Top Banner
İran’da İlk Anayasal Hareket “1906 Meşrutiyeti” Yard.Doç.Dr.Selda KILIÇ A.Ü.D.T.C.F.Tarih Bölümü Öğretim Üyesi İran tarihi boyunca istibdad sistemi ile yönetilmiş bir ülkedir. Bu nedenle 1906 Meşrutiyeti bu ülkenin tarihi içerisinde üzerinde önemle durulması gereken bir olaydır. İran’ın meşrutiyet ihtilali aşağı-yukarı bu topraklarda hüküm sürmüş olan 2500 yıllık mutlak bir monarşiyi, bir süre ortadan kaldırarak demokrasiye doğru giden ilk ve son adım olmuştur. “1906 Meşrutiyeti” ile İran halkı yıllar boyu alıştığı sisteme karşı çıkarak, hürriyetine kavuşmak amacıyla meşruti bir sistem isteğinde bulunmuştur. Bu yazıda da İran gibi gerçekten son derece zengin bir kültüre sahip bir ülkede, tarihleri boyunca yalnızca1906 yılında tecrübe ettikleri meşrutiyet, özgürlük, demokrasi isteklerini gerçekleştirmek üzere yaptıkları ihtilal ele alınacaktır. Bu konu ile ilgili olarak; İranlı tarihçi yazar Kesrevi’nin “Tarih-i Meşruta-yı İran” , ihtilalcilerden Melik- ül Mütekellim’in oğlu Dr.Melik Zade’nin “Tarih-i İnkılab-ı Meşrutiyet” , İngiliz P.Sykes’in “ History of Persia”, Ahmet Ağaoğlu’nun “İran İnkılabı”, İngiliz tarihçi Edward G.Brown’un Persian Revolution” adlı eserleri bulunmaktadır. Ayrıca Türkiye’de İsa Seyf adlı bir İranlı tarafından yapılmış “İran’da Meşrutiyet” ve J.Naibyanın “II. Meşrutiyet Döneminde Türk-İran Münasebetleri başlıklı basılmamış doktora tezleri de bulunmaktadır. Bunlardan farklı olarak bu makalede , ihtilalin başlangıç ve meşrutiyetin ilan edildiği dönemde Tahran’da sefirlik yapmış Şemseddin Bey’in kaleme almış olduğu belgeye dayanarak, olayları bir Osmanlı Sefirinin gözünden açıklamaya çalışacağız. Osmanlı Sefiri Şemseddin Bey, Tahran’da 1905- 1906’da sıcak olaylar yaşanırken, bizzat tüm gelişmelere tanık olduğu, hatta bu gelişmeler esnasında İran Şahı ile görüşmeler yaptığı, diğer ülke sefirleri ile de konu hakkında görüşmelerde bulundukları görülmektedir. Bu bağlamda İran’da yaşanmış bu meşrutiyet tecrübesinin gelişmelerini orada bulunan,Osmanlı Devleti’nin en yüksek temsilcisi konumundaki diplomatının görüş açısından olayları irdeleyeceğiz. Ancak buna geçmeden önce de olayları daha iyi açıklayabilmek için
19

Iran'da 1906 Meşrutiyeti

Feb 22, 2023

Download

Documents

Serdal Bahçe
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

İran’da İlk Anayasal Hareket “1906 Meşrutiyeti”Yard.Doç.Dr.Selda KILIÇ

A.Ü.D.T.C.F.Tarih Bölümü Öğretim Üyesi

İran tarihi boyunca istibdad sistemi ileyönetilmiş bir ülkedir. Bu nedenle 1906 Meşrutiyeti bu ülkenintarihi içerisinde üzerinde önemle durulması gereken birolaydır. İran’ın meşrutiyet ihtilali aşağı-yukarı butopraklarda hüküm sürmüş olan 2500 yıllık mutlak birmonarşiyi, bir süre ortadan kaldırarak demokrasiye doğru gidenilk ve son adım olmuştur. “1906 Meşrutiyeti” ile İran halkıyıllar boyu alıştığı sisteme karşı çıkarak, hürriyetinekavuşmak amacıyla meşruti bir sistem isteğinde bulunmuştur. Bu yazıda da İran gibi gerçekten son derecezengin bir kültüre sahip bir ülkede, tarihleri boyuncayalnızca1906 yılında tecrübe ettikleri meşrutiyet, özgürlük,demokrasi isteklerini gerçekleştirmek üzere yaptıkları ihtilalele alınacaktır. Bu konu ile ilgili olarak; İranlı tarihçiyazar Kesrevi’nin “Tarih-i Meşruta-yı İran” , ihtilalcilerden Melik-ül Mütekellim’in oğlu Dr.Melik Zade’nin “Tarih-i İnkılab-ıMeşrutiyet” , İngiliz P.Sykes’in “ History of Persia”, AhmetAğaoğlu’nun “İran İnkılabı”, İngiliz tarihçi Edward G.Brown’un“Persian Revolution” adlı eserleri bulunmaktadır. AyrıcaTürkiye’de İsa Seyf adlı bir İranlı tarafından yapılmış “İran’daMeşrutiyet” ve J.Naibyanın “II. Meşrutiyet Döneminde Türk-İranMünasebetleri” başlıklı basılmamış doktora tezleri debulunmaktadır. Bunlardan farklı olarak bu makalede , ihtilalinbaşlangıç ve meşrutiyetin ilan edildiği dönemde Tahran’dasefirlik yapmış Şemseddin Bey’in kaleme almış olduğu belgeyedayanarak, olayları bir Osmanlı Sefirinin gözünden açıklamayaçalışacağız. Osmanlı Sefiri Şemseddin Bey, Tahran’da 1905-1906’da sıcak olaylar yaşanırken, bizzat tüm gelişmelere tanıkolduğu, hatta bu gelişmeler esnasında İran Şahı ile görüşmeleryaptığı, diğer ülke sefirleri ile de konu hakkındagörüşmelerde bulundukları görülmektedir. Bu bağlamda İran’dayaşanmış bu meşrutiyet tecrübesinin gelişmelerini oradabulunan,Osmanlı Devleti’nin en yüksek temsilcisi konumundakidiplomatının görüş açısından olayları irdeleyeceğiz. Ancakbuna geçmeden önce de olayları daha iyi açıklayabilmek için

