-
ÖZET
Sendikalar ve Toplu İş Söz-leşmesi Kanunu (6356 s.K.)
sendikaların ve konfede-rasyonların tüzel kişilikle-rinin sona
ermesi ve tüzel kişiliğin faa-liyetinin geçici olarak
durdurulmasıyla ilgili düzenlemeler yapmıştır. Faaliye-tin
durdurulması halleri tüzel kişilik-ler için getirilmiş geçici bir
tedbirdir. Eğer tedbir döneminde eksiklikler giderilir ve tüzel
kişilik Kanunun aradığı hale gelirse faaliyetin dur-durulması
kararı da ortadan kal-dırılır. Aksi takdirde tüzel kişiliğin sona
erdirilmesine kadar varan bir süreç devreye girer. Faaliyetin
dur-durulması tedbirinin yanında sen-dika ve konfederasyonları
tüzel ki-şiliklerinin sona ermesine yol açan tedbirlerin de
uygulanması söz ko-nusu olabilir. Tüzel kişiliğin sona ermesi
halleri olarak da kapatılma, kendiliğinden sona erme ve fesih
halleri Kanunla düzenlenmiştir. Bu hallerde de tüzel kişilik bütün
hak
ve fiil ehliyeti ortadan kalkacak şe-kilde sona erdirilmiş
olacaktır.
ABSTRACTIt was made some arrange-
ments as ending legal entity of tra-de unions and confederations
and stopping activities of the legal entity temporary in Unions and
Collective Bargaining Law. Stopping activities is a temporary
measure for legal en-tities. If the deficiencies are corrected and
the legal entity become statu-tory, that judgement will be
elimina-ted. Otherwise, a process will begin up to termination of
the legal entity. Besides measures of stopping acti-vities, the
legal entity of trade unions and confederations may dissolve. It is
regulated that cases of termination of the legal entity as closing,
ending automatically and termination con-ditions by Unions and
Collective Bar-gaining Law. In such cases, the legal entity will be
end all rights and legal capacity to disappear.
KURULUŞLARIN(SENDİKA VE KONFEDERASYON) FAALİYETLERİNİN
DURDURULMASI VE SONA ERMESİ
PROF. DR. A. NİZAMETTİN AKTAYH
H Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri BölümüKARATAHTA / İş
Yazıları DergisiSayı: 1 Nisan 2015 (s:133-142)
-
134
GİRİŞ 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu
İş Sözleşmesi Kanunu, kuruluşların faaliyetlerinin durdurulması
ve tü-zel kişiliklerinin sona ermeleri ile il-gili olarak
düzenlemeler yapmıştır. Bunlar genelde eski 2821 sayılı Sen-dikalar
Kanununa benzer düzenle-meleri içermektedir. Ancak başlan-gıçta bir
farklılık gözlenmektedir. Bu da sendika ve konfederasyonların eski
kanunda ayrı ayrı zikredilme-lerine karşılık, yeni Kanun her
ikisi-ni de KURULUŞ genel adı altında dü-zenlemektedir. Buna
ilişkin Kanun hükmü şu şekildedir; “ Kuruluş: Sen-dika ve
konfederasyonları,…. ifade eder.”(6356 sayılı Kanun Md.2/1/g)
Kanun sendikayı şu şekilde ta-nımlamaktadır; “Sendika: İşçilerin
veya işverenlerin çalışma ilişkile-rinde, ortak ekonomik ve sosyal
hak ve çıkarlarını korumak ve geliştir-mek için en az yedi işçi
veya işve-renin bir araya gelerek bir işkolunda faaliyette bulunmak
üzere oluştur-dukları tüzel kişiliğe sahip kuruluş-ları ifade
eder.” (6356 sayılı Kanun Md.2/1/ğ)
Kanun konfederasyon tanımı-nı ise şu şekilde yapmaktadır;
“Kon-federasyon: Değişik işkollarında en az beş sendikanın bir
araya gele-rek oluşturdukları tüzel kişiliğe sa-hip kuruluşları
ifade eder”.(6356 sa-yılı Kanun Md.2/1/f)
Genelde şimdiye kadarki İş Hu-kuku kitaplarında, sendikaların ve
konfederasyonların faaliyetlerinin durdurulmasının yanında,
faaliyet-lerine son verilmesi incelenirken “kapatılma” tabiri
kullanılmakta-
dır.1 Kanunda da 31. Madde ile kuru-luşların Anayasada
belirtilen Cum-huriyetin niteliklerine ve demokratik esaslara
aykırı faaliyetlerde bulun-maları halinde merkezlerinin bulun-duğu
yer Cumhuriyet Başsavcısı-nın talebi üzerine mahkeme kararı ile
kapatılabilecekleri ifade edilmiş-tir (fıkra 1). Bir hukuki tedbir
olarak mahkemelerce sendikaların kapatı-labilmesi mümkün olmakla
birlikte, bu işlemin hukuki sonucu tüzel ki-şiliğin sona ermesidir.
