Top Banner
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 7 3 Temmuz 2005 Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL (kdv dahil) [email protected] HER YERDE HERKESE KARfiI Ülkelere Örgütlere Tutsaklara Tek tek kiflilere 12 Temmuz’dan F Tiplerine... Emperyalizm ve iflbirlikçileri kan›m›z› dökmeye devam ediyor... ISSN 13005 - 7944 Devrimin engebeli, sarp yollarında emperyalizme ve oligarşiye karşı bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm yürüyüşümüz hiç durmadı; çünkü hiçbir irade devrimcilerin iradesinden üstün değildir!
50

YÜRÜYÜŞ - 7

Mar 29, 2016

Download

Documents

Furkan Güran

yuruyus 7 sayi
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: YÜRÜYÜŞ - 7

www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 7

3 Temmuz 2005Fiyat›: 1 Milyon / 1 YTL

(kdv dahil)

[email protected]

HER YERDEHERKESE KARfiI

ÜlkelereÖrgütlere

Tutsaklara Tek tek kiflilere

12 Temmuz’dan F Tiplerine...Emperyalizm ve iflbirlikçileri kan›m›z›

dökmeye devam ediyor...

ISSN 13005 - 7944

Devrimin engebeli, sarp yollarında emperyalizme ve oligarşiye karşı

bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm yürüyüşümüz hiç durmadı;

çünkü hiçbir irade devrimcilerin iradesinden üstün değildir!

Page 2: YÜRÜYÜŞ - 7

Gençtiler, yafllar›n›n önemi yoktu. 40 ya-fl›n›n üzerinde olanlar› vard›, 20 yafl›n› he-nüz devirmifl olanlar› da. Kavgada yafl›nde¤il ustal›¤›n önemine inanm›fllard›. Çokde¤iflik yerlerden gelmifllerdi, çok de¤iflikkökenleri vard›; farkl› yerlerde, farkl› alanlarda, ancak ayn› inanc›n,ayn› kavgan›n savaflç›s› oldular. Tuncelili’ydi kimi, kimi Çanakkaleli,izmirli, Sivasl›, Ordulu’ydu kimi. Kürt, Türk, Çerkez, Laz, Gürcü’y-düler; ancakayn› havay› soludular, ayn› dili konufltular, ilkokulu zorbitirmifl, bir ö¤ün ekmek paras›na ayakkab› boyac›l›¤›, iflportac›l›kyapm›fl olanlar› vard› aralar›nda, inflaat mühendisi olanlar› da. Oku-mak u¤runa gece-gündüz çeflitli ifllerde çal›flanlar› vard›, kolej me-zunu olanlar› da. Ancak ne kendilerini Kafda¤›’nda ve dünyadanuzak gördüler, ne de kendilerini baflkalar›n›n küçümsemesine izinverdiler. Çok farkl› yerlerden, çok farkl› insanlar olarak geldiler, ay-n› ailenin ölümü bile paylaflmay› bilen sevgili çocuklar› oldular.

Tecrübeliydiler. 1970 öncesini, 12 Mart cuntas›n›, ’80 öncesininamans›z kavgas›n›, 12 Eylül karanl›¤›n› ve büyük direniflini, cunta

sonras› kavga bayra¤›n›n yeniden yükseli-flini yaflayanlar vard› içlerinde; kavgay› he-nüz birkaç y›ll›k zaman diliminde soluyan-lar da. Ölüm orucu direniflçileri, iflkencedeiflkencecileri dize getirmifl olanlar› vard›

aralar›nda. Sonsuz bir sab›r ve inatla çal›fl›yorlard›; bodrum kat›ndabir atölyede, silah ve bombalar›n aras›nda aylarca, y›llarca duracakkadar, s›k›lan her mermiye, patlayan her bombaya emek katarak.Coflkulu, at›lgan ve savaflç›yd›lar.

Görev adam›yd›lar; gün oldu günlerce daktilo bas›dan kalkmad›lar,hem de hiç s›zlanmadan; gün oldu bir notu yerine ulaflt›rmak için sa-atlerce yürüdüler. Zeki, becerikli ve çal›flkand›lar, bir elektronik vemekanik ustas› oldular. "Devrimci, yaratma ustas›d›r" dediler; ya-ratmay›, yarat›c› olmay› bildiler. "Büyük insan"d›lar, ancak bir kezbile "ben buyum" demediler. Önder olmay›, komutan olmay› bildik-leri gibi, devrimin ads›z bir neferi olmak da onlar›n ifliydi, ifllerininustas›yd›lar. (Haziran Yay›nevi’nin Bize Ölüm Yok adl› kitab›ndanal›nm›flt›r.)

�������������12 TTemmuz fifiehitleri

Aynur CCEYLAN

7 Temmuz 1980’de anti-faflist mücadelede flehit düfl-tü.

Metin TTOPAL

8 Temmuz 1989’da Sa-mandra’da faflist mafya ta-raf›ndan katledildi.

Niyazi AAYDIN(Merkez Komite Üyesi)

‹brahim EERDO⁄AN(K›r Gerilla Sorumlusu)

‹brahim ‹‹LÇ‹(Devrimci ‹flçi Hareketi

Sorumlusu)

Ömer CCOfiKUNIRMAK(Teknik ‹fller Sorumlusu)

Yücel fifi‹MfiEK(Üye)

Cavit ÖÖZKAYA(Askeri Komite Aday

Üyesi)

Hasan EEL‹UYGUN(Askeri Komite Aday

Üyesi)

Nazmi TTÜRKCAN(Askeri Komite Aday

Üyesi)

Bilal KKARAKAYA(Üye)

Zeynep EEda BBERK(Üye)

12 Temmuz 1991’de ‹stanbul kontrgerillas›n›n düzenledi¤i operasyonlarda Dikilitafl, Balmumcu, Niflanta-fl› ve Yeni Levent’te üslerinde direnerek flehit düfltüler.

12 Eylül sonras›, halk›n mücadelesini yeniden aya¤a kald›ranlard›. Kavgan›n kesintisizli¤ini kan›tlayarak,s›n›flar mücadelesinde kararl›l›¤›n, inanc›n, fedakarl›¤›n, cüretin temsilcileri olarak “bize ölüm yok” slogan-lar›yla ölümsüzlefltiler.

Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelemizin 7 Temmuz13 Temmuz

BüyükDireniflte fifiehit

Düfltüler

Ali Koç - 8 Temmuz 2001’de ölümorucunda flehit düfltü. DEV-GENÇ’li ola-rak kat›ld› mücadeleye. Maden ocakla-r›nda iflçi olarak çal›flarak devam etti.19 Aral›k katliam›n› Bart›n Hapishane -si’nde yaflad›. Sincan F Tipi’nde 2.Ölüm Orucu Ekibi direniflçisi olarakölümsüzleflti.

Sahibi vve YYaz›iflleri MMüdürü:

Sevtap TTÜRKMEN

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.‹stiklal Cad. Büyükparmakkap› Tel

Sok. No:4 Kat:4/2 Beyo¤lu/‹STANBUL

Telefon: 0 212 251 94 21 Faks: 0 212 251 94 35

Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANE Pieter de Hoochstr. 30

3021 CS Rotterdam/NEDERLAND

Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›kBask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.

Gülbahar Cad. No:7 Ba¤c›lar/‹ST.Tel: 0 212 655 88 64

Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212 354 37 67

ISSN: 1305-7944

‹nternet AAdresi: www.yuruyus.com

Mail AAdresi: [email protected]

Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen Türkiye ‹fl Bankas› fiiflli fib.

Fiyat›: 1 YTL / 1 000 000 TLAvrupa: 3 EuroAlmanya:3 EuroFransa:3 Euro‹sviçre:3 Euro

Hollanda:3 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 3 EuroAvusturya: 3 Euro

TMSF, 1.13 milyar dolar zararladevral›nan Egebank ile iliflkisi oldu¤ugerekçesiyle, Yahya Murat Demirel vefievket Demirel'e ait 9 flirkete el koy-du. Bunun üzerine Süleyman Demirel,‹slamköy’e giderek “Demireller ailemeclisi”ni toplad› ve bas›na bir aç›k-lama yapt›. ''Hukuk herkese laz›m.

Fevkalade üzgünüm'' diyen Demirelflöyle konufltu:

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ndekimsenin mal›na mülküne el konula-maz. Bu bir gasp say›l›r. Bu bir yarg›-

s›z infazd›r.”***“Yarg›s›z infaz” ha!

Haks›z elefltirilerle “TMSF’ninelini so¤utmay›n” say›n Demirel!

Hat›rla, o “yarg›s›z infaz” kavram›,en çok senin iktidar›nda kullan›ld›.

fievket Demirel’in “suçu ne?” di-yorsun? Katlettirdi¤in yüzlerce dev-rimcinin “suçunu” sen aç›klayabildin

mi? B›rak suçlar›n› aç›klamay›, em-rindeki polis flefleri kimi zaman evle-ri, iflyerlerini basarak veya sokak orta-s›nda katlettiklerinin isimlerini dahabilmiyorlard›. ‹simleri daha sonra aç›-¤a ç›k›yordu.

“Gasp” ha!

Sen, y›llarca oturdu¤un iktidar kol-tu¤unda “benim iflçim, benim memu-rum, benim emeklim, benim köylüm”diye diye, onlar›n haklar›n› nas›l gas-bettin? Nas›l gasbedip de Yahyalar’a,Koçlar’a, Sabanc›lar’a, Halis Toprak-lar’a, Cavit Ça¤larlar’a, KamuranÇörtükler’e peflkefl çektin?

Senin “gasp”›n “g”sinden sözede-bilmen için bütün bunlara önce bir ce-vap vermen gerekir.

O trilyonlar›, fievket ve Murat De-mirel al›nteri dökerek mi, yoksa kar-defllerinin, amcalar›n›n himayesindeçal›p ç›rparak m› kazand›lar?

Bofluna y›rt›n›yorsun MorrisonSüleyman; bu sorunun cevab›n›tüm halk biliyor.

Hat›rlars›n belki; devrimci-ler seni “döktü¤ün kanlar, çal-d›¤›n al›nteri, hep kabusunolacak!” diye u¤urlam›fllard›.

Mazlumun ah› de¤il henüzyakana yap›flan; halktan öncedüzeniçi paylafl›m kavgas›ndayap›fl›ld› yakana. ‹yi bilirsin bu“it dalafl›n›”. ‹flin ucunda flu ve-ya bu tekelin ç›kar› olunca,kimse kimsenin gözünün yafl›nabakmaz. fiimdi Tayyipler’in za-man›; flimdi onun “ailesi”ninbüyüme zaman›. Eee, piyasada-kileri bat›rmadan nas›l büyüye-cekler?

Sen de fievketler’i, Cavitle-r’i, Kamuranlar’›, Koçlar’›, Sa-banc›lar’›, Topraklar’› ihya et-mek için kaç “aile”nin oca¤›n›söndürdün kimbilir.

Bu ülkenin mazlumlar›,kimbilir kaç milyon kez bedduaokudular sana.

Demirel’e göre TMSF ‘yarg›s›z infaz’ yapm›fl

TMSF’nin ‘elini so¤utmay›n’ say›n Demirel! �sözler

“‹nsanlar ölmeyibildikleri sürece,özgürlük hiç yokolmayacak”

Charlie CChaplin

“Susan tarafs›zlar içincehennemimde özelbir yer ay›rd›m”

Dante

“Tarafs›zl›k statükoyadestek vermektir”

Maurice DDuverger

U¤ur KORKMAZOsman KORKMAZ

7 Temmuz 1980’de ‹stanbul Sirke-ci’de polisle ç›kan çat›flmada flehit düfltü-ler. DEV-GENÇ’in Faflist Teröre Karfl› Silah-l› Mücadele Ekipleri’nde yeralan militanla-r›ndand›lar.

Page 3: YÜRÜYÜŞ - 7

Tecrit, TAYAD’l›lar›n ve Ulusla-raras› Tecritle Mücadele Platfor-

mu’nun düzenledi¤i bir sempoz-yumda bir kez daha ele al›nd›. Kufl-kusuz, tecrit gerçe¤ini ulaflt›ramad›-¤›m›z genifl bir kesim var. Ama buülkede siyaset yapan, siyasal, eko-nomik-demokratik örgütlenmelerdeyeralan kesimlerin tecritten habersizolmalar› sözkonusu de¤ildir. Art›kherkes, hem tecritin nas›l bir politi-ka oldu¤unu, hem de nas›l uygulan-d›¤›n› biliyor.

Fakat bilmekle anlamak ayn› fleyde¤ildir; mevcut durum bize, ar-

t›k hemen herkesin bildi¤i tecritinhala tam anlafl›lmam›fl oldu¤unugösteriyor. Demokratik güçlerin bü-yük ço¤unlu¤unun tecrite karfl› mü-cadelede yeralmamalar›, hatta enbasitinden bu sempozyumu da gün-demlerine almamalar›, tecritin nas›laflama aflama, parça parça tüm de-mokratik güçleri içine alan bir poli-tika oldu¤unu görmediklerini göste-rir. “Sol” güçler içinde, emperyaliz-

min ve oligarflinin devrimcilere kar-fl› uygulad›¤› tecrit ve tasfiye politi-kas›n› bilinçli bir sessizlikle izleyençeflitli kesimlerin de oldu¤u aç›k;sessizlikleri bilinçlidir, çünkü dev-rimcilerin tecrit ve tasfiye edilmesi-ni onaylamaktad›rlar. Solun bu ke-simlerini bir yana b›rakt›¤›m›zda da,solun di¤er bölümlerinin tecrit kar-fl›s›nda, tecriti anlayan, çözümleyenbir tav›r içinde olduklar› söylene-mez.

Tecrit politikas›n›n farkl› alanlar-da ve farkl› ülkelerdeki uygula-

malar›n›n anlat›ld›¤›, tecrite karfl› 5y›ld›r sürdürülen büyük direniflinanlam›n›n, ifllevinin tüm boyutlar›y-la ortaya ç›kt›¤› sempozyumu “gün-demine” almayanlar için bir kez da-ha özetleyelim: Bir; tecrit, sadecetutsaklara karfl› uygulanan bir politi-ka de¤ildir. ‹ki; tecrit sadece fizikibir s›n›rlama politikas› de¤ildir. Üç;tecrit, emperyalizmin ve iflbirlikçiiktidarlar›n halklar›n, emekçi s›n›f-lar›n, devrimci demokrat güçlerin

gücünü bölmek ve bölerek her kesi-mi daha kolay bir sald›r› hedefi hali-ne getirmek için her türlü araç veyöntemin kullan›ld›¤› bir politikad›r.F tipleri bu araçlardan sadece bir ta-nesidir. Dört; tecrit politikas›ndaas›l amaç, dünya çap›nda ba¤›ms›z-l›k ve sosyalizm düflüncesini yoket-mek, direnen hiçbir güç b›rakma-makt›r.

F tipi hapishaneler, tecrit politika-s›n›n en rafine uyguland›¤› alan-

lardan biridir. Bu anlamda uygula-man›n tüm karakteristik özellikleri-ni burada en ç›plak haliyle görmekmümkündür. Fakat burada gördük-lerinizi d›flar›da, hayat›n farkl› alan-lar›nda uygulanan politikalarla kar-fl›laflt›rd›¤›n›zda da büyük bir para-lellik oldu¤unu görürsünüz. Tecritinsadece tutsaklara karfl› de¤il, tümhalka, tüm örgütlü güçlere karfl› uy-gulanan bir politika olmas› espriside zaten budur.

Tecritle istedikleri beynimizdir,halklar› halk yapan, demokrat›

demokrat, devrimciyi devrimci ya-pan de¤erlerimizdir. Emperyalistlerve iflbirlikçileri, ancak beynimizi elegeçirdiklerinde “huzur”a kavufla-caklard›r. F tiplerinin hücreleriyle,tutsaklara “ya düflünce de¤iflikli¤i,ya ölüm” diye dayat›yorlar. D›flar›dahücrelerin yerini, gözalt›lar, sorufl-turmalar, ceza tehditleri, düzeniçistatükolar›n› kaybetme, iflini kaybet-me, bedel ödememe al›yor. D›flar›-

Tecrit ppolitikas›n›n ddevrimci, ddemokratik ggüçler aaras›naördü¤ü dduvarlar› yy›karak, mmücadelenin ttüm ccephelerinde oortakbir mmücadeleyi öörgütleyebilmeliyiz. BBu bbaflar›lamad›¤› ttakdirde

tecrit ppolitikas›, yyeni dduvarlar öörmeye, hhalk ggüçlerini daha ffazla pparçalamaya ddevam eedecektir.

Tecrite karfl› birlikte direnifl

3 Tecrite karfl› birlikte direnifl

5 Tecrit her yerde herkese karfl›d›r

9 Kavgan›z, kavgam›zd›r

13 “TAYAD” ve “TECR‹T” geçen haberlere

sansür

Not Düflüyoruz:

-Yiyin efendiler yiyin!

-‹flkencecinin beyni!

-NATO’ya hizmet “mükemmel”

-Hürriyet’in ahlak›

14 D‹SK’li iflçilere ‘çifte barikat’

15 ‘Toplu görüflme’ tiyatrosu 15 A¤ustos’ta

16 Özellefltirme karfl›t› mücadele

18 Baflbakanl›k de¤il iflkenceci yuvas›

19 Dostlar al›flveriflte görsün komisyonuyuz

20 Tecritten haberler

22 Kaba demagog islamc›l›k

24 52 duruflmad›r korunan katliamc›l›k

26 Devrimin sarp yolunda yürümek...

30 AKP iktidar›ndan M‹T ve polise s›n›rs›z

dinleme yetkisi yasas›

31 Hayat›n ‹çindeki Teori: “Ayd›n ve devlet”

35 Halk›n Cephesi: “‹deolojiyi pragmatizme

kurban edenler...”

37 Soruflturmalar, faflist terörün devam›d›r

40 Gözalt› ve tutuklama terörü yay›l›yor

42 ‹ran seçimleri

45 Ovac›k flehitleri ölümsüzdür

46 Yanmasam da, kül olup savrulsam da...

48 Tarihte bu ay: Temmuz...

49 Sanat: “Ölümü bir cinayettir”

50 Kurflun zindan dara¤ac› ölen gardafl ölen

bac›...

� � � � � � � � � � �

Page 4: YÜRÜYÜŞ - 7

da, ba¤›ms›zl›¤›, demokrasiyi, sos-yalizmi savunan bir vatanseverin,bir demokrat›n, bir devrimcinin kar-fl›s›na oligarfli “ya bu düflüncelerinide¤ifltireceksin, ya statükonu kaybe-deceksin”, “ya düflüncelerini de¤ifl-tireceksin, ya iflinden, okulundanolacaks›n”, “ya düflüncelerini de-¤ifltireceksin, ya coplanacaks›n, ifl-kenceden geçirileceksin”, “ya dü-flüncelerini de¤ifltireceksin, ya sen-dikan›, derne¤ini, partini kapat›-r›m”... gibi dayatmalarla ç›k›yor.Devrimcilerle yanyana gelmeyecek-sin, gelirsen onlar gibi bedel ödeti-rim diye ç›k›yor.

Bir günde befl, on devrimcininkatledildi¤i infazlarla, F tipleri-

nin hücreleri veya yukar›da s›ralad›-¤›m›z dayatmalar, sonuçta ayn›amaca yöneliktir. Emperyalistler veoligarfli, kan›m›z› dökerken de, esasolarak beynimizin içini boflaltmay›hedeflerler. Kan›m›z dökülmesindiye, statükolar› kaybetmeyelim di-ye, bedel ödemeyelim diye, beyni-mizdekileri de¤ifltirmeyi kabul et-mek, iddiam›zdan, hedeflerimizden,ilkelerimizden, de¤erlerimizden,dayan›flmam›zdan vazgeçmek, tec-rite yenilmektir.

Emperyalizm ve oligarfli, bu da-yatmalarla, devrimcilerle di¤er

sol güçler aras›na, sendikalar›n ken-di aras›na, halk›n çeflitli kesimleri-nin aras›na duvarlar örmüfltür.

Tecrit politikas›n›n devrimci, de-mokratik güçler aras›na ördü¤ü

duvarlar› y›karak, haklar ve özgür-lükler mücadelesinin tüm cephele-rinde ortak bir mücadeleyi örgütle-yebilmeliyiz. Bu baflar›lamad›¤›takdirde tecrit politikas›, yeni du-varlar örmeye, halk güçlerini dahafazla parçalamaya devam edecektir.

Tecrit politikas›n›n uygulan›fl› ol-dukça klasik bir seyir izliyor.

Mesela emperyalizm, bir liste aç›k-l›yor ve 22 ülkeyi “terörü destekle-yen” ülkeler olarak ilan ederek tümdi¤er ülkeleri onlar tecrit etmeyeyönlendiriyor. ‹kinci bir ad›mda on-lar›n sadece bir k›sm›n› “fler ekseni”ilan edip tecriti daha da daralt›yor.

Sonra hedefe sadece birini koyu-yor... Emperyalizm o birine sald›r›r-ken, ötekiler, “sald›r›y› atlatmak”için genellikle sessiz kal›yor. Hatta“kendini kurtarmak” için o tek ülke-ye karfl› sürdürülen tecrit etme poli-tikas›na da kat›l›yor. Ama emperya-lizm, birini dize getirdi¤inde, öteki-lere yönelmeye bafll›yor... Emper-yalizmle ve oligarfliyle bir çeliflkisi,bir “muhalifli¤i” olup da sald›r›n›nhedefi olmayaca¤›n› düflünenler ya-n›l›yor. S›ra mutlaka onlara da gele-cektir.

F tipleri sürecini bu aç›dan hat›r-lamak herkes için ö¤reticidir.

Öyle ki oligarfli, 19 Aral›k’›n arife-sinde burjuva medyay›, “b›rak›nça¤r›s›” yapan konfederasyonlar›,“sa¤duyu” ad›na binalar›ndan tut-sak yak›nlar›n› kovanlar›, hatta “bizyokuz” diyen PKK’lileri bile ölümorucunu sürdüren devrimcileri tecritetme politikas›n›n parças› haline ge-tirmifltir. fiimdi ayn› güçleri,PKK’yi tecrit politikas› için yönlen-dirmeye çal›fl›yor. Hat›rlay›n, birdönem adeta bir klifle haline gelen“HADEP, EMEP, ÖDP, S‹P...” blo-kuyla devrimciler aras›na bir duvarörülmüfltü. Bu oligarflinin bask›dan,teröre, icazet vermeye kadar her tür-lü yöntemi kullanan tecrit politika-s›n›n baflar›s›yd›. Bugün oligarflionlardan birini tecrit etmeye çal›fl›-yor. Yar›n ötekiler de flu veya bu ne-denle ayn› tecrit politikas›n›n hede-fi haline gelebilir. Hat›rlay›n, konfe-derasyonlar›n, odalar›n ölüm orucu-na karfl› aç›klamalar› burjuva med-yada nas›l yer buluyordu kendine.fiimdi o sendikalar marjinal, teröredestek vermekle suçlan›p tecrit edi-liyor, sesleri sansürleniyor.

Devrimci demokratik güçler, s›-n›fsal bir bak›flla hareket etme-

dikleri, emperyalizmin ve oligarfli-nin karfl›s›na halk›n tüm örgütlügüçlerini birlefltirerek ç›kmad›klar›sürece oligarfli bu tür manevralaryapmaya, tecrit dayatmalar›yla yeniduvarlar örmeye devam edecektir.

Herkes beflinci y›l›ndaki direni-flin ö¤reticili¤iyle flunu da gör-

mektedir; içerideki ve d›flar›daki

tecriti parçalamak, militan bir mü-cadele çizgisi gerektiriyor. Bu çiz-gide yürümeye cesaret edemeyen-ler, ekonomik-demokratik mücade-le alan›nda bile sürekli gerilemeyemahkumdur; oligarflinin dayatmas›aç›kt›r: Diyor ki “ya bu haklardanvazgeçeceksin, ya da militanca mü-cadele edersen, bedelini ödersin”.Reformizm, birincisini tercih ettik-çe kaybediyor. Bunun için refor-mizmin yönetimindeki KESK,D‹SK y›llard›r peflpefle ç›kar›lanhak gasb› yasalar›na karfl› bir dire-nifl örgütleyemiyorlar. KESK, sonsald›r›lar karfl›s›nda Emek Platfor-mu’nu toplant›ya ça¤›r›yor yine. Nebekliyor EP’den? EP’den bugünekadarkinden baflka bir cevap ve po-litika m› bekliyor?.. Reformist ba-s›n, Emek Platformu konusundaemekçileri ve solu yan›ltmaya, yan-l›fl beklentiler içine sokmaya devamediyor. “Emek Platformu hareketegeçiyor” diye yaz›yor biri (28 Hazi-ran Evrensel) bir di¤eri “EmekPlatformu'ndan ortak tutum” (Öz-gür Politika) diye bafll›k at›yor. Hal-buki EP’nin ne harekete geçti¤i var,ne bir ortak tutumu. EP de, gelinennoktada, tecritin bir tezahürüdür;devrimci demokratik güçlerin birli-¤inin ve gerçek bir halk direniflininönündeki engeldir. Fakat, oligarfli-nin dayatmalar›yla kabul edilen ica-zet çizgisi, solun bir kesimini EP’yeyedekleyip b›rakm›flt›r.

Ülkemizin gündemi “bar›fl” de-¤ildir, “diyalog” de¤ildir; gün-

dem tecrittir, 119 ölümdür, gündemfaflist sald›r›lar, linç provokasyonla-r›d›r, katliamlard›r, gündem, onlarcailde sürdürülen tutuklama operas-yonlar›d›r. Ve ne yaz›k ki, solun birkesimi tüm bu konular›n seyircisi-dir. AB’nin, oligarflinin çizdi¤i s›-n›rlara çekilip bunlar› seyretmekte-dir. Tecrit ve imha politikalar›yla çi-zilen bu s›n›rlar›n gerisinde halk›nç›karlar› devrimci, yurtsever düflün-celer savunulamaz. Ve bafltan beriortaya koydu¤umuz gibi, bu s›n›rlarda de¤iflmez de¤ildir; sald›r›lardanbugün muaf tutulanlar›n yar›n›n›nne olaca¤› belli de¤ildir.

4

3 Temmuz 2005 / 07

Page 5: YÜRÜYÜŞ - 7

5

3 Temmuz 2005 / 07

Tecrit vetecrite

karfl›mücadele

sempozyumu

Sempozyumoturumlar›:Dayan›flma,

direnifl, mücadelevurgusu

TAYAD ile Uluslararas› TecritleMücadele Platformu (UTMP) taraf›n-dan 25-27 Haziran günlerinde ‹stan-bul’da, Muammer Karaca Tiyatro Salo-nu'nda düzenlen “Tecrit ve Tecrite Kar-fl› Mücadele Sempozyumu”, Türki-ye’den ve yurtd›fl›ndan kurum ve kifli-lerin kat›l›mlar› ile gerçekleflti.

Sempozyum; TAYAD’l› Aileler’in,tecrit hücrelerinin gündeme geldi¤i ilkgünlerde, yani daha ölüm orucu baflla-madan, tecrite karfl› bafllatt›klar› müca-delede yeni bir sayfa oldu. Sempozyu-mun sonuç deklerasyonunun da iflaretetti¤i gibi, tecritin sadece tutsaklara yö-nelik olmad›¤› ve tüm dünya halklar›-n›n bu sald›r›ya maruz kald›klar›, yap›-lan konuflmalar, sunulan deklerasyon-larla bir kez daha ortaya konuldu.

119 Kahramana Sayg›

TAYAD ad›na Süleyman Acar'›nkonuklar› selamlamas› ile bafllayansempozyumun aç›l›fl›, tecrite karfl› mü-cadelenin anlat›ld›¤› sinevizyon göste-rimi ile bafllad›. "Çözün Tecriti Kald›-r›n" talebinin yans›d›¤› sinevizyonda,kare kare direnifller, yaflanan ac›lar, is-yana dönüflen öfke yans›d›.

Süleyman Acar, sempozyuma kat›l-mak için yola ç›kan iki Filistinli’nin,‹srail siyonizmi taraf›ndan engellendi-¤ini belirtirken, Tekirda¤ F Tipi’ndekitutsaklar›n mesaj›n›n da hapishane ida-resi taraf›ndan engellendi¤ini duyurdu.

‹lk konuflma TAYAD Baflkan› Niya-zi A¤›rman taraf›ndan yap›ld›. Ard›n-dan okunan; özgür tutsaklar örgütlen-mesinin mesaj›, Faruk Kad›o¤lu'nunson mektubu alk›fl ve z›lg›tlarla karfl›-land›. TAYAD'l› Aileler'den ZeynepYayla, Abdi ‹pekçi'den direnifl yüklüselamlar›n› getirirken, bir ana olarakduygular›n› ve yaflad›klar›n› anlatt›.Yayla’n›n 119 flehidin resimlerinin bu-lundu¤u panonun önüne giderek, önün-de e¤ilmesi, sempozyuma kat›lanlara

duygulu anlar yaflat›rken dakikalarcaalk›fllarla bu sayg›ya herkes kat›ld›.

S›ras›yla; eski tutsak ve WernickeKorsakoff hastas› Zehra Kurtay, TA-YAD’l› Orhan Eski, Fahrettin Keskinile Alev Akgün’ün konuflmalar›n›n ar-d›ndan, Irakta ‹flgale Hay›r Koordinas-yonu ve SES'in tebli¤leri sunuldu. Bukonuflmalar›n ard›ndan sempozyumunilk oturumu bafllad›. Bu oturumda, Nö-rolog Prof. Dr. Hakan Gürvit, TA-YAD'l› Mehmet Güvel, Lübnan KhaimRehabilitasyon Merkezi'nden DarinaWehbe konufltular.

Hakan Gürvit’in, Wernicke Korsa-koff hastal›¤›n› ortaya ç›karan koflulla-r› ve etkilerini, tarihi geliflimi anlatt›¤›konuflmas›n›n ard›ndan Darine Wehbe,iflkencenin tüm dünyada yafland›¤›nadikkat çekti. 300 kiflinin izledi¤i 1. otu-rum Mehmet Güvel’in konuflmas›ylason buldu.

Ac›lar›n Dili, Irk› Olmaz

Ö¤leden sonra bafllayan 2. oturumöncesinde yurtiçinden, hapishaneler-den ve yurtd›fl›ndan gelen mesajlarokundu. F tipinden yeni tahliye olanAhmet Güzel, “tecritte duygular›m›z›,

düflüncelerimizi paylaflmamam›z› da-

yat›yorlar, tecrit insani paylafl›mlar›-

m›z›n önüne geçiyor" sözleriyle baflla-d›¤› konuflmas›n›, Faruk Kad›o¤lu’nunfeda eylemi yapt›¤› anda ayn› hücreyipaylaflt›¤›n› hat›rlatarak sürdürdü. Gü-zel, son olarak Faruk’un, “herkese çokselamlar” sözlerini aktard›.

TAYAD'l› Naime Kara "ac›lar›n di-ni, dili, ›rk› olmaz. Guantanamo'da,Ebu Gureyb'te, Filistin'de, Türkiye'dehep ayn› ac›lar› yaflad›k, yafl›yoruz” di-yerek bafllad›¤› konuflmas›n› flöyle sür-dürdü:

“Gökten y›ld›zlar› istemiyorduk biz.Sadece çocuklar›m›z ölmesin diyorduk.Bu yüzden copland›k, yerlerde sürül-dük. Biliyorduk ki bizler, TAYAD'l› Aile-

TECR‹T HER YERDE HERKESE KARfiIDIR

Page 6: YÜRÜYÜŞ - 7

ler olarak enönde olma-l›yd›k. Her-kes sussa bilebiz susmama-l›yd›k. Sus-mad›k bugü-ne kadar,susmayaca-¤›z. Evet ac›-lar›m›z var,ama ac›lar›-m›z› omuzla-maya güç ve-ren gururu-muz var.”

Alk›fllarla karfl›lanan bu konufl-man›n ard›ndan, Tecritin hukukive sansür boyutunun ifllendi¤iikinci oturuma geçildi. ÇHD’denAv. Hakan Karada¤’›n konuflmas›y-la bafllayan bu oturumda; HHB avu-katlar›ndan Behiç Aflç›, Berlin Ba-rosu ‹nsan Haklar› Sorumlusu Av.Bernd Hausler, Irak Yurtsever ‹ttifa-k›’ndan Mohammed Al Samarae veÇHD Genel Merkez Yöneticisi Av.Selçuk Koza¤açl› s›rayla sözalaraktecritin hukuksuzlu¤unu ortayakoydular.

Al-Samarae ise, Irak direnifliüzerine flunlar› söyledi:

"Bizim davam›z ayn›d›r. Adaletve özgürlük. Sorun, kendisini de-mokrat gösteren ülkelerin yaratt›¤›emperyalist bir sorundur. Biz ve siz-ler kahramanlar› oluflturuyoruz vezafer de buradan ortaya ç›kacak.Direniflin bir bedeli vard›r. Ve Iraktüm dünyadan tecrit edilmektedir.Amerikal›lar'›n iflledi¤i suçlar öyles›n›rlara ulaflm›flt›r ki tüm flehir ce-

za lan-d › r › l -m a y açal›fl›l-makta-d › r .Ameri-kal›lartam do-nan›m-l› gel-miflt ir.A m abir fley-

leri yok, o da ahlaklar›... Irakl›larise ahlaklar›ndan güç al›yorlar.Tüm Irak halk› direniflçi oldu bu-gün. Irak halk› kendi istiklali vehürriyeti için mücadele ediyor, be-del ödüyor. Irak halk›n›n önünde di-renifl seçene¤inden baflka bir seçe-nek olamaz.”

Bu oturumda son olarak sözalanAv. Selçuk Koza¤açl›, tecritin a¤›rtahribatlar yaratt›¤›n› kaydederek,“ama moralsizlik, inançs›zl›k yara-tamam›flt›r. Bu da direniflin gücü-dür. Bu mücadeleyi, direnifli, gücükesintisiz hale getirmeliyiz" dedi.

Tecrit, ‹flkencenin En Üst Boyutudur

‹lk günün üçüncü oturumu ise,Armutlu’daki ölüm orucu direniflinianlatan Yaflatmak ‹çin Öldüler fil-minin izlenmesiyle bafllad›. Ekran-lara kahraman ölüm orucu direnifl-çilerinin görüntüleri yans›d›kça, sa-londa alk›fllar hiç eksik olmad›.

Gazeteci Musa A¤ac›k’›n konufl-mas›n›n ard›ndan, tecritin insani bo-yutunun tart›fl›ld›¤› 3. oturum baflla-d›. Eski Guantanamo tutsa¤› Muaz-zam Begg'in babas› Azmet Begg,‹st. Tabip Odas›'ndan Dr. SerpilDo¤an, Yönetmen Hüseyin Kara-bey, Sanatç› Orhan Alkaya ve TA-YAD'l› Ahmet Kulaks›z’›n konufl-tu¤u oturum, “ac›n›n s›cakl›¤› üze-rine söz söylemek çok zor” diyenOrhan Alkaya’n›n konuflmas›ylabafllad›. Alkaya, Sevgi Erdo¤an içinyazd›¤› bir fliiri okudu ve “hepinizitecritsiz bir hayat kucaklas›n" dedi.Serpil Do¤an ise tecrit iflkencenin

en üst boyutu olarak tan›mlad›. Az-met Begg o¤lunun Guantanamo'daneler yaflad›¤›n› anlat›rken, Hüse-yin Karabey ise, Avrupa standartla-r›yla "terör" tan›m›n›n meflrulaflt›r›l-d›¤›na dikkat çekti. Son olarak sö-zalan Ahmet Kulaks›z, TAYAD’›nmücadelesine de¤inerek, “tecritekarfl› önemli bir direnifl oda¤› olma-y› linç olma tehlikesine karfl› yap›-yor” diye konufltu.

Bu Ölümler Bofluna De¤il

Oturumun sona ermesinin ard›n-dan sözalan flair Mehmet Özer filmgösterimini hat›rlatarak; “Tan›ks›-n›z. Ölüme saniyeler kala direnen-lerden hiç ölmek istedi¤ini duydu-nuz mu? Duymad›n›z. Bize diyorlarki siz ölümü kutsuyorsunuz. Ey ana-lar kim ki size onlar, çocuklar boflaöldüler derse onlara s›rt›n›z› dönü-nüz. Bu ölümler bofla de¤il. Biz ya-flam› kutsuyoruz. Yaflam ad›na katil-leri affetmeyin" fleklinde konufltu.Özer’in okudu¤u direnifl fliirleri,tutsak ailelerini duyguland›r›rken,salondan yo¤un alk›fl ald›.

300 kiflinin izledi¤i sempozyu-mun ilk günü, Grup Yorum’un türküve marfllar›yla sona ererken, omuzomuza halaylar çekildi, Kahraman-lar Ölmez marfl› yumruklar havadasöylendi. Bu s›rada bir grubun teks›ra halindeki yürüyüflü salondacoflkuyu daha da yükseltti.

‹kinci Gün...

Yurtiçi ve yurtd›fl›ndan gelenmesajlar›n okunmas›yla bafllayanikinci gün, Ali Erifl’in konuflmas›y-la bafllad›. Ard›ndan, SES ad›naMeryem Özsö¤üt, tecritin en temelhaklar›n gasbedilmesi oldu¤unadikkat çekti ve “bu sorunu sistemyaratm›flt›r ve yak›c› bir sorundur.Ve tecrit tüm topluma yönelik birtehdittir” diye konufltu. Tecritin fi-ziksel ve psikolojik etkilerindensözeden Özsö¤üt, konuflmas›n›sempozyumun sessizli¤i bozacakbir ses olmas› dile¤iyle bitirdi.

Sempozyuma Lübnan’dan kat›-lan Mohammed Safa, TAYAD’l›la-r›n mücadelesini selamlayarak, tec-riti, halklar›n direniflini ele alan ya-

6

3 Temmuz 2005 / 07

ORADAYDILAR...

Page 7: YÜRÜYÜŞ - 7

r›m saatlik bir konuflma yapt›. "Öz-gürlük ve ba¤›ms›zl›k için ölüm oru-cuna girenlere tecrit flehitlerine se-lam olsun. Ölüm orucu kazanacak-t›r" diyerek sözlerini tamamlayanSafa'n›n coflkulu konuflmas› kitle-den yo¤un alk›fl ald›.

Muhalifseniz, Tecrit Edilmelisinizdir

Konuflmalar›ndan ard›ndan bafl-layan ikinci günün ilk oturumunda;Özgür-Der Baflkan› Hülya fiekerci,TMMOB'dan Meftun Gürdallar,Yunanistan PAME Sendikas›’ndanYanis Bilahos, Yunanistan ADEDYSendikas›’ndan Savas Tsakmakidis,‹talya Milletvekili Sandro Targetti,‹rlanda Cumhuriyetçi Sosyalist Par-tisi'nden Michael Devine ve ‹stan-bul Temel Haklar'dan Erol Ekici ko-nuflmac› olarak yerald›lar.

Hülya fiekerci, sempozyumunkapsaml› örgütlenmesine dikkat çe-kerek konuflmas›na bafllad›. “Uma-r›m kulaklar› sa¤›r olanlar›n kulak-lar›na ulafl›r” diyen fiekerci, flunla-r› söyledi:

“Hapishaneler emperyalizminçirkin yüzünü bize gösteriyor. Tecritve muhalif bence yanyana olan keli-melerdir. Emperyalizme, yoksullu¤akarfl› ç›k›yorsan›z, siz muhalifsiniz-dir, tehlikelisinizdir ve tecrit edil-melisiniz. Trabzon'daki linç giriflimide bu tecritin bir parças›d›r. TA-YAD'›n bu yöndeki çal›flmalar› tec-rit ediliyor. Bu tutum bize de uygu-lan›yor. 'Il›ml› ‹slam' BOP projele-riyle bizi tecrit etmeye çal›fl›yorlar.F tipine karfl› gelmek faflizme em-peryalizme karfl› gelmektir. Direni-flimiz küreselleflmelidir.”

Türkiyeli Kardeflimiz Halklar›n Sesidir

Almanya Berlin Barosu Avu-kat› Bernd Housler, izolasyonunkorkunç bir fley oldu¤unun alt›n›çizdi¤i konuflmas›nda, bunun ulus-lararas› bir insanl›k suçu oldu¤unubelirtti. Avrupa'n›n kara listeleriyleilgili konuflan Housler’den sonraTMMOB ‹stanbul ‹l Koordinas-

yon Sekreteri Meftun Gürdallar,sözald›. TMMOB’un F tipleri mü-cadelesi içinde bir fleyler yapmayaçal›flt›¤›n› ifade ederek, F tiplerininkabul edilemeyece¤ini belirtti. 119ölümün 120 olmamas› için konuflul-du¤una, ama burada olmas› gerekenbirçok sol grubun olmad›¤›na dik-kat çeken Gürdallar, “bu çok ac›,öyle olmamal›yd›. 119 insan›n mü-cadelesine sayg› duymamak müm-kün de¤il” diye konufltu.

Yunanistan Memur Sendikala-r› Merkezi'nden Yanis Bilahos dadüflman›n ortak ve emperyalizm ol-du¤unun alt›n› çizdi ve “AB'yleABD'yle, emperyalist ülkelerle mü-cadele etmek zorunday›z” dedi.Türkiye’deki mücadeleye deste¤iniifade eden Bilahos’un ard›ndan, yi-ne Yunanistan’dan kat›lan MemurSendikalar› Konfederasyonu(ADEDY) Temsilcisi Savas Tsak-makidis, dayan›flma ve kardefllikduygular›n› ifade ederek, “emper-yalizme karfl› dayan›flman›z› sizinbüyük flairiniz Naz›m Hikmet'in fliir-lerinden biliyoruz” dedi. Hücre ha-pishanelerin baflka ülkelerde de de-nendi¤ini hat›rlatan Tsakmakidisflunlar› söyledi:

“‹nsan› insan olmaktan ç›kar-mak istiyorlar. Tecrit emperyalizminbir yüzüdür. Emperyalizm kendisinekarfl› yükselen her sesi k›rmak bo¤-

mak istemektedir. Yugoslavya'daIrak'ta, Küba'n›n tecrit edilmesindebunu görüyoruz. Bireycilefltirmekiçin yeni politikalar ç›kar›yorlar.Avrupa’da iflsizlik, polis devleti ar-t›yor. Biz direnmek gerekti¤ini söy-lüyoruz. fiehit verdi¤imiz 119 Türki-yeli kardeflimiz halklar›n sesini yük-seltiyor. Bu ülkede faflist rejime kar-fl› demokrasi mücadelesi verenleriçeride d›flar›da katlediliyorlar. Bizverilen demokrasi mücadelesinidestekleyece¤iz.”

