Biyokimya I - | Veteriner Hekimler ve Öğrenciler için …biyokimya.vet/documents/biyokimya/Biyokimya_I_Giris_Su...Anatomi Makroskopik Histoloji Mikroskopik Fizyoloji Makro-Mikroskopik

Post on 29-Apr-2019

235 Views

Category:

Documents

0 Downloads

Preview:

Click to see full reader

Transcript

Biyokimya IYrd. Doç. Dr. Serkan SAYINER

Yakın Doğu Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalıserkan.sayiner@neu.edu.tr

1. Biyokimyaya giriş ve Biyofiziksel kimya

2. Biyoelementler

3. Karbonhidratlar

4. Lipidler

5. Proteinler

6. Nükleik Asitler

7. Enzimler

Biyokimya I Ders İçeriği

1. Ası T (1999). Tablolarla Biyokimya I ve II, Nobel Tıp Kitapları Dağıtım, Ankara.

2. Kalaycıoğlu L, Serpek B, Nizamlıoğlu M, Başpınar N, Tiftik A. (2000). Biyokimya, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.

3. Karagül H, Altıntaş A, Fidancı UR, Sel T (1999). Temel Biyokimya Uygulamaları. Medisan Yayınevi, Ankara.

4. Engelking LR (2014). Textbook of Veterinary Physiological Chemistry. 3rd Edition. Academic Press.

5. Lehninger AL, Nelson Dl, Cox MM (2012). Principles of Biochemistry, 6th Edition, United States of America.

6. Nizamlıoğlu M, Kurtoğlu F, Başpınar N, Altunok V, Haliloğlu S, Bulut Z (2013). Biyokimya Laboratuvar Uygulamaları. Aybil Yayınları, Konya.

7. Rodwell V, Bender D, Botham KM, Kennelly PJ, Weil PA (2015). Harpers Illustrated Biochemistry 30th Edition. McGraw-Hill Education

8. Sözbilir Bayşu N, Bayşu N (2008). Biyokimya, Güneş Kitabevi.

Başlıca yararlanılacak Kaynaklar

• Amacı;

▫ Canlı hücreler ile ilgili kimyasal olayları anlamak ve

tanımlamak.

▫ Yaşamın nasıl başladığını, nasıl geliştiğini ve nasıl gelişeceğini

öngörebilmek.

▫ Teknik ve teknolojik gelişmelerden yararlanıp bunları yaşama

geçirebilmek.

• Kapsamı;

▫ Yaşamın olduğu her yerde oluşan biyokimyasal olaylar.

Amacı ve Kapsamı

1. Canlı organizmaların bileşenlerinin kimyasal yapıları nelerdir?

2. Bu bileşenler organize yapıların, hücrelerin, çok hücreli dokuların

ve organizmaların oluşabilmesi için nasıl etkileşir?

3. Yaşayan maddeler canlı kalabilmek için çevrelerinden nasıl enerji

alırlar?

4. Bir organizma büyüme ve çoğalması için gereksinim duyulan bilgi

nasıl saklanır ve nasıl nakledilir?

5. Üreme, yaşlanma ve organizmanın ölümünde hangi kimyasal

değişimler olur?

6. Canlı hücreler içinde kimyasal reaksiyonlar nasıl kontrol edilir?

Biyokimya hangi sorulara yanıt verir ?

Genetik

Moleküler

Biyoloji

Toksikoloji

İmmunolojiMikrobiyoloji

Viroloji

Endokrinoloji

Fizyoloji

Farmakoloji

BiyokimyaKlinik Biyokimya

Biyokimyasal olaylarda hücre

1. Çekirdekçik2. Çekirdek3. Ribozomlar4. Vezikül5. Granüllü ER6. Golgi Aygıtı7. Hücre Membranı8. Granülsüz ER9. Mitokondriler10. Koful/Vakuol11. Sitoplazma12. Lizozom13. Sentrozom (Sentriyollar)

Kaynak: WikiMedia

Golgi Aygıtı: Protein depolama, salgılama

Gra.ER & Ribozomlar: Protein Sentezi

Gra.süz.ER: Lipid Sentezi

Lizozom: Proteolitik Enzimler, Esterazlar, Glikozidazlar

Mitokondri: TCA, β-Oksidasyon, Üre Sentezi, Elektron Transport, Oksidatif fosforilasyon Çekirdek: Nükleik Asit

Sentezi

Hücre Membranı: Reseptörler, transport

Sitoplazma: Glikoliz, Glikoneojenez, Pentoz siklusu

GlikozYağ AsitleriMinerallerVitaminlerAmino asitler

SuKarbondioksitSentez Ürünleri

Kaynak: WikiMedia

Temel maddeler Örnekler % g

Su - 60

Azotlu bileşikler Proteinler, peptidler, aminoasitler, nükleik asitler 19

Lipidler Nötral yağlar, sterinler, fosfolipidler, mumlar 15

Karbonhidratlar Monosakkaritler, polisakkaritler, amino şekerler 1

Mineraller Makro ve mikro (iz) elementler 5

Organizmada bulunan temel maddeler ve oranları

Bilim dalı İnceleme düzeyi

Anatomi Makroskopik

Histoloji Mikroskopik

Fizyoloji Makro-Mikroskopik

Biyokimya Moleküler

Temel bilim dallarının organizma yapısını inceleme düzeyleri

▪ SU hayatın vazgeçilmezi bir faktörüdür.

▪ Işıksız veya oksijensiz varlığını sürdürebilen canlı vardır, fakat susuz olarak yaşamını koruyabilen hiçbir canlı yoktur.

▪ Yetişkin canlılarda vücut ağırlığının % 60-70’ i su isede tek tek organ ve dokulardaki su miktarı farklılık göstermektedir.

SU

Organ Su Oranı %Total Vucüt Suyundaki

Payı %

Göz 98 0.1

Kan 79 5

Kas 77 50

Deri 72 7

İskelet 22 12

Yağ 15 2

Diş 10 < 0.1

• Total vücut suyu miktarı, her canlı için sabittir. Bu sabitin korunmasını sağlayan regülasyon mekanizmaları bulunmaktadır.

• Su miktarındaki dalgalanmalar ile canlının organizasyon derecesi arasında ters orantı vardır.

• Metabolik değişimler süreklilik arz ettiği ve tek tip olmadığı için bir canlının total vücut suyunu ölçen bir metot bulunmamaktadır.

SU

• Su molekülünde H atomları, elektronları

düzensiz dağıldığından asimetrik olarak

yerleşmiştir.

• Bu nedenle su molekülünde sürekli dipol

karakterini veren ağır yüklü 2 noktanın

oluşumu, molekülün belirli şekilde polarize

olmasına yol açar.

