-
PAl6?r ,A3t6lEnr IDtatt
\l\lll \r/1rr\r \l
...50 yrldan lazla bir stircrlir bilrttcrlrgirriz hir ctlt'l
Lurlclrru/ *hfr,rrr nulrrrltlrrmi..i? Yaqarnrm siircsincc pck 1ok
glrigr;t'y ltchlt lr.rlrnt,r llrr r.c,'rr 1',rl;'olaruydr. Ulnartm
bu, karrsrllqtr[nll tiinl rtirptirlcltr nr \ununr irrrr'lrr...Babam
1965'te ttO ya\slnda (iklii, lllrrl lru of'ch l,rrrlcltr'l hr1
l'.rlrrr't*rr.lrAnnem ise 1984'te 83 yarsrnda (rlrlti. O rlir lrtr
kurrrtl;r trl ro/. tl ro1 L'nx'lu1rr...Annemle babam, aileleri,
qocuklultyln cvl('ri llirtulrr'(l,r ,rl.ur trrtu. rrinsanlardt.
Babam Kyriakos, orarll rkr!rrrrtltrr ( )rrtrr ,rrr,r h,rl'.rrr
r.rrrrbiiyiikbabamla babaannem gizli I lrristiyan oltrp, K ur lrle
rrlr'rrr I rtrIkesiminden Batum'a gehniqlcrdi. I 1.l.56 yrlrrrrlrr
Strlt.rrr, llnttr llunr.rr tluryaymlayp onlara pegelerini aqrna
ltakkrrtr vcrrti, ( )nl;rr .l.r .rlrklrl,rr h,ururronlarm
lehineydi. Ama hangi kanutt. Ottlur ilii ytrr vrl hr\ rurr ,r
\lurltln.rrrolarakyaqadrlarsadagizliden gizliye,
Ilrristiy'urrllrrllur rl;rlrir l.ur,rtrl llrrrrtrr.u'haline
gelmiqlerdi. $imdi ise kendilcrini agarnli, hclle lcrurr [,r\
lrrl{'hrtul,'r,hEvet, Sultan kendilerine bu hakkr vcrnri.sti lrrrl
(), lolr trzllt.r, lrtlrrlrul ,1.r.onlar da millerce uzakta Dofu'da
idiler. Y(irclcrirrrlchi ;r[ir rrc rlrr cr c\tr 'Hoca ve gergek
Miisliiman komqularr nc diyccckti'l irlirrrr'rl;rn
\.1/|,r'\rr''Liqledikleri giinah riltimciildii. iqte bu nedertlc.
hcr ycrri 1ili. cvk'rtrhIt,'rt \r]rr.lkendi kciylerini terkederek,
kendileriylc aynr dilr pul lrn;rrr \;rlr.rrr, r trlrr',1.r
rrrarasnda cizgiirce yagamak iizere griq ettiler... t
ISBN
,llil! [illlllllillllllltil
0010t tattS
g$l5c,.
PAlftt,Alff
-,UdrilHhntlYorgo Andreadie
r3t-\
Itbelge
-
$sf
MARENOSTRUM
Yorgo Andreadis, 19j6 yfunda, Selanik'in muhacir barakala-nndan
olusan Kalamaria mahallesinde do{du. Ailesi Giircis-
tan'daki Batum'dan 1930 yilmdaYunanistan'e gdg etmiEti. Ba-bau
Kyriakos Andreadis, Pontus Ulusal Meclisi iiyesiydi. Bu aile-nin
yaEad$r. ikinci giig olay idi. ik gAE, 1880 yrluda Batum'a gi-
diEleriydi. Fullbright bursu ile Selanik'teki "Anadolu
Koleji"nibitirdi. Bu Kolej, tarihi "Merzi.fon Koleji"nin devamrydt.
Alman-ya'daki Freiburg Universitesinde iktisat okudu. Karadeniz
biilge-sinin kiiltiir ve tarihine iliqkin ondan fazla kitap yazclr.
Hem Tiir-
kiye hem de Yunanistan'da kiiltiirel faaliyetlerle yakmdan
ba!kurdu. 1960'tan bu yana Karadeniz bdlgesinin 40'dan gok kez
zi-yaret etti ve iyi ba{lar geliEtirdi. "Tamarna" adh kitah 1993
yiltn-da Abdi ipekgi Edebiyat ddiitii altu. Tiirkiye ile Yunanistan
ara-stndaki netameli konulardan birini ve son derece garprc,
insanhkdratnlannr ele almasma karErn, kitah insanh{t ve dostlu/u
yiicel-
ten mesajlar veriyordu. Yazartn temel kaygrsr, uluslar
arasmdabanE ve dostu{un miimkiin oldu{u mesajmm kuvvetle
vurgula-maktu Yeter ki insanlar insanhklannt unutmasrn, rkma.
dinineya da rengine bakmakstztn, yarundaki halkm yardtmtna
koSabil-siz. "Tan.rama" (1993) yazqnn kendi qevirisiyle ingilizce
(1993) ve
Almanca (1994) olarak da yaymlandt. 1996 yfunda ise,
Tama-ma'nr.n Tiirkqe gevirisi yaymevimiz tarafmdan okurlara
sunuldtt.
Yamnn gahsmalanndan bazt drnekler ise Eunlardtr:Pontus
Kiiltiirn, I 9 60 :
Klostoi (Dcinme Hristiyanlar), 1993,'iVlitostarr Eksodiise.
Pontu s Rumlarnn T arthi. I 9 9 4.
-
BBLGEYAYINLARIMarenostrum Dizisi
NEDEN KARDE$IM HUSNUYorgo Andreadis, 1992
Yazartn Adresi:Andreadis GeorgiosRizuntos Street St.551 3l
Kalqmaria
Greece
Bu kitabrn telif geliriTonya Lisesine brrakrlmqtrr
Baskr: Gtilen OfsetKapak Diizeni: Zehra $enofuz
Kapak Baskr: Orhan OfsetCilt: Giiven Mticellithanesi
bclgctatrnlan
BELGE ULUSLARARASI YAYINCILIKDivanyolu Caddesi Binbirdirck
iEhanr l5 /l
Sultanahmet - istRNnt tl-Tel-Fax: 212 511 44 53
F
Yorgo Andreadis
NEDENKARDE$lM
aa
HUSNU
Qeviren: Giilden TuYgan
ao
ffi -6T[rP$Ar-r;'' iI n-qjt"g- t":ta'fi'f;'J !1 o- -- ''""
o-o
MARENOSTRUM
-
|EAPTIO: ANAPEAAH>i' ,-, : '{
306036frntf n8e]ued Xouovi;
PAJ571 .4555METULIBRARY
Nr.d.n ksdepltn Iflbnw gcv. clldcn Tuygu.
lilililllilllltllltillltllillilltiltlllilillltiltillilllllilllll002015673S
EKAOTIKOI OIKOr AAEA
-
F tl yrldan fazla bir stiredir bilmedifiniz bir erkek
kardeqi-1t, niz ol-ast mtimktin mii? Yaqamrm siiresince pek goka'/
It garip Eey geldi baqrma. Bu ise en garip olanrydr. Uma-nm bu,
karqrlagtr[rm ttim stirprizlerin en sonuncusudur'
Babam 1965'te 80 yaqrnda tildii. Bana bu erkek kardeEten
higbahsetmedi. Ann;m ise 1984'te 83 yagrnda dldii. o da bu
konudatek stizctik olsun siiylememiqti.
Annemle babam, aileleri, gocuklarryla birlikte
Giircistan'dakiBatum kentine yerleqmiq, tjztinde tutucu insanlardr.
Babam Kyri-akos, orada dofmuqtu. onun ana-babasr yani
biiytikbabamla ba-baannem gizli Hrristiyan olup, Karadeniz'in Tiirk
kesimindenBatum'a gelmiElerdi.
1856 yrhnda Sultan bir Hattr Htimayun yayrnlayrp onlara
pe-gelerini agma hakkrnr verdi. onlar da agrldrlar. Kanun onlann
le-hineydi. Ama hangi kanun. onlar iki yiiz yrl boyunca
Miisltimanolarak yagadrlarsa da gizliden gizliye, Hrristiyanlardan
daha fa-natik Hrristiyan haline gelmiglerdi. $imdi ise kendilerini
agarak,kellelerini kaybedebilirlerdi. Evet, Sultan kendilerine bu
hakklvermigti ama O, gok uzakta, istanbul'da, onlar ise
kilometrelerce6tede, Dolu'da idiler. Ytirelerindeki ala buna ne
diyecekti? Ho-ca ve gergek Mtisltiman komqula' ne diyecekti?
islam'dan vaz-gegerek iqledikleri giinah ijliimctildii. Igte bu
nedenle, her yent
-
gift, evlendikten sonra, kendi koylerini terkederek,
kendileriyleaynr dini paylaqan yabancr uluslann arasrnda cizgiirce
yaqamaktizere Kafkasya'ya ve Rusya'ya g6getti.
Trabzon yakrnrnda kiigiik lbir kriy olan Zilmera
(Subaqr)'danYorgancr Hristos, btiyiikannem Afroditi ile evlendi.
Afroditi,Krum mahallesi Varenu kciyilnde do$mugtu. Burasr,
Giimiiqhaneyakrnrndaki Yaflrdere'nin yukan btiltimtinde yer alan
gok sayr-da gizli Hrristiyan kriyiinden ibaret karma bir b
-
kannem Afroditi'den aldrm. O, benim igin tarihi Ksenofon
gibiy-di. Ktiklerimiz hakkrnda bugtin ne biliyorsam, bu kadrndan
duy-dum. Biiyiikannemin bana anlatttlr gibi, Tonya'daki bu
insanlardeligmig, Mtisliiman olmuqlardr, ama ne tiir bir
Miisltimanhkttbu? Gergek Miisli.imandan daha fanatiktiler. Kendi
halkrmrz bile,biiyiikannemin dedili gibi, Mtisltiman oldu ancak
bizler, gizlidengizliye Hrristiyan kaldrk, ama ne ttir Hrristiyan?
Higbir Hristiyanbizim kadar dindar de[ildi, ttim geleneklerimizi ve
bayramlan-mrzr ayakta tuttuk. Btiytikannem Afroditi'nin gururla
siiylediligibi, egi benzeri olmayan Hristiyanlardrk. Ancak bu
Tonyaltlar,oldukga fanatik Mtisltimanlardr ve go[u Hristiyan
kiiylerinin ba-grna bela kesilmiE ve biilgemizde bir sorun ya da
savaq patlakverdilinde Hrristiyanlara sorun grkartmrqlar.
Bu tiyktileri duyan benim gibi kiigiik bir gocufun
hayalindebaEka ne gibi bir sonug dolabilirdi ki? Bana giire
Tonyahlar, herHrristiyanr dolramaya hazr, btgaklar ve silahlar
kuqanmrq yaba-nrl insanlardr. Onlardan nefret ediyordum. Onlar
qeytandr. Dahasonralarr ya$lm biraz btiytidiifiinde, tesadiifen
ansiklopedide,Tonya'nrn Trabzon'un gtiney-batrsrnda dalhk bir alan
oldulunu,burada yerel Rumca (Bizans grekgesi) konuqan
Miisltimanlarrnoturdulunu dlrendim.
Thonia sdzciilii, eski Yunanca'da QAKAL anlamma gelenTHOS s
-
sormaya korkuyorum. $arkrnrn giizellifi konusunda
hemfikirler-se, gciriiqiimiin dofrulufundan kuqkum kalmayacak. E[er
befen-medilerse, ya da coqku duymuyorlarsa, onlann bir fikri
olmadt-lrnr sciyleyecek aldrmayacafrm. Bu da, tiyle ya da briyle
qzLrkt-nrn bende, en iyi melodi olarak kalmasr demek. Ama,
higbirolumsuz gciriiqii kabul etmeyeceksem, niye onlara
soruyorumriyleyse?
En yansz kiqi bile, bu tiir bir yanhhktan kagrnamaz.
Kendiniyalnrz hissetmemek iEin, kendisine yakrn diiqiincede
insanlararar. Benzer diigiincede kiqileri buldufundaysa, mutlu olur
vekendi yansrzhfr konusunda giiven duyar.
Bana da tiyle oldu. Bu dykiimde, yansrz olmaya Eahqaca[rm.Benim
fikirlerimi paylaqanlar iEin baqarrh sayrlacafrm, paylaq-mayanlar
igin ise yanh bir insan olacaftm. Ama urnudum, her ikitarafi da
diiqtindiirebilmek. Giiniimiizde ortak-halklanmtzt
dii-giindiirebilmek bir baqarr. Her gi.in muruz kaldrfrmrz
bombardr-man, dtiqiinmeye pek zaman brakmamakta.
