Kasım / Novembre 201 No: 86 Herkese eşit mesafede... Tel: +336 81 48 55 39 [email protected]objektif actu Ataşelik bürosunun açılışının birinci yıldönümünde, Strasbourg Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi Fisun AKTUĞ’dan çalışmaları hakkında bilgi aldık. İşadamlarımızı yakından ilgilendiren bu görüşmenin ilk bölümünü bu sayımızda yayınlıyoruz. S:13 Strasbourg’ta 29 Ekim Coşkusu 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 90. yıldönümü münasebetiyle Başkonsolos Serdar CENGİZ’in verdiği resepsiyon coşkulu bir kutlamaya sahne oldu. Elit Kuyumcusu’ndan Yeni Sezon Hamlesi Kehl’deki Elit Kuyumcusu yeni sezona önemli değişikliklerle merhaba diyor. Ticaret Ataşesi Fisun Aktuğ’dan işadamlarımıza destek vaadi Fidoul Kaibou, le talentueux Un vrai comédien, un vrai acteur; un one man show à part… S:27 S:12 P:29
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Ataşelik bürosunun açılışının birinci yıldönümünde,Strasbourg Başkonsolosluğu Ticaret Ataşesi FisunAKTUĞ’dan çalışmaları hakkında bilgi aldık.
İşadamlarımızı yakından ilgilendiren bu görüşmeninilk bölümünü bu sayımızda yayınlıyoruz. S:13
Strasbourg’ta 29 Ekim Coşkusu29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 90. yıldönümü münasebetiyleBaşkonsolos Serdar CENGİZ’in verdiği resepsiyon coşkulu birkutlamaya sahne oldu.
Elit Kuyumcusu’ndan Yeni Sezon Hamlesi
Kehl’deki Elit Kuyumcusu yeni sezonaönemli değişikliklerle merhaba diyor.
Ticaret Ataşesi Fisun Aktuğ’dan işadamlarımıza destek vaadi
Fidoul Kaibou, le talentueux
Un vrai comédien, un vrai acteur;un one man show à part…
S:27
S:12
P:29
4
Kasım / Novembre
2013 N° 86
10, rue Contades 67300 SchiltigheimTel: 03 88 85 83 66
Yapma be hacı. Yalandan sorma bari.Bayram geçti, nerdeyse yılbaşı geliyor,sen hâlâ zekat hesabını hocalara soru-yorsun. Ben kendimi bildim bileli hoca-lar zekat, sadaka, fitre nasıl hesaplanır,rayiç hesabı nasıl yapılır anlatır dururlar.Sen kendini avutuyorsun gibi bir durumvar ortada. Kaldı ki zekat senenin hermevsiminde ödenebilir. Ancak Rama-zan fitresi Ramazan’da ödenmek zorun-dadır. Bu konuda ahkam da kesmekistemem. Bir bilene sorulmasında faydavar.Sadaka vermek için uğraşmaya gerekyok. Nasıl olsa memlekette ve islamtoplumlarında alimallah el açanlardangeçilmiyor. Bu uygulamayı en iyi hükü-met yapıyor zaten. Belediyeler baştaolmak kaydıyla, Valilikler, Sosyal hizmetmüdürlükleri, Vakıflar, Dernekler aracı-lığıyla en iyi uygulanan yer de Türkiye.Bana kalırsa sen zamana oynuyorsun,ya da gösteriş için sorar oldun. Benimdemem o ki sen bu zekatı vermeyecek-sin. Bizi olsun galyana getirme. Bu 80,18 gram altını olan veya karşılı-ğında gümüşü olan, malı, katı, yatı olanüzerinden bir yıl geçmiş ise zekatı veril-mesi gerekiyor. Ben yuvarladım hesa-bını: yedi bin TL'si veya daha üstü olanvermek zorunda. Bizde ne yalı ne de katvar. Biz kot ile idare ediyoruz. Hanımütü derdinden, biz de günlük ne giyeriz-den kurtulmuş oluyoruz. Bizden topla-nan vergi ve alım satım harçları,pasaport ve kıymetli kağıt bedellerindenalınanlar ile devlet zaten makarna vekömür olarak dağıtıyor. Biz zekatımızıona sayıyoruz. Yerel seçimler yaklaştıki sen gör şimdi iktidarı; tam vardiya alkömürü ver oyu. Ha bu arada hatırlatayım:Milli içecek: Ayran;Milli yiyecek: Cop;Milli parfüm: Biber gazı;Milli losyon: Tazyikli su;Milli uyuşturucu: Yandaş medya;Milli kahraman: Apo;Dolar: İki Tl;Çocuk: Üç;Rabia: Dört;Benzin: Beş lira.ÇOK SELAVAT FAZLA HURİ DEMEK.
Aramızda kalsın, Yenge duymasın. Bir sonraki sayıda buluşuruz...
HASAN KARAKAYA
BİR SÖZDENBİR ÖZDEN
NELER GÖRDÜM MEMLEKETTE?Evet sevgili dostlar, Sizlerden ayrı kalalı tam beş ay oldu, bu yıl memlekete uzun gittim, uzun yıllarhasretini çektiğimiz, sadece bir aylarla iki aylarla kaldığımız dönemler geridekaldı, bundan sonra bu mekanlara daha önceden ziyarete gittiğimiz memle-ketten şimdi buralara ziyarete geleceğiz gibime geliyor çünkü gurbete gelengurbetçilerimiz yirmili otuzlu yaşlarda gelmişti, artık bu kuşak emekli kuşağıoldugundan, bu şekilde olacağı belli oldu. Tabii bu dört buçuk ayda memlekette neler gördük neler yaşadık bu yazımdabir özet çıkarmak istedim, izinin nasıl geçtiği oradaki dostların sıcaklığı mem-leketimizdeki insanlarımızın nasıl yaşantıları var, doğa ile iç içe olmak nasılbir duygu bunlardan bahsetmek istedim.Bizler uzun süreli izine giderken genellikle ilkbahar aylarını seçiyoruz, sebe-bine gelince yirmi yıl otuz yıl izin dönemi genelde yedinci ay veya sekizinciay oluyor idi, o aylarda da gittiğimiz Anadolu toprakları yağış almayan bitkiörtüsü otlar olduğundan dolayı Ağustos aylarında kuruduğundan gözümüzdehep kurak, otu olmayan, yağmuru karı çamuru olmayan, daha çok tozlu yollarıkaldırımları olmayan, nereden gidilip nereden gelindiği bilinmeyen bir mem-leket gibi gözüken memleketim bu yıl sanki Cennet bahçelerinden bir köşegibi