AHMED-i DAi Daha önce genellik le ay- bir eser olarak "Mutaye- Kahire'de bulunan bir Dai bir pa r ça Bu divan Kahire'de Darü'l- kütübi'l-kavmiyye' de (nr 865 8/ 2· 3) . 13. Adil Hürmüz-i Tacdar. Kü- çük bir mesnevi olan bu eser külliyat içinde olup "pendname" türünde ve Burdur içinde bulun- 14. Çengname. Uzun süre Cengname, konusunun da Ali, eseri eseriyle Ferahname Ka- . tip Çelebi ise eserin Cengname olarak tesbit Daha sonraki kay- naklar da Sehi ve Latin eserin tam ola rak da Dal'yi hem Cengname hem de Ferahname iki eser gibi gösterirler. Mehmed Tahir ise onun Cengname bir Ferahna- me kaydeder. Gibb ve Ham- mer de hataya Gibb onun ilgili Cengname bir eser Hammer de Cengname ve Ferahname kaydeder. Ham- mer daha sonra bir makalesinde bu Nihayet eserin bütün ortadan kal- ve eserin, çeng verilen Türk- ler'e has bir mOsiki aletinin ale- gor ik ve mistik bi r biçimde ele an- Çengname'nin Burdur. ve Sivas'ta Ziya Karai'da ol- mak üzere bilinen üç Fa - kat bu üçüncü nüsha henüz hiçbir Çeng- name aruzun "mefailün mefailün feO- Iün" ile 1446 beyitten ve yirmi dört bölümden meydana gelen bir mesnevidir. i. H. Vasfi Ma- hir Kocatürk'ten nüs- ha i. H. Ertaylan Bur dur eserleriyle birlikte Ah- med-i Dal ve eser bir tedkik- birlikte Gönül Alpay (Tekin) dan olarak (bk bibll. Dal'ye atfedilen Cinanü '1-c enan ve Siracü' l-kulUb eserlerin Dal'ye ait kesindir. Birincisinin Muham- med b. ei-Müfessir'in eseri ol - ise Dal'- nin geçmemektedir. Oysa Dal bütün eserlerinde zikreden bir Bundan bu eserin de ona ait ol- 58 söylenebilir. Dal'ye ai t ileri sürülen Esrarname ve Mansurna- me ise, bu eserler ele geçme- için bi r söylemek müm- kün Yine Ahmed-i Dal'ye mal edilen Yüz Hadis Tercümesi'nin kime ait belli (bu eser in yaz- için bk. Sü leymaniye Ktp., Pertevni- yal, nr. 438. vr. 122 b-2 35• ) Sehf, Tezkire, s. 56 ; Latffi. Tezki re, s. 85 ; Aif, Künhü 'l·ahbar, istanbul 1277, V, 130; Tezkire, 1, 139; 'z.zunün, 1, 607; Sicill·i Osmanf, 1, 190 ; Müelli{leri, ll, 171 ·172 ; Gibb. HOP, 256·257 ; Hammer (Ata Bey), Xl , 106; a.mlf.. GOD, 1, 72; Hik- met Ertaylan, Ahmed·i Da f, ve Eserler i, istanbul 1952; bk. Faksim ile , s. 108· 109, 295; Gönül Alpay, Da'i and His Çengname (An old Ottoman Mesnevi), Cam· bridge 1975; TÜYATOK, 34/ 1 (1981). s. 135, nr. 329; Mehmet Özmen, Ahmed·i Da 'f (d oktora tezi , SÜ Sosyal Bi li mler Ens· titüsü; Ahmed "Burdur - Antalya ve Ha- valisi Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe, Arap ça ve Farsça Eserl er", TDED, 11 / 3-4 ( 948 s. 171-191 ; Adnan Erzi. "Ahmed Burdur-Antalya ve Havalisi Kütüphanel e rinde Bulunan Türkçe, Arap ça ve Fars ça Mühim Eserler", TTK Bel/e· ten, Xlll / 49 s. 166·168; F. "Ahme d-i D ili ve Eserl e rinin Türk Dili ve Yeri", TO, 111 / 31 95 4 ). s. 426·430; Tunca Kortantamer. "Ahmed -i Dai ile Ye ni Bilgiler", TDe., V II ( 1977), s. 103·138; a.mlf., "Ahme d- i Dili' nin Mutaye- bat Eseri Üzerine", a.e., s. 157·170; Fahir iz. "Da'i", E/ 2 (ing. ), ll , 98·99. L L L L liJ G üNAYKuT AHMED (bk. DERDIR)- AHMED b. EBÜ DUAD (bk. EBÜ DUAD) . AHMED b. EBÜ TAHiR (bk. EBÜ TAHiR). AHMED b. ( ..s:l.:r. (ö. 246 /8 60) devir _j 1 _j _j _j Abdullah, dedesinin MeymOn olup aslen KOfelidir. 