Top Banner
151

Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Feb 08, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin
Page 2: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

2 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

AANNAAYYAASSAALL PPOOLLİİTTİİKK İİKKTTİİSSAATT

CCOONNSSTTIITTUUTTIIOONNAALL PPOOLLIITTIICCAALL EECCOONNOOMMYY

•• MMUUHHTTEELLİİFF TTEERRCCÜÜMMEELLEERR ••

Editör:

Prof.Dr. Coşkun Can Aktan

Page 3: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 3

SOBİAD :: SOSYAL BİLİMLER ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

HUKUK VE İKTİSAT ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

SOBİAD-HİAM Hukuk ve İktisat Araştırma Proğramı kapsamına dahil tüm disiplin-lerde araştırmalar yapılmasını; konferans, panel, forum ve benzeri etkinlikler düzenlenmesini desteklemek amacıyla Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği

(SOBİAD) bünyesinde oluşturulmuş bir merkezdir.

::: Kurumsal İktisat :: Evrimsel İktisat :: Sosyal Sermaye İktisadı :: Regülasyon İktisadı :: Mülkiyet Hakları İktisadı :: İşlem Maliyetleri İktisadı :::

:: Kamu Tercihi İktisadı :: Anayasal Politik İktisat ::

SOSRES:: THE SOCIAL SCIENCES RESEARCH SOCIETY

The CENTER FOR STUDY OF LAW AND ECONOMICS (CSLE )

The Center for Study of Law and Economics (CSLE) is an initiative of the Social Sciences Research Society (SOSRES), a non-governmental research organization based in Turkey. The objective of the CSLE is to promote high-quality research in

the fields at the interface of law and economics.

Institutional Economics :: Evolutionary Economics :: Social Capital Economics :: Regulatory Economics :: Economics of Property Rights :: Economics of Transaction

Costs ::: ::: Public Choice Economics :: Constitutional Political Economy ::

[email protected] www.sobiad.org

Copyright © 2019, Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği

Bu kitabın her türlü yayın hakkı Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği (SOBİAD)’ne aittir. SOBİAD’ın izni olmadan tanıtım amaçlı toplam bir sayfayı geçmeyecek alıntı-lar hariç olmak üzere, hiçbir şekilde kitabın tümü veya bir kısmı herhangi bir or-tamda yayımlanamaz ve çoğaltılamaz.

eISBN 978-605-68464-1-0

Page 4: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

4 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ÖNSÖZ

Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin “anayasal” kuralllar ile sınırlandırılmasını savunan bir araştırma programıdır. Amaç siyasal iktidarların (hükümetlerin) ekonomi politikası araçlarını keyfi olarak kullanma-larını sınırlamaktır. Örneğin, siyasal iktidarların maliye politikası araçları üze-rindeki tasarruflarını (vergileme, harcama, borçlanma ve bütçe üzerindeki yet-kilerini vs.) suiistimal ve istismar etmelerini engellemektir.

Bu kitap içerisinde anayasal politik iktisat adı verilen araştırma disip-linini tanıtan temel bazı kaynakların Türkçe tercümeleri yer almaktadır. Bu kitap içerisinde yeralan tercümelerin tamamı daha önce Prof.Dr. Coşkun Can Aktan tarafından yayınlanan muhtelif kitaplar içerisinde yeralmış ve yayınlan-mıştır. Tercümeleri yapan değerli meslektaşlarımıza emekleri için bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bu kitabın ülkemizde hala gelişme aşamasında olan bir disiplinin ta-nınmasına katkılar sağlamasını temenni ediyoruz.

Prof. Dr. Coşkun Can Aktan

Page 5: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 5

İÇİNDEKİLER

Anayasal İktisat Üzerine Düşünceler Friedrich A. Von Hayek………………………………………………………………….6 Anayasal İktisat James M. Buchanan & Alan Hamlin ………………………………………...….10 Anayasal İktisat David B. Johnson …………………………………………………………….…………..39 Anayasal İktisadın İlgi Alanı James M. Buchanan …………………………………………………………………….55 Liberal Anayasa Üzerine James M. Buchanan ………………………………………………………….…………75 Sınırlı Devlet İçin Anayasal Reform Önerileri Geoffrey Brennan ……………………………………………………………………….86 Anayasalar Politikacıların “Kamu Çıkarı” Yönünde Hizmet Etmeleri İçin Nasıl Dizayn Edilir, Nasıl Varlıklarını Sürdürür ve Gelişir

James M. Buchanan ……………………………………………………………..……108 Anayasal Politik İktisat Viktor J. Vanberg ……………………………………………………………………....117 Kanuni Kurallara Karşı Anayasal Sınırlar Randy T. Simmons ……………………………………………………………………127

Page 6: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

6 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ANAYASAL İKTİSAT ÜZERİNE DÜŞÜNCELER *

Friedrich A Von Hayek Çeviren : Tekin Akdemir

Bu çalışma devletin ekonomik gücü üzerinde anayasal

sınırlamalar getirilmesi konusunu ele almaktadır. Bu yazıyı yaşadığım dönem boyunca entelektüel fikirlerde meydana gelen önemli değişikliklere adayacağım. Şu an bahsetmekte olduğum anayasal iktisat düşüncesi bugüne kadar gördüğüm iktisadi gelişmelerin en önemlilerinden biridir. Bahsettiğim bu gelişmeler, en azından 60 yıl öncesine kadar gitmektedir.

Birkaç ay içinde, bu ülkeye yüksek lisans öğrencisi olarak ilk gelişimden bu yana 60 yıl; Amerikan Ekonomi Birliği( Kurumu)’nun ilk toplantısına katılışımın ise, 59. yılı dolacak1. Hala o zamanın ekonomistlerinin (John R. Commons, Wesley C. Mitchell and Richard Ezy) Beyaz Saray’ın çimlerinde çektirdikleri bir fotoğrafa sahibim. Resimdeki kişiler, zamanın önde gelen ekonomistleriydi. Onların çalışmaları ekonomik teoriden kurumsalcılığa ani bir dönüş meydana getirdi. Bu entelektüel geçiş sosyal kurumların kavramsal temelleri üzerinde odaklaşmaktan ziyade, sosyal kurumların tanımlanması üzerinde yoğunlaştı. Dolayısıyla, bu geçiş ne hukuktan ne de ekonomiden anlayan bir ekonomist jenerasyonun hakimiyetine yol açtı.

* Friedrich A Von Hayek, “Reflections On Constitutional Economics”, in Richard McKenzie, Consti-

tutional Economics, Constraining the Economic Powers of Government, Mass:Lexinton Books, 1984. Bu çeviri daha önce şu kitap içerisinde yayınlanmıştır: C C Aktan, Anayasal İktisat, Anka-ra: Siyasal Kitabevi, 2002.

1 Çevirenin Notu: Hayek bu satırları 1984’de yazmıştır.

Page 7: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 7

Amerika Birleşik Devletlerinde edindiğim tecrübelerde ekonomi

teorisinde, en azından pür ekonomi teorisinde benim için fazla yeni bir şey bulmadım. Ekonomi teorisinde çok az şey öğrenmeme rağmen, uygulamalı ekonomi alanını daha ilgi çekici buldum. Fakat, uygulamaya konan aşırı deneysellik benim için yeni ve çok öğretici olmasına karşın bundan fazla etkilenmedim. İş çevrelerinde, bankacılık politikasında ve benim daha sonraki ilgi alanım olan para teorisindeki mevcut tartışmalar, ilgimin o alanda yoğunlaşmasına yol açtı. Hatta tamamen istatistiksel verilere dayalı olan bu şeylerin makro ekonomi gibi algılanmasından birazda mutsuz oldum.

Bir anlamda, tabii ki bir Avusturya iktisat okulunun yaklaşımı oldukça farklıydı. Benim kuşağıma kadar tüm Avusturyalı ekonomistlerin hukukçu olarak eğitildiğini söyleyebilirim. Daha önceleri ekonomide ayrı bir derece olmadığı gibi, ekonomi çalışmanın tek yolu da hukuk çalışmaktı. Sanırım kendi jenerasyonum ve Gotfried Haberler hukuk aracılığıyla ekonomi çalışan Avusturya iktisat okulu mensuplarının sonuncusunu oluşturuyordu. Ve bizim için işleyen(düzenli) bir ekonominin yasal kurumlarına büyük bir ilgi vardı. Bizler ünlü Amerikan kurumsal iktisatçıların bizden daha fazla bilgiye sahip olmadıklarını söyleye-bilirdik. Çünkü, bizim hukuk bilgimiz ekonomi çalışmak için bir araç iken, onların kurumsalcılığı ekonomi çalışmamak için bir mazeretti.

Elbette o zamandan beri meydana gelen gelişmeler, ilginin artıp azalmasına yol açtı. İktisat ilmi uzun bir dönem benim yanlış olduğunu düşündüğüm ve John Maynard Keynes ve taraftarlarınca istihdamın toplam talebe bağlı olduğu şeklinde formüle edilen bir makro ekonomik yaklaşımın etkisi altında kaldı. Sanırım sonunda bu görüşün yanlış olduğunu kanıtladım. Keynesyenizmin bu şekli (toplam talep ve istihdam arasında istatistiksel olarak gösterilebilir açık bir fonksiyon yada bağlantı var) son 30 yıldır bu alanda hükmetmektedir. İktisat bilgimden çıkardığım ekonomi politikasıyla ilgili sonuçlarımı savunmak için zamanımın çoğunu hangi yaklaşımın

Page 8: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

8 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

iktisatçılar için doğru sonuçlara, hangi yaklaşımın ise, yanlış problemlere yönlendireceği problemini çözmeye ayırdım.

Bu metodolojik problemler o zamandan beri dile getirdiğim bir görüşten haberdar olmamı sağladı. Bu görüşü şöyle ifade edebilirim; İyi bir ekonomist olmak için bir ekonomistten çok daha iyi olmak zorundasın. Diğer bir deyişle, sadece ekonomist olan bir ekonomist iyi bir ekonomist değildir. Bu yüzden toplumun aşırı karmaşık yapısını anlayabilmek için bir ekonomi teorisinden daha fazla şey gerekir (Toplumun aşırı kompleks yapısını anlamak için ekonomi teorisi tek başına yeterli değildir). Bu anlayışa göre toplumu oluştu-ranlara ilişkin verilerden yola çıkılarak kusursuz bir toplum düzeni elde edilebilir. İnsanlar arasında gönüllü bir işbirliği tesis etmek için, insanın kapasite problemine yapıcı bir yaklaşıma inanan eski ekonomistlerin kendilerine verilen verilerle işe başlamaları başlangıçta bana komik geldi. Özellikle veri datalardan yola çıkarak ayrıntılı sonuçlar çıkaran matematiksel iktisatta, ihtiyaç duyulan hiçbir verinin verilmediğini size söyleyebilirim.

Zaman içerisinde pür ekonomik teoride hayranlık duyulabilecek bazı gelişmeler yaşadığım gibi, statik bir dengenin tanımı ve formülasyonu konusunda mutlu olmadığım gelişmelerde yaşadım. Buna ilaveten kanun ve dilin şekillenmesine sebep olan evrimsel yaklaşımı içermek zorunda olan sosyal fenomenin açıklanması konusunda yoğun bir şekilde duyarlıydım. Bu evrimsel yaklaşım, belirli tip düzenlemelerin gönüllü olarak insanlar tarafından oluşturulmadığı, bununla birlikte değişik tip sözleşmelerle insanların özgürlüğü tatmalarını istedikçe gelişen doğal seçime benzer bir yaklaşımdır. Bu ise ekonomi politika bilimi ve hukuku bütünleştiren 1960 tarihli özgürlüğün anayasası adlı çalışmamıza neden oldu. Bu çalışmada klasik liberal görüşü ortaya koymaya çalıştım (en azından Avrupa’da kullanıldığı gibi). O yayından sonra geleneksel açıklamalarda gördüğüm bazı farklılıklar, anayasal sorunların

Page 9: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 9

tartışması olarak 3 sayının konusu oldular; Hukuk, Anayasa ve Özgürlük (1973,1976, 1979).

Benim bu üç cilt üzerindeki çalışmalarım sağlığımın çok zayıflaması nedeniyle birkaç yıldır kesildi. Çalışmayı bitirene kadar, sonu yeni bir çalışmanın girişi olabilecek kelimelerle biten bir dipnot yazdım. Ben şu anda yeni çalışmamın yarısındayım ve zamanımın çoğunu ona ayırıyorum. The Fatal Conceit olarak adlandırılan yeni sayı (cilt); burada bahsettiğim konularla ve Organizasyon tartışması problemlerinin bir uzlaşısı, kanunların seçimi ve değerlendirilmesi ve bizim görsel ve duyumsal kavrayışımızı aşan bir durumun oluşumu ve bizim uygarlaşmamızın ana temeli; -ki bu bizim içimizden herhangi birinin etkileyebileceğinden daha fazla bilgi kullanmayı öğrenmemizdir- gibi konulardan bahsetmektedir.

Anladığım kadarıyla bu kitaptaki yazarların tartıştığı da bu konunun bir parçasıdır. 30 yıl önce dünyada bu tür problemleri tartışabileceğim sadece iki insan vardı. Bunların arasında en önemlisi Chicago’da 1946 yılında karşılaştığım Henry Simons’tu. Fakat biz gerçekten bu tür problemleri tartışırken; o ve benim dışımda dünyada, hükümet üzerine anayasal sınırlamalar getirilmesi konusunda düşünen 3 ya da 4 kişinin olduğunun farkındaydık. Aslında, o ölmeden önce, onunla bu tür problemleri tartışmak için uluslar arası bir kurum oluşturmanın planlarını birkaç hafta tartıştım. Mont Pelerin Society kurulduğunda o ölmüştü. Daha önce tartışmalar yaptığım üç insan da ben bu kurumu kurmadan önce öldüğü için Mont Pelerin Society’yi yalnız başıma kurmak zorunda kaldım

Bu kitapta bahsedilen topluluk, kendini bir dizi teknik ve karmaşık problemlerin saptanmasına ve araştırılmasına adayan Mont Pelerin Topluluğunun özelleştirilerek sunulan bir bölümü gibidir. Anayasal iktisat alanındaki gelişmelerin benim nihai amacım olduğunu söyleyebilirim.

Page 10: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

10 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ANAYASAL İKTİSAT1

Geoffrey Brennan ve Alan Hamlin

Çeviren: Hasan Atılgan

Anayasal iktisat, çağdaş iktisat yöntemlerinin ve çözümleme tekniklerinin, sosyal düzenin işleyebileceği temel kuralların belirlenmesi çalışmalarına uygulanmasıdır. Kaba bir yaklaşımla, sosyal düzenin piyasalar, politika ve sivil toplum gibi birbiriyle bağlantılı olan çalışma alanlarını kapsadığını kabul edersek, anayasal iktisat her bir alanın işleyebildiği ve her bir alanın önemini de belirleyen kurallarla ilgili çalışmaları kapsar. Terminoloji olarak bir toplum içinde temel kurallar bütünü anayasayı oluşturur (herhangi bir biçimsel, yazılı anayasanın kapsamı ne olursa olsun), böylece anayasal iktisat açıkça kanunlaştırılan veya zımnen geliştirilen, sosyal etkileşimi oluşturan ve etkileyen kuralların kalıcı örneklerinin analizi ile ilgilidir. Alternatif kurumları incelemede bireysel rasyonelliğe verdiği önem, çözümleme yöntemi ve yaklaşımının iktisadi olmakla birlikte esasen sadece iktisadi alan ile sınırlı olmadığını açıkça göstermektedir.

Çağdaş anayasal iktisadın, kamu tercihi teorisi veya politik ikti-sadi analiz dışında geliştiği düşünülebilir. Bununla beraber kamu tercihi teorisi anayasal iktisattan hem daha geniş hem daha dardır. Kamu tercihi teorisi politik işlemlerin rasyonel aktöre dayalı olarak açıklanmasını geliştirmekle ilgilenir. Kamu tercihi teorisi standart

1 Geoffrey Brennan & Alan Hamlin “Constitutional Economics”, The New Palgrave Dictio-

nary of Economics and Law”, vol. 1, p.401-410.( Daha önce şu dergide yayınlanmıştır: Kamu Tercihi ve Anayasal İktisat Dergisi Sayı:4 Yıl:1 Ekim-Kasım-Aralık 2001.)

Page 11: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 11

iktisatçının piyasa işlemlerini açıklamasının siyasal karşılığıdır (Standart iktisatçı piyasa mekanizmasını, kamu tercihi iktisatçısı da siyasal mekanizmayı inceler.). Piyasa ekonomisinde olduğu gibi sık sık piyasa etkileşimlerinin oluştuğu kurumsal çerçeveye fazla ilgi göstermeksizin ilerler, bunun gibi kamu tercihi teorisi de politikanın kurumsal çerçevesine çok dikkat etmez. Anayasal iktisat, rasyonel siyasal faaliyetleri anlamak için ve anayasal düzenlemede siyasal reformu bir anahtar gibi gördüğünden, anayasa üzerine yoğunlaşır ve bu nedenle kamu tercihinden daha dar görülebilir. Fakat anayasal iktisat, politikanın dışındaki sosyal faaliyetleri yöneten temel kural-larla ilgilendiği için, gerçekte bütün sosyal alanlarda kamu tercihin-den daha geniştir. Bu anlamda, anayasal iktisat kamu tercihi teorisi-nin bütün yönlerini hukukun ekonomik analizinden ve başka yerler-den çıkarılan rasyonel aktörün yönleriyle birleştirir.

Anayasalar üzerinde odaklaşma, rasyonel bireyler arasındaki et-kileşimde olduğu gibi toplumun bakışından kaynaklanan kurallar bütünü olarak yorumlanır. Bu bakış açısı, analistin sosyal sonuçların belirlenmesinde iki temel girdiyi belirlemesine yardımcı olur. Bunlar bireylerin içsel özellikleri, motivasyonları, tabiatları v.b., ve bireyle-rin etkileşimlerini yönlendiren kurallardır. Bu bakış kuralların ken-disinin içsel (sık sık ilgi odağı olan bu içsellik gerçekte anayasal re-form olasılığıdır.) olduğunu fark etmekle beraber kuralları toplumun temeli olarak kabul eder. Bu durum bir karşılaştırmayla canlandırı-labilir. Bazıları gücün sosyal teoride temel bir kavram olduğunu ileri sürebilir. Bu güç ve onun dağılımı sosyal sonuçları ve özellikle top-lumun anayasal yapısını açıklar. Aslında bu yaklaşım kuralların güçlü tarafından belirlendiğini gösterir. Anayasal iktisat ise biri bireylerin kendi içsel güçlerine dayalı, diğeri de sosyal rolleri tahsis eden, sos-yal ilişkileri oluşturan ve derin kökleri olan anayasal kuralların bir ürünü olarak gücün iki yöne ayrıştırılabileceğini ileri sürer. Güç ve onun dağılımını sonuç olarak açıklayan durumla karşılaştırıldığında,

Page 12: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

12 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

kuralların hakim olduğu sosyal bir toplumdaki bireylerin durumu sebep sonuç ilişkisini tersine çevirir.

Bu makaledeki amacımız, anayasal iktisadın başarılarını tartışmak değil, daha ziyade yaklaşımın hoş tarafını, genel teorik taahhütlerini ve merkezi olarak belirlediği belirli problemlerini göstermektir.2 Anayasal iktisada en temel iki konuyu tartışarak başlayacağız. Toplumda kuralların rolü nedir? Kurallar sosyal sonuçları nasıl etkiler? Daha sonra politikanın analizinden anayasal düzeyde analize geçişin önemi üzerinde duracağız. Son olarak, demokratik politikaların merkezi özelliklerini anayasal iktisada göre kabaca tarif edeceğiz.

KURALLARIN ROLÜ

Anayasal iktisattan kopmayı temsil eden bir konu rollerin kurallarla uyumlu olabilmesidir (Brennan and Buchanan 1985). Anayasal iktisat kapsamında anayasalara sahip olmak için ne tür sebepler vardır? Bu soru belirli bir kuralın gerçekten istenen rolü sağlayıp sağlamadığı konusundan ayrıca ele alınmasını gerektirir. Kuralların rolünün ayrılmasında iki ayrı durum benzer şekilde tanımlanır. Biz bunlara önemli görülen ve giderek daha çok analize konu edilen üçüncü bir durumu ilave edeceğiz.

Standart biçimde tanımlanan bu iki ayırt edilebilir. Birincisi, ku-ralların bireysel ya da özel rollerine işaret eder. O bir temsilcinin kısa vadeli cazibeler üzerine başarma arzusunu ya da seçici ile birlikte hayatın ayrıntısıyla devam etmesini önleyecek istek zaafiyetini yan-sıtır. Bu durumda, kurallar ve özel anayasalar, belirlenmiş hareketler arzu edilen sonuçlara ulaşsın diye temsilcinin tüm hareketleri zaman içinde birleştirmesini mümkün kılar. Burada söz konusu olan kilit

2 Genel bakış açısı veren daha detaylı tartışmalar için Buchanan (1987, 1990), Hardin (1988),

Vanberg (1994), Voight (1996) ve Brennan ve Hamlin (1995,1996)’e bakınız.

Page 13: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 13

ayırım örnek tarz rasyonellik ile toplu rasyonelliktir. Sorudaki birleş-tirme bireyin kendi hareketlerinin karşıtıdır. Bu durumun klasik ör-neği Ulysses ve Sirens’lerin hikayesidir. Ulysses kendisini ayartıcı olan ve onu felakete sürükleyecek olan Sirens’lere direnemeyebile-ceğini sezinleyerek kendisini gemi direğine bağlar. O, gelecek hare-ketleri önceden yapmak ve böylece tercih edilen sonuçların tümünü başarabilmek için görünür biçimde rasyonel olmayan tavır içindedir. Bu genel kategorinin örnekleri değişik biçimlerde temsilcinin rasyo-nelliğinin başarısızlığı olarak görünebilir (temsilciler yeterince ras-yonel değiller). Burada konu, problemin yetersiz ya da aşırı rasyonel-likten kaynaklanıp kaynaklanmadığıdır. Fakat bizim görüşümüzde temel hiçbir şeyin söz konusu olmadığıdır. Her iki olasılık akla uygun olup, basit şekilde farklı alt durumları temsil eder.

Bu özel anayasa durumu, kuralların gruptaki tüm üyelere eşit olarak uygulandığı toplu durumla karşılaştırılacaktır. Buradan alınan klasik örnek, modern anayasal iktisadın çalışmalarından Buchanan’ın “The Limits of Liberty” (1975) adlı eserindeki ana konu Hobbsesian anarşiden kaçış olacaktır. Kabul edilmiş kuralı olmaksızın doğal du-rumun geçmişine karşı görünen rasyonel seçimin anayasal düzeyde aşağıda belirtilen özelliklerde bir sosyal düzenin kurulmasını içerdiği tartışılır: Temel kişi ve mülkiyet hakları; yaptırım için düzenlemeler; uygun olduğu takdirde bu hakların değişimi; ilişkilerin sorumluluğu-nun dağıldığı, ikili mübadelelerin zayıf çalıştığı alanlarda toplu karar vermek için uygun düzenlemeler. Böyle bir kurallar topluluğu seçe-neğiyle karşılaşıldığında (bu kuralların etkin olarak uygulanabildiği-ni varsayarak) her bir temsilci, rejimin sadece kendisi uyarsa başarılı olacağına inanmasıyla bu kurallar altında yaşamayı rasyonel olarak seçer. Kliemt (1987) tarafından vurgulandığı üzere bu formulasyo-nun çeşitli problemleri vardır. İlk olarak, kuralların etkin olarak uy-gulanabildiği fikri biraz sorgulanmalıdır. Temsilcinin uygun bulduğu kuralları çiğnemesinin neden rasyonel olmadığını göstermemiz ge-rekir. Bu Hobbs’un doğal toplumundaki zorluğun aynısıdır. Eğer ku-

Page 14: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

14 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ralların ihlali bazı uygulayıcı temsilcilerin erdemiyle rasyonel değil-se, bu uygulayıcı temsilciler yaptırım gücünü neden kendi amaçları için kötüye kullanmazlar. İkinci olarak, temsilci rasyonelliğinin iste-nen sonuçları yaratması için seçim yasası her bir temsilci tarafından rejimin varlığı için lüzumlu görülmelidir. Eğer kural rejimi benim rızam olmaksızın etkilenebiliyorsa, benim ve dolayısıyla diğerlerinin kurallara uyması için rasyonel bir sebep yoktur.

Toplu durumun içinde anayasal oyunun iki şartı arasında çok önemli ayrım vardır. Temel kuralların yapısını sağlamak gerçek bir kamu malı ise, diğerleri kurallarla sınırlandırılıyorsa böylece her biri bundan çok yararlanır ve o kendi kendine rasyonel davranmakta serbesttir. O zaman aşina olduğumuz “bedavacı” problemi doğar ve herkes kurallara uyduğunda herkes yararlanabilecek olsa dahi hiç kimse rasyonel olarak bu kurallar yapısını seçmeyecektir. Sosyal dü-zenin oluşturulması, görünen bütün faydalarıyla birlikte klasik n sa-yıda kişinin mahkum açmazı gibi görünür ve rasyonel tercihlerle gü-vence altına alınamaz. Alternatif olarak sosyal düzenin sağlanması her birinin diğerleri gibi davranmasının rasyonel olduğu koordinas-yon oyununa bir çözüm olarak görülebilir. Koordinasyon oyununda problem sadece diğerlerinin ne yapacağına dair bilginin sağlanması-dır. Bu durumda, sadece bir kuralın duyurulması ( her biri diğerleri-nin kurala uyacağına inanırsa) o kurala uyulması için yeterli olacak-tır. Dil, yol kuralları gibi her çeşit gelenek, her bir temsilci davranışını diğerlerinin davranışına göre ayarlayabileceği için uyumlaşacak ve üstün gelerek kendisini uygulatacaktır.

Basit koordinasyon durumunda, sadece kurallar genel fayda sağ-lamakla kalmaz, bireyler de hem kuralları uygulamak ve onlara uy-mak konusunda motivasyona sahiptirler. Mahkum açmazı durumun-da, kurallar da genel fayda sağlar, ancak bireylerin kuralları uygula-makta veya onlara uymakta rasyonel teşviklerinin olup olmayacağı çok belirsiz konulardır. N sayıda mahkum açmazı problemini çözme

Page 15: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 15

iddiasındaki kuralların varlığında, belirli kuralların kollektif olarak istenmesinin olası olduğunu gösterebiliriz. Kurallar etkin biçimde uygulanabildiği takdirde anayasal düzeyde belirsizlik içinde bulunan bireyler bu kuralları tercih edeceklerdir. Ancak bunlardan hiçbiri temsilcinin dönem içinde kurallara uyması için neden olamaz ve dö-nem içinde uygulama başarısının nasıl güvence altına alınabileceğini açıklayamaz.

Bu aşamada üçüncü durumu, zaten tartışılan kuralların özel ve kollektif rollerine katmak yarar sağlayacaktır. Bu üçüncü durum, ko-nu ile ilgili anayasanın özel olması anlamında özel, ancak onun kaza-nımı diğerlerinin davranışına etkisinden kaynaklandığı için sosyal-dir. Bu durumun basit bir örneği güven üzerine yazılmış eserlerden çıkar3. Bir düzenin ediniminin vaatleri tutacağı potansiyel ortaklar arasında yeterince sezinlenmişse, ve güvenilir taahhütleri gerçekleş-tirecek olan kapasiteye temsilciler ikili ilişkilerinde değer veriyorsa, rasyonel temsilcilerin bu düzeni edinmelerinde yararları vardır. Ku-ralların tümüyle özel rolü durumunda olduğu gibi düzen etkin bi-çimde temsilcinin kendi önerilerinden bir demet yapmasına ve en kapsayıcı demeti seçmesine müsaade eder. Çoğu durumda bu demet bireysel olarak örnek tarzdaki rasyonelliğe göre seçilen teklifler seri-si olacaktır. Bazı durumlarda bunun böyle olmamasının önemli bir nedeni, düzene sahip olmak diğer temsilcilerin birine karşı farklı bi-çimde davranmasına neden olur. Eğer ben farkedilebilir şekilde gü-venilir kişiysem ve benim çıkarıma ters düştüğü zamanlarda bile sö-zümü tutuyorsam, o zaman diğerleri rasyonel olarak bana güvene-cek, ve rasyonel bir fırsatçı olarak tanınmış olduğum takdirde veril-meyecek olan, karşılıklı fayda içeren olanaklar bana sağlanacaktır.

3 Örnek için Güth and Kliemt 1993, Brennan 1997 ve bunlarda yer alan referanslara ve konunun

daha genel ele alındığı Gauthier 1986’ya bakınız.

Page 16: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

16 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Bu çeşit bir durum, özü itibarıyla kişilerarası niteliği nedeniyle

tamamıyla özel anayasa durumundan ayırt etmeye değer. Robison Crusoe, adasında rasyonellik sahibi olabilir veya onu özel bir anayasa benimsemeye sürükleyecek şekilde isteklerinin zaafiyetine tutulmuş olabilirdi. Ancak kuralların üçüncü rolü adadaki Cuma’nın ve belki diğerlerinin varlığına kritik şekilde bağlıdır. Düzensel anayasayı ka-bul edişime diğerleri de davranışlarını ılımlaştırarak cevap verme-dikçe, bu anayasayı benimsememin rasyonel nedeni yoktur. Bu ger-çek, anayasanın diğerleri tarafından sezinlenebilir olması gereğinin önemini açıklar: Eğer tüm temsilcilerin düzenleri diğerlerine kapalı ise tartışma ileriye gitmez.

Bu üçüncü durum “n” sayıda mahkum açmazı ve koordinasyon oyunu şekillerindeki kollektif durumdan da oldukça farklıdır. Bu du-rumlarda, anayasal kurala uyan birey sayısının artması benim için daha iyidir. Aksine, düzensel durumda göreceli olarak az sayıdaki fark edilebilir şekilde güvenilir kişilerden biri olmak benim lehime olabilir: Rasyonel olarak daha fazla sayıda kişi kendilerinin yer aldığı projelere beni ortak etmek isteyecektir. Bu üçüncü durum kurallar için talebin ve arzın açıklanmasında potansiyel olarak bize oldukça önemli görünür. Kuralların icat edilmesi anlaşmaları, güvenilir şekil-de uygulanması veya uyulması bireylerin rasyonel olarak benimse-dikleri kurallara bağlandığı takdirde anayasal iktisat kuralların do-ğuşunu açıklama imkanına sahiptir. Dönem içi düzeyde mevcut tek davranış modeli rasyonel bencillik ise, bu açıklama çok zor ve akla uygun olmayan bir görev olabilir.

ANAYASALAR NASIL İŞLER?

Şimdiye kadar bireysel ve toplumsal düzeyde anayasal kurallara olan talebin nedenlerini özetledik. Ancak anayasalar bireylerin dav-ranışlarını veya bireysel etkileşimlerin ürettiği sosyal sonuçları nasıl değiştirmeye çalışır. Burada bir anayasayı oluşturacak kurumsal dü-zenlemelerin konuya ilişkin üç yönü vardır. Birincisi, bu düzenleme-

Page 17: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 17

ler bilgi sağlayabilir veya bilgi işleyebilir. İkinci olarak, kurumsal dü-zenlemeler ödül ve ceza kullanılarak alternatif eylemlerin göreli fi-yatlarını belirleyecek teşvikleri değiştirebilir. Bu, kurumların yaptı-rım (sanctioning) özelliği olarak adlandırılabilir. Üçüncü olarak dü-zenlemeler kişilerin farklı toplumsal rollere tahsisini değiştirebilir. Buna kurumların ayırma (screening) özelliği adı verilir. Bunlardan anayasal iktisadın yazılı eserlerinde en çok aşina olduğumuz, yoğun şekilde analiz edilen ve ekonomik yaklaşıma uygun olan ikincisidir. Diğer iki yöne piyasa düzeninin geleneksel iktisadi tartışmalardan aşinayız. Örneğin Hayek (1945) konuya ilişkin bilgiyi sağlayacak ve işleyecek piyasaların kapasitesi üzerinde durdu ve son olarak oyun teorisi çalışmaları, diğer oyuncular hakkındaki inançların rolüne ve rasyonel stratejiler ve denge sonuçlarının belirlenmesinde ortak bil-gilerin kapsamına dikkatleri yöneltti. Aynı zamanda, piyasa düzeni-nin, çeşitli yeteneklere veya insan sermayesine sahip kişileri içeren kaynaklarını en yüksek değerde kullanıma tahsis eden son derece önemli bir özelliği daima fark edilmiştir. İşin çoğu bu çeşit seçme ve ayırmayı içeren piyasanın görünmez eli tarafından yapılır. Aşağıda birkaç paragrafta bilgi, yaptırım ve ayırma etkilerine ilişkin olarak anayasal kurallar hakkında özet bilgiler sunacağız.

Kuralların Bilgilendirme Etkileri

Zaten işaret edildiği üzere, kuralların önemli bir bilgisel etkisi her bir bireye diğerlerinin nasıl davranacağı hakkındaki temel bek-lentilere dayalı bilgi sağlayabilmesidir. Örneğin yol kuralları (yolun hangi tarafında araba sürüleceği, hangi aracın yol hakkına sahip ola-cağı gibi kurallar) her bir yol kullanıcısına diğer kullanıcıların belirli durumlarda ne yapacakları hakkında bilgi verir ve bu bilgi her biri-nin yolculuğunu asgari olumsuz koşullarda sürdürmesine yardımcı olur. Kuralı ihlal etmenin herhangi bir kullanıcıya avantajı çok az olacağı için gerçekte koordinasyon oyununda böyle kuralların çoğu kendi kendine yaptırım gücüne sahiptir. Diğer durumlarda bazı ku-

Page 18: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

18 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

rallar, her bir kullanıcıya diğerlerinin kuralın gösterdiği gibi davra-nacağı güvencesini vermek ve bütün kullanıcıların gerçekten kuralla-ra uyduğu bir denge durumunu desteklemek için gerekli olacaktır. Böyle durumlarda kuralların sağladığı asıl sonuç bilgidir. Gücünü açıklığından alan ve sonuçları tercihler gibi kişisel unsurlara bağlı olan daha öz usul kuralları ile karşılaştırıldığında böyle kurallar gi-derek önemini kaybeder. Örneğin bir açık arttırmacının yoğun bir kavşakta ilerleme haklarını rekabetçi fiyat esasına göre dağıtmasını düşünmek mümkün olacaktır: İşlem maliyeti kaygılarının önerdiği basit bir “sağa yol ver” veya “sadece ışık yeşil iken geç” kuralları daha tatminkar olacaktır. Bilgi veren bu tür kurallar piyasa benzeri işlem-leri desteklemekten daha çok onların yerini alır.

Tabii ki bazen, birinin yolun hangi tarafında araba süreceği kura-lında olduğu gibi böyle koordinasyon oyunlarına birden fazla çözüm olacaktır. Bazen bu çözümlerden biri diğerlerinden daha iyi olacak ve bunun her zaman kendiliğinden ortaya çıkan en iyi kural olması ge-rekmeyecektir. Belki koşullar değiştiğinde bir zamanlar en iyi olan kural artık en iyi olmayacaktır. Hangi kural mevcut olursa olsun op-timum olması gerekir şeklinde bir kanaat yoktur. Bazı belirgin tem-silcilerin (hükümet bir olasılık) daha düşük kuraldan daha üstün ku-rala geçişi gerçekleştirme rolü olabilir. Bununla birlikte bazı durum-larda mevcut durumu tercih etme sebebinin varlığına dikkat edilme-lidir. Yaygın olan bir kural, beklentiler ona dayandığı için toplumsal sermayeyi temsil eder: Yeni bir kurala geçmek daima bu toplumsal sermayenin yıkımını gerektirir. Başka bir deyişle, mevcut kural ya da geleneği değiştirmede göze alınması gereken işlem maliyeti vardır ve bu maliyetler herhangi bir değişikliğin faydasından daha çok olabilir.

Piyasalar hakkında Hayekçi tartışma, kurumsal kuralların potan-siyel bilgi etkisinin daha karmaşık bir örneğini verir. Bu analizde pi-yasa mekanizması, fiyatları ve bireysel davranışları bilgilendiren di-ğer işaretleri oluşturmak için bilgi toplar ve değerlendirir. Genel fikir

Page 19: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 19

basit koordinasyon oyunundakine benzerdir. Kurum, bireysel karar vericilere yararlı olan ve çoğu bireyin hareketlerini de koordine eden bilgiyi sağlar. Benzer durum politik karar verici kurumlar için de gerçekleştirilebilir: Örneğin farklı oylama kuralları bireysel oylar içindeki bilgiyi farklı yollarla toplar ve işler.

Kuralların bilgi sağlama ve işleme imkanı yanı sıra diğer bazı bil-gi etkileri de mümkündür. Bu sadece kural olgusundan ziyade kural-ların ayrıntılı kapsamı konusudur. Bazı kurumsal kurallar bilgiyi sı-nırlayabilir ve gizliliği teşvik edebilir. Örneğin gizli oy herhangi bir vatandaşın halka ait olan ve kamu araştırması dışında tutulan seçim-lerde tercihi doğrultusunda oy kullanmasını temin etmeyi amaçlar. Tersine, temsilci meclislerde oylamanın açık olması ve belirli birey-lerin nasıl oy kullandıklarının kaydının tutulması gerekli olabilir. Gerçekte, parlamentoya ait tartışmalar televizyonla incelenebilir; etkinliklere ve kamu temsilcilerine ulaşma konusunda medyaya ayrı-calık tanınabilir; vatandaşların kamu işlerinin her yönünü inceleme-lerine izin verecek bilgi edinme özgürlüğü kuralları uygulanabilir. Bu kuralların rolleri açık görünebilir (bireysel seçmenleri aşırı baskıdan korumak,temsilcilerin sorumluluğunu teşvik etmek, v.s.), ancak daha ileri analizler bizim değerlendirmelerimizi gözden geçirmemize ne-den olabilecek bu tür kuralların daha ince etkilerini gösterebilir. Be-lirli herhangi bir kuralı değerlendirmemizin önemli bir yönü temel olarak kuralın bilgisel etkilerinin analizine dayanmaktadır.

Kuralların Yaptırım Etkileri

Belirli şekillerde hareket etmek için farklı kurallar farklı teşvik-leri gerektirir. Bu nedenle, her hangi bir kuralın değerlendirilmesinin ikinci yönü, kuralın teşvik yapısının analizine ve bu teşvik yapısının neden olduğu faaliyetlerin genel sonuçlarına bağlıdır. A. Smith’in ka-saplar, biracılar ve fırıncıların motivasyonları hakkındaki meşhur

Page 20: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

20 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

özdeyişinde4 olduğu gibi; özel mülkiyet hakları, sözleşme yaptırımla-rının düzenlenmesi v.s. rekabetçi piyasa düzeni kurallarının aslında kendi çıkarını düşünen temsilcilerin, diğerlerinin çıkarlarına hizmet edecek şekilde davranmalarına neden olacağı ileri sürülebilir. Aynı şekilde, çoğulcu demokrasi kurumları altında seçim rekabeti, rakip siyasi partilerin seçmen vatandaşların uygun çoğunluğuna cazip ge-lecek politikalar önermelerini teşvik edebilir. Her iki durumda dü-zenlemelerin, temsilcilerin diğerlerinin çıkarlarına yönelik şekilde davranmalarını sağlayacağı ileri sürülmektedir. Bu şekilde, Hamil-ton’un “Federal Yönetim Yanlısı” (The Federalist5) isimli eserinde yer verdiği gibi kurallar çıkarlara görev özelliği kazandırabilir.

Bununla beraber, Hamiltoncu bakış açısı teşhis edilebilir faaliyet-lerin veya faaliyet tarzlarının görev gereği temsilciler tarafından ya-pılmasının kurallar tarafından sağlanabileceği yanlış izlenimini vere-bilir. Bu bakış, kurumsal düzenlemelerin hangi faaliyetleri, görevi gerektireceğini göstermesine de hizmet edebileceği anlamında yanıl-tıcı olabilir. Örneğin, 2000 yılında ABD’de kaç adet elma tüketilmeli-dir sorusunu düşünün. Elmaların besin içeriğini ve ortalama vatan-daşın besin gereksinimini inceleyerek, tadını göz önüne alarak, bazı uygun rakamları beklenen nüfuzla çarparak bu soruya yaklaşmak ve en iyi tahminle bir sonuca ulaşmak mümkündür. Alternatif olarak, biri elma piyasasını, elma üretimindeki ve tüketimindeki dışsallıkla-rın yapısını ve büyüklüğünü inceleyebilir ve eğer elma için piyasa koşulları yeterince rekabetçi ve dışsallıklar ihmal edilebilir düzeyde ise, 2000 yılında ABD’de tüketilmesi gereken elma sayısı bu piyasa düzenlemeleri altında gerçekten tüketilecek elma sayısı olacaktır. İşte piyasa kurumları sadece neyin güvence altına alınması gerekti-ğini güvenceye bağlamakla kalmaz, bunun ne olduğunu da bize söy-ler. Elma yetiştiricilerinin ve elma ithalatçılarının danışma ihtiyacı

4 Bkz. Smith [1776] 1982:26-7. 5 Bkz. Hamilton, The Federalist, 1787-8: Paper 72.

Page 21: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 21

duyduğu veya isteseler bile danışabildikleri bağımsız bir görev kav-ramı yoktur: Piyasa kurallarının işleyişi (onu gerçekten getirmenin yanı sıra) hangi görevin gerektiğini bize söylemeye hizmet eder. Biz bunu deneyimsel soruşturma ile az ve piyasanın bilgi işleme ve teş-vik yapısı yönlerini bir araya getiren bir kurum olarak piyasanın do-ğası hakkında soyut muhakemeyle daha fazla biliriz.

Soruşturmamız bizi elma piyasasının yeterince rekabetçi olma-dığı ya da elma üretim/tüketim sürecinde önemli dışsallıkların bu-lunduğu inancına sürükledi. İlk prensipten elmaların sihirli sayısına ulaştırmaya ayarlanmış toptan temelci ahlaki çalışmaları başlatmak yerine uygun piyasa değişiklikleriyle probleme yaklaşmamız olasılığı daha fazladır. Bu analiz alışkanlığı geniş biçimde anayasal iktisat yak-laşımına paraleldir. Piyasa dışı alanlarda anayasal iktisat yorumlayı-cılarının idealize edilmiş piyasa benzerliğine başvurmak suretiyle analize girişmeleri ve kurumsal başarısızlıkların bu ideale göre deği-şik nedenlerini ayırmaları daha olasıdır. Onlar daha sonra kurum içindeki temsilcilerin manevi gereksinimlerinin kendi başına türe-tilmesine girişeceklerdir.

