Top Banner
l (J.JJ '1 L . Bursa Tasavvuf l(ültürü 4 BURSA KULTUR SANAT VE TURIZM VAKFI
15

Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

Jan 16, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

l (J.JJ '1 L

. Uluslararası

Bursa Tasavvuf l(ültürü Seınpozyuınu

4

BURSA KULTUR SANAT VE

TURIZM VAKFI

Page 2: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

BURSA KÜLTÜR SANAT VE TURİZM VAKFI BURSA IdTAPLIGI 18

Uluslararası Bursa Tasa11vuj Kültiirii Scmpozyumu 4

ISBN ...-975-7003-16-6

B irinci Basım Eylül2005

Ya)luıa Hazırlayan

Mehrned Temelli

Baskı

F.Özsan Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.

İzmiryolu No:221 Beşevler 1 BURSA

Tel: O (224) 441 33 82

e-mail: [email protected]

Açıkhava Tiyatrosu Yanı, Kültürpark 1 Bursa Tel: (O 224) 234 49 12 (3 hat)

Faks: (O 224) 234 49 ll E-posta: [email protected]

Page 3: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

Giriş

Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü

Dr. Yaşar Kalafat1

Biz bu bildirimizde halk inançları çalışınalarıınızda karşılaştığıınız bir problemi tartışmaya çalışacağız.

Ulaşılabilen ilk Türk inançlan ile tasavvufi inançlar arasında ciddi bir bağ olabileceğine dair bizde doğmaya başlayan bir kanaatİ sorgulayacağız. Bunu yaparken; ilkin kısaca "Eski Türk inançları" veya "Tengricilik" olaral( bilinen inancın özet sistematiğini yansıtacağız. Yer yer yaşamal(ta olan halk inançlarından örneklemeler yapacağız. Daha sonra~ dinler tarihçileri­nin mitolojik döneme dair yaptıidan dini inanç tanımları üzerinde konu­muza olan aidiyeti itibariyle duracağız. Bağlantı içerdiği itibariyle Kutadgu Bilig'deki kut vetöre üzerinde duracağız ve nihayet İslam'da ruh konusunu inceleyen M. Kırkıncı'nın eseri ile vahdet-i vücüt'u Mevlana'dan har~ketle iıi.celeyen N. Topçu'nun bir eserini "incelenen metin" olarak takip edece­ğiz. Bildirimizin sonunda da vardığınuz kanaati paylaşacağız.

Panteizm ile kişi oğlu atalar ruhu, gök ve yer cisimleri etrafında oluş­muş ve tepesinde Tanrı ve merkezinde iyelerin bulunduğu bir talam külde­ri karşılaştım1aya kalla11al( hiç de kolay bir iş değildir. En azından eski Türk inanç sisteminin aynı coğrafyayı paylaşan ve çağdaşı olan diğer din­lerle ünsiyetinin net olaral( belirlenmesi gerekiyordu. Ayrıca tasavvufi dü­şüncenin Orta ve uzak Doğu inançları ile olan etldlenınesi de gündeme taşınınalı idi. Biz çalışmamaızda yaşayan Tengricilik'in çağdaşı komşu i­nançlardan etİdlenmesini incelemek istemedilc Biz tasavvufun val1det-i vücüt görüşündeld mutlak olanın eserine yansıması inancını birer canlı unsur olaral( algılanan Esld Türk inançları'ndald tabiat külderi ile karşılaş­tırmayı denedile

ı ASAM Kafkasya Masa Başkanı

Page 4: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

194 ULUSLARARASI BURSA TASAWUF KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU

Durkheim2 bir dini sistemin gözlenebilir en ilkel din olduğunu belirle­yebilmek için iki şeyin üzerinde durmaktadır. Birincisi bu dini sistemdeki organizasyon basitliğinin başka hiçbir dinde bulunmamasıdır. Tanrıdık inancının ilk tezalıüründe bu inancı taşıyan başica bir toplum var mıydı? Bunu bilemiyoruz. Ancak Tanncılık inançlı Türkler bu dini seçerlerken birlikte yaşanılan halkların tümü bize göre .Türk soylu değillerdi. Zira, ki­tabeler halcan Tanrıya hesap verirken aç hal!qnı doyurduğunu, çıplal<. hal-. kım giyindirdiğini belirtirken soy bazında bir~ eleme yapmamaktadır. Diğer husus Durkheim'in bu dini sistemin kendirtdlm önceki başka bir dinden her hangi bir unsur almaksızın açıklanabilir olri'iasıdır. Tanncılığa bu gerek­sinimden yola çıkılarak balaldığında geliştirilen paradigmaya göre tek tanrı­lı inanç sistemleri bir dinin farklı dönemlerdeki isim almış şekilleri oldu­ğundan hareket edilince Tanncılık Hz. Adem'den ilahi tebligatçısına gelin­ceye kadar tekamül etmiştir. Bu mantığa göre dinleri ilkel olan ve olmayan diye ayım1ak mümkün değildir. Diğer taraftan bir takım tabiat külderi içereri ve sistemin tepesinde tanrının bulunduğu bir inanç yapılanmasında tanrının sıfatıamu bir arada. düşününce adeta bu din kendi içerisinde killt­ler döneminden giderek tekamül göstermiştir. Tanncılık sahneye çıktığı

coğrafyada günümüzde Şamanizmle içiçe yaşamaktadır ve bir tek Şama­nizm tipinden bal1setmek de imkansızdır. Bize ve bazı araştırmacılara göre sistemdeki bazı tabiat külderinin iyeleri tanrının emrindeyken sistemi çok tanrılı olarak algılayan görüşlere göre iyeler ayrı ayrı tanrılar idiler.

