TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KERATOKONUS TEDAVİSİNDE İNTRASTROMAL KORNEA HALKALARI (INTACS) Dr. Volkan ÇETİNKOR GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Ayfer KANPOLAT ANKARA 2011
1
TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
TIP FAKÜLTESİ
KERATOKONUS TEDAVİSİNDE İNTRASTROMAL
KORNEA HALKALARI (INTACS)
Dr. Volkan ÇETİNKOR
GÖZ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI
TIPTA UZMANLIK TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Ayfer KANPOLAT
ANKARA
2011
i
KABUL VE ONAY
ii
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY .................................................................................................... i
ÖNSÖZ ...................................................................................................................... ii
İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... iii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ............................................................. iv
ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................................................... v
TABLOLAR DİZİNİ ................................................................................................ vi
1. GİRİŞ ............................................................................................................... 1
2. GENEL BİLGİLER ......................................................................................... 2
2.1. Keratokonus ............................................................................................. 2
2.1.1. Keratokonus tanım ve epidemiyolojisi......................................... 2
2.1.2. Keratokonus etyolojisi ................................................................. 2
2.1.3. Keratokonus fizyopatolojisi ......................................................... 4
2.1.4. Keratokonus histolojisi ................................................................ 5
2.1.5. Keratokonus tanısı ........................................................................ 5
2.1.5.1. Keratokonus semptomları ............................................. 5
2.1.5.2. Keratokonusta muayene bulguları................................. 5
2.1.5.3. Keratokonusta biyomikroskopik bulgular ..................... 6
2.1.5.4. Keratokonusta skiaskopi bulguları ................................ 6
2.1.5.5. Keratokonusta yardımcı tanı yöntemleri ....................... 7
2.1.5.6. Keratokonus tanısında topografik algoritmalar ............. 9
2.1.6. Tek taraflı keratokonus .............................................................. 10
2.1.7. Subklinik keratokonus ................................................................ 11
2.1.8. Keratokonus sınıflandırılması ................................................... 11
2.1.8.1. Morfolojik sınıflama ................................................... 11
2.1.8.2. Keratometrik sınıflama................................................ 13
2.1.9. Keratokonusta tedavi seçenekleri .............................................. 14
2.1.9.1. Cerrahi Dışı Tedavi ................................................... 14
2.1.9.2. Cerrahi Tedavi ............................................................ 15
2.2. Intacs ....................................................................................................... 15
2.2.1. Intacs endikasyonları ................................................................. 17
iii
2.2.2. Intacs kontrendikasyonları ........................................................ 17
2.2.3. Intacs tedavisinde dikkat edilmesi gereken hususlar ................. 17
2.2.4. Cerrahi teknikler ........................................................................ 18
2.2.4.1. Mekanik açıcılar .......................................................... 18
2.2.4.2. Femtosaniye lazer........................................................ 18
2.2.5. Intacs komplikasyonları ............................................................. 19
2.2.6. Intacs etki mekanizması ............................................................. 20
2.2.7. Intacs tedavi nomogramları ........................................................ 21
2.3. KERARİNG HALKA SEGMENTLERİ ................................................ 22
2.4. FERRARA HALKA SEGMENTLERİ .................................................. 23
3. GEREÇ-YÖNTEM ........................................................................................... 24
4. BULGULAR ..................................................................................................... 27
5. TARTIŞMA ...................................................................................................... 36
6. SONUÇ ............................................................................................................ 46
7. ÖZET................................................................................................................. 47
8. SUMMARY ...................................................................................................... 49
9. KAYNAKLAR ................................................................................................. 51
iv
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
D : Diyoptri.
MRSE : Manifest sferik eşdeğer.
Intacs : İntra stromal kornea halkaları.
Km : Ortalama keratometrik değer.
R : Eğim radyusu
Bfs : En iyi uyan küre.
v
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1. Keratokonuslu bir olgunun ön sagital kırıcılık haritası. .......................... 8
Şekil 2.2. Yuvarlak konusun topografik görünümü. ............................................. 12
Şekil 2.3. Oval konusun topografik görünümü. .................................................... 12
Şekil 2.4. Globus konusun topografik görünümü. ................................................ 13
Şekil 2.5. Intacs segmentlerinin ön segment tomografisinde (sol) ve ön
segment biyomikroskopisinde (sağ) görünümü. ................................... 17
Şekil 4.1. Ortalama düzeltilmemiş görme keskinliğinin intacs uygulaması
sırasında değişimi. ................................................................................. 29
Şekil 4.2. En iyi düzeltilmiş görme keskinliğinin intacs uygulaması
sırasında değişimi. ................................................................................. 30
Şekil 4.3. Ortalama MRSE’deki ve ortalama astigmatizmadaki değişim. ............ 31
Şekil 4.4. Intacs uygulaması öncesi ve sonrası ortalama takip süresinde
mezopik kontrast duyarlılık karşılaştırılması. ....................................... 31
Şekil 4.5. Bir olgunun Intacs öncesi ve sonrası 1. haftada sağ göz sagital
eğim ve ön elevasyon haritaları. ........................................................... 32
Şekil 4.6. Şiddetli bir keratokonus olgusunun Intacs öncesi ve sonrası
6.ayda sol göz ön sagital ve ön elevasyon haritaları. ............................ 32
Şekil 4.7. Farklı bir keratokonus hastasının 3 yıl ara ile çekilmiş topografi
görüntüleri. ............................................................................................ 33
Şekil 4.8. Intacs ekstrüzyonu olan bir hastanın, segment çıkarılması öncesi
ve sonrası ön segment fotoğrafları. ....................................................... 35
vi
TABLOLAR DİZİNİ
Tablo 2.1. Üretici firma tarafından önerilen Intacs tedavi nomogramı. ................ 22
Tablo 3.1. AÜTF Göz Hastalıkları Intacs tedavi nomogramı. .............................. 24
Tablo 4.1. Ortalama manifest refraktif sferik eşdeğerdeki ve ortalama
astigmatizm değerindeki değişim. ....................................................... 30
Tablo 4.2. Ön ve arka BFS değerlerinin karşılaştırılması. .................................... 33
Tablo 4.3. Ortalama santral, en ince ve pupil alanındaki kornea
kalınlıklarının, karşılaştırılması. .......................................................... 33
Tablo 4.4. Ön kamara derinliği, ön kamara hacmi, kornea hacmi ve kornea
hassasiyetinin karşılaştırılması. ........................................................... 34
Tablo 4.5. Subjektif şikayetlerin değerlendirilmesi. ............................................. 34
Tablo 5.1. Parametrelerin, Intacs sonrası ve öncesi farklarının
değerlendirilmesi ................................................................................. 36
Tablo 5.2. Intacs etkinliğini değerlendiren çalışmalar. ......................................... 40
1
1. GİRİŞ
İntrastromal kornea halkaları (INTACS), santral korneayı düzleştirmek amacı ile
kornea stromasına 2/3 derinlikte cerrahi olarak yerleştirilen, kavisli yay benzeri
segmentlerdir. İlk kez hafif miyopinin düzeltilmesi amacı ile 1999 yılında FDA onayı
almıştır. Keratokonus tedavisinde kullanımı 2004 yılında onaylanmıştır. Günümüzde
Intacs, keratokonus, subklinik keratokonus, post-lasik ektazi, pellusid marjinal
dejenerasyon hastalıklarının tedavisinde kendine kullanım yeri bulan ve popülaritesi
artan bir tedavi şeklidir.
Keratokonus, kornenın dejeneratif, non-inflamatuar hastalığıdır. Zamanla miyopi
artar, düzensiz astigmatizma meydana gelir. Hastalığın çok erken evrelerinde gözlük ile
görme sağlansa da asıl tedavisi sert kontakt lens kullanılmasıdır. Cerrahi tedavi
seçenekleri, penetran veya lameller keratoplastilerdir. Son zamanlarda keratokonus
tedavisinde kollajen çapraz bağlama tedavisi (Cross-linking) ve Intacs tedavileri popüler
hale gelmişlerdir. Intacs segmentlerinin ana etkisi segment üzerindeki korneal stromada
elevasyon ve bu elevasyona bağlı korneal yüzeyde bir düzleşmedir.
Çalışmamızın amacı, keratokonusu olup gözlük ile görmesi arttırılamayan,
kontakt lens intoleransı olan ve penetran keratoplasti gibi geri dönüşümsüz bir cerrahi
için uygun olmayan veya bu cerrahiyi kabul etmeyen olgularda Intacs ile tedavinin
etkinlik ve güvenilirliğini değerlendirmektir.
2
2. GENEL BİLGİLER
2.1. KERATOKONUS
2.1.1. Keratokonus tanım ve epidemiyolojisi
Keratokonus, kornenın dejeneratif, non-inflamatuar hastalığıdır (1).
Yunancada kerato: kornea, konos: koni manasına gelmektedir. Korneanın öne doğru
konikleşmesine neden olur. Zamanla miyopi artar, düzensiz astigmatizma meydana
gelir. %85 iki taraflı ve asimetriktir. Karakteristik olarak bir gözde puberte döneminde
başlar. Erken tutulan gözde kırma kusuru daha fazla ve görme daha düşük
derecededir. İkinci gözdeki başlangıç şiddeti değişken olmakla birlikte seyrek olarak
ikinci gözde klinik olarak tutulum görülmeyebilir. Başlangıç yaşı, 10-20 yaşlar
arasındadır. Ortalama 5 yıllık aktif başlangıç ardından stabil ve aktif dönemlerle
seyreden klinik seyir vardır (2). Keratokonus insidansı 50-230 / 100.000 arasındadır
(1/2000). Prevalansı ise 54.5 / 100.000’dir. Keratokonus, tüm etnik gruplarda
rastlanabilir bir hastalıktır ve cinsiyet ayrımı yoktur (3).
2.1.2. Keratokonus etyolojisi
Hastalığın ortaya çıkışı genetik ve çevresel faktörlerin etkisi altındadır.
Ailesel risk artışı olması, ikizlerde artmış risk ve diğer genetik hastalıklar ile
birliktelik, keratokonusun genetik kökenine işaret eder. Ailesel yatkınlık eski
çalışmalarda % 10’un altında iken komputerize videokeratografik çalışmalarda bu
oran % 20’nin üzerindedir (4).
Ailesel keratokonusta videokeratografik anormallikler incelendiğinde, ailesel
keratokonus olgularının %30’unun en az bir gözünde şüpheli korneal patern izlenir.
Korneal şekil analizi sonucunda; Klinik olarak etkilenmiş akraba gözlerinde en sık
görülen kornea şekilleri, çarpık radyal aksı olan asimetrik papyon şekli ve altta
dikleşme (AB-SRAX/IS) ile çarpık radyal aksı olan asimetrik papyon şekli ve üstte
3
dikleşme (AB-SRAX/SS) dir. Bu iki kornea paterninin normal popülasyonda sıklığı
% 1.15 iken, birinci derece akrabaların % 25.84’ünde ve birinci derece dışı
akrabaların % 18.6’sında bu 2 kornea paternine rastlanmaktadır. Ayrıca tek taraflı
ailesel keratokonusu olan hastaların diğer gözlerinde de en çok bu paternlere
rastlanılması üzerine AB-SRAX/IS ve AB-SRAX/SS paternlerinin ailesel ve genetik
geçişli keratokonus ile ilişkili olduğu saptanmıştır (5).
Videokeratografi çağında bildirilmiş beş keratokonuslu tek yumurta ikizi
vardır. 4 tanesinde klinik ve topografik olarak keratokonus tanısı konmuş olup,
topografik özellikleri ikisinde benzer, ikisinde farklı olarak bulunmuştur. Bir
yumurta ikizinde ise klinik ve topografik olarak keratokonus saptanmamıştır. Bu
sonuçlar bir yandan genetik etyolojiyi desteklerken, diğer yandan farklı fenotip
varlığı çevresel faktörler lehine bir bulgu kabul edilebilir. Dizigotik ikizlerde
konkordansın daha az oluşu da genetik etyolojiyi desteklemektedir (1,6).
Keratokonustan sorumlu olabilecek genler: Kollajenler, proteinaz sistemi,
proteinaz inhibitörleri, interlökin sistemi ve akuaporin 5 ile ilgili mutasyonlardır.
20p11.21 kromozomunda VSX1 gen mutasyonu, 3p14-q13, 15q22.23-q24, 16q, 21q,
20q12 ve 5q14.3-q21.1 kromozomun daki mutasyonlar keratokonus ile ilişkili gen
mutasyonlarıdır (2,7,8,9).
Keratokonusun genetik kökenine işaret eden bir unsur da bazı hastalıklarla
olan birlikteliğidir. Bu hastalıklar: Down sendromu, Ehler-Danlos sendromu, Marfan
sendromu, Osteogenezis imperfekta gibi sitemik hastalıklar, Retinitis pigmentosa,
Vernal konjonktivit, Atopik keratokonjonktivit ve Leberin konjenital amorozisi gibi
göz hastalıklarıdır (1).
Keratokonus gelişiminde genetik etkinin yanında çevresel faktörlerinde etkili
olduğuna inanılır. Yardımcı çevresel faktörler: Gözleri ovuşturma, atopik bünye,
refraktif lasik cerrahisi sonrası ve uv ışınlarıdır. Ayrıca hastalığın ergenlik çağında
başlaması, hamilelik sürecinde aktifleşmesi ve hipotiroidinin klinik seyri
hızlandırması hastalığın üzerinde hormonal etkiyi de gösterir.
4
Keratokonus etyolojisinde biyokimyasal etkilerde söz konusudur. Korneanın
incelmesin sebebi keratokonuslu korneanın normale göre daha az kollagen lamel
içermesi, lamel başına düşen kollajen fibrilinin daha az olmasıdır. Bu durumlar
defektif ekstraselüler korneal yumuşak dokunun defektif formasyonu sonucu olabilir.
Son çalışmalara göre keratokonuslu kornealardaki korneal stroma kaybı, yükselmiş
seviyede bulunan proteazlar ve diğer katabolik enzimler yada azalmış seviyede
bulunan proteinaz inhibitörleri sayesindedir. Korneal α-1 proteinaz inhibitörü ve yine
bir proteinaz inhibitörü olan α-2 makroglobulin üzerinde yapılan çalışmalar
keratokonusta degradasyon mekanizmasının normalden farklı işleyebileceği
hipotezini desteklemiştir. Normal korneaların tersine keratokonuslularda proteinaz
inhibitörlerini işaret eden boyanma belirgin şekilde azalmıştır.
