POLONYA osciennyeh w latach: 1455-1672, Warszawa 1959, s. 227; a.mlf., "Turkology in Poland: Ac- hievements and Some Problems for Future De- velopment",. /JTS, In/1 (1984-85), s. 123-138; L. Bohdanowivz Tatarzy Muzulmanie W. Po/see, Gdansk 1977 (bu eserin için bk. Hasan Avni Yüksel, "Polonya'da Müslüman Ta- tarlar", Bilge, sy. Ankara 1998 , s. 63); Osman- ile Lehistan (Polanya) daki Münasebetlerle Tarihi Belgeler (haz Nigar Anafarta), 1979, s. 18, 29; W. Za- jaczkowski, "Polonya'da Türkoloji", I. Milletlera- Türkoloji Kongresi 15-20 Ekim 1973): 1979, ll, 553-561; a.mlf., "Turkic Studies in Crakow", Oriental Studies in the Sixty Years of Independent Paland (ed. W. Tyloch), Warsaw 1983, s. 21-24; A. Czarpkiewicz, "Arabic Studies in Polen", a.e., s. 17 -20; E. Tryjarski, "Warsaw Turkology 1918-1978", a.e., s. 25-34; B. Skiadanek, "Iranian Studies in Po- tand", a.e., s. 34-37; B. Szajkowski, "The Muslim Mlnority in Poland", Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovec- C. Peach), London-New York 1997, s. 91-100; M. Rynkowski, "Churches and Religious Communi- ties in Paland whit Particular Focus on the Situ- atian of Muslim Communities", State and Reli- gion in Europe. Legal System Religious Educa- tion Religious Affairs, 9-10 December 2006, ts. Merkezi), s. 241-264 (metnin Türkçe tercümesi için bk. s. 519- 539); L. Bohdanowicz, "The Muslims in Poland. Their Origin, History and Cultural Life", JRAS (1942), s. 163-180; A. Zajaczkowski, "L'orienta- lisme et les etudes de philologie turque en Po- logne", 7TK Belleten, XXV/99 ( s. 447-453; J. Reychman, "XVIII. Lehistan Uygar- Görülen Türk Etkileri", a.e., XXVIII/112 (1964), s. 757-767; Akdes Nimet Kurat, "Türk Diplomasisi ve Polanya Merkez Türk- çe Yesikalara Ait Lehçe Eser", a.e., XXX/119 (I 966), s. 439-457; M. Konopacki, "Les musul- mansen Pologne", RE!, XXXVI/I 968) , s. 115- 130; a.mlf, "Polanya' da Kerim Tercüme Tarihi. Bibliyografya ile Birlikte" (tre Sü- reyya S sy. 3 (1 979), s. 411-417; L. An- tonowicz-Bauer, "The Tatars in Poland", JIMMA, V /2 ( s. 345-359; Bagdan Atailah Kopans- ki, "TheUnknow Muslims ofPoland", Impactln- ternational, XIV/15, London 1984, s. 8-9 (Türk- çe'si kaynak gösterilmeksizin 17 Haziran 1 987'- de Zaman gazetesinde a.mlf, "Muslims in Paland ( A Review of the Polish Muslim Historiography", IS, XXXI/2 992), s. 203-211; "Poland", Afkar, 11/1, London 1985, s. 59-61; "Muslim in Poland", The Muslim World League Journal, XIV /1, Makkah 1986, s. 39-41; Hassan Ma'ayergi, "History of Translations of the Meanings of the Holy Qur'an into the Polish Lan- guage", JIMMA, Vll/2 (1986), s. 538-546; G. Le- derer -1. Takacs, "Among the Muslims ofPoland", CAS, IX/2 s. 119-131; E. Sakowicz, "Islam and Christianan-Muslim Relations in Poland", lslamochristiana, XXIII, Roma 1997, s. 139-181; Seyfi Kenan," Amerika'da Müslüman Cemiyetie- rin New Yorklu Dinl-Si- vil ve Süreci", Dergisi, sy. 11, 2004, s. 105- 130; Agata S. Nalborczyk, "Islam in Poland: The Past and the Present", lslamochristiana, XXXII, Roma 2006, s. 225-238; A. Popovic, "Muslimün", EP ), VII, 695. IJ!III!!J KEMAL BEYDiLLi 320 L PO MAKLAR Bulgaristan, Trakya ve Makedonya'da müslüman topluluk. _j Büyük gruplar halinde, Meriç düzlükle- rini Ege yüksek yayla- lar ve ovalarla örtülü Arda, Karasu (Mesta) nehirlerinin vadili Rodoplar ile Pirin ve Vardar bölgelerinde kuzeyinde Lofça, Plevne, Teteven, Selvi (Sevlievo), Ra- hova'da; Orta Bulgaristan'da Filibe ve es- ki Selanik, Kosova ile vi - layetlerine halde küçük gruplar da mevcuttur. Makedonya'da ise Nevre- kop, Çeç, Razlik, Piyanets, Mogle- na, Kiçeviya, Drimkol, Golo Gorna Reka ve Gora gibi bölgelerde bulun- konusunda kaynak- larda bilgiler yer Çek Bul- gar bilgini K. Jireçek'in 1874 ait ver- istatistik bilgilerinden Lofça, Plevne yöresinde 100.000, bütün