Biz de incele-memizde ağırlıklı olarak sendika ve
konfederasyonların faaliyetlerinin durdurulmasının yanında
kapatıl-mayı da içerecek biçimde tüzel kişi-liklerinin sona ermesi
deyimini kul-lanacağız.
İş Hukuku kuruluşlarından sen-dika ve konfederasyonlar çalışma
hayatının ortakları olarak vazgeçile-mez bir görev yapmaktadırlar.
Yap-tıkları görev ile birlikte zaman zaman kendileri için çizilen
görev tanımının dışına çıkılabildiği gibi hukuka ay-kırı eylem ve
davranışlarda da bulu-nulması söz konusu olabilir. Bu ge-lişmeler
tüzel kişiliklerin üzerinde bazı hukuki tasarruflarda
bulunul-masını gerekli kılabilir. Bu anlamıyla sendika ve
konfederasyonların faa-liyetlerinin durdurulması ve sona
er-dirilmesini gerektiren sonuçlar orta-ya çıkabilir. Bazen de
sendika ya da konfederasyonların kendi iradeleriy-le tüzel
kişiliklerinin sona erdirilmesi söz konusu olabilir.
Demokratik nitelikleri önemli ve
1- Aktay,A.Nizamettin/Arıcı,Kadir/Kaplan,E.Tuncay Senyen
(ARICI), İş Hukuku, Ankara, 2014, s.442, Narmanlıoğlu, Ünal, İş
Hukuku II, Toplu İş İlişkileri, 2013,2. Baskı, s.285 vd.
Tuncay,Can/Savaş,Burcu, Toplu İş Hukuku, İstanbul, 2013, 3. Bası,
s.138
KURULUŞLARIN (SENDİKA VE KONFEDERASYON) FAALİYETLERİNİN
DURDURULMASI VE SONA ERMESİ
-
KARATAHTA/ İŞ YAZILARI 135
toplumda çok sayıda kimsenin men-faatlerini ilgilendiren
kuruluşlar ola-rak sendika ve konfederasyonların tüzel
kişilikleriyle ilgili tasarrufların (kapatılma, faaliyetin
durdurulması) yargı kararı ile alınması zamanımız-da temel bir esas
olarak kabul edil-mektedir. Bu sebeple bu kuruluşların
faaliyetlerinin durdurulması ve ka-patılmaları ancak yargı
kararları ile olabilir. Yargı dışında idari kararlar-la verilecek
faaliyetin durdurulma-sı kararlarının keyfilik içerebileceği kabul
edilmelidir. Bu yüzden idare-ye demokratik sistemlerde bu
kuru-luşların faaliyetlerinin durdurulması ve kapatılması yetkisi
verilmemek-tedir.
Burada öncelikle kuruluşların fa-aliyetlerinin durdurulması
incelene-cektir.
KURULUŞLARINFAALİYETLERİNİNDURDURULMASI6356 sayılı Sendikalar ve
Toplu İş
Sözleşmesi Kanunu Anayasada be-lirtilen Cumhuriyetin
niteliklerine2 ve demokratik esaslara aykırı faali-yetlerde bulunan
sendika ve konfe-derasyonların merkezlerinin bulun-duğu yer
Cumhuriyet Başsavcısının talebi ile açılan kapatma davalarında
mahkeme yargılama süresince talep üzerine ya da resen kuruluşun
faa-liyetinin durdurulmasına ve yöne-ticilerinin geçici olarak
görevden el çektirilmesine karar verebileceğini
2- Anayasanın 2. Maddesi Cumhuriyetin niteliklerini şu şekilde
düzenlemektedir; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî
dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,
Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk
Devletidir.”
düzenlemektedir (md.31/2).3 Aşağıdaki 2 nolu dipnotta Cum-
huriyetin temel nitelikleri belirtil-miştir. Bunun yanında
demokratik esaslardan ne anlaşılması gerekti-ği de düşünülmelidir.
