-
Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29
ADLİ TIP DERGİSİ Journal of Forensic Medicine
ŞİDDET İÇERİKLİ SUÇ İŞLEYEN KADIN OLGULARIN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Doç. Dr. Sefa SAYGILI1,2, Uz. Dr. F.Süheyla ALİUSTAOĞLU2
1 Sağlık Bakanlığı Bezmi Alem Valide Sultan Vakıf Gureba Eğitim
ve Araştırma Hastanesi, İstanbul 2 Adalet Bakanlığı Adli Tıp
Kurumu, İstanbul
Özet Kadınlarda suç işleme oranları erkeklerden daha düşük
olduğu için kadın suçluluğu konusu
genellikle ihmal edilmiştir. Çalışma, şiddet içerikli suç
işleyen kadın olguların sosyodemografik özelliklerini, adli
psikiyatrik değerlendirme sonuçlarını ve kriminolojik özelliklerini
tanımlamak amacıyla planlanmıştır.
Çalışma 01 0cak 2008 – 31 Aralık 2008 tarihleri arasında, Adalet
Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesine mahkemeleri
tarafından ceza sorumluluklarının değerlendirilmesi için müşahede
amacıyla gönderilen, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların
(n:45) retrospektif değerlendirilmesi ile yapılmıştır.
Suçların %66.6 (n:30)’sı birinci dereceden bir yakına karşı
işlenmiştir. Suçlu ile mağdur/ maktül ilişkisinde ilk sırayı; %24.4
oranı ile çocuklar almakta, bunu %22.2 oranı ile eşler
izlemektedir.
Olguların birimde değerlendirilmesi sonrası; %73.3(n:33)
oranındaki olguda ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve
derecede psikopatolojik bulgu saptanmamıştır. %17.8 (n:8) olguda
şizofreni, %4.4 (n:2) olguda bipolar affektif bozukluk, %4.4 (n:2)
olguda hafif mental retardasyon ve %2.2 (n:1) olguda hezeyanlı
bozukluk tespit edilmiştir.
Olguların % 22.2 (n:10)’sinin ceza sorumluluğuna haiz olmayıp,
5237 sayılı TCK’nun 32/1. maddesi kapsamında bulunduğu ve %4.4
(n:2)’sinin kısmi ceza sorumluluğu olup 5237 sayılı TCK’nun 32/2.
maddesi kapsamında olduğu tespit edilmiştir.
Bu çalışmadan elde ettiğimiz temel çıkarım; kadınların, aile içi
çatışmaların tetiklediği, aile içinden bireylere karşı suç
işledikleridir. Bu nedenle kadınların aile içi sorunlarını çözmeye
yönelik sosyal destek sağlayabilecek yapılanmalara önem
verilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Kadın suçluluğu, şiddet, ceza sorumluluğu
EVALUATION OF WOMEN COMMITTED CRIME INCLUDING VIOLENCE Summary
Since the rates of crime among women is lower than men, the topic
of women’s being criminal has
been ignored. This study is planned to determine
sociodemographic features, results of forensic psychiatric
evaluations and criminological features of women committed crime
including violence.
The study is the retrospective evaluation of women who committed
crime with violence and sent to the Psychiatric Observation
Department of the Ministry of Justice Council of Forensic Medicine
in order to be observed about their criminal liability between the
dates of January 1, 2008 and December 31, 2008.
66.6%(n:30) of the crimes were against a first-degree relative.
About criminal-victim coupling, the most frequent one is against
children with 24.4% and the second frequent one is against husbands
with 22.2%. After the observation of Psychiatric Observation
Department in 73.3%(n:33) of women no psychopathological evidence
with a degree and nature to impair criminal liability was
found;
1
http://www.vakifgureba.gov.tr/
-
Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29
in17.8%(n:8) of women schizophrenia; in 4.4%(n:2) of women
bipolar affective disorder ; in 4.4%(n:2) of women mild mental
retardation and in 2.2%(n:1) of women paranoid syndrome has been
found.
22.2%(n:10) of women were found not to have criminal liability
and to be within the extent of paragraph 32/1 in Turkish Criminal
Code of number 5237 and 4.4%(n:2) of women were found to have
partial criminal liability and to be within the extent of paragraph
32/2 in Turkish Criminal Code of number 5237.
