Fendi Magazin Sayı 5

Aralık 2014 • Fendi Magazin 1

MAGAZİN

Röpo

rtaj Meltem Tahrancı

Taylan KümeliEsen EsFaruk Saraç

Visconti’den

Extase d’Oud

KADINLAR KUŞLAR VE YILDIZLAR

MİRO

Aralık 2014 Yıl:1 Sayı 5

Sabri Can Acarsoy

2 Fendi Magazin • Aralık 2014

FENDİ MAGAZİNİmtiyaz Sahibi

Metronom Medya Adına

Eyüp Kervangü[email protected]

EditörŞebnem Gençer

MuhabirEmir Çavdar

Reklam Ve TanıtımAyten Mert

[email protected]İzzet Gültekin-Gürsel Daşdemir

FotoğrafCengiz Güzel

TasarımMehmet Pınarcı

Hukuk DanışmanıBarış Çabuk

Katkıda BulunanlarYusuf Kesmer Hicran Yılmaz

Şükrü Sözen Nazlı Arslan Hamza Özçelik Gökcen Gül

Web tasarımCeyhun Kocal

AdresMetronom Medya

Barbaras Mah. Mor Sümbül Sok. Deluxia Palace No:5 D. 383

Batı Ataşehir/ İstanbul

0 216 566 95 66 0 216 566 75 27

www.fendimagazin.comwww.metronommedya.com

Fendi Magazin dergisinde kullanılan haberler izin

alınmadan,kaynak gösterilmeden başka

yayınlarda kullanılamaz.Reklamlardan reklam veren

firma sorumludur.

Şebnem GENÇER

Yeni yılda ışık saçın

Yeni yıla girmeden bu sayımızda, 2014 sezonun modasını kısaca değerlendirelim ve hangi tasarımları takip ettik, ha-tırlayalım. 2014 bizi abartıdan uzak, sakin ve bir o kadar da şık tasarımlarla buluşturdu. Sonbahar sezonunun koleksi-yonlarına baktığımızda, bizi zaman zaman günümüz moda-sından uzaklaştırarak 60’lara ve 70’lere geri döndürerek, feminen duruşlarıyla harika bir yolculuk yapmamıza sebep oldu.

Yeni yıla merhaba dememize az bir zaman kala, bizi bu yıl modada neler bekliyor, ben de sizler kadar merak ediyo-rum. Öncelikle kış sezonunda kısa elbiseler ve uzun çizme-lerle 60’ların sokak modasında olmaya devam edeceğiz. Son yıllarda vazgeçilemeyen olmayı başaran deri, 2015 sezonunda da en canlı renkleriyle gönlümüzü fethedecek. Trendlerin arasında, astarının koyun postundan yapılan kalın montları da görebileceğiz. Tercih edilen neon renkler ile sıcacık bir kış geçireceğiz. Oversized kabanları önümüz-deki sezonda da popülerliğini devam ettirecek.

Fendi ailesi olarak yeni yılda farklı tarzınız ile ışık saçmanızı dileriz.

FENDİ EDİTÖR

Keyifli OkumalarŞebnem GENÇER


4GİYİMDEFARUK SARAÇ

KİlO NASIL VERİLİR

38

MELTEM TAHRANCI TASARIM SÜRECİ

2444

İÇ MİMARESEN ES

68Prof. Dr. Dilek Demir Erol

PIRILPIRIL BİR CİLT


Faruk Saraç

Urfa’da doğdu. Çocukluğunu

doya doya yaşadı. Futbola tutkundu iyi de oynuyordu.

Ta ki menüsküs olana kadar...

Hayatta kalabilmesi, yaşayabilmesi için

çok şey bilmesi, çok donanımlı olması

gerekiyordu. Oysa o sadece futbolu

biliyordu, futboldan anlıyordu. Futbolu

bırakınca akrabasının yanında işe başladı.


RÖPORTAJ


Erkek kıyafetlerinde tasarımıyla adından söz ettiren Faruk Saraç ile Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.

Bir gün yolu Opera Pasajına düştü. Belki de hiç aklında olmayan bir şey yaptı. Dükkanını devretmek isteyen kişiyle el sıkıştı. Ürün alıp

satıyordu. Dükkana giren çocuk ve annesi mezuniyet kıyafeti almaya geldi. Ertesi gün çocuğun annesi, marka olmadığı için bir önceki gün

almadıklarını söyleyince, o zamanki ismiyle Butik Faruk, Faruk Saraç markasını oluşturmaya karar verdi.


Fendi Magazin: Çok klasik bir soru olacak, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Faruk Saraç: İlkokul, ortaokul ve liseyi Urfa’da okudum. Çocuk denecek yaşlarımda Urfaspor’da futbola başladım. Daha sonrasında İstanbul’a geldim ve Tophane Tayfun’da oynadım. Hepimizin tanıdığı Selim Soydan antrenörümüzdü. Konya Ereğli’ye ardından Beşiktaş’a sonrasında ise Karagümrük’e geçtim. Karagümrükspor’da menüsküs olduktan sonra spor hayatım sona erdi. O zamana kadar hayatımda sadece futbol vardı. O da öylelikle bitmiş oldu. Bir insanın hayatta kalabilmesi, yaşayabilmesi için çok şey bilmesi, çok donanımlı olması gerekir. Eskiler, yedek bileziğin olsun derdi. Dirseğine kadar bilezik olmalı ki, hayata tutunasın.

