Top Banner
AKADEMiK ve Yaz Dönemlerinde, Kez Uluslar Hakemli Bir Dergidir. 71 Konya- 2009
18

TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

Jul 10, 2019

Download

Documents

danghuong
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ

AKADEMiK ARAŞTIRMALAR DERCİSİ

Kış ve Yaz Dönemlerinde, Yılda İki Kez Yayınlanan Uluslar Arası Hakemli Bir Dergidir.

Sayı 71 Kış

Konya- 2009

Page 2: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

18. YÜ,ZYIL MİNYATÜR SANATlNDA OSMANLI KADlN MODASil

Yrd. Doç. Dr. Fatma KOÇ*

Özet: 18. yüzyıl Osmanlı'nın toplumsal her alanda bahya açıldığı ve değişikliklerin yaşadığı bir yüzyıl olarak dikkatleri çeker. Bu dönemde, toplurnun elit kesiminin yapısıyla ilişkili olarak beliren rnahrern hayatm dışa açılınası ıninyatür sanahnı da büyük ölçüde etkilemiştir. Osmanlı sarayının yüzyıllar boyu Saray nakkaşhanelerinde yapılan ıninyatürlü el yazma kitapları, dönernin giysilerini en iyi şekilde sunan önemli eserler konumunda olmuştur.

Çalışmanın çıkış noktasını 18. yüzyılda Osmanlı' da görülen değişimler belirlerniştir. Değişimlere bağlı olarak ıninyatür sanatmda kullanılan figürler üzerindeki giysileri inceleyip devletin bahya yönelmesi ve bahda karşılaşılan "yeni dünya" etkilerinin giysilere ne şekilde yansıdığırun belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, ıninyatürlerdeki figürlerin üzerindeki giysi özellikleri, dönerne ait eldeki giysi örnekleri ve yayınlanan literatürdeki bilgiler ile karşılaştırılmış ve bir senteze gidilerek açıklanmaya çalışılmıştır. Anahtar kelimeler: Minyatür, Osmanlı, Kadın, Moda, Giysi

Ottornan Women' s Fashion In the 18th Century Miniature Art Abstract:18th century is characterized as a period when the Ottornan Ernpire has opened up to the West in all social areas and transforrnations have taken place. During this period, opening up of the confidential life that has appeared in relation to the structure of the elite part of the society has alsa had a great irnpact on the rniniature art. Miniature-illustrated rnanuscripts produced in vignette workshops in the Ottornan Palace have been irnportant works dernonstrating the period' s clothing in the best rnanner.

The starting point of this study is rnarked by the changes taking place during the 18th century. Our purpose, based on these changes, was to study the figures on clothing used in the rniniature art and find out how the influences of the nation's orientation to the West and the "new world" encountered in the West have been reflected on clothing. The study cornpares the clothing features on figures in rniniatures with the available clothing saınples of the period and information in published literature and tries to reach a synthesis and rnake an explanation. Keywords: Miniature, Ottornan, Wornan, Fashion, Clothing

1 Bu çalışma CIEPO 18, International Commitlee of Pre-Ottoman and Ottoman Studies (Zagreb, Hırvatistan) Sempozyumuncia sözlü bildiri olarak sunulmuştur. *Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Giyim Endüstrisi ve Moda Tasanmı Eğitimi Bölümü

82

Page 3: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

1. Giriş Genel bir tamrnlamayla yazma eserlerde anlablan olaylan görselleştirmek

üzere yapılan kitap resimlerine rninyatür denilmektedir ( Mahir, 2005: 15). İslamiyet'ten önce Uygur Türklerinde oldukça gelişmiş örnekleri görülen rninyatür sanalı İslamiyet'ten sonrada ele alınan eserlerde kendini göstermiştir. Minyatürlerde renkli ve süslü zerninler, çerçeveler, salınelerdeki dinamizm ve hareket, vücutlardaki kıvnrnlar, figürlerden kalan boşluklara yerleştirilen süsleme motifleri, yapıldığı dönernin yaşam tarzını açıkça belirten en önemli belgeler niteliğindedir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, tekstil ve giyim ürünleri, hem zengin kültür rniraslarıyla, hem de rekabet gücüne sahip olan üretirniyle, neredeyse birer giysiden daha çok, görsel bir iletişim dili biçimine dönüşmüştür. Özellikle iletişim dili açısından üzerinde çok durulan ve devlet düzeyinde titizlikle denetlenen bir konu olmuşhır. Osmanlı sarayının yüzyıllar boyu saray nakkaşhanelerinde yapılan rninyatürlü el yazma kitaplan dönernin giysilerini en iyi şekilde sunan görsel eserler konumunda karşımıza çıkmaktadır.

Bu araşhrrna temel olarak üç sanatçının eserleri üzerinde yoğunlaşınıştır. Nakkaş Levni, Buhari ve Fazıl Bin Tahir Enderuni'dir. Bu sanatçıların seçilmesinin nedenleri; sanatçıların 18. yüzyılın başlarından sonlarına kadar birbirini takip eden yıllarda eserler vermiş olmalan, kadın, erkek figürleri ile sosyal olaylan içeren konulara yer vermeleri ve en önemlisi 18. yüzyılda kendi sanat dallan içinde görülen değişimleri en iyi yansıtan sanatçılar olmalarıdır. Çalışmanın çıkış noktasını 18. yüzyılda Osmanlı' da görülen değişimler belirlemiştir. Değişimlere bağlı olarak rninyatür sanatmda kullanılan figürler üzerindeki giysiler incelenip, dönernin giyim özellikleri ile karşılaştırılarak, devletin balıya yönelmesi ve balıda karşılaşılan "yeni dünya" etkilerinin giysilere ne şekilde yansıdığının belirlenınesi amaçlanmıştır.

1.1. Osmanlı minyatür sanatında giyim

18. yüzyıl Osmanlı'nın toplumsal her alanda değişiklikler yaşadığı bir yüzyıl olarak dikkatleri çeker. Bu dönernin eserlerinde Osmanlı rninyatür sanalının geleneksel kurallannın yanı sıra detaylarda üçüncü boyulım arandığı, Osmanlı toplumundaki azınlık sanatçıların balı estetik kurallarına uygun eserler yaplıklan görülür. Yüzyılın ikinci yarısına doğru bu ilgi giderek artmış ve Osmanlı rninyatürü yerini tamamen balı sarıalı kurallarına uygun eseriere bırakmısın (Atbas,2007). Bu dönemde, toplurnun elit kesiminin yapısıyla ilişkili olarak beliren mahrem hayatm dışa açılması rninyatür sarıatını büyük ölçüde etkilemiştir. Osmanlı rninyatür sanalının son parlak döneınieri olan 18. yüzyılın ilk yarısı ( neo-klasik evre ( 1700-1750) ( And, 2002:33) Sultan m. Ahmed'in saltanat yıllanna (1703-30) rastlamaktadır. Bu dönemde yenilik arzusunun temelinde (özellikle de Lilie Devri'nde) dünyevi zevkleri tatma duygusu ön plana çıkınışhr. Bu süreç, Osmanlının dışa açılışının kültür ve sanalın yeni bir. ivme kazanışının başlangıcı olarak kabul edilir. Sonuçta 19.

