Top Banner
VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 68 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile Mücadelede Alternatif Çözüm Önerileri “Virüse Karşı Tam Saha Pres” Öz İnsanoğlu virüsten Korona’mayınca, ekonomik ve sosyal hayat tüm dünyada ani bir duruş ile karşılaştı. Bu duruş hem şirketleri, hem de tüketicileri derinden etkiledi. Bu zorluğu aşmak adına küresel bazda tüm otoriteler seferberlik ilan etti. Faiz indirimleri, sınırsız likidite genişlemeleri, multi-trilyonlarca dolarlık devlet destekleri “yeni normal” olmaya başladı. Buna rağmen, krizin “bilinen bilinmeyenleri” nedeniyle yarınların bize ne getireceği biraz muamma... Elbette, virüs bir gün kontrol altına alınacak. Ancak, neden olduğu tahribatı hafifletmek adına radikal nitelikte adım- lar atılması gerekiyor. Bu kapsamda şimdiye kadar bilinen tüm önlemler devreye sokuldu. Ancak, bilinmeyen bir tehlikeye karşın bilinen önlemler yeterli olabilecek mi? Türkiye ekonomisi bu krize ne yazık ki bağışıklık sistemi zayıf yakalandı. 2018 yılı finansal türbülansının yol açtığı sorunlar daha yeni tedavi edilmiş ve ekonomik büyüme artıya geçmişti ki virüs tehdidi tüm kazanımları riske attı. Üstelik, şirketler kesiminin bir bölümünün henüz nekahet safhasından çıkamamış olması, maruz kalınan riskin boyutunu bir nebze daha artırdı. Bu tehlike karşısında otoriteler birçok tedbiri hayata geçirdi, kriz yönetimine geçti. Virüs ile mücadelede sağlık açısından bakıldığı zaman birçok dünya ülkesine göre daha iyi koşuldayız. Ama, ekonomi ile ilgili aynı şeyleri söylememiz için henüz erken. Hiç şüphesiz, doğru adımları hızlı ve etkili bir şekilde atmamız halinde bu noktada da büyük kazanım sağlayacağımız aşikâr. Ancak, bunun için, tedbirlerimizi daha da artırıp bakış açımızı bütünü kap- sayacak şekilde genişletmemiz farz. Bu çalışmamızda, alternatif önlemlerin ne olabileceğine ilişkin detaylı bir şekilde çalıştık ve ortaya koyduğumuz fikirler yardımı ile ciddi anlamda başarılı olabi- leceğimize ikna olduk. İlk etapta, mevcut mekanizmalar üzerinden atılması gereken ilave tedbirleri inceledik ve uzun bir liste oluşturduk. Sonra, talepteki sert daralma karşısında ne yapılabileceğini analiz ettik ve “helikopter paranın” A-La-Turca bir versiyonu üzerinde mutabık kaldık. Daha sonra dikkatimizi reel sektörün rehabilitasyonuna çevirdik. Bu kapsamda, 2018 yılından itibaren atılan adımlara karşın reel sektörün rehabilitasyonunda neden başarı sağlayamadığımızı düşünüp ortaya kapsamlı ve yenilikçi yönleri olan kurumsal bir öneri paketi koyduk. Bankaların inisiyatifine bıra- kılan ve kredi mekanizması üzerinden sağlanmaya çalışılan önlemlerin neden bugüne kadar tam anlamıyla hedeflenen başarıyı getirmediğini yorumladıktan sonra bize özgü hibrit öneri setini ma- saya yatırdık. Bu önerilerin planlı, eşgüdüm halinde, etkin ve hızlı şekilde uygulanması ile birçok aşamada önemli kazanımlar edinilecektir. Çözüme giden yol meşakkatli olsa da bu alternatif öneri seti ile güzel günlerin çok uzak olmadığı kanaatindeyiz. Anahtar Kelimeler: Koronavirüs. Mücbir Sebep, Ekonomik Tedbirler, Kısa Çalışma Ödeneği, Amme Borçlarının Yeniden Yapılandırılması. M. FATİH KERESTECİ Ekonomist https://orcid.org/0000-0002-6200-1223 CUMHUR İNAN BİLEN Eski Hesap Uzmanı, YMM, Bağımsız Denetçi https://orcid.org/0000-0003-2906-5951 Ö Z E L B Ö L Ü M mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 68
18

Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

May 14, 2021

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202068

Korona Virüsün Ekonomi ÜzerindekiOlumsuz Etkileri ile Mücadelede

Alternatif Çözüm Önerileri“Virüse Karşı Tam Saha Pres”

Özİnsanoğlu virüsten Korona’mayınca, ekonomik ve sosyal hayat tüm dünyada ani bir duruş ile

karşılaştı. Bu duruş hem şirketleri, hem de tüketicileri derinden etkiledi. Bu zorluğu aşmak adınaküresel bazda tüm otoriteler seferberlik ilan etti. Faiz indirimleri, sınırsız likidite genişlemeleri,multi-trilyonlarca dolarlık devlet destekleri “yeni normal” olmaya başladı. Buna rağmen, krizin“bilinen bilinmeyenleri” nedeniyle yarınların bize ne getireceği biraz muamma... Elbette, virüs birgün kontrol altına alınacak. Ancak, neden olduğu tahribatı hafifletmek adına radikal nitelikte adım-lar atılması gerekiyor. Bu kapsamda şimdiye kadar bilinen tüm önlemler devreye sokuldu. Ancak,bilinmeyen bir tehlikeye karşın bilinen önlemler yeterli olabilecek mi? Türkiye ekonomisi bu krizene yazık ki bağışıklık sistemi zayıf yakalandı. 2018 yılı finansal türbülansının yol açtığı sorunlardaha yeni tedavi edilmiş ve ekonomik büyüme artıya geçmişti ki virüs tehdidi tüm kazanımları riskeattı. Üstelik, şirketler kesiminin bir bölümünün henüz nekahet safhasından çıkamamış olması, maruzkalınan riskin boyutunu bir nebze daha artırdı. Bu tehlike karşısında otoriteler birçok tedbiri hayatageçirdi, kriz yönetimine geçti. Virüs ile mücadelede sağlık açısından bakıldığı zaman birçok dünyaülkesine göre daha iyi koşuldayız. Ama, ekonomi ile ilgili aynı şeyleri söylememiz için henüz erken.Hiç şüphesiz, doğru adımları hızlı ve etkili bir şekilde atmamız halinde bu noktada da büyük kazanımsağlayacağımız aşikâr. Ancak, bunun için, tedbirlerimizi daha da artırıp bakış açımızı bütünü kap-sayacak şekilde genişletmemiz farz. Bu çalışmamızda, alternatif önlemlerin ne olabileceğine ilişkindetaylı bir şekilde çalıştık ve ortaya koyduğumuz fikirler yardımı ile ciddi anlamda başarılı olabi-leceğimize ikna olduk. İlk etapta, mevcut mekanizmalar üzerinden atılması gereken ilave tedbirleriinceledik ve uzun bir liste oluşturduk. Sonra, talepteki sert daralma karşısında ne yapılabileceğinianaliz ettik ve “helikopter paranın” A-La-Turca bir versiyonu üzerinde mutabık kaldık. Daha sonradikkatimizi reel sektörün rehabilitasyonuna çevirdik. Bu kapsamda, 2018 yılından itibaren atılanadımlara karşın reel sektörün rehabilitasyonunda neden başarı sağlayamadığımızı düşünüp ortayakapsamlı ve yenilikçi yönleri olan kurumsal bir öneri paketi koyduk. Bankaların inisiyatifine bıra-kılan ve kredi mekanizması üzerinden sağlanmaya çalışılan önlemlerin neden bugüne kadar tamanlamıyla hedeflenen başarıyı getirmediğini yorumladıktan sonra bize özgü hibrit öneri setini ma-saya yatırdık. Bu önerilerin planlı, eşgüdüm halinde, etkin ve hızlı şekilde uygulanması ile birçokaşamada önemli kazanımlar edinilecektir. Çözüme giden yol meşakkatli olsa da bu alternatif öneriseti ile güzel günlerin çok uzak olmadığı kanaatindeyiz.

Anahtar Kelimeler: Koronavirüs. Mücbir Sebep, Ekonomik Tedbirler, Kısa Çalışma Ödeneği,Amme Borçlarının Yeniden Yapılandırılması.

M. FATİH KERESTECİ Ekonomist

https://orcid.org/0000-0002-6200-1223

CUMHUR İNAN BİLEN Eski Hesap Uzmanı,

YMM, Bağımsız Denetçihttps://orcid.org/0000-0003-2906-5951

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 68

Page 2: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 69

1. GİRİŞİnsanlık tarihi açısından oldukça kritik bir döne-

meçten geçiyoruz. Çin’de başlayıp kademeli bir şe-kilde dünyanın büyük bir bölümünü etkisi altına alankorona virüsü, tüm dünyada sosyal ve ticari hayatıdurma noktasına getirdi. Virüsün yol açtığı pandemi-nin yayılımını sınırlandırıp kontrol altına almak adınaotoritelerin uyguladığı izolasyon tipi tedbirler, orta va-dede normalleşmenin daha erken tesis edilmesine yolaçacak olsa da, kısa vadede tedarik ve tüketim zinci-rinde daha belirgin bir kopuşu kaçınılmaz olarak be-raberinde getirdi. Bu da kısa vadede çözümü zaruri birsorunu gündemin ilk sırasına taşıdı: Gerek korona vi-rüsünün doğrudan yol açtığı, gerekse de alınan tedbir-lerden dolayı zaruret haliyle karşılaşan birey vekurumların zararlarının telafi edilmesi, normal yaşam-larının devamının tesis edilmesi, ekonominin uzun va-deli istikrarının yeniden sağlanması adına radikalnitelikte adımlar atılması gerekli hale geldi.

Pandeminin baş gösterdiği ilk günden itibaren dev-letler hızlı bir şekilde aksiyon alarak devreye girdiler.İlk olarak, para otoriteleri faizleri olabildiğince indir-diler. Birçok merkez bankası, politika faizini sıfır se-viyesine yaklaştırdı. Sonrasında sınırsız nitelik venicelik ile parasal genişlemeye gidildi. Normal şart-larda, finans sektörü açısından “en son borç verenmerci” özelliğine sahip olan merkez bankaları bu özel-liklerini reel kesimi de kapsayacak şekilde genişletmekararı aldılar. Özellikle de Amerikan Merkez Bankası(FED) sınırsız likidite genişlemesi taahhüdünde bu-lundu. FED bu süreçte 14 ülkenin merkez bankası ileswap anlaşması yaparak küresel bazda artan ABD Do-ları (USD) talebini kontrol altına alma yoluna gitti.Bununla da yetinmeyen FED, Amerikan tahvilleri üze-rindeki satış baskısını hafifletmek adına dünyadakimerkez bankalarına, ellerindeki tahviller karşılığındaUSD likiditesi sağlama imkânı ile repo operasyonlarıbaşlattı. Kısacası, FED’in dünya merkez bankası ro-lüne soyunduğuna şahit olduk.

Tüm bu radikal nitelikteki adımlara rağmen küreselmali piyasalardaki satış havası bir türlü dinmedi. Ko-nuya şöyle bir metaforla yaklaşmak istiyoruz. İnsanlarmarketlerden alışveriş yapmıyor! Bunun nedenini an-lamaya çalışan yetkililerin aklına raflardaki ürün fi-yatlarının yüksek olabileceği geliyor. Bu sorunugidermek adına fiyatları indirmek, bir alana ikincisinibedava vermek tarzında adımlar atılıyor. Ancak buadımlar anlamlı bir karşılık bulmuyor. Tıpkı ekonomikfaaliyetlerin desteklenmesi adına faiz indirimlerine gi-dilmesi gibi… İkinci adım olarak raflarda yeterli mik-

tarda ürün olmayabileceği ve bunun da potansiyel tü-keticileri marketi ziyaret etmekten alıkoyabileceği ge-liyor. Buna karşılık olarak market raflarındaki ürünsayısı ve çeşidi artırılıyor. Yine arzu edilen ölçüde birçözüm yok! Tıpkı sınırsız parasal genişleme kararınınekonomide istenilen etkiyi yaratmaması gibi… Birazdaha etraflıca düşünen yetkililer tüketicilerin evlerin-den çıkıp da markete gidemeyebilecekleri fikrini edi-nince raflardaki ürünleri doğrudan tüketicilerin evineservis yapacak bir mekanizma arayışına koyuluyorlarki bu da sorunu çözüyor. Aynı paralelde, devletler des-tekleme paketleri üzerinden merkez bankalarının ya-rattığı “bol ve ucuz likiditeyi” krizden zarar görenkesimlere aktararak, bir süreliğine de olsa sisteminakışkanlığını sağladılar. ABD’nin 2.2 trilyon dolarlıkbir destekleme paketi ile başlattığı, bazı ekonomilerdeGSYH’nın %20’sine varan rakamlara ulaşan nakit,gayri nakit, erteleme tarzındaki adımlar ile geçici deolsa sakinleşme sağlandı.

Yaşadığımız bu gelişmeleri doğru tespit etmemizgerekiyor. 1987 Kara Pazartesi, 2000 Dot.Com Balo-nunun patlaması ya da 2008 Finansal Krizi ile yapılankarşılaştırmaların doğru olmadığı kanaatindeyiz. Zirao krizlerin başlangıç noktasını “finansal ani duruş-lar” teşkil ediyordu. Yani ilk sorun finansal piyasa-larda başlıyor sonra zincirleme bir şekilde ekonominingeneline yayılıyordu. Şimdi ise aksine “ekonomik birani duruş” ile karşı karşıyayız. Yani, bu defa önce reelsektör başta olmak üzere ekonomik faaliyetler durduve yaşananların doğrudan hanehalkı üzerinde olumsuzetkileri oluşmaya başladı. Finansal varlıklarda son yıl-larda oluşan balonvari yapılar nedeniyle de ekonomikani duruşun finansal piyasalar üzerindeki tesiri dahaşiddetli oldu. Bunun sonucunda ise birden fazla pan-demi ile karşı karşıya kaldık. Bunların ilki, sorununkökeni olan Covid-19. İkincisi, finansal piyasalarahâkim olan panik ortamı. Üçüncüsü, toplumda oluşanhisteri havası. Normal şartlarda Covid-19 tek başınadahi yıkıcı etkiler doğuracakken şimdi diğerleri ile bir-likte olumsuzluğun daha da pekiştiği, ekonomidekibeklentilerin belirsizlik ve geleceğe yönelik kaygılarnedeniyle giderek olumsuza döndüğü bir tablonunoluşmasına neden oldu. Bugün yaşadığımız gelişme-leri geçmişle benzerlikler kurmamız gerekiyorsa 1929Büyük Dünya Buhranı ile 2. Dünya Savaşı’nı birbütün olarak ele alıp karşılaştırmamız daha makul ola-caktır. O dönemde yıllarca etkili olan bir krizin şu ankısa zaman dilimine sıkıştırılmış bir versiyonunu tec-rübe ediyoruz. Üstelik, yansımaları sürecek ve doğruönlemler alınmaz ise daha da kötüleşecek. Hülasa, çok

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 69

Page 3: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202070

büyük bir riskle karşı karşıya olduğumuz not düşül-melidir. Zaten, birçok finansal ve ekonomik göstergede bu tabloyu teyit ediyor. Hisse senedi borsalarındakidüşüş oranı, ABD’de istihdam piyasasındaki büyükerime, PMI göstergelerinin dramatik oranda daralmayaişaret etmesi, vb.

