-
www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 107
3 Haziran 2007
Fiyat›: 1 YTL
(kdv dahil)
[email protected]
www.yuruyus.com [email protected]›: 107IISSSSNN 1133000055 --
77994444
Emper
yalizme ve Faflizme Karfl›
Kural›m!
Devrimci Demokratik Cephe
’yi
AlevilerinAlevilerinSeçim Seçim TTe re rcihicihil
PPaarrllaammeennttoo vveePPaarrllaammeennttoo vveePPaarr
llaammeennttaarr iizzmmPPaarr llaammeennttaarr iizzmml
YYYYookkssuull ÇÇooccuukkllaarrookkssuull ÇÇooccuukkllaarrvvee
FFeerrrraarrii lleerrvvee FFeerrrraarrii lleerrl
YAPTIKLARI ZULÜM YETM‹YOR!
HHaallkk››öönnüünnee kkooyydduukkllaarr›› sseeççiimm
ssaanndd››¤¤››yyllaa ooyyaallaarrkkeenn;;
AAKKPP,,ffaaflfliisstt tteerröörrüü aarrtt››rraaccaakk
PPOOLL‹‹SSEE YYEETTKK‹‹ YYAASSAASSII’’nn›› çç››kkaarr››yyoorr
GGeenneellkkuurrmmaayy,, SSIINNIIRR ÖÖTTEESS‹‹ KKAATTLL‹‹AAMM
ppaazzaarrll››¤¤››nnddaa!!
-
25 yafl›nakadar kendid e y i m i y l e“hiçbir fleyokuyup,
yazmayan” biriydi ‹‹ppeekk YYüücceell. Öyle istedi¤i içinde¤il,
düzen öyle reva gördü¤ü için... 1990’da 25 yafl›n-dayd› ‹pek. O y›l
Armutlu’ya geldi. Ve hayat› de¤iflti. '93y›l›nda Armutlu
Komitesi’ndeydi. Bu büyük de¤iflimin birkesitini kendi kalemiyle
flöyle anlat›yordu ‹pek:
Mücadeleye bafllad›¤›mda ekonomik, demokratikmücadelede
yerald›m. O güne kadar ben evde oturan,dört duvar aras›nda bir ev
kad›n›yd›m. Bütün yafla-m›m buydu, mücadeleye bafllad›¤›mda son
derecekendime güvensizdim. Düzen içinde kendime güveni-mi kazanmam
için bir nedenim olmad›. Genç yafltadüzenin tüm pislikleriyle
karfl›laflt›m, beni çok y›pratt›.
Hareketle tan›flt›¤›mda, kafamda hep flu vard›: Ben-den bir fley
olmaz, sorumluluk vs. yapamam diyor-dum. Bir fleyler de yapmak
istiyordum, düzene olankinim, devrimcilere olan ba¤l›l›¤›m beni bir
fleyleryapmaya zorluyordu. Duram›yordum, hiçbir fley yap-masam da
en az›ndan ben de yanlar›nda olurum di-yordum.
‹lk zamanlar birçok yere bu mant›kla gittim. Okumayazmay› da
unutmufltum. ‹lkokulu bitirdikten sonra'90’a kadar hiçbir fley
okuyup, yazmad›m, zorlan›yor-dum. Dergiyi okurken anlayam›yordum.
Kendimi zor-larken birçok fleyi birarada ö¤renmem gerekti¤ini
debiliyordum ama istenilen geliflme h›zl› olmuyordu, ya-vafl
gidiyordu. Bu dönem ailem bana git tüm zaman›-n› mücadeleye ver
dese yapacak durumda de¤ildim,evden kopam›yordum. Bir süre
inanc›mla hareket et-tim. Süreç içinde gözalt›lar vb. yaflad›m, her
girip ç›k-t›¤›mda kendime güvenim art›yordu. Sonuçta
neredegörevlendirilirsem görevlendirileyim giderim dedim.fiunu
kafama yerlefltirdim, her fleyi kavgan›n içindeö¤renecek,
eksiklerimi de burada tamamlayaca¤›m.Ben de tüm eksiklerime ra¤men
bir fleyler yapaca¤›mve yapabilirim, ben her fleye haz›r›m dedim.
'94'te To-kat gerilla birli¤inde görevlendirildi¤imde bu duyguy-la
tereddüt etmeden geldim.
Gerillaya gelince; bugüne kadar benim en çok ka-d›ns› yanlar›m
ve düzen ka-d›n› al›flkanl›klar›mla u¤ra-fl›ld›. Bunlar› saflara
tafl›-m›flt›m. Eksiklerim bir yanahiçbir gün tereddüt göster-medim
ama kavramam, ö¤-renmem, yani geliflimim ya-vafl oluyordu. Kendime
gü-vensizli¤im yer yer kendinihissettiriyordu, bu da çokfleylere
yans›yordu. Gerilla-ya geldi¤imden bu yanaçok de¤ifliklik oldu
amabenden istenen bu de¤il,çok daha ileri bir konumdaolmal›y›m.
Bugünkü ssüreç-te flflunu ççok rrahat ssöylüyo-rum, bben ggerilla
ffaaliyetin-de ttek bbafl›ma dda kkalsamart›k yyapar›m kkendime
ggü-veniyorum.”
Ba¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde
Yitirdiklerimiz8 HHaziran -- 114 HHaziran
Tarih yazanlar›nkaleminden
1984’te hapishanelerde cuntan›n program›-n›n devam› olarak
gündeme getirilen sald›r›la-ra karfl› Devrimci Sol ve T‹KB
tutsaklar› tara-f›ndan gerçeklefltirilen ölüm orucu
direniflindeflehit düfltüler. Nisan’da bafllay›p haziranda biten ve
tam 75gün süren direniflte Abdullah 14 Haziran’da,Haydar ve Fatih
17 Haziran’da, Hasan 24 Ha-ziran’da ölümsüzleflti. Abdullah Meral,
1975’lerden itibaren mü-cadeleye kat›ld›. DEV-GENÇ içinde aktif
görev-ler alarak, Kad›köy ve çevresinde anti-faflistmücedeleye
önderlik etti. Haydar Baflba¤, mücadeleye Elaz›¤’da bafl-lad›.
Y›lg›nl›¤›n kol gezdi¤i 12 Eylül dönemin-de direnifli örgütledi.
1982’de tutsak düfltü. Fatih Öktülmüfl, 1968’den beri mücadele-
nin içindeydi. T‹KB Merkez Komite Üyesi’ydi. Hasan Telci, S›rt
hamall›¤› yapan bir emekçiydi. Anti-faflist mücadelede
kararl›l›¤›yla öneç›kt›.
AAbbdduullllaahh MMEERRAALL HHaayyddaarr BBAAfifiBBAA⁄⁄
HHaassaann TTEELLCC‹‹FFaattiihh ÖÖKKTTÜÜLLMMÜÜfifi
9 Haziran 1995’te Cepheliler taraf›ndan DYP ‹stanbul ‹l
Merkezi’nekarfl› düzenlenen bir eylemin gerçeklefltirilmesinden
sonra, militanlar›ngeri çekilifli s›ras›nda ç›kan çat›flmada, SPB
Komutan› Sibel Yalç›n, sokaksokak çat›flarak di¤er yoldafllar›n›n
geri çekilebilmesini sa¤lad›. Son ne-fesine kadar savaflarak flehit
düfltü. 1977 Sivas Divri¤i do¤umlu Sibel,1992’de mücadeleye
kat›lm›flt›.
SSiibbeell YYAALLÇÇIINN
9 Haziran 1997’de‹stanbul Gaziosmanpa-fla’da helikopter
deste-¤indeki yüzlerce polistaraf›ndan kuflat›ld›,bir SPB’liye
yarafl›r fle-kilde son mermisine,son nefesine kadar di-renerek
flehit düfltü.
Süleyman, 1974 Sivas Zara do¤umluydu.1993’te devrim mücadelesine
kat›ld›.
SSüülleeyymmaann ÖÖRRSS
11 Haziran1980’de faflist biroda¤› da¤›tmakiçin eylem haz›rl›-¤›
yaparken muh-tar›n ihbar› sonucujandarmalar tara-
f›ndan katledildi. ‹stanbul Eyüp-Y›ld›ztab-ya’da, Faflist Teröre
Karfl› Mücadele Ekip-leri’nden birinin mensubuydu.
KKeemmaall CCAAMMEEKKAANN
14 Haziran 2003’te Tokat Refladiye ‹lçesiKüngür (Yuvac›k) Köyü
k›rsal›nda oligarflininaskeri güçleriyle Cepheli gerillalar
aras›nda ç›-kan çat›flmada flehit düfltüler. ‹pek YÜCEL (Özlem),
Tokat, Almus Çamdal› Kö-yü do¤umludur. 1990'da Armutlu'ya geldi.
Bu-rada devrim mücadelesine kat›ld›. Armutlu ko-mitesinde yerald›.
1994'te gerillaya kat›ld›.
Metin Keskin (Cafer), Aslen Sivas'›n Kangal ‹lçesi’ne ba¤l›
Topard›ç Köyü’ndendi. Çocuklu¤u,gençli¤i ‹stanbul Okmeydan›'nda
geçti. 1998’de örgütlü olarak mücadeleye bafllad›. K›sa bir sü-re
tutsakl›k yaflad›. Tutsakl›¤› sonras› 1998 sonlar›nda gerillaya
kat›ld›.
‹‹ppeekk YYÜÜCCEELL MMeettiinn KKEESSKK‹‹NN
Biz
gger
çekl
eri,
bu
rju
vazi
yyal
anla
r›
anla
t›r
hhal
ka.
Yal
anla
r›n
nney
e hh
izm
et
etti
¤in
i iis
e, NN
az›m
HHik
met
an
lat›
yor.
..
... insa
nla
r›m
, aah
, bben
im iin
san
lar›
m,
ante
nle
r yya
lan
ssö
ylü
yors
a,ya
lan
ssö
ylü
yors
a rro
tati
fler
,ki
tap
lar
yyala
n ss
öyl
üyo
rsa,
du
vard
a aaf
ifl, ss
ütu
nd
a iila
n yy
alan
ssö
ylü
yors
a,b
eyaz
pper
ded
e yya
lan
ssö
ylü
yors
a ç›
pla
k bb
ald
›rla
r›k›
zlar
›n,
du
a yya
lan
ssö
ylü
yors
a,n
inn
i yyal
an ss
öyl
üyo
rsa,
rüya
yyal
an ss
öyl
üyo
rsa,
mey
han
ede
kkem
an çç
alan
yyal
an ss
öyl
üyo
rsa,
yala
n ss
öyl
üyo
rsa
um
uts
uz
ggü
nle
rin
ggec
eler
ind
e aay
›fl›¤
›,sö
z yya
lan
ssö
ylü
yors
a,re
nk
yyala
n ss
öyl
üyo
rsa,
ses
yyala
n ss
öyl
üyo
rsa,
elle
rin
izd
en gg
eçin
enve
eelle
rin
izd
en bb
aflka
hher
flfley
her
kes
yyala
n ss
öyl
üyo
rsa,
elle
rin
iz bb
alç›
kg
ibi
iitaa
tl›,
elle
rin
iz kk
aran
l›kg
ibi kk
ör,
elle
rin
iz çç
ob
an kk
öp
ekle
ri gg
ibi aa
pta
l ools
un
,el
leri
niz
iisya
n ee
tmes
in dd
iyed
ir.
Ve
zzate
n bb
u kk
adar
aaz
mmis
afir
kkal
d›¤
›m›z
bu öö
lüm
lü,
bbu
yyafl
anas
› ddü
nya
da
bu
bbez
irg
an ss
alta
nat
›, b
u zz
ulü
m bb
itm
esin
ddiy
edir
.
Naz
›m HH
ikm
et
-
u ÖÖllüümm OOrruuççllaarr›› SSeerrggiissiiGGeennççeerr
YYUURRTTTTAAfifi
TTaarriihh:: 4 Haziran -1 Temmuz Aras›AAçç››ll››flfl:: 4 Haziran
PazartesiSSaaaatt:: 20.00YYeerr:: ‹stiklal Cad. Elhamra Pasaj›No:
258, Kat: 2 Beyo¤lu / ‹stanbul
Ça¤r› / ‹lan
S›n›r ötesi ooperasyonKürt ssorununda
açmaz›n iitiraf›d›r
Sayfa: 14
Halka zzarar veren eylemlerHiçbir Gerekçeyle
MMEEfifiRRUULLAAfifiTTIIRRIILLAAMMAAZZ
Sayfa: 16
Cephe’yi savunmak, iktidar› istemektir! 44
Devrimci Demokratik Cephe’ye nedenihtiyac›m›z var? 66
Polis terörüne yasal k›l›f 99
“S›n›r ötesi operasyon”, Kürt sorununda“açmaz”›n itiraf›d›r
1144
Halka zarar veren eylemler hiçbir gerekçeylemeflrulaflt›r›lamaz!
1166
Kürkçüler ‘iflkence merkezi’ 1188
Alevilerin seçim tercihi ve düzenpartilerinin tuza¤› 1199
Oylar›n›zla katilleri desteklemeyin! 2222
Y›k›mlar›n nedeni rantt›r 2244
Ölen hep biziz 2255
Yoksul çocuklar ve Ferrari sat›fllar› 2266
Bu utanç emperyalizmin! 2299
Vahflete tan›¤›z 3344
GGeennççlliikk:: ÖSS’ye Hay›r! 3355
SES: Hükümet halk› yan›lt›yor! 3388
‹cazet alt›nda çözümsüzlük! 4400
Bir baflsavc›n›n ‘saplant›s›’ 4444
DDüünnyyaa:: Fidel: “düflünceleriöldüremezsiniz” 4488
H›d›r U¤ur, Mahmut Polat Ölümsüzdür 4499
Açt›klar› yolda yürüyoruz 5500
‹Ç‹NDEK‹LER
HHaayyaatt››nn ‹‹ççiinnddeekkii TTeeoorrii 3300Parlamento ve
parlamentarizm
SSiiyyaasseettttee ‹‹LLKKEE 2222Devlet solu ve deve kuflu
HHaaff››zzaa 4422Polise yetki vermifller...
