Top Banner
Tenisçi Kahvesi | 1 Roger’ın Londra Sevdası Davis Cup İspanya’nın Aralık ‘11- Ocak’12 | Sayı 2 Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan Yılın En İyileri Kvitova ve Djokovic
108

Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Mar 31, 2016

Download

Documents

Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 1

Roger’ın Londra Sevdası

Davis Cup İspanya’nın

Aralık ‘11- Ocak’12 | Sayı 2

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

Yılın En İyileriKvitova ve Djokovic

Page 2: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

2 | Tenisçi Kahvesi2 | Tenisçi Kahvesi

İçindekiler

Paris Masters ....................................................................................................... 8

Barclay’s ATP World Tour Finals .................................................................. 16

Petra Kvitova ..................................................................................................... 32

Novak Djokovic ................................................................................................. 36

2011’in En Güzel Maçları .................................................................................. 42

Andy Murray ile Röportaj ................................................................................. 46

Davis Cup Finali ................................................................................................... 58

Tenisçi Kahvesi Özel Marsel İlhan ile Röportaj ....................................... 66

ATP 250 Doha ....................................................................................................... 74

Merhaba Avustralya ......................................................................................... 80

Turkcell Cup Büyükler Türkiye Şampiyonası ............................................ 96

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali ................................................................ 98

Page 3: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 3 Tenisçi Kahvesi | 3

Teniste 2011 yılının sonuna geldik. Aslında 2010 yılının sonuna çok benze-yen bir son oldu. Yine çok formda bir Roger Federer, Londra’da sezon sonu şampiyonasını, yine yenilgisiz kazanmayı başardı. Son haftaların formda ismi Tsonga’yı iki kez mağlup ederken uzun süreden bu yana mağlup edemediği Rafael Nadal’ı da sadece 3 oyun vererek geçtiği maç tarihte önemli bir kilo-metre taşı olarak yerini aldı.2011’in sonunun, 2010’un sonundan farkını Davis Kupası finaliyle birlik-te gördük. 2010’da kazanan Djokovic’li Sırbistan olmuştu kendi evinde. Bu kez Nadal’lı İspanya’nın yüzü güldü Sevilla’da. Geçen seneki gibi son maça kalmamasına rağmen çok daha güzel maçlar olduğunu rahatlıkla söyleyebili-riz. Özellikle serinin galibini belirleyen Nadal ile Del Potro arasındaki maçta tenise doyduk.2009’u Davis Kupası ile kapatan Nadal, 2010’da 3 grand slam turnuvası ka-zanarak harika bir sezon geçirmişti. 2010’da Davis Kupası’nı kazanan Djok-ovic de 2011’de 3 grand slam turnuvası kazanarak adeta Nadal’dan kopya çekti. 2011’i Davis Kupası ile bitiren Nadal bakalım bu son yıllardaki geleneği sürdürüp 2012’de grand slam turnuvalarına ambargo koyabilecek mi?Müthiş bir çekişme bizi bekliyor kısa bir süre sonra başlayacak Avustralya Açık’ta. Djokovic, şampiyonluğunu korumaya çalışırken Nadal, Djokovic’e karşı 2010’da kaybettiği üstünlüğü geri almak için her şeyini verecek. 2010’u fırtına gibi kapatan Federer’in de onlara verecek bir cevabı olabilir. Murray, Del Potro, Tsonga ve son yıllarda bu turnuvada çok sık karşılaştığımız “sürpriz” kontenjanını dolduracak oyuncu ya da oyuncuların da (2006 Baghdatis, 2007 Gonzalez, 2008 Tsonga) şansları olabilir elbette.

Bu ay sizlere turnuva olmayan Aralık ayını da birleştirerek 100 sayfadan fazla tenis sunuyoruz. Gecikmeden ötürü de özür diliyoruz. Tenisle kalın!

Editörden

Mesut Ulukök

Page 4: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

4 | Tenisçi Kahvesi4 | Tenisçi Kahvesi

Gündemden

GÜNDEMDEN Birkan D. KayaoğluCaroline Wozniacki, babası ile uzun yıllar çalıştıktan sonra nihayet bir koç ile anlaşmaya vardı. Kendisinin yeni koçu eski dünya bir numarası Jelena Janko-vic ile de çalışmış olan Ricardo Sanchez. Woz ve Sanchez bir senelik bir anlaşmaya vardılar. Jelena Jankovic ise Henner Nehles’i yeni koçu olarak açıkladı. Aynı zamanda kendisi yakın zamanda Ko-rey Goodwin ile de fitness koçu olarak anlaşmıştı.Ancak hiç bir haber, yeni yıla girdiğimiz ilk günlerde gelen bir haber kadar herkesi heyecanlandırmadı. Dünya 4 numarası Andy Murray, 8 Grand Slam şampiyonluğu olan İvan Lendl ile anlaşmaya vardı. Yakın bir zamanda Murray - Lendl işbirliğinin nasıl işe yarayacağını göreceğiz.

Yılın bitmesi ile birlikte, yılın sporcusu ödülleri de sahibini buldu. Novak Djo-kovic doğal olarak ATP World Tour Yılın 1 numarası ödülünü almayı başardı. Kendisi bu ödülün yanına USSA Yılın Sporcusu ve Bosna’da Yılın Adamı ödü-lünü de ekledi. Amerika Açık Şampiyonu Sam Stosur da birden fazla ödül alanlardandı. 2011 Queensland Sports Star ödülünü ve Avustralya’nın en büyük ödüllerinden Newcombe Medal’ı almayı başardı. Kim Clijsters ise Belçika’da Yılın Sporcusu ödülünü evine götürmesini bil-di. Kim, ödülünü büyük sevgiyle andığımız bir başka Belçikalı yıldız Justine Henin’dan aldı. Sabine Lisicki, Berlin’de Yılın Spor-cusu ödülünü alırken, Andrea Petkovic Almanya’da yılın sporcusu dalında, büyük biathloncu Neuner’den uzak farkla ikinci sırada yer aldı. Ancak bu Andrea’nın meşhur dansını icra etmesine en-gel olamadı :) Ayrıca Petkovic, Goerges, Lisicki ve Kerber’den oluşan Almanya takımına çok güvendiğini de “Gelecek sene Fed Cup kesinlikle bizim olacak” sözleri ile belirtti.

Page 5: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 5 Tenisçi Kahvesi | 5

Gündemden

Dergimizin ilerleyen sayfalarında da okuyabileceğiniz muhteşem Davis Cup zaferinden sonra İspanya Davis Cup takım kaptanı Costa, İspanya’nın milli takımlar koordinatörü oldu. Bu kararın ardından ilk atamalarını kadınlar ve erkeklerde iki yerel efsaneyi Fed Cup ve Davis Cup takımlarının başına geti-rerek yaptı Costa. İspanya’nın Davis Cup takım kaptanı Corretja olurken, Fed Cup kaptanı ise efsane Arrantxa Sanchez-Vicario oldu.

İspanya’da bu gelişmeler varken, İngiltere’den de bazıları için heyecan verici Andy Murray için ise son derece rahatlatıcı bir haber geldi. Andy Murray’nin anne-si Judy Murray, Büyük Britanya Fed Cup takım kaptanı oldu. Andy’nin kurtulduğu Judy baskısı, Artık Büyük Britanyalı kadın tenisçilerin başında dolaşacak.

Hazır Davis Cup’tan bahsediyorken bu sene Avrupa/Afrika Bölgesi 2. Grup’ta mücadele edecek ülkemizin milli takımı açıklandı. İlk turda Şubat ayında Ankara’da Bosna-Hersek ile mücadele edecek ve takım kaptanı Alaad-din Karagöz tarafından açıklanan ekibimiz Marsel İlhan, Haluk Akkoyun, Ergün Zorlu ve yine detaylarını dergimiz sayfalarından takip

edebileceğiniz son büyükler Türkiye Şampiyonu Umud Barış Ergüden olacak. Bu arada Ankara’lı tenisseverleri 10-12 Şubat’ta Ankara Tenis Klübü’nde oy-nanacak ve bu sene yükseldiğimiz 2. grupta kritik öneme sahip Bosna Hersek eşleşmelerinde milli takımımızı desteklemeye davet ediyoruz.

Page 6: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

6 | Tenisçi Kahvesi6 | Tenisçi Kahvesi

2011’den Objektiflere Yansıyanlar

Çocuklarla Keyifli DakikalarTenisin dinlenme zamanlarında ünlü oyuncular, çocuklarla bir çok etkinlikte görüntülendi. Federer Basel turnuvasından sonra, kesinlikle çok formda ve aç hissediyorum dedi. Roger’ın ne kadar acıktığı belli :)

Page 7: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 7 Tenisçi Kahvesi | 7

2011’den Objektiflere Yansıyanlar

Çocuklarla Keyifli DakikalarTenisin dinlenme zamanlarında ünlü oyuncular, çocuklarla bir çok etkinlikte görüntülendi. Federer Basel turnuvasından sonra, kesinlikle çok formda ve aç hissediyorum dedi. Roger’ın ne kadar acıktığı belli :)

Page 8: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

8 | Tenisçi Kahvesi8 | Tenisçi Kahvesi

Paris’in 25’lik Çocuğu

Paris’in 25’lik ÇocuğuHem Roland Garros’a hem de bir masters turnuvasına evsahipliği yapan şanslı bir şehir Paris... 14.000 kişilik Palais Omnisports’ta düzenlenen ve bu sene çeyrek asrını deviren şehrin bu küçük çocuğunu yakından tanıyalım..

Aliye Akçil

Page 9: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 9 Tenisçi Kahvesi | 9

Paris’in 25’lik Çocuğu

Paris’in 25’lik ÇocuğuHem Roland Garros’a hem de bir masters turnuvasına evsahipliği yapan şanslı bir şehir Paris... 14.000 kişilik Palais Omnisports’ta düzenlenen ve bu sene çeyrek asrını deviren şehrin bu küçük çocuğunu yakından tanıyalım..

Page 10: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

10 | Tenisçi Kahvesi10 | Tenisçi Kahvesi

Paris’in 25’lik Çocuğu

Dört grand slam turnuvasından biri olan Roland Garros’a ev sahipliği yapan, bunun üstüne bir de masters turnuvasına sahip olan şanslı bir şehir Paris. Küçük çocuk Paris Masters, yılın dokuzuncu ve son masters turnuvası. Paris’te 14.000 kişilik Palais Omnisports kapalı spor kompleksinde düzenlenen turnuvada maçlar toprak kortlu Roland Garros’un aksine sert kortta oynanıyor. Teklerde 48 oyuncunun, çiftlerde 24 takımın mücadele ettiği turnuvada şampiyonluk ödülü 454.000$. Turnuvada verilen toplam para ödülü ise 2.227.500$.

Paris Masters uzun tenis sezonunun sonunda, sakatlık ve yorgunluk sorunlarının had safhada olduğu bir dönemde oynanması nedeniyle genellikle oyuncular tarafından pek sevilmiyor. Zaten Grand Slam’e sahip bir şehirde bir de Mas-ters oynanması çok anlamlı değilken turnuvanın bir de sezon sonu finallerinin hemen öncesinde olması, özellikle de finallere katılmayı garantileyen top 8 oyuncuları için neredeyse bir eziyete dönüşüyor. Bunun yanında turnuvanın en önemli özelliği de yine aynı sebepten kaynaklanıyor. Finallere katılmayı garantileyip ununu eleyip eleğini asanların yanında, elinde hala elenecek unu olan bazı top 10 oyuncuları için bu turnuva tamam mı devam mı turnuvası anlamına geliyor. Paris Masters, henüz finallere katılmayı garantileyememiş ama hala iddiası devam eden müstakbel ilk 8 oyuncuları için son şans. Örneğin bu yıl Paris Masters öncesinde sadece 5 isim (Djokovic, Nadal, Murray, Federer ve Ferrer) sezon sonu finallerine katılmayı garantilemişti. Geriye kalan üç isim Paris’te belli oldu. Bu yıl sezon sonu finallerinden iki hafta önce olan Paris Masters, gelecek yıldan itibaren finallerin hemen öncesindeki hafta olacak. Bu da turnuvaya ilginin biraz daha azalmasına sebep olabilir.

Geçen yılın şampiyonu Robin Soderling, Temmuz ayından bu yana kortlardan uzak durmasına sebep olan “mononuc-leosis” rahatsızlığı nedeniyle turnuvadan çekildi. Yerine Brezilyalı Thomaz Bellucci geldi.

Page 11: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 11 Tenisçi Kahvesi | 11

Paris’in 25’lik Çocuğu

Dünya 2 numarası Rafael Nadal, sezon sonu finallerine ve gelecek yıla daha iyi hazırlanabilmek için turnuvadan çekildi. Yerine Rus Dimitry Tursunov dahil oldu.

Nadal yok, Djokovic sakatlık belasında. Murray mi şampiyon olur Federer mi?... Yoksa diğerleri bir sürpriz yapar mı?...

Seribaşları:

1. Novak Djokovic2. Andy Murray3. Roger Federer4. David Ferrer

5. Tomas Berdych6. Jo-Wilfried Tsonga

7. Mardy Fish8. Gael Monfils

Tek erkeklerde temsilcimiz Marsel İlhan e-lemelerden katıldı turnuvaya. Ana tabloya kalabilmesi için iki maç kazanması ge-rekiyordu. 24 kişilik eleme tablosunda güçlü oyuncular vardı ve Marsel şanssız bir kura sonucunda bunlardan biriyle eşleşti. ATP’de 49 numarada bulunan Al-man Philipp Kohlschreiber ile... Maçtan bir gün önce tesadüfen antrenman yaptığı

Kohlschreiber karşısında pek varlık gösteremeyen Marsel, Alman rakibine 6-3 6-2 yenilerek ilk maçında elendi. Gelelim ana tablo maçlarına...İlk tur maçları Mikhail Youzhny-Philipp Kohlschreiber maçı ile başladı. E-lemelerde Marsel’i yenen Kohlschreiber, Youzhny’yi de yenmeyi başardı. İlk turun önemli maçında Fernando Verdasco, Hırvat Marin Cilic’i yendi. Julien Benneteau ise genç yeteneklerden Kanadalı Milos Raonic karşısında bir set geriden gelerek kazandı.

Page 12: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

12 | Tenisçi Kahvesi12 | Tenisçi Kahvesi

Paris’in 25’lik Çocuğu

Turnuvanın ikinci gününde Nicolas Mahut, Juan Carlos Ferrero’yu; İtalyan And-reas Seppi de 2006 şampiyonu Nikolay Davydenko’yu yendi.Üçüncü güne gelindiğinde Andreas Seppi, Nicolas Almagro’yu da yenerek yoluna devam etti. Bu yenilgiyle Almagro’nun ilk 8 umutları tükenmiş oldu.

Turnuva başlamadan önce Basel’de omzundaki sakatlık nedeniyle sorunlar yaşayan ve Nishikori’ye elenen dünya 1 numarası Djokovic’in turnuvadan çeki-lip çekilmeyeceği merak konusuydu. Londra öncesi omzunu dinlendirmek için çekilebileceği söylenirken, bir yan-dan da ATP bonus havuzundan alacağı para ödülü nedeniyle Paris’e geleceği ancak pek fazla oynamadan turnuvayı

bırakabileceği düşünülüyordu. Djokovic ilk maçına çıktı ve Montreal’de Nadal’ı yenen Ivan Dodig’i iki sette geçerek buraya oynamak için geldiğini gösterdi.Federer ilk turda wild card (özel davet) ile turnuvada yer alan Adrian Mannarino’yu elerken Murray de yine wild card’lı Jeremy Chardy’yi eledi.

Üçüncü gün Fransızlar için hiç de hoş bir gün olmadı. Fransızların şampiyonluk umutlarından geçen yılın finalisti Gael Mon-fils, İspanyol Feliciano Lopez’e ve bir başka Fransız Gilles Simon da Arjantin’li Juan Monaco’ya elendi.

Page 13: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 13 Tenisçi Kahvesi | 13

Paris’in 25’lik Çocuğu

Turnuvanın dikkat çeken maçlarından biri Andy-Andy maçı oldu. Henüz 3. tur-da birbirleriyle eşleşen Andy Murray ve Andy Roddick arasında oynanan maç-ta, Andy Murray ezici bir üstünlükle bir saatten daha kısa bir sürede Roddick’i yenmeyi başardı.4.günde Djokovic vatandaşı ve yakın arkadaşı Victor Troicki’yi bir set geriden gelerek yenerken, Federer de Fransızların bir başka umudu Richard Gasquet’yi eledi. Tomas Berdych’in Janko Tipsarevic’i yenmesiyle birlikte kalan üç Londra bileti Berdych, Tsonga ve Fish’in oldu.5. günde ise baştan beri beklenen oldu ve Djokovic, Tsonga ile oynayacağı çeyrek final maçı öncesinde omuz sakatlığı nedeniyle turnuvadan çekildiğini açıkladı. Böylece Tsonga maç yapmadan yarı finale çıktı. Bir başka çeyrek fi-nal mücadelesinde turnuvanın en epik maçı oynandı. Andy Murray, 2005 yılı şampiyonu Berdych karşısında ilk setini kazandığı maçtan 3 saat 15 dakika sonunda yenik ayrıldı. Böylece 17 maçlık galibiyet serisi sona ermiş oldu.

Berdych’in yarı final rakibini belirleyecek olan maçta Federer, Juan Monaco’yu iki sette geçerken aynı zamanda kariyerindeki 800. galibiyete erişmiş oldu.

Son çeyrek final maçında David Ferrer’i üç sette yenen John Isner da yarı finalde Tsonga’nın rakibi oldu.Yarı final gününe gelindiğinde Federer, Murray maçı yorgunu olan Berdych’i iki sette zorlanmadan geçip Paris’te ilk fi-naline ulaştı. Ayrıca tüm Masters’larda fi-nale çıkmayı başaran ilk isim oldu. Diğer yarı final mücadelesinde Tsonga, Isner’e karşı ilk setini kaybettiği ve üç maç puanı çevirdiği maçı kazanarak ikinci finalist

olmayı başardı

Final maçında Fransızların bir kısmı vatandaşları Tsonga’yı desteklerken bir kısmı da Fransa’da çok sevilen Federer’in tarafını tutuyordu. Federer maç bo-yunca rakibinin şampiyonluk umutlarının yeşermesine bile fırsat vermedi. İki sette (6-1 ve 7-6’lık setlerle) Tsonga’yı yenerek Paris’te ilk, toplamda 18. mas-ters turnuvası şampiyonluğuna ulaştı. Ayrıca tarihte Paris dublesi yapan, yani hem Roland Garros hem de Paris Masters’ı kazanmayı başaran, Agassi’den

Page 14: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

14 | Tenisçi Kahvesi14 | Tenisçi Kahvesi

Paris’in 25’lik Çocuğu

sonraki ikinci oyuncu oldu. Federer şampiyonluk yolunda hiç set kaybetmedi ve turnuvadaki tek tiebreak’ini de final maçında oynadı. Bu maçla birlikte gali-biyet serisini 12 maça çıkarmış oldu.Federer bu şampiyonlukla bu yıl kaldırdığı kupa sayısını üçe (toplamda 69) çıkardı. Öte yandan, 2002’den bu yana ilk defa bir yılı grand slam’siz kapatırken hiç olmazsa bir masters turnuvası kazanarak teselli bulmuş oldu. Üst üste kazandığı iki turnuvayla morallenirken, geçen yıl kazandığı ATP Sezon Sonu Finalleri’nin yine en büyük favorisi olduğunu da göstermiş oldu.

Federer için özel bir galibiyetti. O muhteşem kupa koleksiyonunda elinde gördüğünüz kupa yoktu ve 3 numaraya geri dönme adına büyük bir faydası da olmuştu bu kupanın... Bu yıl slam olmadı ama Paris Masters kupası yakıştı Ekselansları’na.

Page 15: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 15 Tenisçi Kahvesi | 15

2011’den Objektiflere Yansıyanlar

Hayırdır Rafa????

Page 16: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

16 | Tenisçi Kahvesi16 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

Ilgım Eroğlu - Mesut Ulukök

Kartlar dağıtıldı, hesaplar yapıldı. 2011’in en iyi 8 erkek oyuncusu artık final masasında, bir hafta sürecek büyük bir oyuna başladı.

Page 17: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 17 Tenisçi Kahvesi | 17

Barclay’s ATP World Tour Finals

Kartlar dağıtıldı, hesaplar yapıldı. 2011’in en iyi 8 erkek oyuncusu artık final masasında, bir hafta sürecek büyük bir oyuna başladı.

Page 18: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

18 | Tenisçi Kahvesi18 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

İLK GÜN: GEÇEN HAFTAKİ AÇILIŞIN AYNISI

Federer ve Tsonga, Paris karşılaşmalarından sadece bir hafta sonra bu kez O2 Arena kortuna çıkyıorlardı.

İlk set Federer’in iyi oyunu ve Tsonga’nın hataları ile 6-2 bitti. 1 saatten kısa sürebilecek maç Federer’in ikinci sette oyununu düşürmesi ile 3 sete uzadı. Bu seti Tsonga 6-2 ile kazandı. Final setinde ise servisinde ilk zor duruma düşen oyuncu Federer olduysa da servisini kırdırmadı. Sonra Tsonga zorlanmaya başladı ve bir oyunu servis kırma puanı çevirip aldıysa da maçta kalmak için bunu başaramadı ve 6-4 ile seti ve maçı kaybetti.

Açılış açısından fazla zevk vermeyen ve hataların ön planda olduğu bir maçtı bu. Federer hem set hem de maç içerisinde dengesiz olabileceğini göste-rirken, Tsonga maçın genelinde servislerinde sıkıntı yaşamıştı.

