Top Banner
Tavuklarda İnfeksiyöz Bronşitis ve Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu Tavuk Yetiştiriciliğinde İşletme Anlayışının Önemi facebook.com/tavder • twitter.com/tavder Ülkemizde Bulunan Kuş Gribi Laboratuarlarının Alt Yapısının Güçlendirilmesi (Bsl-3 ve Bsl-2)
28

Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

Sep 21, 2018

Download

Documents

phungnhu
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

Tavuklarda İnfeksiyöz Bronşitis veTürkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu

Tavuk Yetiştiriciliğinde İşletme Anlayışının Önemi

facebook.com/tavder • twitter.com/tavder

Ülkemizde Bulunan Kuş Gribi Laboratuarlarının Alt Yapısının Güçlendirilmesi (Bsl-3 ve Bsl-2)

Page 2: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu
Page 3: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA 1Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Sevgili Tavukçu Dostlarım

World Veterinary Poultry Association’ ın (WVPA) Tür-

kiye Şubesi olan Veteriner Tavukçuluk Derneğimizin

2003 yılından itibaren üçer aylık olarak yayınlamakta

olduğu Mektup Ankara isimli yılda dört kez yayınla-

nan dergisinin 37’nci nüshasını 2012 yılının üçüncü

yayını olarak yayınlamış bulunuyoruz. Türk Tavukçu-

luk Sektörünün önemli sivil toplum örgütlerinden biri

olan Derneğimize ve yayını olan dergimize sizlerle

birlikte daha nice uzun yıllar diliyoruz.

Türkiye’de bilmem ki sağlık açısından tavuk kadar gü-

venilir ve masum fakat bir o kadar da haksız itham-

lara maruz kalan başka bir gıda maddesi var mıdır?

Gün geçmiyor ki yazılı ve görsel medyada tavuk etini

karalayan, böyle kıymetli bir hayvansal protein kay-

nağına insanların şüpheyle yaklaşmasını teşvik eden

asılsız, bilimden uzak ve hurafelerle dolu yazılar ve

beyanatlar çıkmasın. Şükür ki bunlarla mücadelede

aklı başında ve bilim etiğine inanmış pek çok bilim

insanı bilgilerini ve görüşlerini bilimsel etik ışığı al-

tında medya ile paylaşmakta fakat çoğu kez maalesef

reyting ve manşet haber uğruna bu bilimsel görüşler,

hurafe ifadelere kurban gitmektedir.

Dünyanın gelişmiş ülkelerinin bilim akademileri

GDO’lu yem hammaddeleriyle beslenen hayvanların

et, süt ve yumurtalarına GDO’ların geçmeyeceği-

ni beyan etmelerine rağmen Türkiye’de halkımızın

inancı bu gerçeğin tersine gelişme göstermektedir.

Gelişmiş ülkelerde halk bilim kurullarının görüşlerine

itibar etmektedir. Örneğin ABD’de FDA isimli kuruluş,

Avrupa Birliğinde EFSA isimli kuruluş ve buna ilaveten

gelişmiş AB Üyesi Ülkelerinin Ulusal Bilim Akademileri

bu konuda görüşlerini belirtmekte ve halk da o görüş-

lere itibar ettiğinden dolayı her hangi bir anlaşmazlık

ortaya çıkmamaktadır.

Bu konuda bizim ülkemizde halkımıza gerçekleri söy-

lemesi gereken bilim üst kurulumuz TÜBİTAK bünyesi

içindeki TÜBA’dır. Bu kurul GDO’lu ürünlerin sağlıklı

veya sağlıksız olduğu yönünde araştırmalar yapmalı

veya yaptırmalı, dünyada bu konuda yapılmış olan

araştırmalara referanslar oluşturmalı, dünyanın ge-

lişmiş ülkelerindeki bilim kurullarının GDO’lu ürünler

konusunda almış oldukları pozisyonlara itibar etmeli,

bu konularda bilgi sahibi olduğu bilimsel kurullarca

kabul edilmiş yerli ve yabancı bilim adamlarıyla pa-

neller oluşturarak konuyu tartıştırmalı ve sonuçta

kendi hür iradesi ve bilimsel argümanlarıyla görüşünü

açıklamalıdır. Bu noktadan sonra da artık ne “kera-

meti kendinden menkul” bir kısım sözde bilim ada-

mının beyanatlarının ve ne de bu beyanatları manşet

yapan medyanın söyleyecek sözü olmamalıdır.

Bu vesileyle tüm tavukçu dostlarımızın geçmiş Rama-

zan Bayramını kutlar bol kazançlı mutlu günler dile-

rim.

BaşyazıBaşyazı

Prof. Dr. Erol ŞENGÖR

Veteriner Tavukçuluk Derneği

Page 4: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA2 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Yerel Süreli Yayın

Veteriner Tavukçuluk Derneği’nin yayın organıdır.

Yılda 4 kez 3 ayda bir yayımlanır.

Veteriner Tavukçuluk Derneği

Adına Sahibi

Prof. Dr. Ahmet ERGÜN

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

Prof. Dr. U. Tansel ŞİRELİ

Yayın Kurulu

Prof. Dr. Mehmet AKAN

Prof. Dr. Erol ŞENGÖR

Dr. Serdar ERTAŞ

Uzman Vet. Hek. Mücteba BİNİCİ

Vet. Hek. Ekrem T. YÜCESAN

İdare Yazışma Adresi

İrfan Baştuğ Caddesi No: 26/3 Dışkapı / ANKARA

Tel: 0312 517 25 65 • Faks: 0312 517 25 65

Banka Hesapları

REKLAM GELİRLERİ

Türkiye İş Bankası

Dışkapı Şubesi 4206 932790

IBAN No: TR 1500064 00000 142060932790

ÜYE AİDATLARI

Türkiye İş Bankası

Dışkapı Şubesi 4206 917468

IBAN No: TR 0400064 00000 142060917468

Dergide yayımlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.

Alıntı Yapılamaz.

Grafik Tasarım ve Baskı

Elma Teknik Basım Matbaacılık Ltd. Şti.

Çatal Sok. 11/A Maltepe/ Ankara

Tel: 229 92 65 . Fax: 229 92 65

www.elmateknikbasim.com

[email protected]

Basım Tarihi: 20.09.2012

Page 5: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA 3Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Giriş

İnfeksiyöz Bronchitis (IB) Türkiye’de tüm dünyada olduğu gibi tavukların primer solunum yolu infeksi-yonlarından biridir. Tavuklarda ayrıca Mycoplasma gallisepticum (MG), Avian İnfluneza Virusu (AIV), Newcastle Disease Virusu (NDV), Metapneumovirus-lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu infeksiyonlarıyla karşılaşmaktayız.

IB virüsü (IBV), bir çok tipi bulunduğu için, özellikle son yıllarda aşılamalarla ile ilgili tüm dünyada olduk-ça önemli korunma problemleri ortaya çıkmaktadır. Bu durumla ilgili şikayetler ülkemizde de son yıllarda artmaya başlamıştır.

IBV’unun Özellikleri

IB ilk kez 1930 yılında Amerika Birleşik Devletlerin-de tavuklarda akut solunum yolu hastalığı olarak ta-nımlanmış, 1936 yılında ise etkeni olan virüs (IBV) izole edilmiştir. IBV Nidovirales sınıfında, Coronavi-ridae ailesinde ve Coronavirus cinsi içinde yer alır. Bu virüs hindilerin ve sülünlerin coronavirusları ile beraber grup 3 içinde sınıflandırılır. Grup 1, 2 ve 4 memeli coronoviruslarını içerir. Grup 4 içinde geçen yıllarda insanlarda SARS diye tanımlanan klinik solu-num yolu hastalık tablosunun etkeni bulunmaktadır. Coronaviruslar segmentsiz, pozitif-duyulu (pozitif-sense) ve tek zincirli RNA genomuna sahiptir (OIE Manual, 2008).

Klinik Bulgular

IBV damızlıklardan yumurta yoluyla vertikal olarak bulaşmaz. Bulaşma solunum yoluyla lateral olarak şekillenir. Bundan dolayı IB tam bir yetiştirme hasta-lığıdır. Hastalık yetiştirmelerdeki yönetim sorunları ve önceden de dediğimiz gibi, saha suşlarının aşı suş-larıyla koruyuculuk anlamında farklı tipler olması, aşılamaların uygun bir şekilde uygulanamaması veya sürüde immunosupresif faktörlerin varlığına bağlı olarak, aşılama tepkilerinin yeterince oluşamaması-na bağlı olarak şekillenebilir.