SSoorruunnllaarr // ÇÇöözzüümmlleerr 2288Zengin ve yoksul
DDee¤¤iinnmmeelleerr 4466“ABD’ye nota” riyakarl›¤›
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü:
Sevtap TÜRKMEN
Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20/ 2 Beyo¤lu/
‹STANBUL
Telefon-Faks: 0212 251 94 35
Ofset Haz›rl›k: Ozan Yay›nc›l›k
Adres: Merkez Mah. Abidei HürriyetCad. Atlas Apt. No: 155-157
Kat: 5/14 fiiflli/ ‹STANBUL
Tel: 0212 241 26 41
Faks: 0212 241 11 16
Yurtd›fl› Büro: Vak›f EFSANEPieter de Hoochstr. 303021 CS
Rotterdam/NEDERLAND
‹nternet Adresi: www.yuruyus.comMail Adresi:
[email protected]
ISSN: 1305-7944
Hesap No: 1051 - 1637885 SevtapTürkmen / Türkiye ‹fl Bankas›
fiiflli fib.
Bask›: ASPAfi Pazarlama-Evren Mah.Gülbahar Cad. No: 7 Ba¤c›lar/
‹ST. Tel: 0 212 655 88 64
Da¤›t›m: Merkez Da¤›t›m PazarlamaSan. ve Tic. A.fi. Tel: 0 212
354 37 67
Haftalık Süreli Yerel YayınFiyatı: 1 YTL
Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euro‹sviçre: 6 Frank
Hollanda: 4 Euro‹ngiltere: £ 2.5Belçika: 4 EuroAvusturya: 4
Euro
-
DEVR‹MC‹, de-mokratik bir cephe ih-tiyac› bugün bafllam›fl
de-¤ildir. Solun ve halk›n bir-li¤ine duyulan bu ihti-yaç,
1990’lar›n ortala-r›ndan bu yana kendini flu veyabu biçimde
hissettirmifltir. Fakat ikiönemli geliflme, cephe düflüncesi
veözlemini yeniden daha güçlü bir bi-çimde gündeme getirdi. Bu
neden-lerden ilki, fleriat-laiklik temelindegenifl kitlelerin düzen
güçlerinin in-siyatifinde meydanlara ç›kmas›, bu-nun karfl›s›nda
ise solun esas olarakseyirci durumunda kalmas›d›r. Bukonjonktür,
solda “3. Cephe” olaraksürece müdahale zorunlulu¤unundaha somut
olarak duyulmas›na yolaçm›flt›r. Cephe düflüncesi ve özle-mini
güçlendiren ikinci neden, 1May›s 2007’de solun hemen tümkesimleri
aras›nda asgari de olsabirli¤in sa¤lanmas› ve bu birli¤in 1May›s’ta
etkili, sonuç al›c› bir mü-cadele ortaya koyabilmesidir.
BU iki etken ve bunlar›n d›fl›ndaesas olarak emperyalizme
vefaflizme karfl› mücadele görevleri-mizi yerine getirebilmek
aç›s›ndansolun önündeki görev, bizce tart›fl›-lamayacak kadar
aç›kt›r. Devrimci,demokrat, ilerici sol güçler, devrim-ci
demokratik bir cephenin ör-gütlenmesini h›zla
baflarmal›-d›rlar.
NE var ki, bu geliflmelerinbir “seçim ortam›”na denkgelmesi,
solun baz› kesimleri-nin, cephe düflüncesi ve özle-mini, seçim
sand›¤›na kanalizeetmeye çal›flmas›n› beraberindegetirmifltir. Bu
tutum, halk›nmücadelesini gelifltiren de¤il,engelleyen; halk›n
birli¤ini bü-yüten de¤il, soldaki birlik öz-lemlerini seçimlere
endeksle-yerek istismar eden bir tutum-dur.
DEVR‹MC‹ DemokratikCephe, seçimle s›n›rland›-r›lamayacak kadar
önemli vekapsaml› bir düflüncedir. Cep-he, ba¤›ml›l›¤a, açl›¤a,
yoksul-
lu¤a, bask› ve zulme karfl› gerekli-dir. Bunlarla mücadele
edebilmek,bunlar› yokedebilmek için istemeli-yiz Cephe’yi.
CEPHE, bir çok ülkede, farkl›zamanlarda farkl› biçimlere
bü-rünmüfltür. Fakat solu ve halk› bir-lefltiren bir örgütlenme
zemini ola-rak cephe düflüncesinin kendisi, biriddian›n
tezahürüdür. Baflka türlüsöylersek, cepheler, solun ve
halk›nburjuvaziyle boy ölçüflmesinin, ikti-dar iddias›n›n ete
kemi¤e bürünmüflhalidirler. Her Cephe, kuruldu¤uanda bu iddiay›
maddi bir güç hali-ne getiremeyebilir. Fakat devrimcidemokratik bir
cephe kurma iddias›ve sorumlulu¤unu gösterenlerin, s›-radan
protestolarla yetinmeyece¤iaç›kt›r.
HALKLARIN tarihinde faflizmekarfl› birleflik cepheler,
anti-emperyalist cepheler oldu¤u gibi,emperyalizme ve faflizme
karfl› mü-cadeleyi birlikte ele alan cephelerde vard›r. Bunlar,
yaflan›lan dönem-lere ve koflullara göre biçimlenmifl-
tir. Keza, yine çeflitli ülkelerde sa-dece silahl› mücadeleyi
savunangruplar› bir araya getiren cepheleroldu¤u gibi, silahl›
mücadeleyi sa-vunanlarla bar›flç›l mücadeleyi te-mel alanlar› bir
araya getiren cephe-ler de vard›r. Devrimci DemokratikCephe,
ba¤›ms›zl›k ve demokrasihedefi temelinde eemmppeerryyaalliizzmmee
vveeffaaflfliizzmmee kkaarrflfl›› bir muhtevada olabi-lir. Devrimci
Demokratik Cephe, butemelde de solun devrimci ve de-mokrat
kesimlerini biraraya getire-bilir. Silahl› mücadele,
parlamentermücadele, legal ve illegal örgütlen-me gibi konularda
farkl› anlay›fllarasahip olmam›z, ba¤›ms›zl›k ve de-mokrasi hedefi
do¤rultusundabiraraya gelinmesine engel de¤ildir.
DEVR‹MC‹ demokratik bir cep-he, solun hiçbir kesiminin
çiz-gisiyle çeliflmez, kimsenin kendipolitika ve taktiklerine engel
olmaz.Ad› üstünde; devrimci demokratikbir cephe, halk›m›z›n
ba¤›ms›zl›kve demokrasi mücadelesini geliflti-recektir. Böyle bir
geliflim kiminpolitikas›yla çeliflir?
DEVR‹MC‹ Cephe’yi 1995y›l›ndan bu yana öneriyor,gündemde
tutuyoruz. Örgütlühalk güçlerinin çeflitli biçimleralt›nda biraraya
gelmesi için ›s-rarl› ve sistemli bir çaba içindeolduk. Bunlarda
flu veya bu bi-çimi dayatmaktan çok, ortakiradelerle
flekillenmesini esasald›k. 1996 y›l›nda devrimcicepheye iliflkin M.
Ali Baranimzal› bir yaz›da da belirtildi¤igibi; “Sosyalist bir
düzeni, iflçis›n›f›n›n iktidar›n› ve nihai so-nuçta s›n›fs›z,
sömürüsüz birdünyay› istemekle, bir avuç sö-mürücü-iflbirlikçi
az›nl›¤a karfl›her ulustan, dinden, mezheptentüm halklar›;
adaletten, eflitlik-ten, özgürlükten, demokratik birdüzenden,
oligarflik diktatörlü-
4 GÜNDEM 3 HHaziran 22007
CEPHE, bir çok ülkede,farkl› zamanlarda farkl› biçim-lere
bürünmüfltür. Fakat soluve halk› birlefltiren bir örgüt-lenme
zemini olarak cephe dü-flüncesinin kendisi, bir
iddian›ntezahürüdür. Baflka türlü söy-lersek, cepheler, solun ve
hal-
k›n burjuvaziyle boyölçüflmesinin ve iktidar iddias›n›n ete
kemi¤e
bürünmüfl halidirler.
Cephe’yi savunmak, ‹ktidar› istemektir!
-
¤ün y›k›lmas›ndan yana olan herke-si, devrimci cephe etraf›nda
birlefl-tirerek örgütlemek, yönlendirmek vebu taktiklerle
savaflt›rmak birbirle-riyle çeliflmez.”
‹DEOLOJ‹S‹NE güvensizlik, ken-dine güvensizlik, solu iktidar
id-dias›ndan, büyük hedeflerden, hal-k›n tümünü kucaklama
iddias›ndanuzaklaflt›rm›flt›r. Devrimci Demok-ratik Cephe, solun bu
anlamda kay-bettiklerini yeniden kazanmas›d›r.
SOLUN mücadele çizgisindekien dikkat çekici özelliklerdenbiri,
kendini “protesto” ile s›n›r-lam›fl olmas›d›r.
Karfl›-devrimcephesinin gündeme getirdi¤ipolitikalar› bozmay›,
geriletme-yi, püskürtmeyi amaçlayan birkavgaya
giriflilmemektedir.Kuflku yok ki, böyle bir müca-dele, “salt
protestocu” bir mü-cadeleden çok daha zordur, da-ha büyük bedeller
ödemeyi, da-ha fazla fedakarl›k ve sorumlu-luk üstlenmeyi
gerektirebilir.Fakat düzeniçileflen solculukbundan do¤al olarak
kaçmakta-d›r. “Protestocu”luk anlay›fl›,sadece düzeniçileflen
kesimlerles›n›rl› da kalmay›p, solun dahagenifl kesimlerini
etkilemifltir.Mesela, tam yedi y›l süren Bü-yük Direnifl,
karfl›-devrimin po-litikalar›n› bozmay›, püskürt-meyi, bulundu¤u
ideolojik ve poli-tik mevzileri sonuna kadar savun-may› esas alan
çizgisiyle bu protes-tocu çizginin d›fl›ndayd› ve bu nite-li¤inden
dolay› da, solun birçok ke-simi bu mücadeleyi bir noktadansonra
sürdüremedi.
SOLUN mücadele arenas›ndakibugünkü konumu, etkisiz ve
id-dias›zd›r. Kuflkusuz bu durumda,ony›llard›r sola karfl›
sürdürülenkarfl›-devrimin terörünün, hayat›nçeflitli alanlar›ndaki
tasfiyelerin, ör-gütsel darbelerin paylar› inkar edi-lemez. Fakat
sol aç›s›ndan belirleyi-ci olan bunlar de¤il; yukar›da
davurgulad›¤›m›z gibi, ideolojik dü-zeydeki gerilemedir.
SOLDA kapsaml› ve uzun vadelibirliklerin, cephe tarz›nda bir
araya gelifllerin uzun y›llard›r ger-çekleflememesinin alt›nda,
solunmaddi, örgütsel güçsüzlü¤ünün ya-n›s›ra, ideolojik ve politik
iddias›-n›n küçülmüfl olmas› belirleyici et-kenlerden biridir. Biz
devrimci de-mokratik cepheyi önerirken, asl›ndasola iddias›n›
büyütmeyi öneriyo-ruz. ‹deolojik politik olarak kendinibüyütmeyi
öneriyoruz.
SOLUN bir kesimi, birlik sözko-nusu oldu¤unda sadece seçim-lerde
motive olmakta, heyecanlan-maktad›r. Bu durum, solun
ufkunun“parlamentarizmle” s›n›rlanmas›-
n›n, solun iddias›zlaflmas›n›n tart›-fl›lmaz kan›t› olarak da
görülebilir.Ancak flunu belirtelim ki; birli¤iparlamentoda donduran
hiçbir anla-y›fl, solun ve halk›n birlik ihtiyac›nacevap
veremez.
HAYATIN içindeki herkes bili-yor ki, halk›n ve solun
karfl›karfl›ya oldu¤u sorunlar, parlamentoçat›s› alt›na
s›¤d›r›lamayacak kadarçok; düzenin parlamentosu, halk›nsorunlar›n›n
çözüm yeri olamaya-cak kadar dar ve göstermeliktir. Par-lamenter
mücadele içindekiler de bugerçe¤i kabul edecektir. O
halde,emperyalizme ve faflizme karfl› dev-rimci demokratik bir
cepheyi ger-çeklefltirme göreviyle, seçim sand›-¤›n› birbirine
kar›flt›rmayal›m. ‹ste-yen, seçim mücadelesini kendi anla-y›fl› ve
ittifaklar› içinde sürdürecek-
tir zaten. Ama devrimci demokratikcepheye, parlamentoyu,
seçimleriaflan bir iddia ve kapsamda yaklafla-l›m. HHeeddeeff,
emperyalizme, faflizmekarfl› mücadelemizde mevziler ka-zanmakt›r.
HHeeddeeff, kitleleri kazan-makt›r. HHeeddeeff, ba¤›ms›zl›¤›m›z›
vedemokrasiyi kazanmakt›r.
SINIFLAR mücadelesinde ege-men s›n›flar ilerliyorsa, ezilen-ler
geriliyor demektir. Bir taraf,mevzi kazan›yorsa, öbür taraf
kay-bediyor demektir. Boflluk yoktur.Gerileyen, kaybeden de¤il,
ilerle-
yen ve kazanan olmak içinöneriyoruz DEVR‹MC‹ DE-MOKRAT‹K
CEPHE’yi.
1996 fiubat’›nda, “Demokra-tik Muhalefeti Birlefltirme-liyiz”
ça¤r›s›yla, DDeemmookkrraattiikkMMuuhhaalleeffeett MMeecclliissii
ve DDee--mmookkrraattiikk MMuuhhaalleeffeett
CCeepphheessiiönerilerimizi gündeme getir-mifltik. M. Ali Baran
imzal› buyaz›n›n bir yerinde de flöyledeniyordu: “DEVR‹MC‹
mü-cadele, devrimci cephe pers-pektifiyle, birleflik
mücadeleyihayata geçirmek için süratleyol almaz ve somut
sonuçlaryaratamazsa oligarfli, emper-yalizmin, TÜS‹AD’›n ve de
re-formistlerin düzen içi çözümle-riyle halk kitlelerinin
devrimcipotansiyelini bir süre daha
kendi ç›karlar› için kullanacak de-mektir. ”
YAKLAfiIK 11 y›l sonra yine ay-n› noktaya, ayn› tehlikeye
iflaretetmek durumunday›z. Evet, e¤er bizhalk›n mücadelesine
önderlik edebi-lecek devrimci demokratik bir cep-heyi kuramazsak,
kitlelerin demok-rasi özlemlerini, fleriatç›l›¤a, gerici-¤e karfl›
ç›k›fllar›n›, hatta emperya-lizme karfl› tepkilerini, kâh
kendini“ulusalc›” olarak gösteren faflistler,CHP gibi düzen
güçleri, Avrupa Bir-likçiler, istismar etmeye, al›nt›dakideyiflle
kkeennddii çç››kkaarrllaarr›› iiççiinn kkuullllaann--mmaayyaa devam
edeceklerdir. Bunu ön-lemek için solun cephe birli¤ini
sa¤-lamal›y›z. Bunu önlemek için halkgüçlerinin bir cephe içinde
güçlerinibirlefltirmesini sa¤lamal›y›z.
