Top Banner
-- \ ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ SEMPOZYUMU ROMANYA-KÖSTENCE 03-07 EYLÜL 2008 HAZlRLAYAN ÜNVER NASRATTINOGLU ANKARA. 2009
14

ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

Jul 27, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

--\

ULUSLARARASI

AHMET YESEVİ'DEN GÜNÜMÜZE

İNSANLIGA YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ

SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi

ROMANYA-KÖSTENCE

03-07 EYLÜL 2008

HAZlRLAYAN

İRFAN ÜNVER NASRATTINOGLU

ANKARA.

2009

Page 2: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

GAGAUZ YAZILI EDEBiYATI VE MİLLİ KÜLTÜRÜNDE ÜÇ ZİRVE

D. TANASOGLU, N. BABOGLU VE D. KARAÇOBAN

Doç. Dr. Tudora ARNAUT * (Ukrayna)

Tüm yazılı edebiyatıann kaynaklan sözlü edebiyattan gelınekte. Gagauz yazılı edebiyatı uzun zaman bilim dünyasına kapalı kutu gibi kalmış ve "yazılı edebiyatı tam edebi anlamda formalaşınamış edebiyattır" diye dış dünyaya tamtılınaya çalışılmıştır.

Dil, gelenek gorenek, yaşam tarzı açısından bir çok ortak yanları olan Türk boyları ortak edebiyat ornekleri açısından da bu zenğinliğe sahip olduklarım tarih içerisinde dunyaya sergilemislerdir. Orhon Yazıtları ,'Divani Lugat-it Turk', 'Kutatğu Biliğ', 'Kitab-ı Dede Korkut' ve diger eserler ortak Türk edebiyatının eserleri olduğu kadar Türk dünyasımn bir kolu olan Gagauzlar'ın da eserleridir. Eski Sovyetler Birliği zamarnnda bu eserlerin Gagauz edebiyatı içerisine dahil edilıneınesi ise büyük bir eksikliktir. Zira, Gagauz yazılı edebiyat 1957 yılında kiril alfabesine geçme ile başlatılınakta. Halbuki, eski Türk kaynakları Oğuzlar'ın toıunları olan Gagauzlar'ın da edebi hazinesi sayılınaktadır.

1957 yılında çok daha önce Grek alfabesi temelinde Karaınanlıca yazılarında dua kitaplann Gagauz dilinde yazılınası ve okutulınası, onun devammda ise din adamı protoirey Mihail Çakır tarafından Gagauz tarihinin incelenmesi ve Gagauz diline din kitaplannın birçoğunun bu şahıs tarafından tercüme edilınesi, -rus bilim adamı, etnograf V. Moşkov'un Gagauz köylerinden falklor örnekleri toplaması ve yazıya dökmesi vd. etkenler çağdaş edebiyatın temelini oluştıırmuştur.

Kısaca belirtmek gerekirse, Moldova'nın Romanaya'ya bağlı olduğu dönemlerde Gagauz yazılı edebiyatının kurucusu sayılan din adamı, protorey Milmil Çakır (1861-1938) ana diline ortodoks hristian dininin kutsal kitabı olan "Evangeliya" (İncil) , 'Psalmı' 'Liturgı·ya' 'Çasoslov' 'Klisenin kısa tarihi' 'Yeni kutsallann tarihi' 'Eski

' ' ' ' ' kutsallann tarihi' adında eserleri Gagauz diline çevirmiştir (Çebotar:7). Bu din adarnın katkıları bununla smırlanınamış ve hükümete başvurarak ana dilinde gazete ve kitap hasılınası için izin isteyip 1907 yılından itibaren Kişinev'de Gagauz dilinde dini gazete çıkarmaya başlamıştır. Gagauzlar'ın kökenini, gelenek göreneklerini, halk edebiyatım araştırıp "Gagauzı Benderskogo Uezda" (Bender vilayetinin Gagauzlan) adında hacimli bir eser ve 'Gagauzça-Romence laflık' gibi sözlük de gelecek nesillere bırakmıştır. Latin harfleri ve romen alfabesine dayanan Gagauz Türkçesi ile yazılan bu eserler yüksek edebi nitelik taşımasa da dilinin zengin kelime hazinesine sahip olduğunu göstermekte ve din, dil kültür konusunda kılavuzluk etınektedir.

112

Page 3: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

Zira yazılı edebiyatının temelinde kendi halkına kendini adamış ve Gagauzlar'ın yaşamında büyük iz bırakmış insanlar vardır ki, halk onlar "Gagauz halkın aydın kahramanları" diye anlandırmaktadır.Bu şahısların baş;ında Dionis Tanasoğlu, Nikolay Baboglu ve Dmitriy Karaçoban gelmektedir.

Herbiri kendi hayatlarını, mücadelelerini halkına adamış ve kendi isimlerini altın harflerle Gagauz tarihine yazmıştır. Bu kişiler bir alanda kendini tanıtmaktan ziyade, birçok dalda önemli adımlar atmışlardır. Yazarlığın yanısıra, etnoğraf, tarilıçi, öğretmen, sillema yönetmeni, folklorcu, ressam vd. branşlar onların hayatlarının meslekleriydi. V e ücü de aynı zamanda devletin yüksek görevlerinde bakanlık, rektör, müze müdürlüğü yaptılar. Onların hayatında "seçme" hakkı yoktu, onlar halkına yararlı ve inandıkları tüm işleri dener ve koyuldukları işi sonuna kadar götürülerdi. Onlar halkın gerçek milli kahramanlarıydı ve öyle de kaldılar.

Herbiri hakkında kısa bilgi vermek gerekirse öncelikle Dionis Tanasoğlu' dan başlamak uygun olacaktır.

Dionis Tanasoğin (1922-2006) i

Herbir Gagauz aydını D.Tanasoğlu ismini duydukça aklına ilk onun "ana dilim"şiirini hatırlamakta:

Ana dilim-tatlı bal, Salkım çiçi:Hi kokusu, Şırasım üklü dal V ermiş gömeç dolusu .....

Dili laazım bilelim-Ona biz inan evladız, Dili hiç kaybetmeyelim­Salt onumıan biz insamz.