Metin

Eski Türk İnanç Sistemi veya Tengridlik olarak bilinen yapılanmanın başında Tengri bulunuyordu. Tengri Allahın bazı sıfatları ile de donatılmış­tl. !<ağan dahil kut veren ve alan o idi. Din görevlisi olan kimse büyücülük ve falcılık vasıfları da olan ruhlar alemini ·faaliyet alanı olarak seçen ş aman değil kam idi. Sistemde dal1a sonra iyeler yer alıyorlardı. Bunlar yardımcı, koruyucu ve kara iyeler idi. Gök iyeleri arasında göyün bizzat kendisi Gü­neş Ay ve yıldızlar vardı. Ayrıca evin ateşin ve ağılın da iyeleri var idi. Kişi oğlu ve ata ruhlan da inanç sisteminde önemli yer tutuyorlardı. Türk kül­türünün kayı1al<. esrderinden çıkarabildiğimiz bu sonuçları günümüzde hayatın doğum, evlenme, ölüm dönemlerinde yapılan uygulamalardan, bereket türü mevsimiilc merasimlerden izleyebiliyoruz.3 Ayrıntı üzerinde dum1ak istemiyoruz.

Mitoloji özel kanunlan olan mistik dünyanın gerçek dünya gibi idrak edilmesidir.4 Mitoloji olayları değil, olayların çıkma sebeplerini araştınrken

2 Emile Durkheim, Dini Hayatın İlkel Biçimleri, İstanbul 2005 3 Yaşar Kalafat, Doğu Anadolu'da Eski Türk İnançlarının izleri, Ankara 2005 4 Stebiln-Kamenkiy; zikreden Fuzuli Bayat. a.g.e, 44

Page 5: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

MiTOLOJi-TASAWUF GÜZERGAHlNDA TÜRK HALK TEFEKKÜRÜ 195

halkların bu arada Türk hallunın edebi ve estetik üretkenliğine de kaynal<­Iık yapmıştır. Halk arasında yaşayan ritüellerin sebep ve amaçlarının araştı­rılması bizim geçmişe yolculuğumuzu kolaylaştırmakla kalmayıp edebi ve estetik güzellikler tablosu da olan tasavvufla da bağlantının sağlanılmasına yardımcı olabilir. Zira aynı zamanda mit, bir iman, bir itikat alanıdır da.

Mit, adet ve ananelere nüfuz kazandırır. Mit ilk gerçeği yeniden yaşadan bir anlatıdır, inançları dile getirir, belirgin lular ve düzene koyar.5

Türklerin geniş bir coğrafyayı yurt tutmuş olmaları, değişik yaşam tarzları seçmiş oluşları, Türk kesimlerin sık sık ayrı düşmüşlükleri ·Türk mitolojik geçmişinin toparlanmasını zorlaştırmaktadır. Bu arada mitolojik değerler çok kere bid'ad bazen hurafa ve giderek şirk olarak algılanmışlar-dır. '

Esasen çok farklı ve uzak coğrafyalarda yaşayan değişik halidann mito­lojilerindeki müştereldik ve günümüzdeki bazı inanç içeriidi uygulan1alar­daki benzerlik bize bu tespitlerden hareketle ilk insandan itibaren tek tan­nh inancının bir şekilde varlığını düşündürüyor. Nitekim, Türk hallu ara­sında yaşayan aşık, hızır, buta gibi kültler bu yolculuğun köşe taşlarıdır.

V al1şi insan ile medeni insanın düşüncelerinde prensipçe hiçb~r fark yoktur( ... ). Vahşi insan hayatın ilahileştirilmesine canlı olmasına inanır. İlkel insana göre tabiat rulüar tarafından idare edilen bir varlık gibi tasav­vur edilirdi. 6

Mitlerin kimiilderini kazandıran öğelerden birisi de mitoloji iken, mi­tolojik unsurların zamanla değişmelerine rağınen tamamen kaybolmadılda­rı bilinmektedir. Batı uzun süre mitolojiyi sadece kendi malı sanmıştır. Batı mitolojisi canlılığını çoktan kaybetmiş olmasına rağınen Türlderin mitolo­jik olguları canlılığını korumal<tadır. Halk inançları çalışmalan bir anlamda günümüzde yaşanılandan hareketle, uzak geçmişe ışık tutabilmektedir. Yukarıda da belirtildiği gibi, günümüz Türk Dünyası halk inançlarında bir çok şeyin iyesi, sahibi vardır. Göyün, yıldızların, güneşin, ayın, dağların suyun, ağacın vs. iyesi olmak ile, mutlak olanın eseri olan kainata yansımış­lığın bağlantısı üzerinde durulamaz ını? Animizm, doğayı canlı ruhu olan bir varlık olarak görürken, Taylor din tarihi mitolojisinin yardımıyla folldor tarihi mitolojisini hazırlamıştır. Der ki,' halk inançları halk biliminin deği­şik alanlarından tezahür eden ve ayrıca müstaldl bir alanıdır.

Tasavvuf, toplumun farldı kültür katmanlarında değişik isimlerle varlı­ğını sürdürürken sade halk seviyesinde büyük ölçüde halk tefeld<:ürünün adıdır. Milletiere göre bu şeldllenme doğal olarak farldılıldar arzedecektir. Mit de bir düşi.ince tarzı bir şuur ve bilinç türüdür. Hal bu olunca halk

5 M. Eliade, Mitterin özellikleri, İstanbul2001, s. 29-30; F. Bayat, a.g.e, s 41 6 E. Taylor, Perevobitnaya Kultura, Moskova 1989, s.121-204, zikreden F. Bayat, a.g.e.,

s.33 7 E. Taylor; zikreden F. Bayat, a.g.e., s.34

Page 6: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

196 ULUSLARARASI BURSA TASAWUF KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU

tasawufunda mitolojik katmana sefer yapılamaz mı? Halk sufizmi çok kere ve doğal olarak büyük tasawuf ekallerinin halk seviyesindeld yaşama yan­sımasıdır. Ancal( tasawufun halk katmanı bir noktada da yüksek tasawu­fun kaynağıdır. Zira, halk tefelddirü ayıldanıp süzülüp ve tasnife tabi tutu­lamadığı için, ham bilgi malzemesi itibariyle daha zengin ve dal1a baldrdir. Şüphesiz oluşturulmaya çalışılacal( hipotezde bilginierin görüşleri esas alı­nacal(tır.

Scriptuale teorisine göre mitler semavi d~l_erin anlatılanndan esinleni­lerek doğmuşlardır. Fiziksel teoriye göre doğa güçlerinin (hava, ateş ve su) şahıslandırılması yoluyla ortaya çıkan mitleri ögretir. Doğa güçleri, zaman­la doğa ruhları veya koruyucuları inancını doğurınuştur. 8 Biz rahatidda köy orta oyunları, halk tababeti, halk takvimi, halk şiiri ve tabii Id, halk inanç­Iarında mitolojik izleri gözleyebiliyoruz. Destanlar ve efsaneler haliyle bu kategoriye girerler.