Rodoplar'da ve Selanik'ten Vardar boyunca Moglena, Pres- pa ve Dibre'ye kadar uzanan yer - lerde 500 .000 Pomak nüfusunun bulun- 1880 ait bir is- tatistikte 400.000 ola- rak gösterilir. Balkan arifesinde Edirne'de 115.000, Selanik'te 98.590, Ma- 23.900, Kosova'da 13.680, ra'da 40.000 Pomak nüfusunun bulundu- edilir. Resmi olmayan bir kay- göre 1931 Bulgaristan içinde 200.000'den fazla, bu da ve bölgelerinde 200.000 Pomak nüfusunun belirtilir. Son sadece Bul- garistan dahilinde 250.000'den faz- la Pomak nüfusunun mevcut 1990 sonunda ise yerel yetkililerin verdikle- ri rakamlara göre bu nüfusun 268 .971 'e Balkan ül- kelerinde de (Yunanistan'da Trakya'- da 70.000, Makedonya'da 40.000, Arna- vutluk'ta 80.000 bu kadar da- ha Pomak nüfusunun tahmin edilmektedir. Pomak kelimesine da XIX. itibaren Po- konusunda siyasi temelli ve var- Slavca dilden ha- reketle Türk kökenli Bulgar, hatta Rum ol- iddia Bununla birlikte tarihi belgeler, XI. Or- ta Asya ve Kafkaslar'dan göçleri yo- luyla Balkanlar'a eden Kuman Türk- leri'nin tezini kuwetlen - dirir. Kuman Türkleri'nin daha XL da Balkanlar'a geldikleri, Pirin ve Vardar Rodoplar'a bilinmektedir. Balkanlar'da Slav la Kuman Türkleri bölge- lerde bunlarla büyük ölçüde ana dillerini (Hasluck, s. 36), an- cak eski örf, adet ve geleneklerini sürdür- XI-XIV. yüzyilarda güneyden müslüman Türkler'in Balkanlar'a eski dinlerini terkede- rek islamiyet'e Bu süreci Os- fethinden önce Türkleri'nin, XIV. ikinci Rodoplar'a fütu - hat hareketlerine bölgeye önce olan Kuman Türk- leri'ni müslüman olarak ihtimali büyüktür. Bundan kay- naklarda bu topraklarda ke- ve öncü hizmeti verdiklerinden Slav- kendilerine "pomagaç" verdikleri, zamanla bu Pomak alarak bölgedeki Kuman Türkleri'- nin üzerinde durulur (Zahariev, s. 66). Öte yandan ha- kimiyeti Balkanlar'da konar göçer yörük özel bir askeri kilat bünyesi içine ve Ana- dolu'da gibi na "yamak" denmesinden hareketle po- mak kelimesinin anlam itibariyle yamak- la yola kelime- nin Türkçe yamaktan hususu da dikkate Pomaklar'la ilgili en çok istismar edilen konu dilleridir. dilin içinde yük- sek oranda Slav kökenli kelimenin bulun- Türk yönün - deki tezin temelini Ancak dilin o/o 30'unu Uk- rayna o/o 25'ini o/o 20'sini Türkçesi, o/o 15'ini Nogay- ca, o/o 10'unu Arapça kelimelerin tesbit (Ahmet Cevdet, s. 190- 91). Ukrayna o/o 30 nis- betinde sebebi Ku - man Türkleri'nin X ve XL Uk- rayna, Lehistan ile Besarabya yörelerinde Slavlar'la olan ve 150-200 olarak Slav-Rus ko- nar göçer bir hayat sürdürmelerinde ara- nabilir (Laszlo Rasonyi, s. 141). XI- XIV. Balkanlar'da maruz kalan Türk büyük ölçüde dillerini kaybettikleri bilinmektedir. Bu sebeple Pomak lehçesinde Slavca keli-
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
POLONYA
osciennyeh w latach: 1455-1672, Warszawa 1959, s. 227; a.mlf., "Turkology in Poland: Achievements and Some Problems for Future Development",. /JTS, In/1 (1984-85), s. 123-138; L. Bohdanowivz v.dğr., Tatarzy Muzulmanie W. Po/see, Gdansk 1977 (bu eserin tanıtımı için bk. Hasan Avni Yüksel, "Polonya'da Müslüman Tatarlar", Bilge, sy. ı7, Ankara 1998, s. 63); Osmanlı İmparatorluğu ile Lehistan (Polanya) Arasındaki Münasebetlerle İlgili Tarihi Belgeler (haz Nigar Anafarta), İstanbul 1979, s. 18, 29; W. Zajaczkowski, "Polonya'da Türkoloji", I. Milletlerarası Türkoloji Kongresi (İstanbul 15-20 Ekim 1973): Tebliğler, İstanbul 1979, ll, 553-561; a.mlf., "Turkic Studies in Crakow", Oriental Studies in the Sixty Years of Independent Paland (ed. W. Tyloch), Warsaw 1983, s. 21-24; A. Czarpkiewicz, "Arabic Studies in Polen", a.e., s. 17-20; E. Tryjarski, "Warsaw Turkology 1918-1978", a.e., s. 25-34; B. Skiadanek, "Iranian Studies in Potand", a.e., s. 34-37; B. Szajkowski, "The Muslim Mlnority in Poland", Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovec- C.