Üzerinde durmaya değer çeşitli konular vardır. Birincisi, teşvik-ler üzerinde odaklaşma bizim genel şekilde tavsiye olarak adlandıra-bildiğimiz davranış değişikliğinin muhtemel sebebini, yaygın ahlaki gerekliliklere doğrudan başvurmak suretiyle faaliyetlerde istenilen değişiklikleri güvence altına almaya girişerek geri plana iter. İktisat-çının tavsiyeye bakmakta gönülsüzlüğü çeşitli şekillerde yansıyabilir: İktisatçının karşılaştırmalı avantajı kabul etmesi (Robertson 1956); ahlakın ihmal edilebilecek davranışsal gücü taşıdığına ve kendi eko-nomik çıkarının insan davranışının baş etkeni olduğuna dair inanç (örneğin Stigler 1982); yaygın ahlaki sistemlerin kendilerinin ya da insan faaliyetlerinde gerektirdiklerinde ümitsiz şekilde yanlış anla-şıldığı inancı (Mandeville 1714); belki daha başka nedenler. İkincisi, teşviklerin odağı teşviklerin belirli nitelikleri kazanmasından ziyade

Page 22: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

22 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

teşviklerin uygulanmasına yöneliktir. Fakat sonrakinin hiçbir suretle konu ile ilgisi yoktur ve kurumlara aşırı iktisadi bakışın eleştirileri-nin temelidir. Örneğin, Bell (1976) veya Hirsch (1976) tarafından yayımlanan suçlamaya göre piyasalar, başarılı işleyebilmeleri için bağımlı oldukları ahlaki sermayeyi bozar. Kurumların teşvikler üze-rinde nitelik kazandırıcı etkileri ihmal edildiğinde, ticari toplumun vatandaşlar arasındaki açgözlülüğü beslediğine dair eski bir iddia bertaraf edilebilir. Üçüncüsü, teşvik ettikleri homojen bir temsilciler modeli kapsamı içinde toplanabileceği için, teorik hasislik düşünce-leri anayasal iktisadı bu varsayıma yöneltir. Ancak, homojenlik var-sayımı kurumların seçim yönlerinin başarı ihmalini dışlar ve bu ne-denle sonraki yönler anayasal iktisat literatüründe biraz ihmal edilir.

Kurumların Ayırma Etkileri

Kurumlar sadece belirli faaliyetleri cezalandırmaya ve diğerleri-ni teşvik etmeye değil, belirli türden kişileri cezalandırmaya ve diğer-lerini desteklemeye de hizmet eder. Herhangi bir kuralın değerlendi-rilmesinin son yönü, onun bir tür kişiyi bir diğerine tercih etme yön-temlerinin analizine ve böyle bir seçimin sonuçlarına bağlıdır. Çoğu örnekte, ayırma etkileri ve teşvik etkileri karşılıklı destekleyicidir. Örneğin, üniversitelerde akademisyenlerin harici araştırma ödülleri-ni güvence altına alan kurumsal düzenlemeler; akademisyenlerin böyle ödülleri güvence altına alma teşviklerini, akademisyenlerin yetenek ve bağlantılarının geliştirilmesi teşviklerini ve ödül alma lehine olan çalışma stillerini değiştirdiği gibi, doğal olarak ödül ka-zanma kapasitesine sahip olan kişileri de seçer. Seçim etkileri, resmi seçme prosedüründe bir kriter olan araştırma fonlarını yükseltici kanıtlanmış kapasite anlamında açık şekilde ve bu bireyler akademik hayatta daha iyi olacağı için böyle kapasiteli bireylerin başvurmala-rını cazip kılma anlamında gizlice işler.

Ayırma ve yaptırım etkileri daima birlikte uyum içinde çalışmaz. Başka bir tür istenilen teşvik yapısı ters ayırma etkisine neden olabi-

Page 23: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 23

lir (sigorta kapsamında ters seçim örneği gibi); ya da bir başka türlü istenilen ayırma etkisi ters teşvik etkilerine neden olabilir (çoğu ye-niden dağıtım planlarında olduğu gibi). Teşvik ve bilgi etkilerinin yokluğunda bile kurallardaki değişiklikler bazı temsilci türlerinin gelişmesine ve diğerlerinin vasat olmasına sebep olur ve kişileri kar-şı faaliyetlerde farklı biçimde çeşitlere ayırabilir. Aslında kurumsal düzenlemelerin nitelikleri ve kapasiteleri farklı olan kişileri en yük-sek değerli sosyal kullanımlara tahsis etmesi, iktisatçıların diğer or-tamlarda hemen fark ettikleri gibi, bu düzenlemelerin önemli bir özelliğidir.

Akademik yöneticiler profesörler arasından tesadüfi kura ile, kı-dem sırasına göre veya seçimle seçilebilir. Hakimler halk oyuyla veya diğer hakimler tarafından seçilebilir veya politikacılar tarafından atanabilir. Krallık doğumla, silah gücüyle veya kamu yönetimi konu-sunda rekabetçi bir sınavla belirlenebilirler. Kan vericiler gönüllülük, tesadüfi zorlama veya piyasa sistemi esasına göre seçilebilir. Bu çe-şitli mekanizmaların oluşturabileceği herhangi bir teşvik etkisinden oldukça farklı olarak, onlar farklı biçimlerde de seçecekler ve temsil-cilerin esasen homojen olduğu aşırı durumlar hariç olmak üzere bu seçme etkileri sosyal düzenin işleyiş usulü üzerinde de düzenli bir fark yaratacaktır.

Seçme kendi teşvik etkilerine de neden olabilir. Bir taraftan ter-cih edilen türden birey gibi tavır takınmayı gizlemeye bir teşvik ola-bilir, diğer taraftan yaratılış karakterini değiştirmek ve gerçekte ter-cih edilen bir birey gibi olmak teşvik görebilir. Bu bağlantıda ortaya çıkan karmaşık konuların analizi halen anayasal iktisat içinde bebek-lik devresindedir.6

6 Bkz. Brennan and Hamlin 1995b, Brennan 1996, Hamlin 1996.

Page 24: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

24 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ANAYASAL PERSPEKTİFE GEÇİŞ

Kuralların ve kurumların alternatif yapılarının sosyal sonuçlar üzerinde etkisi çalışması olan karşılaştırmalı kurumsal analiz anaya-sal iktisat tasarısının merkezidir ve onu geleneksel iktisadi analizden ayırır. Bununla birlikte anayasal iktisadın bazı yönleri geleneksel iktisat içinde oldukça aşina olunan alanlardır. Diğer yönleri yoğun şekilde politika, sosyoloji7 ve hukuk8 gibi diğer bilim dallarının gele-neksel egemenliği altındadır. Anayasal iktisadın bir çeşidinin belki en çok aşina olunan örneği sıradan özel malların rekabet ve monopol altında sağlanmasının karşılaştırmalı analizidir. İşte standart iktisadi tartışma, giriş serbestisine ilişkin kurallardaki değişikliğin etkisini gösteren karşılaştırmalı kurumsal bir deney olarak düşünülebilir. İyi tanımlanmış ve bireyselleştirilmiş mülkiyet hakları ile müştereklerin trajedisinin analizinden bilinen ortak mülkiyet hakları rejimi arasın-daki karşılaştırma daha ileri bir örnek sağlar.

Bazı amaçlar için, karşılaştırmalı kurumsal yaklaşımın olağan po-litika analizine benzer olduğu düşünülebilir. Soru konusu olan politi-kalar normal olarak sosyal yapıda politika parametrelerinden daha temel olduğu düşünülen bir değişikliği kapsar. Bununla birlikte, ana-yasal iktisatçılar önem verilen politika çeşitlerinde sade bir değişik-likten, bazı şeyleri daha önemli tutan daha temel alana geçme eğili-mine sahiptirler. Burada söz konusu olan, görüş açısında bir değişik-lik, neyin açıklama olarak sayılabileceğine dair farklı bir anlayış, açık-layıcı planda sebep ve etki arasındaki sınırın nerede düzgün şekilde çizileceği, ve pozitif ve normatif fikirler arasındaki ilişkidir. Görüş açısındaki bu değişiklik, politika analizinin ekonomi ve başka yerler-de standart biçimde ifade ediliş yönteminden hoşnutsuzluğu yansıtır.

7 Bkz. Coleman 1990. 8 Bkz. Landers and Posner 1975.

Page 25: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 25

Kamu tercihi teorisi ve anayasal iktisattan kopma nedenlerinden biri hoşnutsuzluktur.

Politik iktisat teorisinin iktisat politikası anlayışı üzerinde önem-li katkısı vardır. Birisi politikaları eş zamanlı olarak temel anayasal kurallar altında işleyen, vatandaşların etkileşimlerinden çıkarılan bir iktisadi denge ve kuramsal ve normatif olarak sürdürülen bir terci-hin amaçları gibi ele alamaz. Tabi ki bir kişinin belirli normatif planı ışığında politika sonuçları değerlendirilebilir. Ancak böyle herhangi bir değerlendirme esasen politika belirleme sürecinden bağımsız görülmelidir. Biri havayı değerlendirebilir: Hava kesinlikle çoğumu-zun tercihlerinin dışındadır. Fakat bu tercihler havanın nasıl olacağı-nı rast gele belirlemezler. Tabi ki politik alanda politikalar hangi poli-tikanın iyi olduğu hakkında yaygın görüşler, ve/veya çeşitli politika-ların etkilerinin ne olacağı hakkında inanışlar tarafından etkilenebi-lir. Bireysel iktisatçı/politika danışmanı bu bakışları etkileyen bir role sahip olabilir. Fakat bu rol, hakim olan politikanın açıklanma-sında ya ihmal edilebilecek kadar küçük veya anayasal iktisatçının politik süreç modeline dahil etmeyi gerektirecek kadar büyüktür. Eğer önceki ise, o takdirde hava benzetmesi değiştirilmeksizin kabul edilebilecek kadar yakındır. Eğer sonraki ise, normatif politik etkinin önemi vardır. Ancak farklı bir itiraz ortaya çıkar: Başka herkesin kendi rasyonel çıkarının dışında iktisadi ölçüsünün davranışının açıklanmasında insan motivasyonu modeli, başka herkesin davranı-şının esasen kendi rasyonel çıkarı dışında belirlendiğini açıklamaya uygulanır veya biz danışman iktisatçının normatif değerlendirmenin geçersiz olduğu durumda kendi çıkarına hizmet edeceğini varsayma-lıyız. Ya bunların her ikisi ya da makul olmayan, biraz kendi kendini yücelten, iktisatçı danışmanların sadece kamu çıkarı düşüncesiyle motive olduğu ve başka herkesin kendi çıkarıyla hareket ettiği öner-mesiyle karşı karşıya kalırız.

Page 26: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

26 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Kısaca, anayasal iktisadı teklif edenlerin görme eğiliminde olduk-

ları; genel olarak özel çıkar maksimizasyonu (homo economicus) motivasyonları varsayımı ve politikanın bazı türlerin açıklanmasın-dan sorumlu sosyal bir olay gibi tanınmasıdır. Bunlar, geleneksel ik-tisatla ilgili politika konularında normatif yaklaşıma yer vermez. Anayasal iktisat, kuralların varlığında bireysel davranış ölçüleriyle sosyal olayların açıklanmasını tamamen taahhüt ettiği için, alternatif-ler ya normatif yaklaşımı politikaya katmak veya motive edici unsur-ları tekrar açıkça belirlemek ve tekrar ahlaki hale getirmek veya her ikisi birden olabilir.

Bazı anayasal iktisat teorisyenleri gerçekte bütünlük içinde nor-matif analizi ihmal ettiler. Onlar politikada temsilci motivasyonunun özel çıkar maksimizasyonu (homo economicus) formulasyonuna katı şekilde bağlı olarak işleyeceği anlayışını gördüler. Onlar çalışmala-rında politikanın temel kurumsal yapısına da ilgi gösterdiler. Bu yapı dışsal değişime tabi olabilen bir özellikler takımı gibi ya da diğer ne-densel faktörlere başvurarak açıklanması gereken bir şey gibi işlem görür. Başka bir deyişle anayasa, politik rejimler de dahil olmak üze-re belirli politik sonuçların açıklanmasında nedensel bir faktör ola-rak görülür. Her iki durumda da aynı genel açıklayıcı yöntemler ge-çerlidir. Bazı anayasaların diğerlerinden daha iyi olduğunu düşün-mek için nedenler olabilir, ancak normatif düşüncelerin bunun açık-lanmasında hiç rolü olmadığı gibi, aktörlerin davranışlarını değiştir-melerini gerektiren etkin nedenler sağladığı görülemez.

Bununla beraber, anayasal iktisat muhtemelen daha etkili alan içinde açık normatif bir amaca sahip görünür. Bu yaklaşımın nedeni-ni yorumlayacak olursak; karışık bir insan motivasyonu modeli, çıka-rın halen baskın bir rol oynadığı bir ortamda normatif olarak sürdü-rülen davranışa biraz yer verir. Bu plan çerçevesinde, biz kişiler ara-sında motivasyon farklılıklarına (motivational heterogeneity) ve ka-mu çıkarının neyi gerektirdiği veya normatif düşüncelerin başka tür-

Page 27: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 27

lü nasıl formüle edilebileceği konularında farklılıklara müsaade ede-biliriz. Bazı amaçlarla özel çıkar maksimizasyonu (homo economi-cus) ifadesi hala kullanılabilir, ancak bu ifade en doğru model yerine analitik bir amaç ve stratejik bir soyutlama olarak anlaşılmalı ve be-lirli soyutlamalar açıkça tartışılmalıdır. Buradaki önemli nokta, ana-yasal düzeyde tercihe geçişle birlikte dar biçimli çıkar davranışından uzaklaşmadır.

Az çok sıradan bir aktörü düşünün; bir tarafta pazarda iki nesne arasında tercih ve diğer tarafta da bu nesnelerin tahsisinin gelecekte belirleneceği iki kurumsal rejim arasında tercih yapıyor. Her iki du-rumda da o aynı temel motivasyonlara sahip olacaktır: Kendisi için mümkün olabildiğince iyisini yapmak ve başkaları için de kendisine çok maliyet getirmeyecek şekilde en iyisini yapmak. Nesneler ara-sında piyasa tercihini yaparken o yapacağı tercihin diğerlerini etkile-yebileceğini dikkate alabilir, ancak etkiler hafif olacak ve bu etkileri ölçebilmek için ihtiyaç duyacağı bilgi hayli büyük olacaktır. Etkileri büyük yapmak için, belki seçilen nesneyi özellikle bazı değerli birile-rine vererek, o kendi kendine önemli bir maliyete katlanmak zorun-da kalacaktır. Bununla birlikte, kurumsal rejimler arasında tercih yaparken, temsilcinin belirli çıkarlarının seçilen rejimin uygulanma alanı ve ömrü boyunca nerede bulunacağı hakkında önemli belirsiz-lik olacaktır. Böylece temsilci, alternatif rejimler altındaki sonuçların genel örneklerinden, belirli herhangi bir durumda beklenen sonuca göre daha fazla etkilenecektir. Bu şekilde öz çıkar ve başkalarının çıkarı arasındaki çatışma önemli ölçüde azalır ve belirli bir noktadan sonra yok olur. Temsilci anayasal muhakeme yapmak için diğer tem-silcilerin tercihleri hakkında bilgiye ihtiyaç duyabilir, ancak bu bilgi sadece genel olacaktır. Bilmeye ihtiyaç duyduğu şey, rakip kurumsal rejimlerin çalışma özellikleri, ve bu rejimlerde ortaya çıkan sonuçla-rın katılımcıların tercihleriyle bağlantısının nasıl olduğudur. Bu ta-mamen karşılaştırmalı kurumsal analizin sağlayabileceği genel kav-ramsal bilgi türüdür.

Page 28: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

28 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Bir kurumsal düzen içinde belirli tercihler düzeyinden alternatif

kurumsal düzenler arasında anayasal tercihe geçişin şu faydaları vardı: Birincisi, o bütün temsilcilerin kararlarında genel çıkarı daha fazla ve özel çıkarı daha az düşünmelerine neden olur. İkincisi, belirli temsilcilerin tercihleri hakkındaki anlaşmazlıklar kamu çıkarını gü-vence altına almak için birinin nasıl hareket etmesi gerektiğine dair anlaşmazlıkların bir kaynağıdır. Faaliyetler hakkında daha büyük anlaşma kamu çıkarı ahlakı altında daha kolayca güvence altına alı-nabilir.

Şimdi hepsi böyleyse, iki nokta hangisinin anayasal iktisadın özelliğine hakim olduğunu gösterir. Birincisi, normatif konuşma, be-lirli politikaların ve sosyal sonuçların analizi ve değerlendirilmesin-den ziyade alternatif anayasal düzenlemelerin çalışan özellikleri hakkında tartışmaya ve bu düzenlemelerin bir değerlendirmesine dayanmalıdır. İkincisi, alternatif anayasal düzenlemelerin değerlen-dirilmesine dair düşünceler o veya bu düzenlemenin seçiminde ya-rarlı oldukça, normatif konuşma önemli açıklayıcı bir rol oynayacak-tır. Gerekçenin, açıklamanın dönem ve politika düzeyinde sosyal ana-lizin özelliğinin temelden yanlış birleşmesi sorunu anayasal düzeyde ortadan kalkar. Bundan dolayı anayasal analiz bir çeşit fonksiyonel açıklamayı kabul eder: Belirli bir kurumsal düzenlemenin toplum için iyi olacağının düşünüldüğü gerçeği bireylerin onu neden tercih edebileceklerine bir açıklama getirir.

Arzu edilen kurumsal düzenleme başarılı olamaz ise, açıkça be-lirtilmiş çıkarlar modelinden ziyade daha çok farklı kurumların nasıl çalıştığına dair yanlış inanışlarda başarısızlığın nedenini bulmak mümkündür. Anayasal düzeyde pozitif ve normatif arasında bir çeşit yeniden yaklaşım vardır. Bu bakış Buchanan’ın kendi çalışmasını normatif amaçla sürdürülmüş olsa bile esasen pozitif analiz olarak nitelendirmesiyle uyumludur. Bu aynı zamanda politika analizine

Page 29: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 29

ekonomik yaklaşımda gizli safça ahlakı düzeltilmiş hükümet bakışın-dan belirgin bir şekilde ayrılır.

Bu görüşün açık bir eleştirisi anayasal düzeye geçiş için çok fazla şeyin istenmesidir. Bireyler anayasal tercih sürecinin iyimser tarafının nasıl ortaya çıktığını ve nasıl kazıldığını belirlemede açıklayıcı önemli bir rol oynayan anayasal safha sonrası hala açıkça tanımlanabilir çıkarlara sahip olacaklardır. Anayasal düzeyde cahillik örtüsü genelleştirilmiş kamu çıkarı kararlarını güvence altına alacak kadar yeterli değildir. Tabi bazı durumlarda, özellikle anayasal durum kral, yönetici sınıf, özel ayrıcalıklı kişileri içeriyorsa, bu kişilerin herhangi bir anayasal değişiklikte rolleri önemli olacaktır. Fakat, Samuelson’un bir başka durumda sözünü ettiği gibi bir şeyin kuzey kutbunda olmadığını gözlemek onu güney kutbuna yerleştirmez. Dönem içinden anayasal düzeyde karar almaya geçiş, tanımlanabilir bireysel çıkarlar hakkında en azından bazı belirsizlikler yaratır. Bunun daha fazla olma olasılığı da vardır, böylece düşünülen anayasal kuralların daha genel ve soyut olması olasıdır. Ciddi herhangi bir anayasal tarih ana oyuncuların belirli çıkarlarına hizmet etmek zorunda kalacaktır. Fakat bu herhangi bir benzer politikanın itibarından daha az olacaktır. Kurumsal işleyiş hakkındaki inanışların rolü anayasal durumda öngörülebilir şekilde daha önemli olacaktır. Herhangi bir düzeyde karar alıcılıktan daha soyut düzeydeki kurallara ve prosedürlere göre karar alıcılığa anayasal geçiş, rasyonel düşünce dengesini özel çıkardan uzaklaştırır genel çıkara yönlendirir.

DEMOKRATİK POLİTİKALAR

Demokrasi kollektif kararların nasıl alınacağına dair kurallar ya-pısını bütünleştiren bir kurumsal düzendir. Anayasal iktisat demok-rasinin ayırdedici analizini önerir. Kişilerin eşitliği hakkında demok-rasinin ne anlama geldiği veya demokrasinin vatandaşların kapasite-si ve tabiatı hakkında neleri varsaydığı ile ilgili olabilen entellektüel

Page 30: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

30 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

geleneklerin aksine, anayasal iktisat demokrasiyi biraysel vatandaş-ların sosyal politikalarla ve sonuçlarla ilişkisini kurmak için bir tür mekanizma veya araç olarak görür. Demokratik mekanizma detaylı tanımlarında değişebilir; ancak, bilgilendirici, teşvik edici ve ayırıcı etkileri ile işleyecektir. İlgi konusu olan temel sorular şunları kapsar: Bu kurumsal mekanizma herhangi bir alanda iyi işleyebilir mi? De-mokratik karar alıcılık için uygun alan belirlenmesinin anlamı nedir? Mekanizmanın hangi biçimi mevcut herhangi bir düzende en iyi şe-kilde çalışabilir.? Hangi kurumsal aletler demokratik sürecin daha iyi işlemesine yardımcı olabilir?

Bu sorulara tatminkar herhangi bir cevap demokrasinin kurum-sal mekanizmasının gerçekte nasıl işlediğine açıklama getirmelidir? En azından önemli bir anayasal konu demokrasi çalışmalarına atıf yapılmadan yaygın refah iktisadına geleneksel biçimde yerleşti. Ana-yasal iktisadın tanımlanmasında tarihsel olarak birinci ve onun geli-şiminde çok etkili olduğu için, ilk önce bu konuyla meşgul olmak uy-gundur.

Politika Alanı

Samuelson (1954, 1955) kamu malları teorisinin etkili tanımına, piyasanın A.Smith’çi görünmez eli versiyonunun devlet için hangi role izin verdiği sorusu ile başlamıştır. Samuelson’un doğru olarak kabul ettiği, başka herhangi birinin ise varsaydığı şunlardır: Devlet piyasa düzeninin temel kurallarını kurmalı oluşturmalı ve uygulat-malıdır; kişiler arasında bazı yeniden dağıtım uygulamaları ahlaki etkinliği başarabilmek için gerekli olabilir. Ancak, Samuelson üretken devlette ve kollektif karar alma usullerinin sağlanmasında karşılaş-tırmalı üstünlüğe sahip olunan malları açıkça belirtmekle ilgilenmiş-tir. Bu nedenle, onun kamu malları teorisi politik süreç yoluyla tahsis edilecek mal grubunu belirlemeye çalışır. Burada Samuelson devletin faaliyet sahasının dönemsel demokratik süreç yerine anayasal şekil-de belirlenmesi gereken bir konu olduğunu üstü örtülü biçimde var-

Page 31: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 31

sayar. Onu burada sadece not etmemize rağmen, politika anlayışı için önemli içermelerle kendi içinde önemsiz bir iddia değildir. Kamu tercihi bilginlerinin üzerinde durduğu ve şimdi geniş şekilde kabul edildiği üzere kamu malları teorisi kapsam (domain) sorusunun çö-zümü için yeterli değildir. Teorinin yapabileceği, malları piyasa uyumluluk derecelerine göre sıralamaktır; en çok piyasa uyumlu özel mallar, piyasa uyumu en az olan saf kamu malları ve bunların arasın-daki alanda kalan karışık mallar durumudur. Bununla birlikte piyasa alanı ile devlet alanı arasındaki sınır, demokratik politik sürecin po-zitif ve normatif özellikleri açıkça dikkate alınmadan belirlenemez. İlk kamu tercihi öğreticilerinin öğrenmeye çalıştıkları da budur. Pi-yasalara doğrudan hükümet müdahalesinin hangi alanda olması ge-rektiğinin belirlenmesi konusu çoğu anayasal iktisatçıda bir zihin meşguliyeti olarak kalır. Bu zihin meşguliyeti, bazen anayasal olarak her nasıl kararlaştırılırsa kararlaştırılsın, en azından demokratik sü-recin nasıl daha iyi çalıştırılabileceğine benzer önemli konulara mal olmuştur.

Politika ve Sahip-Vekil Yaklaşımı

Demokratik politikanın ana problemlerinin belirlenmesinde, anayasal iktisatta önemli görülen bir konu; demokratik sürecin, poli-tik temsilcileri vatandaşların çıkarına sonuçlar üretmeleri için yete-rince sınırlandırıp sınırlandırmadığıdır. Bu konu politikayı gelenek-sel iktisatta aşina olduğumuz bir çeşit sahip-vekil problemi gibi kav-ramlaştırır. Belki vekil özel bilgi ya da yeteneklere sahip olduğu için sahibin gücünü vekile aktarması gerekliliği genel bir durumdur. Sa-hibin zararına olacak şekilde vekilin kendi çıkarının olduğunu fark etmek ve vekilin sahibin çıkarına davranmasını en üst düzeyde teş-vik edecek vekil sözleşmesini düzenlemek sahibin problemidir. Poli-tik alanda bu yaklaşımın uygulanması anayasal iktisat yaklaşımında

Page 32: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

32 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

bir kilit adımdır9. Sahip-vekil yaklaşımı gücün aktarılmasında vekil problemini fark eder ve bunu demokratik kurumsal planda merkezi bir konu olarak görür. Demokratik düzenin yönlerinden biri olan seçim rekabetinin politikacıların davranışını sınırlama olasılığı yük-sek olduğu için (dolaylı olarak bürokratlar gibi diğer politik aktörle-rin davranışını da) sahip-vekil yaklaşımı seçim rekabetini, politika-nın anayasal iktisat analizinde merkezi bir yere yükseltir. İlginç bir şekilde seçim rekabetinin en basit modeli, iki siyasi parti arasında bir yönde ve daha ileri varsayımlar altında bir uzay dengesi modeli, si-yasi partilerin tamamen ortanca seçmen tarafından talep edilen poli-tika paketlerini sunmakla sınırlandırılmasını gerektirir. Bu modelde adaylar/partiler ortanca seçmen için önemsiz olur ve seçim rekabeti tarafından getirilen teşvik yapısı politik temsilcilere hiç bir takdir hakkı bırakmaz.

Bu model demokratik işlemleri iyi tanıtıcı olarak kabul edilirse, bunu çeşitli şeyler izler. Birincisi, normatif önemi olan ana konu or-tanca seçmen sonucunun tahminen bir Pareto Optimumu sağlayıp sağlamayacağı ve gelir dağılımının yeterince eşit olup olmadığıdır. Bu soruların cevabı geri planda kalan belirli nedenlere bağlıdır (vergi sisteminin doğası, oyların dağılımı v.s ), ancak biraz iyimserlik makul görünmektedir.10 İkincisi, anayasal iktisat alternatif olası politik dü-zenler üstünde demokrasi temelini desteklemektedir. Seçim rekabe-tinin özellikle iyi çalışmadığı yerlerde bile demokrasi politik hüküm-darların takdir haklarının az olduğu sistemlere tercih edilecektir.11 Üçüncüsü, seçilmiş politikacılar atanmış bürokratların sınırlandırıl-madığı bir biçimde sınırlandırıldığı için gücün temsilci meclisler ve onların bürokrat danışmanları arasındaki dağılımı temsilci meclisler

9 Bkz. Barro 1973; Weingast 1984. 10 Bu etki hakkında kabaca fikir edinmek için Wittman 1995’e bakınız. 11 Bu nedenle, Kelman’ın (1988) kamu tercihi teorisini demokrasi girişimi olarak nitelendirmesi yanlış

bir tahmindir.

Page 33: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 33

lehine olmalıdır. Dördüncüsü, seçim dışı güçleri küçültmeye yönelik girişimler yapılmalıdır. Örneğin, kampanyaya katkı ödemeleri, özel çıkarlar ve lobiciler tarafından tercih edilen politikalar için politik etkilerin değişimi. Bu güçler saf ortanca seçmen sonucunu bozmaya eğilimlidir.

Maalesef ortanca seçmen sonucu kesinlikle hassas sonuçlanır. Biri politika alanında birden fazla yöne hareket eder etmez veya di-ğer varsayımları gevşetir gevşetmez, çoğunluk kuralı altında seçim rekabeti genel olarak emsalsiz bir dengeyi sağlamayacaktır. Aslında herhangi bir nokta, oldukça makul şartlar altında hepsi çoğunluk desteğine hakim olan silsile halinde hareketlerde çoğunluk onaylı olası bir sonuç olarak ortaya çıkabilir.12 Herhangi bir çoğulcu koalis-yondan bir diğerine yeniden dağıtım yeni koalisyonun tüm üyelerini daha iyi duruma getirecek biçimde daima mümkün olduğu için böyle çoğulcu istikrarsızlık veya global devre sorunu ortaya çıkar. Bu ger-çek, McKelvey’in önermesinin temeli olan stratejik gündem belirleyi-cisinin kendi idealini güvence altına alacak olması, politik temsilcile-rin davranışlarına çoğulcu kuralın herhangi bir sınırlandırma geti-remeyeceğini ima eder. Aslında anayasal iktisatta politika istikrarı için belirli anlayış yoktur, ancak istikrarsızlık sınırsız olduğu için en-dişe doğar. Nasıl kötü olursa olsun hiçbir politika sonucuna engel olunamaz. Gerçekten, çoğulcu istikrarsızlık tehdidi çoğu anayasal iktisat literatüründe bir diğer düzenleyici konu olmuştur. Mücadele global döngüyü önleyecek ve ortanca seçmen sonucunun cazip özel-liklerini yeniden canlandıracak şekilde demokrasiyi destekleyecek kurumsal düzenlemeleri keşfetmektir. Denge sağlayıcı yapı literatü-rü13 tam olarak bu tutkuya hakimdir ve kurumsal düzenlemeler sık sık bunun ışığında yorumlanır.14

12 Bkz. McKelvey 1976. 13 Bkz. Shepsle and Weingast 1981. 14 Bkz. Hammond and Miller 1987.

Page 34: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

34 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Doğrudan Demokrasi

Politikada sahip vekil problemine önerilebilen bir çözüm, basit olarak temsilcinin kaldırılması ve doğrudan demokrasiye politikacı-ların istismarından kaçınma aracı gibi bakılmasıdır. Bazı anayasal iktisat teoricileri, özellikle Frey’le ilgili olan ve İsviçre deneyimine aşina olanlar bu olasılığa çok bağlandılar.15 Açıkça kurumların tem-silci veya doğrudan olup olmadığı konuları, temsil biçiminin hangi şekli aldığı, (bir bağımsızlar meclisi veya iyi tanımlanmış hükümetle parti tabanlı parlamento ve rakip çizgiler boyunca organize olmuş muhalefet) ve bu şeklin kullanılan seçim sistemiyle nasıl desteklen-diği, anayasal iktisat kapsamında ayrıntılı ele alış biçimini gerektiren önemli sorulardır.16 Ancak doğrudan demokrasi stratejik gündemin çerçeve problemini çözmez ve gerçekte onu şiddetlendirebilir. Daha-sı, seçim tercihlerinin normatif statüsü hakkında bazı şüpheler var-dır. Brennan ve Lomasky (1993) oylamanın önemini anlamlı ve bi-reysel refahın standart ölçüsü, sözleşmeci ve faydacı değerlendirme-nin normal tabanı olan yardımcı tercihlerden ayrı anlamlı tercihler olarak ileri sürmektedir. Burada tartışmanın temeli seçim tercihinin ayırıcı özelliği olan kararlılığın olmayışı ve belirsizlik örtüsüdür. Be-nim oyum ve seçim sonucu arasındaki nedensel bağlantı aşırı yaban-cı durumlar hariç hepsinde şiddetlendiği için, standart öz çıkara da-yalı seçmen davranışı hikayelerinin özellikle zorlandığı ve piyasa tercihinden alınan açığa vurulmuş tercihler mantığının başarısız ol-duğu iki durum söz konusudur. Bu problem özellikle doğrudan de-mokrasi durumunda şiddetli görünmektedir: Temsil, rasyonel bilgi-sizliği ve buna ilişkin problemleri ılımlaştırmaya hizmet edebilir.

15 Bkz. örneğin Frey 1995. 16 Bu soruların bazılarına cevap için Brennan ve Hamlin 1993’e bakınız..

Page 35: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 35

SONUÇ

Anayasal iktisadın çoğu yönden bir disiplin olarak ekonominin temelindeki kaygıları yansıtmasına rağmen17, onun modern biçimde araştırma programı nispeten yenidir. Önemli sayıda kurumsal düzen-leme halen incelenmemiştir. Örneğin, Amerikan tipi başkanlık ve kongre sisteminden farklı olarak parlamenter sistemler üzerine ça-lışma henüz başlangıç aşamasındadır. Anayasal iktisat çalışması hu-kuki kurumların işleyişine göre nispeten az gelişmiştir. Bununla bir-likte, anayasal iktisadın açıkça tanımlanmış bir araştırma gündemi saptadığını ve bu gündemin araştırılması için tutarlı bir strateji önerdiğini ifade edebiliriz.

KAYNAKLAR

Barro, R. 1973. The control of politicians: an economic model. Public Choice 14: 19-42.

Bell, D. 1976. The Cultural Contradictions of Capitalism. New York: Basic Books.

Brennan, G. 1996. Selection and the currency of reward. In The Theory of Institutional Design. Ed. R. Goodvin. Cambridge: Cambridge University Press.

Brennan, G. 1997. Democratic trust: a rational choice theory view. In Trust and Governance, ed. V. Braithwaite and M. Levi, New York: Russel Sage.

Brennan, G. and Buchanan, J.M. 1985. The Reason of Rules. Cambrid-ge: Cambridge University Press.

Brennan, G. and Hamlin, A. 1993. Rationalizing parliamentary systems. Australian Journal of Political Science 23: 443- 57.

17 Buchanan (1987) anayasal iktisadın A.Smith’çi kökenlerini tartışır.

Page 36: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

36 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Brennan, G. and Hamlin, A. 1995a. Constitutional political economy: the political philosophy of homo economicus? Journal of Political Philosophy 3: 280-303.

Brennan, G. and Hamlin, A. 1996. Economical constitutions. Political Studies 44: 605-619.

Brennan, G. and Lomasky L. 1993. Democracy and Decision. Camb-ridge: Cambridge University Press.

Buchanan, J.M. 1975. The Limits of Liberty. Chicago: University of Chicago Press.

Buchanan, J.M. 1987. Constitutional economics. In the New Palgrave: A Dictionary of Economics, ed. J. Eatwell, M. Milgate and P. Newman, London: Macmillan.

Buchanan, J.M. 1990. The Domain of Constitutional Economics. Cons-titutional Political Economy 1: 1-18.

Buchanan, J.M. and Tullock, G. 1962. The Calculus of Consent. Ann Arbor: University of Michigan Press.

Coleman, J. 1990. Foundations of Social Theory. Cambridge, M.A: Harvard University Press.

Downs, A. 1957. An Economic Theory of Democrcy. New York: Har-per & Row.

Elster, J. 1979. Uleyses and the Sirens. Cambridge: Cambridge Uni-versity Press.

The Federalist. 1787-8. Ed. J. Cooke, Middleton, CT.: Wesleyan Uni-versity Press.

Frey, B. 1995. A constitution for knaves. Mimeo, University of Zurich.

Page 37: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 37

Gauthier, D. 1986. Morals By Agreement. Oxford: Oxford University Press.

Güth, W. and Kliemt, H. 1993. Competition or Cooperation. Center for Economic Research Discussion Paper 9339, University of Tilburg.

Hamlin, A. 1996. Promoting integrity and virtue: the institutional dimension. The Good Society,6(3).

Hammond, T. and Miller, G. 1987. The core of the constitution. Ame-ricxan Political Science Review 81:1155-74.

Hardin, R. 1988. Constitutional political economy: agreement on rules. British Journal of Political Science 18: 513-30.

Hayek, F. 1945. The use of knowledge in society. American Economic Review 35: 519-30

Hirsch, F. 1976. Social Limits to Growth. Cambridge, MA.: Harvard University Press.

Hirschman, A. 1985. Against parsimony. Economics and Philosophy 1:7-21.

Kelman, M. 1988. On democrcy-bashing. Virginia Law Review 74: 199-274.

Kliemt, H. 1987. The Reason for Rules and the Rule of Reason. Mi-meo. University of Daisburg.

Landes, W. and Posner, R. 1975. The Independent Judiciary in an Interest-Group Perspective. Journal of Law and Economics 18: 875- 901.

Mandeville, B. 1714. The Fable of the Bees. Ed. F.B. Kaye. Oxford: Cla-rendon Press, 1924.

Page 38: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

38 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

McKelvey, R. 1976. Intransitivities in multidimensional voting models and some implications for agenda control. Journal of Economic Theory 12: 472-82.

Parfit, D. 1984. Reasons and Persons. Oxford: Clarendon Press.

Robertson, D. 1956. Economic Commentaries. London: Staples Press.

Samuelson, P. 1954. The pure theory of public expenditure. Review of Economics and Statistics 36: 386-9.

Samuelson, P. 1955. Diagrammatic exposition of theory of public expenditure. Review of Economics and Statistics 37: 350-56.

Shepsle, K. and Weingast, B. 1981. Structure induced equilibrium and legislative choice. Public Choice 37: 503-19.

Smith, A. 1776. An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations. Ed. R.H. Campbell and A.S. Skinner, Indianapolis: Liberty Classics, 1982.

Stigler, G. 1982. The Economist as Preacher and other Essays. Chica-go: University of Chicago Press.

Vanberg, V. 1994. Rules and Choice in Economics. London: Routled-ge.

Voigt, S. 1996. Positive constitutional economics. Public Choice, forthcoming.

Weingast, B. 1984. The congressional-bureaucratic system: a princip-le-agent perspective. Public Choice 44: 147-92.

Witman, D. 1995. The Myth of Democratic Failure. Chicago: Univer-sity of Chicago Press.

Page 39: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 39

ANAYASAL İKTİSAT18

David B. Johnson Çeviren: Hayal Ayça Şimşek

- Karar Almanın İki Aşaması -

Politik iktisat içinde oldukça yeni bir gelişme sürecine sahip olan Anayasal İktisat; ekonomik analizin, etkin kuralların ve karar alma kurumlarının seçimine uygulanmasıdır. Anayasal iktisat karar alma-nın işlemsel ve anayasal aşamaları arasındaki farkın tanınması ile konuya girmektedir. İşlemsel aşama, önceden var olan kurallar top-luluğu çerçevesinde verilen kararları içermektedir. Karar almanın işlemsel aşaması Kamu Tercihi ile ilgilenen pek çok politik bilim adamının ve iktisatçının geleneksel ilgi alanını oluşturmuştur. Daha önceki bölümlerde ele alınan bu geleneksel yaklaşıma göre; bireyler bazı oylama mekanizmaları aracılığıyla kararlarını oluşturmaktadır-lar ve bu mekanizmalar iyi çalıştığı takdirde ortanca seçmenin ter-cihleri sonucu belirleyecektir. İşlemsel aşamada alınan kararlar ör-neğin; savunma bütçesinin büyüklüğü, eğitim bütçesinin büyüklüğü, vergi oranlarının seviyesi veya parkların sayısı olabilir. Geleneksel kamu tercihi ve ekonomik analizler, veri kurallar içinden alternatifle-ri seçen bireyler ile ilgilenmiştir ve kaynakların kıtlığı-sınırlı alan,

18 David B. Johnson, “Constitutional Economics”, Public Choice, Introduction to the New Pol. Eco-nomy, London, 1991, s. 341-351. (Daha önce şu dergi içerisinde yayınlanmıştır:Kamu Tercihi ve Anayasal İktisat Dergisi Sayı:2 Yıl:1 Nisan-Mayıs-Haziran 2001

Page 40: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

40 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

petrol, ağaçlar, mineraller, zaman, işgücü- ile belirlenen sınırları vur-gulamıştır.

"Anayasal" karar alma ise "oyunun kurallarının" belirlendiği da-ha yüksek bir aşamada oluşmaktadır. Bu anayasal kararlar kaynakla-rın elde edilmesi ve dağılımı ile ilgili geleceğe yönelik işlemsel karar-ların alınacağı kuralları belirlemektedir. Belki de anayasal karar al-manın sebeplerini anlamanın en kolay yolu, bir kart oyununda kart-lar dağıtıldıktan sonra kuralların kararlaştırılması halinde ortaya çıkacak karışıklığı düşünmektir. Kart oyuncuları kartlar dağıtılmadan önce belirlenen kuralları kabul edebilirler çünkü bu aşamada herkes tarafsızdır. Karar almanın bu anayasal aşamasında oyuncular, her kuralın kendilerini kişisel olarak nasıl etkileyeceği hakkında endişe-lenmeden oyunu ilginç, etkin ve adil hale getirerek kuralları tartışa-bilirler. Oynamak için hangi kartları alacaklarını bilmemektedirler. Kart oyunu iki farklı tercih aşamasını ya da seviyesini içermektedir. Birincisi; "anayasal tercih" diğer bir deyişle kuralların kendilerinin tercihidir, diğeri ise; "işlemsel tercih" diğer bir deyişle bu kurallar çerçevesinde yapılan tercihlerdir. İşlemsel tercihlere örnek olarak toplama ve katlama, beş kağıtlı seriden çekme, blöf yapma veya iki parça üzerinde yapılacak bahsin boyutlarına karar verme verilebilir.

-Anayasal Karar Almanın Faydaları-

Anayasal tercihler, aksi takdirde büyük ölçüde taraflı olabilecek bir dünyaya tarafsızlığı (adaleti) getirmektedir. Kart oyuncularının kartlar dağıtıldıktan sonra kuralları belirlemede zorlanmaları gibi gerçek hayatta bireyler de belirlenmiş bir düzene sahip olduktan sonra kurumsal kurallar belirlemekte zorlanmaktadırlar. Bireyler mesleklerinde, mevkilerinde, yaşlarında ve eğitim seviyelerinde çe-şitli şansa bağlı özelliklere sahiptirler ve bu bilinen özelliklerini ve konumlarını iyileştirmek için bireylerin politik piyasada karar alma-nın işlemsel aşamasını kullanmaları umulabilir. Normal seçimlerde tüm kuralların işlemsel tercihler yoluyla oluşturulması halinde birey-

Page 41: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 41

ler kendi bilinen konumlarını iyileştirmek amacıyla politik mekaniz-mayı kullanmak için atılımda bulunacaklardır. Oy verecekleri kural-lar konusunda tarafsız olamayacaklardır. Diğer yandan anayasal ku-rallar kavramsal bir tarafsızlık atmosferinde belirlenmektedir. Çünkü karar verici konumundaki bireyler hangi belirli bireylerin sonuçta kurallardan fayda sağlayacağını bilmemektedirler. Bu nedenle birey-lerin geleceğe yönelik çıkarları konusunda belirsizliğin bulunduğu anayasal aşamada oluşturulan kurallar, sistemi uygun miktarda ta-rafsızlığa ve adalete sahip olmaya zorlamaktadır. Anayasa veya oyun için belirlenen kurallar bütünü hakkında karar verildikten sonra bi-reyler işlemsel veya anayasa- sonrası tercihler yapabilirler.

Bireylere oyunun nasıl oynanması gerektiğine ilişkin bilgi ver-menin ve karar alma sürecine tarafsızlık sağlamanın yanı sıra kural-ların bir başka avantajı da her bireyi diğer bireylerin nasıl davrana-caklarına yönelik bilgilendirmesidir. Bu, değerli bir sosyal faydadır çünkü kendi davranışlarını ve kesin kararlarını planlayan bireylerin, diğerlerinin nasıl davranacaklarını tahmin etmeye ihtiyaçları vardır. Bireylerin diğerlerinin davranışlarını önceden tahmin etmeye yöne-lik temellerinin bulunmaması halinde sonuçta ortaya çıkan belirsiz-lik; karar almayı, kesin kararlarda bulunmayı ve yatırım yapmayı bireyler açısından çok maliyetli kılar. Basit bir örnek bu faydaları tanımlayabilir. Mankato'dan Morris'e, Minnesota'ya doğru otomobil kullanan bir birey yolun bazı temel, basit kurallarına güvenecektir: Yolun sağ şeridinden gitmek, kırmızı ışıklarda durmak, kavşaklarda sağdan gelen otomobillere yol vermek gibi. Bu kuralların olmaması halinde bu geziye çıkmak birey için çok maliyetli olacaktır çünkü bi-rey diğer bireylerin nasıl davranacaklarını bilmeyecektir. Diğer bi-reylerin yolun sol, sağ veya orta şeridinden gitmeleri halinde yolların çok tehlikeli olduğunu düşünüp Mankato'da kalmaya karar verebile-cektir. Bu durumda diğerlerinde olduğu gibi kuralların içeriği önemli değildir. Önemli olan sadece kuralların varlığıdır. Kurallar -İngiltere'de olduğu gibi- bireylerin sol şeritte otomobil kullanmaları-

Page 42: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

42 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

nı belirleyebilir ancak tüm sürücüler bir kurallar bütününe bağlı ol-maya ihtiyaç duyacaklardır.

