Top Banner
Ekim 2014 Sayı-16 * * * SEYFETTİN SELİM KIRKPINAR DA ALTIN KEMERLİ EFSANE AĞA
40

Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

Apr 07, 2016

Download

Documents

Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

Ekim2014Sayı-16*

**

SEYFETTİN SELİM

KIRKPINAR DA ALTIN KEMERLİ EFSANE AĞA

Page 2: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16
Page 3: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

KISPET

3

Türklerin güreşinde kispet yokken yağlı güreşlere geçilmesiyle kispetin de ortaya çıktığı görülür. Evliya Çelebi şöyle der :

‘’ Yüz yüzelli çift pehlivanlar kisvetlerini geyüp sarı şir-i rugen yağı ile yağlanup âdem ejderhası gibi apul apul birbirlerine arslan gibi sarılup tema-şacılara pehlivanlıklarını göstererek kesme, şira-zi, kesebent, terskepçe, bişkabze,Cezayir sarması, boğma, kılçık atma, künde, karakuş oyunlarını icra ederek…’’ sözlerinden kispetin rugan yağı ile yağlan-dığını anlıyoruz…

Anadolu ve Asya kökenli eski Türk güreşlerinde güreş tutanlar ayağına bezden yapılmış bir pantolon(pırpıt) giyerek güreş tutmakta idiler. Yağlı güreşe geçen Türk-ler ( Avrupa topraklarında) pantolon olarak sığır derisi-ni benimsemişlerdir. Folklorik bir olay olarak ilgimizi çeken kipet neden sığır derisinden yapılıyordu.? Bunun en belirgin açıklaması , sığır gücünün onu giyene de geçmesi diye yapılabilir… Sığır dediğimizde akla ge-len manda , boğa gibi güçlü ve okkalıhayvanlar olması nedeniyle onun derisinin de güçlü kuvvetli ve sağlam olması isteminden başka bir şey de-

ğildir. Orta Asya Türklerinde Şaman’lar kartal kanat-ları ve sığır boynuzlarını vücutlarına takıp o hayvanın gücünü kendisinde hissederek dini törenleri yaparlardı. Kispet giyme işi de çok eski bir inanışın devamından başka bir şekilde açıklaması olmasa gerek…

Spor olarak ise kispetin, güreş yapan kişilerde bede-ni kuvvetlendiren başka bir etkisi daha vardır ki bu da belden aşağı kısımları koruması ve daha güçlü yapma-sıdır. Böylece kalın ve ağır deri içerisinde bacakların ve belin daha diri ve kuvvetli olmasını sağlayan kispet yalnız yağlı güreşlerde bir giysi olarak kullanılmakta-dır…

Yaşayan en eski kispet ustası Çanakkale Biga’da yaşayan İrfan Şahin’dir. İrfan Şahin yaklaşık 55 yıldır kispet dikmiş bir ustadır. 2012 yılında UNESCO tara-fından , dünya somut olmayan kültürel mirası, Yaşa-yan İnsan Hazinesi ödülüne layık görülmüştür. Emek-li olmuştur ve şimdilerde minyatür kispetler diktiğini biliyoruz. Onun yetiştirdiği Adem Kayın Edirne’de , Murat Boncuk Manisa Turgutlu’da kispet dikmekte-dir. Ayrıca Uğur Kesen Usta da Samsun’da, bu kültür mirasımız olan kispet dikimine devam ediyor…

Dana ve keçi derisinden yapılan ve yağlı güreş yapanların ayağına giydikleri pantolondur. Bazı yörelerde kisvet de denilmektedir. En çok meşin, vidala, vaketa ve benzeri derilerden yapılır. Belinde bağ olarak kalınca bir ip bulu-nur ve böylece kispetin bele sıkıca oturması sağlanır. Bu uçkurluğa kasnak veya peşkovaz denir. Paçalara baldır üzerine bir iple bağlanan ve bacakla paça arasında keçebent ve genelde keçeden yapılma bir bez sarılır. Kispetlerin üze-rinde madenî kabaralarla yapılmış süs işlemeler bulunduğu gibi el dikişi ile pehlivanların ya da hamîlik yapanların adı da yazılır.

Kispetin güreşteki yeri :

Page 4: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

EKİM 2014 - SAYI : 16YIL:2 Yayın türü:

YEREL SÜRELİ YAYIN

KIRKPINAR KÜLTÜRÜNÜ TANITMA VE YAŞATMA

DERNEĞİ Adına İmtiyaz Sahibi

ALPER YAZOĞLUSorumlu Yazı İşleri

MüdürüÖZCAN BAŞGÜLGenel Sekreter

MÜBECCET GÜZEYGenel Yayın Danışmanı

SİNAN BERATLIGİLGörsel TasarımBEDİA BARAK

Katkıda BulunanlarMEHMET İRİŞ

SEYFETTİN SELİMSEMAHAT UZGÖR

BEYAZIT SANSISEVCAN KALIPÇİNDEN

EFKAN BUCAKÖMER ALTAY

ŞEREF GÖKDEMİRReklam Koordinatörü

GÜLŞAH AŞÇIOĞLU

BASKI: Ege Reklam ve Basım Sanatları San. Tic. Ltd. Şti.Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cd.No:4 Ataşehir- İSTANBULTel: 0216 470 44 70FASK: 0216 472 84 05www.egebasim.com.trSertifika No: 12468

ADRES: Türkocağı Cad.No: 19 Kaleiçi- EDİRNETel: 0284 212 63 82

e-posta:[email protected]ği.org

Destan-ı KırkpınarBasın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. Tüm reklamların sorumluluğu firmalara, mekalede ki görüş ve düşünceler ise yazarlara aittir. Yazarlara ücret ödenmez.

4

18.Geleneklerimizi koruduğumuz sürece,

devlet ve millet olarak varlığımızı da kesinlikle sürdürürüz.

Geçtiğimiz Pazar günü şirin ilçemiz Lalapa-şa’daydım.Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’nin 18.’si yapıldı.Burada yağlı güreşlerle ilgili geleneklerimi-zin sürdürüldüğünü görmek, beni geleceği-miz açısından mutlu etti ve umutlandırdı.***Zaman su gibi akıp gidiyor.Lalapaşa Yağlı Güreşlerinin ilkini 1996’yı-lında yine Belediye Başkanı değerli kardeşi-miz Bülent Şahinşah organize etmişti.Soğuk bir 15 Eylül günüydü. Çayır böyle ba-kımlı değildi.Çobandikenleri pehlivanları hop hop oyna-tıyordu.Üşüyen bazı pehlivanlar ısıtıcı bir şeyler içi-yorlardı.Basın olarak bizim Melih Hocayla beraber, 3’ya da 4’kişiydik.Askeriyenin kurduğu protokol çadırında dö-nemin kaymakamı ile başkan Bülent Şahin-şah bir başa oturup güreşleri izlemekteydiler.Daha sonra Melih Hocayla beni de çağırdılar ve güreşleri birlikte izlemiştik.***O günlerden bu yana 18’yıl geçmiş…Güzel bir havada, güzel güreşler seyrettik.Saha içi ve saha dışı organizasyon gayet gü-zeldi.Başkan Bülent Şahinşah konuklarını ağırla-mak için; elinden gelen her şeyi yaptı.***Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’ne bu yıl pehlivan olarak katılım sayısı; 140’peh-livanda kaldı.Sadece 13’başpehlivan Lalapaşa Çayırı’nda kol bağladı.Pehlivan sayısındaki bu düşüşün nedeni-ni Ben; Aynı gün İstanbul Arnavutköy’de 4.Yağlı pehlivan Güreşlerinin olmasına, bağ-lıyorum.Çünkü o güreşlerin hamisi, aynı zamanda Kırkpınar’ın da ağası olan Sn. Seyfettin Se-lim idi.Ve bu nedenle pehlivanların büyük çoğunlu-ğu orasını tercih etmişlerdi.***Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri; daha çok Trakya ve Edirne Yöresi pehlivanlarının

kendilerini gösterebileceği, bir fırsat alanı oldu.***Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’ne Valimiz Sn. Dursun Ali Şahin’de teşrif etti ve güzel bir de konuşma yaparak, Lalapaşa Yağlı Güreşleri’ne artı değer kazandırdı.***Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’ni An-talya bölgesinden Başcazgır Bayram Ali Dede ile Yardımcıları Edirneli Ergun Sevindi ve Lüleburgazlı Ali Pehlivanoğlu yönettiler.***18. Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri Er Meydanına Edirne Belediye Eski Başkanı İbrahim Ay ve Güreş İl Eski Temsilcisi Mus-tafa Angun ile birlikte girdik.Başcazgır Bayram Ali Dede bizi davul-zurna ve manilerle karşıladı.Başcazgır Bayram Ali Dede’nin, naçizane şahsımı takdim ederken söylediği şu cümleyi önemsediğim için sizlerle paylaşmak istiyo-rum;“Güreş meydanlarında Edirne’mizin Mil-li Marşı haline gelen Kırkpınar Marşı’nın bestekârı (***) Beyazıt Sansı hocamız Lala-paşa Er Meydanına teşrif etmiştir.”Başcazgır Bayram Ali Dede’nin bu takdi-minden sonra, Lalapaşa Güreşleri ağası Ab-dullah Demirkıran ve Belediye Başkanı Sn. Bülent Şahinşah yanımıza gelerek bize hoş geldiniz dediler.18. Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’nde Ağalık İhalesi de renkli görüntülere neden oldu ve tarihinde ilk kez bir bayan; Sn. Leyla Şener, ağalık ihalesini kazandı.***18. Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’nin parlayan yıldızı cazgır Ergun Sevindi olmuş-tur.Bu genç cazgırımıza sahip çıkalım ve ona Tarihi Kırkpınar Er Meydanı’nda da görev verelim.18. Geleneksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri’nin takdimini Tarihi Kırkpınar’ın da başarılı tak-dimcisi olan Ramazan Tanman arkadaşımız yaptı.Edirne Belediye Başkanı Sn. Recep Gür-kan’ında onurlandırdığı 18. Geleneksel La-lapaşa Yağlı Güreşleri’nin gelecekte çok daha güzel olmasını diliyorum.Böylesi, güzel bir yağlı güreş geleneğidir ve sürdürülmelidir.

GELENEKSEL LALAPAŞA YAĞLI GÜREŞLERİ BEYAZIT SANSI

Page 5: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

5

Page 6: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

6

HALİL DELİCE

Bilene, arif olana Edirne, Selimiye Camii ve Kırkpınar,

yeryüzünü ermeydanı kılmanın, adalet ve barışla şenlendirmenin sembolleridir.

Bütün mesele, ermeydanında ‘ER’ olabilmekte... Paraya, şöhrete yenilmemekte...

Selimiye ve Edirne anlaşılmadanKırkpınar ne söyler bilinemez

Avrupa’yı vatan kılan, şenlendiren alperenleri temsil eden pehlivan-

lar, erler, yüzlerce yıl ermey-danına ‘Allah Allah’ sesleriyle çıktılar, yendiler, yenildiler ama pehlivanlığın gereğini yerine getirdiler, mertçesine güreştiler, neyi temsil ettiklerini, Selimiye ve Edirne’nin ne söylediğini bir an olsun unutmadılar. Ya bugün? Aynı şeyi söylemek mümkün mü?

Kırkpınar, yağlı güreş, ancak doping ve kavgalarla gündeme geliyor. Bundan büyük yüz ka-rası olur mu?

Selimiye Camii ve Kırk-pınar, niçin Edirne’de? Bu sualin cevabı verildiğin-de Kırkpınar’ın, gücün, in-sanın yaratılış hakikatinin, Osmanlı’nın hayata bakışı-nın ne olduğu meydana çıkar. Niyazi Yıldırım Gençosmanoğ-lu, “Şu yeryüzü ermeydanı/Gö-nül sevmez her meydanı/Yürek size yorgan döşek/Koç yiğide ver meydanı” diyerek ‘niçin Edirne’nin cevabını vermiş. Ecdadımız, yeryüzünü ermey-danı kılmak, yani ilahi hakikate ulaşılmasına mani olan engelle-ri kaldırmak için gayret etmiştir. Yoksa maksatları insanları zor

ile müslüman yapmak, kuru ci-hangirlik değildi. Onların hede-fi, yeryüzünü , isteyenin hakika-te kavuşabildiği, herkesin ada-let ve barış içinde yaşadığı yer kılmak, ermeydanı yapmaktı. Oğuz Kağan da bu geçeği “Güneş yurdun bayrağı ol-sun/İlimizin çadırı gök ol-sun” şeklinde ifade etmiştir. Topkapı Sarayı Bab-ı Hümayun girişinin sağ ve solunda “Es-sultan zıllullahi filerdı/ ye’vâ ileyhi küllü mazlumin (Allahü tealanın adaletinin yeryüzünde yerine getiricisi ve bütün maz-lumların sığınağı sultan)” yaz-maktadır.

