Ömer Sevim - şiirler - Yayın Tarihi: 16.4.2013 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
111
Embed
Ömer Sevim - img.antoloji.com file - kültür ve sanat Ömer Sevim (1974) 1974 yılında batman'da doğdu.ilkokulu batmanda okudu madii imkansızlıklar nedeni ile okuyamadı ama
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Ömer Sevim- şiirler -
Yayın Tarihi:
16.4.2013
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
Kondu pencereme bir serçecik sabahın serinliğindeDaldım gözlerine gözleri seni gördü diye gülümHüznü,derdi,kederi attım kalbimdenKuşandım sevinci,neşeyi,yaşamı sensin diye Gül'üm
Derki şair Atilla Maraş''Künyemize... yazıldıBenimde Yüreğime... ın yazıldı
Sevgili Anne’ciğimBu gün anneler günü. Zamansız ayrılışımızın üçüncü yılıüç asır gibi gelen üçyıl sensizlikteki sensiz zaman ne kadar çabuk geçerse geçsin benim için hiçmi hiç önemiyok önemli olan tek şey varki oda gittiğinden beri aklımda,yüreğimde ve kalbimdeolmandır her an her zaman benimle olmandır onun için sana çok ama çok teşekkürediyorum.
Canım Anne’m Bu gün anneler günü cennetlerin ayakların altında olduğu meleklerden üstün olankutsal annelerin günü bu günsarılmayacağım boynuna öpemeyeceğim o cennet kokulu ellerindenbenden uzaktasın uzatamayacak ellerine ellerim uğruna bülbülün gazel yaktığı goncabir gülüonun için bende dertleşmek istedim yazmak istedim içimde birikmiş olan hasretfırtınalarını.
Güzel anne’mBu gün anneler günü,gözlerim buğulanıyor Anne’m Annesine gül uzatan çoçuklarıgörünce sen yanımda yoksun ya ağlamaklı oluyorum için için ağlıyorum gözyaşlarımlasöndürmeye calışıyorum yüreğimdeki hasret ve özlem yangınını. Biliyormusun şu andasana bir gül uzatıp anneler günün kutlu olsun seni seviyorum anne demek için nelervermezdimki.
Anne’m Bu gün sana en çok sevdiğin kırmızı güllerle gelmeyi ne kadar çok isterdim bilemezsin.Ama ne yazıkki aramızdaki mesafe öylesine uzak, şartlar öylesine zorki sana gelmeisteğimi engelliyor ben buna senin her zaman dediğin gibi kadre kısmet diyorum vebeni sana gelemediğim için bağışlayıp afedeceğine inanıyorum annem.
Annem güzel annem şefkatli annem bu güzel gündede sana en güzel hediyem sensizgeçirdiğim diğer günler gibi en içten dualarım olacaktır.yine sensiz geçirdiğim diğergünler gibi açcağım ellerimi gecenin ve gündüzün hükümranına ondan sana sağlık vemutluluk dileyeceğim canımın içi…..
Kimbilir güzel annem belki bu mutlu gün sevgiye hasret çeken ihmal edilen terk edilentüm anneler için bir sevgi ve yakınlığın başlangıcı olur..Çünkü anneler her zaman afeden ufacık bir çiçek ve birkaç güzel sözcükle sonderecemutlu olabilen fedakar ve asla yerleri doldurulmayacak eşsiz varlıklardır.
Ben aşk gölünün 'NİLÜFER'iyimAşkın ahengiyle yakamozlarda raks edenGonca iken aşk ile açan gülünBeste beste nağme yapan bülbülüyüm
Yoğrulmuşum aşkın sarhoş eden hamuruylasallanıyorum akılları başyan alan aşkın salıncağıylaMevsimsiz bir alemdeyim şimdi ben aşkın harmanıylaBir alev topudur o yüreğimde aşkıyla
Ey yüreğimdeki yangının kibrit çakıcısıEy 'NİLÜFER'in yürek sancısıSenin böyle yüce kılan neydiBilmiyorumBir çift zifiri kuyuya benzeyen gözlerinmiYoksa gökler ötesi bakışlarınmı beni benden alanBilmiyorum
Sen benim kalp çarpıntımın sebebisinSen sonbahar güneşinin vaz geçilmez sıçaklığısınSen karanlığıma yakılan mumSen sevda masalı risaleyesiniİlk ve son satırısın......
bir varmış sonra yok olmuş bütün izleribir duyulmuş ama görülmemiş herkes bildiğini zannederbir rüyaymış anlatılmamış büyüsü bozulmasın diyebir savaşmış adı aşkmış tarihin gölgesinde....
Selam olsun san canZifiri karanlığı bölen ayparçasısınIşığın yansıyınca denize canSevdanın heyecanı yakamoz olursun
Sen ayparçasısın fezanın sonsuzluğundasana aşıktır yıldızlar hep dönerler etrafındaKervanlar yol alır senin aydınlığındaŞafak vaktinde çoban yıldızı hüzünlenir sen ayrıldığında
Selam olsun sana can'o' kutlu mucizenin bir parçasısıno 'Muhammed' o 'Mustafa' işret ederken seniaşkın heybetinden doğan ayparçasısın can
Ölüm sessizliğine bürünmüş geceSaatin akrep ve yelkovanıda eşlik etmekteTık yokZaman durmuş, ben durmuşumYatağımdayımSanki azrail'i bekliyorumYadaAzrail beni beklemekte
Günahlarımın cezasını yaşarken çekiyorumTitriyor bedenim şuursuzcaRuhum çıkmak için boğazıma dayandıAzrail'i görünce artık irkilmiyorumGel artık nerdesin Azrail'imGeldeKurtar beni bu azaptan