Yunan sendikac›lar›n›n ard›n-dan, ‹talyan Parlamenter SandroTargetti, Yeniden Komünist Parti-si'nden selamlar getirdi¤ini belirte-rek, “hapishanede tecrit tutsa¤› tes-lim almak demektir” fleklinde ko-nufltu. ‹rlanda Cumhuriyetçi Sos-yalist Partisi'nden Michael Dev›-ne ‹rlanda’dadaki ölüm orucu dire-nifli ile bugünü karfl›laflt›ran bir ko-nuflma yaparken, oturum, Erol Eki-ci’nin konuflmas›yla son buldu. Ge-nel-‹fl merkez yöneticilerinden olanEkici, tecritin iflçi s›n›f›na yans›yanboyutuna da konuflmas›nda yer ver-di.

Saat 14.30'da bafllayan 2. otu-rumda mesajlar›n ard›ndan ilk ola-rak E¤itim-Sen 3 No'lu fiube Baflka-n› konufltu ve E¤itim-Sen’in kapa-t›lmas›na de¤inerek, “Dünyada veTürkiye'de F tipi yaflama hay›r” de-

7

3 Temmuz 2005 / 07

Babas› ölüm orucunda flehit düflen Michael Dev›ne,‹rlanda Cumhuriyetçi Sosyalist Partisi ad›na kat›ld›-¤› toplant›da, flöyle seslendi:

"Yoldafllar ve arkadafllar; sempozyuma davet edildi-¤im için çok onurluyum. Ben Türkiye’de ölüm orucudireniflini ilk duydu¤umda gerçekten çok duyguland›m.Emperyalizme karfl› verilen her mücadele bizim müca-delemizdir. Tecrit bir halk› teslim almaya yöneliktir. Bu‹rlanda halk› için baflar›l› olmad›. F tipindeki direniflleTürkiye'de de baflaramayacak.

1981'de babamla 9 yoldafl› flehit düfltüler. ‹rlandaSosyalist Hareket için de trajediydi. Çünkü önderlerini, savaflç›lar›n› kay-bettiler. Ama y›lmad›lar. Sistemin her bask›s›na karfl› mücadele ettiler. Y›l-mad›lar ve kazand›lar. Ben flehit ailelerine diyorum ki; Ben de sizden biri-yim. Ben de bu ac›lar› yaflad›m. Babam› bu kavgada bedel verdim. Sizi an-l›yorum ama yas tutmuyorum. Sizi seviyorum. Kendimi babam›n yoldaflla-r›yla birlikteymifl gibi hissediyorum... Sonsuza kadar özgürlük.”

Dev›ne, ayr›ca, kendisi için çok de¤erli olan babas›na ait bir cüzdan› daTAYAD’l›lara hediye ederek, duygular›n› paylaflt›.

M‹CHAEL DEV‹NE

Page 8: YÜRÜYÜŞ - 7

di. Muhammed Abdulkadir’in ko-nuflmas›ndan sonra, flehit ve tutsakailelerine karanfiller da¤›t›ld›. Aile-ler, karanfilleri flehitlerin resimleri-nin bulundu¤u panonun önüne ko-yarken, salonda 500 kifli ayakta al-k›fllad›. fiehit ve tutsak aileleri ad›naMuharrem Karademir'in annesi ileNiyazi A¤›rman, baflta aileler olmaküzere herkesi etkileyen birer konufl-ma yapt›lar.

Ard›ndan HÖC ad›na Veyselfiahin, neden direnildi¤ini anlatt›.Kendisi tecriti de yaflayan fiahin,“büyük sald›r›ya büyük bir direnifl-le set olabilece¤imizi biliyorduk.Biz halklar›n teslim al›nmas›n› iste-miyorduk, biz halklar›n özgürlü¤ü-nü, mutlulu¤unu istiyoruz, biz dev-rimi istiyoruz. Bu yüzden direniyo-ruz” diye konufltu.

“Biz tecrit ve izolasyonu y›kaca-¤›z” sözleriyle konuflmas›n› tamam-layan fiahin’in ard›ndan 2. oturumageçildi. ‹lk olarak Irak Yurtsever‹ttifak›(‹PA) ad›na Mohammad AlSamarae Irak a¤›rl›kl› bir konuflmayapt›. Azmet Begg ise, sempozyum-lardan ç›kard›¤› sonucu flu sözlerleözetledi: “Sizin mücadeleniz çokadil ve hakl› bir direnifl. Kazana-cakt›r da. Tüm tutsaklar direniflleri-ni göstermektedirler. Sizin çok iyibir kültürünüz var. Bunu görebiliyo-rum. Bu büyük bir direnifltir." Lüb-nan'da bulunan Khiam Rehabilitas-yon Merkezi'nden Mohammed Sa-fa ise daha çok tecrite karfl› nas›lmücadele edilmesi gerekti¤i üzerin-de durdu. Direnenlerin gücünü dün-

yaya duyurma yollar›-n›n bulunmas› gerek-ti¤ini ifade eden Safa,“Lübnan'da 1 hafta

TAYAD'la dayan›flma

günü yap›laca¤›na

söz veriyorum. Sizinduruflunuz ve kahra-manl›¤›n›z önündeçok söze gerek yok budurufl ve kararl›l›k za-feri görecektir" dedi.

Bulgaris tan 'dangelen 23 Eylül Dire-nifl Hareketi üyesiSosyolog D›m›ter

Ivanov Gachev, direnifle sahip ç›-karak, tecriti sosyolojik aç›dan eleald› ve konuflmas›n› "sizin bende b›-rakt›¤›n›z atefli gitti¤im yerde mut-laka anlataca¤›m" diyerek bitirdi.‹talya'dan sempozyuma kat›lanBrezilyal› psikolog Dr. HenrietteTognetti, direniflten etkilendi¤iniifade ederken, ‹rlandal› eski bir tut-sak olan Eamon O'Donnell, 1982direniflinden sözetti ve flunlar› söy-ledi:

“Biz ayn› halk›z ayn› s›n›f›z. ‹r-landa Sosyalist Partisi beni burayagönderdi ve birlikte oldu¤unu söyle-memizi istedi. Bu konferansta ken-dimi gerçekten bu direniflin içindehissettim. Emperyalistler bizim di-reniflimizle çoktan kaybettiler asl›n-da. Biliyorum ki bu yolunuzda yürü-meye devam edeceksiniz. Çünkühakl›s›n›z ve kazanacaks›n›z. Sizinzaferiniz bizim zaferimiz olacakt›r.Cesur bir halks›n›z direnifliniz bunugösteriyor. ‹rlanda halk› sizinle be-raber. Kazanacaks›n›z, kazanaca-¤›z.”

Behiç Aflç›’n›n ar-d›ndan, sempozyumunson konuflmas›n› yapanNiyazi A¤›rman, “Bi-zim çocuklar›m›z halk›için mücadele ediyor-du. Vatan› Amerika'yasunmak için de¤il" di-ye konufltu.

Yurtd›fl›ndan gelenkonuklara tutsaklar›nel ürünü hediyeler veri-lirken, yüzlerce insan

tek bir yumruk olup kaynaflt› ve solyumruklar havada 500 insan hep bira¤›zdan Enternasyonal marfl›n› söy-ledi.

Aran›n ard›ndan, TAYAD’l›lar›nAbdi ‹pekçi direnifli ve hücredekiözgür tutsaklar›n yaflad›klar›n› anla-tan iki ayr› oyunu sergilendi. ‹kigün süren sempozyum, Bize ÖlümYok marfl›n›n söylenmesi ve "Tecri-ti Kald›r›n Ölümleri Durdurun,Kahramanlar Ölmez Halk Yenil-mez" sloganlar›yla son buldu.

Muammer Karaca Tiyatro Salo-nu iki gün boyunca tecrite karfl› di-renifl seslerinin yükseldi¤i bir yeredönüflürken, salona ilk girenleri tut-saklar›n direnerek ürettikleri elürünleri karfl›l›yordu.

Konuflmalar ‹ngilizce, Almanca,Türkçe, Arapça tercüme edilirken,iki gün salona hakim olan hava, her-kesin kendisini tecritte ve tecritekarfl› mücadele içinde hissetmesinisa¤lad›. Kitle halaylar çekerken, ya-banc› konuklar, omuz omuza veri-len mücadelede omuz omuza halayçekmenin çok anlaml› oldu¤u belir-terek, “bu coflkuyla, bu birlikle ke-sinlikle kazanacaklar” diye de¤er-lendirdiler.

Direnifle kay›ts›zl›¤›n sol kültür-de yerinin olamayaca¤› ise, yerli ya-banc› bütün kat›l›mc›lar›n üzerindehemfikir oldu¤u noktalar›n bafl›ndageliyordu.

Sempozyuma medya taraf›ndanuygulanan sansür ise, tercite karfl›mücadelenin ne denli önemli oldu-¤unu bir kez daha ortaya koyan birgeliflme oldu.

8

3 Temmuz 2005 / 07

TAYAD’l›lar AAbdi ‹‹pekçi’deki ppolis bask›s›n› mmizahi bbir aanlat›mla ooynad›lar

Bu görüntülerinard›ndan söz söylemekçok zor. Bu mücadelebiçimini benimseme-

sem de aylarca,y›llarca böylesine

direnen, kendini fedaeden bu insanlarasayg› duymaktan

kendimi alam›yorum. Gazeteci MMusa AA¤ac›k

Page 9: YÜRÜYÜŞ - 7

9

3 Temmuz 2005 / 07

Tecrit vetecrite

karfl›mücadele

sempozyumu

Tüm dünya duymal›SANDRO TARGETT‹ (Toscana Eyalet Meclisi

Milletvekili-‹talya)

Tecrit, devletin muhalif kesimlereuygulad›¤› bir politikad›r. Yeryüzündekien ac›mas›z iflkence yöntemidir. ‹nsan-lar›n hayatla iliflkisini kesmektir. Tecri-tin sonuçlar› fizyolojiktir, psikolojiktir,siyasidir. Hapishanelerdeki tutuklular›nsiyasi kimliklerinden soyutlanmas›n›,düflünememesini hedefler.

Ölüm orucunun hala sürmesi, büyükbir direnme iradesini gösteriyor. Fakatbu direnifli bütün dünyaya duyurmak la-z›m. Yoksa mücadele tecrit olmufl gibikal›r. Özellikle tecriti, 119 kiflinin tecrit-le mücadele yolunda öldü¤ünü ve ölümorucunu bütün dünya çap›nda tan›tmakiçin u¤raflmak gerekir.

Bu mücadele bizim için biraz zor veyeni bir mücadele. Yani öyle 119 kiflininöldü¤ü bir mücadele yok bizde. Bu yenibir fley bizim karfl›laflt›¤›m›z. Ve aç›kça-s› bizim gibi ülkelerde bunu anlamaktazorlan›yor insanlar. Ama biz flunu hisse-diyoruz. Uluslararas› mücadele anla-m›nda bunu tan›tmak laz›m. Ancak böy-le tecrite karfl› mücadele edenlerinölümlerini durdurabiliriz.

Avrupa’da kimse bilmiyor. Kitaplaryay›nlanabilir, Canan ve Zehra kitab›gibi. Bölgesel toplant›lar, eyalet meclisivs. toplant›lar› yap›labilir. ‹nsanlar on-dan sonra biz bilmiyoruz diyemez, ka-çacak yerleri kalmaz. As›l olarak Avru-pa’n›n da bu olayda sorumlulu¤u var.Biz de karfl›y›z bu çirkin Avrupa’ya.

‹talya’da bu konuda koyu bir cehaletvar. Ben flehir meclisi olarak konuflabili-rim, mesela, 2003 Ekim’inde buraya birheyet gönderildi. Bu kadar uzun açl›kgrevinden bahsetti¤imiz zaman, bu ha-

pishane koflullar›na in-sanlar karfl› ç›k›yorlar.Yetkilileri mahkum edi-yorlar ve tecritin kalk-mas›n› istiyorlar. Birkere flunu soruyorlar;neden bu kadar çok si-yasi tutsak var? Çünküburada demokrasi ol-mad›¤›n› görüyorlar.Onlar da bu mücadele-ye kat›lmak istiyorlar.Ama tabi anlatmak la-z›m. Tutsaklara ve tut-sak ailelerine destek ve dayan›flma me-saj›m› iletiyorum, onlar›n etraf›ndakisessizli¤i k›rmak için çal›flmal›y›z diyo-rum.

Davam›z BirdirMOHAMMED AL SAMARAE

(Irak Yurtsever ‹ttifak› - IPA)

Biz tecriti ikiye ay›r›yoruz. Bir; bi-reylerin tecriti. Bir de ülkelerin tecriti.Irak ve Irak halk› bu ikisini de yaflad›.fiu anki yaflad›¤› durum ise toplumsalolarak bir tecrit. Amerika bütün bireyle-re iflgali kabul etmek üzere her türlüyöntemi uyguluyor. Bireyin kendisiniçevreleyen d›fl dünyadan kopar›lmas›d›rtecrit. Psikolojik ve fiziki cezaland›rma-d›r. Zihin y›kama da bir ad›m olarakkullan›l›yor. Sorguda ve di¤er ifllerdeönemli bir yeri vard›r.

Ben daha önce ölüm orucunu, tecritibilseydim, bu gerçeklerin yay›lmas›ndabir katk›m olabilirdi. Susmak suçtur.Çünkü bu tecrit elinde hiçbir güç olma-yan insanlar› hedefliyor. Hem de onlar›yasal olarak korumalar› gereken ma-kamlarca uygulan›yor.

Emperyalizm çok büyük bir güce sa-hip. Ancak hakikat karfl›s›nda zay›ft›r.

Kavgan›z, kavgam›zd›rTecrit ve Tecrite Karfl› Mücadele Sempozyumu’na, de¤iflik ülkelerden kat›lan ko-nuklarla tecrit ve direnifle iliflkin görüfltük. Tecriti nas›l tan›mlad›klar›n›, Türki-ye'ye gelmeden önce ölüm orucunu duyup duymad›klar›n› ve direnifl karfl›s›ndaneler düflündüklerini, tutsaklara ve ailelere yönelik mesajlar›n› sorduk. Sorular›-

m›z› aradan ç›kararak, cevaplar› yay›nl›yoruz.

SANDRO TARGETT‹Yabanc›konuklartecriti vedirenifli

de¤erlen-diriyor

Page 10: YÜRÜYÜŞ - 7

Bu yüzden Irak, Fi-listin ve Türkiyehalklar›n›n bar›flç›l,silahla veya siyasiyollarla kazanaca¤›davaya inan›yoruz.Sadece vakit...

Burada çokfarkl› duygular benikaplad›. ‹nsanlar

beni sanki kendilerinden biriymiflimgibi karfl›lad›. Kollar›ndan öncekalplerini açt›lar. Ben bu davan›z›unutmam asla. Tafl›d›klar› meflaleyidi¤er baflka yerlere yaymak, tafl›makzorunday›m. Sempozyum kat›l›mc›-lar›, karanl›¤› ayd›nl›¤a kavufltura-cak mumlar› tafl›yaca¤›z. Di¤er halk-lar Türkiye halklar›n›n yaflad›¤› ac›-dan habersiz, biz bu karanl›¤› da¤›ta-ca¤›z.

Tutsaklara mesaj›m flu: Davam›zbirdir. Bizler ayn› ordunun askerleri-yiz. Kesinlikle kazanaca¤›z. Tutsak-lar tek bafllar›na de¤iller. Kalbimdenen derin selamlar›m› gönderiyorumkendilerine.

Asla vaçgeçmesinlerDAR‹NE VEHBE

(Khiam Rehabilitasyon Merkezi/ Lübnan)

Khiam Rehabilitasyon Merkezi‹srail'deki tutsak kalan insanlar›nbaflvurdu¤u bir merkezdir. Çok kü-çük hücrelere yerlefltiriyorlar bu tut-saklar›. Öyle küçük ki uyumak bilemümkün de¤il. Bu hücrelerde tutul-malar›n›n sebebi, onlar›n düflüncesi-ni engellemek, bilincini kaybetmesi-ni sa¤lamak ve moralini çökertmek-tir. Bu izolasyonun amac› rehabili-tasyon merkezinde flöyle tan›mlan-

maktad›r direniflçi-lerin gücünü k›r-mak, onlar›n fizik-sel zulme karfl›olan direnifllerinik›rmak ve ruhsalaç›dan bertaraf et-mek, moralmen çö-kertmek.

Ölüm oruçlar›-

n›n ve ölenlerin say›s›n›n artmas›çok kötü bir durum. En ac›s› da,Türk hükümetinin bu konuda her-hangi bir fley yapmamas›. Yani bu in-sanlar›n ideallerinde ne kadar di-rençli olduklar› aç›k. Ad›m atmakyerine engellemeye çal›flmas› aç›k-ças› kötü bir durum.

Ölüm orucu Lübnan'da çok fazlabilinmemektedir. Ancak hapishane-lerdeki durumlardan bahseden rapor-lar›n ve belgelerin organizasyonlaragitmesi gerekiyor.

Direnen tutsaklar› ve ailelerinitüm kalbimle destekledi¤imi belirt-mek istiyorum. Ve direnifllerindenasla vazgeçmesinler. Ayr›ca onlar›nbu direniflini dünya çap›nda duyur-mak için elimden gelen her fleyi ya-paca¤›m. Hükümetin yapt›klar›nakarfl› asla direniflten vazeçmesinler.

Burada k›r›l›rsa tüm dünya görecek

EOMAN O' DONNELL(‹rlandal› eski bir tutsak)

‹zolasyon, direniflçilerin güçleri-ni, mücadelesini k›rmak için yap›lanbir çeflit iflkence biçimi. Hücreler,sosyalizme karfl›. Emperyalizmekarfl› ç›kan insanlar için kurulmufl-tur. Amaç; devletlerin tecrit alt›nda

insanlar›n düflünce-lerine, beyinlerinehakim olmakt›r.Amerika'n›n Avru-pa ülkelerinin, Tür-kiye'nin bunu yap-maktan çekinmeye-ce¤ini biliyorum.Tecrite devam ede-ceklerinden, bu po-litikalar›n› ellerinden geldi¤inceyayg›nlaflt›rmaya çal›flacaklar›ndanda eminim. Ama bunun karfl›s›ndagüçlü bir direnifl var. Direnerek in-sanlar düflüncelerinden ödün vermi-yorlar, vermeyecekler. Burdaki dire-nifl ayn› zamanda tüm dünya için ör-nek teflkil ediyor. Çünkü e¤er bu bur-da k›r›l›rsa, afl›l›rsa bütün dünyadatecritin gerçekten iflkence oldu¤u veafl›labilece¤i net olarak görülecektir.

Düflünceleri tecritle de¤ifltirmekemperyalizmin bir uygulamas›d›r.Avrupa standartlar›na dayand›r›lma-s› komik, inand›r›c› de¤ildir. F tipihapishaneleri üzerinde çal›fl›lm›fl, ilkAvrupa’da yap›lan, onlar›n bafllatt›¤›bir iflkencedir. Politik tutsaklar burdabiz orada direniyoruz. H bloklar›n›yaflad›k, direndik. Türkiye’deki tut-saklar da kazanacak. Bu çok büyükbir direnifl. Herkes yapamaz, bunudüflünemez. Bu direnifle karar ver-mek de s›n›fsald›. Avrupa’da böylebir direniflin ç›kaca¤›na pek inanm›-

10

3 Temmuz 2005 / 07

MOHAMMED ALSAMARAE

DAR‹NE VEHBE

EOMAN O' DONNELL

mesajlar‹nsanl›k onurunu ve siyasal sta-

tülerini savunmak için mücadeleeden tüm DHKP-C tutsaklar›na da-yan›flma selam›m›z› iletiyoruz.

Türkiye hükümeti, tutsaklar› bir-birlerinden yal›tan, örgütlenme hak-lar›n› yoksayan bir politikay› bafllat-t›. DHKP-C tutsaklar›, bu politikala-r›, siyasal morallerini ve siyasal mü-cadelelerini kriminalize etme tefleb-büsü olarak do¤ru bir flekilde tespitettiler.

Nitekim, 4 y›ldan fazla bir süre-den beri sürmekte olan kahramanmücadelelerinden haberdar›z ve

dikkatle takip etmekteyiz. fiimdiyekadar, Bat›’daki egemen bas›n ku-rulufllar›, 119 Türkiyeli tutsa¤›nölümüne ra¤men bu kitlesel hapis-hane protestosunu hep inkar etti.

Türkiye hükümetinin çabalar›,t›pk› Thatcher’in çabalar› gibi bafla-r›l› olmayacakt›r.

E2-Portlaoise Hapishanesi’n-deki ‹rlandal› Cumhuriyetçi Si-yasi Tutsaklar olarak, Türkiyelitutsaklar›n kahraman mücadeleleri-ni yürekten destekliyoruz.

Sevgili Dostlar...

Uluslararas› sempozyumunamaçlar› Türkiye’de ve bütün dün-

Page 11: YÜRÜYÜŞ - 7

yorum aç›kças›. Tutsaklar›n kavgas›-n› bizim kavgam›z gibi hissediyo-rum.

Hepiniz çok iyi savaflç›lars›n›z

D‹M‹TER IVA-NOV GACHEV

(23 Eylül Di-renifl Hareketi

Bulgaristan)

Genel olaraksadece hapishane-lerde yoktur izo-lasyon. Biz izo-lasyonu genel çer-çevede sizinki gi-bi alg›l›yoruz.‹zolasyonu Araphapishanelerinden

duydum. Sonradan Türkiye'de oldu-¤unu gördüm. ‹nsan›n hayvandanfarkl› olan yanlar›n› biz paylafl›r›z.‹nsan›n iliflkileri, hayalleri, düflünce-leri vard›r. ‹zolasyon bunlar› karma-fl›klaflt›r›r. Bizim hayvanlarla olanfark›m›z› yokederler. Zaten hayvanolmam›z› istiyorlar. Düflüncelerimiz-den s›yr›lmam›z› istiyorlar.

Ben ölüm orucunu biliyordum.96 Ölüm Orucu'ndan da haberdar›z.2000 Ölüm Orucu sürecini de biliyo-

rum. Son zamanlarda ölüm orucu-nun daha keskin bir hal ald›¤›n›n far-k›nday›m. Zehra ve Canan'›n kitab›-n› okudum çok etkilendim. Bu karar-l›l›¤›, bu bilinci, gözünü k›rpmadanölüme gitmeyi sonuna kadar destek-liyorum. 2. Dünya Savafl›'nda Sofyabombaland›¤›nda ellerinde silahladirenen insanlar vard›. Elinde silah›nyoksa e¤er silah›n ruhundur, yüre-¤indir. Ruhunla savafl›rs›n.

Ülkemizde ölüm orucunu çokfazla kifli bilmiyor. Ben bir ar-kadafl›m›n internetten iletmesiyleö¤rendim. Sokakta apolitik bir ortamvar. Bulgaristan çok yoksullaflt›.Türkiye'deki küresel problemleridüflünmek yerine s›cak su problemi,so¤uk su problemi, açl›k, çocu¤umunas›l okula gönderece¤im diyedüflünüyor. Bulgaristan çok y›prand›.‹nsanlar öncelikle bunlar› düflünüy-or. Gidip Bulgaristan'a bunlar›n hep-sini anlataca¤›m. ‹lk anlatacaklar›mflunlar olacak! Hepiniz çok iyi savafl-ç›lars›n›z. Ve hepinizin yüzünüzdekigülümseme...

Guantanamo’da 2 y›lAZMET BEGG

(Tutsak yak›n› / ‹ngiltere)

O¤lum yakaland›¤› zaman aileceçok etkilendik. Küçük k›z› geceleri

kabuslar gördü.Aileler içinde buhareketi bafllatan-lardan biriydim.Birkaç aileyle bir-likte ‹ngiltere'ye,Amerika'ya gittik.Toplant›lar düzen-ledik, mahkemeaçt›k. O¤lum flu an‹ngiltere'de kitapyaz›yor. Tecrit süresince neleryaflad›¤›n› neler hissetti¤ini bu kitapbitince herkesin anlayaca¤›n› söy-lüyor. 1 senesi Afganistan'da 2 sene-si Guantanamo'da olmak üzere 3 y›l.

TAYAD'l› Aileler’i destek-lememin bir sebebi de benim ayn›gerçe¤i kendi o¤lumda yaflam›fl ol-mam. Özellikle Afganistan'da bir in-san›n dayanamayaca¤› flekilde dav-ran›fllar oldu¤unu söyledi. Küçücükbir odada penceresi bile olmadan, el-leri ve kollar›, ayaklar› ba¤l› birflekilde orada kalm›fl. Guan-tanamo'ya geçti¤i zaman da, onakonuflmamas›n›, oturmas›n› söy-lemifller. Aksi takdirde yeme¤inikeseceklerini söylemifller. Daha son-ra hareketlerinde falan yavafllama ol-mufl zaten. Sorunlar yaflanm›fl sa¤-l›¤›yla ilgili. Ve bugün hepimizinpaylaflt›¤› bir ac› oldu¤u için de des-tekliyorum tecrite karfl› olanmücadelenizi.

11

3 Temmuz 2005 / 07

D‹M‹TER IVANOVGACHEV

AZMET BEGG

yada tecritte ve tecrit iflkencesindeyaflayan demokrat, anti-emperyalistve devrimci tutsaklarla dayan›flma,devam›nda da emperyalizmin ç›kar-lar›na bafle¤meyen ve bu yüzden ‘te-rörist’ olarak lanse edilen ülkeler vehalklarla dayan›flmada bulunarak,emperyalist savafla ve iflgale karfl›ç›kmak, kabullenmemektir.

Bizler sizlere en içten selamlar›-m›z› yolluyoruz ve uluslararas› sem-pozyuma baflar›lar diliyoruz. Sonolarak uluslararas› sempozyumunalaca¤› tüm kararlar› bizlere iletme-nizi rica ediyoruz.

MLPD ad›na Merkez Komiteüyesi, Roland Meister

Hepinize en içten dayan›flmam›z›sunar›z. Sempozyum çal›flman›zdabaflar›lar dileriz. Sonuç ve zaferi, an-cak mücadele ederek kazan›r›z. Gele-cek devrimcilerindir.

Komünist selamlar

Quim Boix (‹spanya Halklar›nKomünist Partisi (PCPE) MerkezKomite Üyesi)

De¤erli yoldafllar!

Size Macar Sol Cephesi-Komü-nist Gençli¤in Birli¤i olarak selam vedayan›flmam›z› ifade ediyoruz.

Konferans sol ve anti-emperyalisthareketler için çok önemli. Buradaortak görüfllerimize biçim verebilir

ve yeni sömürgeci politikalara, em-peryalizm ve her türlü bask›ya karfl›birleflebiliriz. Biz ezilen halklar vehapishanedekiler için dayan›flmam›z›dile getirmek istiyoruz.

Hasta La Victoria Siempre!

Peter Szekely (Macar Sol Cephe-sinin Baflkan›)

***Türkiyeli siyasi tutsaklar›n Türki-

ye ve dünyan›n özgürlü¤ü için gös-terdi¤i müthifl cüreti, prensiplerineba¤l›l›klar›n› ve iradi savafl›n› selam-l›yor, tüm yüre¤im ve duygular›mladayan›flmam› sunuyorum. Tek Sev-dam›z Mücadelemizdir.

ABD’li anti-emperyalist siyasitutsak David Gilbert

Page 12: YÜRÜYÜŞ - 7

12

3 Temmuz 2005 / 07

Sempozyumun sonuç deklerasyo-nu, 27 Haziran günü TMMOB'da dü-zenlenen bas›n toplant›s› ile duyurul-du. Behiç Aflç›, Mohammed Safa,Mohammed Al Samarae, DarineVehbe, D›m›ter Ivanov Gachev' inkat›ld›¤› bas›n toplant›s›nda, Süley-man Acar, bas›n›n sempozyuma yö-nelik ilgisizlik ve sansürünü elefltir-di. Ard›ndan deklerasyon okundu.“TECR‹T VE TECR‹TE KARfiIMÜCADELE SEMPOZYUMUSONUÇ DEKLERASYONU; ‹S-TANBUL ÇA⁄RISI” bafll›¤›n› tafl›-yan deklerasyon; ‹talya, ‹rlanda,Irak, Lübnan, Yunanistan, Bulgaris-tan, Fransa’dan kat›lan kurum ve ki-flilerin yan›s›ra; TARIM ORKAM-SEN Genel Merkezi, ÇHD GenelMerkezi, BES ‹stanbul 1 ve 2 No'lufiubeler, SES Genel Merkezi, D‹SKGenel-‹fl ‹stanbul 2, 3 ve Trakya fiu-beleri, Yazar Haluk Gerger, fiairMehmet Özer ile ‹stanbul TAYAD,HHB, ‹stanbul Temel Haklar, ‹dilKültür Merkezi, Grup Yorum, Yürü-yüfl Dergisi ve Gençlik Federasyonutaraf›ndan imzaland›.

‹mzalar›n Büyük Direnifli ve kah-raman flehitleri selamlad›klar›, tecri-tin sadece hapishanelere yönelik ol-mad›¤›n› belirttikleri deklerasyonuözetleyerek aktar›yoruz:

***Tecritin; yüzy›l›m›zda tek tek ki-

flileri, örgütleri, devletleri marjinal-lefltirmeyi, yoketmeyi, teslim almay›hedefleyen ve emperyalizm taraf›n-dan uygulanan bir politika oldu¤unutespit ediyoruz.

(...)

1- ‹mzac›lar Türkiye'de tecrit al-t›nda bulunan tutuklu ve hükümlü-lerle dayan›flma içinde oldu¤unuaç›klar. Tecritte tutulan tutuklu vehükümlülerle dayan›flmak, sahiplen-mek, içinde bulunduklar› tecrit ko-flullar›n› ortadan kald›rmak için 19Aral›k gününü TÜRK‹YEL‹

TUTSAKLARLA DAYANIfiMAGÜNÜ olarak ilan eder. ‹mzac›larbugünden bafllayarak ayr› ayr› ve be-raber yapacaklar› eylemlerle, etkin-liklerle tecritin kald›r›lmas› için mü-cadele eder.

2- ‹mzac›lar ‹srail, Ebu Gureyb,Guantanamo, Bagram Hapishanelerigibi tecrit, iflkence, bask› ve zulümhapishanelerinde bulunan tutsaklarladayan›flma içindedir. ‹çinde bulun-duklar› tecrit koflullar›n›n sona erdi-rilmesi için mücadele eder.

3- ‹mzac›lar; tecriti salt fiziki tec-rit olarak kabul etmez. Tecrit; mima-ri tecritin yan›nda kültürel, ahlaki,sosyolojik, psikolojik tahribatlar dayaratan; yaln›zlaflt›rma, marjinallefl-tirme ve yoketme politikalar›na hiz-met eden, ezilen halklara yönelik hertürlü uygulama, karar ve yasay› kap-sar. Bunun gere¤i olarak örne¤in am-bargo, iflgal, sansür, aç›k sald›r›, ifl-kence, hukuksuz tutuklama da dahilher türlü hukuksuzluk, tutuklularayönelik izolasyon ve yaln›zlaflt›rmapolitikalar› tecrit kapsam›nda kabuledilir.

4- ‹mzac›lar tecritin, zor, fliddetve sansür olmaks›z›n uygulanamaya-ca¤›n› kabul eder. Ayn› zamanda ezi-len halklara uygulanan katliam, soy-k›r›m, iflkence gibi fliddet politikala-r›na ve sansüre karfl› da mücadeleeder.

5- ‹mzac›lar tecrite karfl› mücade-lede karfl›l›kl› bilgilendirmenin vesürekli iletiflimin etkili mücadeleninzorunlu ön koflulu oldu¤unu kabuleder. Bunun için bir iletiflim-koordi-nasyon merkezi kurulmas›n› kabuleder. Bu merkez her türlü bilgi, bel-ge, deneyimlerin ve dökümanlar›ntopland›¤›, haberleflmenin sa¤land›¤›ve toplanan bilgilerin da¤›t›ld›¤›, ka-muoyunun ve kat›l›mc›lar›n bilgilen-dirildi¤i merkez ifllevi görür. Bumerkezin tek bafl›na karar alma yet-kisi olmamal›d›r. Bu merkezde inter-

net sayfas› düzenlenmeli, kitap vegazete fleklinde yay›nlar yay›nlan-mal›, radyo ve TV yay›nc›l›¤› gibiolanaklar etkili olarak kullan›lmal›-d›r. Deklerasyon imzac›lar› tecrit vesansürün afl›labilmesi ve gerçeklerinDünya halklar›na ulaflt›r›labilmesiiçin bilimsel araflt›rma yapt›r›lmas›-n›, belgesel çal›flmalar›n›n yap›lma-s›n›, foto¤raf gibi görsel iletiflimaraçlar›n›n etkin olarak kullan›lmas›-n› amaçlar. Ayr›ca kat›l›mc›lara ved›flar›dan herkesin yararlanmas›na vekat›l›m›na aç›k bir TECR‹TE KAR-fiI A⁄ kurar. Bu merkez dünyan›nherhangi bir yerinde tespit etti¤i hertürlü hak ihlaline derhal müdahaleetme konusunda üyelerini bilgilendi-rir.

6- ‹mzac›lar; dünyan›n herhangibir yerinde tespit ettikleri, ezilenhalklara yönelik sald›r›lara müdahaleetme konusunda kararl›d›r. Bununiçin heyetler oluflturma ve yerindegözlem, teflhir, ulusal ve uluslararas›yarg› yollar›n›n kullan›lmas› gibiyasal veya meflru bütün hak aramayollar›n›n kullan›lmas› için her türlüyöntemi uygular.

7- ‹mzac›lar tecrit sald›r›s›na u¤-rayanlarla dayan›flma içinde olur.Tecrit ma¤durlar›n›n tedavi edilmesiiçin gerekli her türlü çal›flmay› yapar.Bunun gere¤i olarak rehabilitasyonmerkezleri kurulmas›, t›bbi personel,araç-gereç ve ilaç temini imzac›lar›ngörevleri aras›ndad›r.

8- ‹mzac›lar iflkence yap›lmas›n›teflvik eden, finanse eden, bask› vezulüm uygulayan, ülkelerin iç ifl-lerine kar›flan, darbeler yapan ulus-lararas› tekellere karfl› boykot kam-panyalar› örgütler.

9- ‹mzac›lar dünyadaki tüm bask›ve zulme karfl› mücadele eden kifli,kurum, örgüt ve devletlerin bu dek-lerasyona kat›labileceklerini kabuleder. Bunun için gerekli ça¤r›lar›yapar.

Sonuç deklerasyonu: Dayan›flma Kararl›l›¤›

Page 13: YÜRÜYÜŞ - 7

19 Aral›k katliam›ndan hemen önce DGM ve RTÜKtaraf›ndan “ölüm orucuna iliflkin haberlerin yay›nlan-mamas›” konusunda bir karar al›nm›fl, burjuva bas›nbuna büyük oranda uyum göstermiflti. Sözkonusu karardaha sonra kald›r›ld› ama burjuva bas›n›n, -ister emirleisterse gönüllü- sansürü tam 4.5 y›ld›r en koyu flekildesürüyor. Kufllar›n, böceklerin haberlerini çarflaf çarflafyay›nlayan medya, 119 ölüm gibi, kendini feda gibi,ola¤anüstü bir durumu yans›tm›yor.

Sansür, TAYAD ile UTMP’nin düzenledi¤i sempoz-yumda da geçerliydi. ‹ki gün süren ve yurtiçinden, yurt-d›fl›ndan onlarca tan›nm›fl gazeteci, bilim adam›, parla-menter, siyasetçinin yerald›¤› sempozyum, bir iki istis-na d›fl›nda haber de¤eri tafl›mad› onlar için.

Oysa TAYAD’l›lar sadece yaz›l› olarak de¤il, ayn›zamanda sözlü olarak da gazete ve TV’leri davet etmifl-lerdi. Merak etti TAYAD’l›lar, neden gelmediklerini veyeniden çald›lar kap›lar›n›.

Sol gazeteler d›fl›nda tüm gazete ve TV’lerde TA-YAD’a yönelik sansürle karfl›laflt›lar bir kez daha.

Görüfltükleri muhabirler, TAYAD’la ilgili yapt›klar›haberlerin yöneticiler taraf›ndan do¤rudan çöpe at›ld›-¤›n› bizzat ifade ettiler. Örne¤in Nazl› Il›caklar’›n Ter-cüman Gazetesi ‹stanbul Haber Müdürü Suat Y›lmaz,“bafl›mdaki patron izin vermez. Hiçbir fley yapam›yo-rum” sözleriyle ifade etti bu durumu. ATV Haber Mü-dürü Murat Demirel ise, “TAYAD ve tecrit geçen hiçbirfleyi yay›nlatm›yorlar” diyerek durumu gayet net özet-ledi. TV 8’in haber müdürünün aç›klamas› da ayn›yd›:“Yay›nlatmazlar!”

Bu sempozyum neden yap›l›yor?

119 ölüm, 120 olmas›n diye; hapishanelerdeki tecritiflkencesi son bulsun diye!

Sempozyumu, sempozyumda dile getirilen gerçekle-ri sansürleyen burjuva medya, sansürüyle 119 ölüm,120 olsun diyor, tecrit iflkencesi sürsün diyor. Sansürüsürdürenler, tecrit politikas›n›n bafl›ndan beri as›l so-rumlular›ndan ve ortaklar›ndan biridir. F tiplerinin rek-lam›n› yapan da, 19 Aral›k katliam gerçe¤ini gizleyende, F tiplerinde 119 ölüm gerçe¤ini sansürleyen de bur-juva medyad›r ve bu asla unutulmayacakt›r. Halen sürenbu büyük hapishaneler katliam›nda, burjuva medya,katliam› planlayanlar›n, uygulayanlar›n hep yan›bafl›n-da oldu. ‹ktidar›n yalanlar›n› yaln›z yans›tmakla kalma-d›lar, kendileri de yalanlar ekleyip, yalanlar› süslediler.Burjuva medyada yeralan hiçbir yazar, yönetici kendinibu sorumluluktan kurtaramaz. “Yay›nlatm›yorlar” de-mek de kurtaramaz; sansürü aflam›yorlarsa, ç›k›p halkasansür gerçe¤ini aç›klamal›d›rlar.

13

3 Temmuz 2005 / 07

✔✔ YYiyin eefendiler yyiyin!Memura, emekliye, iflçiye, iflsize sefaleti reva görenler,

kendi maafllar›n› nas›l art›racaklar›n›, her türlü harca-malar›n› nas›l halk›n cebinden karfl›layacaklar›n› tart›-fl›yorlar. Evet, milletvekillerinin maafllar›n› art›rma ça-balar›ndan sözediyoruz. Tayyip Erdo¤an’›n “vallahiçok dardalar” sözleriyle bafllat›lan tart›flma, ibretle iz-lenmelidir. Lojmanda oturmayaca¤›z flovu unutuldunas›l olsa. Zaten, ek olarak avukatl›k gibi ifller yapmakiçin yasalar›n› da ç›kard›lar.

Tam bir utanmazl›k, açl›k ve yoksulluk s›n›r› alt›ndakionmilyonlar›n gözleri önünde sergileniyor. Utanm›yor-lar; halka tasarruf deyip, Erdo¤an hediye ald›klar›, za-ten varolanlar yetmemifl, 10 tane daha Mercedes si-parifli veriyor. Utanm›yorlar; kifli bafl›na 196 dolar sa¤-l›k harcamas› düflen ülkemizde bu rakam 2000 dolar-ken, yani tam 10 kat› iken, “sosyal haklar›m›z geniflle-tilsin” diye tart›fl›yorlar.

✔✔ ‹flkencecinin bbeyni! Ankara 1 No'lu A¤›r Ceza Mahkemesi'nde görülen bir

iflkence davas›nda, ma¤durlar gördükleri iflkencelerianlat›p, yarg›lanan polisleri teflhis ederken, san›k po-lislerden Halil ‹brahim Y. iflkence yapmad›¤›n› flöylekan›tlamaya çal›flt›:

"Gözalt›na aal›nan kkifliler bbildiri dda¤›tm›fllard›, bbildirileride eevlerinde bbulduk. BBu nnedenle iiflkence yyap›lacak bbirdurum yyoktu".

Beyni diline vuran bir iflkenceci!

Bu sözler karfl›s›nda hakim mecburen sordu: “Yani bbil-diri bbulamasayd›n›z iiflkence yyapacak mm›yd›n›z?"

✔✔ NATO’ya hhizmet ““mükemmel”Oligarfli 1950’lerden bu yana, emperyalizmin halklara

karfl› uygulad›¤› zulmün iflbirlikçisi durumunda. Top-raklar›n› NATO ve ABD üslerine açan Türkiye oligarfli-si, bu kez de NATO'nun Terörle Mücadele Mükem-meliyet Merkezi’nin ev sahipli¤ini yap›yor. 26 Hazirangünü aç›lan merkez, Amerika’n›n halklara karfl› sava-fl›na verdi¤i isim olan, “terörle savaflta” deney aktar›-m›, e¤itim gibi hizmetler verecek ve Türkiye’nin yan›-s›ra, ABD, ‹ngiltere, Bulgaristan ve Romanya’dan per-sonel çal›flacak.

