J D p m ı.
j
'2 1 7 !/ ,
T r î / *
f t
\ / 7
r f e j F i * : i
— - 3
• !
' i y i
-
n
y % p f n t r .
A A / X
T (A H
5 S G &m ı
miMmis (SnaHom e Tex Fuarı 19 - 22 KaS ım 2014 D0SAB yild iz sokak no: 29 osmangazî / bursaHall 7 Stand B 07 • , • te l: (+90 224) 261 20 71 (+90 224) 261 20 77w w w .sem iram is.com .tr ¡s ta n b u | / TÜ R K İY E fax: (+90 224) 216 10 23
İNCELEME
♦ ♦ ♦ ♦
DüşUK FIYATU ITHALAUN
p iy a s a l a r a etkileri
İhracat kabiliyetini kaybeden firmalar iç pazara odaklanma
durumunda kalıyor. Dolayısıyla ölçek kaybına ve talep riskine
maruz kalıyor. İhraç pazarlarıyla bağlantıların kaybedilmesinin
bu pazarlara giriş için yapılan yatırımların geri dönüşünün
sağlanamaması ve yenilikçi güdülerin azalması gibi ikincil sonuçları
da olabiliyor.
/ Evren Güldoğan / Promaya Danışmanlık
Dünya devi bir taahhüt şirketinin ülke müdürü ile oturmuş sohbet ediyoruz. şikayet uluslararası taahhüt şirketlerinden duymaya
alışık olduğum cinsten: “ihalelerde yerli firmalarla rekabet edemiyoruz.” neden diye sorunca, yeteri kadar hesap kitap yapmadan verilen düşük tekliflerden dert yanıyor, böyle bir teklifle ihale alıp yüklendiği işi bitirmeye çalışırken iflas eden bir firmayı örnek veriyor. Kalitesiz iş yapan, dolayısıyla ucuza mal eden firmalar da cabası, diye ekliyor. Kamu ihale mevzuatı ve uygulamasının, örneğin yaklaşık maliyet hesaplamalarında ciddi bir kurumsal finansman yönetimi açısından vazgeçilmez olan “hedging” kaynaklı maliyetlere yer verilmemesinin bu tabloda rolü büyük elbet. Ancak sonuç değişmiyor: Fiyatınıztutmuyorsa ihaleyi kaybediyorsunuz.Biz iktisatçılar bu çerçevede ihale piyasalarını, yani mal ve hizmet alımlarının (ya da satımlarının) ihaleler aracılığıyla
gerçekleştirildiği piyasaları diğerlerinden ayrı tutarız. Zira bu piyasalarda rekabet piyasa dışıdır; işin, hatta bazen piyasanın kendisi içindir. Bir başka deyişle ihaleyi alamayan, mal ya da hizmetini arz etme olanağını da elinden kaçırmış olur. Buna karşılık çoğu piyasada rekabet piyasa içidir. Aynı anda birden çok oyuncu piyasaya mal ve hizmet arz eder, birbirlerini kollayarak tüketicilerin taleplerini kendilerine yönlendirmeye çalışır, kısacası rekabet eder.hal böyle olunca mal piyasalarında düşük fiyatların etkisini daha yavaş hissedilir. Düşük fiyatlı mallar ihaleleri elimizden almaz, piyasaya ağır ağır nüfuz eder. Fiyatı yüksek kalan yerleşik oyuncular da yavaş yavaş pazar kaybına uğrar. Bu nedenle yerleşikler zaman zaman tepki vermekte, değişen rekabet koşullarına uyum göstermekte zorlanabilir. hele de yerleşiklerin yerli üreticiler, piyasaya yeni girenlerin yabancılar, yani ithal mallar olduğu durumlarda. Zira üçüncü ülkelerdeki rekabetçi koşullar hakkında bilgi sahibi
olmak her zaman kolay olmadığı gibi ülkeler arasındaki yapısal farklılıklar nedeniyle bu koşullara uyum göstermek de her zaman mümkün değildir.nitekim nasıl yazımızın başında değindiğimiz uluslararası taahhüt firması yerlilerle rekabetten şikayetçiyse çoğu yerli sanayici de yabancılarla, yani ithal mallarla rekabetten şikayetçidir. Bilhassa da - başta Çin halk Cumhuriyeti olmak üzere - üretim maliyetlerinin düşük olduğu Uzak Doğu ülkeleri menşeli mallarla rekabetten.
Düşük Fiyatların Getirdikleri
İktisat yazınına baktığımızda Çin halk Cumhuriyeti gibi düşük fiyatlarla ihracat yapabilen ülkelerin diğer ülkeler üzerinde etkilerinin aşağıdaki şekilde rekabetçi ve tamamlayıcı diye ikiye ayrıldığını görebiliriz. Bu ayrım kaynağını ülkelerin üretimlerinin birbirlerini ikame edici olabileceği gibi tamamlayıcı da olabilmesinden alıyor. Rekabetçi etkilere ilişkin yazına bakacak
12 HOMETEXTILE
İNCELEME
olursak düşük fiyatlı malların, bilhassa Çin Halk Cumhuriyeti menşeli eşyanın etkisi iç piyasadan ziyade ihraç pazarlarında belirgin. Bir başka deyişle bir ülkenin yerli üreticileri düşük fiyatlı ithalat karşısında kendi iç pazarlarından aldıkları payı kısmen de olsa muhafaza edebiliyor, ancak ihracat kabiliyetlerini sürdüremiyor. Asya ve Latin Amerika ülkelerine ilişkin yapılmış onlarca çalışmanın ortaya koyduğu genel eğilim bu yönde.İhracat kabiliyetini kaybeden firmalar iç pazara odaklanma durumunda kalıyor. Dolayısıyla ölçek kaybına ve talep riskine maruz kalıyor. İhraç pazarlarıyla bağlantıların kaybedilmesinin bu pazarlara giriş için yapılan yatırımların geri dönüşünün sağlanamaması ve yenilikçi güdülerin azalması gibi ikincil sonuçları da olabiliyor.Peki, düşük fiyatlı ithalatın iç pazardaki etkileri neler? Her şeyden önce fiyatlar üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşması. Bu baskı birden fazla kanaldan geliyor. Öncelikle daha yüksek fiyatlı ithalat ürünler iç pazardan dışlanıyor ya da fiyatları kırılıyor. İkincisi, yerli üreticilerin maliyetleri ile satış fiyatları arasındaki marjı kısmaları, yani karlılıklarından ödün vermeleri gerekiyor. Ayrıca ithalat aracılığıyla pazara giren yeni ürün türleri de (kendileri düşük fiyatlı olmasa bile) fiyat endekslerini aşağı çekiyor. Yerli üreticilerin düşük fiyatlı ithalat karşısındaki seçenekleri sınırlı. Dünya Ticaret Örgütü kuralları başta olmak üzere uluslararası yükümlülüklerin izin verdiği noktaya kadar korunmacı önlemlerin arkasına sığınmak, örneğin dampinge karşı
önlemlere başvurmak bunlardan bir tanesi. Bunun mümkün olmadığı noktada ise düşük marjlarla faaliyet göstermek, küçülmeye ya da tasfiyeye gitmek, yenilikçiliğe (inovasyona) başvurmak ve pazarın farklı bir segmentinde konumlanmak üzere yatırımlara girişmek mümkün olabiliyor. Bir firmanın hangi seçeneğe başvuracağı karşı karşıya olduğu dışsal koşullar ve sahip bulunduğu içsel kaynakların etkileşimine bağlı. Tamamlayıcı etkilere dönecek olursak öncelikle şunu teslim etmek gerekiyor: Birsektör için tamamlayıcı etki, diğer sektör için rekabetçi etki anlamını taşıyor. Örneğin dokuma kumaşlar sektörünün düşük fiyatlı iplikleri ara malı olarak kullanması bu sektör için faydalı olabilir, ancak yerli iplik üreticisi için öyle değil. Konfeksiyon sektörünün düşük fiyatlı kumaşlardan moda giysiler üreten küresel bir katma değer zincirine eklemlenmesi ise konfeksiyoncuların menfaatine, kumaş üreticilerinin aleyhine. Dikkat edecek olursanız verdiğimiz örnekler farazi değil, bizzat ülkemizin gerçeklerini yansıtıyor.
Büyük Resme Bakmak
Düşük fiyatlı ithalatın - ilgili ve adil nitelikteki teknik düzenlemelere uygun olduğu sürece - tüketicinin lehine olduğunu kabul etmemek mümkün değil. Hem daha ucuza satın alma olanakları yaratması hem de genel olarak iç pazarda rekabeti arttırması nedenleriyle. Bununla birlikte ithalatın kısa dönemde sağlayacağı faydanın aynı anda veya uzun vadede daha büyük bir maliyet getirmesinin önüne geçilmesi de gerekiyor. Böyle bir maliyet dış ticaret dengesizliğinin yarattığı sürdürülemez bir cari işlemler açığından ithalatın neden olduğu haksız rekabet vakalarına birçok sebepten (ve genelde bunların bir bileşiminden) kaynaklanabilir. Öte yandan Türkiye gibi belirli bir büyüklükteki ülkelerin güçlü bir sanayi kesimi olmaksızın sağlıklı bir ekonomiye kavuşması ve gerek sayı gerekse nitelik açısından yeterli istihdam yaratması mümkün değil. Uzun vadede sanayisizleşmenin (deendüstrileşmenin) engellenmesi bu çerçevede meşru bir politika hedefi sayılmalı.Nitekim Türkiye’nin, tekstil ve konfeksiyon sektörlerinde düşük fiyatlı ithalat gerçeği karşısında tamamlayıcılık ve korumacılığa dayanan iki başlı bir seyir izlediği, dolayısıyla bu sektörler arasında anlaşmazlıklar çıkabildiği göze çarpıyor. Bu iki başlı seyrin tek bir patikada buluşmasında Girdi Tedarik Stratejisi gibi girişimlerin faydası büyük. Dahilde işleme rejiminin daha kullanıcı dostu bir hale getirilmesi ve yerli üretime tanınan korunmadan yerli istihdamın da hak ettiği payı almasının temin edilmesi gibi ilave adımların gerekliliği ise kuşkusuz. ■
14 HOMETEXTILE
HOME&TEX RI KAPILARINI AÇIYOR
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (TETSİAD) ve CNR
Holding işbirliği ile bu yıl ikincisi düzenlenecek olan “HOME&TEX Fuarı” 19
-22 Kasım 2014 tarihlerinde CNR Expo Yeşilköy’de gerçekleşecek.
Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adam- HOME&TEX Fuarı, Türk ev tekstili sektörü İhları Demeği (TETSİAD) ve CNR Holding iş racatının büyümesinde önemli bir rol oynuyor. birliğiyle düzenlenen, Türkiye’nin en büyük 2013 yılında Türk ev tekstili sektörünün ihracat - ev tekstili fuarı EVTEKS’ten sonra en önem- taki yüzde 13,5’lik büyümesinde pay sahibi olan li ev tekstili fuarı olan HOME&TEX, bu yıl ikinci kez HOME&TEX’in bu yıl da büyük katkısının olaca-
kapılarını açacak. Ev tekstili ve dekorasyonuna dair ğı öngörülüyor. İhracat ve dış ilişkilerin yanı sıra, her türlü ürünün yer aldığı, CNR EXPO Yeşilköy’de iç piyasaların gelişmesinin de sektör için büyük gerçekleşecek HOME&TEX, 30 bin metre kare alan- önem taşıdığını savunan TETSİAD, HOME&TEKS da açılacak. HOME&TEX, yerli-yabancı yaklaşık 30 Fuarı ile ülke içi piyasaların da hareketlenmesine bin ziyaretçiyi 19-22 Kasım 2014 tarihleri arasında katkı sağlıyor.CNR EXPO’da konuk edecek.
16 HOMETEXTILE
•& rv V Û b K A A tP'W \ /
'i'r ıM fr V 'V *
YILMAZ
bsbe
lan$jQ
HOME&TEX
Geçtiğimiz y ıl ilk kez düzenlenmesine rağmen yoğun ilgiyle karşılaşan fuara bu y ıl da talebin oldukça yüksek olması bekleniyor.
PERDEDEN HAVLUYA, YATAK ODASINDAN BANYOYA HER TüRLü Ev TEKs TİLİ Bu FUARDAFuarda; tül, perde, brode, perde aksesuarları, perde mekanizmaları, uyku ve yatak odası ürünleri, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo ürünleri, dekorasyon ürünleri, duvar kaplamaları, yer kaplamaları ve iplik türleri ziyaretçilerin beğenisine sunulacak.
b a l k a n l a r , o r t a d o ğ ü v e a v r ü p a 'd a n y o ğ ü n k a t il imBEKLENİYORAralarında Almanya, Fransa, Rusya, Kanada, İran, Çin gibi ev tekstilinde söz sahibi ülkelerin de bulunduğu ziyaretçiler, ev tekstili ve dekorasyon dünyasındaki son gelişmeleri ve trendleri takip etmek için “dünyanın tekstil
merkezi” haline gelen Türkiye’ye misafir oluyor. HOME&TEX Fuarı, Türkiye’nin global ev tekstili sektöründeki birincilik konumunu perçinlerken, sektör ihracatına büyük katkıda bulunuyor.
2 0 .0 0 0 M2'DEN 3 0 .0 0 0 M2'YEGeçen yıl ilk kez düzenlenmesine rağmen büyük ilgi ile karşılaşan HOME&TEX fuarı bu yıl da iddiasını artarak sürdürüyor. İlk yılında 20 bin metrekare net alanda, 300 katılımcı firma ve 5.000’i yabancı toplamda 19.000 ziyaretçi ağırlayan fuar bu yıl 30.000 m2 net alanda 500 katılımcı ve 30.000 ziyaretçi hedefliyor. Diğer fuarların aksine hazır stant yöntemiyle kurulan, katılımcılarına eşit sergileme imkanı sunan ve ürün odaklı konsepte sahip HOME&TEX fuarı, içerisinde barındırdığı geniş ürün yelpazesiyle, birçok ihtiyaca cevap veriyor. |
18 HOMETEXTILE
CURTAIN FABRICSDESIGN ELEMENTS
O P U ^ YloPe DRA f\d o m e c o l le c t io n f mum» c c n u c tm « n o m e a r t
Yeni Yalova Yolu 7. km no:50 Osmangazi / BURSATel : +90 224 211 73 27-29-30-31 Fax : +90 224 211 73 53GSM : +90 533 380 84 30email : [email protected]
CHS«
02
24
234
32 25
KÜLTÜR & SANAT
TETSİAD’DAN SANATA BÜYÜK KATKI:ANADOLU’DAN İSTANBUL’A
DOKUMACA EFSANELER SERGİSİ
17 EKİM’DE KAPILARINI AÇTITETSİAD Sponsorluğunda Gerçekleştirilen “Anadolu’dan İstanbul’a Dokumaca
Efsaneler” sergisi Anadolu Efsaneleri ile dokuma sanatını buluşturuyor.
ürkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin veriyor. Günümüz şartlarında yapılan ve sektörü geliştirmeye yönelik (TETSİAD) sponsorluğunda gerçekleşen “Anadolu’dan çalışmalar dışında, tekstil sanatına ilişkin önemli projelerle destekçi İstanbul’a Dokumaca Efsaneler” sergisi, 17 Ekim’de Yıldız oluyor.T I H R 1 İ M HSarayı Şehir Müzesi nde kapılarını ziyaretçilerine açtı.
.M- Sergi, 200’ü aşkın sanatseverin katılımı ile gerçekleşen "ANADOLU'DAN İSTANBUL'Aaçılışı takiben bir ay boyunca sürecek. Serginin değişik illerde DOKUMACA EFSANELER"ve değişik organizasyonlarda da yer bulması bekleniyor. Tekstil Dokuma sanatının mitolojiyle buluştuğu serginin hazırlanmasındatasarımına gönül veren, 14 dokuma sanatçısının uzun yıllar süren katkıda bulunan TETSİAD, tekstil sanatını sanat severlerlearaştırmaları sonucu hazırlanan eserleri, 17 Ekim - 17 Kasım 2014 buluşturuyor. Dokuma sanatına ve tarihine gönül veren Marmaratarihleri arasında sergilenecek. Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrenci ve öğretimTETSİAD, her alanda Türk ev tekstili sektörünü geliştirmeye önem üyelerinin eserleri, Yıldız Sarayı Şehir Müzesi’nde sergileniyor.►
tetS-ad [email protected]
20 HOMETEXTILE
t t©vim8H A V L U
DENİD İÇ ve DIŞ TİC. LTD.ŞTİ.
Akçeşme Mah. 2611 Sok. No:17 Gümüşler DENİZLİ
tel. 0 258 372 14 22 fax. 0 258 372 13 69
denid@ denid.com.tr
i s t a n b
C N R E X P OH A L L 2 / B - 0 8
w V t0 L ° J '
S ^ 2 s S 5 2 B ^ 't s s w ^ *
e s e r l e r '' y e b
« „ . » * ’ * “ “ ’ ‘ " ü r r - î î s ^
u v » ''ws u « ' Gu" i % '» k ^O "*’“ ': s “w * ^ •Yük n 7^ Us'uca
22 HOMETEXTILE
EVLENHome Collection
• • • •
ORTUMHOME TEXTILE
M e rk e z :1 0 3 0 2 Sk. N o :7 Kaklıç M h. Ç iğ li - İZMİR Tel: + 9 0 2 3 2 5 4 2 7 (3 Hat) Fax: + 9 0 2 3 2 3 2 7 5 4 2 9
Şube: 5 7 4 7 Sk. N o: 5 0 MTK Sitesi Ç am dib i - İZMİR Tel: + 9 0 2 3 2 431 0 2 18 Fax: + 9 0 2 3 2 431 0 2 19
-, ■ " j m r
www.pamukkaletekstil.com.tr
İTHİB, GENÇ YETENEKLERE SESLENİYOR
“YARATICILIĞINI ÖZGÜR BIRAK”
Moda ve tekstil alanında yetenekli gençleri sektöre kazandırmayı
amaçlayan İthib, bu yıl 9’uncusunu düzenleyeceği İTHİB Kumaş Tasarım
Yarışması Kapsamınca Üniversiteleri geziyor. İTHİB Başkanı İsmail
Gülle, İthib Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve ünlü modacı
Hakan Akkaya, Türkiye’nin en yetkin üniversitelerinden İstanbul Teknik
Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve
Marmara Üniversitesi’nde gençlerle buluştu.
Moda ve tekstil alanında yetenekli gençleri sektöre kazandırmayı amaçlayan İTHİB, bu yıl 9’uncusunu düzenleyeceği İTHİB Kumaş Tasarım Yarışması kapsamınca üniversiteleri
geziyor. İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve ünlü modacı Hakan Akkaya, Türkiye’nin en yetkin üniversitelerinden İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve MarmaraÜniversitesi’nde gençlerle buluştu.Türkiye’nin en yetkin dört üniversitesinde 9.Kumaş Tasarım Yarışması için tanıtım gerçekleştiren İTHİB, Türkiye’nin genç yeteneklerine “Yaratıcılığını Özgür Bırak” mottosuyla sesleniyor. Bu yıl 9’uncusunun düzenleneceği geleneksel İTHİB Kumaş Tasarım Yarışması, İstanbul Teknik Üniversitesi,
İstanbul Aydın Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde tanıtımları yapıldı. 25 Eylül Perşembe günü İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, 29 Eylül Pazartesi günü İstanbul Aydın Üniversitesi, 30 Eylül Salı günü Yeditepe Üniversitesi, 1 Ekim Çarşamba günü Marmara Üniversitesi’nde gerçekleştirilen tanıtımlara katılımlar yoğundu. Rektör düzeyinde katılımların olduğu tanıtım etkinliklerindeİTHİB Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve modacı Hakan Akkaya sunumlarıyla öğrencilere hem yarışma hakkında hem de nasıl bir yol izlemeleri konusunda bilgi verdiler. Hakan Akkaya’nın sunumlarıyla gerçekleşen seminerlere öğrencilerin katılımı ve ilgisi yoğundu. Kumaş Tasarım Yarışması’nı üniversiteli gençlere giderek tanıtımını gerçekleştiren İTHİB, hem etkinliğe katılım oranını artırmayı hem de
İTHİB BAŞKANI İSMAİL GÜLLE
“Bu yarışmada tekstil sektörü etrafında genç ve dünya ile entegre bir tasarımcı profili oluşturmak için yola çıktık
26 HOMETEXTILE
O z d i l c kYAŞAMIN İÇİNDE
O z tV İ f c l ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ ve TEKSTİL SANAYİ A,Ş.: Yalova Yglu 4.km 16210 Osmangazl t Bursa Tel: +90 224 219 60 00 Fax: +90 224 219 60 70A L IŞ V E R İŞ M E R K E ZLE R İ: YALOVA YO LU DURSA <90 234 31 96 00 0 - G E Ç İT HU RSA «90 ?3* J«M 90 90 - K A PLIK A YA B U R S A »90 368 -10 00 ■ ATAEVLER B URSA *90 234 441 IJ 7 8 - O ZLU C E B URSA *9 0 77 * *»11 70 54 - G U R SU B U RS A *9 0 371 3 * 02 İN EG Ö L *9 0
224 714 A5 5C - G E M L İK *9 0 224 513 60 00 - AFYON K A R A H İSA R *9 0 272 252 54 €0 - YALOVA *90 226 351 54 54 - İZ M İR *0 0 2 3 2 278 12 00 -K O C A E L İ *9 0 2 6 2 371 1560 - ESKİSE MİR <90 222 330 59 69 - Û Z O İLE K P A R K ANTALYA <90 242 34« 55 28 - Ö ZD İLE K P A R K İS TA N B U L *90
312 325 33 45
D EPA R TM AN M A Ğ A ZA LA R I: İS TA N B U L VIA1AND AVM *90 252 777 95 81 I TORIUM AVM *9 0 Z12 596 15 5 5 1 MALL OF ISTANBUL AVM *9 0 212 801 07 00
EV T E K S T İL İ MARAZALARI; BURSA ÇARŞI *90224 222 1091 - ANKA R A CEPA AVM *90 312 219 60 18-171 FORUM AVM *90 312 576 95 80/ NATA VECA AVM * 90 312 392 91 B2 / ANTARE S AVM *90 312 352 11 19 1 TAURUS AVM *9Q 312 278 S081 A D AN A OPTİMUM AVM *90 322 02 44 ■ BODRUM
OASİSAVM *90 252 317 28 23 - F E T H İY E ERA5TAAVM *90 252 614 58 08 - BOLU HIGHWAY OUTLET AVM *90 374 260 11 60 • BOZÜ YÜ K SARAR OUTLET AVM *90228 315 00 17 - İS TA N B U L AIRPÛRT AVM *90 212 465 87 84 fARENAPAR« AVM *90 212 4 70 00 53 i ARMONİ PARK AVM *90 212 540 6S
63 I BEYUCIUM AVM *90 212 873 78 01 I CAROUSEL AVM *90212 570 46 2 7 1 CEVAHİR AVM *90 212 380 10 0 8 1 KALE OUTLET CENTER AVM »902T2 644 58 98 / MARMARA FORUM AVM *90 212 488 83 6 9 1PERIAVİSTAAVM *90 212 6 Î3 06 16 1 PLATO AVM *90 216 498 61 00 / VİAPORT OUTLET AVM *90
212 696 14 90 M ERSİN FORUMAVM+90 324 331 54 35 - G A ZİA N TEP PRİME M ALI AVM *8 0 342 333 64 17 SAFRANBOLU SAFRANPARK AVM *90 370 737 24 8 i ŞANLIURFA URFACITY AVM *90414 314 55 69 ZON GU LD AK OEMİRPARKAVM +90 372 257 1641 I EREÖLİ EREYtlN AVM *90
372 316 67 62 K A YSE R İ KAYSERIPARK AVM <90 352 223 01 18 i BYZOARAGE AVM *90 352 327 H 6 6 - M ALA TYA MALATYAPARK AVM <90 422 211 12 0 4 - İS K E N D E R U N PRIME MAU.AVM *90 326 619 21 57 GEBZE CENTER AVM *90 262 646 06 31 - TR AB ZO N VARIIBAŞ AVM *9 0 462 223 27 17
TA R S U S TARSUAVM *90 324 613 22 68 K U ŞA D A S I KUŞADASI AVM <90 256 633 55 88 KAHRAM ANM ARAŞ PIAZZA AVM <90 344 235 16 74
www.ozdilek.com - 444 44 16
>SEKTÖREL ETKİNLİK
------------------------------ e a P O s ® -------------------------------
ITHIB Başkanı İsmail Gülle, ITHIB Yönetim Kurulu Üyesi Ali Sami Aydın ve modacı Hakan Akkaya sunumlarıyla öğrencilere hem yarışma hakkında hem de
nasıl bir yol izlemeleri konusunda bilgi verdiler.