IBV tüm çağdaki tavuklarda hastalık oluşturur. Has-talık hava yoluyla, tavuktan tavuğa dogrudan temas-la ve indirekt olarak mekanik yayılım yoluyla bulaşır. Mekanik bulaşma buşalık ekipmanlar veya yumurta paketleme materyalleri, dışkı, altlık, ziyaretçiler gibi faktörler yoluyla olur. IB başlıca solunum yolu hastalık tablolarından sorumlu olarak tanımlan-mışsa da, oviductta kalıcı bozukluklara yol açarak yumurtalama veriminde azalmaya, ince kabuklu, kabuksuz, şekilsiz kabuklu veya pigmentasyonları bozulmuş yumurtaların üretimine yol açar. Nefropa-tojenik olan IBV’ları nefritise, ürolitiasise ve mor-taliteye neden olur (Cavanagh and Naqi Dis Poultry 2003). IBV suşlarının proventriculitis tablolarına da yol açabildiği bildirilmiştir (Yu et al Avan dis 2001; Xiao et al Virus Genes 2010). IB hastalığı genellikle hafif bir solunum yolu problemiyle başlar. Solunum yolu spesifik izolatlar bu hafif solunum yolu bozuk-luğunun ardından daha da güçlü bir klinik solunum yolu tablosuna neden olur ve eğer önceden sürüde subklinik bir MG infeksiyonu da varsa klinik tablo çok daha da ağırlaşarak mortalite artar. Genel temizlik ve sanitasyon düzeyinin veya kalitesinin az olduğu kümeslerde IB ve MG olgularına üçüncü olarak Esche-richia coli’de katılarak hava kesesi yangıları ve diğer E.coli komplikasyonlu durumlarda artış gözlenerek ekonomik kayıplar büyür. Solunum yolu infeksiyon-larında Metapneumovirus infeksiyonları, infeksiyöz koriza ve MG infeksiyonları da IB’deki gibi şiş kafa sendromunun etkenleri arasındadır. Bu virüslerin kli-nik olgularda bir arada bulunabilecekleri de sürekli akılda tutulmalıdır. Yumurtacı sürülerde erken dö-nem infeksiyonlarında, ovaryumlarda kalıcı bozuk-luklar oluşarak, yalancı yumurtacı bireyler şekille-nir. Polikistik ovaryumlar bu hayvanlarda gözlenen yegane lezyondur. Erişkin tavukların infeksiyonu ile solunum yolu problemlerine ek olarak, bazen sadece yumurta kabuğunda renklenmeyle ve pürüzlenmey-le karakterize problemler oluşurken, bazı vakalarda yumurta iç kalitesini de etkileyecek biçimde ovidukt kanalının lezyonları büyür. IBV’larının tavuklarda

TAVUKLARDA İNFEKSİYÖZ BRONŞİTİS VE TÜRKİYE’DE İNFEKSİYÖZ BRONŞİTİS’İN İLK DURUMU*

Tavuklarda İn feks iyöz Bronş i t is ve Türk iye’de İn feks iyöz Bronş i t is ’ in İ lk Durumu

Proje Yürütücüsü: Prof. Dr. K. Tayfun Carlı

Uludağ Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Bursa,

E-posta: [email protected]. [email protected].

*Çalışma Tübitak 110O914 nolu proje ile desteklenmiştir.

Page 6: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA4 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

sorumlu olduğu bir başka klinik tablo ise nefritistir. Nefropatojenik IBV’ları ile infeksiyonlarda da klinik semptomlar önce solunum yolu bulguları ile başlar, daha sonra virüs özgün olarak böbreklere affiniteli olduğu için tavukların böbreklerinde lezyonlar şekil-lenir.

IBV Serotiplendirmesi

IBV serotiplerinin belirlenmesi amacıyla virüs nöt-ralizasyon (VN) testi ve hemaglutinasyon inhibisyon testlerinden yararlanılmıştır. Bu amaçla VN testinde, genellikle tracheal organ kültürlerinde (TOK) IBV izo-latlarının tracheal siliyaların hareketini durdurması-nın spesifik anti-serum veya anti-serumlarla engel-lenmesi temel alınır. Bu sayede günümüzde birçok IBV serotipi belirlenmiştir. IBV’unun epitel hücrele-rine adezyonunu sağlayan virüsün yüzeyindeki spike proteinlerindeki özel epitoplardır. Bu epitoplardaki değişimler dolayısıyla onlara karşı oluşan antikorla-rın da değişimine neden olur. Diğer bir deyişle, bir serotipin S1 epitoplarına karşı üretilen antikorlar bir başka serotipin epitel hücrelere bağlanmasını en-gelleyemez veya engelleme oranı değişir. VN test-leriyle serotiplerin birbirleriyle antijenik yakınlıkları ve identikallikleri veya tamamen farklılıkları ortaya konmuş olur. VN testi ile günümüzde bir çok serotip belirlenmiştir. Bir anlamda ülkelerdeki serotiplerin aşı suşlarıyla farklı oluşları korunmayla ilgili sorunlar yaratacak anlamında bir sorun oluşturacağını düşün-dürmüştür. Ancak daha sonra H120 ve Avustralya T strain gibi, birbirlerinde son derece farklı serotiple-rin aşı suşu olarak kullanımıyla korunma gözlenmiştir. Bu durum serotiplendirme yöntemlerinin korunma konusunda bir temel oluşturmadığını belgelemiştir. Ancak yine de serotiplendirme epidemiyolojik olarak değerli bir yöntem olarak kullanılabilmektedir.

IBV Genotiplendirilmesi

IBV’larında yeni varyant serotiplerin ve genotiplerin gündeme gelmesiyle sonuçlanan mutasyonlar görül-mektedir (Mardani K et al. Arch virol 2010; Kuo SM et al Vet Microbiol 2010; Shimazaki et al JVet Med Sci 2009). Bu mutasyonların S1 bölgesinde gözlenenle-ri çoğunlukla aşılarla korunmayla ilgili problemlere neden olmaktadır. Çünkü IBV’de koruyucu antijenik detereminantlar virüsün zarfı üzerindeki “spike” proteinlerinin S1 bölgesinde bulunur. Diğer bir de-yişle bu bölge koruyucu anijenik bölgedir; virüs bu bölge ile konaçı hücrelerine tutunarak infeksiyon

oluşturur. S1 bölgesine karşı oluşan antikorlar ise nötralizasyonla IBV’unun bu adezyon fonksiyonunu engeller. (Cavanagh et al ., 1997) (Cavanagh et al ., 1988) S1 antijenik determinantları kodlayan geno-mik bölgelerin mutasyonları (rekombinasyon, nokta mutasyonları gibi) antijenik deteminantın yapısını da değiştirerek yeni varyant IBV suşlarının gelişimi-ne yol açarlar.(Cavanagh & Davis, 1986; Koch et al ., 1990; Ignjatovic & Galli, 1994). Yeni varyant suşlar aşı suşlarıyla %55 oranına dek farklılaşan bir amino asit dizilimi farkı gösterebilmektedir. (Kusters et al , 1989; Gelb et al ., 1997). Bu bağlamda, birçok ça-lışmayla ticari tavuk sürülerinde çok yeni varyant-ların varlığı ortaya çıkarılmıştır (Davelaar et al ., 1984; Kusters et al ., 1989; Gelb et al ., 1991, 1997, 2001;Cavanagh et al ., 1992; Gough et al ., 1992, 1996; Capua et al ., 1994; Moore et al ., 1998; Fabio et al ., 2000; Lee& Jackwood, 2001; Zeigler et al ., 2002; Schikora et al ., 2003; Meir et al ., 2004). Genellikle iki temel strateji ile saha IBV suşlarının genetik değişiklikleri incelenebilmektedir. Bunlar “restriction fragment length polymorphism” (RFLP) analizleri (Kwon et al ., 1993; Meir et al ., 2004),ve reverse transcription-polymerase chain reaction (RT PCR)’dan sonra PCR ürününe uygulanan dizileme iş-lemidir (Moore et al ., 1998; Kingham et al. , 2000). Dizileme işleminin üstünlüğü saptanan nükleotid sıralarının amino asit dizilerine çevrilmesiyle izola-tın bu gen bölgesindeki değişimin nasıl bir protein dönüşümüne yol açtığı hakkında da bilgi vermesidir. Bundan dolayı S1 gen bölgelerinin RT-PCR/dizileme ikilisiyle belirlenmesi aslında gold Standard olarak değerlendirilebilir. Bu iki tekniğin yanı sıra, yeni IBV varyantlarının saptanması amacıyla Gerçek-Zamanlı PCR tabanlı yöntemlerin kullanılışlılığı ve zaman ta-sarrufu getirdiği ile ilgili çalışmalar bulunmaktadır (Hewson et al 2009).

Teşhis

IB infeksiyonunun ön tanısı sürüde aşılama uygula-ması yapılmaksızın ve beklenmeyen bir anti-IBV an-tikoru artışı ile konulabilir. Serolojide en çok kulla-nılan test ELISA’dır.