Demokrasinin sözlük anlamı halk tarafından yö-netim olmaktadır.
Yani devletin ge-nel siyaseti halk tarafından tayin ve tespit
olunmalıdır. Her ne kadar ül-keden ülkeye değişse de demokra-tik
rejimin olmazsa olmaz bazı asgari müşterek değerlerinin olduğu
kabul edilmelidir. Bu değerler de milli ege-menlik, serbest
seçimler, çok partili siyasal hayat, tüm vatandaşların te-mel hak
ve hürriyetlerinin tanınması ve güvence altına alınmasıdır. Ancak
demokrasi her ne kadar çoğunlu-ğun yönetimi altında siyasal
kararla-rın alındığı bir sistem olsa da, aynı za-manda azınlık
haklarının çoğunluk tarafından ortadan kaldırılmadığı re-jim olarak
da kabul edilir.4 Hatta azın-lık haklarının korunduğu sistem
ola-rak da demokrasi kabul edilmelidir.
Belirtilen demokratiklik ve Cum-huriyetin temel niteliklerine
aykı-rı faaliyet sendikaların ve konfede-rasyonların kapatılma
nedeni olarak görülerek, mahkemelerce ön tedbir olarak faaliyetin
durdurulması kara-rı verilebilecektir.
Sendika ve konfederasyonların tüzüklerinin ve Kanunla aranan
di-ğer belgelerinin kanuna aykırılığı-nın tespiti ya da Kanunda
öngörülen kuruluş şartlarının sağlanmadığının anlaşılması halinde
de valilik ka-nuna aykırılığın ya da eksikliklerin
3- Aktay, A.Nizamettin, Toplu İş Hukuku, Ankara 2015, s.108 4-
Tunç, Hasan/Bilir, Faruk/ Yavuz, Bülent, Türk Anayasa Hukuku, 3.
Baskı, Ankara 2011, s. 70
-
136
bir ay içersinde giderilmesini is-teyebilir. Burada sadece
eksiklik-lerin giderilmesi için yapılan idari bir talep vardır.
Ancak tüzel kişi-lik belirtilen süre içersinde aykı-rılığı ya da
eksikliği gidermezse, Bakanlık ya da valiliğin başvu-rusu üzerine
mahkemece gerek-li görüldüğü takdirde kurucular da dinlenerek üç
işgünü içersinde kuruluşun faaliyetinin durdurul-ması kararı
verilebilir5 . Mahkeme ayrıca kanuna aykırılık ya da ek-sikliğin
giderilmesi için kuruluşa altmış günü aşmayan bir süre ve-rir (
md.7/3).
Burada dikkat edileceği üzere, sendika ya da konfederasyonun
kuruluşu esnasındaki aykırılık ya da eksikliklerden
bahsedilmekte-dir. Kuruluşların tüzüklerinde za-man içersinde
yapılacak değişik-likler de aynı hükümlere tabidir. Yani zaman
içersinde yapılacak tüzük değişiklikleri de eğer kanu-na aykırılık
teşkil ediyorsa ya da eksiklik varsa yine sendikanın fa-aliyetinin
durdurulması kararı ve-rilebilecektir(md.7/5).6
Kuruluşların yönetim kurulla-rında ya da genel kurul dışı
zorunlu organlarında görev alamayacak ki-şiler görev verilmiş
olması halinde de mahkemece kuruluşun faaliye-tinin durdurulması
kararı verilebilir. Bu halde de yine Kanunun md.7/3-4 hükmünün
uygulanması yerinde-dir. 7-8
Kuruluşların faaliyetlerinin dur-
5- Çelik, İş Hukuku Dersleri, 26. Bası, s.504, Çelik -
Caniklioğlu -Canpolat s.5536- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.1087-
Aktay-Arıcı-Senyen/Kaplan( Arıcı) s.439 8- Aktay, Toplu İş Hukuku,
s.108
durulmasıyla ilgili tartışmalı bir husus da yurt dışındaki kişi,
ku-rum ve kuruluşlardan Bakanlığa bildirimde bulunmaksızın yardım
ve bağış alınması halidir. Bilindi-ği gibi 6356 sayılı Kanun
sendika ve konfederasyonların yurt dışın-daki kişi kurum ve
kuruluşlardan Bakanlığa önceden bildirimde bu-lunmak kaydıyla
yardım ve bağış alabileceklerini kabul etmektedir. Bu nakdi yardım
ve bağışların da ancak bankalar aracılığı ile yapıla-bileceği kabul
edilmiştir (md.28/3 son cümle). Bunun sebebi de ya-pılan nakdi
yardım ve bağışların kayıt altına alınarak suiistimale yol
açılmamasının sağlanmasıdır. Eğer Bakanlıktan izin alınmaksı-zın
Kanunun emredici hükümle-rine aykırı bir biçimde yardım ve bağış
alınması söz konusu olmuş-sa bu yardım ve bağışın hazine-ye gelir
olarak aktarılması gerek-mektedir.
