Top Banner
30

TYT FELSEFE - Yayın Denizi - Anasayfa · 2018. 9. 12. · A) Felsefe yolda olmaktır. B) Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir. C) Felsefe, insan aklının etkin kullanılmasıdır.

Oct 23, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
  • UYGULAMAYI İNDİR VİDEO ÇÖZÜMLERE ULAŞ.

    Rehberlik Bölümü

    Deneme Sınavları

    Perforajlı

    ONLİNE“eğitimde yayındenizi online”

    ÖĞRETMEN ÜYELİĞİ SEÇİMİ İLE SİSTEME ÜYELİK FORMUNU DOLDURUNUZ.

    SİSTEME GİRİŞ YAPARAK DİJİ-TAL İÇERİKLERİNİZİ İSTE-DİĞİNİZ YERE İNDİREBİLİRSİNİZ.

    İNTERNETE BAĞLI OLSUN VEYA OLMASIN DİLEDİĞİNİZ PLAT-FORMLARDA İÇERİKLERİMİZİ KULLANABİLİRSİNİZ.

    İSTEDİĞİNİZ SORULARLA KENDİ TESTİNİZİ OLUŞTURA-BİLİRSİNİZ.

    YAYIN DENİZİ TEK

    VİDEO ÇÖZÜM

    UYGULAMASI

    İNDİR

    ÖZELLİKLER

    www.ydakillitahta.com

    ÜCRETSİZ ÖĞRETMEN ÜYELİĞİ

    KOLAY ERİŞİLEBİLİR DİJİTAL İÇERİK

    ÖRNEK KİTAP TALEBİMÜFREDATA UYGUN SORU HAVUZU

    TYTFELSEFE

  • • Her tip soru çeşidini görmenizi sağlayacaktır.• Akıl ve mantık yürütmenizi kolaylaştıracaktır.• Düşünme becerinizi geliştirecektir.• Her seviyedeki öğrenciye hitap eden bu soru bankası eksiklerinizi görmede size kaynak olacaktır.• Seviyenizi belirlerken size yol gösterecektir.• Bazı soruların farklı formatlarının üst üste sorulması konuları daha iyi öğrenmenizi, kavramanızı ve pekiştirmenizi sağlayacaktır.

    BU KİTAP BANA NE KAZANDIRIR?

    • Testler konu başlıkları ve kazanımlar dikkate alınarak oluşturulmuştur. • Her test kendi içerisinde öğrenme sırası dikkate alınarak hazırlanmıştır.• Her zorlukta soru mevcuttur. Zorluk açısından orta düzeydedir. Zor soru oranı %20’dir. • Her konu öncelikle öğrenmeye yönelik sorularla başlamış daha sonra şekil ve algı gerektiren sorulara geçilmiştir. • Öğrencinin kitaptan tam verim sağlayabilmesi için rehberlik bölümüne yer verilmiştir.• Konuya ait her tip soru çeşidi mevcuttur.• Algı ve yorum gücünü ölçen sorular vardır.• Genel tekrar testleri ile üniteler bütünsel olarak değerlendirilmiştir.• Deneme sınavı eklenmiştir.• Tamamı video çözümlüdür.• Video çözümleri yanlış şıkların sebeplerine dikkat ederek izlersek, konularda kaçırdığınız noktaları yakalama- nızı sağlayacak ve eksiklerinizi kapatacaktır.• Bölüm kapaklarında konuya ait dikkat edilecek noktalar mevcuttur.

    KİTAP İÇERİĞİ

    SAYFA SAYISI

    SORU SAYISI

    TEST SAYISI

    DENEME SAYISI

    160 61 726 5

  • ÇALIŞMA PLANI YAPALIM!Ça

    lışma

    Planı Yap

    arken Bu Soruları Dikkate Alınız!

    Hangi ders, hangi gün?

    Konu öğrenme ve tekrar ne zaman?

    Soru çözümü ve ödevler ne zaman?

    Deneme Sınavları ne zaman?

    Aksayan çalışmalar hangi gün ve ne zaman çalışılmalı?Ders dışı hangi etkinlikler ne zaman yapılmalı?

    Tatil günü hangi gün?

    EVDE ETKİN ÇALIŞMA Evde olduğunuz zamanı çok iyi değerlendirmelisiniz.

    Çoğu zaman yoğun ve yorgun bir gün geçirerek eve gel-diğiniz için iyi ve uygulanabilir bir programa ihtiyacınız var.Evde yapılması gereken işler:

    • Uyuma • dinlenme • beslenme • konuları tekrar etme, •soru çözme • çözemediğin sorular için araştırma yapma • ödev yapma • fazladan sınav uygulama • önceden ön-görülemeyen durumlar

    gibi pek çok başlık altında toplanabilir.Dersler gün boyu peşinizi bırakmadı. Okul bitti ama

    evde derse devam çünkü hedefleriniz ve hayalleriniz var. Bunu asla unutmamalısınız.

    Eve gelince önce dinlenmelisiniz.

    Kendinize bir ders çalışma saati belirlemeli ve sürekli bunu düşünmelisiniz. Çünkü zihin neyi tekrar ederse kendini o yönde yönlendirir.

    Konu öğrenme, tekrar etme, soru çözme saatlerini bir-biri arkasına yerleştirmelisiniz.

    Ders çalışırken mutlaka ara vermelisiniz. Ara vermek odaklanma gücünüzü artıracaktır.

    Her gün konu tekrarlarına zaman ayırmalısınız. Yeni bilgiyi günlük tekrar etmelisiniz. Tekrar etmek başa-rının anahtarıdır. Bilginin pekiştirilmesini ve uzun su-reli hazfızaya atılmasını sağlar. Tekrarlarınızı zihinden yapmayı öğrenmelisiniz. Bu size zaman kazandırma-nın yanında kalıcı olarak öğrenmenize de katkı sağla-yacaktır.

    Bilginin kalıcı olmasını sağlamak için ilişkilendirerek öğrenmeye çalışmalısınız. Ezberden kaçınmalısınız. Öğrenilen bilginin tam olarak kullanılması için beyin tarafından analizinin yapılması gerekir. Ezberci sistem bunu engeller.

    Not alma hızınızı kendinize göre belirlemelisiniz. Yavaş not alma beynin konsantre olmasını zorlaştırır, yazma hızı ile beynin çalışma hızı arasında boşluk meydana gelir. Zihin başka alanlara kayar ve konsantrasyon so-runu yaşarsınız.

    Herşeyden arındırılmış ortam çalışma için iyi bir ortam değildir.

    Dikkatinizi belli alanlara değil, genele yaymalısınız. Dikkatinizi uyanık tutmayı unutmamalısınız.

    Sosyol hayattaki olumsuz etkenlere dikkat etmeli mümkün olduğunca ortadan kaldırmalısınız.

    Yaptığınız programa beyninizi ikna etmelisiniz.

    NASILNEREDENE ZAMAN

    Herşey ne kadar karışık görünse de;

    ☛ Gerçekleştirilebilecek bir hedefin varsa,

    ☛ Hedefe ulaşmayı amaç edindiysen,

    ☛ Soru çözerek deneyim kazanıyorsan,

    ☛ Konuları birbiri ile ilişkilendirebiliyorsan,

    ☛ Sınav uygulayarak bilgilerini sık sık kontrol

    ediyorsan.

    ☛ Kendine güveniyorsan

    işler iyi gidecek demektir.

    İYİ NOT ALMAK, HER ŞEYİ YAZMAK DEMEK DEĞİLDİR!İyi not almak; kendi cümlelerini kurmak, şekille veya

    yazıyla şifrelemek, baktığında kolayca anlayıp hatırlamak için materyal hazırlamak demektir.

    Tutulan notlar; onlara geri dönmek, onları okumak, onları gözden geçirmek, oradaki fikirlerin üzerine düşünmekle bir anlam kazanırlar.

    + + = Bilgi Deneyim Duygu ve Davranış ÖĞRENME

    Merak; öğrenme isteğini harekete geçirir, odaklanmayı sağlar, çabuk yorulmayı engeller.

  • Vücudun sol tarafındaki organları yönetir.

    Görsel ve işitsel konularla ilgilenir.

    Görme ve duyma yoluyla öğrenir.

    Mecaz anlamlarla ilgilenir.

    Gerçek üstü hayaller kurar.

    Sanatsal faaliyetlere çok yatkındır.Mantıksaldır.

    Matematiksel verilerle ilgilenir.

    Vücudun sağ tarafındaki organlarını yönetir.

    Sebep-sonuç ilişkisini iyi kurar, sonuçlarla ilgilenir.

    Dili iyi kullanır.

    Akademik ve bilimsel konularda başarılıdır.Analitik düşünme becerisine sahiptir.

    Kelime, sayı ve sembollerle ilgilenir.Üretkendir.

    • Konuları eksik bırakma.• Tam özümseyene kadar tekrar et.• Tanımlara, kavramlara önem ver.• Zor bilgileri şekil ve grafikle destekle.• Bilgileri günlük yaşamla ilişkilendir.• Bilinçli okuma, yazma alışkanlığı kazan.• Kendine güven.

    BAŞARMAK BU KADAR KOLAY

    Böyl

    e m

    isin

    ?Bö

    yle

    mis

    in?

    Böyl

    e m

    isin

    ?

    • Düzenli ortam• Resimli dergi ve kitaplar• Masa başında, bireysel çalışma• Şema, grafik, harita kullanma• Renkli kalem kullanma• Gözlemleyerek kavrama• Çizimleri takip etme• Duyduğunu hatırlama

    • Yazarken renkleri kullan.• Okurken önemli yerlerin altını çiz.• Ders dinlerken küçük kartlara not al. • Karmaşık konuları çizime dönüştür.• Konuyu planla ve organize et.• Resimlerle çalış, konuları kolay kavra.• Soru çözerken verilenleri şemala.

    • Özenli, hoş, rahat konuşabilme• Dinleyerek ve konuşarak öğrenme• Müzik ve ses kayıtlarını dinlemeyi sevme• Ritmik, orta hızda, tane tane konuşma• Grup çalışmalarından zevk alma• Sözel ifadeleri takip etme

    • Az ve öz konuşma• Sürekli hareket etme isteği• Öğeleri kullanmayı ve deney yapmayı sevme• Yaşadığını, gördüğünü ve dokunduğunu hatırlama• Rahat ve sakin konuşma• Rahatına düşkün olma

    • Çalışma arkadaşı bul veya grupla çalış.• Yüksek sesle tekrar et.• Yeni öğrendiğin bilgileri ritmik tarzda tekrarla. (Komik, saçma ve çılgınca olması öğrenmeyi kolaylaştırır.)• Öğrendiklerini kendine anlat.• Öğrendiklerini kendi kelimelerinle ifade et.

    • Ön sıralara otur, kısa notlar al.• Konu tekrarlarında hareket hâlinde ol. • Yüksek sesle oku.• Çalışırken şema, tablo, harita yap.• Kendi istediğin yerde ve formda çalış.• Dersi hareketli birinden dinle.D

    okun

    sal

    Gör

    sel

    İşitsel

    Yapamam sendromuEleştirme

    Yeniliğe karşı olmaAnaliz etme

    Algılama ve üretmeSıralı işlem yapma

    Alışkanlıklarla değerlendirme

    Ses tonu ve duygularMatematiğin merkeziGerçek sorun çözücüYenilikçiBütünsel kavramaDeğer yargısı eksik

    Beyninizi yerinden çıkarın ve ona saldırın kendini koruyacaktır.