İnfeksiyonun tam tanısı virüsün izolasyonu veya virü-sün araması ile konulur. Virüs izolasyonu için TOK’leri ve SPF embriyolu tavuk yumurtaları kullanılır. Ancak virüsün embriyolu tavuk yumurtalarına adaptasyon güçlüğü ve TOK’lerinin ise standardizasyon zorluk-

Tavuk larda İn feks iyöz Bronş i t is ve Türk iye’de İn feks iyöz Bronş i t is ’ in İ lk Durumu

Page 7: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu
Page 8: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA6 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

ları nedeniyle virüsün izolasyonu her zaman başarılı olmayabilir. Bunun için günümüzde örneklerden di-rekt virüsün genomunun (RNA) aranmasına yönelik PCR yöntemleri tercih edilmektedir. Ancak virüs izo-lasyonu yine de virüs elde edilmesi ve karakterizas-yonu için her zaman epidemiyolojik açıdan ve olası tohum/standart virüs olarak gerekliliği nedenleriyle yapılmalıdır. Bununla birlikte pratik tanıda önemi yoktur. Önemli olan virüsün varlığının ve tipininin bir an önce belirlenmesidir. Bu amaçla hasta bireyler-den alınacak tracheal swab örneklerinden Reverse-Transcirptase (RT) PCR yöntemi ile virüs saptanır. Po-zitif olan numunelerden daha sonra virüsün genotipi (tipi) tayin edilerek diğer aşı suşlarıyla ve dünyadaki diğer IBV’larıyla yakınlıkları saptanabilir. Bu anlam-da genotip tayini için gen dizilenmesi altın standart olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizde IB Durumu

Bir Tübitak Projesi desteği ile (TÜBİTAK 110O914) gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda Türkiye’de ilk kez ticari tavuk yetiştirmelerinde yumurtacı ve broyler tip tavuklardan IBV’larının izolasyonu yapılmıştır. Özetle ilk sonuçlarını kısa bir biçimde burada payla-şacağımızın detaylı verilerini gerek bilimsel makale-lerde ve toplantılarda sizlerle paylaşacağız.

Yaklaşık 300 farklı kümes orijinli 900 örnek bu an-lamda kullanılmıştır. 76 adet kümes örneğinden (%25) IBV’ü SPF embriyolu tavuk yumurtalarında izo-le edilmiş ve Real-Time RT- PCR testi ile doğrulan-mıştır. Bu durum tavuklarda solunum yolu hastalıla-rının %25’inde IBV’ünün varlığını göstermektedir .Bu rakam IB’e bağlı önemli bir ekonomik kaybın oldu-ğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle işletmelerde tam bir IB korunması sağlanırsa, ekonomik olarak bu işletmeler için önemli bir kazanım olacaktır.

Çalışmamızda izolatlarının S1 gen bölgesindeki öz-gün bir 400 bp uzunluğunda bir gen dizisi incelen-meye başlanmış ve yumurtacı ve broyler sürülerden izole edilen IBV’larından 16 adedinin “IS 1494/06” (İsrail 2 varyant grubu) -ilişkili Türkiye IBV’ları oldu-ğu belirlenmiştir. Ülkemizde bu virüsün klonal bir ya-yılımı söz konusudur. IS 1494/06 ilişkili virüsler yakın geçmişte Suriye ve yakın doğuda tavuklarda sorunlar oluşturmuş olan nefropatojenik IBV’leridir. Eldeki uluslararası literatür verilerine dayanarak baktı-ğımızda, bu virüslerimiz ile oluşan infeksiyonların,

sadece H120 ve M41 tabanlı aşılama stratejileri ile korunamayacağı belli olmaktadır.

KaynaklarAvian Infectious Bronchitis, Chapter 2.3.2, (http://www.oie.int/eng/normes/mmanual/A_summry.htm),Manual of Diagnostic Tests and Vaccines for Terrestrial Animals, The World Organisation for Animal Health (OIE), (2010), Pp. 443.

CALLISON S.A., Hilt D.A.., Boynton T.O., Sample B.F., Robison R., Swayne D.E., Jackwood M.W., Development and evaluation of a real-time Taqman RT-PCR assay for the detection of infectious bronchitis virus from infected chickens, Journal of Virological Me-thods, 138, 60–5, (2006).

CAPUA, I., Gough, R.E., Mancini, M., Casaccia, C., Weiss, C.A., A ‘‘novel’’ infectious bronchitis strain infecting broiler chickens in Italy, Journal of Veterinary Medicine Series B, 41, 83-9, (1994).

CAVANAGH, D., Davis, P.J., Coronavirus IBV: removal of spike glycoprotein S1 by urea abolishes infectivity and hemagglutina-tion but not attachment to cells, Journal of General Virology, 67, 1443 -53, (1986).

CAVANAGH, D., Davis, P.J., Mockett, A.P., Amino acids within hypervariable region 1 of avian coronavirus IBV (Massachusetts serotype) spike glycoprotein are associated with neutralization epitopes, Virus Research, 11, 141-9, (1988).

CAVANAGH, D., Davis, P.J., Cook, J.K.A., Li, D., Kant, A., Koch, G., Location of the amino acid differences in the S1 spike glyco-protein subunit of closely related serotypes of infectious bronchi-tis virus, Avian Pathology, 21, 33-/43, (1992).

CAVANAGH, D., Ellis, M.M., Cook, J.K.A., Relationship between sequence variation in the S1 spike protein of infectious bronchitis

veteriner_215_275_c.fh11 7/30/12 5:42 PM Page 1

Tavuk larda İn feks iyöz Bronş i t is ve Türk iye’de İn feks iyöz Bronş i t is ’ in İ lk Durumu

Page 9: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

veteriner_215_275_c.fh11 7/30/12 5:42 PM Page 1

Page 10: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA8 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

virus and the extent of cross-protection in vivo, Avian Pathology, 26, 63-74, (1997).

CAVANAGH, D, Naqi S, Infectious bronchitis, Diseases of Poultry, ed: Saif Y.M., Barnes H.J., Glisson J.R., Fadly A.M., McDougald L.R. & Swayne D.E., Iowa State Press, Ames, Iowa, USA, (2003). Pp.101.

CUMMING, R.B., Studies on avian infectious bronchitis virus. 1. Distribution and survival of the virus in tissues of affected chickens and studies on the carrier status, Australian Veterinary Journal, 45, 305–8. (1969).

DAVELAAR, F.G., Kouwenhoven, B., Burger, A.G, Occurrence and significance of infectious bronchitis virus variant strains in egg and broiler production in the Netherlands, Veterinary Quaterly, 6, 114-20. (1984).

FABIO, J. di, Rossini, L.I., Orbell, S.J., Paul, G., Huggins, M.B., Malo, A., Silva, B.G.M., Cook, J.K.A, Characterization of infectious bronchitis viruses isolated from outbreaks of disease in commer-cial flocks in Brazil, Avian Diseases, 44, 582-9. (2000).

GELB, J. Jr. Infectious bronchitis, A Laboratory Manual for the Iso-lation and Identification of Avian Pathogens, ed: Purchase, H.G., Arp, L.H., Domermuth, C.H, Pearson, J.E., American Association of AvianPathologists, Kennet Square, PA:, (1989). Pp.124.

GELB, J., Jr., Wolff, J.B., Moran, C.A., Variant serotypes of infec-tious bronchitis virus isolated from commercial layer and broiler chickens, Avian Diseases, 35, 82-/7, (1991).

GELB, J., Jr., Keeler, C.L., Nix, W.A., Rosenberger, J.K., Cloud, S.S. Antigenic and S-1 genomic characterization of the Delaware variant serotype of infectious bronchitis virus, Avian Diseases, 41 ,661-9. (1997).

GELB, J., Jr., Ladman, B.S., Tamayo, M., Gonzalez, M., Sivanan-dan, V. Novel infectious bronchitis virus S1 genotypes in Mexico 1998-1999, Avian Diseases, 45, 1060-3, (2001).

GOUGH, R.E., Randall, C.J., Dagless, M., Alexander, D.J., Cox, W.J., Pearson, D., A ‘‘new’’ strain of infectious bronchitis virus in-fecting domestic fowl in Great Britain, Veterinary Record , 130, 493 -494, (1992).

GOUGH, R.E., Cox, W.J., Gutierrez, E., MacKenzie, G., Wood, A.M. & Dagless, M.D., Isolation of ‘‘variant’’ strains of infectious bronchitis virus from vaccinated chickens in Great Britain, Veteri-nary Record, 139, (1996).

HEWSON, K, Noormohammadi, A.H., Devlin J.M., Mardani K. Ign-jatovic, J., Rapid detection and non-subjective characterisation of infectious bronchitis virus isolates using high-resolution melt cur-ve analysis and a mathematical model, Archives of Virology, 154, 649–60, (2009).

IGNJATOVIC, J., Galli, L., The S1 glycoprotein but not the N orM proteins of avian infectious bronchitis virus induces protection in vaccinated chickens, Archives of Virology, 138, 117 -34. (1994).

KINGHAM, B.F., Keeler, C.L., Jr., Nix,W.A., Ladman, B.S., Gelb, J., Jr., Identification of avian infectious bronchitis virus by direct automated cycle sequencing of the S1 Gene, Avian Diseases, 44, 325-35, (2000).

KOCH, G., Hartog, L., Kant, A., van Roozelaar, D.J., Antigenic do-mains of the peplomer protein of avian infectious bronchitis virus: correlation with biological functions, Journal of General Virology, 71,1929 -35, (1990).