Yolun bu yasal kuralları, bireylerin geleceğe yönelik belirli işlem-sel tercihler yapmalarını veya kendi sonlarını tayin etmelerini engel-lememektedir. Kuralların amacı belirli bir sosyal sonucu yasaklamak veya bireylerin özgürlüklerini kısıtlamak değil bireyleri kendi amaç-ları doğrultusunda yürümeye teşvik etmektir. Kurallar tüm ülkede aynı olmayabilir ancak bireyler kuralların değiştiği bölgeleri mutlaka bilmelidirler. Bir kurallar bütününden diğerine geçmenin maliyeti kabul edilebilir şekilde düşüktür. Örneğin; tüm eyaletlerde bireyler yolun sağ şeridinde otomobil kullanmak zorundadır çünkü elli eyalet sınırının her birinde kuralların değiştirilmesinin maliyeti engelleyici şekilde yüksektir. ABD'deki başlıca bütün demiryollarında da çift vagonlar için bir istisna dışında sağ şerit kullanılmaktadır. Aşırı tra-fik banliyösü olan Chicago istasyonunda bir yolcu istasyonu ve istas-yona ait otomobil park yeri bulunması sebebiyle Chicago ve Kuzey-Batı demiryolunda daha önceden kabul edildiği şekilde sol şeridin kullanılmasına ilişkin süreklilik taşıyan bir kural kabul edilmiştir. Sol şerit kuralı Chicago ve Kuzey-Batı demiryolunda oldukça iyi işlemiş-tir. Çünkü bu demiryolunun raylarının sınırları açıkça belirlenmiş ve tüm makinistler ve ender olarak Chicago ve Kuzey-Batı vagonlarıyla seyahat edenler tarafından bilinmiştir.

Kuralların yazılmasına ihtiyaç yoktur; kurallar basit olarak bey-lerin asansöre girerken hanımlara öncelik vermesi veya bireylerin otobüs duraklarında kuyruklar oluşturmaları gibi adetler olabilir. Etkin kurallar için önemli gereklilik; bu kuralların özgürlükleri veya kaynakları kullananlar tarafından bilinmeleri ve zaman içinde de-ğişmemeleridir. Kuralların sürekli değişmesi halinde bir kurallar bü-tününden diğerine geçiş maliyetleri yüksek olurdu. Yeni kuralların öğrenilmesi ise güç ve maliyetli olurdu. Sık değişiklikler de diğer bi-reylerin davranışlarındaki belirsizliği arttırmaktadır: Tüm bireyler

Page 43: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 43

değişikliklerden neyin kastedildiğini anlamışlar mıdır? Yeni kuralları alışkanlıkla mı izleyeceklerdir? Dolayısıyla muhafazakarlıkta bir et-kinlik avantajı mevcuttur. Değişikliklerin faydaları maliyetlerini aş-madığı sürece kurallar değiştirilmemelidir.19 Bir Fransız filozofun dediği gibi: "Değiştirilmesi gerekli değilse değiştirilmesi gerekli de-ğildir" ve pratik Amerikalılar’ın dediği gibi: "Eğer kırık değilse onu tamir etme".

İngilizler'in otomobil kullanma kurallarında sağ şeridi kullanma kuralını kabul etmelerine yönelik makul uluslararası baskılara rağ-men İngilizler değişikliğin çok maliyetli olacağından dolayı sol şerit kuralını uygulamaya devam etmişlerdir. Hanımların özgürlük hare-ketine rağmen beyler hala hanımların asansöre önce girmeleri için geri çekilmekte ve hanımlar da beylerin kendilerine bu geçiş önceli-ğini vereceğini bilerek ve bekleyerek çabucak asansöre binmektedir-ler. Bu adetin etkinliği, sosyal statüsü ve idari mevkii bilinmeyen pek çok beyin asansöre binme atılımlarında açıkça kendini göstermekte-dir. Her biri diğeri üzerindeki birinci sınıf statüsünü erteleme atılımı içinde hareket etmektedir. Hangi beyin binme önceliğinin bulundu-ğunu tanımlayan sosyal kuralların yokluğu aşırı idari zaman kaybı ile sonuçlanmaktadır. Pek çok iktisatçı kuralların önemini şu alaylı söz-ler ile ifade etmektedir: "Eğer bir kurala ihtiyacımız olduğu konu-sunda benimle aynı fikirde iseniz kuralı sizin belirlemenize izin veri-yorum."

Bir bireyin ilgili kurallardan gelecekte zarar göreceğini önceden iyi bilebileceğinin farkında olması halinde bile kavramsal olarak bi-reyler karar almanın anayasal aşamasındaki kurallar üzerinde an-laşmaya varabilirler. Örneğin; gelecekteki hayat çizgisini bilmeyen bir bireyin özel malını korumak için kurallar konusunda anayasal

19Anayasal İktisatçılar “sonuç muhafazakarları” değil “kural muhafazakarları” olduklarını vurgula-

maktadırlar. Kuralların ender olarak değiştirilmesini istemektedirler ancak sonuçtaki radikal de-ğişikliklere tamamen karşı değillerdir.

Page 44: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

44 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

kararlarda bulunmak zorunda olduğunu varsayalım. Birey gelecekte bir hırsız olma ihtimalinin bulunabildiğini ancak hırsız olsa bile ma-lını korumak için kuralların varlığını isteyeceğini de dikkate almak zorundadır. İlgili kurallar tarafından cezaya tabi tutulma ihtimali olsa bile hırsızlığı önleyici kuralları destekleyecektir.

Bir birey gelecekte birini öldürmeyi isteyebileceğini bilse bile ci-nayeti yasaklayan bir kuralı tasdik edecektir. Böyle bir yasağın ol-maması halinde kendisinin öldürülebileceği konusunda daha büyük bir tehlike içinde olacaktır. Bu yüzden anayasal iktisatçılar anayasal testi geçip geçmediklerini görebilmek için vergi ve harcama kanunla-rı yanında medeni kanun ve ceza kanunlarını da dikkate alabilmek-tedirler.

Anayasal kurallar, içinde etkin işlemsel kararların alınabildiği kuramsal çerçeveden daha fazla fayda sağlamaktadırlar. Örneğin; kurallar çoğunlukla bir sonucun ahlaki yönünün ve kabul edilebilirli-ğinin değerlendirilmesinin tek yolu olmaktadır. Örneğin; bir kart oyununda sonucun kabul edilebilirliği tüm katılımcıların kurallara göre oynayıp oynamadığı ile belirlenmektedir. Kazanan kişi eğer dü-rüst oynadıysa diğer bir ifadeyle belirlenen ve oyunda üstünlüğü sağ-layan kurallara uygun oynadıysa elde ettiği bu haksız kazancı elinde tutmasına izin verilir. Bir politik seçimin sonucu, ahlaki kriterler ve-ya etkinlik kriterleri ile değerlendirilemez. Ancak seçim kampanyası kurallarının izlenmesi halinde kazanan kişinin faaliyette bulunması-na izin verilir. Zengin bir birey servetini hırsızlık yoluyla ya da reka-betçi bir ortamda faaliyette bulunarak elde etmiş olabilir. Bu bireyin servetini dürüst yollardan diğer bir ifadeyle kanunlara uyarak elde etmesi halinde servetini elinde tutmasına izin verilir. Ancak aynı bi-reyin servetinin dürüst olmayan yollardan diğer bir ifadeyle hırsızlık ya da stok manipülasyonu ile kanunlara karşı gelme yoluyla toplan-mış olması halinde bu birey mahkum edilir ve serveti elinden alınır.

Page 45: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 45

Anayasal iktisat literatürünün bir kısmı, alternatif anayasal ku-

ralların nispi faydalarını tartışmadan işlemsel karar almayı belirleye-cek anayasal kurallara sahip olmanın önemini vurgulamaktadırlar. Literatünün diğer bir kısmı ise; sadece anayasal kurallara sahip ol-manın önemli olmadığını bununla birlikte bu kuralların bireylerin birbirleri ile başarıyla iletişim kurabilmelerini sağlayacak şekilde etkin olmasının gerekli olduğunu vurgulamaktadırlar. Özellikle bu son bahsedilen anayasalcılar, refahtaki iyileşmelerin sadece sınırlı kaynaklar yoluyla değil ayrıca sınırlı kurumsal düzenlemeler yoluyla da sınırlandırıldığına inanmaktadırlar. Az sayıda bireyden oluşan bir toplumda fiziki kaynakların kıtlığı hayat standardındaki iyileşmenin sınırlandırılmasında hemen hemen tek faktördür. Milyonlarca birey-den oluşan modern, kompleks bir toplumda ise karşılıklı bağımlılık ve dışsallıklar, hayat standardındaki iyileşmeler toplumun diğer bi-reylerine doğru sinyalleri, bilgiyi ve teşvikleri sağlayan etkin kurum-lar topluluğuna artan ölçüde bağlı olmaya başlamaktadır. İçinde iş-lemsel tercihlerin yapıldığı kuralları barındıran bu kurumlar düzen, refah ve barış içindeki bir toplum için çok önemli olmaktadır. Anaya-sal iktisatçılar bu kurumsal alternatifler üzerinde odaklanmaktadır-lar. Oldukça dikkatsiz bir görüş (her türlü bilginin esasının tecrübeye dayandığını ileri süren felsefi görüş -emprisizm-) -gazetelerin ilk say-falarını okumak yeterlidir- ülke içindeki fiziki kaynakların eksikli-ğinden dolayı değil bu kaynakların harekete geçirilebilmesini, dağıtı-labilmesini ve kendilerinden faydalanılabilmesini sağlayacak etkin bir kurumsal kurallar topluluğunun eksikliğinden dolayı milyonlarca bireyin yoksulluk içinde yaşadığını belirtmektedir.

- Leviathan Devlet -

Anayasal iktisat üzerindeki yakın geçmişe yönelik çalışmaların çoğu, anayasalcıların kuralların gelecekte uygulanmaları konusunda oldukça fazla olan belirsizliğin kaynağı veya hem özel hem de politik piyasalarda etkinsiz kuralların kaynağı olarak gördükleri devletin

Page 46: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

46 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

gücünü sınırlayan kuralların incelenmesi üzerinde toplanmıştır. Anayasalcılar devlet üzerinde uygulanabilecek sınırlamaları incele-mek için bireylerin kontrolü dışında olan bir Leviathan devletin bu-lunduğunu varsaymışlardır.20 Toplumu temsil eden bireyler toplulu-ğundan ayrı olarak varlığını sürdüren Leviathan devlet kavramı poli-tik iktisadın ilk önermesini -varsayımını- ihlal ediyor gibi görünmek-tedir. Bununla birlikte oluşan çelişkiyi gerçekten daha açık hale geti-recek şekilde Leviathan devlet ile ilgili bir analitik kaynak mevcuttur. Birey, kendisinin devletin işlemsel kararları üzerindeki etkisinin çok sınırlı olduğunu ve bireyin görüşleri ne olursa olsun kararları devle-tin vereceğini bilmektedir. Diğer bir deyişle, politik piyasadaki karar alma mekanizmaları tercihlerin çoğunluğunu etkin bir şekilde yansı-tıyor olsa bile ve politik piyasada hiç bir engel bulunmasa bile birey devletin kararları üzerinde düşük düzeyde bireysel kontrole sahip olma kavramına karşı çıkacaktır. Politik piyasada ortaya çıkması muhtemel engeller -bürokrasiler, haksız rekabet, sabit piyasa değer-leri, baskı grupları, politik gücün eşit olmayan şekilde dağılımı, bilgi-lendirme maliyetleri ve haksız oylama mekanizmaları- dikkate alın-dığında bireyin devleti kendi kontrolü dışında bir Leviathan olarak değerlendirmesi için çok fazla sebebi vardır. Bu şartlar altında birey devletin kendisine vereceği zararın derecesini kontrol etmek isteye-cektir. Bu nedenle pek çok anayasalcı, Leviathan devletin sadece kendisine anayasa yoluyla yüklenen sınırlamalara bağlı olarak kamu gelirlerini ve giderlerini maksimize etme çabasında olduğunu sa-vunmaktadır. Vatandaşlar devleti sınırlandırmak için çoğunluk kura-lına veya ortanca seçmene güvenememektedirler. Bu nedenle devle-tin gücünü anayasa ile sınırlandırmaya çalışmaktadırlar.

20 İngiliz Filozof Thomas Hobbes meşhur tez çalışması "Leviathan" (1651) adlı eserinin başlığını

balina veya Leviathan adlı tarih öncesi canavardan esinlenerek belirlemiştir. Hobbes'e göre dev-let bir balina gibidir; hareketlerini düzenleyebilmek için tam güç (yetki) ile birlikte basit bir kontol edici akla ihtiyacı vardır.

Page 47: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 47

Bugün bireylerin anayasal kararlarda bulunduklarını varsayalım.

Bireyler, özel piyasa tarafından üretilemeyen kamusal mal ve hiz-metler üreten bir devlet isteyeceklerdir. Karar almanın bu anayasal aşamasında gelecekte kendilerine sağlanmasını isteyecekleri mal ve hizmetlerin belirli miktarlarını bilemeyeceklerini fark edecekler ve böylece bu tür kararların gelecekte işlemsel aşamada çoğunluk karar alma mekanizmasıyla alınmasına izin vermeye istekli olacaklardır. Ayrıca devlet bir kere kuruldu mu onu kontrol etmenin -eğer müm-kün değilse- çok zor olacağını da fark edeceklerdir. Bir kere oluştu-ruldu mu hemen hemen kontrol edilemeyecek hale gelebilen Leviat-han benzeri devlet kurumları tarafından gerçekleştirilecek istismara karşı kendilerini korumak isteyeceklerdir. Rasyonel bir birey geniş-letilemeyen, açıkça tanımlanmış ve dar kapsamlı bir vergi tabanının anayasada belirtilmesi ile devletin gelecekte gelirini arttırma kabili-yetini sınırlamak isteyecektir. Benzer şekilde birey devleti denk büt-çe ile de sınırlamak isteyebilecektir. Çünkü aksi takdirde devletin harcamaları üzerinde hemen hemen hiç bir sınır bulunmayacaktır.

Bu tür bir anayasal düzenleme pek çok iktisatçıyı devletin bütçe-sini, para arzındaki büyümeyi, federal devletçe vergilendirilebilecek ekonomik faaliyetleri sınırlandıran ve kamu harcamalarını GSMH'nın büyüme oranı ile sınırlayan belirli anayasal değişiklikleri savunmaya yöneltmiştir. Bu ekonomistler bu değişikliklerin, politik piyasadaki engellerin varlığından kaynaklanan devletin içindeki fark edilebilir tehlikeleri sınırlandıracağına inanmaktadırlar. Umulmadık şekilde anayasalcıların bu; politik piyasa başarısızlıklarının bir Leviathan devlet oluşturacağı şeklindeki önemli varsayımı, çok alaycı ve kö-tümser olması açısından şiddetle eleştirilmiştir.

Anayasalcılar bu eleştirilere karşı uygun bir sosyal anlaşmaya yönelik araştırmanın, bir inşaat mühendisi ile yapılacak etkin bir an-laşmaya yönelik araştırmaya benzer bir yaklaşımla değerlendirilmesi

Page 48: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

48 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

gerektiğini ifade etmişlerdir.21 Bir ev inşa etmeyi planlayan bireyler güvenebilecekleri ve birlikte dostça çalışabilecekleri dürüst bir mü-hendis arayışına girerler. Mühendisle bir güçlük yaşayacaklarını dü-şünmezler. Ancak anlaşma yapmak için oturduklarında mühendisin hiç bir prensibi olmayan, hileli iş yapan biri olduğunu varsayarlar. Mühendisin gerçekten böyle bir insan olduğuna inandıkları için değil, anlaşmayı en kötü ihtimali ortadan kaldırma amacıyla yaptıkları için bu varsayımda bulunurlar. Anayasalcılar, geleceğe yönelik kamu faa-liyeti için kurallar oluşturulurken bu tür bir davranışın gerekliliğini savunmaktadırlar. En iyi devletlerin bile bazı sınırlamalara ihtiyaç duyan engeller ile kuşatılmış olduğunu bilmektedirler ve gerçekte devletlerin, analizlerinde varsaydıkları Leviathan olacağını mutlaka varsaymamaktadırlar. Bununla birlikte bir politik anayasanın amacı bir inşaat anlaşmasına benzemektedir ve en kötü şartlar altında or-taya çıkabilecek zararları sınırlandıran şartlar anlaşmaya yazılmalı-dır.

-Anayasal Analizlerdeki Zayıflıklar-

Anayasal iktisatta pek çok zayıflık bulunmaktadır. Belki de bun-lardan en çok dikkati çeken; bireylerin gelecekteki hayatları hakkın-daki bilgilerden tamamen mahrum olarak karar vermeye yönelik pratik kabiliyetsizlikleridir. ABD Anayasası değiştirilseydi bu değişik-lik, hayattaki çıkarları önceden belirlenmiş gerçek nesli oluşturan bireyler tarafından yapılmak zorunda olurdu. Ayrıca Anayasa'nın belirleyici yönü; bir olasılıkla Kongre ve bürokrasi üzerinde orantısız etkiye sahip aynı özel çıkarlar tarafından olduğu kadar Anayasa'yı idare etmede ve yorumlamada kullanılan insan sermayesini oluştu-ran bireyler -avukatlar, hakimler ve profesörler- tarafından da haki-miyet altına alınmaktadır. Anayasalcıların bu eleştiriye karşı çeşitli savunmaları bulunmaktadır. Çözümlerden biri; hayatlarının hala ge-

21 Geoffrey Brennan ve James M.Buchanan, "Vergilendirme Gücü" (Power to Tax), Cambridge,

Cambridge University Press, 1980.

Page 49: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 49

lecek hayatlarına yönelik büyük ölçüde belirsizliğe sahip oldukları bir noktasında anayasal karar alma aşamasında bulunan bireylere sahip olmaktır. Örneğin; daha meslekleri, gelirleri ve statüleri açıkça belirlenmemiş genç beyler ve hanımlar anayasal kurallar üzerinde oy kullanabilirler. Bununla birlikte genç yetişkinler bile aile serveti, be-ceriler, huylar, akıl ve gelecek meslekler ile ilgili önceden elde edil-miş bilgilere sahiptir. Bunun da ötesinde anayasalcılar bu tür bir ka-rar almanın aslında nasıl ortaya çıkabileceğine yönelik uygun öneri-lerde bulunmamışlardır. Yeni anayasaya her iki ya da üç yılda bir mi ihtiyaç duyulacaktır? Bir önceki nesil kendi yaptıkları anlaşmaya mı yoksa yeni nesil tarafından yapılan yeni anayasaya mı bağlı olacak-tır? Farklı nesiller için pek çok anayasa mı mevcut olacaktır?

Bazı anayasalcılar sık anayasal karar almanın aslında gerçekleş-tirilmesini önermediklerini ifade etmektedirler. Anayasal karar al-mayı, çeşitli varsayımlar altında alternatif karar alma kurallarının etkinliğini değerlendirmek için analitik bir araç olarak kullanmakta-dırlar. Bu analitik modellerde örnek olarak ele alınan birey özel, do-ğuştan gelen kabiliyetleri ve tecrübeleri ile ilgili hiç bir bilgiye sahip olmadan hayat yolculuğuna başlayan ve gelecek hayatı konusunda bir "cehalet perdesi arkasında" hareket eden doğmamış bir ruh22 varsayılmıştır. Anayasalcılar, kuralların bireylerin amaçlarına en düşük maliyetle ulaşmalarını sağlayabilme kabiliyetleri üzerinde odaklanmaktadırlar. Belirli kuralların kavramsal açıdan gönüllü ka-bul edilebilirliği ender olarak bu kuralların etkin olduğunu ifade et-menin bir yoludur.

Anayasalcılar, anayasal değişikliklerin nasıl uygulamaya konula-bileceği, tamamlanabileceği ve yorumlanabileceği üzerinde az sayıda

22 "Cehalet perdesi arkasında" terminolojisi ile birlikte bu yaklaşım John Rawls tarafından önemli

kitabı "Adalet Teorisi" (A Theory of Justice)'nde kullanılmıştır. (Cambridge, Harvard University Press, 1971) Anayasal İktisat ile büyük benzerlik gösteren Rawls'ın kitabı, hayat oyununa katıl-

Page 50: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

50 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

çalışma gerçekleştirmişlerdir. Oylamadaki, bürokrasideki ve kanun koyucudaki -meclisteki- engelleri incelemişler ancak şaşılacak şekil-de hukuki bürokrasiye düşük ilgi göstermişlerdir. Herhangi bir seç-menin onayını alacak herhangi bir değişiklikte kullanılması gereken genel ve serbest üslup; üzerinde bugünkü ve gelecekteki seçmenlerin kanun koyucu -meclis- üzerinde uyguladıkları kontrolden daha az kontrol uyguladıkları hukuki sistem tarafından yapılan yorumlara ihtiyaç duyacaktır. Kontrol edilemeyen bir kanun koyucuyu -meclisi- ve idari bürokrasiyi sınırlandırmaya çalışan bireyler hukuki sistemde yer alan bürokrasiden bile daha az kontrol edilebilir bir bürokrasinin yerini tutabilirler.

Anayasal ve işlemsel karar alma arasındaki ayırım tamamen açık değildir. Kavramsal aşamada bu ayırım yararlıdır ancak bunun her-hangi bir alana -vergiler, harcamalar, para arzı, bireysel haklar- uy-gulanması güçlükler içermektedir. Anayasada yer alma zorunluluğu bulunan kurallar ile gelecekteki çoğunluk oylarına bırakılması gere-ken kuralları ayırmada kullanılabilecek kriterler açıkça tarif edilme-miştir.

Anayasalcılar kuralların kendisinde olan, uygulamadan kaynak-lanan güçlükleri göz ardı etmişlerdir. Kamu gelirlerinin, harcamala-rının ve para arzının tanımlanması gibi basit çalışmalar gerçek dün-yada çok güçtür. Örneğin; bazı anayasalcılar anayasal bir kuralın, ihtiyari para politikasının terk edilmesi için merkez bankasına ihti-yaç duyması gerektiğini öngörmesine şüpheyle bakmışlar; bunun yerine anayasal bir kuralın, para arzının her yıl sabit bir oranda arttı-rılacak şekilde tutulmasını öngörmesi gerektiğini savunmuşlardır. Problem; para arzının çok fazla tanımı bulunması ve yenilikçi mali müşavirlerin sürekli yeni akışkanlık ikameleri tasarlamalarıdır. Han-gi para arzı tanımı anayasal açıdan tanımlanmış büyüme oranına

ma yolunda olan ve oyunun kurallarını seçme yeteneğine sahip rasyonel ve bencil bir bireyi te-mel almıştır.

Page 51: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 51

uygun olmalıdır? Paranın yeni şekillerinin tasarlanması ve eski şekil-lerinin gözden çıkarılması halinde ne olacaktır? Anayasalar bireyleri ancak kuralların anayasalarda açıkça tanımlanması halinde koruya-bilir fakat tanımların konularının sürekli yeniden ele alınması, değiş-tirilmesi veya terk edilmesi halinde açıkça belirlenemez. Anayasalcı-lar anayasanın değiştirilmesi süreci ile ilgili çok az şey söylemişler-dir. Varolan anayasanın değiştirilmesi için katlanılan oldukça yüksek olabilecek karar alma maliyetleri incelenmemiştir.23

Diğer sorular cevaplanmamış şekilde kalmıştır. Anayasayı değiş-tirmek için en etkin prosedürler nelerdir? Değişiklikler nasıl ifade edilmelidir ki hakimlerin değişiklikleri istedikleri zaman yorumlama-ları için daha az imkanı bulunsun? Anayasanın yorumlanması için Anayasa Mahkemesi'nden geçen yoldan daha etkin ve uygun bir yol var mıdır? Bireyler neden belirlenmiş bir anayasal değişiklik ile ilgili bilgi elde edebilmek için kaynak sarf etmektedirler? Neden karar alma sürecinde bile yer almak istemektedirler? Yayın organları ana-yasal karar alma aşamasındaki tercihlerin oluşturulmasında bozucu rol oynayabilir mi?

Özel piyasanın ve fiyat mekanizmasının bireylerin çeşitli tercih-lerini ve yeteneklerini birleştirme konusunda oynayabildikleri rol ile ilgili bilgi de dahil olmak üzere etkin bir anayasanın oluşturulması için çok fazla düşünce ve bilgi gerekmektedir. Bireyler kamusal olay-lar hakkında rasyonel olarak bilgisiz bırakılmak için teşvik edildikle-rinden anayasal karar alma aşamasındaki konular hakkında da ras-yonel olarak bilgisiz bırakılacaklardır. Bunun net sonucu, bireylerin devlete -daha az değil- daha fazla ihtiyari güç verecek anayasal ka-rarlar alabilmeleri olacaktır. Bu durum kısmen 1. Bölümde ele alınan iki piyasa üzerindeki analitik düşüncenin geçmişteki düzensiz geliş-

23 Bazı güçlükler William Craig Stubblebine ["Anayasal Reformun Uygulamaya Yönelik Problemleri"

(Practical Problems of Constitutional Reform) in Constitutional Economics ed. Richard B. Mc Kenzie (Lexington, M A : Lexington Books, 1984)] tarafından incelenmiştir.

Page 52: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

52 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

mesi sebebiyle ortaya çıkacaktır. Problem bugün daha az önem taşı-yor olsa da pek çok insan hala devletin, politik piyasada ek başarısız-lıklara yol açmadan özel piyasa başarısızlıklarını rahatlıkla düzeltebi-leceğine inanmaktadır.

Son olarak; anayasalar zaman içinde oluşturulmadıkları ve ken-dilerine saygı duyulmadığı takdirde hemen hemen değersizdir ve en güçlü anayasalar -İngiliz ve Amerikan anayasalarında olduğu gibi- yıllarca çok az temel değişiklik ile varlığını sürdürmüş olan anayasa-lardır. İnsanlar bu anayasalara uzun ömürlülükleri ve oldukça uzun süre her iki ülkeye de hizmet etmiş olan kuralları değiştirmede istek-siz olmaları sebebiyle saygı duymakta ve uymaktadırlar. Yeni anaya-saları olan ülkelerin insanları sık sık kaldırılan veya göz ardı edilen anayasalarına ender olarak saygı ve hürmet gösterirken hem İngiliz-ler hem de Amerikalılar kendi anayasalarının uzun ömürlülüğüne saygı duymaktadırlar. Amerikan Anayasası'ndaki şiddetli değişiklik-ler bu saygı ve hürmeti tehlikeye sokabilir ve yeni anayasanın gerekli desteği sağlayabileceği uzun bir istikrar süreci oluşmayabilir.

Bu problemlere ve hatalara rağmen anayasal iktisatçılar bazı an-lamlı kuralları ele almışlardır. Viktoryan ahlak ve küçük şehir değer-leri daha az bağımlı devrin belirsiz hatıraları olarak görülmeye baş-larken sosyal ve ekonomik kurumlar ve kurallar artan ölçüde önem kazanmaya başlamaktadır. Bireyler kadar devletler de gelenek, adet ve ahlak tarafından tahminen daha önce olduklarından daha az sınır-landırılmaktadırlar. Denk bütçenin "altın kuralı"na ve az sayıda va-tandaşa fayda sağlayan harcamalardan ziyade tüm vatandaşlara ge-nel faydalar sağlayan sınırlı bir devlet kavramına pek çok insanın gösterdiği neredeyse kutsal nitelik taşıyacak şekildeki şiddetli istek elli yıldan daha fazla önce ortadan kalkmıştır.

Bireyleri birbirleriyle işbirliği yapmaya yönlendiren sınırlamala-ra ve kurallara duyulan gereklilik arttıkça artan nüfus ve daha az et-

Page 53: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 53

kin politik mekanizmalar bireyin devleti kontrol etme gücünü azalt-mıştır. Sosyal bilimciler taşralıların konuşma diline ilişkin farklı ifa-deler ile "genelleştirilen ve belirlenemeyen onların bizi anlamaktan uzak olduklarını" belirterek alaycı bir tavır takınmaktadırlar. Bu bi-lim adamları onların demokrasi içinde varolmadıklarını çünkü karar alıcıların bizler olduğunu öğrencilerine nasihat etmektedirler. Bu kitapta ortaya konan kaçınılmaz hatta utandırıcı belirlemelerden biri de taşralı ifadeler ile ortaya konan belirlemenin doğru olmasıdır. Örnek olarak ele alınan bireyin bakış açısıyla bireyin üzerlerinde hiç bir anlamlı kontrolünün bulunmadığı "onlar" mevcuttur. Kanun ko-yucuda -millet meclisinde -"onlar", devlet bürokrasisinde "onlar", ortak ve özel çıkar bürokrasilerinde "onlar" bireyi etkileyen kararları almakta ve birey bir birey olarak bu kararları ne değiştirebilmekte ne de reddedebilmektedir. Birey "onlar"ın kendisine zorla yaptıkları müdahaleleri azaltabilir ve özel sektör tarafından kendisine önerilen rekabetçi tercihlere kaçma yoluyla ve belki de yerel kulüplere ve bir-liklere katılma yoluyla kendi serveti üzerinde biraz kontrol elde ede-bilir. Ancak hayatın diğer önemli yönlerinde "onlar"ın gerçek mer-hameti altındadır. Birey artık gelenekler ve ahlaki yükümlülükler ile korunmadığından kendini "onlar"dan korumak için bir dizi saygın rasyonel kurala ve kuruma dayanmak zorundadır. Birey "onlar"ın düzeltemeyeceği anayasal kurallar dizisi içinde korunma arayışına girebilir.

Yazarın görüşüne göre bu, anayasalcıların odaklandığı noktadır. Brennan ve Buchanan'ın da belirttiği gibi Anglo-Amerikan hukuk bilimi sebeplerin kuralları üzerinde durmuş ancak kuralların sebebi-ni ihmal etmiştir.24 Anayasalcılar; James Madison, Benjamin Franklin ve Thomas Jefferson tarafından vurgulanan kuralların sebebindeki faydayı hakim kılmak istemektedirler. Anayasalcılar "onlar"ın örnek

24 Geoffrey Brennan ve James Buchanan, "Kuralların Sebebi" (The Reason of Rules) (Cambridge:

Cambridge University Press, 1985).

Page 54: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

54 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

bireye verebileceği zararın miktarını sınırlandıracak ancak dışsallık-ların ve karşılıklı bağımlılığın oluşturduğu problemleri birlikte çöz-mek için bireylerin acil yeteneğini hala sağlayacak bir kurallar dizisi-ni inceleme, oluşturma ve önerme çabasındadırlar. Bu, önemli fakat güç bir araştırma konusudur.

Page 55: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 55

ANAYASAL İKTİSADIN İLGİ ALANI∗

James M. Buchanan Çeviren: Melek Seferoğlu

Anayasal politik iktisat kuralların işleyişinin, bireylerin

etkileşimde bulunduğu kurumların, bu kural ve kurumların seçildiği veya var olduğu süreçlerin araştırılmasını yönlendiren bir araştırma programıdır. Metodolojik bireysellik ve rasyonel tercih araştırma programının merkezindeki elementler olarak tanımlanır.

Giriş Richard B. McKenzie “Anayasal iktisat” terimini 1982’ de

Washington D.C.’de düzenlediği konferansının ana konusunu açıklamak için kullanmıştır. Kavrama eklediği “ anayasal” sıfatıyla, kamu tercihi (public choice) disiplinin hem bütünü hem de belirgin bir parçası olarak ortaya çıkan bir araştırma programını tanımlamak ve diğerlerinden izole etmek için gereken anlam kombinasyonunu sağlamıştır. McKenzie’ nin bu terimini ödünç olarak, yeni Palgrave ansiklopedisi için anayasal iktisat üzerine genişletilmiş bir giriş hazırlayabildim. (1987) Bu başlangıçta yürürlükte olan araştırma programı 1980’ lerde tam olarak anlamsal bir meşruiyete sahip olmuştur. Anayasal Politik İktisat dergisi kurumsallaşmış bir dergi hüviyeti kazanmıştır.

Bu çalışma hala var olan araştırma programının, bir çok tahmin edilebilir boyutun herhangi biri boyunca olan analitik gelişmelere izin vermek ve yeterince tedbirli olmak için dikkate alınması gereken sınırların alanını tanımlar. İlk yapmam gereken şey, ismi ayrı parçalarını açıklığa kavuşturmak ve terimlerin kullanımını diğer

∗ J.M.Buchanan, “The Domain of Constitutional Economics”, Constitutional Political Economy, Vol 1,

Page 56: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

56 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

uygulamalardan ayırmaktır. .Anayasal iktisadın anayasal olmayan, ortodoks ve standart iktisattan farklı olduğu gösterilmelidir. Aynı zamanda düşünüldüğü gibi anayasal politikadan da farklıdır. I ve II bölümler bunun için hazırlanmıştır. İkinci görevim ise anayasal politik iktisatı daha kapsamlı bir entelektüel gelenek içinde ve özellikle klasik politik iktisat ve anlaşmacı politik felsefeyle olan ilişkisi içine yerleştirmektir. Üçüncü görevim ise bölüm IV’te belirtildiği gibi, eleştirileri ortaya çıkarmak ve anayasal iktisat girişiminin dayandığı merkezi felsefi varsayımları savunmaktır. V’te sosyal incelemenin diğer alanlarında olduğu gibi anayasal iktisadı kavrama, vizyon ve düşüncenin oynadığı rolle ilgili daha çelişkili konulardan bazıları işlenmiştir. Ve şunu da söylemeliyim ki , bu bölümde öne sürülmüş tartışmalardan bazıları fazlasıyla kişisel olabilir, hatta diğer bazı anayasal politik iktisatçılar için bile buna karşı olan eleştirmenler sonuç olarak bütün girişimin “normative” olduğunu ileri sürebilirler. Bu normatife zemin bununla beraber araştırma programının merkezi tarafından tanımlanan perspektifteki alternatif yapıların karşılaştırılmasıyla oluşan tamamen pozitif analizlerin ilişkilerin inkar etmek için kullanılmamalıdır. Bütün araştırma kuralların incelemesini, nasıl çalıştıkların ve nasıl seçilebildiklerin içerir. Ama herhangi bir çaba kuralların tanımlandığı maddeler olmadıkça anlamsız kalacaktır.

1. Anayasal ve Anayasal Olmayan İktisat Anayasal veya anayasal olmayan veya geleneksel ekonomiler

arasında yapılması gereken kategorisel bir ayrım vardır. Bir anlamda bütün ekonomiler seçimler ve bireylerin alternatif seçenekler ara-sından seçim yapılabildiği çeşitli ve karmaşık kurumsal düzenleme-lerle ilgilidir. Sıradan ve ortodoks ekonomilerde ne kadar basit veya karmaşık oldukları önemli değil , analiz seçimleri yapmakla sorumlu kişi ve kişilere dıştan empoze edilen sınırlamalar içinde yapılan se-

No 1, 1990.

Page 57: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 57

çimlere odaklanır. Bir dizi kullanışlı seçenekleri belirleyen sınırlama-lar doğa, tarih geçmiş seçimler, diğer kişiler, kanunlar ve kurumsal düzenlemeler, hatta gelenek ve görenekler tarafında bile empoze edilebilirler. Talep teorisine giriş kitabında, örneğin bir müşteri satın alıcı farklı fiyatlarda bir dizi malla karşı karşıyadır ama bütçe büyük-lüğü sınırlıdır. Bu bütçe kontrol altındaki seçim periyodu sırasında müşteri-alıcının seçenek dizisinde yoktur. Gerçekten, sıradan eko-nomilerin düşünce tarzıyla, bir bireyin kendi isteğiyle mevcut seçe-nekleri sınırlandıracağı beklentisinin göz önüne alınması biraz aca-yiptir. Bu düşünce tarzıyla seçmenin kullanışlılığı her zaman dış kay-naklı sınırlamalar tarafından izin verilen bütün dizi üzerinde seçim-lere izin verilerek maksimum düzeyde tutulur.

Bu kritik noktada, en kapsamlı tanımıyla, anayasal iktisat gele-neksel analiz çerçeveden ayrılır. Anayasal iktisat sınırlamalar arasın-dan seçime analitik olarak dikkat çeker. Daha öncede belirtildiği gibi, iktisatçılar bu tip seçimlerin analizinde yardımcı olacak kurulu dü-zenlerinde çok az şey olduğunu fark edeceklerdir. Kabul gören ikti-satçıların çoğunluğuna göre kıtlık gerçeği seçimi gerekli hale getirir, kıtlık olmazsa seçmeye gerek olmaz ve suni olarak kıtlığın oluştu-rulmasının davranışsal analiz için bir özne olarak gösterilmesi hem metodolojik hem de tanımsal olarak saçmadır. Bu tip taş devri muha-fazakarlığı, sıradan iktisatçıların çoğunun anayasal sorulara her sevi-yedeki ilgisizliğini açıklamaktadır.

Bununla beraber, eğer kabul görmüş iktisat modellerinin biraz ötesine gidersek, bireysel hareket seviyesinde kalsak bile, bireylerin en azından bir dereceye kadar kendi sınırlamalarını seçtiklerini göz-leriz. Son yıllarda, birkaç yenilikçi iktisat ve diğer sosyal bilimlerin düşünürü, burada dahil edilen seçim süreçlerini incelemeye başla-mışlardır. (Elster, Schelling, Shefrin, Thaler) Öz kontrol ekonomisi diyet, egzersiz, sağlık ve çevre üzerindeki ilginin çok olduğu dönem-de daha önemli olması hedeflenen iyi bir araştırma programı statü-süne ulaşmıştır. Bu bireysel anayasal iktisadın ilgi alana dahil edil-

Page 58: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

58 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

mesi için gerekli analize izin vermek için yeterince “Katolik” olmalı-yız.

Kendi garantili özel alanlarında devam ederken, buna rağmen bi-reyler, tahminen kendilerini önceki sınırlamalarının oldukça küçük bir bölümüne dahil edeceklerdir. Bireyler geçmişte beliren şartların-da belirtilen dış kökenli sınırlamalarla yüzleştirildiğinde mantıklı bir şekilde seçebilmekte kendilerine güvenirler. Eğer tüm karmaşıklığıy-la, sınırlamalar arasındaki seçenek, öz-kontrol ekonomisine yada tam tersi dengesizlik ekonomisine sınırlanırsa, anayasal bir iktisat kuru-luşunu ortadan kaldırmada elde edilecek çok az şey olabilir.

Tartışmanın başında, bireylerin tam olarak olmasa da kendi ha-reketlerindeki kısıtlamaların çıkarları uğruna kurban edildiği değiş-menin bir parçası olarak kendi davranışlarına empoze etmeyi seçtik-lerini belirtmekte yarar var. Az önce bahsedilen çıkarlar, özel alanla-rın sınırları içerisinde ve belirtilen kamu alanlarında etkileşimde bulundukları diğer kişilerin davranışlarındaki karşılıklı olarak geniş-letilmiş kısıtlamalardan çıkarılır. Yani anayasal iktisadın bir alanı, bireylerin kendi özel sahalarında, sınırlamaları kendi davranışlarına hiç yansıtmasalar bile var olacaktır. Karşılıklı değişmenin bir parçası olarak hem kendisinin hem de diğerlerinin hareketlerini kısıtlayan bireyin genelleştirilmiş kısıtlama seçeneğini adlandırmakla doktrini sağlam iktisadın bildik alanına kaydık. Böylece izah edince, genellikle uygulanmış bir anayasal kuralı empoze etmek için kolektif karara katılan birey, temelde istenilen başka bir şey için (portakal), istenilen bir şeyden (elma) vazgeçmeyi kapsayan bir durumda gözlemlenen davranıştan farklı bir şekilde hareket etmiyordur. Sonraki örnekte kelimelerin anlamını bozmadan diyebiliriz ki; birey portakal tüketi-minin daha geniş fırsatı karşılığında potansiyel elma tüketimini kısıt-lamayı tercih eder. Bu şekilde ifade edilince, tüm gereken bizim di-ğerlerinin hareketleri üzerindeki kısıtlamaları “iyi” ve kendi hareket-leri üzerindeki sınırlamaları da “kötü” olarak sınıflamamızdır.

Page 59: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 59

Bu basit ve bireysel perspektifle, tahmin edilen bir dizi etkile-

şimde birbiriyle ilişkili olan bireylerin karşılıklı olarak bağlayıcı kısıt-lama tercihi sıradan elma ve servislerdeki ticarete tamamen benzer ve böyle davranılınca yukarıda özetle anlatılan öz-kontrolün daha zor, ekonomisindeki öz- uygulanmış bir sınırlama tercihinden olduk-ça farklı hale gelir.

Neden doktrini sağlam iktisadın kuramcılar, anayasal iktisat ala-nının belli başlı karşılıklı özgürlüklerin değişmelerini kapsamak için analizi genişletmeye isteksiz gözüktüler.

Birkaç ilgili sebep gösterebilirim. Diğer akademik alanlarda ol-duğu kadar, diğer sosyal bilimlerdeki meslektaşlarıyla birlikte ikti-satçılar, yıllardır “iyi” olarak belirtilen bazı kişilerin aktiviteleri üze-rindeki sınırlamaları kesin olarak sınıflamada hiç zorluk çekmediler. Fakat sınıflandırma işlemi, bireylerin tercihleri olan fonksiyonlarda belirtilmiş olması farz edilen subjektif değerlendirmelerden oldukça farklıydı. Sınırlanmış istekli davranış “kötü” olarak sınıflandırılmadı, çünkü bir birey normalde böyle bir davranışı tercih etmez. Bu tür bazı davranışlar “kötü” olarak algılandı ve böylece “gerçek” ve “ iyi-lik “ kriterlerinin dışsal bir çıkarımın temeline dayanarak “iyi “ olma-sı için düzeltmeleri oldu. Kişilerin hareketlerine uygulanan davranış ve niteliklerin iyiliği veya kötülüğü Samuelson’la içten içe kamusal-laşmış gibi hareket edildi. Bir hareket, diğer insanlara bu tür bir hükmün ima edilen genellemesi olmaksızın bir kişiyle “iyi” olduğuna uygun bir şekilde karar verilemez. Bu kavramda, kişiler, bilimsel ko-nuşmaya benzeyen bir süreç yoluyla hareketlerin bazı son sınıflandı-rılmaları konusunda anlaşmaya getirilmelidir. Anlaşma her partinin tercin edilen durumlardan vazgeçmesi duyduğu üzüntü ve bazı çıkar-ların zevklerinden medet ummasıyla farklı çıkarların önemli bir şe-kilde uzlaşıldığı ticari bir süreçten çıkmaz.

Bazı yönlerden şaşırtıcıdır ki, iktisatçılar genelleştirilmiş sınırla-maların davranış üzerindeki mümkün uygulamasını düşünürlerken çok çabuk bir şekilde analitik tasarılarından yola çıkarlar. Bireysel

Page 60: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

60 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

çıkarların hesaba katılması açısından , bu tür sınırlamaların doğru-lanmasını ortaya çıkarmada çok az merak uyandırdılar. Bunun yerine iktisatçılar, idealist siyaset felsefecilerinin istekli tutsakları oldular ve hemen platonik ve helenian fikir-setlerinin varyantlarını etkiledi-ler. Amartya Sen’in “işe karışan tercihleri” teriminin kullanımı yarar-lı, iyi ve yararlı gibi terimlerin tam zıddı olarak düz bir kar hesapla-masına doğru ve eşya veya hareketlerin bireysel olmayan tutumla-rında uzak olan analize odaklanmaya meyilliler.

