Merhaba - Cihangir Koleji · fonunuzun sizden habersiz kurcalanması bunların hepsi sizi incitiyor.Emin olun sizi korumaya çalışıyor - lar. Sizin henüz fark edemediklerinizi

MerhabaDeğerli Okurlarımız Cihangir Okulları Psikolojik Danışma ve Reh-berlik birimi olarak sizler için birçok farklı konuyu özenle ele aldık.

Dergimizin ilk sayısında, okulun yoğunluğu ve stresinin biraz dışına çıkıp, alıştığımız o monoton-luğa ayrı bir renk katacak birçok aktivite önerisini sizlerle buluşturduk. Aynı zamanda, içinde bulun-duğumuz gençlik dönemi hakkında oldukça değer-li bilgiler edineceğiniz içerikler paylaştık. ‘‘Gençlik Dönemi Ruh Sağlığı” hakkındaki yazımız ile deneyim-lediğiniz bu heyecan dolu ve merak uyandıran döne-mi yeniden keşfedeceksiniz!

Genç bireyler olarak; tıpkı tırtılın koza içinde kelebeğe dönüşmesi gibi büyüme ve başkalaş-ma sürecinden geçer, kendi kanatlarımızla uçmaya çalışır ve dünyayı zorluklarla dolu da olsa tanımak isteriz. Tüm bunlarla mücadele ederken bir yandan da ortaöğretim ve üniversite sınavları ile karşılaşırız. Bu süreci aşmanın anahtarlarından biri kaygımızla baş etmeyi öğrenebilmemiz ve motivasyonumuzu art-tırma becerimiz… Bizleri daha mutlu, daha değerli ve güvende hissettirecek olan ‘‘motivasyon’’ ile ilgi-li yazımızda sizleri bu konuda yeniden düşünmeye davet ediyoruz.

Dergimiz, CihangirİZ’in bu ilk sayısında, geniş bir yelpazede, siz okuyucularımızın keyifle in-celeyeceği bir içerik sunmaya çalıştık.

Bu girişimimizde bizleri gönülden destekle-yen Genel Müdürümüz Nazım BODUROĞLU, okulumuz Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Birimi Koordinatörü Uzm. Psk. Esin GÜNGÖR ve dergimizin hazırlanmasında emeği geçen başta Psikolojik Danışman Büşra CEBECİ ÜLKER olmak üzere, tüm ekip arkadaşlarıma en içten teşekkürleri-mi sunuyorum.

Bir daha ki CihangirİZ’ de buluşmak üzere…

YAYIN SAHİBİCihangir Okulları

EDİTÖRLERFulya Sena CANGİRBüşra CEBECİ ÜLKER

HAZIRLAYANLARCihangir Okulları Psikolojik Danışma veRehberlik Bölümü

KURUMSAL YAYINLAR BİRİMİ (DİZGİ-GRAFİK)İbrahim ORMAN

BASIM YERİAtakent Mah. Atatürk Cad. No:8 Atakent, Halkalı Küçükçekmece, İstanbul

www.cihangir.k12.tr444 46 91

EDİTÖRDEN

Gençlik Dönemi Ruh Sağlığı…………………………......…….............…….2-4

Sizin Hobiniz Ne?.......................................................................................5-7

İyi Huylu Kaygı……………………………………………......................…….8-15

Mesleğimle Var Oluyorum……………………………………...................…16-17

Gençlik Haritanı Yönlendir……………………………………..................…18-20

“Genç” olmanın keyfini ve zor-luğunu bir arada yaşadığınız bu önemli dönemde hazırladığımız dergi ile sizlere bazı konularda reh-berlik yapmak istedik.

Ruh Sağlığı Uzmanları olarak bizler biliyoruz ki gençlik döneminizi ne kadar bilinçli ve pozitif geçirirseniz yetişkinlik döneminizde de o ka-dar mutlu ve başarılı olursunuz. Hayatınız boyunca doğru karar-lar alıp sağlıklı seçimler yapabil-meniz için “Kendinizi Tanımanız ve Gerçekleştirebilmeniz” gerek-mekte. Eğer hayattaki varlığınızı “Sevmek ve Sevilmek” üzerine kurgular ve bunu yaşam felsefesi haline getirirseniz hem iyi işlere imza atar hem de mutlu ilişkiler kurarsiniz.

Birlik, beraberlik, yardımseverlik, dayanışma ve özgecilik gibi değer-lerin gittikçe yok olmaya başladığı bir dönemde yaşıyoruz. Herke-

sin sadece “kendi” mutluğunu düşündüğü; kendisinin dışındaki herkesi “Öteki” olarak gördüğü bir dünyada barışın ve insanlığın olması mümkün değildir. Mutlu olmanın mutlu etmekten geçtiğini bilerek davranmak ve sadece “kendini” düşünerek hareket etme-mek siz gençlerin ve sizden sonra-ki nesillerin saadetini belirleyecek yegâne gerçek… Bu yüzden “Er-demli” olmanın ne kadar kıymetli ve gerekli olduğunu özellikle vur-gulamak istiyorum.

Bu yaşlarda özelikle eğitimle ilgili sorumluluklarınız, çevrenizdekilerinbeklentileri ve başarı azminiz siz de kaygı yaratabilir. Fakat sulandıkça yeşeren bitkiler gibi sizler de an-cak bu dönemlerde beslenirseniz büyüyüp kocaman bir ağaç olabilir-siniz. İleride meyvesini yiyeceğiniz günleri düşünerek çalışmayı bir yük olarak görmeyi bırakmalı ve kendinize kattığınız her yeni bilgi-

nin “kendini gerçekleştirme” yolunda bir basamak olduğunu unutmamalısınız.

Seçimlerini kendini tanıyarak ve bilerek yapan, özgür iradeye sa-hip olduğunun farkında olan ve yaptığı işten keyif almayı bilen bireyler olabilmeniz için bizler “Ci-hangir Okulları Psikolojik Danış-ma ve Rehberlik Birimi” olarak hep yanınızdayız.

İyi bir gelecek için tüm gücünüzle çalıştığınız gençlik yıllarınızda karşınıza çıkan engellerle nasıl baş edebileceğinize ve yaşamınızı nasıl daha mutlu hale getirebileceğinize dair önerilerimiz uzmanlarımızın yazılarında saklı… Okurken keyif alacağınıza inanıyoruz.

1

Uzman Psikolog Esin GüngörCihangir Okulları

Psikolojik Danışma ve Rehberlik Birimi Koordinatörü

Sevgili Gençler,

Bu yaşlar pek çoğumuzda fırtınalı, zor geçen bir dönemi çağrıştırsa da aslında son derece önemli bir fırsat dönemi olarak da görülebilir.

Bu sebeple; Büyüme dönemi bir hastalık dönemi değildir. Aksine in-sanın ömründeki keşif ve değişim dönemidir. Önemli olan bu yaşlarda hissedilen duygularla nasıl baş edilebi-leceğini bilmek ve böyle davranmaktır.

