This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
19
diyalog avrasyada
ÖÊÂÍ‚‡ðڇθÌ˚È ÏÂʉÛ̇ðÓ‰Ì˚È ÍÛθÚÛðÌÓ-ËÌÚÂÎÎÂÍÚۇθÌ˚È ÊÛð̇Π/ 3 ayl›k uluslararas› düflünce ve kültür dergisi
104Ñ‚Â ÍÛθÚÛð˚, ‰‚‡ ÏÂÌÚ‡ÎËÚÂÚ‡ – ‰Ë̇flìÍð‡Ë̇: ï‡ð¸ÍÓ‚ Ë ã¸‚Ó‚ ‹ki kültür, iki etnik yap› ama tek bir Ukrayna:Harkov ve LvovéãúÉÄ êõÅÄãäé / OLGA RIBALKO
Özbek ekonomisi tekstille coflacakìÁ·ÂÍÒÍÛ˛ ˝ÍÓÌÓÏËÍÛ ÓÊË‚ËÚ ÚÂÍÒÚËθKAD‹R D‹KBAfi / äÄÑàê ÑàäÅÄò
ꉇÍÚÓð
Editör
fiiddetsiz yeni bir dünya
Bir yanda insanl›k tarihinin hiçbir devresinde ak›llardan bilegeçmeyen endüstriyel ve bilimsel güçlerin hayatageçirilmesi, di¤er yanda tüm icatlar ve ilerlemenin insan
hayat›n› maddi bir güce çevirmesi sonucu modern insan›n kendinibüyük bir de¤er bofllu¤u ve yoklu¤unun, öte yandan da imkanlarbollu¤unun tam ortas›nda bulmas›. Ama modernizmi nas›lkullanaca¤›n› bilemeyen insanlar›n kültürle yaflam aras›ndaba¤lar› kopmufl. ‹nsanlar kendilerini metalarda tan›r ve buluroldu. Otomobillerde, müzik setlerinde, dubleks evlerinde ruhlar›nefes al›yor. Yani modernlik, makineler taraf›ndanoluflturulmakta ve modern insanlar mekanik kopyalar gibikoflturuyor oradan oraya.
Octavia Paz’›n dedi¤i gibi; “geçmiflten öylesine kopar›lm›fl vehabire, öylesine bafl döndürücü bir h›zla koflturuyor ki, köksalam›yor; bir günden ertesine ayakta kalabilmekle yetiniyor:Bafllang›c›na dönemiyor ve böylelikle yenilenme gücübulam›yor.”
‹nsandan yola ç›karak insan›n özündeki hakikati bulmak içindosyam›z›n rotas›n› fliddete çevirdik bu say›da.
DA, fliddete karfl› bir dünyan›n kurulmas› için önceliklefliddetin tespiti ve onun varl›¤›n› nesnellefltiren zihniyetin deflifreedilmesi gerekti¤inin alt›n› çiziyor. fiiddet dosyam›zda kad›na,göçmenlere, kara kafal›lara dönük fliddet uygulamalar›na tan›kl›kedeceksiniz. Ancak hepsinde ortak nokta fliddetin a¤›r yükünükad›nlar›n ve çocuklar›n tafl›d›¤› gerçe¤i. Savafllarda öncelikliolmakla beraber bar›flta da kad›n ve çocuk eziliyor. Tacikistan’daya da K›rg›zistan’daki rakamlar bize bu ac› gerçe¤i hayk›r›yor.K›rg›zistan’da kad›nlar aile içinde %58 oran›nda fliddete u¤ruyor.Bu, bütün co¤rafyada bir gerçek.
fiiddetle mücadele için birçok kad›n ve çocuk sivil toplumörgütleri kuruluyor. Türkiye’den verilen örnek; Mor Çat› Kad›nS›¤›nma Evleri. K›rg›zistan’da “fians” denilen psikolojik destekde veren kad›n s›¤›nma evleri önemli ad›mlar. Kad›n krizmerkezlerinin de kuruldu¤u Avrasya’da kad›na dönük fliddetciddi önlemler talep ediyor. Cinsiyet ayr›mc›l›¤›na karfl› mücadeledevlet, hukuk ve sivil toplumla birlikte yürütülmesi gereken birkonu. fiiddet sadece kad›na dönük de¤il. Asl›nda yabanc›larauygulanan fliddet ideolojik ve ›rkç› temellere de oturuyor. Bunuhemen ça¤›n vebas› diyebilece¤imiz “terör” izliyor. Binlercemasum insan› yok eden terör serseri may›n gibi dolaflan, ça¤›nruhsuz insan malzemesini bo¤az›ndan yakal›yor. Dinî düflüncedekaos, belirsiz, yabanc›, kötü ve negatif bir durum, ilahi düzenialtüst etmeye yönelen bir y›k›c›l›k. Kainat bizim evimiz.Tasavvufta “büyük kainat” olan insan, küçük kainat iseyaflad›¤›m›z mekan. Biz kültürel kimliklerimizi kaybederekiçimizi boflaltt›k. Canavarlar yaratt›k. Bunun dünyaya servisiniyapan araç da medya kanallar› maalesef. Medya yaz›l› ve görselalanda fliddeti k›flk›rt›c› bir rol oynamakta. Medya ameliyatb›ça¤›na benziyor, onunla insan› öldürmek de mümkün,kurtarmak da. ‹nsan›n seçimine ba¤l› her fley.
Mevlana Celaleddin Rumi; y›k›l›p gidenin, yeniyi kurmak içinoldu¤unu söyler bize. Durmamak, yerine akmak laz›md›r. Yenibir dünya kurmal›y›z. Bar›fl, hoflgörü, adalet ve esas önemlisisevgi dolu bir dünya. Bu hayal de¤il. Gerçek olacak kadar yak›n.Çünkü kalbimiz bize ait bir odac›k. Kalbiniz nerede?
fiu ak›p giden kum seline bak,ne durmas› var, ne dinlenmesi,bak birdenbire bir dünya nas›l bozulur,nas›l atar bir baflka dünyan›n temelini
diye yazarken Mevlana bize bu müjdeyi verir;Umudunu yitirme.
Nino’nun babas› Zabilon, eldekikaynaklara göre Fransa’n›n eskiyerleflim birimi olan Galebi’nin birk›sm›n›n H›ristiyanlaflmas›na vesileolmufltu. Day›s› ‹obenali iseKudüs’ün piskoposuydu. AnnesiSusana’y› day›s› durumu kötü olaninsanlara hizmet içingörevlendirmiflti. Nino ise onun duave kutsamas›yla Kartli’yeH›ristiyanl›¤› yaymak için gelmiflti.
Nino’nun babas› Zabilon, eldekikaynaklara göre Fransa’n›n eskiyerleflim birimi olan Galebi’nin birk›sm›n›n H›ristiyanlaflmas›na vesileolmufltu. Day›s› ‹obenali iseKudüs’ün piskoposuydu. AnnesiSusana’y› day›s› durumu kötü olaninsanlara hizmet içingörevlendirmiflti. Nino ise onun duave kutsamas›yla Kartli’yeH›ristiyanl›¤› yaymak için gelmiflti.
Kartli bölgesinin H›ristiyanlaflt›r›lmas›ve Gürcistan’da H›ristiyanl›¤›n resmidin olarak ilan edilmesi Kapadokyal›
Nino’nun uzun y›llar yapm›fl oldu¤umisyonerlik çal›flmalar›n›n sonucudur.Bundan dolay› Gürcistan ‹berya Kilisesi,Kapadokyal› Giorgi ile birlikte Nino’yu da“Aziz” olarak ilan etti. O dönemden beri Ninosayg› duyulan azizler aras›nda kendine yerbuldu.
Aziz Nino’dan bahsederken, insanlar›nakl›na, Nino’nun asl›nda kim oldu¤u,memleketi Kapadokya’n›n nerede oldu¤u veNino’nun yaflad›¤› dönemde orada yaflayaninsanlar›n ne ile meflgul oldu¤u gibi sorulargelmektedir.
Gürcü halk›n›n kültürel ve dini töreleri,insanl›¤›n medeniyet merkezlerinden biri olanK›z›l ›rma¤›n do¤usundaki küçük Asya iles›k› iliflkilidir. Bu alanlar›n Kapadokya olarakan›lmas›na ilk olarak M.Ö 522-486 y›llar›nda‹ran Kral› I. Darion’nun emriyle yapt›r›lanBisutuni yap›tlar›nda rastlanmaktad›r.
Kapadokya bir zamanlar ikiye ayr›l›yordu.Büyük Kapadokya Küçük Asya’n›n içbölgelerini, Küçük Kapadokya iseKaradeniz’in güney k›y›lar›n› kaps›yordu.Buralarda eskiden beri daha çok Lazlaryaflard›. Gürcü tarih kaynaklar› Kapadokya’y›ikinci vatan, Kapadokyal›lar› da Gürcü olarakgörmektedirler. Gürcü kaynaklar›na görePonto-Kapadokya etnik olarak Gürcüdünyas›n›n bölünmez parças›yd›. Kapadokya,Ponto, Lazika, ‹berya’dan oluflan etnik dünya,ortak kültürel de¤erleri yafl›yordu.
Armazi putunun parçalan›fl› Çok eskiden beri H›ristiyan adetlerine sahipPonto-Kapadokya’dan gelen insanlar
Gürcistan’da faaliyet gösterme imkan›buldular. Aziz Nino d›fl›nda, Kartli’nin ilkH›ristiyan Kral› Miriani’nin Efli KraliçeNana, Egresi’nin ilk Piskoposu ‹beri, KartliKilisesi’nin ilk Katolik patrikleri Petre veSameoli de Kapadokyal›yd›lar.
Kapadokyal› din adamlar› derin vatanîduygulara sahiptiler. 379 y›l›nda vefat edenve bütün Özellikle Gürcistan’da olmak üzerebütün H›ristiyan âleminde büyük sayg›gören Basil Didi “Benim çok büyükeziyetler görmüfl ülkem bana bunu yapmamça¤r›s›nda bulunuyor” diye yazmaktad›r.
Biz bilim adamlar›, Basili Kapadokyal›bir Gürcü olarak kabul ediyoruz. Ünlü‹ngiliz araflt›rmac› P. Parari’ye göre Basili,onun kardefli Grigol Noeli ve onlar›n dostuGrigoli, dünyan›n en iyi insanlar› listesinegirmektedir. ‹ngiliz araflt›rmac›, bu üç ünlüadam›n vatanlar›yla ve aile fertleriyle degurur duydu¤unu söylemektedir. P. Parari,Kapadokya hakk›ndaki düflüncelerini“Basili’nin annesi Emila, Grigol’unanneannesi Gorgonia gibi annelerin BasilDidi ve Grigol Noveli, Kesarosi ve Grigolgibi çocuklar›n bulundu¤u Kapadokya’daaileler tabii ki gurur duyacaklard›. Bu ülkedevatan sevgisinin bu seviyeye ç›km›fl olmas›kadar do¤al bir fley düflünülemez” diye dilegetirmekteydi.
‹flte böyle bir ortamda yetiflmifl bir insanolan Nino, Gürcistan’a geldi. Nino’nun ailefertleri de ünlü H›ristiyanlar aras›ndagösterilmektedir. Nino’nun babas› Zabilon,eldeki kaynaklara göre Fransa’n›n eskiyerleflim birimi olan Galebi’nin bir k›sm›n›nH›ristiyanlaflmas›na vesile olmufltu. Day›s›‹obenali ise Kudüs’ün piskoposuydu. AnnesiSusana’y› day›s› durumu kötü olan insanlarahizmet için görevlendirmiflti. Nino ise onundua ve kutsamas›yla Kartli’de H›ristiyanl›¤›yaymak için gelmiflti.
‹mparator Diokteliani taraf›ndan 23 fiubat303 y›l›nda ç›kan tutuklama emri üzerineNino ve onun Ermeni yol arkadafl› Roma‹mparatorlu¤u topraklar›ndan kaçm›fllard›r.Bu emir do¤rultusunda H›ristiyanlar›nimparatorluktan göçleri bafllad›. 303 y›l›n›nMay›s ay›nda kaçmaya bafllayan insanlarErmenistan’a s›¤›nd›lar.
Nino, Ermenistan’da Ermeni göçmenlerinidam edilmeye bafllamas›yla Kartli’ye kaçt›.Cavaheti bölgesi üzerinden Urbini’ye geçtive bir ay atefle ve tafla tapanlar›n aras›ndabulundu. Bir ay sonra Urbini’den say›s› belliolmayan insan toplulu¤u Mtsheta iline do¤ruhareket etti.
Kartli eyaletinin baflkenti Mtsheta’da odönemde Gürcülerin tapt›¤› Armazi ad›nadüzenlenen bayram törenleri vard›. (21 veya22 Haziran) Bu bayram törenine kat›lmakiçin gelen insanlarla birlikte Nino
Mtsheta’ya vard›. Nino’nun yapt›¤› ibadetsonras› ç›kan f›rt›na Bagineti Da¤›’ndabulunan Armazi Heykeli’ni (Putunu) paramparça etti. Bu olaydan sonra Kartli Krall›¤›H›ristiyan oldu.
Fakat Nino’nun yaflam›n› inceledi¤imizdebu söylentilerin aksine onun Mtsheta’yageldi¤i ilk günden itibaren 3 y›l boyuncadini faaliyetlerini gizlice yürüttü¤ünügörüyoruz. ‹mparator Diokletiani’ningörevini b›rakt›¤› tarih olarak 305 y›l›n›n 1May›s›n› göz önünde bulunduracak olursak,Roma ‹mparatorlu¤u’nun etkisi alt›ndabulunan Kartli’de Nino’nun aç›ktan a盤afaaliyette bulunmas› düflünülmezdi. NinoKartli’ye gitmesinin 4. y›l›nda aç›ktan a盤adini faaliyetlere bafllad› ve 6. y›l›nda KraliçeNana’y› inand›rmay› baflard›. (varsay›mlaragöre Nana aslen H›ristiyanl›k âdetlerinink›smen yafland›¤› Ponta’dan oldu¤u için dinibilgileri vard›). Nino’nun Kartli’deki 7.y›l›nda ise Kral Mirian H›ristiyan oldu. KralMirian’›n H›ristiyan olmas›nda avlan›rkenkarfl›laflt›¤› günefl tutulmas›n›n büyük etkisioldu. Karanl›k sadece Kral Mirian’›nNino’dan yard›m istemesiyle yeriniayd›nl›¤a b›rakt›.
H›ristiyanl›¤› kabul etti. 325 y›l›nda Nikea(‹znik) flehrinde yap›lan 1. Dünya KiliseToplant›s› öncesi veya toplant› s›ras›ndaKartli’ye gelen din adamlar› Kartlikilisesinin organize olmas›n› sa¤lam›fl ve ilkpiskopos olarak ise imparatorluktan veyaKapadokya’dan gönderilen ‹oane tayinedilmifltir. ‹oane, Ninonun Kartli’degösterdi¤i büyük baflar›y› kitap halinegetirerek imparatorlu¤a götürmüfltür. Odönemde Kartli’nin H›ristiyanlaflmas›n› elealan tarihçi Gelas› Kesarieli kaynak olarakkulland›¤› ‹oane kitab›n› yay›nlad›.
H›ristiyanl›¤›n devlet dini olarak ilanedilmesi sonras› dahi Kartli bölgesindeki birk›s›m insanlar eski dinlerinde ›srarediyorlard›. Bundan dolay› Nino bu insanlararas›nda da H›ristiyanl›¤› yaymafaaliyetlerine bafllad›. A¤›r ve uzun sürenmisyonerlik faaliyetleri birkaç y›l dahadevam etti. Bu s›rada hastalanan Nino,Mtsheta’ya hareket etti. Ama takatikalmayan Nino, Kaheti’nin ilçesi Bodbe’dedurmak zorunda kald›.
Kral ve Kraliçe’nin onu Mtsheta’yagötürmek istemelerine ra¤men Nino bunaraz› olmad›. 331 y›l›nda Bodbe kazas›ndadünyaya gözlerini kapad›. Nino vefat› öncesikrall›k aile üyelerine ailesi ve kendiyaflam›n› anlatan olaylar› yazd›rd›. Vefatetti¤i yere defnedilen Nino’nun mezarl›¤›üzerine daha sonra kilise infla edildi.
Böylelikle IV. yüzy›l Kartli Krall›¤›tarihini iki Kapadokyal› kad›nayd›nlatmaktad›r. O zamanda Kapadokyal›kad›nlar›n yüzleri Roma ‹mparatorlu¤u’ndak›smen daha önce H›ristiyanl›¤› kabul edenPonto-Kapadokya bölgesini deayd›nlat›yordu. Gürcülere do¤ru yolubulduran Nino’nun ve Kartli KraliçesiNana’n›n isimleri günümüzde de bütünGürcülerin kalplerinde silinmeyecek birflekilde yer edinmifltir.
IV. yüzy›l KartliKrall›¤› tarihini ikiKapadokyal› kad›nayd›nlatmaktad›r:Nino ve KartliKraliçesi Nana.
åÓ̇ÒÚ˚ð¸ ÅÓ·‰Â, „‰ÂÔÓıÓðÓÌÂ̇ çËÌÓ
Nino’nun kabrininbulundu¤u yer:
Bodbe Manast›r›
Tacikistan Ebu Reyhan Biruni, Firdevsi, ‹bn-iSina, Nas›r-› Hüsrev, Ömer Hayam gibibilim, felsefe ve edebiyat alan›nda dünyacatan›nm›fl zirve isimlerin anavatan›. Belkigünümüzün küresel birçok problemiTacikistan’› biraz dünya kamuoyununbak›fllar›ndan uzaklaflt›rd›. Neler yap›l›yor,Tacikistan kendi iç ve bölge bar›fl› için nas›lbir katk› sa¤layabilir, yeni dünya düzeni vedemokratikleflme gibi konular› DevletBaflkan› ‹mamali Rahmanov’la konufltuk.
Erkam Tufan Aytav: 27 Haziran günüTacikistan’da Milli Vahdet (birlik) Günü ilanedildi. Bar›fl ve kardefllik yolundagösterdi¤iniz çaba herkesin malumu. Bubar›fl ve kardefllik döneminde toplumundemokrasileflme sürecinin gelece¤ini nas›lgörüyorsunuz?
‹mamali Rahmanov: Tacikistan’›nba¤›ms›zl›¤› k›sa bir tarihe sahiptir amaayakta kalabilmek için çok zor bir imtihandangeçti. 27 Haziran 1997 tarihi ak›llar›m›zdayaflad›¤›m›z trajedinin bir hat›ras› olarakkalacak, her zaman bar›fl› kollamam›z›, millibirli¤i ve ba¤›ms›zl›¤› kuvvetlefltirmemizihat›rlatacakt›r. Anayasam›zda “Tacikistandemokrat, laik, egemen ve hukuk devletidir”diye yaz›l›d›r. Yani politik noktalar› çokhassas belirlenmifl ve devletin esas olanbelgelerinde kaydedilmifltir.
Bugün diyebiliriz ki, ba¤›ms›zl›¤› eldeetmemizden sonra biz kendi devletimizikurma yolunda ilk aflamay› geçmiflbulunmaktay›z. Bu aflamada biz ba¤›ms›zmilli devletleflmenin kavram›n› formüleederek Tacikistan Cumhuriyeti’ninAnayasas›n› ve hayati öneme sahip kanun veyasalar›n› kabul ettik. Bu yap›lanlarsayesinde toplumun gerçek geliflme imkanlar›ortaya ç›km›fl, politik ve ekonomik sorunlar›çözebilmek için müsait ortam yarat›lm›flt›r.fiu an demokratik, hukuk ve laik bir toplumageçme aflamas›nday›z. Pazar ekonomininsa¤lamlaflmas› ve yeni sosyal iliflkiler,ba¤›ms›z Tacikistan’›n geliflmesinde ana hatolarak görünmektedir.
Güvenli ve iyi bir hayat yaflamak,demokratik ülkede yaflayan herinsan›n en önde gelen hakk›Dikkatinizi Tacikistan politik hayat›n›n idare
edildi¤i bir prensibe çekmek istiyorum.‹stikrar›n ve güvenli¤in sa¤lamlaflt›r›lmas›,uluslararas› terör ve uyuflturucu kaçakç›l›¤›ile mücadele Tacikistan’da demokratikdevletin temel esaslar›ndan biri olarak kabulediliyor. Çünkü bu problemlerinçözülmesinde demokrasi ve insan haklar›n›korumada ne kadar sad›k oldu¤umuz apaç›kgörünüyor. Çünkü güvenli ve iyi bir hayatyaflamak, demokratik bir ülkede yaflayan herinsan›n en önde gelen haklar›ndand›r.
Biz demokratik kurumlar› ve özgür birtoplumu kurmakla elde etti¤imiz baflar›n›n,önemli uluslararas› örgütlerce yüksekseviyede de¤erlendirilmesi vedesteklemesinden gurur duyuyoruz. Bugünbütün Tacik toplumunun en önemlimeselelerinden biri, Tacikistan’›n ekonomikalanda sa¤lam geliflmesidir. Bu yolda çokciddi çaba sarf ettik ve yak›n gelecekte halk›nyaflam standard›n› yükseltece¤imizi veTacikistanl›lara gerçek refah flartlar›n› teminedece¤imizi ümit ediyoruz. Devletekonomisine giren yat›r›mlar, özellikle enerji,sanayi ve ziraat alanlar›ndaki yat›r›mlar buyüksek hedeflere ulaflmak için katk›sa¤layacaklard›r.
Tüm bunlar bize ümit veriyor. Tacikistandemokrasinin prensiplerine tutunarak önündeengel olan problemleri ve stratejik meseleleriçözüp yavafl yavafl modern dünyan›n geliflmifldevletleri aras›na girecektir.
Tacikistan’daki bar›fl sürecini nas›lsa¤layabildiniz? Tacik halk›n›n tarihi,kültürü ve manevi yap›s›n›n bu süreçteki rolünedir? Toplumun farkl› görüfl ve fikirleresahip oldu¤u bir ortamda milli ve yegane birruhun oluflturulmas› nas›l aç›klanabilir?
Günümüz flartlar›nda baflar›ya daha çabukulaflanlar, e¤itim ve kültüre dayanarak, ahlakive insani de¤erleri pekifltirerek, toplumun herbir ferdine ulusal ve milli güvenin öneminikavrayabilmesini sa¤layanlarolacakt›r. Kültür, bu hayatin tümboyutlar›n› yans›tan bir aynagibidir. Kültür, toplumun de¤ifliktarihi dönemlerindekiuygarlaflma ad›na yapm›floldu¤u yat›r›mlar›, siyasi,ekonomik, sosyal veentelektüel geliflim seviyesinitam olarak ölçen birbirimdir. Milletin maddi vemanevi de¤erlerininoluflumunda, onun siyasi vesosyal zihniyetini,ekonomik, ilmi,entelektüel baflar›s›n› vesanatsal zevkiniyans›t›yor. Kültürnesiller aras› maneviiliflkiyi sa¤lar,
toplumun tarihi geleneklerini korur ve gençnesli, insan medeniyetinin öneminikavramaya zorlar.
Her millet için, ilk ve en önemli temelfaktör, dildir. Tacik dili, tüm tarih boyunca azsay›lmayacak kadar süzgeçlerdengeçirilmifltir. Bu dil, özellikle onun tarihistatüsü ve milleti bir araya getirmefaktöründeki rolü, Samanilerin ortaya ç›kmas›ve Tacik Milli Devleti’nin flekillenmesi içinelveriflli ve olumlu ortam oluflturmufltur.Bundan dolay›d›r ki tarihçiler, Samanilerdönemini “Tacik milletinin y›ld›z›n›nparlad›¤›, bilim ve kültürün ise alt›n ça¤›n›yaflad›¤› bir periyot” olarakde¤erlendirmifllerdir. Atalar›m›z sadece tarihve medeniyet yazmakla kalmam›fl, ayn›zamanda di¤er milletlerin kültürel yap›lar›n›noluflumunda da bir kaynak zenginli¤i(bollu¤u) meydana getirmifllerdir.
Bunun haricinde, bu co¤rafyada do¤upbüyüyen ve dünya çap›nda tan›nan ve bilinenyüzlerce flair, bilim adam›, mimar, sanatç› vedevlet adamlar›ndan bir kaç› olan Rudaki,Zakariya ar-Razi, Abu Reyhan Biruni,Firdevsi, ‹bn-i Sina, Nasiri Hüsrev, ÖmerHayyam, Attar, Sanoi, ‹smail Somoni,Muntasir, Nasr ‹bn Ahmad, Bal’ami veBeyhaki, Samaniler döneminde Tacikkültürünü bir dünya kültürü seviyesineulaflt›rm›fllar ve dünya arenas›na bilim vekültür empoze eder hale gelmifllerdir.
Milli kültürün yükselifli, her fleyden öncebüyük ölçüde okul, genç neslin terbiye veö¤retimine ba¤l›d›r. Ço¤u kez alt›n› çizerekflunu söylemiflimdir: E¤er biz hakikidemokrasi, aç›k ve seküler bir toplumoluflturmak istiyorsak hep birlikte yüzümüzüokula ve e¤itime çevirmeliyiz. E¤itimkurumlar› sadece bilgi ö¤retmekten ziyade,ahlak, mesleki bilgi, insanl›k ve hayattecrübelerini da afl›lamak zorundad›rlar.
küreselleflme sürecinde toplumun ve özelliklegençlerin sosyal psikolojisinde nas›l birde¤ifliklik görebiliyorsunuz? Yeni ve ba¤›ms›znesil anlay›fl› eskisine nazaran nas›l farklararz ediyor?
Ülkenin yafl ortalamas› 24 olup nüfusun %30’dan fazlas›n› 14-30 yafl aras›ndaki gençleroluflturuyor. Bu nedenle devlet siyasetiöncellikli olarak gençlerin her yöndengeliflmelerine yöneltilmelidir. Çünkü bilindi¤igibi her ülkenin gelece¤i dolayl› olarakgençlere ba¤l›d›r. Bu, özellikle bizim genç veba¤›ms›z devletimiz için çok daha önemlidir.Gençlerin sosyal psikolojisindekide¤ifliklikleri göz önüne alarak yürürlü¤ekonulan “bilinçli ve dinamik gençliksiyaseti”nin bilincindeyiz. Ben günümüz gençneslinde aç›kl›k, aktiflik, baflar› ve somutsonuçlara karfl› azimli olma ruhu görüyorum.Daha önemlisi, zor flartlarda elde edilen birba¤›ms›zl›k döneminde yetiflen gençlerimizba¤›ms›zl›k, emniyet, uzlaflma ve bar›fla çokde¤er veriyor. Bizim gençlerimiz iyilikyapma, büyüklere sayg›, iyi komflu ve dostolma, yüksek manevi de¤erlere ulaflma, di¤erülkelerle bar›fl ve uzlaflma ortam›nda yaflamagibi milli de¤erlerimizi kaybetmedi. Bunund›fl›nda, Tacik genç nesli kendinden öncekineslin püf noktalar›n›; baflkalar› karfl›s›ndasorumluluk, enternasyonalizm ve kendimilletine ba¤l›l›k gibi de¤erleri koruyabildi.
Zaman›m›zda birçok terörist örgütlerde¤iflik din maskeleri alt›nda hareketediyorlar. Bu gerçek hakk›nda sizingörüflünüz nedir? Dünya problemleriniçözme aç›s›ndan dinlerin, özellikle ‹slâm’›nrolünü nas›l görüyorsunuz?
Küreselleflme flartlar›nda medeniyetlerinfarkl›l›klar› ve kültürel zenginlikleri gözeal›n›rsa diyalog çok önemlidir. Çünküdiyalog halklar aras›nda kültür al›flverifliimkân›n› sa¤l›yor. Ortak çabalar›m›zla daküreselleflmenin olumsuz etkilerindenkorunmal› ve de¤erli kültür miraslar›n›korumal›y›z.
Medeniyetler diyalogu keskin farkl›l›klar›ve çat›flmalar›n her türlüsünün giderilmesiyollar›n› aramay› öngörür. Günümüzde öylebir çizgiye geldik ki, ya medeniyetlerdiyaloguna yeni bir ivme kazand›rarak yeniyap›lanma sa¤layabilir, ya da medeniyetlerçat›flmas› yoluna gelebiliriz. Bu büyükamac›n gerçeklefltirilmesi çok zor vesorumluluk gerektiren bir zamana denk geldi;ters tepkiler ve e¤ilimler daha da artt›, küreseltehlikeler, iddialar ve radikal e¤ilimler (dinidahil) fliddetlendi. Dünyan›n de¤iflikbölgelerindeki huzursuz ortamlarda, ayr›caterörist ve ayr›l›kç› faaliyetlerin yay›lmas›ylabaz› ülkelerde ve siyasi çevrelerde hâlâas›ls›z ve yanl›fl olarak ‹slâm dinisuçlanmakta. Bu çevreler, özünde bar›fl ve
hoflgörü yatan bir dini; ‹slâm’› dünyatopluluklar›n› korkutma arac› olarakgösteriyorlar.
11 Eylül olaylar› ile bafllayan, Londra’dadevam eden ve en son M›s›r’›n fiarmelfleyhflehrinde yaflanan terör eylemlerinin sonusizce nereye varacak?
ABD’deki olaylar›ndan sonra ve ondandaha önce de 1999 y›l›nda da BMkürsüsünden konuflmamda defalarca dünyakamuoyundan Afganistan’daki sorununçözümü ile ilgili önerilerim oldu. O dönemdeAfganistan’da Taliban hükümeti vard› ve bizbunun etkisinin sadece Orta Asya’ya de¤il,tüm dünyaya oldu¤unu hissetmifltik. Tabiiolarak bu bir tehlike arz ediyordu. 1999’daBM’de yapt›¤›m konuflmamda Talibanhükümetinin dünya medeniyetini tehditetmesinden dolay›, dünya kamuoyunaAfganistan’›n emniyet alt›na al›nmas›gerekti¤ini ve “Emniyet Halkas›”oluflturulmas› ile ilgili teklifim oldu. Sondönemlerde meydana gelen terör eylemeleribizi de tedirgin ediyor. Bu problemlerikonuflarak de¤il, yaflayarak gördük. Bununiçin daha önce defalarca dedi¤im gibi,
terörizm sorunu sadece askerî yolla çözümekavuflturulamaz. fiöyle bir düflünelim: Acababunlar›n kayna¤› nedir? ‹nsanlar nedenkendilerini canl› bomba gibi kullanmalüzumu görüyorlar? Bunun birinci nedeni,insanlarda yoksulluk oran›n›n afl›r› yüksekli¤ive iflsizliktir. Bunun için e¤er geliflmifl ülkeleryoksul ve geliflmekte olan ülkelerekomünikasyon, e¤itim ve sa¤l›k gibi hangialanda olursa olsun yard›m eli uzatmazlarsaproblemlerin devam edece¤ini defalarcabelirtmifltim. Bu, meselenin bir yan›.
Meselenin di¤er yan› ise, geliflmiflülkelerin “geliflmekte olan ülkelere nas›lyard›m edebiliriz” konusunda konferanslardüzenlemeleri ve çözüm yollar› üretmeyeçal›flt›klar›yla ilgili çok güzel konuflmalaryapmalar›. Ama bunlar sorunu çözemiyor.Geliflmekte olan ülkelerin borçlar›n› silmekiçin teflebbüste bile bulunmuyorlar.
Bat› dünyas› ve geliflmifl ülkelerde birdi¤er yanl›fl düflünce de, “terörist” deyinceDo¤u insan›n› alg›lamas›. Bu önyarg› ileridekesinlikle bafl a¤r›tacak bir konudur.Uluslararas› terörizmi ‹slâm’a mal etmek veMüslüman’a mal etmek kesinlikle yanl›flt›r vebunun sonu da hay›r de¤ildir. Bu aç›danbakacak olursak medeniyetler aras›ndakurulacak bir diyalog çok önemlidir. Biz bukonuda çok endifleliyiz. Mesela Londra’dakipatlamalardan sonra oradaki baz› gruplarmescitleri gasp ederek tahrip ettiler ki, bu,tasvip edilecek bir davran›fl de¤ildir.Mescitlerin burada ne suçu var. ‹slâm,kendisi bir bar›fl dinidir. Kimi ülkeler ‹slâm’›ve Müslümanlar› karalamak için baz› ‹slâmîayr›l›kç› örgütleri kötüye kullan›yor. Talibannereden ç›kt›, kimler onlar› destekliyordu?Nifak tohumlar› atmak, ‹slâm dini içine fitneatmak, mezhepler aras›nda çat›flmalara zeminhaz›rlamak sadece ve sadece ‹slâm veMüslümanlar› kötüleme faaliyetidir. Bununsonucu küresel bir faciaya kadar dauzanabilir.
‹talya Reform Bakan› Roberto Calderoli“…medeniyetler çat›flmas› yoktur. Çünkü‘‹slâm Medeniyeti’ diye bir fley yoktur”fleklindeki demecini nas›lde¤erlendiriyorsunuz?
Bu kesinlikle yanl›flt›r. Tüm kötülükleri‹slâm’a mal etmek sadece siyasi kayg›lardankaynaklan›yor. Bugün dünyada 1,5 milyarayak›n Müslüman yaflad›¤›n› görmezliktengelmek yanl›flt›r. Bunlar aras›nda özellikleTacik milleti olmak üzere öyle milletler varki, tarihleri alt› bin y›ll›k geçmifle sahip.Avesta döneminden bafllayarak günümüzekadar devam eden sürece bakt›¤›m›zda‹slâm’›n dünya medeniyetine çok büyükkatk›lar› oldu¤u aç›kt›r.
karalamak için baz›‹slâmî ayr›l›kç›örgütleri kötüye
kullan›yor. FakatTaliban’›n nereden
ç›kt›¤›n› ve onlar›kimin destekledi¤ini
iyi biliyoruz.
åÌÓ„Ë ÒÚð‡Ì˚ÒÒ˚·˛ÚÒfl ̇
ÒÂÔ‡ð‡ÚËÒÚÒÍËÂËÒ·ÏÒÍËÂ
„ðÛÔÔËðÓ‚ÍË,˜ÚÓ·˚ Ó˜ÂðÌËÚ¸
ËÒÎ‡Ï ËÏÛÒÛθχÌ. çÓ Ï˚
ÔÓÏÌËÏ, ÓÚÍÛ‰‡ÔÓfl‚ËÎÒfl
«í‡ÎË·‡Ì», ÍÚÓÓ͇Á˚‚‡Î
ÔÓ‰‰ÂðÊÍÛ ˝ÚÓÏÛðÂÊËÏÛ.
20
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
Hayat standartlar›n›n yükseldi¤i, zenginliklerin artt›¤›toplumlarda fliddet art›yor. Halbuki ayd›nlanmaça¤›n›n öngörüleri bu de¤ildi; Modernlefltikçe fliddet
azalmal›yd›. ABD’de aç›klanan 2003 rakamlar›na göre her 14
Amerikal›dan birisi öldürülme, fliddet, tecavüz, h›rs›zl›ksuçundan ma¤dur olmufl, 6 Amerikal›dan biri kapkaç ve otoh›rs›zl›¤› kurban›. 2003 y›l›nda ABD’de suç ile mücadeleyeharcanan para ise 120 milyar dolar.
Bir de dijital fliddet var. fiehirler kuruluyor, silahlarkonufluyor, soygunlar yap›l›yor. Mafya babalar› ifl bafl›ndamotorlu testereler, lazer silahlar, pompal› tüfekler her fley var.Banka soygununu ö¤reten, fliddeti özendiren bilgisayaroyunlar›ndan çocuklar› al›koyam›yoruz. ‹ster istemez insanl›knereye gidiyor, dünyan›n daha yaflan›r olmas› için neleryapmal›y›z?
Di¤er taraftan sokak çocuklar› suç makinesi halinde birsorun. Yoksulluk servet düflmanl›¤›na daha sonrada gasp gibiciddi suçlara yöneltiyor. Parçalanm›fl ailelerin artmas› ahlakide¤erlerin zay›flamas› tart›fl›lan gerekçeler olarak gözüküyor.
Dehflet-fiiddet Kiriminal davran›fl›n “Dehflet-fiiddet”fleklinde ortaya ç›kmas›nda bireyinkiflilik yap›s›n›n büyük önemi vard›r.Dolay›s›yla fliddet davran›fl›n›n ruhsalboyutunu incelerken bireylerin kiflilikflekillenmesinin birinci derecede önemtafl›d›¤› göz ard› edilmemelidir. ‹nsanl›ktarihinin en büyük toplumsal fliddetolay› say›labilen ikinci dünya savafl›n›nç›k›fl›nda ve seyrinde Hitler’in kiflilikyap›s›n›n önemi dikkat çekmektedir.
‹nsan, kendi türünü öldürmektenzevk alan tek primatt›rHayvanlar incelendi¤inde memeliler,
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
özellikle primatlar savunucu sald›rganl›k içindedirler.Kendilerini tehdit alt›nda hissettikleri ve engellendiklerizaman sald›rganlafl›rlar. Ama hiç bir zaman katil ve iflkenceciolmazlar. fiempanzelerin ruh doktorlar› olsayd›, bu doktorlarsald›rganl›¤› kitap yazmay› gerektirecek bir sorun olarakgörmezlerdi. Fakat insan bir katildir. Kendi türünün üyeleriniöldüren, onlara iflkence eden, bunu yapmaktan haz duyan tekprimat insand›r.