------------------------------ © t a d * ® -------------------------------
gençlerin yarışma hakkında daha detaylı bilgi edinmelerini amaçlıyor. Yarışma kapsamınca Hakan Akkaya’nın tasarladığı kostümlerle final gecesine katılacak adaylar, yarışmaya hazırlık süresi boyunca da Akkaya’nın ofisinde kumaşın hazırlık evrelerine tanıklık edecekler. Yarışmanın final gecesi, 25 Aralık Perşembe günü yapılacak. Yetenekli gençleri teşvik ederek sektöre kazandırmayı ve Türk tekstil sektörünün yaratıcı gücünün yükseltilmesini amaçlayan yarışma için başvurular 15 Ekim tarihine kadar kabul edilecek. Katılımcılar yarışmaya dokuma, örme, baskı ve dokusuz yüzeyler olmak üzere dört üretim tekniğinden en fazla ikisiyle katılabilecek.
"HEDEFİMİZ, DÜNYA İLE ENTEGRE TASARIMCI PROFİLİ OLUŞTURMAK"Yarışmanın tanıtımları kapsamınca İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konuşan İTHİB Başkanı İsmail Gülle, İTHİB Kumaş Tasarım Yarışması’nın tekstil sektörü etrafında genç ve dünyaya entegre bir tasarımcı profili oluşturmak için yola çıktığını ifade ederek, “Bu yıl dokuzuncusunu düzenleyeceğimiz bu yarışma şimdiden bütün üniversitelerimizin tasarım bölümlerinde büyük bir heyecanla bekleniyor. Yarışmaya katılan gençleri ödüllendirdikten sonra terk etmeyen bu organizasyon, onları sektörümüzün önemli fuarlarına götürüyor,
yabancı dillerini geliştirmeye çalışıyor. Bizim bu ciddi ve profesyonel yaklaşımımız üniversitelerde de karşılık buluyor” şeklinde konuştu. Türkiye’nin en önemli özel ve devlet üniversiteleri ile yarışma için tanıtım organizasyonları yaptıklarını söyleyen İsmail Gülle, “Salonlara sığmadık. Rektör düzeyinde ağırlandık. Bundan daha mutluluk verici bir şey olabilir mi? Demek ki çıktığımız yoldan sapmamışız. Demek ki isteyince oluyormuş. Bu seminerler bize bunu gösterdi. Öncelikle genç tasarımcılara teşekkür ediyorum. Sonra elbette üniversitelerimizin değerli akademisyenlerine teşekkür ediyorum” diye konuştu.
KUMAŞA EMEĞİNİZ DOKUNSUN!Yarışmada dereceye girenler toplam 220 bin Türk Lirası değerinde ödül kazanacaklar. Ekonomi Bakanlığı’nın desteğiyle belirlenecek kontenjan dahilinde Avrupa’da moda ve tekstil tasarımı okullarında 1 yıllık eğitim hakkı, 1 yıl yurt içinde ingilizce dil eğitimi, dünyanın en büyük kumaş fuarı Paris Première Vision Fuarı’nı ziyaret imkanına sahip olacak. Yetenekli gençleri teşvik ederek sektöre kazandırmayı ve Türk tekstil sektörünün yaratıcı gücünün yükseltilmesini amaçlayan yarışma için başvurular, 15 Ekim tarihine kadar kabul edilecek. ■
28 HOMETEXTILE
www.tuyap.com.tr
T E M S A D ,
Texpoura 01
WTextile Machinery and Accessories
İşbirliği lie / In cooperation with
32.Uluslararası Örgü, Nakış, Çorap, Baskı, Dar Dokuma Makineleri, Yan Sanayileri, Tekstil Terbiye Makineleri ve Kimyasalları Fuarı32nd International Knitting, Embroidery; Hosiery, Printing, Narrow Fabric
Machines, Side Industries, Textile Finishing Machinery and Chemicals Fair
www.texpoeurasia.com
5 - 8 Ş u b a t / F e b r u a r y 2 0 1 5
12. ULUSLARARASI İ S T A N B U L
İPLİKI ¿ ' / i l I
12 th INTERNATIONAL İSTANBUL YARN FAIR
www.istanbuliplikfuari.com w w w . istanbulyarnfair. com
^ u f iThe Global Aasocfatlon oftho Exhibition Industry
t.OMbinlut ICCA Uiutanrul
mif t ABU FUARLAR 5174 SAYILI KANUN GEREGINCE TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BIRLIGI
(TOBB) İZNİ İLE DÜZENLENMEKTEDİR.THESE FAIRS ARE HELD UPON THE AUTHORIZATION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY, IN ACCORDANCE WITH L ff l NUMBER 5174.
> YARIŞMA
MODAYA TETSİAD KATKISI
TETSİAD DENİB 3. Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışmasına sponsor oldu. Yarışmada birbirinden iddialı
tasarımlar birbiriyle kıyasıya yarıştı.
Titizlikle ve özenle hazırlıkları tamamlanan DENİB 3. Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışmasına, Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri Derneği (TETSİAD ) ve Denizli Organize Sanayi Bölgesi sponsor oldu. Sponsorlara teşekkür plaketlerini Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan takdim etti. Yarışmanın Ana Sponsoru TETSİAD adına plaketi,
Dernek Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zafer Katrancı ve Dernek Genel Koordinatörü Haşim Büyükbalcı birlikte teslim aldı.Ekonomi Bakanlığı’nın desteklediği yarışmada dereceye girenlerin belli olduğu geceye, Denizli’den ve Denizli dışından çok sayıda konuk katılım sağladı. Ekonomi Bakanlığı’ndan Bakan Yardımcısı
Adnan Yıldırım, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nden Denetim Kurulu üyesi Burak Sertbaş’ın da katıldığı geceye Denizli Valisi Abdülkadir Demir ve Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan’ın yanı sıra Denizli’den çok sayıda kuruluşun temsilcileri de final gecesinde hazır bulundu.
YARIŞMA ÜÇÜNCÜ DEFA DÜZENLENİYORDENİB Başkanı Süleyman Kocasert yaptığı konuşmada “3. yarışmayı düzenliyor olmamız bizim için gerçekten önemli...2014’teyiz ve yine ilk günkü heyecanımızla Tasarım Yarışmamızın hazırlıklarını tamamladık. DENİB Ev ve Plaj Giyimi Yarışması ile kentimize, hazır
30 HOMETEXTILE
GRUP MATBAA PROMOSYON KUTU SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Kutularımızla ürünlerinize
değer katmaya ve korumayadevam ediyoruz....
ÖZEL TASARIMRaylı Kutu
Ürünlerinizi SergilemedeFarklı Boyut
% O C A ° Dönen Y s j J J ^ Raylı Kutu
Modeli
YenSimsa Grup; kurulduğu 2003 tarihi itibari ile gerek eğitimli personel yapısı, gerek makine parkuru ile müşterilerine AR-GE bölümü aracılığı ile stratejik, satış odaklı yaratıcı tasarım fikirleri ile
birlikte uzman olduğu Matbaacılık, Mukavva Kutu (Sert Kutu), Bristol Kutu, Oluklu Mukavva, Frekans Ambalaj, Medikal Promosyon Materyalleri, ve Ajans hizmetleri altında marka oluşturma. Reklam ve Tanıtım Hizmetlerini imalat kanadı ile birlikte tek çatı altında hizmet vermektedir.
2013 yılı itibari ile müşteri profilini ihracat müşterileri ile genişletirken ülke genelinde sürdürmekte olduğu kalite standardını yurt dışındaki tedarikçileri ile buluşturmanın haklı gururunu yaşamakta ve yaşatmaya devam etmektedir.
Kutunun Sanatİa föufusfuju Adres...
Ayakkabı Kutusu
Rivetli Lambalı Kutu Kapak
Özel Tasarım Kitap Seklinde
Nevresim Kutusu
1 9 - 2 2 Kasım 2014Tarihleri Arasında Katılacağımız HOME&TEX ULUSLARASI E V T E K S T İL İ FUARINDA SALON 2 / A23 Nolu Standımızda Sizleride Aramızda Görmekten Mutluluk Duyarız.
Simsagrup bir Üyesiciir.
rkez İletişim: +90 212 67148 50 (pbx) - Faks: +i)0 212 6;lizli İletişi m: +90 258 37145 33
> YARIŞMA
giyim sektörüne ve tasarım dünyasına farklı bir renk getirdiğimizi düşünüyoruz. İnanıyorum ki, yarışmamızın meyvelerini önümüzdeki yıllarda alacağız. Aslına bakarsanız bir anlamda geleceğe yatırım yapıyoruz. 2023 ihracat hedeflerimize ulaşmamız açısından, çok üreterek değil, marka ve nitelikli ürünler üreterek yolumuza devam edebilmemiz adına bu yarışmanın değeri büyük” ifadelerini kullandı.Başkan Kocasert’in konuşmasının ardında
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Bakan Yardımcısı Adnan Yıldırım ve Denizli Valisi Abdülkadir Demir de birer konuşma yaptılar.
TASARIMLAR ÜNLÜ İSİMLER TARAFINDAN SERGİLENDİ
Finale kalan 10 yarışmacının tasarımları, Özge Ulusoy, Pascal Nouma gibi ünlü isimlerin yer aldığı mankenler tarafından sergilenirken,
değerlendirmeyi yapan jüri üyeleri arasında ise Erdal Güvenç, Moda Tasarımcıları Sayın Emre Erdemoğlu, Erol Albayrak, Gül Ağış, Özlem Erkan gibi moda ve tasarım dünyasının önemli isimleri yer aldı. Yarışmada Jüri Özel Ödülüne Sezer Aksoy layık görülürken, Yasemen Şen üçüncülük, Nurten Yüksel ikincilik, Merve Gümüş ise birincilik ödüllerini aldılar. Dereceye giren yarışmacılar para ödüllerinin yanı sıra, yurt dışı eğitim hakkı kazanma şansını elde ettiler.
32 HOMETEXTILE
V1
Barboros Mh.Evren Cd. Apaydın Sk. No:6 34746 Ataşehir / İST. / TÜRKİYE Tel: +90 .216 470 59 00 - 01 - 02 - 03 - 29 Tel: +90 .216 470 59 10 11 Fax: +90 .216 472 01 20 Çağrı Merkezi
www.eforperde.com - [email protected]
ZeJbıa P&ıde Sim P&ıde Zebrn P&ıde
Ahşap Sim Siiüel Pcfide Ahşap Jattizi
Dikey V&ıde Hietai JaiüziJapm V&ıde
> SÖYLEŞİ
Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan:“TÜRK MARKALARININ İTİBARI GİDEREK ARTIYOR”Türkiye, son dönemde özellikle ihracat alanında çok büyük gelişim göstermekte olan bir ülke. Cari açık gibi
büyük bir problemle mücadele eden ekonomimiz adına büyük önem taşıyan ihracat konusunu, dünyanın
önemli kuruluşlarından Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan ile konuştuk.
İhracatçımıza Eximbank’ı kısaca anlatabilir misiniz? Özellikle KOBİ’lerimiz ve küçük ihracatçılarımızın, Eximbank kredilerine daha kolay ulaşmanın yöntemi ne olabilir?
Türk Eximbank, Ülkemizin tek resmi ihracat destek kuruluşudur. Türkiye’nin ihracata dayalı büyüme sürecine destek sunmak amacıyla 1987 yılında kurulmuştur. Bankamızın amacı ülkemiz ihracatının artırılması, ihraç edilen mal ve hizmetlerin çeşitlendirilmesi, ihracatçılarımızın yeni pazarlara açılmasının sağlanması ve ihracatçılar ile yurt dışında faaliyet gösteren müteahhitler ve yatırımcılara uluslararası piyasalarda rekabet gücü ve güvence kazandırılması şeklinde özetlenebilir. Bu amaca yönelik olarak, ihracatçılarımızın, döviz kazandırıcı faaliyetlerde bulunan firmalarımızın ve yurt dışında faaliyet gösteren müteahhit ve yatırımcılarımızın bir yandan kredi programlarımız kapsamında sevk öncesi ve sonrası dönemdeki finansman ihtiyaçları karşılanırken, diğer yandan kredi sigorta ve garanti programlarıyla risksiz bir ortamda faaliyet göstermelerine, dolayısıyla rekabet güçlerinin artırılmasına imkan tanınmaktadır. Ayrıca, ihracatçılarımızın vadeli satış işlemlerini teşvik etmek ve bu yolla ihracat hacmini artırmak, yeni ve hedef pazarlara girilmesini kolaylaştırmak amacıyla vadeli ihracat alacakları da iskonto edilmektedir.Türk Eximbank, Dünya’da, nakdi kredi ve ihracat kredi sigorta/garanti imkânlarını aynı çatı altında sunan az sayıdaki ihracat kredi kuruluşundan biridir. Bu sayede Bankamız, ihracat sektörüne verdiği desteğin çerçevesini genişletmiş ve sunulan hizmetlerde bir bütünlük sağlamış durumdadır.Genel Müdürlüğünü 2012 yılı sonunda İstanbul’a taşıyan Bankamız, Ankara’da Bölge Müdürlüğü, İzmir’de Şubesi ve Adana, Bursa, Denizli, Gaziantep, Kayseri, Konya, Trabzon, Samsun ile İstanbul Avrupa Yakası’nda- ki temsilcilikleri aracılığıyla ihracatçılarımıza hizmet sunmaktadır.Bankamız programlarında KOBİ’lere her zaman öncelik tanınmakta...Bildiğiniz gibi ülkemizde KOBİ’ler gerek
34 H0METEXTILE
üretim, gerekse istihdam cephesinde, hem ekonominin hem de ihracatın çok önemli aktörleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çerçevede, ülkemizde gerek kalkınma gerekse istihdam açısından son derece önemli ve stratejik bir role sahip olan KOBİ’lerimize, küresel pazarlarda daha aktif ve söz sahibi olmalarını sağlamak amacıyla Bankamız tarafından da özel önem verilmektedir. Bankamızın sadece KOBİ niteliğindeki ihracatçı firmalarımız için hazırladığı KOBİ İhracata Hazırlık Kredi Programı kapsamında ihracatçı KOBİ’lerimize 540 güne kadar vade ve daha avantajlı faiz oranlarıyla doğrudan kredi kullandırılabilmektedir. Ayrıca, ticari bankalar aracılığıyla kullandırdığımız ve böylelikle bu bankaların geniş şube ağından faydalanılarak Türkiye’nin her yerinden kolaylıkla ulaşılabilen Sevk Öncesi İhracat Kredilerimizde, aracı bankalar kendilerine tanınan limitlerin asgari yüzde 30’unu KO- B İ’lere kullandırmak zorundadır. Dolayısıyla, KOBİTerimiz finansman ihtiyaçlarını karşılamak için bu kredi programından da faydalanabilmededirler.Öte yandan, T.C. Merkez Bankası’nın Bankamıza tanıdığı 11 milyar dolarlık reeskont limiti dahilinde kullandırdığımız ve son dönemde giderek yaygınlaşan Reeskont Kredilerinde de KO- B İ’ler için özel düzenlemeler gerçekleştirdik. Halihazırda Reeskont \ Kredisinde tüm firmalar için azami 240 gün olan vade, KOBİ statüsündeki firmalarımız için son dört ayı Türk Eximbank kaynaklarından karşılanmak üzere 1 yıla yükseltilmiştir.Program kapsamında, 100 bin Dolar olan işlem alt limiti ise KOBİ’ler için 50 bin Dolara çekilmiştir.
Böylece, KOBİ’lerin Reeskont Kredisini daha etkin olarak kullanabilmelerinin, dolayısıyla da önemli bir maliyet avantajı kazanarak rekabet güçlerini artırabilmelerinin önü açılmıştır.Ayrıca, geçmişte KOBİ’lerin kredilerimizden yararlanırken teminat bulma noktasında ciddi sıkıntılar yaşadıkları müşahede ediliyordu. Bu çerçevede, Bankamız ile Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında imzalanan anlaşma sayesinde söz konusu zorluk da bir ölçüde aşılmış oldu. Halihazırda KOBİ firmalarımız kredi başvurularında KGF kefaletini Bankamıza sunabiliyor.Ayrıca, Türk Eximbank olarak bu soruna kendi bünyemizde de bir çözüm ürettik. Eximbank olarak artık aval ve teminat mektubunun yanında, ihracat alacaklarının Bankamızda sunulan ihracat kredi sigortası ürünüyle sigorta teminatı altına alınmasını da, kredi teminatı yerine kabul etmeye başladık. Bir başka ifadeyle, ihracatçı firma, ihracat
alacağını Bankamızdan sigortaladığı takdirde, biz bu sigorta poliçesini teminat olarak kabul ediyoruz. Böylelikle firma Sevk Sonrası İhracat Kredisi’ne erişim hakkına ulaşıyor. Bu hususun, özellikle ticari bankalardan teminat mektubu veya aval almakta zorlanan KOBİ’ler için oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.. Ayrıca bu sunduğumuz imkan, ihracatçılara önemli bir maliyet avantajı da sağlıyor. Onbinde 9,5’ten başlayan Bankamız kredi sigortası imkanında, ortalama prim oranımız da binde 3. Bu oranlar, özellikle KOBİ’lerin aval veya teminat mektubu maliyetlerinin oldukça altında. Bu uygulamanın üçüncü bir avantajı da, bizim sigorta imkanını sunarken, ihracatçının bilançosunu değil; alıcıyı göz önüne alıyor olmamız. Bir başka ifadeyle, biz, Eximbank olarak teminat yerine geçecek sigorta işlemini fiyatlarken, ihracatçıyı değil, alıcıyı inceliyoruz. Bu durumda, alıcının kredibilitesi üzerinden finansmana erişim imkanı sağlanmış oluyor. Son olarak, KOBİ’lere tüm ihracat faaliyetleri için Bankamız kredi programlarına kolayca başvuru yapabileceklerini söylemeliyim. Kredi programlarımızın işlerliği ve başvuru süreçlerinin kısalması için gerekli önlemleri alıyoruz. İhracat faaliyeti için kredi kullanma niyetinde olan tüm KOBİ’lerin Bankamız ile iletişime geçmesi sürecin başlaması için yeterli olacaktır.
Sizin pencerenizden bakıldığında ekonomik olarak 2014 yılı nasıl bir yıl olarak tanımlanabilir? Bu çerçevede 2015 yılından neler bekleyebiliriz?Bildiğiniz gibi küresel finansal krizin etkilerinin bertaraf edilmesi sürecinde özellikle gelişmiş ülke merkez bankaları, geleneksel olmayan para politikası uygulamalarıyla hem kendi ülkeleri hem de gelişen ülkeler üzerin-
*
de önemli makro ekonomik etkiler yarattılar.2014 yılı ise, söz konusu politikalardan bir geriye dönüş, bir normalleşme süreci olarak tanımlanabilir. Normalleşme sürecinde küresel piyasalarda, içinde bulunduğumuz günleri de dahil ederek değerlendirirsek, artan volatilite, dış finansman imkanlarında göreli sıkılaşma gibi dış ekonomik koşulların yarattığı etkiler, Türkiye ekonomisi üzerinde de çeşitli etkilerde bulundu. Bununla birlikte, Türkiye’de iç talep ılımlı bir artış eğilimini korurken, artan kurun ve AB’nin ılımlı da olsa toparlanma sergilemesinin etkileriyle net ihracatımız büyümeye önemli ölçüde olumlu katkı yaptı. Söz konusu makro ekonomik çerçevede Türk Eximbank olarak biz de bir yandan ihracatçımızın kısa ve orta/uzun va-
deli finansman ihtiyaçlarını karşılarken, diğer yandan “güvenli ihracat” parolasıyla ihracat alacaklarını sigortalamaya devam ettik. Bugünden 2015 yılına baktığımızda ise gelişmiş ülkelerin para politikalarının normalleşme sürecinin bir adım daha ileriye gideceği bir yıl olacak gibi görünmektedir. Bu durum, özellikle dış finansmanda yeni bir sıkışıklık yaşanabileceğine işaret etmektedir. Türk Eximbank olarak önümüzdeki dönemde ihracatçılarımızın finansman ihtiyaçlarını piyasadan karşılamakta zorlanabileceklerini öngörerek, sağladığımız imkanları artırarak sürdürebilmek amacıyla çalışmalar yapıyoruz. Bu çerçevede geçtiğimiz ay 500 milyon dolarlık bir tahvil ihracı gerçekleştirerek, ihracatçıların kısa vadeli finansman ihtiyaçlarını karşılamanın yanında orta/uzun vadeli finansman desteği de sağlayacak doğrultuda hazırlıklarımıza devam ediyoruz. Bilindiği gibi Türk Eximbank gibi kurumların dünyadaki benzerleri de, özellikle piyasadan fon- lamanın daraldığı durumlarda, sundukları destek miktarını artırarak ihracatçılar için sürdürülebilir finansman imkanları yaratma misyonunu üstlenmiştir. Söz konusu misyonumuz doğrultusunda 2015 Yılı Programımızı bu çerçevede şekillendirmek için çalışmalar sürdürülmektedir.Öte yandan, 2015 yılında ülkemizin ihracat performansının iyileşmesini bekliyoruz. Bu beklentimiz bir yandan bugünlerde yaşanan kur hareketlerinin özellikle 2015 yılında ihracatçılarımızı olumlu anlamda destekleyecek olmasından, diğer yandan ise AB’de uygulanması beklenen parasal genişleme programlarının AB’nin büyüme performansını olumlu etkileyecek olmasından kaynaklanıyor.Yukarda bahsettiğim tüm bu hususları dik
%w
M
% !HOMETEXTILE 35
> SÖYLEŞİ
kate alarak 2015 yılındaki kredi ve sigorta uygulamalarımızın çerçevesini belirleyecek olan Yıllık Programımıza yönelik çalışmalar sürdürülmektedir.İçerisinde bulunduğunuz bölge özellikle son dönemde siyasi açıdan oldukça istikrarsız (Rusya, Suriye, Irak) bir dönem geçiriyor. Bu dönemin ekonomiye özellikle de ihracatımıza olan etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?İçinde bulunduğumuz bölgenin son dönemde siyasi açıdan istikrarsız olmasının özellikle Irak ve Rusya ile olan ihracatımıza birtakım
toptan bir pazar olarak gören bir yaklaşım izleniyor. Bu arada, ülke olarak 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizin ancak katma değeri yüksek-markalı ürünlerimiz ve tercih edilir kalitedeki hizmetlerimizle mümkün olduğunun da bilincindeyiz. Türk markalarının bilinirlik ve itibarının artırılmasına yönelik atılan adımlar, sağlanan destekler ve kolaylıklar var.Bankamız, Türk firmalarının yurt dışında yerleşik olan markaları ve ilişkili şirket, mağaza ve tesislerini satın almalarına imkan tanımak amacıyla Marka Kredisinin uygulamaya koy-
Ülkemiz küresel olarak siyasi ve ekonomik bakımdan son yıllarda iddiaları ve hedefleri olan bir ülke konumuna geldi. Bu hedeflere ulaşma noktasında hem devlet mekanizması hem de reel sektörümüz ciddi bir gayret sarf ediyor.
olumsuz etkilerin olmasını zaten bekliyorduk. Rakamlara bakacak olursak; olayların başladığı 2014 yılının Temmuz ayında Irak’a olan ihracatımız aylık bazda yüzde 45 azalırken Ağustos ayındaki azalış miktarı yüzde 26’ya gerilemiştir. Bunun sonucunda, 2014 yılının ilk sekiz ayı için ise azalış miktarı yalnızca yüzde 5 olarak gerçekleşmiştir. Benzer şekilde, Rusya’ya ihracatımızda da ilk sekiz ay için yüzde 11’lik bir daralma vardır. Buna karşılık aynı dönemde ihracatımız, en büyük iki ihracat pazarımız olan Almanya’ya yüzde 16, İngiltere’ye ise yüzde 20 oranında artarken, AB’ye olan ihracatımız yüzde 13 artmıştır. Bu dönemde toplam ihracatımızda ise yüzde 6’lık bir artış yaşanmıştır. Yani ihracatçılarımız esnek yapıları sayesinde Irak ve Rusya ile yaşanan sınırlı daralmayı AB pazarlarına yönelerek fazlasıyla telafi etmişler. Sonuç olarak, bölgemizde yaşanan istikrarsızlıkların ekonomimize ve ihracatımıza bazı etkileri olsa da bu etki sınırlı kalmış ve ülkemiz şu ana kadar ciddi bir sorun yaşamamıştır, bu durumun bu şekilde devam edeceğini ümit ediyoruz.