KWON, H.M., Jackwood, M.W., Gelb, J., Jr., Differentiation of infectious bronchitis virus serotypes using the polymerase chain reaction and restriction fragment length polymorphism analysis, Avian Diseases, 37, 194-202, (1993).

KUO, S.M., Wang, C.H., Hou, M.H., Huang, Y.P., Kao, H.W., Su, H.L., Evolution of infectious bronchitis virus in Taiwan: Characteri-sation of RNA recombination in the nucleocapsid gene, Veterinary Microbiology, 2010 Feb 23. [Epub ahead of print]

KUSTERS, J.G., Niesters, H.G., Lenstra, J.A., Horzinek, M.C., van der Zeijst, B.A. Phylogeny of antigenic variants of avian coronavi-rus IBV, Virology, 169, 217-21, (1989).

LEE C.W, Jackwood M.W., Evidence of genetic diversity generated by recombination among avian coronavirus IBV, Archives of Virolo-gy, 145, 2135–48, (2000).

LEE, C.W., Jackwood, M.W., Origin and evolution of the Georgia 98 (GA98), a new serotype of infectious bronchitis virus, Virus Re-search, 80, 33-9, (2001).

LEE, C.W., Hilt, D.A., Jackwood. M.W., Typing of field isolates of infectious bronchitis virus based on the sequence of the hyper-variable region in the S1 gene, Journal of Veterinary Diagnostic Investigation, 15, 344–48, (2003).

MARDANI, K., Noormohammadi, A.H., Ignjatovic, J., Browning, G.F., Naturally occurring recombination between distant strains of infectious bronchitis virus, Archives of Virology, DOI 10.1007/s00705-010-0731-z, 2010.

MCMARTIN, D.A., Infectious bronchitis, Virus Infections of Ver-tebrates. Virus Infections of birds, ed: McFerran, J.B., McNulty, M.S., Vol 4, Elsevier Science Publishers, Amsterdam, (1993), Pp. 249.

MEIR, R., Rosenblut, E., Perl, S., Kass, N., Ayali, G., Hemsani, E., Perk, S., Identification of a novel nephropathogenic infectious bronchitis virus in Israel, Avian Diseases, 48, 635-41, (2004).

MOORE, K.M., Bennett, J.D., Seal, B.S., Jackwood, M.W, Se-quence comparison of avian infectious bronchitis virus S1 glyco-proteins of the Florida serotype and five variant isolates from Geor-gia and California, Virus Genes, 17, 63-83, (1998).

SCHİKORA, B.M., Shih, L.M., Hietala, S.K, Genetic diversity of avi-an infectious bronchitis virus California variants isolated between 1988 and 2001 based on the S1 subunit of the spike glycoprotein, Archives of Virology, 148, 115-36, (2003).

SHIMAZAKI, Y, Watanabe, Y., Harada, M., Seki, Y., Kuroda, Y., Fu-kuda, M., Honda, E., Suzuki, S., Nakamura, S., Genetic analysis of the S1 gene of 4/91 type infectious bronchitis virus isolated in Japan, Journal of Veterinary Medical Sciences, 71, 583-8, (2009).

XIAO, C.T.,• Liu, R.,• Song, Z.Y., • Liao, M., Zhou, J.Y., Genomic characterization of a proventriculitis-associated infectious bronchi-tis coronavirus, Virus Genes, 40, 421–2. (2010)

YU, L., Jiang Y., Low, S., Wang, Z., Nam S.J., Liu, W., Kwang, J., Characterization of three infectious bronchitis virus isolates from China associated with proventriculus in vaccinated chickens, Avian Diseases., 45, 416–24, (2001).

ZIEGLER, A.F., Ladman, B.S., Dunn, P.A., Schneider, A., Davison, S., Miller, P.G., Lu, H., Weinstock, D., Salem, M., Eckroade, R., Gelb, J., Jr., Nephropathogenic infectious bronchitis in Pennsyl-vania chickens 1997-2000, Avian Diseases, 46 , 847-58, (2002).

Tavuk larda İn feks iyöz Bronş i t is ve Türk iye’de İn feks iyöz Bronş i t is ’ in İ lk Durumu

Page 11: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu
Page 12: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA10 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Son zamanlarda ortaya çıkan hayvan kaynaklı sal-gınlar (örneğin SARS, Kuş gribi, Lassa virüsü, Ebola virüsü, Marburg virüsü, Nipah virüsü, Batı Nil virüsü) zoonotik hastalıkların, kamu sağlığı ve refahı üzerin-deki potansiyel ve gerçek küresel etkilerini ve bu tip hastalıkların hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde ne kadar büyük çaplı insani, sosyo-ekono-mik ve ticari zararlar yapabileceğini göstermiştir. Yüksek patojen Avian influenza (HPAI) virüsleri so-nuçları önceden kestirilemeyen sürekli bir genetik değişime uğradıklarından önemli bir endişe kaynağı-dırlar. Virüsün sürekli ve hızlı bir değişim içerisinde olması, hastalığın kontrolü için küresel bir yaklaşı-mın benimsenmesini gerekli kılmıştır.

Bu salgınlar aynı zamanda, hastalıkların önlenmesi ve kontrolünde, kamu veteriner hekimlik hizmetle-ri ile kamu sağlığı hizmetlerinin ve bu hizmetlerin World Health Organization (WHO) ve The World Or-ganization for Animal Health (OIE)’nin uluslararası

standartlarına uygun olarak yürütülmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bu bağlamda ül-kemizde yaşanan kuş gribi salgını nedeniyle ulusla-rarası işbirliğine gidilerek projeler yürütülmüştür. Bu projelerde hastalığın insan ve hayvan sağlığı boyutu birlikte düşünülerek hareket edilmiş ve bu nedenle de projeler amaçlarına başarılı bir şekilde ulaşmıştır.

Ulusal Boyut

Hastalık ilk kez Ekim 2005’te Balıkesir ilinin Manyas ilçesinde görülmüştür.

Ocak 2006’da, İlk olarak Ardahan, Kars, Erzurum, Ağrı, Iğdır ve Van illerinde görülen salgınlara derhal müdahale edilmiş ve 50.000’in üzerinde kanatlı itlaf edilmiştir (Ocak ayının ilk haftasında). Ocak ayının ikinci haftasında, kanatlı hayvanlarda şüpheli veya doğrulanmış kuş gribi vakasının bildirildiği il sayı-sı hızla artmıştır. Mart ayı ortaları itibariyle, 81 ilin 54’ünde kuş gribinin varlığı doğrulanmıştır.

ÜLKEMİZDE BULUNAN KUŞ GRİBİ LABORATUARLARININ ALT YAPISININ GÜÇLENDİRİLMESİ(BSL-3 ve BSL-2)

Dr. Asiye DAKMAN

Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Kanatlı Hastalıkları Teşhis Laboratuarı Şefi

E- posta: [email protected].

Harita 1: Ülkemizde Ekim 2005 tarihinde görülen ilk Kuş Gribi vakası

Mihrak : 1

Yaban Hayat vakası

Page 13: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA 11Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Ülke çapında görülen ve beklenmeyen bu büyük sal-gın nedeniyle hastalıkla mücadele sırasında ortaya çıkan eksiklik ve aksaklıkların giderilmesi için gerek uluslararası gerekse ülke içinde kurumlar arası işbir-liğine gidilmiş ve bir dizi çalışma başlatılmıştır.

Bunlardan biri Avrupa Birliği ve Dünya bankası ile ya-pılan dış kaynaklı projelerdir:

1. Kuş Gribi ve İnsana Tesir eden Salgına Hazırlık ve Mücadele Projesi (AHIP) World Bank Loan No: 4822-TU Proje Süresi: 8 Ağustos 2006-30 Aralık 2011

2. Türkiye’deki Kuş Gribi’ne Hazırlık ve Müdahale için Teknik Yardım Projesi EU TR 06.AI/S Proje süresi:16 Şubat 2006-Aralık 2008

Bu projelerin katkısı hızlı bir şekilde görülmüş ve 2007 yılındaki salgında vakalar 2 ilde sınırlı kalmıştır.

2008 yılında görülen son salgında ise hastalığa mü-dahale ve mücadele tamamen kontrollü bir şekilde uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştiril-miştir. O tarihten günümüze kadar ülkemizde herhan-gi bir Avian Influenza vakasına rastlanmamıştır.

Harita 2: Aralık 2005-31 Mart 2006 tarihleri arasında görülen Kuş Gribi salgınında görülen vaka sayıları etkilenen iller

Mihrak : 200(49 il)

Yaban Hayat vakası : 30 (18 il)

İnsan Vakası:12 (4’ü ölümlü)

Yem

cobb-vantress.com

Cobb, düşük yoğunluktaki yemlerden en iyi şekilde yararlanarak maliyetlerin aşağıya çekilmesini sağlar.

Cobb, paranızın parmaklarınızın arasından akıp gitmesine engel olur.

