-
USTAM VE BEN
Yazan: EJifJafak eviren: Omca A. Korugan
Yayn hakian: > Doan Egmont Yaynclk ve Yapmclk Tic. A..
Bu eserin btn haklan sakldr. Yaynevinden yazl izin alnmadan
ksmen veya tamamen
alnt yaplamaz, hibir ekilde kopya edilemez, oaitlamaz ve
yaymlanamaz.
T. bask/ Aralk 2013 / ISBN 978-605-09-1803-8 Sertifika no:
11940
Kapak tasarm: Uurcan Ataoiu Kapak grafik tasarm: Handan Tepe
Dijital illstrasyon:
Onur Aynagz 8im illstrasyonlar: Yiit Karagz Bask: Mega Basm Yayn
San. ve Tic
A..
Cihangir Mah. Gvercin Cad. No: 3/1 Baha Merkezi. A Blok Kat: 2
34310 Haramidere-
stanbul Tel. (212)41217 00 Sertifika no: 12026
Doan Egmont Yaynclk ve Yapmclk Tic. A..
19 Mays Cad. Golden Plaza No. 1 Kat 10,34360 ili - STANBUL Tel.
(212) 373 77 00 / Faks
(212) 355 83 16
www.dogankltap.com.tr / [email protected] /
[email protected]
Ustam ve Ben
Elif afak
http://www.dogankitap.com.tr/mailto:[email protected]:[email protected]
-
eviren: Omca A. Korugan
(Yazarla birlikte)
DOAN
Getirdi acz, grp ak mkl olduun, Kamu
hnerlere stad grdn gnlm.
Fuzuli (16. yzyl Osmanl airi)
... cmle lemi gezdim de Bulamadm aka
deer bir nesne. Bu yzden yabancym kendi
halkma, Ve srgnm onlarn arasndan,
Ermilerin dostluunu aradmdan.
Mira Bai (16. yzyl Hindu airi)
Ciso Allah'n yaratt, eytann artt bunca insandan sadece bir
avucu
kefedebilmi Arzn Merkezini - iyi ile ktnn, gemi ile gelecein,
ben
ve sen ayrmnn kalmad; zamann hep bu an olduu, kavgasz savasz
bir asude diyar. Bulduklar yer ylesine gzelmi ki dilleri
tutulmu.
Melekler hallerine acyp iki seenek sunmular. ayet konuma
kabiliyetlerini geri almak istiyorlarsa, grdklerini unutmalar
gere-
kiyormu. Her ey silinecek ama kalplerinde bir boluk kalacakm.
Eer
-
grdklerini hatrlamay tercih ediyorlarsa, o zaman da
zihinleri
bulanacakm. Bylece, kimsenin bilmedii o beldeye varanlarn
yars,
yreklerinde bir eksiklik duygusuyla dnm. Yars da akllar karm
halde. Hasret ekenlere klar denmi; kafasnda sorular olanlara
da
kirtler. Birinciler ak renenlermi, kinciler ise renmeye k.
Byle derdi ustam Sinan, biz drt rana. Ban yana eip gz-
lerimizin iine bakard, ruhumuzu grmek istercesine. Biliyorum
doru
deildi byle dnmem; kimdim ki ben, cahil bir olan, ama ne
vakit
ustam bu hikyeyi anlatsa, dier nden ziyade bana hitap ettii
hissine
kaplrdm. Sanki bir ey vard benden, en gen kandan bekledii.
Baklar yzmde oyalanrd. Gzlerimi karrdm onu hayal krklna
uratmaktan korkarak. Kim bilir, belki de anlamt huyumu. Daha
bandan biliyordu ne kadar azimli bir renci olacam ama i
sevmeye
ve sevilmeye gelince kep geride, kep acemi kalacam.
Keke gemie bakp diyebilsem ki, renmeye sevdalandm kadar
sevmeyi de rendim u hayatta. Ama yalan sylersem yarn bir gn
cehennemde benim iin de bir kazan kaynayabilir. Zira ok
yalandm.
Bir nar aacym; bir ayam burada, bir ayam ukurda.
Biz alt can idik: Usta, drt rak ve beyaz fil. Beraber yaptk her
eyi.
Kprler, camiler, medreseler, kervansaraylar ina ettik. O kadar
uzun
zaman nceydi ki hafzam hatralar eritip som bir szya evirdi.
Yzlerini bile unuttum. Ne tuhaf, szleri hatrlyorum oysa;
verdiimiz
ve sonra tutamadmz tm szleri. Etten kemikten yaplma suratlar
unutup, nefesten mteekkil kelimeleri hatrlamak ne garip.
Hepsi gittiler. Tek tek. Bir ben kaldm geride. Neden onlar ld,
bense
bu yaa kadar durabildim Tanr bilir. Her gn dnyorum maziyi.
Geride braktm ehri. nsanlar yryp geiyordur imdi; grmeden,
dnmeden. Zannediyorlar ki etraflarndaki binalar ta Nuh
Nebiden
-
beri orada. Halbuki biz ykselttik onlar; gnbegn, senebesene.
stanbul
dediin unutkanlklar ehri. Orada her ey suya yazlm. Ustamn
eserleri hari, onunkiler taa kaznm. O talardan birine bir str
sakladk.
ok zaman geti zerinden, nice alametler birikti ama hl orada
olmal,
braktmz noktada. Bilmem bulan kar m? Bulsa bile anlar m?
Ustamdan geriye kalan yzlerce eserden ve binlerce, binlerce
tatan bir
tanesi var ki, altnda gizli Arzn Merkezi. Agra/Hindistan-
632
-
O
stanbul 122 Aralk 1574
Karanln derinlerinden gelen tok ve tehditkr grlemeyi
duyduunda vakit gece yarsn oktan gemiti. Tanyordu sesin
sahibini: Kaplan. Yz altm okka arlnda, drt endaze boyunda
kzl-kahve krkl bir Hazar kaplan. Hayvan kimin -veya neyin-
tedirgin etmi olabileceini dnd korkuyla. u anda cmle lem
uykuda olmalyd - insanlar, hayvanlar ve cinler. Yedi tepeli
ehirde,
sokaklar arnlayan bekiler hari, sadece iki eit insan ayakta
olurdu bu tekinsiz saatte: Ya ibadet edenler ya gnaha
meyledenler.
Cihan da uyankt. alyordu.
almak, bizim gibiler iin ibadet saylr derdi ustas. Biz
duamz da, niyazmz da byle ederiz.
Peki ya Yaradan? O nasl karlk verir? diye sormutu Cihan
bir kez.
Bize daha ok i kararak tabii ki!
Valla, ayet yleyse senelerdir Kadiri Mutlak'a epey yaknlam
olmalym, diye geirmiti aklndan hnzrca. Zira bir deil, iki
megalesi olduundan, ifte ter dkyordu. Hem fil- bazd, hem
mimar ra. ki zanaat vard, iki tutkusu. Lkin biricikti ustas.
Hrmet ettii, hayranlk besledii ve iten ie, bir gn ondan daha
mahir olmay diledii tek insand Mimarba Sinan.
Haftada birka kez, ustas Cihana ve dier rana yeni bir
vazife verirdi. Bazen tek gz bir kulbe resmetmek kadar basit
olurdu devleri. Bazen daha etrefil: Bir konan salamlndan
feragat etmeden iindeki stunlarn nasl azaltlacam sorard
mesela; talan skca tutan ama zamanla kuruyup atlayan bir
harcn
yerine ne kullanlabileceini; topran altndan ve stnden geen
su
kanallannm zamanla tkanmasna nasl mni olunabileceini... Tm
bu sorulan kendi balarna cevaplamalan gerekiyordu. Aralann-
da
fikir alveriinde bulunabilir ama katiyen birbirlerinin
taslaklanna
gz atamazlard.
Mimari takm iidir derdi ustas. raklk ise tam tersidir
-
14
maalesef
Gene bir sefer dayanamayp sormutu Cihan: Neden msaade
etmezsin birbirimizin yaptklann grmemize?
nk karlatrrsnz. ayet berikinin yaptn kendi-
nizinkinden hakir bulursanz, kibir der kalbinize. Yok eer
dierininki daha l gelirse, bu sefer de balar haset iinizi
kemirmeye. Her halkrda zehirdir bnyeye. Bir rak iin en
hayrls, hi bakmamaktr dier raklann ilerine.
Hassa mimarlarnn ba olarak stat Sinann yzlerce talebesi,
binlerce iisi ve bir o kadar ona bal neferi vard. Fakat
senelerdir
hep ayn drt rakla yakndan alrd. Geri birer birer hepsi
kalfalk mertebesine ermiti ama herkes onlardan hl ar-rak
diye
bahsederdi. Nasl ki drt maddeden olumusa kinat -su, ate,
hava
ve toprak onlar da kendi evrenlerinde anasr- erbaa idi.
Drdnn de karakteri farklyd. Adeta ayr unsurlardan
yaplmlard: cam, metal, tahta ve mermer. Kimse bunu
dillendirmese de herkes bilirdi ki gn gelip, ustalarnn fani
mr
tkendiinde, onun yetitirdii bu drt olandan biri yerini
alacakt.
Cihan, Sinann raklarndan biri olduu iin mutluydu ama
inanmakta glk ekiyordu bu kadar ykselebilmi olmasna.
Elinin altnda o kadar kabiliyetli iolam odalar talebesi
varken
ustas tutup onu -basit bir hizmetkr, sradan bir hayvan
terbiyecisi-
semiti. Bunu bilmek Cihana gurur deil, endie ve evham
veriyordu. Hayatnda hi kimse ona Sinan gibi destek kmamt.
Bunca zamandr emrinde alyordu ama ona inanan bu insan
hsrana uratmaktan hl korkuyordu.
Bu haftaki grevleri, pencereleri sivri kemerli ve st kubbeli
bir
hamam resmetmekti. stadn talebi gayet akt: Sekizgen gbekta
ykseke olacak, altna yerletirilecek kazan dairesinin
hararetiyle
snacak; duvarlarn iine gizlenmi dehlizler vastasyla duman
tahliye edilecek; girip kan erkeklerle kadnlar birbirlerini
grmesin
diye hamamn iki ayn kaps olacak ve bunlar iki ayn sokaa
alacakt. te gecenin o ge vaktinde Cihan, Topkap Saraynn
-
hayvanat bahesindeki barakasnda, kabaca yontulmu bir masada
oturmu, bununla uramaktayd.
Arkasna yaslanarak atk kalarla resmini inceledi. Zarafetten
ve
ahenkten mahrum buldu eserini. Halvetlerin zerindeki kk
kubbeleri oturtamamt. Hep byleydi, kubbe tasarlamakta
zorlanyordu. Binalar deil, tepeleriydi onu uratran. Damlarla
cebelleeceine trnaklaryla temel kazmay tercih ederdi.
atlardan
hepten kurtulmann bir imkn olsayd keke - demoullar,
havvakzlan gkyznn altnda apak ve zgrce yaayabilseydi;
yldzlar seyredip, yldzlarca seyredilmeyi gze alarak.
Tam yeniden izmeye balayacakken -saray ktiplerinden kt
armt- bir kez daha kaplann sesini duydu. Tyleri diken diken
oldu. Nefesini tutup kulak kabartt. nsann kann donduran
cinsten
bir ihtar sesiydi iittii. Grnmeyen bir dmana, daha fazla
yaklamamas iin savrulmu bir tehdit!
Cihan kapy usulca at ve etraf saran kesif karanla dikti
gzlerini. Bir hrlama daha ykseldi o anda, dierlerinden de
tehditkr. Aniden teki hayvanlar da balad feryada: Papaan bir
lk att kuytuda; gergedan brd; ay fkeyle homurdand;
aslan kkredi; leopar tslayarak gzda verdi. Tavanlar, ne
vakit
korkuya kaplsalar yaptklar gibi ayaklaryla pat pat yere
vuruyordu. Maymunlar, saylar be olmasna ramen bir orduya
bedel patrt karyordu. Bu arada atlar ahrlarnda huzursuzca
kinemekteydi. Btn bu curcunann orta yerinde ksa, kesik bir
homurtu alnd kulana; grltye dahil olmak istemezmi gibi
gnlszce bir k. Beyaz filin sesiydi bu. Sevgili ota! Belli ki
bir ey rktmt btn bu mahluklar. Bu her neyse, hl etrafta,
hatta yaknda olabilirdi. Ya kandilini eline alp avluya kt.
Otlardan ve bitkilerden ykselen baygn bir rayiha hkimdi
serin
havaya. Daha iki adm atmt ki bir aacn altna toplam,
fsldaan hayvan terbiyecilerini fark etti. Geldiini grnce
balarn kaldrp baktlar. Kayglan yzlerinden okunuyordu.
Neler oluyor?' diye sordu Cihan.
Hayvanlar gergin dedi zrafa terbiyecisi Dara, kendi daha da
-
16
gergin.
Belki kurt dadanmtr dedi Cihan.
Ne de olsa daha evvel balanna gelmiti. Takriben iki sene
evveldi. Bak gibi keskin ve souk bir k gecesi kurtlar ehre
inmi; Yahudisi, Mslman, Hristiyan demeden tekmil
mahalleleri basmlard. Bir iki tanesi, nasl olduysa, sarayn
kaplanndan ieri szm, hametli sultann rdek, kaz, kuu ve tavus
kulanna musallat olmutu. Amma kargaa kmt. Gnlerce
allarn altndan kanl ku tyleri toplamlard. Fakat imdi ne kar
vard ortada, ne de yle fevkalade bir ayaz. Hayvanlan
huylandran
ey, sarayn dndan deil, iinden geliyordu.
Her keye bakn dedi aslan terbiyecisi Olev - yukar kvrlan
byklan ve alev rengine alan uzun salanyla iriya- n bir adamd.