Oksijenin Van der Waals yarı çapı = 1.2 Angstrom

Van der Waals kılıfı

O-H kovalent bağ aralığı= 0.958 Angstrom

Suyun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

•Tek tek su molekülleri arasında, hidrojen köprülerinin oluşumundan

dolayı düzenli bir assosiye olma şansı vardır. Bu nedenle esas yapı,

içerisinde bir su molekülü ile koordine olmuş 4 su molekülü

tetrahedral yapı meydana getirir. Suyun tekbaşına tertiplenme

durumu semi-kristalleşme veya buz yapısı olarak ifade edilir.

Suyun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

•Bir madde suda eritilirse esaslı değişikliğe uğrar.

•Sulu çözeltideki bütün iyonlar hidratize formda

bulunurlar ki , burada katyonlar su molekülünün

negatif yük merkezini (oksijen), anyonlar da su

dipolünün pozitif yük merkezinin (H) çeker.

•Bağlı bir su molekülünün yüklü parçacıklarının sayısı,

onun yarıçapı ile ilgilidir. Küçük iyonlar, suyu büyük

iyonlardan daha kuvvetli bağlarlar.

Suyun Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

Cl- Na+

Hidratize Form → İyon-Dipol Etkileşimi

1. Makromoleküllerin yapı taşıdır.

➢ Polisakkarit, protein ve nükleik asit gibi birçok kompleks bileşikler, suyu

düzenli bir şekilde tutma yeteneğine sahiptir. Makromolekül ile su

molekülü hidrojen bağları ile bağlanır.

2. Küçük moleküllü maddeler için iyi bir yapı taşıdır.

➢ Su, içerisinde bir çok metabolizma olayının meydana geldiği,

substratların taşındığı, metabolizma olayları sonucu oluşan bir çok artık

ürünün atılmasını sağlayan bir çözücüdür.

Suyun Biyolojik Görevleri

3. İyi bir substrat ve ko-substrattır.

➢Su metabolizmanın birçok tepkimesine katılır. Hidrolaz ve hidrataz

grubu enzimler, ko-substrat olarak suya ihtiyaç duyarlar; oksidazlar,

solunum enzimleri reaksiyon ürünü olarak suyu açığa çıkarırlar

(oksidasyon suyu).

4. Enerjiyi düzenli şekilde yönetir.

➢Hidratize yapılarda hidrojen bağları kovalent bağlara değişebilir

veya tersi olabilir.

Suyun Biyolojik Görevleri

5. İyi bir ısı regülatörüdür.

➢Su yüksek bir ergime noktasına ve buharlaşma ısısına sahiptir. 1 g

suyu 0ºC’ den 100ºC’ ye getirmek için 100 kalori gerektiği halde 1 g

kaynar suyun buhar hale gelmesi için 540 kalori gereklidir. O halde

organizmada az miktar suyun buharlaşması çok miktarda ısı kaybına

neden olur. Terlemenin vücudu serinletici etkisi bundan ileri gelir.

Su buharının deri ve akciğer yoluyla çıkması, ısı regülasyonun

önemli bir mekanizmasını oluşturur.

Suyun Biyolojik Görevleri

• Hücre içi Sıvısı (İntrasellüler Sıvı-ISS/ICF): Hücre içi sıvısının temel

katyonu K (ayrıca Na ve Mg’de bulunur), temel anyonları P ve

proteinattır. Hücre içi sıvı organizma suyunun % 70’ini kapsar.

• Hücre Dışı Sıvısı (Ekstrasellüler Sıvı-ESS/ECF): Hücre dışı sıvısının

temel katyonu Na’dur. Ayrıca K, Ca, Mg’ da bulunur. Temel anyonları

Cl ve HCO3- dür. % 30’unu kapsar.

▫ Hücrelerarası (interstisyel): % 20

▫ Damar içi (intravazal): % 10

• Kompartmanlar arasında, devamlı bir su alışverişi vardır. Buna rağmen

su miktarı dar bir sınır içinde değişir.

Suyun Fonksiyonel Dağılımı

• Serbest Su

▫ Kan, lenf, BOS, sinovyal sıvı gibi vücut sıvılarında bulunur.

• Bağlı Su

▫ Hidrat Suyu: İyonlara, protein, karbonhidrat gibi

makromoleküllere H köprüleri ile bağlı olan sudur.

▫ İntermoleküler Su: Lifler ve zarlar arasında kalmış akıcılığını

yitirmiş sudur.

Suyun Bulunma Durumu

• Ekzojen Su▫ Besin maddelerinden ve içilen

sıvılarla vücuda alınan sudur.

▫ Ekzojen su sindirim kanalında

izotonikleşir. Çoğu ince barsakdan,

kalanı kolondan emilir. Kan

dolaşımına alınan su dokulara

taşınarak interstisyel sıvıda

depolanır.

Su Metabolizması

Kaynak: Ası T. Tablolarla Biyokimya I

Kaynak: Ası T. (1999)

• Ekzojen Su▫ Ekzojen su yönünden koyunlar bol

sulu otlarla beslendiklerinde su

içmeden de yaşayabilirler.

▫ Atlar ise gıdalar aldıkları su ve

metabolizma suyuna rağmen günde

ilaveten 40-50 litre suya ihtiyaç

duyarlar.

Su Metabolizması

Kaynak: Ası T. Tablolarla Biyokimya I

Kaynak: Ası T. (1999)

• Endojen Su

▫ Metabolizma olayları ile elde edilen sudur. Metabolizma suyu (metabolik su) olarak da isimlendirilir.

▫ Organik maddelerdeki hidrojenin oksitlenmesinden elde edilir. Bunun içinde sentez edilen su miktarı yenilen gıda maddelerinin özelliğine bağlıdır.

▫ Formül yapılarında fazla hidrojen bulunan maddelerden daha fazla su sentezlenir.

Su Metabolizması

Kaynak: Ası T. Tablolarla Biyokimya I

Kaynak: Ası T. (1999)

• Su vücuttan başlıca idrar olarak atılır.▫ Bunun yanında dışkı, tükürük, burun

salgıları, göz yaşı, genital salgılar, terleme ve akciğer ile su vücudu terk eder. Özellikle laktasyondaki ineklerde ve emziren kadınlarda önemli miktarda su süt ile atılır.

▫ En önemli su metabolizması bozuklukları su kayıpları (dehidratasyon), fazla alımına bağlı su zehirlenmeleri, ödem ve şok gibi olaylardır.

Su Metabolizması

Kaynak: Ası T. Tablolarla Biyokimya I

Kaynak: Ası T. (1999)

• Vazal → İnterstisyel, interstisyel → sellüler sıvı

kompartmanları arasında devamlı su alışverişi olmaktadır.

• Kompartmanlardaki su miktarı dar sınırlar içerisinde bulunur.

• Kompartmanlar arası suyun taşınmasına neden olan kuvvetler

ise;▫ Ozmotik Basınç

▫ Kolloid Ozmotik Basınç (Onkotik basınç)

▫ Hidrostatik Basınç’ tır.

Su Metabolizması

• Ozmotik Basınç

▫ İntervazal, interstisyel ve sellüler kompartmanların ozmotik basıncı,

ozmotik etkiye sahip belirli taneciklerin konsantrasyonundan ileri

gelir ve bütün kompartmanlarda 300-400 mVal/L’ ye ulaşır.

