1 T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HUKUK ANABİLİM DALI BAYİLİK SÖZLEŞMESİ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa ÇEKER Hazırlayan Ecem DOĞRU 2014935636 Adana, 2014
1
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
HUKUK ANABİLİM DALI
BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Mustafa ÇEKER
Hazırlayan
Ecem DOĞRU
2014935636
Adana
2014
T.C.
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
HUKUK ANABİLİM DALI
BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Mustafa ÇEKER
Hazırlayan Ecem DOĞRU 2014935636
Adana, 2014
2
3
I. BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
Bayilik sözleşmesi mevcut hukuk düzenlerinin hemen hemen hiç birinde kanunda
düzenlenmemiştir.1 Her ne kadar uygulamada taraflar farklı ifadeler kullansalar da, hakim,
TBK m.19 gereğince, sözleşmeyi nitelendirirken tarafların kullandıkları sözcük ve ifadelerle
bağlı değildir; tarafların gerçek iradelerini araştırmak zorundadır. Bu nedenle de tarafların,
aralarındaki sözleşmeyi bayilik sözleşmesi olarak nitelendirmelerinin ve kullandıkları
ifadelerin bir önemi yoktur. Konuya ilişkin uyuşmazlığa bakmakla görevli ve yetkili
mahkeme, sözleşmenin unsurlarını, tarafların ifadeleri ile bağlı olmaksızın, incelemeli ve
buna göre sözleşmeyi nitelendirmelidir.2
TBK m. 19/1 “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve
yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları
sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.”
Bayilik sözleşmesinin tanımına geçmeden önce, Türk Hukuk öğretisinde ve Yargıtay
kararlarında, çoğunlukla münhasır bayilik sözleşmesi ( tek satıcılık sözleşmesi) ile bayilik
sözleşmesi arasındaki farka dikkat edilmeden münhasır bayilik sözleşmesinden bahsedildiğini
belirtmek gerekir.3
Belirli bir sözleşme bölgesinde veya belirli bir müşteri grubuna yönelik bayiye tek
satış yetkisinin tanınması durumunda münhasır satış yetkisinden bahsedilir. 4 Bir dağıtım
sözleşmesinin bayilik sözleşmesi olarak nitelendirilebilmesi için tek satış hakkının verilmesi
zorunlu değildir. Münhasırlık şartı içermeyen bir sözleşme bayilik sözleşmesi olarak
nitelendirilecek, münhasırlık şartı içeren bir sözleşme ise münhasır bayilik veya tek satıcılık
sözleşmesi olarak nitelendirilecektir.5 Bununla birlikte yukarıda belirttiğimiz gibi, Yargıtay
bazı kararlarında, münhasır bayilik (tek satıcılık ) sözleşmesi ile bayilik sözleşmesini aynı
kavramlarmış gibi kullanmaktadır.6
1 İşgüzar, Tek Satıcılık Sözleşmesi, Ankara 1989, s.8; Demir- Gökyayla, s. 29, dn. 2. Şenol Nilay, Bayilik Sözleşmesi Sona Ermesi ve Sonuçları, İstanbul 2011, s. 6. 2 Şenol, s. 7. 3 Şenol, s.8. 4 Veronika Paetzold, Alleinvertriebsvertrag Deutschland – Sshweiz, Zurich 2006, s.3. Aktaran; ŞENOL, s.8 5 Gümüş, s. 17; Paetzold, s. 1. Münhasır bayilik ( tek satıcılık ) sözleşmesinin bayilik sözleşmesinin sıklıkla görülen özel bir görünüm şekli olduğu da belirtilmektedir. Bkz. Semler, Münchener Vertragshandbuch, B. 3/II, I. 7, s. 33, I. 8, s. 40. ( Şenol, s.8’ den naklen) 6 Yarg. 19. H.D. 11.10.2001 tarih, 2001/2685 E. ve 2001/6382 K. sayılı kararında yerel mahkeme, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde üretici şirketin bayi şirketten başka şirketlere mal satmayacağı ve bayi
4
II. TANIMI
Bayilik sözleşmesi çerçeve niteliğinde, sürekli öyle bir sözleşmedir ki; üretici malların
tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede satmak üzere bayiye göndermeyi; buna karşılık
olarak bayi de,üreticinin dağıtım ağına dahil olarak sözleşme konusu mal veya hizmeti kendi
adına ve hesabına satmak ve bu mal ile hizmetlerin sürümünü arttıracak faaliyetlerde
bulunmak yükümlülüğünü üstlenir.7
Piyasada henüz olmayan bir ürünü üreten veya ithal eden firmalar, ülke çapında söz
konusu ürünlerin dağıtımını yapabilmek amacı ile belli firmalarla kendi ürünlerinin
pazarlamasını yapmak amacı ile anlaşırlar. Taraflar arasında içeriği serbestçe kararlaştırılan
bu anlaşmaya göre bayiler, sadece asıl firmanın ürünlerini satmayı ve bu ürünlerin satımında
yıllık belli bir kotayı tutturmayı amaçlarlar.8
III. ÖZELLİKLERİ
1. Genel Olarak
Verilen tanımlardan da anlaşılacağı gibi, bayilik sözleşmesinin özellikleri taraflar
arasında kurulan sözleşmenin sürekli borç doğuran bir sözleşme olması, bu sözleşmenin
çerçeve niteliği taşıması, bayinin kendi adına ve hesabına hareket etmesi, üreticinin dağıtım
ağı ile bütünleşmesi ve sürümü arttırıcı faaliyetlerde bulunmasıdır.