göründü adeta. Bizim memlekete girdiğimiz tarihlerde ekinler boy atmış, ağaçlar adeta gelinlikkızlar gibi süslenmiş, beyaza bürünmüştü çünkü dallar meyveye durmuştu,sözü vardı aylarca her şeyi ile ilgilenen sahibine sadakatını gösterip borcunuödemesi gerekiyordu, onun için de fıtratının gereğini yerine getirmesi lazımdı,bu yüzden dallar bembeyaz çiçekler yüklenmişti, bu bembeyaz gelinlikleriüzerine giyen dalları lahuti sesiyle namelendiren o kuşlar da sessizliği birazda olsa bozuyordu, mayıs ayında yağan yağmurlarda ıslanan kuşlar artıkuçmak zor diye kanatları sırılsıklam su altında kalmış ve bir ağaç dalında birpencere kenarında sanki düşüncelere dalmış, kimbilir bu durumda yaz gel-meyecek diye kara kara düşüncelere dalmışlardı. Fakat memleketimin güzelliklerinden birisi de bir günde de olsa dört mevsiminyaşanmasıydı, baharın gelişini kutlayan kuzuların meralarada zıplayaraksevinçlerini görmek insana huzur veriyordu, doğada bir kıpırdanma var oldu-ğunun farkına varmak sanki başka dünyada imiş gibi idi, ilkbahar aylarındauzun yıllar önce ayrıldığı topraklara dönmenin ne kadar gerekli olduğunun birgöstergesiydi, çiçeklerin rengarenk açtığı, güneşin değdiği semalardan tekrarrahmet bulutlarıyla yeryüzüne dönecek olan o ıslanmış topraklardan çıkanbuharlar yeryüzünden gökyüzüne doğru göçe başlamıştı, insanımız da güneştepeye çıktığı vakitte artık havanın ısınmasıyla damlara elleri ceplerinde çı-karak sanki ısınmaya ve bir de tarlalarda ne zaman ekinlerinin başağa dö-nüşeceğini düşünür gibiydiler.Bizlerin ise yani gurbette ömrünü geçirmiş belli bir yaştan sonra artık doyduğutopraklardan doğduğu topraklara hicretin başladığı vakitleri ne de çabuk geçtibunca zaman diyerek içimizi çektiğimiz vakitleri soluduğumuz anlardı. O yolu olmayan, ulaşımda problem yaşayan bir memleket gitmiş yerine adetayolları otoyol, köylerine kasabalarına kadar pazar kurulan, telefonu internetigelmiş, iletişimde eksiği kalmamış, belediyelerin hizmet kalitesi artmış, bilinçlibilgili bir toplum olma yolunda mesafe kateden bir toplum meydana gelmeyebaşlamış. Şüphesiz bunlara paralel ters düşen, müşterisine saygısızlık eden, alışveriş-lerde sahtekarlık yapan kişilerin olmadığını söylemek yanlış olur ama bunlarınsayısının toplumda bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğunu dabildirmek lazım. Aslında yazılacak, sizlerle paylaşacak çok şeylerimiz varancak malum bu sayfaların da bir sınırı var. Sevgili dostlar, bu girizgahtan sonra gelecek yazımda inşallah Rabbim fırsatverir canımız sağ olursa başka konularda buluşmak dileğiyle... Kurban Bayramı’ndan sonra çıkacak ilk sayı olması dolayısıyla hepinizin bay-ramını en içten duygularla tebrik eder, nice bayramlara erişmenizi temenniederim.
6
CUMHURİYET NEDİR, NİÇİN KUTLANIR?Geçtiğimiz 29 Ekim’de Türkiye’de ve yurtdışı temsilcilik-
lerimizde Cumhuriyet Bayramı kutlandı. Son dönemlerde
Cumhuriyet ve içeriği konusunda Türkiye’de tartışmaların
da varlığını göz önüne alarak bu kavramı biraz açalım is-
tedik.
Kısa tarihçe:
Cumhuriyet ilk kez 1789 Fransız Devrimi’nden sadece
üç sene sonra 1792 yılında Fransa’da ortaya çıktı. Cum-
huriyet (république) kelimesi latince «res publica» kökenli
«halka açık olan» ve «tüm yurttaşlarca ortak» anlamın-
dadır. Cumhuriyet rejimi, bireylerin (kişilerin) yasalara uy-
masını, toplumsal çıkarların kişisel çıkarlardan üstün
olmasını öngörür. Kısaca herkesin çıkarı ve iyiliği için tek
tek bireylerin kanuna boyun eğmesini öngörür. Günü-
müzde Cumhuriyet kavramı «Demokratik Cumhuriyet»
olarak anlaşılır. Özgürlük, eşitlik, kardeşlik gibi Cumhuri-
yet değerleri dünyadaki tüm demokrasilerce –hatta İngil-
tere, İspanya gibi parlamenter monarşilerce de-
paylaşılmaktadır.
İlk Cumhuriyet ve ilkeleri
A) Cumhuriyet bölünmez, laik, demokratik ve sosyal bir
yapıdır.
« Bölünmezlik», ülkenin bütünlüğü ve politik birliği korun-
malıdır. Ülkede insanları sivil toplum, dini, etnik ve çıkar
gruplarına ayırmaları kabullenemez. Farklı kültür ve folk-
lörlere, azınlıklara saygılı, ancak hepsinin ortak yasalara
uymasını öngörür. Fransız Cumhuriyeti’nin grup ya da
topluluklardan değil yurttaşlardan oluştuğunu kabullenir.
Kişilerin kendilerine has özellikleri vardır, fakat yurttaşla-
rın değil.
«Laik», devlet ve tüm çalışanları, hiçbirini kayırmadan
tüm dinlere saygılıdır. Bu kural din (kilise) ile devlet işle-
rinin kesin şekilde 1905’te ayrılmasıyla kesin hakimliğini
ilan etmiştir.
«Demokratik», egemenliğin halka ait olduğunu ve veka-
leten verilemeyeceğini vurgular.
«Sosyal», Cumhuriyet’in en mütevazi, dar gelirli kesim-
lerin korunmasına olan bağlılığını gösterir.
B) Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik
«Özgürlük», 26 Ağustos 1789’daki bildirimle İnsan Hakkı
olarak kabullenilmiş temel bir hak olarak kişiyi-bireyi-
«kul» olmak konumundan «yurttaş» olma konumuna ge-
çirir.