İktisatçıların, bireysel davranış üzerinde genelleştirilmiş sınırla-maların muhtemel uygulamalarını düşündüklerinde değişim merke-zini kullanmadaki genel başarısızlığın ikincil ve ilgili nedeni en üst seviyeye çıkarma paradigmasının metodolojik baskınlığında yatar. Bir sonrakinde “iktisadi problem” alternatif uçlar arasındaki kıt kay-nakların tahsis edilmeleri olarak tanımlanır. Seçenek, araçların kısıt-lılığıyla gerekli hale getirilir ve arzu edilen araştırmaların benzer birimleri koyuldukları tüm kullanımlardaki eşit karşılıklar verirse en üst düzeye çıkartılır. Bu orta düzeydeki formülleme de, seçicinin se-çimini aşması, farz edilen sınırlamaların kısıtlılığında yapılan tercih-ler üzerine, vurgu hemen hemen tam olarak yerleştirilmiştir. Bu kısa tanımdaki seçme biriminin belirlenmesine çok az veya hiç dikkat verilmemiştir ve bu özellik kolektifçilerin, bireyleri seçtikleri bazı net varsayımlarına dayanarak bireysel tercihten sosyal yada kolektif se-çime oldukça belirsiz bir geçişe izin verir.

Bireylerin birey üstü seçime kayma, Robbins sonra yarım yüzyı-lın ilk yıllarındaki makro-yekün ve makro-iktisadi teori ve politika-nın ortaya çıkışıyla dolaylı olarak doğrulandı ve desteklendi. Makro yekünlerin (milli üretim, büyüme oranları, iç düzeyleri) hedef düzey-leri hedef olarak “iyi” ve doğal kısıtlılıklar ve teknolojik sınırlamalar-ca empoze edilen sınırlamalar konu olan kolektif hükümetlerce ya-pılması için seçimlerin yardımcı kulesi olarak hizmet etmesi bakı-mından kurulmuştur. Sadece dış güçler tarafından kısıtlanan bireysel biçim davranış modelinin genişlemesiyle hükümetler romantik bir

Page 61: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 61

şekilde gözükmeye başladı ve onlar iktisatçılar ve sosyal felsefeciler tarafından tanımlandığı gibi “İyi”yi başarmaya gücü yeter gibi düşü-nüldü. Mikro iktisatçılar, politika tavsiyesini, daha büyük genel ikti-sat etkinliğini sağlamak için ilgili yolları ve araçları göz önünde bu-lundurarak hükümetlere önermek için uzun zamandır hazırda bek-lemekteydiler.

II. Anayasal İktisat ve Anayasal Politika I. Bölümde anayasal ve anayasal olmayan iktisadı birbirinden

ayırmaya çalıştım. II.Bölümde anayasal iktisat ile anayasal politikayı birbirinden ayırmayı sunacağım, çünkü, anayasal politika genel ola-rak ve güzel bir şekilde yorumlanabilir. Belirttiğim gibi çoğu anayasal araştırma ve analiz, siyasi olarak organize edilmiş kollektivite düze-yinde düşünülür ve bu anlamda siyasidir. Yine de vurgulanacak fark, dolaysız olarak organizasyon şekline yada aktivite tipiyle ilgili olan-dan çok, bir bakış açısıdır. Eğer artırma paradigmasından ziyade bir değişim, bilimin dahili araştırma programının tanımlayıcısı olarak alınırsa, o zaman ekonomi, en basit iki kişi, iki iyi ticari süreçten en karmaşık yarı- anayasal düzenlemelere (çok uluslu organizasyonlar için) genişletmeyle insan etkileşimi için ortak düzenlemelerde araş-tırma içermektedir. Bölüm I’de belirtildiği gibi geçerli ekonomi bu tür ticari olmayan yada siyasi aktiviteyle nadiren genişletildi.

Her şeye rağmen, ortak bakış açısı hemen hemen otomatik ola-rak anayasal olarak sınıflandırılsın veya sınırlandırılmasın, tüm siya-si etkileşimlere uygulanan zıt, çatışmalı bakış açısından ayrılmalıdır. Burada, ortak ve çatışmalı bakış açılarının farklarını daha dikkatli bir şekilde incelemek doğru olacaktır. Politika teriminin kendisi siyasi olarak organize edilmiş topluluğun üyeleri olan bu kişiler arasındaki mevcut çatışmanın zihinsel bir düşünü kestirmeye meyillidir. Bu ça-tışma belki, ayrı katılımcıların veya grupların, bir diğerini öne sür-dükleri kendi önerilerinin doğruluğu konusunda ikna etmeye çalış-tıkları bilimsel tartışmaların bir benzeri olarak yorumlanır. Siyaset felsefesindeki idealizmin eski geleneği tüm politika modellerini bu

Page 62: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

62 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ışık altında algılar ve daha önce de belirtildiği gibi politikanın bu mo-delinin baskınlığı, iktisatçıları, değişim yada ortak paradigmasının genişletilmelerinden vazgeçirmeye meyillidir. Fakat, teleolojik yo-rumlama reddedilse bile, politika doğası gereği bir topluluğun grup-ları ve bireyleri arasında çatışma içerebilir.

Kolektif kararların kurumca-karar verilen özelliklerinden, seçi-min alternatifleri arasında (sadece bir adam seçilebilir) karşılıklı seçkinliğini belirten özellikleri üyeliğin son ayrımını ‘’kazananlar’’ ve ‘’kaybedenler’’ olarak yapmayı ima ediyor. Bu perspektif hemen he-men dolaysız olarak, politika, eğer bir dağıtımsal oyun veya kuruluş değilse, kişilerin ayrı ayrı belirlenen koalisyonları arasındaki değer aktarımlarını içeren bir süreç olduğunu öne sürer.

Dağıtımsal öğelerin politikanın çatışmalı modelindeki ön baskın-lığının, bu sınırlama olayı bazı analitik amaçlar için yararlı olabileceği halde, oyunun sıfır sonuç olacağını ima etmeye gerek duymadığına dikkat edin. Çatışmalı politika, pozitif, sıfır yada negatif sonuçlanabi-lir. Çünkü kazançlar ve kayıplar tüm üyeler üzerine toplanabilir ve buda kolektif kararlara ulaşmada kurallar tam anlaşmadan daha azı-nı gerektirdiği sürece politikayı analiz etmenin doğal bir modeli gibi gözüküyor. Basit yada nitelikli bir çoğunluk eğer karar verme ve is-teğini azınlığa empoze etmeye izin verseydi, o zaman çoğunlukça tercih edilen alternatife azınlığın gözlemlenen karşıtlığının, azınlık üyelerinin kullanım kayıplarına, en azından kaçırılmış bir fırsat an-lamında üzülmeyi umduklarını gösterdiği anlaşılabilir. Çatışmalı po-litikaların bir modelinde, ki bu sıradan siyasi etkinliğin tanımlayıcısı gibi gözüküyor, ortak bir yorumlamayı tanıtmanın hiç direkt yolu olmadığı görülüyor. Sosyal etkileşimdeki o işbirliği için gerekli bir şart tüm partilerce umulan pozitif kazançlar görüşü yada kazanan yada kaybeden terminolojisinde, kesin kaybedenlerin olmadığı gö-rüştür. Hemen belirtmek gerekirse, bu şart tüm siyasi kuruluşa ya-bancı gibi gözüküyor.

Page 63: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 63

Her şeye rağmen bu noktada kesindir ki, anayasal politika yada

temel kural veya kısıtlamaların alternatif öbekleri arasındaki seçe-neklerin anayasal düzeydeki politikaları, en azından bazı mevcut açıklama ve ortak modeli kurtarır. Sıradan politika, işlevde bulundu-ğu yada işlevde bulunduğunu gözlemlediğimiz için yukarıda belirtil-diği gibi çatışmalı olarak kalmaya devam eder. Buna karşın sıradan politikayı oluşturan kuralları tanımlayan dahili siyasi oyundaki katı-lım, topluluğun tüm üyelerinin olumlu olarak değerlendirilmiş olası-lıklarını oluşturur. Başka bir deyişle, anayasal politika, kendini anali-tik bir işbirlikçi çatıda inceleme imkanı verir, buna karşın sıradan politika, kendini etkileşimin çatışmalı modellerini oluşturan analize vermeye devam eder.

Genel anlaşma gerektirmeyen araçlarla sıradan kollektif kararla-ra ulaşmaya izin veren anayasal kurallar üzerindeki genelleşmiş an-laşma, hemen hemen tüm organizasyonların yapısında deneyimsel olarak gösterildiği gibi kesinlikle mümkündür. Anlaşma kurallarının belirlenebileceği süreçlerin incelenmesi ile birlikte kuralların alter-natif öbeklerinin çalışma mülklerinin karşılaştırılmasını içeren anali-tik-bilimsel araştırma öncelikli konunun alanını tanımlar. Az buçuk daha doğru olan “anayasal politika” teriminden ziyade anayasal ikti-sat yada “anayasal politik iktisat” terminolojisinin kullanımı “eko-nomi ve işbirliği” arasındaki bilimsel kalıt bağı ile, değişimin uygun-luğunun çatışma paradigmasına karşıt olduğu anlamıyla harekete geçirilebilir.

III- Anayasal Politik İktisadın Entelektüel Gelenekleri I ve II. Bölümlerde , iktisat ve siyaset biliminin daha kapsamlı ve

birbiriyle ilişkili dallarındaki devam eden programlardan ayrı olarak anayasal politik iktisatdaki araştırma programlarını kurmaya çalış-tım. Yinede açıklamamdan bir araştırma programının, herhangi bir entelektüel araştırma geleneğinden ayrılmış gibi, birden çıktığını anlamak tamamen yanlış yönlendirecektir. Belirttiğim gibi, çağdaş

Page 64: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

64 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

varyansında, anayasal iktisat gerçekten henüz bu yüzyılın ikinci yarı-sında meyve verdi. Fakat, program ne yeni bir icat ne de, en azından genellikle tanımlandığı gibi, yeni bir analitik araçlar seti üzerine te-mellendirildi. Anayasal politik iktisat en iyi şekilde sosyal bilimlerde ve sosyal felsefede bazen unutulan, ihmal edilen ve bir köşeye atılan eski entelektüel geleneklerin temel elementlerinin tekrar-keşfi,tekrar-vurgusu, gözden geçirilmiş hali olarak yorumlanır.

Bu gelenekler, klasik politik iktisadın ve karşıt siyasi felsefeninki-lerdir. Bu geleneklerin her birini kısa bir şekilde açıklamak yararlı olacaktır.

Klasik politik iktisat- özellikle Adam Smith’in eserlerinde belirti-lir-bir ekonominin (bir grup pazarın) detaylı siyasi müdahalesi ve kontrolü olmadan nasıl çalışacağının anlaşılması ve bir açıklama su-nulması yönünde yönetildi. Smith’in amacı ulusunu zenginliğinin, alternatif bir, yakından kontrol edilen ticari bir rejimdeyken de daha çok minimal siyasileştirme rejiminde daha da büyüyeceğini göster-mekti ve tartışmanın tüm dayanağı ekonomideki ve özellikle işçi sı-nıflarındaki tüm grupların, rejimlerdeki değişikliklere bağlı olarak vaat edilen çıkarlarda pay alabildiklerinin etkisiydi. Vurgu, tüm in-sanlar ve sınıflar üzerindeki beklenilen kazançların genelleştirilme-sindeydi. Siyasileştirmenin içerdiği yapı yada temel kurallardaki önerilen değişiklik bu yüzden, tüm partilerce mevcut anlaşmanın gerçekleştirilebilir sınırları dahilindeydi. Tekrar özellikle, Adam Smith’de ki normatif vurgu, tam olarak dağıtımsal değildi. Marx’çı uzanımlarıyla sınıflar arası çatışma klasik ilgiye girdi.

Smithi’çi vurgunun, çağdaş ekonomistlerin bu terimi anlamasın-daki tahsisle ilgili olmadığını kabul etmek gerekir. Analiz, ekonomik kaynakların, bazı dış ve objektif değer standardıyla ölçüldüğü gibi siyasi bir rejimden ziyade bir pazarda daha değerli kullanımlara etki-li bir şekilde terfi edeceğini göstermek için dizayn edilmedi. Bunun yerine amaç, Pazar siparişlerinin, bireylerin tercihlerinin, bu tercih-lerin ne olabileceği fark etmeden, tamamen kabul edileceği gibi kay-

Page 65: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 65

nakları tahsis edeceğini göstermekti. Smith’in bildiğimiz kasap örne-ğindeki dersi pazar yerindeki kişisel-çıkarın akşam yemeği için et sağlamaya yaradığını göstermekti. (burada et, tüketicilerin istediği şeydir) Burada Pazar yerindeki kişisel çıkarın et sağlamaya yaradığı-nı, çünkü etin uzmanlarca belirtildiği gibi besinsel anlamda daha de-ğerli olduğunu ima edecek herhangi bir ifade yoktur.

Böyle yorumlanınca, Adam Smith’in kuruluşu anayasal politik ik-tisat alanında kare kare düşer. Oldukça pozitif bir anlamda, analizi, hem var olan rejimin nasıl çalıştığını, hemde alternatif bir rejimin nasıl çalışabileceğini açıkladı ve alternatif, kendi standartlarınca öl-çüldüğüne göre tüm partilere daha çok zenginlik sağladıkları için, pozitif analizin normatif uzanımı oldukça ileriydi. Bu uzanımda, kol-lektif dikkatin toplanması gerektiği nesne,kişilerin, tüketiciler-alıcılar, üreticiler-satıcılar olarak kendi kapasitelerinde davrandıkla-rı sınırlamalar yada kurallar dizisidir. Ekonomik-siyasi düzeni tanım-layan yasalar ve kurumlar olması mümkün düzenleme ve reforma konu olan değişkenler haline geldi.

Hemen önceki paragraflarda, anayasal politik iktisatda çağdaş araştırma programı için öncül kaynakları sağlıyor gibi gözüken , kla-sik politik iktisat geleneğinden öğeler seçtim. Davranışım ön yargı-lardan dolayı kesinlikle suçlanacaktır, şu şartla; eğer klasik iktisat kuruluşunun felsefi temel noktalarındaki önemli karışıklığı ve belir-sizliğin varlığını göstermede başarısız olsaydım. O kuruluşun klasik yararcılık anlamındaki yorumu benimkinden oldukça farklı olacaktı: Bu alternatif yorum geleneğin oldukça ayrı öğelerini vurgulayacaktı. Kişiler arası karşılaştırma ve kullanımın toplam ölçülebilirliği klasik iktisatçılarca kesin olarak reddedilmemişti ve seçilmiş bir okumada bunlar analizlerine varsayımlar olarak katılabilir. Bu durumda, tüm kuruluş, hem tahsisle ilgili hemde dağıtımsal imalarla ve seçeneğin bireysel düzeyinden kolektif düzeyine hareket etmek tamamen fark-lı bir yolla ekonomideki değişim paradigmasından ziyade fazlalaş-tırmaya öncül hale gelir. Seçeneklerle, yasalardaki kurallar ve seçe-

Page 66: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

66 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

nekler arasındaki sınıflamayla ilgili ayrımın hepsi faydacı düzende yok olur.

Adam Smith’in entelektüel kuruluşunun öğeleri, sadece bu ya-kınmalar, karşıt siyaset felsefesi geleneğinde- öncelikle geliştirilen fakat klasik faydacılığa rakip olan ve ondan oldukça farklı hale gelen gelenek bulunduğunda-, anayasal iktisatdaki araştırma programına dolaysız olarak öncül haline gelir. 17. yüzyıldan beri, özellikle Locke, Sipinoza, Hobbes ve Althusius’un çalışmalarında, baskı altındaki bu bireylerce anlaşma üzerindeki devlet baskısının doğrulayıcı tartış-masını temellendirmek için girişimlerde bulundu. Bu entelektüel gelenek toplumcu kozadan çıkarak, özerk bireyler icat etti. Mantıklı. bağımsız seçenek kapasitesi olan bireyin ödevi, devletin varlığının ve ortaya çıkışının yasal bir açıklamasını barındıran bir bilim, ekonomi ve siyaset biliminin ortaya çıkmasını sağladı. Kesin olarak yada imalı bir şekilde kişi idare edilmeyi kabul etmekte kendi özgürlüğünü, benzer bir şekilde özgürlüklerinden davaranışsal sınırlarla karekte-rize edilen bir rejim tarafından önerilen çıkarlar karşılığında vazge-çen değerleriyle değiştirir.

Karşıtçı mantık, kabul edilmiş baskıcı otorite alanı ve dizisinin herhangi bir özellemesine açık bırakır.İlk karşıtçılar, özellikle Hob-bes, pazar düzeninin etkililiği anlayışına sahip değildi. , çünkü bu dü-zen koruyucu yada minimal devlet şemsiyesi altında işlem görebilir-di. Bu anlayış, 18. yüzyılda sağlandı. Ve sadece Adam Smith’in büyük çalışmasında en güzel şekilde ifade edildi. Karşıtçı entelektüel kay-naklara bağlandığı üzere klasik politik iktisat, siyasal-yasal düzenin alternatif yapılarını karşılaştırmayı hedefleyen ve bire-üstü normlara gerek duymadan, bireylerin mantıklı seçenek davranışlarının ilkele-rini kullanabilen ve tanıtabilen bilimsel-temelli bir analizin gelişimini sağladı. Faydacılık ayrıca, bu tür tüm birey üstü normları reddetti ve tüm normları zevk ve acı dengesine oturttu. Yine de, bu Benthamite karışma kullanımlar, kişiler üzerine toplama çabalarında belirsizliğe yol açtı. Bu yolla, kavramsal anlaşmadan çıkarılan karşıtçı doğrulama

Page 67: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 67

belirsizleştirildi ve yol bireyselci normların transendental olmaya bir yararcı ilerlemeye yol açıldı. Klasik politik iktisatın kesin bir şekilde geliştirimesi gerektiği, karşıtçı felsefi temeli, yeniden keşfedilmesi için yaklaşık iki yüzyıldır ihmal edildi ve baltalandı.

IV. Etkin Merkez Grubu ve Muhalifleri Bu çalışma boyunca Anayasal iktisatı yada, anayasal politik ikti-

satı, özellikle Lakatos’cu sınıflamayı kullanarak bir “araştırma” prog-ramı gibi gördüm. Bu programda, programın etkin merkez grubunda, eğer olacaksa, programca belirlenen entelektüel gelenekte çalışan aydınlarca zorlaştırılan öğeler bulunur. Bu merkezi öğeler, öneri ön-cesi ve oldukça kesin mutlaklar olarak ele alınır ve bu gibilerin ken-dileri bilimsel konuşmaya uygulanan anayasal sınırlamalar haline gelirler. Tüm kuruluşun dış entellektüel zor yanları, bu programın merkezindeki öğelerde yönlendirilme eğilimindedir. Sınırlamalar dahilinde süren araştırma, tabi ki bu dış eleştirilerce konu olmadan da ilerleyebilir, ama kuramcılar içselleştirilmiş analitik araştırmanın ikna edici potansiyeli üzerindeki merkezi-yapılan limitlerin farkında olmalılar.

Anayasal iktisadın , kaynaksal durumu, “yöntemsel bireycilik” te özetlenir. Bilimsel dialogta katılımcı olacaklar araştırmayı bireylerin seçenek hesabına yerleştirmezse , giriş kapısından herhangi bir ay-rılma olamaz. Özerk bireyler, araştırma programındaki herhangi bir ciddi araştırma girişimi için “sina qua non” dur. Tanımlayıcı bir nite-lik olarak bireysel özerklik, yine de bireyin kendisi, çeşitli şekillerde birlikte yaşadığı diğer kişilerin, topluluk veya topluluklarından ayrı var oluyormuş gibi seçimini yaptığını ve hareket ettiğini göstermez. Birey topluluklarının yada birliklerinin herhangi bir şekli değerlerin bazı paylaşımlarını yansıtabilir ve dahası herhangi bir bireyin değer oluşumu, topluluklarda çeşitli şekillerde birleştiği kişinin değerlerin-den etkilenebilir. Yöntemsel bireyselciliğe toplumcu meydan okuma, bireylerin, toplulukların varlığında birbirlerini karşılıklı olarak etki-ledikleri iddiasından öteye geçmelidir. Meydan okuma, bireyselleş-

Page 68: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

68 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

tirme, bireyi toplumdan ayırmanın kavramsal olarak mümkün oldu-ğu, yani bir toplumdaki, bireysel çıkarlar arasındaki mevcut farklılığı düşünmenin anlamsızlaştığını belirtecek daha güçlü bir iddiada bu-lunmalı, Bu şekilde belirtince, araştırmanın bir öneri öncesi olarak yöntemsel bireyselciliğin iktisat ve siyaset biliminde hemen hemen tüm araştırma programlarını karekterize ettiği açıktır; anayasal ikti-sat, bu bakımdan daha çok içsel bilim temelinden ayrılmaz.

Toplumcu eleştiri böyle açık bir şekilde ortaya çıkmaz. Özellikle, anayasal iktisat için eleştiri , bazı bireyüstü değerlendirme kaynakla-rının varlığını gizli yada açık bir şekilde doğrularken, bireysel konu-ları sessizlikle karşıladı. Bireysel değerlendirmeler, Allah, doğa ka-nunu, gerçek sebep yada devlet tarafından ortaya çıkanlarla yer de-ğiştirdi. Bu daha ince davranış, yöntemsel bireyselciliği, bireyselleş-tirmenin mümkün olmadığı yada bireysel değerlendirmelerin bir toplumda değişemeyeceği iddiası üzerinde değil, fakat daha çok, bi-reysel değerlendirmeden kolektif hareketi çıkarmanın normatif ola-rak uygun olmayacağı iddiası üzerine reddeder.Bazı birey üstü değer terazisi koyan toplumcuya göre, bireyselci bir hesaba dayalı bir te-mele inşa edilen bütün analiz, ancak toplumun fazla işleyen normla-rınca verilen direktiflerle bireyselleştirilmiş tercihleri birleştirmek için dizayn edilen kontrol ve manüplasyon programlarında bir veri olarak yararlı olabilir.

Ekonomideki tüm araştırma programları üzerinde paylaşılan bir konu olan mantıki seçenek koşulu, etkin merkez grubunun bir bile-şeni olarak yöntemsel bireyselcilikle aynı anda olur. Özerk birey ay-rıca, mantıksallığın bir niteliğinin gözlemlenen davranışa geçmesini sağlamak gibi oldukça yeterli bir tavırda, alternatiflerden birisine seçebilmeyi istidatlı olarak farzediliyor. Anayasal iktisat için, mantık-sal seçeneğin kapasitesi, son tercihlerin yapıldığı, bireysel yada ko-lektif olarak uygulanan, sınırlamalar arasından seçim yapabilme ka-pasitesini içine alacak kadar genişletilir.

Page 69: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 69

Mantıksallık, seçeneklerin, bir dizi alternatif ortaya çıkmış gibi

analiz edilebilir ve tercih edilmişlik düzeylerine göre sıraya konabilir olduklarını ima eder. Bireyin ordinal sıralamayı yapmak için gerek duyduklarını dizayn etmek için kullanım terimini kullanabiliriz, ama buna gerek yok. Analitik düzeyde sıralamanın, bazı dış gözlemcilerce objektif bir şekilde ölçülebilen seçenek alternatiflerinin bir dizisine karşılık gelmesine gerek yoktur. Seçenekteki bireysel akla uygunluk testi, yine de alternatifleri “iyiler” ve “kötüler” sınıflamasının ilk ba-samağını gerektirmektedir. Merkezi akla uygunluk prensibi sadece bireyin, iyilerin azından çok çoğunu ve kötülerin çoğundan ziyade azının seçtiklerini belirtir. Akla yatkınlığın seçeneği, bireyin ekono-mik çıkarına göre belirtmesine gerek yoktur; çünkü bu davranış bazı dış gözlemciler tarafından ölçülebilir.

Bireyselci koşullar, bireylerin ilgi yada tercihlerinin bir diğerin-den ayrılmasına izin verir. Akla yatkınlık koşulu bu ilgileri sınıflama basamağından öteye kısıtlamaz. Homo economicus, deneysel eko-nomi modellerini konu eden birey, tercih hesabı anayasal siyasi ikti-sadı analiz eden bireyi tasvir edebilir, ama buna gerek yoktur. Alter-natif anayasal sınırlamalar arasından seçerken, her şeye rağmen, bireyin kendisi hariç diğerlerinin davranışları hakkında bazı tahmin-lerde bulunması istenir. Böyle bir ayarlamada davranış için, homo economicus koşuluna benzer bir şeyin uygunluğunu öneren güçlü bir tartışma vardır. (Brenan ve Buchanan:1985)

Özetle, araştırma programı için bireyselci akla yatkınlık öneri ön-celerini tanımladım. Bu öğeler birbirine zıt değildirler ve hem ku-ramcılar hem de anayasal iktisat eleştirmenlerince etkin merkez grubunun öğeleri olarak bile listelenebilirler. Eşit derecede önemli olan daha az açık bir öğe, yine de bireyselci ve akla yatkınlık koşulu-nun siyasi toplumdaki tüm kişilere genellenmesini içerir. Tüm birey-ler, bireysel olarak özerk değer ölçüleri eşliğinde, alternatifler ara-sından mantıklı seçimler yapabilme kabiliyetine sahip olarak farze-dilmeliler. Bu genelleme eşit bir ölçmeden başka herhangi bir şey

Page 70: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

70 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

üze-rindeki bireysel değerlendirmeden sınırlamalar arasındaki seçe-neklere doğru yöneltilmiş olsun yada olmasın kolektif hareketin kö-kenine izin vermez. Toplumdaki bazı kişilerin değerlendirmelerinin diğerlerinkinden daha önemli olarak görüldükleri bir ölçme progra-mını tanıtmak, bireyselci koşula bağlılıkla ortaya konan bazı birey üstü kaynaklar için yine gereksinim duyacak. Bu anlamda anayasal iktisat araştırma programının bütünü demokratik kaynağa dayanır.

Anayasal iktisattaki araştırma programının etkin merkez gücün-deki öğe-lerinin tanımlanması hassaslığının tanımlanmasına olanak verir. Belirtildiği üzere, değerin ekstra- bireysel kaynaklarını kulla-nan eleştirmenler, devam etmekte olan diyaloğa katılamazlar, man-tıklı seçeneklerin modellerini özerk hareket ediciler olarak bireylerin davranışlarına uygulamayı reddeden şüp-heciler içinde durum aynı-dır. Gelişimindeki bu noktaya göre, programın ay-rıca koşullarının uygulanacakları kişilerin, toplumunda üyeliği tanımlama konusunu ileri sürmedeki başarısızlığında da hassastır. Kim özerk birey sayıla-cak? Çocuklar nasıl ele alınacak? kaç yaşında yada hangi gelişi aşa-masında çocukluk biter ve toplumda tam üyelik elde edilir? Zihinsel ve duygusal yetersizler nasıl ele alınacak, kim kimin yetersiz olduğu-na karar verecek? Toplum mevcut girişlere açık olarak mı düşünülü-yor?

Bu ve ilgili konular, anayasal iktisattaki araştırmalar için uygun-dur, ama programın doğası gereği onları yönlendiremez. Analiz için başlangıç noktası, henüz organize edilmiş yada bir siyasi birimde potansiyel olarak organize edilebilir bir dizi özerk bireydir. Takım öncelikle tanımlandıktan sonra prog-ram, belirlenmiş toplumun bu tür konuları nasıl yönelttiğinin analiz ve incele-mesini içermek için genişletilebilir. Fakat ilk tanım bu tür bir programdaki herhangi bir analitik yapının sınırlarının ötesinde yatar.

V. Algı, Görüş ve Sadakat Nietzche gerçek dünyaya bakış açısının metaforunu değişik pen-

cerelerde kullandı (Kaufman 1950: 61) ve Ortega y Gosset nihai ger-

Page 71: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 71

çeğin kendisini bir bakış açısı olarak görecek kadar ileri gitti.(Ortega y Gosset) 1961:45) Bir bakımdan herhangi bir araştırma programı algılanan şeye bir bakış açısı ve böylece ona empoze edebileceği bir sırayı kapsar. Bu karekterizasyon araştırmanın son hedefinin sosyal etkileşim sürecindeki davranış olduğu, özellikle sosyal bilimlerdeki herhangi bir programa uygulanır. Birkaç durumda sosyal veya siyasi ortamlardaki bireylerin etkileşimini inceleme ve değerlendirmede kullanılabilecek diğer perspektiflerden farklı olduğunu belirttiğim “anayasal perspektife” başvurdum. Perspektiflerin değişeceği yada değişebileceği orta düzeydeki gerçek ihmal edilmeyen epistomoloji-de zor konulara sebep olur.

İlk olarak algıyı en basit düzeyinde düşünün. Tahminen, bireyler, tıpatıp olmasa da fiziksel olguları benzer bir şekilde, gördüğümüz, duyduğumuz, tattığımız, kokladığımız ve hissettiğimiz gibi, biri diğe-rine biyolojik olarak yeterince benzer. Hepimiz bir duvarı hareket engel bir barikat olarak görürüz, hiç birimiz duvarlardan öteki tarafa yürümek istemez. Diğerlerimizin bir duvarı algılanması gerektiği gibi algılayamayan birisi, en azından bir tane temel algısal duygu-daanormal olarak sınıflandırılacaktır. Olgu aşırı derecede karmaşık-laştığı için, her şeye rağmen bireyler biyolojik olarak aynı algı yete-neklerine sahip olmalarına karşın algılamalarında farklılaşabilirler. Orta düzeydeki duyu algısı bazı zihinsel süreçle bir değerlendirme temeli ve nihai bir hareket oluşturmadan önce gerektiren hayali ya-pılar eşliğinde olmalıdır.

Olgu karmaşıklıkta ilerledikçe algıdaki hayali öğeler, dolaysız olarak duyulardan çıkanlara eş düzeyde yükselirler. Basitten karma-şığa olan bu ilerlemede, kişiler arasındaki algı benzerlikleri azalmalı-dır. Olguyu gözlemlemenin doğal yolu diye adlandırılabilen dalga boyunca bir noktada algı belirsizleşebilir. O zaman bireyler, sadece üyelerin gizli yada açık seçtikleri, paylaşılmış değer veya normların bir tür birliğine girişle gözlemlediklerinde bir anlaşmaya vardırtıla-bilirler. Bu ifade, ilki gerçekleştirilince zıt gözükebilir; kişilerin ger-

Page 72: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

72 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

çeği nasıl gördüklerini seçtiklerini ifade ediyor gözükebilir. Fakat ifade “görme”yi “düşünmek”le yer değiştirdiğimizde sıradan kavram-lara daha az zor hale gelir.

Bazı çalışmalarımda doğalcı yanılgılara düşmek ve gerçek- değer, pozitif- normatif ayırımını uygun bir şekilde kabul etmekte başarısız olmakla ve dolayısıyla en azından gizli bir şekilde “is” den “ought” u çıkararak, yinede eleştirilerimin sadece karmaşık olgunun algı doğası hakkındaki kendi karışmışlığı yüzünden bazı yükler yüklendiğini kabul ederim. Eğer, gerçeği gözlemlemenin hiç doğal yolu ortaya çıkmazsa bazı değerlendirme ve seçme süreci düzene konacak, belli kaoslara yol açan hayali basamağın gerekli bir tamamlayıcısıdır. Araştırma programımızın etkin merkez grubunu tanımlayan “İs”i seçeriz ve bu profesyonel bilim adamları olsak da olmasak da doğru olmaya devam eder. Bu “dır” da, pozitif analizdeki ilkelere katı bir şekilde bağlı kalabiliriz. Çıkarılabilecek normatif implikasyonlar ger-çekten algılayıcı çerçeveden çıkarılıp, başka bir şekilde kullanılmadı yada kullanılamayacaktı.

Anayasal iktisat, sosyal etkileşimi karmaşık ilişkiler seti olarak algılamayı seçen bilim adamları ve hem gerçek hem de olası, mantıklı seçimler yapabilen özerk kişiler arasındaki konuşma ve araştırmanın bir alanıdır. Böyle bir alan sosyal etkileşimi farklı bir şekilde algıla-mayı seçenlerin araştırmasını kapsayacak şekilde genişletilemez. Bilimsel tartışmayı ve sosyal etkileşimi ya tamamen çatışmalı yada tamamen idealist vizyonlar olarak algılamayı seçenlerle yapılan son tartışmaların herhangi bir genel temeli yoktur. Bu görüşler, gerçek-ten dünyadaki alternatif “pencereler” dir ve bireylerin bu pencereleri seçtikleri süreç gizemli olarak kalır. Bu tür kanıtlar bir anda sadece önemli bir noktada algılanması gerekirken deneysel kanıt nasıl ikna edici olabilir? Çağdaş deneyselci iktisatçıların saflığı bu bakımdan saçmalığa çok yaklaşır.

Kişiler ne kovandaki arılar, bir ormandaki etçil hayvanlar ne de Allah’ın cennetindeki meleklerdir. Değerleri alternatifleri dağıtabi-

Page 73: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 73

len, değerlerine göre hareket edebilen ve seçebilen bağımsız birim-lerdir. Çeşitli, topluluk ve birliklerde beraber yaşaması fiziksel olarak hem gerekli hem de yararlıdır. Fakat böyle yapmakla kendi seçebile-cekleri kurallarla da yaşamak zorundadırlar.

Kaynaklar Alchian, A. (1977) Economic Forces at Work. Indianapolis:

Liberty Press. Althusius,J. (1932) Politicia Methodica digesta, (Ed.by C.J.

Friedrich) Cambridge:Harvard University Press Brennan, G. and Buchanan,J. (1985) The Reason of Rules,

Cambridge: Cambridge, University Press. Buchanan, J. (1987) “Constitutional Economics,” The New

Palgrave, London: Macmillan Buchanan, J. and Tuloock, G. 1962) The Calculus of Consent: Ann

Arbor : University of Michigan Press. Elster, J. (1979) Ulysses and the Sirens. Cambridge: Cambridge

Universitiy Press. Hobbes, Th. (1943) Leviathan. London: Everymans Library. Kaufman, W. (1950) Nietzsche. Princeton: Princeton University

Press. Locke,J. (1955) Second Treatise of Civil Government. Chicago:

Gateway Mckenzie, R.(ed)(1984), Constitutional Economics.Lexington,

MA: Lexington Books. Ortega y Gasset, J. (1961) Meditations on Qixote. New York:

Norton Schelling, Th.(1978) “ Egonomics, or the Art of Self Management”.

American

Page 74: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

74 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Economic Review 68: 290-294 Sen, A.K. (1970) “ The Impossibility of a Paretian Liberal”. Jornal

of Political Economy 78: 152-157 Smith,A. (1979) The Wealth f Nations. Oxford: Clarendon Press. Spinoza, B. (1854) A Treatise in Politics. London : Holyoake.

(Trans. by William McCall) Thaler,R. And Shefrin, H.M. (1981) “ An Economic Theory of Self-

Control”. Journal of Political Economy 89: 329-406.

Page 75: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 75

LİBERAL ANAYASA ÜZERİNE

James M. Buchanan*

Çeviren: İrfan Kalpalı

Hiçbir mevcut ya da önerilmiş politik anayasa, devlet dairelerinin bireysel ve gruplar ve en önemlisi ekonomik aktiviteleri üzerindeki otoritesinde yeterli sınırlamalar veya zorlamalar içermez. Var olan veya gelecek için öngörülmüş hiçbir liberal anayasa yoktur. Bu bağ-lamda, bütün mevcut anayasalar başarısızdır, ve reform adına su-nulmuş hemen hemen bütün ciddi öneriler verilen sözleri başarıyla yerine getirmekten uzaktır. Benim tavsiyem, özel detayları bilmeksi-zin ancak bir yüzyıl boyunca bütün politik söylemin “önemli fikir” (Hayek 1989) ile bilgilendirildiği ve dolayısıyla kurumsal sonuçların bundan etkilendiğini ileri süren tarihi gerçeği tam ve bilinçli olarak kavrayarak mevcut ve önerilen anayasal yapıları içeren bir kritisizm yapılmasıdır. Bu “önemli fikir” politik doğrultunun ekonomik ilerle-meyi durdurmaktan çok kolaylaştıracağı iddiasıdır. 18. Yüzyıldan bu yana yer alan; ve açık olarak ya da kullanım ve yorum ile “reforme” edilen bütün anayasalar bir dereceye kadar iyiliksever devletin ha-yalci imgesini yansıtmalıdır ki bu imge bir yanda politik idealistler tarafından diğer yanda ise ileri görüşlü sosyalistler tarafından yara-tılmıştır.

“Politics without Romance” da (Buchanan,1979) ifade edilen anayasa bugün hiçbir yerde yoktur. Ayrıca realist bir politika mode-

* J.M. Buchanan, “Notes on the Liberal Constitution”, CATO Journal, Spring/Summer 94 Vol. 14

Issue 1, p1 9p

Page 76: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

76 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

lini yansıtan hiçbir reform önerisi de mevcut değildir. Böyle bir viz-yonun kalıntıları sadece Amerika Birleşik Devletlerindeki belge ve kayıtlarda kalan bazı Madisonian elementlerinde ve hala mevcut olan daha az sayıdaki klasik liberallerle ilgili argümanlarda bulunabilmek-tedir. Bu negatif değerlendirmeye rağmen, devrim-sonrası dönem ve özellikle gelecek yüzyıl için dileklerimiz için optimizme yönelik da-yanaklar olabilir. Fikirlerin sonuçları vardır, ve biz neredeyse iki yüzyıldır yanlış fikirlerin sonuçlarını çektik ki bu süre 1990’ların başlarına kadar beklenen değişikliklerin gerçekleşmesi için oldukça uzun bir süredir. Ancak sonuçlar veya olaylar diğer yandan fikirleri beslemektedirler ve 1989-91 dönemlerinin beklenmeyen devrimle-rinden sonra, iyiliksever ve yetkin devletin hayali imgesini beslemek, giderek zor olmalıdır. Sosyalist hegemonya boyunca aşağılayıcı ve alaycı bir şekilde davranılan klasik liberaller tarafından az öne sürü-len politik başarısızlığın teorileri, belki de sosyal bilimlerin en eskisi olan tarih ile doğrulanmıştır. Ve mantıklı eylem için insan kapasite-sinden tamamen umudu kesmedikçe, post-sosyalist yüzyılda bir sü-re, kadın ve erkeğin şimdilerde pek hayal edilemeyen yapıcı anayasal yetenekler sergileyecekleri tahmininde bulunabiliriz.

Bu bağlamda, Francis Fukuyama (1992) kesinlikle haklıdır. Tari-hi bir not 1989-91 dönemlerinin büyük devrimleri ile etkin bir bi-çimde sonlanmıştır. Ve Fukuyama ileri sürdüğü ekonomik görüşün-de, piyasa ekonomisinin nasıl bağımsız olarak işlediğini ve mevcut kaynak dahilinde en çeşitli mal ve hizmetleri üretmek amacıyla nasıl kontrol ettiğini açıklamıştır. Peki, Fukuyama bu bilimsel sonucun kurumsal-anayasal reformunda birleşeceği tahmininde bulunduğun-da da haklı mıydı? Bu noktada onunla aynı fikirde olmak için, belki de otuz kırk yıllık ufkun ötesini düşünmeliyiz.

Başlangıç olarak, 18. Yüzyıla doğru “pre-romantic”, “pre-socialist” dönemine bir geziye çıkmak ve politikacıların yanı sıra filozofları da heyecanlandıran anayasal anlayışı idrak etmeye çalış-

Page 77: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 77

mak yararlı olabilir. Modern kafa yapısında bir değişiklik gerçekleşe-ne kadar ve bu değişiklik gerçekleşmedikçe, temel reformda hedefle-nen anayasal diyalog adına harcanan bütün çabalar boşuna olacaktır. Nasıl organize edilmiş olursa olsun, hükümetler temelde değişmeden kalacaklardır ve politikacılar-bürokratlar, her birinin karşılıklı istifa-delerini kolaylaştırmaya devam edeceklerdir, -Anthony de Ja-say’ın “ Devlet” (1985) adlı eserinden-. Ekonomiler batacak, ve, gide-rek potansiyel açıdan değerli ürünler “kara delikte” yok olacaklardır (McGee, Brock ve Young 1989).

Klasik Liberalizmin Anayasal Düzeni

İskoç Aydınlanma üyeleri veya Amerikan Kurucu Babalar tarafından temsil edilse de edilmese de, 18. Yüzyılın klasik liberalleri politikacıların ve politikaların sıradan vatandaşların diğer çıkarlarına yönelik yetenekleri ve isteklilikleri hakkında oldukça şüpheliydiler. Tüm insanların melek olmadığı gerçeğinin gerekli kıldığı, ancak kurumların da ona karşı korunması gereken hükümetler, gerekli bir kötülük olarak görülür. (Madison, 1966 [1787]:160). Kendi otorite yapılarını güçlendiren kişilerden oluşan hükümetlere güven duyulmadı. Özellikle kollektif otoriteyi, içindeki tüm potansiyel uzantıları sınırlamak anlamında, anayasalar gerekliydi. Devlet gücü klasik liberallerin korktuğu bir şeydi ve anayasal tasarı probleminin böyle bir gücü etkin biçimde sınırlamasının sağlanmasıyla ilgili olduğu düşünülmüştür.

Bu amacı gerçekleştirmek için hedeflenen araçlar tanıdık araçlardır. Egemenlik kolektif otoritenin çok sayıdaki düzeyleri arasında bölünmüştür; zorlayıcı devlet gücünün yoğunluğunu azaltabilmek amacıyla federalizm tasarlanmıştır. Otoritenin her düzeyinde, hükümetin ayrı fonksiyonel dalları kasıtlı bir şekilde bir biriyle devam eden gerginlik içine yerleştirilmiştir. Bazı idarelerde, baskın yasama dalı iki yapılı anayasal kuruluşla sınırlandırılmıştır ki her birinin ayrı bir temsil ilkesine göre yapılandığını görmekteyiz.

Page 78: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

78 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Politik anayasaların, bu temel organizasyonsal-işlemsel

elementlerinin tasarlandığını, tartışıldığını ve paylaşılan hedef veya amaç bağlamında klasik liberaller tarafından yerleştirildiğini bilmek önemlidir ki bu da bireyler üzerinde devletin zorlayıcı gücünün bir kontrolü veya sınırlanmasıdır. Motive edici güç hiçbir zaman devleti “daha iyi çalışan” güçlerden biri ve hatta bütün ihtiyaçların karşılanmasını sağlayacak “tamamen temsili” başaracak etmen olmadı.

Yukarıda ve diğerlerinde listelenen klasik liberal anayasanın, organizasyonsal-işlemsel elementlerinin kollektif otorite tarafından doğru biçimde üstlenilen aktivitelerin kapsamını çizen bu hükümlerden daha önemsiz olduğu düşünülmüştür. Diğer bir ifadeyle, hükümetlerin ne yapabileceğine ve ne yapamayacağına dair anayasal talimatların her zaman hükümetlerin onları nasıl yaptıklarından çok daha önemli sayılmıştır. Sosyal düzenin bütün klasik liberal kavramının merkezi olan bu kritik ayrım seçime dayalı demokrasinin yükselişi sırasında kamu bilincinde kaybolmuştu (özellikle de 19. ve 20. yüzyıllarda). Hükümet aktivitelerinin kapsamına ilişkin doğrudan anayasal sınırlamalar için azalan ihtiyaçla birlikte seçime dayalı demokrasinin ortaya çıkışının eşitlendiği yanılgısı genel olarak kabul görmüştür.