Page 7: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

Dikkat edin, Osmanlı memle-ketinde demiyor, ‘yeryüzünde Allahü tealanın adaletinin yeri-ne getiricisi’ diye dost ve düş-mana ilan ediliyor. Asıl vurucu olan ise diğer satır. Burada da “Dil, din ve ırk ayrımı yapma-dan bütün mazlumların, kim-sesizlerin yardımcısı” deniyor. İşte ecdat, yeryüzünün ermeydanı olmasını, Kırkpınar güreşlerinin yapıldığı çayırla, ermeydanıyla, yeryüzünü ermeydanı yapma-ya çalışan alperenleri de güreş-çilerle misalleştirmişti. 1264’de Edirne’yi fetheden Sarı Saltuk, Peygamber Efendimizi rüyasın-da görür. Peygamber Efendimiz, rüyada Sarı Saltuk’a, “Edirne’yi fethet. Bu diyar, darünnasırdır (yardım diyarıdır), burasını küffar elinde komayın” der. Sarı Saltuk bunun üzerine, Edirne’yi feth eder. Selimiye Camisi de yine Pey-gam Efendimizin Sultan İkin-ci Selim’in rüyasına girmesiy-le Edirne’de inşa edilmiştir. Şair Arif Nihat Asya bu gerçe-ği “Mahya olmak için Sultan Selime/Göklerden Yıldızlar or-dusu gelir” diye ifade ediyor. Kubbeyi çevreleyen kırk pencere, kelime-i tevhidin 24 harfine, gü-nün 24 saatine ve 24 Oğuz boyuna işaret eden Selimiye Camisi’nin minberinin 24 basamağı, müezzin mahfili altındaki çark- felekin 24 kolu ve kubbeyi tutan sekiz sütu-nun 24 parçaya bölünmesi, cami içindeki 99 çeşit lale motifi ve ters lale anlayana çok şey söyler. Bilene, arif olana Edirne, Selimiye Camii ve Kırkpınar, yeryüzünü er-meydanı kılmanın, adalet ve barış-la şenlendirmenin sembolleridir. Bütün mesele, ermeyda-nında ‘ER’ olabilmekte... Paraya, şöhrete yenilmemekte...

7

Yazmak, söylemek kolay da,

gerçekleştirmek… Günümüz şartlarında ne kadar zor gözüküyor. Yine de yazmaya, Kırkpınar gerçeğini anlatmaya devam… Kim bilir, bakarsınız, hakikaten de er meydanında

er olmak niyetiyle meydana çıkanlar, bize güzellikleri yaşatanlar olur.

Page 8: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

8

5.Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK

Türkiye Olimpian Derneği BaşkanıDünya Uyuşturucu ile Mücadele Eden Sporcular Federasyonu Onursal Başkanı

Dünya Aba Güreşi ve Geleneksel Sporlar Federasyonu Kurucu Eşbaşkanı

ABA GÜREŞLERİDÜNYA KUPASI

ABA GÜREŞİNİ TÜM DÜNYAYA TANITIP SEVDİREREK ,

AMACINA ULAŞAN MUHTEŞEM

ORGANİZASYON

Başkan Lütfü Savaş’ın açış konuşması, ilk müsabakayı başlatma komutu ve türbünlere sığmayan onbinler

Hatay Büyükşehir

Belediyesi tarafından 13-14 Eylül günleri Hatay’da

düzenlenen 5. Geleneksel Aba güreşi Dünya Kupası barış, sevgi

ve kardeşlik ortamında gerçekleşti. 5 yıl önce 5 ülkenin katılımı ile

başlayan şampiyonaya bu yıl Almanya, Macaristan, Bulgaristan, Sancak/Sırbistan,

Romanya, Gagauzya/Moldova, Kırım, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan,

Kırgızistan, İran, Acara/Gürcistan, Rusya/Dağıstan, Tataristan, Başkurdistan, KKTC, Afganistan, Kazakistan ve Türkiye olmak

üzere 23 ülke temsil ve katılım sağladı. Geleneksel Aba güreşi, Hatay ve ülkemizin en iyi bir şekilde tanıtıldığı şampiyonada,

yurdumuzun pek çok ilinden katılımla yapılan seçme yarışmaları ve dünya

kupası yarışmalarında 500 kadar sporcu yarıştı. 150 kadar sporcu da ikinci gün 5 boyda birincilik

için adeta er meydanında savaş verdiler.

Page 9: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

9

Altı yıldır yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye’de Hatay Büyük-şehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş başkanlığında Dünya Aba Gü-reşi ve Geleneksel sporlar Federasyo-nu (DAGGSF) kuruldu. Böylece, Aba Güreşinin ve birçok geleneksel sporun

Dünya Başkanlığına Türkiye sahip ol-muş oldu. Yani Türkiye’de Aba Güreşi-nin FİLA’sı kurulmuş oldu.

Şampiyona,Eşbaşkan Prof. Dr. İbrahim Öztek’in açış konuşması ve Başkan Doç.Dr. Lütfü Savaş’ın açıkla-

maları ve istiklal marşının okunması ile başladı. Şanlı mehter, davul zurna ekibi ve bandonun çaldığı marşlar eşliğinde, katılan ülkelerin resmi geçiti ve er mey-danında yerlerini alması, muhteşem bir organizasyonun kararlı adımlarını orta-ya koydu.

Şampiyonanın açılış töreni ve katılan ülkelerin temsilcileriŞampiyona boyunca CHP Ha-

tay milletvekili Mevlüt Dudu, MHP İl Başkanı Adnan Aktaş, Saadet Partisi İl Başkanı Necmettin Çalışkan, Azerbaycan Devlet Tiyatrolar Direktörü İftihar Pi-riyev, Kırgızistan Konsolosu Abdüllatip Juraev, Türkiye-Kırgızistan Dostluk ve İşbirliği Derneği Başkanı Abdülmetin Keskin, Kırım Parlamento Başkan Yar-dımcısı Ryabkov Aleksandr , Kırım Meclis Spor ve Gençlık İdare Başkanı Sey-damet Yagyaev, Sancak-Türkiye Spor Kon-seyi Başkanı Muşo Turkoviç, gibi yerli ve yabancı siyasiler ile spor adamları katıldı.

Kırgızistan Konsolosu Abdül-latip Juraev Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı ve DAGGSF Başkanı Doç. Dr. Lütfü Savaş ve Türkiye Olimpian Der-neği Başkanı, DAGGSF Eşbaşkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek’e Kırgızistan yerel kıyafetini giydirerek, organizasyona renk kattılar.

Yine açılış sırasında Şanlı Meh-terin konseri ile kendi orijinal müzikleri eşliğinde İran’lı sporcuların sergiledikleri spor dansı büyük ilgi gördü.

Oldukça çekişmeli geçen final müsabakalarını yurt içi ve yurt dışından

gelen 10.000 civarında seyirci ilgiyle izledi. Türk güreşçilerin mücadelesini büyük heyecanla seyreden sporseverler, tezahüratlarıyla kupaya renk kattı. Yapılan müsabakaların ardından: 60 kiloda İranlı Mahdi Elmi, 70 kiloda Türkiye’den Mehmet Çağtay, 80 kiloda Gürcistan’dan Joba Bitradze, 90 kiloda Türkiye’den Zafer Duruyer ve 90 kilo üstü müsabakasında da İranlı Mustaba Kalantarıan dünya şampiyonu oldu. Aynı zamanda baş pehlivan olan İranlı Mustaba Kalantarıan altın kemerin de sahibi oldu.

Page 10: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

10

Müsabakalardan teknik görüntüler ve Başpehlivanın altın kemerinin başkan Lütfü Savaş tarafından takılışı

Müsabakaların oldukça çekişmeli geçtiğini belirten Başpehlivan İran’lı Mustaba Kalantarian, Hatay’a kazanacağına inana-rak geldiğini ve nitekim kazandığını ifade etti. Bütün yıl bu kupaya hazırlandığını söyleyen Kalantarian, altın kemeri aldığı için çok mutlu olduğunu belirtti.

Elde edilen puanlara göre şam-piyonada takım halinde;

Türkiye : I.İran : II.Gürcistan : III. oldu.

Şampiyonlara ödüllerini Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş ve Türkiye Olimpian Der-neği Başkanı Prof. Dr. İbrahim Öztek verdi.

Dünya kupası finallerini birçok

kanal canlı verirken, müsabakaları çok sayıda basın mensubunun yanı sıra ulu-sal kanalların spor müdürleri de izledi. Kendileri DAGGSF yönetim Kurulu üyeleri de olan Spor adamı ve basın men-subu Muzaffer Ilıcak, İhlas Haber Ajansı Spor Müdürü Mustafa Karagöl, Saman-yolu TV. Spor Müdürü Mehmet Şeyho, Cihan Haber Ajansı Spor Müdürü Halil İbrahim Ekiz, Aktüel Gazete ve Dergisi sahibi Osman İslam, Türk Spor Ajansı Adına Türkiye Olimpian Derneği Genel Sekreteri Dario Porsemay, HRT, AA. ve

yerel basınımızın çok değerli yetkilileri de Aba Güreşinin tanıtımı, sevdirilmesi ve yaygınlaştırılması konusunda yoğun çaba gösterdiler.

Katılan ülkelere sporcusundan idarecisine veriler tanışma yemeği, şehir gezileri, hakem semineri, katılan ülke liderleri ile yapılan Aba Güreşinin tanı-tım ve yaygınlaştırılması seminerleri ve liderlere verilen Temsil Belgeleri, ayrıca uluslar arası hakem olan hakemlere ve-rilen belgeler ile organizasyonda unutul-mayacak anılar yaşandı.

Şampiyonada dereceye giren Türkiye, İran ve Gürcistan yöneticilerine takım

kupalarının Doç.Dr. Lütfü Savaş ve Prof. Dr. İbrahim Öztek tarafından takdimi

Page 11: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

11

Manavgat Belediyesi’nce Ilıca Stadyumu’nda düzenlenen gü-reşlere 75’i başpehlivan olmak

üzere çeşitli kategorilerde yaklaşık 800 güreşçi katıldı.Çekişmeli geçen mücade-lelerde, başpehlivanlık yarışında Ankara Büyükşehir Belediyesi güreşçisi Recep Kara ile Antalya Muratpaşa Belediyesi güreşçisi Orhan Okulu finale kaldı.

Rakibini yenen Okulu, başpehlivanlığı kazandı. Ankara Büyükşehir Belediyesi güreşçisi Şaban Yılmaz üçüncü, Antalya

Büyükşehir Belediyesi güreşçisi Musta-fa Kemal Karaboğa da dördüncü oldu. Başaltı kategorisinde ise Manavgat Be-lediyesi güreşçisi Şahali Kurt birinciliği, Muratpaşa Belediyesi güreşçisi Sinan Kaya ikinciliği elde etti..Manavgat Be-lediyesinin gelecek yılki güreş ağalığını 150 bin lirayla son iki yılın ağası turizm-ci iş adamı Hasan Özden kazandı.

Dereceye giren güreşçilere kupa ve ma-dalyaları törenle verildi. Başpehlivanlık yarışında derece giren güreşçiler ödülle-

rini, Manavgat Belediye Başkanı Şük-rü Sözen, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve güreş ağası Özden›den aldı

.Başpehlivan Okulu, gazetecilere duy-duğu mutluluğu dile getirdi. Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal da güreşçileri Okulu›dan Kırkpınar’da da birincilik beklediklerini ifade etti. Bu yıl 75 pehlivanın mücadelesiyle rekor katılımla güreşleri düzenlediklerini belirten Sözen de dereceye giren sporcuları kutladı. .

MANAVGAT’TA BAŞPEHLİVAN ORHAN OKULU3. Manavgat Belediyesi’nin organize ettiği yağlı güreşlerde.Başpehlivanlığı, Muratpaşa Belediyesi adına mücadele eden Orhan Okulu kazandı.

