Top Banner
493 Kırsaldan Kentsele Geleneksel Yerleşmeler Trakya’da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Çalışmalar * Işıl Polat Pekmezci, Zeynep Eres, Mine Topçubaşı Giriş Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesine bağlı bir belde olan Kaynarca günümüzde yaklaşık 600 haneli orta ölçekli bir yerleşmedir. Organik sokak dokusu, ha- len varlığını sürdüren tarihi evleri ve süregelen toplumsal yapısıyla yerleşme özgün karakterini büyük ölçüde koruyan bir Trakya kasabasıdır. Kaynarca, İstanbul’u Trakya üzerinden Balkanlara bağlayan üç ana yol aksından biri olan, Çerkezköy’den geçerek Istranca Dağları’nın güney eteğini izleyen; Vize, Pınarhisar, Kırklareli üzerinden Balkanlara açılan ve Osmanlı döne- minde “Sağ Kol” olarak anılan güzergâhın üzerinde, Pınarhisar kent merke- zinin hemen 5 km batısında yer alır (Şek. 1). Kaynarca, anayol üzerinde bulunmanın yanı sıra, yakın çevresinde ve hatta içinde bulunan su kaynaklarının da sayesinde yerleşme yeri olarak çok uygun koşullar içermektedir. Ancak hemen yakınındaki Pınarhisar her zaman için daha büyük ölçekli bir yerleşme olmuş ve Kaynarca Pınarhisar’a bağlı bir Şek. 1. Trakya’da Kaynarca’nın konumu. * 2006 yılında yaptığımız Kaynarca belgeleme çalışmasının başlatılmasına öncülük eden Hocamız Prof. Dr. Nur Akın’a, alanda bize çok yardımcı olan Kaynarca Belediye Başkanı Sayit Uçan’a ve evlerini bizlere açan tüm Kaynarcalılar’a çok teşekkür ederiz. Makalede kullanılan tüm şekiller Pekmezci-Eres- Topçubaşı arşivine aittir.
17

Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

Apr 10, 2023

Download

Documents

Barry Stocker
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

493

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

Trakya’da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Çalışmalar*

Işıl Polat Pekmezci, Zeynep Eres, Mine Topçubaşı

Giriş

Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesine bağlı bir belde olan Kaynarca günümüzde yaklaşık 600 haneli orta ölçekli bir yerleşmedir. Organik sokak dokusu, ha-len varlığını sürdüren tarihi evleri ve süregelen toplumsal yapısıyla yerleşme özgün karakterini büyük ölçüde koruyan bir Trakya kasabasıdır. Kaynarca, İstanbul’u Trakya üzerinden Balkanlara bağlayan üç ana yol aksından biri olan, Çerkezköy’den geçerek Istranca Dağları’nın güney eteğini izleyen; Vize, Pınarhisar, Kırklareli üzerinden Balkanlara açılan ve Osmanlı döne-minde “Sağ Kol” olarak anılan güzergâhın üzerinde, Pınarhisar kent merke-zinin hemen 5 km batısında yer alır (Şek. 1).

Kaynarca, anayol üzerinde bulunmanın yanı sıra, yakın çevresinde ve hatta içinde bulunan su kaynaklarının da sayesinde yerleşme yeri olarak çok uygun koşullar içermektedir. Ancak hemen yakınındaki Pınarhisar her zaman için daha büyük ölçekli bir yerleşme olmuş ve Kaynarca Pınarhisar’a bağlı bir

Şek. 1. Trakya’da Kaynarca’nın konumu.

* 2006 yılında yaptığımız Kaynarca belgeleme çalışmasının başlatılmasına öncülük eden Hocamız Prof. Dr. Nur Akın’a, alanda bize çok yardımcı olan Kaynarca Belediye Başkanı Sayit Uçan’a ve evlerini bizlere açan tüm Kaynarcalılar’a çok teşekkür ederiz.Makalede kullanılan tüm şekiller Pekmezci-Eres-Topçubaşı arşivine aittir.

Page 2: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

494

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

köy olarak Osmanlı kaynaklarında anılmıştır. 15. yüzyılda Edirne’deki Darül-hadis evkafı vakfiyesinde ya da 19. yüzyıl idari yapılanmasını gösteren harita-larda Kaynarca Pınarhisar’a bağlı bir köy olarak tanımlanmıştır1. Ancak böl-geye üç kez gelen Evliya Çelebi seyahatnamesinde Kaynarca’yı kasaba olarak tanımlar (Kaya, 1989, s. 238). Evliya Çelebi’nin biraz abartılı tanımlamasıyla yerleşmenin “1100 haneli bağlı bahçeli ve kiremitli ev”den oluştuğu belirtil-se de; küçük hisarı, iki hanı, bir küçük hamamı ve 8 dükkânıyla Kaynarca’nın kasaba olarak anılması doğaldır. Özetle, her ne kadar idari yapılanmada köy olarak gösterilse de, Kaynarca içerdiği kamusal - ticari yapılar ve kalabalık nü-fusuyla kırsal karakterli bir kasaba olarak anılabilir. Yerel tarihçi N. Karaçam da 1970’te yayımladığı kitabında, bu dönemde belediye olan Kaynarca’dan Pınarhisar’ın tek kasabası olarak bahsetmektedir (Karaçam, 1970, s. 190).

Kaynarca Istranca Dağları’nın eteğinde, dağların Ergene Havzası’na açıldığı alanda konumlanmıştır (Şek. 2). Güney-güneybatıya bakan hafif eğim-li bir yamaç yerleşmesidir. Kasabanın güney bitiminde oldukça düz bir satıh olan ova başlar. Kuzey sınırının ötesi ise kayalık karakterli dikçe bir arazidir. Yerleşmenin orta kesiminde birbirine yakın iki su kaynağından yeryüzüne çı-kan su, açık kanallardan geçerek yerleşmenin güneydoğusunda yer alan değir-mende buluşur ve buradan Kaynarca Deresi’ne bağlanır. Su kanallarının geçtiği kuzey-güney yönündeki hat yerleşme içinde küçük bir vadidir. Kaynarca bu va-dinin her iki yanında yer alır. Vadinin batı kenarı yumuşak bir eğimle yükselir ve yerleşmenin ana mahalleleri bu kesimde yer alır. Vadinin doğu tarafı ise dik bir eğimle yükselir ve kayalık niteliktedir. Burada geçmişte şapel olarak da kul-lanılmış olan bir mağara bulunur. Mağaranın üzerindeki kayalıkların üstünde karşı yakaya göre daha küçük ölçekli bir yerleşme birimi bulunur.