Page 2: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

İran’daki ihtilal öncesi yönetim sistemine kısaca değinmekgerekmektedir. Evvela şunu ifade etmek gerekir. İran’dayönetim Şahlık idarisindedir. Şahlık idaresi de ırsidir. Şahınölümünden sonra, büyük oğlu saltanata geçer ve ülkeyi istediğigibi yönetir. İran Şahları tıpkı Osmanlı Sultanları gibi,saltanatın millet tarafından değil, Tanrı tarafındankendilerine verildiğine inanırlar. Bu nedenle her türlüyönetim erki Şahın kendisindedir. İran Şahının büyük oğlu daveliaht olarak Tebriz eyaletinde otururdu. Örneğin; Bu dönemedamgasını vuran Muzafereddin Şah saltanatta bulunduğu sıradaonun büyük oğlu olan Mehmet Ali Mirza, Tebriz eyaletindeoturmaktaydı. İran’a 1906 senesi öncesinde baktığımızda şutablo ile karşılaşıyoruz; Bilindiği gibi 1789 Fransız İhtilaliile birlikte Avrupa’da bir çok değişiklikler meydana gelmişti.Artık İmparatorluklar yıkılarak, milli unsurlara dayalıdevletler kuruluyordu. Hürriyet, özgürlük, adalet,eşitlik gibikavramlar Avrupa’yı kasıp kavuruyordu. Bu kavramlardan bir çokAvrupalı devletin etkilenmesinin yanında, biraz geç de olsaOsmanlı devleti ve İran gibi daha doğuda olan devletlerdeetkilenmişti. Tam da bu dönemde yani 1906 öncesinde, takribenNasıreddin Şah zamanından beri, İranlıların Avrupa iletemaslarının arttığı, İran’da yeni fikirlerin yayılmayabaşladığı, kısaca İran halkının Avrupalılaşma yönünde hareketettiği görülmektedir. Bu durum da yönetici tabakayıdüşündürmektedir. İran halkının batıya açılması nedeniyle,ülkede hüküm süren istibdad aleyhine bir isyan çıkmasındankorkmaktadırlar.1

Avrupa’daki bu yeni düzenin etkilerininyanında, aslında İran’daki ekonomik yapının da kötüye gitmesisonucu da ihtilali hazırlayan önemli bir etken olmuştur.Özellikle Nasıreddin Şah zamanından beri İran ‘da ekonomikdurum gitgide kötüleşmektedir. Saray mensupları zor ekonomikduruma rağmen, çok yüksek maaşlar almakta, saray halkışatafatlı bir hayat sürmekte,bu da zaten kötü durumda olanhazinenin durumunu daha da fenalaştırmaktadır. Devlet artıköyle bir konuma gelmiştir ki, görevli memurların maaşlarınıödemek için dahi, yabancı devletlerden borç para almakmecburiyetinde kalmıştır. Buna rağmen İran Şahları Avrupa’ya

1 J.Naibyan, II.Meşrutiyet Döneminde Türk-İran Münasebetleri, (D.T.2444) Ankara 1979, s.28.

Page 3: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

seyahate ve tatile çıkarak ülkenin parasını savurmaktadırlar.Bu arada alınan borçlar karşılığında da yabancı devletlereimtiyazlar veriyorlardı. Bu durum karşısında, halk buna karşıçıkarak, son derece tepki duyuyordu. İçinden çıkılması güçgörünen durum, halkı ihtilale teşvik ediyordu.2 İran’ın içinde bulunduğu bu karışık durum,ekonomik sıkıntılar, hükümetin borç para almak içinyabancılara vermiş olduğu imtiyazlar 1906 devriminin ananedenlerindendir. Ayrıca idari uygunsuzluk, suistimaller,zulüm ve artık İranlıların dış dünyaya açılmaları, Fransızİhtilali’nin yaptığı etkiler, özellikle Osmanlı veKafkasya’daki fikir cereyanları;3 Bütün bunların yanındaNasıreddin Şahın para karşılığında 1890 yılında tütünişletmelerini İngilizlere vermesi işi çığırından çıkarmıştır.4

Bütün bu gelişmelerin yanında İran’da dikkatedeğer bir aydınlanma söz konusu idi. Bir doğu ülkesi olarakİran ilk olarak Kaçarlar Hanedanlığı zamanında Avrupa’yaöğrenci gönderilmeye başlanmıştı. Bu öğrenciler Avrupa’yıgörüp, inceleyerek yeni fikirlerle ülkelerine dönüyorlardı.Bunlar halkı aydınlatmaya çalışıp, İran’da bir çokdeğişikliğin yapılmasını düşünüyorlardı. Böylece İran halkınınAvrupa hakkındaki bilgisi gittikçe artıyordu. İranlıentellektüeller halkı meşruti bir yönetim sistemini kabuletmeye hazırlıyorlardı.5