Klasik liberal anayasal düzende, vekillerin nasıl seçildiğine bakılmaksızın, hükümetin aktiviteleri fonksiyonel olarak sosyal etkileşim için parametrelerle sınırlıdır. İdeal olarak, hükümetler, çok sayıdaki temel ekonomik fonksiyonların herhangi birini “yürütmeyi” hedefleyen doğrudan kararlardan anayasal olarak men edilmişlerdi. Bu ekonomik fonksiyonlardan bazıları: (1) değer ölçeğini ayarlamak, (2) üretimi organize etmek, ve (3) ürünü dağıtmak. Bu fonksiyonların herhangi bir şahsın veya kurumun niyetinin dışında yerine getirilmesi gerekiyordu;bunlar, pazarlar tarafından koordine edildiği gibi ekonomik yapıda yer alan bir çok katılımcının desantrilize davranışları ile ve hükümet tarafından doğru şekilde muhafaza edilen ve uygulanan “kanunlar ve kuruluşlar” çerçevesinde gerçekleştirilmiştir.

Page 79: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 79

Klasik liberal düzende uygun şekilde hükümete atanan bu

çerçevenin-muhafaza rolü mülkiyetin korunması ve gönüllü anlaşmaların yürürlüğe girmesi, sanayilere, mesleklere ve ticarete giriş ve çıkışın geçerli garantisini, iç ve dış pazarların açıklığının sağlanmasını ve döviz kaçakçılığının önlenmesini içermiştir. Hükümet için bu çerçeve rolünde ayrıca parasal standartların oluşturulmasının ve tasarlanan parasal birimin değerinde tahmin edilebilirlik sağlanmasının da yer aldığı düşünülmüştü (Neredeyse bütün anayasaların başarısız olması bu parasal sorumlulukta saklıdır. Tarih boyunca, hükümetlerin hemen hemen her zaman kendi parasal otoritelerinin anayasal açıdan izin verilmiş sınırlarının ötesine geçtiklerini görmekteyiz).

Hükümetlerin ne yaptıklarına bakmaksızın, klasik liberal anayasada yer alan merkezi ilke kişi ve gruplara eşit şekilde muamele edilmesi zorunluluğunu dikte etmektedir. Yasalara uygulanabilen genellik ilkesi politikaya da genişletilmiştir. Kişilerin ayrı sınıfları arasında doğrudan farklılık gözeten hükümet tavrı için hiçbir rol yoktu. Klasik liberal kavramında, başarılı çoğunluk koalisyonları “iyiye gitme” amaçları için bile politik azınlıkların üyeleri üzerinde farklı vergilendirme koyamazlardı (Buchanan, 1992).

Sosyalizmin Anayasal Düzeni

Anayasal düzenin klasik liberal vizyonu, 18. ve 19. yüzyılda halk grupları ve felsefi gruplarca kabul görmedi. Küçük bir kısımda, bu vizyona karşı gösterilen reaksiyon devletin ticarete karışmama politikasını yayan bu savunucuların aşırı gayretlerinden ve hatta ekonomik etkileşim için parametrelerin ayarlanmasında kolektif-hükümetsel rolün reddedilmesinden ileri gelmekteydi. Ancak, klasik liberalizme karşı gösterilen tepkinin esas nedeni, piyasa ekonomisinin işleyişinde kendiliğinden ortaya çıkan dağılımsal sonuçları kabul etme hususunda siyasilerin genelleşmiş isteksizlikleridir. Bu sonuçlar “doğal” karşılanmadı; ve farklı kapasitedeki kişiler tarafından yapılan farklı tercihlerin oluşturduğu

Page 80: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

80 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

handikabın aşılması gerektiği anlaşılmamıştır. Pazar sürecinin sonuçları “suni” olarak değerlendirilmiştir - - yani, kendiliğinden ortaya çıkmasından ziyade üretilmiş ve bu nedenle de politikleşmiş kollektif hareket tarafından; doğrudan harekete, değişime ve yeniden yönlendirmeye maruz kalmıştır.

Klasik liberalizme karşı reaksiyon özellikle iki ayrı kaynak ile uyandırılmış ve desteklenmiştir. İlki, Karl Marx’ın dehası kritisizme çok açık görünen (özellikle de tamamlanmamış klasik ekonomi teorisinin entelektüel bağlamında) pazar kapitalizminin işleyişinde bu elementleri izole etme, belirleme ve kamulaştırma yetisinde saklıydı. Marx kapitalizmin mali krizlere karşı kolayca yara alabilmesi, sanayide odaklaşmaya yönelik eğilim ve emekçilerin sömürüldüğü iddiası üzerine yoğunlaşmıştır. İkinci olarak, yüzyıllardır politik idealistler yardımseverlik ve optimizm içeren devlet modellerini üstü kapalı olarak kullanmışlardır. Bu idealleştirilmiş kolektiflik varsayımı altında, pazarların herhangi bir başarısızlığı yönlendirilen politik eylem ile tamamen düzeltilebilirdi. İdealleştirilmiş politik yönetim varsayımı ile birlikte, genelleştirilmiş Marksist kritiği klasik liberal anayasal düzenin haklı çıkarılmasında yapılandırılmış entelektüel-bilimsel temeli zorunlu olarak ortadan kaldırmıştır.

19. yüzyılın ortalarından bu yana, sosyalist düzenin bazı vizyonları bütün gelişmiş toplumlardaki hatta Marksizmin doğrudan, biraz bile destek almadığı toplumlardaki kişilerin akıllarını çelme girişimi su yüzüne çıkmıştır. Temelde, sosyalist vizyon, kategorik olarak hükümet tarafından konan bir dizi anayasal sınırlar içinde işleyen kendini-düzenleyen ekonominin klasik liberal kavramını reddetmiştir. Ve eğer kendini-düzenleyen veya politikleşmemiş ekonomi, esas organize ilkesi olarak reddedilirse, kontrollü veya düzenlenmiş ekonomi sosyal organizasyon için herhangi bir alternatif modelin vazgeçilmez bir parçası olur. Kendini-düzenleyen ekonomi modelinden kontrollü veya düzenlenmiş ekonomi modeline kayma, yönetim vekillerinin ve vekilliklerinin seçimindeki usul ve

Page 81: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 81

yolları kapsayan organizasyonsal-işlemsel değişiklere ilişkin konularla direkt olarak ilgili olabilir.

Tek bir partiye, kendi kendini –atamış otoriter bir rejime veya sosyal demokrat parlamenter çoğunluğa uygulanmasında tanımlansa da tanımlanmasa da, sosyalist anayasal düzen klasik liberal düzen altında tanımlanan kolektif otorite sınırlarının ötesinde politikleşme kapsamını zorunlu olarak genişletir. Klasik liberal anayasal düzende hükümetler birçok kapasitede kişilerin etkileşimlerinden doğan sonuçlar için sadece sınırlı bir sorumluluğa sahiptirler. Buna karşın sosyalist anayasal düzende hükümetler bütün sonuçlar için tam veya toplam sorumluluğu taşırlar (tüm sistemde yaratılan “değerler demetinin” büyüklüğü, kompozisyonu ve dağılımı dahil). Pazar, organizasyon yoluyla, geniş etkileşim alanları üzerinde detaylı yönlendirme olmaksızın işlemesine izin verilse bile, bu son sorumluluk hükümette kalır. Sosyalist hükümet modelinde, kişi veya şirketler de olsa, politik olarak ticari özgürlüğe sokulmalara karşı sağlanan hiçbir anayasal garanti yoktur ve olmayabilir (bütün veya marjinal olsa da). Başka bir ifadeyle, ekonomi yapısına referansla, “sosyalist anayasa” terimi oksimoroniktir. Sosyalizmin anayasal düzeni, sadece bu prosedürleri yürüten siyasi temsilcilerin davranışlarını ve politika prosedürlerini sınırlar; ekonominin politikleşmesi üzerindeki zorlamaları, kapsamına alacak kadar genişletilemez.

Bildiğimiz gibi , (dünyanın diğer kısımlarındaki kümülatif tarihi deneyimlerin yanı sıra 1989-91’de merkez ve doğu Avrupa’daki büyük devrimlerden öğrendik) sosyalist düzen için temel ilke büyük çatlaklar almıştır. Ekonomik ilişkilerin politikleştirilmiş kontrol-düzenlemesinin mal ve hizmetlerle ilgili büyük tatmin sağlayabileceği ve sağlayacağı varsayımı asılsız çıkmıştır. Özetle, yüzyılın büyük sosyalist deneyimleri işe yaramamıştır ve bu deneyimler üzerindeki gelişmiş varyantlar insanın motivasyonsal, epistemolojik ve hayali sınırlarını çalıştıramaz. Şimdilerde şu önerinin geniş bir kabulü vardır; insan potansiyelin kullanan

Page 82: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

82 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ekonominin pazar yapısı sadece kabul gören yeterli toplam ekonomik değeri, üretebilir.

Post-Sosyalist Anayasal Çelişki

1990’larda post-sosyalist yılların kapsamlı açıklaması olarak gö-rünen bir grup halk, profesyonel, politik ve felsefi yaklaşımlar içsel olarak çelişkilidir. Politikleşmiş ekonomik etkileşimin kontrol-düzenlenmesiyle ilgili sosyalist vizyon tarihteki kanıtlara rağmen modern kafalardan kovulmuştur. Toplulukta üyelikleri vasıtasıyla birleşik olarak hareket eden kişilerin pazar sürecinde kendiliğinden yaratılan kazançları etkin biçimde “geliştireceği” inancı psikolojide iyice yer edinmiştir. Destekleyici argümanlara ve kanıtların gücüne rağmen, kişiler post-sosyalist gerçekliğin ortaya koyduğu tutumu kolayca kabul göremez. Hem idealleştirilmiş politikaya hem de bir grup imkansız davranışsal varsayımlarına dayanan sosyalist hayalci-liği, henüz ortadan kaybolmamıştır.

1990’ların devrim-sonrası kargaşasının ötesine, gezinti yaptığı-mız üzere, hayalciliğin kaybolup kaybolmayacağı fütüristiz spekülas-yonların dışında çözülemez. Çok sayıda soru ortaya atılabilir: Sonun-da gerçek, hayalcilik üzerinde zafer kazanacak mı? Klasik liberalin anayasal düzeni, bazı biçimlerde, geri gelecek mi ve kişisel özgürlüğü ve ekonomik büyümeyi birleştiren tek düzen olarak ekonomik iler-leme reformlarında kabul görecek mi? Ya da, birtakım yeni ideoloji-lerin ortaya çıkmasını bekleyebilir miyiz, güç için otoriter gaspta halk kabulünü bekleyebilir miyiz? İdeolojik destek olarak Marksist müca-dele sınıfının bazı denkliği olmaksızın, pazar işleyişi çok az oranda kavransa dahi, politikacılar şüpheli sansürden kaçabilirler mi? 21. Yüzyıl yaklaşımları olarak anayasalcılığın bazı teamülleri su yüzüne çıkacak mı?

Benim kendi ülkem Amerika Birleşik Devletleri’ndeki politikalar, 1993’te, bu sorulara yönelik cevaplarda kısa-vadeli optimizm adına

Page 83: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 83

çok şey sunmamaktadır. Savaş sınıfının güzel sözleri, şimdilerde za-ten kabarmış olan kamu sektörünün büyümesi için destek oluştur-mak amacıyla kullanılmaktadır ve düzenleyici çabaların etkinliği hakkında 1980’lerin geçici şüpheciliği, geçmiş yarım-yüzyıl öncesinin kocakarı ilaçlarına dönüşmüştür. “Büyükteki sosyalizmden” ayrılmak tamamen ilgisizmiş gibi, “küçükteki sosyalizm” üstünlük taşımakta-dır. Teşvik edilen yetersizliklerle, bilgi sınırlandırılmaları ile ve giri-şimcilerin isteksizliği ile çalışılmasına rağmen, pazar sürecinin ka-zançlarını “artırmayı” hedefleyen politikalarının başarma kapasitesi-ne sahip olduğu varsayılmaktadır.

Daha öncede değinildiği üzere, anayasal umut için dayanak ara-yacaksak, hem zamansal hem de mekansal görüşlerimizi genişlet-memiz gerekir. Keynes’in, fikirlerindeki uzun-vadeli etkiler üzerin-deki ısrarını hatırlamamız gerekir. Belki de halksal ve politik yakla-şımlarda değişiklikler beklemek için post-sosyalist dönem bizim için oldukça kısa bir dönemdir (özellikle de devrimsel yükselişlerden geçmemiş toplumlarda). Belki de devrimlerden acı çeken bu toplum-larda klasik liberalizmin yeniden doğması beklenmelidir; belki de 18. Yüzyılın ideal anayasal düzeninin yeniden yapılanmasına izin veril-mesi için politikaya ve politikacılara duyulan güven sadece bu ülke-lerde kaybolmuştur. Buradaki tek tahmin kesinliğe yakındır. Gelecek yüzyılda anayasal umut sürprizlerden biri olacaktır.

Sonuç

Yönetimin çeşitli alternatifleri ile ilgili anayasal konuların tümüne kısaca değindim. Devletin parlamenter formuna karşı cumhuriyetçi; iki-partili yapılara karşı nisbi temsil; siyasi merkeziyetçiliğe karşı etkili federalizm gibi konuları ele almadım. Bu konuları ihmal edişim kastendi. Çünkü ekonominin işleyişi üzerinde hükümetin otoritesine sınırlar koyan anayasal unsur ile karşılaştırıldığında bu tür organizasyonsal-işlemsel sorunlar önemini kaybetmektedir. Genellik ilkesi dahil daha az veya daha çok

Page 84: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

84 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

klasik liberal ilkelerle birlikte, hükümet ciddi şekilde ekonomide sınırlanana kadar ve sınırlanmadıkça, organizasyonsal ve işlemsel alternatifler arasında yapılan belirli seçimler giderek önemini kaybedecektir.

Sosyalist düşünce ve görüşlerle dolu olan demokratik şekilde seçilmiş bir parlamento çoğunluğu, gelecekte olabilecek engelsiz bir piyasa ekonomisindeki potansiyel değeri, bir otoriter rejim kadar hatta ondan da fazla yok edebilir. Anayasal sınırlamaların boyutu, hükümetlerin düzenlemelerinde, mali ve vergilendirme gücünde ve özellikle idarelerin kendileri için ikincil önemde gördükleri anayasal biçim üzerinde etkili bir sınırlama getirir. Sınırlandırılmamış yetkilerinin ucu açık bırakılmış yönetimin boyutu, yönetim biçimleri sorun gibi görünür. Fakat son anlamda, aşırı genişlemiş politikalar, parçasal yapısı ne olursa olsun muhakkak başarısız olacaktır.

Neredeyse tüm ülkelerde, süregelen diyalog ve tartışmalar anayasal demokrasinin kurulması,sürdürülmesi ve korunması hususları üzerinde yoğunlaşmıştır. Benim temel görüşüm, “anayasal” kelimesinin buradaki iki kelimeden kritik öneme haiz olanıdır ifadesiyle özetlenebilir. Üretilen ve tüketilen kıymetin bir ölçüsü olarak ekonomik refah ve ilerleme ancak hükümetin işlem ve eylemlerinin anayasal olarak sınırlandırıldığı, idari birimlerin oldukça bağımsız bir şekilde seçildiği yerlerde meydana gelebilir.

Kaynaklar

Buchanan, J.M. (1979) “ Politics Without Romance: A Sketch of Positive Public Choise Theory and Its Normative Implications.” Zeitschrift des Instıtuts fur Hohere Studien, Wien 3: 1-11.

Buchanan, J.M. (1992) “ Politics, Markets, and the Rule of Law.” Mimeo. Center for Study Public Choice, George Mason University, Fairfax, Va

Fukuyama, F. (1992) “ The End of History and The Last Man”. New York: The Free Press

Page 85: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 85

Jasay, A. de (1985) The State. Oxford: Basil Blackwell

Hayek, F.A. (1989) The Fatal Conceit. Chicago: University of Chicago Press

Madison, J (1966[1787]) The Federalist No:51, The Federalist Papers. Edited by Roy P.Fairfield. New York: Doubleday.

Magee, S.P.;Brock, W.A.; and Young, L.(1989) Black Hole Tariffs and Endogenous Policy Theory in General Equilibrium. Cambridge: Cambridge University Press.

Page 86: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

86 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

SINIRLI DEVLET İÇİN

ANAYASAL REFORM ÖNERİLERİ∗

Geoffrey Brennan Çeviren : Ali Özkur

Giriş

Bu bölümün ele aldığı küçük devlet uygulaması, bir ikna girişi-midir. Ancak, ikna edilecek olan kimdir? Ve onu / onları çözümüne ikna edeceğimiz sorunun doğası nedir?

Bu soruları yanıtlamak için bazı ön-gözlemlerimi aktarmalıyım: 1.Kamusal mallar, ortalama ekonomi standartlarında, optimal

düzeyde arz edilirse, ülkenin vatandaşları arasında bunların daha azının arz edilmesini tercih edecek bir alt vatandaş grubunun varlığı kaçınılmazdır. Bunun nedeni, vergi kurumlarının, kamusal malların marjinal değerini yansıtmamalarıdır: ben de, kamusal mallardan ya-rarlanma düzeylerimiz arasındaki farklılık ne olursa olsun, benimle aynı gelir ve tüketim grubunda yer alan başkalarıyla aynı vergiyi ödüyorum. Bu nedenle, bazı vatandaşların – genel olarak önemli bir çoğunluk – kamusal harcamalarda (ve vergi oranlarında) sınırlama yapılmasını tercih etmesi, genel olarak düşünüldüğü gibi, bu azalma-nın etkinliği arttıracağını ima etmez.

2.Vatandaşlar, kamusal hizmetleri en değerlisinden en ucuzuna

(ekonomistlerin bazen varsaydıkları gibi) sıralamaya tabi tutacak

∗ Geoffrey Brennan, “Constitutional Routes to Smaller Government” : in Micheal James, Restraining

Leviathan – Smaller Government in Practice-, Australia: Centre for Independent Studies, pp. 311-330.

Page 87: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 87

olurlarsa, hepsi en ucuz olanın “marjinal harcama” olduğu konusun-da birleşeceklerdir. Kamusal programlardan faydalanma tercihlerin-de, önemli faklılıklar varsa, marjinal program, her vergi mükellefi vatandaşa düşen vergi maliyetinden daha az değerli olacaktır. Yani, sınırlamaya tabi tutulması gerekli olan bir kamusal harcama prog-ramı olduğu konusunda bir fikir birliği vardır, ancak sorun bunun hangi program olduğu konusundadır. Öte yandan, genişletilmesi ge-rekli olan bir kamusal harcama programı olduğu konusunda da bir fikir birliği vardır, ancak sorun yine bunun hangi program olduğu konusundadır. Kısacası, bireylerin kamu sektörünün boyutu konu-sundaki düşünce ifadelerinin yorumlanması pek kolay değildir ve bu, vergi mükellefi vatandaşın aklında kamu harcaması programlarından hangisinin olduğuna bağlı olarak, her şeye işaret ediyor olabilir.

3.Eğer, bir sosyal sonuç –bu politik bir sonuç da olabilir – rakip

güçler arasında dengeyi sağlayıcı bir güç olarak kabul ediliyorsa, bu, söz konusu sonucun değişmesinin bu dengeyi oluşturan güçlerde bir değişme olmasını gerektirir. Bunu değişik bir şekilde açıklamak için, Frank Knight’ın meşhur vecizesini aktarabiliriz: “ bir durumun opti-mal olması, o durumun ümitsiz olması demektir. Ve aynı şekilde, bir durumun ümitsiz olması da optimal olmasıdır. “ Ya da bir soruna “so-run” demek, uygulanabilir bir çözümün olması demektir. Uygulanabi-lir bir çözümü olmayan sorun, sınırlamadır.

Bu konularda anlaşma sağlandıysa, kamu sektörünün boyutuyla ilgili bir sorunun teşhisi, önemsiz bir konu değildir. Bireylerin büyük bir çoğunluğunun, kamu sektörünün küçülmesini isteyecekleri ke-sindir ve bunu sağlamak için ellerinden gelen etkiyi sağlamaya çalı-şacaklardır. Siyaset de bir önlem olarak, bu etki girişimlerinin ger-çekleşebileceği kesin şekli belirler. Büyük devlet sorununu algılayış tarzımız, sonuç olarak kamusal faaliyetler konusunda tercihlerimizin dışa vurumundan farklı bir şey midir?

Eğer öyleyse, herkesi mutlu etmenin yolu, daha küçük bir kamu sektörü yaratmak olmalı ve ikna çalışmaları da bunun neden böyle olduğunu konu almalı. Ayrıca şunu da ifade etmeliyim ki, eğer çözüm buysa, bu kadar açık ve basit olamaz, çünkü eğer öyle olsaydı, oy ve-

Page 88: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

88 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ren vatandaşlar bu sorunu çözmek için ellerinden geleni yaparlar-dı.Yani, akılcı davranan temsilciler, onları tatmin etmeye yönelik bir hareket tarzı olduğu düşüncesine sahip değillerdir. Karşılıklı kaza-nımlar, sadece bedava “öğle yemekleridir” ve bunlar uzun süre böyle devam edemez.

O halde bizim bildiğimiz ama onların bilmediği nedir? Onları tatmin etmenin yolu nedir?

Bence, bizim bildiğimiz ( ya da bildiğimizi sandığımız) şey, de-mokratik politik sürecin işleyişiyle ilgilidir. Yani, bu sürecin, ticaret-ten kazanılan gelirleri maksimize edecek olandan daha fazla bir ka-musal faaliyet düzeyi yarattığı. Aşağıda, bu durumun nedenlerini açıklayacağım, ama burada daha genel bir şekilde yaklaşmak istiyo-rum. Sorun, demokratik sürecin işlemesi ile ilgili ise, çözüm politik kurumlarda, şu ya da bu şekilde değişimler olmasını gerektirir. Eğer uyarılarımızı dinlemenin bedeli işlerinden atılmaları ise, politikacıla-ra nasihat vermenin bir anlamı olmayacaktır. Bunun yerine, politik oyunun kurallarını değiştirmeliyiz ki, bizim tavsiyelerimizi dinleme-yen politikacılar bile, olması gereken boyutlarda kamusal bütçeler hazırlamak için teşvik edilmiş olsun (veya baskı altında tutulsun). Politik oyunun kurallarındaki bu tür değişikliklere, “James Bucha-nan”’ı izleyerek, anayasal sıfatı ile işaret edeceğim. Bu şekilde tanım-lanan anayasal değişikliklerin, anayasal bir belgede yazılı olarak yer almalarının gerekli olmadığı açıktır. (Yazıya dökülmemiş çeşitli an-laşmalar, centilmenlik anlaşmaları vb bunlar arasındadır.) Asıl can alıcı olan, politik etkinlik alanının politik kurallar ve politik kurumlar olmasıdır, belli bazı sonuçlar değil.

Burada sözü geçen anayasal değişiklik nosyonunun anlaşılması için, bir örnek yararlı olacaktır. Örnek, politikadan alınma bir olay değil ancak benzerliğin anlaşılması oldukça önemli. Farz edin ki; bir ekonomi branşı profesörüsünüz ve ilk yılında büyük başarısızlık oranlarına sahne olmuş bir bölüme başkanlık yapıyorsunuz. Üniver-site yönetimi ise, eğitim kalitesinin yetersiz olduğunu belirterek, standartları düşürmeden sınıf geçme oranlarının arttırılması gerek-tiği konusunda ısrar ediyor. Siz de, bu nedenle, en iyi öğretim görev-

Page 89: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 89

lilerinizi Ekonomi 1’de görevlendiriyor ve ellerinden geldiği kadar iyi eğitim vermelerini istiyorsunuz. Onları teşvik edin ki, onlar da öğ-rencilerini teşvik etsinler. Bu anayasal bir değişikliğin söz konusu olduğu bir durum değildir. Ancak, Adam Smith’i bir kere daha göz-den geçirirken, aklınıza iyi bir fikir geliyor ve yepyeni bir plan yapı-yorsunuz. Bir ders özeti hazırlıyorsunuz ve personelinizi bilgilen-dirmeden bir final sınavı düzenliyorsunuz. (burada amaç standartları korumak). Daha sonra ekibinizden üç ya da dört kişiyi Ekonomi 1 öğretmek üzere atıyorsunuz, ancak bu personele, maaş değil, sınıfı geçen öğrencileri başına belirli bir ödeme –örnek olarak $ 100.- ya-pın. Öğrenciler, hangi öğretim görevlisinden ders alacaklarını seç-mekte serbest olsunlar, ancak bu sınava girmek için bu ekip içinde bir seçim yapmaları zorunlu olsun. İşte bu bir anayasal değişikliktir. Çünkü, hocaları çok öğrenci almak ve bunların mümkün olduğunca çoğunu sınavdan geçirmek için teşvik edecek bazı kurumsal düzen-lemeler yapmış durumdasınız. Belki de Bond Üniversitesi, üzerindeki akademik baskılardan kurtulup böyle bir yöntem deneyebilir.

Politik arenada da, doğru boyutta bütçelerin yapılması için politikacıların çalışmalarına yönelik sınırlamalar ve teşviklerin teminat altına alınması gereklidir. Ayrıca, doğru bütçe boyutunun belirlenmesi, onu yaratan sürecin özellikleri ile de yakından ilgilidir.

Buna, lisans eğitiminden bir örnek verecek olursak; benim 6 por-takalım ve 2 elmam var, sizinse 3 portakal ve 2 elmanız var. Bir göz-lemci bunun etkin bir dağılım olduğunu nasıl söyleyebilir? Bunu, Bunu söylemek mümkün değildir. Öte yandan, ikimizin kendi ara-mızda tatmin olacak bir şekilde değiş tokuş yaparak bir dağılıma ulaştığımızı (bu her ne ise) gözlerse, belki de bu değişim sonunda ulaştığımız dağılımın, daha önceki dağılıma tercih edildiğini ve –daha büyük bir olasılıkla – elimizdeki kısıtlı olanaklarla elimizden geldiğince tatmine ulaştığımızı öne sürebilir. Bu, pazarların nasıl iş-lediğine yönelik genel teorik kavrayışın ışığında, Pazar sürecinin do-ğasının bir algılanışıdır ve elde ettiklerimizi değerlendirmemizi sağ-lar. Aynı şekilde, analitik neden arama yöntemiyle, çoğulcu seçim politikasının trendlerini ya da daha genel olarak demokratik süreci tanımlayacak olursak, bizi daha üstün sonuçlara ulaştıracak yöntem-

Page 90: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

90 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

leri de belirleyebiliriz. Ve gerçekte, bana göre, bu ilerleme sağlayabi-leceğimiz tek yoldur. Genel analitik tahmin, diğer bir deyişle ilgili kanıtların önemli bir parçasıdır. Çünkü kamu sektörünün optimal boyutunu ampirik yöntemler kullanarak belirleyemeyiz. Portakal / elma örneğinde olduğu gibi, sonuç, kendisi ile ilgili bir bilgiye ulaş-mamızı sağlamaz. Emin olmak için, ampirik anormallikleri belirleye-biliriz. Örnek olarak, kamu sektörünün bu yüz yıldaki olağan üstü büyümenin ışığında, her şeyden sonra, etkinlik bazında fazlaca küçük olan kamu sektörünün 1910’daki durumunun mu söz konusu oldu-ğunu sorabiliriz. Eğer öyleyse, neden? Ya da bize göre kamu sektörü-nün aşırı büyüklüğünün nedeni, politik sürecin artan merkeziyetçiliği ise, desantralize (belki de federal sistem) politikaların, merkeziyetçi-lerden daha küçük olup olmadığını kontrol etme zahmetine katlana-biliriz. Ampirik araştırma, bu nedenle, varsayımlar konusunda bir kontrol yapılırsa uygundur; ancak yine de kamu sektörünün çok bü-yük olup olmadığı sorusuna bir yanıt veremez.

Aşağıda, demokratik politikanın aşkın bütçeler yarattığı düşünce-siyle, bazı nedenleri bir kenara ayırmakla başlayacağım ve kısaca bu şekilde tanımlanan sorun için olası anayasal çözümlere dikkat çeke-ceğim. Burada yaklaşımım biraz kategorik ve oldukça kısa. Ancak yine de tartışma için kılavuzluk edebilir.

Daha sonra, çeşitli sınırlamaları daha ayrıntılı olarak inceleyece-ğim. Bunlar, anayasal olarak devletin gelir artışı gösteren kurumla-rında uygulanıyor olabilir. Bu, aslında , farklı vergi sınırlamalarının kısıtlayıcı kapasitesinin bir incelemesi. Eminim, bazıları bunu kendi kendisinin kanıtı sayacaktır. Ama bana göre bunu kanıtlama görevi bizim konumumuzdakilere düşüyor.

II. BİR TEŞHİS

Etkinlik bazında, niçin kamu sektörünün çok büyük olduğunu dü-şünüyoruz? Aşırı büyük bütçeler yaratmaya meyilli demokrat politik işleyişin bu konuyla ilgisi nedir? Literatürde, bu konu için önerilen bir kaç yanıt vardır, şimdi burada bunları belirtelim.

Page 91: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 91

Özel Çıkar Gruplarının Rolü

Bazen kişisel menfaatlerin, çıkar sağlamak uğruna politikada bir yeniden dağılım süreci yarattığı tartışılır. Bu yeniden dağılımın sonu-cu, bu küçük grupların vergi mükellefi vatandaşları sömürmeleridir. Bu açıdan, her vatandaş bir özel çıkar grubunun üyesidir ve diğerle-rinin sömürülmesi sürecinde bir rol sahibidir.

Basit bir örnek düşünelim. Diyelim ki 5 grup var ve her birinin kendisine fayda sağlayacak özel bir projesi var (örnek olarak, seçim bölgesinde, ileri eğitim düzeyde eğitim veren bir üniversite projesi) Ve diyelim ki her projenin, proje sahibi gruba faydası, 4’000’000 $ ve bu projelerin her birinin toplam maliyeti 5’000’000 $. A, kendi proje-sini karşılamak zorunda kalırsa, proje devam etmez. Yine de, bu pro-jeler kamusal olduğu için, maliyet de tüm gruplara dağıtılıyor ve her grup her projeye 1’000’000 $ ödüyor. A, B ve C’ye gidiyor ve her bi-riyle, kendi projesine oy vermeleri karşılığında onların projelerine oy vermek üzere anlaşıyor. Böylece, A’nın projesi için bir çoğunluk koa-lisyonu oluşuyor, ve bu durum devam ediyor. Diyelim ki B, D ile; C, E ile ve D ve E de kendi aralarında benzer anlaşmalara gidiyorlar. Son durumda oluşan koalisyonların durumu tablo 1’de gösterilmiştir.

Bu örnekte, politik olarak geçerli bir dizi proje olması nedeniyle kimse yeterince fona sahip değildir. Prensip olarak, tüm projeleri kapatmak, tümüne daha çok fayda sağlardı. Ancak projelerin durdu-rulmasına yönelik bir neden yok. Aksine, koalisyon oluşumunu kısıtlı tutmaları için bir teşvik söz konusu. A için en iyi uygulanabilir sonuç, A, B ve C’nin bir çoğunluk projesi oluşturması ve sadece kendi proje-leri için oy vermeleridir. Bu durumda, 3 proje ilerler, D ve E diğerle-rinin devam etmesi uğruna durur. A, B ve C’nin bakış açısına göre, bu özel fayda projelerinin yer almadığı bir sonuca tercih edilir.

Page 92: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

92 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

TABLO-1

Özel Çıkar Koalisyonları

Proje Destek-

leyen Koalis-yon

Koalis-yon Üyeleri-ne maliyet

Top-lam Mali-

yet Fayda

A A,B ve C 3 mil-yon $

5 mil-yon $

4 mil-yon $

B A,B ve D 3 mil-yon $

5 mil-yon $

4 mil-yon $

C A,C ve E 3 mil-yon $

5 mil-yon $

4 mil-yon $

D B, D ve E

3 mil-yon $

5 mil-yon $

4 mil-yon $

E D, E ve C 3 mil-yon $

5 mil-yon $

4 mil-yon $

Top-lam 25Mil

yon $ 20Milyon $

Bu muhakemede dikkate değer birkaç şey vardır. Her grubun hakkettiği “özel projenin” kendi yararına bir vergi kesintisi olabileceğine dikkat edin. Aşırı genişlemeyle ilgili genel varsayım, (vergiler tek tip iken) özel menfaat (ilgi de olabilir) harcamalarına bağlıdır. Vergi kesintilere, özel çıkarlara bağlı iken, harcamalar genel fayda sağlarsa büyüme daha az olacaktır. Uygulamada, dağıtım etkinliği açısından vergiler, tek tip olmaya, harcamalardan daha çok eğilimlidir. Ancak bütçenin her iki yönü de, prensipte özel menfaat manipulasyonuna aynı derecede hassastır. Bu açıdan, buradaki tartışmanın konusu kamu bütçesinin büyüklüğü olduğu gibi aynı zamanda da kompozisyonudur; özel (kişisel) malların kamu tarafından arzı genişleme eğilimindeyken, ulusal türden kamu mallarının arzı daralma eğilimindedir.

Page 93: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 93

Bu sorun için ne gibi anayasal çözüm önerileri vardır? İşte bu

noktada önümüzde bir kaç öneri vardır, ancak hiç biri tamamen ideal değildir;

• İlerleyecek harcama projeleri için istenen çoğunluk ora-

nını arttırın. Buna, Wicksellian çözümü de diyebiliriz. Bu açık-ça, özel çıkar projelerinin karar verici koalisyonlara maliyetini arttırır. %80’lik bir çoğunluk, özel çıkar projesinin fiyatını Do-lar başına, 50 Cent’ten 80Cent’e çıkaracaktır. Yine de Bucha-nan ve Tullock tarafından “oy birliği hesabında” anlatıldığı gibi, bu karar verme maliyetini de arttırır ve gerçekten arzulanan projelerin (de) dengelenmesine neden olur.

• Bütçenin hem vergi hem de harcama kanatları için yekne-saklık sağla: Bu, özel çıkarlar güden yasamayla birlikte yarı kamusal mallarla ilgili yeteneği de sınırlayacaktır. Bir CAE’ye 6 milyon Dolar değer biçen bir topluluk, ona sahip olamaz çün-kü, diğer CAE’ye 5 milyon Dolar’dan daha az değer biçerler. Yi-ne de bu türden "yeknesak” kısıtlamaları bir çok demokratik devlette görülür, bu durumlarda önemli bir faydaları vardır ve gerekmedikçe aksatılmamalıdırlar.

• Vergi ve harcama kararlarını hizmetten yararlanma ölçü-süne göre yerel yönetimlere devret: Özel menfaat koalis-yonları bölgesel olarak tanımlandığı sürece, bu türden bir fe-deralist çözüme baş vurulabilir. A, kendi CAE’yi için ödeme yapmak zorundaysa, daha hassas bir politik karar alınması söz konusudur. Ancak, bölgesel seçimlerin ağırlıklı olduğu bir sis-temde, bu tür koalisyonlar oldukça fazla rağbet görse de, koa-lisyonlar, coğrafi zeminleri aşabilir. Ama, doğal vergi ve har-cama yetkileri örtüşmeyebilir (vergiler, diğer yetkilere aktarı-labilir). Kısacası, politik yetki dağılımının sorunu çözmesi ke-sin değildir ve aşırı bütçeleri cesaretlendirebilecek başka dü-şünceler de içerebilir.

Page 94: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

94 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

İktidar Koalisyonlarının Görev Süresi

Seçim ufukları, tipik bir şekilde bireylerin pazara yönelik ufuklarından kısadır. Mevcut çoğunluk, sadece bir seçim dönemi için iş başındadır. Bu zamandan sonra, partinin / yönetimin / koa-lisyonun değişme olasılığı söz konusu olabilir.

Aynı şekilde, mevcut seçim periyodunun sona ermesinden sonra çoğalacak faydalar – özellikle de yeni projelere yer açacak (vergi kesintileri de dahil) olanlar – yüksek oranlarla iskonto edi-lir. Örnek olarak, A,B ve C şu anki koalisyon ve vergi reformunda, 5 yıl içinde ekstra vergi geliri sağlayabilecek bir reforma girişiyor-lar. Ve diyelim ki, bu süre sonunda, iktidardaki koalisyon olmaları olasılıkları yarı yarıya. O zaman bu yatırımı ancak, maliyetler bu-gün indirgenmiş değerde, faydaların yarısından daha az ise yapa-caklardır.

Bu tartışma dışarıdan, genişleyen bir kamu sektöründen çok daralan bir kamu sektörü öneriyor gibi görünür. Ancak, üzerinde durulan diğer bir konu da şudur: hükümetler, kamu borçlanması-na gidebilirlerse, daha sonraki hükümetlerin vergi arttırma yete-neğini yok ederler. (Yani şu anki hataların gelecekteki sonuçlarıyla karşı karşıya kalma olasılığının az olduğu düşüncesiyle, bugün harcama yapabilirler.)

Bu sorunun iki açık çözümü vardır:

1. Görev süresini uzatmak: Bu gidişe karşı kullanılabilecek –

özellikle seçim sorumluluğu gibi – açık demokratik ilkeler var-dır. Yine de, seçim dönemlerinin çok uzun olabileceği gibi çok kısa da olabileceği unutulmamalıdır ve bunun tek nedeni de sürekli seçimlerin oy verenler için yorucu ve sıkıcı, politikacı-lar içinse zaman alıcı olması değildir.

2. Tüm bütçelerde dengenin şart koyulması: ABD’nin bazı ke-simlerinde mevcut olan, dengeli bütçeyi şart koşan yasal deği-şiklik, bu konularda bazı tartışmalara bağlıdır. Anayasa, borç-lanmayı yasaklayacak olursa, (tartışıldığı şekliyle) gelecekteki

Page 95: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 95

vergi mükelleflerinin bugünkü borçlanmaların ceremesini çekmelerinin engellenebilmesi amacıyla şu anki aşkın harca-malar engellenmiş olacaktır. Burada niyetim, bunun mantığı-nın tek bir yönde olmadığını düşünsem de, dengeli bütçeye yönelik yasal değişikliklerin lehinde ve aleyhinde tartışmak değil. Politik süreçler fazlaca kısaysa, hazinenin ana sermaye bütçesi, daralma trendinde olacaktır ve hükümetlerde de “milli hazineyi” azaltmaya yönelik bir eğilim olacaktır. Bu eğilimlerin her ikisi de, borçlanma yeteneğinin kaldırılması ile teşvik edilmiş olacaktır.

Bürokratlar ve Politikacıların Kişisel Menfaatleri

Şu ana dek, politik ajanların (politikacı ve bürokratlar), çoğul-cu seçim sisteminin dikte ettiklerini uygulamaya koyan kuklalarmış gibi, politikada şahsi karar verebilme yetkisine sahip aktörlerin sa-dece oy veren vergi mükellefi vatandaşlar olduğunu belirttik. Bu po-litik ajanların, karar verme yetkisini içinde barındıran bir gücü kul-landıkları ve dahası, onlarında tanımlanabilir bazı menfaatleri oldu-ğu konusunda şüphe yoktur. Bu menfaatler, kendi etki alanlarının sınırlarındadır. “imperial Bürokrasinin bir köşesinde, bir hakimiyet mi söz konusudur? Yoksa bir konuda bir şeyler yapılmasının gerek-tiği inancı mı?

Tüm bunlar, devlet / hükümet icraatlerine yönelik ayrı bir yargı oluşturma trendindedir. Politik ajanın yaşamının önemi başardıkla-rıyla yakından ilişkilidir. Ve bu ajanın yetkisini veya etki alanını azaltmak şüphesiz bir başarıysa da, bunun en açık ve en çekici yön-tem olduğu söylenemez. Hükümette yer alan, deregülasyona ve mali tamahkârlığa eğilimli bu ajanlar, bu tavırlarını kendileri için daha fazla hareket yeteneği ve / veya güç sağlayan (finans portföyü için daha fazla kontrol, hazinenin finansal yönetimi için daha fazla eko-nomist vb.) bağlamda sergilerler.

Sonuç olarak, devletin bilgisiz ve göreceli olarak yetkisiz seçmen-leri sömürerek gelir / harcamayı maksimize eden bir makine olarak tanım-lanması şüphesiz oldukça basit olacakken, politik ajanların kendi menfaatlerini arttırmak eğilimlerini de dikkate almamız gere-

Page 96: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

96 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

kir. Bu menfaatler, daha az yetkidense, daha fazla yetki ve daha kü-çük kamu bütçeleri eğilimindedir.

Bu gözlemin ortaya koyduğu iki soru vardır. İlk olarak, bu düşün-celerin politik sonuçlara ne gibi etkileri olduğu açık değildir. Bütçe, gerekenden, %20 mi , %40 mı yoksa %100 mü büyüktür? İkinci ola-rak ise, bütçe boyutunda büyümenin, bürokrat ve politikacıların ka-musal sonuç yönündeki kendi taleplerinden kaynaklandığı düşünü-lürse, bu talebin konu dışı sayılmasının gerekliliği açık değildir. Ör-nek olarak, reform yapmakta kararlı A, single parents’e (?) yönelik yeniden dağılımı arttırmak istiyor. A’nın bu talebi, nizami bir hesap-la, ne dereceye dek konu dışıdır?

Bu zorluklara benim önerdiğim tepkiler aşağı satırlarda. Bu politikacıların, söz konusu taleplerinin önemini ( konuyla ilgisini ) göz önünde tutarak politikacıların ve bürokratların kamu fonları üzerinde tam bir karar yetkisi ve bu tür fonları yüksek maaşlarla kendilerine aktarma şansları olmadığı için kamu harcamalarının tümünün, ya da bir çoğunun, politikacı / bürokratların kendi taleplerine bağlanması mümkün değildir.

Arz yönlü etkilerinin önemini düşünerek, emin olamıyorum. Ve bu güvensizlik bana zekice görünen tek karar. Yine de kurumsal dü-zenlemelerin politikacı ve bürokratların iyi niyetine bağlı kaldığı bir ortamda – diğer bir deyişle demokratik sınırlamaların çok gevşek olduğu bir ortamda – bu sınırları biraz daha sıkılaştırmamız gereki-yor diye düşünüyorum. Bu bazda, bu sorun için öne sürülen kurum-sal çözüm seçenekleri, bizim gene demokratik ilkeler bazında zaten desteklemek isteyeceğimiz – vergi oranı yapısının endeksi yönünde anayasal gereklilik ya da bütçe dışı harcamaların sınırlanması veya bütçe dışı harcamaların sınırlanması veya quangos∗ üzerinde karar verme yetkisinin sınırlanması gibi – çözümler olabilir.

Avusturalya’nın vergi endeksleme tecrübesinin de gösterdiği gibi, bu türden politikalara, eğer etkili olmaları isteniyorsa, yarı anayasal

∗ Quangos, “Quasi not governmental organizations”ın kısaltılmış şeklidir. İngiltere’de bütçe dışı

kurumlar, kısaca Quangos olarak adlandırılmaktadır. (çn)

Page 97: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 97

bir statü verilmelidir. Aksi takdirde, hükümetler bu duruma istisna-lar oluşturmak için güzel nedenler bulup bunları mantığa uyduracak-lardır ve zaman içinde bu sınırlamaların gücü azalıp gidecektir.

III. ANAYASAL DÜZEYDE VERGİLEME YETKİSİNİN

SINIRLANDIRILMASI

Nedeni her ne olursa olsun, kamu sektörünün gereğinden büyük olduğu ve de bütçe büyüklüğü ile doğrudan sınırlama yapmanın artık gerekli olduğu konusunda mantıklı, ikna edici veriler olduğunu düşünün. Bu durumda, şu ya da bu şekilde genel bir vergi sınırlaması önerilerinin göz önüne alınması doğaldır. Bu sınırlama önerilerinin istenen sonucu verme yeteneğini incelemek için devletin sadece gelirleri maksimize eden bir araç olduğunu farz etmek, normal ve analitik olarak da yararlıdır. Alternatif vergi sınırlaması olanakları, sınırlamaya konu olacak vergi ya da vergi sistemine göre geniş bir şekilde sınıflandırılabilir. Aynı şekilde, kabul edilecek sınırlamalar arasında da bir ayrım yapabiliriz: ilk olarak vergi gelirlerinde, ikinci olarak vergi tabanlarında ve üçüncü olarak da vergi oranlarında.

