Top Banner
SAYI 27 İLKBAHAR 2013 HASTALIKTA VE SAĞLIKTA Ekran başındakileri bekleyen tehlike Akciğer kanseri tedavisinde Umut: SBRT Hepimizin başına gelebilir: Menenjit Çocuğunuzu EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn
35

EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Oct 19, 2019

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

SAYI 27 İLKBAHAR 2013

HASTALIKTA VE SAĞLIKTA

Ekran başındakileri bekleyen tehlike

Akciğer kanseri tedavisinde Umut: SBRT

Hepimizin başına gelebilir: Menenjit

Çocuğunuzu

EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn

Page 2: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

eğişmek ve gelişmek zorunda olan sağlık kurumlarının sağlık hizmetlerini etkin, dinamik, verimli ve kaliteli üretebilmesi için çağdaş anlamda faaliyet göstermesi gerekmektedir. Gelişen teknolojimiz, hasta konforu ve güvenliğe odaklı düzenlenen modern hastanelerimizin sayısının gün geçtikçe artması, insanlara tedavi olacağı kurumları ve tedavi yöntemlerini tercih etme şansını doğurmuştur. Hem hizmette hem de teşhis ve tedavide hastalarımıza olumlu deneyim yaşatmak ve yaşamlarının en kritik deneyimlerinde, hizmet aldıkları kurumlarımızdan olumlu izlenimlerle ayrılmalarını ve gereksinim duyduklarında yeniden bizi tercih etmelerini sağlamak en önemli hedefimiz. Tıp dünyası gelişen teknoloji ve beceri ile her gün yeni buluşlarla sarsılıyor. Çok değil, 10 yıl öncesinin amansız hastalıkları bugün tedavi edilebilir hastalıklar sınıfına giriyor. Amansız tümör hastalıklarından ameliyatsız

ve 6-7 kez uygulanan cyberKnife teknolo-jisi ile kurtulmak, doğrudan hedefe odaklı tedavi olanakları ile kanseri tedavi etmek, son derece gelişmiş tarama yöntemleri ile hastalığı en başında tespit etmek, beyne yerleştirilen ufacık bir pil ile sağlıklı ve dinç bir yaşlılık, sağlığımızı korumak ve hastalıklardan uzaklaşmak için daha nice yeni gelişme....Amaç, hastalarımızı bu yeni teşhis ve tedavi olanakları ile buluşturacak teknolojiyi takip etmek, bu teknolojik gelişime ayak uydurmuş çağdaş akademik kadroyu seçmek ve bilgi ve becerisi gelişmiş bu ekibi, doğru iletişim ile hasta ile buluşturmak. Bir süre önce, en önemli şeyin bilgi olduğunu düşü-nüyorduk. Küreselleşen ve sınırların aşıldığı günümüzde ise en önemli şey doğru bilgi. Doğru bilginin ise insan hayatındaki önemi tartışılmaz. Elinizdeki yayının iddiası sizi sağlığınız konusunda en çağdaş ve doğru bilgiye ulaştırmaktır.Sağlıklı, kaliteli ve mutlu bir yaşam dileğiyle.

DDoğru bilginin önemini biliyoruz

EDİTÖR

MEDICANA AVCILAR MEDICANA BAHÇELİEVLER MEDICANA ÇAMLICA

MEDICANA DİŞ MEDICANA KONYA MEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLAR NÖROLOJİK BİLİMLER VE OMURGA MERKEZİ

MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA

MEDICANA SAMSUN

ilKbAHAr 2013 3

Page 3: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

3 Önsöz6 Kısa kısa20 Bahar yorgunluğuna

teslim olmayın Yaşamvebeslenmetarzında

yapılacakufakdeğişikliklerlebaharyorgunluğunuortadankaldırabiliriz.

22 Akciğer kanseri tedavisinde cyberKnife CyberKnife,hastayazarar

vermedentümöreyüksekdozradyasyonuygulayarakhastalığıtedaviediyor.

24 ERCP ile dayanılmaz ağrılara son Taş,tümörveyakronikiltihap

gibiproblemlerinteşhisveteda-visindeERCPyöntemibaşarıylauygulanıyor.

26 Kaybedeceğiniz tek şey ağrılarınız Ciddibiryanetkisiolmayan

nöralterapi,heryaştanhastayakolaylıklauygunabiliyor.

28 Her yaşta görülebilir Anibaşlayanveşiddetlibaş

ağrılarıbeyinanevrizmasınınhabercisiolabiliyor.

30 Beyin damar hastalıklarında yeni

tedavi CybberKniferadyocerrahiile

beyinvedamarhastalıklarındaameliyatsıztedaviediliyor.

32 Hepimizin başına gelebilir Hijyenkurallarınauymak,elleri

yıkamak,tehlikelimikroplarınvücudumuzaulaşmasınaengelolacaktır.

36 Hipertansiyonla nasıl başa çıkılır?

Hipertansiyonhastalarınınilaç-larınıdüzenliolarakkullanmalarıvehastalıklarınıkabuletmelerigerekiyor.

40 Diyabete bağlı nörolojik hasarlara dikkat

Kontrolaltındaolmayanbütünşekerhastaları,nörolojikkomplikasyonlaraçısındanriskaltında.

44 Her gebelik normal ve sağlıklı olmayabilir

Yapılacaktestlervealınacakönlemlerlebebeğinizesağlklıbirşekildekavuşmanızmümkün.

46 Gebelikte risk faktörleri Bebeğinsağlıklıgeliştiği,

normalbirgebelikiçinneleryapmanızgerektiğinibiliyormusunuz?

48 Oksijen ozon tedavisi Derihücrelerinincanlanmasıve

gençleşmesisağlanıyor,selülitsorunlarıdaçözümekavuşuyor.

50 Mezoterapi için kırışıkları beklemeyin

Mezoterapikırışıklarıönlemelkekalmıyor,cildimizetazevepar-lakbirgörünümdekazandırıyor.

52 Saman nezlesi deyip geçmeyin

Halkarasındasamannezlesiolarakbilinenalerjikrinithastaları,yaşamlarınınbirdönemindeastımayakalanabiliyor.

54 Ev tozu alerjisine dikkat Çocuklardaevtozuallerjisini

önlemekiçinözellikleyünlügiysiveeşyalardanuzakdurmakgerekiyor.

56 Bahar coşkusu midenizi bozmasın

Havalarınısınmasıilebirliktedeğişenbeslenmealışkanlıklarıciddimiderahatsızlıkarınayolaçabiliyor.

58 Çürük ve iltihaplar ağzınıza uğramasın Dişçürüklerivetedaviedilme-

yendişetiiltihaplarıönemlihastalıklarasebepolabiliyor.

60 Ekran başındakileri bekleyen tehlike Bilgisayargörmebozukluğu,iki

saattenfazlaekrankarşısındakalanlarıtehditedenbirrahat-sızlık.

62 Erkek kısırlığının nedeni varikosel

Kısırlıkşikayetiyledoktorabaşvuranerkekhastalarınbüyükçoğunluğunavarikoselteşhisikonuyor.

64 İdrar kaçırma kaderiniz değil

Kadınlarınkorkulurüyasıidrarkaçırmayabazınörolojikrahat-sızlıklarnedenolabiliyor.

Sorumlu Yazı İşleri Md. Kurtuluş Okutan MEDICANA Kurumsal İletişim DirektörüBu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait Tempo Dergisi tarafından Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için hazırlanmıştır. Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan yazı, fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz. Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. Eski Londra Asfaltı No: 2 Bahçelievler/İstanbul [email protected] Dergisi Trump Towers, Kule 2, Kat:21-24, 34387, Şişli, İstanbul [email protected]ı: APA / Uniprint Basım Sanayi ve Ticaret A.Ş. +90 212 798 28 40 – 10 Hat

DR. YUSUF SAHİP

MEDİKAL DİREKTÖR

PROF. DR. KUBİLAY ÇINAR - GASTROENTEROLOJİ

PROF. DR. KAAN OYSUL - RADYASYON ONKOLOJİSİ

PROF. DR. SAİT ŞİRİN - BEYIN VE SINIR CERRAHİSİ

PROF. DR. BARIŞ DİREN - RADYOLOJİ

PROF. DR. CEM SUNGUR - NEFROLOJİ

PROF. DR. SÜHA SÖNMEZ KADIN HASTALIKLARI

VE DOĞUM (IVF)

PROF. DR. TAHİR KARADENIZ (ÜROLOJİ)

PROF. DR. ŞÜKRÜ TANZER ÇOKŞENİM KADIN

HASTALIKLARI VE DOĞUM

PROF. DR. CENGİZ ÇOKLUK BEYIN VE SİNİR

CERRAHİSİ

PROF. DR. KADİR VEHBİ BAYKAL ÜROLOJİ UZMANI

PROF. DR. ALİ CEM YORGANCIOĞLU KALP-DAMAR

CERRAHİSİ

PROF. DR. AYŞİN BAKKALOĞLU ÇOCUK

NEFROLOJİSİ

PROF. DR. CAZİP ÜSTÜN KADIN HASTALIKLARI

VE DOĞUM

PROF. DR. FULYA TEZOK İÇ HASTALIKLARI

PROF. DR. HASAN TAŞÇI GENEL CERRAHI

PROF. DR. HİDAYET AKDEMİR -BEYİN VE SİNİR

CERRAHİSİ

PROF. DR. KAYA KANBEROĞLU RADYOLOJİ

PROF. DR. LEVENT ALIMGIL GÖZ HASTALIKLARI

PROF. DR. MAHMUT BAŞOĞLU GENEL CERRAHI

PROF. DR. MEHMET SALİH BİLAL

KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ

PROF. DR. MERAL KOZAKÇIOĞLU ÖZEKİCİ

FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON

PROF. DR. M. İRFAN SABAH KARDİYOLOJİ

PROF. DR. MUZAFFER SARIYAR GENEL CERRAHİ

UZMANI (TRANSPLANTASYON)

PROF. DR. NAZLIHAN GÜNAL PEDİATRİK

KARDİYOLOJİ

PROF. DR. OSMAN UĞUR ÇALPUR ORTOPEDİ VE

TRAVMATOLOJİ

PROF. DR. SADIK ERSÖZ GENEL CERRAHİ UZMANI

(TRANSPLANTASYON)

PROF. DR. SEBAHATTİN ATEŞAL KARDİYOLOJİ

PROF. DR. SELİM AKSÖYEK ÇOCUK CERRAHİSİ

PROF. DR. SUMRU ŞEKERCİ ANESTEZİ

PROF. DR. TAMER TÜRK AĞIZ VE DIŞ SAĞLIĞI

PROF. DR. TANFER KUNT KULAK BURUN BOĞAZ

PROF. DR. TEOMAN ŞEŞEN KULAK BURUN BOĞAZ

HASTALIKLARI

PROF. DR. HASBİ ERDEM DİKER KARDİYOLOJİ

PROF. DR. YILMAZ TOMAK ORTOPEDİ VE

TRAVMATOLOJİ

PROF. DR. HASBİ ERDEM DİKER KARDİYOLOJİ

PROF. DR. SÜLEYMAN BÜLENT ARMAN GÖĞÜS

CERRAHİSİ

PROF.DR. OSMAN KÜÇÜKOSMANOĞLU ÇOCUK

KARDİYOLOJİ

PROF.DR. NECMETTİN KUTLU PLASTİK VE

REKONSTRUKTİF CERRAHİ

PROF. DR. SABRİ ACAR ÇOCUK SAĞLIĞI VE

HASTALIKLARI

PROF. DR. METİN ÇAPAR KADIN DOĞUM UZMANI

PROF. DR. ÖMER REFİK ÇAYLAN KBB UZMANI

PROF. DR. TUNÇ CEVAT ÖĞÜN ORTOPEDİ UZMANI

PROF. DR. İSMAİL REİSLİ ÇOCUK ALLERJİ

İMMÜNOLOJİ UZMANI

PROF. DR. FARUK AKSOY GENEL CERRAHİ UZMANI

PROF. DR. CELALETTİN VATANSEV GENEL CERRAHİ

UZMANI

PROF. DR. CEMİLE ÖZTİN ÖĞÜN ANESTEZİ UZMANI

DOÇ. DR. ERCAN EREN KALP VE DAMAR CERRAHISI

DOÇ. DR. KERAMETTİN AYDIN BEYİN VE SİNİR

CERRAHİSİ

DOÇ. DR. AHMET ERDİL GASTROENTEROLOJİ

DOÇ. DR. ALİ OSMAN KAYA ONKOLOJİ

DOÇ. DR. BARIŞ AKIN GENEL CERRAHİ UZMANI

(TRANSPLANTASYON)

DOÇ. DR. CENGIZ KAYAHAN GENEL CERRAHİ

DOÇ. DR. FÜSUN TOKATLI RADYASYON

ONKOLOJİSİ

DOÇ. DR. G. FAİK HOBİKOĞLU KARDİYOLOJİ

DOÇ. DR. H. GÜRDAL İNAL ÜROLOJİ

DOÇ. DR. H. İBRAHİM UÇAR

KARDİYOVASKÜLER CERRAHİ

DOÇ. DR. H. NEDİM ARDA KULAK BURUN BOĞAZ

HASTALIKLARI

DOÇ. DR. İBRAHİM TEK MEDİKAL ONKOLOJİ

DOÇ. DR. KERİM ORTAKOĞLU AĞIZ VE ÇENE

CERRAHİ UZMANI

DOÇ. DR. MERYEM KAYA NÜKLEER TIP

DOÇ. DR. MESUT Y.ATLI GENEL CERRAHİ

DOÇ. DR. NİHAT AKBAYIR GASTROENTEROLOJİ

DOÇ. DR. SABİRE AKIN FİZİKSEL TIP VE

REHABİLİTASYON

DOÇ. DR. SELMAN LAÇİN KADIN HASTALIKLARI VE

DOĞUM (IVF)

DOÇ. DR. SERDAR AKGÜN KARDİYOVASKÜLER

CERRAHİ

DOÇ. DR. ŞADAN AY ORTOPEDİ VE TRAVMOTOLOJİ

DOÇ. DR. FATMA LAİKA KARABULUT

GASTROENTEROLOJİ UZMANI

DOÇ. DR. İSMAİL ÖZDEMİR KADIN HASTALIKLARI,

DOĞUM VE PERİNATOLOJİ UZMANI

DOÇ. DR.GÖKHAN ÇAKIROĞLU PATOLOJİ

DOÇ. DR. DEVRİM BEKTAŞ KBB UZMANI

DOÇ. DR. AHMET SOYLU KARDİYOLOJİ UZMANI

DOÇ. DR. HAYRETTİN TEKÜMİT KVC UZMANI

DOÇ. DR. MEHMET ÖZERK OKUTAN BEYİN CERRAHİ

UZMANI

DOÇ. DR. MURAT BAŞKURT KARDİYOLOJİ

DOÇ. DR. AHMET KIRBAŞ KALP VE DAMAR

CERRAHI

DOÇ. DR. TEVFİK FİKRET İLGENLİ KARDİYOLOJİ

UZMANI

YRD. DOÇ. DR. HACI AKAR KALP VE DAMAR

CERRAHİSİ

YRD. DOÇ. DR. KENAN DURNA KARDİYOLOJİ

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA YAZICI KARDİYOLOJİ

YRD. DOÇ. DR. HAKAN AKBAYRAK KVC UZMANI

Sağlık Grubu Dergi Danışma Kurulu

38

12

34

42

Kontrolsüz diyabette son durakDiyabettedavisininsabırveemekistediğinikabullenmek,komplikasyonlardankorunmayıdakolaylaştırıyor.

Hemşireler yetiştireceğiz12-18MayıstarihleriarasındakutlanılanHemşirelikHaftası'ndabumesleğinöneminedikkatçekiliyor.

18Bir ucu depresyon bir ucu maniBipolarbozuklukyaşayanhastalaryaşamlarınıataklarıngelmesiniengelleyebicekşekildedüzenlemeli.

Baharda kalbimize neler oluyor?Anisıcakvesoğukortamlarenfeksiyonlarıdolayısıyladakalprahatsızlıklarınıartırabiliyor.

Varislere sonsuza dek elvedaUygulanançeşitliyöntemlerlevarislerartıkbirdahagerigelmemeküzeretedaviedilebiliyor.

14 Çocuğunuzu enfeksiyonlardan koruyunEnfeksiyonhastalıklarıçocuklardasakatlıklarahattaölümeyolaçacakkadartehlikeliolabiliyor.

4 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 5İÇİNDEKİLER

Page 4: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

ANADOLU KULÜP ÜYELERİYLE BULUŞMA

SAĞLIK HAFTASI ETKİNLİKLERLE KUTLANDI

YENİDEN HAYAT BULDU

ANAOKULU ÖĞRENCİLERİNE DİŞ TARAMASI

SAMSUN MEDICANA’YA SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’NDAN ÖDÜL PLAKETİ

Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü doktor-larından Doç. Dr. Gürdal İnal, Anadolu Kulüp'te prostat, prostat

rahatsızlıkları, belirtileri ve tedavi yöntemleriyle ilgili seminer verdi. Bir başka seminer ise Göz Bölümü doktorlarından Kubilay Çınar tara-fından göz hastalıkları konusunda verildi. Milletvekillerinin katılımıyla gerçekleşen seminerler karşılıklı fikir alışverişi ve sorularla sona erdi.

Her yıl kutlanan Sağlık Haftası nedeniyle 16 Nisan 2013 tarihinde Özel Eresin Sağlık Meslek Lisesi’nde Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon/Diyabet

Hemşiresi Hilal Tekleş tarafından ‘Diyabet ile Yaşam’ hakkında karşılıklı bilgilerin paylaşıldığı bir sohbet düzenlendi. Sohbetin ardından Eğitim Hemşiresi Uzman Hemşire Serap Akçakoyunlu, Medicana’da hemşireliği anlatan bir sunum düzen-ledi. Etkinliğe katılan okulun sağlık ile ilgili sınıfları ve öğretmenleri memnuni-yetlerini ve teşekkürlerini bildirdiler.

Yüksek tansiyona bağlı, ani tek taraflı giren

şiddetli baş ağrısı ile başlayan beyin kanaması sonucu ilk müdahale için kaldırıldığı hastanede yaşamaz gözüyle bakılan 37 yaşında 3 çocuk annesi Jale Hanım, Yoğun Bakım Ünitesi olan Medicana International İstanbul Hastanesi’nde Beyin, Sinir, Omurilik Cerrahı Prof. Dr. Hidayet Akdemir tarafından gerçekleştirilen başarılı ameliyat ile hayata tutundu. Doktorlar tarafından yaşama ihtimalinin çok düşük olduğu söylenen Jale Hanım’ın geçirdiği beyin ameliyatını yapan Prof. Dr. Hidayet Akdemir; ameliyatın çok iyi geçtiğini, kısa bir süre yoğun bakımda kalan hastanın sağlığına kavuşarak evine, çocuklarına kısaca hayata tekrar döndüğünü müjdeledi. Sağlıklı bir biçimde evine dönerek gündelik hayatına kaldığı yer-den devam eden Jale Hanım ise duygularını anlatırken; hayatını önce Allah’a sonra Prof. Dr. Hidayet Akdemir’e borçlu olduğunu dile getirdi.

Medicana International İstanbul Hastanesi tarafından, Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği Çocuk Diş Sağlığı Uzman Doktoru Fatma

Peker Yıldırım’ın eşliğinde ‘Minik Kurbağalar’ ve ‘Özel Peyker Anaokulları’ öğrencilerine ücretsiz diş taraması yapıldı. Ulaşılan 80 öğrenciye yapılan diş taraması sonrasında, çocuklarda tespit edilen hastalıklar ve problemler rapor edilerek ebeveynlere ulaştırıldı. Muayene sonrasında Uzman Doktorumuz Fatma Peker Yıldırım, öğrencilere ağız ve diş sağlının önemini anlatarak, diş fırçalamalarının gerekliliğine vurgu yaptı.

Sosyal Güvenlik Kurumu Samsun İl Müdürlüğü,S amsun’da faaliyet gösterip faaliyet alanlarında en çok prim yatıran kuruluşları plaketle ödüllendirdi. Sosyal Güvenlik

Kurumu tarafından en çok prim yatıran ilk 10 kuruluş arasında yer alan Medicana Samsun Hastanesi‘nin plaketini, Hastane Genel Müdürü Vahap Doğan, Samsun Valisi Sayın Hüseyin Aksoy’un elinden aldı.Medicana Hastanesi yöneticilerinin de katıldığı resepsiyonda hastane yöneticilerinin ödül plaketi sonrası mutlu oldukları gözlendi.Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İl Müdürlüğü 'Sosyal Güvenlik Haftası' kapsamında düzenle-miş olduğu etkinliklere resepsiyon ile devam etti.

DİYABET TARAMASI25- 28 Nisan tarihleri arasında Avcılar Belediyesi ve Medicana

Avcılar Hastanesi’nin beraber düzenlediği etkinlikte 1.700 kişiye ‘diyabet taraması’ yapıldı. Avcılar Medicana sağlık uzman-ları, etkinliğe katılanlara; diyabet tipleri, korunma yolları ve yapılması gerekenler hakkında bilgiler aktardı.

ÇOCUK TİYATROSUNA DESTEK

Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından 2005 yılından bu yana her yıl 25-30 Nisan tarihleri arasında düzenlenen

‘Ankara Küçük Hanımlar Küçük Beyler Uluslararası Çocuk Tiyatro-ları Festivali’nin sağlık sponsoru, bu yıl Medicana International Ankara Hastanesi oldu.

MEDICANA BAHÇELİEVLER HASTANESİ’NDE DİYABETLE SOHBET PERŞEMBELERİ...Medicana Bahçelievler Hastanesi’nde 04.04 2013 Perşembe günü Dermatoloji

Uzmanı Dr. Maryam Seydi Moghadam ve Nöroloji Uzmanı Dr. Gülcan Sargın Kurt’un tarafından Diyabet hastası ve yakınları ile söyleşi yapıldı.Dermatalog Maryam Seydi Moghadam, 'Diyabette Ayak Bakımı' ve Nörolog Gülcan Sargın Kurt ise 'Diyabetik Hastalarda Nöropati' konularında hastaları bilgilendirdiler. Sohbet esnasında hasta ve yakınları da merak ettikleri konular hakkındaki soruların cevaplarını hekimler ile görüşme fırsatı buldular. Sobetin sonunda diyabet hemşireleri, ayak egzersizlerini uygulamalı olarak anlattılar.Katılım için lütfen (0212)4491449 - 2562 numarayı arayınız.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ KUTLANDIMedicana International İstanbul Hastanesi, Kadınlar Günü kapsamında

gelen tüm kadın hastaların bu özel gününü çiçeklerle kutladı. Tüm kadınların bir gün değil her gün saygı ve sevgi görmesini dileyen kurumumuz, kadınlar gününüzü tekrar kutlar, sağlıklı bir ömür geçirmenizi diler.

ORGAN BAĞIŞINA DİKKAT ÇEKİLDİ!Medicana Inter-

national Ankara Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Eyüp Kahveci, Türkiye İstatis-tik Kurumu çalışanla-rına 'Organ Nakli ve Organ Bağışı' konulu seminer verdi. Tüm dünyadan istatistikle-rin sunulduğu semi-nerde organ bağışının önemine dikkat çekildi.