Keratokonuslu kornealardaki keratositlerde İL-1 reseptörlerinin normale göre
fazla olduğu gösterilmiştir. Artan IL-1 reseptörleri, keratositleri daha duyarlı hale
getirirler. Mikrotravmalar sonucunda epitel ve endotelden IL-1 salınımı artar ve
sonuçta apopitozis ile keratosit ölümü ve santral doku kaybı gelişir. Bu sayede göz
kaşıma, kontakt lens kullanımı ve atopi ile keratokonus sıklığı açıklanabilir (1).
2.1.3. Keratokonus fizyopatolojisi
Keratokonuslu kornea katlarında histolojik olarak çeşitli değişiklikler
meydana gelir. Bazal hücrelerde dejenerasyon, epitelin bowman tabakasına doğru
büyümesi, incelmiş subepitelyal bazal membran benzeri tabaka görünümü, bazal
epitelyal hücreler arasında görülen partiküller, bazal epitel hücreleri içinde veya
arasında demir partiküllerinin birikimi, keratokonuslu korneaların epitelinde
görülebilen değişikliklerdir.
Bazal membran, bowman tabakasında altta yatan stromal kollajen
erüpsiyonları tarafından doldurulmuş çatlaklar, PAS(+) nodüller, kollajen
demetlerinin seperasyonu ve retiküler skara sebep olabilecek Z şekilli
interrüpsiyonlar görülür.
5
Keratokonuslu stromalarda, ön stromal fibrillerde düzen kaybı, kollajen
lamellerin sayısında azalma, normal ve dejenere fibroblastlar ve keratosit kaynaklı
mikrofibriler materyal birikimi görülür.
Desme membranında rüptür ve kırışıklıklar, endotel hücrelerinde apopitoz,
desme rüptürü olan hastalarda hücre zarında perforasyon, hücre içeriğinin kaybı ve
ödem görülür (1,2).
2.1.4. Keratokonus histolojisi
Keratokonuslu korneanın epitelde incelme, prizmatik hücre görünümünde
bozulma, hücre zarında parçalanma, bazal membranda katlantılar, bowman
tabakasında Z şeklinde kırılmalar, hücre ve çekirdek zarında parçalanma,
sitoplazmada erime ve dejenerasyon, kromatin materyalin oluşturduğu yoğun
kümeler, midperiferde kollajen lamellerde incelme ve düzensizleşme, lameller
arasındaki hücreler arası dolgu maddesinde artış görülür (10).
2.1.5. Keratokonus tanısı
2.1.5.1. Keratokonus semptomları
Keratokonus semptomları çoğunlukla değişkendir ve hastalığın ilerleme
şiddeti ile orantılıdır. İmajlarda çoğalma, tek gözde diplopi, uzak ve yakın görmede
görsel distorsiyon veya hayalet imajlar, ışık etrafında halo, fotofobi gibi semptomlar
olabilir.
2.1.5.2. Keratokonusta muayene bulguları
Munson belirtisi: İleri keratokonusta aşağı bakışta alt kapağın kornea
ektazisine bağlı öne itilmesidir.
6
Rizotti belirtisi: Korneanın dıştan aydınlatılmasıyla, ışığın nasal limbus
yakınında keskin bir şekilde odaklanmasıdır.
2.1.5.3. Keratokonusta biyomikroskopik bulgular
Stromal incelme: Yarıklı lambanın korneaya açılı yansıtılması ile korneal incelme
görülebilir.
Vogt striaları: Genellikle dikey, bazen oblik olabilen küçük çizgilerdir.
Stromanın derin katlarında bulunur. Kapak üzerinden glob üzerine bastırmakla çizgiler
kaybolur.
Fleischer halkası: Koniyi çevreleyen sarı kahverengi pigmentin
(hemosiderin), bowman membranı önünde derin epitelde birikmesidir. Kobalt
filtresiyle daha iyi görünür.
Akut keratokonus (Korneal hidrops): Desme çatlağı oluşması ile akut stroma
ve epitel ödemi görülür. Kornea ödemi 6-8 hafta içinde iyileşir. Akut dönemde
hipertonik solüsyonlarla tedavi edilir. Ödemli akut dönemde keratoplasti
kontrendikedir.
Kornea skarı: Bowman membranındaki yırtıklar nedeniyle keratokonus
ilerledikçe meydana gelir ve zamanla skar dokusuyla dolar.
2.1.5.4. Keratokonusta retinoskopi bulguları
Yağ damlası belirtisi: Oftalmoskop ile yağ damlası şeklinde refle görülür.
Makaslama belirtisi: Retinoskopi esnasında retina reflesinde düzensiz bir
makaslanma göze çarpar (1).
7
2.1.5.5. Keratokonusta yardımcı tanı yöntemleri
Keratometri: Keratokonusta keratometri eğrilerinde çarpıklık vardır. Ölçüm
sonucunda, eğrinin yarıçapı mm olarak ve korneanın kırma gücü diyoptri olarak elde
edilir.
Keratoskopi: Korneaya yansıtılan placido disk halkalardan oluşan görüntünün
değerlendirilmesidir. Bu görüntünün yazdırılmasına keratografi denir. Keratokonusta
bu halkalarda düzensizlik oluşur, dikleşmeye bağlı halkalar birbirine yaklaşır (3).
Kornea topografisi: Kornea yüzeyinin bilgisayarlı video keratoskopi
yöntemiyle görüntülenip, bilgisayar yardımıyla çeşitli şekillerde analiz edilmesini
sağlar. Kornea topografisi, subklinik keratokonus tanısında en önemli kriterdir.
Günümüzde iki popüler topografi sistemi; Orbscan (Bausch and
lomb.Inc.,Rochester,NY,USA) ve Pentacam (Oculus GmBH,Wetzlar, Germany)’dir.
Her iki cihazında güvenilirlik ve tekrar edilebilirlikleri yüksek olsa da Pentacam
sisteminin değişen zamanlarda ve değişen kullanıcıların aldıkları dataların daha stabil
olduğu bilinmektedir (11).
Pentacam, scheimpflug fotoğraflama tekniğini kullanan bir ön segment
analizatörüdür.
Ölçüm prensibi 1906’da Theodor scheimflug’un fotoğraf kalitesini arttırmak
amacı ile açılı çekimler yapma fikrine dayanır. 25 veya 50 görüntü / ölçüm ve 25
000 elevasyon noktası tanımlar. Pentacam haritaları renklendirilmiştir. Yeşil, sarı,
mavi normale yakın değerleri simgelerken kırmızı ve pembe anormal değerlere işaret
eder (12).
Keratokonusun genel topografik özellikleri şöyle sıralanabilir:
a) Kornea kırıcılığının yüksek olduğu dik bir bölge,
b) Bu bölgeyi çevreleyen,kırıcılığı azalan bölgeler,
c) Alt-üst kornea kırıcılığı asimetrisi,
8
d) Horizontal meridyenin altında ve üstündeki en dik radyal eksenlerde
bükülme.
Şekil 2.1. Keratokonuslu bir olgunun ön sagital kırıcılık haritası.
Yüzey elevasyon haritaları: Kornea şeklinin en iyi uyan küreye yeniden
şekillendirilmesi ile oluşturulur. En iyi uyan küre şekli oluşturulmadan yapılan bir
değerlendirme, korneal elevasyondaki küçük varyasyonlar ve genel kornea kurvatürü
tarafından maskelenebilir. Bu mikrovaryasyonların gözden kaçmaması amacı ile
kornea şeklindeki yüksek elevasyonların ve düşük depresyonların cebirsel olarak
eşitlendiği bir küre varsayılır ve en iyi uyan küre (BFS) olarak isimlendirilir ve en
küçük varyasyonlar dahi hesaba katılmış olur (13). Ön elevasyon değerinin 15 µm
üstünde olması keratokonusa işaret eder. Arka elevasyon değerinin ise 17-20 µm’den
fazla olması keratokonus işaretidir (12). Daha özel ve seçici parametereler bulmak
amacıyla elevasyon haritaları üzerinden bazı formüller geliştirilmiştir. Bunlar; Ön
elevasyon oranı: Ön elevasyon değeri / Ön BFS ve arka elevasyon oranı: Arka
elevasyon değeri / Arka BFS’dir. Ön elevasyon oranının, keratokonus teşhisinde bu
parametreler içinde en özel ve en seçici parametre olduğu belirtilmiştir (13).
9
Kornea kalınlık ve hacim haritaları: Ölçüm alınan her noktanın ön ve arka
yüzeyi arasındaki mesafeyi ölçerek her nokta için kalınlık hesaplaması yapılır.
Keratokonus hastalarında topografik kalınlık ölçümlerinin, non-kontakt speküler
mikroskopi ve ultrasonik pakimetri ile yapılan ölçümlerden tekrar edilebilirliği ve
güvenilirliği daha yüksektir (14). İstenilen her noktanın kalınlığı bakılabildiği gibi
3,5,7 mm’lerde kornea hacmi hesaplanabilir. Keratokonuslu gözlerde tüm bu
parametreler, normal kornealara kıyasla daha düşüktür (15,16).
Kornea kurvatür ve güç haritaları: Ön ve arka korneal yüzeylerin sagital
(aksial) ve tanjansiyal kırcılıkları ve toplam kırıcılık haritası hesaplanabilir.
Tanjansiyal kırıcılık haritasında 48.0 D’den fazla kırıcılığı olan lokal bir alanın
görülmesi keratokonusa işaret eder (12).
Keratokonus tanısının güvenilir bir şekilde konulabilmesi için klinisyenin
normal topografik görüntüleri iyi tanıması gerekmektedir. Normal kornealar kendi
içlerinde ve diğer gözle simetrik olmalıdırlar. Asimetri patolojiye işaret eder. Normal
gözlerde görülebilecek kornea topografi şekilleri şunlardır: Yuvarlak, oval, üstte
dikleşme, altta dikleşme, irregüler patern, simetrik papyon görünümü, çarpık radyal
aksı olan simetrik papyon görünümü, asimetrik papyon ve altta dikleşme, asimetrik
papyon ve üstte dikleşme, çarpık radyal aksı olan asimetrik papyon (4,17).
2.1.5.6. Keratokonus tanısında topografik algoritmalar
A) Corneal Thickness Index (CTI): Santral ve periferik kornea kalınlıklarını
mukayese eder. 1.16’nın üzerinde olması, keratokonus teşhisinde %91 sensitivite ve
%99 spesifiteye sahiptir.
B) Discriminant Function (DFI): kornea kalınlığı ile santral keratometri
değerlerini karşılaştırır. -0.6’nın altında olması tanı için %96 sensitivite ve %99
spesifiteye sahiptir.
C) Sim K (Santral Ortalama Kırıcılık) > 47,2 D olması keratokonusa işaret
eder.
10
D) IS Değeri (Alt – üst diyoptrik asimetrisi) > 1,4D olması keratokonusa
işaret eder.
E) İki göz arası ortalama kırıcılık farkı > 1D olması keratokonusa işaret eder.
F) SRAX: Kalitatif bir indeks. Horizontal meridyenin üzerindeki ve altındaki
en dik radyal eksenler arasındaki açı < 150° ise keratokonusa işaret eder.
G) KISA % INDEX (Keratokonus percentage index):
(K) × (I-S) × (AST) × (SRAX) × 100
300
(K: Santral kornea kırıcılığı, I-S: Alt – üst diyoptrik asimetri, AST: Sim K1 –
Sim K2 (Regüler astigmatizma), SRAX: İrregüler astigmatizma)
KISA değerinin % 60-100 arasında olması keratokonus şüphesi
düşündürürken, %100’den büyük olması keratokonusu işaret eder.
H) KPI (Keratoconus Prediction Index): 8 kantitatif videokeratografik
indeksten elde edilir. KPI > 0,23 olması keratokonusa işaret eder (18).
2.1.6. Tek taraflı keratokonus
Keratokonus sonunda her iki gözü tutan progresif çift taraflı bir hastalıktır.
Asimetrik karakterinden dolayı bir gözde bulguların başlamadığı dönem tek taraflı
keratokonus olarak bilinir. Tek taraflı keratokonus sıklığı % 0.5-4 arasında değişir.
Tek taraflı olguların diğer gözlerinin topografik ve pakimetrik ölçümleri sonunda
subklinik keratokonus özelliği taşıdıkları belirlenebilir (19). Topografik
parametrelerden, alt-üst dioptrik asimetri değeri (I-S) ve keratokonus yüzde indeksi
(KISA), keratokonus eşi olan gözleri normallerden ayırmada en etkili
parametrelerdir. Ayrıca keratokonus eşi olan gözlerin keratokonusa ilerleme riskinide
bu iki parametrenin yüksek olması arttırmaktadır. Benzer şekilde, çarpık radyal akslı
11
asimetrik papyon görünümünde olan keratokonus eşi olan gözlerin keratokonusa
ilerleme sıklığı da fazladır (20).
2.1.7. Subklinik keratokonus
Subklinik keratokonus, hastalığın çok erken evresi için kullanılan bir
tanımdır. Klasik keratometri, retinoskopi ve biyomikroskopi bulguları yoktur. Ancak
topografide keratokonus benzeri patern gösterirler. Subklinik keratokonusu, normal
kornealardan ayırmada 29 µm değeri % 68 sensitivite ve % 90.8 spesifiteye sahiptir
(21). Bunun gibi, ön akonik astigmatizma değeri, maksimum ön elevasyon, santral ve
en ince nokta pakimetri değerleri, en ince noktanın desantralizasyonu, arka akonik
asferisite ve arka akonik astigmatizma parametereleri de subklinik keratokonus,
normal ayrımında faydalıdırlar (22). Topografik harita verilerinde olduğu kadar
zernike polinomlarıda bu ayrımda faydalıdır. Subklinik keratokonus ve normal
korneaların ayrımında en hassas olanlar Z-1,3
ve Z-1,5
’tir (23).
2.1.8. Keratokonus sınıflandırılması
2.1.8.1. Morfolojik sınıflama
a) Nipple (yuvarlak kon): 5 mm’den küçük, santral veya parasantral
yerleşimlidir.
b) Oval (sarkan tip kon): 5-6 mm büyüklüğünde elipsoidtir.
c) Globus kon: 6 mm’den büyüktür.
12
Şekil 2.2. Yuvarlak konusun topografik görünümü.
Şekil 2.3. Oval konusun topografik görünümü.
13
Şekil 2.4. Globus konusun topografik görünümü.
2.1.8.2. Keratometrik sınıflama
a) Hafif keratokonus: Km < 45 D , R < 7,5 mm.
b) Orta keratokonus: Km: 45-52 D arası, R: 7.50-6,50 mm arası.
c) İleri keratokonus: Km: 52-62 D arası, R< 6,50 mm
d) Çok ileri keratokonus: Km > 62 D , R < 5,60 mm (3).
