Top Banner
5 kıtada 101 ülke ve bölgede kurban Gönüllülerinin desteği ile 20 yıldır beş kıtada Kurban Organizasyonları gerçekleştiren İHH İnsani Yardım Vakfı, bu yıl da 101 ÜLKE VE BÖLGEDE KURBAN KESECEK. İHH, Balkanlardan Güneydoğu As- ya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere bayramı yaşatıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı olarak bu sene Türkiye dâhil 101 ülke ve bölgeye kurban bağışlarını ulaştıracağız. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kardeş- lerimizle kucaklaşacağız. S 4 İHH İNSANİ YARDIM VAKFI BAŞKANI BÜLENT YILDIRIM’la 1992 yılında temelleri atılan İHH’nın o yıllarda başlattığı kurban çalışmalarını konuştuk. Gazete Kurban İHH İnsani Yardım Vakfı Ekim 2012 Kurban ibadet paylaşmak kardeşliktir H a berdar o l u n w w w . i h h . o r g . tr/kurb a n Hikâyelere ortak oluyoruz Dina, tsunami felaketinde tüm ailesini kaybeden çocuklardan sadece biri. Hayat dolu, başarılı, arkadaşları tarafından sevilen bir kız olduğunu fark etmek zor olmuyor. RÖPORTAJ Sayfa 13 KURBAN ANILARI Sayfa 10 Sevgiyle kuşatıldık Tarihinin en şiddetli sel felaketini yaşayan Pakistan’da evleri selden zarar gören aileler için kurulan köylerden birine düşüyor yo- lumuz; Muhsin Yazıcıoğlu Köyü. Nowshe- ra’da kurulan köye kurban dağıtımlarımızı yapmak için girişimizle birlikte tüm köy halkı etrafımızı sarıyor. S 12 “İHH ekibi, neredeyse yarım asırlık bir çadır kente ulaşıyor. Evler, okullar, hastaneler ve her şey, yırtık ve iyice eskimiş çadır- lardan oluşuyor. Uzun yılların ardından Türkiye’den gelen Müslümanlar ve onla- rın getirdiği kurban hediyeleri, Keşmir’in unutulmuşlarını sevindiriyor.” S 11 Geçmişten bugüne Kurban ve kurbana dair hükümler Kurban kelimesinin sözlük anlamı “yak- laşmak”tır. Fıkıh dilinde, bu kelime sözlük manasına uygun olarak “Allah’a yaklaşmak için kesilen hayvan” anlamında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de mensek, nüsük ve zibh kelimeleri de bazen kurban manasına gelmektedir. S 15 Bülent Yıldırım’la “kurban” üzerine
16

Kurban Gazetesi - 2012

Mar 29, 2016

Download

Documents

İHH İnsani Yardım Vakfı - Kurban Gazetesi 2012
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Kurban Gazetesi - 2012

5 kıtada 101 ülke ve bölgede kurbanGönüllülerinin desteği ile 20 yıldır beş kıtada Kurban Organizasyonları gerçekleştiren İHH İnsani Yardım Vakfı, bu yıl da 101 ÜLKE VE BÖLGEDE KURBAN KESECEK.

İHH, Balkanlardan Güneydoğu As-ya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya

beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere bayramı yaşatıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı

olarak bu sene Türkiye dâhil 101 ülke ve bölgeye kurban bağışlarını ulaştıracağız. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kardeş-lerimizle kucaklaşacağız. – S 4

İHH İNSANİ YARDIM VAKFI BAŞKANI BÜLENT YILDIRIM’la

1992 yılında temelleri atılan İHH’nın o yıllarda başlattığı kurban çalışmalarını konuştuk.

Gazete KurbanİHH İnsani Yardım Vakfı Ekim 2012 Kurban ibadet paylaşmak kardeşliktir

Haberdar olun www.ih

h.o

rg.tr/kurban

Hikâyelere ortak oluyoruzDina, tsunami felaketinde tüm ailesini kaybeden çocuklardan sadece biri.

Hayat dolu, başarılı, arkadaşları tarafından sevilen bir kız olduğunu fark etmek zor olmuyor.

RÖPORTAJ –Sayfa 13 KURBAN ANILARI –Sayfa 10

Sevgiyle kuşatıldıkTarihinin en şiddetli sel felaketini yaşayan Pakistan’da evleri selden zarar gören aileler için kurulan köylerden birine düşüyor yo-lumuz; Muhsin Yazıcıoğlu Köyü. Nowshe-ra’da kurulan köye kurban dağıtımlarımızı yapmak için girişimizle birlikte tüm köy halkı etrafımızı sarıyor. –S 12

“İHH ekibi, neredeyse yarım asırlık bir çadır kente ulaşıyor. Evler, okullar, hastaneler ve her şey, yırtık ve iyice eskimiş çadır-lardan oluşuyor. Uzun yılların ardından Türkiye’den gelen Müslümanlar ve onla-rın getirdiği kurban hediyeleri, Keşmir’in unutulmuşlarını sevindiriyor.” – S 11

Geçmişten bugüneKurban ve kurbana dair hükümler

Kurban kelimesinin sözlük anlamı “yak-laşmak”tır. Fıkıh dilinde, bu kelime sözlük manasına uygun olarak “Allah’a yaklaşmak için kesilen hayvan” anlamında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de mensek, nüsük ve zibh kelimeleri de bazen kurban manasına gelmektedir. – S 15

Hikâyelere ortak oluyoruzDina, tsunami felaketinde tüm ailesini kaybeden çocuklardan sadece biri.

Hayat dolu, başarılı, arkadaşları tarafından sevilen bir kız olduğunu fark

Sayfa 10

Bülent Yıldırım’la “kurban” üzerine

Page 2: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 20122

“Haccı ve umreyi Allah için tam ya-pın. Eğer (bunlardan) alıkonursanız ko-layınıza gelen kurbanı gönderin. Kur-ban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban ol-mak üzere fidye gerekir. (Hac yolculu-ğu için) emin olduğunuz vakit kim hac günlerine kadar umre ile faydalanmak

isterse, kolayına gelen bir kurban kes-mek gerekir. Kurban kesmeyen kimse hac günlerinde üç, memleketine dön-düğü zaman yedi olmak üzere oruç tu-tar ki, hepsi tam on gündür. Bu söyle-nenler, ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah’tan korkun. Biliniz ki Allah’ın vereceği ceza ağırdır.”

Bakara 2/196

Kur'an kürsüsü

Kumonova’da bayram ziyareti

Ayşe Olgun

Kurban kesimlerinin ardından hazır-lanan paketleri alarak hak sahiplerine

teslim etmek üzere bayramlardaki ziyaret-lerin en güzeli ve anlamlısı, İHH’nın destek-lediği kutsal emanetleri, Kumonova’daki yetimlerimizi evlerinde ziyaret ediyoruz. Ziyaret ettiğimiz ilk yetim Mustafa. Musta-fa’nın annesi Bedriye Hanım karşılıyor bizi. Ufacık evinde iki kişi oturabiliyor, üç kişi de ayakta bekliyor. Bedriye Hanım’ın evi dar ama yüreği o kadar geniş ki, bizi en güzel

şekilde ağırlamak istiyor fakat oturtacağı yeri yok. Yüreğindeki geniş kanepelere oturuyor, sevgisiyle muhabbet ediyoruz. Yetimimiz Mustafa, Bedriye Hanım’ın ev-lendikten 25 yıl sonra dünyaya gelen tek çocuğu.

Babasını 2005 yılında 10. doğum gününde yitirmiş Mustafa. Şimdi 15 yaşında, lise bir öğrencisi. Annesi Bedriye Hanım’a kurban eti ve hediyelerimizi takdim ederek du-alaşıyor ve başka bir yetim evine doğru yola çıkıyoruz.

