■f-, ; ecsl ___ rtrùv-ü-ü-titctrtx-ù-ùtrl i î î i :2 3 ’^ ^ ',>-İfÛWWw' w » Hm nnnn S^wam8B««is rumrtKr kriHrtWr GÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASÎ GAZETE Sahibi ve Umumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN - Mes’ul Yazı İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN kibrisin en yüksek TİRAJLI TÜRK GAZETESİ 'i ■ 'fyi'İâ Dizilip Basıldığı yer: BOZKURT BASIMEVİ 144, Gime (haddesi, l-efkoşa. M. GENEL SEKRETERİ U THANT. ORHAN ERALP’A TEMİNAT VERDİ undan Böyle Türk Kadınlan Barikat .................................................. . ... . ..... . .... . ........ . ........ . ...... m . ................ ııııııııınmıııı ..... um ...... . ................... ... ... IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIH arda Yoklamaya Tabi Tutulmayacaklar ürk Araçları Utanç Barikatlarında 15 Dakikadan Fazla Bekletilmiyecek L n ıım ıııiiiiiıi" •" •••••1 IM IIIIIIIIIIIII u u ııııu ıııııııııııııu ııu ııııın ıın u n H iııııııın m m n n n ıın ııııfı) . İ«| New-York: Anavatan Türkiy. nin Bir- leşmiş Milletler nezdindeki Daimi Delegesi Büyükelçi Or- han Eralp dün öğleden sonra Kıbrıs saat ayarı ile 19.00’da, Birl . şmiş Milletler Genel Sek reteri U Thant ile “Çok önem li” diye tanımlanan bir görüş me yapmıştır. Türkiye Radyo 0 •ııı■•ııııııı ■ IIIIIIIIM IIİI larının Birleşmiş Milletler Mu0- habiri Güntekin Orkut’a at- fen bildirdiğine göre, U Thant bu görüşme esnasında Anava- tan Delegesine, bundan böyle Türk araçlarının Rum utanç barikatlarında 15 dakikadan fazla bekletilmiyeceklerine ve Türk kadınlarının yokla- maya tabi tutulmıyacaklarına dair teminat vermiştir. ------- ,—. Bilin diği gibi, Rumların bilhassa Rabb, Türk Bakanlarla ra Kıbrıs Türk Yolcularına (Devamı 4. Sayfada) Bir Görüşme Yaptı jiınııııınııııınıınııııınıınıınıiBiıiııaıınıınıınıınıınııııınif İ MAKSATLI YAYINLARI = Resmimiz, Pakistan Yüksek Komiseri Rabb’ı Türk Bakanlarla yaptığı dünkü toplantı esnasında tesbit etmektedir (Foto: ENF.) LEFKOŞA: Pakistan Yüksek Komiseri 1 FİLELEFTHEROS’UN Rajbb, dün sabah Cumhurbaş kan Yardımcılığında Savunma Bakanı Osman Örek, Sağlık Bakanı Dr. Niyazi Manyera ve Tarım ve Tabii Kaynaklar a in sıfırııt Bakanı Fazıl Plümer’i ziyaret | i ULlü uULU ederek kendileri ile bir süre i görüşmüştür.. Görüşmenin ni 1 ARTIRII ARAK teliği hakkında herhangi bir “ 1 h V l L / ı ı ı m ı açıklama yapılmamıştır. Resmimiz, Barış Gönüllülerini Selimiye Camiinde tesbit etmektedir I ıiııtıııııımıııııııııı m h ■ •■ ■ ■ ■ ıııı 11111111111 11111111111111111 s TURKLERE KARŞI | Ankara’da Yayınlanan “Zafer” Gazetesi HAREKETE ! GEÇMELİ İMİŞ! Kıbrıs’ın Türkiye İdaresine Verilmesini İstedi Yunanlılar ve Rumiar Kıbrıs’ta Türk Zaferine Engel Olamıyacak GöR III1 ’- Utanç Barikatları ve U Thant’ın Teminatı Utanç Barikatlarında Türklere karşı uyguladıkları rezi- lâne ve insanlık dışı tutumlarını haklı göstermek ve dünya genel efkârım aldatmak gayesiyle, Rumların ortaya gülünç iddialar ileri sürdüklerini görüyoruz. Elde edilen bilgiye göre, Türkler bir yerden başka bir yere asketî personel ve malzeme aktarıyorlarmış! Böyle bir iddiaya aklı başında olan hiç bir kimsenin inanmasına imkân ve ihtimal yoktur. Çünkü ya- pılan yoklamalar ve uygulanan metodlar hiç de Rumların iddialarını doğrulayacak nitelikte değildir. Askerî personel ve malzeme aradıklarını iddia eden Rumlar acaba genç kız ve kadınları, yaşlı nineleri ve de- deleri sıkı yoklamaya tabi tutmakla iddiaları arasında bir bağ gösterebilirler mi? Bir insanın askeri personel olup ol- madığını tesbit etmek için onu çırılçıplak soymak icap eder mi? Hüviyet kartı bir insanın kimliğini ispat etmeye kâfi geldiği halde bundan tatmin olmamanın manası izah edile- bilir mi? Yoklamaya tabî tutulan bir arabanın dört saat ba- rikatta alıkonması ne ile telif edilebilir? On veya on beş dakika içinde yapılabilecek bir yoklama hareketini üç veya dört saat sürdürmenin maksatlı olduğu inkâr edilebilir nıi? Hasta kadınların barikatlarda saatlarca alıkonması ile Rum iddiaları arasında bağlantı kurmak mümkün mü? Türklere su ve meşrubat satan bir adamın dövülmesi ve barakasının da tarumar edilmesi askerî personel ve malzeme aranması ile nasıl bağdaştırılabilir? Bir ev kadınının en basit bir ev eşyası olan Dikiş makinesi ve buna benzer eşyaların bari- katlarda askerî malzeme olarak nitelendirilerek zaptedil- mesi ne ile izah edilebilir? Ve bütün bunların yaıusıra üç seneye yakın bir zamandan beri devam eden barikatlardaki yoklama ameliyelerinde herhangi yabancı uyruklu bir şahıs veya askeri malzeme ele geçirildiği söylenebilir mi? Dün akşam Birleşmiş Milletlerden gelen bir haberden de anlaşılacağı gibi, U Thant da Rumların Utanç Barikatla- rında yapmakta oldukları rezilâne yoklamalara sebeb olarak gösterdikleri sözde askerî personel ve malzeme arama hikâ- yesine itibar etmemiş ve bu iddianın yersiz olduğu kanısına varmıştır. U Thant’ın, dün akşam Orhan Eralp’a verdiği te- minat, şüphesiz ki Rum yalanlarının Birleşmiş Milletler Çevrelerinde de tatmin edici bir izah olarak kabul edilme* diğinin delilini teşkil etmektedir. Kadınların bundan böyle Utanç Barikatlarında yoklan- mayacağına ve araçların da on beş dakikadan fazla araştır- maya tabi tutulmayacağına dair U Thant’ın vermiş^ olduğu teminat geç de olsa memnuniyet verici bir gelişmedir. Temennimiz U Thant’ın ikinci bir adım daha atarak Utanç Barikatlarım kaldırmasıdır. Bu arada Rumların, U Thant’ın bu kararına ne derece itaat edeceklerini şimdiden kestirmek mümkün değildir. Çünkü menfaatleri bahis konusu olduğu zaman hiç bir kanun ve anayasa tanımayan Rumların, şim- di U Thant’a “Peki” deseler dahi bu sözlerini tam olarak ye- rine getirmeyecekleri aşikârdır. Son altı yıllık Kıbrıs tarihi Rumların aldatıcı beyan ve hareketleri ile baştan başa dolu bulunmaktadır. U Thant’ın, Orhan Eralp’a verdiği teminatı olumlu bir Çaba olarak nitelendirirken, Sayın Genel Sekreterin daha başka konularda da Türk Toplumunun Rumlar tarafından içine düşürüldüğü durumu yakından izlemesini ve Kıbrıs Türkünün haksız yere ezilmesini önlemesini temenni ederiz. ANKARA: Hükümete yakın “Zafer” ga zetesi Kıbrıs konusunda yayın ladığı bir başyazıda özetle şunları kaydetmiştir: “Londra ve Zürih Andlaşma lan gereğince Türkiye’nin ü- zerinde hükümranlık haklan vardır.. Garantör üç devletten biri olan îngütere ise ada- da halkı bulunmadığı için müdahale etmek istememiş- tir. İngiltere’nin Kıbrıs’tan istediği, halen elde etmiş du rumda olduğu üslerdi. Bu ba kundan Kıbrıs’ta bulunacak herhangi bir hal şekli onu pek ilgilendirmez. Hatta bu çare adanın Türkiye’ye ilhakı olsa bile.. Yunanistan ve asi Kıb- rıs Rumlan adanın Yunanis tan a, ilhakını istemektedirler. Onlar ada hakkında söz sa hibi olan kişiler olarak bu is tekte bulununca bizim de Kib rıs’m Türkiye’ye ilhakını işte meye hakkımız vardır. Bu du ram Türkiye ile Yunanistan’ı karşı karşıya getirmiştir. Tür- kiye hem Kıbrıs’a daha yakın dır, hem de Yunanistan’dan çok daha kuvvetlidir. Bu ger çekler gözönünde bulundurula rak Kıbrıs Türkiye’nin idare sine verilmelidir. Gerek Türkiye Hükümeti, gcr kse Kıbrıs Türkleri, Kıb- (Devamı 4. sayfada) Rumlar, Türkleri daha fazla baskı altında bu- lundurabilmek için Polis kuvvetlerini artırmıya ka rar vermişler, Anayasaya aykırı tutumlarına meşru nitelik kazandırmak için de bir takım taktiklerin peşine düşmüşlerdir. Ma- karios Yönetimine yakın bir gazete olarak tanınan Fileleftheros Rum Polis kuvvetlerinin artırılması konusundaki çalışmala - rm öncülüğünü yapmak ta ve şöyle demektedir: “özellikle taşrada ted- hişçilerin faaliyetini takip etmek için polis kuvvetle rinin takviyesi yerinde bir davranış olacaktır. İçerideki düşmanın sinsi ve baltalayıcı hareketleri ni göz hapsinde bulundur mak için polis kuvvetle- rinin takviyesinden baş- ka çare görmüyoruz.” Barış Gönüllüleri, Türk Müzesinde teşhir edilmekte olan tarinî eserleri tetkik ediyorlar' BARIŞ GÖNÜLLÜLERİ TEMAS FAALİYET VE GEZİLERİNE DEVAM EDİYORLAR Ş&ig-»A.» jtfŞ: S* ' % MUKABİL PLAN VE TEDBİRLER Gazete ayrıca, Türkle- rin Kıbrısta taksimin esa sim teşkil edecek fiili du rumlar yaratmak peşinde olduklarını ileri sürmek- te, Rumların da mukabil tedbirler almaları gerekti ğini savunarak, “ Bu du- rumda bize düşen görev, zamane sultanları ile on- ların KıbrıstakI beşinci kolunun bu yöndeki faali yetine set çekecek tedbir leri almaktan başka bir şey değildir. TUrklerin plânlarının ve tedbirleri- nin karşısına mukabil plânlar ve tedbirlerle çık- mahyız.” demektedir. Halen Lefkoşanın Türk keşi- I mas ve gezilerine devam etmiş minde bulunan 17 kişilik Barış lerdir. Öğleden evvel Lefkoşa- Gönüllüleri Heyeti dün de te-1 nın tarihî ve görülmeye değer ItMIlMIHflltlIftHMIMttMMIltttlMIIIIIIIIMII Taşkın, Command Secretary ile Görüştü ."ı lililí llllllllllll İHIM III «İli III IIl |1llllllllllllll| l HIHI' *** '~v' o- O T ........ ..... „„„ ............................................. m,mim ...... ............................ ...............................* ..... ........................................ Dün Dikfclya'da Command Secretary A.L. Muss;t ile Kıb rıs Türk îşci Birlikleri Fede- rasyonu Genel Sekreteri Ne- cati Taşkın arasında iki saat süren bir görüşme yapılmış- tır. Command Secretary Yar- dımcısı P.S. Elliot, Hüküm- ran Üsler Memurin ve Polis Birliği Genel Sekreteri Attüâ Saffet ve Lâmaka Umum Türk işçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kâzım M. Sa- lih’in de katıldığı görüşmede bazı münferit işçi şikâyetleri ele almmış, kurulması muta- savver ihtiyat sandığı gelişme leri hakkında fikir teatisinde bulunulmuştur. Gerek Türk îşci temsilcileri, gerekse Com mand Secretary, Kıbrıs Türk Îşci Birlikl rj Federasyonu ile Askeri Makamlar arasında devam eden karşılıklı ve â- henkli ilişkl’erln şahsi temas lorla daha da artırılması yö nünde görüş birliğinde olduk larını belirtmişlerdir. «THE TIMES” GAZETESİNİN YORUMCUSUNA GÖRE Cumhurbaşkan Muavininin Tasvibini Almadan Makarios Dış Ülkelere Yeni Tayin Yapamaz SADİ C. TOGAN DÜNYA GÜZELİ İSVEÇLİ : Miami Beach’de yapılan güzel- lik vansmasında İsveç güzeli 18 yaşındaki Margareta Ar- lUinn Ş19H6 Dünva Güzeli seçilmiştir. Kahverengi saçlı, ^ !lii Marearete’ln vücut ölçüleri 89 - 63 - 86, boyu yi 7 n,rmdir İkinciliği Finlandiya, üçüncülüğe Tayland, dör- l;70 ÎJJL Hindistan beşinclllğe İsrail güzelleri seçilmiştir. S ' Ä Ä « *»»"*■ A”“”n görülüyor. LONDRA Londrada yayınlanmakta olan Ingilterenin nüfuzlu gazetelerin den ‘The Times’ın siyasî muha- birine atfen verdiği bir habere göre, Makarios Yönetiminin Londra nezdindeki Yüksek Ko- miseri Andis Sotiriadis’in yeri- ne başka bir yüksek komiserin atanacağı doğrulanmıştır. An- cak gazete muhabiri ile konu- şan Yüksek Komiserliğin bir temsilcisinin belirttiğine göre Sotiriadis en az daha iki hafta müddetle görevine devam ede çektir. “The Times” gazetesi bu ha- ber ile ilgili yorumunda yeni bir Yüksek Komiser' tayininin nazik bir mesele olduğunu kay detmekte ve Kıbrıs Anayasası gereğince böyle bir tayinin Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaş kan Muavininin tasvibini gerek tirdiğini belirtmektedir. Gazete devamla, adadaki her iki cema- ■ yerlerini gezen Barış Gönüllü- leri Türk Müzesini de ziyaret etmişler orada tetkiklerde bulunarak teşhir edilmekte olan tarihi eserler hakkında ilgililerden bilgi almışlardır. Barış Gönüllü lerine öğleden sonra Saray Otelde Ticaret ve Endüstri, Eko nomi ve Tarım hakkında kon- feranslar verilmiştir. Ticaret ve Endüstri hakkındaki konferans, Türk Ticaret Odası Başkanı Ke- mal RUstem, Ekonomi hakkında ki konferans Evkaf Müdür Yar dımcısı Özalp Sarıoa ve Tarım hakkındaki konferans ise Türk Tarım Servisleri Müdürü Cavlt Ramadan tarafından verilmiştir. Verilen konferansları ilgi ile dinleyip not alan Barış Gönüllü lerinin bugünkü programında Sent Hilarión Kalesini ziyaret de vardır. lltltftlM IHIftttlItlM IHtfttlIM tlIlf İngiltere Hükümeti, Makari- os’ un Yeni Yüksek Komiser Tayinini Kakül Etmeyecek atı temsil edecek bir aday Üze- rinde Cumhurbaşkanı ile Cum- hurbaşkan Muavininin mutaba- kata varmalarının imkânsızlığın dan bahsetmekte ve İngiltere hükümetinin de sadece Cumhur başkanı Makarios tarafından tasvip edilmiş bir tayini kabul edemiyeceğinl yazmaktadır. ______
4
Embed
undan Böyle Türk Kadınlan Barikat arda Yoklamaya Tabi ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1966/Temmuz/...Utanç Barikatlarında Türklere karşı uyguladıkları rezi-
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
■f-, ;
ecsl___rtrùv-ü-ü-titctrtx-ù-ùtrli î î i : 2 3 ’^ ^',>-İfÛWWw'
w » H m n n n n
S ^ w a m 8 B « « i s
rumrtKrkriHrtWr
G Ü N L Ü K M Ü S T A K İ L S İ Y A S Î G A Z E T ES a h i b i ve Umumi N e ş r i y a t Müdürü: CEMAL TOGAN - Mes’ul Yazı İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN
k ibr is in en yüksekTİRAJLI TÜRK GAZETESİ
'i ■'fyi'İâ
Dizilip Basıldığı yer: BOZKURT BASIMEVİ 144, Gim e (haddesi, l-efkoşa.