6 Fendi Magazin • Aralık 2014 6 Fendi Magazin • Aralık 2014

F.M: Menüsküs olduktan sonra futbol hayatınız sona erdi. Modaya geçişiniz nasıl oldu?F.S: 1980 İngilizce mezunuyum. Ama öğretmenlik hayatım olmadı. Çevreme baktığımda “Butik Mehmet” gibi isimlerle açılmış mağazalar vardı. Bende “Butik Faruk” olsun dedim. Biraz dışarıdan mal alıyordum satıyordum, biraz da kendim tasarlıyordum. Opera Pasajında iş hayatına adım attım. 1987 yılına kadar bu şekilde devam ettirdim. F.M: Butik Faruk isminde açmış olduğunuz mağazanızla ilk adımınızı attınız. Markalaşma süreci nasıl gerçekleşti?

F.S: Hiç unutmam, mezuniyet kıyafeti almak için annesiyle bir çocuk dükkana girdi. Fiyatını uygun buldular, fakat almadan mağazadan çıktılar. O zaman neden dün almadıklarını sordum. Annesinin yanıtı şu şekilde oldu: Şimdiki gençler marka meraklısı, arkadaşlarına hava atacak gösterecek, ama sizin dikişiniz, kaliteniz çok hoşuma gitti. Babamızla konuştuk almaya geldik. Marka meraklısı cümlesi o gün benim aklıma oturdu. Dışarıdan aldığım tüm ürünleri geri iade ettim. O günden sonra kendi etiketimle ürettiğim, tasarladığım malları sattım. Böylelikle Faruk Saraç markası oluşmuş oldu. Markanın yazı karakterini de kendim hazırladım.

‘Sonsuz evrende, hepimizin

Aralık 2014 • Fendi Magazin 7 Aralık 2014 • Fendi Magazin 7

F.M: Faruk Saraç markasının gelişimi nasıl devam etti? Bunca yıllık başarınızın sırrı nedir? F.S: Kendi oluşturduğum marka için gelişimim hala devam ediyor. Kendi tasarımlarımı kendim yapıyorum. Bizim işimiz, doktor hasta ilişkisi gibidir. Devrin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın oğlu Swiss Otel’de evlenince, Cumhurbaşkanının oğlunun evlendiği yerde bir mağaza açmalıyım diye düşündüm. Kadir Has, Ayhan Şahenk, Sabancı ve Koç aileleriyle o zaman tanıştım. Tüm provaları kendim alıyor, yapıyordum. Başarımın sırrı, disiplinli bir şekilde çok çalışmaktan geçiyor.F.M: En büyük hayalim dediğiniz, Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu’ndan bahseder misiniz? F.S: Öncelikle gençlerle bilgimizi paylaşacağımız bir okul olsun istedik. Her işte olduğu gibi bu işte de işimin başında duruyorum. 1852 yılında kurulmuş olup, dokumasıyla saraylara ev sahipliği yapmış Fabrika-Humayun fabrikasını okula çevirerek hizmete sunduk. Hot Couture stilistlik, modelistlik gibi dersler var. Önümüzdeki günlerde İstanbul’da ikinci okulumuzun açılışını yapacağız. F.M: Öğrencilerinizle ilerleyen zamanlarda bir defile düşünür müsünüz? F.S: Her sene 3-4 tane defile yapıyoruz. Artık öğrencilerimiz defile yapacak, biz de onları alkışlayacağız. F.M: Türkiye’nin moda anlayışı hakkında ne düşünüyorsunuz?

‘Sonsuz evrende, hepimizin bir işlevi, bir anlamı olmalı.’


F.S: Türkiye’de moda biraz açtır, çıplaktır. Türkiye’de moda bir sistem olarak oturmamıştır. Moda’da usta-çırak ilişkisi vardır, ara elemanda boşluk vardır. Kendi markasına sahip çıkamayan ülkelerden bir tanesiyiz. O yüzden tarzımızı, stilimizi çok fazla belirleyemedik. F.M: İlk mağazanızı açarken ki heyecanınız hala devam ediyor mu?F.S: Daha fazlası devam ediyor. Heyecanınızı yitirdiğiniz zaman hiçbir şey yapamazsınız. Sonsuz evrende, hepimizin bir işlevi bir anlamı olmalı.

F.M: Müşterilerinizle birebir siz mi ilgilenirsiniz? F.S: Evet, müşterilerimle birebir ilgilenirim. Benim kıyafetimi taşıyamayacak kimseye kıyafet tasarlamıyorum. Alman Bakanından, Ricky Martin’e Kadir Has’tan Aydın Şahenk ‘e kadar hep müşterimdi. Eğer bir müşterimiz uçağına binip prova için kilometrelerce yol kat edip geliyorsa, işimizi iyi yapıyoruz demektir. F.M: Sizin için her tasarlanan kıyafetin lezzeti aynı mıdır?F.S: Tasarladığım her kıyafet, benim için çok özeldir. Ama smokin mutfağımdaki en özel tatlardan bir tanesidir. Yeni çıkaracağımız koleksiyonda da damatlığı daha ön plana alacağız.


‘‘Mutfağımdaki en özel tat

Smokin” Röportaj için Faruk Saraç’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Kırmızı her yerdeAmerikadaniste com



Yeni yılın yaklaştığı günlerde her yerde karşımıza çıkan kırmızı, aralık ve ocak aylarının vazgeçilmez renklerinden. Elbiselerden montlara, ayakkabılardan kazaklara ve şallara kadar her üründe kırmızının canlılığından yararlanabilirsiniz. Kırmızının tonlarında, farklı tasarımlara sahip ürünler arıyorsanız, Amerikadaniste.com aracılığıyla ABD’den de kolaylıkla ve hızlıca alışveriş yapabilirsiniz.