Htisnii, 1933 yrhnda Yakgrkur'da dofdufunda, Hristiyanla-nn
biilgeyi terketmelerinin iizerinden on yrl geEmiqti. Gerqi,onun
kciyiinde daha dnce Hrristiyanlar yoktu. Ttim Tonya biilge-si gibi,
tam bir Miisltiman kciytiydii YakErkur. Ama aynr bcilgedegarip bir
qey olmaktaydr. Tonya koylerinin pek Eofunda, insan-lar evlerinde
Rumca (Bizans lehEesi) konuqmaktaydr ve ktiyiinyaqh kadrnlan
Tiirkgeyi bilmezlikten geliyordu. Kiigtik Htisnii,bu farkrn
ayrrdrnda de[ildi. Ama 6 yaqma geldifinde, bu soruylayizyl'j,ze
geldi. Okula gitmek zorunda idi.
Tonyah ktiyltiler okula pek saygr duymuyorlardr. Hem
geniqaileler, hem de golu gocuk! Temel problem yagamr
siirdiirebil-mekti. Srfrrlardan et, siit ve ya! elde ederek
ekmeklerini kazan-mak igin toprakla gahqmak zorundaydrlar. O
yrllarda, bu basitinsanlar iEin okul bir liikstii. Ancak orada bile
de$iqme olmik-taydr. Okuyabilmek, sayr sayabilmek igin Eocuklar en
azrndan
12
bir silre okula gitmek zorunda kaldrlar. Boylece kiigiik
Htisnii,zorla ya da defil, en yakm ilkokula gitmek durumunda
kaldr.Okula zevkle gitti[ini sanmryorum. Yrllar sonra bana
sciyledi[igibi, okula gitmeyi hig istemeden kabul etmigti. Kabul
etmiqtigiinkil annesinden korkuyordu. 'Yoksa beni drjvebilirdi'
demiqti.
Aynr d$eden sonra okuldan allayarak ddnmiiqtii ve okula birdaha
gitmek istememiqti. Nedeni
-
diiriiydti. Cumartesi olmasrna kargrn, okuldaki gtirevinden
izin-liydi. MeslektaElarrndan biri olan, ii[retmen Dimitri'nin
Trab-zon'dan bir ziyaretgisi oldufundan, oraya gitmek istemigti.
Herikisi gegen yaz Trabzon'da iken, qimdi Dimitri'ye gelmiq olanbu
ziyaretgi tarafindan biiytikbir konukseverlik g6rmiiglerdi.
Trabzonlu bu ziyaretgiyle tanrqmak Yotis ve benim igin bii-ytik
bir fanstr. Orada olup biten her geyle ve gimdi orada yaqa-yanlarla
daima itgileniyorduk. Orast bizim ana babalammrzrngeldifi
btilgeydi. Dimitri, konuk ile ilgili bir kaq gtizel stiz stiyle-di.
Bize adrnt da sdyledi ama adt bize yabancrydt ve Yotis
nasrlstiylendilini unutmuftu.
Ne zaman Karadeniz'i, iizellikle de Trabzon'u ziyaret etsem,bu
basit insanlar konuseverlikleriyle bizi minnettar krlmrglardr.$imdi
bu konukla tamqmak gansrm tepemezdim, kaldr ki gok azinsanrn
Karadeniz'den buraya gelip bizi ziyxtet etme imk6nt var-dr.
Biiylece Yotis ve ben, o sofiuk Kastm dlleden sonrasrna ra!-men
Gumenissa'ya Dimitri'nin evine gittik. Birkag insan dahavardr
orada. Trabzon'dan gelen konuk igin oraya gelen arkadag-lar ve
tamdrklardr bunlar. Aym yaz dtineminde Trabzon'da kar-grlaqmrg
olduklarrndan, bazrlan onu tanryorlardr. igte onu tanl-yanlar,
karakteri ve konukseverlifinden kesin bir saygryla
bahse-diyorlardr. Tiim bunlar gtiphesiz ilgimizi artudr. $imdi bu
insan-la tarusmayr daha fazla istiyorduk. O suada, Tiirkiye'den
arabay-la gelmig oldufundan, yemek sonrasl yorgun diigen konuk
din-lenmekteydi. Ah, evet Yotis'in hazrlamakta giigli'ik gektili
adnrda iilrendik konu[un. Htsnti idi adr.
Ttim dostlar ve birbirlerini tantmayan bu insanlar, o yaz
Ka'radeniz' e yaptrklan gezi amlann r v e bazr olaylan
konuqurlarken,kapr agrldr ve hepimizin bekledili konuk odaya girdi.
Hiisnii birstire kaprda durdu, hepimize 96yte bir goz atl.: ve
oturmak iginbir iskemle gekti. Oturduktan sonra, bir kez daha
hepimizi tnce-
t4
den inceye, sanki her birimizin bir resmini gekmek
istermiEcesi-ne inceledi. Benim ve Yotis'in tam karErsrndaydr. O
bana, benona bakryorduk. Dilerleri resmin drErna gftrnrqtr. Sanki
bLbiri-mizi tamyorduk. O an, sanki geEmigle gimdiki zaman
bulugmug-tu.
Yalmzca bir tamEmayla, o yeni arkadaEmzn sizin ruhunuzahitap
ettili ya da size karqr durdu[u izlenimine kaprldrlrnrz oldumu hig?
O an, bu benim baqtma geldi. Bu garip duygu, daha son-ralan
Hiisnii'den duydufum kadanyla, onun da bagrna gelmig.Hatrrladr[rm
kadarryla, yaLnrzca bir saat kadar tince
birbirimizlekarqrlagtr[rmrz halde birbirimizi uzun yrllardr
tanryormuquz gibibir hisse kaprldrlrnr siiylemigti bana. Basit bir
ziyaret olafantistiibir hal almrqtr. Hiisnii kardeqi olan beni, ben
de Htisnii kardeEimitanrmrqtrk. Birbirimizi bulmugtuk.
Daha sonralarr ikimiz igin de heyecanh bir ddnem
bagladt.Hiisnti, yaprlmasr gereken qeyleri hazrrladt. En dnemli qey
de,aynr heyecam bana gegirmig olmasrydr. Onun sevgi ve
tutkuylayerine getirdili programlanm hazrlayarak onunla yarrgtrm.
Ola-bildifince sft karqrlagmak zorundaydrk. Deferlendirilmemiq
fir-sat kalmamahydr. lstanbul ve Selanik arasrndaki mesafe
srfirainmigti. Yrllar, ilk karqrlagmamrzr kovaladr.
Tiim gabalarmda, olafaniistii bir direng vardt. Her gey
baganltolmak zorundaydr. istanbul'u siirekli ziyarct etmek zorunda
kal-drk. Oraya gitmemize neden olabilecek her ttirli.i olasr kamtr
bul-du.
Gitmemizin olanaksz oldu[u durumlarda, kendisi bize geli-yordu.
GeEen yrllan yeniden kazanmak igin agtklanamaz bir cog-kusu
vardr.
"Yorgo" derdi, "Sen kardegim olarak kalbimdesin ve birbiri-mize
rastlamamrz Tannmn bir armafanr bana gdre." Acrsr, yaqa-mlmrzrn
geri kalanrnr, kaybettilimiz yrllarr bize geri kazandu-maya
yetmeyecefi konusundaki kugkusuydu. Birbirimizi bulma
15
-
>..t i.. +i:.
tirmeden o yeri gegiyoruz. Bir yerden diferine. Ara sra boq
alam-lardan gegerken, Yotis qakalanyla dolduruyor da zaman su
gibiakryor.
$imdi Silivri'deyiz. Astrlardtr, surlanyla bir kale gibi
dur-makta burada. 1915'te surla'nm bir biili.imii tahrip edilerek
is-tanbul'a yol agrlmrq. Ama 1960'a dek eski gciriinti.isiini.i
koru-mug. Silivri'nin ve ttim sahilin felaketi 1960'dan sonra
olmug'Ttim bcilge, milyonlarca istanbullunun yazhklanyla dolu
artft'
Silivri, M.O. 625'te Megara'dan gelenlerce kurulmug'
Mega-rahlar, tinderleri Sili ydnetiminde gelmiq buraya' Sili, yeni
kentSilivria'yr kurrnuq. Vria, eski Irakya lehgesinde kent
anlamnagelmektedir. Silivria, sili'nin kenti demektir, yani
siligehir de di-yebiliriz. 4.yy.'dakentin bir baEpapazt da vardr,
sonralarr metro-pol oldu. I972'ye dek ntfusun yansr Hristiyanlardan
oluquyor-du. Kiliseleri oldukga iinliiydti ve Katedrallerine Bakire
Ma-ria'nrn dofumundan esinlenerek aynr ad verilmigti. Bu
kilisedeSilivrili Maria'nan bir ikonu ile Kutsal Zenya'nrn ve MS'
290'daHrristiyanhla sadakatinden dolayr ya$ammr burada
silivri'dekaybetmiq Aziz Agathonikos'un kalrtlarr bulunmaktaydr'
AyncaAziz Spyridon kiliseleri ile Maria'nrn Oltimtl Kilisesi de yer
al-maktaydr burada. Tarihi Aziz Yohan (Johannes) Kilisesi,
Fatihtarafindan camiye ddntiqtiiriilmtiqtti. Artrk Fatih ya da
Htinkar ca-mii olarak adlandrnlmaktadrr. silivri kalesi, John
Katakuzi-nos'un krzryla Ttirk sultanr orhan'rn 1346 yrhnda yaptrEr
tarihievlili[e sahne olmuqtur. silivri'de ayrrca, tinceleri Kona
Bali'ninollu olarak tamnan Aziz Nektarios dofdu 1846'da' Evini
hdldgtirebilirsiniz. Giintimtizde Silivri, yrlhk yofurt
festivaliyle ta-nrnmaktadu.
Bu srada gtilmekten kendimizi alamadrk, giinkii yaqadr$ yerolan
Bi.iyiikgekmece'yi kazara gegmeyelim diye telefonda hrzr-mrzr
kesmemiz gerektilini sriyleyen Hiisnii'yii antmsatmtgtr
bizeSilivri, $imdi yaqadrlr yerden 30 kilometre uzaklfttayrz'
Hiis
23
-
Kallikratia I Aya Paraskevi kilisesi
i-
i'{,,
,, .n
4
:.,I
>l
-
Fi
{
-
Hiisnii'niin evinde
nii'n{in istedifi gibi hrzrmr kesecefim yerde, daha da
artrdrm.Giindiiz gtizel olabilirdi ama krqtr ve hava karanyordu. O
srrada,Iraklia'dan gegerken Arap Aziz George'u unuttufumuzu
farket-tim. O, kutsal Iraklia'nrn tinderiydi. Savaq srasmda geteler
Irak-lia'ya geldi[inde Arap Aziz George da dahil ttim ikonlar ve
kili-seler yandr. Hrristiyanlar hiEbirini kurtaramadl.
Epivate'lerin eski bir kciyti olan Selim Paqa'ya girmiyoruz.
40$ehitler Kilisesi artrk orada yok. Yerinde yeni bir cami
yiiksel-mekte. Kale oldufu gibi kalmrE, gtinkti yerlegik halkr
Fatih Sul-tan'rn Konstantinapolis'e ytiriidtilii srada hig direng
gcisterme-den teslim olmuq. Bugtinkti halkt, Yunan
Makedonyast'ndakiTsotili ve Siatista'dan gelen mi.iltecilerden
oluqmakta. ilk geldik-lerinde, onlar da tsmmak igin baflan yok
etmiqler ve yalntzcabufday yetiqtirmigler. $imdi ise Selim Paqa,
yazhklarryla olduk-
26
Ea biiyiik, tiyle bu yazhklar sayrca yerli evlerin kat kat
tizerinde.Qatalca btilgesine de girdik. Bu kaza, Metro diye
adlandrnl-
mrg Yunanltlarca. AynI zamanda bir baqkent merkeziydi.
Os-manhlar ise, iqgal ettikleri andan itibaren qatalca adlnr
vermiqlerburaya. Solumuzda kocaman bir gimento fabrikasr
bulunmakta.Bu, Hiisnii'niin telefonlarr uyarmca dikkat etmem
gereken bir ya-pr. $imdi yol Mimar Sinan'a iniyor. Hangi ziyaretgi
Mimar Si-nan'rn eski Kallikratia oldufunu zuilayabilir ki? TiirkEe
adr, 16.yiizyrlda meqhur Sinan tarafindan inqa edilen 4 kemerli
kdpriidengelmekte. Epivatesli Aziz Paraskevi'nin kilisesi
buradaydr. Hr-ristiyanlarrn aynlmasrndan sonra kilise, cami haline
dcintiqtiirtil-dii. Bu cami 1980'de yrkrldr ve yerine yenisi
yaprldr. Koti.i ingaedilmiq bazr yaprlar bcilgenin ve kiigtik
limanlarrnrn dofal giizel-lifini mahvetmekte. Deniz kenarrndaki
birkaq bahk lokantast,bahk sevenlerin olalan u[rak yeri.
Yol gimdi agafrya inmekle, hedefimiz, sadece birkag km'
iler-deki Bi.iyiikgekmece. Yokugtan Biiyiikgekmece'ye girig
levhasrntgordtik bile. Giriqin yanlna, bir araba, alarm lambalan
agrk ola-rak durmakta. Arabanm yanrnda birkaq adam duruyor, sanki
ara-bayr inceliyorlarmtq gibi gtiriinmekteler. Kaza falan
oldu[unudiiqilnerek, tam olarak ne olduluna bakryoruz gimdi.
