Top Banner
Sina Montür Lansman Fuarda Sınır Tanımayan Yetenek Almeda A b z i İhracattaki Yıldızlar Ödülüne Kavuştu TEB “ Fuarın Ana Sponsoru ” Taş’ların Yolu Fazıl ÖZEN Profil
160

Voir mart issue pack

Mar 18, 2016

Download

Documents

burak gokcul

Voir magazin Mart 2014 sayımız İpad üzerinden ücretsiz indirebiliriniz
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Voir mart issue pack

Sina Montür Lansman Fuarda

SınırTanımayanYetenek

AlmedaAbzi

İhracattakiYıldızlarÖdülüne Kavuştu

TEB“ Fuarın Ana Sponsoru ”

Taş’ların YoluFazıl ÖZEN

Profil

Page 2: Voir mart issue pack
Page 3: Voir mart issue pack
Page 4: Voir mart issue pack
Page 5: Voir mart issue pack
Page 6: Voir mart issue pack

6

Değerli sektör mensupları,

Farklı konularla ve dolu bir içerikle, fuar sayımızla karşınızdayız. Sektörün büyük umutlar beslediği bu fuar, dilerim ki herkesin beklediği ve umduğu gibi geçer.

Nurseli’den

Nurseli GÖKÇÜL

İmtiyaz SahibiVOIR Magazin Adına Nurseli GÖKÇÜL

[email protected]

Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)Gonca ÇİPE

Genel Yayın KoordinatörüA.Faruk GÖKÇÜL / [email protected]

Editör / Gonca ÇİPE / [email protected]

Kreatif Direktör / Bora DEMİROĞLU [email protected]

Görsel Yönetmen / Günseli Top Ö[email protected]

Kurumsal İletişim Müdürü / Özden BÖLÜKBAŞI [email protected]

Sanat Danışmanı / Faruk ÖZ

Reklam Koordinatörü / Burak GÖKÇÜ[email protected]

Reklam Satış MüdürüGözde Burcu TOP / [email protected]

Sosyal Medya İletişimEbru Akçer / [email protected]

Yayın Danışmanları / Av. Hamdi ÇİYİLTEPEYrd. Doç. Dr. Nuri SEZER

Karadeniz Temsilcisi / Mustafa İSLAMOĞLU

Ege Bölge Temsilcisi / Günseli Top ÖZ Marmaris Filarmoni Derneği

Renk Ayrımı & Baskı Teknik Basım Tanıtım Matbaacılık San. Tic. A.Ş.Keyap Ticaret Merkezi Bostancıyolu Cad. F1 Blok

No: 93 Y. Dudullu Ümraniye / İstanbul T. 0216 508 20 20 • F. 0216 508 20 45

www.teknikbasim.com Sertifika No: 24871

Dağıtım / Aras KuryeYayın Türü / Aylık Süreli Yayın

Yönetim Yeri ve İletişimAlemdar Mah. Nuruosmaniye Cad. No: 21 D:105

Eser Han Fatih - İstanbul / TürkiyeTel: +90 212 522 15 51

www.voirmagazin.com [email protected]

VOIR MART - 2014

SAYI: 16KAPAK: SİNA MONTÜR

VOIR Magazin’de yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyele-ri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Bu dergide yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu uyarı VOIR Dergi-si’nin birinci sayfasından son sayfasına kadar, içinde yer alan tüm haber, yorum, analiz ve öneriler için geçerlidir. İlan ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir. Dergide yayım-lanan yazı, fotoğraf ve konuların her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz.

VOIR Magazin’in Tüm Hakları Saklıdır.Yerel Süreli Yayındır.

Bizim için oldukça değerli olan bu sayımızda kapak sponsorumuz Sina Montür oldu. Keyifli bir çalışma gerçekleştirdiğimiz Sina Montür'e ve fir-ma sahibi Barış Lek'e teşekkürü borç bilirim.

Maalesef sektörün çetin ve zorlu bir sınavdan geçtiği bir dönemdeyiz. Bu zorlukların arasına bir de kredi kartı taksitlendirme olayı girdi. Nab-zını tutmaya çalıştığımız sektör, bu konuda farklı düşünceler ve fikirlere sahip. Taksitlendirmenin kaldırılmasının; bir kısım bunu kötüye kulla-nanların artmasının sektöre daha fazla zarar verdiğini, bir kısım satışların düşmesine sebep olacağından tekrar izin verilmesini, az olan bir kısımsa sektörün bankalara bağımlı bir şekilde kazanıyor olmasının zaten zararlı bir olay olduğunu savunuyor. Bu olayla ilgili İstanbul Kuyumcular Odası başta olmak üzere, diğer dernek ve odalar da tepkilerini dile getirerek bir basın açıklaması yaptı. Üst düzey yetkililerle bağlantıya geçen ve sektö-rel sıkıntıları aktaran sektör yetkilileri, bu konuya oldukça dikkat çekti. Ulusal basında da geniş yer bulan kredi kartı meselesi dilerim ki, sektö-rümüze en hayırlı biçimde çözülür.

Tüm yıl neredeyse sektör, fuarlar vs. için çalışıp duruyor. Yepyeni kolek-siyonlar, ürünler hazırlayan ve bütün enerjisiyle hazırlıklarını tamamlayan sektör, Türkiye'nin en önemli fuarına da hazır. Ülkede yaşanan talihsiz ve tatsız olaylar maalesef birçok etkinliğe de yansıdı. İnşallah yakın zamanda barış ve huzur ortamına, kardeşlik çerçevesinde kavuşuruz. Zira, en ufak ülkesel olayda zarar gören borsa ve dolayısıyla kuyumculuk sektörü, çok daha büyük zorluklara gebe kalacak gibi. Tek temennim; tüm bu olaylar, bizim için değerli olan fuarı da etkilemez ve biraz olsun sektör nefes alır...

Page 7: Voir mart issue pack

7

TAKI HABER10 Dünya Devleri İstanbul'a Geliyor !

14 86 Yıllık Sorumluluk Cemil Elmas VOIRPROFİL19 Taş'ların Yolu "Fazıl Özen"

30 Tasarım Olmadan Ürün Pazarlamak Artık Yürümüyor "Aytaç Kamar"

32 Yeni Koleksiyon Hazır "Murat Kodaz"

40 Limitler Zorlanacak "Rıfkı Bedir"

42 60. Yılında 60 Yeni Mağaza Altınbaş

46 Lansman Fuarda "Barış Lek"

48 Sistemi İyi Kurarsanız İyi Çalışabilirsiniz "Eyüp Altınok" 50 İJS Mart 2014 Fuarının Ana Sponsoru TEB Oldu "Selami Erten"

52 Fuar İçinde Fuar Ekol Kuyumculuk 56 Sektörden Tepki 58 Özel Takılar Fuarda Besay Kuyumculuk

62 İhracatın Artması Şart Ser Diamond

64 Biliyorum ki Dik Duvar Yıkılmaz Esgold

66 Yeni Koleksiyon Hafifledi Karataş Kuyumculuk

70 Yenilik Fuarada Yansıyor Özcan Gümüş

73 Ev Tekstilinde Yeni Soluk Arın's

74 İhracattaki Yıldızlar Ödülüne Kavuştu

76 Alyans Kuyum Sektöründe Önemli Bir Lokomotiftir Ersoy Alyans

78 Sektöre Yeni Oyuncu Tria Diamond

80 Cemiyet Hayatının Akmerkez Buluşması Zen Pırlanta 82 Alyans ve Bileziğe Takım Şıklığı Ahlatçı Kuyumculuk

86 Yeni Marka İçin Show Zamanı Ufuk ALyans

88 Strateji Revize Edildi İsgold

90 Kozadan Çıktı Softnorm Kuyumcu Mağaza Yönetim Sistemi

92 Çağa Ayak Uydurmak Gerek Ayyıldız Kuyumculuk 94 ALB Menkul Değerler "Metin Aytekin"

98 3 Ay Ödemesiz "Cem Turgut Gelgör"

100 Çok Şık Bİr Takım Kiğılı

VOIRPOPÜLER101 Sınır Tanımayan Yetenek "Almeda Abazi"

118 Sudan Gelen Güzellik Sadeiş Kuyumculuk 122 Fuardan Beklenti Yüksek CSF Group

134 Türk Altın ve Mücevher Sektörü Doğru Yolda İlerliyor "Selami Tütüncüoğlu"

136 Sanat Bakırköy'de "Ö. Faruk Öz - Saim Kaya"

138 Açılışa Özel Sergi "Günseli Top - Burcu Top"

142 Konforu Rahat Yaşayın "Murat Köni"

144 İşine Kalıbını Basan Firma "Yusuf İzzet Çelik"

148 13 Ülkeden Alım Heyeti Start Fuarcılık

Page 8: Voir mart issue pack

VOIR EDİTÖRDEN

8

Mart ayı geldiğinde tüm sektörü tatlı bir telaş sarıyor. Fuar dönemlerinde sıklıkla karşılaştığımız bu hareketlilik kuşkusuz ki, dergi olarak bize de yansıyor. Aynı hızlı tempoya bizler de dahil olup, sektöre ayak uyduruyoruz. Dolayısıyla en az bir sadekâr kadar ince işçilik, bir cilacı kadar da titiz hale geliyoruz.

Merhaba !

Bu ay; popüler konuğumuz Almeda Abazi idi. Güzellik kraliçesi olduktan sonra oyunculukla kariyerini sürdüren Abazi ile samimi bir röportaj gerçekleştirildi. Profilimize, dört kuşaktır kuyumculukla uğraşan ve devraldığı mesleği farklı bir kulvara taşıyan Fazıl Özen'i konuk ettik. İhracat ödüllerinin dağıtıldığı gecede sektörün yanın-da yer alıp, dergimize taşıdık. Sektörün köklü ve yeni firmalarıyla gerçekleştirdiğimiz röportajlarla onlara aracı olduk. Farklı etkinlikler ve yeniliklerini duyurmak isteyenleri habere taşıdık. Güncel sayfalarımızla trendleri aktardık. Köşe yazarlarımızla, ekonomiden sanata kadar bilgilere erişebileceğiniz makalelere yer verdik. Kısacası görsellikle beslediğimiz dergimizde; gündem konuları, bilgiler, sanat olayları, kültür ve keyifle okuyacağınız sohbetlerimize tanık olacaksınız.

Yoğun çalışmaların yanı sıra; enerjilerin yer değiştirmeye başladığına, eski ile yeninin yer değişimine tanık oluyoruz hayatlarımızda... Değişime ayak uydurmak, en az diğer sektörlerde olduğu kadar kuyumculukta da şart; diye düşünüyorum. Farklı bakış açısına, vizyona ve yenilenmeye açık olan tüm kurumların kazanacağı kanaatindeyim. Çünkü, artık Dünya yeni bir çağa adım attı. Bu çağa uyumlanabilenlerin zamanı geldi. Tüm olumsuz giden şeylerin arkasından güzelliklerin geleceğine inanıyorum; her ne kadar zaman zaman sancılı da olsa... Dünya bu yönde dönüş gerçekleştiriyor ve belirttiğim gibi bu durumu kanıksayanların kazanacağı bir dönem... Bu değişimi gerek özel yaşantısına gerek işine yansıtabilecek insanların enerjisi ile ayakta, sağlam du-rabileceğiz. Bunun için; önce kişisel gelişimimizi tamamlamalı, kabullenmeli ve özümsemeliyiz. Unutmamamız gereken tek şey; bireyler bütünü oluşturur...

Sevgilerimle,

Page 9: Voir mart issue pack

Gerçek değer ne anlama gelir, her kuyumcu bilir.Mercedes-Benz de...Şimdi tüm kuyumcuları, Mercedes-Benz Türk bayilerinde özel indirimler ve avantajlar bekliyor. 31 Aralık 2014‘e kadar bir Mercedes-Benz otomobil satın alın, hayatınızın her anına değer katın.

www.mercedes-benz.com.trwww.facebook.com/mercedesbenztr

Page 10: Voir mart issue pack

10

VOIR GÜNCEL

DESERT

PIXY

TO TOMMY

ROBERTO BRAVONINA RICCI

CONVERSE

Page 11: Voir mart issue pack
Page 12: Voir mart issue pack

VOIR HABER

Dünya Devleri İstanbul’aGeliyor!

Dünya mücevher sektörünün önde gelen temsilcileri 38. kez İstanbul’da bir araya geliyor. Mücevher İhracatçıları Birliği’nin desteği ile 20-23 Mart’ta düzenlenen “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı, dün-yanın dört bir yanından gelen mücevhercilere ev sahipliği yapacak. Böylece dünyanın en kalabalık alım heyeti de İstanbul’da ağırlanmış olacak.

Mücevher İhracatçıları Birliği’nin desteği ile yılda iki kez dü-zenlenen ve sektörün en önemli fuarlarından biri olan “İstanbul Jewelry Show” 20-23 Mart 2014 tarihleri arasında CNR Expo’da. Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey

Afrika’dan Türki Cumhuriyetlere kadar toplam 25 ülkeden yerli ve yabancı 1200 katılımcı fuar süresince İstanbul’da bir araya gelecek. Sektör temsilcilerine özel olarak düzenlenen “İstanbul Jewelry Show” Mart Fuarı, Türkiye’nin kuyum ve değerli taş ürünle-rinin yabancı firmalara tanıtılmasında önemli bir rol oynuyor. Geçtiğimiz yılı 2 milyar 253 milyon dolar ihracat ile kapatan Türk mücevher sektörü, Türkiye ihracatına katkısını her geçen yıl giderek artırıyor. Bu doğrultuda en önemli katkılardan birini sağlayan fuarda, altından gümüşe, pırlantadan inciye, makine ve ekipmanlarından saate kadar birçok ürünün temsilcileri yeni iş bağlantıları kurma fırsatı da yaratılacak. “İstanbul Jewelry Show” ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ay-han Güner; “Her yıl iki kez ülkemizde düzenlediğimiz ‘İstan-bul Jewelry Show’un bu yıl ilkini hayata geçiriyoruz. İstanbul Jewelry Show’un Türk mücevher sektörü açısından önemi ol-dukça fazla. Fuarlar katılımcıların sektörle ilgili tüm gelişmeleri yakından görmesine, yeni pazarlar ve yeni ticari işbirlikleri için zemin oluşturuyor. Aynı paralelde ülke ekonomisine sağladı-ğımız katkıyı da artırmak için çalışıyoruz. Son zamanlarda üst üste gelen olumsuz gelişmeler kuyum ve mücevher sektörünü oldukça zorluyor. Bu zorlukları biraz olsun hafifletmek için bu fuara yatırım yaptık. Aslında sektör olarak dünyanın en kalaba-lık ve en önemli alım heyetini ağırlayacağız diyebilirim. Böylece bürokratik düzenlemelerle verdiğimiz açığı kapatacağımıza ina-nıyoruz.” dedi.

12

Page 13: Voir mart issue pack
Page 14: Voir mart issue pack

14

VOIR GÜNCEL

SEZGİN JEWELS

ERSA

MAYBELLINE

BURBERY

DKNY

US POLO

230x285 mm VOIR.FH11 3/6/14 4:24 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 15: Voir mart issue pack

230x285 mm VOIR.FH11 3/6/14 4:24 PM Page 1

Composite

C M Y CM MY CY CMY K

Page 16: Voir mart issue pack

868616

TYSD (Türkiye Yardım Sevenler Derneği), kuruluşunun 86'ıncı yıl dönümünü Potaxe'da kutladı. Emeği geçenlere plaket verilen gecede, sektörümüzden Cemil Elmas da ödül aldı.

86 yıldır hizmet veren ve bugün 145 şubeye ulaşan Türkiye Yardım Sevenler Derneği, bugüne kadar yü-rüttüğü sosyal sorumluluk projeleriyle ülkemize hiz-met eden bir kuruluş.

Kuruluşun 86'ıncı yıldönümü kutlaması Sarıyer Por-taxe'de, 19 Şubat'ta gerçekleştirdi. Seçkin davetlilerin konuk olduğu gecede Saadet Suyolcuoğlu, katkıların-dan dolayı Demet Sabancı Çetindoğan, Ebru Sanver, Cemil Elmas ve Yakup Özenses’e plaket verildi. Ku-yumculuk sektöründe hikâyesi olan ürünler tasarla-yan Cemil Elmas, katıldığı TYSD gecesinde plaketini almanın haklı gururunu yaşadı.

Yıllık Sorumluluk86

Yardımseverlerin biraraya geldiği gecenin biletleri arasında yapılan çekilişte, Cemil Elmas'ın bu geceye bağışladığı, elmas taşlarla süslenmiş "Daye Hatun" yüzüğü, bir kişiye verildi. Ayrıca Cemil Elmas, bu özel gece için özel hazırlanmış 500 adet hediye ile gelen konuklara bir jest yaptı.

Çiğdem Tunç sunuculuğunda gerçekleşen ödül töre-ninde, Şehnaz Sam ve Gökhan Sezen de sahne alarak geceye renk kattılar.

Page 17: Voir mart issue pack

86

Page 18: Voir mart issue pack
Page 19: Voir mart issue pack
Page 20: Voir mart issue pack

20

ADVERTORIAL SAYFA

Page 21: Voir mart issue pack

21

VOIR PROFİL

Fazıl Özen'in 1860'lı yıllara, dedesinin babasına uzanan bir kuyumculuk geçmişi var. Dedesi'nin babası olan Abdurrahman Bey, bugünkü Kafkas bölgesi içinde kalan Kazan şehrinde kuyumculuk imalatı üzerine çalışıyordu. O dönemin varlıklı aileleri arasında yer alan Abdurrahman Bey, Bolşe-vik İhtilali üzerine ülkeyi terketmek zorunda kalmış ve Türkiye'ye göç etmişlerdir.

1902 yılında dede Mustafa Naci Bey Türkiye'de, kuyumculuk mesleğinin içine doğmuştur. Kuleli'de okuyan dede, asteğmen olarak vatani görevini yaparak, kuyumculuk mesleğine dönüş yapar. Çok güzel resim yapan Mustafa Naci Bey bunu mesleğine de yansıtan eserler çıkartır; hem Osmanlıca hat becerisine hem de çok usta bir kalemkâr olması sebebiyle altın ve gümüş üzerine dua ile hat çalışmaları yaparak, kuyumculuğun ince işçiliğini gözler önüne serer.

Bu mesleği birlikte yürüten aileye baba Faruk Özen katılır. Aileden gelen mesleğe vakıf bir şekilde doğar ve yetişir. O da kendini ve aileden devraldığı mesleğini geliştirip, yorumlar.Hatta dönemin kuyumculuğu için faydalı olacak, burma bilezikler konusunda özel bir teknik bile keşfeder...

" aş" larınToluY

Dede, oğul, torun, torunun oğlu... Dört kuşağı saran bir meslek ve bu mesleğin ortasında bir çocuk; Fazıl Özen...

Page 22: Voir mart issue pack

VOIR PROFİL

22

Ve nihayet Fazıl Özen, ailenin son kuşak kuyumcusu olarak doğar.

Fazıl Özen'in, doğal olarak kuyumculuk serüvenine başlaması 7-8 yaşlarına denk gelmektedir.Dördüncü kuşak olarak üstüne düşen görevi hak ettiği şekilde ve elinden geldiğince yapmaya, geliştir-

meye çalışır Fazıl Bey... Kuyumculuk mesleğinin tüm ince ayrıntısına kadar öğrenen; yeri geldiğinde tezgâha oturup, el marifetlerini geliştiren, yeri geldiğinde satışa bakan...

Eskişehir'de; Özen Kuyumculuk adıyla imalat, toptan ve pe-rakende mağazası olarak üç kuşak tek bir çatı altında topla-narak, her bir kuşağın oluşturduğu kendi müşteri portföyüne hizmet verilir.

Uzun yıllar üç kuşak birlikte işletirler firmayı... Ancak 1985 yılında dede Mustafa Naci vefat eder ve baba-oğul kalır Özen'ler... Tam da bu dönemler Fazıl Özen'in merakı onu ülke dışına taşır. Zaten o son kuşak olmanın verdiği heyecan

ve genç düşünceleriyle, her zaman yurt dışını takip etmektedir. Seyahatleri esnasında taşlara ilgi duyma-ya, araştırmaya başlar. Fazıl Özen, artık bambaşka bir dünyaya; o rengârenk, ışıl ışıl parlayan dünyaya aittir. Zaten özgür yetişmiş bir gençtir ve babasının desteği de her zaman onunladır.

Fazıl Bey, taşlarla ilgili tüm detayları; nereden çıktı-ğından fiyatına kadar, derinlemesine öğrenmek is-ter. Bunun üzerine harekete geçer. Bu konuda daha o günlerden itibaren profesyonel ve bilerek çalışmak için Amerika'da, Tayland'da ve Hindistan’da Dünyanın önde gelen enstitülerinden pırlanta ve mücevher taşları eğitimleri alır. Dolayısıyla hem teorikte hem de pratikte güçlü bir şekilde bu olaya giriş yapar. Bundan yirmi yıl önce gerçekleşen olaylar ve o dönemlerin Türkiye’si Fazıl Beyi daha da bir gayrete getirir. Çünkü, o günler-de Türkiye’de bilinen mücevher taşlarının sayısı nere-deyse iki elin parmak sayısını geçmemektedir. Bununla birlikte gemoloji adı verilen mücevher taşları bilimi ise hemen hiç bilinmemektedir.

Eğitimlerini tamamlayan Fazıl Özen, Dünyadaki renkli mücevher taşlarının en önemli merkezlerinden belki de birincisi olan Almanya’nın Idar Oberstein şehrinde ofis açarak, yaklaşık iki yıl taş ticareti-

ne devam eder. O günlerde Avrupa'da İngiltere, Almanya, Fransa, Portekiz, Yunanistan başta olmak üzere; Orta Doğu, Uzak Doğu, Kuzey ve Güney Amerika’nın da içinde bulunduğu, 60'tan fazla ülkeye bizzat giderek taş alım ve satımını yapar.

Bu arada yine o yıllarda Fazıl Özen, ilk defa bir Türk olarak Ban-gkok’da bir taş ofisi açarak hem Türkiye’ye hem de tüm Dünya ile rekabet edebilir fiyatlarda taş sunmaya başlar. Ardından Yu-nanistan’da da ofis açarlar. Fazıl Bey Yunanistan’da açtıkları ofis nedeniyle, orası adeta ikinci memleketi olur. Bu dönemde Yunanca da öğrenen Özen, pek çok Yunanlı meslektaşı ile ilk kez bir Türk olarak ticaret yapmayı ve güzel dostluklar edinmeyi başarır. O gün-lerde baba Faruk Özen de Türkiye’de taş işine başlar. Yıllar içinde

ise güvenirliliği ve sıcaklığıyla, İstanbul başta olmak üzere tüm Ege ve Akdeniz’de adı "Taşçı amca" ya çıkar.

İstanbul'a gelindiğinde firmalarına Özen Kuyumculuk yerine, “Harmony” adı verilir.

TÜRK BAYRAĞIMIZ ÇİN'DE DALGALANIYOR

ULUSLARARASI MUCEVHER TASLARI DERNEGININYILLIK BASKANLAR TOPLANTISI

Page 23: Voir mart issue pack

23

Harmony Akademi başlar.

Taş konusunda araştırma ve eğitimlerine sürekli yenilerini ekleyen Fazıl Özen, artık Türkiye'de tanın-maya başlar. Gelen gidenlerin taş konusunda yardım aldığı biri haline gelir. Herkes ondan bir şeyler öğrenmek ister. Bunun üzerine Fazıl Bey “Harmony Akademi” nin temellerini atmış olur. Bu konuyla ilgili Fazıl Özen şöyle diyor: “Türkiye'de hem pırlanta hem de renkli taşlar konusunda eğitimimizi ha-zırladık. Yaklaşık 70’ten fazla şehir ve bölgede (Türkiye ve dışında) Kuyumcular Oda ve Dernekleri, Ticaret Odaları ve farklı Sivil Toplum Kuruluşları ile ortaklaşa eğitimler verdik. 3000'i aşkın kişiye pırlanta ve renkli mücevher taşlarını öğrettik. Türkiye'de gemolojinin ne olduğunu ve ne anlama geldiğini Edirne'den Van'a kadar anlattık ve öğrettik. Eğitimi oradaki insanların, kuyumcuların ayağına kadar götürmüş olduk.”

Fazıl Özen taş sektöründe gerek yaptığı atılımlar, gerek bilgi bakımından “İlk” ler arasında... Öyle ki, bazı taşları satmadığını da vurguluyor Fazıl Özen ve ekliyor: “Çok özel gördüğüm taşları satmıyorum. Özel bir koleksiyonum var. Geçtiğimiz ay Amerika'da görüştüğüm Smithsonian Mine-ral ve Mücevher Taşı Müzesi’ne bağışlayacağım. Normalde hemen her zaman altıgen çıkan dışı yeşil, içi pembe olan karpuz Turmalinim, doğal yolla tam bir kalp şeklinde. Bu da onu Dünyadaki en nadir mücevher taşlarından birisi yapmakta. Önümüzdeki aylardan itibaren Fazıl Özen adı bu tanınmış mü-zede, taşı ile birlikte yer almaya başlayacak.”

Fazıl Özen bu konuyla ilgili yurt dışına o kadar gidip gelir ki, neredeyse artık oralı olur. Hatta bazı Hintliler Fazıl Bey'e White Indian (Beyaz Hint'li) lakabını takarlar. Kimi zaman o zorlu yolculuklarında ölümle burun buruna gelen Özen, iki kere de vasiyet hazırlamış. Sıtmaya bile tutulur oralarda.

Bu arada Fazıl Özen ile ilgili bir de şehir efsanesi var: “Fazıl Bey, eline bile almadan taşı bir kaç metre-den tanır.” Kendisi bu konuda her taş için değil, fakat bazı taşlar için gerçekten olabileceğini ve vermiş oldukları eğitimlerde de bu bilgiyi öğrettiklerini belirtti.

Her zaman taş konusunda ileriye gitmek için çabalayan ve hem Türkiye'de, hem de yurt dışında birçok ülkede "Türk Bayrağı" nı dalgalandırma şerefine de nail olmayı başaran biri Fazıl Özen...Kâh etkinliklerde, kâh dünyaca önemli toplantılarda, kâh bir müzenin sergisinde bulunan...

Dernek ve kuruluşlarla ortak çalışmalar yapan; kendisinin de "Taş" konusunda dernekleşmeye gidilme-sinin ilk temellerini atanların arasında yerini alan...

Fazıl Özen mesleğini icra ederken, hiçbir zaman yaşadığı zorluklara teslim olmayıp hakkını vermiş. Ve bu konuda tek arzusu var: Geride bu konuda anılan bir isim olabilmek...

Page 24: Voir mart issue pack

24

VOIR GÜNCEL

BARBOUR CACHAREL

DERMOKİL

FERRARI

MATRAŞ

SPERRY TOP

MIU MIU OPTİK

Page 25: Voir mart issue pack
Page 26: Voir mart issue pack
Page 27: Voir mart issue pack
Page 28: Voir mart issue pack
Page 29: Voir mart issue pack
Page 30: Voir mart issue pack
Page 31: Voir mart issue pack
Page 32: Voir mart issue pack

Tasarım Olmadan Ürün Pazarlamak Artık Yürümüyor!

Agresif çalışmaları ve çıkışlarıyla dikkatleri çeken marka Rober-to Bravo, yeniliklerini dergimiz aracılığıyla iletti. Yönetim Kurulu Başkanı Aytaç Kamar, sektörel değerlendirmenin yanı sıra eğiti-me ve tasarıma verdikleri önemin de altını çizdi.

Aytaç Bey, sektörün vizyonel bakışına sahip nadir firmalarından biri olarak, sektörümüzün gidişatını değerlendirir misiniz?

