Top Banner
16

le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

Feb 17, 2019

Download

Documents

dinhdung
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini
Page 2: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini
Page 3: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

le horla guy de maupassant

fransızca’dan çeviren: serdar rifat kırkoğlusunuş: fernand destaing

sonsöz: serdar rifat kırkoğlu

Page 4: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

ayrıntı: 922 / klasik dizisi: 5

le horla / guy de maupassant

orjinal adı / le horla

fransızca’dan çeviren / serdar rifat kırkoğlu

sunuş / fernand destaing

sonsöz / serdar rifat kırkoğlu

yayıma hazırlayan / aslı güneş

son okuma / ozan k. dil

bu kitabın türkçe yayım hakları ayrıntı yayınları’na aittir.

kapak illüstrasyonu / berat pekmezci

kapak ve görsel tasarımı / gökçe alper

dizgi / kâni kumanovalı

baskı: yazın basın yayın mat. tur. tic. ltd. şti.çevre sanayi sitesi 8. blok no: 38-40-42-44başakşehir / istanbul / sertifika no: 12028

birinci basım istanbul, ekim 2015 / baskı adedi 2000

isbn 978-605-314-027-6 / sertifika no.: 10704

ayrıntı yayınları basım dağıtım san. ve tic. a.ş.hobyar mah. cemal nadir sok. no: 3 cağaloğlu – istanbultel.: (0212) 512 15 00 faks: (0212) 512 15 [email protected]

twitter.com/AYRINTIYAYINEVI facebook.com/ayrinti.yayinlariinstagram.com/ayrintiyayinlari

Page 5: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

guy de maupassant5 Ağustos 1850 tarihinde Fransa’da Dieppe’de doğan Maupas-sant asil bir aileden geliyordu; anne tarafından büyükbabası aynı zamanda ünlü Fransız yazarı Gustave Flaubert’in de bü-yükbabasıydı. 11 yaşındayken anne babası ayrılan yazar Nor-mandiya’da büyüdü. 1869’da hukuk öğrenimine başlayan Maupassant çok geçmeden 20 yaşında Fransa-Prusya Savaşı’na gönüllü asker olarak katıldı. 1880’lerde 300 öykü, altı roman, üç gezi ve bir şiir kitabı yayımladı. 20’li yaşlarında yakalandığı frengi, yıllar geçtikçe akıl hastalığına dönüştü. 20 Ocak 1892’de gırtlağını keserek intihara kalkışan Maupassant Paris’te özel bir akıl hastanesine yatırıldı ve bir yıl sonra, 6 Temmuz 1893’te aynı hastanede öldü.

serdar rifat kırkoğlu8 Ocak 1956’da İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde lisans, aynı üniversitenin Felsefe Bölümü’nde yüksek lisans çalışması yaptı. Edebiyat hayatına çeviriler yapa-rak girdi. 1981’de Jean-Paul Sartre’ın Questions de Méthode (Yöntem Araştırmaları) adlı kitabının çevrisiyle Yazko Çeviri Ödülü’ne layık görüldü. Maurice Blanchot, Milan Kundera, John Fowles, Julian Barnes ve daha pek çok yazarın yapıtlarını Türkçe’ye çevirdi. İlk romanı Parodi Yaşamlar 1994’te Yunus Nadi Roman Ödülü’ne layık görüldü. Öykü, deneme ve incele-me türlerinde de ürünler verdi. İlk öykü kitabıyla aynı adı taşı-yan öyküsü O Saatte, O Yerde Almanca’ya çevrilerek Türkische Erzählungen des 20. Jahrhunderts [Yirminci Yüzyılın Türkçe Anlatıları] başlıklı derlemede yer aldı. 2008’de yayımlanan Kitapların Şenlik Ateşi başlıklı deneme kitabı 2009’da Memet Fuat Deneme Ödülü’ne layık bulundu.

Page 6: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini
Page 7: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

le horla

“seçme öyküler”

Page 8: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini
Page 9: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

içindekiler

sunuşmaupassant’ın hastalığı ....................11

öyküler 1- l e h orla ..............................33 2- madam tellier’nin evi ..................45 3- yağ tulumu .............................82 4- gerdanlık .............................134 5- bayan hermet ..........................146 6- m. jocaste ............................156 7- alçakgönüllü bir dram .................162 8- misti / genç bir çocuğun anıları ......169 9- alexandre .............................176 10- uyutma makinesi .......................183 11- korku .................................195 12- hindistancevizi .......................205 13- okşayıcılar ...........................210 14- bir başarısızlık ......................216 15- katil .................................226 16- pencere ...............................232 17- itiraf ................................240 18- şu morin domuzu bay oudinot’ya ........249

sonsözguy de maupassant üzerine .................264

ekbelgeler...................................273

Page 10: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini
Page 11: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

11

guy de maupassant

le horla

sunuş

maupassant’ın hastalığı

sanat ve edebiyata her zaman tutkun

eric baret’ye...