Hayvan, hayati ç›karlar› tehdit edildi¤i zaman kaç›fltepkisini harekete geçirir. Temel amaç tehlikeyi gidermektir.Kaçma imkan› yoksa sald›rganlafl›r. Kedide oldu¤u gibi,köfleye s›k›flan kedi, yahut yavrusunu kaybetmek üzere olantavuk köpe¤e sald›r›r. Bu sald›rganl›kta y›k›m arzusu veyaaçl›¤› yoktur. ‹nsan da hayati ç›karlar› tehlike alt›nda oldu¤uzaman kal›t›msal olarak kaç›fla göre programland›r›lm›flt›r.Ancak tehlike tan›m› ve tehdit alt›nda hissetmenin s›n›rlar›insanda çok farkl›d›r. Mülkiyet duygusundan, iktidar›n›,sahip olduklar›n›, özgürlü¤ünü kaybetme korkusu insan›nkendini tehdit alt›nda hissetmesini sa¤layabilir.
Hayvan aç›k-seçik var olan tehlikeyi tehdit olarak alg›lar.Siyasetçilerde ve generallerde oldu¤u gibi “gelecektekitehditleri önceden görme yetene¤i” insan›n sald›rganl›¤›n›tetikler. ‹nsan›n gelecekteki tehlikeyi önceden görmeyetene¤i zaman zaman yanl›fl kullan›l›r. Gerçekte varolmayan tehlikeleri beyin y›kama ve propaganda teknikleriile topluma kabul ettirmek mümkündür. ‹nand›r›lan,kendilerini tehdit alt›nda hisseden insanlar kolaycasavaflt›r›l›r.
Canl›larda beyin y›kama arac›l›¤›yla sald›rganl›¤›nuyand›r›ld›¤› tek varl›k insand›r. Bunu Hitler yapm›flt›r.Kendini tehdit alt›nda hisseden insan korkuya kap›l›r.Korkuda a¤r› gibi son derece rahats›zl›k verici bir duygudur.Bu duyguyu gidermek için insan uyuflturucu alabilir, kendini
Anti-sosyal kiflilik bozuklu¤uBaflkalar›n›n haklar›n› saymama ve haklara sald›rma olarak görülür. • Tutuklanmas› için zemin haz›rlayacak eylemlerde teker teker bulunma. • Sürekli yalan söyleme, kiflisel ç›karlar› için baflkas›n› atlatma ile belirli
dürüst olmayan davran›fl. • Gelecek için ciddi plan yapmama ve dürtüsel yaflant›. • Kavgac›l›k, sald›r›larla belirli sinirlilik. • Kendisinin veya baflkas›n›n güvenli¤i konusunda umursamazl›k. • Sorumsuzluk. Bir ifli sürekli götürememe veya mali yükümlülükleri ›srarla
yerine getirmeme. • Suçluluk duygusu, vicdan azab› çekmeme. Baflkalar›na zarar vermifl, kötü
davranm›fl olmas›na ra¤men ilgisiz davranma ve mant›kl› aç›klamagetirmeye çal›flma.
Savunucu sald›rganl›¤›n en önemli kaynaklar›ndan birisiNarsisizm e¤ilimidir. Canl›lar içinde insan› böyle y›k›c›sald›rgan yapan ilginç bir duygudur. Hitlerin, Cengiz’in vebüyük savaflç›lar›n ac›mas›z Narsisistler oldu¤uunutulmamal›d›r. Narsisist birey için onunla ilgili fleylerönem tafl›r, dünyan›n geri kalanlar› önemsiz, a¤›rl›ks›z verenksizdir.
Teröre gidifl yolu: fiiddetin idealleflmesiGenellikle 17-23 yafl aras› gençlik döneminde kiflisel kimliksorunlar› yaflayan gençler teröristler için potansiyeladaylard›r. Teröristlerin ruh hali incelendi¤inde ebeveynleritaraf›ndan dövüldükleri veya cinsel tacize u¤rad›klar› vekiflisel s›n›rlar›n›n ihlal edildi¤i dikkati çeker.
‹spanya’n›n Bask ayr›l›kç› terör örgütü ETA üzerindeyap›lan bir çal›flmada teröristlerin ço¤unun Bask-‹spanyolkar›fl›m› melezler oldu¤u, Basklar›n nüfusu % 8 oldu¤u haldeonlar›n oran› % 40 oldu¤u ifade edildi. Bu melezlere toplumtaraf›ndan d›fllanma uyguland›¤›, küfür edildi¤i, aidiyetduygular›n›n zarar gördü¤ü bu araflt›rmada ç›kan bir sonuçtu.Böylece toplum d›fl› edilmifl, ayr›mc›l›¤a maruz kalm›flkifliler ait olduklar› etnik gruba gerçekten ait olduklar›n›göstermek için giriyorlard›.
Canl› bomba psikolojisiTerörist kifliler incelendi¤inde hepsinin terör kurban› oldu¤ugörülmüfltür. Kiflisel güvenliklerine olan inanc› bozulmuflgelecekle ilgili ümit duygusu zay›flam›fl, hayat›n› koruma ileilgili ilkel inanc› ihlal edilmifl kiflilerin kolayca terörist
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
olduklar› görülmektedir. Terörist kurbanlarda gelecektekikay›p konusunda bir kayg› vard›r. Pasif kalmalar›n›n kurbanolma durumunu sürdüreceklerine dair inanç pekiflir.Kendisine gelecek tehdidini azaltacak her harekete kat›lmayahaz›rd›r. Terörist kifliler nadiren ruhsal olarak hastad›rlar.Ço¤u stratejik planlama yetene¤ine sahip, zeki insanlard›r.Yaralanm›fl kiflisel kimlikleri, grup kimlikleri ve millikimlikleri, dini kimliklerini onarmak isterler. Bu baflar›s›zl›kve yaralanm›fll›k duygusu fliddeti idealize etmeye yönlendirir.E¤er birincil kimlikleri, grup kimli¤i ise bu kifliler kolayl›klacanl› bomba olurlar. Böylece vicdanlar›ndan iç izin ç›km›flolur. Kaybolmufl ve yaralanm›fl grup kimli¤ini ikame etmekiçin terörist gruba s›k›ca ba¤lan›rlar.
Kimler canl› bomba olmaya aday?17-23 yafllar› aras›ndaki genç bekar erkekler, ergenlikgeçiflinin kimlik krizini yaflarlarken potansiyel adaylard›r.Kimlik krizi içindeki genç ailelere karfl› ç›kma e¤ilimlerioldu¤u dönemde e¤er etnik çat›flmadan dayak yemiflse,ailelerinden, sevdiklerinden, birisini kaybetmiflse potansiyeladayd›r.
Politik güçler, fliddet ve ayr›mc›l›k uyguland›kça korkuduygusu artar, ümit duygusu azal›r, intikam atefli alevlenir.Mezopotamya insan›nda var olan ac› çekme, flehit olma, öçalma, fliddeti sorun çözmede yöntem olarak kullanmakültürüne intihar kültürü eklenerek dünyan›n gelece¤itehlikeye at›l›r. Politik güçlerde çok önemli bölgesel de¤erolan dinin ›l›ml› yorumuna sahip ç›kmal›. 11 Eylül sonras›Öfke ve Gurur adl› eseri ile Bat›’y› ‹slâm dünyas›na karfl›k›flk›rtan Oriana Fallaci’ye sahip ç›kan dünya bas›n› yanl›flyap›yordu. Korku ve Küstahl›k diye bu görüfle reddiye yazanProf. Franco Cordini’yi dikkate almal›y›z.
Mezopotamya kültürünün izleriYaz›yla bafllayan tarihin ilk örneklerini Sümerlerdegörüyoruz. Sümer tabletlerinde “tablet evi” olarakisimlendirilen okullarda dayaktan sorumlu adam oldu¤uyaz›l›d›r. Ödevini yapmayan, yaramazl›k yapan ö¤rencileridövme görevi verildi¤i, tabletteki ifadelerdir. Sümer sonras›dönemde Babil ve Asurlularda savafl tanr›s›na kurban edilenkölelerin ve ilahlara kurban edilen çocuklar›n oldu¤ubilinmektedir.
Uygarl›¤›n olumlu yönleri kadar olumsuz yönlerinin ilkkayna¤›n›n da Mezopotamya oldu¤unu görüyoruz. “Kölelik,s›n›fsal farkl›l›k, sömürü düzeni, bask›c› yönetim,imparatorluk savafllar› ile ilgili toplumsal yasalar ilk olarak bu
Narsist bir lider, HitlerHitlerin kiflilik analizini yapan araflt›rmac›lar onu motive eden itici güçlerine ve kiflilikgelifliminde sorumlu olan flartlar› araflt›rm›fllard›r. Hitler beklenilenin tersine çok güzel birçocukluk dönemi geçirmifltir. Babas› evlilik d›fl› bir çocuk olarak do¤mufl, hayat›mücadelelerle geçmifl, varl›kl›, tutumlu, otoriter bir kifliydi, ama zorba de¤ildi. Babasiyasetle ilgili laik, liberal biriydi. Hitlerin ö¤renim hayat› baflar›l› de¤ildi, müzi¤emerakl›yd›, sanat akademisine baflvurdu. 2. s›navda elendi. “Reddedildi¤imi ö¤renincey›ld›r›m çarpm›fl gibi oldum.” kendi ifadesidir. Kiflili¤indeki temel örüntü “önder olma,hayranl›k uyand›rma doyumu” fleklindeydi. Ayr›ca Hitler ac›ma duygusunda tümüyleyoksun bir kiflilik sergilemifltir. Hitlere göre “Kuvvet istilan›n hakl› sebebidir. Yaflamahürriyetimizi garanti etmek için genifl toprak gerekir. Almanya’ya büyük devlet olacak,ya da silinecektir.” Hitler do¤al ay›klanmay› ›rk düzeyinde uygulamak çabas› ile savaflkarar› vermifltir. Darwinizmin “Varl›klar›n mücadelesi, do¤al ay›klanma, kuvvetlinindevam etmesi,” hipotezini Marksistler s›n›f mücadelesinde, Kapitalistler büyük flirketlerinküçükleri ortadan kald›rmay› gerekçe olarak kulland›lar.
Machiavelli’denfliddet tavsiyesiMakyavelli 16. yüzy›lda ‹talya’da yaflayan birdiplomatt›. ‹talya’n›n iç kar›fl›kl›k vehuzursuzluklardan kurtulmas›n› istiyordu. Bununiçin Hükümdar isimli bir kitap yazd›. Bu kitabagöre tan›mlad›¤› lider tipi ‹talya’y› kurtaracakt›.Makyavelli’nin meflhur öngörüleri:“Faydal› ifller azar azar yap›lmal› ki, halkbunlar›n daha çok fark›na vars›n. Cömertlikkadar insan›n kendi kendini y›kan baflka birözellik yoktur. Kendi kesenizden cömertlikyapmay›n›z yoksul olursunuz, yoksulluktankurtulmak için de tamahkar davran›rs›n›z, herkessizden nefret eder. Zalimlik ve zorbal›k birhükümdar›n tebaas›n› birlik halinde ve itaatkartutabilmek için kullanaca¤› silahlardan biridir. Bir
iki ibretli kan dökme ile düzeni yeniden sa¤layan hükümdar, neticede iflleri kendi halineb›rakacak ve sonunda büyük kan dökülmesine yol açacak kadar yumuflakl›k gösterenbirinden daha merhametli olacakt›r. Çünkü hükümdar›n fliddeti sadece fertlere zararverdi¤i halde onlar›n gereksiz yumuflakl›¤› bütün devlete zarar verir.”
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
24
yörede kendini gösterir.” fiiddeti öneren Mezopotamyakültürü ile tarihte fliddet olaylar›n›n en çok bu bölgede
yaflanm›fl olmas›n›n bir ba¤lant›s› var m›? Bu soru ‹slâmdininin ve Hz. Muhammed’in yaflant›s› hiç fliddet önermezkenEmevilerle birlikte fliddetin yöntem olarak benimsenmesiniaç›klad›¤›n› söyleyebiliriz. Harici Vahhabi gelene¤i fliddetiönerir. Bu nedenle Ortado¤u’da bu gelene¤i yaflatanyönetimler fliddeti besleyen yönetimler olacakt›r. Haricigelene¤i Emevilerin bask›c› yönetimleri ile kontroledilebilmifltir. Bugün Ortado¤u’da hak arama ve sorun çözmeiçin sivil direnifl yöntemi olarak fliddetin ön plana ç›kmas›ndafliddet gelene¤inin büyük rolü vard›r. Ortado¤u’dan “Gandhi”ç›kamamas›n›n alt›nda yatan nedeni fliddet gelene¤idir.
Düflünmeden hareket etme e¤ilimi insan›n do¤as›ndavard›r. Ailede yetifltirilme biçimi çocu¤u toplumsallaflt›r›r.Ailede yetifltirme flartlar› çocu¤un sosyalleflmesine yarayacakbirikimden yoksunsa çocuk do¤al ak›fl›nda fliddetiö¤renecektir.
fiiddetin hak arama ve sorun çözme yöntemi olarak kabulve onay görmesi aileden bafllamaktad›r. Otoriter aile tipindeelefltiriye kapal›l›k, kendi fikrini zorla kabul ettirme,
baflkalar›n›n fikrine sayg› duymama varsa fliddetkaç›n›lmazd›r. Anne babadan birisi ile çat›flmal› iliflki kurangençler topluma karfl› da fliddete e¤ilimli oluyorlar.
Öfke duygusu, korku duygusu ile birleflirse sald›rganl›kortaya ç›k›yor. Öfke duygusu sevgi duygusu ile birleflinceiletiflim kurma çabas› ortaya ç›k›yor. Toplumda insaniliflkilerinde sevgiyi art›racak yaklafl›m ise birebir yap›laniyilik ve yard›mlard›r. Sevgi dolu bir bak›fl, tebessüm, güzelbirkaç söz gibi iyiliklerin öfke ve k›zg›nl›¤› azaltt›¤› biliniyor.Hak arama ve sorun çözmede yöntem iletiflim olmal› amafliddet olmamal›.
Kimyasal hipnoz mümkün mü?Son y›llarda canl› bomba kullananlar›n baz› kimyasallar ald›¤›yönünde düflünceler güç kazanmaktad›r. Geçmifli çok dengeli,yard›msever kifliler, iki, üç hafta ortadan kayboluyorlar, yenido¤an çocuklar›n› bile düflünmeden intihar bombac›s›olabiliyorlar. Bu, bilimsel olarak mümkün gözükmektedir.Geçmiflte Alamut Kalesinde Haflhafli Tarikat› intihar timleriniböyle oluflturmufltu. Günümüzde çok daha modernkimyasallarla intihar bombac›lar› e¤itip, belli bir hedefekimyasal hipnozla gönderilebilir. Terörü bilimsel olarakinceleyenler bu durumu de¤erlendirmeliler. ‹laçla direnci
‚ÒÚÛÔ‡ÎË ‚ ˝ÚÛ „ðÛÔÔËðÓ‚ÍÛ, ˜ÚÓ·˚ ÔÓ͇Á‡Ú¸ Ò‚Ó˛ÔðË̇‰ÎÂÊÌÓÒÚ¸ Í ·‡Ò͇Ï.
Modern intihar haplar› var m›? Bir kiflinin yiyecek ve içece¤ine Ecstasy ve LSD türündenmaddeler koyup, sonra onun sergileyece¤i tav›r, davran›fl vesöyleyece¤i sözlere dayanarak sonuçlar üretmek, bilimselaç›dan tasvip edilemez. Fakat baz› insanlara bir kampta hergün LSD verip beyinlerini y›kamak ve sonra telkinlerde
bulunup, kendilerini bir tak›m hedefe yöneltmek, hattâ onlar›intihar komandosu yapmak, mümkündür.
Yüksek teknolojiyi kullanan kimya laboratuarlar›na sahipherhangi bir servis, örgüt veya devlet, bir grup insan›, önceLSD ile düflüncelerini boflalt›p, belirli hedefe yönelikpropaganda ile yeniden doldurduktan sonra, Ecstasy vebenzeri kimyasallarla da bu insanlar› uyuflturmadan, 8-10 saatsürecek bir eyleme yönlendirebilir. Ac› olan, dünya bar›fl›n›nbilimin eliyle bozulmaya çal›fl›lmas›, hattâ bilim eliylebozulmas›d›r.
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
26
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
sebebiyle dövülmesi baflkent hayat›n›n ayr›lmaz bir parças›haline geldi. Rusya Bilimler Akademisi Sosyoloji EnstitüsüMüdürü Profesör L.M. Drobijeva Toplumsal Bilimler veÇa¤dafll›k adl› dergide “Birçok Moskoval› bana defalarcabaflvuruyorlar ve çocuklar›n›n ‘siyah’, ‘Azeri’ gibi isimlerlean›lmalar› ve farkl› milletlerle yap›lan evlilikler sonucundaçocuklar›n›n soyadlar›n› Rusçaya çevirmek zorundakalmamalar› için ne yapmalar› gerekti¤ini soruyorlar.” diyeyaz›yor.
‹zvestiya gazetesi (11 Ekim 2005) 9 Ekim 2005 tarihindeVoronej’de yabanc› bir ö¤rencinin dazlaklarca öldürülmesiyleilgili “Baz› yüksek politik ak›mlar›n afla¤›lara s›zd›¤› hissiveriliyor, dazlaklar›n kendini iyi hissettikleri bir ortamoluflturuluyor.” fleklinde de¤erlendirme yap›yor. Dolay›s›ylaRuslar›n bir etnik yap› olarak milli kimlikleriyle, dilleriyle,sa¤l›k, kültür ve kendine sayg›lar›yla gerekli ve önemli olan bumeflgale bazen gizlice usta bir flekilde, biraz da beceriksiz birflekilde flovenistçe en düflük seviyede yap›ld›¤› göze çarp›yor.Elbette, “Rusya” fikriyle oynamak Ruslar için dazlaklara“yabanc›lar›” dövmelerine bir davetiye de¤ildir. Fakat özelliklebu flekilde alg›lan›yor.
Araflt›rmac› N.V. Kasatkina “Litvanya’n›n bütünvatandafllar›n› bir arada tutan Çingenelere, Müslümanlara veYahudilere karfl› ayn› seviyedeki hoflgörüsüzlüktür.” diye ifadeediyor.
Di¤er bir araflt›rmac› N. Cavahiflvili Gürcistan’daki dinîetnik durumu karakterize ederek “‹ranl›, Türk ve di¤erhalklar›n Gürcistan’da rahatça yerleflebildikleri ve yerli halk›nonlara hoflgörüyle ve ayr›mc›l›k yapmadan yaklaflm›flolmalar›na ra¤men, as›rlard›r bir tür düflman – Müslüman –Türk ve ‹ranl› tipi oluflmufltur.” diye yaz›yor.
Gürcistan ö¤rencilerinin dinî etnik farkl›l›klar› sonzamanlarda oldukça büyüdü. Araflt›rma verilerine görehoflgörülü olma seviyesi biraz azald›. En fazla olumsuz tutumKürt ve Çingenelere karfl› beslenmekte.
Üç strateji tespit edildi (yak›ndan uza¤a do¤ru): 1. Bat›:Avrupa ve ABD halk›, Katolik ve Protestanlar. 2. Milli az›nl›k:Yunanlar, Ruslar, Abhazlar, Osetinler, Yahudiler. 3. Do¤u:Türkler, ‹ranl›lar, Çinliler, Japonlar, Kriflnalar, Müslümanlar veYehova fiahitleri, Ermeniler, Azerbaycanl›lar, Kürtler,Çingeneler. Bat› grubu dost yanl›s›, Do¤u ve onun alt kollar›düflman yanl›s› olarak kabul ediliyor. H›ristiyanl›¤a, ekonomikyönden geliflmifl Bat›’ya do¤ru bir e¤ilim oldu¤unu gösterenbir tablo özenle çiziliyor.
Rus bilim adamlar›nca yap›lan sosyolojik araflt›rmalar›nsonuçlar› baz› halklara (Çeçenler, Araplar) karfl› gelifltirilennegatif tutumun Rusya ve yurt d›fl›nda yaflanan, kimi zaman
dinî-milli karaktere bürünen (Kuzey Kafkasya’da yaflanansavafl, Arap-‹srail çat›flmalar›) politik krizle ya da etnikdiasporan›n kimi temsilcilerinin parazitimsi (meselaÇingeneler) bir yaflam tarzlar›yla iliflkili oldu¤unu ortaya koydu.
“Çok hoflgörülü” olduklar›n› belirtenler Katolikler,inançs›zlar, Budistler ve Müslümanlar (% 60,3-62,7). “Birazhoflgörülü” olduklar›n› belirtenler, yar›dan fazlas› iletiflimireddettiklerini belirtmifl de olsalar Protestanlar ve Yahudilerolmufltur (% 51,0-51,8). Bu konuda Ortodokslar orta derecede(% 56,5) bir seviyeyi göstermifllerdir.
Çok kültürlü yap› ve tek milli devlet kimli¤ini ye¤leyen 19.yüzy›l›n sonlar› ve 20. yüzy›l›n bafllar›nda özellikle Avrupa veABD’de bask›n olan “döküm kazan” entegrasyon modelipolitikas› günümüz flartlar›nda ifllemeyece¤ini gösterdi.Bugünkü durum bu ülkelerde kültürleflme, yani al›nan kültürünkimli¤ine bürünme topluma girebilmek için yeterli olmad›¤›n›göstermifltir. Ne yüksek derecede dil bilgisi ve ne o ülkeninde¤erlerini iyice benimseme o topluma tamamen girmek içinyeterli de¤ildir. Bu konuda deri renginin farkl›l›¤› veya gözbiçimi farkl›l›¤› “kendisinin” olarak kabul etmemesi için yeter
sebeptir. Bunlar farkl›l›klar› nedeniyle her zaman “yabanc›”kalacaklard›r.
Çok kültürlülük olarak ifade edilen bugünkü yaklafl›m,göçmenlerin ülkenin milli devlet bütünlü¤üne dürüstlükle ba¤l›kalmalar› halinde mümkündür. Bu durumda göçmenler yenitopluma olan ba¤l›l›klar›n› göstermek, onun tarihini, dilini vegeleneklerini ö¤renmek zorundad›rlar. Di¤er taraftan, göçmenkabul eden toplum yeni vatandafla karfl› konumunu göstermeli,onlar›n sahip olduklar› kimliklerini ve sosyokültüreltecrübelerini kabul etmek için kurumlar›n› uygun halegetirmelidir. Di¤er bir ifadeyle, e¤er gelen göçmenlerden yenibir ev yapmalar› bekleniyorsa, kabul eden toplum onlara evdeolduklar›n› hissettirmeli.
Uygulamada böylesi sosyokültürel, çok milletli birliktelikflimdilik kuraldan ziyade bir istisna olarak duruyor. Örne¤in,Rusya’da böyle bir formül ço¤unluk taraf›ndan elefltiriliyor.
Farkl› ülkelerden gösterilen bu örnekler, hangi ülke olursaolsun toplumun etnik ve dinî yap›lar›n›n iliflkilerinin zoroldu¤u sonucunu ortaya koyuyor. Problemi çözebilecek tek birreçete yok. Farkl› somut olaylar, etnik ve dinî yap›lar fliddetinartmas›n› ya da azalmas›n› sa¤layabilecek nitelikleresahiptirler. Her fley çok say›daki faktörlere ve onlar›nbirlefltirilmesine ba¤l›d›r. Do¤al olarak, milliyet ve kültürünhoflgörülü bir flekilde iliflki kurabilmeleri için devlet, kilise,milliyet alanlar›nda nas›lsa ayr› ayr› bireyler ve sivil toplumlada aktif politika izlemek gerekir. Kültürlerin aç›kl›k, birbirinietkileme, birbirini desteklemesi sürecinde anlay›fl ortayaç›kmakta. Bu da hoflgörünün temelidir. Fakat bu süreç gayetuzun olup entelektüel gruplar›n ve medyan›n bundaki rolütart›flmas›z büyüktür.
ÖÒÎË ÓÚ ÔðË·˚‚‡˛˘ËıÏË„ð‡ÌÚÓ‚ ÓÊˉ‡ÂÚÒfl
ÔÓÒÚðÓÂÌË ÌÓ‚Ó„Ó ‰Óχ, ÚÓÔðËÌËχ˛˘Â ӷ˘ÂÒÚ‚Ó
‰ÓÎÊÌÓ ‰‡Ú¸ ËÏÔÓ˜Û‚ÒÚ‚Ó‚‡Ú¸, ˜ÚÓ ÓÌË ‰Óχ.
E¤er göçmenlerden yeni birev yapmalar› bekleniyorsa,kabul eden toplum onlaraevde olduklar›n›hissettirmeli.
Galiba flimdi hiçbir kelime “terörizm”kelimesi kadar canl› bir tart›flma iste¤iuyand›rm›yor. Bizde herkes terörizm
hakk›nda her fleyi bildi¤inden emindir.Herkes, terör hakk›ndaki fikrinin en genifl veen dolu oldu¤una inanm›flt›r. Herkes onunlanas›l savafl›laca¤›n› ve onu nas›l yenece¤inibilir.
‹tiraf etmeliyim ki, nas›l kazan›laca¤›n›flimdilik bilmiyorum. E¤er terörün ekonomikve politik sorunlar›n çözüm yolu oldu¤u kabuledilirse, araç seçimi birdir. E¤er terörizmdenkas›t ba¤›ms›z politika veya ideoloji ise bu,tamamen baflka bir konudur. Fakat benim içinterörizmin kaynaklar›n›n analizi veya ça¤dafltoplumun sosyokültürel analizinden dahaönemli bir yön var: “Terör” kelimesinde“fliddet” anlam›n›n hemen duyuldu¤u
hissinden kurtulam›yorum. fiiddet bir ihtiyaç,bir kendini inand›rma, bir protesto flekli, birhareket tarz› gibi...
fiiddet ne zaman do¤du? Onun dünya gibisonsuz oldu¤unu iddia ediyorlar. Bu teziçürütmeye kalk›flmadan sadece flunusöyleyece¤im: fiiddet bugün sadece bir felaketve kötülük de¤ildir. Soludu¤umuz,duydu¤umuz, televizyon ekranlar›nda, gazeteve kitap sayfalar›nda gördü¤ümüz hava fliddetkokuyor. Çocuklar›n savafl oyunlar› bilezamanla trajik bir hâl al›yor.
fiiddetin özellikle neden flimdi daha yo¤unbir flekilde inkiflaf etti¤ini çoklar› aç›klamayaçal›fl›yor. “Medeniyetler Çat›flmas›”, “DinlerAras›ndaki Çeliflkiler”, “Öteki Korkusu”,“Yap›c› Bir Diyalogun Eksikli¤i” bu adlaralt›nda yaz›lan yaz›lar›n alt›nda, konuyla ilgiliyüzlerce, binlerce sayfa yazm›fl yetkin
ç‡ÒËÎË ͇ÍÔÓÚð·ÌÓÒÚ¸, ͇Í
Ò‡ÏÓÛÚ‚ÂðʉÂÌËÂ,Í‡Í ÙÓðχ
ÔðÓÚÂÒÚ‡, ÙÓðχ‰ÂÈÒÚ‚Ëfl…
fiiddet bir ihtiyaç,bir kendini
inand›rma, birprotesto flekli, bir
hareket tarz›gibidir.
29
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
kiflilerin imzalar› var. Bu maksada uygunyap›lan yay›n ve araflt›rmalar›tart›flmayaca¤›m. Ben sadece günlük hayattakifliddetle, çocuklar›m›zla bizim her günsolumak zorunda kald›¤›m›z zehirlemücadelenin önemini belirtmek istiyorum. Buzehri soluyan› ellerini silahla baflkas›nauzatanlar öldürüyor.
Üstünlük hoflgörü e¤itiminde mi veyaanlay›fl e¤itiminde mi? Cevap bana göre tektir:Farkl› kültürlerin, dinlerin, farkl› milletlertaraf›ndan farkl› zamanlarda koca dünyan›n(bir o kadar da küçük) farkl› köflelerindebinlerce y›l boyunca yarat›lan kültürde¤erlerini idrak etmeden de olmaz.Baflkas›n›n hayat tarz›n›, kültürünü, tarihini,ihtiyaçlar›n› ve zihniyetini anlamadan bunlarasayg› da olmaz.
Bu o kadar kolay m›? Elbette, hay›r.Kültürün anlafl›lmas›, analizi vekarfl›laflt›r›lmas› için, hatta onlarla tan›flmakiçin bir y›¤›n faktörün varl›¤› gerekiyor.Zaman, imkân, araç, asgari bilgiye sahipolmak ve gayret gerekir. Tan›flma iste¤i,benimseme iste¤i ve anlama iste¤i...
Bir düflman bulmak gerekPeki ya hava? fiiddet ve merhametsizlikle doluolan fley mi? Internet sayfalar›n›, kitaplar›,yaz› ve televizyon programlar›n›, sizinle bizimfikirlerimizi ve mütalaalar›m›z› besleyen fleymi? Hangisi daha korkunç? Sayfalar›açmayabiliriz, kitaplar› almayabiliriz,televizyonun kumandas›yla zapping yapabilir,fliddet, ölüm sahnelerinden ve kan görmektenkoruyabiliriz kendimizi. Fakat her yere ve heryerde propagandas› yap›lan insan hayat›n›nde¤ersizlefltirildi¤i bilinci ve fikrinden kaçmakmümkün de¤il.
Üstelik ayr› ayr› de¤il, herkese birlikte birpropaganda. Bu öncelikle teknolojik olarakmümkün de¤il. ‹kincisi kolay de¤il ve etkiliolmaz; bir insan›n anlamak isteyece¤i fleyiherkese bir saatte yutturmak… Burada ad›sürülefltirme olan büyük bir kötülüksaklan›yor. Bu dün do¤mad›. Binlerce,yüzlerce y›ll›k bir geçmifli var. Fakat flafl›lacakkadar canl›. Çünkü tek kurflun atmadan, tekkamç› darbesi olmadan ayn› düflünceyetutulmufl büyük insan gruplar›n› düflüncesizbir y›¤›na dönüfltürüyor. Halbuki flahsî fluur veidrakten mahrum insan y›¤›nlar›, baflkas›n›ayr› bir birey olarak de¤il yabanc› olarak,düflman kitlenin bir ferdi olarak alg›lar.Kula¤a zarars›z ve o kadar tan›d›k gelen“Herkes birdir” slogan›, içinde muazzam vederin bir tehlike sakl›yor. Bu slogan›ncanland›r›lmas›, toplumda ›rkç›l›¤›n vebaflkas›na nefretin geliflmesine yard›m ederek,fliddet ve kanla bafllayan televizyonprogramlar›n› ve porno sitelerini “baflar›yamahkum etmeye” kabiliyetlidir. Ne de olsa“kendi” olmak çok zor, onlardan biri olmakdaha kolay. ‹nsan onlardan biri olur olmaz
Kültürünanlafl›lmas›, analizive karfl›laflt›r›lmas›için, hatta onlarlatan›flmak için biry›¤›n faktörünvarl›¤› gerekiyor.Zaman, imkân, araç,asgari bilgiye sahipolmak ve gayretgerekir.
30
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
hayat› son hadde derece kolaylafl›r.Kötülü¤ün, üzüntülerin ve felaketlerinsebeplerini araflt›rmaya gerek kalmaz. Onlar›,onu bu hale getirenler aç›klar. Onlar uzun sürearamak zorunda kalmazlar. Çünkü teknolojiyüzy›llard›r gelifliyor. Suçlu “düflmand›r”.Voltaire’in sözlerini biraz de¤ifltirerek “e¤erdüflman yoksa, onu uydurmak laz›m”diyece¤im. Ve düflman her zaman bulunur.Düflman odur, “ötekidir”. Bu, bizim gibidüflünmeyen, derisinin rengi baflka olan, baflkabir dilden konuflan, bize tan›d›k olmayan birdine inanan ve baflka tanr›lara ibadet edendir.
Bu arada “tanr›lara” gelince, “kötülü¤ünkovulmas›” bir sürü ö¤reti ve dinin bafll›cakonusu kabul gördü. Folklorik fleytan iflinözünde sadece folklor de¤ildi. Düflmanbulmak gerekti¤i zaman yeterince gerçek birhâl al›yor, baflka bir milliyetin, dinin vekültürün insan›n tan›d›k özelliklerinikazan›yordu. Düflman “bulunmufltur” gerisizaman›n ve teknolojinin iflidir. “Düflman›n”etkisizlefltirilmesi, aç›k bir ifadeyle yokedilmesi, halihaz›rda kural olarak güçkullanma metotlar›yla gerçeklefliyor. Gücecevap vermenin tek yolu, güçtür. Böylece birfasit daire olufluyor. Bu döngüde “düflman›n”ve rastlant› sonucu yan›nda bulunanlar›nkemikleri çat›rd›yor. ‹htiraslar alevleniyor,intikam düflünceleri do¤uyor...
Böyle bir durumda diyaloga yerverilmeyece¤i, olup bitenleri anlama iste¤ininolmayaca¤› tabiidir. fiartlar›n devam edenbask›s› ise daha yararl›d›r. Hiç kimse gerçeksebebin, iktidar›n yönetme beceriksizli¤inde,yolsuzlukta, kanunsuzlukta ve kurumlar›nflekilsizli¤inde oldu¤unu hat›rlam›yor. Üstelikdüflman› arama, cezaland›rma, sürgün etmeetkileyici bir süreçtir. Ayr› ayr› insanlar,kiflilikler veya birey yok. Ama üzerinde büyük
harflerle “DÜfiMAN” yazan kitle var. Mademmisyon onun yok edilmesi ise düflman›n çilesive ac›s› sevince sebep olabilir (ve olmal›d›r).
Teknoloji düflman av›ndafiahsiyetin tahkir edilmesinden sonra hayat›nyok say›lmas› gibi kaç›n›lmaz bir etap bafllar.Çünkü söz konusu hayat, kendi hayat› gibide¤ere sahip olamayacak düflman›n hayat›d›r.Burada büyük bir “fakat” var: ‹nsan,düflman›n›n hayat›n› görmezden gelmeklekalmaz, onun, yabanc›n›n hayat›naald›rmamaya bafllar. Çünkü bu hayat›anlamaz, kendisi baflka bir dünyaya, kültüresahip, farkl› bir dilde konufluyor ve düflünüyor.Yabanc›dan düflmana giden yol bazen çok k›save h›zl›d›r. Bunun sebebi de sunulanteknolojinin düflman aramadaki etkisidir.
Teknoloji ise ça¤a, ülkeye, belli hedeflerehatta basit aritmetik hesapla insan say›s›naba¤l› olarak çeflitli flekilleriyle sunulur.Potansiyel “kelle avc›s›”na düflman grubununtehlikesi anlat›larak, dünya (ve ahiret) cennetvaat edilerek, cesareti ve gözü pekli¤inemethiyeler düzerek bireysel plânda adreseteslim çal›flmak mümkündür. Daha büyükgruplar ek baz› gerekçelere muhtaçt›r. Onlara“ben hakl›y›m-haks›z›m” ikileminde kald›klar›zaman k›lavuz edindikleri kanunlar›n,dinlerin, prensiplerin tahrif edilmifl mant›¤›n›sunmak gerekir. Say›ca büyük gruplarlaçal›flmak kolayd›r: Düflman diyeadland›rd›klar› kimselerle savaflmaya haz›r,küçük gruplar›n ilerde say›ca daha büyükgruplar›n önderi olacak bireyin beyni iflinözüne göre y›kan›r.
Kitle iletiflim araçlar›n›n ihtilaflar› çözmedeveya tam tersine t›rmand›rmadaki rolünü inkâredemeyiz. Faaliyetlerinin bafl›nda hangiiflaretin (eksi mi, art› m›?) olaca¤›n› belirleyenesas, aç›k ve anlafl›l›r bir haldedir. Bu esasprofesyonelliktir. Profesyonellik, içindekar›fl›k durumlar›n çözümü iste¤ini vekabiliyetini, problemin gerçek sebeplerinibulma ve sonra diyaloga kat›lmay› bar›nd›r›r.Çünkü sadece diyalog ayn› zamanda dinlemeve dinlenme imkân ve hakk›n› verir.
Fakat diyalog kendili¤inden olmamal›.Aksi taktirde diyalog, tahrif edilecek veyalan›n bulan›k dalgalar›nda, yarat›lan fliddetihtiyac›nda en sonunda bo¤ulacakt›r. Diyalogorganize olmal› ve yönetilmelidir. Diyalog;insan›n bilmek, anlamak ihtiyac›na vebunlar›n sonucu olarak farkl› kültürlere,de¤iflik düflünce ve hayat tarz›na sayg›duymaya ve onlar› kabul etmeye binaedilmelidir. Diyalog, insanlar›n, kültürlerineflitli¤i ve onlar›n beraber yaflamalar› vekarfl›l›kl› zenginleflmeleri gibi fikirlerinzaferini kendine hedef yapmal›d›r.
Burada da yol birdir: ‹çinde farkl›kültürlerin ve medeniyetlerin kazan›mlar›n›bar›nd›ran insanl›¤›n baflar›lar›yla ilgili geniflbir bilgi sahibi olmak.
32
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
fiahsiyetin tahkiredilmesinden sonrahayat›n yoksay›lmas› gibikaç›n›lmaz bir etapbafllar. Çünkü sözkonusu hayat, kendihayat› gibi de¤eresahip olamayacakdüflman›n hayat›d›r.