Bir dağıtım sözleşmesinin bayilik sözleşmesi olarak değerlendirilebilmesi için belirli
bir münhasır satış hakkı tanınması zorunlu değildir.9Sözleşme ile münhasır satış hakkının
tanındığı durumlarda münhasır bayilik veya diğer bir ifade ile tek satıcılık sözleşmesinden
bahsedilir. Münhasır bayilik sözleşmesi, bayilik sözleşmesinin özel bir alt türüdür.
Sözleşmede bayiye münhasır satış hakkı, diğer bir ifade ile tek satış hakkı tanınması tarafların
sözleşme kurma özgürlüğünü sınırlar, hatta ortadan kaldırır. Aynı zamanda üretici,
kendisinden mal alan üçüncü kişilerin sözleşme ile belirlenen bölgede satış yapmalarını
engelleme ve doğrudan doğruya satış yapmaktan kaçınma yükümlülüğü, bir yapmama borcu
altındadır. Oysa bayilik sözleşmesinde üretici, sözleşme bölgesine birden fazla bayi
oluşturmayacağı hususunda bir hüküm bulunmaması nedeni ile üretici şirketin sözleşme bölgesinde başka firmalara mal satabileceğini, bu nedenle bayi şirketin zararı talep etme hakkı olmadığına hükmetmiştir. Karar, Yargıtay tarafından sözleşmede münhasırlık hakkı verilip verilmediğini incelemeden, tek satıcılık sözleşmesinin tanımından hareketle bozulmuştur. 7 Şenol, s.11. 8 Ruhi, Sözleşmeler Hukuku, Ankara 2013, s. 873. 9 Demir-Gökyayla, s.33; Gümüş, s. 17; Topçuoğlu, s. 53 vd.; Semler, Münchener Vertragshandbuch, B.3 W. II, 1.7, s. 33. (Şenol, s.14’ den naklen.)
5
yerleştirebilir, bu bayilere mal gönderebilir ve aynı zamanda bu bayilerle yaptığı sözleşme ile
tek elden satın alma yükümlülüğü yükleyebilir ve sözleşme bölgesinde satış yapmama
taahhüdünde bulunabilir.10
2. Sürekli Borç Doğuran Bir Sözleşme Olması
Dağıtım sözleşmelerinin tamamı, sürekli borç doğuran sözleşmelerdir. Bir dağıtım
sözleşmesi olarak bayilik sözleşmesi de sürekli borç doğuran bir sözleşmedir. Her iki taraf da
bu ilişkinin aniden ortadan kalkmayacağına dair güven duymalıdır. Sözleşmenin sürekli
nitelik arz etmesi nedeni ile taraflar arasındaki ilişki güvene dayanmalıdır. Bu sürekli nitelik,
tarafların asli edim yükümlülüklerinin sürekli taşımasından ileri gelir.11 Mal verme borcu,
malların sürümünü arttırma borcu, tarafların karşılıklı menfaatleri koruma borçları,
sözleşmeye süreklilik vermektedir. 12 Bu süre belirli veya belirsiz olabilir. Uygulamada
çoğunlukla bayilik sözleşmeleri en az bir yıl için akdedilmektedir. Sözleşmenin bir yıl için
akdedilmesi sözleşmenin sürekli olma niteliğini ortadan kaldırmaz.13
Belirli süreli bir bayilik sözleşmesi sürenin dolmasıyla, kural olarak kendiliğinden sona
erecek; belirsiz süreli bir bayilik sözleşmesi söz konusu ise sözleşme olağan fesih yoluyla
sona erdirilebilecektir.
