Top Banner
ACI- Emel- 2009/ 2010
30

4 1930-1939 bunalim yillari

May 27, 2015

Download

Education

ergunm

Geography
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: 4  1930-1939 bunalim yillari

ACI- Emel- 2009/ 2010

Page 2: 4  1930-1939 bunalim yillari

Buhran Yılları ve Genç Cumhuriyetin Dış Ticaret Politikaları

Türkiye için bu bunalımın etkilerinden kaçmak imkansızdı.

Ancak dış borç almaktan kaçınması , kendi olanaklarını kullanma çabaları bu etkinin büyümesini engellemiştir.

En büyük etki dış ticaret yoluyla olmuştur. genellikle tarım ürünleri ihracı , sanayi maddeleri ithali yapan Türkiye’nin dış ticaret hacmi tarım ürünlerinin fiyatları düşünce daralmıştır.

Ayrıca 1928’de başlayan dış borç ödemeleri genel bütçede açığa yol açıyordu.

Page 3: 4  1930-1939 bunalim yillari

1929 Dünya buhranının Türkiye’yi etkilemesi öncelikle Türk parasının değerinin düşmesiyle başlamıştır.

Bu düşüşün temel nedenleri arasında; 1929 yılında meydana gelen spekülatif ithalat artışı sonucunda dış açığının yüzde 100’den fazla büyümesi, dünya ticaretindeki daralma, tarım ürünlerinin uluslararası fiyatlarında yaşanan düşüşler gibi nedenler vardı.

Büyük Buhranın Türkiye üzerindeki ikinci etkisi, 1929 ve izleyen yıllarda hammadde ve tarım ürünlerinin Dünya pazarlarındaki fiyatları aşırı düşmesi nedeniyle ülkenin ihracat gelirlerinde yaşanan önemli daralmaydı.

Page 4: 4  1930-1939 bunalim yillari

Diğer birçok ülkeye göre krizi hafif geçirmesine rağmen ortaya çıkardığı sorunların çözümlenmesi Türkiye’de de önemli siyasal düzenlemelere gidilmesine neden olmuştur.

Liberal bir ekonomi politikasından devletçiliğe geçilmiştir.

Türk parasının değeri dış paralara göre sabit tutulmuştur Dış ödemeler dengesi sağlanmıştır

Dış ödemeler dengesinin sağlanması için alınan önlemler ithalatı, miktar ve değer olarak azaltmıştır.

İhracat ise miktar olarak artmasına karşın fiyatlardaki düşüş dolayısıyla değer olarak düşmüştür.

Ülke dışında ve içinde tarımsal ürün fiyatları hızla düşmüştür Ülke dışında sanayi ürünleri fiyatlarında düşme olmakla beraber, ülke

içinde sanayi ürünleri fiyatları sabit kalmıştır. Devlet bütçesinde ve harcamalarında, bütçe dengesini sağlayıcı kısıntılar

yapılmıştır.

Page 5: 4  1930-1939 bunalim yillari

Türkiye 1933' de dış ödemelerde uygulamasına başlanan kliring ve takas sistemini uyguladı. Bilindiği gibi, malını alanın,malını alma ilkesine dayanır. Bu sistemde ithalat ihracata bağlandığından, ihracat teşvik edilmiş olur. Nitekim,Türk Hükümeti mümkün olduğu kadar bütün ülkelerle kliring ve takas anlaşması yapmaya çaba harcadı ve Türkiye ile ticaret ve ödeme anlaşması yapan ülkelerden,ithalata öncelik tanıdı . ( Almanya )

Ayrıca ihraç mallarının standardizasyonuna önem verilerek ,ihracat bu yönden de teşvik edildi .10 /06/1930 tarih ve 1705 sayılı Kanun ile Hükümete tedbir alma yetkisi verilerek,ihraç edilen fındık ve yumurtadan başlayarak ,ihraç mallarında kalite kontrolüne gidildi. Önceleri çeşitli merciler tarafından yürütülen bu iş 1934' te kurulan Türkofis' e devredildi. Ofise,kontrol ve teftiş görevi yanında piyasa araştırmaları yapma uluslar arası ticaret ve ödeme anlaşmalarını hazırlama görevi de verildi.