GENÇLİK DÖNEMİRUH SAĞLIĞI

2

Sevilay GARGULİ

Gençlik dönemi bireyin 11-20 yaş arası ruhsal, fiziksel ve duygusal olarak yaşadığı değişikliklerin ve gelişimin bütününe verilen addır. Bu dönemde kişi geçirdiği evreler karşısında bazı farklılıklar yaşar. Önemli olan bu süreci olabildiğince az sorunla ama iyi bir donanımla geçirmektir. Başlangıcı ve bitişi her bireye göre değişen bu dönemde önemli fiziksel, ruhsal ve toplumsal değişiklikler gerçekleşir. Bu dönemin kendine özgü önemli bazı özelliklerini ele almamız, gençliğin gösterdiği kimi ortak tepkileri ve tutumları anlamamız için gereklidir.Bu dönemde yaşanılan süreç “olağandır” ve herkes bunları yaşar. Büyümek, gelişmek her insana ait bir evredir. Onu yaşayarak görmek en sağlıklı deneyimdir.

GENÇLER BU DÖNEMDE NELER YAŞAR?• Kararsızlık

• Yetenek keşfetmede değişkenlik• Yalnız kalma isteği

• Sevgi ve ilgiye odaklı davranışlar• Aşırı bağlanma -bağlanamama

• Güven sorunu• Aniden değişen ruh halleri

• Hırçınlık• Hassasiyet-duygusal tepkiler

GÜVENİLMEK Ebeveynleriniz, arkadaşlarınız öğretmenleriniz hepsi size güvensin istiyorsunuz. Şüphe dolu bakışlar, tele-fonunuzun sizden habersiz kurcalanması bunların hepsi sizi incitiyor.Emin olun sizi korumaya çalışıyor-lar. Sizin henüz fark edemediklerinizi gördükleri için

tedbir alıyorlar. Güven duygusunu kazanmaları için sizin de onlara yardım etmeniz gerekiyor. Gittiğiniz yerleri haber vererek, arkadaşlarınızla tanıştırarak bu bağı kurabilirsiniz.Hem kim temiz bir güven ilişkisini istemez ki?

GENÇLER NE İSTER?

GÜZELLİKLERİ FARK ETMEKİnsanlara yaşı kaç olursa olsun iltifat etmek önemlidir. Çünkü beğenilmek kadar, yaptıkları iyi ve güzel şey-lerden dolayı bir başkasını beğenmekte bir erdemdir. Kıskanmadan, yadsımadan! Doğal olarak insanlar kaç yaşında olursa olsun yaptıkları şeyden gurur duyul-

masını isterler. Başkasının size söylediği güzel bir söz, onaylamak için yapılan küçük bir gülümseme veya kurulan göz teması, sizin tüm hayatınızı değiştirecek bir etki yaratabilir. Bu konuda sizi çok iyi anlıyor ve hak ettiğinizi de biliyoruz.

3

BEĞENİLMEK VE MOTİVE EDİLMEKBazen dış kaynaklı motivasyona da ihtiyaç duyarsınız. Güzel bir söz, küçük bir hediye, olumlu bir tutum sizi motive edebilir. Başarılarınıza ortak birini yanınızda istersiniz. Hem sizi çok iyi tanıyıp, ruhunuza dokunabilen insanların çevrenizde olması sizi iyi hissettirir. Hem de özgüveninizi daha kolay kazanırsınız. Çevrenizde öyle bir insan varsa ona sımsıkı sarılın ve hayatınızdan hiç eksik etmeyin.

İNANILMAKGençler! 18 yaşına geldiğinizde, birey olma hayalleri kurarsınız. Çünkü sizi o zaman toplum kabul edecek, aileniz sizi birey olarak görecek gibi hissedersiniz. On-lara karşı kendinizi ifade etmeniz daha rahat olacak. Büyürken yaşadığınız durumların onlar farkındadır. Aynı dili konuşmuyor olmanız anlaşılmadığınız an-lamına gelmiyor. Aynı anda konuşmamayı denediniz mi?

EĞLENMEKDevir değişti ve keyif aldığınız şeyler ailelerinizin gençliğindeki gibi değil. Sizin de eğlenmeye elbette ki hakkınız var. Önemli olan bunu ailenize doğru yansıt-manızdır. Ayrıca yapacağınız etkinliklerin bazılarını ailelerinizle de değerlendirebilirsiniz. Bu durum on-larla olan ilişkilerinizi de sağlamlaştırır ve mutlu eder.

KAZANMAKSizde de herkes gibi hedefler var, buna ihtiyacınız var. Ailelerinize bunu ne kadar yansıtıyorsunuz belli değil ancak içinizde bir yerde zafere giden yolu merak eden bir dürtü büyüyor. Evet bunu gerçekten istiyorsunuz sadece bunu nasıl yapacağınızı bilmiyorsunuz. Size bu konuda destek verecek, yardım edecek insanlarla konuşmayı deneyin.

SEVİLMEKSevgi tüm kilitleri açabilen mucizevi bir duygudur ve aslında biz her zorluğu severek aşıyoruz. Siz de bu yaşlarda en çok “koşulsuz sevgi” ye ihtiyaç duyarsınız. Ailenizin sizi içten bir sevgi sözcüğüyle karşılaması bile o günün stresini azaltır. Unutmayın aynı sevgi-ye onlar da sizin açınızdan muhtaç. Evet yaşadığınız geçişler buna engel olabilir ama ertelememek en güzel kazanımdır. Sevin ve sevgiyi istediğinizi de yansıtın.

SON OLARAK;• Kendinizi keşfedin• Yeteneklerinizi hayatınızın parçası yapın.• Anlayın dinleyin ve paylaşın.• Kendinize ve sevdiklerinize zaman ayırın.

Bir Çin atasözü der ki; “Hayat BİR keredir.’’

Yani ömrümüzün her yaşı kıymetlidir ve aslatekrarı yoktur.

4

5

Kaliteli ve keyifli zaman geçirmek aynı zamanda da bir şeyler üret-mek adına ortaya konulan özel uğraşlara HOBİ denir.

İnsanların kendilerini işin ve diğer alanların getirdiği ağır sorumlulukların ve buna bağlı olarak meydana gelen stresin altından kalkmak için iş dışında birtakım uğraşlar ile meşgul etmesi gerekmek-tedir. Kişinin kendisine özel olarak edindiği bu uğraşlar onun huzurlu ve mutlu bir yaşam sürmesine, hayatın getirdiği olumsuz olaylarla başa çıkmasına yani stres ile baş etmesine yardımcı olmaktadır. Biz, insanları mutlu eden bu özel uğraşlara kısaca hobi diyoruz.

Kişiler bu özel uğraşlara bazen sırf meraktan başlarlar. Bu merak bazen onları bir meslek sahibi bile yapar. Çünkü bu özel uğraşlar kişinin içindeki cevheri ortaya çıkarır ve kişi kendi içindeki yapabilme gücünü keşfeder. Özellikle sevdiğimiz bir işle uğraşırken yaratıcı yönümüz ta-mamen ortaya çıkar. Hobi ile uğraşmak gelişmiş ülkelerde tedavi yön-temi olarak bile uygulanmaktadır.