Acı içinde acıyla yazıyorum sana bu mektubuÇaresizliğimi,utancımı kalemin mürekkebine koyarak kağıda döküyorum...Merhaba yada nasılsın diye başlanır bütün mektuplara,sonra havadisler gelir hal hatırsorulur.Oysa ben sana ne merhaba nede nasılsın diyeceğim Bağdalı başı sargılı çocuk.....Ben sana bu mektubu yazarken kimbilir kaç füze kaç bomba düşmüştür saklambaçoynadığın sokağa..Benim senden hal hatır sormam benim ya aptal yada deli olduğum manasını taşır...Senin şu anda hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum ama,bir fotoğrafın şu anönümde,öyle çaresiz öyle mahzunsun ki,sana bakarken ben utanıyorum çaresizliğime.Zeytin karası gözlerinden boncuk boncuk yaşlar süzülmüşhiç gülmeyen dudaklarınadoğru.Sen konuşamıyorsun ama,gözlerin o kadar çok şey anlatıyorki anlamamak için körolmak lazım.Bakışların bir tufan gibi benlikleri sarstı,gözlerinde ki yaşlar bir yanardağın püskürttüğülavlar gibikalpleri yaktı,ama bir şey yapamadık.Derin bir ah çekip'bu çocuğun suçu ne 'dedik.Sahi suçun neydiTek bir suçun vardı bildiğimBağdat'lı olmak,Bağdat'ta doğmakBen sana bu satırları yazarken bizim burda bir rahmet yağıyor semadanSu birikintelerine düşen yağmur damlaları halkalar açıyor toprak kokusu baharıngeldiğini müjdelercesine buram buram kokuyor.Sizin oralarda iseRahmet yerine vahşet yağıyor semadanYağmur gibi füzeler,bombalar yağıyor üzerinize etrafını harabeye çevirerek,kan vebarut kokusu birbirinr karışmıştır televizyonlardan görüp gazetelerden okuduğumagöre..Bilmiyorsun belki söyleyeyimEbabiller,kırlangıçlarda gelmişler bizim buraya vızır vızır sesleri geliyor şafak vaktinde..Sizin orayada bir göç oldu amaBu ne ebabail ne kırlankıç nede başka bir kuştuSizin oraya zehir yüklü katil uçaklar göç ettiKulakları yırtan vahşi sesleriyle.....Evet Bağdat'lı başı sargılı çocukSana yazdığım bu mektup yıkılmışlığımın,ezilmişliğimin,çaresizliğimin,utancımın birvesikasıdırOysa sana güzel şeyler yazmak isterdimSen vahşetin ortasında senin üstüne bahisler oynanırken,ben kalkıp sana şekerlerdenoyuncaklardan bahsedememBelkiŞekerin ne olduğunu bile bilmiyorsunÇünkü senO boncuk gözlerini savaşla açtınKulaklarına ezan sesi yerine mermi vızıltılar girdi,güzeli güzel şeyleri görmedinki bensana güzelliklerden bahsedeyimSen savaşı hep bir oyun sandınTaaki şarapnel parçaları seni yaralayana kadarYinedeBeddua edemedin seni yaralayan allahsıza.Çünkü sen çocuktunyüreğin saftı,kalbin saftı,dünyadaki tüm çocukların yüreği ve kalbigibi
Ama şuna inan k,senin yerine binlerce,milyonlarca dudak beddua etmiştir.Milyonlarca göz açığa çıkarmıştır sakladıkları gözyaşlarını,Ve hiç bir zaman,bu kadar çaresiz kalmamıştır kalbinde zerre kadar vicdanı olaninsanların gözleriSana daha neler yazayım diye düşünürken şairden mısralar geliyor aklımaŞöyle diyor Necip Fazıl'Kırıldı oyuncağım artık bir daha gülmemToz olur,toprak olur,duman olurum ölmem'Sende ölemezsinÇünkü senin oyuncağından ziyade vatanın yıkıldı,özgürlüğün kırıldı.Bir hayavanı özgür bırakmak için seferber olanlarsenin özgürlüğünün etrafına çeliktenbir kafes örüyorlarBirde utanmadan özgürlükleri için savaşıyoruz diye böbürleniyorlar.Ne kadarda saçmaBir dörtlükle veda ediyorum'Öfkenin hançerine su ver senBir gün nefretini kusacaksınİşgal edilmiş topraklarının üstündeÖzgürlüğün kılıcını sen kuşanacaksın'
Namlunun ucunda solar yürekler,Kıyısından dönülür sevdaların,Umut denilir bekler insanVe susar…Kaçmak ister, unutmak ister her şeyiYüreğinde gizlediği bir çift gözden başkaBeyaz sayfalara karalanır aşkın öteki yüzüYani hüzün yani çaresizlik...Viyana önlerinde vurulur en son süvarisi aşkın.İntizarında eritir sinesindeki acıları.Cebeli Tarık da bekler sevgiye adanmışlık ordusu.Önlerinde deniz gibi bir ordu,Arkalarında ordu gibi bir deniz,Dönüş yok…Ve gömülür mavi suların derinliklerineAşka susamış ordu,İncilerde gizlenir gözyaşları.Ve fatih çeker ordularını yüreğimin kıyılarındanİstanbulun yüreğine…Ödenir her şeyin bedeli bir şekilde,Her insan bir umut taşır elbette heybesindeKaranlığın saltanat süreceği yarınlar adına.Satılır yürekler uluorta bir köle niyetine,Sevgi kırıntıları kalır geriyeKoca bir sevgi yumağından.Yetinmeyi bilmez kaçar sevgili yediveren iklimlere,Bir gökkuşağı ıslaklığında solar beklenilen yarınlar.Geride kalır viran düşler.Kurtlar sofrasında paylaşılır ceylanın yüreği.Baykuşun altın sarısı gözlerinden bakarlar hayat,Ve zamansız beddualar kalır hayırsız dudaklarda.Ve bir türlü aydınlanmaz karanlık yürekler.Ay bulutun yüreğinde saklar suretini,Yıldız hasret kalır aya,Aşık hasret kalır maşuka.Eşkıya sevdalar sarar dört bir yanı, umutsuz bekleyişler.Bitmeden kefenlenir sevdalar, ölmeden katline ferman yazılır aşığın.Boz bulanık sular kalır geride ve vakitsiz yağan yağmurlar.
Seni düşünmekten beynim bana isyanlardaSeni sayıklamaktan dilim ahuzarlardaSevdan bende filizlendiğinden beriDilimde nağme oldun elimde gitar 'Gülüm'
Mevsim ister yaz olsun ister kışGözlerinin buğusunda yaşıyorum dört mevsimiZaman ister gece olsun ister gündüzKalbindeki aydınlığı bekler dururum 'Gülüm'
Cam kırığı kalbimin parçalarını topluyorum usul usulYeniden oluşturmak için kirlenmemiş bir yüreğiBiliyorum zor tekrar bir kalp yaratmak ama.. boş verİyisimi yerinde kalsın kırıklarım öylesine.Yerinde kalsın can evimden vuran sancılarımYorgunum. Artık koşamıyorum ve eskisi kadarAnlam vermiyor şarkılar. Eskisi kadar güzel yazılmıyor şiirler
Gittiğim her yerde bir yanımı bıraktım.Bir yanım baharken bir yanım zemheri bir kıştıŞairin tabiriyle.Yaşadığım her aşka dair bir çentik attım kalbimin tahtasına.ve nihayet yer kalmadı kalbimde. Sığmıyor artık ruhuma hiçbir şey.İşte bu yüzden cam kırığı kalbin parçalarını topluyorum.Bu yüzdendir şarkıların bir ok gibi saplanması kalbime.
