Top Banner
YEŞİL İNCİ Nedir Şu Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci Martılar Yaşam Kaynağı: Tohum Sağlık İçin Harekete Geçiyoruz
32

YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Oct 05, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

YEŞİL İNCİ

Nedir Şu Vejetaryenlik

Kıyam Tatlısı

Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7

Toprağa Dokunun

Türkiye’de yeşilinci

Martılar

Yaşam Kaynağı:

Tohum Sağlık İçin Harekete Geçiyoruz

Page 2: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci
Page 3: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 3 Yeş i l İnc i Sayı 7

YEŞİL İNCİ Türkiye’de yeşilinci

Konular Sf

Ağaçlara Şiir Okuyan Okul

Sağlık İçin Hareket Ediyoruz! 4

Çevrecimri: Raylı Ulaşım 5

Enerji Kaynakları : Termik Santraller 6

Koşmak Güzel Şey 7

Ağaçlarımız: Badem Ağacı

Doğanın Güzellikleri: Düğün Çiçeği 8

Şifa Kaynağı: Arapsaçı Otu

Ben Bir Buğday Tanesiyim 9

Nar Ekşisi Nasıl Yapılır?

Çalılarımız: Çalı Süpürgesi 10

Yaşamın Kaynağı: Tohum 11

Hayvan Dostlar : Tilki

Hayvan Dostlar : Arı 12

Sağlıklı Yemekler: Kıyam Tatlısı

Yüzen Güzellikler : Lahoz Balığı 13

Uçan Güzellikler : Martılar

Nedir Şu Vejetaryenlik 14

Şifa Kaynağı : Biberiye

Hayvan Dostlar : Sansar 15

Eskiden Buzdolabı Mı Vardı? 16

Nedir Şu Mevsiminde Gıda? 17

Şifa Kaynağı: Susam

Köpek Sahibi Olmak Zor 18

Yüzer Güzellikler: Sinarit

Kuşlarımız: Orman Kartalı 19

Okuyan Çevreci: Dünya Onlarla Daha Güzel

Marmaris Milli Parkı’nı Geziyoruz 20

Kışlık Ekmek: Peksimet 21

Çalılarımız: Çitemik 22

Uçan Güzellikler : Saka Kuşu 23

Okuyan Çevreci : Vitaminlerin Ziyareti

Ağaçlarımız : Ceviz Ağacı 24

Doğanın Güzellikleri: Kabak Çiçeği

Hayvan Dostlar : Oluklu Kertenkele 25

Hayvan Dostlar: Mavi Yengeç

Ağaçlarımız : Dut Ağacı 26

Şifa Kaynağı: Nane 27

Çevrecimri : Yelkenliler

Hayvan Dostlar: Kaplumbağa 28

Ağaçlarımız : Erik 29

Yeşil Magazin 30

Şiirler ve Sigara Anketi 31

Merhaba Arkadaşlar; Bu yıl dergimizin 7. sayısıyla karşınızdayız. Geçen yıllarda olduğu gibi dergimiz yine dopdolu. Bu sayımızda başlıca konumuz Eko Okullar Proje-

si’nde geçen yıl başladığımız bu sene de devam eden ‘’Sağlıklı Yaşam ‘’. Vejetaryenlik, tohum ve mevsiminde gıda gibi size bilgi verecek yazılardan tutunda yöremize ait peksimet, ağzınızı sulan-dıracak kıyam tarifine kadar daha birçok konuyu dergimizde bu-lacaksınız. Oluklu kertenkele ve Lahoz balığıyla ilgili yazıyı oku-duğunuzda eminim çok şaşıracaksınız. Ayrıca ilginizi çekecek okulumuzdan yeşil haberlerde sizleri bekliyor. Bu yıl dergimizde ilk defa konuk yazarlarımız var. Kardeş okulumuz Çağdaş Bilim Koleji öğrencileri yazılarıyla dergimize katkı sağladılar. Onların yazıları da ilginizi çekecektir. Ayrıca komşu oklumuz Bayır Mu-hittin Çoban Ortaokulu da dergi çıkarmak istedikleri için okulu-muza gelerek bizimle röportaj yaptılar. Bu da dergimizin ne kadar ilgi çektiğini gösterir. Her yıl ne kadar uğraşsak da sadece bir der-gi çıkarabiliyoruz. Bunun sebebi tüm yazıların internetten değil büyüklerimizden öğrenilerek yazılması ve derslerimiz çok yoğun olması. Tüm bunlara rağmen yılda bir kere de bir dergi çıkarmak ve bu derginin başyazısını yazmak bizim için onur verici. Arkadaşları-mızın da bu dergileri ömür boyu saklamasını tavsiye ediyoruz. Biz öyle yapacağız:) Sizin de dergimizdeki yazıları okuyarak aynı ilgiyi göstermenizi rica ediyoruz ve iyi okumalar diliyoruz.

İletişim Bilgileri:

Adres : Orhaniye Köyü / Marmaris - Muğla

E-posta : [email protected]

Tel : (0252) 4871342

Lütfen görüşlerinizi e-posta adresimize bildirin.

Hazırlayan, Kapak ve İç Tasarım : Cihan Şen

Dilek Yüksel Naşide Özlü

2016

İmtiyaz Sahibi

Orhaniye İnci Narin Yerlici Ortaokulu

Müdür: Metin Ali KUMBAROĞLU

Baskı Yeri:

www.incinarinyerliciortaokulu.meb.k12.tr

Page 4: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 4 Yeş i l İnc i Sayı 7

Ağaçlara Şiir Okuyan Okul

Eko Okullar Projesi kapsa-mında, her yıl orman hafta-sıyla ilgili bir etkinlik düzen-liyoruz. Bu yıl orman hafta-sında ağaç dikmek yerine insanların ağaç dikmesini sağlamak için meyve fidanla-rı hediye ettik.

Okulumuzda bu etkinliğe katılmak isteyen arkadaşları-mız, istediği bir ağaç için şiir yazdı ve sa-dece şiir yazanlar bu yürüyüşe dâhil oldu. Mesela ben, badem ağacıyla ilgili bir şiir yazdım. Şiirimi der-ginin 31. sayfasında okuyabilirsiniz.

Bu etkinliğe şiir yazan yak-laşık 25 kişi katıldı. Bu arka-daşlarımızla beraber 80 tane meyve fidanını köyümüzdeki komşularımıza hediye ettik. Hediye ettiğimiz meyve fi-danları erik, ayva, zeytin, armut, şeftali, badem, limon ve portakaldı.

Etkinliğimizin başlangıcın-da toplu halde fotoğraf çek-

tirdik ve meyve fidanlarımızı ellerimize alıp okulumuza en yakın olan evden başladık. Çat kapı gittiğimiz Ramazan Amca bizi pijamalarıyla kar-şıladı ve şaşırdı. Neden gel-diğimizi anlattık. Meyve fida-

nını hediye edince çok sevin-diler, çünkü köyde meyve ağaçları çok sevilir. Onunla küçük bir röportaj bile yap-tık. Öğretmenimiz kameraya aldı. Ramazan Amca’ya mey-veler olunca yiyebilir miyiz? diye sorduk. Oda “Bir büyü-sün, yiyip durusunuz” dedi. Bize söz verdi. Bazı arkadaş-larımız yoldan geçen arabala-

rı durdurup onlara bile fidan hediye etti. Diğer komşuları-mıza doğru yürürken bir zeytin ağacı görünce durup benim şiirimi okuduk. Bir ağaca şiir okumak 23 Ni-san’da şiir okumaktan çok

daha farklıydı. İlk defa bir ağaca şiir okudum ve bana çok ilginç geldi. O gün 15 meyve fidanını komşuları-mıza dağıttık, fırtı-na çıktığı için de-vam edemedik. Kalan fidanların birazını okula ayırıp diğerlerini caminin önünde arkadaşları-

mız dağıttı. Yaptığımız etkinlik bizi

mutlu etti, ayrıca paylaşma-nın önemini bir kez daha anlamış olduk. Dağıttığımız fidanların büyüyünce nasıl olacağını merak ettim. Belki bizde bu fidanlardan yetişen meyvelerden yiyeceğiz ya da yemesek bile başkaları yiye-cek.

Rümeysa Karaca

Gaye İlhan

Dünya Sağlık Örgütü tara-fından fiziksel etkinliğin yararları konusunda toplum bilincini oluşturmak, sağlıklı davranışları ve yaşam tarzla-rını teşvik etmek için 10 Ma-yıs günü “Sağlık için Hare-ket Et Günü” olarak belir-lenmiştir. Ülkemizde de her yıl “Sağlık İçin Hareket Et Günü” 81 ilimizde etkinlik-lerle kutlanmaktadır.

Okulumuzda Eko Okullar Projesi'nde “Sağlıklı Ya-şam” konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca hem Bes-

lenme Dostu Okul Proje-si’nde hem de İlçe Milli Eği-tim Müdürlüğü’nün başlattığı Sağlıklı Yaşam Sağlıklı Nesil projesinde yer alıyoruz. Bu kapsamda 12 Mayıs Salı gü-

nü tüm arkadaşlarımızla ve bazı velilerimizle birlikte beyaz tişörtlerimizi giyerek köy çevresinde yürüyüş yap-tık. Beyaz tişörtlerle sağlıklı yaşam için beyaz bir sayfa açıyoruz mesajı vermeye çalıştık. Arkadaşlarımız ba-zen kendi uydurdukları slo-ganları attılar. Yürüyüşü-müz köy çevresinin dolaşıl-masının ardından okulda tamamlandı. Etkinliğe muh-tarımız Cem Dinç ve Martı Marina personelleri de ka-tıldı.

Sağlık İçin Hareket Ediyoruz!

Polat Alpşalcı

Ağaçlarımızı teslim alıp fotoğraf

çektirdik.

Page 5: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 5 Yeş i l İnc i Sayı 7

Çevrecimri : Raylı Ulaşım

Tren, metro(yeraltı treni) ve tramvay hepsi raylı ula-şım aracıdır. Bunlar aynı zamanda toplu taşıma araç-ları diye de adlandırılır. Oto-büs ve vapurda diğer toplu taşı-ma araçlarından-dır.

Toplu taşıma araçlarını kulla-nırsak trafiği da-ha az sıkıştırmış oluruz. Mesela bir gün İzmir’de metroya bindim, eğer kendi araba-mız ile gezseydik ya da gitmeye çalışsaydık daha uzun sürede, zorlanarak giderdik. Bence bunun için toplu taşıma araçlarını kullanın.

Toplu taşıma araçları ara-sında en az yakıt tüketen araçlar raylı ulaşım araçları-dır. Raylar demirden yapılır.

Bu yüzden Türkiye de demir yolu da derler. Türkiye de ilk demir yolu 1860 yılında İz-mir-Aydın arasında yapılmış-tır. Bir otobüs 50-100 ara-

sında yolcu taşırken raylı ulaşımda 3-4 kat fazla yolcu taşıyabiliriz. Muğla’da tren veya metro yoktur. Binmek isterseniz en yakın Aydın da trene, İzmir’de ise metroya binebilirsiniz. Raylı ulaşım

düz yerlerde yapılabilir. Met-rolar genellikle yerin altın-dan, tünellerden gider. Ama tren veya tramvay genellikle yer üstünde ulaşım yapar.

Metrolar, tren-ler ve tramvay-lar yapılırken zahmetli ama yapıldıktan sonra çok kar-lıdır. Çevreye zararı azdır. Çünkü her biri elektrik ile çalı-şır ve bir yön-den daha avan-tajlıdır: Raylı ulaşım araçları belli bir yolun üzerinde ilerle-

diği için yolcuları fazla sars-maz. Onun için midesi tu-tanlar için daha iyidir.

Umarım sizde çevreye za-rarı olmayan raylı ulaşımı tercih edersiniz.

Metin Özkan

60 kişinin özel araç, otobüs ya da

yürümesi durumunda kapladığı

alan

Yeşil Haber : Yemek İsrafı ve Temizlik Afişleri

Bilişim Teknolojileri dersinde hem hijyen konusuna hem de yemekhane de yaşanan

israfa dikkat çekmek için öğrenciler bir çok afiş tasarladılar. Afişler tuvaletlere, yemekha-

ne duvarlarına ve masalara konarak öğrencilerin dikkatini bu konulara çekmeye çalıştık.

Raylı sistem ne kadar gelişirse tra-

fik sıkışıklığı o kadar az olur.

Page 6: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 6 Yeş i l İnc i Sayı 7

Koşmak Güzel Şey

Enerji Kaynakları: Termik Santraller

Termik kelimesinin anlamı ısıdır. Termik santraller kö-mür yakarak elektrik enerjisi üreten bir tür tesistir.

Termik santrallerde kömür yakılır. Yakıldığında açığa çıkan ısı enerjisi ile kazan-lardaki su ısıtılır. (Siz de evinizdeki sobanın üzerinde çaydanlıkta kaynamakta olan sudan çıkan buharlar gördünüz mü?) Termik santrallerden çıkan su buharı büyük pervaneleri dön-dürür. Pervaneler

dönünce elektrik enerjisi üretilir. Fakat termik sant-rallerde yakılan kömürden çıkan kül ve dumanlar çevreye zarar veriyor. Bu-nun için termik santrallerin bacasına filtreler takılmalı-dır. Filtre, dumandaki za-rarlı maddeleri azaltan bir araçtır. Termik santraller-den çıkan zehirli gazlar tarım ürünlerine, hayvanla-

ra ve ormanlara kalıcı zarar verir. Santrallerden çıkan zehirli gazlar insanların sinir sistemini olumsuz yönde etkiler ve insanlarda kanser riskini artırır. Fakat termik santraller ucuz elektrik üret-

tiği için kullanılmaya devam ediliyor.

Hepinizin evinizde güneş enerjisi sistemi vardır. Gü-neş enerjisi evinize sıcak su üretiyor ve çevreye zarar vermiyor. Su ısıtmayı soba-larla yapsaydık sobalardan çıkan zehirli gazlar çevre kirliliğine yol açabilirdi. Bu yüzden Güneş enerjisi siste-mi doğa için daha faydalı.

Yırca Köyü’nde termik santral kurulması için binler-ce zeytin ağacı kesilmişti. Bu olaya çok üzülmüştüm. Umarım bizim köyümüzde de böyle bir şey olmaz. Çün-kü bizim köyümüzde de zeytin ağaçları var. Sizde böyle bir şey istemiyorsu-nuzdur diye düşünüyorum.

