-
SAYI 33 / YAZ 2014 H A S T A L I K T A V E S A Ğ L I K T A
HAVUZ HASTALIKLARI
Yaz aylarında çocukları bekleyen tehlike
PEYGAMBER SÜNNETİNİN TEK ÇARESİ AMELİYAT
MUCİZE DİYETLERE KANMAYIN
ÇOCUKLARDA ALERJİK HASTALIKLARA DİKKAT
DİŞ ESTETİĞİNDE SON NOKTA: ZİRKONYUM VE CAD-CAM
BÖLGESEL TERLEMEYE SON
BALON SİNOPLASTİ İLE SİNÜZİTE ELVEDA
KRONİK BAŞ AĞRILARINA BOTOKSLU ÇÖZÜM
-
3YAZ 2014
Editör
Tatil mevsimi başladı. Çocuklar için deniz, havuz ve eğlence
zamanı, aynı zamanda sünnet olacak küçük afacanlar ve aileleri için
plan yapma dönemi... Aman dikkat! Her ne kadar keyifli telaşlar
gibi görünse de çocuklarımızın ileriki yaşlarında sağlık problemi
yaşamamaları ve sağlıklı erişkin bireyler olmaları için sünnet, çok
önemli bir operasyon; cerrahi bir girişim ve mutlaka uzman ellerde,
hastane koşullarında yapılmalı. Yaz; bol hareket ettiğimiz,
beslenmemizin değiştiği, fazla kilolarımızın daha dikkat çektiği
bir mevsim. Bu ay ki dergimizin konuları arasında, kıştan yaza
geçerken metabolizmamızda meydana gelen bir takım değişikliklerin
hangileri olduğunu, nasıl önlem almamız gerektiği, spor yaparken
nelere dikkat edeceğimiz, aşırı terleme ile nasıl mücadele
edeceğimiz ve estetik cerrahinin küçük dokunuşları ile nasıl daha
iyi görüneceğimiz konularında uzmanlarımızın görüşlerini
bulacaksınız.Bu sayımızda ağız diş sağlığı konusunda da önemli
gelişmeleri okuyacaksınız. Bunlardan ilki Zirkonyum ve CAD-CAM
tekniği ile diş estetiğinde gelinen son nokta.Ağız, diş ve çene
sağlığı alanında önemli bir gelişme olan CAD-CAM teknolojisi,
kaplama yaptırmak zorunda olanlar büyük avantaj. Çünkü bilgisayarda
tasarlanan altyapı yine prefabrike zirkon blokların hassas
bilgisayar kontrolünde freze edilerek uygulanacak diş yüzeyine en
hassas oturacak kronları üretiyor. Bu durum, hastanın diş rengine
en yakın doğal porseleni ve aşındırılan dişe en fit yerleşen
kaplamaların yapılmasını mümkün kılıyor. Diğer bir önemli gelişmeyi
de bu satırlardan sizlere duyuralım. Yurtiçindeki hastalarımız
kadar, yurtdışında yaşayan hastalarımızın da ilgisini çekecek bir
gelişme. Bahçelievler ve Çiftehavuzlar’daki hastanelerimizde
sunduğumuz spesifik ‘ağız, diş ve çene sağlığı’ hizmetlerimizi
Almanya ve Hollanda'da açtığımız merkezlerimizde MEDICANA kalitesi
ve güvencesi ile sunmaya başladık. Dileyen, Almanya Duisburg ve
Hollanda Zaandam'daki merkezlerimizde, dileyen de Türkiye'deki
merkezlerimizde, kaliteli, güvenilir ve avantajlı koşullarda ağız
diş sağlığı hizmeti alabilecek. En önemlisi de “Tedavimin devamında
ne yapacağım?” kaygısı yaşamayacak. Sağlıklı, kaliteli ve güzel bir
yaşam dileğiyle…
MEDICANA AVCILAR MEDICANA BAHÇELİEVLER MEDICANA ÇAMLICA
MEDICANA DİŞ MEDICANA SAMSUN MEDICANA KONYA MEDICANA DİŞ
ÇİFTEHAVUZLAR NÖROLOJİK BİLİMLER VE OMURGA MERKEZİ VIVAMEDICANA
MEDICANA INTERNATIONAL İSTANBUL MEDICANA INTERNATIONAL
ANKARA
Yaz mevsimine hazır mısınız?
-
4 YAZ 2014
SAĞLIK GRUBU DERGİ DANIŞMA KURULUDr. Remzi Karşı Medikal
Direktör Prof. Dr. Ali Erdem Bagatur Ortopedi UzmanıProf. Dr.
Erdoğan İlkay KardiyolojiProf. Dr. Kaan Oysul Radyasyon Onkolojisi
Prof. Dr. Sait Şirin Beyin Ve Sinir Cerrahisi Prof. Dr. Barış Diren
RadyolojıProf. Dr. Cem Sungur Nefrolojı Prof. Dr. Tahir Karadeniz
ÜrolojiProf. Dr. Kadir Vehbi Baykal Üroloji UzmanıProf. Dr. Cazıp
Üstün Kadın Hastalıkları Ve DoğumProf. Dr. Fulya Tezok İç
HastalıklarıProf. Dr. Hasan Taşçı Genel CerrahiProf. Dr. Hidayet
Akdemir Beyin ve Sinir CerrahisiProf. Dr. Kaya Kanberoğlu
RadyolojiProf. Dr. Levent Alımgil Göz HastalıklarıProf. Dr. Mehmet
Salih Bilal Kardiyovasküler CerrahiProf. Dr. Muzaffer Sarıyar Genel
Cerrahi Uzmanı (Transplantasyon)Prof. Dr. Nazlıhan Günal Pediatrik
KardiyolojiProf. Dr. Sadık Ersöz Genel Cerrahi Uzmanı
(Transplantasyon)Prof. Dr. Sebahattin Ateşal KardiyolojiProf. Dr.
Selim Aksöyek Çocuk CerrahisiProf. Dr. Sumru Şekerci AnesteziProf.
Dr. Tamer Türk Ağız ve Diş Sağ.Prof. Dr. Tanfer Kunt Kulak Burun
BoğazProf. Dr. Hasbi Erdem Diker KardiyolojiProf. Dr. Süleyman
Bülent Arman Göğüs CerrahisiProf.Dr. Osman Küçükosmanoğlu Çocuk
KardiyolojiProf.Dr. Necmettin Kutlu Plastik ve Rekonstruktif
CerrahiProf. Dr. Sabri Acar Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıProf. Dr.
Metin Çapar Kadın Doğum UzmanıProf. Dr. Tunç Cevat Öğün Ortopedi
UzmanıProf. Dr. Celalettin Vatansev Genel Cerrahi UzmanıProf. Dr.
Tamer Mungan-Kadın Hastalıkları ve Doğum UzmanıProf.Dr. Haluk
Alagöl Genel Cerrahi Prof.Dr.Yılmaz Tomak Ortopedi ve
TravmatolojiProf.Dr.Recep Arslan- Kalp ve Damar CerrahisiDoç.Dr
Ayhan Çevik- Çocuk KardiyolojisiDoç.Dr. Abdullah Altıntaş
Hematoloji Uzmanı Doç.Dr. Özkan Sayan Hematoloji UzmanıDoç.
Dr.İsmail Özdemir Perinatoloji Uzmanı Doç. Dr. Bilge Tunç
GastroenterolojiDoç. Dr. Ahmet Erdil GastroenterolojiDoç. Dr. Ali
Osman Kaya OnkolojiDoç. Dr. Cengiz Kayahan Genel Cerrahi
Doç. Dr. Füsun Tokatlı Radyasyon OnkolojisiDoç. Dr. G. Faik
Hobikoğlu KardiyolojiDoç. Dr. H. GürDal İnal ÜrolojiDoç. Dr. H.
Nedim Arda Kulak Burun Boğaz HastalıklarıDoç. Dr. İbrahim Tek
Medikal OnkolojiDoç. Dr. Meryem Kaya Nükleer TıpDoç. Dr. Sabire
Akın Fiziksel Tıp Ve RehabilitasyonDoç. Dr. Selman Laçin Kadın
Hastalıkları ve Doğum (Ivf)Doç. Dr. Serdar Akgün Kardiyovasküler
CerrahiDoç. Dr. Şadan Ay Ortopedi ve TravmotolojiDoç.Dr.Fatma Laika
Karabulut Gastroenteroloji UzmanıDoç.Dr.Gökhan Çakıroğlu
PatolojiDoç. Dr. Devrim Bektaş KBB UzmanıDoç. Dr. Ahmet Soylu
Kardiyoloji UzmanıDoç. Dr. Mehmet Özerk Okutan Beyin Cerrahi
UzmanıDoç.Dr. Murat Başkurt KardiyolojiDoç.Dr. Ahmet Kırbaş Kalp ve
Damar CerrahiDoç.Dr. Arif Bahar Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
UzmanıDoç.Dr.Hasan Ulusoy Romatoloji UzmanıDoç.Dr.Meltem Kurt
Yüksel HematolojiDoç.Dr.Ayla Gökmen Hematoloji Yrd. Doç. Dr. Hacı
Akar Kalp ve Damar CerrahisiYrd. Doç. Dr. Kenan Durna
KardiyolojıYrd. Doç. Dr. Mustafa Yazıcı Kardiyolojı
y
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜKurtuluş OkutanMedicana Kurumsal
İletişim Direktörü
Bu dergi Doğan Burda Dergi Yayıncılık ve Pazarlama A.Ş.’ye ait
Tempo Dergisi tarafından Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş. için
hazırlanmıştır. Satılamaz ve dağıtılamaz. Dergide yayımlanan yazı,
fotoğraf, harita, illüstrasyon ve konuların her hakkı saklıdır.
İzinsiz, kaynak gösterilerek dahi alıntı yapılamaz.
ADRES: Bahçelievler Sağlık Hizmetleri A.Ş.Eski Londra Asfaltı
No: 2 Bahçelievler/İstanbul [email protected]
TEMPO DERGİSİ: Trump Towers, Kule 2, Kat: 21-24, 34387, Şişli,
İstanbul [email protected] Tel: +90 212 410 33 10
BASKI: Bilnet Matbaacılık Biltur Basım Yayın ve Hizmet
A.Ş.Yukarı Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 1. Cadde No:16 Ümraniye
/ İSTANBUL Tel: 444 44 03 Faks: 0216 365 99 07-08
46Reflüden
ömür boyu kurtulmak mümkün
Reflü, ömür boyu ilaç kullanmayı ve
bazı gıdalardan uzak durmayı gerektiren bir hastalık. Ama
hayatı kâbusa çeviren bu hastalıktan
tamamen kurtulmak mümkün.
-
5YAZ 2014
6 Kısa haberler
12 Havuz hastalıkları sezonu açıldı
Deniz ve havuz, en başta çocuklar için büyük eğlence demek. Ama
dikkat! Çocuklar için havuz riskli ve tehlikeli.
15 CyberKnife kolaylığı
Anestezi ve kesi olmaksızın milimetrenin altında bir
hassasiyetle yaptığı ışınlamayla tümör tedavisinde yüksek oranda
başarı sağlıyor.
19 “Hasta ayrıldığım Hollanda’ya sapasağlam döndüm”
Fazıl Köse, sağlığına Medicana Çamlıca Hastanesi’nde
kavuştu.
23 Iraklı bebek, artık yürüyebiliyor
Üç yaşındaki Esma Bebek, Medicana International İstanbul
Hastanesi’nde tedavi edildi.
24 Mucize diyetlere kanmayın
Kıştan yaza geçerken metabolizmamızda bir takım değişiklikler
meydana geliyor.
27 Balon Sinoplasti ile sinüzite elveda
Bu yöntemle hastalar, sinüzitten bıçaksız kurtuluyor.
28 Ağrılarınıza kulak verin
Önemsemediğiniz ağrılar, ciddi bir hastalığın belirtisi
olabilir.
32 Yaza estetik dokunuşlarla girin
Yaz mevsimine girdiğimiz bugünlerde, cildimize birkaç dokunuşla
yepyeni bir görünüm kazandırmak mümkün.
34 Kronik baş ağrılarına botokslu çözüm
Son yıllarda kronik migren ağrılarının tedavisinde botoks ile
haftalarca bazen aylarca süren bir iyileşme sağlanabiliyor.
36 Bölgesel terlemeye son
Günümüzde çeşitli yöntemlerle bölgesel terlemenin önüne
geçilebiliyor.
39 Diyabetten kurtulmak mümkün
Metabolik cerrahi, yeni bir tedavi yöntemi olarak kabul
ediliyor.
40 Epilepsi belirtilerini biliyor musunuz?
Çocuğunuz sık sık dalıyor ve boş bakıyor, bu durum okul
başarısını olumsuz etkiliyorsa dikkat!
42 İktidarsızlık artık kâbus değil
Pek çok erkeğin hayatını kâbusa çeviren iktidarsızlığın
nedenleri ve tedavisi hakkında önemli bilgiler, haberimizin
detayında...
48 Spor yaparken sakatlanmayın
Spor yapmak sağlığımız açısından son derece faydalı. Ama dikkat
etmezsek sakatlanma gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
52 Peygamber sünnetinin tek çaresi ameliyat
Bu rahatsızlığa sahip çocukların, küçük yaşlarda ameliyat
edilmesi gerekiyor.
54 Yapay mesane ile daha konforlu bir hayat
Mesane kanseri hastalarını, idrar kesesi çıkarıldıktan sonra
zorlu bir süreç bekliyor. Ama yapay mesane ile hastalar bu
zorlukları en hafif düzeyde yaşıyor.
56 Böbrek taşı ameliyatını İbn-i Sina yapacak
İbn-i Sina, Türk bilim insanlarının düşüncesiyle hayat
buldu.