Arkamda hep bir hüzün tablosu kaldı Ve Suretimde belirsiz ifadelerGünahkar bir rahip kadar pişman olsada yürek.Düşünüyorum şimdi kaç kere yıkansam bir Hintli gibiGanj denilen nehirde arınır kirlenen acılı ruhum.Ve hangi yıkık mabet önünde açsam nasırlı avuçlarımıSemaya doğru.hangi şehrin yağmurların da ıslansam ölesiyeUslanır kalbim.
Aşınan yüreğimde kalacak yine de her şeyVe gittim her yerde benimle gelecek bu dağ gibi sırlarSon durağı bile biliyorum.Ser verirAma Veremez sırrı bu yürek.Bir yağmur sonrası yeşeririm belki güzel umutlarla.Ben de kurarım belki de kendimce yaralı düşlerO dem belki ben de gülerim bir sır gibi saklanmazBelkiGülüşlerimin arkasında hüzünler.Toparlanır o dem belki cam kırığı yüreğim..
Gece karanlığınıMesken edinmişken kendimeBir yıldız doğduYüreğimin en güzel köşesineCan dediCanan oldu yüreğime
Ey yoldaşımBedenimin ve ruhumun yoldaşıMutluluk ve sevinç ortağımGül bahçesinin nadide Gül’üsün sen
Sen girdin ya yüreğimeSaldırsın bana dertler gamlarSabah akşam istedikleri anBen tebessüm ederim hepÇüküYüreğimde can diyenCanan var.
İşte takvim bir yaprağını daha kurban verdi gelen güneVe benHüzünlerini alıyorum yüreğindenSavuruyorum gecenin rengineBirazdan şafak sökecekYeni günde ben dualar savuracağımO tertemiz kalbine…
İşte söküyor şafakUfukta ince bir çizgiGün aydınlanıyor tebessümünleGüneş bir mahcup doğuyorYeryüzünde sen varsın diye..
Günün aydınlık olsun artıkGünaydın sana cananVe bu günde diğer günler gibiGelecek günler gibiHer zaman an be anSenle olsun korusun gözetsinSeni yaratan…...
Gündüzü kovan gecenin yarısındayımDalmışım fezanın sonsuzluğunaBir yıldız koptu semadanSen geldin aklımaBir dilek tuttum çakır gözlümHani derler yaBülbülün yüz hikayesi varmışHepsi gül üstüneKalbimin tüm dileklerideHep senin üstüne çakır gözlüm
DileğimSeninle her an beraber olmaktıSevgi hamuruyla yoğrulmakAşkın şarabını yudumlamak seninleDileğimBir rüzgar olupEsmektir seninle sonsuzluğa çakır gözlüm
Ben dileğimi tutarken çakır gözlümBir ezan sesiyle titredi tüm benliğimYa rabbi o ne huzur verici bir sesHafifledim bir abdest aldımAçtım ellerimi gecenin ve gündüzün hükümranınaDilek, yerini duaya bırakmıştıDualarımda yine sen vardın çakır gözlüm
Dua et benim içinIslak kirpiklerinde serinleteyim kor yangınlarımıAçılan avuçlarında kapansın dünyevi gözümÖyle vereyim hiç alamadığım nefesimiHuzura ersin uykusuzluklarımİyi uykular dile zemheri gecelerdeAma gitmeÜşürsem gittiğinden bilirim…Dua et benim içinEylülün yirmisinde gelGözyaşını dök toprağımın üstüneGözünün yaşını öpeyim ıslansın çorak dudaklarımFilizlensin öpüşlerim tırmansın yüreğineGüller açayım sana sulak gözlerimdeÖyle koklayayım seniAmber kokan toprağım sen ol koynumdaDua et benim içinDuana dilenciyim çünkü yüreğine zincirliYolunu gözler gözüm iki çeşme başındaGelemediğin kadar bilkiTaşım ağlar mezarımın başındaAyak seslerine hasret yüreğim seni sayıklarBaykuşları sustururum her rüzgar esişindeYüreğim ağzımda duanı beklerimYeter ki dua et boşa gitmez bilesinBelki vuslata erer mahşer gününde yürekBelkide üşümemBeklerim o zamanı…
Dünde kalır biriken tüm umutlar.Ertelenen düşler, ruhumuzun en mukavi yerinde bıraktığımız yolcularVe yarına dair yine dün kalır elimizde.Döneriz sanırız oysa zaman denilen virajdan,Aşarız diyoruz ertelenen işlerden büyüyen tepeleri.Ama hayır geçemeyiz ve aşamayız hiçbirşeyiÇünkü dünde saklıdır ve dünde kalmıştır umutla beklenilen yarınlar.Hüzünlere dair çizgiler düşer suretimize gün be gün derinleşen çizgiler.Ve aynalar eskisi kadar gülmez gülemez yüzümüze.On yedi yaşındaki delikanlıyı görmek ister hoyrat kalbimizÇürüyen aynalarda çürüyen gözlerle.Ve buruşan bir ruh kalır yorgun bedene dair.Siyah aklar beyaza vurur,O dem anlarız zaman denilen trenini nasıl kaçırdığımızı avuçalarımızın içinden
Artık gülemeyiz. Hayata dair asi bakışlar kalır gözlerde.Çünkü dünde kalmıştır yarınlarÇünkü hiçbir şeyi yaşayamamışız tam zamanında.Ne aşkı, ne sevinci, ne de hüznü.Bir teselli ararız bir süre sonra umutsuzca,Ve tutunmak isteriz koca ömür ağacından geriye kalan son dala.Açarız ellerimizi yıkılan bir mabet önündeBir martı kanadında büyüterek yalnızlıktan türettiğimiz umutlarla.Çünkü dünde kalmıştır yarın çünkü dünde bıraktık yarını.
Beyaz kâğıda karalanan üç beş anı Ve silinmeye yüz tutmuş birkaç satır kalır koca ömre dair.Son sigarasını yakarız ömrün.Ve bir nefes daha çekeriz ciğerimizeYorgun ömre dair yaşadıklarımızdan.O sigarada yakarız her şeyi.Çünkü dünde kalmıştır yarınlar çünkü hep yarını beklemişizVe hiçbir şeyi yaşayamamışız adam gibi.