Yaşlanma boynunuzda kendini ele verir!Biri bize baktığında göze ilk çarpan yüzümüz ve boynumuzdur. Bu yüzden yüzümüze ne kadar önem veriyorsak boynumuza da aynı şekilde bakım yapmamız yaşlılık belirtilerini azaltmamız açısından önem taşıyor. Özellikle boyun ve çene altında giderek çoğalan kırışıklıkları alt etmemiz şart! Hem de şimdi! Superplast Estetik Merkezi ‘nden Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Cihangir Toraman yaşlanma belirtilerinde kişinin cilt yapısının önemli olduğunu ve yaşımızın gerisinde durmayı öğrenmemiz gerektiğini söylüyor.


İnsanlar yaşlandıkça omurlar çöktüğü için boyunda kısalma görülür. Kişinin postüründeki yaşa bağlı bu kısalmaya bağlı olarak, boyunda da kısalma varmış gibi görünür. Bu aynı zamanda boyun bölgesinde kırışıklık ve halkaların oluşmasına neden olur.Yirmili yaşlarda boyun ölçüsü 25 cm. civarındayken, yetmişli yaşlarda 20cm civarındadır. Bu konuda etkilenmeyi en aza indirmek için kemik yapısını güçlendirmek gerekmektedir. Spor ve iyi beslenme bunun için idealdir. Boyunda zamanla oluşan çizgiler ve boyun halkaları denilen belirtiler için ameliyat yöntemi yoktur. Tek çözüm, 3 boyutlu cilt gençleştirme uygulamasıdır. Bunun da içeriği Lazer Biyostimülasyon (prp+vitamin enjeksiyonu+ Fraksiyonel lazer) ,RF (radyo frekans) ve Ulthera’dır. Uygulama kademe kademe yüzeyden derine ilerleyerek gerçekleştirilir.


YILBAŞI GECESİNDE GREYDER ŞIKLIĞI


YILBAŞI GECESİNDE GREYDER ŞIKLIĞI


TÜRK HAMAMI KOKUSU İLE GELENEKSEL MUCİZE

“FARMASİ HAMMAM BITTIM SABUNU”



L ü k s k a l e m m a r k a s ı V i s c o n t i ’ d e n b e n z e r s i z b i r y ı l b a ş ı a r m a ğ a n ı ö n e r i s i

Kalem ve özel kokusu Yazı ve kokunun egzotik buluşması

Extase d’Oud



L ü k s k a l e m m a r k a s ı V i s c o n t i ’ d e n b e n z e r s i z b i r y ı l b a ş ı a r m a ğ a n ı ö n e r i s i



Visconti, öd ağacının her evde çok beğenilen bir esans olarak

kullanıldığı Ortadoğu kültüründen ilham alarak yeni bir dolma kalem

tasarladı. Kokuyu ve onun kültürünü yansıtan Extase d’Oud, yılbaşını çok özel bir hediye ile taçlandırmak isteyenler için

özgün bir seçenek sunuyor.

Öd ağacı, ağırlıklı olarak Hindistan ve Kamboçya gibi Güneydoğu Asya ülkelerinde yetişen bir bitki. Bu bitkiden elde edilen çok özel esanslar, batı ülkelerinde esans profesyonelleri tarafından sıkça kullanılıyor olmakla beraber, özellikle Ortadoğu ülkelerinde sevilerek tercih ediliyor. Burada pek çok evde öd ağacı ya esans olarak kullanılıyor ya da hoş kokusunu yayması için ufak çıralar halinde yakılıyor.


Aslında ilk kez bir kalem böyle bir amaçla tasarlandı. Extase d’Oud, yazma işlevinin ötesinde, sevilen bir kokuyu yanınızda taşımanın yoluna dönüştü.

Kalemin klipsinin üzerinde özel bir başlık yer alıyor. Bu başlık iki amaca hizmet ediyor. Bir parça öd ağacı muhafaza edilebilir. Ya da ürünle birlikte sağlanan süngersi alan, kutunun içindeki esansa batırılıp oda kokusu olarak kullanılabilir.

Visconti Extase d’Oud (Limited Edition) Gümüş• Vermeil 925 Sterlin Gümüş Kaplamalı Dolma Kalem/Roller - 3.900 Euro+KDV

Altın • 18 karat Pembe Altın Kaplamalı Dolma Kalem/Roller - 15.000 Euro -+KDV fiyatlarıyla meraklıların beğenisine sunuluyor.

“Tasarım süreci,

heyecanlı bir yolculuk”

-Meltem Üniversite sınavlarına girerek,

İngilizce Öğretmenliği bölümünü kazandı.

Öğretmenliği seviyordu, mesleğini de 8 yıl sürdürdü.

Bir gün annesiyle katıldığı Hindistan seyahati hayatının

yönünü değiştirdi. Artık takı tasarımla uğraşacak,

hayal dünyasındaki takıları tasarlayacaktı..

Tahrancı


RÖPORTAJ

Tahrancı



Fendi Magazin: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?Meltem Tahrancı: İtalyan Ortaokulu ve Lisesi derken; yatılı yılları, müthiş dostluklar, etüt saatleriyle başlayan hikayeye bir anda Galatasaray voleybol takımı eklenince hayat biraz daha karmaşık hale geliyor, yorucu ama naif bir ergenlik süreci geçiyordu. Boğaziçi Üniversitesi yılları akabinde İngilizce öğretmeni olarak çalıştığım sekiz yıldan bana kalan en güzel miras, bugün hayata karışmış yüzlerce mezun genç ve karşılaştığımızda yanağıma kondurulan sevgi dolu bir öpücük oldu. Bütün bu güzel anıların yanı sıra, bugün beni hayata farklı pencerelerden bakmaya yönelten, bana ilham ve moral kaynağı olan oğlum Kerem 17 yaşında genç bir delikanlı, birbirimizden çok şey öğreniyoruz.F.M: Takı tasarım yolculuğunuz nasıl başladı?M.T: 2000 senesinde öğretmenlikte eski tatminimi kaybettiğimi fark ettiğim zaman mesleğimden üzülerek ayrılmaya karar verdim. Hindistan seyahatine çıkan anneme katılarak, hayatıma yeni bir pencere açacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi.