Cinsler aras› iliflkileri araflt›ranuzmanlar›n verilerine göreK›rg›zistan’da aile içi fliddette bir art›fl
söz konusu. ‹çiflleri Bakanl›¤› Bilgi ve AnalizBölümü 2001 y›l› itibariyle 3353 kad›n›nfliddet gördü¤ünü, bu rakam›n 2003 y›l›nda %8,1 oran›nda bir art›flla 3631’e yükseldi¤inibildirmektedir. Kad›nlar›n yaflad›klar› herolayda ilgili adli birimlere müracaat etmemesiolaylar›n birço¤unu kay›t d›fl› b›rak›yor.Uzmanlar bunun bir sebebin, toplumda bugünde var olan ataerkil aile biçimi, aile içindekad›n›n rolünün düflük tutulmas› ve eflleraras›ndaki eflitsizli¤i gösteriyorlar. Bunlarlabirlikte sosyokültürel kriz, kötü hayat flartlar›,kültür seviyesinin düflüklü¤ü, yoksulluk, alkolve uyuflturucu kullan›m› da fliddetin yaflanmasebepleri aras›nda say›lmaktad›r.
Farkl› ve çeliflkili istatistik verileri aile içifliddet hakk›nda yeteri kadar fikir yürütmemizeengel oluyor. Bütün devlet birimlerivatandafl›n kendilerine yöneltti¤i müracaatlar›de¤erlendiriyor ama maalesef olmas›gerekenin hepsi de¤il.
Toplumsal Düflünce Araflt›rma ve ‹ncelemeMerkezi’nin verilerine göre vatandafl›nyar›s›ndan fazlas› K›rg›zistan’da aile içifliddete yeteri kadar önem verilmedi¤inidüflünüyor. Bunun böyle oldu¤u fikrinekad›nlar erkeklerden daha çok kat›l›yorlar.Yerleflim birimine göre ise bu konuyaflehirlerde köylerden daha çok önem veriliyor.fiehir halk›n›n % 79’u fliddeti toplumsal birproblem olarak de¤erlendirirken, bu oranköyde % 62’ye gerilemektedir.
Uzmanlar aile içi fliddete % 58 oran›ndakad›nlar›n, % 18 oran›nda çocuklar›n ve % 13oran›n da ise yafll›lar›n maruz kald›klar›konusunda K›rg›zistanl›lar›n hemfikirolduklar›n› belirtiyorlar. Bunlar›n yan›nda
erkeklerin maruz kald›klar›n› düflünenlerinoran› sadece % 6 (K›rg›zistan’da Aile ‹çifiiddet: Sebepleri, Büyüklü¤ü, EtkinlikDerecesi, Biflkek 2004). Birçok geliflmiflülkelerde bile çocuklara yönelik fliddet vakas›yaflanmakta. ‹nsanlar, Çocuk Haklar›yla ilgilibir sözleflmenin varl›¤›n› ya unutuyorlar ya dasadece dikkate de¤er görmüyorlar. Aileler bukötü uygulaman›n sonuçlar›n› düflünemiyorlarbile. Dolay›s›yla fliddet kurbanlar› hayat boyutravma yafl›yorlar. Birçok ebeveynçocuklar›n›n hem fiziksel ve hem de ahlakiyönden geliflmelerinden sorumlu olduklar›n›unutarak ebeveyn yetkilerini kötüyekullan›yorlar. Ailelerin çocuklar›n›nterbiyeleriyle ilgili sorumluluklar› hemAnayasa ve hem de K›rg›zistan kanunlar›ylabelirtilmifltir. Ülkemiz Sa¤l›k Bakanl›¤›verilerine göre 1999-2003 y›llar› aras›nda aileiçi fliddete maruz kalanlar›n oran› % 1,6 olarakgösterilirken, ‹çiflleri Bakanl›¤› kurumlar›ncasadece bir olay kay›t alt›na al›nm›flt›r. Ne yaz›kki, çocuklar›n birço¤u bu gibi durumlardanereye müracaat edeceklerini bilmezken,kad›nlar genelde kriz merkezlerine müracaatediyorlar.
Bu gibi merkezlerden birisi olan “fians”1997 y›l›nda kuruldu. Kendisiyle konuflmaimkan› buldu¤umuz merkez görevlisi TatyanaVasiliyevna’n›n ifadesine göre, bu merkezinçal›flmalar› boyunca telefon yoluyla 9500’denfazla ça¤r› yap›lm›fl, 5464 kifliye ise psikolojikyard›m yap›lm›fl. 2868 adet yüz yüzekonuflarak konsültasyon gerçeklefltirilmifl,fliddete maruz kalan kad›nlardan 1799’sinehukuki ve t›bbi yard›m yap›lm›fl. Buolaylardan 522’si cinsel taciz niteli¤inde.“fians” yard›m›yla 132 adet olay adlimakamlara kadar ç›kar›lm›fl.
1997’de St.Petersburg Kriz Merkezitaraf›ndan uygulanan haz›rl›k çal›flmalar›nakat›lm›fl ve yard›ma muhtaç kad›nlara yard›metmek gerekti¤ini derinden hissetmifl. Bundansonra cumhuriyette henüz kurulan “Umut”kriz merkezinde dört y›l dan›flman olarakhizmet vermifl ve yapt›¤› iflin anlam›n› dahaçok anlam›fl. Aradan biraz zaman geçtiktensonra ülkenin di¤er bölgelerinden de bunabenzer kriz merkezleri aç›lmas› yolunda teklifal›r. Böylece bu merkezler uluslararas›organizasyonlar›n da deste¤iyle aç›l›rlar.Bugün say›lar› 11 civar›nda. Bu KrizMerkezleri Birli¤i’nin amac›, dan›flana hizmetverecek olan dan›flmanlar›n mesleki bilgi vebecerilerini art›rmak ve onlara metodolojikmalzeme sa¤lamakt›r. Kumuflay ‹smailovakendisiyle yapt›¤›m›z sohbette bak›n nelersöylüyor:
K›rg›zistan’daki ilk Kad›n Kriz Merkezi
Ülkemizde neden kriz merkezleri aç›l›yor?Bu merkezler kocalar›ndan, ailelerinden,
yak›nlar›ndan veya hiç tan›mad›¤› kiflilerdenzarar gören ve fliddete maruz kalan kad›nlarayard›m etmek amac›yla kurulmufllard›r.Ülkemizde kad›nlar fliddet görüyorlar ve hâlâda haklar› koruma alt›nda de¤il. Bu nedenlebu gibi merkezlerin ihtiyaç oldu¤una kararverdik.
Galiba bu gibi merkezlerin varl›¤›ndanfazla kimse haberdar de¤il. Bir flekilde fliddetemaruz kalan bir kifli size nas›l müracaatedebilir?
Kriz merkezlerimizde güven telefonu var.Genelde bu yolu kullan›yorlar. Bütünbölgelerde bu konuya iliflkin aral›ks›zuygulama ve toplant› faaliyetleri yap›l›yor,bilgi verici dokümanlar veriliyor. Kad›nlargenelde tavsiye ve dan›flma ihtiyac›hissediyorlar. Bu nedenle onlara moral destekveriyoruz. Burada fliddete maruz kalanlar içind›fl dünyadan izole edilmifl bir yerimiz de var.fiiddetin derecesine göre rehabilitasyon için 10ile 30 gün aras›nda de¤iflen bir zamana ihtiyaçvar. Onlara yard›m etmek amac›ylamerkezimizde psikolog, hukukçu vejinekologlar çal›fl›yor. Bize müracaat edenherkes için bireysel yöntemler gerekiyor.
Sizce fliddetin ana sebebi nedir?Her fley aileden ve terbiyeden
kaynaklan›yor. Bununla ilgili bir örnekvermek istiyorum. Bir gün güven hatt›n› birisiarad›. Bu genç bir erkekti. “Ben eflime çoksayg› duyuyorum ve onu çok seviyorum,onunla ayr›lmak istemiyorum. Dün, nedensekendimi tutamad›m ve ona vurdum. Eflimkendi ailesinin yan›na gitti. Çocuklu¤umdababam›n annemi nas›l dövdü¤ünü gördüm vehiçbir flekilde eflime elimi kald›rmayaca¤›ma
90’l› y›llara kadarkad›n ve erkekbirbirine eflit olarakde¤erlendirilirdi. Odönemlerde fliddetolaylar› hiç gündemegelmez, hattayasaklan›r ve ailedes›r gibi tutulurdu.
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
dair yemin etmifltim. Fakat dün olup biteninfark›nda bile olmad›m ama oldu iflte…” diyeüzüntüsünü dile getirdi. Demek ki çocukluktaedinilen bir tecrübe öyle ya da böyle herhangibir zamanda ortaya ç›k›yor.
fiiddete maruz kalan kad›nlarla ilgiliherhangi bir istatistiki veri var m›? Bölgeselfarkl›l›klar mevcut mu?
Hemen her ailede fliddet var ve bunun oran›% 80-90 civar›nda. Toplumun hemen herkesiminde ve her yerde ayn›. Bence budurumu bölgelere ay›rmak imkans›z.
K›z kaç›rma
Ülkemizin hayat›na genelde 90’l› y›llardanönce ve sonra diye bak›yoruz. Bu iki dönemdefliddetin yaflanma oran› birbirine eflit mi?
90’l› y›llara kadar kad›n ve erkek birbirineeflit olarak de¤erlendirilirdi. O dönemlerdefliddet olaylar› hiç gündeme gelmez, hattayasaklan›r ve ailede s›r gibi tutulurdu. Adlimakamlar hiçbir zaman aile problemlerinemüdahale etmezlerdi. 90’l› y›llardan sonra isegittikçe sivil kurumlar daha da artt›. “Umut”Orta Asya’da ilk aç›lanlardan birisidir.Kaç›rma, insan ticareti, fliddet gibi önceleriaile içi mesele olarak ifade edilen olaylar art›kaç›ktan a盤a tart›fl›l›r oldu.
Bir örnek daha vermek istiyorum. Bir günYedi-O¤uz bölgesinde Orgoçor köyündeuygulamal› haz›rl›k çal›flmas› yürütüyorduk.Bugün de yaflanan k›z kaç›rma olaylar›tart›fl›ld›. Çal›flmalar›m›za kat›lanlardan birisibir olay anlatt›. Komflusu zorla evlenmekamac›yla bir k›z kaç›rm›fl. K›z bunu kabuletmeyip, a¤lam›fl ve babas›n›n ölümünün dahak›rk› bile ç›kmad›¤›n› söylemifl.Uygulamam›za kat›lan bu kad›n olayamüdahale ederek henüz kimse olay yerinegelmeden k›z› evine götürmesi için genci iknaetmifl. Genç kendisine söylenenleri yapm›fltabiî ki. K›z› evine götürdükten sonra polisgelmifl. Gördü¤ünüz gibi biraz daha gecikmiflolsalard› genci tutuklayacaklard›. Hiçkimsenin k›z kaç›rmaya ve onu kendisiyleortak bir yaflama mecbur k›lmaya hakk›yoktur.
Her yerde ülkemizin demokratik ve birhukuk devleti oldu¤u ve çok say›da kanununyürürlükte oldu¤u söyleniyor. Bilhassa fliddeticezaland›ran özel bir kanun düflünüldü müacaba? Belki de kanun yetersizli¤inden dolay›fliddet var ve tekrar ediyor?
Son zamanlara kadar fliddetin ortadankald›r›lmas› için hemen hemen hiçbir fleyyap›lmad›. Bundan k›sa bir süre önce sivilorganizasyonlar proje haz›rlad›lar ve otuz binimza toplad›lar. Bunlar›n hepsi deparlamentoya gönderildi. Sonuç olarak 31Ocak 2003 tarihinde projemiz parlamento
Ç „ÓðÓ‰ÒÍˈÂÌÚð˚ Á‡ „Ó‰
Ó·ð‡˘‡˛ÚÒfl 2-3Ú˚Òfl˜Ë ÊÂÌ˘ËÌ, ‡
‚ ӷ·ÒÚflıÔðËÏÂðÌÓ 10-11
Ú˚Òfl˜.
fiehirlerde faaliyetgösteren merkezlere
y›lda iki-üç binkad›n, taflrada ise
on-on bir bin kad›nmüracaat ediyor.
äÓÌÒÛθڇÌÚ ÄÒÒӈˇˆËËÍðËÁËÒÌ˚ı ˆÂÌÚðÓ‚
äÛÏÛ¯‡È àÒχËÎÓ‚‡
Kad›n Kriz MerkezleriBirli¤i dan›flman›
Kumuflay ‹smailova
37
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
taraf›ndan kabul edildi. Proje somut ad›mlar›içeriyordu. Eskiden polis bu gibi aile içiolaylara müdahale etmezken flimdi müdahaleetme hakk›na sahip. Bugün adli makamlarfliddete karfl› iki yetkiye sahipler. Geçicigüvenlik yetkisi insana, baflka bir kifliye karfl›fliddet uygulay›p uygulamad›¤›n› düflünmeimkan› sunuyor. Güvenlik mahkemesi yetkisiise olay› mahkemeye kadar götürebilmekamac›yla kullan›l›yor. Bu zaman zarf›ndafliddete maruz kalan kifliye düflünme süresiveriliyor. E¤er kad›n erkekle birlikteyaflamaya raz› ise problem geçici güvenlikyetkisiyle çözüme kavuflturuluyor. Yok e¤erfliddet halen devam ederse mesele mahkemeyeintikal ediyor. Fakat bu uygulama dahayenilerde bölgesel iç kademelere ulaflabildi.Ne yaz›k ki, bu kanun henüz yeteri kadargüçlenemedi ve bu nedenle de beklenenseviyede ifllerlik gösteremiyor.
Dan›flmanlarla çal›flmak bir fayda veriyormu? Ne gibi sonuçlar elde ediyorsunuz?
Çok büyük bir de¤ere sahip oldu¤unubelirtebilirim. Bazen kad›nlar k›rk dakikal›kdan›flma seans›ndan sonra oldukçarahatl›yorlar ve evlerine gayet mutlu birflekilde dönüyorlar. Bunlardan biz dememnunuz. Demek ki, onlara yard›m etmedebaflar›l›y›z. ‹flimiz oldukça titiz bir yöntemleçal›flmay› ve kiflinin kendisini iyice vermesinigerektiriyor. fiehirlerde faaliyet gösterenmerkezlere y›lda iki-üç bin kad›n, taflrada iseon-on bir bin kad›n müracaat ediyor. Demekki, gayretimiz bofla de¤il. ‹flimizin temelamac›, fliddete maruz kalanlara do¤ru karar›almalar›nda yard›mc› olmak. Bunubaflard›¤›m›z› düflünüyorum.
Aile içi fliddete kad›nlar % 58, erkekler %6, yafll›lar % 13, çocuklar ise % 18 oran›ndamaruz kal›yorlar.
Bazen kad›nlar k›rkdakikal›k dan›flmaseans›ndan sonraoldukçarahatl›yorlar veevlerine gayet mutlubir flekildedönüyorlar.
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Kad›nlara s›cak bar›nak:
Mor Çat›Alev Ayan / Vak›f gönüllüsü.
Türkiye’de kad›na yönelik fliddet, 1980’li y›llarla beraberfeminist kad›nlar›n çabalar›yla kamuoyunun gündeminegelmeye bafllad›. 1990 y›l›nda bir grup feminist kad›n,
aile içinde ve d›fl›nda fliddete u¤rayan kad›nlarla dayan›flmakve s›¤›nak açmak amac›yla Mor Çat› Kad›n S›¤›na¤› Vakf›’n›kurdular.
Mor Çat› Kad›n S›¤›na¤› Vakf›, 15 y›ldan bu yana binlercekad›na hukuki, psikolojik ve sosyal destek vererek vedayan›flma göstererek, ancak k›sa bir süre aç›k tutabildi¤i,flimdi de yeniden açmaya çal›flt›¤› ba¤›ms›z s›¤›na¤› ile kad›nayönelik fliddet alan›ndaki çal›flmalar›n› sürdürmektedir. 1996y›l›nda kad›na yönelik fliddetin bilgilerini detaylar›yla anlatanEvdeki Terör ile 1998 y›l›nda kad›na yönelikfliddetin istatistiki boyutlar›n› da anlatanGelece¤im Elimde kitab›n›yay›nlad›.
Türkiye’de her üçkad›ndan biri kocas›ndan,babas›ndan, sevgilisindenfliddet görmektedir vefliddetle karfl› karfl›yaolan kad›nlar›nbaflvurabilecekleri yerlerson derece az.Toplumdaki genelyarg›lar› zaten saymayagerek yok. Bununsonucunda kad›nlarbaflvursalar bilekarakollarda, savc›karfl›s›nda vb. yasalhaklar›n› bile ço¤ukezkullanamamaktalar.
“Daya¤a Hay›r” yürüyüflü ile bafllayan sürecin sonunda 1990 y›l›ndakuruldu¤undan beri Vak›f merkezinde kad›nlara hukuksal ve psikolojikdan›flmanl›k vermeye bafllad›. Mor Çat›, gönüllüleriyle birlikte kad›nlar›n ortakkad›nl›k bilincini yükseltmek amac›yla kad›nlarla dayan›flmas›n› sürdürüyor.
S›¤›naklar neden gerekli?• Kad›n›n ve çocuklar›n›n can güvenli¤ini sa¤lamak için,• Her kad›n ve çocu¤un fiziksel, psikolojik, duygusal, cinsel, ekonomikfliddetten uzak yaflama hakk› oldu¤u için,• Kad›n›n özgüvenini kazanmas›, fliddetten uzak yeni bir hayata ad›matmas› için,• Kendini ifade etmesi, sosyal bask› ve ekonomik çözümsüzlükleriaflmas› için.
Felsefe bilimi doktoru, Prof. Valdimir PopovRusya Federasyonu Cumhurbaflkanl›¤› DevletAkademisi Bilgi Politikas› Anabilim Dal›Baflkan›, bilgi süreçlerle ilgili birçok sosyo-psikolojik monografi yazar›. Bilgi politikas›,bir yere kadar yar›n›m›z›n ona ba¤l› oldu¤u,toplum hayat›n›n ince ve iki taraf› keskinalan›n› ifade etmektedir. Zira modern bilgiteknolojileri sayesinde insan davran›fllar›ndakuvvetli bir etki b›rakmak mümkündür: Kiflininyüksek ahlaki de¤erlerini, fedakarca ya dasinirli davran›fllar›n›, terörist faaliyetleriniharekete geçirmek mümkündür. Da dergisiRusça metin editörü Aleksandr Polefluk bukonuyu Profesör Popov’la konufltu.
Aleksandr Polefluk: Vladimir Dmitriyeviç!Günümüz çeliflkilerle dolu. Di¤er yandan,bilim ve teknolojideki geliflmeleri, insan›n çokyönlü geliflebilmesi için gerekli flartlar›noluflturuldu¤unu izliyoruz fakat bütün bunlarara¤men, insan›n do¤al bir flekilde ilahîprograma do¤ru yaklaflt›¤›n› da söylemekdo¤ru de¤il. Ne oluyor bu insana?
Vladimir Popov: Ne yaz›k ki, bugünkü nebilim ve ne de politika sosyal ilkeleri, bunlararas›nda da özellikle fliddeti ciddi anlamdaincelemiyorlar. Ne gariptir ki, medeniyetimizilerledikçe politikac› ve devlet adamlar›m›zgenel insanl›k ilkeleri ve etik ilkelerle daha azan›l›r oldular. Mesela bu zamana kadar
kimsenin reddetmedi¤i diyalektik ilkeleri var.Bu ilkelere göre nerede bir adaletsizlik varsa,orada adalete do¤ru bir e¤ilim söz konusu, iyiher zaman kötüyle birlikte an›l›r. Ya dadiyelim ki, ortada bir küreselleflme varsa,hemen küreselleflme karfl›tl›¤› olufluyor;Bat›l›laflma ak›m› bafllay›nca Bat›l›laflmakarfl›tl›¤› da hemen gelifliyor. Madem birileriiçin sosyal adalet prensipleri varsa, buprensipler di¤erleri için neden geçerliolmuyor? Ve buna benzer…
Bence, bugün dünyada olup bitenlerantropolojik nitelik tafl›m›yor. Yani insaninitelik tafl›m›yor. Tek bir demokrasi tipinin hertoplum için uygulanabilirli¤ini san›yorlar amaher milletin kendine ait bir düflünce yap›s›oldu¤unu unutuyorlar. Tarihte, insan›n iflsiz,özgür bir flekilde dolaflmak yerine, biraz ac› daolsa, çal›flan köle olarak kalmay› tercih etti¤iyaflanm›fl bir olayd›r. Elbette biraz abart›yorumama flunun alt›n› çizmek istiyorum: Bütünsoyut prensiplerin de üzerinde halk›nkendisinin nas›l yaflamak istedi¤i yer almal›.
Tarihten günümüze kadar dünyada farkl›medeniyetler oluflmufltur. Çünkü her toplumunkendine ait bir düflünce yap›s› var. Bu düflünceyap›s›na ba¤l› olarak da, bu medeniyeti vehalk› memnun edecek bir yönetimoluflturuluyor. O halde, kendi kendine organizeolan bu yap›ya d›flardan müdahale ederekIrak’ta oldu¤u gibi neden y›k›c› bir etkiyap›l›yor ki?
Herkese empoze edilen tek tip birmedeniyet ise, bu demokrasi de¤il, fliddettir.Bu durumda uygulanan fliddete karfl› damuhalefet oluflacakt›r. ‹nsanlar protesto ediyor,insanl›k psikolojisinin ta derinlerindenintikam, kin, kötülük ve nefret duygular›ortaya ç›k›yor.
äÓ„‰‡ ‰ËÌÒÚ‚ÂÌÌ˚ÈÚËÔ ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËË
̇҇ʉ‡ÂÚÒfl ‚ÒÂÏ,ÔðË ÚÓÏ ˜ÚÓ
ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËÈ ÏÌÓ„Ó,– ˝ÚÓ ÌÂ
‰ÂÏÓÍð‡ÚËfl, ˝ÚÓ̇Á˚‚‡ÂÚÒfl
̇ÒËÎËÂÏ. Ä̇ÒËÎË ӉÌÓÈ
ÒÚÓðÓÌ˚ ÔÓðÓʉ‡ÂÚÔðÓÚË‚Ó‰ÂÈÒÚ‚ËÂ
‰ðÛ„ÓÈ. ã˛‰ËÔðÓÚÂÒÚÛ˛Ú, ËÁ
„ÎÛ·ËÌ ˜ÂÎӂ˜ÂÒÍÓÈÔÒËıËÍË
‚˚ð˚‚‡˛ÚÒflÏÒÚËÚÂθÌÓÒÚ¸,Á‡‚ËÒÚ¸, ÁÎÓ·‡,
ÌÂ̇‚ËÒÚ¸.
Herkese empozeedilen tek tip birmedeniyet ise, budemokrasi de¤il,
fliddettir. Bu durumdauygulanan fliddete
karfl› da muhalefetoluflacakt›r. ‹nsanlar
protesto ediyor,insanl›k
psikolojisinin taderinlerinden
intikam, kin, kötülükve nefret duygular›
ortaya ç›k›yor.
41
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Sosyal adalet prensibi, evrensel arketipikprensiptir, hem ‹ncil’den ve hem deKur’an’dan ortaya ç›km›flt›r ve bütün diniö¤retilere yans›m›flt›r. E¤er bu yok edilirse,sonuç ihtilaller, isyanlar, terörist faaliyetler vebenzerleri olur. fiunu iyi bilmek laz›m:Avrupa’da fakir ve zenginler ars›ndaki say›iliflkisi bire üç-befl, haydi bilemediniz taflçatlas›n yedidir. Bu genel bir medeniyetseviyesidir ve üstelik ihtilale karfl› birmotivasyon da görülmez. Bugün için Rusya’dabu iliflki bire yirmidir. Bu, dinlerin önerdi¤i veinsan›n psikolojisinin ta derinlerinde yatan veas›rlard›r Ortodoksluk flartlar›nda ortaya ç›kantemel prensibin y›k›lmas› demektir. Bunaaç›kl›k getirmek amac›yla, F.M.Dostoyevski’nin flu sözü oldukça anlaml›d›r:“‹nsan emeksiz ve kanuni olarak normal birmal sahibi olmadan yaflayamaz, hayvanadönüflür.”
Bir örnek daha. Bundan k›sa bir zamanönce, bana göre Freud’dan daha derinlemesinebilinçalt›n›n rolünü 20’nci y›llarda inceleyenAkademisyen Valdimir Behterev’in Ruspsikiyatrisi refleksolojisiyle ilgili birçal›flmas›n› okumufltum. Bu arada, psikolojibilimi uzun y›llar bilinçalt›n› bir tarafab›rakarak bilinç psikolojisiyle u¤raflt›.Mantalite, milli karakter ve Lev Gumilev’indiliyle ifade edecek olursak, insan›n derin
psikolojik seviyedeki ve sosyal bilinçalt›ndakidavran›fl tarz› ise bilhassa orada yeralmaktad›r.
Bilinçalt› teori gelifltiremiyor, flekillerde,önyarg›larda bilince at›lan ve insan davran›fl›n›yönlendiren kodlar halinde yaflar. E¤er e¤itimve terbiye sistemi ve politika insanda olumsuzbir özelli¤i uyand›r›rsa, sald›r› ve fliddetharekete geçmektedir. ‹nsan hem iyilik ve hemde kötülü¤e meyilli olacak flekilde dengeliyarat›lm›fl bir varl›kt›r. E¤er olumsuz niteliklerbeslenir ve “Siz, Asyal›lar, yani geri kalm›fllar,kültürsüz insanlars›n›z” denirse bununkarfl›l›¤›nda elbette bir sald›r› görülür. Çünkümillet fikrinin içinde kendine sayg›, onur venamus vard›r.
Beyin Enstitüsü
Yani, tarih sürecinde kültür, e¤itim ve ahlakgibi kazan›mlara ra¤men insan›n do¤as›de¤iflmez mi kald›?
‹nsan psikolojisinin yap›s›nda hayvani birbilinçalt› var. Bu en alt ruh halidir. E¤er üst,dini refleksler felç oldularsa, toplumsal ideal,ahlak vs. yok olmuflsa, hayvani duygularkontrolden ç›k›yor, az›yorlar. Buna benzerolaylar› televizyonda s›kça izliyoruz.Sonucunda gencin basit bir öldürmeye ve
ÖÒÎË ‚ÂðıÌËÂðÂÙÎÂÍÒ˚,‰ÛıÓ‚Ì˚Â,
Ô‡ð‡ÎËÁÓ‚‡Ì˚,ÂÒÎË ÓÚÒÛÚÒÚ‚Û˛Ú
Ó·˘ÂÒÚ‚ÂÌÌ˚Èˉ‡Î,
Ìð‡‚ÒÚ‚ÂÌÌÓÒÚ¸ ËÚ.‰. – ÚÓ„‰‡
ÊË‚ÓÚÌ˚ÂËÌÒÚËÌÍÚ˚
‚˚ð˚‚‡˛ÚÒfl ËÁ-ÔÓ‰ ÍÓÌÚðÓÎfl,
·Û¯Û˛Ú.
E¤er üst dinirefleksler felç
olmuflsa, toplumsalideal, ahlak vs. yok
olmuflsa, hayvaniduygular kontrolden
ç›k›yor, az›yorlar.
43
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
fliddete oldu¤u gibi büyük olaylara karfl› da birdavran›fl› gelifliyor. Bu durum karfl›s›ndakendisinde psikolojik koruma oluflturam›yorçünkü bunu ona kimse ö¤retmemifl.
Bizim bir Beyin Enstitümüz var fakatpolitikac›lar oraya gitmiyorlar. Büyük kay›p.Biz insan beyni gibi karmafl›k bir yap›y› yeterikadar bilmiyoruz. Zira genel bir ifadeyle dilegetirecek olursak, fliddetin sebep ve geliflmeyollar›n› bilhassa burada ö¤renebiliriz. Ortadaçeliflkili bir durum var; insan kendine yak›nuzaya ç›kmay›, bilgisayar ve atom bombas›n›gelifltirdi ama kendini çok az biliyor. H.Delgado bu durumu adil bir flekilde özetliyor:‹nsan›n ulaflabilece¤i en yüksek seviye, kendibeynini kavramas› olacakt›r. Bunda fliddetsakl›d›r.
Belki de insan›n canl›lardan en karmafl›kyap›ya sahip olmas›ndand›r…
Sadece bu de¤il. K›sacas› teknokratikdüflünce ve ekonomik determinizm hükümsürmekte. Atom bombas›na para var, insan isebu haliyle zaten ne oldu¤u apaç›k ortada gibi.Asl›na bakarsan›z, insan özelikle bilinçalt›özellikleri olmak üzere hâlâ bir muammaolarak duruyor.
Belki de insan›n bu kadar hikmetli yönleriniortaya ç›karmaya gerek de yok? Yoksa budurumda insanlar›n s›n›rs›z bir flekildekullan›labilmesi, onlar› terörist faaliyetler içinkullan›labilen birer robotlar haline getirmekde mümkün.
Günümüz medeniyetini “bilgi medeniyeti”diye bofluna adland›rm›yorlar. Bilgi yoluylaetkileme teknolojisi gittikçe daha da gelifliyorama genelde hain, sald›rgan ve insanl›k karfl›t›alanda ilerliyor. Bugün psikolojik yollarla bilgisilahlar› kullan›larak insan› zombilefltirmek,yani onu yeniden programlamak ikna yolunukullanmaktan daha kolay. Burada bilgiteknolojileri kullan›larak insanlar üzerindeuygulanabilecek muazzam çaptaki fliddettenbahsedebiliriz. Anlat›lanlara göre madenciçekiçlerine yüklenebilen öyle bir sinyal var ki,burada çal›flanlar›n iradesi bu yolla felçedilebiliyor. Bugün ayn› fleyi cep telefonlar›ylada yapmak mümkün.
Bu uç bir örnek tabiî ki. Fakat bundan dahahafif bir flekilde toplum psikolojisini vebilincini yönlendirmek mümkün. Örne¤in, iyibir flekilde haz›rlanm›fl, uzun süreli veyo¤unlaflt›r›lm›fl bilgi yoluyla Amerikal›larbütün dünyay› Yugoslavya yönetiminindiktatör oldu¤u, demokrasiye meydanvermedi¤i vs. nihayet askeri müdahaleylebombalanmas› gerekti¤ine inand›rd›.Yugoslavya bombalanmaya kadar bilgialan›nda ve dünya kamuoyunda yenilgiyeu¤rad›.
Bilgi medeniyetinde insan›n psikolojikaç›dan korunmas› son derece önemlidir.
Bugün bilgi teknolojisinin ortaya koydu¤u birkriz yaflanmaktad›r. Korunma yollar› isebilinçalt›nda yatmaktad›r. ‹flte ben de tam bukonuyla u¤rafl›yorum. ‹nsan› koruma amac›ylasosyal ve iletiflim alanlar›nda psiko-analizleryaparak daha insanc›l bir teori gelifltirmeyeçal›fl›yorum ki, insan her bilgiyi kay›ts›z flarts›zalmas›n ve kendisinin ne zaman bir yönleredo¤ru yöneltildi¤ini belirleyebilsin.
Empati yetene¤ini kullanmal›
O halde ne yapmam›z gerekiyor? Böyle birfliddetin önünü nas›l al›r›z?
Kendinizin ve komflunuzun mantalitesiniiyi bilmelisiniz, birbirinizi anlama yollar›n›aramal› ve bulmal›s›n›z. E¤er komflununmantalitesine de¤er vermezseniz, fliddetikendiniz davet ediyorsunuz demektir.Dünyan›n hümanist geliflim konseptininbelirtilerinden birisi budur.
Toplumu bilimsel yollarla yönetmek,bilgiyi yönetmek gerek. Bu belki demokratikbir yol gibi görünmese de, gerçekte yönetimsizhiçbir fley yapamazs›n›z. Hükümet halk›nmantalitesini ve ayn› zamanda psikolojisiniderinlemesine bilmeli ve hareketlerinde bunuhesaba katmal›. Bilgiyi psikolojik yollarlaetkili k›lma, bilinçalt› seviyesinde muhalefetoluflturmas›, e¤er bu karfl› koyma olumluyönde bir ç›k›fl yolu bulamazsa, y›k›c› bir etkiyapan fliddeti ortaya ç›karmas› nedeniyletehlikelidir.
Hükümet insan psikolojisinin tehlikesinihesaba katmazsa, toplumda bask›, durgunlukve daha sonra da negatif psikolojik enerjininortaya ç›kmas› kaç›n›lmazd›r. Bunu bilmek veher hükümetin bunu hesaba katmas› gerekir.Aksi halde halk›n›n ona karfl› güven krizioluflur.
fiiddet, dünyan›n en büyük sorunlar›ndan biri. BugünGürcistan’›n içinde bulundu¤u ekonomik durumnedeniyle, ne yaz›k ki, Gürcistan’da fliddet var ve
olmaya da devam edecek. Aile içi fliddet ise henüztoplumumuzu ve ülkemizi birinci derecede meflgul eden birproblem de¤il. Üstelik aile içi fliddeti sevgiyle yenmekmümkün.
Sokakta fliddet ya da “suç” konusuna gelince, bunu“kriminal fliddet” olarak da ifade etmek mümkün. Bu türfliddet Gürcü halk›n›n bafl›n› çok fazla a¤r›tmakta. Bir ülkehâlâ yap›lanma aflamas› yafl›yor, ülkedeki iflsiz say›s› çok veekonomisi de o kadar fazla geliflmemiflse, o ülke insanlar›problemlerini kriminal yollarla çözmeye bafll›yorlar. Bu dado¤al olarak suç ve fliddet uygulamalar›na h›z kazand›r›yor.
Elbette bas›nda fliddetten debahsetmeden olmaz. Bas›nda yer alankriminal haberlerin gazetelerin ilksayfalar›nda, televizyonlar›n ise anahaberlerinde verilmesi yoluyla toplumolumsuz yönde bilgilendirilerek birtür fliddet uygulanmaktad›r. Fakatbizler gazeteci olarak skandalolaylar›na ve reytinglere fazla önemvererek toplum üzerinde bir tür fliddetuygulad›¤›m›z›n fark›na bilevarm›yoruz. Toplumsal düflüncede birde¤ifliklik meydana getirmedekimedyan›n yerinin büyüklü¤ütart›fl›lmaz. Bu nedenle haberler vetelevizyon programlar› fliddetledolduruldu¤unda toplum üzerinde birtür fliddet uygulan›yor demektir.
Politik bir fliddet hep vard›, var veolacak da. Ço¤unlu¤un az›nl›küzerinde, iktidar›n muhalefet üzerindeher zaman bir fliddet uygulamas›
fiiddetle her ülkede mücadele edilmeli. Her ülke kendibünyesinde fliddete karfl› uygulad›¤› kanunu yayg›n halegetirmesi ve fliddet uygulamalar›n› azaltmas› uluslararas›fliddeti de ortadan kald›rabilir. Kanunlar bir ülkede toplumsalve ekonomik geliflmeyi sa¤lamal›, yürütülen mali politikalar›iyilefltirmeli. Bu elbette iktidar›n problemidir. ‹ktidarkanunlara uymay› sa¤lamal›d›r. Böylece daha az kriminal suçyaflan›r. Politikac›lar sürekli olarak insanlar›n bekleyipsabretmelerini istiyor. Hiçbir fleyin bir andagerçekleflemeyece¤ini biliyorum ama her daim beklemek vesabretmek de olmaz. Ben bugün sabrederim, yar›nsabrederim. Fakat yar›ndan sonra beni aldatt›klar›n›düflünürüm. Yalan›n yayg›n bir yaflam biçimi oldu¤utoplumda yaflanamaz.
Görsel yay›nlarda gücün simgesinin fliddetlebirlefltirilmesine, modellerin fliddeti benimsemifl veuygulayan kifliler olmas›na, hatta çizgi filmlerdeki
kahramanlar›n da fliddeti kullanmas›na s›kça rastlan›r.Yap›lan araflt›rmalarda çocuklar›n, yeni gördükleri fliddetiçeren bir davran›fl› model olarak kabul edip, taklit ettiklerigörülmüfltür.
Afla¤›da sunulan iki paralel araflt›rma, televizyonun builetme ve ikna etme özelli¤ini önemseyerek Türktelevizyonlar›ndaki görüntülerin nitelik ve nicelik aç›s›ndande¤erlendirilmesi amac›yla yürütülmüfltür.
Araflt›rma için Türk televizyonlar›nda Türkiye'de en çokizlenen dört özel kanal belirlenmifl ve de¤erlendirme için1996 y›l›nda yedi gün, 2005 y›l›nda üç gün bu kanallarda08.00 ile 24.00 saatleri aras›nda yay›nlanan tüm programlarde¤erlendirildi.
Olumsuz görüntüler olumlulardan fazla1996 y›l›nda yap›lan de¤erlendirme, günlük ortalamaolumsuz görüntü miktar›n›n olumlu görüntü miktar›ndanistatiksel aç›dan önemli miktarda daha fazla oldu¤u
görülmüfltür. Di¤er bir önemlibulgu ise haber programlar›, çizgifilmler ve yerli filmlerin fliddetsahnelerinin en çok görüntülendi¤iprogramlar olmas›d›r.Belgesellerde ise olumsuzgörüntüler en az miktardad›r.
Aradan dokuz y›l geçtiktensonra 2005’de yap›lan paralelçal›flman›n sonuçlar›nabak›ld›¤›nda halen ortalamaolumsuz görüntü miktar› olumlugörüntü miktar›n›n üstünde oldu¤u
görülmektedir. Ancak olumlu görüntü miktar›n›n yükselmesive olumsuz görüntü miktar›n›n azalmas› gibi sevindirici birgeliflme de var.