Arabayayaklaqryoruz ki, aman tannm, araba Hiisni.i'niin arabasr,
Htisniide adamlarla birlikte orada durup ana yoldan inen arabalara
do[-ru bakmakta. Bizim gelig ytini.imiizii izlemekteler. istanbul
ydnti-ne gelen arabalara gdzlerini dikmig bizi aramaktalar.
Hrztmrzrkesip Biiyiikgekmece giriqine beq metre kala duruncaya dek,
bizifarketmedile r. Bizi Biiytikgekmece'ye giden ora yerlileri
zannetmiqler.Ne mi olmug? Htisnti bizim evi araylp kzrmdan
Selanik'ten
ayrrldr[rmrzr duyduktan sonra, ne zaman gelece[imizi
tahminegahqarak, arkadaglarryla o noktada beklemeye baqlamrqlar.
Ara-basrmn da stop lambalannt, kendisini gciriip yolumuzu ve
yOnii
21
-
1'fl
H iis nii' niin evi, B iiy iikg e kme ce
miizii kaybetmeyelim diye agmrq. Lambalar kag saat aqrk
kalmtg-tr, sormaya cesaret edemedim. Allahr yok dedim kendi
kendime.Hiisnti ile o giinleri gegirdikten sonra ne diyebilirim ki?
Onun oyofiun konukseverlifii bizi yordu. Neler yapmadr ki?
iti tiiEiit< gc;I, Biiyiik ve Kiigiik Qekmece'yi
oluqturmakta'Eskiden burada gok sayrda zengin bahk iiretim tesisi
bulunurdu.Ktigiik bir dere sularrnr Marmara'ya boqaltrrdr. Bu
derenin giri-$ine tahtadan yaprlma parmakhk benzeri Eekmeceler
koyarlardr.Kefal bahklart Karadeniz'e buradan gegerlerdi.
Parmakhklar,tiim yaz boyunca igerde kalacaklarr qekilde kefalleri
tutardl. Ba-hklar giderek birikir, sonbaharda da avlanma baglardr.
Kiigiik-Eekmece'den sonra, Bizans Empyritis'in bulundulu nokta
olanAmbarh'ya varrlrr. Gegmiq yrllarda burada biiyiik bir kale
bu-lunmaktaydr. Btiyiikgekmece'de tinceleri hem Hrristiyan hemde
Miisliiman halk yaqardr. Ortak ozellikleri ise yoksulluklzrny-dr.
$imdi ise burada kritii inqa edilmig yazhkqr evleri
yiiksel-mekte.
Orada kag giin kaldrlrmrzr hatrrlamtyorum. Dcirt ya da beqgiin
olmah. Asla unutmayacafrm tek qey, Hiisnii'ntin konukse-verlifinden
gerEekten yorgun dtiqtiigiimiiz...
Her gtinkii ortak konumuz Karadeniz veTrabzon'du.
Hiisnii,Trabzon'a aqrktr. Kendi iilkesinde yaqarken o brilgeye
nostaljiduyan bir insana ilk kez rasthyordum. Daha tinceleri bu
tiir nos-taljinin yalnrzca Yunanistan'da iken bizim tarafimrzdan
duyuldu-[unu diiqiiniirdiim hep. O bolgeden Yunanistan'a griEen
biiyiikle-rimizin oykiileri, qarkrlan ve gozyaqlarryla
biiyiimiiqtiik, Trab-zon'la ilgili her konugma, Hiisnti'niin,
"gelecek yazbir kez bir-likte Karadeniz'e gitmemiz lazrm!"
tinerisiyle son buluyordu.Herqeyi do!ru biEimde gdstermek istiyordu
bize. Oradaki festi-vallere katrlmak, Tonya Eyilalar'r ziyaret
etmek gibi. Yalnrzcadilinde miydi, yoksi bir tiir emir miveriyordu
bilemeyecefiimama, her nasrlsa brzi o yaz Karadeniz'e gitme
programma katrl-
-
mamrz konusunda ikna etmiqti. Ote yandan biz de gitmeyi
arzuediyorduk.
Trabzon'dan bahsettifinde anlattrfr
-
Bo!,az'da
zon'dzki tek Huistiyan kilisesi Santa Maria'dan katolik bir
rahipgelmiq, oliiyii alarak Trabzon'daki Masatluk Katolik
mezarlt[magommiiq. Ancak evden Elena'mn cesediyle birlikte
kitaplarrnr daalmrq. Katolik rahip. Ardrndan Trabzon Belediyesi
gelip evi ka-patarak miihiirlemiq.
Hiisni.i kitaplara Eok iiziilmi.ig ve katolik rahibin tiimiinii
aldrfrgerge[ini kabul edememiq hig. $imdi bir siirt Yunan dostu
varve Elena'nm kitaplarrnrn katolik bir rahibin ellerinde
olmalarrn-dansa bizde olmaslnr gok daha anlamh bulmakta.
Ofretmenlerimizin yanr srra hepimizin bir de yaqam ofretme-ni
vardr. Iqte o da, karakteri ve bilgisi ile bizi etkileyen bir
tigre-ticiydi.
Elena da Hiisnii iEin ideal bir insandr. Ama bu gergek
olmasabile, eminim o, Hiisnii'niin yaqamnr ve diiqiinme bigimini
gok
)z
fazla etkilemigti. Sanryorum, Elena da Htisnti igin ideal bir
kigiy-di. En azlndan, onun yaqamrnl ve diiqiince tarz;nr etkiledifi
ke-sindi.
istanbul'u onun konukseverlilinin yarattrfr heyecanla
terket-tik. Hiisnii bizi ipsala stntrma kadar gegirmek istedi.
Tiirki-ye'deyken baqimrza kcjtti bir qey gelmeyecefinden emin
olmakistemigti. GiiElii bir qekilde itiraz etmemiz kargrsrnda
rsranndanvazgegti. Qok yakrnda, o ay iginde Selanik'te bizi ziyaret
edece-fine sciz verdi. Doniiq yolumuzda, bize yaklaqrmrna bir
dereceolsun karqrhk verebilmek igin, onun konukseverlilinin
intikamr-nr nasrl alablltriz diye planlar yapttk, fikirler ortaya
attlk.
Zaman gok gabuk gegti ve bir giin, ertesi giiniin ti[leden
son-rasr Selanik'te bizimle olaca[rnr sciyleyen telefonunu aldrk
Htis-nii'niin. Ertesi sabah erkenden kalktrk. Cumartesiydi. Aynr
ak-
H ii s nii Y unanistan' da arkadaglarr ile
-tJ
-
Hiisnii Veria'da arkadaqlart ile
gamHiisntiyanrmrzdaolacaktr.Kanm,hermisafirbekledifimiz-ie trep
yaptrEr gibi, tiim evi temizlemek istedi' Evimiz yeterincetemizdi.
Ama o, yeniden temizli[e kalkrqtr ve biitiin ev Qargambapazarrna
dtjndii. Bu, ne zamafi biri bize ziyarete gelse' hep olantir
qeydir, hepimiz hem yorulur hem de altiist oluruz' KahvemiziiEer,
konu[umuzla ilgili planlanmrzt yaparken, zrl galdr' Gelen-ler
Athina ve Yotis idi. Onlar da ortak konufumuz ve dostumuzigin
yaprlan programlan dert etmiqler' en son programr gortiqmek
istemiqler. Aynca baa. iyi fikirleri de varmrq' Kanm'
hepimizinevden grkmasr gerekti[inden, kahvelerini garqabuk igtiler'
Yotisve Athina evden aynlmak iizere kaprdayken, zit galdr' Karrm
Ku-
ka, iyice sinirlenmiqti. "Yine kim geldi?" dedi' Gelen
Hiis-nti'ydti!
Onceki gece erken yatml$, onun igin de sabah erkenden yola
34
grkmrq. Yattrfirnda uyku tutmamrq o da'Madem uyuyamlyorum,neden
zaman kaybedeyim' demiq. Bekledifimiz gibi ii[ledensonra gelmek
yerine, kalkrp arabasrna binmiq ve cumartesi saba-hr Yunanistan'a
varmrq.
"Hi.isnii" dedim, "gok iyi yaptrn!" Sevdiklerini cinceden
habervermeden ziyaret etmekten hoqlanryormuq. Bizi de, tiim bu
te-mizlik derdinden kurtarmrq oldu. o giin, kanmrn evi
temizlemekgabasrndan neler gekti[imizi anlattrm ona. Qok gtildiik.
sevgilidostumuzun gelmesi bizi Eok mutlu krlmtqfi.
Pazar giinii, Sumela Manastrn'na gitmeyi planladrk'
RahipManolis, Hiisnii'yii duymuqtu, tamqmak istedifinden
konufumu-zu manastrra getirmemiz konusunda lsrar etmiqti. Ama krqtt
vemanastrra Erkan daf yolunun karla kapanmrg
olabilece[indenkorktuk. Rahip Manolis, bize telefonda gok fazla kar
olmasrnakarqrn yolun agrk oldufunu sciyledi' Ama kar yafarsa, oraya
va-rabilir miydik? Ne yapardrk? 'Sorun ne?' diye sordu Rahip
Ma-nolis. .Gelirsiniz, yine kar bastygsa da, eriyinceye dek
manasty-da kalrrsrnz.' Manolis de konukseverlik konusunda tutkulu
biradamdr. Onun bu istefini nasrl reddedebilirdik ki?
Bdylece arabalar eqlifinde Sumela Manastrn'na do[ru yolagrktrk.
Kemenge de yammrzdaydr. Hiisnii, Karadeniz garkrlarr dt-qrnda ve
kemengesiz miizik sevmezdi' Manastrrda Eok hoq zamurgegirdik. Tiim
afaglarkarla kaphydr. Hava kapahydr ve bcilgeninzevkine ne yazlk ki
varamadrk. Ama o ne mucizeydi! Manastumtepesinde gdk koca bir daire
bigiminde agrktr, hog bir giineg rqrfrmanastrrn iizerine diiqmiiq
gevreyi aydrnlatmaktaydr. Hiisnii ilkolarak yiiksek sesle haykrdr.
"sumela Maria mucizesini goster-di!" onun bu ani tepkisine ve
hayranhfrna giildiik. Manolis bizialulamaktan usanmtyordu. Konulumu
zu ve bizi onore ediyordu'Kemenge eqliginde eski halk qarkrlarrnr
gok hoq sciyliiyor, konu-
fumuz igin dans da ediyordu' Hilsnii colmu$tu. Kulaklan
bilegiiliiyordu.
35
-
b6q
Manastrdan aynlma zamanr geldi, ama Manolis'le baqa gtk-mak
zordu. Varia kentindeki evine gitmek zorunda kaldrk. Kanstve
krzlarr bizi bekliyordu.
Veria'daki evine koca bir yabancr grup halinde doluqtuk.
Krz-lanbizi igki ve tathlarla afrrladr. Ama Tiirkiye'den gelen
konu-[un kim oldufunu anlamadrklanndan tereddiitlii
davramyorlardt.Ktzlar sonunda, Tiirkiye'den gelen konufun kim
oldufunu Yo-tis'e sordular. Yotis hep qaka yapar, onlara.
Tiirkiyeli konufunhangimiz olabilece[ini diiqiindiiklerini sordu.
Rahibin krzlan,Tiirkiyelinin kim oldugunu cifrenmek iEin hepimizi
tek tek ince-lerken, biz susuyorduk. Nihayet bana dcjndiiler ve
Ttirkiyeli ko-nuk diye beni g6sterdiler. Hiisnii gok mutluydu.
Karadeniz'dengelen Tiirk konuk bendim. O ise Yunanhydr. Krzlarrn bu
seqimi-ne hepimiz gi.ildi-ik. Giilmemiz kesildifinde , krzlart
neler oldufu-nu anlamtqtt.
Akqam dontiq yolumuzda, Skydra'da Haralampos Kotzavasi-lollu'nun
evini ziyaret etmeyi planladrk. O da, Bafra kcikenli fa-natik bir
Karadenizliydi. Baqarrh bir sanayicidir. Dimitri'ye; aynraK$am tiim
dost grubumuzun evine gelmesi gerektilini stiylemig.Kotzavasiloflu,
diinyanrn en biiyiik salyangoz smai tesisine sa-hip biri. Coqkulu
bir qekilde kargrlandrk. Silahryla konuklanmngeliqini selamladr.
Hilsni.i silahrn atrqrna hayran kaldr. Daha son-ralan Tonya'ya
gittifirnizde, silah atmayl ne denli sevdifini an-ladrk.
Kotzavasiloflu'nun kanst Despina, afulamada kocasrylayarl$tl,
Ayruldrfrmrzda, hangisinin daha konuksever oldu[unusoyleyemedik.
Haralampos mu, yoksa karrsr Despina mr?