✔✔ Hürriyet’in aahlak›Bingöl’ün Karacehennem Ormanlar› bölgesinde katle-

dilen 5 militan için 25 Haziran tarihli Hürriyet’in bafll›-¤› fluydu: ‘Karacehennem 5 teröriste cehennem oldu’.Devrimcilerin, yurtseverlerin her katlediliflinde alk›fl tu-tan böyle bir ahlak, bir de sürekli “bar›fltan” sözeder.Ölümler üzerinde tepinen bir kafa bar›fltan ne anlar?

not düflüyoruz“TAYAD” ve “TECR‹T”geçen haberlere sansür

Page 14: YÜRÜYÜŞ - 7

14

3 Temmuz 2005 / 07

Hilton Oteli’nde grevdeki iflçile-ri ziyaret etmek isteyen D‹SK üyesiiflçiler, polis barikat›yla karfl›lafl›r-ken, öte yandan D‹SK yönetimininkarars›zl›¤›yla örülmüfl ikinci birbarikat› karfl›lar›nda buldular.

"‹flçiyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z"20 Haziran günü, Genel-‹fl, Ole-

yis ile Tüm Bel-Sen’li emekçiler,‹zmir Büyükflehir Belediyesi önün-den topland›lar. HÖC’ün de bulun-du¤u çeflitli DKÖ’ler eyleme destekverirken, "Eflit ‹fle Eflit Ücret, ZaferDirenen Emekçinin Olacak, ‹flçiyizHakl›y›z Kazanaca¤›z, Yaflas›n S›n›fDayan›flmas›" sloganlar› at›ld›. Ge-nel-‹fl 1 ve 3 No’lu fiube Baflkanla-r›n›n konuflmalar›n›n ard›ndan yü-rüyüfle geçen emekçiler, 50 metresonra eski Sümerbank önünde polisbarikat› ile karfl›laflt›lar. ‹flçiler bari-kat önünde “Bask›lar Bizi Y›ld›ra-maz” sloganlar› atarken, Hiltonönünde bekleyen D‹SK Genel Bafl-kan› Süleyman Çelebi, iflçilerin ya-n›na gelerek, “barikat kalkana ka-dar gerekirse ertesi güne kadarbekleyece¤iz” aç›klamas› yapt›.

Bu “kararl›l›k”, iflçilerin barikatkarfl›s›nda daha öfkeli sloganlar at-mas›n› sa¤lad›. Bir saat süren bekle-yiflin ard›ndan, polis ve valilik ilegörüflmeler yapan Çelebi, yeni bir

aç›klama daha yapt›.

Bir saat önce yapt›¤› konuflmay›unutan Çelebi, valili¤in yürüyüfleizin vermedi¤ini kaydederek, “bu-na boyun e¤meyece¤iz. Ben Hil-ton’un önüne gidiyorum, siz de Hil-ton’a giden yollar› biliyorsunuz,flimdi da¤›l›yorsunuz Hilton’unönünde görüflürüz” dedi.

Polisin barikat› kald›rmas›n›nard›ndan iflçiler da¤›n›k, pankarts›zbir flekilde Hilton’a yürürken,HÖC’lülerin de bulundu¤u kitle,sloganlarla yürüdü. Hilton önündekonuflan Çelebi, 15-16 Haziran’›ny›ldönümünde o mücadeleyi bugü-ne tafl›may› amaçlad›klar›n›,IMF’nin dayatt›¤› programa karfl›adam gibi s›n›f sendikac›l›¤› yapa-caklar›n› belirti. Ayr›ca Oleyis Ge-nel Baflkan› da bir konuflma yapt›.

Demek, “boyun e¤memek”; yü-rüyüfl hakk›ndan vazgeçerek, sankibütün sorun Hilton’a varmakm›fl gi-bi, ara sokaklardan “tüymekmifl”.

Demek, 15-16 Haziran böyleselamlan›yor, adam gibi s›n›f sen-dikac›l›¤› böyle yap›l›yormufl! 15-16 Haziran iflçi s›n›f›n›n kan› ak›t›-larak yarat›ld›, basit bir gözalt›ndankorkanlar, o günleri bugüne nas›l ta-fl›yabilir. S›n›f sendikac›l›¤›, s›n›fdüflmanlar› karfl›s›nda en demokra-tik hakk›ndan dahi vazgeçilerek ya-p›labilir mi?

TAR‹fi'e ba¤l› ‹zmir Bak›m veYenileme Fabrikas›'nda T‹S görüfl-melerinin anlaflmazl›kla sonuçlan-mas› üzerine 900 iflçi 23 Hazirangünü greve bafllad›. TAR‹fi'te ör-gütlü TEKS‹F ve Birleflik Metal-‹flsendikalar›, ilk 6 ay için 70 milyonseyyanen zam isterken, fabrika yö-netiminin %3 zam önermesi anlafl-mazl›kta temel nokta oldu.

■Tarifl’te grev

AKP hükümeti taraf›ndanIMF’nin iste¤i do¤rultusunda ya-sallaflt›r›lmak istenen Genel Sa¤l›kSigortas› Yasa Tasar›s›’na karfl› ey-lemler sürüyor. KESK, D‹SK,TÜRK-‹fi, TMMOB, ‹TO, 28 Hazi-ran günü bir bas›n aç›klamas› ya-parken, 29 Haziran’da da KonakMeydan›’nda bir eylem düzenledi-ler. Bursa’da da sendika veDKÖ’ler taraf›ndan oluflturulanplatform, Sigorta ‹l Müdürlü¤üönünde eylem yapt›.

■GSS protestolar› sürüyor

Yap› Yol-Sen Merkez Temsilci-ler Kurulu, 25 Haziran günü yapt›¤›toplant›da, sald›r› yasalar›na karfl›mücadele karar› ald›. Toplu görüfl-me süreci, KESK kongresi ve ücretadaletsizli¤ine karfl› kampanyan›nde¤erlendirildi¤i toplant›da;

Bay›nd›rl›k ve ‹skan Bakanl›-¤›’nda ‘Sefalet Ücretine Hay›r, Üc-rette Adalet ‹stiyoruz’ kampanyas›-n›n sürdürülmesi, Erdo¤an’›n pro-testo edilmesi ve ekim ay›nda öncebir gün, sonra da iki gün ifl b›rak›l-mas› kararlar› al›nd›.

■Yap› Yol-Sen temsilcileri iflb›rakma karar› ald›

Lee Cooper jeansleri üreten Ko-niteks Konfeksiyon Fabrikas› pat-ronu, “ifl yok” diyerek, ücretsiz izneç›kard›¤› iflçileri, dönüfllerinde ifltenatt›. 350 iflçinin ç›k›fl› verilirken,patron, iflçilerin toplusözleflmedendo¤an haklar› olan ikramiyeleri degasbetmeye çal›fl›yor.

■Lee Cooper patronu 350 iflçiyi att›

Zonguldak maden iflçileri,yeraltı hazırlık ifllerinin tafleronaverilmesini protesto ettiler. 23Haziran günü polislerin koruma-s›nda madene gelen tafleron fir-mayı oca¤a sokmayan iflçiler,ocakta nöbet tutarken, “GenelMüdür fiaflırma, Sabrımızı Ta-flırma” sloganları att›lar. ‹flçile-rin kararl›l›¤› karfl›s›nda tafleronfirma getirdi¤i iflçilerle birlikteocaktan ayr›ld›.

Taflerona barikatBaflbakan Tayyip Erdo¤an, 23 Hazi-

ran günü gitti¤i Gaziantep’te TELE-KOM iflçilerince protesto edildi. Haber-Sen, Haber-‹fl, Türk Haber-Sen ve Bir-lik Haber-Sen üyesi emekçiler, iflb›raka-rak özellefltirmenin durdurulmas›n› is-terken, Do¤umevi Kavfla¤ı’nın açılıflın›yapan Erdo¤an’› da protesto ettiler. 200TELEKOM iflçisi, “TELEKOM Vatan-dır Vatan Satılmaz” slogan›, alk›fllar veyuhalamalarla protesto etti¤i Tayyip’ibir süre konuflturmad›lar.

Tayyip’e protesto

D‹SK’li iflçilere‘çifte barikat’

emek

Page 15: YÜRÜYÜŞ - 7

Memur maafllar›n› belirlemeküzere hükümetle memur konfede-rasyonlar› aras›nda yap›lacak “toplugörüflmeler”, 15 A¤ustos’ta baflla-yacak.

KESK, geçen hafta yapt›¤› aç›k-lamayla, hükümeti görüflmelerin“toplu sözleflme müzakereleri” flek-linde olaca¤›n› aç›klamaya ça¤›rd›.Ancak iktidar b›rak›n bunu düflün-meyi, “toplu görüflmeler” denilenfleyin bir tiyatro olaca¤›n› bafltanilan edercesine, 2006 için memurla-ra yüzde 5’lik bir sadaka zamm›vermeyi düflündü¤ünü aç›klad›.

Memurlara grev yasa¤›,“hak arama hakk›”n›n gasbe-dilmesidir! Memurlara grev yasa-¤›, ülkemizdeki “demokratikleflme”manevralar›n›n gerçek yüzünü gös-teren konulardan biridir. Milyonlar-ca emekçinin grev hakk›n›n gasbe-dildi¤i bir ülkede demokrasiden sö-zedilebilir mi?

Hofluna gitmeyen yasalar› de¤ifl-tirten, istedi¤i yasalar› ç›kartmakiçin dayatan Avrupa Birli¤i, memur-lara grev yasa¤› getiren oligarfliyehiçbir itirazda bulunmam›flt›r. Ken-di ülkesinde memurlar›n grev hak-k›na sahip oldu¤u Avrupa emperya-listleri, sözkonusu olan ülkemizdekimemurlar olunca, grev hakk›n›n ya-saklanmas›nda yarar görmüfltür.

Grev yasa¤›, gerçekte en temelhaklardan biri olan “hak arama hak-

k›”n›n, baflka deyiflle “direnme hak-k›”n›n yokedilmesidir. Bu hakk›nyokedildi¤i yerde ise, sendika hak-k›n›n, toplu görüflme yapman›n içiboflalt›lm›fl demektir.

“Grevsiz toplu görüflme”yikabul etmek, bu çarka girme-yi kabul etmektir. Bugünkü du-rumu büyük ölçüde belirleyen Sah-te Sendika Yasas› 25 Haziran2001’de ç›kar›ld›. Emekçiler bu ya-say› “sahte” olarak adland›rd›lar;çünkü bu yasa, grev hakk›n›, toplusözleflme hakk›n› içermiyor, birçokiflkolunda da memurlar›n sendika-laflmas›na yasak getiriyordu.

Bu yasan›n böyle ç›kaca¤› bel-liydi; ancak bu yasan›n ç›kt›¤› günK›z›lay’da sadece bin memur vard›.Çünkü KESK’in gerçek bir direniflkarar› yoktu. Yasa, oligarflinin iste-di¤i gibi ç›kt› ve sonras›nda daKESK statükoya boyun e¤di.

Buradan vurgulamak istedi¤imizfludur; at›lan her geri ad›m, kaybe-dilen her mevzi, memur hareketiniyeni açmazlara sokar, yeni geriad›mlara zorlar.

KESK’in “toplu görüflme” s›k›n-

t›s› iflte bunun sonucudur. KESK Genel Baflkan› ‹smail

Hakk› Tombul, hakl› olarak hükü-metin daha bafltan “yüzde 5” diyekarar›n› verdi¤i toplu görüflmeleriçin “biz A¤ustos'ta ne görüflece¤iz,niye görüflece¤iz?" diyor.

O halde bu sözlerin gere¤i yeri-ne getirilmelidir. O gün geldi¤inde“diyalog” ad›na gidilip o tiyatromasas›na oturuldu¤unda, bu sözle-rin bir hükmü kalmayacak veKESK biraz daha itibar kaybede-cektir. KESK bu oyuna ortak olma-y› reddetmeli, bugünkü aç›klamala-r›n›n arkas›nda durmal›d›r.

AKP hükümeti, IMF’nin tali-matlar›n› uyguluyor; memur maafl-lar›, memurlar›n ihtiyaçlar›na, ta-leplerine göre de¤il, IMF’nin soy-gun program›na göre belirleniyor.Yaln›z maafl konusu de¤il, SosyalGüvenlik Yasas›, Kamu PersonelRejimi Kanunu gibi tüm sald›r›lar,ayn› plan›n parças› olarak gerçek-lefltiriliyor. O zaman yap›lmas› ge-reken bellidir; sonuçsuz eylem tak-vimlerine veya EP’ye bel ba¤lamakyerine, tüm halk güçlerinin birli¤iniesas alan bir direnifl çizgisi olufltu-rulmal›d›r.

15

3 Temmuz 2005 / 07

‘Toplu görüflme’ tiyatrosu 15 A¤ustos’taMemurlara grev yasa¤› kald›r›lmal›d›r!Grev yasa¤› varken, “toplu görüflme” oyundur!KESK, bu oyunda rol almay› reddetmelidir!

“ne sendikamızdan,ne anadilden vazgeçeriz”

E¤itim-Sen üyeleri 24 Haziran’da Taksim’de insanzinciri oluflturarak, sendikalar›na yönelik kapatma kara-r›n› protesto ettiler.

E¤itim ve Bilim Emekçileri Sendikas› (E¤itim-Sen)üyeleri, 24 Haziran’da Taksim Tünel önünde toplan›p“Örgütlü Toplum Demokratik Türkiye” pankart›n› aç-arak oluflturduklar› insan zinciriyle, Galatasaray’a kadaryürüdüler. E¤itim emekçileri, yürüyüfl boyunca “AnadilBölmez Bütünlefltirir, Bijî Biratiya Gelan, Anadil Hakt›rYasaklanamaz” slogan ve dövizleriyle herkesi bu dava-y› sahiplenmeye ça¤›rd›lar.

Sonuçsuz eylem takvimleri değilgerçek bir direniş programı!

KESK Genel Baflkan›, 26 Haziran’da yapt›¤› bas›ntoplant›s›nda bir “eylem takvimi” aç›klad›.

Bu programa göre, “KESK üyesi tüm sendikalar, tem-muz ay›nda yo¤un faaliyet içerisinde olacak. A¤ustos ay›içerisinde her türlü demokratik tepkisini çeflitli eylemlik-lerle ortaya koyacak... Eylül ay›n›n ikinci yar›s›ndan iti-baren il ve bölge toplant›lar› gerçeklefltirilecek.”

Aç›k ki burada sald›r›lar› gö¤üsleyecek bir programsözkonusu de¤ildir. “Yo¤un faaliyet... her türlü tepki...çeflitli eylemlilikler...” gibi belirsizlikler yerine, KESKortaya gerçek bir direnifl program› ç›kartmal›d›r.

Page 16: YÜRÜYÜŞ - 7

1980’lerde bafllayan özellefltir-me sürecinin bugün en üst boyutas›çrad›¤› bilinmektedir. Bu sürecinbafltan sona iflçinin, emekçinin aley-hine oldu¤u da kimsenin itiraz ede-meyece¤i bir gerçek. Konumuz iti-bariyle, iktidar›n ve kapitalizminideologlar›n›n aksi yöndeki propa-gandalar›n› bir yana b›rak›yoruz.

‹flten at›lmalar, örgütsüzlefltirme,ekonomik ve sosyal haklarda gerile-me gibi birçok sonuçlar›n›n do¤ru-dan hissedildi¤i özellefltirme sald›-r›s›n›n özünün do¤ru kavranmay›fl›,karfl› mücadelede de, hem politika-lar hem sloganlar, hem de hedeflerdüzleminde yanl›fllar›, darl›klar› ka-ç›n›lmaz olarak beraberinde getir-mektedir.

➥ Yirmi küsur y›ll›k özellefltir-me süreci ve buna karfl› mücadeledeen s›k karfl›lafl›lan yanl›fl; s›ran›nkendisine gelmesini bekleme, birfabrikan›n özellefltirilmesinin o fab-rikada örgütlü sendikan›n ve iflçile-rin sorunu olarak görülmesidir.

Bu durumu, “bana dokunmayany›lan bin y›l yaflas›n” bencilli¤iyleaç›klamak mümkün, ama yetersiz-dir. Bu bencilli¤e kaynakl›k edenideolojik, kültürel ortam, as›l sorun-dur. Ancak bunu bir baflka yaz›yab›rakarak, burada özellefltirmeninyanl›fl kavranmas›n›n bu tutumdakibelirleyici bir etken oldu¤una dik-kat çekmek istiyoruz.

Özellefltirme, flu bu Kamu ‹kti-sadi Teflekkülü’nün (K‹T) sat›fl›n-dan ibaret de¤ildir. Çok daha geniflbir alan› kapsamakta ve sa¤l›ktane¤itime, temel kamu hizmetlerindenkültürel alana kadar yay›lmaktad›r.Tüm bu alanlarda süren özellefltir-me dalgas›n›n amac›, sermayeyeyeni kar alanlar› açmak, kapitalistçark›n difllilerinin ya¤lanmas›n›sa¤layacak sermaye pompalamak-t›r. Yani, sözkonusu olan kapitaliz-

mi dünya çap›nda yeniden tahkimetme amaçl› tekellerin bir sald›r›s›-d›r. Elbette özellefltirme bu sald›r›-n›n tümünü ifade etmemekte, amaönemli bir aya¤›n› oluflturmaktad›r.

Buradan hareketle, emperyalizmolgusu gözard› edilerek, özellefltir-menin emperyalizmin politikas› ol-du¤u bir yanda tutularak mücadeleyürütülemez. Özellefltirmenin eko-nomik oldu¤u kadar ideolojik boyu-tu da kayna¤›n› iflte bu muhtevas›n-dan almaktad›r. Emperyalizme karfl›olunmadan, mücadele anti-emper-yalist temelde sürdürülmeden, ger-çekte bir direniflten de¤il, özellefltir-menin flu bu sonuçlar›na karfl› ç›k-maktan sözedilebilir.

Ki, bu karfl› ç›k›fl da bugüne ka-dar parçal› bir flekilde gerçekleflmiflve sonuçsuz kalm›flt›r. ‹ktidar›nprogram›na ald›¤› hiçbir fabrika tekbafl›na direniflle bu sald›r›ya karfl›koyamayaca¤› aç›kt›r. Bir fabrika,bir sektör direniflin fitili olabilir, buayr› konu. Ama önemli olan, özel-lefltirme gerçe¤inin en genifl iflçiemekçi kesimlere kavrat›larak, halkgüçlerinin birlikte direniflinin yara-t›lmas›d›r. Yani soruna, sadece özel-lefltirme kapsam›ndaki fabrikalar›niflçilerinin birli¤i olarak da bakmakyetersizdir.

Her fabrikan›n özellefltirilme s›-ras›n› bekledi¤i, s›ras›n› savan›n ye-niden beklemeye geçti¤i bir süreçte,böyle bir birli¤in sa¤lanmas› elbettekolay olmayacakt›r. Bu konuda so-rumluluk üstlenmesi gerekenler, enbaflta sendikalard›r. Devrimciler-den, halk güçlerinden ne kadar uzakdururlarsa, düzen güçleri taraf›ndano kadar “anlay›flla” karfl›lanacaklar›yan›lg›s›n› terketmek ilk ad›md›r.Düflman s›n›fsal bakarak, özellefltir-meye karfl› ç›kanlar›n ideolojik dav-rand›klar›n› ifade ediyor. Ayn› s›n›fbak›fl›na sendikalar›n sahip olmay›-fl›, iflçilere özellefltirme gerçe¤ini

kavratmalar›n›n daönünde tam bir engeledönüflmüfl durumdad›r.

➥ Bir baflka yanl›fl;özellefltirmeye karfl›mücadeleyi, t›pk› Erde-

mir’de oldu¤u gibi, “yabanc›ya sa-t›lmamas›” propagandas› üzerin-den yürütmektir.

Ülkemizde büyük tekelci serma-yenin en önde gelen niteli¤i, iflbir-likçi karakteridir. ‹flçi s›n›f›n›n “yer-li” olan›yla da zaten “dost” olama-yaca¤› bir yana, tekellerin bu niteli-¤inden de kaynakl› olarak “yabanc›-yerli” tekeller, bizim ülkemiz içingerçe¤i yans›tmayan bir ayr›m-d›r. Öte yandan birçok özellefltirme-de yabanc› ve yerli olan›n birliktekonsorsiyum oluflturup sat›n ald›k-lar› da bilinen bir örnektir.

Mücadelenin bu hedefle daralt›l-mas› ise, tam da özellefltirmecilerinplan›d›r. Böylece, iflletmelerin iflbir-likçi tekellere sat›lmas›nda daha aztepkiyle karfl›laflacaklar›n› hesapla-yarak bu tart›flmay› k›z›flt›rmak iflle-rine gelmektedir. Elbette as›l önem-li olan ise, özellefltirmecilerin ne de-di¤i de¤il, birçok sendikan›n bunaparalel tav›r almas›d›r. Bu tavr›n“ba¤›ms›zl›kç›l›kla”, “ulusall›kla”hiçbir ilgisi yoktur.

➥ Sendikalar›n özellefltirmeyekarfl› olma ad›na, iflletmeleri sat›nalmaya talip olmas›, görülen birbaflka çarp›kl›kt›r. Birincisi, buradamücadele o fabrikan›n sat›fl›na karfl›ç›kmaya indirilmekte, özellefltirmepolitikas›na tav›r al›nmamaktad›r.‹kincisi, iflçi s›n›f›n›n gerçek anlam-da yönetece¤i fabrikalar kapitalistsistemde bir hayaldir. Sendikalar›nkapitalist mant›kla fabrika yönet-mesi, iflçilerin yönetimi anlam›nagelmez.

➥ Sat›fla ç›kar›lan K‹T’in zararetmedi¤ini ispatlama ya da “ucuzasat›l›yor” üzerinden gelifltirilen kar-fl› ç›k›fl da, sonuçtan hareket etmeve özellefltirmeyi kavramamad›r.Ucuza sat›lmalar›, özellefltirmeninnas›l bir peflkefl ve talanla birlikte

16

3 Temmuz 2005 / 07

Özellefltirme karfl›t› mücadeleyanl›fllar›, darl›klar› ve açmazlar›

Page 17: YÜRÜYÜŞ - 7

yürütüldü¤ünü gösterme aç›s›ndanörnektir, ancak öte yandan, “de¤eri-ne sat›ld›¤›nda itiraz edilmeyece¤i”gibi bir hava yarat›lmaktad›r.

Öte yandan, özellefltirmenin “za-rar eden K‹T’lerden kurtulma”amac›yla yap›ld›¤›, egemen s›n›fla-r›n propagandas›d›r ve gerçe¤i giz-leme amaçl›d›r. Erdemir, Tüprafl gi-bi birçok kar eden kuruluflun da sa-t›fl kapsam›nda olmas›, bu propa-ganday› geçersiz k›lm›flt›r. Sendika-lar›n bu temeldeki karfl› ç›k›fllar›,zarar edenin özellefltirilebilece¤i so-nucunu beraberinde getirmektedir,ki özellefltirmenin “ö”sünden biha-ber olmakt›r.

➥ Özellefltirme karfl›t› müca-delede ifl güvencesinin, ekonomikdemokratik bir talep olarak önemlibir yer tutmas› do¤ald›r. Ancak, butalep do¤al oldu¤u kadar, özellefltir-me karfl›t› mücadeleyi s›¤laflt›ranbir özellik de tafl›maktad›r. Serma-yenin ifl güvencesi sözleri ile k›r›landirenifller, en yak›ndan SEKA’danbilinmektedir. Gerçekte böyle bir iflgüvencesinin sa¤lanmad›¤› da yinebilinmektedir. Ancak, mücadeledebu talebin öncellikli yeralmas›, so-runun “iflçinin ekmek sorunu”na in-dirgenmesi, sermayeye manevraalan› tan›maktad›r.

Sat›lan fabrikan›n iflçilerinin ifl-ten at›lmalar› böylece bir süre erte-lenmifl olsa da, nihayetinde böylebir ‘ifl güvencesi’ de sa¤lanama-maktad›r. Aksi zaten kapitalist karmant›¤›na ayk›r›d›r. ‹ktidar›n “kim-se iflsiz kalmayacak” propagandas›ile iflçileri aldatmalar›, direnifllerinönüne geçebilmek içindir.

Burada, AKP’nin özellefltirmesonras› “ifl güvencesi sa¤lad›¤›”Kayseri Et Kombinas› iflçilerini ör-nek olarak ele alal›m.

Belediye kadrosundan AdaletBakanl›¤›’na “Geçici Personel” sta-tüsü ile geçirilen 100 iflçinin, önce 1milyar olan ücretleri 430-490 mil-yon liraya düflürüldü. Y›l›n sadece10 ay› çal›flabilecek iflçilere tam birkölelik sözleflmesi dayat›ld›. AdaletBakanl›¤›, vahfli kapitalizmin ya¤

tulumu göbe¤iyle resmedilen pat-ronlar›n› aratmayacak flekilde, ba-k›n nas›l bir sözleflme dayatt›:

1- Mesai saatleri d›fl›nda ya dabayram ve tatil günlerindeki çal›fl-t›rmalar için ek bir ücret ödenmeye-cek. 2- Sözleflmede belirtilen ücret-ler d›fl›nda hiçbir adla -ikramiye gi-bi- ücret ödemesi olmayacak, söz-leflmeye böyle bir hüküm konula-mayacak. 3- ‹lgili hükümlere uyul-mad›¤› veya görevlerinde baflar›s›zoldu¤u birim amirince tespit edilen-lerin sözleflmeleri tek tarafl› feshe-dilebilecek. 4- Sözleflmenin bitimtarihinde ihbara gerek kalmaks›z›nsözleflme sona ermifl say›lacak. 5-Sözleflmenin feshinde ihbar, k›demveya sair adlar alt›nda tazminat ta-lep edilemeyecek.

AKP iktidar›n›n kendi ifl yasala-r›na dahi ayk›r› olan bu sözleflme,nas›l bir ifl yaflam› düflündüklerininde aynas›d›r ayn› zamanda.

Özellefltirmeye direnmemesiiçin “ifl güvenceniz sa¤lanacak” va-adiyle aldat›lan Kayseri Et Kombi-nas› iflçilerinin ifl güvencesi var m›flimdi?

Cepheden tav›r

Sonuç olarak, özellefltirmeyekarfl› mücadelede kaçak dövüflmeyeson verilmelidir. Yukar›da s›ralad›-¤›m›z noktalar›n tümü, sermayenindo¤rudan sald›r›s› karfl›s›nda, bi-linçsizlik de¤ilse, kaçak dövüflme-nin yans›malar›d›r.

Sendikalar kaçak dövüfltü¤ü veideolojik politik olarak net bir tu-tum almad›¤› içindir ki, özellefltir-menin bir politika olarak kendisinekarfl› ç›kmak, adeta “abes” bir du-rum, “ak›ls›zlar›n ifli” haline getiril-mifltir. Bu durum beraberinde, ser-mayenin belirledi¤i gündeminin, ar-gümanlar›n›n, propagandalar›n›nd›fl›na ç›kamamak demektir.

Hay›r, biz politik olarak “özel-lefltirmeye hay›r” diyebilmeliyiz.TÜPRAfi’tan TEKEL’e, Erde-mir’den TELEKOM’a iflletmelerinözellefltirilmesi, sa¤l›ktaki özellefl-tirmeler, bunun içini dolduran so-mut alanlard›r.

17

3 Temmuz 2005 / 07

özellefltirmeyekarfl› mmücadele,kapitalist ssömürüye,emperyalizme kkarfl›mücadeledir.TEKEL’i,TÜPRAfi’›,TELEKOM’u iilebütün ffabrikalarda; iflçisi, mmemuru,iflsizi iile ttüm hhalkkesimlerinin bbirli¤inisa¤layarak; direnifliörgütleyelim.

Page 18: YÜRÜYÜŞ - 7

18

3 Temmuz 2005 / 07

Tayyip'in yak›n koruma amiriMaksut Karal’dan sonra, bir baflkakorumas›n›n daha tescilli bir iflken-ceci oldu¤u ortaya ç›kt›.

Baflbakanl›k korumalar›ndanHanefi Karal da, 3 Nisan 2002 tari-hinde DHKP-C operasyonu kapsa-m›nda Ankara’da gözalt›na al›nanBahar Güler ve Tekin Demir’e ifl-kence yapmaktan yarg›lanan 11 po-lisin aras›nda yeral›yor.

Ayn› zamanda Maksut Karal’›nakrabas› olan Hanefi Karal, 29 Ha-ziran günü Ankara 1 No’lu A¤›r Ce-za Mahkemesi’nde görülen davaya,baflbakan› koruma görevinde oldu-¤u için kat›lmad›. Polislerin, ç›r›l-ç›plak soyarak elektrik verme, so-¤uk su ile ›slatma, kaba dayak, teh-dit, tecavüz tehdidi, saç ve b›y›kyolma... gibi iflkenceler yapt›¤›, ifl-kenceye maruz kalanlarca mahke-mede ifade edildi.

Bilinçli Bir Tercih

Erdo¤an’›n korumalar›n›n ifl-kenceci ç›kmalar› bir tesadüf de¤il,bilinçli bir tercihtir. Tescilli iflken-ceci olduklar› için bu görevlere ge-tirilmektedirler. Yoksa, koskoca

baflbakanl›k korumalar› hak-k›nda bilgi sahibi olmadan bugörevlere getirildi¤i gibi bir

safça de¤erlendirme sözkonusuolur ki, gerçekle alakas› yoktur.

Peki, “iflkenceye s›f›r tolerans”diyen bunlar de¤il miydi? Bedenle-rini iflkencecilere emanet edenler,nas›l iflkenceye karfl› mücadele ede-bilirler? Maksut Karal’›n bunca tefl-hir olmas›na ra¤men, görevden al-mamakta direnen bir anlay›fl, aç›kbir flekilde iflkenceciyi de iflkenceyide sahipleniyor demektir.

‹flkence, bütün gözboyama ma-nevralar›na karfl›n, devlet politikas›olmaya devam etmektedir. Bu poli-tikan›n sürdürücüsü AKP hüküme-tinden baflkas› de¤ildir. Halk›n dev-rimci mücadelesi karfl›s›nda bask›-dan, terörden, yasaktan, iflkencedenbaflka bir yöntem uygulamam›flt›rbugüne kadar. Demokratikleflmemanevralar›yla üzeri örtülmeye ça-l›fl›lan bu gerçek bugün daha belir-gin bir flekilde ortaya ç›kmaktad›r.

Erdo¤an’›n korumalar›na bugerçekler ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda, or-tada garipsenecek bir durum dayoktur. ‹flkenceciler, iflkencenin uy-guland›¤› yerden, kararlar›n›n al›n-d›¤› yere do¤ru terfi etmifllerdir.

Bütün mesele bu.

Gazi Temel Haklar’›n, ‘GaziHalk›nd›r Yozlaflmaya ‹zin Verme-yelim’ kampanyas› çerçevesinde,17 Haziran günü, Sultan Dü¤ün Sa-lonu'nda bir panel düzenlendi.

250 kiflinin izledi¤i panelde,Selda Yefliltepe, yozlaflmaya karfl›mücadelenin önemini anlat›rken,Gazi Hastanesi'nden bir psikiyatriuzman›, uyuflturucu maddeler hak-k›nda bilgi verdi.

Gazi Temel Haklar Tiyatro Eki-bi’nin uyuflturucuya karfl› mücade-leyi anlatt›¤› oyunun ard›ndan, Ga-zi'deki mahalle muhtarlar› konufltu.75. Y›l Mahallesi Muhtar› SedatÇetintafl, Zübeyde Han›m Mahalle-si Muhtar› Ali Reçber ve EsentepeMahallesi Muhtar› Ali K›rca, uyufl-turuya karfl› gençlerin derneklerdekültürel çal›flmalara kat›lmalar›n›nönemine de¤indiler ve ailelere ça¤-r›lar yapt›lar.

■Uyuflturucuya karfl› panel

Adana fiakirpafla Temel Haklar,D-400 karayolunun 80 sok. ba¤lan-t›s›nda üst geçit olmad›¤› için ikiy›lda 22 insan ölmesi üzerine, üstgeçit talebini dile getirmek için 21Haziran günü büyükflehir belediye-si önünde eylem yapt›.

Belediyenin insan hayat›naönem vermedi¤ini belirten DernekBaflkan› Mehmet B›ld›rc›n, ölüm-lerden belediye baflkanl›¤›n›n so-rumlu olaca¤›n› dile getirdi. Eylem-de, "Bir Üst Geçit Kaç ‹nsan Eder"pankart› aç›ld›.

■Üst geçit kaç insan eder?

2 Temmuz Sivas flehitleri, Ankara ‹dilcan Kültür Merkezi taraf›n-dan 29 Haziran günü düzenlenen etkinlikle an›ld›. Mamak fiirintepeMahallesi’ndeki kültür merkezinin önünde yap›lan etkinlikte, Umutfiener, Sivas katliam› üzerine bir konuflma yaparken, 2 Temmuz mi-tingine ça¤r›da bulunuldu. Katliamlar›n ve provokasyonlar›n devletpolitikas› oldu¤u vurgulanan konuflmada, buna karfl› direnme, örgüt-lenme ve teslim olmama mesajlar› verildi. Ankara Temel Haklar’›nmüzik ve fliir dinletisinin sunuldu¤u etkinlik alan›na, “‹ki Tem-muz’un Sorumlusu ‹flbirlikçi ‹ktidarlard›r” ve “Yarin Yana¤›ndanGayr› Her Yerde Her fieyi Paylaflmak ‹çin” yaz›l› pankartlar as›ld›.

2 Temmuz Sivas flehitleri an›l›yor

Baflbakanl›k de¤il iflkenceci yuvas›

Page 19: YÜRÜYÜŞ - 7

TBMM ‹nsanHaklar› Komis-yonu üyeleri, 27Haziran tarihliZaman Gazete-si’ne verdikleribeyanatta, kendigerçeklerini itirafettiler. Komisyo-nun bugüne kadargündeme getirdikleri birçok konu-da herhangi bir ilerleme kaydedil-medi¤ini belirten üyeler, kanun ta-sar›lar› görüflülürken, komisyonundüflüncelerinin al›nmad›¤›ndan daflikayet ettiler.

Özetle üyelerin dile getirdiklerigörüfllerden baz›lar› flöyle:

Komisyon Baflkan Yard›mc›s›,AKP’li Faruk Ünsal: “Sadece de-netleyici olmak etkinli¤imizi s›n›r-l›yor. Yasalar haz›rlan›rken görüfl-lerimiz pek dikkate al›nm›yor.”

AKP’li Nezir Nas›ro¤lu: “Ra-por haz›rlaman›n ötesinde bunlar›hayata geçirmek istiyoruz. Ama...”

CHP’li Ahmet Ersin: “Komis-yonun mevcut yap›s›yla hiçbiryapt›r›m gücü yok. ‹fllevi olmayan‘dostlar al›flveriflte görsün’ anlay›-fl›yla kurulmufl bir komisyon duru-munday›z.”

CHP’li Özlem Çerçio¤lu:“Görüfllerimizi TBMM Genel Ku-rulu’nda dahi ifade edemiyoruz.”

‘Dostlar al›flveriflte görsün ko-misyonuyuz...’ Yani, göstermelik!

GÜNAYDIN!..

Bu gerçe¤i TBMM Komisyonukuruldu¤undan bu yana ifade edi-yor devrimciler. Demokrasi nas›lki bir oyunsa ülkemizde, insanhaklar› da bu oyunun bir parças›olarak egemen s›n›flar›n elindetutmak istedi¤i bir kavramd›r.

Oligarflinin “insan haklar›” ad›-na yapt›¤› her fley, kurdu¤u bütünkurumlar›n iki amac› vard›r.

Birincisi; demokrasicilik oyu-nunda vitrinleri süslemek. Yani,faflizmi demokrasi diye yutturma-da kullan›lan bir süs eflyas›ndanfarks›zd›r oligarfli aç›s›ndan.

‹kincisi ise; oligarflinin zulmü-

nü aklamak, mefl-rulaflt›rmak için.Her türlü bask›,zulüm, ölümler,iflkenceler, bu ku-rumlarca “insanhaklar› aç›s›ndansak›ncal› görül-medi¤i” raporla-r›yla aklan›r.

Bu tür yap›larda yeralanlar›nbüyük ço¤unlu¤u, nas›l bir oyu-nun figüranlar› olduklar›n› gayetiyi bilirler. Bilmeyen kimi iyi ni-yetli unsurlar da k›sa sürede devred›fl› b›rak›l›rlar. Baflbakanl›k ‹nsanHaklar› Kurulu’nda yaflanan isti-falarda da, göstermelik olup olma-ma önemli bir rol oynam›flt›.

TBMM ‹nsan Haklar› Komis-yonu, her iki görevi de kuruldu-¤undan bu yana yerine getiriyor.19-22 Aral›k katliam›nda, dahasonra F tipi hapishanelere düzen-ledikleri ziyaretler ve ç›k›flta yap-t›klar› aç›klamalarda, Trabzon’dalinç girifliminde, gözalt›nda iflken-celi ölümlerde; TBMM Komisyo-nu’nu hep aklayan, meflrulaflt›ranrolde gördük.

fiimdi kendileri itiraf ediyorlar.Gerçekten bu üyeler samimi ise-ler, o zaman faflizmin makyaj› ol-may› reddeder, halk›n aldat›lma-s›nda rol almazlar.

Deniliyor ki, hiçbir projemiz-den sonuç alam›yoruz, dikkateal›nm›yoruz. O zaman akl› bafl›n-da her insan sorar; o zaman niyevar›z diye. Bulacaklar› cevap, yu-kar›da ifade etti¤imiz gerçekler-dir. Ama bu cevab› bulmak, “gös-termeli¤iz” demek yetmiyor. Ozaman iki seçenek vard›r; ya gös-termelik oyundan çekilirsiniz, yada size nas›l faflizmin zulmünüperdeleme görevi verildi¤ini tefl-hir ederek mücadele edersiniz.

Hapishanelerde 119 insan›ncesedi ç›km›flken; sokaklar›m›zdacenazelerimiz kurflunlan›yorken,halklar›n haklar› yokediliyorken,sendikalar kapat›l›yorken susanbir “insan haklar›”, aldatmadanbaflka ne ifle yarayabilirdi ki!

19

3 Temmuz 2005 / 07

TBMM ‹nsan Haklar› Komisyonu:

‘Dostlar al›flveriflte görsün komisyonuyuz’

ABD’nin de komisyonu var!

Amerikan devleti, Guantanamo’yayönelik iflkence, bask›, Kur-an’a ha-karet gibi elefltirilere cevap olarak, birmeclis heyetini “incelemeye” gönder-di. Bizim ülkemizde çok al›flk›n oldu-¤umuz bu tiyatroda elbette amaç “in-celeme” de¤il aklamayd›.

ABD Temsilciler Meclisi Heyetiüyesi, demokrat milletvekili Ellen Ta-uscher “inceleme” sonras› yapt›¤›aç›klamada; “Gördü¤ümüz Gunta-namo, birkaç y›l önce duydu¤umuzGuntanamo de¤il... fiartlar tatminedici...” dedi. Bu arada birkaç gazetede bu flova dahil edilerek muhabirleriGuantanamo’ya götürüldü.

Her fley F tipi taktiklerine ne kadarbenziyor de¤il mi? F tipine gazeteciturlar›, meclis komisyonunun incele-me ve “F tiplerinde kalorifer d›fl›ndasorun yok” aç›klamalar›, “5 y›ld›zl›otel” manfletleri... Egemen s›n›flar heryerde ayn› oyunu oynuyorlar.

Bu bafll›klar› atanlar, ayn› tiyatronunTürkiye’de sergilendi¤ini ve F tipi

aklay›c›lar›n›n bafl›nda yerald›klar›n›unuttular m›? Biraz dürüstlük!

Page 20: YÜRÜYÜŞ - 7

Dünyan›n dört bir yan›ndan uz-manlar, tutsak yak›nlar›, TAYAD’l›-

lar›n düzenledi¤i sempozyumdatecrit olgusunu tart›fl›rken, F tiple-rinde tecrit ve tecrite karfl› direnifl

devam ediyordu. Bu say›m›zda“TECR‹TTEN HABERLER”de Ftiplerinden uygulamalar ve tecritekarfl› açl›k grevine, ölüm orucunabafllayanlar›n haberleri yeral›yor.

Bir tutsak daha ölümorucuna bafllad›

DHKP-C Davas› Tutsakla-r›’n›n 12. Ekibi’nin ölümorucuna bafllamas› ve bu

ekipten Faruk Kad›o¤lu’nun flehitdüflmesinin ard›ndan TKEP/L Da-vas› Tutsa¤› Serpil Cabadan daölüm orucuna bafllad›.

Serpil Cabadan’ın ölüm orucunabaflladı¤ı Devrimci Tutsak AileleriBirli¤i (DETAK) taraf›ndan TaksimMeydanı’nda yap›lan bir eylemleaç›kland›. DETAK’l›lar›n yapt›¤›aç›klamada Gebze M Tipi Hapisha-nesi'nde tutuklu Cabadan’›n, 26 Ha-ziran 2001‘de ölüm orucunda flehitdüflen Aysun Bozdo¤an’ın dördün-cü yıldönümünde eylemine bafllad›-¤› belirtildi.

TKEP/L Davas› Tutsaklar›, 28May›s 2002’de, DHKP-C davas› d›-fl›ndaki siyasi hareketlerin ölümorucunu b›rakmas› karfl›s›nda, b›-rakma karar›na kat›lmam›fl, ölümorucunun devam ettirilmesi gerekti-¤ini savunmufltu.

