Top Banner
2014 Marmara Üniversitesi Volkan ÖZDEMİR TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ Türkiye’nin kuruluş yılından itibaren gelişmişlik düzeyini arttırmak için uygulamaya koyduğu ekonomik kalkınma planlamalarına kısa bir bakış.
27

TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ...

Mar 03, 2018

Download

Documents

vancong
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

2014

Marmara Üniversitesi

Volkan ÖZDEMİR

TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ Türkiye’nin kuruluş yılından itibaren gelişmişlik düzeyini arttırmak için uygulamaya koyduğu ekonomik kalkınma planlamalarına kısa bir bakış.

Page 2: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

2

GİRİŞ

“Tanzimat’ın açtığı serbest ticaret devri, Avrupa rekabetine karşı kendini

savunamayan ekonomimizi, bir de ekonomik kapitülasyonlar zincirine bağladı…

bize karşı yapılan rekabet, gerçekten çok haksız ve yıkıcıydı. Rakiplerimiz, bu

yolla, gelişmeye uygun sanayimizi de yok ettiler.”

Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözleri yeni kurulan Türkiye’nin Osmanlı

İmparatorluğu’ndan nasıl bir miras devraldığının açıklamasıdır.

Cumhuriyetimizin, savaştan çıkarak kurulması ve Osmanlı gibi ekonomik

olarak çökmüş bir devletin devamı niteliğinde olması her açıdan olumsuz bir

etkiye neden olmuştur. Kuruluş yıllarında sanayi üretimi çok yetersiz ve ilkel

yöntemlerle yapılmaktaydı. Sermaye sahibi girişimci sınıfı yok denecek kadar

azdı. Nüfusun büyük çoğunluğu tarımda çalışmaktaydı, ekonomik

faaliyetlerimizin ağırlığını tarım sektörü oluşturmaktaydı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonomide liberal bir politika izlenmiş ve çok fazla

istenilen başarı elde edilememiş. Sermayeden yoksun ve girişimci sınıfının

olmayışı başarının elde edilememesinde büyük etken olmuştur.

1929 yılında gerçekleşen ve bütün dünyayı etkileyen kriz ülkemizde de

devletçi politikaya geçilmesine neden olmuştur. Bu politikalar doğrultusunda

1933 ilk sanayi planı hazırlanmıştır. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk bu fikri

söyle ifade etmiştir: "Ekonomide ferdin gerçekleştiremediği faaliyetleri devlet

kendi üzerine alabilir."

Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın sunuş bölümünde şöyle bir analiz yer

almaktadır. Dünya'da "gelişme" ve "geri kalmış olmanın" tek bir bütünün

birbirini tamamlayan parçaları olarak ele alındığı bu bölümde, Türkiye'nin yeri

de doğru bir saptama ile belirlenmekte ve ülkenin "bağımlı, geri kalmış, tarıma

dayalı, ham madde üreten" kutupta yer aldığı vurgulanmakta, ileri ülkelerin

yaşadığı 1929 yılındaki büyük ekonomik bunalımın dünyanın geri kalmış

bölgeleri için bir silkinme fırsatı yaratabileceğinden söz edilmektedir. Bu

silkinmenin yolu "sanayileşme" ve bunun yöntemi de "planlamadır". Bu

analizde ilk önce Türkiye’nin içinde bulunduğu durum belirtilmiş daha sonra da

ülkeyi bu durumdan çıkarak yöntem ve bu yöntemin nasıl gerçekleştirileceği

Page 3: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

3

anlatılmıştır. Bu görüşler ışığı altında Cumhuriyet tarihinde planlamanın ilk

adımları atılmıştır.

Planlama Nedir?

Belirli bir amacı gerçekleştirmek için alınan önlemler bütününe planlama

denir.

“Kalkınma planlaması, uzun dönemli kalkınma politikasının belli kurallara

göre düzenlenmesi demektir. En geniş anlamıyla kalkınma planlaması bir ülkede

geçerli ekonomik, sosyal ve siyasal değer yargıları ışığında, belirli bir dönemde

toplumun ulaşmak istediği sosyo-ekonomik amaçlara ve sayısal olarak

belirlenmiş hedeflere en uygun bir biçimde varmak için, kaynakların belirli

organlar tarafından yönetilmesi sürecidir diyebiliriz.” (Han, İktisadi Kalkınma,

1999). Bu tanım için söylenebilecek en iyi sonuç, pazar mekanizmasının

çözümleyemediği temel iktisadi sorunun, planlama yoluyla çözümlenmeye

çalışılmasıdır.

Kalkınma planlaması beş çalışma aşamasından oluşur bunlar maddeler

halinde şöyle sıralanabilir;

Durum değerlemesi ya da bilgi toplama

Kalkınma stratejisi ve hedeflerin belirlenmesi

Kalkınmanın programlanması

Kalkınma planının uygulanması

Kalkınma planının değerlemesi ve başarının ölçülmesi

“Planlama ilk olarak Sovyetler Birliğinde ortaya çıktı. Ortaya çıkışından

itibaren planlama bir Sovyet yönetim biçimi olarak kabul edildi ve bu yüzden

çok benimsenmedi. Ancak zaman içinde Sovyet endüstrileşme başarıları,

sistemden soyutlanarak planlama uygulamasına bağlandığı için planlama da

inkar edilemez bir prestij kazandı. Bütün ülkelere girmeye başladı.”1 (Küçük,

1978).

“ Türkiye’de Kalkınma Plan ve Programları denildiğinde hemen ilk akla gelen,

ilki 1963 yılında yürürlüğe konulan ve halen onuncusu uygulanmakta olan Beş

Yıllık Kalkınma Planları olmaktadır. Oysa Türkiye’de planlı kalkınma hamlelerinin

1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, 1978, s.15

Page 4: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

4

oluşumunun geçmişi Cumhuriyet’in kuruluş yıllarına dayanmaktadır. Aslında,

Cumhuriyet öncesinde, yani Osmanlı Devleti’nin son dönemlerindeki sanayinin

durumuna da kısa göz atmakta yarar vardır. Bu dönemde sanayi faaliyetlerinin

planlanmasına yönelik sayılabilecek faaliyetler; 1913 – 1915 yılarında yapılan

“Sanayi Sayımı” ile ülke sanayini canlandırmak amacıyla 1 Ocak 1913 tarihinde

çıkarılan “Teşvik-i Sanayi Kanunu Muvakkati”dir. Bu kanun ile toplam değeri

1000 lirayı aşan sanayi tesisleri için beş dönüme kadar bedelsiz arazi tahsisi,

makine teçhizat ile ham ve yardımcı maddelerin gümrük vergi ve harçlarından

muafiyeti, fabrikaların kurulması ve işletilmesi ile ilgili vergi, resim ve harçlardan

muaf tutulması imkânları sağlanmıştır. Bu tarihlerde ordunun ihtiyaçlarını

karşılamak üzere bazı yeni yatırımlara rastlanmaktadır”2

Kalkınma Nedir?

Kalkınma, salt üretimin ve kişi başına gelirin artırılması demek olmayıp, az

gelişmiş bir toplumda iktisadi ve sosyo-kültürel yapının da değiştirilmesi,

yenileştirilmesidir. Kişi başına düşen milli gelirin artması yanında, genel olarak

üretim faktörlerinin etkinlik ve miktarlarının değişmesi, sanayi kesiminin milli

gelir ve ihracat içindeki payının artması gibi yapısal değişiklikler, kalkınmanın

temel öğesidir.3

Kalkınma Ekonomisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası başta iktisatçılar olmak

üzere bilim adamları ve politikacıların ilgisini oldukça çok çekmiştir. Konuyla

ilgili yapılan yoğun çalışmalar iktisat’ta yeni bir dal kazandırmış ve Kalkınma

İktisadı ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeden sonra dünyada birçok çalışma ve

uygulama yapılmış, teoriler geliştirilmiştir. Ülkemizde de benzer çalışmalar

yürütülmüş eğitim alanında bu konuda çalışmalar hızlandırılmış, uygulama

kısmında ise Devlet Planlama Teşkilatı kurularak kalkınmayı planlı ve bilime

dayalı bir şekilde sağlamak amaçlanmıştır.