Bu dizelerde şair gerçek Gagauz ruhunu aksettirmiş ve dilin yönemini sade cümelelerle anlatmıştır.

Gagauzların arasında Dionis (Deniz) Tanasoglu aydın bir şahsiyet olarak tamrunaktaydı .. Kendisine Gagauzlar'ın arasında Deniz Ağa diye hitap edilirdi. Uzun boylu, kır saçlı, güler yüzlü, yakışıklı, emin adımlarla sakin yürüyüşü ile tanınan Deniz Ağa tam bir Oğuz tipiydi. Gagauz tabiriyle " esaplı", yani ahlaklı, sözürıü bilen bir adamdı.

Dionis Tanasoglu 1922 yılında Gagauz Yeri'nde bulunan Çadır ilçesine bağlı Kiriyet köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Nikolay Tanasoğlu, Gagauzlar'ın önemli edebiyatçılarından ve ana dilinde yaratan ilk Gagauz yazan ve eğitirncisi, Gagauz edebiyatın formalaşmasında da ayrıca ilkierin başında gelmektedir. Bu eğitimini ve ana diline sevgisini babasından alan genç yazar, daha genç yaşlarından itibaren kendini kendi halkına adamış ve tüm hayatı boyunca bu doğrultuda çalışmıştır.

İlk okulunu kendi köyünden tamamladıktan sonra Akkermaıı (yeni adı Belgorod- Dnestrovski; Ukrayna) kasabasında orta okulu okıimuş ve daha sonra 1938-1943 yılları arasında romen kasabası Bırlad'da liseyi tamamlamıştır. Romen

113.

Page 4: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

dilini çok iyi derecede bilen genç Tanasoğlu İkinci Dünya Savaşı sırasında faşist Gitler' e karşı Ro men askeri sıfatıyle savaşmış tır.

Çalışkan ve azimli genç, savaştan hemen sonra kendini okumaya vermiş ve "İon Creange" Üniversitesinde öğretmenlik mesleğine sahip olurken, aynı zamanda dışarıdan da Leningrad Tiatro Üniversitesin'de Aktörlük Bölümü'nü tamamlamış bulunmaktaydı. Daha sonra bu eğitim onun hayatında en önemli yeri tutacak ve "Gavriil Muzıcescu" adına Kişinev İnçesanat Enstitüsü 'nde genç Gagauz yetenekleri biraraya toplayıp Aktörlük Bölümü'nün başına geçecektir.

Tanasoglu genç yaşta başlangıçta kendi köyünde, daha sonra Çadır, Kişinev kasaba ve şehirlerinde öğretmeklik yapmış ve üst görevlerde bulunmuştur. Ayrıca zaman zaman Maldava gazetelerinde redaktör olarak da çalışmıştır. -

Hayatını Gagauz halkına, Gagauz biliminin gelişmesine adayan Dionis Tanasoglu başkentteki görevlerinden sonra Gagauz Yeri Özerk Bölgesi Komrat Devlet Üniversitesi'nde Rektörlük görevine getirilmiştir. Bu üniversitenin 3.Rektöru olan Tanasoglu herkezi Gagauz dilinde konuşmaya yöneltmiş ve bu tavırları ile halkın beğenisini toplamıştır.

1957 yılında Gagauzlar'ın hayatında önemli bir karar alınması gerekirdi: ya dillerini o güne kadar yaşattıkları gibi bundan sonra da sözlü gelenekte yaşatacaklar , ya da bu dili daha da zenginleştirrnek ve ölümsüzleştirmek için yazılı edebiyatı oluşturacaklardır.

Bu kararın tarihi belliydi: Yıl 1957, 30 Temmuz. Maldava Sovyet Sosyalist Respublikası'nın almış olduğu karara ve "Sovetskaya Moldaviya" adlı gazetedeki açıklamaya göre, Gagauzlar kiril alfabesi temelinde ö, a, ü, c harflerini ekleyerek Gagauz alfabesini leurmuş bulunmalctadırlar. Bu tarih yazılı Gagauz çağdaş edebiyatının yeni sayfası sayıldığı gibi, Gagauz kültür devrimin de bir başlangıcı sayılmaktaydı.

Kiril alfabesi temelinde Gagauz alfabenin kurulması ve gramerin yazılmasının başında Dionis Tanasoğlu vardı. O güne kadar ancak sözlü gelenelete yaşayan dilin yazıya geçirilmesi ve dil leurallarının hazırlanması, kitapların yazılması ve en önemlisi olcullarda dili öğretmek için öğretmenlerinin yetiştirilmesi gibi sorunlar başta gelirken, bu alanda hizmet edecek uzmanlar gerekmelcteydi. İşte Deniz Ağa yıllarca ana dilinde eğitim vermek için sıkça Moskova'ya kadar yazdığı mektuplar sonucu bu şans doğmuştu. Kendisi kolları sıvadı ve Moskova'dan gönderilen Türkolog Prof.Dr.Lüdmila Pokrovskaya ile birlikte Gagauz alfabesini oluşturdular. ·

Daha sonra da yazar kendi başına okul kitaplarını hazırlamaya başladı. Belirtmeliyiz ki, Gagaw; grameri üzerine doktorasını Azerbaycan' da savunan D.Tanasoğlu hazırlamış olduğu okul kitaplarında ilk defa Türk Dünyası sözlü ve yazılı edebiyattan örnekler vermiş ve Gagauz öğrencisini akraba Türk halkına yalcınlaştırmaya başlamıştır. Aynı zamanda, Gagauz köylerinden ana dilini bilen öğretmenlerinin arasında ana dilini öğretmek amacıyle propaganda yapmaya başlamış ve onları eğitmek için o zamanki adıyla Bilimsel Araştırına Enstitüsü'nde (şuankı adı Pedagoji ve Psikoloji Araştırmaları ) kurslar düzenlemiştir.

114

Page 5: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

Onun hazırladığı kitaplarda unutulmaya başlarnruş eski Gagauz kelimeleri yeniden canlamyor, yetersiz olan kelimeler de Türkiye Türkçesi'nin öztürkçe sımfından ekleniyordu.