14
2.1.9. Keratokonusta tedavi seçenekleri
2.1.9.1. Cerrahi Dışı Tedavi
A) Gözlük ile düzeltme: Gözlük hafif keratokonus olgularında miyopi ve
astigmatizmayı düzeltmede kullanılabilir. Bu evrede gözlük yeterli görme keskinliği
sağlar. Düzeltilemeyen düzensiz astigmatizma, anizometropi, refraktif kusurun çok
kısa sürede değişmesi, yüksek miktardaki kornea torisitesi ve meydana gelen
refraktif astigmatizma gibi durumlar gözlük takılmasını sınırlar.
B) Kontakt lens ile düzeltme: Kontakt lens, kornea ön yüzeyini kaplar ve
düzenli sferik bir optik yüzey sağlar. Böylece düzensiz astigmatizma düzeltilebilir.
Kontakt lenslerin hastalığın ilerlemesi üzerine üzerine bir etkisi bulunmaz.
Keratoplasti sonrası düzensiz astigmatizma düzeltilmesi içinde kullanılabilirler.
Keratokonusta sert gaz geçirgen kontakt lensler, yumuşak kontakt lensler, sert-
yumuşak kontakt lens kombinasyonları ve sklera lensleri kullanılabilir.
C) Kollajen çapraz bağlantı (Cross-linking) tedavisi: Riboflavin / UVA ile
kollajen çapraz bağlanma yönteminde fotosensitize edici madde olarak riboflavin ve
370 nm dalga boyunda UVA kullanılır. UVA ile fotosensitif madde, kollajen
fibrillerin amino gruplarını birbirine bağlayan reaktif oksijen türleri ve süperoksid
anyon rakikalleri oluşumunu sağlar. Keratokonusta kollajen lifler arasında intra ve
interfibriler çapraz bağlar azalır ve bunun sonucunda kornea stromasının
biyomekanik gücü azalır. Riboflavin / UVA ile kornea kollajen lifleri arasında çapraz
bağ oluşturulur. Burada UVA ve riboflavin kromofor olarak kullanılarak ek çapraz
bağlar elde edilir. Bu tedavi korneayı sertleştirir ve korneanın biyomekanik gücünü
arttırır. Kornea endoteline UVA ışınının radyasyon hasarını önlemek için kornea
stromasının sadece 300 µm ön kısmı tedavi edilir. Epitel debridmanı sonrası %
0,1’lik riboflavin solüsyonu her 3 dakikada bir 30 dakika uygulandıktan sonra 30
dakika boyunca UVA uygulanır. Tedavi etkinliği kornea topografisi ve korneal
mikroskopi ile değerlendirilebilir. Biyomikroskopik olarak korneada demarkasyon
hattı tedavi sonrası en erken ikinci haftada görülebilir. Bu hat, çapraz bağlı ön stroma
ile tedavi edilmemiş arka stroma arasındaki geçiş zonudur.
15
2.1.9.2. Cerrahi Tedavi
A) Penetran Keratoplasti: Keratokonus nedeniyle sert kontakt lens kullanan
hastalarda daha sonraki yıllarda penetran keratoplastiye ihtiyaç duyulabilmektedir.
Kontakt lens intoleransı, santral kornea skarı gelişmesi ve görmenin arttırılamaması
gibi nedenlerle keratokonus hastalarında keratoplasti yapılmaktadır. Penetran
keratoplasti sonrasında gelişen yüksek astigmatizma ve greft rejeksiyonu gibi
komplikasyonlar alternatif tedavi seçeneklerini ön plana çıkarmaktadır.
B) Otomatik anterior lameller keratoplasti (ALTK): Bu teknikte refraktif
cerrahide kullanılan mekanik keratomlar ile keratokonuslu gözden 200 µm
kalınlığında lameller doku rezeksiyonu yapılarak hazırlanan alıcı yatağa, donör
korneadan 350 µm kalınlığında mikrokeratom kafası kullanılarak elde edilen kalın
lameller greft konularak sütüre edilmektedir.
C) Derin anterior lameller keratoplasti (DALK): Bu teknikte lameller
cerrahide en büyük sorun olan ara yüzeyi ortadan kaldırmak için descement
membranına kadar inmek amaçlanmıştır. 400 µm periferik
trepenasyon sonrası derin stromaya hava injeksiyonu yapılarak posterior stroma ile
descement membranı arasındaki hava aracılığı ile bir disseksiyon planı oluşturulur.
Daha sonra ön stroma bıçaklar ile diseke edilerek büyük kabarcık olan alana bıçak ile
girilir ve posterior stroma alıcı yataktan uzaklaştırılır. Hazırlanan donör korneanın
endoteli soyularak alıcı yatağa sütüre edilir. Yöntem kornea endotelini yerinde
bırakması ve lameller ara yüzey olmaması nedeni ile teorik olarak penetran cerrahi
tekniklere üstün görülmektedir.
D) Intrastromal korneal halka (Intacs) tedavisi (1).
2.2. INTACS
Intacs, santral korneayı düzleştirmek amacı ile kornea stromasının derinine
cerrahi olarak yerleştirilen, kavisli yay benzeri segmentlerdir. Intacs segmentleri
polimetilmetakrilattan üretilirler. Her 2 segment 150° kavise sahip ve şeffaftır.
16
Segmentlerin her iki ucunda cerrahi manipülasyona izin verecek 2 adet delik vardır.
Segmentlerin iç çapı 6.8 mm, dış çapı 8.1 mm’dir. Onbir farklı kalınlıkta Intacs
segmenti mevcuttur (0.210 mm, 0.230mm, 0.250 mm, 0.275 mm, 0.300 mm,
0.325mm, 0.350mm, 0.375mm, 0.400mm, 0.425mm ve 0.450mm). Keratokonus
tedavisi amacıyla Intacs tedavisi geri dönüşlü bir cerrahi tekniktir (24).
İlk kez hafif miyopinin düzeltilmesi amacı ile 1999 yılında FDA onayı
almıştır. Buna rağmen aynı zamanlarda benzer hasta grubu için excimer laserin
onaylanması ve daha başarılı ve kolay bir şekilde düzgün refraktif sonuçlar vermesi
ile miyopi tedavisinde Intacs kulanımı arka plana düşmüştür. Intacs tedavisi
keratokonus için 2004 yılında FDA onayı almıştır.
Dr. Joseph COLİN, ilk kez Fransa’da keratokonus hastalarını tedavi
etmek amacı ile Intacs kullanımından bahsetmiştir. 2001 yılında 10 ılımlı
keratokonus hastasının 1 yıllık takibi sonunda düzeltilmemiş ve en iyi düzeltilmiş
görme keskinliklerinde artış saptamıştır. 2006 Monte Carlo, ESCRS kış toplantısında
aynı hasta grubunun 5 yıllık sonuçlarını prezente etmiş ve refraktif etkinin bu süre
içinde sabit kaldığını ve hiçbir uzun dönem komplikasyonun olmadığını bildirmiştir.
2006 yılında Intacs, ABD’de keratokonus tedavisinde kullanıma uygun bulunmuştur.
ABD’de keratokonus tedavisi için 0.250mm, 0.275mm, 0.300mm, 0.325mm, 0.350
mm’lik segmentler kullanımdadırlar. ABD dışında 0.400mm ve 0.450 mm’lik
segmentler de kullanımdadır. Günümüzde Intacs; Keratokonus, subklinik
keratokonus, post-lasik ektazi, pellusid marjinal dejenerasyon hastalıklarının
tedavisinde kendine kullanım yeri bulmuş ve popülaritesi artan bir tedavi şeklidir
(25).
17
Şekil 2.5. Intacs segmentlerinin ön segment tomografisinde (sol) ve ön segment
biyomikroskopisinde (sağ) görünümü.
2.2.1. Intacs endikasyonları
Intacs tedavisi, kontakt lens intoleransı olan ve santral korneası saydam
hastalara uygulanabilecek bir cerrahi tedavi şeklidir. Bu özelliklere sahip hastalarda
Intacs, penetran keratoplastiye alternatif seçenek olabilir. Intacs tedavisi, en dik
keratometrik değeri 55-57 D arasında olan ve 7 mm’lik optik zon içerisinde en ince
kornea kalınlığı 450 µm’den fazla olan hastalarda daha faydalıdır (25).
2.2.2. Intacs kontrendikasyonları
Intacs tedavisi, sistemik kollajen vasküler hastalığı, sistemik otoimmün
hastalığı, sistemik immün yetmezliği olan hastalarda, hamilelerde, oküler herpes
simpleks, oküler herpes zoster hikayesi olanlarda, atopik vakalarda, rekürren kornea
erozyonu veya kornea distrofisi gibi göz hastalığı olan hastalarda ve isotretinoin,
amiadaron, sumatriptan kullanan hastalarda kontrendikedir (24).
2.2.3. Intacs tedavisinde dikkat edilmesi gereken hususlar
Intacs cerrahisi sırasında, göze uygulanan vakum 750 mBar’ı geçmemeli, 3
dakikadan uzun sürmemelidir. Daha uzun süre vakum uygulaması gerekiyor ise
18
normal vasküler perfüzyona izin vermek amacıyla 5 dakika ara verildikten sonra
devam edilmelidir.
Intacs segmentlerinin herhangi bir sebepten geri çıkarılmasının ardından
yapılacak alternatif refraktif prosedürlerin etkinlik ve güvenilirliği bilinmemektedir.
Intacs korneal implantları tek kullanım için üretilmişlerdir. Tekrar
sterilizasyon ve kullanım önerilmemektedir (24).
2.2.4. Cerrahi teknikler
2.2.4.1. Mekanik açıcılar
7 mm’lik optik zon içerisinde ultrasonik pakimetri ile ölçümler alınır. İodin
ile cerrahi alan temizlenir ve steril olarak kapatılır. Topikal anestezi ardından santral
kornea bir cerrahi kalem ile işaretlenir. 7mm’lik optik zon çizilir ve kornea üzerinde
giriş bölgesi işaretlenir. Elmas bıçak ile insizyon bölgesinde %70 kalınlığı bir
derinlikte bir kesi yapılır. İnsizyon tabanından her iki yöne doğru iki adet korneal cep
oluşturulur. Oluşturulan korneal cepler aynı derinlikte ve aynı stromal planda
olmalıdırlar. Korneal ceplerin oluşturulmasının ardından vakum merkezleme cihazı
kornea üzerine yerleştirilir. 400-500 mBar basınç uygulanır. Mekanik açıcılar,
vakum ucuna eklendikten sonra basınç 600-667 mBar basınca yükseltilerek saat
yönü ve tersi yönünde iki adet stromal tünel açılır. Bu işlem 3 dakika ile sınırlı
olmalı ve vakum 750 mBar altında olmalıdır. Korneal tünellerin açılmasının ardından
segmentler tünellerin içine yerleştirilir. 1 adet korneal sütür ile cerrahi tamamlanır.
Ameliyat sonrası kortikosteroid ve antibiyotikli damlalar kullanılır (25).
2.2.4.2. Femtosaniye lazer
Son 3-4 yıl içinde femtosaniye lazer (Intralase) bu amaçla klinik kullanıma
girmiştir. Bu cihaz korneal tünellerin planlanan derinlikte olmasını ve Intacs
19
segmentlerinin daha kolay yerleştirilmesine izin verir. Femtosaniye lazer sayesinde
cerrahi hızlanır ve kolaylaşır. Tünellerin aynı derinlikte açılması sayesinde korneal
perforasyon ve erozyon gibi komplikasyonları yoktur. Pakimetrik ölçümler ardından
cerrahi temizlik yapıldıktan sonra pupilla merkezi cerrahi kalem ile işaretlenir.
Intralase ayarları şu şekilde yapılır; derinlik: 400 µm, insizyon uzunluğu: 1.4 mm,
insizyon kalınlığı: 1 mm, tünel boyutları: 6.6×7.4 mm. Korneal tünellerin açılmasının
ardından, sinsky hook ile segmentler yerleştirilir. Yerleştirilen segmentler insizyon
alanından en az 1 mm uzaklıkta olmalıdır ve diğer uçları birbirlerine temas
etmemelidir. 10-0 naylon sütür ile insizyon hattı sütüre edilir ve ameliyat sonrası
antibiyotik ve steroid damlalar kullanılır.
2.2.5. Intacs komplikasyonları
Ameliyat sırasındaki komplikasyonlar: Ön kamara perforasyonu ve Intacs
segmentlerinin yüzeyel yerleştirilmesidir. Bu komplikasyonlar intralase ile daha
nadir olan komplikasyonlardır. Diğer ameliyat sırasında oluşabilecek bir
komplikasyon, segmentlerin insizyon alanına çok yakın veya çok uzak
bırakılmalarıdır. Yakın bırakıldıklarında yara yeri kapanmasında zorluk ve
enfeksiyon sıklığında artış olabilir. Uzak bırakıldıklarında ise fazla hareket
ettiklerinden dolayı stromal zedelenme ve korneal erozyona neden olabilirler.
Ameliyat sonrası komplikasyonlar: Persistan inflamasyon, görme
keskinliğinde dalgalanmalar, fotofobi, düzeltilmemiş ve düzeltilmiş görme
keskinliklerinde azalma, glare ve halo’dur. Bu hasta grubu genç olduğundan
pupillalar biraz daha büyüktür ve halo-glare şikayetleri fazlaca olabilir. Bu durumda
1 damla alphagan yararlıdır (25).
Korneal segmentlerde enfeksiyon riskini arttıran faktörler; Segmentleri
yüzeysel yerleştirmek, asimetrik yerleşim, insizyon bölgesinde cep oluşumu ve
stromal incelmedir. Intacs sonrası enfeksiyon gelişimi, FDA faz 2-3 çalışmalarına
göre çok düşük olasılıklı olarak bildirilmesine rağmen ciddi bir komplikasyon olarak
dikkat edilmelidir. En sık görülen mikroorganizmalar sırasıyla: Stafilokokkus aureus,
20
streptokokkus viridans, pnömokok, nokardia, klebsiella, paecylomyces’tir (26).
Intacs yapılan ve kontakt lens verilen hastalarda, kronik korneal ülser gelişiminde
fungal ve acantomoeba keratitleri de akla gelmelidir.(27).
Intacs segmentleri tarafından indüklenen refraktif ve topografik değişiklikler,
segmentler çıkarıldıktan sonra geri dönüşlüdür. Kornea stromasına yerleştirilen
segmentlerin, korneada yaptıkları histolojik etkiler ve bu etkilerin segmentlerin
çıkarılmasının ardından devamlılıkları incelenmiştir. Histolojik olarak, vakaların
bazılarında tünellerin üzerinde epitel hipoplazisi ve tünel etrafında şeffaflığın
kaybolduğu opak bölgeler saptanmıştır. Ancak bu opasite içinde hiçbir inflamatuar
hücre, yabancı cisim granülomu ve neovaskülarizasyon görülmemiştir.