İlham aldığı oğlu Kerem’in kelime anlamı “Lütuf” ile koleksiyonunu oluşturdu. Şimdilerde ise, herkesin bildiği

“Medcezir” dizisinin ana karakterlerinde onun takıları var. Mesleğine tutkuyla bağlı olan Meltem Tahrancı ile Metronom

Medya muhabiri Rüya Meriçboyu keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.


F.M: Kendinize özgü tasarımlarınızla ön plandasınız. 2015 için özel bir koleksiyon çıkaracak mısınız?M.T: Tasarımlarımı ‘koleksiyon’ adı altında sınırlamamaya çalışıyorum. Süreç içinde aynı konsepti barındıranlar bir araya geldiğinde bir bütünün parçalarını oluşturuyorlar; neticede hepsi benim elimden çıktığı için aynı ailenin bireyleri olup aralarında bir uyuma sahip olabiliyorlar. Bu yılın sonlarında başladığım ve ‘Fragile’ olarak adlandırdığım koleksiyonun çalışmalarına 2015’te de devam edeceğime inanıyorum.F.M: Siz tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz?M.T: Tasarımlarımın ilham kaynağı, bana Allah’ın lütfu olduğuna inandığım oğlum Kerem o yüzden ismiyle aynı anlama gelen ‘Lütuf’ koleksiyonumu oluşturdum. İki yıl önce hayatımıza giren, koruyucu melek, saflık anlamını taşıyan ismiyle Lara koleksiyonu, bütün bu saydıklarımın yanı sıra hayatın iniş ve çıkışları, seyahat ettiğim yerler ve daha niceleri ilham kaynağı olabilir.F.M: Tasarımlarınızı nasıl oluşturuyorsunuz? Yaptığınız tasarımların bir hikayesi oluyor mu?

M.T: Tasarladığım takıların elbette bir hikayesi oluyor. Tasarımlarımda altın kullandığım gibi, gümüşü, bakırı, pirinci ve hatta bronzu da aynı keyifle kullanıyorum. Tıpkı elmas, pırlanta kullandığım gibi. O anki ruh halime uyan ne varsa malzeme olup koleksiyon oluşturmama yardımcı olabiliyor.F.M: İleride bir takı okulu açmak ister misiniz?M.T: Her kadının takı ile gönül bağı hangi tarzda, yaşta, ekonomik düzeyde olursa olsun mutlaka vardır. İlk göz ağrım öğretmenlik mesleğimi kullanabileceğim, tasarıma çok farklı açılardan yaklaşmak, yaratıcılığı ön plana çıkarmak ve her şeyden önce özgün çalışmalarla insanların iç dünyalarında yaşadıklarını dışa vurmaya yardımcı olacak, bu işe gönül vermiş ustalarla böyle bir proje ile yola çıkmak müthiş heyecan verici bulduğum bir fikir. İleride, neden olmasın? Bugün beni inanılmaz mutlu eden geri dönüş Medcezir dizisindeki ana karakterlerin üzerinde tasarımlarımın kullanılması. Ben bunu zenginlik olarak görüyorum, yapım sürecindeki hikayemin yansıra o takıya farklı karakterlerin, değişik ruh hallerinde ve konumlarda kattıkları yaşanmışlık ta hoşuma gidiyor, bu da bu yolculuğun daha çok uzun sürmesi dileğimi bir kez daha perçinliyor.

Keyifli söyleşi için Meltem Tahrancı’ya teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.


Command™ ile

kutlayınyeni yılı özgürce



Kişisel ve kurumsal koçluk hizmeti veren Çağlar Bade Türe, kadınları moda güzellik anlayışlarına kapılmamaları konusunda uyarıyor. Çünkü kendine güvenen, standart kalıpların dışında kendi öznelliğini fark edip bunun için kendini takdir eden, ne olursa olsun hayatta gülümseyerek bakan, etrafına güzel ışık saçabilen ve dişiliğini fark edip, çevresine de fark ettirebilen her kadın güzeldir.

Gelip geçici güzellik modasına kapılmayın, kendiniz olun!

Çağlar Bade Türe


Yeni yıl yaklaşırken herkes özellikle de kadınlar yenilenme, güzelleşme çabası içinde. Kozmetiklere dünyanın parasını yatıranlar, estetik cerrahların kapısını aşındıranlar, hızla kilo vermenin mucize formülünü arayanlar, yaşam koçlarının peşinde koşanlar… Hepsinin de amacı standart güzellik kalıplarına girebilmek… Kişisel ve kurumsal koçluk hizmeti veren Çağlar Bade Türe ise kadınların kendilerini dayatma kalıplar içine sokma isteğine karşı çıkıyor. Çünkü hokka burunlar, ince beller, yüzdeki altın oran vs çağımızın sınırları çizili “moda” güzellik anlayışından başka bir şey değil. Ünlü bir erkek TV programcısının botokslu kadınlar genç ama çirkin. Biz erkekler kadının kaşına ya da gözündeki kırışıklığa bakmayız sözünün ne kadar doğru olduğuna dikkat çeken Çağlar Bade Türe, “Güzellik kime ve neye göre ölçülüyor? Hatta böyle bir ölçümü mü var?” diyor. Tüm bunlar yeni yüzyılın gelip geçici moda akımı. Yıllar öncesi güzellik anlayışı çok daha farklıydı hatta günümüz de ülkeler arası bile bu standartlar değişiyor. O zaman geçerli olan nedir kadını güzel çekici seksi kılan şey nedir?