Mervenur Lüleci

Kurban İsmail’in adanmışlığı, bir babanın en sevgilisine en

değerlisini armağan edişidir… Kurban sadakattir, ibadettir, paylaşmaktır, be-rekettir; dünyanın bir ucundan diğer ucuna açılan kapıdır; hayra giden yol-dur; hakka yaklaşmaktır.

Ortadoğu’ya, Balkanlar’a, Orta As-ya’ya, Kafkasya’ya, Afrika’ya, Uzak-doğu’ya dört koldan yollara düşüp hayrı kapı kapı dağıtarak dualara or-tak olmaktır. Sıkıntıya düşmüş, fela-kete uğramış, zulüm görmüş, aç ve açıkta kalmış; savaş, tabii afet gibi se-beplerle mağdur olmuş, yaralanmış, sakat kalmış; evsiz, yurtsuz, tüm in-sanlara ulaşmak, kardeşliği dünyaya yaymaktır.

Yokluğa varlık katmaktır sözün kı-sası. Sevaba sevap eklemek… Kardeş-lik bilincini geliştirmek, bir olmak, hep bir kalmaktır. Allah’ın rızasını kazan-mak ve yeni hayır yolları aramaya düş-mektir sonrasında...

İHH İnsani Yardım Vakfı bu sene 101 ülke ve bölge ile Türkiye’de kur-ban bağışlarını sahiplerine ulaştıracak. Bu kurban da dünyanın bir ucundan diğer ucuna kardeşliğin kucaklaştığı, yetimlerin yüzlerine kondurulan mi-nik tebessümlerle yüreklerin ferah-ladığı bir bayram olacak. Bu kurban, dünyada barış, huzur ve kardeşliğin hâkim olması temennisiyle…

Yürekleri ferahlatan bir bayram…

EDİTÖRDEN

Page 3: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 3

Âişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ademoğlu kurban kesme gününde Al-lah katında kan akıtmaktan daha sevimli bir amel işlememiştir. O kurban, kıyamet günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla gelecektir. Kurbanın kanı yere düşmeden önce Allah katında hemen kabul olunur. Bu sebeple kestiğiniz kurbanlardan dolayı sıkıntı değil gönlünüz hoş olsun.”

İbn Mâce, Edahî: 3

Hadis demeti

Pankisi’de rahmet kapıları

Mustafa Öztürk

Gürcistan’da bulunan Pankisi Vadisi, savaştan kaçan 12.000 Çeçen’e ev

sahipliği yapıyor. Biz de Kurban Bayramı vesilesiyle bölgeye gidiyoruz. Hem bize emanet edilen kurbanlarımızı kesiyor hem de Kafkasya’nın yiğit evlatlarının yetim çocuklarını ziyaret ederek yetim aidatlarını ve bayramlıklarını takdim ediyoruz.

Pankisi’de ziyaret ettiğimiz yetimlerin her birinin ayrı bir hikâyesi var. Öyle do-kunaklı hikâyeler ki bunlar, insan duyduk-ları karşısında ne hissedeceğini bilemiyor. Anlatılanları dinlerken Rusların Çeçenlere yaptığı inanılmaz zulmü âdeta yaşıyoruz. Bölgede onlarca yetim çocuğumuz var. Birçoğu büyükanne ve büyükbabasıyla beraber yaşıyor. Kiminin babası şehit, an-

cak birilerinin olduğunu görerek huzur buluyor.

Gün boyu yanımızdan hiç ayrılmayan Ahmet’in evine gidiyoruz sonra. Küçücük yaşında çizgi filmlerden Türkçeyi öğrenmiş zeki mi zeki bir çocuk Ahmet. “Ahmet” diyorum “baban nerede?”, “Bilmiyorum.” diyor. Babasını Ruslar götürmüş. Nerede ol-duğunu, hayatta olup olmadığını bilen yok. Boğazıma düğümleniyor bütün kelimeler.

Ziyaret ettiğimiz çocuklarımızın bazıla-rının gözünde yaş, bazılarında hüzünlü bir gülümseme, bazılarında derin bir durgun-luk var. Bazen çok neşeli, hiç umursamıyor görünseler de içlerinde kapanmayan ya-raları var. Oradan ayrılırken bu çocukların her birinin bizler için birer rahmet kapısı olduğunu düşünüyoruz.

nesi Rus hapishanelerinde kayıp kiminin hem anne hem babası şehit, akrabasının yanında kalıyor kimi ise anne-babasının akıbeti hakkında hiçbir şey bilmiyor…

Bir kadın elimden tutmuş, ağlamaklı, bir şeyler söylüyor. Belki de ömrünün son deminde, üç küçük torunuyla baş başa kalmış bu ihtiyar kadın, kendisinden sonra bu küçük yavrucaklara sahip çıka-

Bir kadın elimden tutmuş, ağlamaklı, bir şeyler söylüyor. Belki de ömrünün son deminde, üç küçük torunuyla baş başa kalmış bu ihtiyar kadın, kendisinden sonra bu küçük yavrucaklara sahip çıkacak birilerinin olduğunu görerek huzur buluyor.

Page 4: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 20124Kur'an kürsüsü“Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğe-rinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘And olsun seni öldüreceğim.’ dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder.’ dedi…”

Mâide 5/27

2012 Kurban Haritası

Gönüllülerinin desteği ile 20 YILDIR BEŞ KITADA Kurban Organizasyonları gerçekleşti-ren İHH İnsani Yardım Vakfı, bu yıl da 101 ülke ve bölgede kurban kesecek.

•Abhazya, •Acara, •Adıgey, •Afganistan, •Ahıska, •Arakan, •Arnavutluk, •Azad Keşmir, •Azerbaycan, •Bangladeş, •Bolivya, •Bosna-Hersek, •Brezilya, •Bulgaristan, •Burkina Faso, •Cibuti, •Çad, •Çeçenistan, •Dağıstan, •Doğu Türkistan, •Doğu Timor, •Ekvador,

•Endonezya, •Etiyopya, •Fas, •Fildişi Sahilleri, •Filipinler, •Filistin, •Güney Afrika Cumhuriyeti, •Gambiya, •Gana, •Gürcistan, •Haiti, •Hindistan, •Irak, •İnguşetya, •İran, •Jammu Keşmir, •Kabardey Balkar, •Kamboçya, •Kamerun, •Karaçay Çerkes, •Karadağ, •Kazakistan, •Kenya, •Kuzey Kıbrıs

Türk Cumhuriyeti, •Kırgızistan, •Kırım, •Kolombiya, •Kosova, •Küba, •Libya, •Lübnan, •Macaristan, •Makedonya, •Malavi, •Mali, •Mısır, •Moldova, •Moritanya, •Moro, •Mozambik, •Nepal, •Nijerya, •Osetya, •Özbekistan, •Pakistan, •Papua •Yeni Gine, •Patani, •Peru, •Polonya,

İHH, Balkanlardan Güneydoğu Asya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere ulaşacak.

5 kıtada 101 ülke ve bölgede kurban

Page 5: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 5Hadis demetiEnes b. Mâlik (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre: “Resulullah (s.a.v.) boynuzlu, alaca renkli iki koçu kendi eliyle keserek kurban etti. Besmele çekti, tekbir aldı ve keserken ayağını koçların sağ yanı üzerine koydu.”

Buhârî, Edâhî: 7; Müslim, Edahî: 3

İHH, Balkanlardan Güneydoğu As-ya’ya, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya

beş kıtada ihtiyaç sahiplerine ve yetimlere bayramı yaşatıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı olarak bu sene Türkiye dâhil 101 ülke ve bölgeye kurban bağışlarını ulaştıracağız. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna kar-deşlerimizle kucaklaşacağız.