Bu
cva gibi hareketli, adaleli hizmetkr, herkesten hrmet grrd.
Olevin haberi olmadan kimse adm atamazd. Aslanlara ve
kaplanlara sz geirebilen kii, sultann dahi az biraz gpta
ettii
biriydi.
Saa sola dalp ahrlar ve allar, kmesleri ve kafesleri
yokladlar; kaak hayvan var m diye baktlar. Sultann yaban
hayvan koleksiyonundaki cmle mahlukat yerli yerinde
grnyordu. Aslanlar, maymunlar, srtlanlar, leoparlar, yass
boynuzlu erkek geyikler, tilkiler, kakmlar, vaaklar,
yabankeileri,
yabankedileri, ceylanlar, tavus kulan, yabani katrlar, dev
kaplumbaalar, karacalar, devekular, rdekler, kuular, kazlar,
kirpiler, kertenkeleler, tavanlar, ylanlar, zebralar, zrafa,
kaplan ve
fil.
Cihan otaya bakmaya gittiinde, arl doksan kantan akn,
boyu neredeyse be arn olan beyaz fili rkm ve huzursuz buldu.
Koca kulaklan rzgrla dolmu yelkenler gibi almt. Huyunu
suyunu gayet iyi bildii hayvana glmsedi.
Ne oldu? Tehlike kokusu mu aldn? diye sordu Cihan. Her daim
kuann iinde hazr bulundurduu bademlerden bir avu uzatt.
Hayatnda bir ikram reddettii vaki olmayan ota gzlerini
-
kapdan bir an olsun ayrmadan hortumunu kvrd, bademleri azna
att. Devasa arln yere sabitledii n ayaklarna vererek durdu;
uzaklardan gelen bir sese kulak kabartt.
Sakin ol! Korkacak bir ey yok dedi Cihan tatl tatl, ama
sylediine ne kendini inandrabildi, ne fili.
Tekrar baheye ktnda Olevin sesi alnd kulana. Her
yere baktk! Hibir ey yok!
Ama hayvanlar durmuyor... diye itiraz edecek oldu birisi.
Olev adamn lafn keserek Cihan iaret etti. Hintli doru
syler. Kurttu zaar. Veya akal. Her halkrda belli ki git-
mi. Hayvanlarnz sakinletirin. Beceremezseniz zbarp yatn.
Haydi, uzatmayn.
Bu defa kimse itiraz etmedi. Balarm sallayp mrldanarak
daldlar. Hatr hutur sert, stelik bitli pireli de olsa,
bildikleri tek
scak yerdi ottan dekleri. Oraya dndler ayaklarn srye srye.
Bir, Cihan kald geride.
Sen gelmiyor musun Hintli? diye seslendi timsah bakcs Kato.
Birazdan dedi Cihan. avludan ykselen bir inilti dikkatini
ekmiti.
Ald yanm brakt izimdeydi. Ertesi gn ustasna teslim
etmeliydi. Buna ramen barakasna gitmek iin sola dneceine
saa, iki avluyu birbirinden ayran duvara doru seirtti. En
utaki
leylaa yneldi. Ne ok hatras vard bu aacn altnda. Onun ve
sevdiceinin. Yrei szlad. u dallarn dili olsa da anlatsalard.
Bunu dnmesiyle piman olmas bir oldu. yi ki yoktu aalarn
azlan. smini bile anamad o sevgiliyle arasnda geen her ey
bir srd ve hep yle kalmalyd.
Az tede duran bir glge fark etti. Eli aya buz kesti. Az
kalsn
arkasna bakmadan kap gidecekti. Ancak tam o anda dnp
yzn gsterdi karalt: Sibiryal Tara. Bin musibetten, krk
illetten, her felaketten sa kmay baaran bu adamcaz herkesten
daha eskiydi buralarda. Yan bilen yoktu. Kendi dahil. Neler
grmemiti ki. Kudretlilerin devriliine, en azametli kavuklar
-
18
tayan kafalarn amurlarda yuvarlanna ahit olmutu. Sadece iki
ey bakidir, derdi hizmetkrlar. Bir, Sibiryal Tara, bir de
Osmanl
saltanat. Gerisi fanidir...
Sen misin Hintli? diye sordu Tara. Hayvanlar uyandrd seni
de, ha?
yle. Bir ses duydun mu az evvel?
htiyar adam cevap vermedi.
uradan geldi diye srar etti Cihan, boynunu uzatarak.
n sra kara akikten bir ktle gibi dikilen duvara bakt. Sarayn
stne ken sis, aralarnda fsldaan hayaletlerle doluymu gibi
geldi birden. Tyleri rperdi.
Kof bir atrt aksetti avlunun beri tarafndan. Ardndan ayak
sesleri dklverdi elale gibi, sanki bir sr insan kouturuyordu
saa sola. Derken bir demolundan kamayacak kadar vahi bir
feryat ykseldi sarayn barndan. Hzla sustu ya da susturuldu;
bouk bir hkra dnt. Bir keden baka bir lk yrtt
geceyi. Belki de ilkinin kayp bir yanksyd, kim bilir? Sonra
aniden her ey sessizlie gmlverdi. Cihan gayriihtiyari duvara
doru hamle etti.
Nereye gidiyorsun lgn? diye fsldad Tara, gzleri akmak
akmak. Yasak!
Neler oluyor merak ediyorum.
Bizi alakadar etmez dedi ihtiyar. Uzak dur.
Cihan bir an tereddt etti. Gidip bir bakaym. Eer bir ey
gremezsem hemen dnerim.
Tara i geirdi. Yapma desem, dinlemezsin biliyorum. Aman
ha, ierilere girmeye kalkma evlat. Duvara yakn kal. Anlyor
musun?
Tasalanma, gitmem bir yere.
Ey, peki. Ben burada beklerim seni. Dnene kadar uyumam.
Tapma desem, dinlemezsin biliyorum dedi Cihan muzip bir
tebessmle.
Bir avludan berikine gemek o kadar kolay deildi. Ama Cihan
-
etrafna hkimdi. Ne de olsa geenlerde ustasyla beraber saray
mutfaklarnn onarmnda almt. Birlikte haremin baz
ksmlarn da bytmlerdi. Son zamanlarda hatr saylr ekilde
artmt ya saray nfusu, ha bire eklemeler yapmak gerekiyordu.
Tadilat esnasnda iiler esas kapy kullanmamak iin duvarda bir
delik ap kestirme yol yaratmt. ini sevkiyatnda gecikme
olunca
buray pimemi tula ve kille geici olarak kapatmlard. iniler
teslim alnr alnmaz devam edecekti inaat ve tamirat.
Bir elinde kandil, br elinde sopa, duvara vura vura ilerledi.
Bir
mddet hep ayn tok sesi iitti. Tak-tak-tak. Derken, bo bir
yank
geldi. Durdu. Dizlerinin stne kerek en alttaki tulalar itti
var
gcyle. Duvar nce mukavemet gsterdi. Sonra geit ald.
Dnte almak zere kandili oraca bira At ve srnerek delikten
ieri dald. Dirsekleri ve ayak bilek leri izilse de i avluya
gemeyi
baarmt.
Ay m avkyla esrarengiz bir aydnla brnmt bahe. Gn
nda krmz, pembe ve yeilin en parlak tonlarna sahip k
bitkilerine imdi adeta madeni bir cila vurulmutu. Gmi bir
deniz
gibi alkaland toprak. Cihanm kalbi yle hzl ve yksek atyordu
ki bilileri duyacak diye d patlad. Dinledii birbirinden
korkun
hikyeler geldi aklna: Zehirlenen haremaalarna, kellesi
uurulan
vezirlere, Boazm sulanna atldklar esnada hl kvranmakta olan
uvallara dair rivayetler t zihnine. rperdi. stanbulda nice
mezarlk tepelerde ve yamalarda, nicesi de denizin yedi kula
altnda deil miydi?
Usulca ilerledi. Az tede, dallarndan earplar, mendiller,
kurdeleler, kolyeler ve danteller sallanan bir aa vard: Adak
Aac. Haremdeki cariyeler ve halayklar, ne vakit Allahtan
baka
kimseye aamayacaklar bir srlar olsa, ha- remaalanndan birini
kandrp kendilerine ait bir nesneyi buraya yollarlard. Bu eya
bir
dala balanrd; ister istemez, bir bakasmnkinin hemen yanna.
Bir
kadnn gnlnden geenler ekseriya bir bakasmnkine taban tabana
zt olduundan, elien dilekler ve ekien dualarla yklyd aa.
-
20
Gene de akam esintisinin kprdatt yapraklaryla huzurlu
grnyordu u an. ylesine huzurlu ki hatta, Sibiryal Tarasa
daha
fazla ilerlemeyeceine dair sz verdii halde, aaca doru
yrmekten kendini alamad Cihan.
-
Buraya kadar gelmiken, arkasndaki ta binaya bakmamak
olmazd. Otuz admdan az bir mesafe vard ikisinin arasnda.
Aacn
gvdesinin ardna saklanarak yavaa ban uzatt ve derhal geri
ekti. Bir daha bakabilmek iin cesaretini toplamas
gerekecekti.
Grd ki takriben bir dzine sar-dilsiz, tela iinde saa sola
seirtmekte, bir giriten dierine koturmaktayd, ilerinden
bazlar
ipek uvallara benzer bir eyler tayordu. Ellerindeki mealeler
karanlkta iplik iplik patikalar brakyordu. Ne vakit iki
mealenin
yolu kesiecek olsa duvarlara vuran glgeler katmerleniyor,
byyordu.
Bu manzaray neye yoracan bilemedi Cihan. Topran
kokusunu iine ekerek binann arka tarafna hamle etti. Soluduu
hava kadar hafif ve sessizdi admlan. Bir yarm daire izerek
avluyu
kat etti ve en nihayetinde yan kapya ulat. Tuhaf bir ekilde,
hi
muhafz yoktu girite. Dnmeden ieriye dald. Ne yaptn
dnmeye balasa dehetten eli aya tutulurdu.
ierisi rutubetli ve serindi. Ensesi terden srlsklam olmutu.
O
kadar kaslmt ki farknda olmadan, enesi an- yordu dilerini
skmaktan. Yan karanlkta el yordamyla ilerledi. Piman olmak
iin
ok geti. Bundan sonra dn yoktu, bir tek ileri gidebilirdi.
Duvarn dibinden adm adm devam etti. Karsna kan ilk odaya
kendini att. Etrafa yle bir baknd: stlerinde billur kseler
olan
sedef sehpalar; minderlerle kapl uzunca sedirler; Frenk
diyanndan
hediye gnderilmi, tavandan aslm sslemeli duvar hallan ve
yerde gene o ikin uvallar.
Arkasndan kimsenin gelmediinden emin olmak iin ikide bir
geriye bakarak ar ar uvallar seyretti, ta ki kann donduran o
eyi seene kadar - hafife yrtlm uvaldan kan bembeyaz bir
eldi bu. Kuma ynnn altnda, vurulmu bir ku gibi solgun ve
cansz yatyordu souk mermer stnde. aknlkla gzlerini
krptrd Cihan; kalbinin oktan kavradn grmeyi reddetti
gzleri. Derken kabullendi. El, bir kola balyd; kol da kmen
bir
gvdeye. uval deildi bunlar. Cesetti her biri. ocuk
cesetleri.
-
Titreyerek yaklat Cihan. zerlerindeki kumalar yar bellerine
kadar indirince grd ki hepsi de oland; yan yana yatrlmlard,
en uzun boylusundan en ksasna. En bykleri neredeyse
delikanlyd, en kkleriyse bebeklikten yeni kmt, aznda st
kokusu. Sarayllara has kyafetleri zenle dzeltilmiti,
ehzadelere
layk bir asalet iinde olsunlar diye. Huzurlu grnyorlard.
Tenlerinin iinde bir mum saklymasna parlyordu ehreleri.
yle ki bir an ldklerinden phe etti. Kprdamyor,
konumuyorlard ama belki de aklnn hayalinin almad varlklara
dnmlerdi. Byle zannetti bir an. Sonra aniden olanca
plaklyla iniverdi hakikat. Drd de boulmutu. i acd.
Gzleri doldu.
Dizlerinin ba zlm halde ylece kalakald. Hareket
edemedi bir mddet. Ancak yaklaan ayak seslerini duyunca
silkip
atabildi sersemliini. Hzla dzeltti llerin rtlerini. Zar zor
kuvvetini toplayarak frlad. Ne bir dolap, ne bir sandk,
saklanacak
hibir yer yoktu. arnaar, tavandan yere kadar uzanan saf
ipekten
rengrenk bir duvar halsnn arkasna gizlendi. Bir dakika sonra
sar-dilsizler ieri girdi. Bir ceset daha getirmilerdi. Onu
da
dikkatlice yerletirdiler dierlerinin yanma. Bylece cesetler
bee
tamamland.
te o an katillerden en dikkatli ve pheci olan, llerden
birinin
zerinin yarm yamalak kapanm olduunu fark etti. Yavaa
yaklat. Emin olamad acaba onlar m bu halde brakmt, yoksa
biri mi arkadan gelip amt. Eliyle bir iaret akt arkadalarna.
Onlar da durdular. pheyle etraf szmeye baladlar.
pek halnn arkasnda, duvardaki oyukta, Cihan soluunu tuttu.
Canilerle arasnda incecik bir katman vard, ile
-
rinden birisi elini kaldrp u haly aralamaya kalksa, yanmt.
Saatlerce gizlenmeyi baarsa bile bu odadan sa kmas imknszd.
yle bir belaya sokmutu ki dertsiz ban, onu kimse
kurtaramazd.
