Fendi Magazin Sayı4

MAGAZİNKasım 2014 Yıl:1 Sayı 4

FASHION WEEK ISTANBUL

KALICI MAKYAJ UYGULAMASIYLA ZAMANINIZA DEĞER KATIN

Saçların kışın da korunmaya İhtİyacı var

DİKKAT3BOYUTLU

TÜRKİYE

Cildin Pürüzsüz ve Canlı Bir Görünüme Kavuşması

İçin ‘’Porselen Makyaj’’

Röportaj

Şebnem Gençer

Sevil Önal

Gürkan VuralHakan Güler

FENDİ MAGAZİNİmtiyaz Sahibi

Metronom Medya Adına

Eyüp Kervangü[email protected]

EditörŞebnem Gençer

MuhabirEmir Çavdar

Reklam Ve TanıtımAyten Mert

[email protected]İzzet Gültekin-Gürsel Daşdemir

FotoğrafCengiz Güzel

TasarımMehmet Pınarcı

Hukuk DanışmanıBarış Çabuk

Katkıda BulunanlarYusuf Kesmer Hicran Yılmaz

Şükrü Sözen Nazlı Arslan Hamza Özçelik Gökcen Gül

Web tasarımCeyhun Kocal

AdresMetronom Medya

Barbaras Mah. Mor Sümbül Sok. Deluxia Palace No:5 D. 383

Batı Ataşehir/ İstanbul

0 216 566 95 66 0 216 566 75 27

www.fendimagazin.comwww.metronommedya.com

Fendi Magazin dergisinde kullanılan haberler izin

alınmadan,kaynak gösterilmeden başka

yayınlarda kullanılamaz.Reklamlardan reklam veren

firma sorumludur.

FENDİ EDİTÖR

Şebnem GENÇER

Keyifli Okumalar

Fendi Kasım’da bir başka! Kasım deyince aklıma Sonbahar’ın eşsiz renkleri sarı ve kahverengi gelir. Bu renkleri Sonbahar sezonunda modern tasarımlarda da görebileceğiz. Pekii Sonbahar’ın renkleri bizi nasıl mı etkileyecek? Sevinç, zevk ve istikrar duygusunu güçlendirirken özgüveni yükseltip motivasyonumuzu arttıracak. Akla diğer gelen Aşk’ın rengi kırmızı ise, bohem trendi ile önümüzdeki sezonda baskın olacak gibi görünüyor. Abartıdan uzak, kumaş detaylarıyla hareketlenmiş eşsiz parçalar peşindeyseniz eğer; çiçek desenleri ağırlıklı olarak kullanılırken, çift taraflı giyilebilen duble kumaşlı mantolar ve ceketler ile tasarımlar bu sezon da bizleri monotonluktan kurtaracak. Fendi, bu ay’da yenilikçi Moda ve Sanat anlayışıyla içimizi ısıtmaya hazır

Kasım 2014 • Fendi Magazin 3

28Cildin Pürüzsüz ve Canlı

Bir Görünüme Kavuşması İçin ‘’Porselen Makyaj’’

KALICI MAKYAJ UYGULAMASIYLA

ZAMANINIZA DEĞER KATIN

38

MERCEDES - BENZ FASHION WEEK

ISTANBUL

4262

Saçların kışın da

korunmaya ihtiyacı var

78Mevsime bağlı depresyona

dikkat

4 Fendi Magazin • Kasım 2014 4 Fendi Magazin • Kasım 2014





Kasım 2014 • Fendi Magazin 7 Kasım 2014 • Fendi Magazin 7

8 Fendi Magazin • Kasım 2014






İlk yazımda, güzellik bloggerları olarak güzellik sektörünü nasıl “dönüştürdüğümüz” ve dijital PR’ı kaleme almak istedim. Bundan sonraki yazılarımda sizleri sezon trendleri, güzellik önerileri, güzellik sektöründeki yeniliklerle buluşturmaya devam edeceğim. Güzellik, hakkında herkesin bilinçli veya bilinçsiz fikir yürütebileceği bir sektör.

GÜZELLİK SEKTÖRÜNÜN“DÖNÜŞÜMÜ”

Dijital dünyanın içinden biri olarak, siz okuyucularım ve takipçilerimle bundan sonra dijital bir yayın olan Fendi Magazin Dergisi’nde buluşacağım. Heyecanlıyım!

Aynı zamanda en ufak bir hareketin, bütün Dünya’da trend olabildiği bir sektör. Bazen bir Hollywood yıldızının sürdüğü eyelinerın şekli, bazen de fikir önderi dediğimiz bir markanın ürettiği ürünün içeriği, bir anda bütün güzellik sektörünü etkileyebiliyor. Aslında esnek ve kendini sürekli yenileyebilen bir eko sistemden bahsediyoruz.


Güzellik bloggerları olarak bizler ise, bu sistemin en önemli parçası haline geldik. Bloggerların güzellik sektörüne en önemli etkisinin ise, objektif ve tarafsız önerileriyle sektörü yönlendirmeleri olduğunu düşünüyorum. Basının çok iyi olduğunu söylediği bir markanın ürünü hakkında, bir bloggerın olumsuz yorum yapması, markayı bir anda bitirebiliyor. Artık basındaki haberler, markanın diliyle yazılmış ve ürünlerin tamamen olumlu taraflarını gösteren içeriklerle dolu. Tüketici de bunun bilincinde. Bloggerların ürünü bizzat deneyerek, cilt tiplerine veya saç tiplerine göre aldıkları sonuçları, fotoğraflarla tarafsız yorumlamaları, sektörü daha gerçekçi bir imaja bürüdü. İnsanlar, sevdikleri ve güvendikleri bloggerların önerilerine bakmadan, özellikle güzellikle ilgili ürün almaz oldular. Bu da sektörü etkiliyor. Markalar artık dijitali kullanıyor ve her şeyden önemlisi artık Dijital PR diye bir sektör var. Geleneksel PR’ı yürüten ajanslar, bünyelerine Dijital PR’ı da ekledi. Markalar da bunun bilincinde, bloggerların yazması için yeni çıkan ürünlerini bloggerlara hediye olarak gönderiyorlar ve sadece bloggerlara özel lansman toplantıları yapıyorlar.

Bloggerların, sektöre katkısının yadsınamayacak bir gerçek olduğunun farkına varan markalar da, bloglara yatırım yapmaya başladı. Kullanıcı alışkanlıkları da değişti tabii. Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle, insanlar daha sabırsız oldu. Merak ettiği bir ürünü ya da markayı gidip bir mağazada hem yorularak hem de vakit kaybederek aramak yerine, sosyal medyadan ve bloggerların sayfalarından hemen ulaşıp meraklarını giderebiliyorlar. İnsanlar güzelliğin sadece mankenlere ve ünlülere özgü bir konu olmadığını, bloggerlar sayesinde keşfettiler. Artık bakımlı olmak isteyen ve güzellik sektörünü keşfetmek isteyen herkes, gerek evde yapılabilecek maskelerle, gerekse uygun fiyatla iyi sonuç alabilecekleri ürünlerle, bloggerlar sayesinde güzellik sektörüne dahil oldular. Belki de farkında olmadan, tam olarak 4 yıl gibi kısa bir sürede hem güzellik sektöründe hem de PR sektöründe nasıl büyük bir “dönüşüm” yarattık değil mi? İyi ki varız... Yaşasın bloglarımız, yaşasın bloggerlar!