Üreticiler açısından sektör oldukça kan kaybetti. İş yapma şekilleri değişti; ama günlük çalışma sistemi hala değişmedi. Günü kurtarmaktan başka ya-pılan bir şey yok! İran, Irak, Dubai’ye 3-5 dolara mal yapmak çok büyük iş gibi gösteriliyor. Sabah akşam atölyeler çalışıyor. Ama yarınlara bir faydası yok! Topla, çıkar elde bir model makinası alacak birikim yok. Çünkü siz de biliyorsunuz ki, markalaşma sürecindeki o bakış ve vizyon yok!

Gündemde olan bir konuyu, kredi kartlarını sormak istiyorum. Siz-ce ne olacak, öngörünüz nedir?5 – 6 yıl önce de kredi kartı yoktu. Suni teneffüs ile bir yere kadar

gidersiniz sonrası yok. Kuyumcu diye açılmış ama başka iş yapanlar kapanacak. Gerçekten kuyumculuk yapanlar ve yapmak isteyenler kalacak ve daha iyi olacak.Hep birlikte göreceğiz? Bakmayın siz kuyumculuk öldü bitti diyenlere...

Bir dönem oldukça yoğun sürdürdüğünüz taklitçilikle ilgili konu ne durumda? Nasıl gidiyor çalışmalar?

Bu konuda hala bizden başka uğraşan yok! Mahkemelerde bizi taklit etmeyi adet haline getirmiş kendini bilmezlerle uğraşıyoruz. Bildiğiniz gibi bir dönem bu konuda yoğun olarak uğraştık, ilanlar verdik, bas-kınlar yaptırdık; ama hukukun içine girdik, çıkamıyoruz. Mahkemeye verdiğimiz adı esnaf olarak geçenlerin hiçbiri biz sizi taklit etmedik; bunlar bizim tasarımımız demedi, diyemedi! Google'da benzer mal bulup kanunların açıklarından yararlanıp, bunlar zaten anonim mallar herkes yapıyor demekten başka şey yapmadılar. Verdiğimiz ilanlar-dan alınmışlar. Yarası olan gocunur. Kendi tasarımını yapmaktan

32

Page 33: Voir mart issue pack

Murat TIRPANMurat Gold Yönetim Kurulu Başkanı

Mart Ayı Altında Neler Oldu, Olacak?

%3.0 ile %2.5 arasında uzunca bir süredir dalgalanma faiz oranlarının son hareketlerine baktığımızda satıcılı biçimde aşağı seviyelere yaklaştığını görmekteyiz. %2.70 seviyelerinde dengelenmiş durumda yatay hareketlerine devam etmektedir. 10 yıllık ABD tahvil faiz oranındaki yükselişler altının ons fiyatında negatif etkiler yaratır-ken, tam tersi düşüşlerde ise etki pozitif olarak karşımıza çıkıyor. 1360 seviyeleri altın için kuvvetli direnç olarak görünüyor. Bu seviyelerin üstünde kapanışlar görmediği-miz sürece 1330 destek seviyesi ve sonrasında 1305 des-tek seviyesi kısa vadeli hedefler haline gelmektedir.

Rusya'nın Kırım'daki askeri tatbikatı ile altının onsu mevcut seviyeden 30 Usd yükselişle mart ayı başında di-rençlerine yaklaşmış, fakat daha sonra gelen geri çekilme açıklamaları ile güvenli liman altından çıkan yatırımcı-lar borsalara ilgi göstermiş ve altın 30 Usd'lik kazanı-mını geri vermiştir. Ukrayna konusunda ateşin şimdilik düşmesi altının ons fiyatını 1330-1350 bandında sabit-lemiş görünüyor. Avrupa Merkez Bankası toplantısı ve ABD'den gelecek olan istihdam verileri ile yeniden ekono-mik gerekçelerle fiyatlanan bir ons fiyatı göreceğiz.

Dolar endeksi ve EUR/USD paritesinin altına olan etkile-ri de yakından takip edilmelidir.

Tüm gözler A.B.D.'den gelecek olan tarım dışı istihdam verilerinde olduğundan, bu konudan bahseden FED baş-kanının sözlerine de itibar etmek gerekiyor. Son ekonomil verilerin ağır kış şartlarının yaşandığı ortamda ortaya çıkabilecek verilerle tutarlı olduklarını ve ekonomi için temel görüşlerle aynı olduğu başkan tarafından vurgu-lanmaktadır. O yüzden ileriye dönük söylemlerde işşizlik oranına çok fazla odaklanmanın kargaşaya neden oloa-bileceği de başkan tarafından dile getirilmiştir.

ABD'de ISM imalat endeksi %2 oranında yükseliş kay-detmiş, üretim verisi PMI ise geçtiğimiz aya göre %0.50 artış göstererek 2010 yılından bu yana en yüksek düzey-lerde seyretmeye başlamıştır. Fakat bu verilerin mağaza satışları, michigan ve chicago endeksleri ile desteklenme-sinin tarım dışı istihdam verisi için öncü gösterge olma-yacağını düşünüyorum.

Zira kış aylarında verilerdeki çelişkiler artmakta ve ya-tırımcılara yanıltıcı işlemler yaptırmaktadır. Dikkatleri kısa vadede yükselen kanal içinde bulunan altında tutu-luyor. Düşüşleri fırsat olarak algılamakta fayda var. Alım için önerilen seviyeler sırasıyla 1325-1312-1298 olarak karşımıza çıkıyor.

aciz olanlar bu işi meslek haline getirdiler. Sonuna kadar uğraş-maya devam edeceğiz. Yeni oda yönetiminden tek istediğim bu konuda çalışmalar yapmaları. Sektörü kurtaracak tek şey katma değerli mal üretmek. Çin de bizi solladı gidiyor! Yarınlarda kimse ağlamasın... Al-satçılar kalır, geriye de üretim vs. bir şey kalmaz!

Tüm sektör büyük bir beklenti ile Mart'ta gerçekleşecek fu-ara kitlenmiş vaziyette. Son dönemlerde Dünyada gerçekle-şen olayları da düşünürsek, fuar nasıl geçecek sizce?Biz koleksiyonlarımızda yaptığımız yeniliklerle fuara hazırız. Çok iyi bir fuar olacak.

Bu arada geçtiğimiz aylarda Miranda Kerr ile basını adeta sarstınız. Bu konudan biraz bahseder misiniz?Antalya'da bir grupla beraber bu organizasyonun içinde yer alıyo-ruz. Çok başarılı bir organizasyon, müşterilerimiz memnun... Mi-randa’nın takısı bir adet yapılmıştı; ama sürekli ürün soruluyor. Bir adet replikası şu an Rusya’daki mağazalarda sergileniyor ve çok ilgi çekiyor. Haziran ayında yeni bir celebrity ile yine büyük sürprizlerimiz var.

Söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?Özel Tasarımlar ve pazarlama araçları, pr çalışmaları artık çok ön planda. Sadece çok iyi tasarım yapmak yetmiyor, tasarım olma-dan ürün pazarlamak artık yürümüyor. Genç tasarımcılara ger-çekten inanmak ve onlarla çalışmak gerekiyor. 100 tane laf olsun diye yapılan tasarım değil 10 adet gerçekten üstünde düşünül-müş satacak tasarım yapmak gerekiyor. Biz firma olarak bu yılı eğitim yılı ilan ettik. Gerek Türkiye'deki çalışanlar gerek yurt dışından satış noktalarımızdan gelen satış elemanları eğitimler-den geçiyorlar. Firma sahiplerinin eğitim konusunda daha bilinçli hareket etmelerini diliyorum. Fuarda sektöre başarılar...

33

Page 34: Voir mart issue pack

34

YeniKoleksiyonHazır

Klasik ve moderni sentezleyerek üretim yapan Nil Bilezik; sektörü ve yap-tıkları yeniliklerini, Yönetim Kurulu Başkanı Murat KODAZ değerlendirdi.

Bilezik her zaman bir yatırım aracı olmuştur. Bu bağlam-da tüketici davranışlarında değişiklik söz konusu mu?Sizin de belirttiğiniz gibi bilezik her dönemde halk için önem-li bir yatırım aracıdır. Alışık olduğumuz bu davranış son yıl-larda altın fiyatlarının artmasıyla daha önceden bu yatırımını gerçekleştirmiş olan tüketiciyi memnun etti; ama bunun yanı sıra geliri çok yüksek olmayan kesimi farklı yatırım ürünle-rine yöneltti. Örnek olarak çeyrek ya da gram altın almakta-dırlar. Fakat fiyatlar bu kadar yükselmeden önce halk geliri ne olursa olsun bilezik alırken daha rahat hareket ediyordu. Fiyatların yükselmesiyle günümüzde bu durum değişti.

TSE belgeli ürünleriniz var. Bu belgelerin kuyumculuk sektöründe ne gibi bir artısı var? Nihai tüketiciyi ilgilen-diriyor mu?Sadece kendimiz için değil sektördeki tüm üreticiler için TSE çok önemlidir. Çünkü bu aslında kalitenin özetidir. Eğer bu damga yaptığınız üründe bulunuyorsa hem üreticinin hem de tüketicinin garantisidir. O yüzden de doğrudan hem üreticiyi

hem de tüketiciyi ilgilendirmektedir.

Tasarımda özgün olabilmek adına ne gibi ça-

lışmalar yapı-yorsunuz?

Bu konuda a ç ı k ç a s ı

çok efor sarfediyoruz. Öncelikle doğrudan tüketici ile bağlan-tıya geçip neleri daha çok sevdiklerinin ve ilgilerini daha çok ne tarz ürünlerin çektiklerin araştırmasını yapıyoruz ve bu-nun için hem kendi mağazalarımızda hem de perakende müş-terilerimizle sürekli olarak bağlantıdayız. Onlardan aldığımız bilgileri zaten aralıksız olarak fikir geliştiren Ar-Ge ekibi-mizle paylaşıp Allah’ın izniyle çok daha güzel işler çıkartma yolundayız.

Yeni girişimleriniz, koleksiyonlarınız var mı nelerdir?Biz firma olarak fuarlara katılmıyoruz. Fakat mart fuarı için hazırladığımız bir koleksiyonumuz var. Bu konuda kardeş gibi olduğum ortağım Orçun Özişçi’nin özel çalışmaları var. İnşal-lah fuar döneminde biz de onları görücüye çıkartacağız.Türk Kuyumculuğunun artık dünyada bilinirliği artmaya başladı. Sektöre hizmet edenler olarak, teknoloji ve kül-türel anlamda nasıl bir gelişim içerisinde olmalıyız?Gerçekten de Türk kuyumculuk sektörü son yıllarda üretim konusunda çok başarılı işlere imza attı. Umarım bu çizgisini çok daha uzun yıllar boyunca korur. Tabi bu durumu devam ettirebilmek için bütün yeniliklere açık olmak lazım. Teknolo-jinin en iyisini kullanmalıyız. Tasarımda çok daha fazla hayal gücüne sahip olmalıyız. Hizmetde hiç bir şeyden tüketiciyi esirgememeliyiz. Eğer bu vasıflarımızı bünyemizde tutarsak sektör daha uzun yıllar Avrupa’da ve dünyada bir numara olma bayrağını taşır. Ama tabi bu özellikleri bizlerden sonra gelecek nesillere deruhte etmeliyiz ki, bu başarı çok daha uzun vadeli olabilsin. Ayrıca sizin gibi sektöre hizmet eden basın yayın kollarına da teşekkürü borç bilirim.

Page 35: Voir mart issue pack
Page 36: Voir mart issue pack
Page 37: Voir mart issue pack
Page 38: Voir mart issue pack
Page 39: Voir mart issue pack
Page 40: Voir mart issue pack
Page 41: Voir mart issue pack
Page 42: Voir mart issue pack

4242

İhsan SAYANSadeiş Mounting JewelleryYurt İçi Satış ve Pazarlama Müdürü

Kalite Herşeydir…Hızla büyüyen ve sürekli yeni tasarımlar yarata-rak gelişmekte olan kuyumculuk sektöründe kali-teli iş yapmak bir ayrıcalık haline gelmiştir.

Dünden bugüne her koşulda rağbet gören takılar, mücevherler aynı fiyat aralıklarında farklı kalite-lerde satışa sunulmaktadır. Özellikle bayanların yoğunlukta olduğu nihai alıcının %40’ı aldığı ürünün kalitesine dikkat etmektedir. Genelde de-neyerek ve dokunarak seçilen mücevherat, günü-müz teknolojisiyle internet üzerinden de nihai alı-cıya ulaşabilmektedir. Bu da kalite kontrolü geri plana atmakta ve kalitesiz ürünlerin satışını ve piyasada yaygınlaşmasını kolaylaştırmaktadır.

Sektördeki genel sorun fiskeli ürünlerdir. Fiskele-ri önlemek, hem kaliteli hem de pürüzsüz ürünler üretebilmek için 24 ayar has altın kullanılması piyasada ortak görüştür. Son zamanlarda ise artan altın fiyatlarından dolayı hafif montürler tercih edilmektedir.

Kuyumculuk özel bir iştir. El emeği göz nuru bu ürünler usta ellerde gereken hassasiyeti görmek-tedir. Bu işi severek, özenerek ve gereken titizliği göstererek yaparsanız, emeklerinizin karşılığını mutlulukla izleyebilirsiniz. Sanat ve ticaretin iç içe geçtiği bu sektörde sizi farklı kılan özgünlüğü-nüz, isteğiniz ve en önemlisi sevginizdir.

Unutulmamalıdır ki, eski ustaların ellerinden çı-kan özel ve güzel ürünler eşsizdir, talep görmeli-dir. Bulunduğumuz şartlar ve koşullar bu ellerden çıkan tasarımların unutulmasına neden olabil-mektedir. Kaliteyi arayanlar güvendiği bir ustayı veya güvendiği bir markayı tercih etmektedir.

Şunu da önemle eklemek isterim; marka ürünler, mağazalarından veya yetkili bayilerinden temin edilmelidir.

Emek ve memnuniyet bizler için önemlidir.

LimitlerZorlanacak

Osmanlı takı sanatını günümüze uyar-lamak amacıyla yola çıkan ve kısa sü-rede Dünya çapında hızla tanınmaya başlanan mücevher markası Zergeran Kuyumculuk; kendi evi İstanbul’da düzenlenecek olan fuarda zanaat-karlığının tüm limitlerini ortaya dökecek.

Bu yıl üçüncü kez İstanbul Jewellery Show’a katılacak olan genç mü-cevher markası Zergeran Kuyumculuk; Dubai ve Hongkong fuarlarının ardından İstanbul’a en özel modelleriyle katılım gösterecek. Zergeran Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Rıfkı Bedir; İstanbul’da düzen-lenen takı fuarının kendileri için ayrı bir öneme sahip olduğunu, bu fuarda evsahibi olmanın getirmiş olduğu sorumlulukla yılın en özel ürünlerinin ilk lansmanını bu organizasyona sakladıklarını söyledi. Bu yıl birbirinden güzel pırlanta ve elmas otantik takılarının yanına 18 ayar pırlantalı mücevher setler eklediklerini ve bu setlerin diğer ta-kılardan farklı olarak seri üretiminin yapılacağını belirten Rıfkı Bedir; “Tamamen butik üretim yaptığımız mücevherlerimizin yanısıra müşte-rilerimizin yoğun talepleri neticesinde, seri üretimini yapacağımız 18 ayar pırlanta setleri de üretim bandımıza taşıdık” dedi. Fuarda hem modern hem de klasik tarzda yeni tasarımlarına vitrin-lerinde yer vereceklerini kaydeden Bedir; “Fuara katılan firmaların üretim sponsorluğunda gerçekleşen takı tasarım yarışmasına bu yıl ilk kez katılacağız. Değerli bir tasarımcımızın çizimini, el işçiliğimizin tüm tecrübesini kullanarak titizlikle hayata geçireceğiz. Bu yarışmada dere-ceye girsek de girmesek de bu kategori de yer alan firmalarla beraber olmaktan mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. 2014 yılında renkli değerli doğal taşlara ilginin arttığını gözlemledikle-rini de sözlerine ekleyen Bedir; Dubai ofislerinin ardından Amerika’da açtıkları ofisleriyle bir Dünya markası olma hayallerinde önemli adım-lar attıklarını dile getirdi. Yurt içinde kuyum satışında kredi kartı ile taksitli alışverişin yasak-lanması kararını da eleştiren Bedir; şunları söyledi: “Keşke bu uygu-lamada mücevher alımı ayrı değerlendirilseydi. Mücevher alan kişiler, adeta ürüne aşık olup o anda hemen sahip olmak istiyorlar. Kredi kartı kişilerin hayallerini ertelemesini ortadan kaldırıyor. Tabi ki sektörü-müzün içinde kredi kartını tefecilik boyutunda kullananlar var. Ben bu kişilerin yaptıkları illegal faaliyetlerin önlenmesini ama bütün sektörü sıkıntıya sokan bir yasaklama anlayışıyla konuya yaklaşılmasının doğru olmadığını düşünüyorum. Anneler gününe kadar bu konuyla ilgili yet-kililerin gerekli adımları atacağına inanıyorum.”

Page 43: Voir mart issue pack
Page 44: Voir mart issue pack

44

60'ıncı Yılında 60 Yeni Mağaza !

VOIR HABER

Bu sene 60. yılını kutlayan Altınbaş, 2013 yılını 698 milyon dolar ciro ve 120 mağaza ile kapattı. Dünya markası olmak üzere emin adımlar atan Türkiye’nin en büyük Altın ve Mücevher markalarından Altınbaş, yurt dışında mağazalaşma hedefini yükseltti.

44

Altınbaş’ın 2013 yılı performansı, 2014 yılı hedeflerinin payla-şıldığı basın toplantısı, Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altın-baş ve CEO Ali Bulut’un katılımıyla 11 Şubat Salı günü, Çıra-ğan Sarayı’nda yapıldı.

2013 yılının sektör ve Altınbaş açısından oldukça olumlu geç-tiğini belirten Altınbaş Yönetim Kurulu Başkanı İmam Altın-baş, "2013 bizim için çok olumlu geçti. Altınbaş, perakende-cilikte hızla ilerliyor. Dünyada ve Türkiye’de 120 Mağazada yaklaşık 1000 noktadayız, 85 ülkeye ihracat yapıyoruz. Geçti-ğimiz sene ihracatta birinciydik. Altınbaş olarak ihracata çok

önem veriyoruz. 2013’ü ihracatta yüzde 20 büyüyerek, bu yıl da birinciliği elden bırakmadık. Altınbaş mücevherat gru-bu olarak 2013 yılını 698 milyon dolar ciro ile bir önceki yıla oranla yüzde 20 artışla noktaladık. Tüm bunlar gösteriyor ki Altınbaş olarak biz 2013 yılında hız kesmeden çalışmalarımızı sürdürdük. Önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz." dedi.

Altınbaş 2014 Yılında 180 Mağazaya Ulaşma Hedefi İle Lider-liğini Korumaya Devam EdecekAltınbaş’ın, Dünya Pırlanta Konseyi’nin ve Dünya Mücev-her Konfederasyonu’nun Türkiye’deki tek üyesi olduğunu belirten İmam Altınbaş, "2014 yılında pırlantalı mücevherde de sektör liderliğimizi koruyacağız. Son olarak 2013 yılı içe-risinde Sayın Başbakanımız tarafından her sektörde birinci olan markalara verilen “İhracat Yıldızları Ödülünü” alarak bu hedeflerimizde ne kadar istekli ve gayretli olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Coğrafi genişleme ve büyüme politikamızı sürdürürken, Çin, Hindistan ve Afrika ülkeleri ihracat yap-mayı planladığımız yeni pazarlar arasında geliyor. Turquality, dünya markası olma yolunda Altınbaş’ı desteklemeye devam ediyor. Tüm sektörü destekleyen, Türk markalarının dünyada mağazalaşmasını ve markalaşmasını sağlayan bu sistem hem Altınbaş hem de sektörümüz için önemli bir değer." dedi. Mağazalaşma Hedeflerimiz Yurt İçinde ve Yurt Dışında Hız Kesmeden Devam Ediyor

Page 45: Voir mart issue pack

Mehmet AkyürekOrobella Alyans CEOOrobella & Altın Fabrikası

Elişi Alyans Sanatımızı Kaybediyoruz.!

Gün geçmiyor ki geleneksel sanatlarımızdan veya meslek-lerimizden birinin yok olduğunu duymayalım. Bakırcılık, kilimcilik gibi birçok meslek veya sanat dalı tarihe karışma tehlikesi ile yüzyüze. Şimdilerde ise üzülerek söylüyorum ki ELİŞİ alyans sanatımız da bunlara eklenmek üzere…Son birkaç yıldır modern 3 boyutlu yazıcılar, elektronik bir-çok yeni ekipman geleneksel kuyumculuk sanatımızı teh-dit etmeye başladı. Özellikle büyük üreticiler mali yükleri azaltmak için yetenekli elişi ustalarını çalıştırmak yerine, atölyelerini pahalı elektronik cihazlarla donatıp birbirinin aynı, hiçbir el izi taşımayan fakat ucuz maliyetli - pahalı gö-rünümlü ürünlere yöneldiler. Ancak eleştirmek istediğim bu değil zira kendi atölyemin içinde de bu tip cihazları kul-lanıyorum. Bunlar çağımızın bir gereği ancak benim karşı çıktığım şey, bu ekipmanlarla üretilmiş karmaşık görünüm-lü ama son derece ucuz maliyetli DÖKÜM ürünlerin ku-yumcu esnafına ELİŞİ olarak tanıtılması ve elişi değerleri ile satılması. Her gün artan sayıda vitrinde eski güzelim elişi alyanslar yerine 3 boyutlu yazıcılar marifeti ile oluş-turulmuş, her bir üretimin diğerinin aynısı olan DÖKÜM ürünleri görmeye başladım. Elişi ustasının pahalı emeğinin maliyetini istemeyen üreticiler, döküm ürünleri elişinin yerine ikame etmek için acımasızca bu sanatı katletmeyi göze aldılar. Elişi alyans bazı Avrupa ülkeleri ve ülkemiz için son derece önemli bir değerdi. Ancak artık bunu Tür-kiyemizde kaybediyoruz. Soğuk yüzlü döküm ürünleri elişi diye pazarlayan üretici de, bunları elişi diye alan esnaf da bu sürece katkıda bulunmuş oluyor. Ancak kuyumcu esnafının bu konuda asla üretici kadar sorumluluğu yok zira onlar bu ürünler elişiymiş gibi önlerine konduğundan, eğer üretim bilgileri de zayıfsa bunları elişi zannediyorlar. Şahsen bu durumu durdurmak ve tersine çevirmek adına tüm mali-yetine rağmen önümüzdeki fuarda kendi vitrinimde gerçek elişi modellere yer vereceğim gibi, modern ürünleri de aynı vitrine koyup insanların elişinin sıcaklığı ve her biri ustanın el izlerini taşıyan numuneler ile dökümün soğuk yüzünü kıyaslamalarına, bu sanata çok geç olmadan sahip çıkmaları için hafıza tazelemelerine imkan sağlayacağım. Döküm istediği kadar elişini zorlasın bu konuya sahip çıka-cak meslektaşlarımızın olduğunu da çok iyi biliyorum. Elişi, testeredir, elişi eğedir, elişi çekiçtir, örstür. Gerçek elişi bir alyansın bir eşi daha dünyada başka birisinde olmaz. Ancak önünüze konulan kataloglardan seçtiğiniz ve elişi sandığınız o döküm ürünlerin her birinden binlercesi üretiliyor. Onla-ra asla el değmiyor. Maliyetleri satın aldığınız değerin 4 te birinden az elektronik beyin ürünleri. Elbette bu dökümler de bir tasarımcının imzasını taşıyor ama o imzayı bildiği-niz seri elişi ürünler de taşıyor. Fakat bunlar bir ustanın ta-sarım gücünün, tecrübesinin, o anki hislerinin bileğine ve parmaklarına yansıyarak şekil bulması ile oluşan gerçek bir elişi alyansın yanından bile geçemez. Fuarda alyans vitrin-lerine bakarken, gerçek elişi ile soğuk yüzlü dökümü aynı kefeye koymayın, her yerde aynısından binlerce bulunan soğuk yüzlü bu dökümlere gereksiz yere elişi işçilikleri ödemeyin. İstediğinizde seve seve danışmanınız olurum.

İmam Altınbaş; "Mağazalaşmaya 2014 yılında devam edeceğiz. Yıl sonuna kadar ciromuzda yüzde 20 büyüme oranı ve 180 ma-ğazaya ulaşma hedefimiz var. Altınbaş olarak özellikle 23 yıldır Almanya’daki merkezimiz ile bütün Avrupa’ya özenle hizmet veriyoruz. İhracatta önemli başarılar kazandığımız Avrupa pa-zarı; mücevher perakendeciliği sektöründe markalaşma için en önemli pazarımız. Geçtiğimiz haftalarda Almanya Essen’de bir Altınbaş mağazası daha açtık. Bununla birlikte Avustural-ya’dan, Katar’a kadar çok sayıda ülkede Altınbaş mağazaları bulunmakta. Bizim ürünlerimizle ve tasarım kültürümüzle benzer paralelde olan ülkelere ağırlık veriyoruz. Dünya trend-lerini izleyen bir marka olarak, genç, modayı takip eden hedef kitlemizin olduğu tüm pazarlarda olmayı amaçlıyoruz. Bundan sonraki hedeflerimiz arasında Ortadoğu, Körfez Ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri önceliğimiz olacak." dedi ve ekle-di: "Yastık altı yatırımdan, kullanım için mücevher satın alımı-na dönüyoruz. Altınbaş olarak 2013 yılında tasarım mücevher satışlarında geçtiğimiz yıla göre yüzde 30 artış yaşadık.’’

“Profesyonel Perakende Mücevher Mağazacılığı Anlayışının Mimarı Olacağız” Altınbaş’ın 60 yıl önce kurulduğu günden bugüne kadar ba-şarıyla yürüyen bir marka olduğunun altını çizen Altınbaş CEO’su Ali Bulut, "Bundan sonra atacağımız adımlarda pro-fesyonel yeni nesil mücevher mağazacılığı anlayışını temel alacağız. Quantum Perakendecilik Stratejisi temelinde ya-pılandırdığımız yeni organizasyon yapımız ile uluslararası standartlarda profesyonel perakende mücevher mağazacılığı anlayışının mimarı olacağız. Mağazalarımız bize deneyimsel pazarlama anlamında eşsiz olanaklar sunuyor. Perakende mü-hendisliği esasları çerçevesinde geliştirdiğimiz bilgi sistemi ile perakendeciliği bir bilim dalı olarak ele alan, yeni nesil perakendeciliği kurum kültürünün önemli bir unsuru haline getiren bir yapı olacağız’’ diye konuştu.

Özel Günlerde Mücevher Satışları ArtıyorYılbaşı, Sevgililer Günü ve Anneler Günü’nde mücevher sa-tışlarında ciddi bir artış yaşandığını belirten Bulut, geçtiğimiz yıl Altınbaş Mücevher’in toplam satışının yüzde 40’ının bu günlerde gerçekleştirdiğini söyledi. Bulut, satışların en üst noktaya çıktığı bu dönemlerde kampanyalar düzenlemeye özen gösterdiklerini dile getirdi.

45

Page 46: Voir mart issue pack
Page 47: Voir mart issue pack
Page 48: Voir mart issue pack

48

Yaklaşan İstanbul Jewelry Show için firmaların hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Sektörümüzün deneyimli mücevher ve montür markalarından biri olan Sina Montür; fuara büyük bir aşk ile hazırlanıyor. “Yılın 365 günü sevgililer günüdür” sloganı ile yola çıkan Sina Montür; bu fuarda özellikle özgün ve çarpıcı tektaş yüzük tasarımlarıyla adından söz ettirecek.