The most important outcome of this study is that women are
committing crime against first-degree relatives because of
conflicts in the family. Thus, enough importance should be given to
units which may give women social support to solve their problems
in the family.
Key words; women committed, violence, criminal liability Giriş
ve Amaç Suç; hukuksal olarak yasalarda korunması güvence altına
alınmış, mevcut toplum kurallarının
yıkılmasına ve sarsılmasına yönelik fiil ve davranıştır (1).
Kadın suç işleme oranları erkeklerden daha düşük olduğu için
bilimsel çevreler ve kamuoyunda genellikle kadın suçluluğu konusu
ihmal edilmiştir. Kadın suçlu oranı ülkeden ülkeye sosyokültürel
yapıdaki farklılıklara göre değişmektedir (2-4). Suçta cinsiyet
farklılığı evrensel bir nitelik taşıdığından, kadın suçluluğu ile
erkek suçluluğu arasındaki farkların belirlenmesi önem
taşımaktadır. Kadınlardaki agresyon daha kişiseldir ve aile içinde
meydana gelmektedir. Toplum içindeki kadının annelik vasfı, kadın
şiddetindeki sosyal tabular ve inkar mekanizmaları yüzünden, bu
fenomen olduğundan muhtemelen daha az olarak tanımlanmaktadır. Adam
öldüren kadın suçlular ile ilgili bazı çalışmalar vardır. Ancak
özellikle şiddet suçlusu kadın ile kurbanı arasındaki ilişkiyi
içeren çalışmalar, diğer kadın şiddet suçlarını içeren
çalışmalardan daha seyrektir. Kadınlardaki öldürme eylemleri büyük
ölçüde yakın kişisel ilişkisi bulunduğu ve çatışması olduğu
bireylere karşı gerçekleşmektedir. Kadın suçlularda aile üyeleri,
özellikle erkek arkadaşlar sıklıkla kurban olmaktadır. Kadınlar
yabancı kişileri daha nadir olarak öldürmektedirler (2, 5).
Bu çalışmanın amacı, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların
sosyodemografik özelliklerini, adli psikiyatrik değerlendirme
sonuçlarını ve kriminolojik özelliklerini tanımlamaktır.
Gereç ve Yöntem Çalışma 01 0cak 2008 – 31 Aralık 2008 tarihleri
arasında, Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu
Gözlem İhtisas Dairesine mahkemeleri tarafından ceza
sorumluluklarının değerlendirilmesi için müşahede amacıyla
gönderilen, şiddet içerikli suç işleyen kadın olguların
retrospektif değerlendirilmesi ile yapılmıştır. Çalışmanın
gerçekleştirildiği dönemde müşahedeye alınan 1198 olgudan şiddet
suçu işleyen 45 kadın araştırma evrenini oluşturmuştur.
Olgular, sosyodemografik verileri, muayene bulguları, IQ
testleri, suç cinsi, suç aleti gibi kriminolojik verileri ile ceza
sorumlulukları açısından ayrıntılı olarak irdelenmiştir. Veriler
ortalama, standart sapma, ortanca, frekans, ki-kare gibi testler
kullanılarak SPSS 11.0 yardımıyla tanımlanmıştır.
Bulgular Çalışmaya alınan 45 olgunun yaş ortalaması 30,76±10,25
(16-58) ; medeni hal yönünden %77.8
(n:35)’i evli, %17.8 (n:8)’i bekar ve %4.4 (n:2)’ü boşanmış;
meslek açısından %73.3 (n:33)’ü ev hanımı, %8.9 (n:4)’u memur, %4.4
(n:2)’ü emekli işçi, %4.4 (n:2)’ü esnaf ve % 2.2 (n:1)’si işçi idi.
Üç vaka (%6,7) suç işlediği dönemde öğrenci idi.
Olguların %51.1 (n:23)’i ilkokul mezunu, %13.3 (n: 6)’ü ortaokul
mezunu, %26.7 (n:12)’si lise mezunu, %6.7 (n:3)’si üniversite
mezunu olup, %2.2 (n:1)’si eğitim almamıştı.
Suçların %64.4’ü kent merkezlerinde, % 35.6’sı ilçelerde
işlenmişti.