Muğla’da da termik sant-raller vardır. Mesela Yatağan ve Ören Termik Santrali. Bir gün ailemle Muğla’ya gider-ken Sakar Tepesi’nde man-

zaraya bakmak için mola verdik. Mola verdiğimiz yer-de balcılar vardı. Balcılarla biraz sohbet ettik. Balcılar önceden Yatağan’dan bal aldıklarını ama artık oradan bal almadıklarını söyledi. Merak etmiştim ve balcılara neden olduğunu sordum. Balcı, Yatağan Termik Sant-rali’nin zehirli atıklarının doğaya zarar verdiğini, müş-

terilerin oradaki çiçek-lerden toplanan balı istemediklerini söyle-di. Balcıya verdiği bilgilerden dolayı teşekkür edip yola devam ettik. Termik santrallerle ilgili araştırma yapar-ken 2000 yılında Ya-

tağan’da sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini öğrendim. Yatağan’da hava o kadar kirlenmiş ki Termik santralin zehirli gazlarından insanların zarar görmesini engellemek için bu yasağı ilan etmişler.

Yatağan Termik Santra-li’nde yakıt olarak bir kömür türü olan linyit kullanılır. Termik santraller yerine ör-neğin rüzgâr veya güneş enerjisi kullanılabilir. Sizce termik santraller yerine baş-ka ne kullanabilir?

Sedef Sena Yavuz

Madenciler yerin yüzlerce metre

altında çalışırlar.

Çıkarılan kömür genellikle

vagonlarla taşınır.

Okulumuzda kros yarışma-sıyla ilgili bir duyuru yapıldı. O zamana kadar krosun ne olduğunu bilmiyorduk. Kros orman içi, patikalarda yapı-lan koşulara denirmiş. Be-den eğitimi öğretmenimiz ikimizin de fiziğinin uygun olduğunu söyledi. Ben Sıla, boyum 1.50 -35 kg ve arka-daşım Neriman’ın ise boyu

1.60cm ve 47kg. Ben min-yon (ufuk tefek) tipliyim, arkadaşım Neriman ise yaşı-na göre uygun vücudu var. Öğretmenlerimiz koşmaya heveslendirince okul çıkışla-rında koşmaya başladık…

Muğla’da kros yarışması olduğunu duyduk, heyecan-lanmıştık ve katılmak iste-dik. Fakat öğretmenimiz

yaşımızın küçük olup 1 yıl daha beklememiz gerektiğini söyledi. Duyunca çok üzül-müştük. Neyse ki Aralık ayında bir koşu daha varmış, onu katılabilirmişiz.

Beden eğitimi dersimizde antrenman yapıyorduk. Okuldan sonrasını antren-man yaparak değerlendiri-yorduk. İlk koşumuzda ya-

Sıla Çetin

Neriman Tançoban

Page 7: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 7 Yeş i l İnc i Sayı 7

vaş tempoyla 7 km koştuk. Öğretmenimiz bunu çok iyi buldu.

Düzenli beslenip koşudan en az 1 saat önce yemeğimi-zi yiyorduk. Koşu-dan önce 1 adet muz, koşuyu bitir-dikten sonra enerji vermesi için 1 adet çikolata yiyorduk. Bol bol da su içtik.

Her yıl 28 Aralık-ta Atatürk’ün An-kara’ya ayak bas-ması nedeniyle Marmaris’te koşu düzenlenir. Bizde koşuya katılacağımız için sevinmiş-tik. Dereceye gireriz sanıyor-duk, çok heyecanlıydık. Ko-şu öncesinde antrenmanlar yaptık. Koşu günü öncesin-de bize enerji vermesi için

akşam makarna, sabah ise peynirli tost yedik. Beden eğitimi öğretmenimiz bize koşuda orta tempodan biraz hızlı tempoya koşmamızı

söyledi. Sonra koşu günü koşuya başladık. Ben çok hızlı başlamıştım. Arkadaşım Neriman ise benden biraz gerideydi. Sonra hızlı başla-dığımız için nefesimiz tü-kendi ve yavaşlamaya başla-

dık. Yarış sonunda dereceye giremedik. Koşuya başladığı-mızda çok iddialıydık, dere-ceye gireceğimizi düşünü-yorduk ama olmadı. Bu bize

tecrübe oldu, bu koşudan iyi bir ders çıkardık ve bir dahaki koşu-muzda daha iyi olabiliriz. Koştu-ğumuz için özgür, sevinçli, mutlu ve sağlıklı hissediyor-duk. Benim (Sıla) astım ve bronşit hastalı-

ğım vardı ayrıca nefes darlı-ğım da vardı ama koşu be-nim sağlığımı olumlu etkile-di. Arkadaşım da aynı hisse-diyor. Bu yüzden hepinize sağlıklı kalmak için koşmayı tavsiye ediyorum.

Bu yıl koşu yarışmalarına katıldık, okul

çıkışlarında öğretmenlerimizle antren-

manlar yaptık.

Feyza Karaca

Tarhana Yapalım

Evet arkadaşlar… Hepimi-zin de bildiği gibi “tarhana” adında nefis ve bir o kadar da faydalı bir çorba türü var. Tarhana çorbası, içindeki baharatlar sayesinde kışın griplere karşı bizi korur. Hasta olmamızı engeller. Bu çorbayı tamamen kendi eli-nizin lezzetiyle tatmak isti-yorsanız yazımı çok dikkatli bir şekilde okuyun. Şimdi ben size %100 ev yapımı ve sağlıklı olan tarhananın tari-fini vereceğim. Hazırsanız başlıyorum.

Malzemeler:

Kuru soğan, Kırmızıbiber

Domates, Nohut

Süzme yoğurt, Baharatlar Bunlar malzemelerimiz.

Şimdiyse tarhananın yapılışı-nı anlatıyorum.

Öncelikle kuru soğanı, kırmızı biberi ve domatesi doğrarız. Çok küçük dilimle-re gelince hepsini toplayıp pişiririz. (Tamamen doğal

olduğu için ek su katılmaz, domatesin suyu yeterlidir). Sonra pişirdiklerimizi bekle-tiriz (ılıklaşana kadar.) Sonra bir leğene boşaltmadan önce blenderden geçiririz. Bir leğene boşaltıp alabildiği kadar un ve bir tutam tuz katarak kulak memesi kıva-mına gelene kadar yoğuru-

ruz. Biraz beklettikten sonra yoğurdumuzu katarak yo-ğurmaya devam ederiz. Yap-tığımız karışımı son olarak bir bezin üzerine avucumu-zun içinde ovalayarak parça parça ayırarak dağıtırız. Ha-muru birkaç gün daha bek-lettikten sonra (iyice kuru-

yunca), daha küçük parçalara ayırarak, birkaç gün daha bekletiriz. Toz şeker kıvamı-na gelene kadar ufalırız. Ar-tık tarhana hazır, bezimizin üzerinden alabiliriz. Şimdi Gelelim tarhana çorbasının yapılışına.

Önce tencereyi ocağa ko-yarız. Sonra içine kaç kişilik istiyorsak o kadar su boşaltı-rız. Su kaynayınca ayırdığı-mız tarhananın bir kısmını (bir yemek tabağı kadarını) bir kapta biraz da kaynatıl-mış su ekleyerek karıştırırız. Annem bunu topaklanma-ması için yapıyor. İyice ka-rıştırınca kaynattığımız su-yun içine boşaltarak, kısık ayarda karıştırmaya devam ederiz. Bu arada içine (isteğe bağlı olarak) haşlanmış no-hut ve sarımsak katarak yak-laşık 10 dakika karıştırdıktan sonra ocağın altını kapatırız. Ve çorbamız artık hazır olur. Afiyet olsun Cihan hocam :)

Tarhana hamur gibi yoğrulduktan son-

ra küçük parçalara bölünüp kurutulur.

En son toz haline getirilir

Page 8: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 8 Yeş i l İnc i Sayı 7

Badem hem kurutulup çerez olarak hem de taze meyve ola-

rak yenebilir

Dilek Yüksel

Düğün Çiçeği,

Ranunculus

Ağaçlarımız: Badem Ağacı

Biz küçükken komşumu-zun kızı ile evimizin arkasın-daki badem ağacına gizlice gidip, ağaçtaki çağlaları top-layıp yermişiz. Ayrıca badem ağaçları bizim oyunlarımızın birer parçasıymış. Ne zaman otların içinde oyun oynasak badem ağacına saklanırmışız. Küçüklüğümde oyunlarımda kullandığım bu ağacı sizlere tanıtmak isti-yorum.

Badem ağaç-larının boyları, yaşına ve cinsi-ne göre deği-şir. Yaprakları ince ve uzun-dur, uç kısım-ları sivri ve üçgen şeklin-dedir. Mart aylarında çiçek açmaya başlar. Baharın ilk habercisi ba-dem ağaçlarıdır. Hemen çi-çeklenirler.

Nisanda çağla dediğimiz meyvesini verir. Çağla bade-

min oluşmadan önceki hali-dir. Sakın çağla ile badem ayrı şeyler sanmayın. Çocuk-lar çağlayı çok severler, çağ-lalar oluşmaya başladığı an çocuklar göçmen kuşlar gibi badem ağaçlarına uçuşurlar.

Bazıları çağlayı tuz ile yer, bazıları ise sade yer. Çağla tüylü, yeşil ve içinde henüz

oluşmamış beyaz çekirdeği olan bademdir. Bir-iki ay sonra çağla çekirdeği sertle-şir ve yenemez hale gelir.

Yeşil olan dış yüzey artık kabuktur. Asıl badem sert bir kabuğun içinden çıkar. Temmuz, Ağustos aylarında badem toplama zamanı gelir. Bademler ağaçtan toplanarak kurutulur. Güneşte bekletilir. Dış yüzeydeki kabuklar gü-neş ısısıyla kendini atar. Ar-dından bademi çekiçle kıra-

rız. Badem artık tamamen yene-bilir hale gelir. Bademi kavurup üstüne tuz eker-seniz çerez olur. Bizim badem dallardayken şimdi çerezci dükkânında… Bende bah-çemize bir ba-dem ağacı dik-tim. Umarım büyüyünce baş-ka çocuklarda benim gibi etra-fında oynarlar.

Yazıyı yazmamda yardımcı olduğu için anneme teşekkür ederim.

Bir gün, kardeşimle yolda yürürken bir çiçek gördük. Sarı renkliydi ve parlaktı. Merak ettim, acaba adı neydi? Çiçeği koparıp (sadece bir tane) eve getir-dim. Anneme adını sor-dum, “Düğün Çiçeği” dedi. Düğün çiçeği sarı, parlak ve sarmaşığa ben-zeyen tipte yaprakları olan bir çiçektir. Yaprakları biraz kalındır. Şubat­Mart aylarında sulak yerlerde ve yol kenarlarında görülür. 30-60 cm boyunda olabilir.

Annem çiçek hakkında çok şey bilmiyordu. Bende inter-net yardımıyla bu çiçeğin

başka özelliklerini öğren-dim. Latince ismi Ranuncu-lus’tur ve küçük kurbağa

anlamına gelir. Hayvanlar yerse zehirliyormuş. İnsan-lar da uzun süre dokunur-

larsa derilerine zarar veri-yormuş. Bu yüzden tarla-larda yetiştiği zaman çift-çiler ilaç yardımıyla bu bitkiyi öldürüyorlarmış. Bence her bitki gibi dü-ğün çiçeği de korunmalı. Çiftçiler ve köylüler zarar vermezse onlar için çok büyük bir tehlike kalmaz.

En azından tarlaların dışın-daki düğün çiçeklerine zarar vermemeliyiz.

Doğanın Güzellikleri: Düğün Çiçeği

Mine Sude Dinç

Page 9: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 9 Yeş i l İnc i Sayı 7

Ben bir buğday tanesiyim. Hiç merak ettiniz mi nasıl büyürüm? Neler yaşarım?

Şu anda sadece bir buğday tanesiyim. Kendim gibi 20-30 taneyle bir başağın içinde büyüdüm. Sonra Ekim-Kasım aylarında beni topra-ğa attılar. Artık filiz-lenirim, boyum uzar, yazın da başak veri-rim. Sonra biçilirim, toplanıp makinelerde buğdayımla, samanı-mı ayırırlar. Benimle un, bulgur yaparlar. Unumdan ekmek, yufka, hamur, v.b.

şeyler yapılır. Tarlada yaşa-rım, sarıyım, uzunum, yakla-şık 1 metreyim. Benden

aşure bile yapılır. İşte böyle faydalı bir bitkiyim.

Bana insanlar toprak ko-

nusunda hiç yardımcı olmu-yorlar, yerlere çöp atıyorlar. Ama beni koruman İÇİN

ÇÖPLERİ AT-MAK YERİNE toplamayı tercih edebilirsin. Ben zaten zor büyüyo-rum, lütfen topra-ğa pil, yağ gibi şeyler atma, be-nim yaşadığım yeri zehirlemiş olur-sun. Her şey için teşek-kür ederim, lütfen

bana yardım edin ki ben büyürsem sizde hamur işleri gibi şeyler yiyebilin.

Şifa Kaynağı: Arapsaçı - Sıra Otu

Bir gün evde televizyon izliyordum. Sıkılınca anne-min yanına, mutfağa gittim. Annem bizim “sıra” dediği-miz arapsaçı olarak bilinen bir otu doğ-ruyordu. Çok güzel ama yoğun bir ko-kusu vardı. Annem sarmada, dolmada veya gözlemede kul-lanırdı. Ben de çok severdim. Herhalde çocukluğumdan bu yana yediğim için olmalı. Aslında arap-saçını çok iyi bilirim. Görsem, kokusunu duysam hemen tanırım. Ama nasıl faydaları olduğunu anneme hiç sormadım. O an mera-

kımdan sordum. Annemde bildiği her şeyi anlattı. Ben-de sizinle paylaşmak istiyo-rum:

Arapsaçı rezenenin yaba-nisidir. Anason gibi kokar ve bebeklerin gazına iyi ge-lirmiş. Ama bazı zamanlar

insanlar toplanmazmış. Çünkü yılanlar derilerini arapsaçının içinde yeniler-miş. Arapsaçı Ekim-Kasım

aylarından Mart-Nisana kadar toplana-bilir. Bir metreye ka-dar bile uzayanları olurmuş. Annem ot kavurması içine atar ama başkaları böreğini de yaparmış. Hatta kavurup üstüne yu-murta bile kırılabilir-miş. Anneme bana verdiği bilgilerden dolayı çok teşekkür

ederim. Sizde doğadan yeti-şen bitkileri yiyerek daha sağlıklı olabilirsiniz.

Naşide Özlü

Arapsaçı kavurması

Ben Bir Buğday Tanesiyim

Ceren Durgut

Buğday dünyanın en çok tüketilen

tahılı.

Yeşil Haber : Beslenme Dostu Okul Olduk! Okulumuzun yaptığı başvuru sonucu, Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede okulumuz çok yüksek bir puanla Beslenme Dostu Okul sertifikası almaya hak kazandı. Bu serti-fikayı Muğla’da on beş okul, Marmaris’te ise sadece okulumuz kazandı.