Kaynak: Manavgat Belediyesi

Page 12: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

SEYFETTİN SELİMKIRKPINAR DA ALTIN KEMERLİ EFSANE AĞA

Yağlı Güreşin ayrılması bu saatten sonra iyi olur…Ali Gürbüz bilerek doping yapmadı….Yağlı güreşe yıllarını vermiş bir isim olan Seyfettin Selim, sadece Türkiye’de Yağlı Güreş’in geliş-mesine katkı sağlamakla kalmayıp, yaptığı hayır işleriyle de gönül-lerde taht kurmuş bir spor adamı. Ona göre güreşlerdeki en önemli değişim güreşçilerin eskiye naza-ran düzelmeleri. Artık güreşlerin kıran kırana geçtiğini söyleyen Se-lim, herkesin pehlivan olamayacağı

görüşünde. Ona göre pehlivanlık, Allah’ın verdiği bir lütuf. Yağlı gü-reşlerdeki ruhun yenmek yada ye-nilmek olmadığını söyleyen Selim, çok yetenekli pehlivanların çok güzel güreşler yaptığı görüşünde. Kırkpınar’dan ağalığa, belediyeler-den, devlet desteğine kadar pek çok konuda Kırkpınar’ın sevilen efsa-ne ağası Seyfettin S elim ile dobra dobra bir söyleşi yaptık.

Page 13: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

13

SİNAN BERATLIGİL

S.Beratligil: Sayın Selim işada-mı eğitim gönüllüsü, ve Kırkpınar ağası gibi sıfatlarınız var. Şimdi-de bu sıfatları sizden dinleyelim. S.Selim: Aslen Trabzonlu bir ailenin çocuğuyum,ancak ben Sakarya’nın Kay-narca ilçesinde doğdum,büyüdüm ve eği-timimi burada aldım.Daha sonra İstanbul Hadımköy’e yerleştim. İş hayatımı bura-da sürdürüyorum. Genellikle fabrika ve inşaat işleri ile uğraşıyorum. Kırkpınar ağalığına gelince, bu benim için yılların tutkusuydu. Allaha Şükür 2008 yılında-ki artırmayı 400 bin TL.gibi bir rakamla alarak 2009‘da kırkpınar agası oldum. Ve 5 yıl üst üste ağalık yaptım. Altın kemeri aldım. Bir yıl ara verdikten sonra bu yıl da ağalığı 522 bin TL’ye alarak tarihe ge-çecek, çocuklarım ve torunlarımın anıla-rında kalacak bir ilke imza attım.

S. Beratlıgil: Yağlı güreşi nasıl görü-yorsunuz Minder güreşi ile arasında-ki fark için neler söylemek istersiniz? S. Selim: Seyircinin minder güreşinden haberi yok. Bizim vatandaşımız tarihi ata sporumuz olan yağlı güreşi biliyor. Ata güreşimiz, öyle bir Federasyonumuz var ki, şu ana kadar bizim güreşimizle ilgili bir sıkıntısını görmedim ama fay-dasını da görmedim. Göremiyoruz, biz eskiden yurtdışına güreşe gidiyorduk, bizi çağırıyorlardı ama güreşin seyirci sıkıntısı var. Başarıları fena değil. Yağ-lıda öyle değil. Bizim burada yağlı güre-şi nereye getirebiliriz. Gerçekten yağlı

güreşe Türkiye’de değer veriyorlar. Ge-rek hükümet gerek belediyeler ve ağalar destek veriyor. Kim ne derse desin en büyük desteği ağalar veriyor. Ben buna şahidim. Belediyelerden çok oradaki her şeyi ağalar karşılıyor. Yemekleri, ağala-rın ağırlamaları hepsini kendi kazandığı paradan veriyor. Belediye kendi parasını vermiyor. Çünkü devletin parasını ve-riyor. Doğruda yapıyorlar, vermemele-ri de lazım yapmaları da lazım. Destek olan belediye başkanlarına da ağalara da teşekkür ediyorum. Niye teşekkür ediyo-rum. Eski başbakanımız şimdiki Cum-hurbaşkanımız Tayyip Erdoğan ile gö-rüşmüştüm. Böyle bir konuyu bir davette söyleşmiştik. Tabi ki belediyeler destek verebilir, sahip çıkabilirler ata sporuna demişti. Sporcuya sahip, .çıkabilir tabi ki. Şu anda devletin en büyüğünden böy-le cümleler duymak çok güzeldi. Ayrıca Antalya’da çok pehlivan var. Antalyalı pehlivanlara belediye çok destek veriyor demiştim. O zaman Başbakanımız, tabi ki versinler hatta başka belediyeler de ver-sinler demişti. Kocaeli, Ankara İstanbul onlar da versin dedi. Buradan yola çıktı-ğımız da vatandaş şehrinde, yöresinde iyi güreş istiyor. Herkes Kırkpınar’a gidemi-

yor. Kırkpınar dediğinde 15 -20 bin kişi-lik kapasitesi olan bir yer. Güreşe gelen-lerin yer sorunu çok oluyor ve bunların tamamını karşılayacak belediyenin katkı-sı yok. Edirne Belediye’nin de bir katkısı olduğunu sanmıyorum. Sadece Kırkpınar zamanı ilgileniyor. O gün gündeme ge-lir ve o hafta içinde konuşulur Kırkpınar bitiminde de biter sadece kendi reklam-larını yaparlar. Özellikle şimdiki bele-diye başkanı kardeşimin tabi ki güreşin içinden gelen bir milletvekilliği yapmış güreşleri seven bir kardeşim.Tabi ki her taraf da Antalya’da Elmalı’da güreş iz-lemeye gidemiyor. Kırkpınar’dan başka katkıları yok güreşlere. Bu güreşi ağalar takip ediyor. Geçen hafta Arnavutköy’de Belediye Başkanı Ahmet Haşim Balta-cı kardeşim hemşerim, 10 numara kıran kırana güreşler yaptırdı. Güreşleri izle-dik. Muhteşem güreşler oldu Antalya’da Elmalı’da da çok güzel güreşler oldu. Şimdiki başkanda eski başkanı aratma-dı. Mükemmel güreşler yaptılar beledi-ye başkanlarını kutluyorum. Elmalı’nın suyundan mıdır ne çok güzel güreşler oluyor. Arnavutköy, Elmalı, Çatalca, Te-kirdağ, Anadolu işte tüm yağlı güreşlere sahip çıkmalıyız.

Page 14: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

14

S. Beratlıgil: Sayın Selim eği-tim gönüllüsü olarak da anılı-yorsunuz biraz açar mısınız? S. Selim: Estağfurullah,bu konuda söy-lemek yakışık almaz. Bize yakışmaz. Ancak diğer ağalara ve iş adamlarına örnek olmak için anlatayım. 1999 dep-reminden sonra ne yapabilirim diye düşünürken her şeyin başında eğitim olduğunu gerçeğinden yola çıkarak ilk eğitim aldığım, yetiştiğim yöreye okul yapmak fikri oluştu. İlk olarak ’’Sey-fettin Selim İlkokulu’nu’’ Kaynarca’da yaptırdım. Aynı yerde Seyfettin Selim Mimarlık Yüksek Okulunu da yaptıra-rak, Sakarya Üniversitesine bağışladım. Sakarya Kaynarca da 4 yıllık Seyfettin Selim adına fakülteyi bitirdim. 1200 metre kare alanda yapıldı. Ayrıca da Sürmene’de ki Fuat Selim ilköğretim Okulu, Kaynarcadaki Yeşilova Camii, Hadımköy’de Mehmet Fuat Selim Ca-mii, sağlık ocağı, Hadımköy Spor Kulü-bü, tesisleri gençlere hizmetimdir.

S. Beratlıgil: Eski pehlivanlar-la şimdiki pehlivanlar arasın-daki farkı nasıl görüyorsunuz? S. Selim: Gördüğüm tek şey güreşçiler-den eskiye nazaran çok çok düzelme var. Her pehlivan kıran kırana güreşiyorlar. Aldıkları analarının ak sütü gibi paraları hak ediyorlar. Arada ufak tefek güreşler oluyor ama önemli değil. Ben de peh-livan olmak isterim, sen de istersin, bu yazıyı okuyan da ister ama herkes peh-livan olamaz. Pehlivanlık Allah vergisi,

güçlü, ağırbaşlı, yiğit adama pehlivan denir. Yenmek yenilmek önemli değil. Benim için bakın Fatih Atlı Kırkpınar-dan sonra aslan gibi çıkıp güreşiyor. Benim için adam, benim için pehlivan çıkıp yeniyor, yeniliyor önemli değil, ne olacak çıkıp yenilecek mi yani? Meh-met Yeşilyeşil var. Orhan Okullu var. Recep Kara var. İnşallah Ali Gürbüz’ün de sahalara dönmesini istiyoruz. Yakın-da çıkar güreşir. Onun için de uğraşıyo-ruz. Bakalım ne gösterecek zaman.

S. Beratlıgil: Belediyelerin hizmetleri nasıl olmalı?

S. Selim: Gelen seyircilere gelen hal-ka, belediyelerin sahip çıkması gere-kiyor .Öyle tavuk pilav olmaz ekmek arası bir şeyler vermesi lazım. Bugün bakın mevlit okutuyorsunuz. Ben gü-reşlere gelen ağalara diyorum burada

dağıttığınız yemekleri Allah rızası için dağıtın. Ben öyle yapıyorum. Benim annem yok, babam yok ,hep diyorum

bak bir sürü zengin insanımız var çıkıp yemek versin dualar kazansız Allah

rızası için. Zaten diğer belediyeler her şeyi yapıyorlar.

S. Beratlıgil: Belediyeler yeterli hiz-met veriyor mu?

S. Selim: Ben hiçbir belediye başka-nıma hizmet etmiyor diyemem ama

Tekirdağ Belediyesi hariç. Tekirdağ be-lediyesi tarihi güreşler olan Tekirdağlı Hüseyin gibi bir pehlivanın olduğu bir şehir, pehlivan yatağı. Onları kınıyo-

rum, yok efendim seyirci gelmiyormuş güreş olmuyormuş yeni gelen belediye

başkanı yapmıyormuş. Ayrıca bir de eski asker varmış belediye başkanına demiş seyirci yok diye, sen bak işine kardeşim. Her sene güreşlerde seyirci var da şimdimi yok? Belediyede her şeye para buluyorlar da konserlere,

sarhoşlara buluyor larda güreşlere mi bulamıyorlar. Tekirdağ güreşleri 20

yıldır yapılıyor da şimdimi olmuyora? Tekirdağ halkı güreşleri seviyor. Zaten son beş altı senedir iyi güreşler olmu-yor. Buradan pehlivan kardeşlerime

söylüyorum iyi güreşler yapın

S. Beratlıgil: Güreşlere verdiği-niz paralara acıyor musunuz ? S. Selim: 6 yıldır ağalık yapıyorum. Biz ölüp gittikten sonra çocuklarımız torun-larımız bak dedem babam burada hizmet etmiş, anılarda kalırız. Ben her zaman diyorum bir gün bu ağalığı adam gibi yapacak kardeşim çıkarsa bırakırız on-lara, ama iyi bir ağalık yapmalı bizden önce tarihi ağalarımız var. Alper Yazoğ-lu, Hüseyin Şahin, ve herşeye rağmen Adem Tüysüz gibi biz oraya geliyoruz . Kimse sanmasın ki sesiz kalıyoruz diye istersek çıkar güreşlere mani de oluruz . Bakın hocalara iyi dikkat edelim her şeyi düzgün yapıldığı sürece, bu sen çok gü-zel güreşler oldu şaibesiz ama hocaların da dürüst olması lazım Gürbüz’ü yaktı-lar. Doping yapılmasın bakın dopingden bir sürü kardeşimiz öldü. Saymayalım isimlerini doping kurbanı oldu.

Page 15: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

15

S. Beratlıgil: Kırkpınar ağalarının bir ağalar birliği çatısı altında toplan-ması konusunda ne düşünürsünüz? S. Selim: Zaten biz ağalar birliğini kur-duk hep birlikte hareket ediyoruz resmi değil ama zaten biz bir güreşe giderken tüm ağalar birbirimizi arıyoruz. Bazı zamanda ben yöre ağalarını arayarak birlikte toplanıp yöre güreşlerine hep birlikte gidiyoruz. İleride resmi olarak da kurarız.

