sosyalist isci SAYI: 230 2 Þubat 2005 1 YTL / 1 milyon TL IRAK’TA SEÇÝMLER YÝNE ABD YÖNETECEK Kerküklü soydaþlarý nasýl kurtaracaðýz? - sayfa: 3 Auschwitz tarihte hüzünlü bir sayfa mý? - sayfa:3 Nükleer santral için start verildi Fýrýldaktan enerji üretmek Nükleer Karþýtý kampanya yapan ve Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyasý sorumlusu olan Özgür Gürbüz ile sohbet ettik. sayfa: 8-9 CHP’nin bittiði kongre CHP'nin sonu, eðer radikal sol tarafýndan deðerlendirilebilirse iþçi sýnýfýnýn somut talepleri etrafýnda hareket eden, reformlar için mücadele eden ve bu reform- larý son sýnýrýna kadar zorlayan, iþçi sýnýfýnýn mücadeleleri içinde yer alan, sendikal hareketle kop- maz bir bað kuran bir solun güçlenmesi için bir fýrsat olabilir. sayfa: 4 Yeni sol ve antikapitalist hareket Þenol KARAKAÞ Kurtarýcý deðil, aktivistlerden öðrenmesini de bilen, hareket içinde tartýþan ve her bir öneri sahibini kampanyanýn ve örgütlen- menin temel unsuru olarak gören bir sol ezilenlerin mücadelesi için yeniden bir umut olabilir. sayfa: 10 AB Anayasasý neden antidemokratiktir? F.Levent ÞENSEVER sayfa: 12 1917 Þubat Devrimi Ekmek, barýþ, iktidar F. Aloðlu sayfa: 13 KESK yazýsý okunur mu? Cem Hire sayfa: 14 AMA Demokrasi gelecek diye yapýlan seçimler tam bir fiyasko oldu. Milyonlarca Irak’lýya oy verme hakký verilmedi. Necef ve Felluce’nin harabelerinde seçim balonu patladý Irak halký için gene tek çözüm direnmek Irak’ta seçimler yapýldý. Çok sayýda Irak’lý bu seçimlere katýlamadý. En baþta Amerikan iþgali baþladýðýndan bu yana ölen 100.000 Iraklý. Ardýndan direnen Necef, Felluce gibi kentlerden kaçmak zorunda kalan yüzbinler. Onlar hala harabeye dönen kentlerine dönemediler. Irak halký bugün yeniden insanca yaþama koþullarý istiyor. Bugün Iraklýlar için yaþama koþullarý Saddam döneminden daha kötü. Can güvenliði yok. Ýþsizlik hergün yükseliyor. Hala birçok bölgede elek- trik ve su yok. Hastaneler çalýþmýyor. Okullar çalýþmýyor. Ve Irak, seçimlerden yine iþgalci Amerikan ordusu tarafýndan yönetiliyor. Irak halký için direnmenin, mücadele etmenin bütün nedenleri var. Bugün 200 binden fazla Iraklý direniþ saflarýnda. Direniþe destek olalým... 19 MART KÜRESEL EYLEM GÜNÜ 19 Mart’ta Ýstanbul’da iþgale karþý, bütün dünya ile birlikte sokaklardayýz
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Kerküklü soydaþlarý nasýl kurtaracaðýz? - sayfa: 3 Auschwitz tarihte hüzünlü bir sayfa mý? - sayfa:3
Nükleer santral için start verildi
Fýrýldaktanenerji üretmekNükleer Karþýtý kampanya yapan veGreenpeace Akdeniz Ofisi EnerjiKampanyasý sorumlusu olan ÖzgürGürbüz ile sohbet ettik.
sayfa: 8-9
CHP’ninbittiði kongreCHP'nin sonu, eðer radikal soltarafýndan deðerlendirilebilirseiþçi sýnýfýnýn somut taleplerietrafýnda hareket eden, reformlariçin mücadele eden ve bu reform-larý son sýnýrýna kadar zorlayan,iþçi sýnýfýnýn mücadeleleri içindeyer alan, sendikal hareketle kop-maz bir bað kuran bir solungüçlenmesi için bir fýrsat olabilir.
sayfa: 4
Yeni sol veantikapitalist hareketÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ
Kurtarýcý deðil, aktivistlerdenöðrenmesini de bilen, hareketiçinde tartýþan ve her bir önerisahibini kampanyanýn ve örgütlen-menin temel unsuru olarak görenbir sol ezilenlerin mücadelesi içinyeniden bir umut olabilir.
sayfa: 10
AB Anayasasý nedenantidemokratiktir?F.Levent ÞENSEVER
sayfa: 12
1917 Þubat DevrimiEkmek, barýþ, iktidarF. Aloðlu
sayfa: 13
KESK yazýsý okunur mu?Cem Hire
sayfa: 14
AAMMAA
Demokrasi gelecek diyeyapýlan seçimler tam birfiyasko oldu. MilyonlarcaIrak’lýya oy verme hakkýverilmedi. Necef veFelluce’nin harabelerindeseçim balonu patladýIIrraakk hhaallkkýý iiççiinn ggeennee tteekkççöözzüümm ddiirreennmmeekkIrak’ta seçimler yapýldý.Çok sayýda Irak’lý buseçimlere katýlamadý.En baþta Amerikan iþgalibaþladýðýndan bu yanaölen 100.000 Iraklý.Ardýndan direnen Necef,Felluce gibi kentlerdenkaçmak zorunda kalanyüzbinler. Onlar halaharabeye dönen kentlerinedönemediler.Irak halký bugün yenideninsanca yaþama koþullarýistiyor. Bugün Iraklýlar içinyaþama koþullarý Saddam
döneminden daha kötü.Can güvenliði yok.Ýþsizlik hergün yükseliyor.Hala birçok bölgede elek-trik ve su yok.Hastaneler çalýþmýyor.Okullar çalýþmýyor.Ve Irak, seçimlerden yineiþgalci Amerikan ordusutarafýndan yönetiliyor.Irak halký için direnmenin,mücadele etmenin bütünnedenleri var. Bugün 200binden fazla Iraklý direniþsaflarýnda.Direniþe destek olalým...
1199MMAARRTT
KKÜÜRREESSEELL
EEYYLLEEMM
GGÜÜNNÜÜ
19 Mart’ta Ýstanbul’daiþgale karþý, bütün dünya ile birlikte
sokaklardayýz
25 Ocak günü Hakkari'de meydanagelen depremin korkuttuðu insanlarýnüzerine valilik kar maskeli 'güvenlikgörevlileri'ni yollayarak, yardýmgelmemesini protesto eden deprem mað-durlarýna biber gazlý, coplu ve silahlý birsaldýrý düzenledi.
Depremin ardýndan geceyi soðukta(AKP il binasýnýn camlarýný buz atarakkýrmalarýndan ne kadar soðuk olduðuanlaþýlabilir) ve sokakta geçiren insanlar,elbette, derhal çadýr ve diðer insaniyardýmlarý beklediler.
Ancak üç günün sonunda hala yardýmulaþmayýnca, doðal olarak sokaðadöküldüler. Valilik önüne geldiklerinde,halkýn deðil devletin güvenliðini saðlayan'devletin güvenlik kuvvetleri' ilekarþýlaþtýlar; coplandýlar, gazlandýlar veüzerlerine ateþ açýldý.
Demek ki deprem sonucu sokakta kalýpdevletten yardým talep etmek bu ülkedeyasak!
1999 depreminde onbinlerce insanýnýkaybeden ve deprem kuþaðý üzerindebulunduðu, her an büyük bir depremle
karþýlaþacaðý yetkili aðýzlardan itirafedilen bu ülkenin yönetenleri depremedeðil, sonrasýnda halk arasýnda çýkabile-cek huzursuzluk ve kargaþaya müdahaleet-meye hazýr olduðunu bir kez deHakkari'de kanýtladý.
HABERLER
GGeenneellkkuurrmmaayy 22.. BBaaþþkkaannýýOOrrggeenneerraall ÝÝllkkeerr BBAAÞÞBBUUÐÐgeçenlerde TTüürrkk SSiillaahhllýýKKuuvvvveettlleerrii personelinin%96'sýnýn yoksulluk sýnýrýaltýnda yaþadýðýný ve ma-aþlarýnýn iyileþtirilmesigerektiðini söyledi. Açlýksýnýrýnýn 520, yoksulluksýnýrýnýnsa 1.562 YTLolduðu Türkiye'de buaçýklama doðrudur.Ancak, bir kez bütün su-baylar için deðil, binbaþýve altýndaki rütbeler içingeçerli. Yarbay ve yuka-rýsýndaki rütbeler 1.975ile 5.465 YTL arasýndamaaþ almaktadýrlar. Üste-
lik tüm personel içingeçerli olan, deðiþik isim-ler altýndaki tazminatlar(þark tazminatý, operasy-on tazminatý, makamtazminatý, uçuþ tazmi-natý, gemi tazminatý) burakamlara dahil deðil.
Orgeneral, askerlerinbüyük çoðunluðuna sað-lanan sýnýrsýz olanaklar-dan ise hiç söz etmiyor.Örneðin emekçilerin beli-ni en çok büken kira der-
dinden askerleri kurtaranlojmanlar, OYAK saye-sinde ucuz araç ve krediimkaný, Orduevleri'ndeçok ucuza yemek veeðlence, çocuklarýnaücretsiz ÖSS, LGS veÝngilizce kurslarý, kendi-lerine, eþlerine ve çocuk-larýna ücretsiz ser-visler,vb. komutanýn açýkla-masýnda yer almýyor.
Üstelik bugüne kadaraçýða çýkmayan, ama
birer birer gün yüzüneçýkarýlan yolsuzluklar da,anlaþýlan, askerlerin 'ekgelir'leri arasýnda.
Ayrýca, hepsi bir yana,her askeri darbe öncesibenzer açýklamalar yapandarbeci generaller kerva-nýna katýlan BBAAÞÞBBUUÐÐpaþa nüfusun yalnýzca%1'inden bahsediyor.Çok daha beter koþullar-da yaþamak zorundabýrakýlan 2.5 milyon
kamu emekçisi generaliilgilendirmiyor anlaþýlan.
Dört yýl okuyup mezunolan 20 yaþýnda bir teð-men 1.125 YTL (tazminat-lar hariç) alýrken, altý yýlokuyup mezun olan birdoktor 949 YTL alýyor.Subayýn %100 iþ garan-tisinden ve hangimesleðin toplumsalolarak daha gerekli oldu-ðundan ise sanýrým sözetmeye gerek yok!
ÝÝmmzzaa::666688 YYTTLL mmaaaaþþ aallaann bbiirr
eeððiittiimm eemmeekkççiissii
SEKA iþçisi gerçekten kazanabilirÖzelleþtirme Yüksek
Kurulu'nun (ÖYK) gerekçegöstermeden aldýðý ÝzmitSEKA fabrikasýný kapatmakararý Ankara 9. ÝdareMahkemesi tarafýndan alý-nan yürütmeyi durdurmakararýyla ertelendi. KurbanBayramý'ndan beriaileleriyle birlikte fabrikayýiþgal eden 734 iþçi direniþ-lerinin ilk meyvesiniböylece almýþ ve direniþinkazanmanýn tek yoluolduðunu bir kez dahakanýtlamýþ oldu.
IMF politikalarý doðrul-tusunda özelleþtirmeye vekamunun tasfiyesine aravermeden devam edenAKP hükümeti böyleceiþçilerden bir tokat yemiþoldu. Hükümet, ailelerlebirlikte üç bin kiþinin veÝzmit ekonomisinin etk-ileneceði kapatma kararýy-la asýl olarak ÝzmitSEKA'nýn çok geniþ arazi-lerinin rantiyeye devrinihedefliyor. Daha önce
"SEKA bizim namusumuz-dur, kapatýlamaz!" diyenOrman Bakaný OsmanPepe'den ise hiç ses çýk-mýyor. Selüloz-ÝþSendikasý'nýn açtýðý davadaþimdilik bir kazaným eldeedilmiþ olsa da hükümetinbu konuda geri adýmatmayacaðý çok açýk.Özelleþtirme ÝdaresiBaþkanlýðý bir üst mahke-meye baþvurmaya çoktanhazýrlandý bile.
SEKA iþçisinin direniþi vekazanýmý elbette önemli.Ancak 1998'de benzer birsaldýrýya karþý direniþiniçinde yer almýþ olanlar iyihatýrlayacaktýr ki o gün iþçisýnýfýnýn çeþitli kesim-lerinin birlikte direniþi bukapatma politikalarýný tamyedi yýl püskürtebilmiþti.Çünkü o günlerde SEKAkapatýlmak istendiðinde,Türkiye'nin çeþitli yer-lerinden onbinlerce emekçiotobüslerle Ýzmit'e taþýnmýþve dönemin hükümeti,
karþýsýnda birleþik bir iþçisýnýfý bulmuþtu. Her kon-federasyona baðlý iþçilerSEKA'dan sonra sýranýnkendilerine de geleceðininbilinciyle sýnýf kardeþ-leriyle dayanýþmayakatýlmýþlardý. Bugün diðer
sendikalarýn yapmasýgereken de ayný þeydir.Ýþçileri ziyareti sýrasýnda"Sadece SEKA'yý deðil tümÝzmit'i iþgal edersekkazanýrýz. Sadece SEKA'yýdeðil Türkiye'yi kurtarmakiçin direniþe Ýzmit'ten
baþlayalým!" diyen KESKBaþkaný Sami EVREN'in buhaklý sözleri ise ancak,arkasýnda yalnýzca MYKüyeleri deðil, onbinlerceKESK iþçisi olduðundagerçeðe dönüþebilir.
SSiiiirrtt vvaalliissiivvaallii mmii??
Hatýrlanacaðý üzeregeçtiðimiz günlerdeSiirt'te iki PKK'linincenaze törenine polisinsaldýrmasý sonucu 25gösterici yaralanmýþ,yüz gösterici gözaltýnaalýnmýþtý. Bu alýþýldýkbir durum Türkiye'de.Polisin en küçük gös-teriye tahammülüolmadýðýný, daimaazgýnca saldýrýp insan-larý coplayýp, kafa gözyararak gözaltýnaaldýðýný dünya alembiliyor.
Ancak bu tür olaylar-dan sonra genellikledikkatlerden kaçanbirþey var: nihayetindebirer devlet memuruolan valilerin ya daemniyet müdürlerininbasýna yaptýðý açýkla-malar. Siirt'teki polissaldýrýsýndan sonraVali Murat Yýldýrým,olaylarýn bazý siyasi-lerin yönlendirmesiyleçýktýðýný iddia ederek,"Siyasilere sesleniyo-rum: huzuru boz-mayýn. Aksi haldedevleti karþýnýzdabulursunuz!" buyurdu-lar.
Birinci olarak sayýnvali, devlet memurlarýyasasýna muhalefetetmiþtir ve hakkýndasoruþturma açýlmalýdýr.Çünkü devletmemurlarýnýn siyasiaçýklama yapma yetki-leri yoktur. (BakýnýzKESK eylemleri son-rasý kamu emekçilerineaçýlan soruþturmalar).
Ýkincisi, sayýn valiiþgal ettiði makamýnniteliðini bilmemekte-dir. Bu makamýndevletin idari uygula-malarýný, bulunduðuþehirle sýnýrlý olarak,yerine getiren birkurum deðil, hukukiuygulamalarýný duyu-ran bir kurumolduðunu zannetmek-tedir. Çünkü kendisinimahkemelerin yerinekoyup suçu ve suçluyuilan etmiþtir. Kendisinebu konuda gereklieðitim verildiktensonra uzun süreli birstajyerlik dönemindengeçirilmelidir.
Üçüncüsü, sayýn valiilan ettiði suçlularý,nereye varacaðý belir-siz tehditlerle korkut-maya çalýþmýþ vesoruþturma konusuolacak bir suç dahaiþlemiþtir. Tek bir olaysonrasýnda bu kadarçok suç iþlemeye mey-illi bir devlet memu-runa hiç bir þey yapýl-mayacaksa, devletmemurlarý yasasýndadeðiþikliðe gidilmeli,valilerin görev ve yetk-ileri konusundakamuoyuna basýnyoluyla açýklama yapýl-malýdýr.
Açlýk sýnýrý520 YTL’yeyükseldi
Türk-Ýþ’in yaptýðý araþtýr-maya göre 4 kiþilik birailenin gýda için yapmasýgereken harcama tutarý birönceki aya göre yüzde1.18 arttý. Böylece gýdaharcamasýndaki artýþ sonbir yýl itibariyle yüzde 9.93oldu.
Kira, ulaþým, yakacak,elektrik, su, haberleþme,giyim, eðitim,saðlýk,iletiþim, kültür gibiharcamalarýný gösteren veyoksulluk sýnýrý olarakadlandýrýlan tutar ise 580YTL oldu. Son bir yýldaaçlýk sýnýrý 47 lira, yoksul-luk sýnýrý ise 143 lira arttý.