Demek buraya kadarm, diye dnd ac ac; btn hayat, bunca
abas boa gitmiti. Her ikisi de olaylardan habersiz, scak
yuvalarnda muhtemelen uyumakta olan sevgili filini ve
saygdeer
ustasn dnd. Sonra k olduu kadna gitti akl. oktan yatm
olmalyd. Hayatndaki bu kymetli varlk kim bilir hangi tatl r-
yalar grrken, o burada, olmamas gereken bir meknda
bulunduu ve grmemesi gereken cinayetlere ahitlik ettii iin
ldrlecekti. Ve bunlarn hepsi bu kadar merakl olduu iin bana
gelmiti - teden beri gem vurulmaz, uslanmaz bu huyundan tr.
Sessizce svd kendine. Mezar tama unu yazsalar isabet olurdu:
Burada merak yznden canndan olan bir gafil yatmakta
Hem filbaz hem kalfa Cesur ve cahil ruhuna el fatiha
Ne yazk ki bu son dileini dahi tembihleyebilecei kimse yoktu
yannda. Halnn arkasna sindi sinebildiince. Bildii tekmil
dualan
okumaya balad dehet ve ter iinde.
csvo
Ayn gece stanbul'un bir baka ucunda, geni ve ferah bir
konakta, khya kadn oturmu tespih ekiyordu. Yanaklar kuru
zm gibi buru buru, zayf gvdesi kamburdu. Gzleri
ihtiyarlktan kr olmutu. Yine de, efendisinin evinin hudutlar
iinde olduu mddete her eyi mkemmelen grebiliyordu. Her
ke buca, her gevek menteeyi, merdivenlerde gcrdayan her
basama biliyordu. Bu atnn altn onun kadar iyi tanyan ve evin
efendisine onun kadar bal kimse yoktu. Bundan emindi
kadncaz.
Hizmetkrlarn odalarndan gelen horlama sesleri dnda t
-
24
kmyordu koca meknda. Arada bir, ktphanenin kapal kapsnn
ardndan alack, belli belirsiz bir nefes duyuluyordu, o kadar.
Yine
ge saatlere kadar alm olan Sinan orada uyuyordu. Genellikle
akam yemeinden evvel, karsyla kzlarnn ikamet ettii ve
raklaryla talebelerinin katiyen girmedii haremine ekilir,
akamlarn ailesiyle geirirdi. Ama bu gece, pek ok kez olduu
gibi, kitaplarnn ve kt tomarlarnn arasnda uyuyakalmt.
Khya kadn da halnn stne bir dek sermi, yatak yapmt.
Haddinden fazla alyordu usta. Onun yandaki bir adamn
ocuklar ve torunlaryla oturup dinlenmesi, doru dzgn yemek
yemesi ve bol bol ibadet etmesi gerekmez miydi? Kolunda
bacanda ne takat kalmsa onu da hacca gitmek iin kullanmalyd.
Neden ahirete hazrlanmyordu acaba? Yok ayet hazrlanyorsa, o
halde ne diye hl inaat sahalarnda dolap gzelim kaftanlarn
toza amura buluyor, kendini heba ediyordu? Khya kadn,
efendisine ierlemekle birlikte esas onu bu kadar altran
sultana
ve vezirlere sitem etmekteydi iten ie. Hele o raklar yok mu!
Ustalarnn omuzlarndaki yk hafifletmeyen o tembellere kzyor-
du. Cahil olanlar! Artk olan filan saylmazlard ya. Drdn de
biliyordu khya. Nikola en iyimserleriydi ve rakamlarn diline de
bir
o kadar vkft; Davud, kararl ve arbalyd ama bir o kadar inat;
dilsiz olan Yusuf, geit vermez bir orman gibi esrarlyd; bir de
u
Hintli filbaz Cihan vard, bu niye byle, u nasl alr, onu nasl
yaparz, diye daima sorular sorar, fakat verilen cevaplan
nadiren
dinlerdi, akl bir kan havada.
Derin bir nefes alarak, gzlerinin iindeki uurumu seyre dald
khya kadm. Derken, tespihin tanelerini eken parmaklan
yavalad.
Elhamdlillah, Elhamdlillah... Mrldan azald. Ba nne
dverdi. Uyku baldan tatlyd.
Bir an m geti, yoksa bir saat mi bilemedi srayarak
uyandnda. Uzakta bir grlt vard. Kaldran talannm stnde
takrdayan nallarn ve dnen tekerleklerin yanksn ayrt etti.
Son
srat bir at arabas gelmekteydi; hem de sesinden anlald
kadaryla onlara doru. stat Sinann evi bu kmaz sokaktaki tek
-
konakt. Araba keyi dnd m onlardan baka gidecei yer yoktu.
Hava birden soumu gibi bir me geldi khya kadna. Dualar
ederek, yandan beklenmedik bir eviklikle ayaa firlad. Yolunu
bulmak iin ne a ihtiyac vard, ne yardma. Tez admlarla indi
merdivenlerden, sofay geti, avluya kt. Setlere blnm, bir ha-
vuzla sslenmi ve her daim tatl rayihalarla buram buram kokan
bu
bahe, gelen her misafirin kalbini neeyle doldururdu. Sinan,
evine
su tamak iin sultandan izin alm, her eyi kendisi yapmt -
dmanlarnn hasedini zerine ekmek pahasna. Usulca dnyordu
imdi su deirmeni. Hibir eyin tekin olmad bu evrende az biraz
da olsa istikrar vaat edercesine.
Yukarda, gmten bir oraa benzeyen ay bir bulutun arkasna
sakland. Bir an iin gk ile yer ayn kuruni renge brnp
birbirine akt. Khya kadnn sa tarafnda kalan patikann sonunda
genie bir aalk alan vard; yamacn aasnda da muhtelif sebze
ve otlar yetitirdikleri bir bostan. Kadncaz dier yolu seti;
yukardaki byk avluya doru yrmeye balad. Yolun bir
yannda, suyu yaz k buz gibi bir kuyu mevcuttu. Kar kede ise
kenefler duruyordu. Onlarn uzandan geti, her daim yapt gibi.
Geceleri cin taifesi helalarn etrafnda toplanr, dn yapard.
Onlar rahatsz eden gafil yle bir arplrd ki yedi ceddi
kurtulamazd lanetten. Karanlkta helaya gitmeye ekinirdi khya
kadn. Lazmlk kullanmay da sevmediinden, mesanesinin insafna
kalmamak iin, akam ezanndan sonra ne bir ey yer, ne de
ierdi.
Sokaa alan kapya vardnda dardaki sesler artm, endiesi
ikiye katlanmt. u hayatta kimseye hayr getirmeyeceinden emin
olduu ey vard: Ruhunu iblise satan adam; gzelliiyle
bbrlenen kadn ve sabah bekleyemeye- cek kadar acil olan
haber.
Araba ok gemeden gelip yksek parmakln br yannda
durdu. Atlarn solumas duyuldu evvela; akabinde sert ayak
sesleri.
Khyann burnuna ter kokusu alnd ama hayvanlardan m
geliyordu, adamdan m bilemedi. Ziyaretinin kim olduunu
renmek iin acele etmiyordu. Evvela Felak Suresini okumas
lazmd. Tam yedi kere. Snrm ben, karanl yarp sabah ortaya
-
26
karan Rabb'e, yaratt eylerin errinden, karanl kt
zaman gecenin errinden, dmlere fleyip tkren kadnlarn
errinden...
Bu arada ulak kapya vurmaya balamt. Nazik ama srarl. Tez
cevap verilmezse iddetlenip yumruklamaya kadar varabilecek
bir
alma tarz. Nitekim yle oldu. Bunun zerine uyanan
hizmetkrlar,
ellerinde kandiller, geceliklerinin stlerine aldklar allaryla
birer
ikier koturdular baheye. Olaca daha fazla geciktiremeyeceini
anlayan khya kadm kapnn srgsn ekti,
Bismillahirrahmanirrahim.
Ayn anda ay bulutlarn arkasndan synlverdi. Bir yabanc zuhur
etti. Ksa boylu, tknazd; gzlerinin ekline baklrsa Tatar
olmalyd. Omzuna ast deri bir mataras, pek kasnt bir hali
vard.
Karsnda bu kadar ok insan bulmaktan holanmad aikrd.
Saraydan geliyorum diye beyan etti, lzumundan yksek sesle.
Kimse bir ey demedi.
Efendinizle konumam gerek dedi ulak.
Omuzlarm dikletirip tam ieri girecekti ki khya kadn elini
kaldrarak durdurdu adam. Sa ayanla m giriyorsun? Ne?
ayet bu eii aacaksan evvela sa ayam atmalsn. Bir an
aknlkla ayaklarna bakt ulak. htiyatl bir adm att, doru
ayakla. eri girince, kendisini padiahn yolladn, vazifesinin
ehemmiyetini ifade etti. Bunca lakrdya lzum yoktu aslnda.
Saraydan geldiini de, sultan tarafndan gnderildiini de
herkes
tahmin etmiti zaten. Baka kim bu saatte, byle bir azametle
dikilirdi ki tanmad insanlarn kapsna?
Sermimar efendiyi saraya gtrmem emrolundu dedi. Khya
kadnn surat asld. Rengi ruhsan soldu. Boazn temizledi,
syleyemedii kelimeler azm doldurdu. Daha yeni uyumu olan
efendisini kaldramayacan anlatmak isterdi, yapabilseydi. Ama
byle bir ey demedi elbette. Onun yerine mrldand: Bekle hele
burada.
Gzlerini bolua doru krptrarak bam evirdi. Kerim,
-
haylaz olan, gel benimle.
Kokusundan tanmt gen hizmetkr. Khya nde, ocuk elinde
kandiliyle pei sra eve girdiler. Merdivenler ayak- lanmn
altnda
gcrdad. Kadncaz kendi kendine glmsedi. Yakn, uzak
demeden her yere muhteem binalar yapan efendisi, kendi
evinin
basamaklarn tamir etmekten cizdi.
Ktphaneye girdiklerinde, huzur veren bir koku yalad yzlerini
- kitaplarn, ktlarn, mrekkebin, derinin, balmumunun, mee
raflarn ve sedir aacndan sehpalarn kokusu.
Efendi, uyan hele diye fsldad khya kadn. Sesi ipek gibi
yumuackt.
Yataktaki adamn nefes alveriine kulak verdi. Bir daha
seslendi, bu defa daha yksek sesle. Bu arada, efendiye ilk defa
bu
kadar yaklama imkn bulmu olan olan da frsat bu frsat adam
inceliyordu. Uzun, kemerli burnuna, alnndaki derin izgilere,
dnceli olduunda ekitirip durduu, aarm gr sakalna bakt.
Ellerine kayd baklar. Kuvvetli, kemikli parmaklan, nasrl
sert
avulanyla, danda almaya alm bir insann elleriydi bunlar.
nc seslenite gzlerini at Sinan. Baucunda dikilenleri
grnce bir glge dt yzne. Mhim bir hadise kmadka yahut
ehir cayr cayr yanmadka bu saatte onu uyandrmaya cesaret
edemeyeceklerini biliyordu.
Bir ulak geldi dedi khya kadm. Saraydan beklerlermi.
Usulca kalkt Sinan. Hayrdr inallah.
Bir eliyle bir leen tutup br eliyle ibrikten su dkerek ve
kendini gayet nemli hissederek efendisinin yzn ykamasna ve
ardndan giyinmesine yardm etti olan. Ak renk bir mintann
stne bir kaftan geirdi Sinan; eski, kahverengi bir kaftand
bu,
kaln ve yakas krkl. Sonra merdivenlerden indiler paldr
kldr.
Geldiklerini gren ulak ban edi. Affedin, sermimar efendi,
rahatszlk verdim, ama sizi saraya gtrmem emro- lundu.
Hazrm dedi Sinan.
Khya kadn araya girdi. Olan da gelsin, yardm eder.
-
28
Kalarn atan ulak dosdoru Sinana bakarak cevap verdi.
Maalesef, sadece sizi gtrmem emrolundu.
fke, safra gibi doldurdu khyann azn. Neredeyse adama
kacakt ki Sinan elini kadnn omzuna koydu. Merak etme. Bir
eycik olmaz
Sinan ile ulak avludan kp gecenin iine yrdler. Etrafta
kimsecikler yoktu Sokak kpekleri bile ortalarda deildi her
nasl
olduysa. Sinan arabaya yerleince ulak kapy kapatt ve tek
kelime
etmeyen arabacnn yanma oturdu. Atlar silkinerek
hareketlendiler.
ok gemeden son srat mahallelerin iinden gemekteydiler.
iindeki sknty hafifletmek iin kadife perdeleri aralayp
dary seyre koyuldu Sinan. Haliin yanndaki Yahudi ma-
hallesini, ardndan Araplarn, Ermenilerin oturduu muhitleri
kat
ettiler. Mslman, gayrimslimi, ne ok hayat vard u ehirde
dillendirilmeyen. Darack ve yamru yumru sokaklar boyunca
drtnala giderken, hznle boyun bkmesine eik dallarn
altndan geerken, hanelerinde uyuyan insanlar dnd
konaklarndaki kodamanlan, kulbelerindeki fukaralar. En
zenginlerin evleri bile ucuz malzemeden, ahaptan, kireten ve
iyi
frnlanmam tuladan ina ediliyordu. Yeterince kaya ve mermer
getirilemiyordu stanbula. Btn mr yamur duasna karcasna
ta duas etmekle gemiti.
Nihayet durdu araba. Saray khyas, becerikli hareketlerle
yardma geldi. Sinan ile ulak devasa bir kapdan geerek avluya
girdiler. Biraz geride, ikyeti olanlann dilekelerini
sunduklan
Deavi Kasn vard. Orta Kapdan sonra saray mektebinin
hastanesini
grdler. Karanlkta bir hayalet gibi parlayan oymal emenin
yanndan ilerlediler. Daha geenlerde saray mutfaklarm tamir
etmi
ve haremi geniletmi olan Sinan civara ainayd.