Fulya Sena CANGİR

Psikolog Dr. Ayhan Karay, özellikle sanayi toplumunda yaşayanların, yaşamlarının bomboş ve sıkıcı olduğundan yakındıklarını ve sıkça mut-suzluklarını dile getirdiklerini vurgulamıştır.

“Bir hobi edinerek; gizli özelliklerimizi keşfeder, yarat-ma gücümüzü ortaya çıkarırız. Böylece ‘Hayatın bana vereceği bir şey var mı, hayatım yaşanmaya değer mi?’ sorularına cevap bularak yaşamımızı daha zengin yani, daha anlamlı hale getiririz.”

SİZİN HOBİNİZ NE?

İŞTE SİZE BAZI HOBİLER;

PEKİ, NEDİR FOTOĞRAF ÇEKMEK?

• Model uçak, yelkenli veya tekne yapmak• Balık tutmak• Ahşap ile uğraşmak• Bahçecilik• Minyatür• Vitray• Takı tasarımı• Heykel• Topraktan malzemeler üretmek (kil)• Fotoğrafçılık• Maketler• Dalış Yapmak• Hayvan beslemek• Koleksiyon yapmak• Santraç

Hobi edinmenin faydalarını okumanın yanı sıra, yaşayarak öğrenmek yani; ilginizi çeken konularda küçük denemelere başlamak, size neyi yapmaktan gerçekten hoşlandığınızı ve keyif aldığınızı gösterecektir. Bu yazımızda sizler için örnek hobilerimiz arasından fotoğraf çekmeyi seçtik.

Öğrenmeyi bilmek, yetenek ve sabır işidir fotoğraf çekmek. Bazen saatlerce o muhteşem gün batımının yalnız iki dakikalık anını yakalamak için bekler fotoğrafçı. Kalabalığa ihtiyaç yoktur, yalnızlığınızı paylaşabilecek bir hobidir fotoğraf çekmek.

Anları, anılara dönüştürme şeklidir. Bel-ki de yıllar sonra, zamanı geri çevirmenin tek yoludur fotoğraf çekmek. Deklanşöre bastığınızda bir anlığına nefesini tutarsınız ve o an dünya durmuştur işte, tek gözcü sizsinizdir. Kalabalıklar içinde bunaldığın-da kendini soyutlamanın keyifli halidir fotoğraf çekmek.

Acımasızca ve insanların gözünün yaşına bakmadan akıp giden zamandan bir anı çalmaktır.Genellikle fotoğrafı çeken kişi o karede olmaz. Emek veren bir canlı ve onun ellerinde hayat bulan bir tekno-loji ne yazık ki o kareye dahil olamaz. Birbirlerini bırakamazlar çünkü. Tüm her şey bittiğinde ise hatır-lanması istenilen anılar başkalarının fotoğrafları ile doludur.

Kişi baktığında kendini görememektedir o anılarda. Belki yıllar sonra birilerine bende ordaydım dediğinde, kanıtlayamaz bile bunu. Bu yüzden fotoğraf çekmeyi seven, hobi edinen bazı insanlar zamanla kalabalıklar içinde fotoğraf çeken kişi olma hallerinden sıkılır, artık taşıyamaz hale gelirler. Makinelerini ellerinden bırakıp sadece yalnızlıklarında çekmek üzere saklar-lar.

6

YENİ NESİL AKSİYON KAMERALARI!Artık sadece etrafımızda olup bitenleri fotoğraflamak geride kaldı. Yeni nesil aksiyon kameraları ile en riskli, heyecanlı yani aksiyon dolu anlarımızda dahi aralıksız Full Hd çekim kalitesinde görüntüler elde edebileceğiz. Üstelik birinci gözden çekim yapabilmemize yarayan bu kameralar sayesinde biz de o karelerde yer alabileceğiz. Çok dar bölge-lere bile küçüklüğü sayesinde girebilen ve çekim yapabilen, böylece istenen tüm aksiyonu yakalayan bir video kamera ile çekim yapmak ve bunu alışkanlık haline getirmek sizce de harika olmaz mıydı? O halde sizi bu aksiyon kameralarından biri ile tanıştıralım. İşte “GoPro’’ ! Bu kamera ile su altında çekim yapabilir, çeşitlenen fotoğraf çekimi sayesinde yüksek kalitede oldukça farklı fotoğraflar çekebilir, keskin lensleri ve balık gözü özelliği ile daha geniş bir alanı fotoğraflayabilirsiniz. Ayrıca geliştirilmiş wi-fi teknolojisiyle Android cihazlara da kolaylıkla erişebileceğiniz bir kamera! En dar yerlere girebilecek kadar küçük ama kendisi de, batarya ömrü de dayanıklı olan GoPro ile hızınız kesilmeyecek!

Biliyor muydunuz?Ekim 2012’de Avustralyalı sporcu Felix Baumgartner 39 bin metreden dünyaya serbest atlayış yaptı. Bu rekor atlayışı sırasında üzerinde birkaç adet GoPro aksiyon kamerası bulunuyor-du.

7

İYİ HUYLU KAYGIİnsanı karar almaya yönelten, aldığı bu kararlar doğrultusunda hareket etmesini sağlayan, olumlu/olumsuz her duruma hazırlayan, kişiyi motive eden, duygularının aşırıya kaçmaması durumuna kay-gı denir. Kaygının bu şekilde seyretmesi sana zarar vermemektedir tam tersine seni yönlendirip mevcut durumuna uyumunu sağlar. Örneğin bir münazara konusuna hazırlanman gerekiyor. Senin aşırıya kaç-madan yaşayacağın kaygı, münazaraya daha iyi hazır-lanmanı ve konuya daha iyi bir şekilde konsantre ol-manı sağlayacaktır. Kaygının olmaması durumunda ise münazara konusuna “hazırlansam ne olur hazırlan-masam ne olur” tarzı düşünce hakim olacağından, belki de mağlup olacaksın.

Bizim asıl konumuzu oluşturan şey ise, kaygının değişik zaman dilimlerindeki özellikle de sınav at-mosferinde veya hazırlık aşamasındaki durumu-dur. Zaman zaman “kaygı”yı korku, stres, heyecan, üzüntü gibi duygularla karıştırıyor olabilirsin. Kay-gı genellikle dikkati etkiler ve performansını düşük hissetmene neden olur. Çünkü; kaygı sebebiyle beyin gereksiz enerji harcar ve dikkatini toplamakta güçlük çekebilirsin. Sınav kaygısı en çok yaşadığın kay-gılardan bir tanesidir. Peki kaygını nasıl kontrol ede-bileceğini biliyor musun?

“Sınav kaygısının nedenleri”ni bilmek, bu problemi çözmende sana yol gösterecektir;Zamanı İyi Kullanamamak: Ders çalışırken zamanı verimli kullanamamak, eksik çalışmaya sebep olur, bu “eksiklik durumu” seni paniğe sevk eder ve sınavlarda süreyi tasarruflu kullanamama endişesi de, sınav kay-gısına sebep olabilmektedir. Sınavda her sorunun ken-disine göre zorluk dereceleri vardır. Zor sorular seni paniğe sürüklememeli. Zorluk derecesinin sınavın olağan durumu olduğunu bilip, turlama tekniğini kul-lanarak sıradaki soruya geçip, hepsi bittiğinde tekrar çözemediğin sorulara deri dönebilirsin.