Bir yandan devletin bütün organlarý,diðer taraftan basýn ve Kemalistlerinkontrolündeki her türlü kurumKerkük'te Türkmen soydaþlarýmýzýnhaklarýnýn yendiðini anlatýyorlar. Hepbir aðýzdan Kürtlerin bir devlet kurmaolasýlýðýndan dehþetle bahsediliyor.
Soydaþlarýmýz hikayesi ikide birdezaten karþýmýza çýkar. Kýbrýs'ta,Bulgaristan'da, Orta Asya'da. NeredeTürk ya da Türk'e benzer bir þey varsatüm milliyetçiler "soydaþlarýmýz" diyeçýðlýk atar.
Peki, Türkiye'deki resmi ideolojiKürtler için ne der? Tabii ki Kürtler de"soydaþýmýzdýr" yani Türk'tür. PekiIrak'ýn Kuzeyinde kendilerine Kürtdiyenler soydaþýmýz deðil mi? Onlarsoydaþýmýz deðilse Türkiye'de yaþayanKürtler nasýl soydaþýmýz olur? Yokeðer Kuzey Irak Kürtleri soydaþýmýzsao vakit bu telaþ niye? Býrakýn devlet-lerini kursunlar. Bunda Türkler için nezarar var?
Ne var ki süreç tam böyle deðil.Kimileri ABD'nin Irak'ý iþgalinin sontahlilde bu sonucu yarattýðýný vedolayýsýyla ABD iþgalinin olumlu yan-larý olduðunu da vurguluyorlar.
Böyle düþünenlerin ileri sürdüðü birbaþka nokta ise seçimler. SeçimlerinIrak'ta olumlu bir adým olduðu ilerisürülüyor. Ne var ki gerçek böyledeðil.
Irak nüfusunun önemli bir kýsmýseçimlere katýlmadý, katýlamadý. Buseçimler sadece önümüzdeki dönemdedaha da sert bir direniþin olacaðýnýgösteriyor.
Irak'ta tek bir çözüm var: ABD'ninyenilerek Irak'tan çekilmesi.
CHP Kongresi’nin gösterdikleri
CHP Kongresi kavga-dövüþ bitti. Baykalzar-zor baþkan seçildi ve hemen tasfiyelerebaþladý. Öyle görülüyor ki CHP kýsa zaman-da boþalacak. Bu kongreyi CHP’nin bittiðian olarak görmek mümkün.
Bundan sonra büyük olasýlýkla Sarýgül vetakýmý CHP’den ayrýlacak ve Genç Partihavalý yeni bir parti kuracak. Livaneli vebenzerleri kýsa zamanda küsüp partidenayrýlacaklar.
Geride kalanlar ise hýzla batacaklar.Meydan bütünüyle AKP’ye kalacak.
Sosyal demokrasinin bu hali solda yeni birkitlesel partinin ne kadar gerekli olduðunugösteriyor. Þu anda solda, emekçi kitleleritoparlayabilecek bir odak yok. Oysa emekçiyýðýnlarýn böyle bir partiye ihtiyacý giderekdaha da artýyor.
Emekçiler için bir çekim merkezi olabilecekbir sol alternatif var olan solun birliðindendoðmaz ama bir baþka alternatifin yük-selmesi mücadele içinden yükselmesimümkün.Biz bu seçenekten yanayýz.
CCeennggiizz AALLÐÐAANN
Bundan 60 yýl önce bu sýralar, KýzýlOrdu askerleri ulaþtýðýnda, AAuusscchhwwiittzztoplama kamplarýnda (aslýnda yanyanaiki kamptan oluþur, çünkü ilk kurulankamp 'ihtiyacý' karþýlama-ya yet-memiþtir) yüzbinlerce Yahudi çoktanöldürülüp yakýlmýþtý bile. Bu kampAvrupa genelinde kurulmuþ veNNaazziilleerrin Yahudi soykýrýmý fabrikala-rýna dönüþtürülmüþ onlarcasýndanbiriydi ama en ünlüsüydü. Bugün hala,tarihin en vahþi katliamýný hatýrlatancehennemi bir abide gibi yerin-de dur-makta ve turistik seyahatlerde, insan-larýn yaþanan vahþeti daha iyi anlaya-bilmeleri için sergilenmektedir.
Ancak, AAuusscchhwwiittzz ve diðer katliamkamplarý, biraz nostaljik bir anlamyüküyle, müzeler olarak varlýklarýnýsürdürseler de bunlarý zamanýnda inþaedip, insan öðüten fabrikalar gibiçalýþtýran ideoloji ve toplumsal hareket,hem bu kamplarýn bulundu-ðu Avrupaülkelerinde hem de Türkiye'de insanlýkdüþmaný bir teh-dit olarak sürüyor. Buyüzden, kamp-larý gezip 60 yýl önceyaþananlarý acý bir hüzünle hatýrlayarakeve dönmekten çok, dünyanýn herhangibir bölgesinde ayný zihniyetin ürünüaçýklamalar ya da geliþmeleryaþandýðýnda, bu kamplarý hatýrlayýp,hemen ve yerinde tepkiler örgütlemekönem taþýyor.
Anti-semitizm yaþýyor
1111 EEyyllüüll saldýrýlarý sonrasýndan beri,bilindiði gibi, tüm dünyada müslüman-lara karþý bir önyargý yerleþtiril-meyeçalýþýlýyor. Bütün müslümanlar terörist,bütün müslüman ülkeler de dünyanýnbaþ belasý þer eksenleri olarak tarif
ediliyor. Pompalanan bu ýrkçýlýðýnsonucu olarak, dünyanýn en yoksulülkelerindeki yurtlarýndan zo-runlugöçerek geliþmiþ ülkelere git-meyeçalýþan göçmenler için hayat iyice çek-ilmez hale getiriliyor. Demokrasisi engeliþmiþ Avrupa ül-keleri göçmenkarþýtý yasalarý uygulamaya sokuyor vebu da her ülkenin ýrkçý-faþist parti-lerinin elini güçlen-diriyor.
Örneðin günümüzün en ünlü faþist-lerinden, Fransa'daki UUlluussaall CCeepphhee lid-eri LLee PPeenn iki hafta önceki açýklamasýn-da ""NNaazziilleerriinn FFrraannssaa''yyýý iiþþggaallii iinnssaannllýýkkddýýþþýý ddeeððiill,, nnoorrmmaallddiirr"" buyurdu (buiþgalde yalnýzca Yahudilerden 70 binkiþi ölmüþtü). Ayný faþist lider dahaönce de ""GGaazz ooddaallaarrýý ttaarriihhttee bbiirr tteeffeerrrruu-aattttýýrr"" demiþti.
Hollanda'da Ýslam karþýtý bir kýsa filmçeken yönetmen VVaann GGoogghh'unöldürülmesinden sonraki ýrkçý dalgabenzer bir örnek. Avusturya, Ýtalya,Belçika, Hollanda ve Fransa'da faþistpartiler yüksek oy oranlarýna sahip.Türkiye'deki muadilleri de boþ durmuy-or. Son olarak Fener Rum Patrik-hane-si'nin denizden haç çýkarma törenikarþýsýnda, Türkiye'nin en büyük faþistpartisine baðlý ülkücü-faþist militanlarHaliç'te kayýkla gezip, uðursuz bayrak-larýyla töreni sabote etmeye çalýþtýlar.Üstelik parti lideri BBaahhççeellii Adana'dayaptýðý konuþmada bunu savunmaklakalmayýp tehditler savurdu:""ZZaammaannýýnnddaa aattaallaarrýýmmýýzzýýnn yyaappttýýððýýnnýýyyaappaarrýýzz!!""..
Son dönemde ulusal kanallarda yoðunbiçimde misyonerlik faaliyetleri,yabancýlara toprak satýþý, yabancý dildeeðitim gibi konularýn iþlenmesi tesadüfdeðil. 1990'larýn baþýndan beri ABD tele-vizyonlarýnda Ýslamla ilgili her haberinarkasýndan bir terörist ey-lem haberinin
verilmesi, müslümanlarýn dizi filmlerdedaima 'potansiyel tehlike' olarakresmedilmesi, bu konuda bir bilinçaltýyaratma çabalarýnýn ürünü. Türkiye'dede yýlbaþý gecesi, bir ulusal TV kanalýn-da, Yahudilerin lanetlenmiþ bir kavimolduðu, tüm Yahudileri katletmeninmüslümanla-rýn boynunun borcuolduðu anlatýldý. Farklý düþmanlar ilanediyor olsalar da hepsininbeslediði/beslendiði kaynak ayný:ýrkçýlýk ve faþizm.
Son bir örnek: 1998'de ÝÝnnssaann HHaakkllaarrýýDDeerrnneeððii eski baþkaný AAkkýýnn BBiirrddaall'ý altýkurþunla öldürmeye çalýþýp, 19 yýl ha-pis cezasý alan ve dört yýl yatýp çýkan,para-militer örgüt TTüürrkk ÝÝnnttiikkaamm TTuuggaa-yyýýkurucu üyesi SSeemmiihh TTuuffaann GGüüllaallttaayygeçtiðimiz günlerde, ""BBuuggüünn oollssaa aayynnýýþþeeyyii yyaappaarrýýmm.. HHaaiinn oollaann vvee hhaaiinnlliiððiinniiggiizzlleemmeeyyeennlleerriinn aalleenneenn cceezzaallaannddýýrrýýll-mmaassýýnnddaann ddooððaall bbiirr þþeeyy yyookkttuurr"" açýkla-masýný yaptý. Sýrf Türklerin yeterin-ceanlatýlmadýðýný düþündüðü içintürkolog olan bu soy-faþistin kurduðuUUlluussaall BBiirrlliikk PPaarrttiissii, bugün 42 ildeörgütlenmesini tamamlamýþ durumdave kurultaya hazýrlanýyor. AAKKPP'nintökezlemesini aportta bekleyen %9'lukMMHHPP, onlardan kopup politi-kayýsürdüren YYaazzýýccýýooððlluu'nun faþist BBBBPP'si,MMeehhmmeett AAððaarr'ýn DDYYPP'si ile AAKKPP içindepolitika yapan faþist kadrolar ve ceza-evinden çýkýp þimdilik dergi çevresiolarak, çeþitli ünlüle-rin ve mafyababasý SSeeddaatt PPeekkeerr'in mali desteðiyletaban bulmaya çalýþan KKoorrkkuutt EEkkeennhareketi de Türkiye'deki faþist gruplar-dan. AAuusscchhwwiittzz geçmiþin tozlu say-falarýna gömülü acýlý bir hikaye deðil,her an hatýrlanmasý ve hatýrlatýlmasýgereken bir ta-rihsel belge. Tehlikesürüyor!
Auschwitz tarihte hüzünlü bir sayfa mý?
4
KKuurruullttaayyiinncciilleerrii::
"Çýkan olaylar par-timize hiç yakýþmadý.Umarýz yaþananlarbize bir ders olur."((BBaazzýý CCHHPP''llii mmiill-lleettvveekkiilllleerrii))
"Bugün CHP yeniden doðmuþtur. ÇürümeninCHP'ye bulaþma ihtimali yoktur." ((DDeenniizz BBaayykkaall))
"Bir daha olsa bir daha döverim, içim rahat".((MMuussttaaffaa SSaarrýýggüüll))
CHP'nin 13. OlaðanüstüKurultay'ý tamamlandý.Yumruklaþmalarýn,hakaretlerin ve küfür-leþmelerin damgasýnýbastýðý kurultayda eksikolan, politik tartýþmaydý.
Kurultay boyunca CHP'yiizleyen boyalý basýnýn köþeyazarlarý, "CHP'de sonunbaþlangýcý mý?", "Baykal-Sarýgül muharebesi","Küllerinden doðamamak"gibi baþlýklarla kurultayýyorumladýlar. CHP'yledalga geçmeyen yok gibiy-di. Doðrusu, Kurultayakaba bir bakýþ, CHP'nindalga geçilmeyi hak ettiði-ni gösteriyor.
Birbirlerine silahgösteren, kafa atan, sanda-lye atan delegeler,Bakýrköy Belediyebaþkanýný herkesin gözüönünde yumruklayan CHPgenel baþkan adayý,kürsüde 4 saat boyuncakonuþan Deniz Baykal,sadece rüþvet-namussu-zluk denklemine kilitlenenkiþisel ithamlar, kurultayýseviyesi düþük bir mahallekahvesine çevirdi.
Siyasal kriz
Peki CHP bu durumanasýl geldi? CHP hangidurumdaydý ki sorusunubir kenara býrakýrsak, anamuhalefet partisindeyaþananlarýn tümüyle birsiyasal krizin yansýmalarý
olduðunu söyleyebiliriz. 3 Kasým seçimlerinden
beri CHP, muhalefet par-tisi olmasýna raðmen, par-lamentoda statükoyu savu-nan parti konumunda. 3Kasým'da oy veren kitleler,deðiþim isteklerinin birürünü olarak DSP-MHP veANAP'ý eþi benzerigörülmemiþ bir cezalandýr-ma yöntemiyle parlamentodýþýna atarken, umutlarýnýAKP'ye baðlamýþtý.
CHP iþçilerin vetoplumun ezici çoðun-luðunu oluþturan emekçi-lerin bu deðiþim talepler-ine sahip çýkacaðýna, butoplumu yýllardýr canýndanbezdiren ve sýkan köhne-miþ statükocu fikirlerleAKP'ye muhalefet etmeyeçalýþtý. Kýbrýs sorununda,Ermeni sorununda, Kürtsorununda toplumun gün-demine oturan her tartýþ-mada, CHP, AKP'den dahamuhafazakar bir görüntüsergiledi.
AKP'nin insan haklarýdediði yerde CHP, devlet;AKP'nin demokrasi dediðiyerde CHP vatan milletdedi. Kýsacasý AKPdeðiþimin, CHP tutucu-luðun partisi olarakgöründüler.
Üstelik AKP'nin uygu-ladýðý ekonomik poli-tikalar, esas olarak 2001Þubat krizinde temel hat-larýný Kemal Derviþ'in
çizdiði neo liberal poli-tikalardý. Yani CHP'ninköklü bir biçimde karþýçýkamadýðý ekonomikuygulamalardý.
AKP neo liberalekonomik uygulamalarýhýzla hayata geçirmeyeyönelik serbest piyasanýndemokrasisini savunurken,CHP ne bu neo liberal poli-tikalara muhalefet edebildine de siyasal demokrasialanýnda AKP'nin yak-laþýmý altýnda ezilmektenkurtulabildi.
Buna CHP'nin emekçi-lerin hiçbir eylemine aktifbir destek vermediðini veradikal bir demokrasi pro-gramýyla sýnýrsýz düþüne,gösteri ve örgütlenmeözgürlüðünü savun-madýðýný daeklediðimizde, gününsonunda anlamsýz bir par-tiye dönüþtüðünü söyleye-biliriz. Zaman zamanordunun sesiymiþçesineyaptýðý açýklamalar CHP'yidaha da anlamsýz halesoktu
CHP'nin sonu
Þiþeler ve demirlerle bir-birine giren partidelegelerinin ayný partideuzun bir süre kalmasýmümkün deðildir.Birbirlerini "ABD uþaklýðý"ve "Diktatörlükle"suçlayanlar da ayný partideuzun süre yan yana kala-
mazlar. DolayýsýylaCHP'de altýya dörtlükkesin bir bölünme yaþan-mýþtýr. Ve CHP uzunca birsüre bu bölünmeyleuðraþacaða benzemektedir.
Bu durum, uzunca birsüredir emekçilerin reformtaleplerini savunmaktanuzaklaþmýþ bir parti olanCHP'nin sonunun yakýnolduðuna iþaret ediyor.Zira CHP iþçi sýnýfýnýndemokrasi ve sosyal hakve özgürlükler mücadele-sine katýlmaz ve destekolmazken, sermaye sýnýfýaçýsýndan da AKP'dendaha makul bir terciholarak gözükmemektedir.Öte yandan yaklaþýk 200delege gerekGenelBaþkanlýk için imzatoplanmasý sýrasýnda,gerekse de genel baþkanlýkseçimlerinde oy vermedil-er.
CHP'nin sonu, eðerradikal sol tarafýndandeðerlendirilebilirse iþçisýnýfýnýn somut taleplerietrafýnda hareket eden,reformlar için mücadeleeden ve bu reformlarý sonsýnýrýna kadar zorlayan,iþçi sýnýfýnýn mücadeleleriiçinde yer alan, sendikalhareketle kopmaz bir baðkuran bir solun güçlenmesiiçin bir fýrsat olabilir.