83

Page 4: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

ı Yüzyılda ağırlığıru iyiden iyiye hissettiren Batılılaşmanın bazı direnmelere karşın devarn etmesi kaçınılmaz olmuştur.

Levrıi'nin 1710-1720 yılları arasında saray için resmettiği kırksekiz kadın ve erkek tasvirilli içeren kıyafet albümü mevcuttur. İçlerinde Avrupalı yada İranlı gibi farklı uluslardan tipierin yer aldığı bu figürler arasında müzik yapan, gül koklayan saçını düzelten, içki içen kadın ve erkekler ev yada sokak kıyafetleri ile betimlenrrıiştir (Mahir, 2005: 78). Levrılnin resimlediği, günün modasına göre giyimli çesitli sınıflara mensup kadın ve erkek tasvirlerinin yer aldığı bir albüm ile Osmanlı sultanlarının portrelerinin bulunduğu Silsilename adlı bir diğer albümdür ( Atbas, 2007 ).

Geleneksel Mirıyatür tekrıiği ile çalışan son nakkaşlardan birisi de Abdullah Buhari' dir. I. Mahmut döneminde (1730- 1754 ) çalışhğı anlaşılan sanatçını fırçasından çıkan tek figür kadın ve erkek tasvirleri saray çevresi için hazırlanmış albümlerde topianmışhr. Buhari'nin çalışmaları tek modelı:; bakarak yapılmış gibidir. Bu tasvirler dönemin ev içi kadın modasını ve farklı etrıik grupların kıyafet tarzlarını belgelernesi bakımından önem taşır (Mahir, 2005: 80).

1750'li yıllardan sonra eserler sunan ve dönemin sevilen şairlerinden biri olan Fazıl Enderurıi'nin çeşitli kavimlerin erkek güzellerilli anlathğı "Huban­name" ve kadın güzellerilli anlathğı "Zenan-name"sinin minyatürlü kopyalarında, kıyafetleriyle verilen çeşitli tipler suluboya tekrıiği ile resmedilmiştir ( Mahir, 2005: 81 ve And 2002: 374). 18. yüzyılın ikinci yarısındaki Osmanlı yaşarn biçimini ve figürlerin üzerinde yer alan kıyafetlerle dönemin modasını bizlere sunan önemli sanatçı Fazıl bin Tahir Enderurıi daha çok gazelleriyle ünlü bir şairdir. "Huban-name", "Zenan-name", "Defter-i Aşk", "Çengi-name" gibi eserlerinde halk yaşayışından örnekler vermiştir. Mahalle baskınları, kadınlar hamarnı gibi gerçek olayları da kaleme almışhr.

Resim 1 Levni imzalı 1720-25 Müzisyenler 1SM. H.2164, y. lSa Resim 2 Abdullah Buhari imzalı 1745 Osmanlı hanımlan İÜK T.9364, y.12a Resim 3 Fazıl Enderuni imzalı 1750 civan Doğuran Kadın "Zenan-name" İÜK T 5502

84

Page 5: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

18. yüzyıl Osmanlı sanat dünyasında büyük değişikliklerin ve atılımların yaşandığı bir dönem olarak dikkati çeker. Dolayısıyla bu yüzyılda yeni bir sanat ortamı, hayalı ve anlayışının yeşermiş olması önemlidir. 18. ve 19. Yüzyıl

Osmanlının bir dünya devleti olarak eski önemirıi yitirdiği Balının askeri,· siyasi ve teknik alanlardaki üstünlüğünü kabul ettiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde özellikle Fransızlar Osmanlının her yanına yayılmaya başlayarak sosyal hayat üzerinde etkili olmaya başlamışlardır ( Renda 1977: 16-17). Asrın en gözde dönemi ise Ulle Devri' dir. 18. yüzyılın ilk yarısında hayat bulan Ulle Devri padişahı ID . .AıWı.et (1703-1730) tarafından 1720 yılında Fransa'ya gönderilen (Rada, 2006:1) Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin seyahati, Balıya açılan ilk pencere olarak kabul edilir ( Mahir, 2005: 77, İrepoğlu, 1999: 17). Sefirin dönüşüyle birlikte, "Balı, 18. yüzyılda beğenilen, taklit edilen bir prestige­culture haline gelir" (İrıalcık, 1993: 427). İşte bu beğeni ve taklitler ile birlikte yeni bir yaşama ve kişisel zevklerin ortaya çıkmasına neden olur. Osmanlı' da sırurlı bir kesim de olsa arhk bireysel inançlar ve zevkler peşinde koşmaya başlamıştır.

Bu dönemde yüzyıllar boyunca hareminden dışarı çıkamayan, kadınların dışarıya çıkmaya başladığı, topluca mesire yerlerine gidildiği, Göksu, Kağıthane, kayık sefalarının yapıldığı yeni bir yaşam tarzı başlamıştır. Lale Devri'nde kadınların dışa açılma kendini gösterme, varlığını kanıtlama çabaları, Osmanlı geleneksel giyim kurallarının değişmesinde önemli rol oynamıştır. Bu dönemden sonra, kadın giysilerinde görülmeye başlayan değişiklikler saray tarafından daima engellenıneye çalışılmış ve sürekli olarak kanunlar çıkartılarak

· denetlenmeri sağlanmıştır ( Koç, 2007). İstanbul'a gelen Avrupalı ressamların eserleri ve ilk Türk matbaasının

1727' de kurulması ve Türkçe kitapların basılması, Osmanlı tasvir sanatlarıdaki değişimleri tetiklemiştir. Bu yıllarda Osmanlı tasvir sanalının, henüz geleneksel kimliğinden kopmadan klasik uslubunun kabuğundan çıkarak yemni bir sanat anlayışını özümsediği söylenebilir (Mahir, 2005: 77).