S. Beratligil: Yağlı güreş fe-derasyonu kurulsa baskanlık için kimlere destek verirdiniz? S. Selim: Yağlı güreş federasyonu ku-rulsa başkanlık için öncelikle kendim olmam bunu kesin söylüyorum. Benim işim çok, 300 çalışanım var. Ayrıca bu işi yapacak camiamızda önemli kişiler de var, kim olursa olsun bende destek-lerim ama yağlı güreşe faydalı olacak bir başkanla, benim kafam da artık suna yatıyor. Artık bir sürü federasyon da var. Yağlı güreş federasyonu kurulmasını is-tiyorum ama gene de kurallara bakmak lazım kurulsa iyimi olur? Ayrıca da çok iyi olur yurtdışında gider güreşiriz yağ-lı güreşi tanıtırız. Son zamanlarda iyi güreşçilerde yetiştiremedik, minderde. Bu saatten sonra iyimi olur bence de iyi olur su anda benim gördüğüm kadar ku-rulması lazım.

S. Beratlıgil: Şu anda yağlı güreşi idare edenlerden memnun musu-nuz ? Şu anda yağlı güreşin başında eski asker Mehmet Ayan bulunuyor. S. Selim: Benim federasyonla pek işim yok. Federasyon gelip de bana bir şey demez ama ağam sunu yap bunu yap demez. Benim de federasyona gidip şu güreşin bu güreşin demem. Ama büyük konuşmayım şaibeli bir şeyler hissedersem Kırkpınar’da bile güreş-leri durdururum. Öyle bir şey olmadı, ama olursa yaparım. Mehmet kardeşim de, başkası da olsa aynı şeyleri söyle-rim. Ayrı bir federasyon olmasını artık düşünüyorum, ama güreşin başına biri gelirse daha da iyi olur. Bulgaristan’da güreşleri yaydık, benim ağalık döne-mimde 6 tane ülkeye gittik yağlı güreş-leri tanıttık. Daha da fazla tanımak ar-zusundayız. Devletin desteğini gördük ve destek vereceklerine de inanıyorum. Kültür Bakanlığı sayesinde birçok yere de gittik. Onun için bu güreşlere sahip çıkmalıyız. Ben Kırkpınar Ağası olarak bütün güreşlere gidiyorum orda şikayet-leri de dinliyorum.

S. Beratlıgil: Yağlı güreşin tanıtımı

için neler söylemek istersiniz? S. Selim: Bundan sonra Kırkpınar da iyi tanıtmak gerek. Türkiye’de, yurtdışında sevdirmek gerçekten ata sporumuz için çok önemli. Bunu yaymalıyız kardeşim. Bizim ata sporumuz yağlı güreş biz niye bunun reklamını yapamıyoruz Anlamı-yorum. Bız büyük bir milletiz 2 milyon Suriyeli’yede kucak açmışız niye biz Irak’ta, Suriye’de, Libya’da Tunus’ta diğer ülkelerde güreş yapmayalım bu bizim tarihi gerçek ata sporumuz bura-lara yaymak lazım. Burda önemli olan ata sporumuzu yaymak yağlı güreşte minder güreşinden fazla 10 katı seyirci-miz var. Bundan sonrada pehlivanlardan

daha çok iyi güreşler bekliyoruz.

S. Beratlıgil: Son olarak genç-lere neler söylemek istersiniz? S. Selim: Yaptıkları işi sporu sevmeleri-ni Öğütlerim. Tabi ki genç kardeşlerimiz bu yağlı güreşlerimizi hafife almasınlar. Diğer sporlara baktın mı yağlı güreş gibi ağır spor yok. Bir insan geçmişi-ni bilmeyen geleceğini bilemez, Bütün gençlerimiz ata sporumuzu tanımalı bil-meli. Minder güresinde 3 Dakika ama yağlı güreşte saatlerce güreşirsin, yağ-lı güreş gibi yok. Tüm gençlerimiz bu sporu sevmeli ve ata sporumuza sahip çıkmalı.

Page 16: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

16

CUMHURİYET DÖNEMİ

KIRKPINAR GÜREŞLERİİsmail YILMAZ

Milli Eğitim Bakanlığı Müfettiş[email protected]

(MEŞAKKATLİ BİR ÇALIŞMADA SONA GELİNİRKEN)

Pehlivan çocuğu olarak dünyaya geldiğim Antalya’da ister istemez bir yaşam biçimi olan yağlı güreş

kültürüyle büyüdüm. Zaman içinde he-veslenerek çıktığım er meydanında her pehlivan gibi ben de yenilgiyi yaşadım. Yenilgiler bende üzüntü yaratırken ne babam ne de ustalarımda tepki yoktu. Onlar sadece güreşi öğretmeye çalışı-yorlardı. Aylar geçmesine rağmen iste-diğim başarı gelmeyince üzüntüden gü-reşi bırakmaya karar verdim. Ben güreşi bırakacağımı söyleyince babam “oğlum pehlivan yenile yenile yenmesine öğre-nir” sözü beni tekrar güreşe heveslen-dirdi. Yıllar sonra bu sözün beni sadece güreşe döndürmekle kalmadığını hayat prensiplerimden biri haline geldiğini an-lıyorum. Zamanla başarılar gelmeye

başlayınca yağlı güreşin zorluğu key-fe dönüşmeye başladı. Efsane Pehlivan Recep Gürbüz’den etkilenerek hedefi büyütmüştüm. Ancak bu defa babam “oğlum öncelikle okul, spor ikinci plan-da” diyerek sınırımı çizmişti. Zaman içinde okul ile birlikte götürdüğüm spor hayatım 1994 yılında öğretmen olarak atanınca sona erdi. 1994 yılının Eylül ayında Elmalı Yeşilyayla Güreşlerinde son kez kispet giydim ve K.O.K. Boyda aldığım 3.lük son madalyam oldu. Güre-şi aktif olarak bıraksam da kispet giyen her insan gibi ben de hiçbir zaman yağlı güreşten kopmadım. Gazi Üniversitesinde okudu-ğum yıllarda Milli Kütüphanede araştır-ma yapmayı severdim. Bu alanda oku-ma isteğimi kitaplarla karşılayamayınca geçmişin gazetelerinden Kırkpınar Gü-

reşlerini okuyarak merakımı gidermeye çalışırdım. 2006 yılında Antalya’da okul müdürü iken Bakanlık Müfettişliği sına-vını kazanarak tekrar Ankara’ya gelince boş zamanlarımda Milli Kütüphanede yeniden araştırma yapmaya başladım. Bir taraftan da başta bu alanda yazılmış kitaplardaki yanlışlıkları tespit ederken bir taraftan da Güreş Federasyonu ve Edirne Belediyesinin WEB sitelerinde Kırkpınar Güreşleri ile ilgili çok sayı-daki yanlışlığı gördüm. Kulaktan dolma bilgilerle yazmanın oluşturduğu bilgi kirliliği ata sporumuza verilecek en bü-yük zarar olduğunu düşündüm. Verilen her emeğin kutsallığına inanmakla bir-likte yazıya dökülen her bilginin de da-yanağının olması gerektiğine inanırım. Çünkü söz konusu olan eşsiz kültür ve spor mirasımız Kırkpınar Güreşleri.

Kırkpınar Güreşleri ile ilgili 2006 yılından itibaren yaptığım araştırmaları kitaba dönüştürmenin gerekliliğine karar verdim.

Dualı çayırlarda kispet giymiş biri tarafından belgeye dayalı bilgilerle Cumhuriyet Dönemi Kırkpınar Güreşlerini yazmanın ata sporumuza hizmet olacağını düşündüm.

Öncelikle belgelerden derlediğim bilgileri metin haline getirmeye çalışırken yaşayan eski pehlivanlarla da görüşerek bilgilerimi zenginleştirdim.

Page 17: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

17

Bir zamanlar pehlivan sayısı 50 ci-varında iken günümüzde 1721’e, 1930’lu yıl-larda 40 gr altın ederinde bir bedel karşılığı alınan Kırkpınar Ağalığı son yıllarda (2013 yılında) 11 kg altın karşılığına yükseldi. Bir zamanlar başpehlivanlık için iki pehlivan kispet giyerken günümüzde 60 pehlivan mü-cadele vermektedir. Bir zamanlar Başbakan Menderes’in başpehlivana gönderdiği kös-tekli saat en büyük ödül olarak güreşlerin heyecanını arttırırken günümüz başpehliva-nının aldığı ödül yaşam standardını anlamlı bir şekilde değiştirebilecek düzeye gelmiştir. Bir zamanlar hakem heyeti tarafından eşle-me yöntemi ile güreşler yapılırken 1960’lı yıllarda önce çok yadırganan kura sistemine geçildi. Er meydanı saatlerce hatta günlerce yapılan güreşlere sahne olurken günümüzde 30 dakika ile sınırlı hale geldi.

Cumhuriyet Dönemi Kırkpınar Gü-reşlerinin her yılı gözü kara yiğitlerinin in-sanüstü mücadelelerine sahne oldu. Kısaca er meydanı oldu. Tekirdağlı Hüseyin’in gü-reşi bıraktıktan sonra er meydanına çıkarak Hayrabolulu Süleyman’a meydan okuyu-şu; Sındırgılı Şerif’in 42 yaşındayken genç İrfan Atan’a meydan okuyuşu; Mehmet Ali Yağcı’nın altın kemer yılında İbrahim

Karabacak’a meydan okuyuşu uzun yıllar konuşuldular ve tarihteki yerlerini aldılar. Tekirdağlı Hüseyin’in aldığı Kurtdereli ke-merinden, ilk defa İbrahim Karabacak’ın kuşandığı altın kemere gelinen süreç gibi bi-linmeyen birçok olay belgeleriyle anekdot-larla kitabımda yer aldı. Kitabımda başpeh-livanlar, ağalar yer aldığı gibi Kırkpınar’da büyükortaya kadar güreşmesine rağmen 12 madalya kazanan yağlı güreşin Albay’ı Ak-yazılı Kemal Kardeş, yüzlerce çırak yetişti-ren Dünya Güzeli Manisalı Kel Hüseyin gibi iz bırakmış birçok değer de kitabımda yer aldı.

Kitabım basım aşamasına gelmesine rağmen, “Kaybeden gazoz içer” belgeseliyle Tekirdağlı Hüseyin’i tekrar gündeme getiren ve halen Tekirdağlının hayatını kitap haline getirmeye çalışan Mehmet Canpulat ile bir-likte iğne ile kuyu kazarcasına araştırmaları-mız kesintisiz devam etmektedir. 240 sayfa ansiklopedi boyutunda hazırladığım ve çok orijinal resimlerle güçlendirdiğim kitabımı güreşseverlere sunacak olmanın heyecanını taşıyorum. Heyecanlı olmanın yanında ay-rıca ata sporumuz yağlı güreşin er meydanı Kırkpınar Güreşlerine bir eser ile katkıda bulunmanın onurunu yaşıyorum.

1924 yılından 2014 yılına kadar geçen 90 yılı kronolojik sırayla kitabımda anlatmaya çalışırken yakın tarihe daha az, geçmişe doğru daha fazla yer ayırdım. Derlediğim bilgileri yoruma girmeden akıcı bir dille anlatırken bazı önemli haberlerini de gazete kupürü şeklinde doğrudan kitaba aktardım. Günümüzde birçok yazılı kaynakta, resmi WEB sitelerinde yer alan birçok yanlış bilgiyi kitabımda düzelttim. Derlediğim bilgiler tamamen birincil kaynaklarla olmakla birlikte Osmanlıca yazılan 1924 – 1928 yıllarını ise doğal olarak ikincil kaynaklardan derlemek zorunda kaldım. Elde ettiğim bilgileri bilimsel bir yazı yazarcasına hiçbir abartıya kaçmadan, tefrikalaştırmadan çok sayıdaki belgeden birbiriyle karşılaştırarak metin haline getirmeye çalıştım. Yaptığım araştırmada şunu da gördüm ki Sarayiçi’nde yaşanan olaylar ve yapılan güreşlerin en yalın hali bile olağanüstü sıra dışı ve ilgi çekici.

Page 18: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

18

ÖZCAN BAŞGÜL [email protected]

ARNAVUTKÖY’ÜN BAŞPEHLİVANI;

RECEP KARAArnavutköy Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu 4. Geleneksel Yağlı Güreşler 21 Eylül

2014 Pazar Günü yapıldı.. Hacımaşlı Er Meydanı’nda yapılan güreşlerde Abdullah Güngör’ü mağlup eden Recep Kara Başpehlivan oldu.