Federer, geçtiğimiz hafta şans tanımadığı Tsonga’ya karşı, bu hafta da üstünlüğünü ka-bul ettirdi ve maçı 6-2/6-4 ile kazanmasını bildi.

Fish ve Nadal ise Nadal’ın iki sette kaybettiği son karşılaşmalarından sonra yine sert zeminde, ancak bu sefer kapalı kortta oynuyorlardı. Bu şartlar Fish’e biraz daha avantaj sağlıyor gibi göründüyse de kendisi bu turnuvaya tam

Page 19: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 19 Tenisçi Kahvesi | 19

Barclay’s ATP World Tour Finals

olarak sağlıklı gelmemişti. Nadal için ise bir şey söylemek mümkün değildi. Geçen sene yine Şangay’dan sonra maç yapmadan gelmiş ve iyi bir perfor-mans göstermişti. Fakat uzun araların kendisinde yarattığı soğuma sorununu da yaşıyor olabilirdi. Maç başladığında ikinci seçeneğin daha olası olduğunu gördük.

İlk set ilk maçtakine benzer bir şekilde 6-2 ile Nadal’ın oldu. Fish bu seti ol-dukça kötü oynadı. İkinci sette Fish toparlanırken Nadal düşüşe geçti. Bu seti de 6-3 ile Fish aldı. Son setin 2. oyunundan sonra Nadal acele ile korttan çıktı. Sonradan tuvalet molası için kendi servis oyununun öncesini beklemek zorun-da olduğunu öğrendik. Nadal 2. oyunda servis kırdırmıştı ama mide problem-leri nedeni ile aldığı moladan sonra servisini kırdırdı. 2 kez servisini kırdıran Nadal 3-2 ve servis kırdırma farkı ile gerideyken kritik bir oyunda Fish servisini kırdı. Daha sonra kendi servis oyunlarını aldı ve 5-4 öndeyken Fish servisinde maç puanları gördüyse de değerlendiremedi. Son seti tie-break oyununda 7-6(3) ile alan Nadal maçın galibi oldu.

Performansının nasıl olacağının bilinmediği bir maça çıkıyordu Nadal. Soru işaretleri de olsa, maç puanlarını çevirdi ve grubun ilk maçında Fish’i 6-2/3-6/7-6(3) ile mağlup etmeyi başardı.

Page 20: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

20 | Tenisçi Kahvesi20 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

İKİNCİ GÜN: DİĞER GRUPTA DA HEYECAN YÜKSELİYOR

Ferrer-Murray maçında Murray’den galibiyet bekleniyordu. Ferrer’in geçen sene bu kortlar ile yıldızı barışmamıştı, Murray ise Asya’da müthiş bir seri yakalamış, Şangay finalinde de Ferrer’i yenmişti. Bu seriden sonra yaşadığı sakatlık Basel’den çekilmesine neden olmuş, Paris’te de çeyrek finalde elenmişti.

Sakatlık ile ilgili sorunların devam ettiği Ferrer maçında da belli oldu. Son derece düşük bir yüzde birinci servis yüzdesi ile oynadı Murray ve maçı 6-4/7-5 ile kaybetti. Ferrer’inde servis yüzdeleri çok yukarılarda değildi ama maçı kazanmasına yetecek kadar dengeli oynadı. Murray bu maç sonunda turnu-vadan çekildiğini açıkladı sakatlıkları nedeni ile ve yerini Janko Tipsarevic’e bıraktı.

Murray kendi evinde, se-yircisine de hayalkırıklığı yaşatıyordu. Ferrer de çok par-lak bir oyun ortaya koymamıştı ama, sakatlık Murray’yi istenen performansın uzağına itiyor ve o da Ferrer’e 6-4/7-5 ile kay-bediyordu.

İkinci maç Djokovic ile Berdych arasında oynandı. Berdych Paris turnuvasında Murray’i yenerek yarı final görmüştü, formdaydı. Djokovic ise oynadığı son turnuvalarda hep sakatlık sorunları ile boğuşmuş, US Open sonrası Davis Cup dahil 3 turnuvada oynamış ve bu turnuvalardaki bir maçını sakatlık nedeni ile

Page 21: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 21 Tenisçi Kahvesi | 21

Barclay’s ATP World Tour Finals

yarım bırakırken, bir diğeri olan Paris’te çeyrek final maçına sakatlık yüzünden çıkmamıştı. İlk günün maçlarını andıran bir maç oynandı ve Berdych ilk setini aldığı maçı 3-6/6-3/7-6(3) ile kaybetti. Her iki tarafın da iyi oynadığını söyle-mek mümkün değildi.

Djokovic Berdych karşısında 3-6/6-3/7-6(3) ile kazandı ve Murray de karşısından çekilmişti. Şimdi bazı kişiler iki Sırp ra-ketin karşı karşıya geleceği yani 3. maç-ta Tipsarevic’in Djokovic’e bir “iyilik” yapacağını düşünmeye başlamıştı.

ÜÇÜNCÜ GÜN: REKABETE BİR HALKA DAHA EKLENİYOR

Günün ilk maçı başladığı gibi biten Federer-Nadal maçı oldu. 61 dakika sürdü ve 6-3/6-0 biterek taraflar arasındaki en çekişmesiz maçlardan biri oldu. Na-dal bir türlü maça giremezken Federer zaten çok kısa süren maçta bir an bile düşmedi, özellikle yaptığı returnler ile Nadal’a nefes aldırmadı.

Page 22: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

22 | Tenisçi Kahvesi22 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

Nadal’ın formsuzluğu ya da Federer’in aşırı konsantrasyonu.. Ne derseniz deyin, maçın sonunda Federer istediğini elde ediyordu ama büyük rekabetin bir maçını daha ellerini sıvazlayarak bekleyen-ler biraz hayalkırıklığına uğruyordu

İkinci maç her iki taraf için de büyük ölçüde grupta kalma mücadelesiydi. An-cak Fish, ilk sette gösterdiği direnci ikinci sete taşıyamayınca maçı 7-6(4)/6-1 ile kaybetti. Tsonga bu galibiyet ile grupta kalma konusunda şansını artırırken, Fish için yarı final şansı kalmıyordu.

DÖRDÜNCÜ GÜN: ARTIK SAFLAR BELİRGİNLEŞİYOR

Fish-Tsonga maçına benzer bir maç, Tipsarevic ile Berdych arasında oynandı. Tipsarevic, maç eksiği de olduğundan Berdych’i mutlaka yenmeliydi. İlk seti 6-2 alan Tipsarevic umutlanıyordu, ancak ikinci seti Berdych 6-3 ile alınca maç final setine taşındı. Oldukça kötü bir birinci servis yüzdesi ile oynayan Berdych 3. seti maç puanı karşılayarak kazanınca Tipsarevic’in de tur şansı kalmamış oldu.

Diğer maç ise Ferrer ile Djokovic arasında oynanıyordu. Toprak uzmanı olarak tanınan Ferrer, sert zemin uzmanı Djokovic’i beklenmeyecek derecede rahat geçti. Maç 6-3/6-1 ile Ferrer hanesine yazılırken Ferrer hem yarı finale çıkmış

Page 23: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 23 Tenisçi Kahvesi | 23

Barclay’s ATP World Tour Finals

oluyor hem de Djokovic’i bu kadar rahat geçmiş olmanın şaşkınlığını yaşıyordu. Djokovic bize 2010 yılının sonlarını hatırlatıyorken, Ferrer son yıllarda hiç olmadığı kadar istikrarlı bir oyun oynuyor ve hata yapmıyordu. Djokovic özel-likle Ferrer’in geri çizgi oyununu kabullenerek işini oldukça zorlaştırıyordu ki bu skora da yansıdı maçın sonunda.

Djokovic yine de gülümseyerek çıkabiliyordu zorlu maçtan.. Vatandaşına karşı bir galibiyet yetecekti, ne de olsa ona hiç

yenilmemişti. Ferrer ise 2 galibiyet almasına rağmen, yüzde yüz olarak gruptan çıktım diyemiyordu.

Page 24: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

24 | Tenisçi Kahvesi24 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

BEŞİNCİ GÜN: A GRUBU’NDA SON SÖZLER SÖYLENİYOR.

Günün ilk maçı ölü bir eşleşme olan Federer-Fish eşleşmesiydi. Gruptan çıkacak olan kişiyi günün son maçı belirleyecekti ve Federer o maçı oynayan iki oyun-cuyu da yenmişti. Ancak yine de maçın kazananının 200 puan alacak olması özellikle Fish için bir motivasyon unsuruydu. Yine de ilk set beklendiği üzere 6-1 ile Federer’in oldu. Yine de maçın çabuk bitmesini bekleyenleri Fish ikinci seti 6-3 alarak yanılttı. Bunda Federer’in maç içindeki dalgalanmalarının da payı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Fish’in ikinci seti alması beklenen sonucu etkilemedi ve maç son seti 6-3 alan Federer’in oldu.

Nadal ile Tsonga ise grubun çeyrekfinali sayılabilecek maça çıktılar. Her ikisi de Federer’e yenilip Fish’i yenen oyuculardan kazanan yarı finalist olacaktı. İlk setin sonlarına kadar maça yakışan bir çekişme oldu. Ancak tie-break 7-2 ile farklı bir şekilde Tsonga’nın hanesine yazıldı. İkinci sette Nadal biraz daha ağırlık koyup Tsonga hatalara başlayınca bu set 6-4 ile Nadal’ın oldu. Son sette ise beklenen çekişme olmadı. 3. setlerde genellikle Tsonga’dan görülebilecek oyundan düşme ve enerji kaybını bu sefer Nadal’da gördük ve final setini 6-3 ile alan Tsonga yarı finale çıkan taraf oldu.

ALTINCI GÜN: B GRUBU’NDA DÜĞÜM ÇÖZÜLÜYOR

Son finalistlerin belirleneceği ve hesapların diğer gruba göre oldukça karmaşık olduğu bu grupta ilk maç Djokovic ile vatandaşı Tipsarevic arasında oynandı. Tipsarevic, gruptan çıkamayacağı kesin olan tek isimdi. Bu maç da beklenilen bir biçimde ilk setin Djokovic’e 6-3 ile gitmesiyle başladı. Ancak Tipsarevic, gruptan çıkamayacak bile olsa alacağı puanların motivasyonu ile sonraki iki seti aynı skorla hanesine yazdırınca hem Djokovic’i kariyerinde ilk kez yenmiş oldu, hem de gruptaki hesapların iyice karışmasını sağladı.

Page 25: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 25 Tenisçi Kahvesi | 25

Barclay’s ATP World Tour Finals

İşte yıllardır beklediğim an nihayet geldi çattı.

Son round robin maçı, oluşan tablo nedeni ile Berdych için tam bir kader maçı halini aldı. Öyle ki, set averajı yerine ikili averaja bakıldığından daha önce Tipsarevic’i yenen Berdych bu maçı kazanırsa Ferrer’i yendiği için grup lideri olurken, yenildiği taktirde Djokovic’e de yenildiği için turnuvaya veda etmiş olacaktı. Ferrer grubun yarı finale çıkmayı garantilemiş ismi olarak grup li-deri olmak ve yarı finalde kariyerinde bugüne dek hiç yenemediği Federer ile eşleşmemek için korta çıkmıştı. İlk setin 6-3 ile Ferrer’in olması Djokovic’e yarı final yolunu açmış gibi görünüyordu. Ancak ikinci sette break farkı ile öne geçen Ferrer bu avantajını koruyamadı ve giderek ivme kaybetti. İkinci seti 7-5, final setini de pili tam anlamıyla bitmiş olarak 6-1 ile kaybeden Ferrer grup

Page 26: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

26 | Tenisçi Kahvesi26 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

BEKLENEN FİNAL YARIFİNAL GÜNÜNDE GELDİ

Günün ilk yarı final maçında Roger Federer ile David Ferrer karşı karşıya geldi-ler. Grup liderliğini çok talihsiz bir biçimde elinden kaçıran İspanyol Ferrer, Federer’in kucağına düşmüştü adeta. Kariyerinde Federer’e karşı tek bir gali-biyeti dahi bulunmayan Ferrer, maça fena başlamadı aslında. Servislerine tu-tunuyordu ve Federer servislerini bazen zorlamayı başarıyordu. Ama 5-5’te 0’a karşı servis kırdırdığı oyun adeta olacakların habercisiydi. Bir sonraki oyunda servisine tutunan Federer işi kolaylıyordu. İkinci set son şampiyon için daha rahat oldu. Erken kırdığı servisle öne geçen dünya 4 numarası, son oyunda bir kez daha servis kırarak maçı 7-5 ve 6-3’lük setlerle bitiriyordu.

Fotoğraf kesinlikle her şeyi anlatıyor. Federer’in yüksek konsantrasyonu erken final maçından da galip ayrılmasını sağladı.

İkinci yarı final maçı ise Tsonga ile Berdych arasında oynandı. Djokovic, Nadal ve Murray gibi isimlerin erken elendiği turnuvada sürpriz finalist kontenjanını doldurmak için ikisinin de ayağına gelmiş büyük bir fırsattı. Grupların son

ikincisi olurken, Berdych elenmenin eşiğinden dönerek grup lideri oldu.

Page 27: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 27 Tenisçi Kahvesi | 27

Barclay’s ATP World Tour Finals

maçında Nadal’ı yenerek adını yarı finale yazdıran Tsonga, Paris’te yapmış olduğu finalle de formunun iyi bir düzeyde olduğunu kanıtlamıştı. Dolayısıyla az bir farkla da olsa maçın favorisiydi. Federer-Ferrer yarı finaline benzer bir mücadele oldu ve hatta set skorları bile aynı olarak noktalandı. Sadece bu maçın ilk seti 6-3, ikinci seti 7-5 bitti. Bu maç sonunda ortaya Federer-Tsonga finali çıktı, ki daha birkaç gün önce gruplarda oynamış ikili, aynı za-manda 10 gün önce de Paris’te final oynamıştı. O sene içerisinde de 7 defa karşılaşmışlardı. Kısacası, birbirini artık çok yakından tanıyan iki oyuncunun çarpışmasına tanıklık edecektik Londra’da.

VE FİNAL.. İKİ HAFTADA ÜÇÜNCÜ KEZGrup maçında olduğu gibi finale de hızlı başlayan Federer oldu. Erken servis kırma avantajı yakalayıp bu avantajını setin sonuna kadar sürdüren İsviçreli, ilk seti 6-3 ile hanesine yazdırdı. Muhtemelen ilk set sonunda kolay bir Federer galibiyeti olacağı ve genel olarak hayal kırıklığı olan turnuvanın finalinin de bekleneni veremeyeceği öngörülüyordu. Setin ortalarında servis kırıp galibi-yeti iyiden iyiye yaklaşan Federer bunu doğrularcasına şampiyonluğa yürü-yordu. Ama ne olduysa Federer 5-4’te maç için servis atarken oldu...Harika bir oyun ortaya koyan Tsonga maçta ilk defa servis kırdı ve servi-sine de tutunarak bir anda Federer’i ateşe attı. 6-5’te sette kalmak için servis attığı oyunda ecel terleri döken son şampiyon, zor da olsa servisine tutunup mücadelenin bu setini tiebreak’e taşımıştı. Tiebreak’e de son birkaç oyunu kafasından silmişçesine başlamış ve minibreak’i bulup 4-1 öne fırlamıştı. Oradan geri dönen Tsonga oyuna ortak olmuştu ama Federer, 6-5 öne geçerek Tsonga’nın servisinde şampiyonluk puanına ulaşmıştı. Bu puanı çok agresif ve cesur bir oyunla savuşturan Tsonga, bir sonraki puanı da alıp set puanına ulaştı. Federer’in servisinde yakaladığı bu ilk set puanını affetmeyen Tsonga, maçı üçüncü sete taşıdı ve sonunda “finale yakışan bir mücadele!” dedirtmeyi başardı.

Tsonga’nın bu moralle son sette avantajlı olduğu öngörülse de, son set ilerl-edikçe Tsonga’nın yorgunluğu iyice ayyuka çıktı ve Federer, Tsonga servisle-rinde iyiden iyiye var olmaya başladı. Sonunda uzun bir oyunun ardından 4-3’te Fransız oyuncunun servisini kıran Federer, bu kez ikinci sette düştüğü hataya düşmedi ve puan dahi vermeden kendi servis oyunuyla maçı noktaladı

Page 28: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

28 | Tenisçi Kahvesi28 | Tenisçi Kahvesi

Barclay’s ATP World Tour Finals

ve şampiyonluğa kariyerinde altıncı defa uzandı.Basel ve Paris şampiyonluklarına yeni bir halka ekleyen Federer 19 maçlık gali-biyet serisinin yanında, sezon sonuna doğru Murray’e kaptırdığı 3 numarayı da geri alarak kendisi adına böylesine bir yılı olabilecek en iyi şekilde kapatmayı başarıyordu. Filenin karşı tarafındaki Tsonga için de durum o kadar kötü sayılmazdı. Paris ve Londra’da üst üste finaller yapan Tsonga, bu finallerin ikisini de Federer’e kaybetse de sezonu 6 numarada noktalıyordu ve 2008 Avustralya Açık finalinden sonra kariyerinin en büyük finaline çıkma gururunu yaşıyordu...

Kupa Ekselansları’na yakıştı.. Denecek başka bir söz var mı? Kupa, turnuva boyunca disiplinden asla kopmayan Federer’in oldu.

Page 29: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 29 Tenisçi Kahvesi | 29

Barclay’s ATP World Tour Finals

Ve Ünlüler! Thierry Henry,Andrei Arshavin, Christiano Ronaldo ile Cambridge Düşesi Kate Middleton’ın kardeşi Pippa da izleyenler arasındaydı.

Page 30: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

30 | Tenisçi Kahvesi30 | Tenisçi Kahvesi

aaaa Yapılmadık Şey Kaldı Mı?Caroline Wozniacki ve Rory McIlroy, off-season haberlerindeydi sürekli. Ata bindiler, file bindiler, budist tapınağında dua ettiler, Çay fidanları dik-tiler. Artık gazetecilerden birisi isyan etmişti. “Woz ve McIlroy’un binmediği bir şey kaldı mı?”

Page 31: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 31 Tenisçi Kahvesi | 31

aaaa

Page 32: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

32 | Tenisçi Kahvesi32 | Tenisçi Kahvesi

Petra Kvitova

Zaferden Zafere...

Petra Kvitova Özellikle sezon sonu turnuvasında adından hep söz ettiren, bu sene ilk Grand Slam’ini kazanan Kvitova’yı sizler için mercek altına yatırdık.

Ilgım Eroğlu

Petra şüphesiz sezon sonu turnuvansıın en ilginç oyuncularından biriydi. Analize önce oyun tarzından başlayalım, sonra mental durumuna değinelim. İkisi bağlantılı zira...

Petra'nın yaptığı maçlardan önce gönül rahatlığı ile yapılacak bir yorum şu olur: bu maçı ya Kvitova alır, ya da Kvitova verir. Bundan kasıt "Kvitova iyi oy-narsa herkesi yener, kaybederse de bu sadece kötü oynadığındandır" değil kesinlikle. Asıl mesele Kvitova'nın aşırı derecede insiyatifi kendi üzerine alan bir oyuncu olması. Çoğu servis puanına zaten çok iyi servisle başlayan, veya başlamak isteyen Çek oyuncu, aynı asabi duruşu returnlerde de gösteriyor. Hal böyleyken hemen her oyunda daha ilk vuruşu aşırı atak olan Petra (onun oyununa sadece atak demek biraz hafif kalır), rakibine atak yapma ve oyun

Page 33: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 33 Tenisçi Kahvesi | 33

Petra Kvitova

kurgulama şansı da vermemiş oluyor. WTF Champs’te oynadığı Stosur maçı bunun en iyi örneklerinden biri; iyi servisi ve forehandi olan, atak bir oyuncu olan Sam, Kvitova ile yaptığı maçı az basit hata ve az winner ile tamamlayıp adeta Wozniacki gibi bir görüntü çiziyorsa istatistik anlamında, bunda istediği oyunu kurgulama şansını bulamamış olmasının etkisi büyüktür. Çünkü kendi servis attığı oyunda dahi ya Petra returnu dışarı atıyor ya da atak bir return ile Sam'i zor durumda bırakıyordu. Kvitova'nın kendi servis oyunlarının da daha servisten itibaren onun insiyatifinde olduğu söylenebilir.

Gelelim bu oyun tarzının Petra üze- rindeki etkilerine. İnsiyatifi bu kadar ü-zerine alan her insanda olduğu gibi men-tal dalgalanmalar üst düzeyde tabi. Aldığı puanları kendi eseri görüp moral bu-lurken, kaybettiği puanlar da yine onun tercihleri sonucunda yapılan hatalardan geliyor. Haliyle bir kaç iyi vuruş ardından artan güven ve kazanılan oyunlar, yapılan bir kaç hata sonrasında düşen omuzlar ve

arka arkaya verilen oyunlar Çek oyuncunun maçlarında sıkça gördüğümüz sah-neler oldu. Kvitova'nın ruh hali vücut diline de fazlasıyla yansıyor; iyi başladığı maçlarda ilk oyunlarda tepki vermezken, kaybedilen oyunlar sonrası omuz düşmeye başlıyor. Rakibin winner veya hataya zorlayarak bitirdiği puanlarda (insiyatifi alamadığı puanlar da oluyor tabi arada) Petra belirgin bir çöküntü yaşamazken (hatta yumruğunu sıkıp kendini motive etmeye çalışırken), kendi hatası ile kaybettiği puanlar sonrası yüzünü tekrar korta dönerken sağ ali ile bacağına vuruyor. Bunlar tam anlamıyla "derdi kendiyle olan" oyuncu tanımına uygun davranışlar gibi görünüyor. O nedenle Petra oyun içerisinde tekrar çıkışa geçtiğinde biz "Pojd!" çığlıklarını duymaya başlıyoruz. Bu çığlıklar alınan kritik puanlardan sonra geliyor; kendi yaptığı winner sonucu olsun olmasın. Çünkü dediğimiz gibi onun asıl derdi genelde düştüğü hata batağından çıkıp tutun-maya çalışmak oluyor genelde.