İyi dileklerimle, Burçin Ünüvar – Beyaz Madam



AVON BIG AND DARING MASKARA İLE HERKESİ BÜYÜLEYEN BAKIŞLARA SAHİP OLUN



Bu Yıl Sonbahar’ın Renkleri Pastel TonlarıKüçük yaşlardan beri resme olan ilgisini meslek edinenen, Ressam Şebnem Gençer, Metronom Medya muhabiri Emir Çavdar ile keyifli bir sohbet gerçekleşterdi...

RÖPORTAJ


Fendi Magazin: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Şebnem Gençer: Tabii, ben Şebnem Gençer, 1988 yılında İstanbul da doğdum. Doğuş Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Resim Bölümünden mezunum.

F.M.: Meslek hayatınıza nasıl başladınız?

Ş.G.: İlk okul zamanlarımda yaptığım şeyin meslek olduğunu bilmeden beyaz kağıtlara sevdiğim çizgi film karakterlerini karalar ve boyardım. Gördüğümü birebir çizebildiğimi fark etmem uzun sürmedi. Buna rağmen meslek olarak seçeceğimi hiç düşünmemiştim. Geleceğe dair plan yapmadan lise de resim bölümünü okurken buldum kendimi. Hayatımda renkler hep önemli olmuştur. Zaman geçtikçe de aklımdakiler şekillendi ve Üniversite’de Resim bölümünü okuyarak resmin artık hayatımda büyük bir yeri olmasını istedim.


F.M.: Bir tablo sanatçıyı nasıl yönlendirir?

Ş.G.: Kendi gözlemlerimle ve hiç olmayanı yapmak arzusuyla yorumlayarak resmime başlıyorum. Çağdaş ve özgün olabilmek çok önemli bu süreçte. Sürrealizm ve Ekspresyonizm akımlarından beslenerek farklı resimler ortaya çıkarmaya özen gösteriyorum.

F.M.: Sanat dışında nelerle uğraşıyorsunuz?Ş.G.: Üniversite zamanımda aklımda hiç yokken bir anda beliren Tv sektörüne merak saldım. Tez canlı biriyimdir. Düşündüğümü gerçekleştirebilmek için hemen harakete koyulurum. Diksiyon ve Spikerlik-Sunuculuk eğitimi alarak yerel tv kanallarında program sunmaya başladım. Bir süre sonrasında ise işinde iyi olan isimlerden oyunculuk eğitimi aldım. Resim yapmaya devam ederken bu alanları kullanarak kendimi farklı şekillerde de ifade edebilmek istedim.


F.M.: Çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Ş.G.: Tepkiler genelde olumlu yönde… Daha fazla üretmem konusunda eleştiriler de oluyor. Bunları dikkate alıyorum. Özellikle Üniversiteden görüştüğüm hocalarımın düşüncelerini çok önemsiyorum.

F.M.: Moda hakkında görüşleriniz nelerdir? Bu senenin moda renkleri nedir?

Ş.G.: Modayı olabildiğince takip etmeye çalışıyorum. Özel hayatımda rahatlığı tercih ediyorum. Romantik renkleri seven bir kadınım. Bu yıl sonbahar sezonunda pastel tonlarını ve rahatlığı ön plana çıkaran parçaları görebileceğimiz için seviniyorum. Ağırlıklı olarak haki yeşili, bordo ve kadınların vazgeçilmezi mor’u göreceğiz. Bu keyifli sohbet için Şebnem Hanıma çok teşekkür ediyoruz...




EKOSE ŞIKLIĞI TWIGY’DETasarımcıların

vazgeçilmezi ekose bu yıl terliklerle evlerinize geliyor. Terlik trendinin

öncüsü Twigy, tüm aileyi ekose şıklığı ile

buluşturuyor

SİZİN KADAR ÖZEL BİR PARFÜM:

AVON CHRISTIAN

LACROIX AMBRE

DOĞANIN MUCİZELERİ EXTRAVAGANZA MAKYAJ KOLEKSİYONU İLE HAYAT

BULUYOR

Göz kararı deterjan kullanmak tarihe karışıyor! Bosch i-DOS Çamaşır Makinası deterjan miktarını kendisi ayarlıyorÖzel sensörleri sayesinde makineye yüklenen çamaşırın ağırlığını, kirlilik derecesini ve kumaş cinsini belirliyor. Bu bilgilere dayanarak da kullanacağı yıkama programını, uygun sıcaklık derecesini ve devir sayısını kendi seçiyor, ne kadar deterjan ve yumuşatıcı alması gerektiğini de kendi belirliyor


FOREWER NEW

Tekin Seyrekoğlu

Amerikadaniste.com

saat&saat

Clarks

Evim.net


RÖPORTAJ

Cildin Pürüzsüz ve Canlı Bir Görünüme Kavuşması İçin ‘’Porselen Makyaj’’Günlük makyaj, gece makyajı nasıl yapılması gerektiğini, makyaj yaparken nelerden kaçınmamız gerektiğine kadar birçok sorunun cevabını Fendi Magazin okurları için cevaplayan Makyöz Sevil Önal, Metronom Medya muhabiri Emir Çavdar ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi...Fendi Magazin: Makyaj nasıl bir cilt üzerine uygulanmalıdır?Sevil Önal: Makyaj mutlaka temiz cilt üzerine uygulanmalıdır. Makyaja başlamadan önce cilt tipine uygun ürünlerle temizlenmeli, tonikle silinmeli, göz çevresi ve dudak hariç (boyun ve dekolte dahil) nemlendirici sürülmelidir. Gözaltına o bölgeye uygun ayrı nemlendirici kullanmak gereklidir. Güneşin cildimize zararlarını unutmamalıyız. Sadece yazın değil dört mevsim güneş koruyucu ürünler kullanılmalıdır. Mümkünse en az 15-20 dakika, hatta bir saat önce bu işlemler yapıldıktan sonra makyaja başlamakta fayda vardır. Çünkü yapılan makyaj daha güzel ve daha kalıcı olur. Maalesef büyük şehirlerde çalışan hanımların bu kadar zamanları olmamaktadır. Ayrıca lens kullanıyorsak makyaja başlamadan önce lenslerimizi takıp, makyajı temizlemeden öncede çıkarmalıyız.

F.M.: Kuru cilt ve nemli ciltte uygulanan makyaj arasında fark varmıdır?S.Ö.: Makyaja başlamadan önce cilt yapısı kurumu, yağlımı yoksa karma ciltmi bilinmelidir. Kuru ve karma ciltler için yağ oranı yüksek, yağlı ciltler için ise yağ oranı düşük kapatıcıları ve fondotenleri tercih etmeliyiz. Göz kapakları normale göre yağlı ise ve krem far kullanılacaksa üzerini mutlaka toz farla desteklemeliyiz.

F.M.: Makyaja başlarken neleri göz önünde bulundurmalıyız ve dikkat etmeliyiz?S.Ö.: Kişinin; yüz şekli, göz rengi, ten rengi, saç rengi, cilt yapısı, kıyafet rengi ve modeli, gideceği mekan hepsi bir arada göz önünde bulundurulmalıdır.28 Fendi Magazin • Kasım 2014

F.M.: Günlük makyaj ve gece makyajı arasındaki fark nedir?Neden farklı malzemeler kullanmalıyız?S.Ö.:Gündüz kullanacağımız günlük makyaj daha doğal, sade ve mat tonlarda tercih edilmelidir. Ben şahsen mineral ürünleri tercih ediyorum. Gece makyajında ise daha belirgin eyeliner, far tonları abartıya kaçmadan daha koyu tonlarda, dudaklar daha belirgin renklerde olmalıdır.Takma kirpik ve ışıltılar gece makyajının vazgeçilmezlerindendir.