İhracat konusunda Türkiye’nin en önemli kurumlarının birisinin başında bulunuyorsunuz. Sizin bakış açınızdan dünyada, Türkiye ve Türk Malı Algısı ne yönde şekilleniyor? Ülkemiz küresel olarak siyasi ve ekonomik bakımdan son yıllarda iddiaları ve hedefleri olan bir ülke konumuna geldi. Bu hedeflere ulaşma noktasında hem devlet mekanizması hem de reel sektörümüz ciddi bir gayret sarf ediyor. Ekonomide içine kapalı, kendi için üreten ve tüketen bir ülke olmanın ötesinde, farklı pazarlara girmeyi, mevcut pazarlarda tutunmayı amaç edinen nihayetinde dünyayı
muştur. Program ile şirketlerimizin marka hinterlandını genişletmek ve ihracatta katma değerin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Kredi 2 yıl geri ödemesiz 7 yıl veya 3 yıl geri ödemesiz 10 yıl vade seçeneğiyle ve çok uygun maliyetle kullandırılmaktadır. Kredi, marka, şirket, mağaza veya tesis satın alım- larına ilişkin sözleşmelere dayalı olarak kullandırılmaktadır. Markalaşma faaliyeti kapsamında kullandırılacak kredilerde, reklam, avukatlık, danışmanlık, kiralama, komisyon, tesis ve makine alımı, işletme sermayesi giderleri ile sertifika ve kalite belgelerine yönelik harcamalar da finanse edilmektedir. Bildiğiniz gibi, Eylül ayı sonunda İhracatçılar Meclisimizde Cumhurbaşkanımızın bizzat katılımıyla “Türkiye Markası” tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıda Cumhurbaşkanımız, ülkemizin global markalarının gurur duyulacak seviyede başarılı olduklarından ve fakat daha fazla Türk markasının dünya pazarında yer alması gerekliliğinden bahsetti. Esasında bu; en yetkili ağızdan Türk markalarına ve girişimcilerimize bu süreçte devletimizin yanlarında olduğunun açık bir mesajıdır. Elbette ülkemizin markalaşma konusundaki bu çabası karşılık da buluyor. Özellikle Avrupa’da Türk markalı ürünlerimiz bulundukları pazarlarda ciddi paylar elde ediyor. Malumunuz markalaşma süreci ve her markanın performansı ülkenin genel imajını belirliyor. Örneğin, bugün Türk Hava Yollarının tek başına ülke imajımıza ve diğer Türk markalarına katkısı ortada. Zira bir ülkenin iyi bir markası sonradan çıkacak diğer markalara da adeta referans oluyor. Halihazırda dünyada Türk malı algısı gün geçtikçe daha pozitif bir algıya dönüşüyor. Dileğimiz bu olumlu algının daha da güçlendirilmesidir.
36 HOMETEXTILE
Eximbank olarak 2013 yılında ihracat sektörüne yönelik kredi ve sigorta desteğini yüzde 27 oranında arttırmıştınız. 2014 yılı için bu oran ne noktada ve 2015 yılı için ne öngörüyorsunuz?Türk Eximbank olarak, bu yılın ilk dokuz ayında ihracat sektörüne 15,6 milyar doları nakdi kredi, 7,2 milyar doları sigorta imkanı olmak üzere toplam 22,8 milyar dolarlık destek sağladık. 2014 yılsonu itibariyle hedefimiz ise, sağladığımız toplam nakdi kredi ve sigorta desteğini 34 milyar dolara yükselterek, Türkiye ihracatının yüzde 20’sini finanse etmektir. Böylece, 2014 yıl- sonu itibariyle Türkiye ihracatının beşte birine finansman imkanı sunacağız ki bu büyük bir destek oranıdır. Bu noktada belirtmek isterim ki, 2014 yılının Temmuz ayı itibariyle Türk bankacılık sektörünün açmış olduğu ihracat kredilerinin %57’lik bölümü Bankamız tarafından sağlanmıştır. Bu artışta, son yıllarda ihracatçılarımızın ihtiyaç, talep ve önerilerinin belirlenerek, bu doğrultuda kredi ve sigorta uygulamalarımızı geliştirdiğimiz ve yeni uygulamaları yürürlüğe koyduğumuz proaktif politikanın önemli bir rolü bulunmaktadır. Bu politikanın bir uzantısı da pazarlama faaliyetleri kapsamında ihracatçı firmalarımızla yakın temaslar kuruyor, farklı sektörlerin farklılaşan ihtiyaçlarına çözümler üretmeye çalışıyoruz. Bu çalışmalar neticesinde geçtiğimiz yıl 3 binin üzerinde firma ziyareti yaparak, 512 yeni firmaya kredi; 224 yeni firmaya da sigorta imkanı sunduğumuzu belirtmek isterim. Portföyümüzdeki firma
DENEYİM İNOVASYON
Fuar Takvimimiz
intertext ileSHANGHAI home textiles
Aug 2 7 -2 9 ,2 0 1 4
PREMİEREVİSİONPARIS, Sep 1 6 -1 8 ,2 0 1 4
PREMİEREVİSİONISTANBUL, Oct 2 9 -3 1 ,2 0 1 4
DOMOTEXJanuary 1 7 -2 0 ,2 0 1 5
Inovasyonu, deneyim ile harmanlayıp 28 yılda yüzlerce yenilikçi ürün geliştirdik.
www.tasdelengroup.comG r Ç r W r t r i H t ë
member of TAŞDELEN group
> SÖYLEŞİ
sayısı da her yıl artıyor, 2013 yılı sonu itibariyle kredilerimizden yararlanan firma sayısı 4.300’ü, sigortalı firma sayımız ise 1.900’ü aştı.Diğer yandan hala bizi hayrete düşüren bir unsur var, her ne kadar son yıllarda yoğun ve aktif pazarlama çalışmalarımızla bunu bir ölçüde aşmayı başardıysak da, birçok ihracatçımız halen bizim avantajımızın farkında değil maalesef. Bu çerçevede, sektör temsilcileri ve ihracatçı birlikleri ile toplantılarımız, brifinglerimiz, istişarelerimiz vesilesiyle bir araya geliyoruz. Bankamız faaliyetlerinin tanıtılması için davet edildiğimiz tüm etkinliklere katılım sağlamaya özellikle önem veriyoruz.Öte yandan, hedefimiz 2015 yılında da ihracat sektörüne sağladığımız desteği artırmak. Ancak, Bankamızın 2015 Yılı Programına ilişkin çalışmalar sürmekte olduğundan henüz
Her ne kadar, Bankamızca ihracatçılara sunulan imkanların tanıtımında oldukça yol alınsa da, bunun yeni hedefler ve yeni ufuklar getirdiği kuşkusuzdur. Krediler hacminin belli bir potansiyele eriştiği, oysa alacak sigortasının öneminin ve ürün çeşidinin her geçen gün arttığı düşünüldüğünde, önümüzdeki dönemde Türk Eximbank’ın alacak sigortası alanında yenilikler getireceğini şimdiden söyleyebiliriz. Öte yandan, küresel krizlerin yarattığı tahsilat sıkıntıları, dünyada yaşanan politik kargaşalar ve savaş v.b. hadiseler özellikle Bankamızın sigorta programlarına olan ilgiyi artırmış durumdadır. Belirsizliğin ve riskin arttığı, buna paralel olarak sigorta bilincinin artış gösterdiği bu dönemde Türk Eximbank, sunduğu ve sunmayı planladığı alacak sigortası ürünleriyle ihracatçılarımızın kara gün dostu olma misyonunu da üzerine almıştır. Bu çerçevede,
Geçtiğimiz y ıl 3 binin üzerinde firm a ziyareti yaparak, 512 yeni firmaya kredi; 2 2 4 yeni firmaya da sigorta imkanı sunduğumuzu belirtmek isterim.
bir rakam vermem doğru olmaz.Geçtiğimiz yıllarda Eximbank, İslam Ülkeleri Arası İhracat Kredi ve Yatırım Sigortası Kurumu ve Arap Yatırım ve İhracat Kredi Garanti Kuruluşu ile acentelik anlaşmaları imzalanmıştı. 2014 ve 2015 yıllarında Türkiye ihracatına pozitif katkı sağlayacak, benzer çalışmalar söz konusu mudur?Sizin de bahsettiğiniz üzere, Türk Eximbank olarak, İslam Ülkeleri Arası İhracat Kredi ve Yatırım Sigortası Kurumu (IC IEC) ve Arap Yatırım ve İhracat Kredi Garanti Kuruluşu (DHAMAN) ile imzalanan acentelik anlaşmaları ile her iki kuruluşça uygulanmakta olan orta ve uzun vadeli yatırım sigortası ürünlerini ihracatçılarımıza, yatırımcılarımıza ve müteahhitlerimize ulaştırma imkânına kavuşmuştuk. Bu çerçevede; dünyadaki gelişmeleri yakından takip eden ve ihracatçılarımızın faydasına olabilecek her türlü sigorta ürününü ihracatımızın hizmetine sunma felsefesiyle hareket eden Türk Eximbank, 2014 ve 2015 yıllarını sigorta bilincini artırmaya adamış ve bu doğrultuda da hareket etmektedir. Çalışanlarımız, sektördeki gelişmeleri takip etmek amacıyla yurtiçi ve yurtdışında düzenlenen eğitim, seminer ve konferanslarda görevlendirilmekte ve sigorta alanında ürün çeşitlendirilmesine çalışılmaktadır. Kısacası, Türk Eximbank bir yandan sigorta bilincini artırma çabasındayken, öte yandan da sigorta alanında ürün çeşitlendirmesine gitmekte ve böylece Türk ihracatçısının dünya ticaretindeki payını artırmasına öncülük etme amacını taşımaktadır.
2014 yılında Bankamız Sigorta ve Uluslararası Krediler Birimlerimizin ortaklaşa çabaları ile yürürlüğe giren ve ilk örneği geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen Poliçe Iskonto Programı ile ihracatçı, ihracata yönelik mal üreten imalatçı ve imalatçı-ihracatçı firmaların vadeli satış imkanlarının artırılması ve sevk sonrası aşamada finansman ihtiyaçlarının karşılanması planlanmaktadır. Böylece, Türk Eximbank üçlü temel destek fonksiyonunu icra etmiş olmaktadır: Teminat - Enformasyon - Finansman. Söz konusu programa ilişkin tanıtım faaliyetlerine hız verilmiş olup 2014 yılı içerisinde ve 2015 yılında Poliçe Iskonto Programı’na ihracatçılarımızın yoğun talepte bulunacağı öngörülmektedir.Öte yandan, söz konusu kredi programının akreditifleri de içerecek şekilde güncellene- rek kapsamının genişletilmesi çalışmaları sürdürülmektedir. “Poliçe/Akreditif Iskonto Programı” adı ile güncellenmesi planlanan program ile vadeli ihracat işlemlerinden doğan poliçe ve akreditifler Bankamız Spesifik İhracat Kredi Sigortası Sevk Sonrası Risk Programı kapsamında Bankamız sigorta poliçesinin geri dönülemez nitelikte bir asli teminat olarak kabul edilmesi su
retiyle iskonto edilecektir.Hazine Müsteşarlığı tarafından 1 Şubat 2014 tarihinde yürürlüğe konan Kefalet Sigortası Genel Şartları ile ülkemizde uygulama alanı bulan kefalet sigortası alanındaki çalışmalara başlanmıştır. Kefil veya teminat mektubu işlevinde olan söz konusu ürün ile sigortacı, borçlunun poliçede tanımlanan borç yükümlülüğünü yerine getirememesi rizikosuna karşı, bu genel şartlarda ve poliçe özel şartlarında belirtilen hüküm ve şartlar çerçevesinde, borçluya kefil olarak poliçede belirtilen lehdara teminat sağlamaktadır. International Credit Insurance and Surety Association verilerine göre 2013 yılı sonu itibariyle dünya çapında 2,3 milyar avro prim hacmine ulaşan ve teminat mektubuna alternatif olarak ön plana çıkan Kefalet Sigortası’nın ihracatçılarımız açısından son derece yararlı bir teminat olacağı mütalaa edilmektedir.7. Türkiye ihracatı ile ilgili gelişmeleri bizim için özetleyebilir misiniz? Hangi destek, katkı ve politikalar ile ihracat kapasitemizdeki artışın önünü açabilirsiniz?İhracatımız son dönemde düzenli şekilde artmaya devam etmektedir. Bunun temelde kurdaki artış ve dış talepteki büyüme olmak üzere iki önemli sebebi bulunmakta-
38 HOMETEXTILE
w * m
. /
A *eslitekst i l
www.sesli.com.trwww.sesiihome.com.tr
ManufacturingOrganize Sanayi Bölgesi 110. Cad. No: 355 Uşak/Türkiye Tel: +90 276 266 79 79 Faks: +90 276 266 79 00 e-mail: [email protected]
G facebook.com/seslihome
twitter.com/seslitekstii
0 Ö 0
0 t
<ÎEİPAvJAZtlILAM * ■
Export OfficeGeneral Ali Rıza Gürcan Cad. Eski Çırpıcı Çıkmazı Sok.Merter iş Merkezi No: 2 K: 5 D: 36 34169 Merter / İstanbul - Türkiye Tel: +90 212 483 32 32 Faks: +90 212 482 84 00 e-mail: [email protected]
> SÖYLEŞİ
dır. Özellikle dolara karşı TL’de yaşanan değer kaybı, ihracatımızın artmasına kısa vadeli de olsa olumlu yönde katkı sağlamıştır. Bununla birlikte dış talepteki artışın da devam etmesi ile birlikte ihracat artışının en büyük dinamikleri kur artışı ve talep artışı olmuştur. İhracatta en büyük pazarımız olan AB’nin toparlanma süreci bir miktar yavaşlasa da bu durumun bizim AB pazarlarındaki ihracat artışımıza ciddi bir etkisi olmamıştır, nitekim son açıklanan verilere göre 2014 yılının ilk sekiz ayında AB’ye ihracatımız yaklaşık yüzde 13 artarak toplam ihracat artışımızın üzerinde seyretmeye devam etmiştir. Diğer taraftan, ihracata konu olan sektörlere yapılan yatırımların artmasının önümüzdeki dönemde ihracat artışını devam ettirmek için kritik öneme sahip olacağını düşünüyorum. Türk Eximbank olarak biz 2013 yılında yaklaşık 1 milyar dolar orta ve uzun vadeli kredi desteği sağlayarak ticarete konu sektörlerde yatırımların artması sürecine destek sağladık. 2014 yılında da bu seviyeyi koruyacağımızı görüyoruz. Önümüzdeki dönemde ise desteğimizi artırarak devam ettirmek istiyoruz. Bizim sunduğumuz desteğin de katkısıyla artacak yatırımların verimlilik artışı sağlayarak ihracatçılarımızın uluslararası piyasalarda rekabet gücünün artmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz.İhracat kapasitesi kadar ihracat artışının sürdürülebilirliğinin de kritik bir öneme sahip olduğunun görülmesi gerekiyor. Bu çerçevede “güvenli ihracat” yapma anlayışının yerleşmesinin oldukça önemli olduğuna inanıyoruz. Güvenli ihracat derken, hem ihracatçının alacağının sigortalanmasını hem de kurdan kaynaklanan oynaklıklara karşı ihracatçılarımızın korunmalarını kastediyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi Türk Eximbank olarak biz kredi sigortası ile ihracatçılarımızın alacaklarını teminat altına alı
yoruz. Diğer önemli konu olan kur oynaklığı riskine karşı ihracatçılarımızın güvenli enstrümanları kullanmalarını tavsiye ediyoruz. Gelecek dönemde TL’nin hem avroya hem de dolara karşı sergileyebileceği kur hareketlerine karşı korunmaları gerektiğinin; bu doğrultuda opsiyon sözleşmelerimizi kullanmalarının önemli olduğu hususunun altını çiziyorum. Sonuç olarak, ihracatçılarımızın bu iki konuyu dikkate almalarının sürdürülebilir ihracat artışını sağlamak için oldukça önemli olduğunu söyleyebilirim.8- 2023 yılı için kendimize 500 milyar dolar ihracat hedefi koyduk. Bu hedefe ulaşma yolunda önümüze çıkabilecek en büyük engeller sizce neler olabilir? Hedefe ulaşmada oluşabilecek sorunlar için, ne tür bir yol izlemeli, hangi önlemleri almalıyız?2023 yılı için koyulan 500 milyar dolarlık ihracat hedefi aslında bir zihniyet değişiminin göstergesidir. Bu hedefi koymaktaki amacın sadece rakamsal bir hedefe ulaşmak
olmadığını, aynı zamanda ihracatın kompozisyonunda bu hedefe ulaşmak için gerekli yapısal dönüşümlerin gerçekleştirilmesini sağlayacak niteliksel anlamda bir takım hedefleri de içerdiğini düşünüyorum. Bu açıdan değerlendirme yapacak olursak, 2023 yılı ihracat hedefimizin gerçekleştirilmesinin önündeki en büyük engelin niteliksel dönüşüm kısmının göz ardı edilerek, bu hedefin sadece ulaşılması gereken niceliksel bir hedef olarak algılanması olduğuna inanıyorum. Bu doğrultuda son dönemde ülkemizin ihracat kompozisyonunda başlayan dönüşümün önü açılarak süreç hızlandırılmalı ve serbest piyasanın işlemesini engelleyebilecek hususlarda yapısal reformları gerçekleştirme- liyiz. Bu değişim ve dönüşümleri başardığımız takdirde niteliksel anlamdaki hedefimize ulaşmış olacağız. Niteliksel hedefe uygun dönüşümün sağlanıyor olması ise, 500 milyar dolarlık hedefe ulaşmanın patikasına girildiğine işaret etmektedir.
40 HOMETEXTILE
SINCE 1981
“Stock Partner Programme”- .1 , 5 > 1 w f h m a m m m m m m j
From 50 mts till 500 mts always available
info@deparderi!c6m.tr www.deparderi.com.tr
DEPAR DERİ PLASTİK SAN. TIC. A.Ş.zkoy Baglarici Cad. No: 68 Avcılar / İstanbul - Türkiye
âAKMAN# TEXTILE
Akman Head Office: Prof. Turan Güneş Cad. No: 114 Zeytinburnu - İstanbul - Turkey - Phone: +90 212 558 34 34 Fax: +90 212 558 45 47
Akman Çorlu Factory: Vakıflar Köyü Yoztepe Mevki Çorlu - Tekirdağ - Turkey - Phone: + 90 282 672 24 28 Fax: +90 282 672 24 33
Export E-mail: [email protected]
www.akman-tekstil.com
"Pinella" is a registered brand name of a k m a n m t e x t i l e
Ayşe Tolga:“ İYİ DÖŞENMİŞ ZEVKLİ HER MEKANDAN KEYİF ALIRIM.”
Türk televizyon dünyasına Şehnaz
Tango dizisi ile merhaba diyen
ve pek çok farklı yapımda rol
aldıktan sonra, şimdilerde TRT’de
yayınlanan Seksenler dizisindeki
Gülden karakterini canlandıran
Ayşe Tolga ile genel dekorasyon
alışkanlıkları ve ev tekstili üzerine
konuştuk. Başarılı sanatçı, Türk
pamuğu ve üretiminin yabancı
markalardan daha kaliteli
olduğunu ifade ederken özellikle
model özgünlüğünün öneminin
altını çizdi.
Evinizi dekore ederken genel olarak nelere dikkat edersiniz? Dekorasyonda pek çok konuya farklı farklı bakmak gerekir. Benim dekorasyonda en önemli
üç kriterim bulunuyor. Bunlar sırası ile ergonomi, marka - kalite ve de son olarak tasarım - gusto...
Dekorasyonda özel olarak tercih ettiğiniz bir ekol var mı, yoksa seçimlerinizi görsel beğeniniz çerçevesinde mi gerçekleştiriyorsunuz?Tercih ettiğim ekol yok ancak minimal veya hightech maskülen tasarımları kendime yakın bulmam. Ancak çok feminen ve kitch’e kayan kadınsı ortamları da hiç sevmiyorum.Bohem, eklektik, provensal ve urban tarzları aslında bana daha yakın. İyi döşenmiş, zevkli her mekandan keyif alırım. Türkiye’den mimar olarak Cengiz Kurt, Şebnem Buhara, Autoban ve Derin Sarıyer’i beğeniyorum.
Ev tekstili ürünlerinde renk seçiminde sizin için mevsimsel etkiler söz konusu oluyor mu? Tabi ki oluyor, sezonlar arasında fark olmalı. Yaz aylarında pastel ve uçuk renkler ve keten
44 HOMETEXTILE
YUVAM■ — -
HOMf FASHION
T g â ü c l I j
TEKSTİL SANAY İ ve TİCARET A-Ş TEL:+90-276-231 12 90 FAX:+9()-276-231 16 89
f lw .a g a o g lu .to ra «Twv.aguoglustore.com l'ŞA K/ TÜRKİYE
HOME H A R M O N Y
SÖYLEŞİ
pamuklu kumaşları tercih ederken; kış aylarında daha toprak tonlarını, kaşmir ve yünlü tekstili seviyorum.
Perde seçimlerinizde kendinizi hangi tarza yakın hissediyorsunuz?Perde tercihim aslında mekana göre değişiyor. Yani yüksek tavanlı, 60 metrekare bir yatak odanız varsa burada kullanılacak perde ile yazlık taş evinizin 20 metrekare yatak odasındaki farklıdır.Benim belli bir tarzım yok dediğim gibi mekana uyan onu iyi taşıyan perdedir aslında. Taftalar, ağır ve iddialı drapeli perdeleri, aşırı renkleri sevmem.
Yatak örtüsü seçimlerinizde hangi renkler sizin için daha çekici?Bir tercihim yok aslında. Yine mekana uygun olarak seçilen tüm renkler ilgi çekici olabilir. Feng shui master, sevgili dostum Esra Koyuncu ile evimizde çalışmıştık. Kahverenginin tonları yatak odasına asla uymayacak renklerdir demişti. Bu nedenle toprak tonlarını kullanmamayı tercih ediyorum en sevdiğim ise her zaman kırık beyaz, kum rengidir.
Her mekanda bu renklerle rahat ederim. Fonlarda bu renkler aksesuar ve örtülerle mekana dinamizm katmayı tercih ederim. Bu aralar lila rengini seviyorum. Ayrıca uçuk yeşiller, nane yeşili de tercihim.
Ev dekorasyonu ve yaşantısında anne olmanın da mutlaka yarattığı farklar vardır. Bu konuyu biraz açabilir misiniz?Tabi var. Çocuklu hayat diye bir şey var. Bu anlamda çocuğun olduğu bir eve beyazlar, açık renk halılar biraz riskli oluyor. Sivri kenarlı, çocuğun yaralanmasına yol açacak eşyalara da dikkat edilmesi ve ortadan kaldırılması gerekiyor.
Dekorasyon seçimlerinde
mekânın önemli etkisi olduğunu
söyleyen Ayşe Tolga, çocuk
sahibi olmasının da seçimlerini
etkilediğinin altını çiziyor.
46 HOMETEXTILE
TURK MALI TEKSTİL ÜRÜNLERİ DİĞER ÜLKELERİN ÜRÜNLERİYLE KIYASLADIĞINIZDA NE NOKTADA GÖRÜYORSUNUZ?Kalite olarak yerli pamuğumuz ve üretimlerimiz yabancı markalardan çok ama çok daha kaliteli. Ancak tasarım olarak genelde trendleri yakalamakta kimi zaman biraz geç kalabiliyoruz. Ayrıca tasarımlarda özgünlükten bir miktar uzak olunması ne yazık ki negatif bir nokta olarak ortaya çıkıyor.