Türkiye ekonomisi bu krize tabiri caizse tek ayaküzerinde yakalandı. 2018 yılının ikinci yarısında yaşa-nan ve yansımaları itibariyle 2019 yılının büyük bir kıs-mını etkileyen finansal türbülansa karşı atılan adımlartam meyvelerini verecekken yaşanan bu kriz Türkiyeekonomisini kırılgan bir halde yakaladı. Zira, haliha-zırda atılmış olan adımlar krize karşı mücadelede ilavebir manevra alanını sınırlandırıyor. Şöyle ki, 2018 yılıortasından itibaren maliye politikaları üzerinden uygu-lanan destekleme adımları bütçe dengelerini bozmuş,kamu bankalarının başta kredi genişlemesi olmak üzereattığı adımlar şu an ilave destekler sunmasını zorlaştır-mış, Türk Lirası’nın değerini korumak için uygulananstratejiler ise döviz rezervlerini azaltmış durumda…Ekonomik faaliyetlerin hızlandığı, enflasyonun ve cariaçığın düşüş eğilimine girdiği, ekonomide dengelenme-nin yavaş yavaş sağlanmakta olduğu ve ekonomik bü-yümenin yeni yeni artıya geçtiği bir ortamda yaşananbu olaylar bizi birçok ülkeden daha fazla olumsuz etki-ledi zira biz hastalığı yeni atlatmış, nekahet sürecindennormal hayata doğru geçiş yaparken bağışıklık sistemi-mizi zayıf yakaladı. Buna rağmen otoritelerin adımlarattığını gözlemliyoruz. İlk olarak, dünyadaki tüm mer-kez bankaları gibi TCMB de faizlerde indirime gitti. As-lında, Türk Lirası’nın değerini korumak adını bu adımınatılmamasını daha anlamlı görüyorduk! İkinci olarak,100 milyar TL’lik bir destekleme paketi açıklandı. Ni-celik olarak bu paketin makul ve faydalı olduğunukabuk etsek de nitelik olarak daha hazırlıklı, kapsayıcıve doğrudan hedef noktalara parmak basan bir paketitercih ederdik. Üçüncü olarak ise TCMB’nin parasal ge-nişlemeye başladığına şahit olduk. Ortalama bir iktisat-çının normal şartlar altında kabul edemeyeceği bu adımşu ortamda birçok merkez bankasının almak zorundaolduğu en öncelikli karar. Ama, bizim gibi para birimirezerv para niteliğine sahip olmayan, döviz rezervlerigöreceli olarak düşük olan ve dolarizasyon eğilimininkuvvetli olduğu ekonomilerde itinayla atılması gerekenbir adım…

2008 krizi sonrasında finansal lügatımıza “siyahkuğu” kavramı girmişti. Siyah kuğu, öngörülmesi güçya da imkânsız nitelikte bir olay olup önemli sonuçlarasebebiyet veren şeylere genel olarak atfedilen bir etiket-tir. Kısacası, olasılıksız görünenin etkisi şeklinde ifade

edilebilir. Avustralya’nın keşfinden önce dünyada tümkuğuların beyaz olduğu bilinir, bu nedenle de kuğu eşittirbeyaz nitelendirilmesi bile yapılırdı. Avustralya’nın keşfisonrasında siyah kuğu görülünce o güne kadar kuğu ileilgili olarak bilenen en temel özellik yanlış çıkmış oldu.Bu örnekten hareketle, finansal piyasalar veya ekono-miler için de bu özelliğe sahip olan unsurları siyah kuğuile nitelendiririz. Şu an tarihin gördüğü en büyük siyahkuğulardan birisi ile karşı karşıyayız. Bu nedenle de bu-güne kadar bildiğimiz şeyleri bir kenara bırakmamız,belki de tüm değerlendirmelere ve yorumlara sıfırdanbaşlamamız gerekebilir. Başka bir ifade ile, Korona Son-rası (K.S.) dönem asla Korona Öncesi (K.Ö.) dönem ileaynı olmayacak. Bu iddiadan hareketle, K.S. dönemindeuygulanması gereken ekonomik politikaların da önceki-lerle aynı olmasını beklememek lazım. Bu raporda or-taya koyacağımız çözüm önerilerinde de bu bakış açısınabağlı kalacağız, eskiden bilinenlerin artık geçerli olma-yabileceği, yeni tedavilerde daha cesaretli ve yaratıcıolunması gerekebileceği savından hareket edeceğiz. Bil-diğimiz tek şey var, o da bilinmezlerin sayısının fazla ol-duğudur (known unknowns).

Bu krize karşı mücadelede eşgüdüm ile birçok so-runa eş zamanlı müdahale edilmeli, proaktif yaklaşım-larla radikal nitelikte adımlar atılmalı. Aksi yöndekiher politika demeti başarı oranını aşağı çekecektir.Ancak, bir hususun ehemmiyetle önceliklendirilmesigerektiğine inanıyoruz. O da şirketler kesimindeki so-runların olabildiğince azaltılması olmalı. Nakit akışısekteye uğramış ve bazı işletmeler açısından durmanoktasına gelmiş, gelecek faaliyetleri şüpheli hale gel-miş, yaşadığı sorunlar nedeniyle istihdam yaratabilmepotansiyeli zayıflamış, üretim zincirindeki olası kırıl-malardan dolayı Türkiye ekonomisinin istikrarlı bü-yümesini risk altına atabilecek olan bir kurumsalyapının ivedilikle ele alınması, sorunlarının azaltılmasıve reformlar sayesinde orta ve uzun vadede normal-leştirilmesi gerekiyor. Gerek dünyada, gerekse de ül-kemizde yaşanan eski krizler açık bir biçimdegöstermiştir ki üretim ve hizmet kesimlerindeki sorun-lar giderilmeden atılacak her türlü istikrar adımları tamanlamıyla amacına ulaşmıyor. Bu nedenle de krizekarşı mücadele bir noktadan başlayacak ise o noktareel sektörün rehabilitasyonu olmalıdır. Bunun da ola-bildiğince etkin, kapsamlı, sorunun esas noktalarınatemas edebilen, optimal, toplumun her kesiminin üze-rinde mutabık kalacağı araçlar paketi ile yapılması ge-rekmektedir. Bu çalışmamızda, özgün ve bağımsız biryaklaşımla ne tür yöntemlerin izlenmesi gerektiğinitartışmaya açıp şahsi fikir ve önerilerimizi masaya ya-

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 70

Page 4: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 71

tıracağız. Bu sayede bir miktar da olsa katkıda bulu-nabileceksek, ne mutlu bize!

İktisat, sosyal bir bilimdir. Fizik ya da kimya gibi is-patı mümkün olan, genel kabul görmüş kuralları olanve dünyanın her yerinde aynı sonuçları vermesi gerekenilkelere sahip olan pozitif bir bilim değildir. Bu nedenlede iktisatta genel kabul gören kurallar olmamalıdır. Bunedenle de asla herkese tek beden kıyafet sunamaz (onesize does not fit all). Etkilere karşı verilecek tepki za-mana, mekâna, koşullara, insanlara göre farklılık arzedebilir. Bu nedenle de iktisatta terzi çıktısı ürünler kav-ramı çok önemlidir (tailor’s made). Bu gerçek, özgünolmayı, uyumlu adımlar atmayı, bütüncül yaklaşmayıgerektirir. Atılan bir adım bir yerde olumlu etki yaratır-ken başka bir yerde beklenmedik bir sonuç doğurup tümsistemi çökertebilir. Bu da koordinasyonu, bütüncülyaklaşımı, kısa/orta/uzun vadelere hem ayrı ayrı hemde bir bütün halinde yaklaşmayı gerektirir. İktisat bili-mine ilişkin bu temel ifadeleri sunmamızın ana nedenireel sektöre yönelik olarak sunacağımız önerilerin ya-nında, ki umarız bunlar işe yarayacak, nakit akış yeni-den tesis edilecek ve reel ekonomideki duruşuengellenecek, bir de krizden çıkışın bugünden planlan-ması gerekiyor. Yani, sisteme enjekte edilen fazla liki-ditenin nasıl geri çekileceği, artan bütçe açığının nasılfinanse edileceği, devletin artan rolünün nasıl azaltıla-cağı ve benzeri soruların şimdiden cevaplandırılmasıgerekiyor ki, kredibilitesi yüksek ve şeffaf bir politikabütünü oluşturulabilsin. Bu sayede zaten kırılgan vedöviz fakiri olan ülkemizden çıkışlar, sistem dışına yö-nelmeler önlenebilsin… Bunun için de doğru ve planlıbir iletişim stratejisine ihtiyaç duyulmaktadır ki çalış-mamızı bu hususlar ile de destekleyip bütüncül bir yapısunmak gayretinde olacağız.

2. POLİTİKALAR NASIL DİZAYN EDİL-MELİ?

Ekonomik krizler, sebepleri farklı olsa da sonuçlarıgenellikle benzer özellikler içerir. Bu açıdan bakılınca,yeni bir durumla karşı karşıya olmadığımız aşikâr.Geçmiş krizlere karşı geliştirilmiş olan politikalardanhareketle yeni tedavi seti oluşturmamız pekâlâ müm-kün! Nasıl mı? Öncelikle tespitleri doğru ve isabetlibir şekilde yapmamız gerekir. Bu kapsamda:

a) Ekonominin durma noktasına gelmesi nedeniyleortaya çıkan nakit akış sorununun hafifletilip bu sü-reçte oluşan likidite sıkışıklığının yan etkilerinin gide-rilmesi;

b) Bankacılık sisteminin bu süreçte karşılaşabile-ceği likidite sorununa karşılık otoriteler aracılığı iledesteklenmesi;

c) Kamu otoritesinin ekonominin geneline enjekteedeceği desteklerin finansmanının rasyonel bir şekildekurgulanması;

d) Gerek borçlanma, gerekse de para basma sure-tiyle oluşacak makro ekonomik sorunların orta veuzun vadede ne şekilde giderileceğine ilişkin politika-ların dizayn edilmesi;

e) İletişim politikasının isabetli bir şekilde oluştu-rulup kamuoyuna doğru bilgilerin zamanında veril-mesi ve bu sayede de kamuoyu desteğinin sağlanması;

f) Atılacak adımların etki ve yan etkilerinin doğrubir şekilde değerlendirilip optimal çözümlerin peşin-den gidilmesi;

g) Bu süreçte kamu kaynaklarının kullanılacağıunutulmayıp toplumun her kesiminin azami mutaba-katına dayalı stratejiler geliştirilmeli ya da radikal ni-telikte adımlar atılacaksa da bunun uzun vadede negibi kazançlar sağlayacağı hususunda kamuoyu iknaedilebilmeli ki atılan adımların olası siyasi maliyetiotoriteleri isteksizliğe sevk etmesin. Bu listeyi birazdaha uzatabiliriz ancak ana başlıklar şimdilik bunlar.

Tespitlerin ardından sıra uygulanması gereken poli-tika setlerine gelecek. Her şeyden önce yukarıda sırala-nan maddeleri de önceliklendirmek gerekse de atılan biradımın diğer maddeler üzerinde olumsuz etki yaratma-masına dikkat edilmeli. Yaratacaksa da bunun sınırlı dü-zeyde kalması için optimizasyona gidilmeli (bütünün birparçası adına en iyi senaryo olarak nitelendirilebilecekbir tercih bütünün geneli için en iyi senaryo olmayabilir.Bu nedenle de ikinci en iyi senaryonun uygulanmasıdaha optimal bir çözüm önerisi addedilebilir). Bu nok-tadan itibaren uygulamaların tümdengelim mi ya da tü-mevarım mı olacağına karar verilmeli. Yani, makrodanbaşlayıp mikroya ulaşmayı mı denemeliyiz ya da tamtersini mi? Bu noktada literatürde tam bir uzlaşı olma-dığını biliyoruz. Bununla birlikte, zamanlama ve ope-rasyonel süreçleri kısaltabilmek adına ağırlıklı olaraktümevarım yöntemi izlenmektedir. Yani, politika setiönce piramidin en üstündeki aktöre uygulanıp sonraonun üzerinden kademeli bir şekilde aşağıya doğru in-mesi izlenmekte ve denetlenmekte. Ancak bizim bunakavramsal bazda itirazlarımız olacak. Bunu ilerleyen pa-ragraflarda detaylı bir şekilde irdeleyeceğiz. Öncelikle,korona krizi boyunca Türk otoritelerinin attığı adımlarıele almamız gerekirse…

Türkiye’de korona krizine ilk politika tepkisiTCMB tarafından 17 Mart tarihinde politika faizi 100baz puan indirilerek geldi. TCMB aynı toplantıda li-kidite anlamında da adımlar attı. O tarih itibariyle kü-

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 71

Page 5: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202072

resel para otoritelerinin tamamı faiz indirdiğinden do-layı bu tepkiyi normal olarak karşıladık. Ancak, bugünbaktığımız zaman TCMB’nin faizlerde değişikliğe git-meyip sabit bırakarak Türk Lirası’na destek çıkmasıdaha faydalı olabilirdi diye düşünüyoruz. Bu süreçte kü-resel para otoritelerinden tamamına yakını faizlerde in-dirime gitti. Bu eğilimin dışında kalan tek Kazakistanoldu, o da düşen petrol fiyatları karşısında Kazak Ten-gesi üzerindeki sert değer kaybı baskısını azaltmakadına özel bir toplantı ile faizlerde 275 baz puan artı-rıma gitti. Buna karşılık, Kazak Tengesi’nin 1 Mart’tanbu yana para birimleri arasında en çok değer kaybı ya-şayanlardan biri olması, alınan faiz artırım kararının çokda işe yaramadığına işaret ediyor. İkinci adım olarak,Türkiye’deki ekonomi yönetimi tarafından 100 milyarTL tutarında 21 maddeden oluşan bir özel sektör destekpaketi açıklandı. GSYH’nin yaklaşık olarak %2,5’i dü-zeyindeki destekleme paketi ağırlıklı olarak korona krizinedeniyle nakit akışında sorun yaşayan sektörlereödeme ertelemesi, doğrudan ve dolaylı parasal destek-ler, düşük gelirlilere nakit yardımı gibi geniş çaplı ön-lemler içerdi. Ancak, paket dizayn edilirken mikrobazdaki noktalara odaklanılamadığından dolayı ancakbirkaç gün içerisinde yapılan ilaveler ile paket nihai ha-lini aldı. Sonrasında sıra bankaların attığı adımlarageldi. Kamu bankalarının başlattığı açıklamalar dahasonra özel bankalar tarafından da sürdürüldü ve hemdestekleme paketinde bankalara verilen sorumluluklarsomutlaştırıldı, hem de bankaların kendi müşterilerineyönelik destekleme adımları gündeme alındı. En sonolarak, 31 Mart tarihinde TCMB’nin parasal genişle-meye de imkân tanıyan beş maddelik ilave tedbirleri ha-yata geçirildi. Hiç şüphesiz, gerekli olması halinde yeniadımlar da gündeme gelecektir. Ancak, şu aşamada, ko-rona krize karşı genel hatlarıyla uygulamaya konulantedbirleri dört ana başlık altında özetleyebiliriz.