Dünya gelir dağılımı incelendiği zaman ülkelerin zenginlikleri arasında aşırı

uçurumların olduğu görünmekte ve en zengin ülke insanı en fakir ülke

insanından yüzlerce kat zengin olabilmektedir. Bu sonuç karşısında az

2 TMMOB Sanayi Kongresi 2007 Oda Raporu,

http://www.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/403675579f61145_ek.pdf 3 Prof. Dr. Ergün Han, İktisadi Kalkınma, Anadolu Yayınları, Eskişehir, 1999

Page 5: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

5

gelişmişlik, geri kalmışlık değiştirilemeyecek bir durum, kabullenilmesi gerekilen

bir alın yazısı mıdır? Bu olumsuz duruma karşı çıkmamak, dolayısıyla kalkınma

amacı dışına çıkmak, yarıştan kopmak hiçbir toplumun arzu edeceği bir durum

değildir. Dünya’da da bunun bir örneği yoktur zaten. İçinde olduğumuz dünyada

daha fazla üretmek ve tüketmek vazgeçilmez bir istek haline gelmiştir. Daha

fazla mal ve hizmet üretimi ve bunun toplum tarafından tüketimi, toplumun

yaşam düzeyinin yükseltilmesi ve giderek o toplumun uygar toplumlar arasına

katılması demektir. Kalkınma var olmak isteyen her toplum için kaçınılmaz bir

durumdur. Yüksek bir kalkınma hızı ancak iyi bir devlet yönetimiyle mümkün

olabilir.

“Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima

daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir”

Mustafa Kemal Atatürk

Kalkınma ve Sanayileşme Modeli Üzerine

Tartışmalar

Ülkelerin kalkınmaları şüphesiz sanayileşme oranlarıyla çok yakından

ilişkilidir. Gelişmiş ülkelerin tamamının aynı zamanda sanayileri de gelişmiştir.

Ülkeler sanayilerini geliştirirken farklı politikalar izlemektedirler ve bu

politikalar zaman zaman dünyada tartışmalara neden olmuştur. Sanayileşme

konusunda en çok tartışılan iki model aşağıda incelenmiştir.

İthal İkamesine Dayalı Sanayileşme Modeli: Sanayi ürünlerini gelişmiş

ülkelerden ithal yoluyla sağlayan ülkeler başlangıçta temel sanayileşme

stratejisi olarak “ithal ikameci sanayileşme stratejisi” uygulamışlardır. Bu “ithal

ikameci sanayileşme stratejisi”nin iki temel amacı vardı, bunlar;

İthalatı kısıtlamak

İthal ürünleri imal edecek yerli imalat sanayini teşvik etmek

Gümrük koruması ile rekabet edemeyecek güçte olan ülke içindeki

sanayilere, rekabet gücü sağlayacak bir ortam yaratmak ve böylece ithal edilen

ürünlerin yerine yerli sanayi tarafından üretilen ürünlerin ülke içindeki payının

artmasını sağlamak bu stratejinin ana felsefesini oluşturmaktadır.

Page 6: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

6

İthal İkamesine dayalı sanayileşme modelinin uygulanması ve bu modelle

ilgili ortaya çıkan sorunlarla ilgili TMMOB Sanayi Kongresi 2007 Oda Raporunda

süreç şöyle açıklanmıştır. İthal İkamesine dayalı sanayileşme modeli

uygulanırken ilk önce hızlı büyüme ve sanayileşme sağlanabilir. Teşvikler bu

bölümde oldukça fazladır. Başlangıçta talep zorlanması olmaz ve sermaye

birikimi elde edilebilir. Bunlar sağlandıktan sonra ise ileri teknoloji ürünü ara

mallarda da ithal ikamesi başlar. Yurt içi talebin önemli bir değişim geçirmesi

gerekir. Sanayi kesiminde ücretler artar. Tüketim eğilimi artarken tasarruf

eğiliminin azaldığı görülür.

Bu modelde zamanla iki sorun ortaya çıkar:

Sorun 1 - Ülkenin kaynak varlığından bağımsız bir teknoloji seçimi zorunludur.

Teknik olarak esnek sanayiler; tütün, gıda, orman ürünleri, deri ürünleri, kauçuk

ve kimya sanayi. Teknik olarak esnekliği düşük sanayiler; elektrikli makineler,

makine imalatı, madeni eşya, petrol ürünleri, metal dışı maden ürünleri,

mobilya, mefruşat, basın-yayın,

- Sorun 2 - Firmanın piyasaya girişini engelleyen sorunlar vardır.

İhracata Yönelik Stratejiler veya Dışa Açılma Modeli: “Başlangıçta “ithal

ikameci sanayileşme politikaları”nın hızlı büyüme ve sanayileşme sağlamış

olmasına karşın 1980’li yıllara gelindiğinde ekonomik yapının zorlandığı

sanayinin gelişmesinde yetersiz kaldığı görülmektedir. Şöyle ki; gümrük

duvarları ile korunan yerli sanayinin kaliteye, Ar-Ge ve inovasyona önem

vermediği, ürün geliştirmekte atıl kaldığı ve bu nedenle küresel rekabet şansını

yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı anlaşılmıştır. Dış ticarette liberalleşmeye

gidilerek, rekabetten uzak sanayi kesimi rekabet ortamına çekilir. Dış talep, iç

talebe göre daha çok önem kazanmaktadır.

Azgelişmiş ülkelerin çoğu bu modelleri aşama aşama uygulamıştır. Bu

modelleri ülkenin yapısı, koşulları, siyasal ve toplumsal birikimleri ile uyum

içinde götürebilenler, sanayileşmede kalkınma ve istihdamı esas alarak,

teknolojik atılımı yapabilmişlerdir. Bu ülkeler, hazırlanan planlardaki hedefleri

gerçekleştirebilmişlerdir. Böylece gelişmiş sanayi ülkelerinin yakalama şansını

elde etmişlerdir. Ancak pek çok ülke, iç ve dış dinamiklerin etkisi altında bu

şansı yakalamamıştır. Dış borçları artmış, gelir dağılımı bozulmuş, kamu borçları

Page 7: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

7

ve cari açıklar büyümüştür. Ülkeye kalkınma ve refah gelmediği gibi, dışa

bağımlı bir yapı ortaya çıkmıştır.” (TMMOB Sanayi Kongresi Oda Raporu, 2007)

Neden Planlı Kalkınma?

Ekonomiyi planlamak gelecekte karşılaşılacak sorunları en aza indirmek

özel sektör yatırımcılarına güven vermek ekonomiye bir düzen getirmek

amacıyla yapılır. Kalkınma için planlamanın sadece zor zamanlarda ve

ekonomisi kötü olan ülkelerde yapıldığını düşünmek yanlış bir düşünce

olur. Dünya üzerinde ekonomisi çok güçlü olan, gelişmiş ülkeler sınıfında

bulunan ülkelerde de planlama uygulanmaktadır. Gelişmiş ülkeler pazar

alanlarında istedikleri etkinliğe ulaşamadıklarında ya da istenilen sürelerde

bunu başaramadıklarında planlamaya başvurmaktadırlar.