CHP’nin bittiði kongre
Geçenlerde, oturduðumdairenin kapýsýný iki çocukçaldý. Bana, biraz para istedik-lerini söylediler. Ancak üzer-imde hiç para yoktu. Kapýyýkapatýnca, aklýma kýsa süreönce televizyonda Türkiye'deki ekonomik durumla ilgiliaçýklama yapan EkonomiBakaný Ali Babacan'ýn konuþ-masý geldi. Konuþmasýnda,günümüzde hiçbir ülkeninIMF'ye olan borcunun sýfýr-lanamayacaðýný ve Türkiye'de
doðan her çocuðun bir kaç bindolar borçla doðduðunubelirtmiþti. Az önce kapýyýçalan o iki çocuðun, doðuþtansahip olduklarý borcu ödemekiçin benden para istemedikleriortada. Muhtemelen karýnlarýaçtý. Neoliberal politikalarýnsonuçlarý Babacan'ýn konuþ-masýna þýp diye düþmüþtü. Ýlkkez Özal döneminde alýnmayabaþlanan borçlar, çalýþan insan-lara bir umut olarak gösteril-di. Oysa bugün durum
ortadadýr. Türkiye'de çalýþannüfusun oldukça büyükçoðunluðu yoksulluk sýnýrýnýnaltýnda yaþamaktadýr. Üstelikbu durum Türkiye ile sýnýrlýdeðil. Meksika da IMF pro-gramlarýna baðlý kalmýþ ve
dünyanýn yedinci büyükekonomisi durumunageldiðinde, ülkedeki yoksulsayýsý iki kat artmýþtýr. Zenginülkelerden borç alan yoksulülkeler, sadece kendi zengin-lerini daha zengin fakirleri dedaha fakir yapmaktadýrlar.
Bugün dünyadaki egemensýnýflarýn uyguladýklarý vedestekledikleri ekonomik pro-gramlar, 2015 yýlýna kadar 60milyon çocuðun daha açlýktanölmesine neden olacak. Burada
asýl bilinmesi gereken buçocuklarýn aslýnda hiç borçluolmadýklarýdýr. Sözde çalýþanlaradýna alýnan, fakat nedenseçalýþanlara hiç sorulmayan buborçlar sadece egemen sýnýfýnçýkarý içindir. Borçlanmalarlaekonominin iyileþeceði verefah seviyesinin yükseleceðide büyük bir yalandýr. Borçluolan borcu alandýr. Borçluolan AKP Hükümetidir.
Örneðin demiryollarýnda 3 bin 500kiþilik küçülmeye yol açacak olan sal-dýrý planýna karþý direniþ sayesindeFransa genelindeki trenlerin dörtteüçü çalýþmadý. Bir posta iþçisi ve aynýzamanda troçkist LLCCRR’ýn liderlerindenolan OOlliivviieerr BBeessaanncceennoott mücadele dal-gasýný þöyle deðerlendiriyor:
“Geçen hafta deðiþik kamu sektör-lerinde ulusal çapta grevler oldu.Posta iþçileri özelleþtirme saldýrýsýnakarþý greve çýktý ve radikal ruh halle-rini gösterdi. Bu radikalleþme anamuhafazakar parti lideri NicolasSarkozy’nin evinin önünde yaptýðý-mýz gösteriye bakýlarak anlaþýlabilir.Ertesi gün demiryolu iþçileri gerçektenbaþarýlý bir grev örgütlediler. Trenlerinyalnýzca dörtte biri çalýþabildi.
Bu iki grev kamu sektörünün diðerkollarýnda çalýþan hizmet sektörü iþçi-lerine de esin kaynaðý oldu. Ertesi günbazýlarýna yüzbinlerin katýldýðý çoksayýda gösteri yapýldý. Anketler özelsektörde çalýþan iþçilerin büyükçoðunluðunun da grevleri destekledi-ðini gösteriyor. Üstelik hükümetinkamu ve özel sektör iþçileri arasýnaset çekmeye çalýþmasýna raðmen.ÞÝmdi soru þu: Bundan sonrakiadýmýmýz ne? Cumartesi günü (5Þubat’ta) sendikalar 35 saatlik çalýþmahaftasýnýn uzatýlmasý giriþimine karþýbir gösteri yapacak. Bu gösteri patron-
lara ve hükümete karþý hareketleri bir-leþtirmek için bir fýrsat. Ancak þu anakadar protestolarýn net bir talep ortayakoyduðu söylenemez. Þu an içinönemli olan, taleplerimizi ve strate-jimizi ortaya koymak için sýradan iþçil-er arasýnda demokratik bir tartýþmabaþlatmaktýr.”
Ocak tarihli köþe yazýsýna deðinmekistiyoruz. ÇÇaakkmmaakk pek de bir umutgöremediði anlaþýlan grev deðerlen-dirmesinin ardýndan þöyle diyor:
“...neoliberalizme parçalarý üzerin-den karþý çýkýlamaz...küresel ölçekteve cepheden karþý çýkýlabilir. Bununöznelerini þu anda seçemiyoruz...çünkü uluslararasý iþçi hareketi diyebir þey yok. Ülkelerin iþçi önderliklerineden doðmuyor, neden biraraya gel-erek uluslararasý çözümü tartýþmýyor,anlamýyorum. Ama þüphelendiðim birþey var maalesef: (bu) hayatýn gerçek-lerine uymuyor da ondan.”
ÇÇaakkmmaakk’ýn ‘seçemediði özneler’ þusýralar Porto Allegre’de DDüünnyyaa SSoossyyaallFFoorruummuu toplantýlarýnda ‘neolibera-lizme küresel ölçekte karþý çýkmanýnyollarý’ný tartýþýyor. Öncesinde de(1999’dan beri) Seattle, Prag, Cenova,Mumbai, Londra, Ýstanbul vb.’de yap-týklarý gibi.” Kapitalizm öldürür, kapi-talizmi öldürelim!” sloganýyla hareketeden uluslararasý anti-kapitalisthareket uzun zamandýr egemenlerin‘iki süper güçten biri’ diye taným-ladýðý, yeterince ‘açýk seçik’ bir öznedurumunda.
Ha, uluslararasý iþçi sýnýfý bu‘özne’nin büyük bölümünü oluþtur-muyor henüz. Ama bunu saðlamakiçin de sosyalistlerin hareket içindedaha fazla yer alýp tartýþmasý ve iþçisýnýfýnýn uluslararasý birliðine ulaþacakaraçlarýn yaratýlmasýna katkýda bulun-masý gerekiyor.
Bugün için görünen o ki uluslararasýantikapitalist hareketin dýþýnda kalanhiçbir grup ya da örgüt bu yolda adýmatabilme yeteneðine sahip olamaz.Hele bunun imkansýz olduðunu düþü-nen umutsuz sosyalistler hiç...
Pakistan’da iki büyük sendika ve büyük politik parti-lerin liderleri, iþçilerin özelleþtirme karþýsýndakidireniþini desteklemek için bir araya geldi. KaraçiElektrik Anonim Þirketi’nin özelleþtirilmesine karþýyü-rütülen mücadele iki aydýr aralýksýz sürdürülüyor.
Özelleþtirme karþýtý yüz-lerce elektrik iþçisi, geçenhafta Karaçi'de yeni bir gösteri düzenledi.
Fransa’daki grevlerin en önemlile-rinden biri demiryolu iþçilerininkiydi.Tüm ülkede trenlerin dörtte üçüçalýþmadý. Ulaþým felç oldu.
6 DÜNYA
Irak’taki savaþýn bir nu-maralý mimarý olan GeorgeW. Bush, bu seçimlerinIrak'a istikrar ve demokrasigetireceðini iddia ediyor-du. Seçim günü Irak'tayaþananlar gerçeklerinBush'un dediði gibiolmadýðýný bir kez dahagösterdi.
Seçimlerin yapýldýðý gün,resmi açýklamaya göre,Irak'ta 40 kiþi öldü,yüzlerce de yaralý var.Yapýldýðý gün dahi kanabulanan bu seçimlerin,Irak'a demokrasi ya daözgürlük getirmesimümkün mü?
Üstelik bu seçimlerde Irakhalký kendi hükümetinideðil, sadece 275 kiþidenoluþan geçici Ulusal Mec-lis'i seçecek. Daha sonra2005 Aralýk ayýnda yenidenbir seçim yapýlacak. YaniBush'un her fýrsatta söy-lediði, Irak halkýnýn buseçimde kendi hükümetiniseçiyor olduðu doðru deðil.
Seçim hangikoþullarda yapýldý
7000'den fazla adayýnkatýldýðý seçimlerde,güvenlik gerekçesiyleseçim kampanyasý yapýla-madý. Irak halký kime oyvereceðini bile bilmiyordu.
Oy kullanma hakký olan 1milyon 200 bin Irak'lýdansadece 100 bin tanesininkaydý, o da Saddamzamanýndan kalma ekmekkarnelerine dayanarakyapýldý. Kayýt iþlemlerininyapýldýðý sýrada insanlaraancak oy kullandýklarýtakdirde yiyecek yardýmýalabilecekleri söylendi.
Seçimden bir gün önceIrak'ta özellikle direniþinyoðun olduðu yerlerdesokaklar tanklarla kap-atýldý.
Seçimler nasýlgeçti?
Felluce, Ramadi, Samara,Latifiye, Mahmudiye,Yusufiye gibi bazýkentlerde hiç oy kullanýl-madý. Halkýn bir kýsmýseçimleri boykot ederkenbir kýsmý da güvenlikkoþullarýndan dolayý evin-den çýkamadý.
ABD Baþkaný GeorgeBush'un bu konudaki açýk-lamasý yüzsüzce, sanki buölümlerin nedeni kendisideðilmiþ gibi, "BazýIraklýlar vatandaþlýk görev-lerini yerine getirirenöldüler" demek oldu.
ABD Irak'tançekilecek mi?
George W. Bush,Irak'taki kritik seçimler-den bir gün önce yaptýðýaçýklamada, ''DemokrasiIrak'a yerleþirken,Amerika'nýn oradaki göre-vi de sürecek. Silahlýkuvvetlerimiz, diplomat-larýmýz ve sivil persone-limiz, Irak'ýn yeni seçile-cek hükümetine, güvenliðisaðlamada yardým edecekve Irak güçlerini eðitecek''dedi.
Peki o zaman iþgal altýn-da olan bir ülkede demok-rasi nasýl iþleyebilir? Bushseçimlerden önce sýk sýkIrak halkýnýn çok uzun birzamandan beri ilk defa oykullanýp kendi hükümetini
seçeceðini söylüyordu.Bush'un sözleri buhükümetin iþgal güçleri ileanlaþmak zorunda olduðuanlamýna gelmez mi?
Ýþgal koþullarý altýndayapýlan, insanlarýnözgürce oy kullanmahakkýna sahip olmadýklarý,adaylarýn isimlerini bile
bilmedikleri bir seçimmeþru deðildir. Irak'tagerçekten demokratik veözgür seçimlerin yapýla-bilmesinin tek koþulu iþgalgüçlerinin bir an önceIrak'tan çekilmesidir.
Bush þimdi de Ýran'ýtehdit ediyor
Seçilir seçilmez önceIrak'ýn Felluce kentine kor-kunç bir saldýrý düzenleyenBush, þimdi de Ýran'asaldýrmaya hazýrlanýyor.Amerikalý gazeteciSeymour Hersh, Amerikalýözel güçlerin zaten geçenyazdan beri Ýran'da çeþitlifaaliyetlerde bulunarak,olasý hedefleri saptamayabaþladýklarýný ortayaçýkardý. Pentagon ise buraporu yalanlamadý.
Bu arada Amerika, Çin'inen büyük sekiz þirketine,Ýran'ýn füze programýnayardýmda bulunduklarýgerekçesiyle ekonomikyaptýrýmlar uygulamayabaþladý. Amerikan Savun-ma Bakaný DonaldRumsfeld, Bush'un yeni-den seçilmesinin bu yöne-time istediðini yapma öz-gürlüðü verdiðini söyledi.
Üst düzey bir gizli serviselemaný þöyle bir açýklama-da bulundu: "Bundansonra Ýran hakkýnda birþeyler yapacaðýz. Bir savaþilan ettik ve kötü adamlar,her nerede olurlarsa olsun-lar bizim düþmanýmýzdýr-lar… Dört yýlýmýz var, vebu dört yýlýn sonundaterörizme karþý savaþýkazandýðýmýzý söylemekistiyoruz.”
Ýran nükleer programýnýAvrupa Birliði ile yaptýðýgörüþmeler sonucundadurdurmuþtu. Eðer Batýlýdevletler yaptýrýmlarýnýkaldýrýrlarsa Ýran bu pro-gramdan tamamen vazgeç-meye hazýr.
Ýsrail Baþbakaný Sharonise, Amerika'nýn bekçiköpekliði rolünü bir kezdaha baþarýlý bir þekildeyerine getirerek, eðerAmerika Ýran'ýn nükleersilahlarý konusunda bir þeyyapmayacaksa kendisininyapabileceðini söyleyerekgerginliði daha dakýþkýrtýyor.
Bush ve Rumsfeld Irakkonusunda söyledikleriyalanlarý þimdi de Ýran içinsöylüyorlar.
Irak'ta seçimlerin yapýl-dýðý gün, Porto Allegre'deyapýlan Dünya SosyalForumu'nda bir arayagelen savaþ karþýtlarý, 19Mart'ýn sadece Avrupa'dadeðil, tüm dünyadaKüresel Eylem Günüolmasý için çaðrý yaptýlar.
Savaþ karþýtlarý toplantýsý-na, Irak da dahil olmaküzere, 33 ülkeden yaklaþýk300 savaþ karþýtý aktivistkatýldý.
1000'den fazla üyesiyleAmerika Birleþik Devletle-ri'ndeki en büyük savaþkarþýtý koalisyon olan Barýþve Adalet Ýçin Birlik'tenMedea Benjamin, "2005 yý-lýnýn iþgalin sona ereceðiyýl olduðunu söyleme
konusunda çok kararlýyýz"dedi.
Þu anda, Irak da dahilolmak üzere, 29 ülkede 19Mart gösterisi örgütleniyor.
Ayrýca savaþ karþýtýaktivistler Irak'ta yapýlanseçimlerin hiç bir önemininolmadýðýný vurguladýlar.Baðdat'tan gelen ve iþgalekarþý geniþ bir koalisyonun-hem Sünnileri, hem Þiilerikapsayan- lideri olan SheikJawad Khalisi de seçimle-rin geçersiz olduðunusöyledi.
Khalisi Baðdat'danedindikleri bilgiye daya-narak, Irak halkýnýn önemlibir kesiminin seçimleriboykot etmeye kararverdiðini söyledi. Musul,
Diyala ve Ramadi de dahilolmak üzere beþ eyaletteseçmenlerin %90'ýnýnseçimleri boykot etmeyekarar verdiklerini söyledi.Diðer yedi eyalette iseboykot oraný %70'di.
Sheik Jawad Khalisi þid-detin seçimlerle bile sonaermeyeceðine inanýyor veþöyle diyor: "Þiddet ancakIrak halký iþgalcilerdenkurtulduðu zaman sonaerecek.”
Amerikalý savaþ karþýtlarýikinci kez seçilmesinin ar-dýndan Bush'a karþý müca-dele etmeye devam etmek-te kararlýlar. Bu nedenle,Amerikan halkýnýn Bush'akarþý mücadele etmeye de-vam edeceðini göstermekiçin yeni bir imza kampa-nyasý baþlattýlar. Bu imzametni þu sözlerle baþlýyor:"George W. Bush ikincibaþkanlýk dönemi için ye-min ederken, Amerika Bir-leþik Devletleri halkýnýn sa-vaþýn, açgözlülüðün vehoþgörüsüzlüðün bu utanç
verici taç giyme töreninekarþý sessiz kaldýðý doðrudeðildir. George Bush bi-zim adýmýza konuþmuyor.George Bush bizi temsil et-miyor. George Bush bizimadýmýza hareket etmiyor."
Þöyle devam ediyor;“Bush'u durdurmaktabaþarýsýz oluþumuzunumutsuzluða ve eylemsiz-liðe yol açmasýna izin ver-mek büyük bir hata olur.2008'e kadar bekleyemeyiz,beklemeyeceðiz. ÝkinciBush rejimine karþýmücadele þimdi baþlamak
þý çýkan hareket hiçbir baþ-kanlýk seçimini kazanmadý.Fakat birlikleri taþýyantrenleri durdurdu, görevmerkezlerini kapattý, yürü-yüþler yaptý, kapý kapý do-laþýp insanlarla konuþtu vetüm bunlar savaþýn durdu-rulmasýný saðladý. SivilHaklar Hareketi kendi yýl-dýzýný asla bir baþkan ada-yýna baðlamadý; otobüsler-de oturma eylemleri yaptý,özgürlük için mücadele
etti, yasal yollarla mücade-le etti, bir sürü eylemci tu-tuklandý - ve bir ulusunçehresi deðiþti.
Bush rejiminin felaketgetiren bu yönde devametmesini durdurmak bizimsorumluluðumuzdur. Eðerkararlý bir þekilde davrana-mazsak inanýyoruz ki tarihbizi yargýlayacak."
Bu metni, aralarýndaTarik Ali, Howard Zinn,Micheal Albert, NaomChomsky'nin de bulun-duðu 9.000'den fazla kiþiimzaladý.