Bu tedbirleri birbirinden ayırmak mümkün değil,aksi taktirde bütüncül bir stratejiden bahsedemeyiz.Ekonominin bir bütün olarak ele alınması gerekiyorsa,ki böyle olmalı, alınan bir tedbirin bir kanal üzerindenekonominin geneline sirayet edeceği asla gözden ka-çırılmamalı. Bununla birlikte, bu çalışmamızın anaodak noktası reel sektör olduğu için bu noktadan iti-baren doğrudan olarak reel sektörü hedef alan tedbirve stratejilere odaklanacağız. Bu kapsamda uzun birliste oluşturmamız mümkün. Ancak, bunları ana kate-goriler altında sınıflandırmamız gerekirse başlıca 5grup teşkil ettiğini söyleyebiliriz:

a) Nakit akışı bozulan şirketlere kredi vade uza-tımı;

b) Maaş, vergi, kira gibi ödemeler için ilave kredilimitlerinin tesis edilmesi;

c) Vergi ve sosyal güvenlik ödemelerinde vade öte-leme,

d) Başta Eximbank kredi limitlerinde artırım veTCMB reeskont kredilerinin devreye alınması olmaküzere ihracatçıya tanınan ilave kredi imkanları,

e) KOBİ’lere ağırlık vermek kaydıyla Kredi Ga-ranti Fonu (KGF) limitlerinin artırılması,

f) Kısa Çalışma Ödeneği ile istihdam desteği sağ-lanması.

Bu önlemlerin büyük bir çoğunluğunun kredi şek-linde olup bankacılık sektörü üzerinden sağlanmasıamaçlanmıştır. Bu noktada kritik bir çekincemiz var:O da bankacılık sektörünün bu görevi ifa ederken nederece başarılı olabileceğidir!

Bankacılık sektörü, ticari bir işletme olması hase-biyle, aldığı kararlarda ve attığı tüm adımlarda, doğalolarak, risk odaklı bir bakış açısı ile kârlılığı ön plandatutacaktır. Bu eğilim özel bankalarda daha kuvvetli ol-makla birlikte kamu bankaları için de bir ölçüde geçer-lidir. Zira, profesyonel bir yönetici, altına imza attığı birkredi kararında riskleri dikkate alıp kredinin geri öde-nebilme ihtimaline göre kararını verecektir. Bunundoğal sonucu olarak da riski düşük olan işletmeleredaha yüksek tutarda ve düşük faizle kredi verirken, riskigöreceli olarak daha yüksek olan işletmelerde daha tem-kinli adımlar atacaktır. Bankacılık Kanunu’nda yapılandeğişiklikler ile bankacılara biraz esneklik sağlanmışolsa da betimlediğimiz bu tabloda anlamlı bir değişiklikolmayacak. Basiretli olma ilkesinin gereği olarak olma-ması da gerekmektedir. Bu koşullar altında, kredi riski-nin tamamının, ya da 2017 yılında devreye sokulanKGF uygulamasındaki gibi çok büyük bir kısmının ban-kalara bırakıldığı bir yapıda acaba arzu edilen amacarahatlıkla ulaşılabilecek mi? Bunda ciddi şüphelerimizvar. Zira, içinden geçtiğimiz siyah kuğu ortamında eko-nomideki aktörlerin tamamı, değişen oranlarda zarar veziyanla karşı karşıyalar. Bu aktörlerin varlıklarını devamettirebilmeleri adına kayıplarının belli ölçüde karşılan-ması gerekiyor. Bu kararı bankaların kredi değerlendir-melerine bırakmak pek doğru görünmüyor. Her nekadar elimizde bu husus ile ilgili somut veriler olmasada gözlemlerimiz o yönde ki, bankalar kredi imkanları-nın büyük bir kısmını düşük riskli işletmelere ayırırkengeri ödeyebilme riski göreceli olarak düşük olan işlet-meler bu havuzdan ancak çok küçük oranda pay alabil-mektedir. Hatta, düşük riskli işletmelere göreceli olarakdüşük faiz oranı ile kredi kullandırarak… Bankacılık

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 72

Page 6: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 73

teorisi de böyle olmasını gerektirmektedir. Bu arada,TCMB’nin zorunlu karşılık uygulamalarının kredi bü-yüme hızına bağlanması da bu eğilimde hiçbir değişik-lik yaratmamıştır.

İkincisi, reel sektörde yaşanan kayıpların anlamlıbir kısmı sermaye kaybı şeklinde iken buna tedbir ola-rak ortaya konulan tedavi yönteminin kredi kanalı ara-cılığı ile olması ikinci çekince noktamızı teşkil ediyor.Şöyle ki, işletmelere kredi üzerinden destek sağlamak,kredinin vade tarihinde (yapılandırma ve ilave vade-lendirmeler olsa dahi) faizi ile birlikte geri ödenmesinigerektirmektedir. Halbuki, sermaye kaybına maruzkalan işletmelerin bunu yerine getirmesi neredeyse im-kansızdır. Bu nedenle de kredinin geri ödenme ihtimalioldukça düşüktür. Bu durumda da krediyi veren ban-kanın finansal tabloları bozulacak ve bu defa o cenahtasermaye ihtiyacı belirecektir. Zaten, elimizdeki verilerde bunu net bir şekilde teyit etmektedir. 100 milyar TLtutarındaki destekleme paketinin açıklandığı 18 Marttarihinden 7 Nisan kapanışına göre Borsa İstanbul’dabankacılık sektör endeksi, sanayi sektörüne göre %20,5daha kötü bir performans sergiledi. Bu durumda hemreel sektörün sorunları çözülemezken hem de bankacı-lık sektöründe sermaye ihtiyacı belirecektir ki bu dakaynakların doğru alanlara aktarılamaması ve sorunla-rın zamanında çözüme kavuşturulamaması nedeniylede ekonomideki toparlanmanın ötelenmesi anlamınagelecektir. Bu çalışmanın amaçlarından birisi, koronavirüsü krizi nedeniyle işletmelerin uğradığı kayıplarıntelafisinin bankacılık sektörü üzerinden kredi kanalı ileolmayacağını dile getirmek ve buna karşı alternatiflersunmaktı. Sonraki bölümlerde bu noktalar üzerindeeğileceğiz.

3. KRİZLE MÜCADELE: MEVCUT MEKA-NİZMALAR ÜZERİNDEN ALTERNATİF POLİ-TİKA ÖNERİLERİ…

OECD bünyesinde faaliyet göstermekte olan Vergiİdareleri Forumu’nun krizle mücadelede alınabilecekvergisel önlemler konusunda tavsiyeleri aşağıda sıra-lanmıştır:

1) İşverenler üzerindeki işçilik maliyetlerini düşü-rüp istihdamı koruyabilmek adına çalışanların ücretleriüzerinden alınmakta olan şahsi gelir vergisi ve sigortaprimi kaynaklı kamusal yüklerin bir süreliğine kaldı-rılması veya ödemelerinin ötelenmesi,

2) Sağlık sektöründe krizle mücadeleye yönelik ca-nını dişine takarak uzun saatler boyunca kelle koltuktaçalışmak durumunda kalan sağlık çalışanlarına yönelikvergi muafiyetleri getirilmesi,

3) İlaç, gıda ve bazı sermaye mallarının ithalindeödenen KDV, ÖTV, gümrük vergisi, vb. vergisel yü-kümlülüklerinin ötelenmesi veya geçici olarak kaldı-rılması ve kötüye kullanımları önleyici yönde denetimmekanizması önlemlerinin devreye alınması,

4) Kaçakçılığı önleyici önlemlerin beraberinde mü-kelleflerin KDV iade işlemlerinin hızlandırılması,

5) Şüpheli-değersiz hale gelen alacaklar nedeniyleüstlenilmiş olan KDV yükünün en aza indirilmesi içinönlemler getirilmesi,

6) Vergisel yükümlülüklere ilişkin son işlem tarih-lerinin (beyanname verme, bildirim ve ödeme) ötelen-mesi,

7) Belirli bazı durumlar için vergi cezaları ve ge-cikme faizi uygulamalarının durdurulması,

8) Mükelleflerin vergi borçlarının yeniden yapılan-dırılması ve faizsiz ödeme dönemi gibi uygulamalarlamükelleflere ödeme kolaylıklarının getirilmesi,

9) Vergi borçlarının tahsiline yönelik vergi idareleritarafından rutin olarak yürütülmekte olan icra, haciz,banka hesaplarına el koyma, mülk/varlık satışı gibi uy-gulamaların geçici olarak durdurulması,

10) Vergi kaçakçılığı durumları dışında yürütülenvergi incelemelerinin bir süreliğine durdurulması veyeni vergi incelemelerine bir süreliğine başlanmaması,

11) Mükelleflerin vergisel işlemlerinin (beyannamekabul etme-beyannameleri kontrol etme-ödeme-başvuru,özelgelerin/mükellef sorularının cevaplanması, vb.) hız-landırılmasına yönelik vergi idareleri hizmet sunum ka-litesinin iyileştirilmesi, özellikle de her tür vergi iadesiişlemlerinin hızlandırılması, mükellef hizmetlerinin ka-litesinin iyileştirilmesi, dijital hizmet kanallarının yay-gınlaştırılması, telefonla mükelleflere verilen destekuygulamalarının yaygınlaştırılması ve mükelleflerle dahaaçık-şeffaf bir iletişim stratejisinin yürütülmesi,

12) Geçici vergi benzeri peşin vergi uygulamaları-nın beyan aşamasında kesinleşecek gelir/kurumlar ver-gisinin beyan dönemine kadar minimuma indirilmesi/ötelenmesi,

13) Zarar mahsup müesseselerinin kullanımlarınıngenişletilmesi ve özellikle geçmişe yönelik zarar mah-subu uygulamalarının devreye alınması.

Türkiye’de pandemiyle mücadele kapsamında“Ekonomik İstikrar Kalkanı” verilen paket kapsa-mında alınan önlemleri ana başlıklar altında aşağıdaözetleyebiliriz:

1) Kısa çalışma ödeneği uygulamasının uygulamaşartlarının (hizmet akdine tabi olma şartının 120 gün-

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 73

Page 7: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202074

den 60 güne indirilmesi, son 3 yılda işsizlik sigortasıprim ödeme gün sayısı şartının 600 günden 450 güneindirilmesi, başvuruların elektronik ortamda alınması,vb.) kolaylaştırılması, (Kaynak → İşsizlik Fonu)

2) Tüm sektörlere 2020 yılında da istihdama destekve işgücü maliyetlerini azaltmak için belli şartlar da-hilinde asgari ücret desteği sağlanması, (Kaynak→İş-sizlik Fonu)

3) Karşılıksız çek düzenleme cezalarının durdurul-ması ve karşılıksız çek ve sicil affı getirilmesi,

4) Sektör ayrımı gözetmeden Hazine destekli KGFkefaletli çalışan sayılarında azaltma yapmamaları ko-şuluyla başta KOBİ’ler olmak üzere kurumsal ve ticariölçekteki tüm firmalara kamu bankaları üzerinden İşeDevam Desteği Kredisi kullandırılması,

5) 5.000 TL/ay altında geliri olan vatandaşlara yö-nelik kamu bankaları tarafından uygun faiz oranlıkredi imkanları getirilmesi,

6) Halkbank üzerinden esnafa yönelik düşük faizli25.000 TL limitli işletme finansman desteği sağlan-ması,

7) Özel bankalar tarafından başta KOBİ’ler olmaküzere şartları sağlayan tüm şirketlere yönelik Hazinedestekli KGF kefaletli Çek Ödeme Destek Kredisi veKredi Desteği uygulamasının devreye alınması,

8) MASAK ve Ticaret Bakanlığı aracılığıyla stok-çuluk ve karaborsacılığa yönelik mücadele yürütül-mesi,

9) Dar gelir gruplarına yönelik bazı nakit desteködemelerinin yaygınlaştırılması ve emeklilere yönelikbayram ikramiyesi ödemelerinin ödeme tarihinin öneçekilmesi,

10) Devlet destekli ticari alacak sigortası uygula-masının 125 milyon TL ciroya kadar olan KOBİ’lerikapsayacak şekilde kapsamının genişletilmesi,

11) Belediyelerin aylık vergi payı ödemelerindeborçlarına karşılık yapılan 3 milyar TL’lik 3 aylık(Nisan-Mayıs-Haziran) kesinti yapılmaması yoluylaborçlu belediyelere krizle mücadele için ilave kaynakyaratılması,

12) Cumhurbaşkanlığı tarafından krizden etkilenendar gelir gruplarına yönelik olarak “Biz Bize YeterizTürkiyem” adıyla yardım kampanyası başlatılması,

13) Ticaret Bakanlığı’nın 2020 yılı için Şirketlerinkâr payı dağıtımlarını kısıtlaması.