Ancak bir görüş9 eğer bu yar-dım hazineye aktarılmaz ise
sen-dikanın ya da konfederasyonun 2821 sayılı Kanun döneminde
oldu-ğu gibi üç aydan altı aya kadar faa-liyetinin durdurulmasına
karar ve-rilebileceğini belirtmektedir. Ancak kanaatimizce bu
mümkün değildir. Kanunun bu kadar açık hükmü kar-şısında kanuni
hükümlere aykırı bir biçimde alınan yardım ve bağışları hiçbir
sendika ve kuruluşun “ben bu yardım ya da bağışın Hazineye
ak-tarılmasını kabul etmiyorum” diye-meyeceği bilinmelidir.10
9- Aktay-Arıcı-Senyen/Kaplan( Arıcı) s.438 10- Aktay, Toplu İş
Hukuku, s.109,110
KURULUŞLARIN (SENDİKA VE KONFEDERASYON) FAALİYETLERİNİN
DURDURULMASI VE SONA ERMESİ
-
KARATAHTA/ İŞ YAZILARI 137
SENDİKA VEKONFEDERASYONLARIN FAALİYETLERİNİNDURDURULMASININ
SONUCU6356 sayılı STİSK hükümle-
ri çerçevesinde sendika ya da kon-federasyonların
faaliyetlerinin dur-durulmasının tüzel kişiliği sona erdirmeyeceği,
sadece durdurma dö-nemi içinde kuruluşun fiil ehliyetinin ortadan
kalkacağı anlaşılmalıdır.11 Kuruluşun fiil ehliyetinin ortadan
kalkması, işlemde bulunma ehliye-tinin ortadan kalkmasıdır. Böylece
kuruluş tüzel kişiliği bağlayan hiçbir işlemde bulunamayacaktır.
Sendika ya da konfederasyonun tüzel kişiliği sona ermemektedir. Bu
dönem sen-dika tüzel kişiliğinin temsilinde so-run çıkarmaktadır.
Yukarıdaki hü-kümler veya bu Kanunda öngörülen diğer faaliyeti
durdurma hâllerinde, kuruluşların mallarının yönetimi ve
çıkarlarının korunması ve durdur-ma süresi sonunda yeniden
faaliye-te geçebilmesi için genel kurul yapıl-ması gerekmektedir.
Bu gereklerin yerine getirilebilmesi için 4721 sayı-lı Medeni Kanun
hükümleri gereğin-ce bir veya üç kayyım atanacaktır. Kayyım
mahkemece atanır. Kay-yum atandığı dönem için sendika ya da
konfederasyonun temsili görevi-ni yerine getirir. Atanma süresi
içer-sinde mahkemenin verdiği görevle-ri yerine getirir ve
kuruluşun tekrar faaliyete geçebilmesi için gerekli her türlü işlem
kayyım tarafından yeri-ne getirilir.
Sendikanın faaliyetinin durdu-rulması hâlinde 6356 sayılı
Kanu-nun yedinci ila on ikinci bölümlerin-
11- Narmanlıoğlu, s.287, Aktay, Toplu İş Hukuku, s.110
de belirtilen işlemler ve uygulamalar, durdurma kararıyla
birlikte askıya alınır. Kanunun yedinci bölümünde-ki işlemler toplu
iş sözleşmesi ile il-gili işlemlerdir. On ikinci Bölümde-ki
işlemler ise sendikanın faaliyetinin durdurulmasının anlatılması
ile baş-layarak tutulması gereken tutanak-lar ve sicil işlemleri,
ceza hükümleri, Kanunun uygulanmasında uyuşmaz-lık çıkması halinde
görevli ve yetki-li mahkemelerin hangileri olduğu ile diğer
kanunların uygulanması ve yü-rürlükten kaldırılan hükümler
açık-lanmaktadır. Gerekçede de belirtildiği üzere faaliyeti
durdurulan sendika-ların bu dönemde toplu iş sözleşme-si yapması
kabul edilmemiştir. Bu dönemde sendika ve üyelerinin hak-larının
kaybolmaması için işlemle-rin askıya alınması kabul edilmiştir12 .