Dünya iþgale karþý mücadeleetmeye devam ediyor
Dünyayasavaþ açan baþkan...RRoonnii MMAARRGGUULLÝÝEESS
Yemin töreninde George W. Bush Amerika'nýn dýþsiyasetini þöyle açýkladý: "... dünyada diktatörlüðünortadan kalkmasý amacýyla, her ulus ve kültürdedemokratik hareketlerin ve kurumlarýn geliþmesinisaðlamaya çalýþmak ve desteklemek. Bu, aslensilâh yoluyla gerçekleþtirilecek bir görev deðil.Ancak, gerektiðinde kendimizi ve dostlarýmýzý silâhzoruyla koruyacaðýz".
Belki Bush'un "diktatörlük" derken nerelerdensöz ettiðini anlamayanlar olabilir diye, yeni DýþiþleriBakaný Condoleezza Rice kendi kabul törenindekonuya açýklýk getirdi: "Doðrudur, dünyamýzdahala diktatörlüðün ileri karakollarý var ve Amerikatüm kýtalarda ezilen halklarýn yanýndadýr: Küba'dave Birmanya'da veKuzey Kore'de veÝran'da ve BeyazRusya'da veZimbabwe'de".
Bu sözleringülünçlüðünü veikiyüzlülüðünü biryana býrakalým.Bütün dünyaylaadeta dalga geçer-miþ gibi, dünyanýnne kadar güleceði-ni hiç takmazmýþgibi edilen bu söz-lerin altýnda ciddibir mesaj veriliyor.Aba altýndan deðil,açýk açýk sopa gös-teriliyor. Amerikalý ünlü bir romancýnýn sözleriyle,"dünyanýn geri kalanýna sakince savaþ açýlýyor".
Dahasý, dünyanýn geri kalanýna savaþ açarken,hiçbir ittifak arayýþý, Birleþmiþ Milletler'e veya dostülkelere hiçbir göz kýrpma yok. Bush'u öncül-lerinden (örneðin kendi babasýndan) farklý kýlan dabu.
Bu saldýrganlýðýn Irak'la sýnýrlý olmadýðý açýk.Amerika'nýn sorunu sadece petrol (veya genelolarak hammadde) deðil, askerî üstünlüðünü kulla-narak küresel hegemonyasýný pekiþtirmek, potan-siyel rakiplerinin önünü kesmek. Afganistan savaþýile, örneðin, Amerika hem o güne kadar giremediðibeþ yeni ülkede askerî üs sahibi oldu, hem Çin'imarkaj altýna almaya baþladý, hem de Asya petrolve doðal gaz kaynaklarýnýn yanýbaþýnda konuþlan-mýþ oldu.
Afganistan ve Irak savaþlarý, içiçe girmiþ askerî,ekonomik ve jeopolitik unsurlardan oluþan birstratejinin ilk adýmlarý. Bush ile Rice'ýn gösterdik-leri hedefler, stratejinin kalýcýlýðýna ve bundan son-raki adýmlarýna iþaret ediyor.
Bu stratejinin baþarýyla uygulanabilmesi, dünyanüfusunun ezici çoðunluðu için iki anlama gelecek:bir yandan yeni yeni savaþlar, ateþ, kan ve ölüm;bir yandan neoliberal ekonomik politikalarýndünyanýn her yanýnda daha acýmasýzca dayatýlmasý,hastalýk, yoksulluk ve ölüm.
Ancak Amerika egemen sýnýfýnýn planlarý Irak'tabataða saplanmýþ durumda. Þu ana kadar 100 bininüzerinde Iraklý'yý katletmiþ olmalarýna raðmen, 150bine yakýn Amerikan askeri, bir o kadar da teçhizat,donaným ve destek gücü, günde 4 milyar dolar har-cýyor ve Irak'ta asayiþ saðlayamýyor, direniþibastýramýyor. Bu durumda, stratejinin sonrakiadýmlarýnýn atýlmasý mümkün deðil. Irak'ta direniþsürerken Ýran'a saldýrmalarý mümkün deðil.Amerika'nýn bir bu kadar daha askeri yok. Dahasý,Amerikan kamuoyunu iki cephede iki savaþýdesteklemeye ikna etmek mümkün olur mu, kuþku-lu. Amerikan ekonomisi bu ekonomik yükün altýn-dan kalkabilir mi, kuþkulu.
Kýsacasý, Irak herhangi bir savaþ deðil, direniþherhangi bir direniþ deðil. Emperyalizmin istediðiadýmlarý atýp atamayacaðýný ve dolayýsýyla insan-lýðýn kaderini belirleyen bir savaþ ve direniþ. Bushherhangi bir ABD baþkaný deðil, dünyaya savaþaçan, Amerikan emperyalizminin saldýrganlýðýnýsimgeleyen kiþi.
Bizim Adýmýza Savaþma
TTaahhrriirr SSwwiifftt
Bu hafta sonu Irak'tayapýlan seçimler tama-men bir sahtekarlýk. Benoy verebilecek biri olarakseçim listesinekaydedildim. Ama oyvermeyeceðim.Ýngiltere'de rahatkoþullarda yaþayan biriolarak oy vermeye nehakkým var. Irak'ta ola-caklarý belirlemeye nasýlhakkým olabilir. BirçokIrak'lý oy veremezkenbabasý Irak'lý olanlarýn oyhakký var. Bütün bunlarözgür ve adil bir seçimgibi geliyor mu?
Felluce göçmenlerininsadece yüzde 10'uyýkýlmýþ kentlerine geridönebilmiþken, Iraklýlarýnönemli bir kýsmý býrakýnoy vermeyi, kayýt bileyaptýramamýþken yurt-dýþýnda yaþayan
Iraklýlarýn oy vermesisanýrým çok uygunsuz birþey.
Basra hapishanelerindeÝngiliz askerlerinin yap-týklarý iþkencelerin çirkinfotoðraflarý bu iþgalindemokrasi ve insan hak-larý ile hiçbir iliþkisiolmadýðýný gösteriyor.
Bu seçimlerindemokratik olduðunungöstergesi olarak ABDyetkilileri sadece dörtvilayetin güvensiz
Ben ilke olarak Irak'taseçimlerin yapýlmasýndanyanayým. Ancak buseçimler bize vaat edilenkadar bile olamadý. BizeAmerikan askerlerininbarakalarýnda kalacaklarsöylenmiþti.
Onun yerine iki þehridarmadaðýn ettiler.
Aðustos'ta Necef,Kasým'da Felluce.Saddam böyle suçlariþlediðinde korkunç birsuçlu olarak tanýmlanýy-ordu. Ayný þeyi ABDordusu yapýncademokrasi oluyor.
Muktada al-Sadrvediðerleri taraftarlarýnýnnedensiz tutuklandýk-larýný söylüyorlar.Seçimler bir düzen getire-cek mi? Çok þüpheli.Eðerçok sayýda Iraklý busürecin dýþýnda tutulursasonuç pek de kabuledilebilir olmaz. ABDIrak'ýn tam ortasýnda devbir askeri üs kuruyor. Buterk etmeye hazýr biriþgalcinin tutumuna ben-zemiyor. Bu seçimlerzaten iþgalciler ile iþbirliðiyapan partilerin meþru-laþtýrýlmasý içindir. Amaçyasa dýþý iþgali meþru-laþtýrmaktýr.
Sonuçlarý önceden bilinen seçimler
Özgür Irak'ý gene ABD yönetecek
8
2000 yýlýnda 33 yýllýk birmücadeleden sonra rafakaldýrýlan nükleer planlar,3 ay içinde tekrar gündemegeldi. Nereden bakarsanýzbir çoðumuzun ömrükadar geçmiþi olan nükleerenerji maceramýz, tamöldü, zaten ölü doðmuþ birfikirdi, gömüldü derkenhortladý. Enerji bakanýHilmi Güler, Ocak ayýndaEnerji forumunda açýk-ladýðý planlarýna 3 aysonra, aniden ve acemicenükleer enerjiyi ekledi. Bukonu üzerine yýllardýrNükleer Karþýtý kampanyayapan ve GGrreeeennppeeaacceeAkdeniz Ofisi EnerjiKampanyasý sorumlusuolan ÖÖzzggüürr GGüürrbbüüzz ileOOnnuurr BBuurrççaakk sohbet etti.
Soruyu tersinden alalým:Bir insan nasýl nükleerdenyana olabilir? Her yüksekteknolojinin 'iyi ve güzel'olmadýðý, özellikle sonyüzyýldaki kimyasalfelaketlerden son modelsavaþ makinelerininkatliamlarýna kadaryüzlerce örnekle kanýt-landý. Nükleer teknoloji de'iyi ve güzel' olmayan,aslýnda artýk son model deolmayan, bilakis, yaþý geç-kince bir teknoloji.
Nükleer enerji bir çöpteknolojisi ve geliþmiþülkelerde iþ bulamayannükleer firmalar ellerinde-ki bu eski teknolojiyigeliþmekte olan ülkeleresatarak ayakta kalmayaçalýþýyor. Bir insan busömürüden nasýl yana ola-
bilir? Nükleer eenerji aynýzamanda bir demokratik-leþme sorunudur. Nükleeratýklar 250 bin yýl aktif ka-labiliyorlar. Bu yüzlerceinsanýn yaþam süresinintoplamý demektir. Dört yýl-lýðýna iktidara gelmiþ birhükümetin, gelecek kuþak-larýn yaþamýný ipotek altýnaalmasý ne demokratik nede etiktir. Bir nükleersantral inþaasýnýn kararýköy, kent, ülke insanlarýnasorularak verilmelidir. Birde sorsanýz bile cevabýnýalamayacaðýnýz daha pekçok canlýnýn da yaþamhakký söz konusudur.Dolayýsý ile nükleere karþýolmak bir yaþam hakkýsavunusudur ve bu anlam-da onurlu bir þeydir.
Her ne kadar biz Türki-ye'nin nükleer santral kur-ma öyküsünü, 1967 yýlýna,ilk fizibilite etütlerininyapýldýðý tarihlere götürsekde asýl öykü 1960 yýlýndaÇekmece Nükleer Araþtýr-ma Merkezi'nde baþlar. Oyýl, Çekmece'de 1 MWgücündeki reaktörün açýlýþýaslýnda Küba krizindeJüpiter füzelerine izinveren Türkiye'ye birhediyedir. Nükleer enerjikonusunun nasýl baþlý baþý-na bir politik sorunolduðunu ve enerji açýðýgibi masum bahanelerinarkasýna gizlenmeyeçalýþýldýðýný göstermeyeyeter de artar bile.
Konuyu o günlere bizzattanýk olan Prof. Dr. TolgaYarman "Geçmiþte veBugün Nükleer EnerjiTartýþmasý" adlý kitabýndaçok güzel özetliyor: ABDyönetimi, neden bize,1960'da, küçük olmaklaberaber, bir nükleer araþtýr-ma reaktörü edinmeolanaðý saðladý? Olay,Türkiye'de Jüpiterfüzelerinin konuþlandýrýla-cak olmasýný içeren biraskeri nükleer evreyi iþaretediyor.
Ýþte bu sýradaAmerika'dan bebek boydabir nükleer araþtýrma reak-törü ediniyoruz; ABD bizeülkemizde mevzilenmiþ,sayýlamayacak kadar çoknükleer bombanýn yanýsýra, küçük bir reaktör yol-luyor.
Burada þunun altýnýönemle çizmek istiyorum;hele o zamanlar, siyasiolmayan, bu arada askeri
Bu 37 yýllýk bir yýlanhikayesidir. Türkiye'ninbüyük bir santral kurmaprojesi, ilk kez 1967-1970yýllarýnda ortaya çýkar. 300MW gücünde, 1977 yýlýndadevreye girmesi planlananbir santraldir bu.Ekonomik ve politiknedenlerle bu giriþimsonuçlandýrýlamaz. 1974yýlýnda nükleer santraltekrar gündeme gelir veberaberinde Akkuyu'nun(Mersin'den Alanyayönüne doðru 170 km.) adýda gündeme gelir. 1983'teçalýþmaya baþlamasý plan-lanan bu proje de sonuç-landýrýlamaz. Bu arada,Sinop'un da adý muhtemelyerler arasýnda geçmesineraðmen sadece Akkuyuiçin lisans alýnmýþtýr.
Nükleerler tamamenhalkýn sorunudur. Bunlarhalka sorulmadan, halkiçin alýndýðý iddia edilenkararlardýr. Aradan geçenyýllar ve deðiþenhükümetler Türkiye'dekipolitik kültürsüzlüðüdeðiþtirmiyor. YineMersinli'ye, Silifkeli'ye,Akkuyulu'ya; yani halkasorulmadan kararlaralýnýyor. Türkiye'nin nük-leer tarihi kitap olarakbasýlsaydý; daha ilk say-fasýnda siyaseti, arkasýnda-ki entrikalarý bulacaktýk.Öyle ki, enerji açýðý veyerel kaynaklarýn yeterliolmadýðý palavralarý ancakkitabýn en sonundakendine yer bulabilecekti.
Nükleer santrallerdenkonu açýlýnca, nükleerkarþýtlarýnýn ilk olaraknükleer lobi yine faaliyettediye düþünmelerininoldukça gerçekçi bir yak-laþým olduðunu düþünüyo-rum. Ayrýca, sivil vatan-daþlarýmýzýn, çevreci veyeþillerin, STK'larýn vesendikalarýn birinciluzmanlýk alanlarý olma-masýna raðmen nükleerenerji konusunda sözsöylemelerinin ne kadardoðru ve gerekli birdavranýþ olduðunu belirt-meliyim. Nükleer enerji,tüm dünyada, beraberindegetirdiði teknik, politik veekonomik sorunlarlahalkýn çözmek zorundakaldýðý bir problem halinegelmiþtir. Bu nedenle deherkesin bu konuda sözsöyleme hakký vardýr.Sonuçlarýna tüm halkýnkatlandýðý her giriþim üze-rine halkýn söz söylemehakký vardýr. Bu her þey-den önce bir demokrasisorunudur. Örneðin
Nükleer için start verildi...
Fýrýldaktan enerji
9
Akkuyu projesi için neÇevresel EtkiDeðerlendirme Raporuhazýrlanmýþ, ne de Ecemiþfay hattýyla ilgili biraraþtýrma.
Hemen bir düzeltme yap-mak istiyorum.Yenilenebilir enerji kay-naklarý ya da barýþçýl enerjidiye bahsettiðimiz kay-naklar deðil, nükleer ener-jidir alternatif olan. Barýþçýlenerji kaynaklarý ana kay-naklardýr. Alternatifsözcüðüne dikkat etmekgerekir. Biz bir þeye karþýdeðiliz, bir þey istiyoruz.Nükleer enerji siyasi birkarardýr. Biz siyasi taným-larýn yeniden yapýlmasýnýistiyoruz. Bizim talebimiznükleersiz Türkiye, nük-leersiz dünyadýr. Butoplumsal politik bir talep-tir. Kuzey, emisyonlarýn%80'ini üretiyor amaGüney bundan daha fazlaetkileniyor. Türkiyebarýþçýl enerji kaynaklarýaçýsýndan en zengin ülke-lerden biridir. Ayrýca bukaynaklarýn çevreharicinde de olumlu yan-larý var. Barýþçýl enerji kay-naklarý istihdam yaratankaynaklar olduklarý ve herülkede farklý format ve for-müllerle bulunduklarý,dolayýsýyla ülkelerin dýþabaðýmlý olmamalarýanlamýna geldikleri için degereklidirler. Sosyal
maliyetleri hesaplanmadýðýiçin nükleer enerjiendüstrisi ucuz olarak nite-lenir. Kanada'da 2000 yýlýn-da bir sivil toplumörgütünün hazýrladýðýrapor, 16.6 milyar dolarýnnükleer enerjiyi subvanseetmeye harcandýðýný gös-teriyor. Ýnsan merak edi-yor, sudan ucuz diyeanlatýlan bu enerji nedenkendi baþýna ayaktaduramýyor?
Bugün gerek iklimdeðiþikliðinin önünegeçmek, gerek temiz veucuz enerjiyi sýnýrsýz kay-naklardan saðlayarakdünya barýþýna katkýdabulunmak için elimizdekiyegane çözümyenilenebilir enerji kay-naklarý ya da bizim sýkçadile getirdiðimiz adýylabarýþçýl enerji kaynaklarý-dýr. Petrol gibi sýnýrlý kay-naklar için insanlarýnöldürülüp, yine bu sýnýrlýkaynaklar için ölündüðügünümüzde sýnýrsýz vehemen her ülkede deðiþikformlarda bulunan bu kay-naklar dünya barýþý içinbüyük umut teþkil ediyor-lar. Yenilenebilir enerjikaynaklarý ve enerji verim-liliði ciddi çözüm öneri-leridir ve nükleer enerji bukaynaklarýn yanýnda alter-natif bile sayýlamaz.