S. Freud ve onun taldpçilerine göre, çağdaş insanın psikolojisi ile ipti­dai insanın psikolojisi aynı idi. Eliade'a göre, mit kutsal bir öyküyü bir şeyin nasıl yaratıldığını nasıl var olmaya başladığını anlatır Id, val1det-i şuhud ve val1det-i vucutun da alanı ayı1ı değil midir.

"ilk insan, fetişe, sihirli gücün merkezi gibi bakardı. Eğer bütün eşyalar canlıysa demek Id andald sihirli güç bütün alem üzerine yayılmıştır. ve eşyanın içerisinde yaşayan üstün varlık hiçbir zaman eşyadan aynlmaz". 9

Halk edebiyatında dağlarda "yol ver geçem" veya "arkam sensin dağlar hey" denilmesi onların beşer gibi düşünülmüş olmaları fetişizmle mi val1-det-i vücutla mı izah edilebilmeli?

Mitlerde canlı tabiatın objelerinin ibtidai insanın gündelik hayatına onu koruyucu olarak girmesi gıda maddelerine kutsiyet atfedilmesi, feti­şiznue mi anlatılmalı, yoksa Esmaül Hüsna ile mi? Ekmeğe veya tuza ba­sılmaması veya bunların üzerine yemin edilmesi gibi uygulamalann derin­lilderinde neyin aranması gereldr?

F. Bayat konuya dair görüşlerini; zamanla panteizm mahsulü olan mü­reld(ep eşyalar ilkel insanın tasawur ettiği biçime dönüşür. Eşyaya ilave edilmiş sihirli güç uçan fetişlerin mitolojik unsurlarını yaratır. Her şeyi gösteren dünyanın aynası, gerçek beşer dünyasına mahsus olmayıp, yalnız mitolojik unsurların haldm olduğu dünyanın ürünüdür şeldinde, izah et­mektedir. 10

Mit kategorilerinden konumuzia en fazla ilgili olan totem mitleri, ec­dat-tanrı konulu olanlar ilişldleridir. Bu cümleden olarak hayvanlarla ilgili bütün anlatılan totem mit olaı·al( kabul etmek doğru mudur?

8 Fuzuli Bayat, Mitolojiye Giriş, Çorum, 2005, s.-29 9 Fuzuli Bayat, a.g.e, s.56 1° F. Bayat, a.g.e.; s. 58

Page 7: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

MiTOLOJi-TASAWUF GÜZERGAHlNDA TÜRK HALK TEFEKKÜRÜ 197

Türk halk tefekküründe gönül, yürek ve kalp bahsi eski Türk inançla­nndaki kişi oğlu kültü ile ilgilidir. Biz bu bildirimizde totern, kişioğlu od gibi konulara girmeyeceğiz. Vermeye çalıştığımız mesaj adına bilinen bazı hususlara değinmek gerekecek. Şirk, Allal1 (C.C)'ın ortak veya ortaklannın varlığını kabul etmektir. Allah'ın vereceği, alacağı, kılacağı iradesine veya iradesinde birilerini ortal( kılmaktır. Allah'tan istenilecek dilek için bir şeyi veya birilerini aracı kılıp, aracıyı aracı olması için talep mercii durumuna düşünnektir. Allah'a bir şey veya birisinin aracı kabul etmesi suretiyle ta­lepte bulunmak şirk değildir. "Peygamber efendimizin yüzü suyu hürmeti­ne şu dileğimi kabul et" tarzı şirk, falcat "Peygamber efendimizi şu dile­ğimde aracı kıl" dernek şirk değildir.

Allah 'ın kainata yansırnışlığını görmek şirk değil, kainattaki bu yansı­mışlıktan Allah'ın gücünü beklemek, talepte bulunmak şirktir. Allah'ın

sıfatlarından birini Allah'ın istediği insanda tecelli edebileceğini düşünmek, inanmal( şirk değil, insanların bu kuvveyi Allal1 rızası için kullanmaları şirk değil, insanların bu kuvveyi kendi manfetleri olaral( görmeleri ve haya­ta geçirmeleri şirktir. Kuvvenin o şahsıh kendi marifeti olduğıına inanması ve çevrenin bu inancı taşıması şirktir.

Milyonlarca bitki, milyonlarca kuvvet, sır hikmet içeriyorlar. Bu tespit için Allah'ın şafi vb. sıfatlarının tecellisidir denilemez mi? Sırrı bitldde mi, bitldye tecellisi konu olan rnutlal( güçte mi aramalı? insanda da, bitlddeld yansımayı hayvanlardan hareketle izah mümkün iken, bütün kainatın yan­sımanın bir parçası olduğundan hareketle, cansız kabul :edilen tabiat kesi­minde bir kuvvenin olmasının izahı zor olmamalı. Tabiattald cevherler taşın toprağın suyun havanın içerisinde değil mi ? demirden veya balmdan · şifa urnrnak ile, Veli'den veya Adern'den şirke bulaşmadan şifa bulmanın izalu, cansız olarak bilinen tabiatta Allah'ın sıfatlarından bir veya bir kaçı­nı görebilmiş olrnalda yapılabilir mi? V esiJeleri yaratan sağlayanın da Allah olduğıınu izah için halk arasında, "Allah'ın eli yok ya" gibi deyiş vardır. Meseleyi bu norınlarla inceleyince bütün kainatın özel anlamda "canlı" olduğıı söylenebilecektir.

Halk bilimi araştım1acısı, halk inançlan alanında yoğıınlaşmaya çalı­şırken mevcut durumu tespit eder. Bu tespitierin arasında şirk içerikli i­nanç ve uygulamaların olması doğaldır. Zira farklı dozlarda da olsa inançl;:ı.­rın bir kısmı yer yer şirk içeriklidir. Halk inançları araştırmacısı karşılaştır­malar da yapabilrnek durumundadır. Ayrıca tespitierin kaynal( eserlerinde­Id yerlerinin de belirlenmesi gerekebilir. Yani araştırmacı tespitlerini şirk olan veya olmayantarla kıyaslarken, şirldn tanımını yapan eserlerde tespiti­ne bir tartı uygulamak dururnundadır Id, bu itibarla da halk inançlan araş­tırolacısı şirke düşmekten, düşürmek ve düşürülrnekten korunabilsin.