Peach), London-New York 1997, s. 91-100; M. Rynkowski, "Churches and Religious Communities in Paland whit Particular Focus on the Situatian of Muslim Communities", State and Religion in Europe. Legal System Religious Education Religious Affairs, 9-10 December 2006, İstanbul, ts. (İslam Araştırmaları Merkezi), s. 241-264 (metnin Türkçe tercümesi için bk. s. 519-539); L. Bohdanowicz, "The Muslims in Poland. Their Origin, History and Cultural Life", JRAS (1942), s. 163-180; A. Zajaczkowski, "L'orientalisme et les etudes de philologie turque en Pologne", 7TK Belleten, XXV/99 ( ı96ı), s. 447-453; J. Reychman, "XVIII. Yüzyılda Lehistan Uygarlığında Görülen Türk Etkileri", a.e., XXVIII/112 (1964), s. 757-767; Akdes Nimet Kurat, "Türk Diplomasisi ve Polanya Merkez Arşivindeki Türkçe Yesikalara Ait Lehçe İki Eser", a.e., XXX/119 (I 966), s. 439-457; M. Konopacki, "Les musulmansen Pologne", RE!, XXXVI/I (ı 968) , s. 115-130; a.mlf, "Polanya'da Kur'an-ı Kerim Tercüme Tarihi. Bibliyografya ile Birlikte" (tre İhsan Süreyya S ırma), İİFD, sy. 3 ( 1 979), s. 411-417; L. Antonowicz-Bauer, "The Tatars in Poland", JIMMA, V /2 ( ı984), s. 345-359; Bagdan Atailah Kopanski, "TheUnknow Muslims ofPoland", Impactlnternational, XIV/15, London 1984, s. 8-9 (Türkçe'si kaynak gösterilmeksizin 17 Haziran 1 987'de Zaman gazetesinde yayımlanmıştır); a.mlf, "Muslims in Paland ( ı9ı8- ı939): A Review of the Polish Muslim Historiography", IS, XXXI/2 (ı 992), s. 203-211; "Poland", Afkar, 11/1, London 1985, s. 59-61; "Muslim in Poland", The Muslim World League Journal, XIV /1, Makkah 1986, s. 39-41; Hassan Ma'ayergi, "History of Translations of the Meanings of the Holy Qur'an into the Polish Language", JIMMA, Vll/2 (1986), s. 538-546; G. Lederer -1. Takacs, "Among the Muslims ofPoland", CAS, IX/2 (ı990), s. 119-131; E. Sakowicz, "Islam and Christianan-Muslim Relations in Poland", lslamochristiana, XXIII, Roma 1997, s. 139-181; Seyfi Kenan," Amerika'da Müslüman Cemiyetierin Doğuşu: New Yorklu Müslümarılann Dinl-Sivil ve Eğitsel Kururrılaşma Süreci", İslam Araştırmaları Dergisi, sy. 11, İstanbul 2004, s. 105-130; Agata S. Nalborczyk, "Islam in Poland: The Past and the Present", lslamochristiana, XXXII, Roma 2006, s. 225-238; A. Popovic, "Muslimün", EP (İng ), VII, 695. ı:iJ
IJ!III!!J KEMAL BEYDiLLi
320
L
PO MAKLAR
Bulgaristan, Batı Trakya ve Doğu Makedonya'da yaşayan
müslüman topluluk. _j
Büyük gruplar halinde, Meriç düzlüklerini Ege kıyılarından ayıran yüksek yaylalar ve ovalarla örtülü Arda, Karasu (Mesta) nehirlerinin geçtiği yeşil vadili Rodoplar ile Pirin ve Vardar Makedonyası bölgelerinde yaşarlar. Ayrıca Bulgaristan'ın kuzeyinde Lofça, Plevne, Teteven, Selvi (Sevlievo), Rahova'da; Orta Bulgaristan'da Filibe ve eski Selanik, Manastır, Kosova ile İşkodra vilayetlerine dağılmış halde küçük gruplar da mevcuttur. Makedonya'da ise Nevrekop, Çeç, Razlik, Piyanets, Tikveş, Moglena, Koreşca, Kiçeviya, Drimkol, Golo Bırdo, Gorna Reka ve Gora gibi bölgelerde bulunmaktadırlar. Nüfusları konusunda kaynaklarda çelişkili bilgiler yer alır. Çek asıllı Bulgar bilgini K. Jireçek'in 1874 yılına ait verdiği istatistik bilgilerinden Lofça, Plevne yöresinde 100.000, bütün Rodoplar'da ve Selanik'ten Vardar boyunca Moglena, Prespa ve Yukarı Dibre'ye kadar uzanan yerlerde 500.000 Pomak nüfusunun bulunduğu anlaşılır. 