58 Serinleten lezzetler
Yaz havasına uygun; hafif ama doyurucu bir salata, serinleten
lezzetli bir tatlı ve ferahlatan buz gibi bir içecek… Kolay
tarifleri, sayfalarımızda.
60 Yemyeşil yollara çıktık
Binlerce yıldır insanoğluna ev sahipliği yapan enfes doğası,
inatçı coğrafyası ve sürprizli insanlarıyla Doğu Karadeniz sizi,
keşfe çağırıyor.
İçindekiler
16
44
Çocuklarda alerjik hastalıklara dikkatAlerjik hastalıklarda son
yıllarda önemli bir artış yaşanıyor. Bu hastalıklardan en çok
çocuklar etkileniyor.
20 Diş estetiğinde son noktaDiş kaplamada kullanılan
malzemelerin kalitesinin artmasıyla, kaplama diş yani protez
yaptırmak artık kabus olmaktan çıktı.
Yaz mevsiminde
omurga hastalıklarına
dikkatYazın yapılan su
sporları ve çeşitli doğa aktiviteleri
nedeniyle omurga kırıklarına yol açan
yaz kazaları da artıyor.
-
YILIN BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK
YILIN STARLARI184.232 oy kullanıldı20
13YILIN STARLARI
BÜYÜK YARIŞSONA ERDİ
Medicana International Ankara Hastanesi, 4 Mart Salı günü
Colgate işbirliği ile Ümitköy Özel Nesibe Aydın Anaokulu
öğrencilerine diş sağlığının önemi konusunda bir söyleşi düzenledi.
Anaokulu öğrencisi 3-5 yaş grubu çocuklara Colgate’in ‘Diş
Krallığı’ isimli çizgi filminin izletilmesiyle başlayan etkinlik,
Medicana International Ankara Hastanesi Protez Uzmanı Dr. İrem
Göktepe Ateş tarafından diş sağlığı konusunda yapılan sunumla devam
etti. Ümitköy Özel Nesibe Aydın Anaokulu öğrencileri, verdiği
bilgileri dikkatle dinledikleri Dr. Ateş’e diş fırçalarken nelere
dikkat etmeleri gerektiği sorusunu da yöneltti. Etkinlikte
çocuklara diş macunuyla fırçasının yanında diş sağlığı hakkında
mesaj veren oyun ve sticker’lar hediye edildi.
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle mesleğe ara veren spor
spikeri Hüseyin Başaran, karaciğer nakliyle yeniden sağlığına
kavuştu. Başaran, ameliyat sonrası ilk derbisini de ameliyatını
gerçekleştiren Medicana International Ankara Hastanesi Genel
Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Sadık Ersöz ve ekibiyle, 6 Nisan 2014'te
Ramada Plaza Otel'de izledi. “Fenerbahçeliyim, ama ibre onlardan
yana” diyerek, galibiyet için Galatasaray'ı adres gösterdi.
Başaran, 2007 yılından bu yana organ bekliyorum. Bu organların
toprağa girdikten sonra ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Artık
Türkiye’de insanlar organlarını bağışlamalı. Bağış ile birçok insan
tekrar hayata dönüyor. Bir insanın yetişmesi kolay olmuyor; bu
nedenle organ bağışı önemli” şeklinde konuştu. Başaran’ın
ameliyatını gerçekleştiren ekibin başında yer alan Medicana
International Ankara Hastanesi Profesörü Sadık Ersöz ise,
Türkiye’de organ bağışının azlığı nedeniyle kadavradan naklin büyük
şans olduğunu, bunun için insanların yıllarca beklediğini
söyledi.
Çizgi filmle diş sağlığı eğitimi
Nakil sonrası ilk derbi!
Tüm Türkiye’yi kapsamayı hedefleyen genişleme stratejisi ve bu
yolda yaptığı sürekli yatırımlarıyla giderek büyüyen, Türkiye’de
özel hastaneciliğin öncülerinden Medicana Sağlık Grubu'na bir ödül
de Ekovitrin Dergisi'nden geldi. Ekovitrin Dergisi’nin bu yıl
13’üncüsünü gerçekleştirdiği ‘Yılın Starları’ anketi; üç ay boyunca
yayınlanan oylamalar sonucunda belirlendi. 30 kategoride 90 adayın
yarıştığı ve kamuoyu oylamalarıyla belirlenen ‘Yılın Starları’
anketinde bu yıl Sağlık Kurumu kategorisinde ‘Medicana Sağlık
Grubu’, Yılın Sağlık Kurumu seçildi.
Medicana’ya ‘Yılın Sağlık Grubu’ Ödülü
6 YAZ 2014
Kısa kısa
-
Medicana International Ankara Hastanesi, aralarında Irak ve
Libya’dan da katılımcıların bulunduğu hekimlere, ameliyatlardan
canlı yayın ile kapalı böbrek taşı tedavisi üzerine eğitim programı
düzenledi. 11-12 Mart'ta gerçekleştirilen ‘Endoüroloji Kursu’,
Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Remzi Sağlam ile Op. Dr. Zafer Tokatlı ve
Fransız Profesör Olivier Traxer tarafından verildi.
Medicana International Ankara Hastanesi, 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü kapsamında Radyovizyon’da çok dinlenen ‘Serkan Kızılbayır ile
En Keyifli Eve Dönüş Yolculuğu' programına konuk oldu. Medicana
International Ankara Hastanesi Diyetisyeni
Vuslat Bakay programda, özellikle kadın dinleyicilere beslenme
ve diyet konusunda önerilerde bulunuldu. Ayrıca Medicana
International Ankara Hastanesi, 8 Mart gününü her yıl olduğu gibi
kadın hastalarına karanfiller vererek kutladı.
Medicana International Ankara Hastanesi, 14 Mart Tıp Bayramı’nı
çeşitli etkinliklerle kutladı. Hastanede düzenlenen etkinlikle
hekimleri, tek tek tanıtıldıkları slayt gösterisi eşliğinde
kutlayan
Başhekim Dr. Gülay Kılıç ile Genel Müdür Oğuz Engiz, ardından
Ramada Otel’de düzenlenen akşam yemeğine evsahipliği yaptılar.
Yemeğe Medicana Sağlık Grubu Tıbbi Direktörü Dr. Remzi Karşı ile
Hemşirelik Hizmetleri Direktörü Tevhide Arıcı da katıldı.
Irak ve libyalı hekimlere yeni yöntemler anlatıldı
En keyifli eve dönüş yolculuğu
Tıp bayramı kutlandı
Özel Florya Neşe Anaokulu'nda, Bahçelievler Medicana Hastanesi
Enfeksiyon ve Diyabet Hemşiresi Hilal Telkeş ve Hemşirelik
Hizmetleri Müdür Yardımcısı Serap Akçakoyunlu'nu katılımıyla ‘El
Yıkama ve Önemi’ konulu eğitim gerçekleştirildi. Sağlık haftası
kapsamında düzenlenen eğitim için elbette çocukların en sevdiği
metot olan ‘oyun’ seçildi. Minikler etkinlik boyunca bilgi edinerek
eğlendi.
Medicana Bahçelievler Hastanesi ile Arel Üniversitesi geleceğin
hemşireleri için işbirliğine gitti. Arel Üniversitesi Hemşirelik
Meslek Yüksek Okulu’nda gerçekleştirilen buluşmaya Medicana
Bahçelievler Hastanesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürü Mehnaz Maher
katıldı. Sağlıkta bilgi kadar yönetimin de önemini vurgulayan
Maher, katılımcılarla iş hayatına dair sohbet yaptı.
Minik eller iş başında
Geleceğin hemşireleri
7YAZ 2014
-
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Medicana International İstanbul
Beylikdüzü Hastanesi’nde, kokteyl ve arp dinletisi eşliğinde kermes
düzenlendi. Lenfödem hastaları yararına düzenlenen kermese başta
kadınlar olmak üzere hastane personeli de katılım gösterdi.
Kermesten elde edilecek gelir, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Uzmanı Dr. Vildan Çerçi’nin tedavi etmiş olduğu minik Kağan’ın
çorap yenilemesi için kullanılacak. Ayrıca kadın yatan hastalar ve
poliklinik hastalarının da Kadınlar Günü çiçeklerle kutlandı.
20 Nisan'da Avcılar Okyanus Park’ta Okyanus Kolejleri tarafından
gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Bahar
Şenliği'nde, Medicana International İstanbul Hastanesi de yer aldı.
Çocuklarımızın sağılığını önemseyen hastanemiz, sağlık sponsoru
olarak alanda bulunan küçük büyük herkesin kendilerini güvende
hissetmelerini sağladı. Gerçekleşen organizasyonda, çocuklar
birbirinden farklı hünerler sergiledi. Oyun alanları, mini defile,
el işleri atölyesi aktiviteleri ile keyifli vakit geçirdiler.
Çocuklara balonlar ve boyama kitapları dağıtıldı.
Kadınlar günü kutlandı
Çocuklar sağlıklıysa bayramlar daha mutlu!
9-13 Nisan 2014 tarihleri arasında Sapanca Güral Otel'de
düzenlenen '3. Güncel Böbrek Hastalıkları, Hipertansiyon ve
Transplantasyon Toplantısı’nda Medicana International İstanbul
Hastanesi Organ Nakil Merkezi Başkanı Genel Cerrahi Uzmanı Prof.
Dr. Muzaffer Sarıyar'ın oturum başkanı, Nefroloji Uzmanı Prof. Dr.
Alaattin Yıldız da konuşmacı olarak yer aldı.
Organ bağışı ve organ naklinin önemi
8 YAZ 2014
Kısa kısa
-
Katılımcıları arasında, Beylikdüzü Belediyesi Belediye Başkanı
Yusuf Uzun, Beylikdüzü Belediyesi Kaymakam’ı Ahmet Mesut Demirkol,
Beylikdüzü İlçe Sağlık Müdürü Dr. Birol Tibet ve bölgenin diğer
sağlık kuruluşlarının bulunduğu Tıp Ödülleri töreninde Medicana
International İstanbul Hastanesi’ni de yer aldı. 14 Mart Tıp
Bayramı nedeniyle düzenlenen törende, Medicana International
İstanbul Hastanesi donanımlı teknolojisi, güler yüzlü hizmet
anlayışı, ilçeye değer katan sağlık turizmi çalışmaları ile
bölgenin en yüksek sağlık hizmeti verme potansiyeline sahip sağlık
kuruluşu olarak nitelendirilerek teşekküre layık görüldü. Ayrıca
Medicana International İstanbul Hastanesi Organ Nakli ve Genel
Cerrahi Klinik Şefi Prof.Dr. Muzaffer Sarıyar’a 43 yıllık hekimlik
hayatına istinaden plaket verildi.
Tıp Bayramı’nda teşekkür
18-24 Mart Yaşlılara Saygı Haftası'nda, Medicana Samsun
Hastanesi Genel Müdürü Vahap Doğan, Canik ilçe Sağlık Müdürü Dr.
Arif Pilgir tarafından Samsun Huzurevi Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi’ne bir ziyaret düzenleyerek, Müdür Osman Usta’yı makamında
ziyaret etti. Hastanemiz adına, huzurevi sakinlerine karanfil
takdim edildi.
Medicana Samsun Hastanesi Konferans Salonu’nda düzenlenen ilk
yardım eğitimi, Kalite Müdürü Rahşan Yılmaz tarafından verildi.
Eğitim, slayt sunum ve video gösterimi eşliğinde gerçekleşti. İlk
yardım konusunda temel bilgilerin ve yardımın adımları konusunda
detaylı bilgiler aktaran Yılmaz; maket üzerinde interaktif olarak
ilk yardım eğitimini uygulamalı gösterdi. Aynı ilk yardım
uygulamaları katılımcı personel tarafından da tekrarlandı.
Yaşlılara Saygı Haftası kutlandı
Medicana’da ilk yardım eğitimi
14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle, Medicana Samsun Hastanesi
hekimleri Tıp Bayramı kutlamasında bir araya geldi. Hastanede görev
yapan tüm hekimlerin katıldığı kutlamada, 14 Mart Tıp Bayramı
pastası da kesildi. Medicana Samsun Hastanesi Genel Müdürü Vahap
Doğan ile Akademik ve Etik Kurul Başkanı Prof. Dr. Sabri Acar, 14
Mart Tıp Bayramı nedeniyle birer konuşma yaptlar.
Samsun’da 'bayram' pastası kesildi!
9YAZ 2014
-
Medicana Konya Hastanesi bünyesinde periyotlar halinde
düzenlenen Gebelik Eğitim programı kapsamında hamilelik süreci,
doğum, doğum öncesi ve sonrası beslenme, hamilelikte cilt, evdeki
kardeşin bebek gelmeden önceki hazırlığı gibi konular Medicana’nın
uzman doktorları tarafından katılımcılara anlatıldı. Önceki Gebelik
Eğitim Programları’ndan farklı olarak bu eğitimde nefes terapisi ve
yoga eğitimine de yer verildi. Hayy Yoga Ve Nefes Merkezi’nden
Nefes Eğitmeni ve Yaşam Koçu Ayça Tülüce uygulamalı nefes terapisi
konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Yoga eğitmeni Elif Serbest
ise hamilelikte yoganın nasıl yapıldığını uygulamalı olarak
katılımcılara gösterdi.
Gebelik Okulu’nda nefes terapisi ve yoga
Özel Medicana Konya Hastanesi’nde, 8 Mart Dünya Kadınlar
Günü'nde bir program düzenledi. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon
Uzmanı Dr. Gamze Yılmaz Yanartaş ‘Fibromiyalji’, Genel Cerrahi
Uzmanı Op. Dr. Saadet Kılıç’ın ‘Meme Kanserinde Erken Tanı’ sunumu
yaptı.