    Mark Twain

  • FELSEFE SORU BANKASI

    İçindekiler

    1. BÖLÜMFelsefeyi Tanıma ......................................................................................................................11

    2. BÖLÜMFelsefe ile Düşünme ................................................................................................................23

    3. BÖLÜMFelsefenin Temel Konuları ve Problemleri ...............................................................................33

    4. BÖLÜMMÖ 6 yy – MS 2. yy Felsefesi ..................................................................................................73

    5. BÖLÜMMS 2. yy – MS 15 yy Felsefesi .................................................................................................83

    6. BÖLÜM15. yy – 17.yy Felsefesi ............................................................................................................93

    7. BÖLÜM18. yy – 19. yy Felsefesi ..........................................................................................................103

    8. BÖLÜM20. yy Felsefesi ......................................................................................................................111

    9. BÖLÜMDin Kültürü ve Ahlak Bilgisi ....................................................................................................119

    DENEME TESTLERİDeneme Testi - 1 .....................................................................................................................141

    Deneme Testi - 2 .....................................................................................................................143

    Deneme Testi - 3 ..................................................................................................................... 145

    Deneme Testi - 4 .....................................................................................................................147

    Deneme Testi - 5 .....................................................................................................................149

    CEVAP ANAHTARI .................................................................................135

    SÖZLÜK ...................................................................................................129

  • FelsefeyiTanıma

    15FELSEFE SORU BANKASI

    1. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    yi T

    anım

    a

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    TEST3

    1. Düşünce tarihinin belirli dönemler içinde işlendiği veya ele alındığı hatırlanırsa, adeta her dönemin belirli sorun-ları öne çıkmıştır. Bu sorunlar ise, dönemin düşünürlerini bazen ortak paydada birleştirmiş, bazen de çok farklı an-latılar ortaya çıkarmıştır. Belki de döneme ilişkin filozof-ları meşgul eden problemler adeta onların arketipini de örmüştür.

    Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Felsefe ilerleme göstermeyen bir etkinliktir

    B) Felsefenin sorunları zaman içinde aynı kalır.

    C) Felsefede sorgulama esastır.

    D) Felsefenin yönünü belirleyen toplumun kendisidir.

    E) Filozof evrensel sorunlara yönelir.

    2. Felsefe evrendeki en maddesel şeyden en tinsel şeye kadar her şeyi konu edinir ama bilimdeki gibi var olan somut bilgiler ortaya koyamaz.

    Bu parçada felsefenin hangi özelliği vurgulanmıştır?

    A) Öznel olması

    B) Eleştirel olması

    C) Bütünü ele alması

    D) Kurgusal olması

    E) Deney ve gözlem yapamaması

    3. Felsefe için; Sokrates: “Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.”

    Platon: “Doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir etkinliktir”

    Aristoteles: “İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir”,

    Spinoza: “Felsefe, genelleştirilmiş bir matematiktir.”

    tanımlarını yapmışlardır. Görüldüğü gibi felsefenin terim anlamı dışında filozoflarca ortaklaşa benimsenmiş bir ta-nımı yoktur. Her filozof kendine göre bir felsefe tanımı yapmıştır.

    Bu durum felsefenin hangi özelliğinden kaynaklan-maktadır?

    A) Nesnel olmasından

    B) Öznel olmasından

    C) Refleksif olmasından

    D) Kümülatif olmasından

    E) Tutarlı olmasından

    4. Düşünmeyen ve sorgulamayan insan sorularına cevap-lar bulamaz. Örneğin; Newton elma ağaçlarının altında otururken elmaların yere düştüğünü görür ve neden sağa sola değil de aşağı düştüğünü kendine sorar. Sonra dü-şünür ve dünyanın elmayı kendisine çektiğini ve madde-de çekim gücünün olduğu sonucuna varır. Eğer burada Newton kendine sorular sorup düşünmeseydi belki biz şimdi yerçekimini bilmeyecektik.

    Buna göre bilgi edinmenin kaynağında yer alan un-sur aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Bilgi birikiminden etkin yararlanma

    B) Temeli olan düşünceler üretme

    C) Merak ve hayret güdüsüne dayanma

    D) İnsan ihtiyaçlarının çeşitlenmesi

    E) Bilimsel gelişmelerin artması

    5. Görünüşte birbirinden bağımsız, hatta birbiriyle çatışma halinde bulunan şeylerin gerçekte bir oldukları, bir birlik teşkil ettikleri, öte yandan bu birliğin kendisinin de aynı zamanda bir çokluk olduğu yaşamın temel ilkesidir. O halde bilgelik, çok şey bilmek, sayısız şey bilmek değildir; bu birbiriyle kavga içindeymiş gibi görünen zıtların altında yatan birliği görmektir.

    Buna göre bilgeliğin amacı aşağıdakilerden hangisi-dir?

    A) Toplumsal sorunlara çözüm üretmek

    B) İnsan yaşamının amacını keşfetmek

    C) Varlıkların doğasında olanı yakalamak

    D) Her varlığı birbirinden bağımsız değerlendirmek

    E) Evrenin gizemini çözmek

    6. Filozof bu dünyayı sorgular. Bundan dolayı iyi bir uyum gösteremediği günlük hayatta başarısız görünür. Valery, “Bir şeye tümüyle bağlananlar sadece ahmaklar ve is-tiridyelerdir” demekteydi. Herkesin gözünde bir çözüm olan, filozof için yeniden bir problem olur. Filozof bir ba-kıma yığının kesin doğrularını problemler haline getiren kişidir.

    Bu parçaya göre filozoflar için aşağıdakilerden han-gisi söylenemez?

    A) Sorgulama ve irdelemeyi esas edinirler.

    B) Değişime açıktırlar.

    C) Genel kabul gören kabulleri eleştirirler.

    D) Problemleri yeniden sorgularlar.

    E) Görüşlerinin uygulanma alanı yoktur.

  • FelsefeyiTanıma

    16

    1. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    yi T

    anım

    a

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Russell, serbest ticareti ve emperyalizm karşıtlığını des-teklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı Birinci Dün-ya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha son-ra Adolf Hitler’e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizmi eleştirmiş, Vietnam Savaşındaki tutumu ne-deniyle Amerikan hükümetini suçlamıştır. Aynı zamanda kendisi nükleer silahsızlanmanın dobra savunucuların-dandır.

    Russel’in bu tutumu felsefeye dair yapılan eleştiriler-den hangisine karşıt bir tavırdır?

    A) Felsefe günlük yaşamdan kopuk bir faaliyettir.

    B) Felsefe insan yaşamının zorunlu bir yüzüdür.

    C) Felsefe kesinlikten uzak bir spekülasyondur.

    D) Felsefeni değeri zamanla azalacaktır.

    E) Felsefe toplumsal problemlere yanıt arar.

    8. Öğrencilerim felsefe sınavlarında ne yazacaklarını şaşır-dıklarında sık sık bana “Kendi görüşlerimizi yazabilir mi-yiz?” diye sorarlar. Onlara verdiğim cevap şudur: “Elbette kendi görüşlerinizi yazabilirsiniz, ama bunların gerçekten sizin görüşleriniz olup olmadığının bir önemi yoktur. Bu-rada önemli olan, savınızı desteklemek için kullandığınız sebepler ve kanıtlardır. Gerçek bir filozof mu olmak isti-yorsunuz? O zaman inançlarınıza ve görüşlerinize sağ-lam, yansız ve nesnel bir akıl yürütme yoluyla ulaşmış olmanız gerekir.”

    Öğretmenin bu görüşlerine göre felsefede bulunması gereken temel özellik aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Olması gerekene yönelme

    B) Evrensel sorunlara yönelme

    C) Temellendirilmiş bilgilerle hareket etme

    D) Düzenli ve sistemli olma

    E) Çağın sorunlarına kayıtsız kalmama

    9. Felsefe, okyanuslar ortasındaki geminin haritasıdır. Bu harita olmadan, ne kaptan limana demir atabilir, ne de yolcular limana ulaşıp özlemlerine varabilir. Felsefe, in-san yaşamın düşünsel pusulasıdır.

    Bu görüşlerin özeti aşağıdaki yargılardan hangisidir?

    A) Felsefe yolda olmaktır.

    B) Felsefe, neleri bilmediğini bilmektir.

    C) Felsefe, insan aklının etkin kullanılmasıdır.

    D) Felsefe, inanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır.

    E) Felsefe, mutlu bir yaşam sağlamak için, tutarlı eylem-sel bir sistemdir.

    10. Bir ressam hayatının her anını resimleriyle düzenlemez, müzisyen de öyledir. Müzik yaparken mesleğini icra eder, fakat yemek yerken, gezerken, konuşurken vs. müzik bi-rikimini genelde kullanmaz ve kullanması da gerekmez. Marangozluk, hattatlık, mühendislik gibi meslekler de böyledir. Hekim size sigaranın zararlı olduğunu ve içme-meniz gerektiğini söyler, fakat kendi o an bile bunu içiyor olabilir. Ancak bilgelik yolunda olmak böyle değildir. İdeal anlamda filozof yaşamın her anını kontrol etmek istedi-ğinde, hayatın her anında filozoftur, filozof olmayacağı bir an bulunamaz.

    Bu parçada felsefenin hangi yönü vurgulanmaktadır?

    A) Kümülatif olması

    B) Olgusal değil, kurgusal olması

    C) İnsanlara farklı bakış açıları yaratması

    D) Tüm etkinliklerin üstünde yer alması

    E) İnsan yaşamının zorunlu yüzü olması

    11. Gözü kapalı olarak başkalarının ardından, başkalarının açtıkları yoldan yürümesi insanın insanlığına, yolda ol-manın özüne aykırıdır. Zaten bundan dolayıdır ki, filozof kendi yolunu kendi açar. Hakim olan, açılmış yollardan gözü kapalı, sorgulamaksızın yürümez, yolda bilgece yü-rür. İlkelerle, bilimin ışığında çevrenin ona sunduğu hayat yolunu filozof kendi yetileriyle, tarzıyla yeniden oluşturup o yolda olmaya çaba gösterir. İşte bu da felsefenin kendi-sinden başka bir şey değildir.

    Buna göre filozof için aşağıdakilerden hangisi söy-lenemez?

    A) Özgün fikirler ileri sürdüğü

    B) Sorgulamayı esas aldığı

    C) Belli ilkelere dayandığı

    D) Kendi fikirlerini yaşamına uyguladığı

    E) Evrensel konulara yöneldiği

    12. Felsefenin sadece pozitif bilimleri ve matematiği temele alıp bilim önermeleri ile kanıtlanmış olmasının ne büyük ve karalayıcı bir sınırlılık olduğunu görmemek mümkün değildir. Bu tarz bir felsefi ele alış bireyselliği ve duyguları bir tarafa bırakacak, insanın bir süje olarak varlık ve de-ğerini görmezlikten gelecektir.

    Bu parçaya göre felsefe aşağıdakilerden hangisin-den uzak durmalıdır?

    A) Olgusal alanla kendini sınırlamaktan

    B) Bilgilerin aynen tekrarından

    C) Dayanaksız görüşleri kullanmaktan

    D) Salt teorik bilgiye yönelmekten

    E) Bilimlerle işbirliğinden

  • FelsefeileDüşünme

    24

    2. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    ile

    Düş

    ünm

    e

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Amélie filminin baş karakteri olan Amelie, diğer insanlar-la ilgilenirken, kimse kendisiyle ilgilenmemektedir. Baş-kalarının mutluluğu yakalaması için uğraşırken, kendi yalnızlığını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama, pasaport için fotoğraf çekilen fotoğraf kulübelerinden, kenara atıl-mış, yabancılara ait vesikalık fotoğrafları toplayan, tuhaf karakter Nino Quincampoix ile olan bağıntısını görünce daha açık ve rahatsız edici olmaya başlar. Her ne kadar Nino’yu kendi yöntemleriyle pek çok dolambaçlı şekilde cezbetmeye çalışsa da, özünde utangaçtır ve Nino’ya yaklaşamamaktadır. Ancak Raymond’ın öğütleri sonun-da, başkalarının mutluluğu için uğraşırken kendi mutlulu-ğunu da elde edebileceğini öğrenir.

    Amelie filmine dair olan bu özetten çıkarılacak yargı aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Sanatta etik değerlerin işlenişi söz konusudur.

    B) Her filmin mutlak bir felsefi boyutu vardır.

    C) Felsefi düşünce sanatın önüne geçer.

    D) Felsefe günlük yaşamdan kopuktur.

    E) Felsefe tutarsızlıkları tespit etme aracıdır.

    8. “Elimizdeki felsefe kitabında örnekleme ile ilgili bir bölüm var, o halde bütün felsefe kitaplarında örnekleme ile ilgili bir bölüm vardır” diyen felsefe öğretmeni öğrencilerine aşağıdaki kavramlardan hangisini örneklemektedir?