A K K A Y A L A R TEKSTİL SAN. ve TİC. LTDİkitelli Organize Sanayi Bölgesi Dersan Koop. Sitesi S İ C Blok No:l 16 Başakşehir, İSTA N BU L / T Ü RK İYE
Tel: +90 212 549 62 56 - 549 62 57 • Fax: +90 212 549 62 55 www. akkaya l art e ks t i l . com www.akhome . com. t r
> FUAR
HOMETEXTILE İLE DÖRT ÜLKE BEŞ FUAR
Değerli Hometextile dergisi okurları;
Sizlerle Ağustos ve Eylül aylarında ziyaret ettiğimiz, sektörel incelemeler yaptığımız ve dergimizin de
dağıtımını gerçekleştirdiğimiz fuarlarla ilgili izlenimlerimizi paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi Hometextile
dergimizin Eylül sayısı İngilizce ve Türkçe olarak iki ayrı dilde basılıyor. Bu sayıdan İngilizce olanını bu sene
Intertextile Şangay, Maison&Objet Paris, Mood Brüksel ve Heimtextil Moskova Fuarlarında dağıttık.
/ M.Atilla BULUT / TETSİAD Genel Koordinatör Yardımcısı
Türkiye’nin en güçlü ihracatçı sektörlerinden biri olan ev tekstilini dünya sıralamasında bir adım öteye taşıyabilmek amacından hareketle bu önemli fuarlarda gördüklerimizi sizlere aktarmaya çalışacağım. Üretici firmalarımızın
büyük bir gayret ve masrafla katıldıkları ve ihracatlarını geliştirmek için uğraştıkları bu fuarlardan ilki Intertextile Şangay fuarı.
Pazarlık, Pazarlık, Pazarlık.
1995 yılından bu yana düzenlenen ve bu sene 20. kez kapılarını açan Intertextile Fuarı, Çin’in modern yüzü olarak tabir edilen Şangay şehrinde 27 - 29 Ağustos 2014 tarihleri
arasında gerçekleştirildi. 31 ülkeden 1350 katılımcının yer aldığı ve 30 binden fazla kişinin ziyaret ettiği fuarda Türk, İtalyan, Belçika, Hindistan, Pakistan, Fas, Güney Kore ve Tayvan milli katılımlarının yanında Çin’in değişik eyalet ve bölgelerinden de toplu katılımlar vardı. Kiralanabilir alan olarak bakıldığında Fuarın %90’ına yakınını Çin firmalarının oluşturduğunu söyleyebiliriz. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTlB)’in düzenlediği milli katilim ile katılan 38 Türk üretici firması Avrupa Salonu denilen W1 salonunun hemen girişinde güzel bir konumda yer almışlardı. Aynı salonda lntertextile Fuarının ev tekstili sektöründe trendlerin sergilendiği trend alanının bulunması da
firmalarımız açısından büyük bir avantajdı. Ancak trend alanında Türk firmalarından çok az ürün bulunması önümüzdeki senelerde katılacak firmalara daha erken davranmaları gerektiğini hatırlatması bakımından çok önemli.Fuarın trend alanını, Mayıs ayında düzenlediğimiz EVTEKS Fuarının da trend alanını hazırlayan ve EVTEKS trendlerini son üç yıldır belirleyen NELLY RODl Firmasının tasarımcısı Vincent Gregoire başkanlığındaki bir komite hayata geçiriyor. Kasım ayından itibaren bu etkinlik için hazırlanan komite ortaya çok güzel bir çalışma çıkarmış. 2015 yılı için belirlenen temanın adı “DENGE”. EVTEKS ve lntertextile Fuarlarının birçok ^
FUAR
ortak yönü bulunmakta. iki fuar da hemen hemen ayni büyüklüklerde açılıyor ve ikisi de2014 yılında 20. kez düzenlendi. NELLY RODI tarafından şekillenen trendler de iki fuarın en önemli ortak yönlerinden. Ancak yerli ve yabancı ziyaretçi konusunda EVTEKS’in çok daha önde olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Tabii herkesin bildiği gibi ülkemizde yeterince büyük ve modern bir fuar alanı olmadığı ve bu konuya el atması gerekenler yeterince hızlı davranmadıkları için, EVTEKS fuarının büyümesi şimdilik mümkün olamamakta ve birçok yerli ve yabancı firma fuarımızda kendine yer bulamamaktadır. Intertextile ise önümüzdeki sene yeni, büyük ve çok daha modern bir fuar alanına taşınacak ve muhtemelen büyümesini sürdürecektir.Çin hakkında söylenecek çok söz var tabii. Müthiş bir büyüme oranı, zenginleşen büyük bir orta gelir grubu, artan ithalat talebi. Söz konusu olan Çin gibi büyük bir ekonomi ise Dünya’nın demokratikleşme ile ilgili bir talebi olmuyor maalesef. Çin’de devlet otoritesini en büyük şehir olan Şangay’da bile hissetmek mümkün. Sokaklarda bir tane bile çöp yok çünkü her sokakta elinde süpürge ile bir temizlik görevlisi var. Yemek konusunda
sıkıntı yaşayabilecekler için kaliteli birkaç Türk lokantası var. Bunun dışında Uygur lokantalarını da pek övüyorlar. Alışveriş için ise temel kavram pazarlık. Bir şey alacaksanız pazarlık ile verilen fiyatın onda birine kadar indirmeniz mümkün. Yine de satın aldığınız şeyin daha ucuzunu bulabileceğiniz bir yer
mutlaka var. Piyasa serbest gibi görünse de devlet her konuda mutlak hakim. Otelden Yuan alabiliyorsunuz ama Yuan verip Euro alamıyorsunuz. Marka ürünleri mağazalarından almaya kalkarsanız Türkiye’den daha pahalı olduğunu söyleyebiliriz. Ama çakma, taklit, kaçak vb. ürünler için pazarlıkta sınır yok. ►
50 HOMETEXTILE
Dünyanın en büyük Uluslararası Ev Tekstil Ürünleri Fuarın'da 60'ı aşkın ülkenden katılımcılar ile tanışma fırsatı yakalayın! Ev Tekstil tasarımındaki son yenilikleri ve inanılmaz ölçüde çeşitlilik sunan yeni trendleri keşfetmek için şimdiden yerinizi alın. Yeni ilham fırsatları için en doğru adres!
Daha fazla bilgi ve biletinizi almak için [email protected]. 0212 296 26 26
ilm im i,W m m
■ f f l«fil
Almanya 2015/2016 yepyeni trendleri "Experience" teması ile Hall 4.0'de meraklıları ilebuluşuyor
messe frankfurt
FUAR
Üretimin Başkentinden Modanın
Başkentine
5 - 9 Eylül 2014 tarihleri arasında Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen Maison&Objet Fuarı içerik itibariyle dekorasyon ve tasarımı temel alan bir organizasyon. Burada çok büyük üreticiler değil tasarım odaklı firmalar, üst düzey markalar, dekorasyonda ve tasarımda yeni fikirler sergileniyor. Türkiye’den yıllardır katılan Valeron (Zorlu Tekstil), Hamam, Piculet gibi ev tekstili firmalarının yanında NUDE markasıyla Denizli Cam, Monna Studio, Stepevi Halı gibi firmalar ve özellikle geleneksel halı üreticisi firmalar ülkemizin bayrağını burada da sallandırıyorlar.Fuarda ev tekstilinden mobilyaya, çatal bıçaktan, süs bitkilerine, oda parfümünden, etnik ve geleneksel ürünlere ve aynı zamanda yerli yabancı pek çok tasarımcının ve tasarım stüdyosunun yer yer uçuk kaçık kimi zaman son derece sade ama kullanışlı bazen de olabildiğince şatafatlı ürünlerine ulaşmak mümkün. Oyuncakçı da var sabuncu da ama her şey marka her şey tasarım. Fuarın
bu seneki ana teması “paylaşım”. Vincent Gregoire, Elizabeth Leriche ve François Bernard tarafından üç ayrı trend alanında üç ayrı yorum ile bu tema işleniyor. Vincent Gregoire öncülüğündeki Nelly Rodi ‘Smart Life - Akıllı Yaşam’ temasını kullanırken, Elizabeth Leriche ‘Words - Kelimeler’ temasını ve François Bernard ‘Experiential - Deneyimsel’ temasını ön plana çıkarıyor. Fuarı gezerken her köşede ayrı bir sanat ayrı bir nezaket buluyorsunuz. Bizim alıştığımız satış ağırlıklı genel fuar yapısından çok uzak
tamamen ürünlere ve ürün geliştirmeyeodaklı bir organizasyon.Paris Design Week isimli bir organizasyonun bir parçası olarak Maison&Objet Fuarının tüm Paris’te çok iyi tanıtıldığını özellikle belirtmek istiyorum. Otobüslerin arkasında, trengarlarında, metro istasyonlarında ve önemlicaddelerin tümünde Paris Design Weekvurgusuna rastlamak mümkün.Fuar cuma günü başlıyor ve salı günü bitiyor. Yarısı yabancı olmak üzere 3445 katılımcı250.000 m2 net alanda ürünlerini sergilerken yaklaşık 65 bin kişi bu fuarı geziyor. Fuar alanında konferans alanları, tasarımcı alanları, basın odası, özel iş görüşmelerinin yapılabileceği vip odalar ve birçok uluslararası markanın isimlerini verdiği kafeler mevcut. Her şeyin önceden düşünüldüğü ve gezmesi de kolay olan fuara ziyaretçi giriş ücreti sadece 67 Euro! Kataloglar ise 33 eurodan satılıyor. Fuar alanının her bir metrekaresi değerlendirilmiş. Bütün pazarlama enstrümanları son derece verimli ve görünür biçimde kullanılıyor. Her yer reklam alanı her köşe etkinlik alanı
52 HOMETEXTILE
/ 4.1 G14
FUAR
olabiliyor. Fuar katılımları sırasında ekstradan etkinlik yapmak ve öne çıkmak isteyen firmaların pazarlama departmanlarının bu fuarı ziyaret ederek incelemesi gerektiğini düşünüyorum. Maison&Objet fuarı senede iki kez düzenleniyor. Ocak ve Eylül ayında düzenlenen bu fuarların yanında Singapur, Miami gibi yeni merkezlerde de fuarlar düzenlemeye başladılar.
Yaşlı Kıtanın Savaşçı Fuarı
Bir tespit yapmak gerekirse Avrupa kıtasında pek çok sektörde olduğu gibi tekstil alanında da üretimin kıtanın doğusuna önce Türkiye, Mısır gibi ülkelere sonra Çin ve Hindistan’a simdi de Vietnam, Bangladeş gibi ülkelere kayarak azalması ile pek çok fuar önemini yitiriyor. EVTEKS, Intertextile gibi üretimin yapıldığı bölgelerde düzenlenen fuarlar on plana çıkmakta. Fuarcılıkta marka yaratmış Alman, İngiliz ve Fransız fuar firmaları kendi ülkelerinde yaptıkları cirolardan çok daha fazlasını yurtdışındaki iştiraklerinden yapmaya başladılar.Halen büyük bir üretim gücünü elinde tutan ve ekonomik bir süper güç olarak AB’ye yön veren Almanya’yı dışarıda tutacak olursak eski kıtanın
pek çok ülkesinde fuarlar kan kaybediyor. Bunun en çarpıcı örneklerinden biri de MOOD. Avrupa’nın en önemli fuarlarından Decosit olarak başlayan yolculuk şu anda sadece perdelik ve döşemelik kumaş fuarı olarak devam ediyor. Bu sene salonlarını da değiştiren MOOD Fuarı artık pek çok firma için özellikle Avrupalı belli başlı alıcılarla buluşma noktası konumunda. Görüştüğümüz katılımcıların büyük kısmı kendi müşterilerinin ziyaretçi olarak stantlarına geldiğini ama zaten asıl amacın burada kendi müşterinizle buluşmak olduğunu belirtiyor. İtalya’da düzenlenen fuarlara Türk perde ve döşemelik üreticileri,
Avrupa firması olarak kabul edilmediği için alınmadığından Türk üreticileri için Brüksel’de düzenlenen bu fuar önem taşıyor. Geçtiğimiz senelerde milli katılım düzenlenen fuarda bu sene bireysel olarak katılan 20 önemli Türk üretici firması mevcut. Fuarın önemli bir bölümünü Türk firmaları oluşturuyor. Her ne kadar fuar küçülüyor olsa da organizasyon hiçbir masraftan kaçınmıyor. Her yerde fuarın tanıtımlarına rastlamak mümkün. Fuar alanı da son derece verimli bir şekilde değerlendirilmiş. Üç gün süren fuarı %80’i Avrupa’dan olmak üzere 5700 kişi ziyaret etmiş.Fuar sonrası yayınlanan bültene göre katılımcı firmalar salon değişikliğinin fuar için olumsuz bir durum yaratmadığını ziyaretçinin de geçen seneye yakın olduğunu belirtiyorlar. Fuarcılık açısından bakacak olursak düzenlediği tasarım yarışması, contract business için ayrı tasarım kumaşlar için ayrı trend alanları, bir kahve firmasının sponsorluğundaki dinlenme alanları, yönlendirmeleri, basın ve tanıtım koordinasyonu ile gerçekten başarılı bir organizasyon. Önümüzdeki senelerde MOOD fuarının başarısını belirleyecek en önemli unsur ise katılımcının memnuniyeti olacak. ►
54 HOMETEXTILE
ttrezzo
19-22 November Hall: 6 Stand No: E-02 / HOME&TEX 2014 - CNR Expo
FACTORY: Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde İnegöl - Bursa Phone: +90 224 714 80 85 / Fax: +90 224 714 82 55 CENTER: General Ali Rıza Gürcan Cad. Merter İş Merkezi No: 2 Kat: 9 Merter - İSTANBUL Phone: +90 212 481 57 81 (pbx) / Fax: +90 212 481 57 63
KCG TEXTILE EGYPT S.A.E: Private Free Zone 3rd Industrial Zone, South A6 10 th of Ramadan, Cairo Egypt Zip Code: 44692
FUAR
DEPON VARSA İŞ YAPARSIN
Eylül ayında en son olarak dergimizi Rusya Federasyonu’nun başkenti Moskova’da düzenlenen Heimtextil Rusya Fuarında dağıttık. 24 - 26 Eylül tarihleri arasında Moskova’nın modern fuar alanı Crocus Expo’da gerçekleştirilen fuarda tam bir Türk rüzgarı estiğini söylemek mümkün. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği tarafından düzenlenen milli katılımın yanında bireysel olarak da pek çok Türk firmasının katılım yaptığı fuarda Çin, Hindistan, Pakistan milli katılımlarının yanında Portekiz ve Almanya’dan da firmalar yerlerini almıştı.15.000 m2 alanda 19 ülkeden 319 katılımcının bulunduğu fuarda adet olarak 67 Türk firması bulunsa da metrekare olarak bakıldığında fuarın yarısının Türk firmalarına ait olduğunu söylemek yanlış olmaz.15.000 civarında ziyaretçisi bulunduğu belirtilen fuarda katılımcıların söylediği en vurucu cümle “Moskova’da depon varsa iş yaparsın” oluyor. Rusya’da ticaret göründüğünden çok daha karmaşık ve zor. Bavul ticareti, açık hesap, adresi mezarlık olan şirket gibi ihracat terimlerinin (!) çok sık duyulduğu bu pazarda başarılı olmak
gerçekten büyük mücadele istiyor. Bunu başaran pek çok Türk ev tekstili firması var. Bunlardan biri de Süper Tekstil. Fuarın ana sponsorları arasında yer alan ve standı her daim kalabalık olan Süper Tekstil aynı zamanda düzenlenen tasarım yarışmasının da kumaşlarını tedarik etmiş. Fuarın ana girişinde UTİB’in kocaman bir reklamı asılı ve tüm ziyaretçileri milli katılım hakkında bilgilendiriyor. Katılımcı Türk firmaları UTİB’in verdiği hizmetten son derece memnun. Özellikle kablosuz internet konusunda çok övgüler aldılar. Stant tasarımları ve firmaların taleplerinin yerine getirilmesi konusunda da UTİB gerçekten başarılı bir sınav veriyor. Pek
çok firma özel sektör firmalarının düzenlediği milli katılımlara oranla UTİB’in çok üst düzey bir hizmet verdiğini belirtiyor.Heimtextil için Moskova’ya gitmişken aynı tarihlerde düzenlenen Textillegprom fuarına gitmemek olmazdı. 43. Kez düzenlenen bu fuarda özel bir Türk fuar firması milli katılım düzenliyor. İç giyim, kumaş, konfeksiyon, çocuk giyimi gibi ayrı bölümleri olan bu tekstil fuarında bir salonda da ev tekstili firmaları bulunuyor. Hem Heimtextil’e hem de bu fuara katılan Ağaoğlu’nun da aralarında bulunduğu beş ev tekstili firması genel olarak ziyaretçiden memnun olduklarını belirtiyorlar. Moskova’nın en eski tekstil fuarı olan Textillegprom’da 2060 katılımcı 60.000 m2 alanda yer alırken Türkiye’den ise milli katılım ile katılan toplam 70 firmanın yanında bayileri aracılığıyla Rus firması statüsünde katılan pek çok Türk firması bulunuyor. Şehrin kuzeyinde çok büyük bir fuar alanı olan All Russia Exhibition Center’da düzenlenen etkinlikte 3 büyük fuar binası çeşitli hollere bölünmüş. Bir salondan diğerine servisler ile gidiyorsunuz. Katılımcıların %95’i fuara standart standlarda ve küçük metrekarelerde katılım sağlıyorlar.
56 HOMETEXTILE
> EĞİTİM
TETSİAD’dan Fuarları Etkin Kullanma Eğitimi
Sektörün çatı kuruluşu Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği, sektöre yönelik eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. TETSİAD ve Denizli İhracatçılar Birliği, Denizlili ev tekstilcilerine yaklaşan
fuarlar öncesi önemli bir eğitim verdi.
TETSİAD üye firmalarına yönelik yapılan eğitimlere bir yenisi daha eklendi. Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği ve Denizli İhracatçılar Birliği ve BASİAD’ın da katkılarıyla, 23 Ekim 2014 Perşembe günü Denizli İhracatçılar Birliği Konferans Salonu’nda
“Fuarları Etkin Kullanma ve Stand Görevlileri Geliştirme Eğitimi” gerçekleştirildi.
EĞİTİME KATILIM OLDUKÇA YOĞUNAlanında uzman eğitmen Deniz Eskier tarafından verilen eğitime 50 kişilik bir katılım oldu. Tam güne yayılan eğitimde; ürün, fikir, hizmet ve teknolojilerin benimsenmesi için, bir müşteri adayını çok kısa sürede ikna etmek amacıyla gerekli becerileri kazandırmak adına çalışmalar yapıldı.
FUARLARA HAZIRLIK DÖNEMİ BAŞLADIBaşta önümüzdeki önemli fuarlar olan HOME&TEX, Heimtextil ve EVTEKS Fuarları olmak üzere, tüm yurtiçi ve yurtdışı fuarların etkin değerlendirilmesine yönelik olarak hazırlanan bu programda, fuarlarda görev alacak tüm personele, fuarlar süresince, müşteri görüşmelerini en etkin biçimde değerlendirmesini sağlayacak yöntemler hakkında bilgi verildi.
EĞİTİM SERTİFİKALARI VERİLDİEğitime; mobil satış elemanları, fuarlarda stand görevlisi olan
elemanlar ve satış pazarlama bölümlerinde görevli personeller katıldı. Tam gün süren seminere katılımcıların yoğun ilgisinin yanı sıra katılımcıların interaktif becerileri dikkat çekti. Eğitimin sonunda katılımcılara eğitim sertifikaları Eğitmen Deniz Eskier tarafından verildi.
58 HOMETEXTILE
Eğitimde aktarılan temel konu başlıkları şöyledir:• Etkin Muhabbetin Önündeki üç Engel• Ziyaretçilere ve Müşterilere Yaklaşmak• Ziyaretçileri ve Müşterileri Tanımak• Prezentasyonlar ve Demonstrasyonlar• Sohbetin Sona Erdirilmesi• Takip• Beceriyi Pratiğe Dökmek
STOR PERDE İmalat ve Toptan Satış
Manufacturing and Marketing
STOR PERDE*ZEBRA PERDE-SİLUET PERDE-DİKEY PERDE*KATLAMALI PERDE*JALUZİ PERDE-PERDE MEKANİZMALARI-RUSTİK-AKSESUAR
ROLLER BLIND'ZEBRA BLIND-5ILH0UETTE BLIND-VERTICAL BLIND'ROMAN SHADE-VENETIAN BLIND-SLINDS MECHANISM-RUSTIC-ACCE5SORIES
> İNCELEME
İşyerlerinde Temel İş Sağlığı ve Güvenliği
YÜKÜMLÜLÜKLERİ VE İDARİ PARA CEZALARISistem, Verimlilik, Yenilik, Maliyet Analizi, Kalite Kontrol, Sürekli İyileştirme,
Sürdürülebilirlik gibi gündemde olan yönetsel kavramların önüne geçmesi
gereken “Önce İş Güvenliği” kavramının işyerlerinde görünür yerlerde asılı bir
görsel tabela olmaktan öteye geçmesi için İş Sağlığı ve Güvenliği çalışmalarının
etkin bir yönetim sistemi olarak ele alınması gereklidir.
/ Turgut HOLOĞLU / A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı / [email protected]
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistem Standardı kurumların İSG çalışmalarının etkin bir yönetim sistemi çerçevesinde ele
alınmasını sağlayan önemli bir araçtır.OHSAS 18001 standardının işyerlerinde uygulanmasında öncelikle üst yönetimin İSG çalışmalarına öncülük etmesi, İSG Politikasını belirleyerek tüm çalışanlara duyurulması ve kurum içi benimsenmesi için yapılacak çalışmaların planlanması gerekmektedir. İSG yönetim sistem standardının aşağıdaki adımlara uygun olarak işyerlerinde kurulmasında PUKÖ döngüsüne uygun İSG çalışmalarının Planlanması, Uygulanması, Kontrol edilmesi, kontrollerde tespit edilen tehlike ve riskler için Önlem alınması hedeflenmektedir. Tüm İSG faaliyetlerinin etkin planlanan toplantılarla üst yönetim tarafından gözden geçirilmesi, toplantı sonucu alınacak kararlar ile sistemin sürekli iyileştirilmesi, risklerin mimimize edilmesi, mümkünse risklerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır.İSG mevzuat yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde OHSAS 18001 İSG Standardının uygulanması sürecin etkinliğini artıracaktır. Yerel mevzuatın, uluslararası normlarla işyerlerinde entegre uygulanması kurumsallaşma yönünde atılacak önemli bir adım olacaktır.OHSAS 18001’in temel şartlarından biri olan “Yasal Şartlar” maddesi İSG mevzuatının gerektirdiği yükümlülüklerin belirlenmesi ve uygunluğun kontrolü öncelikli ele alınması gereken bir konudur.Bu çerçevede işyerlerindeki en öncelikli planlanması ve gerçekleştirilmesi gereken temel İSG yükümlülükleri aşağıdaki gibidir;1- İSG Hizmetleriyle ilgili görevlendirme yükümlülüğü; İş Güvenliği Uzmanı, İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin aşağıdaki takvime uygun İSG KATİP üzerinden görevlendirilmeli ve bakanlığa bildirilmelidir.
Özellikle İSG KATİP programı ile Çalışma Bakanlığı SGK veritabanına erişerek işyerlerinin tehlike sınıflarını, çalışan sayılarını tek tuşla görebilmekte, bildirim yükümlülüğü olanları ve bildirim yapan-yapmayan tüm işyerlerini elektronik ortamda görebilmektedir. Bakanlık bu e-devlet altyapısı ile yükümlülüğünü yerine getirmeyen işyerlerine geriye dönük uygulanabilecek idari para ceza miktarını tek tuşla hesaplayabilmektedir. Aşağıdaki takvime uygun işyerlerinin bildirim yükümlülüğünü yerine getirmesi atılması gereken ilk adım olup, en önemlisidir.