Buraya kadarki önlemler sektör ayrımı yapmaksı-zın uygulanacakken sektörler özelinde aşağıdaki dü-zenlemeler devreye alınmıştır:

14) Bazı mükellef gruplarının mücbir sebep içeri-sinde bulunduğu kabul edilerek vergi ve SGK ödemeyükümlülüklerinin 6 ay süreyle ötelenmesi, (HedefSektörler: Perakende Ticaret, AVMler, Demir Çelik veMetal Sanayi, Otomotiv, Lojistik-Ulaşım, Sinema-Ti-yatro Faaliyetleri, Konaklama, Yiyecek ve İçecek Hiz-metleri, Tekstil ve Konfeksiyon Faaliyetleri, Etkinlikve Organizasyon),

15) Üniversite hastanelerindeki sağlık çalışanlarınaperformans ödemelerinin 3 ay tavandan yapılması(Hedef: Sağlık Sektörü Çalışanları),

16) Stok finansmanı desteği sağlanmasını teminendüşük faizli kredi imkanlarının sağlanması (HedefSektör: İhracatçılar),

17) Tecil-terkin gibi bazı vergisel uygulamalardasürelerin esnetilmesi (Hedef Sektör: İhracatçılar),

18) Konaklama vergisinin uygulamasının 1.1.2021’eertelenmesi (Hedef Sektör: Turizm),

19) Havayolu taşımacılığında KDV oranının Hazi-ran sonuna kadar % 1’e indirilmesi (Hedef Sektör: Tu-rizm/Havacılık),

20) Ecrimisil ve kullanım bedeli ödemelerinin öte-lenmesi (Hedef Sektör: Turizm),

21) 500.000 TL altındaki konutlarda kredilendiri-lebilir miktarın % 80’den % 90’a çıkartılması ve asgaripeşinatın % 10’a düşürülmesi (Hedef Sektör: İnşaat),

22) Koronavirüse karşı Ar-Ge projelerinde çalışa-caklar için TÜBİTAK Stajyer Araştırmacı Burs Prog-ramı kapsamında burs verilmesi (Hedef Sektör: Sağlık).

Tüm bu alınan önlemler birlikte değerlendirildi-ğinde; her ne kadar hükümet tarafından kapsamlı birdestek paketi uygulamaya konulmuş olsa da yukarıdadetaylı olarak açıkladığımız üzere işletme nakit akış-larının rahatlatılması, hanehalklarının nakit akışlarınınrahatlatılması, işletmelerdeki sermaye kayıplarının te-lafi edilmesi ve istihdamın korunması ana hedefleriaçısından bakıldığında tedbirlerin yeterli olmadığınısöyleyebiliriz. Şöyle ki;

a) İstihdamın korunmasına yönelik Kısa ÇalışmaÖdeneği (KÇÖ) uygulamasının her ne kadar uygulamaşartları kolaylaştırılmış olsa da pandemi salgınının et-kisinin ne kadar süreceğinin belli olmaması, belirli iş-letmelerin faaliyetlerini tamamen durdurmak zorundakalması, işletme sermayelerinin zayıf olması, 450 günprim ödeme şartı-bordronun nasıl hazırlanacağı veKÇÖ’nün halihazırda diğer SGK teşviklerinden yarar-lanma durumunu nasıl etkileyeceği gibi temel konu-larda belirsizlikler, KÇÖ’nün uygulamaya girdiği ilk

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 74

Page 8: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 75

hafta yarım ücret uygulama zorunluluğu, KÇÖ’nün as-gari ücretin 1,5 katı ile sınırlı tutulması, yoğun başvurunedeniyle KÇÖ başvurularına hızlı dönüş yapılama-ması, KÇÖ’nün uygulama süresinin 83 günle sınırlıolması, KÇÖ başvurusunun nasıl yapılacağı ve uygu-lamasının nasıl olacağı konusunda uygulamaya yöne-lik basit bir rehberin bile yayınlamamış olması gibidüzenlemeler nedeniyle KÇÖ’den yararlanma imkan-ları sınırlı kalmakta ve özel sektörde faaliyeti krizdenolumsuz etkilenen işletmelerde çalışanlara zorunluolarak birikmiş yıllık izinlerini kullandırılması veyaçalışanların ücretsiz izne yollanması uygulamalarınasıklıkla rastlanmaktadır.

b) Her ne kadar kamusal seçimin bir sonucu olarakbelirli bazı sektörlere mücbir sebep kapsamında vergi-SGK prim ötelemesi ve geçici vergi indirimleri gibi uy-gulamalar devreye alınmış olsa da, uygulamada küreselsalgının tüm sektörleri doğrudan ya da dolaylı olaraketkilediği ve sokağa çıkma yasağı, hastalık, işyerininpolitikası, vb. zorunlu nedenlerle vergisel-muhasebeselişlemlerin yürütülmesinde gecikmeler yaşandığı dik-kate alınarak mücbir sebep halinin ayrım yapılmaksızıntüm sektörler için geçici olarak uygulamasının dahadoğru ve hakkaniyetli olacağı düşünülmektedir. Zira,mevcut düzenlemede aynı işi yapan ancak Şirketleşmeyerine şahsi gelir vergisi mükellefi olarak mükellefiyetaçtırmayı tercih eden veya 65 yaş üstü ile kronik rahat-sızlığı olan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerle ça-lışmakta olan mükellef gruplarına vergi ötelemesiimkanı getirilirken; kurumlar vergisi mükelleflerineveya daha genç ve sağlıklı meslek mensuplarıyla çalış-makta olan mükellef gruplarına vergi ötelemesi imkanıgetirilmemesi kanun önünde eşitlik ve adalet kavram-larıyla bağdaşmamakta ve mevcut ekonomik ortamdaalacak tahsilatında sıkıntı yaşayan ve kriz öncesi alınansiparişlerini/işlerini tamamlayınca ne yapacağını bile-meyen/önünü göremeyen işletme sahiplerini yaklaşanvergi ve sigorta yükümlülüklerini nasıl ödeyeceği ko-nusunda derin düşüncelere sevk etmektedir.

c) 3 ay sonrasına ilişkin netlik kazanmayan pekçok hususun bulunduğu günümüz iş ortamında istih-damı azaltmama şartıyla işletmelere KGF kredisi im-kânı getirilmesi Şirket yöneticilerinde söz konusukredi imkanlarından yararlanma noktasında tereddüt-ler oluşturmaktadır. Türkiye ekonomi tarihinin son 5yılına damga vurmuş olan KGF kredilerinde geçmiştecrübeler kredilerin amacı dışında ev, araba, vb. alı-mında kullanılması, KGF kredilerin önemli bir kısmı-nın ödenememesi, kredi riskinin gerçekleşmesidurumunda bankaların KGF kefaletini tahsil nokta-sında yaşadığı sıkıntılar, mevcut KGF kredilerinin da-

ğıtımı konusunda BDDK’nın da tavsiyesiyle bankayöneticilerini aşırı seçici davranıp kredi riskini en azaindirmeye zorlamakta, beklentilerin ve ihtiyaçlarınçok altında limit tahsislerine şahit olunmakta ve ger-çekten kaynağa ihtiyacı olan işletmelerin söz konusukredi imkanlarına ulaşması güçleşmektedir.

d) Geçici ekonomik sıkıntı veya nakit sıkışıklığı içe-risinde olan işletmelerin ekonomiye kazandırılması ama-cıyla 2018’de getirilen değişikliklerle birlikte kaldırılaniflas ertelemesi düzenlemesi yerine yoğun şekilde kul-lanılmaya başlayan konkordato düzenlemesinin bankabilançolarına ağır hasarlar açtığı bir vakıadır. Ancak,amacı dahilinde kullanılıp sıkı denetlendiğinde istihda-mın korunması ve Şirketlerin ekonomiye kazandırılmasınoktasında önemli katkılar sağlayacağına inandığımızkonkordato düzenlemesinin başvuru şartları her geçengücün daha da zorlaştırılıp maliyetli hale getirilmektedir.Nitekim Kamu Gözetimi ve Muhasebe Standartları Ku-rumu (KGK) tarafından 23.3.2020’de alınan kararlakonkordato denetimlerinin sadece kamu yararını ilgilen-diren kuruluşlar dahil denetim yapan bağımsız denetimşirketleri tarafından yapılmasının zorunlu hale getiril-mesi bu yönde atılmış bir başka adım olarak karşımızaçıkmaktadır.

e) Türkiye uygulamasında ticaretin finansmanındaönemli bir yer tutan çeklere ilişkin 7226 sayılı Kanunile yapılan düzenleme neticesinde ibraz süresinin songünü 13.03.2020 ile 30.04.2020 tarihi arasına denkgelen çeklerin ibraz sürelerinin durdurulması, çekleriödeme güçlüğü içinde bulunan firmalara sicil affı ge-tirilmesi, çeklerin ödemesine yönelik KGF kaynaklıözel bankalar öncülüğünde kredi imkanları getirilmesipiyasadaki nakit sıkışıklığının giderilmesi anlamındaolumlu olsa da alınan bu kararın çekleri teminata ve-rerek kredi kullanmış bankaların ve aynı şekilde çek-lerini vadesinde tahsil edemeyecek olan şirketlerinnakit akışını olumsuz yönde etkileyeceği aşikardır.

f) Kâr payı dağıtımlarının kısıtlanmasına yönelikkarar, zaten az miktarda olan düzenli şekilde her yılkâr payı dağıtımı yapan Şirketlerin ortaklarına ödemeyapabilmesi için yaratıcı muhasebe tekniklerine baş-vurmalarına neden olup işletme bilançolarının bozul-masına ve devletin dağıtılan kâr payları üzerindentahsil edeceği stopaj gelirinin düşmesine neden ola-caktır. Ayrıca, söz konusu önlem nedeniyle yabancısermayeli şirketlerden kâr dağıtımı yapmak isteyenlerkısıtlanmış olacağından bu kararın yeni yapılmasıplanlanan yabancı doğrudan sermaye yatırımları üze-rinde de olumsuz etki yaratabilecek mahiyette oldu-ğunu belirtmek gerekir.

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 75

Page 9: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202076

g) Zaten 2018’de yaşanan döviz şoku sonrasındakredilerin tahsili ve kredi kalitesi noktasında güçlükleryaşamak durumunda kalan Türk bankacılık sistemininEkonomik İstikrar Kalkanı paketi kapsamında açıkla-nan önlemler nedeniyle ilave sermaye kayıpları yaşa-ması ve geçmişten gelen kötü kredilerinin üstüne kriznedeniyle oluşması muhtemel yeni batık kredilerin ya-ratacağı sermaye açıklarını nasıl kapatacağı belirsizli-ğini korumaktadır.

Tüm bunlar veriyken biz mevcutta alınan önlemlereilave olarak aşağıdaki ekonomik tedbirlerin derhal uy-gulamaya alınmasının önemli ve gerekli olduğunu dü-şünmekteyiz. Bu önerilerin bir ekonomik tedbir vereform paketi içerisinde önerilerin her birinin bütçeyeilave maliyeti ve nasıl finanse edilmesinin planlandı-ğının şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılması vekriz tedbirlerine ilişkin doğru bir iletişim stratejisininyürütülmesi elzem gözükmektedir. Keza söz konusureform paketiyle asıl hedefin ekonomik duruş, şirketiflasları ve reel sektörden bankacılık sektörüne yayıla-cak bir krizi önlemek olsa da; bu vesileyle ekonomininorta ve uzun vadede orta gelir tuzağından çıkmasınısağlayacak, kronik cari açık vb. sorunlarına merhemolabilecek ve yapısal dönüşümüne katkı sağlayacakbazı önlemlerin de söz konusu reform paketinin içeri-sine dahil edilmesi reform paketinin kamuoyu nezdindesahiplenilmesine ve meşruiyetine katkı sağlayıp alınanekonomik tedbir ve önlemlerin başarıya ulaşma şansınıarttıracaktır.

A. KISA VADEDE ACİLEN HAYATA GEÇİ-RİLMESİ ELZEM GÖRÜLEN EKONOMİK TED-BİR VE ÖNERİLER

1. Mücbir Sebepten Yararlanan Mükellef Kap-samının Genişletilmesi

Mevcutta sadece belli sektörlerdeki mükelleflereKDV, muhtasar, SGK ödemeleri 6 ay ötelendi. Ancak,yukarıda açıklanan nedenlerle bu önlemin yetersiz ol-duğu görüşünden hareketle tüm kurumlar vergisi vegelir vergisi mükelleflerinin nakit akışının rahatlatıl-masına yönelik olarak;

a. 2020 yılında bu yıla has olmak üzere kurumlarvergisi ve gelir vergisi mükellefleri açısından peşinvergi niteliğindeki geçici vergi uygulamasına son ve-rilmeli ve 4. geçici vergi ve kurumlar vergisi beyan-nameleri birleştirilip kurumlar vergisi beyanlarının2020’ye özgü olarak 2021 yılı Şubat ayı ortasına çe-kilmesi sağlanmalıdır. Bu amacı sağlamaya yönelikbaşka bir alternatif ise 2020 yılı beyanlarına özgüolmak üzere geçici vergi uygulamasındaki %10’lukyanılma payının yükseltilmesidir.

b. Mücbir sebep hali sektör ayrımı yapılmaksızıntüm kurumlar vergisi mükellefler için uygulanmalı vetüm mükelleflere belirli kamusal yükümlülüklerin(KDV, muhtasar, damga, SGK) ödenmesi noktasında6 ay öteleme imkânı getirilmelidir.

c. Söz konusu ötelemeler nedeniyle oluşacak kamufinansman açığına yönelik olarak özel tertip devlettahvili ihracı sağlanmalıdır.

2. Devreden KDV Stoğunun EritilmesiMükelleflerin yaklaşık tutarı 200 milyar TL tuta-

rında olduğu tahmin edilen ve yılların bir sorunu ola-rak birikmiş olan KDV iadelerinin 1 kerelik olmaküzere hazırlatılacak özel amaçlı YMM raporuyla bel-geledikten sonra bağlı oldukları vergi dairelerine baş-vurarak Şirketleri adına düzenlenmiş Devlet İçBorçlanma Senetleri (DİBS’leri) teslim alması sağ-lanmalıdır. Bilançoda atıl şekilde beklemekte olansöz konusu alacakların DİBS’lere dönüşmesinin sağ-lanması ve mükellefler tarafından elde edilecekDİBS’lerin bankalara teminat olarak verilmesi sağ-lanarak söz konusu DİBS’ler neticesinde ilgili şirket-lere bankalardan ilave limit tesisi sağlanmalıdır.DİBS’ler vasıtasıyla oluşturulacak limitler sayesindeilgili Şirketlerin bankalardan asgari 1 yıl ödemesiz 3yıl vadeli kredi olarak kullandırılması sağlanmalıdır.Söz konusu DİBS’lerin bankalar tarafından Hazi-ne’ye sunularak iskonto edilmesinin sağlanması biralternatif olabileceği gibi, DİBS’lerin vade sonunakadar bankalar tarafından zorunlu karşılık olarakTCMB hesaplarında tutulmasının sağlanması başkabir çözüm olabilir. Söz konusu devir KDV iade sto-ğunun eritilmesi neticesinde oluşacak parasal geniş-lemenin orta vadede önüne geçilmesi açısındanekonomi yönetimi tarafından uygulama başlamadanönce gerekli mekanizmaların tesis edilmesi elzem gö-zükmektedir.