İ şte, kuşku yok ki, örnek bir vaka. Çelişkilerle dolu, çizgi dışı bir mizaç; devasa bir yapıtın yaratıcısı, verimli bir romancı; aynı zaman-

da da acılı, ilerleyen, kaçınılmaz, deliliğe doğru giden bir sayrılığa yakalanmış büyük bir hasta.

Ölümün ilk sıkıntıları on yedi yıl önce baş gösterdiği için bitip tükenmez bir hastalık. Söz konusu hastalık 19. yüzyılın en saygıdeğer hekimleri tarafından gözlemlen-di. Yarattığı ilgiyi yeniden alevlendiren yeni buluşlarla gündeme geldi.

Bu hastalığı sistematik bir şekilde inceleyerek bir ta-nıya varabileceğiz. Belki de, bu arada, dehasına bu hastalığın yol açıp açmadığını öğrenebileceğiz? Ama önce romancıyı ve yapıtını birbirinden daha iyi ayırt et-meye çalışalım.

hüzünlü bir boğaMaupassant’ın mizacına erkeksilik egemendir. Yazar

atletik yapılıdır ve sağlıklı, yakışıklı bir görünüme sa-hiptir. Denizcilik Bakanlığı’nda küçük bir memur olan Maupassant kendine çok geçmeden bir “anti-büro” bul-muştur: Seine’dir bu anti-büro. “On yıl boyunca beni

Page 12: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

guy demaupassant

12

benden alan en büyük ve tek tutkum Seine oldu.” Guy gerçekte, dostları Renoir ve Monet tarafından tablolara yansıtılan ve kendisinin de “Kır Partisi”, “Paul’ün Karısı”, “Suyun Kıyısında” başlıklı öykülerinde betimle-yeceği Grenouillère adacığının yakınlarındaki, üzerinde sandalla gezintiye çıkılan ve dans edilen ırmaktan başka bir yerde yaşamamıştır.

Sabahleyin işe gitmeden önce ve akşam da iş çıkışın-da kano yapmaktan geri durmayan, yorulmak bilmez bir kürekçidir Maupassant. Dahası “İçkilerini sek içen, dört kişilik yemek yiyen, deliksiz uyuyan ve gerisini de benzer şekilde yapan bir tatlı su denizcisidir.”

Gerisi dendiğinde Goncourt Kardeşler’in güncele-rinde dile getirdikleri gibi, model bir damızlık aygır akla gelir. Bu aygır önceleri Grenouillère adacığının hayvan-lar âlemi üzerinde hükmetmiş, ama 1880’den itibaren, en gözde av hayvanları küçük kontesler ve sosyete ka-dınları olmuştur. Bununla birlikte, sona ermekte olan 19. yüzyılın bu sosyete tabakası özellikle kibar fahişeler-den oluşmaktadır ve bütün bu kadınlar, yazarın sekrete-ri François Tassart’ın ifadesiyle, onu yiyip bitireceklerdir.

Guy, bu ateşli cinsel güç gösterilerinden fazlasıyla hoşlanır. Uçkurudüşükler Derneği’nin mensubu olup sefihler kliğine ve sofralarında aşktan ölünen Maccha-bées yemeklerine katılır. Serüvenlerini anlatmayı çok sever, nitekim bu özelliği ustası Flaubert’e, o “kocaman” kahkahasıyla, “hep kadınlar, seni gidi küçük domuz” de-dirtecek ve bazen de onu biraz daha sert bir ifadeyle, “fazla orospu, fazla kano, fazla fiziksel egzersiz” diyerek eleştirmesine yol açacaktır.

Oysaki, Maupassant hüzünlü bir boğadır. A. La-noux’nun yazdığı gibi,* “Her zaman parıltılı olan fiziğiy-

* Armand Lanoux, Maupassant, le Bel-Ami, Fayard, 1967.