İmmünohistokimyasal inceleme sonucunda bu opak alanın, keratosit yoğunluğuna
işaret eden vimentin ve CD34 (+) boyandığı görülmüştür. Intacs segmentlerinin
çıkarıldığı vakalarda epitel hipoplazisinin ve tüneldeki fibröz skarın normale
döndüğü ve normale dönme süresinin de 5-15 ay olduğu belirtilmiştir (28).
2.2.6. Intacs etki mekanizması
Intacs segmentlerinin uygulanmasının ardından, topografik olarak korneal
yüzeyde düzleşme yaptıkları bilinmekle birlikte bu etkinin mekanizması kesin olarak
bilinmemektedir. Segmentlerin kalınlıkları ile orantılı, çekici bir kuvvet uygulayarak
konusu düzelttikleri ve santralizasyonu sağladıkları düşünülmektedir. Ancak ön
segment tomografisi kullanılarak yapılan çalışmalarda, Intacs segmentlerinin ana
etkisinin segment üzerindeki korneal stromada elevasyon ve bu elevasyonun korneal
yüzeyde bir düzleşme yaptığı belirlenlenmiştir. Etkinin konus apeksi üzerine
olmadığı ve segmentin kendi üzerindeki kornea yüzeyinde daha lokal bir düzleşme
etkisi yaptığı bildirilmiştir. Eğer intacs segmentleri, konusu gererek sadece apeks
üzerinden etki etselerdi 2 segment yerleştirmek ve bu segmentleri daha dar ve daha
sıkı tünellere yerleştirmek, segmentlerin etkisini arttırırdı. Ancak farklı kalınlıkta
segmentlerin hatta tek segment yerleştirmenin, asimetrik konuslarda daha etkili
olduğu bilinmektedir (29). Tünel boyutlarının düzeltilmemiş ve en iyi düzeltilmiş
görme keskinlikleri, ortalama sferik ve silindirik değerler, ortalama sferik eşdeğer ve
21
ortalama keratometrik değerler üzerine etkili olmadığı bilinmektedir (30). Ayrıca alt
yarıda bulunan en dik bölgeye daha kalın segment koymanın faydası da bu şekilde
açıklanabilir. Karşıdan çekme gücü olsaydı üste konulan kalın bir segmentin altta
bulunan konusu daha iyi düzleştirmesi gerekirdi. Bu düşüncenin aksine alta konulan
kalın bir segment, kendi üzerindeki korneal yüzeyi düzleştirdiğinden etkisi daha fazla
olmaktadır (29).
2.2.7. Intacs tedavi nomogramları
Klinik çalışmalarda, keratokonusta intacs tedavi nomogramları 0.250 mm,
0.300 mm, 0.350 mm, 0.400 mm, 0.450 mm kalınlıktaki segmentler üzerine
kurulmuştur. Hangi kalınlıkta segmentin kullanılacağı hastanın ameliyat öncesi
refraksiyon değerine, sferik eşdeğere, konusun lokalizasyonuna ve asimetrik
astigmatizmanın derecesine bağlıdır (24).
Korneaya giriş insizyonunun, nereden yapılacağına dair henüz karara
bağlanmış bir prosedür yoktur. İnsizyonlarını temporalden yaparak, yerleştirdikleri
asimetrik kalınlıklardaki segmentler sayesinde astigmatizmayı düzeltmeyi planlayan
cerrahlar olduğu gibi, dik akstan giriş yaparak astigmatizmayı azaltmayı planlayanlar
da vardır. Diğer bir görüşe göre ise Intacs segmentlerini, korneanın en ince bölgesini
çaprazlayacak lokalizasyona yerleştirmek, bu bölgeyi kalınlaştıracağından daha düz
bir kornea elde etmek için daha avanyajlıdır. Genel görüş olarak segment
kalınlıklarının asimetrik şekilde yerleştirilmesinin, astigmatizma düzeltilmesinde
insizyon yerinden daha önemli bir parametre olduğu belirtilmektedir.
Yuvarlak konuslarda, maksimum düzleştirme istendiğinde en iyi varyasyon, 2
simetrik kalınlıkta segment yerleştirilmesidir. ABD’de bu amaçla 2 adet 0.350
mm’lik segmentler kullanılırken, Avrupa’da 0.450 mm’lik segmentler kullanılır.
Eğer hastanın miyopisi çok ciddi değil ise daha düşük ölçülerdeki segmentler
simetrik olarak yerleştirilebilir. Böylece fazla düzeltme ile hipermetropiden
kaçınılmış olur.
22
Tipik oval konuslarda, asimetrik kalınlıklardaki segmentler kullanılır.
ABD’de üst tünele 0.250 mm, alt tünele 0.350 mm’lik segmentler yerleştirilirken,
Avrupada üst tünele 0.250 mm, alt tünele 0.450 mm’lik segmentler yerleştirilir.
Yatay meridyeni geçmeyen hafif konuslarda, refraksiyon değerine göre
hesaplanan kalınlıktaki bir segment tek olarak yerleştirilebilir. Yeni çalışmalarda tek
segment yerleştirmenin astigmatizma üzerine maksimum etki yaptığı gösterilmiştir
(25).
Tablo 2.1. Üretici firma tarafından önerilen Intacs tedavi nomogramı.
KERATOKONUS TİPİ ÖNERİLEN KALINLIK
Sferik eşdeğer < -3.00 D
ÖNERİLEN KALINLIK
Sferik eşdeğer > -3.00 D
Asimetrik konus
a) Orta asimetri 0.250 mm / 0.300 mm
0.350 mm / 0.400 mm
0.250 mm / 0.350 mm
0.400 mm / 0.450 mm
b) Yüksek asimetri 0.250 mm / 0.400 mm 0.250 mm / 0.450 mm
Santral konus 0.400 mm /0.400 mm 0.450 mm / 0.450 mm
2.3. KERARİNG HALKA SEGMENTLERİ
Polimetilmetakrilat yapıda olan keraring halka segmentleri ilk olarak Ferrara
tarafından tasarlanmıştır. Keraring halka segmentlerinin iç çapı 4.40 mm, dış çapı ise
5.60 mm’dir ve 5 mm optik alanı vardır. Keraring halka segmentleri 90°, 120°, 160°
ve 210° de farklı ark uzunluklarında olup, kalınlıkları 150, 200, 250, 300 ve 350 µm
arasında değişmektedir. Keraring segmentleri üçgen prizma şeklindedir ve
segmentlerin tabanı her segment kalınlığı için sabit 600 µm’dir.
Keraring implantasyonundaki amaç santral korneayı düzleştirmektir. Halka
segmentleri korneanın %70 derinliğine yerleştirilerek kornea lamellerini ayrıştırır.
Bu ayrışma sonucunda kornea ark uzunluğu kısalır ve kornea düzleşir. Kalın segment
implantasyonu sonrası korneada meydana gelen düzleşme daha fazla olmaktadır.
23
2.4. FERRARA HALKA SEGMENTLERİ
Ferrara halka segmentleri polimetilmetakrilat perpeks CQ akrilik segment
yapısındadır. Segmentlerin kesiti üçgen prizma olup tabanı her segment kalınlığı için
sabit 600 µm’dir ve ark uzunlukları 160°dir. -7 D miyopiye kadar 6 mm optik zonlu
ve daha yüksek miyopi için 5 mm optik zonlu iki farklı çapı bulunmaktadır.
Halkaların iç ve dış çapları optik zona göre değişmektedir. 6 mm optik zonu olan
halkaların iç çapı 5.4 mm, dış çapı ise 6.4 mm’dir. 5mm optik zonu olan halkaların iç
çapı 4.4 mm, dış çapı ise 5.4 mm’dir. Segmentlerin kalınlığı 150 µm ile 350 µm
arasında değişmektedir.
24
3. GEREÇ- YÖNTEM
Temmuz 2006 ve Eylül 2010 tarihleri arasında Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Göz Hastalıkları kliniğinde keratokonus tanısıyla Intacs implantasyonu
yapılan 27 hastanın 36 gözü çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalar 20 yaşından büyük,
gözlük ile görmesi düzeltilemeyen, sert kontakt lens kullanamayan ve santral
korneaları saydam olan hastalardı.
Akut keratokonus hidropsu olan, santral korneası saydam olmayan, herpetik
keratit hikayesi olan, korneal erozyon sendromu bulunan, kollajen vasküler ya da
otoimmün hastalığı olan hastalar çalışma dışı bırakıldı.
Çalışmaya alınan olguların, ameliyat öncesi değerlendirmelerinde
düzeltilmemiş görme keskinliği, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği, manifest
refraksiyon değeri, detaylı biyomikroskopik muayenesi, göz içi basıncı, fundoskopik
muayenesi, mezopik kontrast duyarlılık testi, esteziyometri ile korneal hassasiyet ve
korneal topografik ölçümleri yapıldı. Bu veriler doğrultusunda AÜTF göz
hastalıkları Intacs tedavi nomogramı kullanılarak, hastanın tek-çift yada simetrik-
asimetrik segment gerekliliği, segment kalınlığı, insizyon derinliği ve açısı hakkında
karar verildi. Hastaya uygun Intacs segmenti sipariş edildi.
Tablo 3.1. AÜTF Göz Hastalıkları Intacs tedavi nomogramı.
Sferik eşdeğer Intacs
Santral konus < -2.0 D 0.250 mm / 0.250 mm
-2.0 - -3.0 D 0.300 mm / 0.300 mm
-3.0 - -4.0 D 0.350 mm / 0.350 mm
-4.0 - -5.0 D 0.400 mm / 0.400 mm
>-5.0 D 0.450 mm / 0.450 mm
Parasantral konus < -2.0 D Ø / 0.250 mm
-2.0 - -3.0 D Ø / 0.350 mm
-3.0 - -5.0 D 0.250 mm / 0.450 mm
-5.0 - -6.0 D 0.350 mm / 0.450 mm
> -6.0 D 0.400 mm / 0.450 mm
25
3.1. CERRAHİ YÖNTEM
Tüm cerrahi operasyonlar topikal anestezi altında ve ameliyathane şartlarında
gerçekleştirildi. Cerrahi alan temizliği öncesinde, topikal anestezik damlatıldıktan
sonra hastanın ameliyat edilecek gözü 0º ve180° akslarından işaretlendi. %1’lik
povidon iodine ile cerrahi alan temizlendi ve steril drape ile örtüldü. Santral kornea,
cerrahi kalem ile boyanmış sinsky hook ile işaretlendi. Ardından 7mm’lik optik zon
çizildi ve daha önceden kararlaştırılmış olan aks üzerine düşen kornea üzerinde giriş
bölgesi işaretlendi. Ultrasonik pakimetri ile kesi yapılacak noktadan kornea kalınlığı
ölçüldü. Elmas bıçak ile ölçülen kalınlığın %70’i kadar derinlikte kesi yapıldı.
Forseps yardımı ile kesi yerinde cep oluşturulduktan sonra desantralizasyonu
azaltmak amacı ile suction ring yerleştirildi. Saat yönü ve saatin tersi yönünde
spatüllerle tünel meydana getirildi. Uygun kalınlıktaki Intacs segmentleri açılan
tünellere yerleştirildi. İnsizyon alanına 10-0 nylon sütür ile bir adet sütür atıldı ve
bandaj kontakt lens yerleştirildi. Ameliyat sonrası hastalar, topikal antibiyotik,
steroid ve suni gözyaşı reçete edilerek taburcu edildiler. Ameliyat sonrası birinci gün
hastaların görme keskinlikleri ölçüldü. Biyomikroskopik muayene ile Intacs
segmentlerinin lokalizasyonu ve korneal insizyon yeri kontrolü yapıldı.
Daha sonra olgular 1.hafta, 1.ay, 3.ay, 6.ay, 12.ay ve 1 yıllık aralar ile takip
edildiler. Kontrollerde düzeltilmemiş görme keskinliği, en iyi düzeltilmiş görme
keskinliği, manifest refraksiyon değeri, biyomikroskopik muayene bulguları, düz, dik
ve ortalama keratometrik değerler, korneal hassasiyet, mezopik kontrast duyarlılık
testi, korneal topografiden elde edilen düz, dik ve ortalama keratometrik değerler, en
ince kornea kalınlığı, pupilla merkezindeki kornea kalınlığı, santral kornea kalınlığı,
ön ve arka sagital eğim haritalarından en yüksek kırıcılık değerleri, ön ve arka
elevasyon haritalarından en yüksek noktalar ve en iyi uyan küre yarıçapı değerleri,
ön kamara hacmi, ön kamara derinliği değerlendirildi. Ayrıca olgular rahatsızlık,
kaşıntı, yanma, yabancı cisim, fotofobi, halo, değişen görme, gece görme zorluğu
gibi subjektif şikayetlerin mevcudiyeti ve şiddeti yönünden sorgulandı. Görme
kalitelerini derecelendirmeleri istendi. Değerlendirmeler 0 (kötü) ile 3 (çok iyi)
olarak derecelendi ve kayıt edildi.
26
3.2. İSTATİSTİKSEL ANALİZ
İstatistiksel analizde grup ortalamaları arasında fark olup olmadığını ve hangi
farkın önemli olduğunu belirlemek için Friedman testi, asimetrik-simetrik, tek-çift
segment takılan grupları karşılaştırmak için Mann-Whitney testi kullanıldı.
27
4. BULGULAR
Toplam 27 olgunun 36 gözüne Intacs tedavisi uyguladık. Sadece bir olguda
travma sonrası Intacs ekstrüzyonu meydana geldi ve ameliyat sonrası 3. ayda
segmentleri çıkarıldı. Olgular en az 1 ay ve en uzun 4 yıl olmak üzere takip edildiler.
Ortalama takip süresi 20.3± 19 aydı. İki göz 1 ay, 11 göz 3 ay, 6 göz 6 ay, 5 göz 2
yıl, 3 göz 3 yıl ve 9 göz 4 yıl takip edildi. Olguların ondördü erkek, onüçü kadındı.
Yaş ortalamaları 31.81 ± 7.29 (21-50) yıl idi.
27 göze (%75) asimetrik kalınlıkta segment, 9 göze (%25) simetrik kalınlıkta
segment uygulandı. 20 göze (%55.6) çift segment takılırken, 16 göze (%44.4) tek
segment takıldı.