« Eşitlik », herkesin kanun önünde eşit olduğunu vurgu-
İ s k e n d e r u nҪocukları, Marie Al-bera Meyni’nin buyılın Mart ayında veFransızca olarak ya-yınlanan ilk kitabı. 1966 yılında Ha-tay’ın İskenderun il-çesinde doğan veeserinde doğduğubölgedeki farklı dinve kökenden gelen toplumların uyumiçinde sürdürdükleri ortak yaşamdanbahseden yazar, aynı zamanda sosyal,ekonomik ve siyasi alanlardaki güçlüklerkarşısında olağanüstü bir mücadele ver-miş olan ailesinin de biyografisini çiz-miş...1970’li yılların Türkiye’sinden, Hatay veİçel illerinin kozmopolit yapılarından vekültürel zenginliklerinden de çizgiler bu-
lacağınız kitap oniki bö-lümden oluşuyor.Yoğun istek üzerine kita-bın -yazarın kendisi tara-fından yapılan- Türkçeçevirisi, aylık olarak vebölümler halinde buaydan itibaren Objektifgazetesinde yayınlana-cak.Kitabın Fransızca orijinal
versiyonunu okumak isteyenler:•http://www.auxilivre.fr/commande/index2.html linki üzerinden, veya• MEYNI / 6 rue d’Obernai 67300 Schil-tigheim adresine ad, soyad ve adresle-riyle birlikte 12,5 avro tutarında bir deçek göndermek suretiyle kitabı teminedebilirler. Bu güzel eseri gelecek sayımızdan itiba-ren gazetemizde yayımlayacağız
26 Eylül 2013 tarihinde yapılması gere-ken ve iki adayın yarıştığı StrazburgTürkoloji Öğrencileri Derneği’nin (Aset)yönetiminin belirleneceği seçimin çe-sitli sebeplerden dolayı iptal edilmesin-den sonra ikinci seçim 23 Ekimçarsamba günü yapıldı. Diğer adayın çekilmesi ile ikinci seçimetek aday olarak giren ve 2013 yılı ba-şından beri başkanlığı yürüten lisansöğrencisi Tayfur Yıldız Başkan seçildi. Ana hatları ile yeni yönetim şu şekildeoluştu: Başkan Yardımcısı Sadık De-nizci, Muhasebeci Musa Öztürk, Se-kreter Seda Kılıç. Bu yeni yönetimle birçok projeyi ger-çekleştirmek istediklerini söyleyen Yıl-dız, « 4 kişilik bir ekibin yetersizkalacağını ve bu yüzden ilaveten yeniyönetimde Canaltay Zalın, Erdi Sürvar,Mustafa Salman, Elif Çevik, GamzeKaygısız, Gülzade Kayadibi, FerhatIlıkpınar, Engin Kelleci, Sema Altun,
Ömer Süzer ve Vural Çetinkaya’nıngörev aldığını » belirtti. Yönetimde görev alan herkese cesa-retleri ve sorumluluk aldıkları için te-şekkür eden Yıldız, amaçlarınınistenildiğinde ve fırsat verildiğindegençlerin neler yapabileceğini herkesegöstermek olduğunu söyleyerek, Asetderneğinin 2008 yılında Yeliz Avcı tara-fından kurulduğunu ve o günden itiba-ren imkanlar dahilinde güzel projeleryapıldığına dikkat çekti. « Biz de okul-dan güzel hatıralar ve başarılarla ayrıl-mak istiyoruz » diyen Yıdız, derneğinen büyük amacının öğrencilere yardımetmek, sorunlarına çözüm aramak, öğ-rencileri birbirleri ile kaynaştırmak oldu-ğunu vurguladı. Çok genç ve dinamik bir ekip kurdukla-rını ve bu yönetimle sadece Aset’indeğil görev alan arkadaşlarının ve üye-lerin de gerek sorumluluk alma ge-rekse özgüven gibi konularda çok şey
kazanacağına inandığını ifadeç edenYıldız, « Maalesef Türkoloji bölümünehakettiği önemin verilmediğini, Türk veFransız makamlara seslenerek kendibölümleri ile ilgili daha çok iş imkanınınsunulmasını beklediklerini » söyledi.Yıldız, sözlerini, « Dünyaca ünlü hoca-lardan iyi bir eğitim almamıza rağmençok kısıtlı iş imkanlarının sunulması bubölüme haksızlıktır. Bunun için okullar-
daki Türkçe derslerinin arttırılmasınınve Türkiye’den gelen öğretmenlerin ye-rine bu bölümden mezun olan kişilerinders vermesinin daha faydalı olacağınainanıyoruz, çünkü Türkiye’den gelenöğretmenlerin fransızca ve buradakiçocuklarla iletişimde yetersiz kaldıklarıbir gerçektir ve biz Aset derneği olarakbu soruna değinmek arzusundayız »diyerek tamamladı.
İSKENDERUN ÇOCUKLARI
ASET YENİ YÖNETİMİNİ BELİRLEDİ
Ulusal hava yolu şirketimiz THY’nınBasel müdürlüğünü yapmakta olanMehmet AKALIN için, görev değişikliğinedeniyle Basel’den ayrılacak olmasısebebiyle, 30 Ekim 2013 tarihinde birveda yemeği düzenlendi.İsviçre’nin Basel şehrinde tertip edilenyemeğe, başta bölgedeki turizm firma-larının sahipleri ve THY görevlileriolmak üzere, iş adamları, sivil toplumörgütleri ve gazeteciler de katıldılar. Çok samimi bir ortamda devam edenyemek boyunca oldukça duygulu anlarda yaşandı. Özellikle Mehmet AKA-LIN’ın yaptığı « Buradaki çok iyi dostla-rımdan, güzel insanlardan ayrılmak beniepey üzüyor » şeklindeki açıklama, ka-tılımcılara duygusal anlar yaşattı.Bölgenin önemli seyahat acentaların-dan Favoris Vacances’ın sahibi Abdul-lah Gözitok ve geceye gazetemiz adınakatılan menajer Faruk Beyaz’la bir de
hatıra fotoğrafı çektiren Mehmet AKA-LIN için, Faruk Beyaz şu değerlendir-mede bulundu: « Mehmet Bey çokgeniş ufuklu bir insan, burada çok mü-dürler gördüm ama Mehmet Bey gibimütevazı bir müdür görmek imkânsız-dır. Mehmet Bey’e yeni görevinde başa-rılarının devamını dilerim. »Objektif gazetesi olarak biz de herzaman desteğini gördüğümüz MehmetAKALIN için bu dileklere katılıyoruz…
THY BASEL MÜDÜRÜ MEHMET AKALIN’A VEDA
Starsbourg’un ünlü ve en eskisinemalarından olan Odys-sée’de, sevilen oyuncu UğurYücel’in yönetmenliğini yaptığı «Benim Dünyam » filmi, 31 Ekim2013 tarihinde gösterime girdi. Başrollerini Beren Saat, UğurYücel ve Ayça Bingöl’ün paylaş-tığı bir saat kırk beş dakikalıkfilm, geçirdiği hastalık sonrasıkör ve sağır olan Elâ ile kendinionu iyileştirmeye adayan Mahirarasındaki çarpıcı hikâyeyi konu
ediyor.Filmi getirtip sinemaseverleri iz-leme olanağına kavuşturan si-nemanın Müdürü FarukGünaltay’a teşekkür, sizleri debu görsel şölene ilgi göstermeyedavet ediyoruz.Bu arada, geleneksel Türk Si-nema Günleri’nin de 12 Aralık’tabaşlayacağını ve bu konudakigeniş haberimizi gelecek sayı-mızda sizlere ileteceğimizi belir-telim.
Odyssée Sineması’nda «Benim Dünyam»Açıklama ve Özür
Gazetemizin Ekim 2013 tarihi 85. sayısının22. sayfasında yayımlanan « DesdinaPalace Açıldı » başlıklı haberde, bir yanlışanlama sonucu olarak, düğün salonununaşçısı olarak Yasin Bey’in ismine yerverilmiştir.
Bu yanlışlıktan ötürü hem Desdina Palaceyetkililerinden hem de Yasin Bey’den özür dileriz.
Yeni sezonla birlikte Kehl'deki Elit Ku-yumcusu’nda büyük değişiklikler olacak.
Yılların tecrübesi ile daima güleryüzlühizmetini sürdüren Elit Kuyumcusu sa-hibi Bayram Aslan’dan aldığımız bilgilerışığında, artık altın ve gümüş konula-rında daha da etkin ve etkili bir servisalacağınızı söyleyebiliriz.
Bu hususlarda Aslan’ın verdiği demeçşöyle:
« 2013/2014 kreasyonu yeni gümüş mo-
dellerini yeni sezonun ilk yeniliği olarakmüşterilerimize sunuyoruz. Tezgahımızdeğişti, genişledi ve altında da her hafta,maksimum on günde bir yeni kreasyon-larımız, 2013/14 modellerimiz geliyor.Müşterilerimiz beğendikleri kreasyonusipariş verebilir, en fazla da iki haftasonra teslim alabilirler. Bu arada tabii kiher türlü altın alım satımı da devam edi-yor. Günlük hayatta kullanılan takılardada (set takımı, künyeler, çocuk künye-leri, yüzükler…) yeni modellerimiz gel-miştir.