Yüksek Beklentiler: “Kesinlikle kazanmalıyım!”, “hata payım sıfır olmalı” vb. düşüncelerde kaygı düzeyini artırabilir. Ailenin beklentileri de olabilir, sen bu beklen-tileri yönetebilecek güçtesin. Bu tür düşüncelerden kurtulmaya çalışıp “yeteri kadar çalıştım, elimden ge-

lenin en iyisini y a p a c a ğ ı m” mantığı ile hareket etmen seni rahatlata-caktır.

S ı n a v d a k i Kötü Düşünceler: “Sınavı başaramayacağım”, “yine düşük not alacağım”, “yapamayacağım” gibi düşünce-ler senin daha çok kaygılanmana sebep olacaktır. Unutma sınava yeteri kadar çalıştıysan eğer seninle birlikte sınava gireceklerden hiçbir farkın olmayacak-tır.Sınav Sonucuyla İlgili Felaket Senaryoları: “Annem - babam kızacak” , “düşük not alırsam mahvolurum” , “arkadaşlarım benimle dalga geçer” vb. cümleler daha sınava girmeden ders çalışma ve sınav performasını negatif etkileyecektir.

Sende bu cümleleri kullanıyor musun? • Hiçbir şey bilmiyorum ve hatırlamıyorum.• Kalbim yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyor.• Eyvah! Yarın sınav var.• Bu ders beni çok zorluyor…• Sınav sırasında bildiğim herşeyi unutabilirim.• Düşük alırsam aileme ne derim?• Bu sınavda kesinlikle başarılı olamam.• Mahvoldum ben…• Bu sınava gireceğim için çok stresliyim, uyuyamıyorum.• Midem bulanıyor, karnım ağrıyor, soğuk soğuk ter-liyorum…

Unutulmamalıdır ki; sınav kaygısı sınavın ilk 20 da-kikası içinde yoğun yaşanıyor, sınavın sonuna doğru azalıyor.

8

Seda AKMEŞE

Kaygının Belirtileri:• Fiziksel• Zihinsel • Duygusal

Sınav Kaygısının Fiziksel Belirtileri:Bunlar vücudun normal tepkileridir. Beyin tehlike ya da heyecan sinyali aldığı zaman otomatik olarak vücudu koruma refleksine hazırlar. Vücut bir tehlikedeymiş gibi tepki gösterir. Sen yerinde otursan hiçbir şey yapmasan bile… Önemli olan bu tepkileri dikkate alıp gevşeme vaktinin geldiğini anlamak-tır.

Kaygıya bağlı meydana gelen Fiziksel belirtiler: • Kalp çarpıntısı • Mide rahatsızlığı • Nefes daralması • Terleme-titreme • Dikkat toplamada güçlük • Karın ağrısı • Hızlı nefes alıp verme • Baş dönmesi • Bağırsak hareketlerinde farklılık (İshal-kabızlık) • Baş ağrısı • Huzursuz uyku, kabus görme, aşırı uyku veya uykusuzluk • Yemek alışkanlıklarında değişme (çok yeme ya da iştahtan kesilme) • Yorgunluk belirtileri

Sınav kaygısının Zihinsel etkileri:• Konsantrasyon bozukluğu• Tekrarlayan negatif düşünceler• Karar verme zorluğu• Unutkanlığın artması

Sınav kaygısının Duygusal belirtileri: • Gerçekte olmayan olumsuz duygulara kapılmak• Endişe• Kontrolün kaybedileceği hissi• Huzursuzluk• Tedirginlik• Hayal kırıklığı• Güvensizlik• Öfke-kızgınlık• Korku• Çaresizlik• Mutsuzluk

9

Kaygı KontrolüSınavla ilgili olarak kaygının et-kilerini çok farklı şekilde yaşıyor olabilirsin. Gerekli düzeydeki kaygının insanın motivasyonuna olumlu etkileri vardır. Zaten bir başarı elde etmek isteyen bireyin kaygısının olmasında bir sakınca yoktur. Kaygı, kontol altına alına-bildiği zaman sonucu başarıya götürecek gelişmeler olabilir. Kontrol edilemeyen aşırı kaygının da insan hayatında olumsuzluklara yol açtığı görülmektedir. Mesela ders çalıştığın halde aklında hiçbir şeyin olmadığını düşünmen bu kaygının bir sonucudur. Hakim olduğun bilgileri, kaygının yüksekliği ele geçirince sanki hiçbir şey bilmiyormuşsun hissi uyandırması çok normaldir.

Haydi Bir Şeyler Yapalım!

• Sen Başkası Değilsin…Kaygının oluşu-munu engelleyebi-lecek durumlardan “bir tanesi de” sına-va hazırlanırken veya sınav esnasın-da başkalarının durumlarıyla il-gilenmemek. Herkes kendi ge-leceğinden ve çalışma şartlarından sorumludur.

• Düşündüklerini Değerlendir…Kaygılanmana neden olan şartlar ve durumlar için kendine soru-lar sorabilir, şu ana kadar kay-gılandığın durumları hatırlamaya çalışabilir, kaygı seviyenin yüksek olduğu hangi durumlarda başarılı olduğunu ya da başarılı olama-dığını aklına getirebilirsin.

• HedeflerNe istediğini belirleyebilir, neyi, neden istediğinin cevaplarını ara-yabilirsin. Belirlenen ve kesinleşen hedefler motivasyonu arttırır. Ka-bul edilebilir hedeflerini harekete geçirmek sana iyi gelecektir.

• Sınava HazırlanmamakSınava veya hazır olman gereken duruma ne kadar hazırsın? Bunun-la ilgili gerekli çalışmaları yapabil-din mi? Sınava hazır olmama, haklı bir şekilde kaygı durumunu ortaya çıkaracaktır. Hazırlıklı olmayan birinin kaygıyı hissetmesi de gayet normaldir.

• Pozitif Düşün…Her zaman başaracağınla ilgili düşünceler getirebilirsin aklına. Biz insanlar olumlu cümlelere tep-ki veren mükemmel bir beyne sa-hibiz. Biz hangi cümleleri kullanır-sak beyin de o cümleleri otomatik olarak emir olarak algılar ve bu doğrultuda hareket eder. “Peşin-den gittiğin düşünce seni her zaman bulur.”

Düşüncelerin ve inancın insan davranışlarındaki gücünü daha net anlatan kısa bir hikaye…

Kendini Gerçekleştiren KehanetNick adında bir demiryolu işçisinin öyküsü bu. Nick güçlü, sağlıklı bir işçi manevra sahasında çalışıyor. Arkadaşlarıyla ilişkisi iyi ve işini iyi yapan güvenilir bir insan. Ne var ki, kötümser biri, her şeyin kötüsünü bekler ve başına kötü şeyler geleceğinden korkar.