Eğer en önemli maliyet kaynağı ise;

Ülkemizde Bulunan Kuş Gr ib i Laboratuar la r ın ın A l t Yapıs ın ın Güçlendi r i lmesi (Bs l -3 ve Bs l-2)

Page 14: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA12 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Ülkemizde Bulunan Kuş Gr ib i Laboratuar la r ın ın A l t Yapıs ın ın Güçlendi r i lmesi (Bs l -3 ve Bs l-2)

Projenin “Hastalık Takip ve Teşhis Kapasitesinin Güç-lendirilmesi Alt Bileşeni” altında Etlik Veteriner Mer-kez Araştırma Enstitüsü, Bornova ve Pendik Veteri-ner Kontrol Enstitülerine Biyogüvenlik 3 düzeyinde 3 laboratuar kurulmuş, kalan 5 Veteriner Kontrol Ens-titüsünün laboratuar biyogüvenlik düzeyi 2+ düzeyi-ne çıkarılmıştır.

Proje kapsamında yapılan tesis, donanım, kamu ve-terinerleri ve kamu sağlığı çalışanlarının eğitimi ve laboratuarlara yapılan yatırımlar sayesinde, Dünya

Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) ve Dünya Sağlık Örgü-tü (WHO) tarafından oluşturulmuş uluslararası stan-dartlara ulaşılması sağlanmış, kuş gribi virüsü ile yü-rütülecek her türlü faaliyetin (taşıma depolama ve test prosedürleri) etkinlik ve güvenliği arttırılmıştır.

Biyogüvenlik Nedir?

Biyogüvenlik, “özellikle insanlara zarar verdiği bili-nen veya potansiyel risk taşıyan biyolojik materyal, infeksiyöz mikroorganizmalar veya onların genetik

Harita 3:Şubat 2007 tarihinde görülen Kuş Gribi salgınında görülen vaka sayıları ve etkilenen iller

Harita 4: Ocak 2008 tarihinde görülen Kuş Gribi salgınında görülen vaka sayıları ve etkilenen iller

Mihrak: 17(2 il)

Mihrak: 7(5 il)

Yaban Hayat vakası: 1

Page 15: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu
Page 16: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA14 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

ya da toksik komponentleriyle yapılan çalışmaların, insan, hayvan ve çevre için güvenli biçimde yapılma-sını sağlamaya yönelik laboratuar alt yapı, tasarım, donanım, uygulama ve tekniklerin en uygun kombi-nasyonu” olarak tanımlanabilir.

Birçok meslek ve çalışma alanında olduğu gibi sağ-lık alanında da çalışan kişilerin maruz kaldığı tehlike veya aldığı risklerin boyutu çoğu zaman acı deneyim-ler sonucu ortaya çıkmıştır. İyi kayıt ve raporlama sistemine sahip Amerika Birleşik Devletleri’nde bu tür deneyimler sonucunda özellikle laboratuar ka-zaları ve uygulamalarının ne kadar ciddi ve hayati risklere sahip olduğu anlaşılmıştır. İlk kez 1941 yı-lında Meyer ve Edie laboratuar kaynaklı 74 bruselloz vakası yayınlamışlardır. Sulkin ve Pike 1949 yılında 21’i ölümle sonuçlanan 222 viral infeksiyon bildir-mişlerdir. 1976 yılında Pike tarafından yayınlanan surveyansa dayalı bir başka çalışmada ise büyük ço-ğunluğu bakteriyel (% 42.5) ve viral (% 26.7) olmak üzere 3921 infeksiyon bildirilmiş ve toplam % 4.2 ölüm oranı rapor edilmiştir.

Bunların yaklaşık % 20’sinin sebebi bilinen bir labora-tuar kazasına, geri kalan kısmının ise büyük olasılıkla aerosol kaynaklı kontrolsüz laboratuar uygulamala-rına bağlı olabileceği düşünülmüştür. Bu kötü ancak öğretici deneyimler, öncelikle laboratuarlarda çalı-şan personelin çalışma koşullarına ve uygulamalara

bağlı riskleri azaltmanın daha iyisi tamamen ortadan kaldırmanın önemini ortaya koymuş ve girişimlere zemin hazırlamıştır. Bu anlamdaki girişimler genel anlamıyla “Laboratuar Güvenliği” daha spesifik ola-rak ise “Biyogüvenlik” başlığı altında irdelenmekte-dir.

Laboratuarların alt yapıları oluşturulurken ve alın-ması gerekli önlemler belirlenirken risk gruplarına paralel dört farklı biyogüvenlik laboratuar seviye tipi belirlenmiş durumdadır.

Biyogüvenlik seviye 1 (BSL-1) ve seviye 2 (BSL-2) “Te-mel Laboratuarlar”dır. Biyogüvenlik seviye 3 (BSL-3) “Tecrit Laboratuarı”, biyogüvenlik seviye 4 (BSL-4) ise “Maksimum Tecrit Laboratuarı” olarak adlandı-rılır.

WHO, Centers for Diseases Control and Prevention (CDC) gibi uluslar arası kuruluşlara göre infeksiyon ajanların risk grupları belirlenirken başlıca mikroor-ganizmanın hastalık bulaşma şekli ve konakçı aralığı, etkili korunma önlemlerinin durumu(aşı vb.), etkili tedavi yöntemlerinin varlığı (antibiyotikler vb.) ve diğer faktörler dikkate alınır. Mikroorganizmalar risk gruplarına göre ise 4 grupta bulunur. Bu risk grup-larına uygun biyogüvenlik seviyesindeki laboratuar-larda, uygun kişisel güvenlik tedbirleri alınarak ve uygun güvenlik seviyesinde ekipmanlar kullanılarak çalışılmalıdır (Tablo 1).

Tablo-1 Mikroorganizmaların risk gruplarına göre biyogüvenlik seviyeleri

Risk Grubu

Biyoguvenlik

Seviyesi

(BGS)

Laboratuar Tipi Uygulamaları Güvenlik Ekipmanları

1

Seviye 1

BGS-1

Temel

Temel öğretim

ve

Araştırma Lab

İyi Laboratuar Uygulamaları

(GLP)

Açık banko çalışmaları

güvenlik ekipmanı gerektirmez.

2

Seviye 2

BGS-2

Temel

Halk sağlığı,

Klinik Mikrobiyoloji,

Araştırma Lab.

GLP ile birlikte, biyogüvenlik

tehlike işareti, koruyucu

giysi giyilmesi

Açık banko yanında

BGK(biyogüvenlik kabini)

gerektirir.

3

Seviye 3

BGS-3

Tecrit

Özel Tanı- Araştırma

Laboratuarı

BGS-2 laboratuara ek

olarak özel koruyucu giysi

kontrollü giriş çıkış, tek

yönlü hava akımı/negatif

basınç

BGK ve otoklav gerektirir

4

Seviye 4

BGS-4

M a k s i m u m

Tecrit

ÇokTehlikeli Patojen

Çalışma Lab.

BGS-3 Lab’ ek olarak, Hava

kilitli giriş,

Duşlu çıkış,

Özel atık sistemi,

Clas-II/ Class III BGK

Pozitif basınçlı özel giysi

Ülkemizde Bulunan Kuş Gr ib i Laboratuar la r ın ın A l t Yapıs ın ın Güçlendi r i lmesi (Bs l -3 ve Bs l-2)

Page 17: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

Pulmotil AC hakkında daha fazla bilgi için lütfen bizi arayın.

www.elanco.com

*Kullanmadan önce lütfen prospektüsü okuyunuz.1Elancotarafındanyürütülenpazararaştırmasısonuçları;Şubat2006.2AbdEl-Aziz,et.al,Tavuklardaenrofloxacin’infarmakokinetikdeğerlendirmesi.BritishPoultryScience,38:164-168,1997.3Warrenet.al,Tavuklardatilmikosininoralyollauygulanmasınıtakibenakciğervehavakesesikonsantrasyonları.Journ.Vet.Pharm.and Ther.,20(supl.1):181-218,1997.4Scorneaux,B.andShryock,T.Tavukfagositlerindetilmikosininhücreiçibirikimi,dağılımıveefluksu. PoultryScience,77(10):1510-1521,1998.5Elancodenemeleri,T5DTL9901&T5DJD9901.Datamevcuttur.PulmotilisatrademarkforElanco’sbrandoftilmicosin.Elanco,PulmotilandthediagonalcolorbararetrademarksofEliLillyandCompany.©2006ElancoAnimalHealth.Allrightsreserved.(PO0626)

Beşeri üretim standartları garantisinde kalite, güvenilirlik ve sağaltıcı etki

Yüksek ürün safiyeti, potensi ve stabilitesi sağlayan “tek süreçli sıvı

formülasyon üretimi”

Ürünü 3 yıla kadar UV ışını, oksidasyon ve neme bağlı degradasyondan koruyan

orijinal ambalaj*

Ekonomik kayıpları durduran hızlı ve uzun klinik etkinlik2,3

Enfeksiyonla mücadele eden makrofaj ve heterofiller içinde yüksek

konsantrasyon4

Solunum yolu enfeksiyonlarındaki gücü ile klinik etkinlik ve performans arasında

denge sağlar5

Neden Pulmotil®AC, Mikoplazma1 ile mücadelede “1 numaralı” ürün.