M . G EN EL SEK R ETER İ U T H A N T . O R H A N E R A L P ’ A T E M İN A T VERD İ
arda Yoklamaya Tabi Tutulmayacaklarürk Araçları Utanç Barikatlarında 15 Dakikadan Fazla Bekletilmiyecek
L n ı ı m ı ı ı i i i i i ı i " • " •••••1IM IIII IIIIII III u u ı ı ı ı u ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı u ı ı u ı ı ı ı ı n ı ı n u n H i ı ı ı ı ı ı ı n m m n n n ı ı n ı ı ı ı f ı )
.İ « |
New-York:Anavatan Türkiy. nin Bir
leşmiş M illetler nezdindeki Daimi Delegesi Büyükelçi Orhan Eralp dün öğleden sonra K ıbrıs saat ayarı ile 19.00’da, Birl . şmiş M illetler Genel Sek reteri U Thant ile “ Çok önem li” diye tanımlanan bir görüş me yapmıştır. Türkiye Radyo
0 •ııı■•ııııııı ■ IIIIIIIIM IIİ I
larının Birleşmiş Milletler Mu0- habiri Güntekin Orkut’a atfen bildirdiğine göre, U Thant bu görüşme esnasında Anavatan Delegesine, bundan böyle Türk araçlarının Rum utanç barikatlarında 15 dakikadan fazla bekletilmiyeceklerine ve Türk kadınlarının yoklamaya tabi tutulmıyacaklarına dair teminat vermiştir.------- , — . Bilindiği gibi, Rumların bilhassa
Rabb, Türk Bakanlarla ra Kıbrıs Türk Yolcularına(Devamı 4. Sayfada)Bir Görüşme Yaptı
Resmimiz, Pakistan Yüksek Komiseri Rabb’ı Türk Bakanlarla yaptığı dünkü toplantıesnasında tesbit etmektedir (Foto: ENF.)
LEFKOŞA:Pakistan Yüksek Komiseri 1 FİLELEFTHEROS’UN
Rajbb, dün sabah Cumhurbaş kan Yardımcılığında Savunma Bakanı Osman Örek, Sağlık Bakanı Dr. Niyazi Manyera ve Tarım ve Tabii Kaynaklar a in s ıf ır ııtBakanı Fazıl Plümer’i ziyaret | i U L lü u U LU ederek kendileri ile bir süre igörüşmüştür.. Görüşmenin ni 1 A R T I R I I A R A Kteliği hakkında herhangi bir “ 1 h V lL / ı ı ım ıaçıklama yapılmamıştır.
Resmimiz, Barış Gönüllülerini Selimiye Camiinde tesbit etmektedir
I ı i ı ı t ı ı ı ı ı ı m ı ı ı ı ı ı ı ı ı ı m h ■ •■ ■ ■ ■ ıııı 11111111111 11111111111111111 s TURKLERE KARŞI |
Ankara’da Yayınlanan “ Zafer” Gazetesi HAREKETE ! GEÇMELİ İMİŞ!
Kıbrıs’ın Türkiye İdaresine Verilmesini İstedi
Yunanlılar ve Rumiar Kıbrıs’taTürk Zaferine Engel Olamıyacak
GöR III1’-
Utanç Barikatları ve U Thant’ın Teminatı
Utanç Barikatlarında Türklere karşı uyguladıkları rezi- lâne ve insanlık dışı tutumlarını haklı göstermek ve dünya genel efkârım aldatmak gayesiyle, Rumların ortaya gülünç iddialar ileri sürdüklerini görüyoruz. Elde edilen bilgiye göre, Türkler bir yerden başka bir yere asketî personel ve malzeme aktarıyorlarmış! Böyle bir iddiaya aklı başında olan hiç bir kimsenin inanmasına imkân ve ihtimal yoktur. Çünkü yapılan yoklamalar ve uygulanan metodlar hiç de Rumların iddialarını doğrulayacak nitelikte değildir.
Askerî personel ve malzeme aradıklarını iddia eden Rumlar acaba genç kız ve kadınları, yaşlı nineleri ve dedeleri sıkı yoklamaya tabi tutmakla iddiaları arasında bir bağ gösterebilirler mi? Bir insanın askeri personel olup olmadığını tesbit etmek için onu çırılçıplak soymak icap eder mi? Hüviyet kartı bir insanın kimliğini ispat etmeye kâfi geldiği halde bundan tatmin olmamanın manası izah edilebilir mi? Yoklamaya tabî tutulan bir arabanın dört saat barikatta alıkonması ne ile telif edilebilir? On veya on beş dakika içinde yapılabilecek bir yoklama hareketini üç veya dört saat sürdürmenin maksatlı olduğu inkâr edilebilir nıi? Hasta kadınların barikatlarda saatlarca alıkonması ile Rum iddiaları arasında bağlantı kurmak mümkün mü? Türklere su ve meşrubat satan bir adamın dövülmesi ve barakasının da tarumar edilmesi askerî personel ve malzeme aranması ile nasıl bağdaştırılabilir? Bir ev kadınının en basit bir ev eşyası olan Dikiş makinesi ve buna benzer eşyaların barikatlarda askerî malzeme olarak nitelendirilerek zaptedil- mesi ne ile izah edilebilir? Ve bütün bunların yaıusıra üç seneye yakın bir zamandan beri devam eden barikatlardaki yoklama ameliyelerinde herhangi yabancı uyruklu bir şahıs veya askeri malzeme ele geçirildiği söylenebilir mi?
Dün akşam Birleşmiş Milletlerden gelen bir haberden de anlaşılacağı gibi, U Thant da Rumların Utanç Barikatlarında yapmakta oldukları rezilâne yoklamalara sebeb olarak gösterdikleri sözde askerî personel ve malzeme arama hikâyesine itibar etmemiş ve bu iddianın yersiz olduğu kanısına varmıştır. U Thant’ın, dün akşam Orhan Eralp’a verdiği teminat, şüphesiz ki Rum yalanlarının Birleşmiş Milletler Çevrelerinde de tatmin edici bir izah olarak kabul edilme* diğinin delilini teşkil etmektedir.
Kadınların bundan böyle Utanç Barikatlarında yoklanmayacağına ve araçların da on beş dakikadan fazla araştırmaya tabi tutulmayacağına dair U Thant’ın vermiş^ olduğu teminat geç de olsa memnuniyet verici bir gelişmedir. Temennimiz U Thant’ın ikinci bir adım daha atarak Utanç Barikatlarım kaldırmasıdır. Bu arada Rumların, U Thant’ ın bu kararına ne derece itaat edeceklerini şimdiden kestirmek mümkün değildir. Çünkü menfaatleri bahis konusu olduğu zaman hiç bir kanun ve anayasa tanımayan Rumların, şimdi U Thant’a “ Peki” deseler dahi bu sözlerini tam olarak yerine getirmeyecekleri aşikârdır. Son altı yıllık Kıbrıs tarihi Rumların aldatıcı beyan ve hareketleri ile baştan başa dolu bulunmaktadır.
U Thant’ın, Orhan Eralp’a verdiği teminatı olumlu bir Çaba olarak nitelendirirken, Sayın Genel Sekreterin daha başka konularda da Türk Toplumunun Rumlar tarafından içine düşürüldüğü durumu yakından izlemesini ve Kıbrıs Türkünün haksız yere ezilmesini önlemesini temenni ederiz.
ANKARA:Hükümete yakın “Zafer” ga
zetesi Kıbrıs konusunda yayın ladığı bir başyazıda özetle şunları kaydetmiştir:
“ Londra ve Zürih Andlaşma lan gereğince Türkiye’nin ü- zerinde hükümranlık haklan vardır.. Garantör üç devletten biri olan îngütere ise adada halkı bulunmadığı için müdahale etmek istememiştir. İngiltere’nin K ıbrıs ’tan istediği, halen elde etmiş du rumda olduğu üslerdi. Bu ba kundan K ıbrıs ’ta bulunacak herhangi bir hal şekli onu pek ilgilendirmez. Hatta bu çare adanın Türkiye’ye ilhakı olsa
bile.. Yunanistan ve asi K ıbrıs Rumlan adanın Yunanis tan a, ilhakını istemektedirler. Onlar ada hakkında söz sa hibi olan kişiler olarak bu is tekte bulununca bizim de Kib rıs’m Türkiye’ye ilhakını işte meye hakkımız vardır. Bu du ram Türkiye ile Yunanistan’ı karşı karşıya getirmiştir. Türkiye hem K ıbrıs ’a daha yakın dır, hem de Yunanistan’dan çok daha kuvvetlidir. Bu ger çekler gözönünde bulundurula rak Kıbrıs Türkiye’nin idare sine verilmelidir.
Gerek Türkiye Hükümeti, gcr kse Kıbrıs Türkleri, Kıb-
(Devamı 4. sayfada)
Rumlar, Türkleri daha fazla baskı altında bu- lundurabilmek için Polis kuvvetlerini artırmıya ka rar vermişler, Anayasaya aykırı tutumlarına meşru nitelik kazandırmak için de bir takım taktiklerin peşine düşmüşlerdir. Makarios Yönetimine yakın bir gazete olarak tanınan Fileleftheros Rum Polis kuvvetlerinin artırılması konusundaki çalışmala - rm öncülüğünü yapmak ta ve şöyle demektedir:
“ özellikle taşrada tedhişçilerin faaliyetini takip etmek için polis kuvvetle rinin takviyesi yerinde bir davranış olacaktır. İçerideki düşmanın sinsi ve baltalayıcı hareketleri ni göz hapsinde bulundur mak için polis kuvvetlerinin takviyesinden başka çare görmüyoruz.”