KISA KISA6 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 7

Page 5: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

FRANSA’DAN GELDİ DERDİNE ÇARE BULDU

HARLEY DAVIDSON ÜYELERİNİN SAĞLIĞI MEDICANA’YA EMANET

AİLE HEKİMLERİ 2013 ULUSAL KONGRESİ ANA SPONSORU MEDICANA Fransa’da yaşayan 61 yaşındaki

Abdullak Aydoğan, 2008 yılından bu yana mesane kanseri tanısı ile birçok ameliyat geçirdi. Fransa’da ge-çirdiği ameliyatlar ile hastalığına çare bulamayan Abdullah Bey, idrarından kan gelmesi şikayeti ile hastanemize başvurdu. Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Tahir Karadeniz tarafından yapılan muayenenin ardından mesanesinde tümör tespit edilen hastaya ‘Tur tm’ denilen endoskopik kapalı ameliyat yapıldı. Operasyonla çıkarılan mesa-nenin yerine ince bağırsaktan parça kullanılarak yeni mesane yapılan

hastaya, bu tür hastaların tedavisinde sıkça uygulanan torba taşıma methodu yeri-ne çok daha konforlu bir yaşam sağlandı.Abdullah Bey’in idrar sondası 16’ıncı gün çıkarılarak normal hayatına geri döndürüldü. Hastamız görmüş olduğu tedaviden, doktorundan ve hastanemizde gördüğü ilgiden memnun kaldığını ifade ederek yaşadığı ülkeye, Fransa’ya döndü.

Baharı 'Boğaz Sürüşü' ile karşılayan HOG üye-leri 27 ve 28 Nisan tarihlerinde İngiltere’den

tır ile tanıtım için İstanbul’a gelen, 20 klasik tasarım İngiliz plakalı Chopper motorları denedi-ler. Medicana Sağlık Grubu’nun sağlık sponsoru olduğu etkinlik; Tarabya, İstinye, Maslak arasında-ki 10 km. sahil yolunda klasik Chopper motorları deneyen HOG (Harley Owners Group) üyelerinin renkli görüntüleri ve farklı görünümdeki motorla-rı sayesinde adeta bir festival havasına dönüştü.

MEDICANA, HOG SPONSORU2013 Harley Davidson sponsoru olan Medicana Sağlık Grubu; tüm Türkiye’de yaşayan HOG (Har-ley Owners Group) üyelerine ve Harley Davidson sahiplerine kapsamlı check-up ve sağlık hizmeti sunuyor.

Medicana Konya Hastanesi’nin ana sponsor olduğu Aile Hekimleri 2013 Ulusal Kongresi &

Aile Sağlığı Çalışanları Kongresi, 25-28 Nisan tarih-leri arasında Konya’da gerçekleştirildi. Konya Aile Hekimleri Derneği (KONAHDER) tarafından üçüncü kez düzenlenen Aile Hekimleri 2013 Ulusal Kongresi & Aile Sağlığı Çalışanları Kongresi, 500’e yakın aile hekimi ve aile sağlığı çalışanının katılımıyla Konya Rixos Otel’de düzenlendi. Deneyim sahibi akademis-yenlerin bilgi ve birikimlerinin, Aile Hekimliği’nde gelişen ve değişen tıbbi yaklaşımların paylaşıldığı kongrede katılımcı aile hekimlerine Medicana Sağlık Grubu bünyesinde bulunan hastaneler, tıbbi disiplinler ve doktorlar tanıtıldı. Kongrenin sonunda bildirilerini sunan ve KONAHDER Bilimsel Komite tarafından seçilen birinci, ikinci ve üçüncü olan aile hekimlerine ödülleri takdim edildi. ‘Yetenek Sizsiniz’ yarışması ile tanınan Sefa Doğanay’ın ve sema grubunun gösterisi ile kongre sona erdi.

HEMŞİRE ADAYLARI İLE KARİYER GÜNLERİ BULUŞMASIMedicana Konya Hastanesi, Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri

Fakültesi’nde düzenlenen Kariyer Günleri’ne misafir oldu. Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü 4. Sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen Kariyer Günleri kapsamın-da; Medicana Konya Hastanesi 11 Nisan Perşembe günü Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde konuk oldu. Mesleğe yeni başlayacak olan hemşire adaylarına insan kaynakları ve hemşirelik hizmetleri yö-neticileri tarafından Medicana Sağlık Grubu tanıtıldı, hemşirelik ve insan kaynakları süreçleri anlatıldı. Medicana Konya Hastanesi’nde çalışan ve Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü mezunu olan 2 hemşire de yeni mezun olacak meslektaş-larıyla deneyimlerini paylaştılar. Kariyer Günleri kapsamında ya-pılan tanıtım çalışması sonrasında yeni mezun olacak hemşirelik bölümü öğrencileri Medicana Sağlık Grubu CV’lerini doldurdular.

KOSOVALI BEBEK, MEDICANA ÇAMLICA HASTANESİ’NDE YAŞAM BULDU14 Şubat’ta dünyaya gelen ve doğumdan sonra hastalığı fark edilmeden

eve gönderilen Kosovalı bebek, nefes alamama ve morarma gibi belirtile-rin ardından ülkesinde tedavi altına alındı. Yapılan tetkikler sonucunda; 40 günlük bebeğin kalp karıncığından bir tanesinin olmadığı, kalbinde büyük bir delik olduğu, kanı akciğere gönderen ana damarın gelişmemiş olduğu ve acil ameliyata alınması gerektiği ortaya çıktı. Bu ameliyat ülkesinde yapılamayacağı için bebek, Kosova Sağlık Bakanlığı tarafından Medicana Çamlıca Hastanesi’ne gönderildi. Kosovalı bebek, Medicana Çamlıca Hastanesi’nde yapılan tetkiklerin ardından, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömer Işık, Doç. Dr. Ahmet Kırbaş ve Anestezi Uzmanı Uzm. Dr. Nurşen Tanrıkulu’nun birlikte yaptıkları ameliyatla sağlığına kovuştu. Ameliyatın başarılı geçmesinden çok mutlu oldu-ğunu belirten Kosovalı bebeğin babası Ferat Gjata, “Medicana Hastanesi’ndeki doktorlar gerçekten görevlerini çok iyi yapıyorlar. Çocuğumuzun şu andaki durumu çok iyi ve gün geçtikçe daha iyiye gidiyor. Medicana Hastanesi’ne teşekkür ediyoruz” dedi.

6 YAŞINDAKİ KALP HASTASI KOSOVALI ÇOCUK SAĞLIĞINA KAVUŞTU

6 yaşındaki Kosovalı Daris Llausha, nefes darlığı, çabuk yorulma gibi belirtilerinin ardından ülkesinde tedavi altına alındı. Yapılan tetkikler sonucunda; anne karnında kalpten çıkan iki

büyük atardamar arasındaki (Aort ve Pulmoner Arter) açıklığın doğumdan sonra da kapanmayıp açık kalması hastalığı olan P.D.A. (Patent Duktus Arteriozus) anomalisinin olduğu ve ameliyat olması gerektiği ortaya çıktı. Bu ameliyat ülkesinde yapılamayacağı için çocuk, Kosova Sağlık Bakanlığı tarafından Medicana Çamlıca Hastanesi’ne gönderildi. Medicana Çamlıca Hastanesi’nde yapılan tetkiklerin ardından, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Kırbaş tarafından; ana atardamar ile akciğere giden atardamar arasındaki damarsal açıklık ameliyatsız anjiografi altında Coil Embolizasyon yöntemiyle başarıyla kapatıldı.

KISA KISA8 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 9

Page 6: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

OSTEOPAT UZMANI SUAT DÜLGER’İ AĞIRLADIK

YAŞLILARA SAYGI HAFTASI’NDA MEDICANA’DAN ZİYARET

PLAKET TÖRENİ VE SAĞLIK ANLAŞMASI

KALP AMELİYATI OLURKEN DOKTORLARIYLA KONUŞTU

KONYA’DA MEDICANA HALK SEMİNERLERİ

TİFAO (Turkish İnstitute for Adapted Osteopathy) kurucusu, Osteopat Uzmanı ve Fiz-yoterapist Suat Dülger, Medicana Konya Hastanesi’nde seminer verdi. ‘Ağrıya Komp-

lementer Yaklaşımlar, Otoimmum Hastalıklarda DNA ve Kapiller Dolaşımın İyileşmeye Etkisi’ konularında seminer veren Osteopat-Fizyoterapist Suat Dülger, insan vücudunun kan dolaşımının, anatomik yapılarının uyum ve hareket bütünlüğünün sağlıklı kalma-daki önemine dikkat çekti. Ağrıyı yok etmeyi değil, ağrıya sebep olan nedeni ortadan kaldırmayı hedeflediklerini belirten Fizyoterapist Suat Dülger, osteopati tedavi yönte-miyle vücudun kendi kendini iyileştirme fonksiyonunu uyardıklarını söyledi. Medicana Konya Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen seminere Konya İl Sağlık Müdürü Dr.

Hasan Küçükkendirci, İl Sağlık Müdür Yar-dımcısı Mehmet Doğrul, Medicana Sağlık Grubu Tıbbi Hizmetler Direktörü Yusuf Sahip, Medicana Konya Hastanesi Genel Müdürü Dr. Lütfi Şimşek, Başhekim Dr. Sefer Demirok, Başhekim Yardımcısı Dr. M. Ziya Ercan, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Mehmet Portakal, Medicana Hastanesi fizyoterapistleri, Konya ili sağlık kuruluşlarında çalışan çok sayıda fizyote-rapist ve hastalar katıldı.

TÜP BEBEK MERKEZİ HİZMETE BAŞLADIİç Anadolu Bölgesi'nin en büyük ve en kapsamlı özel

hastanesi Medicana Konya Hastanesi bünyesinde Tüp Bebek Merkezi hizmete başladı. Konya’nın ve İç Anadolu’nun en donanımlı ve son teknolojik olanaklarla planlanan özel sağlık kuruluşu Medicana Konya Hasta-nesi, Tüp Bebek Merkezi ile üreme tıbbı ve tüp bebek alanında güncel tedavi yaklaşımları, uzman kadrosu ve ileri teknoloji ürünü donanımlarıyla konforlu bir ortamda, en yüksek başarı hedefiyle çiftlere umut olacak. Medicana

Tüp Bebek Merkezi sadece şehir mer-kezindeki hastalara değil, çevre ilçe ve illerden gelecek hastalara da hizmet verecek şekilde de planlandı.

23 NİSAN SERGİSİMedicana Samsun Hastanesi ve Türkiye Eğitim Gönül-

lüleri Vakfı Düşler Atölyesi işbirliği ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bir resim sergisi düzenlendi. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Düşler Atölyesine bağlı öğrencilerin yapmış olduğu 60 resim, Medicana Hastanesi lobisinde sergilendi.

18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla, Medicana

Samsun Hastanesi Genel Müdürü Vahap Doğan, İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Köksal, İlçe Sağlık Mü-dürü Dr. Sibel Uyan ve Medicana Hastanesi Kurumsal Pazarlama Müdürü Bengü Binici tarafından Samsun Huzurevi Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’ne bir ziyaret düzenlendi. Ziyarette; Medicana Samsun Hastanesi tarafından huzurevi sakinlerine karanfil takdim edildi.

MEDICANA’DA MÜZİKLİ KARŞILAMAMedicana Konya Hastanesi’ne gidenler, kapıdan içeri gir-

diklerinde Türk Sanat Müziği eserlerini kemanıyla çalan müzisyen tarafından karşılanıyor. ‘Müzik Ruhun Gıdasıdır’ sö-zünden hareketle hasta yoğunluğu yaşanan saatlerde keman resitali ilgi çekiyor. Hasta Hizmetleri Müdürü Sibel Durgun, hastaneye gelenlerin stresini almak için böyle bir uygulamayı başlattıklarını ve çok güzel tepkiler aldıklarını söyledi.

İlkadım Belediye Başkanı Necaattin Demirtaş, Başkan

Yardımcısı Ramazan Bayrak-tar, Başkan Danışmanı Ahmet Seven, MHP İl Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Yıldız Medicana Hastanesini ziyaret etti. Zi-yaret; Amasya’nın Gümüşha-cıköy ilçesinde kaza geçiren sporcu kız öğrencilerin Medi-cana Hastanesi’nde görmüş oldukları tedaviler sonrası şifa ile taburcu olmaları nedeniyle teşekkür amacıyla gerçekleşti. Yaralı öğrencile-rin tedavilerini gerçekleştiren Medicana Hastanesi Yöne-ticileri; Genel Müdür Vahap Doğan, Başhekim Dr. Ferhat Günaydın’a İlkadım Belediye Başkanı Necaattin Demirtaş tarafından teşekkür plaketi takdim edildi. Ziyaret çer-çevesinde ayrıca; Medicana Samsun Hastanesi ile İlkadım Belediyesi arasında Kurumsal Sağlık anlaşması imzalandı. Protokole göre; Medicana Samsun Hastanesi ve İlkadım Belediyesi arasında belediye çalışanları ve bakmakla yükümlü oldukları birinci dereceden aile bireylerinin yararlanabilecekleri kapsamlı bir sağlık hizmeti anlaşması yapıldı.

69 yaşındaki ağır KOAH hastası Selahattin Yılmaz, Medicana Konya Hastanesi’nde atan kalpte bypass yapma tekniğiyle;

Doç. Dr. Hayrettin Tekümit başkanlığındaki kalp damar ekibi tarafından gerçekleştirilen başarılı bir koroner bypass ameliyatı geçirdi. Ağır akciğer problemi nedeniyle solunum makinesine bağlanması gereken yüksek riskli hasta grubunda olan Sela-hattin Yılmaz’a, çok ciddi problemler yaşama ve solunum ma-kinesinden bir daha hiç ayrılamama riski nedeniyle değişik bir ameliyat tekniği uygulandı. Hastaya Anestezi Profesörü Prof. Dr. Cemile Öztin ve ekibinden Uzman Doktorlar Aşina Pınar ile Ah-met Keçecioğlu tarafından ‘Epidural anestezi ve Spinal anestezi’ yöntemleri kullanıldı. Hasta ameliyat esnasında doktorlarıyla sohbet etti. Ameliyatın ertesi günü Prof. Dr. Cemile Öztin ve Doç. Dr. Hayrettin Tekümit’in kollarında yürüyen Selahattin Yılmaz, ameliyatını gerçekleştiren ekibe teşekkür ederek, kendini daha iyi hissettiğini söyledi.

Sosyal sorumluluk projesi kapsamında Medicana Konya Hastanesi’nin düzenlediği halk seminerleri başladı. Kipa ve M1 Tepe Alışveriş Merkezi’nde

düzenlenen seminerlerde alanında uzman doktorlar tarafından sağlıklı yaşamın yolları anlatıldı. Kipa Alışveriş Merkezi’ndeki seminere katılan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Narin Türkmen, gebelikle ilgili sunum yaptı. Türkmen, sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Fatih Altıntepe ise, çocuk beslenmesini anlattı ve anne sütünün önemini vurguladı. Doç. Dr. Ahmet Soylu ise kalp sağlığı semineri verdi. Soylu, kalp hastalıkları nedir, koroner anjiografi, el bileğinden anjiografi, stent uygulaması, By-pass ameliyatı, kalp damar hastalıkları için risk faktörleri ve faktörler için alınacak tedbirler, sigaranın kalp-damar hastalıkları ile ilişkisi, kalp kapak hastalıkları ve nedenleri, romatizmal kapak hastalığı, ritim bozuklukları ve kalp pillerini anlattı.

KISA KISA10 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 11

Page 7: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Sağlık; zorunlu, vazgeçilmez ve hayatın her döne-minde aynı önemi koruyan temel ihtiyaçlarından biridir. Etkili bir sağlık hizmeti sunabilmek için 

yeterli araç gereç ve teknolojiye ihtiyaç duymakla beraber, hizmetin sunumundaki en önemli unsur şüphesiz sağlık çalışanlarıdır. Sağlık hizmetinin toplumun değişen ihtiyaçlarına göre belirlenmesi ve  yaşlı nüfusun giderek artmasından kaynaklanan bakım gereksinimlerinin artması sebebi ile sağlık personeli sayısı ve niteliği hizmetin kalitesi açısından belirleyici olmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir, sürekli, kaliteli ve en üst düzeyde sunulabilmesi sağlıkta ekip çalışması ile müm-kündür. Hemşire, bu ekip hizmetinin en temel ve olmazsa olmaz unsurlarındandır.Sağlık Bakanlığı 2011 yılı ‘Türkiye Sağlık İnsan Gücü Durum Raporu’ na göre; ülkemizde 124 bin 982 hemşire çalışmakta ve bu hemşirelerin 89 bin 314’ü (yüzde 77)  Sağlık Bakan-lığı hastanelerinde, 17 bin 530’u (yüzde 10.3) üniversite hastanelerinde, 18 bin 138’i (yüzde 12.7) ise özel hastane-lerde görev almaktadır. Avrupa Birliği Ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı 571 iken, ülkemizde bu rakam 237’dir. Bu durum var olan hemşirelerimizin sorumluğunu daha da arttırmaktadır.

Son 30 yılda ciddi ilerlemeler sağlandıHemşirelik, geçmişte ‘Düşünen bir meslek olmaktan çok, yerine getiren bir meslek’ olarak görülmesi nedeni ile hemşirelerden sadece verilen işleri yapmaları beklenmiştir. Ancak Son 30 yıldır ülkemizde hemşirelik mesleğinde ciddi ilerlemeler sağlanmış, hemşire araştırmacılar ve klinis-yen hemşireler mesleki uygulamalarını bilimsel kanıtlara dayandırmayı savunmaya başlamışlardır. Mezuniyet sonrası eğitimler öne çıkmış, meslekte uzmanlaşma önem kazan-mış, yasa ve yönetmeliklerle desteklenmişlerdir. Medicana Sağlık Grubu; gelişen ve değişen hemşirelik anlayışı ile dinamik, çağdaş ve profesyonel hemşirelik hizmeti sunumunu önemsemektedir. Grubumuzdaki tüm hemşirelik hizmetleri Sağlık Kalite Standartları ve JCI stan-dartlarında sürdürülmekte ve Kalite indikatörleri aracılığı 

ölçülüp değerlendirmektedir. Ayrıca hastaya hizmete yönelik uygulamalarını (ameliyathane süreçleri, laboratuvar süreçleri, dijital order süreçleri vb.)  ölçümlemekte kaliteli hizmet anlayışı sürekli iyileştirmektedir. Tüm hemşirelerimiz hasta bakım ve tedavisi ile ilgili süreçlere, çağdaş nomlar, bilimsel uygulamalar ve ölçülebilen sonuçları ile doğrudan katılmakta ve yönlendirmektedir. 

Mesleki kararlarını verebilen hemşirelerHemşirelik mesleki kararlarını verebilen, bu kararlarını bilimsel kanıtlara dayandıran ve savunabilen bir mes-lektir. Kurumumuzda, mesleğimizi bu temel-de sürdürebilmekten ve tedavi sonuçlarına katkıda bulunmaktan dolayı son derece mutluyuz.Bu gerçekten hareketle bilgi ve deneyimle-rimizi aktaracağımız 

Medicana Yüksek Hemşirelik okulu, Medicana Kronik Hasta İzleme merkezi, Hemşirelik Konseyi vb. projeleri çok yakında hayata geçireceğimizi umuyorum. Böylelikle;  sek-törümüze, teknolojiyi takip eden, bilgisini sürekli güncel-leyen, diğer meslektaşlarına liderlik yapabilen hemşireler kazandıracağız. Yarınların Hemşirelik mesleğine çok daha fazla katkı sağlayacağı umuduyla tüm meslektaşlarımın ‘Hemşirelik Haftasını’ kutlarım. 

Hemşirelik Hizmetleri Direktörü Belgin Danış

HEMŞİRELER YETİŞTİRECEĞİZ”

AlTYApI, ARAç GEREç KADAR SAğlIK çAlIşAnlARI; özEllİKlE DE HEMşİ-RElER BÜYÜK önEME SAHİp. Bu önEME DİKKAT çEKEBİlMEK İçİn HER YIl 12-18 MAYIS TARİHlERİ ARASI ‘HEMşİRElİK HAfTASI’ olARAK KuTlAnIYoR. ‘HEMşİRElİK HAfTASI’nI KuTlAYAn MEDICAnA HEMşİRElİK HİzMETlERİ DİREKTöRÜ BElGİn DAnIş, ÜlKEMİzDEKİ HEMşİRElERİn DuRuMu vE KonuYA İlİşKİn MEDICAnA SAğlIK GRuBu’nDAKİ çAlIşMAlARI AnlATTI.

“Meslektaşlarına liderlik yapabilen

2011 verilerine göre, türkiye'de 124 bin

982 hemşire çalışıyor.

12 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 13Hemşirelik HaFtaSı

Page 8: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

ÇOCUĞUNUZU ENFEKSİYONLARA

KARŞI KORUYUN

ENFEKSİYON HASTALIKLARI ÇOCUKLARDA ÇEŞİTLİ SAKATLIKLARA HATTA ÖLÜME YOL AÇACAK KADAR TEHLİKELİ OLABİLİYOR. MEDICANA ÇAMLICA HASTANESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI UZMANI DR. HÜLYA KARACA, ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN ENFEKSİYON HASTALIKLARINI VE BU HASTALIKLARDAN KORUNMA YÖNTEMLERİNİ YAZDI.

14 İLKBAHAR 2013ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI

Page 9: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

vardır. Bu özellikler:• Bu hastalıklar çok bulaşıcı olup solunum yolu ile bulaşırlar.• Etkenler ağız ve boğaz salgıları ile etrafa yayılırlar.• Temas ve enfeksiyon sıklıkla çocukluk çağında gerçekleşir.• Duyarlı toplumlarda salgınlar görülebilir.• Erişkinlerde görülen nadir enfeksiyonlar ise daha ciddi seyirli olup komplikasyonlar ile birliktedir.• Gebelikte geçirilen enfeksiyon bebek için tehlike-lidir

Hastalıklardan korunma yollarıHastalıklardan korunmak için alınabilecek önlem-leri şöyle sıralayabiliriz:• Elleri yıkamak: Her gün ellerimiz kağıt ve demir

paralara değmektedir. En çok mikrop parada bulu-nur. Ellerin yıkanması hastalıklardan korunmak için en temel kurallardan birisidir. Dışarıdan eve girildiği zaman ve yemeklerden önce, eller mutlaka sabun ve sıcak suyla yıkanmalıdır. Ayrıca ellerin ağız ve yüz bölgesinden uzak tutulması gerekir. Ailedeki tüm bireyler ve özellikle çocuklar bu konuda bilinçli olmalıdır.• Ev temizliği: Evde sık kullanılan yerler özellikle dezenfekte edilmelidir. Kapı kolları, masa üstleri, bilgisayar klavyeleri, telefon, elektrik düğmeleri ve evde paylaşılan diğer şeyler mutlaka dezenfekte edilerek temzilenmelidir. • Grip aşısı olmak: Grip mevsiminde virüslere karşı koruma sağlamak için, tüm aile bireylerinin grip aşısı olmalarında fayda vardır. Bebeklere altıncı ayından itibaren grip aşısı yaptırılabilir. • Evde sigara içmemek: Evde sigara içilmesi, özel-likle çocuklar için oldukça risklidir. Sigara dumanı çocuklarda solunum problemleri riskini arttırarak, daha fazla soğuk algınlığı sorunları yaşamalarına sebebiyet verir.• Öksürmek ve hapşırmak: Öksürürken ve hapşı-rırken mutlaka kol bükülerek ağız ve burun kısmı kolumuzla kapatılmalıdır. Öksürürken ağız ve burun elle kapatılmamalıdır. Bunu evdeki tüm aile bireyleri uygulamalıdır. • Hasta kişilerden uzak durmak: Hem kendimizi hem de çocuklarımız, soğuk algınlığı veya grip geçiren kişilerden uzak tutmak gerekir. Bu türk hastalıkların, başkalarının kaptığı virüsten bulaşabi-leceğini unutmamak gerekir. • Güçlü bağışıklık sistemi: Özellikle bebeklerin em-zirme döneminde mutlaka anne sütü ile beslenmesi (en az 6 ay) bebeklere grip gibi hastalıklara karşı koruma sağlayacaktır. Anne sütündeki antikorlar mikroplara karşı bebekte direnç oluşturacaktır. Ayrıca anne sütü bebeğin bağışıklık sistemini de güçlendirmektedir. Daha büyük yaştaki çocuklara ise, mutlaka dengeli bir beslenme programı uygu-lanmalı, onların da egzersiz yapmalarını sağlamalı ve uyku düzenlerine dikkat etmelidir.