Page 10: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 10 Yeş i l İnc i Sayı 7

Çalılarımız: Çalı Süpürgesi

Bir gün annemle dağa çıkmıştık. Annem sarı sarı küçük çiçekler gör-dü. Annem “Gel” dedi, sonra çiçeklerin dalları-nı topladık. Anneme sordum: “Bu dallar ne işe yarıyor.” Annem “Süpürge yapıyoruz.” dedi ve eve gidince sü-pürge yapmaya karar verdik. Koşa koşa gittim ve akşam birlikte yaptık; çok kullanışlı oldu.

Çalı Süpürgesi dağlarda yetişir. Bir metreye yakın

boyu vardır. Yaz kış yeşildir. Çalı süpürgesi yenmez ama görünümü çok güzeldir. Sarı

sarı çiçekleri vardır, ben laleye benzetiyo-rum. Laleyi sevenler çalı süpürgesinin çiçek-lerini de severler. Çi-çekleri küçük olduğu için toplanmaz, kendi-liğinden dökülür. Çalı süpürgesi yapımı için dağdan kesilen dallar bir demet haline

toplanır. Üzerindeki çiçekle-ri dökülene kadar bekletilir. Sonra bağlanarak kullanıl-maya hazır olur. Elektriksiz olduğu için çevrecidir.

Bora Uysal

Çalı Süpürgesi

Nar Ekşisi Nasıl Yapılır

Annelerimizin yaptığı ye-meklerde, salatalarda nar ekşisini tatmışsınızdır. Ben-de birçok kez nar ekşi ye-dim ve çok beğenirim.

Özellikle taze nar lezzetli ve çok faydalıdır. Nar ağacı, 4-5 metre boylarında olabi-lir. Narçiçekleri çana benzer ve çok güzeldir. Narçiçek-leri toplanıp kuru-tulursa çayı da yapı-labilir. Narın kabu-ğu plastik gibidir, içinde dişe benzer bir sürü tanesi var-dır. “Çarşıdan al-dım bir tane, eve geldim bin tane” diye bir bilmece vardır.

Narlar Ekim ayı sonunda olgunlaşmaya başlar. Köyü-müzde narlar yenmeye baş-ladığında denizlerde Mercan balığının da avlanma vakti-nin geldiği söylenir. Bu balı-ğının rengi de nara benzer.

Meyvesi ve meyve suyu haricinde, narın ekşisi yani şurubu da yapılır. Salataları-

mıza ve yemeklerimize lez-zet veren nar ekşisi de çok yararlıdır. Görünümü ve kıvamı karamel gibidir. Kı-sır, patates salatası gibi ye-meklere ayrı bir tat katar.

Köyümüzde ve Muğla civarında çok fazla nar ağacı

vardır. Narı taze olarak yiye-rek ya da suyunu içerek tü-ketebiliriz ama kış ortasında ya da yazın da Nar ekşisi olarak tüketebiliriz. Nar ekşisi hazırlarsak yiyemedi-ğimiz narları da değerlendir-miş oluruz.

Nar ekşisi genelde market-lerden alınır, fakat hazır nar

ekşileri sağlığa zararlıdır. Şimdi de size el yapımı nar ekşisinin nasıl yapıldığını anlatayım:

Narlar ağaçtan toplanır. Narların tatlı nar değil, ekşi nar olması gerekir. Taneleri zarlarından ayrılıp silkinerek

suları sıkılır. Elde edilen nar suyu kazanlarda, odun ateşinde kaynatıla-rak koyulaştırır. Zaten ekşi olan nar suyu koyulaşa-rak nar ekşisi hali-ne gelir. Sizde bahçenizdeki nar-ları çürütmeden nar ekşisi yapabi-lirsiniz! Nar ekşisinin

sağlığımıza birçok faydası vardır. Bunlardan birkaçına örnek vereyim:

Dişeti kanamalarına iyi gelir.

Kalbin düzenli çalışmasını sağlar.

Tansiyon, ishale iyi gelir.

Enerji verir, yorgunluğu alır.

İpek Uysal

Nar ekşisi şurubu

Çalı Süpürgesinden yapılmış bir

süpürge

Page 11: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 11 Yeş i l İnc i Sayı 7

Yaşamın Kaynağı: Tohum

Sıcak bir gündü. Evde sıkıldığım için yürüyüş yap-mak istemiştim. Yürüyüş yaparken, tarlada çalışan insanlar dikkatimi çekti. Yanlarına gidip “Kolay gel-sin!” dedim. Nurgül Teyze “Sağ ol canım” dedi. “Napdurusunuz” dedim. “Mısır ekipduruz” dedi. Merak edip sordum. Acaba mısırı nasıl ekiyorlar? Nur-gül Teyze’de anlattı:

“Mısır kozalağını Ağustos ayında top-lar, kurutu-ruz. Daha sonra çu-vallara ko-yar döveriz. Böylece tohumlara ayrılmış olur. To-humları da Mayıs ayın-da ekeriz” dedi. To-hum çok genel bir kavramdı. Birçok sebze ve meyvenin tohumu vardı. Peki, hepsinin tohu-mu aynı mıydı? Eve gelip, hemen bilgisayarın başında araştırmaya başladım. Bul-duğum sonuçlar şunlardı:

Tohum üretmektir. To-humlar, insanlar, hayvanlar ve bitkiler gibi birer canlı varlıktır. Her tohum bir şifre ile donatılmıştır. Bu şifreyi tohumun nüfus cüz-

danı gibi düşünebilirsiniz. İçinde hangi mevsimde, nasıl bir havada bitkiye dö-nüşeceğinden tutun, anne babasının kim olduğuna kadar gibi bir sürü özellik vardır. Meydana gelen bitki o tohumun hangi şifrede olduğunu gösterir. Şimdi düşünün, küçücük bir tohu-mun içinde bizler ve diğer canlılar için ne kadar besin barındırdığını; bir tohumla

yüzlerce bitki yetiştirebilece-ğimizi; binlerce insanın kar-nını doyurabileceğinizi…

Tohum, yeniden doğmak demektir. Yeni bir hayat, yeni bir umut demektir. Mesela, bir başakta yaklaşık 20-30 tane buğday olur. Bunları ektiğimizde her bir tanesinden de gene 20-30 tane daha buğday çıkma ihtimali vardır. Bunu sanı-rım matematik öğretmeni-

miz bile zor hesaplar. Yani tohum inanılmaz bir şekilde çoğalabilen, bereketli bir şeydir.

İnternette araştırırken yol-da gördüğümüz bir bitkinin bile hayatımızı nasıl etkile-yebileceğini öğrendim. Son yıllara yapılan GDO’lu to-humlar çevreye de, bize de zarar verir. Dedelerimizin sakladığı doğal tohumlar yerine, neden işlenmiş to-

humlar kullanalım ki? Annem hazır to-humdan domates diktiğimiz-de, büyü-yüp yeti-şen doma-teslerden bir daha tohum alamadığı-mızı söyle-mişti. Bu tohumlar kısırmış.

Onun için annelerimizden tohum hazırlamayı öğrenip nasıl muhafaza edebileceği-mizi bilmeliyiz. Her meyve ve sebzenin farklı dikilme zamanları ve hasatları var. Bizim bunları çok iyi bilme-miz gerekiyor. Artık çev-remdeki bitkilere daha farklı bakacağım:

İçinde onlarca tohum yani canlı barındıran bir bitki olarak...

Tohumlar küçüklüklerine rağmen

içlerinde yeni bir canlı barındırırlar

Mine Kaplan

Yeşil Haber : Komşu Okulla Seramik Çalışması

Proje öğrencilerimizle komşu okulumuz Hisarönü Hüseyin Durmaz Ortaokulu’nu ziya-ret ettik. Sınıf öğretmeni Hale Öztekin öğrencilerimize seramik atölyesinde çalışma yap-tırdı. Öğrencilerimiz sağlıklı yaşam konusuyla bağlantılı olarak meyve figürleri oluşturdu. Toprakla çalışmanın mutluluğunu hep beraber yaşadık.

Page 12: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 12 Yeş i l İnc i Sayı 7

Hayvan Dostlar : Tilki

Yudum Özdemir

Hayvan Dostlar: Bal Arısı

Bir gün babamla motorda giderken arı soktu. Babam arıcı olduğu için arı sokma-larına alışığız. Beni sokan bir bal arısıydı. Ertesi gün, ba-bam arıların ballarını sağ-mak için sahile gidecekmiş. Bende gittim. Maske, eldi-ven ve çizme giydim. Buna arıcı kıyafeti denir. Birçok kovanımız vardı. Etrafta arılar uçuşuyordu. İlk gün beni bir sürü arı soktu, ca-nım yandı ama ondan son-raki gün alıştığım için hiç ağrımadı. İlk gün tırmık al-dım. Tırmık, bal dolu petek-lerin üzerindeki zarı almak için kullanılır. Bu zar balın akmasını önlemek için arı-nın yaptığı bir şeydir. Tır-mıkla peteklerin deliklerini açtım, makineye geçtim. Tırmıkla açtığım petekleri makineye koyup çevirdim ve bal aktı. Bir teneke alıp balı doldurdum. Sonra dışa-rıya “tüske” tuttum, yani arılar kaçsın diye duman

tuttum. İşimiz bitince eve gittik. Babamdan arılar hak-kında epey konuştuk:

Arı kovanlarında binlerce arı varmış. Üç çeşit arı var-dır. Birincisi “ana arı”; sade-ce yumurta yapar yani arı üretir. Diğeri “erkek arı” dır. Ana arı ile çiftleşir ve işçi arıları çalıştırır. Diğeri de

işçi arıdır. Bu arılar polen toplayıp bal üretirler ya da çiçeklerin özünü çekerler.

Her sene baharda arılar Marmaris’te kalır ama bura-da baharın geçmesine yakın, arılar yaylaya çoğaltmak için götürülür. Yaylalara bahar daha geç geldiği için arılar

buradan da polen toplar. Eğer orada bal olursa hasadı yapılır. Bal olmazsa sadece çoğaltmak için yani oğul yapmak için gidilir. Ağustos ve Eylül ayında Marmaris çevresinde sadece çam balı alınır. Hasat bittikten sonra arılar kışlık sıcak yataklara çekilir yani kovanlarda top-lanır. Arılar dünya için çok önemlidir. İster bal arısı ister kızıl arı olsun öldür-memeliyiz. Saldırırsa kaç-mamalı, elimizle kovma-malıyız yoksa başka arılar-da saldırır. Arıcıların kovan bıraktığı yerlerden geçer-ken rahatsız etmemeli ve

bal sağım zamanlarında arı-lar kızgın olduğu için bura-lardan geçmemeliyiz. Ayrıca bir arıcının kovan bıraktığı yere yakın başka bir arıcı kovanlarını bırakırsa arılar birbirini öldürür. Kısacası bize bal veren arılara zarar vermemeliyiz.

İsterseniz sınıfça izlediğimiz

bu filmi sizde izleyebilirsiniz.

Köyümüzde üç kez bal festi-

vali yapıldı.

Bir gün annemle babam, uyurken kümesten sesler geldiğini fark ettiler ve ba-bam hemen ışığı alıp pence-reden kümese baktı. Orada iki çift göz fark etti ve ışığı ona doğru tutunca bunun bir tilki olduğunu anladı. Tilkiyi uzaklaştır-mak için tüfeğini alıp onu korkuttu; tilkide hemen kaçtı. Sabah ol-duğunda, annem kümes-te iki tavuğun olmadığını fark etti. Tilki iki tavuğumu-zu da yemişti. Annem kah-valtıda bunu söyleyince ba-bama neden olduğunu sor-dum. O da bana tilkilerin babamın çocukluğundan beri kümesin kapısı açık

unutulduğunda gece gelip tavukları ormana kaçırırmış. Tilkiler ormanda yiyecek bir şey bulamayınca insanların yaşadığı yerlere inip kümes-

teki tavuklarla karnını do-yurmaya çalışıyormuş.

Köyümüzde gördüğümüz tilkinin gerçek adı kızıl til-kiymiş. Ama biz sadece tilki diyoruz.

Kızıl tilki ortalama 70-80

cm uzunlundadır. Kuyrukla-rı 40-50 cm’dir. Tilkiler uzun kuyruklarıyla ünlüdür. Vücudunun üst kısmı kızıl, alt kısmı beyaz, bacaklarının

alt kısımları ise siyah renk olur . Kuş, tavuk, tavşan, bö-cek, balık ile beslenebilir. Vaşak, kurt ve kartal zor durumda kaldığında tilkiyi avlayabilir. İnsanların ormana tuzak kurmaları, zehirli yemek

atmaları, avcıların tilkilere boş yere tüfek sıkması so-nucu tilkiler ölüyorlar. Ha-berlerde altın aranırken kul-lanılan zehirden dolayı öl-düklerini duymuştum. Uma-rım nesli tükenmez.

Efe Yüksel

Tilki– Vulpes Vulpes

Page 13: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 13 Yeş i l İnc i Sayı 7

Simaynur Özkan

Buket Acar

Acıktığımda marketten kola, cips, çikolata, bisküvi, jelibon ve gofret v.b alırdım. Eve gelir, karnımı doyurdu-ğumu sanırdım. Sabah uyan-dığımda yüzümde si-vilceler çıkardı. Bunla-rın sebebi cips ve çiko-lata oldu, kısacası abur cubur. Cips yağlı oldu-ğu için yüzümde sivil-celer oluşturdu. Her acıktığınızda sizde böylemi yaparsınız? Annem beni görür ve her zaman kızardı.

On beş tatile girmiş-tik. Akşam evde otu-rurken canım sıkılmaya başladı ve bir şeyler yemek istedim. Anneme kek gibi bir şeyler yapayı önerdim. An-nem “kıyam yapalım” dedi. Anneme “Kıyam bir kek türü mü?” diye sordum ve anlatmaya başladı. Balla ya-pılan bir tatlıymış, balı pek sevmesem de denemek iste-dim. Sonra tarifini aldım.

Şimdi size sağlıklı bir atıştır-ma anlatacağım. Adı Kıyam. İçinde bal, susam ve çerezler var. Yapılışı da çok basit:

Susamı, beş dakika kadar

kokusu burnumuza gelince-ye kadar kavururuz. Sonra küçük parçalar halindeki ceviz, badem, fıstık ve fındık karışımını da ekleyip bir süre daha kavurmaya devam ede-riz. Balı ekleyip, kaynayıp koyulaşana kadar bekleriz. Beş dakika dinlendikten son-ra bor cama döküp soğuma-

sını bekleriz. Dolapta hatta derin dondurucuda iyice soğutursak parça parça kese-biliriz. Artık yiyebiliriz!