F.M.: Makyajda renk seçimlerini neye göre yapmalıyız?S.Ö.: Ben renk şeçiminin makyöz yada makyörlere bırakılmasını çok doğru bulmuyorum. Öncelikle kişilerin istekleri, zevkleri benim için ön plandadır. Önce hangi tonları sevdikleri sorarım. Sonra tüm kriterlerleri göz önüne alarak kendilerine uygun tonların neler olabileceğini paylaşırım.Çünkü mesela mavi tonundan hoşlanmayan ve hiç kullanmayan bir kişiye mavi tonlarında bir makyaj yaparsanız iyi yada kötü sonucuna katlanmanız gerekir. Artık eski yıllardaki gibi mavi kıyafete mavi makyaj, yeşil kıyafete yeşil makyajlar tercih edilmiyor. Renkleri küçük dokunuşlarla doğru bölgelere uyguladığımızda harika sonuçlar alabiliriz.

F.M.: İdeal yüz ve göz hangisidir? Göz şekline göre ne tür makyaj yapılmalıdır? (örn: çukur göz veya bombeli göz gibi.)

S.Ö.: İdeal yüz OVAL yüz, ideal göz ise BADEM gözdür. Makyaj yaparken yüzü gölgelendirmelerle ovalleştirmeye, gözüde badem göze çevirmeye çalışırız.Gözler çukur ise göz kapağı açık ton, gözler bombeli veya halk dilinde tabir edilen patlak göz ise göz kapağı rengi koyu tonlarda seçilmelidir. Bombeli, şişman, çekik, ve patlak gözlerde mutlaka eyeliner kullanılmalıdır. Işıltılı ve simli farlardan uzak durulmalıdır.Aynı şekilde gözler birbirine yakınsa göz kapağı açık ton, gözler birbirinden uzaksa göz kapağı koyu tonla boyanmalıdır. Gözaltı aydınlatıcısı ( concealer) teninize uyguladığınız fondoten tonundan 1 – 1,5 ton açık olabilir. Çok açık kullanılırsa özellikle fotoğraflarda bembeyaz kötü bir görüntü oluşturabilir. Ancak gözaltı çok çukur ise ten renginden 1,5-2 ton açık olabilir. Torbalı ise kendi ten renginde göz altına concealer uygulanmalıdır.



F.M.: Rujun ve makyajın uzun süre kalıcılığını nasıl sağlarız?S.Ö.: Öncelikle dudağımızın içini ruj rengine yakın tonda dudak kalemi ile doldurduktan sonra üzerine ruj uygularsak kalıcılığını artırırız. Ancak dudakta çok üst üste katman oluşturacak şekilde yapılan uygulamalar çok doğru değildir. Dudağı parlak göstermek için ise en son az miktarda parlatıcı kullanabiliriz.Makyajın kalıcılığını sağlamak için kulandığımız fondotenin üzerini mutlaka transparan pudra ile desteklemeliyiz. Makyajın tamamı bittikten sonra ise fixleyicikullanmalıyız.

F.M.: Ruj ve allık renklerinin birbiriyle uyumlu olması gerekir mi?S.Ö.: Tabiki ruj ile allıktaki renk uyumu önemlidir. Turuncu bir ruj kullanıp, allığımızı kırmızı renk seçmememiz gerektiği gibi. Özellikle gündüz makyajlarında allık ve ruj rengini doğal renklerde ve dozda uygularsak göze herzaman hoş görünür. Gündüz kırmızı ve bordo gibi koyu rujlarda gerektiğinde kullanılabilir. Göz makyajımızı hafif, dudak makyajımızı koyu çalışarak bunu bütün makyajlarda dengeleyebiliriz. Çünkü kırmızı ruj birçok bayanın vazgeçilmez rengidir.

F.M.: Makyaja önce göz makyajı ile mi yoksa bazı yaparak mı başlamalıyız?Yüzümüzde hangi bölgeleri aydınlık yapmalıyız?

S.Ö.: Bu tamamen makyöz ve makyörlerin kendi tercihidir. Şahsen ben çok sıcak yaz ayları dışında herzaman önce kapatıcı ve fondoteni uygularım. Çünkü kullandığımız profesyonel makyaj ürünleri 15-20 dakika sonra cilde tam uyum sağlayarak daha doğal gözükmektedir.Ben göz makyajını bitirdiğimde bazda ciltle bütünleşmiş oluyor. Mesela Arap ve Hint makyaj videolarını izlersek genellikle göz makyajı ile başlarlar. Bazı daha sonra çalışırlar. Onlar göz makyajlarında bizlere göre daha koyu ve yoğun tonları tercih ediyorlar. Herzaman aydınlatmak ve ön plana çıkarmak istediğimiz bölgeleri açık ton kullanarak, geri planda kalması gereken bölgeleri koyu ton kullanarak ışık gölge oyunları ile yüzümüzde harikalar yaratabiliriz.

F.M.: Makyaj uygularken yapılan en büyük hatalar nelerdir?Nelerden kaçınmalıyız?S.Ö.: Makyaj yaparken en çok dikkat edilmesi gereken kendi cilt tonumuza uygun kapatıcı ve fondoten seçimidir. Diğer önemli konu ise ışıktır. Beyaz ışıkta makyaj yapılmamalıdır. Beyaz ışık soluk gösterdiği için yapılan makyajın tonlarını ayarlamak zordur. Mesela allık farketmeden fazla sürülür.Sarı ışık makyaj için en doğru seçimdir.Gündüz makyajlarında aşırı koyu ve parlak makyajlardan kaçınmalıyız. Göz yapımız uygun değil ise çok uzun kuyruklu eyeliner çekmemeliyiz. Kirpik takmaktan hoşlanıyorsanız gündüzleri daha kısa ve doğal, geceleri daha uzun ve hacimli kirpikleri tercih edebilirsiniz.


F.M.: Porselen makyaj nedir?S.Ö.: Tüm bayanların merak ettiği konuların başında Porselen Makyaj gelir. Genellikle yalan yanlış bilgiler kulaktan kulağa dolaşır. Profesyonel makyöz ve makyörlerin, profesyonel makyaj ürünleri ile yaptığı tüm makyajlar porselen makyajdır. Ayrıca porselen makyaj ürünü diye bir şey yoktur. Porselen makyaj ciltteki kusurların kapatılıp, cildin pürüzsüz, canlı bir görüntüye kavuşmasıdır. Tabi bu ürünlerin kapatıcılık ve kalıcılık özelliği çok yüksektir. Genellikle gelin makyajında ve özel gün ve gece için makyaj yaptırılacaksa ilk sorulan soru porselen makyaj malzemesi mi kullanıyorsunuzdur. Sadece unutulan bir detay vardır. Malzeme kadar bunu uygulayan, sanatını sergileyen makyöz ve makyör seçimide çok önemlidir. Özel gün ve gecelerde tercih edilen makyajlarda kişi ile makyajı yapan kişinin arasındaki güven bana göre en önemlisidir.

F.M.: Günlük makyajda ve bakım ürünlerinde hangi ürünleri tercih etmeliyiz? Mineral makyaj ürünleri nelerdir?S.Ö.: Şahsen ben ve kızım günlük makyajlarımızda ve bakım ürünlerinde mineral ürünleri tercih ediyoruz. Sadece özel gün ve gecelerde profesyonel makyaj malzemeleri kullanıyoruz. Mineral ürünlerin daha ince yapısı olmasına rağmen kapatıcılık özelliğide küçümsenmeyecek kadar yüksektir. Hassas ciltlerde çok güvenle kullanılıyor.