Geçti¤imiz y›llarda televizyon görüntülerinde böyle birdüzelme gözlemlenmifl olsa da, fliddet sahneleri miktar› hâlâoldukça fazla. Bu konuda al›nacak önlemlerin önemli birk›sm› da ebeveyinlere düflüyor. Anne babalar›n hem kendiizledikleri, hem de çocuklar›n›n izledi¤i programlara vemedyada benimsedi¤i rollere dikkat etmesi gerekmektedir.
ç‡Û˜Ì˚È ÒÓÚðÛ‰ÌËÍ ÉÂȉÂθ·Âð„ÒÍÓ„Ó ÛÌË‚ÂðÒËÚÂÚ‡ (ÉÂðχÌËfl).Araflt›rma Asistan›, Heidelberg Üniversitesi (Almanya).
Televizyonda fliddet
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Yaflad›¤›m›z tarihsel dönemin en cans›k›c› olaylar›n›n bafl›nda, bütüninsanl›¤› tehdit eden terör ve fliddet
gelmektedir. Co¤rafi, ulusal, etnik ve dinsels›n›rlar› aflarak topluca bir sald›r›ya dönüflenterör ve fliddet dalgas›, küresel imkanlar›kullanarak insan yaflam›n›n maddi ve manevidünyas›n› altüst etmektedir. Hiçbir amaçtafl›mayan, yaflam ak›fl›m›z› ters yüz eden veküresel dünyay› anlams›zl›¤›n bofllu¤unasürüklemeye çal›flan terör, günümüztoplumlar›n›n harmonisini parçalamayayönelen en büyük “bozguncu”lar›n bafl›ndagelmektedir. K›saca terör, her yönüyle bizlerisarmalamaya yönelen bir kaostur.Bütünlü¤ümüzü, anlam›m›z›, ruhaniyetimizi,iliflkilerimizi tehdit eden bir kaos...
Dinlerin kaosa karfl›tl›¤›Dinî düflüncede kaos belirsiz, yabanc›, kötüve negatif bir durumdur. Ünlü dinler tarihçisiM. Eliada’ya göre kaos, ilahi dünyan›n aflk›nboyutuyla olan irtibat› kopard›¤› için içindeyaflam sürdürülemez. Kaos, ilahi düzeni altüstetmeye yönelen bir y›k›c›l›kt›r. Bu nedenleiçinde fleytani güçleri tafl›maktad›r.Yeryüzünde süren do¤al afetler, toplumsalçat›flmalar (savafl, terör...) insan›n “anlam”dünyas›n› bozmaya yönelen kaoslard›r.
Dinler, insan›n anlam dünyas›n›parçalayarak ac›lara sebep olan bu kaotiktehditlere karfl› kutsall›kla karfl› koymayaçal›fl›rlar. Kutsal iyilik, bereket, verimlilik,sükunet ve bar›fl demektir. Çin’de tao, Hint’terta, M›s›r’da ma’at öz olarak kaosa karfl›mücadele eden kutsall›klard›r. Bu kutsalruhani güçler olumsuz, karanl›k ve y›k›c›özelliklere sahip olan “yeralt› dünyas›n›n”fleytani güçlerine karfl›tt›rlar. Zerdüfltlük,Maniheizm, Taoizm ve semavi dinlerdebütün kaotik olaylar kötülük ve negatiflikolarak da özdefllefltirilir. ‹yilik ise, bununkarfl›t› olarak pozitifli¤i, kutsall›¤›, ayd›nl›¤›temsil eder.
Din, do¤ada afetler, toplumda savafl, terör,yoksulluk, salg›n hastal›klar ve bireyde
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
afl›r›l›k, bencillik, gurur ve kibir gibiözelliklerin (günahlar) insan›n harmonisinioluflturan “anlam›” bozmaya çal›flt›klar›n›haber verir. Bunlara karfl› ruhani güçlerinhem makro-kozmozda (evrende) hem demikro-kozmozda (insanda) direndi¤ini söyler.Evreni birli¤e, dünyay› bütünlü¤e ve insan›“anlam”a ça¤›r›r.
Sosyologlar›n ilk çal›flmalar›ndan itibaren,dinin toplum için temel bir de¤erlerentegrasyonu oldu¤u vurgulan›r.Durkheim’in Dinlerin ‹lksel Yaflam Biçimleriadl› çal›flmas› buna örnektir. Nitekimtoplumsal entegrasyon için en temel de¤erlerve inan›fllar, din arac›l›¤›yla gerçekleflerekbozgunculuk ve fliddetten uzak durmayaçal›flm›flt›r. Örne¤in ‹slâmiyet’in kutsalkitab›nda bütünlü¤ü parçalamaya çal›flandavran›fllar bozgunculuk olarak tan›mlan›preddedilmektedir: “...yeryüzünde
sükunet ve bar›fldemektir. Çin’de tao,Hint’te rta, M›s›r’da
ma’at öz olarakkaosa karfl›
mücadele edenkutsall›klard›r.
ë‚flÚÓÒÚ¸ ÓÁ̇˜‡ÂÚ̘ÚÓ ÔÓÁËÚË‚ÌÓÂ:
ÔÎÓ‰ÓðÓ‰ËÂ,ÒÔÓÍÓÈÒÚ‚Ë ËÏËð. Ç äËÚ‡Â
ı‡ÓÒÛ ÔðÓÚË‚ÓÒÚÓËÚÔðË̈ËÔ ‰‡Ó, ‚à̉ËË – Á‡ÍÓÌ
ðËÚ‡, ‚ Ñð‚ÌÂÏÖ„ËÔÚ ·˚·
·Ó„ËÌfl 凇Ú.
49
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
bozgunculuk ç›karanlar; iflte onlar, lanet onlariçindir ve yurdun kötü olan› da onlar içindir”(Rad:25).
Toplumsal entegrasyon ba¤lam›nda bütünbüyük dinler bar›fl söylemini infla edici birtutum içinde bulunmaktad›rlar. Örne¤in‹slâmiyet, H›ristiyanl›k, Yahudilik ve Budizmhastalara, çocuklara, büyüklere, körlere,yolda kalm›fllara, yoksullara, zay›flara veyetimlere yard›m etmeyi önermektedirler.Toplum içinde bulunduklar› yoksunluklarnedeniyle “d›fllanma” ve yok olma sorununuyaflayan bu topluluklarla yard›mlaflma içindeolma yönünde önerilen tutumlar toplumsalbar›fla önemli bir katk› sa¤lamaktad›r.
Yahudili¤in kutsal kitab›, “kötülü¤ü de¤il,iyili¤i aray›n ki, yaflayas›n›z. …Kötülüktennefret edin ve iyili¤i sevin... (Amos, Bap 5,10-15)” der. H›ristiyanlar›n ‹ncil’i ise“Birbiriniz ve tüm insanlar için her zamaniyili¤i amaç edinin (Selanikjlere I. Mektup,5/15)” diyerek iyili¤i amaç edinmeye ça¤r›dabulunur. Böylece dinlerin temel mesajlar›ndakaosa karfl› kutsal› tercih etmenin öne ç›karakiyilik, yard›mlaflma ve bütünlü¤ün amaçedindi¤i görülmektedir.
Din, fliddet ve terörü insan›n anlamdünyas›n› tehdit eden bir kötülük, günah vefleytani tutum olarak tan›mlamaktad›r. As›lolan teslimiyet, inanç, selamet, sükunet vebirliktir. Bu çerçevede topluluklar aras›ndabar›fl infla etmenin en önemli modellerindenbirisi Medine Bar›fl Sözleflmesi’dir. ‹slâmpeygamberi Hz. Muhammed Medine’yehicret edip oradaki topluluklarla gelifltirdi¤iMedine Vesikas›, tam manas›yla dintopluluklar› aras›nda infla etti¤i bir Bar›flVesikas›/Bar›fl Sözleflmesi’dir. Her fleydenönce bu topluluklar, bir “ümmet” olaraktan›mlanarak aralar›ndaki kan savafllar›na(tarihsel dönemin en vahfli kabile savafllar›)son verilmifl ve ümmet olarak tan›mlanan butopluluklar›n mal, can, namus/cinsiyet veinanç özgürlü¤ü teminat alt›na al›nm›flt›r.Örne¤in sözleflmenin 22. maddesinde“Allah’a inanan Müslümanlar›n hiçbir katileyard›m etmeyecekleri ve bunu yapanaAllah’›n lanet edece¤i” bildirilir.
Yahudili¤in “Allah›n Krall›¤›”ütopyas›nda bile savafl/fliddettin sona erece¤ihaber verilmektedir. “‹nsanlar, k›l›çlar›n›saban demirleri, m›zraklar›n› ba¤c› b›çaklar›yapacaklar. Millet, millete karfl› k›l›çkald›rmayacak ve art›k cengiö¤renmeyecekler.” (‹saya, II, 1-5).
Kutsall›¤›n küreselfliddete bar›flla cevab›Dinler, ünlü sosyolog Peter Berger’inifadesiyle insana yönelen büyük ac›lara karfl›bir anlam aray›fl›d›r. Ölüm, afetler, savafl,terör, salg›n hastal›klar vs. karfl›s›nda derinbir ac› yaflayan insan anlam kayb›na
ve semavi dinlerdebütün kaotik olaylarkötülük ve negatiflikolarak daözdefllefltirilir. ‹yilikise, bunun karfl›t›olarak pozitifli¤i,kutsall›¤›, ayd›nl›¤›temsil eder.
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
u¤rayarak ruhsal çöküntüye girmektedir.Kutsall›k burada ruhani bir güç olarak insan›bu y›k›c›l›klar karfl›s›nda korumaya çal›fl›r.Ona anlam ve kimlik infla eder. Günümüzdünyas›nda küresel terörün üretti¤i fliddet,belirsizlik, kötülük ve y›k›c›l›k insan› derinbir anlam bunal›m›na sürüklemektedir. Bunakarfl› durarak insanl›¤› ayakta tutabilecekönemli de¤erler ve iliflkiler kutsal›n bar›flçabalar›yla sa¤lanabilir. Çünkü ruhaniyetiniçinde tafl›d›¤› bereket, sükunet, selamet,dayan›flma ve inanç baflka hiçbir güçtegözükmemektedir. Dünyan›n, toplumlar›n veinsan›n altüst oluflunun yeniden kutsanarak;insan›n kendisiyle, do¤ayla ve toplumlaanlaml› bir iliflki kurarak bar›fla yönelebilmesimümkün olacakt›r.
Bu çerçevede dünyan›n birçok dinin bar›flakatk› sa¤lay›c› ve dinin varolufluna uygunpratik çabalar› önem tafl›maktad›r. Çünkü buçabalar, dünyan›n yeni bir bar›fl sözleflmesietraf›nda kurulmas› için büyük bir de¤er
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
tafl›maktad›r. Dinlerin çarp›t›larak, fleytaniyorumlar etraf›nda terörize edilmesiengellenilmektedir. Farkl› din topluluklar›n›nkarfl›l›kl› olarak “yabanc›l›k”lar›n›gidermelerine, ön yarg›lar›n› terk etmelerineve ortak sorunlarla bafla ç›kabilmek amac›ylaortak projeler/pratikler gelifltirmelerineyard›mc› olmaktad›r. Dünyan›n birçokbölgesinde, bar›fla katk› sa¤lay›c› ve diningerçek amac›na uygun pratikler sergilemekonusunda önemli ad›mlar at›lmaktad›r. Buad›mlar, dinlerin sadece felsefi planda bar›fl›savunmakla kalmay›p, bunun somutörneklerini de ortaya koyduklar›n›göstermektedir. Örne¤in,H›ristiyanl›k/Katoliklik cephesinde Vatikanbirçok konferans düzenlemekte, fliddetleri vesavafllar› sonland›rmaya yönelik birçok mesajvermektedir. Papa John Paul II., dünyadayaflanan fliddet ve teröre karfl› herkesinsorumluluk alarak bar›fl› gelifltirmeyeçal›flmas› gerekti¤ini vurgular: “Dünyan›ninsanl›k ve uzlaflma içinde infla olmas› içinfliddete bar›flla cevap vererek çal›fl›n”. Yinedinlerin fliddete karfl› önemli bir örnekli¤iolarak, 1996 y›l›nda Liberya’da bir guruppiskoposun süren etnik savafla karfl›
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
yürüttükleri kampanya ilginç bir örneklikoluflturmaktad›r. Piskoposlar yüz elli bindenfazla insan›n öldürüldü¤ü, milyonlarcakimsenin baflka ülkelere göç etti¤i, yüzbinlercesinin s›¤›nmac› oldu¤u Liberya’da,bu sonuçlara yol açan bütün çat›flmac›guruplar› lanetleyerek karfl› ç›km›fllard›r.Ülkelerinde bar›fl›n inflas› ve rehabilitasyoniçin çal›flmaya haz›r olduklar›n›söylemifllerdir.
Kavga yerine bar›fl Budizm de dinlerin bar›fla yapt›klar› katk›aç›s›ndan birçok deneyime sahipbulunmaktad›r. 1995 y›l›nda Budist Bar›flToplulu¤u Fransisko ’da bir yaz kamp›düzenleyerek birçok etkinliklerdebulunmufltur. Yafllar› 20-50 aras› olan Budistgönüllüler hastane, evsizlere sa¤l›k klini¤i,Asyal› kad›nlara bir bar›nak, nükleersilahlanman›n azalt›lmas›na yönelikkampanya, risk gurubundaki gençler için birbahçe projesi gibi etkinlikler gerçeklefltirdi.Yine insanlar›n dinsel, etnik ve ulusalfarkl›l›klar› için katledildi¤i çat›flmalar›elefltirerek, bu ba¤lamda adalet, ba¤›ms›zl›kve eflitlik için küçük eylemler, seçenekler vedetaylar gelifltirmifllerdir.
Müslümanlar, dünya bar›fl›na dinlerininkatk› sa¤lamas› amac›yla birçok çal›flman›nöncülü¤ünü yapmaktad›rlar. Türkiye’dedinler aras› diyalog etraf›nda gerçekleflenbirçok çal›flma bulunmaktad›r. Bu çal›flmalaraöncülük edenlerden biri olarak ‹slâm ilahiyatbilgini Prof. Dr. Hayrettin Kahraman “...bizbafllatt›k; istedik ki, kavga yerine bar›fl, kaosyerine düzen ve huzur, güvensizlik yerinegüven olsun” diyerek bar›fl aray›fl›n›nanlam›n› aç›kça ortaya koymaktad›r. BirçokSTK ‹slâm dünyas›nda insan haklar›,yoksullukla mücadele, kad›nlar›n eflitli¤i,demokrasinin geliflmesi amac›ylafaaliyetlerde bulunmaktad›r. Bunlar,‹slâm’dan ald›klar› heyecan ve ilham ilekendi toplumlar›nda adaletin yerleflmesine,bütünleflmenin gerçekleflmesine veyoksullu¤un giderilmesine önemli katk›larsa¤lamaktad›rlar. Böylece ‹slâmiyet dolayl›olarak toplumsal bar›fla büyük bir destekvermektedir.
Din, insani varoluflun yaflad›¤› ac›lara karfl›anlam sa¤layan ve ona ruhsal düzen veren biretkinliktir. Terör, insan›n ruhsal düzenine vetoplumsal iliflkiler düzenine sald›rarak yokeden bir kanserdir. Buna karfl› koyacak tekgüç, yine ruhsal güç olarak dindir. As›rlarcado¤al afetlere, savafllara ve ölüme karfl› teskinedici yol olarak din ifllevselleflti. Küreselzamanlarda da yine bu insanl›k ifllevini yerinegetirecek tek kaynak kutsall›kt›r. Kutsal olan,üstün olan ve sayg› duyulan ise, dinlekutsallaflt›r›lan dünya da, toplum da, insan dakutsald›r. Bu nedenle dokunulmazl›kkazan›rlar.
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Rusya’n›n özellikle Çeçenistan olmak üzereKafkaslarla ilgili politik hayat›n›n en önemliisimlerinden biri, Duma Milletvekili,Tu¤general, hukuk bilimleri doktoru,profesör, uluslararas› çapta savunmasporcusu ve Cumhurbaflkan› dan›flman› olanAslambek Aslahanov, politikada izledi¤iyolun her zaman gül bahçesinden geçmedi¤iörnek bir kifli. Kendisiyle yapt›¤›m›z sohbetteAslahanov kendi çocukluk y›llar› veÇeçenistan olaylar›yla ilgili bilgiler verdi.
Cengiz fiimflek: Say›n Aslahanov, DumaMilletvekili ve Rusya FederasyonuCumhurbaflkan› Dan›flman› oldu¤unuzubiliyoruz. Biraz kendinizden bahsedermisiniz? Nerede okudunuz ve neden birkaçkez okuldan uzaklaflt›r›ld›n›z?
Aslambek Aslahanov: Çeçen-‹nguflCumhuriyeti’nde fialin Vilayeti’ne ba¤l›Novie Atagi köyünde 11 Mart 1942 tarihindedo¤dum. Köyümüz, Cumhuriyetimizdeki enbüyük camisiyle ünlüydü. Evimiz tam bucaminin karfl›s›ndayd›. Henüz iki yafl›ma bilegirmemiflken akrabalar›mla birlikte birdüflman olarak nitelenip belirsiz süreli¤ineK›rg›zistan’a sürüldük. Nas›l hayatta kald›k,
bunu kimse bilemez ama Allah yard›m etti vearam›zda bizim gibi sürgün edilen “kulak”larda (varl›kl› aileler) vard›.
‹lk y›l bir kümeste yaflad›k. Sonra birazpara biriktirip küçük bir ev ald›k. ‹lkokuluK›rg›zistan’da okudum. Ö¤retmenler bizimgibi sürgünlere anlay›flla yaklafl›yorlard› fakataralar›nda öyleleri vard› ki, bizden nefretederler ve bu hislerini gizlemezlerdi. Butepkilerini zaman zaman “haydut”, “hain”,“çuçmek” ve “çurka” (“çuçmek” ve “çurka”Kafkas kökenlileri afla¤›lamak için kullan›lanbir lakap) gibi afla¤›lay›c› kelimelerle dilegetiriyorlard›.
Okuldan ilk uzaklaflt›r›ld›¤›mda dördüncüs›n›ftayd›m. Dersine, sürgün gelen ve mallar›müsadere edilen aile çocuklar›n› her zamanoldu¤u gibi afla¤›layarak bafllayan bir Rus diliö¤retmenimiz vard›. Beni bir “haydut” olarakniteledi¤i ve üstüne üstelik anneme hakaretetti¤inde kafas›na cam mürekkep kutusunuf›rlatt›m. Kutu ö¤retmenin aln›n› parçalad› vemürekkep yüzüne ve elbisesine döküldü.Beni o zaman hapse girmekten yafl›mkurtard›. Bu gibi okuldan uzaklaflt›rmalar›hemen hemen her y›l yaflad›m.
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
birlikte Çeçenlere resmi ifllemler yap›larakgeri dönmelerine müsaade edildi. Buna ba¤l›olarak biz ülkemize 1957’de geri döndük. Enson (yedinci defa) 1958’de, fazla kilolu birk›z ö¤renciyi beden e¤itimi dersö¤retmenimin afla¤›lamas› yüzünden kavgaetti¤im için uzaklaflt›r›ld›m. Böylece okulumu1960’da, bir da¤ köyü olan Duba-Yurt’tabitirdim.
Babam hapishaneden kurtulamayaca¤›m›esefle defalarca söylemifltir. Fakat bütün buyaflad›klar›m holiganl›¤›mdan de¤il, gururumyüzündendi. Sürekli afla¤›lanmak fizikicezadan daha a¤›r gelmiflti.
Ortaö¤retimden sonra üç y›l askerlikyapt›m, serbest gürefl, judo ve karate bafltaolmak üzere sporla aktif olarak u¤raflt›m.Bütün bu spor dallar›nda üst düzeyde unvansahibiyim.
‹flimle ilgili olarak kendi halk›ma tabafllang›çtan beri yapabilece¤imi yapt›m.Vaynahlar (kendi milletim) için neyapabildi¤im konusuna gelince, ben birMüslüman’›m ve konuflmaya hakk›m yok,bunu hemflerilerim ve yapt›¤›m ifller anlats›n.
edilen aileçocuklar›n› herzaman oldu¤u gibiafla¤›layarak dersinebafllayan bir Rus diliö¤retmenimiz vard›.Beni bir “haydut”olarak niteledi¤i veüstüne üstelikanneme hakaretetti¤inde kafas›nacam mürekkepkutusunu f›rlatt›m.
56
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
Dünyada en karl› ticaret savaflt›r. Uzunsüre devam eden savafllarda, halk hayat›boyunca ne kazand›ysa genelde hepsinikaybeder fakat manevi, moral, fiziki veahlaki bak›mdan bundan daha çok fleykaybeder. Bu gibi zamanlarda kanlabeslenen alçaklar zengin olurlar, ço¤unlukise elerindeki çocuk, yak›nlar›, mal vemülkleri ne varsa uzun y›llar boyuncakazand›¤› her fleyini kaybeder. Fakat hiçbirfleyi mezara götüremezsiniz, hem Allah herfleyi görendir ve dünyada yap›p ettiklerinizhakk›nda sorgulayacakt›r. Ac›, keder veçileden zengin olmaya çal›flanlar cehennemegiden yollar›n› kendileri haz›rl›yorlar.
Çeçenistan probleminin çözülmesindeTürkiye herhangi bir rol üstlenebilir mi?
Özellikle okul, hastane, spor, kültür vedi¤er merkezlerin ve yolar›n tekrar eskihaline getirilmesi baflta olmak üzere sosyalalanda hemen her ülkenin yard›m› olabilir.Bilhassa inflaat sektörünün geliflmesindeciddi yard›ma ihtiyaç var. Mühendis, tornac›ve tesviyeci gibi uzman kadronunyetifltirilmesinde yard›ma ihtiyaç var. Savaflgazilerinin kay›p organlar›n›n acilen protezyap›lmas›, Türkiye’nin büyük tecrübe sahibioldu¤u tar›m sektörü ve daha bir çok alan›ngelifltirilmesine ihtiyaç var.
Rusya’n›n yeteri kadar hoflgörülü bir ülkeoldu¤unu düflünüyor musunuz?
Rusya çok milletli ve çok dinli birülkedir. Tarihten bu güne kadar dinler aras›savafl veya bu gibi konularda herhangi birçat›flmaya flahit olmayan bir ülke olarakRusya hoflgörülü bir devlettir. ‹slâm’›nterörizme karfl› oldu¤unu ve bu gibi teröristfaaliyetlerin öncelikle Müslümanlara zararverdi¤ini ilk dile getiren ülke Rusya’d›r vebu pozisyonunu da sa¤lam bir flekildekorumufltur.
Bundan iki y›l önce Radyo EHO’daki birkonuflman›zda “Biz, yani insanlar, medyan›nköleleriyiz. Her bas›l› söze kan›yor veelektronik medya dedi¤imiz böyle biretkileme arac›na inan›yoruz.” demifltiniz.Bununla neyi kastettiniz?
Medyan›n ve özellikle internetin hemy›k›c› ve hem de yap›c› bir silah oldu¤uherkese malum. Yüksek feraset sahipleri“sözle insan› hem öldürmek ve hem desa¤l›¤›na kavuflturmak mümkündür” diyebofluna dememifller.
Sovyetler Birli¤i’nde bas›l› bir kelime yahüküm giydirir ya da itiraf ettirirdi. Bas›l› vetelevizyonda dile getirilen ifadelere hepinan›l›rd›. Sovyetler Birli¤i sonras›cumhuriyetlerde oldu¤u gibi Rusya’da dahalk›n büyük bir ço¤unlu¤unda o eskiSovyet düflünce yap›s› sakl› kald›. Bu damedya ve televizyona kay›ts›z flarts›z
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
inan›ld›¤› anlam›na gelmektedir. 1990’danbafllamak üzere medya organlar›n›nço¤unlu¤u ülkenin parçalanmas›nda,soyulmas›nda ve insanl›¤›nyozlaflt›r›lmas›ndaki suçlunun ve Rusya’n›ndüflman›n›n kim oldu¤unun portresiniçizmeye, bunlar›n da do¤ufltan eflk›ya veterörist olan Çeçenler oldu¤u ifade edilmeyebafllay›nca birçoklar› buna inand›. Muazzambir Çeçenofobi ortaya ç›km›fl, sadeceÇeçenistan ve Rusya’da de¤il, bütündünyaya yay›lm›flt›r. Sonuç ortada; Çeçenlerher yerde istenmeyen kiflilerdir. Göçmenlereyard›m eden Avrupal› ülkeler hakk›ndaböyle bir fley düflünmek pek adil olmaz.Çeçenler için herhangi bir ülkeye vize almako kadar kolay de¤il. Terörist faaliyetlersonunda ailenin zarar gördü¤ü birçok ülkeÇeçenlere kap›lar›n› kapatm›fl durumda.
Rusya’da kimi politik çevrelerinÇeçenistan probleminin bitmemesini istedi¤iyöndeki haberlere bas›nda s›kl›klarastl›yoruz. Siz bu fikre kat›l›yor musunuz?
Kimi politik çevrelerin Çeçenprobleminin bitmesi taraftar› olmad›klar›n›belirtmek yerinde bir ifadedir. Ne yaz›k ki,her yerde oldu¤u gibi RusyaFederasyonu’nda öyle politikac›lar ve politikçevreler var ki, milli ac›lar ve federalproblemler üzerinde ticaret yap›yorlar.Dolay›s›yla kriz dönemlerinde periyodikolarak ortaya ç›k›p özellikle Çeçenler olmaküzere Kafkas halklar›n›n s›n›r d›fl› edilmeleriönerisinde bulunuyorlar. Fakat problemin buflekilde çözülmesi yaklafl›m› Rusya halklar›tarihine ve kültürüne yak›flm›yor ve “RusyaRuslar›nd›r” gibi demagojik ifadelertoplumun büyük bir kesiminde destekgörmemektedir.
Fakat bu gibi politik güçler o kadar fazlade¤il, Rus halk› bu gibilerin rehberinin kimoldu¤unu iyi bilmekte, etkileri ise oldukçaküçük.
Dünyada en karl›ticaret savaflt›r.Uzun süre devameden savafllarda,halk hayat› boyuncane kazand›ysagenelde hepsinikaybeder fakatmanevi, moral, fizikive ahlaki bak›mdanbundan daha çok fleykaybeder.
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
Uzun y›llar Amerika’da yaflayan bir Türk ifladam›n›n o¤lu Cemal henüz on iki yafl›nda.Annesinin Amerikal›, babas›n›n ise Türkolmas› nedeniyle do¤al olarak farkl› kültür,dil ve din karfl›laflt›rmalar›na tan›kl›k etmifl.Türkçe de¤il, ‹ngilizce konuflabiliyor. Belkide bu sebeplerden dolay› daha flimdidenkendisini diyalog kelimesine al›flt›rm›fl,çat›flman›n ve savafl›n kötülü¤ünden bahsederolmufl. Türkiye’yi gezmeye geldiklerindeCemal’in s›k s›k yan›nda gördü¤ümüz vearalar›ndaki iliflkinin bir anne-çocukiliflkisini and›rmas› nedeniyle annesisand›¤›m›z bir de Mary Yepez var. NewYorklu dil bilimci Mary Yepez kendisinibürokrat bir aile çocu¤u olarak tan›t›yor.Cemal, farkl› kültürlere sahip bir ailesi olsada, “dostum” dedi¤i Mary han›ma de¤ervermesi ve iyi arkadafllar›n›n olmas›nedeniyle yaflam›ndaki bu güzelliklerikaybetmek istemiyor. Bunun da çaresinikarfl›l›kl› anlay›flta ve hoflgörüde gören Maryve Cemal’le küçük bir sohbet yapt›k.
Sad›k Eren: Önce sizinle mi konuflal›mBayan Mary?
Mary Yepez: Bana sorabilirsiniz. Cemalbiraz utangaçt›r ama gayet zekidir.Soraca¤›n›z sorulara rahatl›kla cevaplayabilir.
Sad›k Eren: Bize biraz kendinizdenbahseder misiniz? Bu sizin çocu¤unuz mu?
Mary Yepez: Hay›r, sadece arkadafl›m vebenim yan›mda kendisini rahat hissediyor.
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Irakl› çocuklarbenden korkabilir!
àð‡ÍÒÍË ‰ÂÚË, ‚ÓÁÏÓÊÌÓ,ËÒÔÛ„‡˛ÚÒfl ÏÂÌfl
Türk Baba ve Amerikal› annenin o¤lu Cemal:
ë˚Ì ÚÛð͇ Ë ‡ÏÂðË͇ÌÍË ÑÊÂχθ:
Onun için birlikte geldik. Annesi bir biyologve gezi grubumuzdaki Türk ifladam› KemalÖzgür ile evli. Cemal benim o¤lum de¤ilfakat olmas›n› isterdim, çok tatl› bir çocuk.
Farkl› kültürden insanlarla bir aradabulunmakla ilgili düflüncelerinizi ö¤renebilirmiyim?
Mary Yepez: ‹nsanlar, di¤er insanlarhakk›nda daha fazla bilgi sahibi oldukça,onlara karfl› daha hoflgörülü ve anlay›fll›olacaklard›r. Ben üniversitede ö¤retim üyeli¤iyap›yorum ve ayn› zamanda yazar›m. Beflfarkl› ülkede yaflad›m, dünyan›n birçok yerinigezdim. Bu ülkelerin Devlet Baflkanlar›ylasohbet etme f›rsat›m oldu. BüyükbabamEkvator Cumhuriyeti’nin BaflkanYard›mc›l›¤›, di¤er Büyükbabam ise VatikanBüyükelçili¤i yapt›lar. Do¤al olarakpolitikayla yak›ndan ilgili Amerikal› biraileden geliyorum. New Yorklu bir dekan,profesör, e¤itimci, dilbilimci ve psikologolarak birçok ö¤renci ve ö¤retmenle tan›flmaf›rsat›m oldu. Birçok farkl› konu hakk›ndakonuflup, görüfl al›flveriflinde bulunduk. Tabiibu konuflmalar her zaman belli bir amaççerçevesinde geliflmiyor. ‹lle de oturup “evetbugün inançlar aras› diyalog hakk›ndakonuflal›m” fleklinde de¤il de, daha do¤açlamasohbetler fleklinde oluyor. Zaten günümüzdede bu böyledir, birbirimiz hakk›nda en çokresmi olmayan, tesadüfi durumlarda bilgiediniriz. Böyle olunca da birbirimize dahafazla sevgi ve sayg›yla yaklafl›r›z.
Hepimizin bildi¤i gibi, dünyada birçoksavafllar olmakta, insanlar birbirine kötüdavranmakta. Sizce sorunlar iletiflim vediyalogla afl›labilir mi? Yoksa bu çok ütopikbir düflünce mi?
Mary Yepez: Diyalog, elbette ki olumlubir etki yapacakt›r. En az›ndan hoflgörüyügetirir. Dünyan›n hiçbir zaman mükemmelolaca¤›na inanm›yorum, kald› ki sadece Allahmükemmeldir ve biz de O de¤iliz. Yine deyaflad›¤›m›z sürece yapabilece¤imiz en büyükfley, denemektir. Denemeliyiz, bu çok önemli.Denemek, hedefe ulaflman›n yüzdeseksenidir. Gerisi ise Allah’tand›r.
Sizi ve düflüncelerini ö¤renmek gerçektençok hofl. Verdi¤iniz bilgiler için çok teflekkürederiz. Biraz da Cemal’le, sizin “yak›narkadafl›m” dedi¤iniz bu küçük beyefendiylesohbet edelim. Bize kendinden bahsedermisin Cemal?
Cemal: New Jersey’de ortaokulö¤rencisiyim. Okuma, dil, heceleme, tarih,co¤rafya, bilim, spor ve daha birçok alanlailgileniyorum. Benimle ayn› okula devameden bir de erkek kardeflim var. BabamPennsylvania’da çal›fl›yor, annem ise bizimokulda biyolog olarak çal›fl›yor.
í Ö å ç é Ö ç Ä ë ã Ö Ñ à Ö ó Ö ã é Ç Ö ó Ö ë í Ç Ä : ç Ä ë à ã à Ö
Cemal’in babas›Kemal Özgürve annesi Lynne Özgür
êÓ‰ËÚÂÎË ÑÊÂχÎfl:äÂχθ Ë ãËÌÌ éÁ„˛ð
Bize biraz arkadafllar›ndan ve onlarlaolan iliflkilerinden bahseder misin?
Cemal: Bu sene okulumuza birçok yeniö¤renci geldi ve onlarla arkadafl oldum. Befltanesiyle yak›n arkadafl›z ve hepsi benims›n›f›mda. Hepsi iyi çocuklar, oynamay›seviyorlar ve çok komikler.
Nedir onlar› iyi yapan?Cemal: Birbirimize çok benziyoruz, hatta
ayn›y›z. Hepimiz flakalaflmay›, oynamay›seviyoruz ve derslerimize çal›fl›yoruz. Tabiiki arada bir biz de hatalar yap›yoruz. Nas›lgöründü¤ümüz, ne giydi¤imiz, nereli ya dane renk oldu¤umuz fark etmez, önemli olanayn› fleyleri birlikte yapmaktan hazduymam›z. Birbirimizle hiç kavga etmiyoruz.Sözlü olarak tart›flsak da bu hiçbir zamanfliddete dönüflmüyor.
Siz konuflarak anlaflabilirken, büyükinsanlar neden kavga ediyor, çat›flmalaryafl›yor, savafllar ç›kar›yorlar? ‹nsanlarneden birbiriyle geçinemiyor?
Cemal: ‹nsanlar›n farkl› kiflilikleri,tutumlar› var. Kimisi çok kolay ve çabuksinirlenebiliyor. Bazen baz›lar› daha çok paraistiyor, kavgalar bundan ç›kabiliyor. fiu andevam eden Irak’taki savafl da petrolyüzünden zaten. Bence taraflar birbirleriniyanl›fl anlad›lar ve savaflmaya bafllad›lar amabunu durdurmal›lar. Liderler bir araya gelip,birbirlerine nazik davran›p anlaflmayavarabilirler. Ben Baflkan Bush olsam derhalsavafl› bitirmeye çal›fl›rd›m. Bütünpolitikac›lar› ve liderleri bir araya toplayarakuzlaflmay› denerdim. Çünkü insanlar kavgaetmemeli, insanlar ne sebeple olursa olsunöldürülmemeli.
Politika d›fl›nda düflünürsek, sen büyükbirisi olsan nas›l davran›rd›n, kavga edermiydin? ‹nsanlarla nas›l geçinirdin?
Cemal: Yine de belirtmek isterim kizorlanmad›¤›m sürece hiçbir zaman gönüllüolarak bir savafla kat›lmazd›m. Gitsem bilekimseyi öldürmezdim.
Mary Yepez: Ya onlar sana atefl eder veseni öldürmeye çal›fl›rlarsa?
Cemal: Yine de bir fley yapmazd›m.Mary Yepez: Bu çok komik. Senden iyi
bir asker olaca¤›n› hiç sanm›yorum,fazlas›yla bar›fl yanl›s›s›n.
Mary Han›m hakl› galiba Cemal.Büyüklere tavsiyede bulunma hakk›n olsaneler söylerdin?
Cemal: ‹steyene gerekli petrolünverilmesini ve savafl›n durdurulmas›n›.
Arkadafllar›na geri dönersek, bize onlar›nhangi milletlerden ve dinlerden oldu¤undanbahseder misin?
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Cemal’in “arkadafl›m”dedi¤i dilbilimci
Mary Yepez (sa¤da)
îËÎÓÎÓ„ å‡ðË ÖÔÂÁ,ÍÓÚÓðÛ˛ ÑÊÂχθ ̇Á˚‚‡ÂÚ
Ò‚ÓËÏ ‰ðÛ„ÓÏ (ÒÔð‡‚‡)
Cemal: Bir arkadafl›m Yahudi, di¤eriKatolik, baflka bir tanesi H›ristiyan. Bir defutbol oynad›¤›m Müslüman bir arkadafl›mvar. Onunla aram iyi. Birbirimizi çokseviyor ve iyi geçiniyoruz. Benim rengim yada bir baflka arkadafl›m›n farkl› bir dinemensup olmas› iliflkimizi olumsuzetkilemiyor.
Bildi¤im kadar›yla baban Türk, annenAmerikal›. Kendini bir Ortado¤u ülkesindedüflündü¤ünde, örne¤in Pakistan,Afganistan, Suudi Arabistan ya da Irak’agitsen insanlar sana nas›l davran›rd›?
Cemal: Belki de benden korkarlard›çünkü benim bir taraf›m Türk olsa da, yinede Amerikal›y›m ve benim ülkem onlar›nbölgesinde insanlar› öldürüyor. Bendenhofllanmayacaklar›na eminim, hatta benimlekonuflmazlard› bile. Hatta benim onlar›öldürebilece¤imi bile düflünebilirler ama benasla bunu yapmam.
Bu durumda sen onlara, kötü olmad›¤›n›ve onlara zarar vermeyece¤ini nas›laç›klard›n?
Cemal: Anlatsam da beni yadinlemezlerdi ya da dinleseler bile yalansöyledi¤imi düflünür ve bendenhofllanmamaya devam ederlerdi. Ancak çokiyi bir çocukla karfl›lafl›rsam; mesela bendenkorkmayan birisiyle, ne güzel olurdu.Buradan di¤er çocuklara sesleniyorum: “Beniyi bir çocu¤um ve insanlar›n kavgaetmemesine ve savafl› durdurmayaçal›flaca¤›m. Babama politikac›larla görüflüpsavafl› durdurmalar›n› istemesi için bask›yapaca¤›m, çünkü savafl gerçekten çokkötü.”