Gelir sınırlamaları: Bu yöntemde, sınırlama bir hükümetin, be-lirli bir vergiden ya da vergi sisteminden toplayabileceği azami gelir miktarını belirleyen bir şekil alır. Azami gelir sınırlamasında kesin bir büyüklük ya da belki de – daha büyük olasılıkla – hükümetin top-lam gelirini ya da toplam üretimini içerebilir.

Bunlardan ikincisine, “oransal sınırlama” da diyebiliriz. Bunlar, daha çok belirli vergilerdeki sınırlamalar yerine, toplam bütçe bü-yüklüğü (daha geniş bir tanımla toplam vergi sisteminden sağlanacak gelir) sınırlamalarıdır.

Vergi Konusu sınırlamaları: Vergi konusu sınırlamaları, hükü-metlerin gelir toplarken faydalanabileceği tabanların sınırlamasıdır. Bu sınırlamalar, hükümetin kullanabileceği gelir araçlarını tanımlar. Emlâk vergilerinin, yerel yönetimlere aktarılması hükümetin kulla-nabileceği gelir araçları tanımlamasına; dengeli bütçe sınırlaması ise, hükümetin gelir arttırma aracı olarak borçlanmaya başvurmasını

Page 98: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

98 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

engellemesi açısından, hükümetin kullanacağı gelir araçları tanım-lamasına örnektir.

Vergi Oranı sınırlamaları: Oran sınırlamaları, birkaç değişik şekilde karşımıza çıkabilir. Oranların düzeylerine sınırlamalar uygu-lanabilir – genel olarak verginin aşamayacağı azami sınır şeklinde. Buna alternatif olarak, sınırlamalar için verilen vergi yapıları için de söz konusu olabilir – ya mütenasip oranlı vergi olmalıdır ya da birey-ler ve mallar için tek tip olmalıdır.

Yazımın devamında, gelirleri maksimize etmek isteyen bir devlet üzerinde ne kadar etkili oldukları ve belirlenen bir sınırlamayı ba-şarmada ne derecede etkili olduklarını da göz önünde tutarak bu farklı olasılıkları inceleyeceğim. Bu iki kriter, değerlendirme prose-dürünün normatif desteklerine işaret eder. Buna göre, anayasal dü-zeyde oy birliği, dikkate değer bir otorite sağlar. Bu nedenle, bireyle-rin anayasal düzeydeki hesabından neler çıkacağı tahminleri, sadece şu anki vergi sınırlaması hareketini anlamamızı değil, aynı zamanda onu değerlendirebilmemizi de sağlar.

IV. ORANSAL SINIRLAMALAR

Hisse sınırlamalarının ekonomistleri hayran bırakan özelliklerinin olma olasılığının anlayışla karşılanması gerekir. Ekonomik toplamın bir hissesi olarak devlet büyüklüğüne yönelik bir sınırlamayı tanım-lama fikri –ilgili siyasi iktidar için gayri-safi üretim ya da toplam gelir gibi – kamu etkinliklerini sınırlamak için doğrudan bir yöntem önerir gibi görünüyor. Ancak, bu orantısal türden sınırlamalar, profesyonel ekonomistler / danışmanlara, yeni bir politikacıya ya da ortalama vergi mükellefi vatandaşa olduğundan daha uygun görünecektir. Bir anayasal değişikliği uygulayabilmek için, organize bir şekilde desteği gereken vatandaşlar (ve politikacılar) açısından gerek duyulan eko-nomik ayrıntı kısmı, bu türden bir sınırlamanın seçimsel başarısının önüne önemli bir engel çıkarabilir. Vergi mükellefi vatandaşlar, ko-nuya, bazı ödeme zorunlulukları ve bu zorunluluklar altında vergi-lendirme otoritelerinin kendilerine muamelesi açısından yaklaşırlar. Vergi mükellefi vatandaşlar, toplam vergi geliri ya da toplam üretim

Page 99: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 99

veya toplam harcama açısından bir yaklaşım sergilemezler. Hele top-lam bütçeler ve toplam üretim ya da gelir gibi iki soyut kavramın birbirine oranı açısından asla.

Ancak bu seçmen psikolojisi sorunlarını bir yana bırakırsak, bu oran sınırlamalarının yaratmaya eğilimli oldukları, tamamen teknik sorunlar mevcut mudur? Bana, özellikle önemli görünen iki tane var: birisi, sınırlamaların etkili olup olmadıklarıyla ilgili, diğeri ise bu et-kili sınırlamaların arzulandığı şekilde uygulanıp uygulanmadığı ile ilgili.

İlk olarak, hisse sınırlamalarının nereye konacağı ile ilgili bir sorun var. Gelir düzeyi ve kamusal çıktı arasında anlamlı bir birebir bağıntı olmaması, bu sorunu iyice karmaşık bir hale getiriyor. Örnek olarak, kamu tarafından arz edilen bir malı ele alalım. Devlet, ya eğitimi doğrudan arz ederek ( yani bireylerden vergi alıp, bu sayede doğrudan ücret almadan hizmeti arz edebilir) ya da özel girişimcilere dışarıdan parasal destek vererek arzulanan düzeye ulaşmada başarılı olabilir. Burada söz konusu olan, dışarıdan destek verme belgeli bir ödeme (ya da başka tür bir doğrudan teşvik) şeklini alabilir veya vergi imtiyazları şeklinde olabilir. Prensip olarak, bu seçeneklerin her ikisi de aynı sonucu üretir, ancak nominal vergi gelirlerinde oldukça farklı miktarlara neden olabilirler. Özel girişimin teşvik edilmesi, doğrudan arza oranla, birim gelire daha fazla karşılık verilmesini sağlar. Öte yandan, belirli bir etkinlik düzeyinde, teşvikler doğrudan arza nazaran daha az vergi gelirlerine neden olurlar. Doğrudan ödeme yapma şeklinde gerçekleşen teşvikler de, benzer olarak, aynı düzeyde bir özel etkinliği şart koşan vergi imtiyazlarına nazaran, daha fazla nominal vergi geliri ve daha büyük bir nominal devlet bütçesi sağlar. En azından, bu nedenle, bu türden “vergi harcamalarının”, “hisse sınırlaması” için ilgili toplam gelir ölçümüne dahil edilmesi gerekli kılınmalıdır.

Bu başka bir sorunu daha akla getiriyor; teşvikler ve doğrudan arzlar arasında da bir ayrım yapmalı mıyız? Çünkü benim gözlediğim kadarıyla, eş-düzey bir gelir miktarı, devlet faaliyetinin şekline bağlı olarak farklı düzeyde bir devlet etkisi içerebilir. Vergi harcamalarına

Page 100: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

100 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

dahil edilen dolaylı teşvik aleni bile olsa, bundan dolayı, geride elde-ki vergi figürlerini devlet /hükümet çıktısı ölçümlerine çevirme zo-runluluğu vardır. Buna bağlı önemli kavramsal konular vardır. Ör-nek olarak, gelir maliyetinden bağımsız olarak, devletin çıktısını ya da etkisini en aza indirgemek istediğim açık mıdır? Devlet ajanları-nın denetiminde olan ve olmayan gelirlerle ilgili politikalar arasında yapılması gereken bir ayrım var mıdır? Burada, bu sorulara yanıt aramaya çalışmıyorum. Olması gerektiği gibi yansıtılan hisse sınır-lamalarını ölçmek istediğimizde, bu iş karmaşık, tartışmaya açıktır ve seçmen bilgisizliği sorunları buna eşdeğer bir şekilde abartılmış olacaktır. Aynı şekilde, toplam gelir sınırlamasının, hükümet faaliyet-lerine sınırlar koyma hedefine ulaşmayı başarma da ne derecede et-kili olacağı da tartışmalıdır.

Diyelim ki, bu azami hissenin varlığında, devlet tamamen sınır-lama altında. Yine de, devlet, bilgisizlik örtüsü altındaki vergi mükel-lefi vatandaşların ilgisiz kalmasının beklenemeyeceği bir dizi yön-temle, azami hisseye ulaşabilir. Örnek olarak, farklı vergi düzenleme-leri, farklı yükler getirecektir; olağan ötesi bir örnekte, hükümetler / devletler vergi araçlarını, azami gelir sınırlamalarının oldukça öte-sinde istismar edebilir ve verginin getirdiği aşkın yük sağlanan gelir artışından çok daha büyük olabilir. Hisse sınırlamasının doğasında, geniş tabanlı, asgari arttırılmış vergiler aramak için hükümeti teşvik edecek bir özellik yoktur. Öte yandan, daha önce de gördüğümüz gi-bi, hükümet stratejik yüksek oranlar uygulamak suretiyle gelir sağ-lama motivasyonuna sahiptir. Bu yüksek oranların, çok artıp artma-dığı ya da bu durumun ardında bir gelirin söz konusu olup olmadığı hususunda, ilgili aşkın vergi yükleri oldukça büyük önem taşımakta-dır. V. VERGİ KONUSU SINIRLAMALARI

Toplanan vergilerin tabanlarında düzenlemelere gidilerek, devletlerin faaliyetlerinin sınırlanması olasılığı, pek fazla dikkat çeken bir yöntem değildir. Bunun nedeni, standart kamu finansmanı literatürünü ön plana çıkarmasıdır. Geniş tabanlı, geniş kapsamlı vergilerin etkilerinin / özelliklerinin yerini uygun şekilde(uygundan

Page 101: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 101

kasıt, en yüksek gelir oranı ile özdeşliktir) daraltılmış vergi tabanının sarih tercihleri (seçenekleri) alır. Toplanan vergi, ileride vatandaşların talep edecekleri kamusal mallar düzeyinin arzı için gerekli olan kadardır. Açıktır ki, devlet, anayasal düzenlemelerle doğru tanımlanmış tabanlarda belirli vergilerle sınırlanırsa, gelirde ki hissesi de önemli bir şekilde kısıtlanmış olacak,tır. Özellikle de, vergiden muaf tutulan faaliyetler, vergi uygulanan faaliyetleri ikâme edebiliyorlarsa.

Oldukça aşırı – ancak halen konuyla bağlantılı – bir örnek düşünelim; diyelim ki, devlet, parasal gelirlere, kişiye özel vergi mükellefliği uyguluyor. Ama, aynî gelir vergilendirmesi anayasal yollarla yasaklanmış. Böyle bir düzenlemede, gelir vergileri arttıkça, vergi mükellefi vatandaşlar, doğal olarak income-in-kind’a yöneleceklerdir. Bu yönelim, refah ekonomisi analizlerinden tanıdığımız aşırı yükler yaratır. Ekonomistlerin gözden kaçırdığı nokta, sınırlayıcı etkilerdir. Bu türden potansiyel yönelimler, devletin mali iştahını etkileyebilir. Vergi mükelleflerinin, vergisiz seçenekleri tercih edebileceği ve edeceği manzarasıyla karşı karşıya kalan devletler, vergi tabanının tam kapsamlı olduğu durumlardakinden çok daha küçük bütçe düzeylerinde, maksimum gelir sınırlarına ulaşılabileceğini fark edeceklerdir.

Şekil – 1’deki şematik analiz, bu konuda bize yardımcı olabilir. Diyelim ki Dx, vergilendirilebilir bir toplumda X malı için toplam ta-lebi gösteriyor ve X (devlet için) taban olarak belirlenmiş. Analizin kolay izlenmesi için, Dx’in çizgisel olduğunu ve X’in sabit maliyet ko-şulları altında ücretlendirildiğini varsayıyorum. X birimlerini, $ değe-ri olarak tanımlıyorum, böylece marjinal maliyet her yerde 1$ ve X0, X’in vergi öncesi toplam harcamaları. Farklı şekillerde sınıflandırma olasılığından kaçınmak için, devletin, vergi oranı yapısının X birimle-ri ve bireyler arasında tek tip olması koşulu sınırlandığını varsayıyo-rum. Geliri maksimum etme eğilimi göz önüne alındığında, hükümet X için hangi tek tip mütenasip oranlı vergiyi tercih edecektir?

Bu soru, gelirleri maksimize etmek isteyen bir tekel satıcı, X’in sa-tışlarında monopol satış hakkına sahip olma hakkını haizse, X için ne

Page 102: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

102 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

fiyat belirleyecektir sorusuyla, analitik olarak özdeştir. Bu olaylardan birindeki vergi gelirleri, diğerindeki kârlarla tümüyle özdeştir. İyi bilindiği gibi, kârı maksimize edecek fiyat-çıktı kombinasyonu, mar-jinal gelir eğrisi (X1‘de MC Dolar çizgisini kesen) - MRx – oluşturarak belirleyebiliriz; bu çıktı, kârın maksimize olduğu çıktıdır ve AX1 brüt vergili fiyatını ve Dolar’ın birim vergisini (AX1-1) içerir; uygulanan vergi oranı t * [(AX1-1)’in sonucu] ve sağlanan gelir (t *x X1)’dir. Şekil- 1’de R* taralı alanı ile gösterilmiştir.

Şekil- 1

Vergi Tabanı Sınırlamaları Altında Gelir Maksimizasyonu

Page 103: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 103

Bu noktada, bu çizgisel göstergede, MRx eğrisinin, Dx eğrisi ve di-

key ekseni yatay düzeyde, herhangi bir fiyat noktasında tam olarak ikiye ayırdığına dikkat etmeliyiz. Özellikle, X1, X0‘ın tam yarısıdır. Maksimum gelir vergisinin getirdiği aşkın yük, “refah üçgeni” (ABC)de R*’in tam yarısı bir alana sahiptir.

Bu gözlemden iki sonuç çıkar. İlk olarak, devlete daha geniş bir vergi tabanı sağlandığını düşünürsek, daha küçük bir refah kaybıyla aynı gelirin (R*) elde edilebileceği açıktır. Geniş tabanlı vergilerin geleneksel “etkinlik” tercihi bu gözlem üzerinde oluşmuştur. Yine de, Leviathan varsayımlarında, devlete daha geniş bir vergi tabanı sağ-lanması, maksimum gelirin daha da arttırılmasına götürür. Bu sade-ce, kamu harcama düzeyini – olasılıkla arzulanan sınırlar ötesinde – arttırmakla kalmayacak, ayrıca buna karşılık olarak vergiyle bağlan-tılı faiz yükü de (yeni ve yüksek azami gelir kazanımının yarısı ka-dar) artacaktır. Bu nedenle, sınırlı vergi tabanları düzenlemesiyle sağlanan gelir sınırlamaları, vergilendirmeye bağlanabilecek refah kayıplarında da sınırlamalar belirlemektedir.

İkinci olarak, hisse sınırlamalarına karşı taban sınırlamalarına başvurulması, vergilendirmeye bağlı refah kaybının vergide sağlanan artışın yarısını aşmamasını garanti ediyor. Daha önceki bölümde de açıklandığı gibi, hisse sınırlamaları konusunda; vergi oranları, mak-simum gelir değerlerinin üzerine itilebilir ( bu durumda, refah kaybı sağlanan gelirin yarısını aşar ve limitte X’ten sağlanan tüm tüketici fazlasını içselleştirir). Uygulamadaki bu bağıntı konusunda şüphe varsa, tarihte Batı ülkelerinde uygulanmış olan – kimi zaman %90’ları aşan – çok yüksek marjinal vergilerin, bağıntılı vergilerin marjinal limiti üzerinde olup olmadıkları sorusu sorulmalıdır.

Belki de, konvansiyonel vergi politikası konusundaki tartışmaların dolaylı sonuçlarının altının çizilmesi gereklidir. Vergi politikası dokt-rinini karakterize eden, ağırlıklı geniş tabanlı vergi tercihi şüphelidir. Devletin, burada bahsedilen, geliri maksimum etmek varsayımlarına uygun olarak hareket ettiği (noktada) ve aynı şekilde anayasal vergi sınırlamalarının, vatandaşlar açısından, devletin büyümesini yasak-lama arzusu olarak yorumlandığı noktada, vergi ekonomistlerinin

Page 104: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

104 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

bildik vergi politikası tavsiyelerinin tam tersi bir yönde oldukları anlaşılmalıdır. Daha geniş tabanlı vergiler, sonuçta, bugünkü fiyatlar-la vatandaşların taleplerinden daha yüksek düzeyde kamusal malları arzı ve daha fazla mali sömürü ile aynı zamanda – aksi takdirde top-lanacak olandan – daha fazla gelir toplamasını sağlayacaktır.

Taban sınırlamalarının, doğrudan gelir sınırlamaları ve oran sınır-lamaları altında mevcut görülmeyen bir olası etkisi vardır. Bu, devle-te ve vatandaş ajanlarına, bürokrat otoritelerdense vergi mükellefle-rinin kendi değer biçtiği mal ve hizmetleri sağlama yönünde teşvik oluşturulması amacıyla uygun bir şekilde seçilmiş vergi tabanı sınır-lamalarının kullanılma olasılığıdır. Eğer anayasal düzeyde izin veri-len vergilendirme tabanları, arz edilebilecek kamusal malları tamam-layacak şekilde seçilirse; devletler, vergi geliri toplamak için, bunu hoş görülebilir bir etkinlikle uygulamaya ihtiyaç duyacaktır. Örnek olarak, yol inşa etmek ve bakımını yapmakla görevli bir karayolları kurumu, gelir tabanı gazyağı ve araç satın alımı ile sınırlanırsa kendi-sine atanan görevi yerine getirmeye teşvik olacaktır. Yollar daha iyi oldukça, daha çok gazyağı alınacak, daha büyük ve daha pahalı araç-lar alınacak ve bununla birlikte bu kurumun sağladığı gelir artacak-tır. Aynı şekilde, bir ulusal televizyon kanalı da, programlar Tv izleme satışına göre finanse ediliyorsa, izleyicilerinin istekleri doğrultusun-da yayın yapacaktır. Olağan ötesi bir durumda, bu devletin kamusal mallarını ve hizmetlerini, doğruda bedel karşılığında arz etmesi ko-nusunda bir tartışma yaratır. Uygun vergi tabanının seçimi ile, va-tandaşların istediği mallarda devlet tarafından harcanan gelir oranı arttırılabilir ve bu taban sınırlamasının, devleti sınırlama aracı olarak önemli bir özelliği olabilir.

Bu belirlemeyle, “dengeli bütçe sınırlamalarını” araştırma olasılığı olmasa da, bunların bir tür taban sınırlaması şeklinde yorumlanabi-leceği açıktır. Dengeli bütçe sınırlaması altında, devletin izin verilen gelir kaynaklarına ulaşabilirliği, devletin kullanabileceği vergi araçla-rının belirlenmesi ile değil, aksine devletin kullanamayacağı vergi araçlarının belirlenmesi ile sınırlandırılır. Dengeli bütçe yönünde anayasal düzenleme, devletin borca erişimini kabul etmez ve devle-tin gelir arttırma aracı olarak yeni para yaratmasını sınırlar. Böyle

Page 105: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 105

bir anayasal düzenlemenin etkilerinin değerlendirilmesi, içinde yeni para yaratımının umulmadık tehlikeleri ve gelir maksimizasyonu varsayımı altında borç konusunun (umulmadık çünkü, diğer gelir araçlarına uygulanmazlar) ve de bu araçların devletin cephesinden alınmasının toplam gelir kapasitesine etkilerinin de değerlendirmesi vardır. Burada, bu konulara değinmeyeceğim.

Son olarak, herhangi bir gelir sınırlamasının başarımının –taban sınırlamalarıyla ya da doğrudan gelir sınırlaması olarak uygulanabilir- ,devletin düzenleyici güçlerinde ek sınırlamaların varlığına bağlı olduğunun üzerinde durulmalıdır. Keyfi vergi imtiyazı uygulamalarının, devletin hedeflerini çok düşük gelir maliyetlerinde başarabilmesi gibi, düzenlemeler –ve daha genel bir şekilde yetkinin kararlarla uygulanması – bütçe harcamalarını ikâme etmek için kullanılabilir. Yasama gücünün doğrudan uygulanmasının, gelir sınırlamalarına yaklaşıldıkça daha geniş şekilde kullanımları beklenir. Devletin yönetmeliklere erişimini sınırlayan anayasal kurallar tasarlanabilir. Bunların bazıları zaten vardır.Bu, devlet gelirlerinin azaltılmasının, yönetmeliklerin ve bunların uygulamalarının doğduğu bürokratik mekanizmanın boyutunu da küçülttüğü derecede, yönetmelikle gelir sınırlamalarının tamamlayıcı olmasıdır. Buradaki amaçlarım için, sadece (tümüyle) anayasal reformda bu tür sınırlamalara duyulan ihtiyacı belirtiyorum.

VI. VERGİ ORANI SINIRLAMALARI

Oran sınırlamaları iki şekilde olabilir: Maksimum oranlarla ilgili sınırlamalar kabul edilebilir ve oran yapısında sınırlamalar yapılabi-lir. Bunları sırayla ele alacağım.

Maksimum Oran Sınırlamaları

Maksimum Oran Sınırlamalarının anlaşılması ve uygulanması kolaydır. Taban sınırlamaları ile bağıntılı olarak, doğrudan ve etkili devletin gelire ulaşılabilirliğini sınırlama aracı olarak işlevi vardır. Taban sınırlamalarının yokluğunda, tamamen sınırlayıcı güçten yok-sundurlar. Diyelim ki, maksimum oran sınırlamaları ayrıca uygulan-sın. Bunun ilk ortaya çıkacak sonucu, devletin gelirlerini garanti altı-

Page 106: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

106 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

na almak için, vergi tabanını genişletmeye zorlanmasıdır. İlk bakışta, bu arzulanabilir bir şey gibi görünür; oran sınırlamasının yeterince aşağı çekilmesiyle, vergi mükellefi vatandaş, talep ettiği kamusal mallar düzeyinin finansmanı için gerekli olan gelir artışının, geniş çaplı bir vergi ile sağlanacağından emin olur. Vergi sisteminde, geniş kapsamlılığın olumlu özellikleri düşünüldüğünde, devletin genel ka-bul gören bir vergi sistemi sağlamaya cesaretlendirildiği düşünülür. Açıkça, devleti daha geniş bir vergi tabanı yaratmaya iten güçler, ka-bul edilebilir büyüklüğe ulaşıldıktan sonra, yok olmaz; gelirlerini maksimize etmeyi amaçlayan bir devletin, kavramsal bir “yatay eşit-lik” sağlandıktan sonra kendi kendine durması beklenemez. Net gelir yerine, brüt gelir üzerinden yapılan vergilendirme, örnek olarak, ku-rumsallaştırılabilir ve azami gelir vergisi oranı gibi, satış vergisi ora-nı, azami şirket gelir vergisi oranı, azami maaş vergisi oranı, azami refah vergisi oranı, azami menkûl vergisi oranı vb beklentileri oluşa-caktır. Sınırda (limitte), devlet; gelirlerini, bireylerin çalışmaya, ta-sarruf etmeye, risk almaya vb. hazır olduğu doğal limitlere yükselte-cektir. Genel olarak, bu gelir düzeyinin vergi mükellefi vatandaşların arzuladığının çok ötesine ulaşabileceği düşünülebilir ve –elbette- bu doğal limitler, azami oran sınırlamaları uygulansa da uygulanmasa da, işleyecektir. Bu nedenle, oran sınırlamaları gelir düzeyini her-hangi bir şekilde tamamen sınırlamaz (devletleri, ulaşılabilir gelirle-ri pahalı ve etkin olmayan yollardan toplamaya zorlasalar da).

Açıktır ki, taban sınırlamaları da kullanıldığında, oran sınırlama-ları asgari aşkın yükle vergi toplanmasını sağlarlar. Hatırlayalım, ta-ban sınırlamaları ayrı ayrı kullanıldığında, azami gelir oranları altın-daki refah kaybı, azami gelirin tam yarısına eşittir. Diyelim ki, iki al-ternatif vergi tabanı düşünüyoruz, bunlara X ve Y diyelim. Y daha geniş, ve ayrıca düşünün ki X, vatandaşların talep ettiği düzeyde kamusal mal arzını, yani azami gelir(R*x)’i sağlıyor. Sadece taban sı-nırlaması uygulandığında, X, tercih edilen vergi tabanı olacaktır. Çünkü, Y çok fazla gelir toplanmasına neden olacaktır. Ancak daha geniş olan Y tabanına uygulandığında, X’ten sağlanan azami gelire denk gelen R*x gelirini sağlayan bir vergi oranı (ty)vardır. Şu halde daha geniş olan Y tabanında, ty vergi oranının kullanılması, gelenek-

Page 107: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 107

sel analizlerin de işret ettiği gibi, daha küçük bir refah kaybıyla aynı geliri sağlayacaktır. Bu nedenle, ortodoks vergi analizinin dolaylı yollardan uygun azami oran sınırlamasını varsaydığı düşünülebilir, ancak uygun azami oran, yine de istenen geliri sağlaması amacıyla tabanla birlikte belirlenmelidir. Ortodoks vergi analizinden tanıdı-ğımız, eş-gelir varsayımı, ancak gelirin artmayacağını kesinleştiren uygun anayasal sınırlamalar söz konusuysa, kurumsal olarak uygun olur.

ÖZET VE SONUÇLAR Mali anayasanın, doğru analizi, hem pozitif hem de negatif yönleriyle henüz oluşma aşamasındadır. Bu çalışmada, tartışmayı ortaya koy-maktan biraz daha fazlasını yaptım. Bu süreçte, mali anayasanın, bir yönünün (özellikle vergi sınırlamaları) analitik tartışmasının nasıl ilerleyebileceğini göstermeye çalıştım. Bu tartışmadan çıkarılabilecek bir sonuç varsa, bu da koyunun deri-sini yüzmenin birden çok yolu olduğu ve bunun için söz konusu olan yöntemlerinin eşit faydalar sağlamadığıdır. Ve unutmamalı ki, bize karşı yapılan vergi savunmaları – aslında üzerinde anlaşılmış olan analizler – şu anki sistemimizde yer alan doğal vergi sınırlamaları-nın bir çoğunu aleni meşru eşitlik ve etkinlik bazında, vergi konula-rını genişletme çabaları, vergi mükellefi vatandaşları hiç istemedik-leri sonuçlara götürebilir.

Page 108: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

108 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

ANAYASALAR POLİTİKACILARIN “KAMU ÇIKARI”

YÖNÜNDE HİZMET ETMELERİ İÇİN NASIL DİZAYN EDİLİR, NASIL VARLIKLARINI SÜRDÜRÜR VE GELİŞİR*

James M. Buchanan

Çeviren: Şaban Ertekin

Modern demokrasilerdeki dağılımcı siyaset çoğunluklar tarafından azınlıkların yönetilmesini gerektirir ve kişiler üyeliklerini sıraya koyacakları için oyundaki tüm partiler kaybederler. Bu sonucun doğuşunun tek sebebi işletmelerdeki faklılıkların göz yumulur olmasıdır. Şayet genellik prensibi ( hukuk kurallarını şu andaki benimsenmiş versiyonu ile analog olan) bir şekilde siyasetle tanıştırılabilseydi karşılıklı kullanımından kaçınılabilirdi. Analiz teklifi böylesi politikaları destekler bu politikalar (1) düz oranlı vergi( 2) kişi başına transferlere eşit olan veya demogantlara eşit olan politikalar ( 3) tüm endüstrilerin resmi kuralları siyasetidir.

“Sosyalizmden Sonra Halkın Seçimi”(1992), adlı kısa yazımda rekabet halindeki seçim büroları arasındaki dağıtım düzeninin, “tem-silcileri”, katılımcıları gibi olan çağdaş demokratik politikaların yapı-sının, çok dar kalıplarla tanımlanmış veya tamimiyle farklı özel çıkar-lar tarafından yönlendirilmiş gibi davranılması için oldukça etkili bir şekilde zorlanılmasını müzakere etmiştim. Geneli, veya halkı, çıkarla-rıyla aynı anda bir arada tutabilen kavramlardan daha fazlasını ara-

* Makalenin orijinal başlılığı şu şekildedir. “ How Can Constitutions Be Designed So That Politicians

Who Seek To Serve “Public Interest” Can Survive and Prosper?” Constitutional Political Eco-nomy, Vol 4, No, 1. 1993. (Burada sunulan makale daha önce ayrıca şu dergide yayınlanmıştır. Bkz. Kamu Tercihi ve Anayasal İktisat Dergisi, S:2 Nisan-Mayıs-Haziran 2001)

Page 109: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 109

yan siyasetçiler başarılı olamazlar. Evrim benzeri seçim sürecinde siyasi oyunlardan uzak durmaya çalışırlar.

Bu yazı da, bu iddiayı “Nasıl oluyor da çağdaş siyasi anayasa ba-şarılı olmak ve zenginleşebilmek için çıkar kapsamlarını daha da ge-nişletebilen uygulayıcılarına izin verecek kadar değişmiş olabiliyor? Veya, diğer bir değişle, anayasal yapı nasıl yenilenmiştir ki tüm çı-karlarını kollamaya çalışan bu uygulayıcılar cezalandırılmak yerine ödüllendirilmektedir?” sorularını sorarak daha da derinlemesine açmak istedim. Daha önce ki yazımda belirtildiği üzere, yapılacak iş oldukça açıktır. Siyasi düzeni kapsayan dağıtım unsurları ortadan kaldırılmalı, veya en azından önemli ölçüde azaltılmalıdır. Fikirler çoğunlukla soyut olarak kalsa bile, mümkün olduğu kadar, bir genel bildiriden daha ilerisine gitmek istiyorum.

Öncelikle şu basit soruları sormak ve cevaplamak istiyorum: Ne-den siyasi dağılım düzeni üyelerin çoğunluğunu tamamiyle kapsayan çıkarlar yerine sınırlı bir şekilde tanımlanmış çıkarların yükselişini yansıtan stratejileri uygulayan temsilcileri (seçim büroları için vekil olan kanunu yapıcıları) garanti altına alır.

Size tanıdık iki bireyi ve 1. şekilde gösterilen sıradan ödemeler ile iki simetrik stratejiyi tanıtayım. Karşılıklı etkileşimin, sadece iki özel veya bağımsız hareket yönü bulunan her birey tarafından doğal bir halde gerçekleştirildiğinin varsayıldığı belirtilmiştir. IV. hücrede-ki sonuç, her biri ödemelerin yapısındaki sıra veya kolon hakimiye-tine bağlı olarak (d)'den ayrılmayı seçen A ve B temsilcilerinin ba-ğımsız ve birbirinden ayrı hareketlerinden ortaya çıkmaktadır. Her iki temsilci de kaybeden rolünden uzakta durmayı başarır; her tem-silci karşılıklı işbirliği ile daha yüksek kazancın elde edilebileceğini fark ederek birbirleri tarafından istismar edilmekten kaçınır. Fakat gerçek manada bir işbirliği mümkün olmadıkça, hiçbir oyuncu tek başına, bağımsızca, işbirliği ile sağlanacak geliri elde edemez.(c,c).

Page 110: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

110 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Karşılıklı olarak tanımlanmış etkinliklerin ortaklaşa yapılması,

daha fazla gelir elde etme olarak anlaşılabilir. Ortaklık seçimi dört gelir şeklini mümkün kılar (c,c), (c,d), (d,c) ve (d,d). Ve karşılıklı iste-nen sonuç, (c,c), ortaklaşa hareket veya bir birey tarafından bağım-sızca elde edilebilir ama mutlak yönetimde de olduğu üzere istismar-cı bir sonuçtan alıkoyamaz (c,d) veya (d,c). Ortaklık seçiminde etkili bir oybirliği geçerli olmadıkça, birey istismara karşı savunmasız ka-lacaktır (Buchanan ve Tullock1962).

B

c d

A

c I 3,3 II 1,4

d III 4,1 IV 2,2

Çok üyeli ama sadece iki grup sırası olan bir ortaklık düşünün, şöyle ki her hangi bir şahıs şekil 1'de gösterilen sıranın biri veya di-ğeri tarafından temsil edilebilirler. Ortak hareketin çoğulcu olduğu varsayılır, fakat hiçbir birey A ya da B sırasındaki şahıslarla yapılacak çoğunluk ortaklığının etkili olup olmayacağını bilmez. Ortaklık seçim sürecinin geliri hem hücre II de hem de hücre III de şablon içinde off-diagonal* olarak yer alacaktır. Ortaklaşa hareket sürecin tamamını kontrolü altına almıştır ve üyeliğin tüm iştirakçiler arasında simetrik olduğunu, her katılımcının çoğunluk ve azınlık koalisyonunda üyelik için eşit şansa sahip olduğunu varsayarsak, sonuçlar hücre IV deki ödemeler gibi elde edilmiş olacak, dağıtım kazançları ve kayıpları

* Matristeki dış çaprazlar.

Page 111: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 111

simetrik olarak yarar sağlayacaktır. Tüm şahıslar gözlemledikleri ve iştirak etmek istedikleri dağıtım politikalarından memnuniyetsizlik duyacaklardır. Dahası yeni ahlaki kuralların ortaya çıkması ile bu gibi politikalardan kaçış denemelerinin muhtemelen başarısız olaca-ğına dair genel bir görüş oluşacaktır. Etkili bir oybirliği ile işleri yü-rütüyor olsak bile, anayasal reformun amacı açıktır. Eğer bir şekilde off-diagonal çözümler, katılımcıların birbirinden farklı hareket etme-sini veya ettirilmesini engelleyen bazı kurallar ve değerlerin sunul-ması ile başarılması imkansız hale getirmiş ise off-diagonal unsurlar ortadan kaldırılır ve temsilciler şekil 2'deki biçimde çalışır. Burada, her oyuncu koalisyonun bir üyesi olarak bir hareket veya strateji seçiminin tüm temsilciler için (seçim büroları) aynı uygulamayı içermesi gerektiğini bilir. Farklılaşan uygulamalar öne sürülen yapı-sal zorluklardaki elde edilebilir sonuçlar arasında yer almaz.

Burada bahsi geçen konular tabii ki, analiz de görülebileceği gibi çok basit değildir. Diğer yandan, önemli ölçüde azalmış olan soyut modeller tarafından önerilen reform yolları asla gözden kaçırılma-malıdırlar.

B

c d

A

c I 3,3 II X

d III X IV 2,2

Şekil.2: Çapraz seçim

Basit bir yapının önerilmesindeki başarısızlık şudur; hücre I'deki genel sıralı çözüm ile düşüşe geçen bir çok seçenek olabilir ve bu se-çeneklerin farklı dağıtım sonuçları olabilir. Söylenecek olan şudur ki;

Page 112: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

112 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

off- diagonallerin ortadan kaldırılması basit yapının belirttiğinden daha az etkili olabilir. Diğer taraftan fikirlerin dizgisel hamlesi yeteri kadar açıktır. Ortak hareketlerde off-diagonal çözümlerin siyasi denkliği elenebilir, siyasi bir motif olarak çıkarları kapsayan başarı fırsatları artırılmalıdır. Konuların tüm sırası farklı uygulama ihtimali ile yaygın olan bu bakış açısından rant kollama altında değerlendiri-lebilir. Bu gibi farklı uygulamalarda olduğu üzere -off diagonallerin ulaşılabilirliği- böylece rant kollamanın özendiriciliği azaltılır.

Off-diagonallerin elenmesi ile temsilcilerin ihtiyaçlarının yönlen-dirilmesi sadece kendi çıkarlarını yansıtmaz. Birey A, sonucu değiş-tirmeyen herhangi bir yolla B’nin ilerideki çıkarını seçebileceği gibi bunun tam tersi bir durum da söz konusu olabilir. Veya eğer önemli kar göstergeleri olarak ödemeleri düzenlersek, strateji seçimi için etkili bir hedef olarak bireysel anlamda farklı çıkarlar için bazı çok önemli değişimlerin olması sonucu değiştirmez.

Belirtildiği üzere tüm tarafları genel olarak seçenekler arasındaki seçime yönlendirerek siyasi hareketi sınırlandırsak da, bu başlık al-tındaki seçeneklerin değişimine atfedilen değerler tamamiyle farklı

Page 113: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 113

Tablo-1:

GENELE DOGRU OZELE DOGRU KANUN Tüm fertlere muamelede eşitlik Herhangi bir guruba bir sebepten özel muamele VERGİLENDİRME Geniş tabanlı vergiler Oy verenlerin vergi sicilinin Vergilerin resmi oranları

dışında tutulması

Muafiyetin yokluğu Sığınmacı muafiyetler dışında

Vergi yapısındaki tüm bireylerin bırakmalar, kaynakların ve vergi

sisteme dahil edilişi tabanının kullanımının özel muameles

i Vergi gruplarının kişiler arasında

organizasyon biçimleri, meslekler, mesleki ürünler ve diğer

gruplandırıcı esaslı kaynaklar arsında

olan farklılıkl

ar.

Page 114: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

114 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

HARCAMALAR Politikanın tüm bölgeleri

Merkezi olarak tanımlanan

ile tekabül eden, fayda ve çıkarlar ile

yerel harcamalar

oluşan toplumsal tüketim malları

Mali federalizm, program çıkarları ile

aynı kapsam içerisinde bulunan siyasi otoriteyi finanse ederek oluşan mali federal veya alt harcamalar. Transfer harcamaları olarak demograntlar ENDÜSTRİNİN DÜZENLENMESİ

Tüm ekonomi üzerindeki çevresel Kontroller Tüm ithalattaki kontroller Tüm endüstriler için sübvansiyonlar

Ürünler,endüstriler bölgeler vasıtasıyla farklılaşan kontroller Ürün ürün kota uygulamaları veya farklılaşan tarifeler Diğer temelli veya bölgesel ürünler tarafından oluşan farklı oranlardaki sübvansiyonlar oluşturma

olabilir. Ve bu farklı değerlendirmeler dağıtım için yönlendirilmiş bölümde olabilirler. Hava niteliğini geliştirmek için fabrika bacaları-na filtre konmasını isteyen bir genel kanunu hayata geçirecek bir teklif düşünün. Kanun geneldir çünkü yer ve üretilecek ürünün türü gözetilmeksizin tüm duman üreten fabrikalara eşit olarak uygulana-

Page 115: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 115

caktır. Fakat bu fabrikalardan büyük bir çoğunluğunu bulunduran kongreye ait bölge bu genel yasadan ilgili diğer bölgelere kıyasla da-ha fazla etkilenecektir. Bu tür bir bölgenin temsilcileri için, toplum çıkarının genelini göz önünde bulundurması açısından bu gibi bir kanun teklifini değerlendirmek, daha az sayıda fabrikaya sahip böl-genin temsilcilerine göre daha zor olacaktır. Fakat şu da göz önünde bulundurulmalıdır ki, böyle bir durumda söz konusu teklife göre hareket etmek yerine bacalara filtre takılması isteğini seçilmiş bölge-lere veya ürün kategorilerine göre düzenleyen bir teklife göre hare-ket etmek; daha çok duman üreten fabrikaya sahip olan bölge için bunun uygulanmasını kolaylaştıracaktır.

Geniş bir giriş yapmaksızın, basit bir şekilde aşağıda iki kolon halinde sınıflandırarak, genel kriterlere göre yapılmış ayrımlar çer-çevesinde, bilinen siyasi teklifleri veya tekliflerin özelliklerini suna-cağım. Demokratik politikalardaki çekim merkezi tablo'da sola doğ-ru gidildikçe değişmektedir, ortaklığın tüm üyelerinin tüm çıkarları-nın çeşitli versiyonları liderliğin potansiyel etkisinin denenmesi ile artmaktadır.

Burda geliştirilmiş bu sıradan fikirde yeni bir şey mevcut değil-dir. Aslında bu fikir en az Sir Henry Maine’nin “statüden sözleşmeye” hareket halinde olan liberal sürece göndermesi kadar eskidir. Refah durumunun en temel eksiklerinden birisi bu yüzyıl da ortaya çıkmış olmasından dolayı fiili olarak demokrasinin kişilerin ve grupların kanunlar ve politikalar karşısında eşitliğine bağlı olduğunu kavra-yamamasındadır. Politikalar çoğulculuğun kazançlarını dağıtan araç-lar olarak görülür, bundan farklı olarak halkın ve toplumun çıkarla-rının yanında olduğunu söyleyen politikacıların sesi çok baskındır. Kamu tercihi teorisi başarılı ve gelişmiş olan bu politikacıların dav-ranışlarını şekillendirir. Kamu tercihi teorisi bencilce davranan poli-tikacıları etkilemez.

Page 116: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

116 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Daha esnek ahlaki kavramlar politikacıların özellikle kanun yapı-

cıların gözlenen davranışları ile biraraya getirilirse, anayasal yapının yeniden şekillendirilmesinde faydalı olacaktır. Dağıtım politikaları geçerli ve anayasal olarak hoş görülebilen farklı uygulamalara hakim olma eğilimindedir. Farklı uygulamalarla eşit uygulamaların yerleri-nin değiştirilmesi ve genelleştirilmesi yönünde atılacak her adım, bu süreçte genelin çıkarlarının sağlanması açısından değerlendirilmeli-dir.

Kaynaklar

Buchanan, J. M. (1993) "Public Choice After Socialism." Public Choice: forthcoming.

Buchanan, J. M. And G. Tullock (1962) The Calculus of Consent. Ann Arbor: University of Michigan Press.

Page 117: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 117

ANAYASAL POLİTİK İKTİSAT25

Viktor J. Vanberg Çeviren: Timur Turgay

Anayasal iktisat veya anayasal politik iktisat , klasik politik ekonominin kurumsal dürtüsünü bir şekilde canlandırmaya çalışan modern iktisattaki bir çok kesişen araştırma programlardan biridir. Kamu tercihi, hukuk ve iktisat, mülkiyet haklarının iktisadı veya yeni kurumsal iktisat gibi araştırma programlarının ortak noktası , alınan ekonomik paradigmanın esas metodolojisini, özellikle metodolojik bireyciliği terk etmeden neoklasik hakim iktisadın kurumsal eksikliklerini düzeltme niyetidir.

Anayasal politiğin ayırıcı olan noktası kurallar ve kurumların seçimi üzerine odaklanmasıdır. Standart ekonominin zorlamalar perspektifi içindeki tercihinin tersine, Anayasal Politik İktisat dikka-tini, özellikle sıradan ekonomik, politik ve sosyal aktivitelerin mey-dana geldiği yasal kurumsal çerçeve tarafından empoze edilen zor-lamalar arasındaki seçim konusuna yönlendirir. Popüler oyun meta-forunu kullanmak için, Anayasal politik iktisat kendisini, verilen ku-ralların içerisinde oyunu oynamayla ilgili stratejik konulardan çok, oyunun kurallarının seçimi ile ilgili anayasal sorunlarla ilgili olarak görür. Şüphesiz, oyunun alternatif kurallarından doğacağı öngörülen oyunun, beklenen örneklerinin ışığında, tipik olarak kurallar arasın-daki seçimin yapılacağını kabul eder. Gerçekten, E.A. Hayek(1973:98 FF)’in kuralların düzeni ( anayasal seviye) ve eylemlerin düzeni (anayasa altı seviye) olarak karşılaştırma yaptığı şeyler arasındaki neden sonuç bağlantısının sistematik incelenmesi, anayasal politik iktisadın araştırmalarının temel konusudur. Bu konu üzerine çalış-

25 Viktor J. Vanberg, “Constitutional Political Economy in: The Handbook of Economic Methodology,

(Edited byJ.B. Davies, D.W. Hands and Uskali Maki) Northamton, MA: Edward Elgar, 1998,pp. 69-75.