164' te (780 -81) Uzun ilim tahsiliyle oldu. EbO Abdullah Said en -Nibaci. Ebü Bekir b. ve Ahmed b. ei-Antaki ile EbO Süleyman ed-Darani'nin müridi oldu. Süfyan b. Uyeyne ve b. Seri'nin sohbetlerine Cüneyd-i takdirini Haris ei - Muhasibfnin de dostu olan Ah - med b. Ebü'l-Havari'nin zühd devri ta - sawufunun hemen bütün dair sözleri TasawutT tahlili bir ve ilginç ifadelerl e sun- en önemli Ra- de tabakat da geçen bir zahidedir. Otuz kadar ilimle olduk- tan sonra. rabbine ve bu yol- da bi r olarak na söyleyerek denize tasawuf tarihi ba- önemli bir hadise olup olmak üzere alimler ta- tenkit Abbasi Hali- fesi Me'mOn döneminde alimler gibi halku'l-Kur'An* mesele- sinden sorguya çekildi ve Ahmed b. Hanbel ile birlikte bi r ara hapse de Ahmed b. Hanbel ile sohbetlerde bulunan ve hadis ilminde güvenilir bir ravi olan Ahmed b. Ebü'I-Havari'nin ri- vayet hadislerden Hil- yetü'J-evliya 'da yer Yahya b. Main. EbO Hatim, Zehebi gibi hadis münekki tleri kendisini övgüyle anarlar. Ebü DavOd , Mace, EbO Zü r 'a ve EbO Zür'a er-Razi ondan ha- dis rivayet Sü lemi. Tabal!:at, s. 75·80, 98·1 02; Ebu Nu- aym, Hilye, X, 5·33; er-Risale, 1, 109· 110, 17, 477, 509·510 ; ll , 435, 456, 575, 646, 704·706, 727 ; Hücviri. Haki · kat Bilgisi (tre. Süleyman istanbul 1982, s. 212, 217·219, 250; Tabal!:atü 'l·Hana· bile, 1, 78; Attar. Tezkiretü 'l·evliyti (tre . Süley- man istanbul 1985, s. 309·311 , 316, 320, 378·381; ibnü' I- Cevzi. IV, 237·238; a.mlf., Telbfsü i blf s, s. 320 ; Zehebi, A'lamü 'n·nübela' , XII , 85·94 ; Lami i. Nefehat Tercümesi, s. 117·118; 1, 82; Münavi, el·Keuakib, 1, 199·201. Iii M usTAFA BiLGiN AHMED EFENDi, Beyazizade L (bk. BEYAzizADE AHMED EFENDi). _j L AHMED EFENDi, Çalcik (ö. 1123/ 1711) Türk ve zakir. _j Tasawuf ve mOsiki çevrelerinde Çalak ile Kelime halk "çaylak" Çayla k Ahmed Efendi olarak da
2
Embed
AHMED-i DAi - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · ıe birlikte Gönül Alpay (Tekin) tarafın dan tıpkıbasım olarak neşredilmiştir (bk bibll. Dal'ye atfedilen Cinanü '1-cenan ve
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
AHMED-i DAi
lunmaktadır. Daha önce genellikle ayrı bir eser olarak düşünülen "Mutayebat"ın Kahire'de bulunan başka bir Dai Divanı nüshasından bir parça olduğu
an laşılmıştır. Bu divan Kahire'de Darü'lkütübi 'l-kavmiyye'de bulunmaktadır (nr 8658/ 2·3) . 13. Vasıyyet-i Nuşirevan-ı
Adil be-Pusereş Hürmüz-i Tacdar. Küçük bir mesnevi olan bu eser külliyat içinde olup "pendname" türünde yazılmıştır ve Burdur nüshası içinde bulunmaktadır. 14. Çengname. Uzun süre adının Cengname, konusunun da savaş o lduğu sanılmıştır. Ayrıca Ali, eseri Şeyhoğlu'nun eseriyle karıştırmış, adının
Ferahname olduğ unu kaydetmiştir. Ka- . tip Çelebi ise eserin adını Cengname olarak tesbit etmiştir. Daha sonraki kaynaklar da aynı yanlışları tekrarlamışlar