Gelişmiş ülkelerdeki bu duruma karşın, henüz ekonomik olarak

gelişememiş ve doğal olarak küresel pazarda etkinliğe sahip olmayan

ülkelerde kalkınmanın planlaması, sosyal ve ekonomik gelişmenin

sağlanması için yapılır. “Kalkınma konusuyla ilgili çalışma yapan bilim

adamlarının hemen hemen hepsi azgelişmiş ülkelerin hızlı ve sürekli bir

gelişmeyi klasik anlamda serbest piyasa ekonomisi ilkelerine dayanarak

gerçekleştiremeyecekleri konusunda birleşmektedirler. Azgelişmiş

ülkelerde ekonomik ve sosyal gelişmenin serbest piyasa mekanizmasına ya

da rastlantılara bırakılmaması, bir bakıma gelişmenin bilinçli, planlı olması

ve yönlendirilmesi gerektiği demektir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası

dünyada, azgelişmiş ülkelerin ekonomilerini planlayarak kalkınmalarını

hızlandırabilecekleri, savaşın neden olduğu ekonomik olumsuzlukları

giderebilecekleri ve gelişmiş ülkelerle olan gelişmişlik farkını

kapatabilecekleri görüşü yaygınlaşmış ve uluslararası ekonomik kuruluşlar

tarafından da bu yönde öneriler yoğunluk kazanmıştır. Ekonomik süreç

konusundaki görüşlerde görülen bu değişme, aslında tüm azgelişmiş

ülkelerde hazırlanan planların gerekçesini de açıklamaktadır.” (Han,

İktisadi Kalkınma, 1999)

Planlı kalkınma tüm azgelişmiş ülkelerde uygulandığı gibi Türkiye’de de

İkinci Dünya Savaşı sonrasında uygulanmaya başlanmıştır. O yıllarda

Türkiye’nin içinde olduğu duruma bakacak olursak;

“1950’li yılların sonunda ekonomi, dış ödeme güçlüğü ve enflasyon biçiminde

görülen bir bunalıma sürüklenmişti. Bir yönden üretim için gerekli dışalım

Page 8: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

8

girdileri sağlanamıyor, öbür yönden de yıllık % 25 dolayında enflasyon sermaye

kaynaklarının kullanımında yeni düzenlemeleri gerektiriyordu. Daha doğrusu

ekonominin kararlı (istikrarlı) bir çizgiye oturması gerekiyordu.

Ekonominin kararlı bir duruma getirilmesi ya da bunalımdan çıkarılmasının

başlıca iki yolu olabilirdi. Bunlardan biri sermaye kullanımını fiyat

göstergelerine, serbest piyasa koşullarına bırakmak; ikincisi de planlı ve

programlı sermaye kullanımına yönelmek. İç ve dış koşullar, etkenler ve

gelişmeler, ikinci yöntemin seçilmesine neden oldu.4”

Tablo: 1 – Fiyatlar Genel Seviyesi

Kaynak: : http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/9/plan1.pdf

4 Yakup Kepenek & Nurhan Yentürk, Türkiye Ekonomisi, Remzi Kitapevi, İstanbul, 2004, s.141

Page 9: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

9

Tablo: 2 - Planlama öncesi mili gelir içinde tarım, sanayi ve hizmetler

Kaynak: http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/9/plan1.pdf

Planlama öncesi dönemde yüksek enflasyon (bkz. Tablo 1) ticari kazançları

arttırmış ve sermayenin sanayi yatırımına yönelmesini engellemiş. Bu yüzden

1950-1960 yılları arasında sanayiye daha az kaynak aktarımı olmuş ekonomik

istikrarsızlık kaynakların verimli kullanımına engel olmuştur. Oysa tüketici

taleplerine de uygun düşen sanayi sektörüne daha çok kaynak ayrılması

gerekliydi. Tablo 2’deki değerlere bakıldığında 1927 yılından itibaren milli gelir

içindeki payı düşen tarım, yükselen sanayi ve hizmetler 1958-1960 yıllarında

neredeyse hiç değişmemiştir. Kaynakların etkin kullanılamaması sonucunda

sanayi yavaşlamıştır. Sanayiciler yeniden güçlenmenin istikrar ile sağlanacağını

düşündükleri için devlet planlamasını desteklemişlerdir. Ekonominin plana

bağlanması dış kredilerin daha sağlıklı kullanılmasını sağlayacak, bir nevi

yabancı sermaye için de güven oluşturacaktı. Yabancı sermaye de planlamaları

destekleyen kesim içerisindeydi. O yıllarda ülke içinde ve dışında çoğu

çevrelerce planlı bir ekonomi her derde deva, her sorunun çözümü için bir ilaç

olarak algılanıyordu. İstikrar etkisinin yanında halk arasında da yıllardan beri

alışılmış bir devlet baskısı mevcuttu bu da halk tarafından her sorun yasal

düzenlemelerle çözümlenebilir görüşünü hakim kılmıştı. Bu düşünce yapısı bize

Osmanlı mirasıdır diyebiliriz.

Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay’ın kişisel görüşüne göre; 1950-1960 dönemi sonları

enflasyonun hızlandığı, döviz sıkıntısının şiddetlendiği, darboğazın daraldığı ve

bazı malların arzında belli kıtlıkların başladığı bir dönem olmuştur. Ekonominin

böyle bir duruma gelmesinin sebebin politikaların özünden ve stratejilerinden

ziyade iktisat politikalarının belli bir modelinin bulunmaması, politikalardaki

istikrarsızlık ve koordinasyon yetersizliği olduğu kabul edilmişti. Böyle bir

teşhisin arkasından gelen tedavi reçetesinde iktisat politikalarında kararlılığın,

tutarlılığın ve koordinasyonun yer alması önerisinin bulunması tabii idi. Bunu

Page 10: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

10

sağlayacak en güzel yol iktisadi planlar idi. DPT’nin bir fikir, bir müessese olarak

Türk ekonomisine getirilmesinin temel sebepleri arasında bu sayılanlar önemli

yer tutar.

PLANLI KALKINMA DÖNEMİ

1960 sonrasında iktisat politikalarının yapımı ve uygulanmasına düzen

getirmek, politikaları bilimselleştirmek, iktisat politikalarına amaç ve yöntem

olarak istikrar kazandırmak için 30 Eylül 1960 tarihinde Başbakanlığa bağlı

Devlet Planlama Teşkilatı kurulmuştur.

“Devlet Planlama Teşkilatının kurulduğu tarihten bugüne kadar 10 adet Beş

Yıllık Kalkınma Planı uygulamaya konulmuştur. Planların iktisadi felsefeleri ve

yaklaşımları kapsamında; 1960 öncesi planları: devletçi, kısmi, 1960-1980

planları: karma ekonomi, bütüncül, 1980-2000 planları: liberal, stratejik olarak

nitelendirilebilir. 1980 öncesinde sanayileşmede "ithalat ikamesi politikaları",

1980 sonrası ise "açık ekonomiye geçiş" yönlendirici olmuştur.5”

“Türkiye kalkınmasını 1962 yılından beri planlı bir biçimde sürdürmeye

çalışmaktadır. Planlamaların çeşitli dönemlerdeki etkinliği tartışılabilir fakat

herkesin hemfikir olabileceği nokta, 1962’den 1980’lere kadarki planlı

kalkınmanın gelişme dönemi ile 1980’lerden sonraki değişme döneminin

birbirinden ayrılarak incelenmesi gerekmektedir. 6”

İlk yıllardaki Kalkınma Planları kamu kesimi için “emredici” özel kesim için de

“ yol gösterici” niteliğindedir. Kamu kesimi için yasaların izin verdiği müddetçe

uygulama söz konusudur. Özel sektör ise özendirilmiştir daha çok teşvik

edicidir. Kamu kesiminin uygulama alanı ve yaptırım gücü çok daha fazla

olduğundan kalkınmada kamu kesimi daha büyük bir paya sahip olmuştur.