Page 118: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

118 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

masında, anayasal politik iktisat, daha geniş yeni-kurumsal hareket içerisinde diğer araştırma programları tarafından sağlanan görüşleri kullanabilir. Şüphesiz, Anayasal Politik İktisat, sınırlamalar arasında-ki seçimlerin kendilerinin de sınırlamalara maruz kaldığını ve kural-lar arasındaki seçimin çoğunlukla “yüksek seviyedeki kurallar “ tara-fından tanımlanan sınırlamalar içinde meydana geldiğini de kabul eder. Düzenli bir toplumda, kurallar arasındaki seçimlerin tipik ola-rak, kuralların çok seviyeli sisteminde yerleştirildiği ve bu yüzden kurallar arasındaki seçimin , aynı zamanda genellikle kurallar içinde seçim olduğunu sosyal yaşamın bir doğal gerçeği olarak kabul eder. Bununla beraber, bu , hangi seviyede olursa olsun kurallar veya sınır-lamalar arasındaki seçimin , sınırlama perspektifi içindeki seçimi görmezden gelme eğiliminde olduğu, anayasal politik iktisadın uygun saha oluşturduğu özel sorun türlerini ortaya çıkardığı iddiasını göz önüne almaz.

Anayasal Politik İktisadın diğer bir ayırt edici özelliğinin onun pratik ve uygulamalı oryantasyonunun ve sosyal düzenin kurumsal reformlar yoluyla nasıl geliştirilebileceği sorununa ilgisi olduğu söy-lenebilir. Bu ilgi yüzünden Anayasal Politik İktisat, taraftarlar ve eleş-tirmenlerce benzer bir şekilde, zaman zaman “ normatif bilim” olarak tarif edilmiştir. Bununla beraber bu isim potansiyel olarak hatalıdır. Çoğu anayasal politik uygulayıcıları “ ne olduğu” hakkındaki tartış-maya açık ifade ile, “ne olması gerektiği” hakkındaki normatif hüküm arasındaki kategorik farkı kabul ederler ve doğal hataların tehlikesi-nin farkındadırlar. Değer yargılarını güçlendirmeyi anayasal politik iktisadın görevi olarak düşünmezler , ve anayasal politik iktisadın kurumsal reformlar açısından gelişme olarak görülebilecek şeylerin kanıtlarını sağlamasını da istemezler. Şüphesiz anayasal politik ikti-satta mevcut olan değer yönelmesi başlıca problemlerin seçimi ile ilgili bir konudur, bu problemlerin ifade edilmesi ile ilgili değil.

Daha spesifik olarak, Smith’ci klasik politik ekonominin bireysel yönelimini takiben, anayasal politik iktisadın temel endişesi kurumsal düzenlemelerin, onlar tarafından etkilenen bireysel şahısların çıkarlarına hizmet etmek için nasıl yapılabileceği sorunu ile ilgilidir. Adam Smith’in mesajı doğal özgürlüğün basit sistemi diye

Page 119: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 119

adlandırdığı şeyin- ticari ve korumacı sınırlamalardan kurtulan rekabetçi piyasa düzeni- ilgili kişilerin şahsi çıkarlarına mevcut sistemden daha iyi hizmet edeceğidir. Bu tartışma, açıkça kurumsal reformlarda olması gerektiği gibi dogmatik iddialar anlamına gelmez. Bunun yerine, eğer ilgili bireylerin çıkarları değerlendirme standardı olarak görülürse, öne sürülen kurumsal reformların ticari karşılığından daha iyi işleyen ( farz edilen standartlar açısından iyi) bir “kurallar düzenine yol açacağı sözünü veren bu etkiye koşul iddiası ( filozofların kategorik zorunluluğun tersi olarak hipotetik olarak adlandırdıkları şey) olarak anlaşılabilir. Bu iddiayı kanıtlayan tartışmaların kendisi değer tartışması değildir, bunun yerine bunlar, hangi kurumsal reformlar yolu ile, bir sosyal kural sisteminin bireysel bileşenlerin çıkarını daha iyi nasıl geliştirileceği hakkındaki tartışılabilir “ sosyoteknolojik” konjonktürlerdir.

Ekonomik düşünce üzerine tarihin çoğu, insanların gönüllü takas yoluyla ( takım üretiminde gönüllü iş birliği kadar) karşılıklı ticaretten kar edinmelerini gerçekleştirmelerini sağlayan kurumsal arenada, pazarın nasıl işlediğini daha iyi anlamamız için geliştirilen az veya çok başarılı bazen hatalı yöneltilmiş girişimlerden oluşur. Anayasal politik iktisat bu araştırma geleneği üzerine yoğunlaşır ve ticaretten kar etme düşüncesini piyasa incelemesinden piyasa dışı kurumlara, özellikle kolektif politik seçimin ve kuralların incelenme-sine genelleştirip yaymayı araştırır( Buchanan, 1977: 13688). Adam Smith, kendi konusunu, politik ekonomiyi kanun yapma bilimi olarak tanımlayarak oyunun kuralları ile olan ilişkisinin sinyallerini verdi( Smith, 1981: 468). Anayasal Politik İktisat Smith’in girişiminin mo-dern karşılığıdır(Brennan and Buchanan, 1985: 2; Hayek, 1973: 4; Vanberg 1994: 5). Genelde insan sosyal yaşamının bütün alanlarında, bireylerin “oyunun kurallarını” daha iyi bir şekilde kabullenmesin-den ötürü karşılıklı karlarını nasıl realize edebildikleri konusunu araştırmayı dener. Bu metinde geliştirilen tartışmalar, Adam Smith’in “ kanun yapan bilim” olayında olduğu gibi, kendileri normatif hü-kümler değildir fakat çeşitli sosyal alanlarda, oyunun kuralının ilgili kişilerin çıkarını sağlamak için nasıl geliştirileceği hakkındaki tartı-şılabilir sosyoteknolojik konjonktürlerdir.

Page 120: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

120 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Bu araştırma programının başlatıcısı James M. Bucha-

nan(1977; 1987; 1991; Buchanan and Tullock, 1962), anayasal poli-tik iktisadı geleneksel, faydacı refah ekonomisine karşı alternatif ola-rak görür. Bu, ekonomik paradigmanın temel metodolojisiyle kurum-laşmış rakibinden çok daha tutarlı olduğu iddia edilebilecek bir al-ternatiftir. Refah ekonomisinin tanımlayıcı özelliği, refah ekonomisi-nin bütün değişikliklerinde maksimizasyon veya geliştirilmesinin politikacıların görevi olduğu düşünülen “sosyal refahın” toplam ölçü olduğu düşüncesidir. John Rawls’ın tarif ettiği şu düşünce gibi; “in-sanların bir kurumu tercih ilkesi bir insanın tercih ilkesinin genişle-mesi olarak yorumlanabilir(1971; 24). Buchanan “paradigma mak-simizasyonu nitelendirmesini; bireysel akıl maksimizasyonu mantı-ğının uzantısı olarak, sosyal toplam seviyeye yaymayı tarif etmek için kullanır. Onun yaptığı, kolektifler veya guruplara benzer-bireyler olarak işleyen ve böylece ekonomik geleneğin bireysel metodolojik temellerinden tam bir ayrılış haline gelen bir genişlemedir.

Buchanan’ın gözünde, belirsiz girişim, geleneksel refah eko-nomisini gerçekleştiren yardımcı politik reform için bir kaynak ola-rak teorik iktisadın kullanılmasıyla ilgilenmez. Bir alternatif olarak anayasal-sözleşmesel yaklaşımda onun gelişmesine yol açan bu he-def hatalı bir yoldu. Rasyonel maksimizasyon seçim düşüncesinden ayrılmak yerine, Buchanan’ın anayasal politik iktisadı, insani koşulla-rı iyileştirmede, pratik politik proje ile ekonominin geleneksel pazar takasını birleştiren ortak özellik olarak ticaretten kar elde etme dü-şüncesine dayanır. Anayasal perspektiften, bu projeye ekonominin gerçek katkısı, ticaretten kar elde etmede, insani sosyal işlerde karşı-lıklı gelişmelerin potansiyelini keşfetmede bir uzmanın katkısıdır. Buna göre, anayasal politik iktisadın görevi, ekonominin bilinen iki taraflı mübadele anlaşmasından insan guruplarının kolektif olarak davranmasına izin veren sosyal sözleşme türüne yönelik gönüllü uz-laşma düşüncesinin gerçekleşmesi ile olur. Anayasal politik iktisadın araştırma programı ve modern politik felsefenin bazı katkıları, öze-likle John Rawls’ın(1971); sosyal sözleşme teorisiyle(Buchanan, 1987:311) canlanan felsefesiyle arasındaki açık yakınlığın sebebi budur. Anayasal politik iktisatta sosyal sözleşme kavramı, pazar dışı

Page 121: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 121

alanı, pazarlarda gönüllü ticaretten elde edilen karşılıklı kar teorisine benzerlik taşıyan kolektif kararı geliştirmek için kullanılır(Buchanan, 1979:30ff). Bireylerin kolektif seçim yoluyla karşılıklı karları realize etmelerini sağlayan kurumsal düzenlemelerin altında yatan sözleş-mesel doğasını tarif etme anlamına gelir, bu kolektif malların üreti-miyle ilgili kompleks çok taraflı ticaret türü sayesinde veya anayasal politik iktisat ile daha ilgili olmak üzere, insan guruplarının kuralla-rın sınırlamalarına birlikte boyun eğme riski olan karşılıklı müsaade-si ile olur.

Anayasalcı sözleşmesel paradigma ile karşılaştırıldığında, yal-nızca, sosyal refah fonksiyonunun “olan” ve “olması gereken” arasın-da bir mantık köprüsü sağladığını farz ederek, doğal olarak hatalı davranan refah ekonomisinin bu türlerinde paradigmanın maksimi-zasyonunun yanlış olduğu ortaya çıkmaktadır. Paradigmanın maksi-mizasyonu, refahçı argüman bir hipotetik emir olarak yorumlanmış olsa bile kötü bir rehberlik sağlar, bu , eğer bu tür refah özel toplama metodu ile ölçülürse politikanın sosyal refahı nasıl geliştirebileceği hakkında olan bir argümandır. Yalnızca farz edilen normatif stan-dardın bağlantısı veya kabul edilebilirliği sorgulanamaz. Refah eko-nomisinin tüm tarihi, politik reformlara rehberlik eden herhangi bir tartışmaya açık sosyoteknolojik konjonktür yapılarından türetilen girişimlerin başarısızlığına kanıttır.

Kabul edilen refah ekonomilerinin tersine, anayasal politik ik-tisat, kavramsal optimum refaha daha yakın “ekonomiye” ve “toplu-ma” yönelme olarak farz edilen spesifik müdahaleler tanımlamaya çalışmaz.Bunun yerine, ilgili bütün tarafların kar elde edilebileceği, bu yüzden, genel bir anlaşmayı sağlayabilecek potansiyel kuramsal reformlar hakkında konjonktürler geliştirmeye çalışır. Onun kon-jonktürel öğüdünün adresi, potansiyel karşılıklı gelişim iddialarının yapıldığı ilgili seçim bölgesidir, ve bileşenler arasındaki, gerçek an-laşma varsayımların geçerliliğinin son testidir. Buchanan’ın ortaya koyduğu gibi: Normatif olarak, anayasal politik iktisadın görevi, ne olursa olsun, amaçlarına en iyi hizmet edecek politik oyunun kuralla-rını sürekli aramak, kendi sosyal düzenlerini en sonunda kontrol eden vatandaşlar gibi bireylere yardım etmektir(1987: 313). Sanki

Page 122: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

122 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

cömert, her şeyi bilen, tanrısal hükümete tavsiyede bulunacakmışça-sına, açık bir şekilde gelişerek çalışan refah iktisat pratiği ile zıtlık oluşturur(Buchanan, 1979: 204).

Müdahaleci refahçı yaklaşıma karşı, prosedürsel, kural odaklı anayasal yaklaşımın durumu, dikkat çekici bir şekilde Ruttedge Vi-ning’in(1984) vurguladığı bir argüman tarafından destekleniyor, bu-na göre, başlıca, sosyal, politik veya ekonomik süreçlerin çıktı veya sonuçların kendileri direkt olarak değişime maruz kalmaz fakat hızla değişime maruz kalan yalnızca idari kural ve kanuni sistem-dir(Vining:177). Bununla beraber, kurallar düzenleme ve idari pro-sedürdeki böylesi değişimler tipik olarak beklenmedik etkilerdir ve genellikle beklenilenden daha farklı sonuçlar üretirler. Diğer bir de-yişle, Vining’in ortaya koyduğu gibi, doğrudan arzu edilen sonuçları üretmek, toplumun politik şekli ne olursa olsun, bir kanunun yaptığı veya yapabileceği şey değildir, bu durum oyunun kurallarını ortaya koymaktadır ve istenilen sonuçların doğup doğmayacağı veya ne de-receye kadar doğacağı, yeni empoze edilen sınırlamalar altında oyuncular tarafından seçilen stratejilere bağlı olacaktır. Buna göre, Vining’in çıkardığı sonuç gibi, uygulayıcı olarak ekonomistin gerçek rolü refah ekonomisinin müdahaleci modeli ile öngörülemez, fakat bunun yerine, kanun yapıcı bir zihin çerçevesinde, kanun yapıcılara ve vatandaşlara tavsiyelerde bulunan, kuralların çerçevesinde, hangi değişimlerin doğan sonuçların şekillerini etkileyeceği hakkında bilgi veren bir uzman rolüne sahiptir.

Tıpkı Buchanan’ınkiler gibi, bu konu hakkında Vining’in dü-şünceleri(464 ff) ile politik ve ekonomik yaşam arasındaki geniş pa-ralelliği üzerine Frank Knight’in (1982) düşünceleri tarafından güçlü bir şekilde etkilenmiştir. Knight’ın belirttiği gibi; sosyal etiğin bütün problemleri , daha iyi bir oyun amacıyla, kurallara uyma ve bu kural-ları geliştirme ile ilgili iki bölüme sahip oyunlarda olan problemler gibidir. Knight’ın en azından dokunduğu anayasal politik iktisat giri-şimini merkez alan birçok problem vardır. Bunlardan biri, oynanan “verilen” bir oyun başarılı bir şekilde her bir oyuncunun çabuk bir şekilde ilgisini çektiğinde oyunun kurallarını geliştirmenin ilgili oyuncular gurubunun kolektif yararına olduğu gerçeğinde yatan gü-

Page 123: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 123

düsel asimetri ile ilgilenir. Kazanma açısından oyunu zeki bir şekilde oynama kapasitesinin, niçin insanlar arasında, kurallar geliştirme veya daha iyi oyunlar icat etme kapasitesinden çok daha fazla ve yaygın bir şekilde geliştiğini açıklayabilecek olan bu asimetridir. Ola-ğanüstü kamu ihtiyacının, anayasal politik iktisadın kanun yapıcı bilim olarak ispatlayabileceği bilgi türü için var olabileceğinin söyle-nebilmesi bu asimetri yüzündendir.

Diğer bir konunun göz önüne aldığı şey, ticaretten elde edilen kar paradigmasının gönüllü piyasa değişiminde, hem kamu hem de özelde organize olmuş kolektif aktiviteye genişletildiği düşünülmek zorunda kalınan farklılıklardır. Serbest pazar değişimindeki normatif önem, özel işleme yönelik olan gönüllü anlaşmadır. Anayasal anlaş-ma tipik olarak uyumsuz gurupların yetkisini, seçimin anayasa altı seviyedeki zorlamasının kabulünü ( vergi yoluyla olduğu gibi) içere-bilir veya içerecektir. Knight’ın belirttiği gibi, anayasal anlaşma sevi-yesinde piyasa mübadelesindeki gönüllü anlaşmaya doğrudan denk kolektif düzenlemelerde gönüllü katılım olacaktır, yani, gurubu terk etme, dolayısıyla diğer guruplara katılma ve sonuçta isteğe bağlı gu-ruplar kurma hakkı ve gücünü gerçekleştirecektir. Bu koşullar, gö-nüllü birleşmeler için büyük oranda yol gösterici olabilirler, var olan nedenlerden dolayı, asla bölgesel bağımsızlık olarak tanımlanan poli-tik guruplar tarafından tam olarak uygulanamazlar. Bu gurupların söz konusu olduğu yerlerde “ bir gurubu terk etmek, fiziksel olarak bir diğer guruba geçme anlamına gelir, ve maddesel maliyetler, kül-türel farklılıklar, ayrılmayı özellikle pratikte dünyayı kaplayan diğer politik birimlere girmeyi yöneten kurallar ile sınırlanırlar. Politik guruplar açısından, bu sebepten dolayı, doğal bölgesel bağımsızlığın izin vereceği kadar anlamlı çevre oluşturan anayasal sözleşme ile gönüllü anlaşma düşüncesi oluşturabilen örgütsel önlemlerin alın-masının hepsinden önemli olduğu sonucuna varılabilir( ör: rekabetçi federalizm)

Gene Knight’ın gözlemlediği gibi (1982: 249) oyun metaforu, tüm insan sosyal yaşamının mirası olan çıkarlarının her zaman var olan uyum ve çatışmasının kurallar ve kanunlar ile oyunun ilişkisini gösterdiğinden ayrıca öğreticidir: “ Herhangi bir oyundaki bütün ta-

Page 124: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

124 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

rafların oyunun kendisinde çıkarları vardır, bu yüzden genelde ku-rallara uyarlar. Fakat kazanmada bireysel çıkarları vardır, dolayısıyla kanunları çiğnemek veya aldatmak işlerine gelir. Anayasal çıkarlar kavramı, Knight’ın, başlıca kuralların iyileştirilmesi ve uygulanması ile kısaca değindiği iki temel problem kadar her zaman mevcut uyum ve çıkarların çatışmasının temel hususunu aydınlatmaya yardım edebilir. Uygulama problemine gelince, çıkarların uyum ve çatışma-sının karışımı, insanların anayasal çıkarları ve strateji çıkarları ara-sındaki farktan kaynaklanır. İkincisi verilen oyun kuralları içerisinde elde edilebilen strateji üzerinde insanların seçimlerinin etkisinin, ilki insanların altında yaşamayı tercih ettikleri çeşitli kurallar hakkında-dır. Bu çıkarlar arasındaki uyum ve çatışmanın karışımı, bir gurup içerisinde anayasal çıkarlarda tam anlaşma olsa bile, yani bütün üye-ler mevcut kuralların etkin olmasını isteseler bile, her biri onu çiğ-nemeden dolayı ekstra çıkar elde ederken, diğerlerinin ona uymasını isteme gerçeğiyle başa çıkmak zorundadır. Eğer kontrolü kaybeder-se, kandırma tutkusu, bütün üyelerin anayasal çıkarların tam olarak anlaşıldığı gerçeğine rağmen anayasal düzenin başarısının altını oyabilir. Uygulama problemi, temelde insanların çarpışan stratejik çıkarların tehdidine karşı, anayasal çıkarların etkinliğinde anlaşma-nın nasıl yapılabileceği problemidir. Ve bu problem, bütün tarafların, gene, anayasal çıkarlarını paylaşacağı çalışılabilir güçlü bir plan adapte ederek çözülebilir.

Gelişme kurallarının söz konusu olduğu yerlerde, “çıkarların uyumu ve çatışması”, insanların uzlaştığı anayasal çıkarlar ve kendi lehlerine etkilenen anayasal çıkarlar arasındaki gerilimden kaynak-lanır. Özel kişi ve guruplara yarayan anayasal kurallar açık bir şekil-de ayrıcalıklı çıkarlardır, fakat ayrıcalıklı olmayanın gönüllü ve bili-nen anlaşmasını elde etmezler. İnsanların paylaşılan anayasal çıkar-larını, kanun önünde tam eşitlik ile, sadece ayrıcalığın olmadığı bir düzeni destekler gibi gözükmektedir. Bununla beraber, uzlaşmaya vardıkları anayasal çıkarları, karşılıklı yararlı işbirliği için gerekli zemini sağlamasına rağmen, eğer kullandıkları ayrıcalıklar paylaşılan anayasal çıkarları elde etmelerini engellerse, insanlar bu tür işbirlik-lerinden elde edilecek yararları gerçekleştiremeyebilirler. Anayasal

Page 125: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 125

politik iktisatta, ve modern sözleşmesel felsefede, bu problem genel-likle, anayasal seçimlerin , özel durumları hakkında insanları belirsiz ve habersiz bırakan ve bundan dolayı da anayasal çıkarların farklı-laşmasını azaltan veya elemine eden bir perdenin arkasında yapıldığı farz edilerek ele alınır. Bu konuda düşünmenin başka bir yolu da vardır. Eğer insanlar alternatif anayasal rejimler arasında her hangi bir bedel ödemeksizin, tam olarak serbest bir şekilde hareket edebi-lirlerse, bir görünmez el mekanizması, anayasal çıkarlarda gerçek bir anlaşmaya götüren kural rejimlerine yol gösteren çalışmalar öngöre-bilir. Bireyler başlangıçta kendi lehlerine olan rejimlere yönelebilir-ler, fakat bu rejimler, eğer hiç kimse onlara katılmazsa ayrıcalığa çok az bir yarar sağlarlar- zaten insanlar kendilerine yönelik ayrımcılığın olduğu bir rejimi niye seçsinler ki. Şüphesiz gerçek dünya da, insan-lar alternatif rejimler arasında bu kadar rahat bir seçim yapamazlar. Yine de, eğer hareket için engeller varsa, var olduğu ölçüde, insanlar sömürülebilir ve ayrıcalık için uğraş olası bir anayasal strateji haline gelir. Bununla beraber, bu stratejinin anayasal değişim sürecine uy-gulandığı ölçüde, toplumlar kamu tercihi teorisyenlerinin “rant ara-yışı” adı altında çokça tartıştıkları şey yüzünden eziyet çeker-ler(Brennan and Buchanan, 1985: 121).

İnsanların paylaşılan anayasal çıkarlarını nasıl etkili bir şekil-de gerçekleştirebilecekleri ve refah azalışı ile ayrıcalıklar için karşı-lıklı yıkıcı rekabeti engelleyecek şekilde anayasal seçim ve anayasal reform sürecinin nasıl organize edilebileceği konusu anayasal politik iktisat araştırmalarının temel sorularından biri olarak kalır. Son ola-rak, ayrıcalıklar olmaksızın bir ekonomik anayasanın nasıl kurulaca-ğı sorunu, anayasal politik iktisat ile birçok ortak noktası bulunan bir araştırma programı olan Alman Ordoliberalisminin de temel sorun-larından birini oluşturduğundan bahsetmek gerekir(Vanberg 1991).

Kaynaklar

Brennan, Geoffrey and James M. Buchanan(1985), The Reason of Rules – Constitutional Political Economy, Cambridge: Cambridge University Press.

Page 126: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

126 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Buchanan, James M.(1977), Freedom in Constitutional Contract, Col-

lege Station: Texas A & M University Press.

Buchanan, James M.(1979), What Should Economists Do?, Indianapo-lis: Liberty Press.

Buchanan, James M.(1987), Economics-Between Predictive Science and Moral Philosophy, College Station: Texas A & M University Press.

Buchanan, James M.(1991), The Economics and the Ethics of Consti-tuonal Order, Ann Arbor: University of Michigan Press.

Buchanan, James M. And Gordon Tullock(1962), The Calculus of Con-cent-Logical Foundations of Constituonal Democracy, Ann Ar-bor: University of Michigan Press.

Hayek, Friedrich A.(1973) Law, Legislation and Liberty, vol. 1, Lon-don: Routledge & Kegan Paul.

Knight, Frank(1982), Freedom and Reform, Indianapolis: Liberty Press.

Rawls, John(1971), A Theory of Justice, Cambridge, MA: Harward University Press.

Smith, Adam(1981), An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations, Indianapolis: Liberty Classics.

Vanberg, Viktor J.(1991), “Review of” Ordo-*Jahrbuch für die Ord-nung von Wirtschaft und Gesellschaft”, Constituonal Political Econumy, 2, 397-402.

Vanberg, Viktor J.(1994), Rules and Choice in Economics, London: Routledge.

Vining, Rutledge(1984), On Appraising the Performance of an Eco-nomic System, Cambridge: Cambridge University Press.

Page 127: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 127

KANUNİ KURALLARA KARŞI

ANAYASAL SINIRLAR26

Randy T. Simmons Çeviren: Ali Özkur

Memleketin işlerini yönetmek bedelsiz değildir. Yetkileri sa-dece temel hakları ve anlaşmaları uygulamak ve toplumun korunma-sını sağlamakla sınırlı olan bir hükümetin bile vatandaşlarının mülk-leri hakkında biraz söz hakkı olmalıdır. Fakat ne kadar? Bu söz hakkı bir belirli kurallar çeşidi ile mi sınırlandırılmalıdır, ya da bu tip ka-rarların çoğunluk oyu ile belirlenmesine izin mi verilmeli-dir? Hü-kümetin vergi ve harcama güçlerinde sınırlamalar olmalı mıdır? Eğer öyleyse, en etkili sınırlamalar hangileridir? Hangileri en adil olanla-rıdır?

Tüm demokratik hükümetlerin mali kuralları vardır. Bunların arasında, vergilendirme, vergi muafiyeti, muhasebe işlemlerinin ge-rekliliği, ödünç alma sınırları ve harcamaların sınırlandırılması için kurallar yer alır. Bu kuralların bazıları anayasaldır ve sadece çok zor ve zaman alan bir süreçle değiştirilebilirler. Bazıları kanuna uygun-dur ve uygun bir kanun koyucu yapıda çoğunluk oyu ile değiştirilebi-lir. Vergi tarafsızlığı ya da yatay adalet gibi diğerleri de resmen uygu-lanmayan fakat vergilerin ve harcamaların kanuna uygunluğunda büyük bir rol oynayan ‘normatif’ kurallardır. Bütün bu kurallar va-tandaşları hükümet görevlileri ile diğer vatandaşların yırtıcılığından

26 Makalenin orijinal başlığı şu şekildedir: "Constitutional Limits Versus Statutory Rules", Limiting Leviathan, Donald P. Racheter and Richard E. Wagner, Northamton N.A. Edward Elgar, 1999. (Daha önce şu dergi içerisinde yayınlanmıştır: Kamu Tercihi ve Anayasal İktisat Dergisi Sayı:2 Yıl:1 Nisan-Mayıs-Haziran 2001.)

Page 128: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

128 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

korumak için ortaya çıkmışlardır. Aynı zamanda bizleri birbirimizin iyi niyetlerinden de korumak için ortaya çıkmışlardır.

Ve bizim korunmaya ihtiyacımız vardır. Ulusal Vergi Mükellef-leri Birliği’ne göre (Stanley, 1996), resmi ulusal borç şu anda 5 tril-yon dolardan fazla ve gerçek ulusal borç da hala daha yüksek. Resmi ulusal borç emeklilik programları için temin edilmemiş borçlar , ulu-sal ödünç verme garantileriyle birleştirilirse federal hükümetin borç-larının toplamı 18 trilyon dolardır. Bu borç toplamına ek olarak hü-kümet politikaları bazı vergi mükelleflerinden diğerlerine büyük mik-tarlarda para transfer ediyorlar. Başka bir yerde belirtildiği gibi, Kaliforniya toprak sulayıcıları, getirirken vergi mükelleflerine 600$’n üstüne mal olan su için hektar başına 10$’dan az ödemektedirler. Gümrük vergisi yasasının tüketicilere bedeli her sene 70 milyar dolar artmaktadır. Amerikan iş çevreleri hükümetin kanunlarına uymak için 100 milyar dolardan fazla bir ödeme yapıyorlar. Ve sonuç, daha az iş olanağı, daha düşük kar oranı, daha az yenilik ve daha yüksek vergiler oluyor.

Bu ve diğer sorunlar hakkındaki bir çok tartışmada, politika-lar ve hükümet sanık olarak görülmez. Bunun yerine, hükümet, kişi-lerin müşterek isteklerini uygulayabildikleri merhametli bir kurum olarak görülür; kamu politikaları ve politik süreçler kesinlikle faydalı ve adildir, kusursuz bir şekilde kamu oyunu yansıtırlar ve sosyal uyuma yardım ederler. Politikalar herhangi bir şekilde yararsız ya da adaletsiz ise, suç oy verenlerdedir. Bununla beraber, oy verenler hü-kümettir (örnek için bakınız; Stein, 1995). Bu tip tartışmalarda eksik olan nokta şudur ki, genellikle hükümet bir grup insanın diğer grup-lardan çıkar sağlama sürecidir. Politik mali oyunun kuralları, şimdiki kuşakların sonra ki kuşakları, çiftçilerin vergi mükelleflerini, üretici-lerin tüketicileri sömürmesine ve bazı grupların diğer grupların har-camalarından yarar ve Pazar çıkarı sağlamalarına izin verir.

Politik mali oyunun kuralları Brennan’ın (1984) “mali anaya-sa” dediği şeyi oluşturur. Bu bölümün başlığı mali anayasanın en iyi nasıl düzeltileceğidir. Kanunî değişikliklerin yeterli olup olmadığı ya da çoğu değişikliğin anayasal düzeyde mi yapılması gerektiği asıl

Page 129: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 129

sorudur. Ben, anayasal değişikliklerin en güvenilir ve tercih edilir olduğunu ileri sürüyorum ve federal bütçeyi dengelemek için yapılan çabaları ve hükümetin değişik mali kurallarla olan tecrübelerini ince-ledikten sonra bir sonuca ulaşıyorum.

ETKİSİZ MALİ KURALLARIN MALİYETİ

Birleşik Devletlerin karşı karşıya kaldığı mali sorun, çok yo-ğun bir şekilde ustaca ve hatta bazen açıkça kaçınılabilecek normatif ve kanunî kurallara dayanmamızdır. Açıkça diyebiliriz ki bütçe yap-ma sürecinin kontrolü için harcanan güç gereksizdir. Daha etkili ka-nunlar oluşturulmadığı sürece, şu anki 5 trilyon doların ya da her Amerikan vatandaşı başına 20.000$ lık resmi ulusal borç artmaya devam edecek ve bu borç, kuşaklar arası adalet, gelecekteki yaşam standartları, ekonominin istikrarı ve artan aşırı harcama dürtüleri üzerindeki etkisini şiddetlendirecektir.

Birçok politikacı ve bütçe açığı ile finansmanın diğer taraftar-ları kuşaklar arası problemi borcun bir sorun olmadığını öne sürerek göz ardı ediyorlar çünkü “biz parayı kendimize borçluyuz”. Fakat, “tüketen biz” ile “ödemek zorunda olan biz”’i açıklamamak şu anki kuşakların gelecek kuşakları vergilendirerek tüketim yaptıkları ger-çeğini sahte bir şekilde gizler. Cato Enstitüsü’ndeki mali politika ça-lışmalarının başkanı ve Hükümet: Amerika’nın Bir Numaralı Bü-yüme Endüstrisi (1995) kitabının yazarı Stephen Moore (1996, p.1), bütçe açığı ile finansmanı “mali olarak çocuğa zarar vermenin man-tıksız bir şekli”diye adlandırır. Şöyle açıklar:

Washington’da çocukların menfaatleri için konuşuyormuş gibi görünen yüzlerce grup var. Fakat, Washington’da, binlerce özel ilgili lobicinin ve kendini ilan eden iyi niyetli fakat başarısız toplumcuların arasında kim, bizim sorumsuzca yaptığımız borçları ödemek zorunda kalacak olan çocuklar hakkında konuşuyor? Washington’da şu anda peşine düşeceğimiz tek çocuk yararına po-litika bizim hükümetimi-zin şu anda diğer kuşağın sırtına yüklemeye hazırlandığı borçların ezici sınırıdır.

Page 130: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

130 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Devam eden bütçe açığı, gelecekteki nesiller şimdiki nesillerin

tüketimini ödemek üzere vergilendirildiklerinden “temsili olmayan vergilendirmenin” bir şekli haline gelir. Bu vergilendirmenin kapsa-mı diğerlerine nazaran daha yeni bir alan olan kuşaksal muhasebe-nin araştırmasında ortaya konmuştur. Bir analize göre (Auerbach, et. Al., 1995), gelecek nesillerin hayatları boyunca net vergi oranları (şu anki hayat boyu ödenen net vergi değerinin, hayat boyu çalışma geli-rinin değerine bölünmüş hali), 1992’de doğanların net vergi oranla-rına göre %126 daha fazla olacak.

Devamlı ve büyük bütçe açıklarıyla olan ikinci bir sorun da, bunlar, ulusal tasarrufları ve yatırımları olumsuz etkilerler, böylece de gelecekteki yaşam standartları ve ekonominin sabitliği de olum-suz yönde etkilenmiş olur. Ulusal tasarrufların içine, aile tasarrufları (ailenin geliri ile tüketimi arasındaki fark), iş tasarrufları (alıkonan karlar) ve hükümet tasarrufları (artan paralar) girer. Hükü-met kar-dan çok zarar ettiğinde, özel tasarruflar (ev ve iş) havuzundan ödünç almalıdır, bu da ekonomik büyümeyi destekleyen yatırımlar için ge-rekli olan yerel özel tasarrufları azaltır.

Eğer özel tasarruflar ekonominin ihtiyaçlarını ve hükümetin isteklerini karşılayacak yeterlilikte büyüdüğünde, özel tasarrufun durağan ya da düşüşte olduğu zamandakinden daha az endişele-necek şey vardır. Veriler endişelenmek için sebep olduğunu gösteri-yor. Son otuz yıl süresince, toplam toplumsal (ulusal ve bölgesel) bütçe açığı arttığından, ev tasarrufları ve toplu tasarruflar düşmüş-tür. Örneğin, 1950’lerde ve 60’larda tasarruf oranı 9.1 iken (Katlikoff, 1995) 90’ların ilk yarısında bu oran 2.7 olmuştur. Brookings Enstitü-sü’nün kıdemli bir üyesi olan Robert D. Reichauer şöyle der:

Kamu sektörümdeki bütçe açıklarındaki büyüme, son otuz yıldaki ulusal tasarruflardaki azalmanın kabaca üçte ikisine sebep olmuştur. Dönüşümlü olarak, tasarruf oranındaki bu düşüş, yatırımı düşürdü ve ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve yaşam standar-dının düşmesine yol açtı. Ekonomik sonuçların niceliksel hesapları kesin değildir, fakat ilgi temin edildiğini gösterir. New York Merkez Bankası’ndaki iki ekonomist, 1980’lerdeki net ulusal tasarruftaki

Page 131: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 131

düşüşün 1990’da muhtemel GSY’yi yüzde 5 ila 7 oranında düşürdü-ğünü, ve bu miktarın 2000’de yüzde 10 – 15 seviyesine yükselebile-ceğini hesapladılar. Buna benzer olarak, Meclis Bütçe Komisyonu da yüzde 3 GSY civarındaki süregelen ulusal bütçe açığı ile karşılaştırıl-dığında, denk bir bütçe, gelecek yüzyılda tüketim seviyesini sürekli olarak en azından yüzde 5 arttıracaktır. Bu bü-yüklükteki etkiler dik-kate değerdir ve bütçe açığını kapatmak için yapılan çabaları açıkça haklı çıkarır.

Bütçe açıkları ulusal yatırımları da etkiler. Şu anki tüketimin yanında, hükümet, fiziksel altyapıya, bireylerin sermayelerinin geliş-tirilmesine, araştırma ve gelişmeye de harcamalar yapıyor, ve bunla-rın hepsi de ekonomik büyümeye ve her şeyin ötesinde refaha katkı-da bulunur. Bütçe açığı arttığından ve tasarruflar azaldığından, yatı-rımlar da azaldı. 1990’lardaki ulusal yatırım 1960’lardakinin sadece %36’sı seviyesinde ve fiziksel altyapıya yapılan yatırımlar da 1960’lardaki %2.9’luk oran karşılaştırıldığında 1990’larda net ulusal gelirin sadece %1.4’ü seviyesinde. (Reischauer, 1996, sf.3)

Bütçe açığı ile finansmanın yarattığı üçüncü bir sorun da şu-dur; bu durum aşırı harcama yönünde dürtüler meydan çıkarır çün-kü politikacıların para harcarken karşılaştıkları maliyetleri düşürür. Bütçe açığı ile finansman, politikacıların onlara sadece 80 sent vergi koyarken, hükümetin oy kullananlar için harcadığı 1 doları dışarı çıkarmalarına müsaade eder. Böylece, bütçe açıklarının şu anki sevi-yesi, politikacıların aile başına vergiyi geçen kabaca 2000$ harcama yapmasına müsaade eder. Vergilendirmektense borç almak suretiyle, politikacılar, kişilerin ödeyebileceklerinden daha çok hizmet yapma olanağı buluyorlar. Nobel ödüllü yazar Milton Friedman bu konuyu şöyle işler:

Hükümetin bütçeyi dengelemesi ve harcamayı sınırlandırma-sını öngören anayasal değişikliğin güçlü bir savunucusu olarak, bü-tün görüşlerdeki politikacıların yüksek sesle açıkladığı bütçe açıkla-rına karşı nefretlerini açıkça paylaşıyorum. Fakat benim sebeplerim onlarınkinden farklı. Benim görüşüme göre, bütçe açıklarına olan ana soru politik, ekonomik değil. Bütçe açıkları için gösterilen ekonomik

Page 132: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

132 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

zarar – yüksek faiz oranları, enflasyon ya da ekonomik durgunluk gibi bütçe açıklarından değil, hükümetin finansa destek olmak için yaptıkları aşırı harcamalardan kaynaklanıyor. (Savage, 1988, sf.9)

Harcama durumu, Washington Redkins ’in önceki futbol ant-renörü George Allen örneği ile ilişkilendirilebilir. Allen ’ın felsefesi “gelecek bugündür”’dü ve Redkins seçim tasarılarını pahalı serbest temsilciler için eğitti. Redkins’in sahibi Jack Kent Cook’un milyonla-rını harcadığı ve kazanamadığı yıllar sonunda Allen, Cook tarafından kovuldu. Cook, kovuşunu şu sözlerle açıkladı: “George Allen Was-hington’a geldiğinde, ona sınırsız bir bütçe verdim. Fakat George bu-nu aşmayı başardı” (Moore, 1996, sf.6) bütçe açığı ile finansmanlar politikacıların gelecekteki maliyetleri göz ardı etmesine ve aşırı har-camalarına müsaade eder. Harcamaya istekli oldu-ğumuzdan daha fazla hizmet alıyoruz ve maliyetlerde gelecek nesillere geçiyor. Fakat, Jack Kent Cook, George Allen’ın harcamalarından direkt olarak etki-leniyordu ve Allen’ı kovabildi. Gelecek nesiller şimdiki politikacıları kovamazlar ve şimdiki seçmenler de düşük fiyatlı hükümet kazançla-rını reddetmiyorlar.

BÜTÇE AÇIĞI İLE FİNANSMAN NEDEN GELİŞTİ?

En azından bütçe açıkları ile ilgili ahlaki kurallar ile ilgili dö-nüm noktası 1929 muş gibi gözüküyor. O yıl ki bütçe denkydi ve hat-ta 1. Dünya Savaşından kalan borçların azaltılması için yıllık bir ha-zırlığı bile kapsıyordu. 1929’dan beri geçen 67 yıl içinde, ulusal bütçe sadece 11 kere dengelendi (Stein, 1996) 1929’dan sonraki bir za-manda, milletimizin politikacıları ve ekonomistleri, bütçe açığı ile finansmanın önüne geçen sıkı ahlaki kuralı kaybettiler.

Her ne kadar, Franklin Roosevelt 1932’de yönetime geçmek için bütçeyi dengeleme sözü verdiyse de, bütçe açıklarını yeni baştan ortaya çıkardı. Fonların kaynağı ya da uzun dönemdeki sonuçları hakkında hiç endişelenmeden, eğer insanlar işsizse, hükümetin onla-rı iş sahibi yapmak için harcamalar yapması gerektiğine inanıyordu. Roosevelt’in bütçe açığı olan mali durum için geniş bir fikri yoktu, fakat, Roosevelt’in politikasıyla rastlaşan bir fikir Kasım 1935’te ekonomist J. M. Keynes’in kitabı İstihdam, Faiz ve Para Hakkında Ge-

Page 133: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 133

nel Teoriler adlı kitabının basılışı ile ortaya çıktı. Keynes’in konusu, gelecek 35 yıldaki ekonomik politika ile ilgili tartışmalardan oluşu-yordu. Keynes’e göre, hükümetler denk bütçeler sağlamak zorunda değildir. Bunun yerine, hükümet politikası dönemsel olmalıdır, yani zararlar ve fazlalıklar ekonomideki gidip gelmeleri dengelemek için stratejik şekillerde kullanılmalıdır. Yani, harcama ve vergilendirme politikaları, hem bunalımlarla hem de enflasyonla savaşmak için kul-lanılabilir ve kullanılmalıdır.

Başarılı politikacı nesilleri Keynes’in modelini bütçe açığı ile finansmanlarını haklı çıkarmak için kullanmışlardır. Fakat bu modeli izlemenin ortaya çıkaracağı birçok problemden bir tanesi şudur ki, her ne kadar, iktisadi daralma dönemlerinde bütçe açığı ile finans-manlar için aşırı bir kamu isteği oluyorsa da, iktisadi genişleme dö-nemlerinde de bütçe açığı ile finansman için büyük bir kamu isteği olur. Azalan vergiler ve artan kamu harcamaları, artan vergiler ve azalan harcamalardan politik olarak daha uygun olmaya mahkum-dur. Ve politikacılar, oy istedikleri ve kampanyalar yaptıklarından, şunu sormak zorundadırlar: “ Kimin tüketimi etkilenecek, nasıl ne zaman ve hangi derecede?”. Politikalar belirli seçim bölgelerine yarar sağlamak üzere belirlenir, bütünün mali gereksinmeleri için değil. Böylece, eğer ki Keynes, dönemsel politikanın gerekliliği konusunda haklıysa bile , bu olamaz.

Hükümet ekonominin belirli kısımlarını dengelemek için uğ-raşabilir fakat hükümet tüm ekonomiyi dengelemez, ve dengeleye-mez. Aslında, hükümet, dengeyi bozmaya daha yakındır (Mitchell ve Simmons, 1994, sf. 176-194). Örneğin, ABD hükümetinin bir kurumu, tütün ye-tiştirilmesinin geliştirilmesini destekliyor fakat bir diğeri de sigara içenleri sigaranın sağlığa zararları hakkında uyarıyor. Hatta bir diğer kurum da aynı zamanda dönüm miktarını sınırlandırıp ve fazlalıkları stok etmek için korkunç fiyatlarla alırken, çiftçilerin üre-timlerini arttırmak için çalışır. Kamu arazilerinin emanet edildiği bir kurum da bu kaynakların fiyatları artarken kereste ve diğer kaynak-ları harcar. Bu, mali politikanın gerçek politik dünyasıdır.

Page 134: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

134 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Keynes modelinin politik başarısızlığına ek olarak, Amerikan

politik sistemine süregelen ve büyüyen bütçe açıklarını destekleyen iki yapısal değişiklik daha ortaya çıkmıştır. İlki, hükümet ta-rafından 1962 ile 1972 arasında yapılan yetki verme taahhütlerinin genişle-tilmesidir. O dönemde ortaya çıkarılan kanunlar, Sosyal Hizmetler, Sağlık Sigortası, Gıda Pulu, Tamamlayıcı Güvenlik Gelirleri program-larının ortaya çıkmasına neden oldu. Buna ek olarak, Sosyal Güvenlik Hareketi tüketici fiyat katalogundaki değişimlerin anahtarı olan ya-rar seviyelerindeki otomatik artışları sağlamak için düzeltildi.