Şunu da unutmamak gerekir ki, hürriyetfikirlerinin gelişmesinde Osmanlı Devleti’nin rolünü de gözardı etmemek gerekir. Osmanlı’nın 1876’da Kanun-ı Esasiyi ilanetmesi, bu uğurda verilen mücadeleler,Abdülhamit’in tutumu,onun önce meşrutiyete sadık kalması, ardından baltalaması gibigelişmeler İranlılar üzerinde çok büyük etki yapmıştır.1876’daOsmanlı Devletinde oluşturulan meşruti yönetim her ne kadaristenilen başarıya ulaşılamadıysa da, İranlı aydınlaraçısından oldukça önemlidir.6 Bu bağlamda bakıldığında özetleİran’a hürriyet fikrinin şu yollardan girdiği söylenebilir:

2 İsa Seyf, İran’da Meşrutiyet 1906,(D.T.18),Ankara 1960, s.19.3 Ahmet Ağaoğlu, İran İnkılabı, Ankara 1911, s.77.4 İngilizler bu işin gerçekleşmesi için, Şah’a 1.500 İngiliz sterlini vermişlerdir. Edward Brown, The Persian Revolution, Cambridge 1910, s.31; J.Naibyan,a.g.e.,s.32.5 İsa Seyf, a.g.e,s.18.6 1876 Osmanlı Anayasası ile 1906 İran Kanun-ı Esasisi’nin bir çok benzer noktası vardır. 1876 Osmanlı Anayasası, 1906 İran Anayasası’nı etkilemiştir. Melikzade,Tarih-i İnkılab-ı Meşrutiyet-i İran,Tahran 1328, s.124.

Page 4: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

* Osmanlı da görülen Avrupalılaşma hareketlerive bu durumun İstanbul’da bulunan İran elçileri iletüccarları tarafından takip edilmesi.

İran’ın Avrupa’ya gönderdiği öğrenciler ve kendiüniversite düzeyindeki okullarına getirdiği Avrupalıöğretmenlerin etkisi.

Avrupalıların, İran ile dostane münasebettebulunmaları, burada görev yapan büyükelçi vekonsolosların etkisi.

Avrupa ile İran arasında yapılan telgraf hattı vedolayısıyla İran halkının Avrupa ile daima temastabulunup, orada gelişin hürriyet olaylarından bilgilerelde etmesi ve bu olayları dikkatle takip etmesidir.7

İranlı aydınlar tarafından ülke içinde ve dışındaçıkan gazete ve dergilerin etkisi.

Halkın içinde bulunduğu durumu ve İranhalkının aydınlanışını tespit ettikten sonrasaraydaki gelişmeleri irdelediğimizde görüyoruz ki,Nasıreddin Şahın öldürülmesinden sonra oğlu Muzafereddin Şah1896 ‘da tahta çıkmıştı. Babası tahtta iken, Tebriz’de ikameteden Muzafereddin , tahta çıktıktan sonra kişilik olarak iyibir insan olmasına karşın, İran halkına çok yararlıolamamıştır. Zayıf bir iradeye sahipti. Muzafereddin Şahda,aynı babası gibi lüzumsuz yere dış seyahatler yapıyor, saraydason derece savurgan ve şaşalı bir yaşam sürdürüyordu. budurumda da dışarıdan borç para alınmak zorunda kalınıyordu.İran ekonomik bakımdan tamamen iflasın eşiğine gelmişti. Çokacil olarak parasal tedbirlerin alınması gerekiyordu.8

Muzafereddin Şah hakkında şöyledeniliyordu. “Kendi söylediklerinden habersizdir. Zaman zamandüşüncelerini değiştirir. Mesela istibdadı savunur görünürken,başka bir yerde meşrutiyetin getireceklerini,memleket ve halkyararına olacağından bahseder. Herhalde bu yüzden olacak ki,halk isyan ettiğinde karşı bir mukavemet göstermedenmeşrutiyeti hemen kabul etmişti.”9

İran’daki bu mali darboğaz, Muzafereddin Şahınmüsrifliği yanında, aslında Nasıreddin Şah zamanından beridevam ediyordu. Bu Şah döneminde Avrupa usulü bir gümrükidaresi kurulmuştu. Noz isimli bir Belçikalının başkanlığındabir heyet görevlendirilerek İran’a gelmişti. 1900 yılına7 İsa Seyf, a.g.e. , s.18-19.8 J.Naibyan, a.g.e, , s.28.9 Melikzade, a.g.e.,s.147.

Page 5: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

gelindiğinde ise,hazine tamamen boşalmıştı. Bu dönemdeMuzafereddin Şah tedavi için Avrupa’ya gidecekti. Tedavimasrafları için 1901’de Rusya’dan borç alındı. Bu paranınkarşılığı olarak da İran’ın kuzey kısmının gümrükişletmelerinin idaresi bu devlete bırakıldı.10 Borç para ileAvrupa seyahatine başlayan Şah Fransa, İngiltere, Rusya,Osmanlı Devleti gibi memleketleri gezdikten sonra Tahran’adöndü. Borç alınan paralar harcanmıştı. Halk arasındaise,1903-1905 yılları arasında hürriyet fikirleri iyiceşiddetleniyordu. Ülke çok sıkı bir istibdad rejimi ile idareediliyor ve adaletsiz birçok uygulamalar yapılıyordu.11

Hükümete karşı ilk isyan 1905 senesinde buhaksızlıklar sorumsuzca yapılan hareketler, adaletsizlikler vekötü yönetim neticesinde Tahran’da patlak verdi.12 Bu isyanTahran’dan başka diğer kentlere de yayıldı. İsyanlarıbastırmaya hükümet muvaffak olamıyordu.13

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız bütünbu gelişmelerin yaşandığı dönemde Osmanlı Sefiri olarakTahran’da bulunan Şemseddin Bey, II.Abdülhamit’e sunduğuarizasında bu sıcak gelişmelerden bahsediyor. Şemseddin Bey’dedaha önceki tespitlerde belirlendiği gibi, bu dönemde tahttabulunan Muzafereddin Şahın zayıf bir durumda olduğu, bu esnadahasta olduğu için, bütün devlet işlerini o zaman sadarettebulunan sadrazam Ayniddevle14 eliyle idare edilmektedir.15