1880 yılına ait diğer bir istatistikte Pomaklar'ın sayısı 400.000 olarak gösterilir. Balkan savaşları arifesinde Edirne'de 115.000, Selanik'te 98.590, Manastır'da 23.900, Kosova'da 13.680, İşkodra'da 40.000 Pomak nüfusunun bulunduğuna işaret edilir. Resmi olmayan bir kaynağa göre 1931 yılında Bulgaristan sınırları içinde 200.000'den fazla, bu sınırlar dışında Makedonya'nın ve Batı Trakya'nın dağlık bölgelerinde 200.000 Pomak nüfusunun yaşadığı belirtilir. Son yıllarda sadece Bulgaristan sınırları dahilinde 250.000'den fazla Pomak nüfusunun mevcut olduğu, 1990 yılı sonunda ise yerel yetkililerin verdikleri rakamlara göre bu nüfusun 268.971 'e ulaştığı anlaşılmaktadır. Diğer Balkan ülkelerinde de (Yunanistan'da Batı Trakya'da 70.000, Makedonya'da 40.000, Arnavutluk'ta 80.000 dolayında) bu kadar daha Pomak nüfusunun bulunduğu tahmin edilmektedir.
Pomak kelimesine Osmanlı kaynaklarında XIX. yüzyıldan itibaren rastlanır. Pomaklar'ın menşei konusunda çoğu siyasi temelli değişik görüşler ve tartışmalar vardır. Konuştukları Slavca ağırlıklı dilden hareketle bunların Türk kökenli olmadıkları, İslamiaşmış Sırp, Bulgar, hatta Rum oldukları iddia edilmiştir. Bununla birlikte tarihi belgeler, Pomaklar'ın XI. yüzyılda Orta Asya ve Kafkaslar'dan batı göçleri yo-
luyla Balkanlar'a akın eden Kuman Türkleri'nin bakıyeleri olduğu tezini kuwetlendirir. Kuman Türkleri'nin daha XL yüzyılda Balkanlar'a geldikleri, Pirin ve Vardar Makedonyası'yla Rodoplar'a yerleştikleri bilinmektedir. Balkanlar'da Slav akınlarıyla karşılaşan Kuman Türkleri bazı bölgelerde bunlarla karışarak büyük ölçüde ana dillerini kaybetmişler (Hasluck, s. 36), ancak eski örf, adet ve geleneklerini sürdürmüşlerdir. XI-XIV. yüzyilarda güneyden müslüman Türkler'in Balkanlar'a gelişiyle Kumanlar'ın çoğu eski dinlerini terkederek islamiyet'e geçmiştir.
Bu toplulukların İslamiaşma süreci Osmanlılar'ın Balkanlar'ı fethinden önce başlamış olmalıdır. Osmanlı Türkleri'nin, XIV. yüzyılın ikinci yarısında Rodoplar'a fütu hat hareketlerine giriştiklerinde bölgeye asırlar önce yerleşmiş olan Kuman Türkleri'ni müslüman olarak bulmuş olmaları ihtimali büyüktür. Bundan dolayı bazı kaynaklarda Osmanlılar'a bu topraklarda keşif ve öncü hizmeti verdiklerinden Slavlar'ın kendilerine "pomagaç" (yardımcı) adı
nı verdikleri, zamanla bu sözcüğün Pomak şeklini alarak bölgedeki Kuman Türkleri'nin torunlarını nitelediği üzerinde durulur (Zahariev, s. 66). Öte yandan Osmanlı hakimiyeti altında Balkanlar'da konar göçer yörük topluluklarının özel bir askeri teşkilat bünyesi içine alınması ve tıpkı Anadolu'da olduğu gibi bunların yardımcılarına "yamak" denmesinden hareketle pomak kelimesinin anlam itibariyle yamakla benzeşmesinden yola çıkılarak kelimenin aslının Türkçe yamaktan gelebileceği hususu da dikkate alınabilir.
Pomaklar'la ilgili en çok istismar edilen konu dilleridir. Konuşulan dilin içinde yüksek oranda Slav kökenli kelimenin bulunması Pomaklar'ın Türk olmadıkları yönündeki tezin temelini teşkil etmiştir. Ancak Pomaklar'ın konuştuğu dilin o/o 30'unu Ukrayna Slavcası , o/o 25'ini Kuman-Kıpçakça, o/o 20'sini Oğuz Türkçesi, o/o 15'ini Nogayca, o/o 10'unu Arapça kelimelerin oluşturduğu tesbit edilmiştir (Ahmet Cevdet, s. 190- ı 91). Ukrayna Slavcası'nın o/o 30 nisbetinde bulunmasının başlıca sebebi Kuman Türkleri'nin X ve XL yüzyıllarda Ukrayna, Lehistan ile Besarabya yörelerinde Slavlar'la olan temaslarında ve 150-200 yıl devamlı olarak Slav-Rus topraklarında konar göçer bir hayat sürdürmelerinde aranabilir (Laszlo Rasonyi, s. 141). Ayrıca XIXIV. yüzyıllarda Balkanlar'da Slavlar'ın akınIarına maruz kalan Türk boylarının büyük ölçüde dillerini kaybettikleri bilinmektedir. Bu sebeple Pomak lehçesinde Slavca keli-
melerin payı oldukça yüksektir. Arapça' nın % 1 O oranında bulunması Pomaklar'ın müslüman oluşundan kaymklanır. Dillerindeki Kuman-Kıpçak, Nogay ve Oğuz Türkçesi ile bağlantılı kelimelerin yanında Çağatay Türkçesi'nin de etkisi vardır. romaklar'ın konuştukları dil kendi aralarında Rodop-Pomak Türk lehçesi, Katrancı-Pomak
Türk lehçesi ve Tuna havzası Po mak-Türk lehçesi olarak üçe ayrılır (Ahmet Cevdet, s. 34, 189-191)
Sosyokültürel yaşantıları Anadolu'daki geleneklerle önemli ölçüde benzerlik gösteren Pomaklar'ın % 85-90'ı köylerde yaşamakta ve tarımla uğraşmaktadır. Ev içi döşemeleri ve kadınların giysileri Anadolu köylülerinin döşeme giyim tarzına çok benzer. Pomaklar Hanefi mezhebine bağlıdır. Özellikle bazı Anadolu köylerinde halen devam eden birçok gelenek romaklar'da da görülür (mesel.§ Hoca Gezeği geleneği).
Pomaklar arasında İslamiyet öncesine ait, eski dinleri Şamanizm'den kalma gelenek ve adetlerin yaşatılmasına özen gösterildiği dikkati çeker. Mesela "akl'ka" veya "harkeke" kurbanı diye adlandırılan, yeni doğmuş çocuklar için kesilen kurbanların kemiklerinin hiç kırılmadan toplanarak bir kayın ağacının altına gömülmesi, ayı oyunu, şibeciler, devecilik, beş-beşe ve sayacılar gibi oyunlar şaman inanışının bölgedeki gelenekiere yansımış şeklidir. Yine Nevruz'un kutlanması ve bu kutlamalar esnasında ateş yakılarak üzerinden atıanması Türk dünyası ile kültürel birliktelikten örnektir.
Balkanlar'daki Pomaklar'ın kaderi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra değişti. Savaşın ardından Balkanlar'da birçok yerde olduğu gibi çok zor şartlarda yaşamaya çalışan romaklar'ın bir kısmı katledildi, bir kısmı Türk hakimiyetindeki bölgelere göç etmek zorunda bırakıldı. Yerlerinde kalanlar, Osmanlı egemenliği
nin Balkanlar'da sona ermesinden ve Bulgar Devleti'nin kurulmasından itibaren çeşitli baskılara maruz kaldı. Bulgar devlet yöneticileri bazan şiddet, bazan taltif yöntemini kullanarak müslüman Pomaklar'ı Bulgarlaştırma siyaseti izlemeye başladı. Bu amaçla daha 1881 'de Pomaklar'a Bulgarca öğretmek için girişimlerde bulunuldu (Popkonstantinov, s. 516) Uygulamaya konulan bu politika, 1912 yılında Rodoplar'ın ve Pirin Makedonyası'nın Bulgaristan'a ilhakı ile yoğunluk kazandı. Daha Balkan savaşlarının ilk günlerinden itibaren Bulgar yöneticileri, müslüman Pomaklar'ın Bulgarlaştırılması için onları Müslümanlığı
terketmeye ve Hıristiyanlığı kabul etmeye zorladı. Bu amaçla Orgeneral Sarafov, önceden tesbit edilen plan gereğince Pirin Makedonyası ve Rodoplar'daki mahalli işgal kumandanlarına gönderdiği talimatla bütün müslüman Pomaklar'ın hıristiyanlaştırılması ve Bulgarlaştırılması, aksi hareket edenlerin imha edilmesiyle ilgili kesin emirler verdi ( Stranitsi ot Bılgarskata
İstoriya, s. 64-65) . Bu hareket. Bulgar Ortodoks kilisesinin resmi belgelerinde müslüman Bulgarlar'ın (Pomaklar) Ortodoks hıristiyan dinine ve Bulgarlığın sinesine geçmesi, bir dizi yayında ise Hıristiyanlığı kabullenme ve vaftiz olarak kaydedilmiştir.
Bulgarlaştırma ve hıristiyanlaştırma hareketi, 1912 Balkan Harbi'nde hezimete uğratılan Türk askerinin geri çekilmesinden hemen sonra başlatılmış ve Temmuz 1913 tarihine kadar 200.000 civarında müslüman Pomak Türk'ün ismi Slav-Bulgar isimleriyle değiştirilmiş, zorla Ortodoksluk kabul ettirilmiştir (Problemi na Razvitieto
na Bılgarskata Narodnost i Natsiya, s. 21 ). Bu hareket esnasında Bulgarlar Rumlar'la yakın iş birliği içinde çalışmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan, Osmanlı Devleti'nin müttefiki olarak Almanya'nın yanında savaşa girince baskılar kaldırılmış ve Pomaklar'ın eski isimlerini almaları kabul edilmiştir. Ancak 1923 yılından itibaren Bulgarlaştırma politikasına bir plan dahilinde sistemli biçimde yeniden başlanmıştır. Yeni politikanın gereği olarak Pomaklar'ın özel okulları kapatılmış ve Pomak çocuklarının Bulgar okullarına gitmesi yolunda baskı yapılmıştır. Ayrıca Bulgarlaştırma faaliyetlerini daha geniş temele oturtmak için müslüman Pomaklar ile Bulgarlar arasında kültür, maarif ve hayır sever cemiyetlerinin kurulmasına yönelik çalışmalar yoğunlaştırılmıştır. Rodina (vatan) adı altında 1937 yılında Paşmaklı'da (Smolyan) kurulan ilk cemiyetin esas amacı müslüman Pomaklar'a gayri Türk ve gayri müslüman düşünce muhtevasını aşılamak, onları müslüman Türk toplumundan koparıp Bulgarlaştırmak ve Hı
ristiyanlaştırmaktı (a.g.e., s. 21-23) . Rodoplar'ın diğer kasaba ve köylerinde de Rodina Cemiyeti'ne benzer kırk kadar cemiyet oluşturulmuştur ( Stranitsi ot Bıl
garskata İstoriya, s. 67). Bu cemiyetler adına birçok dergi, broşür, kitap yayımlanmış, tiyatro temsilleri, söyleşiler, konferanslar. toplu okumalar, sergiler düzenlenmiş ve bunlar vasıtasıyla müslüman Pomaklar'a Türk olmadıkları, Bulgar soyundan geldikleri vb. fıkirlerin aşılanması, "po-
PO MAKLAR
mak", "ahran 1 ahiryan" (aren) gibi lakapların kaldırılması ve müslüman Bulgar adının kabullenilmesi, feslerin, feracelerin, peçelerin, hatta pencerelerden parmaklıkların atılması ve Bulgar adlarının yenilenmesi yönünde çalışılmıştır. Bu çalışmalar, 8 Temmuz 1942'de Bulgar Millet Meclisi'nin Pomaklar'ın isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirilmesi yönündeki yasayı kabul etmesiyle sonuçlanmıştır. Yasa gereğince 1942-1944 döneminde 70.000'e yakın Pomak'ın isimleri değiştirilmiştir.
1944 yılında Bulgaristan'da komünist yönetimin iş başına gelmesi Pomaklar'a büyük ümitler verdi. Fakat yeni yönetimin de Pomaklar'a bakışı değişmedi. 1960'lı yılların ikinci yarısından itibaren Pomaklar'ın zorla müslümanlaştırılmış Bulgarlar olduğu yönünde birçok kitap yayımlandı. Bu yayınların meydana getirdiği ortamda 17 Temmuz 1970 tarihinde Bulgar Komünist Partisi Merkez Komitesi Politbüro yetkilileri 549 sayılı gizli kararı ile Pirin Makedonyası ve Rodoplar bölgesinde yoğun yaşayan müslüman Pomak Türkleri'nin tedhiş yoluyla Bulgarlaştırılmasını kararlaştırdı. Bu karar 1970-197 4 yılları arasında kanlı biçimde uygulandı.
Pomaklar'ın yoğun biçimde yaşadığı ikinci ülke olan Yunanistan'da da durum farklı değildi. Göçe ve hıristiyan olmaya zorlanan Pomaklar'ın toprak edinme ve seyahat hakları ellerinden alındı, yaşadıkları yöreler askeri bölge ilan edilerek iktisadi faaliyetleri kontrol altında tutuldu. Asimilasyon politikasının vazgeçilmez unsuru olan eğitim Yunanistan'da da etkin olarak kullanıldı. romaklar'ın Türk değil müslümanlaştırılmış Yunan ( ahiryan 1 Grek agriyanı) oldukları zorla benimsetilmek istendi. Türkçe eğitimi engellemek için okullardaki Türk öğretmen sayısı azaltıldı. Bütün bu baskılar Balkanlar'daki diğer Türk grupları gibi Pomaklar'ın da Türkiye'ye göç etmesine yol açtı. 1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan bu yana yaklaşık 175.000 Pomak Anadolu'ya göç etti. Ancak Balkanlar'ın çeşitli bölgelerinde halen 500-600.000'in üzerinde Pomak nüfusu varlığını sürdürmektedir. Pomaklar bugün Bulgaristan, Batı Trakya ve Makedonya'daki azınlıkların dinamik unsurunu oluşturmaktadır.