Kaynarca Osmanlı belgelerinde Gayrimüslim ve Müslümanlardan oluşan bir yerleşme olarak geçmektedir. H. 935’te (M. 1528-29) 28 Müslü-man hane, 88 Gayrimüslim hane, 5 bekâr ve 12 dul olmak üzere toplam 133 haneli olduğu saptanmıştır (Gökbilgin, 2007, s. 212). Yerel halkla yapılan sözlü görüşmelerde Kaynarca’da geleneksel olarak Bulgar, Rum ve Türk ma-hallelerinin bulunduğu öğrenilmiştir. 19. yüzyılın son çeyreğinde yaşanmaya başlanan çok sayıda savaş göç hareketlerini tetiklemiş ve başta ’93 Harbi ola-rak da anılan 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı olmak üzere çeşitli savaş dönem-lerinin ardından Kaynarca’ya Balkanlardan Türk göçmenler gelmeye başla-mıştır. Balkan Savaşları sürecinde Bulgarların bölgeyi terk etmesi ve ardın-dan 1923’te Lozan Mübadelesi’yle Rumların gitmesi sonucu yerleşmede fazla

1 Gökbilgin’in yayınında arşiv belgelerine dayanılarak “Pınar-Hisar nahiyesine bağlı Yaya Köyü” olarak adı geçen yerleşme bugünkü Kaynarca’dır (Gökbilgin, 2007, s. 211-213). Ayrıca 20. yüzyıl başında Osmanlı devletinin idari yapısını gösteren harita dizisi (Tekin ve Baş, 2003).

Page 3: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

495

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

bir Gayrimüslim nüfus kalmamış, buna karşın başta Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya olmak üzere Balkanların farklı bölgelerinden gelen kalabalık bir Türk nüfus oluşmuştur.

Yerleşmenin bugünkü adı Cumhuriyet döneminde verilmiştir. 1930’lu yıllardaki bazı yayınlarda yerleşmenin “Kaynarca” olarak adlandırıl-dığı görülmektedir2. Osmanlı dönemi tarihsel kaynaklarında ise Yene, Yane, Yani, Yeno, Yaya, Yene Hisar gibi adlarla anıldığı görülmektedir. Bu farklı adlamalarda Osmanlıca okumadaki zorlukların da etkisi olduğu, bu konuda çalışan uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Çünkü aynı arşiv belgelerinde yer alan adın farklı araştırmacılar tarafından farklı şekillerde okunduğu bi-linmektedir. Bununla birlikte, Soustal Bizans kaynaklarına dayanarak hazır-ladığı Tabula Imperii Byzantini 6 adlı yayında Kaynarca’nın adını “Gehen-ne” olarak belirtmiştir (Soustal, 1991, ek harita). Bu sözcüğün sesli okuması Türkçe harflerle “Yene” biçimindedir. Dolayısıyla bu ilk adın uzun bir dönem boyunca biraz farklı sesli harflerle aslında korunduğu anlaşılmaktadır. Bu sözcüğün Bizans Rumcasındaki anlamı da “doğuş” ya da “kaynak”tır. Dola-yısıyla Cumhuriyet döneminde konulan, suyun kaynadığı yer anlamındaki Kaynarca da anlamsal olarak yerleşmenin özgün adıyla benzeşmektedir.

Yakın döneme kadar Kaynarca’nın ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıydı. Yerleşmenin güneyindeki verimli ovada buğday, çavdar, çeltik, pancar ve ayçiçeği tarımı ve bunun yanı sıra büyük ve küçükbaş hayvancılık yapılırdı. Ekonominin yaklaşık %70’ini tarım, %30’unu hayvancılık oluştu-ruyordu. Yerleşme içinde 200 baş hayvana kadar ağıllar bulunurken, 1980’li yıllarda belediye başkanı Burhanettin Özbay döneminde büyük ağıllar

2 Kaynarca yerleşmesinin eski adlarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Kaya, 1989.

Şek. 2. Istranca Dağları’nın güney sırtlarından ovaya açılan Kaynarca’nın görünümü.

Page 4: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

496

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

yerleşme dışına taşınmıştır. Halen Kaynarca’nın kuzeyinde kayalık kesimde az sayıda ağıl vardır. Günümüzde Kaynarca özellikle yakınındaki büyük sana-yi merkezi Lüleburgaz’a yoğun göç vermiştir. Halen kasabada yaşayan gençler de tarımla uğraşmak yerine çevredeki fabrikalarda işçi olarak çalışmayı yeğle-mektedir. Kaynarca’nın Trakya’nın birçok sanayi kentine yakın olması da bu gençlerin servislerle fabrikalara taşınmasını kolaylaştırdığından, artık tarım ve hayvancılık ekonomisi önemini büyük ölçüde yitirmiş durumdadır.

Kaynarca’da yaptığımız ön incelemelerde yerleşmenin geleneksel so-kak karakterini büyük ölçüde koruduğu, yapılaşmada tarihi doku bütünlüğü her ne kadar yüksek oranda korunamamış olsa da, geleneksel kırsal kasaba karakterinin halen sürdüğü anlaşılmıştır. Kaynarca’nın Trakya’nın birçok ana yol üzeri kasabasında ve hatta köyünde gözlenen betonarme çokkatlı yapı-laşmaya fazla maruz kalmadığı, ağırlıklı olarak meydan çevresi ve ana ticaret aksı üzerinde 3 katlı bitişik düzen yapılaşmanın olduğu, mahalle içlerinde bahçeli az katlı konutlardan oluşan geleneksel kimliğin büyük ölçüde varlığı-nı sürdürdüğü gözlenmiştir. Bu bağlamda Kaynarca bölge genelinde oldukça iyi korunmuş bir Trakya kasabası olarak incelenmeye değer bir yerleşmedir.