Halk inançlarında şirk affı olmayan 7 günahtan en büyüğü, ebedi ce­hennemde kalmalda cezalandırılan bir günahdır. Bir şeyleri put edinip Al-

Page 8: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

198 ULUSLARARASI BURSA TASAWUF KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU

lah'a haşa ortak koşmaktır. Allah'a ortak edim11e günahında her hangi bir şahıs veya isterse peygamber olsun fark etınemektedir. Allah'ın bir parçası veya Allah'ın güçlerinin bir parçasının bulunmasına inanmak şirktir. Bu günaha batana müşrik denir. Şirkin mahiyetinde Allah'tan bağımsız hare­ket edinmiş olma inancı vardır. Azim olan Allah 'tan başka hiçbir şeyde ondan bağımsız bir güç yoktur. Her şey ondaıi.dır. "La havle vela kuvveti iliahi billahi aliyil azim" istimdah etmek, fal_ i;?akmal(, geleceği bilmek fildr ve inancı şirktirler. Ş irk nevilerinden birisi de: gizli şirk-mürayilikdir. ibadet - ~ Allah için yapılır. üzelde de aşikarda da farklılık içem1ez. Riya da gizli şirk örneğidir. "Bilerek veya bilmeyerek yaptığıniiZ şirklerden sana sığınırız" ifadesi imanı kurtarıcı olaral( bilinir. Allah 'tan başka varlığın gücüne inan­mak şirk ve inanan müşriktir. Müşrik kadın alınmaz, müşrik erkeğe kız verilmez inancı vardır. Bu nokta "kişioğlu" kültü ve "kutsuzluk"la ilgili olmalı.

Bir çok olayın sebebi vardır. Sebebin de sebebi ve onun da sebebi var­dır. Sebeplerin sebebi olan bir tek güç Allah'tır. Sebepler zincirini bir birine bağlayan da Allah'tır. Kabirlerde, türbelerde kuvvet aramal( şirktir. "Yetiş ey ... " şirktir. Otorite olaral( helal ve haranu koymada yetkiyi onlarda gör­mek Allah'ın dışında Rab edinmektir.

Kutadgu Bilig'den yaptığımız alıntıları üç grupta topladık. Bunlar Tan­rııun fonksiyonlarını da açıklayan sıfatlarıyla ilgili olanlardı. Bu nokta araş­tırn1arnız itibariyle çok önemliydi. Tengridlik inancmdald Tanrının eseri ile bağlantısını belirtıneden Tengricilik-Vahdet-i Vücüt bağlantısı üzerinde duramazdık.

O, kadim (hayat), baki (mengü), valüt (bir), kendi kendine mevcut ve sıluntılardan uzak (mungsuz), hayy (diri), iradeli (erld) ve kudreti (ogan) olan, halık (türetgen) ve yarattıldarına hitap eden (deyici), vaci'bu-vücüt bir varlıktır. I I

"Tanrı kadirdir (ogan), adildir (köıü); gerçek töreyi koyan odur. Yara­tığı bütün malılukata gücü yeter" anlayışı "töritgen" ile "töre" arasındald gerçek alal(ayı göstermektedir. "Törü"yü "töritgen Tengri" koymal(tadır. 'Türe)riş nizamg" "Tanrı nizaını" manasındadır. Töre türemişlerin riayat edecelderi tanrı kanunları idi. I2 Tanrı iradesinin tabiat nizarnını tesis edi­şiyle törenin beşeriyeti islahı arasındald tabii al1engi düşündürmektedir. I 3

Töre (törü) "törütgen Tengri" (halıl()nin koyduğu nizan1dır. I4

İlanci grupta töreye bir az daha açıldık getirmeye çalıştık. Y aptığınuz alıntılardan da anlaşılacağı üzere tanrı nizarnı olan töreye aylurı olmamal(

11 Sait Başar, Esmaü'l-Hüsnaya Göre Eski Türk Dinindeki Tanrı'nın Vasıfları, 1982, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, yayınlanmamiş mezuniyet tezi.

12 Sait Başar, Kutadgu Bilig' de Kut ve Töre, Ankara 1990, s. 77 13 S. Başar, a.g.e., s.71 14 S. Başar, a.g.e., s. 123

Page 9: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

MiTOLOJi-TASAWUF GÜZERGAHlNDA TÜRK HALK TEFEKKÜRÜ 199

kaydıyla tanrı buyruğunu esas alarak k2.ğan da, bey de töre koyabiliyordu. Belki de kendi çapında aile içinde baba da töre koyucu idi. Töre'nin ve Kut'un Tengridlik inancındaki bir takım killtıerin tasavvuftaki vahdet-i vücüt inancı ile ne ilgisinin olabileceği sorusu akla gelebilir. Kuta ve töreye yer vermelde T engriciliğin yapısını yansıtmaya çalıştık.

Yaygın manalarıyla töre hukuk, kanun, nizarn gibi mevhumlarla karşı­laştırılmarnası gerekir. Törede tanrı ile münasebetli bir mana vardır. 15 Tö­renin asıl ınanası tanrının koyduğu nizarn demektir. Töre ilaili nizarn oldu­ğu için tanrı kendi nizamma uyan kişiye kut vermekte; yani onu kendisine yaldaştırmal<.tadır. 16

Tanrı, "Türk kağanlarını", Türk töresini yürütmeleri için tahta çıkar­maktaydı. 17 Bilge I<ağanın "Tengri tek, Tengri'de bolmuş Türk Bilge !<ağan (tanrı gibi tannda olmuş)" .... 18 bilge kişi töre koyar, peygamber değildir. Belki velayet ile aynı kaynaktan beslenmektedir. 19

"Hazreti Adeın'den beri töre koyanların hepsi anlayışlı insanlardı".20

"Töre ilalü nizamdır; büyük bir ihtimalle eski Türk dinin adıdır".21 "Töre­lere uyan adil beyler bizzat kut alırlar ve bu kuttan herkes hisse alırdı".22