Özel Medicana Konya Hastanesi, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramı'nda Hastane Genel Müdürü Belgin Danış ve Başhekim
Cemil Deniz Yorgancılar eşliğinde hastanede tedavi gören çocuklara
palyaço eşliğinde hikâye kitapları hediye ederek sevindirdi.
Kadınlara özel!
Çocuklara sürpriz Medicana Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri
Direktörü Tevhide Arıcı, hemşirelik haftasını kutladı: “Okullarda
ve hastanelerimizde uzmanlaşmış, sürekli eğitimin önemini bilen
akademisyen ve klinisyen hemşirelerimizin sayısının artması çok
mutluluk vericidir. Artık sadece direktifleri uygulayan değil,
bilinçli, etik kurallara uyarak tedavilerini planlayan, kalite
standartlarında kanıta dayalı bakımlarını hastanın ihtiyacına göre
düzenleyen bu mesleğe gönül vermiş tüm meslektaşlarımın hemşirelik
haftasını kutluyorum.”
“Hemşirelik Haftası’nı kutlarım”
S S : K.
10 YAZ 2014
Kısa kısa
-
Medicana Sağlık Grubu CEO'su Reha Özkaya, yaşlıların toplumdaki
yeri ve önemine dikkat çekmek için Yaşlılar Haftası’nda KASEV Yaşlı
Bakım Merkezi ziyaret ederek bir sosyal sorumluluk projesi
başlatılmıştı. Proje çerçevesinde; KASEV'de yaşamını sürdüren
yaşlılara ve bakım merkezi çalışanlarına check-up armağan edilmiş
ve merkezin odaları ile bakım alanlarının tefrişi için maddi yardım
sözü verilmişti. Bu söz, kısa süre içinde Medicana Sağlık Grubu
çalışanları tarafından toplanarak, 9 Nisan Çarşamba günü, Medicana
Sağlık Grubu CEO’su Reha Özkaya tarafından KASEV’e teslim edildi.
Medicana Sağlık Grubu olarak; bağışlar ve gönüllü destekçilerin
yardımları ile ayakta duran
bu kurumun maddi ve manevi her zaman yanlarında olacaklarını
söyleyen Reha Özkaya, “Öncelikle sizlerin önünde grubumuz
çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum. Maaşlarından, çocuklarının
rızkından ayırarak sizlere yardım etmek için adeta yarışarak
gösterdikleri bu hassasiyet hepimizi gururlandırmıştır. Medicana
Sağlık Grubu olarak biz, siz yaşlılarımızı baş tacı yaptık. Bundan
sonra her zaman, başınız ağrısa bile yanınızda olmayı temenni
ediyoruz. Burada sizlerin gülen yüzlerini görmek bizleri çok mutlu
etti. Tüm çalışanlarımız ellerinizden öpüyor” dedi. Merkezi
sakinleri ise, Medicana çalışanlarına teşekkür plaketi sunarak
sundu. Merkez’de yaşamını sürdüren yaşlı ve bakım merkezi
çalışanlarının check up kontrolleri Çamlıca Medicana Hastanesi’nde
yapıldı.
Medicana International İstanbul Hastanesi’nde, insanları ilk
yardım konusunda bilinçlendirmek amacıyla motorsiklet tutkunlarının
katılımıyla düzenlenen organizasyon 26 Nisan'da yapıldı. HOG
(Harley Owners Grup) Bosphorus üyesi 50 motosikletli sürücü,
hastanede ilk yardım dersi aldı. İlk yardım eğitiminde pratik ve
teorik uygulamalara katılan Harley kullanıcılarına ‘ilk yardım
eğitimi aldıklarını belirten belge’yi, aynı zamanda Harley sürücüsü
olan Medicana Sağlık Grubu Genel Koordinatörü Reha Özkaya
düzenlenen törenle verdi. Törenin ardından Harley sürücüleri, 23
Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında
Bolluca'da bulunan, Koruncuk Vakfı Çocuk Köyü'ne ziyarette
bulundu.
Medicana çalışanlarından büyüklerimize anlamlı armağan!
İlk yardım dersi ve yardım ziyareti
11YAZ 2014
-
Yaz aylarında çocuklar serinlemek için havuz yerine denizi
tercih etmeli.
12 YAZ 2014
Çocuk
-
Yaz geldi, tatil mevsimi başladı. Deniz ve havuz, en başta
çocuklar için büyük eğlence demek. Ama dikkat! “Çocuklar için havuz
riskli ve tehlikeli” diyen Medicana Çamlıca Hastanesi Çocuk
Hastalıkları Bölümü’nden Uzman Dr. Mahmut Salim, havuzdan
bulaşabilecek hastalıklara karşı aileleri uyardı.
Yaz aylarında çocuklara deniz ve ha-vuzdan bulaşabilecek
hastalıklar hangileri?Çocuklar için havuz, denizden daha riskli ve
tehlikeli. Havuzdan mutlaka bir hastalık kapabiliyorlar. Cilt ve
idrar yolu rahatsızlıkları, göz veya kulak enfeksiyonlarına sık
rastlanıyor. Çocuğun havuz suyunu yutması sonucu hepatit A
olabiliyor. Ayrıca havuz suyundaki klor ciltte tahrişe yol
açabiliyor. Çocukların havuza girme-lerini önermiyorum.Deniz bu
anlamda daha mı güvenli?Deniz suyunun hiçbir zararı yok. Havuzda
ol-duğu gibi mikrop bulaşma ihtimali de yok. Önerilen yerlerde
girildikten sonra sorun olmaz. Denizden mantar gibi cilt
enfeksiyonları kapıla-bilir ama havuzdan daha fazla hastalık
bulaşıyor ne yazık ki. Tabii denize girerken de temiz ol-masına
dikkat edilmesi gerekiyor, yine de deniz havuz kadar riskli değil.
En tehlikeli ve dikkat edilmesi gereken has-talık hangisi?
HASTALIKLARIHAVUZYaz aylarında çocukları bekleyen tehlike:
DR. MAHMUT SALİM
13YAZ 2014
-
En çok hepatit A’dan korkuyoruz. Özellikle havuz suyunun
yutulması sonucu ortaya çıkı-yor. Sarılık ile ilerleyen ve
ilerlediği durumlarda karaciğer yetmezliğine kadar gidebilecek bir
has-talık çünkü. Çocuklara 18’nci ve 24’ncü aylarda yapılan
koruyucu bir aşısı var. Havuzdan bulaşan diğer hastalıklar için
nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?Cilt enfeksiyonları için
antibiyotik veriyoruz. Göz kızarması ve yaşarması durumlarında
damla yazıyoruz. Mikrop yoluyla bulaşan bir orta kulak ya da dış
kulak enfeksiyonu varsa yine antibiyo-tik kullandırtıyoruz.
Çocukları güneşin zararlarından korumak için neler
yapılmalı?Ultraviyole ışınlar cilde zararlı. Mutlaka güneş kremi
kullanmalı çocuklar. Sadece denizde değil, sıcak olan her ortamda
koruyucular kul-lanılmalı aslında, çok sıcak bir havada dışarıya
çıkarken bile. Ayrıca güneşe çıkarken çocuklara ince ve uzun kollu
giysiler giydirmek ve şapka taktırmak gerekiyor. Yaz aylarında
hangi hastalıklarda artış olu-yor?Genelde çocuklarda ishale çok sık
rastlıyoruz yaz aylarında. Güneş yanıklarına ve havuza gi-renlerde
enfeksiyonlara da sık rastlanıyor.
Bebekler kaçıncı aydan itibaren denize so-kulmaya
başlanmalı?boyunlarını dik tutmaya başladıktan sonra de-nize
sokulabilir bebekler bunu ancak 5-6’ncı aydan itibaren
sağlayabilirler. Dikkat edilmesi gereken, deniz suyunun çok soğuk
olmaması. 29-30 derece civarında olmalı.Çocukların hastalıklara
yakalanmaması için ne gibi önlemler almalı aileler?Dışarıda yiyip
içilenlere dikkat edilmeli, en başta ishal böyle bulaşıyor. Sıcak
havalarda gıdalar daha hızlı bozuluyor çünkü. Denizden veya
ha-vuzdan çıktıktan sonra mutlaka duş almalılar, vücutlarını
temizlemeliler. Enfeksiyonları bir miktar azaltabilir bu tedbir.
Havuzdan çıkar çıkmaz ayaklara mantara karşı ilaç sürülebilir.
Çocuklar için havuz her anlamda sakıncalı. Denizden daha çok kulak
enfeksiyonu şikayeti gelirken diğer tüm enfeksiyonlar havuzdan
bula-şıyor ve çocukların bunlara yakalanma ihtimali çok daha
yüksek.
Özellikle havuz suyunun yutulması sonucu Hepatit A ortaya
çıkabiliyor. Sarılık ile ilerleyen ve karaciğer yetmezliğine kadar
gidebilecek ciddi bir hastalık.
Havuz suyundan bulaşan enfeksiyonlar en fazla çocukları
etkiliyor.
14 YAZ 2014
Çocuk
-
Radyocerrahide son kullanılan teknoloji CyberKnife, anestezi ve
kesi olmaksı-zın milimetrenin altında bir hassasi-yetle yaptığı
ışınlamayla tümör tedavisinde yüksek oranda başarı sağlarken,
uygulama anında sunduğu konforla da hastaların işini
kolaylaştırıyor. Tedavi sırasında sabit durma-sını sağlamak için
hastaların başlarına monte edilen, bu nedenle de ağrı ve sızıya
neden olan frame (vidalı çerçeve) sistemi yerini CyberK-nife ile
kullanımı kolay maskeye bırakıyor. Bu değişiklik, tedaviyi tek
fraksiyon halinde verme zorunluluğunu da ortadan kaldırıyor ve 1-5
gün arasına yayabiliyor. Sistem, böylece diğer radyocerrahi
sistemleri ile tedavi edile-meyen büyüklükteki tümörlerin
tedavisinde de kullanılıyor ve normal dokuyu daha iyi korumayı
sağlıyor.
12 yıldır ağrılarla mücadele ediyorduMedicana International
Ankara Hastanesi’nde
‘trigeminal nevralji’ (yüzde şiddetli ağrı) teş-hisiyle
CyberKnife radyocerrahi tedavisi gören 80 yaşındaki O.D. isimli
hasta da sağlığına daha konforlu bir tedavi ile kavuşanlardan…
Ağrılarından kurtulmak için 12 yıldır ilaçlarla mücadele veren
O.D., 5 yıl önce frame sistemi ile radyocerrahi tedavisi görmüş.
Acısı ve ko-kusundan büyük rahatsızlık duyduğunu be-lirttiği
deneyimin ardından ağrıları nükseden O.D., yaşadığı kötü tecrübe
nedeniyle benzer bir tedaviyi göze alamamış. O.D., ağrılarının ve
ilaç alımının çok büyük oranda düşmesine imkan veren Cyberknife
tedavisine ilişkin ise “Ne ağrı, ne sızı; çok rahat bir tedavi
gördüm” şeklinde konuştu. Medicana International Ankara Hastanesi
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı - CyberKnife Radyocerrahi Mer-kezi
Başkanı Prof. Dr. Sait Şirin, sistemin iyi huylu tömörlerde yüzde
95, kötü huylularda da yüzde 70-80 oranında başarılı sonuç
verdi-ğini; hastalara sunduğu konforla da çok tercih edildiğini
belirtti.
Hasta hikayeleri
RADYOCERRAHİ KONFORLU HALE GELDİ
CyberKnife ile
CyberKnife, milimetrik hassasiyetle ışınlama yapıyor.
15YAZ 2014
-
Alerjik hastalıklarda son yıllarda önemli bir artış yaşanıyor.
Bu hastalıklardan en çok da çocuklar etkileniyor. Medicana
International Ankara Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Alerji Uzmanı
Prof. Dr. Mehmet Karaayvaz çocuklarda alerjik hastalıklar ve tedavi
yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Alerjik hastalıklar en sık görülen kro-nik hastalıkların başında
geliyor. Ay-rıca görülme sıklığı gittikçe artıyor. Konuya allerji,
alerjen ve alerjik has-talıkların tanımlanması ile başlayalım.
‘Alerji’, çoğu kişinin sorunsuzca tolere edebildiği bir
maddeye anormal bir tepkidir. İşte bu tepkiye neden olan (yani
alerjiye neden olan)
maddeye de ‘alerjen’ diyoruz. En sık görülen alerjenler
polenler, ev tozu mite’ları, mantar sporları, hayvan tüy ve deri
döküntüleri, gıdalar ve ilaçlardır. İşte bu alerjenleri vücutta
meydana getirdiği alerjik infla-
masyon (alerjik iltihap) sonucu gelişen hastalıklara ‘alerjik
hastalıklar’ diyoruz. Çocuk-
luk çağında en sık görülen alerjik hastalıklar ise aler-jik
rinit, astım ve atopik
dermatittir (çocuk egza-ması). Şimdi bunlardan kısa kısa
bahsederek kliniğimizde yaptığı-mız uygulamaları vur-
gulayalım…
Alerjik rinitAlerjik rinitin en sık görülen alerjik
hastalıklar-dan biri olduğunu söylemiştik. Polen, ev tozu akarı,
mantar sporu gibi aeroallerjenlere duyarlı kişilerde meydana gelir.
Bu alerjenlerin burun mukozasında oluşturduğu alerjik inflamasyona
(iltihap) bağlı burun akıntısı, burun kaşıntısı, hapşırma ve burun
tıkanıklığı gibi be-lirtiler meydana gelir. Bazı hastalarda
belirtiler mevsim-sel olarak tekrarlar. Özellikle bahar ayla-rında
şikayetleri olan hasta grubunun sık-lıkla polen alerjileri vardır.