Çağlar Bade Türe’ye göre; kendine güvenen, standart kalıpların dışında kendi öznelliğini fark edip bunun için kendini takdir eden, ne olursa olsun hayatta gülümseyerek bakabilen, güzel ışık saçabilen ve dişiliğini fark edip çevresine de fark ettirebilen her kadın güzeldir, çekicidir. Bu nedenle Çağlar Bade Türe kadınların 2015’i bir değişim dönüşüm noktası olarak görmek istiyorlarsa, kendilerine daha çok güvenmelerini, yüzlerinden ve gözlerinden ışıklı gülümsemelerini eksik etmemelerini ve en önemlisi nerde olursa olsun kadın olduklarını unutmadan kadın olmanın keyfini çıkarmalarını öneriyor.


SERGİSİ 11 KASIM TARİHİNDEN İTİBAREN GÜNEŞ SİGORTA SANAT GALERİSİNDE

DENİZ SAĞDIÇ’IN “TİN” BAŞLIKLI

Güneş Sigorta Sanat GalerisiGüneş Plaza Büyükdere Cad. No: 110 Esentepe ŞişliTelefon: 444 1957

1982 yılında doğan Deniz Sağdıç, beşinci kişisel sergisinde “TİN” başlığı altında topladığı yapıtlarını 11 Kasım 2014 tarihinden itibaren Güneş Sigorta Sanat Galerisi’nde izleyiciyle buluşturuyor.



Her zaman mükemmel görünmeyi bilen Matraş


kadını, adım öteye taşıyacak.

yılbaşı gecesi bir


İpekiş’in yarattığı son akıllı kumaş…

Zero Gravity-Travelİş dünyasını ‘hafifleten’ lüks


Daha hafif, esnek, kırışmıyor, kirlenmiyor… Siz de gerçek lüksün konfor demek olduğunu bilenlerdenseniz. Takım elbisenizin kumaşına daha yakından bakın. Zero Gravity-Travel, iş seyahatlerinde hem lüksten hem de konfordan vazgeçmeyen şehirli profesyoneller için yaratıldı. Çok şık tasarım alternatifleriyle bu yeni akıllı kumaş, 2015’te de en iyi markaların koleksiyonlarına ilham verecek.







Saat anlayışını kökten değiştiren VictorinoxSwissArmy yeni yıl da sizinle. Yılbaşı gecenizi SwissArmy ile aydınlatarak, yeni yıla iddialı bir giriş yapın. VictorinoxSwissArmy bu yıl da özel tasarımlarıyla, kalite ve şıklığından ödün vermeyenlerin olmazsa olmazı olacak. 660CHF (İsviçre frangı ) fiyatı ile seçkin saat mağazalarında.

YENİ YILA ZAMANIN USTASI VICTORINOX SWISS ARMY İLE GİRİN..


Doğayı tasarımlarına

yansıtan İçmimar

Önce grafik tasarım sonra içmimarlık okuyarak ikisini birbiriyle harmanladı. Özgün tasarımlarını oluşturup, 2010 senesinde Vida İstanbul mağazasını açtı. Yaprakların yeşilini, dağların kahvesini tasarımlarına uyarladı. Doğadan ilham alan içmimar Esen Es ile Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.


Fendi Magazin: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Esen Es: Birçok kültürün bir arada yaşadığı İstanbul’da doğdum. Lise öğrenimimi Adana’da tamamladıktan sonra üniversite hayatıma Amerika’da Kaliforniya San Jose State University Grafik Tasarım bölümünde devam ettim. İstanbul’a döndükten sonra Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi İçmimarlık Bölümüne girerek eğitimimi mobilya bölüm birincisi olarak tamamladım. Daha sonra 2010 senesinde Vida İstanbul’u kurarak, özgün tasarımlar tasarlamaya başladım. F.M: Önce Amerika’da grafik okuyorsunuz daha sonra İç Mimarlık bölümünü bitiriyorsunuz. Tasarımlarınızı tasarlarken, okuduğunuz iki bölümü birleştiriyor musunuz?E.E: Tabii, ürünlerimi tasarlarken okuduğum iki bölümü de birleştirerek birbiri ile harmanlıyorum. Broşürlerimi kendim tasarladım.


F.M: Vida, şüphesiz birçok mobilyanın ortak malzemesi. Mağazanıza Vida ismini nasıl seçtiniz?E.E: Öncelikle “Vida İstanbul” benim hayalimdi. Vida birleştirici bir araç olduğu için bu ismi tercih ettik. Bu çatı altında tasarımcıları da birleştirerek, daha özgün modeller çıkarmak istiyoruz. F.M: Buradaki mobilyaların, diğer mobilyalardan farkı hepsinin bir hikayesi olması. Hikayeler nasıl oluşuyor? E.E: Ürünlerin hepsinin bir hikayesinin olmasını istedim. Kimi mobilyalar daha tasarlarken kendi hikayesini oluşturuyor. Örneğin, tasarladığım bir aynanın yuvarlak ve dönerli bir yapıya sahip olmasından ismine “Sufi” dedim. F.M: Ürünlerinize baktığımızda şık bir tasarımın yanı sıra, pratiklik özelliği de göze çarpıyor. Ürün özelliklerinden bahseder misiniz?E.E: Evet, ürünlerimizde takılıp sökülme özelliği de var. Örneğin; üçlü zigon da allta ki bacak istenildiği zaman çıkıyor. Daha yumuşak formlar, feminen kavisli formlar kullandık. F.M: Kişiye özel tasarımlar yapıyorsunuz. Tasarımlarınız hangi aşamalardan geçiyor?E.E: . Kendimize özel bir koleksiyonumuz bulunuyor. Onun haricinde mekana giderek, müşterinin istediklerini dinliyorum. Ortaya iki tasarım çıkıyor. Bir, onların istediklerini tasarlıyoruz.