d ı r. Sehi ve Latin dışında , eserin ad ı tam olarak verilmemiştir. Ayrıca bazı araştı
rıcılar da Dal'yi hem Cengname hem de Ferahname adlı iki eser yazmış gibi gösterirler. Sursalı Mehmed Tahir ise onun Cengname tarzında bir Ferahname yazdığım kaydeder. Gibb ve Hammer de aynı hataya düşmüşlerdir. Gibb onun savaşla ilgili Cengname adlı bir eser yazdığını. Hammer de Cengname ve Ferahname yazdığını kaydeder. Hammer daha sonra bir başka makalesinde bu yanlışını düzeltmiştir. Nihayet eserin bulunması bütün şüpheleri ortadan kaldırmış ve eserin, çeng adı verilen Türkler'e has bir mOsiki aletinin yapısını alegorik ve mistik bir biçimde ele a ldığı anlaşılm ıştır. Çengname'nin Burdur. İzzet Koyunoğlu ve Sivas'ta Ziya Karai'da olmak üzere bilinen üç nüshası vardır. Fakat bu üçüncü nüsha henüz hiçbir araş
tırıcı tarafından görülmemiştir. Çengname aruzun "mefailün mefailün feOIün" kalıbı ile yazılmış 1446 beyitten ve yirmi dört bölümden meydana gelen bir mesnevidir. i. H. Ertaylan 'ın Vasfi Mahir Kocatürk'ten aldığını söylediği nüsha aslında Koyunoğlu nüshasıdır. i. H. Ertaylan Burdur nüshasının tıpkıbası
mını diğer eserleriyle birlikte yayımlamıştır. Koyunoğlu nüshası . başında Ahmed-i Dal ve eser hakkında bir tedkikıe birlikte Gönül Alpay (Tekin) tarafından tıpkıbasım olarak neşredilmiştir
(bk bibll.
Dal'ye atfedilen Cinanü '1-cenan ve Siracü 'l-kulUb adlı eserlerin Dal'ye ait olmadığı kesindir. Birincisinin Muhammed b. Hacı İvaz ei-Müfessir'in eseri olduğu anlaşılmıştır. İki ncisinde ise Dal'nin adı geçmemektedir. Oysa Dal bütün eserlerinde adını zikreden bir şairdir.
Bundan dolayı bu eserin de ona ait ol-
58
madığı söylenebilir. Dal'ye ait olduğu
ileri sürülen Esrarname ve Mansurname hakkında ise, bu eserler ele geçmediği için şimdilik bir şey söylemek mümkün değildir. Yine Ahmed-i Dal'ye mal edilen Yüz Hadis Tercümesi'nin kime ait olduğu belli değildir (bu eserin yazmas ı için bk. Süleymaniye Ktp., Pertevniyal, nr. 438. vr. 122 b-235• )
BİBLİYOGRAFYA :
Sehf, Tezkire, s. 56 ; Latffi. Tezkire, s. 85 ; Aif, Künhü 'l·ahbar, istanbul 1277, V, 130 ; Kınalızade, Tezkire, 1, 139 ; Keş{ü 'z.zunün, 1, 607; Sicill·i Osmanf, 1, 190 ; Osman lı Müelli{leri, ll, 171 ·1 72 ; Gibb. HOP, ı , 256·257 ; Hammer (Ata Bey), Xl , 106; a.mlf.. GOD, 1, 72 ; İsmail Hikmet Ertaylan, Ahmed·i Daf, Hayatı ve Eserleri, istanbul 1952; ayrıca bk. Faksim ile , s. 1 08· 109, 295; Gönül Alpay, Afımed·i Da 'i and His Çengname (An old Ottoman Mesnevi), Cam· bridge 1975; TÜYATOK, 34/1 (1981). s. 135, nr. 329; Mehmet Özmen, Ahmed·i Da 'f Diuanı (do ktora tezi , ı984 ). SÜ Sosyal Bilimler Ens· titüsü; Ahmed Ateş, "Burdur -Antalya ve Havalisi Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe, Arapça ve Farsça Bazı Mühinı Eserler", TDED, 11 / 3-4 ( ı 948 ı. s. 1 71-191 ; Adnan Erzi. "Ahmed Ateş; Burdur-Antalya ve Havalisi Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe, Arapça ve Farsça Bazı Mühim Eserler", TTK Bel/e· ten, Xlll / 49 (ı949 ). s. 166·168 ; F. Timurtaş .
