Temel Ekonomi Temel Ekonomi James D. Gwartney Richard L. Stroup Çeviri: Yıldıray Arslan Not: Okuyacağınız bölümler elinizdeki CD için seçilmiş bölümlerdir. Eserin tamamı Liberte Yayınları tarafından Türkçe’ye kazandırılmıştır. Okuyacağınız tüm kısımlar orijinal Türkçe basımdan alınmıştır.
34
Embed
Temel Ekonomi - Özgür Toplumun Değerleriozgurtoplumundegerleri.com/res/James_D_Gwartney_Richard...Temel Ekonomi Ekonominin On Temel Unsuru 1- İktisadî davranışlarda müşevvikler
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Temel Ekonomi
Temel Ekonomi
James D. Gwartney
Richard L. Stroup
Çeviri: Yıldıray Arslan
Not: Okuyacağınız bölümler elinizdeki CD için seçilmiş bölümlerdir.
Eserin tamamı Liberte Yayınları tarafından Türkçe’ye
kazandırılmıştır. Okuyacağınız tüm kısımlar orijinal Türkçe basımdan
alınmıştır.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
İçindekiler
Takdim
Ekonominin On Temel Unsuru / 1
İktisadî Gelişmenin Yedi Ana Kaynağı / 25
Ekonomik Gelişme ve Devletin Rolü / 59
Temel Ekonomi
Atilla Yayla
Ankara 23.01.2004
Takdim
Bilindiği üzere, ekonomiyle ilgili kitaplar, genelde, teferruata
ilişkin bilgi ve verilerle lüzumsuz yere kalabalıklaştırılan ve bu
yüzden de hem okunmaları hem de anlaşılmaları güç olan
eserlerdir. Bu, iktisat bilimi gibi sosyal bilimler arasında ayağı
yere en fazla basan bir düşünce dalı için hem şaşırtıcı, hem de
zararlıdır.
İktisadi konular aslında çok daha basit bir şekilde anlatı-
labilecek özelliktedir. Temel Ekonomi, Türkiye'de şimdiye kadar
yayınlanmış iktisat kitapları arasında anlatım ve kapsam
bakımından eşsiz bir yer işgal ettiğini önceki iki baskısına
okuyucuların gösterdiği yoğun ilgiyle ve okuyanlar üzerinde
bıraktığı tesirle kanıtlayan bir eser olarak Türk okuyucusuyla
yeniden buluşuyor. Temel Ekonomi, aynı zamanda, iktisatçılarda
zaman zaman görülen böbürlenme ve yapabileceklerini abartma
eğiliminin yanlışlığını ve zararlarını da sergiliyor.
En iyi iktisatçıların bile sade insanların iktisadi davranış-
larıyla ortaya çıkan kurumlar ve kurallardan daha iyisini yapması
mümkün değildir. Bu yüzden, iktisatçıların ilk görevi iktisadi
hayatın bizzat kendisine saygı göstermektir. Temel Ekonomi hem
iktisadın özünü ve hem de iktisatçıların neden mütevazı olması
gerektiğini çok veciz biçimde ortaya koymaktadır.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
BİRİNCİ BÖLÜM
Ekonominin On Temel
Unsuru
Temel Ekonomi
Ekonominin On Temel Unsuru
1- İktisadî davranışlarda müşevvikler çok önemlidir.
2- Hiçbir şey bedava değildir. Her şeyin bir bedeli vardır.
değildir. Aynı şekilde, modern bir tüketicinin hayal bile
edemeyeceği kadar mal çeşidi her gün, her saat tüketicinin
beğenisine sunulur. İşte görünmez el süreci bu özellikleriyle
ekonomiye çeşitlilik, ahenk ve düzen getirir. Sistem o kadar
sessiz ve tutarlı işler ki, birçok insan bu işleyişin farkına va-
ramadığı için sistemin erdemini takdir edemez.
10- İktisadî Kararların Yan Etkilerinin ve Uzun Dönemli Sonuçlarının Hesaba Katılmaması İktisatta Hataların En Yaygın Kaynağıdır.
