Top Banner
AİLE İÇİ ŞİDDET SESLİDİR
14

Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

Apr 16, 2017

Download

Education

Can Akin
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

AİLE İÇİ ŞİDDET

SESLİDİR

Page 2: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

AİLE İÇİ ŞİDDET

         Aile içi şiddet, ailenin bir üyesinin ailenin diğer üyelerine karşı gösterdiği her türlü

saldırgan davranıştır.  Aile içi şiddet yalnız kaba kuvvet kullanılmasını ifade eden bir

kavram değildir. Kişiyi isteği dışında belli bir biçimde davranmaya zorlayan her türlü tutum

ve davranış aile içi şiddet içinde değerlendirilmelidir. Sanıldığından çok daha

yaygın olan aile içi şiddet, insanların ruh sağlığını olumsuz etkileyen bir etmendir. Çocukluk yıllarında şiddete maruz kalan

çocuklar erişkin yaşamlarında bir çok ruhsal sorun yaşamaktadırlar.

BALIKESİR'DE GAZİ ECE AMCA VE BEN CAN AKIN

KİTABIMDAN BİR BÖLÜM..

Page 3: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

Eve yaklaştıkça içimde nedenini bilemediğim bir sıkıntı belirmeye başladı. Eve geldim. Babam kapıda duruyordu. Beni uzaktan görmüş ve kapıya çıkmış olmalıydı.Babam garip garip yüzüme bakarak, dudaklarının üzerine yerleştirdiği anlamsız bir gülümsemeyle bana eve neden bu vakitte geldiğimi sordu. Bir şeyler oluyordu bunu çocuk aklımda görebiliyordum ama henüz ne olmakta olduğuna karar verememiştim. Ne yapacağımı bilemiyordum. Korkmaya başlamıştım. İliklerime kadar korkudan kaskatı oldum. Biraz sonra bir şeyler olacaktı. Bunu adım gibi biliyordum. Çünkü babamın dudaklarının gülümsemesine rağmen, gözlerli karanlık kuyular kadar siyahtı. Sanki içinde kırmızı alevler yanıyordu.

Beni korkutan bu ateşlerden bir parçanın benim ürkek yüreğime düşmüş olmasıydı. Bir süre dalgın, dalgın babamın gözlerindeki alevleri seyrettim. Cehennem kadar kırmızı, şeytan kadar öfkeliydi. Kötü şeyler olacaktı. Hem de çok kötü.

Ama bunu belli etmeden ve babamın bana nadiren gülümsemesine, gülümseme ile karşılık vermek için ben de ona gülümsedim. Gülümserken de içimden şiddetle bu gülüşün gerçek olmasını diledim. Ne olurdu bir seferde ben eve geldiğimde ailem beni elini kolunu açarak "Oğlum"diye kucaklasaydı. Ve yüzündeki gülümseme gerçek sevgiden ve kalplerinden gelen gülümseme olsaydı. Ve ben artık çocuk yüreğimde annemden ve babamdan korkmasaydım. Her geçen gün bedenim dayaktan, yüreğim sevgisizlikten ölmeseydi. Babam kızgın bir sesle bağırdı; "Neden eve erken geldin, çantan nerede?"

Korkuyla gülümseyerek: "Okulda toplantı varmış öğretmenim gönderdi, yarın aynı dersler var, çantanı okulda bırak dedi bende okulda bıraktım babacım…" dedim.

Page 4: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet
Page 5: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

İşte o an, babamın gözlerindeki alev dışarı çıkıp benim üzerime akıp beni yakıyordu.

Önce babamın yüzündeki gülümseme çehresini değiştirmeye yerini hızla kızgınlık ve şiddet ifadelerine bırakmaya başladı. Kaslar geriliyor, şekiller bozuluyordu. Elini kemerine doğru götürdü. Kemerinin tokasını bir çırpıda çözdü. İçim yanıyordu. Çaresizce onu izledim. Kaçacak hiçbir yerim yoktu. Gidecek kimsem de hiç olmadı. Ve ben henüz bir çocuktum. Bedenim zayıf ve çelimsizdi. Ve asıl önemli olan da beni öğretmenim eve yollamıştı.

Kemer yavaş, yavaş pantolondan ayrıldı ve havada hızlı bir ıslık sesi çıkararak şakladı.Arkasından babamın öfkeden gürleyen sesiyle; "Neden okuldan kaçıyorsun çantanı ne yaptın. Çantan nerede?" diyen sözlerini duydum.

Söyleyeceklerimin bu saatten sonra kızgın ve zincirlerinden kopmuş öfkeyi durdurabileceğine inanmasam da içimden gelen son bir gayretle, "Öğretmenim çantamın ağır olduğunu ve onu okulda bırakmamı söyledi. Ve çantamı sırtımdan aldı" dedim. Elimdeki Çanakkale Geçilmez kitabıma sanki beni koruyacakmış gibi sımsıkı sarıldım. O anda kitabın içine girip kaybolmak istedim. Ve hiç hayatta olmamayı dilediğim kaç an yaşadığımı düşündüm.