Türkler yüzyıllarca geleneksel giyim kuşam çizgisinin genel özelliklerini zedelemeyecek küçük farklılıklar göstererek kendilerine özgü bir giyim kuşam tarzı oluşturmuşlardır. Orta Asya' dan günümüze Türk giysilerinin ana unsurları altta çok geniş, belden büzülerek toplanan, paçaları bazen tasmalı, bazen büzgülü bilek üzerinden ayak üstüne dökülen şalvar, şalvarların üzerine bürümcük gömlekler, bu giysilerin üzerine ise önden boydan boya açık, yırtmaçlı, beli kemer veya kuşakla bağlanan bir üst entarisi ve bu entarilerin üzerine giyilen üstlükler oluşturmuştur. Osmanlılar, Doğu ile Balının kültürel değerlerini birlikte harmanlamış, farklı diniere mensup, farklı etnik kökenden gelmiş pek çok ulusu içinde barındırmış ve içerisinde ortak bir kültür geliştirmiştir. 1453'te İstanbul'un fethinden sonra o tüm Avrupa'nın kıskandığı gösterişli giysilerin temel ilkelerindeki bozulmaya hiçbir zaman izin verilmemiştir. Böylece 18. yüzyılın sonlarına kadar geleneksel giysi çizgileri korunmuştur (Tuchelt ve Nauınan 1965,45).

85

Page 6: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

Osmanlılarda genellikle giysilerin takım oluşturmasında temel üç katman bulunmaktadır. 1. Şalvar ve gömleklerden oluşan iç giyimler , 2. Entari, kaftan ve cepkenlerden oluşan dış giyimler, 3. Ferace ve dış kaftanlarından oluşan üst giyimler.

17. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul' daki yaşantıları anlatan Robert Mantran entarilerin Türklerin vücudunda nasıl durduğunu ve ne şekilde

kullanıldığını şu şekilde anlatmıştır; Türk giysileri bedenin güzel gözükmesi konusunda avantajlıdır. .... Vucudun kusurlannı kolayca saklamaktadır. Tenlerinin üzerine, hem önden hem de arkadan kapalı bir don giymektedirler. .... gömlekleri uzun olup donun üstünden aşağı düşmektedir; gömleğin.üstüne topuklara kadar inen ve dar kol ağızlar;. olan ve elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen entarileri giymektedirler. Bu dolamalar, bez, saten, tafta veya çok güzel başka kumaşlardan yapılmaktadır ve kışın pamuklu kumaşla kaplanabilmektedir . ... bellerinin etrafına kuşak dolamaktadırlar, ... VeıJa bellerine altın veya gümüş halkalan olan veıja üç parmak genişliğinde deri bir kemer sarkmaktadırlar.... ( 1965, 203).

1.2. Sokak giysileri

Kadının göz önünde olmaya başladığı 18. yüzyıldan itibaren sokak giysierinde kullanılan giyim kuşama verilen önem artırmış, 15. ve 17 yüzyıllar arasında oldukça yalın olarak dikilen feraceler, şekil değiştirmiş, süslemeleri artmış, yakaları farklı zaman dilimlerinde farklı genişlik ve uzunluklarda kullanılmıştır. Leylak, yeşil, mavi gibi dikkat çekici renkler ile hazırlanan feracelerin kumaşiarına altın yaldızlı şeritler, harçlar ve danteller geçirilerek yapılan süslemelerin yanı sıra hotozu yüksek ince yaşmaklarda eklenince, dönem dönem fermanlar çıkartılarak gereksiz abartılar yasaklanmaya çalışılmıştır.

Levni 18. yüzyılın başlarında İstanbullu müslüman iki kadını dönemin sokak giysileri olan feraceleri içinde resimlendirilmiştir. Resim 4 te görülen figürün üzerinde Siyaha yakın koyu füme renkli feracenin iç astan fıstıki yeşil pervaz ile çevrelenmiştir. Tamamen kapalı olan feracenin etek uçlarından çizgili entarinin uçları görünmektedir. Elleri tamamen örtülüdür. Kadının başındaki

örtü şeriaLkurallarına uygundur. Başının üst kısmında geleneksel tarzda sertleştirilmiş siyah kumaştan bir peçe göz hizasına kadar inmektedir. Beyaz bir kumaştan hazırlanmış yaşınağının alt kenan ağzını ve bumunu sıkıca kapatır. Bunların üzerine örttüğü yaşınağının ikinci bölümü çenesinin altından sıkıca tutturulmuştur. Resmin üzerindeki "Bursanın ariftesinin tebdili tasviridir" yazısından, tasvir edilen kıyafetin şeriat kurallanna uyan kadınların sokak giyimi olduğu anlaşılmaktadır.

86

Page 7: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

Resim 4 Levni imzalı 1720-25 Feraceli Kadın TSM. H.2164, y. 5b Resim 5 Levni imzalı 1720-25 Feraceli Kadın TSM. H.2164, y. 14b

Resim 5'te görülen figürün üzerinde İstanbullu müslüman bir hanımın dönemin modasına uygun sokak giyim tarzı yansıtılmıştır. Koyu bej renkli düz kumaştan olan feracenin içi açık mavi renkli pervazlan bulunmaktadır. önden açık, birit iliklerle bir kısmı düğmelenmiş, kol ağzına doğru hafifçe genişleyen kollannın içinden iç eniarisinin kollan çıkartılmıştır. Bir eliyle hafifçe kaldırdığı feracesinin altından hermin (kakum) kürklü kaftanı görünmektedir. Elleri ve kollan gizlenmemiştir. Üç parçadan oluşan yaşınağı çok ince ·beyaz kuınaştandır. Başının üst kısmında çok ince kumaştan bir peçe göz hizasına kadar inmektedir. Yine aynı incelikte beyaz kumaştan hazırlanmış yaşınağının alt kenanndan tüm yüz hatlan ve boynu görünmektedir. Başını omuzlarına kadar örten üçüncü parça ise oldukça gevşek bir şekilde bağlanmıştır.

Müslüman bir hanım olduğu san renkli papuçlanndan anlaşılmaktadır

(Osınanlılarda müslim ve gayri Müslim ayrımı yapabilmek için san renkli ayakkabılar müslümanlar tarafından kullanılması eski bir gelenektir). Her iki feraceninde, boyutlan yasalarla belirlenen yakalan bulunmamaktadır. Bu durum 18. yüzyıldan soma moda olan uzun yakalann, yüzyılın ikinci yarısından soma geliştiği şeklinde yorumlanabilir.

Lale Devri padişahı, m. Ahmet ( 1703-1730) bazı kadınların Hıristiyan kadınlarını taklit etmeleri ve açık saçık ve pek süslü elbiselerle sokaklarda gezmeleri üzerine bunu ycı.saklayan emir çıkartmıştır. Fakat bir süre soma eski

87

Page 8: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

halin devarn ettiği ve hatta iffet sahibi bazı hanımların da bu duruma uymaları ile, bu kıyafetlere razı olmayan eşleri ile aralarının bile açıldığı görüldüğünden, bu şekilde hareket ederılerin şiddetle cezalandırılacağına dair yeni hükümler çıkarılmıştır ( Tuğlacı, 1984:69).