Artık tamir atölyemizi açtık ve tecrübeli
u s -tamız H. Has burada, mağazamızda heran müşterilerimizin yanında olacak. Birdiğer deyişle tamir için altınları başkayere göndermeye ve beklemeye gerek
kalmadı. Aynı gün içinde, en fazla da 48saatte altın, gümüş takılarının her türlütamirini burada yapıyoruz.
Dediklerimizi bir özetlersek; yeni se-zonla birlikte yeni ustamız da burada vetezgahının başındadır, artık siparişleri deo almaktadır. Kendisi çok küçük yaşla-rından beri mesleğin içindedir ve altınborsasını, sektörü A’dan Z’ye bilen gü-venilir ve tecrübeli bir kişidir. Elit Kuyum-cusu’nda hizmet bugüne kadar nasılolduysa, bundan sonra da öyle olacaktır;klasik söylemle, yaptıklarımız yapacak
larımızın teminatıdır.
Açılış saatlerimiz pazartesi gününden cumartesi gününe sabah ondan akşamyediye kadar ve Fransa'da resmi tatil ol-mayan, Almanya'da olan günlerde deFransa'da yaşayan müşterilerimiz içinaçığız; vatandaşlarımıza bunu duyarmakisteriz.
Fiyatlarımız her zaman olduğu gibi Tür-kiye ile aynı seviyededir; arada sadecevergiden kaynaklanan cüz’i bir fark bu
lunmaktadır. Müşterilerimiz bize gelme-den önce istedikleri yerden, Türkiyeveya Avrupa’daki diğer firmalardan fiyat-ları sorup bir kıyaslama yapabilirler.
Müşterilerimizi burada görmekten veağırlamaktan memnuniyet duyuyoruz.Fiyat sormak için olsun, düğün alışverişigibi herhangi bir konuda bilgi almak içinolsun, vatandaşlarımız uygun fiyatsunan Elit Kuyumcusu’na mutlaka uğra-sınlar, müşterilerimiz baş tacımızdır di-yoruz. »
Haber: Mesut AYDOĞDU / Offen-
burg
Az değil, tam 28 sene sonra, helede Almanya gibi SPOR’un büyükyazıldığı bir ülkede 1985 yılında ku-rulmuş bulunan Offenburg AtasporFutbol klübü, 2013 senesinde yani28 sene sonra, yeni Başkan VAK-KAS ve eşi NAZLI ŞAHİN ve diğerbirçok gönüllü fedakar sporseverinsayesinde Klüb evine kavuştu.1 Eylül 2013 Pazar günü GEN-GENBACH - ANKARA takımıylayapılan karşılaşma 2-2 bittiktensonra yapılan törende iki Türk takı-mından da biraraya gelen sporse-verler, kaptan FİKRET TOHUMCUve ailesinin hazırladığı döner vediğer yemeklerden tadarken, eski
yöneticilerden Mesut AydoğduATASPOR için yaptığı tabloyu Baş-kan’a sundu.28 sene içinde bu uğurda emekveren ama aramızdan ayrılmış olanbaşkan ve yöneticilerden; Seba-hattin Sucuoğlu, Nuri Nacar, Mus-tafa Şimşek, Yılmaz Emci, UmurErdamar gibi arkadaşlara rahmetdilenirken, emeği geçen bütün ar-kadaşlara da teşekkürler edildi.Klüb evinin önündeki tenis sahala-rından ileride tam teşekküllü bir fut-bol sahası yapılması için gerekliatılımların yapıldığını ancak gerçek-leştirmek için vatandaşların deste-ğine ihtiyacı olduğunu vurgulayanBaşkan Vakkas Şahin, inşallahbunu da başaracaklarını belirtti.
Kehl'deki ELİT KUYUMCUSU'nda Büyük Değişiklikler!
OFFENBURG ATASPOR 28 SENE SONRA KLÜB EVİNE KAVUŞTU
Hasan BELLİKLİ / KarlsruheUzun zamandır Stuttgart cad-desi 26 numarada hizmet verenAuto Arena, daha genis vedaha büyük bir alanda müşteri-lerine hizmet verebilmek içinDurlacheallee 107 numaraya(XXXL Mann Mobilia‘nın kar-şısı) taşındı. Yüzün üstünde araçla bölgeninen büyük auto galerisi olanArena‘nın sahibi genç işadamı
Abdullah Biçer, araba alımındadikkat edilecek bazı husus-larda önerilerde bulundu. Yeniveya kullanılmış araba alacak-lara öncelikle arabadan anla-masalar bile en küçükönerisinin önce arabanın ya-ğına bakmaları olduğunu ifadeeden Biçer, arabanin Tüv ba-kımı, kilometresi, en önemliside arabanın kağıdı ve de ara-cın deneme sürüşünün yapıl-
ması da hayatidirdedi. Kendisininsattığı her ara-baya bir yıl ga-ranti verdiğinisöyleyen genç işadamı Biçer,insanların da hangi yaşta hangiaraca tutkun olduğunu çok iyibildiğini belirtti: Gençler BMW,orta yaşlılar Mercedes, kalaba-lık ailelerde yani çocuklulardaVan tip araçlar.
Genç işadamı son olarak ken-dilerine gidecek bütün vatan-daşlarımıza yardımcıolacaklarını anlattı ve yıllardırbirikmiş tercübeleriyle gelen-lere her türlü kolaylığı göstere-ceklerini vurguladı.
Hasan BELLİKLİ / KARLSRUHEAvrupa’nın çokkültürlü müzik ve mutfa-ğıyla öne çıkan Türk restauratlarındanSultan Palace, „Efe ile Egeliler Gecesi“ile kelimenin tam anlamıyla doldu taştı.Ünlü şarkıcı Efe Güngör’ün sahne aldığıEgeliler Gecesi’ne talebin yoğun olmasınedeniyle Efe ile Egeliler Gecesi ertesigün tekrar düzenlendi. Sultan Palace Yöneticisi Murat Karadağyoğun ilgi gösteren misafirlerine teşek-kür ederek, „Durmak yok. Önümüzdekisoğuk kış günlerini Sultan Palace prog-ramları ile renklendirmeye çalışıyoruz.Bu esnada kendinizi haftada bir veya ikigün tatilde hissedebilirsiniz“ dedi. Karlsruhe kentinde Waldstr. 63 adre-sinde hizmet veren ve Osmanlı süsle-
meleri vet a r z ı y l aKarlsruheli-ler‘in tercihettiği me-kânların ba-şında gelenSultan Pa-l a c e ‘ d eGrup Derdi-y o k l a r ,Sinan Yıl-maz ile Ka-radenizliler Gecesi, Celal Türer ileAlman-Türk Dostluk Geceleri, RomanGeceleri, Oryantal Geceleri, Multikültü-rel Geceler de düzenlenecek.Tiyatro sanatçısı Ruşen Kartaloğlu ve
arkadaşla-rının daz a m a nz a m a nprogramla-rıyla sahnealdığı me-k â n d adans grup-ları da ren-kli şovlaraimza atı-yorlar.