3. Kendi Adına ve Hesabına Hareket
Bayi, sözleşme konusu malları kendi adına ve hesabına, rizikosu kendine ait olmak
üzere satar. Bu unsur bayinin mali yönden bağımız olduğunu gösterir ve onu acente ve
komisyondan ayırır.14
Bayi, üreticinin bir temsilcisi veya onun bir çalışanı değildir. Sözleşmede bu yönde bir
hüküm bulunmasa da bayinin kendi ad ve hesabına hareket etmesi esastır, bu nedenle de
üreticinin temsilcisi olması söz konusu değildir. Ancak taraflar her ne kadar aralarındaki
sözleşmeye bayilik sözleşmesi demişlerse de, kararlaştırdıkları hükümlerde temsilci sıfatı yer
alıyorsa artık bir bayilik sözleşmesinin varlığından bahsedilemez.15
10 İşgüzar, s.16.; Şenol, (s. 14.’ den naklen) 11 Tandoğan, C. I/1, s.32; (Şenol, s.16’ dan naklen) 12 Demir-Gökyayla, s.44; Tandoğan, C. I/1, s.32; İşgüzar, s.67. (Şenol, s.16’ dan naklen) 13 Tandoğan, C. I/1, s.32; Topçuoğlu, s.58.(Şenol, s.16’ dan naklen) 14 Demir-Gökyayla, s.46-47; Tandoğan, C. I/1, s.32; İşgüzar, s.15, Topçuoğlu, s.59. (Şenol, s.16’ dan naklen) 15 Şenol, s.24.
6
Üreticiyi bir bayilik sözleşmesi yapmaya iten etkenlerin başında bayinin kendi ad ve
hesabına hareket etmesi ve risklerin onun üstünde olması gelmektedir. Üretici, kendi
içerisinde bir yapılanmaya gitmek yerine rizikoyu üstlenecek bayiyi tercih etmekte ve
böylelikle dağıtım ve satış masraflarından kaçınmaktadır.16
Firmaların, asıl üretici veya ithalatçı firmadan bayilik alabilmeleri için belli bir
miktarda teminat yatırmaları gerekmektedir.17
Asıl firmanın bayileri denetleme yetkisi de bulunmaktadır. Bayiler malın daha fazla
tanıtımı için kendi bölgeleri ile sınırlı olmak üzere alt bayilikler de tanıyabilirler. Asıl
firma, bayilerini kendi içi hesaplarını yapma konusunda serbest bırakır. Her bayi kendi
pazarlama politikasını kendi kararlaştırabilir. Ancak bayiler her yılsonunda asıl
firmaya veya bağlı oldukları asıl bayilere hesap vermek zorundadırlar.18
4. Sözleşmenin Şekli
Bayilik Sözleşmesi, kanunda düzenlenen bir sözleşme olmadığından herhangi bir şekil
şartı da öngörülmemiştir. Ancak ispat açısından asıl firma ile bayiler arasında yapılacak
sözleşme yazılı şekilde yapılmalıdır.
Bayilik sözleşmesi imzalayan firmaya, asıl firma veya ana bayi tarafından bayiliği
gösteren bir yetki belgesi verilmektedir. Bu belge müşterilerin kolayca görebileceği bir yere
asılmalıdır.19
Bayilik sözleşmesi, kanunen şekle tabi bir sözleşme olmadığından, sözleşme süresine
ilişkin herhangi bir değişiklik de, herhangi bir şekle uyulmadan yapılabilecektir. Ancak
taraflar, kanunen şekle tabi olmayan sözleşmeyi belli bir şekle bağlamışlarsa, bu şekil aksi
anlaşılmadıkça geçerlilik şekli olarak kabul edilir. Ayrıca taraflar değişiklik anlaşmasını da
bir şekle tabi tutabilir.
5. Bayilik Sözleşmesinde Kararlaştırılan Süreler
Uygulamada rastlanılan bayilik sözleşmelerinin, çoğunlukla bir yıl için yapıldığı
görülmektedir. Bu bir yıllık süre pek çok bayilik sözleşmesi için kısadır. Çünkü bayinin bu
16 GENÇ, s.153. (ŞENOL, s.25’den naklen). 17 RUHİ, s. 873. 18 RUHİ, s. 873 19 RUHİ, s. 873
7
kadar kısa bir sürede, yaptığı masrafların bedelini çıkarması ve kazanç elde etmesi pek de
mümkün değildir.