BİBLİYOGRAFYA :
F. Kanita, Donau-Bulgarien und der Balkan, Leipzig 1882, II, 187; K. Jirecek, Das Fürstentum Bulgarien, Wien 1891, s . 104, 568; Ahmet Cevdet, Balkanlarda Akan Kan, İstanbul, ts. , s . 34, 189-191; St. Zahariev, Geografsko-istoriçeskostatistiçesko opisanie na Tatarpazarcişkata kaza, Viena 1870, s. 66; St. Siskov, Pomacite u Trite Balgarski Oblasti, Plovdiv 1914; A. lschirkoff.
321
PO MAKLAR
Bulgar/en Land und Lente, Leipzig 1917, ll, 15; F. W. Hasluck, Bektaşilik Tedkikleri (tre. Ragıb Hulüsi) , İstanbul1928 , s. 36; Abdülkadir İnan, Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1952, tür. yer.; Iz Minaloto na Balgarite Mohamedani v Rodopite, Sofia 1958, tür.yer.; Hr. Popkonstantinov, Spomeni, Pıtepisi, Pisma, Plovdiv 1970, s. 5 16; A. Andonyon. Balkan Harbi Tarihi (tre. Z. Biberyan), İstanbul 1975, s. 86-87; Rodop-Bulgaristan Türklüğü Faciasının İç Yüzü, İstanbul 1976, s . 8 -12; Problemi na Razvitieto na Bılgarskata /'larodnosti/'latsiya, Sofia 1988, s . 21-23; L. Rasonyi, Tarihte Türk/ük, Ankara 1988, s . 141; Stranitsi ot Bılgarskata İstoriya, Sofia 1989, s . 64-67; Hüseyin Memişoğlu, Pomak Türkleri 'nin Tarihi Geçmişinden Sayfalar, Ankara 1991; a.mlf., Balkanlarda Pomak Türkleri, İstanbul 1999; Halim Çavuşoğlu, Balkanlar'da Pomak Türkleri, Tarih ve Sosyo-Kültürel Yapı, Ankara 1993; H. Poulton, Balkanlar: Çatışan Azınlıklar, Çatışan Devletler (tre. Yavuz Alagon), İstanbul 1993, s. 135; Y. Frangopoulos, "Religion, Identity and Political Conflict in a Pomak Vıllage in N orthem Greece", Islam in Europe: The Politics of Religion and Community (ed. S. Vertovee-C. Peach), LondonNew York 1997, s . 73-90; Abdülbaki Gölpınarlı, "İslam-Türk illerinde Fütüvvet Teşkilatı ve Kaynaklan", İFM, sy. 1-4 (1949-50). s. 3-354; Ahmet Cevat Eren. "Pomaklara Dair", TK, l/4 ( 1963). s . 37-41; a.mlf., "Pomaklar", İA, ıx, 572-576; Necip Üzümcü, "Türk Tarihinde Kuman Türkleri ve Pomaklar", Batı Trakya, V/61 , İstanbul 1972, s. 8-11; P. Pavlov, "Kumanite v Obştestveno-Politi
çeskiya Jivot na Srednovekovna Bılgariya ( 1186-naçaloto na XIV. v. )", İstoriçeski Pregled, sy. 7 (1990). s . 18; F. Bajraktarevic, "Pomaks", Ef2(İng.). Vlll, 320-322; A. Popovic. "Pomaks" , a.e., Vlll, 322-324. r:il
lıJII/!J HüsEYiN MEMişoi'iLu
L
L
PO ND OK
Malezya 'da İslam'ın yayılışında etkin olan
din eğitimi merkezle rine verilen ad
(b k . MALEZV A).
POPE, Arthur Upham (1881-1969)
Amerikalı şarkiyatçı .
_j
_j
Amerika Birleşik Devletleri'nde Rhode Isiand eyaletinin Phonix şehrinde doğdu. Babası ingiliz kökenli bir Püriten papazıydı. Pope, Massachusetts'teki Worcester Akademisi'nde lise öğrenimini tamamladıktan sonra Providence'daki Browne Üniversitesi'nde felsefe dalında lisans ( 1904) ve yüksek lisans ( 1906) öğrenimi gördü. Güçlü bir müzik yeteneğine sahip olmasına rağmen kariyerini felsefe alanında sürdürmeye karar verdi; ancak Browne, Cornell ve Harvard üniversitelerinde sürdürdüğü doktora çalışmasını hastalanması sebebiyle tamamlayamadı.