(Kepenek & Yentürk, 2004)

Planlamalar iktisat bilimine önem vererek ilerlemiş, bilimsel nedenlere

dayandırılmak istenmiştir. Bu amaç doğrultusunda ülkemize Nobel ödüllü

5 BEŞ YILLIK KALKINMA PLANLARI. Erişim tarihi: 17 Mayıs 2014,

http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/BesYillikKalkinmaPlani.aspx 6 T.C Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1149, Eskişehir, 1999

Page 11: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

11

iktisatçı Tinbergen’in ziyareti gerçekleşmiş ve kalkınma ekonomisi alanında

tanınmış Prof. B. Chennery ülkemize aynı dönemde danışman olarak gelmiştir.

Planlamalar, bilimsellik ve uzman kişilerin fikirleri ne kadar önemli de olsa

planlamalar hakkında olumsuz görüşler de mevcuttu. Sanayiciler, yatırımcılar

plan düzen istiyorlardı bunun istikrar getireceğini düşünüyorlardı. Ancak planlar

siyasiler için her zaman o kadar da güzel olmamaktadır. Ekonomik politikaların

plansız olması hiç şüphesiz politika yapıcılar için iyi bir şeydir ve işlerini

kolaylaştırır. Çünkü hükümetlerin politikaları genellikle onlara oy kaybı ve

kazancı olarak onarla geri döner. Ekonomiye müdahale araçları da bu

politikacılar için birer kumanda gibidir ve topluma yön verebilir. Kamu

harcamaları, sübvansiyonlar, ticaret kotaları toplumdaki büyük kesimleri

etkileyebilir. Tarım sektörüne uygulayacağınız bir vergi indirimi, eğer tarımsal

nüfus yoğun ise size yüksek oy olarak geri dönebilir. Bu yüzden beşer yıllık

kalkınma planları politika yapıcıları çok memnun etmeyebilir. İktidarların ömrü

seçim dönemleri süresincedir ve bu da dört yıldır. Bu süre her bir kalkınma

planını yarıdan teslim alıp yarıda bırakmak demektir. “Siyasal iktidarları en çok

zorlayan özelliği de bu olmuş ve “plan mı, pilav mı?” sloganları sık sık dile

gelmiştir. 7”

Plana karşı fikir ve görüşlerini ortaya koyan belli etkiye sahip bulunan başlıca

gruplar şunlardır.

1- İktidarda bulunan hükümetler

2- Siyasi partiler

3- Özel teşebbüs kuruluşları ve temsilcileri

4- Bazı meslek kuruluşları

5- Fikir ve bilim merkezleri

6- Genellikle basın (Kılıçbay, 1984)

Planlar bazı çevrelerce destek bulmuş, bazı çevrelerce eleştirilmiş. Başarılı

oldukları dönemler de var, başarısız oldukları dönemler de var. Ancak tüm bu

şartlara rağmen planlama günümüze kadar gelmiş ve halen devam etmekte.

Daha önce de belirttiğim gibi kalkınma planlarını gelişme ve değişme dönemi

olarak ikiye ayırıyoruz

7 Prof. Dr. Ahmet Kılıçbay, Saim Toraman Matbaası, Ankara, 1984, s.120

Page 12: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

12

PLANLI KALKINMANIN GELİŞME DÖNEMİ (1962-1980) Planlı kalkınmanın gelişme dönemi denilen bu dönemde dört kalkınma planı

hazırlanmıştır. Bunların ortak özellikleri şunlardır:

Ekonomik ve toplumsal yapıyı veri almaları.

Ekonomik büyümeyi ve bunun yıllık artış oranını temel belirleyici

değişken almaları.

Sanayileşmeye öncelik vermeleri.

Uzun dönemli planlama ihtiyacını karşılamak üzere uzun süreli gelişme

stratejileri hazırlamaları.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (BBYKP) (1963-1967)

BBYKP’nın en temel özelliği, kararlı, dengeli bir ekonomik ve sosyal gelişmeyi

temel almasıdır. Plan ilk etapta on beş yıllık bir uzun dönemi düzenlemeyi

amaçlamıştır. Bu özelliğiyle birinci plan hem orta dönemli gelişmeyi hem de

uzun dönemli gelişmeyi birlikte düzenlemiştir.

Tablo: 3- Türkiye’nin nüfusu 1927-1960

Kaynak: BBYKP S. 78

1923’den beri Türkiye'de nüfus iki katına çıkmıştır. İkinci Dünya Savaşı yıllarına bakılmazsa nüfus gittikçe büyüyen bir hızla artmaktadır.

Birinci plana göre Türkiye’nin yüksek bir büyüme hızını yakalamasını zorunlu

kılan nedenlerin başında geçmiş dönemlerdeki hızlı nüfus artışından doğan

emek arzını istihdam etmektir. Planlama dönemi başladığı yıllarda da nüfus

yılda yüzde 3 gibi çok yüksek bir hızla artmaktadır.

8 http://ekutup.dpt.gov.tr/plan1.pdf

Page 13: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

13

Tablo: 4- Milli gelir, adam başına gelir ve tarımsal üretim

Kaynak: BBYKP S. 8

Milli gelirdeki artışın büyük kısmının nüfus arışına gittiği görülüyor. Bu yüzden toplam milli gelirde önemli bir arış sağlanmışsa da kişi başına düşen milli gelirdeki fark büyük olmamıştır. Başka bir deyimle, halkın refahındaki artış çok fazla değildir. Kişi başına gelir başka ülkelerle karşılaştırıldığı zaman da, ekonominin henüz yüksek tasarruf ve yatırım kapasiteli bir duruma gelemediği görülmektedir. Planda hızlı sayılan %7’lik bir büyüme hedefi bu yüzden tek başına istihdam sorununu çözemeyeceği belirtilerek yatırım ve tasarruf konusunda çeşitli önlemler alınmıştır. “Planda tasarrufun yatırımlara dönüşebilmesi önemle vurgulanmıştır. Halkın

geçim seviyesini azaltmayacak şekilde özel tasarruflar teşvik edilmiş, kamu

tasarruflarının azami seviyeye çıkarılması öngörülmüştür. Bu hedefleri

gerçekleştirmek için lüks malların tüketimindeki artışı önleme, müterakki

vergiler ve sosyal sigorta fonlarının rasyonel kullanımı gibi tedbirler öne

sürülmüştür. Bu konudaki diğer önemli bir nokta ise özellikle plan stratejisinde

cebri bir tasarruf olan enflasyona başvurulmayacağının vurgulanmış olmasıdır.9”

Uygulanan politikalar sonucunda çalışan nüfusun sektörler arası dağılımında

görülen değişiklikler aynı zamanda gelişmenin de göstergesidir.

Tablo: 5- Çalışan nüfusun kesimler arasında dağılımı

(Yüzde olarak)

Kaynak: BBYKP S. 40 9 Türkiye'de Planlı Dönemde Kalkınma Stratejileri (Doktora tezi), İstanbul, 1980

Page 14: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

14

Tarım kesiminden sanayi ve hizmetler kesimine bir istihdam kayması olmuş

milli hâsılada tarımın payı azalmış buna karşın sanayi ve hizmetlerin payı

artmıştır. Kalkınma hedefine çok yaklaşılmış, enflasyon 1970’lere kadar yıllık

ortalama %5 civarında gerçekleşmiştir (Han, T.C Anadolu Üniversitesi Yayınları

No: 1149, 1999).