Ve nihayet bekleriz otobüsün kalkış saatiniBize ayrılan zamanı tüketmişiz pervasızca.Gitme vakti gelir, ansızın kapımızı çalar beklediğimiz misafir.Ağlamak boş, üzülmek boş, sızlamak boş.Çünkü dünde bıraktık yarınlarımızıÇünkü hep erteledik,Ve yaşayamadık doyasıya yaşamak istediklerimizi
Ey kendini kaybetmiş insanSanmaki sefan sürecekRazımıdır hiç düşündünmü senden rahmanAn gelir seninde göç vaktin gelecekNe zaman geleceği bilinmezdir ölümünUyan artık dünle aynı olmasın bu gününRahmana yakın ol odur senin tek dostun
Açtım bu akşam yüreğimin penceresiniElimde kalem yazıyorum beyaz kâğıda güzelliğiniSen gelmeden pırıl, pırıl ettimYüreğimdeki sana ait başköşeni Ey yar
Çalındı kapım tak, tak,takYüreğim heyecandan şen şakrakAçarken kapıyı zaman durdu ben durdumYerden kesildi ayaklarım gözlerinde daldım ey yar
Gecenin karanlığında bir güneş gibi girdin kapımdanYalnızlığıma yoldaş oldun kurtardın beni azaptanSendeledim kendime geldim buyur ettimHoş geldin ey sevgili hoş geldin nazlı yar
Hüzün yok dert yok ağlamak hiç yok bu akşamSözün var güleceğiz satacağız dünyanın anasını beş pulaSevgili yalnızlık, üzgünüm hadi bakalım volta laLeyl de leyli muhabbet edeceğiz ey yar
Otur şöyle karşıma yüzüne sürgün olduğumSayesinde en gizli kelimeleri aşikar ettiğimYüzündeki tebessüme dünyalar verdiğimSusma konuş bir sen varsın birde ben ey yar
Gözlerin saklanan bir incidir yakındanSözlerin yorgunluk sonrası içilen kahve tadındaTebessümün sevgilinin sevgisi kıvamındaİşte ben dizlerinin dibindeyim ey yar
Şimdi bende susma vaktidirGözlerim gözlerine haykırıyorSevdayı,sevgiyi aşkı, muhabbeti ey yarŞimdi bende susma vaktidir Ve sustum……
Gece karanlığının hüzünlü kızıAç yureğini doğrulGülümse Dolunay gülsünYıldızlar göz kırpsınGülümseYüreğinin hüzünleriTebessümde boğulsun
Karlı dağların nadide kardeleniKaldır başını semayaVeGörKuşların ahenginiGüneşin tebessümünüVeGörKelebeklerin üç günlük ömrüneNeler sığdırdığını
Kaldır eliniKoy yüreğineKapat gözleriniDüşünVar oluşunu düşünüpDikeni var olduğu haldeNeden sevilir gülDüşünZüleyha'nın mucadelesiniLeyla'nın vicdansızlığını düşünMecnun'un perişanlığınıFerhat'ın azmini düşünDüşün ve silkeleYüreğini ey canBakYüreğini nasıl hafifletiyorYARATAN.........
Gonca gül gibidir sevdiğimGül gibi saf ve masumGül gibi anlamlı ve manalıGül gibi temiz, gül gibi narinBense bir çiğ damlasıyım yaprağındaSessiz ve sakin
Gonca gül gibidir sevdiğimOnurlu ve dikbaşlı fırtınaya karşıSevgi dolu ve şefkatlidirDalına konan bülbüle karşı
Gonca gül gibidir sevdiğimSevginin ifadesi yüreğimin sesidirToprağa can veren ab-ı hayattırSözlerimin tercümanı, yaşamamın sebebidir
Bir garip'YAŞAR'ım dünya denen hanedeEy gonca gülüm koma sen beni dertten derdeVer elini bitsin bu vuslat, kalksın şu perdeCanda sensin cananda senUğur böceğinin sırtındaki benek gibiTaşıyorum seni yüreğimin derinliklerinde...
günaydın yoldaşım derttaşım arkadaşımgünaydın candostum sanabu sabah cisil cisil yağmur yağarkendualar yolladım sevgi güvercini ile sana
hoş bir rahmet yağıyor bu pazartesi sabahındatebessümler daim olsun hep dudağındaher yağmur damlasıyla bir melek inermişo meleklerden biri öpsün seni al yanağından
günaydın can dostum günaydın sanagidin güller bülbüller size ihtiyacım yokbenim can dostum yeter banagünaydın candost günaydın sana.........
Halepçe'de oksijen solunmayacaktıArtık insanlar hardal gazı soluyacaktıBedenler birer birer toprağa düşerkenHalepçe'de intikam için gözler açık kalacaktı
Tarihe kara harflerle yazılacak adınYaşadığın vahşetle yüreklere taş bağladınHaline acıyıp sen bile ağladınBiz nasıl ağlamayalım söyle HalepçeBiz nasıl ağlamayalım söyle Halepçe..
'H'asretinden ağlarmış Hira ey can'İ'nsanlar sahrada yolunu bekler kutlu insan'R'aks eder kelebekler bastığın toprak heyecanlı ey can'A'llah'ım yaslansın O kutlu omuz bize de der dağlar,taşlar,ağaçlar'N'ur yüzlü güzel insan göründü sahrada'U'zakta şükür secdesinde ensar muhacir bir arada'R'abbe emnetsin 'hiranur'sen uzaklarda
Bu akşam yine hüzün çöktü gecemeEfkarlandım hiç çare bulmadım derdimeSüzüldü dertli dertli göz yaşlarım
Eyvahladım ve ağladımYalnızlığıma boşe geçen gençliğime
Bu akşamYine hüzün çöktü gecemeYaşla dolan gözlerim daldı mazimeSevgi saygı güzellik tohumları yerineŞimdiyalnızlık hüzün dert ektim yüreğime
OysaEskiden güler gülücükler saçardımHüzün dolu geceleri bir kenara atardımkapkaranlık geceyi sevgimle aydınlatırdımBitti eridi sevgi mumumKaranlıkta yapa yalnız kaldım
EskidenSevgi dağıtır aşkı anlatırdımSevgiyle yatar,aşkla uyanırdım her sabahoysa şimdiO eski ben yokumşimdi hüzünle uyanırken her sabahYalanız uzanırım soğuk yatağa her akşam.
Kırılan bir gururda son buldu tüm hevesler.Sevda tüm bedenimi sarmışken ilmek ilmek.Yalnızlık ve ayrılık rüyalarımı süsler.Bir yıldız kadar uzak hayatta bana gülmek.
Biçemdim ne sana ne de bu aşka paha.Ateşten bir yay olup büyüdün göklerimde.Hep sineye çekerek sabrettim biraz daha.Ama yine acılar kalmıştı ellerimde.
Bana sükûnet dolu bir saltanat bıraktın.Öldü şehzadelerim aşkından birer birer,Yıldızlar bana yakın onlardan da ıraktın.Pencereme o yüzden hüzünden ışık girer.
Kalp fatihim olup da kuşattın kaleleri.Ne zaman kaldırırsın bilemem kuşatmayı.Soldurdun bahçemdeki hüzünlü laleleri.Onlar çürüse bile bilirim yaşatmayı.