Moldova Yazarlar Birliği ile çok yakın temasta olan Tanasoğlu 1957-1960 yıllarında Moldova'nın en fazla okunan ve saygın gazetesi olan " Moldova Soçialiste" adlı haftalık gazetede Gagauz edebiyatı ve yazarları ile ilgili birer ek sayfa hazırlamaya başlamış. Burada eseri çıkan yazar veya şair tüm ülkeye tanıtılmış oluyor ve bu doğrultuda da Tanasoğlu genç yeteneklere çok önem veriyordu.

Deniz Ağa ayrıca çok ,da iyi bir sanatçı ve sunucuydu. İlk radyo verilişlerini o başlattı. Bu programlarda Gagauzlar'ın kimliklerini, tarihlerini, örf ve adetlerini anlatan sanatçı halkın milli kiınlik uyanışına neden oluyordu. Kendisi de kemençede çok güzel havalar çalan Deniz Ağa çok da Gagauz türküsü bilir ve söylerdi.

Gagauzlar'a ait sempozyum, seminer, festival vd. etkinliklerinde yer alan Denis Ağa mutlaka kemençesi ile gelir ve yemek öncesi, en heyecanlı arnnda ayağa kalkar ve bir bardak şarap oradakilerin sağlığına içip kemençesi ile herkesin yüreklerini hoplatır ve ağlatırdı. Onun kemencesini dinlerken Bucak yerinin çilekeş balıtım düşünür ve aym zamanda da bu toprağın eviadı olduğumdan da ne kadar gururlu olduğunu anlardı insan.

Dionis Tanasoğlu, SSCB Yazarlar Birliği'nin üyesi olan ilk Gagauz yazarı

olmuştur. Ondan sonra diğer yazarlarırnıza da üye olma yolları açılmıştı. Çok iyi bir folklor toplaycısı olan yazar, 1959 yılında Gagauz dilinde ve Gagauz alfabesi temelinde "B ucaktan sesler" kitabı basıldı. Bu eserde ayrıca ilk defa Gagauz aydınları da bir kitapta kendi eserlerini yayımlama irrık.fuıı buldu. D.Tanasoğlu, N.Tanasoğlu,

N.Arabacı, N.Baboglu, K.Vasilioglu, D.Karaçoban, M.Köse, F.Popaz, A.Tukan, I.Çakır gibi Gagauz edebiyatın önemli şahısları bu kitabın sayfalarında yer alan kişilerdi.

Dionis Tanasoğlu yazarlığı ile de kendi damgasım vurdu.

Genç yaşlarından itibaren şiir yazan Tanasoğlu Rus ve Moldovan dillerinden A.S.Puşkin, M.Y.Lermontov, A.A.Nekrasov, ,A.Krılov, V.V.Mayakovskiy, A.T.Tvardovskiy, M.Eminesku, E.Bukov vd. şairlerin eserlerini Gagauz diline çevirmiştir.Ayrıca şairin birçok şiirleri Rus, Moldovan, Azerbaycan, Türkmen ve Tatar türkçesine çevrilmiş ve aktarılmıştır. Usta piyes yazarı olan Tanasoğlu'nun kalemine 'Oğlan hem Uinka'(klasik konu), 'Bucakta yalın' (Komrat devrimi konusu), 'Keykavus' (tarih konusu) adında piyesler ait olup, dünyada tanırnruş çeşitli piyeslerin çevirisi de şair tarafından Gagauz edebiyatma kazandınlımştır.

Şaiı·in, Sovyet sisteminin yoğun ve katı olduğu zamanlannda yazmış olduğu şiirlerin konusu komunizm, Lenin, partiye ve rejime övgüler temalan üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. Bu tür konuların yanısıra vatandaşlık, insanlık, eşitlik, eski gelenekler, vatan, köyüne hitap ve aşk konuları da bu dönemde basılan kitaplarında işlenıniştir. Gagauz dilinde okul kitaplarım hazırlayan ve uzmam sayılar Tanasoğlu eserlerinde ana dile büyük önem vermiş ve çeşitli dönemlerde bu konuda birçok şiir yazmıştır. 'Ana dilim' adında şiirde ana dilini tatlı bala, sallam çiçeği kokusuna, güzel sese, gevrek söze benzetirken dili koruma gereğini şöyle tamamlamış:

115

Page 6: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

Dili lazım bilelim Biz ona inan evladız; Dili hiç kaybetmeyelim Salt onunnan biz insamz! ('Ana sözü', 1995:4)

Sistemi övgü şiirlerin yanısıra, şair 'Çal, Bucak türkülerini ', 'Ay Baba Çakır', 'Ne oler halkım seninnan?'vd. dizelerinde diğer büyük ve eğemen halkların arasında kendi halkının direncini, gelişmesini, ezilmemesini istemekte, kendi akrabalarının yanında

olmasını, uzak dedelerine sahip çıkılınasını dile getirmektedir.

İlk Gagauz romanın yazan, Gagauz edebiyatım Moldovanlar'ın arasında da tamtınıştır.Türk dünyasım yakından tamyan D.Tanasoğlu, kendi doktora çalışmasım Bakü'de savunmuş. Oradan esinlenerek ve eski tarihimizi öğrenerek Gagauzlar'ın tarihini kadim Orhon Yenisey Yazıtlan'ndan başlatan bilim adaını Gagauzlar'ın ilk ve tek tarih içerikli edebiyat romarum kaleme almıştır. "Uzun Kervan" (1985) adını taşıyan bu eser tıpkı diğer Türk boylannda da olduğu gibi boyun en önde gelen, yaşlı bir ozam (kauşçu-piyetçi) ile başlamakta.Üç bölümden oluşan bu eser (l.Uzak dedeler; 2. Balkanda Yurtluk; 3.Bucak kın) bir çocuğun ve ihtiyar kauşçunun dialogu ile başlar:

-"Aıınatsana ha dadu, ihtiyar kauşçu-piyetçi, bizim halkımızın geçmiş

zamannan için nelar aklında tutersın.Nandan biz çekileriz? Nanda, nica yaşamışlar onnar?