    A) Argüman geliştirme

    B) Tümdengelim

    C) Analoji

    D) Tümevarım

    E) Tutarlılık

    9. Aristoteles’e göre, bilim ya da felsefe yapmak –bilgi üret-mek- insana özgü bir yetidir. İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark duyum ve deneyden yola çıkarak tümel yargılar elde etme yetisidir. İnsan dışındaki bütün öteki hayvanlar hayallere ve hatırlamalara bağlı birta-kım basit deneyimler yaşarlar. Sadece insan türü sanat ve akıl yürütme düzlemine ulaşmıştır. İnsanlar bilim ve sanata deneyim aracılığıyla ulaşırlar. Bir yığın deneyim kavramından tek bir tümel yargı ortaya çıkar.

    Bu parçada Aristoteles aşağıdaki düşünme çeşitle-rinden hangisini anlatmıştır?

    A) Çelişiklik

    B) Argüman

    C) Analoji

    D) Tümevarım

    E) Tümdengelim

    10. Charles Darwin’in ‘Türlerin Kökeni’ adlı eserde teorik de-neysel ve gözleme dayalı verilerden yola çıkarak, bu ve-rileri teorik yapı içinde yorumlamış ve türlerin oluşumuyla ilgili bir iddia ortaya atmıştır. Eserini yazarken kanıtlara ve teorik bilgiye dayalı açıklamalar yaparak bilim çevrele-rini ikna etmeye çalışmıştır.

    Parçada verilenler aşağıdakilerden hangisine örnektir?

    A) Tümdengelim B) Tümevarım C) Tutarlılık

    D) Analoji E) Argüman

    11.

    Yanılıyorsunuz!Kaldırma kuvvetinde derinliğin önemi yok

    Endişelenme!Su derinleştikçe kaldırma kuvveti artar.

    Daha ileriye gitme!Su derinleştikçe sandal dahafazla batar.

    Bu karikatürdeki kişilerin görüşleri aşağıdakilerden hangisine örnektir?

    A) Analoji B) Tutarlılık

    C) Tümevarım D) Tümdengelim

    E) Argüman geliştirme

    12. Kişiden kişiye değişen ve insanların kendi düşüncelerini yansıtan bilgidir.

    Buna göre aşağıdakilerden hangisi bir görüş örneği-dir?

    A) Deniz tuzlu ve dalgalıdır.

    B) Her mevsim güzeldir.

    C) Yılda dört mevsim vardır.

    D) Telefon iletişim aracıdır.

    E) Bilim nesnel bir etkinliktir.

    13. “IMF politikaları bütün gelişmekte olan ülkelerde başarı-sız oldu, Türkiye de IMF ile “stand by” imzaladı, o halde IMF politikaları Türkiye’de de başarısız olacak’

    Bu parçadaki düşünme şekli aşağıdakilerden hangi-sidir?

    A) Tümevarım

    B) Analoji

    C) Refleksif düşünce

    D) Eleştirel düşünce

    E) Tümdengelim

  • Varlıkfelsefesi

    38

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Buzul çağında yaşayan hayvanların bir kısmı yok olmuş-tur. Şu anda günümüzde de birçok canlı türü kaybolmaya yüz tutmuştur. Bizim tanımadığımız ismini koyamadığı-mız birçok canlı artık hiç bilinemeyecektir. Bu onların hiç olmadığı anlamına mı gelmektedir? Örneğin, dinozorları çocuklar ve bizler göremedik. Biz göremedik diye onlar yaşamadılar mı? O zaman varlığı varlık yapan özellikler nelerdir? Elle tutulur, gözle görülür, duyularla algılanan şeyler midir varlık? Bilmediğim bir konu hakkında bir şey söyleyemem. Bizler atalarımız hakkında ne biliyoruz. Sa-dece anlatılanlar kadar biliyoruz. Gerçek olan şeyler bize hakikatin bilgisini verir. O zaman, varlık duyu organlarının algıladığından başka bir şey değildir, sonucuna ulaşırız.

    Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-bilir?

    A) İnsan, aklının erdiği sürece vardır.

    B) İnsan gerçek varlığın bilgisine duyuları ile ulaşır.

    C) Akıl gerçeği bulma konusunda tek kaynaktır.

    D) Varlığın bilgisine tarihsel süreci bilmekle ulaşılır.

    E) Varlık bireysel algılamanın ürünüdür.

    8. Varlığı fenomen olarak kabul eden Husserl’e göre; bilinci-miz nesnenin somut özelliklerini ayıklayarak onun özüne ulaşabilir. Varlığı anlamak onun özüne ulaşmakla olanak-lıdır. Öze ulaşmak görünüşleri dışarda bırakarak varlığa yönelmekle olur. Çünkü görünüşler varlığa var olma an-lamı katan zorunluluklar değildir.

    Parçaya göre, öze ulaşmanın anlamı aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Bilgiye ulaşmak için görünenin ötesine bakmak gere-kir.

    B) Evrensel gerçeklerin oluşması için nesnenin somut verilerini bilmek yeterlidir.

    C) Nesnenin gerçek bilgisine ulaşabilmek için nesneye ailt olmayan özellikleri paranteze almak gereklidir.

    D) Evrenin ana maddesini bulmak özün bilgisine ulaş-makla olur.

    E) Varlıklar kendi içinde çeşitlilik gösterir.

    9. Platon’a göre, bilen özne, idealar dünyasına ait bir varlık-tır. Ancak, ona göre, idealar öznenin bilincinin dışında ve ondan bağımsız gerçek bir varlığa sahiptirler. Oysa Ber-keley de, idealar yani düşünceler (tasarımlar) öznededir; sadece onun bilinç içerikleri olarak vardırlar.

    Buna göre aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

    A) Berkeley’ de esas olan nesnenin kendisidir.

    B) Her iki filozof da varlığın ilk unsurunu tartışmışlardır.

    C) Berkeley’de belirleyici olan öznedir.

    D) Platon nesnel idealisttir.

    E) Berkeley öznel idealisttir.

    10. Aborjin ırkı doğanın içindeki dengeye inanır. Onlar bu düzenin işleyişini şöyle açıklar: “Doğanın bize sunduğu nimetlere şükrederiz. Doğada avladığımız bir hayvan için önce şükreder sonra onu son yolculuğuna uğurlarız. Ne-den mi böyle yapıyoruz. Çünkü yolumuza çıktığı ve ruhu-muzu zenginleştirdiği için minnetimizi bu şekilde gösteri-riz. Doğanın ruhu da bizi maddiyatla ödüllendirir. Bizler de bu yüzden toprağın varlığına, doğadan aldığımız yi-yeceklere özen gösterip verilen nimetlere şükrederiz. Sa-dece biz böyle düşünmeyiz. Bizim gibi diğer kabileler de doğanın yaşayan en büyük canlı olduğunu savunup bu şekilde davranırlar. Aslın da insanoğlu da doğada ki diğer canlılar gibi bedeninin sağlığını ruhlarını zenginleştirme-lerine borçludur. Ruh bedensiz beden ruhsuz olamaz.” Şu an ki toplumda da öyle değil midir? Çiçeğe ilgi, sevgi gösterilmeyince solacağına, onları güzel kılan şeyin sev-gi olacağına inanıp öyle davranan insanları çok görürsü-nüz etrafınızda.

    Bu parçaya göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

    A) Evrende tüm varlıkların varlığı, değişime bağlıdır.

    B) Varlıklar duyular evrenin yansımasıdır.

    C) Gerçek algılayış, ideal olandadır.

    D) Varlık, insan bilincine bağımlıdır.

    E) Varlık ruh ve beden birlikteliğidir.

    11. Türk filmlerinde assolist modası 1980’li yıllarda başla-yan bir akımdır. O dönemde gazino sahibi, güzel sesli ve güzel görünümlü kadın ve erkeğin şekilsel değişimini yapıp sahnelerin yıldızı yapar. Sanatçıyı var eden onu küllerinden yeniden yaratan halkın kahramanı haline getiren gazino sahibi sanatçı üzerinde tüm haklara sa-hiptir. Başta hiçbir maddi kaynağı olmayan sanatçı para kazanıp maddi anlamda büyür ve elde ettiği gelir ile farklı bir kişiliğe bürünür. İlk başladığı ile zirvedeki sanatçı ve kişilikleri apayrıdır. Ama en önemlisi ruhunu kaybeder. Alışılagelmiş bu sahneler insanları duygulandırır. Bazen de güldürür. Aslında her iki durumda da verdiği mesaj ay-nıdır. Bedeni satılan, ruhu kaybolan bir varlık teması. Bu varlık ne kadar var olabilir sorusunun cevabını filmin son sahnesinde görürüz. Elinden sesi veya güzelliği gittiği zaman kaybolup gider. Ne olursa olsun maddi anlamda para kazansan da mutlu olmazsın, çünkü seni sen yapan beden ve ruhunu kaybetmiş olursun. Bu konuda Descar-tes aklıma gelir. Ona göre varlık ikili yapıdadır ve ideal olan ruh ile maddesel olan beden, ikisi farklı olsa da aynı kalamaz.

    Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangi-sine ulaşılabilir?

    A) Bazı filozoflar monist bir varlık anlayışı benimsemiş-tir.

    B) Düalist anlayış varlığın tüm alanlarda açıklanmasını sağlamıştır.

    C) Varlığı varlık yapan temel özellik maddedir.

    D) Bütüncül olarak yaklaştığımızda varlık sadece mad-dedir.

    E) Varlık ruh ve bedenin uyumunda can bulur.

  • 39FELSEFE SORU BANKASI

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    BilgiFelsefesi(Epistemoloji) TEST41. “Bilginin kökenini, doğruluğunu ve sınırlarını, buna göre

    de inanç, kanı ve yargılarımızın temellerini araştırır.” Bilgi kuramı genel olarak şöyle tanımlanabilir; bilginin kayna-ğını, ilkelerini, yöntemini ve çeşitli bilgi unsurlarını araştı-ran bir felsefe dalıdır.

    Buna göre aşağıdakilerden hangisi bilgi kuramının sorduğu sorulardan biri değildir?

    A) Bilginin kaynağı nedir?

    B) İnsan neyi bilebilir?

    C) Genel geçer bilgi mümkün müdür?

    D) Doğru bilgiye ulaşılabilir mi?

    E) Bireylerin temel hakları nelerdir?

    2. Nasrettin hoca, evinin çatısında diz boyu biriken karları temizlerken dengesini kaybedip çatıdan aşağıya düşer. O esnada çevreden düştüğünü gören meraklı komşuları koşup yanına gelirler. Hepsi yardım etmek ister ama her kafadan bir ses çıkar. Hoca şaşkın şaşkın etrafını izle-mektedir. Dengesi bozulmuştur, etrafına biriken kalabalı-ğı izlerken farklı sesler duyar. Seslerden biri kırıkçı-çıkık-çı önerir, başka bir ses doktora götürelim diye ısrar eder. Hocanın o hengamede anlayamadığı diğer sesler de ça-basıdır. Tüm bunlardan sıkılan Nasrettin hoca, “Bırakın bana akıl vermeyi de bana damdan düşen birini bulun” diye söylenir.

    Bu parçada Nasrettin hocanın istediği şey aşağıdaki fikir akımlarından hangisine örnektir?

    A) Pozitivizm

    B) Rölativizm

    C) Empirizm

    D) Entüisyonizm

    E) Rasyonalizm

    3. Din konusunda sohbet açılınca, inancı pek olmayan yu-murtacı Hasan usta; “Sizin anlattığınız din, din olsaydı yıllar geçtikçe insanların huyunun suyunun değişmesi gerekirdi. Bakıyorum da etrafıma hala kötülük kazanı- yor.” O sırada terzi Mehmet usta “Zira bende hep aynı kalıpta giysileri dikip giydiriyorum ama her giysinin içine giren aynı insan değil” diye cevap verir. Bir başkası söze katılarak “Arkadaşlar, dünya döndüğü sürece insan ku-şakları değişecek, insan aynı olsa da gelecekteki kötü bugünü aratacak. Önemli olan insanın kalp gözünün açık olması” diyerek konuyu özetlemek istemiştir.

    Bu parçada son sözü söyleyen kişinin sözleri aşağı-daki yaklaşımlardan hangisine örnektir?