Kaynarca’da yapılan ilk incelemelerde yapı bazında 19. yüzyıldan gü-nümüze ulaşan, “tarihi ev” olarak tanımlanabilecek konut stokunun oldukça az sayıda olduğu, tarihi doku içindeki erken 20. yüzyıl yapılaşmasının kırsal kökenli göçmenlerin tercihine bağlı olarak tek katlı köy evi niteliğinde olduğu görülmüştür. Sokak ve parsel biçimlenişini bozmayan bu yeni yapılaşma zaman içinde çoğu eski yapının yerini almış, kimi zaman da eski yapıların üst katı kal-dırılarak uyarlanmış, ancak yerleşmenin yüksek taş duvarlarla sınırlandırılmış avlulu bahçeli ev düzeni, eğrisel dar ve kimi yerde çıkmaz sokakla sonlanan yol dokusu bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Bugünkü Kaynarca yerleşme bi-çimlenişinde geçmişin birikimini taşımakta, mimaride ise çokkültürlü tarihi-nin izlerini taşımakla birlikte, esas olarak 20. yüzyıl başı göçmen kimliğinin egemen olduğu bir kasabadır. Göçmenler hem kendi mimari geleneklerini taşımışlar, hem de burada karşılaştıkları eski yapıların bir kısmını dönüştüre-rek, bir kısmını da kendi ek yapılarıyla bütünleştirerek kullanmışlardır. Bunun yanı sıra erken Cumhuriyet döneminde Trakya’nın kalkındırılması amacıyla kurulan Trakya Umumi Müfettişliği’nin yoğun bayındırlık uygulamalarının da Kaynarca’nın fiziksel kimliğinde önemli bir etkisi olmuştur3.

3 1934’te kurulan ve 1941’e kadar çok etkin bir biçimde çalışan Trakya Umumi Müfettişliği’nin bölge ölçeğindeki uygulamalarıyla ilgili ayrıntılı bilgi için bkz. Eres, 2008, s. 181-185. Kay-narca alan çalışmasında özellikle sözlü görüşmelerde edinilen bilgilerden, Trakya genelinde gerçekleştirildiği bilinen çeşitli bayındırlık ve tarımsal kalkınma amaçlı uygulamaların bu yer-leşmede de yapıldığı anlaşılmıştır.

Page 5: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

497

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

Kaynarca’nın bugüne ulaşan kimliğini doğru tanımlayabilmek için yerleşme genelinde parsel ve yapı bazında ayrıntılı bir belgeleme çalışmasının yararlı olacağı öngörülmüştür. Sokakların, onları sınırlayan duvarların, parsel içinde konutun yanı sıra ek yapıların incelenmesi, avlu biçimlenişi ve işlev-lerinin tanımlanması ile Kaynarca’nın geleneksel kırsal kasaba karakterinin ortaya konması özgün bir araştırma konusu olarak ele alınmıştır. Bu çerçeve-de bugünkü Pınarhisar-Kırklareli karayolunun güneyinde kalan geleneksel yerleşim alanının tümü taranmış, bunu çevreleyen alanda ve kuzey kesimde 1935, 1951 ve 1989 göçmenleri için devlet tarafından kurulan planlı mahal-leler ve geç dönem yapılaşması ise araştırma alanına dahil edilmemiştir (Şek. 3). Böylece toplam 550 adet parsel incelenmiş, bu alanlardaki konut ve ek yapı olmak üzere tüm yapılaşma, kat adedi, yapı sistemi, malzemesi, işlevi, kültür varlığı değeri vb açılardan analiz edilmiştir. Çalışma tamamlandıktan sonra, yerleşmenin tarihi kimliğini tanımlayan 19. yüzyıla ait altı yapı ile 20.

Şek. 3. Kaynarca kasabasında yapı adaları ve sokak ilişkisi.

Page 6: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

498

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

yüzyılın ilk yarısında göçmenler tarafından inşa edilmiş olan iki yapının rö-löveleri çıkartılmıştır.

Kaynarca tarihte farklı etnik grupların bir arada yaşadığı, 19. ve 20. yüz-yılda çift yönlü göçlerle toplumsal dokusu değişmiş, farklılaşmış, bir yandan eskiden izler taşıyan, bir yandan da günümüzde Trakya kasabalarının artık “kendine özgü kimliği” olarak tanımlanabilecek olan farklı bir biçimsel kur-guya dönüşmüştür. Kasabanın yerleşme ve yapı bazında değerlendirmesini ya-parken, tarihsel süreklilik ile kültürel kesintiler ve değişimler bağlamında bir tanımlama yapmak kolay değildir, doğru da sonuç vermez. Bu bağlamda bu makalede yaptığımız alan belgelemelerinden yola çıkarak Kaynarca’yı bugünkü durumuyla tanımlamaya ve farklı kültürlerle harmanlanmış tarihsel kimliğinin günümüze ulaşmış izleri olan az sayıdaki yapıyı tanıtmayı amaçladık. Bu ya-pıların doku bütünlüğü oluşturmayacak kadar az sayıda olması, Kaynarca’nın 20. yüzyıl öncesi mimarisinin, belli yapı tipleri üzerinden kendine özgü mimari dilini ortaya koyacak biçimde genellenerek incelenmesini engellemektedir.

Kaynarca’da yaptığımız sözlü görüşmeler, kasabanın bugünkü ortamını fiziksel özellikleriyle olduğu kadar toplumsal boyutuyla da kavramada çok yararlı olmuştur. Ülkemizde artık geleneksel yerleşmeler yalnız fiziksel değil, toplum-sal kimlikleriyle de değişme sürecindedir. Bu bağlamda Kaynarca’da yapılan tekil görüşmelerin yanı sıra kasaba parkında yapılan toplu görüşmeler de sosyal orta-mın kavranması açısından yararlı olmuştur4. Bu makalede bütün bu çalışmalar derlenerek, yerleşme dokusunun genel özellikleri açıklandıktan sonra, tarihi bir Rum evi ile bir göçmen evini içeren bir parseldeki yapılaşma, mimari doku ve toplumsal yapı ile bunların karşılıklı ilişkisi bağlamında anlatılmaya çalışılmıştır.