Tabiki markadan markaya farklılıklar gösterebilir. En doğru ürünü kendimiz deneyerek, cildimizle en iyi uyum sağlayan ürünleri ve markaları tercih etmeliyiz.

F.M.: Makyaj eğitimi veriyor musunuz? Makyaj eğitim saatini neye göre belirliyorsunuz?S.Ö.: Evet tercihe göre kişisel ve grup makyaj eğitimleri, şehir içi ve dışı seminerler veriyorum. Makyajda eğitim saatlerim 4 saat ile 40 saat arasında değişiyor. Sadece kişisel, kendime nasıl makyaj yaparım diye gelen arkadaşlar için en az 4 en fazla 8 saat eğitim yeterli geliyor Kendine meslek edinmek ve bu yolda hedefleri olan, daha önce makyaj çalışmaları yapmış, yeteneğini ilerletmek isteyen öğrenci adaylarımla önce detaylı görüşürüm.Küçük bir makyaj uygulamasından sonra eğitim saatini belirlerim. Sıfırdan başlayan bay ve bayan öğrenci arkadaşlarımızda ise tercihen 32 ile 40 saat eğitim süresi gerekmektedir.Bu süre dahada uzatılabilir. Eğitimlerimde uygulama ağırlıklı makyaj tekniklerini çalışıyorum. Tüm marka ve ürünleri kullanarak, videolarla destekleyerek keyifli çalışma ortamında eğitimlerimi sürdürüyorum.

Bu keyifli sohbet için Sevil Hanıma çok teşekkür ediyoruz...


Saçınızı şekillendirirken Braun

ile özgür olun...YENİ Braun

SensoDryer ve Braun Style&Go ile saç

rutininizi değiştirin

Tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklanan P&G, cesur ve etkileyici saçlara sahip olmak isteyen tüm kadınları Braun’un yeni saç ürünleriyle

buluşturuyor. YENİ Braun SensoDryer saç kurutma makinesi, akıllı sensör teknolojisiyle saçlarınızı profesyonel bir biçimde şekillendirirken; YENİ

Braun Style&Go kurutucu ve mini düzleştirici ile görünümünüzü seyahat halinde veya gün boyu taze tutabilirsiniz.


SHISEIDO’DAN ZEN’E YENİ BİR DOKUNUŞ: ZEN MOON ESSENCE




GÜZELLİK

KALICI MAKYAJ UYGULAMASIYLA ZAMANINIZA DEĞER KATINKadınların kendilerini her an güzel hissetmelerini sağlamak amacıyla sunduğu dermokozmetik çözümlerle tanınan Divinia Güzellik Merkezi, kalıcı makyaj uygulamalarıyla makyaj yapma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Özellikle yoğun iş hayatına sahip kadınlar için kurtarıcı olan kalıcı makyaj uygulamaları, toplantı öncesi dakikalarca hazırlanmak zorunda kalmadan güzel bir görünüm sağlıyor




Kalıcı makyaj ile pigmentler renk, yüzünüz canlılık kazanıyorCilt altına iğneyle girerek, pigmentlerin renklendirilmesini sağlayan kalıcı makyaj, kadınları sürekli makyaj tazeleme derdinden kurtarıyor. Kaş, göz, dudak çevresi gibi geniş bir alanda kullanılabilen uygulama, ihtiyaç duyulan bölgeye özel iğnelerle deri altına boya verilmesi şeklinde gerçekleşiyor. Ufak bir lokal anestezi desteğiyle uygulama esnasında kişilerin acı duyması engelleniyor, kalıcı makyaj, hijyenik bir ortamda ve konforlu bir şekilde tamamlanıyor. Divinia Güzellik Merkezi’nde, kalıcı makyaj uygulamalarında kişilerin cilt sağlığına uygun yüksek kalitede natürel boyalar kullanılıyor.

Kalıcı makyaj avantajlarıyla fark yaratıyor Kalıcı makyaj, günlük yapılan makyajdan daha doğal bir görünüm elde edilmesini sağlıyor. Kalıcı makyaj sayesinde, hava şartları ve benzeri nedenlerle makyajın bozulması riski ortadan kaldırılmış oluyor. Kadınların belirli aralıklarla, düzenli olarak makyaj yaptıkları düşünülürse, kalıcı makyaj hem zaman hem de maddi anlamda tasarrufa imkan veriyor. Uygulama ile yüz hatları daha belirgin, cilt daha canlı görünüyor. Hassas cilt tiplerine sahip kişiler, kalıcı makyaj sayesinde sürekli makyaj malzemesi cilde uygulama nedeniyle oluşabilecek alerji riskinden kendilerini koruyabiliyor.




ISTANBUL



MODA TASARIMCISI ŞEYMA SUBAŞI İLK KOLEKSİYONUNU MERCEDES-BENZ FASHION WEEK

ISTANBUL “IN SEASON” KAPSAMINDA SUNDU




ISTANBUL



ISTANBUL


Yeni Philips Lumea Precision Plus ile tüylere elveda

Philips Lumea ailesinin en son üyesi Lumea Precision Plus ile ev konforunda pürüzsüz bir cilde sahip olmak mümkün. Yeni

Philips Lumea, en etkili IPL kablosuz çözümüyle tüylerin yeniden uzamasına engel oluyor


Yeni Philips Lumea Precision Plus SC2006/11, evinizin rahatlığında konforlu bir kullanım için üretildi. Philips Lumea, IPL (Yoğunlaştırılmış Işık Teknolojisi) adı verilen ve profesyonel güzellik salonlarında da kullanılan teknolojiyi temel alan ışık bazlı yenilikçi teknolojisiyle tüy köklerine ulaşarak ışık darbeleri veriyor. Bu işlem tüy foliküllerinin uyuma aşamasına geçmesini sağlıyor. Bunun sonucunda tüy doğal yollarla dökülüyor ve tüyün yeniden büyümesi önleniyor. IPL teknolojisini kullanan Philips Lumea ile iki ay boyunca, iki haftada bir gerçekleştirilen yalnızca dört uygulamadan sonra alt bacak bölgesindeki tüylerin yüzde 80’in üzerinde azaldığı görülmektedir*.

Philips Lumea Precision Plus, çok çeşitli cilt tonlarında ve tüy renklerinde hassas ve etkili uygulamalar için beş ayarlanabilir ışık enerjisi ayarına sahip. Büyük vücut aparatı, bacak gibi bölgelerde hızlı uygulama sağlıyor. Yüz ve diğer hassas bölgelerde kullanım için özel olarak tasarlanmış ekstra entegre ışık filtresiyle donatılmış olan hassas bölge başlığı da yüz (dudak üstü, çene ve favoriler), kol altı, bikini bölgesi gibi hassas vücut bölgelerindeki tüylerden kurtulmak için güvenle kullanılabiliyor.


Hillside City Club’ın yeni dersi çekici, enerjik ve çok eğlenceli

Egzersiz dünyasının popüler yıldızı “bootybarre” Hillside’da


Dünyadaki spor trendlerinin Türkiye’deki öncüsü Hillside City Club, son dönemin en gözde egzersizlerinden “bootybarre”ı üyeleriyle buluşturdu. Dünyaca ünlü fitness uzmanı Tracey Mallett’ın tasarladığı ve geliştirdiği, pilates, yoga ve dansın birleşiminden oluşan “bootybarre”, tüm vücudu sıkılaştırmaya, hatta 10 yaş daha genç görünmeyi ve hissetmeyi sağlamaya yardımcı oluyor. Hillside Sports Team’in vereceği bootybarre dersleri, ekim ayından itibaren tüm Hillside City Club’larda Hillsider’ları bekliyor.