6. Sözleşmenin Hukuki Niteliği
Bayilik sözleşmesi kanunda düzenlenmeyen atipik/isimsiz sözleşmelerdendir. Taraflar
sözleşme hükümlerini serbestçe kararlaştırırlar. Ancak sözleşmede düzenlenmeyen ya da taraf
iradeleri ile çözülemeyen20 bir konuda TMK m. 1 hükmüne göre, kanunda uygulanabilir
genel bir hüküm bulunması halinde, Borçlar Hukukunun genel hükümleri uygulama alanı
bulur.21 Genel bir hüküm bulunmaması durumunda, örf ve adet hukukuna göre, bu da yoksa
TBK m. 2 uyarınca hakim, sözleşme boşluklarını doldurma yoluna gitmelidir. İsimsiz
sözleşmelerde, boşlukların tamamlanmasında, isimli sözleşmelere ilişkin tamamlama
yöntemleri esas alınır. Hakim, hukuk yaratarak sözleşmeye uygulanacak kuralları belirlerken,
yaygın teamüllere göre yorumlayıp tamamlayacak ve ancak sözleşmelere nitelikleri izin
verdiği ölçüde benzer sözleşme tiplerine ilişkin kuralları da uygulayacaktır.
IV. BAYİLİK SÖZLEŞMESİNİN DİĞER BAZI SÖZLEŞMELERLE
KARŞILAŞTIRILMASI
1. Bayilik Sözleşmesi ve Satım Sözleşmesi
Bayi, üreticiden malları kendi ad ve hesabına satmak satmak üzere satın alır. Ve bu
malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunma borcu altına girer. Bayiin belli aralıklarla
mal satın alması, mal bitiminde ikmal yapma zorunluluğu, bu malların sürümünü arttırmak
için yürüteceği faaliyetler ise sürekli bir edimi gerektirir ve ani edim borcu gerektiren satım
ilişkisinden ayrılır.22 Sözleşmenin sona erme şekli bakımından da farklılıklar söz konusudur.
Satım sözleşmesini geriye etkili olarak sonlandırmak mümkündür. Ancak sürekli borç
doğuran bir sözleşme olan, bayilik sözleşmesinin, kural olarak geriye etkili olarak sona
erdirilmesi mümkün değildir.
2. Bayilik Sözleşmesi ve Vekalet Sözleşmesi
Türk Borçlar Kanunu m. 386/2. fıkrasına göre; “Vekalete ilişkin hükümler,
niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu kanunda düzenlenmemiş olan iş görme
20 ŞENOL, s.37 21 RUHİ, s. 873 22 Tandoğan, C. I/1, s. 34; İşgüzar, s. 36 vd. ( Şenol s. 33’den naklen)
8
sözleşmelerine de uygulanır.” Bu maddeden hareketle, bayilik sözleşmesi bir çeşit vekâlet
sözleşmesidir, denilemez.
İlk olarak, bayi kendi adına ve hesabına hareket eder, oysa hukuki işlemlere ilişkin
vekâlette, vekil müvekkili adına ve hesabına, kimi zaman ise kendi adına fakat müvekkili
hesabına hareket eder.
İkinci olarak, vekalet sözleşmesi, prensip itibariyle, tek tarafa borç yükleyen bir
sözleşmedir; ancak ücret ödeme borcu altında olduğu durumlarda tam iki tarafa borç yükleyen
bir sözleşme olarak kabul edilebilir. Oysa bayilik sözleşmesi her zaman tam iki tarafa borç
yükleyen bir sözleşmedir.
Vekilin bağımsızlığı, müvekkilin talimatları ile sınırlıdır. Ancak bayinin bağımsızlığı
vekile oranla daha geniştir.
Bir diğer fark da sözleşmelerin sona ermesine ilişkindir. Vekalet sözleşmesinde
taraflardan her biri, tek taraflı olarak sözleşmeyi sona erdirebilme imkanına sahipken, bayilik
sözleşmesi niteliği gereği TBK 512 uygulanamaz.
TBK madde 512; “Vekalet veren ve vekil, her zaman sözleşmeyi tek taraflı sona
erdirebilir. Ancak, ygun olmayan zamanda sözleşmeyi sona erdiren taraf, diğerinin bundan
doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”
Sözleşme konusu malın niteliğine göre yapılacak yatırımlar, reklam masrafları,
müşteri hizmetleri, sürümü arttırmaya yönelik masraflar bayinin sorumluluğundadır. Bu
nedenle de sözleşmede güçsüz durumda olan taraf bayidir. Bu nedenle sözleşmenin sona
erdirilmesi hükümleri bu durum dikkate alınarak düzenlenecektir.