Page 6: 4  1930-1939 bunalim yillari

En çok kaybeden Türkiye’nin izlediği ekonomik politika nedeniyle tarım kesimi olmuştur. 1929 yılındaki dünya ekonomik krizinin ve olumsuz iklim şartlarının etkisiyle tarım sektörünün gerilemesi, büyüme oranını da düşürmüştür. 1939 yılında % 6.9 olan büyüme oranı 1940 yılına gelindiğinde % 4.9 oranında azalmıştır

Buhranın şehir insanı üzerindeki çözümü zor etkisi ticaret alanında meydana gelmiştir. Ticaret kesimini en çok etkileyen olay tarımda meydana gelen fiyat düşüşlerinin oluşturduğu gelir ve dolayısıyla, alış gücünün düşmesiyle olmuştur. Bu düşüş ticaretin zor bir dönem geçirmesine neden olmuştur.

Page 7: 4  1930-1939 bunalim yillari

Merkez Bankasının kurulması için ilk başlarda Osmanlı Bankası'nın milllileştirilmesi düşünülse de ülkenin ekonomik koşulları buna izin vermemiştir. Daha sonra o günlerde yeni kurulan Türkiye İş Bankası'nın Merkez bankasına dönüştürülmesi gündeme gelmiştir. Ancak, merkez bankasının bağımsız olarak çalışması gerektiği görüşünün de etkisiyle 20 Eylül 1931 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 1715 sayılı Merkez Bankası Kanunu'na paralel olarak Merkez Bankası 3 Ekim 1931 tarihinde faaliyete geçmiştir. Bankanın para politikası araçlarını kullanması ve hükümetle işbirliği içerisinde çalışmasını sürdürmesi de kanunun temellerini oluşturmuştur. 1715 sayılı kanunla ülkenin kalkınmasının sağlanması Merkez Bankası'nın temel görevi olarak tanımlanmıştır

Günümüzde TCMB dahil olmak üzere bir çok merkez bankası bağımsız olarak enflayon hedeflemesi yapmakta ve hükümet politikaları ile çelişen durumlarda kamuoyunu ve hükümeti bilgilendirmeyi tercih etmektedir.

MERKEZ BANKASI

Page 8: 4  1930-1939 bunalim yillari

1929 sonrasında Türkiye ekonomisi için yeni bir dönem başlamıştır.

Tüketim ve gelir düzeyinin düşmesine karşı doğal bir savunma tepkisi olarak ithalatı denetleyen koruma önlemlerine gidilmesi, kısacası dışa

kapanarak buhranın iç yansımalarını sınırlamak, durgunluğu aşmanın ön. koşulu oluyordu.

Koruma duvarları arkasında, yaygın (ve eskiden ithal edilen) sınai tüketim mallarından ("üç beyazlar" olan un, şeker, kumaştan) başlayan ithal

ikameci yatırımlar, 20. yüzyılın ilk yarısında Üçüncü Dünya ülkelerinin birçoğunda ilk sanayileşme hamlelerini oluşturdu.

Farklı bir ifadeyle, uluslararası ihtisaslaşmanın o döneme kadar azgelişmiş ülkeleri mahkûm kıldığı "sanayisiz" yapıyı aşmaya yönelik ilk

hamlelerin birçok ülkede büyük buhran yıllarında gözlenmesi tesadüf değildir.

1929 sonlarından itibaren adım adım dış ticareti denetleyen ve korumacı bir yeni yapıya geçen Türkiye'nin deneyimi de aynı yöndedir.

Page 9: 4  1930-1939 bunalim yillari

Ancak, o dönemde siyasi bağımsızlığa sahip olduğu için, dış ticaret rejimini bizzat düzenleyebilen çok az gelişmiş ülkede gözlenen salt korumacı tedbirler Türkiye'de iki yıllık bir denemeden sonra aşılmış ve 1932'den sonra korumacılık, devletçilikle tamamlanmıştır.

Devletin ekonomik yapı içerisindeki rolü oldukça artmış ve devletçi ekonomi politikaları uygulanmaya başlanmıştır. 1930 yılından 1939’a kadar olan dönem, korumacı ve devletçi politikaların egemen olduğu bir dönem olmuştur.

Politika “yapılması gerektiği halde yapılamayan işlerin devletçe üstlenilmesi” şeklindedir.

Bu görüş için “devletçi” terimi kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonra Devletçilik Mayıs 1931’de ilke olarak, CHP Programına girmiş; 1937’de de Anayasa’da yer almıştır.