Hiisnii, Yunanistan'dan ayrrhrken, stcak dostlufumu zdan v
ea$nlamamtzdan memnun kalmrqtr. Gelecek Yortu (Paskalya) eq-lerimiz
ve Eocuklarrmrzla kendisini ziyaret edecefiimiz onaymlbenden ve
Yotis'ten zorla aldr. "istanbul'da birkaq giin kalaca-[rz" diyordu,
"ardtndan Paskalyayr gegirmek iizere uEakla Trab-zon'a gidecefi2."
$imdi ona hayr diyebilir misiniz?
31
-
Bdylece o yrhn paskalyast, iki arabayla, ben, Yotis, eqlerimizve
gocuklarrmrz, ki bu toplam sekiz kigi demekti, Paskalya tatiliigin
Ti.irkiye'ye dofru yola grktrk. Qok kalabahlrz gibi herhangibir
kagrq teqebbtisii, onu yalmzca krzdrrrdr'
Yolculuk giiniimtiz hava yeterince giizeldi, ttim yolculukzevkli
gegti. Arabalarrmrz pe$pele gidiyor, yolda srra defiqiyor-
flW
38
Hiisnii kanst ve kiigiik o{lu ile
39
duk. Perqembe gtini.i Trabzon'a ugak biletlerimiz
hazrdt.Cumartesi sabahr Hiisnti'niin tiim bahqesi bize hoEgeldine
ha-
zrrlanmrqtt. Ocaklarrn altlarr yakrlmrE, etler krzarryordu.
Videoda, kemengeli bir grup Karadeniz dansqrst da oradaydr. Bizi
bti-yiik bir parti bekliyordu. E[er her qeyi bir gtinde yapmrEsa,
bupartinin dtizenlenmesi konusunda ona hayran olmak gerek' Etle-re
bakryor, videoyla ve dansgrlarla ilgileniyordu. Akqam geg
sa-atlerde parti son buldu, hava oldukga serinledi[i igin eve
girdikve ellencemiz yatana dek harika geleneksel halk garkrlarryla
de-vam etti. Belli bir vakit gelince de yattrk. Ertesi gtin Pazardt
veBursa'yr z\yaret etmek igin Yalova'ya gitmeye karar
verdik'qiinkii Hiisnti Yunanistan'dayken Yotis'in karrsr Atena'ya,
kendi-sini annesinin doldulu kiiy Sigit'e ve babasrmn doldulu
nahiyeDemirtaq'a gdttiriicefine sciz vermiqti.
Hava oldukga giizel ve giinegliydi. Foto[raf
makinelerimizleKartal'a, oradan da gemiyle Yalova'ya gitmek iizere
yola g*tft'Hiisnti, ktiEiik ollu ve karrsr Mesure ile bizimleydi.
Bolaz Kdp-rlisii'nii gegtik ve dtinyanrn en giizel yerlerinden biri
olan Bo-!az' tn giizelliklerine hayran kaldrk. Ayasofya' ya
bayrldrk' B o$azKripriisti'niin sonuna gelmiqtik, artrk
Asya'daydrk. Eski adr Kal-kedon (Chdkidon) olan Kadrktiy'den
geqerek, Kartal kryrsrndakigemi terminaline yaklaqtrk. Yalova
yolumuz krsaydr' Bir yandauzaktaki adalan gtirebiliyorduk'
Gemideyken, Athina, gezimizleilgili resimler gekmek istedi ve
Hiisnii'den, kansr ve olluyla bir-likte poz vermesini istedi.
Mesure'nin ciddi bigimde hasta oldu-lunu biliyorduk. Bunu bize hem
Htisnii hem de kendisi stiyle-miqti. Bundan dolayr da Athina, bu
hoq gezinin amsr olsun diyeonlann ailece foto[raflarrnr gekmek
isternigti. Aynca ktitti bir $eyolursa, Hiisnii'de karrsrnrn bir
resmi kalacaktt.
Yalova'ya vardrfrmrzda, Hiisnii bizi Qiftlik denilen bir
yeregtitiirdii. "Buradaki tiim insanlar" dedi, "Tonya kdkenlidir'"
Ora-da terzinin evini ziyarer etrik. Kansr hepimize siirpriz oldu.
Bizi
-
X*r
q*{
>,
boq
$aErtacak derecede akrcr bir Pontus lehgesiyle konuqan yaqh
bitkadrndr bu. Hiisnii'y e zaman zaman, "Eh Hiisnii, bu insanlan
danereden buldun?" diYe soruYordu.
Qocuklarrmrzrn yaqh kadrnt dinlediklerini ve onunla
Pontuslehgesinde konuqmaya Eahqtrklarrnr btyiik bir sevingle
farkettik.Yanrtlannrn ne olaca[rnr merak ederek kadrna bazr sorular
sor-dular.
Ote yandan yaqh kacln da, gocuklammrzrn dilini
konuqtuklarr-ntduyuncaqokqaqrrdr.Buyabancrlannonunkoyiiniindiliniko-nuqmalannasrlmi.imkiinolabilirdi?HemenHiisnii'yedcinereksordu:
.,Hiisnii, bu insanlar mr bizden, yoksa biz mi onlardantz?"Hiisnii
de ona, "Senin fikrin ne?" diye sordu. "sanlnm onlar
biz-den''diyeyanrtladrkadrn.Kiminkimdenoldulununneijnemiolabilirdi
kil Belki de yagh kadnrn kafasrnda bizlerin onlardanolabilece[imiz
diiEi_incesi daha onurlandrrrcr bir qeydi. oyle ol-sun! Qocuklar
vebtz, bize sdylediklerinin dogru oldufunu onay-ladk, yagh kadrnr
duyduklarr oldukEa memnun etti' Daha sonrabize, trafik kazasrnda
olen bir gocufuyla ilgili htiziin dolu bir qar-kr sciyledi. Ama
soylerken gozleri yaqlarla doldu, kocasr da' goz-
lerinden sorunu oldulundan allamasr gerektigi iEin onu
durdur-du. O$e oldufundan Yalova'ya dofru yola Erktrk' Yolda'
terzi-nin yaqh kansrnr diiqi.indiik. Yalova'dan sahilde Trabzonlu
biradama ait bahk lokantasma gittik. Bahklar Eok lezzetliydi,
he-men soffa Athina'nrn annesinin do[um yeri olan Sigit'e dogruyola
Erktrk. Sahil kesimi gok giizeldi ve yolculu[umuzu
haritarehberlifinde yapryorduk. Ama yolumuz iizerinde Sigit
yoktu'Biiyiik bir hayal krnkhfr iginde Sigit yokl diye
bagriqmayaha-zrrlanryordu ki, yol d
- cirttilmiiqtti. Bu kilise, geg Do[u Hrristiyan ddneminin en
onemlianrtlanndan biri. Eski ddnemlerde bu kdy, her yer incir
afagla-rryla dolu oldulundan ve Yunancada Siko incir anlamma
geldi-finden Siki diye adlandrrrlmrq. Kilisenin gimdiki sahibi
burayttavuklarr igin mekan ve depo olarak kullanmakta. Sigit'in
gimdi-ki yerleEik halkr Girit adasrndan ve Makedonya'dan gelenler'
Ta-rihin eski ve o zengin ddnemlerinde, bu k
-
Osmanh gelip Apamenia'yr tiimiiyle yerle bir edince,
yerleqikhalkr biraz daha batrya gidip Mudanya'yr kurmuq.
Mudanya'da, 1900 yrhnda 1200 Tiirk, 3.500 Hrristiyan
yaqa-maktaydr. Merkezi adnt Aziz (Saint) George'dan almrqtr.
AyrrcaAziz (Saint) Theodora adh bir kilisesi daha vardr.
Mudanya limanr, Kios (Gemlik) Limanr gibi, iilkelerini1922'de
terketmek zorunda brrakrlan miiltecilerin dramma sahneolmuqtu. O
bdlgenin tiim Hrristiyan niifusu, grlgrnlar gibi bu li-manlarda
toplanmrq, bu denli Eok insanr alamayacak denli az sa-yrda gemiye
bindirilmigti. Mudanya yakmmda biraz daha yiik-sekte, Arnavutkdy
kriyii yer almaktadrr. Burasr da, Bursa ve Mu-danyalr zengin
Hrristiyan ailelerin yaz tatlllerini gegirdikleri birkriydii.
Kahvelerimizi iEtikten sonra, Bursa'ya dopru hemen yola grk-trk.
Bursa'dan 10 km. kadar rince solda Demirtaq kciyii vardrr.Burasr
tanmmr$ bir Hrristiyan kriyii olup, Athina'nrn babasr daburada
dofmuq.
Burasr garip bir yol sistem olan bir koy. $imdiki halkr,
Sela-nik yakrnrndaki Langa'dan gelen Tiirkler. Athina, babasrnm
ken-disine anlattrklanna dayanarak koyiin gegmesini ve 1922'den
on-ceki dcinemde yaprlmrq cjnemli binalan buldu.
Demirtaq'tan ayrrldrktan krsa bir zaman sonra Bursa'ya var-drk.
Bursa, Bithynia'nrn en btiyiik kentiymiq. Bithynia dcinemin-de
insanlar barbar olup M.S. 2. yijzy:/rda Yunan ktiltiiriinii
be-nimsemiq. Bithynia'nrn son krah Nikomidis, kralhfrnr Romahla-ra
vermiq. Onunla da Prussioi hanedanr son bulmug.
1. ytizyrldan itibaren Hrristiyanhk burada o denli hrzla
yayl-mrq ki, Romah vali Plinios Junior. imptrator Trayanos'a
gaqkrn-hk iginde Hrristiyanlann Bithynia'nrn her kciqesinde mantar
gibibittifini soylemiq.
ilk piskoposlar Alexancler ve Patrikios Eehit diiEmiiqler.
Bursabolgesi Nikomedia (izmit) merkezine baflrymrq. 1087'den
sonra44
so\
\
-
Bursa, Theupolis (Alanqehir) adryla bagkent (merkez) olup,
son-ralan Prusa (Bursa) adrna almrq. Bu metropolde, 28'000
Hrristi-yan, 24 kilise, 9 gapel, 5 manastr ve 22 ayazma varml$'
Bursaiginde, iig kiliselik mahallede 5.000 Hrristiyan
yaqamaktaymtq'En eskileri surlarrn drgrnda, Demirkapr'daki
Pamegiston Taxiarc-hon'muq. Sultan Orhan, Bursa'yt devletin
baqkenti yaparak, Hr-ristiyanlara kalenin drqrnda ya$ama izni
vermiq. Demirkapr Hrris-tiyanlarr, TiirkEe konuquyormuq. Dernirkapr
ve Kayabaqr arasrn-dak Yahudi mahallesi varmlq. Kayabaqr'nda da
Apostoles Kilise-si yer almaktaym4. Metropol katedrali, din bilgini
Aziz John'unkilisesi olup, Bahkpazarlndabir tepede yer almaktaydr.
1873'debi.iyiik bir deprem ve yangm Bursa'yr, camilere ve
kiliselere ha-sar verdiyse de her gey daha da gi.izel olarak
yeniden inqa edil-mig. Bursa'daki Hrristiyan kciylerinde Ttirkqe
konuqulmasmakarqrn, Yunanca efitim veren okullarr da varmrg'
Bursa'daki Ulu Camii oldukga iinliidiir. Beyaz mermerdenyaprlmrq
olup sanatsal bir qadrrvan iginde ortada yer almaktadrr'
Eqlerimiz Bursa grkrqrnda uzun zaman geEirdiler' Bursa,
Tiir-kiye,nin tekstil merkezi olup
-
ama halk kitleleri kente girdiginde,1922 yrhnda kentin
caddesin-de korkunE bir qekilde tilmiiq. Bu oykilyii Hi.isnti'ye
anlattr[rmdainanamadr. Savaq ne denli kotiiliiklere sahne oluyor'
1920'dencince Trigleia,da 6000 Hrristiyan ve yalnrzca 150 Ttirk
yagamak-taymlg. Okullan varmlg ve zeytin iiretimi agrsmdan oldukEa
zen-ginlermiq. Pantovasilissa, Aziz George Kyparissiotis, Aziz
Geor-ge "aqa[r", Din bilgini AzizJohn, Maria'nrn Oltimti,
AzizDtmit-n ve Aziz Vassili gibi gok sayrda kitise de
bulunmaktaymrq bura-da. Eski Aziz Sref,anos Kilisesi. l66l'den
sonra camiye ddniiqtii-rtilmiig. Hiisnti, Yunan tarihine hayrandr,
ama qimdi duyduklan,onun daha once bitdiklerinin Eok daha
citesindeydi. Hayranhkla,'ne de Eok saytda efendi yagryormug
burada' derdi'
Yalova'daki termal banyolan gegtik. Bu banyolar ta eski
do-nemlerden beri buradaymrq. su burada Eok boldur ve oldukEa
tu-ristik bir yerdir. Yine burada herhangi bir sanayi tesisinin
diiqiin-cesine bile engel olunmuq. Eskr donemlerdeki adr
Elenupolis'miqyalova'nrn. Ni_ifus defiqiminden cince istanbul'dan
fakir Yahudi-ler gelmiq buraya. Bugiin en iyi miiqteriler
Araplar.