2- İSG Temel Eğitimlerinin verilmesi yükümlülüğü; Ocak 2013’ten itibaren tüm işyerlerinde “Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” esaslarına uygun eğitimler planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.a. Eğitim Programı aşağıdaki konuları kapsayacak şekilde hazırlanır;
I Genel konular; Çalışma mevzuatı ile ilgili bilgiler, Çalışanların yasal hak ve sorumlulukları, İşyeri temizliği ve düzeni, İş kazası ve meslek hastalığından doğan hukuki sonuçlar. ►
ÇALIŞAN SAYISI AZ TEHLİKELİ TEHLİKELİ ÇOK TEHLİKELİ
50 ve üzeri 01.01.2013 01.01.2013 01.01.2013
50’nin altı 01.07.2016 01.01.2014 01.01.2014
Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;
KANUNMADDESİ
CEZAMADDESİ
KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL
CEZAMİKTARI
MADDE 6 - İSG hizmetleri
26/1-b
6/1-a İş güvenliği uzmanı çalıştırmamak. 5.601 TL / AY
6/1-a İşyeri hekimi çalıştırmamak. 5.601 TL / AY
6/1-a Diğer sağlık personeli çalıştırmamak. 2.800 TL / AY
60 HOMETEXTILE
HOM E-TEX19-22 Kasım 2014 CNR EXPO YEŞİLK Ö YHall . 2 D- 8
HOME COLLECTION
D ÎJ & YHOME COLLECTION
Genç Osman M ah. Çinçindere Caddesi No:95 Güngören / İSTANBUL-TURKIYET: + 9 0 (21 2 ) 5 69 50 23 T: + 9 0 (21 2 ) 562 0 0 93
F :+ 9 0 (21 2 ) 5 08 18 83
[email protected] www.diley.com.tr
Ü İ W m h İ h u
> İNCELEME
II Sağlık konuları; Meslek hastalıklarının sebepleri, Hastalıktan korunma prensipleri ve korunma tekniklerinin uygulanması, Biyolojik ve psikososyal risk etmenleri, İlkyardım
III Teknik konular; Kimyasal fiziksel ve ergonomik risk etmenleri, Elle kaldırma ve taşıma, Parlama patlama, yangın ve yangından korunma, İş ekipmanlarının güvenli kullanımı, Ekranlı araçlarla çalışma, Elektrik tehlikeleri Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde
III Eğitimi verenin adı, soyadı, görev unvanı, imzası,
IV Eğitimin tarihi,V Eğitim işyeri dışındaki bir kurum
tarafından verildiğinde bu kurumun unvanı.d. Eğitimler aşağıdaki sıklıklarda yeniden planlanır ve gerçekleştirilir;
I “Az Tehlikeli” işyerlerinde 3 yılda 1,II “Tehlikeli” işyerlerinde 2 yılda 1, III“Çok Tehlikeli” işyerlerinde yılda 1
uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;
KANUNMADDESİ
CEZAMADDESİ
KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL
CEZAMİKTARI
MADDE 6 - İSG hizmetleri
26/1-ç
10/1 Risk değerlendirmesi yapmamak veya yaptırmamak. 3.361 TL
10/1 Risk değerlendirmesi yapmamak veya yaptırmamakta ısrar etmek. (Aykırılığın devam etmediği her ay)
5.041 TL / AY
10/4 Risklerin belirlenmesine yönelik gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yapmamak.
1.680 TL
riskleri ve önlemleri, İş kazalarının sebepleri ve korunma prensipleri ile tekniklerinin uygulanması, Güvenlik ve sağlık işaretleri, Kişisel koruyucu donanım kullanımı, İş sağlığı ve güvenliği genel kuralları ve güvenlik kültürü, Tahliye ve kurtarmab. Eğitimler mümkün olduğunca bölünmedengerçekleştirilmeye çalışılır. Mümkünolmadığında en az 4’er saatlik eğitimler halinde bütünlüğü bozmadan aşağıdaki saatlere uygun gerçekleştirilir;
I “Az Tehlikeli” işlerde çalışan başına en az 8 saat,
II “Tehlikeli” işyerlerinde çalışan başına en az 12 saat,
III “Çok Tehlikeli” işyerlerinde çalışan başına en az 16 saat.c. Eğitim sonunda ölçme ve değerlendirme (sınav, mülakat vb.) yapılır ve başarılı olanlara aşağıdakileri içeren belge (sertifika) düzenlenir ve bu belgeler çalışanların özlük dosyalarında saklanır;
I Eğitime katılan kişinin adı, soyadı, görev unvanı,
II Eğitimin konusu, süresi,
kadar 1 temsilci, 51-100 çalışan arası 2 temsilci, 101-500 arası 3 temsilci)
V Destek elemanları; Asli görevinin yanında İSG ile ilgili önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım vb konularda özel olarak görevlendirilmiş uygun donanım ve yeterli eğitime sahip çalışanlar.
VI Tüm birimlerdeki işleri, tehlikeleri ve riskleri bilen çalışanlar.b. Tehlikelerin tanımlanması, Risklerin belirlenmesi ve analizic. Risk değerlendirme sonuçlarının dokümante edilmesi ve tüm risk değerlendirme ekip üyeleri tarafından imzalanması,d. Risk değerlendirmesinin yenilenmesi; İşyerinde değişiklik oluştuğunda,
I “Çok Tehlikeli” işyerlerinde 2 yılda 1,II “Tehlikeli” işyerlerinde 4 yılda 1,III “Az Tehlikeli” işyerlerinde 6 yılda 1.
4- Acil Durum Planı hazırlama yükümlülüğü; Ocak 2013 itibariyle tüm işyerlerinde “İşyerlerinde Acil Durumlar Hakkında
Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;
KANUNMADDESİ
CEZAMADDESİ
KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL CEZA MİKTARI
MADDE 17 -Çalışanlarıneğitimi
26/1-ğÇalışanlara eğitim verme yükümlülüğüne uymamak. (Her bir çalışan için)
1.120 TL/kişi
3- Risk Değerlendirme yükümlülüğü; Ocak 2013 itibariyle tehlike sınıfı ve çalışan sayısına bakmaksızın tüm işyerlerinde “İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği” esaslarına uygun risk değerlendirme çalışmaları aşağıdaki esaslara uygun planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.a. Risk Değerlendirme Ekibinin oluşturulması ve ekip üyelerine tebliğ edilmesi;
I İşveren veya İşveren Vekili,II İş Güvenliği Uzmanı,III İşyeri Hekimi,IV Çalışan Temsilcileri; İSG ile ilgili
çalışmalara katılma, çalışmaları izleme, tedbir alınmasını isteme, tekliflerde bulunma ve benzeri konularda çalışanları temsil etmeye yetkili özel eğitim almış çalışanlar (50 çalışana
Yönetmelik” esaslarına uygun olarak Acil Durum Planları hazırlanmalıdır. İşyerinde oluşabilecek acil durumlar belirlenmeli, uygun sayıda özel eğitim almış acil durum ekipleri (yangına müdahale, önleme, koruma, tahliye, yangınla mücadele, ilk yardım vb) oluşturulmalı ve ekiplerin gerekli eğitimleri almaları sağlanmalıdır. Acil durumlarda yapılması gerekenler, tahliye planları tüm çalışanlara duyurulmalı, her yıl tatbikat uygulamalarıyla acil durumlara hazırlık yapılmalıdır. Acil durumlarda görev yapacak ekipler aşağıdaki esaslara uygun oluşturulur ve görevlendirilir;a. Arama, kurtarma ve tahliye ekibi aşağıdaki sayılara uygun oluşturulmalı ve ekip üyelerinin özel eğitim alması sağlanmalıdır;
I “Az Tehlikeli” işyerlerinde her 50
62 HOMETEXTILE
Ahmet Vefik Paşa Mahallesi Karasu CD. Yeni Sanayi
Bölgesi PK:164S1 Kestel/ BURSA/ TÜRKİYE
TElt +90(224) 372 51 11-12 FAX: +90(224) 372 84 91
www.hurtekstil.com
> İNCELEME
kişiye 1 kişi,II “Tehlikeli” işyerlerinde her 40 kişiye
1 kişi,II “Çok tehlikeli” işyerlerinde her 30
kişiye 1 kişi olacak şekilde planlanır.b. Yangınla mücadele ekibi aşağıdaki sayılara uygun oluşturulmalı ve ekip üyelerinin özel eğitim alması sağlanmalıdır;
I “Az Tehlikeli” işyerlerinde her 50 kişiye 1 kişi,
II “Tehlikeli” işyerlerinde her 40 kişiye1 kişi,
III “Çok tehlikeli” işyerlerinde her 30 kişiye 1 kişi olacak şekilde planlanır.c. İlkyardım Ekibi aşağıdaki sayılara uygun oluşturulmalı ve ekip üyelerinin yetkili İlkyardım Eğitim Merkezlerinden eğitim almış olması ve İl Sağlık Müdürlüğünün sınavlarından geçerek “İlkyardımcı Sertifikası” alması sağlanmalıdır;
I “Az Tehlikeli” işyerlerinde her 20 kişiye 1 kişi,
II “Tehlikeli” ve “Çok Tehlikeli” işyerlerinde (eski Ağır ve Tehlikeli İşler yönetmeliğine uygun olacak şekilde) her 10 kişiye 1 kişid. Acil durum tatbikatlarının her yıl planlanmalı ve gerçekleştirilmelidir.
5- İSG Kurulu oluşturma yükümlülüğü; Çalışan sayısı 50 ve üzeri olan, 6 aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde “İSG Kurulları Hakkında Yönetmelik” esaslarına uygun İSG Kurulu teşkil edilmelidir.a. İSG Kurulu aşağıdaki kişilerden oluşacak şekilde oluşturulur;
I İşveren veya işveren vekili,II İş güvenliği uzmanı,III İşyeri hekimi,IV İnsan kaynakları, idari ve mali işleri
yürütmekle görevli bir kişi,Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde
V Sivil Savunma Uzmanı (varsa)VI Formen, Ustabaşı veya Usta
(varsa) - yedekler ayrıca belirlenirVII Çalışan Baş Temsilcisi (1’den
fazla Çalışan Temsilcisi varsa) - yedekler ayrıca belirlenir.b. İSG Kurulu en az aşağıdaki sıklıklarda toplanır.
I “Az Tehlikeli” işyerlerinde 3 ayda 1,II “Tehlikeli” işyerlerinde 2 ayda 1,III “Çok tehlikeli” işyerlerinde ayda 1.
uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;
KANUNMADDESİ
CEZAMADDESİ
KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL
CEZAMİKTARI
MADDE 22 - İş sağlığı ve güvenliği kurulu
26/1-i
İş sağlığı ve güvenliği kurulunu oluşturmamak, alt işverenin bulunduğu hallerde uygun kurulu oluşturmamak, kurullar arasında koordinasyonu sağlamamak. (Her aykırılık için)
2.240 TL
Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde uygulanacak İdari Para Cezaları aşağıdaki gibidir;KANUNMADDESİ
CEZAMADDESİ
KANUN MADDESİNDE SÖZÜ EDİLEN FİİL CEZA MİKTARI
MADDE 11 - Acil durum planlan, yangınla mücadele ve ilk yardım
26/1-d
Acil durumlan belirlememek, acil durumlar için tedbir almamak, acil durum planlarını hazırlamamak, destek elemanı görevlendirmemek, araç gereç sağlamamak, acil durumlarda işyeri dışındaki kuruluşla irtibatı sağlayacak düzenlemeyi yapmamak. (Her bir yükümlülük için)
1.120 TL
26/1-d Uygunsuzluğun devamında ısrar etmek 1.120 TL / AY
OHSAS 18001’in “Yasal Şartlar” maddesine uygun İSG mevzuatının gerektirdiği bu 5 temel yükümlülüğün dışında tanımlanan diğer yasal şartların da analiz edilmesi, yükümlülüklerin belirlenmesi ve atılması gereken adımların belirlenmesi oldukça önemlidir. İSG Politikasıyla başlayan üst yönetim desteğinin, yasal yükümlülükler çerçevesinde yapılacak faaliyetlerin planlanması, gerçekleştirilmesi, kontrol edilmesi ve gözden geçirilmesiyle sürdürülmesi, İSG Yönetim Sistemin sürekli iyileştirilmesi için temel iş akışını tanımlamaktadır.
64 HOMETEXTILE
HEIMTEXTIL1 4 - 1 7 . 1 5
EXHIBITIONS THAT WE PARTICIPATE INHEIMTEXTIL I COMO I EVTEKS
U PH O L S TE R Y & DRAPERY w w w . g 'u le s e r . c* o m
m m *T**
AR AŞTIR M A
SON GONG SESİSon koza alım merkezi olan Koza Han kapılarını açmış bekliyordu. Daha önce Mustafakemalpaşa ve İnegöl’de koza alımı yapılırken, alıcıların azalmasıyla üretim hızla düşmüş ve bu iki merkezde alım-satım işlemi yapılmaz olmuştu./ Ekrem Hayri Peker
u
Koza Han’da her şey hazırdı. Satılan kozaların tartılacağı kantar hanın içinde, her zamanki yerindeydi. Hanın içi ve çevresi yetiştirdikleri kozaları satmak isteyen koza üreticisi köylülerle doluydu. Ancak geçmiş yıllardan farklı olarak,
getirdikleri koza dolu çuvalların başında bekleyen köylülerin yüzünde heyecanlı, mutlu bir ifade yerine anlaşılmaz bir tedirginlik vardı. Bin bir emek vererek yetiştirdikleri kozanın bu yılkı akıbetini merak ediyorlardı. Bu yıl koza para etmeyecek dedikodusu almış, yürümüştü. Üreticiler, tedirgin bir şekilde koza alım-satımını başlatacak gongun çalmasını bekliyorlardı. Çarşı esnafı ve hanlardaki ipekçilerin bir kısmı hanın ikinci katından, hanın avlusuna bakıyorlardı.Saat 10 oldu ve alımı başladığını bildiren gong çaldı. Çaldı ama kantarın başında bir hareket olmadı. Ne tüccarlar, ne de filatürcüler... Hiçbirisi hanın avlusunda yoktu. Üreticiler saatlerce beklediler, hareket yoktu. İsyan, havuzun başındaki üreticilerden geldi. Var gücüyle bağırıp, sessizliği dağıtan o ses hala kulaklarımda, yıllar geçti unutamadım, ölene kadar unutamayacağım. Yetkili hiç kimseden ses çıkmadı. Neredeyse 1500 yıllık koza üretiminin, ipek böceklerine verilmek üzere yetiştirilen dutlukların sonunun başlangıcıydı o çığlık. Bir üretici ge
tirdiği koza çuvalını yere döktü ve hıçkırarak, öfkeyle kozala- rın üze- ™ rinde tepinerek, onları ezmeye başladı.Onu diğer koza üreticileri takip etti, gözyaşları içinde kozaları yerlere döktüler. Köylülerin bir kısmı getirdikleri bir umut geri götürdüler.Ama o umutlar gerçekleşmedi. Köyün çöplükleri kozalarla doldu. 1990 yılının Haziran ayında neredeyse bin beş yüz yıldır ipekçilik yapılan Bursa’da kozacılık bitti. Sonraki yıl, bir sonraki yıl, kimse koza üretimi için kimse kapıları çalmadı. Önce yaşlı dut ağaçları yakılmak için kesilmeye başlandı. Sonra daha genç ağaçlar... Oysa Bursa’da yetiştirilen, sonra Kayseri ve Hereke’de dokunan ipek halılarımız dünya pazarlarında kapışılırdı. Binlerce insan bu işten para kazanır, gelen döviz o yıllarda ekonomimize büyük katkı sağlardı. Koza Birlik biraz katkı sağlasaydı bu felaket yaşanmaz, ipekçilik ülkemizde devam ederdi”Bu satırlar ipeğe sevdalı değil, karasevdalı Yüksel Ünal’a ait.Yüksel Hanım1936 yılında Emir Sultan Semtinde doğmuş ve ipekle çocukluğunda tanışmış. Anneannesi Romangal İpek Fabrikası’nda I
66 HOMETEXTILE
m ı§ § | | İJ i
I o d i c
h o m e c o l İG c t f o n
Fabrika / Factory:Pınarken! Mh. Şahinler Küme Evler No: 136 20104 Pamukkale DENİZLİ/TURKEY Phone : +90 258 236 56 91 (PBX) Fax : +90 256 286 58 25
İstanbul Ofis / Office: Atatürk Bulvarı Deposite iş Merkezi 4.Ada C-Blok Kat:4 No:417 İkitelli OSB 34490 Başakşehir İstanbul / TURKEY Phone : +90 212 671 84 90 (PBX) Fax :+90 212 671 84 91
Poland Office/Showroom:LADIK Sp. z o.o.ul. Zieliiíska 2A 62-006, Gruszczyn, POLAND Phone/Fax : +48 61 818 49 14 [email protected]
w w w . l a d i k h o m e . c o m l a d i k @ a b c t e k s t i l . c o m
—v-
ustaymış. Fabrikadan torununa kozalar, kelebekler getirirmiş. Kozaların içindeki kelebeklerin kozayı delip, uçmasını seyredermiş. Kelebekleri çok severmiş, onları yumurtlatır, ipek iplikleriyle oynarmış. Bu fabrika 19. Yüzyılda Romangal ailesi tarafından kurulmuş ve bir dönem Fransız Konsolosluğu olarak kullanılmış. Babaannesi Atatürk’le ilgili bir anısını anlatmış torununa. “Sabahın alacakaranlığında çeşitli semtlerden gelen çoğu kadın işçiler yeşilde toplanıp, ellerinde fenerlerle karın içinde Muradiye’deki fabrikaya yürürlermiş. Otobüs, servis yok o yıllarda. Atatürk, Bursa’ya yaptığı ziyaretlerin birisinde fabrikaya gelmiş, işçileri yemekhaneye toplamış, Yemekhaneye bir tahta koydurup, okuma-yazma bilip, bilmediklerini kontrol etmiş. Sonra öğle saatlerindeki tatillerini sormuş, bir saat olduğunu öğrendiğinde öğle tatillerinin bir buçuk saate çıkarılmasını istemiş, ayrıca “Bu gençlere okuma-yazma öğreteceksiniz” demiş. Fabrika sahipleri bu isteğe uymuşlar ve fabrikalarda okuma yazma kursları açılmış.
ROMANGAL İPEK FABRİKASI VE FABRİKAYI HÜMAYUN
yangında bu dükkânları yanar. Aile Gemlik ilçesine taşınır. Gemlik’te lise yoktur, ortaokulu bitiren kız kardeşlerini Yüksel Hanım lisede okutur. Yangın ailesine ekonomik açıdan çok zarar vermiş.Ünal ailesi 1954 yılında askeri Lise’nin altındaki Karamazak Mahallesi’nde küçük bir ipek fabrikası kurar. Yüksel Hanım, aileden Mustafa Ünal ile evlenerek ipek sevgisini başka boyuta taşır. İpek bundan sonra yaşamının merkezi haline gelecektir.Yüksel Hanım, Karamazak Mahallesi’ndeki filatür fabrikasında bulunurken, Mustafa Bey Koza Hanı’ndaki yazıhanede dururmuş. Bu fabrikada kozadan iplik çekerlerdi. Eşi Mustafa Bey, Koza Handan koza alıp, ipek satar, Yüksel Hanım da işçileri, üretimi takip eder, iplikler paketleyip, satışa hazırlarmış. 1985 yılında eşini, kaybedene kadar ipek işini eşiyle birlikte yürütmüşler.Eşini kaybettikten sonra, tüm zorluklara katlanarak, işi sürdürmüş. “İpek söz konusu oldu mu, beni kimse durduramaz” diyordu. Fabrikanın üstündeki boş arazi imara açılıp, apartmanlar blokları dikilince sıkıntılar baş
lar. Kozalar işlenirken çıkan koku apartman sakinlerini rahatsız eder. Şikâyetler başlar. Belediye yetkilileri gelip, fabrikayı taşımasını ya da kapatmasını isterler. Yerleşimi az, suyu bol bir yer arar ve Merinos Fabri- kası’nın altında, bugünkü Çiftehavuzlar Mahallesi’nde bir yer bulur ve işletmesini 1986 yılında buraya taşır. Üretime devam eder, ama koza üretimi her geçen gün azalmaktadır.Yüksel Hanım ipek işini yürütürken, yurdumuzda Başbakan Turgut Özal ve liberalizm rüzgârı esmektedir. Çin’den ucuz ipek gelmeye başlamıştır. Ucuz ipeği gören, duyan her tüccar, Çin’den kumaş getirmeye koşar. 1989 ve 90 yıllarında o kadar çok ipekli kumaş gelir ki ipek kozası alıp, işleyen tüccar ve sanayiciler iflas ederler. 1990 yılında açılan koza pazarına gelip, koza alacak tüccar ve filatürcü kalmaz.1990 Haziran ayındaki son gong, kozacılığı bitirme noktasına getirmiştir. Koza alıp, iplik çekenler ya iflas etmiş, ya da sermayelerinin tükenmesiyle alımdan çekilmişlerdir.Yüksel Hanım ipek sevdasından vazgeçmez,
Yüksel Hanım başka bir anısını ise “İkinci Dünya Savaşı yıllarında erkekler askere alındı. Bursa ekonomisini kadınlar yürüttü. Merinos Fabrikasında, tütün depolarında ve ipek fabrikalarında kadınlar çalıştı. Savaş yıllarında sirenler öter ve sığınaklara koşardık. Bahçemize içine bir kişinin sığdığı çukurlar kazmıştık. İçine girip, üzerlerine kapağı çekerdik. Geceleri karartma uygulanıyordu. Babaannem camları siyaha boyamıştı. Mum veya kandil ışığında çalışırdık. Jandarma karartma uygulamasını çok sıkı kontrol ederdi. Gece Bursa üzerinde tek kanatlı bir teyyare uçar ve ışık tespit ettiğinde yerini belirtmek için sargı bezi atardı” şeklinde anlatmış. Yüksel Hanım mahallesinden tanıdığı İpekçi Mustafa Ünal ile 1954 yılında evlenir. Kocasının öldüğü 1985 yılına kadar ipek işini beraber yürütürler. Ünal Ailesinin Karamazak mahallesindeki kurduğu ipek fabrikası 1948 yılında faaliyete geçmiş. Babasının Kapalıçarşı’da ayakkabı dükkanı varmış. 1958 yılında çıkan büyük
68 HOMETEXTILE
AR AŞTIR M A
arayışa başlar. Sovyetler Birliği dağılmış, bağlı cumhuriyetler bağımsızlığını ilan etmişlerdir. Yüksel Hanım Türk Cumhuriyetleri’nde ipekçilik yapıldığını duymuştur. 1992 yılında Özbekistan’a gider, her yerin koza olduğunu görür. Kolları sıvayan Yüksel Hanım hemen bir şirket kurar. Askerden dönen oğlu 1970 doğumlu Mehmet Ünal’ı da yanında götürür. İki yıl itha- lat-ihracat yaparlar. İki yıl sonra ortamı iyice tanıyınca Bursa’dan götürdüğü bazı makinelerle 1993 yılında Özbekistan’ın Başkenti Taşkent’te bin işçinin çalıştığı bir ipek fabrikası açar. Oğluyla beraber on yıl bu fabrikayı işletirler. Yüksel Hanım, bu yılları “Bu yıllarda gönlüm hep Bursa ipeğindeydi, nasıl canlanır, ben nasıl canlanmasına yardımcı olurum” şeklinde anımsar. Bursa kozasının 2600 gramından bir kilo iplik çekilirken, Özbekistan’da 2800-3000 gram kozadan bir kilo iplik çekilmektedir. Bu verim düşüklüğü karşısında Yüksel Hanım ve Mehmet Bey, Bursa’dan tohum getirirler ve melezlemeye girişirler. Üstelik Bursa kozasının ipeği diğer ülkelerde yetişenlere göre çok daha yumuşaktır. Yüksel Hanım, Bu fabrikayı 2007 yılına kadar çalıştırır. Türkiye ve Özbekistan ilişkilerinde soğukluk başlayınca fabrikasını kapatıp, geri döner. Bu fabrikada ipek halı dokumak için halı ipliği üretirler. Ürettikleri ipliklerle Özbekistan’da halı dokunur.