1992’den bu yana yoksulluk, savaş ve doğal afetlerden etkilenen mazlumların yanında olan İHH, bu yıl da emanet aldığı kurbanları sahiplerine ulaştırıyor. İHH İnsani Yardım Vakfı, kurban paylarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken toplumlar arasında kardeşlik köprüsü kurmak ve dara düşmüş, mazlum olmuş insanlara umut ışığı olabilmek için sınırlar aşıyor. İHH, bağışçılarının vekâlet yoluyla bağışladıkları kurbanları dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara ulaştı-rırken toplumlar arasındaki kardeşlik, paylaşma ve dayanışma duygularını güç-lendirmeyi hedefliyor.

Nepal’den Sudan’a İHH projeleri denetleniyorBu sene de kurban vesilesiyle yeryüzüne dağılan İHH ekipleri, kendilerini dört

gözle bekleyen kardeşleri için çalışmaya devam ediyor. Mazlum coğrafyalarda zor koşullarda yaşam mücadelesi veren insanlar için hayati önemi haiz çeşitli projeleri onlar için gerçekleştiriyor. Her Kurban Bayramı’nı hayır için vesile bilen vakfımız, bayram günlerinde beş kıtada başlatılan projelerin açılışlarını gerçek-leştiriyor, ihtiyaç duyulan yeni projeler için çalışmalar başlatıyor. İHH’nın kalıcı projeleri arasında su kuyusu, eğitim mer-kezi, cami ve mescit inşası, oyun parkı, meslek edindirme kursları, yetimhane binaları yer alıyor. Önceki yıllarda haya-ta geçirilen projelerimiz de ekiplerimiz tarafından yerinde gözlemlenerek dene-timleri yapılıyor.

İHH ekipleri bu Kurban Bayramı’nda da Nepal’de inşaatı tamamlanan Necmettin Erbakan Okulu ve camisini, Pakistan’da selzedeler için yapılan evleri, Sudan’da zanaat okulunu, Sri Lanka’da Şehit Faruk Aktaş, Cevdet Kılıçlar ve Necdet Yıldırım sağlık merkezlerini, Somali’de inşaatı devam eden yetimhane kompleksini ve daha birçok projeyi yerinde denet-leyecek.

•Preşova, •Romanya, •Ruanda, •Rusya, •Sancak, •Senegal, •Sierra Leone, •Somali, •Sri Lanka, •Sudan, •Surinam, •Suriye,• •Şili, •Tacikistan, •Tanzanya, •Tataristan, •Tunus, •Türkiye, •Türkmenistan, •Uganda, •Ürdün, •Venezuela, •Vietnam, •Yemen, •Zimbabve.

Su kuyusu, eğitim merkezi, cami

ve mescit inşası, oyun parkı, meslek edindirme kursları, yetimhane binaları

gibi birçok proje Kurban'da ziyaret

edilcek.

5 kıtada 101 ülke ve bölgede kurban

Page 6: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 20126

H. Zehra Kavak

İHH kurban serüvenine ilk olarak ne zaman ve nasıl başladı?

1992’de de kurban bağışı alıyorduk an-cak Türkiye içerisinde kurban kesimlerine 1993’te başladık. 1992 yılında yurt dışından gelen kurban bağışlarını Bosna’da kesip dağıtıyorduk. Fakat daha sonra Türkiye’de kurban toplayalım, vekâleten keselim, fikri oluştu. Bir ilk olacaktı bu.

Bir gün durup dururken spontane bir şekilde mi karar verdiniz? Bu fikri ortaya attığınızda kaç yaşla-rındaydınız?

Hayır, o şekilde değil tabii. Üç-beş arkadaş oturmuş misyonerlikle il-gili ne yapabiliriz diye düşünüyor, İHH’nın geleceğe yönelik stratejisini belirlemeye çalışıyorduk. O zaman yaşlarımız çok gençti. Düşünün, içlerinde en yaşlısı bendim. Ben de 24-25 yaşlarında idim buna karar verdiğimizde. Diğerleri de ya lise öğrencisi ya da liseyi yeni bitirmiş arkadaşlardı.

Misyonerlerle nasıl baş ederiz der-ken, onların tahmin edemeyeceği-miz kadar güçlü olduklarını, özellikle

İHH İNSANİ YARDIM VAKFI BAŞKANI BÜLENT YILDIRIM’la 1992 yılında temelleri atılan İHH’nın o yıllarda başlattığı kurban çalışmalarını konuştuk. Daha 24 yaşında bir üniversite öğrencisiyken birkaç arkadaşıyla çıktığı iyilik seferlerini büyük bir heyecanla anlatan Başkan Yıldırım, aradan 20 sene geçmiş olmasına rağmen hâlâ ilk günkü gibi heyecanlı…

BÜLENT YILDIRIM’LA “KURBAN” ÜZERİNE

İHH kurban serüvenine ilk olarak

1992’de de kurban bağışı alıyorduk an-cak Türkiye içerisinde kurban kesimlerine 1993’te başladık. 1992 yılında yurt dışından gelen kurban bağışlarını Bosna’da kesip dağıtıyorduk. Fakat daha sonra Türkiye’de kurban toplayalım, vekâleten keselim, fikri

Bir gün durup dururken spontane bir şekilde mi karar verdiniz? Bu fikri ortaya attığınızda kaç yaşla-

Hayır, o şekilde değil tabii. Üç-beş arkadaş oturmuş misyonerlikle il-gili ne yapabiliriz diye düşünüyor, İHH’nın geleceğe yönelik stratejisini belirlemeye çalışıyorduk. O zaman yaşlarımız çok gençti. Düşünün, içlerinde en yaşlısı bendim. Ben de 24-25 yaşlarında idim buna karar verdiğimizde. Diğerleri de ya lise öğrencisi ya da liseyi yeni bitirmiş

Misyonerlerle nasıl baş ederiz der-ken, onların tahmin edemeyeceği-miz kadar güçlü olduklarını, özellikle

maddi imkânlarının çok olduğunu biliyor-duk. Zaten bu imkânlarından dolayı kendi hesapları doğrultusunda her istedikleri yere gidebiliyor, raporlar hazırlayabiliyor ve du-rumu kolayca tahlil ederek çözümler üre-tebiliyorlardı. Ellerindeki maddi güçle her yere kiliseler açıyor, sömürebilmek için de insanları dinsizleştiriyorlardı. Bizim onlarla

maddi olarak baş etmemiz mümkün de-ğildi ama yapabileceğimiz bir şeyler

muhakkak olmalıydı. Biz de azın-lıkta olan Müslümanların yaşadı-

ğı bölgelere nasıl gidebiliriz diye imkânlarımızı sorgulamaya

başladık. Hesapladığımızda çok ciddi rakamlar çıktı kar-

şımıza. O zaman dedik ki, biz bir kurban çalışması yapalım. İnsanlardan kurban bağışı alalım, ilan ettiğimiz ülkelere gidelim. Bu kurban bizim için bir burak olsun. Yani ulaşım va-sıtası olsun.

Peki, bunu dü-şündüğünüz zaman

İHH’nın ne kadar bir bütçesi vardı? Mesela

“ İlk defa 1993 yılında 33 ülkede YENİDEN ÜMMET SEFERİ sloganıyla başladık kurban çalışmalarına.”

YIL 1992 YIL 2011

Page 7: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 7

“24-25 yaşında idik. Hayallerimiz

çok büyüktü. Dünyanın dört

bir yanındaki Müslümanlara

ulaşmayı istiyorduk.”

Etiyopya’ya, Arakan'a, Bosna’ya git-mek o dönemde İHH için bir hayal gibi miydi?