3. Bayilik Sözleşmesi ve Acentelik Sözleşmesi
Acente, bir sözleşmeye dayanarak, belli bir bölgede sürekli bir şekilde, ticari işletmeyi
ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bu sözleşmeleri o işletme adına yapmayı
meslek edinen gerçek veya tüzel kişidir.23
Tanımdan da anlaşılacağı üzere bir aracılık eden acente, bir de sözleşme akdeden
acente bulunmaktadır.
23 Kayıhan,s.29; Poroy/Yasaman, s. 219-220; Arkan, s.191; Karahan, s.275; Hayri Domaniç, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. I, İstanbul 1988, s. 308;Hatemi/Serozan/Arpacı, s. 465 vd.; İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi 3. Bası, Ankara 1990, s.30-38; ( Şenol s. 42’den naklen)
9
TTK m. 102/2; “Bu kısımda hüküm bulunmayan hallerde aracılık eden acentelere
Türk Borçlar Kanunu’ nun simsarlık sözleşmesi hükümleri, sözleşme yapan acentelere
komisyon hükümleri ve bunlar da da hüküm bulunmayan hallerde vekalet hükümleri
uygulanır.” maddesi hükmü uyarınca;
Kanunda özel hüküm bulunmadığı durumlarda, aracılık eden acentelere hakkında
tellallık sözleşmesine ilişkin hükümler, sözleşme akdeden acenteler hakkında ise komisyon
hükümleri uygulanır. Tellallık ve komisyon hükümleri de yoksa vekalete ilişkin hükümler
uygulanacaktır.
Bayi ile acenta arasındaki temel fark, acente üretici tarafından üretilen malları kendi
adına ve hesabına satın alamaz, oysa bayi ve tekel hakkı tanınan münhasır bayi ( tek satıcı) ,
malları yeniden satmak üzere kendi adına ve hesabına alır.24
Bayi, ne üreticinin temsilcisidir, ne de üreticiden veya işletme sahibinden bir ücret alır.
Oysa acente, müvekkili adına ve hesabına hareket ettiği için ücretini de müvekkilinden alır.
Acente, sözleşmede ayrıca belirtilmişse, belli bir miktar malı satmak ve sürümü
arttırmak yükümlülüğündedir. Oysa bayi sözleşmede ayrıca kararlaştırılmış olmasıksızın,
sürümü arttırmak yükümlülüğündedir.
Her iki sözleşme de sürekli borç ilişkisi doğurur. Her ikisinin de üretici ile aralarında
özel ve karşılıklı güven ilişkisi mevcuttur.
4. Bayilik Sözleşmesi ve Adi Ortaklık Sözleşmesi
Üretici ile bayinin, üreticinin mallarının sürümünü arttırmak ve kar sağlamak ortak
amacı ile bir araya geldikleri söylenebilir. Ancak; tarafların sözleşmeden doğacak kar ve
zararı paylaşmak gibi bir amaçları yoktur. Her birinin karı ve zararı kendisine aittir. Üretici ile
bayi arasında bir bağlılık ve menfaat birliği olsa da sermaye, emek veya kazanç birliği yoktur.
5. Bayilik Sözleşmesi ve Franchise Sözleşmesi
Kanunda düzenlenmemiş olmaları, sürekli borç doğuran birer sözleşme olmaları,
kendi ad ve hesaplarına mal ve ürünlerin sürümünü arttırma borçları bakımından, bayilik
sözleşmesi ile franchise sözleşmesi benzerlik gösterse de birbirinden farklı kavramlardır.
24 İşgüzar, s. 16; Yavuz, s.29; Tandoğan, C. I/1, s.32; ( Şenol, s. 43’ den naklen)
10
Bayiler franchise olamazlar, çünkü bayi kapısına kendi adını asar. Bayilik Sözleşmesi
öyle bir sözleşmedir ki; üretici malların tamamını veya bir kısmını belirli bir bölgede satmak
üzere bayiye göndermeyi, buna karşılık bayi de üreticinin dağıtım ağına dahil olarak sözleşme
konusu mal veya hizmeti kendi adına ve hesabına satmak ve bu mal ile hizmetlerin sürümünü
arttıracak faaliyetlerde bulunmak yükümlülüğünü üstlenir.25
Franchise ise isim hakkını satın aldığı markanın çatısı altında belli bir ürün veya
hizmeti, belli standartlar çerçevesinde üreten veya pazarlayan yatırımcıdır. Francise bayilikten
farklı olarak markayı kullanmak için başlangıçta veya franchising sözleşmesi boyunca bir
bedel öder. Franchise alan ulusal reklam ve tanıtım kampanyalarına mali olarak katılır.