Geçici olarak durdurulan bu işlemler ve uygulamalar, sendikanın
faaliye-te geçmesi ile kaldığı yerden devam eder (md.76).
KURULUŞLARIN SONA ERMESİSendikaların ve konfederasyon-
ların çeşitli sona erme halleri vardır. Birisi kapatılma
halidir. Diğerleri ise kendiliğinden sona erme (infisah) ve
fesihtir.
Kuruluşların kapatılması söz ko-nusu edildiğinde sadece sendika
ve konfederasyonları anlamak gerek-mektedir. Sendika ve
konfederas-yonların şubelerinin faaliyetinin dur-durulması, feshi
ya da infisahından bahsedilmek söz konusu olmamalı-dır. Çünkü
şubelerin tüzel kişilikle-ri bulunmamaktadır. Bu sebeple ak-tif ve
pasif dava ehliyetleri de yoktur.
12- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.110
-
138
Dava ehliyeti sadece sendika ve kon-federasyonun olup, buna
ilişkin yargı kararları da mevcuttur.13
A- Kuruluşların KapatılmasıKuruluşların kapatılması ile an-
laşılması gereken, ilgili kuruluşun varsa şubeleri ve diğer
örgütlenme uzantılarıyla birlikte tüzel kişiliğinin ortadan
kaldırılmasıdır.
Sendika ve konfederasyonların Anayasada belirlenen Cumhuriyetin
niteliklerine ve demokratik esaslara aykırı faaliyetlerde
bulunamayacak-ları kabul edilmiştir. Bu esaslara ay-kırı
faaliyetlerde bulunan kuruluşlar merkezlerinin bulunduğu yer
Cum-huriyet Başsavcısının talebi üzerine yetkili mahkeme tarafından
kapatı-labilir. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere, hemen kapatma
yoluna git-me yerine bir müddet için faaliyetin durdurulması yoluna
da gidilebilir. Bunu takdir edecek olan tamamen mahkemenin
kendisidir. Mahkeme eldeki delil durumuna göre kararı verecektir.
Eğer mevcut delil duru-mu kuruluşun kapatılmasının şart-larını
taşıyorsa, mahkeme kurulu-şun kapatılmasına karar verecektir. Ancak
delil durumu kuruluşun ka-patılması değil de geçici bir tedbir
olarak faaliyetin durdurulması ile iş-lem yapılmasının uygun olduğu
yö-nünde ise mahkemenin kapatma yönünde karar vermemesi
gerek-mektedir.
Aykırı davranış sendika ya da konfederasyon tüzel kişiliği
adı-na değil de bireysel olarak yönetici-ler tarafından
gerçekleştirilmişse bu
13- Yargıtay HGK,19.04.1989, E.9-153, K.283, Bkz.Tuncay-Savaş,
s.65, dn.180
takdirde sendikanın kapatılması ka-rarının verilememesi gerekir.
Çünkü bu takdirde aykırı eylem ya da işle-min kuruluş tüzel
kişiliğince değil de bireysel bir tasarruf olarak gerçek-leşmesi
söz konusudur. (md.31/1). Sadece o yöneticilerin görevine son
verilmesi söz konusu olabilecektir. Ancak birey yöneticinin yaptığı
ay-kırı işlemin sendikayı mı birey işve-reni mi bağlaması
gerektiği, yapılan aykırı işlemin niteliği ve işlem çok iyi
değerlendirilmelidir.14
Mahkemece kanuna aykırılığın veya eksikliğin giderilmesi için
alt-mış günü aşmayan bir süre veril-mesine rağmen, hala verilen
süre sonunda tüzük ve belgelerin kanuna uygun hâle getirilmemesi
söz konusu ise mahkemece yine kuruluşun kapa-tılmasına karar
verilebilir.
Terörle Mücadele Kanunu’nun md. 8/B hükmüne göre Kanun
kapsamı-na giren suçların bir tüzel kişinin faa-liyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 60. maddesine göre bunlara
özgü güvenlik tedbirleri uygulanır.15 Türk Ceza Kanununun 60.