Zaferden Zafere...

Petra Kvitova

Page 34: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

34 | Tenisçi Kahvesi34 | Tenisçi Kahvesi

Petra Kvitova

İlginç bir şekilde Petra'nın aynı model hatayı üst üste 3-4 kez yaptığına şahit olduk. Aklımda kalanlar final maçında 2 kez servis kırdırdığı ilk sette, kırdırdığı servislerde en az 7 kez topu geri çizginin çok az dışına atması ve Stosur maçında üst üste 3 kez avantaj tarafına atılan ikinci servislere çok kötü return alması ve son olarak aynı maçta kendi servis oyununu kırdırırken 3 kez üst üste iyi servisten sonra fileye gelen topta basit hata yapması. Bu tarz seriler genç oyuncuyu maçtan kopartabiliyor. Petra bu gibi hata serilerinden sonra genellikle çalıştırıcısını çağırdı. Aslında bunu yapamayacağı slam maçları için iyi bir hazırlık olmasa da, büyük sahneye çıktığı şu dönemde "almakta olduğu maçı kaybeden" bir oyuncu olarak kendi kendini etiketlemeyip, Zvonareva'nın mental durumuna gelmemek için bunlar gerekli hamleler.

Masha bundan evinde var zaten, uzak dur ödülümden!

Page 35: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 35 Tenisçi Kahvesi | 35

Petra Kvitova

Petra'nın oyununda neler iyileştirilebilir konusu ise uzun uzun yazılabilir. Ama en çok göze batan iki konuya değinmek gerekirse öncelikle yanlış zaman-da risk almaktan vazgeçmesi gerektiği söylenilebilir. "Bomboş korta" diyerek tanımladığımız, rakibin diğer köşede kendisinin ise filede olduğu topları bile çizgiye bu kadar yakın düşürmesinin anlamı yok; çünkü zaten güçlü vuruşları var ve rakibin o toplara yetişmesi imkansız. Zaten çizgi üzerine atılan toplar ancak rakip topa yetişebilecek gibiyse anlamlı oluyor. İkinci bir husus ise ralli-ler konusunda kendini geliştirmesi ve özellikle hata serilerine girdiği oyunlarda insiyatifi biraz da olsa rakibine yıkması. Fizik olarak dezavantajlı gibi görünse de hareket kabiliyeti o kadar kötü değil. Sakinleşmesi gereken anlarda ralliyi yönlendirerek rakipten hata kopartmaya çalışması veya en azından puanın bir kez daha kendi hatası ile sonlanmamasına gayret etmesi kendisi için iyi olacaktır.

Karakter olarak da gözlemleyebildiğimiz kadarı ile polemiğe girmeyen ama açık sözü biri. Rakiplerine saygılı ve rakipleri tarafından da sayılan bir oyuncu.

Son olarak kazandığı turnuvaya değinelim. Bu kupa genellikle birden fazla slam kazanan "ağır" oyunculara gidiyor. Gerçi bu yıl Serena ve Kim yoktu ama onların da olmayışı zamanın yavaş yavaş değiştiğinin bir göstergesi sa-dece. Tenis sahnesinde önemli dalgalanmalar olmadığı müddetçe Petra da bu turnuvayı daha önce kazanan isimler kadar önemli bir oyuncu olabilir.

Petra’nın önünde güzel bir yol var.. Bir sakatlığı olmadığı sürece ken-disini çok daha fazla slam kazanırken izleyebiliriz.

Page 36: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

36 | Tenisçi Kahvesi36 | Tenisçi Kahvesi

Novak Djokovic

yıl onun yılı...Ezgi Eyüboğlu

İnanılmaz bir performans ile yıla başlayıp daha yıl sonu finallerini sezon ortasında garantileyen ama yılsonunda belirgin bir şekilde düşüşe geçen Novak Djokovic’in bu seneki performansına yakından bakıyoruz.

Page 37: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 37 Tenisçi Kahvesi | 37

Novak Djokovic

yıl onun yılı...İnanılmaz bir performans ile yıla başlayıp daha yıl sonu finallerini sezon ortasında garantileyen ama yılsonunda belirgin bir şekilde düşüşe geçen Novak Djokovic’in bu seneki performansına yakından bakıyoruz.

Page 38: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

38 | Tenisçi Kahvesi38 | Tenisçi Kahvesi

Novak Djokovic

3’ü Grand Slam, 5’i Masters olmak üzere toplam 10 şampiyonluk… Zirvedeki Federer-Nadal dominasyonunu yıkarak 4100 puanlık farkla 1 numarada biti-rilen sezon…

Djokovic’in müthiş 2011 sezonunu anlatmaya 2010’un sonundan başlamak gerek aslında. Davis Cup finalinde Fransa’ya karşı mücadele eden Sırbistan, tarihinde ilk şampiyonluğunu yaşadı ve bu zaferin en büyük mimarlarından biri de şüphesiz Djokovic’ti. Ve kazanılan bu şampiyonluk sonrası artık Djoko-vic o bildiğimiz Djokovic değildi…Masalsı bir giriş oldu belki ama hakikaten çok şey değişti bu yıl Novak’ta. Federer ve Nadal’la aynı dönemde oynadığı için “Yanlış zamanda doğmuşum.” diyen ve onların bir adım gerisinde kalmayı kanıksamış, sıcaktan etkilenen, alerjilerden muzdarip, sakatlıklar sebebiyle pek çok maçı yarıda bırakan Djo-kovic yerine kortta çok daha sağlam ve fiziksel direnci üst seviyede bir oyun-cu vardı artık. Performansındaki asıl değişimin sebebi de fiziksel direncindeki bu artıştı şüphesiz. Her zaman yetenekli ve iyi bir oyuncuydu ama onu kimi zaman yarı yolda bırakan zaaflarını kapatması, potansiyelinin yüzde yüzüyle oynamasını sağladı yılın büyük bölümünde.

Bu yılın olağan şüphelileri... Kazanan hep Novak oldu...

Page 39: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 39 Tenisçi Kahvesi | 39

Novak Djokovic

Sihirli bir değnekle olmadı bu değişim elbette. Gluten alerjisinin ortaya çıkması ve özel bir diyet uygulamaya başlaması işine çok yaradı.Henüz doping sayılmasa da kullanımı tartışmalara yol açan hiperbarik oksijen makinesinin de Djokovic’in performansındaki artışta büyük önemi olduğu düşünülüyor. Geçmişe oranla çok daha fit ve dirençli oluşu iyi sonuçlarla perçinleştikçe kendine inancı ve özgüveni daha da arttı ve yenilmez bir makineye dönüştü.

2011 sezonunu Avustralya Açık şampiyonluğuyla açtı, zaten sonra çok uzun süre arkası kesilmedi galibiyetlerin, kupaların… Kafalarda hep “Nereye kadar böyle gider ki?” sorusu vardı. Djokovic zaten sert kortta çok iyi ve tehlikeli bir oyuncuydu ama toprakta bu kortun en iyisi olan Nadal’a karşı ne yapabi-lecekti? Wimbledon’da, yarı finaller görmesine rağmen çok da etkili olamadığı çim kortta şansı neydi?

Toprak sezonuna kendi evindeki Belgrad şampiyonluğuyla başladı. Ardından kazanılan Madrid ve Roma Masters’ları... Roland Garros yarı finaline geldiğinde 2011’de 41, toplamda 43 maçlık kazanma serisi yakalamıştı. John McEnroe’ya ait 42 maçlık sezona en iyi başlangıç ve Guillermo Vilas’ın 46 maçlık yenilmezlik serisi rekorlarını kırmaya çok yakındı. Yarı finalde Federer’e yenilerek uzun bir aradan sonra kaybetmenin ne olduğunu hatırlamış oldu yeniden. Bu sonucu iyi gidişatın bitişi olarak yorumlayanlar da vardı, rekor ve seri gerginliğinden kurtulmuş olmasını hayra yoranlar da… Sezonun geri kalanı, 2. seçeneği savunanların haklı olduğunu gösterdi.Roland Garros’taki yenilgiyi Wimbledon şampiyonluğu, Masters kupaları ve Amerika Açık zaferi izledi.

Djokovic bu sene çok az yenildi.. Ama öyle bir yenilgi aldı ki, belki de hayatı boyunca gelmeyecek bir fırsat kaçtı... Federer, Novak’ın Grand Slam yapmasını engelleyen isimdi.

Page 40: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

40 | Tenisçi Kahvesi40 | Tenisçi Kahvesi

Novak Djokovic

Cincinnati’de omzundaki sakatlık sebebiyle Murray’e karşı oynadığı final maçından çekilen Djokovic, Amerika Açık yarı finalinde maç puanları çevirerek Federer’i, müthiş geçen finalde de Nadal’ı yenerek şampiyon olmuştu. Vücu-dunun Cincinnati’de verdiği sinyaller Amerika Açık sonrası daha da gün yüzüne çıktı ve Asya turnuvalarını atlamak zorunda kaldı. Bu sezonki başarısı ve ken-dine inancı, kimi zaman kendine biraz fazla güvenmesine de yol açtı. Sakat haliyle Troicki’den daha iyi performans göstereceğini düşünerek Arjantin’e karşı Davis Cup mücadelesinde oynadı. Bu müthiş sezonun başlangıcı gibi bitişi de Davis Cup’ta oldu diyebiliriz sanırım. Sakat sakat çıktığı Del Potro maçını tamamlayamadı ve bu sonuçla Sırbistan yarı finalde elendi.

Sezonun bundan sonraki kısmında vücudu iflas etmiş bir Djokovic izledik. Basel yarı finalinde Nishikori’ye son seti 6-0 kaybederek elendi. Paris çeyrek finalinde maça çıkmadan turnuvadan çekildi ve Londra’daki Dünya Turu finali’nde grupta tek galibiyet alabildi.

Sezon nasıl mükemmel başladıysa o kadar da kötü bitti. Sakatlık bir türlü Djokovic’e izin vermiyordu ve bu seneki nadir yenilgilerin en ağırını Nishikori’ye karşı aldı.

Amerika Açık sonrası Djokovic’in performansı, sezonun genelindeki görüntüsüne de biraz gölge düşürdü. “2011 model Djokovic tenis tarihinin en iyi performansı mıdır?” tartışmaları yapılmıyor artık. Bu yıl başladığı gibi bitmese de hem tenis tarihinde hem de Djokovic’in kariyerinde unutulmaz olarak kalacak kesinlikle. Üç dört yaşlarında Sampras’ı televizyonda izlerken

Page 41: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 41 Tenisçi Kahvesi | 41

Novak Djokovic

evinde hayali Wimbledon kupası kaldıran o çocuk, artık o kupanın ve nicele-rinin sahibi.

Teniste bir hafta sonrasının bile gündemini kestirmek güç oluyor bazen. 2010 yılının sonunda Nadal’ın olası Rafa Slam’inden bahsediyorduk, 2011 yılında son döneme kadar Djokovic’in dominasyonu kalan tüm isimleri gölgeleyecek cinstendi, Asya turnuvalarında Murray’nin peşpeşe kazandığı şampiyonluklar spotları ona döndürmüştü ve kapalı kort sezonunda da Federer’in ayakta kalan son adam oluşunu konuştuk. Önümüzdeki yıl için tahmin yapmak hayli güç. Djokovic’i bıraktığımız gibi bulmayacağımız kesin ama 2011’deki performansını tekrarlanması da pek mümkün görünmüyor sanki. Sert kort favori zemini, Wimbledon favori turnuvası olsa da seneye kariyer slamini tamamlamak için belki de onu bir kariyer golden slamine çevirmek için Roland Garros’u ve O-limpiyat altınını kazanmayı her şeyden çok isteyecek...

Söylenecek söz var mı :) Rafa mı kendi oyununda çok açık verdi, No-vak mı kurnazlık yapıp Rafa’nın kartlarını oyun başlamadan önce gördü :)

Page 42: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

42 | Tenisçi Kahvesi42 | Tenisçi Kahvesi

2011’in En Güzel Maçları

2011’DEN ENFES TADIMLIKLARBu sene yüzlerce maç oynandı ATP Tour’da ve WTA’de. Aralarından seçim yapmakta oldukça zorlandık ama kendimizce en güzellerini sizler için bir araya getirdik.

ATP TOUR:

Beril Kefeli

5. Djokovic d. Murray 6-1/3-6/7-6(2) Roma Açık YF

Novak Djokovic 2011 yılına inanılmaz bir şekilde başlamış, oynadığı tüm turnuvalar-da (Avustralya Açık, Dubai, Indıan Wells, Miami, Belgrad ve en son Madrid’de Ra-fael Nadal’ı kendi evinde hem de toprak zeminde yenip) şampiyon olarak Roma’ya gelmişti. Roma Açık yarı finalinde Andy Murray karşısına çıktığında yenilmez-lik serisi 35-0’dı ve Murray, 3 saatlik bu epik maçta Sırp tenisçiyi yenmeye en çok

yaklaşan isim olmuştu. Her ne kadar Djokovic ilk seti beklenenden bile daha rahat bir şekilde aldıysa da 2.sette belki 4 ayın verdiği yorgunluktan, belki konsantrasyon kaybından Murray’nin dönüşüne izin verdi 2.seti kaybetti ve 3.sette İskoç tenisçinin maç için servis atmasına izin verdi. Ancak limitlerin zorlandığı bu sette Djokovic maçı tie-break’e götürmeye zorladı ve galibiyet serisini Andy Murray’nin bozmasına izin vermedi.4. Tsonga d. Federer 3-6/6-7(3)/6-4/6-4/6-4 Wimbledon ÇF6 kez Wimbledon şampiyonu Roger Federer, Jo-Wilfried Tsonga karşısında çeyrek final maçına rahat başlamıştı. İlk seti 6-3 ile almıış, 2.sette biraz zorlansa da tie-breakte 2-0 öne geçmeyi başarmıştı. Federer fanları bir önceki yıl yine çeyrek finalde Tomas Berdych’in yaşattığı şokun tekrarlanmayacağına emin

Page 43: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 43 Tenisçi Kahvesi | 43

2011’in En Güzel Maçları

2011’DEN ENFES TADIMLIKLARBu sene yüzlerce maç oynandı ATP Tour’da ve WTA’de. Aralarından seçim yapmakta oldukça zorlandık ama kendimizce en güzellerini sizler için bir araya getirdik.

gibiydiler, aslında kaybedeceğine inanan yoktu diyebiliriz çünkü majesteleri ilk 2 setini aldığı son 178 maçı kaybetmemişti. 178! Ancak her seri bir yerde biter ve Federer’in bir daha ulaşılması güç serisine noktayı Tsonga koymuş oldu. Fransız tenisçi, ilk iki seti kaybettikten sonra üç seti de 6-4’lük skorlarla alıp 2011’in en unutulmaz geri dönüşlerinden birine imza atmış oldu.

3. Djokovıc d. Federer 6-7(7)/4-6/6-3/6-2/7-5 Amerika Açık YFYine bir geri dönüş hikayesi, yine başrolde Federer ve kazanılmış ilk 2 set var… Bu kez rakip Novak Djoko-vic... Ancak sonuç aynı... Çeyrek final-de Wimbledon’da kendisine büyük bir şok yaşatan Tsonga’dan rövanşı kolay bir şekilde almış; sıra geçen yıl Ameri-ka Açık yarı finalinde 5 sette kaybettiği Djokovic’e gelmişti. Her şey onun için yine güzel başlamıştı, ilk iki seti aldı,

sonraki iki seti kaybetse de 5.sette servis kırarak 5-3 öne geçti ve 2 maç puanı yakaladı. Ancak 2011’in yenilmez adamı o son puan kazanılmadan maçın bitmediğini gösterdi ve üst üste 4 oyunu kazanıp finale yükseldi. Aynı zamanda bu sonuç Federer’in bir serisine daha son noktayı koydu ve 2003 yılından beri ilk kez bir seneyi Grand Slam kazanamadan noktaladı.2. Federer d. Djokovic 7-6(5)/6-3/3-6/7-6(5) Roland Garros YFBu maç sadece skor, çekişme ve güzel oyun açısından değil, belki de tarihi değiştiren maçlardan biri olduğu için unutulmayacak bir maç. Federer aldığı bu galibiyetle hem Djokovic’in 41 maçlık galibiyet serisini sonlandırarak se-

Page 44: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

44 | Tenisçi Kahvesi44 | Tenisçi Kahvesi

2011’in En Güzel Maçları

zona en iyi başlama rekoruna en-gel oldu hem de Sırp tenisçinin 1 numaraya yükselmesini biraz daha erteledi. Kimilerine göreyse bu yıl 3 Grand Slam (Avustralya Açık, Wimbledon, Amerika Açık) zaferine ulaşan Novak Djokovic, bu maçı kazanıp finale yükselse Rafael Nadal’ı yenecek ve belki de takvim slam yapacaktı ama yaşanmamış hiçbir sonucunu bile-meyiz tabii ki. 1. Djokovic d. Nadal 6-2/6-4/6-7(3)/6-3 Amerika Açık Finai

Bu maçı anlatmak için kelimeler yetmez sanırım. Skora bakıldığında sıradan bir maç gibi, hatta Djoko-vic rahat bir şekilde kazanmış gibi gözükse de tenis sporunda skor-bordun gösterdiği sadece ayrıntıdır. Bu maç iki oyuncunun da limitlerini aştığı, her puanının birbirinden güzel

olduğu,, neredeyse her puan sonrası izleyenlere ‘bunlar insansa ben neyim?’ sorusunu sordurtan bir maçtı. Her yıl efsanevi maçlar oynanır ama nasıl ki 2008 Wimbleldon finali tarihin en iyi maçlarından biri olarak hatırlanıyorsa, 2011 Amerika Açık finali de sadece bu yılın değil tarihin en unutulmazları arasında yerini alacak.WTA:5. Lisicki d. Li 3-6/6-4/8-6 Wimbledon 3. Tur

Geçirdiği ciddi sakatlık nedeniyle kort-lardan uzak kalan ve sıralamada gerilere düşen Sabine Lisicki yılın en büyük geri dönüş yapan tenisçisi oldu. Wimbledon öncesi Birminghamda şampiyon olan Al-man tensiçi Wimbledon’a da wild card alarak katıldı ve kariyerindeki ilk Grand Slam yarı finaline yükselmeyi başardı.

Page 45: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 45 Tenisçi Kahvesi | 45

2011’in En Güzel Maçları

4. Li d. Schiavone 6-4/7-6(0) Roland Garros Final

Yarı finale giden yolda Wimbledon 2011’in en güzel maçlarından birine imza attı. Büyük çekişmenin yaşandığı maçta ilk seti kaybetmesine rağmen 3 set sonunda Roland Garros şampiyonu Li Na’yı 3.turda elemiş oldu.

Avustralya Açık’ta finalde Kim Clijsters’a yenilen Li Na’nın aynı performansı toprak zeminde de göstermesi herkes için sürpriz-di. Son şampiyon Francesca Schiavone’nin ünvanını korumasına izin vermedi. Maçın en unutulmayacak puanı ise 2.sette Schia-vone için set puanına mal olan tartışmalı

bir çizgi hakem kararıydı. Ancak bu tartışma Çinli tenisçinin Grand Slam ka-zanan ilk Asyalı oyuncu olmasına ve bir anda ülkesinin en popüler sporcusu konumuna gelmesine engel olmadı.

3. Stosur d. S.Williams 6-2/6-3 Amerika Açık Finali

Senenin en sürpriz sonuçlarından biriydi Samantha Stosur’un Amerika Açık’ı kazanması. Samantha Stosur ise turnu-vada en iyi tenisi oynamış, Maria Kirilen-ko karşısında kadınlar Grand Slam tari-hinin en uzun tie-breakini kaybetmesine rağmen mental bir savaştan galip çıkarak

maçı 3 sette kazanmıştı. Ancak Serena Williams neredeyse ölümden döndüğü sakatlığını atlatıp kortlara dönmüş üstüste 18 galibiyet serisiyle çıkmıştı final maçına. Herkes Serena Williams’ın maçı rahat kazanacağına emin gibiydi. Maç sonundaki gerçek ise Stosur için rahat bir galibiyet olduğuydu. Maç her ne ka-dar beklenenden düşük kalitede geçmiş olsa da maçı özel kılan Avustralya’nın kadınlarda 1980 Wimbledon’da Evonne Goolagong’un şampiyonluğundan beri bekledikleri Grand Slam şampiyonluğuna ulaşmaları ve Sam Stosur’un maç sonundaki sevinciydi.

Page 46: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

46 | Tenisçi Kahvesi46 | Tenisçi Kahvesi

2011’in En Güzel Maçları

2. Schiavone d. Kuznetsova 6-4/1-6/16-14 AUS Açık 4. Tur2010’da tarihin en uzun erkekler maçına şahit olmuştuk, 2011’de ise kadınlar bir maratona imza attı. Avustralya Açık’ta çeyrek final için Schiavone ve Kuznetsova arasında sadece final seti 3 saatten fazla süren maçta iki oyuncuda fiziksel olarak sınırlarını zorladılar, İtalyan tenisçi 6 maç

puanı çevirdi ve 4 saat 44 dakika sonunda galip gelen taraf oldu.