Barış Gönüllüleri, Türk Müzesinde teşhir edilmekte olan tarinî eserleri tetkik ediyorlar'
BARIŞ G Ö N ÜLLÜLERİ TEM AS FA ALİYET VE G EZİLERİN E
DEVAM EDİYORLAR
Ş&ig- »A.» jtfŞ: S*
' %
MUKABİL PLAN VE TEDBİRLER
Gazete ayrıca, Türkle- rin Kıbrısta taksimin esa sim teşkil edecek fiili du rumlar yaratmak peşinde olduklarını ileri sürmekte, Rumların da mukabil tedbirler almaları gerekti ğini savunarak, “ Bu durumda bize düşen görev, zamane sultanları ile onların KıbrıstakI beşinci kolunun bu yöndeki faali yetine set çekecek tedbir leri almaktan başka bir şey değildir. TUrklerin plânlarının ve tedbirlerinin karşısına mukabil plânlar ve tedbirlerle çık- mahyız.” demektedir.
Halen Lefkoşanın Türk keşi- I mas ve gezilerine devam etmiş minde bulunan 17 kişilik Barış lerdir. Öğleden evvel Lefkoşa- Gönüllüleri Heyeti dün de te-1 nın tarihî ve görülmeye değerItM IlM IH flltlIftH M IM ttM M IltttlM IIIIIIIIM II
Taşkın, CommandSecretary ile Görüştü
."ı lililí llllllllllll İHIM III «İli III II l |1llllllllllllll|l HIHI' *** '~ v' o - O T
Dün Dikfclya'da Command Secretary A.L. Muss;t ile Kıb rıs Türk îşci Birlikleri Federasyonu Genel Sekreteri Necati Taşkın arasında iki saat süren bir görüşme yapılmıştır. Command Secretary Yardımcısı P.S. Elliot, Hükümran Üsler Memurin ve Polis Birliği Genel Sekreteri Attüâ Saffet ve Lâmaka Umum Türk işçiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kâzım M. Salih’in de katıldığı görüşmede
bazı münferit işçi şikâyetleri ele almmış, kurulması mutasavver ihtiyat sandığı gelişme leri hakkında fikir teatisinde bulunulmuştur. Gerek Türk îşci temsilcileri, gerekse Com mand Secretary, Kıbrıs Türk Îşci Birlikl rj Federasyonu ile Askeri Makamlar arasında devam eden karşılıklı ve â- henkli ilişkl’erln şahsi temas lorla daha da artırılması yö nünde görüş birliğinde olduk larını belirtmişlerdir.
«THE TIMES” GAZETESİNİN YORUMCUSUNA GÖRE
Cumhurbaşkan Muavininin Tasvibini Almadan Makarios Dış Ülkelere Yeni Tayin Yapamaz
SADİ C. TOGAN
DÜNYA GÜZELİ İSVEÇLİ : Miami Beach’de yapılan güzellik vansmasında İsveç güzeli 18 yaşındaki Margareta Ar- lUinn Ş19H6 Dünva Güzeli seçilmiştir. Kahverengi saçlı,
^ ! l i i Marearete’ ln vücut ölçüleri 89 - 63 - 86, boyu yi7n,rmdir İkinciliği Finlandiya, üçüncülüğe Tayland, dör- l;70 ÎJJL Hindistan beşinclllğe İsrail güzelleri seçilmiştir.
S ' Ä Ä « * » » " * ■ A” “ ” ngörülüyor.
LONDRA
Londrada yayınlanmakta olan Ingilterenin nüfuzlu gazetelerin den ‘The Times’ın siyasî muhabirine atfen verdiği bir habere göre, Makarios Yönetiminin Londra nezdindeki Yüksek Komiseri Andis Sotiriadis’in yeri
ne başka bir yüksek komiserin atanacağı doğrulanmıştır. Ancak gazete muhabiri ile konuşan Yüksek Komiserliğin bir temsilcisinin belirttiğine göre Sotiriadis en az daha iki hafta müddetle görevine devam ede çektir.
“The Times” gazetesi bu ha
ber ile ilgili yorumunda yeni bir Yüksek Komiser' tayininin nazik bir mesele olduğunu kay detmekte ve Kıbrıs Anayasası gereğince böyle bir tayinin Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaş kan Muavininin tasvibini gerek tirdiğini belirtmektedir. Gazete devamla, adadaki her iki cema-
■
yerlerini gezen Barış Gönüllüleri Türk Müzesinide ziyaret e t m i ş l e r orada tetkiklerde bulunarakteşhir edilmekte olan tarihieserler hakkında ilgililerdenbilgi almışlardır. Barış Gönüllü lerine öğleden sonra Saray Otelde Ticaret ve Endüstri, Eko nomi ve Tarım hakkında konferanslar verilmiştir. Ticaret ve Endüstri hakkındaki konferans, Türk Ticaret Odası Başkanı Kemal RUstem, Ekonomi hakkında ki konferans Evkaf Müdür Yar dımcısı Özalp Sarıoa ve Tarım hakkındaki konferans ise Türk Tarım Servisleri Müdürü Cavlt Ramadan tarafından verilmiştir. Verilen konferansları ilgi ile dinleyip not alan Barış Gönüllü lerinin bugünkü programında Sent Hilarión Kalesini ziyaret de vardır.
lltltftlM IH IftttlItlM IH tfttlIM tlIlf
İngiltere Hükümeti, Makari- os’ un Yeni Yüksek KomiserTayinini Kakül Etmeyecek
atı temsil edecek bir aday Üzerinde Cumhurbaşkanı ile Cumhurbaşkan Muavininin mutabakata varmalarının imkânsızlığın dan bahsetmekte ve İngiltere hükümetinin de sadece Cumhur başkanı Makarios tarafından tasvip edilmiş bir tayini kabul edemiyeceğinl yazmaktadır.
_ _ _ _ _ _
YU VARLAK MASA
¡K İL İ G Ö R Ü ŞM ELER VE UTANÇ B A R İK A TLA R ILondra Büyükelçisi İla
lük Bay idken Ltmdnulahir İstanbul gazetesinin muhabirine verdiği beyanatta, Kıbrıs için beşli gö ilişmeler yapUacağmı belirtmiş ve btıgiin yapılmak ta olan müzakerelerin iki ülke arasındaki münasebetlerde yüzde 45 nişin - tinde bir düzelme kaydettiğini düve etmiştir.
katlandığını bilenler, bunu Ankara için zaaf olarak ka bul etmektedirler. Nitekim bu lıusıı.i üzerinde bilhassa duran Y u n a n i s t a n , Tiirki- iyeye dost kalmak şartıyla istediğini daha iyi ve daha çabuk yapmak inikti ııını bulaeağına inanmaktadır.
İkili müzakerelerin iki devlet arasında kaydettiği gelişmelerin oranını bilm iyoruz. Ancak Türkiyenin büyük ümit ve bel bağladı ğı anlaşılan ikili müzakere It rin, Türk Toplumuna fe Itikct getirmekte olduğunu çekinmeden söyleyebiliriz. Kaltlı ki, iki devlet tıraşındaki münasebetlerin kısmen dahi olsa düzelmekte olduğu ileri süridiirken, be ri taraftım uçakların sınır ihltili yüzünden taraflar birbirlerini Birleşmiş M illetlere şikâyet etmektedir-, ö te yandan her iki taraf da askeri manevralara büyük bir dikkatle devam et inekte ve bilhassa Yıınanis tan, Batı Trakya bölgesi i- le adıdara, Lozan anlaşmasına aykırı olarak askeri yığınak yapmaktadır.
Kaltlı ki, müzakerelerin iki devlet arasıııtlaki m una selıetleri, yüzde 45 değil de yüzde yüz dahi düzeltmiş olsa, bunun ¡ıratikte Türk Topbımuna hiç bir faydası olmayacak, bilâkis buutlun zarar görecektir. Çünkü, Türkiyenin dostluk uğruna her fedakdrlı ğa aşırı bir şekilde
Şu gerçek ktıbııl edilme litlir ki, ikili müzakerelerin başlamasından bu yana Bumlar, Tiirklere karşı yeni bir baskı kampanyası başlatmış bulunuyorlar. Stıııki müzakereleri lıazır buyun ve temin eden, Yunanistanı kolundan tutup, mastı basına oturtan Türk Toplumu imiş gibi, Ramlar, olmadık baskı met odları ile Türklerden bunun tıhdvıı çıkarmağa çalışmak fadırlar. Aslında gaye başkadır ve Kıbrıs Rumları, Türk Toplıımnntı baskı yoluyla, adınla silahlı bir çatışma çıktırmak, müzakere leri baltalamak ve araların tbtki buzları nispeten eritmiş olan Ankara ile Atmayı yeniden karşı karşıya getirmek istemektedirler. Bunun için de en iyi yol Türk Toplumuna baskı al tına alarak, en iyi metodlar la işkence hareketlerine girişmektedir.
İşte bilhassa son lıııftıı Itır, utanç barikatlarında cereyan eden yüz kızartın haysiyet kırıcı ve insanlık kavramı ile uzak veya yalan en ufak bir ilgisi olma yan olaylar, bu ğörüşiimü zıı açıkça desteklemektedir. Bunun, Barış G iicii-
Bir kere, Ankara, ikili müzakerelerden önce, atla ila bııskı altında tutulmak istenen Türk toplumunıın durumu üzerine eğilmelidir. Rum itbıresiııin. sabotajları ve Türk Toplumuna karşı giriştiği baskı ön /enemediği müddetçe, müzakerelerin sonunda hangi neticeye varılırsa varılsın, bunun pratikte hiç bir değeri olmayacaktır. Kaldı ki Türk Toplumlumu iste iliği bu değildir. Onun her şeyden önce istediği, bugünkü yaşama şartlarının düzeltilmesi, Rum baskı sının üzerinden kaldırılma sının teminini ve adanın yolbınnda hiç olmazsa ra- lıııt nefes alarak seyahat edilmesidir. Hatta ve hatta medeni dünyanın ve bu medeni dünyanın temsilcileri olduğunu iddia eden Birleşmiş Milletlerin gözleri önünde kurulup, bir çok ahlâksızlıklar, haysiyet sizlik ve insanlık dışı olay Itıra sahne olan utanç ha rikatlarmın kaldırılmasıdır.
Biz, Sovyetlerin Berlin- de kurtlukları “Utanç duvarı” ile Rumların Kıbrıs- ta kurtlukları “Utanç bari- katlan” arasında en ufak bir fark göremiyoruz.
Bıııııın aksini iddia e- ılen varsa, buyursun tezini ispat etsin.
SALİH Ç E LE B İO G LV
Küçük dükkânın kapısının açılması üzerine Bay Pierre okuduğu gazeteyi katlamadan masanın üzerine bıraktı; sonra gözlüklerini çıkararak içeriye girenin kim olduğuna bakmağa hazırlandı. Senenin bu mevsiminde kürk almağa gelen pek olmazdı. Arada bir gelen şık hanımlar, ekseri, kürklerini kışa saklaması için müracaat ederlerdi.
AYŞECİK* Hristiyan olmaktan nasıl
kurtuldu?
★ Okudukça inanmak iste- m iyeceğiniz bir olay.
DAĞARCIK’taOkuyunuz
Yazan: Kutlu Adalı:Bütün Kitapçılarda
bulabilirsiniz.
Bay Pierre, içeriye giren kadının sarışın, hem de revü fif- limlerdeki sarışınlardan daha sarışın olduğunu görünce, gözlüğünü itina ile cebine sokup, oturduğu yerden kalktı, kapıya doğru yürümeğe çalıştı, romatizmalarım tamamen unutmuş gibi, dimdik yürümeğe gayret ediyordu.
Sarışın, kendinden en azından bir karış daha uzundu. Mavi gözleri ışıldıyarak bakıyordu. Genç kadın yüzüne en samimi tebessümünü iliştirerek gülümserken, Bay Pierre daha hâlâ karşısındakinin hakikî bir alıcı olduğuna kendini ikna e- dememişti.
Sarışın: “ Vitrinde gördüğüm vizon kürkleriniz hakikaten fev kalâde” , diyerek kanepelerden birine oturup, biçimli bacaklarını üstüste attı. "MUm<ünse sağ köşedeki vizonu çıkartır- rmsın ?”
Bay Pierre: “ Derhal hanımefendi” , diyerek vitrindeki harikulade vizon kürkü çıkarttı ve sarışının önündeki geniş masanın üzerine serdi. Bir taraftan da kürkün genç kadın üzerinde doğuracağı tesiri ölçmek için mütecessis bakışlarını kadının çehresinden ayırmıyordu.
Sarışın, alışkın bir hareketle kürkü şöyle bir yokladıktan sonra, beğenmediğini söyledi : 'Biliyor musunuz ben daha zi
yade açık renk bir kürk arzu ediyordum. Lütfen şu..”
Sarışının sözü, Bay Pierre’nin ': Yoksa ortadaki beyaz vizon mantoyu mu beğendiniz?” demesiyle yanda kaldı. “Evet” gibilerde başını salladı. Çok geçmeden Bay Pierre kürkü çıkarıp getirmiş, önündeki masaya sermişti bile..
Sanşın kürkü tetkik ettikten sonra bakışlarını kaldırarak Bay Pierre’ye baktı. “Fiatı ne kadardır bunun ?”
