VENEZÜLLA'DA CHAVEZ DÖNEMİ; YENİ TOPLUMSAL HAREKETLERE BAKIŞ Nurdan AKTAŞ Venezüella halkı, 1983'ten sonra petrol fiyatlarının düşmesiyle başlayan ekonomik krizle birlikte IMF politikaları ile tanıştı. Giderek artan işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği gibi sosyal sorunlar her yeni IMF paketi ile büyüdü. 1989 yılına gelindiğinde ise başkent Caracas'ta yüz binlerce insan sokaklara dökülerek dükkânları yağmalamaya ve kolluk güçleriyle çatışmaya başladı. Yaklaşık bir hafta süren çatışmalarda 3000'den fazla insan katledilmiş ve bu katliam tarihe Caracazo Katliamı olarak geçmiştir. Aynı zamanda Chavez döneminin politik zeminini oluşturan bu süreç, Bolivarcı devrimin miladı olarak da kabul edilebilir. Bu çalışmada literatür taraması yapılarak, Hugo Chavez'i iktidara taşıyan politik zemin, sosyal hareketlere ilişkin bilgi verilmesi, kurumsal bir yapı olarak 'devlet' ve ‘halk’ arasında Chavez'le birlikte yeniden şekillenen ilişkinin irdelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın kavramsal çerçevesini, sisteme muhalefet karakterli toplumsal hareketlerin iktidar olabildikleri özgül koşullarda ortaya çıkan ‘ikili iktidar’ durumunun yarattığı neredeyse şizofrenik bölünme, devlet/iktidar algısındaki kırılma oluşturmaktadır.
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
VENEZÜLLA'DA CHAVEZ DÖNEMİ;
YENİ TOPLUMSAL HAREKETLERE BAKIŞ
Nurdan AKTAŞ
Venezüella halkı, 1983'ten sonra petrol fiyatlarının düşmesiyle
başlayan ekonomik krizle birlikte IMF politikaları ile tanıştı.
Giderek artan işsizlik, yoksulluk, gelir adaletsizliği gibi
sosyal sorunlar her yeni IMF paketi ile büyüdü. 1989 yılına
gelindiğinde ise başkent Caracas'ta yüz binlerce insan
sokaklara dökülerek dükkânları yağmalamaya ve kolluk güçleriyle
çatışmaya başladı. Yaklaşık bir hafta süren çatışmalarda
3000'den fazla insan katledilmiş ve bu katliam tarihe Caracazo
Katliamı olarak geçmiştir. Aynı zamanda Chavez döneminin
politik zeminini oluşturan bu süreç, Bolivarcı devrimin miladı
olarak da kabul edilebilir.
Bu çalışmada literatür taraması yapılarak, Hugo Chavez'i
iktidara taşıyan politik zemin, sosyal hareketlere ilişkin
bilgi verilmesi, kurumsal bir yapı olarak 'devlet' ve ‘halk’
arasında Chavez'le birlikte yeniden şekillenen ilişkinin
mürettebatı ya da tank mürettebatı içinde yer alan kadın
subayların bulunduğu, kadınların orduya katılımının on yıl
içerisinde %50 ve ya daha fazla oranda katılmasının
beklendiğini ifade etmiştir.2
Venezüella’nın 140.000 kadın ve erkekten oluşan kombine bir
ordu gücü vardır. Bolivarcı Silahlı Kuvvetler Kanunu ile
korunan bir yarı-askeri milis kuvveti kurulmuştur. Chavez’in
sahip olduğu bu milis kuvveti 1 milyondan fazla üyeye sahiptir
(Sánchez, 2009). Venezüella ordusunun ‘’halk ordusu’’
2 RNV, ‘’Venezuela Achieving Greater Participation of Women in the Armed forces’’(Çevrimiçi) Çev: Owen Richards, http://venezuelanalysis.com/news/7141, 31 Temmuz 2012
niteliğinde olduğu söylenebilir. Çünkü Venezüella halkı yeni
oluşturulan bu sistemi korumak için gönüllü olarak orduya
katılmaktadır.