    A) Rasyonalizm

    B) Sensualizm

    C) Entüisyonizm

    D) Analitik felsefe

    E) Pragmatizm

    4. Gerçekliğin ne olduğunu sorgularken ne aklımıza ne de duyularımıza güvenmeliyiz. Duyularımız her durumda farklı bir bakış açısı verir. Birine sıcak gelen diğerine so-ğuk gelir. Yani değişkendir. Aklımız ise durağan olanın bilgisini verir bizlere. Oysa hayat sürekli hareketli ve de-ğişkendir. Bu dinamik olanı akıl da veremez. Ama ger-çeğe hislerimizle baktığımızda kalbimizin gözü de açılır yaşamın gerçeğinin ne olduğunu da gösterir bizlere.

    Buna göre doğru bilgiye aşağıdakilerden hangisiyle ulaşılabilir?

    A) Doğuştan var olan bilgilerle

    B) Sezgisel kavrayışla

    C) Duyu ve akıl birlikteliğiyle

    D) Gözlem ve deneyle

    E) Anlama yetisinin kategorileriyle

    5 I. Ayşecik bugün çok mutlu.II. Galiba hediye aldı.

    III. Çocuklar sevdiği bir şey alındığında önce heyecanla-nırlar, sonra da mutlu olurlar.

    Yukarıdaki örnekler aşağıdakilerden hangisinde doğ-ru olarak adlandırılmıştır?

    I. II. III.

    A) Algı aktı Açıklama aktı Anlama aktı

    B) Anlama aktı Algı aktı Açıklama aktı

    C) Açıklama aktı Anlama aktı Algı aktı

    D) Algı aktı Anlama aktı Açıklama aktı

    E) Anlama aktı Açıklama aktı Algı aktı

    6. Kilin suyla buluşması bakış açısına göre değişir. Kimisine göre bu buluşma çamurun oluşum aşamasıdır, kimisine göre de yeni bir başlangıcın ilk aşamasıdır. Çamur sana-tının en önemli özelliği tasarlanan düşüncenin parmak-ların arasında nesneleşmesi, farklı bir yapıya bürünme-sidir. Tatlı bir eşyaya verilen anlam bir sanatçının su ve kille yaptığı uzun bir içsel yolculuğun hikâyesidir. Bu yol-culuk sonucunda nesneleşen madde artık duyguları olan ve bir anlam ifade eden akıllı ve canlı bir objeye dönüşür.

    Buna göre bu düşünceye sahip birinin savunduğu görüş aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Analitik Felsefe B) Pragmatizm

    C) Pozitivizm D) Empirizm

    E) Rasyonalizm

  • BilimFelsefesi

    47FELSEFE SORU BANKASI

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    TEST2

    1. Aslında teleskopu icat eden Hans Lipperhey’dir ve onun icadı astronomi ve bilim dünyasına büyük bir katkı sağla-mıştır. Galilei ne zaman resme dahil oldu? Galilei teles-kopu tam olarak icat etmedi, fakat ona birkaç şey ekledi. Çünkü konveks ve konkav lensleri bir tüpün içine yerleşti-rerek, orijinal olana ekleme yaptı. Yani Galilei teleskopun asıl mucidi değildir. Çoğumuz, Galileo Galilei’nin telesko-pun mucidi olduğunu düşünürüz; çünkü fen öğretmenle-rimizin bize söyledikleri ve fen kitaplarında okuduğumuz budur.

    Bu parçada bilimin hangi özelliği vurgulanmıştır?

    A) Öndeyi olanağı sağlama

    B) Birikimli olarak ilerleme

    C) Evrensel olarak kabul edilme

    D) Nesnel olarak sınanabilir olma

    E) Mantıklı ve tutarlı olma

    2. Kuşlar uçarken yollarını nasıl bulduklarına ait çeşitli teo-riler mevcuttur. Bunlardan birisi, kuşların yerin manyetik alanını kullandıklarını ileri sürmektedir. Diğer bir teoriye göre, kuşlar güneş tarafından yönlendirilmektedir. Uzun yol kat eden kuşlar ise yıldızlar tarafından yönlendiril-miş olabilirler.

    Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-labilir?

    A) Her teorinin sonu yasadır.

    B) Teoriler sağlam hipotezlere dayanır.

    C) Aynı olguya ait birden çok teori söz konusudur.

    D) Teoriler kapsamlı ve genel açıklamalardır.

    E) Teoriler kendi içinde tutarlıdır.

    3. Bilimsel kuram, bilim adamının zihin gücü ile tasarladığı bir düşünce sistemidir. Olgu ve olayları determinist ilkeye göre düzene sokan bir sistemdir. Geniş kapsamlı açıkla-malar yaparak bilinmeyen olayları bilinir hale getirir. Bi-limsel kuramlar bir olgu türüyle sınırlandırılmış olmaları nedeniyle felsefi görüşlerden ayrılırlar. Bunun yanında felsefi görüşlerin doğruluğu ya da yanlışlığından söz edi-lemezken, bilimsel kuramlarda doğruluk ve yanlışlıklar vardır.

    Buna göre bilimsel kuramları felsefi görüşlerden ayı-ran özellik aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Doğruluğunun ve yanlışlığının sınanabilir olması

    B) Bütünü ele alması

    C) Düşünsel olarak tasarlanması

    D) Deney ve gözlem yapması

    E) Yoruma dayalı açıklamalar içermesi

    4. Tarih boyunca insanlar çevresinde olup biteni hep bilmek istemiştir. Peki insan neden bilmek ister? Merak duy-gularını gidermek, gördüklerinin aslında neler olduğunu anlamak, hayatlarını kolaylaştırmak ve tabi ki de doğaya egemen olmak için. Tüm bunlar bilimlerin ortaya çıkma-sında temel faktör olmuştur.

    Parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bilimin ortaya çıkışını engelleyici niteliktedir?

    A) Bilme merakı

    B) Doğaya hakim olma isteği

    C) Yaşamı kolaylaştırma isteği

    D) Bilinene bağlı kalma isteği

    E) Var olanın bilgisine ulaşma isteği

    5. Bilimsel çalışmalar insanların yararına yöneliktir. Bilim adamı yaptığı çalışmalarla bu amacı göz ardı etmezse bilimin ahlaki değerini de korumuş olur. Örneğin atomu parçalarken evrenin anlaşılmayan tüm sırları ve insana fayda sağlayacak teknolojinin alt yapısı oluşturulmuştur. Ne yazık ki bilimin yararının yanında zararı da vardır. Kimi insanlar bilimi zararlı amaçlar için kullanırlar. Örne-ğin atom bombası, insanlar için büyük bir tehlikedir. Ama bunu tüm bilime mal etmek hatadır. Çünkü atom bombası bilimin ürünü değil, onu üreten ve ürettiren insanların ürü-nüdür.

    Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-labilir?

    A) Bilimin kendisi zararlı değildir; kullanım amacına göre zarar oluşur.

    B) Bilim akıl ve mantık ilkelerine dayanmalıdır.

    C) Bilim birikimsel olarak ilerlemelidir.

    D) Bilim, bilim adamının etkinliğidir.

    E) Bilim adamı toplumsal ve bilimsel ahlakı temel alma-lıdır.

    6. “Bilim, insanın kendini ve dünyayı anlamak, bilmek için duyduğu derin ve sürekli arzuyu, düşünsel merakı gide-rerek, teknoloji aracılığıyla pratik bir işlev görür” diyen biri bilimin hangi yönünü vurgulamaya çalışmış ola-bilir?

    A) Bilimin anlamını

    B) Bilimin değerini

    C) Bilimin özelliğini

    D) Bilimin yöntemini

    E) Bilim adamının özelliğini

  • BilimFelsefesi

    50

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Daha düne kadar internet kafeler, bilgisayarlar hayatı-mızda önemli bir yer kaplıyordu. Şimdi ise akıllı telefonlar var. Telefonun, iletişim ve banka işlemleri gibi kolaylıkları sağlıyor olmasının yanında, gençliğin zamanın büyük ço-ğunluğunu eğlenceye yönelik uygulamalarda geçirmesi şikayet edilen konuların başında geliyor. İletişimi sağla-yan araç nasıl oluyor da iletişimsizliğimizi de sağlıyor. Oysa teknolojide amaç insana fayda sağlamaktır.

    Bu parçada aşağıdakilerden hangisi eleştirilmekte-dir?

    A) Teknolojinin faydaları

    B) Teknolojinin hayatı kolaylaştıran yönü

    C) Teknolojinin bilimsel gelişmeye ayak uyduramaması

    D) Teknolojinin amacı dışında kullanılması

    E) Teknolojinin gereksiz olduğu

    8. İnsanı diğer canlılardan ayıran özellikleri, düşünebilmesi, çevresini gözlemleyebilmesi, zekasını kullanarak yorum yapabilmesidir. Bu yorumlamalarda insan, “neden, niçin, nasıl” sorularına yanıt aramaktadır. Bilim adamı da bir in-sandır. Bu yüzden bilimsel çalışmalarında bu sorulara ön yargısız ve gerçekçi yanıtlar vermelidir. Bu açıdan bilim adamı her türlü önyargıyı bırakıp, gerçeğin peşinde koş-malıdır.

    Parçada bilim adamının hangi özelliği üzerinde du-rulmuştur?

    A) Tarafsız olup, olanı olduğu gibi göstermesi gerektiği

    B) Uygulamaya dönük bilgileri ortaya çıkardığı

    C) Genel - geçer bilgileri üretmesi gerektiği

    D) Her güçlüğe rağmen çalışmalarını sürdürebildiği

    E) Toplumdan kopuk bilimsel çalışmalar yapmaması gerektiği

    9. Teknolojinin kendisinden doğduğu bilim, bilimsel bilgi göz ardı edilmekte ve teknolojik ürünler adeta onun temelin-deki bilimsel bilgiden bağımsızlaşarak birer ticari metaya dönüşmekte, insanlar bunlara tapmaktadır. Bugün, ide-olojisi ne olursa olsun, bütün ülkeler yüksek teknolojiyi elinde bulundurmak istemekte ve bunu gerek sistemlerini gerek ekonomilerini korumak adına istemektedirler. Hem devletler, hem de bireyler açısından iktidar olan artık tek-nolojidir. Ayrıca postmodern düşünürlerin bilimsel bilginin değerini azalttıkları ve onun üstün konumunu yıktıkları görülmektedir.

    Bu parçada aşağıdaki görüşlerin hangisinden yakı-nılmaktadır?

    A) Bilimsel çalışmaların uygulamaya dökülmemesinden

    B) Bilimsel bilgi birikiminin kullanılmamasından

    C) Tekniğin bilimin önüne geçmesinden

    D) İnsanların tekniğe gereken önemi vermemesinden

    E) Devletlerin teknolojiyi kullanmasından

    10. Doğruluğunu kanıtlamak veya yanlış olduğunu göster-mek üzere ortaya atılan geçici iddialara hipotez denir. İyi bir hipotez ilişkili olduğu olguların tümünü kapsamalı ve tutarsızlık göstermemelidir. Örneğin. “Sigara içenler kan-sere kesin yakalanır.” hipotezi zayıftır. Çünkü sigara içip de kansere yakalanmayan insanlar da vardır.

    Buna göre iyi bir hipotezde bulunması gereken özel-lik aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Öndeyide bulunması

    B) Basit ve anlaşılır olması

    C) Kavramsal açıklamalara dayanması

    D) Genelleyici ve mantıksal olması

    E) Deney ve gözleme dayanması

    11. Milyonlarca insan elmanın düşüşünü gördü; ancak sa-dece Newton, “Neden?”, diye sordu. Gerçekten de, he-pimiz, etrafımızda olan pek çok olayın farkındayızdır; ancak bunlara o kadar alışmışızdır ki, bunları sorgula-maktan çoğu zaman aciz kalırız. Newton gibi sıra dışı bilim insanları ise, etraflarındaki olan biteni sorgulayacak kadar özgür ve güçlü beyinlere sahiptirler. Newton, etra-fındaki her şeyin yere doğru çekilmesinin nedenini merak etmiş ve araştırmalar yapmıştır.

    Bu parçada bilimsel araştırma için gerekli hangi un-surdan söz edilmiştir?