Bay Pierre işini bilir bir tez gâhtar edasiyle cevap verdi "Beş milyon frank 1”
Sarışın, beyaz perdedeki ben zerlerini kıskandıracak garip bir yanak hareketi yaparak “ Biraz pahalı değil mi?” diye sordu. “Fiattan bir miktar indir me yapamaz mıyız?”
Böylece pazarlıkları zaman zaman şiddetlenerek çekişmekte devam ettiler. Neticede dört buçuk milyon frankta anlaşmaları pek de geç olmadı.
Sarışın, saçlarını gözünün ö- nünden çekerken: “ Şu halde kürkü almağa karar verdim” , diye konuştu. “ Fakat almağa yarın geleceğim.” Oturduğu yer den kalkarak kapıya doğru yürümeğe başladı. Tam dışarı çı kaçağı sırada durarak Bay Pierre’ye baktı: ‘ :Yarın olacaklara sakın şaşırmayın.”
Bay Pierre kolunda beyaz vizon kürkle kalakalmıştı. Genç kadın niçin: “Yarın olacaklara şaşırmayın!” demişti? Bu sualin cevabını bulmak için saatlerce dUşündüyse de, olan o geceki uykusuna oldu.
Ertesi günü sarışın sözünde durduğunu isbat etti. Hem bu sefer yalnız değildi de.. Yanın
da her halinden zengin olduğu belli olan bir de delikanlı vardı. Sarışın, Bay Pierre’ye başıyla selâm verdikten sonra, yanındaki delikanlıya dönerek: “Şekerim” , dedi. “ Sana bahsettiğim kürk buydu işte..”
Genç adam lâkayt bir tavırla kürkü seyrederken birden sordu: “ Fiatı nekadarmış?”
Bay Pierre cevap vermek için daha ağzını açmamıştı ki sarışının atılıp: “ Bir milyon frank!” dediğini duydu.
Genç adamın hayretten ağzı açık kalmıştı. Neden sonra kendini toplayınca, itiraz edecek oldu ama, dünyanın en munis ve vaatkâr bakışlarının üzerine çevrildiğini görünce: Bay Pierre’ye dönerek, “ Paki,” demekten kendini alamadı “ Tabiî,” dedi. Tabiî.. Bir milyon frank mı dediniz. Buyurun, işte size bir milyonluk bir çek..”
Tezgâhtar ipnotize edilmiş gibi olup - bitenden hiçbir şey anlamadan sarışına bakıyordu. Genç kadın, “ Kürk kalsın, yarın sabah geçerken alırım.” diye gülümsedi.
Sarışın, sözünde durduğunu, ertesi sabah dükkâna gelmekle ispat etti. Bu sefer de yanında
‘ « n e s i pır.yaşlıca, kravatının pırıl parlıyan kıranta^vardı.
Muhavere bir ev hemen hemen aynı
:şu farkla ki, fiat m___olunca sarışın atılarak"îTk!' çuk milyon frank!.’ demişti K sa bir itirazı müteakip ¡¡o J çuk milyonluk çek Bay Pjerr", ııin parmaklarının arasında bu lunuyordu. Sanşın bu sefer d- yine kürkü ertesi akşam gelin alacağını söylemeği ihmal memişti.
Genç kadın, beyaz vizo- mantoyu, söz verdiği gil tesi akşam teslim almağa g, di. Bu sefer de yanında oru yaşlı, son derece şık giyinmı, bir başka erkek vardı. Sarışının refakatindeki adamı bir milyor franklık bir çek imzal " zı etmesi pek zorüçüncü ziyaretin, ____ _farkı, genç kadının dUkkândar çıkarılan beyaz vizonu da ben ber alıp götürmesi oldu.
Sarışın, yanındaki erkeği Cadillac'ına girerken Bay Pier re gözlüğünü takıp, çalışma m: sasının başına geçti. Kasasın açarak içinden Uç çek aldı. Buı lar birer milyon franklık iki çekle, iki buçuk milyonluk bir başka çekti.
T e M İ Z/ v a A * * * ^ ‘
Antim oth-Antiseptic Does not affect the hands l skin Clean* and keeps your clothes
10* ' ml” ' -J H«1*1
f Î ^ A - Ü f l u .
+***”<¡J5* * £ . . drstrkkş'‘"StaSrtkV‘I“ '’’“'
b ı r a k ı l » « * 1*
ilh
^îftabnrrikabtı] j ^ ı d ı r K,hn' H"
hürriyetLEYM
15 Mayıs Liseti. Ot taplanmn Türkçe ve İn dm pli esasında hat ı ledat) sabırsızlıkla be
KOT: Kitap pdn isimlerini kaydı yunan
aTe
« * i d e t a kapalı k u ç m l I *Kimsenin
"“ta muhatap kalmadan b,
tar mud'“'"taleri seyrettim. U l
dikkati çekmedin T f S ve geldiği..,,in i/
D İ K K A T !Paketlerinizi dikkatle açınız— içerisinde bulacağınız kazanan kuponu HAŞAN ALİ RİZA ve OĞLU muessesesine götürerek hediyenizi derhal alınız
kalite — en
b r a m , d y f e * * * * , , Yo ' • t a l e b e d e ,
EllekuP ¡árleme.
' 11111 Vaham, t : g e l i r '
n»^'ı
'nanın » ç
^ etraf,'
hediyeyi verir
l ¿ otV -lalla
İS* * «Sı» ***■M i r i e r 2 ' B"
>
*
« İ t HÎS“’" tS> n ‘ ¿3
UMARTESİ 23 TEMM1Z 190<>-
Y A N K I :
İstenen Netice Nedir Bay Papayuannu ?
i
Yukarıdaki soruyu bizim değil, Amerikan yetkililerinin kendi kendilerine sorma lan gerekmektedir. O destekledikleri, ada ya kendisini destekleyen yüzlerce asker çıkarttıkları, silâhlandıkları, Sovyetler Bir liginden silâh ve askeri araç temin etmesini kolaylaştırdıkları Makarios'a sorsunlar bu soruyu. Bunun cevabım ancak o bilir?!
Bir haftadan b r i devam eden Komünist salvolannda ileri sürülen ana tem bu- dur. “ Saf olmamalıyız. İk ili görüşmeler Türkiye ile NATO ülkelerinin işine yarar. Emperyalistler istemediğimiz çözüm şeklini empoze etmek yolundadırlar. Kıbrıs halkının mücadelesi çetin ve uzun olacaktır. îstenen neticeye varıncaya kadar birçok safhadan geçilecektir. Fakat netice sağlanacaktır. Makarios’un etrafındaki çemberi yarm ıyalım !”
Bunun manasını Makarios ile Papayuan nu b i l d i ğ i k a d a r dünya da b i l m e k t e d i r . Kim in kimi alet olarak kullandığım, istenen netice nin ne olduğunu herkes kestirebilecek durumdadır. Makarios için enosis ideal ola rak gösterilebilir. Ama bunun kökünde iktidar hırsı yatmaktadır. Ve bu hırs K ıbns ilhak edilirse dahi sönmek bilmiyecek, bir Hristiyan Devletinin boy atmasına kadar devam edecektir.
Papayuannu ne istemektedir? “ îstenen neticesi” nedir? Yunanistana yanj bir NATO devletine ilhak mı? K ıbns Cumhuriyetinin devamı mı? Yoksa Sovyetlerin tarlası bir Kıbrıs mı? Hangisi? İstenen netice diyerek, Kıbrısa dolanmak, bir mana ifa de eder mi? Ama bunu Kıbrıs Türkünün veya Ankaramn hesaba katması gerekmek tedir. Buııu “ NATO, NATO ” diye ne yaptı ğımbilmez hale gelen Amerika düşünsün, işte gerçekler, işte Amerika!
Papayuannu at oynatacak, Makarios istediği an gizli temaslarla Komünistleri saman altından destekleyecek, onlardan destek bulacak ve bu yetmez gibi, yine de Türk Cephesi Amerika ve benzerler: tarafından yolda bırakılacaktır?! Bu ne perhiz, bu ne turşudur?.
“Kıbns, Yunanistana ilhak edilirse, Komünistler bertaraf edilecek ve ada NATO eline geçmiş olacaktır” gibi b ir iddia ile Heri çıkan bu Amerika bu bahsj kaybettiğini anlamalıdır. K ıbns Rumlarının yüzde
40 ıKomünisttir. AKEL Rum Toplumu ara smda faaliyettedir. Bugün Komünistler adada kol gezmekte, adanm her yanını silah deposu haline getirmiş durumdadır lar- Hal böyle olunca, arasında tek b ir Ko münist tutmıyan K ıbns Türkünün destek- lenmemesinin manasım anlamıyoruz. Yine kırk milyon Türk Batı dünyasının yanında seferber olmuşken neden Kıbns konusunda yüzüstü bırakılmaktadır? İddia edil diği gibi Yunanistan K ıbrıs’ı alsa da NATO yine avucunu yalayalaktır. Zira Komü nistler, bugün yıkmak üzere oldukları Yunanistan elindeki bir Kıbnsta, daha serbest hareket edeceklerdir. Zayıf bir Yunanistan, neden kuvvetli bir Türkiyeye rağmen tercih edilmektedir? Bizce dünya politikasında hislerin değil gerçeklerin dik. kate alınması şarttır.
Silâhlı Rum Komünistler, birkaç sayfa lık Türkçe broşürleri bile Türk bölgelerine bugün, Papazın salâhlı asker ve polisle ri marifetiyle yollarda zorla vermek su. retiyle sokmaktadırlar. Komünistler, Ma- ğusada olduğu gibi gayelerine hizmet ede cek kişi bulamadıklarından, Rumları kale kapışma kadar yanaştırıp, broşürleri içe fırlatmak gibi adi taktik kullanmaktadırlar. Ve Yine de broşürler Türk bölgelerin de sokak sokak gezdirilememektedir. Böy le bir olay bile Türk varlığının kuvvet ve kudretini ortaya koymaya yetmektedir.
Ama Amerika hâlâ gözü kapah bulunmaktadır. Ona göre Atmada oturmakta o- lan Yunan Tanrıları K ıbrıs’a nakledilecek ler ve K ıbrıs’ı Jonson’un diyarı haline sokacaklardır. Halbuki, Atina, Tanrılarının Pire, Atına ve Selânikteki Komünistlerle başa çıkamadıklarım, kuvvetlerinin onla ra bile yetmediğini anlamak gereklidir. Zira, o Tanrıları, Moskovanın orak ve çekici çarpmıştır. Bugün Kıbnsta da Makarios, orak ve çekiç sayesinde ayakta durmaktadır! Buna dahil olan Amerikan des teği geri çekildiği an, kendim yerlerde bulacak, adanın ikiye bölünmesi ada Komünizmini ortadan silecektir. Yunan toprağı olarak ilân edilecek bölgelerden yine orak- çekiç sesi gelmiye devam edecektir. Fakat ay - yıldızlı topraktaki kuvvet yeri gelince hepsini bertaraf etmesini, gelecekte de başaracak güçte olacaktır.
Batı dünyası: Gözünü aç!İSM ET KOTAK
d
( B O Z K U R T ) ------------- SAYFA: 3
HÜRRİYET TİCARETEVİ LEYMOSUN
19 Mayıs Lisesi, Orta, Lise, Ticaret Lisesi kitaplarının Türkçe ve İngilizce tam set olarak 1967 ders yılı esnsında fiat üzerinde yapacağı büyük tenzilâtı sabırsızlıkla bekleyiniz.
N O T : Kitap alacak öğrencilerin bu günden isimlerini kaydetmeğe başladığımızı duyururuz.
Cami sokağında 12-14 numaralı iki cepheye Uç kapısı bulunan büyük bir dükkân 25 Temmuz 1960 Pazartesi günü saat 11-12 arasında açık artırma ile kiraya arzedilecektir. İlgililere duyurulur.
eııııııtıııııjıiiitıııııtııiı
BAYRAK RADYOSUKıbrıs Türk Mücahidinin Sesi
Orta Dalga 1100 kls. 272 M.SABAH Y A Y IN I
06.54 istiklâl Marşı, Mücahitler Marşı06.57 Açılış ve Program07.00 Bağlama takımından türküler07.15 H ABERLER07.30 Anadoludan Sesler08.00 Ülkeden Ülkeye08.15 Oyun Havaları08.30 K APAN IŞ
OGLE YAYINI11.57 Mücahitler Marşı11.59 Açılış ve Program12.00 Piyano Müziği12.15 Türk Basınından Yankılar 12.25 Kutlu Payaslıdan Şarkılar12.45 Öğle Melodileri13.08 Sabite Tur Gülerman Okuyor13.30 H ABERLER13.45 Dünyadan Melodiler14.00 İki Sesten Şarkılar: Sevim Tan*
ürek, Kemal Oncan14.30 K A PA N IŞ
AKŞAM YAYIN!15.57 Mücahitler Marşı15.59 Açılış ve Program16.00 Caz Müziği16.30 Yurttan Sesler17.00 Popüler Şarkılar
(23
manlar âdeta kapalı küçük bi rer köy gibiydi. Kimsenin, sualine muhatap kalmadan bi nanın içinde dolaşıp bir müd det vitrinleri seyrettim, sonra da yine dikkati çekmeden dışarı çıktım ve geldiğimiz sokağa döndüm.