Aslında bu Sadrazam hürriyet düşmanıdır. O nedenleİran’daki halk hareketini baltalamaya çalışmaktadır. Bu amaçlaİran’ın meşhur hatiplerinden Seyyit Cemalettin İsfahani,hürriyetçi olduğu gerekçesiyle Sadrazam tarafından Kumşehrine sürülmüştür. Aydınlardan Ağa Seyit Müctehit’dehapsedilmiştir.16 Şemseddin Bey, Ayn-iddevle’nin tedbirsizliğineticesinde bu olayların arttığını ve geliştiğinisöylemektedir. Tahran’da hürriyetperverler toplanarak, SeyyitMehmet’in serbest bırakılmasını istemişler fakat Sadrazam bunu10 Rusya %3 faizle Fransa’dan aldığı borcu %5 faiz ile İran’a vermişti.11 J.Naibyan,a.g.e. ,s.29.12 Ahmet Ekrem, Bugünkü İran, 1942, s.44-45.13 Hakkı Rafi Ayyıldız, İran, İstanbul 1937, s.15.14 Muzafereddin Şah’ın damadı da olan Ayniddevle bu dönemde Sadrazamlık yapmış, daha sonraları Vali olarak Azarbeycan’a gönderilmiştir. İsa Seyf, a.g.e. , s.6.15 “İran İnkılabı hakkında vuku bulan istinadata ve tefasil-i ahvale dair eski Tahran Sefiri Şemseddin Beyin arizası” , Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Esas Evrakı,Karton No:14, Evrak No:1365, Zarf No:126, Kutu No:10.(Bundan sonra ,BOA. ,YEE.,adı geçen numaralar:a.g.n.)16 İsa Seyf, a.g.e. ,s.40.

Page 6: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

yapmamıştır. Ordu ile hürriyetçiler arasında çıkançarpışmalarda, bir öğrencinin ölümüne rağmen, hürriyetçilerSeyyit Mehmet’i hapisten çıkarmayı başarmışlardır. Tahransokaklarında olaylar dinmek bilmemektedir. Tahranhürriyetçileri yeniden toplanarak Sadrazam aleyhine gösterileryapmaktadırlar. Bu nümayişlere ve taşkınlıklara ordununmüdahelesi sonucunda 15 hürriyetperver daha öldürülmüştür.Ancak halkın hareketi dinmek bilmemektedir. Hürriyetçiler bukez de cuma camisinde toplanarak Sadrazam Ayn-iddevle ‘ninazlini istemektedirler. Bu olaylar esnasında hürriyetçileraniden Kum şehrine gitmeye karar vermişlerdir. Ancak hükümetbuna engel olarak gitmesine izin vermişlerdir. Bu kalabalıkgüruhun Kum’a gidecek olması,olayların seyrinin daha da artıpşiddetleneceğinden korkulmuştur. Böylece yalnızca ulema Kum’agitmiştir. Ulema Kum yolundan Şaha bir mektup göndererekisteklerini kabul etmesini istediler. Aksi takdirde başlayacakolayların önünün alınamayacağını söylediler. Böylece İhtilalinikinci kısmı başlamıştı.17

Ulema Kum’a gittiği zaman bütün esnafdükkanlarını kapatarak, onlarla beraber yola çıktı. SadrazamAyn-iddevle durumun vehameti içerisinde, çarşıların derhalaçılması için emir verdi. Eğer dükkanlar açılmaz ise,sahiplerinin hapse atılıp,mallarına el konulacağı bildirildi.Aynı durum Tahran’da da yaşandı. Ancak Tahran’daki tüccarlarbu haberi aldıktan sonra, Tahran’daki İngiltere Sefaretineiltica ettiler. Kısa bir süre içinde 12.000 kişi busefarethane ve onun önündeki boş araziye sığındılar. İstekleriAyn-iddevle’nin azli, Anayasanın ilan edilmesi ve Kum’a gidenulemanın geri dönmesi idi.18 Bu gelişmelerle ilgili olarakŞemseddin Bey ise, olayları şöyle aktarıyor:”Sadrazam Ayn-iddevle’nin hatası yüzünden heyecana gelen ulema kum şehrindetoplanmıştır. tahran ahalisinden bir grup insanda İngiltereSefaretine iltica ederek, Meclis teşkili talebindebulunmuşlardır. Bunun üzerine fazla gücü olmayan ve belki deAvrupa’ya olan seyahatlerinden mütessir bulunan MuzafereddinŞah, ulema ve avamın talebini kabul ederek meclisin teşkiliniemretmiştir.”19 Şah çaresiz kalarak Ayn-idedevle’yi de azletmekzorunda kalmıştır. İhtilalcilerin isteği üzerine aydınlardınMirza Nasırullah Han-ı Müşiriddevle’yi de sadaretegetirmiştir.17 BOA ,YEE, a.g.n.18 İsa Seyf, a.g.e. ,s.40.19 BOA ,YEE ,a.g.n.