Tablo: 6- Gayrisafi Milli Hasıla Artış Hızları (Sabit fiyatlarla)

Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı

BBYKP ülkenin sanayileşme ve kalkınmasında önemli ölçüde etkili ve başarılı

olmuştur.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (İBYKP) (1968-1972)

İBYKP’nda da birinci planda olduğu gibi milli gelirde %7’lik bir büyüme

hedeflenmiştir. İkinci planın en önemli özelliği ülkedeki refahı artıracak bütün

gelişmelerin, örneğin istihdam, tasarruf, dışa bağlılık enflasyon vb, büyüme

hızına bağımlı gelişeceği düşünülmüş. Bu yüzden büyüme hızına fazla özen

gösterilmiş. Büyümeyi sağlayacak politika olarak da II. Beş Yıllık Kalkınma Planı

özellikle sanayi sektörünün ekonomide sürükleyici sektör niteliği kazanması

ilkesini benimsemiştir. (Beş yıllık kalkınma planları)

İBYKP metni dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in önsözü ile

başlamaktadır ve bu önsözde sanayiye verdiği önemi şöyle belirtmiştir.

“İkinci Beş Yıllık Plan, Türkiye'yi ham madde satıp, mamul madde alan iptidai

bir ekonomik bünyeden; mamul madde yapıp, mamul madde satan

sanayileşmiş bir bünyeye götürme istikametinde mühim bir adımdır.

Page 15: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

15

Böylece sanayimizin GSMH içindeki payı % 25,5 den % 30,7 ye

yükselmektedir.

Bunu sağlamak tarımla meşgul olan nüfus oranını azaltmakla mümkündür”10

Plan döneminde sanayinin ekonomiyi sürükleyici sektör olması sağlanacaktır.

Bu amaç doğrultusunda hızlı bir sanayileşme gerçekleştirmek için karşılaştırmalı

üstünlükler ilkesine göre hareket edilmesi düşünülmüştür. Ödemeler dengesini

sağlamak için mümkün olan sanayi kollarında ihracatın arttırılmasına ve uzun

surede karşılaştırmalı üstünlükler sağlayabilecek alanlarda ithal ikamesine

önem verilecektir.

Planın sonuçlarını değerlendirecek olursak hedeflenen %7’lik büyüme hızı

hemen hemen aynen gerçekleşmiştir. Planda hedeflenen kişi başına düşen milli

gelir artışına da ulaşılmıştır.

Tablo: 7- Gayrisafi Milli Hasıla Artış Hızları (Sabit fiyatlarla)

Yıllar Artış Hızı (Yüzde)

Kaynak: Devlet Planlama Teşkilatı

İkinci plan döneminde sanayi sektörü istenilen gelişmeyi gösterememiştir.

Bu gelişmenin sağlanamamasında büyük ölçüde 1970 yılında yaşanan döviz krizi

ve yaklaşık %50 oranında yapılan devalüasyonun etkili olduğu söylenebilir.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planları (ÜBYKP) (1973-1977)

“I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları, 1963-1977 perspektif plana göre

hazırlanmış olup; I. Beş Yıllık Kalkınma Planı temel altyapı yatırımlarına,

istihdam sorununa ve yeniden düzenleme konularına ağırlık verirken, II. Beş

Yıllık Kalkınma Planı özellikle sanayi sektörünün ekonomide sürükleyici sektör

niteliği kazanması ilkesini benimsemiştir.

10

http://ekutup.dpt.gov.tr/plan2.pdf

Page 16: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

16

Değişen dünya şartları ve Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilişkileri

dikkate alınarak 1973-1995 dönemini kapsayan yeni bir perspektif plan

hazırlanmıştır. Yeni perspektif plan I995'te ulaşılmak istenen gelir seviyesi ve

üretim yapısını belirlemiş, mevcut potansiyelin en yüksek seviyede

değerlendirilmesini amaçlamıştır.

Yeni perspektife göre hazırlanan III. Beş Yıllık Kalkınma Planı, gelir seviyesinin

arttırılmasını, sanayileşmenin özellikle ara ve yatırım malı üreten sektörlerde

hızlandırılmasını ve dış kaynaklara bağımlılığın azaltılmasını amaçlamıştır.11”

Planlı dönemin başlangıcında ilk yapılan plan on beş yılı kapsamaktaydı ve

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı da bu on beş yılın son bölümünü

kapsamaktaydı. Ancak içinde bulunulan durumlardan ve karşılaşılan yeni

sorunlardan dolayı Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı yeni bir perspektif planın ilk

dilimi olarak hazırlanmıştır. Bu yeni perspektif planın uzun dönemli kalkınma

amaçları şöyle sıralanabilir:

Sanayileşme

Yaşama düzeyinin yükseltilmesi

Dış kaynaklara bağlılığın azaltılması

İstihdam sorununun çözülmesi

Gelir dağılımının iyileştirilmesi

TABLO : 8- Düşük Gelirlilerden Yüksek Gelirlilere Doğru Hane Halkı Yüzdeleri ve

Gelir Payları, 1973

Kaynak : DPT. «Gelir Dağılımı 1973», 1976

11

http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/BesYillikKalkinmaPlani.aspx

Page 17: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

17

Görüldüğü gibi gelir dağılımı 1973 yılında dengeli olmaktan uzaktır ve bu

konuya da dikkat çekilmiştir.

Üçüncü Plan kalkınmanın tüm kurumları içermesi gerektiğini belirtip

ekonomik ve sosyal yapının sanayileşmiş bir topluma dönüşmesini

öngörmüştür. Plan giriş bölümünde şu ifade yer almaktadır;

“Ekonomik Yapıda Sağlanan Gelişmeler. Sosyal

Alanda Sağlanan Gelişmeler.”

Yapılan çalışmalara rağmen Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında istenilen

rakamların çoğuna ulaşılmamıştır. Bunda en büyük etken izlenen özendirme

politikasının petrol krizi ile gelen olumsuzluklardan da etkilenerek başarısız

kalmasıdır. Planın hem hızla büyüme hem de üretim yapısının değiştirilmesi gibi

iki önemli hedefine ulaşılamamıştır.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (DBYKP) (1979-

1983)

Dördüncü plan büyük bir ekonomik ve siyasal bunalım dönemi içine denk

gelmiş ve bu nedenle de bir yıl gecikmeyle uygulamaya koyulmuştur. Ekonomik

bunalımın sebebi daha öncekilerle aynıdır fakat bu sefer çok daha ağır olan dış

borç ve yüksek oranlı enflasyonla karşımıza çıkmıştır.

Bu kötü tablo planın temel amacının da değişmesini sağlamıştır. Plan bir

yandan ekonomik bunalımdan çıkışı sağlayacak ve ekonomik bunalımı

gerçekleştirecektir.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında tarımın büyüme hızı diğer planlara

göre daha yüksek tutulmuş sanayinin büyüme hızı ise önceki yıllara göre düşük

öngörülmüştür. Bunun sebebi o yıllardaki ekonomik krizin daha çok sanayi

kesimini etkilemesidir.

“Dördüncü planın önemli amaçlarından biri de, ekonomik büyümenin daha

eşitlikçi bir gelir bölüşümüyle birlikte sağlanmasıdır”. (Han, T.C Anadolu

Üniversitesi Yayınları No: 1149, 1999)

Page 18: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

18

Bunalım dönemine denk gelen planın hedefleri de gerçekleşmemiştir. Planda

%8 gibi yüksek bir büyüme hedeflenirken büyüme hızı ortalama %2’lerde

kalmıştır. Yarımların oranı düşmüştür.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planını değerlendirirken önemli iki noktayı

gözden kaçırmamamız gerekir. Bunlardan birincisi 24 Ocak 1980’de alınan

istikrar önlemleri, ikincisi ise aynı yılın Eylül ayındaki askeri müdahale. Bu iki

olay dördüncü planın uygulanmasını olanaksız kılmıştır. Gerçekten de 24 Ocak

Kararları öncekiler gibi yalnızca ağırlaşan ekonomik koşulların giderilmesini

amaçlayan bir dizi istikrar önlemi olmaktan çıkıp, alışılmışın planlama

anlayışının sona ermesi biçiminde yorumlanmıştır.” (Han, T.C Anadolu

Üniversitesi Yayınları No: 1149, 1999)

Ekonomik düzen politikasında ortaya çıkan bu değişim 1984 yılı için bir geçiş

programı hazırlanmasına ve 1985’ten sonraki beş yıllık kalkınma planlarının yeni

bir anlayışla kaleme alınmasına yol açmıştır.