Bazı hasta-larda ise belirtiler yıl boyu sürebilir. Bun-lar
sıklıkla ev tozu akarı alerjisi, mantar sporları, hayvan tüy ve
deri döküntüsü alerjisi olan hastalardır. Alerjik rinit tanısında
en önemli nokta hekimin muayenesinden sonra alerji testlerinin
yapılması-dır. Deri testleri kanda bakılan alerji tetkiklerine göre
daha duyarlı ve kesinlikle daha hassastır. En fazla yarım saatte
sonuç veren güvenli ve hızlı bir metottur. Tedavi çin öncelikle
sakınılması müm-kün olan alerjenlerin uzaklaştırılması
gereklidir
(kedi ve köpek gibi). Fakat ev tozu gibi bazı al-lerjenler yok
edilmese de azaltılabilir. Ancak polen gibi engelleyemeyece-ğimiz
bazı alerjenleri için pencereleri
PROF. DR. MEHMET KARAAYVAZ
nik hastalıklarınn başında geliyor. Ayrıca görülmee sıklığı
gittikçe artıyor.Konuya aallllerji, alerjen ve alerjik has-
talıkların tanımlaannması ile başlayalım. ‘Alerji’, çoğu kişinin
ssoorunsuzca tolere edebildiği bir
maddeye annormal bir tepkidir. İşte bu tepkiyeneedden olan (yani
alerjiye neden olan)
maddeye de ‘alerjen’ diyoruz. En sıkgörülen alerjenler polenler,
ev tozuzumite’ları, mantar sporları, hayvyvantüy ve deri
döküntüleri, gıddaalar veilaçlardır. İşte bu alerjenlereri vücutta
meydana getirdiği alaleerjik infla-
masyon (alerjik k ililtihap) sonucugelişen haaststalıklara
‘alerjik hastalıkklalar’ diyoruz. Çocuk-
luk k çağında en sık görülenalalerjik hastalıklar ise alaler-jik
rinit, astım ve e aatopik
dermatittir (çocuuuk egza-ması). Şimdi buuunlaardrdankısa kısa
bbabahseeddeere ekkliniğimizizizzi dddededdddd y yyaaptııığı-mımmm
z uyuyuyguguulalalammamamamamamamam laları vvurur-
guuuuuuuuuulalalallalalalalalalaalalal yayyayyayyayayayayayyayyy
llıll mmm……
Alerjik rinitin endan biri olduğuakarı, mantar spspkişilerde
memeydanmukozaassında olu(iltihhaap) bağlı buhahapşırma ve
butıkanıklığı gibi lirti ler meydgelir. Bazı hastalbelirtiler
mevssel olarak tekraÖzellikle bahar arında şikayetleri hasta
grubunun lıkla polen alererjvardır. Bazızı halalarda ise beb
lirtileboooyu ssürüü ebilir. Blaar rr sıklıkıkıkla ev akaaarı
alerjjijisis , masppoororlarıı,
haayvyvvananannannanannnannananannannvevevevvv dderi i
dödöküküküküküküküküüküküküküküküünnnntnnnnnnnnnnaalleerrjijijisisi
olalalann hahahahhahaahahhahhahahahahah sstaAAAAAlAlAAAAAAlAAAA
erererjijijik rininininininininininn t t tt t t t tt tt
ttaanınımmummmumummmmmmmmm ayyyeneneneneeeseeeeeeeeee
ininnininininininininini dededennn sssdddıdıdddddddddd r.
DDDeeeereeeeeeeeee i i i ttetetet sstleleeririri k
kgggögögögögögögög rererererereerere dddd ddddddddd d
ddahhhhhhhhhhhhhaa a dduduyaaarlrrlllrllfffafaffffazlzlllaaaaa
aaaaaa yayayayaaaaaayyay rrırırrrrr mm m
sasaataatttttttttttttetttmmmmmmemmmem ttttott ttttttttttuurururruru
. .. TeTeTTTTTeddaaaaaaaaavvvvvvvivvvkkkkükükk nnn nnn olllaannn
aaaaaaaaleleleeeleeleerjrjrjrjrjrjrjrjrjjrjjeeeeeeennneene
(kkkkkeddiii ii vvveee kkkkköpööpöpöppöpööpöpöpekekeeekkekekekkk
leerjrjrjrjrjrrrrrrrrrrjjjjenenenenenennnAnAnAnAAAnAnAnAnAnAnAnnAnAnnAnAnAnncccccccğğiğiğiiiiiiğiiiimmmmmmmmmmmimimmmmmmmmm
ÇOCUKLA
16 YAZ 2014
Çocuk Hastalıkları
-
Çocuklarda alerjik hastalıkların görülme sıklığı gittikçe
artıyor.
ARDA ALERJİK HASTALIKLARA DİKKAT!
17YAZ 2014
-
sabah saatlerinde biraz geç açmak fayda verebi-lir. Tedavideki
ikinci adım ise ilaç tedavisidir. Fakat verilen ilaçlar hastalığı
tamamen ortadan kaldırmaz, kullanıldığı sürece rahatlatabilir. Bazı
hastalar buna rağmen yeterince rahatlaya-mazlar. Böyle hastalarda
erkence immunoterapi denilen alerji aşı tedavisi
planlanmalıdır.
Alerjik astımAlerjik astım da çocukluk çağında görülen kro-nik
hastalıklardan biridir. Belirtileri genelde 5 yaş altında başlar.
Astımın belirtileri çok değiş-kenlik gösterebilir. Basit bir
öksürükten şiddetli nefes darlığı, hırıltı ve morluk gibi solunum
yetmezliği tablosuna kadar değişebilir. Astı-mın gelişmesinde
genetik faktörler ve çevrenin önemi vardır. Astımlı hastalar
düzenli takip ve tedavisi yapılması gereken gruptur. Yoksa ileri
yaşlarda KOAH denilen tedavisi zor kronik hastalığa kadar
ilerleyebilir. Alerjik astım te-davisinde ilk adım aile ve hastaya
hastalığın ve hastalıkta kullanılacak ilaç ve cihazların
anla-tılması olmalıdır. Bunun yeterince yapılmaması ve uygun ilaç
ile cihazın seçilmemesi tedavinin başarısını etkileyebilir.
Hastalar düzenli takip edilirse tedavinin gidişatındaki problemler
(ilaç ve cihaz uyumsuzluğu gibi) çözülebilir. Alerjik astımlı
hastalarda da bu tedavilerle yeterince cevap alınamadığı
durumlarda, alerji aşı teda-visi uygulanabilir.
Çocukluk çağı egzamasıÇocukluk çağında en sık görülen bir diğer
has-talık çocukluk çağı egzamasıdır. Genellikle 2-3 aydan itibaren
başlar. Tabiri caizse “Alerjik hastalıkların ilk istasyonu”
diyebiliriz. Daha sonraki istasyonlarda gıda alerjileri, alerjik
rinit ve alerjik astım gibi diğer hastalıklar görülebi-lir.
Özellikle yanakta kızarıklık şeklinde başla-yıp dirsek önü ile diz
arkasına yayılabilir. Eğer kontrol altına alınmazsa tüm vücudu
tutan kı-zarıklık, pullanma ve kabuklanma olabilir. Bu hastalarda
uykuyu bozabilecek derecede kaşıntı mevcuttur. Yumurta gibi
hastalığı alevlendirebi-len alerjenler vardır. Bu alerjenlerin
alerji testleri ile tespit edilip uzaklaştırılması gereklidir.
Test-ler uygulanmadan sadece tahmin ile gıdaların kesilmesi
sakıncalıdır. Ayrıca çocuklarda görülen diğer alerjik
hastalık-lardan ürtiker ve angiodem, gıda allerjileri, ilaç
alerjileri de pratikte çok önemlidir. İster çocuk, ister yetişkin
olsun kliniğimizde tüm ilaç, gıda ve arı alerji testlerini
yapabiliyoruz.
İster çocuk, ister yetişkin olsun kliniğimizde tüm ilaç, gıda ve
arı alerji testlerini yapabiliyoruz.
Alerjik astımın belirtileri çocuklarda genellikle 5 yaşın
altında başlıyor.
18 YAZ 2014
Çocuk Hastalıkları
-
"İsmim Fazıl, 42 yaşındayım. 24 yıldır Amsterdam’da ikamet
ediyorum. Yaklaşık iki ay önce bir gece, evde mide sancısı
geçir-diğimi sandım ve ertesi gün aile doktoruma gittim.
Yaşadıklarımı hekime anlatınca beni ilk yardıma gönderdi. Yapılan
araştırmada, o gece kalp kirizi geçirdiğim anlaşıldı. Bir hafta
hasta-nede kaldım. Yapılan tetkiklerden sonra alınan neticeler
sonucu, By-pass olmam gerektiği söy-lendi. Bir ana ve üç daha küçük
damar olmak üzere toplam dört damar tıkanıktı ve ameliyat şarttı.
Beni sıraya aldılar. OLVG Hastanesi’nde bekliyordum ve bu arada ben
de araştırıyor-dum. Bir arkadaşım VivaMedicana'yı önerdi. Gittim,
konuştum. Çok düşündüm ve sonunda Türkiye’de tedavi olmaya karar
verdim. Sağ olsun Koray Hocam'ın yardımları da bana yol gosterdi.19
Mart 2014 tarihinde Medicana Çamlıca Hastanesi’ne yattım.
Doktorlarımız, hastane, her şey o kadar güzeldi ki! 'Güzeldi'
diyorum çünkü artık evimdeyim. 19 Mart’ta ameliyat ön-cesi tüm
araştırmalar çok kısa bir sürede yapıldı. Her şey yolunda gitti ve
ertesi gün 20 Mart’ta ameliyata girdim. Ameliyatım çok başarılı
geçti. Ameliyatı gerçekleştiren Ahmet Hocam'a ve eki-bine buradan
tekrar teşekkür etmek istiyorum. Ameliyat sonrasında da her şey
yolunda gitti ve ben ameliyatımdan altı gün sonra taburcu edil-dim.
Bir hafta sonra tekrar son kontrollerim ya-pıldı ve Hollanda’ya
sapasağlam döndüm. Her şey için teşekkürler Medicana Ailesi…”Fazıl
Köse
Hasta hikayeleri
“Hasta ayrıldığım Hollanda’ya
SAPASAĞLAM DÖNDÜM”
Fazıl Bey, kalp ameliyatından altı gün
sonra taburcu edildi.
19YAZ 2014
-
Diş hekimliğinde kullanılan malzemelerin çeşitliliği karar
vermeyi zorlaştırıyor.
ZİRKONYUTEKNİĞİ HARİKAL
Diş estetiğinde son nokta:
20 YAZ 2014
Diş
-
YUM VE CAD-CAM ALAR YARATIYOR!
Gelişen teknoloji sayesinde diş sağlığı ve estetiğinde neredeyse
mucizeler yaratılıyor. Özellikle diş kaplamada kullanılan
malzemelerin kalitesinin artmasıyla, kaplama diş yani protez
yaptırmak artık kabus olmaktan çıktı. Medicana Bahçelievler Diş
Hastanesi Protetik Diş Tedavisi Bölümü’nden Dr. Dt. Cengiz Dündar
diş estetiğinde en son uygulamalar hakkında bilgi verdi.
Kaç çeşit diş kaplama malzemesi var? Bunların içinden en
kullanışlı ve en çok tavsiye ettikleriniz han-gileri? Diş
hekimliğinde sabit kaplama protezlerde kullanılan restoratif
malzemeler iki ana grupta toplanır. Metal destekli geleneksel
porselen kap-lamalar ve metal içermeyen tam seramik
resto-rasyonlar. Tabii ki dayanımları hala en yüksek olan metal
destekli geleneksel porselen kaplama-lar. Arka çene bölgesinde ve
uzun dişsizliğin ol-duğu vakalarda, köprü uygulamaları tek seçenek
gibi görünüyorsa da tam seramik restorasyon-lar ön bölge estetik
uygulamalarında hatta arka bölgede artan bir şekilde kullanılmaya
başlandı. Günümüzde de porselenleri desteklemede kul-lanılan en
dayanıklı metal dışı malzeme zirkon-yum oksitlerdir.Zirkonyum bu
anlamda ne tür avantajlar sağ-lıyor?Diş hekimliğinde uzun yıllardan
beri kullanılan dental seramikler gelişen teknolojiyle
içerikle-rinde yapılan onca değişikliğe rağmen belki de üstün
estetik özelliklerinden dolayı değişmeyen
tek materyal olarak kaldılar. Dental seramikler uygun mekanik
özellikleri, yüksek dayanımları, doğada kolay bulunmaları, ucuz
olmaları ve yeryüzünde diş dokusuna en benzer görünüm özellikleri
göstermelerinden dolayı estetik diş hekimliğinde vazgeçilmez
oldular. Bu kadar iyi niteliği barındıran porselenlerin kullanıma
gir-diği ilk dönemlerde, üretimleri aşamasında zayıf bir noktaları
fark edildi. Üretimleri sırasında ya-pının alt kısmında çatlaklar
meydana gelmekte ve bu da yapının çiğneme kuvvetleri karşısında
kırılmasına neden olmaktaydı. Çözüm, seramik-leri bir altyapı ile
desteklemekti ve günümüz ge-leneksel dental seramiklerin alt yapısı
olan metal alaşımlar ortaya çıktı. Çoğunlukla değersiz nikel krom
metallerine kısmen değerli alaşımlar olan platin palladium ve altın
eklendi.Bu anlayış geçtiğimiz yüzyılın ortalarına kadar bu şekilde
devam etti fakat toplumda artan este-tik talep, geleneksel metal
seramik restorasyonla-rının da revizyonu ihtiyacını doğurdu.
Metaller nemli ağız ortamında zamanla belli kimyasal bozulmalar
gösterir ve bunların diş çevresi yu-muşak dokulara etkisi olur.
Örneğin yüzeyleri
DR. DT. CENGİZ DÜNDAR
21YAZ 2014
-
aşınarak kararır ve diş eti dokusunu renklendirir. Bazen
allerjik reaksiyona da neden olurlar. Bilimadamları da bu sorunu
yani metal alt yapıyı ortadan kaldırmaya karar verdiler. Kısmen
farklı seramik yapılar oluşturdular. Zirkon seramikler geleneksel
pişirme yöntemleri veya presleme teknikleri ile üretilmelerinden
sonra en gelişmiş teknik olan CAD – CAM ile buyuk avantaj
ya-kaladı. Çünkü bilgisayarda tasarlanan altyapı yine prefabrike
zirkon blokların hassas bilgisa-yar kontrolünde freze edilerek
uygulanacak diş yuzeyine en hassas oturacak kronları üretiyor. Bu
durum, hastanın diş rengine en yakın doğal porseleni ve aşındırılan
dişe en fit yerleşen kapla-maların yapılmasını mümkün
kılıyor.CAD-CAM tekniği nedir ve ağız diş tedavili-erinde hangi
aşamalarda kullanılır?CAD – CAM kısaca bilgisayar destekli tasarım
ve üretimi tanımlayan teknik bir terim. Yıllar-dan beri imalat
sektöründe başarıyla kullanılan CAD – CAM, diş hekimliği
laboratuvar alanı-nın da dikkatini çekti. Toz haldeki zirkonyum
oksit tozları, su ile karıştırılıp basınç altında preslenir, kısmen
fırınlanlandıktan sonra te-beşir sertliğinde prefabrik blokları
elde edilir. Böylece materyal kalitesi ve özellikleri standart hale
getirildi. Hasta ağzından alınan ölçüler ya da direkt hastanın ağız
içerisinin bir sensör vasıtasıyla taranması ile elde edilen veri,
bilgisa-
yar ortamında değerlendirilmesi ve alt yapının tasarlanması
sonrasında, bloklar otomatik frez ile aşındırılarak üretilir. Ve
nihayetinde fırında pişirim sonrası kesin doğru boyutsal değişim
üretici tarafından sağlanır. Böylece diş ve diş eti dokusuna en net
ve kesin hassasiyette yerleşecek porselen kaplamalar elde edilir.
Diş kaplama yaptıracak hastaların başka ne-lere dikkat etmeleri
gerekiyor?Ağız ve diş tedavilerinde kullanılan malzeme ve
tekniklerde seçeneklerin çok olması hastaların karar vermesini
güçleştiriyor. Hasta her yeni çıkan malzeme ve tekniğin kendisi
için en uygun çözüm olduğunu düşünüyor. Zirkon restoras-yonlar
bunca olumlu özelliği içerisinde barın-dırmasına rağmen
uygulanmayacağı durumlar mevcut. Eğer çok uzun dişsiz sahalar
mevcutsa ya da diş sıkma ve gıcırdatma alışkanlığı varsa bu seçenek
o kişi için yanlıştır. Daha önemlisi hastalarda diş eti iltihaplı
ya da kanamalıysa ön-cesinde periodontal tedavilerini yaptırmaları
ge-rekir. Sonuç olarak bizim için en doğru seçenek diş hekiminize
danışarak alacağınız kararlardır.
Hastalarda diş eti iltihaplı ya da kanamalıysa öncesinde mutlaka
periodontal tedavi yaptırmak gerekiyor.
22 YAZ 2014
Diş
-
Ü ç yaşındaki Iraklı Esma, doğum son-rası dışkı kanalı
gelişmemesi üzerine Irak Bağdat Hastanesi’nde geçici dışkı kanalı
(kolostomi) yapıldı. Doğuştan gelen diğer anomalileleri ve
yürüyememe sebebi ile Irak Sağlık Bakanlığı tarafından Medicana
In-ternational İstanbul Hastanesi’ne sevk edildi.Şubat 2014
tarihinde Medicana International İstanbul Hastanesi’ne ileri
cerrahi tedaviler için yatırılan Esma bebeğin hastanede yapılan
tıbbi testler ve muayeneler sonrası, doğuştan dışkı kanalı (anus)
gelişmediği, idrar kesesi ve vajen kanallarının müşterek olarak tek
kanal halinde geliştiği tespit edildi. Ayrıca omurilik sinirinin
kuyruk sokumuna kadar uzandığı, omurilik siniri içinde yağlı
dokuların olduğu, beyin omurilik suyunun omurilik kanalı dışına
sızdığı saptandı. Esma bebeğin hastanede yapı-lan konsey ve
konsültasyonlar sonrası, öncelikle omurilik sinirinin ve eşlik eden
anomalilelerin ameliyatla düzeltilmesi kararlaştırıldı.
Çok nadir görülen bir durumOmurilik ameliyatı ve yoğun bakım
süreci Beyin, Omurilik ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hidayet
Akdemir ve Op. Dr. Türker Karancı, Anestezist Dr. Şener Demiroluk
ve Dr. Cevdet Becerik'den oluşan ekiple gerçek-leştirildi.
Ameliyatı yapan Prof. Dr. Akdemir, Esma bebeğin hastalığı tıpta çok
nadir görülen ‘kloaka anomalisi’ olduğunu, omurilik sinirinin
sonlandığı yer olan 5. sakral omurdan kesilerek sinir içerisindeki
yağlı dokuların alındığını be-lirtti. Ayrıca dışarı sızan beyin
omurilik suyunu kapattıklarını, böylece ikinci seansta yapılacak
dışkı kanalı ve idrar kanalı ameliyatına imkan sağladıklarını da
açıkladı.
Prof. Dr. Hidayet Akdemir, Esma bebeğin ame-liyat sonrası
omurilik sinirleri rahatladığı için yürümeye başladığını, böyle bir
anomalinin dünya literatüründe oldukça nadir görüldüğünü bu
ameliyatın ancak gelişmiş hastanelerce ve tecrübeli cerrahlar
tarafından yapılabileceğini bildirdi. Halen taburcu olmayı bekleyen
Esma bebeğin başarılı omurilik ameliyatı sonrası yürümeye
başlamasıyla, ailesi hem Medicana International İstanbul Hastanesi
çalışanlarına hem de Irak Sağlık Bakanlığı yetkilelerine
te-şekkürlerini sundu.
Hasta hikayeleri
Iraklı üç yaşındakiESMA BEBEK ARTIK YÜRÜYOR!
Esma bebeğin durumu dünya litarütüründe çok nadir görülüyor.
23YAZ 2014
-
Kıştan yaza geçerken metabolizmamızda bir takım değişiklikler
meydana geliyor. Beslenme alışkanlıklarımız değişiyor, vücudumuzun
ihtiyaçları farklılaşıyor. Ve tabii ki diyet çılgınlığı başlıyor!
Medicana Beylikdüzü Hastanesi Diyet Uzmanlarından Serap Andaç
Öztürk, özellikle yazın yapılan şok diyetlere karşı uyardı,
sağlıklı beslenmek için dikkat etmemiz gerekenleri sıraladı.
Kıştan yaza geçerken metabolizma-mızda ne gibi değişiklikler
olu-yor?Mevsimler arasında vücumuzda bazı değişiklikler olabiliyor.
Örneğin kış aylarında daha az güneşe maruz kalıyoruz, dolayısıyla
vücuttaki D vitamini düzeylerimiz düşüyor. D vitamini düzeyinin
düşük olması bireylerde ciddi halsizlik ve yorgunluğa yol
açmaktadır bunun yanı sıra kanser, diyabet, kemik erimesi gibi bazı
hastalıklara olan meyili de artırıyor. Yaz aylarına girerken D
vitamini düzeyimizi kontrol ettirmeliyiz. Gerekirse doktor
kontrolünde bir D vitamini takviyesi alınabilir. Besin olaraksa D
vitamini genelde yağlı balıklarda bulunur, beslenmemizde haftada
bir ya da iki gün yağlı balıkların bulunmasında fayda var. Kış
aylarında daha az su tüketiyoruz. Yazın hava da ısındığı için daha
fazla terliyoruz ve vücuttaki su miktarımız azalabiliyor. Vücut
suyunun bir miktar azalması ile başlangıçta baş ağrısı,
kon-santrasyon bozukluğu, halsizlik gibi semptomlar yaratırken,
vücuttaki sıvı kaybının belli rakam-ların üzerine çıkması yaşamı
tehlikeye boyutlara ulaşmasına yol açabilir. Bu nedenle özellikle
yaz aylarında daha fazla su tüketmeye çalışmalıyız.
Su tüketimimizin yeterli olup olmadığının en pratik göstergesi
idrarımızın rengidir. Açık ol-ması sıvı dengesi için önemlidir. Kış
aylarında hareketsiz kaldığımız için genel anlamda bir kilo alımı
yaşanabiliyor .Yaz ayla-rına girerken de kilo verme telaşımız
başlıyor. Bireyler şok diyetlere yönelebiliyor. Şok diyetler
aslında bizim en korktuğumuz diyetlerdir. Hem metabolizma hızını
düşürür, hemde hızlı kilo kaybına bağlı organlarda bazı hasarlar
yarata-bilir. Ancak maalesef bazen kilo verme hırsı o kadar artmış
oluyor ki bireyler bu sakıncalara rağmen şok diyetlere yönelebilir,
burada hemen şunu hatırlatmak gerekiyor herkes sıfır beden olmak
zorunda değil, bizim için sağlık risklerini arttıracak kilo
bandında olmamak yeterlidir. Dolayısıyla şok diyetlere, mucize
diyetlere çok fazla kanmamak gerekiyor. Şunu unutmayalım; nasıl bir
tansiyon hastalı-ğının, diyabet hastalığının bir tedavi
protokolü
MUCİZE DİYETLERE K
Metabolizma hızını düşüren şok diyetler, hızlı kilo kaybına
bağlı organlarda bazı ciddi hasarlara yol açabiliyor.
24 YAZ 2014
Beslenme ve Diyet
-
Vitaminleri doğal besinlerden almaya, çeşitli ve dengeli
beslenmeye dikkat etmeliyiz.
E KANMAYIN!
25YAZ 2014
-
varsa obezitenin de bir tedavi protokolü var. Her-kesin
metabolizmasının ihtiyaçları farklı. Bu ih-tiyaçları tespit ederek
buna uygun bir beslenme programı oluşturmak gerekiyor. Dolayısı ile
bir diyetisyen eşliğinde diyet yapmak en sağlıklısı. Çok hızlı kilo
kaybetmek doğru bir şey olma-dığını ve haftada yarım kilo ile bir
kilo (belki başlangıçta 1,5-2 kilo da olabilir) arasında kilo
verdiren diyetlerin sağlıklı olduğunu genel an-lamı ile
söyleyebiliriz. Sıvı tüketiminde sadece suyu mu
öneriyor-sunuz?Önceliği suya veriyoruz, ama çok fazla terledi-ğimiz
dönemlerde ayran da çok sağlıklı bir içe-cek olabilir. Yine çok
terlediğimiz dönemlerde maden suları arada tercih edilebilir. Artık
meyve sularını sağlıklı bir içecek olarak adlandırmıyo-ruz. Çünkü
bir bardak meyve suyu için en az üç tane meyveyi sıkmak gerekiyor.
Meyvenin posasını almış oluyoruz, vitamin ve minerallerin daha çok
kabuk bölümüne yakın yerlerde yoğun olduğunu düşünürsek vita-min
mineral açısından da bir kayıp yaşanmaktadır, bu da meyve suyunu
kan şekerini hızlı yükselten bir miktar da vitamin, mine-ral içeren
bir içecek haline dönüştürmektedir. İçtiği-mizde hemen
bağırsaklar-dan emiliyor ve direkt kana karışıyor. Kan şekerimizi
çok hızlı yükseltiyor ve dolayasıyla çok hızlı da düşürüyor, tüm
bunlar in-sulin salınımını etkileyerek meyve suyu içtikten sonra
hem daha aç hissetmemize hemde uykulu bir hal almamıza yol açıyor.
Do-layısı ile meyve suyunu içecek listemizden çı-kartabiliriz Açık
havada daha fazla vakit geçirmek meta-bolizmayı daha olumlu
etkiliyor mu?Açık hava ile kastımız güneş ışığı alabileceğimiz bir
yer ise; vücutta D vitamini sentezi artar. Ve yeni yapılan
çalışmalardan biz artık öğreniyo-ruz ki D vitamininin enerji
dengesi ve obezite üzerine etkileri, dolayısı ile metabolizma
üzerine olumlu etkileri var. Yine D vitaminin depresyon skorunu
düşürdüğünü biliyoruz ki, kilo kont-rolünde duygusal yeme
bozukluklarının önüne geçmede bu son derece önemli bir noktadır.
Ta-
biki bir de açık havada daha hareketli olduğumuzu dü-şünürsek
metabolizmamız tüm bunlardan pozitif et-kilenecektir ve tüm bunlar
zayıflamamıza da yardımcı olacaktır. Vitamin desteği öneriyor
musunuz?Burada aslında benim önermem değil litaratürün ne dediği
çok önemli. Ve mevcut litaratür eğer katı bir diyet yapılıyorsa
altı ay sonra mutlaka vi-tamin, mineral kullanmak gerektiğini
bildiriyor. Ama her diyete başlandığında mutlaka vitamin mineral
kullanılacak diye bir kural yok. Çünkü vitaminlerin bazıları depo
edilebilen vitaminler ve depoların artırılması toksik etki
yapabilmek-tedir. Başka bir takım rahatsızlıklara yol aça-biliyor.
O yüzden rastgele kimsenin vitamin, mineral kullanmasını
istemiyoruz. Ama eksik-likler tespit edildiğinde mutlaka
kullanılmalı.
Önemli olan zayıf olmak değil sağlıklı
bir kiloda olmak.
SERAP ANDAÇ ÖZTÜRK
26 YAZ 2014
Beslenme ve Diyet
-
Tıpta, sinüs boşlukları mukozaların il-tihaplanması sonucu
ortaya çıkan si-nüzitten kısa sürede bıçaksız şekilde kurtulmanın
yolu, yeni geliştirilen bir cihaz sayesinde açıldı. ‘Balon
Sinoplasti’ yöntemi adı verilen yeni sistem, tıkalı koroner
damar-ların balon ile genişletilmesi mantığının, sinüs kanallarına
uygulanması şeklinde çalışıyor. Geliştirilen sistemin uygulamasını
başarıyla gerçekleştiren Bahçelievler Medicana Hasta-nesi Kulak
Burun Boğaz (KBB) Uzmanı Op.
Dr. Volkan Kahya, "Eskiden sinüzit ameliyat-ları kesi yöntemiyle
yapılıyordu. Hastalar ame-liyatta ve sonrasında acı çekiyor ve
kanamaları oluyordu. Bu yöntem ile hastanın kapalı olan sinüslerine
gönderilen balonlar genişletilerek sinüs yolu açılıyor. Hem çok
kısa sürede, hem kanamasız şekilde sinüzit ameliyatı
gerçek-leştirilmiş oluyor. Bu sistemle eskiden ameli-yattan sonra
uygulanan tamponlar da tarihe karışmış oldu. Kendiliğinden yok olan
tam-ponlar yerleştiriliyor ve hastamız ameliyatın hemen ardından
taburcu edilebiliyor." diye konuştu. Her hastaya ayrı bir cihaz
kullanıldığını ve cihazların kullanımının bir kereye mahsus
olduğunu ifade eden Kahya, "Böylelikle, daha steril bir ameliyat
gerçekleştirilmiş oluyor" dedi. Aynı yöntemle sinüzit ameliyatı
olan Hakan Sultar ise, "Buraya gelirken, ameliyat olacağımı ve
haftalarca kanamamın olacağını düşünüyordum ama çok kısa sürede
ameliya-tımı oldum ve taburcu edildim. Hiç bir kana-mam da olmadı"
dedi.
Kabus sona eriyorÖzellikle kış aylarından sonra atlatılan
gri-bal enfeksiyonun arından ortaya çıkan si-nüzit, toplumun büyük
kesimini etkileyerek yaşam kalitesini düşüren bir hastalık olarak
biliniyor. Sinüslerin dolması sonucu, burun tıkanıklığı, genizden
ve burundan iltihaplı akıntı, baş ağrısı, yüz bölgesinde ağrı, koku
alma bozukluğu ve öksürük gibi bir çok ra-hatsızlığı beraberinde
getiriyor. Bahçelievler Medicana Hastanesi'nde uygulamaya konu-lan
ve hastaların tamamında başarıya ulaşan ‘balon sinoplasti’ yöntemi
sayesinde, suyla şi-şirilen baloncuklar gönderilerek kapalı sinüs
yolu açılabiliyor. Çok kısa süren ameliyatta bıçak ve kesi
olmaksızın hasta birkaç saat içe-risinde taburcu oluyor. Ayrıca
geliştirilen yön-tem, ameliyat sonrası kanamaları da ortadan
kaldırıyor. Bıçak kullanılmadığı için, hasta-lar ameliyattan
çıktıktan sonra kanamalara maruz kalmıyor.
Hasta hikayeleri
BALON SİNOPLASTİ İLE SİNÜZİTE ELVEDA!
Bu yöntemle hastalar, sinüzitten bıçaksız kurtuluyor.
27YAZ 2014
-
Ağrı deyip geçmeyin! Kimi zaman önemsemediğiniz bir ağrı ciddi
bir hastalığın belirtisi olabilir. Doğru tedavi ile ağrılardan
kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Medicana International Ankara
Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Öznur Öken
inatçı ağrılarda mutlaka bir uzmana başvurulması gerektiğini
söylüyor.
Ağrı kavramı, insanlık tarihi kadar es-kiye dayanır. Çok eski
zamanlarda, ağrının kaynağının bedene hükme-den doğa üstü güçler
olduğuna ina-nılıyordu. Modern tıbbın gelişmesiyle birlikte, ağrıya
yaklaşım da değişti ve ağrılar artık bir hastalık olarak ele
alınmaya başlandı, böylece Algoloji Bilim Dalı ortaya çıktı.
“Ağrı”, vücudun herhangi bir bölgesinden kay-naklanan, organik bir
nedene bağlı olan veya olmayan, insanın geçmişteki tüm
deneyimle-rini de kapsayan, hoş olmayan özel bir duyudur. Hastayı
hekime götüren başlıca nedendir.Akut ağrı, vücudun savunma
mekanizmasıdır, alarm görevi görür. Vücuttaki herhangi bir hasar
verici olay ağrıyı başlatır, bu uyaran beyne kadar gider, ağrı
olarak algılanır ve kişi ağrıyan yerini korumaya alarak savunmaya
geçer. Örneğin; kı-rıklar, doğum ağrısı, diş çekimi, vb.
Üç ayı geçen ağrıya dikkatKronik ağrı ise akut ağrının aksine
bir bulgu değil, başlı başına bir hastalıktır. Ağrıyı başlatan
hasarın iyileşme sürecinden bağımsız olarak çok daha uzun, aylar
hatta yıllarca sürebilir. Genel-likle 3 ayı geçen ağrılar kronik
ağrı olarak kabul edilir. Beraberinde halsizlik, yorgunluk, uyku
bozuklukları, iştahsızlık, kabızlık, aktivite azal-ması, psikolojik
bozukluklar, vb. gözlenebilir. Bu nedenle kronik ağrı bir sendrom
olarak nite-lendirilir ve multidisipliner yaklaşım gerektirir.
Günümüzde ağrının kaynağını tespit etmede kullanılan pek çok
görüntüleme yöntemi ge-liştirilmiş olmasına (MR, CT, vb.) rağmen,
bu
AĞRINI
28 YAZ 2014
Fizik Tedavi
-
NIZAAkut ağrı vücudun savunma mekanizmasıdır, alarm görevi
görür.
kulak verin
29YAZ 2014
-
tetkikler sonucunda hiçbir bulgu da saptanamayabilir. Çünkü ağrı
ölçülmesi ol-dukça zor, tamamiyle öznel, kişiden kişiye değişkenlik
gösterebilen bir bulgudur. Vücudun diğer bölgelerinden kaynaklanan
patolojiler, sıklıkla kronik kas-iskelet sistemi ağrılarına yol
açabilir. Ancak, ağrıyı oluştu-ran herhangi bir organik neden de
olmayabilir, önemli olan hastanın ağrıyı tanımlamasıdır.Ağrının
algılanmasındaki kişisel farklılık ‘ağrı eşiği’ olarak
adlandırılır. Ağrı eşiği, geçmişte ya-şanan ağrıyla ilişkili
deneyimler, kültürel farklı-lıklar, eğitim düzeyi, yaşam biçimi,
inançlar, vb. faktörlerden etkilenir.
Etkileri kısır döngü yaratıyorAğrı, çoğu kez kişinin günlük
yaşamını olumsuz etkiler, kısıtlılılıklar yaratır. Pek çok kişi
ağrı ne-deniyle hareketsiz ve depressif olur. Bu da aslında bir
kısır döngü şeklinde ağrının giderek artma-sına yol açar. Ağrının
tanımlamasının zor olması gibi, tedavisi de son derece zorlu bir
süreç gerektirir. Kronik ağrısı olan hasta, çare bulmak amacıyla
doğru veya yanlış pek çok yol dener. Gereksiz ilaç te-davileri,
gereksiz müdahaleler, vb. hastaları hem maddi, hem de manevi olarak
sıkıntıya sokabilir ve başka problemlerin ortaya çıkmasına
neden
olabilir. Her hastanın ağrısı ve ağrıyı algılama-sındaki
farklılık nedeniyle, tedaviye verdiği yanıt da çoğu zaman aynı
olmaz. Bir hastada çok ba-şarılı olan bir tedavi yöntemi diğer bir
hastada işe yaramayabilir. Kronik kas-iskelet sistemi ağ-rısının
tedavisinde çoğu zaman tek bir hekimle kalmayıp bir ekip
gereklidir. Tedavi yöntemlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
İlaç tedavileri: Ağrı kesiciler, kas gevşeti-ciler,
antidepresanlar, vb. ilaçlar ağrı tedavisinde kul-lanılır. Ancak
çoğu zaman kronik ağrılı olgularda ilaç tedavisi tek başına yeterli
olmaz, beraberinde uygu-lanan Fizik Tedavi ve Re-habilitasyon
uygulamaları ile daha başarılı sonuçlar elde edilebilir. Soğuk ve
sıcak tedavileri, ağrı kesici elektrik akımları, lazer ve magnetik
alan tedavileri, maniplasyon ve mobilizas-yon uygulamaları,
manuel
terapi, masaj, bantlama teknikleri ağrı tedavi-sinde sıklıkla
uygulanan yöntemlerdir. Akut ağ-rılı durumlarda genellikle
istirahat önerilirken, kronik yaygın ağrının tedavisinde germe ve
gev-şeme egzersizleri, yürüyüş ve yüzme gibi aerobik egzersizlerin
etkinlikleri kanıtlanmıştır. İnvaziv uygulamalar:Bazı inatçı
ağrılarda, invaziv yaklaşımlar da gerekebilir. Eklem ağrılarında
çeşitli eklem içi enjeksiyonlar (hyaluronik asit veya
kortikoste-roid enjeksiyonları, proloterapi ve PRP uygula-maları,
vb.) uygulanabilir. Yumuşak dokulardan kaynaklanan ağrılarda ağrılı
(tetik) nokta enjek-siyonları, kuru iğneleme yöntemleri, yaygın ve
lokalize ağrıların tedavisinde nöral terapi, bel ve boyun
ağrılarında invaziv spinal girişimler tedavi yöntemleri
arasındadır. Kaplıca ve diğer tedaviler: Yaygın ağrılı durumlarda
çok eski yıllardan beri uygulanır. Kalp ve damar problemi olmayan,
kanser, enfeksiyon gibi nedenlerden kaynaklan-mayan ağrılı
hastalarda çok faydalı olabilmek-tedir.Tamamlayıcı
tedaviler:Akupunktur tedavisi, ozon tedavisi ve diğer ta-mamlayıcı
tedavi yöntemleri de kronik ağrının tedavi yelpazesinde yer alır.
Ağrılarınıza kulak verin. Size uygun, doğru tedavi ile
ağrılarınızdan kurtulmanız mümkün. Bunun için mutlaka bir ağrı
uzmanına başvurun.
Kronik kas-iskelet sistemi ağrılarında çoğu
zaman bir ekip gerekiyor.
DOÇ. DR. ÖZNUR ÖKEN
Ağrılarınıza kulak verin. Size uygun, doğru tedavi ile
ağrılarınızdan kurtulmanız mümkün. Bunun için mutlaka bir ağrı
uzmanına başvurun.
30 YAZ 2014
Fizik Tedavi
-
Ocak ve şubat aylarında sırasıyla Hollanda Sivas Kümbetliler
Vakfı, Sivas Kızılırmak Vakfı, Utrecht Ulu Camii Vakfı, Biz Bize
Karamanlılar Vakfı, Konya Kültür ve Dayanışma Vakfı, Zaandam Huzur
Derneği ve Zaandam bölgesinde çeşitli sivil toplum kuruluşları ile
uzman doktorların katıldığı büyük çaplı etkinlikler
gerçekleştiren
VivaMedicana, baharın gelmesiyle seminerlere hız verdi.Halka
yönelik toplu bilgilendirme seminerleri 21 Mart’ta Hollanda’nın
Roermond şehrinde 22 -23 Mart tarihlerinde VivaMedicana ofi-sinde
yoğun katılımlar ile gerçekleşti. Se-minerlere Medicana
International Ankara Hastanesi’nden Prof. Dr. Kaan Oysul, Prof. Dr.
Sait Şirin ve Uzm. Dr. M.Derviş Güner’e ilgi yoğundu. Katılımcılar
doktorların bilgi-lendirmelerinden son derece memnun
ayrıl-dılar.Mart ve nisan ayında yapılan seminerlere; Medicana
Hastaneler Grubu’nun tüm şube-lerinden konusunda uzman doktorlar
katıldı. Sadece kadınlara yönelik ‘Kadın Hastalıkları ve Doğum'
seminerine Medicana Konya’dan Op. Dr. Narin Türkmen katıldı.
Doktorlar ile baş başa görüşme imkânı bulan gurbetçi-ler, sağlık
sorunlarını birebir hekimlerle pay-laştılar.
27 Nisan Pazar günü, Amsterdam Camiler platformu tarafından
organize edilen Hz. Peygamberimizin ha-yatın konu alan Kutlu Doğum
programına, VivaMe-dicana ana sponsor oldu. Programı izlemeye gelen
yaklaşık bin kişi, VivaMedicana ve Medicana Hastaneler Grubu
hak-kında bilgi sahibi oldu. Programa katılan izleyiciler
arasın-dan 10 kişiye çekiliş ile check-up hediye edildi.
Hollanda’da yaşayan Türk ve yabancıların yoğun ilgi gösterdiği,
Avrupa’nın sayılı multi kültürel festival-lerinden birisi olarak
görülen ‘Multifestijn’ organi-zasyonuna Medicana ana sponsor olarak
katılacak. Bu yıl 20-21-22 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek
festivale şimdi-den yoğun bir ilgi gösteriliyor. Organizasyonun
temel amacı
Hollanda’da ya-şayan Türk top-lumu ve diğer etnik gruptan
in-sanları bir araya getirmek ve bir festival havasında
eğlendirmek. Her sene yaklaşık 30 bin kişinin katıl-dığı festival
bu sene Medicana Sağ l ık Grubu ana sponsorlu-ğunda, Amster-dam RAİ
Kongre Merkezi’nde ger-çekleştirilecek.