Intacs öncesi ortalama düzeltilmemiş görme keskinliği 0.23 ± 0.22 iken (0.80
± 0.39 logMAR), Intacs sonrası 1. haftada 0.47 ± 0.26 (0.40 ± 0.27 logMAR), 1.
ayda 0.49 ± 0.28 (0.39 ± 0.28 logMAR), 3. ayda 0.52 ± 0.27 (0.36 ± 0.27 logMAR),
6. ayda 0.48 ± 0.28 (0.40 ± 0.29 logMAR), 1.yılda 0.45 ± 0.26 (0.41 ± 0.28
logMAR), 2. yılda 0.46 ± 0.26 (0.41 ± 0.29 logMAR), 3. yılda 0.43 ± 0.27 (0.45 ±
0.31 logMAR), 4.yılda 0.46 ± 0.30 (0.44 ± 0.35 logMAR) idi. Ortalama
düzeltilmemiş görme keskinliğinde 1. gün ile 1. hafta arasında etkinin stabilleştiği ve
1. haftadan sonra bu stabilitenin devam ettiği görüldü (Şekil 4.1).
Intacs öncesi en iyi gözlükle düzeltilmiş görme keskinliği 0.69 ± 0.27 iken
(0.21 ± 0.24 logMAR), Intacs sonrası 1. haftada 0.85 ± 0.20 (0.09 ± 0.14 logMAR),
1. ayda 0.88 ± 0.19 (0.07 ± 0.14 logMAR), 3. ayda 0.90 ± 0.19 (0.06 ± 0.14
logMAR), 6. ayda 0.90 ± 0.22 (0.06 ± 0.17 logMAR), 1.yılda 0.88 ± 0.24 (0.07 ±
0.15 logMAR), 2. yılda 0.88 ± 0.24 (0.08 ± 0.19 logMAR), 3. yılda 0.85 ± 0.28 (0.11
± 0.22 logMAR), 4.yılda 0.84 ± 0.31 (0.12 ± 0.25 logMAR) idi. Intacs sonrası hiçbir
olgunun en iyi düzeltilmiş görme keskinliğine azalma olmadı (Şekil 4.2).
Intacs öncesi ortalama manifest refraksiyon sferik eşdeğer (MRSE) -5.68 ±
3.12 D olarak saptandı. Intacs sonrası 1. haftada -1.81 ± 2.34 D, 1. ayda -1.37 ± 1.65
D, 3. ayda -0.96 ± 1.36 D, 6. ayda -1.24 ± 1.30 D, 1. yılda -1.23 ± 1.74 D, 2. yılda -
28
1.04 ± 1.60 D, 3. yılda -1.15 ± 1.70 D ve 4. yılda -1.24 ± 1.70 D idi (tablo 4.1).
Intacs öncesi değerlere göre MRSE ortalamasında 1. haftadaki azalma anlamlı
bulundu ve takiplerde bu refraktif etkinin stabil seyrettiği izlendi (Şekil 4.3).
Intacs öncesi ortalama astigmatizma -5.1 ± 3.3 D iken, Intacs sonrası 1.
haftada -3.69 ± 2.61 D, 1. ayda -1.83 ± 3.34 D, 3. ayda -1.27 ± 3.44 D, 6. ayda -1.61
± 4.22 D, 1. yılda -1.75 ± 4.45 D, 2. yılda -1.25 ± 4.53 D, 3. yılda -0.88 ± 4.49 D ve
4. yılda -1.16 ± 3.98 D idi (tablo 4.1). Intacs öncesi değerlere göre astigmatizma
ortalamasında 1. hafta- 1. aydaki azalma anlamlı bulundu ve takiplerde bu refraktif
etkinin stabil seyrettiği izlendi (Şekil 4.4).
Orta uzaysal frekanslarda ortalama mezopik kontrast duyarlılığında ortalama
takip süresi sonunda anlamlı artış saptandı (p<0.05) (Şekil 4.4).
1 yıl sonunda ortalama keratometrik düzleşme 1.1 ± 0.2 D idi ve aradaki fark
istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Kornea topografi değerlendirmelerinde
ön sagital haritadaki kırıcılık değerinde ortalama 1.88 ± 1.86 D, arka sagital
haritadaki kırıcılık değerinde ortalama 0.55 ± 0.33 D azalma saptandı (p<0.05) (Şekil
4.5, 4.6 ve 4.7). Ön elevasyon haritasında ortalama 6.11 ± 4.15 µm, arka elevasyon
haritasında ortalama 11.34 ± 1.13 µm düzleşme belirlendi (Şekil 4.7, 4.8 ve 4.9).
Korneanın düzleşmesine işaret eden ön BFS değerinin ameliyat öncesi 7.65 ± 0.63
iken 1. haftada 8.01 ± 0.51 değerine yükseldiği ve takip boyunca stabil seyrettiği
görüldü (p<0.005). Arka BFS değeri ise ameliyat öncesi 6.34 ± 0.52 iken 6. ayda
6.47 ± 0.48 değerine ulaştı ve takipler boyunca stabil kaldı (p<0.05) (Tablo 4.2).
En ince kornea kalınlığı, santral kornea kalınlığı ve pupil alanındaki kornea
kalınlığı ölçümlerinin takip süresince değişimleri istatistiksel olarak anlamlı
bulunmadı (Tablo 4.3). Kornea hacmi ve kornea hassasiyetinde anlamlı değişiklik
saptanmadı. Ön kamara derinliği ve ön kamara hacmindeki değişiklikler anlamlıydı
(p<0.05) (Tablo 4.4).
Rahatsızlık, kaşıntı, yanma, yabancı cisim, fotofobi, halo, değişen görme,
gece görme zorluğu gibi tüm subjektif şikayetlerin sıklık ve şiddetlerinde olumlu
yönde değişiklikler saptandı (p<0.05). Olgular genel olarak görme kalitelerini, Intacs
29
öncesi kötü olarak değerlendirirken, Intacs sonrası 1. aydan 1. yıla kadar orta-iyi ve
1. yıldan sonra iyi-çok iyi olarak değerlendirdiler (Tablo 4.5).
Olgulardan yalnızca birinde ameliyatı sorunsuz geçmesine ve ameliyat
sonrası ilk 3 ay kontrollerinde sorun yaşanmamasına rağmen segment ekstrüzyonu
görüldü. Sol oküler bölgeye minör bir travma alan hastanın sulanma ve batma
şikayetleri mevcuttu. Yapılan muayenesinde korneal insizyon bölgesi kenarından
segment ucunun açığa çıktığı görüldü. Hastanın sol göz Intacs öncesi düzeltilmemiş
görme keskinliği 0.4, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği -1.50 -4.0 α 140° ile 0.5
düzeyindeyken, Intacs sonrası sorunsuz geçen 3 ay sonunda düzeltilmemiş görme
keskinliği 0.6, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği -2.0 α 140° ile 1.0 seviyesine
yükselmişti. Ameliyat sonrası 3. ayda travmaya bağlı segment ucu ekstrüzyonu
görülen hastanın üstte bulunan 0.300 mm’lik segmenti ameliyathane şartlarında
tünelinden çıkarıldı, altta bulunan 0.400 mm’lik ikinci segmenti yerinde bırakıldı.
Bandaj kontakt lens takılarak ve topikal antibiyotik damla önerilerek kontrole
çağırıldı. Segment çıkarılması sonrası 3. günde re-epitelizasyon ile kornea yüzey
bütünlüğünün sağlandığı görüldü. İkinci ay kontrolünde düzeltilmemiş görme
keskinliği 0.5, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ise -2.50 α 140° ile 0.8 düzeyinde
olan hastaya yumuşak kontakt lens muayenesi yapıldı. Düzeltilmiş görme
keskinliğinin 1.0 olarak bulunduğu -2.25 α 140° numaralı torik kontakt lens reçete
edildi (Şekil 4.8).
0,23
0,440,47 0,49
0,520,48
0,45 0,460,43
0,46
Intacs
öncesi
1. gün 1.
hafta
1. ay 3. ay 6. ay 1. yıl 2. yıl 3. yıl 4. yıl
Şekil 4.1. Ortalama düzeltilmemiş görme keskinliğinin Intacs uygulaması sırasında
değişimi.
30
0,690,73
0,85 0,88 0,90 0,90 0,88 0,88 0,85 0,84
Intacs
öncesi
1. gün 1.
hafta
1. ay 3. ay 6. ay 1. yıl 2. yıl 3. yıl 4. yıl
Şekil 4.2. En iyi düzeltilmiş görme keskinliğinin Intacs uygulaması sırasında
değişimi.
Tablo 4.1. Ortalama manifest refraktif sferik eşdeğerdeki ve ortalama
astigmatizma değerindeki değişim.
Intacs
öncesi
1.
hafta
1. ay 3.ay 6. ay 1. yıl 2. yıl 3. yıl 4. yıl
MRSE -5.68 -1.81 -1.37 -0.96 -1.24 -1.23 -1.04 -1.15 -1.24
Astigmat -5.1 -3.6 -1.8 -1.2 -1.6 -1.7 -1.2 -0.8 -1.1
MRSE: Manifest refraktif sferik eşdeğer
31
-6,00
-5,50
-5,00
-4,50
-4,00
-3,50
-3,00
-2,50
-2,00
-1,50
-1,00
-0,50
0,00
MRSE
Astigmazma
MRSE: Manifest refraktif sferik eşdeğer
Şekil 4.3. Ortalama MRSEdeki ve ortalama astigmatizmadaki değişim.
0
10
20
30
40
50
60
1.5 cpd 3 cpd 6 cpd 12 cpd 18 cpd
Intacs öncesi
Intacs sonrası
Şekil 4.4. Intacs uygulaması öncesi ve sonrası ortalama takip süresinde mezopik
kontrast duyarlılık karşılaştırılması.
32
Şekil 4.5. Bir olgunun Intacs öncesi ve sonrası 1. haftada sağ göz sagital eğim ve ön
elevasyon haritaları. Konusun santralizasyonu, midperiferik düzleşme ve
santral kırıcılıkta azalma izlenmektedir.
Şekil 4.6. Şiddetli bir keratokonus olgusunun Intacs öncesi ve sonrası 6.ayda sol göz
ön sagital ve ön elevasyon haritaları. Keratometrik değerlerde 3 D’lik
azalma ve ön elevasyonda düzleşme görülmektedir.
33
Şekil 4.7. Farklı bir keratokonus hastasının 3 yıl ara ile çekilmiş topografi
görüntüleri. Konusun santralizasyonu, kırıcılık azalması ve ön
elevasyonda düzleşme izlenmektedir.
Tablo 4.2. Ön ve arka BFS değerlerinin karşılaştırılması.
Intacs
öncesi
1.
hafta
1. ay 3. ay 6. ay 1. yıl 2. yıl 3.yıl 4. yıl
Ön
BFS 7.65 8.01 8.00 7.99 8.01 7.97 8.01 7.97 7.92
Arka
BFS 6.34 6.40 6.39 6.42 6.47 6.47 6.45 6.48 6.53
Tablo 4.3. Ortalama santral, en ince ve pupil alanındaki kornea kalınlıklarının
karşılaştırılması.
Intacs
öncesi
1.
hafta
1. ay 3. ay 6. ay 1. yıl 2. yıl 3.yıl 4. yıl
Santral kornea
kalınlığı (µm) 479.1 480.1 491.0 490.0 485.7 486.1 488.3 481.1 481.1
En ince kornea
kalınlığı (µm) 483.6 481.5 494.4 493.2 490.0 489.2 490.1 483.0 482.7
Pupil alanında
kornea
kalınlığı (µm) 470.0 470.3 483.2 480.6 479.4 478.5 481.1 473.4 473.3
34
Tablo 4.4. Diğer parametrelerin karşılaştırılması.
Intacs öncesi Intacs sonrası 4. yıl Fark p
ÖKD (mm) 3.2 3.1 0.1 0,010
ÖKH (mm³) 202.3 181.0 21.3 0,014
KH (mm³) 56.5 56.7 0.2 0,058
Hassasiyet 5.6 5.5 0.1 0.060
ÖKD: Ön kamara derinliği, ÖKH: Ön kamara hacmi, KH: Kornea hacmi
Tablo 4.5. Subjektif şikayetlerin değerlendirilmesi.
Intacs öncesi
Sıklık / Şiddet
Intacs sonrası
Sıklık / Şiddet
Rahatsızlık 2.4 2.5 0.5* 0.3*
Kaşıntı 2.0 1.9 0.3* 0.6*
Yanma 1.5 1.4 0.3* 0.3
Yabancı cisim hissi 0 0 0.5* 0.4*
Fotofobi 2.2 2.0 1.0* 1.3*
Glare/Halo 0 0 0.9* 0.8*
Değişken görme 2 2 0.9* 0.9*
Gece görme zorluğu 2.2 2.1 0.9* 0.9*
Görme kalitesi 0.1 2.1*
*p<0.05
35
Şekil 4.8. Intacs ekstrüzyonu olan bir hastanın, segment çıkarılması öncesi ve
sonrası ön segment fotoğrafları.
36
5. TARTIŞMA
Keratokonus tedavisinde ilk basmakta tercih edilecek olan gözlük ya da sert
kontakt lens kullanımı, kontakt lens intoleransı ya da ileri keratokonus nedeniyle
etkili olmayabilir. Bu durumda cerrahi bir tedavi seçeneği ön plana çıkmaktadır.
Uzun yıllardır uygulanan penetran keratoplasti ve daha az greft rejeksiyonu riski
bulunan derin lameller keratoplasti prosedürleri invaziv yöntemlerdir ve ameliyat
sonrası dönemde çeşitli komplikasyonlar görülebilir. Komplikasyon oranının az
olması ve gerektiğinde çıkarılabilmesi gibi avantajlarının yanı sıra kornea içi halka
implantasyonu keratokonus tedavisinde tatminkar görsel sonuçları ve güvenilir
olması nedeniyle iyi bir alternatiftir.
Intacs implantasyonundaki amaç, konik korneayı düzleştirmektir. Korneadaki
düzleşme görme keskinliklerinde artış, keratometrik değerlerde azalma, kornea
topografisi kırıcılık ve elevasyon haritalarındaki değerlerde azalma ile birlikte
olacaktır. Bizim çalışmamızda değerlendirdiğimiz parametrelerin ameliyat öncesi ve
sonrası farkları tablo 5.1’de özetlenmiştir.