Bey kut'tur, kut'a yal<.ın olan .insan dileğine kavuşur. Onun bütün işleri yoluna girer.23 Bu ifade bize Dede Korkut Destanı'nda geçen kalın Oğuz Beylerinin el açıp all<.ış tutınalarını hatırlattı. "Beyler de töre koyarlar, ama iyi töreyi koymal<. bilgili beylerin harcıdır".24 "Töre ihsanla bilinmektedir. Kut hizmet ile". 25 "Cömertlik mal ile değil, can ve ten feda edilerek olur". 26

"Herkesin iyi olmasını isteyen kendisi iyi olmalıdır".27 ~"Kut, töreye uyul-. duğunda, insanın iç gücünün harekete geçirilmesi mahiyetinde bir mevhum

olaral<. da karşımıza çıkmıştır. Onun zuhuru görüldüğü üzere, insandal<.i iyi hasletleri meydana çıkarma!<. halkın duasını ilave etmek suretiyle sağlanı­yordu. "28 "Babanın yeri ve adı oğula kalır".29

15 S. Başar, a.g.e., s.5 16 Kutadgu Bilig, 730. b; S. Başar, a.g.e, s.7 17 İbrahim Kafesoğlu, Eski Türk Dini, Ankara 1980, s.57; S. Başar, a.g.e., s.3 18 Orhon Abideleri I güney, c.l.str.; S. Başar, a.g.e., s.l25 19 S. Başar, a.g.e., s.I25 2° Kutadgu Bilig 219 b.; S. Başar, a.g.e., s.l24 21 S. Başar, a.g.e., s.l24 22 Kutadgu Bilig, s.5598.b.; Başar, a.g.e., s. 4 23 S. Başar, a.g.e., s.65 24 Kutadgu Bilig, 221-233 b.; S. Başar, a.g.e., s.73 25 Kutadgu Bilig, 590 b; S. Başar, a.g.e., s.78 26 Kutadgu Bilig, 3931 b; S. Başar, a.g.e., s.82 27 Kutadgu Bilig, 6106 b; S. Başar, a.g.e., s.82 28 S. Başar, a.g.e., 63 29 Kutadgu Bilig, llOb; S. Başar, a.g.e., s. 84

Page 10: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

200 ULUSLARARASI BURSA TASAWUF KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU

"Töre güneş, kut, ay ile temsil editiyordu".30 inancını incelediğimiz Türk kültürlü halklarda aya ve güneşe kutsiyet atfedilmiştir. Bu türden inançlada ilgili inançlar çoğaltılmıştır. Halk bazen güneşi Hz. Mulu~mmede, ayı Hz. Ali'ye benzetmiş veya bunun tersi olmuştur. Kuran-ı Kerim'de de yerlerine işaret edilen bu ild gök cismine İslami bir giysi giydi-rilmiştir.31 ,

Gün ve ayların kutlusu ve kutsuzu var~ı~. Bir işe kutlu günlerde giril­melidir.32 incelediğimiz halk inançlarında di kutlu aylar vardır. Üç aylar · bunlardandır. Keza günlerle ilgili halk inançfa;ında Salı sallanır inancından hareketle Salı günü işe başlanılmaz. Çarşamba-ve Cuma günlerinin de yer­leri farklıdır. 33

"Yolun sağa doğru ise işin yolundadır. Eğer sola doğru ise inleyerek ba­şını yerden yere çal".34 Yönün de Türk halk tefekküründe taşıdığı inanç içeriidi değeri vardır. Sağ sola, üst alta, ön arkaya, doğu batıya göre dal1a itibarlıdır. 35

Kutadgu Bilig'den yapılan alıntıların üçüncü bölümünde ise "kut" içerldi tespitiere yer vermeye çalıştık. "kut" yaradan yaratılan ilişldleri iti­bariyle ve ldşioğlu bald önem arz etmektedir. Diğer taraftan kut merkezi güç ile kainatın temasa geçmesi idi.

"Kut menşei itibariyle Tanndan gelmekteydi"36. Kut, saadet, talih, mutluluk, devlet olarale da anlamlandınlmıştır. Kut tanrının bir ihsanıdır. Bayat (kadim) Tanrı ldme inayet ederse o ldşi ild cihanda kut bulur.37 Kut kaybı büyüldülcte ölçülecek başka bir zarar yoktur. Kuta alçalc gönüllülülc kadar yalcışan başka bir meziyet yoktur.38 Adeta kut nefsaniyet ile bir ara­da bannmaz.39 Kut; bir manada insanın, aynı zamanda kainatın da ruhu olan merkezi kudret ile kendi varlığında temasa geçmesi demektir.4° Kuta varınanın yolu insanlara iyilik yapmak, haya ve adabdan geçer. Kanaat (tapı) kutun tamam olmasını sağlardı. Kut kazanmanın yolları, şartları aynı zamanda töre hükümlerindendir.41 Nerede fesat olursa oradan kut kaçar. Fesat şüphesiz her yerde daima beyliğe halel getirir. Şarap içilmemeli, zina edilmemeli, fisk ve ficür ile kara yüzlü olmamalı.42 Korunmak için; yalan

3° Kutadgu Bilig, 358 b; S. Başar, a.g.e., s.6 31 Y ıişar Kalafat, Doğu Anadolu' da Eski Türk İnançlarının izleri, Ankara 2005, s.63-l 02 32 Kutadgu Bilig, 4386 b; S. Başar, a.g.e., s.81 33 Yaşar Kalafat, İran Türklüğü, Jeokültürel Boyut, İstanbul 2005, s.150-181 34 S. Başar, a.g.e., s.88 35 Y. Kalafat, a.g.e., s.82,127, 184 36 H. N. Orkun, Eski Türk Yazıtları, Bitig, p47.III. cilt., İstanbul 1940; S. Başar, a.g.e., s.2 37 Kutadgu Bilig, 317-320 b; S. Başar, a.g.e., s.52 38 Kutadgu Bilig, 1700 b; S. Başar, a.g.e., s.54 39 S. Başar, a.g.e., s.54 40 S. Başar, a.g.e., s.122 41 S. Başar, a.g.e., s.60 42 Kutadgu Bilig, 104 b, 4412 b; S. Başar, a.g.e., s.63

Page 11: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

MiTOLOJi-TASAWUF GÜZERGAHlNDA TÜRK HALK TEFEKKÜRÜ 201

söylememeli, verilen sözden dönmemeli, içld iptilası olmamalı, inatçı ol­mamalı... hiddetli ve öfkeli olmamalı, nefsine uymamalıY

Tengridlik veya Gök Tengri inancı münasebetiyle iyelerin yanısıra ld­şioğlu ve ata nıhlanna da değinmiştik. Bu itibarle ruh bahsi münasebetiyle de lasa açıklamalar yapmayı yararlı bulduk.