-Ee, dostlanm, bizim halkımızın kök-senseleleri eskidan, pek eskidan çıkaceklar.Öla eskidan, ani unuduler şansora da hiç inanamarsınız, ki ne çok aslı işlar olmuşlar, deyciz, iki bin yıldan zeeda geri o çoktankı Türk -Oguzlarda, angılan peyda olmuşlardı ( oluşmuşlar) eski Altayın le gendalı yerlerinda o zamannnar.Masal gibi gelecek ama masal diildir .... "Bir vakıtlar vannış .... bir vakıtlar yokmuş ... " Böla çekeder sansı (sanki) bizim masallar. E, ban da böla çeked~yim, ama aslı gibi işleri annadayım".

Evet , D.Tanasoğlu bu eseri ile bize kendi tarihimizi anlattı, öğretti. Yıllarca tarihimizi Sovyet döneminin kurulması ile "sipariş " eserlerin arasında bu eser adeta bir dağ gibi göğsünü gere gere karşılanna çıkmıştır .

Perestoyka dönemi başladığında D.Tanasoğlu o güne kadar kendi kimliğimizi koruma mücadelesini ve Gagauzlar için otonemi isteğini dile getirmeye sıkça başlamıştır ."Ana sözü" gazetesinin baş redaktörü Todur Zanet bu amyı şöyle anlatmakta: " .. çoyu beki bilmeer, açan çekettirdiyilik avtonomiya için çalışmalan Dionis Nikolaeviç geldi redalqiyeya da deer: "Yazalım bir kiyat Moldova'nın büüklerina~ ani Gagauzlara Iliazım avtonomiya. Hem bu avtonomiya için Iliazım sık tutmaa kendimizi". O kiyadı yazdık. "Ana sözü" sayfalarında tiparladık. Bir şüpesiz: avtonomiyanın kuruluşunda o kiyat ta kendi rolünü oynadı. İlk adınınar latinila için ondan da çeketti. (Ana sözu 2006; Harman ayı (Ağustos))."

Bu şair-hakkında kısa bilgileri tamamlarken onun yaratıcılığım ve Gagauz ruhunu aksettiren bir şiirinin şu dizeleriyle noktalamak olacaktır:

116

Page 7: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

Gagauzistan Dannar şen aarer Sabaa başında Gün da şıler Gül başçasında.

Kalkertarafişa

Girgin insannar, Darsık ürekli köşa Ömürü açar ...

Nikolay Baboglu (1928-2008)

Gagauz edebiyatın diğer önemli zirvelerinden Nikolay Baboglu gelmekte.

Bu insam genç yaştan beri tammak ve her fırsatta onunla ya telefonda ya da ziyaretine gidip konuşmak , onun nasihatlerini dinlemek, konuşmasından adeta büyülenmek ve Gagauz dilinini kıymetini her defasında daha yakından anlamak gerçekten çok anlamlı bir duygu. Ona baktıkça sanki tüm halkın zenginliklerini sırtına üstlemiş ve bir kadim mozayik taşına benziyordu N.Baboglu. Her konuşmada yeni bir bilgi aktarıyor ve gökkuşağın renkleri gibi parlıyordu zengin hafızası. Kendi köyünü bu denli iyi tamyan ve hatırlayan birisini bulmak kanaatİınce imkansızdı.. Fakat , bilgileri ancak kendi köyün tarihi ve araştırması ile kalmıyor Gagauz köylerinin tarihi belleğinde taşıyordu.

Nikolay Baboglu 1928-2008 yılları arasında yaşamış bir Gagauz aydım.

Gagauz Yeri Otorrom bölgesi Kıpçak (eski adı ile Tatar-Kıpçak) köyünde Gagauz ailesinde dünyaya gelen Baboglu babasının da isteği ile din okuluna yazılmak istemiş, fakat 30. yıllarda Gagauz milletinden çocukların bu tür okullarda okuması hor görüldüğü için yerli notere rüşvet vererek milletini romen olarak yazdırdıktan sonra, şimdiki Ukrayna toprlatlarında bulunan İsmail Din Seminerisi (din okulu) ne alınmıştır. Bu ve buna benzer özgeçınişini yazar birçok hikyalerinde dile getirmiştir.(Cebotar: 1993;33). Rus- Alman savaşın başlaması ile gençin okuması da yarım kalmış ve burada 4 yıl okuduktan sonra okul kapatılmış ve kendisi kendi köyüne dönmek zorunda kalmıştır.

Daha, sonra Sovyet dönemi Basarabya topraklarına hakim olduğunda genç Baboglu Kahul Pedagoji Meslek Okulunu dışarıdan kazanır ve yanın kalan din okulunu bitirmez. Ancak, tekrar kendi milli kimliğini geri almak için yeni kurulan Sovyet hükümetine başvuruda bulunur ve milletini Gagauz diye pasaportunda yazdım.

Kendi hatkına aşık olan eğitimci, hayatı boyunca eğitim sisteminde çalışır ve kendi köyünde öncelikle öğretmen: daha sonra yönetici, okul müdürü diye görevlerini sürdürür.

Hatta bir hususu da belirtmek gerekirse, yeni sovyet rejinıinin ilk yıllarında okulları kurmak amacıyle yapılan eğitim politikası çerçevesinde okuma yazması olan gençleri okullarda öğretmek statüsüne alıyorlar ve ·böylece, askerlikten de muhaf tutuyorlardı. 16 yaşına giren genç öğretmen okulda öğretmeklik yapmaya başlar ve 1-ci sımflan okuma yazmaya öğretmeye çalış tr.

117

Page 8: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

1944-1950 yıllan arasında Kahul Pedagoji okulunu dışandan okuduktan sonra, 1953. yılda ise yine dışarıdan Kişinev Devlet Üniversitesi Moldovan Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde okumaya başlar ve başarı ile tamamlar.