Elanco Hayvan SağlığıLilly İlaç Tic. Ltd. Şti.0216 554 00 00

BİLEŞİMİ: Pulmotil AC Oral Çözelti; bal renkli bir çözelti olup, her mL’sinde 250 mg tilmikosin aktivitesine eşit tilmikosin fosfat içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER: Tilmikosin, makrolit grubundan semisentetik bir antibiyotiktir. Bakteri hücresinde protein sentezini inhibe ederek etki gösterir. Antibakteriyel spektrumunda; mikoplazma türleri, Gram-pozitif ve bazı Gram-negatif mikroorganizmalar bulunur. Anılan mikroorganizmalar için tilmikosinin MIC değerleri şu şekildedir:Mikroorganizma MIC (mg/ml)Mycoplasma gallisepticum 0.048Clostridium perfringens 3.12Mycoplasma synoviae 0.025Staphylococcus aureus 0.78Chlamydia psittaci 0.1Actinomyces pyogenes 0.024Ornithobacterium rhinotracheale 0.03Salmonella typhimurium > 50Pasteurella multocida 6.25Escherichia coli 50Kanatlılara oral yolla uygulandığında tilmikosin hızla emilerek kana karışır. Yine hızlı bir şekilde serumu terkederek düşük yoğunlukta pH’a sahip enfeksiyon bölgelerine göç eder. Uygulamadan 6 saat sonra akciğerler ve hava keselerinde tilmikosine rastlamak mümkündür. Tilmikosin, safra ve idrar yoluyla atıldığından, karaciğer ve böbreklerde de oldukça yüksek konsantrasyonda bulunur. KULLANIM YERİ / ENDİKASYONLARI: Pulmotil AC Oral Çözelti, etçi tavuk ve hindilerde Mycoplasma gallisepticum, M. synoviae, Ornithobacterium rhinotracheale, Pasteurella multocida ve tilmikosine duyarlı diğer mikroorganizmaların yol açtığı solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZU: Veteriner hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde; Her litre suya 75 mg tilmikosin (60 mL Pulmotil AC Oral Çözelti / 200 litre) katılır. Bu, günlük 15-20 mg/kg canlı ağırlık dozuna karşılık gelmektedir. Uygulamaya 3 gün devam edilmelidir. Hastalık sonrasında tedaviye 1-2 gün devam edilmelidir. İlaçlı su her gün taze olarak hazırlanmalıdır. İSTENMEYEN ETKİLER: Tilmikosin, güvenli bir madde olup, belirtilen dozlarda ve hayvan türlerinde kullanılması durumunda herhangi bir yan etki görülmez. İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ: Fenikoller, linkozamidler ve diğer makrolid antibakteriyeller ile antagonizma nedeniyle birlikte uygulanmamalıdır. GIDALARDA İLAÇ KALINTI UYARILARI: İlaç Kalıntı Arınma Süresi (i.k.a.s.): Tedavi süresince ve son ilaç uygulamasından sonra etçi tavuklar 14, hindiler 10 gün geçmeden kesime gönderilmemelidir. Yumurtası insan gıdası olarak tüketilen hindi ve tavuklarda kullanılmamalıdır. KONTRENDİKASYONLARI: Belirtilen dozlarda hedef türler için kontrendikasyonu yoktur. Diğer hayvan türlerinde kullanılmamalıdır. GENEL UYARILAR: Kullanmadan önce ve beklenmeyen bir etki görüldüğünde veteriner hekime danışınız. Çocukların ulaşamayacağı yerde bulundurunuz. DOZ AŞIMI VE ALINACAK ÖNLEMLER: Tilmikosin, kanatlı hayvanlar için oldukça güvenli olup; 5 gün süreyle 375 mg/kg dozda uygulandığında herhangi bir yan etki görülmemiştir. UYGULAYICININ ALMASI GEREKEN ÖNLEMLER: Pulmotil AC Oral Çözelti’nin deri ile teması iritasyona yol açabilir. Ürünün kullanımı sırasında koruyucu eldiven ve elbise giyilmelidir. Uygulama sonrasında eller yıkanmalıdır. Deri ile temas durumunda, ilgili yerler yıkanmalıdır. Gözle temas ettirilmemelidir. Göz ile temas durumunda gözler iyice yıkanmalıdır. MUHAFAZA ŞARTLARI VE RAF ÖMRÜ: Direkt güneş ışığı almayan yerlerde ve 30 °C’nin altında, dondurulmadan saklayınız. Raf ömrü imal tarihinden itibaren 3 (üç) yıldır. Şişenin kapağı açıldıktan sonra ürün 3 ay süre içerisinde tekrar kullanılabilir. TİCARİ TAKDİM ŞEKLİ: Karton kutu içinde, 60 mL, 240 mL ve 960 mL’lik bal renkli PEN şişelerde sunulmaktadır.SATIŞ YERİ VE ŞARTLARI: Veteriner hekim reçetesiyle veteriner muayenehanelerinde ve eczanelerde satılır (VHR). PROSPEKTÜS ONAY TARİHİ: 17.12.2004 TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI RUHSAT TARİH VE NO.SU: 20.12.2000 – 7/681 RUHSAT SAHİBİ VE ADRESİ: Lilly İlaç Ticaret Ltd. Şti. Kısıklı Caddesi Kuşbakışı Sokak No:6/3 Altunizade / İstanbul ÜRETİM YERİ: COC Farmaceutici S.r.l., via Modena 15, 40019 S. Agata Bolognese(BO), İtalya - Elanco International (a division of Eli Lilly S.A., Cenevre, İsviçre) lisansıyla üretilmiştir. ElancoTM, Pulmotil ® ve çapraz logo Eli Lilly and Company’nin tescilli ticari markalarıdır.

Page 18: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA16 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Tablo 2: Avian Influenza virüsları için gerekli Laboaratuar Biyogüvenlik düzeyleri

Tablo 3: Laboratuar Biyogüvenlik seviyelerine göre alt yapı ve tasarım gerekleri

RİSK GRUBU Mikroorganizma

2 Yüksek patojen AI H5N1 virüsü dışında kalan Avian Influenza virüsları

3 Yüksek patojen AI H5N1

- Teşhis amacıyla HPAI H5N1 için şüpheli marazi maddeden nukleikasit ekstraksiyonu ve

Real Time PCR uygulamaları BSL-2 Laboratuarlarında çalışılabilmektedir.

- Yüksek Patojen AI H5N1 virüsün çoğaltılması ve hayvan deneyleri BSL-3 laboratuarı gerektirir.

Gerekli Özellikler

Laboratuar Biyogüvenlik seviyesi

1 2 3 4

Laboratuarın izolasyonu Hayır Hayır Evet Evet

Kolay temizlenebilir yüzeyler Hayır Evet Evet Evet

Monoblok zemin kaplama Hayır Tavsiye edilir Tavsiye Edilir Evet

Monoblok tavan kaplama Hayır Hayır Tavsiye edilir Evet

Odanın buhar sterilizasyonu için tamamen kapatılabilmesi Hayır Hayır Evet Evet

Özel havalandırma

İçeriye doğru hava akımı Hayır İsteğe Bağlı Evet Evet

Kontrollü hava akımı sağlanması Hayır İsteğe Bağlı Evet Evet

Dış ortama atılan havanın HEPA filtreden geçtikten sonra atılması

Hayır Hayır Evet/Hayır Evet

Çift kapıdan giriş Hayır Hayır Evet Evet

Hava kilidi (air lock) Hayır Hayır Hayır Evet

Giriş alanı Hayır Hayır Evet -

Duşlu giriş alanı Hayır Hayır Evet/Hayır Evet

Sıvı atıkların dekontaminasyonu Hayır Hayır Evet/Hayır Evet

Otoklav

Laboratuar yanında (aynı katta veya ulaşılabilir durumda) Hayır Hayır Evet Evet

Laboratuar içinde Hayır Hayır Tavsiye edilir Evet

Çift yönlü (kapılı) otoklavdan geçiş Tavsiye edilir Evet

Biyogüvenlik kabini Hayır Tavsiye edilir Evet Evet

Personeli izleme Hayır Hayır Tavsiye edilir Evet

Ülkemizde Bulunan Kuş Gr ib i Laboratuar la r ın ın A l t Yapıs ın ın Güçlendi r i lmesi (Bs l -3 ve Bs l-2)

Page 19: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

Esas itibariyle belli risk grubu içerisinde tanımlanan bir mikroorganizma için gerekli çalışma koşulları o risk grubu için tanımlanan seviye için geçerlidir. Ancak bu durum her zaman doğru olmayabilir. Ör-neğin; risk grup 2 içerisinde tanımlanmış bir mikro-organizmanın kültüre edilmiş veya yoğun mikrobiyal çalışmaları, dolayısıyla yüksek konsantrasyonda ae-rosol riski olan durumlarda BSL-3 uygulamaları ve alt yapısı gerektirebilir. Avian Influenza virusları için de benzer bir durum söz konusudur.