Yalova'dan sonra Kuri gelmekte. Burada 310 Hrristiyan
aileya;arm$. Kadtnlan, bizim de gocuklulumuzdan' burada
Yunanis-tan'claki mahallelerinden antmsadtltmtz Tiirk usulti
qalvarlar gi-yerlermig. o srada Kalamaria'h Zambetoflu ailesini ve
ressam ar-kadaqrm Andreas Zambeto[lu'nu anlmsadtm. Bu aile
Yunanis-tan'a, Kuri'den gelmiqti. Bu btilgede, eski dcinemlerde bir
kahinvarmlg. Mitolojide, Argonautes'in bu kahine Karadeniz'e
yapacak-lan gezi ile ilgili bir grirtiqte bulunmasrnr istedifi
soylenir. Kuri'deiki kilise valmr$. Aziz Prodromos John ve
T'axlarchis Michael'
Aynr giin Kios'a (Gemlik) da gittik. Burada ntifus 8'000
imiE,7.500'ii Hrristiyanmrq. Burasr qimdi liman ve yolun
ticaretiylebiiyiik bir kent goriiniimiinde. Burada iig kilise ve
iki manastrrbulunmaktaymrq. Bugiin yalnrzca camiye ddniiqen
odigitria Kili-sesi var.
48
-
\44
4B
s.p
$u ana kadar salyangoz tesisi igin uygun bir yer bulamadrk'Tesis
alanr hem sulak hem de ulaqrm agrsndan iglek olmah. Sev-kiyat
kolayhlr olmasr zorunlu. Yine de daha zam-ammrz vardt,biz de
ilerledik.
Eski Kyzikos'un biraz dopusunda yer alan Panormos'a (Ban-drma)
geldik. Panormos adr iki stjzciikten Panos ve ormos'dan(Panos
K6rfezi) oluqmuq. Eskiden buraya stiriilerini getirirmiqgobanlar.
Biilge bir kent haline ddni.iqttifiinde, adrna Panormosdemiqler.
oysa burasr uzun ytizyrllar sakin, ki.iEiik ve dnemsiz
birktiymiiq.
osmanhlar Panormos'a geldiklerinde, Ala ve kadrlarrnl
getil-miqler. Bursa'dan da bir miiftii gelmiq.
1875 yrhnda, bu dnemsiz koy yanarak tiimiiyle harap olmuq'Niifus
5000,e varml$ ve kent konseyinde bir Ermeni ve bir Yu-nanh yer
almrq. Btitiin evler ahqap oldufundan burada pek gokkez yangm
grkmrq. Evler bir, iki hatta tig kathymrq' Yalntzcamahzenler
ta$tanml$.
YangurlardanSoma,okiigtikeskiktiy,giderekkenthalinial-ml$ ve
otuz yrl iginde niifus 30.000'e ulaqm$. Niifusun tigte biri-ni
oluqturan Hrristiyanlarrn kendilerine ait mahalleleri de
varml$.Theotokos, Aziz Dimitrios ve Aziz George adh iig kilise de
Pa-narmos'taymrq. okulda ise 900 gocuk ve 80 bebek bulunmaktay-mrq.
Bandrrma (Panormas) ile istanbul arasrnda srkr bir ticaretsciz
konusu ise de direkt baglantrlar gofu kez Avrupa limanlany-la
imiq.
Eski Kyzikos harabelerinden l0 km. mesafede Athaki yer oI-makta.
Buradan giden Kalamaria'h i.inlii qairimiz Polyniki Geor-gala'yr
nasrl unutabiliriz? Kyzikos piskoposunun kiirsiisii varmrqburada.
Eski bir ktiprii birleqtiriyormuq iki yakayr, ama gofu kezfrrtrna
yiiztinden sular altrnda kalmrq.
Eski dcjnemlerde bu kopri.iyti Berci Tiirkleri koruyor,
yolcu-lardan bahqig ahyorlarmrq. Koca tiirbanlan ve lasa
galvarlanyla
es?l K6T$pHS}JES:!s-s--Y "8" :''i*r,,{:,f, Y
51
-
Xs
a
oo.F
zeybekler gibi giyinirlermiq. Onderleri Derven Afa'ymrq'
Koyutenli olup bir haltya otururmul. NcibetEilerden biri yolcuya
yakla-qrr, mendilini aEarmrq. Yolcu da, ndbetgi kendisini "U!ur
ola!"derken, mendile birkag giimiiq para brrakrmtq.
Bu k
-
:;ffi" ffil*! siiiil,{,,,1ffi'l'r*'un -:['!t lEr 'I'|fl n* .
's\tr
\3jil
h
Gl(\to\
,t
*,\ae-
-
Fq3
13L
q
ta
'b-"g'{;b-YiId
T
Bakire Maria'nrn Olilmii'niin dokuz gtinliik yrldciniimiiydii
bufestival. Dcintig yolumuzda Katrrh adh bir kciyiin aErk
sahilinehayran kaldrm. Ana babasr bu kiiyden gelme Selanik'in Yeni
Ka-trrh'srndan Heraklis adh arkadaqrmr anrmsadrm. Katrrh'da iki
ki-lisenin, Aziz lokn ve Santa Paraskevi'nin kahntrlan hAl6
mevcut.Eskiden burada 150 Huistiyan ailesi yaqamakta olup,
denizcilik-le, ticaretle ve krjmi.ir iiretimiyle u[raqrrlarmrq.
Ayrrca, civardakidaglardan istanbul'da zengin evlerine satrlmak
izere tuz getirir-lermiq.
Tiim yol boyunca Hiisnii'yle pek gok kez tartrgtrk.
Stirekliolarak Karadeniz, Trabzon hakkrnda konuquyor, bir giin
Tiirkiyeve Yunanistan'm omuz omuza gafdaqlagma ve ilerleme
yolundabirlikte yiiriiyecefine iliqkin hayallerinden
bahsediyordu.'Politi-kacilanmrz yeterince akrlh olabilselerdi'
diyordu, 'bunun yalnrz-ca en iyi griziim delil, aynr zamanda tek
gciziim oldu[unu da gci-riirlerdi?'
Bursa'dan istanbul'a ddndtifiimtizde, dinlenmek iEin bir
tekPazartesimiz vardr. Sah sabahr, istanbul'dan o Eok
sevdi[imizTrabzon'a ugacaktrk. Karrm ve gocuklanm iginse, tiim
yaqamlarrboyunca duyduklarr bir kente ilk ziyaretleri olacaktr.
Ben, Trab-zon'da gok defa bulunmuqtum, Yotis ve karrsr da bu kenti
dahacince ziyaret etmiqlerdi. Hepimiz etkilenmiqtik.
istanbul'dan kalkan uEakla Ankara'ya geldik. Burada Trab-zon'a
giden bir baqka uga[a binmek zorundaydrk. Ttim yol bir-buguk saat
tuttu. Ugak Karadeniz kryrlarrna vardr[nda btaz al-galdr ve sahile
paralel ugmaya baqladr. Sahilin giizellifine ve ka-radaki yeqil
tonlarrna hayran olduk. Ktiyleri, kentleri saymayabaqladrk. Ne
giizellikti o! Denizin altr, salrmrzdaki nefes sahil, oyiiksek
Karadeniz daflarrnrn karla kaph ig kesimleri. Ne gcir-kemli
daflardr! Tepelerde kurulu tablo gtiriiniimlii Giresun'un veardmdan
Tirebolu'nun iizerinden gegtik. Artrk Akgabat admt ta-qryan
Platana'nn yakrnlanndaydrk. Ah, Tannm Trabzon ertrk
57
-
{-qif , 4:il aJli' qt'H,\I "',ii',,C Xjil '={iq ili,l
-ilLrr' , =
iiui^s,\
' 'tJa'
"/\F11 \
/v
t\o\
F
Y
- giiriiliiyordu! Ana babalarlmrzrn dolum yeri olan
Kommeni'ninmerkezi iizerinde;'dik qimdi. Manzara hepimizi
etkilemigti. Gii-neq de goriiniime yardrmcr oluyordu, yalmurlu
iklimi olan bubolgede giineq rqrklan adeta bir armalan. Kanm
Kuka'nm uga[npenceresinden bakarak a$adrfrnr gciriiyorum.
Hiisnii'ye "iyi kiKuka ile birlikte Kars'a gitmedik" diyorum.
"Burada b
-
smdaki iqbirligi ile de etkilenmiyordu' Yalnrzca Tiirklerle ve
Yu-
nanhlarla ilgilenmekteydi' insan, iki halkrn da ortak
ktjkendenoldu[trnu nasrl anlatabilirdi onlara. Hiisnii'ye gdre, bu
gergefibir kez anlasalar, iqbirlifine girecekler ve tiim diinyanrn
gelece-
lini kolayhkla ellerinde tutabileceklerdi'Htisni.i'niin yalntzca
Yunanistan ve Tiirkiye ile ilgilendilini
anlamama ve tilm dtinya halklan igin aynr idealleri
ta$rmamakarqrn, Hiisnii'yle hemfikirdim' Kafasmda bu gibi
sorunlarla bo-
guqat ve tartrqmah bir tarihi geqmiqe sahip iki ulusun yaran
adr-ia bdylesi hayalleri olan Hiisnti gibi bir adamm' bir sonraki
aga-madatiiminsanlarrndostlufuidealinikabullenmesikolayola-caktr
bana gdre.
Bu teorilerini bize agftlamak igin hiEbir firsatr
kagrrmadr'Trabzon'da kaldrlrmrz stire boyunca' Trabzonlu geng
krzlarr ve
o$anlan bize mutluluk iqinde gtisteriyor ve' "Bu denli srcak
vesif, esti yunan heykellerini andran bu genE y:l'zler gibisini
gcir-diiniiz mii hiE" diye soruyordu' Zaman zamarn Asya tipi
tjzellik-ler taqryan birini gcirdiifiimtizde "iqte bakrn' bunlar da
di[erleri!"derdi. Hiisnti iEin diferleri, Osman Bey'le gelen Asya
kijkenliTiirklerin soyundan olanlardr' Daha sonra giilerek eklerdi;
"Yu-
nanistan' da Yunanltlarn arasmda yaqayan kendilerinin Yunanh
oldufuna inanan kaE Asya tipine sahip insan gdrdiim biliyor
mu-
sunuz?" Tiim bir ya$amm felsefesini oluqturan' Htisnii'ye
ait.bugdrtiqlere insan nasrl karqr grkabilirdi' Binlerce ornek
g
-
vede buluqmak tizere Hiisnii'yle randevulaqmrqh.Pontus
lehEesiyle yaprlan konugmalarr hayranhkla dinlerken,
Hiisnii gtirtindil. Kahvedekilerin tilmii istanbul'dan gelen bu
ba-qarrh hemgehrilerini selamlamak igin ayafa kalktr'
Hiisnii'ni.inonlar igin cinemi bir soysal ve politik kiqilik oldu[u
ortadaydr.
Krsa bir siire sonta yakrndaki bir lokantaya gittik.
Lokantanrnsahibi de bir Tonyah olan Muammer'di' Hepimizi biiytik
bir iE-tenlikle kargrladr. Yerlerimize oturdulumuz srada
arabasrylaHiisnii'niin Sami adh ye[eni geldi. O
- dan, Yunanistan ile Ttirkiye arasrndaki ntifus defigimi
nedeniyleannemin gitmek zorunda kaldrlrnr anlamasr kolaydr
Ahmet'in.Ama, gizli Hrristiyan olmalarr ve Ttirkiye'de kalmaya
korkmala-rr nedeniyle bi.iyiik annemle babamrn gegen yiizyrlda
Batum'agitmek zorunda olduklannr agftladrfrmda, gdzlerini tizerime
dik-ti ve 'brrak da bu dykiiyti anlamaya gahgayrm' dedi. Ona,
onlanngizli Hrristiyanlar olarak yagadrklannr, 1856 yrhnda
Sultan'rnHattr Htimayun'u imzalamasryla hcr Osmanh'nrn higbir
tehlikeolmakszrn inancnr segmede tizgtir brrakrldrfirm s
-
!{
q
Yaqh bir Pontuslu adamtn kargrsrnda bile olsam, bu
noktayryorumsuz brrakamazdtm. "Amca" dedim, "Aynr qey bizim
insa-nrrnrz igin de geEerli. Onlar da bir kez daha dtinyaya
gelseler, yi-ne Hrristiyurh[r seqerlerdi." Ama yaqh Ahmet'i asrl
tjfkelendirenbir sonraki ciimletn olmuqtu, giinkii onun o kibirli
Pontuslu tavrt-na ve mutlak gortiglerine darbe indirrnek
istemiqtim. "Amca" de-dim, "ne kadar sadrk oldufunuzu bilemem,
giinki] bunu k:uutla-mak ciurumunda kalmamr$stntz. Bu sadakat,
yalntzca dualarla,camiye ve hacca gitmekie kamtlanamaz.
insanlannrz, Miisliimanolarak yagamda kazanmtqlar ve bir qeyledni
kaybetmemiqler. Bi-zim halkrmrz ise gok kan kaybetmiq, maceralar
yaqamtq veinanglanna sadakatleri yiiziinden iilkelerinden bile
olmuqlar. On-lar igin biz Mtisliimantz demek, mallannm yarunda
evlerindekalmak ne denli kolay olurdu! Ama oyle yapmamtqlar, qehit
ol-mayr, siirgiine gitmeyi, mtilteci haline gehneyi ve inanElan
nede-niyle Eo[u kez yaqamlarmdan olmayr tercih etmiqler."