Bizden Haberler
VIVAMEDICANA HOLLANDA’DA BAHAR SEMİNERLERİ
Hollanda’da Kutlu Doğum Haftası
‘Multifestijn Festivali’nin ana sponsoru Medicana
31YAZ 2014
-
Cilt kusurları çevresel ve genetik faktörler sonucu ortaya
çıkıyor.
Cilt gençleştirme tedavilerindeki gelişmeler, her yıl biraz daha
doğal ve estetik sonuçlar elde edilmesine olanak tanıyor. Yaz
mevsimine girdiğimiz bu günlerde, cildimize birkaç dokunuşla
yepyeni bir görünüm kazandırmak mümkün. Medicana Samsun Hastanesi
Dermatoloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Gül Fındık; yaza girerken sağlıklı
ve güzel kalmak için önerilerde bulundu.
Cilt yaşlanması, doğal ve genetik ola-rak programlanmış yaşlanma
süre-cinde iç ve dış faktörlerin etkilerine bağlı olarak gelişir.
Bu süreçte; bes-lenme ya da hormonal durum, sigara, UV ışın-larına
maruz kalma, mekanik stres gibi faktörler rol oynar. Mezolift
yöntemi, cildi gençleştirme veya cilde daha iyi görünüm sağlama
amacı ile uygulanan mikroenjeksiyon tedavileridir. Mezo-lift
uygulaması cilde nem kazandırırken; çevresel ve genetik faktörlerle
ortaya çıkan cilt kusurları-nın ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Ciltteki
çizgilenmeleri azaltır, cilt hücresini foto yaşlan-maya karşı
DNA hasarından korur.
Mezolift cildi yaşlanmaya karşı korurMekanik etki ve mezolift
kokteyl enjeksiyonu içeriği ile ‘fibroblast aktivasyonu’ etkisi
görülür. Her iki yolla olan fibroblast aktivasyonu, elas-tin ve
kollojen liflerinin sentezinin artmasına yardımcı olur. Dolayısıyla
cildin nem içeriğini artırır. Cilt kırışıklığının tek sebebi
yaşlılık de-ğildir, aynı zamanda güneş ışığı ve stres de cildin
tazelenmesinden sorumlu elastin ve kollajen lif-lerin sentezini
sağlayan fibroblastlar adlı hücre grubunun yapısını bozar.
Mezolift, fibroblastları uyarıp, elastin ve kollajen sentezini
artırdığı gibi cildin su tutma kapasitesini de arttırarak, cildi
güneş ışığının kurutucu ve yaşlandırıcı etkile-rinden korur.
Mezoliftin kokteyl içeriği cildi nemlendirirÖnemli oranda su
tutma kapasitesine sahip olan hyaluronic asit, mezolift tedavisinde
kullanılan ilaçların başında gelir. Ayrıca anti-oksidan
vi-taminler; (A,E,C,D,B vit.), oligoelementler ve dolaşım
düzenleyiciler kullanılır.
PRP uygulaması dokuları onarır‘Platelet Rich Plazma’, bilinen
adıyla PRP teda-visi; cilt kırışıklıklarında, sivilce izlerinde,
güneş lekelerinde ve saç dökülmesi tedavilerinde uy-gulanır. PRP,
‘trombositten zengin plazma’ an-
YAZ MEVSİMİNE EDOKUNUŞLARLA
Mezolift yöntemi çizgileri azaltır, cilt hücrelerini yaşlanmaya
karşı DNA hasarından korur.
32 YAZ 2014
Dermatoloji
-
PRP uygulaması cilt lekelerini hafifletiyor,
sivilce ve izleri gideriyor.
lamına gelir. Trombositler, doku iyileşmesinde ve kanın
pıhtılaşmasında önemli rolü bulunan kan hücreleridir. Önemli
protein ürünleri ve bağ dokusu faktörleri içerir. Yaralanmış bir
bölgeye enjekte edildiğinde, hızla iyileşme sürecini baş-latarak
doku yenilenmesini uyardıkları görülür. Bu tedavi sayesinde cilt
lekelerinin hafifletil-mesi, sivilce ve izlerinin giderilmesi,
cildin daha gergin, canlı ve parlak görünmesi sağlanabilir.
Kendi kanınızla gençleşmeniz mümkünKişinin kendi kanı steril bir
ortamda alınır. Özel bir santrifüj cihazında yüksek hızda ve belli
sü-relerde döndürülür. Santrifüj edilen kan, bazı ayraçlar
sayesinde ayrıştırılır. Kanın alyuvarlar ve akyuvarlar gibi şekilli
elemanları dibe çöker-ken, trombositten zengin bölümü ayrıştırılır.
Trombositten zengin bu plazma, tedavi edilecek bölgeye
mikroenjeksiyonlar yoluyla enjekte edi-lir. İşlem yaklaşık 30
dakika sürer ve hasta gün-lük yaşantısına devam eder. Genel olarak
yüze, boyuna, dekolteye, el ve ayaküstü gibi alanlara
uygulanır.
E ESTETİK LA GİRİN
UZM. DR. GÜL FINDIK
33YAZ 2014
-
Kronik migrenli hastalarda baş ağrı-sını önlemeye yönelik botoks
teda-visi ne zamandır uygulanıyor?Botoks aşağı yukarı 22 senedir
deği-şik hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Nörolojide de çok
yaygın kullanılıyor. Yani sadece estetik amaçlı değil birçok
nörolojik has-talık için kullanılan bir te-davi botoks. 2011 temmuz
ayından bu yana da kronik migrenin tedavisi için onay aldı. Botoks,
tüm migren ağrı-larının tedavisinde kulla-nılıyor mu?Bütün migren
ağrılarında değil ama kronik migren ağrılarında kullanılıyor.
Kronik migren, tüm mig-
renlerin ancak yüzde 2’sini oluşturuyor. O yüz-den ‘doğru tanı
doğru tedavi’ kuralı burada çok geçerli. Öncelikle kronik migren
olup olmadı-ğından emin olmalıyız. Kronik migren teşhisini
koymak için de bazı kriter-lerimiz var. Öncelikle has-tanın ayda
en az 15 günü baş ağrısıyla geçiyor olmalı. Bu baş ağrılarının en
az se-kizi migren kriterlerini,yani zonklayıcı tarzda, genelde
başın bir tarafını tutan, bulantı-kusma-ışığa duyar-lılık eşlik
edebilen şiddetli baş ağrısı şeklinde. Kronik migren teşhisi
koyduğu-muz hastalara botoks teda-visini mutlaka öneriyoruz. Ek
olarak aşırı ağrı kesici ilaç kullanımına bağlı baş ağrılarının
tedavisinde UZM. DR. SEVİNÇ ÜMİT
Botokslu çözüm
Kronik baş ağrılarına
Botoksun sadece estetik amaçlı kullanıldığını düşünüyorsanız
yanılıyorsunuz! Son yıllarda kronik migren ağrılarının tedavisinde
botoks ile haftalarca bazen aylarca süren bir iyileşme
sağlanabiliyor. Medicana Avcılar Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden
Uzm. Dr. Sevinç Ümit, migren ağrılarında botoksun avantajlı bir
tedavi yöntemi olduğuna dikkat çekiyor.
Nöroloji
34 YAZ 2014
-
Botoks, hepsinde değil ama kronik migren
ağrılarında uygulanıyor.
botoks’un etkili olduğu gösterildi.Diğer tedavi yöntemlerine
göre avantajları neler?Başlıca üç grup ilaç kullanıyoruz migrenin
önle-yici tedavisinde. Bunların hiçbirisi migrenin özel ilacı
değil; bir kısmı sara, bir kısmı kalp, bir kısmı da sinir ilacı.
İlaçların etkilerini ve yan etkilerini göz önünde bulundurarak
hastanın profiline göre uygun ilacı seçmeye çalışıyoruz. Bu
ilaçların en az altı ay bazen de senelerce kullanılması
gere-kebiliyor. Yani oldukça zorlu bir tedavi ve genel-likle başarı
oranı da çok yüksek değil. Botoksun avantajlarına gelince… 15-20
dakika süren bir uygulama ile en az üç ay, hatta bazen 6 aya kadar
uzayabilen bir iyilik süreci yakalanıyor. Dünya Sağlık Örgütü
botoksun 4 haftada bir tekrarlan-masını öneriyor. Ama bu her hasta
için standart bir uygulama değil, bu süre 3-6 ay arası
uzayabi-liyor. Botoksun tekrarlanabilmesi için ise aradan en az
dört hafta geçmesi gerekiyor.Yan etkileri var mı?Yan etkileri çok
az. Eğer göz kapağına yakın bir noktaya uygulanırsa, çok hafif bir
göz kapağı dü-şüklüğü, enjeksiyon yapılan yerde hafif bir mor-luk
veya boyun ense kaslarından yapıldığı için o bölgede hafif bir zaaf
meydana gelebiliyor. Ama bunların hepsi geçici yan etkiler.
Çocuklara, ha-mile ve emziren kadınlara botoks uygulaması
yapılmaması gerekiyor. Nasıl uygulandığını da biraz anlatır
mısınız?Uygulamadan önce hastaya yapılacak işlemin çok iyi
anlatılması gerekiyor. Sonuçta 31 tane enjeksiyon yapılıyor. Ama
gözünüzü korkut-masın, en ince ve en kısa uçlu enjektör iğneler
kullanılıyor. Bunlar özellikle, cilt altı enjeksiyon-lar için
ayarlanmıştır. Normalde baş ve boyun bölgesindeki kaslar yüzeyde
olduğu için cilt altı enjeksiyonuyla da ulaşılabiliyor. Çok ince ve
kısa iğneler olduğu için can yakmıyor. Baş ve boyun bölgesindeki 31
noktaya yapılıyor. Uygulama 30 dakika kadar sürebiliyor ama
tecrübeli ellerde 15 dakikada bitiyor.Hastalardan nasıl geri
dönüşler alıyorsunuz?Hastaların yaklaşık yüzde 70-80’inde migren
ağrısında başlangıç düzeyine göre en az yüzde 50 azalma meydana
geliyor. Yaşam kalitelerinde de çok önemli bir düzelme oluyor.
Migren ağrıları için 15-20 dakika süren bir botoks uygulaması
ile en az üç ay, hatta bazen 6 aya kadar uzayabilen bir iyilik
süreci yakalanıyor.
35YAZ 2014
-
İster el ve ayak isterse koltuk altı terlemesi olsun, günlük
yaşamımızı olumsuz etkilediği bir gerçek. Ama günümüzde çeşitli
yöntemlerle bölgesel terlemenin önüne geçilebiliyor. Medicana Konya
Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. C. Deniz Yorgancılar
bölgesel terlemenin özelliklerini, nedenlerini ve tedavi
yöntemlerini anlattı.
Kişi spor yapmadığı, ortam sıcaklığının normal olduğu, acı bir
şey yemediği, sıcak bir şey içmediği halde terli-yorsa veya
bulunduğu ortamdaki kişiler terlemediği halde kişinin terlediği
durumdur. Terlemenin neden olduğu sıkıntılar fazlaysa, kişinin
günlük faaliyetlerini, sosyal yaşantısını, öğreni-mini, iş
hayatını, psikolojik duru-munu etki- l i -y o r s a ,
bu duruma aşırı ter-leme hastalığı (hiper-hidroz) denilir.
Türkiye nüfusunun yüzde 1’inde görülür. El terlemesi, koltuk altı
terlemesi, ayak terlemesi ve yüz terlemesi şeklinde ortaya çıkan
bölgesel terleme durumudur. Bazen birkaç bölgede aynı anda
olabilir. Böl-gesel terleme başka bir hastalığa bağlı değildir.
Yapılan tüm tetkikler normal-dir. Ter bezlerinin yapısında,
sayısında ve büyüklüğünde bir farklılık yoktur.
Bölgesel terleme olanlarda sempatik sistem aşırı duyarlı ve
fazla çalışır. Sadece bu aşırı çalışmaya bağlı ter üretimi fazla
olur.
Bölgesel Terlemenin Özellikleri• Toplumda 100 kişiden 1-2 kişide
görülür,• El ve ayak terlemesi genellikle çocukluk döne-
minde başlar,• Koltuk altı ve yüz terlemesi genellikle
ergenlik döneminde başlar,• Genel olarak erkek ve kadınlarda
eşit oranda rastlanır,• Hastaların yüzde 40’ında aile hikâyesi
(genetik, irsi geçiş) vardır,• Her mevsimde olur, ancak sıcak
mevsimlerde daha be-lirgindir,• Bazılarında 35-40 yaşın-dan sonra
biraz azalsa da
hayat boyu devam eder,• Stres, heyecan gibi duygusal
durumlar tetikleyici olarak başla-tabilir,
• Genellikle uykuda olmaz, uyandıktan bir süre sonra başlar.
Krem-jel ve spreyler: Koltukaltı ve ellerdeki aşırı terle-mede
ilk tercih edilen yöntemdir.
OP. DR. C. DENİZ YORGANCILAR
SON!Bölgesel Terl
36 YAZ 2014
Göğüs Cerrahisi
-
Her 100 kişiden 1-2’sinde bölgesel terleme görülüyor.
rlemeye
37YAZ 2014
-
Yüksek dozlarda ve sık kullanılarak ömür boyu uygulamak
gerekir.
Botoks enjeksiyonu: En sık uygulanan yöntemdir. Yaklaşık altı ay
etkili olan bu yöntemi altı ayda bir uygulamak gerekir.
Cerrahi yöntem:Kesin çözümdür. Terlemeyi sağlayan sempatik sinir
zincirinin bu bölgeye terleme iletisi götüren kısmının
klipslenmesidir. Bu kalıcı bir tedavi yöntemidir. Klipsli torakal
sempatektomi olarak bilinir. Genel anestezi eşliğinde yapılır.