Planlı Kalkınmanın Gelişme Döneminde Planlamayla

İlgili Sorunlar

1980 öncesinde toplam dört adet beş yıllık kalkınma planı uygulanmış

ancak bunlarda istenilen etkinliğe ve başarıya ulaşılamamıştır.

Planlarda ana hedef sanayileşme olarak görülse de, uzun dönemli

bütünleşmiş bir sanayileşme planı çok düşünülmemiştir. İhracat

hedeflerinden yoksun içe dönük bir sanayi üretimi oluşturulmuş, sanayinin

yüksek maliyet ve karlarla çalışmasına göz yumulmuştur. Etkin olup

olmadığı tam araştırılmamış projeler aynı anda ve çok sayıda uygulamaya

koyulmuş bu da kaynakların etkin kullanımını engellemiştir. Sanayide ithal

ikameci modeli benimsenmiş olmasına rağmen, yayılma alanları ve

sektörleri birinci plan dışında hedeflenenin dışına çıkmış, ithal ikamesi

malları adı altında gelişigüzel üretim yapılmıştır. Planların hemen hepsinde

kıt kaynaklara değinilmiş kaynakların verimli kullanımı için yollar aranmış

fakat kaynak kıtlığı söz konusuyken kaynakları artırıcı hiçbir finansal

planlama yapılmamıştır. Planlar aşamalı programlama tekniğine göre

hazırlanmaya çalışılırken, gerçekte makro dengelerle yetinilmiş, sektörlerin

dengeleri ve proje değerlendirilmesine gereken önem verilmemiştir.

Planlamanın temel niteliklerinden biri kaynakların etkin dağıtılmasını

Page 19: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

19

sağlama olmasına rağmen siyasiler planla kaynak dağıtımına fazla sıcak

bakmamıştır. Planlarda kalkınma esas alınmış, tasarruf ve yatırım teşvik

edilerek sanayileşme düşünülmüştür. Buna karşın Türkiye’yi küresel

piyasalarda etkili bir üretici konumuna taşıyacak, gelişmiş ülkelerle rekabet

edecek güce getirebilecek seçici özendirme projeleri değil de onun yerine,

her şeyin özendirildiği, ancak aslında hiçbir sektör ve projenin

özendirilmediği bir yol izlenmiş.

Yapılan bu hatalar veya ihmallerden dolayı planlar hedeflenen rakamlara

ulaşamamış ekonomiyi ağır bir bunalıma sürüklemiştir.

PLANLI KALKINMANIN DEĞİŞME DÖNEMİ (1980

Sonrası) Ülkemizde 1930’larda başlayan plan yapma veya planlı kalkınma 1980

yılına kadar neredeyse aynı yöntem ve politikalarla ilerlemiştir. Planlarda

ortak olan strateji karma ekonomi düzeni içinde ithal ikameci ya da

sanayileşme stratejisidir. Bu stratejiye göre ülke içerisinde talebi hazır olan ürünleri üretecek

sanayilerin, genellikle iç kaynakları kullanarak kurulması söz konusudur.

Bu sanayi tesisleri kurulduğunda o güne kadar ithal edilen mallar

yurtiçinde karşılanacaktır. Bu amaçla kurulan sanayiler, dış ticaret ve

kambiyo politikalarıyla özendirilmeye ve dış rekabetten korunmaya

çalışılmıştır.

“İthal ikame stratejisi, uygulamada genellikle hazır iç talebi karşılama

düşüncesiyle yaşama geçirildiği için içe dönük sanayileşme stratejisi diye

adlandırılır. Oysa ithal ikamesi kuramının rasyoneli, iç talebi karşılama ve

böylece döviz tasarrufu sağlama kıstası yanında, ülkeye gelecekte

uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandıracak, başka bir değişle

dinamik karşılaştırılmalı üstünlükler sağlayacak sanayiler de bu stratejinin

uygulamasıdır. Ancak Türkiye dahil çoğu ülke uygulaması, böyle olmamış;

ithal ikameci sanayileşme içe dönük ve kendine yeterliği amaçlayan bir

strateji olarak algılanmıştır.” (Han, T.C Anadolu Üniversitesi Yayınları No:

1149, 1999)

Ocak 1980’de başlayarak uygulamaya konulan ekonomi politikası,

Türkiye’nin sanayileşme ve kalkınma politikalarındaki değişimin

belirleyicisi olmuştur. Bu politikayla ithal ikamesi stratejisi yerini ihracata

yönelik bir kalkınma stratejisine bırakmaya başlamıştır. İhracata yönelik

Page 20: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

20

stratejinin en önemli özelliği sanayide seçici davranması, gelişime açık

sanayileri, dış piyasalara açılmaları için yoğun bir şekilde özendirmesidir.

“1980’ler Türkiye’nin ekonomiyle başlayan ve hızla öteki alanlara yayılan bir

dışa açılma ve sistem değişikliğine girdiği yıllar oldu. 1980’lerden itibaren

insanlar daha fazla yurt dışına çıkmaya başladılar, daha fazla yurt dışıyla temas

kurmaya yöneldiler. Dışarıyla rekabet ilk kez o dönemde fark edildi. O ana kadar

rekabet hep içeride kendi kendimizeydi.”12 Siyasilerin de, halkın da, ekonominin

de, dışa açılması 1980 sonrasında gerçekleşmiştir. Bu yüzden 1980 sonrasını

politikalarda değişme dönemi diye ayırarak inceliyoruz.

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (BEŞ.BYKP) (1985-

1989)

“V. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Türk ekonomisinin dışa açılmasına ve ihracata

öncelik veren kalkınma politikalarının uygulanmasına ağırlık vermiştir.

Ekonomiye kamu müdahalesinin asgari seviyeye indirilmesini, liberal bir dış

ticaret ve yabancı sermaye politikasının uygulanmasını, altyapı ve konut

yatırımlarının arttırılmasını ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasını

öngörmüştür.” (Beş yıllık kalkınma planları)

1980 sonra değişen kalkınma stratejisi Beşinci Plana olduğu gibi yansımıştır.

Beşinci Planda verimlilik ve ihracat artışını teşvik eden ve tarımsal gelişme

potansiyelini gözeten bir yapı içinde sanayinin payının yükseltilmesi ile

ekonomik ve sosyal yapının geliştirilmesi temel amaç olarak belirlenmiştir.

Üretim yapısını dış rekabeti dikkate alarak ve dış ticaret koşullarını düşünerek

belirlemişlerdir. Özel sektörün toplam yatırımlar içinde payını artırmışlardır.

İhracatı özendirme politikaları izlenmiş ve ithalatta koruma oranları

azaltılmıştır. Beşinci planda ötekilerden farklı olarak özel kesimin kamu

kesiminden daha fazla yatırım yapması hedeflenmiştir. Bu amaç ve politikalar

sonucunda Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında GSMH’da % 6,3’lük bir büyüme

hızı öngörülmüştür.