Yerleşme Dokusu

Kaynarca’nın kuzeyinden geçen bugünkü Pınarhisar-Kırklareli karayolu 1930’lu yıllarda açılmıştır. Bu dönemde Trakya’da geleneksel yerleşmelerin içinden geçen eğrisel hatlı dar yollar motorlu araç trafiğine uygun olmadı-ğından, yeni yol hatları belirlenirken bunların yerleşme dışından çevre yolu biçiminde geçmesine dikkat edilmiş, karayolundan çıkan yollar yerleşme içindeki mevcut ana caddelere bağlanmıştır5. Kaynarca’nın ana caddesi yer-

4 1968-80 ve 1984-94 yılları arasında uzun süre belediye başkanlığı görevini sürdüren Burha-neddin Özbay’la yapılan görüşme, yerleşmenin yakın dönemde geçirdiği değişimlerin öğrenil-mesi açısından çok yararlı olmuştur.5 Trakya Umumi Müfettişliği döneminde ana yol aksları ve bağlantı yollarının düzenlenmesi konusunda yoğun bir faaliyet gösterilmiştir (Eres, 2008, s. 476).

Page 7: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

499

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

leşmenin merkezi kesiminde doğu-batı yönünde uzanan, bugün Zübeyde-hanım Caddesi adını almış olan hattır. Caddenin yerleşme bitimindeki batı ucundan ayrılan ikinci bir yol eğri bir hat çizerek güneye yönelir. Günümüzde Çarşı Caddesi adını almış olan bu cadde yerleşmenin ana ticari aksıdır. Bu cadde yerleşmenin doğu ucuna doğru tamamen güneye döner ve Ahmetbey Kasabası’na uzanır. Çarşı Caddesi’nin güneyde yerleşme bitimindeki ucundan kuzeye doğru çıkan ve Zübeydehanım Caddesi’ni keserek karayoluna ulaşan Şehit Aydın Seyran Caddesi de diğer önemli akstır. Geleneksel Kaynarca’nın bu ana caddeleri geçmişte çok dar olduğu için 1980’li yıllarda genişletilmiştir ve günümüzde de yerleşmenin ana yol akslarıdır. Yerleşme bu caddelerin uç-larının karayoluna bağlanmasıyla bir ring yol sistemine kavuşmuştur (Şek. 3).

Belediye, cami, okul vb kamusal yapıların yer aldığı meydan tam mer-kezde değil, yerleşmenin güneybatı kesimi olarak tanımlanabilecek kısmında yer almaktadır. Bu alan bugünkü yerleşime Cumhuriyet döneminde “Kaynarca” adının verilmesinin nedeni olan iki su kaynağının da bulunduğu yerdir (Şek. 3). Bunlar “Büyük Kaynak” ve “Küçük Kaynak” olarak anılırlar. Birbirine çok yakın bu iki kaynaktan çıkan su geleneksel yerleşmenin güneybatı sınırından akarak dereye kavuşur. Cumhuriyetin ilk yıllarında bu kaynaklardan gelen suyun ser-best bir şekilde –kimi zaman yolu aşarak– aktığı, suyun kenarında sazlıklar ol-duğu ve ardında evlerin bulunduğu belirtilmiştir. Bu dönemde kaynaklar kanala alınarak yerleşmede sazlıklar içinde sağlıksız bir ortam oluşması engellenmiştir6. İlk kanallar taştan yapılmıştır, ancak günümüzde çoğu kanal çimento sıvalıdır (Şek. 4). Yerleşmenin güney eteği boyunca bu su hattının iki yanındaki düzlük alan kavaklıktır. Bunun da yine 1930’lı yıllarda dönemin Trakya Umumi Müfet-tişi Kazım Dirik’in yönlendirmesiyle oluşturulduğu öğrenilmiştir. Yerleşmenin batı sınırının orta kesiminde Büyük Kaynak’tan beslenen ve halen işletilmekte olan bir su değirmeni vardır. Bundan sonra iki kanal birleşerek bir dereye dönüş-mekte ve güneye doğru akmaktadır. Kaynarcalılar tarafından bu dere üzerinde altı değirmen daha olduğu belirtilmiştir. Ancak günümüzde bunlar işlememek-tedir ve çoğunun da artık mevcut olmadığı öğrenilmiştir7.

Geleneksel yerleşme esas olarak bu su kanallarının kuzeyindeki yamaç-ta gelişmiştir. Göçmenlerin gelişiyle birlikte su kanallarının içinde yer aldığı vadinin güney tarafındaki yüksek alanda da bir yerleşim birimi gelişmiştir. Bu kesimde günümüzde tarihi değeri olan bir yapıya rastlanmamıştır. Ancak

6 Erken Cumhuriyet döneminde sıtmayla mücadele programı çerçevesinde bataklık alanların kurutulması önemli bayındırlık politikalarından biridir. Trakya’da da bu dönemde çok sayıda arazi ıslah çalışması yapılmıştır (Eres, 2008).7 Kaynarca çalışması yerleşmenin incelenmesiyle sınırlı tutulduğundan, uzak noktalardaki bu değirmenler üzerine bir alan araştırması yapılmamıştır.

Page 8: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

500

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

bu yamaçta yer alan ve şapel olduğu düşünülen mağara-yapı burada da eski bir yerleşimin olabileceğini düşündürmektedir. Yine bu kesimde günümüzde mevcut olmayan küçük bir hisarın varlığı bilinmektedir. Bu alanın kuzeyinde ise yakın zamana kadar bir süvari birliğinin bulunduğu ve bu nedenle aske-riyeye ait çok sayıda kâgir yapının olduğu öğrenilmiştir. Ancak günümüzde tüm yapılar yıkılmıştır ve alanda herhangi bir kalıntıyla karşılaşılmamıştır.