Page 13: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

le horla

13

le gitgide daha duyarlı hale gelen ruhu arasında kocaman bir anlaşmazlık vardır.” Genç yaşlarından itibaren, has-talıklı bir duyarlılıktan mustarip görünür. Bunu kimden miras aldığı da ortadadır. Annesi, Laure Le Poittevin öteden beri sinir hastalığı çeken, cazibeli bir kadındır. Hastalığı otuz altı yaşına doğru egzoftalmik guatr, içda-ralmaları ve sinir krizleriyle birlikte kendini gösterir.* Hastalık kırk yaşından sonra daha ciddileşmiştir. Oğlu-nun anlatımlarından, annesinin fazla miktarda kloral ve laudanum kullandığını ve hatta “bardak bardak” uyuş-turucu maddeler içtiğini biliyoruz.

Laure’un erkek kardeşi Alfred le Poittevin, Guy’in doğumundan iki yıl önce ölmüştü. Ne var ki arkasında bıraktığı efsane, romancının çocukluğunu kaygı dolu bir kötümserlikle belirlemiş olmalıdır. A. Lanoux bize, onun, Schopenhauer’ın izlerini taşıyan bir Byron, kimi zamanlar sanrılarında kendi yanında ikizini gören bir sefih olduğunu söylemiştir.

Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini esinlemiştir. Fécamplı İngiliz şairi Swinburne, onu çok geçmeden uyuşturu-cuyla tanıştırdığı Maupassant’a alışılmadık ve ürkünç olandan hoşlanma zevkini miras olarak bırakır. Öyle ki Maupassant bütün ömrü boyunca hep aşırı duyarlı biri olarak kalacaktır.

Gizemli olandan hoşlanması belki de kökeninin be-lirsizliğinden kaynaklanmaktadır. Bugün hâlâ Fé-camp’da mı yoksa Miromesnil Şatosu’nda mı doğmuş olduğunu kesin olarak ileri sürülememektedir. Gerçek * Egzoftalmik guatr ya da Basedow hastalığı büyük bir boyun ve irileşen gözlerle karakterize olur. Nedeni çoğu kez uğranılan sinirsel şoklar olup kimi zaman da bunlara psişik sıkıntılar eşlik eder.

Page 14: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

guy demaupassant

14

babasının da Gustave de Maupassant olmadığı düşünül-mektedir. Guy o zaman Gustave Flaubert’in mi oğluydu? Bu pekâlâ mümkün. Her ikisi de söz konusu benzerliği pekiştiren sağlıklı bir yakışıklılığa sahiptiler. Özellikle birbirleri için enikonu sevecen duygular taşıyorlardı. Ustasına şu sözleri yazan Guy’dir: “Böyle konuşmamı bağışlayın, ama sizinle sohbet ederken, çoğu kez tanı-madığım amcamı duyarmış gibi oluyorum.” Ve öğrenci bir gün Flaubert’den Ermiş Antonius ve Şeytan’ın, adına imzalanmış bir kopyasını alacaktır: “Oğlum gibi sevdi-ğim Guy de Maupassant’a.”

Laure de Maupassant’la Flaubert’in mektuplaşmaları insanı daha da şaşırtmaktadır. 1873 tarihli bir mektup görünüşe bakılırsa çok sevecen bir tondadır: “Delikanlı kalben ve ruhen sana ait ve ben de onun gibi, şimdi ve her zaman tamamen seninim. Hoşça kal, sevgili dos-tum. Seni bütün varlığımla kucaklarım.” Hiç kuşku yok Laure bütün hipertiroit hastaları gibi genellikle taşkın mizaçlıydı, ne var ki yirmi yıl sonra, oğlunun ölümün-den üzerinden birkaç ay geçmişken, A. Lanoux’yu dü-şüncelere sevk edecek bir dil sürçmesi yaşanacaktır. Guy’in her zaman ölmeden toprağa gömülme korkusu-nu açıklamak üzere şöyle demiştir Laure: “Kafasında hep bu düşünce oldu ve Rouen’da, sevgili babası... zaval-lı Flaubert’in cenazesine katıldığında...”

Bununla birlikte bu küçük nüanslar birer kanıt sayıl-maz ve söz konusu problem üzerinde ısrarla duran bi-yografi yazarları hiçbir zaman tartışılmaz nitelikte bir işaret bulamamışlardır. Ve Flaubert’in ilginç davranışı karşısında daha da duraksamaktadırlar. Flaubert Fran-sa’dan Guy’in doğumundan tamı tamına iki yüz seksen gün ya da iki yüz seksen altı gün önce ayrılmadı mı?

Page 15: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

le horla

15

Tamı tamına bir gebelik süresi! Ve onu 1867’de, yeniden görmek üzere on yedi yıl beklemedi mi! Edouard Herri-ot ile birlikte şu sonuca varmakla yetinelim biz: “Eğer Flaubert’in oğlu değilse, buna üzülürüm.”