1990 cu yıllarda N.Baboglu, kendi halkına hizmetlerini sürdürüken Moldova Milli Eğitim Bakan Yardımcısı seviyesine yükselir. Romencesi iyi olan N.Baboglu Moldova hükümetine hizmet ederken, aynı zamanda Gagauzlar'ın bir gurur kaynağıdır. Her fırsatta Gagauzlar'a yardım elirıi uzaltan Bakan Yardımcısı Gagauz dilinde kitapların yazılması ve Gagauz dilinde eğitim yapılması için hükümete baskı yapar, aynı zamanda da Türkiye ile de ilişkilerinin daha sıkı olması için de çaba harcıyordu. Onun yardımı ile birçok Gagauz öğrencisine Türkiye'nin ve başk,a Türk Cumhuriyeleri 'nin kapıları açılmıştır. Bu ve diğer üstün başarılarından dolayı 1961 yılında Moldva hükümeti ona " "Za trudovıye doblesti" ( Üstün çalışma madalyası) ve 1996 yılında yine Moldova Hükümeti "Pentru meritul tsivink' madalyasım laik görülür. Gagauz Yeri Özerk Bölgesi de ona "Gagauziyamn Şanm Vatandaşı" ünvam ile şereflendirrniştir.

İlk Gagauz okul kitapların hazırlanmasında onun da büyük emeği vardır. Gagauz dili VII-VIII klaslar için 1962 yılında basıldıktan sonra büyük rağbet görmüş ve daha iki defa baskısı yapılmıştır.

Nikolay Baboglu 90 cı yıllarda ise Gagauz okul kitaplarımn asıl temel taşlarından biri oldu ve okul kitaplarımn tümünü kardeşi İgnat Baboglu ile ve bazılarım da Konstantin Vasilioglu ile beraber hazırlarnışlardır. Gagauz gramerini akademik düzeyde ilk defa yazan yine kendisi oldu.

1957-1960 yılları arasında N.Baboglu Gagauzlar'ın yoğunlukta oturduğu Kormat kasabasında "Kornrat" adlı Gagauz dilinde basılan gazetede tam 8 yıl çalışmıştır. Ayrıca , Kişinev gazete ve televizyon programlarında Gagauz dilinde birçok program hazırlarnıştır . Gagauz halkının karşısında 1 990cı yıllarda önemli bir yol ayırımı oldu: ya 1957 yılında kiril alfabesi temelinde kabul edilen ve birkaç harf eklenerek kullamlan Gagauz alfabesi esasında eğitim yapılacaktı ya da tam aksine dünyaya ve Türk dünyasında özellikle açılım yapıp latin alfabesine mi geçilecekti. Bu dönem Gagauz bilim adamları da ilcilim içerisinde ve ikiye ayrılmışlardı. İşte burada N. Baboglu 1988 yılında tek gagauz gazetesi olan "Ana sözü" gazetesinin başındayken latin alfabesine geçişle Gagauzlar'ın doğru bir adım atacaklarına inandı ve gazetede latin alafabesi ile yazmaya başladı. "Gagauz Eri Gagauz dilsiz", "Latin grafikasma yolumuz", "Y azırnız - üzümüz" adlı yazılarında hem propaganda niteliği hem de eğitim konusunu görmek mümkündür. Onun bu girişimirıi bazı aydınlar "Moldovanlılar geçti diye bizi de geçirmeye çalışıyorlar, aslında onlar Moldovanlılar'a satıldı .. " gibi ifadelerle baskılar yapmaya basladılar. Fakat o , bir uzman eğitimci olarak kendi inandığı yoldan sapınadı ve gazetenin her sayfasında birer sayfasım latin alfabesinde yazdı ve halkı adım adım dünya ve en önemlisi Türk edebiyatma yakınlaştırmaya başladı. Gagauz okul kitaplarım, gramerirıi yazarken ise birçok kelimenin Türküye Türkçesi'nden alındığını görmekteyiz. Zaten kendi gramerirıi o güne kadar ana dilinde yazmayan bir halk için bu çok doğal bir adımdı.

118

Page 9: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

1957 yılında Gagauz dill kiril alfabesi temelinde kurulduğunda ve ilk okul kitaplan da hazırlanmaya başladığında yine D.Tanasoglu ile birlikte, Gagauz kurallarını akraba haklarının ve Türkiye gramerinden esinlenerek aldılar ve Gagauz gramerinin o dönemlerde temelini atmış oldular. Zira, o güne kadar edebiyatı, grameri olmayan ve ancak sözlü edebiyatta kendi varlıklanm sürdüren bir halk olarak sayılmaktaydı Gagauz halkı.

1984 yılda N.Baboglu Moldova Yazarlar Birliği Üyesi olur burada damşmanlık görevine de başlamıştır. Daha sonra burada açılan Gagauz Bölümü kısmında uzun yıllar Başkanlık yapmış ve bir çok Gagauz yazar ve şairine yardımcı olmuştur. Onun amacı Gagauz köylerinden gençleri yetenekleri yetiştirmek ve onlara yeni ufuklar açmaktır. Bugun çağdaş Gagauz edebiyatım oluşturan yazar ve şairterin birçoğu onun gözetiminde yetişmiştir.

Gagauz edebiyatma öncelikle düz ve uzun yazıları ile damgasım vuran N. Baboglu 1969 yılında " Gagauz folkloru" kitabı ile ilk adımı atrmş oluyor. 1974 yılında" Legendanın izi" adlı eserini, "1979 yılında "Bucak ecelleri", 1981 yılında düz uzun hikaysi "Karanfiller açtılar yenidan", aym eser 1986 yılında B.İzmailov tarafında rus diline çevrilir "('TB03.D.MKH pacıı:BerrM BHOBb") , 1998 yılında "Gani", basılır. Bu eserlerin ortak bir tarafı var, o da yazarın çok iyi bir folklor uzmanı olmasıdır. Yazar, bu eserlerinde Gagauz sözlü edebiyatım ayrıntısına kadar kullanırken, maddi kültür değerlerini de son derece ustaca işlemektedir. Edebi şekil verdiği "Masallar" kitabı derlesinden duymuş olduğu masalları içermekte. 1994 yılında ise Türkiye'de" Bir Öykümüz Var" öykü kitabi basıldı.