Bugünkü geleneksel yerleşme eğrisel dar yolların sınırladığı yapı adala-rından oluşur (Şek. 5). Bir yapı adasında ortalama 8-10 hane bulunur. Adanın iç kesiminde kalan parsel varsa, buraya ulaşım çıkmaz sokakla sağlanır. Sokak-ların birbirine kavuştuğu, birkaç yapı adasının köşesinin yer aldığı alanlarda “meydancık” olarak tanımlanabilecek görece geniş açık alanlar bulunur. Hane-lerin görkemli sokak kapıları bu amorf çokgen biçimli alanlara açılır (Şek. 6).

Tipik bir toplu yerleşme karakteri gösteren Kaynarca’nın yapı adası - sokak ilişkisi adeta çevrelere doğru genişleyen bir karnıbahar gibidir (Şek. 3). Bu geleneksel biçimdeki eski yerleşim çeşitli dönemlerde eklenmiş göç-men mahalleleriyle çevrilmiştir. 1935-38 arası gelen göçmenler yerleşmenin doğusuna, 1951 ve 1989 göçmenleri ise bugünkü ana karayolunun kuzeyine yerleştirilmiştir. Bu yerleşme birimleri devlet tarafından kurulduğundan, ız-gara planlı ve eşit parselasyonlu biçimlenişiyle geleneksel dokudan farklılaş-maktadır. Bu makalede, daha önce de belirtildiği gibi, yerleşmenin merkezi kesiminde yer alan geleneksel doku işlenecektir.

Yapı adaları genel özellikleriyle incelendiğinde, yerleşmenin kırsal ka-rakterine bağlı olarak bir hanenin evin yanı sıra ahır, ambar, samanlık gibi çe-şitli ek yapılardan oluştuğu gözlenmiştir (Şek. 5). Parselin orta kesiminde geniş bir avlu yer alır (Şek. 7). Tüm ek yapılar avlunun çevresinde dizilidir ve bunlar

Şek. 4. Büyük Kaynak’tan çıkan su kanalı ve çevresindeki kahveler.

Şek. 5. Kaynarca’nın geleneksel mimari dokusu.

Page 9: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

501

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

Şek. 6. Sokak kesişimlerinde oluşan meydancıklar ve onları çevreleyen avlu giriş kapıları.

Şek. 7. Avlu ve gerisinde ev.

sokak ile avlu arasında bir sınır oluşturur. Ev sokaktan uzakta, avlunun arka-sında, parselin arka sınırını belirleyecek biçimde konumlanmıştır. Avlu tüm yapılara dolaşımın sağlandığı, günlük ya da kışlık besin hazırlama vb işlerin görüldüğü, aynı zamanda konuk ağırlanan, kısaca kış ayları dışında gündelik yaşamın büyük bir kısmının geçtiği, hanenin en canlı mekânıdır. Avlunun bir kısmının yüzeyi taş kaplı ya da sıkıştırılmış topraktandır. Böylece işlik olarak kullanıma uygun sert bir zemin sağlanmıştır. Bu alanda kuyu, çeşme, fırın, ocak gibi yapı öğeleri bulunur. Avlunun bazı kesimlerinde, özellikle de bahçe duvarı önlerinde toprak alanlar bulunur. Buralarda ev içi kullanıma yönelik sebze ve meyvenin yanı sıra Trakya evlerinin olmazsa olması çiçek tarhları bulunur.

Parsele çoğunlukla avlunun sokak cephesinde bulunan geniş çift kanatlı kapıdan girilir. Kapı üzerinde geniş bir giriş saçağı yer alır (Şek. 8). Kimi zaman iki kat yüksekliğindeki bahçe duvarlarına oturan, ahşap kiriş-lerle oluşturulmuş ve üzeri kiremitle kaplı giriş saçakları, giriş kapısının he-men arkasında geniş bir alanın üzerini örter. Geçmişte bu yarı açık mekânda tütün vb bitkilerin asılarak kurutulduğu öğrenilmiştir. Bu tür giriş saçakları Kaynarca’nın özgün mimari kimliğinin önemli öğelerindendir. Avlu çevre-sinde yer alan ek yapıların dış duvarları parseli sokaktan ayırır (Şek. 9). Yapı bulunmayan kesimlerde de bahçe duvarları ile parsel ve sokak birbirinden kesin bir şekilde ayrılır. Avlu duvarlarının boyu bir insanın sokaktan avluyu göremeyeceği şekilde yüksektir. Çoğunlukla moloz taşlardan oluşan bahçe duvarları kimi yerde ahşap hatıllarla güçlendirilmiştir. Avlu kapısı kenarında daha düzgün şekillendirilmiş taşların yeğlendiği gözlenmiştir.

Kaynarca’da ev çoğunlukla parselin arkasında yer alır (Şek. 10). Evin hemen yanı başında yer alan büyük boyutlu ve yüksek ahır-samanlıklar ge-

Page 10: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

502

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

leneksel yaşam biçiminin bir göstergesi olarak da doku içinde önemli bir yere sahiptir (Şek. 11). Çoğunlukla taş duvarların bütünüyle sağır olduğu ya da üst kesimde çok küçük bir açıklığın yer aldığı bu yapıların iki kanatlı geniş giriş kapıları vardır. İki katlı olanların basık olan zemin katı ahır, üst katı samanlık olarak kullanılır. Üst kattan sokağa açılan küçük açıklık, dışa-rıdan traktörle getirilen samanın içeri kolayca alınabilmesi içindir. Bu ahır-samanlık yapısının yakınında çoğunlukla bir işlik mekanı yer alır. İşlik, avlu-yu sokaktan ayıran taş duvarın önüne ahşap dikmeler dizilip üzerine ahşap bir çatı oturtulmasıyla oluşturulan bir yarı açık mekândır (Şek. 12). Çoğu zaman kâgir duvarında bir ocağın da yer aldığı sundurma niteliğindeki bu mekânlar da Kaynarca’da avlu etrafında yer alan özgün yapılarındandır. Bazı hanelerde tek katlı ahır da bulunur. Ek yapıların beden duvarları eğrisel hatlı sokakları sınırladığı için plan biçimleri çoğunlukla düzgün dörtgen olmaz. Bir kenarı eğrisel ya da çokgen olur. Avluda bu ek yapıların yanı sıra çoğun-lukla bir de asma çardağı yer alır.