Öyle ya da böyle, hayatının gizine nüfuz edilmeye çalışılmasından nefret ediyordu Maupassant. “Grili Hanım” öyküsü zihinleri bir hayli kurcalamış, “Hünsa Gisèle’in Defteri” ise bu konuda bir hayli mürekkep döktürmüştü. Maupassant’ın daha sonraları, 1884 ile 1887 arasında, hiçbir zaman tanımadığı üç gayrı meşru çocuğu oldu: Lintzelmann’lar. Romancının kitaplarında sürekli olarak kendini gösterecek olan gizem zevkini belki de kendi hayatından almış olduğunu anlamamıza olanak veren sayısız ayrıntı.

Bir bütün olarak, aşırı duyarlılık, kötümserlik, iç sı-kıntısı, gizem Maupassant’ın karakterinin ana hatlarını oluşturmaktadır. Ama bu, aynı zamanda gelecekteki ya-zınsal başarılarının da üzerine oturduğu denklemdir.

öykünün ustasıÇünkü yapıt yaşam kadar zengindir ve onun üzerin-

den kopya edilmiş gibidir. Maupassant kendisine yakıştırılan metres sayısı kadar, üç yüzün üzerinde öykü kaleme almıştır. Gençlik anlatıları su kıyılarının şiirini terennüm etmiş, olgunluk eserlerinde gizemli ya da fan-tastik hikâyeler anlatılmıştır, ama bunların hepsi de ka-dınlardan söz etmiştir.

İlk öykülerinin tamamında su öğesi egemendir. Çocukluğunu geçirdiği Etretat’da olduğu gibi soğuk, berrak ve mavi sularla kaplı denizi betimlemiştir. Sonraları ılık ve yatıştırıcı suların peşine düşmüş ve daha sonraları ise kabarcıkların çıplak bacaklarını okşadığı kaplıca kaynaklarının sularıyla hemhal olmuştur.

Page 16: le horla - Ayrıntı Yayınları · Bu ailevi etkilere Maupassant’a esin veren kişilerin etkilerini de eklemek gerekir. Aile dostu Flaubert, ona derin kökleri olan mizantropisini

guy demaupassant

16

Mont-Oriol romanında gözler önüne serdiği, bu kaplıca-larda toplanan aylak sosyete takımıdır.

Ama öykülerinde dile getirdiği özellikle ÎIle-de-France’dır, Argenteuil ya da Grenoullère yakınlarında, Bougival ile Marly arasındaki Seine kıyıları, sarmaşık bitkiler ve kamışlardan oluşan karmakarışık bitki yığın-ları, geniş çayırlara sahip adalar, küçük çağlayanlarla kaplı vadiler, su tavuklarının yüzdüğü göller, ırmağın küçük sakin kolları üzerine konmuş olan eski değirmen-ler.

Yavaş yavaş, öykülerini gizem doldurur. Betimleme-ler yerlerini yoğun, dramatik duygularla doldurmakta yetkinleştiği garip hikâyelere bırakır; bize ister aşığının saygınlığına gölge düşürmemek için tahıl ambarından atlayan güzel Hortense’ı betimlesin, ister oğlu tarafından aşığının kollarında yakalanan kadını dile getirsin, isterse dişisini kurtarabilmek için kendini tüfeğin üzerine atan bağırtlak kuşunun tiz haykırışlarını tasvir etsin bu be-timlemeler son kopuş notasına dek giderek artan bir ri-timle kâğıda aktarılır.

Bir konu Maupassant’ın zihnini bütün öteki konular-dan daha fazla işgal eder: piç olma konusu. Gizlice çocuk sahibi olduğu için papaz olmayı seçen şu adamın öykü-sü olsun, baştan çıkarılmış ve çocuğunu doğururken ölmüş şu han hizmetçisinin öyküsü olsun, kendisinden olmadığını öğrendiği güne dek oğlunu şefkatle seven şu babanın öyküsü olsun bu gayri meşru çocuk izleği üze-rine yirmi kadar öykü varyasyonu yapmıştır.

Yaşı ilerledikçe, fantastik öğeler yapıtlarında en büyük yeri kaplar. Bu öğe, kâh, dört kızıyla birlikte deni-zin gelgit hareketine yakalanan bir İngiliz’in iç sıkıntısı olur; kâh bir orman korucusunun, çocuklarının balta-larla silahlanmış olarak, evin içinde düşmanı beklerken