12

Mahfi Eğilmez, Kendime Yazılar, Türkiye'deki Değişimin Sosyo - Ekonomik Analizi http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/turkiyedeki-degisimin-sosyo-ekonomik.html#more

Page 21: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

21

Tablo: 9- Plan dönemi sonunda ekonomik durum (Milyon $)

Kaynak: Ekodialog.com, Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (1985-1989)13

Tablo değerlerine bakıldığında hedeflenen başarıların yakalanmadığı

görülmekte hatta ekonominin daha da kötüye gittiği görülmektedir.

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (ABYKP) (1990-1994)

Altıncı planda bir ilk gerçekleşmiştir ve ilk kez bir başbakan hazırladığı bir

kalkınma planının devamını hazırlama olanağı bulmuştur. Yalnız beşinci

plandaki kötü sonuçlardan ders alınmış olacak ki planın giriş cümlesinde şu

ifade yer almaktadır:

“Hızlı, dengeli ve istikrarlı bir kalkınma süreci içinde gelir dağılımını

iyileştirmek, işsizliği, bölgesel ve yöresel gelişmişlik farklarını azaltmak Planın

başlıca amaçları arasındadır.”14 Ekonominin içinde bulunduğu kötü durum

altıncı planın hedefleri içerisine dengeli ve istikrarlı bir süreç izlenmesi

gerektiğini de dahil edilmesini gerekli kılmıştır.

1990 yılında yeni bir plan dönemi başlamıştır. Altıncı Plan, “Temel Amaçlar ve

Politikalar” başlığı altında “açık toplum ve rekabete açık ekonomi ilke ve

esasları doğrultusunda Türk ulusunun hayat seviyesini yükseltmeyi” temel amaç

olarak saptamıştır. Bunların yanında hızlı, dengeli ve istikrarlı kalkınma süreci

içinde gelir dağılımını iyileştirmek, işsizliği, bölgesel ve yöresel gelişmişlik

farklarını azaltmak da planın başlıca amaçları olmuştur.

13

http://www.ekodialog.com/Turkiye-iktisat-tarihi/besinci-bes-yillik-kalkinma-plani-donemi.html 14 ALTINCI BEŞ YILLIK KALKINMA PLANI, http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/4/plan6.pdf

Page 22: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

22

Altıncı plan göre Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefi doğrultusunda hazırlık ve

uyum çalışmaları hızlandırılacak, topluluğun ekonomik şartlarına uymak için

belirli öncelikler ve önlemler alınacaktır.

Plan, kamu girişimlerini artırmak için ve KİT’nin rekabet gücünün artırarak

daha verimli çalışmasını sağlama düşüncesiyle özelleştirilmelerine ilişkin

çalışmalarını hızlandırmak amacındadır.

Tablo: 10- Altıncı plan ekonomik göstergeleri (Milyar $)

Kaynak:Ekodialog.com, Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi (1990-1994)15

Tablo 10’daki rakamlara baktığımızda kalkınma planındaki hedeflere

ulaşılamadığı gözlemlenmektedir. Büyüme rakamları %7’lere ulaşmış hatta bazı

yıllar geçmiş ancak enflasyon bir türlü önlenememiş ve aşırı bir artış göstermiş,

ihracatın ithalatı karşılama oranı gerilemiş, dış borçlar artmıştır. Altıncı plan

dönemi sonunda bu açıkların kapatılamamasının doğurduğu sorunlar nedeniyle

5 Nisan 1994 İstikrar Önlemlerinin alınmasına yol açan ciddi bir iktisadi

bunalıma girmiştir.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (YBYKP) (1996-2000)

“Türkiye'yi 2000'li yıllara hazırlamanın gerekli alt yapısını oluşturmak amacıyla

hazırlanan ve 1996 yılında uygulamaya, giren VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı

yaklaşımının ortaya koyduğu perspektif ise öncelikleri ve politikaları itibarıyla

çağın değişen ekonomik ve sosyal gelişmelerini dikkate almaktadır.

1970'lerin ortasından itibaren gelişmiş ülkelerin önemli bir bölümünde, özellikle

teknolojik gelişimi yavaşlayan ülkelerde bazı tıkanmalar yaşandığı ve bu somut

durumun izlenmekte olan müdahaleci devlet ve refah devleti politikalarının

sorgulanmasına yol açtığı görülmektedir. Artık, bu politikaların küreselleşmenin

hızlandırdığı rekabetçi bir dünyada sürdürülmesinin mümkün olmadığı, bunun

bölgesel entegrasyonlara katılmanın temel gereği olduğu ve bu gelişime ayak

uyduramayan ülke ekonomilerinin marjinalleşerek küçüleceği ortaya çıkmıştır.

15

http://www.ekodialog.com/Turkiye-iktisat-tarihi/altinci-bes-yillik-kalkinma-plani.html

Page 23: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

23

Bu çerçevede, ortaya çıkabilecek dar boğazları öngörüp gidermek ve dünyanın

değişen koşullarının gereği olarak, Avrupa Birliği ile ya da genel olarak dünya ile

bütünleşmek sürecine uyumda yaşanabilecek sıkıntıları aşmak için yapısal ve

kurumsal nitelikte önlemler almak büyük önem kazanmış, VII. Beş Yıllık Kalkınma

Planı bu temel anlayışla hazırlanmıştır.” (Beş yıllık kalkınma planları)

Uygulamaya konulması bir yıl geciken Yedinci Plan gerek hazırlık açısından

gerekse kapsam bakımından önceki planlardan farklılıklar göstermektedir. Bu

farklılıkların belki de en önemlisi kurumsal ve hukuksal düzenlemelere ağırlık

vermesidir. Yedinci planda bunun yanında insan sermayesinin ön plana

çıkarılması, sürdürülebilir hızlı büyüme sağlanması, yaşam düzeyinin

yükseltilmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve istihdamın arttırılması

amaçlanmıştır. Yedinci Kalkınma Planının hedefine kısaca insan kaynaklarının

geliştirilmesi diyebiliriz. “Yedinci Planda önceki planlar gibi hedef belirleme

yerine, piyasa ekonomisinin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesini sağlayacak

ortamı hazırlayacak düzenlemelere yer verilmiştir.” (Han, T.C Anadolu

Üniversitesi Yayınları No: 1149, 1999)

Yedinci Kalkınma Planında da hedeflenen başarılara ulaşılamamıştır.

Ekonomik dalgalanmalar bu dönemde de görülmektedir. Bu dönemdeki

ekonomik göstergeleri yorumlarken ülkemizde büyük kayıplara sebep olan 17

Ağustos 1999 depremini dikkate almamız gerekir. Yaşanılan deprem

felaketinden sonra ekonomi % 6,4 oranında bir daralma yaşamıştır.

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planından sonra günümüze kadar üç tane daha

kalkınma planı hayata geçirilmiştir. Ancak bu yazı ilk yedi kalkınma planını ele

almıştır.