EVE DÖNÜŞ SERÜVENİOn yıl sonra Özbekistan’dan dönmek zorunda kaldık. Bursa’nın tekrar dünyanın sayılı ipek üretim merkezlerinden olmasını isteyen Yüksel Hanım, 2013 yılının Bursa İpek yılı ilan edilmesi üzerine Bursa’da ipekçiliği geliştirmek için ipeğe gönül vermiş birkaç arkadaşıyla temasa ge
çer. Günlerce oturup, nasıl bir yol izlemeleri gerektiği konusunda konuşup, tartışırlar. Beraberce, Bursa İpekçiliğini Geliştirme Derneği BİG-DER’in kurulmasına önderlik eder. Dernek dönemin Bursa Valisi Şaha- bettin Harput’tan destek görür. Bu dernek 2013 yılında Koza Han’da ilk etkinliğini düzenler. 2013 Yılı 17 Haziran günü Koza Han girişi ve Avlusunda Kozadan Kumaşa Bursa Koza ve İpek Festvali düzenlenir ve Yüksel Hanım ve Oğlu Mehmet Ünal bu etkinliğin her safhasında görev alır.Bir sevda masalına dönmüştür bu tutku. Mecnun’un için Leylası, Kerem için Aslı’sı
Yüksel Hanım Bursa’da imkanlarını zorlayarak oğlu Mehmet Bey’le ipekçiliği canlandırmaya çalışır.Bu amaçla geçmişte ipek fabrikalarının yoğun olduğu Muradiye semtini araştırırlar.
neyse Yüksel Hanım için ipek odur. Diyarbakır’a gider, Kozabirlik yetkilileriyle görüşür. Yorulmadan, bıkmadan Ankara’daki devlet büyüklerinin kapısını çalar. Kurulan dernek Bursa ipekçiliğini geliştirmek, koza üretimini yaygınlaştırmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu çalışmaların etkisiyle Türkiye’de Koza üretimi artar. Ancak üretilen kozaları işleyecek bir fabrika yoktur. Koza Birlik tarafından kurulan fabrika makine parkındaki bazı uygunsuzluklar nedeniyle verimli çalışmamaktadır.
Bu yüzden üretilen kozalar İran’a satılmaktadır.Yüksel Hanım Bursa’da imkanlarını zorlayarak oğlu Mehmet Bey’leipekçiliği canlandırmaya çalışır. Bu amaçla geçmişte ipek fabrikalarının yoğun olduğu Muradiye semtini araştırırlar. Çünkü burada kapanan ipek fabrikalarında çalışmış, yaşı geçmişsede ruhunda ipek taşıyan kadınlar vardır.Aramalar netice verir. Selim paşa konağının altında; “Gavurun Bahçesi”nde eski bir flatür fabrikasını kiralarlar. Fabrikanın Yüksel Hanım ve Oğlu Mehmet Bey tarafından açıldığını duyan ipek sevdalısı kadınlar fabrikayı doldururlar. Mehmet Bey geliştirdiği makineleri çabucak kurar ve fabrikayı devreye alır. Annesi yüksel Hanım, fabrikanın hemen altında bulunan evi kiralayıp, orada yaşamaya başlar. Kurulan fabrikada iplik çekimi, büküm, tavel, çile bölümleriyle tam teşekküllü bir fabrika olarak üretime devam etmektedir. Artık Bursa ve Türkiye’de üretilen kozaları işleyecek bir fabrika vardır.Çocukluğumuzda masallar gökten üç elma düşmüş diye biterdi. Elmaların birisi masalın kahramanına, birisi anlatana ve son elmaysa dinleyenlerin başına düşermiş. Hüdâvendigar Vilayetinin iki merkezi Bursa ve Bilecik’te kozacılık ve ipekçilik öldü. Diyarbakır direniyor. Bakalım Yüksel Ünal ve oğlu Mehmet Ünal başta olmak üzere ipek sevdalıları bu mücadeleyi kazanıp, 1500 yıllık ipekçilik geleneğini canlandıra- bilecekler mi?
70 HOMETEXTILE
KARACA HOME2 0 1 4 - 2 0 1 5 SONBAHAR/KIS
KÜLTÜREL SÜREKLİLİK VE
ANADOLU’DA YAŞAYAN DOKUMACILIK/ Prof. Dr. Günay Atalayer
A nadolu dokumacılığıyla karşılaştığım ilk yöre 3 antik kent; Hierapolis, Laodikya ve Triapolis’le tarihsel yakınlık içinde olan Buldan’dı. Buldan’da dokumacılık sürmekteydi. Yaşayan dokumacılık tanımı bu canlı tarih için çok uygundu. Burada dokumacılıkla birlikte algıladığım iki önemli kavram; tarihsellik ve süreklilikti.
1210 yıllarına dek yaşayan Laodikya Anadolu’da dokumacılığın beşiği kabul edilmektedir. 13.yy’da bu şehre gelen İbni Batuda, pamuğun çok kuvvetle bükülmüş ve kumaşların dayanıklı olduğunu söylemiştir.Evliya Çelebi de, Ladik kumaşı, Aşıkpaşazade tarihinde Akalemli bez, Hammer tarihinde Germiyan kumaşı, Neşri de ise “o zamanlar Anadolu’da altınlı kumaşlar olurdu, Denizli kumaşları en ünlüydü.” ifadesi kullanılmıştır. Dokumacılık için söylenebilecek en doğru söz; Denizli’de hem en eski hem de sürekli dokumacılık olgusunun yaşadığıdır. Bu örnek aynı zamanda Anadolu’daki köklü dokumacılığın varlığını göstermektedir. 14. yy’da Topka- pı Sarayı’nda Denizli kumaşından olduğu söylenen ilk osmanlı padişah kaftanı Anadolu’da “yaşayan dokumacılık” kavramının önemli örneklerinden birisidir.Tarihçe:Anadolu’da yapılan bir çok kazıda, dokumacılığa ait veriler ele geçmektedir. Körtiktepe’ki kazılar M.Ö. 10.000’de tekstilin varlığını ortaya koyuyor. 1962’de Çatalhöyük’te yapılan kazılar M.Ö.6000 yılına tarihlenmiş yün dokuma parçalarını, 1993’de
ise Çayönü’nde yapılan kazılar M.Ö.6500 yılına tarihlenen keten dokuma örneklerini karşımıza çıkarıyor. Tekirdağ yakınlarında bulunan giyimli insan biçimli vazo, M.Ö. 5000 yılına tarihlenmek- te ve görsel zenginliği olan giysileri göstermektedir. Okunan çivi yazılı tabletlerden, Sümer kralı Gılgamış’ın yaşadığı Uruk kentinde hayvanların yünlerinden ve bitkilerden elde ettikleriyle dokumacılık yapıldığını öğrenmekteyiz.Mersin’de 1937’de yapılan kazılarda bulunan ağırşaklar, 1957’de Tokat Horoztepe’de kirman, Alacahöyük’te altın başlı gümüş kirman, Denizli Beyicesultan’da ve Boğazköy Hitit tabakalarında bulunan ağırşak ve kirmanlar, neolotik çağdan bu yana dokumacılığın düzenli gelişiminin belgeleri olarak kabul edilmektedir. İstanbul Yenikapı kazılarında çıkan arkeolojik tekstiller,Göbekli- tepe kazıları ve en son Nurşintepe kazıları Anadolu’daki sürekli yerleşimin bilinen en eski tarihini daha gerilere götürdü. Böylece dokumacılığın başlangıcı bilinenden daha eskilere taşınıyor.Hem yurtdışında hem de yurt içinde müzelerde bulunan kumaş örnekleri ve ağırşaklar, Divanü Lügati’t Türk’teki kumaş adları, İbni Batuda, Evliya Çelebi, Katip Çelebi, Marko Polo seyahatnameleri, Hammer Tarihi, Aşıkpaşazade Tarihi, dokuma merkezleri ve dokumacılık tarihine ait bilgilerimizi pekiştiriyor. Ayrıca, 1640 Esar Defteri ve birçok Salname’de kumaş adları ve kumaşlara ilişkin teknik verilere rastlandığı araştırmacılarca ortaya konmuştur. Anadolu’da dokuma cılığın köklerini atasözleri ile ilişkilendirmek olanaklı. Örneğin bir Sümer atasözü; “iki katlı ip
i i
nO E lfS-
RO M E
BY EŞREF TEKSTİLAsirefendi Street 25-A Sultanhamam Eminönü - Fatih / İstanbul Phone: +(90) 212 513 74 47 [email protected]
kopmazmış “demektedir.Truva katlarında dokuma tezgah ağırlıkları bulunmuş ve okunan tabletlerden Hitit çağında yün ve keçi kılından dokumalar yapıldığı; Ağıllar şehri demek olan Uruk’ta dokuma tezgahlarında güzel kumaşlar dokunduğu; Ur kentinde1 başka atölyelerle birlikte dokuma atölyeleri de bulunduğu; Lagaş kentinde saldırıda 1500 işçinin olduğu dokuma atölyesinin yıkıldığından söz ediliyordu. Tarihi bu kadar eskilere dayandığı saptanan Anadolu dokumacılığı ürünleri ticari anlamda da dünyaca bilinen örnekleri kapsıyor. Örneğin; Charles Teksier, Bursa bürümcüklerinin Paris’te yaygın olduğundan söz eder. Tüm bu bilgiler Anadolu topraklarında dokumacılığın köklü geçmişini ve sürekli gelişerek bugüne geldiğini göstermektedir.
Dünyanın en eski dokumaları gurubunda yer alan tarihsel kumaşların aşağıda belirtilen müzelerde olduğu bilinmektedir; Ankara Arkeoloji Müzesi’nde-Çatalhöyük kumaşları; İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde-Kopt kumaşları; Anadolu’daki dokumacılığın gelişmişliğinin ürünü Selçuklu belgelerinden, Londra Victoria -Albert Müze- si’ndeki ll.y .y ’a ait İpek kumaş; Konya Mevlana Müzesi’ndeki 15 adet elbise (Konya tezgahlarında dokunduğuna dair görüşler bulunuyor.); Anadolu Selçuklular’dan kalma, lyon Müzesi’nde altın telli Kemha kumaş ve Sieqburg’da bulunan bir kumaş; Osmanlı kumaşlarının ise Topkapı Saray Müzesi, Konya Mevlana Müzesi, Victoria Albert Müzesi, Edinburg Royal Scotch Müzesi, Paris ve Lyon Müzesi, Atina’da Benaki Müzesi’nde yer aldığı bilinmektedir.1948’den beri yapılan kazılar Kültepe’de tekstilin varlığını ortaya koyuyor. Çivi yazılı kaynaklarda kumaşların kalitelerinden, bu bölgede kumaş ticareti ve dokuma merkezlerinden söz edilirken keten dokumalarından ve bir görüşe göre “Kuta- num” denilen, Anadolu kökenli yünlü bir dokuma kumaştan söz ediliyor. Anadolu’da pamuk, yün ve keten hammadde olarak yetiştiriliyordu. Ticaret yolları üzerinde dokumacı kentler vardı. 1640 Esar defterinde 24 çeşit dülbent adına yer verilmişti. Dokuma çeşitleri çoktu. Bu dokuma merkezlerinin ve üretimin genişliğini gösteriyordu. 1331’de İbni Batuda Denizli’de işlemeli kumaşlar dokunduğu ve iplerin kuvvetle büküldüğü için çok dayanıklı olduğunu, Evliya Çelebi Ladik kumaşlarını, Aşık Paşazade tarihi Denizli’nin Akalemli bezlerinden hilat dikildiğini, Hammer tarihi Murat Hüdavendiğar’ın Germiyan kumaşından kaftan ve cüppe diktiğini, Charles Teksiyer ise Bursa tezgahlarında dokunan bürümcüklerin Paris’te yaygın kullanıldığını yazmaktadır. 1582 tarihli hediye defterinde (TSM ,no:D.5415), dokundukları bölgelere göre adlandırılmış, “Kutnı-i Bağdat”, “Kutnı-i şam”, “Kutnı-i Bursa”._gibi kumaş adlarına rastlandığını öğrenmekteyiz. 1533 tarihli bir defterde (TSM. D.5415) “Kutnu”, “Alaca”, “Kir- pas” denilen bezlerin rağbet gören kumaşlardan olduğu ve Soma Bergama çevresinde dokunduğu belirtilmektedir.
DOKUMA ÇEŞİTLERİKullanım amacı göz önüne alındığında; Dokumalarda bölgesel farklılıklara rastlıyoruz. Örneğin bir yerde başörtüsü olan, başka bir yerde bele bağlanmakta ya da ölçüleri farklılaşmakta, üzeri işlenmektedir. Kullanım alanı özellikleri ortak ancak ►
74 HOMETEXTILE
m
MODA VOCIEJ i t * /tA> O C' d e M fr 'W o d # '
ÇAHÂNTEKSTİL SAN. VE TİC. A .Ş ^ ^ P
w w w . ca ha n . com . trDemirtaş Organize Sanayi Bölgesi Mustafa Karaer Caddesi No:47 Phone: 00.90.224.26103 48 Fax : 00.90.224.261 08 83 Bursa / Türkiye
» Digital Print
w w w .cahandijilal.com
•DOKUMA
Dokumalarda bölgesel farklılıklara rastlıyoruz. Örneğin bir yerde başörtüsü olan, başka bir yerde bele bağlanmakta ya da ölçüleri farklılaşmakta, üzeri işlenmektedir.
türler farklılaşmaktadır. Dokuma çeşitleri genellikle bölgelerde verilen adları ile dokunduğu yeri söylemek şeklinde bilinmektedir. Kullanım alanları göz önüne alınarak adları, hammaddeleri, üretim yöntemleri ne olursa olsun, yalnızca işlevleri açısından gruplandırdığımızda tüm dokumaların 14 gurupta ele alınabileceğini, pek çok çeşit olduğunu ve birçok kullanım yeri için bugün de işlevlerini sürdürdüğünü görmekteyiz.1- Dış Giyim Örnekleri - Peştamal, İhram, Yörük Donu 2- Başörtüleri - Üstlük, Yarım, Boyabat Çemberi, İbecik Dastarı 3- Her Yere Kullanılan İnce Bükülü Bezler - Sarı Kıvrak, Buldan Bükülüsü, Şile Bezi 4- İşlemeli Ev Tekstilleri - Süzeni Örtüler, Bartın Tel Kırma, Maraş İşi 5- Taşıma İçin Ev Gereçleri - Harar, Ala Çuval 6- Yaygı Dokumaları- Pala, Cacala, Savan 7-Yatak Yorgan Örtüleri - Potlu Çarşaf, İhram 8-Mendil ve Sofralık - Kareli , Püsküllü dokumalar, 9- Bükülü Bezler- Top Dokuma 10- İşlemeli Bezler - Parça Dokuma (Anadolu) 11- Çizgili - Kareli Parça Bezler ( Anadolu) 12- Peşkir- Havlu, Çevreler( Anadolu)13- (ikat) Çözgü Boyalı Desenli Dokumalar- Makaslı, Taraklı 14- Metre Dokumalar - Düz Bezler, Kareli ve Desenli Bezler( Anadolu.) Dokumalar, çok değişik biçimde adlandırılmışlardır. Adlarındaki bu değişiklik, Anadolu dokumacılığının kültürel bağlarını, özgün kimliğini ortaya koyar. Bilinen bazı çeşitler üzerinden adlandırmaları 17 gurupta örnekleyelim.1. Dokunduğu Yerin Adı ile Bilinenler; KELES BEZİ, ÜZÜMLÜ BEZİ, EFLANİ BEZİ, KANDIRA BEZİ 2. Kullanılan Life Bağlı Ad Alanlar; AYANCIK KETENİ, ALANYA İPEĞİ, ÖDEMİŞ İPEĞİ 3. Boyanın ve ya Rengin Adı İle Anılanlar; MOZER PEŞTEMALI, SARI KIVRAK, MAVİ BEZ 4. Boyama, Desenlendirme Tekniği ile Bilinenler; MAKASLI PEŞTEMAL, TA
RAKLI KUTNU 5. Kullanım Amacı ile Adlandırılanlar; MENDİL, SOFRALIK, PEŞKİR 6. Kullanıldığı Yerin Adı ile Adlandırılanlar; AYDIN PEŞTEMALI, ANKARA PEŞTEMALI, GÜRÜN ŞALI, İBECİK DASTARI, BOYABAT ÇEMBERİ, SİİRT BATTANİYESİ 7. Dokuma Desenlendir- me Tekniği ile Ad Alanlar; MAKASLI PEŞTE- MAL, TAS KUTNU 8. Dokumadaki Bir Motif Adı ile Adlandırılanlar; ZİNCİRLİ KUTNU, 9. Kumaş Kalite Özelliği ile Adlandırılanlar; BÜRÜMCÜK, BÜKÜLÜ, ÇUHA 10- Kumaşın Ölçüsüne Göre Adlandırılanlar; İPEK YARIM, KURU YARIM 11- İşlemelere Göre Ad Alanlar; ALTINLI ÖRTÜ, ÖRÜMCEKLİ ÖRTÜ, DA- LAKLI ÇARŞAF. Özel Adı Olanlar; CACALA, KUTNU, SELALMAZ, YÖRÜK DONU, ÇUHA, ÇAKŞIR, 13-Hem Yöre Hem Kullanım Amacı ile Adlandırılanlar; TOSYA KUŞAĞI, GÜRÜN ŞALI, BULDAN PEŞTEMALI 14- Günümüzde Özel Ad Olarak Kavramlaşanlar; ŞAL ŞAPİK KUMAŞI, EHRAM, SOF, ÇULFA, MANUSA DOKUMALARI, FERETİKO 15- Karışık Liflerle Dokunanlar; HOŞGÖR, BEYPAZARI BÜRGÜ- SÜ, KANDIRA BEZİ, FERETİKO 16- Kullanılan Malzemeye Göre; MUMLU BEZ 17- Üretici Adı ile Anılanlar; RAHVANCIOĞLU (KUTNU KUMAŞ)Hammaddelere Göre Guruplandırılmış Dokumalara Örnek; Yün-İhram (Bayburt, Artvin, Çanakkale); Tif- tik-Şalşapik (Siirt, Şırnak,Adıyaman, Diyarba
kır, Bitlis); İpek- Bürümcük (Alanya, Bursa, Buldan); Keten-Ayancık Keteni (Ayancık/ Sinop), Elpek Bezi (Zonguldak), Feretiko (Rize); Pamuk-Bükülü Bez (Buldan, Şile, Kastamonu), Kareli Bezler (Anadolu), Çizgililer (Anadolu), Nikfer Bezi (Aydın), Savan (Ada- na-Tarsus); Melez ürünler -Hoşgör (Buldan), Kutnu (Gaziantep), Rize Bezi (Rize), Kandıra Bezi (Kandıra/Kocaeli) .Yer ve Kullanım Amacının Bileşik Olduğu Dokuma Örnekleri: Boyabat Çemberi (Sinop -Boyabat), Gürün Şalı (Sivas/Gürün), Siirt Battaniyesi (Siirt), Burdur Alacası (Burdur) gibidir.Kullanım yeri ve teknik özellikleri ne olursa olsun “BÖLGENİN KİMLİĞİ OLMUŞ DOKUMA ÖRNEKLERİ” ise, dokuma özellikleri, kaliteleri ile Anadolu
76 HOMETEXTILE
w w w . t u m r a y . c o m . t r
[email protected] 0 (216) 444 1 729 / 444 1 RAY
¡ iT L jm n a HD Ü N Y A N IN RAYI
Bugün ulaşabildiğimiz örnekler üzerinden yaptığımız sınıflandırmalar ve kullanım alanları göz önüne alınarak yapılan irdeleme, Anadolu dokumacılığının kimliğini ortaya koymaktadır.
dokumacılığının gelişmişlik özelliği hakkında fikir veriyor. Hemen hemen her dokuma yöresinde pamuk dokumacılığı, bazı bölgelerde ise keten dokumacılığı yoğun veya pamukla karışık olarak, daha az olmakla birlikte yöresel dokumacılık ipekte yaşamaktadır. Örneğin; Milasın bir köyünde, Alanya’da, Diyarbakır’ın ilçe ve köylerinde mevsimlik dokuma olarak karşımıza çıkabilir. Özel bir ad ile bir kalitenin sembolü olmuş dokumalardan bir gurubunu örnek aldığımızda dokumacılık ve kültürel sürekliliği görebiliyoruz.1-Bükülü Bez ve Bürümcük, genel bir ad olarak dokunduğu her bölge için geçerlidir ama değişik adlarla da karşımıza çıkmaktadır. 2-Örneğin “Sarı Kıvrak” Kastamonu’da kullanılmaktadır. 3-”Keles Bezi” Bursa’nın bir köyü ve önlük olarak kullanılan ve dokunduktan sonra bağlama boyama tekniği ile desenlendirilen bir çok özgün özelliği olmasına karşın dokunduğu yerin adı ile anılan bir örnektir.4-”Üzümlü Bez” dokunduğu yer adı ve lif adının birlikte yer aldığı bir örnektir. 5-“Dastar” kullanım eşyasının adı ile adlandırılan çok özgün bir örnektir. Üzümlü bez ve dastar (Burdur İbecik Köyü) aynı özelliği taşımakta ancak farklı yerlerde üretilmektedir.6-“Sel Almaz” bu örneklerin benzer olan üçüncüsüdür. Kastamonu çevresinde dokunmaktadır ve bir tür adı özelliği taşımaktadır. Başka bir deyişle; Dokumanın görsel ve yapısal özelliğini ifade eden bir şekilde adlandırılmıştır. Buna kalite özelliği diyebiliriz, dokunduğun yörenin adıdır. 7- “Buldan Bezi”, yer adı ve lif adı birlikteliğine örnektir. 8- “Şal Şapik” kullanım işlevine göre adlandırılmadır. Ceket pantalon anlamındadır. 9-“Sekko” yine ceket anlamındadır. Tarsus’ta yer alan tarihsel bir örnek olarak değerlendirilebilir. 10- “Feretiko” Karadeniz bölgesinde keten bir dokuma adı olarak, 11- “Ayancık Keteni” ise bir başka bölgedeki ad olarak karşımıza çıkmaktadır. 12- “Kandıra Bezi”, başka bir keten dokuma örneği olarak karşımıza çıkarken, Bey- pazarı’nda kullanım amaçlı, 13- “Bürgü” ve14- “Milas Peştemalı”, 15- “Buldan Peşte- malı”, 16- “Şekerci Peştamal” gibi kullanım
amacı ve yer belirtme veya dokuyucu adı ile anılma birlikte görülmektedir.17- “Alaca Dokuma” başka bölgelerdeki ,çizgili veya kareli dokumalara verilen bir addır. An- cak,Burdur’da, renkli ve desenli olduğunu belirten bir şekilde adlandırılan örneklerdir. 18- “Trabzon Peştemalı”, 19- “Makaslı Peştamal” aynı kumaşın değişik adları olarak karşımıza çıkan çeşitleridir. 20- “Yan İpek” gibi dokumadaki özelliği belirten bir adlandırma, 21- “Yarım” gibi kumaşın dikdörtgen bir ölçü de olduğunu gösteren bir adlandırma da bulunmaktadır. 22- “Ehram” (Bayburt, Erzurum, Urfa, v.d) kullanılan işlevine bağlı ad almış bir geleneksel örnektir. Artvin ehramı ise çok farklı bir dokumadır. 23- “Siirt Battaniyesi” lif özelliği olan bir geleneksel dokuma olarak, yer adı ve kullanım nesnesinin birlikte belirtildiği bir örnektir. 24- “Boyabat Çemberi”, yer ve kullanım özelliği ile adlandırılmaktadır. Çember yöresel baş örtüsü anlamındadır.25- “Mavi Bez” ise renkle adlandırma ve lif özelliği birlikte olan bir örnektir. Sarı Kıvrak, renk ve kumaş kalitesinin belirtildiği,26- “Mumlu Bez” kullanılan malzemeye bağlı adlandırmaya bir örnektir. 27- “Nikfer Bezi”, 28- “Eflani Bezi”, 29- “Ayancık Keteni”, 30- “Burdur Alaca Dokuması, 31- “Mersin Çekmeli”, 32- Ankara Sof, 33- Azdavay Önlüğü, 34-“Tosya Kuşağı”, 35- “İbecik Dastari”, 36- “Beledi dokuması”, örnek olarak seçilmiş,analizleri yapılmış incelenmiş dokuma çeşitleridir. Bu zengin tabloyu çoğaltacak henüz incelenmemiş, ortaya çıkarılmamış bir çok dokuma adının var olduğunu söyleyebiliriz.SONUÇ:Seçilmiş örnekler üzerinden adlandırma analizlerine bağlı olarak; 11 desenlendirme yöntemi saptıyoruz. Yeni örnekler bulunduğunda bu yöntemlerinde artacağı görülmektedir.1- Boyalı Çözgü ile Desenlendirilme; Makaslı (Merzifon,Trabzon), Taraklı (Gaziantep), Boğmalı (Kastamonu) 2- İkinci Bir Atkı İpliğiyle Desenlendirme; Selalmaz(Kastamonu), Üzümlü (Muğla), Boyabat Çemberi (Sinop) 3- Kilim Tekniğiyle Atkıdan Desenlendirme; Aba (Gaziantep), Peşkir (Anadolu) 4- Gelişmiş Kumaş Yapısıyla Desenlendirme; Beledi Dokuması (Tire), Gürün Şalı (Sivas) 5- Armür Tekniğiyle Desenlendirme; Desenli Kutnular (Gaziantep), Manusa Dokumaları (Malatya), 6- Çözgüden Delikli Desenlendirme; El- pek Bezi (Zonguldak), Üzüm- lü’den bazı örnekler (Muğla)7- Çözgüden Çizgili Desenlendirme; Birgi İpekleri (İzmir),Çarşaf (Adana), Peştamal (Kastamonu, Denizli) 8- At- . kıdan Çizgili Desenlendirme;İpekli Atkı-Fular (Alanya),İpekli Şal (Diyarbakır), İpekli Şal (Antakya), Cacala(Çanak-
kale)9- Hem Çözgüden Hem Atkıdan Çizgili Kareli Desenlendirme (Ekoseler)-Alaca (Kastamonu), Bükülü (Buldan), Savan (Tarsus) 10- Örgü ve İplik ile Özellik Kazandırılmış Desenlendirme; Bükülü Bez (Buldan), Kıvrak (Kastamonu), Şile Bezi (Şile) 11- Dokunmuş Kumaş Üzerine Kapatmalı Boyama ile Desenlendirme; Elmalı Öncek (Keles), Mumlu Bez (Arapkir)Anadolu’da, dokumacılığın tarihi, başlangıcı, dokuma çeşitleri ve sınıflandırmaları, kumaş adları, kaliteleri temelinde ele alınmasının anlamlı olduğu görülmektedir. Çünkü; Anadolu dokumacılığı öncelikle yaşayan dokumacılıktır. Bu kavram “ Geleneksel Dokumacılık”, ’’Anadolu El Dokumacılığı” gibi tanımlardan daha derinlikli, daha kapsamlı, daha özgündür. Başka bir ifade ile, Anadolu’da dokumacılık tarihi dünyanın en eski yerleşimlerine uzanmaktadır. Üstelik süreklilik taşıyan, birikimli yerleşim alanlarında bugüne ulaşan bir özellik taşımaktadır. Bugün de canlı tarih çalışmalarının en temel konusunu oluşturuyor. Araştırmamız hem geçmişte dokumacılık merkezi olmuş alanları hem de gelenekselleşmiş dokuma örneklerini ortaya çıkarmıştır. Dokumacılığın yaygın olduğunu söylememizi sağlayan ise;her bölgede farklı bir dokuma örneğinin bulunması ve bazen yerel adlarla anılması olgusudur. Aynı adı alan kumaşlara farklı bölgelerde rastladığımız gibi, farklı kumaşların aynı adı aldığı durumlarla da karşılaşmaktayız. Bu bize hem kavramsal olarak hem de dokuma tipleri bakımından iletişim, yaygınlık, süreklilik kavramlarının varlığını göstermektedir. Bugün ulaşabildiğimiz örnekler üzerinden yaptığımız sınıflandırmalar ve kullanım alanları göz önüne alınarak yapılan irdeleme, Anadolu dokumacılığının kimliğini ortaya koymaktadır. Kumaşların adlandırılmalarına ilişkin değerlendirmeler ise Anadolu Dokumacılığın en belirleyici yanı; özgünlüğüdür. Anadolu dokumacılığının özü kumaşlara verilen adlarda ortaya çıkmaktadır. M
M İ İ I P 1 1 İ S İ Wi i ı r i i i ı « .