Şiir konusunda da bayağı başarılı adımlaratam şair, Dunay, Pojaluy v Dom (1984) ("Dunay Gir İçeri"), 1998 yılında "Tarafırmn piyetleri" ve 2003 yılında seçme şiirlerinden "Güz çiçekleri" adlı eserleri, Gagauzlar'ın takdimine sunmuştur. Publitsistik Yazılan ile de tanınan N.Baboglu birçok ilke imza atrmş ve kendi amlarım, bizat yaşadıklarını ve doğru bulduğu gerçekleri "Publitistika yazılarında (2000) ve "Gagauzların kaderi" (2003} yılında adlı eserlerinde toplarmştır.

Gagauzlar'ın özerklik mücadelesini, Gagauz dilin korunlası için atılan

adımlar, halkın refahı için devletin uygulamaları ve bu konuda eksik ve yanlıklışlar "Publitistika yazılarından" kitabında dile getirilmekte.

Gagauz folkloru kitabına o dönemin politik havasım aksetiirmek için yazılrmş olan politik şiirleri yer alırken, daha sonraki şiirlerinde tabiat, ekmek, toprak, Bucağın kaderi, vatan, dostluk, Gagauz halkı için kaygılar ve duygular, ana ve örf ve adeetler vs. temal8.rını işlemiştir. Eserlerinde çok defa Gagauz falkloruna başvuran Baboglu kaybolmaya yüz tutmuş bir çok folklor ömekelerini, gelenek görenekieri gazete, dergi ve araştırma niteliğindeki makalelerinde gün ışığına çıkarmış, bazı türiere ise eserlerinde yeni bir canlılık kazandırmıştır. Yukarıda değinmiş olduğumuz Tarafımın Piyetleri'nin adında kitabının 'Poemalar, Legendalar, Masallar' ismini taşıyan ikinci bölümünde, kitabın adını taşıyan 'Tarafırmn piyetleri' şiirinde Gagauz masalı konu işlenmiştir. Masalın kahramanı Oğlan, Tuna boyunda düşmanla yaptığı savaşın

sonunda ölür ve sevgilisi Liinlaı kendisini Tuna'ya atar ve Tuna İle evlenir. Bu

119

Page 10: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

evlenme töreni Gagauz geleneklerine göre yapılır. Bu vesileyle masalda Gagauz adetleri de anlatılır (Argunşah, 685).

Bucak'ın birçok yerlerinde İskit, peçenek, tatar kurganları bulunmaktadır. Milliyetçilik teması, şairin şiirlerinde bu kurganlara, anıtlara, sahip çıkma duygusu ile yüklenmiştir:

Çadır merasında derin evellarlen kök-köka Yatırdı örtülü göklarlan bir tepa Dizrnişti vakitlar sayı dizilerina binnerilin yıl Gelip geçardi zamanlar hiç sormadan kimnar N eya ka yıl, n eya da diil ka yıl. Yakardı vakitlar tepelerda ateş yalınnarnı Da savaşırdılar şılatsın biza tepa altında insannarını. Oğuz gölgeleri çıkardılar ardan avşam -avşam Tepa dolayında bakıp gezardilar ulam-ulam Hazar hem skif rnilletleri, peçeneklar, Kimnar taa zamandan bu toprakta gezrniştiler ... Sorardı gölgelar 'ani büünk:ü senselemiz? Ani onnar, kimi çoktan görmaa isteeriz biz?

Baboglu aşk konusundaki lirik · şiirleri işlerken beyit şeklinde örnekler yazmaya denemiştir:

Gökii diidim, diidim ellen yıldıza Gönül koydum, cannan düştüm bir kıza

Sevdam taştı güüdeciimdan döküldü . En baş peetim ona, ona düzüldü

Era diidim, hastım ana topraama Yarim, senin dökülerim kucaana.

Nikolay Baboglu hayatını çok yönlü ve renkli yaşadı. Birçok alanda kendini deneyen ve çok başarılı olan bu insan her zaman tüm hedeflerine eğitimci gözü ile çözmeye çalıştı .

Dmitriy Karaçoban (1933-1986)

27 Mayıs 1933 Tarihinde Komrat iline bağlı Beşalma köyünde dünyaya geldi. Tüm dünyaya bu köyü kendi çalışmaları ile tanıtan Karaçoban aynı zamanda tün dünyayı da bu küçücük köye sığdırmaya başardı.

Doğduğu döneınierde Romanya'nın Maldava'yı işgal etmesi sonucu birçok sıkıntılan da beraberinde getirmiştir. O döneınin sisteminde olan Romen memurlann ve özellikle bu bölgede bulunan görevlilerin Gagauzlar'a çırak

120

Page 11: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

muamelesi yapmaları ve küçük büyük herkese kötü davranmaları küçün Dmitri'nin de hayatını etkilemiştir. Zira ailesi topraktan, eski sıva ile sıvanmış ve tek zenginlikleri, daha doğrusu ekmek kazançları olan bir de eşekleri vardı . Romen zenginlerinde çırak olarak çalışan ailelerin çocukları okuma fırsatlarını

yakaladıklarında ise okuHanna devam etmeye çalışırlardı. Keza Gagauz aileleri çocuklarının eğitimlerine büyük önem veriyorladır. Küçük Dmitriy Romen işgali döneminde 3 sınıf okumuştur.

Sovyet askerinin Moldova'yı Romenler'den savaş sonrası kazanmasından sonra genç Dmitriy okuluna devam etmiş zira okumak ve halkına hizmet etmek onun daha o dönemlerde varolan hayaliydi. Rus dilini de öğrendikten sonra ilk okuduğu kitap ise "CTaH~HOHHbiH CMOTIJHTeJib ( Istasyon denetleyicisi) olmuştur.

1947 yılında kendi köyünde 6 sınıf okuduktan sonra eğitimini devam etmek için Kongaz köyüne gider ve yatılı olarak bir yıl okur. Maddi sıkıntılardan dolayı ne yazık ki daha çocuk yaşta sayılacak olan Karaçoban okulunu yarıda bırakır ve 1950-52 yılları arasında Ulaayna'nın Harkov şehşirene gelir ve burada inşaata çalışmaya girer. Okuma arzusu onu yine de bırakmaz ve 1951-52 yılları arasında yarım kalan okulunu dışarıdan okumakla tamarnlar ve 8 yıllık eğitimi öylece sonlanır.