2
-
Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29
Olguların %24.4’ü Marmara Bölgesi’nden, %20’si Karadeniz
Bölgesi’nden, %17.8’i İç Anadolu Bölgesi’nden, %15.6’sı Ege
Bölgesi’nden, %11.1’i Akdeniz Bölgesi’nden, %8.9’u Güneydoğu
Anadolu Bölgesi’nden, %2.2’si Doğu Anadolu Bölgesi’nden
gelmişti.
Şiddet içerikli suç işleyen kadın olgularda ilk sırayı %48.9
(n:22) oranı ile adam öldürme suçu almaktadır. Bunu %26.7 oranı ile
müessir fiillerin izlediği, üçüncü sırada da mağdurlarının daha
ağır düzeyde yaralanmaları nedeni ile mahkemeleri tarafından adam
öldürmeye teşebbüs kapsamında dava açılan suçların yer aldığı
görülmektedir. Olguların işlediği suçun cinsine göre suç
dağılımları Tablo1 de gösterilmiştir.
Suçların %66.6 (n:30)’sı birinci dereceden bir yakına karşı
işlenmişti. Suçlu ile mağdur/ maktül ilişkisinde ilk sırayı; %24.4
ile çocukların aldığı, bunu %22.2 oranı ile eşlerin izlediği
gözlenmektedir. Olguların mağdur/maktül ile ilişkisi Tablo 2’de
gösterilmiştir.
Suçların %33.3 (n:15 )’ü kesici delici alet yaralanması , %17.8
(n:8)’i müessir fiil ,15.6 (n:7)’sı ateşli silah mermi çekirdeği
yaralanması, %13,4 (n:6)’si künt cisim yaralanması, %11 (n:5 )’i
boğma (4 olgu bağla boğma, 1 olgu ağız burun tıkanması), %8.9
(n:4)’u ilaç ve toksik madde kullanımı yöntemi ile işlenmiştir.
Suçun cinsi ile suç işleme yöntemi arasındaki ilişki Tablo 3’de
gösterilmiştir.
Suç cinsi ile maktül veya mağdurun suçluya yakınlık derecesi
incelendiğinde; adam öldürme suçunun hepsinin aileden birine veya
tanıdığı bir kişiye karşı işlendiği saptanmıştır. Adam öldürmeye
teşebbüs suçunun ikisi çocuğa karşı, ikisi yabancıya karşı, biri
arkadaşa karşı işlenmişti. En sık işlenen ikinci suç olan müessir
fiillerin üçü eşe, dördü akrabaya, ikisi çocuğa, ikisi arkadaşa
karşı işlenmişti. Çocuk öldürme olgularının ikisinde şizofreni,
birinde hafif derecede zeka geriliği saptandı. Suç cinsi ile
mağdur/maktül ilişkisi Tablo 4’e gösterilmiştir.
Olay yeri %80 (n:36 ) olguda ev, %11.1(n:5) olguda açık alan,
%8.9 (n:4) olguda farklı yerler olarak bildirilmişti.
Suçların %35.6 (n:16)’sı ilkbaharda, %24.4 (n:11)’ü sonbaharda,
%22.2 (n:10)’si yaz aylarında, %17.8 (n:8)’i kış aylarında
işlenmiştir. Suçların mevsimlere göre dağılımı herhangi bir özellik
göstermemektedir (p:0,378).
Çalışmamızda kadın suçlularda alkol ve madde kötüye kullanımı
saptanmadı. Olguların; %73.3 (n:33)’ünde olay öncesi tıbbi
antesedan bulunmamaktaydı. Tıbbi antesedanı
bulunan 12 olgunun dördü depresyon, üçü şizofreni, ikisi bipolar
affektif bozukluk, ikisi mental retardasyon, biri kişilik bozukluğu
tanısı almıştı. 14 olgu olaydan sonra, birimimize başvurmadan önce
çeşitli sağlık birimlerince değerlendirilmişti. Bu olguların
yedisinde şizofreni, üçünde bipolar affektif bozukluk, ikisinde
depresyon, birinde hezeyanlı bozukluk, birinde temaruz tanısı
konmuştu.
Olguların Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesince yapılan
müşahede, muayene ve psikometrik tetkikleri sonrası; %73.3 (n:33)
oranında ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve derecede
psikopatolojik bulgu saptanmamıştı. %17.8 (n:8) olguda şizofreni,
%4.4 (n:2) olguda bipolar affektif bozukluk, %4.4 (n:2) olguda
hafif mental retardasyon ve %2.2 (n:1) olguda hezeyanlı bozukluk
tespit edilmişti.