    A) Araştırma alanına sınır çizmeden

    B) Önceki bilgi birikiminden beslenmeden

    C) Olgulara farklı açılardan bakabilme gücünden

    D) Tutarlı ve anlaşılabilir çalışmalar yapmaktan

    E) Özgün kuramlar geliştirmekten

    12. Çinli bilginler bir takvim yapmışlar ve takım yıldızlarının konumlarını belirlemişlerdir. Hindistan’da bilimin gelişme-sine ilişkin bilgiler daha sınırlıdır. Birinci derecede önem verilen olgular Güneş ve Ay’ın hareketleri olmuştur. Hint matematiği özellikle geometri ve cebir yönünden oldukça gelişmiştir. Orta Amerika’daki Mayalar, Avrupa ve Asya uygarlıklarından tümüyle bağımsız olarak karmaşık bir toplum düzeni kurmuşlardır. Bu toplumda astronomi ve astroloji önemli rol oynuyordu. Takvim Maya’larda da hem pratik ve hem de dinsel amaçlara hizmet ediyordu. Güneş ve Ay tutulmalarıyla Venüs’ün konumu dikkatlice izleniyordu.

    Parçada anlatılanlar aşağıdaki düşüncelerden hangi-sine örnektir?

    A) Bilim evrensel katkılarla ilerleyen bir etkinliktir.

    B) Bilimde elde edilen doğrular tüm toplumlar için aynı anlamı taşır.

    C) Bilimsel bilgiler doğruluğu test edilmiş bilgilerdir.

    D) Bilim insanın çevresinde olup biteni anlama ve açık-lama ihtiyacından doğmuştur.

    E) Toplumda bilimsel düşüncenin yaygınlaşması zaman alır.

  • 61

    TEST1

    FELSEFE SORU BANKASI

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    Siyaset Felsefesi

    1. Devletin bütünlüğü bir anlamda farklı güçlerin birleşi-minden oluşmaktadır. Parlamento sivil toplumla daha yakından bağlar taşımalıdır. Her devlet etik özelliklerini içinde barındırmaktadır, çünkü onun önemli işlevlerinden biri geniş kitlelerde özel bir kültürel ve ahlaki düzey ge-liştirmektir. Eğitim kurumları olumlu işlevleri bu bakımdan üzerlerinde taşımaktadır.

    Bu parçada devletin hangi işlevinden söz edilmiştir?

    A) Toplumsal yasalar oluşturması

    B) Bireyleri ahlaki yönden geliştirmesi

    C) Üyelerini ekonomik yönden güçlü kılması

    D) Ulusal birliği koruması

    E) Kurumsal düzenlemeler yapması

    2. İbn-i Haldun’a göre toplum, bir arada yaşayan insanla-rın birbirine muhtaç olmasından dolayı ortaya çıkmıştır. Devlet ise, insanları toplum içindeki diğer insanların sal-dırısı ve zulmünden korumak için var olmuştur. Çünkü toplumsal olan insanın hayvani bir yanı vardır. Devlet de bu hayvani yanı kontrol altına almak ve insanları birbirin-den korumak için ortaya çıkan silahtır. Böylece insanlar için devlet olmazsa olmaz bir koruma mekanizması ola-rak karşımıza çıkar.

    Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini kanıtlama-ya yöneliktir?

    A) Devlet yapay bir varlıktır.

    B) Devlet toplumsal düzen için gereklidir.

    C) Devlet doğal bir varlıktır.

    D) İktidar gücünü yasalardan alır.

    E) İktidar gücünü Tanrı’dan alır.

    3. Günümüz modern devletlerinde bir iktidarın meşruluğu-nun, iktidarın halk tarafından adil ve özgür bir seçimle iş-başına getirilmesiyle sağlandığı kabul edilmektedir. Yani halk, seçimlerde aday olmuş ve iktidar yarışına girmiş kişiler ve gruplar arasından; kendi iradesiyle özgür bir seçim yapacak ve seçtiği kişilerin bundan sonra kendisini temsil ettiği varsayımıyla kendi kendini yönetme hakkını kullanmış olacaktır. Böylelikle demokrasinin gereği yeri-ne getirilmiş olacak ve halk yönetime katılacaktır.

    Buna göre bir iktidarın meşruluğu aşağıdakilerden hangisine bağlıdır?

    A) Seçimle işbasına gelmesine

    B) Dini kuralları esas almasına

    C) Sivil toplum unsurlarının gelişmişliğine

    D) Güçlü otoritenin varlığına

    E) Karizmatik egemenliğin gerçekleşmesine

    4. T. Hobbes, J.J. Rousseau ve J. Locke gibi düşünürler, insanların başlangıçta “doğal durum” adı verilen bir du-rumda yaşadıklarını, bu durumda insanları yöneten ne kurumların ne de kuralların olduğunu dile getirmişlerdir. Daha sonra insanlar barış içerisinde ve belirli bir düzen içerisinde yaşama gereksinimine ihtiyaç duymuşlar ve kendi aralarında toplum sözleşmesini imzalayarak bu kurumun ortaya çıkmasını sağlayan düşüncenin temelini atmışlardır.

    Bu parçadaki açıklamalar aşağıdaki sorulardan han-gisinin cevabı niteliğindedir?

    A) Toplumsal düzen mümkün müdür?

    B) İdeal düzen var mıdır?

    C) Devlet nasıl ortaya çıkmıştır?

    D) İktidarın temelleri nelerdir?

    E) Devletin temeli ütopya mıdır?

    5. Anarşistler iyi bir yaşamın zora başvurmaksızın düzen-lenmiş bir toplumda gerçekleşeceğine inanırlar. Bu inançları sebebiyle yöneticiler ve yönetenleri barındıran siyasal örgütlenmeler olmaksızın bir toplumsal yapı inşa etmeye çalışırlar. Hiçbir otoriteye inanmayan, insanların eşit ve özgür bireyler olabilmesi için kişileri baskı altında tutan bütün kurumların feshedilmesini savunan anarşizm esasında sahip olduğu ilkelerin de bir sonucu olarak za-manla pek çok farklı gruplara ayrılmış, tek bir yapı sergi-leyememiştir.

    Buna göre anarşizm aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmıştır?

    A) Devletin insanın doğasını bozduğuna

    B) Devletin yapay bir kurum olduğuna

    C) Devletlerin zamanla yok olacağına

    D) İnsanın doğasının iyi olduğuna

    E) Otoriteyle ideal düzenin sağlanamayacağına

    6. Toplumsal yaşamda iktidarın kullanılması ve dağıtılması, filozofların çok eskiden beri ilgilendikleri ve üzerinde dü-şündükleri konuların başında gelmiştir. Siyaset üzerine ortaya konulan bu düşünceler siyaset felsefesinin orta-ya çıkmasını sağlamıştır. Siyaset felsefecileri, toplumsal otoritenin temelini araştırır, iktidarın kullanılmasını haklı gösteren gerekçeleri inceler ve iktidarın insanlar arasın-da paylaştırmanın ölçütlerini çözümlemeye çalışır. Baş-ka bir deyişle siyaset felsefesi, felsefenin siyasi yaşamı konu alan, özellikle devletin özü, kaynağı ve değerini araştıran dalıdır.

    Buna göre aşağıdakilerden hangisi siyaset felsefesi-nin sorularından biri değildir?

    A) İktidarın kaynağı nedir?

    B) İdeal toplumsal düzen olabilir mi?

    C) Devlet nasıl ortaya çıkmıştır?

    D) Sivil toplumun anlamı nedir?

    E) Ahlaklı bir yaşam nasıl sağlanır?

  • Sanat Felsefesi

    66

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. I. Bir nesneye karşı hiçbir çıkar gütmeden, bir hoşlan-ma ya da hoşlanmama duygusuyla oluşan düşünce ve yargıdır.

    II. Nesnenin, algılayan kişi tarafından hoş ve iyi olarak değerlendirilmesidir.

    III. Estetik nesneyi algılayan ve onun karşısında estetik haz duyan insandır.

    IV. Estetik öznenin, estetik bir tavırla, estetik bir nesneye yaklaşması sonucunda duyduğu heyecan veya duy-gudur.

    Yukarıda tanımı verilen sanat felsefesinin kavramları sırasıyla aşağıdakilerden hangisidir?

    I. II. III. IV

    A) Estetik yaşantı

    Estetik haz

    Estetik özne

    Güzellik

    B) Güzellik Estetik yargı

    Estetik haz

    Estetik özne

    C) Estetik özne

    Güzellik Estetik haz

    Estetik yaşantı

    D) Estetik yargı

    Güzellik Estetik özne

    Estetik haz

    E) Güzellik Estetik yargı

    Estetik özne

    Estetik haz

    8. Üzerimize sıktığımız bir parfümün burnumuzda bıraktığı koku, kıyafetlerimizi değiştirdikten sonra kaybolur. Çün-kü bu kokunun bütünselliği ve kalıcılığı duyularımızda kaybolur. Oysa bir sanat galerisinde gördüğümüz resim, estetik haz verir. Yıllar geçse de anımsanır ve her anım-sanmada haz vermeye devam eder.

    Buna göre duyusal hazlarımızı estetik hazdan farklı kılan aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Kısa süreli etkiye sahip olması

    B) Sadece insana özgü olması

    C) Güzeli amaç edinmesi

    D) Kişisel yaratıcılığa dayanması

    E) Evrensel niteliğe sahip olması

    9. Goethe “Ulusal sanat ve ulusal bilim yoktur, ikisi de tüm üstün ve yüksek değerler gibi tüm dünyanın malıdır” de-miştir.

    Goethe bu görüşü ile sanatın hangi yönünü vurgula-maya çalışmıştır?

    A) Toplumsal olmasını

    B) Evrensel olmasını

    C) Tek ve özgün olmasını

    D) Duyulara hitap etmesini

    E) Zamanlar üstü olmasını

    10. Bazen bir renk, bir doku, bir ses veya bir olay sanatçıyı duygulandırıp anılarını canlandırmaya yeter ve yaratma aşkıyla birlikte içini bir coşkunun, heyecanın sarmasına neden olabilir ve onu harekete geçirebilir. Bu yaratma ey-lemi içinde gördüklerini, duyduklarını olduğu gibi eserine aktarmayan sanatçı; olayları yalnız görerek, duyarak de-ğil, yaşayarak sanat eserine dönüştürür. Eserleriyle bü-tünleşen yaratıcı kişi, doğal olarak ona kendisinden farklı şeyler de katar, başkalıklar yaratır. Bir şeyin aslıyla tam anlamıyla ilgilenmezken benzeri olan bir sanat eserine hayranlık duyuyorsak sanatçısının buna kattığı başkalık-lardan dolayıdır.

    Buna göre bir sanat eserini değerli kılan aşağıdaki-lerden hangisidir?

    A) Doğayı birebir taklit etmesi

    B) Sanatçının ona ruhundan bir şeyler katması

    C) Düş gücüyle keşfedilecek bir dünya yaratması

    D) Toplumsal sorunları dile getirmesi

    E) Yaşamın değerinin kavranmasına yardımcı olması

    11. İnsanlar tarafından gündelik yaşamda fayda sağlamak amacıyla üretilen ürünler çok güzel olsalar da bunlar sanat eseri olarak adlandırılmazlar, bunları yapanlar da sanatçı değil zanaatkar olur. Zanaatkar maddi yarar sağ-lasın diye, ürün ortaya çıkarırken, sanatçı çıkar gözet-meden güzel ve kalıcı eserler yaratmayı hedefleyendir. Örneğin kartpostal için doğa resimleri çeken kişiye fotoğ-rafçı, doğanın güzelliğini ortaya çıkarmaya çalışan kişiye fotoğraf sanatçısı deriz.

    Bu parçada sanatçının hangi özelliği vurgulanmıştır?

    A) Tek ve biricik eserler ortaya koyması

    B) Kalıcı eserler vermesi

    C) Kişisel yaşantılarını yansıtması

    D) Eserlerinde estetik kaygıyı temel alması

    E) Sanatı doğanın taklidi olarak görmesi

    12. Bernard Shaw “Sanat; davranışımızı, karakterimizi, ada-let ve sempati hislerimizi rafine etmeli, kendi kendimizi tanımamızın, kendi kendimizi kontrol etmemizin diğerleri için beslediğimiz saygı, hislerimizin ve hareketlerimizin yücelmesine hizmet etmeli, bizi adiliğe, zulme, adaletsiz-liğe ve bayalığa tahammül etmeyecek şekilde geliştirme-lidir” der.

    Shaw’un bu düşüncesinden aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

    A) Sanat bireysel gelişim sağlamaktadır.

    B) Sanat sanat içindir.

    C) Sanat uygarlığın temelidir.

    D) Sanat bir oyundur.

    E) Sanat geleceği görme işidir.