Bir de kendi isteğimize göre tasarım yapıyoruz. İç mimar kimliğimin olmasının müşteri üzerinde artısı oluyor. Grafik halinde görselini gösteriyorum. Eğer müşteriye uygun gelirse, uyarlıyoruz. Ürün satışlarında ürün bittikten sonra sertifikasını da müşterimize veriyoruz. Bu sertifika aynı zamanda garanti belgesi özelliğini de taşıyor. F.M: Tasarımlarınızda daha çok sonbahar renklerini kullanıyorsunuz. Referansınızın doğa olduğunu söylüyorsunuz. Daha canlı renkleri tercih etmemenizin bir sebebi var mı?E.E: Evet, daha çok sonbahar renklerini kullanıyorum. Patlak renkler çok hoşuma gitmiyor. Çok erkeksi ya da çok feminen değil, ikisinin tam ortasını seviyorum. Objelere de tarzımı yansıttığımı düşünüyorum. Bir zaman sonra patlak renkler göze batabilir, ama krem koltuğun üzerine koyduğunuz renkli yastıklarla çok rahat kombinleyebilirsiniz. Doğadan ilham alıyorum. O yüzden daha çok doğanın renklerini kullanıyorum. F.M: Siz eskiyi yenilemeyi de seviyorsunuz. Eskimiş olan mobilyalar nasıl değerlendiriliyor?E.E: Evet, eskiyi yeniden derlemeyi ona nefes vermeyi seviyorum. Bazen eskicide bulduğum, beğendiğim parçaları kendi koleksiyonum üzerinde şekillendirerek dükkanımda sunuyorum. Şekil aynı oluyor, materyallerimiz farklı oluyor. F.M: İlerleyen dönemlerde ki hedefleriniz neler?E.E: Türkiye’yi tanıtmak amaçlı, yurtdışında işler yapmak istiyorum. Artık Türk tasarımcılar daha iyi işler yapıyor. Ayrıca ürünlerin nasıl tasarlandığını gösteren sunumlar da hazırlamak istiyorum. Keyifli söyleşi için Esen Es’e teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.





20. yüzyılın etkin sanatçılarından Joan Miró’nun sembollestirdigi“Kadınlar, Kuşlar ve Yıldızlar”

Sabancı Holding’in katkılarıylaSakıp Sabancı Müzesi’nde!Miró ve yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miró Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi 23 Eylül 2014 - 1 Şubat 2015 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. www.sakipsabancimuzesi.org



İlk yıllar

NU 1917FLOR 1905

1919 YOUNG GIRL

1893 - 1919

1936 POETIC TEXT 1936 POETIC TEXT

İsyan yılları

Paris ve sürrealizm

1925 PAINTING

1920 - 1931

1932 - 1939

Bir Dilin İnşası

1920 - 1931

1940 - 1955

Studio Çalışmaları 1956 - 1983

1973 KADIN




La Déco des Petits Masalsı bir atmosferde renkli, sihirli bir gezi..

La Deco des Petits


La Déco des Petits Masalsı bir atmosferde renkli, sihirli bir gezi..


La déco des petits, çocuk odası dekorasyonunda alışılagelmiş mobilya ve de-korasyon aksesuarlarının dışında, renklerin, tarzların ve zıtlıkların iç içe geçtiği, yaratıcı dekorasyon seçenekleri sunuyor. Masal dünyasını andıran eğlenceli ve renkli aksesuarla çocukların hayal dünyalarına sesleniyor. Puan-tiyeli kumaş mantarlar, kadife balkabakları, ponponlar, çiçekler ve renga-renk kuşlarla süslü kumaş kuş evleri arasında büyülü bir gezintiye çıkarıyor.

Uzun yıllar dekorasyon dergilerinde editörlük yaptıktan sonra dekorasyon sektörünün lider firmalarına profesyonel fotoğraf stilistliği hizmeti veren Elif Osmanoğlu, meslek-teki deneyimini yeni açtığı La Déco des Petits ile daha geniş kitlelere aktarmak istiyor.


Mobilya, aydınlatma, dekoratif obje ve hediyeliklerden oluşan ürün yelpazesiyle La Déco des Petits renklerin enerjisinden yola çıkıyor. Mağaza, konsepti ve atmos-feriyle alışalıgeldik çocuk dekorasyonundan oldukça farklı. La Déco des Petits, klasik Fransız stilinin canlı renklerle yeniden yorumlanmasıyla “alternatif modern” mekanların oluşturulmasına öncülük ediyor.

“Mağaza- atölye-ofis”de gördüğünüz, kullandığınız mobilyaları sipariş vererek satın alabiliyorsunuz. Fıstık yeşili, turuncu, fuşya ve mor gibi çarpıcı renklerde hazırlanan mobilya koleksiyonu, alternatif mekânlar yaratmak düşüncesiyle hazırlanmış. Özellikle çocukların duygusal ve ruhsal gelişiminde önemli bir yeri olan renkleri, dozunda ve doğru kullanarak mekanda nasıl çarpıcı görsel etki elde edebileceğimizi gösteriyor.