1. WTA CHAMPIONSHIPSCanlı şahit olduğumuz maçlar en unutulmaz olanlardır. Bu sene ilk kez düzenlediğimiz WTA Championships’te WTA’in en iyi 8 tenisçisi ve en iyi 4 çiftler takımını izleme şansına sahiptik. Bu yüzden Türk tenisse-verler için de buradaki her maçın ayrı bir yeri var kuşkusuz ama bazıları biraz daha güzeldi. Grup maçlarının en dikkat çekeni

Agnieszka Radwanska-Vera Zvonereva maçıydı. İlk seti Vera 6-1, ikinci seti ise 6-2 ile Aga almıştı. Final setinde Zvonereva 5-3 40-15’i yakalamasına rağmen seyircinin desteğini alan Radwanska 2 maç puanını çevirip maça geri döndü ve seti 7-5 alarak maçı kazandı. Petra Kvitova’nın yarı finalde Smantha Stosur’u, finalde ise Victoria Azarenka’yı yendiği maçlar da yıl sonu şampiyonasına yakışır nitelikteydi. Seyircinin de coşkusuyla bu yılın en iyi turnuvalarından birine şahit olduk.

Page 47: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 47 Tenisçi Kahvesi | 47

2011’den Objektiflere Yansıyanlar

Gel Bakiyim bir şans öpücüğü ver Nole Amca’na

Page 48: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

48 | Tenisçi Kahvesi48 | Tenisçi Kahvesi

Andy Murray

“Yılın Spor Gazetecisi” seçilen Daily Mail’den Martin Samuel, hem Murray hakkında bilgiler verdi hem de kendisi ile röpor-taj yaptı.. Beril çevirdi, bize de okumak kaldı...

Murray Gardını Aldı, 2012’ye HazırRöportaj - Martin SamuelÇeviren - Beril Kefeli

Page 49: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 49 Tenisçi Kahvesi | 49

Andy Murray

Andy Murray, 15 yaşında Barcelona’daki Sanchez-Casal Akademisi’ne gittiğinde yatakhanesindeki birkaç İspanyol çocuk dövüşmeye hazırlanıyordu. Günün sonunda el- divenlerini giydiler, başlıklarını taktılar ve çıplak zeminde dövüşmeye başladılar. Murray onlara katılmadı ama büyülenmiş bir şekilde izledi.

Son Masters turnuvası öncesi Paris’e vardığı gece de otel odasında yine seyirciydi. Bu kez bir tarafta İskoçya’dan hafif sıklet Ricky Burns, diğer tarafta Britanya ve Com-monwealth şampiyonu süper-ortasıklet George Groves vardı.

“Eğer dövüşen kişi tanıdığım biriyse, onun yumruk yem-esini istemiyorum. Onlar için tedirgin oluyorum ve titre-meye başlıyorum. Aileleri ringin kenarında nasıl oturabili-yorlar, hiç anlayamıyorum.” diyor Murray. “David Haye’in Wladimir Kitschko’yla dövüşünü izlerken 2 round sonra ayrılmak zorunda kaldım. Kendimi çok rahatsız hissettim. Sanki olayın çok içindeydim. Bence çok zor bir şey ancak diğer yandan bakıldığında da hiçbir şey boksun verdiği adrenalini vermiyor.”Boksun tenisle paralelikleri olduğu açık; iki adam, dört köşeli bir gladyatör alanında kazanan ve kay-beden belli olana kadar kapana kısılmış durumdalar. Peki Murray başka bir spora neden böyle bir tutkuyla bağlı?

24 yaşındaki Andy Murray bu spora 13 yaşında Glasgow’da Audley Harrison’ı izlediğinden beri hayran. “Belki çok iyi bir dövüş değildi ancak beni çok heyecanlandırmıştı. Boksörlere gerçekten hayranım -- disiplinlerine, raki-plerine karşı metodik çalışmalarına, fedakarlıklarına, adanmışlıklarına…”

“Yılın Spor Gazetecisi” seçilen Daily Mail’den Martin Samuel, hem Murray hakkında bilgiler verdi hem de kendisi ile röpor-taj yaptı.. Beril çevirdi, bize de okumak kaldı...

Murray Gardını Aldı, 2012’ye Hazır

Page 50: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

50 | Tenisçi Kahvesi50 | Tenisçi Kahvesi

Andy Murray

İçimdeki Boks Aşkı Bambaşka Mur-ray, 2010 Avustralya Açık Çeyrek Fi-nal maçından sonra karşılaşmayı özel davetlisi olarak izleyen İngiliz boksör Ricky “Hitman” Hatton ile..

“Miami’de David Haye’in çalıştığı spor salonuna gittim. Bir yanında 60 yaşında bir kadın kum torbasına vuruyordu, diğer tarafta da aşırı şişman bir adam ve bir çocuk. Ve dünya hafifsıklet şampiyonu da oradaydı işte. İhtiyacı olan her şeye sahipti ama o etrafında değişik insanları görmek istiyordu.” Onların bu mütevaziliği de Murray’i çok etkilemiş. “Teniste de her şey çok düzgün ve güzel ama boksun saflığını seviyorum. Hayatımda hiç dövüşmedim. Elime eldiven geçirip kum torbası dövdüm ama hiç dövüşmedim. Birlikte çalıştığım çocuklarla bunu arada konuşuyoruz. Bir ringe çıkıp kendi dövüş kulübümüzü yaratsak çok güzel olurdu.”

2011 sezonu Murray için ATP Dünya Turu Finaleri’nde bir maçın ardından sakatlanıp çekilmesiyle sona erdi. Ancak sezonun sonunda ge-len 18 maçlık galibiyet serisi ve üç şampiyonluk da onu mutlu ediyor. Bu şampiyonluklarla üç numaraya yükselmiş olsa da Federer onu tekrardan dört numaraya yollamayı bildi. Murray’nin bundan sonraki planı 2012’de ringi domine etmek için köşesinden hızlıca çıkmak.

Page 51: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 51 Tenisçi Kahvesi | 51

Andy Murray

“Tenisteki gibi eğer rakibinizden biraz daha fazla şey feda etmeye hazırsanız bu sizin avantajınıza. Eğer daha fazla yol kat ettiyseniz ondan daha iyi ola-bilirsiniz. Bu önemli, çünkü bir maça çok iyi hazırlanabilirsiniz, rakibinizi çok iyi bildiğinizi düşünebilirsiniz ama rakibiniz maça çıkar ve tamamen farklı bir şeyler yapar.”

“Yirminci sıradan beşinci sıraya sıçramak, dördüncü sıradan üçüncü sıraya yük-selmekten daha büyük bir adım gibi görünür ama zirveye yaklaştıkça sıçrayış daha çok zorlaşır. Bu yıl daha büyük adım attığımı hissediyorum çünkü belir-gin bir gelişme gösterdiğimi biliyorum. Bir dahaki Grand Slam finali daha farklı olacak. US Open’dan sonra takımımla oturup konuştum ve onlara artık ger-çekten ciddi olmanın ve odaklanmanın zamanı geldi dedim çünkü bu hamleyi yapmak için hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi.”

“Teniste korktuğunuz şey rakibiniz değil, başarıya bu kadar yakın olduğunuzu bilirken başarısızlığın kendisidir. Bir dahaki sefere aynı pozisyonda olduğumda duygularımı daha iyi kontrol edeceğimi düşünüyorum. Mental olarak daha güçlü, daha rahat hissediyorum ve oyunum bu yıl Avustralya’da ne kadar düşükse, şu anda da o kadar yüksekte olduğunu biliyorum. Bu seviye olmak istediğim yer ve yapmam gereken bunu devam ettirmek.”Melbourne’de Novak Djokovic’e finali set alamadan kaybetmesi -- çıktığı üç Grand Slam finalinde de set kazanamadı -- mental olarak bekle-nenden daha fazla zarar verdi. Murray birkaç ay süren bir çöküş yaşadı ve toparlanması zaman aldı.

“Avustralya Açık ocak ayındaydı ve ben aralık ayında çalışmalar için Miami’ye gittim. Noel’i plajda koşarak yalnız geçirdim. Daha kötüsü olabilirdi, biliyorum ama diğer herkes ailesiyle birlikteydi ve sürekli düşündüğüm şey ‘merak etme, tüm bunlara değecek’ oluyordu. İşte sonunda tüm bu verdiklerinize rağmen bu kadar yaklaşıp da kaybedince iki kat zor geliyor. Çünkü tüm bu çaba yeterli olmuyor.”“ Ve sonra herkes o an en son ihitiyacın olan şeyi yapıyor: Teselli etmeye çalışıyor. İnsanların size ‘harikasın ve böyle çalışmaya devam edersen başaracaksın’ demesini duymayı gerçekten istemiyorsunuz ve siz ‘zaten çok sıkı çalışıyorum ve sonunda olmuyor, bunu söylemeyi kes’ diye düşünüyorsunuz.”

Page 52: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

52 | Tenisçi Kahvesi52 | Tenisçi Kahvesi

Andy Murray

“Bazı zamanlar vardır… Hiçbir şey yapmak istemediğiniz, hatta insanlarla konuşmak bile istemediğiniz zamanlar... Yardım edebilecek kimse yoktur. Bu-nunla tek başınıza başa çıkmanız gerekir. Mart ayına kadar böyleydim. Ken-dimi çok kötü hissettim. Antreman yapmaktan nefret ediyordum ve her şey yanlıştı.”

“Kendi içinizde çok gergin olabiliyorsunuz. Neyin yanlış olduğunu soruyor-sunuz: Antrenmanım mı, takımım mı, hazırlanmam mı? Gerçekte bunlar kesin şeyler değillerdir. Daha çok yaptığın şeye olan güveninle ilgilidir: Koçuna, tak-tiklere veya fiziksel olarak kendine.”

Murray’nin koçluğunu çoğunlukla, on yıl önce Barcelona’daki akademide tanıştığı, en yakın arkadaşı (Venezuelalı eski Davis Kupası oyuncusu) Dani Vallverdu yapıyor. Vallverdu, Murray’i anlıyor ve Murray kendisini anlayan in-sanlarla çalışmak istiyor. Ayrıca idolü Andre Agassi’nin koçu Darren Cahill’den ekstra bir etki yapmasını bekliyor.

Teniste korktuğunuz şey rakibiniz değildir, hata yapmaktır..

Page 53: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 53 Tenisçi Kahvesi | 53

Andy Murray

Murray düşünen bir adam ve bazıları onu asık suratlı ve mutsuz olarak görüyor. Ama değil. Yaptığı spor konusunda sert, hatta biraz obsesif an-cak o cana yakın, yardımsever ve kolayca gülebiliyor.

Bugününü şekillendiren, kendisi ve abisi Jamie dışında hiçbir İskoç tenisçinin olmadığı, İngiliz tenisçilerin domine ettiği junior seviyesindeki turnuvalarda geçen yıllarından bahsediyor Andy: “Her turnuva yaşadığımız yere 6 saat me-safedeydi ama bunun beni bireysel olarak geliştirdiğini düşünüyorum. Biz her zaman diğerlerine göre yabancıydık. Bu yüzden kendi küçük takımımızı kurmuştuk. İskoçya’da hiçbir şey yoktu; ne turnuva, ne de oyuncu. Teniste bir ülkeden arkasında başka biri olmadan gelen birinin olması çok nadirdir. Önüm-de Tim Henman vardı yolundan gidebileceğim ve bu kesinlikle yardımcı oldu ama benim arkamda İskoçya’dan kimse yoktu.”

Belki de bu yüzden Andy Murray, 15 yaşında Britanya Tenis Akademisi’ne katılma şansını reddedip yanına Vallverdu gelip arkadaşlık edene kadar iki haftayı yalnız geçirdiği İspanya’ya gitmişti.

“İspanya’da 18 yaşına geldiğinizde bursunuzun kesildiğini biliyor muydunuz?” diye soruyor. “Ondan sonra kendiniz kazanmak zorundasınız. Dünyanın tenisteki en başarılı milleti bunu yaparken biz, oyuncuları 27-28 yaşına kadar finanse ediyoruz. Belki olay bundadır.”

“Annem Rusya’dan yeni döndü ve orada şu anda kadınlarda top 30’daki altı oyuncunun yetiştiği Ulusal Tenis Merkezi’ni görmüş. Peki ne varmış orda? Sa-dece 16 tenis kortu ve hepsi bu. Hatta çok iyi bile değillermiş. Ama Rusya’daki merkeze baktığınızda bir çok tenisçi yetiştiğini ve kadınlar tenisini domine ettiklerini görebilirsiniz. Yani olayın tesisle bir ilgisi yok. Her şey başarının formülünü yaratmakla ilgili.”

“İspanya’ya gittiğimde en iyi oyuncudan, en kötü oyuncuya hepimize aynı şekilde öğretiyorlardı. Bir yapıları var ve ona çok bağlılar. Oysa bizim ulusal tenis merkezimize gidin; orada 10 farklı milletten, 10’u da farklı yollarla öğreten koçlar göreceksiniz. Eğer bir yolda iyi sonuçlar alamıyorsak, panikliyoruz ve hemen yönümüzü değiştiriyoruz. Tekniğimize güvenimiz yok. Bir fikre bağlı olmak gibi bir his yok. Kimlik yok. Tenisi öğretme yolunda bir tutarlılık yok. Sonuçta doğal olarak Britanya tarzı diye bir tarz yok. Tenisteki en iyi ülkelerin

Page 54: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

54 | Tenisçi Kahvesi54 | Tenisçi Kahvesi

Andy Murray

arasında sayılabilmek için bir kimliğinizin olması gerekiyor.”

“Bir turnuvada İspanyol veya Güney Amerikalı bir oyuncuyla eşleştiğinizde, nasıl oynayacağını tahmin edebilirsiniz. Onların bir tarzı vardır. Bu onlara öğretilen şey. Amerikalılar’ın büyük servisleri, büyük forehandlari vardır. Fransızlar özgür ruhludurlar – onların yeteneği vardır -- rugby takımlarına benzerler. Britanya’da da çok fazla genç oyunucumuz var ve belki çok uzun süre bağlı kalıyoruz. Demin saydığım ülkelerin hiçbirinde bizim yaptığımızı yapmıyorlar ve bizden daha fazla dünya çapında tenisçi yetiştiriyorlar.”

“Biz İspanya gibi değiliz. Bizim top 30‘da altı oyuncumuz yok ve siz bir köşede tek başınıza otururken, Fransız veya İspanyol oyuncuların gürültülerini fark edebiliyorsunuz. Artık iyi double oyuncularımız var, bu yüzden eskiye göre durum daha iyi ama eskiden gerçekten kendimi yalnız hissederdim. Etrafımda arkadaşlarımın olmasını isteme nedenlerimden biri de bu.”

Murray’i yalnızca düşünceli, yalnız, kasvetli biri olarak görmek yanlış. Melbourne’den sonra düşüncelere dalsa da şu anda olduğu yerden mut-lu. Şu anki formundan ve potansiyelinden memnun. Kendini geliştirme isteği hala devam ediyor ve erkek tenisinin altın çağında bir Grand Slam zaferi elde etmeyi gerçekçi bir mücadele olarak görüyor. Ancak Murray hala kendini yenebilmiş değil.

“Bu yıl benim için çok güzel geçti. Bir Grand Slam kazanamadım ama be-nim her alanda en iyi yılımdı ve ilk adım kendinizle ve gelişiminizle ilgili rahat olmanız. Erkek tenisinin şu anda ne kadar güçlü olduğunun farkındayım. Tari-hin gelmiş geçmiş en iyi iki tenisçisine, Roger Federer ve Rafael Nadal’a karşı ve tüm zamanların en iyi bireysel sezonunu geçiren Novak Djokovic’e karşı yarışıyorum.”

“Evet, eğer kazanamazsam çok büyük hayalkırıklığı yaşayacağım ama kötü oyunculara kaybetmek gibi değil bu. İnsanların buna ne kadar yaklaştığımı far-ketmemeleri sinir bozucu ama ben hala bunu başarabileceğimi düşünüyorum.”

“Her zaman ‘daha iyisini yapabilirdim’ diye hissedeceğiniz maçlar olacaktır

Page 55: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 55 Tenisçi Kahvesi | 55

Andy Murray

ama son beş sezonuma baktığımda her şeyi verdiğimi görüyorum. Herkesin yapılan çalışmayı görmesini çok isterim çünkü bunun sadece yetenekle veya inanmakla ilgisi yok. Bu çizgiye gelebilmek için çok çalıştım.”“Djokovic’e baktığımızda zirvede küçücük gelişmelerin bile fark yaratabildiğini görürsünüz. Geçen sene bu zamanlarda kim onun 5-6 turnuva kaybetmeden devam edebileceğini tahmin edebilirdi? İnsanlar ondan şüphe ediyordu ve o gördüğümüz en iyi tenislerden birini oynadı bu sene.”

“Tenis bireysel bir spor ve ben oldukça utangaç bir insanım. 50 bin insan beni izliyor, milyonlarcası evde ve kameralar her yerde... Ve benim istemediğim bir şey olunca veya işler iyi gitmeyince her zaman benim için orada olan insanlara – ekibini kast ediyor – bakarım ve sinirimi onlara yönlendiririm zira onlar beni yargılamıyor ya da eleştirmiyorlar.”

“Orada oynayanlar baskı altında olmanın ve hayalkırıklığına uğramanın nasıl

Spor tarihinin en iyi tenisçilerine karşı oynuyorum. Bu, Barcelona’nın arkasında Manchester United ya da Real Madrid olmak gibi. İnsanlar bana acıyorlar ama bu beni daha güçlü bir sporcu yapıyor.

Page 56: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

56 | Tenisçi Kahvesi56 | Tenisçi Kahvesi

Andy Murray

olduğunu bilir. Bu yüzden daha iyi olmak için kendime ve oyunuma konsant-re olmam gerektiğini biliyorum. Söylemek istediğim şey şu; yorumculuk ya-pan birçok Britanyalı eski tenisçi böyle bir deneyimi yaşamadılar, böyle stres yüklü bir kortta oynamadılar çünkü bu seviyede hiç oynamadılar. Nasıl bir his olduğunu bilmiyorlar.”

“Geliştirmem gereken bir şey bu – ama bu beni 4 numaradan 1 numaraya taşıyacak şey değil. Evet bu da onlardan biri ama bundan daha önemli bir çok faktör var.”

“Bu benim. Duygularımı susturmak beni iyi hissetirmiyor, hiçbir şey söyleme-den öylece durmak beni rahatsız hissettiriyor Teniste korku duygusu vardır. Birisi yuhaladı mı herkes ‘ne yaptığını sanıyorsun?’ der gibi ona bakar. Aslında bu diğer sporlarda her zaman olan bir şey.”

“Her sene Wimbledon’da, neredeyse her gün kendi seyircimin önünde oynamanın yarattığı stresi ve baskıyı sormaları çok garip geliyor bana. Diğer tüm sporlarda evde oynayan takım avantajlı görülür. Peki ben niye bunu bir problem olarak göreyim? Hiç böyle hissetmedim, bunu bir bahane olarak kullanmadım.”

“Biz millet olarak kazanmayı umuyoruz, olmadığında böyle büyük sebepler arıyoruz. Neden Tim Henman Wimbledon’ı kazanamadı? Neden Andy Mur-ray Wimbledon’ı kazanamadı? Eh, bazen yeteri kadar iyi olamıyorsun. Neden kazanamadığımı söyleyemem ancak size sebebin ne olmadığını söyleyebilirim: İnsanların ve medyanın baskısı.”

Bu yüzden Andy Murray, Britanya’nın bağrına bastığı bir sporcu. İşini iyi yapıyor, bahaneler üretmiyor ve her zaman çalışmaya devam ediyor.

Page 57: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 57 Tenisçi Kahvesi | 57

Andy Murray

Ben mükemmel değilim, bunu biliyorum. Ancak herkes farklıdır, mesela Roger Federer her zaman sakin kalır. Wayne Rooney’e bakarsanız, çok büyük bir futbolcu ama ya kendine ya takım arkadaşlarına kızgındır, tamamen farklı bir karaktere sahiptir ama harika bir sporcudur

Page 58: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

58 | Tenisçi Kahvesi58 | Tenisçi Kahvesi

2011 Davis Cup

ARJANTINISPANYAMesut Ulukök

Erkekler’de Milli Takım düzeyinde en prestijli tenis turnuvası Davis Cup’ın 2011 kazananı Sevilla Olimpiyat Stadı’na kurulan toprak kortta sahibini buldu.

Page 59: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 59 Tenisçi Kahvesi | 59

2011 Davis Cup

ARJANTINErkekler’de Milli Takım düzeyinde en prestijli tenis turnuvası Davis Cup’ın 2011 kazananı Sevilla Olimpiyat Stadı’na kurulan toprak kortta sahibini buldu.

Page 60: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

60 | Tenisçi Kahvesi60 | Tenisçi Kahvesi

2011 Davis Cup

2008 finalinin rövanşında bu kez Sevilla’nın toprak kortunda karşı karşıya ge-len İspanya ile Arjantin arasındaki mücadelede ağır favori İspanya’ydı. Aslında 2008 finalini de İspanya kazanmıştı lakin o yılın finali Arjantin’de, sert kortta oynanmış ve İspanya, Nadal’dan yoksundu. Kısaca Arjantin’in kazanma şansı olduğunu düşünenlerin sayısı hiç de az değildi. Kim bilir, belki Feliciano Lopez, o yıl ilk çıkışını yapıp ilk 10’a giren Juan Martin Del Potro’yu mağlup edemese tahmin edildiği gibi Arjantin seriyi kazanacaktı...