"Ruh cismin yapısında bulunmaz".44 Bu noktada taşın, kayanın, su­yun, dağın güneşin ruhu yoktur. "Yunus; (Bir ben vardır bende benden içeru) derken (ete kemiğe bürünüp Yunus diye görünen) ruhdan başkası değildir".45 "Ruh, haldm bir cevher-i mücerret ve bir latifey-i rabbaniyedir; falcat ezeli değildir".46 İnsandan önce kainat var idi ve ruhu yok idi. Kainat için Allah (c.c) "ol" demiştir ve kainat olmuştur. Aneale Allal1 (cc) kainatı ruhsuz yaratmıştı. Ruh Hz. Adem ile başladı.

"İnsan nıhunun hassasiyetleri de ruhun hanesini meydana getiren a­tom ve zerrelerde yoktur. Bunlar maddenin dışında manevi ve hayata ait hususiyetlerdir. O manevi hayat ruhdan başkası değildir" Y Ruhsuz hareket olunınuyarsa tabiat olaylan olarak bilinen deprem, medcezir, nehirlerin alaşı nasıl izal1 edilebilir?

"Ölen ( ... ) bedenden onun cinsinden olmayan şüurlu ve mustaldl bir haldkat ayrılmıştır. Bu haldkat ruhtan başkası değildir".48 Bu izaha göre canlı deve ile ölen devenin arasındald fark illdnin ruhunun bedeninde ol­masıdır. Bu şu anlama gelmez mi, hayvanların da ruhu vardır. Yunus Em­re'nin şiirinde anlatılan "Bir ben vardır bende benden içeru" ifadesindeld "ben" ruh ise devenin ve Yunus Emre'nin üzerinde durduğu ruh aynı şey midir? Ruhlar terakld edişlerine göre tasnif edilebilirlerken bu tasnifin kap­samı genişletilebilir mi?

"Bütün varlıklardan farklı olarak insanın tasavvur, tefekkür ve irade gibi hasletleri gösteriyor ld, insandald bu sıfatlann başka canlılardan ta­·mamen ayrı bir kaynağı vardır ( ... ). Hayvanlarda da nebatat hayatının dı­şında bir talam hislerle mücehhez ve bir nevi irade sal1ibi bir ruh vardır.49

İnsanlardan sonra hayvanlarda da ruhun varlığı kabullenince ruhun varlığı için "canlı" olmak falctörünün mahiyeti değişmekte ve nebatatın ruhsuzluğu gündeme gelmiş olmalctadır. Halk inançlarında rüeyveden ke­silmiş ağaçların balta ile korkutulduğu zaman meyvelerinin artacağı inancı vardır. Ayrıca salcsı çiçekleri ve bostan sebzeleri ile yapılan şefkat ve sevgi içerikli sohbetlerin verimi artırdığına inanılır.

43 S. Başar, a.g.e., s.64 44 Mehmet Kırkıncı, Ruh Nedir?, İstanbul 1983, s.6 45 M. Kırkıncı, a.g.e., s. ll 46 M. Kırkıncı, a.g.e., s.l2 47 M. Kırkıncı, a.g.e., s.l3 48 M. Kırkıncı, a.g.e., s.l5 49 M. Kırkıncı, a.g.e., s.16

Page 12: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

202 ULUSLARARASI BURSA TASAWUF KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU

Halk inançlarına göre her yudumda başını yukanya kaldıran tavuk su içerken Allah'a balcar. "su içene yılan değmez" inancı vardır. Bütün gün "vak val(" diyen ördek esasen "vah vah" demektedir. Horozun ötüş saatleri, kurdun ulayışı ilahi bir kurgunun zikir tezahürleridir. Anadolu'da yağmur duasına çıkan halk hayvanlarını da birlikte çıkarır. Koyunlardan ayrılaral( melemeleri sağlanan kuzular da yağmur i~in ·Allah'a dua etmiş olurlar. "bü­tün kainat onu zikreder" ve "her varlık dilin çe_ dillenir" inancı vardır.

Ruhun canlı bedende hareket ettirici falÇ~~r olduğu kabul edildiği tal(­dirde bitldlerin hareketsiz olduklan söylerıifemez. Ruhu olmadığı için ha­reket edemeyen cismi, insan hareket ettirind~, insan bitldye ruhluk mu etmiş olur. Cisirnler hareket etmedikleri için ruhsuz iseler elektrik hareket ettiren bir varlıktır. Ancak cisimdir. Ruh mudur hareket ettirdiği cisrnin rulm mu olmuştur?

Hz. Mevlana'dan yola çık:iral( val1det-i vücütu anlatan Nureddin Top­çu'nun açıldamalanndald konumuzia ilgili olabileceğini düşündüğümüz

hususlara gelince; "Bütün mutasavvıflar gibi Mevlana'nın da hakikati aramada vasıta aşk

ile tanıma yetisi idi. Mesnevi aşk ile alış verişi olmayanın kanatsız kuş

oduğunu söylüyor. O haldkat semalannda uçmayacal(tır. İnsan t0praktan yaratılmıştı. Aşk onu yükseltti. Yine topraktan ibaret olan dağa aşk sirayet edince dağ cezbeye gelerek ral(S etti. 50

Topral(tan yaratılmış insan ile toprağın farkı, topral(ta aşkın olmayışı mıdır? Yül(Selmek için aşk gereldrken aşksız insan yül(Selemez iken, aşksız insan ile toprağın farkı yok mudur? Aşk sirayet ettiği için topral(tan oluş­muş dağ cezbeye gelebilmektedir. Aşkın sirayet etmesi halinde topra!( cez­beye gelebilirken; aşk sirayet etmiş su aşk sireyet etmiş kaya, aşk sirayet etmiş om1an, aşk sirayet etıniş her hangi bir hayvan cezbeye gelebilirler. Bir dönem bunların cezbeye gelmiş olabilecelderi düşünülebilir. Sulardan bazı sular kayalardan bazı kayalar bu şeldlde cezbe sahibi olabilirler. Aşk sirayetinden nasiplenmiş ve fakat insan olmayan bu varlıldarda hasıl olmuş cezbe onlara mistik bir saygının gösterilmesine yol açnuş olabilir mi?