Maddesine göre bir kamu kurumunun verdiği izne dayalı olarak
faaliyet-te bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya
temsilcilerinin iştirakiy-le ve bu iznin verdiği yetkinin kötü-ye
kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı
suçlardan mahkûmiyet hâlinde, iznin iptaline karar verilir. Yani
sendika ya da kon-federasyona verilmiş tüzel kişiliğin sona ermesi
kararının (kapatılma) verilmesi söz konusu olacaktır.16
14- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.111 15- Aktay-Arıcı-Senyen/Kaplan(
Arıcı) s.44416- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.111
KURULUŞLARIN (SENDİKA VE KONFEDERASYON) FAALİYETLERİNİN
DURDURULMASI VE SONA ERMESİ
-
KARATAHTA/ İŞ YAZILARI 139
B- Kendiliğinden Sona Erme(İnfisah)Sendikaların ve
konfederasyon-
ların bazı özel durumların gerçek-leşmesi takdirinde tüzel
kişiliklerinin kendiliğinden sona ereceği kabul edi-lir. Bu haller,
kuruluşun tüzel kişiliğini sona erdiren haller olarak kabul edilir.
Bu halleri 6356 sayılı STİSK belirtme-mektedir. Kanunun 80.
Maddesinde belirtilen atıf maddesi sayesinde in-fisahın nasıl
olacağı görülmektedir. Adı geçen 80 maddenin konuyla ilgi-li 1.
Fıkrasında şu düzenleme yer al-maktadır; “ Kuruluşlar hakkında, bu
Kanunda hüküm bulunmayan hâl-lerde 4721 sayılı Kanun ile 4/11/2004
tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Ka-nununun bu Kanuna aykırı
olmayan hükümleri uygulanır.”
Kanunun 80. maddesinde belir-tilen diğer kanunların
uygulanma-sına ilişkin hükümler çerçevesinde 4721 sayılı Medeni
Kanun hükümle-rine göre tüzel kişiliğin kendiliğinden sona erme
hallerinin düzenlendi-ği görülmektedir. 4721 sayılı Mede-ni Kanunun
87. maddesine göre der-neklerin kendiliğinden sona erme halleri
belirtilmiştir. Buna göre der-nekler ve 6356 md.80 hükmüne at-fen
sendika ve konfederasyonların tüzel kişiliklerinin aşağıda
belirtilen hâllerde kendiliğinden sona ereceği kabul edilir.
Bunlar;
1. Amacın gerçekleşmesi, gerçek-leşmesinin olanaksız hâle
gelmesi veya sürenin sona ermesi,
2. İlk genel kurul toplantısının ka-nunda öngörülen sürede
yapılmamış ve zorunlu organların oluşturulma-mış olması,
3. Borç ödemede acze düşmüş ol-ması,
4. Tüzük gereğince yönetim ku-rulunun oluşturulmasının olanaksız
hâle gelmesi,
5. Olağan genel kurul toplantısı-nın iki defa üst üste
yapılamaması.
Yukarıda belirtilen hallerin ger-çekleşmesi söz konusu
olduğunda, ilgililerce İş Mahkemesinde açılacak dava ile sendikanın
infisahının tes-piti istenebilir. Burada açılacak dava bir tespit
davasıdır. Yoksa sendikanın tüzel kişiliğinin sona ermesi
kararı-nın verilmesi mahkemeden istene-mez. Mahkemenin yaptığı
sendika ya da konfederasyonun yukarıda belir-tilen sebepler
çerçevesinde tüzel ki-şiliğinin sona ermiş olduğunun tespi-tinden
ibarettir.17
C- FesihSendika ya da konfederasyonla-
rın tüzel kişiliklerinin sona ermesi-nin bir yolu da fesihtir.
Fesih iradi bir kararla tüzel kişiliğin sona erdiril-mesidir. İradi
kararı verecek olan da tüzel kişiliği sona erdirmek isteyen
kuruluştur. Sendika ve konfederas-yonların kendi genel kurul
kararla-rıyla kendi tüzel kişiliklerini sona er-dirme, feshetme
yetkisi vardır. 6356 sayılı Kanunun md.11 hükmü genel kurulun görev
ve yetkilerini belirtir-ken, bunların arasında “kuruluşun feshi”
yetkisinin de olduğunu belirt-miştir. Dolayısı ile eski Kanun
dö-nemlerinde olduğu gibi sendika ve konfederasyonların feshinde
Mede-ni Kanun hükümlerinde kaynak ara-maya gerek
bulunmamaktadır.