İspanya finale nasıl geldi?Geçen sene çeyrek finalde Fransa’ya deplasmanda elenen ve 2009’daki ünvanını kaybeden İspanya, bu yıla da deplasmanda başladı. Ama bu kez rakip Fransa kadar zor değildi ve takımda Nadal da vardı. Belçika deplasmanında Verdasco ve Nadal ilk günü set vermeden geçerken, ikinci günde Lopez/Verdasco ikili-si yine set vermeden seriye noktayı koydu. Çeyrek finaldeki ABD eşleşmesi, İspanya’nın kupa yolundaki en zorlu engeliydi belki de. Daha seriden ay-lar önce kort tartışmaları başlamıştı. İspanya, ABD’nin seçtiği kortun kural-lara aykırı olduğunu söylüyordu ama sonunda ABD istediği kortta oynamayı başarıyordu.

2011’de Nadal’ın kadroda olmadığı tek seri de bu olunca işler biraz zor gözükü-yordu İspanya için ama 2008 finalinin kahramanı Feli Lopez yine sahne aldı. İlk maçta Mardy Fish’e karşı son seti 8-6 biten maçta çok önemli bir galibiyet çıkarttı. Ardından Ferrer, Roddick’i beklenmedik şekilde 3 sette geçti. Çiftlerde Bryan kardeşler, İspanyollar’a şans tanımazken, son günün ilk maçında çok uzun süren maçın sonunda Ferrer, Fish’i 4 sette mağlup etti ve İspanya’yı yarı finale taşıdı.

Page 61: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 61 Tenisçi Kahvesi | 61

2011 Davis Cup

Yarı finalin hikayesi fazlasıyla yavan. Fransa’ya karşı bu kez İspanya’nın yavaş toprak kortlarında oynayan İspanya, Nadal’ın Gasquet ve Tsonga’yı korttan silmesi ve Ferrer’in de Simon karşısında rahat bir galibiyet alması sonucunda seriye nokta koydu.

Arjantin finale nasıl geldi?

Arjantin ilk turda Buenos Aires’in toprak kortlarında Romanya’yı ağırladı. Del Potro’dan yoksun kadroda Nalbandian ve Monaco teklerde ilk gün korta çıktı ve ikisi de maçlarını 4 sette kazanarak seriyi Chela ve Schwank’a çiftlerde bitirmeleri için adeta teslim ettiler. Bu ikili de serinin ikinci günündeki çiftler maçında set bırakmadan Arjantin’in çeyrek final biletini imzaladı.

Çeyrek finalde rakip yine kolaydı. Kazakistan ile yine Buenos Aires’te, yine top-rak korttaydı mücadele. Bu kez hazır olmayan Nalbandian’dı. Korta çıkan ise Del Potro. İlk gün Monaco ve Del Potro, Kukushkin ve Golubev’e set dahi bırakmazken, ikinci gün Chela/Schwank çifti de çiftlerde zorlanmadı. Son gündeki ölü maçları bile kazanan Arjantin, seriyi süpürerek yarı finale yük-selmeyi bildi.

Yarı finalde ise Sırbistan deplasmanına “under-dog” olarak gittiler. İlk maçı Troicki karşısında oynayan Nalbandian 4 sette kazandı. İkinci maç-ta sakatlığı sebebiyle oynamayan Djokovic ye-rine Tipsarevic korta çıktı. Arjantin’den Del Potro, yılın flaş isimlerinden Tipsarevic’e set dahi bırakmadı. Ertesi gün çiftlerde kazanan Sırbistan umu-dunu son güne taşıdı. Seri öncesi oynamayı planlamayan Djokovic de “bu halim bile Troicki’den daha fazla şansa sahip Del Potro karşısında” dedi ve oynamaya karar verdi serinin son günü. Ama işler beklediği gibi gitmedi. İlk seti tiebreak ile kaybeden Djokovic, ikinci sette 0-3 geri düşünce sakatlığı se-bebiyle gözyaşları içerisinde maçı bıraktı. Diğer tarafta mutluluk gözyaşlarıyla finale yürüyen Del Potro ve Arjantin vardı.

Page 62: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

62 | Tenisçi Kahvesi62 | Tenisçi Kahvesi

2011 Davis Cup

Ve Büyük Final!

Finale ev sahipliği yapan İspanya beklendiği gibi toprak kortu seçti. Nadal ve Ferrer ile teklerde büyük avantaja sahip olan İspanya’nın karşısında Arjantin çiftlerde favoriydi. Zira yarı finalde Fransa’ya karşı hezimete uğrayan Verdas-co/Lopez çifti pek iyi görünmüyordu seri öncesi.

Arjantin kaptanı Tito Vazquez akıl oyunlarına başvurdu. Takımın asıl iki numarası David Nalbandian’ı ilk gün Nadal karşısında korta sürmek yerine onu yormayıp Monaco’yu kullandı. Nadal-Monaco maçı 3 saati buldu ama Nadal sonuç olarak sadece 4 oyun vererek seriyi İspanya lehine açmış oldu.İkinci maç ise serinin kilidiydi belki de. Ferrer-Del Potro maçı... Bu maç dışındaki bütün maçlarda seri öncesi bariz bir favori gösterilebilirken, bu maç gerçek-ten çok ortada duruyordu. Maçın genel gidişatı da öyle oldu. İlk seti 6-2 ile rahat kazandı Ferrer. Uyanan Del Potro üst üste 2 set kazanarak maçı kazanma noktasına getirdi. 4. set dengede gidiyordu. 4-4’lük eşitlik söz konusuydu. Bura-da zor bir servis oyununa tutunan Ferrer, arkasından 0-40’ı bulduğu Del Potro servis oyununda servis kırmayı Del Potro’nun çift hatasıyla başararak maçı son

Page 63: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 63 Tenisçi Kahvesi | 63

2011 Davis Cup

sete taşıdı. 4 saati geçen maçta yorgunluk belirtilerini daha fazla gösteren Del Potro olunca, Fer-rer son seti de 6-3 ile kazanarak İspanya’yı 2-0 öne geçirdi.Çiftler beklendiği gibi gitti. Alışılan Chela/Schwank çifti ye-rine Nalbandian/Schwank çifti vardı. İlk gün teklerde oynama-yan Nalbandian yorgun değildi ve bu maçı oynamamak için bir sebebi yoktu. İspanya kaptanı Al-bert Costa, belki de yanlış bir ter-cih ile Fransa’ya karşı çok ağır bir mağlubiyet alan Verdasco/Lopez ikilisini üstelik aynı zeminde sa-dece 2 ay sonra yine tercih edince sonuç kaçınılmaz oldu. Fransa’ya karşı alınan mağlubiyet kadar ağır olmasa da yine de varlık gösteremeden kaybetti bu ikili.Son günün ilk maçında ise Nadal ile Del Potro karşı karşıya geldi. Nadal’ın zorlanmadan kazanması bekleniyordu ama Del Potro beklenenden daha iyi, Nadal beklenenden daha kötü başlayınca çok şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıktı. Toprağın kralı Nadal, ilk oyunu aldıktan sonra üst üste 7 oyun kaybederek 1-6 0-1 geriye düştü. Üstelik ikinci sette servisini de kırdırmıştı ve Del Potro kendi servisinde durumu 2-0’a getirmek için 40-0 gibi bir avantaja sahipti. Oradan oyunu çeviren Nadal o seti 6-4 ile kazandıktan sonra 3. sette sadece tek oyun bıraktı. Dördüncü sete de hızlı giren Nadal’a karşı Del Potro direnmeye çalışsa da, en fazla tiebreak’e kadar dayanabildi. Tiebreak oyununda puan dahi ver-meyen Nadal, 2004, 2008 ve 2009’dan sonra 4. kez Davis Kupası’nı kazanmış oldu.

Page 64: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

64 | Tenisçi Kahvesi64 | Tenisçi Kahvesi

2011 Davis Cup

2000’de ilk şampiyonluğunu alan İspanya son 12 yıldaki 5. şampiyonluğunu almış oldu böylece. 2004’te Moya, Corretja, Nadal, Ferrero gibi isimlerle kazandılar. 2008’den sonra gelen 3 şampiyonluk da ise aslan payı Nadal-Fer-rer-Verdasco-Lopez dörtlüsündeydi. Bu 3 şampiyonlukta hepsi farklı farklı noktalarda önemli serilerde önemli maçları kazanarak takımlarını ipten aldılar. Öte yanda ise Arjantin, ondan da öte bu kupayı çok isteyen Nalbandian kay-betme geleneğini sürdürmüş oldu. Ama kaybederken en az hayal kırıklığına uğradıkları final serisi de bu seri olsa gerek. Bundan önce kaybettikleri final-lerde çok daha acı tecrübeleri olmuştu.

Page 65: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 65 Tenisçi Kahvesi | 65

2011 Davis Cup

İspanya’da Nadal 2012’de oynamıyor. Ferrer tamamen emekliye ayrıldı. Ver-dasco ve Lopez de büyük ihtimalle oynamayacak. Hatta Almagro bile oynama konusunda şüpheli. Hepsinin birden aynı anda oynamayı bırakması ilginç. Öte yanda Arjantin’in ben hala şans kovalayacağını düşünüyorum. Geri dönüşünü bu yıl yapan Del Potro bu kupayı kazanmak için birkaç kurşun daha sıkacaktır. Artık 30’una gelen Nalbandian ise gerekirse son kurşununu bu kupa için ata-bilir. Onların yanına Monaco gibi mücadeleci, Schwank gibi bir çiftler ustası eklendiğinde iyi bir takım olarak gözüküyorlar. Seneye de kazanma şansları var kesinlikle.

Son olarak, final serisi çok çekişmeli geçmese de, 2010’daki Sırbistan-Fransa finaline nazaran daha iyi tenis izlediğimizi itiraf etmeliyiz. Özellikle Del Potro-Ferrer ve Del Potro-Nadal maçlarında seyir zevki, mücadele üst düzeydeydi. 2012 finalinde de umarız ki aynı mücadele olur, üstüne daha da büyük bir çekişme olur. O zamana kadar Viva Espana!

Finallerin sonunda bu sefer gözyaşlarına boğulan Del Potro oluyordu

Page 66: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

66 | Tenisçi Kahvesi66 | Tenisçi Kahvesi

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

Çocuk’tan Umutlu Haberler VarMarsel İlhan. Türk tenisinin en büyük gururu dersem kendisi için sanırım doğru bir şey söylemiş olurum. Geçirdiği yorucu, fakat hayli verimli ve olumlu sezo-nun ardından Can hocaya kendisiyle ve Marsel ile röportaj yapabilir miyiz diye danıştık ve ‘hay hay’ cevabını aldıktan sonra, ver elini Yeşilyurt Spor Kulübü..

Röportaj: Berat Mahmuzlu

Page 67: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 67 Tenisçi Kahvesi | 67

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

Çocuk’tan Umutlu Haberler VarMarsel İlhan. Türk tenisinin en büyük gururu dersem kendisi için sanırım doğru bir şey söylemiş olurum. Geçirdiği yorucu, fakat hayli verimli ve olumlu sezo-nun ardından Can hocaya kendisiyle ve Marsel ile röportaj yapabilir miyiz diye danıştık ve ‘hay hay’ cevabını aldıktan sonra, ver elini Yeşilyurt Spor Kulübü..

Page 68: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

68 | Tenisçi Kahvesi68 | Tenisçi Kahvesi

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

Berat: Ana tabloya alıştık artık diyebiliriz. Bu, Dünya basının da ilgisini çekti. Geçenlerde önemli bir haber portalında, sadece Marsel üzerine bir inceleme yazısı yazılmıştı. Gelecekte daha iyi yerlere gelebilme potan-siyeli görülen tenisçi olarak gösteriliyordu Marsel. Demem o ki, artık ana tablo oyuncusu diyebiliriz Marsel için?

Marsel: Son 2 yılda artık neredeyse her turnuvaya giriyorum. Gelecek sene yine bu 4 turnuvadan Avustralya Açık’ta eleme oynayacağım, diğer turnu-valarda ana tablodayım.

B: İnternette, ‘çocuk’ lakabı takıldı sana. Hiç duymuş muydun? Hatta geçenlerde Çağla(Büyükakçay) da senden ‘çocuk’ diye bahsetmişti..

M: Yok hiç duymadım. (Hafif bir şaşkınlık, hem Can hocada hem Marsel’de..)

B: Verdasco maçında genel görüş, sende biraz tutukluk olduğu yönündey-di. Bu tutukluğun da etkisiyle istediğin vuruşları yapamamış olmanın Verdasco gibi önemli bir rakibe karşı oynamanın vermiş olduğu duygu ile alakası olabilir mi?

M: Herhangi bir heyecan yoktu. Zaten daha önce de böyle isimlere karşı oynamıştım.

B: Peki şöyle sorayım o vakit; mesela Nadal ile karşılaşsan, bir tutukluk olur mu ister istemez?

M: Şu an sanmıyorum, belki korta çıkınca olabilir tabi.

B: Önceki röportajlarında, henüz ilk 10’dan biriyle karşılaşmak istemediğini söylemiştin, hâla aynı görüşte misin?

M: Yok, artık karşılaşabilirim.

B: Artık kim gelirse gelsin fark etmez diyorsun.. Üstünden zaman geçti biraz ama, Federer ile yaptığın antrenman nasıldı? Antrenman yerine onunla bir maç yapmak, turnuvada karşılaşmak ister miydin?

Page 69: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 69 Tenisçi Kahvesi | 69

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

M: İsterim tabii ki. Antrenman çok güzeldi, oldukça pozitif geçti. Güzel de sohbet oldu. Turnuvalarda Federer’i gördüğümüzde selamlaşıyoruz artık.

B: En çok karşılaşmak istediğin oyuncu desem?

M: Nadal.

B: Geçen yılla bu yılı karşılaştırırsak, bu yıl daha fazla maç oynadın, daha iyi yerlere geldin. Genel olarak ne farklar vardı geçen yıl ile bu yıl arasında?

M: Bu yıl daha çok ATP turnuvaları oynadım. Geçen yıl daha çok Challanger oynamıştım. Bu sene toprak kortta daha çok mücadele ettim. Ve en büyük fark, bu seneyi şampiyon olamadan kapattım.

Can Üner: Uzun zamandır ilk defa Marsel bir sezonu şampiyon olamadan kapattı zaten bu sene.

B: Nazar boncuğu olsun diyelim o da. Genel olarak gayet iyi bir se-zon geçirdi sonuçta Marsel.. Peki hangi konularda eksik olduğunu düşünüyorsun? Eksik olduğunu düşündüğün bir vuruşun var mı diye sorayım veya?

M: Her şey iyi, sadece fiziksel ve mental anlamda biraz eksikliklerim var.

B: Değişik bir soru geliyor. Bir tenis oyuncusu yaratmak istesen, kim-lerin hangi vuruşlarını alırdın desem?

M: Federer’in forehand. Gasquet’in backhand. Federer’in servis.

B: Kendini en rahat hissettiğin Grand Slam?

M: Amerika Açık.

Page 70: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

70 | Tenisçi Kahvesi70 | Tenisçi Kahvesi

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

B: Maçlara nasıl hazırlanıyorsunuz, neler yapıyorsunuz maç günleri?

M: Maçlardan önce müzik dinlemeyi seviyorum. Maç hakkında konuşmalar oluyor fakat maç günleri fazla konuşmuyoruz genellikle.C Ü: Yemeğimizi yiyoruz, maça konsantre oluyoruz. Maç yaklaştığı zaman fizik-sel ısınmasını yapıyor. Bu şekilde maçlara hazır hale geliyoruz.

B: Herhangi bir uğurun var mı? Veya çizgilere basmamak gibi bir takıntı?

M: Yok.

B: Hiç raket kırdın mı?

M: Kırdım.. Antrenmanda çok kırdım bu sene.C Ü: Genelde antrenmanda kırıyor, maçta kırdığını hatırlamıyorum.

Federer ile olan antrenman Marsel için oldukça verimli geçti.

Page 71: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 71 Tenisçi Kahvesi | 71

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

B: Sokağa çıktığında tanınıyor musun artık eskiye oranla? Fotoğraf çek-tirmeye, imza almaya gelenler oluyor mu sokakta?

M: Fotoğraf ve imza pek olmuyor, fakat isim olarak tanınıyorum.

B: ATP’de yakın olduğun arkadaşın?

M: Ricardas Berankis.

B: WTA’de?

M: Çağla(Büyükakçay).

B: Yabancı olarak? Magazinsel cevaplar da verebilirsin, Ana Ivanovic mesela..?

M: Akgul Amanmuradova

B: Gelecekte başarılı olabileceğini düşündüğün yerli tenisçi var mı? İzmir’de “Bursa’nın Nadal’ı” lakaplı Muhammet ile oynamıştın, pek uzun sürmemişti maç ama, bir gelecek görebildin mi Muhammet’te?

M: Mert Dinç. Birkaç gündür onunla antrenman yapıyoruz ve gayet iyi buluyo-rum.

C.Ü.: Mental olarak biraz daha iyiye giderse daha da etkili olacaktır Mert. Gayet çalışkan çocuk.

B: Boş zamanlarında neler yapıyorsun?

M: Playstation, internet, müzik, kitap.. Şu sıralar Sampras’ın otobiyografisini okuyorum.

B: Örnek aldığın tenisçi için Sampras diyebilir miyiz peki?

M: Sampras ve Federer.

Page 72: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

72 | Tenisçi Kahvesi72 | Tenisçi Kahvesi

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

B: Teniste kendini sürekli geliştirmek mümkün mü?

M: Her zaman kendinizi geliştirebilirsiniz teniste. Kimse mükemmel değil, amacımız mükemmele en yakın olabilmek.

B: Kendine sağlanan imkânlardan mutlu musun? Başka bir ülkede, başka imkanlarla devam ettirmek ister miydin tenis hayatını?

M: Gayet memnunum bana sağlanan imkanlardan. TTF olsun, Yeşilyurt Spor Kulübü olsun, Turkcell olsun çok iyi destek oluyorlar.

B: Novak örneği var önümüzde, psikologu olsun, diyetisyeni olsun, terapisti olsun, hayli kalabalık bir takım ile çalışıyor. Böyle insanların olmayışının eksikliğini hissediyor musunuz?

CÜ: Yaşam koçu da var artık Marsel’in. Kondisyoneri var, antrenörü olarak ben varım, halkla ilişkiler ve basın menajeri olarak Kerem Demircioğlu var.. Onlar kadar geniş olmasa da bizim de güzel bir takımımız var. Federasyonumuz olsun, kulübümüz olsun, sponsorlarımız olsun, önemli destek sağlıyorlar bizlere.

B: Davis Cup’taki İspanya gibi bir jenerasyon yakalayabilir miyiz? Ne yapmalıyız böyle bir jenerasyon için?

CÜ: Tenis kültürünü tabana yaymalıyız en başta. Onlarda o kadar çok tenisçi var ki, 40 numaralı oyuncuları takıma giremiyor. Onlar gibi olmamız pek kolay bir iş değil tabii ki. İspanya, Fransa gibi ülkelerin bu başarıları çok uzun zama-na dayanıyor. Benim duyduğum şöyle bir şey de var, Fransa’da 14 yaş altında müsabık tenis oynayan 40 bin kişi var. Çok ciddi bir rakam bu…

B: Peki daha fazla çiftler maçı oynamayı düşünüyor musun?

M: Düşünüyorum, geçtiğimiz sezon da oynadım, seneye daha çok oynamayı düşünüyorum.CÜ: 3,4 turnuvada oynadı bu sene sadece, çünkü ATP turnuvaları oynadığı için, ATP turnuvalarında sıralamasıyla, yüksek sıralamalı bir oyuncu bulması gereki-yordu ana tabloya girebilmesi için, o zamanlarda da çok mümkün olmadı. Şu da var, çiftlerde zaman zaman şu oluyor, bazı oyuncular teklerdeki maçını kay-

Page 73: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 73 Tenisçi Kahvesi | 73

Tenisçi Kahvesi Özel: Marsel İlhan

bedince çiftleri prize-money için oynayıp, fazla zorlamıyorlar kendilerini maçı kazanmak için. Biz bunu yapmaya sıcak bakmıyoruz açıkçası. Şöyle bir şey de var, çift maçlarına ilgi tüm dünyada çok az. Grand Slam finallerinde bile 5 bin kişiye anca oynuyorlar. Tekler turnuvası ile çiftler turnuvasındaki prize-money farkı var bir de, 4’te 1’ini alıyorsun çiftlerde maç kazanınca, bir de bunu part-nerinle paylaşıyorsun.B: 2012 için hedeflerini sorayım? İlk 50’ye bekliyoruz artık yavaş yavaş..

M: İlk 50, olimpiyatlar ve bir Grand Slam’de çeyrek final. Tercihen Fransa Açık çeyrek finali.

B: Marsel’in arada sırada inişli çıkışlı performansları oluyor, tam olarak neye bağlı bu inişli çıkışlı performans? Mesela Ted Open’daki beklen-meyen sonuç.