Enfeksiyon hastalıkları, çocukların yaşamlarını tehdit eden önemli sorunlardan biridir. Her yıl dünyada ve Türkiye’de milyonlarca çocuk,

enfeksiyon hastalıklarından yaşamlarını yitirmekte-dir. Aşılamalarla bir çok enfeksiyon hastalığı kontrol altına alınmış olmakla beraber, yine de çocuklarda ölüme ve sakatlanmalara neden olmaya devam etmektedir.Ateş, çeşitli enfeksiyon hastalıklarının sık görülen bir belirtisidir. Ancak enfeksiyon dışı çeşitli durumlarda da ateş yükselebilir. Ateş, vücut ısısının günlük oynamalarının üstüne çıkması olarak tanımlanan bir belirtidir.Ateş ve döküntü çocukluk çağında sık rastlanan bir durumdur. Çocukluk çağı döküntü hastalıkları genel-likle selim seyirli ateşli hastalıklardır. Ancak yaşamı

tehdit eden ciddi komplikasyonlar da görülebilir.Çocuklardaki enfeksiyon hastalıklarını aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz:• Döküntü hastalıkları• Üst solunum yolu enfeksiyonları• Alt solunum yolu enfeksiyonları• Kalp enfeksiyonları• Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları• Genito üriner sistem enfeksiyonları• Sindirim sistemi enfeksiyonları• Karın içi enfeksiyonları• Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları• Kemik ve eklem enfeksiyonları• Göz enfeksiyonlarıÇocukluk çağı döküntü hastalıklarının büyük kısmında etken, virüslerdir ve ortak bazı özellikleri

Güçlü bağışıklık sistemi, hastalıklara karşı koruma sağlıyor.

DR. HÜLYA KARACA

Her yıl dünyada ve Türkiye’de milyonlarca çocuk, enfeksiyon hastalıklarından yaşamını yitiriyor.

16 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 17ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI

Page 10: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

UZM. Dr. Ayşe Gül AyDIN

BİR UCU DEPRESYON BİR UCU MANİ

UYKUSUZLUK, MEVSİM GEÇİŞLERİ, YOĞUN STRESLİ GÜNLER… TÜM BUNLARA BİR DE GENETİK FAKTÖRLER EKLENİNCE BİPOLAR BOZUKLUĞA ZEMİN HAZIRLANMIŞ

OLABİLİR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ PSİKİYATRİ UZMANI DR. AYŞE GÜL AYDIN, BİPOLAR BOZUKLUK VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ.

İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (Bipolar bozukluk) nasıl tanımlanır?İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu duygu-

larda, düşüncelerde, enerjide ve davranışlarda aşırı değişikliklerle seyreden, kişinin kendisini aşırı coşkulu (mani/hipomani dönemleri) veya çok durgun (depresyon) ya da her ikisinin karışımı (karma dönem) duyguları hissetmesine yol açan, tedavi edilebilen bir ruhsal hastalıktır. 'İkiuçlu (Bipolar)' kelimesi, hastaların iki aşırı duygudurum arasında gidip geldiğini ifade etmek için kullanılır. Ruh hali ve duygular açısından bir kutup depresyonu, diğer kutup mani ya da daha hafif şiddetteki hipomaniyi temsil eder.Aslında bütün insanların duygusal dünyasında, ruh halinde değişiklikler, inişler-çıkışlar olur. Herkes günlük yaşamında dakikalar, saatler veya bazen birkaç gün süren öfke, sevinç, üzüntü, coşku, keder, huzursuzluk, endişe duy-guları arasında iniş çıkışlar yaşayabilir. Ancak bipolar bozukluk ve manik depresif bozukluk adlarıyla da bilinen 'İkiuçlu Duygudurum Bozukluğu'nda; yaşamsal olaylarla kısmen veya tamamen ilişkisiz olarak uzun süren, keskin iniş çıkışların olduğu, yoğun duygudurum değişimleri yaşanır. Bu değişimler düşünceleri, duyguları, fiziksel sağlığı, davranışları ve kişinin işlevlerini, yaşamını etkiler. ■ Ne sıklıkta görülür?Dünyada erişkin nüfusun yaklaşık yüzde 3 ila yüzde 4’ünün İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu olduğu düşünülmektedir. Bu da, ülkemizde yaklaşık bir buçuk-iki milyon kişinin, dünyada ise yaklaşık 250 milyon insanın bu hastalığa sahip olduğu anlamına gelmektedir. İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu’ndan etkilenen kadın

ve erkek sayısı eşittir. Bununla birlikte etkilen-me şekilleri birbirinden farklı olabilir. ■ Genellikle hayatın hangi döneminde başlar?Her yaşta görülebilir ancak kişiler ilk hastalık dönemini (mani, depresyon, hipomani gibi) genç erişkinlik döneminde, yani 20’li yaşlarda yaşarlar.

Tek ve kesin bir nedeni yok■ İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu’nun nedeni nedir? Hastalıktan tamamen sorumlu tek bir neden yoktur. Yapılan bilimsel çalışmalarda beyin kimyasallarının dengesinde ve iletiminde sorun olduğu ve genetik(ırsi) geçişler gösterdiği bildirilmiştir. Hastalığın tek ve kesin bir nedeni henüz belirlenememiş de olsa genetik, biyo-kimyasal ve çevresel nedenlerden kaynaklanan bir hastalık olduğu bilinmektedir. İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu her yaşta ve her cinsiyette ortaya çıkabilir, kişilerin psikolojik yapıları, sosyal durumları ile ilişkili değildir. Stres ve yaşam olayları hastalığın ortaya çıkışını kolaylaştırır.■ Hastalığın kalıtsal özelliği var mıdır?Akrabalarının hiçbirinde bu hastalık olmayan-larda hastalık görülme olasılığı yüzde 1-3 iken, birinci derece bir akrabasında (anne-baba veya kardeşlerinde) iki uçlu duygudurum bozukluğu varsa görülme olasılığı yaklaşık yüzde 11-12’dir.

Tek yumurta ikizinde bipolar bozukluk varsa diğer ikizde hastalık görülme olasılığı yüzde 60-80’dir, yani sadece kalıtım tüm hastalığı açıklayamamaktadır.■ Nasıl bir tedavi uygulanır?En önemli tedavi ilaç tedavisidir. İki tedavi stratejisi vardır: İlk önce var olan hastalık döneminin (mani ya da depresyonun) tedavi edilmesi gerekir ve beraberinde hastalık yinele-mesini önlemek için koruyucu tedavi planlanır. Sadece hastalık dönemlerinin tedavi edilmesi yeterli değildir. Çünkü tekrarlayan bir ruhsal bozukluktur. Manik/hipomanik ve depresif epizodlarının önlenmesi için duygudurum dü-zenleyicilere ihtiyaç vardır. Bu ilaçların dozları ilaca başladıktan belli bir süre sonra ölçülen kan düzeylerine göre ayarlanır. Hastanın tedavi ve takiplerinin mutlaka düzenli olarak yapılması gerekmektedir.Hastaya ve hasta yakınlarına hastalık belirti-lerinin başlangıcı, yapılması gerekenler, ilaç tedavisinin düzenli sürdürülmesi gibi konularda eğitim verilmesi atakları önlemede etkilidir. Hasta hastalığını tanımaya başlayınca, yaşamını atakların gelmesini engelleyebileceği şekilde düzenlemelidir. Her hastada tetikleyici faktörler farklı olmakla beraber genellikle uykusuz kalmak, stresli bir süreç geçirmek, mevsim geçişleri atakları tetikleyebilmektedir. Hastayla yapılan destekleyici görüşmeler, tedaviye uyumu arttırabilmektedir.

Her hastada tetikleyici faktörler farklı olmakla birlikte genellikle uykusuzluk, stresli bir süreç geçirmek,

mevsİm Geçİşlerİ AtAklArI tetİklİyor.

Bipolar bozuklukta, ruh hali ve duygular açısından bir kutup depresyonu, diğer kutup mani ya da daha hafif şiddetteki hipomaniyi temsil eder.

18 İLKBAHAR 2013PsİkİyAtrİ

Page 11: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

UZM. Dr. Gültekin Barut

BAHAR YORGUNLUĞUNA TESLİM OLMAYIN

SABAHLARI YATAKTAN ZOR KALKIYOR, RUHSAL GERGİNLİK, İŞTAHSIZLIK, NEŞESİZLİK, HAZIMSIZLIK GİBİ PROBLEMLER YAŞIYORSANIZ BAHAR YORGUNLUĞU SİZİ DE ESİR ALMIŞ OLABİLİR. MEDICANA BEYLİKDÜZÜ İÇ HASTALIKLARI UZMANI DR. GÜLTEKİN BARUT, BAHAR YORGUNLUĞUNA KARŞI ALMAMIZ GEREKEN ÖNLEMLERİ SIRALADI.

Bahar yorgunluğu nedir?Kış aylarının soğuk, yağışlı günleri ilkbahar ile birlikte yerini ılık, güneşli günlere bırak-

maya başlar. Hava sıcaklıklarının giderek artması ile oluşan enerji, doğanın kendini yenilemesi ve güzelleşmesi için uygun ortam yaratır. Doğanın neşesi giderek artarken bizlerin de buna paralel olarak daha enerjik, neşeli ve dinamik olmamız beklenmesine rağmen, baharın beraberinde getir-diği 'bahar yorgunluğu' özellikle büyük şehirlerde, yoğun tempoda ve yoğun stres içinde çalışan bazı kişiler için çekilmez bir durum olabilir.İklim değişikliğinin vücutta yarattığı yorgunluk hisssi olarak tanımlanan ve bahar yorgunluğu adı verilen bu durum; ısınan havada artan nem oranı ve negatif yüklü iyonların vücudumuzda meyadan getirdiği biyortim değişikliği, metabolik ve hormonal dengemizdeki değişiklikler ve buna vücüdumuzun adaptasyonunda zorlanması sonucu meydana gelir. Ayrıca yanlış beslenme alışkanlık-ları, özellikle bayanlarda gördüğümüz, yaklaşan yaza hazırlık amacı ile yapılan kilo vermeye yönelik yanlış diyet uygulamaları, sağlıksız uyku düzeni, spor ve egzersiz içermeyen hareketsiz yaşam tarzı, fazla miktarda alınan kafein, alkol ve sigara tüketimi ve mevcut olan halsizlik, yorgunluk yapabilen hastalıklerın tedavi edilmemesi gibi kişisel etkenleri de buna ekleyebiliriz.■ Bahar yorgunluğunun belirtileri nelerdir?Sabahları yataktan zor kalkma, sürekli uyuma isteği, uykusuzluk, gece uykuya dalmada zorlanma, istek-sizlik, neşesizlik, sıkıntı hali, ruhsal gerginlik, çabuk sinirlenme, iştahsızlık, kırgınlık bitkinlik, vücudun çeşitli bölgelerinde kas ve eklem ağrılarına benzer ağrılar, baş ağrısı, zihinsel performansta azalma, konsantrasyon problemleri, hazımsızlık, ishal ve kabızlık gibi sindirim sisteminde düzensizlikler.■ Baharda görülen her yorgunluk bahar yorgun-luğu mudur? Başka hastalıklar ile karışabilir mi? nasıl ayırt edilir?Bahar yorgunluğu, birkaç haftayı geçmeyen, kısa süreli, hafif bir yorgunluk halidir. Eğer yorgunluk uzun sürüyorsa, günlük yeterli uyku ve yatak istirahatleri ile geçmiyor ise, beslenme ve yaşam

tarzı düzenlemeleri ile azalmıyorsa; kronik yor-gunluğa sebep olabilecek depresyon, kansızlık, tiroid ve böbrek üstü bezi gibi endokrin organların hastalıkları, böbrek hastalığı, kolesterol yüksekliği, diabet, karaciğer hastalıkları gibi kronik hastalık-ları, fibromyalji ve diğer romatizmal kas ve eklem hastalıklarını, kronikleşebilen enfeksiyon hastalık-larını, kanser türü hastalıkları araştırmak ve gözden kaçırmamak gerekir.■ Bahar yorgunluğunu nasıl önleyebiliriz? Yaşam ve beslenme tarzında yapılacak ufak ve doğ-ru değişiklikler ile vücudumuzun değişen metabolik ve hormonal düzenine adapte olmasını kolaylaş-tırarak bahar yorgunluğu belirtilerinin oluşmasını engelleyebilir veya ortadan kaldırabiliriz.Öncelikle bahar yorgunluğu belirtileri olan kişiler-de, bahar yorgunluğuna veya bahar yorgunluğu belirtilerinin daha fazla yaşanmasına sebep olabile-cek hastalık veya rahatsızlıkların varlığı durumunda bunların tespit edilerek tedavi edilmesi ön planda tutulmalıdır.Metabolizmamızın bahara uyum sağlaması için beslenme alışkanlıklarımızın gözden geçirilmesi gerekir. Ana ve ara öğünlerden oluşan sık ve az beslenme tarzı, öğün atlamamak, uzun süre aç kalmamak, günün en önemli öğünü olan sabah kahvaltısını yapmadan güne başlamamak önemli.Vücut direncinin artması için aynı zamanda antioksidan olan A,C,E vitamin içeriği zengin sebze ve meyvelerin tüketimin arttırılmasına, ceviz, kav-rulmamış badem, fındık gibi gıdalara ara öğünlerde yer vermeye dikkat edilmeli.

Metabolizmamızın bahara uyum sağlaması

için Beslenme alışkanlıklarımızın Gözden Geçirilmesi Gerekir.

Bahar yorgunluğu özellikle büyük şehirlerde, yoğun tempoda ve yoğun stres içinde çalışanlar için çekilmez bir durum olabiliyor.

SUSAMADAN DA SU İÇME ALIŞKANLIĞI EDİNMELİYİZ

"Isınan havalar ile birlikte vücudun artan sıvı ihtiyacını sağlıklı bir şekilde karşılamak için günlük içtiğimiz su miktarını 2,5-3 lt. altına düşürmemeli ve susamadan da su içme alışkanlığı edinmeye çalışmalıyız. Günlük

tükettiğimiz tuz miktarı, alkol ve kafein azaltmalı, sigara bırakılmaya çalışılmalıdır. Mümkünse düzenli egzersizler, yürüyüşler yapılmalıdır. Uyku düzeninin sağlanması ve

günlük 6-8 saat uyku uyumaya çalışılmalıdır."

20 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 21iç Hastalıkları

Page 12: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

prof. Dr. Kaan oysul

CYBERKNIFEAKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİNDE UYGULANAN CYBERKNIFE STEREOTAKTİK BEDEN

RADYOTERAPİSİ (SBRT), HASTAYA ZARAR VERMEDEN TÜMÖRE YÜKSEK DOZ RADYASYON UYGULAYARAK HASTALIĞI TEDAVİ EDİYOR. MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA HASTANESİ RADYASYON ONKOLOJİSİ DOKTORLARINDAN PROF. DR. KAAN OYSUL, AKCİĞER KANSERİ VE

YENİ TEDAVİ YÖNTEMİ İLE İLGİLİ SORULARI YANITLADI.

attıkça istemsiz olarak hareket etmektedir. Bu nedenle uyguladı-ğımız radyasyonun hareket eden bu tümörü takip etmesi ve sanki tümör hareket etmiyormuş gibi tedavi yapılması gerekmektedir. Bu sayede hastalıklı dokuya radyasyon uygulanırken, tümörü çevreleyen akciğer ve kalp gibi sağlam doku-ları korumak mümkün olmaktadır.

■ CyberKnife hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?CyberKnife radyoterapi tarihinin en önemli kilometre taşlarından birisidir. Otomobil fabrikaların-da kullanılan, robotik bir kolun ucuna takılmış, radyasyon üreten bir cihazdan çıkan radyasyon demetinin hastanın etrafında döndürülerek yüzlerce farklı açıdan tümöre yönlendirilmesiyle tedavi uygulanır. Robotik kolun hassasi-yeti 0,12 milimetredir. Bu sayede radyasyon demetleri çok yüksek hassasiyette hedefe yönlendiril-mektedir. Bu hassasiyetin yanı sıra hedefin hareket etmesi nede-niyle cyberKnife’ın sahip olduğu bilgisayar yazılımı ve donanımı sayesinde sanki tümör hareket etmiyormuş gibi tedavi uygulamak mümkün olmaktadır. Sonuç olarak hastaya hiç bir zarar vermeden, tümöre yüksek doz radyasyon uygulanabilmektedir. Bu durum da hastalığın tedavisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Akciğer kanseri tedavisinde yeni yöntem

Türkiye’de akciğer kanseri sıklığı nedir?Ülkemizde akciğer kanseri

özellikle erkekler için önemli bir problemdir. Kanser Daire Başkanlığı’nın istatistiki raporla-rına göre, erkekler için görülme sıklığı 100 binde 74, kadınlar için 100 binde 9,3’tür. Fakat kadınlar kendilerini güvende hissetmesin-ler, çünkü sigara kullanımındaki artışa bağlı olarak onlarda da görülme sıklığı her geçen gün artmaktadır. Akciğer kanserine yakalananların yüzde 85-90’ı si-gara içmektedir. O nedenle sigara içenlerin hemen bırakmalarını öneririm.■ Akciğer kanseri tedavisinde yenilikler var mı?Erken evre akciğer kanseri tedavisi

cerrahi rezeksiyondur. Fakat bazı hastalar akciğer kanserine eşlik eden kalp, yüksek tansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı gibi rahatsızlıklar nedeniyle anestezi almaya uygun değil, dolayısıyla cerrahi uygulanamaz. Eskiden bu hastalar için tek tedavi seçeneği eksternal radyoterapiydi ve sonuç-lar cerrahi tedaviler ile karşılaştırıl-dığında daha kötüydü. Bu hastalar için Stereotaktik Beden Radyo-terapisi adını verdiğimiz tedavi yöntemi bir umut olarak karşımıza çıkmıştır. Sonuçları cerrahiye benzer. Bu hasta grubunun yanı sıra anestezi problemi olmayan hastalar için de Stereotaktik Beden Radyoterapisini cerrahi ile mukayese eden üç büyük çalışma devam etmektedir. Belki de bu çalışmaların sonuçlarına göre Stereotaktik Beden Radyoterapisi cerrahinin yerini alacak.■ Stereotaktik Beden Radyotera-pisi tedavisi nedir?Hastaya 1-5 seferde uygulanan çok özel bir radyoterapi şeklidir. Bu tedavi, "Cyberknife" adını verdiğimiz akciğer kanserleri için özel geliştirilmiş çözümlere sahip cihaz ile uygulanmaktadır. Özel çözümler gereklidir çünkü akciğer tümörü nefes alıp verdikçe, kalp

Bu hastalar için, 'Stereotaktik Beden Radyoterapisi' aDını veRdiğimiz tedAvi yöntemi BiR umut olARAK

KARşımızA çıKmAKtAdıR.

CyberKnife sayesinde hastaya hiç bir zarar vermeden, tümöre yüksek doz radyasyon uygulanabilmektedir.

Sigara, akciğer kanserine yol açıyor.

"ÇOK TECRÜBELİ BİR EKİBE SAHİBİZ"

"Hastanemizde kullanmakta olduğumuz cyberKnife, bu yıl içinde kurulmuş ve hastalarımızın hizmetine sunulmuştur. Hastanemizde 1998 yılından beri önce

kafaiçi hastalıklarda daha sonra cihazların gelişimi ile tüm bedendeki rahatsızlıkları

tedavi etmekte olan çok tecrübeli bir ekibe sahibiz. Ekibimizde doktorların

yanı sıra radyasyon fizikçileri, radyoterapi teknikerleri ve hemşireleri bulunmaktadır."

22 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 23RAdyASyon onKoloJiSi

Page 13: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

ERCPPANKREAS İLTİHABI VEYA SAFRA YOLLARINDA İLTİHAP OLUŞMASI GİBİ HAYATİ TEHLİKE OLUŞTURAN DURUMLARA YOL AÇABİLECEK TAŞ, TÜMÖR VEYA KRONİK İLTİHAP GİBİ PROBLEMLERİN TEŞHİS VE TEDAVİSİNDE ERCP YÖNTEMİ BAŞARIYLA UYGULANIYOR. MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI VE GASTROENTEROLOJİ UZMANI PROF. DR. KUBİLAY ÇINAR, BU YÖNTEM İLE İLGİLİ BİLGİLER VERDİ.

ERCP endoskopi ve floroskopinin kombine kullanıldığı üst düzey deneyim gerektiren bir uygulamadır. İşlem gerçekleştirilirken standart

bir endoskopi işlemi gibi sırasıyla yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağına ilerlenir. Bu işlem sırasında standart endoskoplardan farklı olarak ön değil yan görüşlü bir kamera kullanılır. On iki parmak bağırsağı seviyesine gelindiğinde papilla adı verilen; safra ve pankreas kanalının bağırsağa açıldığı kanalın içine uygun kateterle girilip buradan kontrast madde verilerek safra yolları ve pankreas kanalının gerçek zamanlı görüntüleri elde edilir.

Başarılı bir tedavi yöntemiGeçmişte tanısal olarak da kullanılan bir yöntem ol-masına karşın günümüzde ağırlıklı olarak tedavi edici olarak kullanılmaktadır. Safra yolları ve pankreas kanalının tıkayıcı ve kanal akımını engelleyen hasta-lıklarda ERCP kendini kanıtlamış bir tedavi yöntemi-dir. Sıklıkla safra yolları taşları, iyi huylu safra kanalı darlıkları(inflamatuar-primer sklerozan kolanjit veya karaciğer nakli sonrası anastomoz darlıkları), zaman

zaman özellikle kapalı yöntemle gerçekleştirlen safra kesesi ameliyatlarından sonra gözlenen safra kaçak-ları, safra yolu ve pankreas kanserlerinde tedavi edici olarak ERCP’den faydalanmak mümkündür. Bunun yanında safra yollarında yaşayan parazitlerin tedavi-sinde de yine ERCP’den faydalanmak mümkündür.

Taşlar çıkarılır, ağrılar sonlanırİşlem sırasında yan görüşlü endoskop (duodenos-kop) ile papilla düzeyine gelip floroskopik görüntü elde edildiğinde kanaldaki darlık ya da taşın yeri ve sayısı hakkında fikir elde edilir. Papilla papillotom ile elektrokoter yardımıyla kesilir daha sonra kanalda bulunan taş ya da taşlar balon veya basket kateter kullanılarak kanaldan çekip çıkarılır. Eğer safra kanalı taşı kanaldan çıkarılamayacak kadar büyük ise bu durumda ilave donanımlar (mekanik litotriptor, elektrohidrolik litotriptor, laser) kullanılarak kanal taşlarını kırıp çıkartmak da mümkündür. ERCP işlemi sırasında iyi ya da kötü huylu bir darlık saptanırsa bu darlık dilatasyon balonları ile genişletilip ardından plastik veya metalik stent uygulanarak hastanın safrasının bağırsağa rahatça akması sağlanır, sarılığı düzeltilir. Özellikle kronik pankreatit hastalığında gözlenen dayanılmaz ağrılar da, ERCP ile bu sefer pankreas kanalına stent uygulamaları ile düzeltile-bilir.Özellikle; sarılığın eşlik ettiği, safra ve pankreas ka-nalında genişlemeyle giden hastalıkların tedavisinde ERCP yöntemi ile cerrahiden çok daha kolay, daha az risk ve daha az hastane yatışı ile başarı elde etmek mümkündür.

prof. Dr. Kubilay Çınar

ile dayanılmaz ağrılara son

Özellikle sarılığın eşlik ettiği, safra ve pankreas kanalında genişlemeyle giden

hastalıkların tedavisinde ErCP yöntemi ile yüksek başarı elde edilmektedir.