Vecd sadece insanlara mı hastır? Ruhu olan her varlık Allah'a yöneli­şinde veedin eseri olara!( sema yapamaz mı? Yapnuş olamaz nu? Hayvana­tın ve nebatatın veedinden semalundan söz edilmez mi?

"Dünyanuz, sonsuzluk ve ebeciilik içinde barınan mutlal( vücudun tecelligahı, bir nevi aynasıdır. ( ... ) Asıl gaye, Allal1'tan varlıldara iniş değil, varlıldardan Allah'a yül(Seliştir. Bu devri daim şöyle oluyor: iptidada yalnız Allah vardı. Ondan unsurlar peydah oldu. Unsurlardan cansızlar çıktı.

Cansızlardan bitliller hayvanlar ve insanlar çıl(tı. 51

soNureddin Topçı, Mevlana ve Tasavvuf, İstanbul ı 974, s.l9 sı Nureddin Topçı, a.g.e., s.l ı

Page 13: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

MiTOLOJi-TASAWUF GÜZERGAHlNDA TÜRK HALK TEFEKKÜRÜ 203

Yariıldardan Allah'a yükseliş sadece insan oğlu için midir? Hayvanat ve nebatat Allah'a yükselrnek istemiş olamazlar nu? Dünyamız mutlak vücudun tecelligahı, bir nevi aynası iken, bu yansıına elbetteki hayvanat ve nebatatla sınırlı değildi. Bu yükseliş kapsanuna giren tabiatın dağ, kaya, su, ve benzeri kesimleri sergiledilderi cezbeden hareketle farldı bir ulvi mahiyet kazanmış olamazlar mı? Bu hallerinin onlara farklı bir mistik boyut ka­zandırmış olabileceği düşünülemez mi?

Vahdet-i vücüt, Allah ve kainatın aynı cevherin ild türlü olarak görü­nüşü olduğunu haldkatte bunların bir olduldannı, kainatın Allal1'tan başka bir şey olmadığını, kalp gözü açık olan arifin eşyada Allal1'ı görebileceğini, aldl, Allal1'tan başka Allah ararken, arifin Allah'la kalp kalbe beraber oldu­ğunu, her şeyiyle birlikte onda olduğunu onda yaşamanın şevldni tattığını izal1 eder. Enel-hal<. sımna enniştir.52

Allal1'tan başka bir şey olmayan kainat yalnız; insan, hayvan ve bitid­den oluşmamış iken yer ve gök cisimleri etrafında oluşmuş bir takım kültle­rin izahına başka bir mahiyet de kazandımuş olabilir.

"Mevlana'nın dünya görüşünün· merkezinde insan telalddsini buluyo­ruz. Onun ahlak felsefesi insan anlayışına dayanıyor. Allah'dan unsurlara doğru inişin mahsulü olan insan bu haliyle düşmüş bir varlıktır. İnsanın diğer varlıldar arasındald imtiyazlı durumu aldın saltanatı ile bezenmiş olmasındandır. Aldın fonksiyonu ise, onu aşkın hududuna kadar götünne­sidir. Al<.ıl temeli tanıtır. Ondan öteye gidemez. Al<.ıl bizi aşka teslim eder. Aşk Allal1'la birleştirir. Böylece unsurlardan Allal1'a götürücü devri hareket yine Allah'ta tamamlanır. Bizzatihi var olan ululüyet kendini tanır, hikme­tini yaşar. Zira insan kainatın varlığının hikmetidir, vücudunun sebebidir ( ... ) . İnsan kainatın kalbidir. Varlık ona sığınnuştır. ·O olmasa hiçbir şey olmayacaktı. Haldkat onun varlığı sayesinde vardır. Allah'ta varlığın sımna eren insanla beraber vardır. Varlığı Allah'tan ibaret gören ve insanı varlıldar arasında mümtaz mevldine yül<.selten bu val1det-i vücutçu görüş Mevla­na'nın felsefesidir. 53

Canlı ve cansız olan her şey sonsuz büyük ve ilahi olan enerjiden kop­muş parçalanz. İlk kopuşta kaynalda aynı olan özellilderle donatılmıştık, zamanla bu has halimizi muhafaza edemedik. Parçası olduğumuz ilahi ana gövde ile tekrar birleşmek durumundayız. Ancak zamanla az çok farldılaş­tık. Ana gövde bizi bu halimizle değil, orijinal olan ilk halimizle ister. Ann­mal<. asıla dönmek midir? Bunun için mi annıyoruz? Arınmadan ona dö­nenler o son durağa giderlerken cehenneme uğramalda mı annnuş olurlar?

Aşka götürücü fal<.tör al<.ıl ise hayvanat ve nebatatta al<.ıl yok iken bun­lan aşka götüren nedir? Aşk dağa sirayet edince dağ cezveye gelebiJirken

52 Nureddin Topçı, a.g.e., s. lO 53 Nureddin Topçı, a.g.e., s.ll-12

Page 14: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

204 ULUSLARARASI BURSA TASAWUF KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU

dağın aklının olduğunu mu kabul edeceğiz? Aşk için aklın zanıri bir faktör olmadığını söyleyebilir miyiz?

"Sema vecdi doğurmak için değildir. Veedin eseridir. ( ... ). Ruhun Al­lah'a doğru yönelişini vücudun kendisine yoldaş yapmasıdır. ibadetlerdeki sözler ve terennümler gibi beden hareketleri de nıhun Allah yolunda olu­şunun tasdikleri, takviyeleri ve şahitleridir:( ... ) Mevlana şiiri ve sanatı din ile ilhamı emrinde bulundurdu, onlara hiz;metlcar yaptı. Sanat onun dini yaşayışının tecellisinden ibaret oldu". 54 ;_.