Franchise işletmeler gerek işyerinin görüntü ve dekorasyonu olarak, gerekse işletmecilik
prensipleri açısından birbirinin tıpatıp aynısıdır.
Bayi bağımsızdır, oysa franchise alanın bağımsız karar verebileceği konular çok daha
sınırlıdır.
Franchise Sözleşmesi’ nde franchise alan, franchise verene ait marka, işletme adı gibi
tanıtıcı işaretleri kullanmak zorundadır. Yani kendi adını veya tanıtıcı işaretini kullanamaz.
Bayilik Sözleşmesinde ise kural olarak bayi, kendi adını ve tanıtıcı işaretini
kullanabilir ise de bayiye, üreticinin markasını veya tanıtıcı işaretlerini kullanma hakkı
verilmeyebilir.
Bayi seçiminde, bayinin sahip olduğu dükkan veya iş yeri, bayinin mali gücü gibi
kriterler önem kazanırken, franchisee seçiminde şahsın kişisel özellikleri ve iş tecrübesi ön
plana çıkar.
Ayrıca, bayilik sözleşmesinde, bayi, franchise alanın, franchise verene verdiği tarzda
herhangi bir ücret ödemez.
V. BAYİLİK SÖZLEŞMELERİNDE UYGULANACAK YASAL HÜKÜMLER
Bu sözleşmeler, öncelikle iyiniyet kurallarına göre yorumlanır. Bu sözleşmelere,
borçlar Kanunu’ nun genel hükümleri uygulanabilir. Borçlar Kanunu’nda hüküm bulunmayan
hallerde Türk Medeni Kanun’ un 1. Maddesi hükmü gereği, “Hakimin Hukuku” uygulanır.
Hakim, hukuk yaratma yoluna giderken, kıyasen Borçlar Kanunu’ nun özel hükümleri ve
acenteye ilişkin hükümlerden yararlanabilir.
25 ŞENOL, s.11
11
Ancak, bayinin kendi ad ve hesabına hareket etme gibi zorunlu unsurlarından birinin
ortadan kalkması halinde, bayilik sözleşmesinden bahsedilemeyeceği durumlarda, sözleşme,
acentelik sözleşmesi olarak nitelendirilebiliyorsa, Türk Ticaret Kanunu’ nun ilgili hükümleri
uygulanacaktır.
VI. BAYİLİK SÖZLEŞMESİNDE TARAFLARIN HAK VE
YÜKÜMLÜLÜKLERİ
1. Üreticinin Yükümlülükleri
a. Münferit Satım Sözleşmelerinde Teslim Yükümlülüğü
Üreticinin malları teslim yükümlülüğü, sözleşmeden doğan bir asli edim
yükümlülüğüdür. Üretici ve bayiin arasında çerçeve sözleşme olarak nitelendirilen ve ileride
yapılacak münferit sözleşmelerin temelini oluşturan bir sözleşme bulunmaktadır. Bu sözleşme
gereği üretici taraf bayie mal teslim etmek, bayi de bu malları bedelini ödeyerek satın almak
ve üçüncü kişilere satmak suretiyle sürümü artırmak yükümlülüğündedir.26
Peki, tarafların sözleşmede asgari veya azami bir alım yükümlülüğü
kararlaştırmamaları durumunda bayiin siparişlerin sayısını beklenmedik bir şekilde artırması
ve üreticinin bu ani talep artışı karşısında talepleri yerine getirememesi ihtimalinde ne
olacaktır? Öğretide kabul edilen, objektif imkânsızlığın esas olduğudur.
Bayilik sözleşmesi bakımından, bayiin siparişlerin sayısını beklenmedik bir şekilde
artırması ihtimalinde, ifanın gerçekleşme imkânı tamamen ortadan kalkmadığından kusursuz
imkânsızlıktan bahsedilememelidir. Kusursuz imkânsızlık hali, ekonomik kriz nedeniyle
siparişlerin karşılanmasının mümkün olmaması gibi durumlarda söz konusu olabilecektir.
Bayiin yapmış olduğu ani talep artışını üretici karşılayamayacak durumdaysa TMK. md.
2dürüstlük kuralına göre derhal reddetmeli veya kendisine taleplerin karşılanması için makul
bir süre verilmesini talep etmelidir. Derhal reddetme üreticiye yüklenmiş bir külfet değildir.