2.4. Venezüella ve Uluslararası ilişkiler:
Latin Amerika ülkelerinin oldukça iyi ilişkiler içerisinde
oldukları ve çeşitli dayanışmacı ticaret anlaşmaları yaptıkları
bilinmektedir. Bunlardan en bilineni ALBA yani Latin Amerika
Ekvador, Nikaragua, Dominika, St. Vincent ve Grenadin, Antigua
ve Barbuda’dır.
ALBA ilk olarak Venezüella ve Küba arasında 30 Ekim 2000'de
imzalanmıştır.ALBA tüm ticari anlaşmaları kapsayacak ve bunları
siyasi bir birlikteliğe taşıyacak bir adımdır. ALBA’nın önemi
bu anlamda gittikçe artmaktadır, bunu sağlayan diğer bir unsur
ise artık Latin Amerika ülkelerinin çoğunun IMF’ye borçlarını
kapatmış olmaları ve ekonomilerini ABD politikalarından
uzaklaştırma ve diğer Latin Amerika ülkeleriyle bütünleşme
istekleridir. ALBA, hem Latin Amerika ülkeleri için bir serbest
ticaret bölgesi kurulması hem de iktisadi olarak zayıf olan
ülkeler arasında bir işbirliği sağlamayı hedeflemektedir
(Kışlalıoğlu: 2008).
ALBA, ülkeler için yeni bir kredi kaynağı oluşturmayı da
hedefleyen bir anlaşmadır. Latin Amerika ülkelerinin, yıllarca
Venezüella’da petrolden elde edilen gelirin eşit olarak
dağıtılmaya çalışılması, ülke bütçesinin neredeyse yarısının
sosyal politikalara harcanması, birçok kamulaştırmanın
yapılması zengin sınıfı ve onları destekleyen ve ülkedeki
petrol kaynaklarını güvence altında tutmak isteyen ABD’yi
oldukça rahatsız etmektedir. Onlar da varolan güçlerini
kullanarak Chavez karşısında alternatif yaratmaya
çalışmaktadır. Muhalefeti yaratan liberalların Chavez
karşısında yeterli olamadığı görünmektedir. Varolan muhalefet
karşısında yoğun bir halk desteğini arkasına almış, yeri
geldiğinde korkusuzca dövüşen ve ölümden çekinmeyen bir halk
kitlesi Chavez’in önünde etten duvar örmüşlerdir.
4. Tartışma ve Sonuç
Latin Amerika tarihinin direnişlerle, mücadelelerle,
devrimlerle dolu olduğu bilinmektedir. Hatta Latin Amerika
ülkelerini tek tek değerlendirmek yerine birlikte
değerlendirmek de çok yerinde olacaktır çünkü bu ülkelerin
arasında ciddi bir dayanışma söz konusu9.
Chavez’in öncülük ettiği bu dayanışma ağı, Latin Amerika
yoksullarına kuşkusuz çok fayda sağlıyor. Bir çok alanda
news_code=1349513712&year=2012&month=10&day=06, Erişim; 9 Aralık 2012
8 Bkz. Luis Suarez Salazar, Kübanın Dış Politikası ve ALBA, 28 Ocak 2006, Çevrimiçi, http://www.latinbilgi.net/index.php?eylem=yazi_oku&no=411, Erişim; 4 Ocak 2013
*Capriles, 11 Temmuz 1972 doğumlu olan Henrique Capriles Radonski, siyasi kariyerine avukat iken 27 yaşında ulusal kongrede sandalye kazanarak başladı. Capriles’in siyasete atılması, Venezuela’da Chávez karşıtı politikaların örgütlenmesine neden oldu. Capriles, kendisini merkez sağ yapıda bir siyasetçi olarak tanımlıyor.9
yapılan ve ticari nitelik de taşıyan anlaşmalarla, çoğunlukla
değiş-tokuş usulüyle birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılayan bu
Latin Amerika ülkeleri emperyalizme karşı birleşik bir cephe
oluşturmuş durumda. Latin Amerika için Bolivarcı İttifak yani
ALBA, Güney Amerika Bankası Bankosur, Latin Amerika ortak
televizyonu Telesur ve ortak radyosu Radyosur gibi projelerle
Latin Amerika birliğinin gücü daha da perçinlenmektedir. Her
geçen gün güçlenen ilişkilerle yollarına devam eden ve
emperyalist dünyayı tedirgin eden bu ülkelerden öğrenecek çok
şeyimiz var.