Havanın birden kararması ekmeğime vağ sürmüştü. Yol da bir iki genç talebeden başka kimsecikler yoktu. Elle rimi cebime sokup ilerlemeye başladım. Heyecanımdan avuçlarım terlemeye başlamış tı. Kendi memleketimde o lsaydı, bunlar bana vız gelirdi ama yabancı bir diyarda lıir de hırsızlık isnadiyle yakalanırsam hiç bir şeye acımam vazifemi başaramadan hapse tıkılacağıma yanardım.
Albayın gösterdiği binaya gelip aralık kapısından içeri girdim. Ön holü bile karan lık olan koca binanın içi. sovan ve haşlanmış lahana ko kuyordu. Otomatiği yakmadan gözlerimle etrafı araştır dım ve Albayın Romanyaya ait bilgisine bir kere daha hayran oldum. Hakikaten ön tarafta içerlek bir yerde, tel kafesi kapıyla örtülmüş tahta, önü açık bir asansör vardı.
İlerleyip kapının tokmağı nı çevirdim açılıverdi. Bu tek kişilik asansörler gibi ama yine kasa şeklinde tahtadan vapılmış bir taşıttı. Elvira’nm dairesi beşinci katta 5 - A kapısıydı. Kâğıtta böyle yazı yordu. Albay bana adresin tiirkçesini yazıp vermişti.
Hemen tel kafesi örtüp be şinci katın düğmesine bastım. Yarım sanduka’ vınlayarak ayaklarınım altında yük selmeye başladı..
Hol tarafında bir kapı açılıp kapandı ama, bu sırada ikinci katın hizasına geldiğim için beni gören kimse olmadı.
Asansör beşinci katta durduğu zaman kapısını açıp bir müddet bekledim. Etraf |a Çif çıkmıyordu. Kapıyı ara hk bırakıp koridora süzül-
C A S U S L A R S A V A S IYazan: ÜMİT DENİZ
düm. Dairevi şekilde mermer sahanlıkta çepeçevre kapılar vardı. Koridorun en dibinde- kinin üzerinde 5 - A yazıyordu. Ayaklarımın ucuna basarak oraya ilerledim ve pervazdaki zile hififçe dokundum. Ses seda çıkmadı. Bir daha denedim. Yine cevap veren olmadı. Bu sefer uzıın uzadıya çaldım.
Allah Allah... Bu kız annesi hasta olduğu için eve dönme miş miydi?
Aklıma gelen ihtimal karşısında birden buz kesildim. Acaba annesinin evi başka yerde miydi?
Sonra Albayın Biilkreşteki mesken sıkıntısına dair anlattıkları aklıma gelince ferah ladım. Annesi de olsa mutla ka burada oturacaktı.
Peki ama ikisi birden nere ye gitmiş olabilirlerdi?
Nihayet delice bir fikri tat biıke karar verdim. Eve < girecek ve içeriyi araştıracağım. Eğer kız bizimkilerdense ve pusulayı dün bana yazan o ise yakalansam da mesele yok tu. Yok kız bizden değilse o zaman kendisine hayran o lduğum için adresini alıp bura ya geldiğimi, kapıyı açık bul duğum için içeri girip bekle diğimi söyleyecektim. Eğer annesi bastıracak olursa, kızı nın sevgilisi olduğumu söyle vip beni davet ettiğine dair bir kıtır atacaktım.
Tekrar dikkatle etrafı din ledim. M illî Emniyetin bana vermiş olduğu maymuncuk destesini cebimden çıkarıp teker teker kilit üzerinde denemeye başladım, yakacıktaki kurslar sırasında bunları kullanmayı da öğrenmiştim. Nitekim fazla uşraşamadım. Üçüncü denemeden sonra kilit “çıt" edip açılıverdi. tfnmvı hafifçe itin tekrar et
rafı ve bilhassa içeriyi dinledim. H iç ses seda yoktu. Ö- niimde camlı kapıyla ayrılmış kısa ve daracık bir koridor vardı. İki kişi yan yana buradan zor geçerdi. Duvara yapışık aynalı bir portmanto, hem sehpa, lıenı pabuçluk o- larak kullanılan ensiz bir masa, yerde kısa bir pösteki baş lıca dekoru teşkil ediyordu. Koridor iyice karanlıktı. İçeri girip kapıyı ardımdan yine ses çıkarmadan kapadım. Evde tuhaf bir ecza kokusu var Birden nıiğden döndü. Mendilimi çıkarıp ağzıma tıkadım, sessiz adımlarla ara kapıya yaklaştım. Koku dalıa da şiddetini artırmıştı. Sanki bir yerde eter şişesi kırılmış
tı.Mendilimle kapının tokma
ğıııı çevirip açtım ve olduğum yerde kaldım. Gördüğüm fecî manzara kanımın damarlarımda bir anda donmasına sebep olmuştu.
Beş altı metre ebadındaki odada yanı vitrinli lıern yatak, hem divan vazifesini gören bir mobilya, odanın üç te birini kaplıyordu. Onun karşısında kocaman, kapıları açık bir gardrop vardı, kenar da küçük masanın üzerinde bir radyo, mukabil tarafta ye nıek yemeye yarayan üstü muşamba örtülü başka bir ma sa, karşılıklı iki hasırlı iskem le, bir puf, küçük bir kitap etajeri ve ortada bir seccade bütün odamı eşyasını teşkil ediyordu. Fakat işin tuhaf ta rafı etraf kasırgaya uğramış gibi darmadağındı.' Yatak altüst olmuş, örtüle ri yere dağılmış, seccade buruşmuş, dolaptaki elbise veya eşyalar yerlere yayılmış, kitap lar, mecmualar yaprak yaprak öteve beriye uçuşmuş, ku çük masadaki radyo van yat-
_Kiri dev-
rilmişti.Bunlardan daha müthişi ya
taktaldydi.Diin pembe yanaklarıyle
inci dişlerini bana göstererek gülümseyen zavallı Elvira yarı beline kadar çıplak, göğsün de iki kaıı şeridi göbeğine kadar akıp oradan döşekte gölcük yapmış, elleri arkadan ayaklarına, vücudu gerilmek suretiyle bağlanmış güzel baldırlarından birinde jartiye ri kopmuş, etekleri açılmış halde yatıyordu. Kızın durdu ğu yerden yüzünü tam görmeme imkân yoktu. Çünkü onu bu hale sokanlar başını geriye kanırtıp boynunu ger mişler ve öyle bırakmışlardı. Eter kokusu burada büsbütün dayanılmaz haldeydi. Mendilimi burnuma bastırıp pencereye ilerledim ve yine parmak izi bırakmadan camın bir kanadını açtım. İçe riye serin ve temiz hava girin ce biraz ferahladım. Sonra süratle yatağa döndüm.
Güzel kızın yüzünü şimdi tamamen görebiliyordum. Tekrar miğdem banlandı. Zira kızın ağzına flasterle ko cuman bir tampon yapıştırmışlardı ve eter kokusu da ondan geliyordu. O pembe yanaklar solmuş, yüz mosmor olmuş ve şişmişti. Göğüsteki kan kızın memelerinin başından geliyordu. Yuvarlak birer iri düğmeyi andıran bu başlar sanki bir maksatla kesilmiş gibi diplerinden yok edilmişti. Zavallıyı öldürmek ten evvel anlaşılan işkenceyle söyletmek istemişlerdi. Vü cüda dokundum, ölüm katilı ğını çoktan almaya başlamıştı bile...
Allahsızlar bu zavallı kıza hiç acımadan kıymışlardı. Bey nim zonklamaya, başım dönmeye, gözüm kararmaya, baş ladı. Daha fazla duramadım karşıdaki kapılardan birine girdim, banyo odasıydı. Küvetin içine kusmaya başladım. Bir yandan eter kokusu bir vandan da bu manzara beni perişan etmişti.
( Devam ı va r.)
LEFKE SANCAK RADYOSUKısa Ualea 37,5 Metre 8000 Kc/>
SABAH Y A Y IN I08.28 Açılış ve Program08.30 Şarkılar ve Oyun Havalan09.00 HABERLER09.15 Türkülerden Bir Demet09.30 Ritim ve Melodi09.45 Mevharet Yıld ırım ’dan Şarkılar10.00 Müzik Kokteyili10.15 I Jlvivp Tackonttoı corlnlar10.30 Niyazi Yılm az’dan Türküler10.45 The Shadows11.00 İN G İL İZC E HABERİ ER11.15 RU M C A HABERLER11.30 Program ve Kapanış
OGLE SONU YAYINI 14.58 Açılış ve Program15.00 Çeşitli Türk Müziği15.30 Türk Basınından Özetler 15.40 Tülin Korman’dan Şarkılar16.00 HABERLFR16.15 Adil Garih Sazcı’ dan Türküler16.30 Armonize Seçmeler17.00 Sevilen .Şarkılar17.15 Erol Büyükburç Söylüvor17.30 ÎNOTI ÎZCF H ABERİ ER17.45 R U M C A HABERLER18.00 Program ve Kapanış• M IIM IIII1IH
KOÇ BURCU: (21 Mart — 20 Nisan) Çevrenizdeki- lerle biraz daha yakından alâkadar olunuz ve sizin için fedakârlıkta bulunmuş kimselere minnet borcunuzu da mutlak ödeyiniz.
BOĞA BURCU: (21 Nisan — 20 Mayıs) Bu israfa bir son veriniz. Maddî durumunuz bozulmak üzere. Aksi takdirde hiçbir tedbir ve yardım sizi bu durumdan kurtaramaz.
İKİZLER BURCU: (21 Mayıs — 20 Haziran) Bırakın etrafmfzdakilerin ne halleri varsa görsünler. Hâdiseler çığırından çıkmak üzere. Bu durumda itidalinize hâkim olmalısınız.
YENGEÇ BURCU: (21 Haziran — 20 Temmuz) Bir dost size verdiği bir sözü yerine getirecek ve bu yüzden kendisine minnet duyacaksınız. Bir alışverişten az da olsa ziyanlı çıkıyorsunuz.
ÂSLAN BURCU: (21 Temmuz — 20 Ağustos) Beni seviyor mu, sevmiyor mu, diye merak etmeyin. Seviyor, fakat jestleriniz kendisine cesaret vermediği içindir ki hislerini gizliyor.
BAŞAK BURCU: (21 Ağustos — 20 Eylül) Can sıkıcı hâdselerin sizi perişan etmesine fırsat vermeyin. Madalyonun parlak tarafı olduğunu da hatırlayın. Şansınız açılacak.
TERAZİ BURCU: (21 Eylül — 20 Ekim) Güzel şeyler meydana getiriyor ve bu yüzden takdir kazanıyorsunuz. Hiçbir engel sizi verdiğiniz çok mühim karardan caydı- ramıyacak.
AKREP BURCU: (21 Ekim — 20 Kasım) Moraliniz bir hayli bozuk. Düzeleceğine gerçekten inanıyorsanız kısa bir yolculuk yapın. Bugün ona dair mühim bir haber alacaksınız.
YAY BURCU: (21 Kasım — 20 Aralık) Karşılıklı çekiştirir durursunuz bu ip kopacaktır. Aksine biraz fedakârlık yapıp alçak gönüllükle bu defacık ona taviz vermekten çekinmeyin.
OĞLAK BURCU: (21 Aralık — 20 Ocak) Hareketle.:: rınizin ve hislerinizin bir bilânçosunu yapıyor ve kalbi
nizi dolduran aşkın her gün biraz daha derine kök sal- 2 dığını görüyorsunuz.
KOVA BURCU: (21 Ocak — 20 Şubat) Elbette ki g ¿arşı tarafın sizden bekledikleri var. Bunlar maddî ol-S maktan çok mânevî. Hareketlerinizi her gün biraz dahar düzeltmeye bakın.
BALIK BURCU: (21 Şubat — 20 Mart): Bir derdi- g nizi halletmek için tedbir alıyorsunuz, fakat bu tedbirin S g kati bir hal çaresi olmadığını da biliniz. Ancak tasarruf- 4 g la derde çare bulunur.
E N D Ş EELEFTHERİA gazetesi, yukarıdaki başlık altındaki başyazısında
Türk-Yunan müzakerelerine temasla, müzakerelerdeki gizliliğin muhal azasının ne dereceye kadar doğru olduğunu sormakta ve şunları yazmaktadır :
17.30 Karışık Şarkılar18.00 Bilgi Dünyası18.10 Alâeddin Yavaşça Okuyor18.30 H ABERLER ve YO R U M 18.50 Varyete Müziği19.15 Bir Solist: Esen Altan19.30 Günün Getirdiği19.40 Sevim Süerden Şarkılar20.00 Şiir Hikâye ve Altın Sözler20.30 Operet Melodileri21.00 Küme Fasıl Heyetinden Suzidil
Faslı21.30 Gece için hafif müzik22.00 K APAN IŞ
-------------- ★ --------------
MAGUSA CANBULAT RADYOSU
(Orta Dalga 215 metre)
SABAH YAYINI06.55 Açılış ve Program07.00 Yüksel ALPD O Q A N ve Avnur
G U R K A N ’dan Türküler07.15 Sabah Müziği07.30 TÜ R K Ç E H ABERLER07.40 Mediha D E M IR K IR A N ’dan şar-
kılar08.00 Öğle Programı ve Kapanış
OGLE YAYINI12.55 Açılış ve Program13.00 Dündar B A L K A N ’dan Şarkılar13.15 BAS IN D AN Y A N K IL A R13.30 Batı Müziğinden Seçmeler13.45 Sevilen Şarkılar14.00 TÜ R K Ç E HABERLER14.10 Muazzez T U R U N G ’den Türküleı14.30 Akşam Programı ve Kapanış
AKŞAM YAYINI17.55 Açılış ve Program18.00 Sanatkârlardan Birer Şarkı
m 18.30 Marşlar ve Polkalarw 18.45 K A H R A M A N L A R G EÇİYO R
18.55 Ara Müziği19.00 R U M C A PRO G R AM19.15 İN G İL İZC E HABERLER19.20 Armonize edilmiş Şarkı ve Tür
küler.19.30 TÜ R K Ç E HABERLER19.40 YO R U M19.45 Karışık Türküler20.00 Kapanış.