Tarafların karşılıklı sadakat ve menfaatleri koruma borcu bulunmaktadır ve bu üreticinin
sözleşme konusu malları teslim ve genel sadakat yükümlülüğünün bir sonucu olarak kabul
edilmelidir. Ancak somut olayda, bayiin siparişlerindeki artış talebi, dürüstlük kuralı
çerçevesinde makul bir artış olarak kabul edilebilmelidir. Örneğin, futbol takımlarının
formalarını satan bir bayiin Dünya Kupası Finalleri öncesinde satışlarının artacağı ve buna
26 Şenol, s,47
12
bağlı olarak da sipariş taleplerinin artacağı olağan ve beklenen bir durumdur. Ancak, dikkatli
ve özenli hareket etmesi gereken bayi, müşteri taleplerindeki artışı öngörmüş veya
öngörebilecek durumdayken, bunu son dakikada üreticiye bildirmişse, dürüstlük kuralı gereği
alışılmış sipariş talebini aşan miktar bakımından üreticiye bir sorumluluk yüklenememelidir.
Belirtilen haller dışında, üreticinin bu yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda,
sözleşme gereği gibi ifa edilmemiş olacaktır. Bu takdirde bayi, üreticinin yükümlülüğünü
haklı sebep olmadan yerine getirmemesinden dolayı sözleşmeyi feshedebilecek ve ortaya
çıkan zararlarının tazminini talep edebilecektir.
Uygulamada, üretim ve teslim güçlükleri nedeniyle bayi tarafından sipariş edilen
malları teslim edemeyen üreticinin bu durumdan sorumlu olmayacağına dair sorumsuzluk
kayıtları konulmaktadır.27 Üretici, keyfi olarak siparişleri reddedemez. Üreticinin genel olarak
teslim yükümlülüğünü ortadan kaldıran ve üreticiye keyfi olarak bayiin siparişlerini reddetme
hakkı veren genel işlem şartları hükümleri geçersiz kabul edilmektedir.
b. Sadakat Yükümlülüğü
Bayilik sözleşmesinde, üretici ile bayi arasında sürekli borç doğuran bir ilişki vardır ve
bu ilişki taraflar arasında özel bir güven ilişkisi kurar, bu güven ilişkisinden de karşılıklı bir
sadakat borcu doğar. Tarafların arasındaki güven ilişkisi sonucu üretici, bayii desteklemek,
yardım etmek, faaliyetlerini kolaylaştırmak ile yükümlüdür.
c. Destekleme Yükümlülüğü
Destekleme yükümlülüğünün sözleşmedeki görünümleri, bayilik sözleşmesinin
konusuna göre farklılık gösterebilecektir. Örneğin, otomotiv sektöründe akdedilen bir bayilik
sözleşmesinde üreticinin destekleme yükümlülüğüne, reklam malzemelerinin, broşürlerin ve
diğer belgelerin tahsisi yanında, yeni çıkan modellere ilişkin olarak bayi personeline eğitim
(kurs) hizmeti verilmesi de girebilecekken, su veya tüp dağıtımına ilişkin bir bayilik
sözleşmesinde destekleme yükümlülüğünün kapsamı daha dar olacaktır.28
d. Sözleşme Bölgesinde Satış Yapmama Yükümlülüğü
27 Demir-Gökyayla, s. 76. ( Şenol, s.49’ dan naklen) 28 Şenol, s.52
13
Üretici tarafından bayie dağıtım faaliyetlerini yerine getirmek üzere bir sözleşme
bölgesi verilir Üretici, bu sayede dağıtım ağındaki bayilerin faaliyet alanının sınırlarını; bayi
ise hangi alanda malların sürümünü artırıcı faaliyetleri yürütmesi gerektiğini bilir. Münhasır
satış hakkının tanınmadığı bayilik sözleşmelerinde üreticinin sözleşme bölgesinde doğrudan
satış yapması kural olarak mümkündür. Bu durumda üretici, sözleşme bölgesine yeni bayiler
yerleştirebilir ve sözleşme bölgesinde bizzat satış yapabilir Münhasır satış hakkı tanınmayan
bayilik sözleşmelerinde üreticinin doğrudan satış hakkının ve bu hakkın sınırlarının
sözleşmede açıkça yer alması tarafların menfaatinedir. Bayie münhasır satış hakkı tanınan
bayilik sözleşmelerinde ise üretici, kural olarak, sözleşme konusu malları sözleşme
bölgesinde doğrudan doğruya satamaz ve bu sözleşme bölgesine başka dağıtıcılar
yerleştiremez.