3 M
•KULTUR & SANAT
it j » ' ' W
w \m . ...
UÇ KUŞAKTAN TEKSTİL SERGIS
^ D O K U S A L y U z e y l e iBirbirinin öğrencisi olan üç değerli akademisyenin çalışmaları “Dokusal Yüzeyler”
Tekstil Sergisi adı ile İstanbullu sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
İstanbullu sanatseverler, geçtiğimiz günlerde, tekstil alanında son dönemdeki en değişik sergi serisine tanık olma şansı buldu. Dokusal Yüzeyler Tekstil Sergisi - “Gewebte Flächen” Ausstellung; Almanya Nürnberg Güzel Sanatlar Akademisi’nin eski başkanı veren Prof. Hanns Herpich ve onun öğrencisi
olan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Prof. Aydın Uğurlu ve onun öğrencisi Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Öğretim Görevlisi Servet Senem Uğurlu’nun çalışmalarından oluşan ve üç kuşağın özelliklerini ayrı ayrı barındıran bir sergi olarak dikkat çekiyor.
Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen serginin ev sahibi Nakkaş Sanat Galerisi yapıyor. Aynı galeride daha önce üç ayrı ekolden geleneksel temele dayalı modern tekstil çalışmaları olan üç ayrı çalışma sergilendi. Nakkaş Sanat; 2009 yılında “Nereden Nereye”, 2010 yılında “Usta ve Usta Öğrenci”, 2012 yılında “Uç Kuşak-Uç Yol” sergilerine de ev sahipliği yapmıştı. Bu yılda Prof. Hanns Herpich başkanlığında, Türkiye ve Almanya’dan üç akademisyen-tekstil sanatçısının çalışmaları, Nakkaş Halı Firmasının 6. yüzyıldan kalmış Bizans sarnıcını restore ederek oluşturduğu Nakkaş Sanat Galerisi’nin olağanüstü atmosferinde değer kazanarak sergilendi. İstanbullu
80 HOMETEXTILE
( O ) Z O R L U Q /tac (S )/tacsty le tac.com.tr
KULTUR & SANAT
sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği sergide pek çok farklı esere yer verildi. Serginin oluşma süreci ile ilgili bilgi veren, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nden Prof. Aydın Uğurlu özellikle eğitim açısından yaşanan sıkıntıların sanat yolu ile aşılmasının öneminin altını çizdi. Uğurlu bu görüşünü aktarırken “Ülkemizin oldukça zengin tekstil geleneği ve buna ek olarak gelişmiş tekstil sanayi ve sektörü bulunmakta. Ayrıca son yıllarda günümüz tekstil sanatı da gelişmekte ve yeni örnekler çoğalmaktadır. Tekstil alanında verilen eğitim, istenilen düzeyde olmayıp sanat ve yaratıcılık yönü ihmal edilmiş ve tekstil sektöründe araştırmaya dayalı yenilik ve yaratıcılıktan çok teknolojinin önemsenmiştir. Bu durum ise Tekstil Sanatının ülkemizde gecikmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı. Yakın zamana kadar “Tekstil Sanatı” sözcüğünden genellikle moda- konfeksiyon ve iç çamaşırı defilelerinin anlaşılmakta olduğunu belirten Prof. Uğurlu sözlerine “Hatta bu alanda sanat adına tekstil eğitimi veren birimler, konfeksiyon ve defile özentisi içinde adlarını değiştirdiler. Güzel Sanatlarda tekstil eğitimi alan öğrenciler, halen halı, kilim ve yöresel geleneksel dokumalar hakkında bilgi almadanmezun oluyorlar” şeklinde sürdürdü. Tekstil sektörünün çoğunluğunun,üretimleri için gerekli olan sanatsal gereksinimlerini yurtdışı örneklerinden sağlamakta olduğunun altını çizen Uğurlu sözlerini “Olumsuz örnekler gösteriyor ki, tekstil sanatı alanında geleneksel örneklerimizin ve bu alanda yeni teknolojiye sahip olmamıza rağmen sanatsal eğitimimizin istenilen düzeyde olmadığı kesinlik kazanmakta” şeklinde noktaladı. Serginin, bu eksikliğingörülmesi ve çözümlenmesi açısından önemini anlatan Uğurlu, çalışmanın farklı şehirlerde de sergileneceğininmüjdesini de vermekten geri kalmadı. Sergiyle ilgili tüm bilgilere www.gsf. fsm.edu.tr adresinden ulaşılabilir.
TEKNOTEKSTekstil Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti
t uâom c co iicc& crt
by teknoteKs
Factory : Organize San. Bölg. Yeşil Cd. No: 22 Niiüfer/BURSA/TÜRKİYE Phone :+90 224 243 72 71 -243 14 13 Fax:+90 224 243 13 21 www,teknotekstekstiLcom [email protected]
>TEKNOLOJİ
IPHONE 6 HAKKINDA HER ŞEYTeknoloji devi Apple, iPhone’nin bir yıldır beklenen yeni modelini kamuoyuna tanıttı. Şirketin
CEO’su Tim Cook’un da katılımıyla gerçekleşen etkinlikte iPhone 6 görücüye çıktı.
+ Phone 6 ve iPhone 6 Plus adıyla tanıtılan iki yeni cihaz Apple’ın
1 ürettiği en ince cihazlar olarak tarihe geçti. Apple’ın sayısız kez fotoğrafı internete düşen; ancak gerçek fotoğrafının hangisi olduğu anlaşılmayan telefonu iPhone 6 modeli böylece kullanıcıları ile buluşmuş oldu. Apple CEO’su Tim Cook açılış
konuşmasında “Vizyonuyla görüntüsüyle iPhone hep öteye gitti. Bugün biz burada en büyük en yeni iPhone’u tanıtıyoruz” şeklinde konuştu.Apple, tanıtım etkinliğinde birçok bomba patlattı, en çok beklenen ise kuşkusuz iPhone 6 temel modeliydi. iPhone 6’nın 4,7 inç olan ana modeli yenilenen tasarımı, NFC teknolojisi ve daha hızlı A8 işlemcisiyle hemen dikkatleri üstüne çekti.
KAMERA& DONANIMiPhone 6, 4,7 inç modelde Retina HD ekran olacak ve önceki modele
(iPhone 5S) oranla yüzde 38 daha fazla piksel bulunacak. Ekran çözünürlüğü ise 1334 x 750 olarak açıklandı. iPhone 6’nın yenilenen tasarımında en fazla dikkat çeken şey inceliği. Sadece 6,9 mm kalınlıkta olan cihaz önceki modelden (5S) 0,7 mm daha ince. iSight kamerada 8 MP çözünürlük ve f/2,2 diyafram olanı yer alıyor. Panoramik çekim konusuna odaklanan kamerada 43 megapiksele kadar panoramik çekim yapılacak. 30 veya 60 fps hızda 1080p video kaydı da iPhone 6’da mümkün olacak. Ayrıca yavaş çekimde 120 fps ve 240 fps videoları da yeni kamera ile kaydedebilmek mümkün. Apple’ın operatörler açısından yeniliği ise WiFi üzerinden görüşme özelliği. 3 kat hızlı kablosuz ağ bağlantısı sunacak olan cihaz 20 bant destekli LTE kullanımına da açık. iPhone 6 yılsonuna kadar 100’den fazla ülkede piyasaya sürülecek. İlk olarak eylül ayında piyasaya sürülen ürün için ABD’de kontratlı fiyatlar 199 dolardan başlıyor. Türkiye için ise öngörülen fiyat ise 2500 ila 3000 TL seviyelerinde.
84 HOMETEXTILE
Hall 8 1 :Stand C-17
i:o
/ . t / i . H î f c ' » i » It i l l s
The magic of the Bosphorus...
İSTANBUL LIFE
Hayata bakış açımızı değiştireceği öne sürülen, artırılmış gerçeklik ürünü Google Glass’ın teknik özellikleri açıklandı. ABD’li teknoloji devi, üretim hattındaki yerini aldığı belirtilen gözlüğün, 12 GB belleğe sahip olacağını ancak güncellemelerle bu rakamın 16 GB’a çıkarılabileceğini belirtti.
Artık bilgiye ulaşım için ellerinizi kullanmanıza gerek kalmayacak. Gelişen teknoloji ile değişen hayat sadece bilgiye ulaşıma değil, dış görünüşümüze de yansıyacak. Google Glass, internet devi Google’ın bilgisayar kullanım deneyimini tamamen değiştireceği iddiasıyla piyasaya
sunduğu bir mobil bilgisayar ve iletişim cihazı. Google Glass’ın geleneksel akıllı telefonlardan ya da tabletlerden farkı giyilebilir olması. Aslında Google Glass gözlük gibi takılan bir tür bilgisayar.
Glass’ın içinde Tl OMAP 4430 işlemci, 1GB RAM ve 16GB depolama alanı var. İçeriği Google+ hesabınızla senkronize edebiliyorsunuz. Cihazın üzerinde bir de micro USB portu var. Bu port cihazı şarj etmenize de yarıyor. Google Glass, 802.11b/g Wi-Fi veya Bluetooth ile bağlantı kuruyor.
Ürün, Android işletim sistemini kullanıyor. Cihaz ile bir akıllı telefonla ya da tablet bilgisayarla yapabildiğiniz birçok şeyi yapabiliyorsunuz. Yani arama yapabiliyor, e-postalarınızı okuyabiliyor ya da mesaj yazabiliyorsunuz. Ancak epostalarınızı yanıtlamanız şu an için mümkün değil. Geliştirme aşamasında olan cihaz tam bir internette gezinme deneyimi sunmasa da dilerseniz Google’da arama yapabiliyorsunuz. Glass’ın ekranın hemen yanında bir kamera var. Bununla video ya da fotoğraflar çekmeniz mümkün.
ESKİ GÖZLÜKLERİNİZİ UNUTUNGoogle Glass bir gözlük gibi takılıyor. Ekranı ise sağ göz üzerinde bulunuyor. Görüntü buradaki cam kısımda oluşuyor ve dışarıdan bakıldığında görünmüyor. Ekran küçük ama göze çok yakın olduğu için görüntü yeterli büyüklükte oluyor. Deneme amaçlı Glass’ların pil ömrü pek uzun değil. Aktif bir kullanım ile pil 5 saatten az gidiyor.
KONTROL ÜNİTESİGlass’ın sağ tarafında geniş, düz bir yüzey var. Bu tıpkı bir dizüstü bilgisayarınki gibi bir touchpad. Bu kısım dört yönlü dokunmayı ve kaydırmayı algılayabiliyor. Cihazın görüntü arayüzünde ise birkaç basit komut var. Touchpad ile bu komutları seçerek gözlüğü kontrol ediyorsunuz. Google Glass’ı çalıştırmak için bir kez buraya dokunmak ya da önceden belirlediğiniz açıda başınızı eğmeniz yeterli. Google Glass’ı sesli komutlarla kontrol etmeniz de mümkün.
SES İLETİM TEKNOLOJİSİGoogle Glass ile telefon görüşmelerini yapabiliyorsunuz. Ancak cihazın bildiğimiz anlamda bir hoparlörü yok. Glass, sesi başınızın arka kısmında bir kemik üzerinden orta kulağınıza iletiyor. Sesi bu sayede duyuyorsunuz. Kulaklıkta olduğu kadar yüksek olmasa da sesi normal bir şekilde duyabiliyorsunuz. ■
86 HOMETEXTILE
I b i ls e rE / T E K S T İL U R LU İL E R İ S A h L '/£ T f c L T D . 5 T İ.
AVCILAR MERKEZ(Toptan Satış Mağazası) üniversite Mah. Uran Cad. Hilal Şok, No : 5 -1 (Avcılar Hospital Karşısı) Parseller - Avcılar/ İST, Tel : 570 74 71 - 690 22 53 - 423 98 56 Fax: 690 22 93
BEYÜKOÜZÜŞUBE ¡Cumhuriyet Mh. Atatürk Bulvarı No: 1/69 Beylikdüzü I İST. Tel : 0212 872 10 22 / 23
> SAĞLIK
♦ ♦ ♦ ♦ ♦ ♦
TIP LİTERATÜRÜNÜN EN YENİSİ: HASTA BİNA SENDROMU
Gökyüzüne ne kadar yakın olsalar da, bizi güneşten ve temiz havadan uzak tutan plazaların sebep olduğu hastalıklar günümüz iş yaşantısının önemli bir sorunu olarak ön plana çıkıyor. Kent yaşamının, tıp literatürüne yeni soktuğu bu kavramı ve korunma yöntemlerini sizler için derledik.
Zamanının büyük çoğunluğunu plaza tipi kapalı ortamlarda geçirenlerde ortaya çıkan “Hasta Bina Sendromu”, iş hayatını çekilmez hale getirebildiği gibi, işteki verimi de olumsuz yönde etkiliyor. Baş ağrısı, baş dönmesi, gözlerde sulanma, kaşınma, konsantrasyon güçlüğü
gibi sorunlar sağlığı bozmanın yanı sıra başarıyı da gölgeliyor. Plazalarda, büyük şirketlerde ve iş merkezlerinde çalışmak, sağladığı imkânlar sebebiyle lüks gibi görünse de, zaman içinde çeşitli sağlık
sorunları ile karşılaşmak kaçınılmaz oluyor. Tıp literatürüne “Hasta Bina Sendromu” adıyla giren yeni bir hastalık, çalışanların karşı karşıya kaldığı şikâyetlerin tamamını kapsıyor. Boğaz kuruması, baş ağrısı, burun tıkanması, halsizlik, uyuşukluk, gıcık şeklinde öksürük, nefes alma sıkıntısı, gözlerde sulanma, konsantrasyon güçlüğü gibi sorunlar, plaza çalışanlarının günlük hayatını son derece olumsuz etkiliyor. Hasta Bina Sendromu, gelişmiş ülkelerde zamanlarının yüzde 95’inden fazlasını kapalı mekânlarda geçiren insanlar için yeni l
88 HOMETEXTILE
',§am alanlarınızı güzelleştirmek ve evlerinize değer katmak mottosuyla yola çıktığımız ilk günden
ıgüne hiç eksilmeyen bir heyecanla sîzler için tasarlıyor ve büyük bir a§kla çalışıyoruz.} yılı aşkın süredir ev tekstili sektöründeki uzmanlığımız ve yenilikçi estetik anlayışıyla
ızırladığımız özgün koleksiyonlarımızla trendlerin öncüsü olmaya devam ediyoruz.
HomeSweetHome*
Evinize Hoş Geldiniz
www.homesweethome.com.tr online.homesweethome.com.tr
> SAĞLIK
ve önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor.Bu durum çalışanların verimini azalttığı için, ekonomik bakımdan da çok önemli sonuçlar doğuruyor. Uzmanlar hastalığın kesin tanısı için, bu belirtileri gösteren kişilerde saman nezlesi, astım, faranjit gibi başka bir hastalığın olmaması ve şikâyetlerin, tatil günlerinde ya da binadan uzaklaşıldığında tamamen ortadan kalkması gerektiğini belirtiyor.
SORUN HAVA KİRLİLİĞİUzmanlar hastalığın en büyük sebebinin bina
havasının kirliliğinden kaynaklandığı görüşünün kabul gördüğünü belirtiyor. Bu kirliliğin ortaya çıkmasında, bina havasını kirleten pek çok faktörün yanında, merkezi ısıtma ve nemlendirme sistemlerinin, enerji tasarrufu sağlamak amacıyla, havanın sadece yüzde 20’sinin değiştirilmesi esasına göre çalışması rol oynuyor.
ÖNLEM ALINMALIKonuyla ilgili uzmanlar, alınabilecek önlemlerle Hasta Bina Sendromu’nda görülen şikâyetlerin azaltılabileceğini belirtiyor. Önerilerinin arasında ilk sırada; kirlilik kaynağının ortadan kaldırılması ya da modifiye edilmesi var. Yani; ısıtma, havalandırma ve air-condition sistemlerinin rutin bakımlarının düzenli olarak yapılması, binada sigara içiminin kesinlikle yasaklanması, merkezi olarak ısıtılan, havalandırılan binalarda, iç ortam havasının daha fazla oranda değiştirilmesi, havayı temizleyen aletlerden yararlanılması, bina içinde çalışan personelin bilinçli bir şekilde eğitimi.
Teknolojik gelişmeler çoğu zaman olumlu sonuçlar doğursa da, kimi zaman ortaya çıkan olumsuz sonuçları önceden görmek neredeyse imkansız oluyor.
BİLGİSAYAR YORUYORKlimaların, iç ortam havasındaki negatif iyon konsantrasyonunu azaltmalarının da Hasta Bina Sendromu oluşumunda önemli olduğu düşünülüyor. Soluduğumuz havadaki negatif iyonların azalması, vücudumuzda serotonin hormonu salgılanmasına yol açarak; baş ağrısı, migren krizleri, baş dönmesi, halsizlik, uyuşukluk, konsantrasyon azalması gibi belirtilere yol açabiliyor. Araştırmalara göre, Hasta Bina Send- romu kadınlarda veya alt kademe çalışanlarda daha fazla, üst düzey yöneticilerde ise daha az görülüyor. Uzmanlar, tüm gün bilgisayar başında çalışan kişilerin çok daha fazla risk altında olduğuna değiniyor. Bu durumun, ekranların çevresinde bir elektrostatik alan oluşması ve bu alanda daha fazla kirleticinin toplanmasına bağlı olduğu düşünülüyor. Çalışma masaları yakınlarında fotokopi, lazerli yazıcılar gibi ozon oluşumuna neden olan aletlerin bulunması da, şikâyetlerin fazlalığı ile ilgili bulunmuş. Bina içinde bulunan insan sayısı ne kadar fazla ise, hastalık ihtimali de o kadar artıyor.
90 HOMETEXTILE
I
i l i ” ’
\ i 7 V 0 :
XKIRAYTEKST E C H N I C A L T E X T I L E S
/
Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi AU Osman Sönmez Cd. No: 22 Bursa TURKEY T. 0.224 261 15 43 F. 0.224 261 15 37 > kirayteks.com C Kırayteks
Kırayteks; Sadeliği, garafeti, üretim kalitesi ile modern stili, konfor ue fonksiyonu bir arada tutarak, siglere keyif uerici ortamlar yaratmaya deuam ediyor.
Birçok turistik yörenin bir mevsimi, daha doğrusu insanların daha kalabalık bir şekilde ilgi gösterdiği bir sezonu vardır. Abant ise, sezon tanımı pek yapılamayan ve ziyaretçilerine her mevsim
doğal güzellikler sunabilen, çok eski tarihlerden beri tanınmasına karşın bu güzelliklerini koruyabilmiş bir sığınak yapısıyla diğerlerinden ayrılıyor. Abant genel yapısı ile grileşen şehir yaşamına renk ve soluk katmak istendiğinde, mevsime aldırmadan gidebileceğiniz ender yerlerden birisi. Sonbaharda doğanın veda edişini yapraklarına düşen ateş renkleriyle uğurluyor; ilkbaharda doğanın uyanışını
rengârenk çiçeklerine doluşan arılar ve kelebeklerle karşılıyor. Yazın, nilüfer çiçekleriyle, kışın da bembeyaz karlarla örtülüyor. Abant her mevsim bambaşka güzellikler sunarak insanları yıllardır kendine çekmeyi başarıyor.Bolu ili sınırları içinde yer alan Abant Gölü, kente yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta. Abant dağları üzerinde arazi kaymaları ile oluşan bu set gölüne D-100 karayolundan ayrılan 20 kilometrelik asfalt bir yolla ulaşılıyor. Deniz seviyesinden yaklaşık 1.300 metre yüksekte yer alan göl, 1.3 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır. En derin yeri 20 metreye yak
laşan gölün uzunluğu 900 metre civarındadır. Çevresindeki küçük akarsularla beslenen gölün seviyesi, yeraltı sularının zengin olduğu Mart-Nisan döneminde 25-30 santimetre kadar yükselir. Bu küçük akarsulardan en önemlisi Beşpoyraz Deresi’dir. Abant Gölü, sularını kuzeydoğu ucundan boşaltır ve bu su, çevredeki ormanlardan gelen sularla bir- leşerek Filyos Çayı’nın kollarından biri olan Bolu Suyu’nu oluşturur. Gölün çevresi çam, köknar ve kayın ağaçları ile çevrilidir. Yabani meyve ağaçları ve çiçekler, çeşitli mantarlar ve gölün yüzeyini kaplayan nilüferler ile oldukça zengin bir bitki örtüsüne sahiptir.