Karadağ, “Multikültürel Bayanlar mati-nesi”ni de hayata geçirmeye hazırlandık-larını belirterek, „Her ayın ilk Pazar günüTürk ve diğer kültürlerden gelenleri ba-yanlar matinesine buradan davet ediyo-
rum. Türk Sanat Müziği‘ne gönül verenKarlsruhe’de, Pforzheim’da, Stuttgart veTHM Böblingen Korusu, yine yakın dost-larımızın yer aldığı TSM-Tübingen, He-ilbronn, Mannheim ve başka Dernekleri(TSM-Fasıl Gecesi Başlığında) buradabuluşturmak istiyoruz. KonseptimizdeAlman ve Türk ilişkisi üzerine yoğunlaş-mamız gerektiğine de inanmaktayım.Emniyet Güvenlik görevli ekibimiz geç-tiğimiz yıllarda da olduğu gibi, hizmetle-rini misafirlerden esirgememektedir“dedi.
Girişin ücretsiz olduğu müzik akşamla-rında rezervasyon yaptırmak isteyenle-rin 0721 / 151 01 88 telefonabaşvurabilecekleri belirtildi.
Karlsruhe TGBW bürosunda geçtiğimizhafta düzenlenen kahvaltıya eyaletler-deki bütün Türk dernekleri davetliydi.Otuzdan fazla derneğin ve dernek baş-kanının katıldığı kahvaltıda Stuttgart veKarlsruhe organizasyonda hazır bu-lundu.Açılış konuşmasını Karlsruhe büro yöne-ticisi Hülya Ekşi-Yılmaz yaparak, top-lumsal çalışmaların önemini ve toplumiçin faydalarını belirtti ve “Biz Alman-ya’daki Türkler burada yeni bir yurt edin-
dik, kök saldık, burada hayatımızınyaşam merkezini kurduk. Farklı kesim-lerden gelen insanları bir araya getiriponlara destek vermeye çalışan dernek-leri kutluyor ve çalışmalarına ayni he-vesle devam etmelerini diliyorum” dedi. Alman Türk Toplumu Başkanı KenanKolat da konuşmasında Almanya’da altıyaş altındaki nüfusun yüzde sekseninigöçmen çocukların oluşturduğuna işaretederek, “Yirmi yıl sonra toplumun yüzdeyetmiş beşini göçmenler oluşturacak, bugerçeği Almanya görmeli” dedi. TGBW
SULTAN PALACE’DA EFE İLE EGELİLER GECESİNDE İZDİHAM
Satılık fond de commerceStiring Wendel’de anayol üzerindeişlek yerde, 70 m2, 2 WC + mutfak+ 50 araç kapasiteli ücretsiz parkıolan, müşterisi hazır snack sağlıksorunları nedeniyle uygun fiyata
satılıktır.Kirası: 550 € TTC.Tel: 06 35 48 02 59
Erkek Kuaförü Aranıyor
Kehl’deki Pamukkale erkekberberinde çalışmak üzere, tecrü-
beli erkek kuaförü aranıyor. Ücret dolgundur.
Tel: 0049 7851 63 66 410
Satılık fond de commerceBarr’daki Le Rôtissoir isimli snack satılıktır. 170 m2işyeri ile kullanım alanı + teras. Park problemi yok.Sadece dönerci olarak da açılabilir. İçinde 50 000
€’luk malzeme bulunuyor. Kirası 1 300 €(anlaşılabilir). Hava parası 60 000 €.
Lütfen bu işi bilenler ve ciddi olanlar arasınlar.Tel: 09 50 67 61 93 / 06 69 07 06 84
ALT YAPISevgili okuyucularım, sizlere bu ay alt yapıdan bahsede-ceğim.Bugünümüzün sportif alanlarında, alt yapılanması olma-dan başarıya gidemeyiz; maalesef hiçbir dönemde gerekFederasyon gerekse klüpler bu alanda yeterli varlık gös-teremediler.Hep hazıra konup yurt dışında arayışlara giriyoruz, hal-buki elimizde öyle yetenekler var ki biraz üstünde durulsaMessiler, Ronaldolar, Drogbalar benim ülkemden deçıkar.Başkanlar göreve geldiğinde, yurt dışı temaslarında arasıiyi olduğu işadamı arkadaşlarının tavsiyeleriyle transferyapar oldular.Seçim dönemlerinde çıkarız medyanın önüne bangır ban-gır anlatırız, dünyanın yıldızını getireceğim diyerek kaza-nırız seçimi. Transferleri de ikinci sınıf yaparız çünkü fazlapara harcamıyoruz deriz. Ama bir bakarız gitmiş boşunamilyon dolarlar.Milyon dolarların yarısını alt yapıya harcasak o zaman sis-tem daha farklı olur; Avrupalı bu işi biliyor, en güzel örnekArsenal klübü: Arsen Wenger 4 yıl önce 17 yaşındakiRamsey adındaki oyuncuyu çıkardı, yıldız oyuncu şu an21 yaşında ve takımın dinamosu.Var mı benim ülkemde öyle bir yetenek? Belki vardır amabiz keşfedemedik! Zaten bizim varlıklarımız bize yeterama biz varlıklarımızın değerini bilemedik. Mesut Özil Alman milli takımında oynuyorsa bilin ki o dö-nemde milli takımda alt yapı koordinatörü kimse suçonundur. Bu genci 15,16 yaşında keşfetse bugün ooyuncu mili takımımızı, ay yıldızı seçerdi.Benim ülkemde sporu bilen çok, uygulayan azdır. Hergelen bir şey söylüyor, her kanalda spor yorumcuları çı-kıyor, yıldız yıldız diyorlar, benim yıldızlarım da başka ül-kelerde top koşturma ve yıldız olma konumuna geliyor.Hep ikinci sınıf muamelesi yaptık Anadolu’da yetişengençlerimize, hep ayrımcılık yaptık, neredeyse futboldabile gruplaşmalar başladı. Saygı ve fair play ruhundangün geçtikçe uzaklaşıyoruz, hakeme elimizi kolumuzusallayan oyuncalar olduk, hakemlerimiz de göz yumuyor,sonra Avrupa maçına çıktığımızda hakeme el kaldırdığı-mız andan itibaren hakem basıyor sarıyı. Sonra ayıkla pi-rincin taşını…Dediğim gibi, düzgün işleyen bir alt yapımız yok... Yazık-lar olsun bizlere, biz öyle bir ecdadın torunlarıyız ki onlarınyaptıkları ile yaşıyoruz, bir baltaya sap olamadık... Bumantalite degişmeden de olmaz diyorum.Halbuki klüp başkanları klübün başına geldiğinde alt ya-pıya onem verse, gençlere spor kompleksi açsa, kom-pleksin içinde Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşılmış okulolsa. Sabah eğitim oğleden sonra hangi branşta spor ya-pılacaksa o sporun üzerine eğitim verilse.Tesislerinde kalacak bu öğrencilerde tabii tatlı bir disip-linle yavaş yavaş A takımının havasını estireceksin. 15,16yaşındaki çocuğu eğit sana yıldız olur ileride, sabırla, gü-venle bekleyeceksin, bu işler için sabredeceksin ve enönemlisi inanacaksın.O zaman benim ülkemde de çıka-cak bir Messi fırtınası… Saygılarımla…