▫ 0.15 (%0.85) M NaCl = Vücut Sıvılarının Ozmotik Basıncı

Böyle çözeltilere izotonik veya izoozmotik çözelti denir.

Su Metabolizması

• Kolloid Ozmotik Basınç

▫ Plazmada bulunan proteinli maddeler hücre zarından geçemezler.

▫ Plazmada proteinlerin derişimi hücrelerarası sıvıdan beş kat daha

fazladır.

▫ Kılcal damarlardaki ozmotik basıncın bir bölümü bu proteinlerce

oluşturulur.

▫ Bu şekilde yarı geçirgen zardan geçemeyen kolloid maddelerin

meydana getirdiği basınca onkotik basınç ya da kolloid ozmotik

basınç denir.

Su Metabolizması

• Hidrostatik Basınç

▫ Bir sıvı içinde bulunan bir cisme bu sıvının kütlesi tarafından etki

eden basınca denir.

▫ Damarlar ve dokuların interstisyel boşluğu arasında devamlı bir sıvı

akışının neden olduğu bir hidrostatik basınç dalgalanması vardır.

▫ Arteriyel tarafta hidrostatik basınç büyük olduğu için kan dokuya

doğru filtre olur (filtrasyon), venöz tarafta ise hidrostatik basınç

küçük olduğu için dokudan kana absorpsiyon gerçekleşier.

Su Metabolizması

• Su dengesine bakıldığında yaşlandıkça atılan su

miktarının azaldığı, yarı-ömrünün arttığı görülmektedir.

• Gençlerde su atımı daha fazladır.

• Su dengesinde görev alan başlıca organ böbreklerdir.

Bunun dışında intestinal kanal, deri ve akciğerlerde

görev alır.▫ Böbreklerde yaklaşık olarak 1 kg vücut ağırlığı başına 1 saatte

1 mL idrar çıkartılır.

Su Metabolizması

• Polihidri: Vücut suyunun mutlak artışıdır. Özellikle interstisyelboşluğu ilgilendirir (ödem).

Venöz staz, kalp yetmezliği, hipoproteinemi.

• Hiperhidri: Vücut suyunun nispi artışıdır. Aşırı su alımı veya adrenal bez yetersizliği gibi durumlarda görülür.

• Oligohidri: Vücut suyunun mutlak azalışıdır. Aşırı terleme, idrara çıkma, kusma, ishaller.

• Hipohidri: Vücut suyunun nispi olarak azalmasıdır. Elektrolit miktar artışı durumunda görülür.

Su Metabolizması

• DİFÜZYON

▫ Moleküllerin çözeltinin her tarafına eşit olarak kendiliklerinden

yayılması olayına denir.

▫ Bu olayda parçacıklar küçüldükçe ve ısı arttıkça difüzyonun hızı

artar.

▫ Difüzyonda iki faz arasında herhangi bir zar yoktur.

▫ Geçiş çok yoğun çözeltiden az yoğuna doğrudur.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

Kaynak: Wiki

• DİFÜZYON’ un önemi

▫ Difüzyon organizmanın madde alışverişinde,

▫ Oksijenin havadan kana ve kandan dokulara geçmesinde,

▫ Besin maddelerinin kandan dokulara geçmesinde,

▫ İlaçların enjekte edildikleri yerde etrafa yayılmasında büyük rol

oynar.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

Kaynak: WikiKaynak: Wiki

• OZMOTİK BASINÇ

▫ Suyun yarı geçirgen bir zarı geçerek çözeltiye katılmasına Ozmoz

denir.

▫ Düşük yoğunluktaki çözünmüş bir maddenin yüksek yoğunlukta

çözünmüş bir maddeye ozmoz gösteren su veya bir çözücünün

neden olduğu basınçtır.

▫ Ozmoz olayları sırasında bizzat iş gören ozmotik değere

«Ozmotik Basınç» denir. Diğer bir ifade ile hücrenin sahip olduğu

sitoplazma yoğunluğundan kaynaklanan emme kuvvetidir

Önemli Biyofiziksel Olaylar

Kaynak: Wiki

• OZMOTİK BASINC’ ın önemi

▫ İnsan ve hayvanlarda hücre içi ve hücre dışı sıvılarının ozmotik basınçları

%0.9’ luk (%0,85) NaCl çözeltisinin ozmotik basıncına denktir.

▫ Hücreler ve kan hücreleri normal çalışmalarını bu ozmotik basınca yakın

nötr ortamlarda sürdürürler.

▫ Hastalara verilen serumların ve damar içi enjeksiyonlarının daima bu

ozmotik basınca sahip çözeltiler olması gerekir.

▫ Göz ve burun boşlukları gibi narin membranların ilaçla tedavisinde su

yerine serum fizyolojik kullanılması herhangi bir ağrı duyulmasını önler.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

• DİALİZ

▫ Sudan başka küçük ve basit

moleküllerin veya iyonların

geçmesine izin veren bir

zar aracılığı ile büyük

kompleks moleküllerin

ayrılması olayıdır.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

Kaynak: SchoolWorkHelper

• DİALİZ’ in önemi

▫ Laboratuvarlarda elektroforez tekniklerinin hazırlayıcı bir basamağı

olarak kullanılır.

▫ Yapay böbrek cihazlarının prensibini oluşturur.

▫ Artık maddelerin vücuttan atılması kısmen bu olaya dayanır.

▫ Laboratuvarda difteri ve tetanoz antitoksinleri, fazla

elektrolitlerinden dializle atılır.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

Kaynak: SchoolWorkHelper

• YÜZEY GERİLİMİ▫ Yüzeylerdeki dengelenmemiş intermoleküler

çekim güçlerinden ileri gelen bir olaydır.

▫ Homojen bir sıvının iç molekülleri, çevrelerindeki moleküller tarafından, bütün yönlerden eşit olarak çekildikleri ve bu karşılıklı çekim güçleri birbirini dengelediği için, her yöne ve serbestçe hareket edebilirler.

▫ Çözünmüş bir madde çözücünün yüzey gerilimini değiştirir.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

• YÜZEY GERİLİMİ

▫ Yüzey gerilimi, fizikokimyada bir sıvının yüzey

katmanının esnek bir tabakaya benzer özellikler

göstermesinden kaynaklanan etkiye verilen addır.

Bu etki bazı böceklerin su üzerinde yürümesine

olanak verir.

▫ Safra, yağların yüzey gerilimini azaltarak, yağ

taneceklerini, lipazın etkisine açık hale getirir.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

• YÜZEY GERİLİMİ’ nin önemi

▫ Bir jilet yada bir toplu iğnenin su yüzeyine yavaşça bırakıldıklarında

batmamaları,

▫ Küçük böceklerin su yüzeyinden batmadan yürüyebilmeleri,

▫ Suyun ince cam borularda ve süzgeç kağıdında,

▫ Gazın lamba fitilinde yükselmesi gibi olaylar yüzey gerilimi ile

ilişkili görünümlerdir.