18. Yüzyılın ilk yarısında özellikle Lale devrinde varlıklı hanımlar mesire yerlerinde renkli feraceleri ve yaşmaklarıyla boy göstermeye başlamışlardır. Peraeelerin yakalarma önceleri bir karış, zaman içerisinde daha geniş yakalar takılmıştır. Yaşmakların kumaşları zarnarıla şeffaflaşmış, başı genişleten

hotozlar kullaruldığından yaşmaklar gevşek bağlanmaya ve sırmalarla

süslenmeye başlanmıştır ( Gürtuna, 1999:193).

Resim 6 Fazıl Enderuni imzalı 1750 civan Kağıthanede Kadınlar "Zenan-name" İÜK T 5502

Resim 6' da görülen figürler Fazıl Enderuni "Zenan-nfune" adlı

eserindeki "Kağıthanede Kadınlar" adlı minyatüründen alınmıştır.

Ayaklarındaki san ayakkabılarından İstanbullu müslüman kadınların olduğu arılaşılan figürlerin, üzerlerindeki giysiler birbiri ile benzeşmektedir. Dönemin modasına uygun sokak giyim tarzı yansıtılmıştır. Biri ayakta diğerleri oturan üç figürün üzerinde kırmızı, yeşil ve koyu mavi renkli feraceleri bulunmaktadır. Daha önceki dönemlerde düz yaka formuna sahip olan feracelerin kalça hizasına kadar uzarınş olan yakalan dikkat çekicidir. Bir kısmı düğmelenmiş olan ön açıklığından içteki en tarileri görünmektedir. Elleri gizlenmemiştir. Baş ın üst kısmına konan serpuş veya terpuş adı verilen başlıkların üzerine, beyaz kumaştan, başı omuzlara kadar örten örtü oldukça gevşek bir şekilde

bağlanmıştır. Hatta figürlerden birinin başında yaşınağı bulunmamaktadır. Yüzleri açık ve peçesizdir.

88

Page 9: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

Sultan III. Mustafa ( 1757- 1774) döneminde Galata Kadısına gönderilen hükümde, kadınların rengarenk Şali softan ferace giymemeleri için daha önce emirler çıkarhldığı halde, bazı kadınların buna uymadıkları, bed renkli, yakaları bellerine kadar inen feracelerle gezdikleri padişah tarafından görüldüğünden dolayı, bundan böyle kadınların şali softan, açık ve bed renk ferace giymemeleri, giydikleri çuha feracelerin koyu yeşil, güvez, nefti gibi koyu renklerden ve eskisi gibi küçük yakalı olması gerektiği belirtilir. Bu konuyu halka anlatmaları için Galata, Tophane, Beşiktaş, Fındıklı, Hisar imamları ile terzilerin kethüda ve yiğitbaşsısı da uyarılarak, adı geçen esnaftan şali sof ve açık renk çuhalardan ferace dikerlerse, başkalarına ders olsun diye dükkanlarının kapatılıp uzak yerlere gönderilerek bir kalede hapsedilecekleri ağır bir dille aniahimıştır ( Bulut, 1968, Gürtuna, 1999)

1.3. Ev içi giysileri

18. yüzyıldan itibaren kadınlar güzelliğe, giyime ve süslenmeye karşı daha duyarlı olmuşlardır. Kadınlar güzelliklerini sergileyecek olan kıyafetleri tercih etmeye başlamışlardır. Bu ilgiyle birlikte aşırı bir lüks düşkünlüğü ve tüketim çılgınlığı da Osmanlı'yı sarrnıştır. Dolayısıyla da bu aşırılık bazı

yasaklamaları beraberinde getirmiştir (Altınay, 1973:77). Ekonomik sıkıntıların başlaması ile birlikte bu durum sarayı tedirgin etmiştir. Kadınlar ve erkekler tarafından lüks giyinmek ve değerli taşların kullanılması yaygınlaşmıştır.

Şem'dani-zade Tarihi'nin 1764-1765 yılları olayları arasında geçen Libas Nizamında, kadınların eşlerinin rütbelerine göre giyinmeleri istenmiştir. Bu Nizamnamede yabancı ülkelerden getirilen şal, kumaş, telli, hatayi, diba, ziba, kürk ve çuhanın zor bulunduğu belirtilmektedir. Lüks ürünlere düşkünlük yüzünden Osmanlı Devleti'nde altın ve gümüşün azaldığını, Osmanlı'nın

parasının başka ülkelere gitmemesi gerektiği vurgulanarak, kadınların gösteriş uğruna kocalarııu zor durumda bırakmamaları gerektiği hatırlahlııuştır ( Gürtuna, 1999: 197,).

Orta Asya' da doğa ve yaşam koşullarının zorunluluğu olarak kullanılmaya başlandığı düşünülen katlı giyim geleneğinin yerleşik düzene geçtikten · somada kullanılmaya devam ettiğini pek çok görsel eserde görmek mümküİı. olmuştur. Osmanlıda geliştirilen iç mekanların, fazla güneş almayan ve yaz kış serin olan, ısınma sistemi yetersiz yerler olması Türk giysilerine kendine özgü özellik kazandıran katlı giyim geleneğinin oluşmasındaki en önemli ned~nler arasında yer aldığını söylemek mümkündür. Kat kat giyinme geleneği Türk giysilerinin zenginliğini ve çeşitlenınesini sağlayan en önemli özelliklerindendir. Önceleri ihtiyaç olarak kullamlan katlı giyinme geleneği daha somaki dönemlerde giyinme biçimi ve süsleme unsuru olarak karşımıza çıkmaktadır. Türk giysileriilin muhteşem görünmesinin en önemli unsuru, model özelliklerinden ziyade kullanımı çok eskilere dayanan bu katlı giyim tarzının oluşturduğu modellerdir.

89

Page 10: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

Resim 7 a Levni imzalı 1720-25 Karanfilli hanım TSM. H.2164, y. Sb Resim 7 b Levni imzalı 1720-25 İplik eğiren hanım TSM. H.2164, y. lla Resim 7 c Levni imzalı 1720-25 Genç hanım TSM. H.2164, y. 15 b Resim 7 d Levni imzalı 1720-25 Su testisi taşıyan hanım TSM. H.2164, y. 21 b

Lale devri olarak adlandırılan Sultan ID. Alımetin saltanat yıllannın ünlü ıninyatür sanatçısı Levni'nin (1710-1720) imzasını taşıyan Resim 7a-b-c-d'de dönernin ev içi giysileri ile betimlenmiş 4 kadın figürü. yer almaktadır.