Mahkemelere ne gerekvar; F tipi yönetimlerihem yarg›ç hem infazc›!

fiadi Özbolat Tekirda¤ FTipi’nden yaz›yor:

“Merhaba ....., Selam ve sevgile-

rimi iletiyorum. Önceki mektubun için imha ka-

rar› al›nd›. Gerekçe Tekirda¤’da ki-mi siyasetlerin ayl›k aç›k görüfleç›kma konular›na de¤inmiflsin, Ftiplerini karalam›fls›n, direnmek ge-rek demiflsin vs... Böylece mektubun‘terör örgütü mensuplar›n›n haber-leflmesine neden olan, yalan ve yan-l›fl bilgilerle hedef gösteren mektupoldu¤u gerekçesiyle...’ imha karar›al›nm›fl.. Böylece ‘örgüt mensubu’oldu¤umuz, -hem de “terör örgü-tü”!- mektuptan anlafl›lm›fl oluyor,tabii senin de. Mahkemede boflunayarg›lan›yoruz, bir mektuptan olayçözülmüfl gördü¤ün gibi...” (15 Ha-ziran 2005)

Memleketimizdeki “hukuk anla-y›fl›n›” gösteren çarp›c› bir örnek.‹mha edilen mektubu gönderen kifli-nin “örgüt üyesi” oldu¤una dair nebir hüküm, ne de bir dava var. Mek-tubu alan›n ise mahkemesi henüzsürüyor... Ama F tipi’nin “mektupokuma (imha) komisyonu”, mektu-bu gönderenin de alan›n da “örgütüyesi” oldu¤una dair “hükmü” ve-rip mektubu da imha ediyor... Zatenmahkemeler bu düzen için gereksiz;tüm yetkiyi polise ve hapishane yö-neticilerine vereceksiniz, savc› da,yarg›ç da, infazc› da onlar olacak!

‹ki islamc› tutuklu,süresiz açl›k grevinde

K›r›klar F Tipi’nde bulunaniki islamc› tutuklu süresizaçl›k grevinde. Tutuklular,açl›k grevinin nedenlerini

Halk›n Hukuk Bürosu’na yazd›klar›mektupta flöyle aç›klad›lar:

“Merhaba, öncelikle iyi günler.

Behiç bey, ben ve arkadafl›mTahsin Mert ‹CCB-AF‹D davas›n-dan tutukland›k ve hapishaneye gir-dik. 3.5 seneyi biraz aflk›n bir za-

mand›r dört duvar aras›nday›z. Si-zin de bildi¤iniz gibi flu an K›r›klar1 nolu F tipinde ikamet ediyoruz.‹çinde bulundu¤umuz hapishaneflartlar› muhtelif zamanlarda eylemyapmam›z› gerektirdi.

(...) fiu an 1 hazirandan beri sü-resiz açl›k grevindeyiz. Daha öncebahsetti¤im gibi, F tipi hapishane-lerinden memnun de¤iliz, bu hapis-hanelerin yap›l›fl amaçlar›n›n‘suç=ceza’ de¤il de, bizlerin fikirselbütünlü¤üne yönelik bir sald›r› ol-du¤unu düflünüyoruz. Açl›k grevinegriflimizin temel sebebi düflünceleri-miz, dolay›s›yla kifliliksel bütünlü-¤ümüzü korumaya çal›flmak. Ben,insan› ‘insan’ yapan temel ö¤eninmant›¤›, düflünebilmesi oldu¤unainan›yorum ve düflüncelerimi dola-y›s›yla insanl›¤›m› koruman›n endo¤al hakk›m olaca¤› kan›s›nda-y›m. Tabii eylemimizin tek sebebi bude¤il. S›rf fikirleri u¤runa 119 insanölmüfl durumda. Bu insanlar -nere-deyse- güzümüzün önünde ölüyor-lar. Ayn› flartlar› paylaflt›¤›m›z in-

sanlar bizim için (de) ölürlerken

sessiz kalmam›z›n -etik olarak- ah-

laks›zl›k olaca¤›n› düflünüyoruz. Mahir Ertu¤rul Zevkliler”

Kürtçe’ye ceza

Gaziantep H Tipi Hapisha-nesi'nde 2 tutukluya ailele-riyle telefonda Kürtçe ko-nufltuklar› için 3'er ay disip-lin cezas› verildi.

Gaziantep H Tipi Hapis-hanesi'ndeki siyasi tutuklular ad›nayap›lan aç›klamada, “Yeni Ceza ‹n-faz Yasas›'yla ceza evlerindeki so-runlar›n artmaya bafllad›¤›” belirti-lerek, Kürtçe yay›n, kurs hakk› ve-rilmesine ra¤men, inkar, imha veyasakç› politikada ›srarc› olundu¤uvurguland›.

Bu arada PKK’li Tutsaklar,“Öcalan'a yönelik tecriti ve TCK veC‹K ile getirilen anti-demokratikuygulamalar›” protesto için, 14Temmuz’a kadar görüfle ç›kmaya-caklar›n› aç›klad›lar.

20

3 Temmuz 2005 / 07

Hapishanelerde nneler ooluyor? BBilmek HHakk›n›z!

HABERLERTECR‹TTEN

Page 21: YÜRÜYÜŞ - 7

21

3 Temmuz 2005 / 07

Faruk Kad›o¤lu’nun Son Notu:“Bu son yürüyüflün sonu zaferdir yoldafllar”

Adalet Bakanl›¤›’na, yoldafllar›na son mektuplar›n› yazm›flt›. Ama o son andason bir not daha yazmak istedi. Son notu yoldafllar›na vaziyetiydi bir anlamda.

Feda eyleminden biraz önce yazd›¤› o notu afla¤›da sunuyoruz:

Bugün tarihe geçecek birgün. Ben de sizleri bugünün ve tüm flehitlerimizin s›cakl›¤›ile kucakl›yorum. Bugün feda eylemi yap›yorum... Bugün bizden önce gidenlerimi-zin yan›na gidece¤im ben de. Bunun için çok mutlu ve huzurluyum. Yüre¤im yang›nyeri. Bundan dolay› duygular›m› ifade edemesem de flimdiden kusura bakmay›n.Sözden çok eylem diyorum. Fedam bafll› bafl›na kendini anlatacakt›r.

Ve yoldafllar, sizler daha önce kahramanlaflan yoldafllar›m›zdan nas›l ö¤renmiflseniz,nas›l dersler ç›karm›flsan›z, flimdi bir kat fazla olsun. Fiziken aran›zda olmasam da

her çarp›flmada yan› bafl›n›zda bulunaca¤›mdan emin olabilirsiniz. Kahraman flehitlerimizden ald›¤›mgücü size tafl›yaca¤›m. Bunu hissedeceksinizdir. Hissetti¤inizi duyar gibiyim. Daha güçlü olup, daha h›zl› yürüyelim. Bu son yürüyüflün sonu zaferdir yoldafllar. Bunu sak›n unutmay›n!Kendimizi her konuda dünden daha fazla e¤itelim, geliflelim, gelifltirelim. Daha çok daha çok koflal›m,üretelim, örgütleyelim, dünden daha çok emek harcayal›m. Engelleri de kald›rm›fl oluruz. Daha çok sahip-lenelim her an›m›z kahraman flehitlerimizle dolu olsun. Yoldafllar, hepinizi çok çok çok seviyorum. Partimi, önderimi çok seviyorum. Ve bir kez daha bana buonurlu yolu bahfletti¤i için Partime sonsuz flükranlar›m› sunarak; sevgi ve sayg›lar›m› iletiyorum. Mutlaka görüflece¤iz.

Gebze M Tipi Hapishanesi’ndetutsak olan, Fidan Kalflen ÖlümOrucu Ekibi direniflçisi Fatma Ko-yup›nar hücresinden kaç›r›ld›.

24 Haziran’da DHKP-C dava-s›ndan bayan tutsaklar›n kald›¤›hücreye arama bahanesiyle girenjandarma, hücreyi arad›ktan sonraFatma Koyup›nar’› zorla kaç›rd›.Koyup›nar kaç›r›ld›ktan sonra Geb-ze Devlet Hastanesi mahkum ko¤u-fluna konuldu.

Bir ölüm orucu direniflçisi, has-taneye ancak “zorla müdahale” içinkald›r›l›r! Yeni faflist yasa ve yönet-meliklerden cüret alan Adalet Ba-kanl›¤›, direnme hakk›n›n yokedil-mesi olan “zorla müdahaleyle ölümorucunu k›rma” politikas›n› uygula-ma giriflimini Fatma Koyup›nar’›kaç›rarak yeniden bafllatm›flt›r.

Avukat› ve kardefli, kaç›r›lanFatma Koyup›nar’la hastanede yap-

t›klar› görüflme sonucunda, flu aniçin durumunun iyi oldu¤unu, heran zorla müdahale edilmesinin sözkonusu oldu¤unu belirttiler.

HHB:“Tecrit zorla besle-meyle pekifltirilmektedir”

Halk›n Hukuk Bürosu taraf›ndan27 Haziran’da yap›lan aç›klamadaKoyup›nar’›n kaç›r›lmas› üzerineflunlar belirtildi.

“Kaç›r›lan müvekkilimiz de zor-la müdahale iflkencesi tehdidi alt›n-da sakat b›rak›lmaya çal›fl›l›yor.

‘Kiflinin iradesi d›fl›nda kendisi-ne herhangi bir t›bbi müdahaledebulunulamayaca¤›’ t›p çevrelerindeetik bir kural olarak yerleflmiflkenhukuk d›fl› bir flekilde CGT‹HK’layasalaflt›r›lm›fl olmas› bu insanl›kd›-fl› uygulamay› kabul edilebilir halegetirmez.

Tecriti kald›rmak yerine ak›l al-

maz bir biçimde ölümleri seyredenyeni sakatl›klar›n oluflmas›na zeminhaz›rlayanlar hangi hukuki k›l›f al-t›nda olursa olsun suç ifllemekte-dirler. Tecrit iflkencesi bir baflka ifl-kence olan zorla beslemeyle pekifl-tirilmektedir. ... Müvekkilimiz Fat-ma KOYUPINAR’›n bafl›na gelebi-lecek herhangi bir sakatl›ktan daölümünden de bu suçu ifllemekteayak direyenler sorumlu olacakt›r.”

Ölüm orucu ekibi direniflçisi Fatma Koyup›nar kaç›r›ld›

“Fedam kendinianlatacakt›r.”

Fatma Koyup›nar, Gebze Hapishane-si’nin hücre koflullar›nda biraraya gele-bildi¤i yoldafllar›yla birlikte...

O art›k tek bafl›na tecrit edildi¤i hasta-nede hiçbir yoldafl sesi duyamayacak.Hücre hücre eriyip aya¤a kalkamayaca-¤› günlerde, baflucunda bir bardak su ve-ren olmayacak... Art›k onun baflucundaakbabalar gibi Mengeleler bekleyecek...

Page 22: YÜRÜYÜŞ - 7

223 Temmuz 2005 / 07

Baflbakan Tayyip Erdo¤an, 24Haziran günü aç›l›fl töreni için gitti-¤i Trabon’da, Halkevi üyesi 2 kifli-nin, “Karadeniz ufla¤› ABD ufla¤›olmayacak” sloganlar›yla protestoedilmesine flu cevab› verdi:

"Bu ülkeyi 3 tane provokatörekurban etmeyece¤iz. Bunlar gerçe¤iö¤rendiklerinde 'Ah Trabzon'daBaflbakan konuflurken ben ne yap-m›fl›m' diyecekler. 'Karadeniz ufla¤›ABD ufla¤› olamaz' diyor bu genç-ler. Ne kadar samimi olduklar›ndanflüpheliyim. Bu ülkede bu zihniyet-ler de iktidar oldu. Sa¤, sol uç, solpartiler, sa¤ uçtaki partiler ve sa¤partiler de iktidar oldu. Hepsi deABD ile gayet uyumlu çal›flt›lar,münasebetleri kesmediler. Onlar›n-da aras› gayet iyiydi. Samimi olmaklaz›m." (25 Haziran, Yeni fiafak)

fiimdi bu sözün neresinden tutupne söyleyeceksiniz! Demokratik birprotesto yapanlara provokatör diyentahammülsüzlü¤ünü mü elefltire-ceksiniz. Yoksa ‘tamam ben ABDufla¤›y›m ama baflka partiler de böy-le yapt›’ demesini mi? Ya da herke-si kendisi gibi görüp, düflüncelerin-den vazgeçece¤ini, dönekleflip em-peryalizme biat edece¤ini söyleme-sini mi? IMF’yi elefltirenlere “baflkagalakside yafl›yorlar” diyen, Ameri-kan karfl›t› yüzde 82’lik bir halk ke-simini marjinal diye niteleyen birdemagog var karfl›m›zda. Bunu dageçtik, aleni yalan söylüyor bu ül-kenin Baflbakan›.

Erdo¤an Aç›klas›n; Hangi ‘Uç Sol’ ‹ktidar Oldu?

Amerikanc›l›k’›n› meflrulaflt›ra-cak ya, h›z›n› alamay›p say›yor bafl-bakan; sa¤, sol, ‘uç sol’ hepsi iktidarolmufl bu ülkede ve hepsi de Ameri-kanc›l›k’ta AKP’den farks›zm›fl!‘Sol’dan kastetti¤i CHP, DSP. Onla-

r›n solculu¤u ayr› bir tart›flma konu-su, bunu geçiyoruz. Protesto yapandevrimcileri kastederek “bu anlay›-fl›n”, “uç sol”un da iktidar oldu¤usözleri aleni bir yalandan baflka neolabilir. Biz, Türkiye Cumhuriyetitarihinde böyle bir iktidar tan›ma-d›k, görmedik. Siyasal tarihte deböyle bir iktidar›n varl›¤›ndan sözedilmez. Kimse bu ‘uç sol’ iktidar,Erdo¤an aç›klas›n da herkes ö¤ren-sin! Elbette bunun bir aç›klamas›,gösterece¤i bir örnek yoktur. Vahimolan›, olmas› gerekmiyor zaten!Çünkü, bu zihniyet meydanlardayalan söylemeye al›flm›flt›r, dema-goji karakteristik özelli¤idir. Çünkübu zihniyet sola dair her fleye düfl-mand›r.

‘Çamur At ‹zi Kals›n’ Siyaseti

Amerikan emperyalizmi karfl›-s›nda solun tavr› ise, hiçbir tart›fl-maya yer b›rakmayacak flekilde net-tir. Bu ülkenin tarihinde Amerikaniflbirlikçili¤i ad›na en pespaye poli-tikalar sa¤ iktidarlarca uygulanm›fl-t›r. Daha iki say› önce; Mende-res’ten Erdo-¤an’a Amerikan-c› çizginin birdökümünü sun-mufltuk, ayr›nt›-s›na girmeyece-¤iz. “KüçükAmerika olaca-¤›z” diye girilenyolda, bir Ameri-kan eyaleti olma-n›n onursuzlu¤ubu çizginin so-nucudur.

Elbette Erdo-¤an da, “uç sol”diye niteledi¤idevrimcilerin,sosyalistlerin buülkede hiçbir dö-

nem iktidar olmad›klar›-n› da, ABD karfl›s›ndakitutumlar›n› da çok iyibilir. Ortada bir sürç-ülisan yoktur. Bilinçsizkitlelere yönelik yalanüzerine kurulu propa-gandan›n, özelde ise so-

la iliflkin “çamur at izi kals›n” siya-seti konuflmaktad›r.

Bu tarz, islamc› siyasi çizgidepropagandan›n, politikan›n bir sür-dürülüfl biçimidir ve Tayyip’le s›n›r-l› de¤ildir. ‹slamc› bas›ndan tarikat-lara kadar, -istisnalar› d›fl›nda- amaçdo¤rultusunda her yolu mübah gö-ren anlay›fl, islamc› siyasi çizginingeneline hakimdir.

Sola yönelik anti-propagandalar›hep yalan ve kaba demagoji üzerineoturur. Bu propagandalarla gericikitleler devrimcilerin üzerine sald›r-t›lm›fl, Kanl› Pazarlar yarat›lm›flt›r.

Kaba demagojide hiçbir s›n›r ta-n›maz bu çizgi. O, her türlü yalanabaflvurur, kan›t›, belgesi, hatta birtek örne¤i dahi olmas› gerekmez.Yeter ki, kendi içinde bulundu¤udurumu meflrulaflt›rs›n, halk kitlele-rinin sola yönelimini engellesin.

Örne¤in; tarihleri boyunca dev-let taraf›ndan kullan›lm›fllard›r, sol-cular›n devlet taraf›ndan kayr›ld›¤›,islamc›lar›n zulüm alt›nda tutuldu-¤u propagandas› yaparlar. Cumhur-

Tayyip Erdo¤an’a Halkevi Protestosu

Tayyip Erdo¤an’›n ko-nuflmas› s›ras›nda "Karade-niz Ufla¤› Amerikan Ufla¤›Olmayacak" sloganlar›ylave yumurta atarak protestoeden Trabzon Halkevi Bafl-kan› Murat Bektaflo¤lu ileEthem Küçük karga tulumba gözalt›na al›nd›lar.

Erdo¤an, Halkevciler’i “provokatör” olarak nite-lerken, Halkevi, “provokatör de¤il, anti-emperyalis-tiz” aç›klamas›nda bulundu.

Protesto s›ras›nda bir grup AKP’li gericinin, Hal-kevi üyelerine sald›rmas›, linç güruhunu koruyanlar›nyaratt›¤› cüretin sonucudur. Kürsüde “provokatörler”diyen zihniyetle, Halkevciler’e sald›ranlar ayn›d›r.

Tayyip:“Sol uçtaki partiler de iktidar oldu. Hepsi de ABD

ile gayet uyumlu çal›flt›lar, münasebetleri kesmediler.”

KABA DEMAGOG ‹SLAMCILIK

Page 23: YÜRÜYÜŞ - 7

baflkan› Sezer’e vurufl yapmak ister, Sezerbirden “komünist” oluverir, yapt›klar› dakomünistlerin ifli! Zaten, Türkiye solu, dev-letin korumas›ndad›r. Bu kesimin gazetele-rinde, “Sezer bir teröristi daha affetti” ha-berleriyle hep bu imaj verilmeye çal›fl›l›r.

Bak›n nas›l desteksiz “at›yor” islamc› ka-fa: “Birtak›m odaklar “irtica” yaygaralar›ile dindar kesim üzerinde f›rt›nalar estiredursunlar, bu arada ülke için gerçek birertehlike olan d›fl destekli kimi sol örgütler isefaaliyetlerini devam ettirme ve gelifltirmeyönünde belki de hiçbir ciddi engelle karfl›-laflmaman›n rahatl›¤›n› yafl›yor olsalar ge-rek.” (Ayhan Bilgin, Vakit, 15 fiubat 2004)

Hangi ülkeden bahsediyor, bu ülkenin ta-rihinde bütün katliamlar›n sol güçlere karfl›düzenlendi¤ini bilmeyen bir galaksi yarat›¤›m› yaz›yor bunlar›, diye sormay›n. Bilinçliseçilen cümlelerdir bunlar, dedi¤imiz gibipolitika tarz›d›r.

Yine ayn› yaz›da, DHKP-C’nin “Bat›l›-lar›n planlar› istikametinde...”, “Bat›l› gizliservislerin deste¤iyle..”, “Malum bat›l› dev-letlerce haz›rlanan hedeflere karfl›..” gibiifadelerle gerçekler ters yüz edilmekteydi.

Önce CHP’yi “komünist” diye gösterip,sonra devrimci sola CHP üzerinden küfret-mek de s›kça baflvurduklar› bir yöntemdir.

Bu çizgi, oligarflinin geliflen sosyalist ha-rekete karfl› kulland›¤›, “Komünistler anabac› bilmezler” demagojisinin tafl›y›c›lar›-n›n bafl›nda gelmifllerdir.

Demagoji ve yalan bir çizgi halindedir.Örne¤in, utanmadan bu kesimler çok rahatbir flekilde, “Sivas’› Ermeni örgütü Asaladüzenledi. Zaten Arif Sa¤ da Ermeni as›ll›”diye yazabilmektedirler. Sivas gerçe¤i herfleyiyle ortaya ç›km›flt›r, ama buna bakmaz-lar, kontrgerilla taraf›ndan, ony›llard›r oldu-¤u gibi, nas›l kullan›ld›klar›n› gizlemek içinen kaba yalana baflvururlar.

Bu bezirgan siyaset tarz›n›n sola yönelikpropagandalar›n›n temelde devletle paralel-leflmede bir araç olarak kullan›lmas› da birbaflka yönüdür. Oligarflinin ve emperyaliz-min terör demagojisine, sözkonusu islamc›örgütlenmeler oldu¤unda karfl› ç›k›yor gibigörünürler ama, ayn› demagoji sola yöneldi-¤inde en üst boyutta kendileri sürdürürler.Böylece devlete, “bak›n sizin düflmanlar›n›-za biz de düflman›z” mesaj› verilir. Hep biryerlere dayanarak, kullanarak ve kendinikulland›rarak varolabilen bu anlay›fl, ger-çekte ideolojik olarak güçsüzdür.

233 Temmuz 2005 / 07

Tayyip’in ‘‹fli’ Zor!Bush görüflmesinde, Tayyip Er-

do¤an’a verilen görevlerin bafl›nda,Türkiye’deki Amerikan karfl›tl›¤›nakarfl› mücadele etmesi geliyordu.Yani, halka Amerika’y› sevdirmek!

Amerikan Kamuoyu Araflt›rma-lar› fiirketi (PEW) taraf›ndan dü-zenlenen son kamuoyu anketleri,Tayyip’in iflinin çok zor oldu¤unubir kez daha ortaya koydu. Amerikan emperyalizminin ve iflbir-likçilerinin tüm çabalar›na karfl›n, Türkiye’de Amerikan karfl›t-l›¤› yükselmeye devam ediyor.

Araflt›rma flirketinin 2005 Nisan-May›s aylar› aras›nda yap-t›¤› anket sonuçlar›na göre, halk›n ABD’ye olumlu bak›fl›1999’dan 2005’e gelinceye kadar büyük oranda gerilemifl veyüzde 23'e düflmüfl gözüküyor.

Daha çok anket yapacaklar! Daha çok benzeri sonuçlarlakarfl›laflacaklar!

“Marjinal” söylemi de, iktidar›n kendi Amerikanc›l›¤›n›nmarjinalli¤ini ortaya teflhir etmekten baflka hiçbir ifllev gör-memifltir. Amerika’dayken Amerika’ya övgü dolu aç›klamalaryapmaya bafllayan Erdo¤an, Türkiye halk›na iflbirlikçilik onur-suzlu¤unu kabul ettiremeyecek. Bu ülkenin meydanlar›nda ba-¤›ms›zl›k sloganlar›m›z›n yank›s› hiç dinmemifltir; ony›llard›rsüren bu mücadelenin halk kitlelerinin bilincinde yaratt›¤› biri-kimi yoketmek kolay de¤ildir.

“IMF için geceli gündüzlü çal›flaca¤›z”27 Haziran’daki Bakanlar Kuru-

lu Toplant›s›’n›n sonucu aç›klayanDevlet Bakan› Mehmet Ali fiahin,TBMM'nin bankac›l›k, belediyelerve sosyal güvenlik tasar›lar›n› 1Temmuz'dan önce yasalaflt›rmakiçin geceli gündüzlü çal›flaca¤›n›söyledi.

Bu takdire flayan kararl›l›kla(!)bitmiyor hükümetin IMF için yapa-caklar›. AKP, meclisin tatile giriflini uzatmay›, bu olmazsa, k›sasürede yasalar› geçirebilmeyi sa¤layacak olan meclis iç tüzü¤ü-nü de¤ifltirmeyi planl›yor.

Meclisini IMF için çal›flt›ran bir hükümet, bu ülkenin hükü-meti olabilir mi?

Ecevit, Ocak 2002’de yapt›¤› ABD gezisinde flöyle diyordu:

“Sabahtan akflamlara kadar çal›flarak, gece yar›lar›na ba-zen sabahlara kadar çal›flarak TBMM iktidar›yla muhalefetiyleIMF’nin bekledi¤i -ve bizim de hakl› buldu¤umuz- istekleri ye-rine getiriyor meclisimiz. Bu dünyada efli benzeri görülmemiflbir durum. Bunu yabanc› gözlemciler de bizzat belirtiyorlar.”

Hükümetler de¤ifliyor, meclisin misyonu de¤iflmiyor.

Page 24: YÜRÜYÜŞ - 7

24

3 Temmuz 2005 / 07

24 Eylül 1996 tarihinde Diyar-bak›r E Tipi Kapal› Hapishane-si’nde 10 kiflinin ölümü, 23 kiflininde yaralanmas›yla sonuçlanan katli-am operasyonunun 52. duruflmas›,27 Haziran’da Diyarbak›r 3.ACM’de görüldü. Tutsaklar›n çivilisopalarla, kalaslarla bafllar›n›n ezi-lerek katledildi¤i vahflete iliflkin, as-ker, polis ve gardiyanlardan 72 kiflihakk›nda "Görevi kötüye kullan-mak" ve "Kasten adam öldürmek"suçlar›ndan dava aç›lm›flt›.

Bütün katliam davalar› gibi, Di-yarbak›r katliam davas› da, katliam-c›lar›n korundu¤u bir dava olmaözelli¤ini koruyor.

Tam 9 y›ld›r süren duruflmadayine karar ç›kmad› ve dava ertelen-di. 10 insan›n katledildi¤i bir olay-da, “Kasten adam öldürmek” yaniplanl› cinayetle yarg›lananlardanhiçbirinin tutuklanmam›fl olmas› biryana, hepsi hâlâ görevlerini sürdü-

rüyor. Görevlerinden alma gere¤idahi duyulmad›.

Davan›n uzat›lmas› ise tamamenzamanafl›m›na, kamuoyu günde-minden düflürerek istedikleri karar›alabilme zeminini yaratmaya yöne-liktir. Bunun için gerekçeler bul-mak, oligarflinin mahkemeleri içinhiç de zor de¤ildir. Birtan Altunbafldavas› bu konuda çarp›c› bir örnek-tir. Diyarbak›r katliam davas›ndada, yarg›lanan askerlerin terhis ol-mas›, di¤er görevlilerin baflka yerle-re tayin edilmeleri davan›n uzat›l-mas›nda gerekçe yap›ld›.

Belirtti¤imiz gibi tüm bunlar,hukuki bir prosedürün yerine geti-rilmesinin ötesinde bir amaçla ya-p›lmaktad›r. Katliam, planl›, gözda-¤› amaçl› bir katliamd› ve mahkemeaflamas›yla devam ettirilmektedir.

FP iktidar›nda gerçekleflen katli-amda, oligarflinin güvenlik güçlerive itirafç›lar, tam bir vahflet örne¤i

sergileyerek, tutsaklar›n kafalar›n›kalaslarla parçalam›fllard›. Tek kur-flun at›lmadan 10 insan›n iflkenceylekatledildi¤i olay, bin türlü yalanlameflrulaflt›r›lmak istendi. Y›llar son-ra olay›n bir katliam oldu¤unu itirafeden, dönemin Adalet Bakan› fiev-ket Kazan, "kad›n tutuklularla bir-likte olmak isteyen mahkumlar is-yan ç›kard›" derken, yalan›yla katli-am› meflrulaflt›rmak istemiflti.OHAL Valisi ise, “sevke karfl› ç›kantutuklular demir çubuklarla gardi-yanlara sald›rd›" diyordu.

Oysa ortada bir sevk olmad›¤›gibi, o hapishanede kad›nlar ko¤ufluda hiç olmam›flt›. Yalan, katliamc›-l›¤›n yan›bafl›ndayd› yine.

52 duruflmad›r korunankatliamc›lar�

buras› Türkiye

Yeni Ceza ‹nfaz Ka-nunu'nda (C‹K) yeralan, tutuklula-r›n hapishaneden “yer gösterme”vb. gerekçelerle ç›kar›lmas› hükmü-nün uygulanmas›, itirafç›lar›n ope-rasyona ç›kar›lmas›yla bafllad›.

D‹HA’n›n haberine göre; itirafç›Arif Sak›k ile fiemdin Sak›k bafltaolmak üzere, Diyarbak›r Hapisha-nesi’ndeki itirafç›lar›n Bingöl’degerçeklefltirilen operasyonlara kat›l-d›klar› ortaya ç›kt›.

Arif Sak›k, duruflmas›na gelme-yip “operasyonda oldu¤unu” belir-ten bir dilekçeyi mahkemeye gön-dererek, bu durumun resmi kay›tla-ra geçmesini de sa¤lad›.

Arif Sak›k’›n kat›ld›¤› operas-yonlarda ise, 5 gerillan›n yaflam›n›yitirdi¤i belirtiliyor.

Bu kontrgerilla yöntemi geçmifl-te itirafç›lar için uydurma “hastanesevkleri” ile yap›l›yordu, flimdi ya-sal olarak yap›l›yor. AKP iktidar›n›nkontrgerilla politakalar›ndan baflkaKürt halk›na verecek hiçbir fleyi ol-mad›¤› bu örnekle de ortaya ç›k›yor.

Kontra yöntemlerini yasallaflt›r-mak, kuflkusuz onun özünü de¤ifltir-miyor. ‹tirafç›lar› halka karfl› tetikçiolarak kullanan bir düzen, gayri-meflru bir düzendir. E¤itim kurum-lar›nda Sak›k’›n kitab›n› da¤›tan,ordusu Sak›klar’a muhtaç bir düze-nin kimlere dayand›¤› ortadad›r.

Sak›klar içinse söylenecek çokfazla söz yoktur. ‹tirafç›l›k, alçakl›-¤›n en dip noktas›d›r. Hizmet etti¤igüce yaranmak için yapamayacak-lar› fley yoktur.

itirafç›lar operasyonda!�

buras› Türkiye

Avukat Yasa¤› Bakan Talimatl›

PKK lideri Abdullah Öca-lan’›n 8 avukat›n›n, müvekkilleriile görüflmelerinin yasaklanmas›talimat›n›n Adalet Bakan› CemilÇiçek taraf›ndan verildi¤i ortayaç›kt›. Ceza Muhakemeleri Kanu-nu'na yerlefltirilen anti-demokra-tik düzenlemeye dayanan yasak,CMUK’un yürürlü¤e girmesininhemen ard›ndan al›nd›. Bakanl›k,Cemil Çiçek ad›na, Öcalan'›navukatlar›na yasak konulmas› içinsavc›l›¤a faks emri gönderdi. Butalimat Bursa Baflsavc›s› taraf›n-dan, yasaklama karar›n›n al›nma-s› için ‹stanbul Baflsavc›l›¤›'nailetti. ‹stanbul 9. ACM de bakan-l›¤›n emrini yerine getirerek 8avukata yasak koydu.

Page 25: YÜRÜYÜŞ - 7

25

3 Temmuz 2005 / 07

Dersim’de 24 Haziran günü yoladöflenmifl bir may›na çarparak par-çalanan ticari bir taksi, oligarflininkontra yöntemlerinin malzemesi ol-du. Olayda taksi floförü Ali Akbay›ryaralan›rken; kullan›lamaz hale ge-len arac›n üzerine çeflitli yaz›lar ya-p›flt›r›lm›fl halde, polis taraf›ndanElaz›¤-Tunceli karayolu üzerindekipolis noktas› yak›n›na b›rak›ld›.

Sözde bu yaz›lar› kimin yazd›¤›,arac› kent merkezine kadar kimingetirdi¤i belli de¤ildi. Çünkü yasalolarak böyle bir olay suçtu. Ama,herkes biliyor ve her fleyiyle belliy-di ki, polis kontra yöntemlerdenvazgeçemiyor, hukuktan, insan hak-lar›ndan sözedenlere karfl› savafl›n›böyle sürdürüyordu.

Çevresini güvenlik band›ylaçevrili arac›n üzerine yap›flt›r›landövizlerde flu sloganlar yaz›l›yd›:

“Neden sessizsiniz Tunceli Ba-rosu, bu arabay› gördünüz mü?”“Da¤da uçan kufla bas›n aç›kla-mas› yapan insan haklar› savunu-

cular› acaba buna bas›n aç›kla-mas› yapacak m›?” “‹nsan hakla-r› savunucular› bu arabay› gördü-nüz mü?”

Bu söylem, burjuva bas›n›n köfleyazarlar›ndan asker cenazelerindekikoskoca generallere kadar egemenolan söylemdir. “Ah flu insan hakla-r› olmasa...” diyen cuntac›lar›n ka-fas› zihniyetin devam›d›r. Hukuka,insan haklar›na düflmand›rlar. Hu-kukla, insan haklar›yla savafl halin-dedirler. Bu dövizleri yazanlar, esa-sen may›n patlamas›n›n k›nanmas›-n› istemiyorlar. Onlar›n istedi¤ikendi katliamlar›n›n, iflkencelerinin,infazlar›n›n elefltirilmemesidir.

Tunceli Barosu bölgedeki katli-amc› güçlerin her zaman hedeflerin-den biri olmufltur. Hat›rlanaca¤› gibiBaro Eski Baflkan› Hüseyin Aygünde bundan bir süre önce, TunceliJandarma Alay Komutan› KurmayAlbay Nam›k Dursun taraf›ndan,“seni iyi tan›yoruz, her tafl›n alt›ndasen vars›n, bizim kurumumuz yö-

nünden imaj›n çok olumsuz, tamammesle¤ini yap›yorsun ama art›kyapma” fleklinde tehdit edilmiflti.

Tunceli Barosu, CumhuriyetSavc›l›¤› ile görüflerek taksi üzerin-deki yaz›lar› indirirken, konuyla il-gili bir aç›klama yapt›.

Baro binas›nda düzenlenen aç›k-lamada konuflan Baro Baflkan› Bü-lent Tafl, “bu tür yaz›lar as›larakbaromuz hedef gösterilmeye çal›fl›-l›yor. Böylece çal›flmalar›m›z engel-lenmeye çal›fl›l›yor” dedi. Yaz›lar›npolis noktas› yan›nda saatlerce as›l›kalmas›n›n düflündürücü oldu¤unubelirten Tafl, ‹çiflleri Bakanl›¤› vepolis hak›nda suç duyurusunda bu-lunacaklar›n› ifade etti. Aç›klamayaDersim Temel Haklar ve Özgürlük-ler Derne¤i, DEHAP, EMEP ve ESPde destek verdi.

Dersim polisinin hukukla ve ‘insan haklar›’yla savafl›�

buras› Türkiye

Geçen hafta Van’dacenaze törenine kat›lan-

lar›n kurflun ya¤muruna tutularakbir kiflinin katledilmesinin ard›n-dan, bu kez de Diyarbak›r’da halkasald›r›ld›, kurflunlar s›k›ld›.

Bingöl’de katledilen ve HPG Er-zurum Eyalet Komutan› oldu¤uaç›klanan Ahmet Okur'un cenazetöreninin ard›ndan yürüyüfl yapanhalka polis panzerler ve coplarlasald›rd›. Halka atefl aç›lmas› sonucuçok say›da kifli yaraland›.

Ayn› operasyonda katledilenHPG militanlar›ndan Tekin fiay-bak'›n ise, kafatas›n›n ezildi¤i, bo-¤az›n›n kesildi¤i belirtildi. Operas-yona iliflkin HPG Bas›n ve ‹rtibatMerkezi taraf›ndan yap›lan aç›kla-

mada, çat›flma hakk›nda bilgi veri-lerek, “24 Haziran sabah›na kadardevam eden çat›flmalar esnas›ndayaralanan Sinan (Mehmet Bayar)ve Harun (Tekin fiaybak) arkadaflla-r›m›z son mermilerine kadar çat›-fl›p, sa¤ ele geçmemek için kendi ya-flamlar›na son vererek kahramancaflehit düflmüfllerdir” denildi.

Demokratik eylemlerde, cenazetörenlerinde silahlar›n çekilerekkurflun s›k›lmas›, do¤al bir fley gibigösterilmeye, kan›ksat›lmaya çal›fl›-l›yor. Faflizmin flakflakç›s› medyayabakarsan›z, zaten panzerle sald›ran,halk› kurflunlayan polisler de¤il,Kürt halk› suçlu.

Niye mi? Çünkü Öcalan lehineslogan atm›fllar. Bu da yetmemifl

polise tafl atm›fllar. Tafla karfl› kur-flun s›k›ld›¤› sahneler Filistin’de ya-fland›¤›nda “vahflet” diyenler, ayn›fley ülkemizde yafland›¤›nda, taflatan elleri suçlamay› görevleri say›-yorlar. Utanmazl›k flurda ki, bunlarayn› zamanda en bar›flç›d›rlar, flid-dete karfl›d›rlar. fiiddeti uygulayandevletse karfl› olmad›klar› buradanda belli de¤il mi?

Cenazede terör: Tafla Karfl› Kurflun�

buras› Türkiye

Page 26: YÜRÜYÜŞ - 7

12 Temmuz’un anlam› neydi?

12 Temmuz 1991’de ‹stanbul’un Dikilitafl, Balmumcu,Niflantafl› ve Yeni Levent semtlerinde ayn› saatlerde gerçeklefl-tirilen bask›nlar sonucu, 10 Devrimci Sol önder kadro ve üye-sinin katledildi¤i 12 Temmuz 1991’deki katliam›, o güne ka-dar yaflanan say›s›z operasyonlardan, infazlardan farkl›k›lan neydi?

Cumhuriyet tarihinde belki ilk kez, ölüm mangalar›,operasyon düzenledikleri üç iflyeri ve bir evde bulunanHERKES‹ “ölü olarak” ele geçirmiflti.

12 Temmuz, bir hafta önce Diyarbak›r HEP ‹I Bafl-kan› Vedat Ayd›n’›n kaç›r›l›p katledilmesi ve cesedinin“ibret” olsun diye bulunabilecek bir yere b›rak›lmas›,ard›ndan da cenaze töreninde halk›n üzerine alenen ateflaç›larak onlarca insan›n katledilmesiyle birlefltirildi¤in-de, oligarflinin bu politikas›n›n anlam› da ortaya ç›k›yor-du.

O günlerde devrimci hareket taraf›ndan yap›lan de-¤erlendirmede, s›n›flar mücadelesinin o günden sonrakiseyri aç›s›ndan 12 Temmuz’un anlam› flu üç cümleyleifade edilmiflti:

●“‹ktidar, kendi yasalar›n›, hukuk kurallar›n› biryana iterek, bundan böyle terörün tek geçerli ‘yasa’ola-ca¤›n› ilan etmiflti.”

●"’Bizim düzenimize karfl› ç›kanlar, her fleye kat-

lanmaya haz›r olmal›d›r’ mesaj› veriliyordu.”

●“Emperyalizmle iflbirli¤ine, kapitalist sömürüye,

zulme ve yoksullu¤a bayrak açanlar,adalet isteyenler, hak-hukuk diyenler veen önemlisi de, tüm dünyada ‘Sosyalizmöldü’ 盤l›klar›n›n at›ld›¤› bir dönemdehala halklar›n kurtuluflundan sözedenler,

sosyalizm için savaflt›¤›n› söyleyenler,bundan böyle yeni katliamlara, iflkence-

lere, zindanlara haz›r olsunlar deniyor-du.” (Bize Ölüm Yok, Sf. 10, HaziranYay›nevi)

Ülkemizin son 15 y›ll›k tarihine bak›l-d›¤›nda, s›n›flar mücadelesinin tam da bu-rada ifade edilen politikaya uygun geliflti¤igörülür. Devlet terörü “tek geçerli ya-sa”d›r o günden bu yana. ‹nfazlar, TerörleMücadele Yasas›’ndan bafllayarak say›s›zyasal düzenlemeyle yasallaflt›r›lm›fl, infazpolitikas›, devletin en üst düzeyinde onay-

lanm›fl, infazc›lar koruma alt›na al›nm›fl-t›r. Geçen 15 y›ldaki hiçbir “demokratik-

leflme” manevras›, AB’ye uyum yasalar›yla

yap›lan de¤ifliklikler, bu durumu de¤ifltirmemifltir.

Yo¤unlu¤u de¤iflmekle birlikte, ülkemiz, “emperya-lizmle iflbirli¤ine, kapitalist sömürüye, zulme ve yoksul-lu¤a bayrak açanlar›n, adalet isteyenlerin, hak-hukukdiyenlerin, halklar›n kurtuluflundan sözedenlerin, sos-yalizm için savaflanlar›n” infaz edildi¤i, F tiplerine at›l-maya devam edildi¤i bir ülkedir.

Sistemin niteli¤ini belirlemek için ne kadar infaz ya-p›ld›¤› de¤il, tek bir infaz olay›nda bile ne tav›r al›nd›¤›esast›r. Bu anlamda infazlar 91-92’lere göre daha “az”olsa da, devletin infaz konusundaki politika ve tavr› ay-n›d›r. Hala bu ülkede devrimcilerin infaz edilmesi “nor-mal”dir. Devrimcilerin infaz edilmesini normal gören,sadece oligarfli de¤ildir. Kendilerini “demokrat!” olaraknitelendiren kesimlerin önemli bir bölümü de böyle gör-mektedir. Boyutlu ve sars›c› bir infaz operasyonu olan12 Temmuz karfl›s›nda bu kesimler sessiz bir onay verenbir tutum içinde olmufllar ve o günden bu yana da tu-tumlar› böyledir.

Bu tutum, ülkemizin siyasi sistemini kavramaman›n,bu sistemin geliflimi üzerine yan›lg›lar›n sonucudur. Da-ha düz bir deyiflle, demokrasi ve faflizm konusundakiyan›lg›n›n sonucudur. Bu yan›lg› içinde bulunanlar,devrim ve karfl›-devrim aras›ndaki diyalekti¤i, devrimkavgas›n›n niteli¤ini do¤al olarak anlayamazlar. Oligar-flinin dizginsiz fliddetini, bu mücadelede flehitler verme-yi, üçer befler onar ölmeyi de iflte bunun için anlam›yor-lar. Oligarflinin infazlar›, iflkenceleri, katliamlar› “mün-

26

3 Temmuz 2005 / 07

Devrimin sarp yolunda yürümek...

Page 27: YÜRÜYÜŞ - 7

ferittir” diye aç›klamas›na veya infazlar, katliamlar po-litikas›n›n de¤iflebilece¤ine bunun için inanmaya haz›roluyorlar. Fakat herkesin görebilece¤i gibi de¤iflmiyor.Devrimi güçlendiren veya güçlendirebilecek her gelifl-me, oligarflinin fliddetiyle karfl›lafl›yor.