Kıyam markette satılan krokana benziyordu. Tadı da çok güzeldi. Bal bize enerji verir ve güçlendirir. Şeker bulunmadığı için sağlıklıdır. Bundan sonra umarım sizde benim yaptığım ha-taları yapmazsınız. Marketten, içindeki-leri bilmediğiniz ürünleri almazsınız. Jelibonların ambalaj-larına baktığınızda

anlamını bilmediğimiz keli-meler var ama kıyama baktı-ğımızda bal susam ve çerez-ler var. Umarım bundan sonra marketten zararlı yiye-cekler almazsınız. Sağlıklı beslenir ve dinç kalırsınız. Annem bizim abur cuburu-muz bunlardı dedi ve yeme-ğe başladık.

Sağlıklı Yemekler: Kıyam Tatlısı

Lagos (lahoz da denir) ba-lığı ya da grida balığı denir. En büyükleri 1 - 1,5 m olur. Kilosu ise 25-30Kg’a kadar çıkabilir. Ege ve Akdeniz’de bulunur. Bizim köyümüzde de bu balığı avlarlar. Çok derinlerdeki kayalıklarda yaşar. Yırtıcıdır, diğer balık-ları yer. Mayıs-Haziran arası yumurtlar. Göçmen değildir. Bazıları mangalda, bazıları yağda pişirip yer. 10-15 iğne-si (yüzgeci) vardır. Yukardan aşağı doğru kahverengi, be-yaz çizgileri vardır. Ama lagosun rengi boyuna göre değişebilir. Lagoslar doğduk-larında dişidir ama birkaç yıl

sonra erkeğe dönüşürler.

Lagos balığının nesli tü-kenmektedir ama eti çok sevildiği için insanlar tarafın-dan çok fazla avlanıyor. Restoranlar bu balığı satmazlarsa bu balık nes-lini devam ettirebilir. İnsanlarda restoranlarda bu balığı istememeliler. Avlanan logosların 40cm’den küçük olma-ması gerekir. Çünkü bu boydan küçük olanlar genellikle dişidir ve yu-murta bırakabilirler. Eğer küçük bir lagos yakaladıysak zarar vermeden geri bıraka-lım ki yumurtlayıp daha çok

balık denizlerde yaşasın. Ay-rıca herkesin denizleri kirlet-meyip balıkları sevmesi gere-kir.

Lütfen sağlığımız için çok faydalı olan balıkları yerken onların da gelecekte yaşama-larına engel olmayalım.

Ege Aytekin

Yüzer Güzellikler: Lagos Balığı

Kıyam Tatlısı

Lahos, Grida Balığı

Epinephelus aeneus

Okulda hazırladığımız tarif videosu için:

youtube.com/watch?v=UJGspQWEkss

Page 14: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 14 Yeş i l İnc i Sayı 4

Uçan Güzellikler: Martılar

Küçükken bir kere İznik’e gitmiştim ve orada feribota bindim. Bir sürü martı var-dı. Onlara simit atarken bir çocuğun ayağı kaydı ve de-nize düştü. Ben ve ailem çok güldük ama hemen o çocuğa yar-dım ettik. O günü hiç unutmuyorum. Biz gittiğimizde martıyı denizde gördük ama martılar başka adalar-da, okyanuslarda da yaşarlar.

Denizi olan şehirle-rin, sahillerin en çok da İstanbul’un kuşu-dur martılar. Martılar ye-mekleri seven kuşlardırlar. Genellikle doğadaki yiye-ceklerle ve balıklarla besle-nir. Ama yiyecek bulama-dıklarında çöplüklere gider-ler ve her şey yerler. Proje

toplantımızda öğretmenimiz şişe kapağı, çakmak gibi plastik şeyler yediği için ölen martıların fotoğrafları-nı göstermişti. Martıların

midesi plastiği sindiremediği için kendilerini tok sanırlar ve açlıktan ölürlermiş. Çok ilginç geldi bana. Üzüldüm.

Martılar yumurtlayarak ürer, yavrular 4-6 hafta son-ra yuvadan uçarlar. Bir mar-

tının boyu 35-80 cm’dir. Martıların ayakları penguen ayaklarına benzer. Sesleri çok güzeldir. Martıların bir-çok türü vardır bunlardan

bazıları: Küçük Martı: Küçük boyludur. Denizde yüzmeyi seven bir martıdır. Ada Martısı: Ada Martısı adada yaşar. Burunları kırmızıdır, ayakları gri renklidir ve kısa boyludur. Gümüş Martı: Orta büyüklükte bir mar-tıdır.40-46 cm ka-

dardır. Martılar en fazla 25 yıl

yaşarlar ve nesli tehlike al-tında değildir. Nesli tehlike altında olmasa da onun da bir canı olduğunu unutma-malıyız.

Melike Şahincan

Martı, Laridae

Daha önceden vejetaryen-lik kelimesini hiç duyma-mıştım. Okul dergimiz için bunu araştırdım. Et yeme-yen insanlara vejetaryen de-nir. Bu insanlar et dışında her şeyi yerler. Bence et ye-mezsek sağlıklı yaşayamayabili-riz. Çünkü her-kes et yenmesi gerektiğini söy-lüyor. Vejetar-yenler neden et yemiyorlar? Çünkü onlar hayvanları se-viyorlar ve yemek için hay-vanları kesilmesini istemi-yorlar.

Bir kurban bayramında babam ve büyük babam bayram için inek aldılar ve onu bir hafta boyunca bes-

ledik ve kurban bayramında onu kestik. Onu keserken bakamadım. Etini de fazla yiyemedim. Çünkü kesince kanı fışkırdı ve çok acı çeki-

yordu. Başka hayvanların da bu kadar acı çekmesini iste-meyiz. Vejetaryenleri bunun için haklı buluyorum. Ayrıca

etlerden sağla-dığımız vita-minleri başka yiyeceklerden de alabiliriz. Ben vejetar-yenlerin et yememesini doğru buluyo-rum. Peki ya siz doğru bu-luyor musu-

nuz? Ama şimdi çok küçük olduğum için et yiyorum. Ama büyüdüğüm zaman daha iyi düşüneceğim.

Nedir Şu Vejetaryenlik?

Mine Karaca

Vejetaryen beslenenler içinde

yeterince yemek seçeneği var

Page 15: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 15 Yeş i l İnc i Sayı 4

Şifa Kaynağı: Biberiye

Bir gün dayımların resto-ranına gittik. Ablamla bera-ber biraz oturduktan sonra dayım bize yemek hazırla-maya gitti. Bize balık ve tandır hazırlamıştı. Ye-meği yerken ağzıma değişik tatlar geldi. Da-yıma sorduğumda bir-kaç tane baharat ismi saydı. Bir tanesini hiç duymamıştım. İsmi bi-bere benziyordu. Fakat bir baharattı. Dayıma bir kez daha sorduğum-da adının biberiye oldu-ğunu anladım. Bana biberiyle ilgili bazı şey-ler anlattı. Yemeğimi bitirince biberiyeyi gös-terdi. Daha önce gör-müştüm fakat adını ilk defa duydum. Galiba dayı-mın anlattıkları bana yetme-di ve eve gidince biraz daha araştırma yaptım. Şimdi bu

bilgileri sizinle paylaşmak istiyorum:

Biberiye çalı şeklinde, mor çiçek açan, yaprakları 1 cm

boyunda ve dikene benze-yen bir bitkidir. Her zaman yaprakları yeşildir. Bir iki metre boylarındadır. Genel-

likle etli yemeklerde lezzet vermesi için kullanılır. Ama bir süre zeytinyağında bek-letilip romatizmalı bacaklara

sürüldüğünde romatizma-ya iyi gelirmiş. Dayımın tandıra eklediği ise kuru-tulmuş baharat halidir. Baharatçılarda sizde bula-bilir ya da evde hazırlaya-bilirsiniz. Bu arada özel-likle yetiştiği bir yer yok-tur. Yani sizin çevrenizde de olabilir. Çünkü çoğu insan biberiyeyi süs bitkisi olarak besler. Taze yap-raklarından ise biberiye-nin çayı da yaparlar. Fakat çayını çok içmek zararlı-dır. Son olarak biberiyenin çiçeklerinin kaynatıldığı

suyla banyo yapmak saçlara ve cilde iyi gelirmiş. Siz de etrafınızda biberiye aramaya başlayabilirsiniz

Naşide Özlü

Rumeysa Evcan

Biberiye Rosmarinus officinalis

Bir gün annem dağdan gelirken bir komşunun bah-çesinde küçük bir hayvan görmüş. Annem iyice baktı-ğında bunun sansar olduğu-nu fark etmiş. Yanı-na yaklaştığında daha iyi gözetleme imkanı bulmuş ama annemi fark edip ağaçtaki yuvasına kaçmış. Komşusuyla konuş-tuğunda bazen gelip tavuklarını yediğini söylemiş.

Sansarların kediye benzeyen uzun ve ince bir vücudu var-dır. Uzun ve bol tüylü kuy-ruğu vardır. boyları 40 - 50 cm’dir. Ağırlıkları 2 kg civa-rındadır. Ağaçlıklarda yaşar-

lar. Yazın çiftleşirler. Tüyleri koyu renklidir. Geceleri avlanır, öğlenleri uyurlar. Kemirici oldukları için et-raftaki bitkilere ya da insan-

ların eşyalarına zarar verebi-lirler. İnsana saldırmazlar ama aynı kediler gibi bir yerde sıkıştırılırlarsa ısırabi-

lirler. O yüzden en güzeli onları korkutup kaçırmaktır.

Kemirgenler, sürüngenler, tavuklar, yumurta, meyve ve kuşlar ile beslenirler. Tavuk-

ları yedikleri için insanlar pek sev-mez ve öldürmeye çalışır. İnsanların besledikleri hayvan-lara saldırmaları kötüde olsa onla-rında hayatta kal-ması için yemek yemesi ve su içmesi gerekir ve zevk ola-rak avlanmaması gerekir. Yoksa ileri-

de çocuklarımıza kötü bir hayat ve çok az canlının olduğu bir dünya bırakırız.

Hayvan Dostlar: Sansar

Kemal Tuncel

Sansarlar zaman zaman tavuk-

lara saldırabilir.

Page 16: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 16 Yeş i l İnc i Sayı 4

Eskiden Buzdolabı mı Vardı?

Köyümüzdeki insanların geçmişte buzdolabı yokken yiyecekleri nasıl sakladıkları hakkında bilgi almak için çevremdeki yaşlı insanların yanına rö-portaj yapmaya gittim. Yaşlılarımızdan Durka-dın Acar, Durdu Se-vinç, Emine Özen, Emine Arslan, Fatma-na Acar ve eşi Nazmi Yaşar’a et, meyve, seb-ze ve süt yiyeceklerinin buzdolabı yokken, uzun süre nasıl sakladıkları sordum. Bu röportajları dergimizde toplayarak size sunmak istiyorum.

1-)Etlerin uzun süre kal-ması için ne yapar-dınız? Ne kadar süre taze kalır?

-Etleri kavururduk sonra yağıyla birlikte toprak kazan içine deperdik. Serin yerde kış boyunca taze kalırdı. İhtiyacımız kadarını tahta kaşıkla alıp kullanırdık.(Durkadın ACAR)

-Etin yağını basardık. Eri-tir dondururduk. Tencere, kâse vb. koyacaklarda sak-lardık. Uzun süre tüketirdik. (Durdu SEVİNÇ)

2-)Meyvelerin ve sebze-

lerin uzun süre kalması için neler yapardınız?

-Meyveler bir yere serile-

rek, sebzeler ipe dizilerek kurutulurdu. Yaz meyvesini kışın; kış meyvesini yazın yerdik. Reçel yapardık, ka-vanoz vb. şeylerde saklar-

dık. 5-6 ay boyunca sağlam kalırdı. Fazla sebzeleri de turşu kurardık. (Emine ARSLAN)

-Bazılarını kuruturduk, yazın kurutur, kışın yerdik. Bazı sebzeler konserve yapı-

lır, malzemeler cam kavano-za konur ve 3 saat boyunca kaynatılır. 1 sene boyunca

yenir.(Emine ÖZEN) 3-)Sütü nasıl sak-lardınız? -Sütü pişirir yoğurt yapardık. Herhangi bir kapta saklardık. Kışın 1 hafta boyun-ca ekşimez, yazın 2 günde ekşir. Ekşiyin-ce peynir yapılır. Ka-vanoz vb. şeylerde

saklanır.(Fatmana YAŞAR) Çökelek peyniri, kese pey-

niri gibi şeylerde yapılır. Çökelek peynirini, kavanoz-da saklardık. (Nazmi YA-

ŞAR) Bunların haricinde insanlar kışın domates yemek için salça yapar-lar. Eti saklamak içinde baharatlayarak sucuk haline getirirler. Şimdi-lerde insanlar yiyecek-lerini derin donduru-cuya atıyor ya da mar-ketlerden hazır alıyor-

lar. Eski yöntemler buzdola-bına ihtiyaç duymadığı için elektrik harcamaz ve daha sağlıklıdır. Biz çocuklarda öğrenmeliyiz

Nurten Ersoy

Eskiden sebzeleri küplerin içinde

yere gömerek saklarlarmış.

Yeşil Haber : Doğa Takvimi Hazırlıyoruz

Bilişim Teknolojileri dersinde arkadaşlarımız doğa takvimleri hazırladılar. Hem dersin konusu hem de proje konusu birleştirilerek tek çalışmayla iki amaca da ulaşmış oldular. Hangi ayda hangi sebze, meyve ya da ot yenebildiğini araştırmak ise uzun süre aldı.

Yeşil Haber : Oyuncak Takası

Hem kullanılmayan oyuncakların değerlenmesini sağlamak, hem arkadaşlarımızda pay-laşma ve geri dönüşüm bilinci oluşturmak için okul içi oyuncak takas günü düzenledik. Proje arkadaşlarımız önce afişlerle sınıfları gezip drama yaparak etkinliği tanıttılar. 23 Aralık günü okulun arka bahçesinde toplanmak üzere sözleştik. Takas sonunda herkes kullanılmış ama kendileri için yeni oyuncaklar edindiler.

Turşu, salça ve reçelde iyi bir sakla-

ma yöntemidir.

Page 17: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 17 Yeş i l İnc i Sayı 4

Nedir Şu Mevsiminde Gıda?

Sizce kışlar 25-30 derece sıcak olsaydı; yazlar da sı-caklık eksilere düşseydi biz kışa kış, yaza yaz der miy-dik? Kışın denize giren he-men hemen hiç kimse yok-tur. Yaz aylarında da karto-

pu oynayacak yer bulmak zordur. Her mevsimin ken-di özellikleri vardır. Kışlar soğuk ve yağmurlu, yazlar sıcak, ilkbahar ılık ve sonba-har serin ve sarı yapraklıdır. Bu mevsimlerin geldiğini bahçelerden, manavlardan bazen de insanların kıyafet-lerinde tahmin edebiliriz.

Her sebzenin, meyvenin doğal olarak yetiştiği bir mevsim vardır. Eğer doğal olarak yetiştiği mevsimde bu gıdaları yersek o sebze

meyveden almamız gereken besinleri tam olarak almış oluruz. Çünkü bu gıdalar kendi yetiştiği mevsimde hormon, kimyasal gübre gibi doğal olmayan şeylere ihtiyaç duymazlar.