Burada kısaca özetlenen parsel düzeninden farklı olarak ana cadde üzerindeki evlerin genelinin sokağa cephe verdiği gözlenmiştir. Yapılan gö-rüşmelerde örneğin Çarşı Caddesi üzerinde ahşap çift katlı Rum evlerinin bulunduğu vurgulanmıştır. Günümüzde bunların yerini alan betonarme çokkatlı yapılar da benzer şekilde yola cephe vermektedir.

Evler

Kaynarca’da tarihi niteliği olan evler, hangi etnik grubun yaşadığı ma-hallede olursa olsun, çoğunlukla iki katlıdır. Zemin katlar kiler, ambar,

Şek. 8. Bir hanenin avlusuna açılan saçaklı giriş.

Şek. 9. Sokakları sınırlayan ahır, ambar gibi ek yapıların taş duvarları.

Page 11: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

503

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

Şek. 10. Avlunun gerisinde konumlanmış bir ev.

Şek. 11. Taş ahır-samanlık.

Şek. 12. Avlu kenarında yarı açık nitelikte ocaklı işlik mekânı.

ahır, samanlık, kömürlük gibi işlevlerin yanı sıra bazı yapılarda da ipek böcekçiliği işi için kullanılmıştır (Dağgülü, 1995). Esas yaşam katı olan birinci katta farklı biçimlenişler söz konusu olmakla birlikte, genel ola-rak belgelenen tüm yapılar iç sofalı plan tipindedir. Bazı yapılarda bi-rinci kata dışarıdan merdivenle ulaşılırken, bazılarında içeriden zemin kattan çıkılır. Bazı örneklerde de hem dışarıdan hem içeriden merdiven bağlantısı vardır. Dışarıdan birinci kata çıkılan konutlar, üzeri bir saçakla örtülü yarı açık giriş mekânıyla ön cephenin tasarımının güçlendirildiği görkemli evlerdir (Şek. 13-15).

Mevcut tarihi yapıların biçimleniş özellikleri ile yerleşme içindeki dağılımına bakıldığında dikkat çekici olan, silme kemer vb bezemeleriyle görkemli cephe biçimlenişi olan kentsel nitelikteki evlerin yerleşmenin mer-

Page 12: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

504

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

kezinde ve ana caddeler üzerinde yer alması, mahalle içlerinde ise daha kırsal nitelikte, bezemesiz yapıların bulunmasıdır.

Tarihi evlerde farklı yapı sistemleri ve malzemelerinin kullanıldığı gözlenmiştir. Geleneksel yapılarda kullanılan temel yapı malzemeleri olan ahşap, tuğla, taş ve kerpicin birlikte ya da ayrı ayrı kullanıldığı, yığma ve karkas sistemlerin de benzer biçimde karma ya da ayrı kullanıldığı örnekler saptanmıştır. Kaynarca’nın mimari dilinin çeşitliliği renkli toplumsal yapısı-nın yanı sıra yapı malzemesi zenginliğine de bağlıdır. Kaynarca’nın Istranca Dağları’nın eteğindeki konumu yakın çevreden farklı yapı malzemeleri bu-lunabilmesini sağlamıştır. Kuzeyde dağlık alanda yapı taşı yapılmaya uygun taş ocakları ve ahşap yapı malzemesi sağlamaya çok uygun meşe ormanları, güneyde ovada ise kerpiç ve tuğla yapımında kullanılabilen killi topraklar vardır. Bu da kuşkusuz insanların kendi isteklerine göre yapı malzemesi seçe-bilmesine olanak sağlamıştır.

Yerleşme kimliğinin önemli bir bileşeni olan tek katlı göçmen evle-ri, Trakya genelinden bilinen standart plan tipindedir (Şek. 16). İnce uzun

Şek. 13. Yerleşmenin merkezi kesiminde yer alan tarihi bir ev.

Şek. 14. Yerleşmenin merkezi kesiminde yer alan tarihi bir ev.

Şek. 15. Tarihi bir ev.

Şek. 16. 20. yüzyıl başlarında inşa edilmiş bir göçmen evi.

Page 13: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

505

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

Şek. 17. Tarihi bir ev ile bir göçmen evi içeren hanenin durum planı.

dikdörtgen planlı bu yapıların zemini yerden yaklaşık 1 m yüksektedir. Uzun cephenin orta kesiminde üzeri kırma çatıyla örtülü bir yarı açık giriş mekânı yer alır. Buradan yapının ortasında yer alan dar uzun sofaya girilir. Bu mekân gerektiğinde mutfak, işlik vb amaçlarla da kullanılır. Bunun iki yanında da bi-rer oda yer alır. Odaların bir kenarında ahşap gömme dolap ve dolap içinde gu-sülhane gibi birimler bulunur.

Çarşı Caddesi’nin güney ta-rafında Eski Rum Mahallesi’nde yer alan bir hane Kaynarca’nın mimari kimliğini özetler niteliktedir (Şek. 17). Sokağa dar bir cephesi olan ince uzun parselde bir Rum evi, bir göçmen evi, yine ev olarak kullanılan küçük bir yapı, alanın çeşitli yerlerine dağılmış ambarlar ve sundurmalar ile avluda bir kuyu yer alır. Parsele güneyden, geniş saçaklı giriş sundurmasından girilir. Bunun doğusunda sokağı sınırlayan iki

katlı küçük ölçekli yığma tuğla bir konut birimi yer alır. Bunun arkasında avlunun doğu sınırını belirleyen uzun dikdörtgen biçimli briket bir depo ya-pısı yer alır. Bu ek yapının karşısında avlunun batı sınırını belirleyen, duvarla çevrili açık alan biçiminde bir başka depo yer alır. Onun yanında aynı sırada tek katlı yığma taş göçmen evi bulunur. Bu yapının cephesi doğuya bakar ve bitişiğindeki yarı açık depo gibi avlunun batı sınırını belirler. Bu evin önün-de avlu en geniş halini alır. Avlunun doğu sınırını komşu parseldeki yapının sağır duvarı, kuzey sınırını ise iki katlı Rum evi belirler. Bu yapının hemen doğu bitiminde küçük bir briket depo ve hemen önünde eski bir kuyu yer alır. Evin batı duvarına bitişik bir samanlık vardır. Bu yapı parselin batı sını-rına kadar bütün alanı kaplar. Parseldeki Rum evi tarihi bir yapıdır. Göçmen aile bu parsele yerleştikten sonra önce bu evde oturmuş, 1960’lı yıllarda da önce tek katlı kendi konutunu, daha sonra da ailenin büyümesine bağlı ola-rak iki katlı konutu inşa etmişlerdir. Diğer ek yapılar da ailenin gereksinim-lerine bağlı olarak yakın dönemde inşa edilmiştir. Günümüzde aile yalnız tek katlı konutu yaşama mekânı olarak kullanmakta, Rum evinin de zemin katı

Page 14: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

506

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

ahır işlevini sürdürmektedir. İki katlı konut ve diğer ek yapılar depo olarak kullanılmaktadır.

Rum evi iki katlı ve kırsal karakterli bir yapıdır (Şek. 18, 19). Kare planlı yapının girişi güneye yönlenmiştir. Zemin kat bütünüyle ahıra ayrıl-mıştır. Zemin katta güney cephenin doğu köşeden ortaya kadar olan kısmı geri çekilerek bir yarı açık giriş mekânı oluşturulmuştur ve bu duvar üzerin-de yer alan kapıdan ahıra girilir. Bu giriş mekânının kenarının ortasında üst katı taşıyan bir ahşap dikme yer alır. Doğu kenarı günümüzde briketten inşa edilmiş ambara oturmaktadır, ancak geçmişte bu köşede de bir dikme yer almış olmalıdır. Ahırın güney, batı ve kuzey duvarları boyunca yemlik bulu-nur. Yalnız doğu duvarında yemlik yoktur. Kare mekânın orta kesiminde bir ahşap dikme yer alır. Bu dikmenin üzerinde her iki yönde giden baba kirişler üst katın ana taşıyıcı sistemini oluşturur. Zemin sıkıştırılmış toprak kaplıdır, duvarlar da toprak sıvalıdır.

İnce uzun dikdörtgen biçimli yarı açık giriş mekânının dar batı kena-rında yer alan kapıdan üst kata ulaşan merdivene geçilir. Herhangi bir sahan-lığı olmayan merdiven kapının hemen kenarından başlar. Ahşap taşıyıcılı, sıkıştırılmış toprak kaplı dokuz basamaklı merdiven dar bir sahanlıkla sonla-narak evin sofasına açılır. Kare planlı sofaya üç oda açılır. Sofanın batı kena-rında bir pencere ve yanında bulaşık yıkamak için kullanılan yine topraktan küçük bir tezgâh yer alır. Sofanın zemini ahşap döşemelidir ve tavanı yoktur üzeri doğrudan çatı ile örtülüdür. Sofa zemininde alt kata açılan bir ahşap kapak bulunur. Eskiden aşağıda bir ambar gözünün yer aldığı ve bu kapaktan içine erzak konduğu öğrenilmiştir. Sofanın kuzeyindeki büyük odanın ku-zey beden duvarının ortasında büyük bir ocak ve onun iki yanında nişler yer alır. Odanın doğu duvarında da geniş bir yüklük ve gusülhane bulunur. Ba-sık tavanlı odanın tabanı sıkıştırılmış topraktan, tavanı ise ahşap kaplamadır. Sofanın doğu kenarında yer alan iki odadan güneye bakan ve kış odası olarak

Şek. 18. Belgelenen Rum evi ve göçmen evi (solda).

Şek. 19. Rum evinin planı.

Page 15: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

507

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

kullanılan oda basık tavanlı küçük bir mekândır. İçeride herhangi bir dolap vb yoktur. Taban sıkıştırılmış topraktan, tavan ise ahşap kaplamalıdır. Bunun komşusu olan daha büyük oda ise işlik niteliğindedir. İçinde bir ambar gözü yer alır ve sofa gibi bu mekânın da tavan kaplaması yoktur, doğrudan çatıy-la örtülüdür ve ahşap döşemelidir. Tüm mekânların duvarları da toprak sıva üzeri kireç badanalıdır.

Yapının zemin kat duvarları bütünüyle yığma taştır. Kuzey duvarı 70 cm, diğerleri 50 cm kalınlığındadır. Birinci katta ise ocağın bulunduğu büyük odada 70 cm kalınlığındaki kalın duvar süreklilik gösterirken, diğer beden duvarlarının çoğunluğu 15 cm kalınlığında dalörgü dolgulu toprak sıvalı ahşap karkastır. Yalnız batı duvarının güney tarafta 3,35 m’si ahşap kar-kas, gerisi zemin katın devamı biçiminde yığma taştır. İç duvarlar da 15 cm kalınlığında dalörgü dolgulu ahşap karkastır. Çatı topuz çatı biçimindedir ve yerli kiremitle kaplıdır.

Rum evinin hemen yanında yer alan göçmen evinin zemini yerden 50 cm yüksektedir (Şek. 20-21). Dar uzun dikdörtgen planlı yapının uzun giriş cephesi doğuya bakmaktadır. Yapının orta kesiminde iki basamakla çıkılan sahanlıktan içeri girilir. Bu mekânın üzerinde dikmeler üzerine oturtulmuş bir sundurma çatı yer alır. Dar uzun biçimli ve girişin karşısındaki duvarda bir ocağın yer aldığı, mutfak olarak da kullanılan sofanın iki yanında birer oda bulunur. Kuzeydeki odanın kuzey duvarı boyunca yüklük ve gusülhane yer alır. Güneydeki odada batı duvarında iki dolap nişi vardır, güney duvarın-da da dış cepheye çıkma yapan bir gusülhane bulunur. Yapının arka duvarı niteliğindeki sağır batı duvarı 50 cm kalınlığında yığma taş, diğer beden du-varları 20 cm kalınlığında ahşap karkastır. İç duvarlar da 15 cm kalınlığında ahşap karkastır.

Şek. 20. Göçmen evinin planı.

Şek. 21. Göçmen evinin giriş cephesi.

Page 16: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

508

Nu

r A

kın

’a A

rm

ağan

Değerlendirme

Kaynarca araştırması, kırsal karakterli bir kasaba yerleşiminin geleneksel mekân ilişkilerinin anlaşılmasının yanı sıra, Türkiye’de Modernleşme süre-cinde yerleşme ve hane ölçeğinde yaşanmakta olan değişimin ve dönüşümün algılanması açısından yararlı bir örnekleme çalışması olmuştur. Tamamlanan alan belgelemelerinin bu ilk değerlendirmesiyle bir durum saptaması ortaya konmaya çalışılmıştır. Mimari özelliklerin ve toplumsal dokuya ilişkin derle-nen bilgilerin daha ayrıntılı çalışılmasıyla, burada betimlenen bu ilk portre-nin çok daha gelişkin bir hale geleceği açıktır.

Alan çalışmasında bir yandan Kaynarca’nın geleneksel mimari değerleri ortaya konmaya çalışılmış, bir yandan da yavaş bir tempoyla da olsa değişmeye ve dönüşmeye başlayan fiziksel çevre üzerine gözlemler yapılmıştır. Her ne kadar kullanılmakta olan yapıların çoğunluğunun özgün kimliğini korumakta olduğu gözlenmişse de, terk edilmiş yapıların hızla haraplaşma sürecine girmiş olması düşündürücüdür. Yerleşmenin genç ve üretken nüfus tarafından yoğun kullanıl-maması ve ekonomik durgunluk kasabanın canlılığını da etkilemektedir. Özel-likle de özünde kırsal bir kasaba olan Kaynarca’nın günümüzde bu niteliğini etkin bir şekilde sürdürmemesi, yaşayanların birçoğunun fabrikalarda çalışmayı yeğlemesi, dolayısıyla daha farklı bir yaşam biçiminin söz konusu olması yer-leşmenin geleneksel biçimlenişini etkilemeye başlamıştır. Uzun vadede bunun daha da büyük bir sorun oluşturacağı kesindir. Araştırma sırasında, terk edilen tarihi yapıların birçoğunun yıkılma sürecine girdiği gözlenmiştir. Bazı parseller bütünüyle terk edilmiş, bazılarında da tarihi ev bırakılıp hemen yanında inşa edilen yeni betonarme yapı kullanılmaya başlanmıştır. Orta vadede bu değişim sürecinin yerleşmenin mimari dokusuna olumsuz etkisi artacaktır. Devlet tara-fından planlama aşamasında olan otoban ve hızlı tren gibi yeni yol akslarının Kaynarca’nın hemen kuzeyinden geçmesinin öngörüldüğü de düşünülürse, pek yakında kasabanın geleneksel mimari özelliklerinin yanı sıra toplumsal kimliği-ni de etkileyecek büyük değişimlerin yaşanacağı kesindir. Günümüzde sakin ve huzurlu bir kasaba olarak tanımlanabilecek olan Kaynarca’nın böyle bir süreçte yoğun rant baskısı altında sağlam ya da harap tarihi evlerini ve yapılı çevresini bütünüyle kaybetmiş kimliksiz bir yerleşime dönüşme riski de vardır.

Bu çalışmanın tamamlanmasıyla Kaynarca’nın kendine özgü nitelik-leri olan özel bir yerleşim olarak değerinin ortaya konması ve böylece mimari ve toplumsal doku bağlamında korunması gerekli değerlerinin tanımlan-ması, büyük ölçekli bayındırlık faaliyetleri karşında da korunabilirliğinin ve daha da önemlisi sürdürülebilirliğinin tartışılması bu çalışmanın uzun erimli amaçlarından biridir.

Page 17: Trakya'da Tarihi Bir Kasaba: Kaynarca Geleneksel Yerleşme Dokusu Üzerine Ön Değerlendirmeler

509

Kır

sald

an

Ken

tsele

Gele

neksel Y

erle

şm

ele

r

Kaynaklar

Dağgülü, M., “Kırsal ve Kentsel Ölçekte Geleneksel Trakya Konutlarının İncelenmesi ve Çağ-daş Kullanımlara Uyarlanması İçin Bir Yöntem Araştırması”, doktora tezi, Yıldız Teknik Üni-versitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, 1995.Eres, Z., “Türkiye’de Planlı Kırsal Yerleşmelerin Tarihsel Gelişimi ve Erken Cumhuriyet Dö-nemi Planlı Kırsal Mimarisinin Korunması Sorunu”, doktora tezi, İstanbul Teknik Üniversi-tesi, İstanbul, 2008.Gökbilgin, M.T., XV. ve XVI. Asırlarda Edirne ve Paşa Livası: Vakıflar, Mülkler, Mukataalar, İşaret Yayınları, İstanbul, 2. baskı, 2007.Karaçam, N., Bütün Yönleri İle Kırklareli ve İlçeleri, Yaylacık Matbaası, İstanbul, 1970.Kaya, C., “Evliya Çelebi’de Geçen Bir Yer Adı Hakkında”, Türklük Araştırmaları, sayı 4, 1988, s. 235-247 (ayrı basım 1989).Soustal, P., Tabula Imperii Byzantini 6 Thrakien, Verlag der Österreichischen Akademie der Wissenschaften, Viyana, 1991.Tekin, R., Y. Baş, Osmanlı Atlası XX. Yüzyıl Başları - Binbaşı M. Nasrullah / Kolağası M. Rüşdü / Mülazım M. Eşref, Osmanlı Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 2003.