CÜ: Çok normal bunlar. Eğer bakarsak ilk 150’deki oyunculara, her oyuncu-nun böyle dönemleri oluyor genelde. Herkes başarıya şartlı ama, Marsel ilk başladığımızda ilk 200’deydi. Bu inişli çıkışlı performanslara çok anormal bakılıyor fakat bence çok normal, bana anormal gelmiyor. Mesela ilk 30’dan birisi gidip 150’lerdeki adama kaybedince onlarda, bizde olduğu kadar çok büyütül-müyor. Bu sene Marsel biraz kötü başladı. Zaten ortalama ilk 100’e girenlerin, geçirdikleri bocalamalardan sonra tekrar ilk 100’e dönmeleri 2 sene alıyormuş. Biz yine de bu olayı çok yapmadan, 111’de bitirdik sezonu. Durumumuz gayet iyi. Böyle inişler çıkışlar olmaması için bu sene biraz daha iyi gidersek daha az turnuva oynamayı hedefliyoruz. Bu sene çok fazla sayıda turnuva oynadık. 27’yi geçmemiştik şimdiye kadar. 37 turnuva biraz fazla oldu tabi.

B: Peki hocam, bu sene daha fazla turnuva oynamış olmakla bu yükselişin bir ilgisi olabilir mi?

CÜ: Onunla da ilgisi var tabi fakat hazırlıklarımızı pek fazla gerçekleştiremeden turnuvadan turnuvaya koşuşturmak da fazla turnuva oynamanın olumsuz yanı. Biraz mecburiyet oldu. Sezonu da biraz erken bitirmek isterken, ana tablo şanslarımız devam ettiği için son an’a kadar devam ettik her ne kadar bizim istediğimiz bir şey olmasa da. Bizim için de tecrübe oldu bunlar, deneyimler kazandık. Bu sene yaptığımız hataları tekrarlamamak için çabalayacağız.

Page 74: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

74 | Tenisçi Kahvesi74 | Tenisçi Kahvesi

ATP 250: Doha

Sezona Romantik BaşlangıçErkekler Sezonu ATP250 turnuvaları ile başladı. Üst sıralardaki oyuncuların tercih ettiği Doha’da açılış, Nadal ve Federer’in mumlarla aydınlatılmış korttaki gösterisi ile oldu.

Aliye Akçil

Page 75: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 75 Tenisçi Kahvesi | 75

ATP 250: Doha

Sezona Romantik BaşlangıçErkekler Sezonu ATP250 turnuvaları ile başladı. Üst sıralardaki oyuncuların tercih ettiği Doha’da açılış, Nadal ve Federer’in mumlarla aydınlatılmış korttaki gösterisi ile oldu.

Page 76: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

76 | Tenisçi Kahvesi76 | Tenisçi Kahvesi

ATP 250: Doha

250 puanlık ATP turnuvası, Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenmektedir. Teklerde 16 oyuncunun, çiftlerde 16 takımın yer aldığı turnuva sert kortta oynanmaktadır. Toplam para ödülünün 1.024.000 $ olduğu turnuvada birinci-lik ödülü 175.380$.Turnuvada kimler var dersek, ilk 4 seribaşı Nadal,Federer,Tsonga ve Monfils. Turnuvaya 5.kez katılan Nadal ilk şampiyonluğunu kazanmak, 3 şampiyonluğu bulunan Federer ise ünvanını korumak istiyordu. Geçen yıl yarı finalde Federer’e yenilen Tsonga’nın bu yıl da yarı final muhtemel rakibi Federer iken, 2005 yılında finalde Federer’e kaybeden Monfils ise tabloda Nadal’ın tarafında yer aldı.Tek erkeklerdeki temsilcimiz Marsel İlhan turnuvaya elemelerden katıldı. Ana tabloya kalabilmek için 3 maç kazanması gereken Marsel, ilk maçını Alman Andrea Begemann’a karşı 4-6 6-2 6-3 kazanırken, ikinci maçında yine Alman Denis Gremelmayr karşısında 1-6 6-3 4-6 skorla kaybederek elendi.Turnuva organizatörleri her yıl olduğu gibi bu yıl da ilginç bir gösteri maçı or-ganize ettiler. Federer ve Nadal günbatımında Katar amfitiyatrosunda çevresi 4000 tane yanan mumla çevrili egzotik bir kortta gösteri maçı yaptılar.

Page 77: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 77 Tenisçi Kahvesi | 77

ATP 250: Doha

İlk turun en ilginç eşleşmesi kuşkusuz ki Federer/Davydenko maçıydı. Geçen yılın finalinde karşılaşan ikili bu yıl ilk turda eşleştiler. 54 dakikada 6-2 6-2 biten maçta Federer, etkili servisleriyle maçı zorlanmadan kazanan taraf oldu. Nadal ise ilk tur maçında Kohlschreiber karşısında zorlansa ve set kaybetse de maçı almayı bildi, 6-3, 6-7, 6-3.Turnuva esnasında kamp için Doha’da bulunan futbol takımları da vardı. Pa-ris St. Germain takımı 20. yılını kutlayan turnuvanın açılış seremonisinde yer alırken, Schalke 04 takımı da çeyrek final maçlarını izledi. Raul, vatandaşı Nadal’ın Youzhny’yi 6-4 6-4 yendiği maçı izleyen futbolcular arasındaydı.

Page 78: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

78 | Tenisçi Kahvesi78 | Tenisçi Kahvesi

ATP 250: Doha

Turnuvanın çeyrek finalinde Andreas Seppi’ye karşı set kaybetse de maçı kazanmayı başaran Federer, Tsonga ile oynayacağı yarı final öncesinde sakatlığı nedeniyle turnuvadan çekildi. Bu, Federer’in kariyerinde sadece ikinci kez olu-yordu. Son zamanlarda neredeyse her turnuvada görmeye alıştığımız Fede-rer/Tsonga maçı oynanamadı böylece. Onun yerine bu maça bilet almış olan-lar Tsonga ile efsane Stefan Edberg arasında oynanan gösteri maçını izleme şansına sahip oldular. Tsonga’nın ardından yarı finalde Nadal’ı 6-3 6-4 yen-meyi başaran Monfils ikinci finalist oldu. 20 yıllık turnuva tarihinde ilk defa iki Fransız arasında oynanan finalde kazanan 7-5 6-3 skorla Tsonga oldu. Tsonga Doha’da şampiyon olan 3. Fransız oldu.

Page 79: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 79 Tenisçi Kahvesi | 79

ATP 250: Doha

Final maçının ardından turnuvanın 20.yılı şerefine düzenlenen seremoniye turnuvanın eski şampiyonları da katıldı. Bunlar arasında Stefan Edberg’in yanı sıra Fabrice Santoro, Younes El Aynaoui, Stefan Koubek, Nicolas Escude ve Roger Federer de vardı.

Page 80: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

80 | Tenisçi Kahvesi80 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

Australia! Ready? Play.Aliye Akçil - Baran Güven - Ilgım Eroğlu

Artık tenis Avustralya’ya taşındı. Erkeklerden farklı olarak kadınlar sezonu iki major turnuva ile başladı. Aliye sizin için Brisbane ve Sydney’i incelerken, Ilgım ve Baran da turnuva öncesinde oyuncuları mercek altına aldılar.

Brisbane:Sakatlıkların GölgesindeYılın ilk Grand Slam’i Avustralya Açık öncesi Brisbane’de düzenlenen WTA Premier turnuvası. Toplam 655.000$ para ödüllü turnuva sert kortta oynanıyor. Teklerde 32 tenisçi, çiftlerde 16 takım yer alıyor. Geçen yılın Amerika Açık şampiyonu evsahibi Sam Stosur 1 numaralı seribaşı olarak yer alırken, Serena Williams, Ana Ivanovic ve geçen yıl ağustos ayından bu yana sakatlığından dolayı oynayamayan Kim Clijsters ana tabloda yer alan diğer önemli isimler oldular. İlk turda elenen tek seribaşı, Daniela Hantuchova’ya 3-6 6-4 6-3 kaybeden 8 numaralı seribaşı Dominika Cibulkova oldu. O gün Hantuchova’nın bu galibi-yetin ardından turnuvada nereye kadar gideceğini söyleseler kim inanırdı ki!Brisbane’de Clijsters’ın çok zor bir kurası vardı. İlk turdaki rakibi Simona Halep’den sonra ikinci turda Ana Ivanovic, ardından çeyrek finalde Sam Stosur ve yarı finalde Serena Williams. İlk turda Halep’i kolay geçti Kim. Ardından ikinci turun en ilgi çeken eşleşmesinde Ivanovic’i 6-1, 1-6, 6-3 skorla yenmeyi başardı. Final setinde 3-0 öne geçen Ivanovic ardından üst üste 6 oyun kaybederek maçı verdi. Benzer bir durum geçen yıl Miami’de de yaşanmıştı. Dördüncü turda ikili yine eşleşmiş, setlerde

Page 81: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 81 Tenisçi Kahvesi | 81

Merhaba Avustralya!

Australia! Ready? Play.Artık tenis Avustralya’ya taşındı. Erkeklerden farklı olarak kadınlar sezonu iki major turnuva ile başladı. Aliye sizin için Brisbane ve Sydney’i incelerken, Ilgım ve Baran da turnuva öncesinde oyuncuları mercek altına aldılar.

durum 1-1 ve final setinde Clijsters servisinde Ivanovic 5-1 ve 40-0 öndeyken 5 maç puanından faydalanamayıp maçı 7-6, 3-6, 7-6 kaybetmişti.

Evsahibi ve 1 numaralı seribaşı Sam Stosur ilk turu rahat geçmesine rağmen ikinci turda Çek Iveta Benesova’ya 6-4 6-2 yenilerek Avustralyalılar için hayal kırıklığı yarattı.

İlk tur maçını zorlanmadan kazanan Serena Williams’ın ilk tur maçından sonra söyledikleri maçtan çok daha ilgi çekiciydi : “Sporu hiçbir zaman sevmedim ve nasıl olup da sporcu olduğumu anlayabilmiş değilim. Tenisi sevmi-yorum ama onsuz yaşayamayacağım için hala buradayım. Kendimi tenisten sonraki hayatıma hazırlıyorum.” Serena Williams 2.turda Sırp Bojana Jovanovcki karşısında 6-2 6-4 galip gelmesine rağmen maçta ayağını burkup sakatlandığı için turnu-vadan çekildi ve böylece çeyrek finaldeki raki-bi Daniela Hantuchova maç yapmadan ilk yarı finalist olmuş oldu.

Page 82: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

82 | Tenisçi Kahvesi82 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

Çeyrek final eşleşmeleri :Kim Clijsters / Iveta BenesovaDaniela Hantuchova / Serena Williams(çekildi)Francesca Schiavone / Jelena JankovicAndrea Petkovic / Kaia Kanepi

Çeyrek finallerde turnuvanın en yaşlı oyuncusu Schiavone, Jankovic karşısında bir set geriden gelerek kazandı. Clijsters, Benesova’yı iki sette geçti. Sürp-riz sonuç Andrea Petkovic’den geldi. 2 numaralı seribaşı Petkovic, Kanepi karşısında 2 sette mağlup oldu.

Bu sonuçlara göre yarı final eşleşmeleri de şöyle oldu :Kim Clijsters / Daniela HantuchovaFrancesca Schiavone / Kaia Kanepi

Bu tabloya göre Clijsters /Schiavone finali beklemek oldukça olası görünüyordu. Ama hayat her zaman bekleneni vermi-yor. Nitekim Hantuchova karşısında ilk seti kazanan Clijsters, setten sonra aldığı tıbbi molanın ardından ikinci sette 3-1 yenik durumdayken sakatlığı nedeniyle maçtan çeki-lince Hantuchova kendini finalde buluverdi. Clijsters’ın sakatlığının ciddi olmaması ve Avustralya’da oynayabilecek olması sevenleri için teselli oldu.

Page 83: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 83 Tenisçi Kahvesi | 83

Merhaba Avustralya!

İkinci yarı final maçında ise, oraya kadar sessiz sedasız ama Pavlyuchenkova ve Petkovic gibi isimleri set vermeden yenerek gelen Kaia Kanepi’nin üstünlüğü vardı. Kanepi, Schiavone’yi 6-3 6-0 skorla ve sadece 55 dakikada yenerken, bu sezon önemli bir tehdit olacağının sinyallerini veriyordu.

Beklenmeyen final maçına gelince; bileğinin gücüyle ve hak ederek finale ge-len Kanepi’nin, büyük ölçüde şansının yardımıyla orada olan Hantuchova’yı yenmesi pek de güç olmadı. 6-2 6-1 skorla kazanan Kanepi, böylece ikinci WTA şampiyonluğuna ulaşmış oldu.

Page 84: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

84 | Tenisçi Kahvesi84 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

Sydney: İşler Kızışıyor.Avustralya Açık’tan sadece bir hafta önce Sydney’de oynanan WTA Premier turnuvasıdır. Toplam para ödülünün 637.000$ olduğu turnuvada birincilik ödülü 107.000$. Turnuva sert kortta oynanıyor ve teklerde 32 oyuncu, çiftlerde 16 takım yer alıyor. Turnuvada geçen yılın şampiyonu Li Na iken, en çok şampiyonluk kazanan tenisçi ise 5 kez şampiyon olan Martina Navratilova idi.Turnuva ana tablosu oldukça renkliydi. Dünya 1 ve 2 numaraları Caroline Wozniacki ve Petra Kvitova ilk iki seribaşı olurken, onları sırasıyla Victoria Aza-renka, Li Na, Sam Stosur, Vera Zvonareva, Agnieszka Radwanska ve Marion Bartoli izledi. Sharapova dışında İstanbul’daki tüm kadro Sydney’deydi.Kendi ülkesinde yüzü bir türlü gülmeyen Sam Stosur, ilk turda Francesca Schia-vone gibi bir ismi çekerken Sydney’de de durumun farklı olmayacağının sin-yallerini veriyordu aslında. Öyle de oldu ve son Amerika Açık şampiyonu Sam, Schiavone’ye 6-2 6-4 yenilerek henüz ilk turda turnuvaya veda etti.

İlk turda veda edenler arasında dikkat çeken bir başka isim de Ana Ivanovic oldu. Ana, Çek Lucie Safarova’ya 7-6 6-2 yenilirken Avustralya Açık öncesi pek de iyi görüntü vermemiş oldu.

Page 85: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 85 Tenisçi Kahvesi | 85

Merhaba Avustralya!

Radwanska kardeşlerin ilk tur mücadelesinde kazanan her zamanki gibi abla Agnieszka oldu.İlk turu bye geçen 1 numaralı seribaşı Wozniacki, ikinci tur maçında deyim yerindeyse ölümden döndü. Cibulkova karşısında ilk seti 7-5 kazanan Woz, ikinci sette pek varlık gösteremedi ve seti 6-2 kaybetti. Final setinde 4-0 geriye düşen ve mağlubiyete çok yaklaşan Woz, o noktadan sonra toparlanarak üst üste 6 oyun aldı ve çeyrek finale yükseldi.Bir hafta önce Brisbane’de biraz da şansının yardımıyla iyi bir grafik çizen ve fi-nale yükselen Hantuchova Sydney’de de iyi gözüktü. İkinci turda Schiavone’yi iki sette geçerek çeyrek finale yükselen bir başka isim oldu. Çeyrek final eşleşmeleri:Caroline Wozniacki / Agniezska Radwanska Victoria Azarenka / Marion BartoliLi Na / Lucie SafarovaPetra Kvitova / Daniela HantuchovaWozniacki çeyrek final maçında yakın arkadaşı Radwanska ile oynadı. Sakatlık molası aldığı maçta ilk seti 6-3 kazansa da diğer setleri 7-5 ve 6-2 kaybederek turnuvaya veda etti. Eğer Kvitova turnuvayı şampiyon olarak tamamlarsa 1 nu-maraya yükseleceğinden, bu mağlubiyetin Woz’a bedeli çok büyük olabilirdi.İstanbul’da sezon sonu şampiyonasında Bartoli’ye kaybeden Azarenka, Sydney’de rövanşı alarak yarı finale çıkmayı başardı.Bir başka çeyrek final mücadelesinde Li Na, Safarova’yı yenerken, Kvitova da Hantuchova’yı çok rahat geçerek yari finale yükseldi.Yarı final eşleşmeleri:Agniezska Radwanska / Victoria AzarenkaPetra Kvitova / Li NaYari final gününe gelindiğinde genel beklenti Kvitova’nın Li Na’yı yenerek 1 nu-mara olma yolunda bir adım daha atacağı yönündeydi. Ama olmadı. Petra’yı bir set geriden gelerek 1-6 7-5 6-2 yenen Çinli, hem geçen yılın şampiyonu olarak unvanını koruyabilmek adına finale kaldı, hem de Wozniacki’nin bir süre daha 1 numarada kalmasını sağlamış oldu. Diğer yarı final maçındaysa maça iyi başlayan Radwanska ilk seti 6-1 aldı. An-cak o da maçın sonunu getiremedi. Diğer iki seti 6-3 6-2 alan Azarenka ikinci finalist olmayı başardı.Finalde rakibini 6-2 1-6 6-3 skorla geçen Azarenka Sydney’in yeni şampiyonu olurken aynı zamanda Avustralya Açık öncesi güven tazelemiş oldu. Bu,

Page 86: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

86 | Tenisçi Kahvesi86 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

Azarenka’nın 9. WTA şampiyonluğuydu. Li Na ise kaybettiği finalden sonra sıralamada bir basamak gerileyerek 6 numaraya düştü.

Vika Azarenka, Sydney premier turnuvasını kazandı ve 1 numara olma yolunda şansını sürdürmeyi bildi.

Page 87: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 87 Tenisçi Kahvesi | 87

Merhaba Avustralya!

Artık Melbourne Zamanı: Oyuncu Değerlendirmeleri

Novak Djokovic: Djokovic 2011 yılının ilk 8 ayını müthiş bir form ve sakatlık olmaksızın atlattıktan sonra sonraki aylarda bir sakatlık döngüsüne gir-di. İki hafta üst üste sakatlık yaşamadan oynayamadı Sırp tenisçi ve sezon sonu turnuvasında da oldukça kötü bir görüntü çizdi. Bu noktada sakatlanıp bıraktığı Davis Cup maçı kendisi için bir şansa bile dönüşmüş olabilir, zira finalde oynamak durumunda kalması sezon sonu arasını kısaltacaktı. Fizik-sel olarak toparlanabilirse geçen seneki serisinin benzerini sunabilmek için ciddi şansı var. Bu süreçte onu en çok zorlama şansına sahip oyuncular geri çizgi oyununda oldukça iyi olan Murray ve Ferrer gibi isimler ki bu iki oyun-cu Federer’den sonra Djokovic karşısında en fazla direnebilen isimler oldular 2011 yılında.

Rafael Nadal: Nadal 2011 yılını omzu ve dizinde yaşadığı sorunlarla kapattı ki bunun onun için bir klasik olduğunu artık söyleyebiliriz. 2009 ve 2010 yıllarından farklı olarak Nadal sezon sonunda, Davis Cup maçlarından bir iki gün sonra hemen antremanlara başlamasına rağmen iki hafta ara vermek du-rumunda kaldı. Bu haliyle durumu 2008 yılının sonuna benziyor diyebiliriz; Na-dal 2008 sonunda da sakatlık yüzünden ara vermek durumunda kalmıştı. Bu aralar onun Avustralya Açık performansını olumlu etkiliyor, zira ara vermediği 2009 ve 2010 yıllarından sonra 2010 ve 2011 yılında yapılan turnuvaların her ikisinde de sakatlık sorunu yaşamıştı. Bu yıl, geçen iki yıldan daha iyi perfor-mans gösterebilir bu bağlamda. Ancak iki haftalık aranın yeterliliği tartışılır; ayrıca raketine ağırlık eklemek gibi yaptığı bazı değişikliklere adapte olmak zo-runda oluşu da şansını azaltıyor. Nadal’ın geleneksel sezon sonu sorunlarının bir sonraki sezona yansıması, neden Avustralya Açık’ın finalini şimdilik sadece bir kez görebildiği tek slam olduğunu da açıklar nitelikte.

Roger Federer: Federer Avustalya Açık’a genel olarak formda gelen bir isim. Elendiği yıllara bakıldığında, sakatlık sorunu yaşadığı 2008 yılı hariç aslında yine formda olduğu görülüyor; geçtiğimiz yıl dahil. Federer yıl içerisinde kendini

Page 88: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

88 | Tenisçi Kahvesi88 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

Avustralya Açık-Roland Garros arasındaki zaman diliminde dinlendirmeyi ter-cih ediyor ki bu tercih aslında oldukça mantıklı. Böylelikle neredeyse tüm slam turnuvalarında formda olmayı başarıyor. Sağlık sorunu yaşamadığı müddetçe yine iyi oynayacaktır. Djokovic’in form durumuna bağlı olarak şampiyonluğun önemli adaylarından biri olduğu da söylenebilir ki kendisi geçen sene slam düzeyinde Djokovic’i en fazla zorlayan isim olmuştu zaten.

Andy Murray: Murray son iki yıldır Avustralya Açık’ta final gören bir oyuncu. Ancak geçen sezonu sakatlık sorunları ile kapatmış olması kupa şansının ü-zerine gölge düşürüyor. Hazırlık turnuvalarındaki formu belirleyici olacaktır, zira 2011 sonunda problemler yaşadığı turnuvalara kadar oldukça iyi bir grafik yakalamıştı. Ayrıca Murray, Djokovic engelini aşabilecek isimlerden biri, fakat bunun için Djokovic ile finalde karşılaşmaması gerekiyor. Zaten Murray’in önündeki en büyük engel rakipleri değil, finallerde yaşadığı gerilim. Finalde rahat olabilmesi için karşısında ilk dörtten bir isim değil, sürpriz bir finalist olması gerekir. Murray kurada Nadal tarafına da Djokovic tarafına da düşse fi-nal için şansı olduğu söylenebilir; önemli olan bu yarı finallere nasıl bir psikoloji ile çıkacağı ve finaldeki rakibinin kim olacağı.