Bir teselli ver şimdi seni unutmam için.Kalbimin tahtasına elinle bir çentik at.Ey gönül ağla şimdi sen ağla için için.Belki şefkate gelir acı çektiren hayat.
Çok unutmak istedim seni bir ömür boyu.Ama izin vermedi sana bağlanan yürek.Yediğim yemek zehir içtiğim sular koyu.Bana şimdi bir silah bir de kör kurşun gerek.
Ellerimde bir fener yüreğimde bir ayet.Arıyorum kendimi en kuytu köşelerde.Çektiğim bu acılar bir gün biter nihayet.O dem bulurum beni kırılgan neşelerde.
Bir yangın misali yanar aşk denizlerim.Ve devrilir üstüme yola çıkan son gemi.O an bir martı arar mavilikte gözlerim.Beden suya süzülür güneş alır gölgemi.
Bu güne kadar aşkı tarih hep yalan yazdı.Arşivlerde saklandı en gerçekçi belgeler.Aşık olmadan önce umutlarım beyazdı.Şimdi hep peşimdeler en karanlık gölgeler.
Yıkılan bir devletin son demlerinde ömür.Topluyorum yerlerden cam kırığı gönlümü.Bu kalp senindir artık ister sev ister sömür.Sessizce bekliyorum kurtaracak ölümü.
Bir mum aydınlığında eridi umutlarım.Bir hançer izi kadar derinleşti yaralar.Neden siyaha vurur bembeyaz bulutlarım.Ve neden hain felek perdesini aralar.
Hangi yasak sevginin bedeli bu çektiğim.Ki çığlıklar sarıyor ruhumu dört bir yandan.Ey gönül bahçesine karanfiller ektiğim.Kalbim hüzünle dolu beden usandı candan.
Günahkar bir rahibin boynunda halkalanan.İnce bir şerit gibi uzadı bütün yollar.Hüzün bayraklarıdır kalbimde dalgalanan.Söndü sevda ateşim savruldu bütün umutlar.
Saat gecenin bilmem kaçıYüreğim sarsıntıdaBeynim uğulduyor gözlerim kararıyorHa patladı ha patlayacakBilmem kaç şiddetinde olacakİçimdeki deprem
Yavaş yavaş sesler geliyorKopmalar başlıyor yüreğimdeFay hattı gibi sıkıştı atardamarımOf of boğuyor beniNeden hala patlamadıŞu içimdeki deprem
Patla artık yüreğimi hafifletArtçıları çoktan geride bıraktı yüreğimÖyle bir patlakiŞiddetin ölçülmesin rasathanelerceÖyle bir patlakiKalbimBir daha bulunmasın kurtarma ekiplerinceÖyle bir patlakiYıkıntılarMezar olsun düşüncelerime
Sen patlamadığın müddetçeBilkiEy içimdeki depremTükürülmüş akrep gibi kuduracağımBelki senİçten içe boğarsın beniAmmaBen seni beklemeyeceğimBir akrep gibiŞereflice kendimi sokacağım...
Bir sevda yaşamıştımYüreğimde iz bırakanBir hasret yaşamıştımÖzlemi hiç bitmeyenBir dostluk yaşamıştımArkadaşlığı bana sevdirenBirdeBir ayrılık yaşamıştımKaybetme korkusunuİçimde filizlendiren
Bir hayat yaşadımHep savaş halindeGel-gitler arasında bocaladımKendim bile kendimiTanımadığım bir haldeBocaladım yıllarcaSavaştım yüreğimleKendimi tanımak içinAma ne faydaKaybetmişimAklımı, fikrimi, yüreğimi
Bir perşembe gününün şafağındaBeyaza bürünmüş minaredenBir sela sesi yankılandıKöyümün semalarındaBir koca çınar devrilmiştiO nur yatağında
Oda kapattı hüzün defteriniArdından bir sürü hatıra bırakarakOda gitti ebediyete doğruArdından bir fırtına kopartarak
SankiYeryüzü kıskanıyordu onuBeyaza bürünmüştü dağ, taşToprağı tercih etti bizeŞimdi yalnız topraktır ona arkadaş
O'ndan geldik yine ona döneceğizSanma sen ey dede burda sefa süreceğizAma bu gün ama yarın mutlak yanına geleceğizYanına gelene dek sözlerinle ey dedebazen güleceğiz bazen hüzünleneceğiz
Seni toprağa verirkenUsul usul kar yağıyordu semadanBiz yüreği yaralı ayrılırken mezardanŞefaat diliyordu dudaklarımızO serveri cihandan
Faniler arasında en muazzez varlıksınBen tokken sen aç kalansınBen üzüldüğümde sen ağlayansınHakkını nasıl öderim anne'mO güzel ellerinden öperim anne'm
Sen hayatımın kutup yıldızı oldunIşığının altında sevgin ile büyüdümFırtınalı gecelerde korkusuzca uyudumHakkını nasıl öderim anne'mO güzel ellerinden öperim anne'm
Yağmurlu günlerde şemsiyem oldunHastalandığımda ilacım oldunSıkıntılı yüreğimin refahı oldunHakkını nasıl öderim anne'mO güzel ellerinden öperim anne'm
Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun(08-05-2005)
Merhaba şafakGeceyi kovan gündüzSimit satan çoçukParalar bozuk olsun diyen muavvinDireksiyon sallayan şöför merhaba
Merhaba denizSahile vuran dalgaSimit peşinde uçan martıOltasını sallayan balıkçıTuzaktan bi haber balık merhaba
Merhaba gökyüzüRahmeti boşaltmak için yer arayan bulutBulutların ardına gizlenmiş dolunayKervana yol gösteren samanyoluKayan yıldız merhaba
Merhaba yeni günün umudu doğan güneşEkmek getirmek için evinden ayrılan babaKapı eşiğine oturmuş sakalını ovan dedeTandır başında gözleri dumanla dolan anaMamma diye ağlayan bebek merhaba
Merhaba aşkAşkla yanan maşukSeviyor-sevmiyor diye yaprağı koparılan çiçeküç günlük ömrüne yılları sığdıran kelebekSevdanın verdiği hazla çarpan yürek merhaba
Merhaba sevgiYaratılanı yaratan için sevenlerKin ve nefreti kalbinden sökenlerSevgi ile yaşayıp sevilmeyi hak edenlerÖzlemle vuslatı bekleyenler merhaba..