Yüzey gerilimini artıran maddeler: İnorganik maddeler.

Yüzey gerilimini azaltan maddeler: Yağ, sabun, safra gibi organik

maddeler.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

• ADSORPSİYON

▫ Yüzey gerilimi ile ilişkili bir olaydır.

▫ Bir ortamda yer alan bütün yüzeylerde dengelenmemiş kuvvet

alanları ve serbest valanslar bulunur.

▫ Bu yüzeyler diğer molekülleri kendilerine bağlayabilirler. Bu olaya

adsorbsiyon denir.

▫ Adsorpsiyon yüzey genişliği ve adsorbe edici maddenin

miktarıyla doğru orantılıdır, çevre ısısı ile ters orantılıdır.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

• ADSORPSİYON

▫ Başka maddeleri yüzeylerinde tutma nitelikleri belirgin olan

maddelere adsorban denir.

▫ Adsorbsiyon metotları karışımlardan belirli maddelerin ayrılması ve

saflaştırılmasında çok kullanılmaktadır.

Büyük moleküllü ve renkli maddeler, hayvan kömürü ve diğer

adsorbanlar tarafından adsorbe edilirler ve bu suretle çözeltilerden

ayırt edilirler.

İdrarın rengi, iyi bir adsorban madde olan hayvansal kömür ile

çalkalanarak yok edilebilir.

Hormonlar ve enzimler Al2O3 tarafından belirli pH’ da adsorbe edilirler

ve pH değiştiği zaman birbirinden ayrılabilirler.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

• DONMA NOKTASININ DÜŞMESİ

▫ Çözünmüş maddeler, içinde çözündükleri çözücünün donma

noktasını düşürürler.

▫ İyonize olmayan bir maddenin 1 molekül gramı 1 litre suda

çözülürse, suyun donma noktasını 1.86ºC düşürür.

▫ Donma noktasının düşmesinden yararlanılarak o maddenin ozmotik

basıncı hesaplanabilir.

▫ Süte su ilave edilip edilmediği bu yolla hesaplanır. İlave edilen

suyun miktarına bağlı olarak sütün -0.56ºC olan donma noktası 0ºC’

ye yaklaşır.

Önemli Biyofiziksel Olaylar

Dispers Sistemler, Koruyucu Kolloidler, Molar ve Normal

Çözeltiler, Yüzde Çözeltiler.

Çözeltiler, Davranışları ve

Nitelikleri

• Dispers Sistemler: Bir yada daha fazla maddenin bir ortamda

çözülmesiyle oluşur. İki fazı bulunur. İç Faz ve Dispers Faz.

▫ İç Faz: Çözünen Madde

▫ Dispers Faz: İç faz parçacıklarının çözündüğü ortamdır. Dış faz veya

dispersiyon ortamı da denir ve bu ortam biyolojik olaylarda

genellikle sudur.

• Dispers faz parçacıklarının büyüklüğüne göre 3 tür dispers sistem

vardır.

▫ Gerçek Çözeltiler

▫ Kollaidal Çözeltiler

▫ Süspansiyonlar

Çözeltilerin Davranışları ve Nitelikleri

Dispers SistemlerGerçek Çözelti Kolloidal Çözelti Süspansiyonlar

İç faz parçacıklarının büyüklüğü

< 1 nm’ dir.

İç faz parçacıklarının büyüklüğü

1-100 nm arasındadır.

İç faz parçacıklarının büyüklüğü

> 100 nm’ dir.

Homojendirler. Heterojendirler. Heterojendirler.

Çözücü ve çözen madde dışında

üçüncü bir birim gibi davranır.

Viskozitesi düşüktür. Vizkozitesi yüksektir. Vizkozite çok yüksektir.

Ozmotik basınç yüksektir. Ozmotik basınç düşüktür. Ozmotik basınç göstermez.

Işık geçirilirse çözeltinin tamamı

aydınlanır.

Işık geçirilirse sisli bir görünüş alır.

Buna Tyndall etkisi denir.

İç faz parçacıkları en güçlü optik ve

elektronik sistemlerle dahi görülmez

İç faz parçacıkları elektron

mikroskop ile görülebilir.

İç faz parçacıkları ışık mikroskobu

hatta gözle bile görülebilir.

İç faz parçacıkları moleküler

hareketler yaparlar.

İç faz parçacıklarında Brown

hareketi görülür.

İç faz parçacıklarında yavaş Brown

hareketi görülür.

İç faz parçacıkları süzgeç kağıdından

süzmek yada zardan dializ etmek ile

ayrılmaz.

İç faz parçacıkları süzgeç kağıdından

süzmek ile ayrılmaz, dializ etmek

ile ayrılır.

İç faz parçacıkları süzgeç kağıdından

süzmekle de dializ etmek ile de

ayrılır.

Kolloidal Duruma ait önemli terimler

Dispers FazKolloidal çözeltideki çözünen maddenin parçacıklarına

verilen addır.

Dispersiyon Ortamı Kolloidal çözeltideki çözücü sıvıya verilen addır.

Suspanoid (Liyofobik sistem)

Eğer dispers fazların, dispersiyon ortamına bir çekiciliği

yok ve gerçek çözelti haline geçmeye yönelmiyorsa, oluşan

sisteme verilen addır.

HidrofobikSuspanoid’ de dispersiyon ortamı su ise böyle sisteme

hidrofobik denir.

Emülsoid (Liyofilik Sistem)

Eğer dispers fazların, dispersiyon ortamına bir çekiciliği

varsa ve onunla birleşmeye yöneliyorsa, oluşan sisteme

verilen addır.

HidrofilikEmülsoid’ de dispersiyon ortamı su ise, böyle sisteme

hidrofilik denir.

Dispers Sistemler

Emülsoid’ lerin akıcılık (vizkozite) durumları

SOL

Vizkozitesi düşük,

gerçek çözeltiye yakın,

bir kaptan diğerine akabilen

kolloidal sisteme denir.(ör. Mürekkep kartuşu)

JEL

Vizkozitesi yükselmiş,

peltemsi bir şekil alan,

akışkanlığı sağlamak için basınç

uygulanması gereken kolloidlere

denir.(ör. jelatin)

Dispers Sistemler

• Emülsoidler, suspansoidlerden çok daha fazla dayanıklıdırlar.

• Eğer bir emülsoidin az miktarı bir süspansoide ilave edilirse

süspansoid daha dayanıklı olur.

• Emülsoid, süspanoiddeki parçacıkların etrafında koruyucu bir

tabaka oluşturur ve emülsoid kendi dayanıklılığının çoğunu bu

parçacıklara verir. Bu şekilde kullanılan emülsoidlere koruyucu

kolloid denir.

▫ Ürolitiazis?

Koruyucu Kolloidler

• Globulinler hariç çeşitli proteinler koruyucu etkiye

sahiptirler.

• Kan plazmasındaki suda çözünmeyen birçok maddeler,

plazmadaki koruyucu kolloidler tarafından çökmeksizin

taşınabilirler.