"Ahmed-i Dili ve Eserlerinin Türk Dili ve Edebiyatındaki Yeri", TO, 111 / 31 (ı 954). s. 426·430; Tunca Kortantamer. "Ahmed-i D ai ile İlgili Yeni Bilgiler", TDe., VII ( 1977), s. 103·138; a.mlf. , "Ahmed-i Dili'nin Mutayebat Adıyla Tanınan Eseri Üzerine", a.e., s. 157·170 ; Fahir iz. "Da'i", E/2 (ing. ), ll , 98·99.
ı
L
ı
L
ı
L
ı
L
liJ G üNAYKuT
AHMED ed·DERDİR
(bk. DERDIR)-
AHMED b. EBÜ DUAD
(bk. İBN EBÜ DUAD).
AHMED b. EBÜ TAHiR (bk. İBN EBÜ TAHiR).
AHMED b. EBÜ'l·HAVARİ ( ..s.;ı_,dl ..s:l.:r. ~~)
(ö. 246/860)
İlk devir sılfilerinden .
_j
1
_j
_j
_j
Babasının adı Abdullah, dedesinin adı MeymOn olup aslen KOfelidir. 164'te (780 -81) doğdu. Şam'da yaşadı. Uzun yıllar ilim tahsiliyle meşgul oldu. EbO Abdullah Said en-Nibaci. Ebü Bekir b. Ayyaş ve Ahmed b. Asım ei-Antaki ile görüştü. EbO Süleyman ed-Darani'nin
müridi oldu. Süfyan b. Uyeyne ve Bişr
b. Seri'nin sohbetlerine katıldı. Cüneyd-i BağdMI'nin takdirini kazandı. Haris eiMuhasibfnin de yakın dostu olan Ahmed b. Ebü'l-Havari'nin zühd devri tasawufunun hemen bütün konularına
dair sözleri vardır . TasawutT konuları
tahlili bir görüş ve ilginç ifadelerle sunması en önemli özelliğidi r. Hanımı Rabiatü'ş-Şamiyye de tabakat kitaplarında adı geçen bir zahidedir.
Otuz yıl kadar ilimle meşgul olduktan sonra. rabbine ulaştığ ı nı ve bu yolda bir vasıta olarak gördüğü kitapları
na artık ihtiyacı kalmadığını söyleyerek onları denize atması. tasawuf tarihi bakımından önemli bir hadise olup başta İbnü'I-Cevzi olmak üzere bazı alimler tarafından tenkit edilmiştir . Abbasi Halifesi Me'mOn döneminde çağdaşı bazı
alimler gibi halku'l-Kur'An* meselesinden dolayı sorguya çekildi ve Ahmed b. Hanbel ile birlikte bir ara hapse de atıldı. Ahmed b. Hanbel ile sohbetlerde bulunan ve hadis ilminde güvenilir bir ravi olan Ahmed b. Ebü'I-Havari'nin ri vayet ettiği hadislerden kırk kadarı Hilyetü'J-evliya 'da yer almıştır. Yahya b. Main. İbn EbO Hatim, Zehebi gibi hadis münekkitleri kendisini övgüyle anarlar. Ebü DavOd, İbn Mace, EbO Zür 'a ed-Dı maşkT ve EbO Zür'a er-Razi ondan hadis rivayet etmişlerdir.