Rorschach testi sonuçlarının değerlendirilmesinden elde edilen
bulgular Tablo 5’te gösterilmiştir. Ceza sorumluluğu açısından
değerlendirildiğinde; olguların %73.3 (n:33)’ün ceza
sorumluluğunun
tam olduğu, % 22.2 (n:10)’sinin ceza sorumluluğuna haiz olmayıp
5237 sayılı TCK’nun 32/1.maddesi kapsamında bulunduğu ve %4.4
(n:2)’ sinin kısmi ceza sorumluluğu olup 5237 sayılı TCK’nun 32/2.
maddesi kapsamında olduğu tespit edilmiştir.
3
-
Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29
Tablo 1. Olguların suç dağılımı Olay cinsi n %
Adam öldürme 22 48.9 Müessir fiil 12 26.7
Adam öldürmeye teşebbüs 5 11.1 Mala zarar verme 4 8.9
Gasp 2 4.4
Toplam 45 100.0
Tablo 2. Olguların mağdur/maktül ilişkisi Mağdur/maktülün
yakınlık derecesi n %
Çocuk 11 24.4 Eş 10 22.2
Arkadaş 9 20.0 Yabancı 6 13.3 Akraba 5 11.1 Anne 4 8.9
Toplam 45 100.0
Tablo 3. Suç aletleri ile suç cinsi arsındaki ilişki Suç İşleme
Yöntemi
Suç Cinsi Kesici Delici
Alet Yaralanması
Ateşli Silah Yaralanması
Künt Cisim
Boğma Müessir
Fiil
İlaç - Toksik Madde
Kullanımı Toplam
Adam öldürme 6 5 3 5 2 1 22
Adam
öldürmeye
teşebbüs
2 1 0 0 0 2 5
Müessir fiil 5 0 0 0 6 1 12
Gasp 2 0 0 0 0 0 2
Mala zarar
verme 0 1 3 0 0 0 4
Toplam 15 7 3 5 8 4 45
Tablo 4. Suç cinsi ile mağdur/maktül ilişkisi
Suç cinsi Eş Çocuk Anne Akraba Arkadaş Yabancı Toplam
Adam öldürme 7
%31.8 7
%31.8 4
%18.2 1
%4.5 3
%13.7 0
%0 22
%100.0
Adam öldürmeye teşebbüs
0 %0
2 %40.0
0 %0
0 %0
1 %20
2 %40
5 %100.0
Müessir fiil 3
%25 2
%16.7 0
%0 4
%33.3 2
%16.7 1
%8.3 12
%100.0
Gasp 0
%0 0
%0 0
%0 0
%0 0
%0 2
%100 2
%100.o Mala zarar
verme 0
%100 0
%0 0
%0 0
%0 3
%75 1
%25 4
%100.0
Toplam 10
%22.2 11
%24.3 4
%8.9 5
%11.1 9
%20.0 6
%13.5 45
%100.0
4
-
Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29
Tablo 5. Rorschach Testi Değerlendirmesi. Test Sonuçları n %
Dissosiasyon yok 18 40.0
Depresif bulgular 9 20.0
Psikotik bulgular 7 15.6
Şizoid kişilik 3 6 .7
Agresif kişilik 3 6.7
Narsistik kişilik 2 4.4
Simulasyon 2 4.4
Oligofrenik sendrom 1 2.2
Toplam 45 100.0
Tartışma ve Sonuç Kadın suçluluğu, aile içi şiddet, parçalanma
sosyal yıkım gibi pek çok boyutu olan önemli bir
hukuksal ve biyopsikososyal problem olarak kendini
göstermektedir (6). Çalışmaya alınan 45 olgunun yaş ortalaması
30,76±10,25 (16-58) idi. Benzer çalışmalarda suçlu
kadınların yaş ortalamaları 30 ile 37 yaş arasında dağılmaktadır
(5,7,8). Olguların %77.8 (n:35)’i evli, %17.8 (n:8)’i bekar ve %
4.4 (n:2)’ü boşanmış idi. Yourstone ve
arkadaşlarının çalışmasında evli kadın oranı %66 olarak
bildirilmiştir (7). Çalışmamızda şiddet içerikli suç işleyen
olguların kriminolojik değerlendirilmesinde olguların %
48.9’unun adam öldürme suçunu işlediği; bu suçların %31.8
oranında eşe karşı, %31.8 oranında ise çocuğa karşı işlediği
saptanmıştır. Bu bulgulara benzer şekilde, Weizmann-Henelius ve
ark’nın 61 kadın şiddet suçlusu üzerinde yaptıkları çalışmada 76
tane kurban tanımlanmış, kurbanların 1/3 den fazlasının suçlularla
yakın ilişkisi bulunmuştur. Yazarlar kurbanların 1/3’ünün kadının
tanıdığı kişiler ve kurbanların büyük kısmının erkek olduğu
bildirilmiştir (5).