DENEYİM ŞART"İşlem başarısını belirleyen en önemli faktörün işlemi uygulayan kişinin deneyimi ve işlem yapılan merkezin yıllık ERCP sayısı olduğudur. ERCP ihtiyacı olan, işlem kararı alınmış olan hastaların işlemleri bu özelliklere

haiz merkezlerde, deneyimli ellerde gerçekleştirilmelidir. İşlem başarısını artırmak ve olası komplikasyonları en aza

indirmek için bu olmazsa olmaz yaklaşımdır."

24 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 25GaSTrOEnTErOlOJi

Page 14: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

NÖROTERAPİ İLE KAYBEDECEĞİNİZ TEK ŞEY AĞRILARINIZDIR

GEÇMEK BİLMEYEN BAŞ AĞRILARI VE ÖZELLİKLE DE MİGREN HAYATI ZEHİR EDEBİLİR. “HER YOLU DENEDİM AMA MİGRENDEN BİR TÜRLÜ KURTULAMADIM”

DİYORSANIZ, MEDICANA KONYA HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DR. AYSUN HATİCE AKÇA’NIN NÖRALTERAPİ İLE İLGİLİ ANLATTIKLARINA KULAK VERİN.

Nöralterapi nedir?İnsan vücudu hücreler arasında muazzam bir

iletişime sahip elektriksel bir bedendir. Bu elektriksel ağda iletişimin bir bölümünü, işlevi vücudumuzu iç ve dış ortamın zararlı etkilerine karşı korumak ve düzenli çalışmasını sağlamak olan otonom sinir sistemi (OSS, vejetatif sinir sistemi) oluşturmaktadır. OSS bir network gibi çalışan ve tüm dünyanın etrafını 12 defa dolaşa-bilecek uzunluktadır. Ağır metal ve manyetik alan maruziyeti, geçiril-miş fiziksel ve psikolojik travmalar, iç organ hastalıkları, doku bütün-lüğünde bozulmaya neden olan aşı, yanık ve ameliyat izleri, diş ile ilgili problemler (kanal tedavisi, implant, civa içeren dolgular, eksik diş vs.) OSS’de bozulmalara dola-yısı ile vücuttaki sinirsel iletinin aksamasına ve hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Vücut bir fıçıya benzetilecek olursa, içine atılan her tür problem dolmasına neden olur, en nihayetinde bu fıçı son bir darbe ile taşar ve hastalık-lar ortaya çıkar. Nöralterapi, otonom sinir sistemin-de bozulmaların düzenlenmesini hedefleyen bir enjeksiyon tedavi

yöntemidir. Böylece vücudun eski sahip olduğu düzene kavuşmasına yardımcı olarak hastalıkların tedavi edilmesini sağlar. Nöralterapide kullanılan enjeksiyonlarda acı badem ve ısırgan otundan elde edilen prokain ve lidokain adı verilen maddeler kullanılmak-tadır. Özellikli noktalara yapılan enjeksiyon sayesinde hastalıklarda fonksiyonu bozulan üç dolaşım sistemi düzenlenmiş olur; kan dolaşımı, lenf dolaşımı ve sinirsel ileti. Bir dokunun kan dolaşımı artınca o doku kanlanır yani beslenir; lenf dolaşım artınca doku zararlı maddelerden arındırılır yani temizlenir ve sinir iletisi düzenle-nen doku ise daha sağlıklı çalışır. Dolasıyla, beslenen, temizlenen ve düzenli komut alan dokunun kendini iyileştirme kapasitesi artar.

Sonuçlar başarılı■ Nöralterapi nasıl uygulanır?Yüzeysel ve derin enjeksiyon pren-sibine dayanan cilt-cilt altı- kas içi ve gangliyon, eklem enjeksiyonları şeklinde uygulanır. Yüzeysel enjek-siyon: segment tedavisi adı verilen ilgili hastalıkla ilişkili omurilik segmentine ve hasta olan bölgeye cilt altı ve ameliyat- yanık- aşı izle-

ri ve iç organ hastalıklarına bağlı ilgili vücut bölgelerine (bozucu alan) cilt altı ve cilt içi uygulama-yı içerir. Derin enjeksiyon: Derin yerleşmiş otonom sinir sisteminin kilit noktaları olan gangliyon uygulamalarıdır.■ Nöralterapinin en önemli uygulama alanı migren ve baş ağrıları mıdır?Her yaş grubundan hastaya kolaylıkla uygulanabilen ve ciddi bir yan etkisi olmayan nöraltera-pinin en önemli uygulama alanı migren ve diğer baş ağrılarıdır. Nöralterapi baş ağrıları arasında en çok migren, gerilim tipi baş ağrısı, küme baş ağrısı ve servikojenik baş ağrılarında uygulanmaktadır. Sonuçlar oldukça başarılıdır.Nöralterapi, seanslar halinde uy-gulanır ve seans sayısı ve aralıkları hastaya göre değişir. Seansların süresi ortalama 5-10 dakika sürer. En erken iki gün ara ile yapılıyor. Ortalama 3-4, en fazla 10 seansta ağrı yüzde 95 oranında tamamen ortadan kalkar. Seanslardan fayda görme tamamen iyileşme şeklinde olabildiği gibi yakınmaların şid-detinin, süresinin ya da sıklığının azalması şeklinde de olabilir.■ Nöralterapinin uygulandığı

diğer alanlar hangileridir?Nöralterapi adet düzensizlikleri, adet ağrıları, diz-omuz gibi eklem ağrılarına neden olabilecek ağrılı süreçlerde, sık tekrarlayan sinüzit, tonsillit gibi enfeksiyöz durum-larda, nörolojik hastalıklardan baş ağrıları ve migren dışında baş dönmesi, vertigo, kulak çınlaması, yüz felci, el bileği sinir sıkışması, dirsekte sinir sıkışması, bel- boyun ağrıları, fibromiyalji, trigeminal nevralji, diğer nevral-jiform ağrılar, nöropatik ağrı gibi ağrılı süreçlerin tedavisinde de kullanılmaktadır.

UZM. Dr. AYSUN HAtice AkçA

ciddi bir yan etkisi olmayan nöralterapi, her yaş grubundan hastaya kolaylıkla uygulanabilir.

İLKBAHAR 2013 27NÖROLOJi26 İLKBAHAR 2013

Page 15: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

HER YAŞTA GÖRÜLEBİLİR

ANİ BAŞLAYAN VE DAHA ÖNCE HİSSETMEDİĞİNİZ KADAR ŞİDDETLİ BAŞ AĞRILARI BAZEN BEYİN ANEVRİZMASIN HABERCİSİ OLABİLİYOR. HASTALIĞIN

ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKEN MEDICANA SAMSUN HASTANESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ UZMANLARI PROF. DR. CENGİZ ÇOKLUK VE DOÇ. DR. KERAMETTİN

AYDIN, BEYİN ANEVRİZMALARI HAKKINDA SORULARI YANITLADI.

Beyin anevrizması nedir?Beyin damarlarının duvarındaki kas tabakasının zayıflığından dolayı

damarda oluşan balonlaşmaya "Beyin anevrizması" denir. Bu balonlaşma damar duvarında incelme ve zayıflamaya neden olur. Damarın zayıfladığı bu yerden yırtıl-ması sonucunda beyin kanaması oluşur. Beyin anevrizması her yaştaki kişilerde görülebilir, ancak çoğu 35 ila 60 yaşları arasındaki kişilerdedir. Kadınların anevriz-maya yakalanma olasılığı erkeklere oranla biraz daha azdır. Anevrizmalar yapı itibarı ile damar duva-rının doğuştan zayıf olduğu, genellikle de damarın daha küçük dallara ayrıldığı nok-talarda oluşur. Damar duvarının zayıf ol-duğu noktada damar içi basınç (tansiyon) nedeniyle her kalp atımında damar duvarı zayıf noktadan dışarı doğru bombeleşerek baloncuk oluşur. Baloncuk duvarı, basınca dayanamadığı anda da patlar, patlama ya kendiliğinden olur ya da eforla oluşur. Doğumda mevcut (konjenital) değildirler. Bununla birlikte, bazı kişilerde anevrizma gelişmesi yönünde bir yatkınlık olabilir. Bir anevrizmanın varlığı yüzde 15-20 oranında bir ya da daha fazla sayıda anevrizma olma olasılığını artırmaktadır.■ Anevrizma oluşumu için risk faktörleri nelerdir? • Hipertansiyon (kan basıncındaki ani artış) varsa beyin anevrizması olma riski artar)• Sigara kullanımı• Travmatik kafa yaralanmaları• Enfeksiyona bağlı• Oral Kontraseptifler• Alkol (şüpheli)• Kokain • Ailesel (aile bireylerinden birinde veya daha fazlasında varsa)• Bazı genetik veya kalıtsal hastalıklar • Böbreklerde ve muhtemelen diğer organlarda çok sayıda kistin ortaya çıktığı polikistik böbrek hastalığı• Aort atardamarının doğuştan dar olması (koarktasyon)• Marfan sendromu ve Ehler-Danlos send-romu gibi bağ dokusu bozuklukları■ Anevrizmanın belirtileri nelerdir?Beyin anevrizmaları asemptomatik veya

semptomatik olabilirler. Küçük ve yırtılma-mış bir anevrizmanın sıklıkla bir semptomu da yoktur. Bazen anevrizmalar küçük bir damar yırtığından kanar. O zaman beyin içine çok az miktarda kanama olur. Bazen de yırtık çok büyük olur; bu durumda çok daha ciddi bulgular ve hatta ölüm oluşabi-lir. Rüptürüne (patlamasına) bağlı kanama veya büyük anevrizmalarda kitle etkisi ile belirti verebilir.

■ Anevrizma rüptüre olduğunda çeşitli semptomlarla belirti verebilir. Bunlar nelerdir?• Ani başlayan ve daha önce hiç hissetme-diği kadar şiddetli baş ağrısı (en sık)• Bulantı ve kusma• Ense sertliği• Işığa karşı hassaslık• Nöbet• Bilinç yitimiKüçük anevrizmaların genellikle semp-tomları yoktur. Anevrizma büyüdükçe, baş ağrılarına veya lokalize (bölgesel) ağrılara neden olur. Eğer bir anevrizma çok büyürse normal beyin dokusu veya yandaş sinirlere bası yapabilir. Bu bası görmede zorluklara, kol veya bacaklarda his ve kuvvet kayıplarına, hafıza ve konuşma problemlerine veya nöbetlere yol açabilir.

Anevrizmanın patlaması, ölüm tehlikesi ta-şıyan bir hale gelebilir ve vakit geçirmeden tıbbi yardım alınmasını gerekli kılar. Teşhis için yapılacak ilk iş bir nörolog ya da beyin cerrahisine müracaat etmektir. İlaçsız olarak çekilen ilk beyin tomografisi kanama olup olmadığı konusunda yeterli bilgiyi ve-rir. İkinci aşamada beyin anjiografisi veya son yıllarda kullanıma giren BT angiografi mutlaka yapılmalıdır.

Kanamayı takiben beyinde kalıcı bir hasar veya ölüm riski mevcuttur, ancak yine de bazı hastalar son derece hafif bulgularla da bu durumu atlatabilirler. Eğer yırtılmış bir anevrizma tedavi edilmezse her zaman de-vam eden yeniden bir kanama riski mevcut olacaktır. Bir anevrizma kanadığı zaman kalıcı nörolojik problemlerin oluşma riski vardır. ■ Anevrizma nasıl tedavi edilir?Anevrizmaların tedavisi cerrahidir. Ancak buradaki önemli olan nokta anevrizmaya kanama olmadan müdahale etmek, ya da hiç değilse birinci kanamadan sonra hastanın genel durumu uygunsa ameli-yatını yapmak şarttır. Ameliyat mikroşirürji uygulanarak yapılmaktadır. Son yıllarda endovasküler girişim de başarıyla uygulan-maktadır.

prof. Dr. Cengiz ÇoKLUK DoÇ. Dr. KerAmettin AYDIn

Anevrizmaya kanama olmadan müdahale etmek, hiç değilse

birinci kanamadan sonra hAstAnIn geneL DUrUmU UYgUnsA AmeLiYAtInI YApmAK şArttIr.

Küçük anevrizmaların genellikle semptomları yoktur, anevrizma büyüdükçe, baş ağrılarına veya bölgesel ağrılara neden olur.

İLKBAHAR 2013 2928 İLKBAHAR 2013BeYin Ve sinir CerrAhisi

Page 16: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Beyin damar hastalıklarında

ameliyatsız tedaviMEDICANA

INTERNATIONAL ANKARA HASTANESİ

CYBERKNIFE RADYOCERRAHİ

MERKEZİ BAŞKANI PROF. DR. SAİT

ŞİRİN, BEYİN DAMAR HASTALIKLARINDA

AMELİYATSIZ TEDAVİYE İMKAN

SAĞLAYAN CYBERKNIFE

RADYOCERRAHİ İLE İLGİLİ SORULARI

YANITLADI.

AVM nedir?Beynin bir damarsal hastalığı olan arteriovenöz

malformasyon (AVM) çoğunlukla doğuştan var olan anormal bir damar yumağıdır. Kendini değişik tablolarla ortaya koyabiliyor. Bu hastalığı olanlar doktora "Baş ağrısı, bayılma" dediğimiz epileptik atak veya beyin kanaması bulguları ile başvurabiliyor. Beyin kana-masının genel bulguları ise ani şiddetli baş ağrısı, şuur seviyesinde değişiklik, bulantı ve kusma, bir tarafta kol ve bacakta kuvvetsizlik,

istemsiz kasıl-malar olabilir. Bazen AVM’ler komşu beyin bölgelerinin kanını çalarak fonksiyon bozukluğu da yaratabilir. AVM’ler kimi zaman başka bir sebeple uygulanan görüntüleme teknikleri sonu-

cu tesadüfen yakalanabilir. ■ AVM’leri neden tedavi etmeliyiz ve hangi yöntemler vardır?AVM’lerin yıllık kanama riski yüzde 2-4 kadardır. Yani kanamadan diğer bulgularla yakaladığımız AVM’lerin en büyük tehdidi beyin kanamasıdır. Diğer bir deyişle epilepsi ve baş ağrısı bir şekilde ilaçlarla tedavi edilebilir ancak bu kanama riskini ortadan kaldırmak gerekir. Bu amaçla elimizde üç yöntem vardır. Kimi zaman bu yöntemler birlikte de kullanılabilir. Bunlar cerrahi olarak AVM’nin çıkarılması, AVM’nin damar içinden anjiografi ile tıkanması veya stereo-taktik radyocerrahi diye adlandır-dığımız yüksek doz radyasyonun görüntü eşliğinde çok hassas bir şekilde AVM’ye odaklayarak zaman

içinde yumağın tıkanması yöntemi-dir. CyberKnife robotik stereotaktik radyocerrahi yapabilen ve en son geliştirilen cihazlardan birisidir. ■ Hangi AVM’ler CyberKnife robo-tik radyocerrahi için uygundur?Klasik olarak derin yerleşimli veya beynin önemli merkezle-rine yerleşmiş yani cerrahi için riskli, çok büyük olmayan AVM'ler radyocerrahi için uygundur. Ancak CyberKnife diğer radyocerrahi sistemlerinden farklı olarak hedefi yüksek hassasiyetle vurabilmek için kafaya vidalarla sabitlenen invaziv bir çerçeveye ihtiyaç duymaz, onun yerine termoplastik maske kullanılır. Çünkü tedavi sırasında gerçek zamanlı görüntüler alınarak hedef daima 0.12 mm. hassasiyetle vurulabilir. Bu sayede tedavi zorun-lu bir günde değil istenirse 2-5 güne yayılabilir. Böylece orta veya büyük AVM'ler etkin dozlarda tedavi edilebilir ve AVM çevresindeki normal doku korunabilir. ■ AVM radyocerrahisinin başarı oranı nedir?Hastanın yaşı, AVM’nin büyüklüğü ve yerleşim yerine göre yüzde 50-95 arasında değişmektedir. Yani hasta ne kadar gençse, AVM ne kadar küçükse ve beynin görece fonksiyonel olmayan bölgesinde

yerleşmişse o kadar iyi sonuç alınmaktadır. Şunu da söylemek gerekir ki cerrahi olarak tedavisi asla düşünülmeyen çok büyük AVM’lerde radyocerrahinin başarısı yüzde 30-60 oranlarındadır.■ CyberKnife Robotik Radyo-cerrahinin AVM tedavisindeki avantajları nelerdir?• Açık bir cerrahi olmadığı için cerrahinin beraberinde getirdi-

ği, genel anestezi, enfeksiyon, kanama, beyin hasarı gibi riskleri yoktur.• Yoğun bakım veya hastanede yatma süreci yoktur. Ağrısız ve konforludur.• Hasta CyberKnife radyocerrahi sonrası ertesi gün işine dönebilir.• CyberKnife radyocerrahi tedavi-sinde damar yumağının kapanması zamana yayılır (2-3 yıl). Aslında bu beyin kanlanmasındaki değişikliğe adaptasyon için imkan verir. Zira bazı AVM cerrahisinden sonra komşu dokularda görece ani kan

akımı artmasına bağlı kanamalar veya ödem olabilmektedir.• Büyük AVM’lerin veya beynin kritik bölgelerine yerleşmiş orta-küçük AVM’lerin tedavisinde en uygun tedavi dozunu verebilmek ve aynı zamanda çevre normal dokuyu en iyi şekilde koruyabilmek için hipofraksiyona, yani tedavinin 1-5 günde yapılabilmesi imkanını vermesidir.

Cerrahi olarak tedavisi asla düşünülmeyen çok büyük

AVM’lerde rAdyocerrAhinin bAşArısı yüzde 30-60 orAnlArındAdır.

prof. dr. sAit şirin

cyberKnife diğer radyocerrahi sistemlerinden farklı olarak hedefi

yüksek hassasiyetle vurabilmek için kafaya vidalarla sabitlenen invaziv

bir çerçeveye ihtiyaç duymaz, onun yerine termoplastik maske kullanılır.

NASIL TANI KONUR?"AVM’ler bilgisayarlı tomografi,

manyetik rezonans ve anjiografilerle tanısı konur. En doğru tanı bize AVM’nin dinamiğini de anlatan ve kasıktan bir damara girilerek

yapılan DSA dediğimiz anjiografi ile konulur. AVM’lere bazen anevrizma

dediğimiz damarın balonlaşma yaptığı patolojiler de eşlik edebilir.

AVM’leri besleyen ve boşaltan damarları vardır ve bu damarlar

yüksek akımdan dolayı genişlemiş olabilir."

30 ilkBahar 2013 ilkBahar 2013 31beyin Ve sinir cerrAhisi

Page 17: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

UZM. Dr. MelteM YavUZ

HEPİMİZİN BAŞINA GELEBİLİR

Menenjit ne demektir?Beyin ve spinal kordu çevreleyen pia (en içteki zar) ve araknoid zarın (pia’nın

üstündeki örümcesi zar) inflamasyonuna menenejit denir. İnflamasyon sonucu araknoid zardaki kılcal damarların bütünlüğünün bozulması ile kan-beyin bariyerinin geçirgenliği artar, sıvı, protein ve löko-sitlerin beyin omurilik sıvısına geçmesi kolaylaşır. Bu arada beyin omurilik sıvısına geçen bakteriler, savunma mekanizmasının olmamasından faydala-narak hızla çoğalırlar. Sonuç olarak yüzde 10-60 ölümle sonuçlanabilecek, hayatı tehdit eden, akut ve ciddi enfeksiyon tablosu ortaya çıkar.■ Menenjit ölümcül bir hastalık mıdır?Bakteriyel menenjit çok ciddi ve ölümcül bir hasta-lıktır. Bu vakalar acilen tedavi edilmezse birkaç saat içinde ölümle sonuçlanabilir. Erken ve doğru tanı ile doğru tedavi hastanın kurtulmasını ve tamamen

iyileşmesini sağlayabilir. Tanı ve tedavide gecikme-ler nedeniyle hasta ölebilir. Menenjite bağlı nöro-lojik sekeller (doku bozukluğu) arasında sağırlık, psiko-sosyal gerilik, motor bozukluklar, konuşma ve görme bozuklukları, hidrosefali, epilepsi sayılabilir.■ Ne tür mikroplar menenjit gelişmesine yol açar?Menenjiti oluşturan etkenler; bakteriler, virüsler, mantarlar, spikoretler, riketsiyalar, protozoa, hel-mintler ve diğer etkenler olabilir.■ Kimler risk altında?Kronik alkolikler, sigara içenler, immun yetersizliği olanlar, splenektomi olanlar, kompleman defekt-liler yatkındır. Daha çok yetersiz immünitenin olduğu küçük çocuklar ve anatomik veya orak hücreli anemisi, talasemi gibi fonksiyonel aspleni (dalak fonksiyonlarının tam yapılamadığı durumlar) durumlarında menenjit riski daha yüksektir. Ciddi akciğer enfeksiyonları, özellikle de pnömokokkal zatüreler, yine bakterinin kana karışarak menen-jite yol açmasına neden olur. Sinüzit ve otit gibi lokalize enfeksiyon odakları da menejite yol açabilir. Hastaların çok azında bakteriler, travma ya da cerrahi girişim gibi kafa bütünlüğünün bozulduğu durumlarda direkt olarak menenjit yapabilir. Ancak en sağlıklı bireylerin bile menenjite yakalanabilece-ği unutulmamalıdır.■ Menenjit belirtileri nelerdir?Hastada yüzde 85 oranında başağrısı, ateş, bulantı, kusma, üşüme, titreme şikayetleri bulunur. Bu şikayetler genellikle hekime başvurmadan 12-24 saat öncesinde başlar.Baş ağrısı şiddetli, sürekli, zonklayıcı tarzda, yaygın ve lokalize olabilir. Sıklıkla

boyuna veya sırta yayılır. Belirtiler; enfeksiyonun yanı sıra artmış kafa içi basıncı ve vaskülite denilen damar tutulumu sonucu ortaya çıkar. Ateş, ense

sertliği, baş ağrısı, bulantı, kusma, şuur değişiklik-leri veya şuur kaybı erken dönemde ortaya çıkar. Bu semptomlar enfeksiyonun alışılagelmiş bulgularıdır. Ancak hastanın hastaneye başvurduğu sırada kon-füzyon, deliryum veya koma içinde bulunabileceği unutulmamalıdır. ■ Nasıl bir tedavi uygulanır?Bakteriyel menenjit acil bir hastalıktır ve menejit düşünülen hastada tedaviye hemen başlanmalıdır. Antibiyotik tedavisine başlamak için mikrobiyolojik ve serolojik testlerin sonuçlanması beklenmemeli ve kullanılacak antibyotiklerin ilk dozu 30 dakika içinde verilmelidir.

SAĞIRLIK, KONUŞMA VE GÖRME BOZUKLUĞU, EPİLEPSİ GİBİ AĞIR HASARLARA YOL AÇAN MENENJİT, CİDDİ

HATTA ÖLÜMCÜL BİR HASTALIK. MEDICANA ÇAMLICA HASTANESİ ENFEKSİYON HASTALIKLARI UZMANI DR.

MELTEM YAVUZ, SAĞLIKLI BİREYLERİN BİLE MENENJİTE YAKALANABİLECEĞİNE DİKKAT ÇEKEREK, KORUNMA VE

TEDAVİ YÖNTEMLERİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ.

Bakteriyel menenjit acilen tedavi edilmezse birkaç saat içinde

ölümle sonuçlanabilir.

MENENJİTİ ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?"Hijyen kurallarına uymak, sık sık elleri yıkamak, tehlikeli

mikropların vücudumuza ulaşmasına engel olacaktır. Erişkinler olarak bu konuda çocuklarımıza örnek olmalı

ve iyi alışkanlıklar kazandırmalıyız. Özellikle bebek hastalarda anne sütü ile beslenmenin diğer faydalarının

yansıra, bebekleri de menenjitten koruduğu gösterilmiştir. Menenjite yol açan pek çok mikroptan aşı ile korunmanın

mümkün olduğu unutulmamalıdır."