Yüzyılımızın iktisadî konuları üzerinde popüler yazılar kaleme
alan tanınmış yazar Henry Hazlitt, bir kitabına Economics in
One Lesson adını vermiştir. Hazlitt’e göre, bir iktisadî öneriyi
tahlil ederken, onun sadece yakın vadeli neticelerinin değil,
uzun vadeli neticelerinin de; aslî sonuçlarının değil tâlî
sonuçlarının da ve özel bir grup üzerindeki etkilerinin değil,
herkes üzerindeki etkilerinin de araştırılması gerekir.2
2 Henry Hazlitt, Economics in One Lesson, New Rochelle, Arlington House, s.
103.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
Hazlitt, bu hususun anlaşılmamasının en yaygın iktisadî hata
olduğuna inanır. Bu tespite itiraz etmek zordur. Politikacılar,
tekrar tekrar, bir politikanın kısa dönemli faydalarını
vurgularlar, onun uzun bir dönem içindeki sonuçlarını ise, hiç
umursamazlar. Devletten bazı özel sanayi dalları, bölgeler ve
gruplar konusunda sonu gelmeyen yardım taleplerinde
bulunmanın toplumun öteki kesimleri üzerindeki, özellikle vergi
ödeyenler ve tüketiciler üzerindeki etkileri dikkate alınmaz.
Kuşkusuz, bunların büyük kısmı bile bile yapılır. Devletten
ekonomik yardım talebinde bulunan özel çıkar grupları ve
bunların sözcüleri, böyle bir kayırmanın sosyal ve ekonomik
gerekçelerini parlak argümanlarla vurgularken, maliyetini
gizlemekte pek mahirdirler. Sağlanan faydanın kısa dönemde
kolayca görünebilir olmasına karşılık, topluma yüklediği
maliyetin ancak uzun bir dönemde anlaşılabilir olması, bu
grupların taleplerini toplum gözünde de meşrulaştırmalarına
kolaylık sağlar.
Yanlış iktisadî kararların yan etkilerin nasıl ihmal edil-
diğine veya gizlendiğine çeşitli örnekler verilebilir. Konut
kiralarının yönetim tarafından kontrol edildiği bir durumu göz
önüne getirelim. Savunucularına göre, kiraların kontrol altına
alınması yoksullar için son derece önemli bir yardımdır. Bu
doğrudur. Ancak, uzun dönemli ve dolaylı etkilerini göz önüne
alırsak olayın rengi değişir. Çünkü, kira, konuta yapılan
yatırımın getirisidir. Bu getirinin düşmesi hâlinde, gelecekte
konut sahibi olmak isteyenlerin sayısının hızla düştüğü
görülür. Sonuç, kira geliri getirecek konut inşaatlarının
yavaşlaması, kalitenin düşmesi ve zaman içinde konut açığının
büyümesidir. Bu tür dolaylı etkiler maalesef derhal değil,
ancak zaman içinde kendini gösterir. İsveçli iktisatçı Assar
Temel Ekonomi
Lindbeck’in deyişiyle, bombalama dışında bir kenti tahrip
edebilecek en güçlü teknik kira kontrol sistemidir3.
Gümrük vergileri ve kotalar yoluyla yeni iş sahaları açmayı
düşünenlerin de, bu politikaların zaman içinde ortaya
çıkabilecek dolaylı etkilerini ihmal ettikleri görülmektedir. Bir
an için ABD’de dışarıdan ithal edilebilecek otomobillerin
arzının sınırlandırıldığını düşünelim. Böyle bir kısıtlama ilk
etapta kuşkusuz Amerikan otomobil sanayisinin büyümesine
yol açacaktır. Peki, böyle bir politikanın dolaylı etkilerini hiç
düşündünüz mü? Bir kere, gümrük vergileri yoluyla fiyatı
yükseleceği için, otomobil alıcılarının otomobile harcayacağı
para miktarı da artacaktır. Buna karşılık tüketicinin gıda,
giyecek, tatil ve diğer yüzlerce ihtiyacını giderecek mal ve
hizmetlere ayıracağı para miktarı otomobil fiyatının yüksel-
mesi yüzünden azalır. Talebi düşen mal ve hizmetleri üreten
sektörlerde üretim kısılacağından istihdam hacmi de zorunlu
olarak daralır. Ayrıca, daha önce Amerika’ya otomobil ihraç
eden yabancı ülkeler gümrük vergileri yüzünden eskisine
oranla daha az otomobil satarak daha az para ka-
zanabileceklerinden, Amerika’dan daha az mal ithal ede-
bilirler. Yabancı ülkelerin kendi ülkemize daha az mal
satmasını hedefleyen bir politika onların da bizden satın
alacakları mal miktarını ister istemez kısıtlar. O hâlde, dolaylı
etkilerini de hesaba kattığımızda, kısıtlayıcı bir ithalat
politikasının istihdamı artırmadığı görülür. Örneğimizde,
otomobil endüstrisinde istihdam artmıştır. Ancak, bu artış,
öteki sanayi dallarında, özellikle ihracata yönelik dallarda
istihdamı daraltmıştır. Ne var ki, otomobil sanayiinde fiilen
çalışanların istihdamı gözle görülebilirken, öteki sanayi
dallarındaki istihdam kaybı bugün için daha az belirgindir.