Hillside City Club, son dönemin en gözde egzersizlerinden “bootybarre”ı üyeleriyle buluşturdu. Yurtdışında Los Angeles Times, Shape, Goodhousekeeping gibi birçok yayına haber olan bootybarre, Madonna, Natalie Portman ve Zooey Deschanel gibi ünlü isimlerin de egzersiz tercihi haline geldi. Dünyaca ünlü fitness uzmanı Tracey Mallett’ın tasarladığı ve geliştirdiği, pilates, yoga ve dansın birleşiminden oluşan “bootybarre”, tüm vücudu sıkılaştırmaya, hatta 10 yaş daha genç görünmeyi ve hissetmeyi sağlamaya yardımcı oluyor.



25’ten fazla ülkede uygulanan, birçok yayında en iyi egzersiz programlarından biri olarak kabul edilen bootybarre, tüm vücudu etkili bir şekilde çalıştırıyor, sadece esneklik kazandırmaya değil, aynı zamanda eğlenirken kardiyo yapmaya ve dolayısıyla da hızla yağ yakılmasına yardımcı oluyor.

Pilates, dans ve yoga bir arada, kaloriler çok uzakta

Tüm vücudu çalıştırırken hızla yağ yakmaya destek olan bootybarre egzersizi, farklı fitness dallarından esinlenen dans içerikli bir ısınma bölümü ile başlıyor. Daha sonra hafif dambıllar ile kollar çalıştırılıyor. Ardından, bale barına geçilerek başta bacaklar ve kalçalar olmak üzere tüm vücuda odaklanılıyor. Son olarak yerde pilates bazlı karın hareketleri ve yogadan esinlenen esneme hareketleri yapılarak ders bitiriliyor. Bir bootybarre dersinde yaklaşık 600 kalori yakılabiliyor. Egzersizin sonuçlarını görebilmek isteyenlerin, bootybarre dersine haftada 3 kez katılmaları öneriliyor.

55 dakikalık enerjik ve çekici bir egzersiz olan bootybarre, güç ve esnekliğin mükemmel kombinasyonuna hızlı bir şekilde kalori yakmaya destek olan kardiyovasküler çalışmayı eklemiş bir metod olarak öne çıkıyor. bootybarre, tüm vücudun sıkılaşmasına, bacakların incelmesine, kalçaların toparlanıp dikleşmesine yardımcı oluyor. Egzersizi düzenli olarak yapan kişiler, birkaç hafta içinde değişiklikleri fark etmeye başlıyorlar. bootybarre her ne kadar danstan esinlense de uygulamak için dansçı olmak veya bir partnerin olması gerekmiyor. bootybarre, tüm bu özellikleriyle kendi hayran kitlesini oluşturuyor, fitness dünyasında adından söz ettirmeye devam ediyor.


RÖPORTAJ

Bu Senenin Saç Modası ‘’Kendi Haline Bırakılmış Natural Görünümlü Saçlar’’Kuaförlüğe başlayalı 16 yılı aşkın zaman olan, işini zevkle yapan HKN Hair Design sahibi Hakan Güler ile Metronom Medya muhabiri Emir Çavdar keyifli bir sohbet gerçekleştirdi...Fendi Magazin: Bu mesleği seçmenizin özel bir sebebi var mı?

H.G.: Özel bir sebebi yok. Yaşam şartları bir yerde seçmenizi sağlıyor. Ama severek yaptığım bir iş. Özveriyle çalıştığım ve 16 senedir bu meslekte bulunduğum için çok mutluyum.

F.M.: Buranın kuruluş hikayesini bize anlatabilir misiniz?

H.G.: Buranın kuruluş hikayesi bir buçuk yıldır Bebek’teyiz. Kendi firmamızı, kendi ismimizi duyurmak için kendi salonumuzu açmış bulunmaktayız. 15-16 yıldır belli markaların altında çalışıp buraya gelmiş bulunmaktayız.


F.M.: Kadınlar sizden genellikle hangi modeli istiyor?

H.G.: Genelde kadınlar ona yakışan, kendini iyi ve güzel hissedeceği modelleri, nelerin yakışıp nelerin yakışmadığını konuşarak anlatarak bu konuda yönlendiriyoruz.

F.M.: Kadınlar neden sıklıkla kuaföre giderler?

H.G.: Kadınların genelde sevgilileriyle, ya da eşleriyle veya sosyal işleriyle geçişen bir dönem oluyor. Bu dönemlerde kuaförü sık kullanır hale geliyor ve böylelikle kuaförede çok büyük bir iş düşüyor. Özellikle üst düzey iş sahibi olan kişiler sürekli gelmeye başlıyor. Onun dışında gelen bayanlarda genelde mutlu olmak için, bir rahatlama, kendini yenileme için sıklıkla geliyorlar. F.M.: Yapması zor olan saç modelleri nelerdir?

H.G.: Yapması zor olan saç modeli yoktur aslında. Kişi, yönlendirme ve insan herşeyi yapmak için o insanı empoze etmek, yani o insana nelerin yakışıp yakışmayacağını öğrenmesini sağlamak biraz zor olabilir. Yoksa her türlü saç modelinde zorluk yoktur.


F.M.: Özel olarak dışarıya hizmet veriyor musunuz?

H.G.: Evet veriyoruz. Mümkün olduğu kadar düğün, çekim, moda, dergi gibi şeylerde dışarıyada hizmet veriyoruz. Onun dışında özel bir sunumumuz var. Şirketler arası çalışabiliyoruz. Mesela bir teknoloji şirketinde kuaför, makyaj, uzamanlık alanı gibi şeyleri empoze edip, yaşama tekrar dönüştürüp bunları insanlarla tekrar bir bağlantı kurup bu tarz şeylerde yapıyoruz. Modayla ilgili anlatımlar, sunumlarda yapıyoruz.

F.M.: Kuaförlüğün zor tarafları nelerdir?

H.G.: Kuaförlüğün en zor tarafı ekip yetiştirmek. Ekibi çok iyi şekilde organize edebilmek ve alt yapıdaki kuaförlüğü öğretmek en zor eğitimlerden biri. Çünkü eğitimde bu sektöre yönelme azalıyor. Eleman yetiştirmesi, kuaförlüğü ön plana çıkaracak daha yenilikçi kişilerin, daha ön plana çıkaracak şekilde eleman yetiştirmek şuan kuaförlüğün en zor dönemi diyebiliriz.



F.M.: Saç ve makyaj konusunda Fendi Magazin okurlarına önerileriniz var mı?

H.G.: Saç konusunda olabildiğince doğal, natural saçlar moda olduğu için, makyajda da aynı şekilde doğal makyajlar tercih ediliyor. Günlük makyajları da artık gece makyajları kadar doğal olmaya başladı. Bu konudaki önerimiz birebir uzmanlarla birgün eğitim veya birgün saç hakkında bilgiler alıp, hangi alternatifleri kullanabileceğini öğrenip evde de uygulayabilir hale gelmelidirler.

F.M.: Şuana kadar yaptığınız en zor saç modeli neydi?

H.G.: Genellikle gelin saçlarında zorlanabiliyoruz. Çünkü o günün verdiği heyecan oluyor kişide bu haliyle bizede yansıyor ve o saç modelini yetiştirebilme heyecanı oluyor bizde de. Bazı modeller çok uzun sürerken bazıları yarım saatte bile halledilebiliyor.

F.M.: Bu senenin saç modası nedir?

