TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM REFORMLARI;YÖNETSEL VE SİYASAL ARKA PLAN Doç.Dr. Kemal ÖZDEN, Fatih Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Özet Yerel yönetim reformlarının gerekliliği şüphe götürmeyen bir gerçek olmakla birlikte bu reformların planlanması ve uygulamaya konmasındaki zorluk da aynı derece de şüphe götürmeyen bir durumdur. Reform süreci sancılı, zor ve karmaşık bir süreçtir. Bir çok kez planlama aşamasında reformlar sahipsiz kalır. Yasal metinler hazırlanamaz. Mevzuatın karmaşıklığı, olayı içinden çıkılamaz bir iş haline getirir. Çünkü sadece belli bir yerel yönetim kurumunu ilgilendiriyor gibi görünen bir değişikliğin, aslında ulusal güvenlikle bile ilgili olduğunu görebiliriz. Örneğin, sadece ulusal çapta yapılacak bir değişikliğin, aslında AB mevzuatına aykırı olmasından dolayı en baştan iptali bile söz konusu olabilir. Yerel yönetim reformlarının arkasında yatan etmenler farklı kategorizasyonlar altında incelenebilir. Bu konuda en çok tercih edilen kategorizasyonlardan biri, reforma giden süreci dış faktörler ve iç faktörler şeklinde iki ana grup altında ele almaktır. Küreselleşme, yeni kamu işletmeciliği gibi yönetim anlayışları, şeffaflık ve katılım gibi yönetsel prensiplerin gelişimi, AB gibi uluslararası kurumların etkisi önde gelen dış faktörler olarak gösterilebilir. İç faktörler ise; kurumsallaşma dönemi, demokratikleşme çalışmaları, liberal politikalar, sosyal-kültürel belediyecilik anlayışı gibi gelişmeler ışığı altında çalışılabilir. Bu çalışmada, Türkiye‟de yerel yönetim reformları yönetsel ve siyasal arka planı ile birlikte ele alınacak ve reform dinamikleri çalışılacaktır. Bu bağlamda, reformun tanımı ve önemi anlatıldıktan sonra Türkiye‟de yerel yönetim reformların kısa bir tarihi, amacı, nedeni, reform sürecinde karşılaşılan zorluklar ele alınacaktır. Bunun için, Türkiye‟de belli başlı reform dönemleri incelenecek, bu dönemlerdeki reformların temel içeriği, hedefi ve yönetime katkısı araştırılacaktır. Ayrıca, yerel yönetim reformlarına zemin hazırlayan dış ve iç sebepler araştırılacak, reform öncesi ve sonrasında karşılaşılan, bürokratik, politik ve sosyal engeller irdelenecektir. Anahtar Kelimeler: Reform, Yerel yönetim reformu, Bürokrasi, KAYA, MEHTAP, KYTK Tasarısı TÜRKİYE’DE KAMU YÖNETİMİ REFORMUNUN VİZYONU M. Kemal Öktem & Leyla Çiftçi, Hacettepe Üniversitesi, Yönetim Bilimleri Özet Bu çalışmanın amacı dünyada yaşanan kamu yönetimi reformlarının Türkiye‟ye yansımalarını son on yıllık süreçte değerlendirmektir. Dünya‟da yeni kamu yönetimi anlayışı çerçevesinde şekillenen reform çalışmaları Türkiye‟de 2003 sonrasında hızlı bir şekilde hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Bu reformlar dünyadaki gelişmelere paralel bir seyir izlemiş, reformlar bir taraftan taklit diğer taraftan uluslararası baskılarla Türk kamu yönetimine uyarlanmaya çalışılmıştır. Reformların bir kısmı uygulanarak hayata geçirilmiş, diğer bir kısmı ise nakledilen organın vücuda uyum sağlayamaması gibi yönetim yapısında “eğreti” kalmış, deneme yanılma yoluyla yürütülen kimi çalışmalar da kurumların olumsuz itibar oluşturmasına neden olmuştur. Reformların başarısızlığı bir taraftan yeni kamu yönetimi yaklaşımının üstüne oturduğu temel argümanların kendisinden diğer taraftan ülkenin sahip