1952-55 yılları arasında genç Karaçoban Sovyet Askerliğinde vatani görevini er sıfatı ile yapar ve Sibiryanın Dalrııy Vostok (Uzak Doğu) bölgesinde askerliğini tan1amladıktan sonra eve dönerken müzik sevdalısı olan babasına bir keman getirir. Babası maddi sıkıntılardan dolayı kemanını satmıştır.

Daha askerlikte yetenekli Karaçoban kemanda alaylı olarak çalmayı öğrenir ve ayrıca kendini resimde denemeye başlar.

Eğitim onun hayatında en önemli yerdeydi. Kendini halkına adamak ve Gagauzlar'ı dünyaya tanıtma yolunun eğitimden geçtiğini biliridi genç yetenek. Bu nedenle askerlikten dönerken ilk önce Kişinev'e gider I.E.Repina· adına Respublika Resim Okulıin.un Sanat Bölümü'ne evraklarını verir ve bu bölümü kazanır. Eve gelip söylediğinde ise bu adımı ailesini hem sevindirir hem de şaşırtır. Zira, her aile gibi onlar da oğullarının herkez gibi bir branş sallibi olmasını ısterler, keza sanat mesleği ile gelecekte aile geçindireceğinden pek de emin değillerdir.

Genç sanatçı ı955-57 yılları arasında ressam okulunda okuduktan sonra bu okulu yarıda bırakır, çünkü kendini başka alanlarda da denemeler yapar. Özellikle yazarlık konusu onun ufkunu daha da genişletir ve bu okulda verilen bilgilerin yetersizliğini hisseder. Gördüklerini yazıya ustaca dökmek için bilgisinin yetersizliğini bildiği için ı 957 yılında Komratt' a bulunan 3 numaralı okula lise son sınıflarına. yani 9-1 O sınıfına yazdım ismini. İki sınıfı da özel sınav la verir ve kazanır. Kormat'tan Beşalma dönüşünde ise yaya gelen yolda hep " diplomasına " bakarak varırı köyüne. Daha sonra ise Kagul Pedagoli Meslek Okulu'nu kazanmış , fakat bir yıldan sonra orasını da bırakır.

ı 958-64 yıllan arasında Dmitriy Karaçoban yukanda sıralamış olduğumuz eğitim sıralarını tamamladıktan , bazılannı yarıda bıraktıktan sonra kendi Beşalma köyünde orta sınıfı okutan Gagauz öğretmeni olarak pedagoji eğitinllne başlamıştır. Resim, çizim , Gagauz dili derslerini veren genç öğretmen çocukları o denli sever

121

Page 12: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

ki, çocuklar birçok zaman ders bitiminde de onun yanında kalıp ve evlerine geç saatlerinde döner, yertesi gün ise öğretmenlerinden yeni bir şey öğrenmek için adeta okula koşareasma giderlerdi.

Gagauzlar diğer halklara göre sayılan az olan halkların arasına girmekteler. Gagauz halkı hakkında ancak Gagauz okulların açılması ile sesini dünyaya duyurmaya başladı. Yine de bu ses yetersizdi. Halk kendi kahramanları ile tanınır der atasözümüz. İşte , Karaçoban halkın gözünde bir yetenek, kahraman olarak tanınmaya başlarken halkın yetiştirmiş olduğu bu yetenek Sovyet Döneminde Maksim Oorlay adına Edebiyat Enstitüsü'ne evraklarını hazırlar ve bu bölümü kazanır. Buraya girmek için çok yetenekli olmak gerekirdi. Bir yandan ailesini bakınakla mükellef olan Karaçoban bu bölümü dışandan okumak zorunda kaldı. Bu eğitim ise onu gerçek bir yazar , çağdaş Gagauz edebiyatın klasiği yaptı.

Karaçoban 1962 yılında kendi sergisini Çadır kasabasında açtığında tam 35 çalışma sergileıniştir. 1,5 ay uzanan bu sergide çokbüyük ilgi toplamış ve yankılar yaratmıştır. Zira onun çalışmalannda sıradan halkın bakışları, yaşamanın verdiği sevinç ve de zorluklan yansıtılmaktaydı. Ressamın bir tane resmine bakarken dahi kitap kadar yazılacak anlamlar yüklüdür. Ayrıca heykeltraş ile uğraşan ressam kendi köylülerini kendi eserlerine taşımıs ve onları ölümsüzleştinniştir. Onun eserlerinde koskoca bir Gagauz halkın ömrü yazılmıştır. Her biri bir şaheserdir.

Zaten doğma köyünde müze kurmaya başladığında tüm resimler ve de heykeltraşlar kendisinin eseridir. Hatta tüm müze içindeki heykel mallarını kendisi yaratmış ve bu nümuneler hala da kendi varlığını korumaktadırlar.

Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsü'nü bitirirken mezuniyet çalışması "İlk laf' adlı kitabı olmuştur. Onun, kaleıni o denli sade ve halkın dili ile yazılmıştı ki halk onu okumaya başladığında Gagauz dilin bu denli güzel olduğunu kendisi de daha bir defa anlarnış ve de sevinıniştir. Onun şiirleri 1957-60 yıllarda D.Tanasoglu'nun başkanlığunda açılan Gagauz dili derslerinde ve hazırlanmaya başlanılan kitaplarda yer alırken Gagauz okuru yeni bir çığır açan Karaçoban'ın eserleri ile tanışmaktadır.

Gagauz edebiyatında ilk profesyonel yazar, şair Dınitriy Karaçoban sayılmaktadır

İlk şiirleri 1957 yılinda Moldova Soçialiste gazetesinin haftalık ilavesinde çıkmıştır (Çebotar; 49). Fazla edebi nitelik derinliğinde bulunmayan ilk şiir

örneklerde çoğunlukla tabiyat tasviri yapılmıştır.

İlk şiir kitabı çılan İlk Laf aynı zamanda Gagauz dilinde yayımlanan ilk kitap olma özelliğini taşırnantadır. Gagauz falklorunu çok yakından tanıyan şair bu kitaba bu bilgilerini taşımış ve halkın yaşantısını yansıtrnıştır. 'Ça-heys', 'Lak-tık', 'Yortu oyunu' isimli şiirlerde folklorun yoğun izleri bulunmaktadır. Arahacı'nın suretinde halkın o zamanın zor şartlannda yaşantısı sade bir dille anlatılırken , onun öküzleri aydama sesi olarak söylediği ça-heys adeta bir müzik melankolisi gibidir.