İşte biz, yetişmesi gereken zamanda yetişen meyve ve sebzelere “mevsiminde gı-da” diyoruz. Bizler çocuk olduğumuz için hangi mey-ve sebzenin hangi mevsim-de yetişeceğini bilemeyebili-riz. Bunu büyüklerimize sorarak öğrenebiliriz.

Eskiden ailelerimiz sadece mevsiminde yetişen sebze-meyvelere sahip olduğu için hangi mevsimde hangi gıda-ları tüketmeleri gerektiğini bilirler. Fakat bizler pazarda

domatesi, salatalığı her mev-sim görebildiğimiz için bu-nun farkında olmayabiliriz. O yüzden bu yazı biz ço-cuklar için çok önemli.

Kışın canımız çilek, salata-lık, patlıcan, biber gibi yaz

gıdalarını isteyebilir. Ataları-mız buna da bir çözüm bul-muşlardır. Annelerimizin yaptığı reçel, konserve, tur-şulardan veya kuruttuğumuz sebze ve meyvelerden tüke-tip hem canımızın çektiği yiyecekleri istediğimiz mev-simde yemiş hem de sağlığı-mızı korumuş oluruz. Sizde sağlığınızı korumak için mevsiminde yetişmiş veya konserve yaptığınız gıdaları tüketmelisiniz. Sağlıklı yaşa-mak herkes için iyidir.

Naşide Özlü

İrem Sena Yaşar

Dilek Yüksel

Sizde bu tabloda yer almayan

sebze meyvelerin hangi mevsim-

de yetiştiğini ailenizden öğrenip

yeni bir tablo oluşturabilirsiniz.

Kullanım Alanları Kullanım Alanları

………………………

………………………

Yaz Gıdaları

Kullanım Alanları Kullanım Alanları

………………………

………………………

Sonbahar Gıdaları

Kullanım Alanları Kullanım Alanları

………………………

………………………

Kış Gıdaları

Kullanım Alanları Kullanım Alanları

………………………

………………………

İlkbahar Gıdaları

Page 18: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 18 Yeş i l İnc i Sayı 7

Şifa Kaynağı : Susam

Sizlere pastaların olmazsa olmazı, çöreklerin baş tacı, mutfakların vazgeçilmezi olan yalnız bununla kalma-yıp bin bir hastalığa şifa olan bir bitkiden bahsedece-ğim. Bütün bunları duyduk-tan sonra acaba bu bitki susam mı dediğinizi duyar gibi oldum. Çöreklere ayrı bir tat veren bu bitkiyi bulmak zor ol-masa gerek. Gelelim bu güzel bitkinin bir o ka-dar ilginç özeliklerine:

Susam bitkisi toplu iğne ucu büyüklünde, tarlalarda yetişen, bitki-sinin boyu yaklaşık ola-rak 1 metre olan bir bitkidir. Çiçekleri beyaz veya pembe-dir ve çok tohumludur. Sı-cak yerleri çok sever. Bu yüzden bizim köyümüzde de yetişir. Tohumunun eki-mi ise Nisan sonu, Mayıs gibi yapılır. Aradan geçen dört beş ay sonra sofraları-mızda yer alır. Bu güzel bit-kinin geçtiği bir sözü de sizlerle paylaşmak isterim. Hepiniz çizgi filmlerde, eski

Türk filmlerinde geçen “açıl susam açıl” sözünü hepiniz duymuşsunuzdur. Kiminiz “susam ne alaka” diye dü-şünmüş olabilirsiniz, çünkü benimde kafamda soru işa-reti olmadı değil. Ta ki Ci-han öğretmenimiz açıklaya-na kadar. Susam çöreklerde

kullanıldığı gibi yağı da olu-yor, üstelik yağı oldukça sağlıklı. Susam yağı kaygan olduğu için kapılar gıcırda-dığında menteşelerine sürü-lürmüş. Atalarımızda bura-dan yola çıkarak böyle bir benzetme yapmış.

Susam yağının faydalarına gelince; dişlere, cilde, ke-miklere ve saçlara çok iyi gelir. Daha yumuşak bir cilt, sağlıklı dişler ve olgun saçlar

kim istemez? Zaten bazıları-nız şampuanların üzerinde görmüşsünüzdür. Sadece dış güzelliğimizi etkilemez; kalp ağrısı, solunum sağlığı ve sindirim sistemine bire bir devadır. Şimdi gelelim susamın soframızdaki yeri-ne. Susamın ekmeğe, çörek-

lere serpildiğini; simitlere eşsiz bir görüntü ve lezzet verdiğini hepimiz biliyo-ruz. Ama eminim susa-mın benim gibi helva ve tahinde kullanıldığını bil-meyenler vardır. Susam ezilerek tahin elde edilir. Tahinle pekmez birleşin-ce şahane bir tat verir.

Peki, susamın kıyamdaki yerini hepimiz biliyor mu-yuz? Susamı tavada kavurup üzerine bal eklediğimiz za-man eşsiz bir lezzeti olan, bir o kadarda sağlıklı bir tatlı oluşur. Uzun lafın kısa-sı susamın lezzeti, yararı ve çöreklere verdiği görsellik saymakla bitmiyor. Eviniz-den neşe, çöreklerinizden lezzet ve sofralarınızdan susam eksik olmasın.

Gaye İlhan

Susam, Sesamum indicum

Gürkan Özata

Bizim evin yanında bir sokak köpeği, yavrusunu doğurdu. İki hafta sonra annesi 4-5 saat boyunca ortalıkta yoktu. Sonra vuru-larak öldüğünü öğrendik. Biz de görkemle birlikte köpeği almaya karar verdik. Köpeğe bakmaya başladık. Ona her gün süt verdik. Sonra biraz büyüyünce ev-den artan yemekleri verdik. Sonra Veteriner Şükrü Ulu-pınar’ı aradık. Veteriner Şükrü Abi gelip baktı ve 1 hafta sonra gelip aşısını vu-racağını söyledi. Ayrıca er

konuda destek olacağını ve yardım edeceğini ekledi. Şükrü Abi beşli karma Bor-detella Carona virüs, lyme ve kuduz iğnesini vurdu ve ayda 1 kez verilecek olan bir hap verdi. Günde 3 kez gez-dirilmesi gerekiyormuş. Bir-de köpeğin kışın üşümemesi için bize bilgiler verdi. Ben-de bu bilgilerden yararlana-rak köpeğime baktım. Şimdi 6 aylık ve sağlıklı.

Bardelella: Boğmaca gibi hastalıklar için vurulan aşı

Carona virüs: Halsizlik, iştahsızlık, kanlı ishal ve

depresyona giren kopekler için vurulan aşı,

Lyme: Hastalıklı kenelerin ısırmasıyla başlayan ve insa-na bulaşabilen hastalık için vurulan aşı.

Köyümüze gelen yabancı-ların köpekleri oluyor ve bazen tatil bitince boş bıra-kıyorlar. Bunlar bazen ço-cuklara saldırıyor. Bu kö-peklerin eğitilmesi ve aşıları-nın vurdurulması gerek. Köpek bakamayacak olanla-rın köpek sahibi olmamasını istiyorum. Çünkü büyük sorumluluk gerektiriyor.

Köpek Sahibi Olmak Zor

Sokak hayvanları için Hayvan Reha-

bilitasyon Merkezi’ni arayabilirsiniz.

Marmaris: 0252-413-98-82

Muğla simidinde en önemli malze-

mesi susamdır.

Page 19: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 19 Yeş i l İnc i Sayı 7

Yüzer Güzellikler : Sinarit

Pazar günü eniştem ile balığa gidecektik. Akşamdan hazırlıklarımı yaptım. Balık yemini, oltaları ve kovayı hazırladım. Yiyecek ve diğer eşyaları da sabah alacaktım. Erken kalkacağım için eniş-temle yarın hakkında konuş-tuk. Hava durumu güneşli olduğu için derinlere açıl-mak tehlikeli değildi. Rüzgârda görünmüyor-du. Bende eve gittim ve erkenden uyudum. Sabah altıda kalktım. Yanımıza annemin hazırladığı yiye-cekleri aldık. Çünkü balık tutarken insan çok acıkı-yor. Eniştem ile sahile gittik. Tekneye bindik. Halatları çözdük. Demiri çektik ve yola koyulduk. Eniştem ile uzaklara gittik. Deniz derin-liği 70 metre civarındaydı. Yol 1 saat sürdü. Eniştemin bildiği bir yerde durduk. Oltalarımızı denize attık. Eniştemde kamışlı bende ise sarma(kasnaklı) olta var-dı. Biraz sonra eniştem bir

tane balık yakaladım dedi ve balığı çekti çekti ve balık sonunda geldi. Eniştem balığı iğneden kurtardı ve denize bıraktı; şaştım kal-dım. Enişteme o balığın ismini sordum? O balığın ismi Sinarit olduğunu söyle-di. Enişte “Niye denize geri attın balığı” dedim. Eniştem

o balık tutulabilecek kadar büyük değil dedi. Balık yak-laşık 10-12 cm’di ve bana göre büyüktü. Fakat o balık en az 35cm olması gereki-yormuş. Eğer daha küçük olursa balık yumurta bıraka-cak kadar büyük olmadığı için nesli tükenebilirmiş. Eniştem o balık hakkında bana daha bir çok şey anlat-tı. Sizlerde aktarayım:

Sinarit balıkları 20 cm’den sonra yavaş yavaş büyürler. Mayıs ayında yumurta dök-meye başlarlar, yumurtlama dönemi çok uzun sürmez. 15-20 gün içinde sona erer. Sinaritin dış görünüşü Çup-raya benzer. Enine yüksek bir balıktır. Dişli ve yırtıcı bir balıktır. Dudakları, kuy-

ruğu, yüzgeci ve gözleri açık kahverengidir. Solun-gacından kuyruğuna doğru siyah bir çizgi vardır. 20 metreye yakın ve daha derin kayalıklarda yaşarlar. Sığ suları sevmezler, derin-lerde daha büyükleri var-

dır. En büyükleri 15kg ka-dardır. Diğer balıklarla ve yengeç gibi canlılarla besle-nirler.

Eniştem yiyeceğimiz kadar balık tutalım, fazlası zevk için olur dedi. O gün hiç sinarit tutamadık ama yete-rince Mercan ve Lapa tutup geri döndük. Eve geldik. Annem balıkları pişirdi ak-şama hep beraber yedik.

Doğan Acar

Okan Savaş

Uçan Güzellikler: Orman Kartalı

Bir gün okulun pencere-sinden baktığımızda büyük bir kuşu havada daire çizer-ken gördük. Bir anda aşağı doğru süzülüp küçük bir tavuğu yakalayıp götürdü. Tavuğun sahibi şaşkınlıkla havaya bakıyordu. Bize ta-vuğu götüren kuşun kartal olduğunu söyledi. Bazı sa-bahlar okulun bahçesinden, onu uçarken görüyoruz. Her halde onlarda bizim gibi karınlarını doyurmak için yiyecek arıyorlardı.

Eve gidip babamıza sor-duğumuzda babamda kartal olduğunu söyledi. Köyde “Soya” diyorlar. İnternette

biraz daha araştırma yapa-rak “Büyük Orman Kartalı” olduğunu anladık.

Orman kartallarının köpek gibi bir ötüşü vardır. Şahine de benzer. Biz Fenerbahçe-liyiz ama Türkiye’ de kartal Beşiktaş takımının simgesi-dir. Orman Kartalı kahve-rengidir. Vücudunun altları daha açık renklidir ve bazı yerlerinde beyazlıklar vardır. Gagası kendisine göre daha küçüktür. Yüksek alanlarda uçarlar. Orman kartalı göç-men bir kuştur ama bazıları kışın göç etmez, yuvalarında kalırlar. Ağaçlık alanlara yuva yaparlar ve yumurtla-

yarak çoğalırlar. Kemir-genleri (fare, sincap gibi) ve küçük kuşları yerler. Orman kartalı 50-80cm kadardır. Kanatlarını açtıklarında ise 1,5 metreyi geçer. 1,5-2 kilo arasında ağırlıkları vardır.

Avcılar zevk için orman kartallarını avlıyorlar, bu yüzden nesilleri tehlike al-tındadır. İnsanlar, bahçedeki bitkilere zehir verdikleri için bu bitkiler ile beslenen kü-çük kuşları yiyen orman kartallarının yiyecekleri azal-maktadır ya da onlarda ze-hirlenmektedir. İnsanların, eti yenmeyen bir kuşu avla-ması çok kötü bir şeydir.

Yaşar Can Ergün

Gelecekte de balık çeşitliliğimizin

aynı kalması için aşırı avlamamalıyız

Büyük Orman Kartalı, Aquila clanga

Page 20: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 20 Yeş i l İnc i Sayı 7

Okuyan Çevreci : Dünya Onlarla Daha Güzel

Hayvanların bu dünyada çok önemli bir yerleri var. Bence hayvanlar bizim için değil kendileri için varlar. Mesela at ya da katırların üstlerine çok ağır bir yük yükleyip hayvanın ca-nını hiçe sayarak onla-ra eziyet ediyoruz. Bazı insanlarda inek, koyun ve keçileri büyütüp kesiyorlar. Yani düşü-nün sizi ortaokula kadar büyütüp öldürüyorlar ve yiyorlar. Bu hiç güzel değil. Çünkü insanların bu hayvan-lardan başka yiyebileceği bir

sürü besin var. Oysa hay-vanların bu dünyaya çok büyük bir yararı var. Mesela gübreleri çimenlerin ve ağaç-ların büyümesine yol açıyor.

Size başka bir şeyden bah-

sedeceğim. Bazı insanların timsahları ve çeşitli hayvan türlerini derisini kesip çanta, mont ve yatak kılıfı yaptıkla-rını biliyor muydunuz? Hat-

ta bazı insanların köpekler ve kedilere işkence yaptığını bilmiyorsanız anlatayım. Çok havlayan bir köpek cin-si olan Rodwayder’ın havla-masın diye ağzını kesiyorlar.

Lütfen siz bu olaylara karşı duyarlı olunuz. Kemal Özer’ “Dünya On-larla Daha Güzel” isimli kitabında hayvanlarla ilgili anılarını anlatıyor. Kitap

64 sayfadır. Bu kitabı hay-vanlara ve bitkilere yani do-ğaya duyarlı olmayan insan-ların okumasını istiyorum.