“Bugün de ölmedimAnne”Hatırladığım ilk acıyı on biryaşında tattım.İlkokulu bitirdiğimde İstan-bul’a yolladınz beni yatılıokula. Sonradan hayatımınen olumlu yönlerinden birinioluştursa da, o ilk günlerinyalnızlığı, kanlı gözyaşları,ana kuzusu bir çocuğunevinden ve sevdiklerindenayrı günleri ve özellikle ge-celeri, akşamları yemeyeçalıştığım pilavın tanelerigibi boğazıma düğüm olur,sanki boğulurdum.Ama, o zaman dayandım;ölmedim Anne…Sonra daha uzak gurbetleredüştü yolum.Tanışıp sevdiğim kızla evle-nip Fransa’da yaşamayı se-çince, düğünümüz de oradaoldu. Herkes için mutlulu-ğun zirvesi olan düğün, ya-nımda kimsem yoktu, banakapkara bir çaresizliğin dip-sizliği kadar hüzün vermişti.Ama yine dayandım; ozaman da ölmedim Anne… En fenâsı Babam’ın ölü-müydü.Yine o uzak gurbette yaşa-dığım zamanların bir karabelâ gecesinde, geceyarı-sını geçerken çaldı telefonacı acı. Anladım ama anlamak iste-medim. Konduramadım. Ba-bam’a henüzdoyamamıştım, daha çocuksayılırdım, onsuz yapamaz-dım. Yıkıldım. Benim de biryarım öldü.Ama o gece bile ölmedimAnne; ölemedim…Daha ne acılar, ne ölümler,ne dayanılmaz yokluklar veyoksunluklar gördüm.Başta Anneannem veDayım, nice akraba, eş-dost, arkadaş, ahbabı uğur-ladık dünyamızdan.Kiminin cenazesine bile ye-tişemedim, kimindense çoksonraları haberim oldu.Yaralandım, örselendim,
sarsıldım.İnan, yine ölmedim Anne…En nihayet, başkalarının ya-nında çalıştığım bazı işler-den sonra, kendi işimi kurupbu gazeteyi yayımlamayabaşladım. Önce bir ortakla,sonra tek başıma.O kısmı çok kötüydü hayatı-mın; şimdi dile getirmek is-temediğim şekilde « ateşi veihaneti gördüm », « tekmilpuştlukları » gördüm.İnsan soyunun ne denli adi-leşebileceğine, insanın in-sana neler yapabileceğinetanıklık ettim.Utandım, tiksindim, üzül-düm.Elindeki gazete çıkmış oldu-ğuna göre, bak yine ölme-mişim Anne…Artık belli bir yaşa geldim.Belli olmaz, belki de yakındabir gün ölürüm. Her şeye karşın, şairin dize-lerinde olduğunca, « üstükalsn » diyebilirim hayata.Çünkü, en büyük şairin yaz-dığınca, « yine de güzeldiryaşamak ».Tek dileğim; sen ölmeAnne. Annneler hiç ölmesin.Babalar ölür, onlar ölümlü-dür. Babalar ölünce çocuk-ların arkasını dayadıklarıkoskoca dağ yok olur. Amababalar ölür ve buna daya-nılır!Ama, annenin ölümü, şuberbat dünyayı yaşanılasıkılan şefkat ve çıkarsız sevgişalının üstümüzden kalkma-sıdır ki, işte buna dayanıl-maz.Okuyucuların bu yazıyı oku-dukları günlerde biz desenin yetmiş sekizinci yaş-gününü kutluyor olacağız.Dedim ya ben ölmedim.Sen de iyi ki yaşıyorsunAnne…(Bu yazıyı bana esinleyen,çok sevgili arkadaşım, kar-deşim İhsan’ın Annesi Mü-şerref Teyze’nin onulmazdenilen hastalığı oldu. Dile-rim şifa bulur…)
Biliyor musunuz??? Engelliler Şampiyonlar Ligi şampiyonununbir Türk takımı olduğunu!!! Evet evet, yanlışduymadınız, Rusya'da düzenlenen DünyaŞampiyon Klüpler Kupası'nda fırtına gibiesen Ampute Yenimahalle Belediyesi En-gelliler Gençlik ve Spor Klübü ( AYBESK )şampiyon olarak tarih yazdı. Bugüne kadarTürkiye’ye gelen en büyük kupa. Helalolsun...Milli takımlarda keşke hep öyle sevinebil-sek... U 19: Avrupa Şampiyonası'nda ilkturda elendi... U 20: Ülkemizde düzenlenenFIFA Dünya Kupası'nda 2. turda elendik...A Milliler: Yine hüsran, yine hüzün...2002’den bu yana Dünya Kupası’na katıla-madık ve 2014’te futbolun ülkesinde olacakolan Dünya Kupası’nda bayrağımızı göre-meyeceğiz maalesef.... Başta Başkanolmak üzere Federasyon’umuz sağolsun...Abdullah Avcı ile başlamasaydık, ikinci olupbaraj oynardık şu anda ve Fatih Hoca ileyendiğimiz Romanya’nın yerinde olurduk...Ama iş işten geçti şimdi... Ne desek boş...Gelecek sezon, yabancı sayısında değişik-liğe gitti Federasyon, bakalım bir işe yara-yacak mı?! Bence önce kendilerindedeğişikliğe gitmeleri gerekir diye düşünü-yorum...2013-2014 sezonu başladı. Uzun bir mara-ton olacak, oturmuş takım olarak son şam-piyon Galatasaray var, Fenerbahçe yarışıniçinde olacaktır, Beşiktaş maçlarını Olimpi-yat Stadı'nda oynayacak ve yarışı zorlayan-lardan olacaktır mutlaka. Fırtına esecek mi?Güzel soru, cevabı olan lütfen söylesinçünkü orası Karadeniz, nasıl eseceği belliolmaz!!! Kasımpaşa’yı yakın takibe alaca-ğım... Önemli olan, şu 3 Temmuz'dan beritadı tuzu kalmayan futbolumuza, ligimizeaz buçuk olsa da bir şekerli tat gelmesi, re-kabetin bol olduğu ama sportmence olma-sıdır. Herkes kafasına koymalı ki sporda kazan-mak var, beraberlik var ve kaybetmek devar. Bunu kabul etmeyen, kusura bakmasınama spor ile ilgilenmesin... Biraz sinirlen-dim evet, ama yeter artık, kardeşlik ve dü-rüstlük varken, ne bu şiddet? Nereyekadar???Yeni sezon fikstüründe, 17 Ağustos'ta baş-lamış olan Spor Toto Süper Lig'deki büyük-lerin maçları şöyle: 1. hafta:Beşiktaş-Trabzonspor, 5. hafta: Beşiktaş-Galatasaray, 7. hafta: Fenerbahçe-Trab-zonspor, 11. hafta:Fenerbahçe-Galatasaray, 13. hafta: Fener-bahçe-Beşiktaş, 16. hafta: Galatasaray-Trabzonspor...Hadi hayırlı sezonlar ve görüşmek üzere...