Page 10: 4  1930-1939 bunalim yillari

SANAYİ POLİTİKASI

Devletçilik en belirgin olarak kendini sanayi politikasında göstermiştir. 1932’de Profesör Orlof’un başkanlığında bir Sovyet uzmanlar grubuna bir sanayi programı hazırlattırılmış, program 1934’te “Birinci 5 Yıllık Sanayi

Planı” adı altında onaylanmıştır.

Bu plana göre,

-Tarımsal üretim ve doğal kaynaklara dayalı sanayi tesislerinin kurulması,-Özellikle dışarıdan alınan temel tüketim mallarının yerli üretimine öncelik

verilmesi,-Sanayi kuruluşlarının ham madde ve iş gücü kaynaklarına yakın yerlerde

kurulması gibi temel ilkeler esas alındı.

Ayrıca, dokuma, maden işleme, kağıt, kimya, taşa toprağa dayalı endüstri dallarındaki yatırımlara öncelik verildi.

Page 11: 4  1930-1939 bunalim yillari

Planda kurulması öngörülen işletmeler şunlardır:

Kimya Sanayi (Gemlik suni ipek, Isparta gülyağı gibi)Toprak Sanayisi (Şişe ve cam ile çimento fabrikaları)Karabük demir çelik fabrikalarıKâğıt sanayiKeçiborlu Kükürt sanayiBodrum Süngercilik işletmesiPamuk dokuma sanayisiBursa Merinos sanayiKastamonu kendir sanayi

Page 12: 4  1930-1939 bunalim yillari

Bu planın masrafları 44 milyon TL düzeyinde öngörülmüşken, 100 milyon TL’ye varmış ve bunun Sovyetlerden sağlanan 8 milyon dolarlık faizsiz kredi dışındaki bölümler bütçeden karşılanmıştır

Bu yatırımlar yapılırken;

Hammaddelerinin yurtta bulunup bulunmadığıÖzel sektörün yatırım yapamayacağı oranda büyük sermaye gerektirmeleri (Devlet tarafından kurularak işletilecektir)Tüketiminde yurt gereksinimi dikkate alınmıştır.Ancak dış satışlar öngörülmemiştir.

Bu planın başarılı bir biçimde uygulanması üzerine 2. Beş Yıllık Sanayi Planı yapıldı. Ancak , II.Dünya Savaşı’nın etkisiyle bu ikinci plan başarıyla uygulanamadı.

Page 13: 4  1930-1939 bunalim yillari

TARIM

Tarım’da iktisadi buhran dolayısıyla çiftçinin uğradığı zararları hafifletmeye özen gösterilerek ilk dönemdeki politikaların uygulanması

sürdürülmüştür.

Özellikle Kredi Kooperatifleri yayılmaya çalışılmış, Ziraat Bankasının borç faizleri % 12’den % 9’a indirilmiş

Pamuk, yonca, pirinç, turunçgiller gibi bitkilerin üretimini arttırmak için çaba gösterilmiştir.

Bu dönemde tarımla ilgili devletçi önlem buğday fiyatlarının devletçe desteklenmesidir.

Amaç çiftçinin düşük bir fiyat kabul ederek zarar etmesini önlemektir.

Page 14: 4  1930-1939 bunalim yillari

ULAŞTIRMA

Demiryolları yapımı da sürdürülmüş ve şebekenin uzunluğu 1931’de 7 bin 148 km’ye çıkarılmıştır.

Ulaştırma alanında devletçi önlemlerin başlıcası, yabancı şirketlere ait demiryollarının ulusallaştırılması dışında deniz taşımacılığında sürekli posta

seferleri düzenlenmesinin devlet tekeline alınmasıdır.

Page 15: 4  1930-1939 bunalim yillari

ULUSALLAŞTIRMALAR VE DIŞ BORÇLAR

Türkiye’de bulunan imtiyazlı yabancı şirketlerin satın alınarak ulusallaştırılması hareketi bu dönemde hızlandırılmıştır.

1931-1938’de ulusallaştırılan şirketlerin başlıcaları şunlardır:

İzmir – Kasaba ve Aydın Demiryolları (1934-35)Ereğli Kömür Şirketi (1937)

Şark Demiryolları (1937)Ergani Bakır Madeni (1936)

Şirket-i Hayriye (İstanbul Boğaz vapur işletmesi)İstanbul su, rıhtım, telefon, elektrik, tünel, tramvay şirketleri

5 Yıllık Planı uygulamak üzere Sovyet Rusya’dan alınan kredi ve 1938’de İngiltere’nin verdiği 16 milyon sterlin dışında dış kredi

alınmamış ve alınan borçların önemli bir bölümü ile ulusallaştırılan kurumların bedelleri ödenmiştir.