Figürlerin üzerindeki giysiler dönernin renk, kumaş ve katlı giyim tarzına ışık tutmaktadır. En alta yollu veya serpme desenli kumaştan bol bir şalvar bulunmaktadır. Onun üzerindeki sirnli çizgileri veya işlemeleri olan gömleklerin kumaşlan o kadar incedir ki şalvarların bellerine dolanan işlemeli uçkurların ve şalvar kumaşlannın tüm ayrıntılan seçilebilmektedir. Göyneklerin üzerine giyilen kalçalara kadar uzanan ve önden açık lurkaların kollan uzundur. Levninin kadın minyatürlerinin bazılarında lurkaların kollan dönernin alışılmadık kol özelliğini yansıtmaktadır. En üste ise dönernin modasına uygun küçük serpme desenli veya düz kumaşlardan entari bulunmaktadır. Levni'nin figürlerindeki entariler kıvrımlarından seçilebildiği kadarıyla astarsızdır ve kenarlarında farklı renkli kumaşlardan pervazlan bulunmaktadır. Entarinin ön kapaması yer yer iliklenmiş ve üzerine cevheri kemer bağlanmışhr. Entarilerin kollan dar ve dirsekiere kadar uzunluktadır.

Figürlerin pek çoğunun üzerindeki lurkaların elierin üzerine doğru uzun, derin yırtmaçlı, kol ağzı biçimlendirilerek kesilmiş kolları, 19. yüzyıl kadın entarilerinde yaygın olarak kullanılmış bir tarzın başlangıç yıllan olarak düşünülebilir. Levninin kadın minyatürlerinde yansıttığı bu kol tarzı, Buhari ve Fazıl Enderuni minyatürlerinde kullanılmamışhr. Katlı giyimin bir özelliği,

parçaların birbirinin içinden çıkmasını gerektirir. Kol boylannın farklı boyutlarda ve bolluklarda biçimlendirilmesi, Levni'nin minyatürlerinde

90

Page 11: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

oldukça detaylı olarak resmedilmiştir. Levninin minyatürlerinde, ayrıca kol ucuna doğu daralan, yırtmaçları ilik düğmeli kol biçimleri ve kapaklı kol ağızları tüm ayrıntıları ile görülmektedir.

Resim 8 Levni Minyatürlerinde ev içi giysilerin kol formları

Resim 9 Levni Minyatürlerinde ev içi giysilerin yaka formlan

Hırkaların içierinin genellikle farklı kumaşlar ile astarlandığı

gözlenmiştir. Kol yırtmaçlarından ve kıvrılan uçlardan bu açıkça görülmektedir. Hırkaların ön açıklıkları birit ilikli düğmelerle kapatılmıştır. U biçiminde açılmış yakalar göğüs dekoltesini cömert bir şekilde ortaya çıkartmaktadır. Y akaların açıklığından, iç gömleğinin yakalarının boyundan ilki e bağlandığı, ancak gömleğin ince kumaşının altından ten renginin seçilebildiği açıkça

görülmektedir. Sultan I. Mahmut ( 1730-54) dönemi saray çevresinin tarunnuş nakkaşı

Abdullah Buhari'nin 1740-45 yılları arasında yaphğı belirlenen Resim 10 a-b-

91

Page 12: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

·"i

c' deki kışlık ve yazlık giyimli kadın figürleri ÜZerinde, dönemin giysileri ayrıntıları ile resmedilıniştir. Ekonomik gerilemenin yaşandığı bu yıllarda, kürklü giysilerin kullanımı defalarca çıkan kanunlarla yasaklanmasına rağınen, kullanımı devam eden kürklü kışlık kaftan ile betimlenıniş iki figür bulunmaktadır.

1', ·.· ... . . . >

Resim 10a Abdullah Buhari iınzalı 1743 Osmanlı harumları İÜK T 9364, y. 7 b Resim 10b Abdullah Buhari iınzalı tarihsiz Osmanlı harumları TSM H 2143, y. 11 a Resim 10c Abdullah Buhari iınzalı 1744 Osmanlı harumları İÜK T 9364, y. 10 a

En altta Yollu veya küçük çiçek desenli oldukça bol bir şalvar, onun üzerine ise yollu veya serpme çiçek desenli kumaştan iç entarisi bulunmaktadır. İç entarilerinin boyları farklı uzunluklardadır. Önden açık olan iç entarilerinin ÜZerine, ön kapaması düğmelerle kapatılan astarsız ve kanariarına farklı renkli kumaşlar ile pervaz geçirilmiş dÜZ veya desenli dış entarileri bulunmaktadır. Entarinin kolları uzundur ve kol ağızlan küçük yırtmaçlıdır. Entarilerin yakası göğüs dekaltesini gösterecek şekilde U biçiminde oyuntuludur. Entarilerin bazılarının yaka çevresine 18. yfuyılın ikinci yarısında moda olan fındık büyüklüğünde ÜZeri şekillendirilıniş mercanlar sıralanmıştır. Buharinin yapmış olduğu kışlık giyimli kadın figürlerinin en üst katmanını kürklü kaftanlar oluşturmaktadır. Kürklü kaftanının içi ve üst bedenin dışı kürk ile kaplanmış, diğer yerleri serpme deserıli kumaştandır.

Figürlerin bazılarının şaçlarının ön kısmı düz kesirnlidir, arkaya sarkan saçları ince ince örülmüştür. Başların ÜZerindeki terpuşların ÜZerlerine işlemeli veya renkli tülbentten uzun örtüler dolanarak şekillendirilmiştir. Bazı

92

Page 13: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

figürlerin başalıklarırun üzerinde çiçek şeklinde iğneler, boyunlarında

gerdanlıklar, ellerinde yüzükler ve bileklerinde bilezikler yer almaktadır.

Entarilerin bellerine uzun, üçgen şekilde katlanımş, şal kuşak sarılnuşhr.

Minyatürlerin bazılarında kuşakların yerine dönemin modasını yansıtan cevheri kemerler bulunmaktadır.