32 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 33ENFEKSİYON HASTALIKLARI

Page 18: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

prof. Dr.SEbahattin atEşal

BAHARDA KALBİMİZE NELER OLUYOR?

HAVALARIN BİRDEN ISINMASI SADECE RUH SAĞLIĞIMIZI DEĞİL BEDEN SAĞLIĞIMIZI DA ETKİLİYOR. KALBİMİZ DE EN ÇOK ETKİLENEN

ORGANLARIMIZDAN BİRİ. MEDICANA BEYLİKDÜZÜ HASTANESİ KARDİYOLOJİ UZMANI PROF. DR. SEBAHATTİN ATEŞAL, BAHAR AYLARINDA KALP SAĞLIĞIMIZ İÇİN NELERE DİKKAT ETMEMEMİZ GEREKTİĞİNİ ANLATTI.

Bahar aylarında kalp rahatsızlığı şikayetlerinde artış oluyor mu?Tıpkı vücut gibi kalbin de biyolojik ritme uyması

söz konusu. Mevsimsel değişiklikler vücudumuzu etkili-yor. Bunlardan etkilenen organlardan biri de kalp. Mev-simler değiştikçe kan basıncında, insanların hormonal yapısında bir takım değişiklikler meydana geliyor. Bu değişiklikler de vücudumuzda başka bir takım deği-şimlere yol açıyor. İnsanların uzun süren kış aylarında egzersizden uzak durmaları, eve kapanmaları hatta kilo almalarını örnek verebiliriz. Soğuk ortamdan birden sıcak ortama çıkınca kan basıncında ve kalp hızında birtakım değişiklikler oluyor. Özellikle sıcak ortamda terlemeyle, su kaybıyla tansiyon düşebiliyor, birden soğuk ortama geçince de kan basıncında bazı yükseklik-ler olabiliyor. Geçiş mevsimlerinde bu tür değişikliklere çok sık rastlıyoruz. Özellikle bahar aylarında en sık rastladığımız problem, daha önce egzersize alışık olmayan insanların uzun süre egzersiz yapmasıyla kalp hızında ve kan basıncında ani değişiklikler meydana gelmesi. Bu değişiklikler de vücut damarlarındaki plakların yırtılmalarına yol açarak inme-lere ve kalp krizlerine davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle bahar aylarında egzersizlerimizi yavaş yavaş artırmalıyız. Önce 1 kilometrelik yürüyüşlerle başlayıp yavaş yavaş 2-3 kilometreye en sonunda da 5-6 kilometreye çıkarmalıyız. Yani daha önce kışın yapmadığımız egzersizleri aniden yapmaya başlarsak vücudumuza zarar vermiş olabiliriz.■ Kimlerin bu konuda daha dikkatli olması gerekiyor?Özellikle daha önce kan basıncı yüksek hastalar, kalp krizi geçirmiş olanlar, diyabeti olanlar, şişman hastalar ve sigara içenler risk altındadır. Bu kişilerin egzersize başlarken kalp hızlarını ve kan basınçlarını kontrol altın-da tutmaları gerekir. Aksi takdirde istenmeyen sonuçlarla

karşılaşabiliriz. ■ baharda sık rastladığımız solunum yolu hastalıkları kalbimizi nasıl etkiliyor?Bahar aylarında ısıda ani değişiklikler meydana geliyor. Sıcaklık 24 derece iken bir bakıyorsunuz 10 dereceye dü-şebiliyor. Dolayısıyla solunum yolları enfeksiyonlarına sık rastlanıyor. Ayrıca baharın gelmesiyle beraber polenler, özellikle astımı, alerjisi olanlarda akciğer rahatsızlıklarını arttırmakta. Bu akciğer rahatsızlıkları, dolaylı da olsa kalp hastalıklarını tetiklemektedir. O nedenle dikkatli ol-mak gerekir. Kalp ve akciğer birlikte çalışan organlardır, birinin rahatsızlığı diğerini önemli ölçüde etkileyecektir. ■ herhangi bir kalp operasyonu geçirmiş olanlar nelere dikkat etmeli?Havaların ısınmasıyla bu insanlar doğal olarak yürüyüşe çıkacaklar, açıkhavada egzersiz yapacaklar, yüzmeye, gü-neşte dinlenmeye başlayacak. Daha önce kalp ameliyatı geçirmiş olan kişilerin özellikle soğuk ortamdan sıcak or-tama çıkarken dikkat etmeleri gerekiyor. Mümkün olduğu kadar kapalı mekanları tercih etmeleri, su kaybına neden olacak kadar terlememeleri, mümkünse yanlarında su bulundurmaları çok önemli. Soğuk suya ya da aşırı dere-cede sıcak kaplıcalara girmekten kaçınmaları lazım.

Kalbe zararlı olan şey aslında kalbe aniden yüklenilmesi,

yani adrenalin deşarjı. ani SıcaK vE SoğuK ortamlar EnfEKSiyonları, dolayıSıyla Kalp rahatSızlaKlarını artırabilir. bu Konuda diKKatli olmaK lazım.

Egzersize alışık olmayan insanların baharda uzun süre egzersiz yapmasıyla kalp hızında ve kan basıncında ani değişiklikler meydana gelebiliyor.

SEBZE VE MEYVELERİ İYİCE YIKAYINbaharla birlikte değişen beslenme alışkınlıkları kalp

sağlığımızı nasıl etkiliyor?Bol bol sulu gıdalar almaları lazım. Her sebze ve meyveden

belli oranlarda tüketmeleri, fazla kalori içeren yağlı yiyeceklerden kaçınmaları gerekiyor. Yalnız dikkat edilmesi gereken nokta, sebze ve meyvelerde ilaç kullanıldığı için bu toksik maddeler vücuda oldukça zararlı. Bunların iyice

yıkanarak yenmesi gerekiyor.

34 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 35KardiyoloJi

Page 19: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

HİPERTANSİYONLA NASIL BAŞA ÇIKILIR?

ENSEDE YOĞUNLAŞAN BAŞ AĞRISI, KULAKTA ÇINLAMA, BAŞ DÖNMESİ, BURUN KANAMASI VE ÇARPINTI GİBİ ŞİKAYETLERİNİZ VARSA SİZ DE HİPERTANSİYON HASTASI OLABİLİRSİNİZ. MEDICANA AVCILAR HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI UZMANI DR. PINAR DOYAR, HİPERTANSİYONLA İLGİLİ BİLMEMİZ GEREKENLERİ SIRALADI.

Hipertansiyon nedir ve kimlerde görülür?İnsan sağlığını, yaşam

kalitesini ve süresini kötü yönde etkileyebilecek kadar yüksek olan arteryel kan basıncı değerlerine hipertansiyon veya yüksek kan basıncı denir. Hipertansiyon dünyadaki erişkin nüfusun yüzde 26.4’ünü etkilemekte (972 milyon erişkin) ve yılda yaklaşık 7.1 milyon ölüme sebep olmaktadır. Türkiye’de erişkin nüfusun yüzde 33’ü (12 milyon erişkin) etkilen-mektedir. Hipertansiyonluların yüzde 60’ı ideal vücut ağırlığının yüzde 20 üstünde olan kişilerdir.■ Hipertansiyon belirtileri nelerdir?• Ense bölgesinde yoğunlaşan baş ağrısı • Kulakta çınlama• Başta dolgunluk hissi• Baş dönmesi• Ayaklarda ödem• Burun kanaması• Çarpıntı■ Hipertansiyonun nedenleri

nelerdir?• Böbrekle ilgili sorunlar• Hormonal sorunlar• İlaç kullanımına bağlı• Nörojenik sorunlar• Hamileliğe bağlı sorunlar (Gebe-lik toksemisi)• Aort koarktasyonu■ Hipertansiyon oluşumunu kolaylaştıran faktörler nelerdir?• Kalıtım• Aşırı tuz kullanma• Yaş artışı (65 yaş üzeri)• Cinsiyet (Erkek)• Stres• Hava kirliliği• Serum kolesterol yüksekliği• Sigara• Diyabet• Şişmanlık■ Hipertansiyonu önlemek için neler yapılabilir?• Fazla kilolardan kaçının• Tuzu kısıtlayın• Fiziki aktivitelerinizi artırın• Stresten uzak durun• Hayvansal besinlerden kaçının• Bitkisel besinleri daha fazla tüketin• Vitamin ve minerali yeterli ölçüde alın■ Hipertansiyon tedavisi nasıl yapılır?• Her gün (mümkünse) yaş için

önerilen maksimal aerobik kapasi-tenin yüzde 80’ine ulaşan, 30 dak/gün, fizik aktivite• Sigarayı bırakın• Alkol kullanmayın• Tuzu kısıtlayın• Et suları, soslar, salamuralar gibi tuzlu ürünler yerine taze sebze ve meyveleri tercih edin. • Bitkisel yağlar (mısırözü, ayçiçek, zeytinyağı) tercih edin• Yağsız süt ürünlerini tüketin (yarım yağlı süt, yağsız yoğurt)• Yağsız et ürünlerini tüketin (yağsız et, tavuk eti, balık)• Sosis, pasta gibi yağlı yiyecekleri yemeyin• Diğer yöntemler şöyle sırala-nabilir: C vitamini ve sarımsak, soğan gibi oral antioksidanların kan basıncı üzerine etkileri açıklığa kavuşmamıştır. Bu nedenle, bunların kan basıncını düşürme amacıyla kullanılması önerilme-mektedir. Hastaya hipertansiyon tedavisinin ömür boyu süreceği anlatılmalı ve ilaç almazsa oluşabilecek komplikas-yonlar hakkın-da bilgi verilerek

tedavinin önemi belirtilmelidir.■ Tedaviyi zorlaştıran faktörler nelerdir?Hastalar, hastalığını kabul etme-mekte veya kabul etmeleri oldukça zaman almaktadır. Ayrıca bu has-talığın ömür boyu süreceğini ve ilaçların düzenli olarak alınması gerektiğini kabulde zorlanmakta ve tansiyon normale inince ilaçları bırakmak istemektedirler. İlaçların karaciğer, böbrek gibi organlarına zarar vereceğini zannetmekte-dirler. ■ Hipertansiyon hastalarının en sık yaptıkları hatalar nelerdir?• Komşuların ilacını kullanmak en sık yapılan hatalardandır. Kullan-dıkları ilacı iyi tanımaları, doktora danışmadan ilaç değiştirmemeleri gerekmektedir. Ayrıca, “Benim bünyem tansiyona dirençlidir” düşüncesi doğru değildir.

Dr. PINAr DOYAr

Hipertansiyon Hastalarına öneriler• Hastalar kan basınçlarını ölçmeyi öğrenmeli

• Kan basıncı değerlerini kaydetmeli• Kaydedilen form doktora giderken götürülmeli

• Seyahate giderken sağlık karnelerini heyet raporlarını, ilaçlarını yanlarına almayı unutmamalı

• Muayeneye gidilecek gün ilaclar mutlaka içilmeli • Doktora giderken şahıslara ait tüm tıbbi belgeler (filmler, tahlil

sonuçları, hastane dosyası, kullanılan ilaçların kutusu vs.) mutlaka yanlarında olmalı

Hipertansiyon dünyadaki erişkin nüfusun yüzde 6.4’ünü etkilemekte (972 milyon) ve yılda yaklaşık 7.1 milyon ölüme sebep olmaktadır.

36 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 37İÇ HASTALIKLARI

Page 20: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Diyabetik NefropatiDİYABET YÜZYILIN BULAŞICI OLMAYAN SALGIN HASTALIKLARI ARASINDA YER ALIYOR. YAŞAM TARZINDAKİ HIZLI DEĞİŞİMLE BİRLİKTE GELİŞMİŞ VE GELİŞMEKTE OLAN TOPLUMLARIN TÜMÜNDE ÖZELLİKLE TİP 2 DİYABET HIZLA YÜKSELİYOR. MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA HASTANESİ NEFROLOJİ VE HİPERTANSİYON KLİNİĞİ UZMANI DR. KADİR GÖKHAN ATILGAN, ÖZELLİKLE DİYABETİK NEFROPATİYE DİKKAT ÇEKEREK KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER VERDİ.

Sağlık Bakanlığı verilerinde 2009 sonu itibarı ile tüm dünyadaki diyabet nüfusu 285 milyon iken bu sayının 2030 yılında 438 milyona ulaşması bekleniyor. Bunun başlıca

nedenleri nüfus artışı, yaşlanma ve kentleşmenin getirdiği yaşam tarzı değişimi sonucu obezite ve fiziksel inaktivitenin artması.

tüm sistemlere ait komplikasyonlar varDiyabetin mikrovasküler ve makrovasküler olmak üzere tüm sistemlere ait komplikasyonları var. Mikrovasküler komplikasyonları grubunun en ciddi olanı diyabetik nefropatidir. Diyabetik nefropati, aynı zamanda kronik böbrek yetmezliğinin yüzde 33-40 ile en sık nedenidir. Diyabetli hastaların yüzde 10-20’si böbrek yetersizliği nedeniyle kaybedilmektedir. Tip-1 diyabetiklerin yüzde 30-40’ında, Tip-2 diyabetiklerin yüzde 5-10’unda son dönem böbrek yetmezliği gelişir. Tip-2 diyabete bağlı nefropati prevalansı daha yaygındır. Çünkü Tip-2 diyabet, Tip-1 diyabetten 10-15 kat daha yaygındır.

kadınlarda daha sık görülüyorTürkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2007 yılı nüfus rakamlarına göre ülkemizde 2.85 milyonun üzerinde Tip-2 diyabetli ve 2.6 milyon civarında bozulmuş glukoz toleranslının yaşadığı hesaplanmakta. Çalışmada diyabetin kadınlarda ve kentsel bölgelerde yaşayan-larda daha sık olduğu, ayrıca diyabet riskinin yaşlanma, obezite, hipertansiyon, ailede diyabet varlığı, eğitimsizlik, gelir düzeyi ve alışkanlıklar ile ilişkili olduğu saptanmıştır.

kontrollere özen gösterilmeliDiyabetik nefropati; 24 saatlik idrarda 300mg/gün ve üzerinde protein atılımının 3-6 ay süre ile en az iki kontrolde tespiti, hiper-tansiyon, proteinüride progressif artma ve böbrek fonksiyonlarında bozulma ile seyreden tablodur. Süreç glemerul filtrasyon hızında artma, mikroalbuminüri, makroalbuminüri ve son dönem böbrek yetmezliği olarak adlandırılan 4 evrede değerlendirilir:Diyabetik nefropati gelişim süreci için Tip-1 diyabette 10-25 yıl diye belirtilirken Tip-2 diyabette ilk bulgu idrarda proteinüri görül-mesi olabilmektedir. Bu nedenledir ki bozulmuş glukoz toleransı olan hastalar, obezitesi olan hastalar bu yönden kontrollerine çok özen göstermesi gerekir.Diyabetik nefropatide ve mikroalbuminüri evresinde progresyonu kolaylaştıran nedenler ise; genetik (aile hikayesi, ACE genotipinde çift delesyon, DD polimorfizmi), erkek cinsiyet, yaş (Tip- 1 DM'de tanı anındaki yaş), kötü glisemik kontrol, kan basıncı yüksekliği, dislipidemi, diyet, obezite, fiziksel inaktivite, sigaradır.

Sigara ve alkolden uzak durulmalıDiyabetin takip ve tedavisi sabır ve emek istemektedir. Bu durumu kabullenebilirsek diyabetin takibi ve komplikasyonlarından korunmak da kolay olacaktır. Hastalıkta nefroloji ve endokrinoloji uzmanının takiplerinin yanında diyabet hastasının da diyeti, kilo ve kan şekeri kontrolü, fiziksel aktivitesini artırması, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınması, poliklinik kontrollerini aksatmaması gerekmektedir.

UZM. Dr. Kadir GöKhan atılGan

diyabet tedavisinin sabır ve emek istediğini kabullenmek, diyabetin takibi ve komplikasyonlarından korunmayı da kolaylaştırır.

diyabet özellikle kadınlarda ve kentlerde yaşayanlarda daha sık görülüyor.

Kontrolsüz diyabette son durak:

38 iLkbaHar 2013 iLkbaHar 2013 39diyabetiK nefroPati

Page 21: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

DİYABETE BAĞLI NÖROLOJİK HASARLARA DİKKAT!ŞEKER HASTALIĞI OLARAK BİLİNEN DİYABET SAĞLIĞIMIZI CİDDİ ORANDA ETKİLİYOR, HATTA BAŞKA HASTALIKLARA DA YOL AÇABİLİYOR. MEDICANA BAHÇELİEVLER HASTANESİ NÖROLOJİ UZMANI DR. GÜLCAN SARGIN KURT, DİYABET HASTALARININ NÖROLOJİK HASTALIKLAR GEÇİRME RİSKİNİN ÇOK DAHA YÜKSEK OLDUĞU KONUSUNDA UYARDI.

Diyabetle nörolojik hastalıklar ara-sında nasıl bir ilişki vardır?Diyabet toplumda sık görülen bir

hastalık ve diyabete bağlı nörolojik komp-likasyonlar da aslında bilindiğinden çok daha fazla görülüyor. Yeni tanı konulmuş diyabet hastaların yaklaşık yüzde 10’unda bu komplikasyon var. İleri safhalarda 10-20 yıl sonra bakıldığında bu oran yüzde 60’lara kadar çıkabiliyor. ■ Bu nörolojik komplikasyonlar nelerdir?En sık gördüğümüz nörolojik komplikasyon-lardan bir tanesi polinöropati dediğimiz sinir uçlarının zedelenmesi. Bu iki şekilde olabi-liyor. Birincisi; hissiyatta artışla seyreden el ayaklarda yanma, uyuşma, karıncalanma ve ağrılar. İkincisi ise hissiyatta azalma ile sey-

reden hastanın ellerini ayaklarını hissetme-mesi şeklinde oluyor. Bununla birlikte diğer sinir sıkışmaları, göz kaslarını etkileyen sinirlerin felci sık rastladığımız durumlar. Bir gün aniden çift görme şikayetiyle başvuran hastalarımız var. Bunlar şekere bağlı nörolo-jik hasarlar. Diyabet hastalarında eğer şeker kontrolü çok iyi sağlanmazsa özellikle ayak başparmak-larında derin yaralar ortaya çıkabiliyor. Otonom nöropati dediğimiz kalp ritim bo-zuklukları oluşabiliyor. Ayrıca mide, bağırsak yakınmaları, bulantı, kabızlık, ishal, mesane bozuklukları, cinsel fonksiyon bozukluklarını da sayabiliriz. Bu hastalarda normal insanla-ra göre felç ve hipertansiyon riski daha fazla. Şeker koması gibi çok daha ağır tablolarla da karşılaşabiliyoruz.■ Şekerin yol açtığı sinir ucu hasarını nasıl tespit ediliyor?Öncelikle hastanın öyküsünü dinliyoruz. “El ve ayaklarımda karıncalanma, hissi-yatta azalma var” şeklindeki açıklamalar karşısında ilk sorduğumuz soru “Şekeriniz var mı?” oluyor. Ardından kan tahlilleri yapılıyor. Şeker düzeyine, şekerin üç aylık değerlerine (hemoglobin A1c) bakıyoruz ve EMG(elektromiyografi) ile sinir uçlarının ne

kadar hasarlandığını tespit ediyoruz. ■ Tedavi sürecinde neler oluyor?Tedavide aslında en önemli şey şekerin kontrolü. Şeker ne kadar kontrol altına alınabilirse bu komplikasyonlara yakalanma oranı da o kadar azalıyor. Yani öncelikle şe-keri tedavi etmek, yükselmeleri ve düşmeleri engellemek gerekiyor. Eğer sinir ucu hasarı da başladıysa ve nöropatik ağrılarımız varsa ilaç tedavisi uyguluyoruz. ■ Çok ciddi kalıcı hasarlar meydana gelebiliyor mu?Hasar zaman içinde ilerleyince artık geri dönüşümsüz hale geliyor. O hissiyattaki azalmayı geri getiremiyoruz. Burada asıl önemli olan başlangıç safhasında yakalayıp, hastaya iyi bir diyabet eğitimi vermek ve sinir uçlarına yönelik koruyucu tedavilere başlayıp olabilecek hasarı önlemek. ■ Bütün şeker hastaları risk altında mı?Kontrol altında olmayan bütün şeker hasta-ları aslında risk altında. Hastaları bu konuda bilinçlendirmek çok önemli.

Şeker ne kadar kontrol altına alınabilirse nörolojik

komplikasyonlara yakalanma oranı da o kadar azalıyor.

dr. Gülcan sarGın kurT

kontrol altında olmayan bütün şeker hastaları, nörolojik komplikasyonlar açısından aslında risk altında.

diyabetlilerde sinir ucu zedelenmeleri yaygın.

40 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 41nÖroloJi

Page 22: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

DOÇ. Dr. Ahmet KırbAş

VARİSLERE SONSUZA DEK ELVEDAVARİS ARTIK KADINLARIN KABUSU OLMAKTAN ÇIKTI. UYGULANAN ÇEŞİTLİ YÖNTEMLERLE BİR DAHA GERİ GELMEMEK ÜZERE TEDAVİ EDİLEBİLİYOR. HORMON KULLANIMINDAN UZAK DURULMASI GEREKTİĞİNİ VURGULAYAN MEDICANA ÇAMLICA HASTANESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ UZMANI DOÇ. DR. AHMET KIRBAŞ, KADINLARI ÖZELLİKLE DOĞUM KONTROL İLAÇLARINA KARŞI UYARIYOR.

Varisin kadınlarda görülme sıklığı nedir?Varis, kadınlarda tek başına çok

önemli bir hastalıktır. Toplumun yüzde 15-20’sini doğrudan ilgilendir. Özellikle doğum yapmış kadınlarda varise çok sık rastlıyoruz. Günde 100 hasta geliyorsa neredeyse 80’i varis şikayetiyle gelen kadınlar. ■ Varis nasıl tedavi ediliyor?Varis bir toplardamar hastalığıdır. Toplardamar hastalıklarının tedavisinde çok farklı yöntemler kullanılabiliyor. Direkt cerrahi yöntem, endovasküler lazer uygulamaları, bir de halk arasında köpük tedavisi diye bilinen uygulamalar var.

Endovasküler lazer tedavisi, damara belli dozlarda lazer verilerek oluşmuş varislerin büzüşmesi yani kapanması şeklinde bir tedavi ve daha çok küçük varislerde uygu-lanabiliyor. Ana toplardamarlarda yetmez-liğin olmadığı durumlarda uygulanıyor. Köpük tedavisi ise küçük çaplı varislerde yüz güldürücü sonuçlar elde ettiği-miz, ağrısı çok az olan, lokal anestezi gerektirmeyen ve poliklinik şartlarında dört-beş seansta kozmetik olarak hastanın sorunlarını çözecek kadar başarılı olan bir uygulama. Tabii bir de bu tedavilerle çözülemeye-cek, tamemen artık yetmezliğin oluştuğu durumlarda da cerrahi müdahelerimizi

yapıyoruz. Başarı oranımız yüzde 95’lerin üzerinde ve tekrarlama riski yüzde birin altında. Ama açık cerrahi artık kadınlarda neredeyse terk ettiğimiz bir yöntem. Çünkü söz konusu kadınlar olunca işin kozmetik tarafı önem taşıyor. ■ Varisin kadınlarda bu kadar sık görül-mesinin nedenleri nelerdir?En başta doğum kontrol ilaçlarının çok sık kullanımını sayabiliriz. Uzun süre belli pozisyonlanrda, hareketsiz ayakta durmak, belli pozisyonlarda masa başı çalışmak, kilo almak, artan doğum sayısı da varisi artıran nedenler arasında. Tabii esas faktör genetik. ■ Varisi önlemek için neler yapılalbilir?