"Büyük mezarların üstünde büyük vatanlar vardır. Büyük ölüleri ol­mayan milletler ebedi olamazlar.( ... ) Büyük ·ruhu vatan toprağına karıştı­ranlar milletleri ebedi yapan mezarlarda ebediyetle kucak kucağa yatanlar, peygamberler, veliler, hakimler, filozoflar, ahlakçılar ve sanatlcarlardır.55

Gök tanrı inanç sistemindeki Anamaygii/Budin İnli; tüm yurdu ve hal­lanı kanımalda görevli idi. onun yaşadığı yer İduk/Mukaddes idi. Günü­ınüzde savaşta yaşayan yeni kuşaldada birlikte düşmanla savaşan "yeşil

sarıldılar" bilinen inancın mitolojiınizdeki adı idi. Halk inançlarında; gök yüzünün, karanlık ve aydınlığın, yıldızların,

saç, tırnak, sünnet ve göbek paçalarının eski inançlardan gelen mistik bir ınuhtevaları var iken; İslamiyet'te "her şeyi karanlığı ile örttüğü on geceye", "şerefli arsın sal1ibi"ne "Gök yüzüne ve sabah yıldızına", "göyün yarıldığı zamana" yemin türünden atıflar vardır. keza elden ayaktan bütün organ­lardan ,halallık istenir veya el ile, ayak ·ile, göz ile, ağız ile ve diğer organlar­la işlenilmiş günahlar için ayrı ayrı tövbekar olunur.

Yine zamana bağlı inançlardaki devamlılık itibariyle Alevi inançlı Müs­lüman Türlderin mistik kilitüründen bir misal verilebilir. Tunceli yöresinin Alevilerinde 17 Mart günü kutsal kabul edilir. Bu günün gece yarısında bütün insan, nebatat, hayvanat, dağlar, taşlar bütün kainat Tanrıya secde ederler. Secde anını sadece yüreği temiz olanlar görebilirler. O gün rızldarın ve kaderierin belirleneceğine inanılır. Kutlu gecelerde insanların beratı adı­na gökyüzünde bir kapının açıldığına dair Sünni inançlı Türlderde de i­nançlar vardır. 56

Tasavvuf ve Teldce edebiyatina yansımalardan da aynı tespiti yapabili-yoruz. Muhtemelen Şeyh Galip' e ait olan:

Ainedir bu alem Herşey Hak ile kaim Mir'at-ı Muhammed'den Allalı görünür daim.

Mehmet Ali Hilmi Dede Baba'ya ait olan bir dörtlükte de:

54 Nureddin Topçı, a.g.e., s.l5 55 Nureddin Topçı, a.g.e., s.9 56 Y. Kalafat, a.g.e, s.I74-176

Page 15: Uluslararası Bursa Tasavvuf l(ültürüisamveri.org/pdfdrg/D193342/2005/2005_KALAFATY.pdf · 2015-09-08 · Giriş Mitoloji Tasavvuf Güzergahında Türk Halk Tefekkürü Dr. Yaşar

MiTOLOJi-TASAWUF GÜZERGAHlNDA TÜRK HALK TEFEKKÜRÜ 205

Aiııe tuttum yüzüııe, Ali göründü gözüme Nazar ryledim özüme Ali göründü göziime

denilmektedir. Allah (CC)in sır ve hikmetlerini aksettirdiği için, Hz. Muhammed

(s.a.v)ın kalbi, Mir'at-ı Muhammed (Muhammed'in aynası), Mir'at-ı Mu­habbet (Sevginin aynası) vb. adlarla anılır. Ayna-ışıldak-nur ilişldlerini

İslam tasavvufunda da görüyoruz; Ayıne-yi Hüda, Ayine-yi İskender, Ayi­ne-yi şes-cihet gibi terldpler Hz. Muhammed'in yani, insan'i kamil'in kal­bini ve o kalbin bir ayna olduğunu belirtmek için söylenir.

Sonuç

Tanncılık/Gök Tanrı dini inancı tevhit temelli mi idi? Bizdeld veriler öyle olduğunu düşündürüyor.57 Tasavvuf inancının vahdet-i vücut boyutu bire bir Tengridlik inancının tabiat vs. kültlerini karşılıyor muydu? Bize göre her ildsi arasındald mahiyet bağlantısı "yok" sayılamaz.

Hac Suresi 18 ayette "Görmez misiniz ld, göklerde olanlar ve yerde o­lanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların bir çoğu Allah'a secde ediyor( ... ). 58 Denilemez mi Id; Allah'ın yarattıkları şuurlu ve şuursuz olmak üzere ildye ayı·ılırken akıl ve şuurdan mahrum olan yaratık­lar ilahi kanunlara tabi olarak ona boyun eymekte ve ken:di dilledyle (!isan­ı hal ile) O'nu tenzih ederek tesbihte bulunmaktadırlar.59

İsra suresi 44 ayette "Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih ed.er. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki, siz, onların tesbillini anlamazsınız. O, haldmdir, bağışlayandır". 60

Denilmektedir ld, cansızlar da dahil olmale üzere bütün eşya atomlar­dan meydana gelmiştir. Atom çeldrdeklerinin etrafındald elektronlar sürek­li ve ınuntazam bir şeldlde çeltirdeğin etrafında dönmektedirler Id, belld de onların bu dönüşled ve böylece ilahi kanuna en ufak bir sapma göstermek­sizin boyun eğmeleri Kur'an-ı Kerim tarafından Allah'ı tesbih olarak ifade edilmiştir. 61

57 Vehbi Ecer, "Eski Türklerin Dini Haniflik idi", Töre Dergisi, Mart 1983, S. 142, sh. 73-75; "Türklerin Eski Dini", Töre Dergisi, Aralık 1982, S. 139, sh.33; "Eski Türklerde Vahdani­yet", Töre Dergisi, Ocak 1983, s. 140, sh.62; Hikmet Tanyu, İslamlıktan Önce Türklerde Tek Tanrı inancı. İstanbul 1986.

58 Ali Özek vd., Ku;'an-ı Kerim ve Açıklamalı Meali, Ankara, 1993, s.333 59 •..

Alı Ozek, a.g.e., s.333 60 Ali Özek, a.g.e., s.285 61 Ali Özek, a.g.e., s.285