Say›: 107 5GÜNDEM
Halk›n ve solun karfl›karfl›ya oldu¤u sorunlar,
parlamento çat›s› alt›na s›¤d›r›lamayacak kadar çok;
düzenin parlamentosu, halk›n so-runlar›n›n çözüm yeri
olamaya-cak kadar dar ve göstermeliktir.Parlamenter mücadele
içindeki-ler de bu gerçe¤i kabul edecek-tir. O halde, emperyalizme
ve
faflizme karfl› devrimci demokra-tik bir cepheyi
gerçeklefltirme
göreviyle, seçim sand›¤›n› birbi-rine kar›flt›rmayal›m.
-
Devrimci Demokra-tik Cephe, pratikolarak nedir? El-bette bir
Cephegündeme gel-di¤inde politikmuhtevas›n-dan nas›l olu-flaca¤›na,
nas›lkarar alaca¤›nakadar tart›fl›lacakçok fleyi olacakt›r.
Amabugün tart›flmalar› bunlarlabo¤mak yerine, bir cephe
fiiliyattahangi ihtiyaca cevap verecek, enbaflta bunu
somutlayal›m.
BBiirr;; sol güçleri biraraya getirir.
‹‹kkii;; örgütlü halk güçlerini bir-araya getirir.
ÜÜçç;; karfl›-devrim karfl›s›nda hal-k› maddi bir güç haline
getirir.
DDöörrtt;; daha genifl kitleler, örgüt-süz kesimler için
örgütleyici bir çe-kim merkezi olur.
Cepheler, salt birileri istedi¤iiçin hayat bulmaz elbette.
Onlar›nnesnel zemini, halk›n mücadelesininihtiyaçlar›d›r. Yukar›da
s›ralad›¤›-m›z dört madde, e¤er mücadeleninihtiyac›ysa, o halde
buna cevap ve-recek birlikteliklerin oluflturulmas›görevi de
tart›fl›lamaz.
O noktada solun “birli¤in/cephe-nin olup olmamas›”n› de¤il,
nas›lolabilece¤ini tart›flmas› gerekir.
Fakat ne yaz›k ki biz bu nokta-n›n gerisindeyiz.
Anlaflamad›¤›m›z nedir peki?
Esas›nda bu soruya doyurucu bircevap vermek, ilk elde oldukça
zor-dur. Çünkü, ne karfl› karfl›ya oldu-¤umuz tehlikeler konusunda,
negüncel görevler konusunda, çokfarkl› fley söylemek durumundaolan
kimse yoktur.
Ülkemiz ve halk›m›z, faflizmle,
cunta-c›l›kla, fleriatç›l›kla, bunlar›n ortak-lafla uygulad›¤›
her türlü zulüm vesömürüyle karfl› karfl›yad›r.
Faflizm 60 y›ld›r varolan bir ol-gu. Yok say›lmas›,
küçümsenmesisözkonusu olamaz. Cuntac›l›k, cun-ta tehditleri de
ortada. Gericili¤inöncelikle veya bafl tehlike olmasa dabir tehdit
oluflturmad›¤› söylene-mez. Fakat bunlara karfl› nas›l müca-dele
edece¤iz? Siyasi sürece, nas›l,hangi cepheden müdahil olaca¤›z.Tüm
bunlar› önlemenin yolu olarakparlamentoyu göstermek, büyük
biryan›lg› veya aldatmacad›r.
Faflizme, cuntalara, gericili¤e,fleriatç›l›¤a karfl› tek
kurtulufl yolu,ddeevvrriimmccii mmüüccaaddeelleeddiirr..
Bunlar›nkarfl›s›na hhaallkk››nn bbiirrllii¤¤ii vvee
mmüüccaaddee--lleessiiyyllee ç›k›labilir. Ve Devrimci De-mokratik
Cephe, iflte tam da bu nok-tada, tüm karfl›-devrim güçlerinekarfl›
mücadelenin bu zeminde sür-dürülmesini sa¤layabilecek bir
ze-mindir.
Cephe, tarihsel olarak halklar›nmücadelesi içinde böyle bir
misyo-nu yerine getirebilece¤ini kan›tla-m›fl bir örgütlenme
biçimidir. Mese-le, ona hayat verebilmektir.
Her cephenin oldu¤u gibi, Dev-rimci Demokratik Cephe’nin de
birprogram›, tüzü¤ü olur elbette; fakat
ona hayat verecek olan, o cepheiçinde yeralacak güçlerin halka
kar-fl› sorumlulu¤u, mücadeledeki ka-rarl›l›¤›, birlikteki
samimiyeti ola-cakt›r.
Devrimci Demokratik Cephe’yeihtiyac›m›z hem stratejik, hem
tak-tiktir, hem uzun vadeli, hem güncel-
dir.
Güncel ihtiyaçlar›n ba-z›lar›ndan sözedelim he-
men burada:
AKP faflizmi pe-kifltiren politikalar›-n›, bir “seçim
arife-sinde” olunmas›na
ra¤men, sürdürüyor.Polise daha fazla yetki
veren bir yasa tasar›s›n›gündeme getirmifl durumda.
Ne yapabiliyoruz buna karfl›?
Onlarca, bazen 40-50 imzaylabiraraya geliniyor, bir bas›n
aç›kla-mas›, tamam... ““KKaarrflfl››”” oldu¤umu-zu aç›klaman›n
ötesinde hiçbir ifl-levleri yok bunlar›n. Oysa solun gö-revi,
“karfl›” oldu¤unu ilan etmeninötesinde, karfl› oldu¤u
politikalar›,kararlar›, yasalar›, durdurmak içinmilitanca mücadele
vermektir. Bumilitanca mücadeleye kitleleri kata-rak, flu veya bu
politikaya “karfl›”olmaktan öte, ““yyaannaa”” oldu¤u birdüzenin
kurulmas› kavgas›n› büyüt-mektir.
Cepheler, iflte bu noktada, solu“protesto” hareketi olmaktan
ç›kar-t›p, halk› mevzi mücadelesi verirhale getirmeleriyle, bunun
daha öte-sinde ise, iktidar hareketi yapmala-r›yla gelip geçici,
güncel birliktelik-lerden ayr›l›rlar.
1 May›s 2007, hemen herkesiumutland›rm›flt›. Ama flu an
itiba-riyle, o birliktelik ve mücadele, sü-reklileflmiyor, daha
ileri gitmiyor. 1May›s, kitlesel ve militan bir güçleortaya
ç›k›ld›¤›nda, sonuç alabile-ce¤imizin bir göstergesiydi.
Ayn›birlikteli¤in ve ayn› mücadeleninbirçok yerde gerçekleflti¤ini
düflü-nün. Kuflkusuz böyle bir tablo, so-lun s›n›flar mücadelesine
iradi mü-dahalelerde bulunabilen bir güç ha-line gelmesi demektir.
Fakat belirt-
6 CEPHE 3 HHaziran 22007
Devrimci Demokratik Cephe’ye NEDEN ihtiyac›m›z var?NELER engel
oluyor?
-
Say›: 107 7CEPHE
ti¤imiz ve zaten herkesin de bil-mekte oldu¤u gibi, o zeminde, o
an-lay›fl temelinde gelifltirebildi¤imizbir birliktelik de yoktur.
Daha dakötüsü, öyle bir birliktelik solun fluanki ufkunda da
görünmüyor.
Tüm devrimci, demokrat, ilericigüçleri, daha ileri, militan bir
birlik-teli¤i, bir Devrimci DemokratikCephe’yi ufuklar› içine
almaya da-vet ediyoruz.
Parlamentoya girmek için ittifakyapmak, Devrimci
DemokratikCephe’yi oluflturmak de¤ildir. Buittifaklar, sand›kla
kurulur, san-d›k kalk›nca da¤›l›r. Seçim itti-faklar›n›n bizzat
taraf› olanlar,bunu defalarca yaflad›lar. Ama›srarla, bu seçim
ittifaklar› sankiseçimle s›n›rl› de¤ilmifl gibi te-oriler,
propagandalar yap›larak,hem kendilerini, hem solu ya-n›ltmaya devam
ediyorlar. Butür tarif ve benzetmeler, pp rrooppaaggaann--ddiiff
olman›n ötesinde hiçbir anlamtafl›mazlar. Nitekim, bugüne
kadar“parlamento için” oluflturulan bir-liklere yak›flt›r›lan bu
tür rollerin,misyonlar›n hayat›n içinde hiçbirkarfl›l›k bulmad›¤›
ortadad›r.
E¤er gerçekten, emperyalizmin,oligarflinin sald›r›lar›
karfl›s›nda birbirlik isteniyorsa, bunu oluflturma-n›n yolu, zemini
bellidir.
Afla¤›daki flu sat›rlar, ufuksuzlu-¤un veya baflka bir deyiflle
beyinle-rin sand›kta kilitlenmesinin bir ör-ne¤idir:
“Demokrasi güçlerinin bu gidi-flat karfl›s›nda hiç kay›p
vermedenbirleflmesi tarihi bir zorunluluk.Birlik ve ortak ba¤›ms›z
adaylarlaseçime girmek yükselen milliyetçilikve gericilik yar›fl›na
karfl› bir odakoluflturabilir. ” (Kamil Tekin Sürek,Evrensel, 29
May›s 2007)
Linç politikalar›na, gericili¤ekarfl› barikat› parlamenter
koltukla-r›yla örecek anlafl›lan bu anlay›fl sa-hipleri.
“Bu oyunu bozman›n yolu geri-ci-faflist kliklere karfl›
ddeemmookkrraassii ttaa--lleebbii eettrraaff››nnddaa genifl bir
ittifak olufl-turmakt›r” diye söze bafllay›p, “De-mokrasi için bir
birlik kurulamazsa
TBMM’ye girebilmek hiç kolay ol-mayacakt›r” diye devam
edilirse,orada demokrasi mücadelesi parla-mentoya endekslenmifl,
baflka de-yiflle sand›¤a gömülmüfltür. Oradanbir fley ç›kmaz.
Solun birli¤ini, bir cephe olufl-turmas›n› engelleyen ne-
d e n l e r
neler diye kafa yoruyoruz biz. Ufkusand›kla s›n›rl› olanlar›n
buna bak›flaç›lar› bile çarp›k:
“Kimse kendi grup ya da kifliselç›kar›n› böyle bir birli¤in
oluflmas›-n›n önüne ç›karmamal›d›r. Milletve-kili pazarl›¤›,
‘benden olsun’ tavr›,birli¤in önündeki en büyük engel-lerden
baz›lar›d›r.”
Her fleyini seçime endekslemiflreformizmin dertleri baflka,
halk›nmücadelesinin ihtiyaçlar› baflka.
PPoolliittiikk eennggeelllleerrSSuubbjjeekkttiiff
eennggeelllleerr
Solun baz› kesimlerinin ba¤›m-s›zl›¤› iyice tali plana at›p
“demok-rasiyi” ön plana almas›, baflka birdeyiflle ba¤›ms›zl›k ve
demokrasimücadelesini birbirinden koparmas›sözkonusudur. Bu
koparmada, de-mokrasi de asl›nda Avrupa Birli¤iüyeli¤ine
endekslenmiflti. Bu çizgi-nin art›k pratik olarak da iflas
etti¤iaç›kt›r. O halde bu anlay›fltakiler desorumlu bir
muhasebeyle, DevrimciDemokratik Cephe’nin bir parças›olabilirler ve
olmal›d›rlar.
Mesela, sorun cephenin siyasalniteli¤inin ne olaca¤›nda
anlaflama-
mak de¤ildir. Kim niye kaç›yorDevrimci, Demokratik
Cephe’den?Böyle bir oluflum, kimin hangiamaçlar›yla çeliflebilir?
Bunu datart›flmal›y›z.
Parti-Cephe çizgisinin Mahir-ler’den bu yana savunduklar›
bircephe anlay›fl› ve modeli vard›r.Farkl› gruplar›n da bu noktada
y›l-
lardan beri savunduklar› çeflitlicephe anlay›fl ve modellerivar.
Fakat dikkat edilecekolursa, biz gerek bu yaz›-m›zda, gerekse de
“Devrim-ci Demokratik Cephe” üzeri-ne önceki yaz›lar›m›zda,
bun-lar› tart›flm›yoruz.
Devrimci Demokratik Cep-he, bugünün görevlerinden, bu-
günün somutundan hareketle flekil-lendirmemiz gereken bir
birlikte-liktir. Bunu, kendi modellerimizeuydurmaya çal›flmak veya
kendi
modellerimize uygun koflullar orta-ya ç›k›ncaya kadar her türlü
birlik-ten, cepheden uzak durmak, dogma-tik ve flabloncu bir
yaklafl›md›r veböyle bir yaklafl›mla da somut gö-revleri
omuzlayamayaca¤›m›z aç›k-t›r.
Anti-faflist, anti-emperyalist ol-mak, solda hemen herkesin
birleflti-¤i, birleflebilece¤i bir zemindir. Em-peryalizme ve
faflizme karfl› Dev-rimci Demokratik Cephe’nin muh-tevas›nda
anlaflamamak sözkonusude¤ildir bu anlamda.
Keza, örgütlenme sorunlar›, bi-çim sorunlar› da ayn› flekilde
afl›la-bilir sorunlard›r kan›m›zca. Solundevrimci bir cephe
temelinde biraraya gelmesinin önüne klasik has-tal›klar ç›k›yor.
Halk›n ve solun ih-tiyaçlar›na cevap vermek temelindeyürütülmesi
gereken tart›flmalar,öönnccüüllüükk,, ggrruuppççuulluukk
kayg›lar›ylagölgeleniyor.
Gerçekten izah› güç bir rriiyyaa sür-dürülüyor bu arada.