SOLDAN SAĞ A:1— Ankarada’dır. 2— Bir emir,
Anavatanda çayı ile meşhur bir vilâyet. 3— Kadın asker. 4—Millî bayramlarda caddelere kurulur (Eski deyim). 5— Bir emir, Yardakçılar. 6— Yasa.7— Bir maden. Daire. 8— Se- jnjlllllll bep, Radyodaki siyasî konuşmalar hep bunu temin içindir.9— Aklı başına gelen. Bir nota.YUKARIDAN A Ş A Ğ IY A :
1— Daima kalbimizdedir. 2— Islâmda ibadettir, Demiryolu.3— Son zamanlarda Anavatan ile ilişkileri kuvvetlenen ülkelerden biri. Ölümün eşiğidir (Fr.) 4— Avköpeği cinsi. Duaya denir. 5— Şair. Bir nota.6— Bir Balkan milleti. 7— O- lumsuzluk edatı. Işık aracıdır.8— Eser. Genişlik. Kuvvet. 9— Müzikle nakarat. Bir harfin okunuşu.
“Madem ki müzakereler devam etmektedir, taraflar arasında hiç değilse iyi niyet var demektir. Eğer gizliliğin muhafazasından maksat iyi niyeti korumak ise, o zaman gizliliğin muhafazası haklıdır. Fakat mak sat Kıbrıs mes’elesinin başkaları arasında geçici bir hâl çaresine bağlanılasım kolaylaştırmak ise, o zaman zararlıdır ve zararları ileride belli olacaktır. Kıbrıs müzakereleri hakkında teferruatlı malûmat istememektedir. Sadece müzakerelerin hangi esas üzerinde yapılmakta olduğunu bilmek arzusundadır.
Eğer müzakerelerin esası E- nosis ise, o zaman Yunan hükümeti gizliliği muhafaza etmek istemesinde haklıdır. Fakat bağımsızlık üzerinde konuşuluyorsa, o zaman Yunanis’- tan’ın müzakerelere devam etmesi, siyasî ve tarihî bir hata teşkil etmektedir. Çünkü bağımsızlık üzerindeki müzakereler ancak ZUrih’ten daha kötü bir sonuca yol açabilir. Kıbrıs’ın Yunanistan’dan istediği şey, müzakerelerin esası üzerinde aydınlatılmaktır. Bu yapıldığı takdirde, Kıbrıs halkının duyduğu büyük merak ve endişe dinecek ve çeşitli dedikodular son bulacaktır.”
BAT1ILILARIN TUTUMUFİLELEFTHEROS gazetesi,
geçenlerde Kıbrıs’ı ziyaret eden Londra muhabiri Kostas Haeı- arğiris’in intihalarının ikinci kısmını yayınlamaktadır. Kostas Hacıargiris, bugünkü yazısında Batıkların ve özellikle A. merika ile Ingiltere’nin Kıbrıs mes’elesindeki tutumu üzerinde durmakta ve şöyle demektedir:
“Amerika, bir Türk - Yunan harbinin önlenmesi için mümkün olan herşeyin yapılmasını istemekte ve bu düşünce ile Kıbrıs'a bir Türk taarruzuna muhalefet etmektedir. Fakat aynı zamanda Amerika, Kıbrıs mes’elesinin bütün Türk taleb- lerini tatmin edecek bir hâl çaresine bağlanmasını sağlamak için çalışmaktadır. Kıbrıslıların kanaatine göre, Amerika artık Enosis’i desteklememektedir. Çünkü Enosis ile Taksimin tat bikinin imkânsız olduğuna inan maktadır. Fakat sarfettiği gayretler, fiili bir Taksim yaratmak maksadına matuf bulunmaktadır.
Amerikan Büyükelçici Taylor Belcher’in Tirmen bölgesindeki durumla ilgili olarak gösterdiği faaliyet dikkate şayandır. Belcher’in söylediklerine kulak verilseydi, Tirmen bölgesi için Taksim prensibi bilfiil hakim olacaktı. Belcher, Kıbrıs’taki Barış Gücünün işlerine de karışmakta ve böylece Kıbrıslıla- rın hoşnutsuzluğuna sebeb olmaktadır.
Ingiiizierin Kıbrıs mes’elesindeki rolü Amerikalılarınki kadar ısrarlı ve belirli değildir. Ingilizler tarafsız görünmeğe çalışmaktadırlar. Tirmen mes'- elesinde vaziyet almağa davet edilmişlerse de bunu yapamamışlardır. Kıbrıslıların gözünde, Ingiltere’nin tutumu karışıktır. Kıbrıs’taki üsleri hakkın- daki niyetlerini açıklamaktan kaçınması, Ingiltere’nin tutumunu daha da karışık göstermektedir. Ingiltere’nin Dikelya üssünü elden çıkarmağa karar verdiğine muhakkak nazarı ile bakılmaktadır. Tahmin edildiğine göre, Ingilizler, Ağrotur üssünün bir kısmı durumunda o- lan Piskobu üssünü de elden çıkaracaklar ve yalnız mahdut personelli bir hava üssü olarak Ağrotur’u ellerinde muhafaza edeceklerdir. Bu durumda akla şu sual gelmektedir: ingilizle- rin terkesieceği üsler, ne olacaktır? Anlaşmalar gereğince, bunların Kıbrıs devletine iadesi lâzımdır. Fakat Ingilizler, üsleri boşaltmağa başladıkları hal de onları Kıbrısa geri vereceklerine dair bir niyet göstermemekte ve bu davranışları ile, Kıbrıslıların şüphelerini üzerlerine çekmektedirler. Kıbrıslılar tngilizlerin terkedecekleri üsleri, Türklere devretmelerinden korkmaktadırlar. Kıbrıs üzerinde Türkiye’ye verilecek askeri bir üssün, millî bir felâket teşkil edeceğine inandıkları için bunu asla istememektedirler. Kıbrıs’ta Türkiye’ye üs yerilmesine Yunan hükümeti itiraz etmese bile Kıbrıs’lılar bunu kabul etmiyeceklerdir.
Kısaca denilebilir ki Kıbrıs- lılar, Batılı büyüklerin Kıbrıs mes’elesindeki tutumu dolayısıyla hayal kırıklığı içinde bulunmakta ve ne Amerika’ya ne de İngiltere’ye itimat etmektedirler. Her ikisinin de Kıbrıs- taki Yunan menfaatleri aleyhinde çalıştıklarından şüphe etmektedirler. Kıbrıslıların bu şüphelerinin haklı olmadığını
ispat etmek, tabiatıyla İngiltere ve Amerika’ya düşmektedir. Ingiltere ve Amerika, şimdiye kadar Kıbrıslıların bu şüphelerini dağıtmak için en küçük bir cid dî harekette bulunmamışlardır.”
DIŞ TEŞKİLATTAKİ DEĞİŞİKLİKLER
AGON gazetesi şu haberi vermektedir:
“ Bakanlar Kurulu dünkü toplantısında dışişleri teşkilâtında yapılacak değişiklikler konusunu da görüşmüştür. Fakat bu hususta kesin kararlar alınmamıştır Kahire Büyükelçisi Ve- nizeös Kotsabas'ın meıkeze a- 'ınması. Londra Yüksek Komiseri Sodiriades'in ahir-’ve nak ledilmesi, Dışişleri Bakanl-ğı Genel Müdürü Kostas Aşotis’ in Londra Yüksek Komiserliğine. Dışişleri Bakanlığı yüksek me. olurlarından Fisencides’in Bonn Büyükelçiliğine atanması tasarlanmaktadır.”
bir .habere göre, Vatan Cephesi Meclis Grubundan ayrılan ve şimdi bağımsız olan Lârnaka Milletvekili George Cirkotis, Vatan Cephesi Meclis Grubu sözcüsü Lellos Dimitriadis’e gönderdiği mektupta eski komü nist liderlerin devlet mekanizmasında kilit noktalara yerleştirildiklerinden ve komünist ülkelere mensup Elçilerin Kıbrıs’, ta açıkça komünist propagandası ve casusluk yapmalarına müsaade edildiğinden şikâyet etmiştir. Mektupta Kıbrıs hükümeti ‘vatansız komünistlere karşı müsamaha göstermekle’ itham edilmektedir. Mektupta belirtildiğine göre, Sovyet Büyükelçisi Yermoşin, AKEL Genel Sekreteri Papayuannu ile birlikte Kıbrıs köylerini dolaşarak, komünizm propagandası yapmakta ve Kıbrıs hükümeti buna ses çıkarmamaktadır. Hükümetin müsamahası, komünist lerin cür’eti artırmalarına ? bebolmaktadır. Cirkotis Komünistlerin Eoka mücadelesine ihanet ettiklerini hatırlatarak, onların vatana ihanetten sanık olarak muhakeme ve mahkûm edilecekleri yerde, affedildiklerini yazmaktadır. Cirkotis ayrıca, Kıbrıs hükümetinin sesini çıkarmaması dolayısıyle Kıbrıs’ ta Yunan aleyhtarı propaganda, nın alıp yürüdüğünü, bu yüzden millî şuurun sarsılmakta olduğunu belirtmektedir. Cirkotis son olarak, hükümetin komü nist propagandası ve Yunan a- leyhtarlığı karşısında sükût etmesinin ikrardan geldiğini belirtmekte ve Vatan Cephesi Meclîs Grubunun hükümetin bu tutumuna ses çıkarmaması dolayısıyla aynı derecede sorumlu olduğunu ileri sürmektedir. Cirkotis hu arada httkûmei vc
Vatan Cephesini halkın ıç pr >b- lemlerine karşı lâkayt dav-an- makla itham etmektedir. ’
Solcu HARAVGİ gazetesi de, yukarıdaki haberi kısaca yayınlamakta ve şu başlıkları vermektedir:
“ Cirkotis, Vatan Cephesine gönderdiği bir mektupta, hükümet ve Komünistler ajgyhir.ıis iftiralarda bulundu — Dost ülkelerin diplomatları aleyhinde ise, yalan iddialar ileri süraü.’’ TEVKİF EDİLEN RUMLAR
FİLELEFTHEROS gazetesi, aşağıdaki haberi vermektedir:
:‘Onceki gece Millî Muhafız Ordusu mensupları Kaleb.ırnıı Türk köyünden çıkmakta o’an bir otobüsü durdurarak aramağa tabi tutmuşlardır. Yalûsa bölgesinin Aya Trias köyünden olan Rum şoför, Kalebumu Türklerine ücret karşılığında 60 torba çimento ile 2070 okka demir götürdüğünü itiraf etmiştir. Otobüste şoförün oğlu da bulunmakta idi. Şoför ile oğlu tevkif edilerek polise teslim edilmişlerdir.”MAHKEMEYE VERİLEN RUM
FİLEFTHF.ROS gazetesi, şu haberi vermektedir:
“Magusa’lı Hrisostomos An- doniu isminde 60 yaşındaki bir şahıs, 20 Haziran 1966 tarihimle tasarrufunda cem’an 1200 sterlin değerinde 100 adet ateş'eme cihazını Milli Muhafız Ordusuna ait olduğunu ve ordudan çalındığını bilerek bulundurmaktan sanık olarak mahkemeye verilmiştir. Sanık şuçlu olduğunu kabul etmemiş ve duruş-n?.. sının 25 Ağustos’da yapılması kararlaştırılmıştır. Sanık 1000 sterlin kefaletle serbest bırakılmış, pasaportu elinden alınmıştır. Bu davada iddia makamının çağırdığı 32 şahit arasında yüksek rütbeli polis subayları ve Millî Muhafız Ordusu Genel Kurmay Temsilcileri de bulunmakta idi.”
TÜRK MUKABİL PROPAGANDASI
AGON gazetesi, manşet olarak aşağıdaki haberi vermektedir:
“ Dışişleri Bakanı Kiprianıı’ - nun İskandinav ülkelerine yapacağı ziyaret, taksimci TUrk- leri ciddî endişeye düşürmüştür. Kiprianu’nun Kıbrıs’la ilgili gerçekleri, söz konusu ülkelere duyuracağından korkuyorlar. Bunun için Türkler, aynı ülkelerde bir mukabil propaganda kampanyası açmağı dU. şünmektedirler. Dünkü BOZKURT gazetesi, başyazısında Kiprianu’nun Kıbrıs Barış Gücünde askeri bulunan ülkeleri aldatmağa ve Barış Gücü askerlerini Rum emellerine alet etmeğe çalışacağım ileri sürmüştür. BOZKURT, Kıbrıs TUtk liderliği ile Türkiye’nin İskandinav ülkelerinde Rum propagandasına karşı bir mukabil propaganda kampanyası nemalarını tavsiye etmektedir.”