Hava serin ve duruydu. Mersin aac ve biberiye kokular
geliyordu hafiften. Akamst yamur yamt; otla kapl toprak,
yumuack bir hal gibiydi ayaklarnn altnda. Muhafzlar kenara
ekilerek gemelerine izin verdiler. Frtna bulutlarnn rengine
boyanm binaya vardlar; rzgrda titreen mealelerin aydnlatt
-
divanhaneye ayak bastlar, iki odadan geip ncsnde durdular.
Buraya adm atmalaryla ulan msaade isteyip kaybolmas bir
oldu. Sinan meknn loluuna, almak iin gzlerini kst. Etrafa
baknd. Her tepsiden, her minderden, her ziynetten duvarlara
den
glgeler, ona bir ey anlatmak istercesine eilip bklyor,
kvranyorlard.
ileride yerde dizili uvallar dikkatini ekti. Anlamadan
yaklat,
bo bo bakt. Ne tadklarm ayrt edince nefesi kesildi
birdenbire.
rpertiyle geriledi. Be cesetten birinin ksmen alm yz Sinana
dnkt. Merhumun ne kadar gen olduunu grnce gzleri
yaard sermimann. Bana darbe almasna sendeledi. Dudaklar
kpr kpr rahmet okudu her birine. Ta ki aniden bir trt duyana
dek.
Hzla arkasna dnd. Sesin odann iinden geldiine emindi.
Eyalar tarayan baklar, duvarda asl ipek halya takld, iinden
bir ses drtt, gidip bakmasn syledi. Aznda kekremsi bir tat,
boaznda bir yanma, tedirgin ama kararl bir ekilde uzanp haly
kenara ekti ve korkudan sapsan kesilmi, tir tir titreyen ran
buldu karsnda.
Cihan?
Ustam!
Ne yapyorsun burada evladm?
Cihan u koskoca lemde onu kurtarabilecek yegne insan
yanna gnderen kuvvet her ne ise, artk melekler mi, Hzr
Aleyhisselam m, hnzr bir cin mi, yoksa dorudan Tanr m,
hepsine cmleten krler yadrarak frlad yerinden. Diz kerek
Sinann elini pt.
Ustam, stadm, Allah senden raz olsun! Hep phelenirdim
ermi olduundan. imdi emin oldum.
t, barma. Neden buradasn?
zah edecek vakit yoktu. Koridordan gelen ayak sesleri, yksek
tavanlar ve oymal duvarlardan aksediyordu. Cihan kocaman alm
gzlerle ustasna sokuldu. Biraz sonra nc Murad, peinde
-
30
maiyetiyle birlikte odaya dald. Uzun boylu deildi, gbekli
saylrd; kartal gagasna benzer bir burnu ve sarmtrak bir
sakal
vard.
Sinan abucak toparlad kendini; hkmdarn kaftannn eteini
pt. Cihan, o mertebeye varamamt henz, iki bklm yerlere
eildi, saygda kusur etmedi. Ne de olsa Mu- rad artk sultand.
Babas Selim, hamamda aya kayp derek can vermiti.
Grnmez kazayd belki. Geri om azlara kalsa, imeye tvbe
ettii halde yine kfelik olduundan bast yeri grememiti. Olu
Murad, ikindiden evvel, bartlar ve fiekler, davullar ve
zurnalar
ortasnda, ecdad Osman Gazinin klcn kuanm ve padiah ilan
edilmiti.
Darda, yaknlarda, deniz uuldayp inledi. eride Cihan,
kprdamaya cesaret edemeden, alnnda boncuk boncuk biriken
terlerle kaya gibi sabit bekledi. Omuzlarna ken sessizlik
arlat;
dudaklar yere o kadar yaknd ki neredeyse pecekti zemini,
souk
bir sevgiliyi per gibi.
Kimdir bu? raklarndan biri midir? diye sordu sultan. Sinan
cevaplad: yledir, evketli padiahm. Drt kalfamdan biridir.
Yalnz getirilesin diye emretmitim. Ulak itaat etmedi mi
yoksa?
Kusur bana ait dedi Sinan. Affedin, ihtiyarlkta yardma
ihtiyacm olur.
Sultan bir an dnd, ismi ne peki?
Cihan, hametmeap. Sarayn filbazdr kendisi ayn zamanda,
belki yle hatrlarsnz. Beyaz filin bakm senelerdir onun
vazifesi.
Hem filbaz hem mimar ra, duymadk bylesini, pek tuhaf
dedi sultan hafif bir alayla. Nasl oluyormu?
Rahmetli, evketli bykbabanzn hizmetkryd Cihan. Fille
beraber geldi Hint diyarndan. Harpte, kpr inaatnda hayvan da,
o
da bana yardm etti. Kabiliyetini, zeksn grnce saray
mektebine
gnderip terbiye verdik.
Dedem... emsali grlmemi hkmdard dedi sultan, dalgn,
-
durgun.
yleydi phesiz.
Kanuni Sultan Sleyman -nicedir topran altnda ve artk kefeni
rm de olsa- tam krk alt k boyunca saltanat srmt ve ne
gariptir ki hl ancak alak sesle anla- biliyordu.
Allah meknn cennet eylesin. Benim yerimde olsayd... dedi
Sultan Murad, sesi ilk defa atlad. ... O da aynsn yapard.
istemezdi byle olsun. Ben de istemedim. Lkin tahtn bekas iin
yapmaya mecburdum.
Cihan, padiahn yerdeki llerden bahsettiini anlad. Midesi
kasld. Yan gzle cesetlere bakt. Bir tanesi tek eli danda
kalan-
o kadar yaknndayd ki avucunun iindeki izgileri grebiliyordu.
O
izgilere bakp da, bunca asil ehzadelerin byle ani ve ac
sonlan
olabileceini tahmin edecek bir tane falc var myd acaba u
ehirde?
Kardelerim Hakkm rahmetine kavutu dedi sultan.
Allah taksiratlann affetsin, cennetine buyur etsin dedi
Sinan.
Sessizlik, sis gibi kt zerlerine perde perde. Ta ki sultan
yeniden konuana kadar. Mimarba seni buraya unun iin
ardm. Babam lmne yakn senden bir trbe istemiti.
Dorudur hametlum.
imdi ben diyorum ki, kardelerim de oraya gmlsn. Bu- dur
arzum. Budur seni armama sebep, sermimar efendi.
Ba stne devletlum.
Trbe yle grkemli olsun ki asrlar sonra dahi insanlar gelip
ruhlarna fatiha okusun. Lkin... dikkat et, lzumundan grkemli
yapmayasn. Kararnca olsun. Ne byk ne kk.
Ba stne izzetlum.
Ustasnn ne yaptn gremeden biraz daha eilmeye kalknca
alm kt diye yere dedi Cihanm. Son anda soluunu tutmasa az
kalsn bir ah kacakt azndan. O vaziyette durdu, bekledi.
Sultann ayaklarn seyretti. Birdenbire hareketlenip ona doru
ilerledi ayaklar. Pek yakndlar imdi. Hkmdarn gzlerinin
zerinde gezindiini hissetti. Kal
-
bi kt kt atmaya balad. Acaba phelenmi miydi? Bu gece
hayvanat bahesinden kalkp buraya gizlice szdn anlam
olabilir miydi?
Filbaz, ha? dedi Sultan Murad. Bakaca bir laf etmeden,
ardnda
sadrazam, vezirler ve muhafzlarla kp gitti.
Bylece, Mimarba Sinan ve bu bulumada hibir yeri olmayan
ama hadiselerin akyla kendini burada bulan Cihan, Ayasofyamn
bahesinin iine bir trbe kondurmaya memur edilmi oldular.
Bina,
be ehzadeye -Sultan nc Muradm tahta kt gece
bodurttuu erkek kardelerine- layk azamet ve asalette
yaplacak,
ancak onlarn ne ekilde ldn insanlara hatrlatmayacak kadar
ufak ve nemsiz olacakt.
Henz hibiri bunu bilmiyor olsa da, ne gariptir ki bundan
seneler
sonra, gene byle bir gecede rzgr uuldarken, hayvanlar yine
kafeslerinde huzursuz dolanrken, bu sefer Sultan Muradm
kendi
oullan -stelik on dokuzu birden- ayn ekilde soylu kanlan
dklmesin diye yay kiriiyle bodurulmak suretiyle tek tek
ldrlecek, sonra da gene ayn yere, usta ve ran ina ettikleri
o
hznl trbeye gmleceklerdi.
-
U S T A M D A N E V V E L
-
C8BO Hazreti Yakubun on iki olu vard, Hazreti Isann on iki
havarisi.
Kuranm on ikinci suresinde hikyesi anlatlan Hazreti Yusuf, on
iki
kardeten biriydi. Yahudiler on iki somun ekmek koyard
masalarna.
On iki aslan beklerdi Hazreti Sleymann tahtn. Alt admda klrd
o koltua ve her kn bir inii olduuna gre alt adm daha demekti
bu, ki toplam on iki ederdi. On iki temel inan Hint diyarnda
hkm
srerdi. On iki imam, derdi iiler, Hazreti Muhammedin pei sra
gelirdi. Hazreti Meryemin tacnda on iki yldz vard. Ve ismi
Cihan
olan bir olan henz on iki yandayd stanbulu hayatnda ilk kez
grdnde.
Zayft, pire gibi hareketliydi. Yana gre ksayd bir parack.
Salar tam tepede bekleip ondan ayr bir mahlukmu gibi yukarya
doru trmanrd, boysuzluunu telafi, etmek istercesine, insanlar
ona
baktklarnda ilk nce asi salarn grrd. Sonra da beheri bir
haydut
yumruu byklndeki kulaklarn. Ama anas her daim sylerdi,
gn gelecek, o candan tebessm ve sol yananda hamura bastrlm
parmak izi gibi duran tek gamzesiyle kzlarn gzlerini
kamatracakt.
Byle derdi anas, inanrd Cihan.
Erkenden gelin aramaya balayan anas, ka kez konu komunun
kzlarn gzden geirmiti. Dudaklar gl-buse olacakt oluna bulduu
ein, yanaklar ipek gibi przsz, beliyse dal gibi ince. Ceylan
kadar
evik, sr gibi kuvvetli olmas kfi deildi; sesi de blbllere
denk
olmalyd. O sesi ocuklarna ninni sylemek iin kullanacakt;
yoksa
yle bo konumak iin deil, hele kocasna laf yetitirmek iin hi
deil. Biricik oluna layk grd dii ite byle bir varlkt. Cihan
aldrmazd bu lakrdlara. Onun btn istedii k olmakt. Uzun
srmese de olurdu. Bir yere varmasa da olurdu, isterse gz ap
kapayana kadar gesin, uan bir kuun glgesi gibi elle tutulmaz
olsun;
yine de akt onun arad, yuva kurmak deil.
Artk hayatta deildi anas. Cierlerinde yara varm, demiti
hekim;
fakat Cihan biliyordu ki hamileyken yedii tokat ve tekmelerdi
esas
sebep. Cihanm vey babas -ki am- casyd ayn zamanda- lme
sebebiyet veren o deilmi gibi bara ara alamt cenazede bir de
utanmadan. Cihan nefret ediyordu adamdan ve onun
riyakrlndan.
-
38
Bu gemiye bindi bineli ka kez piman olmutu anasnn intikamn
almadan yuvay terk ettiine. te yandan biliyordu ki eer kalsayd,
ya
amcas onu ldrecekti, ya o amcasn. Henz ya kk, gc kstl
olduundan muhtemelen amcas kazanacakt. Ama dnecekti bir gn,
mutlaka...
Haftalardr ak denizdeydi. Bir karavelada. Hayatnda ilk defa
gemi
seyahati yapyordu. Bunca zaman tuzlu yel soluyup, mavinin envai
eit
tonuna baktktan sonra ufukta kara grmek zihninde tuhaf bir
tesir
brakacakt - bilhassa byle sisli puslu bir gnde, ileriye, denizin
sahille
bulutuu izgiye bakt. O an stanbula varyor mu, yoksa
stanbuldan
kayor mu anlayamad. Seyrettike toprak, deryann devamym gibi
grnd. Dalgalarn tepesine kondurulmu, her daim kabanp
alkalanan, insann ban dndren bir yerdi bu. Kat deil, sv bir
ehir. stanbula dair ilk izlenimi byleydi ve bunu henz bilmese
de
burada bir mr geirdikten sonra dahi bu kans deimeyecekti.
Limana yaklatka civardaki kular artt. Martlar, sereler,
alakargalar, ard kular ve saksaanlar - ki bir tanesi gagasnda
parlak
bir cisim tayordu. Birka -en cesurlar veya en aptallan-
yelkenlerin
stne konmutu. Gemiciler hep derdi, bann stnde daha fazla
kanat
grmek, karaya delalettir diye. Sylemedikleri ey, sahile
yaklatka
denizin insan nasl ruhundan yakalad, brakmak istemediiydi.
Cihan ar admlarla gverteyi kat etti. Denizciler onun
ayakaltmda
dolamasna aldrmayacak kadar meguld. Ba tarafn en u noktasna
kadar yrd. Yzne vuran rzgra aldrmadan, stanbulun barna
dikti gzlerini. Bir mddet bir ey gremedi. Derken, birileri
bir
perdeyi tutup kenara ekmiesine sis dald. ehir, btn
hatlaryla,
prl prl ald nnde. Nurlar ve glgeler, srtlar ve bayrlar,
tepeler
boyu bir aa bir yukar, tezatlardan mrekkep bir diyar. Her
admda
kendini inkr eden, her mahallede miza deitiren, ayn anda hem
nikbin hem bedbin olabilen bir kentti stanbul; bir yandan
cmerte
verirken, bir yandan cmlesini geri alrd. Kalabalk ve kemeke
iinde
felek-i lya ykselmek ister, hep daha fazlasn arzular, tatmin
olmazd. Sihirkrd, ivebazd. Bunlar henz bilmese de Cihan,
insann
onun efsununa kolayca kaplabileceini hissetti.