David Ferrer: Ferrer geçen yıl herhangi bir slamde görebildiği en iyi dereceyi tekrarlayarak Avustralya Açık’ta yarı final görmüştü. Yarı finalde Murray karşısında tie-break kazanma sorununun faturasını ağır ödemiş ve iki seti bu şekilde kaybederek elenmişti. Ferrer bu yıl herhangi bir sakatlık sorunu yaşamadan Avustralya’ya gelmeyi başarmış görünüyor. Davis Cup final ser-isinde Del Potro’ya karşı geriden gelerek kazandığı beş setlik maç İspanyol tenisçinin kendine güvenini yerine getirmiştir diye umuyoruz. Şöyle ki, son yıllarda slam turnuvalarına genellikle dördüncü turda, ilk 15’ten karşılaştığı ilk oyuncuya yenilerek eleniyor. Bu maçın çoğu beş sete gidiyor ve Ferrer kay-bediyor. Zaten son yıllarda bu tip oyunculara karşı kazandığı 5 setlik maçların Davis Cup maçları olması, İspanyol oyuncunun bireysel mücadelelerinde kendi kariyeri ile ilgili önyargılarına fazlasıyla takıldığı izlenimini uyandırıyor. Yine de Ferrer turnuvaya formda geldiği taktirde yine yarı final görebilir, hatta sakatlıklar nedeni ile tablo açılırsa final bile görebilir.

Jo-Wilfred Tsonga: Tsonga sert zeminin son aylardaki en formda isimlerin-

Page 89: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 89 Tenisçi Kahvesi | 89

Merhaba Avustralya!

den ve bu turnuvada da daha önce finale gitmiş bir oyuncu. Bu yılın sürpriz adaylarından birisi ve çok ciddi bir yarı final şansı var. Tsonga’yı yorabilecek isimler Djokovic ve Murray gibi geri çizgi mücadelelerini uzatmayı seven oyun-cular olacaktır. Öte yandan Tsonga’nın hareketliliğinin yetersiz kalacağı kadar hızlı atak yapan Federer de, iyi oynadığı taktirde Fransız oyuncunun önünü kesebilir. Tsonga için en iyi kura, Nadal’ın çeyreğine düşmesi olacaktır.

Tomas Berdych: Geçen yıl turnuvalarda fazla ilerleyememesine rağmen genel istikrarı ile 7. sırada kendisine yer buldu Çek oyuncu. Ancak Avustralya Açık’ta çeyrek finalden öteye gidebilmesi için çok daha fazlasına ihtiyacı var. 2010 yılında kendisine Slamlerde bir yarı final, bir de final getiren oyununu 2011’e taşıyamadı Berdych. Bu nedenle ilk on içerisindeki zayıf halkalardan biri şu an. Ancak sezonun hemen başında formsuzluk ve sakatlıklar görmeye alışığız, Avustralya Açık’ın son yıllarda en fazla sürpriz finalist çıkartan turnuva olmasının sebebi de budur aslında. O nedenle yine bu belirsizlik içerisinde oyununu biraz yükseltebildiği taktirde iyi bir sonuç alması da mümkün.

Mardy Fish: Fish, kendisini ilk ona taşıyan performansını 2011 sonunda göstere-medi. Aslında kendisinin Avrupa’da çok iyi oynayamadığını, evinde daha rahat ettiğini söylemek de mümkün. Ama bütün bunların da dışında Fish, Amerika’da dahi olsa slam turnuvalarından istediğini alamıyor pek. Bunu, zayıflayarak bi-raz rahatlamış dahi olsa enerjisinin beş setlik maçları kaldıramıyor olmasına bağlayabiliriz. Dördüncü turdan öteye gidebilmesi için ekstra bir fiziksel güce ve servis-vole oyunundan fazlasına ihtiyacı olacaktır.

Janko Tipsarevic: ilk on içerisindeki en önemli sürpriz adayı. Gerek final-lerdeki son noktayı koyma konusundaki yetersizliği, gerekse sıkça geçirdikleri sakatlıklarıyla takipçilerini bunaltan Sırp oyuncu 2011’in son aylarında bu sorunlarını aşmış göründü. Özellikle son birkaç yıldır sezon sonunda iyi oy-nayan isimlerin Avustralya’ya da formda geldiklerini görüyoruz; Tsonga ve Tipsarevic bu anlamda özellikle dikkat edilmesi gereken isimler olacaklardır.

Nicolas Almagro: Almagro, Cincinnati’de oynadığı Masters turnuvasından beri oynadığı herhangi bir turnuvada isminde “final” geçen bir turu göre-medi. Sezon sonunda iki maç üst üste kazanmakta güçlük çeken Almagro

Page 90: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

90 | Tenisçi Kahvesi90 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

için dördüncü tur bile sıçrama kabul edilebilir. İspanyol oyuncu, son yıllarda vatandaşları Robredo ve Ferrero’nun yaptığı gibi ekmeğini Güney Amerika ve yazın Avrupa’da oynanan toprak turnuvalarından çıkartacak gibi görünüyor bu yıl da.

…ve diğerleri: İlk on içerisinde olmasalar bile bahsedilmesi gereken birkaç isim daha var. Bunlardan ilki tabi ki 11. sırada olan Del Potro. Davis Cup eşleşmesinde, özellikle Ferrer karşısındaki mağlubiyeti kendisi için moral bozucu olsa da, özelikle Nadal karşısında oynadığı oyun ve forehand performansı umut verici. Turnuva sonrasında ilk ona kesin dönüş yapacaktır; Avustralya Açık’ın hava şartlara yorulmaya meyilli tenisçiyi zorlamazsa fazlasını bile yapabilir. Bir diğer isim ise Dolgopolov. Kendisine burada yer vermemizin nedeni hem geçen sene çeyrek finale gitmiş olması hem de tenis kariyerinde kendisini en çok zorlayan farklı coğrafyalara uyum sağlama ve yolculuk kaynaklı sorunlarını Avustralya’ya yeni yıla girilmeden giderek çözmüş olması. Şaşırtıcı bir oyunu olan Dolgopolov, en azından izlemeye değer bir oyun ortaya koyacaktır. Kendini yeni yeni bulmaya başlayan Nishikori, Sampras’ı andıran bir tarzı olan ve sezon sonunda sakatlığı nedeni ile kendini unutturan Raonic ve ev sahibi rahatlığını bu turnuvada her zaman iyi kullanmış olan Tomic’e de dikkat etme-kte fayda var.Son söz: Artık herhangi bir Grand Slam’de yarı finale tepedeki dörtlüyü di-rekt yazabilecek rahatlığa sahibiz. Ancak 2012’nin ilk haftalarında Nadal’ın raket değişikliğine henüz uyum sağlayamadığını, ayrıca omuz sakatlığı sebe-biyle Şubat ayını boş geçireceğini; Federer’in de sırtındaki sakatlık nedeniyle Tsonga karşısında çekilmek zorunda kaldığını, öncesinde de Abu Dabi’de Djo-kovic karşısında ayakta duramadığını göz önünde bulundurursak Novak ve Andy’nin Rafa ve Roger’a göre daha avantajlı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu kez şanssızlık sonucu iki isim aynı yarıda yer alıyor ve içlerinden sadece biri finali görecek. Murray’nin Brisbane performansı başarılıydı, ancak Djokovic’in Eylül’deki halinde mi, Kasım’daki halinde mi olduğunu (Abu Dabi özel turnuvası bir fikir verse de) ancak Melbourne’de görebileceğiz. Bu iki oyuncunun bir diğer şanssızlığı da çeyrek finalde problem çıkarabilecek ve 2012'ye çok gü-zel giriş yapan ilk 8 oyuncuları Ferrer ve Tsonga’nın kendi paylarına düşmesi (Murray’nin çeyreğinde ekstradan Simon ve Monfils de var). Diğer tarafa Fish ve Berdych’in düşmeleri de Nadal ve Federer için bir başka avantaj olarak

Page 91: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 91 Tenisçi Kahvesi | 91

Merhaba Avustralya!

görülebilir. Gerçi Federer, Fish’ten oluşan avantajı Dolgopolov ve Del Potro ile dezavantaja çevirmiş görünüyor.

Gelelim Kadınlara...Caroline Wozniacki: Geçtiğimiz yılın en çok tartışılan oyuncularından, slam kazanamamış 1 numara… Aslında Wozniacki’nin artıları ve eksileri bu duru-munu açıklar nitelikte; oldukça istikrarlı, ama slam turnuvaları gibi üst düzey tenisçilerin olabilecekleri en iyi durumda ve formda geldikleri turnuvalarda bitiriciliğinin olmayışının sıkıntısını yaşıyor. Wozniacki’nin yeni çalıştırıcısı ile mucize bir çıkış yakalaması kısa sürede mümkün görünmüyor. İstanbul’da izlediğimiz Wozniacki’nin bu turnuvayı kazanması formsuzluklar ve sakatlıklara bağlı olacaktır; zira kendisi yaptığı en iyi özelliği olan istikrarından ödün ver-meyecektir.

Petra Kvitova: 2011’in taze slam şampiyonlarından ve en sevdiğimiz WTA turnuvası olan sezon sonu şampiyonasının kazananı. 2011’i kapalı sert ze-minde yenilgisiz kapattı, ancak Avustralya’da şartlar değişecektir. Kvitova en rahat oynadığı kapalı sert zeminlerde bile maç içerisinde fazlasıyla dalgalanma yaşayan ve iniş anlarında mental açıdan desteğe ihtiyaç duyan bir oyuncu. Bu ayki sayımızda da belirttiğimiz gibi inisiyatifi oyun içerisinde sürekli üzerine alan ve bu nedenle fazlası ile stres yaşayan bir oyuncu. Turnuva performansını da çalıştırıcısının desteği olmadan mental çöküşlerden ne denli rahat kurtulacağı belirleyecektir. Yoksa oyunun psikolojik yönü bir tarafa bırakıldığında kendisi toprak zeminde dahi etkili olabilen bir oyuna sahip olduğundan turnuvanın önemli favorilerinden biri.

Victoria Azarenka: Turnuvanın gizli favorilerinden. Çoğu zaman vasatın üzer-inde performanslar gösterse de şu ana dek kendisini bir slam kupasına götüre-bilecek etkinliği ortaya koyamadı. Oyununda aksayan yönü kendisine bir silah üretememiş olması. İyi bir kontratak oyuncusu ancak Kvitova gibi buna ola-nak tanımayan bir oyuncu ile oynadığında oyunu yönlendirmekte ve kendine fırsatlar yaratmakta zorlanıyor. Oyun içinde ise mental açıdan dengeli olması, uçlarda iniş çıkışlardan kendisini koruyor. Bu turnuvada da son dört oyuncu arasında olması kuvvetle muhtemel.

Page 92: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

92 | Tenisçi Kahvesi92 | Tenisçi Kahvesi

Maria Sharapova: Bir başka dikkat edilmesi gereken isim olmakla birlik-te favoriler içerisinde şansı en az olanlardan. Bunun en önemli sebeplerin-den biri, özellikle sakatlık döneminden sonra, kendine bir silah üretememiş olması. Servisleri kendisi için önemli bir sorun; boyunun getirdiği avantajı kullanamadığını söyleyebiliriz. Bununla birlikte file önünü de yeterince etkin kullanamaması kendisi için sorunlara neden oluyor. Kupaya uzanabilmesi için son dönemlerinde gördüklerimizden fazlasına ihtiyacı olacaktır. Ayrıca sezon sonunda yaşadığı sakatlıklar da kafalarda soru işaretleri yaratıyor.

Na Li: Geçtiğimiz sezonu oldukça kötü kapattı. Kazandığı ilk slam olan Ro-land Garros’tan sonra etkili olamadığını söylemek mümkün, İstanbul’da da zayıf oyunu özellikle Stosur ile oynadığı maçında göze batmıştı. Ancak ba-yanlar takviminde sezon sonu arası uzun; Avustralya Açık’a toparlanmış olarak gelmesini umuyoruz ki bu turnuvada son yıllarda iyi sonuçlara imza attı. 2010 yılında yarı final, geçtiğimiz yıl ise final oynayan oyuncunun bu yıl da iyi oyna-yarak keyifli maçlara imza atmasını bekliyoruz.

Sam Stosur: Son slam şampiyonu, kendi evinde oynuyor. İstanbul’daki for-munu beğenmiştik. Geçtiğimiz sezonu iyi kapatan oyuncunun kendi evinde ise rahat olduğunu söyleyemeyiz; Avustralya Açık’ta dördüncü turdan ö-teye gidemedi Stosur. Wimbledon’dan sonra en zayıf olduğu slam turnuvası Avustralya’da. Yine de slam kazanmış olması en azından psikolojik açıdan bir rahatlamaya neden olabilir. Aslında son dört oyuncu arasında görmemiz bile şaşırtıcı olur ancak kadınlar tenisi söz konusu olunca kendimizi daha fazlasına bile hazırlıyoruz.

Vera Zvonareva: Bu yıl Berdych ile kaderi hemen hemen aynı oldu; sıralamadaki yerleri dahi aynı. Slam düzeyinde iyi performans gösterdiği 2010 yılından son-ra 2011’in Rus oyuncu için biraz daha sönük geçtiğini söyleyebiliriz; bunda çalıştırıcısını değiştirmesinin de etkisi olmuştur sanıyoruz. Kortta yaşadığı so-runlar herkesçe bilinen Zvonareva da fazla bir beklentimizin olmadığı isim-lerden. Ancak yine de iki kez son dörde kalmayı başardığı bu turnuvada son yıllarda iyi bir performans sergilediğinden hayranlarında çok büyük bir hayal kırıklığı yaratmayacağını düşünüyoruz.

Merhaba Avustralya!

Page 93: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 93 Tenisçi Kahvesi | 93

Merhaba Avustralya!

Agnieszka Radwanska: Azimli karşı atakçılardan olan oyuncu, geçen sene yarı sakat ve formsuz geldiği bu turnuvada beklentilerin oldukça üzerine çıkmayı başarmıştı. Geçtiğimiz yılın sonlarında ise özellikle İstanbul’a gelebilmek için müthiş bir performans ortaya koymuştu. İstanbul’da yorgun ve hafif sakat olan Polonyalı oyuncu yine de guruptan çıkmayı az bir farkla kaçırmıştı. Yıla iyi başlayabilen genç ismi en azından çeyrek finallerde görmeyi bekliyoruz.

Marion Bartoli: Yedek olarak geldiği İstanbul’da, ölü bir eşleşmede dahi göstermiş olduğu azimle kalpleri kazanan Bartoli, 2011 sonunda gösterdiği performans ile dokuz numaraya kadar yükseldi. Hakkında söylenebilecek tek şey, bu azmini devam ettireceğinden emin olduğumuzdur. Etkili servislerin-den kolay puan kazanabiliyor oluşu ise önemli bir avantaj. Bartoli’den son iki yıla nazaran daha iyi bir performans beklenebilir.

…ve diğerleri: Bahsetmeye değer iki isim var; Serena Williams ve son şampiyon Kim Clijsters. Her ikisinin de performansı sağlık durumlarına bağlı. Sağlıklı oldukları müddetçe finale yürüme olasılığı olan, ilk 10 dışındaki en önemli iki isim tecrübeli tenisçiler. Yine de Serena Williams, özellikle istikrar anlamında Clijsters’tan bir adım önde duruyor. Serena geçen yıl neredeyse hiç antrenmansız çıktığı Wimbledon’da bile dördüncü turu görebildi, Clijsters’ın ise Avustralya’da 2010’da oldukça şok edici bir mağlubiyet aldığını biliyoruz. Serena daha önce beş kez kazandığı bu turnuvada sakatlıktan dönmüş dahi olsa en azından dördüncü turun ötesine büyük ihtimalle gidecektir. Tenisi bırakma tarihi üzerine dedikodular duyulabilen ve uzunca bir süredir sakat olan Clijsters’ın ise ne denli motive olabileceği merak konusu.

Son söz: Kırk yıllık Kahve’yiz, böyle bir tablo görmedik. 2012 Avustralya Açık’ı Wozniacki, Kvitova, Azarenka, Sharapova, Stosur ve Radwanska’nın 1 numara olarak kapatma ihtimali bulunuyor. Bu isimlerden ilk 4’ü, turnuvayı kazandıkları takdirde kayıtsız şartsız 1 numara oluyor. Durum böyleyken herkesin üzerinde baskı olacağını söylememiz yersiz olmaz.

Wozniacki, 2011’in sonundaki düşük formunu sürdürüyor görünüyor. Hopman Cup’ta Kvitova’ya yenilmesi beklendik bir sonuçtu, ancak İstanbul’da mağlup ettiği Radwanska’ya Sydney’de yenilmesi çok beklenmiyordu. Kendisini çeyrek finalde sezona genelde iyi başlama geleneğini bu sene de sürdüren Li ile

Page 94: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

94 | Tenisçi Kahvesi94 | Tenisçi Kahvesi

Merhaba Avustralya!

Brisbane’de geçirdiği sakatlık öncesi nefis bir form sergileyen Clijsters gibi isimlerden birisi, yarı finalde ise büyük olasılıkla Azarenka bekliyor olacak.

Yüksek formunu 2012 başlangıcına taşıyarak Sydney’i kazanan Vika’nın çeyreğindeki en büyük engeller yine yıla iyi başlayan sürpriz isim Barthel, Schiavone ve Radwanska gibi isimler olacak. İstanbul'a geliş döneminden bu yana bambaşka bir Agnieszka izliyoruz. Azarenka'nın yoluna taş koyması da beklenebilir bu nedenle.

Sharapova’nın durumu ise tam bir soru işareti, İstanbul’dan bu yana hiçbir yer-de boy göstermedi, kendisinden başarı beklemek çok yerinde değil, karşısında formsuz Zvonareva’nın olması avantaj gibi görünse de aynı çeyrekte Kanepi ve Serena Williams gibi isimler var. Serena Williams için de tek soru işareti Clijsters’ta olduğu gibi sakatlık sorunları. Lisicki, Kuznetsova ve Kerber gibi isimlerin de bulunduğu kısımdan Sharapova’nın çeyrek final görmesi bile zor görünüyor.

Son çeyrekte ise Kvitova’yı zorlayabilecek tek isim Bartoli gibi görünüyor. Bu kısımda zorluk yaratabilecek Stosur, Pavlyuchenkova, Kirilenko, Ivanovic ve Gajdosova gibi isimlerin tamamı sezona formsuz başladı. Kvitova bu tabloda 1 numaranın en önemli adayı gibi görünüyor.

Williams kardeşler-Henin-Clijsters dominasyonunun yeni kuşağa devri, tam bu dönemde Clijsters-Azarenka, Serena-Kvitova yarı finalleriyle taçlansa kimse “hayır” demez sanırız.

Page 95: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 95 Tenisçi Kahvesi | 95

2011’den Objektiflere Yansıyanlar

Kortlardan Parlamento’ya Birçoğumuzun özlemle andığı Marat Safin, kortlara veda etmesinin ardından kendisini ilk yapılan seçimlerde Rusya Parlamentosu’nda buldu. Ancak meclis görüşmeleri korkarız ki Marat’ı pek sarmamış :)

Page 96: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

96 | Tenisçi Kahvesi96 | Tenisçi Kahvesi

Turkcell Cup TFF Büyükler Türkiye Şampiyonası

Turkcell Cup TFF Türkiye ŞampiyonasıTurkcell Cup Büyükler Türkiye Tenis Şampiyonası, 12-20 Kasım 2011 tarihleri arasında Antalya Tenis İhtisas Klübü’nde oynandı. Turkcell, bu turnuvaya bu yıl ilk kez sponsor oldu. Toplam ödül ise 50.000 Amerikan Doları’dır.

Tek erkeklerde Türk Tenis Tarihi açısından bir rekor da kırılmış oldu. Yarıfinal mücadelesinde Haluk Akkoyun Mustafa Gençsoy’u 7-6/6-3/4-6/5-7/7-6’lık 5 sette mağlup etmeyi başarırken karşılaşma tam 5 saat 9 dakika sürdü ve tenis tarihimize en uzun maç olarak geçmeyi başardı. Acaba Grand Slam’lerdeki gibi final setinde tie-break olmasa, dünya rekoru da kırılır mıydı sorusunu da kendi kendimize sormadan edemedik. Diğer yarıfinal maçında ise elemeler-den gelen Barış Ergüden, çok güzel bir performansla Tuna Altuna’yı 6-2/6-1/6-4’lük setlerle yenerek adını finale yazdırdı.

Tek kadınlar yarı finalinde Pemra Özgen, Hülya Esen’i 6-2/6-1, Melis Sezer ise Büşra Kayrun’u 6-4/6-1 ile yenerek beklendiği gibi final mücadelesinin iki tarafına isimlerini yazdırmayı başardılar.Final günü erkekler maçında Barış Ergüden, ilk seti 6-4 kazandı, ikinci set de tie-breakle yine elemelerden gelen bu sporcunun oldu. Üçünücü setin başında Haluk Akkoyun önce sağlık molası kullandı ancak sakatlığı nedeniyle mü-

Turnuvanın elemelerine yağmur önemli ölçüde damgasını vurdu. E-leme maçları 2 gün oynanamayınca, turnuva takvimi de tehklikeye girdi. Ancak yağmurun dinmesi ile birlikte yeniden hızını alan turnuva sonraki günlerde çekişmeli maçlara sahne oldu.