Devreden KDV iadelerinin eritilmesine yönelik birbaşka alternatif, ilk önerimiz kadar işletmelerin nakitakışlarını hemen ve doğrudan etkilemeyecek olsa dadevreden KDV iadelerinin kurumlar vergisi ve gelirvergisi matrahlarının tespitinde gider yazılmasınınsağlanması yoluyla işletmelerin 2020 yılına özgü ku-rumlar vergisi ve gelir vergisi kaynaklı efektif vergiyüklerini minimize etmeleri sağlanmış olacaktır.

Bütçe imkânları ve parasal genişleme kısıtları da-hilinde bu öneriler tüm devreden KDV stoğunun biranda eritilmesini sağlayabileceği gibi, önerilerin kıs-men uygulanmasının da mümkün olduğu göz önündebulundurulmalıdır.

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 76

Page 10: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 77

3. Geçmiş Yıl Zararlarının Geriye Doğru Yürü-tülerek İşletmelere Vergi İade İmkânı Yaratılması

İşletmelere sermaye desteği ve nakit akışı sağlan-masına yönelik olarak, halihazırda 5 yıl içinde gele-cekte elde edilecek kazançlardan mahsubu mümkünolan cari dönem işletme zararlarının (işletmelerde geç-miş yıllar zararlarının gelecek yıl karlarından mahsubuuygulamasının) son 5 yıl içinde asgari 3 yıl kurumlarvergisi ödenmiş olması, sektör ortalamasının altındakâr beyan edilmemesi şartlarının son 5 yıl içinde as-gari 3 yıl sağlanmış olması şartıyla 1 kerelik bir dü-zenlemeyle geçmişte ödenmiş kurumlar vergilerinincari dönem zararına isabet eden kısmının mükelleflerehızlı bir şekilde nakit olarak iade edilmesine yönelikmekanizmaların devreye sokulması ve şartları sağla-yan işletmelere bu yolla nakit enjekte edilmesi sağlan-malıdır. Bu önerimizin hayata geçirilebilmesi içinyukarıda 1. maddede belirtilen önerilerimizden 2020yılına özgü olarak geçici vergi uygulamasının kaldı-rılması uygulamasını ödemeyle sınırlı tutup geçicivergi beyannamelerinin yasal sürelerinde verilmesininsağlanması gerekmektedir. Bu uygulamanın geçmiştedüzenli olarak kurumlar vergisi ödemiş mükelleflerlesınırlı tutulması, geçmiş dönemlerde hem katma değeryaratmış, hem vergiye gönüllü uyum sağlamış mükel-leflerinin her çıkan yeni vergi affı düzenlemesiyledaha da örselenen vergi ödeme bilinçlerinin kuvvet-lenmesine de yardımcı olacağı düşünülmektedir.

Burada sektör ortalamaları mükelleflerin kendi be-yanları üzerinden hesaplanabilir. Alternatif bir yöntemise; 2020 yılı zararıyla sınırlı kalmak ve belli bir para-sal tutarı geçmemek üzere son 3 yıl içinde ödenen ku-rumlar vergisi ve gelir vergisi tutarlarının % 50’sininiadesi yoluna gidilmesidir.

4. Krizden Ağır Şekilde Etkilenen SektörlereYönelik Geçici Vergi İndirimleri

Krizden ağır şekilde etkilendiği görülen turizm, ha-vayolu, etkinlik/organizasyon sektörlerinde faaliyetgösteren kurumlar ve gelir vergisi mükelleflerine yö-nelik 2020 yılına özgü olacak şekilde kurumlar/gelirvergisi oranlarının düşürülmesi sektörün nakit akışınınrahatlatılmasına yardımcı olacaktır.

5. İstihdam Üzerindeki Vergi Yükünün GeçiciOlarak Azaltılması

İstihdamın korunması, işletmelerin nakit akışları-nın rahatlatılmasına ve işveren üzerindeki istihdamkaynaklı vergi ve vergi benzeri yüklerin azaltılmasınayönelik olarak 2020 yılına özgü olacak şekilde çalı-şanlar üzerindeki ücret kaynaklı vergi (şahsi gelir ver-

gisi) ve vergi benzeri ödemelerin (SGK primi, vb.)yani bordro kaynaklı kamusal yükümlülüklerin oranı-nın düşürülmesi bir başka öneri olarak karşımıza çık-maktadır.

6. Yeni Yatırımların Özendirilmesine YönelikTeşvikler

Mevcut ekonomik ortamın tüm olumsuzluğunarağmen krize yatırım ortamında yakalanmış olan, acilyatırım yapma ihtiyacı olan veya yatırım yapmayı dü-şünen imalat sanayi işletmelerini teşvik edici yönde2020-2023 hesap dönemleri için indirimli kurumlarvergisi uygulamasında tüm yeni yatırımların “6. Bölgeteşviklerine” uygulanan oran üzerinden değerlendiril-mesi sağlanmalı ve tüm yeni yatırımların işletmeyealındıktan sonra uygulanacak amortisman oranları buyıllara özgü yapılacak yatırımlarla sınırlı kalmak üzere2 katına çıkarılmalıdır.

7. İşletme Bilançolarında Tarihi DeğerleriyleTakip Edilmekte Olan Varlıkların Enflasyon Dü-zeltmesine Tabi Tutulması

Yararlanmak isteyen işletmeler açısından ihtiyariolarak, Şirket bilançolarında tarihi değerleri üzerindengösterilmekte olan gayrimenkul, makine ve iştirak his-selerinin enflasyon düzeltmesine tabi tutulması ve olu-şan değer artışı üzerinden 1 kerelik düşük oranlı (azami%1-2) vergi alınması sağlanarak uygulanacak kriz ted-birleri için ilave kamusal fon kaynağı yaratılabilir.

8. Geçmiş Yıl Kârlarının Dağıtımında İndirimliGelir Vergisi Stopajı Uygulanması

Yukarıda da açıkladığımız üzere, işletme bilanço-larını bozucu ve vergi tahsilatını azaltıcı etkileri nede-niyle işletmelere kâr dağıtım noktasında kısıtlamagetirilmesini doğru bulmamakta aksine imkânı ve kay-nağı olan şirketlerin meşru şekilde kâr dağıtımı yap-maya özendirilmesinin kamu mali dengeleri açısındandaha doğru olduğuna inanmaktayız. Sermaye şirketle-rinin bilançolarında bulunmakta olan geçmiş yıl kâr-larının 2020 yılına özgü olacak şekilde 1 kerelik düşükbir gelir vergisi stopajı (örneğin % 5) ödenerek işletmedışına çıkarılmasına izin verilmesi ve şahıslar açısın-dan şahsi gelir vergisi beyannamesi aşamasında da sözkonusu temettü gelirleri nedeniyle ilave bir vergi alın-maması sağlanarak kriz tedbirleri için ilave kaynak ya-ratılabileceğini düşünmekteyiz.

9. Yardım Kampanyasına Yapılan Bağış Yar-dımların Özendirilmesi

Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan yardımkampanyasına vergi mükellefleri tarafından yollananbağış ve yardımların tamamının işletme vergi matra-

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:13 Page 77

Page 11: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202078

hında kazanç olsun olmasın indirilmesine imkân sağ-lanması (mevcutta bağış ve yardımın %100’ünün vergimatrahından indirilmesine imkân verilmesine rağmenbağış ve yardımın yapıldığı yılda kazanç yoksa yapılanbağış ve yardımın vergi matrahını azaltıcı etkisindenistifade edilmemiş oluyor) yine ilave bir kaynak im-kânı sağlayacaktır.

10. Yardım Kampanyasına Yapılan Bağış Yar-dımların Yönetimi

Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan Biz Bize Ye-teriz Türkiyem yardım kampanyası neticesinde toplananbağış ve yardımların yarısının detayları sonraki bölüm-lerde açıklanacak olan özel amaçlı şirkete (SPV’ye) ser-maye olarak konulması, SPV’nin fon ve kaynaklarınınkullanım yerlerinin aylık bazda uluslararası çapta dene-tim yapan 4 büyük denetim şirketine denetlettirilerekdenetim raporlarının kamuyla paylaşılması, SPV’yekamu nezdinde itibarı yüksek, objektifliğinden eminolunan Denetim Kurulu üyelerinin iktidar, muhalefet vesivil toplum örgütleri tarafından üyeler atanması sağ-lanmalıdır. Böylelikle, kriz tedbirleri için ilave bir ka-musal fon kaynağı yaratılmış olacaktır.

11. Kısa Çalışma Ödeneğinin Uygulama Şartla-rının İyileştirilmesi

Kısa çalışma ödeneğinin uygulama şartlarının dahada esnetilerek kısa çalışma ödeneğinden yararlanan iş-letme sayısının arttırılması, kısa çalışma ödeneği uygu-lama süresinin ihtiyacı olan işletmeler açısından 6 ayakadar çıkarılması ve kısa çalışma ödeneğine ilişkin uy-gulama sorunlarının ivedilikle giderilmesi, kısa çalışmaödeneğinden yararlanamayan işletmeler açısından çalı-şanların ücretsiz izin vb. kaynaklı gelir kayıplarını azal-tacak ve istihdamın korunmasına yardımcı olacaktır.

12. Sağlık Çalışanlarının Ücret ve Fazla MesaiÖdemelerindeki Şahsi Gelir Vergisi Yükünün Ge-çici Olarak Gelir Vergisinden Muaf Tutulması

Sağlık çalışanlarının bu dönemdeki özverili vefazla çalışmalarını teşvik edecek şekilde krizle müca-dele dönemine isabet şekilde elde ettikleri ve elde ede-cekleri ücret+fazla mesai ödemelerinin tamamınıngeçici olarak gelir vergisinden ve sigorta primindenmuaf hale getirilmesi sağlanarak sağlık çalışanlarınailave motivasyon ve toplam tüketim talebini destekle-yici bir adım hayata geçirilebilir.

13. Krizle Mücadelede Kullanılacak Cihaz,Ekipman ve Sarf Malzemelerinde Geçici KDV veGümrük Vergisi Oranı İndirimi

Krizle mücadelede kullanılacak ve acil üretilmesi-tedarik edilmesi gereken makine-ekipmanlar (ventila-

tör, maske, dezenfektan, vb.) için halihazırda ham-madde olarak kullanılacak malzemelerin veya bahsigeçen acil kapsamdaki nihai ürünlerin tedariğindegümrük vergisi, ithalde ödenen KDV’nin geçici olaraksıfırlanması sağlanmalıdır.

14. Tahsili Şüpheli Hale Gelen Alacaklar Kay-naklı Olarak Daha Önceden Hesaplanan KDV’ninİndirim KDV Olarak Dikkate Alınmasına İzin Ve-rilmesi

Halihazırda devir KDV’si olmayan Şirketler açı-sından şüpheli alacaklar nedeniyle geçmişte hesapla-nan KDV olarak beyan edilmiş ve geçmiş dönemdeKDV olarak devlete ödenmiş ancak şüpheli alacakolarak giderleştirilmemiş olan tutarların 1 kereyemahsus Şirketlerin KDV beyannamelerinde indirile-cek KDV olarak gösterilmesi sağlanarak işletmelerinnakit akışlarının rahatlatılmasına destek olunmasısağlanabilir.

15. İşletme Bilançolarındaki Cari Hesap Baki-yelerinin Gerçek Duruma Getirilmesi

İşletme bilançolarında görülmekte olan ancakgerçekte tahsil kabiliyeti olmayan cari hesap alacak-larının üzerinden 1 kerelik cüzi bir vergi ödenerekişletme bilançolarının daha temiz ve şeffaf, bankalartarafından daha kredilendirilebilir hale getirilmesi-nin sağlanmasına yönelik yasal düzenlemenin hayatageçirilmesi sağlanarak kriz tedbirleri için kamusalfon kaynağı yaratılması ve bankacılık sistemi kredi-lendirme iştahının pozitif şekilde etkilenmesi sağla-nabilir.

16. Piyasadaki Nakit Akışının CanlandırılmasıEmekli bayram ikramiyelerinin öne çekilmesi şek-

linde başarılı bulduğumuz bir ekonomik tedbirin aşa-ğıdaki sayılan sektörler açısından da yararlı olacağıdüşünülmektedir:

1) TÜBİTAK kaynaklı AR-GE harcamalarını des-tekleme amaçlı proje ödemelerinin hızlandırılması,

2) Ekonomi Bakanlığının yurtdışı pazarlara yönelikfuar, temsilcilik, şube konularında ihracatçıları destek-lemeye yönelik devlet yardımlarının ödemelerinin hız-landırılması,

3) Yatırımcı kamu kuruluşları (Karayolları, DSİ,TCDD, Belediyeler, Sağlık Bakanlığı, Milli EğitimBakanlığı, TOKİ, DHMİ, vb.) nezdinde kesinleşmişhakediş alacaklarının ödemelerinin hızlandırılması,

4) Üniversite ve devlet hastanelerine tıbbi cihaz vesarf malzemesi satışı nedeniyle alacakları olan medi-kal firmaların ödemelerinin hızlandırılması.

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 78

Page 12: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 79

17. Dar Gelir Gruplarına Yönelik Elektrik, Su,Doğalgaz, Kablolu TV, İnternet Faturaları ve KiraÖdemelerinin Ötelenmesi

Dar gelir gruplarının hayatlarını eve kapanarak ge-çirmek zorunda olduğu ve muhtemelen gelirlerinindüştüğü bir ekonomik ortamda gıda çekleriyle destek-lenmesinin yanı sıra zorunlu mahiyetteki elektrik, su,doğalgaz, kablolu TV, internet faturaları gibi ödeme-lerinin ve kira ödemelerinin 3 aylık süreyle ötelenmesisağlanmalı ve bu dönemde söz konusu fatura gecik-meleri nedeniyle hizmet sunumuna son verilmemesiyasal güvenceye bağlanmalıdır. Aksi takdirde interneterişimi olmayan çocukların eğitim haklarının kısıtlan-ması, halen soğuk seyreden iklim şartlarında ısınmave sıcak su imkanlarının sınırlandırılmasının toplumpsikolojisi üzerinde tahripkâr olacağı unutulmamalıdır.Bu nedenle, söz konusu ötelemelerden karlılığı olum-suz etkilenecek hizmet işletmeler açısından 2020 yı-lına özgü 2 puanlık bir kurumlar vergisi indirimiuygulanabileceği gibi, kira geliri elde eden gerçek ki-şilerden tek gayrimenkul sahibi olanlarla sınırlı olmaküzere şahsi gelir vergisi oranında indirim yapılmasıdüşünülebilir.