Kadın suçluların yakın ilişki içinde oldukları kişilere karşı
işlenen suçlar sırasında madde kötüye kullanımının ya da alkolün
etkisi altında oldukları saptanmasına rağmen çalışmamızda kadın
suçlularda alkol ve madde kötüye kullanımı saptanmamıştır (4,9,10).
Bu durum; ülkemizin kültürel yapısı nedeni ile kadınlarda alkol ve
madde kullanımı diğer ülkelere göre daha düşük düzeyde olması ile
açıklanabilir.
Çalışmamızda ceza sorumluluğunu azaltan ya da ortadan kaldıran
düzeyde akıl hastalığı vakaların %26.6’sında görülürken,
Weizmann-Henelius G.ve ark.’nın yaptıkları çalışmada 61 olgunun 45
tanesinin adli psikiyatrik olarak değerlendirildiği, yabancı
kişilerin kurban olduğu grupta %58.3 oranında ceza sorumluluğunu
azaltan veya kaldırılmasına yol açan bir psikiyatrik hastalığın
saptandığı bildirilmiştir (5).
Olguların Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesince yapılan
müşahade, muayene ve psikometrik tetkikleri sonrası; %73.3(n:33)
oranındaki olguda ceza sorumluluğunu etkileyecek mahiyet ve
derecede psikopatolojik bulgu saptanmamıştır. %17.8 (n:8) olguda
şizofreni, %4.4 (n:2) olguda bipolar affektif bozukluk, %4.4 (n:2)
olguda hafif mental retardasyon ve %2.2 (n:1) olguda hezeyanlı
bozukluk tespit edilmiştir.
Çalışma, ceza sorumluluğu açısından değerlendirildiğinde;
olguların %73.3 (n:33)’ünde ceza sorumluluğunun tam olduğu, % 22.2
(n:10)’sinin ceza sorumluluğuna haiz olmayıp durumunun 5237 sayılı
TCK’nun 32/1. maddesi kapsamında bulunduğu ve %4.4 (n:2)’ünün ise
kısmi ceza sorumluluğu olup, durumunun 5237 sayılı TCK’nun
32/2.maddesi kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. 5237 sayılı
TCK’nın 57. maddesi gereğince TCK’nın 32/1. maddesi kapsamında
değerlendirilen akıl hastalığı bulunan olgular muhafaza ve
tedavileri için akıl hastanelerine yatırılmaktadır. Yourstone
ve
5
-
Adli Tıp Dergisi 2009; 23(1): 24-29
6
arkadaşları akıl hastanesinde kalmayı gerektiren bir psikiyatrik
bozukluğun kadın olgularda %31 oranında olduğunu belirlemişlerdir
(7).
Çocuk öldürme olgularının ikisinde şizofreni, birinde hafif
derecede zeka geriliği saptanmıştır. Weizmann-Henelius’un
çalışmasında, çocuklarına karşı bu suçu işleyen olgularda
psikopatik özellikler ve alkol kötüye kullanımı nadir iken;
psikiyatrik hastalık öyküsü daha sık bulunmuştur (5).
Kadınların özellikle adam öldürme ve yaralama gibi suçları
kendilerini korumak amacıyla işledikleri görülmektedir. Kadınlar
genellikle organize suçlara katılmamakta daha çok tek başlarına suç
işlemektedirler. Kadınlar suçun mağdurları ile genellikle birinci
dereceden ilişki içindedir. Evli kadınlarda evlilik yaşantısındaki
sorunlara bağlı olarak suç işleme oranları daha yüksektir (11).