Bunlart sciylerken, onun patlamasrnr bekliyordum. Ama yaqhAhmet
beni sessizce dinliyordu. Ben bitirdilimde, herkes sus-kundu. Yaqh
Ahmet, bir bana bir de o[lu Hiisnii'ye baktr. Hiisnti,hig
duraksamadan ona, "Baba, sana gerEefi sdyliiyor!" dedi' An-cak yagh
Ahmet, benim aErmdan dtiqiinmeyi kabule pek istekligciriinmiiyordu.
Bir siire diiqiindii ve oflu Htisnii'ye donerek, benanlamayaytm
diye Tiirkge "Senin gavurun beni deli edecek. Amadofrusunu s
-
re dnce, biiytik bir incelikle konuya de[indi.Trabzon'daki bir
hastanede yatryordu, kendisine o bcilgede
bulunamayan kan grubu gerekiyordu. O srrada ben, torunu
Tu-ran'la istanbul'daydrm, Krzrlay'dan uygun kanr ahp Trabzon'a
uE-tuk.
O yolculuk ne maceraydr! Ankara'ya vanrken yanrmrzda qiqedolusu
kan vardr. Trabzon havaalanr sise ba$r olarak kapah ol-dufundan,
Trabzon'a gidecek uEak birkag kez ertelendi. Briylecebiletlerimizi
iptal ederek yolculu[umuza otobiisle devam etmekzorunda kaldrk. Ne
sertivendi!
Aylardan $ubat'tr ve hava Eok soluktu. Otobtis ise firrn
gibisrcaktr. Herkes sigara igiyordu. Sabah erken saatlerde
Trabzon'avardrk. Tiim Trabzon yolu boyunca gofcir ytiksek sesle
"Kalbi-min anahtarr" adh qarkryr dinledi durdu. O yolculufu hig
unuta-mam,
Otobiis terminalinden dofrudan hastaneye gittik. Kanr
teslimederek yaqh Ahmet'in odasma girdik. Sanrrrm yaqr 88
falandr.Yata[rnrn gevresinde, olullan Ali ve Rahmi ile, Tonya'daki
eskiKarakag'tan bir komgusu vardr. Benim odaya girdifimi
gdriincegiiltimsedi ve yanrndakilere "O$um olarak kalbimdeki yerini
al-dr" dedi. Daha sonra bana donerek, "Ah, Andreadis gok iyi
birinsansrn sen. E[er Mtisltiman olabilseydin, ruhunu da
kurtarmrqolurdun" dedi. "Bu konuyu diiqiinecefim!" dedim ona ve bu
ko-nu sonsuza dek kapanmrq oldu.
Ertesi giin, biiyiik bir arkadaq grubuyla Sumela
Manasrrrr'nagittik. Manastr artrk harabe halindeydi, ama o zarnan
bile g
-
S umela M anastrnnm kinde ki harabeler
lerle anlaqmamrz gok kolay olmugtu. Hrristiyanlarrn terkinden
buyana altmrg yrldar.fazla bir siire gegmesine karqm, halen
Pontuslehgesiyle konuqabiliyorlardr.
Anr olsun diye birkaE resim gekmek istedik. Ti.im insanlar
go-luk gocuk toplandrlar. Qocuklardan olugan koca bir ordu!
Hepi-miz fotofrafgryr beklerken, Hilsnii'niin sesini duyduk.
"Durun,susun!". $imdi herkes Hiisnii'yii izliyordu. O srrada
hiisnii, resimgektirmek isteyenlerin arasrnda duran geng birini
parmalrylagosterdi. Gencin yiizii oldukga esmerdi. "Bu aclam
aranrzda nearryor?" diye sordu vahqice. insanlar, bu kiqirrin
koylerine yakrnzaman once geldifini, ve iyi bir insan oldu[unu
sciylediler. "Ne
72
iyi insant" dedi Hiisnii, "Burayr hemen terketmeli." "Neden
ter-ketmek zorunda ki?" sorumuza,"O bizden degil, Do[ulu!"
yant-trnr verdi Hiisnii. Hepimiz suskunluk iEindeydik.
Yalntz kaldrlrmrzda, iyi bir insan oldufu soylenen o gencineden
kovdulunu sordum ona yine. "Sen bilmiyorsun" dedi Htis-ni.i, "O
burah defil. Onun diyannda kadrnlar yiizlerini cjrter' Ya-bancrlara
karqr aErk ve konuksever de[illerdir. Bizim insanrtntztiim kalbiyle
kucaklayrp onuriandrrmak igin geldi buraya' Buadam ise yalmzca
karrlanmtza bakmak igin burada..." Dofrumuydu, defil miydi?
Bilmiyorum. Ama Htisnii'nijn dedifi ka-nundu.
Muammer'in evindeki kadrnlar, Trabzon peyniri, mrhlama gi-bi
cizel Pontus yemekleri haz[lamtqtr. Uzun ve sorunlu bir
giiniinsonunda acrkmtqtrk. Biiyiikannemin zamarundaki yemekleri
yer-ken iyice coqtuk. Her qey harika giiriiniiyordu.
Ertesi giin Hi.isnii yine doluydu ve bu sefer Rize'ye bize
eqlikeden Ahmet Ulu'ydu. Sabah gok erken saatlerde, Ahmet bir
mi-nibtisle geldi ve Rize'ye dolru yola grktr.
Rize yolu gok gi.izeldi, hava ise harika ve giineqliydi'
Rize'yiiig kez gitmiqtim, ama grup olarak ilk gidiqimizdi. Trabzon
hava-alanr yakrntndaki Yomra'yr, ya da biz Rumlarm verdi[i adla
Go-mura'yr gegtik. Sa! tarafimtzda bulunan Yamboli nehrinden
degeEtik. Bu nehrin giineye iinlii Santa'ya aktr[rnr stiyledim'
Siir-mene ve Of, arkamrzda kalmrqtr. igerde giineyde kalan bu
kesim.Pontus lehgesi konuqulan koylerle doluydu.
Rize'ye geldik ve tiim kentin daha iyi bir fotofrafinr
gekebil-mek iEin tepeye trmandtk. Bu tepenin dorufu bir park ve
bota-nik bahgesiyle kaphydr. $imdi Tiirkiye'nin gya iiretim
merkezin-deydik. Qayrmrzr igerken ayaklanmrz altrndaki kentin
manzarasl-na hayran kaldrk. Daha sonra kent merkezine geri d
-
Aya Evgenios Kilisesi I Yeni Cuma Camii
75
Rize'de altm ve saat iqgilili alanrnda Eok sayrda sanatgr
var-drr. Bunlardan biri de Stavros Mavidis'tir. Attilyesi Rize'de
olupEok iyi bir yaqam stirmekteydi. Savaq ve Rusya'ya srlrnma
zo-runlulu[u, btilgelerindeki di[er binlerce Hrristiyan gibi onlan
daBatum'a ini. At
-
T rabzo n - O rtahi s ar' daki kahv e
Haberler, Stavros'un ollu Zoras Mavidis'in kulafrna geldi. Oda,
Kalamaria'daki iqini babasrndan miras almrqtr. Turistik geziy-le
Rize'ye giden arkadaqlan ona, Erol'dan, Rize'deki diikkanrn-dan ve
babasmm duvardaki resminden bahsettiler. Briylece Stav-ros'un oflu
Zoras, o dtj,nem Rize'deki babasrnrn grrafrnrn ofluErol'u kegfetti.
Yazrgmaya bagladrlar ve bciylelikle ben de Kara-deniz'e
yaptrfrm
-
O gece, gok yorgun oldufumuzdan erkenden yattrk. Ertesigiin,
sabah gok erken Hiisnii'yle birlikte dolmuqa binip Giimiig-hane'ye
gidecektik.
Tnbzon'a geri d
-
bir Eeqme. Iki iig EiftEi otobiis bekliyorlardr. Eski harap bir
tabe-lada ikisu yazryordu. Kripri.intin altrnda coqkun bir nehir
akryor-du. Dolmugtan inerek qeqmede elimizi yiiziimiizii yrkadrk ve
gii-zel suyundan iEtik. Artrk bu coqkun nehrin akrgrnr daha iyi
goz-lemleyebiliyorduk. Adr Ya$rdere'ymiq. Safda ve nehrin sol
ya-nrnda gdle yiiksek daflar yiikseliyordu. Nehir bir kanyon
oluq-turmu$tu. Yine nehrin solunda bir tarla yolu aqrlmrgtr. Bu
yol,hepimizin de gok iyi bildigi bir yere grkryordu. O daflann
yuka-rrsrnda ve ardrnda, gegmiq yiizyrilarda Hrristiyanlarm
yuvalartolan Kromni, Imera, Istavrin, Lykast ve diler yerlegim
birimleriyer almaktaydr.
Kromni'yi duyan gocuklarrmtz, oraya gitmemizi
istediler.Olirnaksrzl Uzakhk azdr ama bu yolla Eok zamanrmzt ahrdt.
Bubdlgeyi gezmek igin biitiin bir giinii ayrrmak gerekirdi. Oysa
Gii-miiqhane'yi goriip aynr gece Trabzon'a dcinmek istiyorduk.
Qocuklarrmrz, Kromni'yi gormek umuduyla daplara doniipbakarken,
dolmu;la Giirniiqhane yolumuza devarn ettik. $imdi deyolumuz yeni
bir nehrin yanrna qrkryordu. Bu, Giimiiqhane'ninKan Nehri'ydi. O
noktada Kan Nehri, Yaflrdere ile buluguyor,ikisi birleqerek Harqit
Nehri adr altrnda Tirebolu yakrnrnda deni-ze akryordu. Kan
Nehri'ni, coqkun akmaksrzrn yine gcirdii[iimde,akhm l915 yrlma,
annemden duyduklanma gitti. O yrl Ermenitehciri giindemdeydi ve bu
nehir', pek Eok insanhk suquna tanrkolmuq.
Giimriqhane'ye yalmzca on kilometre kalmrqtr ve asfalt yol
buuzaklrlr zaman agrsrndan oidukga krsaltmrqtr. Sa[ tarafimrzda
es-ki giizel bir Eeqrne ve kente ters yonden giden bir tarla yolu
var-dr"
Hiisni.i siirijcijmiize, Giirniighane'ye girebilmemiz igrn o
kcip-riiden gegmesini soyledi. "Olmaz" dedim, "Giimiiqhane'ye
gide-bilmerniz iEin safdan bir tarla yolundan gitmeliyiz." Hrisnii
banadcinerek, "Arna bu yol 1'alnrzca da$ara gider" dedi.
80
"Hayr, Hiisnii! Bizim gtirmek istedifimiz Gtimiighane, salda,ana
yoldan uzakta" dedim, "Halktmrztn aynlmasrndan sonra ku-rulan Yeni
Gi.imiiqhane ise iqte burada." Dolmugumuz eski Gti-mi.ighane'ye
gitmek tizere dafa trmamrken, o anayolun yaplml-mn dykiisiini.i
annemden duydulum kadanyla onlara anlattrm.
Bizim Giimiiqhanemiz ana yoldan beE kilometre ilerde kurul-muq.
Gegen ytizyrl boyunca hiikiimet Giimiiqhane iizerinden Er-zincan'la
Trabzon'u ba$ayan bir yol yapmak istemig. Giimiiqha-ne'nin, Tiirk,
Ermeni ve Rum liderlerinin tiimii, stizkonusu yolunGi.imtighane'den
gegmesini engellemek i.izere biraraya gelmiq. Oyrllarda yollar,
sava$ ve askerlerin oradan gegmesi demekmiq.Karadeniz'in o biilgesi
Rusya ile stirekli sorunlar yaqadr[rndanordulann kentlerine girme
olasrhfr gok fazlaymrq. Bu ytizden li-derlere miihendislere riiqvet
dnermiqler ve yol da kentlerindendaha uzakta, aqalrda bir yerde
agrlmrg. $imdi artrk herkes yolunkendi yakrnrndan geEmesi igin
riigvet verirken, o dtjnemin bu ye-rel anlayrqr gocuklanmrzr
gtildtirdii.