Almanya tek baþýna,Türkiye'nin kurulugücünün yarýsýna yakýnrüzgar gücüyle baþý çek-mektedir. Türkiye'de 2020yýlýna kadar kurulmasýgerekli denilen 2-3 nükleersantralin saðlayacaðý elek-trik enerjisini rüzgar ener-jisiyle daha ucuza ve çokdaha kýsa sürede saðlamakmümkündür. Bütün bun-lara karþýlýk hala "fýrýldak-tan elektrik mi ürete-ceksiniz?" "ya fýrýldaklardönmezse" gibi sorularsorulabiliyor. Üstelikyenilenebilir enerji kay-naklarýna sýcak bakýlma-masýnýn bir nedeni olarakShell, BP ve ABD EnerjiAjansý gibi þirket ve kuru-luþlarýn buna gereksizdemesi. Bu yukarýdadönen çýkar anlaþmalarýnýaçýkça ortaya koyuyor.
PPeekkii nnee yyaappmmaakk ggeerreekkii-yyoorr??
Yapýlmasý gereken,hemen doðru biryenilenebilir enerjitasarýsýyla, Türkiye'detemiz ve barýþçýl enerji kay-naklarý olan rüzgar, güneþ,jeotermal, biyo-kütle gibikaynaklara gidecekyatýrýmlarýn önünü açmak,enerji verimliliði ve tasar-rufu için harekete geçmek,AR-GE çalýþmalarýnýdesteklemek, çift taraflýsayaçlarla gerçek-tüzelkiþilerin kendi gereksinim-lerini karþýlamak ve gerek-tiðinde gereksinimfazlasýný satmasýna olanak
2000 yýlýnda benzeri birmücadele yine sadeceGreenpeace'in katkýsýyladeðil, toplumun her kesi-minden gelen nükleerkarþýtlarýnýn bilgilendirme,afiþe etme ve býkmadanusanmadan nükleer lobiyemeydaný dar etme yöntem-leriyle baþarý kazandý.Bugün de Nükleer KarþýtýPlatform hayata geçerekbenzer bir mücadeleyehazýrlanýyor. Siyasigörüþünüz ne olursa olsun,en temel hakkýmýz olanyaþam hakkýný savunmakiçin biraraya gelen insan-larýn bu platform altýndabirleþmesi ve tehlikeninherkese anlatýlmasýgerekiyor.
Bu dünyamýzý çirkin-leþtirmek isteyenlere yanýtveren onurlu biryürüyüþtür. Herkes üzeri-ne düþeni yapar, sokaklar,okullar ve meydanlar nük-leer karþýtý kampanyayakollarýný açarsa, yaþamhakkýmýzý kimse elimizdenalamaz. Dünyanýn birçokyerinde ve geçmiþteTürkiye'de olduðu gibinükleer lobi yine kapýdanelleri boþ döner.
"Bütün büyük ve geliþmiþ Batýlý ülkeler nükleerenerji santralleri kurmaktan uzun süre öncevazgeçti. Bu teknolojiyi artýk yoksul veazgeliþmiþ üçüncü dünya ülkelerine satmayaçalýþýyorlar. Sizce neden?", diye bir anket sorususorulsa, bu konuda hiçbir þey, ama hiçbir þeyduymamýþ sokaktaki sýradan bir insan bile'Bunun altýnda bir çapanoðlu vardýr mutlaka'diye düþünmez mi? Zenginler bir þeyi kendi-lerinden uzaklaþtýrýp, yoksullarýn üzerine yýk-maya çalýþýyorsa bunda mutlaka bir bit yeniðivardýr çünkü.
Gerçekten de geliþmiþ ülkeler nükleer enerjisantralleri inþa etmekten çoktan vazgeçti. Hemçevre hem insan saðlýðý üzerine olumsuz etkilerio kadar fazla ki nükleer eneji üretiminin, getiri-leri bunun yanýnda hiç kalýyor. Üstelik ucuzaenerji üretimi olduðu da tamamen yalan. Birnükleer santralin býrakýn kurulmasýný, miadýnýdoldurduktan sonra sökülmesi bile inanýlmazharcamalara yol açýyor. Üstelik, hatýrlanacaktýr,1986'daki Çernobil faciasý gibi etkisi çok uzunsürecek tehlikeler de cabasý. Yan sayfalardakiropörtajda uzun uzun anlatýlmýþ olduðu içinbunlarý tekrarlamaya gerek yok. Ancak bu tehlik-eye karþý mücadele konusunda tartýþmak faydalýolacaktýr.
Sol hareketler bu tür konulara geneldeduyarsýzdýrlar. Daha ulvi mevzulara kendilerivakfetmiþ olduklarý için bu gibi 'ayrýntýlarý'devrim sonrasýna erteleyerek, karþýsýnda verile-cek mücadeleyi de çevrecilere, 'yazar çizertakýmýna', 'entellere' býrakýrlar. Bunlar ufak tefekayrýntýlardýr, burun kývrýlýr, hatta küçümsenir.Ciddiye alýyormuþ gibi dinlenilip, içten içe dalgabile geçilir. Oysa solun içine düþtüðü hatalarýnbelki de en büyüðüdür bu: gündelik hayatýnsorunlarýný ve bunlarý çözmeye yönelik gündelikmücadeleyi hafife almak.
Maaþlarýmýza yapýlacak zamlarýn yüzdesi,saðlýðýn parasýz olmasý, eðitimin kalitesi,kaldýrýmlarýn engellilerin kullanýmýna uygunhale getirilmesi, otobüslerin sýkýþ tepiþ olmaktançýkarýlmasý, kentlerdeki gürültü kirliliðinin gider-ilmesi, Caretta Caretta'larýn yumurtlama alan-larýnýn koruma altýna alýnmasý, sokak aydýnlat-malarýnýn yeterli ve yaygýn hale getirilmesi,kadýnlara kürtaj hakký, eþit iþe eþit ücret verilme-si, iþ yerinde kahve molalarýnýn sayýsýnýn arttýrýl-masý, TV'lerdeki þiddet içerikli dizi filmerinkaldýrýlmasý, nükleer enerji santrali kurma gir-iþimlerinin engellenmesi, vb. binlerce gündeliksorun aslýnda sosyalistler için birer kampanya veörgütlenme aracýdýr. Birer kampanya aracýdýr,çünkü halký yakýndan ilgilendirmekte, pek çoðugünün her saatinde canlarýný yakmaktadýr. Birerörgütlenme aracýdýr, çünkü bu konular etrafýndakampanyalar yürütürken toplumun çok çeþitlikesimleriyle yakýn iliþkiler kurmak mümkün vekolaydýr.
Her bir reform için verilen mücadelede en önsaflarda yer almak sosyalistlere halkýn 'yakýnýn-da' olduklarýný ve sorunlarýyla samimi olarakilgilendiklerini gösterme fýrsatý saðlar. En ufakbir reform mücadelesi ise, sýnýf mücadelesinde,insanlarýn kendi güçlerinin ve deðiþtirmeyeteneklerinin farkýna varmasýna yarar. Salt bunedenle bile olsa, nükleer karþýtý kampanyayý dadiðer gündelik mücadelelerden ayrý göremeyiz.Kaldý ki nükleer santraller hepimizin hayatýnayönelik ciddi birer tehdittir. Greenpeace ya dadiðer sivil toplum kuruluþlarýnýn bu konudayürütmekte olduðu kampanyalara destek olmak-tan öte, örgütlenmesine katýlmalý, kampanyayýbizzat bizler inþa etmeliyiz.
Diðer bütün mücadeleler gibi, nükleer karþýtýmücadele de devrim sonrasýna, ya da baþka birþey sonrasýna ertelenemez. Reformlar mücadelesiertelenemez, çünkü devrim ertelenemez!
üretmeliyiz
10
Þenol KARAKAÞ
Geçtiðimiz haftayaTürkiye'de CHP kurultayýdamgasýný basarken,dünyada üç önemli geliþmeyaþandý. Birisi Irak'tagerçekleþen seçimler, diðerikisi ise Davos'ta gerçek-leþen zenginler kulübününEkonomi Zirvesi'yle PortoAllegre'de gerçekleþenDünya Sosyal Forumu'ydu.
CHP kurultayý uzun birdönem boyunca iþçisýnýfýnýn sahiplendiði, kendigünlük çýkarlarýný savu-nacaðýný düþünerek oyverdiði CHP'nintükeniþinin ilaný olarakokunmasý gereken, içekapalý, milliyetçi ve köhnefikirlerin cirit attýðý birtoplantýydý. Delegeler fut-bol takýmý tutan holigantaraftarlar gibi birbirlerinesaldýrdýlar.
Dünya Ekonomi Zirvesiise Sharon Stone ve RichardGere gibi ünlü sanatçýlarýndünya ekonomisinin baron-larýna "fýrça" attýðý ve enönemlisi de küresel ser-mayenin sahiplerinin vezengin devletlerin aslýndadünyanýn sorunlarýnýnçözücüsü deðil yaratýcýsýolduðunu gösteren sahte-karlýk tiyatrosu gibiydi.
Zenginler kulübününzirvesinde en önemli sorun,küresel yoksulluk olaraktespit edilmiþ. Ýnsanýn "hadiya" diyesi geliyor. Sankiantikapitalist hareket hergösterisinde, her eyle-minde, her forumunda buküresel yoksullukgerçeðinin altýný çizmiyor-muþ gibi…Davos'unsahtekarlýðý, FransaCumhurbaþkaný Chirac'ýntelekonferansla katýldýðýkonferansta, küresel yok-sullukla mücadele içinuluslar arasý mali iþlemler-den yoksullar lehine vergikesintisi yapýlmasý öner-isinin þiddetli bir tepkiylekarþýlanmasýnda bir kez
daha açýða çýktý. Bu öneriyiantikapitalist harekettenkopya çeken Chirac daayrýca bir ikiyüzlülük yaptý.Onun ülkesinde Fransa'dada temsilcilerinden olduðuegemen sýnýf çalýþanlarasert bir saldýrýda bulundu.Fransa'da yüzbinlerce iþçihaftalardýr gösteri yapýyor.
Antikapitalist hareket isemeydan okuyuþunusürdürüyor. Bir iki aybüyük gösteriler görmey-ince hareket bitti sananlarahareket çok iyi bir dersveriyor. Þaþýrtýyor. Ekimayýnda Londra'da yapýlanAvrupa Sosyal Forumununbaþarýlý olmasý sadece küre-sel sermayenin temsilcileri-ni rahatsýz etmeklekalmadý, Avrupa'daki bazýsolcularý da þaþýrttý.Haftada bir hareketin ölümilanýný gazetelerinde yayýn-layanlara çok iyi bir yanýtda geçtiðimiz hafta PortoAllegre'den, Dünya SosyalForumu'ndan geldi.
Porto Allegre'de merkezimitinge 200 bin kiþi katýldý.2500 forum, atölye ve semi-ner düzenlendi. DünyaSosyal Forumu (DSF)hareketin boyutlarýnýn hergeçen gün büyüdüðününtartýþma götürmez birkanýtý oldu. DSF sadecehareketin boyutlarýnýn nekadar yaygýnlaþtýðýný deðil,küresel antikapitalist patla-manýn dünyanýn en önemlisorunu, yani ABD'nin hege-monya adýmlarýna karþý daçok net bir politik çizgiyesahip olduðunu da göster-di. Irak'ta Bush'un seçimleriyapýlýrken, DSF bir kezdaha Bush ve Irak iþgaliniyerden yere vurdu.
DSF'nin bir parçasý olarakyapýlan Savaþ karþýtlarýToplantýsý'nda hareketinaktivistlerinden WaldenBello, ""Savaþ baþladýðýn-dan beri çeþitli iniþ çýkýþlaroldu, fakat bu toplantýsavaþ karþýtý hareketinyeniden canlanmasýna
iþaret ediyor" dedi. 1000'den fazla üyesiyle
Amerika BirleþikDevletleri'ndeki en büyüksavaþ karþýtý koalisyon olanBarýþ ve Adalet ÝçinBirlik'ten Medea Benjaminise, "2005 yýlýnýn iþgalinsona ereceði yýl olduðunusöyleme konusunda çokkararlýyýz" dedi.
Londra'da bir milyonlukbir yürüyüþ örgütleyenÝngiltere Savaþý DurdurunKoalisyonu'ndan ChrisNineham ise, "Dünyakamuoyu bizim yanýmýzda"diye ve ekledi: "Þu andasavaþa karþý muhalefet 15Þubat'ta olduðundan biledaha fazla."
Walden Bello Irak seçim-lerini "Bu göstermelikseçimler kesinlikle geçer-sizdir. Dünya bu oyunagelmeyecek." Sözleriyledeðerlendirirken,Baðdat'tan gelen ve iþgalekarþý geniþ bir koalisyonun-hem Sünnileri, hem Þiilerikapsayan- lideri olan SheikJawad Khalisi de seçimleringeçersiz olduðunu söyledi:"George Bush oy vermegününden önce zaten buseçimlerin sonucunu belir-lemiþti. Bu seçimler Irakhalký için deðil GeorgeBush için yapýlýyor."
Küresel direniþin aktivist-leri ikiyüzlülükle, mil-liyetçilikle, yalancýlýkla hiçiliþkilenmeden kapitalizminyarattýðý sorunlarýn nasýlaþýlabileceðini tartýþýrken,ayný zeminde yepyeni birsolu da þekillendiriyor.DSF, bir kez daha umutsuzolmak için hiçbir nedenolmadýðýný gösteriyor. 19Mart, iþgale karþý küreseleylem günü. DSF'de verilenbilgiye göre þu anda Irak dadahil olmak üzere 29ülkede 19 Mart gösterisi
örgütleniyor. Önümüzdekihaftalarda bu çaðrýnýnsavaþ karþýtý aðlarda yayýl-masýyla bu sayýnýn daha daartmasý bekleniyor.
Dünya Sosyal Forumu,CHP kurultayýna bakaraksol adýna umutsuzluðakapýlanlara, gerçek solun,yeni bir solun nasýl inþaedileceðini bir kez dahagösterdi. Anti kapitalisthareketin temel özellikleri,yeni solun inþasýnda sahipçýkýlmasý gereken temelyönelimleri de sunuyor:
Anti kapitalist hareket,birbirinden hayli farklýamaçlara ve etkinlikleresahip olan ama ortak düþ-mana karþý hýzla birleþenaktivistlerin kampany-acýlýðýnýn üzerinde yük-seliyor.
Bir yandan, "kendileriniküresel kapitalizme karþýpolitik bir mücadeleye gir-iþmiþ insanlar olarak görenve etkisi giderek artan biraydýnlar gurubunungeliþmesi" , diðer yanda ise"Bir þey yapmalý, baþka birþey!" diyen, "Baþka birdünyanýn mümkün"olduðunu iddia eden vekorkunç bir dinamizme vemobilize olma yeteneðinesahip yepyeni bir aktivistlerkuþaðý küresel anti kapital-ist hareketin omurgasýnýoluþturdu.
Kurtarýcý deðil, aktivistler-den öðrenmesini de bilen,hareket içinde tartýþan veher bir öneri sahibini kam-panyanýn ve örgütlenmenintemel unsuru olarak görenbir sol ezilenlerin mücade-lesi için yeniden bir umutolabilir.
DSF bir kez daha gösterdiki kendi dýþýndaki tüm solaaçýk olan, tüm kampa-nyalarla iliþkilenmeyeçalýþan ve tek bir eylemlik
deðil, kampanyanýn somuthedefini kazanmayý hede-fleyen uzun süreli koalisy-onlar örgütlemeyi hede-fleyen bir sola ihtiyacýmýzvar.
Sol sokakta örgütlenmeli.Sol, bürokratik pazarlýk-larýn deðil ancak gözü pekbir militanlýðýn üzerindenyükselebilir.
Yeni sol, tüm eylem vepolitikalarýný enternasyon-alist dayanýþmayadayandýrmak zorunda.Milliyetçi hiçbir fikir,kavram ve tutuma tavizvermeyenler yeni bir soluinþa edebilir.Enternasyonalizm, soyutbir dayanýþma motifideðildir. Somut destek, bir-likte örgütlenmek, diðerülkelerdeki hareketlerinçýkar ve sorunlarýný enöncelikli sorun olarakgörmek ve bu sorunlarýnçözülmesi için örgütlen-mektir.
Yeni sol, tepeden, yöneti-ciler arasýnda yapýlangörüþmelerle kurulan itti-faklarla deðil, þeffaf, her birtartýþmanýn son ayrýntýsýnakadar tüm aktivistleringözünün önünde yaþandýðýve her isteyenin katýlabile-ceði tartýþmalarlaörgütlenebilir. Ýnisiyatifkýran, muhafazakar, mil-liyetçi, cinsiyetçi, ahlakçý,þef baðýmlýlýðý yaratmayýhedefleyen, tartýþma özgür-lüðünü boðan bir sol, sololamaz. Yeni sol, ya özgür-lükçü olabilir ya da sol ola-maz.