Tablo 5.1. Parametrelerin, Intacs sonrası ve öncesi farklarının değerlendirilmesi
UCVA BCVA MRSE ASTİG. Ö.S.K.H A.S.K.H. Ö.E.H. A.E.H. Ö.BFS
Fark +0.23 +0.15 +4.44 +4.0 -1.88 -0.55 -6.11 -11.34 +0.27
A.BFS S.K.K. E.İ.K.K. P.M.K.K Ö.K.D. Ö.K.H K.H. Hassasiyet
Fark +0.19 +2 -0.9 +3.3 -0.1 -21.3 -0.2 -0.1
UCVA: Düzeltilmemiş görme keskinliği
BCVA: En iyi düzeltilmiş görme keskinliği
MRSE: Sferik eşdeğer (D)
ASTİG: Astigmatizma (D)
Ö.S.K.H.: Ön sagital kırıcılık haritası (D)
A.S.K.H.: Arka sagital kırıcılık haritası (D)
Ö.E.H.: Ön elevasyon haritası (µm)
A.E.H.: Arka elevasyon haritası (µm)
Ö.BFS: Ön yüzeyde en iyi uyan küre yarıçapı (mm)
A.BFS: Arka yüzeyde en iyi uyan küre yarıçapı (mm)
S.K.K.: Santral kornea kalınlığı (µm)
E.İ.K.K.: En ince kornea kalınlığı (µm)
PMKK: Pupil merkezi kornea kalınlığı (µm)
Ö.K.D.: Ön kamara derinliği (mm)
Ö.K.H: Ön kamara hacmi (mm³)
K.H.: Kornea hacmi (mm³)
37
Intacs implantasyonunun, yeni uygulanmaya başladığı yıllardan itibaren
gelişim sürecinde cevabı aranan en önemli sorulardan birisi; En etkili kornea
düzleşmesini sağlamak için eşit kalınlıkta segmentlerin mi yoksa farklı kalınlıktaki
segmentlerin mi daha etkili olacağıdır. Farklı çalışmalarda bu amaçla değişik
nomogramlar kullanılmıştır. Segment kalınlığı seçiminde konus lokalizasyonu,
keratokonus şiddeti veya refraksiyon değerleri kriter olarak seçilebilir. Colin ve ark.
yaptıkları çalışmalarında, sferik eşdeğeri 3.0 D’den fazla olan hastalara 2 adet 0.450
mm’lik segment, 3.0 D’den az olanlara ise 2 adet 0.400 mm’lik segment
uygulamışlardır. Intacs uyguladıkları 100 gözün 2 yıllık takibi sonucunda.
Düzeltilmemiş görme keskinliğinde % 80.5 artış, en iyi düzeltilmiş görme
keskinliğinde % 68.3 artış tesbit etmişlerdir. Ortalama sferik eşdeğer -6.93 ± 3.91
D’den, -3.80 ± 2.73 D’e, ortalama keratometrik değer 50.1 ± 5.6 D’den, 46.8 ± 4.9
D’e düşmüştür. Santral kornea kalınlığında 2 yıl sonunda azalma saptanmış ancak
istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (31). Bizim çalışmamızda simetrik
kalınlıkta segment takılan grupta düzeltilmemiş görme keskinliğinde 2 yıl sonunda %
115.0 artış saptanırken, en iyi düzeltilmiş görme keskinliğinde ise % 80.8 artış
belirledik. Kornea kalınlıkları ile ilgili parametrelerde anlamlı fark saptamadık.
Farklı kalınlıktaki Intacs segmentlerinin, farklı seviyelerde kornea düzleşmesi
yaptığı bilinmektedir. Bazı çalışmacılar değişen kornea kalınlıklarının aynı segmente
vereceği cevabın farklı olacağını öne sürmektedirler. Bir düşünceye göre, daha ince
bir kornea periferik kuvvetlerden daha çok etkilenir ve daha fazla korneal düzleşme
sağlanır. Diğer bir düşünceye göre ise hafif ve ılımlı keratokonuslarda intacs
etkisinin daha fazla olduğudur. Bu düşünceden yola çıkarak Ertan ve ark. 306 Intacs
yapılan gözü Amsler-Krumeich sınıflamasına göre 4 evrede sınıflamışlar ve refraktif
etkileri takip etmişlerdir. Segment kalınlığı kararını sferik eşdeğer derecesine göre
vermişlerdir. 3 D’den yüksek değeri olan hastalara 250 mm / 450 mm olmak üzere
iki adet segment yerleştirilmiştir. 3 D’den düşük olan hastalara tek 450 mm segment
yerleştirmeyi düşünmüşler ancak çalışma grubunda buna uygun hasta bulunmamıştır.
Ortalama 11 aylık takip sonunda düzeltilmemiş görme keskinliği % 75.7, en iyi
düzeltilmiş görme keskinliği % 71.7 gelişme göstermiştir. Ortalama sferik değer -
6.04 D’den -3.09 D’e, ortalama silindirik değer -4.11 D’den -3.82 D’e, ortalama
keratometri değeri ise 50.7 D’den 47.9 D’e düşmüştür. 4 evrede sınıflanan
38
keratokonus hastaları birbirleriyle karşılaştırıldıklarında bu değerler açısından
gruplar arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Ancak evre 4 keratokonus grubunda,
görme keskinliğindeki artış ve keratometrik değerlerdeki düşüş biraz daha az olarak
saptanmış (32).
Farklı evrelerdeki keratokonus hastalarının Intacs tedavisine cevabını, Alio ve
ark. da araştırmışlardır. Hastalar hem ameliyat öncesi görmelerine göre 2 grupta
hemde Amsler-Krumeich sınıflamasına göre 4 evrede gruplanmışlardır. Ancak bu
çalışmada segment kalınlığı kararı topografik konus lokalizasyonuna göre verilmiştir.
180° çizgisini geçmeyen asimetrik, altta lokalize konuslar için 450 mm tek segment,
180° çizgisini geçen konuslar için ise üste 250 mm alta 450 mm kalınlığında 2 adet
segment uygulanmıştır. Tüm hastalar beraber incelendiğinde Intacs tedavisinin
görme üzerine ve refraktif değerlere olan etkileri diğer çalışmalarla benzer
bulunmuştur. Ayrıca ameliyat öncesi görme keskinlikleri düşük olan grubun ve evre
4 keratokonus olan grubun, Intacs tedavisine verdikleri cevabın daha düşük olduğu
belirtilmiştir (33). Asimetrik kalınlıkta segment yerleştirmek bizimde parasantral
konuslar için uyguladığımız yöntemdi. Toplam 27 göze asimetrik kalınlıklarda
segment uyguladık. Asimetrik grupta düzeltilmemiş görme keskinliğinde 0.30 ± 0.01
snellen sırası artış olurken, en iyi düzeltilmiş görme keskinliğinde 0.21 ± 0.09 snellen
sırası artış saptadık. Asimetrik kalınlıkta segment yeleştirmemizin amacı bu
hastalarda daha çok astigmatizma değerinde düşme yapmak istememizdi. Takip
süresi sonunda sferik eşdeğerde 4.44 ± 0.08 azalma olurken, planladığımız gibi
astigmatizma değerinde 3.26 ± 1.23 azalma belirledik.
Zare ve ark. aynı kalınlıktaki segmentlerin farklı keratokonus derecelerindeki
etkilerini 30 göz üzerinde sorgulamışlardır. Farklı evrelerdeki keratokonus
hastalarının hepsine 0.250 mm / 0.450 mm olmak üzere 2 adet segment
yerleştirmişlerdir. 6 aylık takip sonucunda düzeltilmemiş görme keskinliğinin 0.60 ±
0.31 logMAR’dan 0.29 ± 0.20 logMAR’a, en iyi düzeltilmiş görme keskinliğinin
0.25 ± 0.16 logMAR’dan 0.13 ± 0.14 logMAR’a düştüğünü saptamışlardır. Sferik
değerde ortalama 3.60 D, silindirik değerde ortalama 0.75 D azalma elde edilmiştir.
Sferik değerdeki azalma istatistiksel olarak anlamlı iken silindirik değerdeki azalma
anlamlı bulunmamıştır. Çalışmanın sonucunda ameliyat öncesi ortalama keratometri
39
değeri 53 D’den fazla olan hastaların görsel prognozlarının diğerleri kadar iyi
olmadığı ve 2 adet segment yerleştirmenin miyopi üzerine daha güçlü etki yaptığını
belirtmişlerdir (34).
İlerleyen hasta yaşı ile birlikte korneal kollajen fibril demetlerinde
değişiklikler olduğu ve korneanın elastik özelliğinin değiştiği bilinmektedir. Ertan ve
ark. Intacs tedavisinde yaş faktörünün önemini araştıran 109 gözün dahil edildiği bir
çalışma gerçekleştirmişlerdir. Bu çalışmada hastalar 3 gruba ayrılmıştır. 1.grup: 13-
19 yaş arası, 2.grup: 20-35 yaş arası ve 3.grup: 35-56 yaş arası hastalardan
oluşturulmuştur. 3 grup 1 yıl boyunca takip edilmiştir. Çalışma sonucunda tüm
grupların düzeltilmemiş ve en iyi düzeltilmiş görme keskinliklerinde anlamlı artış,
sferik ve silindirik refraksiyon değerlerinde anlamlı azalma ve ortalama keratometri
değerlerinde anlamlı düşüş tesbit edilmiştir. Ancak bu parametreler için yaş grupları
arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (35). Bizim hastalarımızın yaş ortalaması
31.81 (21-50) idi. Sağladığımız refraktif düzelme, Ertan ve arkadaşlarının 2. grup
(20-35 yaş arası) hastalarının sonuçları ile benzerdi. Kliniğimizde 18 yaşından küçük
hiçbir hastaya Intacs tedavisi önerilmedi.
Farklı hasta gruplarının ve farklı segment kalınlıklarının karşılaştırıldığı
çalışmalarda farklı düşünceler öne sürülmüş olmasına rağmen genel kanı, Intacs
tedavisinin uygun hasta gruplarında olumlu refraktif etkilerinin olduğu yönündedir.
Diğer klinik çalışmalarda da benzer sonuçlar bildirilmiştir (36, 37, 38, 39, 40) (Tablo
5.2).
40
Tablo 5.2. Intacs etkinliğini değerlendiren çalışmalar.
Araştırmacı Yıl Göz
sayı
Süre
(ay)
UCVA BCVA MRSE
değişim (D)
Km
değişim
(D)
Colin J. 2006 57 12 +0.19 +0.20 -3.07 -3.7
Kannelopoulos
ve ark.
2006 20 12 +0.36 +0.24 -3.46 -3.05
Wachler ve ark. 2003 74 9 +0.25 +0.20 -2.43 -3.15
Shetty ve ark. 2008 14 12 +0.13 +0.20 -5.0 -3.98
Hellstedt ve ark. 2005 50 12 +0.18 +0.21 -2.78 -4.1
Çetinkor ve ark. 2011 36 20 +0.23 +0.15 -4.44 -4.0
UCVA: Düzeltilmemiş görme keskinliği
BCVA: En iyi düzeltilmiş görme keskinliği
D: Diyoptri
MRSE: Sferik eşdeğer
Km : Ortalama keratometri değeri
36 gözü değerlendirdiğimiz çalışmamızın sonucunda, Düzeltilmemiş görme
keskinliğinde + 0.23, en iyi düzeltilmiş görme keskinliğinde + 0.15 kazanç saptadık.
Ortalama sferik eşdeğerdeki değişim 4.44 D, astigmatizma farkı ise 4.0 D olarak
bulundu.
Segment kalınlığına göre, değişik Intacs tedavi kombinasyonlarının denendiği
birçok çalışma yayınlanmıştır. Bu çalışmalarda tek-çift, simetrik-asimetrik kalınlıkta
yerleştirilen Intacs segmentleri karşılaştırılmıştır. Çalışmaların sonuçlarında refraktif
başarılar sağlanmıştır. Ancak hangi tip keratokonusta hangi tekniğin başarılı
olduğuna dair tam bir görüş birlikteliği henüz oluşmamıştır. Bunun nedenlerinden
biri kornea ve Intacs biyomekaniğinin tam anlaşılamamasıdır. Colin ve ark. simetrik
yerleşimli konuslarda, eşit kalınlıkta 2 segmentin ve parasantral yerleşimli
konuslarda tek segmentin yararlı olacağını bildirmişlerdir (41).
Parasantral yerleşimli konuslarda, dik aksı düzleştirmek amacı ile asimetrik
kalınlıkta segment yerleştirmenin önemini vurgulayan bir vaka sunumu da Alio ve
ark. tarafından yapılmıştır. Sağ gözde monooküler diplopi ve görme azalması
şikayeti olan 20 yaşında erkek hasta yapılan muayene sonucunda keratokonus tanısı
almıştır. Ameliyat öncesi sağ göz düzeltilmemiş görme keskinliğinin 0.3 ve en iyi
düzeltilmiş görme keskinliğinin -0.50 -3.0 α 45° ile 1.0 olduğunu belirtmişlerdir.
41
Topografisinde parasantral yerleşimli konusu olan hastanın sağ gözünün üst yarısına
450 mm, alt yarısına 250 mm kalınlığında 2 adet segment yerleştirmişlerdir. Hastanın
2. ay kontrolünde düzeltilmemiş görme keskinliğinin 0.25 ve en iyi düzeltilmiş
görme keskinliğinin +1.50 -4.50 α 25° ile 0.4 seviyesinde bulunması üzerine
segmentler çıkartılmıştır. Segmentler çıkarıldıktan 1 ay sonra alt yarıya 450 mm, üst
yarıya 250 mm kalınlığında yeni segmentler takılmıştır. Yeni segmentlerle hastanın
düzeltilmemiş görme keskinliğinin 1.0 düzeyine ulaştığını ve en iyi refraksiyon
değerinin de -0.75 α 30° olduğunu bildirmişlerdir (42).
Sharma ve ark. Intacs uyguladıkları 37 gözü 2 gruba ayırmışlardır. 1. grup tek
segment takılmış olan hastalardan, 2. grup ise çift segment takılan hastalardan
oluşturulmuştur. Ortalama 94 günlük takip süresinin sonunda tek segment takılan
grupta düzeltilmemiş görme keskinliği 8 sıra, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği 2.5
sıra artış göstermiştir. Çift segment takılan grupta ise düzeltilmemiş görme
keskinliği 2.5 sıra, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği 1 sıra artış göstermiştir. Tek
segment takılan grupta görme artışlarının daha fazla olduğu belirtilmiştir. Tek
segment takılan grupta keratometrik değerlerdeki azalmalarında çift segment
grubundan daha fazla olduğu bildirilmiştir. Her iki gruptada sferik ve silindirik
değerler azalmış olmasına rağmen çift segment takılan grupta sferik değerdeki
azalma daha fazla iken, tek segment takılan grupta silindirik değerdeki azalma daha
fazla olarak bulunmuştur. Alt-üst diyoptrik asimetri (I-S ratio) değeri 2 gruptada
azalmasına rağmen, tek segmentin bu değere olan etkisi daha fazla olarak
saptanmıştır. Çift segmentlerin üst ve alt yarıyı eşit oranda düzleştirdikleri ve bu
global düzleşme sayesinde sferik değerde daha belirgin düşme elde edildiği
belirtilmiştir. Bunun tersine tek segmentlerin asimetrik düzleştirici etkisi sayesinde,
silindirik değerlerde ve alt-üst diyoptrik asimetrisinde daha fazla düşme elde
edilmiştir (43). Bizde benzer bir sınıflama yaparak verilerimizi 3. ay kontrolü için
incelediğimizde, tek segment takılan grupta düzeltilmemiş görme keskinliği 3 sıra,
en iyi düzeltilmiş görme keskinliği 2 sıra artış göstermiştir. Çift segment takılan
grupta ise düzeltilmemiş görme keskinliği 3 sıra, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği
2 sıra artış göstermiştir. Biz görme açısından tek veya çift segment grupları arasında
fark saptayamadık ancak tek segment takılan grupta, sferik değerde 1.05 D azalma
varken çift segment grubunda 2.2 D fark bulundu. Astigmatizma değerlerinde ise tek
42
segment grubunda 2.88 D, çift segment grubunda 1.6 D’lik azalma bulundu. Çift
segmentlerin daha çok sferik değerde, tek segmentlerin ise astigmatizmada daha
fazla düzeltici etkisinin olduğu izlendi.