İsmet İnönü 1923’de yabancı sermayedarlar için “Gelsinler, sermaye döksünler, iş yapsınlar, meşru istifade etsinler” demiştir. Oysa 1931’de

Halk Partisi programının görüşülmesi sırasındaysa, yabancı sermayenin normal bir kaynak sayılmadığı ima edilmiştir.

Page 16: 4  1930-1939 bunalim yillari

DIŞ TİCARET POLİTİKASI

Dış ticaret politikasında önemli değişiklikler olmuştur.

1930’da çıkarılan “Türk Parasının Dış Değerini Koruma Kanunu” hükümete, dıştan alınacak malların miktar, cins ve niteliklerini gerektiğinde belirleme ve

zorunlu olmayan durumlarda bu malların dış alımını sınırlamak ve hatta yasaklamak yetkisini veriyordu.

Bundan başka çeşitli ülkelerle Türkiye ile olan ticaretlerinde karşılıklı alım ve satımları denkleştirmeyi amaçlayan ikili anlaşmalar yapılmaya başlanmıştır. O

sırada alış verişlerini bu ilkeye dayandıran başlıca ülke olması itibariyle Almanya’ya yönelinmiştir.

Page 17: 4  1930-1939 bunalim yillari

YIL DIŞALIM DIŞSATIM FARK

1930 147.6 151.5 + 3.9

1931 127.3 126.7 + 06

1932 86.0 101.3 + 15.3

1933 74.7 93.2 + 21.5

1934 86.8 92.1 + 5.4

1935 88.8 95.9 + 7.0

1936 92.5 117.7 + 25.2

1937 114.4 138.0 + 23.6

1938 149.8 144.9 - 4.9

Page 18: 4  1930-1939 bunalim yillari

DEVLET VE ÖZEL GİRİŞİM

Özel sanayicilerin dışardan getirtecekleri makinelerin gümrük resimlerinden bağışıklığı önce kaldırılmış, daha sonra yeniden

benimsenmiştir. Özel sektör sıkı bir denetime ve formalitelere bağlı tutulmuştur.

Dışarıya satış yapmak isteyen özel girişimcilere, ruhsatname alma zorunluluğu getirilmiştir.

Ruhsatname almak için ilgili kişinin mahkum olmamış bulunması, ihracatta bilgi sahibi olduğunu belgelemesi, hileli

iflas göstermemiş olması koşulları şart koşulmuştur.Ruhsatname 3 yıl için verilmektedir.

Yurt içi tüketim mallarını saptanan fiyatlardan daha pahallıya satanlar para ve hapis cezasına çarptırılmıştır.

Page 19: 4  1930-1939 bunalim yillari

Devletçilik politikası bu dönemdeki uygulamalarda kendini şu biçimde göstermiştir:

Devlet pek çok alanda girişimci olarak çalışmaya başlamıştır.Devlet tekellerinin sayısı arttırılmıştır (çay, şeker, kahve dışalım tekeli,

kâğıt, suni ipek vb ürünlerde devlet tek üretici durumda)İktisadi Milliyetçilik (İmtiyazlı yabancı şirketlerin ulusallaştırılması)

Piyasalara devletin müdahalesi

SONUÇLARI:

Yerli üretim ve özellikle sanayide sezilir ölçüde artış sağlandı,Dış ticarette denge sağlandı,

GSMH’da artış sağlandı

Page 20: 4  1930-1939 bunalim yillari

Devletçilik politikasının başlıca içeriğini oluşturan sanayileşmenin devletçe ele alınıp yürütülmesi ilkesini, o zamanki koşullar altında yerinde hatta zorunlu saymak gerekir. Dünya ekonomik buhranının yarattığı durum karşısında o yıllarda sanayileşme zorunlu bulunuyordu. Sanayileşme konusunda ne henüz gelişmemiş olan “özel kesime” ne de buhran dolayısıyla “yabancı sermayeye” güvenilebiliyordu.

Page 21: 4  1930-1939 bunalim yillari

1932-1950 DÖNEMİ

1933 yılından sonra endüstrileşme çabaları artmış, 1933 yılından sonra endüstrileşme çabaları artmış, Devlet birçok endüstriyel yatırım yapmıştır.Devlet birçok endüstriyel yatırım yapmıştır.