Yeni sol, yukarýdanolduðu kadar aþaðýdan da,aktivistler ve kampa-nyalarýn yan yanagelmesinin, birlikteyürütülen tartýþmalarýnüzerinden örgütlenebilir.Tüm anti kapitalist hareketiçin, birlik en önemli süreç.Sol, hareketin çýkarlarýný,kendi bayraðýnýn, kendiörgütünün çýkarlarýnýnüzerinde görebildiði,
Anti kapitalist hareket biryandan iþçi sýnýfýný can-landýrýrken ayný zamandaiþçi sýnýfýnýn harekete katýl-masýyla güçleniyor. Tümprotesto gösterilerini karak-terize eden öðeler, geniþ birçeþitlilik gösteriyor.Seattle'da, Millau'da, Seulve Nice iþçi sýnýfýnýn göster-ilere örgütlü katýlýmý yük-sek bir düzeydeydi. DünyaSosyal Forumu ve diðersosyal forumlar süreç-lerinde, en önemlisi tümsavaþ karþýtý eylemlerdeörgütlü iþçi sýnýfý hareketinen önemli gücü. Sadecekitlesellik açýsýndan deðil,kapitalist toplumda tuttuðukonum, sisteme karþý kolek-tif direniþ yeteneðini iþçisýnýfýna doðal olarakkazandýrdýðýndan, uzun biryenilgi döneminin ardýn-dan sahneye çýkan anti kap-italist hareketin kapitalistsisteme karþý kolektifdireniþ gücünü yenidenesinlemesinde en önemlietkenlerin baþýnda örgütlüiþçi sýnýfýnýn varlýðý geliyor.Sol, iþçi sýnýfýna ve onunörgütlü ve birleþtiricigücüne dayanmadan yenibir umut hareketi olamaz.
Hareketin aktivistleri,kendilerine gururla antikapitalist adýný veriyorlar.Kapitalizmi öldürmekisteyen bu hareket içindekapitalist sistemi bilimselolarak sadece sosyalistleraçýklayabiliyor. Sosyalistanti kapitalizm, sola,saðlam bir temel üzerindeyenilenme, hareketlebütünleþme, hareketi inþaetme ve kapitalizme karþýdeðiþimin ve umudunörgütlü ifadesi olabilmegücünü kazandýracaktýr.
Yeni sol ve anti kapitlist hareketKurtarýcý deðil, aktivistlerden öðrenmesini de bilen, hareket
içinde tartýþan ve her bir öneri sahibini kampanyanýn veörgütlenmenin temel unsuru olarak gören bir sol ezilenlerin
mücadelesi için yeniden bir umut olabilir
11
Çaðla OFLASF. Levent ÞENSEVER
26 Ocak, çarþamba günüGDO'ya Hayýr Platfor-mu'nun düzenlediði basýntoplantýsýnda, Hükümettarafýndan hazýrlanmýþolan "Ulusal BiyogüvenlikYasa Tasarýsý" eleþtirildi.Hükümetin hazýrlamýþolduðu, biyo-çeþitlilik,gýdalarýn güvenliði ve sað-lýk gibi son derece hassassorunlarý kapsayan yasatasarýsýnda, halkýn yararýdeðil, ithalatçý ve üreticisermaye þirketlerinin çýka-rýnýn ön plana alýndýðý gö-rülüyor. Tasarýnýn hazýr-lanma safhasýnda, dünya-nýn en büyük genetik ola-rak oynanmýþ ürünler(GDO) üreticisi Monsen-to'nun temsilcilerinin derol oynadýðý anlaþýlýyor.Tarým Bakanlýðý tarafýndan5 Ocak'ta Ankara'da dü-zenlenen ve yasa tasarýsý-nýn tartýþýldýðý açýk bir top-lantýya, Monsento temsilcide davet edilmiþ olmasýnakarþýn, GDO'ya Hayýr Plat-formu ve tüketici örgütleriçaðrýlmadý. Bu durum,hükümetin halkýn deðil,sermaye þirketlerinin hiz-metinde olduðu kanýsýnýgüçlendiriyor.
GDO'ya hayýr
Henüz GDO'lu ürünlereyönelik yeterli yasal birdüzenleme olmamasýnakarþýn, uygulamalar buürünlerin dýþalýmýný vepiyasaya sürülmesini en-gelliyor. Buna raðmen Tür-kiye'ye 1996 yýlýndan buyana denetim dýþý GDO'lugýdalarýn girdiði biliniyor.Çok sayýda bilim insanýnýnbu ürünlerin kullanýmýnýninsan saðlýðý için son dere-ce riskler taþýdýðýný belirt-mesine karþýn, Hükümetbu gerçeklere gözünü ka-patýyor. Yeni yasa tasarýsýGDO'lu ürünlerin alýmýný,üretilmesini ve satýlmasýnýyasalaþtýrýyor.
GDO üreticisi þirketler birçok ideolojik argümanla buürünlerin insanlýk için ya-rarlý olduðu propaganda-sýný yayýyor. GDO'lu ürün-lerin "açlýða çare olduðu"argümaný, çokuluslu tekel-
lerin bu ürünleri yaygýn-laþtýrmak için kullandýðýen önemli iddialardan biri.Birleþmiþ Milletler Tarýmve Gýda Örgütü (FAO) bile,açlýðýn nedeninin yetersiztarým alaný veya yetersizüretim olmadýðýný açýk-lamýþtýr. Sorun paylaþýmsorunudur. DolayýsýylaGDO'lu ürünlerin, yaþamýnyapýtaþlarýný patentleyençokuluslu þirketlerin kâr-larýný artýrmaktan baþkatoplumsal bir yararý yok.Binlerce yýldýr sürdürülenorganik tarým yöntemleri-nin tersine, GDO'lu tarýmürünleri, üreticileri tümüy-le bir kaç þirkete baðýmlýkýlarken, insan saðlýðýný datehdit etmektedir.
Tehdit hýzla büyüyor
GDO'lu ürünler hýzla ya-yýlýyor. Günümüzde dünyaüzerinde gerçekleþen soyaekim alanlarýnýn %56'sý,pamuk alanlarýnýn %28'i vemýsýr alanlarýnýn %14'ündeüzerinde genetik olarakoynanmýþ ürünler ekilmek-tedir. 2003 yýlýnda dünya-da toplam 7 milyon çiftçiGDO'lu ürünler ekerken,2004 yýlýnda bu sayý 8milyonun üzerine çýktý. Buçiftçilerin %90'ý ise geliþ-mekte olan yoksul ülkel-erde bulunuyor.
GDO'lu ürünlere karþýmücadelenin bir çok boyu-tu var. Bu konudaki müca-deleyi çokuluslu þirketlerinhakimiyetine karþý verilenanti-kapitalist mücadeleyebaðlamak gerekiyor. An-cak, GDO'ya Hayýr Platfor-mu'nun yürüttüðü türdendaha somut, teþhir etme,bilinçlendirme, yasa dü-zenleyici ve uygulayýcýlarýüzerinde baský kurma gibifaaliyetler de son dereceönemli. Bu çabalar destek-lenmeli ve güçlenmesi içinçaba harcanmalý.
Çokuluslu þirketlerin ha-kimiyeti kaçýnýlmaz deðil.Daha önce AIDS aþýsýnýnpatent haklarýna karþý Gü-ney Afrika'da verilen mü-cadelede olduðu gibi, çok-uluslu þirketleri dize geti-rebiliriz. Bunun için kararlýbir þekilde mücadele etmekve küresel mücadelenin birparçasý olmak gerekiyor.
GGDDOO''llaarr ssaaddeeccee gýdalarýnyapýsýyla oynanma deðil,ayný zamanda bir hakimolma tekniðidir. Patenthakký ise bu hakimiyetisaðlayan en önemli araçtýr.Günümüzde GDO'lar özel-likle tekniði ön plana çýka-rýlarak, hem teknik hem deürün olarak patent kap-samýnda korunabiliyor.Genetik yapýsý deðiþtirilenürünler patentleniyor.Çünkü bu çalýþmalarý
yapan þirketlerin temel ka-zancý, patent bedeli tahsiletme üstüne kurulu. Örne-ðin sadece mikroorganiz-ma bile patent kapsamýn-da þirketin sahip oldu-ðubir ürün olabilmektedir.Oysa ayný mikroorganizmadoðada milyonlarca yýldýrkimsenin malý olmadanyaþýyor.
Gen, bulunmasý ve ta-nýmlanmasý çok zor oldu-ðu ve büyük yatýrýmlar ge-
rektirdiði için, genler ko-nusunda araþtýrma yapýp,bunlar üzerinde oynaya-rak, patent almayý ancakbüyük çokuluslu þirketlerbaþarabiliyor. Avrupa Pa-tent Sözleþmesine göre birgenin iþlevini ortaya çýka-rýp, bunu ispatlamak koþu-luyla patent hakký tanýnýy-or. Oysa normal olarakpatent sadece yenilik özel-liði taþýyan ve sanayideuygulanabilirliði olan bu-
luþlarý korumak için ver-iliyor. Doðada bulunangenler için verilen patenthakký, biyolojik zenginlik-lerde tüm insanlýðýn ortakkullaným hakkýný ortadankaldýrmakta ve bu nedenlemeþru deðildir. Bunun adýbiyolojik korsanlýktýr.
Öte yandan tarýmsal üre-timin en temel ve en eskiyöntemlerinden olan, ken-di ürününden gelecek yýliçin tohumluk ayýrma gele-neði ve hakký da, patentkýsýtlamasý nedeniyle orta-dan kaldýrýlmaktadýr. Zen-gin gen kaynaklarýna sahipyoksul ülkelerin sahip ol-duklarý kaynaklar üzerin-deki patent haklarý yavaþyavaþ sanayileþmiþ bir kaçülkenin ve bir kaç çokulus-lu þirketin elinde toplan-maktadýr.
Ticaretin serbestleþtiril-mesi AB'ye üyelik ile bir-likte bir sorunluluk olacak.Yani ticarete konu olanbiyoteknoloji ürünleri de"serbest ticaret" gereði Tür-kiye'ye yasal olarak gire-bilecek.
Ulusal BiyogüvenlikYasasý'na yöneltileneleþtiriler:
Michael Albert,"Deðiþimin Yolu" adýndakiküçük ama önemli kitabýn-da, kitle hareketlerininulaþabileceði bir noktayadikkat çeker. Örneðindebir daðcý ekibi týrmanýþageçer. Daha iyi bir uzman-lýk geliþtirebilmiþ olanlarhýzlanýrlar, ara açýlmayabaþlar. Geridekiler bir süredaha onlarý izleyebilir,fakat daha sonra bu daartýk mümkün olmaz."Hýzlý" týrmanýcýlarýn dageriye dönüp, ekibin gerikalanýna yardým etmeþanslarý fizik olarakortadan kalkmýþtýr,geridekilere sadece izle-mek düþer. Daha yüksek-tekilerin tercihinin kendiniyenilgiye uðratan birdoðasý vardýr. KESK'iniçinde olduðu durumu,Albert'in örneðine ben-zeterek ve bunun neden-lerini araþtýrmaya çalýþarakdevam edeceðiz.
1 Aralýk ve sonrasý
KESK'in 11 Kasým 2000Ankara büyük yürüyü-þünde net bir þekildeortaya çýkan IMF pro-gramýna ve o programýuygulayan koalisyonakarþý öfke, 1 Aralýk'tadoruða ulaþmýþ ve genelgrev sendika yönetici-lerinin bile ummadýðý birkatýlýmla gerçekleþmiþti.Bu grev, çözülme eðilimitaþýyan egemen sýnýfý veonun yanýnda sendikabürokrasilerini de ürküt-müþtü. Tüm geliþmeler,somut ve basit bir pro-gram etrafýnda birleþtir-ilebilen bir iþçi sýnýfýnýnulaþabileceði gücü kanýtlarnitelikteydi. Keza 1 Aralýkgenel grevi, EP programýetrafýnda hayat bulmuþtu.Eleþtirilebilecek yanlarýolsa da, ki her programýnvardýr, bu program, somutbir þekilde neo-liberaluygulamalara karþý çýkýyor,demokratikleþmeyisavunuyor, kamusallýðýsavunan alternatif birzemin oluþturuyordu.Grev sonrasý EP üzerindekibaský arttý. Hareketin bazýbileþenlerinde geri çekilmeeðilimi baþladý. KESK EPiçindeki en hareketliunsurdu. Bunu kendiiçinde EP'na burun kývýranya da açýkça dýþlayan pekçok sol eðilime raðmengerçekleþtirmiþti. Grevekatýlým ve pratik önderlikkonularýnda da öne çýkanKESK olmuþtu.
KESK'te tutucu"sol" kafalar
Ancak KESK önderliði busomut durumun çok dafarkýnda deðildi. Ýþyer-lerinden 1 Aralýk grevine
katýlým raporlarý þubeleregelmeye baþladýðýnda dahada açýkça kavranabi-lecekbir gerçeklik vardý. Birçokiþyerinde neredey-seKESK'li çalýþanlar ka-darherhangi bir sendika-yaüye olmayan çalýþanlar dagreve katýlmýþtý! Onla-rýnsomut talebi IMF'ninkovulmasýydý ve koalisy-onun da çekip gitmesiydi.
1 Aralýk'tan hemen sonraKESK'te kongre süreci baþ-ladý. Kongreler emekçile-rin, sendikalarýn sorunla-rýnýn tartýþýldýðý, gelecekmücadele prgramlarýnýnoluþturulduðu yerler ol-madý. KESK kongresi, kon-gredeki birkaç grup, mil-yonlarca emekçinin sorun-larýna sýrtýný döndü. Kon-gre sonrasýnda KESK 19Þubat'la kabaran IMFkarþýtý eylemleri örgüt-lemedi. Ýki ay önce bir mil-yon insanýn katýldýðý birgenel grevin gücünü arka-sýna alýp, bunu yapmadý.Çünkü sýnýf mücadelesinikavramýþ deðiller. Ýþçi sýný-fýnýn bir parçasý, üstelikönemli bir parçasý olduk-larýný kavrayabilmiþ deðil-ler. Kapitalizmin seyrini,onun birikim ihtiyaçlarýsonucu ortaya çýkan yenisýnýf þekillenmesini kavra-yabilmiþ deðiller. Ezilen-lerin kürsüsü olma olana-ðýný tepti. Toparlanmasýiçin egemen sýnýfa tepsidebir fýrsat sundu. 26 Hazi-ran'a kadar hiçbir varlýkgösteremedi. 26 Haziran
2001, sahte sendikanýnKESK'e kabul ettirildiðigündü. O gün, birkaç þeh-rin sokaklarýnda, her birin-de sadece birkaç yüzsendika üyesi vardý...
Seçimler,AKP ve KESK
3 Kasým 2002'de gerçek-leþen seçimlerden AKPzaferle çýktý. Güçlü AKPhükümeti kaþla-göz (AB ileABD) arasýnda IMF pro-gramýný uygulamayadevam etti. Bu dönemdeKESK umulmadýk bir per-formans gösterdi. Geçmiþdönemin tozunu üzerin-den atmýþ olacak ki, ege-men bürokrasi ile AKP'ninher karþýlaþmasýnda, atak-lýkla bürok-rasiden yanatutum aldý. Lâiklik tartýþ-malarýný, ileri bir boyutataþýyarak, ge-nelbaþkanýnýn aðzýndanÝslam'ýn bin yýllýk gericibir ideoloji olduðunu id-dia etti. 10 bin öðrencininözel okullarda okutulmasýprojesine karþý örneðin, fet-tullahçýlara imkân sað-lanýyor denilerek itirazedildi, iþin özelleþtirmeyaný arkalanarak. Her fýr-satta, "Þu mahkemeyeveririm sizi haa!", "Cum-hurbaþkanýna da þikayetederim" çapsýzlýðýnda, sý-nýf mücadelesinin gerçekaraçlarýyla alakasýz yön-temler benimsendi ve gi-derek üyeler tarafýndansendikalar, hukuksal birerkurummuþ gibi algýlan-
Türkiye'deki 1 Aralýk2000 genel grevinden yak-laþýk bir yýl önce, serbestdünyanýn baðrýnda bir-þeyler olmaktaydý.ABD'nin Seattle kentinde,bir hareket, üstelik "tutucusol kafanýn" hiç mi hiç bek-lemeyeceði bir þekilde boyveriyor ve DTÖ zirve-sini,katýlan hükümetlerin tem-silcilerine dar ediyordu.Önemli gazeteler, buhareketin ABD'nin karþý-sýndaki tek süper güç ol-duðunu yazdý. Hareketkýsa süre içinde ABD'ninsavaþýna karþý mevzilendi.Dünya tarihinin belki deen büyük gösterilerinigerçekleþtirdi. Dünyanýndört bir yanýnda SosyalForumlar örgütledi. ÝþteKESK asýl olarak bunugöremedi, görmek zorundakaldýðýnda da anlayamadý.Hareketin birkaç ulus-lararasý toplantýsýna katýl-mayý, hareketin par-çasýolmak sandý. Dolasý-yýsýy-la, antikapitalist hare-ketsürekli yeni mevzilerkazanýrken, KESK süreklimevzi kaybetti. Hareketinsahip olduðu olumlu özel-likleri ("þirketleþen demok-rasiyi" teþhir, enternasyon-alizm, çok renklilik, daya-
nýþma ve farklýlýklara say-gý, radikalizm ve kazanmaarzusu) kavrayamadý.