Devrimi düz bir yol sananlar, ilk engebede vazgeçerler

Türkiye devrimci hareketi, daha yolun bafl›nda, K›-z›ldere’de en büyük darbelerinden birini yedi. Daha yo-lun bafl›nda, oligarfli o güne kadar misli görülmemifl birfliddette sald›rd› devrimci harekete. Çünkü bu yol her-hangi bir yol de¤ildi; bu yol sosyalistlerin o güne kadaryürüdü¤ü parlamenterist, cuntac›, revizyonist yollardanfarkl›yd›; bu yol Türkiye devriminin yolu’ydu. Bu yo-lun hedefinde iktidar vard›. Savafl›n fliddetini belirleyende iflte buydu.

Devrim gelifltikçe, karfl›-devrim fliddetini art›r›r. Bu,onlarca ülkedeki devrim mücadelelerinde tekrarlanm›fl-t›r. Çünkü bu mücadelenin oda¤›nda iktidar vard›r.Halk, iktidara yak›nlaflt›kça –ki devrimci mücadeleningeliflmesinin anlam› budur– egemen s›n›flar, iktidar› el-lerinden kaç›rmamak, sömürü ve zulümle kurduklar›saltanatlar›n›n y›k›lmas›n› önlemek için her yol ve yön-teme baflvuracaklard›r. Emperyalizm ve iflbirlikçileri,düzenlerini sürdürmek için yasa, hukuk, insani, ahlakihiçbir de¤er tan›mazlar; hepsini çi¤nemekte bir sak›ncagörmezler. Halk›n savafl› gelifltikçe, oligarflinin fliddeti-ni art›raca¤› (devrim, karfl›-devrimle birlikte geliflir esp-risi budur), hemen herkesin teorik olarak bildi¤i, söyle-di¤i bir fleydir. Ama bunu teorik olarak bilmekle yafla-mak, karfl›-devrimin fliddetini gö¤üslemek farkl› fleyler-dir. Türkiye solunda zaman zaman silahl› eylemler ya-pan, eksiklikleriyle de olsa kendi çizgisinde savafl› ge-lifltirmeye çal›flan kimi örgütlerin kal›c› ve savafl› gelifl-tirmekte, silahl› mücadelede ›srarl› olamamas›n›n nede-ni iflte bu farkl›l›ktad›r. Cephe çizgisini Türkiye solun-dan farkl›laflt›ran da budur. Bu devrimci çizgi, tarihi bo-yunca K›z›ldere gibi, 12 Temmuz gibi, 17 Nisan gibi,Dersim katliamlar›, hapishane katliamlar› gibi, karfl›-devrimin en üst boyuttaki sald›r›lar›na maruz kalmas›nara¤men, devrim iddias› ve ›srar›ndan, dolay›s›yla silahl›savafl› gelifltirme kararl›l›¤›ndan hiç vazgeçmemifltir.

Mahir’in “devrim yolu engebeli, dolambaçl› ve

sarpt›r” deyifliyle, Lenin”in “devrim Newsky Bulvar›n-

da yürümeye benzemez” deyifli ayn› gerçe¤i dile getirir.Bu deyifller, devrimin yenilgilerden ve zaferlerden geçe-rek, gerekti¤inde ricat edip gerekti¤inde at›l›mlar yapa-rak, kaybederek ve kazanarak, ölerek ve öldürerek geli-flece¤ini anlat›rlar.

Hiçbir ülkede emperyalistler ve iflbirlikçileri, iktida-r› kolay teslim etmemifllerdir. Hiçbir ülkede iktidar›“parlamenter” yollardan vermemifllerdir. Tersine devri-min iktidara yürüdü¤ü tüm ülkeler, büyük ve kanl› kav-

galara sahne olmufltur. Emperyalistler ve iflbirlikçileri,düzenlerini sürdürmek, devrim alternatifini bo¤mak içinülkeleri kan deryas›na dönüfltürmekten çekinmemifller-dir.

35 y›ld›r ülkemizde akan kan iflte bu nedenle ak›yor.Kontrgerilla politikalar›n›n uygulanmas›n›n, Susur-luklar’›n oluflturulmas›n›n nedeni de ayn›d›r. Türkiyedevrime gebe bir ülke olmaktan ç›kmad›kça (ki ekono-mik, sosyal ve siyasal olarak bu mümkün de¤ildir), dev-rim ve sosyalizmi savunanlar tamamen yokedilmedikçe(ki ayn› nedenlerle bu da mümkün de¤ildir), kontrgeril-la politikalar›, Susurluk tarz› örgütlenmeler, k›sacas› fa-flist yol, yöntem ve araçlar, bu ülkede hep olacakt›r. Bur-juva medyan›n “temiz toplum” palavralar›yla Susur-luk’un tasfiye edilece¤ine, AB’ye uyum yasalar›yla de-mokrasinin gelece¤ine, üç befl genelgeyle iflkencelerin,infazlar›n sona erece¤ine inanmak, 35 y›ld›r akan kan›görmemektir.

1991’in Temmuz’unda, devrimciler yurtseverler ka-ç›r›l›p kaybediliyor veya Diyarbak›r HEP ‹l Baflkan› Ve-dat Ayd›n gibi katledilip cesetleri “gözda¤›” için bulu-nabilecek yerlere at›l›yor, cenaze törenlerine kurflunya¤d›r›l›p katliamlar yap›l›yor, bir gecede on devrimcikatlediliyordu. Peki 2005 Temmuz’unun Türkiyesi’ndene var?.. Çok mu farkl› 14 y›l öncesinden? Cenaze tö-renlerine atefl aç›l›yor gençlerimiz katlediliyor, 17 dev-rimci bombalarla, kurflunlarla infaz ediliyor, linç sald›-r›lar› düzenleniyor, tecrit hücrelerinde katliam kesintisizsürüyor... Yürüyüfl’ün önceki say›s›n›n kapa¤›n› hat›rla-y›n; “oligarflinin iktidar› halka karfl› savafl iktidar›d›r”deniyordu ve yaflad›¤›m›z her gün, bulundu¤umuz heralan, oligarflinin halka karfl› savafl›n›n göstergeleriyledoluydu. Böyle bir ülkede devrimin düz bir çizgide, üs-telik hiç kay›p vermeden, bedel ödemeden geliflebilece-¤ini düflünenler, söyleyenler, ya saft›r, ya riyakar!

35 y›ld›r iflkenceler, infazlar, kaybetmeler, katliam-lar, iflkenceli ölüm hücreleri içinde sürüyor bu kavga.Devrimde kararl› olanlar, sosyalist bir dünyay› yarat-makta ›srarl› olanlar, emperyalizm ve oligarfli ne kadarkan dökerse döksün, bu yolda ilerlemeye devam etmekmecburiyetindedirler. S›n›flar mücadelesinin yasalar›,halklara baflka bir yoldan zafer flans› b›rakmam›flt›r.

“Bize Ölüm Yok!” demek... Er geç hedefimize varaca¤›z demektir

12 Temmuz 1991’de oligarflinin ölüm mangalar› ta-raf›ndan kuflat›lan 10 devrimci bu yasalar›n bilinciyledövüfltü. Bu yasalar›n bilinciyle ç›kt›lar ölüm mangala-r›n›n karfl›s›na.

‹stanbul’da üslerinde kuflat›lan 10 devrimci, direnifl-leriyle, emperyalizmin iflbirlikçilerinin bedenlerine do¤-rulttu¤u silahlar›, iflbirlikçilerin kendini vuran silaha dö-nüfltürdüler. ‹nançlar›yla, ölümü temsil edenleri öl-dürdüler. “Bize ölüm yok” fliar›n› kanlar›yla tarihe nak-

27

3 Temmuz 2005 / 07

Page 28: YÜRÜYÜŞ - 7

flettiler.

O gün, 91’in 12 Temmuz’unda oligarfliyle halk›naras›ndaki savafl, ‹stanbul’un dört ayr› noktas›nda odak-lanm›flt›; Niyazi Ayd›n, ‹brahim Erdo¤an, ‹brahim ‹lçi,Bilal Karakaya, Ömer Coflkun›rmak, Yücel fiimflek, Ha-san Eliuygun, Cavit Özkaya, Zeynep Eda Berk ve Naz-mi Türkcan’›n coflkuyla, inançla, öfkeyle kabaran yü-reklerindeydi s›n›f kavgas›.

O günlerde, sosyalist sistemin y›k›l›fl›yla kendindengeçmifl, zafer 盤l›klar› at›yordu emperyalizm ve Irakl›çocuklar›n kan›yla kutluyordu dünyan›n tek hakimi olu-flunu. Emperyalizm “tüm dünya benim” 盤l›klar› atar-ken, “sosyalizm öldü” diyerek halklara meydan okurkenve tüm dünyaya teslim olmay› dayat›rken, onlar en gürsesleriyle hayk›rd›lar: “Bize Ölüm Yok!”

Bize ölüm yok, sosyalizm yafl›yor demekti. Zaferdünya halklar›n›n olacak demekti. Ve “Bize ölüm yok”bir savafl ça¤r›s› demekti; umudunu kaybetmifllere, em-peryalizmin gücüne biat etmeye haz›rlananlara, sosya-lizm inanc›n› kaybedenlere direnifl ve savafl ça¤r›s›yd›Bize Ölüm Yok!

“Bize ölüm yok!”, oligarflinin bombalar›, kurflunlar›alt›nda can veren on devrimcinin y›llar boyu koflturduk-lar› sokaklarda da¤›tt›¤› adaletti, gecekondularda, fabri-kalarda, köylerde sürdürdü¤ü kavgan›n özetiydi, ba¤›m-s›zl›kt›, gelecekti, sosyalizmdi. Bu sözün anlatt›¤› onur-du, namustu, vefayd›, ba¤l›l›kt›.

Oligarfli onlar› katlederken baz›lar›n›n isimlerini bilebilmiyordu. Ama yine de onlar tesadüfen hedef seçilme-mifllerdi; Türkiye halklar›n›n kurtulufl umudunu büyüt-tükleri için, sosyalizmin bayra¤›n› dalgaland›rarak em-peryalizmin estirdi¤i karfl›-devrim rüzgarlar›n›n karfl›-s›nda afl›lmaz bir barikat oluflturduklar› için hedef seçil-mifllerdi. Fakat emperyalizmin gücü, onlar› o gün öldür-meye yetmedi.

Onlar›n hayatlar›, kavgalar› gibi, ölümsüzlükleri dekiflisel de¤il, tarihsel bir anlam tafl›r. Onlar›n ölümsüz-lükleri, u¤runa can verdikleri kavgan›n devaml›l›¤›nda-d›r. Evet ölüyoruz; delik deflik ediliyor bedenlerimiz,bombalarla parçalan›yor, diri diri yak›l›yoruz; fakat bizdireniyoruz; emperyalizme, oligarfliye teslim olmay›,ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizm kavgam›zdan, ide-allerimizden ve hedeflerimizden vazgeçmeyi reddedi-yoruz. Bize 12 Temmuz’la hangi mesaj› vermek istedi-lerse, 16-17 Nisan’da da, Buca, Ümraniye ve Ulucan-lar’da da, 19 Aral›k’ta da ayn› mesaj› verdiler. Ya dü-flüncelerimizi de¤ifltirecektik, ya ölecektik. Düflüncele-rimizi de¤ifltirmedik, yüzlerce öldük, fakat bunlar›n ya-n›s›ra, sosyalizmin bayra¤›n› hayat›n her alan›nda dal-galand›rmaya devam ettik. K›z›ldere’den, 12 Tem-muz’dan devrald›¤›m›z mücadeleyi ve örgütlenmeyi,daha da gelifltirmeye çal›flt›k. Yetersizliklerimiz olsa da,bunu baflard›k; bugün Türkiye’de devrim ve sosyalizmmücadelesi sürüyor. Hiçbir güç, Türkiye’de devrimcile-rin yokedildi¤ini, sosyalizm mücadelesinin bast›r›ld›¤›-

n› söyleyemiyorlarsa, tam tersine, bütün politikalar, he-saplar devrim ve sosyalizm güçleri üzerine yap›l›yorsa,iflte bu devrimci hareketin yenilmezli¤i ve bu kavgadadüflenlerin ölümsüzlü¤üdür.

Engebeli, dolambaçl›, sarp yollar, Türkiye devriminin tarihsel ak›fl›n› durduramad›, durduramayacak

‹nfazlar, katliamlar, devrimcilere ve halka gözda¤›n›amaçlar; ancak oligarflinin fliddetinin di¤er yüzü, düze-nin güçsüzlü¤ünü, koflu¤unu göstermesidir. Bir evdekuflatt›¤› üç-dört devrimciyi sa¤ teslim alamamas›, kay-bederek, iflkence yaparak kendi yasalar›n› çi¤nemek zo-runda kalmas›, görünürdeki gücün arkas›nda siyasal,toplumsal bir zay›fl›¤›n oldu¤unu gösterir.

O zay›fl›¤›, oligarflinin demokrasicilik oyununda,AB’ye uyum manevralar›nda da tekrar tekrar görmüyormuyuz? Demokrasicilik ve Avrupac›l›k oyunu gere¤ibaz› hak ve özgürlükleri içeren bir yasa ç›kard›klar›nda,o hak ve özgürlükleri kullan›lamaz hale getirmek içinon tane ek genelge, yönetmelik ç›kar›yorlar. Her “de-mokratikleflme” hamlesine, polisin, M‹T’in, ordununyetkilerini art›ran baflka yasalar efllik ediyor. Çünkü kor-kuyor düzen. Bu topraklarda devrimin köklerinin derin-lerde oldu¤unu, buldu¤u her gedikten geliflece¤ini, dur-durulamaz bir ak›fla dönüflece¤ini bildi¤i için korkuyor.Tarihsel, siyasal ve toplumsal zay›fl›¤›n›n fark›nda ol-du¤u için kendine güvenemiyor. Kendine güveneme-mekte hakl›; 35 y›ld›r kan ak›tmas›na ra¤men devrimiyokedememifl bir düzen kendine nas›l güvenebilir? fie-riatç›l›k da bu düzenin tarihsel korkular›ndan biridir;ama devrim korkusu hepsini bast›ran, hepsinden büyükbir korku oldu¤u için, tam bir açmaz içinde devrimi bas-t›rmak için fleriatç› tarikatlar›n önünü açmak durumun-da kalmaktad›r. Denize düflen y›lana sar›l›r.

Oligarflik düzen çoktan denize düflmüfltür. Kontrge-rillaya, cuntalara, fleriatç›lara, Susurluk çetelerine sar›l-mas› bundand›r. S›rt›n› ABD’ye, AB’ye yaslamas› bun-dand›r. S›rt›n› emperyalizme yaslay›p katliamlar düzen-lemesi, hücreler infla etmesi, faflist yasalar ç›karmas›bundand›r.

Ama bunlar›n hiçbiri onu amac›na ulaflt›ramam›flt›r.Katliamlar, infazlar, kaybetmeler, provokasyonlar, dö-nemine göre, halk›n devrimci mücadelesini yer yer za-y›flatsa, geriletse de, devrimci hareketi Türkiye devri-minin yolu’ndan bir milim sapt›ramam›flt›r. Bu yolunhedefinde dün iktidar vard›. Bugün de iktidar var. 12Temmuz’da katledilen önder, militan kadrolar, hayatla-r›n› adad›klar› devrimci mücadeleyi sürdürürken, oli-garflinin iktidar›n› y›k›p, halk›n devrimci iktidar›n› kur-may› hedefliyorlard›. Onlar›n yoldafllar› da bugün ayn›mücadeleyi ayn› hedefle sürdürüyorlar. 12 Temmuzoperasyonu, iflte bu nedenle oligarfli için sonuçsuz biroperasyondur. Zafer 12 Temmuz’da bombalar kurflunlar

28

3 Temmuz 2005 / 07

Page 29: YÜRÜYÜŞ - 7

29

3 Temmuz 2005 / 07

12 Temmuz’da bulunduklar› üs-lerde kuflat›lan önder kadrolar, mili-tanlar, ölüm mangalar› karfl›s›ndaboyun e¤meyerek, bomba ya¤murualt›nda sloganlar›n› hayk›rarak songörevlerini de büyük bir inanç vekararl›l›kla yerine getirmifllerdi. Oli-garfliye, karfl›s›nda “teslim oluyo-ruz” diyen birilerini görme mutlulu-¤unu tatt›rmam›fllard›. fiimdi görevgeride kalanlar›nd›. 12 Temmuz,yerlerinin doldurulmas› kolay olma-yan büyük bir kay›pt›. Buna karfl›nyoldafllar› onlar› “yeriniz bofl kal-mayacak!” diye u¤urlad›lar.

Onlar›n yerlerini doldurmakönemliydi, en önemlisi onlar›n inan-c›n›, kararl›l›¤›n› sürdürmekti. Bu-nun gerçekleflmesi, gelece¤i belirle-yecekti. “Bize ölüm yok” fliar›n›npratikte karfl›l›¤›n› bulup bulmaya-ca¤›, 13 Temmuz sabah›ndan itiba-ren onlar›n bayraklar›n›, görevlerinidevralanlar taraf›ndan belirlenecek-ti. Gidenler, devrimci hareketi y›l-lard›r omuzlayanlard›. Niyazi Ay-d›n’›n devrimci yaflam›, hareketintarihiyle özdeflti. ‹flkencehanelerdeve zindanlarda direniflle geçen tut-sakl›¤›n›n ard›ndan tahliye oldu¤un-da, devrimci hareketin tüm sorumlu-lu¤unu omuzlam›fl, ad›m ad›m 12Eylül’ün yaralar›n›n sar›lmas›n›,mücadelenin yeniden gelifltirilmesi-ni sa¤layan sürecin önderli¤ini üst-lenmiflti. Son üstlendi¤i görev deMerkez Komitesi üyeli¤iydi. Onund›fl›nda 12 Temmuz’da kaybettikle-rimizin içinde k›r gerillas› sorumlu-su, iflçi hareketi sorumlusu, askerikomite üyeleri, savaflç›lar vard›...Hangi düzeyde olursa olsun, yerleribofl kalmamal›yd›.

Ony›llar›n tecrübesini, birikiminitafl›yan, tarihle bugünün kesintisizli-¤ini kendinde birlefltiren kadrolar›nyerini doldurmak elbette kolay de-¤ildi, bugünden yar›na olmazd›. Fa-

kat o gün için sorun o yükün alt›nagirecek kararl›l›¤›, cüreti, fedakarl›-¤› göstermekti.

12 Temmuz’dan bize miras kalaniki fliar vard›. Birincisi “Bize ÖlümYok!”, ikincisi ise “Yoldafllar BiziAfl›n”d›. Bu mirasa ba¤l› kalarak,daha fazla kararl›l›k, cüret ve feda-karl›kla sürdürüldü mücadele. Yer-leri bofl kalmad›. En üst görevlerdenen küçük ifllere kadar kadrolar, ta-raftarlar omuzlad› kavgay›. Bir yan-dan 12 Temmuz flehitlerinin bofllu¤udoldurulmaya çal›fl›l›rken yeni bofl-luklar da aç›l›yordu kavgada, çünküsavafl sürüyordu. 16-17 Nisanlar, in-fazlar, kaybetmeler birbirini izliyor-du. Ama ne kadar çok boflluk aç›l›r-sa, o kadar çok filiz sürgün veripAnadolu topra¤›ndan bafl›n› ç›kar›-yor, “ben de var›m bu kavgada” di-yordu. “Ben de var›m” diye kavgayagirenler, “12 Temmuz flehitleri gibiölümü gülerek kucaklayaca¤›m...Berdan olaca¤›m, ‹dil olaca¤›m, Si-bel olaca¤›m...” diyerek at›l›yorduileri.

Selami Kurnaz da iflte onlardan,12 Temmuz flehitlerinin yerlerinidolduranlardan biriydi. 12 Temmuzflehitlerinin yerlerini dolduran vedoldurmaya aday tüm devrimcilerad›na bir seslenifl olarak onun dize-lerini koyduk bu sayfan›n bafl›na. Budizeler, onlarca y›ld›r yüzlerce flehit,binlerce tutsak verilmesine ra¤men,bu çizginin kesintisizli¤inin nas›lsa¤land›¤›n›, kavgan›n en ön cephe-sinde olmak için nas›l gönüllülükyar›fl›na ç›k›ld›¤›n› da aç›kl›yor.

Ölmek de var bu kavgada, zaferigörmek de. Yenilgiler de var, zaferlerde. ‹flte bu yüzden, en hüzünlü a¤›t-lar da, en coflkulu marfllar da bu kav-gada söylenir. Yenilgilerden siyasizaferler yarat›l›r. Y›lmadan, sapma-dan ileriye, hep ileriye yürünür.

YYerleri bofl kalmad›;erleri bofl kalmad›; çünkü:çünkü:Niyazi biziz, ‹bo biziz, Zeynep biziz!..

orak biziz, çekiç biziz, kan›n üstünde y›ld›z biziz

A¤lamay›nKaralar ba¤lamay›nYürekleri da¤lamay›nGidenler dönmeyecek

Türküler, marfllar söyleyinsusmay›n

Hayal çekin, semah dönün, horon tepin durmay›n

Aramay›n uzaklarda beni19 Aral›k’ta yan›k ten Nilüfer’imMart’ta tomurcu¤a duran

Soydafl’›mBarikatlarda vurulup düflen

Sultan’›mFeda olup patlayan Bülbül’ümCan benim, canlar benim

Aln› bantl› boran›mÖfke umut sevda benim

Orak benimÇekiç benim

Y›ld›z benim

H›nç benimIrgat›n al›nteri

nas›rl› eli benimiflçinin emekçinin

s›k›lan yumru¤uyumGelece¤e köprü kurankan›n üstünde y›ld›z benimÇocuklar›n dilinde

umudun ad›Mangal yüreklerde

sevdan›n ad›Ölümün kuca¤›nda

zaferin ad›benim!

Selami Kurnaz

Page 30: YÜRÜYÜŞ - 7

30

3 Temmuz 2005 / 07

Bilemiyoruz. AKP’ye demokrat-l›k misyonu yükleyenler, bu iktidar›“demokrasiyi, insan haklar›n› gelifl-tirece¤i” gerekçesiyle destekleyen-ler art›k flafl›r›yorlar m›? ÇünküAKP iktidar› birçok konuda gerçekyüzünü ortaya koyan pratikler ser-giledi ve sergilemeye devam ediyor.

‘Skandal’, Yasal Yetkiye Dönüfltürülüyor

Milli ‹stihbarat Teflkilat›’n›n(M‹T) Diyarbak›r’da bir mahkeme-den ald›¤› yetki ile tüm Türkiye’deherkesi dinledi¤i ortaya ç›kt›¤›nda,burjuva bas›n bunu “skandal” hava-s›nda duyurmufltu.

Bu olay›n ard›ndan AKP millet-vekilleri, M‹T baflta olmak üzere,istihbarat örgütlerinin dinleme yet-kilerini geniflleten bir yasa tasar›s›haz›rlad›lar. Tasar› 27 Haziran günüTBMM ‹çiflleri Komisyonu'nda ka-bul edildi.

Tasar›ya göre;

"Emniyet ve jandarma, baflta te-rör ve uyuflturucu olmak üzere ör-gütlü suçlarla s›n›rl› olmak kayd›y-la herkesin telekomünikasyon (tele-fon, cep telefonu, bilgisayar, faksvb) yoluyla yapt›¤› iletiflimini tespitedip, dinleyip, sinyal bilgilerini de-¤erlendirerek, kayda alabilecek.M‹T için dinlemede suç s›n›rlamas›olmayacak. Jandarma ise, kendi so-rumluluk alan›nda istihbarat faali-yetlerinde bulunabilecek.”

Böylece “skandal” diye yans›t›-lan M‹T’in herkesi dinlemesi, flimdiyasa maddesi haline getiriliyor. Ki,Diyarbak›r ACM’nin tamamen key-fi flekilde verdi¤i yetkiye iliflkin ya-p›lan suç duyurular›n›n hiçbiri iflle-me konulmam›fl, Ankara Cumhuri-yet Baflsavc›l›¤›, M‹T'in yapt›¤›n›nsuç olmad›¤›na karar vermiflti.

Bu yasa, daha da ileri düzeydeyetki tan›yor istihbarat kurulufllar›-

na. Malum “skandal”da nas›l al›nd›-¤› belli olsa da, ortada bir mahkemekarar› var. AKP’nin yasas›nda,mahkeme ve savc›l›k da devredenç›kar›l›yor. “Gecikmesinde sak›ncaolan durumlarda” hakim ve savc›karar› gerekmeksizin dinleme yetki-si veriliyor.

“Üst aramas› için arama karar›gerekecek... Bu bir devrim...” diyepazarlayanlar, faflizmin kurumlaflt›-r›lmas›na iflte böyle perde olmakta-d›rlar. Ki, o üst arama yetkisi de ge-nelgelerle geniflletilmiflti zaten.

Tasar› ile, jandarman›n istihbarattoplama yetkisi tan›narak, bugünekadar varl›¤› hep reddedilen J‹TEMde yasal anlamda pekifltiriliyor.

AKP’nin “demokratikleflme ya-salar›”, baflka yasa ve genelgelerlebudan›rken, polis devletinin dahada kurumlaflt›r›lmas› için “demok-ratikleflme yasalar›” f›rsat olarakkullan›l›yor. Yani yasa “demokra-tikleflme” diye ç›kar›l›p, daha da an-ti-demokratik hale getiriliyor.

‘Evet, Tüm Türkiye’yi Dinlemek ‹stiyoruz’

Komisyondaki tart›flmalar, halk-tan korkuyu ve halka düflmanl›¤›gösterme aç›s›ndan ibretliktir.

Jandarman›n, yetkili oldu¤u ala-

n›n d›fl›nda, flehirlerde de dinlemeyapmak istemesi karfl›s›nda, komis-yonun AKP’li baflkan› soruyor:“Bütün Türkiye'yi mi dinlemekistiyorsunuz?”

Jandarma Genel Komutanl›¤› ‹s-tihbarat Daire Baflkan› Tu¤generalMehmet Çörten’in cevab› flu:

“Evet!”M‹T, polis yetmiyor, jandarma

da tüm Türkiye’yi dinlemek istiyor.Çünkü Türkiye halk›ndan korku-yorlar. Çünkü ayn› zamanda birbir-lerine karfl› da it dalafl›n› sürdürüyorbu istihbarat kurulufllar›.

Bir baflka tart›flma da, polis tem-silcisi ile TELEKOM yetkisi aras›n-da yafland›. Emniyet Genel Müdür-lü¤ü ‹stihbarat Daire Baflkan› SabriUzun’un, 'sinyal bilgilerinin izlen-mesi' yetkisi istemesine, TürkTELEKOM temsilcisi, karfl› ç›kt›.Hani burjuva demokrasisinde bu türkurumlar müflterilerine “haberlefl-menin gizlili¤i” ilkesine uyduklar›propagandas› yaparlar ya; TELE-KOM yetkilisinin kayg›s› da buydu.

Ancak, emniyet yetkilisinin,“hedef flahs›n bulundu¤u, bulunaca-¤› yeri ö¤renebilmem için buna ihti-yac›m var” demesi, noktay› koydu.CHP’li ve AKP’li üyelerin oyuylabu yetki de verildi polise.

Polis ister yerine getirilir.

Jandarma ister yerine getirilir.

M‹T’in zaten istemesine gerekyok, tüm Türkiye halk›n› denetimalt›nda tutma yetkisi önlerindedir.

Ama hukukçular, hak ve özgür-lük savunucular›n›n elefltirilerininbir teki dahi yerine getirilmez.

Oligarflik devlet ve AKP için‘güvenlik’ her fley, hak ve özgürlük-ler hiçbir fleydir. Amerikan emper-yalizminin dayatt›¤› terör demagoji-si k›r›lmadan, hak ve özgürlükleri-mize yönelik sald›r›lar sürecektir.Bu nedenle, bu tür polis devleti ya-salar›na itiraz edenler, ilk önce “te-rörle mücadele” kavram› etraf›ndayarat›lan “kutsall›¤a” karfl› ç›kmal›-d›rlar. “Terör” kavram›n›n kendisi-nin, faflizmi daha da kurumlaflt›rma-n›n arac› oldu¤unu görmelidirler.

AKP iktidar›ndan M‹T ve polise s›n›rs›z dinleme yetkisi yasas›

AKP’den demokratikleflmebekleyenler yan›lmaya,flafl›rmaya devam edecekler

‘Terör’ demagojisi her türlühak ve özgürlü¤ün yokedilmesinin k›l›f› olmayadevam ediyor

Tüm Türkiye’yi dinleme yet-kisi, tüm halktan duyulankorkunun aç›k bir kan›t›d›r

Page 31: YÜRÜYÜŞ - 7

Sevgili Yürüyüfl okurlar›, sohbe-timize bir soruyla bafllayal›m isterse-niz? Tabii sorumuz ayn› zamandaburada bulunan arkadafllara:

- Ayd›n devletten yana m›d›r, de-¤il midir?

.....

fiimdi tahmin ediyorum ki, birço-¤unuz ve buradaki arkadafllar, muh-temelen sorunun cevab›n› kendi içle-rinden düflünürken, “öyle de olabilir,

böyle de olabilir!” fl›kk›n› da ak›lla-r›ndan geçirmifllerdir.

“Öyle de olabilir, böyle de olabi-lir!” cevab›, ço¤u durumda bir ce-vap de¤ildir. Ama yukar›daki soruyaverilebilecek en makul cevapt›r.Çünkü sordu¤um soru, bilimsel birsoru de¤ildir.

Peki niye sordun derseniz; iflte busohbetimizde bunun cevab›n› vermiflolaca¤›z. “Ayd›n” tart›flmas› devamediyor. Biz de bu hafta ayn› konuüzerinde tart›flmay› sürdürece¤iz.Ancak sorunu sadece “ayd›n soru-nu” ile s›n›rlamay›p, ayd›nlar›n ya-n›lg›lar›n›n en temel noktalar›ndanbirini ele alaca¤›z: Ayd›n ve devletebak›fl aç›s›.

‹dil Kültür Merkezi’nden Erdo-¤an arkadafl bu haftaki sohbetimizdede aram›zda. Geçen hafta fazla sözverememifltik. Bu hafta onunla bafl-layal›m. Evet Erdo¤an arkadafl, is-tersen, yukar›da sordu¤um “bilimselolmayan” soruya iliflkin senin ceva-b›n› alarak girelim konuya.

Erdo¤an: Özellikle ayd›nlar›nbildirisiyle yo¤unlaflan bu tart›flmay›mümkün oldu¤unca izliyorum. Tar-

t›flma konular›ndan biri Kemal arka-dafl›n sordu¤u gibi, “Ayd›n devlettenyana m›d›r, de¤il midir?” diye sürü-yor.

Benim bu soruya cevab›m, “bu,nas›l bir devletten sözedildi¤ineba¤l›d›r” fleklinde olacak. Çünkü,devlet mutlak, hiç de¤iflmez bir fleyde¤ildir ki, her durumda geçerli ola-cak flekilde ayd›n devletten yanad›rya da de¤ildir diyelim. Ayd›n›n dev-let karfl›s›ndaki tavr›, devletin niteli-¤ine göre de¤iflir. E¤er faflist bir dev-letten sözediyorsak tavr› farkl› olma-l›, sosyalist bir devlet sözkonusuysatavr› daha farkl› olmal›d›r. Sorunuböyle tart›flmak, hem devleti, hem deayd›nlar› s›n›flar üstü gören anlay›-fl›n bir devam›d›r.

Ayd›n tart›flmas›ndaki çarp›kl›kbununla da s›n›rl› de¤il. Mesela “ay-d›n›n muhalifli¤i” kliflesi de bununbir örne¤idir. Ayd›nlarla iliflkileri-mizde de çok s›k tan›k olmufluzdurbuna; sanki de¤iflmez bir hükümmüflgibi “ayd›n muhaliftir” denir. Ha-y›r, niye her koflulda ve mutlaka mu-halif olsun? Faflist bir devlete, sömü-rücü bir düzene, haks›zl›¤a, adalet-sizli¤e muhalif olacak elbette ayd›n.Ama devrimci bir halk iktidar›nda,sosyalizmde, ayd›n›n görevi muhalifolmak de¤il, insanl›¤› nihai kurtulu-fla götüren o iktidar› desteklemek,bilgisiyle, sanat›yla o yolda gidiflih›zland›rmakt›r. fiöyle söylense do¤-rudur; “ayd›n elefltireldir, sorgulay›-c›d›r.” Halk›n iktidar›nda da eleflti-rel, sorgulay›c› olmal› ancak burada-ki elefltirellik, sorgulay›c›l›k, halk›niktidar›n› güçlendirmek, onu çeflitlinoktalarda yanl›fll›klardan korumakiçindir. Bu elefltirellik, halk›n iktida-r›na muhaliflik de¤il, tam tersinehalk›n iktidar›n› savunmakt›r vedevrimci bir halk iktidar›nda, sosya-list devlette ayd›n olma misyonu dabunu gerektirir.

Bunu böyle biraz uzun anlatma-m›n nedeni, ayd›nlar›n önemli bir

bölümü gibi, ayd›n tart›flmas›n›n das›n›flarüstü, mücadeleden, gerçek-lerden kopuk soyut bir tart›flma ola-rak sürdürülmesi nedeniyledir. Ge-çen haftaki sohbetimizde bu tart›flmas›n›fsal zeminine oturtulmufltu. Busohbetimizde de devlet gerçe¤iylebirlikte ele alarak bunu daha somut-lam›fl olaca¤›z.

Mazlum: Erdo¤an’›n sözünüetti¤i tart›flmalardan birçok örnekal›nt› aktarabiliriz buraya. Ama ge-reksiz. Tart›flmalara bak›ld›¤›nda gö-rünen Marksizm-Leninizm’den nekadar kopuldu¤udur. Ben sadece birörnek verece¤im. Mesela Marksizm-Leninizm’i savundu¤unu, komünistoldu¤unu söyleyen bir yazar diyorki, “Bar›fl istemeyen ayd›n olur

mu?”

Asl›nda ne kadar da baflta Kemalarkadafl›n örnek verdi¤i soruya ben-ziyor de¤il mi!

“bar›fl istemeyen ayd›n olur

mu”ymufl? Olur tabii, niye olmas›n!Bu, sorunu tart›flt›¤›n konjonktüre,bar›fl›n ve savafl›n o konjonktürde neifade etti¤ine ba¤l›d›r. Bu soruda ta-bii ince bir oportünizm var. En genelanlamda herkes, sadece ayd›nlar de-¤il, tüm devrimciler, ilericiler, de-mokratlar, emekçiler, bar›fltan yana-d›r. Mesela, komünizm döneminininsanl›k için gerçek anlamda bar›fldönemi olaca¤›n› da söyleyebiliriz.Ama soruyu soran elbette bunlar›kastetmiyor, o somut anlamda bugünbar›fl› savunup savunmamaktan sö-zediyor. “Bar›fl” dedikleri ise, ger-çekte belli k›smi haklar karfl›l›¤›ndaKürt milliyetçi hareketinin silahl›mücadelesine son verilmesindenibarettir. “Bar›fl” politikas›n›n özetibudur.

O halde ayd›n olmamak bu nok-tada tam da bar›fl› istememektir.Sözkonusu EMEP’li yazar, asl›ndasoruyu yanl›fl soruyor; sorusu “re-

formist politikay› savunmayan ay-

31

3 Temmuz 2005 / 07

hayat›niçindeki teori

Ayd›n ve Devlet

Devleti do¤ru tan›mayan,demokrasinin ve sosyalizmin

do¤ru yolunu bulamaz

Ayd›n devletten yana m›d›r, de¤il midir?”Bu, nas›l bir devletten sözedildi¤ine ba¤l›-d›r. Çünkü, devlet mutlak, hiç de¤iflmez birfley de¤ildir ki, her durumda geçerli olacakflekilde ayd›n devletten yanad›r ya da de¤il-dir diyelim. Ayd›n’›n devlet karfl›s›ndakitavr›, devletin niteli¤ine göre de¤iflir.

Page 32: YÜRÜYÜŞ - 7

d›n olur mu?” anlam›na geliyor. Ta-bii bu bilimsel bir ayd›n tan›m› de-¤il, ancak subjektif bir tan›md›r.

Ayd›n›n bar›fltan veya savafltanyana olmas› dedi¤imiz gibi, koflulla-ra ba¤l›d›r. Marksizm-Leninizm so-runu böyle koyar. Lenin’den aktara-ca¤›m›z flu söz san›r›z bu tart›flmayanokta koyacakt›r.

Lenin devrim arifesinde Alman-ya’yla Rusya aras›ndaki savafl› sonaerdirmek için bar›fl› savunurken, ba-k›n sorunu nas›l ortaya koyuyor:

“En sonu yaln›z bizim partimiz,ayaklanmada zafer kazand›ktan son-ra, Petrograd'› kurtarabilir, çünkü,e¤er bizim bar›fl önerimiz kabul edil-mez ve bir silah b›rak›flmas› bilesa¤layamazsak, o zaman ‘afl›r›c›l›-¤›n’ as›l yandafllar› biz olaca¤›z, sa-vafl partilerinin bafl›nda biz olaca-¤›z, en iyi ‘savafl’partisi biz olaca¤›zve savafl› gerçekten devrimci bir bi-çimde yürütece¤iz.

Kapitalistlerin bütün ekmeklerinive bütün çizmelerini ellerinden ala-ca¤›z. Onlara ekmek k›r›nt›lar›n› b›-rakacak, onlara çar›k giydirece¤iz.Bütün ekmek ve bütün kunduralar›cepheye verece¤iz.” (Marksizm veAyaklanma, 13-14)

Evet, Lenin’in bar›fl› savunmak-taki kararl›l›¤›na ve tarz›na bak›n.‹ster emperyalistlere karfl› ister iç sa-vaflta burjuvaziye karfl› “bar›fl”,“ateflkes” de rica minnet elde edil-mez. E¤er gerçekten bar›fl, ateflkesimzalaman›n o kesitte halk›n müca-delesinin yarar›na olaca¤›na inan›l›-yorsa, bu kararl›l›kla savunulur,böyle dayat›l›r. Neyse, bu yan›n› da-ha fazla ayr›nt›land›rmam›za gerekyok, ancak bafltaki tart›flmaya döner-sek, demek ki mutlak bir bar›fl savu-nuculu¤u diye bir fley yoktur. O sa-vafl›n, bar›fl›n hangi koflullarda, han-gi nitelikte gündeme geldi¤ine, hal-

k›n mücadelesinin yarar›na m›, zara-r›na m› olaca¤›na ba¤l›d›r.

Burada, örnek verdi¤imiz çeflitlianlay›fllarda mutlak bir ideolojiksavrulma vard›r. Bu savrulma;

Bir; ayd›nlar› s›n›flarüstü görü-yor. Ama bununla kalm›yor.

‹ki; “savafl” deyince hakl› hak-s›z savafl ayr›m› yapm›yor; her türlüsavafla, her türlü fliddete karfl› ç›k›-yor.

Üç; devleti de sanki bu savafl›nbir taraf› de¤il de “s›n›flarüstü” birgüç olarak görüyor.

Dolay›s›yla bu düflünceler, ç›k›flnoktas›, söylemi ne olursa olsun, hernoktadan burjuvazinin düflünceleri-ne yaklafl›yor.

Kemal: Bu noktada ayd›nlar›n,daha genel olarak da reformizmindevlet de¤erlendirmesine geçerekdevam edebiliriz.

fiimdi 140 imzal› “PKK’ye ko-flulsuz silah b›rakma ça¤r›s›” yapanbildirinin alt›n› imzalayanlar›nbirço¤u, Marksist-Leninist devlet te-orisinden habersiz de¤illerdir. Bildi-riyi imzalayan sosyalist ayd›nlar,ÖDP yöneticileri, Birgün’ün “PKKsilahlar› sussun” diye adeta kampan-ya açan yazarlar› elbette bu teoridenhabersiz de¤iller. Ama art›k, savun-duklar› görüfl ve politikalarla, Mark-sist-Leninist devlet teorisinin de¤il,burjuva devlet teorisinin, burjuvazi-nin demagojilerle sar›p sarmalad›¤›devlet imaj›n›n esiri durumundad›r-lar. Ayd›nlar›n, reformizmin konu-munu flimdi bu devlet teorileri aç›-s›ndan inceleyelim.

Marksist-Leninist teori devletkonusunda ne diyor? Devlet, -en k›-sa haliyle söylersek- bir s›n›f›n öte-ki s›n›flar üzerinde egemenli¤inisürdürmek için kulland›¤› bask›ve tahakkümün arac›d›r.

Pekala bu tan›ma göre ülkemiz-deki devlet nedir? Kimin devletidir,kimden yana, kime karfl›d›r?.. Bununetlefltirmek için yine Engels’in dev-letin niteli¤ini belirtti¤i bir sözünebaflvuraca¤›z. fiöyle diyor:

“Devlet, s›n›f karfl›tl›klar›n› fren-lemek ihtiyac›ndan do¤du¤una, ama

ayn› zamanda, bu s›n›flar›n çat›flma-s› ortas›nda do¤du¤una göre, kuralolarak en güçlü s›n›f›n, ekonomik

bak›mdan egemen olan ve bunun

sayesinde, siyasi bak›mdan da ege-

men s›n›f durumuna gelen böyleceezilen s›n›f› boyunduruk alt›nda tut-mak ve sömürmek için yeni araçlarkazanan s›n›f›n devletidir.” (AileninÖzel Mülkiyetin ve Devletin Köke-ni, Sol Yay›nlar›, sf.237-238)

Ülkemizde ekonomik bak›mdanegemen olan ve bu sayede siyasi ba-k›mdan da egemen s›n›f durumunagelen kimdir: Oligarfli. Demek ki ül-kemizdeki devlet oligarflinin (yaniiflbirlikçi tekelci burjuvazi, topraka¤alar› ve tefeci-tüccarlar ittifak›n›n)halk üzerindeki bask› arac›d›r.

Burada ayd›nlar›n, reformist ke-simin mesela Susurluk dönemindekiyan›lg›s›na dikkat çekebiliriz. Hat›r-lanaca¤› gibi, Susurluk’a karfl› mü-cadelenin öne ç›kt›¤› günlerde, kimi-leri TÜS‹AD’›n, tekelci burjuvazi-nin medyas›n›n “temiz toplum” söy-lemlerinden hareketle onlar› da Su-surluk’a karfl› mücadelenin ittifakla-r›ndan biri olarak gören politikalarüretmifllerdi.