Bir yaz günü, tren isçileri, ustabaşının doğum günü nedeniyle bir saat önceden serbest bırakılırlar. Tamir için gelmiş olan ve manevra alanın-da bulunan bir soğutucu vago-nun içine giren Nick, yanlışlıkla içerden kapıyı kapatır, kendini soğutucu vagona kilitler. Diğer

işçiler Nick’in kendilerin-den önce çıktığını düşünürler. Nick kapıyı tekmeler, bağırır, ama kimse duymaz, duyanlar da bu tür seslerin sürekli geldiği bir ortamda olduğu için pek kulak vermezler. Nick burada donarak öleceğinde korkmaya başlar. Eğer buradan çıkmazsam, burada kaskatı donacağım, diye düşünmeye başlar. İçerde yarısı yırtılmış bir karton kutunun içine girer. Titremeye başar. Eline geçirdiği bir kağıda karısına ve aile- sine son düşündüklerini

yazar: Çok soğuk, bedenim hissiz-leşmeye başladı. Bir uyuyabilsem! Bunlar benim son sözlerim ola-bilir?

Ertesi günü soğutucu vagonun kapısını açan işiler, Nick’in don-muş bedenini bulurlar. Üzerinde yapılan otopsi, onun donarak öldüğünü göstermektedir. Fakat bu olayı olağanüstü yapan, soğutucu vagonun soğutma motorunun bo-zuk ve çalışmıyor olmasıydı. Vago-nun içindeki ısı 18 C idi, ve vagon-da bol hava vardı.

10

Nick’in korkusu, kendini gerçekleştiren bir kehanet oluşturmuştu. Korktuğu başına geldi.

Bu öyküden de anlayacağınız gibi kaygıdan korkmayın. Kaygının faydalı yönünü görmeye çalışın.

• Başarılarını kaydet…Geçmişte meydana gelen başarılarının notunu tutabilir, bunları sık sık hatırlamak için okuyabilirsin. Böylece beynine olumlu mesajlar vermiş olursun.

KAYGI NE ZAMAN BİR SORUNA İŞARET EDER? HANGİ NOKTADA YARDIM ALINMALIDIR? Doğal kaygı ile bir soruna işaret eden kaygıyı ayırt etmek her zaman kolay değildir. Kaygının bir sorun düzeyinde olduğunu söyleyebilmek için dikkat edilmesi gereken noktalar vardır.• Kaygı şiddetliyse ve beklenenden uzun sürüyorsa,• Günlük yaşamını, hayat kalitesini, gelişimini olumsuz yönde etkiliyorsa bir problem olduğunu düşündürür ve uzman yardımı almayı gerektirir.

Farkında mısın ne kadar çok hayal ürünüyle yaşıyoruz? Yanımızdan ayırmadığımız cep tele-fonları, bilgisayarlar, arabalar, filmler ve daha neler neler! Tüm bunlar bir zamanlar birilerinin hayalleriydi. Bizlerin bu gerçeklerle tanışması başkalarının hayalleri sayesinde oldu. Senin gerçekleştirmek üzere kurduğun hayallerin neler? Ne yapmak istiyorsun? Ne kadar istiyorsun? Nasıl yapacağını biliyor musun? Hangi okul hayallerini süslüyor, mühendis veya doktor ol-mak mı istiyorsun ya da birden fazla dil bilmek mi istiyorsun? Hayatında nelerin olmasını isti-yorsun? Bu sorulara cevap verdikten sonra başarıya doğru ilk adımı da atmış olacaksın.

Sıra hayallerini hedeflere dönüştürmeye geldi. Kapat gözlerini ne istediğini sor kendine; kulak ver yüreğin-den gelen seslere. Emin ol, o ses seni götürecektir hayallerine. Hayallerini içinde yaşat, onları hisset. Tutkuyla bağlandığın hayallerin olsun. Çıktığın bu başarı yolculuğunda önüne engeller çıkacaktır ama bunların seni yolundan çevirmesine ve hızını kesmesine izin verme! İçindeki cevheri, mücevhere dönüştürecek olan SEN-SİN…

Motivasyonun kelime anlamı; harekete geçiren itici güç, güdü, istek, dürtüdür. “Bir şeyin imkansız olduğu-na inanırsanız, aklınız bunun neden imkansız olduğunu ispatlamak üzere çalışmaya başlar. Ama bir şeyin yapılabileceğine inandığınızda, gerçekten inandığınız-da aklınız onu yapmak için çözümler bulmaya çalışır.”

EN UZUN YOLCULUKLAR BİLE KÜÇÜK BİRADIMLA BAŞLAR!

KAYGININ İYİ HALİ: MOTİVASYON

11

12

Kendi kendinizi motive etmek için;• Yapacağınız çalışmalarınızı ertelemeyin.• Kendinize engeller çıkarmayın.• İnanın.• Kendinize zaman ayırın. • Merak edin.• Dersi ve çalışmayı sevin.• Mazeretlere sığınmayın.• Somut hedefler belirleyin.• Azimli olun.• BAŞARISIZ OLMAKTAN KORKMAYIN!!!

ALFRED NOBELNobel de çocukluğu fakirlik içinde geçenlerden... Ailesi ekmeği bile borç harç satın alabilecek kadar yoksuldu. Bu yüzden Alfred ve üç kardeşinin her biri başka yerlerde büyümek zorunda kaldı. Babaları para kazanmak için Rusya’ya gitmişti. Ailesini ancak beş yıl sonra yanına alabildi. Ama işleri rast gitmemiş, beklediği hayatı orada da bulamamıştı. Stockholm’e döndüler. Bu arada Alfred de büyümüş, fizik ve kimya alanlarındaki ye-teneği fark edilmeye başlanmıştı. 28 yaşına geldiğinde kendisine ufak da olsa bir kimya laboratuarı kurmayı başarmış, çalışmalarını burada sürdürmeye başlamıştı. O yıllarda kömür ve diğer değerli madenlerin çıkarıl-masında, tünellerin açılıp köprülerin yapılmasında dev kayalar büyük engeldi. Nobel bu yüzden özellikle pat-layıcılar üzerinde çalışıyordu. Ancak yaptığı deneylerden biri hem laboratuarına hem de kardeşinin hayatına mal olacaktı. Bütün bunlara rağmen yılmadı. Araştırmalarına bin bir zorlukla da olsa devam etti ve sonunda başarıya ulaştı. 1865 yılına gelindiğinde o artık dinamitin mucidi olarak anılıyordu. Ailesi bir anda zengin oldu, ünü ve icadı bütün Avrupa´ya yayıldı.

THOMAS ALVAEDISONMichigan Port Huran İlkokulu öğretmeni, ailesinin başarısız olduğu gerekçesiyle okuldan aldığı öğrencisi Edison için; “O BEYİNSİZ BİR ÇOCUK ve HİÇBİR İŞTE BAŞARI-LI OLAMAZ!” demişti. Daha sonraki yıllarda Edison, yaptığı kimyasal deneylerden birinin patlaması sonucu telgraf ofisindeki işinden kovulmuştu. Asla pes etmeye niyeti olmayan Edison, yaptığı buluşlar sayesinde bir süre sonra “Menlo parkı sihirbazı” olarak anılmaya başlamıştı. Edison elektrik ampulü başta olmak üzere (ki gerçekleştirmek için tam 9999 kere denemiştir ve 9999. denemesinde icat etmiştir) insanlığın hayatını kolaylaştıran icatları nedeniyle tarih boyunca unu-tulmayacak bilim adamları listesine adını yazdırmayı başardı.