322
İlk sosyal faaliyeti, Şark halılarına düşkünlüğü sebebiyle Rhode Isiand eyaletinde açtığı halı sergisidir. 1911-1917 yılları arasında California Üniversitesi'nin felsefe bölümünde öğretim görevliliği yaptı. 1918'de I. Dünya Savaşı henüz devam ederken orduya katıldı. Dönüşünde New York'ta kendisine ait bir sanat danışmanlığı işi kurdu. Felsefe bölümünde asistan olan Phyllis Ackerman ile 19ZO'de evlendi. Aynı yıl Chicago Sanat Kurumu'nun İslam sanatları başdanışmanlığını ve Philadelphia'da Pennsylvania Müzesi'nin İran sanatı danışmanlığını yaptı. Nisan 1923'te San Francisco'da California Palace of the Legion of Honor Müzesi'nin müdürlüğüne ve eşi de yardımcılığına getirildi. Fakat müze için bazı sanat eserlerini satın almak üzere birlikte gönderildikleri Paris'te vakıf yetkilileriyle anlaşmazlığa düşmelerinden dolayı işten çıkarıldılar. Pope bu olayın ardından Chicago Sanat Kurumu'ndaki görevine geri döndü. 19ZS'te iran'a yaptığı ilk gezide geleceğin şahı başbakan Rıza Han ile dostluk kurdu ve ona İran sanat ve mimarisi üzerinde durması tavsiyesinde bulundu. Rıza Han şah olunca onun etkisiyle eski mimariye uygun birçok yapı inşa ettirdi. Pope Amerika'ya döndüğünde İran sanatıyla ilgili çeşitli sergiler açtı ve bazı şehirlerdeki İran tarzı yapıların projelerine imza attı. 1926'da ilk İran sanat ve arkeoloji kongresini gerçekleştirdi. 1928'de öncülüğünü yaptığı Amerika İran Sanat ve Arkeolojisi Enstitüsü (The American Institute for Persian Art and Archaeology [New York]) kuruldu. 1929'dan 1939'a kadar arkadaşlarıyla birlikte İran, Irak ve Afganistan'da arkeotojik kazılar yaptı. Bu arada Londra, Leningrad ve New York'ta İran sanatı üzerine sergiler açtı. Çalışmalarından dolayı 193S'te İ ran Akademisi üyeliğine seçildi, 19SO yılında da şehinşahlık ilmi nişanıyla ödüllendirildi. 1964'te Tahran Üniversitesi tarafından fahri doktorluk unvanına layık görüldü. 1966'da iran'a gidip Şiraz'a yer-
Arthur Upham Pope
Arthur Upham Pope'un anıt kabri
leşen Pope 3 Eylül 1969'da burada öldü ve vasiyeti üzerine İsfahan'da Bend-i Hacü Köprüsü yanında bir yere defnedildi; daha sonra şah tarafından mezarının üzerine Selçuklu mimarisinde bir anıt kabir yaptırıldı.
Eserleri: An Introduction to Persian Art since the Seventh Century A.D. (London 1930); A Survey of Persian Art from Prehistoric Times to the Preseni (l-Vl, London-New York 1938-1939; I-XV, Tahran 1977; bu abidevi eserin editörlüğünü eşi Phyllis Ackerman ile birlikte yapmış o l masına rağmen birçok bölümünü bizzat yazması ve kitaba damgasını vurmasından dolayı onun adıyla anılmaktadır} ; Masterpieces of Persian Art (Phyllis Ackerman ve Eric Schroeder ile beraber; New York 1945}; Catalogue of a Loan Exhibition of Early Oriental Carpets from Persia, Asia Minor, the Caucasus, Egypt and Spain, January 1926 (Chicago 1962). Pope'un ayrıca birçok dergide İran sanat ve arkeolojisiyle ilgili çeşitli makaleleri yayımlanmıştır ( eserlerinin bir listesi için bk. bibl. N. Siver).
BİBLİYOGRAFYA :
Ebü' l-Kasım-ı Sehi\b, Ferheng-i lji'werşinasan,
Tahran, ts . , s . 281-282; Surveyors of Persian Art: A Documentary Biography of Arthur Upham Pope and Phyllis Ackerman (ed. ). GluckN. Siver). Ashiya 1996; "Arthur Upham Pope" , Rehnüma-yi Kitiib, XII, Tahran 1348 hş . , s. 502-509; ı. Lichtenstadter, "In Memoriam Arthur Upham Pope", IJMES, I (ı 970). s . 276-277; Hüseyin Bahrülulüml, "İranşinasl ki be İran 'Aşt mi Verzld ve Büzürgterin Arzuyeş in Büd ki der İran be-J::Iat Supurde Şeved", Mecelle-i Danişkede-i Edebiyyat u 'U/Cim-i insani, XXIV/1-2, Tahran 1977, s . 143-153; Ma'süme Mlr Saldi, "Pope, Arthur Up ham", Dan iş name-i Cihan-ı İslam, Tahran 1379/2000, V, 778-781; N. Siver, "Pope, Arthur Upham", http:/ /www.iranica.com/newsite/ articles/ ot_grp7 /ot_pope_20050220.html.