Koltu-
kaltından 1 cm’lik bir ya da iki kesiden kamera ve aletler ile
girilerek uygulanır. 30-60 dakika kadar süren ameliyat sonrası aynı
gün ya da er-tesi gün hasta taburcu edilir. Üç gün sonra nor-mal
yaşantısına devam edebilir. Aşırı terleme tedavi edilemeyen bir
hastalık de-ğildir. Hasta doktoru ile bu sorunundan kendi-sine en
uygun metodla kurtulabilir.
Bölgesel terlemede cerrahi yöntem kesin çözüm ve 30-60 dakika
süren bir ameliyat gerektiriyor.
38 YAZ 2014
Göğüs Cerrahisi
-
Medicana Samsun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Salim
Gümüş’ün gerçekleştirdiği, Tip 2 Diyabet hastalığına çözüm olarak
gösterilen ameliyat, Türkiye için yeni bir tedavi yöntemi olma
özelliğine sahip. Op. Dr. Salim Gümüş, 'metabolik cerrahi' adı
verilen ameliyat yön-temi ile diyabetin yanı sıra kilo fazlalığı,
ko-lesterol ve tansiyon yüksekliğinden de tek bir ameliyat ile
kurtulmanın mümkün olduğunu söyledi. Birçok hastaya bu tedavi
yöntemini uyguladıklarını ve çok başarılı sonuçlar alın-dığını
belirten Gümüş, “Özellikle şehir dışın-dan ve yurt dışından gelen
birçok hastamızın tedavileri başarıyla tamamlanarak taburcu edildi”
dedi.Obezite ve diyabet şikayetiyle İstanbul’a gelen ve Medicana
Samsun Hastanesi’ne başvuran Ali Seyman Yaşar isimli hastaya Genel
Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Salim Gümüş tarafından duodenalswich +
duodeno-ilial diversiyon ve sleeve gastrektomi ameliyatı yapıldı.
Ameliyat sonrası şifa bulan ve taburcu edilerek İstanbul’a
gönderilen hasta Ali Seyman Yaşar’ın sağlık durumu tamamen normale
döndü. Metabolik cerrahide ameliyat yöntemi konu-
sunda da bilgi veren Op. Dr. Salim Gümüş şunları söyledi:
“Ameliyat, laparoskopik ola-rak, yani kapalı yöntemle karına 4-5
delik delinerek gerçekleştiriliyor. Ameliyat süresi yaklaşık 2-2.5
saat arasında değişiyor. Has-talar hastanede 3 ile 4 gün kaldıktan
sonra taburcu ediliyor.”
Hasta hikayeleri
METABOLİK CERRAHİ İLE DİYABETTEN
KURTULMAK MÜMKÜN
Metobolik cerrahi, Türkiye için yeni bir tedavi yöntemi.
39YAZ 2014
-
DALMA VE SIÇRAEPİLEPSİ BELİRT
Epilepsi nedir?Epilepsiyi beyindeki sinir hücrelerinin aşırı
uyarılabilirliğinden kaynaklı kli-nik bir durum olarak
tanımlayabiliriz. Zaten var olan elektrik üretiminin bazen
bölge-sel, bazen bütün beyin korteksinden kaynaklı aşırı uyarılma
halidir, yani bir semptomdur.Epilepsi nöbeti aslında bir hastalık
değil yani?Hastalık değil bir semptom. Altında yatan bir takım
genetik faktörler, metabolik bozukluklar olabilir. Çocukluk ve
ergenlik döneminde görü-len epilepsiler genellikle ıdyopatiktir.
Ama iler-leyen yaşlarda metabolik bozukluklar, tümörler, yer
kaplayıcı lezyonlar, kalsiyum düşüklüğü, böbrek hastalıkları,
karaciğer fonksiyonlarındaki bozukluklar epilepsiye neden
olabilir.
Genetik olması şart değil bu durumda?Sonradan oluşmuş bazı
hastalıklara bağlı da ola-bilir. Bunu ayırt etmenin en iyi şekli
hastadan iyi bir öykü almak. Bazen hasta nöbet geçirme, bayılma,
dalma öyküsüyle gelir. Bazen kasılma eşlik eder bazen etmez. Bütün
nöbetler halk ara-sında bilindiği şekliyle ağızdan köpük gelmesi ve
kasılma şeklinde olmaz. Mesela dalma nöbeti yani çocuğun dalıp bir
yere boş şekilde bakması da epilepsi belirtisi olabilir. Genellikle
3-9 yaş arasında ve kız çocuklarında daha sık rastlanı-yor. Bu,
okul başarısını da olumsuz etkileyen bir durum. Bu nedenle ilk önce
öğretmenler fark ediyor. Çocuk sınıfta bir an dalıp kalıyor, gün
içinde tekrarlayan bu dalmalar nedeniyle dikka-tini derse
veremiyor.Dalma dediğimiz şey aslında zihinsel aktivitenin
saniyeler süren bir bloğu. O sırada çocuk tama-men yaptığı işten
kopar ve sonra tekrar kendili-ğinden geri döner. Özellikle sabit ve
boş bakma, çok kısa saniyeler sürer ama bu durumu önemse-mek lazım.
Bir de ergenlikte ortaya çıkan dalma nöbetleri var ki bu çocukluk
dönemi nöbetleri
Zamanında teşhis ve tedavinin doğru yönlendirilmesi sonucu,
ilaçlarla yüzde 80 oranında nöbetlerin önlenmesi sağlanabiliyor. Bu
çok önemli çünkü her nöbette beyin hücreleri zarar görüyor.
Çocuğunuz sık sık dalıyor ve boş bakıyor, bu durum okul
başarısını olumsuz etkiliyorsa dikkat! Medicana Bahçelievler
Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Dr. Evin Özlem Canpolat, anne
babaları uyarıyor: Özellikle; ergenlik döneminde görülen sabahları
ellerdeki beceriksizlik ve dalma gibi belirtilerin iyi sorgulanması
gerekir.
40 YAZ 2014
Nöroloji
-
AMA NÖBETLERİ RTİSİ OLABİLİR
Epilepsi, aşırı uyarılma halidir, yani bir semptomdur.
kadar geçici bir durum değil. Çocuklukta olan-lar genellikle
ileriki yaşlarda kaybolur ama ergen-likte ortaya çıkanlar daha uzun
sürer ve genellikle kalıcıdır. Yine aynı belirtiler söz konusudur;
boş ve sabit bakma, dalma... Yine ergenlik çağında gözümüzden kaçan
bir sendrom var. Şöyle ki; hastalar genellikle kasılma nöbeti
geçirerek gelirler. Kollarda bacaklarda ka-sılma, sabit bakma,
ağızda köpük, idrar kaçırma gibi büyük bir nöbet geçirmiş olurlar.
İyi sorgu-lamazsak bunun daha öncesinde bir absans nöbet (en sık
görülen epilepsi nöbeti) olduğunu anlama-mış olabiliriz. Absans,
dalma nöbetleri, sıçrama ve sabahları ellerde beceriksizlik olup
olmadığını iyi sorgulamak lazım. Sabahları ellerdeki
becerik-sizliği genelde insanlar uykusuzluğa ve strese bağ-larlar
ama aslında çok belirgin özellikleri vardır. Hastalar, özellikle
ani uyandırıldıklarında daha sık olarak ortaya çıkabilen
ellerindekini düşürme ve istemsiz atmalar meydana gelir. Bunu çok
iyi gözlemlemek ve sorgulamak gerekiyor. Erken teşhis bu anlamda
önemli mi?Doğru tanı ve uygun ilaç seçimi açısından, be-lirtileri
iyi tanımak ve erken teşhis önemli. Ör-neğin, absansı olanlarda bir
yıl içinde büyük nöbet geçirme olasılığı yüksek. Sadece dalma ya da
kasılma da olabilir, bunların hepsi birer send-rom. İyi tanıyıp
tedavisini ona göre düzenlemek önemli. Zamanında teşhis ve
tedavinin doğru yönlendirilmesi sonucu, ilaçlarla yüzde 80
ora-nında nöbetlerin önlenmesi sağlanabiliyor. Nö-betlerin
önlenmesi çok önemli çünkü her nöbette beyin hücreleri zarar
görüyor. Bu yüzden özel-
likle; ergenlik döneminde görülen sabahları ellerdeki
beceriksizlik ve dalma gibi belirtilerin iyi sorgulan-ması gerekir.
Aileler nelere dikkat etmeli?Özellikle ellerdeki beceriksizliğin
tekrarlayıcı olması ciddiye alınması gereken bir durum. 1-2 kez
belki gerçekten yorgunluğa bağlı ola-bilir ama tekrarlıyorsa önemli
bir belirti olabilir. Dalma nöbetinde çocuk dalgınlık ya da boş
bakma sırasında uyarılara hiçbir yanıt ver-mez. Eğer okul
başarısında önemli bir düşüş varsa, aileler bunun nede-nini iyi
sorgulamalı. Sonuçta çocuk gün içinde ara ara hayattan kopmuş
oluyor, saniyeler sürse de hayatı kesintiye uğruyor. Bu süreç hem
öğrenme güçlüğü hem de ilgisizlik gibi algılanabilir. Genellikle bu
durum öğret-menler tarafından fark edilip aile uyarılıyor. Çok
korkulacak bir tablo mudur çocukta bu belirtilerin olması?Tedavisi
mümkün olan bir durum. Amacımız, mümkün olduğunca hastanın az nöbet
geçirme-sini sağlamak. Çünkü her nöbet hücre kayıpla-rına yol
açıyor. Bu nedenle, uygun ve yeterli doz ilaçla nöbetlerin
önlenmesini amaçlıyoruz.Nöbetleri tetikleyen faktörler
neler?İlaçları düzenli kullanmamak, birtakım enfeksi-yonlar (soğuk
algınlığı, gribal enfeksiyon vs), uy-kusuzluk, aşırı stres, uzun
süre aç kalmak nöbeti tetikleyebilir. Bunlara dikkat etmek
gerekir.
DR. EVİN ÖZLEM CANPOLAT
41YAZ 2014
-
Penisin sertleşmesi anlamına gelen ereksiyonun, cinsel
birleşmeyi sağlayacak ve devam ettirecek düzeyde olamaması, halk
arasında iktidarsızlık olarak adlandırılıyor. Medicana Konya
Hastanesi Üroloji Bölümü doktorlarından Op. Dr. Ümit Özdemir, pek
çok erkeğin hayatını kabusa çeviren iktidarsızlığın nedenleri ve
tedavisi hakkında önemli bilgiler verdi.
Erektil disfonksiyon yani iktidarsız-lık ne sıklıkla karşımıza
çıkıyor?'Cinsel güç´ çoğu erkek için erkekliğin olmazsa olmaz
konularından biridir. Penisin sertleşme yeteneğinin azalması ya da
kaybolması bu nedenle pek gündeme getiril-mez. Ancak yapılan
çalışmalar her 10 erkekten birinde böyle bir sorun olduğunu ortaya
koyu-yor. İlerleyen yaşla birlikte görülme sıklığı da artıyor.
Erektil disfonksiyonu olan hastaların sadece yüzde 10 kadarı bu
sorunu için doktora başvuruyor. Geri kalan büyük bir çoğun-luk ise
bu sorununun dile getirilmesinden utanç duyuyor, sorunun çaresiz
olduğunu düşünüyor ve çözümü için herhangi bir çaba sarf
etmiyor.Erektil disfonksiyon neden olur?Çoğu erkekte stres,
yor-gunluk, kaygı, sigara ya da aşırı alkol kullanıldığında zaman
zaman kar-şılaşılan bu durumun endişe edilecek bir yönü yoktur.
Eğer bu durum çok sorun edilirse, ´ba-şarısızlık korkusu´ eklenir
ve psikolojik olarak ciddi bir sorun haline geldiği için aslında
geçici bir durumken sabit bir sorun haline dönüşür. Her birleşmede
bir önceki ´başarısızlık´ hatır-
lanır, tekrarlama korkusu, cinsel isteği ve hazzı engel-leyerek
penisin sertleşmesini
önler. Yaklaşık 20 yıl öncesine kadar erektil disfonksiyonun
oluşum mekanizmaları tam olarak bilinmediği için olayın çoğu zaman
psi-kolojik kökenli olduğu düşünülmekteydi ancak daha sonraki
yapılan çalışmalar, bunların yüzde 70´inde organik sorunların da
olduğunu ortaya çıkardı. Sonuç olarak vakaların büyük bir kıs-mında
organik ve psikolojik sorunların bir arada bulunduğu anlaşılmış
oldu. Normal ereksiyon için öncelikle cinsel uyaran olmalıdır. Bu
uyaranlar sonucunda vücutta bazı
İktidarsızlık
OP. DR. ÜMİT ÖZDEMİR
Erektil disfonksiyonun temelinde stres, alkol gibi etkenler de
önemli.
ARTIK K
42 YAZ 2014
Üroloji
-
Fiziksel Nedenler: · Atardamarda gelişen darlık sonucu penise
gelen kanın azalması,· Toplardamarların zamanında kapanamayıp penis
içine dolan kanı geri kaçırması,· Penise gelen ya da giden
damarlarda hasar meydana gelmesi,· Hormonal bozukluklar,· İlaçların
yan etkileri,· Alkol ya da uyuşturucu bağımlılığı,· Şeker
hastalığı,· Aşırı sigara içmek,· Kolesterol yüksekliği,· Penisin
süngersi yapısını etkileyen hastalıklar,· Beyin kanaması vb. sinir
sistemi hastalıkları,· Ciddi organik kronik hastalıklar (böbrek
yetersizliği, karaciğer yetersizliği vb.),· Geçirilmiş pelvik
cerrahiler (radikal prostatektomi),· Radyoterapiler
kimyasal işlemler oluşur. Penise gelen ve penis-ten giden
sinirlerin de etkisiyle atardam