îj
II1*1
ALTIN CIKKunduraevi’nin MüjdesiBeklemekte olduğumuz çocuklar ve
büyükler için en ufak ölçüden en büyük ölçüye kadar erkek ve kadın NAYLON SANDALLAR ve ayrıca hanımlar için NAYLON K APALI A YA K K AB ILA R ’ın son partisi henüz gelmiştir.. Fiatlar gayet ucuzdur. Toptan ve peı akente satılmaktadır. Köy Kooperatiflerine ayrıca tenzilât yapılır.
ZERS1M SELİM Asnıaaltı No. 106 - LEFKOŞA
%XhX wX mX mX mX hX hX K #*XwX mX mX ‘ÎhX**XmX mX ,*X°X mX mX u
■+
+**
++
++
++
***+
* ++
++
+*+
kirk
i(it1
ri,+
+iri
rkin
*+1r
+it+
++1r
irk1
rirk
**1c
i'1'+
1ı1r
k**1
ı1rk
irk1
'*1'1
'1rk
irir
tr*+
*1'*
irk*
***1
t1ck
++i,1
rirk*
-k1r
k
SAYFA:
★ ★
**i *t *****♦****♦t LONDRA:; Sekizinci Dünya Kupası
î ilk tur finallerinde ayakta-*> kalan 8 takımın, sayısını
Dünya Kupasında yarı 1 finaller bugün oynanıyor j
gün îngilterenin 4 şehrinde Stadında İkinci Gurup’un îİkincisi Arjantin ile karşıla *
İNG İLTERE- ARJANTİN şacaktır. Otoritelere göre î Birinci Gurupun lideri olan bu maçın favorisi İngiltere iİngiltere, bugün Wembley dir. J
İngiltere ilk turda yaptı gı 3 karşılaşma'mn ikisini kazanmış ve birinde de be rabere kalmıştır, ilk karşı laşmada Uruguay ile 0-0 berabere kalan ingilizler, daha sonra Meksikayı ve Fransayı 2-0 yenmişlerdi. İngiliz takımı, Finallerin ilk turunda hiç gol yemi- yen yegâne takımdır.
Arjantin ikinci Gurupta yaptığı 3 karşılaşmada is- panya’yı 2-1 ve İsviçre’yi 2-0 yenmiş, Batı Almanya ile 0-0 berabere kalmıştır.Bu turnuvada müdafaa tak diği ile puan toplayan Arjantin’in, İngiliz takımına kolay kolay yenilmiyeceği tahmin olunmaktadır.
B. ALMANYA —URUGUAYB u g ü n oynanacak
o l a n i k i n c i yarı final karşılaşması Batı Almanya ile Uruguay arasın dadır. Otoriteler, B. Alman yanın galip gelerek "Çeyrek Finale” kalacağını iddia etmektedirler.
Çekişmeli ve iddialı geçecek olan bu karşılaşmada de fensiv bir taktik kullanması beklenen Uruguay’ ın, mağlû biyetten kurtulamıyacağttahmin olunmaktadır.
Batı Almanya Takımı ilkt m yaptığı 3 k im ksm dâ i .lnviQreyi B-0 ve İspanyayı » •2 - 1 y e n m i ş , A r j a n t i n i l e 0 - 0
berabere kalmıştır.Uruguay takımı ilk turda
Fransayı 2-1 yenmiş, fngi'fte re ve Meksika ile golsüz berabere kalmıştır.
PORTEKİZ— K. KORE Bugünün üçüncü maçı fa
vori Brezilyayı 3-1 yenerek Turnuvadan eleyen ve 8 senelik saltanatına son veren Portekiz ile Turnuvanın sürpriz takımı sevimli Kuzey Koreliler arasındadır.
Bu maçm galibi, semi-fi- nalde İngiltere— Arjantin ma çı galibi ile karşılaşacaktır. Portekiz, Üçüncü Gurup’un
ilk tur karşılaşmalarında yap tığı her üç maçı da kazanmıştır. Macaristanı 3-1, Bulgaristan’ı 3-0 ve Brezilyayı3- 1 yenen Portekizlilerin bu maçı kolay kazanmaları bek lenmektedır.
Kuzey Kore takımı, Dördüncü Grupda Rusyaya 3-1 yenilmiş Şili ile 1-1 berabere kalmış ve meşhur İtalyan Millî Takımını da 1-0 mağlûp etmeye muvaffak olmuş tur.
RUMLAR BALALAN VE MEHMETÇİKköylerindetahrikleregiriştiler
MAGUSA:
Elde edilen bilgiye göre, dün sabah Leonarisso köyün den 58 Rum askeri silâhlı olarak Mehmetçik ve Balalan Türk köylerine karşı tahrikler de bulunmuşlardır. Bahsi ge çen Türk köylerine çok yakla şan ve Türk bahçelerine kadar giren Rumlar Türk Müca hitlerinin mcvzileıuneltri üze rine kaçmışlardır. Bölgedeki Rum tahriki sinirleri germiştir.
Türk Çoban ölümle Tehdit Edildi
LEFKOŞA
19 Temmuz günü Leymosun kazasına bağlı Kandu köyü açık lannda sürüsünü otlatmakta olan Menteş Mehmet Horos, Rum tedhişçilerinin tecavüzüne uğramıştır. Bir Rum, sözkonusu soydaşımıza elinde bir balta olduğu halde yaklaşmış kendisi ni elindeki balta ile tehdit ede rek derhal bulunduğu bölgeyi terk etmesini istemiştir. Türk çoban, bu tehdit üzerine sürüsünü toplayıp, bir Türk arazisi olan söz konusu bölgeden uzak laşmıştır. Ancak, Menteş Mehmet ertesi gün ayni yerde tekrar ayni Rumun tehdidi ile kar şılaşmıştır. Bu defa makineli bir tabanca ile soydaşımıza yak laşan Rum soydaşımızı bir daha o bölgede görürse elindeki silâhla öldüreceğini bildirmiş, silâh tehdidi ile gerek Türkü ge rekse gütmekte olduğu sürüyü bölgeden uzaklaştırmışım.
"KathimeriniKomünistlere
“ YO RG A CİS’ İNTAYİNATİNA
Bir süredenberi Papaz Maka- rios’la Yorgacis’i Komünist AKEL Partisi ileri gelenleri ile sıkı münasebet kurmakla itham eden Atinanın nüfuzlu gazetele rinden “ Katimerini" yaptığı konuşmalarda Yunanistanı yaban cı olarak vasıflandıran Yorga - cis’e şiddetle çatan bir yazı yayınlamıştır.
Yunan gazetesi bu konuda özetle şöyle demektedir: “Yor- gacis, Türk—Yunan görüşmele rine temas ederek diğer kimseler tarafından girişilecek her hangi bir taahhüdü kabul etmek veya desteklemek zorunda olmadıklarını söylemektedir. Yor- gacis’in diğer kimseler dediği Yunanistan mı? Yorgacis’ in Kıbrıs davasının çözümünü Yu- nanistanın tayin edeceğini bilmesi gerekmektedir. Diğer kim
Yorgacisle Kıbrıstak Ateş Püskürüyor
K IB R IS DAVASININ ÇÖZÜM ÜN Ü YUNANİSTAN’ IN ED ECEĞ İN İ B İLM ESİ G E R E K M E K T E D İR ..”
Bilgehan İran’a Davet Edildi
ANKARATürkiye Radyolarının bildir
diklerine göre, Anavatan Devlet Bakanı Cihat Bilgehan, İran hükümeti tarafından İran’a davet edilmiştir. İran’ın Ankara Büyükelçisi Cafer Kaffai dün Devlet Bakanı Cihat Biigehan’ı ziyaret ederek hükümetinin da vetini kendisine bildirmiştir. Devlet Bakanı Bilgehan, bu na zik daveti memnunlukla karşıladığını belirtmiş ve hareket tarihinin ileride tesbit edileceğini söylemiştir.
PELEYi TAHUNDAN İNDİRDİSekizinci Dünya Kupası Finallerinin, ilk tur müsabakala
nnda büyük bir başarı gösteren ve yaptığı her üç maçı da kazanan Portekiz Milli Takımının bu başarısında, en büyük pay şüphesiz ki siyahi futbolcu EUSEBIO’dadır. 1965 de Avrupanın “Futbol Kralı” seçilen ve dünyanın en meşhur futbolcularının başında olan EUSEBİO, son Brezil ya maçında bir defa daha harikalar yaratmış ve birbirin den güzel iki gol kaydederek, sporseverlerin sevgisini yeniden kazanmıştır. Otoriteler, dünyanın bir numaralı futbolcusu olan Brezilya’ lı PELE’nin artık tahtından İndirildi ğini ve yerini bu sevimli futbolcunun aldığım bildirmek tedirier. Bundan böyle dünyanın futbol kralı EUSEBİO olacaktır.
Ordulu Mustafa, Bulgar Güreşçiyi Pes Ettirdi
Karadeniz EreğUsl— Geçen hafta yapılan yağlı güreşlerde 1966 Kırkpınar Başpehlivanı Ordu’lu Mustafa, kendisine meydan okuyan eski Başpehlivanlar • dan Kara Ali’yi zorlu geçen bir müsabakadan sonra pes dedirterek yenmiştir.
Daha sonra, başpehlivana meydan okuyan Bulgar Pankreas güreşçisi OmlkatofMa güreşen Ordu'lu Mustafa, Bulgar güreşçisini de pes ettirerek yenmiştir.
Ordu’lu Mustafa ortaya konan 3 bin Türk lirasını almıştır.
RUSYA—MACARİSTAN
Günün en zorlu maçı Rus ya ile Macaristan arasında yapılacaktır. Rusya, Porte - frizden sonra en yüksek puanı olan ve çok iyi anlaşmış bir takım hüviyeti taşıyan ekiptir., Macarlar ise, Brezilyayı mağlûp ederken, finallerin en harika futbol gös terisini sunmuşlardır. Bu yüzden otoriterler, maçın ne ticesi için zor tahmin yürüt inektedirler. Buna rağmen, Rusyanın galip gelerek çeyrek finallere kalması kuvvet le muhtemeldir.
Rusya, ilk turda yaptığı 3 karşılaşmada da Kuzey Kore’yj 3-1, İtalya’yı 1-0 ve Şili’yi de 2-1 yenmişti. Macaristan ise, Portekiz’e 3-1 yenilmiş ve Brezilya ile Bulgaristan’ı da 3-1 yenmiş tir.
m m m mr n m ı i f i » m im ç ı m m
BİR HABERİ Y A LA N LA D I
selerle ilgili beyanların Yunan
...— ......
İP karşılamakta ve şöyle demektedir: “Makarios idaresinin bir mensubu ilk defa olarak komünistlere çatmaktadır. Yor- aacis’in bu konuda yaptığı kokuşmadan Lefkoşa Muhabirimiz Komünislere karşı .<esm bir
YUNAN H Ü KÜ M ETİ SO LCU LA M B R A K IS ’TEŞ K İLÂ T IN I D A Ğ ITM IYA H A Z IR LA N IY O R
ATINA:Atina'dan bildirildiğine gö
re, Yunan Hükümeti 50 000 u yesi bulunan Solcu ^ rn h ra kis” teşkilâtını dağıtmak üz re hazırladığı bir kamm teklifini evvelki gun pariamen toya sunmuştur. Adalet Baka nı Konstantin Stefanakıs tar tından Parlâmento Başkanlığı na verilen kanun teklifi, tuzugündeki gayelerinden ayrılan teşekküllerin kapatılması ıçm hükümete yetki verilmesini öngörmektedir.
Hükümete yakın kaynaklar, tasarının özellikle “Lâmbra- kis” Teşkilâtı’nı kapatmak için hazırlandığını belirtmektedirler. Yunan Hükümeti “Lâmbrakis” Teşkilâtım k a nun dışı ilân edilmiş olan Yunan Komünist Partisi run bir kolu olmakla suçlamakta dır. Bilindiği gibi, hükümet bir süre önce Selanik’te çere
•MMMMMMMMMMMMHIMMMIMMMMMMHIMIIIMIMItt
DI STEFANO “KUPAINGILTERENINDIR”DEDİ
LONDRA:
Gazeteci olarak Dünya Kupası maçlarım takip etmekte olan dünyaca meşhur Di Stefano bahsi mtlş terekte, îngilterenin Arjarv- tini yenerek finale kalaca gına kanaat getirerek tah min yürütmüştür.
Arjantin doğumlu ve bir zamanlar Avrupa futbolun da en yüksek ücreti alan Alfredo Di Stefano, ajans muhabirlerine “Kupayı İngiltere kazanacaktır’’ demiş tir. *
rak bilinen ismimi, bugünden itibaren resmen değiştirdiğimi ve bundan böyle Fikret Alican olarak tanınacağımı duyururum.