Nespresso Sınırlı Seri Maragogype İle ...


Nespresso Sınırlı Seri Maragogype İle ...





Şifalı termal sularlavücudunuzu ve cildinizi kışa hazırlayın


Şifalı termal sularlavücudunuzu ve cildinizi kışa hazırlayın

Yaz aylarında deniz ve güneşin etkisiyle kuruyan ve yıpranan cilt, sonbaharda mevsim değişikliğinin de etkisiyle iyi bir bakıma ihtiyaç duyuyor. NG Afyon Wellness & Convention’ın Luxury Wellness paketleri, şifalı termal suları ve uzman terapistler tarafından uygulanan farklı masaj ve bakım kürleri ile, bedeninizi ve ruhunuzu stresin ve yorgunluğun yarattığı negatif etkilerden arındırarak soğuk kış günlerine daha sağlıklı ve zinde girmenizi sağlıyor.


Doktor tarafından farklı bir sıcaklık tavsiye edilmediği takdirde 36-38°C’lik havuzlar kullanılabiliyor. Herhangi bir sağlık problemi olmayan kişiler ise 38-40°C’lik havuzları deneyebiliyor.

Yaz mevsiminde deniz ve güneşin etkisiyle kuruyan ve yıpranan cilt, sonbaharda mevsim değişikliğinin de etkisiyle iyi bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Binlerce yıldır sağlıklı yaşam ve güzellik için vazgeçilmez olan termal sular, kış öncesi yenilenmek isteyenler için ideal bir seçenek. Termal turizmin Türkiye’deki başkenti Afyonkarahisar’da bulunan NG Afyon Wellness & Convention’ın Luxury Wellness paketleri, şifalı termal suları ve uzman terapistler tarafından uygulanan farklı masaj ve bakım kürleri ile, bedeninizi ve ruhunuzu stresin ve yorgunluğun yarattığı negatif etkilerden arındırmanıza yardımcı oluyor.


Suyun ayrıca, sahip olduğu silisyum ve bikarbonat içerikleri nedeniyle banyo uygulamalarında spesifik olarak cilt sağlığı ve cilt fonksiyonları üzerinde yararlı etkileri söz konusu. Bu etkileri optimal düzeyde elde etmek için genel olarak banyo kür uygulamaları öneriliyor.

Banyo sırasında vücut maksimum omuz hizasına kadar su içerisinde oluyor. Banyo oturarak, ayakta ya da bunların karışımı şeklinde alınabiliyor. Termal havuzlarda yüzme, dalma gibi aşırı ve ani hareketler ise yapılmaması gerekenler arasında bulunuyor.


• “Temizlik” cilt güzelliğinin temelidir. Yüzünüzü günde iki kez temizleyin.• Yüzünüze sabun kullanmayın. Damarlarınızın çatlamasına yol açar. • Temizlik sonrası mutlaka tonik kullanın. • Ölü deri hücrelerden kurtulmak haftada bir kez peeling uygulayın. • Cilt tipine uygun doğal içerikli bir nemlendirici ile cildinizi nemlendirin. • Kış aylarında da en az 35 faktörlü koruyucu ile güneşten korun.• Mutlaka beslenmenize dikkat etmelisiniz.o B, C, E, A ve K vitaminleri cildimizin temel taşlarıdır. o Omega-3 içeren uskumru, hamsi, levrek ve somon tüketilmeli.o Antioksidan gücü yüksek; nar, erik, elma, bolca tüketilmeli.o Şeker ve şekerli yiyecek ve içecekten uzak durulmalıdır.

Yeni yıla pırıl pırıl bir ciltle girmek için ne yapmalı?

Cildinizin yıprandığını, canlı görünümünü kaybettiğini düşünüyor ve yeni yılı sağlıklı bir ciltle karşılamak istiyorsanız, birkaç adımda bu isteğinize kavuşabilirsiniz. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, uygulanacak doğru bir cilt bakımı ve beslenme düzeni ile genç bir cilde sahip olmanın mümkün olduğunu söyleyerek, pratik maske önerileri de veriyor.

Temel kurallara dikkat edip, cildi dış etkenlere karşı korumaya başardığınızda ve doğru beslendiğinizde daha genç görünmemeniz için bir neden yok.


o C vitamini cildin dostudur. Turunçgiller zengin bir C vitamini kaynağıdır.o Cilt dostu ceviz, badem ve fındık E vitamini, kalsiyum, omega-3 yağ asitleri içerir.o Yoğurt hem vücuda hem de cilde yararlıdır.o Günde en az 2.5 litre su içilmeli.o Omega-6 açısından zengin olan keten tohumu tüketilmeli.o Protein, mineral ve vitamin kaynağı yumurta tüketimi ihmal edilmemeli.• Sigara içenler içmeyenlere göre yaklaşık 3 yıl daha yaşlı gözükür. • Alkolden uzak durulmalı. • Makyaj temizlenmeden yatılmamalı. • Cildin ve vücudun dengesi için sağlıklı uyku uyunmalı.• En az ayda bir kez profesyonel cilt bakımı yaptırılmalı.



Babası beyaz eşya işi yapıyordu, oğlu saat sektörüne girmekte kararlıydı. Zaman en değerli şeydi, haliyle saat tutkusu da olacaktı. Ayrı olarak 1956 yılında Acarsoy saat kuruldu.