Cemal: Buradan di¤erçocuklarasesleniyorum: “Beniyi bir çocu¤um.‹nsanlar›n kavgaetmemesine ve savafl›durdurmayaçal›flaca¤›m. Babamapolitikac›larlagörüflüp savafl›durdurmalar›n›istemesi için bask›yapaca¤›m.”
åËð ‰ÓÎÊÂÌÔðËÒÎÛ¯‡Ú¸Òfl Í ‰ÂÚflÏ“DÜNYA ÇOCUK DOKTORU” LEON‹D ROfiAL:
Kubeysi Tarhan: Birçok kez insanlar›n maruzkald›klar› s›k›nt›lara flahit oldunuz. Savafl›ninsanlara ne kadar ac› verdi¤ini biliyorsunuz.Sizce insanlar neden savafl›yorlar?
Leonid Roflal: ‹nsanlar kültürsüzlüktensavafl›yorlar. Savafl, insanlar aras›daki tart›flmal›konular›n silah yoluyla çözüme kavuflturulmas›tercihi olan atavizmdir. Bölgesini bu flekildebelirlemek, bir hayvan davran›fl›d›r. E¤er bir kurtbaflka bir kurdun bölgesine girerse, aralar›ndakavga bafll›yor. Savafl, ilkel toplumlarda veOrtaça¤da problemleri çözmek için her zamankullan›lan bir araçt›r ve ne yaz›k ki, geçen as›rdada savafl yoluyla birçok problem çözülmeyekalk›fl›ld›.
1996’da gazeteciler onu “Dünya Çocuk Doktoru” diyeadland›rd›lar. O bu ismi bugün de tafl›maktad›r. Ermenistan, M›s›r,Afganistan, Türkiye, Hindistan, San Francisco ve Japonya’n›n Kobeflehri gibi dünyan›n çeflitli yerlerinde meydana gelen depremlerinetkileriyle bafl etme konusunda yard›m etti. Baflkurdistan Ufacivar›nda meydana gelen tren kazas›nda, Ust-Kamenogorsk’ta birfabrikada meydana gelen patlamada ve Kaspiysk’teki terörsald›r›s›nda çocuklar› kurtard›. ‹htilalci Romanya’da ve savaflanYugoslavya’da, Da¤l›k Karaba¤’da ve Çeçenistan’da çal›flmalaryapt›. Taliban zaman›nda ve onun ülkeden ç›kar›lmas›ndan sonraolmak üzere üç kez Afganistan’da bulundu. Dubrovk’ta al›konulanesirlerin kurtar›lmas›nda görev ald› ve Beslan’da meydana gelenterör olaylar›nda teröristlerle görüflme yapt›.Leonid Roflal Dünya Sa¤l›k Örgütü eksperi, Felaket ve SavafllardaZarar Gören Çocuklara Yard›m Komitesi Baflkan›, Dünya Afet veAcil T›p Derne¤i (WADEM) Baflkan›. Rusya FederasyonuCumhurbaflkanl›¤› ‹nsan Haklar› Komisyonu üyesi. Leonid Roflal2005 y›l›nda “2005’in Avrupal›s›” ödülüyle ödüllendirildi. Buödülün 5000 Avroluk k›sm›n› Güneydo¤u Asya’da tusunamidenzarar gören çocuklara verilmesini istedi. Leonid Roflal bu say›dadergimizin misafiri oldu.
insanl›¤›n hoflgörü ve anlay›fl dilinde konuflmas›n›ö¤renmesine yard›mc› olacakt›r. Bu flekildesavafllar daha da azalacakt›r. Hangi savafl olursaolsun hepsi de kültürsüzlü¤ü, her problemin silahkullan›lmadan, demokratik flartlarda titiz, uzun vezor görüflmelerle de çözülebilece¤inianlayamamay› beraberinde tafl›r.
Öyle san›yorum ki, zamanla, bundan 100 veya200 y›l sonra savafllar azalacakt›r. Çünkü insanl›kolumlu yönde bir geliflme göstermek zorunda.Bununla birlikte, insanlar ars›nda bir kiflinin deolsa kalk›p atom bombas›n›n dü¤mesinebasmayaca¤›ndan emin de¤ilim.
‹nsanlar›n kültürsüzlük yüzünden savaflt›klar›n›belirttiniz. Fakat Faflistler kültürlü ve e¤itimliinsanlard›. Onlar neden savaflt›lar?
Kültürlü insandan neyi kast etti¤imizi iyianlamak laz›m. Kültürlü insan, klasik müziktenanlayan, edebiyatla meflgul olan ve resimsergilerine giden kifli de¤ildir. E¤itimsiz bir insanda kültürlü olabilir. Kültürlü insandanbahsederken, onun sadece bilgi sahibi olmas›nade¤il, ayn› zamanda kendi özünde reaksiyonerolmayan, insanlarla iliflkilerinde agresif olmayankifliyi vurgulamak istedim. Kültürlü kifliden iyilikbeklenir, o ›fl›k saçan birisidir.
Her devlet ve her hükümdar›n savafla karfl›kendine has bir tutumu var. Bu konuda Rusya’n›nyaklafl›m› nedir?
Ben bütün Rusya için cevap veremem vekimsenin de böyle bir fley yapabilece¤inisanm›yorum. Türkiye Cumhurbaflkan› da bütünTürkiye ad›na böyle bir fley söyleyemez. Ayn›
ÇÓ ‚ðÂÏfl Á‡ı‚‡Ú‡ ¯ÍÓÎ˚ ‚ÅÂÒ·Ì ÚÂððÓðËÒÚ˚
ÔÂð‰‡ÎË ‰ÓÍÚÓðÛêÓ¯‡Î˛, ‚˚ÒÚÛÔ‡‚¯ÂÏÛ
ÔÓÒð‰ÌËÍÓÏ ‚ÔÂð„ӂÓð‡ı Ò ÌËÏË,ðËÒÛÌÓÍ, ҉·ÌÌ˚È
Ó‰ÌËÏ ËÁ ‰ÂÚÂÈ. ëÂȘ‡Ò˝ÚÓÚ ðËÒÛÌÓÍ ‚ËÒËÚ Ì‡
ÒÚÂÌ ‚ ð‡·Ó˜ÂÏ Í‡·ËÌÂÚÂãÂÓÌˉ‡ êÓ¯‡Îfl.
àÌÚÂðÂÒ̇fl ‰ÂڇθðËÒÛÌ͇ – ÙË„Ûð‡
˜ÂÎÓ‚Â͇, ÒÚÓfl˘Â„Ó Ì‡Íð˚Π҇ÏÓÎÂÚ‡.
Beslan okul bask›n›ndaarabulucuk yapan DoktorRoflal’e eylemciler, rehine
çocuklardan birinin yapt›¤›resmi vermiflti. Roflal’in, o
günün an›s›na çal›flmaofisindeki panoya ast›¤›
resimde uça¤›n bir kanad›üzerindeki adam dikkat
çekiyor.
65
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
flekilde Bush da bütün Amerika ad›na böyle bircevap veremez. Çünkü bugün Cumhurbaflkan›,Bush olur, bir baflka zaman ise baflka bir kifli.
Ülkenin s›radan insanlar› her zaman savaflakarfl›d›rlar. Savafl, sonucunda herhangi bir amac›n›gerçeklefltirmek isteyen politikac›lara laz›m.Savafl, belli bir halk›n herhangi bir inanc› ak›lla vekabulle de¤il de silah gücüyle zorlayarak kabuletmesini isteyen din adamlar›na laz›m.
Bu savafllarda vatan›n› ve ailesini kaybeden birçocuk ne hisseder acaba?
Aile ve vatan iki ayr› fleydir. Bunu kendi hayattecrübemden biliyorum. Babam 1917 ink›lab›döneminde anne ve babas›n› kaybetmifl. Ozamanlar henüz üç yafl›ndaym›fl ama bunlarsavafltan de¤il, hastal›ktan ölmüfller. Babamyetifltirme yurdunda büyümüfl ve haylaz bir çocukolmufl. Daha sonra e¤itim görmüfl ve kendiayaklar› üzerinde durmay› baflarm›fl. Büyük VatanSavafl›’nda askeri hava bölü¤ünde görev yapm›flve komutan olmufl. Bu arada ikisi erkek, birisi k›zolmak üzere üç çocuk yetifltirmifl. Düflünün birkere, çocuklu¤unda almad›¤› anne-baba flefkatinedir bilmeyen babam o duyguyu bizlere vermeyeçal›flm›fl. Bence bu gibi çocuklar daha iyiyetifliyorlar, fliddete meyilli olmuyorlar. Gerçi herfleye ra¤men ac›s› kal›yor, onlar›n üzerinde bir etkib›rak›yor. Bu etki o çocu¤un ebeveyn flefkatindenyoksun kalmayan bir çocu¤a göre daha derin vegenifl düflünmesine yard›m ediyor. Ben iyi birinsan olmak için kesinlikle ebeveyninkaybedilmesi gerekti¤ini söylemek istemiyorum.Sadece ailesiz yetiflmifl kiflilerle etkileflimimdenedindi¤im tecrübelerimi aktar›yorum. Bu gibiçocuklar çok çabuk büyüyorlar.
Savafl yaflam›fl çocuklar›n ne gibi karakteristiközelliklerinden bahsedebiliriz?
Çocuklar, dünyan›n en iyi insanlar›d›r. Bençocuklar› din ve milliyet ayr›m› yapmadan tedaviediyorum. Yugoslavya’da her iki cephede deçal›flt›m. Ermenistan ve Azerbaycan aras›ndakisavaflta hem Ermeni ve hem de Azeri çocuklar›tedavi ettim.
“Çocuklara göre Savafl” ad›nda bir belgeselfilm çektik. Bu film bir devlet televizyonundagösterildi. ‹çeri¤inde Ermenistan ve Azerbaycansavafl›na yer verilmiflti. Onlarla konuflup savafllailgili fikirlerini sormufltum.
12 hatta 14 yafl›na kadarki çocuklar›nço¤unlu¤u savafl istemiyor. Hepsi de yak›l›py›k›lm›fl olan evlerine geri dönmek istiyorlard›. Buçocuklar çok fley kaybettiler ve aileleriyle birlikteo kadar kötü flartlarda yafl›yorlar ki, savafl› art›kistemiyorlar. Bu tablo 15-16 yafllar› aras›ndade¤ifliyor. Kimileri savaflta ölen ailelerinin öçlerinialmak için h›rs gösteriyor.
Çocu¤un iç dünyas› çok temiz. Bu nedenleyetiflkinler çocuklar›n savafl hakk›nda nesöylediklerine kulak vermeliler. “Evet, ben savafl›seviyorum, bizimkilerin kazanmas›n›arzuluyorum” diyen bir çocu¤a rastlamad›m.
Tarihte yap›lmas› muhakkak gereken adilsavafllar›n oldu¤undan bahsediliyor. Yak›n
geçmiflten buna benzer herhangi bir savafl örne¤iverebilir misiniz?
Hitler Rusya’ya sald›rd›¤›nda Rusya’n›nverdi¤i mücadele evet, adildi, savunma amaçl›yd›.Halk› yok etmeye ve kölelefltirmeye karfl› verilensavafl› adil bir savafl olarak de¤erlendiriyorum.
Yak›n geçmiflte Afganistan ve Irak’ta yap›lansavafl› adil bir savafl olarak de¤erlendirmekmümkün mü?
Deprem oldu¤unda Afganistan’›n kuzeybölgelerinde üç kez bulundum. Afganistan’dafakirlik kol geziyor. Halk o kadar fakir bir hayatsürüyor ki, kendinizi bir anda 19. yüzy›l›n içinedüflmüfl hissediyorsunuz. Avrupa ile Afganistan’›nhayat› aras›nda muazzam bir uçurum var.
Ben halka bask› uygulamaya ve ne kadar iyiniyetli de olsa her tür diktatörlü¤e karfl›y›m.Topluma bask› yapan dini afl›r›l›¤a karfl›y›m.Afganistan ve Irak’ta çat›flmaya sebep olanproblemlerin ortadan kald›r›lmas› için bar›flyollar›n›n hepsinin kullan›lmad›¤›n›düflünüyorum. Bugün Irak’ta olup bitenlerinarkas›ndan bak›yor büyük bir sab›rla bunun nezaman bitece¤ini bekliyoruz. Peki, bütün bunlarIrakl›lar›n, Amerikal›lar›n ve di¤erlerininölmelerine de¤di mi? Bunu bundan 10 ya da 20y›l sonra kendilerinin yapmalar› ve Saddam’›de¤ifltirmeleri neden teklif edilmedi? Kimseebedi de¤ildir. Her diktatörlük er ya da geç sonbulacakt›r. Bence aradan belli bir zamangeçtikten sonra Irak kendi iste¤iyle demokrasiyegeçifl yapacakt›.
ÅÓθ¯ËÌÒÚ‚Ó‰ÂÚÂÈ
ÔðË·ÎËÁËÚÂθÌÓ ‰Ó12, ‰‡Ê ‰Ó 14
ÎÂÚ Ì β·ËÚ‚ÓÈÌÛ Ë Ì ıÓ˜ÂÚ
‚ÓÈÌ˚. éÌË„Ó‚ÓðflÚ Ó ÚÓÏ, ˜ÚÓıÓÚflÚ ‚ÂðÌÛÚ¸Òfl ‚
Ò‚ÓË ðÓ‰Ì˚ ‰Óχ,ÍÓÚÓð˚ ÒÓÊÊÂÌ˚.
12 hatta 14 yafl›nakadarki çocuklar›n
ço¤unlu¤u savaflistemiyor. Hepsi de
yak›l›p y›k›lm›fl olanevlerine geri
dönmek istiyorlar.
67
‹ N S A N L I ⁄ I N K A R A M ‹ R A S I : fi ‹ D D E T
Enes Cansever: Say›n Enveroviç,Azerbaycan’›n ba¤›ms›zl›¤› art›k 15 yafl›nda.Y›llar boyunca güçlendirilmifl ve korunmuflolan bu ba¤›ms›zl›k, sorumlu ve çok zor bir iflolsa gerek. Ba¤›ms›zl›¤›n ilk y›llar›n› nas›lhat›rl›yorsunuz?
Ramiz Mehdiyev: Azerbaycan’›n 1991y›l›nda elde etti¤i hürriyet, askeri, politik veekonomik güç olarak, ikinci süper güç olanSovyetler’in bütün sahalar›nda son yirmiliy›llardaki derin durgunlu¤unun kaç›n›lmaz birsonucuydu. M. Gorbaçov’un Perestroykas›,komünist rejimi yeniden yap›land›rmak,Sovyetler Birli¤i’ni otarflik sistemden ç›karmakve gitgide bütün dünyay› kaplayan globalizmsürecine katmak teflebbüsü baflar›s›z oldu.Sonuçta kaba de¤iflme teflebbüsleri SovyetSistemini topyekün bir gerileme ve y›k›l›flagötürdü.
Ba¤›ms›zl›¤›n› kazanan Azerbaycan mirasolarak kabiliyetli bir politik yönetimdenmahrum ve gerileyen bir ekonomi ald›. Halkayaklanmalar›n›n sonucu iktidara amatör verasgele insanlar geldi. 1991-1993 y›llar›ndaanarfli ve kaos, toplumumuzun karakteristiközelliklerindendi. Toplumsal bilinç gittikçedaha fazla marjinalleflti, toplumun sosyal
Ba¤›ms›zl›¤›n›kazanan Azerbaycanmiras olarakkabiliyetli birpolitik yönetimdenmahrum, gerileyenbir ekonomi ald›.
68
ùÌÂÒ ÑʇÌÒ‚Âð
èð‰ÒÚ‡‚ËÚÂθ «ÑÄ» ‚ ÄÁÂð·‡È‰Ê‡ÌÂ.
Enes Cansever
Da dergisi Azerbaycan temsilcisi.
Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas›ndansonra yoluna tek bafl›na devam edenAzerbaycan, sahip oldu¤u co¤rafi,stratejik konum ve petrol gibi yeralt›kaynaklar›na büyük güven duyuyor. Bu,ayn› zamanda dünya kamuoyunundikkatinin de çekilmesi nedeniyle belkikimi siyasi çalkant›lar için de bir sebepoluflturur. Hiç flüphesiz, ülkesini o kar›fl›ky›llardan al›p bugünün güvenli veba¤›ms›z Azerbaycan’›na getirmedeHaydar Aliyev’in eme¤i tart›fl›lmaz.Hem Sovyetler döneminde ve hem deba¤›ms›zl›k y›lar›nda uzun süre HaydarAliyev’in yan›ndan ayr›lmayanAzerbaycan Cumhurbaflkanl›¤› ‹dari‹fller Müdürü Prof. Dr. Ramiz EnveroviçMehdiyev’le bu sanc›l› dönemin perdearkas›n› aralad›k.
de¤erleri büyük bir y›k›m›n s›n›r›ndayd›.Ba¤›ms›zl›¤›n ilk y›llar›nda Azerbaycan devletyap›s›n›n tek kelimeyle flekilsiz bir yap›s› vard›.Azerbaycan’›n kurumsal plânda bir sistemdendi¤erine geçme kabiliyeti olmad›¤› ortaya ç›kt›.Plânl› ekonomisi ve “merkez”den yönetilenidari bir sistemi olan devlet, serbest piyasaekonomisi ve demokratik de¤erlere yönelen birdevlete dönüfltü.
Bu kadar tehlikeli ve tarihi dönemde, ulusaltarihte çok önemli yeri olan mümtaz bir kiflili¤esahip Haydar Aliyev ülke yönetimine ça¤r›ld›.Onun baflkanl›¤› süresince (1993-2003) köklü,modern reformlar gerçeklefltirildi. Anayasaçerçevesinde demokrasi rejimi, sivil topluminflas›, kanunun hakimiyetini sa¤layan laik vehukuki bir devleti garanti eder. Sonuçtaekonomi ciddi bir flekilde büyüdü, devletyönetimi düzene girdi. ‹nsan özgürlü¤ününüstün oldu¤u, politikada tolerans›n, ekonomideliberalleflmenin hakim oldu¤u etkin birdevletçilik kurulmas› yolu tutuldu.
Haydar Aliyev’in, tarihî rolünü nas›lgörüyorsunuz?
Her milletin, tarihin kendisine var olma flans›verdi¤i dönemleri vard›r. Tarihin bumerhalesini yaflayan milletler yaflamaya vegeliflmeye devam ederler. Yeni flartlara uyumsa¤layamayan, kendinde var olma gücübulamayan di¤erleri ise tarihin sahnesindenebedî olarak çekilirler. Dünya tarihi benzerörneklerle dolu. 1993’te Haydar Aliyev’iniktidara gelmesi, millî tarihin ça¤r›s›d›r. Buça¤r› gücü, akl› ve iradesi sadece yapmaya veesere yo¤unlaflm›fl birkiflili¤in muazzamgayretleri sayesindeAzerbaycanDevleti’ninkorundu¤ununobjektif ve parlakbir örne¤idir.Dünya tarihinebakarsak, hermilletin kaderindeonun tarihininyarat›c›lar›n›noldu¤unu görürüz. G. Washington,AbrahamLincoln,OttoFon
Bismark, Churchill, Konrad Adenauer, MustafaKemal Atatürk, Haydar Aliyev; bu tarihiflahsiyetlerin adlar› kendi milletlerinin, tarihininve ça¤dafllaflmas›n›n sembolüdür. Bu insanlargeçmifli terk etmeyi bildiler. Onlar taraf›ndanbelirlenen politik ve ekonomik yön, devletinuzun süreli geliflme program› hâline geldi.Onlar›n bu tarihî hizmetleri milletleri için pahabiçilmezdir ve gelecek nesillerin haf›zalar›ndasonsuza kadar kalacakt›r.
Siz Haydar Aliyev’in tak›m›n›n vefal› vegüvenilir insanlar›ndan birisiniz. Bu tarihiflahsiyetin flahsî ve meslekî hangi vas›flar›hat›r›n›zda?
Ben Haydar Aliyev’le 1974’ten beri uzuny›llar çal›flt›m. fiunu size güvenlesöyleyebilirim ki, Haydar Aliyev büyükenerjiye sahip bir insand›, kendini millî devletinhizmetine adam›flt›. Daha Sovyetler Birli¤izaman›nda Azerbaycan tek bir devletin parças›iken, Haydar Aliyev Azerbaycan’›n ba¤›ms›zgeliflmesine yard›m etmifltir. 1969-1982 y›llar›Azerbaycan için gerçek bir Rönesans’t›. Ülkedeonlarca sanayi kuruluflu aç›ld›. Yüzlerce gençinsan SSCB’nin en iyi üniversitelerindeokumaya gönderildi. Ekonomi ve tar›mdaAzerbaycan, bütün Sovyetler’de son s›ralardanilk s›ralara yerleflmifltir. Bu dönemde herCumhuriyet, Sovyetlerin ekonomik geliflmesineyapt›¤› katk›dan ötürü bayrak al›rd›. HaydarAliyev’in yönetimindeki y›llarda Azerbaycanbu bayraklar›n sahibi oldu. Pamuk üretiminde,
fiarap endüstrisinde, tar›m›n geliflmesindeAzerbaycan sadece Kafkasya’daki komflular›n›de¤il, nüfus ve yüzölçümü olarak bizden büyükolan baz› cumhuriyetleri ciddi bir flekilde gerideb›rakm›flt›r. Azerbaycan, Sovyet BirlikFonu’ndan yard›m almayan üç cumhuriyettenbiri olmas›na ve Moskova’n›n bask›s›nara¤men Bakû’de Nahçivan Harp Okuluaç›lm›flt›r (Bu bir Müslüman Cumhuriyeti içingerçekten s›ra d›fl› bir olayd›r.) BugünErmenistan Azerbaycan-Da¤l›k Karaba¤anlaflmazl›¤› flartlar›nda Haydar Aliyev’in buinisiyatifinin ne kadar basiretli oldu¤unugörüyoruz. Harp Okulu ba¤›ms›zAzerbaycan’›n gelecekteki askerî kadrosunungerçek bir yuvas› oldu.
Avrupa, AB sayesinde tek bir devlet gibialg›lan›yor. Siz Türkiye, Azerbaycan, Ukrayna,Gürcistan ve Rusya gibi bölge ülkelerinin tekbir ekonomik birlikte birleflmesi fikrine nas›lyaklafl›yorsunuz?
Avrasya, dünyada kendine has politik,ekonomik, sosyal, kültürel bir bölgesidir.Burada farkl› milletler, kültürler, dinler vegelenekler geniflçe yer al›r. Buna uygun olarakbunlar aras›nda diyalog, kültürleraras› güçlüba¤lar›n yarat›lmas› ve karfl›l›kl› iflbirli¤i bugünoldukça güncel.
Ça¤dafl dünyada medeniyetler diyalo¤u,bar›fl ve güvenlik sahas›n› tesis edenmedeniyetler diyalo¤u hayatî bir olgudur. Fakatmedeniyetler aras› diyalo¤un gerçekleflmesiiçin Do¤u’nun, inceleme konusu de¤il, gerçekbir müzakere kat›l›mc›s› olmas› gerekir. ‹slâmdünyas›yla yap›lacak derin, etrafl›cadüflünülmüfl, ayr›nt›l› bir diyalog bugün dünyakamuoyunun önünde duran ciddi birkaçprobleme adil, pratik çözüm bulmaya gerçektenfaydal› olabilir.
11 Eylül’deki korkunç terörist sald›r›lardan
Ç˚„Ó‰ÌÓ„ÂÓÒÚð‡Ú„˘ÂÒÍÓÂ
ÔÓÎÓÊÂÌËÂÄÁÂð·‡È‰Ê‡Ì‡
‚Ò„‰‡ ‚˚Á˚‚‡ÎÓËÌÚÂðÂÒ Ì ÚÓθÍÓ
ÒÓÔð‰ÂθÌ˚ı„ÓÒÛ‰‡ðÒÚ‚.
ÄÁÂð·‡È‰Ê‡Ì –˝ÚÓ ‚ Ò‚ÓÂÏ ðÓ‰Â
ÏÓÒÚ,Ò‚flÁ˚‚‡˛˘ËÈ
ÇÓÒÚÓÍ Ë á‡Ô‡‰,ë‚Âð Ë û„.
Azerbaycan’›njeostratejik önemi
her zaman ilgiçekmifltir.
Azerbaycan Do¤u ileBat›’y›, kuzey ile
güneyi birlefltirenbir köprüdür.
èðÂÁˉÂÌÚ ÄÁÂð·‡È‰Ê‡Ì‡àθı‡Ï ÄÎË‚ Ë ÔðÂÁˉÂÌÚ
êÓÒÒËË Ç·‰ËÏËð èÛÚËÌ
Azerbaycan Devlet Baflkan›‹lham Aliyev ve Rusya Devlet
sonra ‹slâm maalesef Bat›’da terörleözdefllefltirilmeye baflland›. Bu soruna nas›lyaklafl›yorsunuz?
Hâlâ savafllar› ve ihtilaflar› din bayra¤› alt›nagizlenmifl farkl› kesimlerin karfl› karfl›yageldi¤ini, söz konusu ‹slâm olunca “çiftestandart” görüyoruz. Kültür ve medeniyetlerdiyalo¤u güvenli¤in tesisi, istikrarl› bir bar›fldüzeni için gereklidir. Bugün özellikle 11 Eylülolaylar›ndan sonra dinlerin karfl› karfl›ya geldi¤idaha s›k konufluluyorsa, diyalo¤un önemi dahada kuvvetleniyor demektir.
fiu hâlde ‹slâm’›n terörizmle veyahoflgörüsüzlü¤ün herhangi di¤er bir tezahürüyleözdefllefltirilmesi affedilmez bir hatad›r. ‹slâm,dünya bilimine, e¤itimine, kültürüne baflka birdeyiflle dünya medeniyetinin temeline büyükkatk›lar sa¤lam›flt›r. 980 y›l›nda ‹bnî Sina 17.yüzy›la kadar Ortaça¤ Avrupa’s›nda en meflhurt›p kitab› olarak bilinen büyük eserini yazd›.Müslüman düflünürler meflhur H›ristiyan‹lahiyatç›s› Foma Akvinski üzerinde büyük etkib›rakt›lar. Aristo’nun eserleri Arapça çevirilerisayesinde muhafaza edildi. Cabir ‹bn Hayyamkimyan›n babas› nam›yla meflhurdur. Ortaça¤›nbüyük tarihçisi unvan› (hakl› olarak) 14.yüzy›lda yaflayan ‹bni Hauldun’a aittir.Örneklere devam etmek mümkün. Onun için‹slâm’dan “teröristlerin dini” diye bahsetmekiçin de herhangi bir dayanak yok. Terör veayr›l›kç›l›¤›n dini ve milleti yoktur. BütünMüslüman dünyay› kendi düflüncelerine tabik›lmak ve düflüncelerini itirazs›z kabul ettirmegayretlerine kap›lan afl›r› dinciler dogmatizme,Kur’an’›n tek tarafl› yorumuna baflvuruyorlar.Kur’an’dan al›nan münferit cümleler bütün dinitemayülün yap›s›n› ifade edemez.
Cumhurbaflkan› Ahmet NecdetSezer, ABD Enerji Bakan›Samuel Bodman, GürcistanDevlet Baflkan› MihailSaakaflvili ve AzerbaycanDevlet Baflkan› ‹lham Aliyev’leBakü-Tiflis-Ceyhan boru hatt›n›naç›l›fl›nda
Son y›llarda Azerbaycan’da ekonomikalanda fark edilir bir canlanma hissediliyor.Ülkenin bu ekonomik büyümesinin art›r›lmas›için hükümet taraf›ndan hangi tedbirleral›n›yor?
Azerbaycan hidrokarbon yataklar›yla zenginbir ülkedir. Fakat sadece petrol ve gazülkemizin ekonomik gelifliminin gelece¤inibelirlemiyor. Hedefimiz, ülkenin tar›m vesanayisinin daha verimli geliflmesinisa¤lamakt›r. Son y›llarda Azerbaycan, millîekonominin geliflmesine yard›m eden çokbüyük bir dizi proje gerçeklefltirdi. 1994 y›l›ndaimzalanan “yüzy›l›n anlaflmas›” Azerbaycanpetrolünün dünya pazarlar›na ç›kmas›n› sa¤lad›.Bu y›l Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye veKazakistan cumhurbaflkanlar›n›n kat›l›m›ylaBakû – Tiflis – Ceyhan boru hatt› aç›ld›. Yak›nzamanda Bakû – Tiflis – Erzurum gaz boruhatt›n›n aç›lmas› plânlan›yor. Bununla beraberTRASEKA “Büyük ‹pek Yolu” program›sayesinde Azerbaycan, Do¤u ile Bat›’y›birlefltiren ana yolun bir parças› oldu.Azerbaycan AB ülkeleriyle yak›n iliflkilerkurdu. Yerli üretimin ihracat› yap›l›yor. Büyükflehirlerle beraber taflray› da gelifltiriyoruz.Ülkede binlerce yeni ifl yeri, onlarca yeni tar›malanlar›, rafineriler ve sanayi kurulufllar› aç›ld›.2003 y›l›nda seçim öncesi Cumhurbaflkan›‹lham Aliyev, befl y›l içinde Azerbaycan’da 600bin dolay›nda yeni ifl sahalar›n›n aç›laca¤›n›bildirdi. Bugün 200 bin dolay›nda yeraç›lm›flt›r. Son y›l içinde fakirlik s›n›r›ndayaflayan nüfusun oran› (%50’den) %40’ainmifltir. Asgari ücret bir buçuk y›l içinde üç kat
artt›r›ld›. Bütün bunlar düzenli ve etkili birekonomik geliflmenin sonucudur. Bilindi¤i gibie¤er ekonomi istikrarl›ysa, anarflik ve antidemokratik e¤ilimler toplum için yabanc›d›r.Bu nedenle devletimizin esas› güçlü birekonomi ve istikrarl› bir devlet yönetimindedir.
Azerbaycan’›n son derece önemlijeostratejik bir yeri var. Hazar bölgesidünyan›n önde gelen güçlerin ilgisini çekiyor.Jeopolitik aç›dan Azerbaycan’›n yar›n›n› nas›lgörüyorsunuz?
Azerbaycan’›n jeostratejik önemi her zamanilgi çekmifltir. Azerbaycan do¤u ile bat›y›,kuzey ile güneyi birlefltiren bir köprüdür. Onunjeopolitik üstünlü¤ü özellikle bununlabelirleniyor.
Zengin do¤a kaynaklar›n›n varl›¤› bubölgenin jeoekonomik cazibesini ortayakoyuyor. Ülkemiz insan potansiyelibak›m›ndan zengindir. Azerbaycan tarihi as›rlarboyunca ülkemize gösterilen ilginin canl›flahididir. Hâlihaz›rdaki durumu analizetti¤imizde, topraklar›m›za ve do¤alkaynaklar›m›za bu ilginin hâlâ devam etti¤igörülür. Da¤l›k Karaba¤’› ve ona ba¤l› yedibölgeyi iflgal eden Ermenistan’laanlaflmazl›¤›m›z 15 y›ld›r sürüyor. Ermenistankendi istedi¤ini gerçek gibi göstermeye gayretediyor. Uluslararas› hukuk ölçülerinigörmezden gelerek, BM Güvenlik Konseyi’ninald›¤› kararlar› uygulamay› reddediyor. AvrupaKonseyi’nde kabul edilen belgelere büsbütünkay›ts›z kal›yor.
Azerbaycan’›n hakl› durumu bu meselededünya kamuoyunda büyük bir anlay›flbulunmufltur. Biz anlaflmazl›¤› görüflme yoluylaçözme taraftar›y›z. Fakat hiçbir zaman busürecin baflka türlü geliflmesini de göz ard›etmiyoruz ve her zaman topraklar›m›z› gerialmaya haz›r›z. Azerbaycan, topraklar›ndaegemenli¤ini sa¤lama karar›n› kendisi verenba¤›ms›z bir devlettir. Bizim bafll›ca görevimizba¤›ms›zl›¤›m›z› korumakt›r.
Azerbaycan’›n d›fl politikas›n›n çok yönlübir yap›s› vard›r. Ulusal ç›karlar›m›zdanhareketle di¤er devletlerle güçlü iliflkilerkuruyoruz. Bugün ulusal ç›karlar›m›z sivil birtoplum kurmay›, ekonomiyi modernize etmeyive etkili bir devlet yap›s›n›n kurulmas›n›gerektiriyor.
Azerbaycan’›n önünde fevkalade uygunimkanlar var. 14 senedir ülkemiz ba¤›ms›z birdevlet fakat bu tarihî aç›dan çok az bir zaman.Bu bir neslin ayn› zamanda hayal k›r›kl›¤›n›nbüyük bir devletin gücüne duydu¤u inanc›yitirmesinin ac›s›, kargaflan›n ve nihayet güçlübir devlet kurma halini alan güvenli ve istikrarl›bir gelece¤in ça¤›d›r. Bu nesil ayn› yerin tarihigelifliminin üç merhalesini yaflamak zorundakald›. Gelecek neslin buna benzer ideolojikdönemeçleri ve sistem geçifllerini yaflamayaca¤›belirtilebilir.
G. Washington,Abraham Lincoln,Otto Fon Bismark,Churchill, KonradAdenauer, MustafaKemal Atatürk,Haydar Aliyev; butarihi flahsiyetlerinadlar› kendimilletlerinin,tarihinin veça¤dafllaflmas›n›nsembolüdür.
Terör, terörün kaynaklar› ve mücadele yollar›11 Eylül ile birlikte birçok konferans vesempozyumun konusu haline geldi. ‹nsanl›kdinler, kültürler ve milletler halinde ça¤›n buhastal›¤›na çare arama peflindeyken, birçokuzman asl›nda uluslararas› bir mücadeleyigerektirecek herhangi bir sorun görmemekte.As›l problemin, ekonomik kaynaklar›npaylafl›m› ve Bat› kaynakl› oryantalist fikirlerinDo¤u’ya uygulanmas›nda karfl›lafl›lan dirençoldu¤u belirtiliyor. Onlara göre, bu nedenle dekimi bar›fl, uzlafl› ve diyalog faaliyetleriverimsiz kal›yor. Prof. Dr. Deniz ÜlkeAr›bo¤an, terör ve terörle mücadele konusundauzman bir isim. Israrla uluslararas› terörizminsöylendi¤i kadar büyük bir tehdit olmad›¤›n›vurgulayan Say›n Ar›bo¤an’la, bunca antiuluslararas› terör faaliyetlerinin nedendüzenlendi¤ini konufltuk.
í  ð ð Ó ð Ë Á Ï :Ôð‰ÎÓ„ ‰Îfl ÌÓ‚Ó„Ó ÏËðÓÛÒÚðÓÈÒÚ‚a
Cengiz fiimflek: Bugün çeflitli yer vezamanlarda düzenlenen din merkezli veuluslararas› terörizm konulu sempozyumlar›nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Deniz Ülke Ar›bo¤an: Asl›nda bu gibitoplant›larda farkl› uzmanl›k gruplar›n›nfarkl› bak›fl aç›lar›yla bu konuyu tart›flmas›bekleniyor ama bu toplant›larda esas olarakdin adamlar›n›n bak›fl ac›s›yla terörinceleniyor. Terör uzmanlar› ise olaylara dinadamlar›ndan daha farkl› bak›yor. Butoplant›larda genelde dinler aras›ndadiyalo¤a imkân sa¤layabilecek pozitifmesajlar veriliyor ve “dinler teröre geçitvermez, terör için meflru zemin oluflturmaz”deniyor.
Buna karfl›n uluslararas› terörizmin sosyalve iktisadi nedenleri üzerinde durulmuyor.Kullan›lan kavramlar da, daha konferans›nana temas›ndan itibaren Bat› merkezli birsöylem üzerine bina edilmifl. “Terör” de,“evrensel etik” de, “bar›fl” da, içerikleri Bat›kaynakl› olarak doldurulmufl ve o bak›flaç›s›yla tan›mlanm›fl kavramlard›r. Bukavramlar›n zihnimizde oluflturdu¤u negatifve pozitif yans›malar› vard›r. ‹yilerimiz vekötülerimiz belirli bir merkezden belirlendi¤imüddetçe de evrensellikten söz etmekmümkün de¤ildir.
Mesela bugün dünya üzerinde terörizmintemel tehdit oldu¤u anlay›fl›yla panellerdüzenleniyor. Terör konusunda dinlerkendilerini temizlemeye, aklamaya çal›fl›yor.Dinler yarg›s›zca infaz edilmek isteniyor vedin adamlar› da suçlamalara karfl› büyük birinanç sistemini aklama çabas›nda. Halbuki,dünya üzerinde terörizm say›sal verilerebak›ld›¤›nda çok tehlikeli bir tehdit de¤ildir.Geçen y›l terörizm raporlar›na göre 725 kifliuluslararas› terörizm nedeniyle hayat›n›kaybetmifl. B›rak›n bu rakam›, 7025 kifli içinbile kurulu bir dünya düzenini de¤ifltirmekmanal› de¤ildir, e¤er gerçek amac›n›z radikalbir dönüflüme meflruiyet sa¤lamak de¤ilse.Görüldü¤ü kadar›yla terör bahane edilerekyeni bir dünya düzeni kurgulanmakta. Buvesile ile dünya üzerinde bir “öteki”yarat›lm›flt›r. Bir güvenlik kayg›s›oluflturulmufl ve bu çerçevede baflta ABDolmak üzere bütün siyasal otoriteler kendid›fl politikalar›n› yeniden kurgulamakdurumunda kalm›fllard›r. Amerikan yönetimiyeni bir tehdit, yeni bir güvenlik konsepti veyeni bir d›fl politika aray›fl›yla birimparatorluk ça¤›n› harekete geçirmifltir.Dünyan›n çok de¤iflik alanlar›nda terörüengellemek amac›yla çok sert ve kaba birkontrol mekanizmas› uygulanmayabafllam›flt›r. Bunu Rusya da, ‹ngiltere deyapmaktad›r.