-
Aceleyle ambara dnd. Kaptann emirleri dorultusunda
haftalardr
kafesinde kilitli tutulan beyaz fil perian ve mecalsizdi.
Geldik! Bak, vardk nihayet! Sesi titredi nk bu kentin ne
menem bir yer olduunu bilmiyor, endieleniyordu. Ama mhim
deildi. Burada onlan bekleyen her ne ise u korkun seyahatten
daha
beter olamazd herhalde.
ota hareketsiz duruyordu. yle ki Cihan bir an iin filin
kalbinin
teklemi olmasndan korktu. Yanma yaklap, hayvann zar zor ve
nizamsz da olsa nefes aldn anlaynca rahatlad. Ama ne
gzlerinde
fer kalmt, ne derisinde revnak. gndr bir ey yememi,
imemiti. enesinin yannda rktc bir yumru vard, bastrnca irin
akyordu iinden; hortumu bariz ekilde imiti. Hayvann stne su
serpti. Kuruduunda derisinde tuz lekeleri brakan deniz suyu
kulland
gene, ne yapsn. Kyya ayak basar basmaz otay tatl sularla
ykayacana sz verdi kendi kendine.
Bak greceksin, sarayda herkes sana hayran olacak. Cari- yeler
var
ya, hepsi baylacak sana.
efkatle, itinayla balsam srd filin iliklerine. Hayvancaz
nasl
da zayflamt. Seyahatin son iki haftas bilhassa zor gelmiti;
geminin
sallantsna tahamml edemez olmutu artk.
Keyfinin yerinde olduunu grmeden hibir yere gitmem, merak
etme dedi Cihan. Derken bir baka ihtimal geldi aklna. Baktk ki
iyi
insanlar kmadlar, biz de kaanz. Yakalayamazlar ya.
Merdivenlerde ayak sesleri iitmese bu minvalde devam
edecekti.
Bir gemici ieri dald. Hey velet, reis seni grmek ister.
Hemen!
Az sonra Cihan kaptan kknn kapsnda dikilmi, ieriden gelen
ksrkleri dinliyordu. Korkuyordu adamdan, her ne kadar bunu
belli
etmek istemese de. Kaptan Garreth, nam dier Gvur Garat yahut
Delibozuk Reis, kimsenin takmak istemeyecei cinsten bir
adamd.
Bouna deildi lakab. Hak edilmi bir unvand. Bir an gayet sakin
ve
gle bir halde bir denizciyle akalarken, bir an sonra ban
ekip
ayn denizciyi dorayabilirdi para para. Cihan bizzat ahit
olmutu
byle bir hadiseye. ngilterenin bir kysnda dnyaya gelen, u
hayatta
hibir eyi ve muhtemelen hi kimseyi, kzarm domuz eti ve kpkl
-
40
bira kadar sevmeyen bu adam, seneler evvel, kimsenin akl sr
erdiremedii bir sebepten, stelik savan tam ortasnda saf
deitirmi,
Osmanl donanmasna katlvermiti. O gn bugndr, vaktiyle yanda
olduu Hristiyan gemilerine ei benzeri grlmemi bir hnla
saldrmakta, Frenklerin yreklerine korku salmaktayd. Sarayn
iine
geliyordu bu serkei hizmetinde kullanmak. Fakat dediklerine
gre
Sultan Sleyman ona zerre kadar gvenmiyordu. Biliyordu ki
senin
dmanna ihanet edip, sonra sana gelen adamdan asla dost
olmazd.
Bugn kapma kpek olan, yann seni de snp bakasna yaltaklanrd.
Cihan odaya girince kaptan masasnda oturur buldu. Ykanm,
taranmt, hayret! Yal sakal haftalardr olduu gibi katran
karas
deil, neredeyse sarya alan bir renkti. Uzunca bir yara izi
vard
yznde, sol kulandan dudaklarnn kenarna kadar uzanan. Ya ve
kan lekeleriyle dolu nefti gmleini karm; soluk, bol bir
gmlekle,
ividi bir alvar ve cepken giymi, boynuna bir sra nazar
boncuu
geirmiti. Her zamanki gibi yksek keli deri izmeler vard
ayanda; ulan o kadar sivriydi ki birini fena yaralayabilirdi bir
tek-
mede. Masann stnde dibine kadar yanm bir mum ile yol boyu
topladklan ganimeti kaydettii defter duruyordu. Adamn sayfay
rttn fark etti ocuk. Lzumu yoktu halbuki. Cihan mmiydi.
Okuma yazma bilmiyordu ama resmetmeyi pek severdi. Grd her
eyi, bulduu her yere -kile, amura, deriye, varsa kda-
izerdi.
Seyahat boyunca onlarca resim yapmt gizlice. Gemiler
tasarlamt
kendince.
Grdn m evlat, szmn eriyim. Seni de, hayvan da sa salim
getirdim.
ota hasta dedi olan alak sesle. Kafesten karmama izin
vermedin.
Salam zemine bast m bir rpda toparlanr dedi Kaptan Garreth.
Hem sana ne ulan? Senin mi mahluk?
Yok deil, padiahn fili elbet.
Ha yle, haddini bil. Bana bak velet, sana dediklerimi
harfiyen
yaparsan ikimiz de kr ederiz.
Cihan baklarn yere indirdi.
Saray altnla, elmasla dolu. Her yerden mcevher gelir, hesap
et.
-
Hrszlar iin cennet. Girip benim iin alacaksn. Bir seferde
vurgun
yapmaya kalkma, hemen anlar, kelleni uururlar. Ufak ufak
aracaksn,
aktrmadan."
Ama her taraf asker kaynar. Nasl yapaym..."
Yldrm hzyla atld Delibozuk Reis. Olan yakasndan yakalad
gibi kendine doru ekti. Bana bak, tepemi attrma. O nursuz
Hintli
herife ne oldu hatrla. Unuttun mu yoksa? Kpekbalklarna yem
yapmadk m flbaz?
Unutmadm dedi Cihan, surat sapsan.
Ben olmasam halin harapt. Senin gibi krpe, sa kamazd bu
gemiden.
Sa olasn reis."
Minnetini kuru lafla deil, aldklannla gster ki inanaym.
Boazndan gelen bir hmltyla kesildi laf. ksryor mu, ryor
mu anlalmas imknsz sesler kararak aa yukar yrd. Grtlan
temizleyip var gcyle tkrd. Cihanm yanndaki tkrk hokkasna
okkal bir balgam dt. Tekrar yakasna yapt ocuun; nefesi iki
kokuyordu. O tayfalar var ya, ben olmasam fili lokma lokma
dilimler,
piirirlerdi. Senin de stnden geerlerdi teker teker. O gzel
kndan
sklnca gtrp en beter kerhaneye satarlard. Bana borlusun
serseri.
Sarayda yerini yapana kadar beklerim. Sonra gelip seni
bulurum.
Borcumu ske ske alrm. itiyor musun? Hele bir dn sznden,
gebertirim!
Cihan, adamn elinden kendini kurtard. Odadan dar frlad,
gverteyi koarak kat etti; ambara iner inmez ota'nm yanma
kvrld.
Ancak imdi ocuk olduunu hatrlam gibi hkra hkra alamaya
balad.
Fil ve olan, sonraki birka saat hamulenin boaltlmasn
beklediler.
Yukardaki koturmaya kulak verdi Cihan. Temiz havaya hasretti
ve
alktan midesi kaznyordu ama yerinden kprdamaya cesaret
edemedi.
Ortalkta cirit atan sanlarn hepsi kaybolmutu. Acaba
kemirgenler
gemi rhtma yanar yanamaz tek sra halinde karaya m kyorlard?
Dzinelerce kzl-siyah kuyruun stanbul sokaklarnda gzden
kaybolduunu hayal etti.
Beklemeye daha fazla dayanamaynca gverteye dnd; neyse ki
-
42
kimseler yoktu etrafta. Rhtma gz gezdirirken, gemicilerin
btn
len gemiden karmakla uratklar sandklar tefti eden sarayly
fark etti. Parlak kaftan ve koca saryla nemli bir zatt
besbelli.
Yannda ne yazk ki De- libozuk Reis duruyordu. Adamlar
gemiden
bakan olan grnce aralarnda bir eyler fsldatlar; sonra ona
iaret
ettiler. Cihan tedirgin bir halde tahta kpry geti, aaya
atlad,
yanlarna vard.
Reis der ki filin bakcs enmisin dedi sarayl. Duraklad olan.
Yalan sylemeden evvel anlk bir tereddt yaad. Gzn karartt.
Dorudur efendi. Hint diyarndan geldim mahlukla beraber.
Bir phe bulutu geti adamn yznden. Nasl olur da dilimizi bu
kadar iyi konuursun?
Bu soruya hazrlklyd Cihan. ahmzn saraynda az biraz
renmitim. Seyahat boyunca Reis, sa olsun, iyi belletti.
Fevkalade.
imdi iimiz bamzdan akn. Evvela ykleri halledelim. Yarat
yann ikindi gibi karrz kafesinden. Ani bir drtyle kendini yere
att
Cihan. Efendi, yalvarrm. Zavall o berbat yerde bir gece daha
kalrsa
canndan olur. Mahvoldu zaten.
akn bir sessizlik kt. Bir hayvan iin fazla dertlenirsin dedi
sarayl.
Ya, altn kalplidir bu olan dedi Delibozuk Reis, zehirli
baklarn
Cihandan ayrmadan.
Beriki bayla komut verdi. E madem yle, karalm mahluku.
Drt denizci geldi ambara. Hor gren bir nazarla bakarak ve
kfrler
yadrarak filin sana soluna halatlar doladlar; olanca
kuvvetleriyle
ekmeye baladlar. ota kmldamad bile. Cihan adamlarn
abalamasn seyretti, giderek artan bir endieyle. Filin iinde
bulunduu kafesle beraber bocurgatla kaldrlmasna karar verildi.
Bir
alay hamal ambarn stndeki kapaklar at, palamarlar kafesin
kenarlarna balayp br ularn da nar aalarnn gvdelerine
dolad. Hazr olduklarnda hep beraber asldlar; kollan hep
birden
kaslyor, yanaklar hep birden iiyordu. Epey ter dkldkten
sonra
kafes yava yava ykseldi. Limann zerinde, hilkat garibesi bir
ku
gibi havalanm fili grenler, azlan ak vaziyette bakakaldlar
yukanya. O gn orackta ok i yapt yankesiciler.
-
Derken, hamallann gc tkenmi olmal ki havada kalakald ota.
Ortalk kalabalklat. Her kafadan bir ses kyordu. Ksa sre sonra
bir
ipin ucundan tutmayan ya da durup olanlar seyretmeyen kimse
kalmamt etrafta. Cihan da yardm etme umuduyla saa sola
koturuyor ama ne yapacan bilemiyordu. Nihayet yeniden
hareketlenen kafes feci bir arpmayla yere indi. Filin ba
parmaklklara
toslam, etleri ezilmiti. imdi inlercesine sesler kararak
bitap
duruyordu. Hamallar, etrafa saldrr korkusuyla hayvan dar
karmaya yanamadlar. otann byle bir ey yapmayacana onlar
ikna etmek iin epey dil dkt olan. Nihayet ald kafesin
kaplar.
Cendereden kurtulan fil bir iki adm atmaya kalkt; ipleri kesik
bir
kukla gibi yld kald. terek, ekerek, kamlayarak hayvan
yrttler. Bir dzine kzn koulduu devasa bir kanya
yerletirmeyi baardlar. Cihan tam atlayp oturmak zereydi ki bir
el
bileinden yakalad.
Kaptan Garrethti, dudaklarnda sahte bir glmseme vard. Allaha
emanet ol evladm dedi herkesin duyabilecei bir sesle. Sonra
fsldayarak ekledi: Hadi uurlar ola hrsz. Yakutlar, inciler
getir
bana. Unutma, beni kandrmaya kalkarsan hayalarn dorarm.
Cihan sznden dnmeyeceine yeminler ederek telala arabaya
trmand. Az sonra sarayl adam da gelip yanna oturdu,
dizginleri
kavrad. Delibozuk Reis ksk gzlerle arkalarndan bakt.
Limandan
saraya bu vaziyette yollandlar. Getikleri her sokakta,
insanlar
hayretler iinde kenara ekiliyordu. Kadnlar ocuklarn saknyor,
ihtiyarlar asalarna sarlyordu. Hristiyanlar ha karyor,
Mslmanlar eytan def eden ayetler okuyor, Yahudiler dua
ediyor,
AvrupalI seyyahlar yar mstehzi, yan muzip bir ifadeyle
seyredi-
yorlard. riyan bir Kazak hayalet grm gibi bembeyaz olmutu.
Adamn korkusunda o kadar saf bir hal vard ki Cihan
gayriihtiyari
kkrdad. ocuklar, sadece onlar, sevinle bakyor, parmaklanyla
birbirlerine gsteriyorlard beyaz fili.
ehir file bakadursun, Cihan da ehri incelemekteydi. Kafesli
pencereler ardnda yar gizli kadn suretleri; duvarlarda ufack,
ssl
ku evleri; mezarlan evreleyen servi aalar; gnein avkn
yakalayan kubbeler iliti gzne. Ne yana dnse martlar ve
kediler
-
44
vard; hogryle baklyordu bu iki hayvana. Martlar, arsz ve
gamsz,
emberler iziyor; aniden dalp ya bir balknn kovasndaki
yemlere
ya bir sokak satcsnn tezghndaki cierlere yahut pencere
pervazna
sousun diye konmu bir tatl tepsisine musallat oluyorlard.
Mhimsemiyordu insanlar. Kulan kovaladklarnda bile bunu
gnlszce, det yerini bulsun diye yapar gibiydiler.
ehrin ksmdan meydana geldiini rendi Cihan: stanbul,
Galata ve skdar. nsanlarn muhtelif renklerde kyafetler
giydiklerini
fark etti. Sarayl ara sra kulana eilip anlatyordu: Bak bu
Yahudi,
teki Ermeni. uradaki Torlak, omuzunda koyun postuyla dolaan
ise
Kalender; az ilerideki Floransal. Araplar, Krtler,
Nesturiler,
erkezler, Kazaklar,
Tatarlar, Arnavutlar... Bu insanlarn her biri kendi yolunda yrse
de
glgeleri birbirlerine deiyor, dolanp dm oluyordu.
Yetmi iki buuk millet barnr burada dedi sarayl. Herkes
hududunu bildii, kurallara riayet ettii mddete sulh iinde
yaarz.
Buuk olan kim? diye sordu Cihan.
ingeneler. Kimse hazzetmez onlardan. At arabas srmeleri
yasak,
bir tek eee binmelerine izin var. Fetva kt.
Filler hakknda da bir fetva var myd acaba, merak etti olan.
Soramad. Giderek evler seyrekleti, velvele hafifledi.
Sultana takdim etmeden evvel fili hazrlamal dedi Cihan. Hint
ahnn hediyesidir ya, gzel grnsn.
Adam kalarn kaldrd. Haberin yok mu evlat? Gitti o ah.
Anlayamadm efendi.
ah Hmayunu demiyor musun? Tahtm kaybetti. Karsyla birka
hizmetkrndan baka eyi kalmam diye duyduk. Hkmdar deil
artk.
Kimden bahsedildiini bilmese de durumun filin aleyhine
olabileceini anlamt Cihan. Peki ya mahluku geri gnderirlerse
imdi? Hayvancaz bir seyahate daha dayanamaz vallahi.
Sen onu iyi etmeye bak; tez toparlansn, bir yere
yollamazlar,
korkma dedi adam. Sarayda her nevi hayvan var ama beyaz bir
filimiz hi olmad!
Severler mi acaba efendi?
-
Valla sultann umurunda deil. Mhim meseleleri var,
hayvanlarla
uramaz. Lkin Hrrem Sultan...
Gzlerini uzaktaki bir eye dikerek aniden sustu adam. Cihan
onun
nazarm takip edince, bir tepeye kurulmu Tbpkap Sarayn grd.
Yrei hop etti. Kim bilir ne elmaslar yakutlar, ne paha biilmez
atlas
kumalar vard iinde. Bir mcev
-
her odas hayal etti; tabandan tavana parlak talar ve som
altnlarla
dolu. Uzanp birka tanesini arsa, sonra da Kaptan Garrethe
vermeyip kendine saklasa, kime ne zaran olurdu ki?
Sert ehreli muhafzlarn desturuyla Birinci Kapdan getiler.
Adamlar hayvan yle bir szd, pek oral olmadan. Gren de
zannederdi ki Allahn her gn beyaz bir file rastlamaktaydlar.
ki tarafnda srekli mealeler yanan Orta Kapya vardklarnda
aa indiler. Bundan sonrasn onlar yaya, fil kanda kat edecekti.
Zira
padiahtan baka kimse buradan teye binek stnde gidemezdi.
Yardma gelen seyisler atlar yularlarndan ekerken, Cihan da ani
bir
hisle rpererek ban kaldrd. Az tedeki karaltlara kayd baklar.
Gzleri fal ta gibi ald. Donakald.
Orada kazk dikiliydi. Biri ksa, ikisi uzun. Her birinin
zerinde
kesik bir ba taklyd. imi, morarm, az ve burunlar samanla
doldurulmu kafalar.
Hainler... diye fsldad sarayl, onun nereye baktn fark
edince.
Allah belalarn vermi, az bile.
Nedir acaba kabahatleri? dedi olan clz bir sesle.
Ne olacak? Ya ihanettir, ya itaatsizlik. Ya namussuzluktur,
ya
hrszlk. Doru yoldan sapmlar ya, mstahak. Bylece Cihan beti
benzi solmu, omuzlan dm vaziyette koca kapdan geti. Fili o
halde brakp kamak geldiyse de aklna, yapamad. dama giden bir
mahkm gibi kaderini kabullenerek adm adm yrd Tbpkap
Sarayndan ieri.
0580
O gece olann tek grd, devasa duvarlar, heyula bir kap,
kinat yutacak kadar geni bir avlu ve daha fazla duvar oldu.
Bir
insann sarayn iinde ikamet edip de saray nedir bilmeden
yaayabileceini rendi. Evvela toprak zeminli ve yksek tavanl
bir
ahra gtrldler * otamn yeni eviydi buras. Kineme sesleri
geldi
yaknlardan. Filin varl atlan rahatsz etmiti.
Ahrn iinde bekleyen kii, Sibiryal Tara olarak tantt kendini.
Bu ask suratl, gaga burunlu, omzunda bir kurt postu tayan
-
baytarn hayvanlara ifa datan sihirli parmaklar vard. Adam
otann azn, gzlerini, hortumunu muayene etti; dksn
inceledi. Ters ters bakt Cihana; belli ki ocuu suluyordu fili
bu
hallere drd diye. Sibiryal, keskin kokulu bir merhem srd
otamn iliklerine; hortumunu ifal yapraklar ve Cihanm
sonradan yedi ayr mirra aacndan alndn renecei bir
maddeyle sard. Bu arada olan bir kova su getirdi; elma,
armut,
lahana, yeillikler yd hayvann nne. Gemideki berbat
lapalardan
sonra tam bir lendi. Fakat fil hibirim yemedi.
Haset ince bir ok gibi sapland Cihanm kalbine. Bir yandan bu
baytarn otay iyiletirmesini dilerken, bir yandan da hayvan
dzelip ayaa kalktnda onu kendisinden ok severse diye kayg
duydu. Beyaz fil Sultan Sleymana hediye edilmi olabilirdi
ama
derinden derine Cihan onu kendine ait sayyordu. Ahrdan dar
karken zihni bylesi zt fikirlerle doluydu.
Kapda baka bir hizmetkr bekliyordu. Kara tenli, iroz, gzleri
elmas gibi parlak bir adamcaz, ismi Sangramd. Hintliydi.
Dilini
konuan biri geldi diye heyecanlanmt. Scaklk hasretiyle
mangala
sokulan kedi gibi memleketlisine yanaarak balad Hint dilinde
bir
eyler anlatmaya. Cihan bo bo bakt, kulaklarna kadar kzard.
Ne o? Anlamyor musun? dedi Sangram bu sefer Trke.
Eh, bizim kelimelerimiz farklyd diye geitirdi Cihan.
Doduu kyden bahsetti. Yer ile gk arasnda bir katmanda asl,
bulutlarla hemzemin ama ahn sarayna bir lk rae-
-
48
safedeydi evleri. Annesini ve kz kardelerini anlatt. Sesi
titredi
konuurken.
Sangram sessizce olan inceledi. Bir ey diyecekti sanki ama
fikir
deitirdi. Hadi seni barakaya gtreyim dedi onun yerine.
tekilerle tanrsn.
Bahedeki kameriyelerin yanndan kvrla kvrla uzanan bir yoldan
geerek iinde envai eit baln oynat bir havuza yneldiler. Sa
taraflarndaki akasya aalarnn altnda kafesler diziliydi -
aslanlar,
leoparlar,maymunlar, srtlanlar, yass boynuzlu erkek geyikler,
tilkiler,
kakmlar, vaaklar, cins kpekler, yabankedileri... Bunca mahlu-
kat
beslemek, bitlerini ayklamak, pisliklerini atmak, azdklarnda
yattrmak bakclarn vazifesiydi. Ksa sre nce Habeistandan bir
gergedan gelmiti ama yaata- mamlard. Bir de aya sakat bir
zrafa
vard, geici olarak getirilmi. Burada istenmeyen hayvanlar
ehirdeki
dier meknlara gnderiliyordu. Terbiyecileri de onlarla
beraber.
Bazlar eski Tekfur Saraynda, dierleriyse Ayasofya
yaknlarndaki
bir Bizans kilisesinden devirilmi Arslanhanede tutuluyordu. Alt
kat
hayvanlara tahsis edilmiti o binann, st kat nakkahaneydi.
Filler
vaktiyle bir su sarnc olan Fildamnda kalyordu. Ama ota hem
henz yavru olduu iin, hem de renginin tuhaflndan, imdilik
saraydaki mah- lukat arasna kabul edilmiti. Dnyann drt
kesinden
yollanan, balta girmemi ormanlardan yahut usuz bucaksz
llerden
toplanan tm bu yrtc hayvanlar artk ehrin dzenine alm, bir
nevi
stanbullu olmulard.
Bakclarn kimi komu diyarlardan gelmiti, kimi haritada bile
olmayan adalardan. Kulardan ve kmes hayvanlarndan mesul
olanlar
kuhaneye yakn barakalarda kalyordu. Ceylanlar, karacalar,
tavus
kular ve kaplumbaalar sabahtan akama kadar kasrlarn etrafnda
gezinip duruyordu. Sultan Sleymann hayvanat bahesi bal bana
bir lemdi. Tabiattaki en dehetengiz yaratklarla dolu olsa da,
ehr-i
stanbuldan daha yabani saylmazd.
Saray bahesindeki envai eit hayvan, temelde ikiye ayrlrd:
yrtc
etoburlar ve alml otoburlar. lk kmedekiler hayranlkla kark
korku
uyandrrd; kinciler ise merak ve efkat. Nasl ki bir leoparn
blblle
mnasebeti olmazsa, leopar bakcs da blbl bakcsyla
-
selamlamazd. Vahi hayvan terbiyecileri mstesna bir taifeydi.
Sarayda yaayan yzlerce hizmetkr arasnda ne en yksek maa
alan,
ne de karnlan en ok doyanlard ama phesiz en fazla hrmet gren
onlard.
Nihayet barakaya vardlar. Kereste ve tatan bir mtemilatt
Cihann kalaca yer. eride dokuz bakc vard. Aslan ve
kaplanlardan sorumlu, Olev adl, kzl sal, kzl bykl, am yarmas
bir adam; Dara isminde ve Msrdan gelmi, a zrafa terbiyecisi;
Kato namdar ve btn vcudu yara bere kapl timsah terbiyecisi;
maymunlarla ebeklere bakan inli ikizler; geni omuzlan ve
kaln
bacaklanyla kendisi de ayya benzeyen Mirka ismindeki ay
terbiyecisi;
saf kan atlarla alakadar iki erkez seyis ve ihtiyar baytar
Sibiryal
Tara. Sessiz bir ilgiyle karladlar ocuu; yann kkl hayrete
drmt herkesi. mal imal baktlar kendi aralarnda.
Sangram bir kse stla getirdi. Bizim oralarn tad var, ye.
Cihan o kadar at ki kimselere aldrmadan yalad yuttu. Midesi
yatmad ama baka bir ikramda bulunan kmad gibi o da istemeye
ekindi. stndeki aputlan soyunup Sangramm verdii kyafetleri
giydi: bol tulum, tiril tiril gmlek, mor cepken, deri arklar.
Sonra ikisi
bahede biraz daha yrdler. Hintli hizmetkr, balmumuna benzer
yuvarlak bir ey att azna - bunun baharat ve afyon kanm bir
macun
olduunu sylemedi. Ksa srede yz hatlan yumuad, dili zld.
Temekleri bizimkiler kadar iyi deil dedi Sangram. Alsan iyi
olur.
Sultann sknet kaidesinden bahsetti. Her ne kadar hayvan
bakclarn, i ksmdakiler kadar ilgilendirmese de herkesin
daima
sessiz olmas bekleniyordu. Gn boyu fsltyla konuup parmak
ularnda ilerliyordu saray ahalisi.
Peki ya ark sylemek? ota uyumadan nce ninni dinlemeyi sever
de.
ark m... diye mrldand Sangram. E, fazla ses karmadan
sylersen olur.
Derken i avlunun duvarlarna yaklap durdular. Sk allar doal
bir
hudut oluturmutu adeta; bek bek kknarlar nbet tutan
askerleri
andryordu.
-
50
Buradan teye geemeyiz dedi Sangram. Sesi aniden deiti,
ciddileti. Sakn ola deneme.
Olacaklar daha o andan tayin edilmiesine Cihanm ii rperdi.
Tzn... dedi Sangram.
Ne?
Mutluysan suratndan okunuyor. Endieliysen, o da. Ban iki
yana sallad. Kan ksm hislerini saklayamaz, zayflar zaar. Pee
arkas
mnasiptir onlara. Fakat bir erkein hissiyatn gizlemesi yedir.
Hele
ki sarayda!
Peki ne yapaym? diye sordu Cihan.
Suratn perdele, kalbini mhrle evlat dedi Sangram. Yoksa
ikisini de harcarlar, haberin ola.
stanbuldaki ilk gecesinde hatr hutur bir ot dekte kaskat
yatm,
karanln seslerini ^inliyordu. Yaknlarda bir bayku tt, bir
kuytuda
kpekler uludu. Barakann ii daha az grltl deildi; bakclardan
kimi saa sola dnyor; kimi uykusunda horlayp osuruyor, konuup
dilerini gcrdatyordu. Hangisi olduunu karamad biri, anlalmaz
bir dilde bir eyler mrldand. Cihan kamnn gurultusu da
patrtya
dahil oldu. En sevdii yemekleri and ama anas dt aklna,
vazgeti.