Page 7: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

Ulemanın baskıları ve halkın da direnmesineticesinde Muzafereddin Şah, daha fazla dayanamayarak Kanun-ıEsasinin ilanına izin vermiştir. Muzafereddin Şah sonunda 5Ağustos 1906’da Meşrutiyeti ilan ederek, Meclisin kurulmasına,Anayasanın yazılması için emir vermiştir. Şahın bu fermanı20

İngiliz Sefaretinin bahçesinde bekleyen halka okunduktansonra, sefarete sığınanlar dışarı çıkmışlardır. Kum şehrinegidenlerde böylece geri dönmüşler, meşrutiyetin ilanınızaferle kutlamışlardır.21 Fakat Tahran’daki karışık durum haladevam etmektedir. Her kafadan bir ses çıkmakta, halk buyaptıklarının başarı kazanmasından cesaretle, her gün birtalepte bulunmaktadırlar. Meclis ve taraftarları eğeristekleri kabul edilmez ise, Tahran’da ve diğer taşraşehirlerinde karışıklıklar çıkaracakları konusunda gözdağıvermektedirler. Gerçekten de bu muğlak durumda hem Tahran, hemde diğer bir çok taşra şehrinde düzen kalmamıştır. ŞemseddinBey, bu dönemde İran’ın karmakarışık bir durumda olduğunubelirterek şöyle diyor: “ Yeni oluşturulmaya başlayan Meclisçok kötü bir durumdaydı. Eşraf da Meclis taraftarlarınınyanında yer almıştı. Ben de Osmanlı Devleti’nin o zamanTahran’daki Büyükelçi sıfatıyla bulunan bir kişi olarak, Şahınnezdinde teşebbüste bulundum. Eşrafın da ihtilalcilertarafında yer almasından dolayı onlara ceza verecek olan Şahaetki ederek bundan onu vazgeçirdim. Hatta İran Meclisine konuile ilgili olarak yazmış olduğum bir mektup da “Habl-ı Metin”gazetesinde yayınlanmıştır. Tahran’da bulunduğum bu esnadaİran Şahı bütün kuvvetleri tedarik ederek halktan tepkitopluyor ve bu karmakarışık durumun devamına sebebiyetveriyordu”22 diyerek Şahın olaylar karşısında soğukkanlıolmadığını, panik içerisinde hareket ettiğini ifadeetmektedir. Büyükelçi Tahran’da görev yaptığı esnada,İran’ın çok nazik bir ortamda bulunduğunu,böyle kritik birdönemde pek çok yayarlı işler yaparak, görevine sadıkkaldığını belirtiyor. Görev süresi içerisinde Devlet-iAliye’ye sadakatle hizmet ettiğini söylüyor. Şimdiye kadarİran ile ikili anlaşmalarda dahi esaslı bir şey olmadığınıbelirtiyor. Bu nedenle daha öncelerden meydana gelen “mezhepihtilafları” ve “siyasi meseleler” dolayısıyla İran ileDevlet-i Aliye’nin daha sıcak ilişkiler kurup, çözümleyici20 Fermanın metni için bak: İsa seyf, a.g.e. ,s.42.21 Dr.Razi,Tarih-i Muvfassal-i İran, Tahran,s.514.22 BOA ,YEE ,a.g.n.

Page 8: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

sonuçlar üretmesi gerektiğini söylüyor. Eğer Osmanlı Devletiburası ile ilişkileri geliştirmez ise, İran’ın Rusya veİngiltere’nin kucağına düşeceğine dikkat çekerek şöyle diyor:“ Eğer İran, İngiltere ve Rusya’nın kucağına düşerse, OsmanlıDevleti bu devletlerle “hem hudut” olacaktır. Bu da bana göreson derece mahzurludur. Bu nedenle orada memuriyet yaptığımsürece, Osmanlı -İran ilişkilerinin gelişmesi, devletimizinhayrına olan işlerin görülmesi için uğraşacağım. İranlılarınDevlet-i Aliye’miz ile irtibatı mümkün olmasa bile ,Osmanlıya karşı çok yabancı olmaması için mesaimi sarfedeceğim. 13 senelik memuriyet hayatım boyunca ortamın izinverdiği ölçüde, her türlü zahmet ve fedakarlıklardançekinilmemiş, bunun neticesi de son iki seneye gelinceyekadar yerli ve yabancıların dikkatini çekecek şekilde sözkonusu olmuştur.”23

Görüldüğü gibi Osmanlı Sefiri kendini de birnebze övdükten sonra, İran’da faaliyet gösteren Rusya veİngiltere’ye dikkat çekmektedir. Gerçekten de 1906 İhtilalisırasında Rusya ve İngiltere, İran’dan kendileri için yeniimtiyazlar almakta, buradaki nüfuzlarını artırmayaçalışmaktaydılar. Şemseddin Bey bu noktaya dikkat çektiktensonra gelişmeleri şöyle aktarıyor: “Muzafereddin Şahınvefatından sonra yerine oğlu Mehmet Ali Şah başa geçti. Onuntahta çıkmasıyla bir aralık hükümetin nüfuzunu kullanacağı veıslahat yapacağı ümit edilmişse de ne asker, ne de para mevcutolmadığı; ayrıca yeni Şahın azimli ve basiretli biri olmadığıgörülerek ümitler boşa çıkmıştı. Ayaklanmalar, karışıklıklariçerisinde sonuçta Meclis, Kanun-ı Esasiyi yeni Şaha da kabulve imza ettirmiştir. Bundan böyle karışıklık çıkararakisteklerini kabul ettirme eğilimi Meclis ve taraftarları içinbir kural olarak görülmeye başlandı. Ulema ve halkın bir kısmıda bu karışık ve asayişsiz durumdan hiç memnun değildi.Durumun bir an evvel düzelmesini istiyorlardı. Asayişinsağlanamayacağından da son derece ümitsizdiler.” Ayrıcabunların topluca Osmanlı tabiiyetine geçmek veya Memalik-iŞahaneye göçüp yerleşmek istedikleri ama buna izinverilmediğini söylüyor. Halkın son derece ümitsiz bir durumdaolduğu,can ve mallarını muhafaza istekleri oluyor ise de bugibi hareketlerin sanki yabancı bir müdahaleye izin vereceği