17-Aktay, Toplu İş Hukuku, s.112,113
-
140
6356 sayılı Kanun md.13 sen-dika ve konfederasyonlarda genel
kurulun toplantı ve karar yetersa-yılarını belirtmektedir. Buna
göre toplantı yeter sayısı üye ya da de-lege tamsayısının salt
çoğunluğu-dur. Tüzükte daha yüksek bir ye-ter sayı belirlenebilir.
Karar yeter sayısı olarak da toplantıya katılan üye ya da delege
sayısının salt ço-ğunluğu kabul edilmiştir. Ancak bu sayının hiçbir
zaman üye ya da delege tam sayısının dörtte birin-den az olmaması
da gerekmekte-dir. Ancak, Kanun karar yeter sa-yısı için tüzükle
daha yüksek bir yeter sayının belirlenebileceği-ni de kabul
etmektedir. Ancak tü-zükle daha yüksek bir yeter sayı
belirlenmemişse tüzük değişikliği, fesih, birleşme, katılma, üst
kuru-luşun veya uluslararası kuruluşun kurucusu olma, üst
kuruluşlara ve uluslararası kuruluşlara üye-lik ile üyelikten
çekilme hâllerinde karar yeter sayısı üye veya delege tam sayısının
salt çoğunluğu ola-rak kabul edilecektir.18
III- KURULUŞLARIN SONA ERMESİNİN HÜKÜMLERİKuruluşların sona
ermesi ile
sahip oldukları malvarlıklarına ilişkin kararların da alınmasını
söz konusudur. Sendika ve konfede-rasyonların yıllarca meydana
ge-tirdikleri birikimler söz konusu-dur. Tüzel kişiliğin sona
ermesinde kazanılmış ve birikime konu ol-muş mal varlığının üyeler
arasın-
18- Çelik - Caniklioğlu -Canpolat s.554, Narmanlıoğlu, s.283
Medeni Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerektiği hakkında bkz.
Aktay-Arıcı-Senyen/Kaplan( Arıcı) s.440, Aktay, Toplu İş Hukuku,
s.113
da dağıtılması adaletli bir sonu-cun ortaya çıkmasını engeller.
Bu aynı zamanda adil bir çözümün de ortaya çıkmasını engeller.19
Ka-nunda mal varlığının üyeler ara-sında dağıtılmasını
yasaklamak-tadır. Zaman içersinde sendika ya da konfederasyonun
faaliyetlerine ve birikimlerine katkı yapanların fesih, infisah ya
da kapatılma an-larında olmamaları (ölüm, ayrılma vb.) söz konusu
olabilir. Bu anlar-da yapılacak dağıtım, bu kişilerin gerçekte
hakları olanları almaları-nı engelleyecektir.
Tüzel kişiliğin sona ermesi ha-linde kabul edilecek mevcut
mal-varlığının üyeler arasında dağı-tımının kabul edilmesi bir
takım kötü niyetli tasarrufların da or-taya çıkmasına sebep
olabilir. Bu yüzden kapatma, fesih ve infisah hallerinde sendika ve
konfede-rasyonların mallarının tasfiyesi ve tahsisi önemli bir konu
haline ge-lecektir.20
A-Malvarlığının TasfiyesiSendika ve konfederasyonla-
rın tüzel kişiliklerinin sona ermesi ile artık mal varlıklarının
tasfiyesi gündeme gelecektir. Malvarlığının tasfiyesi ise tüzel
kişiliğin aktif ve pasiflerinin tespiti ve hukuki iliş-kilerinin
kesilmesidir. Tasfiye dö-neminde tüzel kişiliğin ehliyeti-nin
tasfiye amacına yönelik olarak daraltılmış bir şekilde devam ettiği
kabul edilir.21
Tasfiye derneklerdekine ben-
19- Narmanlıoğlu, s.288 20- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.114,115
21- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.115, Şahlanan, s.308, Demircioğlu,
s.288, Tuncay-Savaş, s.138,139
KURULUŞLARIN (SENDİKA VE KONFEDERASYON) FAALİYETLERİNİN
DURDURULMASI VE SONA ERMESİ
-
KARATAHTA/ İŞ YAZILARI 141
zer biçimde kuruluşun tüzüğün-de gösterilen şekle uygun olarak
yapılır. Tüzükte hüküm bulunma-ması halinde, tasfiyenin Türk
Tica-ret Kanunu hükümlerine göre ya-pılacağı
belirtilmektedir.22
B-Malvarlığının Tahsisi 23
Malvarlığının tahsisi tüzel kişi-nin tasfiyesiyle arta kalan
malla-rın nereye bırakılacağının tespiti ve işlemin yapılmasıdır.