Eski Giimiiqhane'ye gok gegmeden vardrk. Her yer
harabeydi.insanlann, do[anrn olugturdufu harabeler. Yalnrzca beqi
ayak-taydr. Minareleri yrkrk boq bir cami. Qatrsrz, duvarsrz yan
virankiliseler. Gergekten igburkan gririintiiler! Binlerce eski
Giimiiq-hane evi artrk birer taq yrlrmydr. Buranm biraz aqalrsrnda
eskibir Ermeni kilisesinin harabesi vardr. Daflarrn tepesinden
ma-denler g
-
Sumela rma{t
Giimiiqhane'nin tannmrg okullanyla 60000 niifusa sahip oldulu-nu
diiqi.inebiliyor musunuz? Madenleri, altur ve gtimiig ustalany-la
imparaorlu[un en zengin brilgelerinden biriymiq. Giimiiqhane,o
bolgedeki tiim l-Irristiyanlar iEin rinemli ve kutsal bir
yerdi.$imdi ise grizlerimizin
-
Trabzon-Tabakhane
dr[rmrzdan olup biteni anlamakta giigliik gektik.Ne zaman o
kutsal topraklarr ziyaret etsek, bu gtine defin bi-
ze hep o silah sesleri eglik etmiqtir. Karadeniz halkrnrn bu
go-cuksu coqkusu ve konukseverli[i, 2500 yrl cince bu bcilgeye
gel-diklerinde Ksenofon'un on binlerce askerinin karsrlarusrnr
anrm-satrr bana.
Gecenin ilerleyen saatlerinde ve sis nedeniyle epey geE
kal-dfttan sonra cilesiye yorgun halde Trabzon'a vardrk. Ertesi
sabahEok geg kalktrk. O gtin Paskalya'ydr ve programrmrz
SolukSu'daki Kapagiannidis evini ziyaret etmekti. O gece
Paskalyabayramrmzr kutlamak iizere krmrzr renkli yumurtalar
yedik.
84
Qokgi.izelbirgtindiivebundandolayrqimdiAtatiirkKoqkiiolarak
bilinen Kapagiannidis evine gok zevkli bir ziyaret yaptft.Ne yazrk
ki bina ti.imiiyle restore ediliyordu ve yalnrzca o andagahqma
olmayan yerleri gezebildik.
O gece Paskalya Bayramrmrz igin K
- ne haber vermedi diye Htisnii'yle tartrqmr$. 'Ayrp, ayrp' dedi
pekgok kez. Htisnii boguna
- celerini kangtrrmrg olmakla birlikte, pontus egoizmi son
sciziisciylemesine izin vermiyordu. Konuklarrm cizen g
-
Ahmet bana hak verdi ve tartl;ma son buldu. Bu, ister be[e-nin
ister belenmeyin Dolu'da srk srk olagelen bir tartl$madr.Dolu
insanlan, kendi inanglarmm dolrulu[u konusunda kesinbir yargryla
yaqarlar ve dolru olabilecek baqka inanaglarrn da varoldufunu
duyduklannda qagrnrlar.
Bizim igin hoq olan bu tartr$ma drqrnda, Trabzon'daki tiim
za-manlmlz dans, garkr ve eflence ile gegti. Ancak tartr$ma
si.irdiigiisiirece mutsuz olan tek kiqi Hiisnii'ydi.i, gtinkii
yanhg bir diiqiin-ceyle bu konuqmalar nedeniyle kendimizi ktitii
hissedebilece[i-mizi varsaymtqtt.
Trabzon'u en iyi antlarla terkettik. Dostlartmtzla uzun
siireoradaki deneyimlerimizden konuqtuk.
Birkag hafta sonra Hiisnii, Yunanistan'a geldi. Bu kez
Atina'ytda ziyaret etti. Bu kez aym konukseverlik ve gtizel
giinler, sevgi-li konuklarr Hiisnii'ye oradaki dostlan tarafindan
sallandr.
Htisnii bizi iskenze'den, arkadaqt Kosmas'tn yanrndan
aradr.Gelecelini soyledi. Nasrl da mutlu olduk.
Aynr rifle, bizim Karadeniz Klubii'nii, daha sonra da
Meta-morphosis Kilisesi'ni ziyaret ettik. Hiisnti her qeyi
-
olmasr konusunda korkmuqtu loanna, 'O zaman ne olacak?" diyede
sordu.
"Korkma" dedi Hiisnii. "Farkr ben karqrlarrm.""Ioanna,
Kalamaria'daki Pontus Klubii'niin yardrmrna da gok
giivenmigti. Biitiin yaztek bagrna gezi grubu igin adam
toplama-ya gahgtr. Garip ama Pontus Grubu'ndan hiE yardrm
gelmedi.Tek baqrna Eahqrrken ben de gok yardrm ettim.
insanlar avanslarrnr ddeyip adlannr listeye yazdrrdrlar.
Dahasonra da fikirlerini defiqtirip paralannr geri istediler.
Nihayet zorlukla kiiEiik bir grup oluqturuldu. O kiigiik
gruplaKaradeniz gezisi gergeklegtirildi. Hiisnii, o olmazsa halkr
gezinin
92
Eski GiimiiEhane'de bog evler
93
arkasrndaydr. Agrfr Hiisnti iistlenmiqti. Hig kimsenin o
agrktanhaberi bile olmadr. igte Hi.isnii b
-
lar Karadeniz'in Of ilgesindendi. Hiisnii Oflular'r sevmezdi.
Ge-nelde Oflular'la Tonyahlar'rn duygulan karqrhkhdrr.
"Oflularadarn defildir" derdi bana. Ona, Nea Trapezunta'daki bu
yaqhinsanlann harika olduklarrnr ve onlan sevecefini sciyledim.
On-lar, Hiisnti'yle ilgili giizel qeyler duyrnuqlardyyalntzca ve
tanr$-mak istiyorlardr. Htjsnii onlar iEin anavatanlanndan gelen
bir ko-nuktu. Hiisnii'ye bizimle gelmek angeuya gibi geliyordu.
Eski GiimiiEhane'de bir yftmttAma Niko Alhazidis, Haralampidis
ve diler Oflular, kemenEe
ve qarkrlanyla Hiisnii'ye oyle hoq bir kargrlama yaptrlar ki,
Hiis-nii daha sonralart Nea Trapezunta konusunda coqtu. Onlarla
dansetti ve sonunda Niko'nun Oflu'ya benzemedi[ini soyledi. "Bu
iyibir adam Oflu olamaz" dedi. Kliiplerini de ziyaret ettik ve
gece
94
geE saatlerde en iyi izlenimlerle ve eLntlarla o kciyden
ayrrldrk.Selanik'teki toplantrlarrmrzda, Vassiludi'den Spyro
Muraditis
de hep yanrmrzdaydr. Hiisnij'niin yakrn bir arkadaqrydr.
Konu[uolarak Vassiludi ktiyiine de bir ziyaret yaptft ve orada
LangadaGcjlii'nde giizel bahklar yedik.
Hiisni.i ile yaqh Zacharia Musikidis arasrnda gegen ilging
ko-nu$mayr hig unutmayacafrm. Zacharia e[itimli biriydi ve
buyiizyrhn bagrnda Trabzon'da olup bitenlerin ttm tarihini gok
iyibiliyordu. Koyu bir Pontuslu edasryla, Hiisnii'ye, Tonyah
dostla-nnrn o yrllarda Hrristiyan kriylerine ne biiyiik zararlar
verdikleri-ni anlattr.
Hi.isnii'yii duyduklan Eok tizdii, kendini mazur
gcistermeyeEalrqarak yaqhZacharia'ya "Amca, bu diinyanrn her
koyiinde bir-takrm grlgrn insanlar vardrr" dedi. "Hayrr, gocu[um"
diye yanrt-ladrZacharia. "lT0 ath genE, bu birkag grlgrn de[il,
sizin tiim ko-yi.iniizdii."
Selanik'te, Hiisnii'niin gidiqi onuruna, bir qenlik
diizenlemeyidiiqiindtik. $enli$imizi daha ilging krlmak igin
Selanik'te Gavu-rali lakabryla tanrnan arkadaqrm Aliollu Christos'u
Eafrrdrm.Gavurali popiiler bir profesyonel Earktcr olup, Tiirk
miizifi veqarkrlarmda uzmandrr. Bu qekilde Hiisnii'yii
onurlandrrmak vekemenEenin yanrnda geqit sunmak istemiqtim.
Gavurali'ninTiirkge bir iki qzrkr sdyleyip sriylemedilini
hatrrlamryorum. Hiis-nii de istemedi zaten. O yalmzca Pontus
miizifi ve qarkilarrnt is-tiyordu. Kemengeci Damos, o gece geg
saatlere kadar galdr vesriyledi. Gavurali qarkr soylemek yerine
bizim konufumuz olduve hig bir qey yapmadan parasmr aldr.
O gece birgok arkadaq bizimleydi. Hiisnii co$mu$tu ve
dostgaamaitiraza yer brrakmayan bir rsrarla Dimitri'ye Yotis'e ve
b:nahitaben, "Bl yaz iiEiiniiz bana geliyorsunuz, hatta kemengeci
Da-mos'u da getirin. Parharia'ya (Eyilalar) ve Katrkaya'ya
gidece-$iz" dedi.
-
ftilnw
#"Kapagiannidis Villast"nda I Bugiin "Atatiirk KiiEkii"
"Katrkaya da ne?" diye sordum. "Dallarda yapilan bi.iyiik
birqenlik. Qolunlulu Tonyah olan tiim yiire halkr orada toplanrr.
Oqenlili bir kez olsun gcirmelisiniz." Ayrrlrrken de aynr scizleri
yi-neledi; "George, Damon'u da yanrnrzda getirmeyi unutmayrn!".Bu,
gidecelimiz ve Hiisnii'yle tartrqrlamayaca[r anlamma gel-mekteydi.
Kabul edilmiqti. Kesindi. "Damos'u unutmayrn!"
Ne yapabilirdik ki, ona 'Peki' demekten bagka!Katrrkaya'ya
gidecelimiz zamana dek, bizi giildtiren bir siirti
gey oldu. Bir Pontuslu turist olarak ne zaman istanbul'a gelse
vetesadiifen Hiisnii'yle tanr$sa, hemen bize telefon agrp
anlatrdtHiisnii. Bu insanlann beni tanrmalarrnr garipserdi.
"Olabilir Hiis-ni.i" derdim. "Selanik biiyiik bir kent. Herkesin
beni tantmasmtnasrl beklersin. Uzun yrllardr Almanya'dayrm. Sanatgr
ya da po-litikacr mlylm ki beni tanrsrnlar." Hiisnti yine de
anlayamazdr.Herkes beni tanrmak zorundaydr, e[er tanrmryorlarsa bu
onlannhatasrydr. Bu mtimkiin mti!
Bir giin beni aradr. Telefondan kemengenin sesini ve
birininPontus lehgesiyle qarkr s
-
[ini de dinlemeyi arzu ediyordum. Hiisnti ile beraberken bu
mti-zikle ba$antrm kopuyordu. Tiirkiye'yi ziyaret ettik ama hig
Ttirkmilzifi dinleme imkdnrm olmadr. Aynr gece, hepimiz
Tak-sim'deki Maksim'e gittik. Maksim, istanbul'un en btiyiik ve
engozde miizik ellence merkezi. Qevre, salonlar, personel,
herqeybizi coqturdu. Miizik de harikaydr. Yirmi geleneksel
enstriimanltbir orkestra. Her qarkrcrya kendi orkestrasr eqlik
ediyordu. Qrkanher qarkrcr bir iincekinden daha iyiydi. Geng bir
dansgr krz or-yantal dans yaptr. Damos, dansm ve kzm tiim
detaylarrnr dikkat-le izledi.
Trabzon'a geldifimizde, Kanhka'da Muammer'in evinde kal-drk.
Bir-iki giin sonra da Katrrkaya qenlifine kattlmak iizereTonya'ya
hareket ettik. Din dersi cifretmeni olan Dimitri, bu qen-lipin,
Aziz Elias Gi.inii'ntin Miisliimanlarca uyarlamasmdan fark-h bir
gey olmadrfrnr keqfetti. $enlik tarihi ve da$arda kutlanma-sr
gerEefi, onun eski AzizBIias Giinii oldufu konusunda kanrtry-dr.
Din bilgini Dimitri her yerde daima Hrristiyan kciklerini
araq-trrdrirndan, akhma bir olay geldi. Tonya'da bir kiiyde bir
kadrna,finna koymadan cince ekmefin iizerine neden hag iqareti
koyduk-larrnr sordufunda, kadrndan "daha kolay btilebilmemiz iEin"
ya-nrtrnr aldrfrnr anlmsryorum. Bu yanrt onu diiq krrrkh[ma
ufrat-mrqtr.
Ozel bir dolmug ve video ile Tonya'ya gitmek iizere Trab-zon'dan
hareket ettik. Vakfikebir'de mola verdik. Bu ktiyde de-nizden
ayrrhp yirmi kilometre kadar gi.ineye inip Tonya'ya var-drk.