Birlikten ka-çanlar, çeflitli sol çocukluk hastal›k-lar›yla
birliklerin önünde engelolanlar, sanki en birlikçi kendileriy-mifl
gibi davran›yorlar.
Mesela, “ÖDP listelerini solaaçt›” denilerek ÖDP’nin asl›nda
bir
-
8 CEPHE 3 HHaziran 22007
““cceepphhee öörrggüüttüü”” olarak kuruldu¤usöyleniyor. DTP’nin
birkaç “bat›”ilinde kendi d›fl›nda ba¤›ms›z aday-lar› desteklemesi
““ddeemmookkrraassii cceepp--hheessii”” diye adland›r›l›yor.
Birlik,cephe bu kadar basit ve ucuz bir fleyde¤ildir.
ÖDP, kuruluflunda da kendisini“solun birli¤i” olarak ilan
etmifltihat›rlanacak olursa. Asl›nda böylebir söylem kullanmak,
ben, “benimçat›m›n alt›nda yeralmay› kabuledenlerin d›fl›nda hiç
kimseyle bir-lik yapmam” demektir.
1995’ten beri, ›srarl› bir flekildegündeme getirdik bu öneriyi.
Bir-çok zeminde tart›flmaya açt›k. Ka-l›plaflm›fl birlikler,
flabloncu model-ler yerine, içinde yeralacaklar tara-f›ndan
flekillendirilmesini esas alanbir anlay›fl önerdik. Ayd›nlardan
le-gal partilere, sendikalardan odalara,devrimci gruplardan tek tek
devrim-ci, demokrat kiflilere kadar herkesinyeralabilece¤i
meclisleri gündemegetirdik. Fakat genifl bir tart›flma ze-mini bile
oluflmad› bilindi¤i gibi.
Çünkü ““öönnccüüllüükk,, aarrttçç››ll››kk”” kay-g›lar› hemen
hiçbir zaman afl›lmad›.Bugün de halen afl›lmam›fl oldu¤ugibi...
Keza, ““iiccaazzeettççiilliikk”” birçokçevrenin birlik konusundaki
davra-n›fllar›n› yönlendiren temel unsur-lardan biri olmufltur.
Devrimcilerleyanyana görünmenin kendilerine negetirip ne götürece¤i
üzerine “k›l›k›rk yaran” hesaplar yapm›flt›r re-formizmin çeflitli
kesimleri. Böylebir yanyana geliflin oligarflinin ica-zetini
daraltaca¤›n› gördükleri nok-tada devrimcilerden de, do¤al ola-rak
onlar›n tüm önerilerinden deköfle bucak kaçt›lar.
Aynen “AB’ye dayal› demokra-si” konusunda oldu¤u gibi, bu
ko-nuda da solun bir muhasebe yapma-s› gerek. Bu süreçte ileriye
do¤ruat›lan her ad›mda, devrimciler var-d›r. ABD’nin Irak’›
iflgaline karfl›mücadelede, Saraçhane ve Taksim 1May›s’lar›nda
devrimcilerle yanya-na olduklar› sürece mücadele
gelifl-tirildi.
Gerek sendikalar, gerekse de le-gal parti çevreleri, bu ve
benzeri
baflka birlikteliklerin ard›ndan hep“demekki birlikte ifl
yapabiliyor-mufluz” dediler ama bunlar›n deva-m› gelmedi, bu
söylemler siyasi an-lamda yans›mas›n› bulmad›; siyasianlamda süren
icazetçilik oldu.
Türkiye solunun her kesimininflunu görmesi gerekiyor: Linç
sald›-r›lar›, flovenist kuflatma, F Tipleri,terör demagojisi,
bunlar›n hiçbiritek bafl›na bir veya iki siyasi hare-kete
yönelmekle s›n›rl› kalm›yor.Evet, karfl›-devrimin bu sald›r›
poli-tikalar›n›n öncelikli olarak hedefle-di¤i hareketler var,
ancak bu, sald›-r›n›n esasta tüm sola yönelmifl oldu-¤u, muhteva
olarak tüm solu kapsa-d›¤› gerçe¤ini de¤ifltirmiyor.
F Tipleri sald›r›s› sendikalardanlegal partilere kadar herkese
bir fle-kilde darbeler vurmad› m›?
Linç sald›r›lar›n›n oluflturdu¤usiyasi atmosfer, tüm solu
kuflatmad›m›?
En son Anafartalar Çarfl›s›’n›nbombalanmas›n›n ard›ndan
t›rman-d›r›lan terör demagojisi, hayat›n heralan›nda devrimci,
demokratik mü-cadelenin önüne engel olmuyor mu?
Terör demagojileriyle, linç poli-tikalar›yla devrimcilerin önüne
göz-le görülecek kadar aç›k ve kal›n birduvar örülüyor; oligarfli
devrimcile-ri halktan tecrit etme politikas›n›çok de¤iflik
araçlarla zenginlefltire-rek sürdürüyor. Bunlara karfl› da
ye-terince mücadele edemiyoruz. Örü-len o duvar› yerle bir
edemiyoruz.Hat›rlanacakt›r, linç sald›r›lar› yay-g›nlafl›rken, tüm
sola, tüm Türkiyeçap›nda ortaklafla olarak “gerçekleriaç›klama
kampanyas›” yürütmeyiönermifltik. Gerçek flu ki, bu kap-samda, bu
yayg›nl›kta kampanyalar
yürütmek, tam da DevrimciDemokratik Cephe’nin ifli-dir; böyle
bir mücadeleninalt›ndan ancak böyle birbirliktelik kalkabilir.
Halka yönelik eylemlerkullan›larak, linç politikala-r›
uygulanarak, kitleler solakarfl› k›flk›rt›l›yor. Sola kar-fl›
k›flk›rt›lm›fl kitleler için-de politika yapmak duru-
munda kal›yoruz.
Anafartalar’daki patlamayla il-gili, patlama yerinde bir
k›namayapmak, politika san›l›yor. Meselebu de¤il; kitleleri bu
etkiden nas›lç›kartaca¤›z? Meselemiz buradad›r.
Sol bu duvar› y›kamad›¤› süreceparlamenter mücadeleden de
istedi-¤i sonucu alamayaca¤›n› görmektenuzak ne yaz›k ki. Evet,
yukar›dakik›sa özetten de anlafl›laca¤› gibi,devrimci, demokratik
güçlerin bir-araya gelmesinin önünde hem poli-tik engeller, hem
subjektif nedenlervard›r. Fakat, neticede tüm bu en-geller
afl›lamaz de¤ildir. DevrimciDemokratik Cephe, zaten bu engel-leri
aflma iradesinin ad›d›r.
‹ster legal particilik çerçevesindebir mücadele yürütülüyor
olunsun,isterse de devrimci bir çizgide; hattaisterseniz sadece
sendikal mücadeledüzeyinde, her halükârda, kitleleribir mücadele
içine çekmek duru-munday›z. Genifl kitleler üzerindedüzen
güçlerinin etkisi yo¤unlaflt›k-ça, solun alan› daral›yor. Sol
kitle-sellik aç›s›ndan en geri dönemlerin-den birini yaflarken,
ayn› kesitte birbak›yorsunuz, solun d›fl›nda Türkiyetarihinin en
kitlesel gösterileri ger-çeklefliyor. Elbette solun bu
kon-jonktürden ç›karaca¤› dersler olma-l›. Bunun ›fl›¤›nda ataca¤›
ad›mlarolmal›. Bu ad›mlardan biri Devrim-ci Demokratik Cephe
olmal›d›r.
Her siyasi hareket, kitleleri ken-di anlay›fl› do¤rultusunda bir
müca-deleye kanalize etmeyi hedeflerkuflkusuz. Ama bugün ortada flu
ve-ya bu yöne “kanalize” edilebilecekbir aakk››flfl yoktur.
Devrimci Demokra-tik Cephe, bu ak›fl› yaratman›n ara-c›d›r ayn›
zamanda.
Devrimci,demokratik ggüçlerin bbiraraya
gelmesinin öönünde hhem ppolitik engeller, hhem ssubjektif
nnedenlervard›r. FFakat, nneticede ttüm bbu
engeller afl›lamaz dde¤ildir. DDevrimciDemokratik CCephe, zzaten
bbu
engelleri aaflma iiradesinin ad›d›r.
-
Say›: 107 9FAfi‹ZM
Ankara’daki bomban›n ard›n-dan, f›rsat kollad›¤› anlafl›lan
AKP,polise s›n›rs›z yetkiler veren bir ta-sar› haz›rlad›. AKP
milletvekilleriSelami Uzun, Kerim Özkul, SinanÖzkan ve Muharrem
Tozçöken’inimzas›yla meclise sunulan, PolisVazife ve Salahiyet
Kanunu’nda de-¤ifliklik öngören teklif CHP’lilerinde deste¤iyle
kabul edildi.
‘Demokratikleflme’ masal›daha fazla bask›yla bitti
“AB uyum yasalar›” ç›kar›l›r-ken, bu ülkenin
demokratikleflmeyolunda h›zla ad›m att›¤›na inanan-lar hiç de az
de¤ildi. Hatta kendinisosyalist olarak niteleyenlerden da-hi “bu
bir burjuva demokratik dev-rim” diyenler olmufltu. Tek mesele,o
yasalar›n pratikte uygulanmamas›meselesiydi, bir de uygulansa iflte
ozaman demokratik, hukuk devletiolacakt›k!
Bu yasalar aras›nda iktidar tara-f›ndan tüm toplumu aldatmak
içinen fazla kullan›lanlardan biri de, po-lisin her türlü
keyfili¤inin, terörü-nün önünü açan yetkilerinde yap›-lan
k›s›tlamalard›.
Polis her f›rsatta ““AABB yyaassaallaarr››yy--llaa
eelllleerriinniinn kkoollllaarr››nn››nn
bbaa¤¤llaanndd››¤¤››””propagandas› yap›yor, hatta önleye-bilece¤i
kimi olaylar› bilerek önle-meme oyunu ile “bak›n yetkimiz
k›-s›tland› böyle oldu” demeçleri veri-yordu. Genelkurmay da ayn›
flekil-de, nnee oolluuyyoorrssaa yyeettkkiissiizzllii¤¤iimmiizz
yyüü--zzüünnddeenn oolluuyyoorr mahiyetinde aç›kla-malarla daha
fazla yetki için ka-muoyu oluflturuyordu.
Asl›nda tüm bunlar, “eskiyedönmek” için de¤il, aksine
eskidenvarolan yetkilerinin de üzerinde
yetkiler elde etmek içindi. Çünkü,yasalarda ne yazarsa yazs›n,
asl›ndak›s›tlanan bir yetki yoktu. Özellikledevrimci, demokratik
muhalefetekarfl› s›n›rs›z bir özgürlük içinde ha-reket ediyorlar,
“terör” demagojisiile bu yasad›fl›l›¤›n elefltirilmesininde önünü
kesiyorlard›.
fiimdi bu tasar› ile polis istedi¤i-ni elde etti. AB
düzenlemeleri önce-sinde ne varsa geri ald›¤› gibi, örne-¤in
üniversitelere rahatça girme,izin almadan dinleme gibi
olmayanyetkiler de ald›.
Kimilerinin ““ppoolliiss ddeevvlleettiinnee ddöö--nnüüflfl,,
hhuukkuukk ddeevvlleettiinnee eellvvaaddaa”” de-di¤i, ancak olmayan
hukuk devleti-ne veda edilemeyece¤ine göre, enfazla polis
devletinin daha da ku-rumsallaflt›r›lmas› denilebilecek
dü-zenlemeler ne getiriyor, özetle bun-lara bakal›m:
‹‹ZZ‹‹NNSS‹‹ZZ DD‹‹NNLLEEMMEE Polis,“suçu önleme” ad›na yapt›¤›
istih-barat faaliyetlerinde, kiflileri uzak-tan kamerayla izleme,
seslerini kay-detme, internet ortam›ndaki haber-leflmelerini izleme
gibi yetkilere sa-hip olabilece¤i gibi, bu düzenlemeile
telefonlar›n izinsiz dinlenmesi-nin de yolu aç›lacak. Oligarfli içi
ik-tidar kavgalar›ndaki “telekulak” va-kalar›n› bir yana
b›rak›rsan›z, bugü-ne kadar polisin devrimci, demokratkifli ve
kurumlara yönelik fiili ola-rak kulland›¤› hukuk d›fl›
dinlemeolaylar›, yasallaflt›r›l›yor. Gerekçede her derde deva
“terör” demagoji-si olacakt›r. Ki yasada, bu iznin “ka-çakç›l›k ve
terör” kapsam›nda veril-mesi, uygulaman›n hedefini de
gös-teriyor.
FF‹‹fifiLLEEMMEE ÖÖZZGGÜÜRRLLÜÜ⁄⁄ÜÜ Po-lise, tüm halk› fifllemek
için her tür-lü f›rsat› de¤erlendirme yetkisi veri-
liyor. Buna göre, pasaport, ehliyetbaflvurusu yapanlar›n dahi
parmakizi al›nabilecek. Her toplumsalolayda, polisin “bundan
flüphelen-dim” dedi¤i her kifliden de rahatçaparmak izi al›nmas›,
resminin çekil-mesi gündemde. Bu fiflleme kay›tla-r› 80 y›l boyunca
saklanabilecek. 12Eylül döneminin fifllerini silmekle
� Polis flüphelenirse, istedi-¤i herkesi rahatl›kla durdu-rup
arayabilecek. “Önlemearamas›” ad› alt›nda izinalmaya gerek
olmayacak.
� Durdururken, zor kullan›r-ken ihtarda bulunmayacak.
� ‹stedi¤inde ‘zor’ kullana-bilecek. ‘Zor’ kullanma;coplamadan
silah kullan-maya kadar varabilecek.
� Parmak izinizi al›p foto¤-raf›n›z› çekerek fifllemeözgürlü¤üne
kavuflacak.
� Polisin ‘flüpheli’ dedi¤ikifli, resmi gözalt› iflleminekadar
polisin istedi¤i kadar“al›konulabilecek.”
� ‹zin almadan, mahkemekarar› olmadan dinlemeyapabilecek.
� Polis ile jandarmanınüniversitelere girmesi içinrektör ve
dekanların ça¤rısıve iznine gerek olmayacak.
Faflizmden vazgeçmeyen AKP, polis devletinikurumlaflt›ran yeni
yetkiler tan›d›
POL‹S TERÖRÜNE YASAL KILIF
-
10 FAfi‹ZM 3 HHaziran 22007
övünen iktidar›n as›l mant›¤›n›n, fa-flizmin tüm toplumu
tehlikeli görenve fifllemek isteyen mant›¤› oldu¤ugörülüyor.
SSIINNIIRRSSIIZZ AARRAAMMAA Polisin ençok demagoji yapt›¤›
konulardanbiri “arama yetkisi”ydi. Hakim,savc› izni gerekmeksizin,
istedi¤imkifliyi, yeri arayay›m istiyordu. ‹ste-di¤ine kavufltu.
Sadece mülki, idariamirin yani kendi fleflerinin verdi¤iyaz›l›
emirle, kiflilerin üstlerini,araçlar›n›, özel ka¤›tlar›n›,
eflyas›n›arayabilecek. Bununla da kalm›yor;bugüne kadar özel
kanunlarla aran-mama istisnalar› bulunan, avukatl›kgibi mesle¤e
sahip kifliler de izinsizaranabilecek.
Gösteri düzenlenen yerlerin çev-resinde istedi¤ini durdurup
arama,sendikalar ve demokratik kitle ör-gütlerini, odalar› arama
yetkisini deelde eden polis, bugüne kadar rektörve dekanlar›n
ça¤›rmas› ve izniylegirdi¤i üniversitelere de “ö¤retimve e¤itim
özgürlü¤ünün sa¤lama”k›l›f›yla istedi¤i gibi girecek,
giriflç›k›fllar›nda ö¤rencileri çevirip ara-yabilecek. Hakim iznine
tabi olacaktek arama, “iflyeri” ve “konut” nite-li¤indeki yerler
olacak. Yani, dev-rimci, demokratik muhalefete yöne-lik s›n›rs›z
arama yetkisi olurken,eskaza patronlar böyle bir durumla
karfl› karfl›ya kald›klar›nda önce izinalacaklar.
AALLIIKKOOYYMMAA VVEE DDUURRDDUURR--MMAA Polisin ‘flüpheli’
dedi¤i kifli,resmi gözalt› ifllemine kadar polisinistedi¤i kadar
“al›konulabilecek.”
Kiflileri, araçlar› durdurma yet-kisini kullanmas› için polisin
“tteecc--rrüübbeessiinnee,, iizzlleenniimmiinnee dayanan ma-kul bir
sebebin” olmas› yeterli ola-cak. Yani sokakta herhangi
birini“tecrübeme göre bu suçlu” diyedurdurup arayacak,
sorgulayacak,fiflleyecek. Yani herkes potansiyelsuçlu muamelesi
görecek. Bu aradapolisin “tecrübesinin”, hep devrim-ci, demokratik
muhalefetin her ko-flulda “suçlu” görme yönünde oldu-¤unu söylemeye
gerek yok san›r›z.
ZZOORR KKUULLLLAANNMMAA Tasar›dapolisin sokak infazlar›na kap›
açanzor kullanma yetkisi art›r›l›yor. Po-lis, kademeli olarak artan
biçimdecoplamadan bas›nçl› suya, her f›r-satta kulland›¤› biber
gaz›ndan ke-lepçelemeye varan zor kullanabile-cek. Bunun için
herhangi bir uyar›yapmaya gerek duymayacak. “Dur”ihtar› yapt›ktan
sonra atefl açma yet-kisine sahip olacak. Zoru hangi bi-çim ve
fliddette kullanaca¤›na poli-sin kendisi karar verecek.
Polisin zor kullanma yetkisininbu düzeyde olmad›¤› koflulda,
8
Martlar’da, 1 May›s’ta yarat›lan te-röre herkes tan›k oldu.
Polis otosu-na doldurdu¤u insanlara içeride a¤-z›na yüzüne biber
gaz› s›kacak den-li keyfi, faflist bir kafa yap›s›na sa-hip olan
polisin, fliddeti ne düzeydekullanaca¤›na kendisinin yetkili
k›-l›nmas›n›n pratikte nas›l karfl›m›zaç›kaca¤›n› anlamak için
kahin ol-maya gerek yoktur. Silah kullanmayetkisinin yeni
infazlar›n önünüaçaca¤› da bugünden bellidir.
Burjuva bas›n›n dahi “s›k›yöne-tim” yetkisi, “ola¤anüstü” yetki
di-ye niteledi¤i artan yetkiler bunlarlas›n›rl› de¤il, ancak bunlar
bile, fa-flist bask›n›n yasallaflt›r›lmas›nda,polis devletinin
kurumsallaflt›r›lma-s›nda ciddi ad›mlar at›ld›¤›n› gös-termeye
yeterlidir.
AKP’nin demokratl›k maskesinin alt›ndaki faflist yüzü
görüldü
Polisin 1 May›s’ta tüm ‹stanbul-lular’a yönelik uygulad›¤›
terörle il-gili olarak ‹stanbul Valisi ve Emni-yet Müdürü
suçlanm›fl, böyle geniflçapl› bir terörün AAKKPP
hhüükküümmeettiinniinnoonnaayy›› olmadan uygulanamayaca¤›görülmek
istenmemiflti.
Tasar›, tam da bu terörün sahibi-nin bizzat AKP hükümeti
oldu¤unu
K›z›ltepe'de Ah-met ve U¤ur Kaymaz’›n katili po-lisleri beraat
ettirmekle yetinme-yen oligarflinin yarg›s›, Kaymazailesinin
avukatl›¤›n› üstlenen Ta-hir Elçi hakk›nda dava açt›. 12
ya-fl›ndaki U¤ur’un infaz›n›n teflhirive yaratt›¤› rahats›zl›¤›n
intikam›-n› almaya devam eden ve perva-s›zca, infazc›lara sahip
ç›kan yar-g›ya göre avukat›n suçu; Eskifle-hir ACM için yapt›¤›,
"Tarafs›zyarg›lama istiyoruz. Adaletin bu-rada gerçekleflmesini
istiyoruz"aç›klamas› nedeniyle, mahkeme
heyetini etkilemek!Mahkemenin adalet-
sizli¤i bugün ispatlanm›fldurumda, Avukat tam dabunu dile
getirdi¤i, mah-
keme heyetinin, taleplerini sürek-li olarak reddeden,
ciddiyetsiz tu-tumunu gözlemleyerek, adalet is-tedi¤i için
cezaland›r›lacak.
Mesele avukat›n ne dedi¤indede de¤il, aslolan, oligarflinin
infazpolitikas›n› bir devlet politikas›olarak savunmas›d›r.
Bu arada, avukatlar›n yarg›-lanmas› için gereken izni,
AdaletEski Bakan› Cemil Çiçek’in an›n-da vererek, infaz
politikas›n›nsürdürücüsü oldu¤unu gösterdi¤i-ni hat›rlatal›m!
Türkiye için ‘s›radan olay’!
Diyarbak›r'›n Ba¤c›larKöyü yak›nlar›ndaki DüzpelitMezras›
Kevrokok kesiminde bulunantoplu mezardaki 8 cesetten birinin,
24May›s 1994 tarihinde askerler taraf›n-dan gözalt›na al›nan ve
o¤lu taraf›ndan13 y›ld›r aranan Mehmet Selim Or-han'a ait oldu¤u
DNA testiyle netleflti.
Babas›n›n cesedini y›llar sonra bu-lan Adnan Orhan, "Babam,
amcam vekuzenim askerler taraf›ndan gözalt›naal›nd›ktan sonra bir
daha haber ala-mad›k. 13 y›l sonra babam›n kurflun-land›ktan sonra
yak›lm›fl cesedini bu-labildim" diye konufltu.
‹nfazc›ya beraat avukata dava!8
DAHA NEY‹N
YETK‹S‹ 8DAHA NEY‹N
YETK‹S‹
-
Say›: 107 11FAfi‹ZM
gösterdi. AKP’ye demokratl›k pa-yesi biçerek destek verenler,
““eennddeemmookkrraatt ppaarrttii AAKKPP”” diyerekmilletvekili
adayl›¤› için oraya ko-flan “solcular”, tasar›ya iliflkin ne
di-yorlar, henüz ortada “t›k” yok. Amavarolan flu ki; bu
düzenlemeler polisdevletini daha da kurumlaflt›rarak,varolan hak ve
özgürlüklerin t›rpan-lanmas›n› da beraberinde getiriyor.
AB yasalar›n›n cilalamas› ile yü-züne ‘demokrat’ maskesi tak›p
top-lumun de¤iflik kesimlerini, AB’ci li-beralleri, solcu ayd›nlar›
aldatanAKP’nin as›l zihniyeti bu yasadaçok aç›k görülmektedir.
Kendisi yö-
netti¤i, kendine yönelmedi¤i süreceAKP, polis devletinden,
faflizmden,bask› ve terörden yanad›r.
Riyakârl›¤› siyaset yöntemi ola-rak kullanan AKP’nin
demokratl›k-la, hak ve özgürlüklerle hiçbir ilgisiyoktur.
‹kiyüzlülü¤e bak›n! AB ya-salar›yla polisin yetkilerini k›s›tla-y›p
“bak›n demokrasi getiriyoruz”diyen AKP, polise s›n›rs›z yetki
ta-n›yan yasay› da AB’ye uyum ile ge-rekçelendirmekten zerrece
hicapduymuyor. Teklifin gerekçesinde,yeni ceza adalet sisteminin AB
stan-dartlar›na uygun hale getirilebilme-sinde Polis Vazife ve
Selahiyet Ka-nunu’ndaki hükümlerin yetersizkald›¤› belirtilerek,
“bu nedenle po-lisin yeni ve ça¤dafl yetkilere ihtiyaçduydu¤u”
söyleniyor. ‹nfazlara, po-lis terörüne kap› açan yetkilere“ça¤dafl
yetkiler” ad›n› vermek de,bu ülkede demokrasicilik oyununbir
gere¤i. Ne zaman bask›lar› art›-ran yasalar ç›kar›lsa ad›na
reformderler; demokratikleflme paketlerin-den hep daha fazla bask›
ç›kar;TCK’n›n elefltirilen bir maddesinikald›r›p, bir baflka yerine
daha a¤›r›-n› koyarlar... Bu bir oyundur, ad›na“demokrasicilik
oyunu” dedi¤imiz.
Bu oyunu 5 y›ld›r AKP hüküme-ti sürdürüyor. Ve bir 5 y›l daha
sür-
dürmek için halktan oylar›n› istiyor.
Peki “sosyal demokrat” CHPgelse farkl› m› olacak? B›rak›n
ikti-darda olmay›, muhalefette dahi de-mokrat olamayan bir CHP’den
sözediyoruz. Dikkat edin; bugüne ka-dar AKP’ye birçok konuda
muhale-fet eden CHP, sözkonusu olan anti-demokratik yasa ve
düzenlemeleroldu¤unda an›nda AKP ile elele ver-mifltir. 301. madde
konusunda,DTP’yi engellemek için sergilenenkutsal ittifakta,
‘Terörle MücadeleYasas›’n›n daha da sertlefltirilmesikonusunda CHP
en gerici, faflisttavr› tak›nm›flt›r.
Polisin yetkilerinin art›r›lmas›n-da da beklendi¤i gibi, iktidar
partisiile tam bir uyum sergilediler.
“Asacaks›n bunlar›” sesi cuntac›lardan de¤il, Meclis’ten
geliyor
Tasar› Meclis Adalet Komisyo-nu’nda görüflülürken,
komisyondaEmniyet Müdürlü¤ü ve JandarmaGenel Komutanl›¤›
yetkilileri debulunuyordu. Emniyet Müdürlü¤üyetkilisi verilenleri
az bularak dahada fazlas›n› isteme yüzsüzlü¤ü gös-terirken,
jandarma yetkilisi de -na-
Samast’›n ‘dostlar›’ bir ‘deli’ye s›¤›nd›Dink’in katili O.S. ile
hat›ra resmi çektirip,
üzerini bile aramayan Samsun polisi, “arama” ba-hanesi ile
Karadeniz Temel Haklar ve Özgürlükler Derne-¤i’ne bask›n düzenledi.
25 May›s'ta, arama gerekçesini bildir-meden, avukat nezaretini
beklemeden derne¤e dalan polis,arama karar›n› da Hacer Örgülü’nün
›srarlar› sonucu okuduve derne¤in eflyalar›n› da¤›tarak binay› terk
etti.
Arama gerekçesi ise, polisin aczini gösteriyordu. Dahaönce
derne¤e gidip gelen, ancak ciddi psikolojik sorunlar› ne-deniyle
gelmemesi söylenen Murat AKTAfi isimli kifli, ken-disini "terör
örgütü üyesi ve canl› bomba” olarak ihbar etmifl,üzerinde pillerle,
kablolarla “düzenek” görüntüsü vermifl hal-de Çorum’da gözalt›na
al›nm›flt›. Zaten polisin bildi¤i duru-mu anlafl›l›nca ertesi günü
serbest b›rak›lm›flt›. ‹fle bak›n ki,güya Aktafl ‘ikamet adresi’
diye derne¤i vermiflti!
Samast’›n arkadafllar›na yak›flan bir hukuksuzluk!
‹flkence yap›p araziye att›lar!
26 May›s günü Beyo¤lu Em-niyet Müdürlü¤ü polisleri
taraf›ndan“üzerinde kimli¤i yok” gerekçesiyle gözalt›naal›nan
Ferhat Yalç›nkaya, ‹HD ‹stanbul fiube-si’nde düzenledi¤i bas›n
toplant›s›yla, maruzkald›¤› iflkenceyi anlatt›. Feci flekilde
dövül-dü¤ünü söyleyen Yalç›nkaya, iflkencenin polisotosunda
bafllad›¤›n›, dipçik ve kazma sap› iledövüldü¤ünü, arac›n içinde
a¤z›na biber gaz›s›k›ld›¤›n› kaydetti.
Her yan› yara bere için-de kalan Yalç›nkaya, poli-sin s›kça
yapt›¤› gibi, hiçbirkayda geçirilmeden Yedi-kule yak›nlar›ndaki
bofl biraraziye at›ld›.
8DAHA NEY‹N
YETK‹S‹ 8DAHA NEY‹N
YETK‹S‹
Yasa geri çekilmeli!Polise s›n›rs›z yetki veren tasar› çeflitli
ku-
rumlarca yap›lan aç›klamalarla protesto edildive derhal geri
çekilmesi istendi.
Halk›n Hukuk Bürosu taraf›ndan yap›lanaç›klamada, yaflanan hak
ihlallerinin yan›s›rabu yasa ile birlikte demokratik kitle
örgütleri-nin daha çok bask› alt›nda tutulaca¤› belirtilir-ken,
Ankara Barosu ve KESK taraf›ndan yap›-lan yaz›l› aç›klamalarda da,
yasan›n anti-de-mokratik oldu¤u kaydedildi. ÇHD ‹stanbul fiu-besi
de 30 May›s’ta bir bas›n toplant›s› düzen-ledi. Av. Ebru Timtik ve
Kemal Aytaç yapt›kla-r› konuflmalarda yasay› elefltirerek, nelere
yolaçaca¤›na dair bilgi verdiler.
-
12 FAfi‹ZM 3 HHaziran 22007
s›lsa bask›n›n önü aç›ld› diye düflü-nerek- askerlerin
yetkilerinin de ar-t›r›lmas›n› istedi.
Kendi iç çat›flmalar›ndan kay-nakl›, “bu konuyu hükümet
nezdin-de görüflmemiz gerekir” diye jan-darma yetkilisini reddeden
AKP’li-ler, tart›flmalar s›ras›nda nas›l bir“Türkiye” tasavvur
ettiklerini degayet aç›k flekilde anlatt›lar.
AKP’li Mehmet Yılmazcan, sonyaflanan bombalama olaylarınaatıfta
bulunarak ““‹‹nnssaann hhaakkllaarrıınnaassaayyggıı
ggöösstteerriillddii¤¤ii,, yyeettkkiilleerr aazz oolldduu--¤¤uu
iiççiinn ppaattllaammaa oollmmuuflflttuurr”” dedi.Yılmazcan,
““OOnnllaarrıınn vvaazziiffeessii
bbiizziimmggüüvveennllii¤¤iimmiizzii ssaa¤¤llııyyoorr.. NNiiççiinn
oonnllaa--rraa ggüüvveennmmiiyyoorruuzz?? OOnnllaarrıı
ggüüççlleenn--ddiirrmmeelliiyyiizz,, yyookkssaa ssookkaa¤¤aa
ççııkkaammaazzoollaaccaa¤¤ıızz”” diye konufltu. SözkonusuAKP’li,
polisin zor kullanmadanönce “dur” ihtarını “duyulabilecekflekilde”
yapması ifadesinin eklen-mesine de tepki göstererek,
““DDuurrddeenniillmmeessii bbiillee llüüzzuummssuuzz””
dedi.Tayyip’in zihin dünyas›n›n yans›-mas› olan Y›lmazcan’›n bu
sözlerikarfl›s›nda kimi CHP’liler “Do¤ru-dan asalım o zaman” diye
itiraz et-me gere¤i duyarken, Y›lmazcan’›n
verdi¤i cevap tam da cuntac›lara öz-gü oldu:
““AAssaaccaakkssıınn ggeerreekkiirrssee””......
‹nsan haklar›na sayg› duymaya-l›m, polis devleti olal›m,
yarg›s›z,sorgusuz infazlar yapal›m, dara¤aç-lar› kural›m
hezeyanlar› sanmay›nki, sadece o AKP’liye özgüdür. Onuoraya
kendilerini temsil etsin diyegönderen AKP’nin zihniyetidir
gör-dü¤ünüz. Faflizmden vazgeçmeyen,demokratl›k maskesini yüzünde
ikiy›l bile tutamayan bu iktidard›r.
Polisin yetkileri az m›yd›?
Demagoji flu: Polisin yetkileri azoldu¤u için “terör”
oluyor.
Sendika ve kitle örgütlerinin ra-hatça bas›labilmesi ile
Ankara’dakipatlaman›n ne alakas› var? Ya daherkesi potansiyel suçlu
görerek mi“önlenecek” bu tür olaylar?
Toplumsal olaylara mümkünolan en fliddetli flekilde cevap
veri-lerek, bast›r›larak m› “huzura kavu-flacak” bu ülke? Veya,
-örnekleri da-ha önce görüldü¤ü gibi- karakolaher girenin, polisle
her karfl›laflan›niflkence gördü¤ü, en az›ndan haka-rete u¤rad›¤›,
tekme tokat dövüldü-
¤ü gerçe¤ini bilen s›radan bir insa-n›n, tutal›m ki, bir trafik
suçundandolay› “dur” ihtar›na uymad› diyeinfaz edilmesiyle mi?
Muhaliflereinfazlar s›radanlafl›nca m›?
Baflka bir örnekle soral›m: HrantDink acaba polisin yetkisi az
oldu-¤u için mi göz göre göre katledildi?Erhan Tuncel’in
emniyetteki ba¤-lant›s› olan polis diyor ki; “Er-han'dan en büyük
iste¤imiz HayalYasin'i Hrant Dink'i öldürme fikrin-den
vazgeçirmesiydi!”
Peki bu yetkileri art›rman›n ge-rekçesi neydi? “Suçu
önleme”!
“Suçu önleme” k›l›f› alt›nda s›-k›yönetimi aratmayan flekilde
bin-lerce polisle yollar› kesip binlerceinsan› aramadan geçirme,
gözalt›naalma yetkileriyle donat›lan polis,aç›kça geliyorum diyen
bir cinayetkarfl›s›nda katile ricac› oluyor, ad›y-la, adresiyle
bildi¤i halde cinayetiifllemeden önce yakalama, sorgula-ma gere¤i
bile duymuyor. Tüm tefl-kilat Trabzon’dan Ankara’ya, ora-dan
‹stanbul’a; elbirli¤i içinde suçuönlememe üzerine hemfikir
oluyor.
Yine bir baflka örnek. Tüm Tür-kiye tan›k oldu, milyonlarca
‹stan-
Komplocu polis yine iflbafl›nda!
Polisin en iyi bildi¤i ifltir, devrimci, de-mokrat kifli ve
kurumlara yönelik komplolar kurmak. 1Nisan komplosu, bunlar›n en
büyü¤ü olmufltu, onuuyuflturucuya karfl› mücadele yürüten Temel
HaklarDernekleri’ne yönelik komplolar izledi.
‹stanbul polisi yeni bir komplonun daha haz›rl›¤›içinde.
Ça¤layan Temel Haklar’a gelip giden Atilla Gür-büz isimli gençten
zorla yalan ifade alan polis, bunu Te-mel Haklar Federasyonu
Baflkan› Asuman Akça ve Ça¤-layan Temel Haklar üyelerine yönelik
komplo amac›ylakullanma haz›rl›¤›nda. Konuya iliflkin 24 May›s’ta
Te-mel Haklar Federasyonu’nda Atilla Gürbüz’ün kat›l›m›ile bir
bas›n toplant›s› düzenlendi. Korkudan yalan ifa-denin alt›na imza
att›¤›n› anlatan Atilla Gürbüz, polisleiflbirli¤i yapmak
istemedi¤ini söyledi.
Federasyon ad›na aç›klamay› yapan Gülizar Özpolat,bu tür
bask›larla, komplolarla ilk defa karfl›laflmad›kla-r›n› belirterek,
“hiçbir komplo mücadelemizi engelleye-
meyecek” derken, yozlaflmaya karfl› ç›kt›klar› için
tu-tuklananlara yönelik hiçbir delilin bulunmad›¤› için butür
komplolarla polisin delil yaratmaya çal›flt›¤›n› dilegetirdi.
Atilla Gürbüz ise yaflad›klar›n› anlatt›. 19 May›s gü-nü
Güzeltepe Mahallesi’nde arkadafl›yla birlikte yaflad›-¤› evden
gözalt›na al›nd›¤›n› belirten Gürbüz, sözkonu-su evi
arkadafllar›yla birlikte kiralad›klar›n›, Fatih Terör-le
Mücadele’de bask› uyguland›¤›n› söyledi. Gürbüz,“sürekli olarak,
yaflad›¤›m›z evin Hasan Malkoç ad›ndabirine ait oldu¤unu, bizim de
Asuman Akça’n›n talima-t›yla evi gasbetti¤imizi tekrarlad›lar. Bir
süre sonra ab-lam› getirdiler ablam›n üzüntülü hali beni iyice
bunalt-m›fl ve korkutmufltu. Sürekli bu ifadeleri kabul
etmemi,etmesem onlarca y›l hapis yataca¤›m›, edersem
serbestb›rak›laca¤›m› ev ve para vereceklerini
anlat›yorlard›.”fleklinde konufltu.
Bask›yla ifadeleri kabul etti¤inive Ça¤layan’da ev tutacaklar›n›
söy-lediklerini anlatan Gürbüz, kendisineiflbirli¤i teklif
edildi¤ini ve Dolma-bahçe’de buluflacaklar›n› anlatarakpolisin
hukuksuzlu¤unu teflhir etti.
8DAHA NEY‹N
YETK‹S‹
-
Say›: 107 13FAfi‹ZM
bullu bizzat yaflad›. “Yetkisi az” po-lis, 1 May›s’ta koca bir
kentte s›k›-yönetim ilan edebildi. Katile ricac›halka karfl› aslan
kesilen bu polisindaha “yetkili” halinde baflka yapa-bilece¤i ne
olabilir; “Yaflas›n 1 Ma-y›s” slogan› atan› çekip vurmak!
Bunlar›n tümü bask›y› meflrulafl-t›rmak için baflvurulan
bahaneler-den ibarettir. Düzenlemenin hedefi,devrimci, demokratik
muhalefettir,sendikalard›r, DKÖ’lerdir, halk›nmücadelesidir. Bu
bask›lar, halk›nde¤il sermayenin, iflbirlikçi tekelciburjuvazinin
güvenli¤i için günde-me getirilmektedir.
Burjuva bas›ndan kimileri dü-zenlemeyi elefltirip, kör topal
de-mokrasinin, hukuk reformlar›n›nbofla ç›kt›¤›n›, bafllad›¤›m›z
nokta-dan daha da geriye gitti¤imiz yazd›.
Do¤rudur, AB süreci aç›s›ndanbafllan›lan yerin daha gerisine
dö-nüldü. Masal bitti! Gözüne perdeçekmeyenler aç›s›ndan oyunun
per-desi indi. Ancak as›l sorun da bura-dayd›; bu ülke
demokratiklefleceksene Avrupa Birli¤i’nin dayatma veklavuzlu¤unda
olacakt›r, ne de flubu iktidar›n lütfu ile. Çünkü bu ül-kede
bask›lar›n, hak ve özgürlükle-re yönelik k›s›tlamalar›n,
devletiyönetenlerin aleni flekilde insanhaklar›na
düflmanl›klar›n›n, fiem-dinli gibi suçüstü kontrgerilla
ey-lemlerinde dahi faillerin aklanmas›-na cüret edilmesinin... tüm
bunlar›nkayna¤›nda faflizm gerçe¤i vard›r.
Bir baflka deyiflle ortada ““kköörrttooppaall”” bbiirr
ddeemmookkrraassii ddee,, hhuukkuukkddeevvlleettii ddee
yyookkttuurr!!
Bu nedenle ddeemmookkrraassii ssoorruunnuu--nnuunn
ffaaflfliizzmmiinn yy››kk››llmmaass›› ssoorruunnuu ol-du¤unu
söylüyoruz. Yaflanan hergeliflme bizi do¤rulamaya devamediyor.
Neredeyse kimi ayd›nlar ta-raf›ndan “gelmifl geçmifl en demok-rat
iktidar” ilan edilen iktidarda da,“sosyal demokrat” etiketli
iktidar-larda da, “liberal-AB’ci” geçinenle-rin yönetiminde de ülke
tablosu de-¤iflmiyorsa, ç›kar›lan hiçbir yasasistemin özünü
de¤ifltirmiyorsa; bu-nun nedeni faflizm gerçe¤inden bafl-ka bir
fley de¤ildir.
“Terör” demagojisinin günde-me getirildi¤i her yerde, çark
hepböyle döner; terör demagojisi, ilkelde, hak ve özgürlüklerin
gasbe-dilmesine gerekçe yap›l›r.
Ülkemizde y›llard›r yaflan›yorbu. Bu yüzden, y›llard›r haklar
sü-rekli geriye gitmifltir. Y›llard›r po-lisin, Genelkurmay’›n
yetkisi sü-rekli art›r›lm›flt›r.
Her “eylemi” bunlara gerekçeyapm›fllard›r. Dünya çap›nda da
11Eylül eylemlerinden sonra ayn› sü-reç yaflanm›fl ve yaflanmaya
devametmektedir.
Önce genifl halk kitlelerini “te-rör” umacas› ile korkutuyor,
açl›-¤›n, yoksullu¤un, sefaletin ortas›n-da baflka bir sorunu
düflünemezhale getirerek “en önemli sorunungüvenlik sorunu”
oldu¤una inand›-r›yorlar. Burjuva bas›n bu konudatemel rollerden
birini oynuyor,korkuyu derinlefltirip, halk› bask›yasalar›na raz›
olmaya ikna etmek-te kullan›l›yor. Paranoya
öylesineyo¤unlaflt›r›l›yor ki, bir noktadansonra halk kendi
haklar›ndan vaz-geçme noktas›na geliyor. Bu konu-da yap›lan kimi
araflt›rmalar bilin-di¤i gibi bu tür çarp›c›
sonuçlarvermektedir.
Ve yine bilinmektedir ki, bu ül-kede terörle mücadele ad›
alt›ndaal›nan bütün yetkiler bizzat halkakarfl› kullan›lm›flt›r
bugüne kadar.Hak arama eylemlerinin karfl›s›nahep terör demagojisi
ile elde edil-mifl yasalara dayanarak ç›km›fl fa-flizm.
Elbette tüm bu süreç, bu dema-goji kampanyas›n›n
karfl›s›ndagüçlü bir muhalefetin örgütlenme-di¤i koflullarda mümkün
olabili-yor.
Ankara’daki patlama nas›l ki,hiçbir gerekçeyle mazur
gösterile-mez, savunulamazsa, bunu gerek-çe yaparak halk›n hak ve
özgür-
lüklerini daha da k›s›tla-mak kabul edilemezdir.
Geriye dönüp, Anka-ra’daki patlaman›n he-men ard›ndan, ülke
tari-
hinde ilk kez bir Genelkurmaybaflkan›n›n olay yerine gidip
terördemagojisiyle demeçler vermesi-nin anlam›n› yeniden
düflünelim.Bu flovda baflka amaç ve niyetlerbu yaz›n›n konusu
de¤il, ancak enaz›ndan yeni yetkiler elde etme,halk› terörizm
demagojisi ile kor-kutarak bask›ya ikna etme, Kürtsorununda
katliamc› politikalar›daha da ön plana ç›karma gibiamaçlar oldu¤u
aç›kt›r.
‹ster ülkemizde isterse dünyadaolsun egemen s›n›flar›n
“terörizm”kavram›n› hangi amaçla ve kimekarfl› kulland›klar› art›k
s›r de¤il-dir. Haklar›n› isteyen, ba¤›ms›zl›kiçin savaflan,
sömürüye karfl› mü-cadele eden herkes teröristtir onla-ra göre.
Kendi sistemlerine muha-lif olanlar› yoketmenin meflrulaflt›-r›c›
arac› olarak kullan›rken, biryandan da o sistemi daha da bask›-c›
k›lman›n kald›rac› haline getiri-yorlar.
Ama neye yar›yor! Halklar›ndireniflini ve mücadelesini
hiçbirbask› yasas›yla, terörizm kampan-yas›yla, katliamlar,
infazlar, iflken-celer, kay›plarla
yokedemediler.Yokedemeyecekler.
‹flte bbuu ddaa hhaallkkllaarr››nn mmüüccaaddee--lleessiinniinn
ddee¤¤iiflflmmeezz yyaassaass››dd››rr..
Halklar her koflulda hak ve öz-gürlükleri için, ülkesinin
ba¤›m-s›zl›¤› için, faflizme karfl› demok-rasi için, sömürü ve
talan düzenineson vermek için mücadele etmeyedevam edecektir.
Buna benzer çok bask› yasalar›gördük, her gün infazlar›
yaflad›k,demokratik her türlü hareketin flid-detle bast›r›ld›¤›
günleri yaflad›k.Buna ra¤men halklar›n mücadele-sinin de¤iflmez
yasas› iflledi.
Bugün ve yar›n da böyle ola-cakt›r. Halklar tarihsel,
siyasalhakl›l›klar›ndan ald›klar› meflru-iyetle mücadelesini
sürdürecek.
‘Terör’ Demagojisinin De¤iflmez Yasas›!
-
Bir süredir gündemden hiç düfl-meyen “s›n›r ötesi operasyon”
tar-t›flmas›, Ankara Ulus’taki patlama-n›n ard›ndan daha
“hararetli” flekil-de gündeme oturdu.
Ulus’ta olay yerine gelerek dahaelinde hiçbir bilgi
bulunmadanPKK’yi suçlamakla kalmayan Ge-nelkurmay Baflkan› Yaflar
Büyüka-n›t, “terörün arkas›ndaki güçlerebakmak laz›m” sözleriyle,
yenidenKuzey Irak’›, s›n›r ötesi operasyonuiflaret etti.
Büyükan›t’›n aç›klamas›-n›n ard›ndan hükümet cephesinden,Baflbakan,
"Talep gelirse kesinlikleMeclis'te s›n›r ötesi karar› al›r›z.
Si-lahl› Kuvvetler'in arkas›na yasaldeste¤i veririz" aç›klamas›
yapt›.
Bu karfl›l›kl› “paslaflmalar”, aç›kki, operasyonun kendisinden
öte içkavgalar›n›n bir ürünü ve “baflar›-s›zl›¤›” birbirine y›kmaya
çal›flma-n›n sonucudur.
Son iki hafta içindeki tart›flmala-ra, burjuva bas›nda kaleme
al›nanyaz›lara bak›ld›¤›nda, adeta KuzeyIrak’a ha girildi ha
girilecek aflama-s›nda oligarfli. Tüm mesele, as›l “vi-ze” al›nmas›
gereken güç olanABD’den bu iznin al›nmas›nda...Kimseden izin almaya
ihtiyac›m›zyok türünden beylik laflar ediliyorolsa da, Amerika’n›n
onay› olma-dan oligarflinin böyle bir harekat›gerçeklefltirmesinin
ne derecemümkün oldu¤u sorusunun cevab›,ba¤›ml› ülke Türkiye
gerçe¤indedir.Nitekim ABD, "burada kimse banara¤men ve benim
d›fl›mda bir fleyyapamaz" dercesine Türkiye havasahas›na girerek
F-16'lar›n› uçurdu.
Buna ra¤men oligarfli hem içte,hem de d›flta s›n›r ötesi
operasyonu“›s›tmaya” devam ediyor.
S›n›ra onbinlerce asker, silah,araç sevkiyat› yap›l›yor, uçaklar
s›-n›rda uçuyor... Ayn› anda Kürt ille-rinde, da¤lar›nda büyük bir
operas-yon yürütülüyor, bombalar ya¤d›r›-
l›yor...
S › n › r › nöte yan›ndaise, KuzeyIrak Kürtyönetimininolas› bir
ha-reketa karfl›direnece¤izaç›klamas›-n›n ard›ndan siperler
kaz›ld›¤› ha-berleri yans›yor bas›na.
Mehmetçik bas›n ise zaten gir-meye haz›r dört gözle bekliyor.
Hat-ta beklemiyor, ölçüsüz flekilde k›fl-k›rtmaya devam ediyor.
Kimileriaç›kça “S›n›r ötesi operasyon içinhâlâ ne bekliyoruz?”
bafll›klar› at›-yor köflesine ve kaleminden kandamlatarak en iflah
olmaz›ndanKürt düflmanl›¤›n› kusuyor. Kimisi,floven milliyetçilikle
iflbirlikçili¤inbirbirine karfl›t görünse de nas›l kar-defl
oldu¤unu gösterircesine, “Irakiflgaline kat›lsayd›k, 1 Mart
tezkere-si geçseydi böyle olmazd›” diyor.Kimisi, Ulus’un
Amerika’n›n 11Eylül’ü ile ayn› oldu¤u saçmal›¤›n›teorilefltirip,
Amerika sald›rganlar›ngeldi¤i Afganistan’a sald›rd›, biz deKuzey
Irak’a sald›ral›m fetvalar›veriyor. Bir baflkas›
bombalar›nmenfleinden hareketle akla ziyan te-oriler üreterek,
“suçluyu” KuzeyIrak olarak iflaret ediyor. Ayn› man-t›kla, herhangi
bir eylemin “Almanyap›m› silahlarla gerçeklefltirildi-¤inde
Almanya’ya m› sald›racaks›-n›z?” sorusunu akl›na bile
getirmekistemiyor. Üstelik bu akla ziyan te-oriler sadece “çok
bilmifl” flovenköfle yazarlar›ndan gelmiyor; bu ül-kenin
Genelkurmay Baflkan› ç›k›p,“o patlay›c›lar süpermarkettenal›nm›yor”
diyebiliyor.
Mesele KKürt Düflmanl›¤›d›r
Hiç kimse yap›lan haz›rl›klar›,
aç›klamalar›, bir s›n›r ötesi operas-yonu “terör” demagojisi ile
aç›kla-yamaz. As›l mesele ony›llard›r sü-ren Kürt düflmanl›¤›
meselesidir.
Yap›lantüm “izah-lar”, teori-ler, dema-gojiler ger-çe¤in
üze-rini örtmekiçindir. So-runun oda-¤›nda
Kürtsorunundaoligarflinin
ony›llard›r izledi¤i katliam üzerinekurulu politikan›n ç›kmaz›
yatmak-tad›r. Bu açmaz bugün daha da de-rinleflmifltir ve ayn›
politikan›n sür-dürülebilmesi için yeni bir “aç›-l›m”a ihtiyaç
duyulmaktad›r. Oli-garflinin buldu¤u “aç›l›m” ise, soru-nu daha da
büyütecek olan s›n›r öte-si operasyon olmaktad›r.
Bir baflka deyiflle, kendi toprak-lar›ndaki sosyal, tarihsel
temelleriolan bir sorunun “çözümünü”, aske-ri güçle baflka
topraklarda aramakt›rs›n›r ötesi operasyon.
Bir süredir körüklenen floveniz-me paralel olarak yükseltilen bu
sa-vafl 盤l›klar› aras›nda, s›n›r ötesioperasyonun her derde deva
oldu¤upompalan›yor durmadan.
Örne¤in, 30’a yak›n irili ufakl›s›n›r ötesi operasyon yapm›fl ve
ge-linen aflamada hiçbir fleyi çözeme-mifl bir ordunun bafl›ndaki
isim, Ge-nelkurmay Baflkan› Yaflar Büyüka-n›t, ““SS››nn››rr
öötteessii ooppeerraassyyoonn yyaapp››ll--mmaall››,, ffaayyddaa
ddaa ssaa¤¤llaarr”” diyor.
Ve mesele söylendi¤i gibi sadecePKK sorunu ile de s›n›rl›
de¤ildir.Bas›nda dillendirilen, “Kandil Da-¤›’n› bombalamakla
kal›nmamal›,Kürt devletinin kuruluflunun da önüal›nmal›...”
fleklindeki yaklafl›m›n,bizzat Genelkurmay Baflkan› tara-f›ndan
yap›lan bir konuflmada, “sa-dece PKK ile mi mücadele edece-¤iz,
yoksa Barzani ile de bir fley ya-pacak m›y›z; hedef ne olacak!
Bun-lar belirlenmeli, önümüze yaz›l›emir gelmeli” sözleriyle
gösterilme-
14 KÜRT SORUNU 3 HHaziran 22007
“SINIR ÖTES‹ OPERASYON”, Kürt sorununda “açmaz”›n itiraf›d›r
-
si, yoruma gerek b›rakm›yor.“PKK’yi Barzani destekliyor”
kam-panyas› ile, burjuva bas›n›n “Barza-ni haddini aflt›” türünden
hamasi ha-berleri ile desteklenen bu sald›rgantutum, Kürt
düflmanl›¤›ndan baflkaneyle aç›klanabilir?
Peki soral›m;
Tam 80 y›ld›r Kürtleri flu veyabu biçimde öldürüyor devlet.
Asi-milasyonu her düzeyde, tüm ku-rumlar›yla yaflama geçiriyor.
Herhalk›n en meflru hakk› olan kendikaderini tayin hakk› bir yana,
Kürt-lere kendi dilleri bile çok görülüyor,Kürtçe konuflanlar,
müzik yapan vedinleyenler cezaland›r›l›yor. “Kürt”kimli¤i ile
düzenin parlamentosunagirmek isteyenleri boynundan tutuphapse
at›yor, önlerini kesmek içinolmad›k yasalar ç›kar›l›yor.
Köyleriyak›l›yor, cenazelerinde yeni cena-zeler veriliyor Kürt
analar›n kuca¤›-na. 30 kez gittiniz s›n›rlar›n ötesine,s›n›rlar›n
içinde bombalamad›kda¤-tafl b›rakmad›n›z, gerilla ceset-lerine en
ahlâks›z iflkenceleri yapa-rak bir halk›n moral de¤erlerini tah-rip
etmek istediniz...
Peki ne elde ettiniz?
Bugün “s›n›r ötesi gerekli” tera-nesi d›fl›nda ikinci bir cümle
kurula-m›yorsa; toplumsal bir sorun karfl›-s›nda “son kifliyi
yokedene kadarsavaflaca¤›z...” gibi anti-bilimsel,faflist,
katliamc› politikalardan bafl-ka bir yol bulunam›yorsa; hiçbir
fleyelde edilmedi¤inin ispat›d›r.
Kürt HHalk›na ÖÖzgürlük
Oligarflinin hiçbir demagojisi,bir baflka ülke topraklar›na
sald›r›y›meflrulaflt›ramayaca¤› gibi, Kürthalk›na yönelik katliam
operasyon-lar›n› da meflrulaflt›ramaz. 80 y›ld›rterör uygulayan
faflizmdir.
KKüürrtt hhaallkk››nnaa kkaarrflfl››
ooppeerraassyyoonn,,kkaattlliiaamm tteehhddiittlleerriinnee ssoonn
vveerriillmmee--lliiddiirr.. Kürt halk›n›n haklar›, özgürlü-¤ü
koflulsuz olarak tan›nmal›d›r.
Her halk gibi Kürt halk›n›n dakendi kaderini tayin hakk› vard›r
vebu hak katliamla, terörle bast›r›la-maz, yokedilemez.
Say›: 107 15KÜRT SORUNU
Polise yeni yetkiler veren yasa-n›n görüflüldü¤ü günlerde AKP,
hal-ka karfl› topyekün savafl› boyutlan-d›raca¤›n› baflka bir
alanda dahagösterdi. Geçici köy korucularınınsosyal haklarında
iyilefltirmeyi vekorucuların sayısını 30 binden 40bine çıkarmayı
öngören tasar›,TBMM Genel Kurulu’nda CHP’ninde deste¤iyle
oybirli¤iyle kabuledilerek yasalafltı.
‹flçiye, memura, emekçilere ta-n›mad›¤› sosyal haklar›
korucularatan›mak; say›lar›n› art›rmak, hükü-metin Kürt sorununa
t›pk› Genel-kurmay gibi salt “güvenlik sorunu”olarak bakt›¤›n›n
kan›t›d›r. Bilinengerçek bir kez daha tescil edilmifltir.10 bin
daha yeni korucu almak, 40bin olacak say›y› gerekti¤inde Ba-kanlar
Kurulu karar› ile %50 art›r-ma karar› vermek; Kürt’ü Kürt’ek›rd›rma
politikas›na yo¤unlafl›la-ca¤›n›n, bask›n›n, katliamlar›n
t›r-mand›r›laca¤›n›n göstergesidir.
KKoorruuccuullaarraa ttaann››nnaann hhaakkllaarrflöyle:
Maafllar› 390 YTL’den 540YTL’ye ç›kart›lacak. Operasyonla-ra
katılanlara vergi ve kesinti ol-maksızın her ay ek tazminat
ödene-cek. Emekliye ayr›ld›klar›nda dahizmet sürelerine ba¤l›
olarak 235ila 320 YTL aras›nda maafl alacak-lar. Korucu bafllar›na,
korucularaödenen ücretin yüzde 10’u kadar ekücret verilecek.
“Yararlılık” göste-renlere yılda 1 kez aylık ücretinin 2katına
kadar ödül verilebilecek.
Elbette tüm bunlar halktan top-lanan vergilerle ödeniyor;
yanihalktan al›p halka karfl› savafl› fi-nanse ediyor iktidar.
Yoksullu¤unkol gezdi¤i bölgede böylece koru-culu¤u teflvik
etmektedir iktidar.