Olmuyor...Tam bitti derken yeniden başlıyor en başındanYine sayıklar oluyor hatıralar Olmadığın bir yerde üşüyor yürekHer yerde seni arar bakışlarım,Dokunamıyorum kimsenin gözlerineDinliyorum her rüzgarın sesiniama duyamıyorum seni hiçbir esişteOlmuyor…Kalbimin çığlıklarını tutuklayamıyorumBastıramıyorum hiçbir isyanımıİçimden bir kopuş varBir kaçan var bin firariDağlarına sığınmış ruhumun sakini Olmuyor…Sensiz bir yaşamın anlamı anlamsızYeri dolmuyor gülüşününBeden aciz can tetiktePeşine düşmüş yalın ayak yüreğimSana koşar kanayan yaralarlaGözlerine susayan dudaklarıylaOlmuyor…Boşalır ruhumun tüm sokaklarıSana dönerler zamansız bir göç furyasındaGeri kalan bir yığın anılar enkazıAltında ezilmiş umuda dair son kırıntılarOlmuyor…Yasa boğulmuş tüm kelimelerTesseli vermiyor hiçbir mavilikGöçen ler uğramıyor bir dahaYaşadığıma dair kanıt yokacılarım şahittirGeriye bir Adım kalmışGöçüşüme bir adım...
Bir akşam üstüdürGüneş dalarken Marmara'nın bağrınaBen seni bekliyorumMartılarla konuşarakveCoştu birden martılarDalgalar serserileşti heyecandanSen gelmiştinkapamıştın gözlerimiBen farkına varmadanSen çekince ellerini gözlerimdenSen vardın karşımdaKalbim küt kütBenheyecandan lalKemkümler içinde bir hal
İçimde bir heyecanKalbimde bir heyezanKonuşamadımDaldım gözlerinin derinliğineOrtaköy sahilinde
Düüt diye bir vapurun sesiYıktı tüm hayallerimiİrkildi tüm benliğimVeBen uyanmışımSoğuk yatağımda yalnızım ve sensizSessiz sessiz ağlıyorum
Güneş batmak üzereUfuk kıpkızıl bi renkBir gün daha yaklaştım eceleSenin haberini aldığımdaÖlüm haberini aldığımdaBedenimden bir parça koptuAğlayamadımHıçkırıklar düğümlendi boğazımdaSen sanmaki unutulacaksın be dostumSana sözYürekte olacaksınKalpte taşınacaksınHer gün, her yerde ve Her daima
Savaş...Öyle bir kelimekiBedenleri parça parça ederKolları koparır çolak ederBacakı koparır sakat ederBabaları öldürürAnaları dul eder
Savaş...Öyle bir kelimekiAdı duyuluncaİnsanları korku sararDua için kıpırdanır dudaklarYa RabbiYavrumu bana bağışla diyeGözyaşı döker analarKocamı yavruma bağışla derYeni evlenmiş taze gelinlerYa RabbiO günleri bir daha gösterme derGün görmüş ihtiyar dedeler
Savaş amaÇocukları yetim bırakmak için değilSavaş amaAnaları gözü yaşlı bırakmak için değilSavaş amaTaze gelinleri dul bırakmak için değilSavaş...Yüreğinle savaşHayatta mücadeleyle savaşEkmek paran için savaşKısacasıAyakta kalmak içinYaşamla savaş...
Sen ağlama kardelenimSen ağlarsanKasırga olur çöl meltemleriVedağlar yol vermez FerhatlaraSen ağlarsan leyl-lerdeki düşümÇölde Leylayı arayan mecnunda ağlar
Sen ağlama aşkımSen ağlarsanSaatler gün olur günler haftaVeYüreğim can cekişir dar ağaçtaSen ağlarsan ömrümÖmrünü sana adayan maşukta ağlar
Sen ağlama yaşamımSen ağlarsanYaşam terk edecek beniVe
Sen sevgi dolu birisinSen sevgiden anlayanMısralarla sevgiyi ifade edenBıkmadan okuyacağım bir şiirsin senSen öyle bir şiirsin kiHer harfi sevgi kokanHer kelimesi seni bana yaklaştıranHer mısrası kini, nefreti boğanSevgi dolu bir şiirsin
Seni şiire benzetiyorumnedenmi?Nisan yağmuru gibidir şiirHani nisan yağmuru yağıncaİnsanlar hep ıslanmak ister altındaBir birini sevenlerHasretle beklerler nisan yağmurunuEl ele sevgiyle dolaşmak içinBirbirlerine sevgilerini ifade etmek içinBelkide...Yeni bir hayat adım atarlarnisan yağmurunun altındaİşte senin varlığınBenim için nisan yağmuru sankiSayende yeni bir hayatmı başlıyoryoksa yenidenmi doğdumbilemiyorum.sadeceBeni hayata bağladığın içinYüreğimin derinliklerinden sıcak bir teşekkürgurbet elde saadetler diliyorum..
Sen: can içinde cananSen: yüreğimde bir heyecanSen: bir ırmak gönlüme akanSen: bir buse yanağıma konan
Ben: cananı içinde taşıyan canBen: aşk rüzgarına kapılmış yaprakBen: soğuk kış gecelerinde yalnızBen: bazen kederli bazen gamsız
Sen: gecenin rengini resminle süsleyenSen: aşığı aşka getirip mecnun edenSen: divane gönülleri sultan edenSen: yağan yağmur,toprağın susuzluğunu gideren
Ben: izlerimi soruşturan avareBen: sevdanın içinde aşık divaneBen: isyankar ruhun resmiBen:aşk denizinin çürük sandalı naçizane
Sen: burçak tarlasının sapsarı başağıSen: karanlık gecelerin dolunayıSen: şafağı mutlu eden tanyeriSen: alıp savurursun yüreğimdeki derdi,tasayı,kederi
Ben: sevginle mayalanan hamurBen: üflenerek ruh verilen bir çamurBen: gözleri aşkından mahmurBen: kalbindeki nokta …….
Sen: beşikteki bebeğin gülümsemesiSen: cennetler içinde hurilerin efendisiSen: iliklerimi ısıtan sevda güneşiSen: yaşama sevincim hayatımın nefesi
Ben: ……………Ben: …………..
Artık ben yokum sen varsınBen ile başlayan kelime tükendi bendeSen girdin yüreğimeSana verdim ne varsa bende
Sen: semanın enginliğinde kayan yıldızSen: sevda yolu kayıplarına oldun klavuzSen: yunuslara kucak açan bir denizSen: üstüme sevgi yağdıran bulutsun şüphesiz
Sen: samyeli,sıcak çöllerde esen serin meltemSen:yaralı yüreğime olmuşsun merhemSen: üstünde yaşadığım hayat gezegenimSen: pencerem kenarındaki masum yüzlü kumrum
Bu gün arefeYarın yine sensiz bir bayramYine hatırlanacaksın ebedi ikametgahındaGözlerden yaşlar usul usul akacakYürekler sessiz sessiz ağlayacakHıçkırıklar kalplerde boğulacak
Bu gün arefeYarın yine yine eski bayramlar hatırlanacakBeraber arşınlanan yollarKapı kapı dolaşılan evlerBayram sofralarındaki o neşeler hatırlanacakBuruk bir gülümseme saracak tüm benliğimiziSen yoksun aramızdaHüzünleneceğizBu gün arefeYarın yine sensiz bir bayram.