23 BOA , YEE, a.g.n.

Page 9: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

düşüncesiyle durumu idare etmek zorunda kaldıklarını ifadeediyor.24

Rusya, İngiltere, Fransa ve diğer devletlerinİran’da meydana gelen değişikliklerle ilgili takip ettikleripolitikalar hakkında da şu tespitlerde bulunuyor: “Takribeniki sene önce Kerbela’da bazı İranlılar tutuklanıp,cezalandırılmıştı. Bu durum İran’da son derece büyük birinfial ve heyecana neden oldu. Geçen sene vuku bulan Rusyahadisesinden dolayı Meclis ve taraftarları, gazeteler vefarklı yollarla bizim aleyhimizde ağızlarına gelenisöylemişlerdi. Hatta sefareti tehdit bile etmişlerdi.Kendilerini İngiltere ve Rusya Devletleri’nin kucağına tamamenatmışlardı. Böylece sekiz-on seneden beri oluşturulmayaçalışılan ve neticede yavaş yavaş alınmaya başlayan iyiilişkiler ve hasıl olan faydalar kaybedildi. Rus ve İngilizDevletleri İran’da neşr ve ilan ettikleri anlaşmalargereğince; İran’ın kuzey tarafı Rusya’nın, güney tarafı ise,İngiltere’nin nüfuzu altında bulunmasına karar verilmişti. Heriki devlet de nüfuzları altında bulunan bölgelerin işgalinehazır idiler. Fransa Devleti ise, adı geçen devletlerin herbiriyle beraberce bulunduğundun İran hakkında belli başlı birpolitika takip etmeyerek, Rusya ve İngiltere’ye yardımcıolmakta idi. Avusturya ve özellikle de Almanya ise, Rusya veİngiltere’nin tek başına İran’ı benimsemelerine pek rızagöstermemektedirler. Öncelikle İran’ın mali idaresini, sonrasiyasi durumunu bir teftiş ve müşterek bir idareyeoturtulmasını tercih etmekteydiler. Diğer devletler ise,İran’da meydana gelen İnkılaba, menfaatlerinin az olmasımünasebetiyle hoşlanarak bakmaktadırlar. Rusya ve İngilterearasında menfaatler bakımından ve amaçlarını İran’da kurup,geliştirmek için güç birliğine hazır ve mecburbulunmaktadırlar. Fakat diğer devletlerden hiç biri İran içinciddi fedakarlık etmek azminde de değildir.” Büyükelçiye göre,İran kendi gücüyle de hayatını kurtarmaya pek muktedirgörülmemektedir. Bu nedenle de İran devletinin siyasihayatının tehlikeli bir durum aldığını düşünmektedir.25

İran üzerindeki bu devletlerarası rekabet,İran’ın iç durumu gibi nedenlerden de dolayı, TahranSefarethanesi’nin konumu bu dönemde çok nazik ve müşküldür.Son derece kritik olaylar içinde bir hadise meydana geliyor

24 BOA , YEE, a.g.n.25 BOA ,YEE, a.g.n.

Page 10: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

ki,, bunun “hakikat-i hal” ‘ini Şemseddin Bey şöyle anlatıyor;“Hükümet işlerine müdahale eden ve nüfuz kurmaya çalışan meclis ve taraftarlarını,Şah daima bertaraf etmek için çalışıp, uğraşmıştır ama yeni Şahın bu gayretleri herdefasında daha büyük bir ziyana neden olmuştur. Eskiden olduğu gibi gücünükullanabilmeyi ve eski durumunu iade edebilecek olan harici kuvvetlere baş vurmayada tereddüt de bulunmakta idi. Bu esnada gazete sahibi de olan önceki Şahın “heyet-i muhafaza riyasetinde” bulunmuş iken Şah tarafından haksız yere azledilmiş olanEmir Bahadır Cengi, yeni Şah tarafından da kendi muhafazasına tayin eder. BahadırCenk, itibarını iade eden Şah için bir şeyler yapmak da istemektedir. Şahın nüfuz vehaysiyetini iade etmek amacıyla kendisi gibi gazete sahibi olanlardan rical ve ulemaile işbirliği yapar. Galip gelirler ise, yabancı orduları davet etmek düşüncesi veniyetiyle meclis ve taraftarlarına hücum etmeye karar verilir. Bunun üzerine BahadırCenk, Şahın muhafazası için 2.000 kişi kadar asker kuvveti oluşturup, tahtımuhafazaya ayırır. Ayrıca Tahran’da bulunan yüz kadar süvari piyade Kazak Alayınımühimmatı ile beraber Tophane meydanında tutar. O gece meclisin onayıylabaşvekalete gelmiş ve Kanun-ı Esasiyi müdafaya gayret göstermiş olan Nasir-ülMülk26tutuklanıp katledilme ile tehdit edilmiştir. Fakat İngiltere sefaretinin acilenmüdahelesi üzerine tahliye edilmiş ve Nasir-ül Mülk ertesi gün İran’ı terk ederekAvrupa’ya kaçmıştır.”27 Görüldüğü gibi günden güne Şah ile Meclistaraftarları birbirlerini alt etmek için teşebbüslerifazlalaşıyordu. Bu arada da Meclis taraftarlığında bulunanbazı vüzera tutuklanıp, Tahran’dan ihraç edildiler. Bu sıkıtedbirlerden haberdar olan Meclis ve taraftarları ise,silahlanmış olarak Meclisin “mehil-i inikadı” olan, Baharistanimaretine aceleyle gidip müdafaaya geçtiler. Neredençıktıkları bilinmeyen binlerce kişi Tahran’a girip Şahtaraftarlarının yanına karıştıkları sırada, Tahran halkınınbüyük bir bölümü Meclisin yardımına yetişmekte idi. ŞemseddinBey bu durum karşısında “artık herkes çok bir netice ve vahim olaylarmeydana geleceğinden şüphe etmeye başladı” demektedir. Artık halk heran her şeyi beklemektedir.28