Bazı araştırmacılar, segment kalınlığı yanında Intacs segmentinin
yerleştirildiği tünel kalınlığınında sonuçlar üzerinde etkili olacağını, dar bir tünelin
Intacs segmentinin etkisini arttıracağını öne sürmüşlerdir. Ertan ve ark. bu amaçla
159 Intacslı göz üzerinde çalışmışlardır. Femtosaniye lazer ile bir gruba 6,7 mm ×
8.2 mm boyutlarında, diğer gruba 6.6 mm × 7.6 mm boyutlarında tünel açmışlardır.
Altı aylık takip sonunda düzeltilmemiş görme keskinliği, en iyi düzeltilmiş görme
keskinliği, sferik ve silindirik refraksiyon değerleri ve keratometrik değerlerde iki
grupta birden anlamlı düzelmeler olmasına rağmen, bu iki grup arasında hiçbir
parametrede anlamlı fark bulunmamıştır (30).
Son 4-5 yıl içinde femtosaniye lazer (Intralase) Intacs segmentlerinin
yerleştirileceği tünelleri oluşturmak amacı ile klinik kullanıma girmiştir. Bu cihaz
korneal tünellerin planlanan derinlikte olmasını ve Intacs segmentlerinin daha kolay
yerleştirilmesine izin verir. Femtosaniye lazer sayesinde cerrahi hızlanır ve
kolaylaşır. Tünellerin aynı derinlikte açılması sayesinde korneal perforasyon,
erozyon komplikasyonları da yoktur (25).
Rabinowitz ve ark. Intacs uygulanan uygulanan hastalarda mekanik açıcılar
ve femtosaniye lazeri karşılaştırmak amaçlı 30 hastanın değerlendirildiği bir çalışma
yapmışlardır. 1 yıllık takip sonunda mekanik teknik kullanılan grup ve femtosaniye
lazer kullanılan gruplarda sırasıyla düzeltilmemiş görme keskinliğindeki sıra artışı
4.13 ve 3.63, en iyi düzeltilmiş görme keskinliğindeki sıra artışı 3.92 ve 1.63 olarak
ölçülmüştür. Ortalama keratometrik değerlerdeki azalmalar sırasıyla 2.91 D ve 2.52
D olarak belirlenmiştir. Sferik eşdeğerdeki değişme sırasıyla 3.98 D ve 2.96 D olarak
ölçülmüştür. Ancak bu parametrelerin hiçbirinde iki grup arasında istatistiksel fark
bulunmamıştır. Sonuçta femtosaniye lazerin, mekanik açıcılar kadar etkili olduğu
belirtilmiştir (44). Ancak bu çalışmanın femtosaniye yapılan grubu ile Colin ve
arkadaşlarının mekanik açıcılar kullanarak uyguladıkları 10 hastadan oluşan Intacs
grubu (45) karşılaştırıldığında, düzeltilmemiş ve en iyi düzeltilmiş görme
43
keskinliklerindeki artışın femtosaniye grubunda daha fazla olduğu istatistiksel olarak
anlamlı saptanmıştır. Yine Rabinowitz ve arkadaşlarının femtosaniye uyguladıkları
grup ile Siganos ve arkadaşlarının mekanik açıcılar kullanarak uyguladıkları 33
hastadan oluşan Intacs grubu karşılaştırıldığında düzeltilmemiş ve en iyi düzeltilmiş
görme keskinliklerindeki artışın femtosaniye grubunda daha fazla olduğu istatistiksel
olarak anlamlı bulunmuştur.
Caarasquilo ve ark. 17 göze mekanik diseksiyon ile 16 göze femtosecond
lazer ile müdahale etmişler ve ortalama 10.3 ay takip etmişlerdir. Düzeltilmemiş
görme keskinliği ortalama 3.5 sıra, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ortalama 1
sıra artış göstermiştir. Sferik eşdeğerdeki değişiklik ortalaması 2 D olmasına rağmen
bu parametrelerde iki grup arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır (46).
Intacs implantasyonu sonrası refraktif değerlerdeki düzelmelere erken
dönemde ulaşmak mümkündür. Yapılan çalışmaların çoğunlunda ortalama takip
süresi 1 yılı geçmemektedir. Uzun dönem takip sonunda refraktif etkinin stabilitesini
ve uzun dönem komplikasyonlarını incelemek amacı ile Kymionis ve ark. 17 gözün
takip edildiği 5 yıllık çalışmalarının sonuçlarını yayınlamışlardır. Hastaların 6. ay
kontrollerinde düzeltilmemiş ve en iyi düzeltilmiş görme keskinliklerindeki artış
sırasıyla 2.8 ve 1.4 sıra olarak belirtilmiştir. Ortalama keratometrik değerde 1.57
D’lik azalma tesbit edilmiştir. 6. aydaki takip ve 5 yıl sonundaki takip arasında
keratometrik ve topografik değerler arasında anlamlı fark bulunmamıştır.
Kymionis ve ark. 9 yıllık bir keratokonus vakasını yayınlamışlardır. Bu
hastada da benzer şekilde görme artışı, keratometrik ve topografik değerlerde
azalma, refraktif değerlerde azalma bulunmuştur. Hastanın tüm değerleri 2. yılda
stabilleşmiş ve 9. yıla kadar stabil olarak kalmıştır. Bu hastada da tünel depozitleri
dışında morfolojik anormalliğe rastlanmamıştır (47).
Tünel içerisinde görülen sarı-beyaz depozitler kornea içi halka
implantasyonundan sonra sık olarak görülmektedir (36, 48). Çalışmamızda 30 gözde
(% 83) cerrahi sonrası dönemde tünel içerisinde sarı beyaz depozitler tesbit edilmiştir
ve hiçbir hastada bu görme keskinliğinde bir değişime sebep olmamıştır. Ruckhofer
ve ark. bu depozitlerin oluşmasının ve yoğunluğunun halka segmentinin kalınlığı ile
44
implantasyon süresiyle ilgili olduğunu ve kendi hastalarında 24 ayda gözlerin %
74’ünde gördüklerini bildirmişlerdir (49).
Ertan ve ark. intacs implantasyonunun geniş tünel ve dar tüneldeki
sonuçlarını karşılaştırdıkları çalışmalarında, sarı-beyaz depozitlerin dar tünel
grubunda % 46.77, geniş tünel grubunda ise % 10.30 oranında oluştuğunu
bildirmişlerdir (30).
Intacs implantasyonu sonrasında deposit görülen 7 gözde depozitlerin
yapısını incelemek için yapılan konfokal mikroskopide, bu depositlerin lipid
sentezindeki bir bozukluktan ya da segment implantasyonu sonrasında yara
iyileşmesi sırasında kornea keratositlerinin metabolizmasının aktivasyonundan
meydana gelebileceği bildirilmiştir (50).
Segmentlerin etrafında oluşan depositlerin miktarı, segment kalınlığına, tünel
genişliğine ve tünel açılması yöntemine bağlı olan cerrahi manipülasyonun
kolaylığıyla değişmektedir. Intrastromal depositler, intrastromal halkaların optik
özelliklerini ve korneanın anatomik yada fizyolojik yapısını etkilemez. (51).
Kliniğimizde femtosaniye lazer bulunmadığı için tünel kalınlıklarının refraktif başarı
veya sarı-beyaz depozit oluşumu üzerine etkisi konusunda araştırmamız olmadı.
Ancak klinik tecrübemiz kalın segment takılan gözlerde sarı-beyaz depozitlerin daha
fazla olduğu yönündeydi.
Colin ve ark. Intacs implantasyonu sonrası hastaların subjektif şikayetlerini
değerlendiren bir çalışma yapmışlardır. Hastalardan komfor bozukluğu, kaşınma,
yanma, yabancı cisim hissi, fotofobi, çift görme, glare, halo, görmede gün içi
dalgalanma ve gece görme zorluğu gibi şikayetlerinin varlığını belirtmeleri ve
görmelerini mükemmel, iyi, vasat, zayıf seçeneklerinden biriyle tanımlamaları
istenmiştir. Tüm bu sorgulamalar ameliyat öncesi, ameliyat sonrası 3. ay ve 6. ayda
tekrarlanmıştır. Ameliyat öncesi değerlendirmede toplam 31 subjektif semptom
şikayeti kayıt edilirken ameliyat sonrası 3. ayda 21 semptom ve 6. ayda 9 semptom
kayıt edilmiştir. Görme kalitesi incelendiğinde, ameliyat öncesi hastaların % 69,2’si
görmelerini zayıf, % 20,5’i vasat, % 10,2’si iyi olarak tanımlamışlardır. Ameliyat
sonrası 6. ayda görme kaliteleri hastaların % 23,8’inde zayıf, % 28,6’sında vasat, %
45
38,1’inde iyi ve % 9,5’inde mükemmel olarak tanımlanmıştır (36). Bizde
kliniğimizde aynı semptomları içeren bir anket kullandık ve Intacs sonrası tüm
semptomlarda anlamlı azalma saptadık ayrıca olgular genel olarak görme kalitelerini,
Intacs öncesi kötü olarak değerlendirirken, Intacs sonrası 1. aydan 1. yıla kadar orta-
iyi ve 1. yıldan sonra iyi-çok iyi olarak değerlendirdiler.
Kanellopoulos ve ark. ameliyat sırasında oluşabilecek komplikasyonların
artan cerrahi tecrübe ile azaldığını ve segment migrasyonu, ekstrüzyonu gibi
ameliyat sonrası komplikasyonların oranının % 35 olduğunu bildirmişlerdir (37). Bu
yüksek ameliyat sonrası komplikasyon insidansı diğer çalışmalarda bildirilmemiştir
(23-47). Segment ekstrüzyonu çeşitli yayınlarda %10 oranına kadar bildirilmiştir (32,
34, 36). Bizim çalışmamızda 1 gözde (% 2.8) ameliyat sonrası dönemde segment
ekstrüzyonu meydana gelmiştir.
46
6. SONUÇ
Intacs halka segmentleri seçilmiş keratokonus hastalarında güvenli ve etkili
bir düzeltme seçeneği gibi görünmektedir. Intacs öncesi korneanın iyi
değerlendirilmesi, cerrahi sonrası refraktif başarıyı etkilemektedir. Ameliyat
öncesinde yapılan kornea topografisinde parasantral konusu olan hastalara, asimetrik
kalınlıkta çift segment veya tek segment uygulanması daha iyi sonuçlar alınmasını
sağlar. Topografide merkezi yerleşimli santral konus olan hastalara eşit kalınlıkta,
çift segment uygulanması da refraktif başarıyı olumlu etkiler. Segment kalınlığının
kararı, hastanın refraksiyon değerlerinin şiddetine bağlıdır. Daha yüksek refraksiyon
kusurlarında daha kalın segment kullanmak faydalıdır. Keratometrik değerlere göre
dik akstan insizyon yaparak, segmentleri dik aksa paralel olacak şekilde
yerleştirmek, düz bir kornea yüzeyi elde etmek için daha faydalı gibi görünmektedir.
Intacs, geri dönüşü olan bir cerrahi tekniktir. Segmentlere bağlı bir problemle
karşılaşıldığında segmentler çıkarılabileceği gibi istenilen refraktif sonuç elde
edilemediğinde, daha kalın yada daha ince kalınlıktaki segmentlerle
değiştirilebilirler. Benzer şekilde, cerrahi sonrası hastanın rezidüel bir refraktif
kusuru kaldığında, hastalar yumuşak kontakt lens kullanabilirler. Keratokonus
hastalarında ameliyat öncesi kontakt lense bağlı rahatsızlık ve lens
santralizasyonundaki sorunlar, korneal implantların düzgün bir korneal yüzey
oluşturmasıyla azalmış olur. Uygun keratokonus hastalarında intrastromal halka
segmentlerinin implantasyonu, refraksiyonu ve görmeyi iyileştirmekle kalmayıp aynı
zamanda kornea transplantasyon gerekliliğini ortadan kaldırabilir.
47
7. ÖZET
Amaç
Keratokonusu olup gözlük ile görmesi arttırılamayan, kontakt lens intoleransı
olan ve penetran keratoplasti gibi geri dönüşümsüz bir cerrahi için uygun olmayan
veya bu cerrahiyi kabul etmeyen olgularda Intacs ile tedavinin etkinlik ve
güvenilirliğini değerlendirmektir.
Gereç-Yöntem
Çalışmaya Temmuz 2006 ve Eylül 2010 tarihleri arasında Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları kliniğinde keratokonus tanısıyla Intacs
implantasyonu yapılan 27 hastanın 36 gözü çalışmaya dahil edildi. Tüm hastalar 20
yaşından büyük, gözlük ile görmesi düzeltilemeyen, sert kontakt lens kullanamayan
ve santral korneaları saydam olan hastalardı. Uygulama öncesi ve sonrası 1.hafta,
1.ay, 3.ay, 6.ay, 12.ay ve 1 yıllık aralar ile olgu gözleri düzeltilmemiş ve en iyi
düzeltilmiş görme keskinliği, manifest refraksiyon değeri, biyomikroskopik muayene
bulguları, keratometri, korneal hassasiyet, mezopik kontrast duyarlılık, korneal
topografi, kornea kalınlığı, ön kamara hacmi, ön kamara derinliği açısından
değerlendirildi. Ortalama takip süresi 20.3± 19 aydı.
Bulgular
Intacs öncesi ortalama düzeltilmemiş görme keskinliği 0.23 ± 0.22 (0.80 ±
0.39 logMAR) iken, Intacs sonrası 4.yılda 0.46 ± 0.30 (0.44 ± 0.35 logMAR) idi.
Intacs öncesi en iyi gözlükle düzeltilmiş görme keskinliği 0.69 ± 0.27 (0.21 ± 0.24
logMAR) iken, 4.yılda 0.84 ± 0.31 (0.12 ± 0.25 logMAR) idi. Intacs öncesi ortalama
manifest refraksiyon sferik eşdeğer (MRSE) -5.68 ± 3.12 D iken, 1.ayda -1.37 ± 1.65
D’ye düştü ve takip boyunca stabil kaldı.