Atasporu yağlı güreş geleneği-ni yaşatmak amacıyla Arna-vutköy Belediyesi’nin her yıl

düzenlemiş olduğu Geleneksel Yağlı Güreşlerin 4.sü bu yıl Hacımaşlı Er Meydanı’nda gerçekleşti. Her yıl Nak-kaşlı Eyüp Pehlivan anısına Nakkaş Mahallesi’nde yapılan güreşler Nakkaş Mahallesi’nin geçtiğimiz Mart ayın-da yapılan yerel seçimler öncesinde

Çatalca’ya bağlanmasının ardından ilk defa Hacımaşlı Er Meydanı’nda yapıl-dı.Bütün boylarda 300 den fazla pehliva-nın yer aldığı güreşlerde güreş severler 31 başpehlivanın kıran kırana müca-delisini seyretme imkanı buldu. Tari-hi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin son başpehlivanı olan Fatih Atlı’nın yanı sıra Recep Kara, Mehmet Yeşil Yeşil,

Ekrem Yavuz, Gökhan Arıcı, Orhan Okulu, Abdullah Güngör, Ünal Kara-man, Osman Aynur gibi bir çok ünlü isim er meydanında kıyasıya mücadele etti. 2013 yılı Kırkpınar Başpehlivanı İsmail Balaban cezalı olduğu için katı-lamazken, 2005 yılı Kırkpınar Başpeh-livanı Şaban Yılmaz ise sakatlığı dola-yısıyla Arnavutköy Yağlı Güreşleri’nde er meydanına çıkamadı.

Page 19: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

19

Selçuk Öztürk Yeniden Arnavutköy Güreşleri Ağası Oldu

Arnavutköy Belediyesi tarafından 3 yıl düzenlenen Nakkaşlı Eyüp Pehlivan Yağlı Güreşleri’nin 2 yılında Güreş Ağa-sı olan Arnavutköy, Ömerli Mahallesi Muhtarı Selçuk Öztürk, bu yıl da Arna-vutköy Belediyesi Yağlı Güreşleri’nin Ağalığını 61500 TL.vererek aldı. Ağa-lık Kupasını Arnavutköy Belediye Baş-kanı Ahmet Haşim Baltacı ve Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim verdiler. 20 civa-

rında Yöre güreş ağasının izlediği gü-reşleri Kırkpınar Kültürünü Tanıtma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Üye-lerimiz Seyfettin Selim, Özcan Başgül ve modern tribünlerde 3.500 civarında güreşsever izledi.

Bu yıl Başpehlivan Recep Kara oldu

Kırkpınar’ın önemli isimlerinin yer aldığı 31 Başpehlivanın kıyasıya mü-cadele ettiği güreşlerde ilk tur sakin geçti. Atasporu yağlı güreşin bir çok

oyunun sergilendiği güreşlerde za-man zaman heyacan doruğa çıktı. Son Kırkpınar’ın Başpehlivanı Fatih Atlı, Orhan Okulu’ya yenilirken, Recep Kara rakiplerini sergilediği birbirinden güzel oyunlarla mağlup etti. Finalde Abdullah Güngör’ün karşısına çıkan Recep Kara keçidikmesi oyunu ile rakibini yenerek Arnavutköy Belediyesi 4. Geleneksel Yağlı Güreş Başpehlivanı oldu, İkinci Abdullah Güngör olurken, Üçüncülük-leride Ünal Karaman ve Orhan Okulu paylaştılar.

Seyfettin Selim

Selçuk Öztürk

Page 20: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

20

15. İpsala Çeltik Festivali ve Tarım Fuarı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Kel Aliço Pehlivan›ı

Anma ve Yağlı Güreşlerinin başpehlivanı Göngör Ekin oldu.Çok sayıdaki seyirci-lerin izlediği güreşler kıran kırana geçti.İpsala ilçesinin Aliçopehlivan köyünde oluşturulan alanda yapılan başpehlivanlık güreşlerinde Ahmet Yavuz, Hüseyin İyican, Güngör Ekin, Sezgin Yüksel, Hasan Zeybek, Nail Kurt, Gökhan Arıcı, Raşit Algın, Ahmet Kavakçı ve Mahmut Kavakçı başpehli-

van olmak için mücadele etti.Finalde güreşen Ekin rakibi Mah-mut Kavakçı’yı yenerek Kel Aliço Pehlivan’ı Anma ve Yağlı Güreşlerinin başpehlivanı oldu.Birinci Ekin, ikinci Kavakçı ve üçüncü Yavuz ile Arıcı’ya kupa ile madalyala-rını İpsala Kaymakamı Eyyup Özde-mir ve İpsala Belediye Başkanı Mehmet Kerman verdi.Ağa Yusuf Yörük oldu.Güreş ağası, geçen yılın da ağası olan Ke-şan Ticaret Borsası Başkanı Yusuf Yörük

oldu.Bu senede ağalığa aday olan Yusuf Yö-rük tekrar ağalığa seçilirken tüm Trak-ya ağaları yanında hazır bulundular, Kırkpınar Ağası Seyfettin Selim’inde bulunduğu ağalar tribünün’de pehlivan-ların kıran kırana geçen güreşlerini he-yacanla izlediler.Ve oldukça neşeli anlar yaşadılar.Güreşlerde vatandaşlara pilav ve ay-ran ikram edilirken, Türk Hava Kurumu›nun sergilediği paramotor gös-terisi de ilgiyle izlendi.

15. İpsala Çeltik Festivali ve Tarım Fuarı etkinlikleri kapsamında düzenlenen güreşlerin başpehlivanı

Göngör Ekin

İPSALA KURUCU AĞA İBRAHİM GİRGİN

İPSALA GARNİZON KOMUTANI

İPSALA AĞASI YUSUF YÖRÜK

KIRKPINAR AĞASI SEYFETTİN SELİM

İPSALA AĞASI YUSUF YÖRÜK

İPSALAKAYMAKAMI EYÜP ÖZDEMİR

İPSALA BLD BAŞMEHMET KERMAN

Page 21: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

21

BAŞ CAZGIR ŞÜKRÜ KAYABAŞ

İPSALA AĞASI YUSUF YÖRÜK

İPSALA BLD BAŞMEHMET KERMAN

İPSALAKAYMAKAMI EYÜP ÖZDEMİR

İPSALA KURUCU AĞA İBRAHİM GİRGİN

Page 22: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

22

EĞİTİMCİ YAZARMUHSİN DURUCAN

ÖĞRENME, EĞİTMEVE ÖĞRETMENLİK

“Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli siz-ler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakârlığınızın derecesiy-le orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yük-sek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştir-mek sizin elinizdedir... Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.” Mus-tafa Kemal Atatürkİnternette öğretmenimizin resmini gö-rünce, ilköğretmen okulu yıllarıma yö-nelik bir anım belleğimden fırladı. Ne mi? Hemen aktarayım. Okulumuza yeni atanan biyoloji öğretmenimiz SK çok genç ve güzeldi. Dersini tahta başında anlatırken yüzü tümden tahtaya dönük olurdu ve sık sık ve aniden dönüp öğ-rencilerini kontrol ederdi. Bir keresinde döndüğünde bir arkadaşımızın bakışla-rına çakıldı ve tebeşiri onun yüzüne fır-lattı! Gerisi belli… Bellekte çiçeklenen

anılar çok. Ne ki buraya aktarmaya say-falar yetmez.***Kasaca ve anlaşılır tanımıyla öğretme; bilgi vermek, eğitme; verilen bilgileri uygulamaya koymak, öğretmenlik; öğ-retme ve eğitme işlevini ustaca uygula-ma sanatıdır. Her yıl 24 Kasımda içim-den gelenleri kâğıda dökmek ve yayım-latmayı alışkanlık edindim. Bu kez de öyle oldu diyebilirim. Ne ki görüntüde de içerikte de başkalık olsun istedim.Öğretmenlik mesleğinin kan kaybın-da olduğunu görünce içim acıyor! Dün meslekte öncelikle idealizm (ülkücülük) vardı. Bugünse öncelik maddiyata (pa-rasal güce) odaklandı. Dünün öğretme-ni, emekli olduğunca zar zor ev sahibi olabiliyordu. Bugün öğretmen mesleği-nin ilk yıllarında kentte görev yapabili-yor, evi de arabası da var.Etkilendiğim ya da bir şeylere üzüldü-ğüm için yüzleşmeye girdim. Geliniz bu yüzleşmeyi birlikte yapalım.

(İnandırdın Öğretmenim)

“Her yer sımsıcak.”demiştin Üşüyorum öğretmenim Dik durmamı istemiştin Düşüyorum öğretmenim.

Çarşı başka, pazar başka Yeni kuşak mı, bambaşka Alan kaçar, var pılışka Şaşıyorum öğretmenim.

Pazarda seni görünce İçim yandı ince ince Sen:“yumurtaaa!”deyince Pişiyorum öğretmenim.

“Haklılar kazanır.” dedin Haksızlıktan söz etmedin Boşuna ümitlendirdin Taşıyorum öğretmenim.

“İnsanlara güven olmaz Mağdur kişi hakkın almaz

Çalışanlar darda kalmaz.” Aşıyorum öğretmenim.

Sen yine de görev yaptın Bizim için neler yaptın Sana sitem eder miyim Coşuyorum öğretmenim.

Yüzleşme

“Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.” Diyor Başöğretmenimiz…

Dünün ve bugünün öğretmenlerinin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutluyor, esenlikler diliyorum.

Page 23: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

23

BEDİA BARAK

[email protected]

Sinirliyiz…Öfkeliyiz…Hiddetliyiz…Şiddetliyiz…Spor hayatımda hocalarım derdi ki: Rakibini yenmek istiyorsan öfkeni bir kenara bırak, çünkü öfkede akıl olmaz. Aklında mücadele edemediğin sürece kazanamazsın…Ama maalesef hiddet ve şiddet bu top-lumun yaşam tarzında var, ruhunda var, kültüründe var, düşünce yapısında var, davranış biçiminde var.Sanki öfke çağında yaşıyoruz…Akıl tatile çıkmış gelmek bilmiyor…Dedelerimizden ve babalarımızdan daha iyi ve rahat bir yaşam standardımızın ol-masına rağmen, bizden önceki nesillerin sahip olmadığı kadar eğlenme ve stres atma imkanına sahip olmamıza rağmen, özellikle gençlerimiz, boş bakışlar, mut-

suz çatık kaşlar, kendinden bezmiş hal hareketler, bir kavga çıksa da rahatlasak tavırlar….Trafikte kural dışı davranışlar. Ani si-nirle basılan kornalar. Dursa da bir kafa atsam diye sıkıştırmalar…Maçlarda tezahürat yerine savaş alanına çevirip, sandalyeleri havalarda uçurma-lar. Bir izin verseler döner bıçaklarıyla söyle bir saha savaşı yapabilsem, birkaç kişiyi doğrayabilsem diyenler. Önüne gelene küfür etmeler…Hastanede herkes benim hastam derken, doktor azlığı nedeniyle, isyanları oyna-yan hemşire ve doktorlar… Sanki bütün haksızlıklar bize yapılı-yormuş gibi…Tamam, öfkemizi kabartmayanlar yok değil hani…Ama bir gerçek var ki, yediğimizden mi, içtiğimizden midir nedir bilinmez.

Yapılan araştırmalara göre; 1960’lı ve 1970’li yıllarda insanlar öfkelerini ken-di içlerine atma eğilimindeydi. Şimdiki eğilim ise öfkeyi dışa vurma şeklinde gerçekleşiyor. Hakikaten bu öfkeyi dışa-rı çıkarı etken nedir?Eskiden Psikolog ta yoktu. Anti dep-resyon ilaçları da…Şimdi gitmeyen kullanmayan kalmadı…Hepimiz eskinin tabiriyle deliyiz…Sanki bir öfke çağında yaşıyoruz. Mevlânâ Celâleddîn-î, Rûmî der ki: “İnsanların birbirlerine karşı duydukları hiddet, öfke; hep kibirden, kendini beğenmekten, kendilerini başkalarından üstün görmekten ileri gelir. Bu yüzden aklını başına al da, kibirden gönlünü temizle! Eğer kibirli olmak istemiyorsan, kibri bırak, alçak gönüllü ol!Aklınızı koruyun, öfkeye kurban olmayın…

Sevgiyle ilerleyin…

ÖFKE ÇAĞINDA YAŞIYORUZ...