BİBLİYOGRAFYA : Sülemi. Tabal!:at, s. 75·80, 98·1 02; Ebu Nu
aym, Hilye, X, 5·33; Kuşeyri. er-Risale, 1, 1 09· 110, ı 17, 477, 509·510 ; ll , 435, 456, 575, 646, 704·706, 727 ; Hücviri. Keş{u 'l ·mahcüb: Haki· kat Bilgisi (tre. Süleyman Uludağ) , istanbul 1982, s. 212, 217·219, 250 ; Tabal!:atü 'l·Hana· bile, 1, 78; Attar. Tezkiretü 'l·evliyti (tre . Süleyman Uludağ). istanbul 1985, s. 309·311 , 316, 320, 378·381; ibnü' I- Cevzi. Ş ı{atü 'ş·şa{ve, IV, 237·238; a.mlf., Telbfsü iblfs, s. 320 ; Zehebi, A'lamü'n·nübela', XII , 85·94 ; Lamii. Nefehat Tercümesi, s. 117·118; Şa 'ra ni. et·Taba~at, 1, 82; Münavi, el·Keuakib, 1, 199·201.
Iii M usTAFA BiLGiN
AHMED EFENDi, Beyazizade
L (bk. BEYAzizADE AHMED EFENDi). _j
L
AHMED EFENDi, Çalcik
(ö. 1123/ 1711)
Türk bestekarı, şeyh ve zakir. _j
Tasawuf ve mOsiki çevrelerinde Çalak lakabı ile şöhret bu lmuştur. Kelime halk ağzında "çaylak" şekline girdiğinden
Çayla k Ahmed Efendi olarak da anılır.
Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamakla beraber istanbul'da yaşadığı bilinmektedir. 1091 'de ( 1680) Cağaloğlu Sarayı civarında kendi lakabı ile anılan Halvetiyye Tekkesi şeyhliğine tayin edildi. Safer 1123 ( 1711 ) tarihinde vefatma kadar bu vazifede kaldı ve aynı tekkenin hazTresine defnedildi. Müstakimzade, Mecmua'sında onun 1133'te öldüğünü kaydediyorsa da diğer kaynaklarla karşılaştırı ldığında bu tarihin yanlış olduğu anlaşılmaktadır. Vefatından sonra yerine, Türk dini müsikisiriin önde gelen bestekarlarından biri olan oğlu
Çalakzade Şeyh Mustafa Efendi getirilmişti r.
Ahmed Efendi zamanının önemli zakirleri arasında yer almış, dini müsiki ve t asawuf sahasındaki kudretini de uzun müddet devam ettirdiği şeyhlik vazifesi ile göstermiştir. Bestelediği dini eserler muhtelif el yazması güfte mecmualarında görülmekte ise de bunlardan hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.
BİBLİYOGRAFYA :
Hasfb-i Üsküdarf, Veteyat-L Ekabfr-i islamiy· ye, Millet Ktp., Ali Emiri, T , nr. 620, vr. 21 '; Müstakimzade. Mecmaa-i ilahiyyat, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi , nr. 3397, vr. 147'; Mehmed Şükrf. Si/si/ename, Üsküdar Se· Jim Ağa Ktp., Hüdayi Kitapları , nr. 1098, vr. 23b; Ergun, Antoloji, 1, 127-1 28.
liJ NuRi ÖzcAN
ı AHMED EFENDi, Damadzade
ı
L (bk. DAMADzADE AHMED EFENDi).