Intacs öncesi ortalama astigmatizma -5.1 ± 3.3 D iken, 1. ayda -1.83 ± 3.34
D’ ye düştü ve takip boyunca stabil olarak seyretti. Orta uzaysal frekanslarda
48
ortalama mezopik kontrast duyarlılığında ortalama takip süresi sonunda anlamlı artış
saptandı. Kornea topografi değerlendirmelerinde ön sagital haritadaki kırıcılık
değerinde ortalama 1.88 ± 1.86 D, arka sagital haritadaki kırıcılık değerinde ortalama
0.55 ± 0.33 D azalma saptandı. Ön elevasyon haritasında ortalama 6.11 ± 4.15 µm,
arka elevasyon haritasında ortalama 11.34 ± 1.13 µm düzleşme belirlendi. Korneanın
düzleşmesine işaret eden ön BFS değerinin ameliyat öncesi 7.65 ± 0.63 iken 1.
haftada 8.01 ± 0.51 değerine yükseldiği ve takip boyunca stabil seyrettiği görüldü.
Arka BFS değeri ise ameliyat öncesi 6.34 ± 0.52 iken 6. ayda 6.47 ± 0.48 değerine
ulaştı ve takipler boyunca stabil kaldı.
En ince kornea kalınlığı, santral kornea kalınlığı ve pupil alanındaki kornea
kalınlığı ölçümlerinin takip süresince değişimleri istatistiksel olarak anlamlı
bulunmadı. Kornea hacmi ve kornea hassasiyetinde anlamlı değişiklik saptanmadı.
Ön kamara derinliği ve ön kamara hacminde anlamlı azalma saptandı.
Sonuç
Intacs halka segmentleri seçilmiş keratokonus hastalarında güvenli ve etkili
bir yöntem olarak görünmektedir
Anahtar Kelimeler: Intacs, Keratokonus, Korneal segment, refraksiyon.
49
8. SUMMARY
Purpose
To evaluate the efficacy and safety of Intacs in keratoconus patients whose
vision can not be improved with spectales, who has contact lens intolerance and who
are not suitable for keratoplasty procedure.
Materials and Methods
Thirty-six eyes of 27 keratoconus patients who have Intacs implantation in
ophtalmology service of Ankara University Medical Faculty at July 2006 to
September 2010, were chosen. All subjects older than 20 years, have contact lens
intolerance and clear central corneas. Each subject eye was evaluated in regards to
the uncorrected and best corrected visual acuities, refractive correction, slitlamb
examination, keratometry, corneal sensitivity, contrast sensitivity, corneal
topography, corneal thikness, before and following Intacs implantation at 1 day, 1
week, 1 month, 3 months, 6 months, 1 year, 2 years, 3 years and 4 years. The mean
follow-up following Intacs implantation was 20.3± 19 months.
Results
The mean uncorrected visual acuity was 0.23 ± 0.22 (0.80 ± 0.39 logMAR)
before Intacs implantation and 0.46 ± 0.30 (0.44 ± 0.35 logMAR) at the end of the
fourth years. The mean best-spectales corrected visual acuity was 0.69 ± 0.27 (0.21 ±
0.24 logMAR) before Intacs implantation and 0.84 ± 0.31 (0.12 ± 0.25 logMAR) at
the end of the fourth years. The mean manifest refraction spherical equivalent
decreased from -5.68 ± 3.12 D to -1.37 ± 1.65 D at first month and remained stable
thereafter. Astigmatism decreased from -5.1 ± 3.3 D to -1.83 ± 3.34 D at first month
and remained stable thereafter. The mean mesopic contrast sensitivity significantly
increased in medium frequences. The mean anterior sagital curvature map value
change was 1.88 ± 1.86 D and The mean posterior sagital curvature map value
50
change was 0.55 ± 0.33 D. The mean corneal flattening in anterior and posterior
elevation map were 6.11 ± 4.15 µm and 11.34 ± 1.13 µm. Anterior BFS increased
from 7.65 ± 0.63 to 8.01 ± 0.51 at first week and remained stable thereafter.
Similarly posterior BFS increased from 6.34 ± 0.52 to 6.47 ± 0.48 at sixth months
and remained stable thereafter. The thinnest, central and pupillar corneal thickneses
did not showany significant difference before and after Intacs implantation. There
was no significant change at the corneal volume and corneal sensitivity. Anterior
chamber depth and anterior chamber volume significantly decreased.
Conclusion
Intacs ring segments seem to be safe and effective in treating keratoconus
patients
Key words: Intacs, Keratoconus, Corneal segment, refraction.
51
9. KAYNAKLAR
1- Rabinowitz YS. Keratoconus. Surv Ophthalmol 1998;42:297-319.
2- Espandar L, Meyer J. Keratoconus: Overview and Update on Treatment.
Middle East Afr J Ophthalmol 2010;17:15-20.
3- Kanpolat A. Keratokonus. MN Oftalmolji 1994;4:326-330.
4- Rabinowitz YS. Diagnosing keratoconus and patients at risk. Cataract and
refractive surgery today 2007;5:85-87.
5- Levy D, Hutchings H, Rouland JF, Guell J, Burillon C, Arné JL, Colin J,
Laroche L, Montard M, Delbosc B, Aptel I, Ginisty H, Grandjean H, Malecaze
F. Videokeratographic anomalies in familial keratoconus. Ophthalmology
2004;111:867-874.
6- Wang Y, Rabinowitz YS, Rotter JI, Yang H. Genetic epidemiological study of
keratoconus: Evidence for major gene determination. Am J Med Genet
2000;28:403-409.
7- Rabinowitz YS, Dong L, Wistow G. Gene expression profile studies of human
keratoconus cornea for NEIBank: A novel cornea-expressed gene and the
absence of transcripts for aquaporin 5. Invest Ophthalmol Vis Sci
2005;46:1239-1246.
8- Tang YG, Rabinowitz YS, Taylor KD, Li X, Hu M, Picornell Y, Yang H.
Genomewide linkage scan in a multigeneration Caucasian pedigree identifies a
novel locus for keratoconus on chromosome 5q14.3-q21.1. Genet Med
2005;7:397-405.
9- Aldave AJ, Yellore VS, Salem AK, Yoo GL, Rayner SA, Yang H, Tang GY,
Piconell Y, Rabinowitz YS. No VSX1 gene mutations associated with
keratoconus. Invest Ophthalmol Vis Sci 2006;47:2820-2822.
52
10- Kanpolat A, Alp M, Görgün M, Abran G. Keratokonüsde kornea
histopatolojisi. MN Oftalmoloji 1998;5:165-168.
11- Kawamorita T, Uozato H, Kamiya K, Bax L, Tsutsui K, Aizawa D, Shimizu K.
Repeatability, reproducibility, and agreement characteristics of rotating
Scheimpflug photography and scanning-slit corneal topography for corneal
power measurement. J Cataract Refract Surg 2009;35:127-133.
12- Hashemi H, Mehravaran S. Day to Day Clinically Relevant Corneal Elevation,
Thickness, and Curvature Parameters Using the Orbscan II Scanning Slit
Topographer and the Pentacam Scheimpflug Imaging Device. Middle East Afr
J Ophthalmol 2010;17:44-55.
13- Fam HB, Lim KL. Corneal elevation indices in normal and keratoconic eyes. J
Cataract Refract Surg 2006;32:1281-1287.
14- Uçakhan OO, Ozkan M, Kanpolat A. Corneal thickness measurements in
normal and keratoconic eyes: Pentacam comprehensive eye scanner versus
noncontact specular microscopy and ultrasound pachymetry. J Cataract Refract
Surg 2006;32:970-977.
15- Ambrósio R Jr, Alonso RS, Luz A, Coca Velarde LG. Corneal-thickness spatial
profile and corneal-volume distribution: Tomographic indices to detect
keratoconus. J Cataract Refract Surg. 2006 Nov;32(11):1851-1859.
16- Emre S, Doganay S, Yologlu S. Evaluation of anterior segment parameters in
keratoconic eyes measured with the Pentacam system. J Cataract Refract Surg
2007;33:1708-1712.
17- Rabinowitz YS, Yang H, Brickman Y, Akkina J, Riley C, Rotter JI, Elashoff J.
Videokeratography database of normal human corneas. Br J Ophthalmol
1996;80:610-616.
53
18- Rabinowitz YS, Rasheed K. KISA% index: a quantitative videokeratography
algorithm embodying minimal topographic criteria for diagnosing keratoconus.
J Cataract Refract Surg 1999;25:1327-1335.
19- Lema I, Suárez AI, Díez-Feijoo E. Unilateral keratoconus: videokeratography
and Orbscan study-optical correction. Eye Contact Lens 2009;35:15-19.
20- Li X, Rabinowitz YS, Rasheed K, Yang H. Longitudinal study of the normal
eyes in unilateral keratoconus patients. Ophthalmology 2004;111:440-446.
21- Sanctis U, Loiacono C, Richiardi L, Turco D, Mutani B, Grignolo FM.
Sensitivity and specificity of posterior corneal elevation measured by Pentacam
in discriminating keratoconus/subclinical keratoconus. Ophthalmology
2008;115:1534-1539.
22- Schlegel Z, Hoang-Xuan T, Gatinel D. Comparison of and correlation between
anterior and posterior corneal elevation maps in normal eyes and keratoconus-
suspect eyes. J Cataract Refract Surg 2008;34:789-795.
23- Bühren J, Kühne C, Kohnen T. Defining subclinical keratoconus using corneal
first-surface higher-order aberrations. Am J Ophthalmol 2007;143:381-389.
24- Intacs corneal implants, instructions for use. www.getıntacs.com.
25- Rabinowitz YS. Intacs for Keratoconus. Int Ophthalmol Clin 2010;50:63-76.
26- Hofling-Lima AL, Branco BC, Romano AC, Campos MQ, Moreira H, Miranda
D, Kwitko S, de Freitas D, Casanova FH, Sartori M, Schor P, Souza LB.
Corneal infections after implantation of intracorneal ring segments. Cornea
2004;23:547-549.
27- Slade DS, Johnson JT, Tabin G. Acanthamoeba and fungal keratitis in a woman
with a history of Intacs corneal implants. Eye Contact Lens 2008;34:185-187.
54
28- Samimi S, Leger F, Touboul D, Colin J. Histopathological findings after
intracorneal ring segment implantation in keratoconic human corneas. J
Cataract Refract Surg 2007;33:247-253.
29- Kaiserman I, Bahar I, Rootman DS. Optical coherence tomography provides
insight into the effect of intacs in keratoconus. Arch Ophthalmol
2008;126:571-572.
30- Ertan A, Kamburoğlu G, Akgün U. Comparison of outcomes of 2 channel sizes
for intrastromal ring segment implantation with a femtosecond laser in eyes
with keratoconus. J Cataract Refract Surg 2007;33:648-653.
31- Colin J, Malet F. Intacs for the correction of keratoconus: Two-year follow up.
J Cataract Refract Surg 2007;33:69-74.
32- Ertan A, Kamburoğlu G. Intacs implantation using a femtosecond laser for
management of keratoconus: Comparison of 306 cases in different stages. J
Cataract Refract Surg 2008;34:1521-1526.
33- Alio J.L, Shabayek M.H, Belda J.I, Correas P. Analysis of results related to
good and bad outcomes of Intacs implantation for keratoconus correction. J
Cataract Refract Surg 2006;32:756-761.
34- Zare M, Hashemi H, Salari M. Intracorneal ring segment implantation for the
management of keratoconus: Safety and efficacy. J Catarcat Refarct Surg 2007;
33:1886-1891.
35- Ertan A, Ozkılıç E. Effect of age on outcomes in patients with keratoconus
treated by intacs using a femtosecond laser. J Refract Surg 2008;24:690-695.
36- Colin J. European clinical evaluation: Use of intacs fort he treatment of
keratoconus. J Cataract Refract Surg 2006;32:747-755.
55
37- Kannelopoulos A.J, Lawrence H, Peery H, Donnenfeld E.D. Modified
intracorneal ring segment implantation for the management of moderate to
advenced keratoconus. Cornea 2006;25:29-33.
38- Wachler B, Chandra N, Chou B, Korn T. Intacs for keratoconus. Ophtalmology
2003;110:1031-1040.
39- Shetty R, Kurian M, Anand D, Mhaske P, Doms N. Intacs in advenced
keratoconus. Cornea 2008;27:1022-1029.
40- Hellstedt T, Makela J, Uusitalo R, Emre S. Treating keratoconus with intacs
corneal ring segments. J Refract Surg 2005;21:236-246.
41- Colin C, Wachler B. Reduced best spectacle-corrected visual acuity from
inserting a thicker intacs above and thinner intacs below in keratoconus. J
Refract Surg 2007;23:93-95.
42- Alio J, Shabayek M. Intracorneal asymmetrical rings for keratoconus: Where
should the thicker segment be implanted?. J Refract Surg 2006;22:307-309.
43- Sharma M, Wachler B. Comparison of single-segment andd double segment
intacs for keratoconus and post-lasik ectasia. Am J Ophtalmol 2006;141:891-
895.
44- Rabinowitz Y, Li X, Ignacio T, Maguen E. Intacs inserts using the femtosecond
laser compared to the mechanical spreader in the treatment of keratoconus. J
Refract Surg 2006;22:764-771.
45- Colin J, Cochener B, Savary G, Malet F. Correcting keratoconus with
intracorneal rings. J Cataract Refract Surg 2001;27:341.
46- Carrasquillo K, Rand J, Talamo J. Intacs for keratoconus and post-lasık ectasia.
Cornea 2007;26:956-962.
56
47- Kymionis D, Grentzelos M, Diakonis V, Pallikaris A, Pallikaris I. Nine-year
follow-up of intacs implantation for keratoconus. Ophtalmology Journal
2009;377-381.
48- Alio J, Artola A, Hassanein A, Haroun H, Galal A. One or two segments fort he
correction of keratoconus. J Cataract Refract Surg 2005;31:943-953.
49- Ruckhofer J, Twa MD, Schanzlin DJ. Clinical characteristics of lamellar
channel deposits after implantation of intacs. J Cataract Refract Surg 2000; 26:
1473-1479.
50- Ly L, Mcculley J, Verity S, Cavanahh D, Bowman W, Petrol M. Evaluation of
intrastromal lipid deposits after intacs implantation using in vivo confocal
microscopy. Eye and Contact lens 2006;32:211-215.
51- Ertan A, Colin J. Intracorneal rings for keratoconus and keratectasia. J Cataract
Refract Surg 2007:33:1303-1314.