Resim lla Fazıl Enderuni imzalı 1793 civarı İstanbullu hanun "Zenan-nfune" İÜK T 5502 y. 110 a Resim llb Fazıl Enderuni imzalı 1750 civarı Mirasyedi eyleniyor "Huban-nfune" İÜK T5502 Resim lle Fazıl Enderuni imzalı 1750 civarı Kadınlar hamaını "Zenan-nfune" İÜK T 5502 y. 110 a

18. yüzyılın ikinci yarısında mesnevi tarzında eserler sunan Fazıl Enderuni tarafından yazılmış "Zenan-name" ve "Hübanname" de 18. yüzyıl sonu başkentli bir hanımın katlı ev içi kışlık kıyafeti ayrıntıları ile görülmektedir. Altta diğer sanatçılara göre daha bol olarak betimlenmiş şalvarlar giyilıniştir. Ayaklarında genellikle terlik ve yüksek topuklu nalınlar ayrıntıları ile çizilmiştir. Şalvarırun işlemeli uçkurları ayak bileklerine kadar düşmüştür. Yaka açıklığı göğüslerinin altına kadar inen ve bedene sıkıca oturan entariler, küçük çiçekli ve geometrik desenlidir. Daha önceki dönemlerde entarilerin iç çevresine geçirilen pervazların yerine, dış çevresine batı etkisi ile

93

Page 14: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

·.i

gündeme gelmiş olan yaldızlı harçlar geçirilıniştir. Önden açık olan entarinin üst bedeni sıkıca vücuda oturmuştur. Entarilerin bellerine üçgen katlanmış büyükçe şallar şekillendiTilerek bağlanmış ve uçları aşağıya doğru

sarkıtılmıştır. Bazı figürlerin bellerinde cevheri kemerler bulunmaktadır.

Entarilerin yaka açıklıkları göğüslerin altına kadar inıniştir. Yaka açıklığından ince iç gömleği ve tenleri görünmektedir. Üzerinde Buhari'nin figürlerinde yer alan içi kürklü kaftanlar bulunmaktadır. Bu dönemin en önemli özelliği hırka giyilıneyişi ve göğüs altına kadar varan yaka açıklıklarıdır. Kollar dar ve uzun, kol ağzı yırtınaçlıdır. Saçların ön kısmı kısa kesilmiş ve arkaya atılan saçlar örülıneden bırakılınıştır. Başa geçirilen hotoz, külahvari şekilde arkaya doğru sarkıtılınıştır. Hotozun ön kısmına elmas iğneler, boyuna gerdanlıklar ve ellere yüzükler takılınıştır.

1722 yıllarına ait TSM 13/ 1600-1604 envanter nolu giysi:( Tezcan, 2006:252) ile benzer özellikler gösteren, yine bu dönemin moda akımı olan bol şalvarlar üzerine giyilen, kısa entari ve cepken tarzı, uzun kollu, derin U kesiınli yakası mercanlarla süslü ve ön açıklığı yandan olan ceketler moda olmuştur. İçe giyilen entarilerin boyları muhtemelen kısadır. 18. Yüzyılın ikinci yarısından soma moda olan, kısa şalvar üstüne giyilen, cepken tarzı ceketler ve yelekierin yaka formları, daha önce görülmeyen bir şekilde biçiınlendirilıniştir.

Enderuni'nin eserlerindeki kadın figürlerinde bu giysi biçimine yer verilmiştir.

18. yüzyılın başından itibaren Osmanlılarda Balı etkileri önce teknoloji ve sanayide görülmüş ve giderek kültür ve yaşam tarzında da etkili olmuştur. Bu dönem giysilerinin kumaşları kalitesinden, desenlerinin özelliklerine kadar birçok özelliği ile değişime uğraınıştır. 16. ve 17. yüzyıllarda kullanılmış olan ağır gramajlı tok ipekli kumaşların yerini hafif gramajlı ipekli kumaşlar alınıştır Dokuınalarda kullanılan ipek ağırlığı ve tel miktarı azalmıştır. Klasik dönem desenlerinin sağlam zemin şeması parçalanmış, kumaş yüzeylerinde kaydırmalı eksen üzerinde sıralanmış çiçek buketleri ve serpme çiçekler yer almıştır. 18.

94

Page 15: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

yüzyılın sonlarına doğru m. Mustafa ve m. Selim'in kurduğu dokuma fabrikalarının ürünü olan u sevaiu ve u selimiyeu kumaşları piyasayı

doldurmuştur ( Tezcan, 2006:230). !8. yüzyıl minyatürlü eserlerde söz konusu kumaşlar yoğun bir şekilde işlenmiştir.

Kumaş enierinin darlığı ve kumaşın kıymetli oluşu nedeniyle Türklerin kullandıkları giysilerinin kesimlerinde geometrik, yalın ve kupsuz bir formun kullanılınasını gerektirmiştir. Bu basit kesim yüzyıllar boyunca sürmüştür. Lale Devri adı verilen 18. yüzyılın başlarından itibaren kol ağzı kesimi veya elbisenin bedene sıkıca oturması gibi ayrıntılarla entarilerin modelleri çeşitlilik

kazanmıştır.

Genellikle ağır ve desenli ipeklilerden yapılan dış kaftanlar, kısa kollu olur ve iç entarinin boğumlu kollarının alttan görünmesi sağlanırdı. Yanlarda kalçalardan aşağıya doğru ve ön açıklıklara ilave edilen eklerle iç entarilerin genişletilmesi sağlanmıştır. Bu parçalara peş ve bu kesimle dikilen giysilere de peşli kesim adı verilmiştir. Bu giyim şekli mevsimlere göre astarlanır, kışlık ise içi samur, kakım, zerdeva, sincap vb. giyen kişinin ekonomik durumuna uygun olarak kürklerle kaplanır, yazlık ise kafianın içi ince kumaşlarla astarlanır veya çevresine pervazlar geçirilirdi. Birit ilikli düğmelerle veya çaprast denilen karşılıklı şeriili düğmelerle kapatılırdı ( Tezcan1999: 56).

Lady Montegue'nün mektuplarında söz konusu kürklerden şu şekilde bahsetmiştir. u •••. Kürk, türk kadınlarının bazen giydiği bazen çıkardığı bir ev libası. Kürkler ağır dibadan, içieri kakım, ve sarnur kaplı, kolları omuzlardan aşağı iniyor. Benimki yeşil ve kenan sırmalı ..... " ( Altınay, 1973)

Bu dönem giysileri Lady Montegue'nün mektuplarında son derece etkileyici bir biçimde tanımlandığı gibi. Levni ve Abdullah Buhari'nin minyatürlerinde de tüm ayrıntılarıyla gösterilmiştir. 18. yüzyılın ortalarına

doğru elbiselerde etek boyu ayak bileklerinin üzerine çıkmış, yaka göğüsleri gösterecek kadar açık kesilmiş, ön etek açıklılığında da kruvaze kesimler moda olınuştur. Yüzyılın sonlarına doğruysa yaka oyukluğu göğüs altına inmiştir. D'Ohsson'un (1790) belirttiği gibi göğüslerin sadece şeffaf beyaz göınleğin drapeleriyle örtüldüğü açıkça görülınektedir.