Bunu “güçlü devlet terörü” olarak m›de¤erlendiriyorsunuz?
Buna ister o ismi koyun, ister baflka birterim kullan›n. Devlet terörü veya de¤il. Bubir politikad›r ve ortaya ç›kan da uluslararas›bir tehdittir. Bu durum belki özünde tammanas›yla ideolojik bir terör, ya da dininitelikli terör olarak tarif edilemez ama dinile ilintilendirilmifl ve ‹slâm elbisesi giymiflbir terörizmden söz ediyoruz. Gündemegelebilecek olan karfl› politik fliddethareketine de meflruiyet sa¤layacak ve budini elbise, aç›k bir biçimde dünyan›nyeniden kurgulanmas› için bir çok devleteimkan sa¤layacakt›r.
Bugün Filistin, Afganistan, Pakistan veyabir ölçüde Çeçenistan’daki insanlarülkelerindeki baz› uygulamalara gayri resmiolarak tepki gösteriyorlar. Asl›nda kendimilletlerini, kendi dini yap›lar›n› ve kenditoprak bütünlüklerini sa¤lamak aç›s›ndansilahl› bir mücadeleye baflvurmufldurumdalar. Uluslararas› ölçüler, ilkeler veprensipler aç›s›ndan bakt›¤›m›zda bu,gerçekten bir terör faaliyeti midir? Bunuacaba bir savunma faaliyeti olarakde¤erlendirmek mümkün mü?
Böyle bir konuda ortak bir karara varmakimkans›zd›r. Terör, tan›m› de¤iflen birkavramd›r. Kimin terörist, kimin meflrusavaflç› oldu¤u konusunu yeteri kadar net birbiçimde de¤erlendirmek mümkün de¤il.Buradaki önemli belirleyici direniflinmetoduna iliflkindir. ABD ulusal ç›karlar›gere¤i kendi d›fl politikalar›na karfl›duranlarla mücadele ediyor. Bir savafliçeri¤inde bu tavr› gösteriyor. Yapt›¤› fley,yani duruflu sivillerin hedef al›nd›¤› birpolitika oldu¤u müddetçe savafl suçu ifllemifloluyor. Askeri çat›flmalar ise kategori d›fl›
Terörizmraporlar›na göregeçen y›l 725 kifliuluslararas›terörizm nedeniylehayat›n› kaybetmifl.B›rak›n bu rakam›,7025 kifli için bilekurulu bir dünyadüzeninide¤ifltirmek manal›de¤ildir.
tutulmak durumunda. Buna karfl›l›k iflgalalt›ndaki ülke de bir direnifl sergiliyor veiflgal birlikleriyle çat›fl›yorsa bu meflru kabuledilmelidir. Ancak direnifl kenditopraklar›ndaki ya da d›fl›ndaki sivillerinyaflam› üzerinden verilen bir çat›flmayadönüflürse bunun ad› tart›flmas›z terörizmdir.Kamyon floförlerinin kafas›n› kesen,insanlar› kaç›r›p fidye isteyen, gazetecileriöldürüp Birleflmifl Milletler’in insani yard›mmerkezini bombalayanlar›n eylemleri teröristeylemdir. Hangi rasyonele dayan›rsadayans›n, bir okul otobüsüne bombal› sald›r›yapmak, insanl›k ad›na utanç verici birfleydir. Bunun meflru bir zemini olamaz. Sivilinsanlara karfl› yap›lan hiçbir hareket,tanr›sal ne de tanr›sal olmayan hiçbirdayana¤› öne sürerek meflru zeminiyaratamaz. Aksi halde mesela “Beslankatliam›n› meflru görmek zorundas›n›z.Çeçen çocuklar öldüyse, Beslan’dakiçocuklar da ölebilir” diyebilirsiniz. Bunudedi¤iniz an savafl› kaybedersiniz. Bu savafl,belli bir “durufl”un savafl›d›r. Belli bir duruflsergileme savafl›d›r. ‹nsani kimli¤inizinyerine milli kimli¤inizi, dini kimli¤inizi öneç›kartarak, bu kimliklerin size her türlüfliddeti uygulayabilme hakk›n› verdi¤inisöylerseniz savafl› kaybedersiniz. Olay›kurgulayan düflüncenin sizden bekledi¤itepki de budur zaten ve bunu yapt›¤›n›zzaman askeri ve politik anlamda siziyenmeleri kaç›n›lmazd›r. Siz onlara sadecezarar verirsiniz, ama onlar sizi yenerler.
Düflünce üretmeyenhiçbir toplum direnifl gösteremez
Genel bir kanaat oldu flimdi. Terörle sivilmücadele konusunda yap›lanlarla ilgili “Buzamana kadar çok fleyler konufltuk ve hâlâ dakonufluluyor. Hep hamasi çerçevedekonufluldu, hep Avrupai kelime etraf›ndakonufluldu. Bunlar da sübjektifdoldurulabilecek kavramlar.” gibi elefltirileryap›l›yor. Peki, insan›n gerçek anlamdabar›fl, diyalog ve huzur içinde yaflamas›na elverebilecek bir zemin haz›rlanabilir mi?
Maalesef insanl›k hiçbir zaman huzuriçinde yaflamam›flt›r ve yaflayamaz da.‹nsano¤lu ç›kar peflinde koflan ve politik birvarl›k ve çat›flmac› bir yap›ya sahip.Kavramlar›m›z bile bu politik ç›karlarauygun olarak üretiliyor. Bugün “din”dedi¤imiz zaman, hemen kafam›zdamedeniyetler çat›flmas›ndaki modele uygunbir tarif geliyor. Dinler aras›nda ezeldenebede sürecek olan bir çat›flmay› kabullenmifloluyoruz böylece. “Evrensel etik” dendi¤izaman Bat› merkezli kullan›lm›fl vekurgulanm›fl insanl›k durumundan sözediyoruz. Oysa “evrensel etik” diye bir fleyyoktur, “evrensellefltirilmifl etik” vard›r. Son
savafl› kazanan›n de¤erleri, bugününkutsallar›n› belirledi¤inden, galiplerin eti¤igeçerlidir. Kapitalist modelin etik anlay›fl›,20. yüzy›l d›fl›nda tarihin hangi döneminde,hangi toplumunda makbul kabul edilebilirdiacaba?
Etik farkl› kültürlerde, farkl› içerikleresahiptir. Ortak de¤er, sadece insanl›¤›nkorunmas› olabilir. Ama burada insanl›¤›ntarifi bile Bat› merkezli yap›l›yor. Bugün birHintlinin dünyay› kurgulad›¤›n› ve dünyan›nsüper gücü oldu¤unu düflünürseniz, etraftakutsal ineklerin dolaflt›¤›, evli kad›nlar›n ölenkocalar›n›n ard›ndan yak›ld›¤› bir toplumumükemmel kabul edebilirdik.
Bugün geçerli olan ahlak anlay›fllar›m›z›ve etik de¤erlerimizi Bat›l›lar belirlemifltir vebunu küresel iletiflim modelleriyle bizeempoze etmektedirler. Mesela ImmanuelKant’›n etik anlay›fl›n›n Do¤u toplumlar›aç›s›ndan ne kadar anlaml› ve ne kadaraç›klay›c› oldu¤unu çok iyi sorgulamakgerekir. Asl›nda Bat› için de fazla bir anlamtafl›d›¤›n› söylemek de mümkün de¤il ya!
Bat›’n›n de¤erleri ile Do¤u’nun de¤erleriaras›nda çok büyük farkl›l›klar var. MeselaBat› teröristi tarif ediyor ve diyor ki “etikolarak terörizm yanl›fl bir fleydir.” Yanibeline bomba ba¤layan adam, etik aç›dankabul edilemez. Peki vücuduna bombaba¤layanlarla uçaktan bomba atanlararas›ndaki fark ne? Hangisi etik d›fl›, hangisieti¤in içerisinde de¤erlendirilebilir?
Bugün “dinler ve bar›fl” diyoruz. Dünyada2.5 milyar insan 2 dolar›n alt›nda bir gelirleyaflarken hangi bar›fltan söz ediyoruz. Hem“bar›fl” diye adland›r›lan fley, insanlar›nstatükoyu kabul etmesidir. Kendilerinesunulanla yetinip, mahkum bir flekilde,direnmeden egemen gücün hükümranl›¤›n›benimsemelerinin ad›d›r. Böyle bir bar›fl
adaletli bir bar›fl olmaz ve sürdürülebilirk›l›namaz. Buna insanlar direnir. Soruninsanlar›n direnme fleklindedir. Statükoylakavgan›z yüzünden masum insanlar›nhayatlar›na kastediyorsan›z ve bunu birdirenifl yöntemi olarak kabul ediyorsan›z, bumeflru de¤ildir. Baflka yöntemler bulmakgerekir.
Herkesin ortak yarar›n› sa¤layabilecekfelsefelerin gelifltirilmesi, düflünce üretimiyap›lmas› tek çözümdür. Düflünceüretmeden, düflünce üretenlerle mücadelemümkün de¤ildir. Yani insan öldürmekçözüm olmad›¤› gibi, eski kurgunun devam›için gerekli enerjiyi bizzat sa¤lamaktad›r.Do¤u toplumlar› bildikleri yöntemlerle busorunu çözemezler. Konu insan öldürmekde¤il, insanca düflünceler üreterekkötülükleri, yoksulluklar› birlikte marjinalhale getirmektir.
Kald› ki sormak laz›m, tarihte güçlüdevletlerin hiç yay›lmad›¤› ve eziyetetmedi¤i bir dönem olmufl mu? Böyle bir fleyvar m›? Tarihin bütün ak›fl› böyledir, egemengüçler kendi de¤erlerini empoze eder. Buyaflananlara karfl› tek direnifl; gerçek direnifl,kurallarla ve düflünceyle yap›lan direnifltir.Düflünce üretmeyen hiçbir toplum direniflgösteremez. Belki iki taraf da kay›plar verirama yine egemenler yenerler. E¤er bütünyarat›c›l›¤›n›z en güzel intihar eylemlerinidüzenlemekten ibaret ise, en iyi intihar edenödülünü alabilirsiniz. Bu bir tür oyun. Futbolsahas›nda onlar›n kurallar› geçerli ise,“neden onlar›n kurallar› geçerli?” diye dertetmek yerine, oyunu golf sahas›na aktarmakgerekiyor. Bu çerçevede hakemlere veoyunculara k›zmak da anlams›z. Oyuntasarlanm›fl bir kere, kurallar› ve puansistemi de belirli. Golfü popüler halegetirmek laz›m. Bunu aktar›m sa¤land›¤› veuygun söylem gelifltirildi¤i zaman yeni birdünya kurgulamak ve yeni dengeler kurmakmümkündür
Az önce “evrensel etik diye bir fleyolamaz” dediniz. Ben bunu baflka bir fleyleba¤daflt›raca¤›m. Bugün demokrasi diyoruz.Demokrasiyi Bat›’n›n, Türkiye’nin veyaDo¤u’nun nas›l anlad›¤› farkl›. BugünBat›’n›n bize vermek istedi¤i o “demokrasi”kavram›n› Türkler anlam›yor mu, yoksaanlamak zorunda de¤iller mi sizce?
Her fleyden önce Aristo’ya sorsayd›n›z,size demokrasinin ne kadar kötü bir fleyoldu¤unu anlat›rd›. Demokrasi, halk›niktidar› olarak nitelendirilir. Aristo’ya göreyönetimlerin en kötüsü demokrasidir.Ayaklar›n bafl, bafllar›n ayak oldu¤u birsistemdir. Yani “demokrasi mutlaka en temelyönetim ilkesidir ve herkesin kabul etti¤iortak bir de¤erdir” diyemezsiniz. Ben kendiad›ma bugün tarif edilen flekliyle demokrat
bir insan oldu¤umu söyleyebilirim. Amademokratik ilkelerin geçerlili¤inin hangikoflullarda mümkün olabilece¤ini debiliyorum. Aç›kça söylemeliyim ki, bugünçok temel bir hedef gibi görünendemokratikleflme süreci güvenlik krizlerifliddetlenirse tüm dünyada sekteyeu¤rayabilir. Ayr›ca dünyada sadecedemokratlar›n iktidarda oldu¤u herhangi birça¤ yaflanmam›flt›r. Demokratikleflme ça¤›olarak kabul edilebilecek olan 20. yüzy›lboyunca bile, demokratik yönetimlerin yan›s›ra, “demokrasi d›fl›” ya da “yar›-demokratik” rejimler varl›klar›n› birliktesürdürmüfller.
Demokrasi bir yaflam biçimininkavramsal, dille anlat›lan ifadesidir. MartinHeidegger’in çok güzel laf› var, der ki:“‹nsan dili konuflmaz, dil insan› konuflur.”Dilin insan› konuflmas› çok anlaml› birgözlemdir. Bugün kulland›¤›m›z dil bir insantipini konuflmakta ama bu evrensel bir insantipolojisi de¤il. Dili baflkas› belirledi¤i içinve “dil” insan› konuflmad›¤› için, nebirbirimizi anlayabilmekteyiz, ne dekulland›¤›m›z kavramlarla kendimizi ifadeedebilmeyi baflar›yoruz. Baflkas›n›n diliylekonufluyoruz. Demokrasi de baflkas›n›ndilinin bir ürünü. ‹çsellefltirilmifl bir tutumolmad›¤› gibi, “mecburi demokratiklefltirme”olgusu ile karfl› karfl›ya kal›nm›fl durumda.Demokrasinin evrensel bir dile dönüflmesiiçin, ülkelerin kendi özgün tecrübelerindende katk› yapmas› gerekir. Bu da zamanalacakt›r.
benim için tam birefsaneydi. Bizler için o,Türk kültür ve medeniyet
tarihinin en önemlibelgesiydi. Bir gün onado¤ru yolculuk yapmay›
düfllemifltim. Ozamanlarda, nas›l, ne
zaman, kimlerle olaca¤›n›bilmiyordum ama bir gün
olacakt› yolculu¤um...O gün geldi hem de hiç
düflünmedi¤im vebeklemedi¤im bir anda.
Bursa’dan bir grupifladam› ve ö¤retim üyesi
Alt›n Elbiseli Adam’a,Kaynaklar’a yolculuk
düzenliyordu ve TurgayTüfekçio¤lu geziye benide davet etti. Bu gezidedünya çap›nda bir ünesahip dil bilgini Kaz›m
Mirflan’da bizimlebirlikteydi.
֢ ‚ ÛÌË‚ÂðÒËÚÂÚÒÍË„Ӊ˚ ‰Ó‚ÂÎÓÒ¸ ÏÌÂ
ÛÒÎ˚¯‡Ú¸ ΄ÂÌ‰Û Ó«ÇÓËÌ ‚ ÁÓÎÓÚ˚ı
Ó‰Âʉ‡ı», ËÎË «áÓÎÓÚÓϘÂÎÓ‚ÂÍ». ÑÎfl Ì‡Ò ˝ÚÓÚ
‚ÓËÌ ·˚Î ‚‡ÊÌ˚ÏÒËÏ‚ÓÎÓÏ Ú˛ðÍÒÍÓÈ
ÍÛθÚÛð˚ Ë ˆË‚ËÎËÁ‡ˆËË.֢ ÚÓ„‰‡ fl ϘڇÎ:
ÔðˉÂÚ ‚ðÂÏfl –Ó·flÁ‡ÚÂθÌÓ ÓÚÔð‡‚Î˛Ò¸
̇ ‚ÒÚðÂ˜Û Ò ÌËÏ... ä‡Í˝ÚÓ ·Û‰ÂÚ Ë ÍÓ„‰‡, fl ÌÂ
Á̇Î...çÓ Ú‚Âð‰Ó ‚ÂðËÎ, ˜ÚÓ
̇ÒÚÛÔËÚ ‰Â̸, ÍÓ„‰‡ Ï˚‚ÒÚðÂÚËÏÒfl.
à ˝ÚÓÚ ‰Â̸ ̇ÒÚ‡Î...çÂÓÊˉ‡ÌÌÓ Ë
ÌÂÔð‰Ò͇ÁÛÂÏÓ. íÛð„‡Èí˛ÙÂ͘ËÓ„ÎÛ
Óð„‡ÌËÁÓ‚‡Î ‰Îfl „ðÛÔÔ˚Ôð‰ÔðËÌËχÚÂÎÂÈ Ë
ÔðÂÔÓ‰‡‚‡ÚÂÎÂÈ ‚ÛÁÓ‚ÔÓÂÁ‰ÍÛ Í «ËÒÚÓ͇ϻ, Í
«ÇÓËÌÛ ‚ ÁÓÎÓÚ˚ıÓ‰Âʉ‡ı», ÍÛ‰‡
Ôð˄·ÒËÎ Ë ÏÂÌfl. Ç ˝ÚÓÈÔÓÂÁ‰Í ̇Ï
ÔÓÒ˜‡ÒÚÎË‚ËÎÓÒ¸ ·˚Ú¸‚ÏÂÒÚÂ Ò ‚ÒÂÏËðÌÓ
ËÁ‚ÂÒÚÌ˚Ï ÎËÌ„‚ËÒÚÓÏä‡Á˚ÏÓÏ åËð¯‡ÌÓÏ.
“Bütün Avrasya co¤rafyas›nda a¤açkutsald›r, totem de¤ildir amakutsald›r ve a¤aca sar›lmak insana
dinginlik verir” diyordu, bilge kiflili¤i ile Kaz›mMirflan. Tanr› Da¤lar›’n›n eteklerindeyiz.Zirvelerinde kar olan bu da¤lar›n heybeti insan›büyülüyor ve gerçekten de insan o zirvelerebakt›kça, kendini Tanr›’ya yak›n hissediyor.
Almat› flehrinin her yerinde “Alt›n ElbiseliAdam” var. Meydanlarda resim çal›flmas› yapanö¤renciler onu çiziyor eskizlerinde, sat›c›lar onusat›yor, müzelerde o var. Kazakistan demek,“Alt›n Elbiseli Adam” demek. ‹lginç bir öyküsüvar bulunmas›n›n…
1963 y›l›nda Iss›k Göl taflar ve önüne gelenne varsa siler süpürür. Silip süpürdüklerindenbiri de kurgand›r. Bu kurgan›n yeri düzleflir.1969 y›l›nda düzleflen yere fabrika yap›lmas›nakarar verilir. ‹nflaat s›ras›nda kal›nt›lar ortayaç›kar, hemen yak›n köydeki Bekin NurMuhammed ça¤r›l›r, bu ifllerden anlad›¤› için.Bekin Nur Muhammed yetkililere haber verir vebirkaç gün içinde heyetler gelir. Ne yaz›k kiAlt›n Elbiseli Adam’›n kemiklerini yok edergelen heyet, karbon testi yap›lma imkan›ortadan kalkar. Türk tarihinin çok önemli birbelgesi yok edilmifltir. Fakat henüz daha elde¤memifl kurganlarda neler ç›kaca¤›n› kimsebilmemektedir ve “bu kurganlar aç›ld›¤›nda,tarih yeniden yaz›lacakt›r” demek yanl›fl olmaz.Gezide bulunan ifladamlar›ndan, kurganlar›nkaz›lmas› için kaynak ay›racaklar›n› belirtenleroldu. Diyalog ad›na at›lm›fl her ad›m çok büyükönem tafl›yor bu co¤rafyada…
Binlerce y›l önce oluflmufl TürkMedeniyet’inin eserleri bu co¤rafyada sakl›duruyor hâlâ. Tamgal› Say, bu sakl› hazinelerinbelki de bafl›nda geliyor. UNESCO taraf›ndandünyan›n kültür miras› listesine al›nan bu yerde,Türk kültür ve medeniyetinin ilk izleri var.
Foto¤rafç›, yazar (Türkiye). îÓÚÓ„ð‡Ù, ÔËÒ‡ÚÂθ (íÛðˆËfl).
86
Tamgal› Say’›n en muhteflem özelli¤i, binlercey›l önce bafllayan bilgi ve bilgiyi aktarmayöntemlerinin aray›fl›n› görmek oluyor. Buradaresim, resimle yaz› aras›ndaki iflareti, damga yada pitroglif ve Orhun Yaz›tlar›’nda kullan›lanRunik Türk alfabesindeki harflerle yaz›lm›fl birsat›r yaz› insan›n yüre¤ini ürpertiyor. Kaz›m Mirflan’a göre Türkler yaz›y› dünyaüzerinde ilk kullanan millet ve bunun da belgesiTamgal› Say…
Almat›’dan Biflkek’e karayolu ile geçtik. Biranlamda, Alt›n Elbiseli Adam’›n flehrinden,Manas’›n flehrine gitmifltik. Biflkek’te her yerdebütün dünya Türklerinin ortak destan kahraman›MANAS var.
Grubumuz son derece heyecanl›.Bulundu¤umuz flehirlerde kendi çap›nda herkesbir fley yapmaya çal›fl›yor. Bursal› ifladam› MeteTetik’in, borcundan dolay› elektri¤i kesilencaminin borcunu ödeyip elektri¤i açt›rmas›hepimizi çok duyguland›r›yor. Kaz›m Mirflan’›nKazakistan Devlet Üniversitesi ve Biflkek’tekiTürkiye-K›rg›zistan Manas Üniversitelerindeverdi¤i konferanslar çok büyük ilgi görüyor.Konferanslar›n konusu daha çok “‹lk TürkTarihi Yaz›tlar›” üzerinde yo¤unlafl›yor.
Bu gezinin en önemli taraf›, geziyekat›lanlar›n ço¤unlu¤unun ifladamlar› olmas› veonlar sadece “görmek, tan›mak, ö¤renmek”ad›na burada oldular. Hiç birinin en küçük bir iflendiflesine tan›k olmad›m.
Tatl›o¤lu, O¤uz Y›ld›r›m, Hamit fiahin gezininrenkli simalar› ve özellikle de Zeki Saral’›nIss›k-Göl’de yüzme arzusu ve bunugerçeklefltirmesi hepimiz için ayr› bir an› olarakyaflayacak. K›rg›z çad›r›nda sütlü çay içerkenyapt›¤›m›z küçük sohbette Fuat Bursal›’n›nsözleri beni çok etkiliyor; “Buralara gelmeliyizarkadafllar. Biz bu diyalogu kurmazsak, kuracakçok insan var. Ben Bursa’ya döndü¤ümdeburalar› ve gördüklerimi bütün ifladam›arkadafllar›ma anlataca¤›m. Biz buralaramutlaka gelmeliyiz!”
Bu yolculu¤umuz hepimiz için turistik birgezi olman›n çok ötesinde anlam tafl›yor. Bin y›lönce ayr›l›p geldi¤imiz topraklar›n, da¤lar›n,akarsular›n ruhunu yafl›yoruz ve sanki oralardanhiç ayr›lmam›fl gibiyiz. Konuflulan dillerdekiflive farklar›n› birkaç gün de olsa çözebiliyoruz,temelde hepimiz “Türkçe” konufluyoruz.
Gezinin mimar› Turgay Tüfekçio¤lu songünün en mutlu insan›, amac›na ulaflman›n veAta yurdumuz olan topraklarda yaflad›¤›m›zbirkaç günde ö¤rendiklerimizi, gördüklerimizianlatmam›zdan mutlu o. Son günümüzde birrüyadan uyan›r gibiyiz hepimiz de. Tanr›Da¤lar›’na veda etme zaman› art›k. Biz tekrargelmesek de, o da¤lar›n eflsiz çiçeklerini ve atayurdumuzun kültür miraslar›n› görmeye birçokinsan gelecektir ve gelmelidir. Avrasyaco¤rafyas›ndaki “diyalog” bütün buco¤rafyada yaflayan halklar›n ve insanlar›nyarar›na olacakt›r.
Lale ortaya ç›kt›¤› günden bugüne ç›lg›n biraflk›n temsilcisi oldu hep. MuhteflemOsmanl› medeniyetinde onun apayr› bir
yeri vard›. Çok sade olan casein opium’unboynunun hemen tepesindeki inan›lmazgüzellikteki taç k›sm›... Birçoklar› fazlas›ylasade fakat bir o kadar da görkemli olan çiçekteoldukça derin anlamlar bulmufllard›. Bu anlamözellikle ‹slâm dünyas›nda kimi zaman“kutsall›k” düflüncesini de içinde bar›nd›r›yordu.Lale isminin ebced hesab›yla karfl›l›¤› Allahisminin ebcedi ile ayn› de¤er olan 66 rakam›nadenk geliyordu. Birço¤una göre bu, birinciiflaretti. Lale’nin tek bir kökten tek bir çiçe¤ininç›kmas› Yarat›c›n›n Birli¤i’ni (vahidiyet-teklik)sembolize ediyordu.
Lale kutsald›, evet. Bunun sebeplerinden biribir hikâyede flöyle rivayet edilmiflti; Ünlü birhoca olan Hasan Efendi bir gün vaaz verirkenkendisine bir not uzat›lm›fl. Notta,“Müslümanlar›n ölünce cennete gidipgitmeyeceklerini yaflarken kesin bir flekildebilmelerinin bir yolu var m›?” diyesoruluyormufl. Hasan Efendi vaaz›n› bitirincedinleyenler aras›nda bir bahç›van›n bulunupbulunmad›¤›n› sormufl. Cemaatten biri aya¤akalk›p bahç›van oldu¤unu söyleyince,parma¤›yla onu göstererek “iflte bu adamcennete gidecek.” demifl. Cemaat derhalhocan›n etraf›n› sararak nas›l olup da bahç›van›ncennetteki yerinin kesin oldu¤unu bilmekistemifl. Hasan Efendi ise sadece hadislerdenal›nt› yapmakta oldu¤unu söylemifl onlara;nitekim hadislere göre insanlar, bu dünyada ençok hangi iflten zevk al›yorsa öldükten sonra dao ifli yapacaklarm›fl hep. Bütün çiçekler cenneteait oldu¤una göre de bahç›vanlar›n mekan›cennet olacakm›fl.
Lale yeryüzünde fark edildikten sonra en çoksevilen ve u¤runa çok fleyler yap›lan nadide birçiçekti(r). En sade yaflamlar›yla çiftçilerdendevlet adamlar›na, sanatç›lardan sultanlarakadar herkes mevsimi geldi¤inde bahçesindebirkaç so¤an da olsa lale yetifltirmeyi birayr›cal›k olarak görüyordu. Laleye krallar›n vesultanlar›n yads›nmaz bir ilgisi vard›. Önce‹stanbul’da, daha sonra Avrupa’n›n muhtelifkrall›klar›nda tüm saray bahçeleri lalelerlesüslendi yüzy›llarca.
Saraylarla birlikte seçkin ailelerin konak veköflklerinin bahçelerinde en çok tercih edilençiçek hiç flüphesiz yine laleydi. Türklerde bahçeküçük bir yeryüzü cenneti olarak tasarlan›rd›.Tavus kufllar›, bülbüller, bin bir renk ve kokudagüller, çeflmeler, muhakkak havuzlar,havuzlarda nergisler, nilüferler.. Ve elbette enmutena köflede, belki de bahçenin tam ortas›ndalale olurdu.
Lale tabiatta yabani bir çiçek olarak ilk OrtaAsya’da, özellikle de K›rg›zistan’da Türkler
Lale ortaya ç›kt›¤›günden bugüneç›lg›n bir aflk›n
temsilcisi oldu hep.Muhteflem Osmanl›
medeniyetinde onunapayr› bir yeri vard›.
ë ÏÓÏÂÌÚ‡ Ò‚Ó„ÓÔÓfl‚ÎÂÌËfl ̇ Ò‚ÂÚ
Ú˛Î¸Ô‡Ì ·˚Î ËÓÒÚ‡ÂÚÒfl ÒËÏ‚ÓÎÓÏ
ÒÛχү‰¯ÂÈβ·‚Ë.
Ç ÓÒχÌÒÍÓȈ˂ËÎËÁ‡ˆËË ˝ÚÓÏÛˆ‚ÂÚÍÛ ÓÚ‚Ó‰ËÎÓÒ¸
ÓÒÓ·ÓÂ ÏÂÒÚÓ.
90
taraf›ndan keflfedilmifl. Daha sonra Türkboylar›n›n tarihsel süreçteki hareketlili¤i ileberaber Bat›’ya do¤ru ilerlemifl. Osmanl›’n›nkurulufl y›llar›na ait belgelerde lale desenli birdetaya rastlanmasa da ilk dönem Osmanl›bahçelerinde lale so¤anlar›n›n yetifltirildi¤itahmin edilmekte.
Lale daha sonra ‹znik ve Kütahya çinilerineyans›d›. Topra¤›n ateflle muaflakas›na ortakoldu. Bugün Eminönü’ndeki Rüstem Pafla veKad›rga’daki Sokullu Mehmet PaflaCamileri’nde ateflte açan mavi, k›rm›z› lalelerigörüp zamanda yolculuk yapmak mümkün.
ÉÓ‚Óðfl Ó Ú˛Î¸Ô‡Ì‡ı, ÌÂθÁfl Ì ÛÔÓÏflÌÛÚ¸Ó Á̇ÏÂÌËÚÓÈ «˝ÔÓı ڲθԇÌÓ‚» éÒχÌÒÍÓÈËÏÔÂðËË. «ùÔÓı‡ ڲθԇÌÓ‚»,ÔðÓ‰ÓÎʇ‚¯‡flÒfl Ò 1718 ÔÓ 1730 „.,
En sadeyaflamlar›ylaçiftçilerden devletadamlar›na,sanatç›lardansultanlara kadarherkes mevsimigeldi¤indebahçesinde birkaçso¤an da olsa laleyetifltirmeyi birayr›cal›k olarakgörüyordu.
Gerçeküstü bu güzelli¤i baflta bu iki cami olmaküzere ‹stanbul’da ve eski baflkentlerdeki önemlicamilerde aray›p bulabilirsiniz.
Laleden bahsedip Lale Devri’ndenbahsetmemek olmaz. 1718-1730 tarihleriaras›nda ‹stanbul’da yaflanan ve baflrolleriniSultan 3. Ahmet’le Damat ‹brahim Pafla’n›noynad›¤› unutulmaz bir film gibidir Lale Devri.Bir film gibidir çünkü tarihin ak›fl› içindeOsmanl›’ya 12 senelik bir anlay›fl ve yaflamfarkl›l›¤›, yeni bir dönüflüm getirmifltir. Bu“mutluluk ve e¤lence” devrinde 1000’den fazlalale çeflidi üretilmifl, bir lale so¤an›n›n bedelikimi zaman bir villa fiyat›ndan daha yüksekolabilmifl, lale hakk›nda fliirler yaz›lm›fl, hertaraf lale dolmufl.
Lale, bu tek mevsimlik çiçek; sevdal›lar›nabir kez göz k›rp›p sonra sonsuzlu¤un büyüsünekar›flan destans› güzeller gibidir. Belki bugüzellerden oldu¤u için her yeni lale türünekendi kadar güzel isimler verilmifl. Gül-i ruhsar,dürr-i yekta, Nev-peyda, Asub-i Cihan, Ruy-imahbub, Saye-i Hüma, Cevher-i Hayat buinan›lmaz güzel isimlerden sadece birkaç›d›r.‹simleriyle, renkleriyle, türleriyle, tekmevsimlik olmas›yla, K›rg›zistan da¤lar›ndanitibaren Türkleri, daha sonra Avrupal›lar›kendine hayran, hatta yeri geldi¤inde deli eden(tulipomania) bu al›ml› çiçek, ruhlar›m›za hâlâtarifi imkans›z güzellikler f›s›ldamakta...
Rusya’daki en nefleli ve e¤lencelibayramlardan birisi, k›fl› u¤urlama veilkbahar› karfl›lama bayram› olan
“Maslenitsa”d›r. Maslenitsa, törenlerdekigenel ilkeleri koruyarak, ülkenin farkl›bölgelerinde kendine özgü özelliklerkazanm›flt›r.
Maslenitsa haftas›n›n her günün kendinehas bir ad› vard›r. Pazartesi, “karfl›laflma”d›r.Maslenitsa karfl›lan›rken, “blin”ler (Ruslardabir nevi krep) yap›l›rd›. Onlar›n da ilkpiflirilenlerini ölülerin ruhlar›na dua etsinlerdiye fakirlere da¤›t›l›rd›. Akraba ve yak›nlarablin yemek için gidilirdi. Sal› “cilve”dir. Ogünde k›zlar ve gençler k›zak kayar, sonra dagençlerden birinin evinde blinleri yemek içintoplan›rlard›. Çarflamba “A¤z›n›n tad›n›bilen”dir. Bu günde kaynanalar, damatlar›nave tüm akrabalar›na blin ikram ederlerdi.Perflembe “sefahat”t›r. O günde bayram,neflenin ve sofra sohbetlerinin zirvesineulafl›rd›. Gençler süslenerek evleri dolafl›r, evsahiplerinin cömertliklerini överlerdi.Erkekler ise masrafa ortak olarak,“traktir”larda (meyhanelerde) “bratovcin›”(keyif meclisleri) yaparlar. Cuma “Kaynanaakflamlar›”d›r. Bu sefer de damatlarkaynanalar›na, akrabas›na blin ikramederlerdi. Cumartesi “Görümceoturmalar›”d›r. Genç gelinler akrabalar›n›evlerine ça¤›r›rlard›. Pazar “U¤urlama,helalleflme günü”dür. Bu gün Maslenitsau¤urlamalar› yap›l›r, akrabalar en büyükkardefllerinde toplan›rlar. Öpüflerek vebafllar›n› e¤ip selamlaflarak birbirlerindenhelallik al›rlar. Ayn› gün mezarl›klara gidipölülere dua okunurdu. Bu gelenekler vetörenler Kazan H›ristiyanlar› aras›nda 20.yüzy›l›n 30’lu y›llar›na kadar yaflat›lm›flt›r.
özelliklerinden biri de Tatar k›zaklar›ndagezme olmufltur. Pazar sabah›nda, flehrinmerkezindeki tüm sokaklar yak›n kazalardangelmifl Tatarlar›n iki atl› ve gürültülük›zaklar›yla dolard›. Say›lar›n›n bazen 6000’evard›¤› anlat›l›r. K›zaklar hal›larla kaplan›r,koflumlar rengârenk fleritlerle, atlar›n yeleleride fleritlerle süslenirdi. Nefleli gezinti hemflehrin sokaklar›nda, hem de Kaban gölündeözel ayr›lm›fl yerlerde bafllard›. Maslenitsa’dabu tür gezintilerin Tatarlar taraf›ndanyap›lmas› onlara Büyük Petro zaman›ndankalma bir üstünlük say›l›rd›. Yüzy›l›n bafl›ndabu tür gezmelerin fiyat› ka¤›t parayla 5 kapikolsa da, yüzy›l›n sonlar›na do¤ru arabac›lar›nsay›s›n›n azalmas›yla birlikte15 kapik gümüflparaya kadar ç›km›flt›r. Tatarlar k›zaklar›yan›nda toplanan flehirlilere: “Otursanaefendim!”, “Haydi otur bac›m!”, “‹yie¤lenirsin!” diyerek dikkat çekmeyeçal›fl›rlard›. K›za¤›n› tamamen yolcularladoldurduktan sonra, Tatar “Eyde” (haydi),“Kuwala, kuwala” (kovala, kovala) diyeseslenerek k›zaktakilerin nefleli gülüfllerialt›nda rengarenk fleritli atlar›yla yolakoyulurdu.
Kazan’daki Maslenitsa’n›n olmazsa olmazözelliklerinden biri de, sol k›y›s›nda Ruslar›nyaflad›¤›, sa¤ k›y›s›nda ise Eski Tatar
kasabas›n›n bulundu¤u Kaban gölündekiRuslar ve Tatarlar aras›ndaki yumruk kavgas›olmufltur. Bayram günlerinde gölde e¤lenceliderme çatma barakalar kurulur, e¤lenenler,Tatar k›zaklar›nda gezdikten sonra oradakomedyenleri izler, blinlerin tad›na bakar,çay içerlerdi. Ancak perflembe günü yumrukkavgas›ndan dolay› Kaban’da daha çok millettoplan›r, sabah erkenden her iki k›y›da öndekiyar›fl kat›l›mc›lar› toplanmaya bafllard›. Heriki tarafta da zengin tüccarlar, yumrukkavgas› düflkünleri bulunurdu. Yumrukkavgas›na kat›lacak pehlivanlar› bulma vedavet etme masraflar› zengin tüccarlartaraf›ndan karfl›lan›r ve bunlar yapt›klar›harcamalar› dikkate almazlard›. Her fleybirbirlerini inatla ça¤›ran yeni yetmelerdenbafllard›. Tatar çocuklar› Ruslara “kaçma,kaçma” diye tak›l›rd›. Bir araya gelen yeniyetme gruplar› aras›nda önce ayr›, sonragenel çarp›flmalar olurdu. Kanunlarla tespitedilen s›k› kurallara göre vuruflurlard›.Herhangi bir madeni nesneyi yumruk içindes›k›flt›rmak ve eldivenlerde saklamakkesinlikle yasaklanm›flt›. Kurallar› bozan›hem kendi arkadafllar›, hem karfl› tarafberaber döverdi. Ancak yeni yetmelerin birgrubu di¤erini s›k›flt›r›nca, onlardan birazdaha büyük gençler yard›ma koflard›. Karfl›taraf da ayn›s›n› yapard›. Daha sonra yar›flaço¤unlukla Çuha kasabas›nda oturan Ruserkek yumruk kavgac›lar kat›l›rd›. Tatarlar dakendi pehlivanlar›n› yar›fla atarlard›.Çarp›flma gittikçe k›z›fl›r, çarp›flanlar›n birk›sm› yenilmeye bafllad›ktan sonra, her ikitaraf›n pehlivanlar› birden yar›fla kat›l›rd›.Kaban’daki yumruk kavgas› tarihi vurufllar›,ölümle sonuçlanan pehlivanlar›n adlar›n› dakorumufltur. Polis onlardan yumrukkavgas›na kat›lmalar›n› yasaklayanihbarname imzalatt›rmak zorunda kalm›fl,Vali Skoryatin zaman›nda ise yumrukkavgas› tamamen yasaklanm›flt›r.