Bu dönemde devletçilik ilkesiyle ekonomik kalkınmayı Bu dönemde devletçilik ilkesiyle ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek için beş yıllık bir sanayi planı gerçekleştirmek için beş yıllık bir sanayi planı hazırlanmıştır. 1933-1937 yıllarını kapsayan bu plan, hazırlanmıştır. 1933-1937 yıllarını kapsayan bu plan, devletin endüstri kesiminde doğrudan doğruya devletin endüstri kesiminde doğrudan doğruya gerçekleştirmeyi düşündüğü yatırımları programlamıştır. gerçekleştirmeyi düşündüğü yatırımları programlamıştır. Özellikle demir-çelik, kağıt, toprak, dokuma endüstrileri, Özellikle demir-çelik, kağıt, toprak, dokuma endüstrileri, üzerinde en fazla durulan alanlar olmuştur.üzerinde en fazla durulan alanlar olmuştur.

1933 yılında 1933 yılında Sümerbank kurulmuştur. kurulmuştur. Etibank da aynı dönemde kurulmuştur. da aynı dönemde kurulmuştur. Maden Tetkik Arama Enstitüsü ve ve Elektrik İşleri Etüt

İdaresi araştırma faaliyetlerini yürütmek için çalışmalara araştırma faaliyetlerini yürütmek için çalışmalara başlamıştır. başlamıştır.

Birinci beş yıllık kalkınma planının başarıyla uygulanması Birinci beş yıllık kalkınma planının başarıyla uygulanması sonucunda yeni demiryolları inşa edilmiş, ufak çapta sonucunda yeni demiryolları inşa edilmiş, ufak çapta barajlar ve silolar yapılmış; madencilik, kağıt, cam barajlar ve silolar yapılmış; madencilik, kağıt, cam endüstrisinde aşamalar kaydedilmiştir.endüstrisinde aşamalar kaydedilmiştir.

İkinci Beş Yıllık Plan 1937’de hazırlanmış ancak, 2. Dünya İkinci Beş Yıllık Plan 1937’de hazırlanmış ancak, 2. Dünya Savaşı nedeniyle uygulanamamıştır.Savaşı nedeniyle uygulanamamıştır.

Page 22: 4  1930-1939 bunalim yillari

SÜMERBANKSümerbank, Özel bütçenin temelini oluşturan Katma bütçeli idare uygulamasının başladığı 1933 yılında kurulmuş ticari nitelikte mal üreten kuruluş. Tekstil sanayisi ile aynı anda banka konumundaydı.

11 Temmuz 1933 yılında Atatürk tarafından Sümerbank ismi verildi. İlk büyük kompleksi Eylül 1935'te Kayseri'de kuruldu. Bu kompleksin inşası için 1932 yılında İsmet İnönü Sovyetler Birliğinden 8,5 milyon liralık kredi almıştır. Yapının tasarımı Sovyetlere aittir.

Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kamu yatırımıdır. SÜMERBANK, ATATÜRK'ÜN EKONOMİK DEVRİMİNİN MİHENK TAŞIDIR.                                               Halk tasarrufuyla oluşturulmuştur. Türkiye'de ilk modern tekstil kuruluşu olarak büyük bir üne kavuşmuştu. Demir-çelik tesisleri, çimento fabrikaları, kağıt ve selüloz tesisleri Sümerbank bünyesinde kuruldu ve bunların daha sonra kendi bünyesinden ayrılarak ayrı birer kuruluş olmasını sağladı.

Page 23: 4  1930-1939 bunalim yillari
Page 24: 4  1930-1939 bunalim yillari

Dönemin İktisat Bakanı Celal Bayar 6 Kasım 1936’da izmit Kağıt Fabrikası’nı törenle açar

Atatürk’ün îzmit Kağıt Fabrikası’nda üretilen yerli kağıtta basılan 19 Mayıs 1936 tarihli Ulus gazetesinin bayram ekini incelediğinde söylediği şu söz, izmit Kağıt Fabrıkası’nın bunca yıllık tarihinin belki de özeti idi: “Medeniyet hamuru...”

Page 25: 4  1930-1939 bunalim yillari

Tesis, sadece bir sanayi yapısı değil, ardında "modernleşme" hareketinin tetiklendiği kentsel ölçekte bir düzenleme olarak değerlendirilmeli. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, modernleşme hedefi için, “Batılı” bir kent kurdu. Fabrika ve lojmanları bu “modern” ütopyanın somutlaştırılmış halidir. Tesis, o dönemde büyük bir gurur kaynağı oldu. Dolayısıyla “modern” olma ideali, toplumsal ülkü haline dönüştürüldü.

Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, toplumun Batılılaştırılmasında etkili oldu. Başta lojmanları olmak üzere tüm mekanları, kentin mimari ve sosyal kültürünü yeninden tanımlayarak; mekansal ve kültürel bir devrim gerçekleştirdi. Bundan dolayı Sümerbank Bez Fabrikası’nın, Kayseri kent kültürü için önemli bir mekansal “eşik” tanımladığı öne sürülebilir.

Tesis, kentsel mekanına olduğu kadar, ekonominin gelişimine de katkıda bulundu. Fabrika, işçisini çalıştırmaya başlamadan önce eğitti, onlara “zanaat" kazandırdı ve işlerinde uzman bireyler yetiştirdi. Bu bireyler, fabrikadaki çalışma sürelerinin ardından, özel girişimleri ile yeni tesisler kurdular ve başta Kayseri kenti olmak üzere tüm yurdun ekonomik gelişimine katkıda bulundular.

Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası

Page 26: 4  1930-1939 bunalim yillari

Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, aynı zamanda toplum düzenini de etkiledi. “Batılı” bir kent merkezinde bulunabilecek eğitimden, barınmaya her tür sosyal donatıyı içeren mekanlar, hem Sümerbank Yerleşkesi içinde yaşayanların, hem de kentin sosyalleşmesini sağladı. Fabrikada çalışmak için farklı yerlerden gelen herkes, ortak “çağdaşlaşma” hedefi için bir araya gelerek, yaşam ritüellerini, “modern” ülkülerle güncelleştirdiler.

Page 27: 4  1930-1939 bunalim yillari

1988'de Sümerbank Holding kuruldu. Holdingin bankacılık birimi 1993'de Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Sümerbank adı altında yeniden yapılandırıldı.

Ekim 1995'te Garipoğlu şirketler grubuna 103.4 milyon dolara satılarak özellştirildi. Hayyam Garipoğlu'nun Malki cinayeti ve Türkbank skandalına adının karışması, Sümerbank'ın elinden alınmasına neden oldu. Sümerbank 21 Aralık 1999'da TMSF'ye devredildi.

9 Ağustos 2001 tarihinde Oyak Grubuna satıldı. Oyakbank A.Ş.'ye 11 Ocak 2002 tarihinde tescil edilmiştir.

1987 yılında Sümerbank'ın özelleştirilmesi kararı alındı ve bankaKamu Ortaklığı İdaresi'ne devredildi.

Page 28: 4  1930-1939 bunalim yillari

1960 Sümerbank Grubu

Bakırköy Pamuklu Sanayii Müessesesi Yünlü Sanayii Müessesesi Defterdar Fabrikası Yünlü Sanayii Müessesesi Bünyan Fabrikası Yünlü Sanayii Müessesesi Isparta Fabrikası Yünlü Sanayii Müessesesi Hereke Fabrikası Basma Sanayii Müessesesi Basma Sanayii Müessesesi Denizli İplik Fabrikası Nazilli Basma Sanayii Müessesesi Ereğli Pamuklu Sanayii Müessesesi Kayseri Pamuklu Sanayii Müessesesi Yünlü Sanayii Müessesesi Merinos Yünlü Sanayii Müessesesi Gemlik Suni İpek ve Viskos Mamulleri Sanayii Müessesesi Kendir Sanayii Müessesesi Ateş Tuğla Sanayii Müessesesi Kütahya Seramik Sanayii Müessesesi Alım ve Satım Müessesesi Genel Müdürlüğü Bergama Pamuk İpliği ve Dokuma Sanayii Müessesesi Antalya Pamuklu Dokuma Sanayii Müessesesi Suni Tahta Sanayii Müessesesi

Page 29: 4  1930-1939 bunalim yillari

İlginç Bilgiler Avrupa Yakasıisimli televizyon dizisinin karakteri Gaffur'un çizgili pijaması Sümerbank'ın ürettiği bir maldır. Türkiye'de bir dönem Kloze önlük olarak tabir edilen ilkokul önlüklerinin kumaşları, Sümerbank memurları veya muhtarlıklara dağıtılarak, her öğrenciye ücretsiz dağıtılmıştır.

Page 30: 4  1930-1939 bunalim yillari