Nurcan Coşkun

Page 97: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 97 Tenisçi Kahvesi | 97

Turkcell Cup TFF Büyükler Türkiye Şampiyonası

Turkcell Cup TFF Türkiye Şampiyonası

cadeleye devam edemedi. Böylelikle şampiyonluğa ulaşan isim Barış Ergüden oldu. Barış Ergüden karşılaşma sonrasında “Turnuvada şampiyon olduğum için çok mutluyum. Bu başarıda emeği olan değerli antrenörüm İnan Ülker’e ve bana yardımcı olan ağabeyime teşekkür ediyorum, tenise geri dönmemi sağladılar.Son 2.5 ay gece gündüz çalışarak şampiyonluğu elde ettim. Umarım bu şampiyonluk sonrası da iyi başarılar kazanırım ve ATP Tour’da da başarılı olurum” dedi.

Tek kadınlar finalinde Pemra Özgen Melis Sezer’i 6-3/6-4 yenerek zafere ulaştı. Pemra Özgen maçtan sonra “İki yıl aradan sonra kupayı kazandığım için oldukça mutluyum. Sezonun son ulusal turnuvasını şampiyonlukla bitir-dim. Maçın başında iyiyidim ve devamını getirebildim, Melis’i de sergilediği oyundan ötürü kutlarım” dedi.

Çiftlerde şampiyonluğu erkeklerde Barkın Yalçınkale-Anıl Yüksel, kadınlarda da Melis Sezer-Büşra Kayrun çiftleri elde etti.

Page 98: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

98 | Tenisçi Kahvesi98 | Tenisçi Kahvesi

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

Baran Güven - Birkan D. Kayaoğlu

Kadınlar tenisi, 1987’den itibaren tam bir dominasyona sahne olmuştu. 18 yaşında bir anda efsane Navratilova’nın yerini alan, tarihte hiçbir tenisçinin yapamadığını yaparak aynı yıl içerisinde 4 Grand Slam kazanan, yetinmeyen buna bir de O-limpiyat Altın Madalyası ekleyen bu kadın Alman Steffi Graf’tı. Tenis kariyerinde 1996 yılına kadar ara sıra Seles, bazen de Sanchez-Vicario ile mücadele etse de özellikle 1987-1991 arasında 377 hafta 1 numarada kalan, 29 Grand Slam’de 21 şampiyonluk kazanan tam bir makine.. Fakat 1996’dan sonra yaşadığı uzun sakatlıklar onu engellemiş, artık ismi unutulmaya yüz tutar hale geldikten sonra yeniden tenise dönmüş ve bir anda kendisini Roland Garros finalinde bulmuştu.Steffi sakatlıklarla uğraşadursun, tıpkı kendisi gibi genç yaşta bir raket, anne-sinin tenis tutkusuyla doğar doğmaz Martina Navratilova’nın adının vererek ka-derini belirlediği, bu tutkuyla eğittiği, koçluğunu yaptığı Martina Hingis kadınlar tenisinin yeni tanrıçası oluyordu adeta. Üstelik Graf’ın 19 yaşında yaptığı grand slam’i az kalsın 16 yaşında başarıyordu. 1997’de Roland Garros finalinde kari-yeri boyunca bir daha Grand Slam kazanamayacak olan Majoli’ye yenilerek bu rüyayı sonlandırıyordu ama 1997’den bu yana ara sıra Davenport ile çekişerek 1 numara olarak 1999’da Roland Garros’a gelmişti. Bu arada 1998’de kendisine uzatılan mikrofonlara Graf hakkında “Steffi geçmişte iyi sonuçlar almıştı, ancak şu an tenis onun oynadığı zamankinden daha hızlı ve atletik bir spor. O artık yaşlı, zamanı geçti” demeyi de ihmal etmemişti. Artık grand slam fırsatı kaçsa da Kariyer Grand Slam’i yapabilirdi ve bunun için mutlaka ama mutlaka Ro-land Garros’u kazanması gerekiyordu. Diğer taraftan Steffi ise “ben daha bitme-dim” mesajnı verebilmek için Fransa’ya gelmişken, Philippe Chatrier kortunda kazandığı sayısız zafere bir yenisini daha eklemek için oradaydı. İşte bu duygu-lar içinde halef ve selef, 1999’un sıcak bir 5 Haziran gününde korta çıktı.

Olaylar, Olaylar...

Page 99: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 99 Tenisçi Kahvesi | 99

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

Roland Garros ‘99 Kadınlar FinaliOlaylar, Olaylar...

Uzayan ralliler, set gibi uzun gelen oyunlar.. Uzun zamandır bu kadar iyi bir maç izlemiş miydik diye düşünüyordu ekranları başında izleyenler ve Chatrier’yi dolduranlar.. Hingis gençliğinin ve enerjisinin verdiği avantajını sonuna kadar kullanıyordu, Graf ise daha çok bir açık kapı bulmaya çalışıyor gibiydi. Hin-gis setin başını domine ediyor, servis kırarak başlıyordu. Durum 3-2 Hingis öndeyken Graf inanılmaz forehandlerinden bir buket sunuyor ve puanı alırken Hingis’ten bir kahkaha yansıyordu. Neden kahkaha derecesinde güldüğü soru işaretleri yaratırken, rakibini mi küçümsüyor sorusu sorulmaya başlamıştı. Hin-gis bir anda ilk sette 2 break avantajı sağladı, Graf cevap verdi ama ilk seti de kaybetmekten kurtulamadı. İlk set 6-4 ile Hingis’in oluyordu. İkinci sette de her şey Hingis’in lehineydi. Sete yine servis kırarak başlamıştı adım adım şampiyonluk geliyordu. Setin üçüncü oyunu başlarken kortta cılız Steffi seslerini duyabilirdiniz, Fransızlar büyük aşkları Steffi’nin oyuna dönme-sini istiyordu. Graf’ın kullandığı servisi geriçizgiye çok yakın çeviren Hingis’in topuna çizgi hakemi “dışarıda” kararı verdi. Hingis itiraz edince sandalye hake-mi topun düştüğü yeri inceledi hatta çizgi hakemini çağırdı ikisi de hangi iz olduğunu anlayamadılar. Puan tekrarı kararı verildi. Hingis kendi sahasından onları izlerken bir anda “hadi ama ben topun izini görüyorum” gibi bir işaret yaptı, hakem kararını değiştirmedi, Puan Tekrarı... Hingis bu karara çok ama çok sinirlendi, bir anda Steffi’nin tarafına geçti! Böyle bir şey görülmemişti. Herkes şoka girdi. Hingis raketi ile sert bir şekilde doğru olduğuna inandığı izi işaretledi ama hakem sandalyesine dönmüş, Hingis’e yerine girmesini işaret ediyordu. Hingis yerine gitmedi, hakemin yanına koştu, çünkü hakem Hingis’e zaten ilk sette raketini parçaladığı için uyarı vermişti, şimdi de bir puanını silip Steffi’ye veriyordu. Hakemle agresif konuşmaların ardından korta değil de san-

Page 100: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

100 | Tenisçi Kahvesi100 | Tenisçi Kahvesi

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

dalyesine oturmaya karar verdi. Sandalyesinden hakem ile konuşmaya devam ediyordu. Bu anda turnuva başhakemi ve turnuva direktörü de geldiler. Ama Hingis’in onlara karşı yaptığı itirazlar da sonuç vermedi. Tartışmalar esnasında Martina seyirci avantajını kaybettiğinin de farkına varmıyordu. Oyun başlarken gelen cılız Steffi tezahüratı artık neredeyse kortun yarısı tarafından dile ge-tiriliyordu. Martina kortun kendi yerine yürürken gülümsemeye çalışıyor ama bunu beceremiyordu. Hakem Hingis’e verilen cezayı açıklarken Martina’nın işareti ise en masum şekliyle “Hadi Oradan” diye telaffuz edilebilirdi.

Martina’nın ikinci sette de 2-0 öndeyken bu itirazını çok uzun sürdürmesi, mental kay-ba da neden oldu. Daha tehlikelisi, bu mental kayıp Steffi’ye aynı oran-da kazanç getiriyor, Al-man raket’in oyuna daha sıkı sarılmasına neden oluyordu

Bu kayıp Hingis’e pahalıya mı patlayacaktı, çünkü Steffi daha da saldırmaya başlamış ve Hingis’in servisini kırmıştı. Hingis eğer böyle bir şey mümkünse tenisini daha da yükseltmeye başladı, mutlaka Graf’ın servisini kırmalıydı. Uzun süren bir rallide birden file önünde kendini buldu ve Graf’ın 2 back-hand passing-shot denemesini büyük bir ustalıkla çevirdi. Ancak 3.dene-mede birden topu forehand’ine alan Steffi muhteşem bir passing shot ile kendisini geçiyordu. Martina puanı kaybettiğine inanamıştı, kendisini birden fileye bıraktı ve şansına gülmeye başladı.

Page 101: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 101 Tenisçi Kahvesi | 101

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

İkinci setin 8. oyunu, Hingis servisi. Steffi muhteşem bir lob denemesinde bu-lundu, top içeri düştü, Hingis topa hızla koşarak yetişti ama fileye gönder-di. Herkes bu puanı alkışlarken, Martina beklenmedik bir şey yaptı, ballkid’in kendisine gönderdiği topu hırsla yere çarptırarak tribünlere gönderdi. Artık Fransızlar’ın sabrı taşmaya başladı. Karşılaşmanın başında tarafsız olarak kalmışlardı ama zaten Avustralya Açık’ta Amelie Mauresmo’ya erkek gibi oynuyor dediği için kızgınlardı. Bu ise maçta yaptığı 2. yanlış davranıştı ve daha da fazla yuhalayarak tepki verdiler, artık kortun yarısından fazlası açıkça Steffi’yi, eski şampiyonlarını desteklemeye başlamıştı. Bir sonraki puan daha da ilginçti, uzun bir rallide Graf Hingis’in bütün toplarını çevirdi, çok güzel bir lob daha gönderdi. Hingis bu sefer yetişti ve Graf koşarak file önünde smaç pozisyonunu aldı. Ama top filede kaldı! Graf şansına inanamıyordu, Hingis ise çizgide raketine sarılmıştı, dokunsan ağlayacaktı.

Page 102: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

102 | Tenisçi Kahvesi102 | Tenisçi Kahvesi

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

Bu, bir o tarafa bir bu tarafa giden oyunu alarak servisine tutundu Martina: 4-4! Bir sonraki oyunda ise Graf’ın servisini kırmış, istediği şansı ele geçirmiştii. 5-4! Hiç bir şeyin önemi kalmamıştı, şampiyonluk için servisine tutunması ye-tecekti. Kariyer Grand Slam’e bir servis oyunu uzaklıktaydı.

Martina ilk puanı aldı ama ikinci puanı dışarı yolladı: 15-15.. Bir yıl gibi süren uzun bir rallide Steffi nefis bir çapraz tek el passing-shot ile puanı kendi-sine yazdırdı:15-30... Hingis bir kez daha hata yapınca 15-40 oldu... Steffi için ya hep ya hiç puanlarıydı. Hingis ilk servis kırma puanını kurtardı ama ikin-cisini kurtaramadı: 5-5! Graf servisine tutundu ve Hingis’in servisinde 2 set puanı yakaladı! Artık Steffi gülümseyen taraftı. Martina ise elinden kaçırdığı şampiyonluk servisine yanıyor, final setinin ne kadar zor olacağını önceden biliyordu. Kortun bariyerlerine yaslanmış, artık resmen ağlıyordu.

Page 103: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 103 Tenisçi Kahvesi | 103

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

Üçüncü sete Graf servisi ile başladık. Toplara iyi konsantre olamayan Hingis sayesinde, Graf servisine tutundu ve Hingis’in de servisini kırdı. Durumu bir anda 3-0 yapınca, Hingis hemen soluğu tuvalet molası adı altında biraz din-lenmede, üstünü değiştirmede, saçları toparlamada aldu. Fransız seyirciler Hingis’in tavırlarından sıkılmıştı. Uzayan tuvalet molasında Meksika dalgası başladı. Bu sırada beklenmeyen bir şey oldu. Steffi Graf da seyircilerle birlikte Meksika dalgasına katıldı. Seyirci kendinden geçmişti artık. Tüm kort Steffi diye inliyordu. Hingis, korta beyaz giysisi ve topuz yapılmış saçları ile döndüğünde biraz daha toparlanmış gibiydi. 5. oyunda Steffi’nin servisini kırdıysa da Steffi’nin cevabı gecikmedi: 4-2. Steffi servisine tutundu 5-2!! Artık şampiyonluğa bir oyun uzaklıktaydı. Hingis bu oyunda muhteşem bir forehand çapraz ile puanı aldı. 15-0. İkinci puan da benzer şekilde Hingis’in oldu, 30-0. Graf’ın söyleyecekleri ise şimdi başlıyordu. Süper bir return, 30-15. Arka arkaya muhteşem vuruşlar Steffi’den. 30-40! Artık şampiyonluk puanı Graf için. Bu anda olağandışı bir şey daha oldu. Hingis servis için topu sektirirken aniden bir kesme “under-hand” servis kullandı. Bu inanılmaz servise yetişse de bir sonraki passing shot’ı çıkaramadı Steffi. Bütün kort gözlerine inanamadı. Kesinlikle vuruş kurallar dahilindeydi, daha önce de Michael Chang, Ivan Lendl’a karşı bu vuruşlardan yapmış, hatta değişik bir taktikle Lendl servislerinden bazılarını servis karele-rinin birleştiği T’nin tam ortasından karşılamıştı. Ama o gün Michael Chang’ın ciddi bir omuz sakatlığı vardı ve bu sakatlık servis kullanmasını ve karşılamasını zorluyordu bu nedenle de doğal karşılanmıştı. Fakat Hingis’in böyle bir ne-deni de yoktu ve artık çığırından çıkan Fransız seyirciler çıldırmış gibiydiler. Bu noktada Hingis, what I can do sometimes der gibi bakarken Graf’ın bakışı da tam olarak “Çocuk işte..” anlamındaydı.

Page 104: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

104 | Tenisçi Kahvesi104 | Tenisçi Kahvesi

Roland Garros ‘99 Kadınlar Finali

Hingis’in düzgün kullandığı bir sonraki puanda, topu Steffi çeviremedi, Avan-taj Hingis! Artık Hingis için maç bir Davis Cup mücadelesi gibiydi, kendisi-ni hataya zorlamak için yanıp tutuşan bir kort dolusu seyirciye karşı.. Kısa bir rallide topu fileye takan Hingis oldu, yeniden berabere. Sonra Steffi’nin muhteşem dropshot’ına yetişemeyince Steffi için yeniden bir şampiyonluk puanı şansı doğdu. Bu sefer tribünde hararetle alkışlama sırası Steffi’nin an-nesine gelmişti. Hingis kendisi servis kullanırken hala susmayan seyirciye çok sinirlendi ve bir underhand servis daha kullandı! Top servis karesinin dışına düştü. Hingis soluğu hakemin yanında aldı ve seyirciyi şikayet etmeye başladı. Hatta kalabalıktan sesini duymadığı hakemin sandalyesine tırmandı ve hararetli bir sohbete koyuldular. Ama artık bu noktada delirme sırası Graf’a gelmişti. Hakeme gitti ve ekrandaki herkesin de duyabileceği şekilde “Burada gevezelik mi edeceğiz, tenis mi oynayacağız? (hakemin cevabı üzerine) Tamam eğer tenis oynatma niyetindeysen problem yok” dedi ve yerine döndü. Kısa bir ralli, dışarı düşen bir top ve küçük bir kız çocuğu gibi geriçizgide zıplayan bir Graf! Oyun set ve maç Steffi Graf! Hingis, maçı kaybettikten sonra gözyaşları içinde soyunma odasına koştu, kupa törenine annesinin teskinleriyle ve hala ağlarken geldi. Graf seyirciye teşekkür etti, bunun son Fransa Açık turnuvası olduğunu, kendisini Fransız gibi hissettiğini belirtti. Hingis’e de kariyeri boyunca Fransa Açık’ı kazanmak için birçok şansı olacağını, üzülmemesi gerektiğini söyledi. Sözü alan Hingis, önce Fransa Açık seyircisiyle Fransızca konuştu, ardından Graf’a “Birçok şansım olacağını söyledin, ancak sadece 3 puan uzaklıktaydım, bu şekilde kaybetmek çok üzücü” dedi.

Page 105: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 105 Tenisçi Kahvesi | 105

2011’den objektiflere yansıyanlar

Sarıl Bakalım Kim Teyze’ne

Page 106: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

106 | Tenisçi Kahvesi106 | Tenisçi Kahvesi

Sıkça Sorulan Sorular

S: Open era (açık dönem) ne anlama gelmektedir? “Open Era”ya geçilmesiyle ne değişmiştir?

C: Tenis’te “Open Era” öncesi profesyonel-amatör tenisçi tenisçi ayrımı yapılarak büyük turnuvalara profesyonel tenisçilerin girme-sine izin verilmiyordu. 1968 yılından itibaren bu uygulamadan vazgeçilmiş profesyonel

Sıkça Sorulan Sorular.Gülşan Ülgen

tenisçiler de büyük turnuvalara kabul edilmeye başlanmıştır. İlk açık Grand Slam turnuvası 1968 Roland Garros’tur. Bundan sonra profesyonel sporcular da Grand Slam turnuvalarına kabul edilmeye başlanmıştır.

S: Şahin Gözü (Hawk Eye) uygulaması nedir ve avantajları nelerdir?C: Şahin Gözü teknolojisi tenisçilere, hakem kararlarına itiraz etme şansını tanıyor. Bilgisayar, kendisine bağlı saha çevresine yerleştirilmiş 8 kamera ile gerçek zamanda kameralardan aldığı bilgilerle topun 3 boyutlu traje-si ve hızı hesaplanmaktadır. Daha sonra bu görüntü istenen açıdan tekrar oluşturulabilmektedir. Böylece topun saha içine veya dışına çıkıp çıkmadığı daha objektif belirlenebilmektedir. Sistemin hassasiyeti 2-3 mm arasındadır. Tenisçilerin set başına 3 challenge (itiraz) hakkı vardır ve setin tie-break oyu-nuna taşınması halinde ekstradan 1 itiraz hakkı daha verilmektedir. Hawk Eye (Şahin Gözü) teknolojisi, profesyonel teniste 2006 Miami Masters turnuvasında resmi olarak denenmiştir. Teknoloji US Open 2006’da ilk kez bir grand slam turnuvasında yer almıştır. Sadece topun nereye düştüğünü değil, aynı zaman-da oyuncuların oyun tarzları ile ilgili de bir çok veri sağlayan “Şahin Gözü” uygulamasının kullanımı yaygınlaşmış olsa da, yüksek maliyeti nedeniyle, hala her turnuvada yoktur ve olan turnuvaların da genelde sadece merkez kortlarında bulunmaktadır.

Page 107: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Tenisçi Kahvesi | 107 Tenisçi Kahvesi | 107

Sıkça Sorulan Sorular

S: Teniste sıfıra “love” denmesinin nedeni nedir?C: Fransızca l’oef (yumurta) kelimesinden geliyor. Fransızlar şekil olarak ben-zemesinden ötürü l’oef demeye başlamışlar ve o l’oef İngilizler’in dilinde love’a dönüşmüş ve böyle kalmış. Sıfıra karşı kazanılan oyunlar da love game olarak söylenir olmuş.

S: Ayak hatası (foot fault) nedir?C: Servis atışı sırasında oyuncu topa vurmadan ayağı ile arka çizgiye veya sa-haya basarsa ayak hatası yapmış olur.

S: Servis hızları, vuruş hızları nasıl hesaplanıyor?C: Topun hızı, kat ettiği mesafenin, bu mesafeyi kat ederken geçen zamana bölünmesiyle bulunur. Hız v, kat edilen yol x, geçen süreyi de t ile gösterirsek, v= x/t uzunluk birimi (cm, m km gibi) /zaman birimi (saniye, dakika, saat gibi) ile hesaplanır. Tenis maçlarında topun hızını ölçmek üzere geliştirilmiş radarlar kullanılır. Bu radarlar üzerlerindeki algılayıcılar yardımıyla, kolaylıkla mesafe ve zaman ölçülerek, bilgisayar yardımıyla topun hızının hesaplanmasını sağlarlar.

S: Tenis maçlarında ara veya mola yok mu?C: Her setin sonunda maksimum 2 dakikalık bir dinlenme süresi vardır. Maksi-mum süreden kasıt, puanın bittiği andan sonraki puan için ilk servisin atıldığı ana kadar geçen süre. Saha değişiminde, son oyunun bitimindeki topun oyundan çıkması ile bir sonraki oyunda topun servisle oyuna girmesi arasında 1,5 dakikalık bir dinlenme bölümü vardır. İki puan arasında 20 saniyelik bir süre vardır. Bir kaza veya sakatlık sebebiyle, oyuncunun oyuna devam edememesi halinde, hakem bir defa olmak üzere 3 dakikalık bir ara verebilir. Uluslararası Tenis Federasyonu tarafından kabul edilen takım müsabakaları ile uluslararası turnuva düzenleyicileri bunu 5 dakikaya kadar çıkartabilirler. Oyuncunun elinde olmayan sebeplerden dolayı, örneğin; kıyafeti, ayakkabısı veya diğer eşyaları oyuna devam etmesini engelliyorsa, bunun düzeltilmesi için hakem tarafından oyuna ara verilebilir. (Raketin kırılması veya tellerinin kopması durumları hariç). Erkeklerde (eğer maç 5 set üzerinden oynanıyorsa) üçüncü setten, kadınlarda ikinci setten sonra, oyunculardan her birinin 10 dakika dinlenme hakkı vardır.

Page 108: Tenisçi Kahvesi Dergisi Aralık'11 Ocak'12 Sayısı

Kahvemizin twitter hesabı sadece 6 ayda 1000 kullanıcıyı geçti.. Destek veren herkese teşekkürlerimizle...