En başta hareketlilik çok önemli. Mutlaka yürüyüş yapmayı ve yüzmeyi öneriyoruz. Duşa girerken ve çıkarken ayağımıza soğuk suyla duş aldırmak ya da küveti ılık suyla doldurup ileri geri yürüyerek ayağa masaj yapmak da tavsiyelerimiz arasında. Kadınların yüksek topuklu ayakkabı giymemesini önerebiliriz. Sürekli sıcak suyla banyo yapmak, sık sık kaplıcaya ve saunaya gitmek risk faktörleri arasında sayılabilir. Ama en önemlisi kilo almamak, bol spor yapmak ve hormon kullanımı-nından uzak durmak.

Varis ameliyatlarında başarı oranı yüzde 95'in üzerinde,

teKrArlAmA risKi ise yüzde 1'in AltındA.

Varis oluşumunu önlemek için kilo almamak, bol spor yapmak ve hormon kullanımından uzak durmak gerekiyor.

erkeklere oranla kadınlarda varise daha

sık rastlanıyor.

42 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 43KAlP Ve dAmAr CerrAhisi

Page 23: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Yüksek riskli bir gebelik için risk faktörleri nelerdir? Bazen yüksek riskli gebelik,

gebelik öncesi mevcut bir tıbbi durumun sonucudur. Bazen de gebelik sırasında gelişen bir tıbbi durumdur. Yüksek riskli gebeliğe neden olabilecek bazı faktörler şunlardır:• Anne yaşı: 18 yaş altı ve 35 yaş üstü gebelikler • Kötü alışkanlıklar: Sigara ve alkol kullanan annelerin gebelikleri• Tıbbi öykü: Daha önceden düşük

doğum ağırlıklı bebek doğurma öyküsü, erken doğum öyküsü, tekrarlayan düşük öyküsü, gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) öy-küsü, genetik hastalıktan gebelik kaybı öyküsü veya doğumdan kısa bir süre sonra bebek ölümü öyküsü• Altta yatan kronik durumlar: Annede diyabet, yüksek tansiyon, epilepsi, anemi, ciddi enfeksiyon, mental gerilik olması gebelik riskini artırır• Gebelik komplikasyonları: Rahim-de, rahim ağzında veya plasentada

ortaya çıkan sorunlar, hiperemezis gravidarum diye bilinen şiddetli bulantı kusma ile seyreden du-rumlar, kan uyuşmazlığı olup daha önceki gebelikte anti-D yapılması gerekirken yapılmayan gebeler • Çoğul gebelikler: İkiz, üçüz,

dördüz gibi çoğul gebelikler• Sürmartür gebelikler: Miadını dol-durup günü geçen gebeler■ Yüksek riskli gebeliklerde ya-pılması gereken testler nelerdir?Yüksek riskli gebelik varsa, rutin prenatal tarama testlerinin yanı sıra, çeşitli testlerin yapılması gerekebilir:• Ayrıntılı ultrason: Ultrason yüksek frekanslı ses dalgalarını kullanarak görüntü elde etmeye yarayan bir görüntüleme tekniğidir • Amniyosentez: Bu işlem bebeğin

içinde yaşadığı havuzun suyun-dan (amniyotik sıvı) örnek alarak inceleme esasına dayanan bir testtir. Beyin veya omurilikte ciddi anomaliler, bazı genetik bozukluklar, nöral tüp defektleri amniosentez ile tespit edilebilir

• Koryon villus örneklemesi (CVS): Bu işlem sırasında plasentadan hüc-re örneği alınır. Genellikle 10-12'nci gebelik haftalarında yapılır, bazı genetik bozukluklar tespit edilebilir • Kordosentez: Göbek kordonundan kan örneklemesi olarak bilinen bu test, çok güvenilir bir prenatal bir testtir. Genellikle gebeliğin 18'inci haftasından sonra yapılan test; kro-mozom anomalileri, kan hastalıkları ve enfeksiyonları tespit etmede kullanılabilir• Servikal uzunluk ölçümü: Erken doğum ve düşük riski olup olmadığını belirlemek için serviksin uzunluğunu (rahim ağzı) ultrason ile ölçerek risk belirlenebilir• Laboratuvar testleri: Hemogram, açlık kan şekeri, şeker yükleme testi, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, pıhtılaşma testleri• Biyofizik profil: Bebeğin iyilik hali-ni kontrol etmek için kullanılır. Test fetal kalp hızı grafiği (NST) ve fetal ultrason birleştirilerek yapılır ■ Yüksek riskli gebeliklerde anne-ye neler tavsiye ederiz? Anne adayları hamilelikleri boyunca endişeli ve korkuludur. Her gebelik OP. Dr. NariN TürkmeN

GEBELİKTE RİSK FAKTÖRLERİ

YÜKSEK RİSKLİ GEBELİKLER BEBEK BEKLEYEN KADINLARIN KORKULU RÜYASI. AMA YAPILACAK TESTLER VE ALINACAK ÖNLEMLERLE BEBEĞİNİZE SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE KAVUŞMANIZ

MÜMKÜN. ANNE ADAYLARINA RAHAT VE SAKİN OLMALARINI TAVSİYE EDEN MEDICANA KONYA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI OP. DR. NARİN TÜRKMEN, YÜKSEK

RİSKLİ GEBELİKLERDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER HAKKINDA BİLGİ VERDİ.

Muayenesine kötü bir şey duymak korkusuyla gelirler. Ama annedeki aşırı anksiyete bebeği olumsuz etkiler. Rahat ve sakin olmalarını, doktorlarıyla sık görüşmelerini tavsiye ediyoruz.

Sigara ve alkol kullanımı, annenin yaşı

ve mevcut bazı hasTalıklar riskli gebelikleriN oluşmasıNa yol açabiliyor.

Yüksek riskli gebeliklerde anne adayındaki aşırı anksiyete

bebeği olumsuz etkiler.

BU DURUMLARDA DOKTORA BAŞVURUN

Yüksek riskli bir gebe hangi durumlarda acilen doktoruna

başvurmalıdır? • Vajinal kanama • Kalıcı baş ağrısı

• Alt karın bölgesinde ağrı veya kramp

• Sulu vajinal akıntı • Düzenli veya sık sık kasılmalar

• Azalmış bebek hareketleri aktivite • İdrar yaparken ağrı veya idrarda

yanma, sağ yan ağrısı• Bulanık görme gibi görmede

değişiklikler• Bayılma, bilinç kaybı

• Karında büyümenin yavaşlaması ya da durması

• Nefes darlığı, çarpıntı, daralma hissi

Yüksek riskli gebeliği olan bütün gebelerin endişelendikleri normal

dışı her durumu doktorlarıyla paylaşmasını öneriyoruz.

44 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 45kaDıN DoĞum

Page 24: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

op. Dr. Bekir Savaş akSoy

HER GEBELİK NORMAL VE SAĞLIKLI OLMAYABİLİR

BEBEK BEKLEYEN HER ANNE TARİFSİZ BİR MUTLULUK VE HEYECAN İÇİNDEDİR. PEKİ BEBEĞİN SAĞLIKLI GELİŞTİĞİ SORUNSUZ BİR GEBELİK GEÇİRMEK İÇİN NELER YAPMANIZ GEREKTİĞİNİ BİLİYOR MUSUNUZ? MEDICANA BAHÇELİEVLER KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI OP. DR. BEKİR SAVAŞ AKSOY, SAĞLIKLI BİR GEBELİKTE ANNE ADAYLARININ DİKKAT ETMESİ GEREKENLERİ ANLATTI.

Sağlıklı bir gebelik ile riskli gebelik arasındaki fark nedir?Normal gebelik yani sağlıklı gebelik-

ten kastımız, anneyle alakalı gebelik öncesi herhangi sistemik bir hastalıktan kaynaklanan sağlık probleminin olmamasıdır. Bunun dışında, gebelik boyunca gebeliğe bağlı ve gebeliğin te-tiklediği bazı hastalıkların gelişmediği, bebeğin sağlığıyla ilgili herhangi bir problemin olmadığı durumları sağlıklı gebelik olarak kabul ederiz. Anne adayının gebe kalmadan önce diyabet, kalp, yüksek tansiyon gibi gebelik olmasa bile kişinin sağlığını tehdit eden hastalıkların olduğu durumları riskli gebelik olarak kabul ediyoruz. Ayrıca gebelik öncesinde hiçbir prob-lem olmadığı halde gebeliğin tetiklediği şeker, yüksek tansiyon gibi hastalıkların oluşması da gebeliği yüksek riskli bir sınıfa sokabilir. Bir de bebekte gelişme geriliği veya değerlerinde herhangi bir anormallik gibi durumlar saptan-dığında yine riskli gebelik olarak kabul edilir. Sağlıklı bir gebelik isteniyorsa gebelik öncesi genel sağlık durumunun değerlendirilmesi çok önemlidir. ■ anne adaylarının nasıl beslenmelerini önerirsiniz?Gebelik öncesi dönemde üç ay folik asit kulla-nımı periferik sinir sisteminde meydana gelen rahatsızlıkarı yüzde 60-70 oranında düşürebi-

liyor. Gebeliğin ilk üç ayında da folik asit kullanımı gerekiyor. Gebelik boyunca

çok kilo almamak gerek, ortalama 9-11 arası bir

kilo alımı yeterlidir. Burada mühim olan genel prensip, gebelikte protein ağırlıklı bir beslenme. Tüm gıda gruplarından dengeli bir beslenmeyle beraber protein ihtiyacı da artmaktadır. Protein-den kastımız kırmızı ve beyaz et, bakliyat grubu, süt ve süt ürünleri ve yumurta. Ceviz, badem, fındık, kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı gibi bazı mineraller içeren kuruyemişler… Bunlar-dan bir karışım yapıp her gün bir avuç kadar tüketilmelidir. Sebze ve aşırıya kaçmadan meyve tüketilmelidir. Yüksek karbonhidratlı gıdaların gebeliği katkısı olmadığından uzak durulma-lıdır. Normal bir bireyin günlük 15 gram demir ihtiyacı varken gebelikte bu miktar 30 grama çıkmaktadır. Sadece besinlerle bunu karşılamak zor olduğundan, dördüncü aydan itibaren demir ihtiva eden preparatlara başlamak gerekir.

Yürüyüş ve yüzme faydalı■ Gebelik döneminde hangi fiziksel aktiviteler önerilir?Gebelikte spora olumlu yaklaşıyoruz, ama buradaki temel nokta aşırı halsizlik, yorgunluk yapmayacak, çarpıntıyı tetiklemeyecek ya da düşme ve bir yerlere çarpma riski içermeyecek aktiviteler seçilmesi gerekiyor. Bu çok önemli. Bizim en sıcak baktığımız egzersizler yürüyüş ve yüzme. ■ Gebelik döneminde yapılması gereken testler nelerdir?Gebelik tespitiyle beraber gebeliğin 6’ncı ve 8’inci haftaları arasında, yani bebeğin kalp atışını saptadığımız dönemde mutlaka gebelik

check-up’ı olarak nitelendirdiğimiz bazı testler yapılmalı. Bunlar kan sayımı, karaciğer ve böbrek fonksiyonları testleri, açlık şekeri, hepatit B, hepatit C, AIDS taraması, TORCH grubu testleri dediğimiz gebelik sırasında geçirildiğinde bebekte ciddi sakatlıklara yol açabilen bazı enfeksiyonların taraması çok önemli. Bunların hepsi mutlaka yapılmalıdır. Bir sonraki önemli testimiz 11-14 hafta arasında yaptığımız Down Sendromu tarama testi. Bu da çok önemli bir test. 16-18’inci haftalar arasında dörtlü tarama testi yapılır. Gebeliğin 20-21’inci haftalarında anomali taraması dediğimiz ultrason çok önemli. Günümüzde her 1000 ge-belikten dördünde bebeklerde ciddi doğumsal hastalıklar görülebiliyor. Anomali taramasının temel prensibi bebeğin herhangi bir sistemin-de bir problem olup olmadığının tespitidir. 24-25’inci haftalarda 50 gram şeker yükleme testi mutlaka şeker taraması için yapılmakta. Yine şeker yükleme testi zamanı kan sayımı ve idrar testi önem kazanıyor. Sonrasında eğer kan uyuşmazlığı problemi varsa gebeliğin 28’inci haftasında istediğimiz özel bir testimiz var. Bu arada gebeliğin 24 25’inci haftalarında tekrar bir ultrasonla gebeliğin takip edilmesi önemli. 28-29’uncu haftada yine tekrar ultrasonografik ola-rak bebeğin takibi ve mutlaka rutin muayene-lerde hastanın tansiyon takibi gerekli. 29’uncu haftadan sonra takipleri biraz sıklaştırıyoruz ve bu son haftalarda yine bebeğin gelişimini takip ediyoruz. Riskli bir durum olmadığı sürece bunlar yeterli bizim için.

Gebelik boyunca ortalama 9-11 arası kilo alımı yeterli.

İLKBAHAR 2013 4746 İLKBAHAR 2013kaDIN DoĞUM

Page 25: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

UZM. Dr. MehMet Portakal

OKSİJEN-OZON TEDAVİSİYAZ GELMEDEN İDEAL KİLOMUZA KAVUŞMANIN, KIŞ AYLARINDA HAREKETSİZLİKTEN ETKİLENİP YAŞLANMAYA BAŞLAYAN CİLDİMİZİ SELÜLİTTEN KORUMANIN VE VÜCUDUMUZU TOKSİNLERDEN ARINDIRMANIN TAM ZAMANI! MEDICANA KONYA HASTANESİ FİZİK VE REHABİLİTASYON UZMANI DR. MEHMET PORTAKAL OKSİJEN-OZON TEDAVİSİ HAKKINDA BİLGİ VERDİ.

Özellikle güneşten gelen zararlı ışınları emerek, yeryüzüne inmelerine engel olan atmosferin stratosfer tabakasın-

daki ozon, oksijenin yüksek enerjili halidir. Ozon gazı, tıpta hastalıkların tedavisinde 150 yıldan fazla zamandır, yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan iyileştirici tedavilere, “Ozon tedavi” denilmektedir.

Eklem harabiyetini önlerOzon tedavisi ile vücudumuzda oluşan değişiklikler şunlardır: Kas, eklem bozukluk-ları ve romatizmal hastalıklarda ozon terapi, eklem harabiyetini önler ve onarır. Eklemlerde aşınma ve kireçlenmelerde ozon tedavileri hem eklem içinde hava yastığı oluşturur, hareketleri kolaylaştırır, hem de eklem şişkin-liğini azaltarak ağrıyı giderir. Ayrıca kıkırdak dokunun yeniden tamir edilmesini sağlar. Romatoid artrit gibi bağışıklık sisteminin de etkilenmesiyle ortaya çıkan hastalıklarda bağışıklık sistemini güçlendirdiğinden diğer medikal tedavilerle kombine edildiğinde gözle görülür iyileşmeler gözlenmektedir. Ayrıca yoğun kas ağrıları, yorgunluk, uyku bozuklukları ile seyreden ve çok yaygın rast-lanan bir hastalık olan fibromiyaljide ve diğer kas romatizmalarında da ozon başarılı tedavi yöntemlerinden biridir. Ağrıların giderilmesi; herhangi bir hastalık olmaksızın sağlıklı insanlar da çeşitli neden-lerle ağrı hissedebilmektedir. Bunun nedeni yorgunluk, stres ya da başka bir etken olabilir. Ozonun etkisiyle bu ağrılar oluşmamakta ve oluşanlar da giderilmektedir. Ayrıca kanser ağrısı, diyabet, yaralanma, yanık, kesik gibi travmalar sonucu oluşan veya psikolojik kaynaklı ağrılar da ozonla tedavi edilebilmek-tedir.Zayıflama ve cilt sağlığı; ozon tedavisi meta-bolizma üzerine oluşturduğu etkiler aracılığı ile kilo sorunlarını giderebilmektedir. Metabo-lizması yavaş, çok kolay kilo alan ve vermekte zorlanan kişilerde ozon tedavisi ideal vücut ağırlığının sağlanması ve korunmasında en büyük yardımcılardan bir tanesidir. Ayrıca özellikle ozonun içeriği olan yüksek enerjili oksijen sayesinde deri hücrelerinin canlan-ması ve gençleşmesi sağlanmakta, selülit sorunları da çözüme kavuşmaktadır. Deri kan dolaşımını arttırarak cilt yenilenmesini, sıkı ve pürüzsüz görünüm oluşmasını sağlar; daha

temiz, daha yumuşak ve daha gençleşmiş bir cilt oluşur.Ozon tedavisi ile kendinizi çok daha genç his-sedebilirsiniz; ozon hücre ve dokulara giden kan dolaşımını arttırır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Enfeksiyon hastalıklarında direnci arttırır. Kan ve lenf sistemini temizler. Kaslarda biriken toksini gidererek kasları gevşetir ve yumuşatır, esnekliğini arttırır. Hormon ve enzim üretimini normale döndürür. Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı kuvvetlendirir.

Depresyon ve sıkıntıya sonDepresyon ve sıkıntıyı ferahlatıcı etkisi vardır; stres hormonu olarak bilinen adrenalin sevi-yesini düzenleyerek genel bir sakinlik sağlar. Depresyon kaynaklı gerginliği gidermeye yardımcı olur. Kronik yorgunluğun giderilmesi; çağımızda birçok kişinin ortak derdi olan sürekli olarak kendini yorgun, bezgin hissetme durumu ozon yardımıyla giderilmektedir. Ozonun ver-diği etki ile yorgunluğa neden olan kimyasal reaksiyonlar önlenmektedir. Yüksek enerjili oksijen, insanların kendilerini zinde ve sağlıklı olarak hissetmelerini sağlamaktadır. Bu geçici bir hissediş değil, tedavi sonrasında da devam eden bir durumdur. Saç dökülmesinde ozon terapi; kafa derisine yapılacak uygulamalarla, kan akımı ve oksijen-lenme artarak saç üreten foliküller uyarılır ve saç dökülmesinde başarıyla kullanılır.Oksijen-Ozon tedavisi nasıl uygulanır?• Tedavide kullanılan ozon gazı, medikal ozon jeneratörlerinde saf oksijenden üretilir. Mey-dana gelen ozon, tedavide daima oksijen ile karışım halinde kullanılır. Medikal ozon; yüzde 5 ozon (aktif-yüksek enerjili oksijen) ve yüzde 95 oksijen karışımından oluşmaktadır.• Tedaviyi uygulayan doktor, bilgileri ve dene-yimleri ile her hasta için uygun ve gerekli olan ozon tedavi uygulama yöntemini, dozunu ve sıklığını planlamalıdır. • Oksijen-ozon tedavilerinde bir kür; ortalama 5-10 seanstan oluşmaktadır ve seans süreleri 5 ile 30 dakika arasında değişmektedir. • Tedavi başlamadan önce ozon tedavisinin size uygun olup olmadığını gösteren gerekli testler mutlaka yapılmalı ve tedavi ona göre programlanmalıdır.• Oksijen-ozon tedavisi güvenilir ve doğal bir tedavi yöntemi olup, uygun kişiye doğru uygulandığında yan etkisi yoktur.

Zinde ve ağrısız bir yaşam için

Ozonun içeriği olan yüksek enerjili oksijen sayesinde deri hücrelerinin canlanması ve gençleşmesi sağlanmakta, selülit sorunları da çözüme kavuşmaktadır.

AĞRILAR DA TEDAVİ EDİLİYOR"Herhangi bir hastalık olmaksızın sağlıklı insanlar

da çeşitli nedenlerle ağrı hissedebilmektedir. Bunun nedeni yorgunluk, stres ya da başka bir etken olabilir. Ozonun etkisiyle bu ağrılar oluşmamakta ve oluşanlar da giderilmektedir.

Ayrıca kanser ağrısı, diyabet, yaralanma, yanık, kesik gibi travmalar sonucu oluşan veya psikolojik kaynaklı ağrılar da ozonla tedavi edilebilmektedir."

48 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 49FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON

Page 26: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

UZM. Dr. GÜL FINDIK

MEZOTERAPİ KIRIŞIKLARI HAFİFLETİYOR, CİLDİMİZE PARLAK VE CANLI BİR GÖRÜNÜM KAZANDIRIYOR. AYRICA CİLDİMİZİ GÜNEŞİN ZARARLI ETKİLERİNE KARŞI DA KORUYOR. MEDICANA SAMSUN HASTANESİ DERMATOLOJİ UZMANI DR. GÜL FINDIK, KIRIŞIK VE ÇİZGİLER HENÜZ OLUŞMADAN DÜZENLİ OLARAK MEZOTERAPİ YAPTIRMANIN DAHA OLUMLU SONUÇLAR VERECEĞİNE DİKKAT ÇEKTİ.

Cilt yaşlanması, doğal ve genetik olarak programlanmış yaşlanma sürecinde iç ve dış faktörlerin etkilerine bağlı

olarak gelişir.

Bu süreçte rol oynayanlar· Beslenme ya da hormonal durum· Sigara· UV ışınlarına maruz kalma · Mekanik stres vb.Bu etkiler ile; bağ dokusu yapısı bozulur, ciltte elastisite ve tonus kaybı ile sarkmalar ve kırışıklıklar oluşur. Mezolift, kelime olarak cilt germe anla-mına gelmektedir. Mezolift ile kırışıklık tedavisi iki başlık altında incelenebilir; birincisi yaşlanmayı geciktirici (anti-aging) uygulamalar, diğeri ise yaşlan-ma süreci içinde meydana gelmiş olan kırışıkların giderilmesidir.Mezolift (yüz mezoterapisi, mezolif-ting) yönteminde cildi yenileyen hya-luronik asit, antioksidanlar, vitaminler, mineraller ve amino asitler cilt altına minik iğnelerle uygulanır. Bu faydalı

maddelerin direk cilde verilmesi ve cil-din uyarılması cildin kollajen ve elastin üretimini arttırır, ciltte nemlenme artar ve cilt yenilenir.Tüm yüze, boyun, el ve ayak sırtı ve dekolte bölgesine uygulanan mezote-rapi ile cildin alt katmanlarının sıkılaş-tığını, bağ dokularının güçlendiğini, kolajen ile elastin liflerinin sentezinin arttığını ve cildin nem oranının yük-seldiğini biliyoruz. Bunun sonucunda kırışıklar hafifliyor, cilt parlak ve canlı bir görünüme kavuşuyor. Mezoterapi-nin en önemli yararlarından biri de, cildinizi güneşin zararlı etkilerinden koruması.

Geç kalmayınBu etkisinden dolayı mezoterapiyi güneşe çıkmadan bahar aylarında yaptırmanızı öneririm. Ayrıca ciltte yıpranma etkileri henüz başlamadan, kırışıklık ve çizgiler henüz oluşmadan düzenli olarak mezolift uygulaması, cildin olduğundan daha genç, canlı ve sağlıklı görünmesini sağlar.

Cilt gerginleşirSeans sıklığı ve süresi ise yaşınıza ve mezoterapi uygulanacak olan bölgeye göre değişiklik gösteriyor. Mezolift (yüz mezoterapisi, mezolifting) başlangıçta 1-4 hafta aralıklarla uygulanır. Ortalama 4-6 seans sonrası 3-6 ayda bir tekrarı yapılabilir. Mezolift sonuçları ikinci seanstan sonra ortaya çıkmaya başlar. Tedavi bittikten sonra cilt yenileme etkisi devam eder. Mezoliftin cildi yenileyen, radyofrekans ile birlikte uygulanması çok daha başarılı sonuç-ların alınmasını sağlamaktadır. Dolgu işlemlerinden önce veya sonra mezolift yapılması ciltteki sarkmaların ciddi şekilde giderilmesini sağlar. Mezoterapi sonrası ilk beklenen etki 'pırıltılı, canlı bir yüz' etkisidir. İkinci etki 'mezo-lifting, yani orta tabaka-kaldırma' etkisidir. Her enjeksiyon alanında cildin gerginleştiği hissedilir. Üçüncü etki, kırışıklıkların 'dolma' etkisidir. İlk seanslarda bu etki geçici olur. Bu susuzluktan kaynaklanır. Seans sayısı arttıkça dolma etkisi kalıcı olur.