Her ülke, bölge veya laboratuar, çalışacağı mikro-organizmanın bulunduğu risk grubu yanında yapa-cağı çalışmalardaki tehlikeleri ve potansiyel riskleri çok iyi hesap etmelidir. Çalışmaların hangi düzeyde yapılması gerektiği her risk grubu için az çok bilin-mesine rağmen bir laboratuarın çalışacağı deney ve ayrıntılı çalışma sistematiği profesyonel risk analizi

yapılmadan kolaylıkla söylenemez. Biyogüvenlik se-viyeleri için gerekli alt yapı ve tasarım Tablo 3’te özetlenmiştir.

Yürütülen projeler kapsamında ülke ve bölge ihtiyaç-ları, laboratuarların görev ve sorumlulukları ticari ka-natlı işletmelerinin yoğun olarak bulunduğu bölgeler dikkate alınarak planlama yapılmıştır. Buna göre Etlik Veteriner Merkez Araştırma Enstitüsü, Bornova ve Pendik Veteriner Kontrol Enstitülerine BGS-3 olan ve Adana, Elazığ, Erzurum, Konya ve Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsüne ise BGS-2 + düzeyinde labora-tuarlar kurulmuştur. Kurulan BGS-2 laboratuarlarının alt yapısı, normal koşullarda bu güvenlik seviyesinde zorunlu olmayan bazı teknik donanımlara sahip oldu-ğu için BGS-2+(plus) olarak tarif edilmiştir(Resim 1 ve 2).

Resim 1 ve Resim 2- BSL2+ laboratuarlarının genel görünümü

Resim2: BGS-3 laboratuarı girişindeki sızdırmaz kapılar Resim3- Nekropsi odası, pas box ve çift kapılı otoklav

Ülkemizde Bulunan Kuş Gr ib i Laboratuar la r ın ın A l t Yapıs ın ın Güçlendi r i lmesi (Bs l -3 ve Bs l-2)

Page 20: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA18 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

P-İLAN(21x29)-VETERİNER/TAV-2.indd 1 16.08.2012 14:31

BGS-3 Laboratuarları

Risk grubu 3 mikroorganizmaları ve yüksek hacim-

lerde veya yüksek konsantrasyonlu risk grubu 2 mik-

roorganizmaları ile çalışmak için dizayn edilmiştir.

Biyogüvenlik Seviye 3 güvenlik bariyeri, operasyon

ve güvenlik programlarının Biyogüvenlik Seviye 1 ve

2 gibi temel laboratuarlara göre güçlendirilmesini

gerektirir. Bu nedenle BGS-3 laboratuar kurulmasın-

da ciddi mali kaynaklara ihtiyaç vardır. Kurulan bu

laboratuarların ise mali ve teknik yük getirmesine

rağmen sürekli çalışır durumda tutulmalıdır. Aksi

takdirde laboratuarın çalıştırılmak istendiği her se-

ferinde havalandırma sistemleri başta olmak üzere

bütün sistemlerinin yeniden gözden geçirilmesi, ak-

redite kuruluşlar tarafından validasyonunun yapıl-

ması gerekmektedir. BGS-3 laboratuarında çalışma

koşulları da yüksek koruma ve korunma esasına gö-

redir. Bu edenle çalışan personelin bu güvenlik sevi-

yesinde çalışma kuralları ile ilgili eğitimleri almış,

bir laboratuar kazası ya da acil durumda ne yapa-

cağını bilen donanıma sahip olması gerekir. Bu ko-

nuya örnek teşkil etmesi için Etlik Veteriner Kontrol

Merkez Araştırma Enstitüsü’nde bulunan BGS-3 Kuş

Gribi Laboratuarından örnek resimler sunulmuştur

(Resim3,4,5,6,). Proje kapsamında gerçekleşen alt

yapı iyileştirmeleri, alet ekipman temini ve eğitim-

ler sayesinde sadece Avian Influenza ve Newcastle

hastalıkları için değil ülkemizde sorun teşkil eden di-

ğer infeksiyöz kanatlı hastalıklarının teşhisi, kontro-

lü ve önlenmesi konusunda uluslararası standartlara

uygun bir şekilde çalışır hale gelmiştir. Enstitülerin

alt yapılarının güçlendirilmesi uluslararası ticarette

önemli yer tutan kanatlı sektörümüzün de elini güç-

lendirmektedir.

KaynaklarBiosafety in Microbiological and Biomedical Laboratories (2009).Centers for Disease Control and Prevention (CDC). 5th ed.

Laboratory Biosafety Manual (2004).World Health Organization (WHO) 3rd ed.

Ceyhan İsmail (2005). Biyogüvenlik Laboratuar Seviyeleri ve Biyo-güvenlik Kabinlerinin Seçimi, Kullanımı ve Bakımı. 4. Ulusal Steri-lizasyon ve Dezenfeksiyon Kongresi 608-633

Resim4- Virüs izolasyon ve identifikasyon odası ( biyogüvenlik kabinleri,

tek parça zemin, duvar ve tavan kaplaması)

Resim 5- İzolatör odası (Avian Influenza virüsları için, IVPI Newcastle

virüsleri için ICPI testleri için ) – odadaki sızdırmaz ve açılamayan çift cam

Resim 6- BGS3 laboratuarında çalışılırken mutlaka bulunması gereken

kişisel koruma kıyafet ve ekipmanları.

Ülkemizde Bulunan Kuş Gr ib i Laboratuar la r ın ın A l t Yapıs ın ın Güçlendi r i lmesi (Bs l -3 ve Bs l-2)

Page 21: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

P-İLAN(21x29)-VETERİNER/TAV-2.indd 1 16.08.2012 14:31

Page 22: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA20 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Prof.Dr. Zafer Karaer

Ankara Üniversitesi Veterineer Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı, Ankara.

E-Posta: [email protected]

TAVUK YETIŞTIRICILIĞINDE İŞLETME ANLAYIŞININ ÖNEMIMektup” Dergisi için yazı istenildiğinde elbette yazı-nın içeriği tavuk olmalı diye düşündüm; daha önceki sayılarında etlik piliçlerde sorun olan coccidiosis ve yumurta tavukçuluğunun problemlerinden dermany-ssus ile ilgili alanımın tavukçulukta ki en önemli konularında yazmıştım. Şimdi ne yazabilirim diye düşünürken; bu sefer de alanımla direk ilgili olma-yan, ancak alanımdaki ve dışındaki bir çok hastalı-ğın ortaya çıkmasında rol oynayan bir konu ile ilgili yazmayı uygun buldum. Çünkü bizler hep hastalıklar çıktıktan sonra ki durumla ilgili düşünüyor ve doğ-rudan hastalığın çaresine bakmaya çalışıyoruz. Oysa hastalanmadan önce onun da sağlıklı bir birey oldu-ğunu ve ne oldu da sağlığının bozulduğunu hangi bi-reyin, ya da bireylerin niçin, nasıl, ne zaman, nerede hastalandığını, hastalığın çıkış nedenlerini maalesef düşünmüyoruz. Hastalandı! Ya da hastalık çıktı! ta-mam hemen mevcut ilaçlardan birini ya da birkaçını uyguluyoruz. Tabii ki burada sürü yetiştiriciliği söz konusu olduğu için hastalarla birlikte sağlıklı olanla-ra da ilaç verilmiş olunuyor. Ancak verilen ilaçların atıklarının çevre kirliliği ve eko-sistem tahribi; ette, yumurtada birikiminin gıda kirlenmesi ve tüketici, insan sağlığının tehdidi, hastalık etkenlerinin de direnç kazanması ve zamanla ilacın etkisinin azal-ması veya ortadan kalkması olarak dönüşümleri dik-kate alındığında; hastalıkların hastalık oluşturmadan önce düşünülmesi gerektiği gerçeğini açıkça ortaya koymaktadır. Bunun yolunun ise iş-letme anlayışından (management) geçtiğini ifade etmek , sorunu çö-züm noktasına getirmektir.

Tavukçulukta İşletme anlayışı ile il-gili fikirlerim 2005-2010 yılları ara-sında yürüttüğüm “Türkiye’de Etlik Piliçlerde Coccidiosis’e karşı aşı” projesi esnasında gelişti ve pekiş-ti. Bu proje ile birlikte Türkiye’de broyler yetiştiriciliği yapılan bütün işletmeler temsil edebilecek şekil-de yaklaşık 1200 kümes coccidosis bakımından incelenmiş, , ayrıca projenin istatistikçi takımı tarafın-

dan da işletme anlayışı bütünüyle değerlendirilmiş ve Türkiye’de broyler yetiştiriciliğinde coccidio-sis için risk faktörleri belirlenmiştir. Yine bu süreç-te broyler dışında kuluçka ve yumurta tavukçuluğu yapan ve yem üreten profesyonel işletmecilerle de görüşülmüş. Sonuçta işletme anlayışının tüm sektör-lerde olduğu gibi tavukçuluk sektörünün her dalında önemli olduğu anlaşılmıştır.