Sen TÜS‹AD’› Susurluk’a karfl›mücadele edebilecek bir güç olarakgördü¤ün noktada, sular seller gibiMarksist-Leninist devlet teorisinibilsen de bir fley ifade etmez.

Susurluk, üç befl çete de¤ildi el-bette. Ordunun, polisin, MGK’n›niçinde oldu¤u bir yap› ve oligarfliad›na bunlar›n uygulad›¤› infazlar,katliamlar, kaybetmeler, provokas-yonlar, komplolar demekti. SankiTÜS‹AD infazlar, katliamlar politi-kas›n›n tümüyle d›fl›ndaym›fl gibi,Susurluk pisli¤ini onlarla temizle-meyi düflünmek, devlet konusundakivahim bir yan›lg› veya sapmayd›.

Devletin kimin devleti oldu¤u,niteli¤i do¤ru tespit edildi¤inde,bundan “Susurluk pisli¤ini devrim

temizler” sonucu ç›kar; ama devletido¤ru çözümleyememiflseniz, bukontrgerilla politikalar›n› iflbirlikçitekelci burjuvazinin, hatta devletind›fl›nda, “devletin içine yuvalanm›fl”ama devletin kendisi olmayan baz›güçlerin uygulad›¤›n› düflünürseniz,

32

3 Temmuz 2005 / 07

“Bar›fl istemeyen ayd›n olur

mu”ymufl? Olur tabii, niye olmas›n!mutlak bir bar›fl savunuculu¤u diyebir fley yoktur. O savafl›n, bar›fl›nhangi koflullarda, hangi niteliktegündeme geldi¤ine, halk›n mücade-lesinin yarar›na m›, zarar›na m› ola-ca¤›na ba¤l›d›r.

Page 33: YÜRÜYÜŞ - 7

o zaman “Çiller-A¤ar-Bucak yarg›-lans›n” dersiniz.

TÜS‹AD’›n, Genelkurmay’›nKürt sorununu çözmek istedi¤ini ile-ri sürmek de ayn› yanl›fl, çarp›k dev-let anlay›fl›n›n sonucudur.

Bu bak›fl aç›s›n›n uç noktas›ndakibir ifadesine de Abdullah Öcalan’›nteorilerinde tan›k olduk. Hat›rlana-ca¤› gibi, Öcalan da “mücadele ke-sinlikle devleti hedeflememeli” di-yordu... Devlet, yani bugünkü dev-let, yerinde, oldu¤u gibi duracak, sizonun varl›¤› koflullar›nda demokra-tik konfederalizmi kuracak, demok-rasiyi iflleteceksiniz... Bu, devleti s›-n›larüstü gören-göstermeye çal›flanburjuva ideolojisinin bile uç noktas›-d›r. Burjuvazi bile kolay kolay dev-lete bu kadar “s›n›flarüstü” bir an-lam yüklemez.

Oysa, demokrasiden (tabii halkiçin demokrasiden), sosyalizmdensözediyorsan›z, “devrimin bafll›cagörevi, burjuva devlet mekaniz-mas›n› y›kmakt›r.” Marks da, En-gels de, Lenin de döne döne bunuvurgularlar.

Küçük-burjuva ayd›nlar›n, refor-mizmin dönüp dolafl›p düzeniçileflti-¤i nokta iflte buras›d›r. Bu devlet,yerle yeksan olmal›d›r diyemedi¤i,bunu demeyi göze alamad›¤› içindevletle uzlaflmay› tercih etmektedir.Devletle uzlaflma politikas›, dü-zeniçi statükolarla birleflince, bir sü-re sonra “devlet a¤z›yla” konuflma-lar› hiç de flafl›rt›c› olmamaktad›r.

Erdo¤an: ‹zninizle burada birek yapaca¤›m. Geçen haftaki sohbe-timizde vurguland›¤› gibi, “PKK’yekoflulsuz silah b›rakma” ça¤r›s› ya-pan ayd›nlar bildirisi, ÖDP’lilerinça¤r›lar› soruna devlet cephesinden,oligarflinin cephesinden bak›fl›n te-zahürüdür. Burada siyasi olarak hal-k›n mücadelesinin meflrulu¤ununreddedilmesi, fliddet kullanma hak-k›n›n sadece egemen s›n›f devletinetan›nmas› sözkonusudur. Hal böy-leyken, bildiriye iliflkin s›k s›k “ay-d›nlar›n iyi niyetinden kuflkumuzyok” gibi sözler söyleniyor. Tek tekkonufluldu¤unda gençlerimizin öl-mesinden duyduklar› rahats›zl›¤› vs.

dile getireceklerdir. F tipleri mesele-sinde “oda”lar› savunurken de “iyiniyet”liydiler, tutsaklar›n “birey”olarak rahat›n› düflünüyorlard›, hattao kadar ki “devlete de örgüte de kar-fl›y›m” diyen herhangi bir ayd›n›nbile, tutsaklar› çok sevdi¤ini, onlar›düflündü¤ü için böyle dedi¤ini ifadeetti¤ine tan›k olmufluzdur. Kuflkusuzbu “niyet”ler gerçek olabilir. Amabu onlar›n bu söylem ve politikalar-la üstlendikleri olumsuz misyonude¤ifltirmiyor. Sözkonusu ayd›n bil-dirisinde dile gelen reformistÖDP’nin tasfiyecilik politikas›d›r ves›n›flar mücadelesinde de niyetlerde¤il, politika konuflur.

Silahl› mücadele karfl›s›nda “ba-r›fl”› savunman›n da hep “iyi niyetli”gerekçeleri vard›r; ayn› zora dayal›devrim yolu yerine bar›flç›l yolu sa-vunanlar›n gerekçeleri gibi. Ve bak›nEngels, Almanya’da “sosyalizmedo¤ru bar›flç› bir evrim”i savunanla-r›n niyetine dair ne söylüyor:

"Geçici günlük ç›karlar karfl›s›n-da büyük temel düflüncelerin bu unu-tuluflu, bu geçici baflar›lar peflindekoflma ve daha sonraki sonuçlar›n›hesaba katmadan geçici baflar›laryöresinde giriflilen bu savafl›m, hare-ketin yar›n›n›n bugüne feda edilerekbu yüzüstü b›rak›l›fl›, bütün bunlar›nbelki namuslu dürtüleri vard›r. Amabütün bunlar oportünizmdir ve opor-

tünizm olarak kal›r. Oysa, 'namuslu'oportünizm, belki de bütün oportü-nizmlerin en tehlikelisidir...” (Akta-ran Lenin, Devlet ve ‹htilal, sf. 81)

Tek bafl›na “silahlar sussun!”,“gençlerimiz ölmesin” söylemleri,zulüm düzenine karfl› bir politik ta-v›r de¤il, yaflananlara burjuva hüma-nizmin söylemleriyle yaklaflmakt›r.Ve oligarflinin devletiyle yurtsever,devrimci halk aras›ndaki çat›flmadataraf olmayanlar›n bu tür sözlerininsiyasi olarak da, ahlaki olarak dak›ymeti yoktur; siyasi olarak olma-d›¤› gibi, ahlaki aç›dan da yoktur;çünkü asl›nda bu noktada ahlaki, na-muslu olan tav›r, zulmedenin, sömü-renin, ölümlere sebep olan›n yakas›-na yap›flmakt›r. Onun yakas›na ya-p›flmak yerine, zulme karfl› dövüfle-ne “dövüflmeyi b›rak” diyorsan›z,

bunun anlam›, sömürü ve zulüm dü-zenine teslim olun demektir.

Kim ki bugün “koflulsuz silah b›-rakma” ça¤r›s› yap›yorsa, oligarflikdevleti güçlendirecek bir tav›r al›yordemektir. Ve kim ki bugün, halk›ntüm mücadele biçimlerini kullanarakoligarflik devleti yokma mücadelesi-ne karfl› ç›k›p, “parlamenter” müca-deleyi, AB üyeli¤ini ç›kar yol olarakgösteriyorsa, o Engels’in deyimiyleoportünisttir, hem de tehlikeli biroportünist.

Özlem: Fakat flunu da belirt-mek gerekir; silahl› mücadele strate-jisine karfl› olarak bugün legal parti-cili¤i parlamenter yolu savunanlar,ülkemizdeki devletin biçimi konu-sunda da zaten farkl› bir fley söylü-yorlar. Bizim faflizm dedi¤imiz yö-netim biçimine onlar, “eksik gedikde olsa” demokrasi diyorlar. Yani so-run yine geliyor, devletin nas›l tahliledildi¤ine dayan›yor.

Ayd›nlar›n ve kendilerini “özgür-lükçü sol” diye tan›mlayan refor-mistlerin devlet kavray›fl›ndaki çar-p›kl›¤›n bir di¤er göstergesi, sosya-lizm ve burjuva demokrasisi ve hat-ta bizim gibi ülkelerdeki sömürge ti-pi faflizm aras›nda yapt›klar› yanl›flk›yaslard›r.

Oligarfli, do¤al olarak gerçek yü-zünü gizlemek için ülkemizin de-mokrasiyle yönetildi¤ini iddia edi-yor. Bunun kan›tlar› olarak neyi gös-teriyor peki? Oligarflinin sözcülerinegöre, birden fazla partinin olmas›,genel oy hakk› ve periyodik aral›k-larla seçimlerin yap›lmas›, parla-mentonun varl›¤›, “parlamenter de-mokratik rejim”in varl›¤› için yeterlikan›tt›r.

Burjuvazi, demokrasiyi biçimselkurumlarla tan›ml›yor ve bu tan›mküçük burjuva ayd›nlarda, reformistsolda bile öyle bir kabul görüyor ki,

33

3 Temmuz 2005 / 07

evlet, yani bugünkü devlet, yerinde,oldu¤u gibi duracak, siz onun varl›¤›koflullar›nda demokrasiyi kuracaks›-n›z... Oysa, demokrasiden, sosya-lizmden sözediyorsan›z, “devriminbafll›ca görevi, burjuva devlet meka-nizmas›n› y›kmakt›r.”

D

Page 34: YÜRÜYÜŞ - 7

birden fazla partinin olmad›¤› sosya-list ülkeler “totaliter rejim”ler ola-rak tan›mlanmaya bafllan›yor. Bu an-lay›fl s›n›fsal ve tarihsel kavray›fltanyoksundur. Biçimsel kurumlara ba-karak sosyalist ülkeleri “totaliter”ilan edip, yine biçimsel kurumlarabakarak ülkemizde demokrasinin ol-du¤unu söyleyen solcular, asl›ndaoligarflinin halk› aldatmak için söy-lediklerini tekrar etmifl oluyorlar.Marksist-Leninist teoriden, tarihtenhaberdar ayd›nlar, reformistler, birkere düzeniçileflince bak›n nas›l oli-garflinin s›radan demagojilerinin esi-ri olabiliyorlar.

Demokrasinin ve bir düzenin de-mokratikli¤inin kriterleri, birden çokpartinin varl›¤› veya belli periyod-larla seçim yap›lmas› gibi biçimselözelliklerle aç›klanamaz. Demokra-sinin varl›¤› yoklu¤u, halk kitleleri-nin, kendi öz örgütleriyle iktidarado¤rudan kat›l›m›yla, politikalar›noluflturulmas› ve prati¤e geçirilme-sinde söz ve karar sahibi olmalar›y-la, seçme ve seçilme hakk› ve gerek-ti¤inde seçti¤ini görevden alma hak-k›n›n varl›¤›yla, gerçek bir örgütlen-me özgürlü¤üyle, politikan›n “para-ya” dayanmamas›yla vb. ölçülür.Kim kalk›p da bunlar›n ülkemizdeoldu¤unu iddia edebilir?

Partilerin, seçimlerin, parlamen-tonun ülkemizde nas›l, hangi koflul-larda varoldu¤unu önceki sohbetleri-mizde konufltu¤umuz için bunlaratekrar girmiyorum. Ama bu gerçek-lere ra¤men ülkemizde demokrasi-nin oldu¤unu iddia edenler veya oli-garflik iktidar sürmesine ra¤menAB’ye girip demokrasinin gelece¤i-ni iddia edenler, ayn› emperyalizmve oligarfli gibi faflizmi gizlemifl olu-yorlar.

Mazlum: Faflizmi gizlemek...Evet, bu do¤ru bir tan›m; biraz önce

Engels’ten yapt›¤›m al›nt›n›n birazüstündeki paragraf tam da senin de-di¤ini anlat›yor; araya girip onuokuyay›m:

Engels’in sosyal-demokrasininözellikle devlet örgütüyle ilgili so-runlardaki oportünist tutumunu elefl-tirmek için yazd›¤› Erfurt ProgramTasar›s›’n›n Elefltirisinde flöyle denir:

"... hükümetin gücünün hemenher fleye yetti¤i, Reichstag ve bütünöteki temsili kurumlar›n gerçek birgüçleri olmad›¤› Almanya'da, böylefleyler (bar›flç› yol) ilan etmek ve üs-telik bunu bir zorunluluk da olma-dan yapmak mutlakiyetin [ap›fl ara-s›ndaki -ç.] asma yapra¤›n› kald›r-mak ve onun ç›plakl›¤›n› kendi vücu-duyla örtmek demektir..." (Devlet ve‹htilal, sf. 81)

Özlem: Ben de esas olarak söy-leyeceklerimi bitirmifltim. K›sacaözetlersem, Marksist-Leninist teori-den, hangi gerekçeyle, hangi etken-ler alt›nda uzaklaflm›fl olurlarsa ol-sunlar, uzaklaflt›kça, elbette devletkonusuna da, baflka konulara da bur-juvazinin gözüyle, ideolojisiyle, kül-türüyle bakmaya bafllayacaklar. Kü-çük-burjuvazi, kendisinin bütünlük-lü, tutarl› bir ideolojisi olmad›¤› için,döneme göre ideolojik, politik g›da-s›n› ya proletaryadan ya burjuvazi-den al›rm›fl. Oligarflinin zulmünü ar-t›rd›¤› 1980’lerden, emperyalizmin“dünyan›n tek hakimi” görünmeyebafllad›¤› 1990’lardan itibaren esasolarak burjuvaziden besleniyor.1990’lar›n bafllar›nda infazlar karfl›-s›ndaki tavr›n›, F tipleri karfl›s›ndaAB paralelindeki tavr›, silahl› müca-dele karfl›s›ndaki “koflulsuz silah b›-rakma” ça¤r›lar›n› da bu çerçevedede¤erlendirmek gerekir san›r›m.

Kemal: Konumuzu art›k topar-layal›m. Ayd›n konusu da, devlet ko-nusu da bafll› bafl›na konuflulacakbirçok yönü olan konular. ‹kisini bir-lefltirince, kuflkusuz de¤inileceknoktalar daha da ço¤al›yor. Amahepsini bir-iki say›l›k sohbete s›¤d›r-mam›z mümkün de¤il.

Sohbetimizin buraya kadarki bö-lümünde a盤a ç›kan flu: Küçük-bur-juva ayd›nlar ve reformizm, devleti

tan›m›yorlar veya yanl›fl tan›ml›yor-lar; birçok yanl›fl politika ve anlay›-fl›n kayna¤›nda da bu var.

Devletin niteli¤ini elbette sosyo-ekonomik yap›n›n tahlilinden ç›kar›-r›z esas olarak; ama devlet ayn› za-manda yaflan›larak da tan›n›r. Oli-garflik devlet, halka karfl› bir bask›ve tahakküm arac› oldu¤u gibi, ay-d›nlar üzerinde de bir bask› ve ta-hakküm arac›d›r. Ayd›nlar da, refor-mistler de yaflad›klar›ndan bilirlerbunu. Mersin’deki bayrak provokas-yonunun bafllang›c›nda hat›rlayaca-¤›n›z gibi, Genelkurmay Baflkan›sald›r›n›n iflaretini “sözde vatandafl-lar” sözüyle vermiflti. 1998 y›l›n›nGenelkurmay Baflkan› Hüseyin K›v-r›ko¤lu da Cumhuriyet'in 75. Y›l›nedeniyle yay›nlanan mesaj›nda"sözde ayd›nlara dikkat" diyordu.Tüm tutars›zl›klar›na, yetersizlikle-rine ra¤men, ayd›nlar bu ülkede azbask›ya, zulme maruz kalmad›lar.Ama iflte ayn› ayd›nlar, mesela “de-mokratikleflme” flovlar› eflli¤inde“düflünce suçu”ndan hapis yat›r›lanbir ayd›n›n sal›verilmesiyle ya dayarg›land›¤› davadan beraat ettiril-mesiyle veya düzenin flu veya bu ke-siminden itibar gösterilmesiyle, tümo yaflad›klar›n› unutuveriyorlar. Ve-ya reformizmin yapt›¤› gibi düzeniçinde tutunmak için bunlar› unut-mak, görmezden gelmek ifllerine ge-liyor. Subjektif tercihlerle üretilenher teori ve politika, nesnel gerçe¤eçarpar. Nesnel gerçek onlar›, oligar-flik devlet ve halk aras›nda tercihezorluyor. Ayd›nlar ve reformizm,140 imzal› ça¤r›da oldu¤u gibi,halktan yana gözükerek, ama oli-garflik devletin gözünden bakarakdaha fazla idare edemeyeceklerdir.Tercih yapacaklar. Bizim ideolojikmücadelemiz, hem “sol” ad›na gün-deme getirilen bu politika ve tav›rla-r›n düzen cephesine ait oldu¤unugöstermek, hem de bu kesimleri ter-cih noktas›nda tercihlerini halktanyana kullanmaya ça¤›rmakt›r. fiimdiyapt›¤›m›z da budur. Yürüyüfl okur-lar›, kendilerini e¤iterek, geliflmelerido¤ru kavrayarak bu ideolojik mü-cadelenin sürdürücüsü olacaklard›r.Gelecek say›ya kadar okurlar›m›zahoflçakal›n diyoruz.

34

3 Temmuz 2005 / 07

yd›nlar ve reformizm, 140 imzal› ça¤r›-da oldu¤u gibi, halktan yana gözükerek,ama oligarflik devletin gözünden baka-rak daha fazla idare edemeyeceklerdir.Tercih yapacaklar.

A

Page 35: YÜRÜYÜŞ - 7

Devrimciler, s›n›flar mevzilen-mesinde halk›n saflar›nda yeralanveya alabilecek kesimleri ittifak çiz-gisinde tutabilmek için, çeflitli tak-tik, politik esneklikler gösterebilir-ler. Eylem biçimlerinde, flu veya bukonudaki taleplerin formülasyonun-da, birlik modellerinde en genifl ke-simleri içine katabilecek biçimlergelifltirirler. Ancak hiçbir biçimdeideolojik bir “esneklik” göstermez-ler. Tersine, flu veya bu konuda ey-lem birli¤i yaparken dahi, o kesim-lerle ideolojik mücadele sürdürmek-ten geri kalmazlar. E¤er taktik ad›-na, ittifak ad›na ideolojik bir savrul-ma sözkonusuysa, orada art›k bir es-neklikten de¤il, oportünizmden,pragmatizmden, tutars›zl›ktan söze-dilmelidir.

Önce 140 ayd›n, ard›ndan “Kürtayd›nlar›” imzas›yla yay›nlanan“koflulsuz silah b›rakma” ça¤r›lar›karfl›s›ndaki tutum bu tür bir oportü-nizmin, pragmatizmin yeni bir örne-¤i olmufltur. Ayd›nlar ve reformizmkarfl›s›ndaki bu ilkesiz, pragmatiktavr›n örneklerinden birini F tiplerikonusunda görmüfltük. Reformizmi,ayd›nlar› “çekebilmek” için, onlar›nF tipleri ve ölüm orucu konusundakiburjuva düflüncelerine, devrimcileretraf›ndaki kuflatmay› kal›nlaflt›rantav›rlar›na karfl› sessiz kal›nm›fl, hat-ta bu noktada ideolojik mücadelesürdüren devrimciler “sekterlikle”suçlanm›flt›.

Bu pragmatizm, flimdi de oligar-flinin politikalar›na paralel yap›lanbu “ayd›nlar ça¤r›s›”nda “olumlu-luklar” bulmaktad›r. Bu aç›klama-larda bir olumluluk aramak bofluna-d›r. Bu aç›klamalarda istenen en ge-ri haliyle bile “bar›fl” da de¤ildir,teslimiyettir. Bu özü görmemek, si-yasi körlüktür. ‹mzac›lar›n bir k›s-m›, zaten bunu aç›kça ifade etmek-tedir; silahlar›n topra¤a gömülmesi-ni, art›k bu devrin bitti¤ini, “devle-tin pazarl›k etmeyece¤ini”, “koflul”öne sürülemeyece¤ini vs. vs. yaz›pdurmaktad›rlar. ‹kincisi, burjuvazi

bu özü hemen görmüfl ve buna uy-gun cevaplar vermifltir. Ayd›nlar›nmesela “operasyonlar›n durdurul-mas›n›” istememeleri, bir hata, ek-siklik de¤il, bildiriye yön veren ide-olojik tutumun sonucudur. Her fleybu kadar aç›kken, hala bunda“olumluluk” görülürse, hala “bu türçabalar gelifltirilmelidir” denilirse,orada sözkonusu ideolojik sapma-ya ortak olunuyor demektir.

Teslimiyet ça¤r›s› ve Kürt milliyetçili¤i;Kürt milliyetçili¤inin bu ça¤r›lar

karfl›s›ndaki tavr›, tipik bir “burjuvataktik” tav›rd›r. Bir yandan bu ça¤r›-y› elefltiren aç›klamalar, yaz›lar ya-y›nlan›yor, bir yandan da olumlu bu-lan aç›klamalar.

Elefltiren aç›klamalarda ayd›nlar“Türk devletini kollayan bir tutumiçine girmek”le, “devlet cephesin-den ça¤r› yapmak”la suçlan›yor.

Kürt milliyetçi bas›nda birbiriyleçeliflen yaz›lar›n birçok örne¤i yera-l›yor. Biz sadece PKK yöneticilerin-den ikisinin sözlerini aktaraca¤›z.

Mustafa Karasu flöyle diyor: “‹s-ter silahl›, ister baflka türlü mücade-le verin, bin y›l geçse de Kürt inkar-c›l›¤›ndan vazgeçmeyiz anlay›fl› in-

karc› rejim sahiplerine aittir. Ay-d›nlar›n koflulsuz silahlar sussundemesi de buna benziyor. ‘Siz birfley isteyemezsiniz, yapaca¤›n›z tek

fley teslim olmakt›r’ deniliyor.”

Karasu’nun buradaki tespitlerido¤rudur. Ancak ayn› günkü gazete-de Murat Karay›lan da flöyle diyor:“Her ne kadar geç ve yetersiz olsada iyi niyeti içeren iyi bir giriflim.Bar›fla dönük her fley iyidir. Biz ay-d›n çevrelerinin giriflimlerini bofladüflürmemeye çal›fl›yoruz ve bunuyak›n bir süreçte de¤erlendirmeye

alaca¤›z. Biz bu tür bar›fl hareket-

lerinin daha da gelifltirilmesini

öneriyoruz.” (28 Haziran, ÜlkedeGündem)

fiimdi hangisi do¤ru? Hangisi

PKK’nin görüflü?.. Klasik bir prag-matizm. Ama çok da kaba.

Kürt milliyetçili¤i, ayd›nlar›n buteslimiyet ça¤r›s›na zemini kendipolitikalar›yla haz›rlam›flt›r. “Zorun

ömrü dolmufltur”, “fliddetle sonuç

al›namaz”, “devlete güven vermek

laz›m” politikalar› kendisine dön-müfltür. Baflka bir deyiflle, silahl›halk güçlerinin varolufl nedenleriniteorik olarak mahkum edenPKK’nin kendisidir. PKK’nin izle-di¤i politikalar›n onu sonuçta “ken-dini la¤vetme” açmaz›na sokaca¤›devrimciler taraf›ndan defalarca dilegetirilmifltir. PKK bu açmazdan ç›k-mad›kça, fliddeti mahkum edip bur-juva demokrasisini yücelten, emper-yalizmin dünya düzenine uymay›öneren teorilerini mahkum etmedik-çe, ayd›nlar›n aç›klamas›na ideolo-jik olarak bir fley diyemez. Bugünde esas olarak bir fley diyemez duru-mundad›r.

Teslimiyet ça¤r›s› ve ÖDP-Bir Gün reformizmiAyd›nlar›n aç›klamas›nda “olum-

luluk” bulanlar içinde net olan sade-ce ÖDP’dir. ÖDP’nin olumlulukbulmas›nda flafl›lacak bir fley yoktur;çünkü bildiri zaten kendi organizas-yonudur. ‹kincisi, ÖDP tasfiyecili-¤in “koçbafl›” olmaya soyunmufl,sola sald›r›da pervas›zlaflm›fl bir tab-lo sergilemektedir.

ÖDP, F tipleri sürecinde de netolarak gösterdi¤i Avrupa emperya-lizmine ve AB sürecine yedeklene-rek devrimcilerin tasfiye edilmesipolitikas›na angaje olmaya devametmektedir. Teslimiyet ça¤r›s›n›n al-t›nda ÖDP’nin eski ve yeni genelbaflkanlar›n›n imzas›n›n varl›¤›, za-ten ça¤r›n›n ÖDP taraf›ndan siyasiolarak sahiplenildi¤inin ifadesidir.

O¤uzhan Müftüo¤lu’na göre, ya-y›nlanan bildiri, “son dönemlerdeyaflad›¤›m›z az say›daki sevindiricigeliflmelerden biri olmufl." (26 Hazi-ran, Bir Gün) Saruhan Oluç ise, flöy-le yazd› 24 Haziran tarihli Bir

35

3 Temmuz 2005 / 07

‹deolojiyi pragmatizme kurbanedenler, kendi altlar›n› oyuyorlar!

halk›nCephesi

Page 36: YÜRÜYÜŞ - 7

Gün’de:

“Art›k silahl› mücadele ile elde

edilecek bir fley yok... Ya o kulvar,ya bu kulvar. Ön koflul, arka koflullaolmuyor. Art›k silahlar› topra¤a

gömme zaman›d›r.”

Ve ilginçtir, Oluç’un bu yaz›s›n›nertesinde Milliyet’ten Hasan Cemalde aynen flöyle yaz›yordu: “PKK vesilah ile bir yere gidilemeyece¤ini...

PKK kay›ts›z flarts›z silah b›raka-cak, silah› topra¤a gömecekti.” (30Haziran Milliyet)

Kelimesi kelimesine ayn›. Ya-zanlardan biri “sosyalist” SaruhanOluç, öteki “dönek” Hasan Cemal...Yazanlardan biri ÖDP’li, öteki, Do-¤an Holding’in adam›... Burjuvaziy-le ayn› politikay› savunman›n, ayn›düflünmenin bundan daha aç›k birifadesi nas›l olsun?

Ancak ÖDP ve çevresi, bu ça¤r›-y› yapmakla yetinmemektedir. BirGün yazarlar› arac›l›¤›yla “silah b›-rakt›rma” kampanyas› sürdürülmek-tedir adeta. Dahas›, Bir Gün yazarla-r›n›n yaz›lar›, art›k herhangi bir po-litikay›, takti¤i savunmaktan ç›km›fl,halk›n mücadelesine, flehitlerinesayg›s›zl›k boyutlar›na ulaflm›flt›r.Art›k flehitler onlar›n sat›rlar›nda“keklik gibi avlananlar”d›r. Politi-kas›, stratejisi bizim onaylamad›¤›-m›z bir çizgide de olsa, ülkesi, halk›için savaflanlar›n da¤larda, sokaklar-da öldürülmesinden bir katliamc›n›npervas›zl›¤›yla “keklik gibi avlan-mak” diye sözeden kültürün soldayeri yoktur.

Kimileri kalk›p, devrimcilere,halk›n mücadelesine küfrün bafl›n›çeken R›dvan Akar, Muhsin K›z›l-kaya gibilerine iliflkin, “Bir Gün’ünyazarlar› kendini ba¤lar”, “bunlarÖDP’yi ba¤lamaz” vs. diyebilir. Budeyifllerin önemi yoktur. Bunlar ne-den hep Bir Gün’de toplanm›fl? BirGün nas›l halk›n de¤erlerine karfl›her türlü sayg›s›zl›¤›n yap›labildi¤ibir kürsü oluyor? Soru budur.

S›n›flar mücadelesi, ideolojilerle sürdürülürE¤er bir politika, aç›klama, hal-

k›n mücadelesinin, direnme hakk›-n›n meflrulu¤unu tart›fl›l›r hale geti-riyor veya o meflrulu¤u art›k burju-vazinin gözünden tan›ml›yorsa, opolitika, ideolojik olarak köktenreddedilir. ‹deolojiyi takti¤e kurbanetti¤inizde, onu sadece biçimsel ek-sileri ve art›lar›yla de¤erlendirirsi-niz. Mesela, EMEP ve SDP, ayd›nla-r›n teslimiyet ça¤r›s›na daha eleflti-rel yaklaflmakla birlikte, en baflta sö-zünü etti¤imiz gibi illa bir “olumlu-luk” bulma pragmatizmi, bu kesim-de de görülüyor.

Evrensel’de “bu giriflimi kitleselbar›fl hareketine çevirmek laz›m...”(Ender ‹mrek, 25 Haziran) diye ya-z›l›rken, bir olumluluk bulma çaba-s›, onlar› “Kürt sorununu gözdenkaç›r›yor... ama yine de olumlu...”(Çetin Diyar) fleklinde mant›ks›z bircümle kurmaya kadar götürüyor.Bir tav›r, zaten ç›k›fl noktas› olanKürt sorununu gözden kaç›r›yorsa,geriye ne kal›yor o bildiriden?

Ayn› flekilde SDP’den MustafaKahya, bildiriyi elefltirirken biryandan da “böylesi bir süreçte, 150ayd›n›n imzalar›yla yap›lan ça¤r›ve bu ça¤r›daki talepler, sessizlikkumkumas› içinde bir ses olmufl-tur... bu talep, bütün zay›fl›klar›nakarfl›n böylesi bir ortamda bir an-lam ifade eder” diye de¤erlendire-biliyor (Ülkede Özgür Gündem, 24Haziran) .

Çünkü ayd›nlar bildirisine elefl-tirileri esas olarak ideolojik de¤il-dir, o bildirinin temelindeki “bar›fl”politikas›na da bir itirazlar› yoktur;mesela “operasyonlar durdurulsun”talebi eklense, elefltirileri ortadankalkacakt›r.

Bu ise asl›nda ideolojik olarakkendi alt›n› oymakt›r. Kahya’n›nyaz›s› elbette daha bafll›¤›ndan buideolojik savrulmay› ele veriyor:“Savafla Karfl› Bar›fl”.

Ayd›nlar›n aç›klamalar›nda ide-olojik, politik hiçbir olumlulukyoktur. Ayd›nlar bir tek fleye “olum-lu” olarak hizmet ettiler; bar›fl deni-len fleyin Kürt milliyetçili¤inde kul-lan›lan anlam›yla eninde sonundateslimiyet anlam›na geldi¤ini ortayakoydular.

EMEP, SDP, e¤er sosyalist ol-makta ve sosyalist kalmakta ›srarl›olacaklarsa, bu oportünist tutumlar›terketmek, kimlerle “blok” olacak-lar›n› gözden geçirmek durumunda-d›rlar. “Olumlu ama...” türü cümle-lerin ömrü biraz daha sürdürülebilirbelki; fakat “ama”larla ideolojiksavrulman›n önüne geçilemez.

AB’cilik konusunda da “eleflti-rel”dirler örne¤in; ama bu pratiktene ifade ediyor; EMEP’in,SDP’nin, AB’ci DEHAP veÖDP’yle oluflturduklar› blok ve or-tak/benzer politikalar› bu “elefltirel-li¤i” hükümsüzlefltirmektedir.PKK’nin “bar›fl” politikas›na ye-deklenmifl bir çizgide, ideolojiksavrulma kaç›n›lmazd›r. Bu kesim-lerin ayd›nlar›n halk›n mücadelesi-nin meflrulu¤unu reddeden, fliddetisadece devletin hakk› olarak görença¤r›s›na tek bir ideolojik elefltiriyapmam›fl olmalar› da zaten bu sav-rulman›n sonucu de¤il midir?

ÖDP art›k bu noktada oldukçamesafe katetmifltir; O¤uzhan Müf-tüo¤lu, yukar›da al›nt› yapt›¤›m›zyaz›s›nda ayd›nlar›n ça¤r›s›n› se-vindirici bulup PKK’nin “koflulsuzsilah b›rakmas›” ça¤r›s›n› destekler-ken “geçmifli, nedenlerini, kiminhakl› kimin haks›z oldu¤unu flimdibir yana b›rakmak gerekiyor” diyeyazabiliyor. Unutal›m gitsin; halk›nsavafl›n›n tarihsel, sosyal, siyasalobjektif nedenlerini yoksayal›m...Bu ne Marksist-Leninist bir yakla-fl›md›r, ne de demokrat! “Silahlarsussun” da nas›l, hangi koflulda su-sarsa sussun diyen s›radan küçük-burjuva bir görüfltür... Buraya nas›lgelindi¤i iyi incelenmelidir.ÖDP’nin seyri, reformizm için is-tisna de¤il, karakteristiktir.

Düzeniçi, icazetçi, reformist po-litikalar, ideolojisizlefltirir.ÖDP’nin“ayn› mahalleden de¤iliz” tavr›,flimdi “öteki mahalledeki” devrim-cilere, yurtseverlere hakaret boyu-tuna varm›fl, oligarfliyle ayn› cephe-den onlar›n tasfiyesine soyunul-mufltur. Ayd›nlar “devlete de örgütede karfl›y›z”› örgütü teslimiyete ça-¤›rmaya vard›rm›flt›r. O zaman aç›kki herkes düzeniçi, reformist politi-ka ve taktiklerini ve ittifaklar›n›gözden geçirmek durumundad›r.

36

3 Temmuz 2005 / 07

Page 37: YÜRÜYÜŞ - 7

37

3 Temmuz 2005 / 07

Geçti¤imiz günlerde yap›lanYÖK Genel Kurulu sonras›nda yi-ne bildik bir tabloyla karfl›lafl›ld›.Al›nan kararlar, YÖK ile hükümetaras›ndaki çeliflkilerin tart›flmalaradönüflmesine neden oldu.

Tahmin edilebilece¤i gibi YÖKGenel Kurulu’nda, e¤itim sistemin-deki çarp›kl›klar yerine, ÖSS'dekikatsay›, müfredat tart›flmalar› ya-p›ld›. Ç›kan sonuçlar yine ö¤renci-leri “memnun eden” sonuçlar ol-mad›. Katsay› üzerine ç›kan karar-da, kendi alan›nda tercih yapanlar›n0,8 ile, di¤er alanlar› seçenlerin 0,3ile çarp›laca¤› aç›kland›. Yani fluanda uygulanan sistemde yap›lanhiçbir de¤ifliklik yok.

AKP iktidar›n›n riyakarl›¤›

Hüseyin Çelik ve Tayyip Erdo-¤an bu karar üzerine “aya¤a kalkt›-lar”. Al›nan bu karar›n “Meslek li-selerine karfl› adaletsizce bir uy-gulama oldu¤unu” aç›klad›lar.Meslek liselerine iliflkin düzenle-menin yap›ld›¤› takdirde tart›flma-lar›n olmayaca¤›n› aç›klad›lar.

Riyakarl›¤a bak›n!

Bir yandan üniversitelerde faflistsald›r›lar›n artt›¤› ve sald›r›lar so-nucunda birçok ö¤rencinin ö¤re-nim hakk›ndan mahrum kald›¤› vema¤dur durumda olan ö¤rencilerinsoruflturmalar ve cezalar ile okulla-r›ndan at›ld›¤› bir süreç yafl›yoruz.

Ama bunlar Erdo¤an ve Teziç'iilgilendirmiyor. Onlar sadece kat-say› ile ilgilenirler. Çünkü “katsa-y›” tart›flmas›, koltuk tart›flmas›d›r.YÖK için sahte “laik” cephe ad›namevziyi koruma sorunu vard›r.AKP iktidar› içinse, yaklaflan seçi-me dönük yat›r›m sorunu vard›r.Meslek liseleri dedi¤i, gerçekte‹mam Hatipler sorunudur, normalmeslek okullar› sadece maskeleme-dir. Taban›na verdi¤i sözleri tuta-maman›n açmaz›n› yaflayan iktidar,bu alanda yapaca¤› göstermelikhamleleri oya dönüfltürmek iste-

mektedir.

Faflist sald›r›lar, okullar›ndanat›lan ö¤renciler onlar› ilgilendir-mez. Üniversitelerde ve ülke gene-linde yaflanan bu sald›r›lar›n baflsorumlular› kendileridirler. Dev-rimci-demokrat ö¤rencileri, halk›susturmak, sindirmek için faflistsald›r› ve soruflturma terörüne bafl-vurmaktad›rlar.

Öbür yandan ‘Çan E¤risi’ Siste-mi ile ö¤rencilerin ma¤dur edildi¤ive ö¤rencilerin fahifl fiyatlarla ya-p›lan yaz okullar›na zorland›¤› birsistem mevcut. Ama bunlar da on-lar› ilgilendirmez. Yeter ki, cepleri-ne para girsin! Onlar sadece bunudüflünürler. Karfl› ç›kan, baflkald›-ranlar› da faflist sald›r›larla sindir-

meye çal›fl›rlar.

E¤itim sisteminde varolan; ez-berci e¤itimden, s›nav sistemlerine,bar›nmadan, paral› e¤itime kadarbirçok sorun varken, onlar ÖSSkatsay› uygulamas›n›, s›nav müfre-dat›n› tek sorun ve do¤al olarak dabunlar›n “çözülmesi” durumundaher fleyin güllük gülistanl›k oldu¤ubir hava yaratmak istemektedirler.

As›l tart›fl›lmas› gereken e¤itimsisteminin kendisidir. Bu e¤itiminkim için, neyi amaçlad›¤›d›r.

Bugün üniversitelerde verilene¤itim, tekellerin ç›karlar›na, kasa-lar›na hizmeti amaçlayan, ihtiyaç-lar› olan kalifiye eleman› yetifltir-meye yönelik bir e¤itimdir. Esasolarak tart›fl›lmas› gereken noktaburas›d›r. Ezberci, pratikten uzake¤itimle ö¤renciler kendi branflla-

r›nda çal›flamaz durumda mezunolmaktad›rlar. Çan E¤risi Sistemiile ö¤renciler aras›ndaki yard›mlafl-ma, dayan›flma duygular› köreltil-mekte, rekabet ortam› yarat›larakö¤renciler yaln›zlaflt›r›lmaktad›r.Üniversiteler F tipi hapishanelerhaline, ö¤renciler de tek tipleflmifl,düflünmeyen, sorgulamayan, üret-meyen robotlar haline getirilmeyeçal›fl›lmaktad›r.

Bunlara karfl› ç›kan, alternatiflerüreten, akademik-demokratik mü-cadele verenler de okuldan uzak-laflt›rmalar, at›lmalar gibi en a¤›rcezalarla, gözalt›lar ve tutuklama-larla sindirilmeye çal›fl›lmakta-d›r. Ki böyle bask›c›, faflist bir dü-zende, aksi bir durumun olmas› dü-flünülemezdi.

E¤itim sisteminin sorunlar› böy-le bir düzende çözülemez.

E¤itimin gerçekten bilimsel, de-mokratik olabilmesi, halk›n yarar›-na kullan›labilmesi, ancak sosyalistsistemle mümkündür. Sovyetlerdeyaflanan deneyim ve bugün özellik-le Küba'da yaflanan pratik, nedenmümkün oldu¤unun aç›k kan›tlar›-d›r. Üniversitelerin bilim üretenyerler haline dönüfltürülmesi veüretilen bilimin halk›n yarar›nakullan›lmas›, yüksek ö¤renimin te-mel yan›d›r. Ancak bugün kapita-lizmin ihtiyaçlar› esas oldu¤u için,bilim halklar›n de¤il tekellerin hiz-metine, dolay›s›yla kapitalist sö-mürünün hizmetine sunulmaktad›r.

Yani, e¤itim sisteminin de¤ifl-mesi, basit bir teknik sorun de¤il,ekonomik sistemin de¤iflmesindenba¤›ms›z düflünülemeyecek bir ol-gudur. Halktan yana bir sistemde,e¤itim de halktan yanad›r.

Böyle bir de¤iflim için de örgüt-lü mücadele flartt›r. YÖK’ü, iktida-r› ile egemenlerin engellemeye ça-l›flt›klar› da budur.

GENÇL‹K FEDERASYONU

gS ençlikte:özNe YÖK Ne De Hüseyin Çelik, E¤itim Sisteminin Sorunlar›n› Çözemez

As›l tart›fl›lmas› gereken,“katsay›” de¤il, sistemin

niteli¤idir; e¤itimin kim için,neyi amaçlad›¤›d›r. Ancakhalktan yana bir sistemdee¤itim de halktan yanad›r.

Page 38: YÜRÜYÜŞ - 7

Önce faflistlerin sald›rmas›, ar-d›ndan da okul idarelerinin sald›r›yau¤rayan ö¤rencilere soruflturma aç-malar›; hiç de¤iflmeyen ve pervas›z-ca süren bir senaryo. Polis ise bu se-naryonun tam ortas›nda “devlet’olarak yerine al›yor. Her faflist sal-d›r›da hemen yan›bafllar›nda onlar,faflistler gençlerimizi sindiremedi-¤inde panzerleri, coplar›, gözalt›lar›ile devreye giriyorlar, soruflturmalaronlar›n verdikleri listelerle aç›l›yor.

Polis Kameras›ndan Soruflturma Listesi

31 May›s günü Atatürk Üniver-sitesi Erzincan E¤itim Fakülte-si’ne çevre il ve ilçelerden toplananfaflistlerle, okulda bulunan faflistlerbiraraya gelerek polis gözetimindeö¤rencilere sald›rm›flt›. Sald›r›yakarfl› gençlik direnme hakk›n› kulla-

n›rken, bir ö¤renci de faflistler tara-f›ndan rehin al›narak, polisin gözle-ri önünde bir odada tutulmufltu.