14
Embed
TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM REFORMLARI;YÖNETSEL VE …dosya.marmara.edu.tr/sbmyo/kamureform/Sempozyum/Sempozyum… · yapılanmaları, ileyileri, insan kaynakları ve hibe mekanizmaları
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
TÜRKİYE’DE YEREL YÖNETİM REFORMLARI;YÖNETSEL VE SİYASAL
ARKA PLAN
Doç.Dr. Kemal ÖZDEN, Fatih Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi
Özet
Yerel yönetim reformlarının gerekliliği şüphe götürmeyen bir gerçek olmakla birlikte
bu reformların planlanması ve uygulamaya konmasındaki zorluk da aynı derece de şüphe
götürmeyen bir durumdur. Reform süreci sancılı, zor ve karmaşık bir süreçtir. Bir çok kez
planlama aşamasında reformlar sahipsiz kalır. Yasal metinler hazırlanamaz. Mevzuatın
karmaşıklığı, olayı içinden çıkılamaz bir iş haline getirir. Çünkü sadece belli bir yerel yönetim
kurumunu ilgilendiriyor gibi görünen bir değişikliğin, aslında ulusal güvenlikle bile ilgili
olduğunu görebiliriz. Örneğin, sadece ulusal çapta yapılacak bir değişikliğin, aslında AB
mevzuatına aykırı olmasından dolayı en baştan iptali bile söz konusu olabilir.
Yerel yönetim reformlarının arkasında yatan etmenler farklı kategorizasyonlar altında
incelenebilir. Bu konuda en çok tercih edilen kategorizasyonlardan biri, reforma giden süreci
dış faktörler ve iç faktörler şeklinde iki ana grup altında ele almaktır. Küreselleşme, yeni
kamu işletmeciliği gibi yönetim anlayışları, şeffaflık ve katılım gibi yönetsel prensiplerin
gelişimi, AB gibi uluslararası kurumların etkisi önde gelen dış faktörler olarak gösterilebilir.
İç faktörler ise; kurumsallaşma dönemi, demokratikleşme çalışmaları, liberal politikalar,
sosyal-kültürel belediyecilik anlayışı gibi gelişmeler ışığı altında çalışılabilir.
Bu çalışmada, Türkiye‟de yerel yönetim reformları yönetsel ve siyasal arka planı ile
birlikte ele alınacak ve reform dinamikleri çalışılacaktır. Bu bağlamda, reformun tanımı ve
önemi anlatıldıktan sonra Türkiye‟de yerel yönetim reformların kısa bir tarihi, amacı, nedeni,
reform sürecinde karşılaşılan zorluklar ele alınacaktır. Bunun için, Türkiye‟de belli başlı
reform dönemleri incelenecek, bu dönemlerdeki reformların temel içeriği, hedefi ve yönetime
katkısı araştırılacaktır. Ayrıca, yerel yönetim reformlarına zemin hazırlayan dış ve iç sebepler
araştırılacak, reform öncesi ve sonrasında karşılaşılan, bürokratik, politik ve sosyal engeller
irdelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Reform, Yerel yönetim reformu, Bürokrasi, KAYA, MEHTAP, KYTK
Tasarısı
TÜRKİYE’DE KAMU YÖNETİMİ REFORMUNUN VİZYONU
M. Kemal Öktem & Leyla Çiftçi, Hacettepe Üniversitesi, Yönetim Bilimleri
Özet
Bu çalışmanın amacı dünyada yaşanan kamu yönetimi reformlarının Türkiye‟ye