• Lipidler, proteinlerin etkisiyle kolloid olarak çözünürler.

Koruyucu Kolloidler

• İdrarda kalsiyum fosfat ve ürik asit gibi çözünmeyen

maddeler, idrarda koruyucu kolloidlerin etkileriyle

dayanıksız ve aşırı doymuş çözeltiler halinde

çökmelerine meydan verilmeksizin çıkarma kapısına

kadar getirilirler.

• İdrarın içerdiği koruyucu kolloidlerin azalması ile

ürolitiazis oluşmasının mümkün olabileceği bildirilmiştir.

Koruyucu Kolloidler

•Mol = 6,02 x 1023

Avogadro Sayısı (Amedeo AVOGADRO)

•1 mol = 6.02 x 1023 = gram (atomik kütle)

•1 mol = 6.02 x 1023 = gram (moleküler kütle)

• 56Fe, 27Al

Mol Kavramı

Mol Kavramı

1. 2 mol NaOH kaç gramdır? (Atomik kütleler: Na=23, O=16, H=1)

2. 7.45 g KCl kaç moldür? (Atomik kütleler: K=39, Cl=35.5)

3. 19.6 g H2SO4’ün mol sayısı kaçtır? (Atomik kütleler: H=1, S=32, O=16)

4. 3.01x1023 tane içeren Sn atomu kaç moldür?

• Litresinde bir molekül gram madde bulunan çözeltilerdir.

• Sembolü= M veya mol/L

• Katı Maddelerden Molar Çözelti

▫ 1 M 1 L NaOH (MW= 40 g/mol)

• Asitlerden Molar Çözelti

▫ 1 M 1 L H2SO4 (MW= 98 g/mol - Dansite= 1.84 g/ml - % 98)

Molar Çözeltiler (Molarite)

M = Molekül Ağırlığı (g) x İstenilen M x İstenilen Hacim (mL)

Dansite x Yüzdesi x 1000

• Bir kg çözücüde çözünmüş halde bulunan maddenin mol

sayısıdır.

• Sembolü= m veya mol/kg

• Katı Maddelerden Molal Çözelti

▫ 500 g suda 10 g NaOH bulunuyorsa bu çözeltinin molalitesi nedir?

(MW = 40 g/mol)

Molal Çözeltiler (Molalite)

Molarite =mol (çözünen)

L (Çözeltinin Hacmi)

Molalite =mol (çözünen)

Kg (Çözücü)

!

• 23.4 g NaCl kullanılarak 500 ml çözelti hazırlanıyor. Çözeltinin

molaritesi kaçtır? (NaCl MW=58,5 g/mol)

• 0.5 M 400 mL HCl çözeltisi hazırlayınız. (MW= 36.5 g/mol - Dansite=

1.2 g/ml - % 36.5)

• 32.5 g NaF 425 g su içinde çözünürse elde edilen çözelti kaç

molal olur? (NaF MW=42 g/mol)

• 30,8g KOH’ ın 1100 g suda çözünmesiyle oluşan çözelti kaç

molaldir? (KOH MW=56 g/mol)

Molarite & Molalite

• 0.200 m KNO3 çözeltisi hazırlamak için 250 g suya kaç gram KNO3

eklemek gerekir? (KNO3: 101.1 g/mol)

• 100 mmol/L 100 mL HNO3 çözeltisi hazırlamak için kaç mL HNO3’e ihtiyaç duyulur? (MW= 63.01 g/mol - Dansite= 1,51 g/ml - % 70)

• 0,5 mol/kg 500 g CaCO3 çözeltisi hazırlamak için kaç g CaCO3

tartılması gereklidir? (CaCO3: 100.08 g/mol)

• 74.5 g CaCl2 560 g su içinde olacak şekilde çözelti hazırlanmıştır. Çözeltinin dansitesi 1.15 g/mL’dir. Bu çözeltinin molalitesi ve molaritesini hesaplayınız? (CaCl2 MW= 110.98 g/mol)

Molarite & Molalite

• Osmol = Molekül Kütlesi : Ozmotik bakımdan aktif partikül sayısı

• NaCl, sulu çözeltide tamamen Na ve Cl iyonlarına ayrışır. Her molekül ozmotik bakımdan aktif iki partikül oluşturduğundan, 1 osmol gram NaCl 58.5/2=29.25 gramdır. Yani 1 osmolar NaCl = 29.25 g NaCl.

• 1 osmolar glikoz 180 gramdır. Zira glikoz moleküler halde çözülür ve 1 aktif partikül meydana getirir.

• İyonik – Noniyonik bileşik farkı önemli.

Osmol Kavramı

• Litresinde bir osmol gram madde bulunan çözeltilerdir.▫ Günümüzde «Ozmotik Konsantrasyon» terimi sıklıkla kullanılır.

• Sembolü= Osm, Osm/L veya osmol/L

• Osmolarite, suyun yarı geçirgen bir zarın bir tarafından diğerine geçip geçmeyeceğini tahmin etmek için kullanılabilir (su tutma gücü olarak da ifade edilebilir).

• 2 Osm 4 L NaCl hazırlamak için kaç g NaCl tartılması gereklidir?

• Plazma Ozmolaritesi (Osm)= 2 Na + Glikoz + Üre (hepsi mmol/L)

Osmolar Çözeltiler (Osmolarite)

• Bir kg çözücüde çözünmüş halde bulunan maddenin osmol

sayısıdır/gramıdır.

• Sembolü= Osmol/kg

Osmolal Çözeltiler (Osmolalite)

Osmolarite =osmol (çözünen)

L (Çözeltinin Hacmi)

Osmolalite =osmol (çözünen)

Kg (Çözücü)

!

• Litresinde bir ekivalan gram/eş değer gram madde bulunan çözeltilerdir.

• Ekivalan gram, çözeltisi hazırlanacak maddenin molekül ağırlığının valansına yada etkime değerine bölünmesiyle bulunur. ▫ Bir maddenin bir kimyasal olayda yer değiştiren ya da yer değiştirebilen

elektriksel yük sayısına tesir değerliği denir.

• Etkime değeri (tesir değerlik) bileşiğin asit, baz, tuz oluşuna yada redoks olaylarına göre değişir.

• Asitlerin değerliği taşıdıkları hidrojen sayısına, bazların değerliği de taşıdıkları hidroksil grubu sayısına göre hesaplanır.

Normal Çözeltiler (Normalite)

Normal Çözeltiler (Normalite)

Normalite =

Çözünenin ekivalan

gram sayısı

L (Çözeltinin Hacmi)

• Sembolü= N/eq/L/Val/L

• Katı Maddelerden Normal Çözelti

▫ 1 N 1 L NaOH çözeltisi hazırlama. MW= 40 g/moL

• Asitlerden Normal Çözelti

▫ 1 N 1 L H2SO4 MW= 98 g Dansite= 1.84 g/ml % 98

Normal Çözeltiler (Normalite)

N = Molekül Ağırlığı (g) x İstenilen M x İstenilen Hacim (mL)

Yoğunluğu x Yüzdesi x Değerliği x 1000

• 18,5 g Ca(OH)2 ile 250 ml çözelti hazırlanıyor. Çözeltinin

normalitesi kaçtır? [Ca(OH)2: 74 g/mol)]

• 0,2 N 250ml NaOH çözeltisi hazırlamak için kaç g NaOH tartılır?