13

Bir zamanlar çok susamış bir kar-ga vardı. Su bulabilmek için uzun bir yol aldı ve bir hayli yoruldu. Ansızın yerde büyükçe bir sürahi gördü. Alçaldı ve sürahinin dibinde bir miktar su olduğunu gördü. Ga-gası suya yetişmedi ve “Bu suya ulaşmam şart.” dedi kendi kendine. “Daha uzağa uçamayacak kadar yorgunum, ne yapmam lazım? Buldum! Sürahiyi yana çevirmeli-yim.” dedi. Kanatlarıyla sürahiye vurmaya başladı. Fakat sürahi çok ağırdı, hareket ettiremedi. Sonra bir süre düşündü ve “Şimdi buldum!” diye sevinçle söylendi. “Sürahiyi kırıp, dökülen suyu içeceğim.” dedi. Gagası, pençesi ve kanatlarıyla

sürahinin üzerine atladı ama kırıl-madı, sürahi çok sertti. Zavallı kar-ga, durdu ve biraz dinlendi. Etrafta bir sürü küçük taş vardı. Onları tek tek toplayıp sürahiye fırlatmaya başladı. Taşlar sürahiye doldukça, sürahinin dibindeki su daha yukarı çıkmaya başladı. Sonunda su içebi-leceği seviyeye çıkmıştı. Kana kana suyu içerken “Her zorluğun bir ça-resi vardır.” diye düşünüyordu.Kendi potansiyelini fark edip, içindeki başarma gücünü uyandırdıktan son-ra, hiçbir kuvvet başarılı olmana engel olamaz…Her engel kendiyle birlikte bir çözüm getirir.Sen Yeter ki İste, Çözüm Sende…

İsteklerini, hedeflerini, tarzını, seni nelerin motive edeceğini, nelerin kaygılandıracağını bilirsen yani “kendini tanırsan” hayatınla ilgili kararları daha iyi yönetebilir, daha sağlıklı kararlar alabilirsin.

KENDİNİ NE KADAR TANIYORSUN?1. Aşağıdakilerden hangisi seni daha iyi anlatır?

A) Güçlü, kararlı ve doğuştan liderim. Engellere aldırmadan yoluma devam ederim.B) Hangi ortamda olursam olayım her zaman neşeliyimdir.C) Her şeyin düzgün ve kusursuz olmasını isterim.

2. Çalışma tarzın hangisine uygundur?A) Yoğun ve hızlı çalışmayı severim.B) Rahat bir ortamda, insan ilişkileri ağırlıklı çalışmayı severim.C) Ayrıntılar benim için çok önemlidir.

3. Dönem sonunda öğretmenin proje ödevi hazırlamanı istedi. Ödevini hazırlarken seni en çok ne motive eder?

A) Ödevin sonucundaki başarım.B) Ödevimi bir an önce bitirmek.C) Ödevin etkinliği, düzeni, disiplini.

4. Hazırladığın ödevi öğretmenin beğenmedi. Hangisi seni daha çok rahatsız eder?A) Zaman israfı ve işlerin gecikmesiB) Tekrar gerektiren işler ve monotonlukC) Bütün gerekli kaynaklardan yararlanmama rağmen yanılmış olmak.

5. Öğretmenin sınav kağıdını ikinci defa incelediğinde puanını artırdığını söyledi. Nasıl bir tepki verirsin?

A) Bunu zaten hak ettiğimi düşünürüm.B) Benim için çok önemli olmasa da sevincimi belli ederim.C) Öğretmenden izin alıp kağıdımı görmek istediğimi söylerim.

ZORU BAŞARMAK

14

6. Çalışma masanda nelere dikkat edersin?A) Sadece çalışacağım derslerin kitaplarından oluşan sade bir masa.B) İnsanlara karışık gelen ama ben aradığımda her şeyi bulduğum bir masa.C) Son derece derli toplu ve düzenli bir masa.

7. Çok önemli bir sınavın var ama en yakın arkadaşının morali çok bozuk ve dertleşmek istiyor. Ne yapardın?

A) Arkadaşımla kısa bir süre konuşup ders çalışmaya devam ederim.B) Arkadaşımı neşelendirecek, moralini yerine getirecek yerlere gezmeye götürürüm.C) Uygun dille çok önemli bir sınavım olduğunu, daha sonra ona vakit ayıracağımı söylerim.

a b c Şimdi her şıktan kaç tane işaretlediğini toplayıp, en fazla işaretlediğin şıkkın açıklamasını okuyabilirsin.

A şıkkı fazla iseGüçlü, kararlı bir kişiliğe sahipsin karar almak konusunda genellikle zorluk çekmezsin. Senin için lider olmak çok önemlidir. Başkalarının senden hesap sormasından hoşlanmayan bir yapıya sahipsin. Aynı zamanda nor-mal yaşantındaki belirsizlikler ne konuda olursa olsun hoşuna gitmez. İleriki hayatında başarılı ve kısa sürede çok iş başaran bir kişiliğe sahipsin.

B şıkkı fazla iseÇalışma isteğin az ama eğlenceye düşkün bir yapıya sahipsin. Sürekli hareket halinde olmayı seviyorsun ve son derece arkadaş canlısısın. Aynı işi tekrar tekrar yapmak hiç hoşuna gitmez. Bazen sorumluluklarını cid-diye almaman önemli işlerin aksamasına sebep olabilir. Sıkıcı ortamlara hiç gelemez, bulunduğun ortamı neşelendirmeye çalışırsın.

C şıkkı fazla iseTertipli ve düzenlisin. Bir işe başlamadan önce bir plan yapıp, düzene sokmadan bitirmezsin. Yaptığın işe say-gılısın. Her zaman mükemmeliyetçisin. Ayrıntıları düşünür ve başladığın işi bitirirsin.

SON OLARAK; KENDİNİ TANI, KAYGINI YÖNET, MOTİVE OL, BAŞAR…

15

Siz gençler için meslek seçiminizi yapacağınız yıl-ların hayatınızın geri kalanını tasarlamak adına kritik bir önemi vardır. Lisans eğitimini tamam-ladıktan sonra iş hayatının yaşamımızda kapsadığı alanı düşündüğünüzde çalışma hayatınız içerisinde yaptığınız faaliyetler bireysel memnuniyet ve mut-luluğumuzla doğrudan ilişkili olacaktır. Dolayısıyla sizi memnun edecek bir meslek seçmek geri kalan hayatınızla barışık olmanız için önemli bir adım olacak-tır. Bu bağlamda meslek seçimini sadece bir anlık hayatınızın liseden lisans

eğitimine geçiş aşaması olarak düşünmek doğru değildir, meslek seçimini hayatınızın geri kalan kısmını etkileyecek olan bir kariyer planlamasının adım-larından biri olarak düşünmeniz daha doğru olacaktır.