Çalışmamızda suçların % 66.6 (n:30)’sı aileden birinci dereceden
bir yakına karşı işlenmişti. Suçlu mağdur/maktül ilişkisinde ilk
sırayı; %24.4 ile çocukların aldığı, bunu %22.2 ile eşlerin
izlediği gözlenmiştir. Adam öldürme suçu işleyen kadınların %
31,8’i kurbanın eşi olup, kadın olgularda suçlu kurban ilişkisinde
kadın suçluların %56’sının birlikte oldukları erkekleri ya da eski
erkek arkadaşlarını öldürdükleri saptanmıştır (7). Hakkanen’in
çalışmasına göre de kadın suçlular erkek suçlulardan daha fazla
oranda kurbanlarını aile üyelerinden seçmektedirler (9).
Çalışmamızda, olay yeri %80 (n:36 ) olguda ev, %11.1(n:5) olguda
açık alan, %8.9 (n:4) olguda farklı yerler olarak bildirilmiştir.
Benzer şekilde Yourstone ve arkadaşlarının çalışmasında da kadın
suçluların çoğunun suçlarını kalıcı ikametlerinde işledikleri ifade
edilmiştir (7).
Bu çalışma Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas
Dairesine mahkemeleri tarafından ceza sorumluluklarının
değerlendirilmesi için müşahede amacıyla gönderilen kadınlar
üzerinde gerçekleştirildiğinden, elde edilen sonuçlarını
ülkemizdeki tüm suçlu kadınlara genellemenin çok iddialı bir
yaklaşım olacağını düşünmekle birlikte; sonuçlarımızın literatür
bilgileri ile desteklenmesi dikkat çekici bulunmuştur. Bu
çalışmadan elde ettiğimiz temel çıkarım; kadının aile bireylerine
yönelik şiddet uygulamasının temelinde aile içi çatışmaların
yattığıdır. Bu nedenle kadınların aile içi sorunlarını çözmeye
yönelik sosyal destek sağlayabilecek yapılanmalara önem
verilmelidir.
Kaynaklar
1. Soysal Z, Çakalır C. Adli Tıp, İstanbul Üniversitesi
Basımevi, İstanbul 1999; cilt III:1415. 2. İçli GT. Kriminoloji,
Seçkin Yayınevi, 7.Baskı, Ankara 2007; 336-337 3. Balcıoğlu İ.
Kadın Suçluluğu ve Kişilik. 9. Anadolu Psikiyatri Günleri Tam Metin
Kitabı 2000; 348-356. 4. Polat O. Adli Tıp. Der Yayınevi, İstanbul
2000; 64-73. 5. Weizmann-Henelius G., Viemerö V., Eronen M., The
Violent Female Perpetrator and her Victime, Forensic Science
İnternational 133 (2003);197-203
6. Stone JH, Roberts M, O’Grady J,Taylor AV, O’Shea K. Faulk’s
Basic Forensic Psychiatry. Third Edition. Blackwell Science 2000;
232-233
7. Yourstone J, Lindholm T, Kristiansson M, Women who kill: A
comparison of thepsychosocial background of female and male
perpetrators. İnternational Journal of Law and Psychiatry (2008) ;
31: 374-383.
8. Vandiver DM, Kercher G. Offender and Victim Characteristics
of Registered Female Sexual Offenders in Texas: A Proposed Typology
of Female Sexual Offenders. Sexual Abuse: A Journal of Research and
Treathment, Vol. 16, No:2. April 2004; 121- 137.
9. Hakanken-Nyholm H, Putkonen H, Lindberg N, Holi M, Rovamo T,
Weizmann-Henelius G, Gender differencesin Finnish homicide offence
characteristic Forensic Science İnternational (2009); doi :
10.1016/j.forsciint.2009.02.001
10. Putkonen H, Komulainen E, Virkkunen M, Eronen M, Lönnqvist
J. Risk of Repeat Offending Among Violent Female Offenders with
Psychotic and Personality Disorder, Am.J.Psychol, (2003);
160:1-5.
11. Eronen M. Mental Disorders and Homicidal Behavior in Female
Subjects. Am J Psychiatry 1995; 152: 1216-1218.
Yazıda geçen kısaltmalar İletişim Adresi: Doç. Dr. Sefa SAYGILI
TCK :Türk Ceza Kanunu Sağlık Bakanlığı, Bezmi Alem Valide
Sultan
Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul