Türkiye Tekstil Endüstrisi ve Rekabet Gücü: AB Ülkeleriyle Karşı laştı rmal ı Bir Analiz Örneği, 1989-2001 Recep Kök 1 - Orhan Çoban 2 Özet Bu çalışmada Balassa tarafından geliştirilmi ş olan açıklanmış karşılaştırmal ı üstünlükler yaklaşı mı esas alınarak, Türkiye tekstil endüstrisinin AB ülkeleriyle dinamik karşılaştırmalı üstünlüklerinin bir kıyaslaması yapılmıştır. Analizler sonucu hem SITC iki haneli hem de SITC üç haneli ürün grupları açısından Türkiye tekstil endüstrisinin rekabet gücünün oldukça yüksek ve alt sektörler bağlamında dünya ölçeğinde rekabetçi bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Fakat, özellikle son yıllarda hemen hemen bütün ürün gruplarının rekabet gücünde dikkate değer düşüşler olduğu görülmüştür. Türkiye tekstil endüstrisinin AB piyasasında halihazırdaki rekabet avantaj ını kaybetmemesi için, ürün farklılaştırması temelinde katma değeri yüksek, moda ve markaya dayal ı ürünler geliştirmesi ve pazar çeşitlendirmesine gitmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: Türkiye Tekstil Endüstrisi; Avrupa Birli ği; AKÜ İndeksi; Rekabet Gücü Turkish Textile Industry and Its Competitiveness: A Comparative Analysis with the EU Countries, 1989-2001 Abstract The aim of this paper is to compare of the dynamic comparative advantages in the textile sector, using the revealed comparative advantage approach developed by Balassa, between Turkey and the EU. The results of the analyses showed that, in terms of the product groups both SITC 2-digit and SITC 3-digit, the competitiveness of the Turkish textile industry is quite high and Turkey has a competitive structure in the sub-industry of this sector in the world. However, especially in the last years, it was seen that there has been considerable decreases in the competition power of almost whole product groups. The outcomes of the results revealed that, in order not to lose the competitive advantage in the textile industry in Turkey, it is essential to produce very high value-added goods and to develop a new fashion policy and to create a brand name on the foundation of the product differentiation, and also to consider the market variation. Key Words: Turkish Textile Industry; European Union; RCA Index; Competitiveness 1 Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü 2 Yard. Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi, Nevşehir İİBF, İktisat Bölümü
17
Embed
Türkiye Tekstil Endüstrisi ve Rekabet Gücü: AB Ülkeleriyle Karşılaştırmalı …1).pdf · 2009-10-19 · Türkiye Tekstil Endüstrisi ve Rekabet Gücü: AB Ülkeleriyle Karşılaştırmalı
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Türkiye Tekstil Endüstrisi ve Rekabet Gücü: AB Ülkeleriyle Karşılaştırmalı Bir Analiz Örneği, 1989-2001
Recep Kök1 - Orhan Çoban2
Özet
Bu çalışmada Balassa tarafından geliştirilmiş olan açıklanmış karşılaştırmalı üstünlükler
yaklaşımı esas alınarak, Türkiye tekstil endüstrisinin AB ülkeleriyle dinamik karşılaştırmalı
üstünlüklerinin bir kıyaslaması yapılmıştır. Analizler sonucu hem SITC iki haneli hem de SITC üç
haneli ürün grupları açısından Türkiye tekstil endüstrisinin rekabet gücünün oldukça yüksek ve alt
sektörler bağlamında dünya ölçeğinde rekabetçi bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Fakat,
özellikle son yıllarda hemen hemen bütün ürün gruplarının rekabet gücünde dikkate değer düşüşler
olduğu görülmüştür. Türkiye tekstil endüstrisinin AB piyasasında halihazırdaki rekabet avantajını
kaybetmemesi için, ürün farklılaştırması temelinde katma değeri yüksek, moda ve markaya dayalı
ürünler geliştirmesi ve pazar çeşitlendirmesine gitmesi gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Türkiye Tekstil Endüstrisi; Avrupa Birliği; AKÜ İndeksi; Rekabet Gücü
Turkish Textile Industry and Its Competitiveness: A Comparative Analysis with the EU Countries, 1989-2001
Abstract
The aim of this paper is to compare of the dynamic comparative advantages in the textile
sector, using the revealed comparative advantage approach developed by Balassa, between Turkey
and the EU. The results of the analyses showed that, in terms of the product groups both SITC 2-digit
and SITC 3-digit, the competitiveness of the Turkish textile industry is quite high and Turkey has a
competitive structure in the sub-industry of this sector in the world. However, especially in the last
years, it was seen that there has been considerable decreases in the competition power of almost
whole product groups. The outcomes of the results revealed that, in order not to lose the competitive
advantage in the textile industry in Turkey, it is essential to produce very high value-added goods and
to develop a new fashion policy and to create a brand name on the foundation of the product
differentiation, and also to consider the market variation.