22.. Savaþ bütün yanlarýylateþhir edilmelidir. Savaþýnnedenleri, ABD'nin hege-monya mücadelesi, bunakarþý direniþin kamuemekçilerinin çýkarlarýylaolan iliþkisi net bir þekildeortaya konmalýdýr. Irakdireniþi ile somut baðlarkurulmalý, her anlamdadesteklenmeli vehükümetin ve Türk þirket-lerinin Irak'la ilgili ticari vesiyasi tüm atraksiyonlarý
teþhir edilmelidir.33.. Dünya yoksullarýnýn
deneyimleri emekçilereaktarýlmalýdýr. Tüm dünyayoksullarýnýn, kapitalizmealternatif arayanlarýn yenideneyimleri üyelerle pay-laþýlmalýdýr. Dünya SosyalForumu ve ilkeleri, bileþen-leri üyelere tanýtýlmalýdýr.Uluslar arasý dayanýþ-manýn somut anlamýburadadýr.
44.. Emek Platformu aþaðý-dan yukarýya inþa edilme-lidir.KESK deneyim-lerinden de ders çýkararak,EP'nu yerellerden, ilçeler-den ve illerden baþlayarakmücadele birliði hedefiyleinþa etmelidir. Uluslararasý sendikal harekete"buradan doðru" müdahaleetmelidir. Bunun için basitbir "program" yeterli ola-caktýr.
66.. Üyelere inisiyatif alan-larý açýlmalýdýr. Üyelerim-ize yaþadýklarý yerlerdeyapabilecekleri, hayatageçirebilecekleri, eðilimler-ine uygun, destekleye-ceðimiz önerilergötürülmelidir. O nedenleacilen mümkün olan heryerelde þube lokalleri açýl-masý gerekir ve bunugerçekleþtirebilecek pekçok sendika þubesi mevcut-tur. Bunu engelleme eðili-mi, korkutucu bir bürokra-tizm eðilimidir ki, bu eðil-imle amansýz bir mücadeleyürütülmelidir.
77.. Seçim karikatürü silin-melidir! Tüm üyelerinkatýlabileceði demokratikbir seçim düzeni getirilme-lidir. Bir an önce tüm üye-lerin oy kullandýðý ve oran-sal temsil ilkesine dayananalternatif bir seçim düze-nine geçilmelidir. Ancakbu sayede her aday sendi-kal politikasý üzerinden oyisteyebilecektir.
KESK üyeleri böyleyönetilmeyi haketmemek-tedir. Sýkýþtýkça "Neyapalým, taban duyarsýz!"diyenler, unutmamalýdýrlarki, iþçi sýnýfý devrimcisi yada halkýn öncüsü olmaiddiasýndadýrlar ve gelipdayandýklarý, aslýndatosladýklarý duvar daburasýdýr: Geniþ emekçikitleleri ve onlarýn yaþam-sal talepleri! KESK, tutucu"sol" kafalara emanet edile-meyecek kadar deðerlidir.Ve bir emek örgütü içinoldukça ironiktir ama þusöylenmelidir: Açýlsýnkapýlar emekçilere! Çözümburada, bu yanda, yaniellerimizdedir.
KESK yazýsý okunur mu?
13
FF.. AALLOOÐÐLLUU
Birinci Dünya Savaþýhenüz sürüyordu. RusÝmparatorluðu aðýr yaralaralmýþtý. Cephede iþlerkötüydü.
Cephe gerisi ise daha dakötüydü. Ýþçiler savaþaasker olarak gitmekistemiyorlardý. Kimsesavaþa inanmýyordu. Açlýkvardý. Ekmek bulmakzordu.
Aðýrlaþan koþullara karþýiþçiler büyük birhareketlilik içindeydi. 1916yýlý boyunca 1410 greve 1milyon iþçi katýlmýþtý.243'ye politik grev olmuþ-tu.
1917 yýlý daha büyük birgrev hareketi ile baþladý.
13 Þubat günü 500 binemekçi bir gösteriyürüyüþü yaptý. 18Þubat'ta Putilov fab-rikasýnýn 50 bin iþçisi greveçýktý. Bu arada ekmek kar-neye baðlandý.Petersburg'un her yerindeekmek ayaklanmalarýbaþladý.
Rus takviminin fark-lýlýðýndan dolayý 8 Martkadýnlar günü RusTakviminde 23 Þubat'tý. Ogün 50 fabrikadan 87 binkadýn iþçi greve çýktý.Onlara Putilov'un 50 bingrevci iþçisi de katýldý.
Ertesi günü gösterilerdaha da yayýldý, grevlerçoðaldý.
25 Þubat günü askeri bir-liklerde isyanlar çýktý.Askerler iþçilere ateþaçmayý redderken kendisubaylarýný vurmaya vesilahlarý ile birlikte iþçilerinyanýna geçmeye baþladýlar.
Kadýnlarýn eyleminden 5gün sonra 28 Þubat'ta RusÇarlýðý devrildi.
Dönemin en kanlý dik-tatörlüðü 5 günlük bir iþçieylemi ile yýkýlýp gitmiþti.
Þubat Devrimi'ndeBolþevikler
1917 Þubat'ýnda Putilovfabrikasýnda 150 Bolþevik,Petersburg'un en yoðunsanayi bölgesinde ise 500Bolþevik vardý.
Bu sayýsal küçüklüklerineraðmen Bolþevikler bütüniþçi eylemlerinde çokönemli bir rol oynadýlar.
Ancak hiç bir iþçi eylemiBolþeviklerin kararý ilebaþlamadý.
Tam tersine, kadýn iþçilerBölge Komitesi'ne eylemyapacaklarýný söyledik-lerinde Parti Komitesi bueylem kararýna karþý çýktý.
Ayný þekilde 27 Þubat'taneredeyse bütünPetersburg iþçileri greveçýkmýþken Parti Komitesihenüz genel grev çaðrýsýyapýp yapmamayý tartýþýy-ordu.
Þubat devrimi çok net birbiçimde büyük kitle eylem-lerinin önceden planlana-
mayacaðýný, bir partininçaðrýsý ile baþlamayacaðýnýgösteriyordu.
Sovyetlerin kuruluþu
Þubat ayýnýn o 5 günündeiþçilerin temel sloganlarý"ekmek, barýþ ve iktidar"dý.
Ýþçiler 24 Þubat'ta sovyetseçimlerine baþladýlar.
Sovyet, Rusça grevkomitesi demekti. Ýþyerigrev komiteleri (sovyetleri)daha sonra PetersburgSovyeti olarak birleþti.
Baþlangýçta 1500-1600delegeden sadece 40'ýBolþevik'ti. Böylece Sovyetyönetimi iþçi sýnýfýnýn ikireformist partisinin,Menþeviklerin ve SosyalistDevrimciler'in eline geçti.
Öte yandan Sovyet'tekiBolþevik delegeler henüz1905'in fikirlerini savunuy-orlar, sokakta iþçiler
"bütün iktidar sovyetlere"diye slogan atarkenBolþevikler "gizli ve doðru-dan oya dayalý" AnayasalMeclis öneriyorlardý.Partinin aralarýndaStalin'in de bulunduðumerkezi demokratik devri-mi savunuyordu.
Bolþevikleriþçilerden yana
5 Mart günü Sovyetyürütmesi, yanireformistler grevlerinbitmesi çaðrýsýný yaptýlar.
Bolþevikler buna karþýçýktýlar. Çünkü iþçi yýðýn-larý greve devam etmekistiyorlardý. Henüz talep-leri karþýlanmamýþtý.
Bundan sonraki bütünsüreç boyunca Bolþevikler
koþulsuz iþçi yýðýnlarýntaleplerini savundular.
Sovyetler nasýlçalýþýyordu?
Her fabrikanýn bir sovyetivardý. Bütün iþçiler sovyettoplantýsýna katýlýyordu.Bölge sovyeti için seçilendelegeler sovyet toplan-týlarýnda istendiði andeðiþtirilebiliyordu.
Bütün sovyet toplantýlarýyoðun tartýþmalara sahneoluyordu. Her olay, hergeliþme iþçiler tarafýndantartýþýlýyordu.
Ýþçi sovyetlerinin yanýsýra askerlerin ve köylü-lerin de sovyetleri vardý.
Bolþevikler Sovyettoplantýlarýnda gidereketkinlik saðlýyorlardý. Ekimayýna yaklaþýldýðýnda artýkBolþevik Partisisovyetlerde ki en büyük
Bunlarýn yaný sýra hayatýnher alanýnda iþçilerörgütleniyorlardý. Konutsorunu için, iaþe sorunuiçin vs komiteler kuruluy-or, bu komitelermerkezileþiyordu. Ýþçilerhayatýn her alanýnda duru-ma el koyuyorlardý.
Reformistler ise geçiciHükümet ile seçimlere git-mek ve bir parlamentokurmak istiyorlardý.
Oysa Sovyetler ve onunyaný sýra sayýsýz iþçiörgütlenmesi çok daha
demokratikti.Sovyetler bütün çalýþan-
larý kapsýyordu. Seçilenlergeri çaðrýlabiliyordu. Hiçbir görevli ortalama iþçiücretinden fazlasýnýalamýyordu.
Kýsacasý Sovyetler iþçisýnýfý için doðrudandemokrasi demekti.
Çoðunluðukazanmak
1917 Þubat Devrimi ilebütün iktidarýn Sovyetlerineline geçtiði 1917 Ekimayýna kadar geçen süredeBolþevikler iþçi sýnýfýnýnçoðunluðunu kazanmakiçin çalýþtýlar. Hiçbir zamandevrimi ve devrimci eyle-mi örgütün iþi olarakgörmediler, yýðýnlarý, iþçi-leri harekete geçirmeyeçalýþtýlar.
"Bolþevikler býkmadan veinatla çalýþýyorlardý. Hergün, aralýksýz, fabrikakürsülerinde, yýðýnlararasýndaydýlar. HerAllah'ýn günü, küçükbüyük onlarca toplantýdakonuþuyorlardý. Yýðýnlariçin onlar kendi insanlarýolmuþlardý."
Savaþtan devrimeSavaþ ve özellikle savaþta
yenilgi egemen sýnýflar içinyönetme krizi oluþtura-bilmekte. Yani devrimci birdurum ortaya çýkabiliyor.
1917 Þubat Devrimi'ndenöðrenilecek ilk ders bu.savaþýn faturasýný ödemekistemeyen Petersburg iþçi-leri giderek yükselen birmücadelenin sonunda"ekmek, barýþ ve iktidar"diyerek ayaklandýlar.
Ýkinci önemli ders ayak-lanan iþçilerin Türkiye sol-unda yaygýn olan inancýntersine bir partinin iþaretiile harekete geçmedikleri.Ancak iþçilerin bu hareke-tinin baþarýsý için iþçisýnýfýnýn tüm taleplerinesahip çýkan, savunan veiþçilere genel çýkarlarýnýgösteren bir devrimci par-tinin gerekliliði. Bu daüçüncü önemli ders.
Dördüncü ders, sovyet-lerin insanlýðýn bugünekadar geliþtirdiði endemokratik yönetimolduðu. 1917 Þubat - Ekimdevrimleri arasýnda geçendönem sovyet mekaniz-masýnýn ne denli canlý birdemokratik ortamolduðunu gösteriyor.
Son olarak ise Þubat veardýndan Ekim Devrimleriiþçi sýnýfýnýn kurtuluþununkendi eyleminin eseri ola-caðýný anlatýyorlar. Aynýþekilde Þubat Devrimihenüz sürerken kurulmayabaþlayan sovyetler vesayýsýz diðer kitlesel iþçiörgütü ise sosyalizmin iþçisýnýfýnýn kendisini devletolarak örgütlemesiolduðunu gösteriyor.
Ekmek, barýþ, iktidar
“Marksistler için devrimci bir durumolmadan devrimin olabilmesi tartýþýla-maz, daha da öteye, her devrimcidurum bir devrime yol açmaz. genelolarak konuþacak olursak, devrimcidurumun özellikleri nelerdir? Aþaðýdakiüç önemli özelliði belirtirsek kesinlikleyanýlmýþ olmayýz. (1) Egemen sýnýflariçin bir deðiþiklik yapmadan egemen-liklerini sürdürmeleri mümkün olmadýðýzaman; “üstteki sýflar” arasýnda þuveya bu biçimde bir kriz olduðu zaman;bu kriz egemen sýnýfýn politikalarýndaezilen sýnýflarýn hoþnutsuzluk ve kýrgýn-lýklarýnýn ortaya çýkmasýný saðlayacakbir yara açtýðý zaman. Bir devrimin ola-
bilmesi için” alttaki sýnýflarýn” eskibiçimde yaþamak “istememeleri” yet-mez, “üstteki sýnýflarýnda” eski biçimde“yaþayamaz duruma” gelmelerigerekir: (2) Ezilen sýnýflarýn çektiklerive gereksinmeleri her zamankindendaha þiddetle büyüdüðü zaman; (3)Yukarýdaki nedenlerin bir sonucuolarak “barýþ döneminde” soyulmalarý-na sessizce katlanan ama ortaýlkarýþtýðýnda hem krizin yarattýðýkoþullar hem de bizzat “üstteki sýnýflar-ca” baðýmsýz tarihsel bir eyleme sürük-lenmeleriile, yýðýnlarýn faaliyetindeönemli bir yükseliþ olduðu zaman.
“Genel bir kural olarak, yalnýzca, tek
tek gruplarýn ve partilerin deðil, tek teksýnýflarýn iradesin den de baðýmsýzolarak bu objektif deðiþmeler olmadandevrim mümkün deðildir. Bu objektifdeðiþimlerin tümüne birden devrimdurumu denir. (...) her devrimci durumbir devrimin doðmasýna neden olmaz;devrim yukarýda belirtilen objektifdeðiþimlerin subjektif deðiþimle yani,devrimci sýnýfýn kriz döneminde dahizorlanmadan yýkýlmayan eski hükümetiyýkacak kadar güçlü devrimci týðýneylemlerine baþlayabilme yeteneði ilebirlikte mümkündür.”
Lenin, Bütün Eserler, Cilt 21, sayfa: 213-214
Devrimin objektif ve subjektif koþullarý
1917 Þubat Devrimi
14
FF..LLeevveenntt ÞÞEENNSSEEVVEERR
AB, yeni Anayasa kabuledilene kadar, üye ülkelerarasýnda yapýlan anlaþ-malar üzerinden kurulmuþve var olmuþtu. Yenianayasa AB'nin yenidenkurulmasý ve eski tümanlaþmalarýn yürürlüktenkalkmasý anlamýna geliyorve medeni hukuk, adliuygulamalar, Europol(Avrupa polisi), enerji vekültür gibi 30'a yakýnbaþlýk altýnda ulusal dene-timin yerine, Toplulukdenetimini getiriyor.Türkiye yeni Anayasa'yý"gözlemci" sýfatýyla imzal-adý. AB üyesi bir çok ülkeAnayasa'nýn onaylan-masýný halkoylamasýnagötürürken, Türkiye'yi debaðlayacak olanAnayasa'nýn býrakýntartýþýlmasý, adý bileanýlmýyor. Ýþte ABAnayasasý'nýn anti-demokratik karakteri:
Süper güç
Belge her ne kadar"Anayasa" olarak taným-lansa da, aslýnda biranayasadan çok, üyedevletler arasýnda yapýlmýþuluslararasý bir çerçeveanlaþmasý, özelleþtirmelerive sosyal kesintileriyasalaþtýran, piyasaekonomisini ve rekabetçil-iði Topluluðun resmiekonomi-politikasý halinegetiren, militarizmi týr-mandýran politik yeni lib-eral bir programniteliðinde. Yeni Anayasaile birlikte AB, üyeülkelerin üzerinde, onlar-dan baðýmsýz uluslararasýbir aktör haline geliyor.Böylece bir AB süper-devleti oluþturulmasýyönünde önemli adýmatýlmýþ oldu.
Seçimle deðil,atamayla
Dünyanýn ilk anayasasý,iþgalci güç Ýngilizemperyalistlerini kovan vefederal bir devlet olarak biraraya gelen Amerikan
ulusu adýna yazýldý. Buanayasa, emperyalizmekarþý verilen mücadeleninizlerini taþýdýðý içinoldukça liberaldir. Her þey-den önce yönetilenlerin,yönetenleri denetimiönemli bir unsur olarak buAnayasa'da yer almak-tadýr. Oysa AB Anayasasýbu bakýmdan son dereceanti-demokratik. Üyeülkeler, atanmýþ bürokratikelitlerin denetiminde olanAvrupa Komisyonu,Avrupa Konseyi ve AdaletDivaný gibi ulus-üstükomitelerine baðýmlýkýlýnýyor. Bu elitler seçimledeðil, atanarak görev yap-maktadýr ve bu nedenleseçmen vatandaþlarýndenetimi dýþýndadýr. OrtakTarým Politikasý (OTP) gibisayýsýz düzenleme gücüdaha çok merkez Brükselbürokrasisinin elindetoplanýyor.