yansımalarını son on yıllık süreçte değerlendirmektir. Dünya‟da yeni kamu yönetimi anlayışı
çerçevesinde şekillenen reform çalışmaları Türkiye‟de 2003 sonrasında hızlı bir şekilde
hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Bu reformlar dünyadaki gelişmelere paralel bir seyir izlemiş,
reformlar bir taraftan taklit diğer taraftan uluslararası baskılarla Türk kamu yönetimine
uyarlanmaya çalışılmıştır. Reformların bir kısmı uygulanarak hayata geçirilmiş, diğer bir
kısmı ise nakledilen organın vücuda uyum sağlayamaması gibi yönetim yapısında “eğreti”
kalmış, deneme yanılma yoluyla yürütülen kimi çalışmalar da kurumların olumsuz itibar
oluşturmasına neden olmuştur. Reformların başarısızlığı bir taraftan yeni kamu yönetimi
yaklaşımının üstüne oturduğu temel argümanların kendisinden diğer taraftan ülkenin sahip
olduğu siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal yapıdan kaynaklanmıştır. Türkiye‟de Osmanlı
Devleti‟nin son döneminden itibaren uygulanan devrimci reform tekniği 2003 Kamu
Yönetimi Temel Kanun Tasarısı ile bir kez daha denenmiş, istenilen elde edilemeyince ilkeler
parça parça hayata geçirilmeye çalışılmıştır. 2011 sonrası dönem ise daha önce yapılan
çalışmalardan geriye adım atıldığı bir süreci ifade etmektedir.
Anahtar kelimeler: Reform, yeni kamu yönetimi, reform başarısızlığı
BELEDİYELERDE KAMU-ÖZEL İŞBİRLİĞİ
Mustafa T. Karayiğit, Marmara Üniversitesi AB Enstitüsü,
Özet
Kamu-özel işbirliği kavramı dünyada 1990‟larda ortaya çıkmış yeni bir kavram olarak
algılanabilir. 1980‟lerde kamu mülkiyetindeki işletmelerin özelleştirilmesi sürecini
müteakiben Muhafazakar Parti hükümeti tarafından 1992 yılında Birleşik Krallık‟ta özel
sektör finansman girişimi modeli ortaya konuldu. 1997 yılında İşçi Partisi hükümeti ise söz
konusu politikayı imtiyaz ve joint venture gibi modelleri de içerecek şekilde kapsamını
genişleterek kamu-özel işbirliği şeklinde yeniden tanımladı. (Shoul, 2009: 2) Oysaki, çerçeve
bir kavram olarak kamu-özel işbirliği kavramı birçok model içermektedir. Örneğin imtiyaz
gibi bu modellerden bazılarının kullanıldığının Roma İmparatorluğu zamanına dayandığı ve
hatta öncesinden beri Avrupa kıtasında uygulandığı bilinmektedir. (Van Garsse, 2008: 222)
Dolayısıyla kamu-özel işbirliğinin menşei epey eskilere dayanmaktadır. Kamu kesimi ile özel
sektör arasındaki ortaklığın doğası ise zaman, yer ve tarafların amaçlarına göre değişiklikler
göstermiştir. (English ve Skeller, 2005: 2) Kamu-özel işbirliği uygulamaları dünya genelinde
devletin rolünün arttığı ve kamu kesiminin kamu hizmetlerinin temini ile altyapı yatırımlarına
katılımının artış gösterdiği 20. yüzyılın başlangıcında azalma eğilimi göstermekle birlikte
1990‟larda tekrar bir artış trendi göstermiştir. Kamu-özel işbirliği kavramının yakın
bağlantısının olduğu globalleşme, neoliberalism ve Yeni Kamu İşletmeciliği Yaklaşımı
kavramları ile birlikte dünya çapında yeniden bir varlık sergileme sürecine girdiğini söylemek
bu açıdan yanlış olmayacaktır.