Buğra Akbaş

Berensu Sevim

Tudem Yayınları, 64 sayfa

Toplandığımız yuvarlak masada

oturmak çok keyifliydi

Marmaris Milli Parkı’nı Geziyoruz Marmaris‘te yaşayan bitki

ve hayvanları öğrenmek için Günnücek Milli Parkı’ı ziya-rete gittik. Milli Park’ta bizi Hülya Hanım karşıladı. Milli Park’ın içinde bir sürü ağaç vardı. O ağaçlar Sığla idi. Ağaç evin kapısından girdik. Hemen girişte “Karakulak” vardı ama canlı değil ölüydü, ama gerçekti de. Karakula-ğın içini bir madde ile dol-durulmuştu. Herkes heye-canla izledi. Aynı filmlerde ki gibi büyük masanın etra-fında sandalyelere oturduk.

Bir sunum izledik, milli parkta neler olduğu anlatılı-yordu. Flora bir yerdeki bit-kiler demek, Fauna da bir yerdeki hayvanlar demek-miş. Sığla Ağacı’nın Latince adı “Liquidambar orientalis” miş. Hülya Hanım bize Mar-maris’te bulunan bitki ve hayvanları tanıttı. Ayrıca

“Nesli Tehlike Altına”, “Nesli Tükenmiş” gibi canlı-ların tehlike sınıflarını öğ-rendik. Sonra da Sığla şarkısı dinledik. Sığla’nın ve yağının insanoğlu için ne kadar önemli olduğunu anlatıyor-du. Şarkıda bizim okulumuz yer alıyordu. Sığla Ağacı’nı tanıtmak için 5-8 yaş arası çocuklara hikâye kitabı ha-zırlanmıştı. Nasıl bir evin temelini sağlam tutarsak gerisi iyi olur ya, insanları da küçükken eğitmek lazım. Çünkü büyüğe anlatmak küçükten zordur. Sığla kita-bıyla bu eğlenceli hale geti-rilmiş.

Hülya Hanım hiç kimsenin görmediği bir hayvana nasıl ad konulduğunu anlattı. İn-sanlar kendi adlarını ve so-yadlarını koyuyorlarmış Son-ra dışarı çıktık ve Hülya Ha-nım bizi yürüyüş yolunda

gezdirerek orada neler oldu-ğunu anlattı. Su böceği gör-dük. İsminden de belli ol-duğu gibi suda yaşarmış. Suyun üzerinde yürüyorlardı. Yürürken Sığla’nın kökleri-nin dışarıda olduğunu gör-dük. Nedeni ise Sığla hep sulak yerlerde yetiştiği için köklerinin derinde olmasına gerek yokmuş. Bu yüzden bizi uyardılar sığla ağaçları-nın köklerine basmamamızı engellediler. Sığla Ağacını Çınar’la karıştırabiliriz.

Milli Park’la ilgili bizden bir hikâye yazmamızı istedi-ler. Bizde hem çok sevindik hem de yazmaya başladık. Hikâyemizde ise Sığla Or-manı’nı ve Milli Park’ı anlat-tık. Sonra hikâyeleri tamam-layıp yollayacağız.

Gitmeden önce hatıra kal-ması için bir sürü fotoğraf çekerek ölümsüzleştirdik.

Yeşil Haber : Yeşil Sözlük Çalışması

Proje öğrencilerimizin uzun uğraşları sonucunda atasözlerimiz tekrar yorumlandı ve çev-

reci bir bakış açısıyla yeniden yazıldı. Konumuzun Sağlıklı Yaşam olması dolayısıyla öğ-

rencilerimiz yorumlarını daha çok bu konu üzerinden yaptılar.

Page 21: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 21 Yeş i l İnc i Sayı 7

Kışlık Ekmek: Peksimet

Dicle Yüksel

Bir yaz günü her sene İs-tanbul’dan Orhaniye’ye ge-len Ayşe teyzelerle oturuyor-duk. Annem çay demleye-rek bize getirdi. Çayımızın yanında birde peksimet var-dı. Önce Ayşe teyzeler bu-nun ne olduğu anlayamadı-lar. Ben de hemen peksimeti çaya bandırarak yedim. Bu sayede onlarda beni taklit ederek yemeye başladı. Herkes peksimeti-ni bitirdikten son-ra Ayşe teyze “Ellerinize sağlık, daha önce hiç böyle bir şey ye-memiştim. Siz peksimeti nasıl yapıyorsunuz” dedi. Aslında annem anlatacaktı ama ben annemden izin istedim ve anlatmaya başladım:

Peksimet çok eski zaman-lara dayanır. Yani annemin bildiği kadarıyla, Annemin nenesi zamanlarında annem peksimet yapmayı annesin-den yani ninemden öğren-miş. Annem peksimet yap-maya yirmi yaşlarında başla-mış. Şimdide size nasıl yapı-lacağını anlatacağım:

Önce peksimet için hamur

yoğurulur. Hamuru normal ekmek gibi mayalıdır. Bu yüzden annem peksimeti hep günlük ekmek yaparken yapar. Mayalı olduğu için pişirmeden önce beklenir. Sonra ekmek şekli verilince üzerine dilim şeklinde çen-tikler atılır ve ekmek gibi pişirilir. Pişirilince ekmek

dilimlenir ve fırında 1 gece bekletilir. Fakat bekletme-den önce fırındaki közler dışarı alınır ve nemli bir ça-lıyla fırın temizlenip biraz ıslatılır. Yoksa ekmeklerimiz yanar. Sabah ekmekler fırın-dan alınır artık kaskatı ol-muştur. Bu işlem sonunda da artık ekmeğimiz peksimet haline gelmiştir. İşte peksi-met böyle yapılır. Çayın ya-nında, sabah kahvaltıda ısla-tılarak ya da çaya batırılarak

yenir. Eğer ıslatmazsanız yerken çok ses çıkarır ve yanınızdakini duyamazsınız.

Eskiden buzdolabı da ol-madığı için uzun süre sakla-nabilen gıdalar yapılırmış. Bunun başında peksimet gelirmiş. Evlerin içinde fırın olmadığı için soğukta ekmek yapmak zahmetliymiş. O

yüzden yazdan pek-simetler yapılır, ha-vanın güzel olduğu kış günlerinde de taze ekmek yapılır-mış. Çünkü peksi-met çok uzun süre kullanılırmış. Ayrıca peksimet yaparak doğaya da zarar vermemiş oluruz. Çünkü peksimet çok uzun süre kulla-

nabiliriz. Ama ekmeği 1-2 gün yemezsek bayatlayıp küflenir. Ayrıca bakkal ek-meği almak için bir sürü poşet kullanırız. Her yıl ne-redeyse yılda 2,1 milyar ek-mek çöpe atılıyor . Ve bu ekmeğin parasal değeri 1,5 milyar TL. Bu parayla 80 tane hastane, 500 tane okul inşa edilebilir. Ekmeğin ya-nında peksimet yersek hem çevre için hem de cebiniz için yararlı olur.

Peksimetle tatlı bile yapılabilir.

Köyümüzde çaya banarak yenmesi çok sevilir. “Kıtır” ya da

“Gemici Ekmeği” de denir.

Yeşil Haber : Okulda Yoğurt Yaptık

Öğrencilerimizin atık üretmeden, içinde ne olduğunu bildiği yiyecekler hazırlayabilmeleri için okul çıkışlarında çeşitli yiyecekler hazırlıyoruz. Bunlardan biri de yoğurt. Evlerden getirilen sütle okulda çalışmaya katılan her öğrenci yoğurt mayaladı. Tutan yoğurtlar er-tesi gün öğlen yemeğinde yendi.

Yeşil Haber : Yemek Kartları Hazırladık

Öğrencilerimizin hem sağlıklı yemek menülerini öğrenmeleri hem de arkadaşlarıyla pay-laşabilmeleri için sağlıklı gıdalardan oluşan yemek menüleri hazırladık. Yaz ve kış mevsi-mine göre toplamda 108 kart hazırlandı. Bu kartlar daha sonra bilgisayar dersinde tasar-lanıp basılacak. Böylece ailelerde sağlıklı menülere sahip olmuş olacak.

Page 22: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 22 Yeş i l İnc i Sayı 7

Ağaçlarımız : Çitemik

Ülkemizde pek çok yerde bulunmasına rağmen çoğu kişinin henüz bilmediği çite-mik bitkisinden bahsedece-ğim. Çitemiği bundan bir-iki yıl öncesine kadar ben de bilmiyordum. Annemler küçükken bu bitkinin mey-velerini yer-ken ses çı-karttığından ağızlarına koyup ısırı-yorlar, daha sonra da bur-num kırıldı diye şaka yapıyorlar-mış. İşte size bu lezzetli ve faydaları say-makla bitme-yen bitkiyi tanıtacağım. Ayrıca arka-daşlarınıza komik şakalar yapabilirsiniz.

Çitemik bitkisi çitlembik ve melengiç (menengiç) ola-rak da bilinir. Çitemik antep-fıstığıyla akrabadır. Aşılanır-sa antepfıstığına dönüşebilir. Ağaç ile çalı arasında bir bitkidir. Ağacı 5-6 metreye uzayabilir. Yaprakları da 3-5 cm ye kadar ulaşabilir. Ni-

sandan Hazirana kadar çiçek açar. Bitki henüz olmamış-ken yeşil, olgunlaştığı zaman da kırmızımsı bir renktedir. Yaz aylarında ağaçlarda çok-ça görebilirsiniz. Meyvesine gelecek olursak küçük yapılı (yaklaşık olarak mercimek

boyutunda ama top şeklin-de) ekşimsi bir tada sahiptir. Başta hoşunuza gitmese de, sonradan sevmeye başlaya-cağınızdan eminim. Bende ilk başta sevememiştim. Yer-ken sert kabuğundan dolayı katır-kutur ses çıkarır. Çit-lembik bitkisinin kullanımı-na ve faydalarına gelecek

olursak ağacı sakız yapımın-da kullanılır ayrıca kurutup kavurarak çerez niyetine de yiyebilirsiniz. Faydaları da saymakla bitmiyor zaten, özellikle kış aylarında herke-sin kapısını çalan öksürüğe ve gribe bire bir devadır.

Midedeki ağrıları geçi-rir. Ancak meyveleri yağlıdır bu yüzden çok fazla tüket-memenizi öneririm. Gördüğünüz gibi bu bitki henüz birço-ğumuzun hayatına gir-memiş olma-sa da aslında hayatımızda önemli bir

yere sahip. Bodrum’da mey-veler dövülüp kahve gibi içilir. Buna Gaziantep’te menengiç kahvesi derler.

Umarım sizde bu yazıyla çitemiği tanımış ve faydaları-nı öğrenmişsinizdir. Artık ormanda gördüğünüzde size yabancı gelmesin.

Gaye İlhan

Çitemik, Menengiç

Celtis

Yeşil Haber : Ekolojik Kermes Düzenledik

Sağlıklı yaşam konumuz dolayısıyla mevsiminde ve yerel gıdaların öncelikli olduğu bir

kermes düzenledik. Mevsiminde meyveler, köy sütü, ve ev yapımı çöreklerin olduğu ker-

mesin geliriyle okulumuza fırın aldık.

Yeşil Haber : Beden Kitle Endeksini Ölçtük

Proje grubu öğrencilerimiz tüm öğrencilerin boy ve kilolarını ölçerek beden kitle endeks-

lerini hesapladılar. Hem matematik alıştırması yapıldı hem de kilo sorunu olan öğrenciler

tespit edilmiş oldu.

Page 23: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 23 Yeş i l İnc i Sayı 7

Uçan Güzellikler: Saka Kuşu

Dilek Yüksel Hepinizin gördüğü köyü-müzde de olan Saka Kuşu hakkında size bilgiler ver-mek istiyorum. Saka Kuşu deyince belki anımsayama-mışta olabilirsiniz köyümüz-de bu kuş Baştankara diye de biliniyor, hatta diken kuşu diyen köylerde var. Saka kuşunun tüyleri kahverengi, kuyruk ve kanat kısım-ları siyah ve sarı, kafası ise kırmızı, siyah, be-yazdır. Ayrıca kuyru-ğunda beyaz lekeler vardır. Gagası krem rengidir. Boyu 10-15cm arasındadır. Ağaç aralarında yaşar-lar, yuvalarını da bura-lara yaparlar. Serçeler gibi sürü halinde gezerler

Peki, Saka kuşu adını nere-den almıştır? İşte bu çok ilginç. Doğal ortamda hem yuva yapmak için hem de beslenmek için küçük dalları iki ayağı ile kıstırarak kendi-sine çekebilmektedir. Kafese konulan saka kuşlarının da kafeste bulunan su kabından su içmek için tıpkı doğada

olduğu gibi, dışarıda bulu-nan su kabını kendine doğru çekmektedir.

Bu özelliği nedeniyle ‘’su satıcısı ‘’anlamına gelen ‘’Saka ‘’ismi bu kuşa veril-miştir. Ayrıca ‘’Saka ‘’adlı bir

su markası var. Saka kuşları göçmen olmadıkları için ne zaman onlarla karşılaşabile-ceğimiz belli olmaz. Ama ormanda yürürken ya da ağaç tepelerinde saka kuşla-rına rastlayabiliriz. Mısır, ayçiçeği gibi tohumları, kü-çük böcekleri, Devedikeni ve Karahindibayı yer. Deve dikeni ve karahindiba to-

humlarının yok olması ve toplanıp satılması sakanın neslini tehdit ediyormuş.

Sakalar küçük oldukları için avlanamaz fakat sakala-rın sesleri güzel oldukları için kafeslere konulup besle-

nebiliyorlar. Ama bir hayvanı daracık bir

yere, kafese koyarak onun yaşama hakkı-nı, beslenme hakkı-nı, en önemlisi öz-gürlük hakkını elin-den almaya kimse-nin hakkı yoktur. Özellikle de kuşlar; havada süzülmek özgürce bulutların arasında uçmak varken kafeste ölü-

me mahkûm oluyor-lar. Eğer evinizde kuş besli-yorsanız bırakın kuşunuzu özgürlüğünü yaşasın tabii doğaya ayak uydurabilecek bir türse ya da almayı düşü-nüyorsanız bir daha düşü-nün! Unutmayın! “Bülbülü altın kafese koymuşlar yine de ah vatanım, vah vatanım” demiş.

Eskiden su taşıyan sakalar.

Okuyan Çevreci: Doğa ve Kirlilik

Gizem Şen Sevgili arkadaşlar, size

“Doğa ve Kirlilik” adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Bu kitap 38 sayfa ve 8 bölümden olu-şuyor. Kitap Türkiye’de ilk kez 2007 de basılmıştır. Ki-tabın yazarı Fransız Brigitte Labbé’ dir. Yazarın “Çıtır Çıtır Felsefe” adında birçok kitabı vardır.

Bu kitap dünyayı kirletme-nin ne kadar kötü olduğunu örneklerle anlatıyor. Kitabın içinden bir örnekle anlata-yım: Hikâyenin başlığı “Berbat Olmuş Bir Tatil”.