Oysa ki, İran için tehlikeli olan asıl durumRusya ve İngiltere idi. Rusya ve İngiltere İran’ı kendiaralarında bölmek düşüncesindeydiler. Özellikle de Rusya,İran’ın kuzey bölümünü ve Azerbeycan’ı ilhak etmek istiyordu.26 Yeni Şah M. Ali Meşrutiyet hareketini baltalamak için çok uğraşmıştır. Onun içinde meşrutiyet taraftarı olmayan Atabek’i Sadrezemlığa atamıştır. Ancak Atabek 31 Ağustos 1907’ de Meclis’ten çıkarken Azerbeycan hürriyetçilerinden fedai Abbas Ağa adlı bir kişi tarafından öldürülmüştür. Atabek öldürüldükten sonra, Şah çaresiz olarak meclisin teklifini kabul ederek aydınlardan Nasir-ül Mülk’ü sadrazam seçmiştir. İsa Seyf, a.g.e. ,s.54.27 BOA ,YEE , a.g.n.28 BOA ,YEE ,a.g.n.

Page 11: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

Bu iki devlet anlaşarak kendi aralarında gizli olarak İran’ıikiye bölmüşlerdi. Yaptıkları bu anlaşma 1907’ye kadar gizlikaldı. 31 Ağustos 1907’de ise, resmen açıkladılar. Buanlaşmaya göre, İran iki nüfuz bölgesine ayrılmıştı. 1-İran’ın güney doğu kısmı İngiltere’ye tahsisedilecektir. 2-Kuzey kısmı ve Azerbeycan ise, Rusya’nınnüfuzu altına verilecekti. Orta kısımda ise, yansız bir bölgebırakılmıştı. İngilizler kendi bölgelerinde daha çokaşiretlere para dağıtarak duruma egemen olmaya çalışıyordu.29

Asıl amaçları ülkenin güney-batısında yeraltı zenginliğinesahip olan Abadan Ahvaz bölgesini ele geçirmekti.30

İngiltere ve Rusya’nın İran üzerindeki nüfuzuve istekleri konusunda tespitleri şöyleydi: “İran’ın siyasi hayatınınen büyük tehlikesi Rusya ve İngiltere’nin müşterek işgalidir. Bu müşterek işgalinbirinci neticesi, İran’da can, mal emniyeti, ticari ve ekonomik hayatın sekteyeuğramasına neden olmuştur. Gözlerimizin önünde cereyan eden bu durum Şahındahili kuvvetleri ile bu derece heyecana gelmiş olan meclis ve taraftarlarını bertarafetmeye muktedir olmayacağı gerçeğidir. İki taraf arasında bir çatışma çıkacak olurise, Şah ve taraftarlarının yenilmesi ve bilahere yabancı bir devletin müdahelesi ileaskeri bir işgal olur ise, İran’da dehşetli bir karışıklık çıkabilir. İran’ın yabancı birdevlet tarafından işgali Memalik-i Mahruse-i Şahaneden olan “Anadolu Kıta-ıCesimesi” için mahzurlu bir durum olacağına kanaat eylemiş olduğum için, İran’daböyle bir karışıklığın vuku bulmamasını arzu etmek ve mümkünse bu yolda gayretsarf etmek Devlet-i Aliye için de faydalı ve önemlidir.”31

İran’daki bu karışık ve karmaşık dönemde tahtaçıkan yeni hükümdar M.Ali Şah’ın hürriyet hareketlerine karşıtutumu çok olumlu değildi. Çünkü Rus bir öğretmenin yanındaöğrenim görmüş tamamen Rusların etki ve nüfuzu altında idi.Aslında bu sıralarda Rusya da, İran’da yeni bir rejiminkurulmasını istemiyordu. M.Ali Şah Meclisi kapatmak veMeşrutiyet rejimini kaldırmak amacındaydı. Bunun için çeşitliçarelere başvuruyordu. Sonuçta iki grup arasında şiddetliçatışmalar yaşanıyordu.32

Tahran’daki bu karışık durumun vehametindenkorkuya kapılan yabancı ülkelerin sefirleri de toplanarak,

29 İngilizler benzer bir politikayı Irak bölgesi için de uyguluyorlardı. Selda Kılıç, “Osmanlı Devleti’nin Uzak Eyaleti Irak’a Dair Bir Islahat Programı Önerisi”,(yayınlanmamış makale).30 J.Naibyan,a.g.e. ,s.84.31 BOA ,YEE ,a.g.n.32 İsa Seyf, a.g.e. ,s.69.

Page 12: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

sefarethanelerinin muhafazası ve sefaret maiyetinde iken odönemde geriye çekilmiş olan Kazakların yine sefirlere iadesiiçin Şah nezdinde teşebbüs de bulunmak üzere Avusturya veFransa Sefirlerini görevlendirdiler. Osmanlı Sefiri ŞemseddinBey’de bu kötü ve karışık durum karşısında, herhangi bir işgaleğer söz konusu olur ise, insaniyet namına tüm devletsefirlerinin müşterek olarak bazı teşebbüsler ve tesirlerdebulunup bulunmayacaklarını sorduğunda, Rus Sefiri ile İngilizMaslahatgüzarı devletlerinden özel bir talimat aldıklarındandolayı kimse ile müşterek hareket edemeyeceklerini söylemeleriüzerine, Sefirler Heyeti (Heyet-i Süfera) bu konuda ortak birhareket de bulunmaktan kaçınmışlardır.33