(NaOH= 40 g/mol)

• 0,1 L çözeltide 4,9 g H2SO4 bulunuyorsa bu çözeltinin normalitesi

kaçtır? (H2SO4 MW=98 g/mol)

Normal Çözeltiler (Normalite)

• 100 mL’ sinde istenilen % kadar gram taşıyan çözeltilerdir.

• Ağırlık / Hacim

▫ 250 ml % 10 NaOH hazırlanması

• Hacim / Hacim

▫ Bkz. Çözeltilerin seyreltilmesi

• Ağırlık / Ağırlık

▫ % 5 NaOH hazırlanması

Yüzde Çözeltiler

• Bir çözeltiye çözücü ilave etmek suretiyle konsantrasyonunu

düşürme işlemine seyreltme (dilüsyon) denir.

• Çözücü ilavesi çözeltinin hacmini değiştirir, çözünmüş madde

miktarı değişmez.

• Genellikle konsantrasyonu bilinen stok çözeltilerden hazırlanır.

• n1v1=n2v2 / m1v1=m2v2 / c1v1=c2v2

Çözeltilerin Seyreltilmesi (Dilüsyon)

• 100 mL 0.5 N H2SO4 çözeltisine 400 mL su ilave edildiğinde

normalitesi ne olur?

• 15 M’lık stok HCl çözeltisinden 50 ml 0.1 M HCl çözeltisi nasıl

hazırlanır?

• %96’ lık C2H6O’dan 400 mL %40’ lık C2H6O nasıl hazırlanır?

Çözeltilerin Seyreltilmesi (Dilüsyon)

• ppm= parts per million▫ Bir litre yada kilogram çözeltide miligram mg cinsinden çözünen madde

miktarıdır.▫ mg/L – mg/kg

• ppb= parts per billion▫ Bir litre çözeltide miligram µg cinsinden çözünen madde miktarıdır.▫ µg/L

• ppt= parts per trillion▫ ng/L

• ppq= parts per quadrillion▫ pg/L

PPM ve PPB

• Çözücü / Çözünen

▫ Katı-Sıvı çözeltileri: Tuzlu su

▫ Katı-Katı çözeltileri: Alaşımlardır. Çelik, C ve Fe karışım

▫ Katı-Gaz çözeltileri: İyot buharı ve hava karışımı

▫ Sıvı-Sıvı çözeltileri: Sirke, asetik asit ve tuz karışımı

▫ Sıvı-Katı çözeltileri: Amalgam; civa ve gümüş karışımı

▫ Sıvı-Gaz çözeltileri: Su buharı ve hava karışımı

▫ Gaz-Gaz çözeltileri: Hava

▫ Gaz-Sıvı çözeltileri: Gazoz ; CO2 ve su karışımı

▫ Gaz-Katı: Hidrojen ve paladyum karışımı

Bileşenlerin fiziksel haline göre çözeltiler

• Seyreltik/Dilue çözelti: Çözünen

miktarının çözücünün miktarına

göre az olduğu çözeltilerdir.

• Derişik/Yoğun/Konsantre çözelti:

Fazla miktarda çözünmüş madde

içeren çözeltilerdir.

Çözünen miktarına göre çözeltiler

• Doymamış çözelti: Belirli bir sıcaklıkta çözebileceği

miktardan daha az çözünen bulunduran çözeltilerdir.

• Doymuş çözelti: İçerisinde daha fazla madde

çözünemeyen çözeltilerdir.

• Aşırı doymuş çözelti: Çözünebileceğinden daha fazla

çözünen bulunduran çözeltilerdir.

Çözünenin çözünürlüğüne göre çözeltiler

Doymamış çözelti Doymuş çözelti Aşırı

Doymuş çözelti

Çökelti

• Elektrolit çözelti: Sulu çözeltisi elektrik akımını ileten

çözeltilerdir (Tuzlu su). Elektron kaybetmiş veya almış

iyonlar, atomlar veya moleküller içerir. Aynı zamanda

iyonik çözeltilerde denir.

• Elektrolit olmayan çözelti: Sulu çözeltisi elektrik

akımını iletmeyen çözeltilerdir (şekerli su).

Elektrik iletkenliğine göre çözeltiler

Elektrolit olmayan

çözelti

Zayıf

Elektrolit çözelti

Güçlü

Elektrolit çözeltiEtanol/Distile Su Asetik asit çözeltisi KCl

Kaynak: PhilSchatz

Elektrik iletkenliğine göre çözeltiler

• Bir maddenin elektrik akımını iletebilmesi için;i. Serbest halde elektronu olmalıdır. Bu olay metallerde vardır.

ii. Yapısında Anyon (-) ve Katyon (+) bulunmalıdır.

iii. Bileşikler katı halde elektriği iletmezler. Sıvı halde ve çözeltilerinde, iyonik bileşikler elektrik akımını iletir.

iv. Bir çözeltide iyon sayısı arttıkça, ya da sıcaklık arttıkça çözeltinin iletkenliği artar (Endotermik çözünmelerde).

v. Metallerin elektrik iletkenliği elektron akışı ile olur (Ötelenme hareketi), olay fizikseldir.

vi. Bileşiklerin sulu çözeltilerinin elektrik iletkenliği kimyasal yollarla olur.

vii.Suda moleküller halde çözünen (ağ örgülü) maddelerin çözeltileri elektrik akımını iletmez.

•Asit-Baz dengesi karaciğer, akciğer ve böbreklerin son derece uyumlu çalışması ile sağlanır. ▫ Canlıda üretilen [H+], ekskresyonı ile dengelenmelidir.

▫ pH= Bir çözeltideki mevcut [H+] iyonlarının

konsantrasyonunun eksi logaritmasıdır (pH=-log [H+]). ▫ Bir çözeltinin pH’ sı 7’den küçükse asit, 7’den büyük ise

baz, 7 ise nötr’dür.

▫ Bir birim pH artışı ( 5→6) 10 kat [H+] düşüşüne karşılık gelir.

▫ Plazmada [H+] hiçbir iyonda olmayan bir şekilde oldukça dar sınırlar içinde tutulur.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

Vücut Sıvılar pH değerleri

Plazma 7,38 – 7,44

Pankreas Sıvısı 7.5 – 8.00

Tükrük 6.35 – 6.85

Mide Özsuyu 0.9 – 1.6

Süt 6.6 – 6.9

İdrar 4.8 – 7.5

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• Her ne kadar plazma pH’ sına odaklansak da intrasellüler pH’ da

hücrenin canlılığı, normal enzim fonksiyonu ve diğer metabolik

süreçler için kritiktir (ortalama 7.0).