_j
ı AHMED EFENDi, Durmuşzade
ı
(ö. 1129/ 1717)
Türk ta'lik hattatı. L _j
1076'da (1665-66) istanbul'da doğdu. Babası Şehremini Durmuş Efendi'dir. Gençliğinde babasının ihtimamıyla iyi bir tahsil gören Ahmed Efendi hat sanatı
na ilgi duyunca Kı rimi Camii imaını Ahmed Efendi'den meşke başladı. Daha sonra devrin önde gelen ta'lik üstatlarından SiyahT Ahmed Efendi'nin derslerine devam etti ve ta'lik yazısının bütün özelliklerini öğrenerek icazet aldı. Ayrıca devrin tanınmış hattatları olan RodasTzade ve Kazasker Abdülbaki Arif efendilerden de istifade etti. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra hariç rütbesiyle (bk. HARiç MEDRESESİl Üsküp Yakub Paşa Medresesi'nde sekiz yıl müderrislik yaptı. Feyzullah Efendi şeyhülislam olduktan sonra ta'lik hattatları arasında açılan imtihanı kazanınca, müderrisliği
uhdesinde kalmak suretiyle istanbul'a geldi ve Bab-ı MeşThat ketebe* si arasına girdi. Yazısını çok beğenen Feyzullah Efendi'nin katibi olduğu gibi çocukları -
Durmuşzade
Ahmed Efendi'nin ince ta ' lik hatla istinsah ettiğ i
Zübedü asari'l-meuahib
ue'l-envar' ı n
i lk ve ketebe sayfas ı
( Topkapı
Sa rayı
· Müzesi Ktp.,
Ema net
Hazinesi ,
nr . 596,
AHMED EFENDi. Durmuşzade
na hat hocalığı da yaptı. Kısa zamanda derecesi altmışlı• ya yükseltildi. Edirne Vak'ası'ndan sonra hareket-i altmış
lı* ya, arkasından müsıle- i Süleymaniye rütbesiyle Galata Sarayı müderrisliğine tayin edildi. Bu sırada Sultan İbrahim'in emriyle Gurabzade Abdullah ei-Bağdadi'nin Zübedü asari'l-mevahib ve'l-envar adlı Türkçe tefsirini istinsaha baş
ladı. Şeyhülislam Ebezade tarafından
Sultan Ahmed Medresesi'ne nakledildL Yazmakta olduğu tefsiri tamamladıktan sonra İzmir kadılığına tayin edildi. istinsah ettiği eseri Sadrazam Çariulu Ali Paşa vasıtasıyla padişaha arzetti. Halen Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'nde bulunan (Emanet Hazinesi. nr. 596) bu nüshanın tamamlanışı 1121'de (1709 -1 O) olduğuna göre İzmir' e bu tarihten sonra gitmiş olmalıdır. Burada hizmet müddetini tamamladı ve altı yıl mazul kaldı. Daha sonra Edirne kadılığına tayin edilerek kendisine Mekke-i Mükerreme payesi verildi. Bu görevi tamamladığında rahatsızlanarak istanbul'a döndü ve RebTülahir 1129'da ( 1717) vefat etti. Kabri Topkapı'dadır.
Ahmed Efendi Türk ta'lik mektebinin öncülerindendiL CeiT-ta'lik ve gubarTde imad'dan sonra en kudretli sanatkar kabul edilir. Tarihçi Raşid'in bildirdiğine göre istanbul Galata. Üsküdar. Eyüp'te ve Edirne'deki pek çok saray, medrese. tekke. sebil ve çeşmelerde tarih kitabeleri vardır. Bunlar arasında, Çariulu Ali Paşa ' nın yaptırdığı darülhadis, tekke ve hırka - i şerif hücreleri ile Kasımpaşa'daki cami. Kaptan İbrahim Paşa'nın Süleymaniye civarında yaptırdığı cami ve sebilin kitabeleri, Şeyhülislam Feyzullah Efendi Medresesi'nin (bugünkü Fatih Millet Kütüphanesi) bazı kitabeleri ve çeşme kitabesi. Üsküdar Valide Sultan Camii ve çeşmesinin tarihleri zikredilmelidir. Çok süratli yazdığı için pek çok eser vermiş, birçok değerli talebe yetiştir
miştir. Şeyhülislam Veliyyüddin Efendi, Katipzade Mehmed _ Refi', Abdullah b. Hamza. Lutfullah b. İsmail. imam Salih, MTr Hüseyin Şakir, Mehmed Çavuş ve Ömer b. Nüh Efendi bunlar arasın dadır.
BİBLİYOGRAFYA:
Raşid, Tarih, IV, 329, 338-341; Müstakimzade, Tuh{e, s. 643; Habfb, Hat ue Hattatan, İs tanbu l 1306, s. 236; Sicill-i Osman[, 1, 240; Karatay, Türkçe Yazma/ar, 1, 10; Ö. Nasuhi Bilmen. Büyük Te{sir Tarihi, istanbul 1973, ll , 702; Şevket Rada, Türk Hattatlan, istanbul, ts. , s. 123, ayrıca bk. İndeks. liJ MuH iTTi N SERiN