İHH’nın bir bütçesi yoktu. İHH daha yeni kendisini tanıtma yolundaydı. Doğrusu biz ilk kurban çalışmamızda ne toplayacağımı-zı dahi bilemiyorduk. Ama hayallerimiz çok büyüktü. Planlarımız bugünleri öngörmüş-tü. Biz dünyanın her tarafına ulaşabilece-ğimizi -bu işi başarabilirsek- Müslüman-larla görüşebileceğimizi ve dünyanın her tarafında aklını kullanan Müslümanların yetişmesine katkıda bulunabileceğimizi ta o zamandan planlamıştık. O nedenle “Bugünleri düşündünüz mü?” derseniz, o genç yaştaki arkadaşlarla daha ötesini bile düşündük. Ama bizim için bu planları uygulayacak vasıtalar önemliydi.

Vekâleten kurban aldığınız zaman-lar bir ofisiniz var mıydı?

Evet, asansörsüz bir binanın altıncı ka-tında iki oda, toplam 25 metrekarelik, belki 25-30 metrekarelik bir yer vardı. O dönem her şeyi kendimiz yapıyorduk. Bosnalı mültecilere yardım topluyorduk. Mesela bir haber geliyordu; üçüncü, beşinci katta eski bir buzdolabı var. Gidiyorduk, sırtımıza alıp indiriyorduk. Sonra arkadaşlardan biri babasının arabasını alıyordu. O arabaya ko-yuyorduk buzdolabını, ihtiyaç sahiplerinin evlerine götürüyorduk vb. Böyle imkânsız-lıklar içerisindeydik. Hiçbir bütçemiz yoktu.

Ve ilk defa 1993 yılında 33 ülkede başladık kurban çalışmalarına. Hakan Albayrak’ı ara-dım. Dedim, “Hakan böyle bir şey yapacağız, bir slogan üretebilir misin?” O da düşündü ve döndü: YENİDEN ÜMMET SEFERİ.

Bu slogan o zaman mı kullanıldı?Evet, ilk olarak o zaman kullanıldı.

Şimdi tabii gençler olarak siz, bunun ne anlama geldiğini tam anlayamazsınız. “Ümmet” kavramı o dönemde çok siyasi bir kavram olarak algılandığı için kimse konuşmaya cesaret edemezdi. Hep “mil-let” denilirdi. İşte biz “ümmet”i kullan-dığımız dönemde, aslında her tarafa bu afişleri asarken tek amacımız sadece kur-ban bağışı toplamak değil, aynı zamanda Türkiye’de bazı kavramları yeniden can-landırmaktı. “Yeniden Ümmet Seferi, 33 ülke ve bölgede kurban kesimi yapacağız.” dedik ve böyle başladık.

Gazetelere 33 ülke ve bölgeye kur-ban kesmeye gittiğinizin ilanını ver-diniz mi?

Evet, bazı gazetelere ilan verdik. Kısa sürede tanınmamızda ilanların yanı sıra bütün cemaatlerin bize karşı gösterdiği yakınlık da etkili oldu. Çünkü gençlik hare-ketleri içerisinde Müslümanların bir araya gelmesi çok önemliydi ve biz hep bir araya gelir konuşurduk. Birbirimizi tanırdık. O nedenle İHH çıktığında, Bosna’da yaptık-larından sonra, İHH’ya karşı bir teveccüh

“MADDİ DURUMU ÇOK

KÖTÜ OLUP BİR LİRA VEREN,

MADDİ DURUMU İYİ OLUP DA

YÜZ MİLYON VERENDEN

DAHA İYİDİR.” anlayışıyla çıktık yola...

Page 8: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 20128oldu. Ve gerçekten insanlar ilk günden itibaren bize sahip çıktılar.

Kurban ilanını verdikten sonra ba-ğışlar gelmeye başlamıştır. Peki, yeteri kadar bağış toplayabildiniz mi?

Bağışlar gelmeye başladı da, tabii çok az geldi. 15-20 gün uğraşmış ve ancak 700 civarında kurban bağışı toplayabilmiştik.

O zaman insanlar bizzat kendi elle-riyle mi bağışlarını ulaştırıyorlardı?

Evet, kendi elleriyle getiriyorlardı. Sonra arkadaşlardan birini Keşmir’e gönderdik. Murat Yılmaz, 19 yaşında Keşmir’e gitti. Yol bilmez, iz bilmez. Bir diğer arkadaşı başka bir yere gönderdik, derken gönüllüleri de gönderdik. 700 kurban toplamıştık. Üç gün kalmıştı kurbana. Bu arada Avrupa’dan ge-lecek bağışları da bekliyorduk. Bu işlerden dolayı okulu bitirme şansım olmuyordu. “Herkes gitsin, ben de bu iki odalı yerde ders çalışayım. Şu hukuk fakültesini ar-tık bitireyim” dedim. Sabahleyin geldim. Biraz sonra kapı çaldı. Kapıyı bir açtım, merdivenler aşağı kadar dolu. Millet sırada. “Hayırdır?”, dedim. “Ee, kurban için geldik.” dediler. Şimdi anlıyoruz, meğer son üç dört gün kala yoğunlaşıyormuş kurban bağışları. O zaman bu detayı bilmiyorduk. Tabii kimse de yok. Bu sefer ben ders ça-lışmayı bıraktım, o insanlarla ilgilenmeye başladım. O üç gün içerisinde 3.000 küsur kurban daha topladık.

Peki, ekipleriniz yola çıkmıştı 3.000 kurbanı hemen gönderebildiniz mi?

Evet, hepsini gönderdik. Hemen yeni arkadaşları organize ettik ve bölgelere gön-derdik. Derken 33 ülkede kurban kesimle-rini gerçekleştirmiş olduk. O bölgelerden insanlarla tanıştık. Bu insanları Türkiye’ye davet ettik. Burada cemaatlerle görüştür-dük, âlimlerle görüştürdük. Onlar gelip gittikçe ümmet şuuru arttı. Biz hedefle-rimize doğru hızla ilerliyorduk. Derken, burada önemli bir nokta var; Türkiye’de bu organizasyonu yapan ilk biz olduk. Diyanet o dönemde “Vekâleten kurban olmaz.” diye bir şey söyledi. Biz de âlimlere gittik, danış-tık ve aldığımız cevaba binaen vekâleten kurban olacağını gazetelerde ilan ettik. Karşılıklı böyle tartışmalar oldu. Bir sene ya da iki sene sonra diyanet de vekâleten kurban kesmeye başladı.

İlk hangi ülkelere gidildiğini hatır-lıyor musunuz?

Şu anda tam olarak hatırlamıyorum ama kayıtlarda vardır. Keşmir vardı, Afganistan vardı, Bosna vardı…

Bölgelere giden arkadaşlar geri dön-düklerinde bir araya gelip izlenimle-rini paylaşıyor muydu?

Tabii, toplantılar yapıyorduk. Çok büyük bir heyecan vardı. Hepimiz çok gençtik. Bir gencin heyecanıyla bir orta yaşlının veya bir yaşlının heyecanı çok farklıdır. Kitaplarda okuduğumuz şeyleri gördük oralarda. Çok büyük heyecan duyduk. Hani derler ya, “Bu

saatten sonra kim tutar seni?” diye, aynen öyle… Oturduk. Tekrar ilkelerimizi düşün-dük. Evet, bizim tek sermayemiz samimiyet. Allah’a dayanacağız ve ümmetçiliği yaygın-laştıracağız. Türkiye’de “infak” kavramının iyice algılanmasını sağlayacağız. Misyoner-liğe karşı set oluşturacağız. Emperyalizmin, siyonizmin gerçek yüzünü insanlığa gös-tereceğiz ve bilinçli nesiller yetiştireceğiz.