Tatar k›zaklar›nda gezme, Kaban’dakiyumruk kavgalar›, blin ikramlar› gündüze¤lencelerini oluflturmaktayd›. Akflamlar›de¤iflik flenlikler yap›l›rd›. Gündüze¤lencelerine hemen hemen her s›n›fkat›labilirken, akflamkilerine sadece sosyetekat›labilirdi. Balolar, dans e¤lenceleri,maskeli balolar her gün s›rayla asilzade ya datüccar kulüplerinde düzenlenirdi. Örne¤in,pazartesi asilzadeler kulübünde balo, Sal›tüccarlar kulübünde dans e¤lenceleri olur.Bunlar›n d›fl›nda vali ve di¤er ünlü memur vetüccarlar taraf›ndan da özel e¤lencelerdüzenlenirdi. Bu e¤lencelerin Kuzeybaflkentteki balolardan hiç eksik yan›olmad›¤› söylenir. Asilzade kulüplerindebayanlar zarif k›yafetlerle, kavalyeler iseaskerî resmi ceketle, beyaz yelekli ve kravatl›sivil frakla gelirdi. Her zaman iki orkestras›rayla müzik çalard›. E¤lenenler içinçiçeklerle süslenmifl aç›k büfe çal›fl›rd›.
Tüccar kulüplerinde flenlik resmilikten birazdaha uzak olmufltur. Bayanlar›n tuvaleti asilbalolara göre çok daha sade, kavalyelerinelbisesi ise di¤er balolardan farks›z birnitelikteydi. Siyah yelek ve kravatlar, setre vesivil genel müdürlüklerin resmi ceketlerikavalyeleri hiç biz zaman mahcupetmemifltir. Ancak burada da büfeler çokgüzeldir.
1837-1844 y›llar› aras›nda Kazan’daoturmufl, ünlü ressam, yurt bilgisi ileilgilenen tarihçi, 1841 y›l›nda Kazan ve Halk›adl› kitab› yazan ‹ngiliz Turnerelli E.P.kitab›nda flöyle yazm›flt›r: “Mutlulu¤uhayatta, güzel bir yemekte, e¤lencelerdebulanlar, balolara gitmekten hofllananlar,ziyarete gidenler ve ziyaretçileri kabul etmeyisevenler, nihayet, mutlu olmak için, gürültülüflenliklere ihtiyaç duyanlar için Kazan gerçekEldorado’dur. Hiç korkmadan dünyadae¤lencelerin daha s›k oldu¤u, bayram vehoflnutlukta kendisini bile aflmaya çal›flanbaflka bir flehrin olmad›¤›n› tasdikedebilirim… Maskeli balolar, genel ve ailee¤lenceleri, oyunlu kahvalt›lar, piknikler,ö¤le yemekleri, k›zakta gezmeler, konserler,oyunlar çok çabuk de¤ifliyor… Bu daoyunlar›n ö¤leden sonra saat ikiden gece saatiki ya da üçe kadar oynanmas›na yol aç›yor.Genelde, 14 saattir… Tüm bu durumlarda bolbol flampanya ak›yor…”
Eski Kazan’daki Maslenitsa ve Ruskarakterinin özgür, s›n›rlarda tutulmas› zorsefahati böyle olmufltur!.
ÑÎfl ‚ÒÂı ÚÂı,̇ÍÓ̈, ÍÓÚÓð˚Â,
˜ÚÓ·˚ ·˚Ú¸Ò˜‡ÒÚÎË‚˚ÏË,ÌÛʉ‡˛ÚÒfl ‚
¯ÛÏÌ˚ıÛ‰Ó‚ÓθÒÚ‚Ëflı,
ä‡Á‡Ì¸ –̇ÒÚÓfl˘ÂÂùθ‰Óð‡‰Ó.
Mutlu olmak için,gürültülü flenliklereihtiyaç duyanlar için
Kazan gerçekEldorado’dur.
Saat sabah›n befli. Mevsim sonbahar veaylardan Kas›m. Dünyan›n en ilginç yeroluflumlar›n›n bulundu¤u Kapadokya
bölgesinde, Uçhisar’da bir ma¤araday›z.Buras›, uydu televizyonu, interneti, ›s›tmas› vs.her fleyi ile bambaflka bir ma¤ara. Tarihidokunun korundu¤u, geleneksel Türkeserleriyle dayal› döfleli befl y›ld›zl› bir otelkonforunda. Bu tip otel ve pansiyonlar›n say›s›her geçen gün art›yor buralarda. Bu modernma¤aralar, konuklar›n› bu günün lüksü içindeas›rlar öncesine götürüyor, Kapadokya’n›ngerçek havas›n› koklat›yor.
Yolculuk için s›k› s›k› giyiniyoruz. ‹çerisis›cak ama d›flar›da ayaz var. Yolculu¤umuzgökyüzüne. Son y›llarda büyük ra¤betgörmeye bafllayan balon turlar›ndan birisinekat›laca¤›z. Sabah›n erken saatindeç›kmam›z›n sebebi ise gökyüzünün en sakinoldu¤u zaman›n bu saatler olmas›.
Geceyi geçirdi¤imiz, as›rlarca bölgeninkalesi ve gözetleme kulesi olan Uçhisar’danbalon flirketinin merkezine, Ürgüp’e gidiyoruz.
Ürgüp flehir merkezine vard›¤›m›zda balonpilotumuz, ilk ifl olarak gökyüzüne çocuklar›noynad›¤›na benzer küçük öncü bir balongöndererek rüzgar›n yönünü belirliyor. Onagöre de balon seyahatinin bafllayaca¤› noktatespit ediliyor. fiirket görevlileri, harekettenönce, “Yukar›da bu çok iflinize yarayacak”deyip, herkesin s›rt›na bir flal veriyor. ‹lginç yerflekillerini ve vadileri aflarak yüksek bir düzlükteduruyoruz. Balonlar ve sepetler araçlardanindiriliyor. ‹ki balon yan yana aç›larak gazladolduruluyor. Bu arada pilotlar, yolculara uçufltauyulmas› gereken kurallar› anlat›yor. Özellikleinifl çok önemli. Ard›ndan 10’arl› gruplarhalinde sepetlere dolufluyoruz. Grubun içindebir pilotun yan›nda bir de yard›mc›s› var.
Kapadokya’n›n üzeri bir anda rengarenkbalonlarla kaplan›yor. Trafi¤in sa¤l›kl› olmas›için balonlar ve yer ekipleri aras›nda telsizhaberleflmesi var.
300 km kare alana sahip Göreme MilliPark›, peri bacalar›n›n içlerine oyulmuflmanast›r ve kiliselerin bulundu¤u Ürgüp Aç›kHava Müzesi, Zelve, Uçhisar, Orta Hisar,Ihlara Vadisi ve daha pek çok vadi vebenzersiz mekan ayaklar›n›z›n alt›nda.Milyonlarca y›l öncesinde volkanik hareketlersonucu oluflmufl muhteflem bir co¤rafya.Hepsini kufl bak›fl› seyrediyorsunuz. Biryan›n›zda olanca heybetiyle Erciyes da¤›,di¤er yanda Hasan da¤›. ‹kisi de beyazlariçinde. Rotam›z› belirleyense rüzgar.
Kayalara oyulmufl medeniyetlerMilyonlarca y›l öncesinde, tektonik hareketlersonucu bugünkü Nevflehir, Aksaray, Kayserive Ni¤de’yi de içine alan bölgede geniflçe biralan› volkanik tabaka kaplam›fl. Püskürmeyleoluflan tüf tafllar› erozyon, rüzgar ve di¤er d›fletkilerle afl›narak, görenleri hayrete düflürende¤iflik renk ve flekilde peri bacalar› veyeryüzü flekilleri meydana getirmifl. Oyulmas›
kolay volkanik kayal›klar, binlerce y›l bölgedeyaflayanlar için tabii bir s›¤›nak olmufl.
Bölge, H›ristiyanl›¤›n ilk dönemlerindeönemli bir dini merkez olmufl. KayseriliBasilus ve Nazianzoslu Gregorius gibi mezhepkurucular› 4. yüzy›lda burada yetiflmifl. Bu ikiisim, M›s›r ve Suriye sisteminden ayr› birmanast›r hayat›n›n kurallar›n› buradabelirlemifl. Belis›rma, Gelveri ve Ihlara Vadisi,dünya ile ba¤lar› koparmayan bu yenianlay›fl›n merkezi olmufl. Bölge, kayalaraoyulmufl kiliseler ve manast›rlar toplulu¤uhaline gelmifl.
Kilometrelerce uzunluktaki vadilerde,kayalara oyulmufl yüzlerce freskli kilise veiskan yerleri bugüne kadar korunmufl. Bukiliselerden ziyarete aç›k olanlardan baz›lar›flunlar: E¤ritafl Kilisesi, A¤açalt› (Daniel)Kilisesi, Y›lanl› Kilise, Kokar Kilise,Sümbüllü Kilise, Pürenliseki Kilisesi,Eskibaca Kilisesi, Saint Georges (K›rkdamalt›)Kilisesi, Direkli Kilise ve Ala Kilise.
Arkeolojik kaz›lardan anlafl›ld›¤›na göre,bölgeye gelen her yeni topluluk öncekimedeniyetin izlerini silmifl. Dolay›s›ylabirlerce y›ll›k geçmifle sahip Kapadokyayeralt› medeniyetlerine iliflkin detayl› bilgilerbulunmamakta. Bununla birlikte,H›ristiyanl›¤›n ilk dönemlerine ait kilise,manast›r ve di¤er izlerin günümüze ulaflm›flolmas›, son bin y›lda bölgeye hakim olanSelçuklu ve Osmanl›’n›n dini hoflgörüsününbelgesi olarak capcanl› durmaktad›r.
Bu bölgede dikkati çeken en önemliOsmanl› izleri güvercinliklerdir. Neredeysebütün vadilerin yüksek k›s›mlar›na, peribacalar›n›n üst bölümlerine oyulangüvercinlikler bölgeye farkl› bir güzellikkatmaktad›r. Genellikle vadilerin do¤u vegüney taraf›na bakan, çok renkli boya ilesüslenmifl güvercinliklerde yer alan motifler,yöre el sanat›n› yans›tmaktad›r. Baz›güvercinliklerde eski Türkçe ile yaz›lm›flkitabeler mevcut. Bu kitabelerde ço¤unluklagüvercinli¤in yap›ld›¤› tarih, “Maflallah” ve“Allah” kelimeleri ile bazen güvercinli¤insahibinin kimli¤i de bulunmaktad›r.
Yeralt›ndaki sakl› dünyaBir de, b›rak›n gökyüzünden fark etmeyi, yerüstünde bile varl›¤› belli olmayan s›r doluyeralt› flehirleri var. Onlarca hatta yüzlerceoldu¤u tahmin edilen fakat bugün için 30tanesi ortaya ç›kar›lan bu flehirler, volkanikpüskürme sonucu oluflan tüf tafllar›n›n afla¤›yado¤ru derinlemesine oyulmas›yla inflaedilmifller. Kapadokya, tarih boyunca çeflitlisald›r›lara maruz kald›¤›ndan, yöre halk›tehlike an›nda s›¤›nabilmek için bu tür yerleriyapm›fl. Genelde üst katlar› düzensiz amaafla¤›ya do¤ru inildikçe daha özenli odalar›nve hollerin yap›ld›¤› görülüyor.
Bu yeralt› medeniyetinin Orta ve Geç TunçÇa¤›’na kadar uzand›¤› tahmin edilmekte.fiehirler, tarih boyunca bölgeye gelen hertopluluk taraf›ndan biraz daha geniflletilmifl.Ancak bu flehirlerin yayg›n olarak kullan›ld›¤›dönemin, H›ristiyanl›¤›n ilk dönemleri oldu¤ubiliniyor.
Yeralt› flehirleriyle ilgili yaz›l› en eskikaynak, M.Ö. 4. yüzy›lda yaflam›flXenephon’un Anabasis adl› kitab›. Xenephon,Anadolu’da yaflayan insanlar›n evlerini yerinalt›na oyduklar›ndan ve evlerin birbirinedehlizlerle ba¤l› oldu¤undan söz etmektedir.
Yerin alt›ndaki bu flehirlerin yöredekievlerle gizli ba¤lant›lar› vard›r ve bir düflmansald›r›s› halinde yer üstünde tek bir kiflikalmaz, hepsi yeralt›na çekilir. Bu yüzdeninsanlar kendilerini emniyete almak içinyaflad›klar› ma¤ara evlerin çeflitli yerlerinegeçilmesi zor yeni odalar, koridorlar açm›fllarsonra da bu aç›lan odalar›, galerileri biri birineba¤lam›fllar. Böylece yerin alt›nda büyük birhayat ve yerleflim alan› oluflmufl.
Güvenlik için, girifl kap›lar› ve katlararas›ndaki geçifller sadece içeriden aç›labilensürgü tafllar›yla kapat›lm›fl. Bu tafllar içeriyesu giriflini dahi önleyecek niteliktedir. A¤›rl›¤›500 kg. çap› ise 2,5 metreye kadar ulaflan butafllar›n ortalar›nda bulunan delik, hem kap›y›açmay› sa¤layacak, hem de gelen düflman›görüp ok f›rlatmaya imkan vereceközelliktedir. Yerlefltirilifl biçimi sürgülerind›flar›dan aç›lmas›n› imkans›z k›lmaktad›r.
҂ˉÂÚÂθÒÚ‚ÛÂÚ Ó ðÂÎË„ËÓÁÌÓÈ ÚÂðÔËÏÓÒÚËÒÂθ‰ÊÛÍÓ‚ Ë ÓÒχ̈‚, ‚·ÒÚ‚Ó‚‡‚¯Ëı Á‰ÂÒ¸ÔÓÒÎÂ‰Ì˛˛ Ú˚Òfl˜Û ÎÂÚ.
Yani üstten bir kat ele geçirildi¤inde afla¤›dakikatlar› güven alt›na alacak koruma duvar›bulunuyor. Bu flehirlerin havaland›r›lmas›içinse yerüstü ile ba¤lant›l› gizli bacalar var.Bunlar genelde flehrin taban› ile ba¤lant›l› veayn› zamanda su kuyusu. Baz› su kuyular›n›na¤›z k›s›mlar› da, düflman›n zehir atmas›ihtimaline karfl› yeryüzü ile ba¤lant›s›zyap›lm›fl.
Katlar aras›daki haberleflmeyi sa¤lamakiçin 10 cm’yi geçmeyen delikler aç›lm›fl.Tuvalet konusu ise tam olarak ayd›nl›¤akavuflturulmamakla birlikte, baz› flehirlerdetuvalete de rastlanm›fl.
Bu flehirler, geçici yerleflim yerleri olmaklabirlikte, uzun süren ola¤anüstü durumlarda dakullan›ld›¤›, hatta mezarl›k bulunan flehirlerinbile oldu¤u ortaya ç›kar›lm›fl. fiehirlerin giriflkatlar› hayvanlar için ah›r olarak kullan›l›rkeninsanlar›n ikameti için alt katlar tercih edilmifl.fiehirlerde yemek piflirmeye yarayan ocaklar,hatta üzümlerin ifllendi¤i fl›rahaneler mevcut.
Keflfedilen flehirlerin baz›lar› afla¤› do¤ru 8-10 kat inmekte. Bu flehirlerden flu anda sadeceKaymakl›, Derinkuyu, Özlüce, Maz›,Özkonak ve Tatlarin yeralt› flehirleri ziyareteaç›k olup, turistler taraf›ndan gezilebilmekte.Ama ne yaz›k ki, Türkiye’ye gelen turistlerinçok az› bu s›r dolu flehirlerden haberdar.
Bu ç›k›fl›n bir de inifli varHavada, afla¤›daki muhteflem manzaray›seyredip yerin alt›ndakileri akl›ndangeçirirken insan, “‹yi güzel de, bu iflin bir deinifli var. Uçak de¤il, helikopter de¤il” diyedüflünüyor. Hele bir de balona ilk biniflinizse.Çünkü ipler büyük ölçüde rüzgar›n elinde.Pilot ancak yükselme ve alçalmada söz sahibi.
‹nifl için Nevflehir girifline do¤ruilerliyoruz. Dedeman otelini te¤et geçipcamlardan el sallayan müflterilerintezahüratlar› eflli¤inde yak›ndaki bir tarlayainifle geçiyoruz. O da ne? Sepet bir a¤acado¤ru sürükleniyor. Pilotumuz riskli iniflpozisyonu almam›z› söylemesinden az sonraçarp›yoruz. Sepetin sa¤lam yap›lm›fl olmas›,herhangi bir yaralanma olmadan kazay›atlatmam›z› sa¤l›yor. Yoksa k›r›lan dallar›nsivri uçlar› gruptan birilerine bat›p a¤›ryaralanmalara sebep olabilirdi. Allah’tançarpt›¤›m›z a¤aç küçük, sepet sa¤lamd›.
Yolculuk boyunca afla¤›dan bizi takip edenyer ekibi, an›nda balonun yan›na geliyor, önceçarpma sonucu etrafa da¤›lan çay tak›mlar›n›,sonra da balonu toplay›p arabaya yüklüyor.Ve hemen orac›kta küçük bir tören bafll›yor.Yolculara uçufl sertifikalar› da¤›t›l›yor.
Kapadokya’da dört mevsim ayr› bir güzel.Anadolu’nun göbe¤inde, dünyan›n henüz tamanlam›yla tan›mad›¤› eflsiz bir aç›k havamüzesi, kadim bir hazine. Görülmeye de¤erbir yer.
Kapadokya’daH›ristiyanl›¤›n ilkdönemlerine aitkilise, manast›r vedi¤er izleringünümüze ulaflm›flolmas›, son bin y›ldabölgeye hakim olanSelçuklu veOsmanl›’n›n dinihoflgörüsününbelgesi olarakcapcanl›durmaktad›r.
Enes Cansever: Yat›r›m yapmak için nedenAzerbaycan’› seçtiniz?
Abdulbari Goozal: Dubai ve Türkiye de dahilolmak üzere Orta Do¤u ülkelerinde ticarifaaliyetlerimizin geliflmesi için uygulad›¤›m›zsenaryonun eski Sovyetler Birli¤icumhuriyetlerinde de uygulan›labilece¤inidüflünmüfltük. Fakat önce Romanya’ya el att›k vebelediye yönetim idareleriyle ortaklafla bir tak›mprojeler yapt›k. Zamanla ticaretimiz Gürcistan veAzerbaycan’a do¤ru geliflmeye bafllad›. Bu aradamerhum Turgut Özal’la bir görüflmem oldu.Projelerimi haber alan Özal, “Azerbaycan’a birazilgi göster!” diye bir öneride bulunmufltu.
1994-95 y›llar›nda Azerbaycan’daki ticaretimizoldukça geliflti ve piyasada lider konumuna geldik.Bu sefer, merhum Cumhurbaflkan›m›z HaydarAliyev’le buluflma imkan›m oldu. Bu görüflmedebana “Halk iflsiz. Biz özel sektore ve özelteflebbüse güveniyoruz. Yat›r›m yap›n, iflyerleri
1992 y›l›ndan bu güne faaliyet alanlar›n› devaml› geniflleterekbüyük projeler hayata geçiren Azersun Holding günümüzdeAzerbaycan’›n en büyük flirketi olma özelli¤ine sahiptir. fiirketBaflkan› Abdulbari Goozal, hedef olarak sadece Azerbaycan’›nde¤il, Avrasya’n›n dev flirketlerinin aras›nda yer almay›belirlediklerini ifade ediyor. Hay›rsever bir baban›n evlad› olanGoozal, 1981 y›l›nda Türkiye’nin Erzurum flehrinde ticaretebafllam›fl. Dönemin Baflbakan Yard›mc›s› MerhumCumhurbaflkan› Turgut Özal’la tan›flma imkan› elde etmifl. Butan›flmadan sonra Ankara’da et ve mamullerinin ticaretiyleu¤raflmak üzere “Etsun” flirketini kurmufl. Bugün uluslararas› birflirket olduklar›n› belirten Goozal, Turgut Özal’›n tavsiyeleriyleDo¤u’ya ve Azerbaycan’a yat›r›m yapt›¤›n› belirtiyor. Holdinginbünyesinde “Sun Tea Azerbaycan” çay paketleme fabrikas›,“Bak› Ya¤ ve G›da Sanayi” ya¤ fabrikas›, “Bak› Karton Tara”karton fabrikas›, “Bak› Tara” teneke fabrikas› ve “KafkasKonserve Zavodu” konserve fabrikas› faaliyet yürütmektedir.
aç›n.” dedi. Ben de kendisine, “Say›nCumhurbaflkan›m, farkl› seviyelerde defalarcabürokrasiyle karfl›lafl›yoruz, önümüze engellerkoyuyorlar. Bazen adres de¤ifltirmek zorundakal›yoruz. Garantimiz yok.” dedim. Ben “garanti”sözünü kullan›nca, “Sizin garantiniz benim” dedi.
Azerbaycan ekonomisinin dününü bir flekliyleifade etmifl oldunuz, peki bugünü hakk›nda ne diyebilirsiniz?
Ba¤›ms›z Azerbaycan’›n ilk y›llar› hakikatençok zor oldu. Kimsenin yar›ndan ümidi yoktu.Herfleye geçici bak›l›yordu. Merhum HaydarAliyev’in iktisadi alanda att›¤› büyük ad›mlar›,özellikle Bakû-Tiflis-Ceyhan anlaflmas›konusunda yapt›klar›n› an›msamak gerek. Bir çokinsanda tereddüt vard›. Ama o “olacak!” dedi veoldu.
Bugünkü Cumhurbaflkan›m›z Say›n ‹lhamAliyev de, hiç flüphesiz bilgili ve kültürlü olmagibi yüksek niteliklere sahip birisi. ‹nan›yorum ki,Azerbaycan Dubai modelindeki hayat› eldeedebilir. Ülkenin gelece¤inin çok iyi olaca¤›n›görebiliyorum.
Azerbaycan’›n tar›m alan›nda herhangi birproblemi var m›, bunlar genelde hangi alanlardaortaya ç›k›yor, bu gibi s›k›nt›lar›n ortayaç›kmas›nda ne gibi sebepler rol oynuyor ve sizinplanlar›n›z nelerdir?
Merhum Cumhurbaflkan› Say›n HaydarAliyev’in, aç›lmas›nda önemli rol oynad›¤› flekerfabrikas›n›n bir tarihçesi var. Allah’a flükür onunteflvik etti¤i hiçbir iflte zarar etmedim. fiimdi,fabrikan›n ne zaman üretime bafllayaca¤›n›bekliyoruz. Tar›m sektöründe yap›lacak çok ifl var.Fakat ekim alanlar›n›n tar›ma haz›rlanmas› gibi biran evvel çözüme kavuflturulmay› bekleyen çokönemli problemler de var. Eski teknoloji bugünküüretim ihtiyaçlar›na cevap veremeyecek durumda.
fiu anda en az on vilayeti kapsayacak pancarekimine yat›r›m yapabilecek kiflileri bu alana davetetmeye çal›fl›yoruz. Fakat önemli olan, onlar›n bukonuya kendilerinin ilgi göstermesi. Gelsinler,onlara her türlü yard›m› yapal›m. Bu konudaiflbirli¤i yapabiliriz. Onlara gerekli yard›m›yapmaya haz›r›z.
Holding Baflkan› AbdulbariGoozal, Azerbaycan DevletBaflkan› ‹lham Aliyev’eAzersun fabrikalar›n›gezdirdi
Ñ‚Â ÍÛθÚÛð˚, ‰‚‡ ÏÂÌÚ‡ÎËÚÂÚ‡ – ‰Ë̇fl ìÍð‡Ë̇:
ï‡ð¸ÍÓ‚ Ë ã¸‚Ó‚ ‹ki kültür, iki etnik yap› ama tek bir Ukrayna:
Harkov ve Lvov
Paris bir aflk flehri, Las Vegas ise bir kumaroyunlar› baflkentidir. Harkov ise gerçektende bir ö¤renci flehri. Her fley 17. yüzy›lda
bafllad›. Harkov, Uda ve Lopana nehirlerininbirlefltikleri yerde göçmen ve Litvanya vePolonya taraf›ndan Ukrayna’n›n sa¤ sahilineyerlefltirilen Kazaklardan oluflan bir nüfusa sahip“Sloboda” (serbest yerleflim) diye bilinen bir yervard›. Pereyaslavk Halk Meclisi Rada’n›n1654’de ald›¤› bir kararla Ukrayna’n›n solyakas› Rusya birli¤ine girmifl, HarkovSloboda’s› ise flehir statüsü kazanarak devletins›n›r›n› koruyan bir yerleflim birimi olmufltur.
Her insan gibi her flehrin de kendi kaderi ve tarihsürecinde flekillenmifl kendine ait bir mantalitesivard›r. fiehir sakinleri büyük bir hayat tecrübesi
edinerek onu nesilden nesle ana sütüyle aktar›rlar.Ülkenin farkl› bölgelerine ait bu hayat tecrübeleri iseülkede ve bunun yan›nda dünyada meydana gelen
olaylar› etkileyen milli karakteri etkilemektedir.Geçen y›l Aral›k ay›nda Ukrayna parçalanmatehlikesi yaflad›. Halk bu tehlikeyle güç de olsabafla ç›kt›. Ukrayna’n›n neden böyle bir tehlike
yaflad›¤›n› anlayabilmek için Ukrayna’n›n Do¤u veBat› mantalitesini yans›tan iki tipik flehir olan Harkov
ve Lvov’da bulunmak, caddelerinde gezmek veinsanlar›yla konuflmak gerek.
Bundan sonra da Harkov yüz y›ldan fazla süreKazak idaresiyle kendi kendini idare etmifltir.Galiba bu nedenle ülkede “Sovyetler Birli¤i’negirelim” ya da “ba¤›ms›z bir ülke olal›m”tart›flmalar› bafllay›nca Ukrayna’da ciddi birpolitik çalkalanma olufluyor, Harkovlular hemenayr›lmay› ya da kendi bafl›na otonom bircumhuriyet olmay› dile getiriyorlar. fiehir1765’de askerî s›n›r kale flehri olmaktan vilayetmerkezli¤ine dönüflmüfltür. fiehrin statüsünün veniteli¤inin de¤iflmesi yöre halk›n›n önce ticarettedaha sonra ise zanaat alan›nda kendileriniyeniden yetifltirmelerine sebep oldu. fiehrinjeopolitik olarak bat›-kuzey-güney ticaretyolunun birleflim noktas›nda yer almas› flehringeliflmesine daha da büyük bir imkan sa¤lad›.
1805’te üniversitenin ve Rusya’n›n üretimdegeliflmesine katk› sa¤layacak bilim veteknolojideki geliflmeleri daha dayayg›nlaflt›rmak amac›yla 1811’de kurulanFiloteknik Birli¤i Horkov’un geliflmesine ayr›bir etki yapm›flt›r. Harkov 1918’de SovyetUkrayna’n›n baflkenti olmufl ve bu statüsü 1934y›l›na kadar devam etmifltir. fiehir büyümeyedevam etmifl, yeni yerleflim semtleri kurulmuflve ülkenin endüstrileflme program›uygulanmaya bafllanm›flt›r. Harkov böyleceSSCB’nin en büyük bilim ve endüstrimerkezlerinden birisi haline gelmifltir.
Sovyetler Birli¤i’nin da¤›lmas›ndan sonraHarkov alt›ndan kalk›lmaz bir kaderle karfl›karfl›ya kald›. fiehir kendisine ait herhangi birhammaddeye sahip olmamas› nedeniyle birçokbilimsel ve üretim sektörü, ayr›ca askeri üretim
kompleksleri birkaç y›l durdu. ‹flte o günlerdeHarkovlular daha evvel de onlara yard›mc› olaneski meflgalelerini hat›rlad›lar; ticaret. BuradaUkrayna’n›n herhangi baflka bir yerindekindendaha fazla al›flverifl noktalar› yer al›yor.Harkovlu olmayan birçok meslektafl›mHarkov’u devlet içinde bir devlet olarak ifadeederler. Çünkü e¤er elinizdeki mal ve hizmetburada varsa, yerli pazara kendi mal vegayretinizle girmeniz oldukça zor. Üstelik buifller memurlar taraf›ndan yap›lmaktad›r.
Harkov’da görülmeye de¤er o kadar fazla biryer yoktur çünkü ‹kinci Dünya Savafl› y›llar›ndaflehir neredeyse tamamen y›k›lm›flt›r. Yine degörülmeye de¤ecek yerler var. Mesela flehrinmerkezinde dünyan›n en büyük meydanlar›ndanBa¤›ms›zl›k Meydan› buradad›r. Sovyetölçülerine göre yeteri kadar estetik nitelikteLenin’in an›t› bugüne kadar korunmufltur. Buan›t›n temeliyle ilgili Harkovlular uzun y›llard›rtart›fl›rlar. Bir k›sm› tafl Lenin’in Sovyetdöneminin sembolü, di¤erleri ise bir döneminparças› oldu¤unu düflünürler. Lenin’in karfl›s›na,onu dengelemek amac›yla Bölge ‹dareBinas›’n›n alt›nda yeni ba¤›ms›z Ukraynadöneminin sembolü sar›-mavi Ukrayna bayra¤›dalgalanmaktad›r. Geçen y›lkiCumhurbaflkanl›¤› seçimleri s›ras›nda halkyürüyüflleri ve miting gösterilerine karfl› flehiridarecileri zekice bir uygulama düflündüler;Ba¤›ms›zl›k Meydan›’nda büyük atraksiyonlarlayabanc› bir lunapark vard› ve bu nedenleinsanlar›n burada toplanmalar› imkans›z halegelmiflti. ‹htilal döneminde buraya ViktorYanukoviç’in taraftarlar›n›n gelebilece¤idüflünülerek bu atraksiyonlar kald›r›ld›. Fakatburada toplanan Yanukoviç ve Yuflçenkotaraftarlar› ayn› say›da ço¤unluktayd›lar.Yanukoviç’in mitingine birçoklar› amirlerininemirleri gere¤ince gelmifllerdi. “Beyaz-mavi”dönemini bir tarafa b›rak›p amirlerininkarfl›s›nda yapmalar› gerekeni yaparak VilayetMeclisi binas›ndan Lenin heykeline do¤ru 150metre yürüdüler ve daha sonra Viktor
Yuflçenko’nun taraftarlar›na kat›ld›lar. ‹flteHarkovlular böyle insanlar.
Harkov’un en büyük caddesi Sumskaya’d›r.Binalar›n farkl›l›¤› sayesinde cadde boyuncagezmek bafll› bafl›na bir zevk. Eski binalarSovyet döneminden kalma binalarla ve ça¤daflofislerle yan yana.
Bugün için Harkov’da hayat gittikçe yerineoturuyor. fiehir idarecileri de Harkov’un bilimve üretimin merkezi olma ad›na o eskiihtiflam›na kavuflmas› için planlar yap›yorlar.Harkov bir turistik flehir de¤il. ‹nsanlar burayaçal›flmaya ya da okumaya geliyorlar. Dinlenmekiçinse tercih edilen flehir, Lvov.
Lvov, gerçek bir aç›k hava müzesidirMuazzam bir üretim flehri Harkov’da yaflarkenUkrayna’y› Do¤u’dan Bat›’ya do¤rugeçiyorsunuz. Bu arada ülkenin Sa¤ K›y›, SolK›y›, Do¤u ve Bat› diye ayr›lmas›ndaki oeskiden beri devam eden sebepleri anlamayabafll›yorsunuz. Do¤u Ukrayna’ya Rusya büyükbir etki yap›yor. Bat› Ukrayna’da ise eskiAvusturya ‹mparatorlu¤u’nun havas› esiyor.Polonya, Romanya ve Macaristan’›n tesirihemen her yerde hissediliyor. Lvov’a ilk defagelen Harkovlular kendilerini yurt d›fl›na ç›km›flgibi düflünürler.
Lvov 1256 y›l›nda Prens Danil Galitskiytaraf›ndan kurulmufl bir flehirdir ve ad›n›o¤lunun an›s›na Lev (Aslan) koymufltur. fiehirsahip oldu¤u elveriflli konum sayesinde çabucakbir ticaret merkezi haline geldi. Karadeniz veBalt›k Denizi limanlar›ndan, Kiev, Merkezi veBat› Avrupa’dan gelen ticaret yollar› buradabirlefliyor. Bu nedenle flehir buralara kendikültür ve geleneklerini getiren Tatar, Alman,
Macar, Polonyal›, Litvanyal›, Avusturyal› ve‹sveçliler taraf›ndan sürekli fethedilmifltir.Aradan geçen uzun as›rlardan sonra eskiLvov’un mimarisi gotik-barok, Rönesans-romantizm, rokoko-ampirizm, ça¤dafleklektizm-konstrüktivizmin bir tür birlefliminigöstermektedir. Lvov, Ukrayna’da flehirmerkezinin Ortaça¤ planl› yap›laflmas›n›koruyan tek flehirdir. Burada flehrin veUkrayna’n›n kurulup geliflmesiyle ilgili tarihibinden fazla an›t var. 1998 y›l›nda flehir merkezikompleksi UNESCO’nun Dünya Kültür Miras›listesine girmifltir. Lvov, gerçek bir aç›k havamüzesidir. Tek fark›, içinde insanlar›n yafl›yorve çal›fl›yor olmas›.
fiehrin gezilip görülebilecek yerlerininhepsini burada aktarmaya çal›fl›rsak herhaldebüyük bir kitap olurdu. fiehrin eski yap›s›ylatan›flmaya Pazar Meydan›’ndan bafllan›lmas› eniyi olurdu. Buras› Magdebur kanununun kabuledildi¤i 1356 y›l›ndan bafllamak üzere birçoktarihi olaya tan›kl›k etmifltir. Pazar Meydan›’ndaflehir belediyesi yer almaktad›r. Belediyeninaltm›fl metrelik kulesi Lvov’un sembolüdür.Belediyeye girifl kap›s›n› iki adet aslan koruyor.Aslanlar, üzerinde Galiçya Prensi’nin mührü yeralan Lvov’un forsuyla bir kalkan tutuyorlar.Forsta Lvov’un muazzam bir savunma gücünesahip oldu¤unu sembolize eden kuleli girifl, flehirhalk›n›n misafirperverli¤ini göstermesianlam›nda giriflin parmakl›klar› kald›r›lm›fl,davetsiz misafirler içinse giriflin iki aslantaraf›ndan korundu¤u görülmektedir.
Bu arada flunu belirtmekte fayda var, Lvov’agelenler, sadece onun güzelliklerini görmeyegelenler de¤ildir. Burada kahveleriniziyudumlayarak çok rahat edilebilecek cafeler devar. Eski ve yeni tipli büyüklü, küçüklü ve do¤algörünümlü birkaç çeflit cafelere hemen her yerderastlamak mümkün. Kahve içme kültürübilhassa buradan bütün Avusturya‹mparatorlu¤u’na yay›lm›flt›r.
Lvov, Katolik Grek kiliseleri yüzündenUkrayna’n›n dini flehirlerinden birisi olmufltur.Pazar ve dini bayram günlerinde burada
kimseler çal›flmaz, birçok cafe ve ma¤azakapal›d›r. Noel bayram›nda insanlar Lvovsokaklar›nda dolafl›rlar, koladki (bir tür bayramtekerlemesi) söyleyerek birbirlerinin bayram›n›kutlarlar.
Ukrayna çap›nda Lvov ayr›ca devlet içindekitek Ukrayna dilli urbanizm merkezi olarak dabilinir. Hatta k›rk y›l boyunca Sovyet komünizmrejimi buradaki milli kimli¤i silmeye ve bölgeyiRuslaflt›rmaya çal›flm›fl ama bunu becerememifl.Tarih boyunca flehri farkl› kifliler ele geçirmifl veflehre farkl› bir etki yapm›fl. Buraya farkl›milletlerden o kadar çok insan gelmifl olmas›nara¤men yerli Ukraynal›lar birlik oluflturabilmifl,kendi kültür ve dillerini korumay› bilmifllerdir.
Bugün Lvov’da insanlar Ukraynaca ve Rusçakonuflurlar, hatta aralar›nda Polonya dilini çokiyi bilenler de vard›r. Uzun y›llar kötü niyetlipolitikac›lar Do¤u ve Bat›’y› birbiri karfl›s›nagetirmek amac›yla dil spekülasyonlar› yapm›flolsalar da bugün dil problemi yoktur. Geçenyüzy›l›n 90’l› y›llar›nda Lvov’da Rusçan›nço¤unlu¤u elde edece¤iyle ilgili pankartlartafl›nm›flt›. 2004 y›l›nda ise Do¤u bölgeleriseçim öncesinde e¤er iktidara Bat›c› aday gelirseciddi bir Ukraynac›l›k yap›laca¤›ylakorkutmufllard›. Ayr›ca Lvov eskiden beri birturizm flehri olarak bilinir. Bu nedenle buradakifarkl› dile karfl› do¤ru bir tutum vard›r.
fiehrin en de¤erli varl›¤›n›n buradayaflayanlar oldu¤unu belirtmedengeçemeyece¤im. Lvov, ülkenin politik, bilimselve sanat dünyas›n›n kadrolar›n› yetifltiren birmerkez gibidir. Ukrayna’n›n en büyükUkraynaca yay›nevleri buradad›r. Lvov’dabilhassa ünlü Ruslana ve “Okean Elzi” müzikgrubu olmak üzere birçok Ukrayna artistiyetiflmifltir.