Jülide ve Faruk her tatilde dağa giderlermiş. Önceki yıl yüksek patikalarda yaptıkları beş saatlik yürüyüşten sonra Jülide ve Faruk o kadar çok söylendiler ki bu yıl aileleri deniz kıyısına gitmeye karar verdiler. Sonra deniz kıyısına gitmelerine 10 gün kala Jüli-de ve Faruk odalarında otu-rurken bir çığlık sesi duy-muşlar. Salona koşmuşlar, “Ne oldu?” diye sormuşlar. Anneleri endişe içinde “Felaket oldu.” demiş. Baba “Tatilimiz berbat oldu. Bi-

zim gideceğimiz kıyıda pet-rol gemisi batmış” demiş. Başka insanların doğayı za-rar vermesi de bazı insanla-rın planları bozulabiliyor. Yani doğadan hepimiz so-rumluyuz ve hepimizin do-ğayı sevmesi gerek.

Kitaplardaki başka hikâye-ler de insanların hayvanları ve çiçekleri yok etmesi gibi birçok konu var. Siz de bu kitabı okuyun ve doğa ve kirlilik hakkında birçok şey öğrenin.

Gün Işığı Yayınları, 40 Sayfa

Page 24: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 24 Yeş i l İnc i Sayı 7

Okuyan Çevreci : Vitaminlerin Ziyareti

Sevgili arkadaşlar. Sizlere Vitaminlerin Ziyareti adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Kitap 32 sayfadır ve ya-zarı Pedagog Ayşen Oy’dur.

Bu kitabı bence çocuk-lar okumalıdır çünkü sağlıklı beslenmeyle ilgili her şeyi anlatıyor. Bilgili bir kitaptır. Ayrıca gi-zemlidir. Bize abur cubur yerine sağlıklı şeyler ye-memizi söylüyor. Hepimizin bildiği gibi sağlıklı şeyler yersek büyürüz, boyumuz uzar ve sağlıklı oluruz. Bu kitabı okuyanlar çok şanslı-

lar çünkü vitaminleri öğre-necekler.

Kitapta, hamburger, pata-

tes gibi şeyler yiyen çocuk hastalanıyor ve uyuyor. Rü-yasında yanına A vitamini geliyor ve yanında da et, süt, yumurta var. Sonra C vita-

mini portakal, mandalina, brokoli ve yeşilbiberle bera-ber geliyor. Böylece tüm

vitaminler çocuğu ziyaret ediyor. Böylece hikaye içinde bizler vitaminlerin hangi yiyeceklerde olduğu-nu da öğreniyoruz. Sonra-sında çocuk uyanıyor ve her şeyin bir rüya olduğu-nu anlıyor. O rüyadan sonra yemek seçmeyip hep sağlıklı şeyler yemeye karar

veriyor. Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Hepinize iyi okumalar.

Işın Su Aydoğan

Aslı Karayiğit

Mandolin Yayınları, 32 sayfa

Ağaçlarımız: Ceviz Ağacı

Bir gün dedem ile ceviz toplamaya gidiyorduk. De-dem bana “ ceviz ağacı hak-kında ne biliyorsun? ” diye sordu. Bende bildiğim kada-rıyla ceviz ağacını anlattım. Sonra okulda geçen bir olayı anlattım: Okulun arkasında evleri olan Ramazan amca ceviz toplamak için ceviz ağacının te-pesine çıktı ve aradan birkaç dakika geçtikten sonra düştü. Çünkü ceviz ağacının dalları kaygandır. Bu yüzden ceviz ağacına çıkarken düz taban ayakkabılar giyilmez. Ramazan Amca düz tabanlı giydiği için düştü ve biz hemen yardıma koş-tuk. Öğretmenlerimiz he-men ambulansı aradı. Am-bulans gelene kadar kimse hiçbir şey yapmadı. Çünkü beli zarar görmüş olabileceği için kaldırmaya çalışıp Ra-mazan Amca’ya ani bir hare-ket yaptırsalardı sakat kalabi-lirdi. Bu yüzden herkes am-

bulansın gelmesini bekledi. Dikkatli bir şekilde Ramazan Amca’yı kaldırıp sedyeye koydular. Oradan da ambu-lansın içine bindirip hastane-ye götürdüler. Birkaç gün sonra taburcu ettiler. Bir süre sonra iyileşti. Eğer sizin

de başınıza gelirse hiçbir şey yapmadan ambulansın gel-mesini bekleyin.

Ceviz ağacı hemen her yerde yetişir. Nisan- Mayıs aylarında çiçek açar. Ortala-ma 18-20 metre yüksekliğin-dedir. Meyveleri etli ve yeşil renklidir. Olgunlaşınca yeşil kabuk dökülür. Yenen kısım cevizin içidir. Yaprak-lar ve meyveler tamamen

olgunlaşmadan Haziran- Ağustos aylarında toplanır. Gölgelik ve havadar bir yer-de kurutulur. Cevizin içi yağlıdır. Ceviz yağı iyi bir yemeklik yağdır. Ceviz pas-talara, kurabiyelere katılır ya da çerez olarak yenir. Ceviz

ağacının faydaları say-makla bitmez. Kalp-damar hastalığına şifa olduğu söylenir. Her sabah kahvaltıda birkaç ceviz yemek faydalıdır. Hiç duydunuz mu bil-mem ama ceviz ağacının altında oturulmaz. Çün-kü ceviz ağacı sülfür

gazı salgılar. Havadaki diğer gazlardan daha ağır olduğu için dibe çöker ve cevizin altında oturanı sersemletir. Ama çok büyük bir zararı yok, üstelik sülfür gazının ozon tabakasının tamir etme özelliği var. Sırf bu sebepten dolayı ceviz ağacının sayısı-nın artırılması gerekiyor. Sofranızdan ceviz, bahçeniz-den ağaç eksik olmasın.

Ceviz, Juglandaceae

Page 25: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 25 Yeş i l İnc i Sayı 7

İrem Sena Yaşar

Hayvan Dostlar : Oluklu Kertenkele

Şafak Arslan

Sadık Can Acar

Okulumuzda sağlıklı ya-şamla ilgili bir yürüyüş dü-zenlenmişti. Tüm okul kö-yün etrafında velilerle yürü-dük. Arkadaşımla birlikte ilerlerken arkadaşım beni bir arkadaşımın üzerine itti daha sonra bende onu ittim ve o yolun kenarına düştü. Onun düştüğü yerde yılan gördüm ve hemen “kaç kaç yılan var” diye bağır-dım. Oda korkudan anın-da kaçtı. Uzaklaşınca geri dönüp yılana baktık, hiç kıpırdamıyordu. Meğer ölüymüş. O yılanı tüm arkadaşlarıma gösterdim ve daha sonra okula doğru yürümeye başladık. Okula yaklaşırken sağanak yağmur altında herkes ıslandı. Yağ-mur dinince yürümeye de-vam ettik. Dersimiz bilgisa-yar dersiydi. Bilgisayarda

gazeteye bakarken yürüyüşte gördüğümüz yılanın resmini gördük ve altında “sakın öldürmeyin” yazıyordu. He-men o sayfaya girdik ve onun yılan değil bir “oluklu kertenkele” olduğunu öğren-

dik. Bugün ölüsünü gördü-ğümüz yılanla ilgili gazetede haber görmek çok ilginç bir tesadüf oldu. Ben “gelin gelin” diye bağırınca diğer arkadaşlarım da yanıma gelip yazıyı okudu. Böylece hepi-

miz onun yılan değil oluklu kertenkele olduğunu anladık.

Oluklu kertenkeleye köyü-müzde kör yılan derler. Yı-lan zannedilerek öldürüldü-ğü için nesli tehlike altında-dır. İnsanlar bu kertenkeleyi

yılan zannedip öldürüyor-lar. Türkiye'de her yerde özellikle su kenarları ve çalılık alanlarda görülür. Bacakları olmadığı için sürünerek hareket eder. İnsanlara zarar vermez. Yılan kadar kıvrak değil-dir. Kolayca elle tutulabi-lir. Böcek ve fare gibi şeyler yer. Kulağındaki

deliklerden ve göz kapakla-rından yılan olmadığı anlaşı-labilir.

Sizde buna benzer bir canlı gördüğünüzde yılan mı yok-sa kertenkele oluğuna emin olun!

Oluklu kertenkele,

Ophisaurus apodus

Doğanın Güzellikleri: Kabak Çiçeği

Kardeşlerimle bir gün do-laşırken kabak çiçeği gördük Feyza “Aaa ben bu çiçeği çok sevdim” dedi.

Beyza da “Ben anneme toplayacağım ”dedi ve hemen koklamaya gitti. Bu arada Feyza ile Bey-za benim birinci sınıfta okuyan ikiz kardeşlerim. Beyza çiçeği koklayınca bana dönüp “Abla bu-nun kokusunu çalmış-lar” deyince çok gül-düm. Kardeşimin öğren-mesi gereken çok şey olduğunu düşündüm. İkisini yanıma çağırıp “Bunlar bil-diğiniz çiçeklerden değil” dedim. “Yani çiçek ama si-zin düşündüğünüz gibi güzel kokan ve vazoya konan bir

çiçek değil. Bunun adı kabak çiçeği ve bu çiçeğin dolması oluyor, üstelik çokta lezzetli oluyor, kızartması oluyor, yoğurtlusu oluyor” deyince

çok şaşırdılar. “İyi o zaman bunlardan toplarız anneme veririz. Hem tadına bakarız” diyerek toplamaya başladılar.

Kabak çiçeklerini topladık akşam eve götürdük. An-

nem gülümseyerek baktı ve Kabak çiçeklerinin sabahları toplanması gerektiğini söyle-di. Çünkü sabah toplanmaz-sa çiçekler kapanır dolması

yapılamaz. Sabah an-nemle birlikte topladık ve annem dolma yaptı. Anneme yardım ettik hem de afiyetle yedik. Annem çiçeklerin bir kısmını da ayırdı, ertesi gün yoğurtlusunu yaptı. Hepimizin sevdik. Kar-deşlerim saplarını sev-mediler.

Kabak çiçeği toplayarak hem sağlıklı beslendik hem de kardeşlerim yeni bir şey-ler öğrendiler. Herkesin yeni ve sağlıklı yiyecekler dene-mesi gerekir.

Kabak Çiçeği

Page 26: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 26 Yeş i l İnc i Sayı 7

Hayvan Dostlar : Mavi Yengeç

Merhaba ben Mavi Yen-geç. Belki adımı daha önce-den duymuşsunuzdur ama olsun, size kendimi tanıta-yım:

Adımı ayaklarımdaki mavi yerden alıyorum ve leşlerle yani ölü hayvan-larla besleniyorum. Muğ-la’da daha çok Dalyan’da yaşıyorum ve göç etmiyo-rum. Aslında Amerika’da yaşıyordum ama beni Muğla’ya da getirdiler. Erkelker 3 yıl, dişiler 2 yıl yaşıyoruz. Erkekler 8-10 cm dişiler 7-8 cm oluyoruz. Karnımızdaki halkalar saye-sinde birbirimizden kolayca

ayırt edebiliyoruz. Eylül ve kasım arası yumurtlama dö-nemim geliyor. Bazen zor durumda kalırsam kol ve bacağımı feda ediyorum.

Sorun olmuyor çünkü bir dönemde tekrar çıkıyor kol ve bacaklarım. Yüksek pro-tein değerine sahibim. Eti-min tadı biraz şekerlidir.

Yemezseniz sevinirim. Biz böyle yaşarken düzeni-

mizi bir şey bozuyor: İnsan-lar. Denizlere attıkları çöpler ve aşırı avlanma başlıca so-

runlarımız. Teknelerden bizi Carettalar’ a yem ola-rak atıyorlar. Ama bizi, denizin şirinleri mavi yen-geçleri en çok etkileyen olay gemilerin atıkları. O kadar kötü kokuyor ki anlatamam. Bir de…ahhhh olamaz!

Gemi yine atıklarını dökü-yor. Zehirleniyorum. Arka-daşlar lütfen denizi daha fazla kirletmeyin. Deniz he-pimizin!!

Nehir Çevik

Alin Köşker

Yasmin D.Ural

Mavi Yengeç,

Callinectes sapidus

Dağ Çileği, silvestre fragum

Bu Sayfada Yer Alan Yazılar Kardeş Okulumuz

Çağdaş Bilim Koleji Öğrencilerince Hazırlandı

Ağaçlarımız : Dut Ağacı Küçükken hep anneanne-

me giderdim. Sadece o yavru dut fidanı için. Dutlara me-raklı bir çocuktum. Bu yüz-den bir an önce fidanımın ağaç olmasını istiyordum. Bir gün zamanın çabuk geç-mesi için annemden dutlarla ilgili bir kitap okumasını istedim. Kitaptan birçok şey öğrendim. Mor renkli, yedi-ğimizde elimizin ve dilimizin mosmor olduğu, olgunları-nın bal gibi tatlı, hamlarının limon gibi ekşi olduğu kü-çük meyveyi, daha doğrusu binlerce meyveyi taşıyan kocaman, bol dallı bir ağaç-mış dut ağacı. Bir umutla dışarı çıktım. Gözlerime inanamadım. O küçücük dut fidanı koskocaman bir ağaçtı artık. Ama dutlarım mor değil beyazdı! Annem dutla-rın iki çeşit olduğunu söyle-di: Karadut ve Beyaz Dut. O

gün ne kadar çok bilgi öğ-renmiştim. Bu arada dikkat edin eğer beyaz tişörtle dut ağacının altında oturuyorsa-nız sürprizlere açık olmalısı-nız. Demeyin dutun sadece

kötü yanları var diye! Dut ağız yaralarına ilaç, çocuklara rujdur. Benden size bir tav-siye: Eğer beyaz bir tişörtü-nüz varsa dutun lekeleme gücünü kullanın ve tişörtü-nüzü renklendirin…

Kolay Dut Toplama Yöntemi: Bir kişi ağaca çı-kar. Aşağıda iki kişi gergin bir şekilde çarşafı tutar. Ağa-ca tırmanan kişi güçlü olmalı çünkü ağacı sallayacak. Ama ağaca çıkan kişi eldiven takmamalı. Neden “eldiven takmamalı” dediğimi merak ediyorsanız yukarı çıkmanın asıl eğlencesi burada: Kim-se fark etmeden dutları yi-yip, ellerinin ve ağzının mosmor olmasında eğlence. Garip ama gerçek; İpek

böcekleri dut yapraklarıyla beslenir. Ondan aldıkları enerjiyle kendilerine koza örerler. Sadece bizim yiye-

ceğimiz değildir yani, kuşlar da çok sever dutu.

Gövdesine yakın yerinden kesilse bile hemen yeniden büyüyebilen bu yaşam dolu ağacın kıymetini bilelim.