Bugün İHH sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında adeta bir okul,

bir ekol hâline geldi.

Page 9: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 9

hastane, okul, su kuyuları vb. ihtiyaçları tespit ediyorduk. Onları projelendiriyorduk ve bunları halka duyuruyorduk.

Şunun altını çizmek gerekir; biz İHH ola-rak belli kişilere gitmedik. Yani belli zengin-lere gidip de “Gelin şunu yapalım.” demedik. Biz planlarımızı halka duyurduk. Bizim he-defimiz halkın bizim yanımızda olmasıydı. Halk bizim yanımızda olursa bağımsız kalır, kimseye muhtaç olmazdık. Hatta maddi du-rumu çok kötü olup bize bir lira veren, maddi durumu iyi olup da yüz milyon verenden daha iyidir, anlayışıyla çıktık yola. Verdiğin sadaka seni etkileyecek ki, biraz daha samimi olsun. Yaptığın şey seni hiç etkilemiyorsa o zaman o samimiyette biraz problem oluyor. Onun için buna dikkat ettik.

Ve o kadar genç yetişti ki ardımızdan… Daha geçen Adapazarı’na gittim. Birçok ar-

kadaşla sohbet ettim. Sonra bir grup insan geldi. Tanıştırdılar. Bu arkadaşlar yıllardır Adapazarı’nda yoksul insanların ihtiyacını görüyor, çeşitli çalışmalar yapıyorlarmış. Hakikaten çok sevindim. Derken oradan biri dedi ki; “Ağabey biz bu çalışmayı aslın-da İHH’dan öğrendik. 1994’te siz bir stant açmıştınız İstanbul’da. Ben de üniversitede okuyordum. Geldim, oradan bir broşür aldım (Broşür muhtemelen o dönem ya kurbandır ya Çeçenistan.). O gün o broşürle beraber İHH’ya gidip gelmeye başladım. Okulu bitirdim ve o zamandan beri yıllardır burada bu çalışmaları yapıyoruz.”

Şimdi düşünün; bir okul, bir ekol olmuş-sunuz. Bu sadece Türkiye’de değil, dünya-nın her tarafında böyle. Rabbim ayağımızı kaydırmasın. Allah, bu çalışmalara hizmet eden -hangi dernek içerisinde olursa ol-sun- insanlığı gerçekten düşünen samimi Müslümanların hepsinin yardımcısı olsun!

Bülent Bey, ilk zamanlarda çok zor bölgelerde bulundunuz. Mesela Bos-na’da, Kosova’da, Çeçenistan’da… Ora-lara gitmek gelmek, kurban kesmek zordur mutlaka.

Ben kurban dışında da o bölgelere git-tim, oraları biliyorduk. Ama bu işte herkes büyük fedakârlıklar yaptı. Mesela bir şey anlatayım; bizim Mahmut Satıcı adında bir ağabeyimiz vardı. Çeçenistan’da kur-ban kesimi yapılacaktı. Bir grup arkadaşı göndermiştik. Sonra birden bağışlarda yoğunlaşma olunca yine birilerini gön-dermemiz gerekti. O dönem bölgedeki arkadaşları öyle telefonla arayarak şu ka-dar daha kurban kesin deme imkânı yoktu. Yeni gidecek kişiler için vize sorunları da vardı. Ne yapalım diye düşünürken Mahmut ağabey geldi aklıma, onun özel pasaportu vardı. Kendisini aradığımda hastanedeydi. Çocuğu olmuş, yeni ku-cağına almış. Dedim ki, “Mahmut ağabey, böyle böyle... Senin pasaportuna ve sana ihtiyacımız var.” Çocuğu yatağına bıraktı ve geldi. Çeçenistan’a gitti. Gelmeyebilirdi, geldi. Mesela hanımı, “Nereye gidiyor-sun?” diyebilirdi, demedi. Mahmut Satıcı kalkıp bir kere sorgulamadı, “Ya benim çocuğum var.” demedi. Geldi. Çantasını aldı. Kurban paralarını aldı. Yola çıktı. Gitti. Kurbanları kestiler ve geri geldiler; ki o zaman bir sürü kontrol noktasından geçiyorsunuz Çeçenistan’a; Rusların içe-risinden geçiyorsunuz vs.

Allah sizlerden razı olsun Bülent Bey, sohbetiniz için teşekkür ederiz.

Allah sizden de razı olsun.

Böylece kendi hedeflerimizi netleştirdik. O günden beri de yolumuza devam ediyoruz.

Peki, bugün İHH 100’den fazla ül-kede okullar, yetimhaneler, su kuyu-ları açıyor. Sadaka-i cariyelere, hayır müesseselerine vesile oluyor. Tüm bu çalışmaların başlangıcı o ilk kurban çalışmasına dayanıyor diyebilir miyiz?

Evet kesinlikle. Tüm bu çalışmaların başlangıcı o gün başlattığımız kurban çalışmasına bağlı. Bugün artık insanlar vakfımızı tanıdı. Bu anlayış gelişti. Yeni dernekler kuruldu. İnsanlar artık sadece kendi yaşadıkları coğrafyayla değil, dünya üzerindeki tüm problemlerle ilgilenilmesi gerektiğini kabullendi. Şimdi kurbanın dı-şında fonlarımız zaten geliyor. Ama kurban bizi ilk taşıyandır. Her tarafa ulaştıran ça-lışmadır. Ve kurbanla gittiğimiz bölgelerde

Page 10: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 201210Kur'an kürsüsü“Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun) hayvan cinsinden ken-dilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine Allah’ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık. İmdi, İlahınız, bir tek İlah’tır. Öyle ise, O’na teslim olun. (Ey Muhammed!) O ihlaslı ve mütevazı insanları müjdele!”

Hac 22/34

Hikâyelere ortak oluyoruzReşat Başer

Dina, tsunami felaketinde tüm ailesi-ni kaybeden çocuklardan sadece biri.

Hayat dolu, başarılı, arkadaşları tarafından sevilen bir kız olduğunu fark etmek zor olmuyor. Konuşmasına uzunca dalarak başlıyor. Nereden başlayabilirdi onu dü-şünüyor. Hayatının en zor günlerini daha hayatı yeni tanımaya başlarken yaşamış. Henüz 8–9 yaşlarında iken anne ve babası ellerinin arasından suların arasına kayıp gitmiş. O günleri gözlerinin önünde sanki

bir film şeridini izler gibi anlatıyor. Ailesi ile cennette buluşma vaadine gönülden inanmış. Dina’nın odası inanılmaz zevkli döşenmiş. Dünya haritası hemen başucun-da. Üstünde “Dina burada” yazılı kelebekler görüyoruz. Gitmeyi arzuladığı ülkelere kelebek gibi seferler düzenlemiş şimdiden. En çok Mısır’da eğitim almak istediğini söy-lüyor. Türkiye’ye gelmeyi de çok arzuladı-ğını ilave ediyor. Onu hiç tanımadan ailesi olan insanlarla tanışmak, onlarla zaman geçirmek istediğini söylüyor.

YIL 1994-BOSNA-HERSEK“Avrupa’nın göbeğinde Müslüman bir

ülke ve Müslüman olduğu için toprakların-dan sürülen, katledilen insanlar… Bu kurban onların yanındayız; bundan sonra da her kurban onların yanında olacağız.”

YIL 1995-KEŞMİR“İHH ekibi, neredeyse yarım asırlık bir

çadır kente ulaşıyor. Evler, okullar, hasta-neler ve her şey, yırtık ve iyice eskimiş ça-dırlardan oluşuyor. Uzun yılların ardından Türkiye’den gelen Müslümanlar ve onların getirdiği kurban hediyeleri, Keşmir’in unu-tulmuşlarını sevindiriyor.”