Venezüella’ya gelecek olursak, hızlı dönüşümlerle ama emin
adımlarla ilerleyen bu ülke, devlet yapılanmasını baştan ayağa
değiştirdi. Üstelik bunu ‘tepeden inme’ yollarla değil, halkın
doğrudan, aktif katılımıyla gerçekleştirdi ve gerçekleştirmeye
devam ediyor. Komünal konseylerin bu katılımcılığı kanıtlar
nitelikte olduğunu söyleyebiliriz. Bununla beraber seçimlere
katılım oranının artması, ordu algısının değişerek milis
güçlerinin oluşturulmasıyla beraber halkın milislere yoğun
şekilde katılımı da bir gösterge olarak sunulabilir. Hatta,
2002 yılında Chavez’e yapılan darbe sonrası halkın sokaklara
dökülerek bir kaç gün sonra Chavez’i yeniden iktidara
getirmesi, Venezüella’da toplumsal bir hareketin varlığından
söz etmek için yeterlidir.
Ilk olarak IMF güdümünde neo-liberal politikalar uygulayan
dönemin Devlet Başkanı Anders Perez’e 1992 yılında darbe
girişimiyle gündeme gelen ve o dönemde asker olan Chavez ve üç
arkadaşı başarısız darbe girişimi sonrası hapse atılmış ve iki
yıllık hapis sonrası serbest bırakılmıştır. Halkı yoksulluğa
mahkum eden politikalar yapan hükümete karşı yapılan bu darbe
girişimiyle Chavez yoksulların kahramanı haline gelmiş ve 6 yıl
sonra, 1998 yılında yapılan seçimlerde iktidara gelmiştir.
Iktidara geldiğinden bu yana, ürettiği sosyal politikalarla
destekçi sayısını oldukça artırmıştır.
Hugo Chávez milli bütçenin %43,2’sini sosyal politikalar için
kullanıyor. Venezüella’da çocuk ve bebek ölümleri Hugo Chávez
döneminde yarı yarıya düştü. Venezüella’da okuryazar oranı
%100’e ulaştı. Ülkede öğretmen sayısı 65.000’den 350.000’e
çıkarıldı. Birleşmiş Milletler verilerine göre Venezüella
fakirlikle mücadelede 1996-2010 döneminde bütün Latin
Amerika’da en başarılı ülke oldu. Gallup firmasının yaptığı
araştırma Venezüellalıların dünyanın “en mutlu altıncı milleti”
olduğunu gösterdi.10 Elbette Chavez’in yaptıkları bu kadarla
sınırlı değil. Komünal konseylerin oluşturulması, sosyal
güvenlik sisteminin genişletilmesi ve çalışanların güvence
altına alınması, eğitim ve sağlığın ücretsiz hale getirilmesi,
kadın bankasının kurulması, kimi kurumların kamulaştırılması,
yoksulluğun azaltılması, istihdamın artırılması vs. gibi birçok
alanda halkın da desteği ile politika üreten Chavez yönetiminin
oldukça başarılı olduğu görülmektedir. Onu başarılı kılan en
önemli etken kuşkusuz yoğun halk desteğidir.
Venezüella’da 1998 yılından bu yana yapılan tüm seçimlerde
sandıklardan Chavez çıkmıştır. Son olarak Ekim 2012
10 Bkz, Venezüella Neden Hugo Chavez Diyor?, 17 Ekim 2012, Çevrimiçihttp://www.diplomatikgozlem.com/TR/belge/1-9223/venezuella-neden-hugo-chavez-diyor.html Erişim; 24 Kasım 2012
seçimlerinde 30 muhalefet partisinin oluşturduğu koalisyonun
lideri Capriles oyların %44,97sini alırken, Chavez %54,42 oy
oranı ile yeniden başkan seçilmiştir.11
11Bkz, Venezuela seçimlerinde zafer Chavez'in, 8 Ekim 2012, Çevrimiçi,
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2012/10/121007_venezuela_update.shtml,Erişim; 24 Kasım 2012