Yaklaşık 8 yıldır İstanbul Jewelry Show’a düzenli bir ka-tılım gösteren, geçtiğimiz yıl bitmiş ürün grubunda da önemli bir atılım yaparak hizmet ağını genişleten Sina Montür, birçok yeni ürününün ilk lansmanını fuar bün-yesinde yapmaya hazırlanıyor. Çıplak taştan montüre, bitmiş üründen yarı mamüle kadar çok farklı dallarda müşterilerinin taleplerine karşılık veren Sina Montür, ikinci kez bitmiş ürünlerini fuarda sergileyecek. Bu yıl özellikle aşkın tercümanı olarak kabul edilen tektaş yüzüklerde önemli tasa-rım değişikliklerine giden Sina Mon-tür, bu ürün grubundaki tecrübesini ve kaslarını cömertçe sergileyecek.

“Aşkın günü yoktur her gün aşkla başlar” düşüncesiyle hareket eden Sina Montür, hem yurt dışından hem de yurt içinden gelecek müşterilerine yeni ürünlerini sunma heyecanında. Sina Montür firma sahibi Barış Lek; “365 gün 24 saat Aşk” isimli yeni tektaş koleksiyonları-nın bu fuarda ilk kez görücüye çıkacağını, farklı açılardan bakıldığında kalbin üstüne oturtulan pırlantanın öne çık-tığı bu koleksiyonun yoğun ilgi görmesini beklediklerini söyledi. Mart fuarının sektör açısından bir sezon açılışı, gala gecesi anlamları taşıdığını kaydeden Barış Lek; “Son dönemde iç piyasada yaşanan durgunluğun ve istikrarsız-

lığın bu önemli fuar ile durmasını ümit ediyoruz. Özellikle mücevher satışlarını derinden etkilemesini beklediğimiz kredi kartı ile taksitli satışın yasaklanmasının tekrar aci-len gözden geçirilmesine dikkat çekmek isteriz” dedi. Bugün itibariyle yükselen altın fiyatlarının mücevherin kasasının pahalı hale gelmesine, yükselen dolar fiyatının

da mücevherin üzerindeki taşın ve iş-çiliğinin ani yükselmesine yol açtığı-na vurgu yapan Lek, şunları söyledi: “Tüm bu olumsuzlukların üzerine, kredi kartı ile satış yasağının gelme-si tam bir tuz biber ekti. Biz kredi kartı ile alışveriş taksit sayısının ka-demeli bir şekilde düşürülmesinden yanayız. Bir anda sıfırlamak direkt perakendecinin işine yansıyacaktır. Mücevher, aşkla bir anda tutularak ruhunuzun ve kalbinizin sizi almaya götürdüğü bir üründür. Kredi kartı; hayallerin ertelenmesini engelliyor-du ve ürünün bütçesini bölerek daha

kolay ulaşılmasını sağlanıyordu.”

Sina Montür, atılımlarını ve yeniliklerini yaptığı reklam çalışmalarıyla da destekliyor. Markalaşma sürecini yavaş fakat temkinli adımlar atarak sürdüren Sina, sektörün en önemli ayı sayılan ve en büyük fuarında yayımlanacak olan, Voir Magazin Mart Sayısının kapak sponsoru oldu.

LansmanFuarda

Page 49: Voir mart issue pack
Page 50: Voir mart issue pack

5050

1991 yılında kuruldu ve o zamandan beri üretime devam ediyor Altınok Alyans.Firma ortaklarındanEyüp Altınok, firmaları hakkında bilgi verdi ve gündemi değerlendirdi.

Firmanızın son durumunu sektöre göre değerlendirir misiniz?Sadece alyans üstünde yoğunlaştık ve geliştirdik. Makina parku-runa önem veren bir firmayız; dolu dökümü getiren ilk beş firma içinde yer alıyoruz. Alyansta klasik üretimin yanında, son üç yıldır da bizim geliştirdiğimiz bir model olan içi boş, kaynaksız alyans yapmaktayız. Hem ağız kaynağı, hem de kenar kaynağı yoktur.

Siz bu ürüne aynı zamanda "Faydalı model belgesi" de aldınız. Bunun hikâyesini dinleyebilir miyiz sizden?Biz sektöre daha evvelden çok alyanslar yaptık. Bu yaptığımız al-yansları çoğu alyans firması halen yapıyor; herkes bundan ekmek yiyor. Daha önce de bahsettiğim gibi kaynaksız bir model geliştir-dik ve faydalı model belgesi aldık. Yapım aşaması her modeli bizde. Özel makinalarda üretim yapıyoruz. Yani, diğer firmaların yaptığı gibi ürün tescili değil bu. Bu ürünü geliştirmemizin tek amacı var-dı; Altınok ile anılması... Yapma demeyiz; kim yapabiliyorsa yapsın, sıkıntı yok.

Bu belge sayesinde ne gibi bir fayda sağladınız?Altın birara 105 TL'lere kadar çıktı. Güzel gösterişli, taşlı bir al-

yans, 7-15 grama kadar çıkıyor. Ortalaması 10 gram... Böyle bir alyansın perakende size maliyeti 1000-1500 TL arasında değişiyor. Bizim ürettiğimiz bu alyans ile yüzde 40 oranında, gramajını ve dolayısıyla maaliyeti-ni düşürdük; üstelik sağlamlığından ödün vermeden.

Bütün alyanslarımızın içi bombedir. Bombe olması da çok rahattır, kullanış açısından. 8-15 gramlık bir alyansı parmağın taşıma kuvveti vardır; taşıyamaz-sınız. Parmağınız ağrır ve devamlı çıkartmanız ge-rekir. Hatta çıkartıp bir yerde unuttuğunuz da olur.

Biz altının pahalılaşmasından yola çıktık. Hem muka-vemetli olsun dedik, hem kullanışlı olsun, hem maliyeti

düşük olsun. Bunu da başardık. Üstelik tırnaklı, taşlı ürünler... Tüm gün parmağınızdan çıkartmadan, her türlü ev işi yaparken bile kullanabileceğiniz cinsten.

Desenize Eyüp Bey; hem tüketicinin hem de toptancının yü-zünü güldürmüş oluyorsunuz. Bu arada e-ticaret konusuna gelmek istiyorum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz ve bildiği-miz kadarıyla 2000'lerde kurduğunuz e-ticaret sitesi ile ilkler arasında yer almışsınız. Ne oldu da vazgeçtiniz?E-ticareti biz 2002-2003 arasında yaptık ve çok güzel satış yapma-

ya başladık. Bir bankayla mail order sistemiyle çalışıyorduk. Kredi kartlarının azizliği ve bankanın iş bilmezliği yüzünden bize 300.000 dolar gibi bir iade çıkardılar. Ters ibraz (chargeback) denilen işleme maruz kaldık.Satışlarımız geri döndü ve 300.000 doları bizden tahsil ettiler. Hal-buki tüm satışlarımızın hepsi de ihracat faturalı, birebir belgeli. Bankayla mahkemelik falan olduk. Ama kaybettik. Bunu da şimdi açıklıyoruz. 2003 – 2004’te e-ticareti kapattık. Bir daha da yapma-dık. Anlayacağınız sütten ağzımız yandı. Bu çarşıda birkaç firmanın daha başına geldi bu olay.

Sizin daha çok yurt dışına ağırlıklı olarak çalıştığınız ülkeler hangileri? Doğu bloğu ülkeler, Avrupa, Almanya var çalıştığımız. Buralara ürün veriyoruz şu anda.İyi müşteriler, iyi toptancılar var. Sistemi iyi kurarsanız, iyi çalışa-bilirsiniz.

Kredi kartı konusunda ne düşünüyorsunuz, yani bundan geri adım atılır mı sizce peki ?Ben geri adım atılacak diye bekliyorum. Yanlış bir uygulama; düşü-nülmeden karar verilmiş bir uygulama. Ama cep teleonuna yapılan ekstra çözümler gibi, kuyumcular da mecburen çözümler bulacak. Belki de eskiye dönülüp, senet olayları tekrar başlayacak. Tabi dü-zeltilmezse bu durum…

Peki ileri yönelik ne gibi bir planlarınız var mı Altınok olarak ?Alyansta son noktada olduğumuzu düşünüyorum. Yani şu anda makine parkurları olarak en üst düzeydeyiz. Teknolojik olarak da öndeyiz. Sek-törde hizmet verdiğimiz sürece birçok kalem ürün yaptık. Ama Alyans çeşidinde karar kıldık ve en iyisine taşıyabildiğimiz kadar taşıyacağız. Özellikle büyük il-çeler başta olmak üzere toptan ağımızı kurmaya çalışıyoruz. Şu anda mevcut toptancıları-mız var. Ama biz ileride top-tanı da kendi bünyemizde açmak istiyoruz.

Sistemi iyi kurarsanız,iyi çalışabilirsiniz.

50

Page 51: Voir mart issue pack
Page 52: Voir mart issue pack

52

İstanbul Jewelry Show Mart 2014 Fuarı’nın Ana Sponsoru TEB Oldu

Bu yıl 38.’si düzenlenecek olan İstanbul Jewelry Show Mart 2014 Fuarı’na bir kez daha ana sponsor olan Türk Ekonomi Bankası (TEB), ya-tırımcılara ve kuyumculara özel yeni projele-riyle fuarda yerini alacak. Fuara Doğu Avru-pa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e ka-dar dünyanın ve Türkiye’nin her köşesinden, 1200’ün üzerinde katılımcının ve 26 binin üze-rinde ziyaretçinin katılması bekleniyor.

TEB Altın Bankacılığı Satış Direktörü Selami Erten,Türk kuyumculuk sektörünü dünya kuyumculuk sektörüyle buluşturan bu seçkin organizasyonda ana sponsor olarak müşterileriyle buluşmayı, sektörün gelişimine katkıda bu-lunmayı ve sektörün yeni pazarlara ulaşmasında rol alma-yı amaçladıklarını belirtti. Sektörün en büyük ve en köklü uluslararası fuarına katkıda bulunmaktan dolayı büyük mut-luluk duyduklarını ifade eden Erten, “TEB’in ana sponsor-luğunda düzenlenen 38. İstanbul Uluslararası Mücevherat, Saat ve Malzeme Fuarı’nda TEB Altın Bankacılığı olarak, kuyum sektöründe uzman personelimizin yer alacağı stan-dımızda, ziyaretçilere Altın Kredisi, Taksitli Altın Kredisi, Altın Tahsilat Sistemi, Pırlanta Tahsilat Sistemi, Kuyum-cu Paket Sigortası gibi ürünlerimizi sunarken, bu yıla özel yeni ürünlerimizin tanıtımını yapacağız. Türkiye’nin dört bir yanından gelen müşterilerimiz ve fuar ziyaretçilerimiz-le standımızda buluşarak altın piyasalarındaki son gelişme-leri değerlendirme imkanı bulacağız” dedi.

Erten, “Fuar ziyaretçilerinin, hem sektöre yönelik mev-cut ürünlerimiz hem de yeni ürünlerimiz hakkında uzman personelimizden detaylı bilgi almak için mutlaka standımı-zı ziyaret etmelerini öneriyoruz. Geçtiğimiz yıl önemli bir düşüş gösteren altın fiyatları nedeniyle, 2013 yılını sektör açısından son 5 yılın en çok iş yapılan yılı olarak değerlen-dirmek mümkün. 2014 yılında da fiyatların bu seviyelerde seyretmesi ile birlikte sektörde yenilikçi, tasarıma önem veren firmaların yeni iş bağlantıları ve yeni siparişleri ile öne çıkacağı bu fuarın kuyumculuk sektörüne ve ülkemize katkı sağlayacağına inanıyoruz” diye konuştu.

TEB yeni altın çağı ile herkes kazanıyorTEB’in altın bankacılığı yaklaşımı ve bu alandaki çalışma-ları hakkında bilgi veren Erten şöyle konuştu: “TEB Altın

Bankacılığı olarak her geçen gün altın kredilerinde pazar payımızı artırarak ilerliyoruz. 2013 yılını %39 pazar payı ile geride bıraktık. Bu yıl da altın yatırımcısı müşterilerimiz için TEB Yeni Altın Çağı, Altın&Gümüş Depo Hesabı ve Damla Altın Hesabı ile hizmet vermeye devam edeceğiz. Kuyumcularımızla işbirliği içinde, yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak adına uygulamaya koyduğumuz Yeni Altın Çağı projemiz de devam ediyor. TEB Yeni Altın Çağı ile altın tasarruflarını yastık altında veya kiralık kasada tutan tasarruf sahipleri, çalınma, kaybolma riski olmadan, hesap işletim ücreti ödemeden fiziki altınlarını bankada aç-tıracakları altın hesabına anlaşmalı kuyumcular aracılığıyla aktararak güvenle yatırımlarını değerlendirebiliyor. Bunun yanı sıra, yatırımcılarımız istedikleri taktirde,bu tutar üze-rinden faiz getirisi de elde edebiliyor. Birikimlerini inter-net, telefon bankacılığımız ve ATM’lerimiz üzerinden iste-dikleri zaman TL ve dolara çevirme imkanına da sahipler.TEB Yeni Altın Çağı sayesinde ülke ekonomisi ve kuyum-cular kazanırken, bireysel müşteriler de kolay ve güvenli bir şekilde birikim yapabiliyor”.

TEB’e ödül yağmuruBu yıl 8’incisi düzenlenen Stevie Awards’ta Türk Ekonomi Bankası (TEB), biri altın olmak üzere 10 ödül aldı. TEB, en çok ödül alan şirketler arasına girerek Türkiye’den Grand Stevie Award’a layık görülen tek kuruluş oldu. Satış ve müşteri hizmetleri alanında en yenilikçi ve iyi uygulama-ların değerlendirildiği Stevie Awards for Sales&Customer Service’ta, TEB Yeni Altın Çağı projesi Müşteri Hizmetle-ri’nde Inovasyon, finansal hizmetler kategorisinde Bronz Stevie; Altın ve Pırlanta Tahsilat Sistemi projesi Müşteri Hizmetleri’nde Teknolojinin En İyi Kullanımı kategorisin-de Bronz Stevie ödülüne layık görüldü.

VOIR HABER

Page 53: Voir mart issue pack
Page 54: Voir mart issue pack

Fuar İçindeFuar

Fuarlarda birbirinden farklı ayarlarda, farklı ürün gruplarını yakından incelemek istersiniz. Hem pırlantalı ürünlere hem 14 ve 22 ayar ürün gruplarındaki yeni-liklere göz atmak istersiniz. Birbirinden farklı bu ürün gruplarını ve çeşit çeşit tasarımları tek bir stant içinde bulmak için Ekol Kuyumculuk standı size yeterli olacaktır.

Ülkemizin köklü kuyum markalarından Ekol Kuyumculuk; yepyeni ürünleriyle bir İstanbul Jewellery Show’a daha hazır-lanıyor. Kendi bünyesinde yer alan Ekol Pırlanta, Ekol 22 Ayar ve Ekol 14 Ayar markalarıyla kuyumcuların birçok farklı ürün grupları talebine tek elden cevap veren Ekol Kuyumculuk; ye-nilenen modelleriyle müşterilerine, fuar içinde fuar yaşatacak. Ekol Kuyumculuk 22 Ayar Bölüm Müdürü Ercan Zeren; 3 yıllık aranın ardından, İstanbul Jewellery Show ile birlikte yeni 22 ayar ürün kataloğu müşterilerine sunma heyecanı yaşadıkla-rını ve yüzün üzerinde yepyeni model ile 1000’e yakın ürünü kataloğa sığdırdıklarını söyledi. “Yeni katalogda yer alan birçok ürünün tescilli ürünler olduğuna dikkat çeken Ercan Zeren; “Kopya ile mücadele konusunda daha etkin hareket etmek ve harcadığımız yoğun emeği korumak için tescilli çalışmayı son dönemde arttırdık” dedi. Fuar öncesi ve fuar sonrası yepyeni tasarımlara sahip 22 ayar ürünleri vitrinlerine taşıyacaklarını belirten Zeren; “Birkaç yeni modelimiz çıkar çıkmaz büyük ilgi topladı. Fuar dönemine kadar yeni modellerimizi çıkartmaya devam edeceğiz. Ayrıca ilk kez fuarda lansmanını yapacağımız çok özel ürünlerimiz de olacak” diye konuştu.

Ekol 14 Ayar Bölüm Müdürü Zeki Çakır’da yaptığı açıklamada; İstanbul Mart fuarının kuyum camiası için adeta bir sezon açılı-şı anlamı taşıdığını, özellikle bazı çarpıcı modellerin tanıtımını

bu fuarda gerçekleştirmeyi tercih ettiklerini ifade etti. Çakır, yükselen altın fiyatlarına karşı ürünleri olabildiğince en hafif şekliyle ürettiklerini ve şu anda bu açıdan sınırda olduklarını kaydederek; “Birçok ürünümüzde gramaj kaygısını taşıyoruz. Fakat bazı ürünlerimizde de tasarımı çok daha ön plana çıkarta-rak, gramajını ikinci plana atarak mesleki gücümüzü de ortaya koymaktan geri kalmıyoruz. Tasarımı çok çarpıcı olan bir mo-del, eğer bir beğeniyi yakalarsa fiyatı ikinci plana atılarak, satın alınma durumu oluyor. Özellikle kelepçe ve set ürünlerindeki yeniliklerimiz yine markamızın zengin gücünü ortaya koyacak-tır” diye konuştu.

Ekol Kuyumculuğun bir başka iddialı olduğu ürün grubu da “Mücevher”... Ekol Pırlanta Bölüm Müdürü Kadircan Kame-roğlu, kur artışının özellikle pırlantalı ürün grubunu olumsuz yönde etkilediğini, bu bağlamda daha hafif daha küçük taşlı ama ihtişamlı ürünler yapabilmek için tüm ustalıklarını sergilemek zorunda oldukları bir döneme adım attıklarını dile getirdi. Ka-meroğlu, yüzün üzerinde farklı yeni mücevherleri ilk kez Mart fuarında sergileyeceklerini ve tektaş, sıralı taş gibi klasik ola-rak kabul edilen ürünlerde de iddialı çalışmaları vitrinlerine taşıyacaklarını sözlerine ekledi.

54

Page 55: Voir mart issue pack
Page 56: Voir mart issue pack

VOIR GÜNCEL

56

DESA

DİLEK HANİF

KHALEESI

LOREAL

PRADA

NACAR

KLİKSA

Page 57: Voir mart issue pack
Page 58: Voir mart issue pack

58

VOIR HABER

5 bin yıllık bir geçmişe dayanan ve dünyada liderliğe doğ-ru ilerleyen Türkiye Kuyumculuk Sektörü, BDDK’nın 1 Şubat 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yeni kre-di kartı mevzuatıyla büyük yara aldı. Türkiye’nin dünya arenasında liderliğe oynayan tek sektörü olan kuyum-culuk sektörü, BDDK’nın kredi kartıyla kuyumculardan taksitli alışveriş yapılmasını yasaklamasına bir basın açıklaması ile tepki gösterdi. Türkiye’nin çeşitli böl-gelerinden kuyumcular odası başkanlarının katıldığı ve desteklediği basın açıklamasında İstanbul Kuyumcular Odası Başkanı Norayr İşler önemli konulara dikkat çe-kerek, kuyumculuk sektörünün sıkıntılarını dile getirdi.

Yıllık 2.5 milyar dolarlık doğrudan ihracatı, 30 bini aşan firma sayısı ve yurt içinde dolaylı olarak 1.5 milyon ki-şiye ekmek kapısı olan kuyumculuk sektörü, BDDK’nın kuyumcularda kredi kartıyla taksitli alışverişi yasakla-masının ardından ciddi sıkıntılar yaşıyor. Dünyanın hiç-bir ülkesinde olmayan ÖTV yükünün kaldırılması için yıllarca mücadele eden sektör oyuncuları, BDDK’nın yeni kararlarıyla ciddi bir sarsıntıya uğradı. Yıllık 12 milyar Türk Lirası hacmi olan kredi kartıyla altın satış-

larının yüzde 23.5’i taksitli olarak gerçekleşiyordu. Bu bağlamda sektör ciddi bir satış kaybı yaşarken, vatandaş altın alabilmek için alternatif yöntemlere başvurmaya başladı. Konuyla ilgili olarak Cağaloğlu Nuruosmaniye Caddesi’nde açıklamalarda bulunan İstanbul Kuyumcu-lar Odası Başkanı Norayr İşler; “BDDK yetkilileri, tak-sit miktarını cari açığı önlemek amacıyla yasakladıkla-rını ifade ediyor. Üreten, istihdam sağlayan ve ihracatla ekonomiye katkı sağlayan kuyumcuların cari açıkla hiç-bir ilgisi olamaz. Cari açığı düşürmek için ekonomimizi büyüten alışverişi kesintiye uğratacak yasaklamalar ye-rine, bitmiş mücevher ithalatını azaltacak vergi düzen-lemelerine gidilmesi, daha doğru olur. BDDK’nın kredi kartıyla taksiti yasaklamasıyla kuyumculuk sektöründe tüketicilere yapılan satışların yaklaşık yüzde 30 oranın-da azaldığının altını çizmek istiyoruz.” şeklinde tepkisini dile getirdi.

İstanbul Kuyumcular Odası, Mücevher İhracatçıları Bir-liği, İTO Kuyumculuk Komitesi, Kapalıçarşı Esnaflar Derneği ve Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki kuyumcu odaları ortak hareket ederek BDDK’ya uzlaşma mesajı verdi. Mevcut sorunun diyalog yoluyla çözülmesini arzu ettiklerini ifade eden kuyumculuk sektörü önderleri, yetkililerin konuya duyarsız kalması durumunda hukuk-sal yöntemlere başvuracaklarını aktardı.

Altın fiyatları, döviz kuru derken en büyük darbeyi 1 Şubat'ta yürürlüğe giren BDDK'nın kredi kartı mevzuatı, sonunda kuyumcuları sokağa döktü.

Sektörden

Tepki!

Page 59: Voir mart issue pack
Page 60: Voir mart issue pack

60

Yaklaşık 4 aydır İstanbul Jewellery Show’a hazırlanan Besay Kuyumculuk; doğal taşlarla oluşturacağı ve yepyeni bir konsept olarak büyük yankı uyandırması beklenen koleksiyonuyla ilgili detayları kamuo-yuyla paylaşmıyor. Büyük bir gizlilik içinde hazırlanan özel takılar, ilk kez Jewellery Show’da sahne alacak.

İstanbul takı fuarlarının köklü katılımcısı Besay Kuyumculuk; yeni ve daha geniş standında yepyeni tasarımlarını sergilemek için gün sayıyor. Uzun yıllardır birarada çalışan kemikleşmiş kadrosuyla özgün tasarımlara imza atan Besay, fuarda renk-li doğal taşlarla her yaştan bayanın büyük ilgisini toplayacak. Benzeri daha önce yapılmamış takıları vitrinlerine taşıyacak. İstanbul Jewellery Show’un kuyumculuk sektörünün çok özel bir buluşma platformu olduğunu kaydeden Besay Kuyumculuk firma sahibi Ömer Kaya; “Birçok firma gibi bizde aylardır bu özel organizasyona en yeni tasarımlarımızı ve konseptlerimizi hazırladık. Titizlikle yaptığımız, büyük emek harcadığımız yeni takılarımızın büyük ilgi toplamasını bekliyoruz” dedi. Geçtiğimiz 2013 İstanbul Jewellery Show Mart fuarının son de-rece hareketli geçtiğini belirten Ömer Kaya, “Her ne kadar pi-yasamızda sisli bir hava olsa dahi, bu yıl da fuardan beklentimiz olumlu yönde. Sektörümüzün bahara merhaba dediği bu fuar ile belli bir süredir alımlarını azaltmış olan yurtiçi esnafımızın da yeni ürünlere kapılarını açacakları ve onlarında sezona renkli vitrinlerle giriş yapmak istediklerini ön görüyorum” diye ko-nuştu.

“Kredi kartı yasağı geliyorsa her sektöre aynı olmalı”Son günlerde sektörümüzü derinden etkileyen, ‘Kredi Kartı ile

taksitli kuyum alışverişinin yasaklanması’ konusuna da değinen Ömer Kaya; kredi kartı kullanımı konusunda vatandaşlarımızın gerekli bilince sahip olmamaları, kontrolsüz alışveriş yapmaları ve borçlarını sürekli ertelemelerinin sosyal bir problem oldu-ğuna inandığını söyledi. Devletin tasarruf amacıyla kredi kartı ile satışları kontrol altına almak istemesini olağan karşıladığını da ifade eden Kaya; buna karşın, uygulamanın tüm sektörleri kapsamamasının adil olmadığını, en büyük etkiyi de kuyum sek-törünün görecek olması nedeniyle tekrar konunun gözden geçi-rilmesi gerektiğini vurguladı. 2000’li yılların başında belli başlı üreticilerin kuyumculara yüklü miktarda, talep fazlası ürünü vadeli verdiklerini de hatırlatan Kaya şunları söyledi: “Bugün yaşanan ve bakiye sorunu olarak gündemimizde olan konunun ne yazık ki, temelleri zamanında çeşitli firmaların vadeli satışlar yapmasıyla başladı. Şimdi o firmalar bankalar ile çalışıyor, fran-chise sistemleriyle bakiyelerini peşin almayı başarıyorlar. Ama sektöre enjekte ettikleri vadeli ödeme sistemi birçok firmayı zor durumda bırakıyor. Zaten üreticiye perakendeciden sıkıntılı gelen ödemeler, bir de kredi kartı yasağı ile birleşirse bu sorun daha da büyüyecektir. Kredi kartı ile tefeciliğe varan çeşitli il-legal işlemlerin sektör içindeki çeşitli sanal kuyumcular tara-fından yapıldığı da ayrı bir gerçek. Fakat kökten yasaklamak ve tüm piyasayı etkilemektense önleyici tedbirlerin alınması daha

doğru olacaktır.”

Özel TakılarFuarda!

Page 61: Voir mart issue pack
Page 62: Voir mart issue pack
Page 63: Voir mart issue pack
Page 64: Voir mart issue pack

646464

VOIR HABER

Büyük bir heyecanla İstanbul Jewelry Show Mart Fuarı’na hazırlanan Ser Diamond yeni tasarımları, özgün çalışmaları ve görkemli görüntüsüne karşılık kolay ulaşılabilir mücev-herleriyle fuarı, görsel bir şölene dönüştürmeyi planlıyor.

Elmas ve pırlantalı özgün tasarıma sahip mücevherleriyle geçtiğimiz yıl adından sıkça söz ettiren Ser Diamond, İstanbul Jewelry Show’a büyük bir heyecan içinde hazırla-nıyor. 2013 yılında ihracat alanında

önemli altyapı çalışmaları yapan ve geçtiğimiz günlerde ihracat de-

partmanını genişleten Ser Diamond, Jewelry Show kapsamında hem yer-

li hem de yabancı yeni müşteriler portföyüne katmayı hedefliyor. 17 Aralık operasyonun ardından sektörün ciddi bir daralma içinde girdiğini ifade eden Ser Diamond Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Alpdoğan; “Yılbaşı ve sevgililer

günü sektörümüze hiç heyecan ver-medi. Bu iki önemli günü pas geçen sektörümüzün, mart fuarında yüzü-nün gülmesi tek temennimdir” dedi.

Her fuar dönemine yeni ürünlerle yeni bir heyecan ile hazırlık yap-tıklarını belirten Yakup Alpdoğan, İstanbul Jewelry Show’da, herkesin rahatlıkla ulaşabileceği bütçelere

mücevheri getirmek için çok ciddi bir AR-GE çalışması or-taya koyduklarını, az ve küçük ebatlı ürünleri olabildiğince ihtişamlı gösterme konusunda tüm tecrübelerini masaya yatırdıklarını söyledi. Bugün itibariyle özellikle daralan iç piyasayı rahatlatmak ve kuyumcularda bir sirkülasyon elde etmek için, yeni ürün gruplarını daha “Light” tarzda üret-tiklerini kaydeden Alpdoğan şunları söyledi: “Geçtiğimiz ekim fuarında yepyeni modern yüzümüzle müşterilerimi-zin karşısına çıktık ve otantik çizgimizi bir tarafa bıraka-rak yeni tarzımıza hızlı bir geçiş yaptık. Müşterilerimizden olumlu tepkiler aldık. Şimdi işçiliği daha zor, bütçesi daha uygun ve gösterişli ürünler ortaya koymak için kendimizi çok zorluyoruz. Açıkçası yıllar içinde elde ettiğimiz tüm tecrübemizi sergileme zamanı geldi diye düşünüyoruz. Tasarım departmanımız ve ihracat departmanımız hızla bü-yümeye devam ediyor. Her basın açıklamamda olduğu gibi yine ihracat çalışmalarının önemini vurgulamak istiyorum. İç piyasamız kırılgan bir yapıya sahip, en ufak bir olayda ekonomik veriler ciddi değişikliğe gidiyor. Bu bağlamda, artık sadece iç piyasaya bağlı üretim yapmak çok ciddi risk-leri üzerinize almak anlamına geliyor. Ekonomi Bakanlığı-mızın da önemli destekleriyle ihracat alanındaki çalışma-larımızı arttırdık. Bu yıl uluslararası fuarların bazılarında katılımcı olarak yer alacağız. Doların bir parça yükseldiği bu dönemde ihracat çalışmalarında etkin sonuçlar almak yüz güldürecektir.”

İhracatınArtmasıŞart

64

Page 65: Voir mart issue pack
Page 66: Voir mart issue pack

66

Türk Kuyumculuk sektörü için en önemli yerli fuarların başında gelen, Istanbul Jewelry Show'a nasıl hazırlan-dınız? Yeni neler bulabilecek ziyaretinize gelenler? Kuyumculuk ve mücevher fuarı sektörümüz için en önem-li fuar organizasyonlarından birisidir ve gereken özenin gerek üreticiler, gerek toptancılar, gerek perakendeciler tarafından gösterilmesi, sektörün geleceği ve gelişimi için bizce önemlidir... Esgold olarak biz de her sezon fuar için çoğu firmanın yapmadığı bir organizasyonla bütün bayilik-lerimizi, müşterilerimizi yani tüm sektördeki iş yaptığımız arkadaşlarımızı böyle bir etkinliğin içinde olması ve bu at-mosferi yaşaması için davet edip misafir etmekteyiz. Böyle bir organizasyon içinde olmamızın asıl önemli olan kısmı ticaretten önce algıda ve seçicilikte ufuklarını açmaktır. Fuara çok özel çalışmalarla tüm birikim ve donanımımız-la hazır bulunmaktayız. Genel özelliğimiz olan çok çeşitli ürün yelpazesinde sadece fuara özel onlarca yeni model-lerle birbirinden değerli perakende esnafımıza ve ihracat müşterilerimize hizmet vermek için hazırız.

Kapalıçarşı, Kuyumcukent ve en son olarak da Merzi-fon'da da hizmet veriyorsunuz. Anlatır mısınız?Esgold yönetimi olarak bizler; yani çok sevgili ve kıymetli ağabeyim Aykut Erhan ve ben, Kapalıçarşı kültürü ve ada-bıyla yetişmiş insanlarız. Bu mesleği layığı ve hakkınca yapmak için idealist insanlarız. Bu yüzden yaptığımız işi en güzel haliyle yapmaya çalışırız. Söylemek istediğim asıl şey şudur ki, her nerede şubemiz veya ticaretimiz var ise; orada kapalıçarşı adabı, samimiyeti, güveniyle iş yapar, hizmetimizi veririz. Mesleğin adı altında mesleğin ruhani-yetine aykırı hiç bir ticari yöntem kullanmayız.

Gündemde kredi kartları sorunu var ve biliyorsunuz ki, Oda ve Derneklerimiz de bu konuda tepkilerini dile ge-tirdi. Ne düşünüyorsunuz?İşte bu konu bence piyasaların genel durumunun en tra-jik, hatta bazen traji komik hikâyesidir… Sektörel anlamda bankalar; borsalar haricinde işlenmiş mamül yapan ve sa-tanlar için gerçekten olmaması gereken bir konu başlığıdır. Nasıl olur diyenler olabilir hatta komik bile diyenler ola-

bilir. Suistimale çok açık bir konu olduğundan ve kurulan bankacılık sisteminin mesleğimiz açısından bunu sağlıklı kontrol etmesi çok güç bir konudur. Türkiye’deki bankalar ve bankacılık kanunlarının tüm memleket insanlarına ve sıcak paraya verdiği tıkanmayı da göz önüne alıp, aklı selim bir kez daha düşünmek gerektiğine inanmaktayım. "Ben sadece para kazanıp kazanmadığıma bakarım" tarzı bir dü-şünceyi reddediyorum. Herkes için anlamlı ve faydalı tica-ret yapmak istiyorum. Biliyorum ki; dik duvar yıkılmaz...

Çok değerli ustalarımız, sanatkârlarımız var ve Türk Takı İşlemeciliği müthiş... Peki sizce sektörümüzde ne gibi eksiklikler var ki, Dünya genelinde istediğimiz yer-de olamıyoruz? Ne kadar güzel bir soru sordunuz... “Ustalarımız”, “Üs-tadlarımız”, “Sanatkârlarımız” “Sadekârlarımız” her biri birbirinden istisna ve müstesna... Bu sektörün en yapı taşları ağabeylerimiz, arkadaşlarımız... Artık el sanatlarıy-la üretim yapan ne yazık ki çok azaldı. Böyle bir üretimin sabrını ve kıymetini gösterecek nesil de yetişmiyor maale-sef. Keşke artabilse... Ancak dünyada tüm sektörlerde de olduğu gibi daha hızlı üretim, daha hızlı iletişim ve hizmet beklendiğinden; teknoloji ön plana çıkmaktadır. Dediğiniz gibi yerli üretimin dünyada hakettiği yeri bulamamasının yegâne sebebi teknolojiyi kendisi üretememesidir. Tüm dünya ülkelerin ticaretinin gelişimi için ağır sanayisi ve makina sanayisinin kendi üretiminde olması şarttır. Örnek olarak malumunuz İtalya gibi. Bundan sebeptir ki; Dünya kuyumculuk sektöründe önlerde koşmaktadır. Ama biz-ler vizyon sahibi, gelecek vaadeden bir sektörüz. Mutlaka daha iyi olacağız. “Made in Turkey” değil, “Made in Türki-ye” yazısını dünyaya yazabilecek geçmişe, mesleki kültü-re ve birikime sahibiz...

Üç farklı merkezde hizmet veren ve özellikle Ar-Ge konusundaki hassas yaklaşım-larıyla sektöre hizmet eden Esgold, fuara da aynı heyecan ve titizlikle hazırlan-dı. Firma ortağı Cankoray Erhan, gelişmelerini ve hazırlık süreçlerini aktardı.

Biliyorum ki; dik duvar yıkılmaz!

Bili

yoru

m k

i; d

ik d

uvar

yık

ılmaz

!

Page 67: Voir mart issue pack
Page 68: Voir mart issue pack

68

20 Mart'ta gerçekleşecek fuara, tüm sektör büyük bir azim ve çalışma ile hazırlanıyor. Fuar hazırlıklarını tamamlayan Goldium Kuyumculuk da, yeni ve hafif koleksiyonunu tüke-ticiye sunmanın heyecanı içerisinde.

Birçok ürün çeşidini koleksiyon şeklinde üreten Goldium Kuyumculuk, modern çizgisi ile dikkat çekiyor. Konu ile alâ-kalı firma ortaklarından Ümit Karataş şöyle dedi: "Herkeste olduğu gibi bizim için de mart fuarı oldukça önem arz ediyor. Ürün gamımızın tüketicinin alım gücünü artıracağı kanaatin-deyiz. Hafif bir koleksiyon olmasına özen gösterdik. Sizin de bildiğiniz gibi ekonomik zorluk içindeyiz ve bu sektörümüze ciddi manâda yansıdı. Açıkcası biz bu fuardan umutluyuz. İyi geçeceğini düşünüyoruz. Zaten yeni koleksiyonumuzu da bunu düşünerek planladık ve ürettik. Bunun, pazarlamamı-zı da iyi yönde etkileyeceğini düşünüyorum. Ayrıca henüz biz yurt dışı fuarlarına katılmıyoruz. Bunun için de ayrı bir öneme sahip bu fuar. Yurt dışı fuar çalışmalarımızı başlattık. Yakında Dünyada önemli fuarlarda Goldium olarak yer ala-cağız."

Tüm ürün gruplarından, her ayarda üretim yapan Goldium Kuyumculuğun yeni koleksiyonlarını, standını ziyaret ede-rek görebilirsiniz.

Karataş Kuyumculuğun modern çizgisini yansıttığı Goldium markası, fuar hazırlıklarını tamamladı. Hafif, kaliteli ve geniş ürün yelpazesiyle, tüketicinin alım gücünü yükseltmeyi hedefliyor.

Yeni Koleksiyon Hafifledi...

Page 69: Voir mart issue pack
Page 70: Voir mart issue pack
Page 71: Voir mart issue pack
Page 72: Voir mart issue pack

72

VOIR HABER

Yenilik, Fuara da Yansıyor...Yenilik, Fuara da Yansıyor...

Geçtiğimiz yıl başlattığı yenilenme çalışmalarını 2014 yılında da arttırarak devam ettirmeyi planlayan Özcan Gümüş; İstanbul Jewellery Show’da hem yeni ürünlerini hem de yeni oluşturduğu markaları fuar ziyaretçilerine sunacak.

Başarılı ihracat çalışmaları ile dikkat çeken, Dünya genelinde onlarca ülkeye Türk gümüş takılarını sunan Özcan Gümüş, İstanbul Jewellery Show için tüm hazırlıkları-nı tamamladı. Birbirinden iddialı yeni ürünlerini, Chiara ve Moschetto isimli iki özel markasını ilk kez fuarda ziyaretçilere sunacak olan Özcan Gümüş; “Gümüş takıda bu yıl trendler ne? Ne gibi yenilikler var? “ sorularının cevaplarını standından sunacak.

Özcan Gümüş Genel Müdürü Sinan Araç; aylardır büyük bir özenle hazırlandıkla-rı İstanbul fuarında yepyeni ürünler ve yenilenen marka yüzleriyle müşterilerinin karşısına çıkacak olmanın heyecanını yaşadıklarını belirterek; “Adeta şov içinde şov hazırladık. Fuarda, hem ülkemizin gümüş takı işçiliğinde gelmiş olduğu üst noktayı göstereceğiz hem de Özcan Gümüş’ün özgün tasarımlarının gümüşe nasıl yansıtıldı-ğını ifade edeceğiz” dedi.

Geçtiğimiz günlerde showroomlarını baştan sona yenilediklerini kaydeden Araç, mağaza konseptini yeni standlarına yansıtacaklarını ve estetik ile zarafeti birarada müşterilerine sunacaklarını söyledi. Piyasalarda değerli maden fiyatlarının ani ha-reketlerinin olumlu yansımalar yapmadığını da sözlerine ekleyen Araç, ülke çapında istikrarlı fiyatların ortaya çıkmasının hem iç piyasadaki hem de ihracat alanındaki satış ve pazarlama faaliyetlerini olumlu yönde etkileyeceğini dile getirdi.

Page 73: Voir mart issue pack
Page 74: Voir mart issue pack

74

Page 75: Voir mart issue pack

Volkan KuğucukALB Menkul DeğerlerKapalı Çarşı Şb.

Altın Yorum

2014 yılının ilk çeyrek ayı içindeyiz.2014 yılının başlarında başlayan yükseliş hareketinin al-tın fiyatlarını 1.355 seviyesine kadar taşıdı.

Tabi ki fiyatların bu denli yükselmesini sağlanan fak-törlerin başında Çin fiziki talebi gelmekteydi. Ardından gelişmekte olan ülkelerdeki sıkıntı ve kaygıların altının bir miktar daha güvenli liman efektinin öne çıkmasına neden oldu. Diğer taraftan ABD ekonomisinde beklentilerin al-tında gelen ekonomik verilerde altın cephesini destekledi. Şu anki görüntüde mevsimsel (yoğun kış şartları) ve ge-çici olarak nitelendirilse de mevsimsel koşulların iyileşme-ye başlaması ile birlikte görüntü daha berrak bir durum alabilir.

Bir diğer unsur ise son zamanlarda uluslararası piyasa-larda kontrat anlamında artışlarında var olduğunu gör-mekteyiz. Bu durumda altın tarafındaki yükselişi destek-lemektedir.

Yükseliş devam eder mi ?

Neredeyse 2 aylık yükseliş trendi içinde olan altında 1.355 – 1.360 direnci önemini korumaya devam ediyor. Gelişmeler açısından ele alacak olursak son zamanlarda-ki dolar endeksindeki ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki sakin görüntü altını destekledi.

Geldiğimiz nokta kritik...

Altında 1.355 – 1.360 üzerinde hareket etmemiz duru-munda yükselen fiyatların 1.380 – 1.420 seviyelerine ka-dar gitmesi mümkün. Bu durum genel görüntü itibariyle 1.310 – 1.290 bandı aşağı yönlü geçilmediği sürece ma-sada kalmaya devam edebilir.

Ne zaman 1.310 – 1.290 destek bandı aşağı yönlü geçi-lirse artık altında yükseliş trendinin geride kaldığını söy-leyebiliriz.

Tekrar görüşmek ümidiyle, bol kazançlı günler dilerim.

[email protected] twitter.com/vkugucuk

75

Ev Tekstilinde

Yeni Soluk...

Hızlı bir çıkış yakalayan Arın'S Home; 8 Mart Dünya Ka-dınlar Günü'ne yönelik İkinci Bahar Restaurant'ta hazırladığı etkinlikte, yeni ürünlerinin tanıtımını gerçekleştridi.

Ev tekstiline yeni bir marka daha katıldı; Arın'S Home... 2013 Ocak ayında ilk olarak havlu ve bornoz tasarımlarıyla çıkış yapan Arın'S Home neşeli, zarif ve romantik dokunuşlarıyla ev tekstiline yeni bir soluk getirdi.

Arın'S Home, Dünya Kadınlar Günü'ne yönelik gerçekleştirdiği etkinlik-te, birçok ünlü ismi de ağırladı. Yoğun ilgi gören bu etkinlikte misafirlerini keyifle ağırlayan markanın mimarları Sinem Ceceli ve Elif Epiri... Etkin-lik kapsamında koleksiyonlarına kattıkları yepyeni ürünlerinin tanıtımını yapan evsahibeleri, özel ketenlerden ve kumaşlardan hazırlattıkları masa grubu ürünlerini ve nevresimlerini davetlilerin beğenisine sundu.

Arın’S Home her bütçeye uygun ürünlerle, günlük ve çok özel davetleri-nizde keyifle kullanabileceğiniz ürün yelpazesiyle dikkatleri kısa zamanda üzerinde toplamayı başardı.

Arın'S Home ürünlerine ulaşmak ve marka deneyimi yaşamak isteyenle-rin, www.arinshome.com'u ziyaret etmeleri yeterli.

Page 76: Voir mart issue pack

VOIR HABER

İHRACATTAKİ YILDIZLARÖDÜLÜNE KAVUŞTU

İMMİB “2013 İhracatın Yıldızları” Ödül Töreni 19 Şubat 2014 Çarşamba akşamı İstanbul Swissôtel’de düzenlendi. İMMİB Koordinatör Başkanı Tahsin Öztiryaki’nin açılış konuşmasıyla başlayan törende, TİM Başkanı Mehmet Bü-yükekşi ve T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de birer konuşma yaptı. Türkiye çapında Genel Sekreterlikler bazında 40 milyar do-ları aşkın ihracatı ile en yüksek ihracatı gerçekleştiren İM-MİB, 2013 yılının ihracat yıldızlarını 56 kategoride 168 ödül ile onurlandırdı. “İhracatın Yıldızları” ödüllerinin önemli bir misyonu ise ihracatlarını artırmaları için firmaları teşvik etmesi. İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri “İMMİB” çatısı altında; Elektrik Elektronik ve Hizmet İhracatçıları Birliği, Çelik İhracatçıları Birliği, İstanbul Kimyevi Mad-deler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği, İstanbul Maden İhracatçıları Birliği ve Mücevher İhracatçıları Birliği yer alıyor. Bu altı birliğin alt sektörlerinde faaliyet gösteren ve en yüksek ihracatı yapan ilk üç şirket ise ihracatın yıldızı olarak ödül almaya hak kazandı. İMMİB Koordinatör Başkanı Tahsin Öztiryaki yaptığı açılış konuşmasında, “İMMİB olarak 22 bin üyemiz var. Türkiye ihracatında en çok ihraç gerçekleştiren bin şirketin 456’sı İMMİB üyesi. Daha da önemlisi ülkemizin en büyük 10 ih-racatçısının 8’i üyelerimiz arasında yer alıyor.” dedi.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise konuşmasında Tür-kiye’nin 2014 yılındaki iç büyümesinin sınırlı kalacağını ifade ederek, 2014 ve önümüzdeki süreçte ihracat odaklı büyümenin gerekliliğini vurguladı. Büyükekşi son olarak rekabetçi ve öngörülebilir kura ihtiyaç olduğunu, kurlardaki dalgalanmanın ise durulmaya başladığını belirtti. T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci büyümenin üretim, istihdam, tüketimdeki artışla doğru orantılı olduğunu vur-gulayarak başladığı konuşmasında, “Serbest Ticaret Anlaş-maları ülkemiz ekonomisi ve ihracatı açısından büyük önem taşıyor. Avrupa Birliği ile Japonya arasında STA görüşmele-ri devam ederken, Türkiye olarak Japonya ile AB’den önce STA imzalama kararı aldık. Görüşme turlarına 1 Haziran’da başlamaya karar verdik. İkinci olarak Malezya ile 15-17 Ni-san’da STA imzalayacağız” diye konuştu. AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı STA’ların Türkiye aleyhi-ne sonuçlar doğurduğuna da dikkat çeken Nihat Zeybekci, “AB’ye Gümrük Birliği anlaşmasından rahatsızlığımızı bil-dirdik. Kayıtlara da bu şekilde geçti. Türkiye ile AB arasın-daki Gümrük Birliği anlaşması ‘upgrade’ edilmelidir. Gün-celleme değil ‘upgrade’” diyerek sözlerine son verdi.

İMMİB 2013 ihracatı yıldızları ödülleri Nihat Zeybekci, Mehmet Büyükekşi ve ilgili Birlik Başkanları tarafından dağıtılarak sahiplerini buldu. Mücevher İhracatçıları Birliği çatısı altında alınan ödüller şöyle:

76

İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri’nin (İMMİB), geleneksel hale getir-diği ve bu yıl yedincisi düzenlenen ödül gecesinde; Türkiye’nin 2013 yılında gerçek-leştirdiği ihracatta en çok paya sahip şirketlere toplam 168 ödül verildi. 169. ödül ise “En ihracatçı, siyasetçi bakan ödülü” olarak T.C. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye takdim edildi.

Page 77: Voir mart issue pack

Altından Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası

1. Altınbaş Kuyumculuk İth. İhr. Sanayi ve Tic. A.Ş.2. Arpaş İhracat İthalat ve Pazarlama A.Ş.3. Onsa Mücevherat İmalatı ve Dış Tic. A.Ş. Gümüşten Mamul Mücevherci ve Kuyumcu Eşyası

1. Talay Deri Kuyum. San Ve Tic. Ltd. Şti.2. CSF Grup Mücevherat San. Ve Tic. Ltd. Şti.3. Akgün Kuyumculuk Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti. Bijuteri

1. Demir Bijuteri San. Ve Dış. Tic. Ltd. Şti.2. Osmanlı Takı Kuy. Tur. İnş. Teks. Bijuteri Hed. Eş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.3. By Celali Takı Ve Tasarım Dış Tic. Ltd. Şti. Pırlantalı Mücevherat

1. Med-Art Sağlık Hizmetleri ve Kuyumculuk San. ve Tic. Ltd. Şti.2. On Mücevherat San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.3. Montür İş Hed. Eşya San. Ve Tic. Ltd. Şti.

77

Kazım ŞAHİNFD Group Yönetim Kurulu Başkanı

İşler Nasıl Gidiyor?Yılsonu, Yılbaşı, Sevgililer Günü derken 2013 bitti 2014 başladı ve onun da ilk çeyreği bitiyor. Kuyumcu sektö-ründeki meslektaşlarımızın söylediklerine bakılırsa işler çok da keyifli görünmüyor. Herkes bir şekilde siparişle-rin, üretimlerin ve satışların devam ettiğini ancak tat-min edici olmadığını söylüyor.

Sektörde neler oluyor peki? Aralık ayında ülkemizde meydana gelen olaylar tüketicinin Yılbaşı heyecanını olumsuz etkiledi. Ardından gelen Sevgililer Günü sek-törümüz için hareketli günlerin geçeceği bir sonraki dö-nemdi. Ancak 1 Şubat’ta yürürlüğe giren kanunla Ku-yumcularda Kredi Kartı ile yapılan alışverişlerde taksit dönemi sona erdi. Taksit şansı kalmayan tüketici, nis-peten bütçelerini zorlayabilecek kuyumcu ürünleri yerine daha az bütçeli ürünlere yöneldi.Doğal olarak Sevgililer Gününde beklenen yoğunluk pek oluşmadı, normalin bi-raz üzerinde bir hareket vardı.

Uygulamaya giren yeni kanun çıkarılırken kuyumcula-rın arasına sızmış art niyetli işletmelerin engellenmesi, Kredi Kartı limitlerinin taksitli olarak nakit paraya çevrilmesinin önüne geçilmesiydi. Tamam çok güzel. Hatta bu yanlış uygulamaları yapan firmalardan bi-zim gibi birçok kuyumcu meslektaşımız da rahatsızdı. Sektörün adını ve itibarını zedeliyor, toplumun gözünde meslektaşlarımız hakkındaki düşünceler iyi olmayan yönlere kayıyordu fark edilmeden. Devlet bu probleme el atarak çok gizli fakat büyük bir sorunamüdahale etmiş oldu. Ancak kötü niyetliler engellensin diye uğraşılırken, sektörün günahsız işletmelerine ve tüketiciye oldu olan. Bu uygulama değişikliğine hazırlıksız yakalandı sektör. Hatta sadece kuyumcu sektörü değil, bankacılık sektö-rü de hazırlıksız yakalandı. Kurunun yanında yaş da yanar misali bir durum çıktı ortaya. Bu problem başka türlü aşılabilirdi. Kanuna muhalefet eden Kredi Kartı kullanımlarını tespit etmek maliye yetkilileri için çok ko-lay aslında.Ancak bizim bilemediğimiz, onların bildiği bir şeyler var ki, böyle bir kanun çıkardılar. Bankalar müşterilerimize ve biz kuyumculara bazı uygulamalar geliştirmeye çalışıyorlar ancak tabii ki Kredi Kartı ile taksitli satış kadar etkin olmuyor maalesef. Müşterile-rimiz de, biz kuyumcular da bu duruma alışmaya ça-lışıyoruz.

Bir yanda bunlar olurken, bir yandan da iyisiyle kötü-süyle kış aylarını bitirdik. Şimdi önümüzde Mücevher ve Kuyumculuk sektörü için yılın en önemli olayların-dan bir tanesi olan İstanbul Mücevher Fuarı var. Bu-rada yine yapacağımız işbirlikleri ve ticari bağlantılarla tüm gücümüzü ve enerjimizi toplayarak bahar aylarının güzel havasına merhaba diyeceğiz. Fuarın kapılarını kapatırken,iyi geçmesini beklediğimiz bir ilkbahar – yaz sezonunun kapılarını açacağız.

Page 78: Voir mart issue pack

78

"Alyans, kuyum sektöründe önemli bir lokomotiftir"

Ersoy Alyans'tan Adem Aydın ile alyans sektöründeki değişim ve markalaşma sü-reçlerini konuştuk. Aydın; müşteri odaklı hareket etmenin markalaşmada baş unsurlar arasında yer aldığını vurguladı.

Firmanızın belirgin özelliklerini ve alyans sektöründeki farklılıklarınızı anlatır mısı-nız?Gün geçtikçe zorlanan ve iş hacmi daralan alyans sektöründe, kendi pazarlama ağı ve öz sermayesiyle hareket eden bir firma niteliği taşımaktayız. Bize göre bir firma olabilmenin en temel niteliklerinin başında alt yapı hususu gelir. Ardından sıra-yı, yıldan yıla gelişen teknolojiyle bütünleşmek ve kendi kulva-rında öncü olabilmek alır. Tüm bunların bilincine vâkıf bir firma olarak da çalışmalarımızı yürütüyoruz.

Nihai tüketicinin alışkanlıkları değişkenlik gösterdi mi? Trendlerden bahseder misiniz?Gelişen Türk ekonomisi demografik yapıyı, aynı zamanda insan alışkanlıklarını da değiştirmektedir. Altının yatırım aracı ola-rak kullanılan kısmını bir tarafa koyarsak; takı olarak vazgeçil-mez, evliliğin başlangıcı ve temel sembol yapı taşı olan alyans sektörü, zaman zaman daralsa da devamlılığı açısından kuyum sektörünün önemli bir lokomotifidir. Tüketici kendi ekonomik koşullarına göre tercihlerini; nitelikli, kullanıma uygun ürünler seçerek belirlemektedir. Zaman zaman her sektörde moda ol-muş bazı ürünler ön plana çıksa da, ekonomik faktörler insan-ların alım gücünü belirleyicisi konumundadır. Son dönemlerde

taşlı ürün grupları, kalıplı ürünler tercih edilmek-tedir. Ancak sektör; içi boş alyansın çizgisini, tam

olarak dolduramamaktadır.

Şirket politikanız ve hedefleriniz nelerdir?Firmamızın genel karakteristik özelliği sağlam adımla

ilerlemektir. Çünkü, kuruluş prensiplerimiz, gelecek ku-şaklara aktarma üzerine inşa edilmiştir. Bu sebeple; her türlü zorluklara dayanabilen, yaşanacak olumsuz durumlarda yapısını bozmayacak, iş hacmi ve satış gücümüzü etkilemeyecek alt ya-pıda bir firma inşa ettiğimize inanıyoruz. Gelişen rekabet koşul-ları her ne kadar piyasada kârlılık oranını aşağı çekse de; yine kazanan, hizmeti en uyguna pazarlayan firmalar olacaktır. İnsan-lara sattığımız mamulün; geri dönüşlerde, sıkıntılı durumlarda ne kadar yardımcı olabildiğimiz, bizleri belirleyici firma niteli-ğine dönüştürmektedir. Günümüzde artık sadece ürünü satmak yetmemekte; satış sonrası hizmet, Crm, müşteri memnuniyeti ve sadakatı gibi unsurlar önem kazanmaktadır. Bu öncelikleri gösteren firmalar da uzun vadede kazanmaktadır. Biz Ersoy Alyans olarak; markalaşma sürecimizi hassas olduğumuz bu unsurları gerçekleştirerek devam ettiriyoruz. Müşteri odaklılı-ğımızı ilk sırada tuttuğumuz sürece de marka bilinirliliğimizin artacağına inanıyoruz.

Page 79: Voir mart issue pack
Page 80: Voir mart issue pack

Sektöre Yeni Oyuncu...Sektöre Yeni Oyuncu...

Geçtiğimiz ay sektöre yeni bir firma daha katıldı; Tria Diamond... Değerli taştan, bitmiş ürüne hizmet veren çiçeği burnunda marka Tria; firma olarak yeni olması-na karşın, deneyim açısından oldukça eski...

Uzun zamandır devam eden sektörel deneyimlerini kendi firmalarında devam ettirme kararı alan üç ortak Kemal Sel, Tuncay Göydaş ve Burak Erkam, kendileri gibi üçüncü, üçleme anlamına gelen "Tria" ismiyle çıkış yaptılar.

İddialı Firma

Üç ortağın birlikteliğinden doğan Tria Diamond, açılalı henüz bir ay olamasına rağmen kolları sıvayarak ilk fuarına, Istanbul Jewelry Show'a da katılacak. Pırlanta ve elmas taşın yanı sıra, bitmiş ürünler de yapan Tria, kaliteyi uygun fiyata verme konusunda da oldukça iddialı.Türkiye geneline taş ve ürün konusunda hizmet veren Tria, isteyen müşterilerine üründen, kutusuna kadar "Tam hizmet" de sunuyor. Henüz yurt dışı satışına başlamadıklarını belirten ortaklar, ileriki hedeflerinde hem Türkiye hem de Dünyada bilinir bir marka olmak için çalıştıklarını vurguluyor. İlk üçe girmek en büyük arzu-ları...

Sektörel deneyimlerini kendi firmalarına aktarabildiklerini ve iyi bir tedarik zincirine sahip olduklarının da altını çizen firma yetkilileri, bunun avantajlarının müşteriye mutlak yansıyacağını da belirtti. Üstelik yıllanmış bu deneyimleri, sektörel avantajları bulmalarını da sağlamış durumda.

Üç ortağın sinerjisinden doğan Tria Diamond'a sektörde başarılar dileriz.

80

VOIR HABER

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

140314 VOIR altin imalat ‹LAN 22x28.5.pdf 1 14.03.2014 16:48

Page 81: Voir mart issue pack

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

140314 VOIR altin imalat ‹LAN 22x28.5.pdf 1 14.03.2014 16:48

Page 82: Voir mart issue pack

82

VOIR HABER

Cemiyet Hayatının AkmerkezBuluşması

Davette, mücevher danışmanı Şebnem Balkan’ın sunumuyla Sevgililer Günü’nün anlamını vurgu-lamak üzere “Aşk ve Pırlantanın 700 Yılık Öyküsü” anlatıldı. Davetliler, Avusturya Arşidükü Maxi-millian’ın nişanlısı Burgonya düşesi Mary’e aşkının ve bağlılığının simgesi olarak elmas bir yüzük hediye etmesiyle başlayan ve bugüne dek başka pek çok çarpıcı hikâyeyle devam eden öyküleri keyifle dinledi.

Davette ayrıca moda konusunda sosyal medyanın popüler ismi, dergi ve gazete yazarı Pelin Kaya’nın Zen Pırlanta koleksiyonlarından seçtiği yeni tasarımlar ve Sevgililer Günü için hazırlanan modelle-rin sergilendiği bölüm beğeniyle incelendi. Davetliler “Pelin Kaya’nın Seçtikleri” bölümünde sergile-nen siyah ve beyaz pırlantanın pembe altınla buluştuğu tasarımlara, kalp, yıldız, sonsuzluk gibi figür-lerden oluşan kolye ve bilekliklere dek geniş seçenek arasından kendilerine ve sevdiklerine Sevgililer Günü hediyesi seçtiler.

Zen Pırlanta Yönetim Kurulu Üyesi Şükran Güzeliş, Sevgililer Günü öncesi verdiği da-vette dostlarını ağırladı. Zen Pırlanta Ak-merkez mağazasındaki davete cemiyet ha-yatının sevilen isimleri katıldı.

GH

OST

CR

EATI

VE

Mercan Tığcılar Sok. No:37 Kapalı Çarşı İstanbulTel: 0 212 514 16 34 Fax:0 212 512 33 23

www.ufukalyans.com

Bizim amacımız, mutlaka en büyük, en zengin, en ünlü olmak değil.

Sektörün efendisi olma peşinde de değiliz.

Biz, müşterilerimiz, çözüm ortaklarımız ve çalışanlarımıza karşı

her zaman “efendi”liğimizi koruma amacındayız.

Ticarette, esnaflıkta ve insan ilişkilerindeki “efendi” duruşumuzu sonsuza kadar sergilemek için çalışıyoruz. Hepsi bu...

İSTANBUL JEWELLERY SHOW 2014 CNR EXPO HALL 2 STAND NO:2A21-23

Page 83: Voir mart issue pack

GH

OST

CR

EATI

VE

Mercan Tığcılar Sok. No:37 Kapalı Çarşı İstanbulTel: 0 212 514 16 34 Fax:0 212 512 33 23

www.ufukalyans.com

Bizim amacımız, mutlaka en büyük, en zengin, en ünlü olmak değil.

Sektörün efendisi olma peşinde de değiliz.

Biz, müşterilerimiz, çözüm ortaklarımız ve çalışanlarımıza karşı

her zaman “efendi”liğimizi koruma amacındayız.

Ticarette, esnaflıkta ve insan ilişkilerindeki “efendi” duruşumuzu sonsuza kadar sergilemek için çalışıyoruz. Hepsi bu...

İSTANBUL JEWELLERY SHOW 2014 CNR EXPO HALL 2 STAND NO:2A21-23

Page 84: Voir mart issue pack

84

2014 Yılında yeniliklerine birini daha ekleyen Ahlatçı Kuyumculuk, şıklı-ğı ve uyumu sevenlere alyansları ile birlikte kullanabilecekleri takı setleri üretti.

Evliliğe adım atmak isteyenlerin vazgeçilmezi olan alyans grubuna kom-binlenebilecek ve takım olarak kullanılabilecek çeşitler üreten Ahlatçı, bu yenilikle tercih edilenler arasında yerini aldı. Bu uygulamanın aynısını bilezik grubu için de gerçekleştirdi. Tüketici beğendiği alyans ya da bileziğin takımını ürettirip, satın alabilecek. Ayrıca arzu edildiği tak-dirde tüketici, kolye ucu boyutlarını ve küpedeki kilit tarzını bile kendi istekleri doğrultusunda şekillendirebilecek. Tüm bu uygu-lamalar sayesinde Ahlatçı Kuyumculuk, müşteri memnuniyetini zirveye taşıyarak, rakiplerini geride bırakmayı hedefliyor.

Ahlatçı; 2014 yılında faaliyete geçecek olan 194.000 m2 alan üzerine ku-rulu fabrikasında müşterilerine imkansızı sunmayı hedefliyor.

Alyans ve Bileziğe Takım ŞıklığıSürekli kendini yenileyen, farklı ürün segmentiyle ve geli-şimiyle sektörde yer edinen Ahlatçı Kuyumculuk, yap-tığı Ar-Ge çalışmasıyla bir ilke daha imza attı.

Page 85: Voir mart issue pack
Page 86: Voir mart issue pack

VOIR GÜNCEL

86

NINE WEST

MAYBE LINE

ADAMO

LEVIS

BROOKS BROTHERS

FABRİKA

ÜMİT AYBEK

Page 87: Voir mart issue pack
Page 88: Voir mart issue pack

Çocuksu ve Hayalsi Renk; Pembe

Macide DEMİRLİMücevher Tasarımcısı / Stil Danışmanı

Pembe; kırmızının gücü ve tutkusu, beyazın saflığı ile aşk rengidir oysa... Saflığın umudun ve aşkın masum halle-rini yansıtan pembe; mücevherin en pembe ve masal halini Lydia Courteille, taşların ışıltısına bırakmış.Saflığın umudun ve aşkın masum hal-lerini yansıtan pembenin çocuksuluğu da ayrı…

Yakut taşının gücü ve zarafeti, pembe safir-lerle bezenmiş olması da ayrıcalık

katar. Pırlanta ışıltısı ile renkli dün-yanın mücevherlere imzası minede de takının zarafetini ortaya çıkartı-yor. Victoire de Castellane, rengârenk

mücevher tasarımlarıyla kendini farklı kılıyor.

Pembenin moda dünyasında ve farklı tasarım anlayışında olanlar için bu sene de kabul gören bir renk ol-duğunu görüyoruz. Oysa ki, klasik dü-şünce anlayışın- dan uzak, renk-lerin gücünü de yanına katarak, mücevheri renkli taşlarla sıradan-lıktan uzak bir hale getirebilmek cesaret ister. Cesa- retin öncüleri zaten kendini yaptıklarıyla anlatandır.

Günlük hayatımızda çalışan kadınlar olarak gardıroplarımızda en çok sade ve çabuk kombin yapabileceğimiz kı-yafetleri seçeriz. Burada akılcı bir yak-laşımla takı ve mücevherlerimizde renklere yer verirsek, bu bizi daha çekici ve sıra dışı kı-lar diye düşünüyorum...

88

88 Ürünler : Lydia-Courteille / Victoire De Castellane

yeni marka için

show zamanı

Aylardır büyük bir titizlikle hazırlıkları sürdürülen; özgün tasarımı ve çarpıcı görünümüyle birçok kişinin beğenisini kazanmayı hedefleyen Ufuk Alyans’ın ihracat alanındaki çalışmalarında başrolü oynaya-cağı “Ever After” markası hayata merhaba diyor.

Bu yıl 4’üncü kez İstanbul Jewellery Show Mart fuarına katılacak olan Ufuk Alyans; sonsuz aşk anlamını ifade eden yeni markası “Ever After” ve birçok ilk çalışmalarıyla fuarda ses getirmeyi plan-lıyor. Yaklaşık 1 yıl önce temelleri atılan, 6 ay boyunca tasarımları için emek harcanan ve son dönemde üretim bandından geçmesi için defalarca üzerinde durulan “Ever After” 10 farklı modeliyle ilk kez gözler önünde oluyor. Ufuk Alyans firma sahibi Ufuk Güneş; “Ever After”ın benzersiz alyans modellerinin kişiler üzerinde çar-pıcı etki bırakmasının haricinde, firmalarının da üretimde limitleri-ni ne kadar zorlayabileceklerini göstermesi açısından önem teşkil ettiğini dile getirdi. Üretim öncesi defalarca kontrollerden geçirilen, tekrar tekrar ku-sursuz olması için üretilen “Ever After” koleksiyonunun markala-rının ihracat çalışmalarında amiral gemisi olmasını hedeflediklerini belirten Ufuk Güneş; “Ever After’ın içinde fantastik alyans model-leri de klasiğe yakın daha sade modeller de ve ikisini ortası olan alyanslar da yer aldı. Biz “Ever After” markamızı yurtdışı ihracat çalışmalarımız için özel-likle ortaya koymuştuk. Buna karşın yurtiçinde de bu markamızın ürün-lerine ilginin yoğun ola-cağını tahmin ediyoruz” diye konuştu.Ufuk Alyansın fuarda ilk kez pırlantalı alyans montürleri satışa suna-cağını kaydeden Güneş; klasik tarza yakın pırlan-ta yuvaları hazır alyans montürlerinin de ilgi görmesini bekledikleri-ni, bir de şu anda açıkla-mak istemediği çok özel bir ürünün ilk kez sunu-munun fuarda yapılaca-ğını, bu sürpriz ve daha önce benzeri yapılmamış özel takıyı yakından gör-meleri için ziyaretçileri yenilenen, genişleyen stantlarına davet ettikle-rini sözlerine ekledi.

Page 89: Voir mart issue pack
Page 90: Voir mart issue pack

S t ra te j i R ev ize E d i ld iSon aylarda piyasalarda yaşanan ani dalgalanmalar, altın fiyatlarının tahminlerin üstünde seyir et-mesi, kuyumcuların kredi kartıyla taksitli satışlarının yasaklanması; İSGOLD firmasının piyasa-ya yeni sürdüğü “Şans Altın” markasıyla ve diğer ticari faaliyetleriyle ilgili revizyona gitmesine sebep oldu.

Geçtiğimiz yılbaşı öncesi ilk kez Outlet fuarında lansmanı yapılan İsgold Rafine-ri firmasının “Şans Altın” isimli özel yatırım altın ürünü yeni bir stratejiyle son tüketiciye ulaşacak. Daha önce çeşitli etkinlikler ve yarışmalar eşliğinde tüke-ticiyle buluşmayı planlayan “Şans Altın”, artık zincir kuyum mağazası ve döviz bürosu firmalarıyla satışa sunulacak. İsgold Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Aşık, özellikle altın fiyatlarının yükselmesi ve kredi kartı ile taksitli kuyum sa-tışının yasaklanmasının stratejilerinde değişikliğe yol açtığını, kısa sürede tü-keticinin yoğun ilgi gösterdiği ürünleri zincir mağazalar, büyük markalar ve her ilin önde gelen birkaç kuyumcusu ile birlikte Türkiye geneline yayacaklarını ifade etti.

Ülkemizin önde gelen büyük zincir markalarıyla görüşmelerinin devam ettiğini belirten Erdoğan Aşık, bu markaların hem döviz hem de kuyum mağazaları zin-cirine sahip olduklarını, aynı anda Almanya’da da piyasaya sürülen şans altınının ise AVM’lerde açılacak altın ve döviz bürolarıyla tüketiciyle buluşmaya devam edeceğini dile getirdi. Ülkemizin hem iç hem de dış siyasi ve ekonomik olay-lardan hızla etkilendiğini bu bağlamda böylesi piyasa koşullarında ihracat çalış-malarının öneminin daha da gün yüzüne çıktığını kaydeden Aşık; “Markamızın yurt dışında yurt içine göre daha köklü bir temeli ve ticari hayatı bulunuyor. Özellikle Avrupa’da yatırım altını alanında önemli bir müşteri portföyüne sahi-biz. 'Şans Altını' şansını ülkemizde olduğu gibi Almanya’da da deneyecek” dedi.

İsgold Yatırım Altını Ertelendiİsgold’un “Şans Altını” isimli yatırım altını haricinde piyasaya sunmayı planla-dığı çeşitli gramajlarda İsgold kaşeli yatırım altınını piyasadaki dalgalanmanın durmasına kadar ertelediklerini sözlerine ekleyen Aşık; “Özellikle bir an önce kredi kartı yasağının sektörümüzün üzerinden kaldırılması gerektiğine inanıyo-rum. Bu yasak, sektörümüzü kayıt dışı ekonomiye itecektir. Vatandaşımız kısıt-lı bütçesiyle taksitle zaten zor aldığı kuyum alışverişini şimdi taksitsiz yapması neredeyse imkansız” diye konuştu.

90

Page 91: Voir mart issue pack
Page 92: Voir mart issue pack

92

Kozadan Çıktı

Sekiz yılı aşan bir süredir kuyumcu sektörüne hizmet veren ve her geçen gün gerek kuyumcu sektöründeki değişimlere, ge-rekse bilişim teknolojilerindeki gelişimlere ayak uydurarak sürekli gelişen “Softnorm Kuyumcu Mağaza Yönetim Siste-mi” bugün çok farklı bir noktaya erişti.

Softnorm, bir yanda yazılım ve donanım alt yapılarını güncellerken, diğer yan-da mağaza yönetimindeki uygulamaları geliştirerek sektöre katkı sağlamaya devam ediyor. Gerek “Softnorm” yazılımı, gerekse “Altın akıl” danışmanlık hiz-metleri ile sektörde sadece perakende satış konusunda uzmanlaşan ve bu konu-da alternatifsiz olan firma; “İşimiz, İşiniz” ilkesi ile hareket ediyor. Firma sahibi Erhan Erkeç; “En iyi bildiğimiz konu üzerinde çalışmak ve sadece perakende sektörüne hizmet etmek hem bizim, hem de müşterilerimizin başarısı için en güçlü yanımızdır” dedi.

Başta perakende sektörünün parmak ile gösterilen ve örnek alınan nadir firmalarından biri olan Bursa Nur Kuyumculuk bünyesinde bilgi işlem birimi olarak yola çıkan ve tezgâh tozu yutmuş olmanın verdiği bilgi ve tecrübe ile büyü-yen Softnorm; bugün artık bağımsız bir bilişim firması olarak Türkiye ve Dünya genelindeki kuyumcu sek-törüne hizmet etme devamı kararı aldı.

Gücünü bilgi birikimi, teknolojik gelişmele-rin takibi, yeni dünya düzenindeki ticari yöntemlerin Türk Kuyumcu Sektörüne uyarlaması ve en önemlisi de başarı-lı hizmetler verdiği müşterilerinin gülen yüzlerinden alan Softnorm; tıpkı kozasından çıkan ipek böceği gibi özgürce çalışmaya ve geliş-meye devam ediyor.

Erhan Erkeç, tüm bu gelişmeleri aktarırken son söz olarak şunu söy-ledi: "Bizim ile büyüyen tüm müşterileri-mize teşekkür ederiz."

Page 93: Voir mart issue pack
Page 94: Voir mart issue pack

94

Sektörün eski duayenlerinden olan Mehmet Ayyıldız, firması Ayyıldız Kuyumculuk'u ve değişen yüzünü dergimize anlattı.

Sektörde köklü bir yapıya sahipsiniz. Firmanızdan ve pazarlama ağınızdan bahseder mi-siniz? Firmamız Ayyıldız Kuyumculuk olarak 1982 yılında faaliyete geçmiştir. Küçük çapta imalat son-rasında Anadolu'ya pazarlama ile yurt dışına satışlar yapıldı. O zaman şartlarında kendimize göre belirli bir yol aldıktan sonra, ithalat- ihracat ve fuarlar derken, bugünkü son halimize ulaştık. Sektörün üç yıldır kötüye gitmesinden dolayı bazı bölgeleri kapatıp, kimseye mahçup olmamak ve çağa ayak uydurmak adına yerimizi, şubelerimizi yeniledik. Ne yazık ki, arkamızdan gelip devam edecek kimselerin olmayışı, bu sektörde daha nereye kadar gidebileceğimizi belirsizleştiriyor. Lâkin Ayyıldız Kuyumculuk olarak öncesi ve sonrasında inşallah örnek bir firma olmuşuzdur.

Bu yıl yenilenme çalışmaları yaptınız. Anlatır mısınız?Kurumsal olmak adına merkez ve şubelerimizi konsept olarak yeniledik. Bu doğrultuda daha iyisini yapmak adına ürünlerimizi, standımızı ve dükkânları-mızı yeni tarzımızla hizmet ettirmeye devam edeceğiz.

Gündemdeki kredi kartı olayını ve sektörün son durumunu değerlendi-rir misiniz?Kuyumcular olarak bazı kötü niyetli esnafların altın ve mamül satışının dışında yaptıkları işlemlerden dolayı bu durum esnafların başına gelmiştir. Yani yapan ve yapmayan esnaf arkadaşlarımız da maalesef beraber anılmıştır. Tabi ki para pi-yasasının kartlardan geçmesi durumunda bunların altından kalkmak çok zor. Kredi kartlarının tek çekim olması demek, işlerimizin yüzde 50 düşmesi anlamına geldi. İnşallah yetkili bireylerin kulağına giden bir çağrı olmuştur.

ağa Ayak Uydurmak GerekÇağa Ayak Uydurmak Gerek

Page 95: Voir mart issue pack

İş dünyasının elitiaçıldı.

2000 kişilik 11 ayrı toplantı salonu,181 oda, İtalyan mutfağından

orijinal lezzetler sunanL’oliva Restaurant,

Coffee Company, günü keyifli şekilde sonlandıracağınızOne Bar, 5 yıldızlı konfor...

Elite World Business Hotel,havaalanına dakikalar içinde

ulaşabileceğiniz mesafede,en ince ayrıntısına kadar

seçkin bir hizmet anlayışıylahazırlandı.

E-5 karayolu üzeri, Florya Kavşağı - İstanbul +90 212 411 4646 [email protected] eliteworldhotels.com.tr

Page 96: Voir mart issue pack

“Türkiye’de forex piyasası bu yıl 5 trilyon TL seviyelerinde olacak”

ALB Menkul Değerler Genel Mü-dürü Metin Aytekin, Türkiye’de fo-rex piyasasının 2014’te 5 trilyon TL seviyelerinde olacağını söyledi.

ALB Menkul Değerler Genel Müdürü Metin Aytekin, Türkiye’de forex piyasasının gün geçtikçe büyüdüğünü söyledi. Forex’in dünya üzerindeki kabul alanının genişlediğine dikkat çeken Aytekin şunları söyledi: “Forex piyasası ülkemizde birkaç yıldır tanınmasına rağmen, popülerliği hızla art-mış ve kısa zamanda geniş bir yatırımcı kitlesine ulaştı. Bilindiği üzere ülkemizde forex piyasası 31.08.2011 tarihinden itibaren SPK tarafından kontrol altına alındı. Şu anda SPK aracı kurum lisansına sahip 31 şirket bu-lunuyor. Parasının Takasbank güvencesinde olduğunu bilen yatırımcıların sayısı her geçen gün artıyor. Forex piyasasında işlem yapan aktif yatırımcı sayısının 60-70 bin olduğu tahmin ediliyor.

Forex piyasasının dünya üzerindeki kabul alanı da gün geçtikçe genişlemeye devam ediyor. Özellikle İngiltere mer-kezli olmak üzere, Amerika ve Japonya’da forex piyasası hızlı bir ivme yakaladı. Günlük ortalama işlem hacmi 6 trilyon dolar seviyesine kadar yükseldi. Forex piyasasının her geçen gün gelişme kat etmesi ve gün geçtikçe daha çok yatırımcının bu piyasa dahil olması sebebiyle, 2014 yılında piyasanın Türkiye ayağında işlem hacminin yıllık 5 Trilyon TL seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor. Bu arada, kurumlar arasındaki rekabet de gün geçtikçe arttı. Bu açıdan rekabetin sektör açısından son derece olumlu olduğunu düşünüyorum. Sektördeki firmaların çoğalması, mevcut firmaları hep daha iyisini yapmaya zorlayacak.” Kuruluşunun İlk Yılında 5 Ödül BirdenALB Menkul Değerler Genel Müdürü, “Bu rekabetçi ortam içerisinde, ALB Menkul Değerler olarak, kuruluşumu-zun ilk yılı içinde, işlem hacmi olarak ikinci sıraya yükseldik. Ayrıca “En iyi Müşteri Hizmetleri Forex Aracı Kuru-mu” ödülü de dahil olmak üzere toplam beş ödüle layık görüldük. Bu başarılar bizim için gurur ve mutluluk kaynağı olmuştur. Ayrıca, müşterilerimizin memnuniyeti için olan motivasyonumuzu da kat ve kat artırdı” dedi. “Kuyum Sektörü Zarar Etmemeli”Metin Aytekin, riskten korunmanın yatırımcı için çok önemli olduğuna değinerek, Forex piyasaları dünyada en önemli piyasalardan biri. Bizim Türkiye’de isteğimiz ise, riskten korunma olarak bu piyasanın kullanılması. Altın yukarı yada aşağı düştüğünde kuyum sektöründe iş yapanların zarar etmemesi çok önemli. Burada hedge, yani riskten korunma mantığının oluşması önemli. Kuyum sektöründe en çok yapılan hata ise spekülatif iş yapılması-dır. Altın alımı yapıldığında korunmak için aynı meblağda forex piyasalarında satış yapılmalıdır. Yani forex emniyet kemeri olarak düşünülmelidir. Fakat bu kemer yanlış kullanılırsa da, var olan riskleri daha da artırmış olursunuz” şeklinde konuştu.

ALB Menkul Değerler ’in, 38. Uluslararası Mücevherat Fuarında ulaşım sponsoru olduğunu hatırlayan Metin Ayte-kin, “Biz bu sponsorluktan son derece mutluyuz. Mücevherat sektöründeki iş ortaklarımızı, ani fiyat hareketlerinde zarar etmemeleri konusunda bilinçlendirmek için bunun çok iyi bir fırsat olduğunu düşünüyoruz. Geçtiğimiz yıl kuyumcular fiyat hareketleri nedeniyle ciddi zarar ettiler, aynı durumun yaşanmaması için ALB Menkul Değerler olarak elimizden geleni yapmaya hazırız. Çünkü çok iyi biliyoruz ki, bu sektörün kaybı Türkiye’nin kaybıdır” dedi.

96

Page 97: Voir mart issue pack

to

lga

tu

me

r.c

om

Kuyumcukent AVM Ladin Sokak No: 128 - Telefon : 0 212 603 1824

Page 98: Voir mart issue pack
Page 99: Voir mart issue pack
Page 100: Voir mart issue pack

3Üç AyÖdemesizDenizBank Altın Bankacılığı Grup Mü-dürü Cem Turgut Gelgör'ün Mart ayına ve yeni ürünlerine yönelik yaptığı açıkla-malar...

KOBİ’lerin gerek iç gerek dış faaliyetlerinde bankalar-dan kullandıkları altın kredileri kilit rol oynuyor.

Kuyumculuk ve mücevher sektörünün dinamiklerine uygun inovatif ürünler sunmak ilk günden itibaren DenizBank Al-tın Bankacılığı öncelikli hedeflerinden olmuştur. DenizBank Altın Bankacılığı imalatçıdan toptancıya, küçük üreticiden perakendeciye kadar altın ticareti ile uğraşan tüm sektör müşterilerine hizmet vermektedir. DenizBank olarak, sek-törümüzü altın bankacılığı konusunda ilklerle tanıştırmaya, mücevher ve kuyumculuk sektörüne en yeni ve kaliteli ürün-leri sunmaya 2014 yılında da aynı şekilde devam edeceğiz.

Mücevher ve kuyumculuk sektöründe alınan siparişlerin hazırlanması ve vadeli satış bedellerinin tahsilatı sektör fir-malarına yüksek tutarlarda işletme sermayesi ihtiyacı do-ğurmaktadır. Firmalar ürünün tasarlanmasından sipariş za-manına, sipariş zamanından tahsilat zamanına kadar işletme sermayesine ihtiyaç duydukları bir süreç geçirmektedirler. Özellikle fuar dönemlerinde ortaya çıkan bu finansman ihti-yacının en önemli girdisi has altın olup firmaların bu anlamda taleplerini karşılayacak spesifik bir kredi ürünü bulunma-maktadır.

DenizBank Altın Bankacılığı olarak sektördeki bu açığı İma-latçılara Altın Destek Kredisi ile dolduruyor ve yine bir ilki daha müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz. İmalatçılara Al-tın Destek Kredisi ile mücevher ve kuyumculuk sektöründe alınan siparişlerin hazırlanması ile vadeli satış bedellerinin tahsilatı arasında geçen süreçte duyulan işletme sermayesi ihtiyacını 3 aya varan ödemesiz dönem ve 15 aya varan va-deler ile karşılama imkanını değerli müşterilerimize sunu-yoruz.

İmalatçılara Altın Destek Kredisi

İmalatçılara Altın Destek Kredisi, taksitli altın kredisi olup üreticiye hammadde sağlayan bir üründür. Sektöre daha önce yine bir ilk olarak sunduğumuz Eşit Taksitli Altın kredisinde de olduğu gibi kredi kg. olarak kullanılmakta ve gram olarak geri ödenmektedir. Faizin sabit olduğu ve dalgalanmalardan etkilenmediği , müşterinin ne ödeyeceğini bildiği, risk azal-dıkça kredi limit boşluğu yarattığı için kredi imalatçı müşte-rilerin finansman ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmak-tadır. Aynı zamanda firmanın satış bedellerini tahsil edeceği süre boyunca geri ödemenin ötelenmesi ürünün en büyük avantajlarındandır.

Ürün özelliği, 3 ay ödemesiz dönemlidir

İmalatçı firmaların aldıkları siparişleri hazırlaması, teslimi ile satış bedellerinin tahsilatı arasındaki süreçte ihtiyaç duyduk-ları has altın ihtiyacını karşılamak ve sektör firmalarının bu süreçteki nakit akışına uygun bir ürün olması amacıyla kredi 3 aya varan ödemesiz dönem seçeneği ile sunulmuştur. Bu şekilde imalatçı müşterilerimizin sipariş ve vadeli satış be-dellerinin finansmanı firma koşullarına çok daha uygun bir şekilde sağlanmış olmaktadır.

100

to

lga

tu

me

r.c

om

TURKUAZ

TURKUAZ

Kuyumcukent AVM Ladin Sok ak No: 167 - Telefon : 0 212 603 1824

Page 101: Voir mart issue pack

to

lga

tu

me

r.c

om

TURKUAZ

TURKUAZ

Kuyumcukent AVM Ladin Sok ak No: 167 - Telefon : 0 212 603 1824

Page 102: Voir mart issue pack

102

Fazıl ÖZENI.C.A. International Colored Gemstone Association

Uluslararası GemolojiDerneği Türkiye Başkanı

Mart Ayı Şans Taşı; AKUVAMARİN

Mart ayı şans taşı olarak kabul edilen Akuvamarin, beril ailesinden gelmektedir ve rengi çok açık maviden laciverte kadar uzanır. Sertliği Moh’s a göre 7.5 ile 8 arasındadır. Bu sertlik onu sağlam ve büyük oranda çizilmelere karşı dayanıklı yapar. Büyük boylarda da temiz ve şeffaf bulmak mümkündür. Akuvamarin, mücevher taşları arasında tüm dünyada en iyi bilinen ve en popüler taşlardandır. Açık mavi rengiyle dostluk, uyum, güven sembolüdür. Adı latincedeki “Aqua (su)” ve “Mare (deniz)” kelimelerinden gelir. En değerli olan derin mavi renkteki a k u v a m a r i n l e r Brezilya’daki Santa Maria Itabira madeninden gelir ve “Santa Maria” adını alır. Aynı zamanda, 1910’ da bulunan Marambaia/ Minasgerais’ teki 100.5 kg’ lık kristal gibi, yada 1992’ de mücevher taşı tasarımcısı “Bernd Munsteiner” tarafından kesilen 26 kg’lık “Dompedro” gibi, heyecan verici Akuvamarin’ler Brezilya’da yeryüzüne çıkmıştır. Ancak Akuvamarin Nijerya, Zambiya, Madagaskar, Mozambik, Afganistan ve Pakistan gibi başka ülkelerde de vardır. Akuvamarin kadar, mücevher tasarımında çok çeşitli şekilde kullanılan başka yarı değerli taş bulmak zordur. Satın almada en çok dikkat edilmesi gereken nokta Mavi Topaz’la Akuvamarin’i karıştırmamaktır. Mavi Topaz da Akuvamarin kadar güzel bir taş olmasına rağmen istenilen rengi alması

için işlem görmüştür ve çok çok daha uygun fiyatlı bir taştır. Bunun dışında ülkemizde de maalesef bilgisizlik, yanlış inanışlar veya istismarlarla açık mavi renkteki sentetik ve taklit olan pek çok taş Akuvamarin olduğuna inanılarak alınıp satılmaktadır. Bunların fiyatı ise gerçek akuvamarinle kıyasladığınızda bire elli, bire yüz kadar farklı olabilmektedir. Piyasalarda Akuvamarin rengi taş kullanılan mücevherlerdeki gerçek Akuvamarin oranı ile Sentetik Akuvamarin ve Mavi Topaz kullanım ortalamasındaki fark inanılmaz büyüktür.

Ülkemizdeki doğal Akuvamarin kullanımı yaklaşık olarak ancak %’de 1 diyebiliriz. Orta renklerde ve

boylarda, içi saydam ve iyi kesimli bir Akuvamarin‘in

ortalama fiyatı 1 ile 5 karat arasında 20 – 40 $/ct , 5 ile 10 karat arasındakiler ise 30 – 80 $/ct ’dır. Bununla birlikte hemen her taş için geçerli olan, rengi açık, içinde oluşumlar olan, kesimi bozuklar için fiyat yoktur. Bunları değerlendirmemize almıyoruz. Türkiye’nin en geniş Akuvamarin çeşidi koleksiyonu Harmony’de en makul fiyatlarda kullanıcılara sunulmaktadır. Bu özel taşta iyi ve en güzel kalitelerde fiyatlar 200 – 300 $/ct ´a kadar çıkabilir. Akuvamarin takarken, çok fazla bir dikkat gerektirmez. Çoğu mücevher taşı gibi, yumuşak bir fırça ve sabunla temizlemek yeterlidir. Ultrasonik banyo yapılmaması tavsiye edilir. Akuvamarin ısıya çok dayanıklı değildir.

Çok Şık Bir Takım

Kiğılı, Türkiye’nin önemli spor kulüpleri ara-sında yer alan Fenerbahçe Spor Kulübü’nün resmi giyim sponsoru olmaya 2014-2015 futbol sezonunda da devam ediyor. Fenerbahçeli oyun-cuların eğlenceli katalog çekimi, geçtiğimiz gün-lerde Can Bartu Tesislerinde tamamlandı.

Fenerbahçe Spor Kulübü’nün şıklığı bu yıl da Kiğılı’ya emanet. Her yıl düzenli olarak Fenerbahçe Spor Kulü-bünün resmi giyim sponsoru olan Kiğılı, bu yıl da "Sarı Lacivertlileri" en şık şekilde giydirmeye devam ediyor.

26 Ocak Pazar günü Can Bartu Tesislerinde gerçekleş-tirilen katalog çekiminde Fenerbahçeli futbolcular, ken-dilerine özel olarak tasarlanmış Kiğılı kıyafetleriyle ob-jektif karşısına geçti. Fenerbahçeli oyuncular, 2014-2015 sezonunda gerçekleşecek özel davetler ve toplantılarda, Sarı Lacivertli ekibin beden ölçülerine göre özel tasarla-nan Kiğılı takım elbiselerini giyecek.

Page 103: Voir mart issue pack

Tanımayan Yetenek

“ ınır”

S

Gencecik yaşında büyük başarı-lar elde etmiş tescilli güzel Almeda Abazi, Arnavutluk’tan çıkıp dün-yaya adını duyurmayı başarmış biri. Sadece güzellikle de kalmayıp oyunculuk da sergileyebilen, bulun-duğu her projeyi layığıyla gerçekleş-tirebilen yeteneklerden.

103Röportaj ; Özden BÖLÜKBAŞI

Page 104: Voir mart issue pack

104104

Hoş geldin Almeda. Seni görmüyoruz bu aralar; nerelerdesin, neler yapıyorsun?Birkaç tane projeden sonra dinlenmeye karar verdim ve bir yıl boyunca hiç iş yapmadım. Teklifler geldi tabi; ama çok beğenmediğim ya da çok içime sinmeyen projelerdi. Proje tam içime sinecek ki, öyle gireyim. En son Muhteşem Yüzyıl'da rol aldım. Zaten o gibi büyük projelerde yer almak istemiştim. Teklif gelince hemen kabul ettim. Yok Böyle Dans, Survivor ve ardından Muhteşem Yüzyıl... Benim için bu üçü de büyük projeler. O yüzden bundan sonra her ge-len teklife "Evet" demek istemiyorum. Bugüne kadar hep böyle yaptım. Tabi önce bir değerlendiriyorum; bakıyorum en iyisi ne olabilir diye. Şu an da bir proje var aslında. Detay vermek istemiyorum. Gizli bir proje. O yüzden sürpriz olsun istiyorum.

Bize tüyo veremez misin?Dizi, yarışma ya da film değil; bu kadar bilgi vereyim.

2008'de Miss World Kainat Güzeli yarışmasını kazandın. Bundan biraz bahsedelim mi?Ben 14 yaşındayken Miss Tiran seçilmiştim. Tiran, Arnavutluk'un başkenti oluyor. Ardından Miss Arnavutluk güzeli ve sonrasında da Miss World International seçildim. Bu yarışmanın ardından 2009'da, 16 yaşında Türkiye'ye geldim. Beş sene önce babamı da kaybedince, Arnavutluk'ta kalmak istemedim. Annem zaten bir Türk ile evliydi. Türkiye'yi de bu yüzden seçtim. Buraya gelişimi bir şekilde medya haber aldı ve sağolsunlar çok ilgi gösterdiler. O dönem "Konak" adlı bir sinema filminde oynadım. Show Business'da ve ondan sonra birkaç bölümlük bir dizide oynadım. Programlara çıkmaya ve iyice tanınmaya başladım. Sonra birgün televizyonda "Yok Böyle Dans" yarışma programını gördüm. O an, "Ben burada olmalıyım" dedim. Zaten Acun'un yarışmalarını hep çok beğeniyordum ve onunla tanış-mayı kafama koydum. Bunun üzerine Acun'la bir şekilde tanışıp, resmen yalvardım. Yoksa Arnavutluk'a döneceğimi söyledim. Dansı çok severim. Zaten dans eğitimim olmamasına rağmen dans edebiliyorum. Böylece yarışmaya gir-dim. Orada 3'üncü oldum. Türkiye'de böyle bir başarı benim için oldukça önemliydi, gurur vericiydi. Biz zaten ailece

Page 105: Voir mart issue pack

105105

yarışmayı seviyoruz. Babamın Arnavutluk'ta yüksek atlama da-lında şampiyonluğu vardı. Annem atletizmle uğraşıyordu. Hatta bu sayede tanışmışlar. Bir sporculuk vardı içimizde. Survivor'u da çok istiyordum. Bu sefer Acun beni istedi ve teklif etti. Ben de gözüm kapalı "Evet" dedim. Çok istiyordum. Ama tabi oraya gitti-ğim zaman o kadar kolay olmadığını gördüm. Özellikle sağlığımla ilgili çok zor günler yaşadım. Güzel bir program; ama bir o kadar da zor. Buradan katılmak isteyenlere söylüyorum. Televizyonda gördüğünüz şeyler değil. Çünkü siz sadece 1-1.5 saatini görüyor-sunuz; biz orada 24 saatini yaşıyoruz.

Birde oyunculuk eğitimi aldın değil mi?Önceden almıştım oyunculuk dersi. Sonrasında Muhteşem Yüz-yıl'da da tekrar almaya başladım.

Hatta son sahnede dublör de kullanmadın. Bu serüveni baş-langıçtan bitimine değerlendirebilir misin benim için?Muhteşem Yüzyıl'da oynamayı çok istiyordum. Etrafımda herkes oynarsın diyordu. Ama yapımcısı olan Tims'den böyle bir teklif gelmiyordu. Fakat beni aradıklarında ilginç bir şey dediler: "Alme-da sana 1.5 senedir ulaşmaya çalışıyoruz". Tabi severek kabul et-tim ve 13 bölüm oynadım. Senaryo haftalık yazıldığı için, nasıl bir rol olacağını bilmiyordum. O yüzden benim rolüm nasıl, nereye gidecek hiçbir fikrim yoktu. Köle rolüyle başladım. Hatta bir ara öleceğim haberleri geldi. Fakat sonra Hürrem beni Süleyman'a gönderdi. Hamile kaldım ve çocuğum oldu. Birden önemli bir karaktere kadar gitti rolüm. Sonra öleceğim sahne vardı. Dublör getirmişler benim yerime üç metreden atlasın diye. Ama bende de öyle bir hırs var ki...

Nereden atlanıyor peki? Balkondan...Önce iki metreden atlayarak başladım; ardından ka-deme kademe artırdım. Sabahtan akşama kadar düşüp durdum ve başım çok ağrımaya başladı. Ama kendim yapmak istiyordum. So-nunda atlamayı başardım.

Nasıl hissettin kendini?Kendimi iyi hissetmedim. Zordu... Çünkü atlamıyorsun, düşüyor-sun. Atladığın zaman o kadar zorlamaz; ama düştüğünde sarsılı-yorsun. O yüzden çok kötü. Yine de istediğim olduğu için mutlu-yum. Ondan sonra yeni projeler gelmeye başladı. Yeni yapacağım projeye kadar istediğim çıkmamıştı.

Şu anda içinde olduğun proje mi ?Evet şu anki proje; ama sürpriz olsun.

Gelecekte kendini nerede görüyorsun?Benim hayalim Hollywood.. Çok büyük bir hayal aslında... Türki-ye'de bu kadar zorsa, Amerika'da düşünemiyorum. Bir de çok zor olduğunu duyuyorum. Şimdilik Türkiye'de çok mutluyum. Benim dediğim ileriki bir hedef... Mesela böyle seyahatlara gittiğim za-man, "Evime gitmek istiyorum" diyorum; yani Türkiye benim için öyle... Aşk hayatın nasıl aşk var mı?Röportajlarda hep soruyorlar var mı diye? Ben de hep yok dedim. Çünkü, hiçbir zaman yoktu. sadece Arnavutluk'ta uzun bir iliş-kim vardı. Ama ben Türkiye'de, O orada... Uzun mesafeli ilişkiler iyi olmuyor; o yüzden çok fazla yürümedi. Gazetecilere göre ben kimlerle çıktım, kimlerle gezdim, kimlerle beraber oldum... Ama hiçbiri doğru değil ve bu beni üzüyor. Bu konu yüzünden kendime şart koydum. Mesela akşam çıkacaksam dikkatli olmam lazım, bir yere çıkacaksam yanımda biri olmayacak, normal arkadaşım bile olsa başka bir kız da yanımda olacak gibi... Gerçekten hayatımda biri olursa ne diye saklıyayım, söylerim.

Hoşlandığın biri var mı?Yok; o da yok. Çünkü, hedefim var. İşimi yapayım, kariyerimi ve hayatımı düzene sokayım, kendi paramı kazanayım... Allah gös-termesin; ben hiçbir zaman erkek arkadaşımın kartını kullanmayı sevmemişimdir. Bunu hiç yapmadım, yapmam da... Anladım kendi gücünü kullanmayı seviyorsun.

Page 106: Voir mart issue pack

106106106

Evet, kendi gücümü kullanmak istiyorum. Hiçbir zaman onun parasıyla ilerlemek istemediğim için, önce iş geliyor. Zaten daha zaman var.

Sporla aran nasıl spor yapıyor musun? hangi sporlarla uğra-şıyorsun ?Dediğim gibi biz ailece bir sporculuk var. Küçüklüğümden beri babam koşmaya çıktığında ben de babamla beraber çıkıyordum. Biz çok önem veririz spora. Sadece zaman bulamadığımdan yapa-mıyorum, olmuyor.

Özellikle pilates, yoga nedir tercihin ?Ben önceden ağırlık fitness çalışmayı çok seviyordum ve böyle erkek gibi olmaya bayılıyordum. Body building yapan kadınlarınki gibi ağırlık çalışıyordum. Ama çok yanlış bir şey benim için. Te-levizyonda iş yapan biri için bunu hiç tavsiye etmiyorum. Başıma geldiği için iyi biliyorum. Hemen o ağırlıkla çalışmayı bıraktım. Pilatese başladım.

Yoga yaptın mı hiç ?Yapabiliyorum. Aslında çok esneğim; ama çok fazla sürmedi o da... Başka da bir projeye başlamadım. Şimdi ise evdeki spor odamda her şeyi kendim yapıyorum.

Takı takmayı sever misin? Hangi takıları tercih edersin? Sana uğur getirdiğine inandığın takıların var mı?Hiç öyle şeylere inanmam. Bu bana uğurlu geliyor, bunu takayım falan; hiç inanmam. Küpeleri seviyorum ve kullanıyorum. Kulla-nışlı oluyor saçımı topladığımda. Ufak bilezik de olabilir. Öyle çok göze çarpan takılardan ziyade sade şeyleri seviyorum.

Türkiyede beğendiğin erkek ve kadın oyuncular hangileri ?Çok var aslında, saysam bitmez. Muhteşem Yüzyıl'da oynadığım için; Halit Ergenç, Mehmet Günsur diyebilirim. Ama özellikle Mehmet Günsur çok güzel rolünü oynuyor, ayrıca kendisi o kadar iyi ki... Samimi ve çok sıcak bir enerji veriyor insana. Karşılıklı oyunculuk sergilerken rahat hissettiriyor. Bir de Kıvanç Tatlı-tuğ ve Kenan İmirzalıoğlu... Bir tane dedin; ama çok oldu. Kadın oyunculardan ise Beren Saati beğeniyorum. Açıkcası son dönem-lerde dizileri çok fazla takip edemiyorum.

Teşekkür ederim. Çok yakın zamanda gerçekleşecek süpriz-lerinle seni görmeyi bekliyoruz...

Giyim by MidnightexpressSaç & Makyaj by Kemal BaykarMekan Backyard İstanbulFotoğraf Bora Demiroğlu

Page 107: Voir mart issue pack
Page 108: Voir mart issue pack

108

VOIR GÜNCEL

FREYWILLE

KAREN MILLEN

HARVEY NICHOLS

KISMET

GARNIER

ZENITH

KENZO

Page 109: Voir mart issue pack
Page 110: Voir mart issue pack

110110

VOIR GÜNCEL

BYKUKTrabzon Hasırı Osmanlı Zerafetiyle BirleşiyorSon yıllarda İstanbul Jewellery Show’a son derece iddialı hazırlanan ve yeni tasarımları, özgün teknikleriyle renk katan Trabzon Hasırının önde gelen markası Bykuk;

bu fuarda yepyeni fantezi modellerinde Osmanlı tar-zı ve otantik desenlere yer verecek.

HAREM ALTINİlk İstanbul Fuarı HeyecanıSektörümüzde 30 yılı geçkin bir süredir, kıymetli madenler alım sa-tımıyla ilgili hizmet sunan Harem Altın & Döviz; ilk kez İstanbul Jewelry Show’a katılım gösteriyor. Son dönemde müşterileri ile me-safeleri ortadan kaldırmak amacıyla, elektronik iletişim araçlarını da etkin kullanan Harem Altın; birçok müşterisiyle fuar ortamında buluşmanın heyecanında.

MAMUŞ GOLDMart Fuarındaki En Büyük Silahı “Tasarım Gücü”Kurulduğu günden bu yana 36 yıldır sadece bilezik ve kelepçe ürün grubunda uzmanlaşan Mamuş Gold, İstanbul Jewelry Show’da çar-pıcı modelleri, hafif ürün grupları ile büyük ilgi toplayacak.

MERAL SAATÇİNational Museum'da Türk SanatçısıMeral Saatçi, hazırla-mış olduğu tasarımları ile Türkiye'yi onurlandırıyor. Sanatçı, Washington DC National Museum'da tasa-rımları sergilenen ilk "Türk Takı Sanatçısı" olma özelli-ğini taşıyor. Başarılı çalışma-larıyla yurt dışında da tanınan bir sanatçı olan Meral Saatçi, fark-lı çizgisiyle de dikkatleri çekiyor.

Page 111: Voir mart issue pack
Page 112: Voir mart issue pack
Page 113: Voir mart issue pack
Page 114: Voir mart issue pack

114

www.goldium.com.tr

Page 115: Voir mart issue pack
Page 116: Voir mart issue pack
Page 117: Voir mart issue pack
Page 118: Voir mart issue pack
Page 119: Voir mart issue pack
Page 120: Voir mart issue pack

120120

Özden Bölükbaşı

[email protected]

VRSKASANA

Vrskasana – Ağaç Pozu (Ayakta Denge Pozu)Vrskasana; Sanskrit dilinde ‘vriksa’ağaç, ‘asana’ ise postür anlamlarını taşımaktadır. Eski zamanlarda, Hinti Yogi’ler Ganges nehrinin kıyısında, günlerce ağaç pozunda (Vrskasana) kalarak meditasyon yapar ve ilahiler söy-lerlerdi.

Yogi’ler der ki; ağaç pozunda (Vrkasana) rahat bir biçimde kolayca ka-labiliyorsanız, bu sizin mental ve duygusal durumunuzu yansıtır.

Vrkasana pozuna Tadasana yani Dağ pozu (ayakta temel duruş) ile baş-layın. Omuzlar geride, omurga dik ve karın hafif içeride. Bakışınızı tek bir yere odaklayın, bu dengenizi sağlamak için çok önemli bir faktör. Odaklanın ve sakince nefes alıp verin. Yavaşca vücut ağırlığınızı sol ba-cağınıza doğru verin, bu esnada sağ bacağınızı yerden kaldırarak aya-ğınızın tabanını sol baldırınızın iç tarafına yerleştirin. En rahat ettiğniz noktada durun, bu sol bacağınızın iç tarafında herhangi bir yer (ayak bilegi, baldır veya üst baldır) olabilir. Önemli olan dengeyi bulmak ve bunun üzerinde yoğunlaşmaktır. Zamanla bu pozda deneyiminiz art-tıkça ayağınızın duruş noktası değişecektir. El yardımıyla ayağınızı en rahat edeceğiniz yere yerleştirdikten sonra aynı ayağın tabanını iyice bastırın. Dengeyi sağlamınızda yardımcı olur aynı zamanda da ayağın olduğu yerden kaymasını engeller. Ellerinizi göğüs kafesinin tam ortası-na duacı pozuna getirin (namaste; ellerin avuç içleri birbirine değecek şekilde), sakince nefes alıp vermeye devam edin.

« Namaste: Sanskrit dilinde ‘namah’ baş eğerek selamlama, saygıyla eğilme, tapınma; ‘te’ ise sana/size anlamlarını taşımaktadır. Kısaca ‘na-maste’ seni/sizi selamlıyorum demektir.

Dengeyi bulduysanız elleri başın üzerinden gökyüzüne dogru uzatabilir, elleri açarakta iyi-ce omurgayı yukarıya dogru uzatarak pozda kalabilirsiniz. Başlangıçta 20-30 saniye ile baş-layın zamanla süreyi arttırın. Pozdan çıkmak için yavaşça sağ bacağınızı yere yerleştirin ve sonra sol bacakla hareketi tekrarlayın.Pozdayken veya poza girerken dengenizi kay-bedip düşerseniz üzülmeyin. Tek bacak üs-tünde durmak kolay değildir! Gülümseyin ve tekrar deneyin. :)

Vrskasana Pozunun Yararları; •Denge, dikkat ve konsantrasyonu geliştirir•Ayak ve ayak bileğini güçlendirir•Kalça esnekliğini arttırır•Siyatik ve düz tabana iyi gelir

Önlemler•Yüksek tansiyonunuz varsa ellerinizi başın üzerinden yukarıya doğra uzatmayın. Duacı pozunda (namaste) kalın..

Yoga’yla kalın...

AĞAÇ POZU

S udan Gelen Güzellik

Yenilikten vazgeçmeyen ve sektörün ön-cüleri arasında yer alan Sade İş yepyeni koleksiyonunu görücüye çıkardı.

Duruluğun simgesi olan sudan esinlenilerek tasarlanan Dalgalı Damla modeller, Sade İş Mounting Jewellery’nin 2014 yılı için titizlikle ürettiği yeni modeller arasında yerini alıyor.

Hem klasik hem modern çizgilere sahip bu modeller bayanların vazgeçilmezleri arasında olmayı sürdüreceğe benziyor…

Page 121: Voir mart issue pack
Page 122: Voir mart issue pack
Page 123: Voir mart issue pack
Page 124: Voir mart issue pack

124

Fuardan Beklenti Yüksek

VOIR HABER

Bu yıl 38.’sı düzenlenen İstanbul Jewelry Show, sektö-rün önemli isimlerini bir araya getiriyor. Hem gümüş takı, hem de saat markaları ile fuarda yer alacak olan CSF Group, sektörü hareketlendiren fuardan oldukça umut-lu. CSF Group yepyeni ürün koleksiyonlarını, İstanbul Jewelry Show’da saat ve takı tutkunları ile buluşturacak.

Bu yıl 20-23 Mart 2014 tarihleri arasın-da 38. kez düzenlenecek İstanbul Jewelry Show, saat ve mücevher sektörünün en önemli isimlerini bir araya getiriyor. Fuar tüm markalara, Doğu Avrupa’dan Yakın Asya’ya, Rusya’dan Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’dan Türki Cumhuriyetler’e kadar dünya çapındaki en önemli alıcılarla tanışma ve işbirliği yapma imkanı sağlıyor.

CSF Group fuara hem saat hem de gümüş takı markalarıyla katılıyor. CSF Group Genel Müdürü Mustafa Özübek fuarı, yoğun yaşanan rekabet ortamında, ürünlerini müşterilerine bir arada sunabilme ve müşterilerle birebir iletişim halin-de olabilmek için iyi bir fırsat olarak görüyor. Özübek; "CSF Group, 40 yılı aşkın tecrübesiyle iç ve dış piyasa toptan gümüş, takı ve saat sektöründe hizmet veriyor. Tüketiciye kaliteli, modern ürünler sunma misyonumuzla, bu yıl 38.’si düzenlenen İstanbul Jewelry Show‘a katılıyoruz. Fuar bize hedef kitlemizle doğrudan iletişim kurma imkanı sağlıyor. Diğer fuarlarda olduğu gibi bu fuarda da amacımız, son model ürünlerimizi tüketici ile buluşturmak" şeklinde konuştu.

İstanbul Jewelry Show’a, bünyesindeki saat markaları Jack Pierre, Balezza MRS, CSF Time ile katılan CSF Group, fuardan oldukça umutlu. Özellikle de Jack Pierre saat markasının yurt dışındaki talebinden memnun olduğunu dile getiren CSF Group Genel Müdürü Mustafa Özübek; "Fuarda saat markamız Jack Pierre ile mevcut marka konumlan-dırmasını güçlendirmek ve pazardaki hareketliliğini sağlamayı amaçlıyoruz" dedi.

Page 125: Voir mart issue pack
Page 126: Voir mart issue pack

126126

VOIR GÜNCEL

FAVORİDenizin Derinlerinden Gelen Işıltıyı Üzerinize TaşıyınHer zevke uygun özgün ve farklı tasarımlarıyla dikkat çeken Favori, denizlerin derinliklerinde yaşayan denizyıldızı, istiridye gibi tasarımları ile dikkatleri üzerine çekiyor.

OLCAYY MÜCEVHERKadınların Şiddet Görmediği Bir Yaşamı Hatırlatan Mücevher Koleksiyonu… Mücevher sektöründe tasarımlarıyla dikkat çeken Olcayy Mücevher, sevdik-lerine Dünya Kadınlar Günü’nde mücevherleriyle mesaj vermek isteyenler için çok özel bir koleksiyon hazırladı. Bu farklı tasarımların her bir parçası kadınların şiddet görmediği bir yaşamı hatırlatıyor.

SEZGİNFarkli Olmayi Seven Kadinlarin TercihiFarklı olmayı seven kadınların tercihi eklem yüzükleri Sez-gin Jewels ile daha farklı…Eklem yüzükleri; biraz sert, biraz narin, fakat kesinlikle sıradan olmayı istemeyen kadınların tercihinde ilk sıra-larda yerini aldı.

Page 127: Voir mart issue pack
Page 128: Voir mart issue pack

VOIR GÜNCEL

128

YENİ İNCİ

MOVADO CONCERTO

LOREAL

OLEG CASSINI

KİĞILI

HARVEY NICHOLS

AKAY GELİNLİK

Page 129: Voir mart issue pack
Page 130: Voir mart issue pack

130

VOIR GÜNCEL

•Elmas ve pırlanta aynı madendir. Pırlanta, elma

sın 57-58 fasetli özel kesilmiş bir halidir.

•Elmas bütün mineralleri çizecek sertliktedir, bu

nedenle elması başka bir madenle çizmek müm

kün değildir. Bir elması ancak ve ancak başka bir

elmasla çizebilirsiniz.

•Elmas karbondan (C) oluşur.

•Elmas sözcüğünün kökeni Yunanca Adamas’tan

gelir. Fethedilemez anlamına gelen, yıkılmaz ve

güçlü olanı tanımlayan bu kelime zamanla dia

mant kelimesine dönmüştür.

•Elmasın yapışık bulunduğu kayaçlar üzerinde

yapılan karbon testleri sayesinde en genç elma

sın 900 milyon yaşında olduğunu biliyoruz. En

yaşlı elmas ise milyarlarca yıl yaşındadır.

Bunları

Biliyormuydunuz ?

TEKİN SEYREKOĞLU

Elmas ve Yakutun Göz Alıcı GüzelliğiTekin Seyrekoğlu, seçkin zevklere hitap eden tasarımlarına bir yenisini daha ekledi. Kendine has tarzını tasarımla-rına yansıtan Tekin Seyrekoğlu, klasik mücevher sevenlerin vazgeçilmezi elmas, pırlanta ve yakutu bir arada kullanarak muhteşem bir birliktelik yaratıyor.ON MÜCEVHERAT

Her Aşk Farklı Yaşanır: Her Aşkın Bir Rengi Vardır Aşk; İnsanı baştan çıkartan, ayakla-rını yerden kesen duygu; her şeyi güzelleştiren Aşk,bazen bir bakışla başlar, bazen bir sesle ya da küçük bir tebes-sümle adım atılır bu büyülü za-manlara… Her aşk kendi renginde yaşanır. Kimi aşk alev gibidir. Kırmızının rengi gibi coşkuyla yaşanır. Her şeyi yapabilirmiş gibi gelir insana. Kimisi mavinin derinliklerinde yaşar aşkını. Yeşil hu-zurdur. İnsan kendini güvende hisseder sevdiği-nin yanında. Her aşkın bir rengi vardır sonuçta... İşte bu duygularla yola çıkan ON Mücevherat aşkı mücevherlerine sığdırmıştır. Her ürün farklı bir rengi Aşkı temsil ediyor. Aşkın Rengi adı veri-len yeni koleksiyon İstanbul Jewellery Show'da sergilenmeye başlanacak. Renklerin büyüsünü yakalamak için İstanbul Jewellery Show Sa-lon:6 Stand:6-O 11 -21'deki yerimize bekleriz.

ROBERTO BRAVO

Arıların DansıArılar sağırdır. İnanılmaz yöntemlerle iletişim kurar-lar. Dans ederek birbirleri ile anlaşırlar. Dairesel ve sallanma dansı… Dans edelim...

İşin ilginç tarafı karanlık kovanın içinde yaptıkları danslarla bile anlaşabilecek kadar algıları gelişmiştir. Matematik ve yön duyguları inanılmazdır. Bal yapan arılar 4 - 5 hafta kadar yaşarlar. Kraliçe arılar ikli-min durumuna göre 4-5 sene yaşarlar.

Page 131: Voir mart issue pack
Page 132: Voir mart issue pack

132

Selçuk ÖZKAN

Satış ve MüşteriGelişen teknolojilerle üretim kabiliyetleri artmakta, tüketiciler sürekli yeni marka ve ürünlerle karşılaşmakta ve her alanda değişik kalite, fiyat ve çeşit alternatifi yakalayabilmektedirler. Ayrıca her geçen gün farklılaşan ve çeşitlenen medya karşısında tek bir kanaldan geniş kitlelere ulaşmak düşünüldüğü kadar kolay olmamaktadır. Tüm bu şartlarda hemen hemen her sektör için geçerli olan yoğun rekabet altında şirketlerin başarılı olma-sı ve ayakta kalabilmesi üretime değil; müşteri kazanabilmeye ve müşteriyi sadık bir kitle haline getirebilmeye; diğer bir ifa-de ile müşteri odaklı çalışmaya dayanmaktadır. Ancak sürekli ürün ve marka bombardımanındaki müşterileri kazanmak ya da mevcut müşterilerle ilişkileri koruyabilmek kolay bir iş de-ğildir. Günümüzün bilinçli tüketicisi, bir ürün ya da hizmet tercihin-de sadece ihtiyacını gidermeyi değil; o ürünün diğerlerinden ne farkı olduğunu, artı ne değer vereceğini bilmek istemektedir. Bu nedenle bugün pazarlama, tüketici gözünde “Değer” olarak ad-landırılan özelliği bulmayı, bu değeri ürüne katmayı ve en iyi şekilde tüketiciye duyurmayı hedeflemektedir. Bir ürünün değerini aslında müşterilerin ihti-yaç ve beklentileri belirlemektedir. Değer; müşterinin satın aldı-ğı üründen elde ettiği "Fayda" olarak adlandırılabilir. Herhan-gi bir kategoride aynı ihtiyaca hitap eden birden fazla marka olduğu düşünüldüğünde markalar arasında yapılacak tercihi, üründen elde edilecek fayda belirlemektedir. Müşteri satın alma eylemine beklentilerle gir-mekte ve satın alma ya da kullanma sonucunda algıladığı ürün performansı ile satın alma öncesindeki beklediği ürün performansını kıyaslamaktadır. Aldığı ürünün performansı kötü ise tatminsizlik ortaya çıkmaktadır. Bu durum müşteri memnuniyetini olumsuz yönde etkileyeceği için işletmeler açısından son derece önemlidir. Müşteri memnuniyeti sağlan-madan bir işletmenin varlığını sürdürebilmesi mümkün değil-dir. Müşteri memnuniyeti fark yaratmak, rakiplerin önünde yer al-mak, büyümek ve kâr etmek için şarttır. Genellikle müşteri kav-ramı biraz farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Müşteri, belirli bir mağaza ya da kuruluştan düzenli alışveriş yapan kişi ya da kuruluşlar olarak tanımlanmaktadır. Öte yandan ticari amaçla ürün ve hizmet satın alanlara ise ticari müşteri denilmektedir. Bu açıdan bakıldığında müşteri ilişkileri, kuruluş ile müşteri arasında kurulan satış öncesi ve satış sonrası tüm eylemleri de kapsayan, karşılıklı yarar ve ihtiyaç tatminini içeren bir süreç-tir. Dikkat edilecek olursa süreç üç önemli aşamayı kapsamak-tadır. Müşteri ilişkilerini sadece satış eyleminin gerçekleştiği durumu kapsar şeklinde düşünmek hatalıdır. Kuruluş ile müşteri arasındaki ilişki çok ender olarak satışın gerçekleşmesiyle sona ermektedir. Satış olayı bir flörtün sonu ve uzun sürecek bir beraberliğin, evliliğin başlangıcı gibidir. İş hayatının gelecekte belirsizlik içersinde olması ve risk taşıması özelliğinden dolayı, müşterilerle sağlam ve gelişmiş iyi ilişki-lerin oluşturulması zorunlu olarak görülmelidir. Bu ilişkiler ancak müşteri memnuniyeti ve kaliteli hizmetin verilmesi ile gerçekleştirilebilir.

VOIR GÜNCEL

TEPANYAKİ

GO MANGO

CAFE NERO

Page 133: Voir mart issue pack
Page 134: Voir mart issue pack

VOIR GÜNCEL

ELIA

ASGOLD

GIVENCHY

ZEYNEP EROL

TAG HEUER

BELLAMOLA

134

Page 135: Voir mart issue pack
Page 136: Voir mart issue pack

136

Bugünkü rakamlara göre, Dünya mücevher sektörü 130 Milyar USD büyüklüğüne ulaşmıştır. Ancak Türkiye’nin bu pastadan çok fazla pay aldığı söylenemez. Bu konuda çeşitli kişi ve kurumlardan değişik söylemler olmakla birlikte, bu rakamın 1-10 milyar USD olduğu değerlendirilmektedir.

Esasen sektörümüz 2002 yılından beri sürekli büyümektedir. An-cak son yıllarda biraz daralmadan da bahsedebiliriz. Dünya işletme rezervinin 42 bin Ton olduğu, Türkiye’nin kişi başı altın kullanımın-da 2. sırada olduğu göz önüne alındığında, ülkemizin bu rezervin % 5’ne ve Pazar’ın da % 2 sine sahip olduğu kıymetlendirilmektedir.

Yıllık tüketimi 4 bin Ton civarında olan Dünya’da, sektörel bazda en büyük Pazarlar sırasıyla; Hindistan, Çin (Fiziksel talep çok yüksek-tir), ABD, Rusya Federasyonu ve daha sonra da 75 Ton ile Türkiye gelmektedir.

Dünyada mücevherat üretiminde en büyük ülkeler; sırasıyla Hin-distan, İtalya ve 3. sırada Türkiye gelmektedir. Türkiye’nin üretim kapasitesi; altın’da 400 Ton (Dünya; 2,500 Ton), gümüşte 200 Ton-dur. Bu kapasitenin hali hazırda 250 – 300 tonu kullanılmaktadır.

Ülkemiz 5.000 yıllık ciddi bir tecrübe ile kuyumculuk yapmakta-dır ve sektörümüz emek yoğun bir sektördür. Türkiye’deki imalat sektörünün en eski ve büyüklerinden biri olan kuyumculuk sek-töründe, 250 bin insan istihdam edilmektedir. Ülkemizde 47 bin civarındaki kuyumculuk işletmesinin; 35 bini perakende satış ma-ğazası (bunun 15 bini sahil şeridinde turizm sektörü içindedir), 5 bini üreticidir. İstanbul’da 2.500 üretici, 4.000 satış mağazası vardır ve bunların içinde ancak 100-150 büyük öl-çekli firma mevcuttur.

Türkiye’de sektörün ana pazarını; % 30-40 ile İhracat, Turistik Sa-tışlar, Bavul Ticareti ve İç Pazar oluşturmaktadır. Üretim; en fazla İstanbul’da (İhracatın % 93’ü), daha sonra da İzmir, K.Maraş, Trab-zon, Mersin, Adana, Eskişehir, Antalya, Kastamonu ve Ankara vd. gibi Anadolu kentlerinde yapılmaktadır.

Dünyada en fazla altın madeni; 355 Ton ile Çin, G.Afrika, ABD, Avustralya, Rusya Federasyonu ve Kanada’da bulunmaktadır.

Ülkelerin Merkez Bankalarında bulundurduğu altın rezervi, ge-lişmişlik seviyesini göstermektedir. 8 bin Ton ile ABD en büyük rezervi bulunduran ülkedir. Bunu 3.500 tonla Almanya ve 3,200 tonla IMF takip etmektedir, ülkemizin rezervi ise ancak 500 ton civarındadır.

Ülkemizde altın ve mücevher ihracatı 1983 yılında başlamıştır. 1993 yılında 32 No.lu Karar’ın değiştirilmesi ile 30 yıldır ciddi bir kapasite artışı olmuştur. 2013 yılında ihracat külçe altın hariç % 8,4 artarak, 2 milyar USD (2012 yılında rekor seviyede idi)’ye yük-selmiştir. Ancak bu hesaplama altınla birlikte değerlendirildiğinde 2012 yılına göre % 74’lük bir azalma söz konusudur.

Ülkemizde 3,3 milyar USD üretimin % 30-40’ı (yıllık 4 bin ton) ihraç edilmektedir.

Türkiye Yakın ve Uzakdoğu ile Asya ülkeleri öncelikli olmak üzere 200 civarında ülke’ye ihracat yapmaktadır. Geçen yılki rakamlara göre bu rakamın % 25’i Birleşik Arap Emirlikleri (Dubai)’ne, bunu sırayla Irak, Rusya Federasyonu, ABD ve Kazakistan rakamları ta-kip etmektedir.

Altın ihracatında ise ülkemiz Dünya’da 11. sıradadır ve ihracatımı-zın en fazla yapıldığı ülkeler sırayla; İsviçre, İngiltere ve Hindis-tan’dır.

Türkiye’de işlenebilir altın madeni 700 ton, yer altı rezervi 6,500 Ton, yastık altında ise tahmini 5.000 Ton, toplam 400 Milyar USD’lik bir kapasiteye sahip olduğu değerlendirilmektedir.

Ülkemizde ilk altın madeni 2002 yılında çıkarılmıştır. Bilinen ma-denler; İzmir/Bergama/Ovacık, Balıkesir /Havran, Gümüşhane/Mastro, Manisa/ Salihli/Sart, Uşak/Eşme/Kışladağ, Erzincan/İliç’dir.

Ülkemizde değerli maden aramak için 2,5 milyar USD’ye, ilaveten yıllık 15 milyon USD işletmek için kaynak ayırmaya ihtiyaç vardır. Bu konuda ülkemiz sermayedarlarının çekinik davranması ve bir Devlet Politikasının olmaması yeraltındaki 6,500 ton altının çıka-rılmasına engel teşkil etmektedir. 2013 yılında madenlerden 27 ton altın üretilmiş ve ülke ekonomisine katkı sağlanmıştır.

Ülkemizde ithalat 1985 yılında başlamıştır. 1993’te 32 No.lu Ka-rar’ın tadil edilmesi ile birlikte yıllara sarih ortalama 200 ton altın ithalatı yapılmaktadır. 2012’de 120 ton olan altın ithalatı, 2013’de 301 tona (12 milyar USD) yükselerek bir patlama yaşanmıştır. İt-halat artışının ana nedeni, İran’dan alınan doğalgaz bedelinin altın ile ödenmesi için ülkeye altın girişinin artması olduğu kıymetlen-dirilmektedir. Ülkemiz Dünya altın ithalatında 2. sırada (1. İtalya) bulunmaktadır. Esasen altın ithalatı cari açık yaratmaz, ülke için bir yatırımdır ve bu rakamlardan korkmamak gerekir.

Kuyumculuk’ta üÜretim 2013’te tüm zamanların rekorunu kırmış-tır. Ağustos ve Eylül ayında Darphane grevine rağmen 100 ton altın üretimi gerçekleşmiş, sektör % 23 büyüme göstermiştir.

Bu rakamlara bakarak doğru yolda yürüdüğüne kanaat getirdiğimiz sektörümüzün, odağında bulunan Kuyumcukent; Ortadoğu’nun En Büyük Altın, Gümüş ve Mücevher Üretim ve Ticaret Merkezidir ve bu başarıda en büyük payı olan bir yerdir. Her geçen gün alt ve üst yapı tesislerini Çevreye uyumlu, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında ortaya konan standartlara ulaşmak için büyük bir çaba sarf etmekte, uluslar arası bir Ticaret Merkezi olma yolunda iler-lemektedir.

Türk Altın ve Mücevherat Sektörü Doğru Yolda İlerliyor

Selami TütüncüoğluKuyumcukent İşletme Genel Müdürü

Page 137: Voir mart issue pack

Evlilik ve altın alışverişinin vazgeçilmez adresi Wedding World AVM, şimdi değişen yüzü ile herkese rengarenk bir alışveriş dünyası vadediyor. Gelin ve damat adaylarına oldukça geniş

bir ürün yelpazesi sunan Wedding World AVM, avantajlı fiyatları ve sürpriz kampanyaları ile Türkiye’nin ilk ve tek evlilik alışverişi merkezi olmaya devam ediyor.

Şimdi siz de Wedding World AVM’ye gelin;evlilik alışverişinizi en avantajlı fırsatlar ile tamamlayın!

Wedding World AVM şimdi daha canlı, daha ışıltılı!

EVLİLİK VE ALTIN ALIŞVERİŞ MERKEZİ

Page 138: Voir mart issue pack

HRD ANTWERP TEMEL MÜCEVHER SATIŞ EĞİTİMİ İLE MÜŞTERİLERİNİZİN KARAR VERME SÜRESİNİ KISALTIN!

HRD Antwerp Temel Mücevher Satış Eğitimi, perakende satış temsilcileri ve bu alanda kariyer hedefleyen profesyonellere yöneliktir. HRD Antwerp tarafından özel olarak geliştirilen HRD Antwerp Satış Modeli ile katılımcılar, satış sürecine hakimiyet kazanır ve otokontrol edinirler. Teknik pırlanta bilgisini ve bu bilgiyi satışta müşteri odaklı olarak satış faydasına çevirmeyi öğrenen katılımcılar müşterinin karar verme süresini kısaltacak bilgi ve beceri düzeyine ulaşırlar ve satış başarısı arttırılır.

Çünkü satın alma kararı müşteriye bırakılmayacak kadar değerlidir.

[email protected] / 0 505 473 473 1

Eğitim Süreci Nasıl İşler?

Eğitim öncesinde teorik ve pratik test uygulanır. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel rehberlik hizmeti verilir. Eğitim süresince katılımcılar gerçek bir perakende mücevher mağazası olarak döşenmiş HRD Antwerp Satış Labortuarı'nda rol çalışmaları gerçekleştirerek sıcak satışı HRD Antwerp Satış modeli'ne göre deneyimlerler.

Gerçek deneyimlerden beslenerek hazırlanmış videolarla hayal kurma zorunluluğundan kurtularak, profesyonel bir eğitmen eşliğinde teorik bilgiyi özümserler. Bu sayede satış aşamalarına müşteri odaklı bir bakış açısıyla hakimiyet kazanılır. Eğitim sonunda yapılan pratik ve teorik test ile ilerleme kayıt altına alınır ve nihai başarı sonucu ortaya konur. Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, uluslar arası geçerli HRD Antwerp Mücevher Satış Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanırlar.

• Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, %50'ye varan KOSGEB desteklerinden faydalanabilirler.• Eğitim ücreti 500 EUR+KDV'dir.• Katılımcılara talep üzerine 3 ay sonra gizli müşteri hizmeti de verilmektedir.

Ayşe Örnek, /CJR

Mücevher Satış Temsilcisi

HRD_ilan_215x285.indd 1 19.03.2013 01:21

VOIR SANAT

25 Ocak – 15 Şubat 2014 Tarihleri arasında düzenlenen sergide, Ali Demir, Ali Kartal, Asuman Savuk, Ayfer Yıldız, Faruk Öz, Mine Arasan, Osman Akça ve Özcan Allahverdi’ nin 53 eseri sanatseverler tarafından büyük bir ilgi ve beğeni ile izlendi.

Ayrıca Sanat Yorum, 2. Sergisini, 8 Mart Dünya Kadınlar günü sebebiyle, ilk kadın ressamımız, Mihri Müşfik Hanım’ a ithafen, kadın sanatçılardan oluşan karma sergi ile gerçekleştiriyor. Mine Arasan, Ayfer Baş, Funda Nermin Demir, Emine Doğru, Şefkat İşlegen, Işık Öz, Gülnaz Penzer, Müge Yeşilal-tay ve Ayfer Yıldız’ ın eserlerinden oluşan sergi, 1-22 Mart 2014 Tarihlerinde sanatseverlerle buluşuyor. Kadının kadın gözüyle yorumlandığı ve genellikle figüratif eserlerden oluşan sergi, 8 Mart Dünya Ka-dınlar gününde düzenlenmesi sebebiyle daha da bir anlam kazanıyor.

Sanat galerilerinin genellikle Beyoğlu, Taksim, Nişantaşı ve Teşvikiye gibi semtlerde konuşlanmış ol-maları, İstanbul gibi bir metropolde trafik, otopark sorunu ve zaman darlığı gibi olumsuz şehir koşul-larının getirdiği zorluklar sebebiyle, Bakırköy ve komşu semtlerde yaşayanlar sanat faaliyetlerine yeteri kadar zaman ayıramamak ve sergileri gezememekten yana oldukça şikayetçi iken, Sanat Yorum’ un bu girişimi ile özlemlerine kavuşuyorlar.

Bakırköy’ün tek özel sanat galerisi olma özelliğini de taşıyan Sanat Yorum’un başlıca hedefi, her ay düzenlenecek olan karma ve kişisel sergiler ile sanatçı ve sanatseverleri bir araya getirip, buluşturmak, sanatçının eseri hangi duygu ve düşüncede ürettiğini sanatseverlerle paylaşmak, sanat sohbetleri ve söyleşiler ile sanata katkı sağlamaktır.

Sanat Yorum hedefleri doğrultusunda ilerlerken, sanatçı ve sanatseverler tarafından görmüş olduğu ilginin haklı gurur ve sevincini şimdiden yaşamaktadır.

Sanat

Bakırköy’ de

Sanat danışmanlığı, Sanatçı menajerliği ve koleksiyon yönetimini birlikte yürüten Saim Kaya tarafından, sanatçılarla sanatseverleri buluşturmak ve sanatın daha geniş kitlelere ulaşmasına katkıda bulunmak amacıyla, Bakırköy’ de ‘’Sanat Yorum’’ adıyla açılan galeri, ‘’Ustalardan seçkiler’’ isimli sergi ile Bakırköy lü ve İstanbullu sanatseverlere merhaba dedi.

138

Ressam Ö. Faruk ÖZ Saim KAYA

Page 139: Voir mart issue pack

HRD ANTWERP TEMEL MÜCEVHER SATIŞ EĞİTİMİ İLE MÜŞTERİLERİNİZİN KARAR VERME SÜRESİNİ KISALTIN!

HRD Antwerp Temel Mücevher Satış Eğitimi, perakende satış temsilcileri ve bu alanda kariyer hedefleyen profesyonellere yöneliktir. HRD Antwerp tarafından özel olarak geliştirilen HRD Antwerp Satış Modeli ile katılımcılar, satış sürecine hakimiyet kazanır ve otokontrol edinirler. Teknik pırlanta bilgisini ve bu bilgiyi satışta müşteri odaklı olarak satış faydasına çevirmeyi öğrenen katılımcılar müşterinin karar verme süresini kısaltacak bilgi ve beceri düzeyine ulaşırlar ve satış başarısı arttırılır.

Çünkü satın alma kararı müşteriye bırakılmayacak kadar değerlidir.

[email protected] / 0 505 473 473 1

Eğitim Süreci Nasıl İşler?

Eğitim öncesinde teorik ve pratik test uygulanır. Yapılan bu testlerin sonucunda kişiye özel rehberlik hizmeti verilir. Eğitim süresince katılımcılar gerçek bir perakende mücevher mağazası olarak döşenmiş HRD Antwerp Satış Labortuarı'nda rol çalışmaları gerçekleştirerek sıcak satışı HRD Antwerp Satış modeli'ne göre deneyimlerler.

Gerçek deneyimlerden beslenerek hazırlanmış videolarla hayal kurma zorunluluğundan kurtularak, profesyonel bir eğitmen eşliğinde teorik bilgiyi özümserler. Bu sayede satış aşamalarına müşteri odaklı bir bakış açısıyla hakimiyet kazanılır. Eğitim sonunda yapılan pratik ve teorik test ile ilerleme kayıt altına alınır ve nihai başarı sonucu ortaya konur. Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, uluslar arası geçerli HRD Antwerp Mücevher Satış Eğitimi Sertifikası almaya hak kazanırlar.

• Eğitimi başarı ile tamamlayan katılımcılar, %50'ye varan KOSGEB desteklerinden faydalanabilirler.• Eğitim ücreti 500 EUR+KDV'dir.• Katılımcılara talep üzerine 3 ay sonra gizli müşteri hizmeti de verilmektedir.

Ayşe Örnek, /CJR

Mücevher Satış Temsilcisi

HRD_ilan_215x285.indd 1 19.03.2013 01:21

Page 140: Voir mart issue pack

140

VOIR SANAT

Açılışı 3 şubat 2014 günü, Muğla Valisi Hakan Güvençer, Tursab Başkanı Başaran Ulusoy, Armutalan Belediye başkanı Muhammet Ünlü ve Marmaris Belediye başkanı Ali Acar ile kalabalık bir halk topluluğu ile olan Marmaris'in ilk Kültür Merkezi Marmaris Armutalan Kültür Merkezi, ilk kültür sanat faaliyetini Günseli Top - Burcu Top resim sergisi ile yaptı.

Marmaris'in ilk kültür merkezi olma özelliğine sahip Armutalan Kültür ve Kongre Merkezi'nde, TÜRSAB Marmaris Bölgesel Yürütme Kurulu da hizmet verecek. En üst katında modern bir kütüphane yer alan merkezde çok sayıda konferans salonu bulu-nuyor. 1544 metrekare genişliğindeki alanda inşa edilen merkez, 19 yıl sonra belediyeye devredilecek.

Tursab tarafından yaptırılan ve Armutalan Belediyesi desteği ile açılan Marmaris'in ilk kültür merkezinin açılışı renkli görüntüle-re sahne oldu. Marmaris Filarmoni Derneği (MFD) Görsel Sanat Bölüm Başkanı da olan ressam Günseli Top 30 yıllık sanat hayatı ve 15 yıllık MFD içinde eğitim çalışmaları ile adından söz ettiren bir sanatçı.

Marmaris Filarmoni Derneği bünyesinde resim dersleri, ebru çalışması ve ipek boyama üzerine kurslar veren Günseli Top, Mi-mar Sinan Üniversitesi Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Tekstil Ana Bilim Dalı mezunu. Burcu Top ise 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim Ana Bilim Dalı öğrencisi .

Anne-Kız Aynı Sergide BuluştuGünseli Top yaptığı açıklamada, "30 yıllık meslek hayatımda bir çok karma ve kişisel sergilerim oldu. Bir çok öğrenci yetiştirdim. Şu anda çok iyi yerlerde olan birçok öğrencim var; gurur verici... Dernek bünyemizde resim, ebru, ipek boyama dersleri de veri-

yorum. Şu anda beni daha mutlu eden olay Marmaris'in ilk kültür merkezinin açılışında sergimin de yer alması. Sayın Valimiz Ha-kan Güvençer ve Sayın Başaran Ulusoy sergimizi gezip resimler hakkında bilgi aldılar. Değerli büyüklerimizden takdir almak çok hoş. Diğer bir güzel yanı ise bu serginin kızım ile birlikte ilk or-tak sergimiz olması" dedi.

Başaran Ulusoy Sergi Davetinde BulunduBaşaran Ulusoy sergi sırasında genç ressam Burcu Top ile sohbet edip kartvizit vererek, "İstanbul'da da bir sergi açalım, bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız" dedi. Burcu Top aldığı bu davet karşısında çok sevindiğini belirtti. Burcu Top, "Bu, örnek aldığım annemle ilk sergim... İki kişisel, bir çok karma sergim oldu. Eğer İstanbul'da da Tursab desteği ile bir sergi açabilirsem gelecek planlarım ve kariyerim için çok faydalı olacaktır" dedi.

Günseli Top resimlerinde mitolojiyi, Burcu Top ise müzik konu-larını işlerken, genel olarak serginin teması "Renkler Orkestrası" olarak adlandırıldı.

3 Şubat'ta açılan sergi, 10 Şubat'a kadar Armutalan Kültür Merke-zi'nde sanat severlerle buluşmaya devam edecek.

Açılışa Özel Sergi

Page 141: Voir mart issue pack

141

Page 142: Voir mart issue pack

Lezzet Durağınız

İSTANBUL'DAKALİTENİNKEYFİNLEZZETİN ADRESİ...

Page 143: Voir mart issue pack

ALi Ocakbaşı KaraköyArap Camii Mah. Tersane Cad. Kardeşim Sok. Grifin Han No:45 Kat:4

Karaköy / İstanbul Tel: 0 212 293 10 11

ALi Ocakbaşı NişantaşıNişantaşı Mah. Teşvikiye Cad. City's Nişantaşı AVM Mahalle Katı No:162Şişli / İstanbul Tel: 0 212 373 26 15

Ocakbaşı Keyfi

Panaromik Manzara

Page 144: Voir mart issue pack

144

Konforu, Rahat Yaşayın!

Otellerine yeni bir zincir daha ekleyen Elite World Business Hotel, mimarisinden sun-duğu hizmetlere kadar konuklarını rahat ettirmeye kararlı. Tesisisin Genel Müdürlüğü görevini yürüten Murat Köni, tüm detaylarıyla Elite World Business'ı anlattı.

Elite World Business Hotel nasıl bir tesis oldu? Tesisin oda, yatak kapasitesi ve diğer özellikleri nelerdir? Öne çıkaracağınız birimleriniz olacak mı?Toplantı odaları ve faaliyet alanı açısından iş ve turizm amaçlı konaklama ve toplantılara kaliteli ve benzersiz hizmet anlayışıyla farklı bir alternatif sunacak olan Elite World Business, zincirin dördüncü yatırımı olarak 1 kral dairesi ve 4 suit olmak üzere toplam 181 odası ile hizmet verecek. Elite World Business Hotel, en modern teknik ekipman ve teknoloji ile donatılmış toplam 2000 kişi kapa-siteli, 9 toplantı salonu ve 650 m2 ve 725 m2 büyüklüğün-de 2 balo salonu ile global iş dünyası içinde Florya’nın bir iş merkezi olarak konumlanmasını sağlıyor. Havaalanına, fuar merkezlerine ve iş dünyasına yakınlığı sebebiyle ağırlıklı olarak kongre turizmine destek verece-ğiz bu tesisle. Elite World Business kongre, seminer, bayi toplantıları, ürün lansmanı ve diğer sosyal etkinliklerde de teknoloji ve konforu bir arada sunmayı hedefliyor. 650 ve 725 m2’lik iki ayrı Balo Salonu ihtişamlı dekorasyonuyla düğün, davet, kongre gibi geniş katılımlı organizasyonlar

için ideal bir seçim olacak. Balo salonlarımız ve diğer top-lantı salonlarımızın tavan yüksekliği ve salonun iç alanı oldukça geniş ve verimli toplantı, organizasyonlarına ev sahipliği yapabilecek durumdadır. Elite World Business Hotel’in en önemli özelliklerinden biri de, balo salonları-mıza araç girebiliyor olması. Türk hamamı, havuz, sauna keyfi, şok duş ve buhar banyosu olanaklarının sunulduğu Fit Life SPA & Health Center’da, günümüzün yeni SPA trendi “konsantre” masajlar, tedavi ve rahatlama odaklı te-rapi olarak sunuluyor. Şehir-iş oteli konseptiyle hizmet verecek olan Elite World Business Hotel’in SPA uzmanları tarafından uygulanan, SPA trendleri iş dünyasının yoğun ve koşturmalı hayatında vücutlarında oluşan, özellikle kas-eklem ağrıları ve baş ağrılarına yönelik. Omuz-boyun ve yüz bölgesine özel Hint Baş Masajı, sırt-omuz ve bo-yun bölgesine yoğunlaşılan, sırt bölgesindeki gerginlik ve fibrozitlere iyi gelen Konsantre Sırt Masajı, uzman eller eşliğinde sizlere sunuluyor. İçeriğinde İsveç, Tayland ve Şiatsu teknikleri uygulanarak yapılan kombine bir masaj türü olan Oryantal Masaj ise, bu üç tekniğin en iyi hare-

Page 145: Voir mart issue pack

ketleri uygulanarak vücudunuzu hafifletmeyi amaçlıyor. Bunların yanı sıra, Asya’nın usta şifalı elleri Bali’li masöz-lerinden Ayak Masajı, Thai Masajı, Aromaterapi Masajı, İsveç Masajı gibi masaj çeşitleri ile kendinizi şımartabilir-siniz. Elite World Business Hotel’in içinde yer alan L’oliva İtalian Cuisine, şık ve sıcak ambiyansı ile seçkin İtalyan lezzetleri sunuyor. Mönüsüyle konseptinin hakkını veren restoranın mutfağı, executive chef Arif Özcan’a emanet. İtalya’nın geleneksel lezzetlerini orijinal klasik formülle-riyle sunan L’oliva, zeytinyağının yoğun olarak kullanıldığı Akdeniz Mutfağı’na yön veren İtalyan ruhunu birebir yan-sıtıyor. İtalya’nın geleneksel lezzetleri pizza ve pastanın en muhteşem sunumlarını bulacağınız L’oliva’da, hindistan cevizli çubuk ve ahududu sosu eşliğinde sunulan Limone Passion, taze reyhan ve parmesan çubukları eşliğinde su-nulan dağ mantarlı Linguine, Linguine Ai Funghi lezzetleri mutlaka önerilen tadlardan bir kaçı. Chefin özel formülüy-le hazırlanan menünün yanı sıra mekânın özel tadlarından el yapımı Toskono Ekmeği de eşsiz İtalyan lezzetlerinden biri olarak sunuluyor. Adını da İtalya’nın vazgeçilmez lez-zeti “Zeytin”den alan L’oliva Restoran’ın dekorasyonu da, İtalyan mimarisinin nüanslarını taşıyor. Ahşap ve merme-rin bütünleştiği dekorasyonuyla sade ama şıklıktan taviz vermeyen mekan, dekorasyonuyla da dikkat çekiyor. Şehir merkezine, havaalanına, fuar merkezlerine yakınlığıyla iş çıkışı buluşmaların favori adreslerinden olmaya aday L’oli-va Restoran, DJ performansıyla İtalyan müziklerinin yanı sıra, özel günlerde müzik gruplarının performanslarına da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.

Size göre otelin gerek dekorasyonunda gerek birimle-rinde dikkat çeken yanlar nelerdir?Elite World Business Hotel’e girdiğinizde tavandaki avize-den, koltuklara kadar Elite World Hotels zincirindeki neo klasik mimarinin saray mimarisi ile ahenkle buluştuğu ambiyansı fark edeceksiniz. Bunlarla birlikte aynı zaman-da otelimizde, Asya’nın usta şifalı elleri Bali’li masözleri, macera duşları, Türk hamamı, havuz, sauna keyfi, kapalı yüzme havuzu ve buhar banyosu olanaklarının sunulduğu Fit Life SPA & Health Center’da misafirlerine şehir içinde stres atmanın ve rahatlamanın alternatiflerini de sunacak. Bizim lokasyonumuz, geniş bir yerleşim alanında olduğu için, bölge insanına ciddi bir hizmet sunarak, buradaki çiz-gimiz ile butik bir yaşam alanı oluşturduk. Bölgeyi cazibe merkezi haline getireceğiz.

Yrd.Doç.Dr Nuri Sezer Grafik Sanatçısı

Yaşamı ilgilendirdiği gibi sanatı da içine alan bilim dalları, sanata yön verir. Çünkü, her insanyaradılışında, kendi toplumunun yönünde hareket ka-zanır. Bu da ona yüklenen yaşam biçimi,çevre,din,dil, ırk unsurlarını, kısacası kültürü oluştu-ran yaşam biçiminde şekillenmesini sağlayacaktır.

Bunlara örnek olarak sayacak olursak.İşitsel sanatlar (fonetik) - Örnek; halk türküleri, vs.Görsel ;sanatlar (plastik) - Örnek; mimaride anıtka-bir, resimde kaplumbağa terbiyecisi (Şeker Ahmet ve Heykel’de düşünen adam(Rodin)Hat sanatında Kalirgrafik güzel yazı çalışmaları, Minyatür, Tezhip sanatı gibi...Dramatik (ritmik) sanatlar - Örnek; tiyatroda, dans-ta, sinemada, balede, operada...

Antropoloji: ToplumBilimidir,Toplumu oluşturan, insanın fiziki yapısını inceleyen ve insan ırklarını sı-nıflandırarak inceleyen bilim dalıdır.Tarih: İnsan toplumlarında ve toplumlar arasında meydana gelen olay ve gelişmeleri belirli yer ve za-manlarda oluşan olayların, sebep ve sonuç ilişkilerini araştırlarak, inceleyen bilim dalıdırFelsefe: Felsefe sözcüğünün Yunanca aslı “philosop-hia”dır ve iki ayrı sözcüktür. “Philio” sevgi anlamına gelir, “sophia” ise “bilgelik” ya da genel olarak “bilgi” demektir. “Philosophia‘da, bilgi ve bilgelik sevgisi, an-lamına gelir. Türkçe'de Filozof olarak kullanılan “Phi-losophos" da “bilgeliği seven”, “bilgiyi arayan ve ona ermek isteyendir. ”“Filozof ” adını ilk defa Pisagor (MÖ.570-495) kul-lanmıştır. Kendine “bilge” yerine bilgelik sevdalısı de-miştir. Diğer insanlarca verilen bilge gibi, üstat gibi ünvanlardansa ancak bilgelik sevdalısı olabileceğini söylemiştir.

Bunların hepsi, sanatın tüm dallarına yansımış ve toplumlara aidiyet kazandırarak, sanatın kültürel farklılıklarıyla farklılıklar yaratarak, toplumların sese, renge, görselliklere karşı duyarlılıklarına göre de şekillenmiştir. Yaşamda bile tüm canlılar, yaşadıkları yer, çevre şartlarına göre görsellik kazanmışlardır. Ör-neğin; sıcak ülkelerde yaşayan (ekvator gibi) insanlar-da koyu renkli deriler oluşmuş, soğuk ülkelerde yaşa-yan (Kutuplar gibi) insanlarda tam tersine beyaz ırk oluşmuştur. Hayvanlarda da genellikle gorillerin koyu renkli, kutuplarda yaşayanlar ise açık renkli beyaz gö-rünümde olduğu gözlemlenmiş, buradan da anlaşıla-cağı gibi tabiat bile kendi sanatını oluşturmuştur.

Bence oluşturan tabiat, sonrasında yaşam koşulları ve ona göre kültürler, buna bağlı olarak da o toplumun sanatı diye sıralamak doğru olacaktır.

145145

Page 146: Voir mart issue pack

İşine KalıbınıBasan Firma

146

İşine KalıbınıBasan Firma

Yaklaşık 6 yıl önce faaliyetlerine başlayan, teknik ve teknolojik konularda dışa bağımlılığı ortadan kaldırmayı hedefleyen Steel Kalıp Makina; kısa süre içinde başta kuyumculuk sektörü olmak üzere birçok farklı iş kolunda başarılı çalışmalara imza attı. Tamamen “MadeInTurkey” damgasıyla çeşitli ka-lıp makinaları, kuyum üretim teknik ekipmanları ve özel kalıplar üreten Steel; ilk kez katıldığı Hongkong fuarının ardından en son yeniliklerini İstanbul

Jewellery Show’da sergilemeye hazırlanıyor.

Yıllarca kuyumculuk ve kalıp iş alanında çalışan, adeta Kapalıçarşı mezunu olan, sektörün deneyimli ismi Yusuf İzzet Çelik tarafından 2008 yılında kurulan “Steel Kalıp Makina”, binlerce farklı kalıp üretiminin yanısıra, sektör mensuplarının tek-nik ve teknolojik ihtiyaçlarını da gideriyor. Yaklaşık 450 m2’lik modern üretim mer-

kezinde 35 personeliyle ve işinin uzmanı Makine Mühendisleriyle tüm satışa sunduğu cihazları kendi üreten Steel; sadece ülkemizde değil, Dünyanın çok farklı coğrafyalarında bulunan üreticilerin de çözüm ortağı oluyor.

Teknik ve teknolojik altyapı yetersizliğinden kaynaklanan, üretim makinalarında dışa bağımlı olma durumuna son vermek ve zamanında piyasanın kalıp ihtiyacına karşılık sunmak için markalarını kurduklarını vurgulayan Steel Kalıp Makina firma sahibi Yusuf İzzet Çelik; “Bugün geldiğimiz nokta itibariyle, press üretimde en yüksek kaliteli, farklı güçlere sahip baskı makinalarını üretiyoruz. Dışa bağımlılığı ortadan kaldırdığımız gibi, yurtdışına ihracat ger-çekleştirecek ve bu alanda en önde gelen ülkelere satış yapacak pozisyona ulaştık” diye konuştu. Firmaların üretim aşamasında ortaya çıkan teknik ve teknolojik ihtiyaçlarını tamamen kendi bünyelerinde çözdüklerini, firmalara özel kalıp çalışmaları da yaptıklarını belirten Çelik; başarılı geçen Hongkong Uluslararası Takı Fuarının ardından İstanbul Jewellery Show’dan daha büyük beklenti içine girdiklerini dile getirdi. Kalıp ve makine üretiminde üretimlerinin; %25’ini tekstile %50’sini ku-yumculuk sektörüne %25’ini de farklı çalışma kollarına sundukla-rını kaydeden Çelik; “Branşımızla ilgili birçok önemli yeniliğimizi ilk kez İstanbul Jewellery Show’da sergileyeceğiz. Hem yerli hem de yabancı birçok yeni alıcıyla buluşacağımıza inanıyoruz. İçi boş (hollowchain) şarnel ve stampato, press üretim tekniği uygulayan firmaları en son yenilikleri yakından incelemek için standımıza da-vet ediyoruz” dedi. İki yıl garanti eşliğinde satışa sunulan ve sürekli teknik hizmet ekibi bulunan Steel Kalıp Makina, CE kalite standartlarında üre-tim gerçekleştiriyor. Dünyada 40 farklı ülkedeki üreticilerin tercihi olan Steel; tüm çalışmalarında “MadeInTurkey” kaşesini gururla kullanıyor.

Page 147: Voir mart issue pack
Page 148: Voir mart issue pack

148

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

ADV_MAR2014_VOIR_TEBTR.pdf 1 18.02.2014 11:40

Page 149: Voir mart issue pack
Page 150: Voir mart issue pack

150

Start Fuarcılık yaptığı açıklamada; fuara katılan firmaların yurt dışından getirecekleri müşterilerinin ulaşım ve konaklama giderle-rinin Ekonomi Bakanlığından alınan desteklerden karşılanacağını bildirdi.

Alım Heyeti Getirilecek Ülkeler;Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Cezayir, Fas, Irak, İran, Katar, Kuveyt, Libya, Lübnan, Tunus, Ürdün

Katılımcı firmaların yukarıda belirtilen ülkelerden, fuara getireceği müşterilerinin bilgilerini 4 Nisan 2014 tarihine kadar Start Fuarcılığa bildirmeleri, bağlı bulundukları ülke Konsolosluklarının içerisinde yer alan Ticaret Müşavirliklerine müracaat etmeleri gerektiğini belirttiler.

Ticaret müşavirliklerin iletişim bilgilerine www.ortadogualtinfuari.com adresinden ulaşabilirsiniz.

13 Ülkeden Alım HeyetiGaziantep Kuyumcular Odası Başkanı Sedat Özdinç ve Start Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Musa Öztürk, bu yıl 10. yılını kutlayacak olan Ortadoğu Altın &Mücevher Fuarında 13 Ülke’den Gelecek Alım Heyetlerini Gaziantep’te ağırlayacak.

Page 151: Voir mart issue pack
Page 152: Voir mart issue pack

Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı

ByglossaristMüge Bilgin Akdaş

byglossarist.wordpress.com [email protected]

152

“Daha esenlikle, daha dürüst olarak yürüteceğimiz yol vardır. Bu yol,Türk kadınını çalışmamıza ortak yapmak, ilmî, ahlâkî, sos-yal, ekonomik yaşamda erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destek-leyicisi yapmak yoludur.” M. Kemal ATATÜRK

Kadının toplum içerisindeki yeri ve öneminin ne denli büyük olduğu tartışılmaz bir gerçek. Kaldı ki; toplumları, nesilleri meydana geti-ren, onları doğuran ve büyüten, topluma kazandıran da kadındır. Ki kadın; annelik ve ev işlerinin yanı sıra üretim hayatına da katkıda bulunmaktadır.8 Mart Dünya Kadınlar Günü' de bu gerçeği birkez daha hatırlatmak adına kutladığımız günlerden biri. Maalesef ülkemizde hakettiği say-gı ve değeri yeterince göremeyen kadınlarımızın bir kez daha Dünya Kadınlar Günü' nü kutlar, daha medeni ve yüksek standartlarda bir yaşam sürebileceğimiz umudu taşıdığımı da eklemek isterim.Tüm bu olumsuzluklara rağmen, geçmişte ve günümüzde yaptıkla-rıyla bizleri umutlandıran, gurur duymamıza ve harekete geçmemize neden olan öncü kadınlarımız hep oldu. İşte bu öncü, bazı kadınları-mızın hayata geçirmiş oldukları çok özel bir vakıfı tanıtmak isterim.

"Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı (KEKBMV)", 1990 yılında, Türkiye'nin ilk ve tek sivil kadın kütüphanesi olarak İstan-bul Fener semtinde açıldı. Kütüphane'nin amacı Vakıf senedinde söyle belirtilmiştir: "Kadınların geçmişini iyi tanımak, bu bilgileri bugünün araştırmacılarına derli toplu bir şekilde sunmak ve bugünün yazılı belgelerini de gelecek nesiller için saklamaktır." Bu amaca bağlı olarak da sadece 100 kitapla açılan kütüphane, 24 yılda arşiv ve koleksiyonlarını genişleterek; sadece kadını konu alan 11.00 kitap, osmanlıca kadın dergileri, 400’ e yakın süreli yayın, 500’ ü aşkın tez, 3000’ i aşkın makale, binlerce kupür, Türkiye’deki kadın örgütlerine ilişkin yüzlerce belge, özel arşiv, sözlü tarih arşivi, kadın yazarlar koleksiyonu, görsel koleksiyon, CD ve ses bantları, efemera, kadın sanatçılar koleksiyonlarında binlerce belge bulundurmaktadır.Tüm çalışmaların gönüllülük ilkesine dayanmakta olan bu tarihi kütüphanenin muhteşem havasını solumak ve Kadınları ilgilendiren hemen her konuda bilgi edinmek isterseniz hafta içi her gün ziyaret edebilirsiniz.

Kaynakça: http://www.kadineserleri.org/default.asp

Yazar: Curzio MalaparteÇeviri: Neyyire Gül IşıkTürü: Roman

Sayfa Sayısı: 594 SayfaYayın Evi: Can Yayınları

Malaparte, yazıldığı günden bu güne kadar çok konuşulan başyapıtını, 1941 yazında, Almanların Rusya’ya açtıkları savaşın başında, Ukrayna’da bir köylünün evinde yazmaya başlamış. Yalnızca cephelerdeki değil, cephe gerisindeki vahşeti de cümleleriyle okurun beynine kazıyan Malaparte, sayfalar boyunca bombardımanların altında, karla kaplı or-manların derinliklerinde, Nazi liderleriyle yapılan yemekli partilerde dolaşıyor. Avrupa uluslarının yazgılarının en zalim haliyle nasıl çizildiğini okura keskin bir dille anlatıyor.

KAPUTT

Yazar: ŞahikaTürü: Kişisel Gelişim

Sayfa Sayısı: 208 SayfaYayın Evi: Destek Yayınları

"Sanki gemisini başıboş bırakmış bir kaptan gibiydim. Öy-lesine sürükleniyor, kontrolü elimde tutmak bir yana hep durumu kurtarmaya çalışıyordum. Ve hayat bir dümenin başında, gemiyi kullanmayı öğrenemeden geçip gidiyordu.

Ama bir gün bildiğim her şeyin başkalarının doğrusu oldu-ğunu ve çektiğim her acının bildiklerimle ilişkisini anladım. O an, beni memnun etmeyen hallerden yavaş yavaş sıyrıl-maya başladım.

Ve fark ettikçe değiştirdim:Hayır dersem insanlar beni sevmez zannederdim, değiştir-dim.Sınırlar koymadan yaşardım, değiştirdim.Temel önceliğim karşımdakinin memnuniyetiydi, değiştir-dim.Kendimi tanımaz, kendimle zaman geçiremezdim, değiştir-dim.Alışkanlıklarım bağımlılığa dönüşürdü, değiştirdim.Kafamın içinde sürekli konuşan başka bir ben vardı, değiş-tirdim.Anda olmanın keyfini her zaman çıkaramazdım, değiştirdim.

Eski eşyaları, anılarıyla saklardım, değiştirdim...Bir de baktım ki artık kaptan benim!

Siz de bu kitaptaki alti mesaji takip ederek, kendinizle yüzleşerek, prob-lemlerinizi çözmeyi deneyebilir ve böylece 48 saniyenin sırrına erişe-bilirsiniz.

Deneyin, seveceksiniz...

48 Saniye

Page 153: Voir mart issue pack
Page 154: Voir mart issue pack

Birbakış

"Hakiki Dedektiflik" Dizisi

Burak KAPLANOkan Üniversitesi GSFAraştırma Gö[email protected]

VİZYON SEÇKİLERİ

HABERLERc86.Oscar Ödüllleri 2 Mart 2014 Pazar gecesi yapılan bir törenle sahiplerini buldu. Ge-cede En İyi Film ödülünü 12 Yıllık Esaret filmi alırken, En İyi Yönetmen ödülünün sahibi ise Yerçekimi filmi ile Alfonso Cuaron oldu.

c2015’in merakla beklenen projesi Batman vs. Superman’in kötü adamı Lex Luthor’ı canlandıracak oyuncu nihayet belli oldu. Karakteri, özellikle son dönemdeki işi The Double ile büyük beğeni toplayan Jesse Eisenberg canlandıracak.

Non-Stop

Yönetmen: Jaume Collet-SerraOyuncular: Liam Neeson, Julianne Moo-re, Scoot McNairyGösterim Tarihi: 21 Mart 2014

Liam Neeson, ilerlemiş yaşına rağmen kariyerinin son yıllarında bir aksiyon yıldızı haline gelmeyi başardı. Yö-netmen, Jaume Collet-Serra ile daha önce Unknown isimli projede beraber çalışan Neeson, bu kez bir uça-ğın içindeki terörist yakalamaya çalışan bir ajanı can-landırıyor. Filmin yurtdışındaki gösterimleri sonrasında, Non-Stop’ın seyretmesi oldukça heyecan verici bir iş olduğu dedikoduları da duyduklarımız arasında. Aksi-yon severlere bizden söylemesi.

Büyük UstaYönetmen: Wong Kar-WaiOyuncular:Tony Leung, Zhang Ziyi, Chang ChenGösterim Tarihi: 14 Mart 2014Wong Kar-Wai’nin neredeyse 10 yıllık bir hazırlık süre-cine dayanan büyük projesi nihayet bu yıl sinemalara konuk oluyor. Büyük Usta, ünlü oyuncu Bruce Lee’nin de hocası olarak anılan Ip Man lakaplı dövüş ustası-nın gerçek yaşam öyküsüne odaklanıyor. Yönetmen Wong Kar-Wai’nin mükemmelliyetçiliği projenin yapım sürecini o kadar uzattı ki aynı konuyu işleyen iki film; Ip Man 2008’de, devam filmi Ip Man 2’de 2010’da vizyona girdi. Her ne kadar hikaye orijinalliğini yitirmiş gibi dursa da Wong Kar-Wai elinden çıkmış bir film iz-leyecek olmanın keyfi başka tabi!

Hazine Avcıları

Yönetmen: George ClooneyOyuncular: George Clooney,Matt Damon, John Goodman Gösterim Tarihi: 21 Mart 2014

George Clooney, yönetmenlikteki yeteneklerini ser-gilemeye devam ediyor. Clooney’nin bu beşinci uzun metrajı, 2. Dünya Savaşı’nda geçiyor ve tarihteki en büyük sanat hırsızlığı olayını anlattığı iddiasıyla karşı-mıza çıkıyor. Açıkçası, geçtiğimiz yıl Argo ne yaptıysa Hazine Avcıları onu tekrar edecek gibi dursa da yine de Clooney’e güvenmekte fayda var. Ne de olsa o artık ne yaptığını iyi bilen bir yazar-yönetmen.

154

Gizemli cinayet teması, polisiye hikayelerin sıkça kullan-dığı bir şablondur. True Detective de bu şablon hikaye ile açıyor perdesini. Bir cinayet davasını incelemek için olay yerine gelen ‘kahraman’ polislerimizle tanışıyoruz hiç va-kit kaybetmeden. Rust Cohle ve Martin Hart ortaklıkları yeni onaylanmış birbirlerine taban tabana zıt dedektifler. Rust, kasabanın yeni çocuğu. Titiz çalıştığı, az konuştuğu ve kara kaplı koca bir defteri olduğu için isim takmışlar ona, ‘vergi memuru’ diyorlar. Martin ise eski toprak. Düz, kaba saba ama konuşmayı iyi beceriyor, herkesin sevgi-lisi. Tüm bu hikaye bizim için oldukça tanıdık aslında. Daha önce pek çok kez dinlediğimiz bir hikaye anlatıyor bize True Detective. Sıradışı olan şey ise; bu bildik hika-yeyi bize bizzat kahramanlarımızın anlatıyor oluşu. Evet, Martin de Rust da sorguya çekiliyorlar. Sorgulamaları da birer dijital kameraya kayıt ediliyor. Bahsedilen seri katil vakasından 17 yıl sonra yapılan bir sorgulama bu. Sorgu-lamanın nedenini, kameranın arkasındaki polislerin niye 1995 yılında işlenen bir cinayeti yeniden masaya yatır-dıklarını bilmiyoruz. Hikayenin bir kısmını Rust, bir kıs-mını da Martin anlatıyor bizlere. Anlattıkları kısımları da geri dönüşlerle izliyoruz böylelikle. True Detective’in bu sıçramalı kurgu tercihi ilk bakışta sadece hikayeyi zen-ginleştirmek adına yapılmış bir hamle olarak görülebilir. Fakat, derinlemesine incelediğimizde bunun o kadar da basit olmayabileceği gerçeği hemen gün yüzüne çıkıyor. Dizinin böyle bir yapıyı kullanmasındaki temel mesele; polisiye türünün televizyondaki değişimi ile doğrudan il-gili. True Detective, özellikle 90’ların sinema polisiyele-rinin kesin çizgileri ile tanımladığı seri katil hikayelerini, o günlerin kahramanlarını sorgu odasına çektirerek ve o kahramanları bize/seyirciye sorgulatarak eski bir defteri yeniden açıyor. Adeta ‘bu hikayeyi iyi bildiğinizi biliyoruz, o halde son bir sınava var mısınız?’ diyor izleyicisine. He-men burada, henüz ilk bölümün son sahnesini hatırladığı-mızda bu tavrın ne denli bilinçli bir şekilde uygulandığını anlayabileceğimiz önemli tercihlere rastlıyoruz. Rust’ın, katilin aslında kahramanın kendisi olabileceği gibi türün sık kullanılan bir klişesini kendi cümleleri ile çürütmesi ve doğrudan sorgulayanlara/izleyicilere yönelip ‘doğru soruları sormaya başlasanız iyi olur’ diye çıkışması dizi-nin farkındalığının en açık göstergesi. Bu kendi kendinin farkında olma durumu da dizinin, izleyecisine daha ta-lepkar davranması sonucunu beraberinde getiriyor tabi. True Detective, CSI’larla büyümüş bir tv nesline, bu yeni düzende hazıra konmalarının ya da çabucak sonuca var-malarının artık mümkün olmadığını söylüyor adeta. On-lardan sabırlı olmalarını, ayrıntıları atlamamalarını ve va-kayı dikkatle izlemelerini istiyor. İzleyicisini vakaya dahil ederek, olayı çözmek istiyorlarsa ‘hakiki birer dedektif’ olmaları gerektiğini ileri sürüyor. İşte tam da bu noktada, Martin ve Rust’ın sorgu sahnelerini, hikayenin başların-da sorguya çekilirken kaydedildikleri kameranın objekti-finden görüyor olmamız fakat sonrasında hikayeye dair ayrıntılar ortaya çıkmaya başladıkça önce o objektifden dışarı çıkmamız, ilerledikçe de sorguyu daha geniş ka-mera açılarıyla görüyor olmamız seyircinin vakaya dahil edilişinin görsel bir karşılığı oluveriyor. Seyirci sabrettik-çe ve olayı çözmeye çalıştıkça dizinin de alanı genişliyor bu sayede. Tüm bu özellikleriyle True Detective, gerek zamanda sıçramaları, gerek anlatıcısının değişmesi, ge-rekse izleyiciden dikkat talep etmesi ile bir dedektiflik öyküsü yapbozu olmayı başarıyor.

Page 155: Voir mart issue pack
Page 156: Voir mart issue pack

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 157: Voir mart issue pack

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Page 158: Voir mart issue pack
Page 159: Voir mart issue pack
Page 160: Voir mart issue pack