MEZOTERAPİ İÇİN KIRIŞIKLARI BEKLEMEYİN

Seans sıklığı ve süresi, yaşa ve mezoterapi

UyGULaNacaK böLGeye Göre değişiklik gösteriyor.

Ciltte yıpranma etkileri henüz başlamadan, kırışıklık ve çizgiler

oluşmadan düzenli olarak mezolift uygulaması, cildin olduğundan daha

genç, canlı ve sağlıklı görünmesini sağlar.

Mezoterapi, cildi güneşin zararlı

etkilerinden de koruyor.

50 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 51derMAtoloJi

Page 27: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Uzm. Dr. Salih Bilgin

"SAMAN NEZLESİ" DEYİP

GEÇMEYİNÖZELLİKLE MEVSİM DÖNÜŞÜMLERİNDE ETRAFIMIZDA HAPŞIRAN, BURNU AKAN, GÖZLERİ YAŞARAN İNSANLAR ÇOĞALIR. BU BELİRTİLERİN GRİBAL ENFEKSİYON YA DA SOĞUK ALGINLIĞINA DEĞİL, HALK ARASINDA SAMAN NEZLESİ OLARAK BİLİNEN ALERJİK RİNİTE AİT OLABİLECEĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ? MEDICANA SAMSUN HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DR. SALİH BİLGİN, ALERJİK RİNİT İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLERİ PAYLAŞTI.

olarak da bilinir. Yani burundan başlayarak akciğerlerin en uçtaki hava yollarına kadar tüm hava yollarını etkileyen bir hastalık olarak görülür. Bunun içindir ki, alerjik riniti olan hastaların yaklaşık yüzde 60’ı yaşamlarını belli dönemlerinde astım hastalığı ile karşılaşır.

Alerjik rinitle yaşamakAlerjik hastalıklarda en önemli şey alerjen ile karşılaşmaktan kaçınmaktır. İdeal olarak alerjinizin oluştuğu yerden uzakta yaşamayı seçebilirsiniz. Ama bu pek mümkün olmamak-tadır. Bundan dolayı aşağıda sıralanan öneriler, hastalıkla birlikte yaşamayı kolaylaştırır.• Tozlu ve polenli ortamlarda bulunmayın (ev temizlerken, çimleri keserken vs.), eğer bulun-mak durumunda kalınırsa da maske kullanın. • Isıtma ve havalandırma sistemlerindeki filtreleri aylık olarak değiştirin ya da bir hava temizleme aygıtı kullanmaya başlayın.• Polenlerin uçuştuğu mevsimlerde kapı ve pencereleri kapalı tutun.• Özellikle kaloriferli evlerde kuru ev havası alerjik rinitin kötüleşmesine neden olabilece-ğinden, evde hava nemlendiricisi kullanın.• Oda havasının temizliğine dikkat edin, hava-landırma sistemlerinin iyi çalıştığından emin olun.• Evde bulunan bitki ve hayvanlardan uzak durun, mümkünse evde bulundurmayın.• Tüylü ve yünlü battaniyeler yerine pamuklu

ve sentetik olanları tercih edin. Yattığınız odada kesinlikle halı, bitki, tüylü eşyalar bulundur-mayın.• Toz barındırabilecek tarzda kilim, halı gibi ev eşyaları kullanmayın.• Gerekli olduğunda yeterince antihistaminik ve dekonjestan kullanın. • Her gün egzerzis yapın. • Sigara kullanmayın ve diğer hava kirliliğine neden olan şeylerden uzak durun. • Dengeli beslenin, karbonhidratları aza indirin. Katkı maddeli yiyeceklerden uzak durun.

• Diyetinizi vitaminler ve özellikle de C vitami-niyle destekleyin. • Kış aylarında iyi bir nemlendirici kullanın. Çünkü kuru ev içi havası, birçok alerjik kişinin kötüleşmesine neden olmaktadır. Ancak nemlendiricide mantar üreme şansına da dikkat edin. • Mutlaka uzman bir hekimin kontrolüne girin. Alerjik rinitli hastaların büyük bir çoğunluğu hayatlarının bir döneminde astım ile karşılaştığı için şikayetleriniz artar ise uzman bir hekime başvurun.

alerjik riniti olan hastaların yaklaşık yüzde 60’ı yaşamlarının belli dönemlerinde

astım hastalığı ile karşılaşır.

Alerjik rinit, burun mukozasının alerjik kaynaklı iltihabına verilen isimdir. Alerjenlerin hava yolu mukozasına

yapışarak iltihabi reaksiyonu başlatması ile oluşur. Yani ilk başta alerjik, duyarlı bir bünye olması gerekmekte, ikinci olarak da bünyenin duyarlı olduğu alerjenle solunum mukozasının karşılaşması gerekmektedir.Özellikle sanayi ürünlerinin, kimyasal ve katkı maddelerinin kullanımının yaygınlaşması ile alerjik hastalıkların görülme sıklığı da giderek artmaktadır. Alerjenler çok çeşitlidir. Yiyecekler, havada uçuşan polenler, ev tozları ve bunların

içinde gözle görülmeyen küçük canlılar, hayvan tüyleri, giyecekler, takılar, kimyasallar ve aklı-nıza gelebilecek daha birçok şey alerji etkeni olabilir. Yani yaşadığınız cevrede karşılaştığınız her şey sizin için alerjik olabilir. Alerjik olaylar kişiden kişiye değişir, kişiye özeldir.

40 yaşından önce çıkarAlerjik rinitin belirli mevsimlerde, özellikle mevsim dönüşümlerinde ortaya çıkan tipine mevsimsel alerjik rinit veya saman nezlesi denmektedir. Ancak tüm yıl boyunca devam eden alerjik rinit şekli de mevcuttur. Alerjik rinit

genellikle 40 yaşından önce çıkar. Yaş ilerledik-çe hastanın şikâyetleri azalır. Toplumun yaklaşık yüzde 10’unda görülen bir hastalıktır. Hastada bulunan şikâyetlere gelince; alerjen ile karşılaşıldığında kişide özellikle ağız, burun, göz, boğaz ve deride kaşıntı ortaya çıkar. Burun akıntısı ve gözlerin sulanması tipiktir. Burun tıkanıklığı ve koku almada güçlük ortaya çıkabilir. Hapşırma en önemli belirtidir. Bazen bu belirtilere hırıltılı solunum eşlik edebilir. Öksürük ve baş ağrısı da görülebilir. Alerjik rinit-astım hastalığının birlikte olma olasılığı yüksektir. Hatta tek hava yolu hastalığı

Alerjik hastalığınız varsa, tozlu ve polenli ortamlarda

bulunmayın, eğer Bulunmak durumunda kalırSanız da maSke kullanın.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!"Öksürük ve baş ağrısı da görülebilir. Alerjik kişilerde

alerjik olmayan kişilere göre daha çok sinüzit, burunda et büyümesi , astım ve cilt reaksiyonları görülür. Çünkü

bu hastalıkların hepsi atopik (alerjene duyarlı bir bünyede) daha sık görülür."

52 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 53gÖğÜS haSTalıkları

Page 28: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Dr. METE FİRİDİN

EV TOZU ALERJİSİNE DİKKAT!ÇOCUĞUNUZ SIK SIK ASTIM KRİZİNE YAKALANIYOR VE SİZ YÜN GİYSİLERDEN, YÜN YATAK, YORGAN VE HALIDAN BİR TÜRLÜ VAZGEÇEMİYOR MUSUNUZ? O ZAMAN MEDICANA AVCILAR HASTANESİ ÇOCUK HASTALIKLARI UZMANI DOKTOR METE FİRİDİN’İN EV TOZU ALERJİSİ İLE İLGİLİ UYARILARINA KULAK VERİN.

Yani önce hangi madde olduğunu araştırıyor, sonra o maddeyi ço-cuktan uzaklaştırıyor ve ilaçla kriz sıklığını azaltıyoruz. Kriz oluştuğu dönemde de bronşları açıcı tedavi uygulanması gerekiyor. Yani krizin sıklığını azaltıcı koruyucu ilaçlar ve kriz olduğunda da tedavi sağlayan ilaçlar var. Bu konu uzmanların düzenleyeceği bir konudur.■ Nedir bu alerjik astıma yol açan ev tozu?Yünde ya da insan deri artıklarını yiyerek yaşayan birtakım canlı-lar var. İşte biz bu canlılara, bu hayvancıklara "Mite (mayt)" diyoruz, Türkçesi akar. Bunlar gözle görüle-meyecek kadar küçükler, 50 mikrin (bir milimetrenin 20'de biri büyük-

lüğünde. Bunların en çok yaşadığı yer yün giysiler, yün yorgan yatak ve yastıklardır. İkinci olarak da insan derisinden dökülen deri artıklarıdır. Akarlar en çok nemli, sıcak, bol yünlü ve derili ortamı severler. İşte, "Ev tozu alerjisi" dediğimiz de bu hayvancıkların dışkılarında bulunan sindirim enzimlerine karşı gelişen alerjidir. Basit anlamda toz değildir. Bu enzimlerin olmaması için akarla-rın olmaması gerekir.

Düşmanı tanıyalım■ Bu maytlara karşı ne yapma-lıyız?Düşmanla savaşmak için düşmanı tanımak lazım. Maytların en sevdik-leri ortam yünlü ortamlar olduğu

için öncelikle yün kullanmayacağız. Çünkü yün bu akarların gıdasıdır. Mayktlar nemli ve sıcak yerleri se-verler fakat makinada 60 derecenin üstünde yıkanırlarsa ölürler. Ama yünlü giysiyi, eşyayı 60 derecede yıkayamazsınız, bu durumda da mayktların cenneti haline gelir. Bu nedenle asla yün giysi ve eşyalar kullanılmamalıdır. Ama olay bu-nunla da bitmiyor. Evlerde sentetik halı, elyaf yorgan, yastık ve yatak kullanılması gerekiyor. Çünkü el-

yaflar akarlar için bir besin kaynağı değildir. Ayrıca 60 derecenin üstün-de yıkanabilir. Yıkanmadığı takdirde derinizden, saçınızdan dökülenler de akarları besler, yine akarlar ürer. Akarlar güneş ışığına karşı çok has-sastırlar. Eğer yastığınızı yorganınızı halınızı direkt güneş ışığıyla temas edecek şekilde havalandırırsanız akarlar ölür. Odanın havalandırılması ve yastık, yorgan gibi eşyaların güneşte bırakılması astımlılar için tavsiye edilir.

Astım ile alerjik astım arasında ne gibi farklar vardır?

"Astım" dediğimiz olay, akciğerdeki bronşların, yani hava borucukları-nın daralması sonucunda gelişen hava akımının engellenmesidir. Bunun genelde biz iki sebeple olduğunu söylüyoruz. Birincisi, alerjik astım diğeri de alerjik olmayan astım. Alerjik astımda bronşların daralmasına bir alerjik etken sebep olur. Alerjik olmayan astımda ise etken bir alerjen değil farklı bir kimyasal olabilir, psikolojik, fiziksel veya mikrobik bir hadise olabilir. Ama en yaygın olan ve asıl üzerinde durulması gereken alerjik astımdır.

■ Alerjik astıma yol açan sebep-ler nelerdir?Alerjik astımda astıma sebep olan birçok alerjen madde var. Bunlar-dan birincisi ve en sık görüleni ev tozu alerjisidir. İkincisi de polenle-re ve diğer farklı maddelere karşı alerjidir. Bu maddeler, bronşlarda bir alerjik reaksiyon meydana getirip onların kasılmasına yani solunum borusunun çapının azalmasına ve boruların içlerinin şişmesine sebep olur. Böyle-ce soluk borusundaki havanın girebileceği alan daha da azalmış olur. Oradaki hücrelerin akciğeri korumak için ürettiği balgam da bronşları tıkar. Tüm bu nedenlerle oksijen giremez ve karbondioksit

çıkamaz. Dolayısıyla solunum sıkıntısı oluşur.

Ev tozu alerjisi■ Çocuklarda en sık görülen alerjik astım türü hangisidir?Ev tozu alerjileridir. Ama bu bildiğimiz anlamda, basit ev tozu alerjisi değil. Ev tozu alerjisi deri ve kan testleriyle çok kolay tespit edilebiliyor. Öncelikle hastanın neye karşı alerjisinin geliştiğini bilmek gerekiyor. Çünkü eğer bunu bilirseniz bu maddeyi hastanın yaşadığı ortamdan uzaklaştırırsınız ya da hastayı o ortamdan uzaklaş-tırırsınız. Uzaklaştırdıktan sonra da yapılması gereken astım krizinin sıklığını azaltan ilaç kullanmaktır.

Ev tozu alerjisi olanlar asla yün giysi ve

EşyA kullANMAMAlı, sENTETİk vE ElyAF TERcİh ETMElİ.

Alerjik astım krizi oluştuğu dönemde bronşları açıcı tedavi uygulanması gerekiyor.

Çocuklarda sık rastlanan ev tozu alerjisi deri ve kan testleriyle çok

kolay tespit edilebiliyor.

54 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 55ÇOcuk hAsTAlıklARı

Page 29: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

tedavisi mümkün mü?Tedavi ettiğimiz en büyük problem helikobakter pilori’ye bağlı ülserlerdir. Geri kalanlar kişiye bağlı olduğu için zaman zaman ortaya çıkabilir. İlaçlar ve yaşam tarzı bunun rahatlamasını, hafiflemesini sağlar. Bu grup mide hastalıklarında stresin çok önemli olduğunu ve. Biraz daha kendimizi rahat tuttuğumuz zaman mide hastalığımızın da rahatlayacağını bilmemiz lazım. Stresi doğru tarif etmemiz lazım. Stres dediğimiz şey, durup durur-

ken gerilmeye başlamamız. Mesela gün içinde iş ortamındaki çeşitli ilişkilerden dolayı bir müddet son-ra bizim idare etmediğimiz şekilde beden gerilmeye başlıyor. Yoksa ‘sinirlendim, bağırıp çağırdım’ gibi bir şey değil. Kısacası psikolojimiz organımızın motor fonksiyonunu, çalışmasını bozuyor. Midenin çalkalama ve sindirme hareke-tini bozuyor stres. Hazımsızlık ortaya çıkıyor, üç lokma da yeseniz şişiyorsunuz. Bunu unutuyoruz. Sindirimdeki o motor fonksiyonu-na kimse dikkat etmiyor.

■ Hazımsızlık en çok kadınlarda mı görülüyor?Beslenme biçimleri, yapısal olarak strese daha çok maruz kalmaları, daha duygusal bir yapıya sahip olmaları nedeniyle kadınlarda hazımsızlık problemleri erkeklere göre daha sık görülür. Kadınların hassasiyetleri yüksektir ve hafızala-rı daha güçlü olduğu için geçmişi hatırlayarak kendilerini üzme eği-limindedirler. Kadınların nonülser dispepsi dediğimiz ve özellikle bahar mevsiminde ortaya çıkan bu tip problemleri daha fazla yaşadı-

ğını biliyoruz. Ülser dışındaki mide rahatsızlıkları psikosomatiktir. Yani beynimizin psikolojik sorunlarımızı organa yansıtmasıdır.

DOÇ. Dr. Laika karabuLut

BAHAR COŞKUSU MİDENİZİ BOZMASINBAHARIN YARATTIĞI COŞKU İNSANLARIN AÇIKHAVADA DAHA ÇOK VAKİT GEÇİRMELERİNE, YİYİP İÇMEYİ ABARTMALARINA YOL AÇABİLİYOR. BEYLİKDÜZÜ MEDICANA HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ UZMANI DOÇ. DR. LAİKA KARABULUT, BAHAR COŞKUSUNUN KONTROL DIŞI BİR YİYECEK YA DA İÇECEĞE DÖNÜŞMEMESİ KONUSUNDA UYARIYOR.

Bahar aylarında en sık gö-rülen mide rahatsızlıkları nelerdir?

Bahar aylarında hem gastrit hem de ülserler özellikle oniki parmak bağırsağındaki ülserlerde aktivasyon vardır. Bahar aylarında bu hastalıklarda istatistiksel olarak artış görüldüğünden biz bahar aylarıyla bu hastalıkları ilişkilen-diririz.■ bunun sebebi nedir?Kesin olarak kanıtlanmasa da buna polenlerin, dışarıdaki allerjenlerin ve gıda profilinin değişmesinin

neden olduğunu söyleyebiliriz. Yani kış beslenmesinden yaz beslenmesine geçiyoruz. Bunun haricinde baharın yarattığı psiko-loji kiminde depresyon kiminde ajitasyon ya da neşe uyandırıyor, kiminde yorgunluk yapıyor. Bütün bunları değerlendirdiğimzde, bahar aylarında gastrit ve ülser vakalarında artış olduğunu görü-yoruz. ■ korunmak için neler yapıla-bilir?Hangi mevsim olursa olsun mideyi çok doldurmamak, yiyecekleri iyi

çiğnemek lazım. Baharda özellikle dikkat etmemiz gereken, günlük içtiğimiz kahve miktarını artırma-mak, özellikle asitli içeceklerden, pasta ve çöreklerden uzak durmak. Sebze ve meyve tüketmek. Kızartmalı yemeklere kaymamak. Dışarıda hafif yemekler yemek. Asitli içecek ve mayalı yiyecekler-den uzak durmak lazım. Ve sigara tabii ki tamamen kesilmeli. Sigara midenin bütün hastalıklarının iyileşmesini engelliyor ayrıca mide ve oniki parmak ülserleri için iyileşmeyi cok zorlaştıran bir faktör.

■ Özellikle bahar ve yaz ayla-rında mide kanamalarında artış olduğu doğru mudur?Mide kanamalarının en önemli nedenlerinden biri ülserdir. Ağrı kesici ilaçlar ülseri ortaya çıkarıyor. Baharda lodos vs. nedeniyle baş ağrıları artabiliyor ve bu nedenle ağrı kesiciler daha sık kullanılıyor. Bu ağrı kesici kullanımları da ülse-ri ortaya çıkarabiliyor. Yani dolaylı bir etki söz konusu. Ayrıca reflü ve hazımsızlığın da bahar aylarında alevlendiğini söyleyebiliriz.■ Mide hastalıklarının tamamen

Hangi mevsim olursa olsun mideyi çok doldurmamak ve yiyecekleri iyi çiğnemek gerekiyor.

Dışarıda hafif yemekler yemeli, asitli içecek ve mayalı yiyeceklerden bir de özellikle sigaradan uzak durmalıyız.

56 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 57GaStrOENtErOLOJi

Page 30: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Bu uyarı genelde soğuk, tatlı, ekşi gıdaların alınması esnasında duyulan hassasiyet şeklinde başlar. Sadece gıdalar alındığında kısa süreli oluşan bu hassasiyetin derecesi ve şiddeti çü-rük sinir tabakasına yaklaştıkça artar. Eğer çürük bu safhalarda tedavi edilmez ihmal edilirse mine tabakasına göre daha zayıf olan dentin tabakasında daha hızla ilerler ve dişin özüne ulaşır. Çürük tabakasında mevcut olan bakteriler pulpa dediğimiz diş özünde iltihap yaparlar bu safhada kendiliğinden başlayan zonklayıcı, çok şiddetli ağrılar yapmaya başlar. Sıcak gıdalar ağrıyı daha da artırır. Soğuk uygulaması biraz hafifletir. Bunlar pulpitis dediğimiz diş özünün iltihabının belirtileridir.Eğer çürük dişlerin ara yüzünden başlamışsa ilk safhalarda belirti vermeyebilir. Bir süre sonra dişin içinde iyice ilerleyen çürük tabakası ma-ğara gibi bir kovuk oluşturur, dışında ince bir mine tabakası kabuk gibi kalır. Bu ince kabuk çiğneme kuvvetlerine dayanamaz ve bazen çok yumuşak bir gıdayı dahi çiğnerken kırılabilir. İşte bu durumda içten içe sinsice ilerleyen çürük artık açığa çıkmış olur.

Renkler anlatıyor!Dişeti iltihabı renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Sağlıklı diş eti açık, mat, pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer mat, pütürlü bir görünümü vardır. Ancak iltihaplı dişeti parlak kırmızı, şiş ve kanamaya yatkındır. Kaşıntı, ağrı gibi şikayetler olabilir. Kötü ağız kokusu ve özellikle sabahları yeni uyandığımızda ağızda kötü tat oluşturur.Daha da ilerleyen iltihaplarda dişetinde çekilmeler başlar. Dişeti iltihabı altındaki kemik

dokuya da geçerse "Periodontitis" dediğimiz daha ciddi bir tabloya dönüşür. Dişi çevreleyen kemikte erimeler başlar. Dişeti çekilmesi ile önce kök yüzeyi açığa çıkar ve hassaslaşan dişler destek kemik dokusunun da kaybı ile sallanmaya başlar. Hiç çürük olmasa bile dişler kaybedilir.Dişeti iltihabının nedeni olan bakteri plağı diş fırçalama ve diş ipi kullanımı ile engellenebilir. Eğer ortamda bakteri plağı yoksa dişeti iltihabı ve çürük oluşumu söz konusu olmaz. Dişlerimizi fırçalayamadığımız zamanlarda eğer yiyecek ve içecek kullanmışsak fırçalama zamanına kadar geçecek sürede plak oluşumunu önlemek için en azından temiz bir su ile ağız çalkalanabilir. Ara öğünleri azaltmak da ağızda gıda birikinti-lerinin kalmasını engellemede bir yöntemdir. Ama günde iki defa dişler doğru bir şekilde fırçalanmalı ve günde bir defa da dişlerin arala-rı diş ipi ile temizlenmelidir. Ortalama altı ayda bir de mutlaka diş hekimi kontrolünden geçmek gerekir. Eğer dişeti iltihabı başlamıssa hemen bir dişhekimine başvurarak muayene olmak ve gerekli tedavileri başlatmak gerekir.

Kanamalara diKKat!"Dişeti iltihabının ilk belirtisi dişetindeki

kanamalardır. Diş taşı ve plak üzerinde mevcut bulunan mikroorganizmalar dişeti ile diş arasında

bulunan dişeti oluğuna girerler, vücudun savunma mekanizması da mikroorganizmalara karşı

savunma amacıyla bölgenin kanlanmasını artırır, kılcal damarlar genişler, bunun sonucu olarak

dişetleri önceleri fırçalama ile daha da ileri iltihap durumlarında kendiliğinden kanamaya başlar."

DT. Zafer Gölcü

ÇÜRÜK VE İLTİHAPLAR AĞZINIZA UĞRAMASIN!

BAKIMLI VE GÜZEL DİŞLERE SAHİP OLMAK SADECE ESTETİK ANLAMINDA DEĞİL SAĞLIĞIMIZ AÇISINDAN DA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR. MEDICANA KONYA AĞIZ VE DİŞ HEKİMİ DT. ZAFER GÖLCÜ, DİŞ ÇÜRÜKLERİ VE DİŞETİ İLTİHAPLARI HAKKINDA ÖNEMLİ BİLGİLER VERDİ, KORUNMA YÖNTEMLERİNİ ANLATTI.

Gün boyu almış olduğumuz gıdalar, özellikle karbonhidrat, yani nişasta ve şekerden zengin besinler dişler

üzerinde kalır, yeterli ağız temizliği sağlan-mazsa tükürük ile karışarak, "Mikrobiyal dental plak" dediğimiz krem kıvamında ve renginde bir tabaka oluştururlar. Adından da anlaşılacağı gibi bu birikimde bolca bakteri bulunmaktadır. Bu tabakanın bir miligramında 50 milyon ila 300 milyon arasında bakteri bulunur. Bu rakam bize ağız içinde nasıl bir tehlike taşıdığımızı göstermeye yeter.