B. Orta-Uzun Vadeli Yapısal Dönüşüm İçin Re-form Paketine Dahil Edilmesi Faydalı GörülenEkonomik Tedbir ve Öneriler

1. a) Vergi-Sigorta Affı Kapsamlı bir vergi ve sigorta affı yasasının (tüm

vergi türleri (Kurumlar Vergisi, Gelir Vergisi, KDV,ÖTV, Damga Vergisi, Muhtasar Vergi, Belediye Vergi-leri, Harçlar, vb.) yönünden matrah artırımı, stok affı,kasa/ortaklar cari hesapların kapatılması, yurtdışındakigelirlerin beyanını ve vergisel uyuşmazlıkların acilensonlandırılmasını da içerecek şekilde) acilen TBMM’yegetirilerek peşin ödemeyi cazip kılacak yasa aracılığıylatoplanan kaynağın tamamen kurulacak ve detayları son-raki bölümlerde açıklanacak olan özel amaçlı şirkete(SPV’ye) sermaye olarak konulmasını sağlayacak me-kanizmanın yasal altyapısının oluşturulması, ancak aynıyasal düzenlemede vergi ahlakını bozan ve dürüst mü-kellefi cezalandıran vergi aflarının olumsuz etkisini sı-nırlamak için bundan sonra çıkarılacak vergi ve sigortaaffı yasalarının Meclis Çoğunluğunun ancak 2/3’ününolumlu oyuyla getirilebileceğine ilişkin bir Anayasa de-ğişikliğinin de beraberinde getirilmesi sağlanmalıdır.

b) Amme Borçlarının Yeniden Yapılandırılması Söz konusu vergi ve sigorta affı yasası içerisine ka-

muya olan taksitlendirilmiş amme borçlarının tama-mının güncel piyasa şartları dikkate alınarak yeniden

yapılandırılmasını da içeren bir borç yeniden yapılan-dırması imkanı getirilmesi kamu borçlarının tahsil ka-biliyetini arttıracağını ve kamunun orta-uzun vadedetahsilat performansını yükseltecektir.

2. Kamusal Girişim Sermayesi YatırımlarınaHız Verilmesi

Özellikle krizden çıkışı hızlandırmak, ekonomininrekabet gücünü artırmak için yukarıda açıklanan ted-birlere ilaveten en hızlı şekilde Türkiye Varlık Fonubünyesinde kurulacak kamusal bir girişim sermayesişirketi aracılığıyla “venture capital” mantığıyla, sabıkakaydı olmayan-geçmişte herhangi bir suça bulaşmamış,her dünya görüşünden girişimcilere açık, projesi olanancak projesini hayata geçirme noktasında kaynak sı-kıntısı yaşayan sağlık sektörü başta olmak üzere bilgiişlem, tarım, savunma sanayi, elektrikli otomotiv, ye-nilenebilir enerji sektörlerinde yer alan, inovasyon kap-asitesi olan ve üretim, ara malı tedariki, teknolojikdönüşüm, dijital dönüşüm, Endüstri 4.0 gibi konulardasektöre öncülük edebilecek, unicorn olma potansiyelitaşıyan start-uplara yönelik start-up yatırımları konu-sunda deneyimli tabir caizse damdan düşmüş kişileriniçinde bulunacağı jürinin yatırım yapılacak projeler ko-nusunda karar alıcı ana organ olacağı, söz konusu jüriiçinde kamusal üyelerinde bulunacağı ancak çoğunlu-ğun kamuoyunun iyi tanıdığı objektifliğine ve bilgisinegüvenilen özel sektör kökenli jüri üyelerinden oluşacakve işleyişi siyasi müdahalelere olabildiğince kapalı ola-cak şekilde dizayn edilmiş bir Proje Seçim Komitesiacilen oluşturulmalıdır:

a. Mevcut-kurulu şirketlere ellerindeki projelerini15 gün içinde sunmaları kaydıyla objektif değerlemeilkelerine göre YMM-Bağımsız Denetçi raporuyladeğer biçilip ortak olunmasının yasal altyapısı oluştu-rulmalıdır.

b. Yeni kurulacak şirketlere ellerindeki projelerini15 gün içinde sunmaları kaydıyla sıfırdan değer biçi-lerek ortak olunması mümkün kılınmalıdır.

c. Kamusal girişim sermayesinin kötüye kullanıl-maması için kamusal fonların kötüye kullanımına yö-nelik girişime başvuran kişilerden şahsi kefaletalınması ve kötüye kullanıma yönelik özel nitelikteağır cezalar getirilmesi sağlanmalıdır.

4. TALEP ARTIRICI ÖNLEMLER: “HELİ-KOPTER PARA”. AMA NASIL?

Raporumuzda şu ana kadar ağırlıklı olarak tedarikzincirindeki kopuş, faaliyetlerdeki duruş ve nakitakışta yaşanan aksama nedeniyle şirketler kesimininkarşı karşıya kaldığı riskleri ele aldık. Arz yönlü ve

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 79

Page 13: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202080

yapısal zafiyetlere ilişkin olarak mevcut mekanizmalarüzerinden ne tür adımlar atılabileceği, nasıl tedbirleralınabileceğine ilişkin kendi görüşlerimizi ortaya koy-duk. İlerleyen bölümlerde bu görüşlerimize farklı birbakış açısı katıp yeni mekanizmalar kurgulamak sure-tiyle devam edeceğiz ancak arada çok kritik bir nok-tayı atlamamamız gerekiyor. O da talepte yaşanan sertdüşüşün nasıl bertaraf edileceğidir. Üstelik, küreselbazlı bir sorunla yüz yüze olduğumuzdan ötürü detalep kaybı sadece iç pazar ile de sınırlı değil. Özel-likle, Kıta Avrupası’nda Mart ayında ekonomik faali-yetlerin durma noktasına gelmesi Türkiye’nin ihracatperformansını olumsuz şekilde etkiledi. Türkiye İhra-catçılar Meclisi’nin açıkladığı öncü verilere göre ih-racat Mart ayında, geçen yılın aynı dönemine göre%17.8 düşüşle 13.4 milyar ABD Doları düzeyindegerçekleşti. Sipariş olgusu nedeniyle talep daralması-nın ihracat rakamları üzerindeki etkisini gecikmeli gö-rüyoruz. Bu düzlemde, Nisan verileri daha büyükoranlı bir bozulmaya işaret edebilir. Öte yandan, içtalep zaten geçmişe oranla zayıf seyrediyordu. Tüke-tici güveni verilerine göre Korona Öncesi dönemdedahi iç talebin göreceli olarak zayıf kaldığını gözlem-liyorduk. Bunun üzerine bir de iş kayıpları (özelliklede KOBİ tarafında), satın alma gücündeki düşüş ve ge-leceğe ilişkin beklentilerdeki bozulma nedeniyle ilavebir talep düşüşü daha gelecek. Hülasa, arz yönlü ön-lemler alsak ve bunlar işe yarasa dahi talebin yetersizkalması ekonomik büyümenin toparlanmasını engel-leyebilir. Bu nedenle arz yönlü önlemlerle eş zamanlıolarak talep yönlü tedbirlerin de ivedilikle hayata ge-çirilmesi gerekmektedir.

Reel kesime yönelik tedbirleri sıralarken, ki otoritede bunun üzerinde önemle duruyor, istihdam kaybınınönlenmesine özellikle vurgu yaptık. Bu vurgu, esa-sında, iç talebin canlı tutulması için olmazsa olmaz.Ancak, istihdam korunsa bile, satın alma gücünde ya-şanacak olası erozyon, gelecek iş kaybı kaygısı ya dapandeminin getirdiği ciddi belirsizlikler iç talebin ya-vaşlamasını beraberinde getirecektir. Ayrıca, KoronaSonrası dönemin asla öncesiyle aynı olmayacağı var-sayılırsa, insanların tatile çıkma ya da seyahat etmeisteklerinin azalması, dışarıda yemek yeme alışkan-lıklarının gevşemesi, alışveriş merkezlerini ziyaretetme iştahının dinmesi ve bunun gibi sıralayacağımızdaha birçok motivasyon kaybı nedeniyle iç taleptedüşüş yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Bu nedenle deiç talebi dışarıdan tahrik edeceğimiz bir araca ihtiya-cımız var. O rolü de doğal olarak kamu oynayacak.Ama nasıl?

Talep yetersizliği, iktisat tarihinin en çok üzerindedurduğu meselelerden biridir. Çok kısa bir şekilde li-teratüre göz attığımızda her ekol talep yetersizliğinifarklı önerilerle çözmeye çalışmış ancak bu önerilerinbir süre sonra geçerliliğini kaybettiği görülmüştür.Zira, çalışmamızın giriş bölümünde de vurguladığımızüzere iktisat sosyal bir bilim olduğundan ötürü dönem-den döneme, toplumdan topluma farklılık gösterir. Buda her dönemin koşullarına özgü çözüm önerileri sun-mayı gerektirir.

Bu sorun 20. yüzyılın sonlarında çok daha büyükbir önem kazandı zira o güne kadar bilinen tedbirlerintamamı alınmasına rağmen iç talebin bir türlü topar-lanmadığına şahit olundu. Özellikle de Japonya’da baş-layan bu olgu 2000’li yıllardan itibaren tüm küreyeyayıldı. Para arzı genişlemeci yönde kullanılıp faizlerultra-düşük seviyelere çekilmiş, devlet teşvikleri tarihingördüğü en yüksek seviyelere çıkarılmış olmasına rağ-men iç talep bir türlü canlanmıyordu. Tabii ki, bununarkasında ekonomik etmenlerden ziyade demografik,sosyolojik ve hatta psikolojik nedenler olduğunu za-manla anladık. Yine de bunu aşıp ekonomileri canlan-dırmak, ABD Hazine Bakanı Summers’in meşhur ettiği“secular stagnation” yani kalıcı durgunluk tanımındançıkarmak adına bir politika setine ihtiyaç vardı. Bunaen makul cevabı, sonraki yıllarda Amerikan MerkezBankası başkanlığı da yapacak olan ünlü ekonomistBen Bernanke verdi. 1990’larda Japon ekonomisindeyaşanan durgunluğun çözümüne odaklanan Bernanke,“helikopter para” olarak adlandırdığı öneriyi ortayaattı, her ne kadar bu sıfat adı ile birlikte anılıp kendisiniçok rahatsız etse de: Eğer insanlar harcamıyorsa heli-kopterlerden üstlerine para saçın dedi! Bernanke’ninbu önerisi kabul gördü ve hatta Japonya’da da uygu-landı. Ancak, ne büyük bir ironidir ki, Japonlar kendi-lerine harcamaları için dağıtılan alışveriş çeklerinikullanmadıkları gibi bono/tahvil şeklinde alıp satmayabaşladılar. Japonların davranışı uç olabilir ancak buyöntemin işe yarayabileceği aşikâr idi. Özellikle deyüksek borçlu ve gelir düzeyi düşük topluluklarda ça-lışmaması için hiçbir neden yoktu. Korona Öncesi dö-nemde yüksek sesle dile getirilen bu tedbir şu ankonuşulmak bir yana uygulanmaya başladı: Uzak-doğu’da birçok ülkede halihazırda uygulanırken Ba-tı’da açıklanan destekleme paketleri içerisinde anlamlıbir ölçekte yer aldı.

Türkiye’nin geçmişinde de helikopter para tarzı uy-gulamalar bulunuyor. Özellikle de 2018 yılında emek-lilere 1000 TL’lik bayram ikramiyesi şeklinde başlananuygulama bu kategoride sınıflandırılabilir. Düşük gelir

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 80

Page 14: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 81

gruplarına sağlanan arızi desteğin önemli bir kısmınıntüketime yansıdığı bilindiğinden dolayı ekonomiye des-tek olmak adına emekli kesime helikopter para aracılığıile kaynak sağlamak geçici olmak kaydıyla rasyonel biraraçtır. Bu uygulama bugünlerde de düşünülmelidir.Ancak, uygulama safhasında birkaç noktaya önemledikkat edilmesi taraftarıyız ki hem etkili olsun hem deolası yan etkileri sınırlı düzeyde kalsın:

i) Helikopter para uygulamasının nakit para yerinealışveriş çeki tarzında bir yöntemle yapılması gereki-yor. Bunu dijital para şeklinde de kurgulayabiliriz.Nakit paranın tüketime yönelmeyip başka alanlaragitme riski var. Mesela, döviz alımına yönelebilir kibu istemeden de olsa kurlarda beklenmedik bir yükse-lişe sebebiyet verebilir. İkincisi, nakit para yoluyla ya-pılacak bir destek para arzının kalıcı olarak artmasınayol açıp enflasyonist sonuçlar doğurabilir. Alışverişçeki ya da dijital para, iç talepte bir kerelik ve geçicibir artışa yol açmak suretiyle istenmedik yan etkilerioldukça sınırlandıracaktır.

ii) Alışveriş çekleri, standart olmayıp her kesiminihtiyaçlarına göre farklılık gösterecek şekilde dizaynedilebilir. Bu sayede hem helikopter paranın amacınındışına çıkması engellenir, hem de öncelikli sektörlerekanalize olmasının önü açılır. Bu kapsamda, öğrenci-lere dağıtılacak olan çeklerin okul ve kırtasiye ürün-lerine; düşük gelir gruplarına dağıtılacak olan çeklerintemel gıda ve temizlik ürünlerine bağlanması gibi. Buyöntem, harcamaların ithal ürünlere yönelmesini de sı-nırlandırır ki cari işlemler açığı gibi olası yan etkileryaratmasının da önüne geçilebilir.

iii) Alışveriş çeklerinin büyüklüğü göreceli olarakdüşük miktarda tutulup daha fazla insanın faydalan-masının önü açılmalıdır. Bir kişiye 2000 TL’lik alış-veriş çeki vermek yerine 4 kişiye 500 TL’lik alışverişçeki verilmesi harcamaların tabana yayılmasına yar-dımcı olabileceği üzere tüketici güvenine yansımasıda daha fazla olacaktır. Bu kapsamda, bu imkândandüşük gelir gruplarının yararlandırılması çok dahaetkin olacaktır.

iv) Alışveriş çeklerinin bir defa yerine art arda bir-kaç aylık taksitlerle verilmesi ve harcanmaması duru-munda geçerliliğini yitirecek şekilde kurgulanması daetkinliğini artıracak bir diğer unsur olarak düşünüle-bilir.

v) Tedarik zincirinin en üst sıralarında yer alan sek-törleri ya da ürün gruplarını harekete geçirmek tümzinciri etkileyeceğinden dolayı bu sektörlerin öncelikliolarak belirlenip alışveriş çeklerinin bu noktalara he-

defli kurgulanması faydalı olacaktır. Mesela, eskideokullarda süt, yumurta ya da fındık gibi bazı temelgıda ürünlerinin dağıtılması tarım ve hayvancılık sek-töründe faaliyet gösteren nüfusa destek olması müna-sebetiyle yüksek çarpan ile ekonomide daha yüksekoranlı bir büyüme etkisi yaratabilmekteydi. Bu ne-denle de alışveriş çeklerine ilave olarak devletin doğ-rudan ürün alımı ve bunu ihtiyaç duyan kesimleredağıtması da istisnai kalmak kaydıyla düşünülebilir.Bu noktadaki çekincemiz bu tür uygulamaların ka-muoyu nezdinde hakkaniyet ilkesini zedeleyebilecekolmasından ileri gelmektedir.