YIL 1996-ARAKAN“Geçilmez yağmur ormanları önlerinde…

Hayırseverlerin kurbanlarını kesmek için, çukurlar ve engebelerle dolu patikalarda altı saat durmaksızın yürümek gerekiyor.”

YIL 1997-LÜBNAN“Dört tarafı ince saclarla çevrili birkaç met-

rekarelik barınaklar. Köy halkı İHH ekibini bağrına basıyor. Kurbanlar kesiliyor. Ardın-dan, ‘Bir köy daha var.’ diyorlar. Biraz daha kuzeyde bulunan Kuveyşra köyü. Buradaki insanlara ilk defa böyle bir yardım ulaşıyor-muş. 300 haneli köyde yoksulluktan dolayı Allah’ın tek bir kulu bile kurban kesememiş.”

YIL 1998-SUDAN“Ülkenin güneyinde Eritreli, Etiyopya-

lı, Ugandalı muhacirlerin de bulunduğu kampları bir Kurban Bayramı sabahı ziyaret ediyoruz. Kapıları çaldığımızı zannederken aslında bizim kapımız çalınıyor… Kendimi-ze doğru yola çıkıyoruz…”

YIL 1999-KOSOVA“İHH ekibi, çocukların hep birlikte söy-

ledikleri UÇK marşları ile karşılanıyor. Göç etmek zorunda kalarak bayramı Ar-navutluk, Makedonya, Bosna-Hersek ve Sancak’ta geçirmek mecburiyetinde kalan muhacirler, İHH’nın kestiği kurbanlarla ortak bir coşkuyu paylaşıyorlar.”

Page 11: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 11

Hadis demeti“Resulullah (s.a.v.), Ramazan Bayramı namazına bir şeyler yemeden çıkmazdı. Kurban Bayramı’nda ise, namazdan dönünceye kadar bir şey yemezdi.”

Büreyde, Kütüb’ü-Sitte: Hadis no: 3048

YIL 2000-ETİYOPYA“2000 yılı Etiyopya halkı için çok zor

geçti. Tam 12 milyon insan açlık ve kuraklık yüzünden yalın ayak yollara düştü. Binlerce kadın, çocuk ve yaşlı, bu zorlu yolda hayatı-nı kaybetti. Dünyanın bu en fakir ülkesinin insanları, İHH kurbanlarını günlerdir bekli-yordu. Vakit geldiğinde tekbirler getirilerek kurbanlar kesildi. İHH, önümüzdeki gün-lerde Etiyopya’nın kurak bölgelerinde tam 20 su kuyusu açacak. Bu da kurbanların rahmet ve bereketi olsa gerek.”

YIL 2001-MOZAMBİK“İHH ekibi Hristiyanların da yaşadığı

bir köye giriyor. İnsanlara çok uzaklardan, Anadolu’dan, Müslümanların kurban he-diyelerini ulaştırıyor. Türkiye’nin adını ilk kez duyuyor bu insanlar. İHH görevlisinin yaptığı kısa bir konuşmanın ardından 15 kişi Müslümanlıkla şerefleniyor. Bunların en küçüğü 6 yaşındaki Muhammed. Mu-hammed’in anne-babası Hristiyan. Ama onlar da ‘Gene gelin!’ diyerek ekibimizi uğurlayanlar arasında.”

YIL 2002-ARJANTİN“İnsanlar sevinçten ağlıyorlardı. ‘Karnı-

mız doyacak.’ diye değil, ‘Şükürler olsun, insanlık ölmedi.’ diye. 159 kurban, Arjantin’i kasıp kavuran ekonomik krizin üstesinden gelmeye yetecek değildi elbet. Yine de mut-luluktan başları göğe eriyordu Arjantinli dostlarımızın.”

YIL 2003-AZERBAYCAN“Kar yağıyor. Öyle ailelere misafir oluyoruz

ki, dam yerine naylon branda gerilmiş evlerin üstüne; hatta cam ve kapıları naylondan. Ama yine de tüm yokluğa rağmen yüzleri gülüyor. Yetimlerin, öksüzlerin, dulların, kim-sesiz ninelerin, dedelerin gözlerindeki hatır-lanmışlık sevincini görmemek imkânsız.”

YIL 2004-ÇEÇENİSTAN“İnguşetya’da birçok resmî ve gayrıresmî

mülteci kampı var. Kampların tam sayısını yetkililer dâhil kimse bilmiyor. Nazran,

Karabulak ve Mayskaye’de üç ayrı kesim noktası kurduk. Oldukça kötü koşullara sahip bu bakımsız kamplarda kurban eti dağıtımı yapılacak olan ailelerin listesini hazırlayıp sayıyı belirledik. Mültecilerin kaldığı kamplarda mültecilerle görüştük ve dağıtımlarımızı yaptık. Ertesi gün kur-ban dağıtımı yaptığımız kamplar, BM tara-fından sınırlı miktarda yardım ulaştırılan kamplardı.”

YIL 2005-MALAVİ“30 metrekarelik bir yer Şükran Yetime-

vi. AIDS sebebiyle ailelerini kaybetmiş veya ailelerinin yoksulluktan bakamadığı 17 kız, 18 erkek çocuk kalıyor burada. Çocukların eğitim, yeme-içme, barınma ve diğer bütün ihtiyaçları burada karşılanıyor. İHH’nın kurban paylarından bu yavrucaklara da ulaştırıyoruz.”

YIL 2006-MOĞOLİSTAN“Mescidin önüne iki tane geleneksel Ka-

zak çadırı kurulmuştu. Bayram boyunca gelen tüm ihtiyaç sahiplerine ve misafirlere kurban eti ve çorbası ikram edildi. Buraya gelen zengin fakir herkes hayır duasın-da bulundu. İhtiyaç sahiplerinin evlerini ziyaret etmeye başladık. İnsanların bizi karşılarında gördüklerinde ve Türkiye’den geldiğimizi öğrendiklerinde sevinçlerini ‘Atalarımız geldi.’ diyerek ifade etmeleri, bizlere tarif edilemez bir heyecan yaşattı.”

YIL 2007-DOĞU TÜRKİSTAN“Kurban kesmenin yasak olduğu bir ülke-

de nasıl bir Kurban yazısı yazılabilir… Doğu Türkistan’da kurbanlar gizli gizli kesildi. Müslümanlar tüm kısıtlamalara rağmen ibadetlerini yerine getirdiler. Belki dünyanın geri kalanında olduğu gibi bu görevi rahatça yerine getiremediler ama çektikleri sıkıntı se-bebiyle muhakkak daha fazla ecir kazandılar.”

YIL 2008-IRAK“Dünyanın ikinci büyük petrol rezervleri-

ne sahip ülkesi Irak, büyük bir felaket yaşıyor. Ülke 100 yıl geriye gitmiş ve artık yaralarını sarmaya çalışıyor. Silahlı gönüllülerin sıkı bir

aramasından geçerek ancak girebiliyoruz camiye. Toplu hâlde bulunulan yerler Irak’ta canlı bomba tehdidi altında. Kurbanlarımızı kesiyoruz. Dağıtımı yaparken kurban payı almak için girdikleri sırada utançtan yüz-lerini kapatarak bekleyen kadın ve çocuk görüntüleri yüreğimizi burkuyor.”

YIL 2009-SANCAK“Kurban dağıtım işlerini bitirmiştik.

Kosova’daki ekibe katılmak için Prizren’e doğru yola çıktık. Kosova Meydan Mu-harebesi’nin yaşandığı alandan geçerken uzaktan ceddimize fatihalar okuduk. Şar Dağları’nın kucağına kurulmuş olan ‘Ye-tim Kalesi’ne ulaştığımızda saat 23.00’ü gösteriyordu. Dışarıda keskin bir soğuk vardı. Geliri yetimler için kullanılan Yetim Kalesi pansiyonuna girdik. İçeride demir soba gürül gürül yanıyordu.”