Key Words: Turkish Textile Industry; European Union; RCA Index; Competitiveness
1 Prof. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi, İİBF, İktisat Bölümü 2 Yard. Doç. Dr., Erciyes Üniversitesi, Nevşehir İİBF, İktisat Bölümü
2
1. Giriş
İktisadi çalışmaların araştırma konusunu çoğu zaman endüstriler oluşturmaktadır.
Bunun başlıca nedenleri arasında endüstri analizleri vasıtasıyla endüstrilerin sektörlerdeki
yerinin belirlenmesi, ülke ekonomilerinin uluslararası rekabet gücünün ortaya konulması,
iktisadi olayların değerlendirilmesi ve çözümü gösterilmektedir. Bu öneminden dolayı
araştırmacılar tarafından politika önerilerinin ortaya konulması ve karar alıcılar açısından da
bu önerilerden faydalanarak politikalar yapılması gerekmektedir.
Bu çalışmada esas itibariyle Türkiye tekstil endüstrisi ele alınmaktadır. Tekstil
endüstrisi birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye’de de ekonominin lokomotifi
konumundadır. Geçmişi Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan Türkiye tekstil
endüstrisinin 2003 yılı verileri dikkate alındığında 21,5 milyar dolarlık üretim değeri ile
imalat sanayii katma değerinin % 15’ini, imalat sanayii istihdamının % 35’ini ve toplam
istihdamın % 10,9’unu ve toplam ihracatın % 33,2’sini gerçekleştirdiği görülmektedir.
Faktör donanımına da bağlı olarak hali hazırda dünya ölçeğinde önemli bir rekabet
gücüne sahip olan Türkiye tekstil endüstrisinin en önemli pazarları AB ülkeleri ve ABD’dir.
Türkiye tekstil endüstrisi ihracatı içerisinde AB ülkelerinin payı % 80, ABD’nin payı ise
% 14’dür. Bu bağlamda Çok Elyaflılar Anlaşması (Multi Fiber Agreement-MFA)
çerçevesinde gelişmekte olan ekonomilerin OECD ülkelerine yönelik ihracatları; anti-
damping işlemleri, gönüllü ihracat kısıtlamaları ve uluslararası kota sistemi gibi araçlarla
sınırlandırılmıştı. Söz konusu kısıtlamalardan kotaların 1 Ocak 2005 tarihinde kaldırılarak
dünya tekstil ve konfeksiyon piyasasının global rekabete açılacak olması, Türkiye tekstil
endüstrisinin de rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyecektir. Dolayısıyla, Türkiye tekstil
endüstrisi açısından ortaya çıkabilecek olumsuzlukların manipüle edilebilmesi; sektörün
yeniden yapılandırılmasının yanısıra AB ülkeleri ve ABD’deki pazar payının ve rekabet
gücünün korunabilmesi için mevcut durumun tespit edilerek, politika önerilerinin
geliştirilmesi gerekmektedir.
Bu çalışmanın temel amacı, doktora çalışmamızda (Çoban, 2001) ulaşılan sonuçlarla
güncel verilerin analizinden elde edilen sonuçların karşılaştırılarak, Türkiye tekstil
endüstrisinin rekabet gücünde meydana gelen değişimleri izlemektir. AB üyesi ülkelerin
karşılaştırma örneği olarak dikkate alındığı analizlerde Balassa tarafından geliştirilmiş olan
AKÜ indeksinden yararlanılmıştır. Ayrıca, 1996 yılında yürürlüğe giren Gümrük Birliği
sonucu oluşan yeni süreçte sektörün rekabet gücünde meydana gelen değişimler dönemler
itibariyle ele alınmıştır. Ulaşılan parametreler doğrultusunda endüstrinin yeniden
yapılandırılmasına ve rekabet gücünün arttırılmasına yönelik politika önerileri geliştirilmeye
çalışılmıştır.
3
2. Tekstil Endüstrisi ve Türkiye Ekonomisindeki Yeri
Tekstil (diğer bir ifadeyle dokumacılık), çeşitli lif türlerinin önce iplik haline
getirilmesi, ardından da belirli desenlerde ve renklerde birleştirilmesi sayesinde kumaş3 ve
daha sonrada nihai ürün elde edilmesi aşamalarından oluşan dünyadaki en eski üretim
faaliyetidir.
Zaman içerisinde tekstil endüstrisinde kullanılan hammaddeler gelişmiş ve
çeşitlenmiştir. Yün, pamuk, bitki saplarından çıkarılan elyaf, başka bir ifadeyle keten, jüt ve
kenevir, doğal hammaddeler olmuştur. 20. yüzyılın ilk yarısından itibaren kimyasal tekstil
sektörü, endüstri içerisindeki yerini almış ve kimyasal işlevlerden geçmiş suni elyaf ile
kimyasal polimerleşmeden geçirilmiş sentetik elyaf, iki temel yapay hammadde grubunu
oluşturmuştur. Başlangıçta, Avrupa ve Kuzey Amerika’da ve sanayileşmiş olarak
nitelendirilen ülkelerde yapılan suni ve sentetik elyaf üretimi, özellikle II. Dünya Savaşı’nı
izleyen süreçte başta Tayvan, Güney Kore, Çin ve Türkiye olmak üzere birçok gelişmekte
olan ülkede de yaygınlaşmıştır.
Tekstil endüstrisi, pamuk, pamuklu iplik ve dokuma, yün, yünlü iplik ve dokuma, ipek,
ipekli dokuma, sentetik iplik, sentetik dokuma, kord bezi, keten, kenevir ve tüm bunların
türevlerinden elde edilen ürünlerin kullanıldığı hazır giyim-konfeksiyon ile el ve makine
halıları alt sektörlerinden meydana gelmektedir (Aruoba, 1999: 31).
2.1. Tekstil Endüstrisi ve Global Rekabet
Tekstil endüstrisinin dünyanın farklı bölgelerine yayılması, bir ülkedeki üretim
faaliyetlerinin bir kısmının diğer bir ülkeye aktarımıyla gerçekleşmiştir. Üretimdeki
yaygınlığın temelinde, işgücü maliyetlerinin uluslararası ölçekteki farklılıkları yatmaktadır.
Özellikle uzun vadeli seri üretimde, üretim maliyetlerinde önemli düşüşler kaydedilmiştir.
Üretim faaliyetlerinin yoğunlaşma eğilimindeki ülkelerde uygulanan serbest bölgeler, liberal
yatırım yasaları, gümrük muafiyetleri, çeşitli teşvik ve yatırım avantajlarının yanısıra
sendikaların yetersiz yapılanması gibi politika ve uygulamalar, ilgili şirketlere yüksek kâr
marjlarına ulaşma ve bunları arttırma imkanı sağlamaktadır.
Hızla gelişen teknolojiye bağlı olarak tekstil endüstrisi göreceli olarak emek-yoğun bir
üretim süreci yapısı kazanmıştır. Faktör yoğunluğuna dayalı iktisadi büyüme modellerine
göre büyük oranlarda kalifiye olmayan işgücüne sahip yeni sanayileşen ülkelerde tekstil
endüstrisinin gelişme göstereceği ve bu gelişme trendinin bir sonucu olarak 1960’lı ve 70’li
yıllarda gelişmiş endüstri ülkelerinin söz konusu emek-yoğun sektörü tamamen Üçüncü
3 Ayrı-ayrı atkı ve çözgü ipliklerinin birbirinin arasından iç-içe geçirilmesine dokuma, sürekli tek bir
lifin ya da lifler kümesinin ilmiklenerek birleştirilmesi işlemine ise örme denilmektedir. Dokunmuş veya örülmüş bütün ürünler kumaş olarak adlandırılmaktadır.
4
Dünya ülkelerine terk ederek, yüksek teknoloji gerektiren sermaye-yoğun üretimlere
yönelecekleri varsayılmaktaydı. Fakat, gelişmeler bu varsayımı geçersiz kılmıştır.
Teknolojik değişme, yeni tezgah tasarımları ve elektroniğin tekstil makinelerine girişi,
tekstil endüstrisini zamanla sermaye-yoğun bir endüstri haline getirmiştir. Son 20-25 yılı
kapsayan dönemde tekstil teknolojisinin yapısı hızlı bir değişime uğramış, tekstil endüstrisi
petrol-kimya, kağıt ve bazı metal sanayilerinden sonra dünyadaki dördüncü sermaye-yoğun
sanayii konumuna gelmiştir. Gelişmiş sanayi ülkeleri “Üçüncü Sanayi Devrimi”nde de,
birincisinde “ilk göz ağrıları” olan tekstil endüstrisini kimseye bırakmak istemez bir tutum
içerisine girmişlerdir. Kuzey Amerika ve bazı AB ülkelerinde son dönemlerde tekstil
endüstrisi alanında yapılan yatırımlarda hızlı artışlar gözlenmiştir. Ayrıca, bu ülkeler
uluslararası rekabete karşın korumacılık önlemleri getirerek, ülke tekstil endüstrilerinin
yeniden yapılanması için gerekli olan uyum sürecinin kazanımına imkan sağlayıcı yeni
politika oluşturma çabalarına yönelmişlerdir4.
Bütün ülkelerde tekstil endüstrisi çeşitli kapsam ve düzeylerde varolmasına karşın
göreceli önemi ve kritik rolü, büyüme-sanayileşme ve uluslararası rekabet bağlamında ortaya
çıkmaktadır. Diğer bir ifadeyle, karşılaştırmalı üstünlüklere ve faktör donanımına bağlı
olarak büyüme ve sermaye birikimi açısından tekstil endüstrisinin ön plana çıkması, açık
ekonomilerde daha belirgin olarak görülmektedir. Genellikle kapalı ekonomilerde, ithalat
ikamesine dayalı sanayileşme stratejileri takip edildiği için karşılaştırmalı üstünlükler
bağlamında “endüstriyel uzmanlaşma” yerine, kendine yeterlilik (otarşi) temelinde bir
“endüstriyel çeşitlilik” hedeflenmektedir. Bu açıdan bakıldığında ihracata yönelik
sanayileşme stratejilerinde temel özelliğin, endüstriyel uzmanlaşma olduğu söylenebilir. Bu
süreçte, hangi sektörlerin ekonomik gelişmeye öncülük yapacağı veya kaynakların hangi
sektörlerde yoğunlaşarak endüstriyel uzmanlaşmanın sağlanacağı konusu daha çok faktör
donanımı ve karşılaştırmalı üstünlükler kapsamında değerlendirilecek konulardır (Küçüker,
1999: 54).
4 Dünya tekstil ticareti, gelişmekte olan ekonomilerin OECD ülkelerine yönelik ihracatları, anti-
damping işlemleri, gönüllü ihracat kısıtlamaları ve uluslararası kota sistemi gibi araçları kullanan Çok Elyaflılar Anlaşmasıyla düzenlenmeye çalışılmaktadır. Uruguay Round’u çerçevesinde, Dünya Tekstil Örgütü’nün kurulması ile birlikte, 2005 yılına kadar Çok Elyaflılar Anlaşmasının aşamalı bir biçimde ortadan kalkarak, dünya tekstil ve konfeksiyon piyasasının GATT kuralları altında liberalleşmesi ve global rekabete açılması, geçiş döneminin sona ermekte olduğunu göstermektedir. Bu anlamda karşılaştırmalı üstünlükler temelinde ve piyasaların sürtünmesiz bir biçimde işlemesi sonucunda, tekstil ve konfeksiyon sektöründeki kaynakların dünya ölçeğinde dağılımını engelleyen faktörlerin ortadan kalkması ve uluslararası işbölümü ve uzmanlaşmanın hızlanması beklenmektedir. Bu süreçte Çok Elyaflılar Anlaşması, dünya ölçeğinde işbölümünü kısıtlayan bir uygulama niteliğindedir (Küçüker, 1999: 54).
5
2.2. Tekstil Endüstrisi ve Türkiye Ekonomisi
Tekstil endüstrisi, özellikle yeni endüstrileşmekte olan ülkelerin ihracata dayalı
büyümede gösterdikleri başarının ana kaynağıdır. Gelişmiş ülkelerin bir çoğunun
sanayileşme yolunda kat ettikleri yol irdelendiğinde, bugün gelinen noktanın başlangıcının
tekstil ve hazır giyim/konfeksiyon ürünleri sektöründe elde edilmiş olan başarılar olduğu
görülmektedir.
1990’lı yıllardan itibaren ekonomi politikalarına gittikçe artan bir şekilde hakim olan
“liberalizm” ve bunun yanısıra etkilerini gerek gelişmekte olan gerekse gelişmiş ülkeler
üzerinde fazlası ile gösteren “globalleşme” olgusu, dünya ticaretini her açıdan büyük
değişikliklere uğratmıştır. Bu değişimin en belirgin olarak yaşandığı alanlardan birisi, tekstil
ve konfeksiyon ürünlerinin uluslararası ticareti olmuştur.
Tekstil endüstrisi, diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de gerek
üretim ve istihdama katkısı ve gerekse ihracat yoluyla ekonomiye döviz kazandırması
nedeniyle ekonominin lokomotif sektörü olma özelliğini sürdürmektedir. Tekstil
endüstrisinin ekonomiye katkısı dikkate alındığında, rekabetçiliğinin arttırılması ve
sürdürülmesi Türkiye açısından hayati önem taşımaktadır. Türkiye tekstil endüstrisinin
üstünlükleri; yüksek üretim kapasitesi, hammaddenin bolluğu, endüstrideki deneyim ve bilgi
birikimi, teslimat süresinin kısalığı, kaliteli üretim, uygun maliyet, esnek üretim ve ürün
çeşitliliği gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır.
Türkiye tekstil endüstrisinin geçmişi Osmanlı İmparatorluğuna kadar uzanmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğunda pamuğun ve ipliğin üretilmesi ve işlenmesi üretim faaliyetlerinin
önemli bir kısmını oluşturmaktaydı. Bu bağlamda 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne
Özetle, Gümrük Birliği sürecinin Türkiye tekstil endüstrisinin SITC iki haneli ve SITC
655, SITC 656 ve SITC 659 nolu ürün grupları dışındaki SITC üç haneli ürün gruplarının
rekabet gücü üzerinde olumlu yönde bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Gümrük Birliği
sonrası Türkiye’nin ihracat portföyündeki değişime bağlı olarak toplam ihracat içerisinde tekstil
sektörünün payının azalması, bu sonucun ortaya çıkmasının bir nedeni olabilir.
5. Sonuç
Bu çalışmada 1989-2001 dönemi dikkate alınarak AKÜ indeksi yardımıyla Türkiye ile AB
ülkeleri tekstil endüstrileri karşılaştırmalı olarak analiz edilmiştir. Bu yöntemle tekstil
endüstrisinin tüm ülkeler bağlamında sektör ve alt sektörler (ürün grupları) açısından ekonomik
performansları tespit edilmiştir. Ayrıca, Gümrük Birliği sürecinin Türkiye tekstil endüstrisinin
rekabet gücüne etkisi, hem ana hem de alt ürün grupları açısından ele alınmıştır.
Analizler doğrultusunda, hem SITC iki haneli hem de SITC üç haneli ürün grupları
açısından Türkiye tekstil endüstrisinin AB-ülkeleri karşısındaki rekabet gücünün oldukça
yüksek ve alt sektörler bağlamında dünya ölçeğinde rekabetçi bir yapıya sahip olduğu tespit
edilmekle birlikte özellikle son yıllarda hemen hemen bütün ürün gruplarının rekabet gücünde
dikkate değer düşüşler yaşandığı tespit edilmiştir. Bu tespitler, Çoban (2001) tarafından 1989-
1998 dönemi dikkate alınarak yapılan araştırma sonuçlarıyla benzerlik arz etmekte olup,
sektörün rekabet gücündeki düşüş trendi devam etmektedir. Her iki araştırma sonucu, Türkiye
tekstil endüstrisinin ekonomik performansının dünya ölçeğinde her geçen gün azaldığına ve
sürecin devam etmesi halinde yakın gelecekte sektörün rekabet gücünü kaybedebileceğine işaret
16
etmektedir. Ayrıca, Gümrük Birliği sürecinin söz konusu değişime etkisi analiz edildiğinde ise,
SITC iki haneli ve SITC 655, SITC 656 ve SITC 659 nolu ürün grupları dışındaki SITC üç
haneli ürün gruplarının rekabet gücünün olumsuz yönde etkilendiği belirlenmiştir.
1 Ocak 2005 sonrası dönemde tekstil endüstrisinde üretim ve ticaret anlayışı değişmeye
ve rekabet süreci yeniden şekillenmeye başlayacaktır. Bu bağlamda tüm göstergeler ve analiz
sonuçlarından da görüldüğü üzere gerekli tedbirler alınmadığı takdirde Türkiye özellikle hazır
giyim/konfeksiyon sektöründe sahip olduğu rekabetçi üstünlüğünü kaybedecektir. Dolayısıyla
başta AB olmak üzere OECD pazarında sahip olduğu rekabet avantajını kaybetmemesi için
Türkiye tekstil endüstrisinin ürün farklılaştırması temelinde katma değeri yüksek, moda ve
markaya dayalı ürünler geliştirmesi ve pazar çeşitlendirmesine gitmesi gerekmektedir.
Kaynakça
ARUOBA, Çelik (1999), “Dünya Tekstil Ekonomisi”, ONGUN, M. Tuba (Editör), Anadolu’da Hızla Sanayileşen Kentler: Kahramanmaraş Örneği, Ankara: Türkiye Ekonomi Kurumu Yayını, 31-42.
BALASSA, Bela (1965), “Trade liberalization and ‘revealed’ comparative advantage”, The Manchester School of Economic and Social Studies, 33, 92-123.
BALASSA, Bela (1977), “‘Revealed’ Comparative advantage revisited: An analysis of relative export shares of the industrial countries (1953-1971)”, The Manchester School of Economic and Social Studies, 45(4), 327-344.
BALLANCE, R. H. (1988), “Trade performance as an indicator of comparative advantage”, GREENEWAY, David (eds.), Economic Development and Intermational Trade, McMillan Education Ltd.
ÇOBAN, Orhan (2001), Türkiye Tekstil Endüstrisinin Üretim Yapısı ve Karşılaştırmalı Rekabet Gücü-AB Örneği Almanya İle Karşılaştırma ve Bir Alan Çalışması, Cumhuriyet Üniversitesi SBE, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Sivas, 2001.
De BENEDICTIS, Luca and TAMBERI, Massimo (2001), “A note on the balassa index of revealed comparative advantage”, 2001, http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=289602, (Erişim tarihi, 18.01.2004).
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) (1994), Uluslararası Ekonomik Göstergeler, Ankara.
DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) (2003), Uluslararası Ekonomik Göstergeler, Ankara.
DTM (Dış Ticaret Müsteşarlığı) (2004), Tekstil ve Konfeksiyon Sektörü, http://www.foreigntrade.gov.tr/IHR/sektor/tekstil.htm (Erişim tarihi, 27.02.2004).
ERUYGUR, Ozan, ÖZÇELİK, Emre ve TAYMAZ, Erol (2004), “Tekstil ve Hazır Giyim Sanayilerinde Uluslararası Rekabet”, İktisat-İşletme ve Finans Dergisi, 19(217), 5-23.
FERTÖ, Imre and HUBBARD, Lionel J. (2003), “Revealed comparative advantage and competitiveness in Hungarian Agri-Food Sectors”, World Economy, 26(2), 247-259.
GIULI, Maurizio (1997), The competitiveness of the European textile industry, Centre for International Business Studies, Research Papers in International Business, 2-97, London.
HINLOOPEN Jeroen and Van MARREWIJK, Charles (2004), Dynamics of Chinese Comparative Advantage, Tinbergen Institute Discussion Paper, TI 2004-034/2, Amsterdam.
KAITILA, Ville (1999), Trade and revealed comparative advantage: Hungary, the Czech Republic, and the European Union, BOFIT Discussion Papers, 8, Helsinki.
KÜÇÜKER, Celal (1999), “Türkiye’de Tekstil ve Konfeksiyon Sektörünün Gelişimi ve Yeniden Yapılanması”, ONGUN, M. Tuba (Editör), Anadolu’da Hızla Sanayileşen Kentler: Kahramanmaraş Örneği, Ankara: Türkiye Ekonomi Kurumu Yayını, 51-87.
LEE, Sung-Chul (2003), Patterns of Canada’s revealed comparative advantage in the United States, Department of Economics, University of Regina, Discussion Paper, 104, Regina.
RICHARDSON, David J. and ZHANG, Chi (1999), Revealing comparative advantage: chaotic or coherent patterns across time and sector and U.S. trading partner?, NBER Working Paper, 7212, Cambridge.
TAN, Barış (2001), Overview of the Turkish textile and apparel industry, Harvard Center for Textile & Apparel Research, Cambridge.
THIESSEN, Ulrich (1995), “Competitiveness of Central-eastern European Countries”, DIW-Vierteljahreshefte zur Wirtschaftsforschung, 64(2), 279-301.
TÜSIAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) (2002), Sektörel Durum Analizi: Sorunlar ve Çözüm Önerileri-2001-II, Tüsiad Yayını, Tüsiad-T/2002-05/320, İstanbul.
UNCTAD/UN (1994), Yearbook International Trade Statistics, Vol: 2, New York.
UNCTAD/UN (1997), 1996 International Trade Statistics Yearbook, Vol: 1, New York.
VERMA, Samar (2002), Export competitiveness of Indian textile and garment industry, Indian Council for Research on International Economic Relations, Working Paper, 94, New Delhi.