  • Sanat Felsefesi

    69FELSEFE SORU BANKASI

    3. B

    ÖLÜ

    M •

    Fel

    sefe

    nin

    Tem

    el K

    onul

    arı v

    e Pr

    oble

    mle

    ri

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    TEST3

    1. Freud, Dostoyevski ve Beethoven gibi sanatçılar ve eserleri üzerinde yaptığı araştırmalar sonucunda sa-natçıların baskı altında tuttuğu dürtülerini, itkilerini, düş gücü ve imgeleme ile doyuma ulaştırmaya çalıştığını öne sürer. Ona göre Dostoyevski’nin babasına olan nefreti, onun ölmesini istemesi ama bundan suçluluk duyması Karamazov Kardeşler adlı romanında yansımasını bulur.

    Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Sanatçının temel amacı gerçekliği kavramaktır.

    B) Sanatçı eserinde kalıcılık istiyorsa kendi yaşantısını sunmalıdır.

    C) Sanatçının esin kaynağı bireysel yaşantısıdır.

    D) Sanatçı toplumsal problemleri dile getirir.

    E) Sanat insana gerçekliği farklı yönleriyle gösterir.

    2. Sanatçı toplumun bir adım önünde giden ona yol göste-ren, yön veren bunun uğraşı içinde olan kişidir. Sanatçı-nın savunduğu değerler içinden çıktığı topluma yaslan-mıyorsa sanatçı yaşadığı topraklardan beslenmiyorsa topluma vereceği, anlatacağı bir değeri yoktur. Artık o topluma yabancıdır. Bizim bir türkümüz bir yabancıyı ta-şıdığı kültürel değerler bakımından ne kadar etkilerse bir yabancı sanatçının söylediği şarkıdaki değerler de o ölçüde bizi etkiler. Sanat evrenseldir ama sanatçı ve sa-nat kendi öz topraklarından beslenip ideala ulaştığında evrensel olur. Esasında sanatçının da üstlendiği görev budur bence.

    Bu parçada aşağıdakilerden hangisi vurgulanmakta-dır?

    A) Sanatın güzeli yakalamayı amaç edindiği

    B) Sanatın evrensel sorunları dile getirdiğinde değer ka-zanacağı

    C) Sanatçının yerellikten evrenselliğe geçmeyi amaçla-ması gerektiği

    D) Sanatın bir değer olduğu

    E) Sanatçının çok farklı eserler verdiği

    3. Sanat; gençliğe terbiye, yaşlılığa avuntu, yoksullara zen-ginlek ve zenginlere de süs verir..

    Bu cümlede sanatın hangi yönü vurgulanmaktadır?

    A) Evrensel olması

    B) Doğayı yansıtması

    C) Belli sınıflara özgü olması

    D) Yetenek gerektirmesi

    E) Her insana farklı hitap etmesi

    4. Sanatı sadece üretmek değil, anlamak ve anlamlandır-mak da insan düzeyinde gelişmiş bir beyin gerektiriyor. Bir resimde, bir müzik parçasında, bir şiir dizesindeki duygularla, ifade edilmek istenen düşüncelerle aynı fre-kansı yakalamak, onunla duygudaşlık kurarak adeta o hisleri kendi içinde tekrar yaşamak, sanat eserlerinden keyif almanın temelini oluşturan ilginç bir özelliğimizdir.

    Buna göre sanat eserinden estetik haz almak aşağı-dakilerden hangisine bağlıdır?

    A) Sanatçıyla empati kurabilmeye

    B) Sanatın gerekliliğine inanmaya

    C) Sanatsal etkinlikleri takip etmeye

    D) Önyargılardan arınık olmaya

    E) Sanata dair bilgi sahibi olmaya

    5. Goethe’nin “Genç Verter’in Acıları” adlı kitabındaki kah-ramanı Verter’i intihar ettirerek kendisinin intihar etmek-ten kurtulduğu anlatılır.

    “Kalpazanlar”da Andre Gide: “Niçin bu kitabı yazdım; onu yazmak gerektiği için. Bütün bunları içimde taşısaydım sanırım rahat ölmezdim” der.

    Bu örnekler aşağıdaki yargılardan hangisini destek-leyici niteliktedir?

    A) Sanatçı dünyayı alışık olunandan farklı anlatır.

    B) Sanat, sanatçının bireysel itirafıdır.

    C) Sanat insana önceden farkına varamadığı şeyleri fark ettirir.

    D) Sanatçı eserlerinde özgünlüğün peşinde koşar.

    E) Kalıcı olan sanat eseri sanatçının hayatını yansıtandır.

    6. Güzelliğin kaynağı doğa ve madde dünyası değil, insanın kendi iç dünyasıdır. Çünkü insan çevreye bakarken bir hayvan gözüyle bakmıyor; onun psikolojik durumu, yaşı, mesleği, ümitleri, hayalleri bakışına etki etmekte, onun nesneleri güzel veya çirkin görmesini etkilemektedir.

    Bu parçada güzelliğin hangi yönü vurgulanmıştır?

    A) Somut olması

    B) Algılayana bağlı olması

    C) İnsanlara haz vermesi

    D) Nesnel olabilmesi

    E) Doğada bulunması

  • 73

    TEST1

    FELSEFE SORU BANKASI

    4. B

    ÖLÜ

    M •

    6. y

    y. –

    MS

    2. y

    y Fe

    lsef

    esi

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    1. Thales, yaşadığı yerlerde suyun hayat verdiğini görerek varlığın özünün “su” olduğunu, Anaksimenes, canlıların nefes aldığını, canlılığını yitiren şeylerinse nefeslerini ve sıcaklıklarını kaybettiklerini gözleyerek, varlığın özünün bu sıcak nefes olduğunu savunmuş, buna da “hava” adı-nı vermiştir. Demokritos ise, dilde her kelime bir takım harflerin birleşmesinden meydana geliyorsa, bunun gibi, nesne de atomların birleşmesinden meydana gelir diye-rek arkhesine “atom” demiştir.

    Buna göre bu üç filozofun ortak yönü aşağıdakiler-den hangisidir?

    A) Evrenin ana maddesini sorgulamaları

    B) Evrenin ana maddesinin su olduğu tezini destekle-meleri

    C) Evrenin su, hava ve ateşin birleşiminden meydana geldiğini savunmaları

    D) Evrenin aperiondan olduğu görüşünü savunmaları

    E) Evrenin arkhesiz de var olacağını düşünmeleri

    2. Antik Yunan döneminde felsefe, öncelikle gerçeklik ilke-lerini yakalamaya yönelik akılcı bir etkinlik olarak ortaya çıkar. Orta Çağ’da kilisenin buyruğunda olan felsefe te-olojik bir karaktere bürünür; evreni Tanrısal bir dizayn olarak kavrama, insan yaşamını bu çerçevede anlamlan-dırma uğraşına dönüşür. Rönesans’tan günümüze uza-nan dönemde ise, özellikle bilimin giderek güçlenen etkisi altında, felsefenin daha ölçülü bir yaklaşım içine girdiğini, bütüncül metafiziksel kurgulardan kavramsal çözümleme yöntemine kaydığını görüyoruz.

    Bu durum felsefenin hangi özelliğine örnektir?

    A) Toplumu yönlendiren fikirler üretmesi

    B) Bilgi birikiminden beslenmesi

    C) Konularına bütüncül yaklaşması

    D) Çağının düşüncelerinden etkilenmesi

    E) Toplumsal sorunlara çözüm üretmesi

    3. Mısır, Mezopotamya, Çin, Hindistan gibi bölgelerde yer alan düşünce sistemleri dini ve mitolojik ögeler içerirdi. Bu düşünce sistemleri felsefeden daha önce yer almala-rına rağmen felsefi düşünce olarak kabul edilmemişlerdir.

    Bu bölgelerde yer alan düşüncelerin felsefi düşünce olarak kabul edilmemelerinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Dini ve mitolojik açıklamalar içermeleri

    B) Felsefenin İyonya’da ortaya çıkması

    C) Bölgenin ekonomik yapısının fakirliği

    D) Bu bölgelerde felsefe yerine bilime öncelik verilmesi

    E) Bu medeniyetlerde kültürel etkileşimin olmaması

    4. Var olanların nedeninin ne olduğunun araştırılması ve bu yönelimle doğanın düşüncenin temel meselesi olarak düşünülmeye başlanması doğa felsefesinin çerçevesini oluşturmuştur. Thales, din ve mitolojinin dışına çıkarak var olanların nedenlerini doğanın içinden aramıştır. Tha-les, bu anlamda felsefenin babası sayılmakta ve onunla başlayan felsefi düşünce de doğa felsefesi ya da varlık felsefesi olarak değerlendirilmektedir.

    Buna göre Thales’in düşüncesinin felsefe sayılması-nın nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Soyut kavramları kullanması

    B) Akılcı gerekçelere ve olgulara dayalı fikirler üretmesi

    C) Kendinden önceki bilgi birikiminden yararlanması

    D) Var olan otoritenin görüşlerini benimsemesi

    E) Günlük yaşama yönelik fikirler ileri sürmesi

    5. Felsefede, başlangıç, ilk neden ya da bir şeyin kökeni anlamına gelen, ilk kez doğa filozofları tarafından kullanı-lan kavramdır. Thales bunun “su” olduğunu savunurken, Herakleitos “ateş”, Anaximandros “apeiron”, Anaximenes ise “hava” olarak kabul etmiştir.

    Bu parçada sözü edilen kavram aşağıdakilerden han-gisidir?

    A) Diyalektik B) İdealizm C) Maiotik

    D) A priori E) Arkhe

    6. Sofistlere göre: “Ne kadar filozof varsa, evrenin yapısı hakkında o kadar görüş vardır.” Bu yüzdendir ki, bu filo-zoflar gerçeği öğretemezler. Her filozof kendi düşüncele-rinin doğru, başkalarınınkinin yanlış olduğunu savunur. Burada şu soru öne çıkar: “Acaba gerçek diye bir şey var mıdır? Tüm görüşlerden her biri ötekiyle çeliştiğine göre, geriye gerçek diye bir şey kalır mı?” Kanıtlanabilir bir gerçek karşısında duyulan kuşku ile hitabette karşıdakini inandırmayı amaçlayan kuşku arasında bir uyum vardır.

    Buna göre Sofistlerin savunduğu temel görüş aşağı-dakilerden hangisidir?

    A) Sezgilerimiz bilginin doğru olamayacağını gösterir.

    B) Bilginin kaynağı duyumlar değil, akıldır.

    C) Bilgi kişiden kişiye değişir.

    D) Gerçeği görme yetisi doğuştandır.

    E) Doğru bilgi konusuna uygun olan bilgidir.

    MÖ 6. yy – MS 2 yy. Felsefesi

  • MÖ 6. yy – MS 2 yy. Felsefesi

    80

    4. B

    ÖLÜ

    M •

    6. y

    y. –

    MS

    2. y

    y Fe

    lsef

    esi

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Sokrates herkese sorular sorar onlara cevabı buldurma-ya çalışır, bu anlamda kendine ………I……. derdi. So-rularıyla ve eleştirileriyle herkesi rahatsız ederdi. Onun Sokratik yöntemi meşhurdur: kendini bilgisizce gösterir, her zaman sorular sorar hiçbir zaman cevap vermezdi. Bilgiyi başkalarında arardı. Bu yönteme aynı zamanda ………II……….. yöntem denir. Sokrates kendini her in-sanın ruhundaki hazineden gerçeği çıkaran bir kişi, bir ebe olarak görüyordu. Ona göre bilgilerimiz doğuştandır. Biz sadece bunları hatırlarız. Bu bilgileri hatırlamak için sorular sorarak ortaya çıkarırız. Sokrates doğruyu bulma-ya çalışırken ………III……… ve analizci bir metot uygu-lamıştır.

    Buna göre boşluklara aşağıdaki kavramlardan hangi-leri sırasıyla gelmelidir?