92 HOMETEXTILE
Yıllardır olduğu gibi, bu yıl da her sabah güne nasıl tutkulu ve heyecanlı başlıyorsak, yine öyle devam ettik. 7.000’i aşkın çalışanımızla sadece kargonuzu değil, duygularınızı da taşıdık. Bunun sonucu olarak Türkiye Müşteri Memnuniyeti Endeksi’ne göre 2013 yılı Kargo Sektör Birincisi seçildik. Bizim için asıl ödül sizin memnuniyetiniz.Çünkü, sizin için değerli olan bizim için değerlidir.
T M M ETüridye Müşteri Memnuniyeti Endeksi
UWw HHM MmuM EnktoJ m K*ır-Tur«» K* Dm»* ı» 1« ínjfcm IMM Ort*6H#nltm»ııtmACH-i™*aıı CurtmifSalKKttaı M«
□ M IC H IG A N( f l f i E ® m i GroupDaima Onde
GEZİ
Bölgede gözümüze herhangi bir tarihi eser çarpmasa da, gölün yer aldığı kesimde yapılan araştırmalar şaşırtıcı bir gerçeği ortaya koyuyor: Bölgenin tarihi M.Ö. 5000-3000 yıllarına, Hititler’in ilk dönemine kadar uzanıyor. Abant Gölü ve çevresi, daha sonraları da, Anadolu’da görülen hemen tüm uygarlıkların yaşam alanında kendisine yer bulmuş bir bölge. Bölgeye son olarak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra Kafkas göçmenleri gelerek, Anadolu mozaiğindeki yerlerini almış bulunuyor.Gölün çevresi yaklaşık 7 kilometre ve bu alan ziyaretçilerine ortalama adımlarla bir buçuk saatlik bir yürüyüş imkânı sunuyor. Bu mesafeyi yürümeyi göze alamayanlar ve yine de gölün çevresini dolaşmak isteyenler içinse üç seçenek var. Birincisi, özel araçlar gezmek... İkincisi, biraz nostaljik bir seçenek olan faytonlar. Abant girişinde ve otellerin önlerinde bulabileceğiniz bu tarihi taşıtlar, yorulmadan, keyifli ve hızlı bir şekilde gezmek isteyenlerce tercih ediliyor. Üçüncüsü ise az sayıda insan tercih etse de atlar.Eğer Abant’ı yakından tanımak istiyorsanız, yürümek ilk tercihiniz olmalı. Bu sayede diğer seçeneklerle ulaşamayacağınız orman içindeki yürüyüş yollarını da keşfederek daha keyifli dakikalar geçirebilir, kıyısına inip gölün üzerindeki nilüferleri daha yakından inceleyebilir, çiçeklerin üzerine üşüşen arıları seyrederek bir an olsun buradaki doğal hayatın bir parçası olma ayrıcalığını hissedebilirsiniz. Abant civarındaki yaylalar, göl çevresi ile yetinmeyip daha sıkı bir yürüyüş yapmak isteyenler için iyi bir alternatif. Üstelik bu yürüyüşün sonunda göl manzarasını kuş bakışı seyredebilmek gibi bir ödül de bulunuyor. Abant’da bir hafta sonu veya daha uzun süre geçirmek niyetinde olanlar için çadır ile konaklamayı saymazsak üç seçenek bulunuyor: Büyük Abant, Abant Köşkü ve Abant Palace. Abant’taki turizm 1930’larda 12 odalı ahşap bir otelle başlamış. Bu otel daha sonra yıkılıp yerine Turizm Bakanlığı’na bağlı Turban Oteli inşa edilmiş ancak son yıllardaki özelleştirme kapsamı ile özelleştirilerek Büyük Abant ismini almıştır. Yine aynı yıllarda göl kıyısına Özel İdare tarafından devlet büyüklerini konuk etmek amacıyla bir köşk yaptırılmış. 1937 yılında tamamlanan bu köşke önceleri Atatürk Köşkü denmiş; ancak, ne yazık ki Atatürk burayı hiç görememiş. 1975’ten sonra yıkılıp aslına sadık kalınarak yeniden inşa edilen köşk, Taksim Otelcilik tarafından satın alındığı 1987’den beri Abant Köşkü adıyla otel olarak hizmet veriyor. Bölgedeki üçüncü otel olan Abant Palace ise 1989’da aynı işletme tarafından hizmete açılmış.Bu güzel doğa köşesinden ayrılmadan önce, gölün girişinde köylülerin kurduğu pazara uğrayıp alışveriş yapmak neredeyse adet haline gelmiş. Kim bilir, belki de buradan alınan doğal ve katıksız gıdalar bir süre daha kendinizi Abant’ta hissettirecektir. ■
94 HOMETEXTILE
Abant’ta Yapılacak 10 Şey1- Abant Gölü kenarında bir bankta oturup, doğanın dört mevsim farklı güzellikleri yaşattığı manzaranın ve sonsuz dinginliğin keyfini sıcak/soğuk içeceğinizi yudumlayarak iliklerinize kadar hissetmeniz.2- Abant Gölü etrafında zengin oksijeni akciğerlerinize doldurarak keyifli bir yürüyüş yapmanız.3- Abant Gölü etrafını müzikli ve eğlenceli oraya has olan faytonlarla turlamanız.4- Ata binmeniz ve turlamanız.5- Kış mevsiminde bölgeye has olan, yamaçlardan aşağıya kar üstünde kaymanız.6- Abant’ın yöreye özgü meşhur serpme köy kahvaltısının keyfini çıkarmanız.7- Abant yaylalarında veya yayla köylerinde doğa yürüyüşlerine veya safarilere katılmanız.8- Abant’a has yol üstü lezzet duraklarında mangalda sucuk ekmeğin tadına varmanız.Ya da sadece Abant Göl>ünde yaşayan oraya özgü kırmızı, iri benekli Abant alabalığının tadına bakmanız.9- Abant gölüne has sadece orada yetişen nilüfer çiçeklerinin açılışını izlemeniz.10- Bolu-Abant Bölgesinin manevi çekim merkezi olan Hayreddin-i Tokadi Hazretleri Türbesi’ni ziyaret etmeniz.
^ ■
b eö en ö Wh om e
BEKA TEKSTİL TİCARET VE SANAYİ LİMİTED ŞİRKETİ Company A d d re s s : Ahmet Nuri Erikoğtu Cad. No: 14 Denizli S tare A dd ress : B abadağlılar işhanı No: 2-20-26 Denizli Tel: + 9 0 258 372 2512¡n fo@ begena l.com .tr - w ww .begena l.com .tr
> GEZİ
Avrupa’nın Büyülü KentiViyana her mevsimde başka güzel, yılın her ayında gezilebilecek bir şehir. Turistik ziyaretlerin yoğunlaştığı yaz mevsiminden ayrı, baharı, sonbaharı ve kışı da ziyaretçilerine farklı güzellikler sunabiliyor.
Metro, tramvay ve otobüsten oluşan mükemmel bir ulaşım ağı Viyana’da neredeyse her yere toplu ulaşım ile gitmeyi mümkün hale getiriyor. Hatta şehrin dışında yer alan ve şehri yukarıdan gören bir
tepe olan ve Viyana’daki Türk kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlandığı yer olarak tarihimiz için de önem taşıyan Kahlenberg tepesine bile, sık aralıklarla hareket eden otobüslerle gidebilir, tepeden aşağıya inişte yoğun gölgeli ormanlarda orman yürüyüşü bile yapabilirsiniz.Viyana, ilk ayak bastığınız andan itibaren size tarihsel bir haz yaşatacağının ipuçlarını vermeye başlayan bir şehir. Keltlerin bir yerleşim merkezi olarak 970 yıllarında kurulan şehir Roma’dan Alman İmparatorluğu’na pek çok
büyük uygarlığa birebir şahit olma şansını yakalamıştır.Yirminci Yüzyılın başlamasıyla birlikte çalkantılı günler geçirmiş ve hem Alman hem de Rus işgallerine uğramıştır. Bu çalkantılı süreç 2. Dünya Savaşı sonuna kadar etkilerini sürdür
müştür. İkinci Dünya Savaşı>nın sonundan bu yana ise Viyana gelişerek modern ve dünyaya açık bir metropol olmuştur. Son yarı yüzyıl Vi- yana’nın 2000 yıllık tarihindeki en uzun barış dönemidir. Avusturya, 1995 yılından beri Avrupa Birliği üyesi olup, böylece Avrupa’nın en ı
96 HOMETEXTILE
ARMUNYA TEKSTİL
GÜNEY MEFRUŞAT
MERKEZ ŞUBE______________
Veli Efendi Mah. 74 Sk. No: 140/1 Yeniyol Cad. No:29/CZeytinburnu - İstanbul Marmaris - Muğla
Tel: 0 212 546 39 32- 33 0 252 413 43 43
GEZİ
büyük barış ve ekonomi projesinin ayrılmaz bir parçasıdır.Yüzyıllar boyu Habsburg hanedanının yerleşim yeri olan kent, bu süre boyunca Avrupa’nın kültürel ve politik merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kent Londra, New York ve Paris’ten sonra iki milyon nüfusuyla dünyanın en büyük dördüncü kentiyken, I. Dünya Savaşı sonrasında nüfusunun dörtte birini kaybetmiştir. Viyana coğrafi konumu ve çoğu imparatorluğuna yıllarca başkentlik yapmış olmasından dolayı gerek mimari gerekse kültürel açıdan Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. Hala daha Habsburg hanedanının izlerini taşıyan eski kent merkezi ve Schönbrunn Sarayı Avusturya devletinin başvurusu üzerine Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü tarafından dünya kültür mirası olarak kabul edilmiştir. Viyana’nın sembolü olan Stefan Kilisesi şehrin merkezinde bulunur.Orta Avrupa’nın en büyük kentlerinden biri olan Viyana gelişimini büyük oranda coğrafi konumuna borçludur. Şehir Kuzeydoğu Alp- lerinin alçaldığı bölgede, Viyana Havzası’nın kuzeybatı bölgesinde bulunur. Tarihi kent Tuna Nehri’nin güneyinde bulunmaktadır. Günümüzde kent nehrin diğer kıyısına geniş
biçimde taşmıştır. Viyana doğu-batı ve ku- zey-güney doğrultularındaki eski ticaret yollarının kavşağında kurulmuştur. Tuna nehri Viyana Havzası’nda adalar nedeniyle birçok kola ayrıldığından Viyana’da geçilebilir durumdadır.Doğu Bloku’nun 1989 yılında yıkılışından bu yana Avusturya’nın kuzey ve doğu komşularıyla ticari ve ekonomik ilişkileri yoğunlaşmıştır. Viyana’nın eski Doğu Bloku ülkelerine coğrafi yakınlığı bu anlamda dikkat çekicidir. Örneğin Viyana, Slovakya’nın başkenti Bratis- lava’ya 60 kilometre uzaklıktadır. İki başkentin birbirine bu kadar yakın olması Avrupa’da benzeri olmayan bir durumdur. ■
Görülmesi gereken 5 yerSt. Stephen's Cathedral12. yüzyıldan beri Viyana’nın en büyük katedrali olarak bilinen bu yapıda,Mozart evlendi, çocuğunun vaftizi oldu, ölümünden sonra cenaze töreni yapıldı. Wiener RathausCologne Katedrali’nin mimarı Friedrich von Schmidt tarafından inşa edilmiş olan Viyana Belediyeye Binası sadece ihtişamıyla değil, bahçesinde yer alan iki ünlü besteci Johann Strauss Father ve Joseph Lanner anıtlarıyla da oldukça ilgi çekici.ImperialAvusturya- Macaristan İmparatorluğu döneminde imparatorların evi olan İmperial, bronz heykelleri, içerisinde at arabalarıyla yapılan gezileri, ihtişamlı duruşuyla bugün Viyana’nın en büyük turist eğlencesi sayılır. Aynı zamanda programını takip etmeniz halinde vals gösterileri ve opera da izleyebilirsiniz. Schönbrunn Palace İmparatoriçe Sisi’nin eski yazlığı olan, barok tarzına uygun olarak inşa edilmiş bu binada, kulaklıklı bir tura çıkıp, tarihi dinlemeniz şart. İnternet sitesinden takip ederseniz, konser ve dans gösterilerine de denk geleceksiniz.Museumsquarter Geniş, zaman zaman konserler ve festivaller yapılan bir avlunun etrafına dizilmiş olan müzelerden oluşan bu alan,
98 HOMETEXTILE
28 mm Alf^ap Rwslik\ r
J V J \
40 m m Ahşap K u filik/
E i , İ
- / v .
40 nuit İpEi R u fitik
Ahşap £amlwıi
r
v J
M M İ
n r
x >
f \
IIIL ■ '
J \
V
= M #
J
r \
J
>
L A
r
r
Barboros Mh.Evren Cd. Apaydın Sk. No:6 34746 Ataşehir / 1ST. / TÜRKİYE Tel: +90 .216 470 59 00 - 01 - 02 - 03 - 29 Tel: +90 .216 470 59 10 11 Fax: +90 .216 472 01 20 Çağrı Merkezi
www.eforperde.com - [email protected]
Ülkemizin coğrafi konumu, tarihinde var olan uygarlıklar Türk Mutfak Kültürü’nün çeşitlenmesini sağlamıştır. Gaziantep Mutfağı da bu çeşitliliğe en uygun örneklerden birisidir.
Gaziantep Mutfağı, Türk ve dünya mutfakları arasında ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Nine’ den toruna bir miras titizliği ile öğretilen yemeklerin ve tatlıların yapımında
kullanılan malzemelerin seçimindeki titizlik, hazırlama ve pişirmede gösterilen beceri, yemeklerin yapımında kullanılan ve yemeklerde değişik tat ve lezzet veren baharatlar, salçalar, soslar ve karışımlar, Gaziantep yemekleri ve
tatlılarının şöhrete kavuşmasına ve aranılan damak tadı olmasına neden olmuştur.Tarihi İpek Yolu güzergâhında bulunan Gaziantep’te çeşitli kültürlerin buluşması nedeniyle oluşan zengin mutfağında yaklaşık 252 çeşit yemek türü yer alıyor. Gaziantep mutfağı denildiğinde akla ilk gelen yemekler arasında bulunan kebap çeşitleri, bilinen türlerinin dışında yeni dünya, sebzeli, ayva, elma, firenk, simit, patlıcan, kazan, kabak,
Plicell cam balkon perde uygulama!
hem dekoratif, hem pratik, hem estetik...
•Cam balkon perdesi • Dekoratif ev perdesi www.plicell.con.trPlicell perdeleri üstün avantajları ve gün ışığını kontrol edebilme imkanıyla eviniz, balkonunuz ve kış bahçenizde her zamankinden daha çok bulunmak isteyeceğiniz ortamlar yaratacak.
PlicellB E R T E K S Q ^ (ju /piiceMcomtr (ıcujaümgm pe/ıcksiPlicell bir BERTEKS Şirketler Grubu markasıdır.
> YÖ RESEL MUTFAK
Kilis, ekşili, mantar, yoğurtlu ve ayvalı ve tas kebapları olmak üzere 32 türde yapılıyor. Yine mutfakta 26 çeşit köfte yapılırken, 27 çeşit pilav, 15 çeşit dolma, 26 çeşit etli yemek, 15 çeşit turşu ve 22 çeşit helva bulunuyor. Yoğurt yemeklerinin de hatırı sayılır bir yeri olan Antep mutfağında çağla aşı, orman, sahte yuvarlama, bakla, çiğdem aşı, bezelye, elma aşı, fasulye, kabak, keme, köfte, mantar, patates, soğan ve yuvarlama, ilk akla gelen yoğurtlu yemekler olarak dikkati çekiyor.Gaziantep yemeklerinin tüm yemek pişirme teknikleri cömertçe kullanılmıştır. (haşlama, ızgara, tava, sote, kavurma, tencere yemeği, fırın yemekleri vb.) Ayrıca yörede yetişen tüm meyve ve sebzeler Gaziantep mutfağında hak ettiği yeri almıştır. Bizler de size eşsiz Gaziantep yemeklerinin başlıca örneklerini kısaca sıralamaya çalıştık.
KÖFTELERİçli Köfte, Çiğ Köfte, Ekşili Ufak Köfte, Malhıtalı (Mercimekli)Köf- te, Yoğurtlu Ufak Köfte, Akıtmalı Köfte, Yağlı Köfte, İç Katması (K ı
sır)KEBAPLAR
Kuşbaşı Kebabı, Kıyma Kebabı,Patlıcan Kebabı,Soğan Kebabı, Simit Kebabı,
Yoğurtlu Kebap, Sebzeli Kebap, Yeni Dünya Kebabı,ÇORBALARDövmeli alaca çorba, Yoğurtlu dövme çorbası, Tarhana çorbası, Beyran çorbası,EV YEMEKLERIYoğurtlu soğan yahnisi, Patlıcan musakka, Pirpirim aşı, Börk aşı, Mıcırık aşı, Doğrama, Kabaklama, Boranı ve Sarımsaklı bakla, yuvarlama,TAVALAR-KAVURMALAR-KIZARTMALARSaçma tavası, Sarımsak tavası, Domates tavası, Bakla ve Fasulye tavaları,Et kavurması (Topaç), Ci- (¡¿¡$6 - ğer kavurması, Et kızartması,DOLMALAR-SAR- MALARKarışık dolma, Patlıcan dolması, Biber dolması, Kabak dolması,
Firikli acur dolması, Zeytin yağlı patlıcan ve Biber dolması, Mumbar Dolması, Bulgurlu Yaprak Sarması, Pirinçli ve Zeytinyağlı Yaprak Sarması, Lahana Sarması, Pancar Sarması.PILAVLARÖzbek Pilavı, Havuç Aşı, Etli Dövme Pilavı, Firik Pilavı, İç Pilav, Mercimekli Pilav , Çağla Aşı , Kömeç (Buğulama)Aşı.HAMUR İŞLERİLahmacun (Gaziantep Usulü), Peynirli Pide, Pişi Böreği, Yeşil Zeytin Böreği, Peynir, Çökelek ve Lor SemseğiPIYAZLAR- SALATALAR VE CACIKLARMaş Piyazı, Fasulye Piyazı, Loğlaz Piyazı, Patates Piyazı, Yeşil Zeytin Piyazı, Çoban Salatası, Domates Salatası, Koruk Salatası ve Salatalık Cacığı,TATLILARBaklava, Kurabiye, Burma Kadayıf, Fıstıklı Kadayıf, Aşure, Zerde, Sütlaç, Bastık, Nişe
Helvası, İrmik Helvası, Kuy- mak, Kaygana, Şıllık (akıt
ma), Kerebiç, Mayanalı Kahke, Hedik.BAZI ÖZEL KAHVALTILIKLAR Katmer, Kaymak, Muhammara, Yeşil Zeytin Ekşileme, Tarhana Eritmesi ►
(t U R K U A Z T E K S T İ L D I Ş f l t A f r f r L İ N Ç T İ , '
a r / n z r i f t e r ¿ i t ¿ ¿ f z r / ı J
İSTANBUL HALL \ß STAND: 8-D1
HOMETEXİSTANBUL, November 19 - 22. 2014
HEI MTEXFRANKFURT, January 14 - 17, 2015
ISTANBUL YARN FAIR ISTANBUL, February 5 - 5 , 2015
EVTEKSİSTANBUL. May 19 - 23, 2015
V t jO DBRU SSELS, September ß - 10. 2015
YÖ RESEL MUTFAK
G A ZİA N TEP MUTFAĞI ARAÇ GEREÇLERİ
HACAT: Mutfak eşyası.DOLMA BIÇAĞI - DOLMA OYACAĞI: Sebze içini kolay çıkarmak için kullanılan bıçak; ufaktır, ucuna doğru incelir ve pek keskin olmaz. Dolma bıçağı ile kesilen yer dolma oyacağı ile çıkartılır.DOLMA TAŞI: Dolma ve sarmaların üstüne ağırlık yapması için konulan kulpu ve delikleri olan pişmiş toprak kapak. SÜZEK: SüzgeçÇİRTİKLİ SAHAN: Kenarı tırtıklı sahan.ÇÖMÇE: Kepçe, ahşap kepçe şeklinde kaşık.KEVGİR: Delikli kepçe.AYRAN TASI: Eskiden ayran içmekte kullanılan kulplu yayvan bakır kâse.AYRAN KAŞIĞI: Ayranı içmek için ayran tasının içindeki küçük kepçeÖCCE TAVASI: Öcce yapılan yuvarlak göz göz çukurları olantava.KAZAN: Tencere. Gaziantep’te her türlü tencereye kazan denir. Gazan olarak da telaffuz edilir.KEME DELECEĞİ: Keme kebabı yapılırken kemeyi şişe saplamadan önce delerek şişin geçeceği yeri açmaya yarayan alet. Keme doğrudan şişe saplanırsa çatlar ve parçalanır.KEME TAŞI: Keme temizlemek için kullanılan ponza taşı gibi süngerimsi taş.
SAHAN: Tabak. Yemek servisi için kullanılan bakır veya metal tabak.
SATIL: Bakraç. Bakırdan yapılan ve süt, yoğurt konulan kova biçiminde kulplu büyük kap.GUŞGANA: Kuşhane. Küçük bakır tencere.LEĞENÇE: Hamur veya köfte yoğurmaya yarayan geniş kenarlı tepsi veya leğene benzer kap.LENGERİ: Yayvan geniş tabak, Pilav vb. yemekleri servis yapmakta kullanılır.MAHRA: Üzüm, domates vb. taşımakta kullanılan ve katırlara yüklenilen altı dar üstü geniş ahşap sandık.MAHSERE (MASERE) KAZANI: Şire, bulgur yapımı gibi kış hazırlıklarında kullanılan büyük ve geniş kazan. Yaklaşık bir buçuk metre çapında, 50 santimetre yüksekliğinde olur.TEŞT: Geniş, kenarı yüksek leğen. Kış hazırlıklarında kazan olarak kullanılır.ZIRH: Kasapların ve kebapçıların et kıydığı büyük eğri bıçak.ZOM: Kasapların ve kebapçıların üstünde et kıydıkları, dişbudak veya ceviz ağacından yapılmış ahşap kesme tahtası. ■
104 HOMETEXTILE
EV TEKSTİ Ll DÜNYASININ
İS T A N B U LEV TEKSTİLİ FUARI
19-23 MAYIS 2015CNREXPO
Y E Ş İ L K Ö Y
[Spemi Am] cnrevteks.com/cnrevteks w all m eets w ith contem porary art
İşbirliğiyle
ItiKKlYE EVTEKSTİÜ İ s t a n b u l 3 ” ■IUNUICET ICUIIU f W P l j m t 3 r .
iü ş ia d sssssrta (® ) %r ”- ’■■■ «s* ksgeb B sEJ yİ!CNR EXPO Yeşilköy 34149 İstanbul, TURKEY Tel: +90 212 465 74 74 Fax: +90 212 465 74 76-77 www.cnrexpo.com
T H IS F A IR IS O R G A N IZ E D W IT H T H E P E R M IS S IO N O F T H E U N IO N O F C H A M B E R S A N D C O M M O D IT Y E X C H A N G E S O F T U R K E Y , IN A C C O R D A N C E W IT H T H E L A W NR.5174.
C N R H O L D IN G
19-22 November 2014CNREXPOY E Ş İ L K Ö Y - İ S T A N B U L
hometexfuariwvwv.cnrhometex.com
İn cooperation with
TETSIADIS T A N B U LC H A M B E R "C O M M ER CE KOSGEB
O M D S e k t ö r e l
U I N n i 1 0 ufiCNR EXPO Yeşilköy 34149 İstanbul, TURKEY \.+90 212 465 74 74 11+90 212 465 74 76-77 www.cnrexpo.com
THIS FAIR IS ORGANIZED WITH THE PERMISSION OF THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY, IN ACCORDANCE WITH THE LAW NR.5174.
C N R H O L D IN G g © |S