Kalkınma Planlamasının Etkinliğini Azaltan Nedenler

Prof.Dr. Ergün Han’ın İktisadi Kalkınma kitabından alıntı yaparak ülkemizdeki

kalkınma planlarının etkinsizlik nedenlerini aktarıyorum. Ülkemizde uygulanan

kalkınma planlarının etkin olabilmesi için mevcut “statik” yapısının “dinamik”

bir duruma getirilmesi gerekir. Hızla değişen koşullar karşısında Türk Kalkınma

Planları çok çabuk eskimekte, değişime ayak uyduramamaktadır. Türkiye’nin,

özellikle 1980 sonrasında dışa açık bir büyüme modelini benimsemesi, plan

öngörülerinin de küresel olmasını gerektirmektedir. Genel olarak planların

tutarlı, kararlı ve belirgin stratejilere sahip olamaması, belirlenen stratejilerden

Page 24: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

24

taviz verilmesi ve planlama sürecinde günlük siyasal yargıların egemen olması

planlamanın başarısını önemli ölçüde gölgelemektedir. Bunların yanında

ülkemizde planların başarısını engelleyen en önemli faktörlerden biri de,

devletin hantal ve ağır işleyen bürokratik yapısıdır. Kalkınma planlarında

finansal programlamaya ve disipline yer verilmemektedir. Sağlam bir kaynak

yapısı olmayan planların gerçekçi olmaları olanak dışıdır. Bütün bu nedenlerin

üstünde, Türkiye’de planlamanın ve planların işlevselliğini engelleyen en önemli

sorun planlama ve plan konusundaki önyargılardır. Planlama kavramı nesnel bir

içerikte algılanmamakta, piyasa-plan ilişkisi tutarlı ve sağlam bir temele

oturtulamamaktadır. Anlaşılan o ki planlamanın gerekliliği ve planlamanın

işlevleri konusunda önemli bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.

SONUÇ

Ekonomik dalgalanmalar, belirsizlikler, küresel ortamın etkileri ve değişen

iktisadi yaklaşımlar çerçevesinde ekonomide kamu müdahalesi dönem dönem

farklılıklar göstermiştir. Müdahalenin dozu bazı zamanlarda artmış bazı

zamanlarda azalmıştır ama Türkiye’deki kalkınma planları genel olarak pazar

ekonomisinin geliştirilmesi ve etkinleştirilmesi üzerine yapılmıştır. Planlamaların

en belirgin özelliği ise kamu kesimi için emredici, özel kesim için yol gösterici

nitelikte oluşudur. Planlı dönemde özel kesim ülkenin orta ve uzun vadeli

amaçları doğrultusunda özendirici bir yaklaşımla yönlendirilmiş ve başlangıçta

yeterince sermayesi bulunmayan bu kesim geliştirilmiş ve günümüzde güçlü

yatırımlar yapabilecek hale getirilmiştir.

1960 yılından sonra Türkiye planlı kalkınma dönemine girmiş ve arka arkaya

beşer yıllık kalkınma planları hayata geçirilmiştir. 1960 yılından 1980 yılına kadar

olan bu gelişme döneminde kamu yatırımlarının sosyo-ekonomik alt yapının yanı

sıra, üretim sektörlerinde ağırlıkla ara mal olmak üzere büyük sermaye

gerektiren ve özel kesimin gerçekleşmediği alanlara yönelik olduğu görülmüştür.

Pek çok ülkede olduğu gibi başlangıçta Türkiye’de de Kalkınma Planları “ithal

ikameci sanayileşme stratejisi” esas alınarak hazırlanmıştır. İthal ürünler

karşısında rekabet gücü düşük yerli ürünler ithal kotaları ve gümrük duvarları ile

korunmuştur. 1980’li yılların ortalarında başlatılan ihracat seferberliği ile

birlikte “ihracata yönelik strateji” veya “ihracatı temel alan model” ile dışa

açılım dönemi başlamıştır ve bu politika günümüze kadar devam etmiştir. Planlı

kalkınma dönemi başladıktan sonra günümüze kadar 10 adet kalkınma planı

uygulamaya girmiştir. Bu planlar tarihleriyle birlikte şu şekilde sıralanmıştır;

Page 25: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

25

1963 – 1967 Birinci beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

1968 – 1972 İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

1973 – 1977 Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

1979 – 1983 Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

1985 – 1989 Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

1990 – 1994 Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

1996 – 2000 Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

2001 – 2005 Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi

2007 – 2013 Dokuzuncu Kalkınma Plan

2014 – 2018 Onuncu Kalkınma Planı

Yapılan bu çalışmada Türkiye’nin planlama çalışmaları ele alınmıştır.

Kuruluşundan itibaren planlamayla olan ilişkisinden bahsedilmiş ve ağırlı olarak

1960 sonrası planlı dönemde gerçekleşmeye başlayan planlardan Yedinci Beş

Yıllık Kalkınma Planına kadar ele alınmıştır. 91 yıllık Cumhuriyet tarihinde iktisat

politikalarının etkisi ülke içi ve dışı etkenlerle belirlenmiştir. Bu etkenlerin içinde

planlamalar da olmuştur bazen işe yaramış ekonomiyi iyiye götürmüş bazen

istenilen başarıya ulaşamamıştır. Kalkınma planlarındaki gelişmeleri birbirinden

ayırarak, bıçakla keser gibi bağımsız şekilde ele almak mümkün değildir. Bütün

planlar birbirinden etkilenmiş, birinin bittiği yerde diğeri başlamıştır. Buna

rağmen planlı dönem boyunca bazı dönüşümler olmuş ve bazı olaylar

planlamayı ve planın sonucunu çok etkilemiştir. Ben de yazımda belli başlı

dönemleri sivrilen yönleriyle inceledim. Kırk yıllık bir süreci bütünlüğü

bozmadan sizlere aktarmaya çalıştım.

Page 26: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

26

Kaynakça (1963). 2014 tarihinde http://www.kalkinma.gov.tr: http://ekutup.dpt.gov.tr/plan1.pdf adresinden

alındı

(1968). http://www.kalkinma.gov.tr/:

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/8/plan2.pdf adresinden

alınmıştır

(1973). http://www.kalkinma.gov.tr/:

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/7/plan3.pdf adresinden

alınmıştır

(1979). http://www.kalkinma.gov.tr/:

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/6/plan4.pdf adresinden

alınmıştır

(1985). http://www.kalkinma.gov.tr/:

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/5/plan5.pdf adresinden

alınmıştır

(1990). http://www.kalkinma.gov.tr/:

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/4/plan6.pdf adresinden

alınmıştır

(1996). http://www.kalkinma.gov.tr/:

http://www.kalkinma.gov.tr/Lists/Kalknma%20Planlar/Attachments/3/plan7.pdf adresinden

alınmıştır

Beş yıllık kalkınma planları. (tarih yok). 2014 tarihinde Kalkınma Bakanlığı:

http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/BesYillikKalkinmaPlani.aspx adresinden alındı

Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Dönemi. (tarih yok). Ekodialog: http://www.ekodialog.com/Turkiye-

iktisat-tarihi/besinci-bes-yillik-kalkinma-plani-donemi.html adresinden alınmıştır

Eğilmez, M. (tarih yok). Türkiye'deki Değişimin Sosyo - Ekonomik Analizi. Kendime Yazılar:

http://www.mahfiegilmez.com/2014/03/turkiyedeki-degisimin-sosyo-ekonomik.html#more

adresinden alınmıştır

Han, P. D. (1999). İktisadi Kalkınma. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi.

Han, P. D. (1999). T.C Anadolu Üniversitesi Yayınları No: 1149. Eskişehir.

Kepenek, Y., & Yentürk, N. (2004). Türkiye Ekonomisi. İstanbul: Remzi Kitapevi.

Kılıçbay, P. D. (1984). Türk Ekonomisi. Ankara: Saim Toraman Matbaası.

Küçük, Y. (1978). Planlama, Kalkınma ve Türkiye. İstanbul: Tekin Yayınevi.

Pirili, M. (1980). Türkiye'de Planlı Dönemde Kalkınma Stratejileri (Doktora tezi). İstanbul.

(2007). TMMOB Sanayi Kongresi Oda Raporu.

Page 27: TÜRKİYE’DE PLANLI KALKINMA DENEYİMLERİ · PDF file1 Yalçın Küçük, Planlama, Kalkınma ve Türkiye, Tekin Yayınevi, İstanbul, í õ ó ô, s. Volkan ÖZDEMİR 4 oluşumunun

Volkan ÖZDEMİR

27