Burada öncelikle kari-yer ve meslek kavram-larının ayırtına var-

manızın önemli olduğunu düşünmekteyim. Bu kav-ramlar çoğu zaman birbiri yerine kullanılıyor olsa da aslında farklı anlamlar taşımaktadırlar. Kariyer, meslekten daha geniş bir kavram olarak düşünülmelidir, bu noktada meslek seçimi olarak ad-landırdığımız üniversite seçimini aslında bir kariyer seçimi olarak düşünmeli ve kariyerimize hayatımız için daha kapsayıcı bir kavram olarak bakmalıyız.

Bu yaklaşıma göre, üniversiteye girerken yapılan tercih çok önemli olmakla birlikte, bu aslında öğren-

cilerimizin kariyerleri için bir başlangıç olup, geri ka-lan süreçte daha birçok tercih yapılacağı gerçeğini göz önünde bulundurmalıyız. Bireylerin fizyolojik veya psikolojik gelişim süreçleri nasıl ele alınıyorsa, kariyer sürecinin de gelişimsel bir

süreç olarak ele alınmasında yarar vardır; bu süreç, üniversitede okunacak bölümün seçimi, üniversitede bölümler arası muhtemel yatay geçişler ile iş hayatın-da iş işyeri ve meslekler arası geçişi de dikkate alan bir bütüncül bir yaklaşımı içerir. Bu yaklaşım aynı zamanda bireyin tercih ve yaşamdan beklentilerinin zamanla değişebileceğini varsayar.

Kariyer sürecini dinamik bir süreç olarak ele al-mamızın bireysel değişim dışındaki bir diğer sebebi ise iş dünyasının ve mesleklerin niteliğinin zaman-la değişiyor olmasıdır. Bu iki öncül kariyer seçimini dinamik bir süreç olarak kabul etmek için yeterlidir. Bu kabulden hareketle meslek seçiminde önem ve önceliği kariyer planlama sürecinin ilk iki adımına vermekte yarar var. Bu süreçteki ilk adım, tercihte bulunacak kişinin değerleri, ilgileri, yetenekleri, kişiliği hakkında bil-gi toplama ve analiz etmektir. Kişi hakkında bilgi toplama sürecinde birden çok kişi ve kaynaktan bil-gi toplamak, mümkünse bu konuda güvenilir testler kullanmak yararlı olacaktır. Kişinin kendini değerle-mesi ve analiz etmesi çok sistematik yapılamasa bile, en azından şu sorular üzerinde düşünmek kişilerin kendilerini tanımalarına yardımcı olacaktır:

MESLEĞİMLE VAR OLUYORUM

16

Hatice KILIÇ

Hangi alanlardakabileyetim var?

Neleri yapmaktanhoşlanıyorum?

Benim için hayatta neler önemli?

Ben kimim?

Bu süreçte ikin-ci adım ise meslekler hak-kında güve-nilir ve çeşitli k ay n a k l ard an bilgi toplamak olmalıdır. Bu aşamada reh-berlik servisinin sağladığı danış-

manlık hizmetlerinden ve sahip olduğu veya önerdiği yazılı dokümanlardan faydalanmak önemlidir. Bunun yanı sıra birinci göz olarak işin mutfağına girmek gözlem yapmak da bu süreçte bilgi edinmek adına faydalı olacak-tır. Birey bu sayede birey mesleğin prestijine veya vitrinine aldanmadan meslekle ilgili içi dinamikleri görebilecek-tir.Meslekler hakkında bilgi toplarken; meslekte yürütülen faaliyetler, yapıldığı ortam, kullanılan araç ve gereç, çalışma sistemi ve süreleri, mesleğin gerek-tirdiği kişilik özellikleri, mesleğin ekonomik getirisi gibi konularda bilgi toplanmalı ve bu bilgiler analiz edilmelidir. Analiz edilmesi gereken en önemli et-men ise mesleğin gerektirdiği kişilik özellikleridir; çünkü kişiliğe uygun olmayan bir meslek tercihi, iş tatmini düşüklüğü, işi yerine başka alanlara yönelme, verim ve performans düşüklüğü gibi sonuçlar doğur-maktadır. Birey ve meslekler hakkında sahip olunan bilgilerin ana-liz edilmesinden sonra, giriş puanının yettiği ve kişilik ile mesleğin en iyi şekilde eşleştiği bölümler sıralanarak tercih şekillendirilmeli. Üniversiteye girişte yapılan bu tercihin önemli bir başlangıç olduğu kabul edilmeli, bununla beraber üniversite yılları ve iş hayatında da kişilerin karşısına yeni tercih ve fırsatların çıkacağı unutulmamalıdır.

BÜTÜN HAYAT İŞTEN Mİ İBARET?Gençlerimizle ilgili olarak burada üzerinde durulması gereken bir diğer nokta ise kariyer seçiminin onların hayatında gerçekleştirdiği tek tercih veya başarı ol-madığı gerçeğidir. Üzerinde düşünülmesi gereken nokta okul süreçlerinin yalnızca meslek hayatına hazırlık olmadığıdır. Her türlü bireysel gelişim, eğitim ve kariyer süreciyle doğrudan alakalıdır. Bu bağlamda öğrencilerimizin daha sağlıklı kararlar verebilmeleri, kendileri için ve toplumsal iyilik için her şeyden önce kendi bireyselliklerini keşfedip birer birey olmayı başarabilmeleri gerekmektedir.

Gençlerimiz kendi ilgileri doğrultusunda kararlar alarak kendi tercih ettikleri hayatları yaşayabilirler. Bu ülkede çoğu insan hangi yaşta olursa olsun, kendi hayatını değil, başkalarının kendisine uygun gördüğü hayatı yaşıyor. İster en iyi okullarda oku, ister araştır-malarıyla bilim dünyasını sarsan bir profesör ol… Birey yalnızca çevrenin koşulları ve talepleriyle de-vam ediyorsa bireysellik noktasında bazı sıkıntılar var demektir. Tipik birkaç cümle kalıbı vardır. “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusu bunlardan bir ta-nesidir. Büyüyünce “ne yapmak” istediğin çok önemli değildir. Örneğin sen büyüyünce dünyayı gezmek is-tiyor olabilirsin. Çok kitap okumak istiyor olabilirsin. Ama önemli olan yapmak istediklerin değil, “olmak” istediklerin, daha doğrusu “olmak zorunda olduk-ların”. Bunları sen gönülden istemiyor olabilirsin, ama önemli olan da bu değildir. Önemli olan bunların toplumda değer gören, “saygın” ve “kazançlı” meslek-ler olmalarıdır. Önemli olan senin ne istediğin değil, başkalarının senin için ne istediğidir. “Mutlu olmak istiyorum” da yetersiz cevaplardandır. Ucunda para ya da saygınlık yoktur çünkü. Hâlbuki mutsuz olacağın bir işi yap-mak sana bunları hiç getirmez. Kısacası çoğu insan için bireyin hayalleri, yetenekleri, tutkuları çok önem-li olmayabilir, onlar daha çok bireyle ilgili kendi plan-larına odaklanmış olabilirler. “Senin hayatın” denilen şey, çevrenin senin için uygun gördüğü hayattır. Yalnızca bu akıntıya kapılarak kararlar almak bireyi kendinden uzaklaştırarak “yabancılaşma” ya sürükler, yabancılaşma ise günümüz bireylerinin kendini gerçekleştirebilecekleri yaşantılarından uzaklaşarak yaşadıkları huzursuzluk ve var olamama halidir. Bu-rada anlatılan tamamen aykırı olmak, başkalarının fikir ve değerlerini yok saymak değildir. Birlikte yaşamanın kuralları vardır, çevredeki diğer insanların bireye harcadığı emekler ve yüklediği anlamlar vardır ancak bunlar bireyin kendini gerçekleştirmesinin önüne geçmemeli, birey ortak mutluluğu bulmaya çalışmalıdır. Bu bağlamda geleceğinin planlayan birey kendini tanımalı, hayallerinin resmini net bir şekil-de çizebilmeli ve bunların kendisinin ve çevresinin gerçekleriyle örtüşüp örtüşmediğini iyi değerlendi-rebilmelidir. Mutlu bireyler olarak toplumda var ol-manın ve mutlu bir toplum olmanın yolu tam da bu-radan geçer.