Özetle, “yeni iş sahaları açma” veya “mevcut işyerlerini
koruma” argümanı yüzünden pek çok kişi işini veya işyerini
3 Assar Lindbeck, The Political Economy of New Left, New York, Harper and
Row, 1972, s. 39.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
kaybetmek tehlikesiyle yüz yüzedir. “İstihdamın korunması”
gibi sosyal ambalajlı ve renkli bir argüman son derece aldatıcı
ve zararlıdır.
Temel Ekonomi
İKİNCİ BÖLÜM
İktisadî Gelişmenin Yedi
Ana Kaynağı
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
İktisadî Gelişmenin Yedi Ana Kaynağı
1- Özel Mülkiyet: Özel mülkiyetin geçerli olduğu bir düzende insanlar kaynaklarını daha çok çalışarak ve daha akıllıca hareket ederek değerlendirirler.
2- Mübadele Özgürlüğü: Mübadele hacmini daraltan politikalar ekonomik gelişmeyi engeller.
3- Rekabetçi Piyasalar: Rekabet kaynakların etkili kullanımını teşvik eder ve yararlı gelişmeler için daimî bir motivasyon sağlar.
4- Etkin Bir Sermaye Piyasası: Bir millet potansiyel gelişme gücünü ortaya çıkarmaya kararlıysa, sermayesini refah üretici projelere yönlendiren bir mekanizmaya sahip olmalıdır.
5- Parasal İstikrar: Enflasyonist para politikaları fiyat sinyallerini bozar ve pazar ekonomisini çökertir.
6- Düşük Vergi Oranları: Halk, kazancının kendisine kalan kısmı büyüdükçe daha fazla üretir.
7- Serbest Ticaret: Bir millet, başkalarına oranla düşük maliyetle üretebildiği malları satıp, karşılığında yüksek maliyetle üretebildiği malları satın alabildiği ölçüde kazancını artırabilir.
…
…
…
Temel Ekonomi
Yüksek vergi oranları gelirin büyümesine ve refah artışına
engel teşkil etmektedir.
Tablo 3: Marjinal Vergi oranları ve Ekonomik Büyüme
Üst Marjinal Oranlar
Kişi Başına
Gayrisafi
Yurtiçi
Hasılanın Yıllık
Büyüme Oranı,
1980-1990
1984
1989
Yüksek Vergili Ülkeler
İran
Fas
Zambia
Dominik
Tanzanya
Zimbabve
Zaire
Kamerun
Gana
90
87
80
73
95
63
60
60
60
75
87
75
73
50
60
60
60
55
-1.2
1.4
-2.9
-0.1
-0.3
-0.5
-1.4
-0.7
-0.4
Ortalama Büyüme Oranı
Düşük Vergili Ülkeler
Hong Kong
Endonezya
Mauritius
Singapur
Malezya
25
35
30
40
45
25
35
35
33
45
5.7
3.7
5.0
4.2
2.6
Ortalama Büyüme Oranı 4.2 4.2
Kaynak: Dünya Bankası, Dünya Gelişme Raporu, 1992.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ekonomik Gelişme ve
Devletin Rolü
Temel Ekonomi
Ekonomik Gelişme ve Devletin Rolü Konusunda On Açık Gerçek
1- Devlet, fertlerin haklarını koruduğu ve onların piyasa sisteminde üretmedikleri mal ve hizmetleri sağladığı sürece iktisadî gelişmeye katkıda bulunur.