Militarist
AB Anayasasý ile birlikteüye ülkeler askeri güçlerinigeniþletmek zorundabýrakýlýyor. Anayasa'nýn I-40. maddesi "Üye devletler,aþamalý olarak kendi askeri
güçlerini geliþtirmeyiüstlenirler" diyor. Aynýmaddede "Üye devletler,...sivil ve askeri yetenek-lerini Birlik'in hizmetinesunarlar" ifadesi yer alýyor.Böylece, Balkanlar'daolduðu gibi, alýnan ortakbir savaþ kararýnaTürkiye'nin de katýlmasýzorunlu hale gelecektir. Bumadde ayný zamandaNATO üyesi olmayan ABüyelerini de, NATO ileörtüþen militarist poli-tikalara baðýmlý kýlmak-tadýr. Bu türden yaptýrým-lar dünyanýn hiçbiranayasasýnda yer almaz.AB Anayasasý, üye devlet-lerin savunma bütçelerinedaha fazla para ayýr-malarýný zorunlu halegetirmektedir. Ayrýca birAvrupa ordusu ve ortakmilitarist bir mekanizmakurulmakta, AB'nin kap-sadýðý topraklarýn çok öte-sine, Brüksel'den 4.000 kmötesine kadar bir alandaaskeri müdahaleleri "ortakgüvenlik politikasý" halinegetirmektedir. Anayasa'dagüvenlikle ilgili bölümler,savaþý, her ne olursa olsunkaçýnýlmasý gereken birseçenek olmaktançýkararak, siyasi bir enstrü-man haline getirmektedir.
Yeni liberal süperdevlet
AB Anayasasý, Toplulukekonomi-politikasý olarakyeni liberal modeli dayat-maktadýr. Topluluðun,Anayasa'nýn I-3. mad-desinde, "Birlik Amaçlarý"baþlýðý altýnda, "... rekabetgücü yüksek bir sosyalpiyasa ekonomisi"ne sahipolacaðý ifade edilmektedir.Böylece serbest piyasa verekabet AB'ninekonomisinin temelinioluþturmasý sözkonusudur. Anayasa'nýn
"Ekonomi ve ParaPolitikasý" bölümündeþöyle denilmektedir:"Birlik içindeki genelekonomi politikalarýnýserbest rekabeti içeren biraçýk pazar ekonomisi ilke-sine göre desteklenmesiolacak þekilde, söz konusufaaliyetler tek para birimiolan Euro'yu ve tek parapolitikasý ve kur oraný poli-tikasý yürütülmesini içerir."Bu ve benzeri maddelerle,"kamu" ve "özel sektör"arasýnda fark gözetilme-den, üye ülkeler, rekabeteve kamu hizmetlerininözelleþtirilmesine dayananpolitikalara zorlanmak-tadýr.
Merkeziyetçi veanti-demokratik
12 Ocak 2005'te AvrupaParlamentosu GenelKurulu tarafýndan onay-lanan yeni Anayasa, dahamerkeziyetçi, daha az eþit-likçi, daha az demokratikbir AB planýnýn parçasý.Anayasa AB sürecini seç-menlerin denetimindençýkararak, Almanya veFransa gibi büyük üyeülkelerin siyasi elitlerinindenetimine baðlý kýlmak-tadýr. Yeni Anayasa, toplu-luk nüfusunun yüzde60'ýný oluþturduðutakdirde, basit çoðunluklayasal düzenlemeler yapýla-bilmesini olanaklý kýlýyor.Böylece toplam nüfusunyüzde 40'ýna sahip olanFransa ve Almanya'nýn oyaðýrlýðý önemli ölçüde art-maktadýr.
Anayasa, þu anda AB'deuygulanmakta olan altýaylýk rotasyonlara dayananve böylece her yýl iki farklýülke tarafýndan üstlenilenbaþkanlýk sisteminikaldýrarak, ulus-devletlerde olduðu gibi beþyýllýk süre için bir "Politik
Baþkan" atanmasýný getiriy-or. Buna ek olarak, üyeülkelerin dýþiþleri bakanlýk-larýndan baðýmsýz bir ABDýþiþleri Bakaný ve diplo-matik hizmetlerin oluþtu-rulmasýný, tüm üyedevletler topraklarýndayargýlama yetkisi iledonanmýþ bir cumhuriyetsavcýsý atanmasýný getiriy-or. Ayrýca ulus-devletlerdeolan bayrak, ulusal marþve yýllýk tatil günü gibiuygulamalar da sözkonusu.
Avrupa Komisyonuüyeleri seçilmeyip, atan-masýna karþýn, AB'nin 100milyar Euro'luk bütçesiniyönetmekte ve yasa taslaðýhazýrlama tekelini deelinde tutmaktadýr.Komisyon üyeleri, üyeülkeler tarafýndan kapalýkapýlar ardýnda yapýlandiplomatik pazarlýklarsonucu atanmaktadýr.Böylece bu süreç içinde yeralan kimse, kimseye hesapvermek durumunda olma-maktadýr. KomisyonAB'nin genel çýkarlarýný,örneðin büyük üyedevletler karþýsýnda küçüküye devletlerin çýkarlarýnýnda gözetilmesi göreviniüstlenmiþ olmasýna rað-men, bunu demokratikolarak denetleyecek hiçbirmekanizma yoktur. Budurum Komisyonu'nunönemini olaðanüstü artýr-maktadýr. Bunun bil-incinde olan çokuluslu þir-ketler, bu þirketlerin tarýmsektöründeki üyeleri veprofesyonel yöneticilerigibi sermayenin çýkarlarýnýkoruyan bir çok lobigrubu, Komisyon üzerindebaský oluþturmak üzereBrüksel'de faaliyetsürdürmekte vebürokrasiyle kurduklarýyakýn iliþkiler sayesindeAB'nin kararlarýný etkile-mektedir.
AB Anayasasý nedenanti-demokratiktir?
Vatandaþ temsiledilmiyor
Yasalar, AB Komisyo-nu'nun önerisi üzerineBakanlar Konseyi tara-fýndan hazýrlanmaktadýrve bu süreç gizli otu-rumlarla gerçekleþtir-ilmektedir. AB'nin va-tandaþlarýn oylarýylaoluþturulan seçilmiþ tekorganý olan Avrupa Par-lamentosu'nun üyeleri,ne yasa tasarýsý hazýrla-ma ne de yasama yetki-sine sahip. Hatta vergilerhakkýnda veya bütçeninhazýrlanmasýnda dahiyetkili deðildir. Ancakbütçenin onaylanmasýnýgeciktirebilir. Parlamen-tonun en önemli yetkisi,Komisyon ve BakanlarKonseyi'nin hazýrladýðýyasalarý veto etmek ve-ya deðiþtirmektir. Bunuda ancak salt çoðunlukoyuyla gerçekleþtirebilir.Bu durumda dahi, yapý-lan öneriler Komisyonve Bakanlar Konseyi ta-rafýndan onaylanýr ol-masý gerekmektedir. Buhaliyle Avrupa Parla-mentosu'nun asli iþlevi,lobi faaliyetleri yapançokuluslu þirketlerintemsilcileri gibi, AB ya-sama süreçlerini etkile-mekten öteye gidemez.
Bu durumda yasatasarýsý hazýrlama yetki-sine sahip olan ABKomisyonu, kelimenintam anlamýyla gerçek birbürokrasi olup, aslýndaatamayla gelen birhükümet gibi yetkilerledonanmýþtýr. AB sistemi-ni yönetmekte, önemlibir bütçeyi denetlemek-te, ulusal hükümetlerseçimle deðiþirken,Komisyon üyesibürokratlar iþlerinedevam etmektedir.
AB'nin bürokratikyapýsý içinde bir çokyolsuzluk örtbasedilmektedir. ABSayýþtayý on yýldýrAB'nin hesaplarýnýonaylamayý reddet-mektedir. Sayýþtay,AB'nin 2004hesaplarýnýn yüzde93.4'ünün yolsuzlukriskine açýk olduðunusaptadý. Bütçenindenetlenmesiyle ilgiliSayýþtay'ýn yayýnladýðýraporda, bütçeningaranti altýna alýnacakþekilde efektif birdenetlenme mekaniz-masýna sahip olmadýðýbelirtilmekte ve ABbütçesinin "Toplulukvatandaþlarýnýn bek-lentilerini tatmin ede-cek meþruiyete sahipolmadýðý" saptanmak-tadýr. Yeni yasa dene-timleri çok daha fazlazorlaþtýracak uygula-malar getiriyor.
19 0cak Perþembe günüKüresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu
Galatasaray Postanesi önündeyaptýðý basýn açýklamasý ileBush'un ikinci dönem baþkan-lýk yemini törenini protestoetti. Yaklaþýk 100 kiþininkatýldýðý basýn açýklamasýndaBush'un aslýnda Irak halkýnýntepesine bomba yaðdýrmaya,dünya halklarýný sömürmeyedevam etmek için yemin ettiðivurgulandý. Buna karþýlýkolarak da savaþ karþýtlarýBush'un peþini býrakmayacak-larýna, ona karþý mücadeleetmeye devam edeceklerinesöz verdiler. Basýn açýkla-masýnýn ardýndan ÝstiklalCaddesi'nde 19 Mart gösteri-sine çaðrý yapan bildirilerdaðýtýldý.
“Sergi Deðil Eylem”
26 Ocak Çarþamba günüSergi Deðil Eylem Ýnisiyatifitarafýndan bir sergi düzenlen-di. Bir ay boyunca kampanyayaparak Irak'taki iþgale karþýresim, heykel vs. gibi çeþitlieserler yapan Sergi DeðilEylem Ýnisiyatifi üyeleri, öncebu eserlerle GalatasarayPostanesi önünde bir basýnaçýklamasý yaptýlar. “SergiDeðil Eylem” Karakedi KültürMerkezi'nde.
19 Mart'ta eylemdeyiz
Kadýköy BAK 19 Mart'ahazýrlýk etkinliklerinden birisi-ni Kahve Bahane'de gerçek-leþtirdi. BAK aktivisti olan veIrak iþgali baþlamadan önceiþgali engellemek amacýylaörgütlenen insan kalkaný ekib-inin içinde yer alan TolgaTemuge'nin sunuþ yaptýðýtoplantýda 19 Mart küreseleylem gününün önemni vur-gulandý. Tolga Temuge'niniþgal öncesi ve sonrasý KuzeyIrak'ta yaptýðý röportajlardanoluþan belgesel ise oldukçailgi çekiciydi.
15
Aþaðýdansosyalizm
-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum,iþçi sýnýfýnýn üretimaraçlarýna kolektif olarak elkoyup üretimi ve daðýtýmýkontrol etmesiylemümkündür.
-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.
-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.
-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþka ülkeleriniþçileri ile daima dayanýþ-ma içindedir.
-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.
-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.
Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkenin
iþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.
-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperya-lizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.
-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.
-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tek birülkede izole olarak yaþaya-maz. Rusya, Çin, DoðuAvrupa ve Küba sosyalistdeðil, devlet kapita-listidir.
-Sosyalistler bu ülkelerdeiþçi sýnýfýnýn iktidardakibürokratik egemen sýnýfakarþý mücadelesini destek-ler.
Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-
bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadelecikesimi devrimci sosyalistbir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.
Türk-Ýþ'e baðlý TEKSÝFsendikasý greve bir günkala sözleþme imzalayarakiþçilerin ve sendikaþubelerinin tepkisini çekti.Baþlangýç olarak 11 iþyerinde ve eðer anlaþmasaðlanamazsa Türkiyeçapýnda 44 iþ yerinde greveçýkma kararý almýþtý.
TEKSÝF'in altýna imzaattýðý sözleþme ile ilk keziki yýl deðil 30 ay geçerliolacak bir sözleþme imza-landý. 1 Eylül 2004 tarihin-den itibaren geçerli olacaksözleþmeyle iþçi ücretlerine6 ayda bir yüzde 6 zamyapýlacak. Eski iþçilerin 4ikramiyesi korunurken,yeni iþe girecek iþçilere ise2.5 ikramiye verilecek.Tüm ikramiyeler 12 ayabölünerek ücretlerle birlik-te ödenecek. Böylece eskiiþçilerin eline aylýk 10, yeniiþçilerin eline ise 6 milyonlira geçecek. Ayrýca yüzde
100 zamlý ödenen fazlamesai ücretleri 15 ayboyunca yüzde 50'yedüþürüldü. 15 ay sonrayeniden yüzde 100 uygu-lanacak. Pazar mesaileriyüzde 300'den yüzde 200'edüþürülürken, esnek çalýþ-ma, ödünç iþçilik ve den-kleþtirme uygulamalarý dakabul edildi.
Böylece aradaki ikramiyefarklýlýðý ile eski iþçiler veyeni iþçiler arasýnda birbölünme yaratýlmýþ oldu.
Ayrýca DÝSK'e baðlý Teks-til Sendikasý ve Hak-Ýþ'ebaðlý Öz Ýplik Ýþ Sendikasýda greve çýkma kararýalmýþ olmasýna raðmen busektördeki en büyük sendi-ka olan Tekstil Ýþ diðersendikalarýn tutumunaaldýrmadan masaya otu-rarak anlaþmayý imzaladý.
TEKSÝF Kocaeli ÞubeBaþkaný Ýbrahim Öner,""Biz taban olarak, iþçiler
olarak greve çýkabile-ceðimizi, bu güçte olduðu-muzu söyledik. Sontoplantýya girene kadartaviz vermeyeceklerini
söylüyorlardý. Ama toplan-týda bizi sattýlar" dedi.
Böylece sendika bürokra-sisi, grev yoluyla rahatlýklakazanýlabilecek bir
mücadeleyi bir kez dahaengellemiþ, ayrýca yaptýðýanlaþmanýn içeriði ile iþçi-lerin bölünmesine nedenolmuþ oldu.
Efendiler Davos'ta,BaþkaldýranlarPorto Alegre'deOcak ayý sonunda bir kez daha
iki süper güç sahneye çýktý.Davos'ta katýlým için 30.000 do-larý gözden çýkaranlar, dünyanýnen büyük 1.000 çokuluslu þirke-tin temsilcileri, baþkanlar ve hü-kümet temsilcileri vardý. Hepsiyaklaþýk 2.500 kiþi. Ýþte dünyayýyönetenler, yoksulluktan, savaþ-lara, küresel ýsýnmadan borçlarsorununa, küresel kapitalizmininsanlýðýn önüne yýðdýðý tüm so-runlarýn sorumlularý bunlar. Baþ-bakan Tayyip Erdoðan bu kiþi-lerin yanýnda olmayý tercih etti.
Öte yanda, savaþsýz ve dahaadil, demokratik ve eþit "baþkabir dünya" için mücadele eden200.000 insan bir araya geldi.Bizim hareketimiz, bizim kardeþ-lerimiz Porto Alegre'de buluþtu.
Porto Alegre'deyoksullarýn þenliði vardý
Beþinci Dünya Sosyal Forumu(DSF) 26-31 Ocak arasýnda, 122ülkeden 5700 toplumsal
hareketin katýlýmýyla gerçekleþti.DSF dayanýþma ve mücadeleninizlerini taþýyor. Oluþturulan oniki çadýr, yerli halklarýn mücade-lesi, siyahlar, Filistin, iþçi sýnýfý,kýrsal reformlar, vb dayanýþmave mücadele alanlarýna ayrýldý.DSF 2005'de 2000'i aþkýn etkin-liðin yaný sýra, toplumsalhareketler, sendikalar, siviltoplum kuruluþlarý ve dünyanýnher bir yanýndan katýlanaktivistler, küresel kapitalizmekarþý mücadelenin deneyimlerinipaylaþtý ve küresel kapitalizmekarþý baþka bir dünya seçenek-lerini tartýþtý.
DSF sadece entellektüel tartýþ-malarýn yapýldýðý bir etkinlikdeðil. Ayný zamanda mücade-lenin içindekilerin buluþtuðu birzemin. Hareketin aktivistleri biryandan tartýþýrken, bir yandanda yeni mücadele takvimleribelirleniyor. Örneðin dünyasavaþ karþýtlarý buluþmasýnda 19Mart küresel eylem günü vediðer savaþ karþýtý mücadele per-
spektifleri tartýþýldý. Açýlýþ öncesigerçekleþen eyleme 200.000 kiþikatýldý. Ýlk gün Filistinli örgütler,Filistin'e özgürlük için yürüdü.Böylece Davos'ta 2500 kadardünya ekonomisinin elitlerininrahatý için kenti halka yasak-layan zihniyetin karþýsýnda,Porto Alegre kentinin her yerinimücadele alanýna çeviren birsosyal forum vardý.
Dünya Sosyal Forumu bir kezdaha ezilenlerin þenliði oldu.DSF gelecek yýl dünyanýn bir çokbölgesinde gerçekleþecek. 2007yýlýnda ise Afrika'da düzen-lenecek.