Bu gün sevgililer günü yaHadi bu günDaha çok hatırlayalaım o en yüce sevgiliyiAçalım ellerimizi af dileyelimGeçmiş ve gelecek günahlarımız içinBu gün sevgililer günü ya
Bu gün sevgililer günü yaDoyuralım bir fakiriBir yetimin başını okşayalımBit muhtaca yardım edelimO yüce sevgilinin hatırınaBu gün sevgililer günü ya
Bu gün sevgililer günü yaHerkes sevgilisine koşarElinde kendince aldığı bir hediyeyleBizde koşalımO en yüce sevgiliyeEllerimizi açarak dilenelim bu günRahmetini merhametiniBu gün sevgililer günü ya
Bu gün sevgililer günü yaHatırlayalım o en yuce sevgiliyiBu gün yarın ve her daima..
Kaç kurşun yetiyor ki yiğidin ölümüneSöyle…Yırtılacak kaç sayfası kalmış ömrünKaç kelime kalmış ki söylenmedikYa da söyleyen kalmış mı kendisine
Hep arkasından yürüdük hayatınVuruşlarımız ise hep arkadanNuh’un tufanına benziyorsa hayatSöyle…Kaç talihli binebildi gemineYa da Kaç damla su girebildi sefine
Bu akşam yine hüzün çöktü gecemeEfkarlandım hiç çare bulmadım derdimeSüzüldü dertli dertli gözyaşlarımEyvahladım ve ağladım boşa geçen gençliğime
Bu akşam yine hüzün çöktü gecemeYaşla dolan gözlerim daldı mazimeSevgi, saygı, güzellik tohumları yerineŞimdi kin, nefret tohumları ektim yüreğime
OysaEskiden güler gülücükler satardımHüzün dolu geceleri bir kenara atardımKapkaranlık geceyi sevgi mumumla yakardımBitti eridi sevgi mumumKaranlıkta yapayalnız kaldım
OysaEskiden sevgi dağıtır aşkı anlatırdımSevgi ile yatar aşkla uyanırdım her sabahOysaŞimdi o eski ben yokumŞimdi ben kinle yatarNefretle uyanırım her sabah
Hüzün deryasında dolaşsa yüreğinKapat gözleriniSalıver yüreğini maviliklereBir dilim simit atŞehrinin martılarınaVe senUzak şehrin güzel kızıDertlere inatBir kahkaha savurKarışsın martıların çığlıklarına
Uzak şehrin güzel kızıKalbinin nehrindenNe acılar aktıKim bilirYüreğindeHüzünden göllerSen ise acılara inatTebessüm ettin hepVe senUzak şehrin güzel kızıMor lüferler ektinYüreğindeki hüzün göllerine
Uzak şehrin güzel kızıNisan yağmuru oldunYağdınİki fidan üstüneGeçmişin izlerini sildinRüzgar oldunSavurdun uzaklara dertleriVe senUzak şehrin güzel kızıAcımasız hayata inatSevgiyi.şefkati.merhametiEktin yüreğine
Uzak şehrin güzel kızıGözlerinSaklandığında kapaklarının ardınaGünler sulasın seniMutluluk kevser’iyle
Uzak şehrin güzel kızıMed-Cezir halindeki yureğineAçtım ellerimiGecenin ve gündüzün efendisineSukunet diliyorumMutluluk diliyorumToparlanmaya başlayan yüreğine
“Ve tan yeri ağarırkenBir günaydın savurdumŞafak vaktinin meltemine”
Bu sabahHüzün yağdırdı üstüme bulutlarVeArındırdı beni iliklerime kadarAldıGötürdü tüm hüzünlerimi sonsuza kadar
Hüzünler terk ederken beniBuluştuk ilhamla yedi rengin altındaSözleştik akşam içinÜstadımı anacaktık yıldızlar altında
Ve işteAkşam oldu yıldızlar dizi diziÜstadı konuşuyoruz ilhamlaYıldızlar altındaAydınlandı gökyüzü yıldızlar melul olduAnladımkiÜstadımın yüreğide burada
Yaz sevgili kalemimBu akşam başka bir aşkla yazÜstadımın yüreğidir misafirimÖyle bir aşkla yazkiParmaklarımla nikahınızı kıyayımSevgili kalemim
Öyle müstesna insan öyle güzelki üstadımYüreği yusufcuktur yüreği kelebekGüllerin içinde gonca güldür üstadımSözleri baldır tebessümü şerbet
Kapalıdır kederlere kalbimin kapısıSaldırsın dertler,gamlar,üzüntülerKalbim yalnız ona tutsakŞİmşekler aydınlatırken zifiri karanlığıYapayalnız dar bir sokaktaBedenim yağmura tutsak
Yalnızım bir sokak ortasındaİliklerime işleyen bir yağmur altındaYardım dilendi gözlerim cılız lambadanVeBir anda senKoştum serapmış ağladımYüreğim gözümdeki yağmura tutsak
(Bu gece Eller dillere tutsak Benimde dilim Yağmur'a tutsak)
Kutlu bir günün akşamındayımEllerim kâinatın hükümranına açıkDua dua dilenir dilimMeleklerde duadaYağmur için elleri açık
Allah’ımSenki yoktan var edensinKurumuş toprağa yağmurla can verensinGülleri diken ile sevdirensinYağmur’un yolunu gül eyle
Allah’ımSen rahmetinle merhamet etSevginle dolsun kalbi yok olsun nefretYalnız kaldığında sen onu gözetYağmur’un bahtını sen açık et
Allah’ımİki cihan serverinin hürmetineMeleklerin secdeye vardığı Adem hürmetineO kutlu kitabın yüzü suyu hürmetineSen Yağmur’u sal cennetine
Allah’ımAsasıyla kızıl deniz de yol açanDolunayı kudretinle iki ye yaranSellerde sularda gemisiyle yol alanHabiplerinin hatırınaSen Yağmur’u hep mutlu eyle
1. Perdeİşte yine bir Cuma gecesiYalnızım uykum bile terki diyarFincanımdan çıkan çayın kokusuBuram, buram yalnızlık kokar
Saat gece yarısıTakvimin değişmesine beş varBu sevgisiz dünyada yaşamın anlamı neAcabaÖlüme kaç var
Devirdim cumanın gecesiniSaat cumayı geçtiTakvim cumartesiyi gösterirHala yalnızımYalnızlık güzel yalnızlık çirkinYalnızlık sevinç yalnızlık hüzünYalnızlık başa belaBenYalnızlığın başına bela