E¤itim Fakültesi Dekanl›¤›, buaç›k terörle ilgili olarak, 36 ö¤rencihakk›nda 15 Haziran tarihinde so-ruflturma açt›. Tahmin edilece¤i gi-bi, soruflturma aç›lanlar, devrimcidemokrat ö¤renciler, ço¤u ö¤renci-likle bile ilgisi olmayan faflistlerinsald›r›s›na direnenlerdi. Soruflturmaaç›lacak ö¤rencilerin listesi de yinepolis taraf›ndan haz›rlanm›flt›. Sal-d›r› s›ras›nda asla elleri sat›rl›, b›-çakl› olanlar› kaydetmeyen poliskameras›ndan devrimci demokratö¤renciler tespit edildi ve polis tali-mat›yla hareket etmekte beis gör-meyen okul idaresi bu listedekileresoruflturma açt›. Haklar›nda sorufl-turma aç›lan 36 ö¤renci 24 Hazirangünü okul idaresi taraf›ndan ifadevermeye ça¤r›ld›. Ö¤rencilere, ade-ta ortada örgütlü bir faflist sald›r›yokmufl da ne idü¤ü belirsiz “Olay-lar” varm›fl gibi sorular soruldu.Ö¤rencilerin bu sorulara cevab› ise,"Sat›rla, b›çakla sald›r›ya u¤rayan,yaralanan biz; soruflturma aç›lanyine biz. As›l sald›rganlar›n ifadesial›nmal›d›r” oldu.

Konuya iliflkin bir aç›klamadabulunan Erzincan Gençlik Derne¤ide, polis-idare iflbirli¤inin, bu so-rufltumalarda da bir kez daha görül-dü¤ünü belirterek, “polis kamera-

s›ndan tespit edilen, soruflturma

aç›lan sadece sol devrimci-demok-

rat ö¤renciler oldu. Bizler bu so-

ruflturma terörüne boyun e¤meye-

ce¤imizi, bask›lar›n bizi y›ld›rama-

yaca¤›n› yineliyoruz” dedi.

Denizli’de Sald›r›ya U¤rayan 54 Ö¤renciye

Soruflturma

Denizli’de bulunan PamukkaleÜniversitesi'nde 21 May›s günü ya-

p›lan bahar flenlik-leri s›ras›nda fa-flistler sald›rm›fl,sald›r›lar ertesigünlerde de devamederken, devrimci,

demokrat, yurtsever ö¤renciler endo¤al haklar›n› kullanarak polisdestekli bu sald›r›ya direnmifllerdi.

Pamukkale Üniversitesi (P.A.Ü.)Rektörlü¤ü de “gelene¤i” bozmad›ve sald›r›ya maruz kalan 54 ö¤rencihakk›nda soruflturma bafllatt›.

Bahar flenliklerine sald›ran, sa-t›rlarla ö¤renci yurdunu basan fa-flistlere “devam edin koçlar›m”mesaj› veren rektörlük, göstermelikolarak sadece 3 fafliste soruflturmaaçt›. Soruflturma aç›lan ö¤rencileraras›nda, 2004 y›l›nda okulu b›ra-kan ‹.Y isimli bir eski ö¤rencinin debulunmas›, listeyi haz›rlayan poli-sin, daha önce de benzerleri yafla-nan “teknik aksakl›klar›ndan” birisiolarak kay›tlara geçti.

Mersin’de Demokratik Protestoya Ceza Ya¤d›YÖK, kuruldu¤u günden bu ya-

na her kurulufl y›ldönümünde pro-testo edilir. Bu, gençli¤in en de-mokratik hakk›d›r. YÖK ise, teflhirolmufllu¤unun önüne geçebilmekiçin her türlü anti-demokratik yolabaflvurarak ö¤rencilerin bu protes-tolar›n› engellemeye çal›fl›r. Bununson örne¤i Mersin’de yafland›.

Geçen y›l Mersin Üniversite-si'nde 4 Kas›m’da düzenlenen YÖKprotestosuna kat›ld›klar› gerekçe-siyle, 11 ö¤renciye okuldan uzak-laflt›rma cezalar› verildi.

O gün yaklafl›k 100 ö¤renci,Fen-Edebiyat Fakültesi önünde top-lanarak YÖK’ü protesto eden slo-ganlarla ç›k›fl kap›s›na yürüdüler.Bu s›rada polis kameras› eyleme ka-t›lan ö¤rencileri kaydetti ve haz›rla-d›¤› listeyi okul idaresine vererek70 ö¤renciye soruflturma aç›lmas›n›sa¤lad›. 25 Haziran’da aç›klanansoruflturma sonucunda bir ö¤rencibir y›l okuldan uzaklaflt›r›l›rken, 5ö¤renci bir dönem, 5 ö¤renci de biray okuldan uzaklaflt›r›ld›lar.

38

3 Temmuz 2005 / 07

gençlik

Soruflturmalar, Faflist Terörün Devam›d›rDevrimci-Demokrat Gençlik Bu Kuflatmay› K›racak!

“Ceset Kokusu Geliyor”Erzincan Gençlik Derne¤i üye-

lerine yönelik bask›lar devam edi-yor. Erzincan’da yaflanan faflist sal-d›r›larla ilgili yap›lan bas›n aç›kla-mas›nda konuflan Erzincan GençlikDerne¤i Baflkan Yard›mc›s› UlviyeYörük, bir grup faflist taraf›ndan ya-k›n takibe al›narak, a¤›r küfürlütahriklere maruz kald›.

21 Haziran günü ise, GençlikDerne¤i’nin alt kat›nda yer alan iflyerine gelen bir grup sivil polis,derne¤e gidip gelenleri tehdit ede-rek, “Nerden geliyorsun? Dernektene yap›yorsun?” fleklinde sorularsorarak, gençlerin derne¤e gelmesi-ni engellemeye çal›flt›.

Bir baflka örnek ise, 22 Hazirangünü E¤itim-Sen’in eylemine kat›-lan Erzincan Gençlik Derne¤i üye-lerinin, eylem sonras›, polis taraf›n-dan “Ceset kokusu geliyor” sözle-riyle ölümle tehdit edilmesi oldu.

Page 39: YÜRÜYÜŞ - 7

Her aflamas› hukuksuz ve anti-demokratik. Polis yasad›fl› flekildedemokratik bir eylemi kaydediyor.Rektörlük polis talimat›yla sorufl-turma aç›yor ve demokratik bir hak-k›n kullan›m› cezalarla yokedilme-ye, gençlik sindirilmeye çal›fl›l›yor.

Soruflturmalar Kocaeli’de Protesto Edildi

Kocaeli Umuttepe Kampüsü'ndebahar flenlikleri s›ras›nda, ellerindemeflaleler tafl›yan, Gençlik Dernek-liler'in de yerald›¤› ö¤renciler 6 Ma-y›s flehitlerini anmak isterken jan-darman›n sald›r›s›na u¤ram›fl, 39ö¤renci hakk›nda dava aç›l›rken,Ça¤layan Bozac› isimli ö¤renci detutuklanm›flt›. 23 Haziran günü gö-rülen duruflmada, tutuklu olan 3 ki-fli tahliye edilirken, ö¤renciler ayn›saatlerde Belediye ‹flhan› önündetoplanarak soruflturmalar› protestoettiler.

Merkez Kampüse yürüyen ö¤-renciler ad›na, burada aç›klama ya-pan Berrin Çit, “suçumuz yoksullu-¤a, savafla, gericili¤e karfl› oluflu-muz, ülkenin gelece¤ine dair güzeldüfller kurmam›zd›r. Bugün tümanti-demokratik uygulamalar› k›na-mak için, gelece¤imize, onurumuzave çocuklar›m›za sahip ç›kmak içinburaday›z” diyerek hukuksuzlu¤udile getirdi. Ö¤renciler buradan Ko-caeli Adliyesi’ne giderek, 'Ö¤ren-ciyiz Hakl›y›z Kazanaca¤›z, Halk‹çin Bilim Halk ‹çin E¤itim, Jan-darma Defol Üniversiteler Bizim-dir’ sloganlar› att›lar ve bask›larakarfl› direneceklerini belirttiler.

“Faflizmi Döktü¤ü KandaBo¤aca¤›z”

Artan faflist sald›r›lar, 26 Hazi-ran’da Eskiflehir’de protesto edildi.Gençlik Derne¤i, EHP, SDP, EMEP,Mücadele Birli¤i, ESP ve DÜK ta-raf›ndan düzenlenen eylemde, Ada-lar M‹GROS önüne yüründü. "Fa-flist Sald›r›lara Geçit Vermeyece-¤iz" pankart›n›n aç›ld›¤› yürüyüflte"Faflizme Karfl› Omuz Omuza, Kah-rolsun Faflizm Yaflas›n Mücadele-

miz, Faflizmi Döktü¤ü Kanda Bo¤a-ca¤›z” sloganlar› at›ld›.

Aç›klama öncesi Ovac›k flehitle-ri için sayg› duruflunda bulunan kit-le ad›na okunan aç›klamada, sald›r›-lar›n sorumlusunun devlet oldu¤u

belirtilerek, “Faflist sald›r›lar karfl›-s›nda y›lmayaca¤›z ve tek yumrukolarak direnece¤iz" denildi. Dahasonra, ‘Sa¤ Sol Çat›flmas› Yok Fa-flist Sald›r› Var’ bafll›kl› bildirilercaddelerde da¤›t›ld›.

39

3 Temmuz 2005 / 07

Faflistlerin, devrimci de-mokrat ö¤rencilere sald›r›s›ve baz› ö¤rencilerin ciddi bi-çimde yaralanmas›n›n ard›n-dan, dekanl›¤›n bir hafta tatiletti¤i Ankara ÜniversitesiDil Tarih ve Co¤rafya Fakül-tesi 27 Haziran günü aç›ld›.

Polis gün boyunca fakül-teyi iflgal alt›nda tutarken,faflistler tehditler ya¤d›rma-ya, b›çak çekmeye devam et-tiler. Böylece, yüzlerce polisin ka-t›ld›¤› ablukan›n kime karfl› oldu¤uda görüldü.

Sabah saatlerinde, okula sivilfaflist ö¤rencilerin girdi¤ini görenbir grup demokrat ö¤rencinin arka-dafllar›n› yaralayan faflistlere mü-dahalesi çevik kuvvet kalkanlar›y-la engellendi.

Ö¤le saatlerinde, ö¤renci veli-leri, dekanla görüflmek üzere okulageldiler. Faflist sald›r›lardan duy-duklar› kayg›y› dile getiren veliler,görüflmenin ard›ndan, 100’den faz-la ö¤rencinin de kat›ld›¤› bir aç›k-lama yapt›lar.

Akflam saatlerinde ise, geçenhaftaki sald›r›larda demokrat ö¤-rencileri b›çakla yaralayanlar›n daaralar›nda bulundu¤u sivil faflistbir grup devrimci demokrat ö¤ren-cilere b›çak çekerek tehditte bulun-du.

Faflistler bafltan bu yana sald›r›-lar›na, polis korumas›nda estirdik-leri teröre ra¤men devrimcileri sin-diremiyor, aksine kaçmak zorundakal›yorlard›.

Devrimci ö¤rencilerin, b›çakçeken faflistlere müdahalesiyle altkatlara do¤ru kaç›flan faflist grup,

oradan da polisin y›¤›nak yapt›¤›orta bahçeye geçip polisin gözleriönünde ö¤rencilere b›çaklar›n›gösterip küfür ettiler. Daha sonrakantine do¤ru kaçan faflistler, di¤erfaflistlerle birleflip 105 No’lu s›navsalonunu tafllamaya bafllad›lar.

Ö¤rencilerin bu duruma müda-hale giriflimi, çevik kuvvetin veokuldaki sivil polislerin demokratö¤rencilerin önüne ve arkas›na ba-rikat kurmas›yla engellendi

Yine koruma alt›ndayd› faflist-ler, yine polis gözetiminde terörle-rini sürdürüyorlard›.

Polisin gün boyunca iflgal etti¤ive girifllerde üst aramas› yapt›¤›okulda, elleri b›çakl› faflistlerin ci-rit atmas›, devrimci demokrat ö¤-rencileri sindirme politikas›n›n bir-likte yürütüldü¤ünü aç›kça gösteri-yordu.

Ö¤retim görevlilerinin de buduruma tepki göstermesi üzerine,polis onlar› da adeta azarlayarakpervas›zl›¤›n› gösterdi.

Faflistler polis gözetimindeokuldan d›flar› ç›kar›l›rken devrim-ci demokrat ö¤rencilerde de gü-venlikleri için toplu ç›k›fl yaparakSakarya Caddesi’ne yürüdüler.

Dil Tarih Faflizme Mezar Olacak!

Page 40: YÜRÜYÜŞ - 7

Baflta 1 May›s gibi en meflru mi-tingler olmak üzere, demokratik ey-lemlere karfl› gözalt› ve tutuklama te-rörü Bursa’da bafllam›flt›. Onlarca in-san 1 May›s’a kat›ld›klar›, slogan at-t›klar› için tutukland›lar.

En basit demokratik gösteri hakk›-na karfl› aç›k ve pervas›z bir taham-mülsüzlü¤ün göstergesi olan bu ope-rasyonlar, yeterli düzeyde tepki gör-memesi üzerine daha da yayg›nlaflt›r›-l›yor. 1 May›s’a kat›lman›n suç halinegetirilmek istendi¤i, “kat›lacaksan›zsadece izin verdi¤imiz sloganlar› ata-caks›n›z” denildi¤i, hak ve özgürlük-ler aras›nda say›lan en temel hakk›nkullan›m›n›n fiilen yokedildi¤i bir or-tamda; sendikalar, ayd›nlar susadur-sunlar, AKP iktidar› sald›rmaya de-vam ediyor.

S›ra Samsun ve Adana’dayd›.

Samsun'da 13 tutuklama

Dersim'de 17 MKP’linin katledil-mesi ile ilgili olarak, 21 Haziran günüSamsun'da protesto eylemi düzenle-yen çeflitli demokratik kitle örgütleri-ne üye 13 kifli tutukland›.

Karadeniz Temel Haklar, SDP,Ekim Gençli¤i ve Yurtsever Gençliktaraf›ndan 21 Haziran günü bir aç›kla-

ma yap›lm›fl, ‹fl-çi Köylü Gazete-si muhabiri Di-lek Kömhe deeylemi görevinedeniyle izle-miflti. Aç›klama-dan tam 4 günsonra, 25 Hazi-ran günü sabahsaatlerinde, önceKaradeniz Te-mel Haklar bas›-larak Sad›kTürk, ‹brahimAcar ve Hasan

To¤an gözalt›na al›nd›. Dernek üyesiMerve Yavuz ise evi bas›larak gözalt›-na al›nd›. Derne¤e gelen kar maskeli,a¤›r silahl›, elleri tetikte onlarca po-lis, sözde ‘arama karar›n›n’ okunmas›-na dahi f›rsat vermeden, kap›y› zorla-yarak içeri girdi ve yasal bir derne¤inüyelerini yerlere yat›rarak terör estir-di. Dernekte bulunan CD, kitap, tele-fon gibi birçok araca da el konuldu.

Ayr›ca; Ekim Gençli¤i'nden SavaflKoçalan ve Ahmet Do¤an ile misafir-leri ‹brahim Yaylal›, SDP üyesi OlcayBayraktar, Yaflar Çal›flkan ve GökhanTopalo¤lu, Yurtsever Gençlik üyesifiehabettin Ö¤üt, Ferhat Ad›r ve Hüse-yin Özveren evleri bas›larak gözalt›naal›nd›lar. ‹flçi Köylü Gazetesi muhabi-ri Dilek Kömhe de evinden gözalt›naal›nd›.

27 Haziran günü savc›l›¤a ç›kar›-lan 13 kifli “Yasad›fl› silahl› örgütü öv-mek ve propagandas›n› yapmak” iddi-as›yla tutuklan›rken, Sad›k Türk iseaskerlik gerekçesiyle Manisa’ya gön-derildi.

Bu s›rada mahkeme önünde topla-nan HÖC ve Ekim Gençli¤i üyesi 50kifli, “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz” pan-kart› açarak, aç›klama yapt›lar ve “birkonu hakk›nda düflüncelerin aç›klan-mas›n›n ‘suç’ de¤il, bir hak oldu¤u-

nun” alt›n› çizdiler.

Adana’da ise, 17 MKP’li için bil-diri da¤›t›rken gözalt›na al›nan 9 kifli-den 5'i 29 Haziran günü ç›kar›ld›¤›mahkeme taraf›ndan tutukland›lar.

AKP’nin yasalar› devrede

Katliam yapan bunun hiçbir kesimtaraf›ndan elefltirilmesini istemiyor,sadece katliam› alk›fllamak serbest.

Demokratik bir tepkinin ifadesiolan böyle bir eyleme yönelik tutukla-malar, AKP taraf›ndan ç›kart›lan YeniTCK’n›n bir sonucu. "Demokratiklefl-tirme" ad›na ç›kar›lan her yasan›n fa-

flist bask›lar› daha da art›raca¤› tespiti-miz böylece bir kez daha do¤rulan-maktad›r. Faflist yasalar, bundan sonrabirçok demokratik eylemde, hak veözgürlükleri savunanlar›n karfl›s›na ç›-kar›lmaya devam edecektir.

Tutuklamaya protestolar

Gözalt›lar›n yafland›¤› günü, Çift-lik Caddesi Süleymaniye Geçidi'ndebiraraya gelen HÖC ve Ekim Gençli¤iüyeleri, “Bask›lar Bizi Y›ld›ramaz”pankart› açarak, gözalt›lar›n serbestb›rak›lmas›n› istedi. Emel Y›ld›r›m’›nokudu¤u aç›klamada, iktidara sesleni-lerek, “bask›lara son ver” denildi.

Yaz›l› aç›klama yapan DevrimciDemokrasi, Halk›n Hukuk Bürosu,Karadeniz Temel Haklar tutuklamalar›protesto ettiler.

29 Haziran’da da ‹stanbul Tak-sim’de HÖC’ün de oldu¤u birçokgrup, ülke genelinde yaflanan bask› vekatliamlar› protesto etti.

Adana’da 1 May›s operasyonu

1 May›s meflrudurDevrimcilerin, emekçilerin bedel-

lerini ödeyerek kazand›klar› 1 May›s,

40

3 Temmuz 2005 / 07

Demokratik eylemlere kat›lanlara yönelik

Gözalt› ve tutuklama terörü yay›l›yor

Page 41: YÜRÜYÜŞ - 7

gözalt› ve tutuklama terörü ile gayri-meflru hale getirilmek isteniyor. Bur-sa’da bafllayan, 1 May›s’a yönelikoperasyonlar, 1 May›s’›n üzerindentam 2 ay geçtikten sonra Adana’da dayaflanmaya bafllad›.

Adana’da 3 bin kiflinin kat›ld›¤› 1May›s gösterilerinde yeralan Haklarve Özgürlükler Cephesi kortejinde k›-z›l bayrak tafl›d›klar›, “tek tip elbisegiydikleri” gibi, düzen yasalar›na görede suç olmad›¤› ispatlanm›fl fleyler,gözalt› gerekçesi yap›ld›. Bu do¤rultu-da, 16 kifli hakk›nda “arama karar›” ç›-kar›ld›.

Adana Temel Haklar kurucu üyele-rinden, geçici Yönetim Kurulu BaflkanYard›mc›s› Serkan Sevim, U¤ur Nevkve Murat Günald›, 28 Haziran sabahakarfl› evleri bas›larak gözat›na al›nd›-lar. Öte yandan P›nar Çal›fl›r ve Yase-min Sanar ile isimlerini netlefltiremedi-¤imiz toplam 8 kiflinin evleri bas›ld›.

Gözalt›lara iliflkin, ‹nönü Park›'ndabiraraya gelen HÖC, BDSP, ESP,DHP, Partizan üyeleri, "Bask›lar BiziY›ld›ramaz" pankart› açarak, bir pro-testo eylemi gerçeklefltirdiler. Gözalt›-lar›n serbest b›rak›lmas› istenen aç›k-lamay› okuyan, HÖC üyesi Özcan H›r,"1 May›s'a kat›lmak yasald›r, e¤er ya-sad›fl› ise bizi de gözalt›na al›n" dedi.

Gözalt›lar›n sonunda 30 Hazirangünü 1 May›s’ta tek tip elbise giydik-leri gerekçesiyle HÖC üyesi EvrimSaner, Serkan Sevim; MKP flehitleri-nin katliam›n› protesto ettikleri gerek-çesiyle Hüseyin Tiraki (ESP), CemalDo¤an (DHP), Tamer Irmak, Serdar‹pek (SDP) ve Murat Özçelik (Parti-zan) tutukland›.

Ayr›ca, Uflak Gençlik Derne¤iüyesi Ömer Polat, kentte düzenlenen 1May›s gösterisine kat›ld›¤› için gözal-t›na al›nd›. Gözalt›nda polis kameraçekimleri izlettirilerek, gösterilen kifli-nin kendisi oldu¤una dair imza atmas›istendi. Ömer Polat’›n bunu reddetme-sinin ard›ndan serbest b›rak›ld›.

1 May›s tutsaklar› serbest b›rak›ls›n

Bursa'da 1 May›s operasyonlar›n-da tutuklanan 27 kiflinin serbest b›ra-k›lmas› için oturma eylemleri 26 Ha-ziran günü de devam etti.

HÖC, ESP, DHP, Al›nteri, ‹flçiKöylü, At›l›m, Partizan ve KÖZ taraf-tarlar› ile Tunceliler Derne¤i ve Doku-ma-‹fl üyeleri, Osmangazi Metroönünde toplanarak, ‘1 May›s Tutsakla-r› Serbest B›rak›ls›n’ yaz›l› bir pankartaçt›. Tutuklanan kiflilerin isimlerininyaz›l› bulundu¤u dövizlerin tafl›nd›¤›eylemde, s›k s›k “1 May›s Meflrudur,Savunaca¤›z” slogan› at›l›rken, otur-ma eylemi boyunca megafonla, yafla-nan hukuksuzluk halka anlat›ld›.

Faflist bask›lara direnelim

1 May›s dünyada ve ülkemizde on-y›llard›r en meflru eylemlerin bafl›ndagelir. Böyle bir eylemi dahi bask›s›nagerekçe yapan iktidar, devrimci, de-mokratik mücadeleyi tümden yoket-mek, kendi istedi¤i s›n›rlara çekmekistemektedir. Yeni TCK’n›n odak nok-tas› hep bu düflünce olmufltur. Bask›la-ra, faflist yasalara karfl› direnifl meflrubir hakt›r. Oligarflinin anti-demokratik

bask›lar›n› yasalara dayan-d›rmas›n›n hiçbir önemi yok-tur.

Sendikalar, DKÖ’ler,ayd›nlar; gün geçtikçe yay›-lan bu gözalt› terörü, en mefl-ru, demokratik eylemlerin te-rörize edilmesi, sizi ilgilen-dirmiyor mu? Demokrasimücadelesi diyorsan›z; ifltesize, en do¤al demokratikprotesto hakk› için, 1 May›s’›özüne uygun flekilde kutlamahakk› için mücadele!

41

3 Temmuz 2005 / 07

Tekirda¤ F Tipi Hapishanesiönünde 28 Haziran günü yap›lan bireylemi izleyen ‹flçi Köylü GazetesiSorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü Nu-man Bozer, göstericilerle birliktegözalt›na al›nd›. Bozer, ertesi günüç›kar›ld›¤› mahkemede tutukland›.

■‹flçi Köylü Yaz›iflleri Müdürü tutukland›

Zaman zaman, “terörü protestomitingleri” düzenletir devlet. Koru-culardan, faflistlerden “kitle” bula-mad›¤›nda da tehdit ve zorla yapt›-r›r bunlar›. Bunun son örne¤i Der-sim’de yafland›. Bir ticari taksininmay›na çarpmas› ve arac›n polisler-ce üzerine yaz›lar as›larak kentmerkezine çekilmesi, provokasyonhaz›rl›klar›n›n iflareti oldu. Taksi vedolmufl sahiplerine bask› yapan“güvenlik güçleri”, “terörü k›na-ma” gösterisi yapmalar›n› istediler.

Konuya iliflkin 30 Haziran günübir bas›n toplant›s› düzenleyenEmek ve Demokrasi Platformu,Haklar ve Özgürlükler Cephesi ileDemokratik Haklar Platformu, pro-vokasyona yolaçabilecek eylemlerörgütlenmek istendi¤ine dikkatçektiler. Bölgede artan bask›laradikkat çekilen aç›klamada, yaflananinfazlar, köylerde evlerin roketlevurulmas› gibi örnekler gösterile-rek, “halk›m›z› bu anti-demokratikuygulamalara ve provokasyonlarakarfl› duyarl› olmaya bu uygulama-lar› bofla ç›karmaya ça¤›r›yoruz”denildi.

■Dersim’de Albay’›n ‘terörüprotesto edin’ terörü

Trabzon'da 17 Haziran'da mey-dandaki bas›n aç›klamas› yasa¤›n›meydanda aç›klama yaparak pro-testo eden HÖC ve ESP üyelerininherbirine, Trabzon Valili¤i taraf›n-dan 100 YTL para cezas› verildi.

Ceza, 5442 say›l› il idaresi ka-nununun 11. ve 66. maddelerine da-yand›r›l›rken, vali keyfi ‘diktatörlü-¤ünü’ sürdürmekte ›srar ediyor.

■Vali yasakta ›srarl›!

Page 42: YÜRÜYÜŞ - 7

‹ ran 'da ,24 Hazirangünü yap›-lan Cum-hurbaflkan-l›¤› seçimle-rini, TahranB e l e d i y e

Baflkan› Mahmud Ahmedinecad’›nkazanmas›n›, emperyalist ve burju-va medya flaflk›nl›kla karfl›lad› ve“sertlik yanl›lar›n›n, mollalar›n za-feri...” olarak sunulup, “demokrasi”ad›na “alarm zilleri” çal›nd›!

Emperyalist medyan›n ‘refor-mistlerin güçlendikleri’ haberlerininyönlendirme amaçl› oldu¤u da orta-ya ç›karken, Amerika ve Avrupaemperyalistleri, sonucu “endifle ilekarfl›laflt›klar›n›” aç›klad›lar.

Peki kimdir Ahmedinecad?

49 yafl›ndaki Ahmedinecad, Tah-ran Belediye Baflkan› ve ö¤retimgörevlisiydi. 1979 ‹ran ‹slam Devri-mi’nin gençlik liderlerinden, dev-rim sonras› Devrim Muhaf›zlar›'nakat›ld› ve Besece’nin yetkililerin-den biri oldu. Dini lider Ali Hama-ney'e ba¤l›l›¤› ile tan›n›yor.

‘79 Devriminin Niteli¤i veAhmedinecad’›n Yükselifli

‘Halktan biri’ imaj› ön plandaolan Ahmedinecad’›n belediye bafl-kanl›¤›nda çizdi¤i profile, politika-lar›na, vaatlerine bak›ld›¤›nda, dahaçok yoksul halk kesimlerinin oyunuald›¤› aç›kt›r. Yoksulluktan, yolsuz-luklardan flikayetçi olan ‹ran halk›,“kendilerinden biri” gördü¤ü Ah-medinecad’a yönelmifltir. Karfl›s›n-daki aday Rafsancani’nin seçkinmollalar s›n›f›ndan olmas› da, hal-k›n tercihinde bu anlamda belirleyi-ci olmufltur. Ki, 1979 sonras› semi-ren mollalar›n bafl›nda, serveti fla-ibeli Rafsancani gelmektedir.

Burada, 1979 ‹slam Devrimi’ninniteli¤i ve halk›n temel taleplerinikarfl›lama anlam›nda ortaya ç›kard›-¤› sonucun, ayn› zamanda Ahmedi-

necad’› iktidara tafl›d›¤› görülmek-tedir. ‘79 devrimi, kapitalist sömü-rüye dayanan üretim iliflkilerini ko-rumufl, sadece sömürenler de¤iflmifl,geleneksel islamc› çizgiyle ‘sosyaldevlet’ kar›fl›m›n›n ortaya ç›kard›¤›kimi uygulamalarla halk bir süreoyaland›ktan sonra, son y›llardayoksulluk, iflsizlik, sefalet daha daboyutlanm›flt›r. Elit bir kesim zen-ginleflirken, halk›n %40’a yak›n›bugün yoksulluk s›n›r› alt›ndad›r.

Ahmedinecad da iflte bu tabloyude¤ifltirme vaatleri üzerinden, ama‘79 devrimine daha fazla sahip ç›-karak ortaya ç›km›flt›r.

‹kinci belirleyici nokta ise, Ame-rikan karfl›tl›¤›d›r. Rafsancani deyayg›n nitelendirme ile “muhafaza-kar”d›r, ama bat› ile iliflki gelifltirmeyanl›s›d›r. Ahmedinecad ise enaz›ndan flu ana kadar ABD’ye karfl›daha dik bir durufl sergilemektedir.Yani halk Amerikan kuflatmas›na dabu tercihi ile cevap vermifltir.

Birçok siyasi, dini, sosyal etken-den sözedilebilir, ancak bu iki nok-ta düzeyinde belirleyici de¤ildir.

As›l Sorun Kapitalizmdir

Emperyalistlerin ve ‹ran burju-vazisinin beklentisi seçimin “re-formcularla muhafazakarlar” ara-s›nda geçece¤iydi. Her iki kesim de,daha fazla liberalleflmeden, pazarekonomisinden, özellefltirmelerden,ABD ile iliflkileri gelifltirmekten ya-nayd›. Yani, her koflulda istediklerisonucu alm›fl olacaklard›. Ancak s›-n›flar gerçe¤i, bir anlamda bu oyu-nu bozdu. Emekçi s›n›flar›n, ideolo-jik olarak da kendi s›n›flar›n› temsileden bir mücadelenin yoklu¤u ko-flullar›nda böyle bir tercihe yönel-mesi ise ayr› bir tart›flmad›r.

Peki, Ahmedinecad vaadleriniyerine getirebilir mi?

Kapitalist üretim iliflkilerini tas-fiye etmedikçe, hiçbir iyilefltirmegerçekte emekçilerin beklentilerinikarfl›lamayacakt›r. ‹ran burjuvazisi-

ne, ruhban s›n›f›na (mollalar) karfl›ç›kmadan, yoksullardan yana temelpolitikalar uygulayabilmek müm-kün de¤ildir. “Sosyal devlet”in isla-mi versiyonuna biraz daha kan ver-menin ötesine geçilemez.

Ahmedinecad seçim sonras› ilkbas›n toplant›s›nda, “dinsel demok-rasinin, insanl›¤›n refah›na gidenyegane yol ve insanlar›n sahip ola-bilece¤i en ileri yönetim biçimi” ol-du¤unu söylüyordu.

Oysa, Ahmedinecad’› Cumhur-baflkan› yapan yoksullu¤u, iflsizli¤i,yozlaflmay› yaratan da bu düzendi.“Demokrasi” konusunda, burjuvademokrasisinin halk›n yönetime ka-t›l›m›n› göstermelik sand›kta s›n›r-layan anlay›fl›ndan özünde hiçbirfark› yoktu.

Ahmedinecad, rejim için, emek-çi halk›n tepkilerinin yine düzeninkendi içinde eritece¤i bir manevra-d›r. Mollalar›n deste¤inin alt›ndayatan da bu manevra olmufltur.

‘Halkoyuna Sayg›’ Masal›

Seçimler, emperyalistlerin, bur-juva demokrasisinin, “halkoyu”naduyduklar› sayg›n›n (sayg›s›zl›¤›n)da bir kez daha görülmesini sa¤lad›.

Be¤enir ya da be¤enmezsiniz,‹ran halk›n›n seçimi, Bush taraf›n-dan, “‹ran halk›n›n düflüncesiniyans›tm›yor” diye de¤erlendirilir-ken, D›fliflleri Bakanl›¤›, seçimleri“kusurlu” ilan etti. Savunma Baka-n› Rumsfeld ise, seçimlerin 'mas-karal›k' oldu¤unu söyledi. AvrupaBirli¤i de, sonuçlar› “kayg›yla kar-fl›lad›klar›n›” duyurdu.

Arnavutluk seçim sonuçlar›n›“komünist parti oylar›n üçte ikisiniald›, halk tedirgin” diye de¤erlendi-ren burjuva medyan›n saçmal›¤›n›and›ran bu aç›klamalarda söylenenflu: ‹stedi¤imiz sonuç ç›kmayan se-çim, seçim de¤ildir. Bu yaklafl›myeni de¤ildir. Eski Sovyet Cumhuri-yetleri’nde darbelerin zemini böylehaz›rland›, Venezuella’n›n seçilmifldevlet baflkan›na darbe böyle yap›l-mak istendi. Burjuvazinin “demok-rasi” ve halkoyuna yaklafl›m›n›n birtezahürüdür bu aç›klamalar.

42

3 Temmuz 2005 / 07

‹ran seçimleri

MMaahhmmuudd AAhhmmeeddiinneeccaadd

dünya

Page 43: YÜRÜYÜŞ - 7

43

3 Temmuz 2005 / 07

ABD Savunma Bakan› DonaldRumsfeld, Irak'taki direniflin yenil-giye u¤rat›lmas› iflinin 12 y›l› bula-bilece¤ini söyledi. (Cumhuriyet 28Haziran) “Direnifli bast›rma” iflinide Irak’taki iflbirlikçilerine havaleeden Rumsfeld, Vietnam benzetme-sine de karfl› ç›karak, “çünkü oradabir Giap, Ho Chi Minh yok” dedi.

Bu arada, iflgalci ABD yetkilile-rinin direnifl gruplar›yla görüflmeleryapt›¤› da ortaya ç›kt›. Görüflme,Rumsfeld, Blair, ‹yad Allawi tara-f›ndan da do¤ruland›.

Elbette görüflmelerin amaçlar›;direnifl güçlerini, kendilerinin belir-ledi¤i siyasi sürecin içine çekmek-tir. Blair bunu aç›kça ifade etmekteve “bu mant›kl› bir giriflimdir” de-mektedir. Elbette kendileri aç›s›n-dan “mant›kl›” giriflimdir, ama, di-reniflin “bafllang›ç” denilebilecekbir aflamada bo¤ulmas› demektir.‹flgalcilerin ülkeyi terketmesi seçe-ne¤i d›fl›nda bir “anlaflma”, tüm ulu-sal kurtulufl savafllar›nda oldu¤u gi-bi, Irak için de geri bir noktad›r.

Emperyalistlerin bu planlar›nakarfl›n, bu tür giriflimlerde bulunma-lar›, itiraflar› direniflin gücünün aç›k

kan›t›d›r.

Direniflin bafllad›¤› günleri flöylebir hat›rlay›n; önce “yabanc› savafl-ç›lar” dediler. Sonra “Saddam art›k-lar›” diye küçümsediler. “Terörist”söylemi ise hiç bitmedi. Dünyan›n“süper gücü’nü ç›kmaza sokan kos-koca bir direnifli Zerkavi ile aç›kla-malar›, as›l direnifl güçlerinin sald›-r›lar›n› yans›tmamalar› da kimseyiinand›rm›yor art›k. Adlar› kendin-den menkul katliam operasyonlar›,kentleri kuflat›p vahflet sergilemele-ri, direnifli zay›flataca¤›n› söyledik-leri seçimler de sonucu de¤ifltirme-di... Ve flimdi direnifli k›ramayacak-lar›n› itiraf etmekle yetinmiyor, mu-hatap almak zorunda kal›yorlar.

Rumsfeld’i konuflturan, masayaoturmaya zorlayan, direniflin veIrak halk›n›n gücüdür.

Sadece son bir y›l içinde; 960 iflgal gücü öldürüldü. 18 he-

likopter düflürüldü. Günde 45 olansald›r› say›s› 70’e yükseldi. ‹flbirlik-çi ordu ve polis güçlerinden kay›p-lar› ise binlerle ifade edilmektedirve halen kurumlaflm›fl bir ordu vepolis gücü yaratamam›fllard›r. Se-çimden bu yana iki kukla milletve-

kili cezaland›r›lm›flt›r.Öte yandan, Amerikan kamu-

oyunda “hoflnutsuzluk” direnifleba¤l› olarak giderek yükselirken,ABD meclisi içinden de “geri çekil-me takvimi aç›klanmal›” bask›s› ar-t›yor. Bush’un son “ulusa seslenifl”konuflmas›nda bu hoflnutsuzlu¤u gi-dermeye yönelik çabalar› da faydaetmezken, “çekilme takvimi aç›kla-mam›z hata olur” diyerek, bu bask›-y› flimdilik bertaraf etmeye çal›fl-m›flt›r.

Direniflin ulusal önderli¤inin ya-rat›lmas›n›n önünde kimi engeller,yanl›fl eylemler halen varl›¤›n› sür-dürüyor olsa da, flu art›k çok aç›kolarak ortaya ç›km›flt›r. Direnifl buengelleri de aflacak ve zafere yürü-yecek birikimi yaratma dinamikleritafl›maktad›r.

Bu arada; Amerikan emperyaliz-minin Giap’›, ‘Ho Amca’y› ak›lla-r›ndan ç›karamamalar›, en az›ndaniyi ki böyle bir önderli¤e, komünist-lerin öncülü¤üne sahip de¤iller diyedua etmeleri de anlafl›l›rd›r. Elbettekomünistlerin öncülük etti¤i birulusal kurtulufl savafl› Amerika içinçok daha büyük bir kabus demektir.Ancak, siyasal olarak farkl› nitelik-lere sahip olsa da, her halk mutlakakendi önderli¤ini yaratma gücünüde ba¤r›nda tafl›r.

IRAK: Direnifl konuflturuyor

Önceki 20 oturumu, baflka ülke-lerde gerçeklefltirilen “Irak DünyaMahkemesi"nin sonuç toplant›s›24-26 Haziran tarihleri aras›nda ‹s-tanbul’da yap›ld›. Bernard Rus-sell’in giriflimleri ile, dünya ayd›n-lar›n›n ABD ordusunun Vietnam’daiflledi¤i suçlardan dolay› yarg›lan-d›¤› mahkemeden esinlenerek yap›-lan mahkemenin “karar›n›”, VicdanJürisi Sözcüsü Hindistanl› YazarArundhati Roy aç›klad›.

Roy, mahkemenin meflruiyeti-nin insanl›¤›n ortak vicdan›na da-yand›¤›n›, temel amac›n›n ise, Iraksavafl› hakk›ndaki gerçekleri müm-

kün olabildi¤ince gün yüzüne ç›-karmak ve Irak halk› için adaletinsa¤lanmas› ile sorumlular›n hesapvermesinin önemini vurgulamakoldu¤unu kaydetti. ‹flgali, tarihin enhaks›z, ahlaks›z ve korkakça savafl-lar›ndan biri olarak nitelendirenRoy, Irak halk›n›n iflgale direnifli-nin meflru oldu¤unu dile getirdi.

ABD ve ‹ngiliz mallar›n›n boy-kot edilmesi, iflgale destek veren te-kellerin cezaland›r›lmas› gibi ça¤r›-lar›n yerald›¤› aç›klamada, 10 mad-delik karar metni okundu.

Metinde; iflgal güçlerinin çekil-mesi, iflgalcilerin Irak halk›na taz-minat ödemesi, iflgal boyunca yap›-lan bütün anlaflma ve ç›kar›lan ya-salar›n iptal edilmesi, Guantanamove yabanc› ülkelerdeki bütün di¤er

ABD hapishanelerinin kapat›lmas›,sald›r› suçu ve insanl›¤a karfl› suçifllemekten sorumlu olan; Bush,Blair ve koalisyon ülkeleri hükü-metleri hakk›nda soruflturma baflla-t›lmas›, iflgale destek veren gazeteve tekellerden hesap sorulmas›, ya-banc› ülkelerdeki tüm ABD üsleri-nin kald›r›lmas› için aç›lan ulusla-raras› kampanyan›n güçlendirilme-si gibi maddeler yerald›.

Irak Dünya Mahkemesi:‹flgale Direnifl Hakl›d›r

dünya

Page 44: YÜRÜYÜŞ - 7

44

3 Temmuz 2005 / 07

Zaferekilitlenmifldevrimci-lerin yara-t›c›l›¤›n›nb i n l e r c eörne¤i ya-flanm›flt›r.Son örnek

de Kolombiya’dan duyuldu.

Faflist Kolombiya ordusu, Ko-lombiya Devrimci Silahl› Güçle-ri’nin (FARC) yapt›¤› 278 kilomet-relik gizli bir yolunu buldu¤unuaç›klad›. “Bulunmas›” bir kay›pt›,ama “bu yarat›c›l›k ve kararl›l›¤asahip olan, yeniden yapacakt›r” de-dirtecek cinstendi. Resmi aç›kla-maya göre; ülkenin orta kesimindenbat›ya uzanan ve üç eyaletten geçenbu yolda, yaklafl›k 400 arazi arac›,buldozerler, g›da ve silah gereksi-nimlerinin karfl›land›¤› on kadar yerile yak›t depolar› bulunuyor.

Amerikanc› ordu yetkilileri, gürbir bitki örtüsüyle gizlenen yolunflafl›rt›c› bir altyap›ya sahip oldu¤u-nu belirtmekten kendilerini alamaz-ken, bir askeri yetkili flaflk›nl›¤›n› fluflekilde dile getiriyor:

“Bu yolun yap›lmas› için yüz-lerce iflçi ve mühendisin y›llarcaçal›flmas› gerekir.”

Elbette devrimci irade ve sos-yalist yeni insan›n ne oldu¤undanhabersiz olanlar böyle düflünecek-lerdir. T›pk› ambargolar, yokluklararas›nda Küba’n›n insanlar›n›n nas›lmutlu bir yaflam› inflaa edebildikle-rine ya da Vietkonglar’›n yeralt›ndainflaa ettikleri yüzlerce kilometreliktünellere flafl›rd›klar› gibi.