Globalleşmeyle birlikte sermayenin dünya üzerindeki hareketliliğindeki artış, kamu
kesimi ile özel sektör sermayesi arasındaki ilişkideki güç mücadelesinde ibreyi özel sektör
lehine çevirmiş ve Keynes‟in ulusal düzenleme programının ve 2. Dünya Savaşı sonrası refah
devleti anlayışı çerçevesinde devletin mülkiyetindeki işletme ve kamu hizmetlerinin temelini
oluşturan finansal politikalar yoluyla makroekonomik yönetim sağlama politikasının sonunu
getirmiştir. (Shoul, 2009: 27; Bult-Spiering ve Dewulf, 2006: 10; English ve Skellern, 2005:
4) Global ekonomide neoliberal ekonomi politikasının devlet yönetişimindeki Yeni Kamu
İşletmeciliği Yaklaşımı gibi unsurları ile birlikte hakimiyeti, piyasa mekanizmalarının,
teşviklerinin ve özel sektör disiplininin kamu alanında uygulanmasına, kamu hizmetlerinin
piyasa mantığı içerisinde teminine, kamu alanının piyasalaştırılmasına ve minimal devlet
anlayışının hakim olmasına sebebiyet vermiştir. Daha açık ifadeyle, yeni bir yönetişim modeli
olarak ortaya çıkan Yeni Kamu İşletmeciliği Anlayışı, piyasa mekanizması ve disiplini ile
harmanlanmış, özel sektör düşünme tarzının ve sektöründe piyasa temelli kriterlerin
uygulandığı bir kamusal yapıya teveccüh göstermektedir. Bu açıdan, kamu-özel işbirliği, Yeni
Kamu İşletmeciliği Yaklaşımı‟nı pratiğe döken ve piyasa mekanizması ile özel sektör
disiplinini kamu alanına taşıyan bir araç olarak görülebilir. Dolayısıyla birçok modeliyle
birlikte kamu-özel işbirliği kavramının global düzeyde gelişimi, yukarıda belirtilen trendler
çerçevesinde kamu hizmetlerini doğrudan yürüten ve sağlayan şeklindeki rolünden organize
eden, satın alan, düzenleyen ve denetleyen rolüne evrilmesiyle kendini gösteren devletin,
ekonomideki rolündeki genel değişiminin bir parçası olarak ele alınmalıdır.
YEREL YÖNETİM REFORMU SONRASINDA TÜRKİYE’DE BELEDİYE
MECLİSLERİ
Tarkan Oktay, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Mahalli İareler ve Şehircilik
Özet
Türkiye‟de modern belediye kurumu 19. yüzyılın ortalarına dayanmaktadır. Zaman
içinde uygulanan merkeziyetçi yönetim anlayışı nedeniyle belediyelerin kurumsal yapıları ve
demokratik niteliklerinin gelişmesi sınırlı olmuştur. Türkiye‟deki kamu yönetimi sisteminin
yeniden yapılanması sürecinde uygulamaya dönük somut adımlar 2003 yılında hayata
geçmeye başlamıştır. Kamu yönetimi reformu çabalarının odağında yerel yönetimler yer
alırken, belediye meclisleri de yerel yönetimlerle ilgili düzenlemelerde bir odak haline
gelmiştir. Belediye kanunlarındaki düzenlemeler yanında Belediye Meclisi Çalışma
Yönetmeliği de yenilenmiştir. Belediye meclisinin tek karar alma organı durumuna
getirilmesi, her ay toplanması, yetki ve görev alanının genişletilmesi, meclis kararlarının
merkezi yönetimin onayı olmadan kesinleşebilmesi, meclis komisyonları oluşumunun
demokratikleşmesi, komisyon çalışmalarına demokratik katılım mekanizmaları getirilmesi,
meclisin feshedilmesinin kapsamının daraltılması ve meclis kararlarının daha şeffaf hale
getirilmesi reform kapsamındaki temel iyileştirmelerdir. Yerel yönetim reformu, eksik kalan
hususlar ve uygulamadaki problemlere rağmen belediye meclisinin gelişmesi bakımından
önemli bir adım olmuştur.
Anahtar Kelimeler: Siyasal Temsil, Yerel Siyaset, Yerel Yönetim, Belediye Meclisi,