• Hücrelerin ekstrasellüler ortamdaki pH değişimlerine karşı

savunma mekanizmaları vardır.

• Ekstrasellüler ortamdaki marjinal pH değişimleri, intrasellüler

ortamın bütünlüğünü etkileyerek metabolizmayı ciddi derecede

bozabilir ve hücre ölümüne dahi sebep olabilir.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• [H+] dengesi diğer bir ifade ile asit-baz dengesi;▫ Diyetle alınan H+ miktarı + endojen metabolizma sonucu

elde edilen miktar ve buna karşılık vücuttan atılan miktarın birbirini dengelenmesi sonucunda korunmaktadır.

▫ Böylece ekstrasellüler ortamın (ESS/ECF) dengesi fizyolojik sınırlar içinde tutulur ve canlılık devam ettirilir.

▫ Dengenin sağlanması için; Uçucu asitleri solunum ile uzaklaştırılır (CO2 gibi),

H+ ve HCO3- ise böbrekler tarafından uzaklaştırılır veya tutulur.

Uçucu olmayan H+ kimyasal tamponlar ile kompleks oluşturur ve atılır.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• Uçucu (Volatil) asit üretimi▫ Mitokondrialdır.

▫ Karbonhidratların oksidasyonu (CO2 + H2O) ve yağ asitlerinin β-

oksidasyonundan (CO2 + H2O) elde edilir.

• Uçucu olmayan (non-volatile) asit üretimi▫ Karbonhidratların oksidasyonu (laktik asit), yağ asitlerinin β-

oksidasyonu (keton cisimcikleri), amino asitlerin oksidasyonu

(Üre, HCl, H3PO4) ve nükleik asitlerin oksidasyonundan (H3PO4 )

dan elde edilir.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• Yüksek sülfat ve fosfat rezidüleri barındıran otlaklarda yetiştirilen veya fazla miktarda tane yem ile beslenen hayvanlarda fazla asit yüklemesi görülür.

• Bunun dışında normal endojen asit üretimi bazı patolojik durumlarda artabilir. Buna en güzel örnek olarak Diabetes mellitus’da görülen keton cisimciği sentezindeki artış verilebilir.

• Toksinler veya ilaçlara bağlı olarak da organik asit formasyonu artabilir. ▫ Örneğin; metanolden formik asit, etilen glikolden glikolik ve

oksalik asit, aspirinden salisilik asit.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• Meyveler ise alkali kaynağıdır.

▫ Zayıf organik asitlerin Na+ ve K+ tuzlarını içerirler. Bunların

dissosiye anyonları metabolizma olmadan önce H+ akseptörü

olurlar.

• Alkalozis, hayvanlara fazla miktarda NaHCO3 veya diğer alkali

tuzların verilmesine bağlı olarak görülse de daha çok asit kaybı

nedeniyle oluştuğu görülmektedir.

▫ Örneğin, kusmaya bağlı gastrik asidinin (HCl) kaybı.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• Uçucu olmayan asitler için;▫ Vücut hidrojen girdi kaynakları

Diyet, Metabolizma, Fekal baz kaybı

▫ Vücut hidrojen çıktı kaynağı İdrar

• Bir köpekde;▫ Ortalama H+ girdi miktarı 1.0 mmol/gün/kg CA (Canlı ağırlık) iken

buna denk gelen miktar böbreklerden atılır.

▫ Ortalama 10 mmol/gün/kg CA HCO3- ve baz eşdeğerleri vücuttan

atılırken (başlıca dışkı ile), buna denk gelen H+ miktarı ECF’ de tutulur.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• pH ölçümünde kullanılan teknikler iki grupta

incelenir.

▫ Elektrometrik Yöntemler: İki elektrot arasındaki

potansiyel farkın bir galvanometre ile ölçülmesi

esasına dayanır.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

▫ Kolorimetrik Yöntemler: Bazı boya maddelerinin belirli pH

değerlerinde renk değiştirmesi esasına dayanır. Ortamın H iyon

konsantrasyonuna göre renk değiştiren maddelere indikatör denir.

• İndikatörler

▫ Çözeltinin pH’ sına bağlı olarak renk değiştiren kompleks yapıdaki organik

bileşiklere indikatör denir.

▫ Bu tür çözeltiler titrasyonun bitiş noktasını saptamak amacıyla kullanılır.

▫ İndikatörleri asit baz, redoks ve çöktürme indikatörleri olarak ayırabiliriz.

▫ İndikatörün renk değiştirdiği noktaya dönüm noktası denir.

▫ İndikatörler genellikle zayıf asit ve bazlardır.

▫ Kesin sonuç değil, yaklaşık sonuç verirler.

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

İndikatör İsmi pH Sınırları Renk Değişikliği

Timol mavisi 1.2 – 2.8 Kırmızı→Sarı

Bromfenol mavisi 3.0 – 4.6 Sarı→Mavi

Metil kırmızısı 4.4 – 6.0 Kırmızı→Sarı

Brom krezol moru 5.8 – 6.8 Sarı→Mor

Fenol kırmızısı 6.8 – 8.0 Sarı→Kırmızı

Meitl oranj 2.9 – 4.0 Kırmızı→Sarı

Fenolftalein 8.3 – 10.0 Renksiz→Pembe

Turnusol 7.0 Kırmızı→Mavi

Hidrojen İyon Konsantrasyonu

• Kanın normal pH değerinin asit yöne kayması asidoz,

alkali yöne kayması ise alkaloz olarak tanımlanır.

• Vücutta bir dizi fonksiyon pH değeri tarafından

etkilenir.

▫ Hemoglobinin oksijen bağlama yeteneği,

▫ Protein yükleri ve protein molekülleri arasındaki hidrojen

köprüleri,

▫ Kemik yapımı ve yıkımı.

pH Değerinin Sağlık Açısından Önemi

• Hem asitlerle hem de bazlarla tuzlar oluşturabilen maddelere amfolitler ya da amfoter elektrolitler denir.

• Özellikleri;

1. Asit ortamda katyonlar, alkalik ortamda ise anyonlar oluştururlar.

2. Bir amfolit belirli pH’da aynı sayıda negatif ve pozitif yük taşırlar.

Bu pH’ya amfolitin izoelektrik noktası denir.

3. Bir amfolit asit reaksiyonda katoda, alkali reaksiyonda anoda göç

ettiği halde izoelektrik noktada hareket etmez.

Amfolitler (Amfoter Elektrolitler)

4. Amfolitler ortamın pH’sına göre hem H+ iyonlarını, hem de OH-

iyonlarını bağlayabilirler. Bu nedenle amfolitler gerek asitlere karşı

gerekse bazlara karşı tampon görevi görürler.

5. H+ + OH- iyonlarının konsantrasyonlarının birbirlerine eşit olduğu

noktaya nötral nokta adı verilir.