K u ş a k t a n K u ş a ğ a g e ç e n

Türk ticaretine getirdiği bu yenilik şu an her alanda kullanılmaktadır. Dedem Cahit Acarsoy babasından ayrı Acarsoy Saat olarak 1956’da saat sektörüne girmiştir. Babam Sabri Acarsoy babasından aldığı perakende dükkânını dünya çapında markalara distribütörlük yapan bir firmaya dönüştürmüştür. Abim Ali Selçuk Acarsoy ve ben ailenin 4. Kuşakları olarak dedelerimizden kalma bu ticaret hacmini sonuna kadar kullanmak istiyoruz.

Şimdilerde ise 4.kuşağın sevincini yaşayan Acarsoy Saat Yönetim Kurulu Üyesi Sabri Can Acarsoy ile Metronom Medya Muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi. Fendi Magazin: Öncelikle sizi tanıyabilir miyim? Eğitiminiz, küçükken ne olmak istediğiniz ve daha önceki iş deneyimlerinizden bahseder misiniz?Sabri Can Acarsoy: 23 yaşındayım, Koç Üniversitesi İşletme bölümü öğrencisiyim. Babadan Muğla, anneden Kayserili bir aileyiz. Doğal olarak ticaret bizim genlerimizde var. Çocukluğumuzdan beri kendi iş yerimizde çalışıyoruz. Büyüdüğümüz atmosferden dolayı ticaret dışı bir iş yapmayı hiç düşünmedik. F.M: Bu işe girmeye nasıl karar verdiniz? Fikir nasıl doğdu?S.A: Aslında bu işi yapacağımız biz doğmadan önce belliydi. Acarsoy ailesi olarak 1919’dan beri ticari hayatın içerisindeyiz. Büyük dedemiz Sabri Acarsoy ticarete beyaz eşya ile başlamıştı. Kendisi Türkiye’de taksitli satışı başlatan ilk kişidir ve ailemizin

“Zaman” “Acarsoy Saat” İşte gerçekten nesilden nesile aktarılan bir ticaret hikayesi.


F.M: Gelecek yıl için hedefinizi belirtir misiniz?S.A: Bu yıl tohumlarını attığımız e-ticaret ve perakende sektörünün meyvelerini önümüzdeki sene yemeyi hedefliyoruz. F.M: Türkiye’de saat sektörüyle ilgili neler söylemek istersiniz?S.A: Çantalar, kemerler, takılar dış görünüşü büyük ölçüde değiştirirler, bu aksesuarlar arasında saatler oldukça büyük bir önem taşımaktadırlar. Piyasada artık saat markasından ziyade model, fiyat ve günün trendine göre bir tercih yapılıyor. Son yıllarda piyasada özel markalaşma görülmektedir. F.M: Akıllı saatlerin sektöre nasıl etkileyeceğini düşünüyorsunuz?S.A: Akıllı saatleri tamamen farklı bir sektör olarak değerlendirmek gerekir. Son zamanlarda piyasaya çıkan bu akıllı saatler kısıtlı kullanım alanına sahip olmasının yanı sıra herhangi bir duruş da sergileyen modeller değiller.Söyleşi için Sabri Can Acarsoy’a teşekkür ediyor, başarıların devamını diliyoruz.

F.M: İşi kurarken zorluklar yaşadınız mı? Günümüz Türkiye’sinde her alanda olduğu gibi şu an saat sektöründe de yaşanan rekabet gerçekten inkar edilemez. Bizim bundan sonra ki amacımız büyüklerimizden devraldığımız bayrağı geniş ve yenilikçi bir vizyon ile dürüst bir şekilde taşıyıp ileri götürmektir. F.M: Acarsoy Saat’in özelliklerinden bahseder misiniz? Şu anda geldiği durum hakkında bilgi verir misiniz?S.A: Acarsoy Saat olarak senelerdir lüksün önde gelen tedarikçisi olarak biliniriz. Ancak biz orta sınıfa yönelik bir çalışma yapmak istiyoruz. Senelik 20000-30000 ürün satmayı hedefliyoruz.

“Zaman” “Acarsoy Saat” İşte gerçekten nesilden nesile aktarılan bir ticaret hikayesi.



2014 Paşabahçe Cam’ın yeni koleksiyonu, aşurelerin

lezzetine lezzet katacak. Herkesin merakla beklediği

aşure ayını görsel bir şölene dönüştüren koleksiyon,

sofraları renklendirecek.

Lezzetiyle beğeni toplayan aşurenin sunumu, Paşabahçe’nin bolluk, bereket ve paylaşımı simgeleyen nar desenleriyle süslenmiş koleksiyonu ile tamamlanacak. Seride, kaselerin yanı sıra sürahi ve su bardakları yer alıyor.


PAŞABAHÇE’DEN ÖZEL NARLI ÜRÜNLERPaşabahçe, geleneksel tatlılar arasında yer alan aşure için özel bir koleksiyon tasarladı. Bolluk ve bereketi simgeleyen nar desenleriyle süslenmiş olan ürünler, şıklığıyla göz dolduruyor.

2015’in gelişini Richmond İstanbul’da karşılayın Yılbaşı kutlamalarının olmazsa olmaz lokasyonu Beyoğlu’nda yeni yıl coşkusu bu yıl bir başka geçecek. Beyoğlu’nun en güzel yeri tarihi Pera bölgesinde konumlanan ve İstiklal Caddesi’nin tek oteli olma özelliği taşıyan Ricmond İstanbul, siz ve sevdiklerinize unutulmaz bir yılbaşı gecesi yaşatmak için hazır.

İstiklal Caddesi’nin ilk ve tek oteli Richmond İstanbul, yenilenen yüzüyle yeni yıl coşkusuna hazır


Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere hoşcakalın

Fendi Magazin Sayı 5

Documents