95

Page 16: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

1.4. Başlıklar Osmanlılarda baş giyimi çok önemli bir unsur olarak görülmüştür. Ev

içinde ve dışında hiç kimse başı açık gezmezdi. Bu toplumda affedilmeyen bir hata olarak kabul edilirdi. Hatta geceleri yatarken bile gecelik takkeleri giyilirdi. Osmanlıda kadın ve erkeklerde baş süslemeleri statü belirlemede önemli bir unsur olarak kullanılmıştır. ( Tezcan, 2006:185). 16. Yüzyıl tasvirleri incelendiğinde, daha çok fes şeklinde başlıklar başın gerisinden arkaya sarkan, ince renkli bir örtünün üzerine konur ve etrafını bir bant çevirdiği görülür. Yüzyılın sonuna doğru giderek serpuş veya terpuş olarak adlandırılan

başlıkların kullanıldığı ve başı alından itibaren örten bir başörtüsünün üzerine konularak, alt kenarının kıymetli taşlarla süslü bir bantla çevrildiği görülür. 17. yüzyılın tasvirleri incelendiğinde kadın başlıklarının yükselip kesik koni şeklinde sonlandırıldığı ve yanlarına takılan sorguçlarla zenginleştiği dikkati çeker. Ancak yüzyılın sonuna doğru yüksekliğin değişmemesine rağınen baş çevresinin daralıp tepe genişliğinin artması göze çarpan bir özelliktir. 18. yüzyıldan itibaren baş süslemelrinde alışılmadık tarzda büyüklük ve bezerne değişiklikleri gözlenir ( Tezcan, 1999: 68).

1717 yılında İstanbul' da olan Lady Montegue'nün mektuplarında son derece etkileyici bir biçimde bu dönemde kullanılan başlıkları şu şekilde

tanımlanmıştır.

".... Başa serpuş denilen bir başlık giyiliyor. Kışın el mas yada inci ile işlenmiş kadifeden, yazın gayet ince ve bol sınnalı kumaştan yapılıyor. Kalpak yalnızca başın bir tarafina konuluyor, biraz da yana doğru yıkılıyor. Üzerine ya elmaslı gül veı;a gayet kibar işlenmiş bir mendille beraber altın bir iğne takılıyor. Başın öbür tarafina da saçlar toplanıyorüzerine nasıl bir süs yakıştınlıyorsa mesele çiçek sorguç konuluyor. Maamafih en mükemmel moda, muhtelif taşlardan yapılmış büyük bir demet takmak. İncilerden çiçek goncalan, muhtelif renkte yakutlardan güller elmaslardan yaseminler, san yakutlardan fulyalar, vücuda getiriliyor. Bütün bu şeyler o derece san'atkarane yapılıyor ki bu neviden bu derce güzel bir şeı; tasavvur etmek imkanı haricinde. Saçlar olanca uzunluğu ile arkaya döküZüyor ve inciler ve kordelaZarla süslenerek birçok örgüZere aynlıyor. Önırümde bu kadar güzel, bu derce gür saçlı kadınlara tesadüf etmedim. Yalnız bir kadında yüz on örgü saydım. Hemde hiç takma saç yok .... Türk kadınlan tırnaklanna kına koyuyorlar .... " ( Montagu 1933:44-45).

Abdullah Buharinin eserler verdiği 1730 samasında Lady Montagu'nün de söz ettiği gibi kadın başlıklannda yeni bir modanın çıkmış olduğıı

anlaşılmaktadır. Buhari ve Endenını'nin kadın figürlerindeki başlıklar koni biçiminde yukarıya doğru uzatılarak ucunda meşe palamudu biçiminde püsküllü serpuşlar benzer özellikler gösterirken, daha önceki dönemlerde eserler sunmuş olan Levni'nin kadın figürlerinde serpuşlar daha çok yana doğru yatırılarak üzerieri yemenilerle bağlanmıştır. Ancak Buhari ve Endenıninin kadın figürlerinde yer alan bu moda 1726 ve 1734 yıllarında çıkartılan fermanlarla sokak giyselerinde şeriat kurallarına uymayan yaşmak

96

Page 17: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

biçimlerini geliştirdiği için yasaklanmışhr ( bkz. Alhnay, ı98S, Umur, ı98S, Çağman, ı993).

2. Sonuç Yüzyılın ilk yarısında eserlerini veren nakkaş Levni ve Buhari kendi sanat

dalları içinde yaşanan değişikliklerin en önemli temsilcileri olarak karşımıza çıkar. Levn! bireyselliğini, gerçek hayattan aldığı figürleri ayrınhlı' olarak resmehnesiyle ortaya koymuş, I. Mahmut dönemi saray çevresinin tanınmış nakkaşı olan Abdullah Buhar! de giyimli kadın boy portreleri ile dönenlin modasını figürlerinde yansıtmış, ı8. Yüzyılın ikinci yarısından sonra da Fazıl bin Tahir Endenuü, dönerı:;ı.in kadınlarının giyimlerini bizlere sunan ender sanatçılar arasında yer almışlardır.

ıs. Yüzyılın başlarından itibaren kol ağzı kesimi veya elbisenin bedene sıkıca oturması gibi ayrınhlarla elbise modelleri çeşitlilik kazanmış ve şalvarlar bollaşmıştır. Türk giysilerinin muhteşem görünmesinin en önemli unsuru, model özelliklerinden ziyade kullanımı eskilere dayanan katlı giyim tarzı olmuştur. Giysilerin kollarının uçlarından, eteklerinin iki yanından veya hele sokulan etek uçlarının alhndan çıkan renk renk kumaşların ahenkli uyumu, Türk giysilerindeki yırhnaçların varlığının önemli bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Giysilerde kullanılan yırhnaçların boyutları ve kullanıldığı

yerler her dönemde farkhlık göstermiştir. Dik açı ile dikilmiş uztın kolları, bazılarında bileklerden aşağı doğru

uzun olup kol uçları yırhnaçlı veya bantlıdır. Birkaç kat üst üste giyilerek kullanılan giysilerin üstte olan dış entarisinin kollarının kısa, iç entarilerin kolları uzun olarak kullanılmıştır. Kol ağızlarına veya etek uçlarına dönemin modasına veya kullanım özelliğine göre boyutları değişiklik gösteren yırtmaçlar uygulanmıştır. Düğmeli veya düğmesiz olan tüm türlerinde, bellerine dokuma kuşaklar bağlanmış veya dönemin modası olan cevheri kemerler takılmıştır.