Her zaman keşfetmek için bak

Page 24: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

24

SEMAHAT UZGÖR

ÖĞRENMEK MİİSTİYORSUN?

Güz mevsimi; göçmen kuşlar sıcak yuvalarına dönerken okullar da şakımalarla, cıvıltılarla dolar. Bilinmeyene teslim oluşun korku ve şaşkınlığını annelerinin eline asılıp gözyaşlarına yükleyen birinci sınıflar ve yaz tatili anılarını bir an önce öğretmeni ve arkadaşlarıyla paylaşmak isteyen üst sınıf öğrencileriyle tezat görüntü oluşturan okulun ilk günleri bir karmaşaya yol alır gibidir.

Oysa öğretmenler planlarını yapmış, yeni öğretim programlarının araştırma ve incelemesini tamamlamış, kaynaklarını oluşturmuş hazır bek-lemektedirler onları. Özlemle kucaklar, büyümüş olduklarını görerek gu-rurlanır, öğretim yolculuğuna çıkmak için sabırsızlanırlar.İSTEK’li mini mini birler bu yılki sınıfım. Sanki kırk yıldır bu mesleği yapıyor gibi değilim, en az onlar kadar heyecanlıyım. Bu yıl inandığım ve sınıflarımda oluşturmaya çalıştığım bir eğitim sistemini, öğretim programı çerçevesinde uygulayacağım. IBO yani Uluslararası Baakalorya Organizasyonu (International Baccalaureate Organiza-

tion) dünyada kabul gören en yetkin, en akılcı, en işlevsel eğitim programı. Milli Eğitimin öğretim programıyla örtüşen sorgulama üniteleriyle öğrenmeyi daha kalıcı kılacağıma ve kazanılan öğ-renen profiliyle dünyanın daha yaşanılır olacağına inanıyorum.

Page 25: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

25

Aktivite ve etkinliklere önem veriliyor, farklılaştırma yapılıyor, zaman yönetimini geliştirmek adına okulda zil çalmıyor. Sınıflar, bilgi-ninin tek taraflı iletildiği ortamlar değil artık. Bu yenilikçi eğitim sis-teminde sınıflar öğrencilerin merkezde olduğu, öğretmenlerin öğrenme süreçlerine rehberlik ettiği, öğrencilerin merak ettikleri konuları araştır-maya yöneltildiği, sorgulamalarının teşvik edildiği ve etkileşimin çok güçlü olduğu üretken ortamlar olarak kullanılıyor. Meslektaşlarım gibi, her gün yeni şeyler öğrenip, yeni bakış açıları kazanmaktan mutluluk duyuyorum.

Eğitim ve öğretim aile ocağında ana kucağında başlar, okulda pekişir, yaşam boyu devam eder. Tek öğrenim yeri tabi ki okullar değildir. Bunun en güzel örneklerinden birini içinde bulunduğumuz “Ahilik Haftası” hatırla-tır. Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli’nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma örgütüdür.. Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir. İsterseniz şimdi bizler de onlarla birlikte yedi fena ha-reketi bağlayıp, yedi güzel hareketi açalım ve gençlerin iyi yetişmesini, meslek kazanmasını sağlayanlara selam edelim..

Güreşler başlı başına bir okuldur aslın-da. Güreşin bir ibret dersi olduğunu hemen her yazımda aktarmaya çalışıyorum. Geleneğin-deki, rakibini yerden kaldırma, sırtını sıvazla-ma, yenen yendiği halde ustası olan rakibinin elini öpmesi…vb topluma örnek birçok ahlak dersi verir.

Güreşi bilip güreşe yön veren davul zurna ekibinden tutun (enstrüman çalmayı usta çırak ilişkisi içinde öğrenirler.), konuş-maları duaları ve övgüleri ile pehlivanlara motivasyon ve şevk, seyircilere heyecan veren cazgırlar da da usta çırak ilişkisini görüyoruz. Kırkpınar’ın baş cazgırı Şükrü Kayabaş; “Ben Şirin Babanın öğrencisiyim.” demez mi her zaman..? Orhan Bey’in zamanından bu yana pehlivanların yetişmesi ve güreş kültürüyle ilgili değerli bilgiler verilmesi amacıyla kuru-lan güreşçi tekkesi artık yerini BESYO(Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu) ve güreş okul-larına bıraktı yani pehlivan yetişmesi için de kuvvetin yanısıra eğitim de şart..

Yağlı güreşimizde Kadir Birlik’in öğrencisi Ahmet Taşçı; Ahmet Taşçı’nın öğ-rencisi Ekrem Yavuz , Gökhan Arıcı derken şöyle bir ben de öğrencilerimi anımsayıp önceki yıllarıma göz attım. 1991mezunlarım işlerinde yol aldı, 1997 mezunlarım evlenmeye başladı. 2010 mezunlarım lisede, 2014’ler henüz çok özlemimde. Öncesini sormayın hukuk bitiren torun var, benimse torunumun torununu okutmakta gözüm var. Her günleri yeni mutluluklarla başlasın, başarı ve sağlıkla yaşansın.

Bahçesinde mutlu çocukların oynadı-ğı, sınıflarına araştırmacı, öğrenmeye merak-lı çocukların dolduğu, problemsiz sıkıntısız bir öğretim yılının başlangıcı için çalsın bu yıl ziller… Başöğretmenimiz, Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün hedeflediği çağdaş uygarlık seviyesine bizi ulaştıracak insan kay-naklarımızı yetiştiren öğretmenlerimize yeni öğretim yılında da başarılar diliyorum…

Page 26: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

26

HARUN DOĞANTÜRKİYE’NİN EN BAŞARILI GÜREŞ KULÜBÜ

OLİMPİYAT GÜREŞ KULÜBÜ BAŞKANI YILIN GÜREŞ ANTRENÖRÜ MİLLİ GÜREŞÇİ

Sekiz ay önce kurulan, minder, karakucak, yağlı pehlivan güreşlerinde başarıdan başarıya koşan bir güreş kulübü Olimpiyat Güreş Kulübü İstanbul Sancaktepe’de 150’nin üzerinde güreşçiye kapılarını açmış ve madalyalara doymayan pırıl pırıl şampiyonlar

yetiştiriyor.

ÖZCAN BAŞGÜL [email protected]

Page 27: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

27

Bu başarılı şampiyonları yetişti-ren, iki defa üst üste yılın antre-nörü seçilmiş olan milli güreşçi

Harun Doğan aynı zamanda kulüp baş-kanlığınıda üstlenmiş durumda.

Sancaktepe Güreş kulübünü 2 yıl çalış-tıran ve bu kısa süre içerisinde birçok Türkiye Şampiyonu yanı sıra 876 ma-dalyayı sancaktepe güreş kulübünün müzesine getiren başarılı teknik adam, 1979 Tokat doğumlu ve iki çocuk ba-bası, Harun Doğan Hoca, sorularımıza başarılarının getirdiği mutluluk, gurur ve özgüvenle net cevaplar veriyor. Geç-tiğimiz ay Rusya’da yapılan Junior’lar Güreş Şampiyonasında Bir altın, bir gümüş, birde bronz madalya kazanan Arslanlarımla gurur duyuyorum diyor ve ekliyor önümüzdeki günlerde daha büyük başarılara imza atacaklarını üstü-ne basa basa söylüyor.

Olimpiyat Güreş Kulübümüz kendi ya-ğıyla kavrulan ve ayakta duran bir kulüp olarak, İstanbul Özel Bölge Hastaneleri Genel Koordinatörü Dr. Abidin Özçelik bizlere sponsor olarak destek sağlıyor-lar kendilerine Türk güreşine verdikleri bu destekten dolayı teşekkür ediyorum, diyor Harun Doğan Hoca. Haftanın her günü antrenman yapıyoruz ve müsabaka günlerinde güreşlerde oluyoruz disiplin-li ve ağır bir çalışma gerektiren güreş çalışmalrımıza gençlerimizi ve ailelerini bekliyoruz.

Olimpiyat Güreş Kulübümüz sporcuları sekiz ay içerisinde 5 Türkiye Şamapi-yonluğunun yanı sıra 150 nin üzerinde madalya ve bünyemiz sporcularından 5 öğrenci çeşitli üniversitelerde Beden eğitimi bölümlerinde öğrenim görmek-teler.

Yağlı güreşlerde aldığınız başarılar ne-lerdir diye sorduğum Harun Hoca, Öz-can Bey, Olimpiyat Güreş Kulübümüz 8 ay önce kuruldu. Her yıl Kırkpınar’da

şampiyonlar cıkarmadan ve 2.3 madalya almadan dönmüyoruz. Kırkpınar’da 1 teşvik-2 final yaptılar aslanlarım Hasan Orakçı teşfik- 1’de şampiyon oldu. Şük-rü Karapır teşvik -2’de 2 . oldu her yıl Türkiye şampiyonları ve derecleri alırız bu yılda 5 sporcum Türkiye şampiyonu oldu 2 ikinci ve 3 üçünçü olan sporcu-larım var hedefimiz türk miletini en gü-zel şekilde dünya minderlerinde temsil etmek ve Atasporumuz tarihi yağlı gü-reşlerde başarıdan başarıya koşmalarını sağlamak.

Page 28: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

KIRPINAR MI,YAĞLI GÜREŞ Mİ,KARAKUCAK MI?

Kırkpınar mı,Yağlı Güreş mi,Karakucak mı?

Bence hiç biri. Sebebi ise Güreş benim Ata spo-rum değil. Eğer Güreş Ata Sporum olsaydı.Ata Sporuma sahip çıkardık. Demek ki beni kandırmışlar. Kimler mi? Sahip çıkma uğruna Ata Sporum Güreşi şu anda bulunduğu noktaya getirenler.Yıllardır Türkiye’de bir tartışma var Yağlı güreş “üvey evlat” muamelesi görüyor deniliyor. Yağlı Güreş Federasyonu’nun şart olmalı deniliyor. Bazıları, minder güreşi, yağlı güreşin ruhunu bozuyor, adeta yozlaştırıyor diyorlar.Peki, kimler kurtaracak yağlı güreşimizi?Her sene Kırkpınar yaklaştığında konuşulanlar yazılanlar hiç değişmedi. Bence de hiç değişme-yecek. Çayırda, Yağlıda değişik Federasyonların elinde kaldığı sürece bu böyle gidecek. Kırkpınar Yağlı Güreşleri biter bitmez unutulup gider bir sene sonrasına kadar. Bu yıllardır böyle olmuştur. Dünyanın hiçbir sporunda, sabahtan akşama kadar güreş bitmeden, yerinden kalkmadan ve anlayarak bütün teknikleri bilerek izleyen seyir-ci yoktur.Üstelik Kırkpınar, Yağlı güreş ve Karakucak gü-reşi, musiki, folklör, edebiyat gibi sanatlarla da birleşerek mistik bir kültür faaliyeti haline dö-nüşür. Güreşimizin kendine has kuralları ve teknikleri vardır. Güreş çayırı saygı ve sevgi alanıdır. Kırkpınar, milli kültürümüzün ve geleneklerimi-zin önemli bir kavşak noktasıdır. Hal böyleyken, Güreşimizin ülkemizde ve dün-

yada gelişmesi mümkün değildir.Yağlı Güreş Federasyonu kurulması talebine ise sert tepki gösterenler, Yağlı güreşin kendi başına bir federasyon ola-bilmesi için uluslararası bir niteliğinin olması lazım diyorlar,Uluslararası nitelik nedir?Evet, bir federasyona ihtiyaç vardır. Ama bu fe-derasyon Dünya Federasyonu olmalıdır. Bu Tür-kiye de ilki olacak Dünya Federasyonu, Yağlı güreş ve Karakucak güreşini tanıtarak Ülkelerin bu federasyona bağlanmasını sağla-yacaktır. Dünya Federasyonu kurmak bu kadar zor mu acaba. Başta Güreş, Futbol, Basketbol, Karate, Judo, Ju-Jitsu, Boks, Atletimz, Tekvando, Hapkido, Wuşu ve Spor Bakanlığının bağlandığı kabul et-tiği, spor dalları başka ülkelerin kurduğu ulusla-rarası federasyonlarıdır. Biz ülke olarak bunlara bağlıyız. Yarışmalarda Para ödüyoruz. Güreşi’de bir ülke, dünya federasyonu olarak kurduğunda bizde ‘’Ata Sporu’ muz uluslara-rası hale geldi hadi bağlanalım ve kurtulalım mı diye bekliyoruz acaba. Bunun en yakın örneği Rusya’da kurulan Sam-bo Federasyonu. Kısa zamanda olimpiyatlara kabul edilirse şaşmayalım.Türkiye’de Dünya Federasyonu kurmak, İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı yasaları ile mümkün, Dünya Federasyonu kurulduğun-da, bu federasyon üye olacak ülkeler hazır. Gü-reşimizin kurtulması için Dünya Federasyonu-na ihtiyaç var. Bu federasyonu kuracak, Dünya arenasında Yağlı güreş ve Karakucak güreşini tanıtacak ve spor yönetimine anlatacak bir baba-yiğide ihtiyaç var. Yoksa bırakın Güreş Federasyonuna yamalı kal-sın.