Buna iliş-kin olarak 6356 sayılı STİSK geniş bir düzenleme
yapmıştır. Düzen-leme ile kuruluş tüzüğünde malla-rın devrine
ilişkin hüküm bulunup bulunmamasına göre bir ayrım yapılmıştır.
Önce sendikalar ile ilgili dü-zenleme yapılmıştır. Eğer
sendi-kanın tüzüğünde tasfiye halinde malların tahsisine ilişkin
bir hü-küm bulunmakta ise tüzel kişili-ği sona eren sendikanın mal
varlı-ğı bu Kanuna göre kurulmuş aynı nitelikteki bir kuruluşa ya
da üyesi bulunduğu üst kuruluşa bırakılır. Ancak sendika üst
kuruluş üyesi değilse, aynı nitelikteki bir başka üst kuruluşa
bırakılabilir.
Üst kuruluşun (konfederasyonun) sona ermesi hâlinde, mal
varlığı, üye-si bulunan kuruluşlara bırakılabilir. Tüzükte hüküm
bulunmaması hâlin-de feshe karar veren genel kurul, mal varlığını
yukarıdaki esaslara göre devredebilir (md.32/1).
Eğer sendika ya da konfederas-yonun tüzüğünde hüküm bulun-maması
ya da fesih hâlinde; ge-
22-Aktay, Toplu İş Hukuku, s.115, Şahlanan , s.308 Tuncay-Savaş,
s.139, 23- Aktay, Toplu İş Hukuku, s.115,116
nel kurul kararının bulunmaması veya devrin ilgili kuruluş
tarafın-dan kabul edilmemesi hâlinde, tasfiye sonucunda kalacak
para-lar İşsizlik Sigortası Fonuna akta-rılır ve mallar Türkiye İş
Kurumu-na devredilir (32/2).
SONUÇSendikalar ve konfederasyonlar
sonsuza kadar yaşayacak kuruluş-lar değillerdir. Çeşitli
sebeplerin or-taya çıkmasıyla bu kuruluşların da tüzel
kişiliklerinin sona ermesi söz konusu olabilir. Ancak çalışma
ha-yatının çok önemli kuruluşlarından olan sendika ve
konfederasyon-ların sona erişlerinin etkisi, diğer tüzel
kişiliklerin sona erişlerinden daha etkili sonuçlar ortaya
çıkara-bilir.
Kuruluşların sona ermesin-de ve faaliyetlerinin geçici olarak
durdurulmasında Kanunun kabul ettiği sistemin demokratik ilkeler ve
evrensel değerlere uygun oldu-ğu kabul edilmelidir.
Sendika ve konfederasyonla-rın tüzel kişiliklerinin sona ermesi
ve sonuçları incelenirken, sadece sendika ve konfederasyon
(mer-kez)incelenir. Bunların şubeleri bu işlemlere konu olamaz.
Çünkü şu-belerin tüzel kişilikleri söz konusu olmayıp, faaliyetin
durdurulma-sı, feshi, infisah ve kapatılması iş-lemlerine konu
olmaları söz konu-su değildir.
Öncelikle sendika ve konfede-rasyonların kuruluşunda görev
alanların daha sonra bu kuruluş ile ilişkilerinin sona ermesi ve
ku-ruluşun bir müddet sonra tüzel ki-
-
142 KURULUŞLARIN (SENDİKA VE KONFEDERASYON) FAALİYETLERİNİN
DURDURULMASI VE SONA ERMESİ
şiliğinin sona ermesi halinde, ku-ruluşlara yaptıklar maddi
katkıların ne olacağı, bu katkıları sebebiyle bir alacak haklarının
doğup doğmaya-cağı tartışma konusu yapılabilirdi. Ancak Kanun
tasfiye halinde mal-varlığını dağılımında üye ve kuru-culara bir
imkân tanımayarak bu konuda adaletsiz bir durumun orta-ya çıkmasını
baştan engellemiştir.
Kuruluşların faaliyetlerinin durdu-rulması ve sona ermesine
ilişkin 6356 sayılı Kanunun düzenleme kuralları yeterli nitelikte
görülmektedir. Ancak zaman içersinde ortaya çıkabilecek yeni
ihtiyaçlar sebebiyle, bir takım yeni düzenlemelere de ihtiyaç
olabi-lir. Yaşayan bir organizma gibi kabul edilmesi gereken hukuk
da bu ihti-yaçları zaman içersinde giderecektir.