2- Devlet hataları düzeltmekte başarılı bir aygıt değildir.
3- Siyasî yönetimin maliyeti şunlardır:
a) Kaynakların devlet tarafından kullanılmasının sonucu olarak özel sektör üretiminde gerileme,
b) Vergi zorlamasının bedeli,
c) Devletin mübadeleleri engellemesi yüzünden elde edilemeyen kazançlar.
4- Bazı özel çıkar grupları, anayasal kurallarla sınır-landırılmadıkça, demokratik süreci vergi mükelleflerini ve tüketicileri sömürmek için kullanırlar.
5- Anayasal kurallarla sınırlandırılmadıkça, parlâmentolar, genellikle ekonomiye zarar veren bütçe açıklarına yol açarlar.
6- Devletin, bazı kişi ve gruplara, başka kişi ve grupların aleyhine imtiyaz sağlama teşebbüsü, kaynakları üretimden yağmacılığa yönelterek iktisadî gelişmeyi frenler.
7- Devletin gelir transferlerinin maliyeti, kazandırmak is-tediği grupların net kazancından çok daha fazlasını israf eder, gelişmeyi yavaşlatır.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
8- Merkezî devlet plânlaması, sadece, piyasa mekanizması yerine politikayı ikâme eder. Bu tutum kaynakları israf eder, gelişmeyi yavaşlatır.
9- Rekabet, piyasalar için olduğu kadar, devlet için de önemlidir: Devlet birimleri, kamu iktisadî teşebbüsleri ve özel kuruluşlar arasındaki rekabet, devletin halka hizmet eden bir kurum olmasını sağlar.
10- Siyasal süreç ile sağlıklı bir ekonomi arasında ahenk sağlayan anayasal kurallar, ekonomik gelişmeyi teşvik eder.
…
…
…
…
İktisadın temel ilkelerine göre, özel mülkiyet, mübadele
özgürlüğü, rekabetçi piyasalar ve parasal istikrar iktisadî
refahın vazgeçilmez şartlarıdır. Bu şartlar yerine getirildiği
sürece, kendi alın terlerinin ürününe kavuşacaklarından emin
olacaklarından, fertlerin çalışma şevkleri daha da artacak ve
sonuçta toplumun refahı yükselecektir. Şimdiye kadar
ulaştığımız maddî refahı yaratan reçete de bu olmuştur. Bu
reçeteden saptığımız ölçüde büyüme ve refah hedeflerinden de
sapmaya başladığımızı görmekte gecikmeyeceğimizi açıkça
ifade edebiliriz.
Temel Ekonomi
Arjantin, Venezüella, Japonya ve Hong Kong’un yaşadığı
tecrübeler bu açıdan yeterince aydınlatıcıdır. Tablo 7’nin de
işaret ettiği gibi, 1960’da Japonya ve Hong Kong’ta kişi
başına düşen gelir, Arjantin ve Venezüella’dakinin üçte ikisi
kadarken, 1990’da durum bariz bir biçimde değişmiştir.
Enflasyondan arındırıldığında, Arjantin ve Venezüella’nın
1990’da ulaşabildiği kişi başına gelirin, 1960’dakine oranla
çok cüzi miktarda arttığı görülmektedir. Başka bir deyişle, iki
ülke ekonomisi 1960-1990 döneminde durgunluk yaşamış-
lardır. Buna karşılık, aynı dönemde Japonya ve Hong Kong
ekonomileri onlardan 5 kat fazla büyümüştür. Böylece,
Japonya’da ve Hong Kong’da ortalama gelir yaklaşık olarak
Arjantin ve Venezüella’nın üç katına yükselmiştir.
James D. Gwartney & Richard L. Stroup
Tablo 7 : 1960’da ve 1990’da Arjantin, Venezuela, Japonya ve
Hong Kong’un Kişi Başına Reel Geliri
Amerikan dolarına çevirmek için “alım gücü paritesi yöntemi”