    I II III

    A) Atsineği Tümevarımcı Maiotik

    B) Ebe Maiotik Tümevarımcı

    C) Atsineği Maiotik Tümevarımcı

    D) Tümevarımcı Maiotik Tümdengelimci

    E) Ebe Tümevarımcı Maiotik

    8. Bir kültür çevresi içinde kabul görmüş, belirlenmiş ve ta-nımlanmış değerler manzumesi ve amaçlarla, bu değer-lerin nasıl yaşatılacaklarını, söz konusu amaçlara nasıl ulaşılacağını ortaya koyan kurallar öbeği veya bir insan topluluğunun belli bir tarihsel dönem boyunca, belli tür-den inanç, emir, yasak, norm ve değerlere göre düzen-lenmiş ve söz konusu düzenlemeye bağlı olarak töreleş-miş, gelenekleşmiş yaşama biçimi diye tanımlanabilir.

    Yukarıda tanım aşağıdaki sorulardan hangisinin ce-vabı olabilir?

    A) Toplumsallaşma nedir?

    B) Felsefi etik nedir?

    C) Kültür nedir?

    D) Ahlak nedir?

    E) Bilgi nedir?

    9. Budizm’in kurucusu olan Buda, “Ey Rahipler! Burada iki aşırılık var, teslim olmak zorunda olmadığı dünyayı reddetmek. Hangileri mi? Biri duyuları sevindiren, aşağı, kaba, kötü, asaletsiz ve gayesiz zevklere teslimiyet; di-ğeri kendini ıstıraplı, asaletsiz ve gayesiz nefsi işkenceye teslim etmek. Evet, Ey Rahipler, Tathagata burada her iki aşırılıktan da uzak durdu, gözü açan, aklı aydınlatan orta yolu tanımaya gitti. Bu yol sükûnete, tanımaya, aydınlan-maya, Nirvana’ya götüren yoldur.

    Buna göre Buda bu sözleriyle aşağıdaki kavramlar-dan hangisine vurgu yapmıştır?

    A) Ahlak B) Din C) Etik

    D) Altın orta E) Doğa

    10. Aristoteles’e göre, hikmet, sonuçla ilgili bir durumdur; oysa bilim, olan bir şeyle ilgilidir ve ilkelere bağlıdır. Hik-met bu anlamda ilkelere bağlı olmadığı gibi, teorik akla da karşıttır. Teorik akıl, tanımlarla ve tümel şeylerle ilgi-lenirken, hikmet daha önce mevcut duyuma dayanır ve onun son halkası olarak varlığını hissettirir. Hikmet, genel amacı hedefleyen iyi düşünüp taşınmaya yaslanır. Genel amaca uygunluk ise, yararlı olanı gerçekleştirmeyi amaç-lar. Bu da “doğru yargıda” bulunmak demektir. Kısacası pratik hikmet, anlayışı, doğru yargılamayı ve aklı gerek-tirmektedir.

    Bu parçadan çıkarılacak genel yargı aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Bilim erdemliliktir.

    B) Hikmet bilimdir.

    C) Bilimin yönteminin temeli hikmettir.

    D) Hikmet tanımı gereği evrenseldir.

    E) Hikmet bilim değildir.

    11. Platon’a göre, ölçülü olma kendine hâkim olabilmek anlamına gelmektedir. Ölçülülük isteklerimize kont-rol altına alabilmektir. Bu da aklın kontrolüyle sağlanır. Aristoteles’te ise, ölçülülük kavramı daha çok fiziksel hazlarla ilgilidir. Çünkü Aristoteles’e göre düşünce haz-larında devamlı bir ölçülülük bulunur. Bedeni hazlarda ölçülü olma aşırılıklardan kaçınmakla olur. Bu ise akla dayanarak orta yol ile gerçekleşmektedir.

    Bu parçadan çıkarılacak en genel yargı aşağıdakiler-den hangisidir?

    A) Platona göre insanın davranışlarını belirleyen şey hazlarıdır.

    B) Her iki filozof ölçülülük kavramı akla dayanarak te-mellendirilir.

    C) Aristoteles’e göre insan sınırsız hazza sahip olmalı-dır.

    D) Her iki filozof da fiziksel hazların doyurulmazsa öl-çüsü kaçan davranışların ortaya çıkmasına neden olacağını öne sürer.

    E) Ölçülü davranışlar beden sağlığını korur.

    12. Sofistler, toplumsal ve yasal olanın doğal olana aykırı ve kötü olduğunu savunur. Asıl olan insanın özüne uygun olan, doğru ve iyiyi bünyesinde barındıran doğal olandır. Doğal olmayan kurumlar insanın özüne aykırı olduğu için ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin, kölelik doğal olmayan bir kurumdur, kötüdür ve bu yüzden ortadan kalkmalıdır.

    Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-bilir?

    A) Devlet ideal bir kurumdur.

    B) Devlet yapay bir kurumdur.

    C) Devlet temel hak ve özgürlüklerin güvencesidir.

    D) Devlet toplumsal düzeni sağlar.

    E) Devlet gereksiz bir kurumdur.

  • MS 2. yy – MS 15 yy. Felsefesi

    84

    5. B

    ÖLÜ

    M •

    Orta

    Çağ

    Fel

    sefe

    si

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Augustinus, “Kim sende huzur bulmamı sağlayacak? Seni benim kalbime kim getirecek, kim bu kalbi mest edip yaptığım kötülükleri bana unutturabilecek ve seni biricik iyiliğim olarak kucaklamama neden olacak? Benim için anlamın ne? Merhamet et ki konuşabileyim. Ben senin için neyim ki bana seni sevmemi buyuruyorsun, ben ki-mim ki seni sevmezsem, bana kızıyorsun ve beni büyük acılara salacağını söyleyip tehdit ediyorsun? Zaten seni sevmiyorsam, bu az bir acı mı? Vah bana!.”

    Augustinus bu sözleri ve soruları ile kime seslen-mektedir?

    A) Sevgiliye

    B) Annesine

    C) Tanrı’ya

    D) Doğaya

    E) Babasına

    8. Gazali “El-Münkız Mine’d-Dalal” eserinde “İnsan uykuda bir takım şeyleri görür ve yaşar. Ve hatta rüyada iken, bunların gerçek olduğundan şüphe dâhi etmez. Ancak uyandığında hiçbirinin gerçek olmadığını anlar. O halde uyanık iken hissin yahut aklı gücüyle edindiğin imanın hak olduğuna nasıl emin olabilirsin?” diye sorar.

    Gazali bu sözleri ile aşağıda yer alan hangi kavramı eleştirmektedir?

    A) Duyuları

    B) Aklı

    C) Maddeyi

    D) Rüyaları

    E) Gerçeklik kavramını

    9. Farabi, “Ruh sadece o zamana kadar ihtimal durumunda olan harekete yönelir, sonuncu ise gerçeğin varlığında oluşur. İhtimalin gerçeğe bağımlılığı, insan aklının özünü karakterize eder.”

    Bu sözlerle Farabi’nin dikkat çekmek istediği kavram aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Akıl

    B) Madde

    C) Ruh

    D) Gerçek

    E) İhtimal

    10. Farabi varlığı, mutlak varlıktan soyut varlık, nedensiz var-lık, her tür eksiklikten özgür, en değerli ve en eski varlık, her tür madde ve biçimden bağımsız olarak tanımlar. “O, sentezle olmaz tektir ve O’nun ortağı yoktur. Eğer tek olmasaydı, o zaman diğerleri hayatın mükemmelliğinde ona benzerlerdi; ama bu mümkün değil; O, bir yönden farklıdır. Bu bakımdan onlardan her biri diğerinden farklı-dır, onların varlığının parçasını oluşturur, öyle ki onlarda genel olan diğerinde özeldir. O zaman parça (sentez) bir-liği olurdu, bu da imkânsızdır.”

    Buna göre Farabi için varlık kavramı aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Doğa B) Atom C) Tanrı

    D) Madde E) İdea

    11. “Dürüst şehir, yaşama özünün varlığını korumak ve onu daha bütün yapmak için birbirine bütün organların yardım ettiği çağdaş sağlıklı bir vücuda benzer. Vücut organları, doğayı ve yetenekleri bakımından birbirine üstün olarak aralarında ayrılırlar. Bunların her biri, doğasından belli bir yetenek verilmiş başlıca organ ve diğer organların tek amacıyla uygun faaliyetini gerçekleştiren bir yardım ve belli bir yetenekle verilir. Hiçbir şeyin yönetmediği baş-lıca organla bağlantılı olan organların amaçlarına uygun hareket edenlerin yardımıyla bu organlar, ikinci düzeyde olur, bir de ikinci düzeyde bulunan organların amacına uygun kendi görevini yapan organlara varıncaya kadar gerçekleştirir, ama soyut olarak hiçbir şeyi yönetmez. Şe-hir birliğinin üyeleri, birbirleri arasında kendi durumuna göre üstün doğaları bakımından ayrılırlar.”

    Farabi’nin devlet için söylediği bu sözleri aşağıda yer alan hangi filozof ve ütopyasıyla özdeş niteliğinde-dir?

    A) Thomas More - Ütopya

    B) Campanella – Güneş Ülkesi

    C) Huxley – Cesur yeni Dünya

    D) Platon - Devlet

    E) Machiavelli - Hükümdar

    12. Augustinus, “Cicero’nun kitabında beni asıl cezbeden, şu ya da bu felsefe okuluna bağlanmamamızı, ne olursa olsun sadece bilgeliği sevmemizi, onu aramamızı, onun peşine düşmemizi, onu yakalamamızı ve ona sıkı sıkı sarılmamızı öğütleyen ifadelerdi. İşte beni heyecanlandı-ran, alev alev yakan bu ifadelerdi.”

    Augustinus’u heyecanlandıran kavram aşağıdakiler-den hangisidir?

    A) Aşk B) Tanrı C) Bilgelik

    D) Doğa E) Felsefi düşünce

  • MS 2. yy – MS 15 yy. Felsefesi

    89FELSEFE SORU BANKASI

    5. B

    ÖLÜ

    M •

    Orta

    Çağ

    Fel

    sefe

    si

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    TEST4

    1. Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig de Türk-İslam devletinin temel felsefesini çizmiştir. Eserinde yer alan dört karak-ter, hukuk, saadet, akıl ve akibeti temsil eder. Bu karak-terler aslında demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini temsil etmek için kullanılmıştır. Eserde töreye uymadan insanın kut olamayacağı, hukuk devleti olunmadan sos-yal devlet olunamayacağı vurgusu yapılmaktadır. Ayrıca insanların haklarının ödenmediği durumlarda devletle uyumlu yaşanmayacağını, sosyal adaleti sağlamadan hukuk devletinin temellerinin atılamayacağı vurgulanmak istenmiştir.

    Yusuf Has Hacip bu görüşleriyle aşağıdakilerden hangisini dile getirmektedir?

    A) Devletin nasıl oluştuğunu

    B) Egemenliğin kullanış biçimlerini

    C) Devletin niteliklerinin birbirinden ayrılmayacağını

    D) Sivil toplumun önemini

    E) Bürokratların özelliklerini

    2. Adamın biri bir bağa girmiş, zerdali ağacını silkerek mey-veleri yemeğe başlamış. Bunu gören mal sahibi “Allah-tan korkmuyor musun?” deyince, “Neden korkayım ağaç Allah’ın ağacı, ben de Allah’ın kuluyum. Allah’ın kulu Allah’ın malını yiyor” demiş. Bunun üzerine bağ sahibi adamı ağaca bağlayıp iyice dövmüş. Dayak yiyen kişi en sonunda bağcıya sormuş, “Allah’tan korkmuyor mu-sun? Bağcı “Niçin korkayım, sen Allah’ın kulusun, bu da Allah’ın sopası. Allah’ın sopasını Allah’ın kuluna vuruyo-rum” demiş.

    Mevlana’nın bu örneğinde vurgulanmak istenen dü-şünce aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Kişi vicdanlı olmalıdır.

    B) Kişi davranışlarından sorumludur.

    C) İnsan bencil bir varlıktır.

    D) İnsan hazdan beslenir.

    E) İnsan eylemlerinde özgür değildir.

    3. İbn Sina’ya göre, ruh bedenin ölümü ile dağılmaz, varlı-ğında tek ve aynıdır. Bedenin kemalidir ve onu meydana getirir. Ruhtan önce beden olmaz. Beden ruh tarafından terk edilince bir cesetten ibaret kalır. Ruh, yetileri aracılı-ğıyla kendi başına bedene etki eder ve onu korur.

    İbn Sina’nın bu görüşleri aşağıdakilerden hangisine yakındır?