122

Page 13: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

"Salkımın ardından

Sabaa şıleer, Ça-heys, Ça-heys Bir erken taliga Din tıngırdeer, Ça-heys, Ça-heys ... "

Gagauz halkına 'Ban isterim, ki benim kiyatlarıın (kitaplarım yazar.düz.) insannara taa islaa, pak candan, cömert olmaa yardım etsinnar' sözleri ile hitap eden şair kendi arzusuna erişıniştir, çünkü onun işlediği aşk, tabiyat, sosyal hayat, yüksek felsefe, tarih, halk bilimi, yüksek edebiyat, romantizm vb. gibi konular sadeliği ve derinliği ile halkın tüm kitlelerine büyük bir özentiyle ve profesyönelizmle duyurulmuştur.

Gagauz insam onun şiirlerinde kendinden bir parça bulmaktadır. Oğluna

duygularım mektupla ulaştırmaya çalışan validellin

Oolum, oolum, yalmz uşaam, Y azayım bir kiyat, kalayım aşaa Olsa s.ende, evlad, bir can Beni kolay san annaycan.

Zoor yıl oldu, sıra geldi, Da bukamı sana böldüm Korku çektim senin için,

Korkulardan acıyer içim ... (Sabaa .Yıldızı der.;66) sözlerini bir anlayış

beklentisi taşırken anne-babaya hatır gütmek, onlara saygı göstermek yine onların evlatlarına karşı yaptıkları adımlarla 'Geldim yoldan' şiirinde dile getirilmektedir.

"Geldim yoldan digin han, Yufka hem diil zengin da Da ta küüya girdiynan, Selamımı verdiynan Küüda insan bakardı, Herkez bişey sorardı. .. "

Karaçoban bu ilk kitabından kazanmış olduğu para ile Gagauz sinemacılığında bir ilke yine imza attı ve tüm kitaptan gelen telif parasım Gagauzlar hakkında film yapmak için gereken bantları, film makinelerini almaya başladı. Herkez onun r·;ı yaptıklarına şaşıyor , hatta bazıları "tuhaf' diye tammlıyorlardır. Tek başına film yapaninsam görmek sanırım ki bu devirde adeta olanaksız. Halbuki bu adam , kendi başına hem rejisör hem müdür, hem kameraman vd. meslekleri kapsadı. Onun yardımcıları ise ilk önce onun isteği , bitimsiz çaşılma temposu ve tabii ki yamnda onun etrafında koşan çocuklar oldu.

Kendi köyünü, insaniarım kameraya çeken ve daha sonra da kendilerine kültür evinde gösteren Karaçoban sıradan insanların sempatisini daha da kazanmış oldu ve halkın arasında bir "bilgin" olarak tamnınaya başlandı. ,

123

Page 14: ULUSLARARASI AHMET GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN …isamveri.org/pdfdrg/D200228/2008/2009_ARNAUTT.pdf · 2015-09-08 · uluslararasi ahmet yesevİ'den gÜnÜmÜze İnsanliga yÖn

Kendisi çok iyi derecede kemanda çalarken köydeki müzik severleri etrafında topladı ve yerli enstrumanlardan bando korosunu kurdu. Birgün köyün çeşitli yerlerinde kısa bir ilan asılıydı. Bu ilanda köyün genç müzikçileri ücretsiz konser verecekleri belirtiliyordu. Tabii ki, köylüler hemen tıklım tıklım kültür evini doldurdular. O ve diğer akşamlar Beşalma köyü Gagauzlan için unutulmaz geceler olarak akıllarında ömür boyu kaldı.

Radyo verilişleri yapan Karaçoban halkın ilgisini kazanmak, onların eğitim seviyelerini kaldırmak için kısa oyun parçaları, fıkralar, halk türkü ve maniler kullanıyordu.

1 ı Ekim 1965 yılında Dmitriy Karaçoban Sovyet Birliği Yazarlar Birliği Üyeliğine seçildi.

1965 yılında Moldova'nııı başkenti Kişinev'de III. Yazarlar Birliği

Kongresinde Gagauz kitaplarının çok az sayıda basıldığına işaret ederek bu sayının bundan sonra daha fazla tumlmasını ve o dönemin en önemli baskı evi "Kartya Moldovenyaske" ya bunu dikkate alması için dikkatini çekti.

1966-ı969 yıllan arasında kendisinin kurduğu Tarih-Etnegrafik müzesinde müdür görevinde çalıştı, ı 969-72 yıllan arasmda ayrıca ise bilimsel araştırmacı.

Daha sonra Beşalma müzesini kurdu. Bu müzesinin ilk duvarlan Gagauz usulü ile, yam imece usulu ile gerçekleşti. Yıllar geçtikten sonra ve dünya bilimi bu müze hakkında bilgi edindikten sonra bu müze UNESCO tarafından korunma altına alındı ve köyde bu:unan en büyük ve bilgi açısından zengin müze olarak nitelendirildi. Bugün bu müzenin müdürü Karaçobanın kızı Lüdmila Karaçoban, onun yanında çalışanlar ise kendini gerçek Gagauz kültürüne adamış elemanlardır.

Dmitriy Karaçoban ı O şiir ve hikaye kitabın yazarı dır.

Karaçoban son gününe yani 8 Ekim ı982 yılına kadar kurmuş olduğu

müzede müdür olarak çalıştı.

22 Nisan 1988 yılında Beşalma köy muhtarlığı tarafından D.Karaçoban adı verildi. 1996 yılında ise Gagauz Yeri Özerk Bölgesi Kararı ile Karaçoban'nın yaşamış olduğu eve Müze Evi diye statüsü verildi.

Ayırca Komrat teoririk meslek lisesine D. Karaçoban adı verildi. Bazı

sokaklara da onun adını taşımaktadır.

*Ukrayna- Kiev Taras Şevçenko Üniversitesi Türkoloji Bölümü Öğr.Üyesi

124