Entariler genellikle biçim olarak; önden açık, küçük hakim yakalı veya yaka oytıntusu "0", "V" şeklinde biçin1lendirilmiştir. ıs. yüzyılın ortalarına

doğru etek boyu ayak bileklerinin üzerine çıkmış, yakalar göğüsleri gösterecek kadar açık oyulmuş, ön etek açıklığında da knıvaze kesimler moda olmuştur. Yüzyılın sonlarına doğru yaka oyuntusu göğsün alhna inmiştir. D'Ohsson un belirttiği gibi göğüsler sadece şeffaf beyaz gömleğin drapeleri ile örtülmüştür (Renda ı980,55 Çağman ı993, 257- 277).

ıs. yüzyılda, Osmanlı dokumacılığı, klasik dönemdeki kalitesini kaybederek, ekonomik zayıflamanın da etkisiyle hafif ipekli üretimine ağırlık vermiştir. Bu dönem giysileri İngiliz elçisinin eşi olarak Osmanlı İmparatorluğu'na gelen Lady Mary Wortley Montagtı'nün mektuplarında son derece etkileyici bir biçimde tanımlandığı gibi Levni ve Abdullah Buhari'nin minyatürlerinde de tüm ayrınhlanyla gösterilmiştir (Çağman ı993, 257). Buhari'nin yapmış olduğu kadın figürlerinin tamamında şalvar ve gömlek üzerine giyilen, dönemin ünlü kumaşları arasında yer alan, yollu sevai

97

Page 18: TÜRK-İSLAM MEDENİYETİ - ktp.isam.org.trktp.isam.org.tr/pdfdrg/D02907/2009_7/2009_7_KOCF.pdf · elin sırtını kaplayan yuvarlak bir kısmı bulunan, daliman (dolama) denilen

kumaştan yapılmış entari ve onun üzerine giyilen daha düz kumaşlardan dikilmiş, bele kadar düğmeler ile kapatılmış dalama olabileceği düşünülen ikinci bir entari kullanılmıştır. Bu katlı giyimin üzerine mevsimlere göre değişiklik gösteren kürklü veya kürksüz kaftanların giyildiği dikkat çe~mektedir.

Türkler giysilerini oluştururken genellikle giysilerin model ayrıntılarından daha çok süsleme ayrıntılarına önem vermişlerdir. Bu durum yaka formlarının belirlenmesinde etkili olmuş, boynu daima açık bırakacak oyularak biçimlendirilmiş yaka formları benimsenmiştir. Süslenmeye aşırı

derecede düşkün olan Türk kadını açık kalan boyun bölgesini öncelikle içine giymiş olduğu iç giysilerin süslü yaka formları ile veya çeşitli mücevherlerle süsleyerek kapatınıştır.

Kaynaklar ALTINAY, Ahmet Refik, 1973, "Uile Devri". Milli Eğitim Bak!3-nlığı Yayınları, Ankara. ALTINAY, Ahmet. Refik, 1998, "Onikinci Asr-ı Hicri'de Istanbul Hayah 1689-1785", Enderun Kitabevi, Istanbul. AND, Metin, 2002, "Osmmılı Tasvir Smıntlnrı I. Minyntiir", İş Bankası Kültür Yay .İstanbul. ATBAS, Zeyı:ıep, 2007, "Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesindeki El Yazma Koleksiyonu",Internet: http: ll www .islamicma~uscri pt.org 1 resources 1 files 1 A TBAS Zevnep 2005 TilvlA. pdf BULUT, Rukiye,1968, "Istanbul Kadınlarının Kıyafetleri ve ll. Abdülhamit'in Çarşafı Yas~klaması", Belgeler/eTiirk Tariizi Dergisi. Sayı 8 s:34-36 ÇAGMAN, Filiz, 1993 "Tanzimat'tan önce Selçuk ve Osmanlı Toplumunda Kadınlar­Giyim Kuşam (Katalog) ", Çağlar Boyu Anndolu'da Kndm. Kültür Bakanlığı Anıtlar ve M üzeler Genel Müdürlüğü. Istanbul. s 202-295 D'9HSSON,_Mouradgea, 1790 "Tableau General de l'Empire Othoman II", Paris GURTUNA, Sevgi 1999, "Osmanlı Kadınının Giyim Kuşamı" Osmmılı Aıısiklopedisi. c:9, ~:190-203. Yeni Türkiye Yayınları .. Ankara. . INALCIK, Halil, 1993, "Osmanlı Impnrntorlıığımdn Toplum ve Ekonomi, Eren Yay. Istanbul KÇ>Ç, Fatma, 2007, "Osmanlı Sosyal yaşarnında Kanun ve Yasalarda Giyim Kuşam", 16. CIEPO Bildirileri, Trabzon Fen Edebiyat Fakültesi Tari~ Bölümü, Türkiye, lvlANTRAN, Robert., 1965, "XVI. - ~VII. Yiizyıldn Istanbul'da Giindelik Hayat", (Çev. Mehn:et Ali Kılıçbay), Eren Yayıncılık, Istanbul . lvlAHIR, Banu, 2005, "Osnımılı Miııyntiir Sanatı", Kabalcı Yayıı:ıevi, _Istanbul. !VfONT~GU, Lady, 1933, "Şark Mektupları", (Çev. Ahmet REFIK), Istanbul. . IREPOGLU, Gül, 1999, "Levnf: ıınkış şiir renk". T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Istanbul RADO, Şevket,. 2006, "Pariste bir Osmmı!ı Sefiri Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin Fransa Seynlıntniimesi", Iş Bankası Kiiltiir Ynymlnrı, Istmıbul RENDA, Günsel, 1977, "Bahlılaşma Döneminde Türk Resim Sana h 1700-1850", Ankara TEZCAN, Hülya, 2006, "Osmanlı Snrnymm Ço_cuklnrı, Şelızndeler ve Hnmm Sultanların Yaşamları ve Giysileri", Aygaz, Mas Matbaacılık, Istanbul. TEZCAN, ~ülya, 1999, "Batılılaşma Döneminde Saray Kadınının Modası", P Smınt Kiiltiir ve Aııtikn, Istanbul, Sayı 12, s. 82-88 }"EZCAN, Hülya, 1999, "16. 17. Yüzyıl Osmanlı Kadın Modası", P Sanat Kii/tiir r_ıe Antikn, Istanbul, Sayı 12, s. 56-69 }UCHELT, Klaus, NAUMANN, Rudolf, 1965, "18. yiizyıl Osmanlı Kıynfetleri tıe Cemiyeti", Istanbul. TUGLACI, Pars, 1984, "Osnımılı Dö11emillde İstnilbul Kndm(nrı", Cem Yayınevi, İstanbul. UMUR, S. 1988," Kadınlara Buyruklar", Tari/ı ve Toplum, Istanbul. sayı58, s. 13-15

98