    A) Empirizm B) Düalizm C) Materyalizm

    D) İdealizm E) Panteizm

    4. Bilim tarihine baktığımızda, İlk Çağ’da ve Avrupa’da hızla ilerlemiştir. Orta Çağa gelindiğinde kilisenin de etkisiyle bilim yavaşlamış, yönünü İslam dünyasına çevirmiştir. İslam dünyasında bu dönemde tıp, matematik, fizik, kim-ya ve astronomi alanında birçok bilim adamının yaptığı bilimsel çalışmalar, hala geçerliliğini korumaktadır. Ör-neğin, Harezmi cebir, Biruni matematik ve trigonometri, İbnü’l Heysem optik ve cebir, İbn-i Hayyam kimya, İbn-i Sina tıp, İbn-i Nefis biyoloji alanında çalışmaları ile isim-lerini bilim tarihine yazdırmışlardır.

    Buna göre bilimin İslam dünyasında parlamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Orta Çağ’da skolastik düşüncenin yaygın olması

    B) Bilimin Anadolu’da ortaya çıkması

    C) Bilim dilinin farsça olması

    D) İslam coğrafyasında özgür düşüncenin var olması

    E) İslam dünyasının ekonomik olarak güçlü olması

    5. Farabi’ye göre, ilk varlık, Tanrı, varlık taşkını yoluyla ev-rendeki bütün varlık düzenini doğal bir zorunlulukla mey-dana getirir. Evren Tanrı’nın değerine hiçbir şey katmaz. Yetkin bir varlık olan Tanrı’nın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Tanrı’yla evren arasındaki ilişkiyi, evrenin Tanrı’dan su-dur yoluyla ve zorunlulukla çıktığını söyleyerek açıklayan Farabi’ye göre, evren aynı zamanda Tanrı’nın sonsuz cömertliğinin bir sonucudur. Tanrı, Farabi’nin sisteminde her şeydir. Tanrı seven, sevilen ve sevgidir. O bilen, bili-nen ve bilgidir.

    Buna göre Farabi’nin görüşlerinin temelinde yer alan yargı aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Varlıkta değişme esastır.

    B) Varlık düşünsel bir unsurdan oluşmuştur.

    C) Varlık hem madde hem düşünceden oluşmuştur.

    D) Varlık maddenin diyalektik açılımıyla oluşmuştur.

    E) Varlık onu algılayandan bağımsız olarak vardır.

    6. Clementine vahyi felsefeden üstün görmekle birlikte felsefeye vahyin anlaşılmasını sağlayan bir araç olarak bakar ve onu dinin vahim hizmetçisi olarak niteler. Ona göre Hz. İsa gelmeden önce felsefe günahları doğru yola iletmek için gerekliydi, tıpkı Yahudilik gibi felsefe de in-sanların kafasını Hıristiyanlığa hazırlayan bir araçtır.

    Clementine’nin bu görüşleri aşağıdaki felsefi dönem-lerden hangisine aittir?

    A) Antik Çağ felsefesi

    B) Ortaçağ felsefesi

    C) Rönesans felsefesi

    D) Aydınlanma felsefesi

    E ) Çağdaş felsefe

  • 93FELSEFE SORU BANKASI

    6. B

    ÖLÜ

    M •

    Rön

    esan

    s ve

    17.

    YY.

    Fel

    sefe

    si

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    TEST1

    1. Thomas Hobbes “bilginin amacı, insanın çevresine ege-men olmasıdır. Felsefede yapılacak şey, hep asıl ger-çekler olan “nedenler”e bağlamaktır. Tek gerçek olan ci-simler dünyasında dayanakları olmayan bütün tasarımlar birer kuruntudur; “özgürlük”, “ruh” gibi. Olayları matema-tiğin yöntemiyle ele alırsak, bu gibi kuruntulardan kurtulu-ruz; o zaman işin içine duygular karışmaz.”

    Buna göre T. Hobbes bilginin kaynağını ne olarak ele alır?

    A) Akıl B) Atom C) Sezgi

    D) İdea E) Duyu

    2. Leibniz’e göre, doğru bilgiye ulaşmada matematiğin yön-temi tek güvenilecek yöntemdir. Matematikte olduğu gibi, felsefede de kavramlarla hesap işlemleri yaptığımız gün, felsefedeki tüm ayrılıklar ortadan kalkacaktır. Leibniz, Descartes’ın tüm sistemini taşıyan «Düşünüyorum, öyle ise varım» önermesi türünden temel doğruları, ilk doğru-ları arar. Ona göre, öteki doğruları temellendirmek ve ye-nilerini bulmak için önsel bilgiler vardır. Akıl bu doğruları zorunlu olarak kabul eder ve bu düşüncelerin karşıtlarını düşündüğü zaman çelişkiye düşer.

    Buna göre Leibniz bilginin temelini aşağıdakilerden hangisine dayanır?

    A) Rasyonalizme B) Empirizme

    C) Determinizme D) Materyalizme

    E) İdealizme

    3. Descartes kendi varlığını kanıtladıktan sonra ikinci adım olarak Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya girişir. Bunu da şu şekilde yapar : “Biz eksik varlığız, mükemmel bir varlık de-ğiliz; eksik varlığın kendi aklıyla mükemmel varlığı bilmesi-ne olanak yoktur. Bildiğine göre mükemmel varlıkla alakalı bilginin bize mükemmel varlık tarafından verilmiş olması gerekir. Yani Tanrı kendisiyle ilgili bilgileri bizim zihnimize yerleştirmiştir. Biz bu bilgileri doğuştan getiririz.”

    Buna göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-bilir?

    A) Tanrı ve doğa aynıdır.

    B) Mükemmel varlık doğadır.

    C) Descartes’in felsefesinde amaç Tanrı’nın varlığını kanıtlamaktır.

    D) Descartes bu bir yönüyle empiristtir.

    E) Mükemmel varlık insandır.

    4. Rönesans felsefesi ilk olarak insan sorunu üzerinde durmuştur. Bu bağlamda “İnsan nedir? İnsanın bu dün-yadaki yeri ve anlamı nedir?” sorularını sorarak cevap aramaya başladı. Ama Orta Çağ felsefesi böyle bir so-ruyu sormayı gerekli bile bulmamıştı. Çünkü Orta Çağ insanının ne olduğu, yeri ve anlamı aşkın bir yerde, Tanrı katında belirlenmişti. Bu çağda insan, kendisini aşan bir varlığın yalnızca bir yönü ve bir inancı olduğu düşüncesi temel alındı.

    Buna göre Rönesans felsefesini Orta Çağ felsefesin-den ayıran özellik aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Kendini dinden bağımsız kılan düşünceye sahip ol-ması

    B) Evrenin temelinin ne olduğunu sorgulaması

    C) Açıklamalarını dine dayandırması

    D) En yüksek değeri Tanrı olarak görmesi

    E) İnsanın Tanrı tarafından yaratıldığını temele alması

    5. Macchiavelli’ye göre, devlet, gücünü bir ulustan almalı, üstünde kiliseyi bulundurmamalıdır. Hukuk da dinden değil, devletin özünden türetilmelidir. Çünkü devlet doğal bir kurumdur, bu dünya için kurulmuştur, öbür dünya ile bir ilgisi yoktur. Oysa Orta Çağ gözünde devlet, Tanrı’nın planında belli bir görevi olan bir kuruluştur. Devlet baş-kanının başlıca amacı, devleti elinden geldiğince güçlü kılmak olmalıdır. Bu uğurda her şey yapılabilir; her şey hoş görülmelidir. Hukuk, ahlak, devlet yüzünden vardır-lar, dolayısıyla devletin bittiği yerde bunlar da biter. Bu anlayışta devletler hukuku olamaz.

    Bu görüşleri ile Macchiavelli nasıl bir devlet anlayışı öngörmektedir?

    A) Ulus devlet B) İmparatorluk

    C) Otoriter devlet D) Demokratik devlet

    E) Teokratik devlet

    6. Orta Çağ’da, inanç ve bilgiyi, özellikle Aristo’nun bilim-sel sistemini kiliseyle uyumlu bir biçimde birleştirmeye çalışan, katolik kilisesinin bağnazlığından doğan, bas-kıcı, karanlık bir düşünce sistemi hâkimdi ve bu sistem Aristo felsefesi ile Hristiyan öğretilerinden doğmuştur. Bu düşünce sisteminde, araştırma, inceleme ve bilimsel faa-liyetler yasaktır. Dogmalara sıkı sıkıya bağlılık söz konu-sudur. En önemli temsilcisi Aziz Thomas Aquinas’tır.

    Bu parçada özellikleri verilen düşünce biçimi aşağı-dakilerden hangisidir?

    A) Modern düşünce

    B) Kartezyen düşünce

    C) Skolastik düşünce

    D) Anti-hümanist düşünce

    E) Bilimsel düşünce

    15.yy–17.YüzyılFelsefesi

  • 15.yy–17.YüzyılFelsefesi

    96

    6. B

    ÖLÜ

    M •

    Rön

    esan

    s ve

    17.

    YY.

    Fel

    sefe

    si

    YA

    YIN

    DA

    TE

    K B

    AR

    IDA

    TE

    K

    FELSEFE SORU BANKASI

    7. Ruh düşünen, madde yer kaplayan tözdür. Madde yer kaplar ama düşünemez; ruh ise düşünür ama yer kapla-yamaz. Bunlar sonlu töz’dür. Sonlu tözler, kendi başları-na varlığa gelemezler, varlığa gelmek için birlikte hareket etmek zorundadırlar. Örneğin bir nesnenin var olması için düşünülmesi gerekir ki, bu ruhun işidir. Ancak düşün-cenin de varlığa dönüşmesi için bir bedene ihtiyacı var-dır. Bu da maddeyi ifade eder. Ancak bu töz’ler birbirine indirgenemeyen unsurlardır.

    Descartes’in savunduğu bu düşünce aşağıdakiler-den hangisidir?

    A) Varlıkta belirleyici olan düşüncedir.

    B) Var olanlar maddenin açılımıyla oluşur.

    C) Varlığın anlaşılması mümkün değildir.

    D) Varlıkta düalizm esastır.

    E) Ruhsal öğelerin temeli maddedir.

    8. Ona göre, ağaçların, dağların, ırmakların kısacası tüm nesnelerin varlık tarafından algılanmaktan ayrı doğal ya da gerçek bir varoluşları yoktur. Kendi idelerimizden ve duyumlarımızdan başka neyi algılarız ki? Cisimlerin va-roluşlarını kavramak için ne yaparsak yapalım sonunda, sadece, kendi idelerimizi düşünürüz. Ancak, zihin, tam da nesneler kendisi tarafından algılandıkları ya da kendisin-de var oldukları sırada, kendisini unutarak, bu nesnelerin düşünülmeksizin ya da zihin olmaksızın var olduklarını kavrayabileceği, dahası, gerçekten de kavradığı yanılgı- sına düşer. Oysa madde gibi, ağaçların, dağların, ırmak-ların yani düşünmeyen şeylerin, kendilerini düşünen bir zihin olmaksızın mutlak olarak var olmaları imkânsızdır.

    Bu parçada görüşleri verilen filozof aşağıdakilerden hangisidir?

    A) Berkeley B) Descartes C) Marx

    D) Locke E) Husserl

    9. Ben ruhun varlığını reddederim ve zihinsel faaliyetlerin, düşüncelerin, duyguların bile fiziksel süreçler olduğuna inanırım. Benim için her şey maddenin şekil almış hali olan cisimlerden meydana gelmiştir. Ruhsal olaylar başta olmak üzere tüm soyut unsurlar insan bedenin eseridir. Madde tüm varlıklar için tek ve esas belirleyicidir.

    Bu parçadaki görüşler aşağıdaki filozoflardan hangi-sine aittir?

    A) Husserl B) T. Hobbes C) Descartes

    D) Hegel E) Platon

    10. Galileo “Bilim, gözlerimizin önünde açık duran evren de-diğimiz o görkemli kitapta yazılıdır. Ancak yazıldığı dili ve alfabesini öğrenmedikçe bu kitabı okuyamayız. Kitabın yazıldığı dil, matematiğin dilidir. Harfleri üçgen, daire ve diğer geometrik şekillerdir. Bu diller ve harfler olmaksızın kitabın bir tek sözcüğünü anlamaya olanak yoktur”der.

    Galileo’nun bu açıklaması bilimin aşağıda yer alan hangi özelliğini vu