Sefirler Heyeti’nin aldığı karar gereğinceertesi günü Avusturya ve Fransa Sefirleri birlikte Şahı görüp,sefarethanenin muhafazası ve Kazakların iadesi, tüm sefirleradına talep edilmiştir. Şah tarafından da bu konuda muvafakatverildikten sonra belirtilen sebeplere binaen vahim neticelerolmaması, en önemlisi kan dökülmemesi ve bu karışıklığınönünün alınması için elden gelen tüm gayret ve imkanınkullanılmasını Osmanlı Sefiri kendi namına Şaha tavsiyeetmiştir. Şemseddin Bey, böyle bir uyarıyı kendi mevkiindebulunan birisi için, saltanat-ı seniye’nin İran’daki nüfuzu veazametine uygun düştüğünü ifade etmektedir. Hatta Şaha ve ikimuhalif gruba bu durum iyi etki yapmış, tarafsız sefirlertarafından dahi takdir edilmiştir. Şemseddin Bey daha sonraŞaha İran’ın içinde bulunduğu durum ile ilgili olarak şu görüşve tavsiyelerde bulunmaktadır; “ İki grup arasındaki ihtilafınçözümlenerek, Meclisde uzlaşılmasını tavsiye ettim. Benim bu yoldaki teşebbüsatımŞaha ne kadar tesir edip etmediğini bilemem ancak eğer Şah meclis taraftarlarınıbertaraf etmekte kendisinde yeterli kuvvet görmüş olsa idi, hiç bir nasihate kulakvermeyerek icra-yı maksadını gerçekleştireciğinden kimsenin şüphesi yoktur. Fakatbenim bu tavrım ve davranışım devlet-i aliye’ye muzır gördüğüm ve zararı olacağı birolayı engellemeye çalışmam ayrıca Osmanlı Devleti’nin şanı ve büyüklüğü hasebiyleİran’da meydana gelebilecek böyle karışık bir durumu engelleme çabasında oldum.Ayrıca dahilde ve hariçde iyi tesir ederek sefaretimizin ulvi vazifelerini ispat,mevkii vekonumunu ilan etmiş olması dahi hareketimin mahiyetindendir.” diyerekİran’ın içinde bulunduğu karışık durumdan dolayı kaygılarınıdile getirmektedir. Eğer İran Avrupalı devletlerin etkisi venüfuzu altında kalır ise bundan Osmanlı Devleti de zarar görürdemektedir. 34

33 BOA ,YEE ,a.g.n.34 BOA ,YEE ,a.g.n.

Page 13: Iran'da 1906 Meşrutiyeti

İran’daki bu iki grup arasındaki ilişkilerin,sefirler ve sefaret memurları ile ecnebi tebaya karşı hiç birkötü niyetin söz konusu olmadığı, bu nedenle yabancılarınmüsterih olmaları için Şahın teminat verdiği görülüyor. Belkide bir taktik olarak Rusya Sefiri ile İngiltereMaslahatgüzarının Şahın bu tavrı karşısında, iyi niyet vedurumu düzeltmek için, buhranı bertaraf etmek yolunda beyanatvermiştir. Bu da yabancı misyon arasında memnuniyetyaratmıştır. Ruslar ve İngilizler de belki de politika gereğiolarak karışıklığın düzeltilmesi için, kendilerinin de gayretiçinde olduklarını belirtiyorlar. Diğer büyük devletlerinsefirleri de uygun birer cevap vermişlerdir. Şemseddin Bey,“...eğer ben de bu esnada cevap vermekten kaçınmış olsaydım, öteden beri kabuledilen konumuma uygun olmayan, mevkiisiz ve zararlı bir şekilde hareket etmişolacaktım. Ben de bunun için, İran’ın siyasa hayatını tehlikeye düşürebilecekhareketlerden ve bu karmakarışık durumdan kurturulması ve keşmekeşliktenkaçınılmasını tavsiye ettim.” 35demektedir. Ayrıca çekinmeden, cesaretle İran’ın bütünvaktini bu mücadeleler ve çekişmelere ayırmamasını, eğer buçekişmeler devam eder ise, yabancıların eline düşecekleriniifade ediyor. Ufak bir gözdağı vermekten de kaçınmayarak;“kendilerini korumaktan aciz olan İran’ın, maddeten veya manen Devlet-i Aliye’yezarar vermeye hiç bir zaman muktedir olamayacağını” belirtiyor. Ardındanyine tavsiyelerine devam ederek; “ İran deniz kuvvetlerini tam anlamıyladüzenlemez ise, yabancılara karşı bir kat daha eğilimleri lüzumlu olacaktır.Düşmanca işlerden de kaçınmak gerekir.”36 demektedir. Osmanlı Sefirininçok önemli olan tespiti de İngiltere ve Rusya ile ilgilidir.Rusya ve İngiltere’nin İran’ı tamamen benimsemiş olduklarını,bu nedenle İran’a karşı alınacak tüm tedbir ve davranışlardabu iki devletin de hesaba katılması gerektiği üzerindeduruyor. İngiltere ve Rusya’nın İran’ı pek çok yönden idareetmekte olduğunu , kendisinin de İran’da devam eden memuriyethayatı boyunca yaptığı her işte ve hareketlerinde bu incesiyasete dayanan bir durum izlediğini açıklayarak önemli birnoktaya dikkat çekiyor.

.

35 BOA ,YEE ,a.g.n.36 BOA ,YEE ,a.g.n.

Page 14: Iran'da 1906 Meşrutiyeti
Page 15: Iran'da 1906 Meşrutiyeti
Page 16: Iran'da 1906 Meşrutiyeti
Page 17: Iran'da 1906 Meşrutiyeti
Page 18: Iran'da 1906 Meşrutiyeti
Page 19: Iran'da 1906 Meşrutiyeti