Öyle ki, işletme anlayışının; broylerde canlı ağırlık artışı, yemden yararlanma ve mortalite üzerine; yumurtacılarda yumurta verimi ve kalitesi ile yem tüketimi ve mortalite üzerine; damızlıklarda ise yu-murta verimi, kuluçka randımanı ve yem tüketimi üzerine etkileri ile birlikte pek çok enfeksiyöz ve enfeksiyöz olmayan hastalıkların çıkışında doğrudan etkili olduğu, hatta en önemli faktör olduğu söyle-nebilir.

İşletme anlayışı olarak ilk kural kümeslere giriş çıkış tam kontrollü olmalı ve tüm dezenfeksiyon kaidele-rine uyulmalıdır. Kümese giriş çıkış kurallarının tam uygulanmadığı işletmeler her zaman hastalıklar ba-kımından risk altındadırlar. Mikroorganizmaları taşı-yan daha büyük organizmalar (kuş, böcek, fare v.s.) yüzünden işletmeler inşa edilirken biyolojik hareket-liliği en az olan bölgeler seçilmeli, kümeslere giriş çıkışlar kontrol altına alınıp çok önemli bir durum olmadıkça ziyaretçi kabul edilmemelidir.

Sektör lideri 43 yıllık tecrübemizle, doğal buğday ve mısır ile üretilen yemlerimizi kullanarak, AB standartlarında, gıda güvenliğine uygun, toplum sağlığını ön planda tutarak üretim yapıyoruz...

köklü geçmişimiz,başarılı geleceğimizdir.

Tavuk Yet iş t i r ic i l iğ inde İş le tme Anlay ış ın ın Önemi

Page 23: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu
Page 24: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA22 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Alanım ile ilgili broyler yetiştiriciliğinde en çok eko-nomik kayıplara yol açan coccidiosis’te hastalıktan korunma amacıyla yemlere antikoksidial ilaçlar katılsa, hayvanlara aşı yapılsa bile işletme anlayı-şı uygun değilse enfeksiyon kaçınılmazdır. İşletme anlayışı olarak; çiftlikteki kümes sayısı, havalandır-ma sistemi, çatı izolasyonu, altlık materyali, altlık materyalinin güvenli bir uzaklığa atılması, birim alandaki civciv sayısı, yemlik ve suluk yükseklikleri, kümeste giriş odasının olması, kümes çevresi veya içinde kemirgenlerin varlığı, iki yetiştirme dönemi arasındaki süre, piliçlerin başka bir salgın hastalık geçirmesi veya geçirmekte olması gibi değişkenler coccidiossisin çıkmasında risk faktörleri olarak be-lirlenmiştir.

İşletme anlayışı bakımından havalandırmanın yeterli olmadığı kümeslerde yüksek amonyak düzeyi oluşur, bu da oksijen alımını azaltarak doku ve hatta hücre-lerde de oksijen yetersizliği sonucu enerji metabo-lizmasını aksamasına neden olur. Bu durum damar çeperlerindeki basınç değişimi ile birlikte asitesin gelişmesini tetikler. Bu seyir esnasında oluşan strese bağlı E.coli enfeksiyonları kaçınılmaz olur. Takiben de kümeste coccidiosis patlak verir ve mortalite ora-nı hızla yükselir. Keza çok sıkışık kümesler ve yüksek amonyak yüzünden bağışıklık sistemi zorlanmış olan civcivlerde koli enfeksiyonu ve bunla bağlı olarak coccidiosis görülür. Ayrıca yüksek amonyak düzeyli ortamlarda uzun süreli kalınırsa amonyak sindirim sisteminde bozukluklara neden olmakta ve sonuçta, zamanla dışkıda sindirilmemiş yem parçaları görül-mekte (çiğ atma) ve bir süre sonra enterit tablosu ile birlikte yine coccidiosis ortaya çıkmaktadır. Ay-rıca kümes içi amonyak miktarının artması solunum sistemini de irkilttiği için enfeksiyöz bronşit ve kro-nik respiratorik disease gibi solunum sistemi enfek-siyonlarının çıkmasında da hazırlayıcı faktördür.

Uygun olmayan havalandırma ile yem ve suyun zamanında ve uygun şekilde verilmemesi gibi işletme anlayışı so-nucu kanatlıların sindirim ve solunum sistemi kanallarında flora oluşturan saprofit olarak yaşayan ve belli öl-çülerde organizmaya fayda sağlayan bazı mikroorganizmalar, patojen hale geçerek enfeksiyöz nitelik kazanabil-mektedir. Yine viral bir hastalık sey-rinde, iyi bir hastalık yönetimi olmaz-sa sekunder bakteriyel enfeksiyonlar kaçınılmaz hale gelmektedir.

Görüldüğü gibi işletme anlayışı bakı-mından havalandırma özellikle broy-

ler yetiştiriciliğinde çok daha önemlidir. Ortalama 35 gramla hayata başlayan civciv 42. gün sonunda 2500 gram canlı ağırlığa erişmektedir. Bu çok hızlı bir metabolizmadır ve bu metabolizmada 1 kg can-lı ağırlık için saatte 4 metreküp havaya (rakım 850 metreye göredir) ihtiyaç vardır. Kümese bir saatte 4 metreküp havanın girmesi için ise 2 santimetre kare pencere alanı gerekmektedir. Bu havanın girdikten sonra çıkması için 1 kg canlı ağırlık için 1 santimetre kare baca alanı gerekmektedir.

Eski kümeslerde havalandırma, pencereden temiz havanın girmesi ve bacadan kirli havanın çıkması esasına dayanmaktadır. Kış ve yaz ayları için bir ta-kım zorlukları vardır. Bu tip kümeslerde ısınan hava yukarıya çıktığı için havalandırma yapılırken kış ay-larında kümes içi ısıtma maliyetleri çok yükselir. Bu yüzden üreticiler sobayı yakmak istemezler, buna karşılık havalandırma içinde pencereyi açmazlar. Havalandırma için pencereyi açıp, ısıtmak için soba yakmak yerine, kış aylarında hem de. Bunda ısınma maliyetlerinin yüksek olması çok etkilidir. Bu yüzden kış aylarında hastalıkların görülme sıklığı diğer ayla-ra göre daha fazladır.

Broylerde son yıllarda kümeslerin çoğunluğu kapalı sistem kümesler olarak tasarlanmıştır. Bu kümesler-de içerdeki amonyak seviyesine göre fanlar çalışa-rak, kümes içi havanın temizlenmesi gerçekleştirilir. Sistem bilgisayar kontrolündedir. Bu tür işletmelerin en tehlikeli yanı elektrik kesilmelerinde jeneratörün devreye girmemesi sonucunda ölümlerin görülmesi-dir.

Her alanda olduğu gibi tavukçuluk sektörünün de her dalında işletme anlayışı önemlidir.

Selam, sevgi ve saygılarımla…

Tavuk Yet iş t i r ic i l iğ inde İş le tme Anlay ış ın ın Önemi

Page 25: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

C M Y CM MY CY CMY K

Page 26: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu

MEKTUP ANKARA24 Yıl: 2012 Cilt: 10 Sayı: 3

Dergi Yaz ım Kura l la r ı :

1-Derginin yayın dili Türkçedir.

2-Dergide yayınlanacak yazıların bir kısmı veya tamamı başka bir yerde yayınlanmamış olmalıdır.

3-Yazıların tamamı şekil ve tablolar dahil olmak üzere orijinal bilimsel araştırmalarda 15, derlemeler-

de 10 , gözlemlerde ve kısa bilimsel çalışmalarda 5 sayfayı geçmemelidir.

4-Araştırmaya konu olan maddelerin ve ürünlerin ticari adları kullanılmamalıdır.

5-Ürünlerin ticari adları ile karşılaştırılmalarına yönelik araştırmalar derginin ilgi kapsamı dışındadır.

6-Derlemeler orijinal olmalı ve en son yenilikler içermelidir.

7-Yazılar Microsoft Word programında , A4 (21cm x 29.7 cm ) ,1.5 satır aralıklı üst , alt ve sol kenar-

larda 3 cm , sağ kenarda 2 cm boşluk bırakarak 11 punto ve Times New Roman karakteri kullanılarak

yazılmalı.

8-Araştırma makalelerinde Türkçe başlık ,parantez içinde ise İngilizce başlık , yazar / yazarların adları

(soyadı büyük harflerle ) ,yazar /yazarların çalıştıkları kuruma ait bilgiler Türkçe olmalıdır. Yazarların

isimlerinin olduğu yerde e-mail adresleri olmalıdır.

9-Çevirilerde kaynak çevirilerinde temin edilebilir .

9-Dergide yayınlanan yazılarda her türlü sorumluluk yazarlarına aittir.

10 -Yazıların yayınlanma iznine ve yarın sırasına yayın kurulu yetkilidir.

11-Yazılar [email protected] adresine e-mail ile gönderilmelidir.

Dergi Yazım Kuralları:

Page 27: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu
Page 28: Türkiye’de İnfeksiyöz Bronşitis’in İlk Durumu ... · lar, Avibacterium paragallinarum (infeksiyöz Koriza) ve Pasteurella multocida (kolera) gibi diğer primer solunum yolu