Yzn pencereye dnp ufack bir aralktan grnen gk kubbeye
bakt. Gemideyken seyrettii hudutsuz mavilie benzemiyordu
sultann
sarayn kaplayan sema. Ne menem bir yerdi buras acaba? Hi uy
uyamayacam sanyordu, fakat o kadar yorgundu ki gzleri 1
apamverdi.
Ni:e sonra bir karabasandan kaarcasma ter iinde uyand. Bir an
ne
olduunu, nerede bulunduunu anlayamad. Birisi ensesine doru
soluyordu, kaba etlerine srtnyordu. Barakann orta yerinde bir
adam
girmiti deine. Tacizci, bir eliyle Cihann azn kapatm, bir
eliyle
onu skca bastrmt yataa. alvarna aslyordu imdi. Nefes alamad
Cihan, boulacakt. ocuun azm burnunu tamamen kapattn fark
eden adam elini biraz oynatt, ite o an Cihan frsat bulup
berikinin
baparman srverdi var gcyle. Gayriihtiyari bir feryat kt
heriften. Cihan onu ittii gibi ayaa frlad hemen. Pencereden
szlen
-
ay nda, ay terbiyecisiyle yz yz geldi.
Gel buraya diye fsldad Mirka dilerini skarak.
Alak sesle konumasndan, yakalanmak istemediini anlad Cihan.
Avaz kt kadar barmaya balad. Varsn ihlal etsin sultann
sknet kaidesini. Umurunda deildi. Bana bir daha dokunursan
filim
seni ezer! ldrr valla!
Dier terbiyeciler birer birer uyandlar. Mirka alvarn ekti, ks
ks
deine yrd. Fil dediin daha yavru be. abuk byr, grrsn
dedi olan.
Aslan terbiyecisi Olev ile gz gze geldi Cihan. Adamm
baklarnda
merhametle kark takdir buldu. O da girdi lafa: Bana bak
Mirka
ays, hele bir daha dokun Hintliye, nce beni bulursun karnda,
haberin ola.
Allah topunuzun belasn versin dedi Mirka, kzgn ve yenik.
Kalbi kt kt atarak deine kvrld Cihan. Bu sefer srtn
pencereye verdi ki gz odada olsun. Demek byleydi bu ehir.
Uyurken bile alesta olmal, kimseye gvenmemeliydi. Alamakl
oldu.
Ne kadar yalnzd, nasl savunmasz. Bilmiyordu ki o esnada ota
da
ahrnda uyankt. Geceyi dinliyor, bir uursuzluk hissediyordu.
Her
eyi ve herkesi yutacak kadar zifiri karanln barnda bir koku
almt
beyaz fil. Yakndan geliyordu. Fazla yakndan. Hayatta en
korktuu
hayvann varln sezmiti: Kaplan.
0510
Topkap derlerdi adna. Duvarlarnn arasnda ka cann ikamet
ettiini tam olarak bilen yoktu. Kimine gre en az drt bindi.
Ezelden
beridir burada olan Sibiryal Tarasa kalsa semada yldz, deryada
kum,
lodosta uuan fslt kadar oktu. Cihan bazen, kendisini i
avlulardan
ayran devasa kaplara gzlerini diker, te yanda nasl insanlar
olduu-
nu hayal ederdi. Bunlar sorgulayan sadece o deildi. Tand her
hayvan terbiyecisi sarayn muhtelif sakinleri hakknda
-helvacbandan
enicibana akla kim gelirse- atp tutmaya baylr, her
dedikoduyu
akide ekeri gibi tatl tatl emerdi.
-
52
En ok da cariyeler merak konusuydu. Sultan ile hadmlar dnda
cmle erkek taifesine grnmez olular, haklarndaki efsaneleri
besliyordu. Hayvan terbiyecilerinin, bu kadnlar diledikleri gibi
hayal
etmelerine bir mni yoktu. Yeter ki hayallerini kimseyle
paylamasnlar. Sultann kadnlan hakknda mmldanarak dahi
boboazlk edilmezdi. Hrrem Sultan hari. Onun aleyhine atp
tutmak
serbestti. ylesine nef-
ret ediyordu ki niceleri bakadmdan, ona iftira etmeyi kendine
hak
gryordu.
Harem-i hmayuna dair, kimisi hakiki, nicesi farzi ok ey
iitmiti Cihan. Kaplarnda nbet tutan baz aalar yle fena hadm
edilmiti ki, ancak kuaklarnn iinde tadklar borular vastasyla
ieyebiliyorlard. slamda hadm etmek yasak olduundan, saray bu
olanlar, Hristiyan ve Yahudi tccarlardan edinirdi. Onlar da
bu
eziyeti baka yerde kle tacirlerine yaptrp, sa kalanlar
getirtirdi.
Bylece kimsenin dorudan stlenmedii ama herkesin ortak olduu
bir gnah, kuaktan kuaa devam ederdi. Sangram bu
talihsizlerin
kesilip atlan tek uzuvlarnn hayalar olmadn, ounun kalbinin
de kartldn sylyordu. Zamannda kendilerine gsterilmeyen
merhameti imdi de onlar bakalarndan esirgiyordu.
Cariyelerden
biri kamaya kalksa hadmlar bulurdu karsnda. fkelendiklerinde
nasl rktc olduklarn Cihan bizzat tecrbe etmiti. Geldiinin
haftas Karanfil Kmil Aa namyla bilinen ve ak hadmlarn ba
olan kap aasndan okkal bir sille yemiti. Srf ahrdan ald bir
krei yanl yere brakt diye.
Takn ama grnmez bir nehir gibi saray hayatnn orta yerinden
akyordu harem. Oda ve dairelerinin her birinin valide sultann
yatak
odasna bal olduu rivayet ediliyordu. Yzlerce kadnn ne yiyip
itiine, nasl giyinip kuandna yllarca o nezaret etmiti. Onun
bilgisi ve rzas olmadan tek erbet iilmemi, tek ark alnmam,
tek cariye sultann koynuna alnmamt. Karaaalann en kdemlisi
olan ve padiahn huzurunda samur krk bile giyebilen kzlar
aas,
validenin gz kulayd. Kadn bir ey karacak olsa, sadk casusu
mutlaka yakalard. Lkin artk valide, Hakkn rahmetine
kavumutu. Ve onun btn kudreti ve daha fazlas, kadn efendiye
-
gemiti.
Hrremdi ismi ama niceleri ona cad diyordu. Hayranlan da
oktu,
dmanlar da. Sultann hoafna iksir koyarak, yastn ttsleyerek,
dolunayda kyafetlerine dmler atarak onu byledii sylenirdi.
Sleyman, yz yllk teaml ihlal ederek onunla yle aaal bir
merasimle evlenmiti ki ehirdeki her meyhane, kerhane, esrarhane
ve
imdilerde alan kahvehanede bu konuuluyordu. Geri Cihanm
stanbul meyhaneleri, kerhaneleri, esrarhane- leri ve
kahvehaneleri
hakknda pek malumat yoktu. Saray haricinde neler olup bittiine
dair
bildikleri ba dedikoducu Sangramdan geliyordu.
Cad veya deil, Hrrem olaanst eylere dknd. Bunlar
toplamak iin hibir zahmetten kammazd. mparatorluktaki en
ufak
cce, gizli blmeleri olan bir oyuncak ev veya elmas kakmal bir
mzik
kutusu... hepsini sahiplenirdi. Kulan sevdiinden her trlsn sk
sk
ziyaret ederdi. Hele bir tuti vard ki -yeil kannl, tepesinde
krmz-
mavi tyler olan bir papaan- ona baylrd. Bu ucubeye bir dzine
kelime retmiti; o da Sultan Sleyman ne vakit yaknma gelecek
olsa
bunlan bet sesiyle bara ara syler, padiah glm- setirdi.
Hrrem
ceylan ve karacalan beslemekten de holanr- d. Fakat bahenin
vahi
mahlukata has ksmna neredeyse hi uramazd. Cihanm bu
durumdan ikyeti yoktu. Aman gelmesin, daha iyiydi. Zira
Hrremden korkuyordu, insann zihnini okuyup ruhunu alan bir
kadndan kim korkmazd?
Payitahttaki ilk haftalar hadisesiz geti. ota hzla iyileti,
imanlad, keyiflendi, iki haa verildi hayvana: Metrelerce srma
ili,
ividi kadifeden olan yevmi kullanm iindi; altn ve gm telle
dokunmu seraser olansa merasimler iin. Her ikisi de yle
deerliydi
ki, Cihan ilemelerine parmak ularyla dokunmaya baylyordu. ah
Hmayunun fille yollad ama Delibozuk Reisin emrindeki
gemicilerin arszca yamaladklar kumalara artk zlmyordu.
Geceleri gzlerini kapatr kapatmaz vey babasnn yz zuhur
ediyordu karan-
lkta. Bir yan derhal geri dnmek istiyordu. Dnmek ve anacnn
lmne sebep olan adam gebertmek. Bir baka yan, evvela
istikbalini kurtarmasn sylyordu. Sultann cevherlerini annca
-
54
birka tanesini kendine ayrabilirdi pekl. Ganimetini saklarsa
Kaptan Garrethin ruhu bile duymazd. O zaman zengin ve
muktedir
dnerdi kyne. Ablalar byle ekip gittii iin krgn olsalar da,
onu yeniden grmenin sevinciyle affederlerdi. Ellerini pp,
getirdii heybeyi boaltrd; elmaslar, zmrtler, yakutlar saard
ayaklarna...
Sonra gnn birinde ay paras gibi bir gen kza rastlard. nci
gibi dileri, kokulu kavunlar gibi memeleri olurdu. Cihan onu
bir
tehlikeden kurtarrd (boulmaktan, haramilerden veya vahi bir
hayvandan; hayalin bu ksm hep deiiyordu). ptklerinde
dudaklarna yamur tad gelirdi. Ak olurlard birbirlerine; kzn
okaylar trl sular gibi akard teninde. Krk gn krk gece dn
yapar, midelerini baklava, azlarn kahkahayla doldururlard.
Saadetleri yle mkemmel olurdu ki seneler sonra bile insanlar
onlar u fani dnyaya gelmi en mesut ift olarak hatrlard.
Buydu
kimselere anlatamad ryas.
ayet aslanbaz Olev onu kanatlarnn altna almasayd, Cihanm
hayvanat bahesindeki ilk demleri hayli zor olurdu. Hep mis
gibi
kokular srnen, an dkn olduu byklan- n gnde be alt defa
tarayp yalayan, cesur ve cevval Olev. On yandayken yoluna
kan kle tacirlerince alnm bir hayatt onunki. Kzl salan,
salam vcut yaps ve bilhassa gz peklii, kaderini tayin
etmiti.
Kynden kanld gibi doruca saraya getirilmi, bir daha hi
ayrlmamt.
Her sabah seher vakti kalkp mermer bir emede yzlerini ykard
bakclar. eme suyu yle souk akard ki elleri donar, kpkrmz
kesilirdi. leden nce buday orbas ve yavan ekmek yer, akam
da kuyrukyayla yaplm pilav ka- klarlard hep beraber.
Karanlk knce, bir sr bitin cirit
-
att deklere koyarlard balarn. Sirkeler her yerdeydi. Pireler
de.
Hayvanlardan insanlara, insanlardan hayvanlara atlayp
dururlard.
Kandnda iip kabaran izler brakrlard. Bakclar haftada iki
defa,
byk kk fark etmeksizin, hayvanlarn muayene eder, onlan
ezilmi
kfuru, kakule ve limonotuyla fralarlard. Gene de bir sirke
illaki
paay kurtarrd. Zaten bir sirke kfiydi herkesin yeniden
bitlenmesine.
Her eye ramen iyi bakyorlard mahluklara. Hayatlar onlarn
salk
ve saadetine balyd ne de olsa. Hayvanlar iyiyse terbiyeciler de
en
oluyordu; hayvanlar gzden dnce terbiyeciler de tepetaklak
gidiyordu.
Birka gnde bir Karanfil Kmil Aa teftie gelirdi iman, ipil
gzl bir adamd; hadm edilmiti bulu ama varmadan evvel. Teni
kardan beyaz ve o kadar effaft ki damarlar seilirdi.
Geceleri
uyuyamadmdan gzlerinin altnda kpkrmz halkalar olurdu nice
zaman. Gldn duyan olmamt. Kolay kolay kimseye barmazd.
Buna ramen, atnca elikten keskin kalaryla sarayn en korkulan
sima- syd. Ufack bir pislik yahut ihmalin onu kplere
bindirmeye
yeteceini bildiklerinden, bakclar ilanihaye temizlik yapard.
Kafesleri, allar, ahrlar tekrar tekrar ykar, fralar, suya
tutarlard.
Yerlerdeki sidikleri siler, dklar toplar, yemek kaplarn
alkalarlard.
Cihan hayvanlarn bu temizlik hummasndan hazzettiklerini
sanmyordu. Tabii kokularndan mahrum kalnca, hangi blgenin
kendilerine ait olduunu kartryorlard. Ne var ki terbiyecilerin
hibiri
bunu Karanfil Kmil Aaya amaya yanamyordu.
Nisan ortasnda bir gn tuhaf bir ey oldu. Cihan otay ahrna
gtrrken bir alnn arkasndan bir hrt duydu. Alack ve hafif bir
sesti ama yle yakndan gelmiti ki irkildi. Fark etmemi gibi
yapt.
Fakat tetikte, tedirgin bekledi.