Elindeki kemeri parmaklarının eklem yerleri beyazlaşana kadar sımsıkı tutmuştu.Ve kolu hızlı bir hareketle yukarı kalktı ve ben daha ne olduğunu anlamadan kemer vücuduma hızla, defalarca inmeye başladı. Küçük bedenim sert vuruş darbesiyle yere, kapının önüne düştü.Arkasından bir daha, bir daha kemer hızla çelimsiz bedenimin üzerine indi. Her darbede bir kez daha yapıştım yere. Kemer her vuruşta zayıf bedenime çepeçevre sarmalıyordu. Bedenimin arkası ve önü kemerin oluşturduğu yaralardan kanamaya başlamıştı. Çok canım açıyordu. Acının şiddetini azaltmak için kalkmak istedikçe, kemerin darbesiyle bir kez daha yere yapıştım.

Page 6: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet
Page 7: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

Kemer tokası iki kere burnumun ve gözümün hizasında yüzüme derin bir iz oluşturacak şekilde acıyla gömüldü. Burnum kanıyordu. Ve gözümün kenarına gelen tokadan gözüm kapanmıştı. İçimde alaboralar kopuyordu.

Yüreğim bedenime vuran kemerden parça parça olmuş dağlanmıştı. Sanki kocaman demir döküm fabrikalarındaki korlar yüreğime doldurulmuştu. Sıcak her taraf çok sıcaktı.

Her kemer vuruşunda ağzından köpükler saçarak bana; "Neden okuldan kaçtın, çantan nerede" diyerek kemeri daha hızlı üzerime indiriyordu.Her indirişinde içimdeki sevgileri de bir parça öldürdü. Her parçada ben de bir kez daha öldüm. Çocuk yüreğimde tükendi bütün umutlar, kırıldı evimin bütün camları içime düştü. Karardı her yer, karardı.

O bana soru sordukça ben de tükenmekte olan son nefesimle "Beni öğretmenim bıraktı. Çantamı da o aldı" diyordum.Beni duymuyordu ama ben halen babamın içinde var ise son kalan merhamet duygularını harekete geçirmeye çalışıyordum.

Birden kemer durdu. Babam; "Kalk o zaman okula gidelim bakalım. Göreceğiz doğruyu söyleyip söylemediğini!!!" diyerek beni kolumdan tuttu ve sürükleyerek yola çıkardı. Her tarafım çok ağrıyor ve vücudum yanıyordu. Elbisemin ve montumun bazı yerleri yırtılmıştı. Yırtık yerlerden kemikli zayıf vücudumda ki kemerin darbe izleri görülüyordu. Yüreğimden düşen kan damlaları, gözlerimden sel olmuş akıyordu.

Yol kenarında durduk. Babam doğruyu bilmeden ve bana inanmadan beni az önce öldüresiye dövmüştü. Yoldan geçen arkasında römorku olan bir traktörü durdurdu ve beni arabanın arkasına attı. Kendiside bindi.

"Çek okulun oraya" diye traktörü kullanana direktif verdi.

Page 8: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet
Page 9: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

Ben traktörün arkasındaki römorkun en ucuna gidip oturdum. Her tarafım çok ağrıyordu. Hem üşüyor hem de vücudum yanıyordu. Yaralarım sızlıyor, çektiğim acıdan başım fır fır dönüyor, düşmemek için büyük bir güç harcıyordum.

Ona dediğimin doğru olduğunu gösterecektim. Kafamı yere eğmiş dişlerimi duyduğum acıdan sıkmıştım. Birden tepemde bir gölgenin olduğunu hissettim. Başımı kaldırdım. O tepemde kızgınlıkla bana bakıyor ve bir taraftan da yakasındaki bir şeyleri karıştırıyordu. Yakasında bir şey bulmuşçasına iki parmağını birbirine sıkıştırdı yanıma eğildi ve bir kolumu sıkıca tuttu. Elinde bir iğne vardı.

Birden iğneyi koluma soktu ve o an gözlerimde şimşekler çaktı. Anlamak istedim. Yalvaran gözlerle yüzüne baktım. Bir taraftan da kurtulmak ve çektiğim işkencenin son bulması için var gücümle; "Baba lütfen, lütfen yapma. Beni öğretmen erken bıraktı. Çantamı da o aldı" diye yalvarıyordum.Bir an bir baygınlık geçirdim ve düştüm. Fakat iğnenin koluma tekrar girmesiyle yine acıların içindeydim. Defalarca, defalarca iğneyi koluma insafsızca ve şeytani bir ifadeyle batırdı. Kolum delik deşik olmuş ve iğnenin girdiği deliklerden kanlar akıyordu. Traktörün römorkunda hem ağlıyor hem de bağırıyordum. Ara sıra güç bela elinden kurtulup römorkun arkasına kaçıyordum. Ama hemen dev adımlarıyla yanıma gelip iğneyi koluma batırarak; "Neden kaçtın okuldan, neden?" diyerek defalarca saplamaya devam ediyordu.