Bakteriler ve gıda artıklarıÇürük oluşması için bakteri, gıda artıkları ve zaman olması lazımdır. "Mikrobiyal dental plak" dediğimiz oluşumda bakteri ve gıda artıkları za-ten bolca mevcut idi, ağız temizliği zamanında ve doğru şekilde yapılmazsa bakteriler ağızda gıdaları kullanıp hızla üreyecek zamanı da kazanmış olurlar. Karbonhidrattan zengin gıda artıklarını kullanan bakteriler artık ürün olarak da sülfürlü bileşikler ve asit açığa çıkarırlar. Bu asit diş yüzeyine uzun süre temas ederse dişin

en dış tabakası olan mine tabakasında "De-mineralizasyon" dediğimiz çözülmeler başlar. Başlangıçta tebeşirimsi mat beyaz gibi görünen bu demineralize olmuş alanlar eğer zama-nında müdahale edilmezse mine tabakasında yıkım artar, koyu kahve-siyah görünümde diş

çürükleri oluşur. Zamanla bakterilerin erititip demineralize ettiği diş dokusu diş üzerinden ayrılır ve diş yüzeyinde kavitasyon denilen oyuklar oluşur. Artık çürük iyice ilerlemiş ve olgunlaşmıştır.

Çürükler sinyal veriyorÇürük henüz mine takasında iken diş üzerinde siyah renklenme ve oyuklar olarak görülebilir, bunu ayna karşısında kendimiz görebileceğimiz gibi diş hekimi kontrollerinde de ortaya çıkabi-lir. Ancak dişlerin birbirine bakan ara yüzlerinde başlayan çürükleri gözle görmek mümkün değildir. Ancak hekim kontrolünde çekilen röntgen filmlerinde görülebilir. Mine tabaka-sını geçip dentin tabakasına ulaşan çürükler dişin sinirlerinin olduğu pulpa tabakası yani diş özüne yaklaştığı için uyarı vermeye başlar.

İlerleyen iltihaplarda dişetinde çekilmeler başlar,

altındaki kemik dokuya da geçerse "periodontitis" dediğimiz daha ciddi bir tabloya dönüşür.

sağlıklı diş eti açık, mat, pembe renktedir. dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış

olup, portakal kabuğuna benzer mat, pütürlü bir görünümü vardır.

ağız temizliği zamanında ve doğru şekilde yapılmazsa bakteriler çoğalıyor.

58 İLKBAHAR 2013ağIz Ve diş sağlIğI

Page 31: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

OP. Dr. SevDa arık

Bilgisayar görme sendromu nedir?Uzun süre bilgisayar kullanımına bağlı göz yorgunluğuyla karakterize

bir hastalıkltır. Semptomları da göz tahrişi, kızarma, kaşınma, yaşarma, göz kapakları ile alında ağırlık veren göz yorgunluğu, gözleri odaklamada güçlük şeklindedir. Bilinmesi gereken önemli bir durumda, bil-gisayar kullanımının gözde kırılma kusuru yapmadığı ya da daha anlaşılır bir deyimle, 'gözü bozmadığıdır.■ Bu belirtilere yol açan sebepler nelerdir?Bunun iki temel sebebi var. Birincisi bilgisayar karşısında göz kırpma sıklığımızın azalmasıdır. Normalde bir dakika içinde 22 kez göz kırpıyoruz. Kitap okurken 17 kez göz kırparken bilgisayar ya da cep telefonu ekranına baktığımızda bu göz kırpma sıklığı 8'e düşüyor. Göz kırpma hareketi gözün nemli kalmasını sağlayan temel mekanizmadır. Hareket sıklığının azalması gözün gözyaşıyla nemlenmesini engelle-yerek göz kuruluğuna sebep oluyor. İkinci sebep ise odaklanma problemidir. Şöyle gelişir; bilgisayarda görüntülerde sürekli bir değişim, ekran yenilenmesi olur ve bu normal düz bir kağıttaki yazıyı okumak gibi değildir. Görüntü tazelendiği için, göz her tazelenen görüntüye odaklanmak zorunda kalır. Bu devamlı odaklanma ihtiyacı da göz kaslarında yorgunluk yapar. LCD ekranlarda bu sorun daha azdır.■ En sık kimlerde görülür?Günde iki saat ve üstünde bilgisayarın karşısında vakit geçirenlerde görülebiliyor. Özellikle 40 yaştan sonra, 50 yaş üstü göz yaşı miktarı da azaldığı için biraz daha şid-detli oluyor, ama bu rahatsızlığa çocuklarda bile oldukça sık rastlamaya başladık.■ Yaygınlığı nedir?Artık iş yerlerinde insanların çok büyük kıs-mı bilgisayar aracılığıyla çalışmakta ayrıca özel yaşamda tablet bilgisayar cep telefonu kullanma sıklığını da göz önüne alırsak oldukça yaygın olduğunu söyleyebiliriz.■ Bilgisayar karşısında en fazla ne kadar süre geçirmeliyiz, ideali nedir?

Normalde iki saatten fazlasına gözler uygun değil. Ama birçok insan mesleği dolayısıyla daha uzun süre ekran karşısında geçirmek zorunda kalabiliyor. ■ Ne gibi önlemler alabiliriz?Öncelikle uzun süre ekrana bakmaktan korumalıyız gözlerimizi. "20-20-20" diye bir formül geliştirilmiş daha kolay akılda kal-ması için. 20 dakikada 20 saniye boyunca 20 metre uzağa bakma şeklinde açıklaya-biliriz bu formülü. Her bir saatte, bilgisayar karşısından kalkıp molalar vererek göz kaslarını dinlendirebiliriz. Bunun dışında istemli bir şekilde göz kırpmaya çalışma-lıyız. Göz refleksimiz azaldığı için sık sık gözümüzü kırparark gözümüzün ıslanması-nı sağlayabiliriz. Ayrıca göz yaşı damlaları da kulllanılabilir, birçok hastaya veriyoruz. ■ Korunma yöntemleri hakkında başka neler söyleyebilirsiniz?Ekran mesafesi önemli. Ekran 30 santimden yakın veya 70 santimden uzak olmamalı. 60 santim mesafe idealdir. Ekranı karşımıza aldığımızda orta noktası göz hizamızdan 20 derece aşağıda olmalı.Yani ekrana odakla-nırken bilgisayar çok yukarımızda ya da çok aşağımızda olmamalı. Ekranda yansımalar olmaması lazım. O yüz-den pencereyle dik açı yapacak şekilde ya da tepe lambası ekrana yansı yapmayacak şekilde olması lazım. Oda loş ışıklı, 30, 50 mumluk ve indirek olmalı. Ekran yansımala-rını en aza indirmek gerekiyor. Yansımaları önleyen antirefle gözlükler ya da bilgisayar için camlar kullanılabilir.■ Nasıl bir tedavi uygulanır?Tüm bunların yanısıra, kilimalara da dikkat etmek gerekiyor. Çünkü klima göz kurulu-ğunu artırıyor. Aşırı çay ve kahve tüketimi de vücuttan su kaybına sebep olarak göz kuruluğunu şiddetlendirir. Bol su tüketmek gerekiyor. Düzenli göz kontrolü de önemli. Tüm bunlara rağmen göz rahatlamıyorsa, göz hekiminiz tarafından gizli hipermetrop, yaşa bağlı yakın görme hipenetropisi (pres-biyopi) olup olmadığına bakılmalı. Gözyaşı fonksiyonları ölçülmelidir. Bu sonuçlara göre tedavi gerekebilir.

EKRAN BAŞINDAKİLERİ BEKLEYEN TEHLİKEKARŞISINDA SAATLER GEÇİRDİĞİMİZ BİLGİSAYARLAR ‘BİLGİSAYAR GÖRME SENDROMU’ HASTALIĞINA NEDEN OLUYOR. MEDICANA ÇAMLICA HASTANESİ GÖZ HASTALIKLARI UZMANI OP. DR. SEVDA ARIK, GÖZ TAHRİŞİ, KIZARMA, KAŞINMA, GÖZ YORGUNLUĞU GİBİ BELİRTİLERLE ORTAYA ÇIKAN HASTALIĞA KARŞI BİLGİSAYAR KARŞISINDA FAZLA ZAMAN GEÇİRENLERİ UYARIYOR.

Günde iki saat ve üstünde bilgisayar karşısında vakit geçirenlerde Bilgisayar Görme Sendromu'na sık rastlanıyor.

60 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 61GÖZ HaSTaLıkLarı

Page 32: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

Dr. Zafer Oyman

Erkek kısırlığının nedeni

TOPLUMDA KISIRLIĞIN ÖNCELİKLE KADINDAN KAYNAKLANDIĞINA DAİR YAYGIN BİR KANI VAR. BİR ERKEK HASTALIĞI OLAN VE YÜZDE 70 ORANINDA KISIRLIĞA YOL AÇAN

VARİKOSEL İLE İLGİLİ YETERİNCE BİLGİ SAHİBİ DEĞİLİZ. MEDICANA BAHÇELİEVLER HASTANESİ ÜROLOJİ UZMANI DR. ZAFER OYMAN, ÇOCUK SAHİBİ OLAMAYAN ERKEKLERİ

VARİKOSELE KARŞI UYARDI, TEDAVİ YÖNTEMLERİNİ AÇIKLADI.

Varikosel ne demektir?Varikosel, testislerin pis kanını götüren toplardamar-

ların varis şeklinde genişlemesi ve uzamasıdır. Bu bir damar hastalığıdır. Erkeklerde yüzde 70 oranında kısırlı-ğa sebep olabilir. Kısırlık şikayetiyle bize müracaat eden hastaların yüzde 40’ında varikosel tespit ediyoruz. Toplardamarların içerisinde kapak-çıklar vardır. Bu kapakçıklar genelde kanın geri akmasını engeller. Eğer bu kapakçıklar doğuştan yetersiz olursa kan geri akar ve yumurtanın üzerinde birikir. Ve tıpkı kadınların bacağındaki varis gibi damarlar genişler ve orada bir damar yumağı oluşturur. Pis kan biriktiği için de hem orada bir ısı artışı olur hem de toksik maddeler birikir, dolayısıyla yumurtanın sperm yapma yeteneği bozulur. Bu yüzden varikoseli olan erkeklerde mutlaka sperm tahlili yapmak gerekir. Eğer bir karı-koca düzenli cinsel ilişkiye giriyor ve bir sene boyunca çocuk olmuyorsa, araştırmaya kadın-dan değil erkekten başlamak gerekir. ■ Genetik faktörlerin rolü var mıdır? Genetik nedenlerin dışında varikosele neler yol açar?Evet genetik faktörler önemlidir. Bunun haricinde ayakta uzun süre

kalmak, ağır kaldırmak, ağır sporlar yapmak varikoselliği kolaylaştırıyor. Sebep olmuyor ama oluşumunu kolaylaştırıyor. ■ Varikosel nasıl tespit edilir?Erkeklerin bir kısmı testislerinin sarktığı, şiş ve ağrı olduğu şikaye-tiyle gelirler. Her zaman ağrı olmasa da varikosel bir şekil bozukluğuna mutlaka yol açar. Bazen de hiçbir şikayet görülmez. Erkek evlenir, birkaç sene geçer, çocuk olmayınca önce karısını doktora gönderir daha sonra da kendisi gelir. Öncelikle üro-lojik muyane yapılır. Bu muayenede zaten tecrübeli bir doktor testislerin bulunduğu bölgede damarları eliyle hisseder. Bu tespit edildikten sonra da teşhis konur. Bundan sonra mutlaka spermiogram ve renkli dobler yapılmalı, bir de hormonlara bakılmalıdır. Varikosel kesin olarak tespit edildikten sonra hastanın ameliyat olması şarttır. Dünyanın hiçbir yerinde varikoselin ameliyatsız tedavisi yoktur. ■ Varikosel ameliyatı nasıl yapılır?İki türlü ameliyat vardır: Gözle ya-pılan metod ve mikroskobik cerrahi dediğimiz metod. Gözle yapılan metodda kasığın biraz daha yuka-rısından açılıyır, damarlar bağlanır. Bu ameliyattan sonra yumurtanın

etrafında su toplanması olabilir. Dolayısıyla bu ameliyatı artık pek tavsiye etmeyiz. Genellikle mikros-kobik cerrahiyi öneriyoruz. Kasıktan çok ufak bir kesiyle toplardamarlara ulaşıyoruz, mikroskopla o toplarda-marları bulup iki taraftan bağlıyoruz ve aradan kesiyoruz yani testise zarar verecek herhangi bir şey yapılmıyor. ■ Peki ameliyattan sonra nüksede-biliyor mu?Evet. Yüzde 3-5 oranında nüksetme ihtimali var. Onlarca toplardamarı bağlıyorsunuz, eğer aradan bir ikisini kaçırırsanız bu nüksedebiliyor.

VARİKOSEL

Her zaman ağrı olmasa da

varikosel testislerde bir şekil bozukluğuna mutlaka yol açar.

bir damar hastalığı olan varikosel, erkeklerde yüzde 70 oranında

kısırlığa sebep olabiliyor.

AMELİYAT SONRASI ÇOCUK KESİN DEĞİLameliyatın başarı oranı nedir?

Hastalar ameliyat olduktan sonra kesin çocuklarının olacaklarını zannediyorlar ama öyle bir şey

yok. Ameliyattan sonra başarı oranı dünyada yüzde 60-70 civarında.

Varikosel ameliyatı sünnetten basit bir ameliyat. Diş çektirmekten bile

basit. Sabah ameliyat olan hastaları akşam evine gönderiyoruz. Ağrı sızı da olmuyor. Erkeklerin ameliyat olmadan

önce en sık sordukları soru cinsel güçlerinin ameliyattan sonra düşüp

düşmeyeceği. Bu ameliyat cinsel gücü ne düşürür ne de artırır.

62 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 63ÜroloJi

Page 33: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

İDRAR KAÇIRMA KADERİNİZ DEĞİL

İDRAR KAÇIRMA 40 YAŞ ÜSTÜ KADINLARIN KORKULU RÜYASI. AMA GÜNÜMÜZDE TEDAVİSİ YÜZDE 100 MÜMKÜN. MEDICANA BEYLİKDÜZÜ HASTANESİ’NDEN ÜROLOJİ UZMANI PROF. DR. TAHİR KARADENİZ, İDRAR KAÇIRMANIN ÇEŞİTLERİNİ, NEDENLERİNİ VE NASIL TEDAVİ EDİLDİĞİNİ ANLATTI.

Kadınlarda sıklıkla görülen idrar kaçırmanın nedenleri nelerdir?

Özellikle 40 yaş üstü kadınlarda görülen idrar kaçırmanın çeşit-lerine göre nedenlerini sırala-yabiliriz. Zor doğumlar ve fazla sayıda doğumlar idrar yolunun son bölümü olan üretranın dengesinin bozulmasına neden oluyor. Bu denge bozulduğu zaman, mesane yani idrar kesesi kasılıp idrarı dı-şarı atmak isterken, son idrar yolu yani üretra, dengeli ve stabil ise idrarı tutabiliyor ama oynak hale gelmişse hasta idrarını kaçırıyor. Öksürürken, hapşırırken, yataktan doğrulurken, ayağa kalkarken, eline ağır bir şey alırken idrar kaçırma meydana geliyor. Vajinal muayene ile bu hastalara kolaylıkla teşhis koyabiliyoruz. Hastanın mesanesinde belli bir yere kadar idrar dolu olması gerekiyor. Vajinal muayenede karın içi basıncını ar-tıracak öksürme, hapşırma, ıkınma gibi her türlü manevrayla eğer

hasta idrarını kaçırıyorsa ve üret-ranın oynak olduğunu görürsek, tanıyı koyuyoruz. Stres inkontinas olarak adlandırıyoruz. Basit bir ameliyatla idrar yolunun altına hamak tarzı bir şey yerleştiriyoruz. Tamamen vajinal bir ameliyat. Yani yara vs. olmuyor ve yüzde 100 oranında başarı sağlıyoruz. Bir diğer idrar kaçırma türü özellik-le belli yaşın üzerinde kadınlarda ve menapoz sonrası oluyor. Bu tür idrar kaçırma; eğer altında yatan başka bir sebep yoksa, idrarının geldiğini anlayıp yetiştirememe tarzında oluyor. Biz buna aşırı aktif mesane diyoruz. Ve bu teşhisi koymak için başka olabilecek nedenleri ekarte ediyoruz. Yani hastada bir omurilik ya da beyin problemi olup olmadığını araştırı-yoruz. Eğer bir sebep bulamazsak -ki çoğunlukla bulamıyoruz- aşırı aktif mesane tanısını koyuyoruz ve ilaçla tedavi etmeye başlıyoruz. Eğer hasta ilaçlara direnirse ve bu tarz idrar kaçırma kasların hayat

kalitesini ciddi şekilde bozarsa o zaman idrar kesesine botoks uyguluyoruz. İdrar kesesinin bir duvarını bırakarak diğer duvarlarını felç ediyoruz. Bu da aşağı yukarı 1 yıl kadar hastaya büyük kolaylık sağlıyor. Bunun dışında anomalilerden ya da özellikle kadın doğum ameli-yatlarından sonra idrar yolunun yaralanması ile mesaneden çıkan idrarın, idrar yolu yerine vajinaya akması sonucu meydana gelen idrar kaçırmalar oluyor. Buna "Fistül" diyoruz. İdrar vajinaya akınca doğal olarak hayat kalitesini son derece bozuyor, enfeksiyon ve koku oluşuyor. Bu durumda olan hastaları da cerrahi müdahele ile bir takım yamalar yaparak, yüzde 100 başarıyla düzeltiyoruz.Bunların dışında daha az rastla-dığmız, çocukluk çağı hastalığı olan doğuştan anomileler var. Bu hastalarda, böbrekten çıkan idrar yolunun mesaneye açılması gerekirken örneğin vajinaya

açılıyor. Ebeveynler bunu idrar kaçırma zannediyor. Bu vakalarda da, idrar yolunun yerini ameliyatla değiştiriyoruz.■ Önceden alınabilecek önlemler var mı?Doğru spor çok önemli. "Pelvis" dediğimiz leğen kemikleri arasında kalan boşluk var. O pelvis kaslarını güçlendirmek gerek. Fizik tedavi uzmanlarının önerdiği bir takım eg-zersizler var, onları belli bir yaştan sonra yapmak lazım. Çünkü ostrojen kaybıyla beraber menopozdan sonra kas zaafiyeti ve vajina kuruluğu baş-lıyor. Vajina kuruyunca da dengesini kaybediyor. Sonuçta ameliyatla ya da botoksla düzeltilmesi gerekiyor.■ Başka hastalıklar idrar kaçırma-ya yol açabiliyor mu?Nörolojik hastalıklar yol açabilir. Örneğin MS hastalığında bazen ilk belirti idrarını yetiştirememektir. Ben özellikle genç hastalarda, nörolojik bir hastalığı ekarte ediyo-rum, eğer problem yoksa tedaviye başlıyorum.

prof. Dr. Tahir KaraDeniz

Bazı nörolojik hastalıklar idrar kaçırmaya yol açabiliyor.

"EN ÖNEMLİ HASTALIK ENFEKSİYONLAR"

İdrar kaçırmanın yol açabileceği başka hastalıklar var mı?

İdrar kaçırmanın yol açabileceği en önemli hastalık enfeksiyonlar.

Özellikle fiskür dediğimiz idrar kaçırmada mesanedeki idrarın

vajinaya akması hastada ciddi idrar yolu iltihabına yol açıyor. Çünkü vajinanın içinde idrar olmaması

lazım. İdrar orayı aşındırıyor, yara yapıyor, iltihaplandırıyor.

64 İLKBAHAR 2013 İLKBAHAR 2013 65ÜroLoJi

Page 34: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar

n ADI SOYADI: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n DOĞUM TARİHİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n DOĞUM YERİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n MESLEĞİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n DERGİ TESLİM ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n SEMT: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n POSTA KODU: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n ŞEHİR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n TEL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . n GSM: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n E MAİL: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n İŞ/EV ADRESİ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n HASTANEMİZİ İLK NEREDEN DUYDUNUZ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ BÖLÜM VEYA BÖLÜMLER: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n DERGİMİZDE GÖRMEK İSTEDİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

n DERGİMİZDE EKSİK BULDUĞUNUZ VE EKLENMESİNİ ARZU ETTİĞİNİZ KONULAR: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

MEDICANA HASTALIKTA SAĞLIKTA DERGİSİ ABONE FORMU VE OKUR ANKETİ

Aşağıdaki bilgileri doldurun, ‘Hastalıkta Sağlıkta’ Dergisine ÜCRETSİZ abone olun. Dergimiz hiçbir ücret ödemeden adresinize ulaştırılsın.

www.medicana.com.tr

EN SIK HİZMET ALDIĞINIZ HASTANEMİZ

MEDICANA INTERNATIONAL

ANKARA MEDICANA DİŞ

ÇİFTEHAVUZLAR

MEDICANA INTERNATIONAL

İSTANBUL

NÖROLOJİK BİLİMLER VE

OMURGA MERKEZİAVCILAR

KONYA

ÇAMLICA

BAHÇELİEVLERDİŞ

SAMSUN

BAHÇELİEVLER

MEDICANA Sağlık Grubu İletişim BilgileriMEDICANA Hospitals Avcılar Tel: 0212 695 48 30 Fax: 0212 695 48 30 Adres: Marmara Cad.Şamlı Sokak No: 32 34310 Avcılar / İstanbulMEDICANA HospitalsBahçelİevler Tel: 0212 449 14 49 Fax: 0212 555 80 09 Adres: Adnan Kahveci Bulvarı No: 2 34180 Bahçelievler / İstanbul MEDICANA HospitalsÇamlıca Tel: 0216 522 60 00Fax: 0216 335 86 36 Adres: Alemdağ Cad. No: 85 34764 Üsküdar / İstanbul MEDICANA Hospitals SAMSUN Tel : 0362 311 05 05Fax : 0362 240 20 42Adres: Yeni Mahalle Şehit Mesut 1.Caddesi No: 85 Canik /SamsunMEDICANA DİŞTel: 0212 506 00 00 Fax: 0212 506 06 20Adres: İzzettin Çalışlar Cad. Nurettin Paşa Sok. No: 2 / 34310 Bahçelievler/İstanbulMEDICANA DİŞ ÇİFTEHAVUZLARTel: 0216 363 41 41 pbx Fax: 0216 363 42 07Adres: Cemil Topuzlu Cad. No: 56Caddebostan-Kadıköy/İstanbulMEDICANA KONYATel : 0 332 221 80 80Fax : 0 332 221 65 56Adres: Ferihpaşa Mah. Gürz Sok. No: 1 Selçuklu/KonyaMEDICANA NÖROLOJİK BİLİMLER MERKEZİTel: 0212 449 14 49Adres: Bağcılar Cad. No:1 Bahçelievler/İstanbulMEDICANA INTERNATIONAL İSTANBULTel: 0212 867 75 00 Fax: 0212 872 12 36Adres: Beylikdüzü Cad. No: 3Beylikdüzü/İstanbulMEDICANA INTERNATIONAL ANKARATel: 0 312 292 92 92 Fax: 0 312 285 69 62Söğütözü Cad. 2165 Sok. No: 6 Söğütözü/Ankara (ATO yanı)

İstanbul İçi Kod Çevirmeden 444 63 34 Alo MEDICANA Tüm hastaneleri için e-mail: [email protected]

66 İLKBAHAR 2013ANKET

Page 35: EnfEkSiyonlARA kARşı koRUyUn - medicana.com.tr · Hemşirelik Haftası'nda bu mesleğin önemine dikkat çekiliyor. 18Bir ucu depresyon bir ucu mani Bipolar bozukluk yaşayan hastalar