6. H+ + OH- iyonlarının konsantrasyonları birbirleri ile ters orantılıdır.

25 °C‘ deki saf suda H+ ve OH- in molar konsantrasyonu eşittir ve

çözelti nötraldir.

Amfolitler (Amfoter Elektrolitler)

• Zayıf bir asit (proton donörü) ve onun konjuge bazını

(proton akseptörü) eşit miktarlarda içeren karışımlar

tampon sistemi olarak bilinirler.

• Tamponlar, küçük miktarlarda asit (H+) veya baz (OH-)

eklendiğinde pH değişikliklerine karşı koyma eğiliminde

olan sulu sistemlerdir.

Tamponlar

• Organizmada meydana gelen reaksiyonların hepsi belli

pH sınırları içerisinde oluşurlar.

• pH değişmeleri, reaksiyonun oluşumunu engeller.

• Organizmada pH’ nın değişmesine neden olacak olaylar

meydana geldiğinde, aynı laboratuvar koşullarındaki

tampon sistemlere benzer, pH değişimine mani olacak

tampon sistemler/ mekanizmalar devreye girerler.

Biyolojik Tamponlar

• Vücut sıvılarında asit-baz dengesinin bozulması başlıca

üç öğe ile kendini belli eder. Bunlar;

1. Kanın pH değeri,

2. Kandaki H2CO3 kısmi basıncı (pCO2 mmHg)

3. Kandaki HCO3- miktarı

Plazma pH’ sı H2CO3:HCO3- oranı ile koreledir.

Biyolojik Tamponlar

• Sulandırma

• Solunum▫ CO2 atılması

• Renal Mekanizma▫ Fazla asit yada alkalinin idrar ile atılması, veya amonyak

oluşturarak bazın korunmasını sağlamak

• Tampon Sistemler▫ Kan plazmasında: Bikarbonat-Karbonik asit, Fosfat-Fosforik asit,

Proteinat-Protein Tamponu

▫ Eritrositlerde: Hemoglobinat-Hemoglobin, Oksihemoglobinat-Oksihemoglobin

▫ Lenf, BOS, transüdatlarda: Bikarbonat, fosfat tamponları

Biyolojik Tamponlar

• Protein Tampon Sistem▫ COOH ya da NH2 grupları ile,

▫ Vücutta tamponların en büyük kısmı,

▫ Albümin, hemoglobin (Hb) gibi globulinler.

• HCO3- Tampon Sistem

▫ Büyük miktarlarda mevcuttur,

▫ Açık sistem,

▫ Solunum ve böbrek sistemi bu tampon sistemler üzerine etki eder.

▫ Hücre dışı sıvıların en önemli tamponudur.

• Fosfat Tampon Sistem▫ Ekstrasellüler ortamda düşük, intrasellüler ortamda önemli (özellikle kas

doku),

▫ Böbrek ve kemikte en iyi tampondur.

Biyolojik Tamponlar

Tampon Sistem % Tamponlama

Non-bicarbonat

Hemoglobin 35

Organik fosfatlar 3

Inorganik fosfatlar 2

Plazma proteinleri 7

Bikarbonat

Plazma 35

Eritrositler 18

Kanın Tampon Sistemleri

• İdeal bir tampon şu özellikleri taşımalıdır;

▫ Arzu edilen pH sınırlarına uygun tampon kapasitesine sahip

olmalıdır.

▫ Çok saf olarak elde edilebilmelidir.

▫ Enzimatik ve hidrolitik olaylara dayanıklı olmalıdır.

▫ Tamponun oluşturacağı pH, ortamın ısısı, iyon içeriği ve

konsantrasyonundan en az derecede etkilenmelidir.

▫ Toksik ve inhibitör etki taşımamalıdır (Çoğu enzimler fosfat

tamponlarınca inhibe edilirler).

▫ Katyonlar ile yaptığı kompleksler çözünür nitelikte olmalıdır.

▫ Ultraviyole ve görünür sahada ışığı absorbe etmemelidir.

Biyolojik Tamponlar

• Atom, bir çekirdek ile bu çekirdeğin etrafını çevreleyen

elektronlardan meydan gelir.

• Atom ağırlıkları birbirinden farklı, kimyasal nitelikleri ise aynı

olan atom türlerine izotop denir. İzotoplar arasındaki farklılık

nötron sayılarından ileri gelir.

• Radyoaktif izotop ve Stabil İzotop

İzotoplar

▫ Stabil izotoplar doğada yaygın bulunur ve parçalanma göstermez.

▫ Radyoaktif izotoplar ise çekirdekleri çeşitli ışınlar yayınlayarak parçalanan izotoplardır ve yapay olarak elde edilir. Bu olaya radyoaktif bozunma denir.

•İzotopların biyokimya yönünden

önemi?

▫Metabolizmasının izlenmesi

▫Tiroid Fonksiyon TestleriRIA (Radioimmunoassay)

▫Ette bulunan yağ yüzdesi ölçümü

İzotoplar

• Radient enerjinin serbest kalmasıdır.

• Radyoaktif maddelerin alfa, beta,gamma ve X- gibi ışınları yaymasıdır.

• En çok etkilenen organlar; Lenfositler, eritrositler, mide barsak kanalı, gözler, hipofiz ön lobu, yumurta follikülleri, mukoz membran

• Zararları;▫ Karbonhidrat ve lipidlerin parçalanma hızını artırır.

▫ Protein ve nükleik asitlerde bağları koparır.

▫ Kromozomları parçalar, mitosizi durduru.

▫ Barsaklarda emilimi azaltır, midenin boşalma süresini uzatır.

▫ Kemik gelişim bozuklukları, dişlerde anomaliler.

Radyasyon (Işınım)

• Ası T (1999). Tablolarla Biyokimya I, Nobel Tıp Kitapları Dağıtım,

Ankara.

• Kalaycıoğlu L, Serpek B, Nizamlıoğlu M, Başpınar N,Tiftik A

(2000). Biyokimya, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara.

• Engelking LR (2014). Textbook of Veterinary Physiological

Chemistry. 3rd Edition. Academic Press.

• Sözbilir Bayşu N, Bayşu N (2008). Biyokimya, Güneş Kitabevi.

Kaynaklar

• Sudan başka küçük ve basit moleküllerin veya iyonların geçmesine izin veren bir zar aracılığı ile büyük kompleks moleküllerin ayrılması olayı ..................... olarak tanımlanır.

a. Difüzyon

b. Diyaliz

c. Ozmozis

d. Absorpsiyon

e. Adsorpsiyon

Soru 1

Cevap: b

• Gerçek çözeltilere ilişkin olarak aşağıda verilen

ifadelerden hangisi doğrudur ?

a. İç faz parçacıklarının büyüklüğü 1-100 nm arası

b. Ozmotik basınç düşüktür.

c. Homojendirler.

d. Vizkozitesi yüksektir.

e. Işık geçirilirse sisli bir görünüş alır. Buna Tyndall etkisi denir.

Soru 2

Cevap: c

Bir sonraki konu;

BİYOELEMENTLERMakro ve Mikromineraller

top related