17

Oryantiring, harita ve pusula yardımıyla önceden belirlenmiş bir parkurda, haritanız üzerinde işaretlenmiş kontrol noktalarını sırasıyla ve zamana karşı yarışarak bir yön bulma sporudur.Sizlere hemen orada harita okuma ve yön bulma üzerine küçük bir eğitim veriliyor ardından kontrol noktalarına gittiğinizde okutacağınız elektronik yüzükleriniz teslim ediliyor ve parkura çıkmaya hazır oluyorsunuz. Parkura ilk çıktığınızda panik yapabilirsiniz ben neredeyim, ne-reye gidiyorum, galiba kayboldum sözcüklerini özellikle ilk haf-tanızda bol bol tekrarlayabilirsiniz. Yönünüzü bulmakta biraz zorlanabilirsiniz.

İşte o noktada doğa size yardım edebilir! Ağaçların yosunları, patika yollar, yanınızdan akan küçük dereler sizlere yön gösterebilir ve ormanın güzelliğine kendinizi kaptıra-bilirsiniz. Hatta zaman zaman kontrol noktasını yani hedefi es geçip ormanda gezmeye koyulabilirsiniz.İlk hafta daha çok harita okumayı öğrenmekle ve doğanın tadını çıkarmakla geçiyor. İkinci hafta gittiğinizde artık ormanın içinde aynı anda hem koşup hem yön bulmaya çalışıyor ve rakiplerinizin önüne geçmek için ciddi çaba sarf ederken buluyorsunuz kendi-nizi.Oryantiring sadece koşarak ve yüreyerek yapılmıyor örneğin bisikletle yapılan oryantiring çeşidi de var. O zaman haritalarınız gidonunuza yerleştiriliyor ve bisikletinizle hedefi bulmaya çalışıyorsunuz.İstanbul’un gürültüsünden, kirliliğinden uzakta şehrin temiz hava deposuBelgrad Ormanlarında hem bedeninizi hem aklınızı çalıştırdığınızbu spor sizlere çok şey katacak ve ormanın sizlere sunduğu güzelliklerehayran kalacaksınız.

GENÇLİK HARİTANIYÖNLENDiR

18

Esra ÖZÇELİK

Şehrin En Keyifli Sporu:Oryantiring

Spor yapmayı seviyor ama spor salonlarına tıkılmayı sevmiyor musunuz? Spor yaparken hem ayağım toprağa bassın, hem de temiz hava soluyayım mı diyorsunuz? İstanbul’un bu keşmekeşinde bu mümkün müdür diye merak ediyorsanız Belgrad Ormanı’nda İstanbul Oryan-tiring Kulübü tarafından hazırlanan yarışmalara katılmanızı tavsiye ederim.

Sade bir sabun size göre değilse...“Butik Sabun Yapım Kursları”nda zevkinize uygun renk renk sabunlar tasarlanabiliyor. Hem eğlenecek hem de zevkinize uygun sabun tasarlamanın ve son-rasında dilerseniz bunları sevdiklerinize sunmanın keyfini yaşayacak ve hayatınıza mutluluk dolu bir artı katacaksınız!

Neler Öğrenilebilir?• Güvenlik önlemleri ve dikkat edilmesi gereken

kurallar• Sabun malzemelerini tanıma• Püf noktalar• Uygulamalı ilk sabun yapımı• Renklendirme ve esans seçimi• Herkes sabun yapabilir seviyeye geldiğinde he-

diyelik sabun yapımına başlanıyor• Dekoratif sabun yapımı• Sabun süslemesi konusunda malzeme ve ipucu

paylaşımı• Yapılan sabunları hediye edilmesi için süsleme• Sabun Temel Eritme Teknikleri• Sabun Kalıpları kullanma Eğitimi,• Sabunların kurutulması ve kalıptan çıkarma

Butik Sabun Atölyesi

19

İstanbul’un göbeğinde macera sizi bekliyor!Şehr-i Macera’da, metrelerce yükseklikteki yüksek ip parkurunda macera, spor ve heyecana doyacaksınız!Belirlenen parkur boyunca ip yardımıyla hedefe doğru ilerleyeceksiniz.

Detaylar• Macera Parkı’nı 110 cm’den kısa, 200 cm’den uzun kişiler kullanamıyor.

• Parkın kullanımı için gerekli tüm kişisel güvenlik ekipmanları (koşum, kask ve güvenlik hattı bağlantı elemanları) Şehr-i Macera tarafından kullanıcılara veriliyor.

• Aktivite güvenlik ekibinin eğitimiyle başlayıp, seans süresince devam ediyor ve 15 dakikalık eğitime katılım zorunlu tutuluyor.

Şehr-i Macera’da Yüksek İp Parkuru Heyecanı

Hem dekoratif, hem de farklı renk, şekil ve kokular-da birkaç saat içinde kendi emeğinin eseri olacak mis kokulu taşlar yapabilirsin. Üstelik bunu öğrenmek çok kolay… Sadece yapman gereken karar vermek ve birkaç saatini ayırmak.

Detaylar• Güvenlik önlemleri ve dikkat edilmesi gereken

kurallar• Kokulu taş malzemelerini tanıma• İlk örnek yapımına geçmeden önce öğrenme-

niz gereken püf noktaları• Kalıpların incelenmesi• Uygulamalı ilk kokulu taş yapımı• Renklendirme ve esans seçimi• Kokulu taş süslemesi konusunda malzeme ve

ipucu paylaşım

Kâğıt Oyma Sanatı etkinliğinde, sizinle bu sanatın bütün püf noktaları paylaşılıyor. Etkinliğin sonunda yaptığınız çalışmaya hayranlıkla bakmaktan kendinizi alamayacağınızı baştan söyleyelim.

Kâğıt oyma işi yapılırken ‘kretuar’ olarak adlandırılan keskilerden ve küçük kıvrık uçlu tırnak makasından yararlanılıyor. Origami, trigami, ebrulu ve aherli renkli kâğıtlar oyulmak için kullanılan malzemeler arasın-dadır.

Kokulu Taş Yapımı

Kâğıt Oyma Sanatı

20

CİHANGİR OKULLARIBAŞARILARIMIZ

CİHANGİR OKULLARIBAŞARILARIMIZ