YIL 2010-FİLDİŞİ SAHİLLERİ“Sava köyünde tarifsiz güzellikte anlar

yaşıyoruz. Bir yanda erkekler, diğer yanda çocuklar boy sırasına göre dizilmişler. Biz aracımızdan inerken bir ezgi söylemeye başlıyorlar. Başlangıçta kulağımıza yabancı gelen melodiyi kısa bir süre sonra tanıyoruz: Talaal Bedru Aleyna. Sıranın başından iti-baren tek tek uzanıyor ellerimiz birbirine, herkesle bayramlaşırken gözyaşlarımı tuta-bilmek için gerçekten çok çaba harcıyorum. Köylüler bize Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanlar gibi muamele ediyorlar.”

YIL 2011-POLONYA“Mevsim itibarı ile soğuk havaya bir de

erken kararan bir gün eklenince, saat dört gibi okunan akşam ezanıyla Sokotka’ya gidiyoruz. Et paketlerinin yüklü olduğu kamyon bizim bulunduğumuz aracı takip ediyor. Vardığımızda görüyoruz ki, 85 yaş-larındaki İmam Ali Efendi ve cemaati o so-ğukta dışarıda bizi bekliyor. Hızla dağıtıma başlıyorken bir yandan da özellikle genç-lerin kulaklarında kalması için Mustafa Itri Efendi’nin segah tekbirini getiriyoruz.”

Geçmişten bugüne Kurban

Page 12: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 201212Kur'an kürsüsü“Biz , büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın (dininin) işaretlerinden (kurban) kıldık. Onlarda sizin için hayır vardır. Şu hâlde onlar, ayakları üzerine dururken üzerlerine Allah’ın ismini anınız (ve kurban ediniz). Yan üstü yere düştüklerinde ise, artık (canı çıktığında) onlardan hem kendiniz yiyin hem de ihtiyacını gizleyen/gizlemeyen fakirlere yedirin. İşte bu hayvanları biz, şükredesiniz diye sizin istifadenize verdik.”

Hac 22/36

İHH İnsani Yardım Vakfı, bağışçılarının vekâlet yoluyla bağışladığı kurbanları dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahiplerine ulaştırırken Müslümanlar arasın-daki kardeşlik, paylaşma ve dayanışma duygularını da güçlendirdi.

VAN’DA 1.250 HİSSE KURBAN KESİLDİ23 Ekim 2011’de 7.2 büyüklüğünde bir dep-remle sarsılan Van’da kurban çalışması ya-pan İHH ekipleri, deprem bölgesinde 1.250 hisse kurban kesti. Depremin yaşandığı andan itibaren bölgede çalışmalar yürüten vakfımız, kurban etlerini köy köy, kapı kapı gezerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.

SOMALİ’DE 11.500 HİSSE KURBANYurt içi kurban bağışlarında Van’a yönelen Türkiyeli hayırseverler, yurt dışı bağışları için de son 60 yılın en büyük kuraklığını ya-şayan Doğu Afrika ülkelerini tercih ettiler. İHH ekipleri kuraklıktan en çok etkilenen ülkelerin başında yer alan Somali’de 11.500 hisse kurban kesimi gerçekleştirdi. 2011’de kurban kesimlerinin en yoğun gerçekleş-tirildiği bölgelerden biri de Filipinler-Mo-ro oldu. İHH ekipleri Moro’da 500 hisse kurban keserek ihtiyaç sahiplerine dağıttı.

GEÇTİĞİMİZ YILDAN HABERLER

Sevgiyle kuşatıldıkMervenur Lüleci

Tarihinin en şiddetli sel felake-tini yaşayan Pakistan’da evleri

selden zarar gören aileler için kurulan köylerden birine düşüyor yolumuz; Muhsin Yazıcıoğlu Köyü. Büyük Birlik Partisi ve İHH iş birliği ile Nowshera’da kurulan köye kurban dağıtımlarımızı yapmak için girişimizle birlikte tüm köy halkı etrafımızı sarıyor. Özellikle çocuklar, giydikleri cıvıl cıvıl bayram-lıkları, meraklı bakışları ile etrafımızda

dolanıyorlar. Biz kapı kapı Türkiyeli hayırseverlerin kurban hediyelerini yerlerine ulaştırırken çocuklar da takılıyor peşimize. Eğleniyoruz hep birlikte… Sonra minik bir el buluyorum avuçlarımın içinde, sonra birden dört bir yanım çocuklarla doluyor, ellerim yetişmiyor ellerine dokunmaya. Dar sokak aralarında el ele birlikte yü-rüyor, mutlu oluyoruz. Kurbanı tüm coşkusuyla yaşıyoruz… Sevgiyi pay-laşıyoruz.

Kardeşlik duyguları

güçlendi

Page 13: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 13

“Yine gelmiş bizim çocuklar” Emrah Ergin

Bayram namazındayız. Ne güzel bir manzara. Sahilde namaz için ha-

zırlanmış koskoca bir alan ve akın akın ilerleyen kadın ve erkeklerle rengârenk kıyafetler içinde çocuklar... Kalabalığın içerisinde hemen fark ediliyoruz. Bakışlar “yine gelmiş bizim çocuklar” havasında samimi ve içten. Aynı içtenlikle kucakla-şıyor, hayır dualarla görevimiz için “Bis-millah” diyoruz.

Yoksulluk kelimelere sığmayacak kadar ciddi boyutlarda bu bölgede. İnsanlar kuru

çalılardan yaptıkları tek gözlü barınaklarda yaşıyorlar. Bu bölgede varları saymak yok-ları saymaktan çok daha kolay. 250 hisse kurbanın kesim işlemleri tamamlandıktan sonra dağıtım için Ripta, Sagalou, Atali ve Khalef köylerine gidiyoruz. Her gittiğimiz yerde köylülerin ihtiyaçlarını dinliyoruz. Yokluk içinde yaşayan insanların bize bir şeyler ikram etme çabaları ise hepimizi duygulandırıyor. Ertesi gün Shabeley ve Goubeto bölgelerinde de 100 hisse kurban kesiyor ve vekâletini aldığımız toplam 350 hisse kurbanı sahipleriyle buluşturuyoruz.

Aşama 1

Aşama 2

Aşama 3

Aşama 4

Aşama 5

Kurbanlarını 101 farklı ülke ve bölgedeki kardeşlerine vekâlet yoluyla bağışlayan hayırseverlerimiz, bağış-larını İHH İnsani Yardım Vakfı’nın banka hesap nu-maralarına kredi kartı veya posta çeki ile, vakıf mer-kezine bizzat gelerek elden, internet üzerinden online bağış yöntemiyle ulaştırır.

Gelen kurban bağışları, bağışçıların talebi doğrultu-sunda İHH tarafından 2012 Kurban Organizasyonu çerçevesinde çalışma yapılacak ülkelere göre pay-laştırılır.

Kurbanlıklar, İHH İnsani Yardım Vakfı görevlilerince, çalışma yapılacak ülke ve bölgelerde kurban için gerekli kriterlere uygun olarak satın alınır.

Kurban Bayramı’nın birinci günü, bayram nama-zının ardından, kurbanlıklar İslami usullere uygun olarak kesilir ve pay sahiplerine dağıtılır

Kesilen kurbanlar İHH tarafından raporlanarak bağış sahiplerine geri bildirimde bulunulur.

“Sayın Ümit Çelik 25.10.2012 tarihinde bağışlamış olduğunuz kurbanınız kesilmiştir. Allah kabul etsin.”