FİKRET ALİCAN
GRIVAS ATINASEYAHATİNİERTELEDİ
LEFKOŞA:
Gem rai Grivas Atina’ya yap mayı tasarladığı seyahati Yu nan Savunma Bakanı Kosto pulos’un Paris’e gidişi dolayı- sıyle önümüzdeki haftaya ertelenmiştir. Bilindiği gibi General Grivas Rum Milli Muhafız Gücü konusunda Yu nan yöneticileri ile görüşmeler de bulunmak ve yeni talimat lar almak üzere önümüzdeki Pazartesi günü Atina’ya gide çekti. Yunan Hiikûmeti’nin çağrısı üzerine Atina’ya önümüzdeki hafta içinde gitmesi beklenen Grivas görüşmeler sırasında Başbakan Stefano pulos ve Kıral Konstantin ta rafından kabul edilecektir.
0 ATİNAAtinadan bildirildiğine göre
Yunan hükümeti evvelki gün bir açıklama yaparak ikili görüşmeler konusunda Atina basınında çıkan bir haberi yalan lamıştır. Açıklamayı yapan hükümet sözcüsü Başbakan Stefa nopulos’un Özel Kalem Müdürü nün Viyanada Türk—Yunan iki li görüşmelerine katıldığı yolun daki haberleri asılsız olarak nitelemiştir.
Viyanada Türkiye Dışişleri Ba kanlığı Siyaset Plânlama Dairesi Başkanı Ilter Türkmen’le Ste fanopulos’un Özel Kalem Müdürünün yaptığı ileri sürülen görüşmelerin gerçeğe dayanmadığını belirten Yunan hükümet Sözcüsü, Özel Kalem Müdürünün 1960 yılından bu yana Vi- yanaya gitmediğini söylemiştir.
AYŞE HAMÎT
ileERD1L KALFAOĞLU
nikahlandılar
Lefkoşa 22-7.1966
GÜVENLİK KONSEYİ PAZARTESİ GUNU TOPLANIYOR
New-York: New-York’tan verilen ajans
haberlerine göre Güvenlik Konseyi, Pazartesi günü toplanarak Suriye’nin İsrail hakkında ki şikâyetini görü ş çektir. Bilindiği gibi İsrail uçaklarının bir süre önce Suriye topraklarına taarruz etmesi üzerine Suriye Hükûme ti Güvenlik Konseyini toplan tıya çağırmıştır.
Vf>: :«• -:♦> •:♦> .»> <♦> m o c m o m :
ç
i ÇOCUK ARABALARI ve ŞEMSİYELER
(i model araba ve muhtelif kalite, renk ve desende şemsiyelerimiz gelmiştir.
AHMET SEDAT *! SARAY HOTEL KARŞISI
Lefkoşa - Tel : 3640
•:♦> •:♦>
MAKARİOS, LATİN
AMEMKA «LKELERINl
IIYKRET EDECEK¡.moşd:
r t v ı ı ıv H a b e r k a y n a k l a r m d a rö ğ r e n i l d i ğ i n e g ö r e , B a ş p l s K o
bos Makarios, Lâtin Amerika Ülkelerine bir ziyarete çıkacaktır. Makarios, Eylül başla rında İngiliz Uluslar Toplulu ğu Liderlerinin Konferansına katılmak üzere Londra’ya gidecek, oradan da Kahire’ye geçecektir. Makarios’un Lâtin Amerika ülkelerinden bazı davetler aldığını öne süren Rum haber kaynakları, Başpis kobos’un Lâtin Amerika gezisinden sonra Birleşmiş MUlet ler Gemi Kurul toplantısında konuşmak üzere New-York ’ a gideceğini duyurmaktadırlar..
Sw ^ ”£ öY l E ...TU R K ...KADINLARI BARİKATLARDA YOKLAMAYA TABI TUTULMAYACAKLAR
(Birinci sayfadan devam) karşı Utanç Barikatlarında uyguladıkları zulüm metodları geniş ölçüde artmış, hastalarımıza, yaşlılarımıza ve kadın larımıza varıncaya kadar her kes Rum Utanç barikatların da yüz kızartıcı muamelelere tabi tutulmaya başlanmışlar dır. Halkımızın haklı infiali, Kıbrıs Türk Basını tarafından haber, yorum ve resimlerle dile getirilmiş, ilgililerin dik kati bu son derece utanç verici gelişmelere önemle çekil miştir. Anavatanımızın Birleş miş Milletler Genel Sekreterliği nezdinde yaptığı temaslar neticesini vermiş ve Genel Sekreter U Thant, bu konuda Türkiye Hükümetine teminat vermek gerekliğini duymuştur..
BEKLENM1YEN RAPORDiğer taraftan Genel Sekre
ter U Thant’m Tirmen Bölge sindeki durumla ilgili olarak Güvenlik Konseyine sunduğu son rapor, Birleşmiş Milletler çevrelerinde “Beklenmeyen bir rapor” olarak tanımlanmış tır. Yine ayni çevreler, U Thant m bu raporu yayınlamasını tarafların adada bir çatışmaya girişmelerini önlemek amacı ile hazırladığını öne sürmektedirler. Genel Sekreter U Thant’m söztonu su raporu, geçen akşam ^ saatlerde basma a ç ık la n ^
van eden kanlı olaylardan da sözü edilen teşkilât mensupla rmı sorumlu tutmaktadır..
tutum izleneceği netiroa, karmaktadır. Kıbrıs f f g y
aleyhtarı bir tutum münıstler memleket aı<i? ^ ki tutumlarında o kr-,yftllulf gitmişlerdir ki basın dan biri 1950 yrıslı Rumun Er__mediğini yazarken in çofr az kimseteklendiğini ileri__
Katimerini yazısına kilde son vermektedir birimizin görüşlerinin g ^ 1 şerek Maıarıoj idaresinS ' m da işbirliği ile k om £ karşı sert bir tutum i7|J:'r temenni ederiz."
Dün akşam Televizyonda yayınlanan bir mülakatta, Makarios’un Dışişleri Bakam Spiros Kiprianu, Türk-Yunan ikili görüşmelerine temas etmiş ve konusu Enosis oldu ğu takdirde, K ıbrıs Hükûme tinin bu görüşmelere itirazı olmadığını söylemiştir.
İkili görüşmelerin sonucu nun ne olacağını tam olarak tahmin etmenin çok güç, daha doğrusu imkânsız olduğunu söyleyen Kiprianu, neticenin Enosis hakkında anlaşmaya varılması şeklinde olması te mennisinde bulunmuştur.
Makarios’un Dışişleri baka nı, sorulan bir sual üzerine;İk ili görüşmelerin sonucu
Enosis olmadığı takdirde, yapılacak olan anlaşma veya
YUNANLILAR VE Rumi'm KIBIUSTA TÜRK ZAFERİM ENGEL OLAMIYACAK
(Birinci savfadan kalalırıs üzerinde andlaşmai tide etmiş oldukları haklar dan vazgeçmeyecekler, hiçbir devlet veya teşekkülün hur. engel olmasını da kabul etme yc çeklerdir. Türkiye Yunan;; larla Kıbrıs Rumlarının çevr diği dolaplar ve kurna» oyunlara kafiyen aidanmay; çaktır. Onların yeni matımın ra girişmeleri Türkiyenrbu azmi karşısında korkmalı nndan ileri gelmektedir. Y canlılarla asi Kıbrıs ne vapsalar Türkiye'nin Kûm s Turklerirün zaten
{yapılacak olan anlaşma veya!engel olamayacaklardır. TEri| ipVkn, daha, sonra 'TaVrsım'i sag\MvUeU’nvrı Kıbrıs -öderimle
1ayacaktır. Kıbrıs, bunu asla I lcyacaklan günler yakmüg.
kabultir.
etmeyecektir."
KIBRIS ANEMONLARILEFKOŞA:
Konusunu Kıbrıs Türk Top lumunun ulusal direnme günlerinden alan K IB R IS ANEMONLARI adlı eser satışa çık mış olup ederi 250 mildir. Ese rini Ada Tepe yayınlan ara stnda yayınlayan Yazar K onur Alp, kitabının önsözünde, bu kitabı kaleme almasında ki nedenleri anlatmakta, ada run tarihçesi üzerinde kısaca durmaktadır. Kitabın arka ka pağmdaki kısa tanıtma satırla nnda şöyle denmektedir:
“Konur Alp, K ıbns Anemon lannda Doğu Akdeniz’in züm
Ingiltere, Almanyadaki Birliklerini Geri Çekeceği Tehdidinde Bulundu
BONNIngiltere Maliye Bakanı James
Callahan’ın Bonn’da Federal Al manya Maliye Bakanı ile yaptığı görüşmeler sonunda ortak bir bildiri yayınlanmıştır. Ortak bildiride, Îngilterenin ekonomik alanda karşılaştığı güçlüklerin Batı Almanyadaki birliklerin azaltılmasını gerekli kıldığı be- lırtılmekte, Batı Almanyadaki Ingiliz Birliklerinin döviz ihtiya cı tamamıyle karşılanmadığı takdirde yakın bir gelecekte bu birliklerin geri çekileceği ilâve edilmektedir. İngiltere hükümeti. durumdan NATO’yu haber - dar etmiştir.•••••iimmmmmmmmmmmmm.
8
rüt yeşilj sularının yatan Yeşil Ada’nın rini dile getirirken, paralel olı rak dertlerini de işlemektedir Eserde ayrıca sokaklarından, kişisel özellik taşıyan rın psikolojik ve ruh ni bulacaksınız-"
164 sayfalık eser ise, şu s tırlarla son bulmakta:
“ İçimizde düşmana karşı bu k:n ve mücadele duktan sonra bir giuı Kıbnı Türkü olarak esaret riadıkri ni kırarak hürriyete kamşau ğız. Evet, mücadelemiz bitnv miştir. Devam ediyor.
Bir Kızılay Heyeti Yarın Moskova’ya Gidiyor
ANKARA:Türkiye Radyolarının W®
diklerine göre, Türkiye Kini»' D. m eğinden bir heyet, Sovy?'Sosyalist Cu ligi Kızılhaç ve neğinin davetlisi uçakla Moskoı tir. Sovyetler gün kalacak Heyetinde Vekili Mehmet Sekreter Yavuz Yöne tim Kuj-ulu Acar bul üyeleri,kalacakları şiire illerdeki Ki kuruluşlarımmelerde bulu
•MIMMMMMIIMMMMMMIMMMMMMIMMMMMMIHI»
! Şahin veTak: * Sinemaları
/ A * . / ▲ «, V?
**********************.......
MAARİF MÜDÜRLÜĞÜNDEN :
Hemşirelik BurslarıOrtaokul ve Lite Mezunu Kız öğrencilere
1966— 1967 öğretim yılında Kıbrıs uyruklu öğrencilere Hemşire olarak yetiştirilmek üzere Anavatan hükümeti tarafından aşağıdaki şekilde burslar verilecektir.
a) Ortaokul mezunu 5 kız öğrenciye Sağlık Kolejlerinde b) Lise mezunu 4 kız öğrenciye de İstanbul Florence Nlahtin
gale Yüksek Hemşire Okulunda *Namzetler 5 Ağustos 1966 Cuma günü tt.e. saat 9 0« da
Lefkoşa’da Türk Öğretmen Koleji Salonunda TUricçe ve Tabiat Bilgisi konularında seçme imtihanlarına tabi tutulacaklardır
Bu imtihanlarda başarı göstererek burs kazanacak öğrencilerin, TUrldyede yapacakları parasız Hemşirelik öğrenimine karşılık Kıbnsta mecburi hizmet İfa edeceklerine dair Taahhütte bulunmaları gerekecektir.
İstekli öğrencilere en geç 4 Ağustos 1966 tarihine k a d a r
Türk Maarif Müdürlüğüne yazılı olarak müracaat etmeleri ve yukarıda gösterilen imtihan gün Ve jsaatinde diplomaları ile birlikte hazır bulunmaları önemle duyurulur.
U THANT1N RAPORU
Sekreteri " l i th İlletler Gene< »racreten U Thant, GüvenlikKonsey," duğu bu rapor^Kibrisin Tirmen bölgesindeki gelişmelerin Türk ve Rum ton! lumları arasındaki veremlisi tehlikeli şekilde artırdfğın,b* hri-nıştır. Genel Sekreter U
ması ıçm taraflara çağrıda hu' junduğunu açık lam ,® ” K.bm Rumlar,nın Tirmen ve Vitsadl köyleri arasındaki bir nari«
s s ? v îî f i t L S ı 5=Çatışmayı önlemek cfn n ,blr mi? Milletler Barış Gücü ' İ d lerinin sözü eecen u , ,aslier
B= £ « B S ia * 5 :B££ ,ssrS,„“T *İST W ubu
KIŞLIKTA Saat: 2.30 da
■ Ü M M BYAZLIKTA
Saat: 8.30 da
î
BUĞUN VE YÂRİNİKî FİLM BİR AR AD A
Türkçe Yeni Film
PANTOLON BANKASIBaş Rollerde: SADRI ALIŞIK
„ A JD A P K K K A N - GÜLBİN ERAYH ü s e y in b a r a d a n -s a m i h a z în s^
İLAVETEN İNGİLİZCE FİLMLER
S A B N SİNEMASINDAr Yeni Renkli SinemaskopTHE BLACK LANCESTERS
(KARA MIZRAKLAR)(Mel Ferrer - Yvonne Furneaux)
TAKSİM SİNEMASINDAJ | n * t i, , — ^ eni Renkli Sinemaskop r
* (gerarJ r Î1TU R e DI SCARAMOUÇHJV S “ “ B* RRAY - C1ANNA MAB1A C A N it f