Bir ara bulanık bir görüntü geldi gözlerimin önüne. Kalabalık bir gurubun traktörün arkasından hayal meyal koştuğunu gördüm. Sonra askeri bölgenin oradan geçtiğimizi fark ettim. Traktörün arkasından koşanlar "Yapma baba" diyen, çığlık çığlığa seslerimi duyan asker ağabeylerim ve demir dökümün Tülükabaklarıydı.

Onları görünce daha çok bağırmaya başladım."Yapma baba, yapma baba". Fakat arkamızdan koşanlar bize yetişemediler. Hızla oradan uzaklaştık.

Page 10: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet
Page 11: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

Okulun önüne gelmiştik. Babam beni tıpkı boş bir çuval gibi römorkun arkasından yere fırlattı. Dayaktan et yığını haline gelmiş vücudumu, ince ve zayıf bacaklarım taşıyamadı. Dizlerimin üzerine yere yığıldım. Sert taşlar dizlerimi parçaladı. Her tarafım kanıyordu. Sanırım ölmek üzereydim. Artık acıdan başka hiçbir şey hissedemiyordum.

O da yere indi ve beni kolumdan boş bir çuvalı tutarcasına kaldırdı. Dermanım kesildiği için yalpalayarak yürümeye çalışan bacaklarımla onun yanı sıra gittim.

Etrafta öğlenci öğrenciler ve nöbetçi öğretmenler vardı. Herkes bize bakıyordu. Kimisi gülüyor kimisi de beni acıyan gözlerle seyrediyordu. Orada bulunan birkaç insanın "Beyefendi lütfen burada bari yapmayın. Öğrencilerin gözleri önünde" dediklerini duydum.Burada bütün kötülüğün yapıldığı kişi bendim. Ben kanıyordum. Ben acı çekiyordum. Bana, bedenime ve ruhuma olanlar hiç önemli değildi. "Beyefendi çocuğu dövmeyin" diyeceklerine, "diğer öğrencilerin gözü önünde yapmayın." diyordu. Orada bulunan insanların bana karşı duyarsızlığı yediğim sopalardan daha çok canımı yakmıştı. Daha fazla ağlamaya başladım. Bir ara nöbetçi öğretmenlerimin babamla benim peşi sıra koştuklarını ve seslendiklerini gördüm. Ama onlarda bize yetişemediler. Hızla yukarı çıktık.

Babam öğretmenler odasında gerçeği öğrendi. Benim doğruyu söylediğimi anladığında, bana yaptıklarından dolayı pişmanlık duydu ve fısıldarcasına bir sesle; "Hadi oğlum gel eve gidelim dedi."

Hiç gitmek istemedim. Ama hiç kimsem de yoktu. Ne akrabam ne de arkadaşım. Mecburdum birlikte babamın "Ev" dediği fakat "Yuva" olmayan yere gitmeye. Başım önümde öğretmenimin gözlerine bakmadan kan damlayan kolumla çantamı aldım. Ağlayarak öğretmenime "Neden çantamı aldın öğretmenim?" dedim.

Page 12: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet
Page 13: Yazar Can Akin - BALIKESIR'DE GAZI ECE AMCA VE BEN - Bolum - Aile Ici Siddet

O da üzgün gözlerle yere baktı."Özür dilerim Can. Böyle olacağını hiç bilemezdim." dedi.

Babam ortadan kaybolmuştu. Ben de yalpalayarak odadan dışarı çıkmaya çalıştım. Çıt çıkmıyordu. Öğretmenler gördükleri şiddet tablosu karşısında donup kalmışlardı. Babam çok iri yarı ve sert görünüşlü bir insandı. Bazen onun bakışları ile insanları dövdüğünü düşünürdüm. Sanırım öğretmenlerim de aynı şeyi onun gözlerinde görmüştü. Hiç kimse hiçbir şey yapamadı. Tek bir söz söyleyemedi. Sanki her yer susmuştu.

Babamı takip ederek eve doğru yol almaya başladım. Adımlarımın her biri tonlarca ağırlıktaydı. Yaralarım vücudum soğumaya başladığı için daha çok acıyordu. Başımın etrafındaki bütün binalar dönüyordu. İnsanüstü bir güçle yürüyordum. Tek amacım eve varıp bir an önce uyuyarak acılarımdan kurtulmaktı.

Son bir adım daha…. Son bir gayret daha …… Son defa….Son …..Son defa sıkıca sarıldım Mehmetcik kitabıma….Soğuk. Çok üşüyorum…..Sanki ben de Çanakkale Savaşında, bir düşman askerini taşıyormuşçasına sırtımda çantamı taşıyarak yürüyordum.Çok küçüktüm…..Masumdum……Ben sadece bir çocuktum…Neden…Neden….

Birden görüntü gözlerimden silindi….Çektiğim acılar sustu…Ve her yeri bir siyahlık kapladı…Ben de o siyahlığın içine çekildim…..Şimdi huzurdaydım……Ve nihayet her şey bitmişti.