2012 KURBAN FAALİYET ŞEMASI

KURBANINIZI NASIL BAĞIŞLAYABİLİRSİNİZ?6Vakıf merkezine gelerek elden 7Banka hesap numaraları ara-

cılığıyla 8Posta çeki hesabıyla 9Online bağışla

Page 14: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 201214

Filistinliler bir kez daha hayran bırakıyor kendilerineSüleyman Kurt

Alabildiğine muhtaç, perişan, acılı ama bir o kadar da onurlu bir halk karşılıyor

bizi. Yaşanan bunca acıya rağmen, yıllardır o kamplarda ötekileştirilmelerine rağmen, hiç ama hiçbir sosyal imkâna sahip olmamaları-na rağmen böylesine asil duruşları bizleri son derece etkiliyor. Ne bir yağmalama ne de bir taşkınlık oluyor dağıtımlarımız esnasında. Filistin halkı bu onurlu duruşuyla bizleri ve

hatta bütün dünyayı büyülemeye devam ediyor. Kendilerine uzattığımız paketleri başları önlerinde ve mahcup bir teşekkürle alıp başlarını yerden hiç kaldırmadan usulca kaderlerine geri dönüyor Filistinli kadınlar. Çocuklar ise dünyadaki her çocuk gibi yüz-lerine küçük bir tebessüm kondurmanın telaşında, alabildiğine neşeli ve umarsızlar. Birkaç şekerleme ve İHH balonları onlara dünyaları vermenize yetiyor da artıyor bile.

1

2 3 4 5

6 7

8

9 10

11 12

13 14 15 16 17 18

19

20 21

22

23 24 25

26

27

28 29 30

31

32 33

34

35

36 37

1 Akrabaları ziyaret. 2 Kurban kesilirken söylenen söz. 3 İbrahim (as)’ın doğduğu yer. 4 Kuvvetli sünnet. 5 Kurban Bayramı’nda kesilen kurban. 6 Dini kesim şekline verilen ad. 7 Zenginlik ölçüsü. 8 Besmele çekmek. 9 İnek, boğa, manda, dana, düve, tosun cinsinden hayvan. 10 Kurbanı vekaleten kesen kişi. 11 İbrahim (as)’a tabi olanlara verilen ad. 12 Hac mevsiminde hacı adaylarının kestikleri kurban. 13 Yevm-i Fıtr. 14 Zilhiccenin 9. günü. 15 Nezir. 16 İbrahim (as)’ı ateşe atan hükümdar. 17 Akıl baliğ ve mukim olan insan. 18 İbrahim (as)’ın gönderildiği kavim. 19 Kurban kesme günleri. 20 Hicri takvime göre Kurban Bayramı’nın bulunduğu ay. 21 İbrahim (as)’ın iki oğlundan biri. 22 Koyun, keçi cinsinden hayvan. 23 Uygun olan, tercih edilen. 24 Bağışta bulunmak. 25 Kurban Bayramı'nın gün sayısı. 26 Kabe’nin köşelerine verilen isim. 27 Bayram tatlısı. 28 Harcama, ihtiyacı karşılama. 29 İbrahim (as)’ın künyesi. 30 Vakfeye durulan yer. 31 Babillilerin inancı. 32 Çocuk için şükür kurbanı. 33 “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes!” ayetinin geçtiği sure. 34 Kurban Bayramı'nda yapılır, et yemeği. 35 “Biz her ümmete kurban ibadeti koyduk.” ayetinin geçtiği sure. 36 Ölçü, tartı. 37 Bayramda gidilen eğlence yeri.

* Bulmaca cevap anahtarına http://www.ihh.org.tr/uploads/bulmaca.html adresinden ulaşabilirsiniz.

*BULMACAKURBAN

Page 15: Kurban Gazetesi - 2012

Gazete Kurban Ekim 2012 15Kur'an kürsüsü“Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes.”

Kevser 108/2

Prof. Dr. Vecdi Akyüz (Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi)

Kurban kavramı

Kurban kelimesinin sözlük anlamı “yaklaş-mak”tır. Fıkıh dilinde, bu sözlük manasına uygun olarak “Allah’a yaklaşmak için kesi-len hayvan” anlamında kullanılır. Kur’an-ı Kerim’de mensek, nüsük ve zibh kelimeleri de bazen kurban manasına gelmektedir. Kurban kelimesi, geniş anlamda bütün kurban çeşitlerini, dar anlamda ise sadece udhiye (bayram) kurbanını içine alır.

Bayram kurbanının hükmü ve delili

Kurban kesmek; zekât, bayram namazları ve fitreyle birlikte hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır.

Eyyam-ı Nahir’de (Kurban Bayramı günle-rinde) Allah’a yaklaşmak için ibadet niye-tiyle kesilen özel hayvanlara udhiye denir. Bizde kurban deyince, diğer türleri bir yana bırakılarak, sadece udhiye kurbanı anlaşılır.

Kurbanın amaçları ve işlevleri

“Kurbanların ne etleri ne de kanları Al-lah’a ulaşacaktır. Allah’a, ancak sizin takvanız ulaşır. Size olan hidayetine kar-şı, Allah’ı büyük tanımanız içindir ki, O, bunları böylece sizin emrinize vermiştir. İyilik yapanları müjdele.” (Hac 22/37)

Udhiye kurbanı; hayat nimetine şükür, Allah’ın bu günlerde oğluna bedel olarak koç kesme emrini yerine getiren İbrahim Peygamber’in mirasını diriltmek, sırata binit hazırlamak, günahların affı, hataların yok edilmesi için kesilir.

Hac suresi 34. ayette, her ümmete kurban kesmenin meşru kılındığı, bunun sebebi-nin de Allah adının anılması olduğu be-lirtilir. Bu da göstermektedir ki kurban, Allah’ın hatırlanması ve O’nun rızasının

Kurban ve kurbana dair hükümler

kazanılması için emrolunmuştur. Sayısız nimetlere bir şükür vesilesi ve Allah rıza-sının kazanılması için kurban bir fırsattır. Nitekim Kevser suresinin 1-2. ayetlerinde, Kevser nimetine bir şükran olarak kurban kesilmesi istenmektedir.

Hakikatte, kesilen kurbanın ne eti ne de kanı Allah’a gerekli değildir. Allah bu ve-sileyle sadece müminlerin takvalarına ve takarrub (yakınlaşma) hislerine bakmak-tadır. Nitekim bir ayette de, “Kurbanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşacak-tır. Allah’a, ancak sizin takvanız ulaşır. Size olan hidayetine karşı, Allah’ı büyük tanımanız içindir ki, O, bunları böylece sizin emrinize vermiştir. İyilik yapanları müjdele.” (Hac 22/37) buyrulmaktadır.

Saffat suresi 102-109. ayetlerinde de kurban kesmek, sırf Allah rızası için emredilmiştir. Bu emre itaatin ödüllendirileceği de va-

dedilmiştir. Ayrıca, İsmail (a.s.)’in hatırası bizlere ibret olarak bırakılmış ve böylelikle babası Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail’in iyi bir namla anılması sağlanmıştır.

Her yıl Müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu bir Müslüman’ın Allah’a ibadet ve O’nun emrine sarılmak için her şeyi feda edebileceğinin sembo-lüdür.

İslam’ın koyduğu bu hüküm, bir vahşet de-ğil, tersine bir hikmettir. Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına bir lokma et koymamış bir fakir, böylece Allah için kesilen kurban etinden faydalanmak-ta, sevinmektedir. Kendi keyif ve zevkleri için binlerce cana kıyan kimselerin, Allah’a ibadet maksadıyla kesilen kurbanlar için bir vahşettir şeklindeki nitelendirmeleri, kendilerini unutup kusuru başkalarında aramalarından başka bir şey değildir.

Page 16: Kurban Gazetesi - 2012