Dünya Uyuşturucuyla Mücadele Eden Sporcular Federasyonu (DUMESF)

Başkanı Kaya Muzaffer Ilıcak

28

Page 29: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

CNG KANYON İnşaat’ın temelleri 2011 yılının Mart ayında Genç girişimci Cengizhan ÖRS tarafından atıldı.Bu tarih bizim için bir başlangıç değil, hizmet sektörü için bir milattır. Çanakkale’nin Biga ilçesinde irili ufaklı 2 yıl içinde 64 daireyi teslim edip halen çalışmalarımız devam etmektedir. Çanakkale’nin cazibe ve turizm merkezi olan Gökçeada’da taş ev projelerimizle bir ilki gerçekleştirdik ve Ada’nın mimarisine uygun projemiz halen devam etmektedir.Taş evin ne demek olduğunu hem rakiplerimize hemde Ada halkına gösterdik. Çanakkale merkezde de projelerimiz devam etmekte olup, devlet ve üniversite gibi ciddi kurumlara da çözüm ortaklığı yapmaktayız. Biz maddi kazanç peşinde değil insanlara hizmet etmenin gururunu yaşıyoruz.Bu misyonumuzla Çanakkale halkının daima yanında olacağız.Ayrıca firmamızın yeni atılımları Çanakkale’nin güzel ilçesi Çan’da yakında başlayacaktır. Firmamız 2009 yılından bu yana aynı zamanda oto alım satım ve rent-a-car hizmeti de vermektedir.

YAŞAMINIZI ŞEKİLLENDİRİYORUZ..!!

Merkez Ofis : Nusret Kutlu İşhanı No:74 Merkez/ÇANAKKALE Tel: (0286) 262 00 71 Fax: (0286) 262 00 16 Adres : İstiklal Cad. Çeşme Sok. No:8/A - Biga/ÇANAKKALE Tel: (0286) 317 08 70 Mobil : (0543) 317 08 70

© CNG Kanyon İnşaat

Page 30: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

30

Türkiye güreş federasyo-nu Yağlı güreşin etkin MHK üyesi eski milli

sporcu Metin Şenel, yine baş-ka bir alanda etkinliğini orta-ya koyarak Anadolu Samsun Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Av.Dilek Kiraz’ın Yö-netiminde Gençlik ve Spordan Sorumlu Başkan Yardımcılığı-na getirildi.

SAMDEF’ in Gençliği spora yönlendirilmesi için gereken Samsunlular adına yapılacağını bunun için elinden gelen tüm çabayı göstereceğini belirten

Metin Şenel, kendisine güve-nen Genel Başkan Av.Dilek Kiraz ve yönetime teşekkür ettiğini belirterek, “ Allah utan-dırmasın inşallah” diyerek start verildiğini açıkladı.

SAMDEF olarak, hemşiremiz Gençler dünya şampiyonu olan Furkan Bayrağa ödül töreni yaptıklarını daha yeni olduk-larını önümüzdeki sene SAM-DEF olarak sporda ve güreş de büyük organizasyonlara imza atacaklarını söyleyen Metin Şenel’e yeni görevinde başarı-lar diliyoruz.

Asrın Güreşçisi ve Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Hamza Yerlikaya ile Sancaktepe Bele-

diye Başkanı İsmail Erdem, 2 hafta önce UEFA Avrupa Ligi maçında sakatlanan A Milli kalecimiz Onur Kıvrak’ı tedavi gördüğü hastanede ziyaret ettiler.

Süper ligde Trabzonspor forması ile mü-cadele eden ve Legia Varşova takımı ile oynanan Avrupa Ligi maçında talihsiz bir şekilde sakatlanarak sol diz ön çapraz

bağları kopan milli takım kalecisi Onur Kıvrak’a bir destek de Güreş Federasyo-nu Başkanı Hamza Yerlikaya’dan geldi.

İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde yer alan özel bir hastanede tedavi gören Onur Kıvrak, bu zorlu süreçte manevi desteğini esirgemeyen Hamza Yerlikaya ve Belediye Başkanı İsmail Erdem’e te-şekkür ederek en kısa sürede yeşil saha-lara geri dönmek istediğini söyledi.

Sakatlık yaşayan sporcunun zorlu bir

süreçten geçtiğini dile getiren Başkan Hamza Yerlikaya, kendisinin de sporcu-luk dönemi içerisinde talihsiz sakatlıklar yaşadığını belirterek, “UEFA maçında böyle üzücü bir olay yaşayan milli ta-kım kalecimiz ve değerli kardeşimiz Onur Kıvrak’tan desteğimizi hiçbir za-man esirgemeyeceğiz. Umarım kısa süre sonra eldivenlerini tekrar giyer ve biz de kendisinin o güzel kurtarışlarını izleriz. Kendisine Allah’tan acil şifalar diliyo-ruz.” ifadelerini kullandı.

Metin Şenel’e önemli görev

Asrın Güreşçisi Yerlikaya ve Başkan Erdem, milli kaleci Onur’u hastanede ziyaret etti

Güreş Federasyon Başkanı Hamza Yerlikaya

Sancaktepe Bld. Bş.İsmail Erdem

Trabzonpor kalecisiOnur Kıvrak

Page 31: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

31

AYHANOĞLU İNŞAAT

AYHANOĞLU İNŞAAT

Merkez Mahallesi Madalyon Sokak No: 11/A Gaziosmanpaşa/ İSTANBUL T/F: +90 212 417 88 22 - GSM:+90 542 518 22 48

Mail: [email protected] - [email protected] - Web Adresi : www.ayhanogluinsaat.com.tr

AYHANOĞLU İNŞAAT FARKI İLE Arsalarınız Değerinde Alınır. Kat Karşılığı İnşaat Yapılır. Kentsel Dönüşüm

Projeleriniz Gerçekleştirilir. Ayhanoğlu İnşaat Kalitesiyle Gaziosmanpaşa ve Sultangazi›de Asansörlü, Kli-

malı, Ankstreli Satılık Lüks Daire ve Dubleksler

Page 32: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

32

Dünya Uyuşturucuyla Mücadele Eden Sporcular Federasyonu (DUMESF) Başkanı Kaya Muzaffer Ilıcak

Uyuşturucuyla Mücadelede Tek Çare Spor

Bonzai sokaklara hakim oluyor

Dünya Uyuşturucuyla Mücadele Eden Sporcular Federasyonu (DUMESF) Başkanı Kaya Muzaffer Ilıcak, Tarım ilaçları, fare zehiri gibi kimyasal maddeleri de bu bitkilerin ilaçları emmesi sağlanarak üretilen ‘Bonzai’ adlı uyuşturucu şeklinin son 5 yılda sigara gibi yaygınlaştığına dikkat çekti.

Geleceğimizi koruyalımEN UCUZ… EN ÖLDÜRÜCÜ… EN SİNSİ

ÖLÜMCÜL ETKİYE SAHİP EN BÜYÜK TEHLİKENİN YENİ ADI : BONZAİ !

Page 33: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

33

“GENÇLİĞİ SPORA YÖNELTMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Ilıcak, gençlerin bir şekilde bu madde-ye alıştığını belirterek, “Bonzai’nin en tehlikeli tarafı alışma zamanı olmaması. 2 defa kullandığın zaman insanı öldürü-yor. Biz federasyon olarak Türkiye’de temiz toplum oluşturmak adına gençleri-mize bu tip bağımlıklara tevessül etme-den hayatını spor yaparak kazanabilece-ğini, spor yaparak başarılı olabileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Biz yaklaşık 10 seneden beri kurulmuş bir federasyonuz. Türkiye çapında 70-80 civarında kulü-bümüz var. Bu geniş bir yelpaze. Bütün mücadele kulüpleriyle alakalı basketbol, futbol gibi çeşitli dallarda spor kulüple-rimiz var. Bu kulüplerle organizasyon yapmak suretinde gençliği spora yönelt-meye çalışıyoruz” diye konuştu.

“ŞAMPİYON SPORCULARLA BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ”

Bağımlı insanların tekrar hayata kazan-dırılmasının son derece zor olduğunu dile getiren Ilıcak, “Bunun en kestirme yolu gençliğimizin bu tür kötü alışkan-lıklara hiç başlamadan hayatını daha iyi şartlarda yaşayabileceğini anlatmak. Rol model olarak seçtiğimiz sporcularımız var. Bu sporcular Avrupa, Dünya Şam-piyonu ve Olimpiyat Şampiyonu. Bu sporcular bizlerle çalışıyor. Yaklaşık 40 okulda konferans yaptık. Avrupa’da ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaklaşık 20 civarı Judo, Karate, Hapkido,Kickbok ve Muaythai organizasyonları yaptık. En son Çorum’da 2 konferans yaptık. Orada da Avrupa ve Dünya Şampiyonu arka-daşlarımız vardı” şeklinde konuştu.

“KÖTÜ AMAÇLI BİR İNSAN GRUBU VAR”

DUMESF Başkanı Ilıcak, son 3 yıldan beri belli olmayan bir gücün gençleri ze-hirlemeye teşebbüs ettiğini ifade ederek, “Bunda başarılı da oluyorlar. Bonzai ve ona benzer zehirlerin Türkiye’de hemen hemen 80 ilde satıldığını görüyoruz.

Emniyet kuvvetleri bu işle son derece ciddi ilgileniyor. Dünya kadar kaçak ya-kalanıyor. Kolluk kuvvetleri tümüyle bu işe hakim. Sonuçta bu iki kişi arasında sokak arasında birisini öldürmeye amaç-lı bir eylem. Hırsızlıkla bunun pek bir farkı yok. Güvenlik ne kadar iyi çalışırsa çalışsın, bizler ne kadar insanları bilgi-lendirsek bilgilendirelim, sonuçta kötü amaçlı bir insan grubu var. Bu grup genç jenerasyonu zehirliyor” açıklamasında bulundu.

ÖLÜMCÜL ETKİYE SAHİP EN BÜYÜK TEHLİKENİN YENİ ADI :

BONZAİ !Gençler bonzai ile kafa yapıp eğlendik-lerini, oyun oynadıklarını zannediyor. Ancak hayatlarınla kumarını oynuyorlar. Çünkü bonzai tuzağına düşen kurtulamı-yor. Tarım ilaçları, fare zehiri gibi kim-yasal maddeler de bu bitkilerin ilaçları emmesi sağlanarak Bonzai adıyla piya-saya sürülüyor.Tehlikeli kumara katılan-ların ömrü en fazla 3 yıl.Tehlikeli olan şu: Bonzai ve Jamaica tek kullanımda bile alışkanlık yapabiliyor. Bu alışkanlık sonucu vücut çürüyor. Genç yaşta kalp krizinden ölenlere bakıldığında, yüzde 90’ının bonzai kullandığı görülüyor.