Hatırlıyorum daÇemenler gibi gülümseyen bir kalbim vardıUmutlarım arzularım vardı hayata dairUmut umutsuzluk olduSevgiKaf dağının arkasındaHayallerim uçup gittiBu hayat fırtınasında
İşte sevdiğim anGüneş doğuyor yavaş, yavaşYalnızlığımı yararakVe gecenin galibiYine benBen güneşe baktım güneş banaTebessümle birbirimize selam vererek
2.perde
Uykum hala firariOtuz altı saat olduNe o arar beni nede ben onuYalnızlık bu akşamda misafirim oldu
ArıyorumGecenin karanlığında kendimiBazen bir çocuğun ağlamasındaBir karıncanın sessiz yürüyüşünde bazen
YâdaBir fırtınanın esişinde arıyorum benliğimiHala yokumYürüyorum bilinmezeBineğim toprakYoldaşım yalnızlıkVe rehberimKaderİçimde kor bir ateşYüreğimi hep dağlıyorHaykırışlarım arşa dayandıBen duyan kimse yok
Ey kalbimBir senden kaçışım yok bu akşamSensin bu akşam efendimSensin sultanımİstediğin gibi beni yönet
Ey kalbimYık bu akşam sırlarımın surlarınıVeAcıma banaYak beniHaydi durmaAteşime ateş kat
Bu akşamSevgimi verdim beni sevmeyenlereHaniBelki severler diyeBeni sevmeyenlerden gördüğüm tek şeySevgiminBana nefret olarak dönmesi idi Perde kapandı Yine yalnızlık Bana nikahlandı…
Dur ey kalbimKendine gelTekleyip acıtma canımıDuracaksan erkek olTeklemeBirden dur
Ey yüreğimSana diyemem bir şeyKıyamam sanaSeniYaşatan var içimdeYoksaKözlerde kavururdum seni
Ey benimUzaklarda olan oteki benimOlmasaydınSaplardım hanceri gecenin bağrınaSen varsın diyeYıldızları alıyorum koynuma
Ey güneşi ondan önce gördüğüm güzelHer doğumunda güneşiSana gelecek diyeKucaklıyorumSıcaklığı yüreğimin sıcaklığınıDindirir diye
Ey uzak kentin ceylanıSen varsın diye yaşamak güzelYersiz zamansız mekansızBazendeÖlmek güzel be...
Ölmek güzeldeSebepsiz ölmek yakışırmı kiYaşamak için bir sebebin yoksaÖlmeyeEn büyük sebep budur belkiVeBenim sebebim varYaşamayaUzaklarda sebebimOna varmadanÖlmekYakışmaz bana....
Elimde kalemGözlerim bembeyaz kağıda mıhlanmışSen diye başlayan bir şiir yazacağım yaSen geliyorsun aklımaTitriyor ellerimKıyamıyorum sanaSeni kalbimden çıkarıp beyaz kağıda yazmayaÇünkü senZemheri ayaz gecelerdeSoğuktan üşüyen yüreğimiAlev alev ısıtan sevda ateşimsin
Eğer yazsaydım beyaz kağıda seniÖyle bir anlatacaktım kiUtancındanKalem yazamaz olurBembeyaz kağıt alev alev yanarKül olurdu bu sevginin büyüklüğüneSeni öyle bir sevdiğimiSana öyle bir saygı duyduğumu anlatacaktım kiKelimeler seni ifadede zorlanırCümleler seni anlatamadıkları içinKahr olup akar giderdiBeyaz sayfanın derinliklerine
Eğer yaza bilseydim sen diye şiiriSen derdim yine dalardımSen geçtin ya mısraların arasındaYine daldım yine kıyamadımSeni yüreğimden çıkarıpBeyaz sayfaya yazmaya….
Gözlerimin önünden gitmiyorNarkozsuz bıçak altına giren annelerKaçırıyorum gözlerimiUtanıyorum başı sargılı çocuktanGözlerim isyan gözlerim nefretGözlerim Bağdat
Zaman su gibi akıp gidiyor fark ettirmedenBir bakarsın eskimiş tüm fotoğraflarSonra dün gibi hatırlıyorum dersinVe dalıp gidersin, yolculuk başlar…
Çocukluğun gelir aklına o an,Bir zamanlar bende çocukmuşum diye geçirirsin içindenİçin sızlar…İlk anılarını misafir edersin, nemlenir gözlerin ıslanır yanaklarVe özlersin en sevimsiz günlerini bile,Bu değil midir aslında anlaşılmaz olanGençliğin gelir aklına ve aynadaki arkadaşın, hani ilk defa ona açmıştın ya yüreğini, aşkdedikleri bu olsa gerek! Demiştin kendi kendine,Zamansız çarpan kalbini saklamıştın,Kimseye anlatamamıştın yazın sıcağında titreyen ellerini,Kimse İnanmamıştı üşüdüğüne kim bilebilirdi ki içinde kopan fırtınalarıŞimdi pişmanmısın o iki kelimeyi söylemediğine,Ne yapıyordur diye soruyorsun şimdiSusuyorsunArdından için sızlar…Ve evlenirsin çocukların olur, büyütürsün uçuşlarını seyredersin belki el sallarsınarkalarındanBir bakarsın büyüyen sensin yaşlanan senSaçların beyazlanmış yüzündeki çizgiler seni senden almış,Aynadaki arkadaşın tanıyamaz olmuş seniBir zamanlar bende gençtim dersin, ama şimdi yaşlandım…Yapamadıkların gelir aklına bir ah çekersin,Ardından için sızlar…Boğazında düğümlenir tüm keşkelerinVe yalnızlık yetişir imdadına, bölüşürsün yediğin ekmeği içitiğin suyuBir sen kalırsın birde eskimiş fotoğraflarVe sizi buluşturan yalnızlık,Aralarsın perdeni bazen,Acaba zamanı geldimi diye bakarsın boş sokaklara ve ölümü düşünürsün, ötesini,korkuların bir gölge gibi çöker bedenineOrada seni bekleyenleri toprağın seni çağırdığını duyar gibi olursunÜrperirsin avuçların açılır bir dua edersinSonra bumuydu dersin…Gittikten sonra ardımdan bırakacağım sadece eskimiş fotoğralarfmı?Acırsın haline ama nafileO gün sende gidersin yalnızlığındaGeriye kalır eskimiş fotoğraflar, bekleyecekler tozlu sandıklardaSıradaki gelecek…Hayat onu da sürükleyecekTarifi edilemeyen yalnızlıklarla tanıştıracak…