Bu arada FARC, flubat ay›ndabafllatt›¤› sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›r›-yor. 5 ay içinde 120’den fazla ordu-polis gücünün yokedildi¤i sald›r›la-r›n sonuncusu ve en büyü¤ü 25 Ha-ziran günü gerçeklefltirildi. Putama-yo bölgesinde askeri bir konvoyapusu kuran 300 kadar FARC geril-las›, 19 askeri öldürürken, 18 askeride esir ald›lar. Ayn› günü, ülkeninkuzeydo¤usundaki Ocana ve Sarda-nita eyaletlerinde ç›kan çat›flmalar-da da 6 asker öldü.

1964’ten bu yana silahl› müca-dele yürüten devrimciler, ülkeninyar›ya yak›n›n› kontrollerinde tutar-ken, 25 Haziran eylemleri, ordununson 3 y›ldaki en büyük kayb› oldu.

dünya

“FARC’›n gizli karayolu” ve devrimci yarat›c›l›k

Afganistan'da Taliban güçleri,operasyon için ülkenin do¤usunagelen bir Amerikan helikopteriniroketle düflürdü.

28 Haziran günü gerçekleflensald›r› ABD ordusu taraf›ndan dado¤rulan›rken, her zamanki gibi,“nas›l düfltü¤ünü bilmiyoruz” deni-lerek, Afganistan direniflini gizlemetakti¤ine baflvuruldu. Düflürülenhelikopterde 20’ye yak›n ABD as-keri bulunuyordu.

■Afgan direniflinden darbe

Sol görünüm alt›nda, sermaye-den yana politikalar uygulayan hü-kümetler er ya da geç emekçilerinöfkesinden kurtulam›yorlar.

Güney Afrika Cumhuriyeti'ndeon binlerce emekçi, iflsizli¤i veyoksullu¤u protesto etmek için 27Haziran günü greve ç›kt›.

Greve maden iflçilerinin kat›l›m›yo¤un olurken, tekstil endüstrisindeüretim tamamen durdu. Tüm GüneyAfrika Sendikalar› Konfederasyo-nu, greve iliflkin yapt›¤› aç›klama-da, “y›llard›r yoksulluk ve açl›k ilebo¤uflan emekçiler, Johannesburgve Cape Town'da hayat› tamamendurdurdu. Bununla da yetinmeyenemekçiler, sözkonusu kentlerdekivalilik binalar›n› kuflatt›" bilgisiniverdi. Konfederasyon Genel Sekre-teri, grevin yay›ld›¤›na dikkat çeke-rek, “özellikle Johannesburg'da ol-dukça etkili. Emekçiler, maafl zam-m› ve istihdam›n geniflletilmesi ta-lepleri kabul edilmedi¤i sürece ge-revden vazgeçmeyecekler” dedi.

■Güney Afrika’da Grev

Irak’ta iflçi eylemleri, iflsizleringösterileri de iflgalcilerin vahfletiylekarfl›lafl›yor. 28 Haziran günü, Sa-mava’da 2 bin iflsizin kat›ld›¤› göste-riye, iflbirlikçi polis gücü ateflle kar-fl›l›k verdi. Do¤rudan kitlenin taran-mas› sonucu, bir gösterici ölürken,üçü de yaraland›. Irak’a “özgürlük”gelmedi¤i gibi, devasa bir açl›k, ifl-sizlik de geldi ve halk›n bunu dilegetirmesi zorbal›kla bast›r›l›yor.

■iflsizlere atefl aç›ld›

ABD ordusunun iflkenceleri ay-yuka ç›kt›. Sadece Irak’ta de¤il,ad›m att›¤› her yere iflkenceyi tafl›-yan Amerikan emperyalizmi, iki-yüzlülü¤ü de elden b›rakm›yor.Bush, BM ‹flkence Kurbanlar›naDestek Günü dolay›s›yla yay›mla-d›¤› mesajda, bak›n ne diyor: “Ül-kemizin amac›, iflkencenin yeryü-zünden bütünüyle silinmesidir.”

Ayn› günlerde; BM, ABD’ninuçak gemisi fleklinde “gizli hapis-haneleri” oldu¤unu aç›kl›yordu.

Ayn› günlerde; ABD, iflkencemerkezi Ebu Gureyb Hapishanesi’-nin kapasitesinin yüzde 25 oran›ndaart›r›laca¤›n› “müjdeliyordu”.

Ayn› günlerde; Uluslararas› AfÖrgütü, ‘ABD, dünyan›n dört biryan›nda birçok hapishane iflletiyor.Bunlar›n birço¤u gizli, buraya gi-renler bir anlamda yokoluyor. Süre-siz, izole bir flekilde burada tutulu-yorlar” diye rapor yay›nl›yordu.

Ayn› günlerde; Amerikan TheNew York Times Gazetesi dahi,Guantanamo’nun “ulusal bir utanç”oldu¤unu manfletine tafl›yordu.

Ayn› günlerde; New York Fe-deral Mahkemesi, bir mahkemede,Ebu Gureyb'teki iflkenceleri göste-ren 100 yeni foto¤raf ve videoyuyay›nlama karar› al›yordu.

‹flkencenin yeryüzünden silin-mesi, emperyalizmin yeryüzün-den silinmesi demektir.

iflkencecinin ikiyüzlülü¤ü

Page 45: YÜRÜYÜŞ - 7

Cafer CCangöz

Okan ÜÜnsal

Alaattin AAtafl

Cemal ÇÇakmak

Ökkefl KKarao¤lu

Ça¤dafl CCan

Ayd›n HHanbayat

Berna ÜÜnsal

Ali RR›za SSabur

Kenan ÇÇak›c›

Binali GGüler

Taylan YY›ld›zErsin KKantar

Gülnaz YY›ld›z

‹brahim AAkdeniz

17 Haziran’da Der-sim’in Ovac›k ilçesi Mer-can Vadisi’nde katledilenMKP flehitleri için anmaeylem ve etkinlikleri sü-rüyor. Devrim için dövü-flenlerin tüm devrimcigruplar›n flehitleri oldu¤ugerçe¤inin, pratik örnek-leri veriliyor bu anma ey-lemleriyle. Ovac›k flehit-lerinin ölümsüzlü¤ü hepbirlikte hayk›r›l›yor.

Oligarfli katliamla,özelde MKP’ye darbevurmay›, saflar›nda mo-ralsizlik, y›lg›nl›k yarat-may› hedeflerken, genel-de tüm devrimcilere göz-da¤› vermeyi, sindirmeyiamaçl›yordu. Katliam›nkarfl›s›na birlikte dikilendevrimciler, oligarflininbu politikas›n› büyükoranda etkisiz k›l›yor veöfkeyi büyütüyorlar. Oli-garfli bir kez daha katle-derek amac›na ulaflama-yaca¤›n› görüyor.

***

29 Haziran’da Tak-sim’de toplanan devrim-ciler, HPG gerillalar›n›ncenazelerine sald›r›y› ve Ova-c›k katliam›n› protesto ettiler.HÖC’ün de oldu¤u grup, “kat-ledilen 17 devrimciyi bizler desahipleniyoruz” dedi.

25 Haziran’da Elaz›¤’daDHP, HÖC, DEHAP, EMEP,ÖDP ve TUN-DER taraf›ndanbir aç›klama yap›ld›. Ayn› gün‹stanbul Ba¤c›lar’da DHP,HÖC, Partizan, ESP taraf›ndanmeflaleli yürüyüfl dü-

17 yi¤it savaflç›, yurt-d›fl›nda da eylemlerle se-lamlanmaya devam edili-yor.

24 Haziran Alman-ya’n›n baflkenti Berlin’de“MKP Gerillalar› Ölüm-süzdür” pankart› aç›larakbir yürüyüfl düzenlendi.Yürüyüfle HÖC de kat›la-rak MKP militanlar›n› sa-hiplendi.

17 Haziran 2005’teDersim’de katledilen 17MKP’li için ayn› günüHamburg’da da DevrimciDemokrasi, HÖC, ‹flçiKöylü ile At›l›m taraf›n-dan 300 kiflinin kat›ld›¤›bir yürüyüfl düzenlendi.

25 Haziran günü Duis-burg’daki yürüyüflte ise,2500 kifli, oligarflinin kat-liam politikas›n› lanetler-ken, MKP flehitlerine sa-hip ç›kt›. HÖC’ün de ol-du¤u devrimci gruplar, k›-z›l bayraklar tafl›yarak hepbirlikte “MKP Gerillalar›Ölümsüzdür, Halk Savafl-ç›lar› Ölümsüzdür” slo-ganlar› att›lar. Ayn› günNürnberg’deki yürüyüfle

ise HÖC, AG‹F, AT‹K kat›ld›.

Dersim Mercan flehitleri için‹ngiltere’nin baflkenti Lond-ra’da ise, 25 Haziran günü yak-lafl›k 600 kiflinin kat›ld›¤› biryürüyüfl gerçeklefltirildi. Yürü-yüfl kortejinin en önünde “MKPÖnderleri ve Savaflç›lar› Ölüm-süzdür” pankart›, ard›nda flehitresimleri tafl›n›rken, MKP Yurt-d›fl› Örgütlenmesi’nin aç›klama-

s› okundu.

zenlendi. 25 Haziran’daHÖC’ün de oldu¤u bir baflkaanma eylemi de ‹zmir Keme-ralt› Çarfl›s› giriflinde yap›ld›.

‹zmir’de 26 Haziran akfla-m› ise, DHP ve HÖC’ün de ol-du¤u çok say›da devrimcigruptan 350 kifli, Buca Cemeviönünde biraraya gelerek yolutrafi¤e kapat›p yürüyüfl düzen-ledi. Bursa’da ise, HÖC’ün deoldu¤u devrimci gruplar, 26Haziran günü, Heykel önündetoplanarak, “Dersim fiehitleriÖlümsüzdür” pankart›yla biraç›klamada bulundular.

23 Haziran günü Mersin'deHÖC, DHP, ESP, PART‹ZANile baz› sendika ve DKÖ’ler,Taflbina önünde yapt›klar› an-mada, "Dersim/Ovac›k fiehit-leri Ölümsüzdür" pankart› aç-t›lar.

Samsun’da ise; 20 Hazirangünü HÖC, K›z›l Bayrak vePartizan taraf›ndan, SDP, Yurt-sever Gençlik, EMEP’in dedestek verdi¤i bir aç›klama ya-p›ld›. "Dersim fiehitleri Ölüm-süzdür" dövizlerinin tafl›nd›¤›aç›klamada katliam protestoedildi.

Ovac›k flehitleri ölümsüzdür

Dursun TTurgut Ahmet PPerktafl

Page 46: YÜRÜYÜŞ - 7

Temmuz’da yakar kavurur topra¤› günefl. Birdamla suya hasret kal›r toprak. K›y›ya vurmufl birbal›k gibi, da¤ bafl›nda kurumufl bir a¤aç gibi olur.Hasret kal›r bir damla suya.

Günler, belki haftalar, aylar sonra bir damla dü-fler topra¤a. Mevsim de¤iflir, soluklan›r toprak; sö-ner yang›n› topra¤›n, ama temmuzlarda yanan ateflsönmez y›llard›r yüreklerde.

Atefl düflmüfltü temmuza, yan›yordu alev alev.Bulutlara vard› atefl, bulutlar yand›. Günefl alevleriniçinde kald›. ‹çin için yan›yordu günefl... için için..Ac› bir türkünün na¤meleri kar›flt› güneflin f›rt›nala-r›na; “Gün tutuflur can›m, gece tutuflur...”

Gün tutufltu.

Ey atefl!.. Zalime esir oldun atefl. Nas›l yüre¤inelverdi atefl! Zalime uydun atefl. Gel etme, uyma za-lime. Yakma atefl, yakma.. Sen de yanars›n atefl. Sende yanar kavrulursun.

Sar›p sarmalad› avucuyla atefli Prometheus. son-ra koynuna koydu. Ald› götürdü Olimpius Da¤›’n-dan. “al›n” dedi insano¤luna, “al›n, art›k yaln›ztanr›lar›n de¤il, insano¤lunundur atefl...” Bir çocu-¤un avucuna koydular atefli. Çocu¤un yüre¤i tutufltuharland›. S›cakl›¤› da¤bafl›ndaki karlar› eritti, buzla-r› çözdü. Sonra bir fiaman tütsü serpti üstüne, dansadurdu. Yand› atefl, k›zd› demir, çekiç dövdü demiri...

Lakin zalimin hükmünü yürüttü demir. Mazlu-mun umudu avucunun içindeydi yine; atefli harlad›Demirci Kawa. Alevlerin aras›ndan Ninova flehrinebakt›. Durmak olmaz dedi art›k, durmak olmaz. ‹s-yan atefliydi bu, sarmal›yd› Ninova’y›, sarmal›yd›zalimlerin saray›n›.

‹syanc›lar›n atefli yakt› kavurdu Ninova’y›. Har-ran yand›, Urfa yand›.

Alevlerin aras›ndan sürükleyerek getirdiler Halilibrahim peygamberi. Manc›n›¤a ba¤lad›lar, açt› kol-lar›n› iki yana atefl, kucaklad› ‹brahim’i. Bal›klarsard› ‹brahim peygamberin etraf›n›, bir serçe gaga-s›nda su tafl›d› atefli söndürmek için. Serçeye güldükarga, “senin tafl›d›¤›n suyla söner mi kocamanatefl!”.

“Olsun” dedi serçe, “olsun, ben tafl›yay›m daatefl sönmezse bile saflar belli olur...”

Kalabal›¤›n aras›ndan ba¤›rd› biri: “fieytan!.. Bukad›n bir fleytan”... ‹çine çekti duman› Jan Dark,atefl tenine de¤erken... Bir “ah!” çekti Kerem, “ah”yerine alev ç›kt› a¤z›ndan. Kerem’in ci¤eri, Asl›’n›nsaç› tutufltu, külleri birbirine kar›flt›... Erzurum’un

da¤› yüce, kar› boldu. Her yan dondu, ayazd›.‹smail’in evi so¤uk mu so¤uk. Is›ns›n dediyavrular›m, ilikleri ›s›ns›n.. Atefli koydu yok-luk içindeki sobaya, soba yand›, cica¤›nauzanan ‹smail yand›. O¤lu Ali, öksüz kald›,yüzü derisiz... Yüzü pofluyla sar›l› bir Kürtgenci atlad› üzerinden ateflin, Cizre-Botan’damartt›, Newroz’du, Serh›ldand›... K›fl›n k›ya-metin içindeydi; duvarlar›n ard›nda, kurflunya¤murlar› alt›nda Akdenizli esmer bir adamb›y›klar›n›n alt›ndan güldü. Her zamanki gibivakurdu. Bakt› yarenlerine, göz göze geldihepsiyle, yall›n ve içten, dedi ki, “Bir can›mvar, o da vatan›ma, halk›ma, yoldafllar›ma fe-da olsun!” Ceyhan’d› ora, ceylan gibiydi o.Çakt› çakma¤›, yüre¤i gibi oldu her yan...Yürüdü ateflten menzile. Yollarda kalabal›k,içinde mapuslu¤un s›z›s›, yüre¤inde kor birvolkan, gözleri alev, babayi¤it mi babayi¤itbir genç; çekti yüre¤inin pimini ‹stanbul’da.Atefli Filistin’e düfltü, sard› her yan›. ‹stanbulyand›, evren yand›... Sivas hala yang›nlariçindeydi...

Dumanlar›n içinden süzüle süzüle bir çiftturna havaland›. Döne döne kumun üstünekondu. Pençeleriyle avuçlad› kumu biri. Alevalev yan›yordu kum... Usulca safa durdularHüseyin’in ordusunun yay›nda. “Ya Hüseyin!Ya Hüseyin!” nidalar› yükseldi kalabal›ktan.Sonra çölün sessizli¤i çöktü. En önde Hüse-yin belirdi. 65 atl› ve 100 yayadan oluflanyandafllar›na döndü yüzünü; “Bu savafl” de-di, atlardan biri terkisinden f›rlar gibi öne ç›k-t›. Üzerindeki süvarinin e¤erini çekmesiyleoldu¤u yerde kald›. ‹mam Hüseyin devam et-ti: “Bu savafl, iyi ile kötünün mücadelesi... ‹s-teyen derhal gidebilir...”

Kalabal›ktan nidalar yükseldi, “La feta il-la Ali, la seyfe illa Zülfikâr”... Devam ettiHüseyin: “Ben zalimlerle birlikte, varl›k için-de yaflamay› alçakl›k; zalime karfl› gelerekbulaca¤›m ölümü ise yücelik sayar›m....”Muharrem’in ikinci günüydü. ‹mam Hüseyinbac›s› Zeynep’e döndü, “Bedenimi kana bu-lanm›fl, beni flehit olmufl görürsen e¤er, saç›-n› bafl›n› yolma, elbiseni parçalama, yükseksesle a¤lama ki, feryad›nla düflmanlar›m se-vinmesin.” Kundaktaki Ali Asker’in aln›ndanöptü ve yürüdü Kerbela’ya... Kerbela alevalev yand›. Yürüdü ölüme Hüseyin, çölün or-

46

3 Temmuz 2005 / 07

yansam da, kül olup savrulsam da...Kerbela’da, Mad›mak’ta, Bayrampafla’da, Hücremde

Page 47: YÜRÜYÜŞ - 7

tas›nda attan düfltü. Bafl› vuruldu 65 atl›n›n ve 100 yaya-n›n... Bir ok Ali Asker’in ci¤erine sapland› kunda¤›nda.Hüseyin’in bafl›n› kestiler, kan› çöle akt›, çöl alev alevtutufltu, cümle kufllar figan etti... Turnalar semaha durdu,döne döne Ayd›n eline vard›lar. 10 bin ak libasl›ya sar›-l›p hasret giderdiler.

Yan›yordu Osmanl› topraklar›. Reaya kavrulmaktay-d› açl›ktan ve yoksulluktan. Yeter ayr›l›k deyip birlefltiTürk’ü, Rum’u. Yeter deyip k›l›ç çektiler Osmanl›’ya.

Sekiz bininin kan› akt› Ayd›n ovas›na... ‹ki bin tutsa-¤›n içindeydi Börklüce... Çarm›ha gerdiler Börklü-

ce’yi, kütü¤e bafllar›n› dayad›lar Bedreddin yi¤itle-rinin, Börklüce’nin avuçlar›na çiviler çakt›lar,

akt› kan› avuçlar›n›n içinden... “‹rifl DedeSultan, irifl...” dedi, iki binden biri, bafl› vu-rulanlar›n ilki... Serez’e ya¤mur düfltü, Si-vas’a atefl... Atefl sard› Y›ld›z’›n yaylas›n›,Banaz’›n köyünü.... Ateflti her yan. Atefliniçinde bir gül, ma¤rur...

Uzand› güle Pir Sultan, gül al al olduPir’in elinde, can buldu yeniden. PençelediH›z›r gülü, çekti koparamad›, e¤di k›ra-mad›... Namerdi elinden tan›d› gül... Pir Sul-tan yoksulun öcünü almaya yürüyüp münki-re k›l›ç çalarken, H›z›r, Osmanl›’ya kullu¤agirmifl idi. Pir için dara¤ac› kurdu H›z›r Pa-fla. Ç›kt› sehpaya Pir; “dönen dönsün, bendönmezem yolumdan!” dedi, itti sehbay›...Dönmedi 60 bin bafl. Yavuz’un ordusu vurdu60 bin bafl›.... K›z›l›rmak taflt› akan kandan,akt› ömürler... Kaç yüzy›llar geçti kanla, kaçyüzy›llar geçti yanan ateflle... Yüreklerdekiatefl topra¤› yakt›, suyu yakt› atefl...

Toprak yand›, su yand›, gökyüzü tutufltu,gün tutufltu, saz tutufltu, söz tutufltu, semahaduranlar tutufltu... Savruldu topra¤a külleri..

Ac› bir duman tütüyordu Sivas’›n üstün-de. Turnalar süzüldü duman›n içinden. Ate-flin içinde genç bir k›z semah dönüyordu,k›rm›z› üç ete¤i alev alev yan›yordu, birgenç karfl›s›na geçip kollar›n› açt›, “aflkilen!” deyip bafllad› semaha, tutufltular bera-ber. Ozan vurdu saz›n›n teline, söyledi türkü-sünü; “Akarsu’yum, yansam da, kül olupsavrulsam da...” Gelece¤i gören flair, kionun ad› Metin Alt›nok idi, dizelerini katt›türkünün yan›na:

“heybesinde y›lan iflaretleribald›ran zehri yüzü¤ünün içindeve yan›nda kav tafl›yan bentekinsizim size göreibret için yak›lmas› gereken...”Ölüm hüzünlü bir türkünün ezgisiydi Ma-

d›mak’ta... Merdivenleri, odalar› dolan›yor-du sinsice... K›r›lan camlar›n sesi kör bir b›-

çak gibi kesti türküyü: Höykürdü softalar: “kafirler... ib-lisler!”... “Bu ses” dedi As›m Bezirci, “bu sesi daha ön-ceden de duymufltum...” 33 insan, Bezirci’ye döndüleryüzlerini, o anlatt›: “Sivas’tayd›k yine, Pir Sultan’› sü-rüklüyordu H›z›r’›n askerleri. Çifte Minare’nin önündetafllad›lar onu. Ben küçük bir çocuktum, a¤l›yordum, birsoftan›n sesi kesti h›çk›r›klar›m›... Bu sesti iflte...” Mer-divenin bafl›na oturdu Nesimi, “bu” dedi yavaflça, son-ra sesini yükseltti, “bu benim ikinci ölmem!” Bakt› ya-kanlara, Yezid’i gördü elindeki taflla. H›z›r Pafla’yd› ya-n›ndaki, fiehzade Mehmet’in beyleri, kad›lar›, kazasker-leri ve birden görüntüler kar›flt›, Türkefller’in, Demirel-ler’in, Erbakanlar’›n, apoletlilerin siluetleri kar›flt› onla-r›n görüntüsüne... hepsi oradayd›lar...

Atefl harland›. Atefle döndü Hasret, Pir Sultan’› gör-dü alevlerin içinde, e¤ildi Akarsu, Pir’in elinden biravuç atefl içti... Ateflin içinde K›rklar Cemi’ndeydiler,gökte turna sürüsü, Mad›mak’ta canlar, döne döne se-maha durdular... Dönün turnalar dönün... fiah aflk›na, Piraflk›na, halk aflk›na... Tutufltu gece, söz tutufltu saz tutufl-tu... Yang›nlara düfltü kalem, türküler yak›ld› yürekte...

‹rkildi bir adam temmuz s›ca¤›nda, üflüdü yüre¤i, bu-za kesti her yan›. Bir kap› aç›ld› a¤›r a¤›r... So¤uk vurduadam›n yüzüne, kap›n›n öbür yan›ndaki so¤uk... Sürgü-ler çekildi, açt›lar kefeni, güle yel de¤di birden, Has-ret’in cemalini gördü adam, Pir’i gördü, Börklüce’yi...Mahir’in cemali belirdi hemen yanlar›nda... ve yang›n-lar içinde alt› kad›n›n, alt› yoldafl›n›n cemali geldi göz-lerinin önüne. Kerbala, Mad›mak, Bayrampafla hangisineredeydi? “Bizimkiler bunlar” dedi, “bizimkiler”...Turnalar›n gözünden iki damla yafl akt› gülün topra¤›-na...

Sürgüler çekildi, kapand› demir kap›... Muharrem’insekiziydi o gün... Sard› aln›na band›n› Muharrem, hüc-resine flöyle bir bakt›, dolad› çarflaf› baca¤›na, uzand›Kand›ra’dan Sivas’a... Daha alev alev yan›yordu Si-vas’›n topra¤›... Alev alevdi Armutlu’nun sokaklar›...Avuçlad› topra¤› Muharrem, bir avuç ald› Sivas’›n alevalev yanan topra¤›ndan, öbür eliyle Armutlu’nun kondu-lar›ndan bir avuç toprak ald›, serpti topraklar› hücresine,tutufltu hücre, tutufltu Muharrem’in sekizinci günündeSivasl› Muharrem... Elini uzatt› Muharrem’e Promethe-us, avucu yan›yordu hala, tuttu Muharrem’in elini, atefldaha da büyüdü. Atefller içindeki hücresine kondu Ker-bela’da figan eden kufllar... Pir Sultan, avucundaki gülüuzatt› Muharrem’e. Cana ten de¤di, Hasret’in teniydi,saz› yan›yordu ellinde, ateflin içine çöktü, ba¤dafl kurdu,saz›n› döflüne dayad›; “çeke çeke ben bu dertten ölü-rüm...” deyi vurdu saz›n›n teline. Semaha durdu Muhar-rem “aflk ilen”...

Ah yüre¤im ah! ateflin kavurur içimi... Yanar etim,yanar canlar›m. Bu ah›m kalmaz mahflere. Yüre¤imi ya-kan da yanar... Bu atefl yakar kavurur her yan›... ayd›nl›-¤›n atefli bu, yakar karanl›¤›... Mad›mak’ta Hasret’in,kör hücrelerde Muharrem’in atefli...

47

3 Temmuz 2005 / 07

Page 48: YÜRÜYÜŞ - 7

48

3 Temmuz 2005 / 07

Memurlar›n MücadelesindeBir Dönüm Noktas›

‘90 TEMMUZ EYLEMLER‹1990 Temmuz'unda memurlara

verilen sadaka gibi maafl zamlar›nakarfl› bafllayan eylemler giderekzam istemini aflt›. “Grevli toplu söz-leflmeli sendika” talebiyle demokra-tik bir içerik kazand› ve siyasallafl-maya bafllad›. "Sadaka De¤il, Hak-

k›m›z› ‹stiyoruz" slogan›n›n yan›n-da art›k "Sendika Hakk›m›z SökeSöke Al›r›z", "‹flçi Memur El EleGenel Greve" sloganlar› at›l›yordu.

Memurlar taleplerini dile getir-mek için, devrimci memur hareketi-nin önderli¤inde protesto telgrafla-r›ndan, yemek boykotlar›na, açl›k

grevlerinden yürüyüfllere kadarbirçok eylem gerçeklefltirdiler. Polisbarikatlar›n› direnerek aflt›lar. Ey-lemler ifl yavafllatma ve durdurmadüzeyine ulaflt›. Düzenin yasall›ks›n›rlar›yla birlikte 657 zinciri deparçalan›yordu.

Temmuz eylemleriyle, memurlarülkemiz s›n›flar mücadelesinde ilkkez bu kadar yayg›n, kitlesel bir bi-çimde yeralm›fl oldular. Ve sendika-laflma do¤rultusunda fiilen ad›matarak, haklar›n bu ülkede nas›l ka-zan›laca¤›n›n örne¤i oldular.

Eylemlerin a¤›rl›kl› olarak bele-diye ve hastanelerde yo¤unlaflma-s›nda ve politikleflmesinde, devrim-ci memur hareketinin önderli¤inde-ki BEM-DER’li memurlar›n veTürkiye Hemflireler Derne¤i (THD)üyesi devrimci sa¤l›k emekçilerinindo¤rudan önderli¤inin belirleyicirolü vard›. Sonraki y›llarda oligarfli-nin icazetiyle memur örgütlenmele-rinin birço¤unun yönetimine otura-cak olan reformistler, o günlerde“kitle haz›r de¤il”, “koflullar uygunde¤il” diyerek bu mücadelenin yad›fl›nda kalm›fllar, ya da mücadeleyigeriye çekmeye çal›flm›fllard›. Tem-muz eylemleri memurlar›n mücade-lesinde bir dönüm noktas› olmufl vebaflta sendika hakk› olmak üzerebugünkü tüm kazan›mlar›n yolu osüreçte aç›lm›flt›r. Memur hareketi-ni bugün de gelifltirecek olan çizgi,bu çizgidir. Memurlar bu çizgi etra-f›nda bütünlefltikleri ölçüde, sald›r›-lar› püskürtebilecek ve haklar›n›,özgürlüklerini gelifltirebileceklerdir.

tarihte bu ay

Temmuz◆◆17 Temmuz 1995 Buca'da FirarDört Cepheli tutsak, Ali R›-

za Kurt, Tevfik Durdemir, Cela-lettin Ali Güler ve Bülent Pakfirar ederek d›flar›da süren kav-gaya kat›ld›lar.

◆◆

31 Temmuz 1952TÜRK-‹fi KurulduTürkiye ‹flçi Sendikalar›

Konfederasyonu, ‹zmir, Çuku-rova, Bursa Sendikalar Birli¤ive Teksif, Toleyis Federasyon-lar› taraf›ndan kuruldu.

◆◆

25 Temmuz 1990Su Eylemleri‹stanbul Esenler'de, Kaz›m-

karabekir'de, Sultançiftli¤i'ndeon bine yak›n yoksul, sular›nakmamas›n› protesto için Dev-rimci Sol Güçler’in öncülü¤ün-de bofl bidonlarla yürüyüfl dü-zenleyip yollara barikatlar kur-du. Eylemler akflama kadar sür-dü. O günün sonunda semtleresu verilmeye baflland›...

◆◆

1 Temmuz 1996Ünald› DirenifliGaziantep Ünald› Sanayi Si-

tesi'nde 10 bin dokuma iflçisiflalterleri indirerek, sendika, si-gorta ve di¤er sosyal haklar›için direnifle geçtiler.

◆◆

19 Temmuz 1980 Erim Öldürüldü12 Mart’›n zulmüyle ünlü

“Balyozcu baflbakan”› NihatErim, Devrimci Sol militanlar›taraf›ndan öldürüldü.

◆◆

13-14 Temmuz 1995

YDH VE GALATA'DA ‹fiGAL

“Kay›plar› Bulaca¤›z, KatilleriYarg›layaca¤›z” kampanyas› çer-çevesinde Devrimci Halk Güçle-ri gözalt›nda kaybedilenlerin bu-lunmas›, onlarca infaz› gerçek-lefltiren katillerin yarg›lanmas›için 13 Temmuz'da Yeni Demok-rasi Hareketi ‹stanbul ‹l Merke-zi'ni, 14 Temmuz'da ise GalataKulesi’ni iflgal ettiler.

◆◆ 15 Temmuz 1968DOLMABAHÇE D‹REN‹fi‹

6. Filo'nun geliflini protesto edenö¤rencilerle polis aras›nda Tak-sim çevresinde iki gün boyuncaçat›flmalar sürdü. 17 Temmuz’daö¤renciler kitleler halinde ‹TÜönünde toplan›p önce Taksim'e,oradan da ABD filosunun ba¤l›bulundu¤u Dolmabahçe'ye yürü-düler. ABD askerleri devrimcilertaraf›ndan dövülerek denize at›l-d›lar.

◆◆

Page 49: YÜRÜYÜŞ - 7

49

3 Temmuz 2005 / 07

Zu¤afli Berepe (Denizin Çocuk-lar›) grubuyla tan›d›k O’nu. Lazmüzi¤inin kitlelere yay›lmas›ndakatk›lar›n› sevinçle takip ettik. Dev-rimcilerin etkinliklerinde coflturanhoronlar›n› izledik. Halk›n›n ac›la-r›na yans›tt›¤› ezgilerindeki hüznetan›k olduk.

Denizin çocu¤u Kaz›m Koyun-cu, yakaland›¤› kanser hastal›¤›nayenik düflerek, 25 Haziran günü ha-yat›n› kaybetti.

1972 Artvin Hopa do¤umlu olansanatç›, ilk Lazca Rock grubu, Zu-¤afli Berepe’nin kuruluflunda yeral-d›. Grup, “Va Miflkunan” ve “‹gzas”albümlerini ç›kard›ktan sonra da¤›l-d›. Kaz›m Koyuncu, Laz müzi¤i ileRock’› birlefltiren çizgisinde yürü-

meye devam etti. “Viva” isimli ilksolo albümünü, ard›ndan “Hayde”albümünü ç›kard›.

“Hayde”nin tan›t›m›na iliflkinTav›r Dergisi’nde yay›nlanan röpor-taj›nda, Lazca söylemesi üzerineflöyle diyordu: “Bu milliyetçilik miderseniz; bu baflka birfley derim.Milliyetçili¤in her türlüsüne karfl›-y›m, ama babaannemin kulland›¤›dilin yeryüzünden silinmesine karfl›durma duyarl›l›¤›na da sahibim.Olsayd›m; K›z›lderililer’in milliyet-çisi olurdum. Ezilen tüm halklar›nmilliyetçisi olurdum. Yani Laz ol-mam bir tesaadüf. Evrensel düflü-nen bir insan›m, müzi¤im de böyleolmal›. Ayr›ca müzi¤e sadece müzikolarak bakm›yorum. Hangi ak›lla,hangi duygularla yap›ld›¤› daönemli. Benim hayata karfl› söyle-yecek fleylerim var.”

Koyuncu, Laz dili ve kültürünesahip ç›kan, devrimcilerin birçoketkinliklerinde yeralan, devrimcisanatç›lara yönelik bask›lar karfl›-s›nda saf tutan bir halk sanatç›s›yd›.Koyuncu, tecrite karfl› ölüm orucudireniflinin d›flar›daki sesi olan Kü-çükarmutlu’daki direnifl evlerini deziyaret ederek dayan›flmas›n› ifadeederek, ülkesinin sorunlar›na duyar-s›z kalmam›flt›.

Katili, devlettir...Koyuncu, müzi¤iyle ve kat›ld›¤›

etkinliklerde, Karadeniz’de çok sa-y›da insan›m›z›n yaflam›na mal olanÇernobil facias›na karfl› mücadeleedenler aras›ndayd›. Ölümü de,“do¤al” bir kanser de¤il, Çernobilsonras› bölgeye yay›lan radyasyon-du. Dönemin bakanlar› ekrana ç›-k›p, “bak›n ben çay içiyorum birfley olmuyor” diyerek, halk› aldat-maya çal›flm›flt›. Bu, devletin halkaverdi¤i de¤erin bir özetiydi. Tekel-ler zarar görecek, masrafl› olacakdiye hiçbir tedbir al›nmad›.

Koyuncu da bunu biliyordu vebir röportaj›nda flöyle diyordu:

“Neredeyse her ailede bir kan-

ser vakas› var ve bu tesaadüf de¤il.Adamlar piflkin piflkin ç›k›p çay içtikarfl›m›zda. Bunu yapan insan yageri zekal›d›r ya da ç›kar gruplar›-na hizmet ediyordur. fiimdi bunlarcinayet de¤il mi? Buna karfl› önlemalmamak o çok korktuklar› terördendaha kötü de¤il mi? Çok korktukla-r› vatan hainleri var ya, as›l vatanhainleri, halk düflmanlar› Osman-l›'dan günümüze dek gelen bu tarzyöneticilerdir.”

Binler u¤urlad›...Koyuncu, 26 Haziran günü bin-

lerce insan›n kat›l›m›yla, HarbiyeAç›khava Tiyatrosu’ndan, memleke-ti Hopa’ya gönderildi. Laz’›, Türk’ü,Kürt’ü ile 5 bin kifli Taksim’e yürür-ken, Çernobil aleyhinde sloganlarat›ld›. Törende birçok sanatç›n›n,arkadafl›n›n yan›s›ra Grup Yorumad›na konuflan ‹nan Alt›n da, Yo-rum'un karfl›laflt›¤› bask›larda hepyanlar›nda oldu¤unu ifade etti.

Koyuncu’nun Hopa’daki cena-zesi de görkemli bir törene ve Çer-nobil protestosuna dönüfltü. Cena-zesinde Grup Yorum’un yan›s›ra,HÖC’lüler de yerald›lar.

Dilleri yasak uluslar›n çocuklar› kadar asiKoyuncu’nun ölümü üzerine, ‹s-

tanbul Temel Haklar taraf›ndan ya-p›lan aç›klamada, Çernobil hat›rla-t›larak, katilinin kapitalist düzen ol-du¤u vurguland›. Grup Yorum aç›k-lamas›nda ise, “dostumuzu, karde-flimizi yitirdik” denilerek, “birlik-teydik birçok kez. Kimi zaman Ba¤-dat'›n Felluce'nin Amerikan bomba-lar› alt›nda katledilen çocuklar›-nayd› türkülerimiz... halka dairdiezgilerimiz... Dilleri yasaklanm›fluluslar›n çocuklar› kadar asi, yüre-¤inin temizli¤i kadar güzel bir in-sand› Kaz›m... Karadeniz'in, s›rt›lacivert hamsilerin ve m›s›r ekme¤i-nin zaferine inananlar› selaml›yor,hepimizin bafl› sa¤olsun diyoruz.Güle güle Laz ufla¤›... Rahat uyu ötegeçelerde...”

Ölümü bir cinayettir

Kaz›m KoyuncuKaz›m Koyuncu

Page 50: YÜRÜYÜŞ - 7

50

3 Temmuz 2005 / 07

Ders im’de ,Salihli’de, An-tep’te, ‹skende-run’da flehitleri-nin baflucunday-d› HÖC’lüler.

***

Tecrite karfl›büyük direniflin114. flehidiydiBekir Baturu. 22 Temmuz 2004’teHüseyin Çukurluöz’le birlikte be-denlerini tutuflturarak flehit düflmüfl-tü. Ölümünün birinci y›l›nda Gazi-antep’te mezar› bafl›nda an›ld›.

Bekir Baturu için, tüm ölüm oru-cu flehitleri ve onlar nezdinde tümdevrim flehitleri için kalkt› havayakollar. Yap›lan konuflmalarda söztecrite geldi. Tecrite karfl› direnifl ha-la sürüyor, Baturu’nun bayra¤›n›devralanlar ölüme do¤ru kofluyorlar-d›. Baturu’nun yoldafllar›na gönder-di¤i mektup okundu sonra. Mektupbir vasiyetti; orada, o anmada topla-nanlar, o miras› omuzlayanlar olarakoradayd›lar zaten.

Mücadele Birli¤i okurlar› veESP’lilerin de kat›ld›¤› anmada, Mü-cadele Birli¤i’nden bir kifli bir baflkaölüm orucu flehidi olan ve birlikte tut-sak kald›klar› Selma Kubat’› anlatt›.Anman›n bitiminde flehitler son ola-rak sloganlarla selamland›.

Anma s›ras›nda yasad›fl› çekimyapan polis, anma sonras›nda da ka-t›lan insanlara flehir merkezinde key-fi kimlik kontrolü yapt›. fiehitlerinesahip ç›kanlar, bu düzen için hep“tehlikeli”ydi çünkü. Ve gerçektende öyleydi.

***

Salihli Temel Haklar ve Özgür-lükler Derne¤i’nde 22 Haziran’dadüzenlenenen anmada, 1984 ÖlümOrucu flehitleri Abdullah Meral, Ha-san Telci, Fatih Öktülmüfl ve HaydarBaflba¤ an›ld›.

TKP, Halkevleri ve ÖDP’nin dekat›ld›¤› anmada, HÖC Salihli Tem-silcili¤i ad›na Dursun Göktafl, 84Ölüm Orucu direniflini yaratan ko-flullar› ve o günkü politikalar›n deva-m› olarak bugün uygulanan tecriti, Ftipi hapishaneleri anlatan bir konufl-ma yapt›.

Anma töreninin sonunda, “‹nsanSadece Mezarda Yaln›z Kal›r” adl›film izlendi.

***

Merkezinden köylerine kadar her

mezarl›¤›nda devrim flehitlerinin yat-t›¤› bir yer Dersim. Dersimliler, sa-vafl›rken de, flehitliklerinde de onlar-la hep içiçe oldular. 25 Haziran1995’te Ovac›k ‹lçesi Yeflilyaz› Kö-yü’nde flehit düflen Cem Güler, FigenYalç›no¤lu, Zehra Öncü ve KenanGürz, 24 Haziran’da mezarlar›n›nbafl›nda an›ld›lar.

Haklar ve Özgürlükler Cephesiüyeleri taraf›ndan düzenlenen anma-da HÖC’lüler k›z›l bayraklar›ylamarfllar söyleyip fliirler okudular fle-hitlerinin baflucunda. Konuflmalarda

baflucunda bulunduklar› flehitlerinin15 saat süren yi¤itçe direniflleri hat›r-lat›l›rken, onlar›n tafl›d›¤› bayra¤› ül-kemizin her taraf›ndan dalgaland›r-ma görevinin omuzlar›m›zda oldu¤uvurguland›. fiehit düfltü¤ünde daha

16’s›na bile girmemifl olanCem Güler’den hepimizinö¤renece¤i çok fley vard›.

***

Ailesi, akrabalar›, yol-dafllar› ve arkadafllar›, 26Haziran’da Semiran Po-lat’›n mezar› bafl›ndayd›lar.Bekir Baturu gibi, Semi-ran’›n da ilk ölüm y›ldönü-müydü. 24 Haziran 2004’te,

halk düflmanlar›n›n bafl›nda patlamaküzere haz›rlanan bir bomban›n ka-zayla patlamas› alm›flt› onu aram›z-dan.

Yoldafllar›, yak›nlar› önce mezar›-n› karanfillerle süsleyip, baflucundak›z›l bayraklar dalgaland›rd›lar. Arapgeleneklerine uygun olarak Bahuryak›ld›. Yap›lan konuflmalarda, Se-miran’›n hesap sormak için yola ç›k-t›¤› tecrit katliam›n›n hala sürdü¤ü,yeni faflist yasalar ç›kar›ld›¤› vurgu-land›.

Semiran Polat’›n cenazesi kaç›r›-l›p annesi ve yoldafllar›n›n kat›l›m›engellenerek topra¤a verilmifl ve ah-laks›z bas›n “hani nerede arkadaflla-r›n?” bafll›¤›n› atm›fllard› ertesi gün.‹flte buradayd›lar. ‹flte baflucundaonun mücadelesini sürdürmek içinand içiyorlard›.

Semiran’›n baflucunda yap›lananmadan sonra, Nardüzü’ndeki ziya-rete gidilerek ailesinin verdi¤i y›ldö-nümü yeme¤ine kat›l›nd›. Semi-ran’›n hayat› ve kavgas› üzerine ko-nuflmalar yemekte de devam etti.

Kurşun zindan darağacıÖlen gardaş ölen bacı

Onlar başımızın tacıUnutmadık Unutmayız

Dersim

Antep