30 Kasım – 14 Aralık 2013 tarihleri ara-sında bu yıl 8.’si düzenlenecek olanStrasbourg – Méditerranée Festivali çer-çevesinde, bölgemizin en etkin dernek-lerinden ASTU de (Actions CitoyennesInterculturelles) altı tane program suna-cak.Ana temasını –kültürel- Melezlik ( Métis-sage ) olarak belirleyen bu seneki etkin-lik hakkında ASTU Genel MüdürüMuharrem Koç’tan bilgi aldık. Strasbo-urg – Méditerranée derneğinin dört senebaşkanlığını yaptıktan sonra, şimdi debaşkan yardımcılığını yürüten Koç, şun-ları söyledi.“Biz ASTU olarak altı programla katıla-cağız ama tüm festival boyunca toplam75 etkinlik gerçekleştirilecek. Ben sizlereASTU’nün gerçekleştireceği aktivitelerianlatmak isterim.Bunlardan ilki, 1 Aralık günü, bizim ge-leneksel kahvaltımızı festivalin temasıylauyumlu hale getirdiğimiz ‘Melez kahvaltı’isimli buluşmamız. Bu, derneğimizin bi-nasında saat 9.30-12.00 arası yapılacak.Bunu takiben de, saat 12.30’da, dernekbinamızın hemen karşısındaki Hall desChars’da, müzikal bir masal dinletimizolacak: ‘Les Petits Riens’. Bu gösteriyiSedef Ecer sahneye koyacak ve Frédé-rique Mathieu ile Doğan Ertener rol ala-caklar.İkincisi, aynı gösteri, 2 Aralık günü, saat10.00-14.30 arasında, bu sefer sadeceöğrenciler için, Salle de la Bourse’datekrarlanacak. Bu gösteri için daha şim-diden 600 tane rezervasyon yaparak sa-lonu komple doldurmuş olduk!
Üçüncü olarak, 2 ve 3 Aralık tarihlerinde,gazetenizin de yazarı olan Ali Başaran’ında oyuncuları arasında bulunduğu, saat20.30’da Hall des Chars’da sahnelene-cek, ‘Babelum Esperantum’ isimli tiyatrogösterisi var. Bir ASTU tasarımı olan vedoğaçlamanın bol bol kullanıldığı bu
oyunu sahneye, Potimarron Tiyatro-su’ndan Jean-Michel Sicard koyacak.Dördüncüsü, 4 Aralık günü saat20.30’da, Salle de la Bourse’da, AmmanJetlag konseri var. Christian Maes,Etinne Gruel ve Anıl Eraslan’dan oluşantrioya, koreograf olarak danslarıylaBurcu Yılmaz’ın eşlik edeceği bu göste-ride, grup, Akdeniz’den Ortadoğu veOrta Asya’ya uzanan repertuarlarını ses-lendirecek.Beşinci sırada; ünlü şarkıcımız AynurDoğan’ın 5 Aralık günü saat 20.30’daCité de la Musique et de la Danse’da ve-receği konser var. Sanıyorum bu müthişsesi okuyucularınıza anlatmama gerek
yoktur... Tüm müzikseverleri bu konserebekliyoruz.Son olarak da, 14 Aralık tarihinde, Sallede la Bourse’da saat 14.00-17.00 ara-sında gerçekleştirilecek bir yuvarlakmasa toplantımız mevcut. ‘Anadolu: me-lezliğin ve çatışmaların toprağı’ isimli bubuluşmanın moderatörlüğünü Prof.Samim Akgönül yaparken, benim kısabir açılış konuşmamın ardından, ünlüavukat Fethiye Çetin, Doçent Maya Ara-kon ve Doçent Zeynep Alemdar görüş-lerini açıklayacaklar.Programlarımız bunlar. Bu etkinliklerekatılmak ve bilgi almak isteyen insanla-rımız, gerek ASTU’den ( 13A, rue Hoh-wald 67000 Strasbourg, 03 88 32 9832), gerekse iki derneğin web sitelerin-den ( www.astu.fr vewww.strasmed.com ) yararlanabilirler.Özellikle ücretli etkinlikler için, beş öde-meden itibaren uygulanan abone siste-min yararlı olacağını düşünüyorum.Programlarda, kültür kartı olan gençleriçin de cazip indirimler bulunduğunu be-lirteyim.Bizim sunduğumuz etkinliklerde biz bun-ların gerek sanatsal düzeylerine gerekseinsanlarımızın bunları rahatça izlemeolanaklarına büyük önem vermekteyiz.Tabii ki bu festivali ASTU tek başınayapmıyor ama biz bunun Türkiye ayağınıen iyi şekilde yapmaya, ülkemizi engüzel biçimde tanıtmaya çalışıyoruz.Tüm vatandaşlarımızı bu festivaldeki et-kinliklere beklediğimizi sizin aracılığı-nızla duyurmak isterim.Bu arada, bir de geçmiş bir faaliyetimiz-
den okuyucularınızı haberdar edeyim.14 – 26 Ekim tarihleri arasında, Strasbo-urg Belediyesi’nin derneklerin katkıla-rıyla düzenlediği ‘Ayrımcılık bir suçtur’isimli organizasyonda, biz de özellikleokullarda kurduğumuz atölyelerde ço-cuklara bu konuyla ilgili filmler, oyunlarsunduk, bir tarih çizelgesi eşliğinde in-sanlık tarihindeki ayrımcılığa karşı yapı-lanları anlattık. Bu girişimimiz çokbaşarılı oldu, iki haftada beş yüzdenfazla öğrenciyle çalıştık, birçok diğerokuldan da teklif aldık.Her ayın ilk Pazar sabahı binamızdayaptığımız kahvaltıların yanı sıra, son dö-nemlerde kadınlara yönelik şiddet konu-sunda ve Pınar Selek’e adaletin iadesikampanyasına katılma hususundaönemli çalışmalarda bulunuyoruz.”
Strasbourg - Méditerranée ’ye ASTU Damgası
Cumhuriyetimizin 90. kuruluş yıldö-nümü, her yerde olduğu gibi Strasbo-urg’ta da coşkuyla kutlandı. Her sene olduğunca yine OrangerieParkı. Josephine Salonu’nda yapılankutlamanın ev sahibi T. C. StrasbourgBaşkonsolosu Serdar Cengiz ve eşiŞeyda Cengiz idi.Strasbourg’taki Avrupa Konseyi nezdin-deki Daimi Delegasyon Başkanı Büyük-elçi Rauf Engin Soysal ve eşi TülaySoysal’ın yanı sıra, Ataşeler, kordiplo-matik temsilcileri, Konsolosluk ve diğerresmî kurum çalışanları, bölgedeki der-nek yetkilileri, basın mensupları ve va-tandaşlarımız da bu mutlu buluşmayakatılanlar arasındaydılar.Bu sene aralarında gençlerin de çok sa-yıda olduğu davetliler resepsiyondaCumhuriyet coşkusunu yaşarlarken,Başkonsolos Serdar Cengiz’in Fran-
sızca ve Türkçe olarak yaptığı, gününanlam ve önemini beirttiği konuşmageniş takdir topladı.Aşağıda size bu konuşmayı sunuyoruz.« Sayın Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisive Eşi, Kordiplomatik ve Korkonsülerinsayın üyeleri, Belediye Başkan Yardım-cısı Sayın Olivier Bitz, Sayın milletvekil-leri, Türk derneklerinin Sayın Başkanları,Türkiye’nin değerli dostları, Değerli va-tandaşlarım,Öncelikle sizleri bu gün burada, TürkiyeCumhuriyeti’nin kuruluşunun 90. yıldö-nümü vesilesiyle düzenlenen bu resep-siyonda görmekten büyük bir mutlulukduyduğumu belirtiyor ve hepinizi say-gıyla selamlayarak hoşgeldiniz diyorum.29 Ekim 1923 günü Türkiye’nin tarihindeönemli bir gündür. Bu gün demokrasi,laiklik, insan haklarına saygı ve serbestpazar ekonomisi gibi Batılı ülkelerle pay-
laştığımız çağdaş değerler üzerine inşaedilen genç Türkiye Cumhuriyeti’nin do-ğumunu temsil etmektedir.Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyeti ilanetmekle Tür-kiye’nin sadecesiyasi, ekonomikve sosyal altyapı-sını değil aynı za-manda Türkinsanının da ka-derini değiştir-miştir. Türkiye,90’ıncı kuruluşy ı ldönümündebölgesinde barışve istikrarı temsileden önemli birgüç haline gel-miştir.Değerli dostlarım,
Sözlerime son vermeden önce sizlerebir kez daha bu gün burada bizimle be-raber olduğunuz için teşekkür ediyor vegüzel bir gece geçirmenizi diliyorum.