Lvovlular›, onlarla biraz konufltuktan sonrahemen tan›mak mümkün. Onlar› di¤erUkraynal›lardan kelimenin son hecesine vurguyaparak konuflma tarzlar›ndan, kahveyeba¤l›l›klar›ndan, haz›r olan her fleyekat›l›fllar›ndan ve mümkün oldukça kendi iflinibaflkas›na havale etmelerinden ay›rt etmekmümkün. Lvovlular için flehir ve devletin zorzamanlar›nda birleflmek karakteristik niteliktafl›r. Bu özelliklerini “Turuncu devrim”zaman›nda, Bat› bölgelerindeki halklar aras›ndailk kez protesto gösterisi düzenlediklerindegösterdiler.
Bugün Lvov, Ukrayna milli kültür vekimli¤inin hazinesi ve ayr›ca Bat› Ukraynabölgesinin yat›r›m merkezidir. Harkov ve Lvov,ülkenin iki s›n›r flehri, iki kültürü, iki etnikyap›s› ama tek bir Ukrayna’s›d›r. Bu her ikiflehri de çok seviyorum. Harkov’u telafll›l›¤› veiflgüzarl›¤›, Lvov’u ise entelektüelli¤i ve moderndüflüncesi yüzünden seviyorum. Bu iki flehir ayr›da olsalar, kim demifl Ukrayna halk› hep bir cinsolmal› diye? Biz farkl›y›z, bu halimizkültürümüzü ve geleneklerimizizenginlefltirmekte. Geriye sadece tek bir devletinas›l infla edece¤imizi ö¤renmek kal›yor.
Türkmenistan ba¤›ms›zl›¤›n› kazand›ktan sonra bustatüsünü pekifltirmek için çok k›sa bir zaman dilimiiçerisinde siyasi, hukuki ve iktisadi alanda büyük çapl›
geliflmeler elde etmifltir. Milli gelirin devaml› yükselifli veülkedeki ulusal istikrar›n uyumu ayn› anda siyasi, iktisadi,toplumsal ve dini de¤ifliklikler yapmay› mümkün k›ld›. Ülkeekonomisi ve yaflam›n›n her alan›nda sa¤lanabilecekgeliflmede Türkmen halk›n›n özverili çal›flmalar› da yard›mc›oldu.
Buna ba¤l› olarak XIV. “Halk Maslahat›” (Türkmenistan’›nyafll›lar meclisi) ve Ulusal “Galk›n›fl” (Kalk›nma) Hareketi’ninortaklafla düzenledi¤i toplant› sonunda, Devlet Baflkan›Saparmurat Türkmenbafl› taraf›ndan devletin temel yap›s›n›teflkil eden, Türkmen halk›na mutlu bir gelecek sa¤lamak içiniçeride ve d›flar›da uygulanacak siyasi de¤iflikliklerinyap›lmas›yla ilgili kanun kararlaflt›r›ld›.
Kat›l›mc›lar›n kabul ettikleri önemli kararlar›n biri de“2020 y›l›na kadar Türkmenistan’›n ‹ktisadi, Siyasi veKültürel Kalk›nma Program›” oldu. Devlet Baflkan›Saparmurat Türkmenbafl›’n›n Baflkanl›k etti¤i ve DevletKomisyonu taraf›ndan haz›rlanan programda Türkmenbafl›’n›niktisadi kal›nmaya öncelik tan›yan fikirleri ve tavsiyeleri deyer ald›.
Yüksek manevi birikime ve ekonomik büyümede sa¤lambir temele sahip Türkmenistan, kalk›nma program›n›n hayatageçirilmesiyle birlikte kendini tamamen yenilemifl, devaml›geliflen bir ülke olarak farkl› devletlerle iktisadi iliflkilerinidaha da gelifltirecek ve en k›sa zamanda dünyan›n geliflmiflbelli ülkeleri aras›nda hak etti¤i yerini alacakt›r.
Ulusal program›n amaç ve görevleriUlusal kalk›nma program›n›n amac›, toplumsal ve iktisadibak›mdan yüksek göstergelere sahip olan Türkmenistan’›geliflmifl ve güçlü bir devlet yapmak, ülke toplumunun yaflamstandard›n› yükseltmektir.
Ulusal programda üç temel görev belirlenmifltir:Türkmenistan’› geliflmifl ülkeler seviyesine ç›karmak, iktisadiba¤›ms›zl›¤› oluflturmak ve korumak, yeni teknoloji, fabrikave üretimin art›r›lmas›; kifli bafl›na düflen toplam üretiminyükseltilmesi; yüksek yat›r›mlar yapmak ve üretim amaçl›yeni çal›flmalar› ço¤altmak.
Belirlenen amaç ve görevlerin yerine getirilmesi Türkmenhalk›n›n yaflam standard›n› geliflmifl ülkeler seviyesine
Ñ‚‡‰ˆ‡ÚËÎÂÚÌflflÒÚð‡Ú„Ëflð‡Á‚ËÚËflíÛðÍÏÂÌËÒڇ̇
Türkmenistan’›nyirmi y›ll›kkalk›nma startejisi
ŇÚ˚ð ëÂÈÚÍÛÎË‚ Bat›r Seyitguliyev
Türkmenistan Da muhabiri.äÓððÂÒÔÓ̉ÂÌÚ «ÑÄ» ‚ íÛðÍÏÂÌËÒÚ‡ÌÂ.
ulaflt›racak ve böylece daha müreffeh bir yaflam tarz›sürmelerine katk› sa¤layacakt›r. Türkmenistan bu sorunlarlabafl edebilecek büyük bir entelektüel birikime, iktisadi veco¤rafi imkanlara sahiptir.
Türkmenistan anayasas›nda yer alan “baflka devletleriniçifllerine kar›flmama” yani daima tarafs›zl›k statüsü gibi siyasiprensipler, Türkmenistan’›n dünya devletleriyle kurdu¤uiliflkilerinde temel unsur olarak kabul edilir. Bu çerçevedegelifltirilen iç siyaset çal›flmalar› oldukça ilerlemifltir.Türkmenistan’la di¤er devletler aras›ndaki ikili iktisadiiliflkilere katk›da bulunacak bu de¤ifliklikler her fleyden öncedevletin iktisadi gücünün yükselmesine dayal› olacakt›r.
Ülkede iyi bir seviyeye kavuflan yaflam süresini gösterenortalama nüfus art›fl›na ba¤l› olarak, 2020 y›l›na kadarTürkmenistan’da do¤al bir büyüme gerçekleflece¤ikaydedilmektedir. Bu art›fl ölü say›s›n› aza indirme çal›flmalar›(özellikle çocuk ölümü engellenmesi) ve yeni do¤um say›s›n›nartt›r›lmas› sonucunda gerçeklefltirilecek. Sonuçta buçal›flmalara ba¤l› olarak toplumun ortalama yaflam süresiartacakt›r.
Türkmenistan’›n toplumsal-iktisadi kalk›nma siyaseti,halka uygun istihdam koflullar›n› sunmak, gelir eflitlili¤inisa¤lamak ve ana gelir kaynaklar›n›n (ayl›k maafl) artmas›n›mümkün k›larak, toplum hayat›n› dünya yaflam standartlar›nauygun hale getirmeyi öngörmektedir.
Bunlar›n elde edilmesinde ise yükselmekte olan pazarekonomisi, sanayide kalk›nma ve yabanc› yat›r›mc›yasa¤lanan uygun flartlar olumlu katk› sa¤layacakt›r.
Toplumun yaflam standartlar›n› yükseltmek için, her fleydenönce nüfusun reel gelirinin artt›r›lmas›, çal›flma iste¤ini vehevesini sa¤lamak amac›yla çal›flan›n ve ailesinin onurlu birbiçimde hayatlar›n› sürdürebilmeleri için kazanarak ald›klar›ayl›k maafl›n “güvenilir bir ana gelir kayna¤›” halinegetirilmesi göz önünde tutulmaktad›r.
Nüfus geliri siyasetinin gerçeklefltirilmesi çerçevesinde ilkolarak ayl›k ifl ücretlerinin yükseltilmesi kesinlefltirilecek.Bunun sonucunda yap›lan iflin kalitesi ve prestiji artacakt›r.Buradan hareketle, öncelikli olarak sosyal haklar› ödemesistemini de¤ifltirme ifllemleri hayata geçirilecek; tecrübe,yap›lan iflin kalitesi ve ücret karfl›l›¤› üçlüsü aras›ndaki iktisadidenge kurulacakt›r.
2005 y›l›nda devlet sektöründe çal›flanlar›n ortalama geliri2003 y›l›na nazaran %50 artacakt›r. Her geçen befl y›liçerisinde ayl›k maafllar iki kat artacak ve 2020 y›l›navar›ld›¤›nda maafl miktar› 2003 verilerine göre 12 katartt›r›lm›fl olacakt›r. Bunlar üretimin artmas›, dünyastandartlar›na uygun kalitede ürünlerin ço¤alt›lmas› ve buürünlerin ihracat›n›n artmas› sonucunda elde edilecektir.
Türkmenistan’da halk›n toplumsal güvencesini garanti edenana kurulufl devlettir. Buradan hareketle Türkmenistan HalkMaslahat› halk›n elektrik, gaz, su ve yemek tuzunu bedavaolarak kullanma süresini 2020 y›l›na kadar uzat›lm›flt›r. Bukararlara ba¤l› olarak verilen devlet deste¤i 2003 y›l› ilekarfl›laflt›r›ld›¤›nda 2020 y›l›nda 5.3 kat artacak. ‹nsan hayat›n›sürdürmede vazgeçilmez gereksinim duyulan bu kaynaklar›nmaliyetleri aile bütçesinin %60’›n› oluflturmaktad›r.
Devlet, belediyelere ait konutlar›n ayl›k kira bedeliödemelerinde indirim yaparak kirac›ya destek vermeye devamedecektir. Ayr›ca zamanla özel konutlardan vergial›nmayacak. Bundan dolay› Türkmenistan’›n konut kiras›giderleri asgari seviyede seyrederek nüfusun anaharcamalar›n› aza indirgeyecek. Telefon iletiflimindenfaydalanma, abonelik ve toplu tafl›m araçlar›ndan faydalanmaücretlerinin indirilmesine ve bu seviyenin korunmas›na devamedilecektir. Anayasaya uygun olarak ülke nüfusununtamam›na e¤itim alma ve sa¤l›k hizmetinden yararlanmaücretsiz olacakt›r.
2020 y›l›nda kifli bafl›na düflen ve toplam üretim miktar›66.8 milyon Türkmen manat› olacakt›r. Bu veri 2000 y›l› ilekarfl›laflt›r›ld›¤›nda 8.3 kat art›fl beklendi¤i anlam›nagelmektedir. Bu verilere ekonomi alan›ndaki sanayisektörlerinin kalk›nma ve gelifltirilmesinin h›zland›r›lmas›sonucunda ulafl›lacakt›r. Toplam üretim miktar› ise 2000 y›l›verilerine göre 28.4 kat artm›fl olacakt›r.
Türkmen ekonomisindeki kalk›nma, 26.3 kat artan sanayisektöründeki ürünler sayesinde sa¤lanacakt›r. Sanayisektöründe hammaddeyi yeniden iflleme alanlar›na yap›lanyat›r›m›n miktar› artt›r›larak bu sektörün gelifltirilmesih›zland›r›lacak. Hizmet sektöründe 41.3 kat, tar›m ürünlerinin
üretim miktar› 17.7 kat ve inflaat sektöründe 15.9 kat reel art›flgörülecektir.
Gelir art›fl› ve sat›n alma kapasitesinin yükselmesisonucunda ev eflyalar›n›n al›m› gibi hayat flartlar›n›niyilefltirilmesi için gerekli temel de¤ifliklikleri yapmakmümkün olacakt›r. Bilgisayar, beyaz eflya, araba ve benzeriaraç gereçlerin sat›n al›nmas›yla ülke nüfusunun gayri menkulmal varl›¤› edinme imkanlar› yükselecektir.
Hizmet sektöründe kalk›nman›n h›zland›r›lmas›yla birlikteev ifllerde kolayl›k sa¤layacak de¤ifliklikler, ev ifllerine ayr›lanzaman diliminden tasarruf etmeye yard›mc› olacak. Boflzamanlarda (özellikle kad›nlar aç›s›ndan) çocuklar›n e¤itimineve entelektüel olarak yetiflmelerine katk›da bulunacakfaaliyetler gerçeklefltirilebilecek.
Gelirin yükselmesine ba¤l› olarak nüfusun al›fl veriflmant›¤› oluflmaya bafllayacak. G›da malzemeleri d›fl›nda kalanmallar›n ve hizmet sektöründeki mallar›n stoku artacak.
Hizmet sektörü pazar›nda köklü de¤iflikliklergerçeklefltirilecek, toplu isteklere ba¤l› hizmetlerle birlikte, eveflyalar›, iletiflim, gezi ve turizm gibi özel isteklere karfl›l›kverebilecek hizmetler sunulacak. Bu dönemde hizmet vermeoran› kifli bafl›na 83.4 kat artacakt›r.
Türkmenistan’›n ekonomik büyüme süreci, 2020 y›l›nagelindi¤inde ülke nüfusuna yüksek maddi refah sa¤layacakt›r.
2020 y›l›na kadar uygulanacak bu büyük çapl› geliflme vede¤iflikliklerin hayata geçirilmesi imkan çerçevesindedir.Hesaplamalar gerçek ve dengeli bir zeminde yap›lm›flt›r.Türkmenistan’›n bu de¤iflimi gerçeklefltirebilecek iktisadi,tabii ve entelektüel altyap›s› haz›r bulunmaktad›r.
Türkmenistan Devlet Baflkan› Saparmurat Türkmenbafl›yöneticili¤inde haz›rlanan bu kalk›nma program›Türkmenistan ekonomisinin dünya arenas›na ç›kmas› içingenifl imkanlar sunacakt›r.
Fergana’dan Andican’a do¤ru ilerliyoruz.Hedefimiz, Özbek yollar›n›n rakipsizhakimi Daewoo otomobillerinin üretildi¤i
tesisleri görmek. Ba¤›ms›zl›k sonras› kurulanfabrika, yöre halk›na çok fley kazand›rm›fl amaondan daha önemli ve as›rlar boyu bölgeekonomisinin bel kemi¤i olan baflka birzenginlik var.
Yol boyunca uzanan uçsuz bucaks›z ovalar›nbüyük bölümü pamuk ekili. A¤ustos ay›ortas›nday›z ve henüz hasat bafllamam›fl.Tarlalarda çal›flanlar, pamu¤un daha gürbüzolmas›n› sa¤lamak için filiz k›ran, gelenekselk›yafetler içindeki Özbek k›zlar›. ‹lk pamu¤untoplanmas›na iki hafta var ve çal›flanlar›ngözlerinden yaklaflan hasad›n heyecan›okunuyor. Burada pamuk hasad› adeta birseferberlik gibi. Bu mevsimde sadece iflçilerde¤il, ö¤renciler, hatta s›k›nt› çekilmesidurumunda askeri birlikler bile devreyegirebiliyor. Çünkü pamu¤un ya¤murlarbafllamadan toplanmas› ve depolaragönderilmesi gerekiyor. Elle bafllayan hasat,ço¤u bölgede makinelerle devam ediyor.
Özbekistan, 26 milyon nüfusuyla yeni OrtaAsya cumhuriyetlerinin en kalabal›k olan›. OrtaAsya’n›n merkezinde, Büyük ‹pek Yoluüzerinde; dün oldu¤u gibi bugün de do¤u ilebat› aras›nda bir köprü. Çok az ülkeye nasipolan yeralt› ve yerüstü zenginliklerine, tarihi vekültürel varl›klara sahip. Semerkand, Buhara,Hiva flehirleri aç›k hava müzesini and›r›yor.Çarl›k Rusya’s› ve SSCB döneminde onbinlerce eser yok edilmesine ra¤men halen çoksay›da eser bulunuyor. Ayakta kalabilen bueserler, ba¤›ms›zl›k sonras›nda korumayaal›nm›fl ve yenileme çal›flmalar› bafllat›lm›fl.
Ülke topraklar›n›n önemli bölümü verimliovalardan olufluyor ve bu topraklarda yetiflenpamuk, ipek, kavun, üzüm ve daha pek çok ürünkalitesiyle ve tad›yla ünlü. Ülkede 3 milyon
691,5 bin hektarl›k ekili alan›n bir milyon 455,7bin hektar›n› pamuk tarlalar› oluflturuyor. Bununyan›nda Özbekistan yeralt› zenginlikleri,özellikle de minarel varl›¤› aç›s›ndan da çokflansl›. Dünya kadmiyum, uranyum, alt›n vedo¤algaz üretiminde söz sahibi.
Yavafl ama emin ad›mlarlaÖzbekistan ‹statistik Komitesi’nin 2004 y›l›verilerine göre, 12 trilyon 189,5 milyar Sumluk(11 milyar dolarl›k) Gayri Safi YurtiçiHas›la’n›n (GSY‹H) yüzde 37,2’sini hizmetsektörü, yüzde 17,1’ini sanayi, yüzde 26,7’sinitar›msal üretim teflkil ediyor. GSY‹H geneldeyüzde 7,7 büyürken hizmet sektöründe yüzde7,5, sanayide yüzde 5,4 ve tar›mda yüzde 10,1büyümüfl. Bu y›l›n ilk üç ay›ndaki büyüme iseyüzde 4,8.
Bütçe a盤›n›n milli gelire oran› yüzde 0,4gibi küçük bir oran. ‹hracat, geçen y›l yüzde 30art›fl göstererek 4 milyar 853 milyon dolaraç›km›fl. ‹thalatsa yüzde 29 art›flla 3 milyar 816milyon dolara yükselmifl. D›fl ticaret fazlaveriyor ve ticaretin yar›dan fazlas› Avrupaülkeleriyle. Yani ba¤›ms›zl›¤›n ilk y›llar›ndakiBa¤›ms›z Devletler Toplulu¤u (BDT)ülkelerinde a¤›rl›kl› ticari yap› de¤iflmiflvaziyette. ‹hracat›n yüzde 32’si, ithalat›n dayüzde 35’i bu ülkelerle.
En önemli ihraç ürünü pamuk. Toplam d›flsat›m›n yüzde 18,1’ini pamuk lifi oluflturuyor.
Onu yüzde 12,4 ile enerji ihracat› takip ediyor.‹thalatta ise en büyük kalem, makine vetechizat. 2003’te ithalat›n yüzde 44,4’ünü, 2004y›l›nda da yüzde 46’s›n› ayn› kalem oluflturmufl.Bu durum ithalat›n yat›r›ma dönük oldu¤unugösteriyor.
Enflasyon tek haneli rakamlarda seyrediyor.2003’te yüzde 3,8 olan oran geçen y›l yüzde 3,7olarak gerçekleflmifl. Bu y›l›n ilk üç ay›ndagerçekleflen rakam ise yüzde 2,2. Son iki y›ld›rg›da fiytalar›nda gerileme kaydedilirken hizmetsektöründeki yüksek fiyat art›fllar› dikkat çekici.
2004 sonu itibariyle ülkede kay›tl› yabanc›sermayeli flirket say›s› 2 bin 412. Bunlar›nço¤unlu¤u sanayide ve tüketim mal› üretimindefaaliyet gösteriyor. En büyük yabanc› sermayeyat›r›mlar› aras›nda ‹ngiliz flirketi LornhoCorporation’›n 250 milyon dolarl›k alt›n madenigelifltirme projesi, British-AmericanTobaccos’un 230 milyon dolarl›k tütün vesigara tesisleri, Güney Koreli Daewoo’nun 200milyon dolarl›k otomobil fabrikas› ile ABD’liNew Mont’un 150 milyon dolarl›k alt›n madeniiflletmesi bulunuyor.
Otomotiv sektöründeki bir di¤er önemliyat›r›m, Semerkand flehrinde Türkiye’den KoçHolding’in Özbeklerle ortaklafla kurdu¤uSamKocAuto fabrikas›. Burada Uzotoyolmarkas›yla küçük otobüs ve kamyon üretimigerçeklefltiriliyor. Ancak Semerkand’dabulundu¤umuz günlerde, fabrikan›n üretime birsüre ara verdi¤ini ö¤reniyoruz.
En önemli ihraçürünü pamuk.Toplam d›fl sat›m›nyüzde 18,1’ini pamuklifi oluflturuyor. Onuyüzde 12,4 ile enerjiihracat› takipediyor. ‹thalatta iseen büyük kalem,makine ve techizat.
119
5. Büyük pamuk üreticisiTekstil sektörünün hammaddesi olan pamuk,Özbekistan’›n en önemli zenginliklerinden.Y›ll›k 3 ile 4 milyon ton aras›nda de¤iflenüretimiyle Çin, ABD, Hindistan ve Pakistan’›nard›ndan dünyan›n 5. büyük pamuk üreticisi.Pamuk lifi ihracat›nda ise ikinci s›rada. Bugünbu ihracat›n yüzde 93’ü BDT d›fl›ndakipazarlara yap›l›yor.
Sahip olunan eflsiz toprak, su ve güneflsayesinde yetifltirilen pamuk dünyan›n enkalitelileri aras›nda yeral›yor. Özellikle güneyvilayetlerde elde edilen ürün, uzun liflerisebebiyle tercih ediliyor. Pamuk lifi ihracat›,geçen y›l 4,8 milyar dolar olan toplam ihracat›nyüzde 18’ini oluflturmufl. Bununla birlikteifllenmifl ürün yani tekstil ve konfeksiyonürünleri ihracat› ise düflük seviyelerde.
Yabanc› sermayeye yeni teflviklerÖzbekistan, h›zl› bir flekilde tekstil vekonfeksiyon sektörünün geliflmesini ve pamu¤uelbiseye dönüfltürecek entegre tesislerinkurulmas›n› planl›yor. Hükümet, tekstildeyabanc› sermaye yat›r›mlar›na baz› imtiyazlarve kolayl›klar getirmifl bulunuyor. Buna göre, 1Ocak 2007 tarihine kadar ülkede üretimiolmayan fakat tekstil sanayinde kullan›lantekstil boyas›, çeflitli katk› maddeleri ileaksesuar ve di¤er malzemelerin ithalat›ndanvergi al›nmayacak. Tekstil iflletmeleri,üretti¤inin en az yüzde 80’ini ihraç etmekflart›yla, iç piyasadan yar› mamul tekstilürünlerini döviz karfl›l›¤› sat›n ald›¤› takdirde,KDV ödemekten de muaf olacak. 1 Ocak2005’den bafllayarak ülkedeki yabanc›sermayeli iflletmelere 2 y›l boyunca, içpiyasadan dövizle alacaklar› pamuk lifial›mlar›nda yüzde 5’lik indirim uygulanacak.Al›nan kararla, ülkede bulunan ticaribankalardan, tekstil üreticilerinin 180 günlükk›sa vadeli kredi ihtiyaçlar› ile akreditiflerkonusunda kolayl›k sa¤lanmas› da isteniyor.
Özbekistan’›n denize ç›k›fl› olmad›¤› gibikomflular›n›n da yok. Bu sebeple ulafl›mmaliyetleri yüksek. Ancak Özbekistan, budezavantaj› telafi etmek için pamuk fiyatlar›n›düflük tutuyor.
Özbek Bakan Azamhon Bahramov: Yat›r›m için en cazip ülke Özbekistanfiubat ay›nda ald›klar› kararla yabanc›sermayeye önemli teflvik ve kolayl›klarsa¤lad›klar›n› söyleyen Özbekistan TekstilBakan› Azamkhon U. Bakhramov,“Uygulamaya konulan teflvikler bugüne kadarsa¤lananlar›n en önemlisi ve kapsaml›s›. Bizbununla sektörde yeni bir dönemi açm›flbulunuyoruz.” diyor. Bakan Bakhramov,ülkesinde tekstil ve konfeksiyon sektörününgeliflmesi için gerekli alt›yap›n›n bulundu¤unubelirterek, kaliteli pamuk üretimi, düflük enerji,iflçilik ve di¤er maliyetler ile yabanc› sermayeyetan›nan teflviklerin sektörü harekete geçirece¤inisöylüyor. Bakan, bir maliyet k›yaslamas›
yap›ld›¤›nda dünyadaki en avantajl› ülkeninÖzbekistan oldu¤unun görülece¤ini belirtiyor.
Enerji, iflçilik ve hammadde maliyetlerindekiavantaj, dünya tekstilcilerini bu ülkeyeçekebilecek nitelikte görünüyor. Teflviklerinkanunlaflmas› ile birlikte harekete geçen, hattaüretime bafllam›fl olan çok say›da yabanc› flirketvar. K›sa sürede üretime geçenlerin bafl›ndaTürk flirketleri geliyor. Bunun d›fl›nda Almanya,ABD, ‹sviçre, Malezya ve Güney Kore gibiülkelerden de yat›r›m teklifleri bulunuyor.
Tekstil Bakanl›¤› verilerine göre, 2004 y›l›sonuna kadar bu sektöre gelen yabanc› sermayetutar› 848 milyon dolar. Rakam›n bu y›l 950milyon dolara ulaflmas›, sonraki y›llarda daha dabüyümesi bekleniyor. Bu geliflmelere paralelolarak sektörün ihraç kapasitesi de art›yor.‹hracat 10 y›l içinde 50 milyon dolardan 300milyon dolara ç›km›fl. Bu sene bu rakam›n 350milyonu aflmas› bekleniyor.
Özetle, ciddi bir canlanman›n bafllad›¤›tekstil sektörü Özbekistan ekonomisininlokomotifi olmaya aday. Hedefler tuttu¤utakdirde, yak›n bir gelecekte Orta Asya’n›ngöbe¤inden dünya markalar›n›n ç›kt›¤›n› hepbirlikte görece¤iz.
Özbekistan’›n denizeç›k›fl› olmad›¤› gibikomflular›n›n da yok.Bu sebeple ulafl›mmaliyetleri yüksek.Ancak Özbekistan, budezavantaj› telafietmek için pamukfiyatlar›n› düflüktutuyor.
D›fl ticaret (Milyon $) / Ç̯Ìflfl ÚÓð„Ó‚Îfl (ÏÎÌ ‰ÓÎÎ. ëòÄ)
2003 2004 (%)
‹hracat / ùÍÒÔÓðÚ 3.725 4.853 + 30,3
‹thalat / àÏÔÓðÚ 2.964 3.816 + 28,7
Enflasyon oran› (%) / ìðÓ‚Â̸ ËÌÙÎflˆËË (%)
2002 2003 2004
Tüketici fiyatlar› / ëÚÓËÏÓÒÚ¸ 21,6 3,8 3,7
G›da d›fl› ürünler 19,9 -2,2 -1,2çÂÔðÓ‰Ó‚ÓθÒÚ‚ÂÌÌ˚ ÚÓ‚‡ð˚
G›da / èðÓ‰ÛÍÚ˚ 18,6 8,5 5,3
Hizmetler/ìÒÎÛ„Ë 36,6 26,7 22,1
Kaynak: Özbekistan Devlet ‹statistik KomitesiàÒÚÓ˜ÌËÍ: ÉÓÒ. ÛÔð‡‚ÎÂÌË ÒÚ‡ÚËÒÚËÍË ìÁ·ÂÍËÒڇ̇
EKO-V‹TR‹N
RIXOS OtelleriBirinci projemiz olan Rixos Hotel Labada 2000 y›l›ndaÇamyuva’da bafllad›. Müflterilerimizden en yüksekde¤erlendirmeyi alabilmek amac›yla “Hizmeti gelifltirme”konseptine a¤›rl›k vermifltik. Aradan bir y›l geçtikten sonragrubumuz geliflmeye bafllad› ve yeni oteller açmayabafllad›k: 2002’de Hotel Tekirova ve Rixos Hotel Beldibi,2003’te Rixos Hotel Bodrum ve Haziran 2005’te turizmmerkezi Antalya’n›n Belek ilçesinde The Grand Boutique,Rixos Hotel Premium Belek aç›ld›. Yurt d›fl›na ilk defaaç›ld›¤›m›z›n bir göstergesi olarak Rixos President HotelAstana’y›, Haziran 2005 tarihinde Kazakistan’›n baflkentiAstana’da açt›k. Karpatlardaki termal otelimiz Rixos HotelPrikarpatye Ukrayna’n›n sahil flehri Truskavets’te aç›lm›flve 2005 yaz›nda iflletilmeye bafllam›flt›r.
MisyonumuzMisyonumuz, misafirperverlik pazar›ndaki sert rekabetflartlar›nda eflsiz bir ürün ortaya koymak, büyümek veuluslararas› pazarda geliflmektir. Gelecekle ilgili olarak
Rixos Oteller Grubu, insan›n yaflam hayallerini ve biçiminide¤ifltirebilecek mimari çözümler sunan bir lider ve dünyamarkas› olmay› hedefliyor. Amac›m›z, dünyadabenzerlerinden ayr›flan en güzel ve en iyi oteller zincirinikurmak.
• En iyi fiyatta ve en iyi kalitede yüksek kaliteli mal vehizmet sunmak,
• Sürekli en yeni fikirlerin araflt›r›lmas› ve bu fikirleri h›zl›bir flekilde uygulama.
Rixos Oteller Grubu uluslararas› projeler ba¤lam›nda 2005y›l› itibar›yla yedi oteli hizmete sunmufl olacak.
2006 y›l›nda devam etmesi düflünülen projeler:Rixos Hotel Libertas: Dubrovnik, H›rvatistan Rixos Hotel Vienna: Viyana, AvusturyaRixos Hotel Kiev: Kiev, Ukrayna
2006 y›l›nda hizmete girecek Rixos otelleri de hesabakat›l›rsa, misafirlerimize on otelde hizmet vermifl olaca¤›z.Rixos Oteller Grubu önümüzdeki on befl y›l içinde dünyaçap›nda 1000 otele ulaflmay› planl›yor.
Türkiye’deki Rixos Otelleri:• RIXOS HOTEL LABADA• RIXOS HOTEL TEKIROVA• RIXOS HOTEL BELDIBI• RIXOS HOTEL BODRUM• RIXOS HOTEL PREMIUM BELEK
éÚÂÎË Rixos ‚ íÛðˆËË• RIXOS HOTEL LABADA• RIXOS HOTEL TEKIROVA• RIXOS HOTEL BELDIBI• RIXOS HOTEL BODRUM• RIXOS HOTEL PREMIUM BELEK
n Dünya Bankas› Baflkan›Edmundo Murrugarra’n›n ifadeetti¤ine göre, genelde Do¤u Avrupave eski SSCB ülkelerinde fakirlikoran›nda büyük çapta bir düflüflyaflan›yor. Fakat bu düflüfl di¤erülkelere nazaran Ukrayna’da dahah›zl› gerçeklefliyor.
n Gelecek y›l Temmuz ay›ndaMoskova’da dünya dinleri zirvesiyap›lacak. Konuya iliflkin kararRusya Dinler Aras› Konseyitoplant›s›nda al›nd›. Bununla birlikteKonsey üyeleri 2006 Sonbahar›ndaKislovodsk ve Beslan’da AvrupaKonseyi’nin de kat›l›m›yla “terörlemücadele” konulu dinler aras›konferans düzenlenmesine kararverdiler.
n Tataristan Cumhurbaflkan›Mintemir fiaymiyev Kazakistan’ayapt›¤› resmi ziyaret esnas›ndaKazakistan’›n di¤er BDT ülkeleri içinbir geliflme örne¤i olabilece¤inibelirtti. M. fiaymiyev ülke iradesininkendisine ait prensiplerininolmas›na ve Rusya ile iliflkilerindeher zaman fleffaf ve aç›kolduklar›na ve böylece dekalacaklar›na önem verdiklerinibelirtti.
n Bu y›l Özbekistan’da insanticaretiyle ilgili 1500 olaykaydedilmifl. “Orta Asya veÖzbekistan’da ‹nsan TicaretineKarfl›” projesinin BölgeKoordinatörü Nadira KarimovaÖzbekistan’da 2005’in bafl›ndanberi 1465 adet insan ticaretivakas›n›n yafland›¤›n› belirtiyor.Karimova bu insanlar›n hangiülkelere götürüldükleriyle ilgilitespitlerini “E¤er bu insanlar›nhangi ülkelere götürüldüklerinebakacak olursak, ‹srail, BirleflikArap Emirlikleri, Türkiye, Rusya,Kazakistan ve Tayland olduklar›n›görüyoruz.” cümlesiyle yapt›.
n Rusya Federasyonu D›fliflleriBakanl›¤› Bas›n ve EnformasyonDepartman› 2005 Kas›m ay›ndanitibaren Rusya-K›rg›zistan, Rusya-Tacikistan aras›nda ikili gidiflgelifllerde yerel pasaportlar›nkullan›labilece¤ini aç›klad›.
n Rusya E¤itim ve Bilim Bakan›Yard›mc›s› Andrey Volkov’unbelirtti¤ine göre Rusya’daönümüzdeki y›llarda en zekiüniversite ö¤rencisi, doktoraö¤rencisi ve genç bilim adamlar›n›nyer alaca¤›, 50 bin kifliden oluflanen zeki genç bankas› oluflturulacak.
Sovyet okullar›daha kaliteliydiROM‹R Monitoring araflt›rma flirketinininternet üzerinden online yapt›¤› biraraflt›rmaya 18 ve üstü yafllar›nda 1500internet kullan›c› rasgele bir yöntemlekat›ld›lar. Araflt›rma verilerine görekat›l›mc›lar›n % 17’si Sovyet ve bugünküokullar›n yaklafl›k olarak ayn› seviyedeoldu¤unu belirttiler. Araflt›rmaya kat›lanlar›nyar›s› (% 51) Sovyetler Birli¤i okullar›n›ngünümüz Rusya okullar›ndan daha iyiseviyede oldu¤unu belirttiler. Hangi tür okullar›n daha iyi e¤itimverdikleriyle ilgili bir soruya ise kat›l›mc›lar›nüçte ikisi (% 61) özellikle dil, fizik, matematikvb. gibi yönlendirilmifl devlet okullar›n›n dahaiyi e¤itim verdi¤ini belirttiler.
KE‹ Moldova’datopland›28 Ekimde Moldova’n›n baflkenti Kiflinev’deKaradeniz Ekonomik ‹flbirli¤i üyesi ülkelerin D›fl‹flleri Bakanlar› Konseyi’nin on üçüncü oturumugerçeklefltirildi. Bu toplant›da Azerbaycan,Arnavutluk, Bulgaristan, Yunanistan, Gürcistan,Moldova, Rusya, Romanya, S›rbistan ve Karada¤,Türkiye ve Ukrayna yer ald›lar. Toplant›daKE‹’nin faaliyetlerini gelifltirmesi tart›fl›ld›.
Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakf›, Tacikistan Devlet Baflkan› ‹mamali Rahmanov’u ülkede bar›flve istikrar›n sa¤lanmas›, bölge ve dünya ülkeleri ile dostluk iliflkilerinin pekifltirilmesindekatk›lar›ndan dolay› “Bar›fl” ödülüne lay›k gördü. Duflanbe’de düzenlenen bir törenle el ifllemeli ve
üzerinde “Rahmanov”un resmi bulunan çini vazoyu Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakf› YönetimKurulu Baflkan› Harun Tokak takdim etti. Törende ayr›ca Diyalog Avrasya Platformu Genel SekreteriErkam Tufan Aytav, Fatih Üniversitesi Mütevelli Heyet Baflkan› fierif Ali Tekalan, Gazeteci-YazarHüseyin Gülerce, Tacik-Türk Liseleri Genel Baflkan› Mesut Ata ve birçok Tacik üst yetkili haz›r bulundu.
Törende bir konuflma yapan Tokak, Tacikistan Devlet Baflkan› Rahmanov’un çok zor bir dönemde millibirlik ve Tacik bütünlü¤üne sahip ç›karak ülkede iç bar›fl ve birli¤in sa¤lanmas›nda çok büyük katk›lar›oldu¤unu belirtti. ‹ki ülke aras›ndaki dostluk ve yak›nl›¤a dikkat çeken Tokak, Türk ve Tacik halk›n›nkültürel olarak ayn› kaynaktan beslendi¤ini dile getirdi. Tacikistan Devlet Baflkan› Rahmanov ise Gazetecive Yazarlar Vakf›’n›n iki ülke aras›ndaki dostlu¤a katk›lar›ndan dolay› minnettarl›¤›n› dile getirerek Türkiyeile her türlü iflbirli¤ine, özellikle e¤itim ve kültür iflbirli¤ine haz›r olduklar›n› vurgulad›. Konuflmas›n›ndevam›nda, Tacikistan Devlet Baflkan› “Orta ve Bat› Asya halklar›n›n ortaya koymufl oldu¤u iflbirli¤i,komfluluk, karfl›l›kl› hürmet ve engel tan›madan iliflki gelifltirme gibi büyük de¤erlerden dolay›, uzun y›llarboyunca bar›fl ve emniyet içerisinde beraberce yaflam›fl ve büyük yenilikler elde etmifllerdir.” dedi.