Page 27: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Şifa Kaynağı : Nane

Sayfa 27 Yeş i l İnc i Sayı 7

Bade Öztat Benim çok eskiden tanıdı-ğım bir arkadaşım var. As-lında hepimizin hayatında olan, ılık havayı seven, Ana-dolu’nun her yerinde yeti-şen, hafif tüylü ve yeşil yap-raklı bir bitki. Adı nane. Na-ne yaprağı yumurta şeklinde uca doğru sivridir. Nanenin Temmuz ve Ağustos ayında açan beyaz, pem-be, leylak rengin-de çiçekleri var-dır. Yapraklarında mentol, reçine ve bazı maddeler bulunur. Tombiş tombiş anneanne-lerin toplayıp göl-gede kuruttuğu, sindirimi düzenle-yen, baş ağrısına iyi gelen, bulantıyı gideren, hoş koku-suyla solunum yollarını ra-hatlatan nane, ülkemizde de çok kullanılır.

Şimdi size hayatımızın ne-relerinde olduğunu söyleye-yim: Küçük bir çocuğun sırf eğlence için soğuk havada çıkıp top oynarken annesi-nin cebine tıkıştırdığı şeker-

lerde, bir adamın araba kul-lanırken “ cak cak“ diye çiğ-nediği sakızda, uyumak iste-meyen minik bir kızın yata-ğına giderken birazını ağzına attığı diş macununda, mari-fetli bir kadının yaptığı hay-daride(yoğurtlu bir yiyecek), bir annenin kızına yaptığı

yoğurt çorbasında, yaşlı bir kadının saksısında, annenin bebeğinin ayaklarına sürdü-ğü kremde, burnumuzu aç-maya yarayan ilaçta, sevgili-sinden ayrıldığı için depres-yona giren bir kızın mantı-sında, genç kızın havuz ke-narında içtiği buzlu limona-tada ve tabii ki Barış Man-ço’nun şarkısında bile nane

bulunur. Size demiştim gör-dünüz mü? Nanenin hayatı-mızdaki yeri biz fark etme-sek de ne çokmuş. Demin anlattıklarımın hepsini düşü-nünce nane ile arkadaş ol-mamızda yarar var. Son ola-rak canım arkadaşım nane seni çok seviyorum. Barış

Manço’nun bir şarkısı vardır. Bu şarkıda bir iksir tarifi anlatılır. Bu iksirin adı “Nane Limon” dur ve gribe iyi gelir. İşte size tarifi Nane Limon Ta-rifi Naneyi ve limonu suda kaynatın Sonra süzerek bir

bardağa dökün İksiriniz hazır. Afiyet ol-

sun. Nane ile sadece iksir yapıl-

maz. Nane her yerdedir. Bu yüzden her şeye karışan biri-ne “her şeye nane olma” deriz. Bu güzel otu hayatı-nızdan eksik etmeyin.

Bu Sayfada Yer Alan Yazılar Kardeş Okulumuz

Çağdaş Bilim Koleji Öğrencilerince Hazırlandı

Nane limon gribe iyi gelir

Özel Marmaris Çağdaş Bilim Koleji ve Marmaris Orman İşletme Müdürlüğü’nün ortaklaşa gerçekleştir-diği fidan dikim etkinliğinde 300 adet fidan toprakla buluştu.

Orman İşletme Müdürlüğü tarafından hazırlanan fidan dikim alanına, öğrenciler “hatıra fidanlarını” ken-di elleriyle dikti. Fidanlarını dikip isimlerini fidanlara asan öğrenciler can suyunu da kendileri verdiler.

Yeşil Haber : “Fidanlar” Fidanları Toprakla Buluşturdu

Page 28: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 28 Yeş i l İnc i Sayı 7

Çevrecimri : Yelkenliler

Ben 12 yaşındayım, 7 ya-şından beri yelkenle uğraşı-yorum. Yelkenli tekneler deniz üstünde hareket eden motorsuz araçlardır. Bu sporu yapanlar rüzgârla ve denizle mücadele et-tikleri için hızlı karar ver-me yeteneğine sahiptirler. Yelken sporunun anasını-fı optimisttir. Optimistin kelime anlamı iyimserdir.

Ben de yelkene opti-mistle başladım. Optimist haricinde lazer, radial gibi yelkenli çeşitleri de var-dır. Benim boyum ve kilom optimiste uyduğu için optimistle yarışlara katılıyorum. Lazere geç-mem için beş senem var. Size optimistten nasıl çalıştı-ğını anlatayım:

Teknede bir tane yelken, dümen, salma ve iskota var-dır. Dümen teknenin en arkasındadır ve tekneye yön

verir, salma ise teknenin ortasında yer alır. Salma akıntıda teknenin kaymama-sını sağlar ve onun sayesin-

de teknenizi kolaylıkla yön-lendirebilirsiniz. Yelken ise teknenin en önünde durur. Rüzgarı içinde toplayarak teknenin hareket etmesini sağlar.

İnsanlar isterse yelkenli

teknelerle dünyayı gezebilir-ler. Eskiden insanlar sadece rüzgar kullanarak ya da kas gücüyle kürek çekerek bir

yerden bir yere giderdi. Ticaret gemileri, yolcu gemileri ya da gezi tekne-leri motor icat edilmediği için yelken kullanırdı. Motor olmadığı içinde yapılan seyahatler güzel ve sesiz geçer. Yelkenli tekneler yakıt kullanmadığı içinde çev-recidir. Artık teknelerde hem motor hem yelken bulunuyor. İnsanlar açık denizde yelken, kıyıya yaklaşırken daha kolay olduğu için motoru kul-

lanıyor. Kürek kullanımı ise sadece küçük kayıklarda kaldı.

Yelkenle uğraşmak çok zevklidir. Deniz ya da göl kenarı bir yerde oturuyorsa-nız mutlaka denemelisiniz.

Mert Kamacı

Öğrencimiz katıldığı birçok yarışma-

dan ödülle döndü.

Hayvan Dostlar : Kaplumbağa

Yeni arkadaşımla denize yüzmeye gittik. Yanımızda arkadaşımın annesi vardı. Denize giderken iki tane kaplumbağa gördüm, tam bizim önümüzden geçiyor-du. Kaplumbağaların yanına arkadaşlarımla yaklaştık, dokunmak istedik ama kafa-sını hemen içeri soktu. Biz-de kabuğunu sevdik, sonra önümüzden gittiler. Arkada-şımın annesi deniz kıyısına gitti. Biz arkadaşımla hala kaplumbağanın peşindeydik. Kaplumbağa arkadaşımın annesine doğru gitti, bizde kaplumbağanın peşindeyiz. Arkadaşımın annesinin yanı-na vardık ve kaplumbağalar oradan da ayrıldılar. Kap-

lumbağaları bırakıp arkada-şımla denize girdik. Arkada-şımın annesi onların kara kaplumbağası olduğunu söy-ledi. Bir de denizde yaşayan

caretta caretta adında kap-lumbağalar varmış.

Kara kaplumbağaları ot yerler. Bazen böcekte yerler-miş. Bu kaplumbağalar mart

-nisan aylarında yumurtlar-lar. Yumurtandan 2-3 ay sonra yavrular çıkar. Yeşil-dirler, büyüklüğü 1 metreye ulaşır. Kaplumbağanın 4 ayağı 1 kafası vardır. Kap-lumbağalar çok yavaş yürür. Bu kaplumbağaların yaşını üzerindeki yuvarlakları saya-rak anlarız. Arkadaşımın annesi kaplumbağaya “tosba” da denir dedi. Bu kaplumbağalar su kenarla-rından pek hoşlanmaz. Ka-bukları çok serttir. Kaplum-bağaları ters döndürmemeli-yiz yoksa ölürler. Bazı ço-cuklar oyun oynarken ters çevirirler ama kaplumbağa-lar o zaman ters dönemez ve açlıktan ölür.

Berinay Yaşar

Masallarda tavşanla olan yarışı

kaplumbağa kazanır

Page 29: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 29 Yeş i l İnc i Sayı 7

Ağaçlarımız : Erik

Altıncı sınıftan beri dergi-mize yazı yazıyorum. Bu sayıda sizlere Erik ağacından bahsedeceğim. Benim de en sevdiğim meyvelerden biri olan erikten bizim evin arka-sında da var. Eğer bir yere gideceksem oradan gider, ceplerimi doldururdum. Ama sonra sahibine söyler-dim. Bir kere ağaçtan erik alır-ken sahi-bine yakalan-mıştım. Neyse ki kızmadı.

Erik ağacı deyince hemen aklımıza meyvesi gelir. Eriğin çekir-deği sert ve dışı da sulu ve ekşidir.

Erik ağaçta yetişen bir meyve türüdür. Bu meyve-nin bir sürü türü vardır: Ka-ra erik, yeşil erik, karaca erik, can eriği… Erik ağa-cında yetişen bu meyvelerin hepsinin tat ve görünümleri farklıdır. Mesela karaca erik diğer eriklere kıyasla daha küçük ve ekşidir. Yeşil erik ise karaca erikten daha bü-

yük ama daha az ekşidir. Kara erik ise bu üçü arasın-da en büyük olanıdır ve di-ğerlerinden daha tatlıdır. Daha bir sürü erik türleri var. Bunların hepsi de farklı yerlerde yetişiyor. Türki-ye’nin de hemen hemen her yerinde yetişir. Köyümüzde “hamı datlı” denen bir erikte

vardır. Hafif sarı ve yumu-şaktır. Kabuğu biraz ekşidir ama içi tatlıdır. Yeşil erikten daha büyüktür.

Erik ağacının görünümü ilk başta çalıyı andırabilir. Ama çalılığa göre kat ve kat büyüktür. 3-4 metre arasın-da ağacın uzunlukları farklı-lık gösterebilir. Ağacın göv-desi siyaha yakın koyudur. Ağaçta yetişen eriğin türüne göre ağacın gövdesinin de rengi farklı tonlarda olabilir.

Yaprağından bahsedecek olursak, ortalama bir insan eline yan yana 4 ila 5 arasın-da sığar. Renkleri de koyu yeşilden birkaç ton açıktır. Köyümüzde de sevilerek tüketilir. Genelde yiyenler tuzla yemesini severler. Bazı insanlar eriğin reçelini ve turşusunu bile yapıyorlar.

Reçelin nasıl yapıl-dığını bil-miyorum ama önce bir kavano-zun içine su koyduk-tan sonra tuzla karış-tırılır, içine de eriklerin atılıp bir süre bekle-nerek tur-

şusu yapılır. Turşusu çok da lezzetlidir. Kırmızı eriği şe-kerle kaynatırsak koyu bir erik suyu elde ederiz. Sonra-sında içine su ekleyerek içe-biliriz. Böylece kendi meyve suyumuzu yapmış oluruz. Bu daha sağlıklıdır.

Çocuklar baharda eriğin ilk çıktığı zamanlarda hemen erik ağacına dalarlar. Sahi-binden izin alarak ve ağaca zarar vermeden erik toplaya-biliriz.

Erik taze yendiği gibi kurutularak

da yenebilir

Rümeysa Karaca

Yeşil Haber : Caretta ve Orfoz Evlat Edindik

Proje grubu öğrencilerimizin başlattığı “Her Dönem Bir İyilik Yap” projesinde ilk dönem Koruncuk Vakfı için yapılan kermesler ikinci

dönem WWF (Doğal Yaşamı Destekleme Derneği) için yapıldı. Elde edilen gelirle iki hayvanı evlat edindik. Kermeste velilerimizin hazırla-dığı yiyecekler satıldı. Bu yılda yapacağımız yeni kermeslerle nesli teh-like altında olan başka hayvanları da evlat edinmeyi düşünüyoruz. Siz

de bir hayvanı evlat edinmek isterseniz siteyi ziyaret edebilirsiniz.

ww.wwf.org.tr

Page 30: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Sayfa 30 Yeş i l İnc i Sayı 7

Yeşil İnci Magazin

Eko Tim öğrencilerimiz kız futbol takı-

mımız içinde iş başında. Hazırladıkları

özel tatlıyla doping etkisi yaratacak bir

enerji verdiler.

Okul çıkışında sağlıklı malzemelerden

pizza yapan Eko Tim öğrencileri açlıktan

bu hale geldi.

Okul arka bahçesine maydanoz, roka ve

marul ekmeyi planlayan Eko Tim öğren-

cileri yorgunluktan helak oldu. Artık an-

nelerinin ne kadar yorulduğunu biliyorlar.

Ye bakayım şunu

Offf offf

İnanamıyorum yemek

vakti geldi mi?

Page 31: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci

Neden Sigara İçiliyor?

Öğrencilerimiz kendi yazdıkları şarkı sözü ve şiirle sizlerle

Sayfa 31 Yeş i l İnc i Sayı 7

Spor yapmalıyız,

Psikolojimiz düzelir.

O zaman sağlıklı oluruz,

Rahat nefes alırız.

Berinay Yaşar 3-A

Spor Şiiri

Önce bir fidandım, Kocaman orman yarattım. Getirdiğim güzelliklerle, Ormana neşe kattım. Arada suladılar beni, Dallarımı budadılar. Güzelim yapraklarımı, Dalımdan kopardılar. Çocuklar çıkar üstüme, Bazen rahatsız olurum. Onların sesleriyle, Hep huzur bulurum.

Havanızı temizler, Size nefes veririm. Övünmek gibi olmasın En güzeli benim. Kocaman ağaç oldum, Boyum çok uzadı. Meyvelerim her gün, Biraz daha çoğaldı. Ormanlarda arkadaşlarım var, Etraflarına çöp atmayın. Onları da benim gibi Toprağından ayırmayın.

Badem Ağacı

Gaye İlhan - Rümeysa Karaca

1- Kaç yıldır sigara içiyorsunuz?

a) 1 yıl b)2-4 yıl

c)5-7 yıl d)7 yıldan fazla

2- Ayda sigaraya kaç para harcıyorsunuz?

…………….TL

3- Günde kaç paket sigara içiyorsunuz?

a) Yarım paket b) 1 paket

c) 1-2 paket d) 2-3 paket

4- Sigaraya başlama nedeniniz?

a) Ortama ayak uydurma

b) Hoşuma gidiyor

c) Sıkıntı

d)Özenti

5-Niçin sigarayı bırakmıyorsunuz?

……………………………………………

……………………………………………

…………………………………….

6-Sigarayı içerek kendinize ve çevreniz-

dekilere hangi zararları veriyorsunuz?

……………………………………………

……………………………………………

…………………………………………….

Eğer kapalı bir alanda sigara

içilmesine izin veren bir işlet-

me görürseniz Sağlık Bakanlı-

ğı’na şikayet edebilirsiniz

Sevdegül Bilgiç

Meleknur Yılmaz

Şeyma Tançoban

Page 32: YEŞİL İNCİ · YEŞİL İNCİ Nedir u Vejetaryenlik Kıyam Tatlısı Orhaniye İnci Narin Yerlici İlkokulu - Ortaokulu Çevre Dergisi Sayı 7 Toprağa Dokunun Türkiye’de yeşilinci