EN UCUZ… EN ÖLDÜRÜCÜ… EN SİNSİ

Birbirinden farklı yöntemlerle üretildiği için çok fazla çeşidi olan Bonzai’nin en önemli özelliklerinden biri de ucuz ol-ması. En pahalısı 5 lira olan Bonzai’yi daha çok ergenlik çağındaki gençler kullanıyor. Bu uyuşturucu aynı zaman-da kullananların iç organlarında da bü-yük tahribata yol açıyor. Alkol ve başka maddelerle kullanıldığında ise bu tahri-bat ani ölümlere sebebiyet veriyor.ÇOCUKTAKİ DEĞİŞİM YAKINDAN

TAKİP EDİLMELİAileler,çocuklarını yakından takip etme-liler: “Çocuklarınızın ve gençlerinizin hareketlerinde değişmeler, uyuşukluk, sürekli ve uzun süreli lavabo kullanım-ları, uyku düzensizlikleri, gözaltı morar-maları, normal alışkanlıklarını terk et-meleri, antisosyal hale gelmeleri, yanlış arkadaş tercihleri, ev veya işyerlerindeki küçük ama değerli takı, süs eşyası, elekt-ronik cihaz, cep telefonu gibi eşyaların kaybolması durumunda güvenlerinin sarsılmadan takip edilmeleri gerekmek-tedir. Herhangi bir madde kullanımı du-rumunda mutlaka uzmanlardan yardım alınmalıdır.”

Geleceğimizi koruyalım

Ilıcak: ‘Genç jenerasyonu zehirlemeyi hedefleyenler var’Dünya Uyuşturucuyla Mücadele Eden Sporcular Federasyonu (DUMESF) Başkanı Kaya Muzaffer Ilıcak, Türkiye’de son yıllarda genç jenerasyonu zehirlemeyi hedefleyen kötü amaçlı bir insan grubu olduğunu söyledi.Judo, Karate, Hapkido, Kickboks, Ju Jitsu ve Brezilya Jiu Jitsu ve Muaythai dallarında organizasyonlar yaparak ‘’ Uyuşturucu = Doping ile Mücadelede Tek Çare Spor’’ ça-lışmaları yapıyoruz. Hedefimiz Uyuşturucu ve Doping’i tanıyan geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı ve gençlerimizi korumak. DUMESF Başkanı Kaya Muzaffer Ilıcak açıklamalarda bulundu. DUMESF’in hem spor yapıp hem de kötü alışkanlıklarla mücadele etmeyi amaçladığını vurgulayan Ilıcak, “Ma-alesef son 2 yıldan beri Türkiye’de dev gibi patlayan ve çok ucuz olarak sokak aralarında satılan bonzai adında bir uyuşturucu var. Bu uyuşturucu değil, aslında tamamen zehir. Bunun araştırmasını yapan laboratuvarlar, içinde insanı öldürebilecek bazı malzemelerin, insan sağlığına direkt zarar verebilecek zehirlerin olduğunu tespit etmiştir” dedi.

Page 34: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

34

ÖZCAN BAŞGÜL [email protected]

LALAPAŞADA 18 GELENEKSEL

YAĞLI PEHLİVAN GÜREŞLERİ YAPILDI

Lalapaşa Belediyesi’nce düzenlenen 18. Geleneksel Yağlı Pehlivan Güreşleri Baş-finalinde Hasan Tuna’yı mağlup eden

Faruk Akkoyun başpehlivan olurken, 19’uncu Ağalığı ise ihaleyi 40 bin lira vererek kazanan Elektrik mühendisi Leyla Şener olmuştur.

21 Eylül Pazar günü yapılan yağlı güreşler ise, kıran kırana mücadele ve çekişmeli ağalık iha-lesine sahne oldu. Başpehlivan Faruk Akkoyun olurken, ağalık ihalesini Leyla Şener kazandı. Güreşler, Lalapaşa Belediye Başkanı Bülent Şahinşah’ın da aralarında olduğu kortejin be-lediye binası önünden ilçe girişine kadar yürü-yüşüyle başladı. Lalapaşa Yağlı Güreşleri Ağası Abdullah Demirkıran’ı karşılayan kortej, Edirne Belediyesi bandosu eşliğinde yürüyerek güreş alanına geçti. Şahinşah, burada yaptığı konuşmada, “18 yıl önce attığımız tohum, bugün gelişti, ilçemizin adını duyurmaya başladı. Gelecek yıllarda daha güzel organizasyonlarla devam edeceğiz” dedi. Tüm boylardaki güreşlerin ardından başpehli-vanlık güreşlerine geçildi. Hasan Tuna, Kadir Ergin, Ahmet Yavuz, Mecit Yıldırım, Nail Kurt, Hasan Zeybek, Enver Erişti, Fatih Koyuncu, Mustafa Başdemir, Cengiz Zengin, Fevzi Çakır, Ali Gökçen ve Faruk Akkoyun başpehlivanlık için kol bağladı.Başpehlivanlık mücadelesinde birinciliği elde eden Akkoyun ve ikinci olan Tuna ile üçüncü-ler Ahmet Yavuz ve Hasan Zeybek’e ödülleri Lalapaşa Kaymakamı Mehmet Durgut ve MHP Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen tarafından verildi. 18. Lalapaşa yağlı pehlivan güreşlerin-de, gelecek yılın güreş ağalığı için yapılan iha-leye bu senenin güreş ağası İşadamı Abdullah Demirkıran, Elektrik mühendisi Leyla Şener ve esnaf Hasan Hüseyinca katıldı. İhaleyi 40 bin lira bedelle kazanan Leyla Şener’e ağalık kupa-sını Lalapaşa Belediye Başkanı Bülent Şahinşah verdi , selamlama turununun ardındanHanım Ağa Leyla Şener, yaptığı konuşmada, ağalığın heyecan verici olduğunu söyledi.

Bizler de Belediye Başkanımız Recep Gürkan’a, güreşçilerimize verdiği destekten

dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi.

AĞA ABDULLAH DEMİRKIRAN

ESKİ AĞA SELAMİ TUNCER

HANIM AĞA LEYLA ŞENER

LALAPAŞA BELEDİYE BAŞKANI

BÜLENT ŞAHİN ŞAH

Page 35: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

35

Lalapaşa Belediyesi tarafından organize edilen 18. Gele-

neksel Lalapaşa Yağlı Güreşleri Festivali’ne katılan Edir-

ne Belediyesi Güreşçileri önemli dereceler elde ettiler.

Güreşlerde, Başaltı’nda Soner Toto birinci; Küçük Orta

Büyük Boy’da Serkan Üğdüller birinci; Küçük Orta

Küçük Boy’da Umut Geleç birinci, Sedat Çelik ikinci;

Deste Küçük Boy’da Ufuk Yanık birinci; Tozkoparan’da

Atakan Makas birinci, Soykan Makas üçüncü oldular.

Edirne Belediye Güreşçileri antrenörü Talat Çelik, “Be-

lediye güreşçilerimiz çeşitli güreşlere katılarak Edir-

ne Belediyesi’ni başarıyla temsil ediyorlar. Lalapaşa

Güreşleri’ne izlemek üzere gelen Edirne Belediye Baş-

kanımız Recep Gürkan’da, güreşçilerimizi izledi. Ve

kendilerinin aldıkları başarılı dereceler için teşekkür etti.

LALAPAŞA BELEDİYE BAŞKANI

BÜLENT ŞAHİN ŞAH

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANI

RECEP GÜRKAN

Page 36: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

36

’IN FOTOĞRAF MAKİNESİNE TAKILANLARART

ART OF WRESTLING AXEL WURZ

Page 37: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

3729

AXEL WURZ

Page 38: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

38

PAYLAŞMAKİnsanoğlu varoluşundan beri

doğadaki yiyecekleri, nimetleri, hem insanlarla hem diğer

canlılarla paylaşarak bu günlere gelmiştir. Büyük kavgalar.

Savaşlar Bir tarafın yok edilmesi hep paslaşamamaktan olmuştur.

Barışlarda paylaşabilmekten olmuştur.

RAMAZAN KIVRAKAraştırmacı-Yazar

Fethiye Karaçulha Yörükler Derneği Başkanı

Çiftçinin elde ettiği buğdaydan, üründen; Devlet vergi olarak alır, savaş zamanında askere yiyecek

olarak alır. Köy ihtiyar heyeti köyün okulu, yolu, suyu için alır, maaşı yok-sa imam kendi yemesi için ve caminin onarım bakım giderleri için alır, sekiz kısrağı iple sıralayıp döne döne nal altın-da ezerek harmanı döven kısrak cı, altı çakmak taşlı döven ile döne döne har-man döven öküzcü, patoz ile harman dö-ven traktör cü payını alır, buğdayı öğü-tüp un yapan değirmenci de payını alır. Daha sayamadıklarımızda vardır paydan pay alan, buğdayın kaldırıldığı bölgeden başlayıp şehirdeki yiyene ka-dar, hem insanlar, hem hayvanlar, hem böcekler, hem kuşlar hem de hayır ha-senat kuruluşları payını alır. Bir buğday tanesi çoğaldıkça çoğalır, herkese yeter, paylaştıkça bereket artar. Bütün emeği çeken çiftçi bereket versin der. Herkesin pay almasından da mutlu olur. Yaradan öyle istiyor der. Paylaşmayı, canlıları doyurmayı ibadet sayar. Ürünlerin paylaşımından istifade eden canlıların yaşadığı köylerde, şe-hirlerde kuşlar kurtlar ,hayvanlar, azal-maya yok olmaya başladı, bunun sebep-lerinden bazıları; etrafı telle çevrilen tarlaya, bahçeye evcil ve yaban hayvan girip hakkını alamıyor, buğday biçer döver le biçilip yere bir tane düşmeden depolara taşınıyor. Orada satılıyor. Un fabrikalarına gidiyor.Bundan bir çiftçi aile, bir biçer döverci, bir tüccar, bir un fabrikası sahibi kazanı-yor bu kazananlar, hepsini kendi kazan-dığı için başka insanların, canlılarının payını vermedikleri için gelirlerinden

bereket var mı, mutlu oluyorlar mı bunu onlara sormak lazım. Makinalaşan tarım, büyük zenginle-rin eline geçen, payların pay edilmeyip, herkesin istifade etmediği siteme kar-şı direnmek gerekir. Allah’ın yarattığı diğer canlıların yaşaması etrafımızda, ülkemizde olması için tüm canlıların yaşam alanlarını korumalı, yaşamları-nı sürdürmeliyiz. Devletimizin ve ilgili bakanlıkların eliyle, çok kazanandan alı-nan vergilerle ihtiyacı olan beslenmeleri zincir sistemiyle birbirlerine bağlı olan tüm canlılar için dağlara, taşlara, ova-lara, ormana, dere kenarlarına tohumlar uçaklarla atılmalı uygun ortam bulup yetişen buğday başta olmak üzere tüm bitkiler yerden çıkmasından başlayarak, büyüyüp gelişip, yetişip tohumların yere dökülmesine kadar ihtiyacı olan hayvan-lar, böcekler faydalanmalı, doymalı, ha-yatlarını sürdürebilmeli.Doğanın imkânlarını kullanarak ve do-ğaya zarar vererek para kazanan işadam-larından ve kuruluşlardan alınan vergi-lerden ” Doğaya dönüş” adı altında pay alınmalı bu paylarda denizdeki balıktan, havadaki uçan kuştan, yerdeki karınca-dan başlayıp her türlü hayvanı, bitki ve doğal güzelliklerin devamlılığı sağlan-malı. Bu vergi işlemi yapılırsa ve amaca uygun kullanılırsa en hayırlı vergilerden biri olur Başkada çareler varsa, geliştirilmeli, uygulanmalı, Allah’ın birlikte yaşama-mız için yarattığı ve birbirimize muhtaç olduğumuz dayanışarak, yardımlaşarak, paylaşarak hayatta kalabileceğimiz can-lıları yaşatarak yaşamalıyız. Allah rızası için insanlığın geleceği için paylaşmayı

bilmeli ve hayata geçirmeliyiz. Diğer canlıları yaşatamazsak, onların bize verdiği faydaları unutursak, doğa-nın işleyişini bozarsak insanlığın düzeni bozulur, diğer canlılar yok olursa, sıra-sıyla insana sıra gelir ve insanlıkta yok olur. Çare her zaman vardır, Allah’ın yarattığı her şeyi yaşatmak, bunun için paylaşmak neslin devamı için çare ola-caktır...

Page 39: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16
Page 40: Destan-ı Kırkpınar Dergisi Sayı 16

DÜNYANIN BASKI MERKEZİ

25 YILDIRDÜNYAYA,DÜNYANIN BASKISINI YAPIYORUZ

Esatpaşa Mah. Ziyapaşa Cad. No:4 Ege Plaza34704 Ataşehir / İSTANBUL

T. +90 216 470 44 70 F. +90 216 472 84 05www.egebasim.com.tr

PEHLİVANLARA BAŞARILAR DİLERİZ