H.G.: Mümkün olduğu kadar doğal, natural, uçlarda hafif dalgalar, daha çok kesimlerde istenilen şey günlük yaşamında, evde rahat kullanabileceği rahat kesimler, çok şekillendirmeden, daha natural görünümde olan, kendi haline bırakılmış saçlar çok moda.

F.M.: Daha önce ünlülerle çalıştınız mı?

H.G.: Birçok ünlüyle çalıştık. Çünkü film çekimlerine çok fazla gittik. Yurtdışı olsun yurtiçi olsun böyle organizasyonlarda çalıştık. Hala da devam etmekteyiz.

Bu keyifli sohbet için Hakan Bey’e teşekkür ediyoruz...


LANVIN’DEN EĞLENCELİ BİR MERHABA



AVON ANEW CLINICAL HYDRA RECOVERY ile Siz Uyurken Cildiniz Genç Bir

Görünüm Kazansın


AVON’un yenilikleri ve teknolojisiyle 20 yıldır anti-aging sektörüne yön veren Anew serisine Gece Uygulanan Maske de

eklendi. Her yaşın kullanımına uygun AVON Anew Clinical Hydra Recovery Gece Uygulanan Maske, cilde 48 saate kadar ihtiyaç duyduğu nemi kazandırıyor, ciltteki nem oranını uygulandığı

anda 3 kata kadar arttırıyor

Dünyanın en önemli Ar-Ge merkezlerini bünyesinde bulunduran ve binlerce uzmanı ile cilt bakımında birçok yeni teknolojinin sahibi olan AVON’un Anew

serisi büyüyor. Yeni AVON Anew Clinical Hydra Recovery Gece Uygulanan Maske, benzersiz teknolojisi ile siz uyurken cildinize bakım yapıyor.


Saçların kışın da korunmaya ihtiyacı varDeğişen mevsimlere göre; vücudumuzu korumak için giysilerimizi, cildimizi korumak için bakım ürünlerimizi değiştirdiğimiz gibi, saç bakımının da farklılaşması gerekiyor. Saçlarımızın aynı cildimiz gibi yoğun ilgiye ve korunmaya ihtiyacı var. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, genetik mirasımızın farklı olması dolayısıyla, kişilerin değişen mevsimlerde farklı saç bakımlarına ihtiyaç duyacağını söylüyor

Saçlarımız sonbahar yaprakları gibi dökülmesin…Yaz mevsiminin bitmesiyle deniz, klor ve güneşin saçlar üstündeki yıpratıcı etkileri sonbaharda ortaya çıkmaya başlıyor ve kötü bir görünümle beraber saçların dökülmesine de neden oluyor. Üstelik, genetik olarak kuru ve cansız saçlara sahipseniz mevsim değişikliğinden fazlasıyla etkileneceksiniz demektir. Yoğun nemlendiricili bakım maskeleri ve doğal yağ karışımlarıyla hazırlanmış bakım ürünleri saçlarınızın matlaşmasını ve kırılmasını düzenleyecektir. Saç dökülmelerine karşı alınacak ilk önlem; saç tipinize göre doğru şampuanı seçmektir. Unutmayın ki; şampuan seçiminde yapılan yanlışlar hayatınızı zehir edebilir. Ayrıca beslenme de saç dökülmesinde en önemli faktörlerden biridir. Omega-3 ten zengin yiyecekler, yeşil çay ve diğer antioksidanlar, B6 ve folik asit, niacin, biyotin gibi saçları güçlendiren besin takviyeleri de saçların bütünlüğünü, sağlamlığını canlılığını ve parlaklığını destekler.


Soğuk saçlar için büyük tehlike…Soğuk kış aylarında havadan yalnızca cildiniz değil, saçlarınız da etkilenir. Soğuğun ne derece büyük bir tehlike olduğunu, özelliklede saçlarınız sıhhatli değil ise sonbaharda başlayan saç sıkıntıları, kışın gelmesiyle beraber gittikçe çoğalacaktır. Yağlı saçlardaki yağ oranı yükselecek, kuru saçlar daha fazla kuruyacaktır. Mevsim değişikliğinin saç dökülmesini hızlandırdığı ise artık bilinen bir gerçektir. Kış mevsimi süresince soğuk ve nemli ortamda kapalı kalan saçlarınız incelmiş saç tellerine ve matlaşmış bir görünüme sahip olur. Tüm bir kış boyunca saçlarınız için önerilen bakımı uygulamaz ve gereken özeni göstermezseniz, baharda sizi zorlu bir bakım süreci bekler. Bunun önüne geçmek için de kış ayları boyunca saçlarımızı koruma altına almalıyız. Bitkisel içerikli ampuller haftada en az 2 kez uygulanmalıdır. Bu konuda yetkin eczacılardan yardım alarak saçınızın yapısına uygun maske uygulamaları yapabilirsiniz. Bir de tabi ki duştan sonra fön uygulamasından kaçınmalısınız.

Sağlıklı saçlara sahip olmak için neler yapmalı?• Saçlarınızı sabunla yıkamayın, nem kaybına neden olacaktır. • Saçların kirlenme ve yağlanma durumunu dikkate alarak sık yıkamaktan kaçının.• Saçlarınızı daima az şampuan kullanarak yıkayın, daha çok şampuan kullanıldığında saçlarınız daha temiz daha bakımlı olmaz.• Saçınızı yıkadıktan sonrasında kesinlikle bakım yapan bir saç kremi tatbik edin.• Saçlarınızı olabildiğince seyrek boyatmaya ve doğal renginize yakın renkleri. seçmeye özen gösterin.• Saçların hava ile temasını kesmeyin. Özellikle sıkı eşarp ve örtülerden sakının.• Saç jölesi ve spreylerinin saçların hava almasını engelleyerek saç dökülmesini artıracağını unutmayın.• Saçlarınızı yıkadıktan sonra pamuklu havlular ile kurulayın, saç kurutma makinesi kullanmayın.• Saç köklerinin güçlenmesi için sağlıklı ve dengeli beslenmeye dikkat edin


Kasım 2014 • Fendi Magazin 65 Kasım 2014 • Fendi Magazin 65 Kasım 2014 • Fendi Magazin 65


3BOYUTLU TÜRKİYE

RÖPORTAJ

Türkiye’nin tarihi ve kültürel yapılarının 3 boyutlu maketlerini yapıp, Amerika’da festival düzenleyen, Türkçe Olimpiyatları’nda büyük emeği olan Gürkan Vural, Fendi Magazin okurları için festivali ve yaptığı işleri bize anlattı.

Birçok organizasyona imza atan, yaptığı işlerle adından söz ettiren, Türkiye’yi dünyaya tanıtmak için çeşitli projeler yapmaya devam eden Gürkan Vural ile Metronom Medya muhabiri Emir Çavdar samimi bir sohbet gerçekleştirdi...

Fendi Magazin: Bize kedinizden biraz bahsedebilirmisiniz ?Gürkan Vural: Zonguldağın Çaycuma ilçesinde büyüdüm. Liseden sonra 4 yıl kadar kara harp okulu eğitimim oldu. Sonra sağlık sebebiyle ayrılmak zorunda kaldım. Bir süre Kazakistan’da kaldım. Orada da Türk edebiyatı okudum. 1994 yılında geri döndüm. Önce medya sektöründe işe başladım.