5. REEL SEKTÖRE YENİ BİR BAKIŞ AÇISIİLE DESTEK

Türkiye ekonomisindeki ivme kaybı 2010’lu yılla-rın ortasından itibaren yaşanmaktadır. TÜİK’in veri-lerine göre, 2010’ların ilk yarısında Türkiye ekonomisiortalamada %7.5’lik bir büyüme performansı sergi-ledi. Bu rakam ikinci yarısında %4 olarak nitelendir-diğimiz doğal büyüme eşiğinin dahi altına geriledi.Ekonomideki ivme kaybı şirketler kesimini zor duru-munda bıraktı. Buna bir de 2018 yılında yaşanan fi-nansal türbülansın yol açtığı yüksek faiz ve kur etkiside sirayet edince reel kesimde ciddi ölçekte sorunlaryaşandı. Çalışmamızın başında da belirttiğimiz üzere2019 yılı ekonomi açısından tedavi ve nekahet süreciolarak geçerken şirketlerin önemli bir bölümü için has-talık sürmekteydi. Borç yeniden yapılandırmaları yada vadelendirmeleri ile sorunların zamana yayılmasıve kısa vadede şirketlere soluklanma imkânı sağlan-ması hedefleniyordu. Hastalık tam olarak tedavi edi-lemeden yaşanan virüs krizi tabloyu ne yazık ki dahada sıkıntılı bir duruma taşıdı.

Pekiyi, reel sektördeki rehabilitasyon süreci nedenbir türlü başarılı bir şekilde sonuçlandırılamadı? Busoruya vereceğimiz cevap aynı zamanda bugündensonra atılacak adımlar için de önemli ipuçları sunacak-tır. Hiç şüphesiz, verimlilik ve etkinlik sorunları nede-niyle ortaya çıkan kârsız işletmeler, zamanla sermayeyetersizliği de eklenince zombileşmeye yüz tuttu. Buyapıların sistemden ayıklanamaması sonucu ortayaçıkan bulaşıcılık etkisi ise tüm sektörleri etkisi altınaaldı. Nasıl ki, çürümeye yüz tutmuş elmaların ağaçdallarından kopması engellenince sağlıklı elmalara git-mesi gereken suyu ve mineralleri kendine çekip ağacıntamamını sıkıntıya sokuyorsa, sağlıksız şirketlerin sis-temde kalmaları yönünde ısrar edilmesi de ekonomiaçısından benzer bir etki doğurdu. Etkin ve kararlı birşekilde rehabilite edilememiş reel ekonomilerin kalıcıdurgunluğa yol açtığını bizzat Japonya örneğinden bil-

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 81

Page 15: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202082

mekteyiz. Üstelik, uygulanan politikalar bankacılıksektörü üzerinden kurgulanınca sorun hem daha inatçıbir hal alıyor, hem de bankacılık sektörünün sağlığınıbozuyor. Bu örneğin benzerlerini 2010’lu yıllarda KıtaAvrupası’nda görmeye başladık. Bizi endişelendirenhusus, doğru adımların atılamaması halinde Türki-ye’nin de aynı akıbete maruz kalabileceğidir.

Türk finansal sistemi banka odaklı bir yapı arz edi-yor. ABD’nin aksine sermaye piyasalarının çok sığ ol-duğu, finansman imkânlarının ağırlıklı olarak bankakredileri üzerinden temin edildiği bir sisteme sahibiz.Yıllardır, finansman araçlarını çeşitlendirmeye çalış-sak da gelinen nokta itibariyle çok fazla mesafe katedemediğimizi görüyoruz. Bu tarz bir sistemde, ban-kacılık sistemi sadece aracılık rolü oynamaz, aynı za-manda tüm sistemin göbeğinde yer almak suretiyleekonominin katalizörü olur. Bu yapıda büyümeninsağlanabilmesi için kredi genişlemesi farz haline gelir.Hakikaten de son 20 yıllık sürece baktığımız zamanbanka kredilerindeki reel büyüme hızı ile ülkenin bü-yüme hızı arasında kuvvetli oranda pozitif yönlü birkorelasyon var. Yani, bankacılık sektörü sağlıklı işli-yorsa reel sektörde de işler yolunda gidiyor demektir.Bu ilişki, yatırımların etkin ve verimli alanlara yapı-lamaması nedeniyle meyve vermemesi; dış kaynakgirişlerinin yavaşlaması, hatta bazı dönemlerde tersinedönmesi; siyasi, diplomasi ve güvenlik alanları ile il-gili belirsizlikler nedeniyle güven olgusunda zede-lenme yaşanması gibi nedenlerle son yıllarda sekteyeuğradı. Böylelikle de uzun yıllar boyunca lehte işleyenzincir tersine dönüp aleyhte çalışmaya başladı. Bu tab-lonun üzerine bir de korona krizi kaynaklı ekonomikani duruş gelince hem reel sektör, hem de bankacılıksektörü kırılganlık emareleri göstermeye başladı. Bunoktada ortaya konacak çözüm önerilerinin iki tarafında ihtiyaçlarını karşılar nitelikte dizayn edilmesi ge-rekir. Aksi durumda amaçlanan noktaya ulaşmak hemzor olacak, hem de daha fazla zaman gerektirecek.

Bu bağlamda, 2017 yılından bu yana ekonomiyicanlandırmak üzere hazırlanan tüm programlar, ban-kacılık sektörü üzerinden bir tedavi yöntemi sundu.KGF’den başlayıp kredi yapılandırma süreçlerine, bü-yümenin teşvik edilmesinden korona virüsüne karşıoluşturulan tedbirlere varan sürecin ağırlıklı kısmıbankacılık sektörü üzerinden yönetilmeye çalışıldı. Bustrateji, geçmişte de tam anlamıyla çalışmadığı gibigelecekte de meyve vermeyecek gibi. Zira:

(i) Bankalar, ticari bir işletme olmaları nedeniyle,aldığı kararlarda ve attığı tüm adımlarda risk odaklıbir bakış açısını ön planda tutacaktır. Bu eğilim özel

bankalarda daha kuvvetli olmakla birlikte kamu ban-kaları için de bir ölçüde geçerlidir. Zira, profesyonelbir yönetici, altına imza attığı kredi kararında riskleridikkate alıp kredinin geri ödenebilme ihtimaline görekararını verecektir. Bunun doğal sonucu olarak da riskidüşük olan işletmelere daha yüksek tutarda ve düşükfaizle kredi verilirken, riski göreceli olarak daha yük-sek olan işletmelerde daha temkinli adımlar atılacaktır.Bu da mevcut ortamda desteğe daha fazla ihtiyaçduyan şirketlerin daha az can suyu bulmasına yol aça-caktır.

(ii) Bankacılık sisteminde bir süredir var olan so-runlu kredi meselesi tam olarak çözüme kavuşturula-mamışken üstüne bir de pandemi sorununun gelmesisistemin tek başına kaldırabileceği bir durum arz et-memektedir.

(iii) Bankacılık sisteminin de bu süreçten olumsuzetkilendiği dikkate alınırsa, sermaye yapısında eroz-yon yaşayabileceği bir ortamda bankaların reel kesimisağlıklı bir şekilde desteklemesi beklenmemeli.

(iv) Bankacılık sektörü de içinde bulunduğumuzzorlu ortamda refinansman riski ile karşı karşıya ka-labilir. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşuFitch, 7 Nisan tarihli raporunda bu riske dikkat çek-miştir. Böyle bir ortamda, herhangi bir kaynak desteğiolmaksızın, bankacılık sektörünün reel kesime yar-dımcı olmasını beklemek zor.

Bu nedenlerden ötürü, korona virüsüne karşı reelsektörü destekleyecek bir programın ana sütununubankacılık sektörü yerine doğrudan kamu tarafındantesis edilecek bir yapının oluşturması daha etkin vemakul olacaktır kanaatindeyiz. Bunun için aşağıda de-taylarını sunduğumuz alternatif yapıyı öneriyoruz. Butarz yapılar daha önce benzer sorunlar yaşayan ekono-milerde farklı şekillerde de olsa kullanılmıştı. Adımadım anlatmamız gerekirse:

1- Öncelikle, bu iş için başlangıç itibariyle %100kamu sermayeli özel amaçlı bir şirket (SPV) kurulmasıya da bu süreç operasyonel anlamda zaman alacaksamevcut yapıda Türkiye Kalkınma Bankası tarzında biryapının bu amaca özel tahsis edilmesi gerektiğini düşü-nüyoruz. Hızlı bir kuruluş işlemi tesis edildikten sonrayapıya sistemin diğer 2 temel saç ayağı olacak uluslar-arası finans kurumları (Dünya Bankası, EBRD, IFC,Asya Kalkınma Bankası, Karadeniz Ticaret KalkınmaBankası, Avrupa Yatırım Bankası) ile Türk kamu ve özelbankalarının tamamı ortak olarak entegre edilmelidir.Böylelikle; kamunun hisse oranının % 30, bankalarınhisse oranının % 30, uluslararası kalkınma bankalarınhisse oranının % 40 olacağı ve kamunun altın hisse sa-

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 82

Page 16: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 83

hibi olacağı, esas görevi fonlayacağı sermaye açığı olanreel sektör şirketlerinin nakit akışlarının acilen düzeltil-mesi ve sermaye açığının giderilmesi olan bir varlık yö-netim şirketi oluşturulmuş olacaktır. Bu yapı hem insankaynağı, hem de sermaye yapısı anlamında kuvvetli ol-malı; etkin, yetkin ve özerk bir şekilde yapılandırılıphızlı hareket edebilme kabiliyetine sahip olmalı. Bununiçin bu konuda tecrübe ve deneyime sahip olan perso-nelin istihdam edilmesinde, sistemin hızlı aksiyon ala-bilmesi adına esnek bir kurumsal yapısının tesisedilmesinde, hesap verebilirlik ilkesinin gereği olarak daözerk bir yapıya haiz olmasında yarar var. Sadece dene-timi üzerinden kamuya hesap verebilir bir yapı kurgu-lanmasında kredibilite açısından fayda görüyoruz. Sözkonusu kuruluş hem uluslararası denetim tecrübesinesahip şirketler ve Sayıştay tarafından 3 ayda bir düzenliolarak denetleneceği ve denetim sonuçlarının şeffaf şe-kilde kamuyla paylaşılacağı SPV’nin kuruluş yasasınayazılmalıdır.

2- Bu yapının sermaye yapısı yeterince güçlü olmalıki sorunlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edebil-sin. Bunun için Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın(HMB) ihraç edeceği özel tertip tahvillerin yanı sıraözel bankaların 31.12.2019 mali tablolarına göre öz-sermayeleri oranında koyacağı kuruluş sermayesi ileuluslararası kalkınma bankalarının döviz cinsiden ko-yacağı kuruluş sermayeleri SPV’nin can suyunu oluş-turacaktır. Sonrasında HMB’nin ihraç ettiği bu tahvillerTCMB ile repolanarak nakit sermaye yaratılacaktır. Buaşamada olası bir dış kaynak imkânının olması halindeSPV’ye döviz cinsi özel tertip tahviller aracılığıyla ya-bancı para cinsinden kaynak da yaratılabilir. Uluslar-arası kalkınma bankalarının ortak olacağı bir SPV’ninuluslararası piyasalardan uygun maliyetle fonlanabile-ceği öngörülmektedir.

3- Bu yapının hangi türde şirketlere destek olacağıen baştan net bir şekilde belirlenmelidir. Türkiye’dekitüm işletmeleri dahil ettiğimizde ya da kapsamı daralt-

sak bile net bir tanım yapmamamız halinde SPV’nindevasa bir havuz içinde boğulmasına neden olabiliriz.Bu nedenle de ilk etapta SPV’nin hangi şirketlere des-tek olacağı net bir şekilde belirlenmelidir. Bizim öne-rimiz bu ayrımın hem sektörel bazda, hem de ölçekbazında yapılmasıdır. Bu çalışmanın önceki bölümle-rinde sunduğumuz mevcut mekanizmalar üzerindenyapılacak desteklemeler sonrasında kalan şirket havu-zundan kritik öneme sahip, istihdam ve büyüme anla-mında yüksek çarpan özelliğini taşıyan, tedarik/tüketimzincirinde telafisi mümkün olmayan bir yere sahip olanve yaşanan olumsuzluklardan en çok etkilenen orta vebüyük boy işletmelerin bu kapsama alınmasını isabetlibuluyoruz. Arzu edilmesi durumunda bu ayrımı detaylıbir şekilde sunabiliriz. Ancak, bu noktada önceliğimizyapıyı anlatmak olduğundan bu kısmı yüzeysel tutmaktaraftarıyız.

4- Desteğe ihtiyaç duyan şirketlerin belirlenme-sinde eş zamanlı olarak iki farklı yöntem izlenebilir.İlk olarak, kapsam dahilinde bulunan şirketlerin ta-lepleri baz alınır. İkinci olarak ise Türkiye ekonomi-sinin istikrarı ve sürdürülebilir büyümesi açısındanöncelikli görülen, istihdama önemli katkı sağlayan veileriye ve geriye doğru bağlantıları itibariyle üretimsisteminin merkezinde yer alan sektörlerde faaliyetgösteren şirketler, talep etmeseler dâhi, bu kapsamadahil edilir.