AKP aç›kça, “çözüm” de¤il “sa-vafl yat›r›m›” yapmaktad›r.
Peki kimdir bu korucular?
Onlar›n ad›n›devlet güçleriylebirlikte kat›ld›klar›katliam
operasyon-lar›n›n d›fl›nda, gü-ya “devletin bilgisid›fl›nda”, ama
ger-çekte onaylar›ylacinayet, tecavüz,köy yakma, halk›n mal›na el
koy-malarla duyars›n›z. Her türlü kirliiflin içindedirler.
Susurluk’ta Bucakaflireti örne¤inde ortaya ç›kt›¤› gibi,resmi
görevlerinin d›fl›nda kontrge-rilla eleman› ihtiyac›n›
karfl›larlar.
20 y›ld›r devletin kulland›¤› ko-rucular, Genelkurmay’›n
kendiaraflt›rmalar›na göre, 2004 y›l›nakadar 60 de¤iflik tür suç
ifllemifller.Bunlar aras›nda; gasp, soygun, öl-dürme, yaralama,
mesken ve araç-lara sald›r›, adam kaç›rma, patlay›c›madde kullanma,
kasten ev ve otyang›n›, ev, iflyeri, banka ve otodanh›rs›zl›k,
yankesicilik, zorla çek-se-net imzalatma, tahsil etme, orman-larda
yang›n ç›karma, mahsul ve ot-lar› yakma, doland›r›c›l›k,
emniyetisuistimal, suç eflyas› satmak, malazarar vermek, biliflim
suçlar›, darpve sald›r›, rüflvet, zimmet, irtikap,ihtilas, k›z,
kad›n ve erkek kaç›rma,çocuk kaç›rma, rehin alma, tehdit,aile
fertlerine kötü muamele, haka-ret ve sövme, ›rza geçme, ›rza
ta-saddi, k›zl›k bozma, fuhufla teflvik,kad›n ticareti, kumar,
mesken ma-suniyetini ihlal, uyuflturucu kaçak-ç›l›¤›, gümrük ve
tekel kaçakç›l›¤›,canl› hayvan kaçakç›l›¤›, tarihi
eserkaçakç›l›¤›... gibi suçlar yeral›yor.
“Kürt sorunu vard›r” diyen, ko-ruculu¤u kald›raca¤› vaadinde
bu-lunan AKP’nin geldi¤i nokta halkakarfl› savafl› tahkimdir.
fiimdi s›ra-da, zaten fiili olarak uygulanan‘ola¤anüstü hal’i
yeniden yasallafl-t›rma var anlafl›lan!
AKP Kürt halk›na karfl› savafl› tahkim ediyor
“Kald›raca¤›z” dediler, korucu say›s›n› art›rd›lar
-
Yandaki iki resim aras›ndakifark; oligarflinin halka yönelik
bireylemi nas›l kulland›¤›n› gösteriyor.Halka yönelen bir bomban›n
patla-d›¤› yerde, flovenizm boy veriyor.Y›llard›r kendini
tekrarlayan,muhasebe ve özelefltiri yap-mayan çarp›k bir eylem
anla-y›fl›, oligarfliye bu zemini su-nuyor, daha do¤rusu alt›n
birtepside arma¤an ediyor.
23 May›s’ta AnkaraUlus’ta meydana gelen ve 7kiflinin ölümüyle
sonuçlananpatlama üzerine tart›flmalarve de¤erlendirmeler sürerken,
31May›s tarihli Özgür Politika Gaze-tesi’nde HPG komutanlar›ndan
Dr.Bahoz Erdal’›n aç›klamalar› yay›n-land›.
Erdal, bu aç›klamalar›nda patla-man›n bir örgüt taraf›ndan
üstlenil-di¤ini, “eylem do¤ru okundu¤unda,Kürt sorununun geldi¤i
aflamay›görmek aç›s›ndan önemli bir iflaretverdi¤ini”
belirtiyor.
Ama bu de¤erlendirmelerdendaha önemlisi, Erdal, halktan
yedikifliyi katleden bu eylemi ““KKüürrttkkaarrflfl››ttll››¤¤››
tteemmeelliinnddee uuyygguullaannaann flfliidd--ddeett
ddoozzaajj››nnaa kkaarrflfl›› bbiirr tteeppkkii vvee
bbiirrkkaarrflfl››ll››kk vveerrmmee eeyylleemmiiddiirr””
fleklindetan›ml›yor.
Aç›k ki burada bir mmeeflflrruullaaflfltt››rr--mmaa vard›r.
Ve iflte bu noktada da, kim yap-m›fl, kim üstlenmifl
tart›flmas›n›nötesinde, Kürt milliyetçi hareketinbu anlay›fl›
tart›fl›lmak zorundad›r.
Tart›flma zorunlulu¤unu Erdal’›nflu sözleri daha da art›r›yor
zaten.HPG komutan› diyor ki:
““KKüürrtt hhaallkk››nn››nn ttaalleepplleerrii
ddiikkkkaatteeaall››nnmmaazzssaa,, bbaaflflttaa
öönnddeerrllii¤¤iimmiizz ooll--mmaakk üüzzeerree hhaallkkaa bbuu
bbiiççiimmddee yyöönnee--lliimm oolluurrssaa,, bbuu
rraaddiikkaall--kkoonnttrroollssüüzzflfliiddddeett ee¤¤iilliimmii
vvee eeyylleemmlleerrii ddaahhaa
ddaaggeelliiflfleebbiilliirr..””
Bahoz Erdal kime, ne diyor?
Nas›l bir anlay›fl› savunuyor?
Böyle bir eylemi meflrulaflt›r›r-ken, sola, Türk halk›na karfl›
bir so-rumluluk duyulmuyor mu?
Kürt milliyetçi hareketin önder-
leri, hiç flüphe yok ki, Anafarta-lar’daki patlamadan bu yana
geçengünler içinde solun çeflitli kesimleri(DTP ve KKK dahil) ad›na
yap›lanaç›klamalar› duydular, okudular.
Bu eylemin HALKA KARfiI bireylem oldu¤u, provokasyon
niteli¤itafl›d›¤›, egemenlerin zihniyetineuygun oldu¤u ve
egemenlerin iflineyarayaca¤›, çok genifl kesimlerinüzerinde
hemfikir oldu¤u noktalar-d›r. Bu kadar genifl bir kesim, bu
ey-lemin egemen s›n›flar›n ifline yara-yaca¤›n› söylüyor.
Kontrgerillan›niflidir diyor. Bu da düflündürmüyormu, bu eylemi
yapanlar› ve savu-nanlar›?
Bahoz Erdal, “bu eylem, Kürt veTürk halk›n›n aras›na duvar
örenbir eylemdir, bu yan›yla halklar›nde¤il egemen s›n›flar›n
ifline yarar,yapanlar› k›n›yoruz” demiyor. Bu-nun yerine, eylemi
meflrulaflt›ran biryaklafl›m hakimdir.
Ne yaz›k ki Bahoz Erdal’›n uzunaç›klamas›n›n tek bir yerinde
bile,bu eylem tarz›na, bu anlay›fla karfl›bir elefltiri
getirilmemektedir.HPG’ye düflen, elefltirinin ötesinde,bu tarz›
kesin ve tart›flmas›z biçim-
de mmaahhkkuumm etmektir.
Hiçbir Kürt yurtseverinin, hangigerekçeyle olursa olsun, halk›n
za-rar görece¤i bbuu ttüürr eeyylleemm bbiiççiimmllee--rriinnee
bbaaflflvvuurrmmaammaass›› ggeerreekkttii¤¤iinnii
söylemektir.
Ne yaz›k ki bunlar› söyle-miyor Kürt milliyetçi hare-ketin
önderleri. Bu eski biranlay›flt›r. Bu anlay›fl bugünekadar onlarca
MMaavvii ÇÇaarrflfl››yaratt› bu yüzden.
Bugün kendini Kürt mil-liyetçi harekete endekslemifl
kifli ve kurumlar da ne söyleyecek-lerini flafl›rm›fl
durumdad›rlar.
Bu anlay›fl›n yolaçt›¤› tablo Ba-hoz Erdal’›n aç›klamas›n›n
yay›n-land›¤› gazetede çok somut olarakgörülüyor. Ayn› günkü
gazetede, ga-zetenin köfle yazarlar›, bak›n eylem-le ilgili ne
yaz›yorlard›:
“Askerin... gerilimi t›rmand›ran,kaosa yol açan,
provokasyonlarlahalk› k›flk›rtan, katliamlar› da için-de bar›nd›ran
bir ‘B Plan›’n› haya-ta geçirece¤inden sözediliyor.
Ankara’daki patlayan bomba dabu planla ilintili...
Büyükan›t’›n s›ca¤› s›ca¤›nabomban›n patlad›¤› yere giderek,
...olay› manipüle etmeye çal›flmas›,kkeennddiinnii eellee
vveerrddii...... PKK’ye faturaedilmek istenen bomban›n
fünyesiniaskerin çekti¤i ortaya ç›kt›.” (Ma-flallah Öztürk)
Ayn› günkü gazetedeki bir baflkayazar da flöyle yaz›yordu:
“... bomban›n PKK taraf›ndanpatlat›l›p patlat›lmad›¤›
tart›flmas›art›k gereksiz ve manipüle edici birtart›flmad›r.
KKK’n›n ilan etti¤iaç›k tutum kadar, siyasal geliflmele-rin yönü de
bu olas›l›¤› ortadan kal-d›rm›fl gibi gözüküyor.” (Kiraz
Bi-çici)
Bu kadar bbuullaann››kk,, kendi çizgi-sindeki insanlar› bile
yan›ltan “ka-ranl›k” ortam, hangi anlay›flla, han-gi politikalarla
yarat›ld›? Kürt milli-yetçi hareketin politik, askeri yöne-ticileri
bunu düflünmelidirler.
Kürt milliyetçi hareket, eylemüstlenme konusunda sola son
dere-
16 GÜNDEM 3 HHaziran 22007
hhaallkkaa zzaarraarr vveerreenn eeyylleemmlleerr
hhiiççbbiirr
ggeerreekkççeeyylleemmeeflflrruullaaflfltt››rr››llaammaazz!!
-
ce olumsuz gelenekler tafl›m›flt›r.Ama bunun da ötesinde,
yanl›fl ey-lem çizgisiyle, eylemleri kimin yap-t›¤›n›n
anlafl›lamad›¤› bir zeminioluflturmufltur. Herkesin kontrgeril-la
yapm›flt›r diye düflündü¤ü kimieylemlerin Kürt milliyetçi
harekettaraf›ndan gerçeklefltirilmifl oldu¤u-nun ortaya ç›kmas›, ne
yaz›k ki hiçolmam›fl bir fley de¤ildir.
Bu durum hem PKK’ye, hem debütün olarak Türkiye soluna
büyükzararlar vermifltir. PKK’nin Türkiyehalk›n›n sempatisini
kazanamama-s›nda bu yanl›fl eylem çizgisinin ro-lü büyüktür. Bu
çizgide ›srar edil-memelidir art›k.
Kürt milliyetçi bas›nda, geçenbu günler içinde onlarca k›nama
ya-z›ld›, bu eylemi Kürt milliyetçi ha-reketinin yapm›fl
olamayaca¤›, olsaolsa kontrgerillan›n provokasyoneylemi
olabilece¤ine dair onlarcayorum yay›nland›.
Eylemi Kürt milliyetçili¤i çizgi-sinde TAK benzeri
örgütlenmelerinüstlenmesi, KKK’nin, HPG’nin so-rumlulu¤unu ortadan
kald›rmaz.Y›llardan beri, PKK anlay›fl› bu türeylemlere cevaz
vermifl, zemin ha-z›rlam›fl, ideolojik, politik olarakadeta teflvik
etmifltir. Bahoz Er-dal’›n aç›klamas›nda da örtülü bironay
sözkonusu de¤il mi? “Yapma-y›n” demiyor. En önemli nokta bu.
Kürt milliyetçi bas›ndaki birçokde¤erlerdirmede de bu
provokasyoneyleminin Kürt-Türk çat›flmas›n›körükledi¤i yaz›ld›. Çok
do¤rudur;bu ve benzeri provokatif eylemler,TTüürrkk--KKüürrtt
ççaatt››flflmmaass››nnaa zemin ha-z›rlamaktad›r. O halde, bu tür
ey-lemler karfl›s›nda aç›k tav›r alma-mak, böyle bir çat›flmay› flu
veya bubiçimde istemek, böyle bir çat›flma-ya aç›k kap› b›rakmak
demektir.
Bahoz Erdal’›n yapt›¤› aç›kla-malar; Haklar ve Özgürlükler
Cep-hesi’nin 90 No’lu bildirisinde vur-gulanan flu gerçe¤i
de¤ifltirmiyor:““BBuu,, aannccaakk eeggeemmeenn ggüüççlleerriinn
yyaappaa--bbiilleeccee¤¤ii bbiirr eeyylleemmddiirr......
fifiuurraass›› aaçç››kktt››rr kkii;; bbööyyllee bbiirr
eeyy--lleemm,, EEGGEEMMEENN GGÜÜÇÇLLEERR‹‹NN ‹‹fifi‹‹--NNEE
YYAARRAARR..””
Say›: 107 17GÜNDEM
Yanl›fl TTeflhis!HHaayy››rr;; bbuu bboommbbaa ddeemmookk--
rraassiiyyee aatt››llmmaadd››.. BBoommbbaa,, ooll--mmaayyaann
bbiirr flfleeyyee aatt››llaammaazz!!
24 May›s tarihli Birgün’ün manfleti flöyleydi: “BU BOMBA
demokrasiye”Anafartalar’daki patlaman›n ard›ndan çeflitli sol
güçlerin yapt›klar›
aç›klamalarda da, sözkonusu manfletle ayn› flekilde, bu bomban›n
“demok-rasiye” at›ld›¤› ifade edildi. Ankara’daki emek ve demokrasi
güçleri ad›nayap›lan aç›klamada, keza DTP-EMEP-ÖDP-SDP genel
baflkanlar›n›n yap-t›klar› k›nama aç›klamas›nda da benzer vurgular
yap›ld›.
Örne¤in, genel baflkanlardan biri, “bu katliam› yapanlar›n as›l
hedefi-nin demokrasi, bar›fl ve kardeflli¤in savunucusu halk›n
iradesinin seçimler-de saf d›fl› b›rak›lmas› oldu¤unu söylemek
mümkündür” derken, bir di¤eri,“Bo