Strasbourg’ta 29 Ekim Resepsiyonu
29
Sélestat Fransız Türk Kültür Derneği(Diyanet) Başkanı Fikret PARLAKKI-LIÇ’ın verdiği yetkiyle, Baskan Yardım-cısı Remzi MURAT, Fransa’da 2014yılının Mart ayında yapılacak yerel se-
çimlerle igili düşüncelerini gazetemizlepaylaştı.« İlk olarak amacımız çifte vatandaşlığıtaşıyan arkadaşlarımızı seçim günündeoy kullanmaya teşvik etmektir. Aynı za-manda her aileden üzerine düşen vazi-feyi yerine getirmesini istiyoruz, yani eş,dost, çocuklar ve komşularını oylarınıkullanmaya davet etmeleri ve öneminihatırlatmalarını diliyoruz.Asıl gerçek konu her partiden 1 yardımcıaday temsilcimizi, belediye başkan yar-dımcısı ya da belediye meclis üyesi ola-
rak, listelere çıkartmak.Tabii ki temsilcimiz ilk olarak bütün Sé-lestat halkına hizmet edecektir. Aynı za-manda Türkler ve Müslümanlara Fransızmakamlar arasında bir köprü oluştura-
caktır.Türkler ve Türkkökenli Fransızvatandaşlar ola-rak haklarımızı sa-v u n m a m ı zgerektiği gibi,ödevler imizdenbiri de oy kullan-mak için sandıkbaşına gitmek vehep birlikte sesi-mizi duyurmaktır.Artık var olduğu-
muzu hissetirmek gibi gücümüzü de bil-dirmeliyiz çünkü Sélestat halkınınyaklaşık onda biri Türk'tür. Ocak 2013’teSélestat nüfusu 19 576'tir ve yaklaşık 2000 Türk vatandaşımız bulunmaktadır. Fransa bizim ikinci vatanımızdır; o ne-denle Sélestat yerel politik ilişkilerindedaha fazla rol alıp aktif olmalıyız. Aslındabu konunun bütün Türk ve Müslümankesimin ve derneklerin meselesi olmasılazım, buna önem verilmelidir ve halkınhizmetine çalışmalar yürütülmelidir.Mutlaka 31 Aralık 2013'ten önce seç-
men kütüğüne kayıt yapmayanlar acilenyazılsınlar; yani18 yaşına girenler veya girecekler, Yenitaşınanlar veya Fransız vatandaşlığınıyeni alanlar kayıt için bulunduğu mahal-leyi belediyeye bildirsinler.Ayrıca, seçim gününde oy kullanamaya-cakların, başkasına vekalet yoluyla oykullandırmaları da mümkündür.Son olarak, 90. Cumhuriyet bayramınınmilletimize hayırlı olması dileğiyle kutlu-yorum. »
Dernekte İlk Yardım ÇalışmalarıRemzi MURAT, derneğin bir diğerönemli etkinliği olarak, çocuklara camide
ilk yardım dersinin gerçekleştiğini de du-yurdu.MURAT, amaçlarının, bu faaliyetle bera-ber çocukları hem sosyalleştirmek hemde "citoyenneté" ve "civisme" yani va-tandaş olarak insanî ve medenî görevle-rini bir şekilde hatırlatmak ve bu bilincikendilerine vermek olduğunu ifade etti.Derneğin bu etkinliğinin DNA isimlibüyük bölgesel gazetede yer alması isehem vatandaşlarımızı hem de derneküyelerini mutlu etti.Vatandaşlarımız, dernekle ilgili her türlübilgi ve gelişme için Remzi MURAT’a 0652 38 50 77 no’lu telefondan ulaşabilir-ler.
Sélestat Fransız Türk Kültür Derneği’nden Seçim Uyarısı
Foudil Kaïbou est un humoristeet comédien français, né en Al-sace en 1977.Après une première vie dans lafinance, Foudil se lance dans lethéâtre. Il débute sa carrièreavec deux rôles dans des piè-ces de théâtre à succès: "LePresque Grand Amour" et "Co-uscous aux lardons" de FaridOmri.Dans "Couscous aux lardons",que Foudil Kaibou a joué pen-dant plusieurs mois au ThéâtreMontorgueil du 2ème arrondis-sement du Paris, il interprèteRachid vivant en couple avecMarie-Sophie et confronté à unvéritable choc des cultures.En 2011, invité à l'Olympia où ilfait un sketch aux côtés de KevAdams, Elie Semoun et JérômeCommandeur.Foudil Kaibou se lance ensuitedans le One Man Show. Sonpremier essai est un coup de
maître. Dans son spectacle"L’arabe caché derrière la forêt",il raconte les avantages et lesinconvénients à être arabe, uti-lisant l'humour et la tendressepour dénoncer les clichés.Ainsi, il raconte certaines phra-ses qu'il a beaucoup entenduescomme: "mais toi t'es pas pareil!Toi t'es pas comme les autres! "ou « ah s'ils étaient tous commetoi! »
Tiraillé entre deux cultures,Foudil Kaibou s'interroge surl'intégration, Al Quaida, lesporsche cayenne, évoque unmariage antillais et surtout nousfait tout le temps beaucoup rire.Son spectacle est d'une effica-cité comique redoutable, il s'yrévèle un comédien hors pair,ses différents personnagesétant campés avec beaucoupde précision et de finesse.Foudil Kaibou a remporté enjanvier 2013 les trois prix du
Festival de Puy Saint-Vincent:le Prix du Jury, le Prix de laPresse et bien sur le Prix duPublic, ce qui n'était jamais ar-rivé depuis la création de ce fes-tival.A 36 ans cet humoriste, qui estaussi l'auteur de ses textes,n'est qu'au début d'une brillantecarrière. Il promène actuelle-ment son one man show à tra-vers la France. Vous l'avezdécouvert au Café Oscar dansson spectacle "L'arabe quicache la forêt", qu'il reprendradès le 17 septembre 2013 authéâtre de Dix Heures les mar-dis et mercredis à 20h15.On peut également le voir auCaveau de la République dans"La gauche est-elle adroite",aux côtés notamment de Frédé-rick Sigrist etAlex Vizorek.Et il continue de jouer (en alter-nance) dans « Couscous auxlardons »…