5- Desteğin standart bir kredi şeklinde olmasınınsakıncaları olabileceğinden kaygılıyız. Bu nedenle desermaye benzeri kredi şeklinde uzun vadeli bir fon-lama yapısının daha doğru olacağını düşünüyoruz.Sermaye benzeri kredi, normal şartlarda uzun vadelikredi gibi görünen ancak şirketin durumunun öncedenbelirlenmiş kıstaslar ötesinde bozulması halinde ser-mayeye dönen borçlanma türüdür. Bunun nedeni ah-laki tehlike (moral hazard) riskini bertaraf etmek,kamu kaynaklarının israfını engellemek, sorumluluk-ların adil şekilde paylaşılmasını sağlayarak çözüm yo-lunda inisiyatif alma motivasyonunu artırmak şeklindesıralanabilir. Yani, işletmenin ana hissedarı, borcungeri ödenmesini risk altına atan faaliyetlere girmesi veSPV’nin sermaye benzeri kredisinin tahsilinin riskegirme durumunun oluşması halinde hisse kaybınamaruz kalıp çoğunluğu SPV’ye kaptırabilecektir. Şir-ket hissedarı açısından bu tehlike, geri ödenebilirliğineilişkin riskleri bir nebze de olsa sınırlandırabilir. Buborç anlaşması ile birlikte hazırlanacak yasal doküma-nın içerisine “tetikleyici olay” tanımı eklenir ve bukoşulların oluşması halinde borç, yukarıda belirttiği-miz şekilde hisse senedine dönüşür.

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 83

Page 17: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 202084

6- Bu süreçte denetleyici mekanizma olarak bağım-sız denetçilerin yetki ve sorumlulukları artırılır ve çey-reklik bazda bu amaca hizmet edecek raporlamalaryapmaları sağlanır. Bu raporlarda şirket performansınınnasıl gittiği izlenir ve olası bozulmalar karşısında pro-aktif önlemler için fırsat oluşturulur. Söz konusu ba-ğımsız denetimlerin bütçesi fonlanan Şirket yerine SPVtarafından karşılanır ve denetim şirketlerinin yılda birdenetçi, 2 yılda bir denetim şirketini değiştirme mec-buriyeti getirilirse denetimin kalitesinin yükseleceği vesuiistimallerin azalacağı tahmin edilmektedir.

7- Asıl amaçlardan biri sermaye açığı yaşayan Şir-ketlerin bu duruma tekrardan düşmesinin önüne geçmekolacağı için bu süreçte söz konusu Şirketlerin kurumsalyönetim, hazine yönetimi, kurumsallaşma, risk yöne-timi, sözleşme yönetimi, muhasebe & raporlama, ka-musal teşviklerden yararlanmak için proje hazırlanması,ihracat kaslarının güçlendirilmesi, pazarlama, marka-laşma, vb. konulardaki eksikliklerini gidermek içinSPV’nin sponsorluğunda danışmanlardan ücretsiz des-tek alması sağlanabilir. Yine, SPV’den fonlama desteğialan reel sektör şirketlerine fonlama döneminin sonundahalka açılma konusunda destek verecek vergi-sigortateşvikleri ve devlet yardımlarının en baştan sisteme ek-lenmesi içinde bulunduğu şartlardan bunaldığı için günükurtarmak ve kısa vadede en büyük hedefi temerrüdedüşmemek veya çekini yazdırmamak olan Şirketlere birvizyon sağlayacak ve motivasyonlarını arttıracaktır.

8- SPV’ye danışmanlık görevi sunmak üzere ko-nusunda yeterli deneyime sahip uzmanlardan bir Da-nışma Kurulu oluşturulur. Bu Kurul, esas itibariyleraporlar, gerekli görmesi halinde yerinde denetimlerüzerinden değerlendirmeler yapmak suretiyle şirket-lerin gidişatını denetler, ilave aksiyonlar için SPV yö-netimine görüşler bildirir.

Bu yapının getireceği faydaları ve banka odaklıstratejilere göre avantajlarını sıralamamız gerekirse:

a) Bu yapının yegâne sorumluluğu zor durumadüşmüş şirketleri hem finansal, hem de denetim anla-mında desteklemek olacaktır. Başka bir sorumluluğuolmaması nedeniyle çıkar çatışması riski taşımayacak-tır.

b) Bu yapı, doğrudan siyasi irade nezdinde kamuo-yuna sorumlu olacak ve yaptığı faaliyetlerin kamuoyuçıkarına uygun olmalarını gözetecektir.

c) Bankacılık sektörü kendi asli görevine odakla-nacak, bu sayede de aracılık faaliyetlerini rahat bir şe-kilde ifa ederek sürdürülebilir bir büyümeye daha fazlakatkıda bulunacaktır. Bilançolarının nispeten temiz-

lenmesi sonucunda ise kredi kanalları daha verimli veetkin bir şekilde çalışacaktır.

d) Zor duruma düşmüş şirketler bu yapı üzerindenuzun vadeli ve göreceli olarak daha düşük maliyetli iş-letme finansmanı sağlayarak ana faaliyetlerine odaklıbir yönetim modeline kavuşacaklardır. Zira, son yıl-larda, birçok şirketin kredi yapılandırmaları nedeniyleasli faaliyetlerinden uzak kaldıklarını ve daha da za-yıfladıklarına şahit oluyoruz.

e) Bu modele alternatif olan KGF tarzı yapılardariskin önemli bir kısmının bankalar üzerinde kalmasınedeniyle zor durumdaki şirketlerin imkâna erişmesiher zaman kolay olmayabiliyordu. Ayrıca, davul bi-rinde, tokmak başkasında olunca da sistemde önemliaksaklıklar yaşanabiliyordu.

f) Kamunun doğrudan kredi desteklerinde ahlakitehlike riski beliriyordu. Bu modelde “tetikleyici olay”riskinin gerçekleşmesi halinde borç hisseye dönüşece-ğinden dolayı ahlaki tehlike riskinin azalacağı kanaa-tindeyiz. Ayrıca, dönemsel denetimler de bu riski aşağıçeken başka bir faktör olarak ön plana çıkacaktır.

6. SONUÇZor dönemden geçiyoruz. Sanki, tüm siyah kuğular

bir araya toplandı. Covid-19 olarak adlandırılan virü-sün neden olacağı ekonomik kriz, basit bir resesyondanibaret olmayıp sosyal ve siyasal anlamda paradigmaldeğişimler yaratabilecek potansiyelde bir depresyondahi olabilir. Henüz tam etkisini ölçemiyor olsak da ilksinyaller devasa bir riskle karşı karşıya olduğumuzugösteriyor. Üstelik bu olgu, eşzamanlı olarak finansalpiyasalarda yaşanan çöküş ve toplumları etkisi altınaalan histeri ikilisi ile birleşince daha da yıkıcı bir halalıyor. Dünya ekonomisi, nitelik ve nicelik açısındanbu derece büyük bir duruşu en son 1929 Büyük Buhranve 2.Dünya Savaşı’nda görmüştü. Şimdi, bu iki tarihiolayın kısa bir zaman dilimi içerisine ziplenmiş versi-yonunu yaşıyoruz.

Türkiye ekonomisi, bu krize ne yazık ki tek ayaküzerinde, bağışıklığı zayıf bir şekilde yakalandı. 2018yılında yaşanan finansal türbülansın olumsuz etkilerinibertaraf edip kuvvetli bir büyüme eğilimine gireceğimizbir zaman diliminde baş gösteren bu sorun, ekonomikperformansımızı yeniden zora soktu. Üstelik, finansaltürbülansın reel sektör üzerindeki olumsuz etkilerini gi-derebilmek adına tüm araç ve kaynakları seferber etme-mizden dolayı manevra alanımız da daralmış oldu. Türkmilletinin bu gibi durumlar karşısında gösterdiği dira-yetli tepki ve üstün fedakârlık nedeniyle bu mücadele-den de alnımızın akıyla çıkacağımıza emin olsak da dış

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 84

Page 18: Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri ile … · 2020. 5. 27. · 68 VERGb DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 Korona Virüsün Ekonomi Üzerindeki Olumsuz Etkileri

VERGİ DÜNYASI, YIL 39, SAYI 465, MAYIS 2020 85

kaynağa ihtiyaç duyacağımızı tahmin ediyoruz. Ayrıca,mücadele tarzımızı da değiştirmemiz gerekebilir zirazor dönemler zor kararları zaruri kılar.

Öncelikle, bugüne kadar atılan adımları ve alınantedbirleri mevcut mekanizmalar üzerinden uygulamayasokulacak yenileri ile desteklememiz gerekiyor. Bukapsamda, mücbir sebepten yararlanabilecek mükellefkapsamının genişletilmesi, devreden KDV stoğununeritilerek şirketlere taze kaynak sağlanması, geçmiş yılzararlarının geriye doğru yürütülerek işletmelere vergiiade imkânı yaratılması, istihdam üzerindeki vergi yü-künün geçici olarak azaltılması, krizden ağır bir şekildeetkilenen sektörlere yönelik vergi indirimlerinin geti-rilmesi ön plana çıkıyor. Bunlara ilave olarak, yeni ya-tırımların özendirilmesine yönelik teşvikler, işletmebilançolarında tarihi değerleriyle takip edilmekte olanvarlıkların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması, geç-miş yıl kârlarının dağıtımında indirimli gelir vergisistopajı uygulanması, kısa çalışma ödeneğinin uygu-lama şartlarının iyileştirilmesi, krizle mücadelede kul-lanılacak cihaz, ekipman ve sarf malzemelerinde geçiciKDV ve Gümrük Vergisi oranı indirimleri gibi tedbirlerde ilk etapta düşünülebilir.

Korona virüsünün yol açtığı sıkıntıları aşmak adınaalınabilecek tedbirlerde ağırlıklı olarak tedarik zinci-rindeki kopuş, faaliyetlerdeki duruş ve nakit akışta ya-şanan aksamalar nedeniyle şirketler kesiminin karşıkarşıya kaldığı risklere odaklanılıyor. Hiç şüphesiz,oluşturulacak önlemler listesine arz yönlü tedbirlerlebaşlanmalıdır. Ancak, talep koşullarında yaşanan kes-kin daralmaya karşı da önlemler almak gerekiyor zirahem iç hem de dış talep bu süreçte büyük bir darbealdı ve bu etki uzun bir süre de korunacağa benziyor.Bu kapsamda, “helikopter para” yöntemine başvu-rulması gerektiği kanaatindeyiz. Ancak, dünyada uy-gulanan yöntemler yerine bizim kendi koşul veimkanlarımıza göre dizayn ederek… Bu tarz tedavile-rin birçok yan etkileri olabilir. Mesela, helikopter paraile yaratılan büyük bütçe açığının kapatılması için tü-ketimin benzer oranda artması gerekir. Bu nedenle debu stratejinin doğru alanlara yönelmesi adına birçokince ayara ihtiyacımız olacak. İkincisi, aşırı parasal ge-nişlemenin uzun vadede enflasyonist etkiler yaratma-sını engellemek ve parayı rahatlıkla sterilize etmekiçin de parlak fikirlere ihtiyacımız olacak. Biz, heli-kopter para uygulamasının alışveriş çekleri ya da diji-tal para üzerinden yapılması halinde bu sorunlarınasgari düzeye indirilebileceğini öngörüyoruz.

Reel sektörün ilk etapta rehabilitasyonu ve bununsonucu olarak da stabilizasyonu bu süreçlerin en kritikhalkasını teşkil ediyor. Türkiye ekonomisi olarak sonbirkaç yılda bu kapsamda epeyce tecrübe edindik. Şir-ket yapılarında yaşanan bozulmanın 2018 yılı finansaltürbülansı sonrasında krizvari bir havaya dönmesi so-nucunda genele yayılan bir yapılandırma furyasındangeçtik. Bu süreçlerin başarılı bir şekilde sonuçlandığınıne yazık ki iddia edemiyoruz. Zira, ortada bir sermayekaybı var ve bu kayıp kredilendirme ile aşılamayacakkadar büyük. Faizleri hızlı bir şekilde indirdik, banka-ları yoğun bir şekilde kredi vermeye teşvik ettik, tıkan-maya yüz tutan sistemi açarak akışkanlığı yenidensağladık. Ancak, motorundaki pistonların birkaçı yan-mış olan aracı yakıt takviyesi ile yürütmek mümkünolmuyor. Bu nedenle sermaye enjeksiyonlarına geçme-miz gerektiğine inanıyoruz. Ancak, bunun da bankalarüzerinden değil de kamu-özel bankalar-uluslararası fi-nans kurumları ortak sahipliğinde kurulacak bir özelamaçlı bir şirket üzerinden yürütülmesinin daha sağ-lıklı sonuçlar vereceğine inanıyoruz. Raporumuzda buyapının nasıl kurgulanması gerektiği üzerinde durupmevcut uygulamalara göre avantajlarının altını çizdik.

Şu an tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de krizyönetimi sürecindeyiz. Bir yandan toplumsal hayatıdurma noktasına getiren bir pandemi, diğer yandan isedepresyona neden olabilecek ölçüde bir ekonomik so-runlar yumağı ile boğuşuyoruz. Bu sürecin başarılı birşekilde yönetilmesi için evvela üzerinde toplumun tümkesimlerinin mutabık kalacağı bir programa sahip ol-mamız, sonra da bu programın tüm halkalarını şeffafbir şekilde ortaya koyacak açık bir iletişim politikasıizlememiz gerekiyor. Bu programın kredibilitesini sağ-lamak adına bugün atılan adımların, yapılacak fedakar-lıkların ileride ne tür olumlu sonuçlar vereceğinindüzenli bir şekilde aktarılması; bugün bozulan makrodeğişkenlerin nasıl tedavi edileceğinin en ince ayrıntısıile izah edilmesi gerekiyor. Aksi taktirde, kamuoyu ta-rafından destek bulmayan hiçbir krizle mücadele prog-ramı başarılı olamaz. Bu paralelde, adımlar atılırken,engebeli yollar aşılırken olası dış desteğin ve kaynağınçok yardımcı olacağı da gözlerden kaçmamalı. Esaskuruluş amacı bu gibi dönemlerde üyelerine yardımetmek olan uluslararası finansal kuruluşlar bu gibi dö-nemlerde, bizim önceliklerimize zarar vermediklerimüddetçe, başvurulması gereken duraklar gibi görünü-yor. Belki meşakkatli ve zahmetli günler geçireceğiz.Ancak, yolumuzun açık olduğundan hiç şüphemiz yok.

ÖZEL

BÖLÜM

mayis2020:Layout 1 1.05.2020 21:14 Page 85