Vakfrkebir'de Htisnii, bir diikkana girip hah aldt. HahnrnTonya'da
birisine hediye ahnmtq olabilecefini dtiqtndiik. Diik-kanda pek gok
arkadaqryla kargrlaqtr Hiisnii. Onlardan birine birqey sdyledi.
Adam gidip, kar beyazr uzun bir yastrkla dtindii. Ar-drndan dolmuga
binip yola koyulduk.
Yol boyunca, kamyonlarla ya da yayan gelen tiim koylerinkemenge
eqlifinde garktlart ve danslarr izlenebiliyordu. Gtineqli
98
harika bir giindii. Herkes Htisni.i'yii tanryordu sanki.
Selamlar,cipiiciikler, ardrndan Yunanistan'dan gelen arkadaglarr
olarak bi-zim tanrqtrnlmamtz. Yolun bir kavqafrnda bir grup yerde
oturupbirqeyler yiyor, dans ediyordu. Biz de durduk. Difer kciqede
biri-si kuzu sattyordu. Htisni.i bir kuzu aldr, kesip bir kaE
dakikadahazrrladrk. Ne zaman kestiler, derisini ne zaman yiizdiiler
farke-demedik. Ozel mangallardaki ateqin iizerindeydi bile. HiE bu
ka-dar lezzetli et yememi$tik. Eski gazeteler topra$rn tizerinde
masa
-
Biz kontrolden gegmedik ve Hiisnii'niin hemqerileri,
hediyeoldulunu zannetti[imiz o hahyr agtr. Hahnrn baq ucuna
uzunyastrlr yerlegtirdiler ve oturmamrz igin bizi ga[rrdrlar.
AmanTannm! Herkes topra$rn ijzerine oturuyordu. Htisnii'niin
konuk-larr ise halnrn iizerine oturacaktr. Ali ve ailenin bir
siirti dostuyanrmrza hahya geldi. Ortada Ahmet'in yanrnda,
kemengesi ileDamos oturuyordu.
Tonya kaymakamr selamlamak iizere gelip aramtzda yerinialdr.
Yine hahnrn iizerine gazeteleri agtrlar. Gazeteler yine
etle,domatesle, biber ve peynirle dolmuqtu.
Tiim insanlar dans edip, qarkrlar soyliiyordu. Da$larrn
tepele-rinden gelenler, bize saldrracakmrq gibi ytiksek sesle
grlhklar at-trklanndan, bize eski Ea! savaqgrlan gibi
gciriindtiler. TrabzonValisiyle Gi.imiiqhane Valisi birlikte bizi
selamlamak iqin yanr-mza geldiler.
Dansgrlardan olugan her bir halka, yiizlerce insandan oluqu-
100
H ii s nii, Yu n anh do s tlany la
yordu. Krzlar kendi oluqturduklarr halkalarda dans
ediyorlardr.Yanrmrzda video oldufu igin, bilgisizlikten olsa gerek,
elbiseleriilginE geldiginden Dimitri krzlarla dans etmek ve bu
dansr vide-oya aldrmak istedi. Kavgaya ramak kalmrqtr. Bu yabancmrn
ktz-lannm ellerine dokunmaya kalktqmasr, dahasr onlarla dans
etme-si nasrl miimkiin olabilirdi? Kontrolden yakalanmadan gegen
si-lahlann qimdi ceplerinde olduklarr akltma geliverdi. Ama
kavgafalan olmadr. Hiisnii kavgayr dnlemekle kalmadr,
hepimizinrenkli giysili krzlarla dans etmesi konusunda rsrar da
etti. Bizimde krikenlerimizin oradan gelmesi nedeniyle yabancr
sayrlamaya-cagrmrzr agrkladr. Tiim dans sahast, toprafr hah gibi
drten yegilEimenli bir plato gdrtiniimiindeydi. Dems srrasrnda
erkekler ayak-lannr yere vururken, sanki yeraltrndan ses geliyor,
toprak depremoluyormuqcasrna sarsrhyordu.
Yorgun bigimde hahmrza gokti.ik. Yaqh Ahmet, Damos'dankemenge
galmastnt ve eski Pontus qarktlarr sriylemesini istedi.Ahmet
oldukga co$muqtu. O srrada dortnala gelen at sesleri duy-duk.
Yammrza geldiler. Gelenlerden biri Ahmet'in en btiyiik o[-lu
Rahmi'ydi. Atrndan atlayrp bizi selamladr'
Dcinerken, atladr[rmrz bir qey kalmasm diye her birimizi ogiin
neler gordiifiimiizii birbirimize anlatttk. Bir koyde mola ver-dik.
Burada da Htjsnii'niin bir arkadaqr vardl Lezzetli fasulyegorbasr
ve di[er yernekleri yedik. Temiz daf havasr hepimiziacrktrmrgtr.
Aynlmadan once yediklerimizin iicretini cjdemek is-tedik, ancak
Htisnii'ntn arkadaqr kabul etmedi. Hiisnti'ntin dost-larr benim de
dostlarrmdrr diyerek, cidemeyi kendi yapmak istedi.Uziilmiiqttik,
giinkii bu adam bize pek hali vakti yerinde gibi
gti-riinmemiqti.
Aynr gece Tonya'daki Eyilalar'a (Parharia) gittik. Ahmet ora-da
yaqryordu. Deniz nedeniyle olugan nemli ve srcak hava
kryrdaya$amayr olanaksrz krldrfrndan, eski dcinemlerden beri
insanlary azlar t yaylalara grkarlarmtq.
rl
lrt1
10r
-
Ne yazrk ki Eyilalar'rn giizellilinin tadrna varamadrk,
gtinkiioraya her gidiqimizde yolun sis vardr. Birkag yil sonra
burayagiineqli bir giinde geldim de, dofarun tjzellikle de yabancr
Eigek-lerin gtizelli[ine hayran kaldrm.
Ahmet'in evine gittik. Eyilalar'daki ttim evler gibi son
derecebasit taq bir evdi. Yatak odalarrnrn altrnda hayvanlara ait
boliimvardr. Qevre giibre doluydu. Mitolojimizdeki Heraklis'i ve
Avgi-as Pokunu anrmsadrm. Sanrrm kimse bahEesinin o boliimiinti
te-mizlemiyor, ya[mur ahp gtitiiriiyor olmalt.
Yatak odalannrn iini.inde mutfak ve misafir odast vardt.
Basitbir eski Rum evi. Yatak odalannrn zemini tahtaydr,
mutfafrndakiise toprak.
Duman ttim odadan gegiyor, baca olmadr[rndan gatrdan gtkt-yordu.
G
-
q,ffi
wwq-$ffi 4
V)
Yv1
s*a
Rhd
mlq uyuyorduk. Ama eski bir atasdziiniin de dedi[i gibi
"belageldi mi tistiiste gelir."
Giotis gok fazla igmigti o gece, bu da onu susatmr$.
Yataktankalkmrg, igini giindiiz goziyle gdrmedilimiz evde su
aramayabaglamrg. Ertesi giin suyun bahgede oldufunu gordiik. Evde
hiEsu yokmug. Giotis karanhkta su aramaktan yorulmuq ki, iEi
Eyi-lalar stitiiyle dolu iki btiytik lelenin durdu$u bir masa
bulmug. Suolmadr[rndan, "susuzlu[umu gidermek igin bari gu siitten
ige-yim" diye diiqiinmiiq. Bog yere iEmeye gahqmrq. Stiti.in
yiizeyi tii-miiyle kaymakmrq. Kaymafir yanp siitti igmek igin
iiflemi;. Amakaymak kahnmrE. Tekrar tekrar i.iflemiq. Sonunda
iimitsizli[e ka-prhp yiiziinii siit ytizeyine daldrrmrq. Manzara
gdrtilmeye deier-di. Giotis'in bumu, ytizii kaymak olmuq. Si.it
hale daha derindeoldupundan siite ulaqmak igin tilm kafasmt lefenin
igine sokmuq.Bu da gecenin son fashydr. O saatten sonra kim
anlayabilirdi ki!
Sisle geldik, sisle terkettik Eyilalar'r. Bdylece o
muhteqemdo$amn yeqil hahsrnr kaplayan yabani gigeklerin
giizellifini gd-remedik. Buraya ancak birkag yrl sonra gtineqli bir
giinde tekrarziyaret ettiIimde, $ansrm yaver gitti.
Trabzon'a geldik ve zorunlu olarak Motel Usta'ya gittik.
Du-manla, yafla oylesine kirlenmiqti ki, Muammer'in evine
konukolarek tekrar gitmeyi istemedik. Srcak bir banyo bizi
kirlerimiz-den ve yorgunluktan arrndtrdt. iki odamrz vardr. UE
yataklr olanrDimitri, Giotis ve Damos igin, ikinci oda ise
Hi.isnti'yle benimigindi.
O gece uyudu[umuzu sanmryorum. Hiisnii'yle bir siirii
qeykonugtuk, Tiirk-Yunan iliqkileri hakkrnda tekrar konuqmak
iEinfirsat dofmuqtu Hiisnii'ye. Ona gcire, neden ve sorun olan
gey,kitaplar, insanlann dini ve militarizm idi. Bunlardzrn dolayr
ilig-kiler geligtirilemiyordu. Kitaplar gengleri zehirliyor,
askerler al-drklan maagr korumek istiyor, dindarlar ise fanatizm
yayryorlar-dr. "Bu papazlar ve hocalar asla biz iki ulusun
iliqkisini geligtir-
105
-
Tonya'da
mesine katkrda bulunmayacaktrr" dedi. Biitiin gece bu
sorunlarhakkrnda konugtu. Biz, elele her iki iilkeyi tiim diinyaya
tanrtabi-liriz. Yalnrzca birbirini tanrmak ve gengleri tanr$trmakla
bile busorunun iistesinden gelebiliriz. Ardrndan mevcut atmosferi
dede[iqtiririz" diyordu. Aniden yiizii iyimserlikle aydrnlandr.
"E!erher iki taraftan da dolru ve uygun adamlan bulursak
problemigdzeriz." "Bu ne zaman olur biliyor musunuz" diye sordu.
Atinave Ankara'da Pontuslular sdz sahibi oldu[u zaman.
Halklanmrzarasrnda kardeglik iligkisini baqarabilme umudu yalntzca
bizler-de." Hiisnti konuqurken, bir ara uykuya daldrm.
Ertesi gtinti yine bir sorunla karqrlaqtrk. Giimiiqhane'ye
gitme-miz programlanmrqtr. Dimitri, Karadeniz'in bir milyon
resminigekmigti belki ama hala GiimiiEhane'nin, batr biiltimlerinin
bazryerlerini kagrrdrfrnr di.iqiinUyordu. istanbul'dan Htisnii'yii
alrtisreden bir telefon geldi. iqi nedeniyle hemen istanbul'a
dcinmesi
106
gerekiyordu. Orada bir sorun varmr$. Ama konuklarrnt Trab-zon'da
yalnrz brrakrp nasrl gidebilirdi ki? Bizi zor durumdanRemzi
kurtardr. "Brraktn gitsin" dedi. "Burada yalnrz daha da iyizaman
gegirirrz". "Biz burada delil miyiz?" diye de sordu alayhbigimde
Hiisnii'ye. Sonunda Hiisnti, istanbul'a gitmeyi kabullen-di ve
bdylece bizi iki gi.inliiftine Trabzon'da yalntz brraktr.
Yal-nrzlrk da ne demek? olan herhangi bir tehlikeye karqr bizi
goze-tecek yaklaqrk yirmi Tonyah vardt gevremizde' Bize o kadar
ka-labalrk geldiler ki, belki de daha fazlaydiar.
Hiisnii'niin gidiqinde yeni bir sorun grktr. Hepimizin otel
fatu-rasrnr zorla cidemeye kalkrqtr. ziyaretimiz yiiziinden yaptrEr
bii-ttin o harcamalar yetmiyormuq gibi bir de otelinkini odemek
iste-di. Bunu frsat bilip uEak biletlerimiz konusunu da aqtrm'
"E!erbilet ve otel paralarrmrztbiz ddemezsek" dedim, "Bizi burada
birdaha hig gdremezsin". Benim zorlamamla, biletlerimizi ve
oteliicretini tidememizi kabul etti. istanbul'a gitmek iizere
ayrrldr,biz de ktigtik bir dolmuqla Gtimiiqhane'ye hareket
ettik'
Bu kez yolculu[umuz daha iyi geqti. Hava lehimizeydi' Di-rekt
olarak eski Giimiiqhane'ye gittik. Bir an onu gtizden kaybet-tik.
onu, Giimiiqhane'de yiikselen bir dagrn tepesine
trmanrkengiirdi.ik. Eski madenlere ait ttinellerin resimlerini
gekiyordu. Ge-gen yiizyrllardan kalma, giimiiq ve diler madenleri
drqan taqtyanktigiik vagon raylarr hala oradaydr. Yeni
Giimiighane'ye otelimi-ze drindiiltimiizde, turistik amagla oraya
gelen selanikli bir grupRum'a rastladrk. Aralannda Bayan Anna ve
editcir Bay TasosKyriakidis'i g
-
rs
ca,
s
n