Radyo programları yaptım. Arkasından televizyon sektörüne geçtim. Televizyon programları yaptım. 2 yıl içinde oldu bu radyo ve tv programları. 1996 yılında da bir vakfın kültür sanat bölümü başkanlığına başladım. Aynı zaman da müzik piyasasında yapımcılık yapmaya başladım. Şahin Özer’le başladım mesleğe. Daha sonrada kendi müzik yapım şirketimi kurdum. Müzik yapımcılığında hakikaten önemli isimlerle çalıştım. Ahmet Özhan’la, Cem Karaca’yla çalıştım. Cem Karaca’nın menejerliğini de yaptım bir süre.Şiir albümleri yaptım. Ahmet Selçuk’la, Uğur Aslan’la güzel isimlerle çalıştık. Bu yapımcılığın dışında Uluslararası Türkçe Olimpiyatları adında bir organizasyonun bir nevi başkanlığını üstlendim.


F.M.: Sizin ve ekibinizin sayesinde binlerce kişi Türkiye’yi tanıdı,nasıl başladı festivalin hikayesi ?

G.V.: Biz Uluslararası Türkçe Olimpiyatlarını düzenlemeye başlayınca dekor ihtiyacımız oldu. Bizde bu ihtiyacımızı, araya 3.şahısları sokmadan kendimiz yapalım istedik. Cemal Kıymaz ustamızın şirketi olan Norm Design adında bir firma kurduk ve artık kendi dekorlarımızı kendimiz yapmaya başladık. Daha sonra 3 boyutlu dekorlarda yaptık. Fakat sonra düşündük ki yılda bir defa olucak bir organizasyon için böyle bir firma kurmak olmaz ve bizde dedik ki kendimiz birşeyler üretelim. O zamanlar Kıvılcım Kabala ile birlikte çalışıyorduk. Kıvılcım birgün benim aklıma bir fikir geldi diyerek bana geldi. Dedi ki ‘’Anadolunun, kültürel ve tarihi varlıklarını yapalım.’’ Sonra dedi ki bunları dolaştıralım. Şimdi düşününce,örnek veriyorum Çorum’da ki biri, Van’da ki Kasımiye Medresesini büyük ihtimalle görmememiştir. Belki de ömrünün sonuna kadar görmeyecektir.Görmeye hakkı yok mu? -Var. Bu proje öyle merkezi yerlerde kurabilirsiniz ki insanlar orada örneklerini görünce ‘’küçültülmüş hali böyle ise gerçeği nasıldır?’’ diyip oraya gitmek isteyecektir. Kısacası insanların gördükleri zaman iştahlarını kabartacak, gidemezse de ben gördüm diyebilecekleri bir proje yapalım dedik. Sonra Türkiye çapında bunu dolaştırmaya başladık.

Ben Amerika’ya sık giden biriyimdir. Daha sonra bunu Los Angeles’ta ki bir arkadaşım biz bunu yapmak isteriz dedi. Zaten o bölge Amerika’nın eğlence merkezi, yani yapılacaksa bu bölgede yapılmalı diye düşündük. Bizde bu fikre olumlu baktık ve projeyi uygulamaya yola çıktık. Ve Anadolu Kültürleri ve Yemekleri Festivali bu şekilde Amerika ‘da da başladı.

F.M.: Festivalde Türkiye’nin kaç tane şehri tanıtılıyor?

G.V.: İlk sene İstanbul, Konya, Antalya, Mardin ve Van’ı götürmüştük. Sonra Antalya’yı çıkardık. Yerine İzmir’i götürdük. Efes Antik Kentini yaptık. Isparta ve Burdur’u ekledik. Daha sonra Ankara, Amasya. Trabzon ve Erzurum’u ekledik. Bir yabancı için, Türkiye’de gezilmesi görülmesi gereken herşeye yer verdik. Biz sadece şehirleri değil aynı zamanda bu coğrafya da yaşamış medeniyetleri de tanıttık.



F.M.: Hangi medeniyetler var fesivalde ?

G.V.: Hitit İmparatorluğu, Kommagene, Lidya, Pers İmparatorluğu, Urartu Devleti (Ermeniler), Frigya, İyon Uygarlığı Krallığı , Asur, Troya, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Büyük Selçuklu İmparatorluğu, Osmanlı İmparatorluğu ve Türk Cumhuriyeti olarak 14 tane medeniyeti Amerika ile buluşturduk.

F.M.: Festivalden sonra Türkiye’ye gelen turist sayısında nasıl bir artış oldu ?

G.V.: Bunu rakamsal olarak söylemek çok zor ama bildiğimiz bazı şeyler var. Mesela Mardin’e festivali yapmadan önce Amerika’dan gelen resmi turist sayısı 11 kişiydi. Festivalden sonra ise resmi kayıtlara göre 1100 kişi gelmiş. Bu artış bizim sayemizde mi oldu, onu bilmiyorum.

F.M.: Geçen yıl başladığınız tek kişilik bir gösteri yapıyorsunuz, nasıl başladı bu gösterinin hikayesi ?

G.V.: Ben zaten zaman zaman üniversiteli arakdaşlarla söyleşiler yapıyordum. Sonra dedim ki bunu iki saatlik bir gösteri haline getirsem, bunca yıldan beri içimde kalanları, anılarımı insanlarla paylaşsam dedim. Zaten gösterinin adı da İçimdeki Hikayeler’dir.

F.M.:Gösteri için çevrenizden nasıl tepkiler alıyorsunuz ?

G.V.:Ben yakın dostlarımdan çok büyük tepkilerde aldım, sanat camiasından dostlarımdan ‘’Tüh! Neden daha önce bu işe başlamadın.’’ gibi tepkilerde aldım.

Bu keyifli ve samimi sohbet için Gürkan Bey’e çok teşekkür ediyoruz...





QULALITASSPA SAĞLIKLI YAŞAM MERKEZİ’NDE KENDİNİZİ YENİLEYİN

Wyndham Grand İstanbul Levent Qalitasspa Sağlıklı Yaşam Merkezi Hem Ruhu Hem Bedeni Arındırıyor

Wyndham Grand İstanbul Levent, şehrin en merkezi yerinde, iş hayatından misafirleri için her türlü rahatlığı düşünüyor. Otel içerisinde bulunan çeşitli olanaklardan yararlanabilen otel misafirleri, QUALITASSPA Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde hem ruhlarını hem de bedenlerini arındırıp rahat bir nefes alıyor.

Dünyanın en saygın ve bilinen otel zincirlerinden olan Wyndham Hotel Group, Özdilek Holding yatırımıyla İzmir’den sonraki ikinci oteliyle İstanbul’un kalbi Levent’te misafirlerine hizmet veriyor. Misafirleri için her türlü hizmetin en kalitelisini vermeyi ilke edinen Wyndham Grand İstanbul Levent, ayrıcalıklı QUALITASSPA Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde, iş koşuşturmacası içinde yorgun düşen konukları ile üyelerinin dinlenmesi ve tazelenmesine olanak sunuyor.



Wyndham Grand İstanbul Levent’in 3200 m² alana sahip QUALITASSPA Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde; unisex ve bayanlara özel buhar odası, Türk hamamı, sauna ve kar çeşmesi, unisex ve bayanlara özel dinlenme alanları, açık havuz & jakuzi ve çocuk havuzu (yaz sezonu), kapalı havuz ve çocuk havuzu, fitness center, cilt bakımı odaları, masaj odaları, couple masaj odası (masaj odası ve sauna), SPA Suit, (masaj odası, hamam, sauna ve jakuzi), pilates stüdyo, spinning stüdyo, fonksiyonel stüdyo ve unisex kuaför bulunuyor.

SPA Merkezi Üyelik Paketleri 7’den 70’e Herkese Hitap EdiyorOtelde konaklamadan da sahip QUALITASSPA Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni kullanmak isteyenler için düşünülen üyelik sistemi, çocuk, yetişkin, kadın, erkek herkese hitap ediyor. Otel misafirleri haricinde QUALITASSPA Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni kullanmak isteyenler, 0 (212) 386 10 00’dan Wyndham Gram İstanbul Levent yetkilileri ile iletişime geçebilir.