Bu yeni taahhütler, savunucularının söylediklerinden çok da-ha pahalıya maloldu. Mesela, sağlık harcamaları bütçe üzerinde etki-lere yol açtı. Sağlık harcamaları 1950’de ki yüzde 4.2 ora-nından,1965’te yüzde 5.8’e, 1994’te yüzde 13.7’ye kadar yükseldi (Reischauer, 1996, sf. 5). Artan sadece harcamalar değildi, fakat sağ-lık sigortası ve sağlık yardımı büyük bir payın özel sektörden kamu sektörüne geçmesine neden oldu.

İkinci yapısal değişiklik de Meclis’in kendisindeydi. 1960’ların sonu ve 70’lerin başı boyunca, Meclis gücünü sayıları artan komite ve alt komiteler arasında dağıtarak kendini demokratikleştirdi. Bunun net sonucu, Meclis üyeleri arasındaki parti kontrolünü azaltarak, on-ların kendi seçim bölgeleriyle daha çok ilgilenmelerine müsaade et-mekti. Liderliğin otoritesi aldığından, katı parti kontrolünün empoze ettiği yapısal sınırlamalar ve kıdemlilik sistemi ortadan kalktı (Bro-der, 1972, Fiornia,1989). Reformlar, belirli bir mali sınırlama derece-sini denemiş olan tahsis etme ve vergi-lendirme komitelerinden gücü aldı ve diğer komitelere yetkilendirme yasası yoluyla ve “arka kapı” harcama yetkilisi denen şeyle, harcama yetkilileri yaratma olanağını kazandırdı. Meclisin daha fazla üyesi harcama gücünü elde edince, onlar da bu güçlerini kullandılar .

Bütçe açıklarının altında yatan problem politikanın Keynes’ci ekonomistlerin ve hatta birçok politik yorumcunun öngördüğü gibi merhametli bir süreç olmamasıdır. Bunun yerine, politika, bir-biriyle yarışan değişik grupların kendi fikirlerini toplumun geri kalanına empoze etmeye çalıştığı bir savaş haline gelmiştir. Bu süreç yıllar

Page 135: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 135

önce politik bilimci Robert A. Dahl tarafından özetlenmiştir (1956): “........ hükümet politikasının yapımı politikanın belirli sorunları üze-rinde birleşmiş büyük çoğunlukların haşmetli yürüyüşü değildir. Da-ha küçük grupların değişmez yatıştırılmasıdır.” O zaman, hükümet, kişiler ve hatta seçmenler değildir, kamu harcamasıyla özel kazanç elde edilen bir süreçtir.

Dördüncü Bölüm'de açıklandığı gibi, politikacılar ve bürokrat-lar başkalarının parasını harcarlar. Harcamadan faydalanan kişiler kamu hazinesine hiçbir katkıda bulunmuyor olabilirler. Harcama dürtüleri, ekonomik olma dürtülerinden daha güçlüdür çünkü, hü-kümet harcamalarından faydalanan küçük grupların, yaygın vergi mükelleflerine oranla daha çok nedeni ve organize olmak için daha ucuz araçları vardır. Hükümetten faydalanmak için daha çok grup organize ol-dukça, koruma ve yeniden dağıtımın hemen hemen ev-rensel bir takibine sahip oluyoruz – ithalat kotaları, yasallaştırılmış tekeller, askeri silahların yararsızlığı, çiftliklere para yardımı, millet vekille-rinin kendi seçim bölgeleri için ayırdıkları paranın kamu işle-ri için kullanılması projesi, fiyat kontrolleri, hükümet arazi yönetimi programları, sağlık sigortalarındaki artışlar, Sosyal Güvenlik CO-LA’laları, politik iş çevreleri vs. tüm bunlar modern demokrasiler için büyük bir trajediyi gösteriyor: bir politik sistem bazı vatandaşların dar özel ilgilerini ne kadar iyi yansıtırsa, ekonomik gelişmeyi büyüt-mekte o kadar kötü olabilir çünkü, hepimiz daha küçük bir GSY ve sayısız sosyal ve ekonomik patolojileri paylaşıyoruz. McKenzie gibi (1984, s. 5), biz de şöyle diyoruz, “kendine hizmet eden politik işçi-lerle beslenen, kendine hizmet eden bir su canavarı”.

BÜTÇE AÇIĞINI AZALTMA GİRİŞİMLERİ

ABD Anayasası denk bir bütçe isteğini içermediğinden, bütçe-yi dengelemek için yapılan tüm girişimler hükümlere dayanır. Bütçe sürecinin kontrolünü ele geçirmek için ilk modern kanun giri-şim, 1974’te Meclis, Meclis Bütçe Araştırması ve Kontrolü Hareketi’ni (CBA) ortaya attığı zaman olmuştur. CBA, Meclisin her ilkbaharda gelecek mali yıl için bir bütçe planı hazırlamasını ve da-ğıtmasını öngörüyordu. Bu planı hazırlamak Meclisin toplam harcamaların

Page 136: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

136 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

uygun seviyeleri, gelirler ve bütçe açıklarıyla ilgili açık oy vermesine gereksinim duyar. Tahsisatların ve diğer bütçe hareketlerinin bütçe planı dahilinde kalması planlanmıştı.

Bunun altında yatan fikir şuydu; harcamalar, gelirler ve bütçe açıklarıyla ilgili açık oy verirken, Meclis bazı mali sınırlamaları da denemiş olur. Fakat mali sınırlılık yerine bizim, istemli ya da değil, Meclis adı altında mali ahlaksızlığımız, fazla tahmin edilen gelirleri-miz ve az tahmin edilen giderlerimiz var. Ve CBA yıl içinde gelir tah-minleri çok iyi ayarlandığından harcama düzenlemelerini gerektir-mez, ve harcamalar normal olarak arttı. Böylece, CBA bütçe açığı ile finansmanı düşürmekte başarısız oldu. Bu hareketten önceki 20 yıl-da, ulusal bütçe açığı ortalama, GSY’nin sadece yüzde 1’i ya da 1994 dolarıyla yılda sadece 30 milyar dolardı. Bu hareketten sonraki 20 yılda ise, ortalama bütçe açığı GSY’nin yüzde 3.5’i ya da yıllık 170 milyar dolar oldu. CBA kuralları altında, 4 trilyon dolardan daha faz-lasını borca yatırdık.

1985’te yıllık 200 milyar dolarlık bütçe açığı, kanun koyucula-rı CBA’nın yetersiz olduğuna ikna etti ve Meclis Gramm-Rudman-Hollings (GRH)olarak bilinen Denk Bütçe ve Bütçe Açığını Kontrol Yasasını ortaya çıkardı. GRH’nin iki öğesi neden büyük bir iyimserlik-le harekete geçirildiğinin ve neden başarısız olduğunun anahtarıdır. İlk öğe, 6 yıldır belirli oranlarla eksilen yıllık bütçe açığı hedefleridir. Altı yıldan sonra, bütçenin dengelenmiş olacağı tahmin ediliyordu. Hedeflerin altında yatan fikir Meclisin ve Hükümetin bütçe açığı he-deflerini karşılamak için her yıl harcamalarda kesinti yapmaya ve önemli vergi yükselişi paketleri ortaya koymaya zorlanacak olmala-rıdır.

İkinci özellik de GRH’nin yalnızca harcama kesintileri yoluyla aşırı bütçe açığını çıkarma ya da el koyma olarak adlandırılan uygu-lama mekanizmasıdır; yarı yarıya bazı ailesel programlarla --unvanlar ve bir çok programlar kesintilerden muaftı--, yarı yarıya da savunmayla. El koyma, eğer OMB’nin Ekim ortasındaki yeni başlayan mali yıl için bütçe açığı tahminleri GRH’nin mali yıl için hedeflerini 10 milyar $ aşarsa, bütçenin otomatik, herkesi aynı derecede etkile-

Page 137: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 137

yen iptallerini içine alır. El koyma tehdidinin Başkanı ve Meclisi, fark-lı önem derecelerindeki programlarda eşit, herkesi aynı derecede etkileyen kesintilerdense daha makul kesintiler üzerinde anlaşmaya zorlaması bekleniyordu.

Fakat Meclis 1986 GRH hedeflerini karşılamak için makul ke-sintiler yapmayı önlemek için yollar buldu. 1987 mali bütçe açığını 13.3 milyar $ azaltmak konusunda gönülsüzce anlaştıktan sonra, kendi müsaadeleriyle, Meclis hepsi “duman ve ayna” olan kesintiler-de anlaştılar. Hem savunma hem de ailesel programlarda harcamala-rı azaltmak yerine, Senato bazı hükümet arazilerinin satışı, gelir top-lamayı kuvvetlendirerek, bütçe dışı programlar yaratarak, ve geçmiş yıla ait bir hükümet ödeme günü ortaya koyarak bir dizi Machiavelli hesaplarını uygulamaya koydu. Bu paketin kabulü, bütçe açığını el-bette ki daha da kötü olacağı bir yıl sonraya kadar bütçe açığını kont-rol altında tutma girişimlerini bir kenara kaldırır. O zaman bile sigara vergisindeki bir artış Kuzey Carolina’daki senatörlük yarışını etkile-yecek bir güçle bertaraf edilmekteydi. Satıcılara sağlık sigortası öde-meleri ertelenmişti. Genel gelir dağıtımının en son ödemesi birkaç gün sonraya kaydırılmıştı, böylece 1987’dense 1986 bütçe açığını etkileyecekti. Bir Meclis üyesi “duman ve aynaları düzenliyoruz” de-di. Bir diğeri bu duruma “altın yutturmacalar paketi” dedi. Bir perso-nel şunu ekledi, “ Kanun hareketlendirici güçtü. Odak noktası hedef-lere nasıl ulaşacağınız oldu, bütçe açığını nasıl azaltabileceğiniz değil. Bütçe açığını azaltmak ikinci ilgi alanı haline geldi.” (Berthoud, 1993).

Orijinal GRH anayasaya aykırı bulundu çünkü yasamalı şube yetkililerine (Genel Maliye Bürosu) ek bir yetki verdi (el koyma). 1987’de, Meclis, yönetimin kararına Denk Bütçe ve Acil Bütçe açığı Kontrolü Yasası ya da GRH II’yi çıkararak tepki verdi. Bu hareket, GRH’nin bazı şartlarını bütçenin yutturmaca kaçamaklarını kapat-maya çalışarak rahatlattı.

Fakat, kanuna itaatsızlık cezaları inanılır olmadığından GRH II’nin altında da başlıca bazı sorunlar kaldı. Çünkü bütçenin çok bü-yük bir bölümü kesintilere karşı korunmuştu (örneğin, Sağlık Sigor-

Page 138: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

138 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

tası, Sağlık Hizmetleri, kıdemliler, Yiyecek damgaları ve refah) ve korunmayan bölümdeki herkesi eşit derecede etkileyen kesintiler çok büyüktü, kabul edilmezdi bu yüzden de inandırıcı değildi. Mesela, 1990’daki, Başkan Bush ile Meclisin Demokrat liderleri arasında an-laşma getiren el koyma emri herkesi eşit etkileyen kesintilerde, etki-lenenleri savunma hesapları için sent başına 34,5, ve savunma dışı hesaplar için sent başına 31,6 olarak belirlendi (Reischauer, 1996,s. 8). Meclisteki hiç kimsenin böylesine kesintilerin uygulanmasını bek-lemediğini düşünmek doğru görünüyor, bu yüzden, Meclis üyeleri harcamayı düşürmek için küçük bir arzu hissettiler.

GRH, bütçe açıklarını bütçe açığı hedeflerine dayanarak azaltmakta başarısız oldu. Yürürlükte olduğu 5 yıl içinde, hedeflere hiçbir zaman ulaşılamadı ve 1987’den sonra, hedefleri aşan harcama tutarı 1990 mali yılında 121,3 milyar $’a yükseldi. Her ne kadar GRH hedeflerine ulaşmakta başarısız olduysa da, harcamanın artış oranını düşürmüş gibi görünüyor. GRH’den önceki 5 yıl içinde ulusal hükü-metin harcamaları yüzde 8,7 oranına çıkmıştı fakat GRH’nin yürür-lükte olduğu 5 sene içinde yüzde 3,2’ye geriledi. Bu süre içinde bütçe açığı yüzde 6 GSY’den yüzde 3 GSY’ye düştü. Harcamada ki toplam etkisi bunlara nazaran daha azdı; yıllık sadece 15 milyar dolar (Bert-houd, 1992, Sung-Deuk, et. al., 1996).

GRH 1990’da Başkan Bush ve Demokrat Meclis Bütçe Uygu-lama Yasası’nda (BEA) anlaşınca kaldırıldı. İhtiyari bütçe yetkileri ve giderlere yıllık limitler getirdi, harcama kategorileri içinde bir el koymayı gündeme getirdi ve bir harcadığın kadar öde düzenini içer-di; tüm bunlar 1990’dan sonra uygulamaya konan herhangi bir yasa-laştırmanın kendi fon kaynağını bulması gerektiğini ya da gelirinin tarafsız olacağı anlamına geliyor.

BEA’nen Başkan ve Meclis arasındaki işbirliğini arttırması bekleniyordu fakat ilk uygulaması üzücü bir şekilde başarısız oldu. 1995’in sonunda Başkan ve Meclis bütçe üzerinde anlaşamayınca, Başkan tartışma konusu olan tahsis etme kağıtlarını imzalamayı red-detti, ailesel programları çok ağır bir şekilde kesti ve Cumhuriyetçi-ler teslim olmaya mecbur kalana kadar hükümetin kapanmasına izin

Page 139: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 139

verdi. Yönetim halkı Cumhuriyetçilerin bütçe dengeleme planının çok abartılı olduğuna, ve ters orantılı bir şekilde zenginleri korurken, gençlere, orta yaşlılara, yaşlılara, fakirlere ve çevreye zarar verdiğine inandırabiliyordu.

1995’teki rahatsızlığın 2 yıl sonrasında Başkan Clinton ve Cumhuriyetçi Meclis 2002’de denk bir bütçe ortaya çıkaracağını söy-ledikleri yeni bir bütçe planı üzerinde anlaştılar. Bu anlaşmayla, söz-de bütçe açıkları esasen düştü. Fakat, bütçe açığı düşüşlerinin gerçek nedeni açık değil. Reagan’ın Soğuk Savaş ordusu büyüdüğünden, Pentagon’un harcamaları 100 milyar $ ve GSY’nin yüzde 3’ü oranına düştü. Bu “barış karı” bütçe açığının düşüşüyle hemen hemen aynı miktarda. Gerçek bütçe açığı, harcamaların bütçe dışına çıkarılması, ve Sosyal Güvenlik fonunu gelir olarak gösterme gibi bütçe oyunla-rıyla saklanmaya devam ediyor. 2002’de bütçeyi dengeleme vaatleri, gerçek dışı ümit verici ekonomik büyüme projeleri, ve gelecekteki harcama kesintileri ile, aynı zamanda bilerek göz ardı edilen Sağlık Sigortası ve Sağlık Harcamalarının gele-cekteki maliyetlerine dayanı-yor. Örneğin, 2002’deki denk bütçenin arkasındaki bir fikir de artan harcama oranının bütçe anlaşmasının beş yılında da düşeceğiydi – 1998’de 70 milyar $, 1999’da 61 milyar $, 2000’de 56 milyar $, 2001’de 48 milyar $ ve 2002’de 32 milyar $. Yani gelecek meclislerin, şimdiki meclislerin yapamadığı bir sınırlama oranını uygulayacağı düşünülüyor. Ulusal Bütçe Bürosunun bütçeyi dengeleme şansları ile ilgili sonuçları denk. 1997’lerin sonundaki ulusal bütçe projeleri şöy-le sonuçlandı:

Bütçe açıklarının yok olacağına dair hiçbir garanti yoktur. Şu anki projelerden 100 milyar $ farklı bütçe açıkları ya da gelirler orta-ya çıkması mümkündür. Ve, bir unvan harcaması patlaması ve bütçe açıklarına yeniden dönüş, nüfus patlaması neslinin 2008’de emeklilik yaşına gelmeye başlamasında aynı şekilde pusuya yatmış beklemek-tedir. (Ulusal Vergi Mükellefleri Birliği Derneği, 1997-98).

1994 seçimi, savunma bütçesinin dışında, geçmiş 40 yıldaki harcama akımlarını azaltmak için çok az şey yaptı. Cumhuriyetçiler, uzun süreli hükümet politikalarını, programları ve bürokrasiyi kö-

Page 140: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

140 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

künden sökerek Washington’u temizliğe götürecek yeni bir “Amerika ile Anlaşma” sözü üzerinde duruyorlar. Hemen hemen 4 yıl sonra, ulusal bütçe her ne kadar daha yavaş bir oranda ise de, büyümeye devam ediyor. İlk üç bütçelerinde (1996-98), Cumhuriyetçiler, Mecli-si almadan önceki 3 yıldaki 155 milyar dolar artışla karşılaştırıldı-ğında, ailesel harcamayı 183 milyar dolar arttırdılar. Hiçbir bölüm ya da ana kurum ya da program yok olmadı. Yasalaştırma ajandasından kanun reformlar çıkartıldı. Hükümet yetkilerini sınırlama çabaları her zamankinden daha da sembolik hale geldi (Moore, 1997). Öngö-rülen denk bütçe değişikliğinin, 104. ve 105. meclislerde üstesinden gelindi. Fakat, 104. meclis, Başkana, harcamayı ve bazı vergi çıkarla-rını, bütçe yasasının büyük bir bölümünü veto etmek yerine, madde madde bir temelde iptal etme yetkisini veren Sırayla Madde Vetosu Hareketini ortaya çıkardı. Sırayla Madde Vetosu 1997’de etkiliydi fakat halen geçerli değil ve 2005’te sona erecek.

HARCAMAYI SINIRLANDIRMA YOLLARI

1972’den beri, bütçeyi dengelemek için çeşitli yasal yollarla olan ulusal denemeleri inceledikten sonra, bütçe kurallarının bütçe açıklarını ve hükümetin boyutunu kontrol etmekte ne kadar etkili olduğunu sormak faydalı gibi görünüyor. Örneğin, Sırayla Madde Vetosu harcamayı düşürecek mi, Meclisin kesimi başkana bırakarak daha az kontrol üstlenmesini destekleyecek mi yoksa oyunculuk ba-ğını mı destekleyecek? Ya denk bir bütçe değişikliği? Etkili olabilir mi yoksa Clinton yönetiminin iddia ettiği gibi ulusa ciddi biçimde zarar verecek kadar sınırlayıcı mı olur? Ya vergi ve harcama kısıtlamaları gibi diğer kurallar? Bu sınırlamaları ortadan kaldırmak için nasıl büt-çe oyunları kullanıldı? Eyaletlerden bazı kanıtlar bazı cevapları da beraberinde getiriyor.

Eyaletlerde üç geniş kural kategorisi devrededir: normatif, anayasal, kanun. Normatif kurallar tatbik edilebilir değildir fakat resmi kurallara ahlaki dayanak sağlar. Örneğin bir çok eyalet kanun koyucusu resmi bütçe dengelemesi kurallarını normatif bütçe denge-lemesi kurallarına dayandırıyor gibi görünmektedirler.

Page 141: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 141

Anayasal kurallar resmi anayasanın içinde olan kurallardır.

Ciddi şekilde güçlüdürler çünkü anayasal kurallar altında hareket eden kanun organları kanunları çabuk ya da kolayca değiştire-mezler. Böylece, kanun koyucular kurallar dahilinde ya da kurallar çerçevesinde hareket etmek için yollar bulmak zorundadırlar fakat kuralların kendileri yerinde kalır.

Dikkate alınacak iki çeşit kanunî kural vardır; kanun koyucu bir yapı tarafından kendini sınırlamak amacıyla konulan kurallar, kanun koyucu bir yapı tarafından daha küçük bir kanun koyucu ya-pıyı sınırlamak için konulan kurallar. Çünkü, bir kanun koyucunun kendini sınırlama çabaları anayasal değildir, bunlar basit bir çoğun-luk oyuyla değiştirilebilir ya da reddedilebilir. Gramm-Rudman-Hollings’in iki tekrarı olan ABD Millet Meclisi Bütçe Yasası ile Bütçe Uy-gulama Yasası ulusal kanun kuralların örnekleridir. Bunlarla olan denemeler kanun koyucu yapıların kendi hatalarından bir şeyler öğ-renebildiğini ve daha etkili kurallara doğru gittiğini gösterir. Ayrıca da bu tip kurallar uygunsuz olduğunda daha kolay reddedilebildikle-rini gösterir.

Kanun kuralların bir diğer örneği de kanun koyucu bir yapı tarafından daha alt seviyedeki bir kanun koyucu yapıya konanlardır. Örneğin, vatandaş referandumu eyalet meclislerine meclis tarafından değiştirilemeyecek kanun kurallar koyar. Eyalet meclisleri de şehir ve ilçe komitelerine yerel yetkililer tarafından değiştirilemeyecek kurallar koyar. Böylece bu kurallar anayasal kurallara önemli ölçüde benzer – kolayca ve çabuk değiştirilemezler. Kendi kendilerine koy-dukları sınırlamalardansa, bu kurallar daha az esnektir, daha az ek-sikleri vardır ce daha bağlayıcıdırlar.

Denk Bütçe Gereksinimleri

50 eyaletten 49’unun ya kanunî ya da anayasal bir denk bütçe önerisi vardır (Vermont hariç), fakat bazılarının daha zayıf ve etkisiz kuralları vardır. 37 eyalette, meclisin denk bir bütçe hazırla-ması beklenmektedir. Fakat bu eyaletlerin 13’ünde bütçe açıkları bir son-raki mali yıla taşınabilmektedir. Geriye kalan 24 eyalette, bir mali yıl içinde ortaya çıkan bütçe açıkları harcamayı keserek ya da vergiyi

Page 142: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

142 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

yükselterek ortadan kaldırılmalıdır. Bundan sonraki tartışma şudur: bütçe açıklarının taşınmasına izin vermeyen 24 eyalet “güçlü bütçe açığı kesici kurallar”’ı varmış gibi, bütçe açıklarının taşınmasına mü-saade edenlerinde “güçsüz kurallar”’ı varmış gibi düşünülüyor.

Zayıf kuralların güçlü bütçe açığı kesici kurallara karşı olma-sının etkisi Poterba’nın bir araştırmasında gösterilmiştir (1994). O, güçlü bütçe açığı karşıtı kuralları olan eyaletlerin kişi başına düşen harcamayı 44$ azalttıklarını, bunun karşılığında bütçe açığında bek-lenmeyen bir 100$’lık artış olduğunu bulmuştur. Tam tersine, har-cama zayıf kurallı eyaletlerde sadece 17$ düşürülmüştür. Böylece, güçlü kuralları olan eyaletler normal olarak fiyat düşüşleri gibi mali acil durumlara zayıf kurallı eyaletlerden daha çok tepki vermişlerdir.

Bohn ve Inman tarafından genel bütçeyi, nakit fonunu, sigorta güven fonunu, işçilerin emeklilik fonunu, sıkıntılı gün fonunu ve di-ğer fonları içine alan karşılaştırmalı bir bütçe açığı ölçümü yapılmış-tır (1996). Güçlü bütçe açığı karşıtı kurallar genel fon açıklarını önemli derecede düşürürken, zayıf kuralların bunu yapmadığını fark etmişlerdir. Bütçe açığındaki azalmalar harca-maların düşüklüğün-den kaynaklanmaktaydı, yüksek vergilerden değil. Hatta, güçlü kural-ları olan eyaletlerin daha fazla sıkıntılı gün fonu var. Denk bütçe ku-ralını tekrar yönetecek bir süper ço-ğunluğa ihtiyaç duyulmasını ge-rektiren anayasal sınırlamaları olan eyaletler bütçeyi dengelemekte daha az katı kuralları olan eyaletlere göre daha başarılıdırlar. Denk bütçe kurallarının atanan değil de seçilen bir üstün grup tarafından yapıldığı eyaletlerin daha az bütçe açığı var. Yani, yasal uygulamalar-da yetkili şahısların ve kanun koyucuların etkisini azaltmak açıkları azaltır.

Ulusal denk bütçe isteğinin karşısındaki tartışmalardan biri şudur; beklenmeyen bütçe açıklarına olan ulusal tepkiler ekonomide gereksiz ve zararlı düzensiz değişimlere sebep olacaktır. Fakat denk bütçe kuralları eyaletin ekonomik hareketlerinde daha büyük bir çeşitliliğe yol açmaz (Alesina ve Bayoumi, 1996). Hatta seçim bölgesi için ayrılan paranın harcanmasını sınırlar (Alesina ve Bayoumi, 1996). Bunun da ötesinde, güçlü kurallar eyaletin ödünç alma mali-

Page 143: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 143

yetini de en fazla 50 puana kadar düşürür; bu da şunu gösterir, ABD nakit pazarlarındaki ödünç vericiler güçlü kuralları olan eyaletleri daha az riskli bulmaktadır (Bayoumi, Goldstein ve Woglom, 1995).

Vergi ve Harcama Sınırlandırmaları

Şu anda, 23 eyalette, halk referandumu ya da yasalaşmış hü-kümlerle ortaya çıkarılan vergi ve harcama sınırlandırmaları (TEL) var. Bu konudaki ilk çalışmalar TEL’lerin eyalet harcamalarında çok az etkisi olduğunu ya da hiç olmadığını ortaya çıkardı, fakat o araş-tırmalar istatistiksel ve yapısal problemlerden muzdaripti (Krol, 1997). Daha yeni araştırmalar, uygun düzenlenen TEL’lerin etkili olduğunu göstermektedir.

Dean Stansel 1994’teki TEL’nin uygulanışından önceki ve son-raki eyalet harcamalarındaki büyüme üzerindeki araştırmasında eya-let harcamalarının TEL’nin uygulanmaya başlanmasından önce ulu-sal ortalamanın yüzde 0,8 üstündeyken, uygulamaya konulmasından donra ortalamanın yüzde 2,9 altına indiğini saptamıştır. Bu düşüşün bir bölümü harcamaların eyaletlerden yerel bölgelere aktarılmasın-dandır çünkü birleştirilmiş eyalet ve bölge harcamaları TEL’den önce ulusal ortalamanın yüzde 2.3 üstünde iken, uygulamadan sonra yüz-de 1.2 altına düşmüştür. Ayrıca en etkili TEL’lerin seçmenler tara-fından yapıldığını ve kanunîden ziyade anayasal olduğunu görmüş-tür.

TEL’lerin politikacıların hareketleri üzerinde önemli etkileri vardır. Poterba (1994), bütçe açığındaki 1$lık artışın TEL’nin uygu-landığı eyaletlerde 0,47$ vergi artışına, TEL’nin uygulanmadığı eya-letlerde ise 1,03$ vergi artışına neden olduğunu ortaya çıkarmıştır. TEL vergiyi yükseltmeyi daha zorlaştırır fakat bir alandaki harcama sınırlandırmaları bütçenin diğer alanlarında daha fazla harcamayı cesaretlendirebileceğinden taraftarlarının uyanık olması gerekmek-tedir. Örneğin Bennett ve Dilorenzo (1982), garantisi olmayan borç-lar tarafından finanse edilen bütçe dışı harcamaların TEL’ye geçişin takibini arttırdığını ortaya çıkarmıştır (1982).

Sırayla Madde Vetosu

Page 144: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

144 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

İlk defa 1997’de uygulamaya konan, kanunlarca yetkilendi-

rilmiş federal sırayla madde vetosu ile birlikte vetonun etkililiği so-rusu dikkati çekti. 33 eyalet reisinin sırayla madde vetosu, 11’inin de madde azaltma vetosu var. Sırayla madde vetosunun eleştirmenleri, sorumlu bütçe yapma mecburiyetini meclisten eyalet reisine geçire-rek, eyalet reisine çok fazla güç verdiğini söylemişlerdir. Taraftarları da bunun seçim bölgelerine ayrılan paraların harcanmasını azaltmak için etkili bir araç olduğunu savunmuşlardır.

Her ne kadar bazı çalışmalar (Rowley, 1986, Holtz-Eakin, 1988, Alm ve Evers, 1991) vetonun olumlu etkilerini önemli bulma-dıysa da sırayla madde vetosu, meclisteki partiler farklılık gösterir ve eyalet reisi vetoya destek olurken harcamayı azaltır (Holtz-Eakin, 1988). Buna ek olarak, sırayla madde vetosunun olduğu eyaletlerde-ki bütçe, bunun olmadığı eyaletlerdeki bütçeye göre eyalet reisinin tahmin ettiği bütçeye daha yakın olarak sonuçlanır (Dearden ve Hus-ted, 1993). Son olarak, sırayla madde vetosunun çeşitlemesi olan, eyalet reisinin bütün maddeyi bütçeden çıkarmadan fonların seviye-sini düşürmesine müsaade eden madde eksiltme vetosu, eyaletin harcamasının büyümesini azaltır (Crain ve Miller, 1990).

Diğer Sınırlamalar

Mali anayasanın en az üstünde çalışılmış konularından birisi şehirlerin ve ilçelerin bütçe süreçleridir. Elbette ki, kamu yöneticileri bu süreci detaylı olarak açıklamışlardır fakat ben şehirlerin ve ilçele-rin politik ekonomileriyle ilgili yukarıdaki aynı konunun ulusal ve eyalet in-celemelerini karşılayan sistematik bir çalışma bilmiyorum. Bu sebeple, bundan sonrası sadece şehir meclisinin seçilmiş bir üyesi ve Utah Şehirler ve İlçeler Cemiyetleri Birliği yasalaştırma politikası komitesinin bir üyesi olarak benim kendi tecrübelerimdir.

Şehir meclisi toplantılarında en çok tartışılan konulardan biri-si gelirlerdir. Benim şehir meclisim neredeyse her toplantıda serma-ye temin etme konularında vakit harcar. Örneğin, kablolu televizyon şirketinden imtiyaz vergisi olarak ne kadar almalıyız ya da geliştirici-lerden sokaklardaki, kanalizasyon sistemindeki, su, yollar ve park-lardaki etkileri için alınacak uygun ücret nedir? gibi. Bizim alabilece-

Page 145: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 145

ğimiz miktarların sınırları ve bu miktarları belirleme süreci eyalet hü-kümlerinde belirlenmiştir. Biz bu hükümleri değiştiremeyiz, sa-dece onların çerçevesinde çalışabiliriz.

Örneğin, şerefiye bedelleri Utah Eyalet Meclisinin 1995’teki toplantısında hararetle tartışılan bir konuydu. Şehirler de bunu des-tekleyen görüşmeler yaptılar çünkü bu ödemeler önemli bir gelir kaynağıydı ve gelişimciler de ödemelerin şehirler için gelir için geli-şimi patlatma aracı olduğunu söylediler. Sonuçlanan kanunlar şerefi-ye ödemelerinin nasıl ve hangi gelişim hareketleri için belirleneceği-ni ortaya koymuştur. Şehirler artık ödemeleri kabul etmek yerine yeni ödemeler yaratmak konusunda yaratıcı olamayacaklardır. Bu hareket sadece şehir meclisleri tarafından değiştirilemeyecek açık sınırlar meydana getirmiştir. Buna ek olarak, Utah Ev Yapıcıları Der-neği, şehirlere bu harekete uygunluklarını gözden geçirmelerini na-sihat etti (Fawson, 1997). Benim kendi tecrübelerim, şehir meclisle-rinin harcamalarıyla ilgili güçlü, yasal sınırlara ihtiyaç duy-duklarını gösteriyor. Bu sınırlamaların bir çoğunun eyalet yasalarından geldi-ğini gördükten sonra, etkili olarak en azından bazı harcama eğilimle-rini kontrol eder. Şehir kuralları eyalet hükümlerinden çok daha ko-lay değiştiğinden (benim şehrimde sadece 3 oy bunun için yeterli), kendi kendimize koyduğumuz sınırlar uzun süreli ya da etkili ola-maz.

BİR EKONOMİK İNSAN HAKLARI BEYANNAMESİ

25 yıllık ulusal bütçeyi dengeleme çalışmalarından ve eyalet-lerin bütçe kurallarını incelemekten birkaç ders çıkar. Şu açık olma-lıdır ki, ekonominin politik istikrarı, gerçekten uzak bir hayaldir. Oy arayışı içindeki politikacılar ve çıkar arayışı içindeki seçmenler ge-rekli olan bilgi varsa ya da olabilirse de, istikrarı destekleyecek poli-tikaların peşine düşmeyeceklerdir. Doğru kişiyi seçmek genelde ko-nu dışıdır. Her zamanki gibi, 1994’teki “Cumhuriyetçi Devrimi” iş ha-yatını devam ettirdi. Mali muhafazakarlar, seçim bölgesi için para ayırma oyununu oynayabilirler ya da mali liberallerde olabileceği gibi mali aldanmalarda da yer alabilirler. Hükümetin vergi har-cama

Page 146: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

146 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

alışkanlıklarını değiştirmek isteyenlere kalan yasalara değiştirmek-tir.

Fakat, yasaları değiştirmek yasallaştırmadan çok daha fazla şeye ihtiyaç duyar. Değişiklikler daha kalıcı olmalıdır, yani, değişti-rilmesi daha zor olmalıdır. Eyaletlerden ve GRH ile tecrübelerden, harcamayı kontrol etmekte anayasal sınırlandırmaların kanun sınır-landırmalardan daha etkili olduğunu öğreniyoruz. GRH, bütçesel baskıların sıcaklığında önem verilmeyen bir meclis isteğinin yankısı olmanın edici akımından muzdariptir. GRH üyelerinin daha fazla bütçe açığı ile finansman yapma çağrıları yapan sirenlerin sesine uymalarını engellemek için, meclisi kontrol altına alma amacında başarısız oldu. Bazı sirenler “çocuklara, yaşlılara, hastalara ya da çev-reye zarar vermeyin” diye çalıyorlardı. Diğerleri de”meslekleri, en-düstrileri, ve özel programları koruyun” diyordu. Bunun sonucunda hedefler genişletildi ve en sonunda GRH tamamıyla terk edildi.

Ulusal bir denk bütçe isteğinin Meclisi zorlama ve talepte bu-lunan grupların yürürlükte olan programları ya bertaraf etmeleri ya da azaltmaları, ya da gerekli vergileri yükseltmek için oy kullanmala-rı gibi faydalı amaç ve etkileri olabilir. Alışılmış ayrıcalıkların iptal edilmesine olan direniş çok güçlü olduğundan, eski programlardan birkaçı bertaraf edilir gibi görünüyor, buna rağmen bazıları da azaltı-labilir. Ama, yeni harcama teklifleri etkisiz hale getirilebilir ve zara-rına mali işler azaltılabilir.

Şu anki sistemle, vergi hasılatı ve kamu harcamaları GSY’den çok daha hızlı büyür ve ulusal hükümet daha yüksek bütçe açıklarına maruz kalır. Sadece denk bir bütçe isteği sürekli yükselen bütçelere müsaade edeceğinden, uygun şekilde düzenlenmiş bir istek içinde denk bütçe isteğini tamamlayacak vergilendirme sınırlamalarını da barındırır. Bütçe açıkları bu kurallar altında ortaya çıkabilir, fakat ancak taraftarları kaliteli bir çoğunluk bulabilirlerse. Böylece, bütçe büyümesi oy ticaretinin amaçlanmamış bir sonucundansa tedbirli bir hükümet politikası haline gelir.

Meclisin ve yönetimin farklı partilerce kontrol edildiği düşü-nülürse, 1997’de başkana verilen Sırayla Madde Vetosu hakkı faydalı

Page 147: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 147

bir ilk adımdır. Ama Sırayla Madde Vetosu anayasal bir ko-şul olma-lıdır böylece, canı sıkılmış bir meclis veto hakkını etkisiz hale getire-mez. Fakat eyaletlerden alınan dersler, Madde azaltma vetosunun harcamayı kontrol etmekte Sırayla madde vetosundan daha etkili olabileceğini göstermiştir. Madde azaltma vetosu başkanın her bir harcama önerisini diğer harcama önerilerinden ve gelir ölçümlerin-den bağımsız olarak ele almasını mümkün kılar. Harcama ölçüleri toplamlarını tam bir bütçe elde etmek için basitçe birbirine eklemek makul değildir ve mantık dışıdır.

Hükümet harcamalarında anayasal kontrolün karşıtları, tar-tışmalarını İnsan Hakları Beyannamesinin ışığında inceleseler iyi ederler. Mali su canavarımıza konan anayasal limitler, hükümetin sivil hakları üzerindeki gücüne konan anayasal sınırlamalarla aynı özellikleri taşı-maktadır. Hükümetin vergi alma ve harcamadaki gücü bizim özgürlüğümüz üzerindeki önemli kısıtlamalardır. Vergi alma ve harcamadaki sınırlamalar hükümetin bizim yaşamımız üzerindeki gücünün bir bölümünü kontrol eder, bununla aynı şekilde, hüküme-tin toplantı, konuşma, ve din özgürlüğünü kısıtlama yetkisini sınır-lamak hükümetin bizim yaşamımız üzerindeki kontrolünü azaltır. Ekonomik özgürlüklerimiz ve kişisel özgürlüklerimiz arasındaki mantıksal bağ, mali anayasayı geliştirmenin gerekli ve önemli oldu-ğunu gösteriyor.

NOTLAR

1) Keynes modelciliğinin incelemesi, politikacılar tarafından kullanılışı ve zihinsel ölümü için Stein’ın 1996 tarihli kitabına bakın.

2) Meclis üyelerinin yeni kurallar altında nasıl çalıştığının in-celemesi için Fiorina ve Rhode’nin 1989 tarihli kitabına bakın.

3) Robert Krol’un “Bütçe kurallarının eyalet vergilendirme-sinde, harcamada ve borçlardaki etkisi üzerine araştırma” adlı maka-lesinde eyalet tecrübelerinin çok iyi bir araştırmasını bulabilirsiniz.

KAYNAKÇA

Page 148: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

148 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Alesina, Alberto and Tamin Bayoumi (1996), "The costs and

benefits of fiscal rules: Evidence from the U.S. states", N.B.E.R. Wor-king Paper no. 5614.

Alm, James and Mark Evers (1991), "The item veto and go-vernment expenditures", Public Choice, 68 (1-3), pp. 1-15.

Auerbach, Alan, Jagadeesh Gokhale, and Laurence Kotlikoff (1995), "Restoring generational balance in U.S. fiscal policy: What will it take?". Economic Revies, Reserve Bank of Clevland (1), pp. 2-12.

Bayoumi, Tamin, Morris Goldstein, and Geoffrey Woglom (1995), "Do credit markets discipline sovereign borrowers? Evidence from U.S. states", Journal of Money, Credit, and Banking, 27 (4), pp., 1046-1059.

Bennett, james and Thomas Dilorenzo (1982), "Off-budget ac-tivities of local governments: bane of tax revolt", Public Choice, 39 (3), pp. 333-42.

Berthoud, John (1992), Gramm-Rudman-Hollings: The Fiscal Weapon of Public Choice?, New Haven, CT: Yale University Doctoral Dissertation.

Berthoud, John (1993), "The failure of Gramm-Rudman-Hollings demonstrates limits of statutory remedies", The Waterbury Republican-American, June 7, p. 13. A.

Bohn, H. And R. Inman (1996), "Balanced budget rules and public deficits: Evidence from the U.S. States", N.B.E.R. Working Pa-per no. 5533.

Brennan, Geffrey (1984), "Costitutional constraints on the fis-cal powers of government", Richard B. McKenzie (ed.), Constitutional economics: Containing the economic powers of government, Lexing-ton, MA: D.C. Heath and Company, pp. 115-31.

Broder, Richard (1972), The party's over: The failure of poli-tics in America, New York: Harper Collins.

Page 149: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 149

Crain, W. Mark and James Miller (1990), "Budget process and

spending growth", William and Mary Law Review 31 (4), pp. 1021-46.

Dahl, Robert (1956), A preface to democratic theory. Chicago: Universty of Chicago Press.

Dearden, James and Thomas Husted (1993), "Do governors get what they want? An alternative examination of the line-item ve-to", Public Choice, 77 (4), pp. 707-23.

Fawson, Chris, Daniel Simmons, and Emily Simmons (1997), Survey of Utah Cities" Compliance with the 1995 Impact Fee Act. Lo-gan, UT: Utah State University Center for Rural and Economic Deve-lopment.

Fiorina, Morris P. (1989) Congress: Keystone of the Washing-ton Establisment, New Haven: Yale University Press.

Fiorina, Morris P. And David W. Rohde (eds) (1989), Home style and Washington Work: Studies of congressional politics, Ann Arbor: University of Michigan Press.

Holtz-Eakin, Douglas (1988), "The line-item veto and public sector budgets", Journal of Public Economics, 36 (3):pp. 269-92.

Keynes, J.M. (1936), The General Theory of Employment, Inte-rest, and Money. New York: Harcourt, Brace&Co.

Kotlikoff, Laurence J. (1995), "Generational accounting: Un-derstanding the fiscal disaster we are preparing for our kids". Avai-lable: http://econ.bu.edu/faculty/lang/ec102/perot.txt [Accessed 31 January, 1998]

Krol, Robert (1997), "A survey of the impact of budget rules on state taxation, spending, and debt", The Cato Journal, 16 (3).

McKenzie, Richard B. (ed.) (1984), Constitutional Economics: Containing the economic powers of government, Lexington, MA: D.C. Heath and Co.

Page 150: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

150 SOBİAD: Hukuk ve İktisat Araştırmaları Merkezi

Mitchell, William W. And Randy T. Simmons (1994), Beyond

Politics: Markets, Welfare, and the Failure of Bureacracy, Boulder, CO: Wetview Press.

Moore, Stephen (1996), "Seven reforms to balance the bud-get", Cato Policy Report, Available: http://www.cato.org/pubs/policy_report/v18n4-1.html [Accessed 31 January, 1998]

Moore, Stephen (1997), "How the budget revolution was lost", Cato PolicyAnalysis No.281, September 2, 1997, Washington, D.C.: Cato Institute. Available: http://www.cato.org/pubs/policy_report/v18n4-1.html [Accessed 2 February 1998]

National Taxpayers Union Foundation (Winter 1997-98), "Coming soon to a country near you: Deficits!", Capital Ideas, 5 (6), p.7.

Reischauer, Robert D. (1996), "Reducing the deficit: Past ef-forts and future challenges", 1996 Frank M. Engle Lecture of the American College, Bryn Mawr, Pennsylvania. Available: http://www.amercoll.edu/pages/Lev4/eng196b.html [Accessed 31 January 1998].

Rowley, Charles, William Shugart, and Robert Tollison (1986), "Interest groups and deficits", Buchanan, James, Charles Rowley, and Robert Tollison (eds.), Deficits, New York: Basil Blackwell.

Rubin, Robert (1997), "Amending the Constitution will shack-le us forever", The Washington Post, February 2, p.1C.

Savage, James (1988), Balanced budgets and American poli-tics, Ithaca, NY: Cornell University Press.

Stanley, David M. (1996), "How to restore federal fiscal sanity: The state legislatures hold the key", Alexandria, VA: National Taxpa-yers Union.

Stansel, Dean (1994), "Taming Leviathan: Are tax and expen-diture limits the answer?", Cato Policy Analysis #213.

Page 151: Editör - SOBİAD · 2018-12-08 · Anayasal Politik İktisat kısa ve öz bir tanım yapmak gerekirse devletin ekonomi alanındaki görev ve fonksiyonlarının, güç ve yetkilerinin

Anayasal Politik İktisat 151

Stein, Herbert (1996), The Fiscal Revolution in America: Po-

licy in Pursuit of Reality (second revised edition), La Vergne, TN: AEI Press.

Sung-Deuk Hahm, Mark S. Kamlet, David C. Mowery, and Tsai-Tsu Su, "The Influence of the Gramm-Rudman-Hollings Act on Fede-ral Budgetary and Fiscal Policy Outcomes 1986-1989", Paper presen-ted to the Annual Meeting of the Soutwestern Political Science Asso-ciation, 27-29 March 1991.