Acaba Delibozuk Reis mi gelmiti hesap sormaya? Yoksa gene ay
terbiyecisi Mirka m musallat olacakt? Cihan bunlar dnrken
ilemeli bir ipek terlik grnverdi allarn altndan. Saklanan bir
kzd
anlalan. yi de, bakclar arasnda hi kadn yoktu. Cariyeler desen,
tek
-
balarna buralara gelmezlerdi. Kz rktmek istemedii iin yanma
yaklamad. Onun tek arzusunun fili grmek olduunu tahmin etti.
Hibir ey yokmu gibi iini yapmaya devam edip kzn kendilerini
gzetlemesine izin verdi.
Sonraki gnler yine geldi kz; her seferinde saklanarak -
ayaklarnn
altnda trdayan dallar, kyafetinin hrts varln ele verdi. Ayn
sonuna doru bu esrarengiz seyirciye almt Cihan. Belki de hep
byle gidecekti, her eyi bozan bir eekars olmasayd.
O sabah Cihan, otamn kuyruuna yapan kir topaklarn
temizlemekle meguld ki havay delip geen bir feryat duyuldu.
allarn ardndan bir kz frlad. Ellerini sallayarak ve avaz kt
kadar bararak ahra dald. Kapy yle bir arpt ki kapanacana
sekerek geri ald. Cihan eline bir bez alp birka uratan sonra
eekarsn uzaklatrd.
Ee ey... gitti artk... kovaladm.
Dan yrmeden evvel seslendi kz. E ban seyis, kyorum.
Cihan gzleri yerde, kprdamadan bekledi.
Allah gnah yazmasn, ne demeye eekanlann yaratm, anlamam
diye sylendi kz. Bu sefer yan taraftan gelmiti sesi. Onun file
doru
yrdn anlad Cihan. Belli etmeden hzlca bakt. Yanaklarndaki
illeri fark etti. Takt hz- ma gkten burnunun ucuna dvermi
bir
elmas damlas gibiydi. Bana ylesine rtverdii rtnn altndan
dalgal salan grnyordu. Yana gre uzundu ama ocuktu hl.
Belki de bunun cesareti vard zerinde. Bir jul sonra bir
yabanc
erkekle, hele ki bir hizmetkrla byle konumay akl
-
nn ucundan dahi geirmezdi. Oysa imdi beyaz fil o kadar
ilgisini
ekmiti ki, saray adabn bir an iin kenara itebilmiti. Hametli
babam fili grmeye geldi mi? diye sordu kz. Kiminle konutuunu
daha yeni idrak eden Cihan tela ve korku iinde yerlere eilip
selam
verdi: Mihrimah Sultan. Kz ban sallad, umursamadan. Kehribar
gzleri otaya odaklanmt. Sultanm file dokunmak ister mi? diye
sordu Cihan. Ya srrsa?
Sultan temin ederim ki otann iinde efkatten baka ey yok.
Kz, temkini elden brakmadan birka adm yaklat. Parmaklar
filin
kaln, krk derisine dokunup ekildi; yeniden denedi, bu sefer
daha
cesurca. Bu arada Cihan onu seyretme frsat buldu. Boynundaki
kolyeyi grd, yedi iri inci dizili. Kim bilir ne kymetliydi;
ah,
yrtmenin bir yolunu bulabilseydi. Derken kzn ellerine kayd
baklar. Nasl da narin ve nazeninlerdi; kh gsne gtryor, kh
birbirine kavuturuyordu. O an Cihana yle geldi ki kelimelerin
ve
kisvelerin altnda o da kendisi gibi yalnzd bu koskoca sarayda.
Bu his
olmasa hayatta cesaret edemezdi azn amaya. Ap da unlar
sylemeye: nsanlar hayvanlardan beyhude korkar. nsan zalimdir
halbuki, hayvan deil. Ne timsah, ne aslan; hibiri bizler kadar
vahi
deil.
Amma laf ettin dedi Mihrimah. Bunlar yrtc mahluklar. Ondan
kafeste dururlar zaar. Bir lokmada yutarlar bizi. zzetli
sultanm,
buraya geldim geleli hibir hayvann karn tokken birine
saldrdn
iitmedim. Biz onlara karmazsak onlar da bize dokunmaz. Ama
insan
yle mi? ster a olsun ister olmasn, fenalk etmiyor mu? Demem o
ki,
kam tok bir aslann yannda m daha rahat uyursunuz, yoksa karn
tok
bir yabancnn yannda m? Bu szler zerine aniden durup dnd, olan
inceledi
Mihrimah. Neyse ki Cihan ayn anda emiti ban. Kesimedi
baklar. Pek tuhaf ocuksun sen. Ka yandasn? On ikiyi
gemi olmam gerek efendim.
Ben senden bir ya bym. Senden l bilirim.
Elinde olmadan glmsedi Cihan. Yalarn mukayese etmiti,
aralarnda bir denklik varm yahut olabilirmi gibi; hani biri
sarayn
-
58
ta zirvesinde, beriki en dibinde deildi sanki. smin ne senin?
diye
sordu Mihrimah.
Olan kpkrmz oldu. Adn sylemek zor geldi bir an. Fi- linki
ota. Benimki Cihan efendim... ama anam derdi ki... Ne derdi?
Nedendir alvermemiz birdenbire hi tanmadmz bir insana?
Nedendir dile getirmemiz daha evvel kimselere
sylemediklerimizi,
bakasna deil de, tek ona ? Kalbimizi gm tepsi iinde ikram
edercesine bir yabancya gstermemize sebep nedir?
Nice sonra bunlar kendine soracakt. Ama o anda dnmeden
atld. Anam bana smbl olum diye seslenirdi. Mihrimah gld.
Amma garip isim. Ciddileti gzel yz. Neden byle derdi
peki?
Doduumda bir acayip renkmi gzlerim. Mavi desem deil,
kara desem deil. Eflatunmu. Anam gebeyken mor bir iek
koklam, ondan oldu derdi.
Smbl Olan dedi Mihrimah usulca, sevecen bir tnyla. Tam o
esnada bir ses duyuldu. Sultanm... ah, melek sultanm. Sizi
aryorum. Bakmadm yer kalmad. Vallahi ayaklanma kara sular
indi. Gitmemiz gerek, ge oldu.
Bir kadn belirdi. Ksa boylu, tknaz, surat cetvelle izil-
miesine keli ve yayvan. Cihana bir kez olsun bakmad.
Dorudan Mihrimaha yneldi; bu evrende ondan bakas yoktu
adeta. Ne gller, ne hayvanlar; bahe botu sanki. Ayn anda hem
ekerriz hem sert bir sesle ekledi: Buralara tek banza
gelmemeliydiniz. Doru olmaz, nevnihalim.
Beyaz fili grmek istedim dedi Mihrimah yaramaz bir edayla.
Sonra Cihana seslendi, ondan yana dnmeden. Bu benim dadm
Hesna Hatun. Dada derim ona. Hep byle endielenir benim iin.
. Endielenmez mi insan, sevdicein inci tanesi, dnya nursuz
olunca? dedi kadn.
Mihrimah gld. Dadm hayvanlar sevmez ama birini ok sever
dedi. Kedisi Kakule bir tanedir, deil mi dada? Aralarnda bir
bak
gitti geldi; scak, yumuak, esrarengiz. Mihrimah birden
ciddileti.
Validem beni mi sordu yoksa? Sordu ya, sormaz m? dedi Hesna
-
Hatun. Hamamda olduunuzu, hemen kacanz syledim.
Ah, bir tanesin dada; her zaman kurtarrsn beni. Sen ol- masan
ne
yapardm vallahi bilmem dedi Mihrimah. Elini kaldrd, hayali
bir
mendil sallarcasna. Allaha emanet ol ota. Belki gene gelirim
seni
grmeye.
Bylece fille vedalaarak ama Cihana tek kelime bile etmeden
salma
salma uzaklat prenses. O nde, dads yedi adm arkada, ahenkle
yryerek gzden kayboldular. Arkalarndan bakt bakt olan. Sudan
km balk gibi, alamaktan bitap dm bebek gibi, takatten
kesilmi rzgr gibi, bir an kim olduunu, ne yaptn unutarak.
Zihninde cevapsz sorular, genzinde yepyeni bir rayiha ve
gsnde
nedenini bir trl anlayamad bir arlk hissiyle kalakald
orackta.
osuo Bir daha hi gelmez sanmt. Ama geldi. Hem de bir deil,
defalarca. Yannda fil iin attrmalk getirdi - elma, armut gibi
sradan
meyveler deil, incelikli lezzetler: kaymakl hurma tatllar,
ball
bademle doldurulmu yemiler... Mihrimah ne vakit saraydan ve
sarayllardan bunalsa, soluu beyaz fi-
lin yannda alyordu. Belki de merak ediyordu bylesine heybetli
ve
heyula bir hayvann nasl bu kadar yumuak ve uysal olabildiini.
Fil
de hayvanat bahesinin sultanyd bir bakma; halbuki onun
babasndan ne kadar farklyd mizac.
Belli bir nizam yoktu ziyaretlerinin. Bazen haftalarca g-
rnmezdi. Cihann iine bir kurt derdi. Ne olmutu,
nerelerdeydi?
Bir derdi mi vard acaba, yoksa pek mi bahtiyard da yolunu
gzleyenleri unutmutu? Cihan kimselere aamazd akln kemiren
sualleri. Derken pat diye kagelirdi Mihri- mah; hem de pe
pee
yedi gn boyunca. Her seferinde Hes- na Hatun olurdu yan
banda.
Ve her seferinde honutsuzluunu belli ederdi kadn. Byle asil
bir
prensesin nasl olup da alelade bir hayvanla ilgilendiini
anlayamyordu besbelli. Mihrimahm file dknln tasvip
-
60
etmese de az skyd. Bu ziyaretlerden kimselere bahsetmiyor,
her
daim velinimetini kolluyordu.
Bir k byle-geti. Ardndan bahar ve yakc bir yaz. Cihan
aldklarn zulasnda biriktiriyordu: gm bir tespih (bahelerin
bakmndan sorumlu bostancbamn), sekiz ake (ki- lercibandan
yrtlm), birer kutu badem ve fstk (gene kilercibamdan,
maalesef adama yakalanmt), altn bir yzk (hayvanat bahesini
ziyaret eden elilerden birine ait)... Ufak tefek eylerdi. IJl
sultann
mcevherlerine ulamann bir yolunu bulamamt. Dorusu* gnler
geip burann dzenine altka giderek daha az kafa yorar olmutu
yapaca hrszlklar tasarlamaya. Kaptan Garrethten ses seda
kmamt. Geri hl ryalarna giriyordu o korkun suratyla.
Glgelerin arasndan syrlan bir yaratk gibi. Adamn neden
gelmediini bilemiyordu Cihan. Uzun deniz seyahatlerinden
birine
km olmalyd. Her neresi ise gittii yer, keke hi dnmeseydi.
Tm bu zaman zarfnda prenses ile flbaz arasnda sarf edilen
kelimelerin neredeyse tamam file dairdi. Hayvann
arl, uzunluu, gdas, huylar... Dolaysyla bir gn, stelik durup
dururken, Mihrimah kendisinden gemiini anlatmasn istediinde
ard Cihan. Emin olmak iin sordu: Filin hikyesini mi dinlemek
ister sultanm?
Yok, eninkini.
Mahluktan ayr neyim var benim?
yleyse ikinizi birden anlat.
Dediine gre Hindistandaki hayatlarn, buraya nasl vardklarn,
balarndan geen maceralar renmek istiyordu. Ertesi gn
Mihrimah
tekrar geldiinde, Cihan hazrlk- lyd. Anlatacakt. Prenses bir
leylan
altnda, flbaz yerde iki bklm; prenses baklarn olandan
ayrmadan, olan ona bir kez olsun bakmaya cesaret edemeden, hem
bu
kadar yakn hem bylesine ayrk... Sann kokusunu duyabiliyordu
Cihan gzlerini kapadnda. Hani elini uzatsa dokunabilirdi,
aralarnda
kapanmaz mesafeler yoktu sanki, her ey sadece u anda ve
buradayd.
Dnyann bir kalbi varsa eer, Cihan emindi o aacn altnda
attndan.
T icazn prensese anfatt hikye:
-
Bir zamanlar Hint diyarnda bir olan vard. Tamtakr bir
kulbeydi
yaad yer; ah Hmayunun sarayna uzanan yolun kenarna
ilitirilmi, ireti ve arpk. Gidip gelen muhafz alaylarn
izleyerek
bymt ocuk. Cihan, be kz kardei, anas ve vey babas ki
ayn zamanda amcasyd- ayn dam altndayd. Merakl ve mahirdi
olan. Ha bire bir eyler yapmay severdi. Durmadan resmederdi.
amur, tahta, ta, tezek yahut al rp... eline ne geerse,
parmaklar
balard dizmeye, eklemeye, cansz cisimlerden yeni ekiller
yaratmaya.
Bir keresinde annesi iin bahede kocaman bir frn yapmt. Nasl
da
mutlu olmutu kadncaz. Daha evvel kullandklarnn aksine kara
dumanlar ykselmiyordu bun-
dan. Gn boyu ekmek piirebilirdi ksrp aksrmadan. ylesine
sevinmiti olunun hediyesine.
Cihan alt yama bastnda babas -zira bir babas vard vaktiyle-
srra kadem basmt. Ne zaman annesine nerede olduunu sorsa hep
ayn cevab verirdi kadn: Uzaklara gitti.
Gemiyle mi? diye sorard Cihan.
Kocaman kadrgayla derdi anas. Karun kadar zengin bir
hkmdarn memleketine. ylesine mreffehti ki gittii diyar,
dilenci
grmemilerdi hayatlarnda, ta yerine kle altn kullanrlard
yaplarnda.
r