Mevsime bağlı depresyona dikkatGünlerin kısalması, güneşin yerini yağışlı havalara bırakması, kapalı mekanları daha çok tercih etmek zorunda kalışımız keyfimizin kaçmasına sebep olabilir, hatta mevsimsel depresyonu tetikleyebilir. Hayatı kolaylaştıran çözümler bütünü Back-Up’ın Psikolojik Rehberlik Danışmanı Çağlar Karaman, mevsimsel depresyon hakkında bilgi veriyor ve korunmak için önerilerini paylaşıyor


Sonbahar ve kış ayları mevsimsel depresyon açısından oldukça yüksek risk taşıyan dönemler olarak karşımıza çıkıyor. Çocuklu ailelerde ve öğrencilerde okulların açılması ile birlikte oluşan maddi ve manevi kaygı, çalışan kesimde genellikle iş yoğunluğunun yaz dönemi sonrası artması, büyük şehirlerde yaşayanlar için kötü hava koşulları sebebiyle oluşan anormal trafik gibi sebepler bu mevsimde modumuzun düşmesine sebep olabiliyor. Back-Up Psikolojik Rehberlik Danışmanı Çağlar Karaman, “Güneş ışınları beyinde seratoninin (mutluluk hormonu) artmasına sebep olur. Güneş ışınlarının azalması ile de mevsimsel depresyon görülebilir. Sonbahar depresyonu daha çok kadınlarda görülmekle birlikte daha önce depresyon tanısı almış kişilerin de bu mevsimde yineleme ihtimali yüksektir. Hamilelik sürecinde bulunanlar da hormonsal değişikliklerle birlikte bu süreçten daha fazla etkilenebiliyor” diyerek mevsimsel depresyonun belirtilerini aktarıyor: “Bu dönemde kişi yorgunluk, bitkinlik, isteksizlik, çabuk sinirlenme, karamsarlık, libidoda azalma, konsantrasyon eksikliği, uykusuzluk, yorgun ve bitkin uyanma gibi şikayetler yaşayabiliyor. Bu tip sıkıntıların yaklaşık olarak 2 hafta sürmesi normal sayılabilecekken, 2 haftadan daha uzun süre devam etmesi halinde bir uzmandan destek almak gerekir. Tedavi edilmeyen depresyonda bu belirtiler çok uzun süre devam edebilir, mesleki ya da akademik başarıyı düşürebilir, ikili ilişkilerde sorunlara, cinsel bozukluklara, alkol ve uyuşturucu madde kullanımına ve hatta kişinin kendisine fiziksel zarar vermesine yol açabilir”.

Back-Up Psikolojik Rehberlik Danışmanı Çağlar Karaman, depresyondan uzaklaşmak ve keyiflenmemizi sağlamak için gündelik hayatta uygulanabilecek basit yöntemleri de sıralıyor: -Mümkün olduğunca sevdiğiniz kişilerle vakit geçirin, aklınıza takılan çözümsüz konulardan uzaklaşın.-Spor yapmaya özen gösterin. En azından günde yarım saatinizi açık havada yürüyüşe ayırmaya çalışın. -Evinizi mümkün olduğunca temiz ve toplu tutmaya çalışın. Canınız sıkıldığında evdeki bir çekmeceyi ya da dolabı düzenleyin. Bir şeyleri düzelmek sizi psikolojik olarak rahatlatacaktır.-Çarşaflarınızı sık sık değiştirin, odanızı mümkün olduğunca havalandırın. Güzel kokular keyfinizi yerine getirecektir.-Gün ışığından olabildiğince faydalanın. Eve daha çok ışık girmesini sağlayın. Dışarı çıkmak için bütün fırsatları değerlendirin-Karbonhidrat tüketimini mümkün olduğunca azaltın, bol bol su tüketin, kafeinli içecekler yerine bitki çaylarını tercih edin.-Zamanınızı uyuyarak geçirmeyin, erken kalkmaya özen gösterin.-Kendinize bir hedef koyun ve onu gerçekleştirmek için çaba sarf edin.-Sizi oyalayacak bir hobi edinmeye çalışın. -Yeni insanlarla tanışma olanağı sağlayacak etkinliklere katılın fakat çok kalabalık ortamlar sizi rahatsız edebilir, daha ufak grupları tercih edin.-Sizi mutlu eden anılarınızı sıklıkla aklınıza getirin, hayallerinizi gerçekleştirebilmek için bir program yapın.


MİLYONLARI ZAYIFLATAN DR. DUKAN SAĞLIKLI VE LEZZETLİ ÜRÜNLERİ İLE TÜRKİYE’DEDünyada 38 milyona yakın insanın forma kavuşmasını sağlayan Dr. Dukan, mini kraker, gevrek, bisküvi, bar gibi birbirinden lezzetli, sağlıklı ve hafif ürünleriyle şimdi de Türkiye’de


Dünyaya Dukan metodunu tanıtarak, milyonları forma kavuşturan, kitaplarıyla sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı olarak sunan ve imkansız sanılan kiloların gözle görülür şekilde verilmesini sağlayan ünlü Fransız Doktor Pierre Dukan, yulaf kepeği mucizesi ile benzersiz lezzetler yarattı. Kalori hesabı yapmadan, lif oranı yüksek ve yulaf kepeği içeren mini krakerler, kırmızı meyveler ve karamel olmak üzere 2 farklı lezzet seçeneği ile sunulan gevrekler, fındıklı, vanilyalı, tarçınlı, Hindistan cevizli, çikolatalı bisküviler ve keten tohumlu, fındıklı çikolatalı barlar ile günün her saatinde bu lezzetli ara öğünlerle sağlıklı tokluğu hissedeceksiniz.


Birbirinden sağlıklı, glisemik indeksi düşük, lif oranı yüksek, beyaz un, şeker ve yağ içermeyen Dukan lezzetleri ideal kilonuza ve formunuza ulaşmanız için birebir! Türkiye’de raflarda yerini alan Dukan ürünleri ile açlık hissinizle vedalaşacak, daha sağlıklı beslenerek, daima forma kalacaksınız!Dukan ürünlerine tüm Macro Center, Migros ve seçkin eczanelerden ulaşabilirsiniz.Dukan ürünlerine tüm Macrocenter, Migros ve seçkin eczanelerden ulaşabilirsiniz.DUKAN MİNİ KRAKER: %91 YULAF KEPEĞİ – Ürün fiyatı 8,00 TLDUKAN GEVREK: %65 YULAF KEPEĞİ – Ürün fiyatı 25,00 TL


DUKAN BİSKÜVİLER: %65 YULAF KEPEĞİ – Her bir kutu içerisinde 18 adet bisküvi bulunur. Her paket 6 ara öğün olarak kullanılır. Ürün fiyatı- 24,00 TLDUKAN BARLAR: %50 YULAF KEPEĞİ – Her bir kutu içerisinde 6 adet bar bulunur. Her bir bar 1 ara öğün olarak kullanılır. Ürün fiyatı 21,00 TLDUKAN YULAF KEPEĞİ UNU: %100 YULAF KEPEĞİ – Ürün fiyatı 22,00 TL Protein ağırlıklı bir diyet olan dünyanın en ünlü diyeti Dukan, protein ağırlıklı beslenme sistemi ile kas dokusunu geliştiren ve yağ oranının azalmasını sağlayan çok özel bir beslenme tarzı sunar.

MAGAZİN

Fendi Magazin Sayı4

Documents