O halde, üreticinin sözleşme bölgesinde doğrudan satış hakkının bulunmadığı
durumlarda satış yapmama yükümlülüğü şu şekillerde ortaya çıkabilecektir:
Sözleşme bölgesinde bizzat üreticinin doğrudan satış yapamaması,
Üreticinin sözleşme bölgesine başka dağıtıcılar yerleştirememesi,
Sözleşme bölgesinde üçüncü kişilerin satış yapmasını engelleme.
Ancak diğer dağıtıcılara getirilen bu tür sınırlamalar rekabet hukuku bakımından
kısıtlamalara ve bazı durumlarda yasaklara tabidir.
2002/7 sayılı tebliğ ile, Rekabet Hukuku ve Dikey Anlaşmalar 2002/2 sayılı Grup
Muafiyeti Tebliğin 2. maddesine, sağlayıcının tek alıcıya sağlama yükümlülüğünü içeren
dikey anlaşmaların, ilgili pazardaki pazar payının %40’ nı aşmama şartı getirilmiştir. Yani tek
alıcının grup muafiyetinden faydalanabilmesi için Tebliğ’ de belirtilen koşulları taşıması ve
pazar payının %40’ ını aşmaması gerekmektedir.
2. Bayinin Yükümlülükleri
Sözleşme konusu malları satın alma yükümlülüğü, asgari alım yükümlülüğü, sürümü
arttırma yükümlülüğü, menfaatleri koruma yükümlülüğü, üreticinin talimatlarına uyma
yükümlülüğü
a. Sözleşme konusu malları satın alma yükümlülüğü
14
Daha önce de bahsettiğimiz üzere, bayilik sözleşmeleri, tek satış hakkı tanınan
münhasır bayilik sözleşmelerine göre üst kavramdır. Çünkü bu sözleşmelerde “tek satış
hakkı” sözleşmenin asli unsuru değildir. Bayiye münhasır satış hakkı tanınmamış bile olsa,
sözleşmenin amacı malların sürümünün arttırılmasıdır. Bu nedenle bayinin satın alma
yükümlülüğü söz konusudur.h
b. Asgari alım yükümlülüğü
Bayiyi sürümü arttırma konusunda gayretli bir çalışmaya teşvik etmesi bakımından,
üreticinin ise mallarının önceden üretimini planlayabilmesi bakımından önemlidir.
Bayinin münferit sözleşmede kararlaştırılan miktarda alım yapmaması durumunda,
sözleşmenin haklı sebeple feshedilip feshedilemeyeceği sorunu ile karşılaşılmaktadır. Ancak
her somut olayda ayrı bir değerlendirme yapılarak haklı sebeple fesih sorunu çözülebilecektir.
Asgari alım yükümlülüğünü yine Rekabet hukuku bakımından değerlendirecek olur
isek; Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’ nin 3. maddesinin (d) bendi
uyarınca, ilgili pazardaki anlaşma konusu mal veya hizmetlerin %80’ inden fazlasının
sağlayıcıdan veya sağlayıcının göstereceği başka bir teşebbüsten satın alınmasına yönelik
alıcıya getirilen yükümlülük rekabet etmeme yükümlülüğü olarak kabul edilir.
c. Sürümü Arttırma Yükümlülüğü
Bayilik sözleşmelerinde, bayinin veya münhasır satış hakkı tanınmış olan münhasır
bayinin en önemli borcu, dağıtımını üstlendiği malların sürümünü arttırmak ve geliştirmek
için faaliyetlerde bulunma yükümlülüğüdür. Bu yükümlülük sözleşme süresince devam eder.
Satış yerinin düzenlenmesi, malların sunum şekli, malların reklamının yapılması, fuar
ve kampanyalara katılım gibi bayinin sürümü arttırmak için alacağı önlemler ve
gerçekleştireceği faaliyetler, çoğunlukla taraflar arasındaki sözleşmede yer alır. Sözleşmede
yer almaması durumunda bayi tarafından yerine getirilmelidirler.
Bayi, reklam faaliyetlerinde veya kullandığı reklam malzemelerinde, üreticinin adını
veya markasını kaldırmadan, kendi adını veya firma adını koyabilecektir.29
Reklam masrafları kim tarafından karşılanacak sorusu akıllara gelebilir.
29 İşgüzar, s.74; Demir-Gökyayla, s.149; (Şenol, s.91’ den naklen)
15
Bayi kendi adına ve hesabına hareket eden bağımsız bir tacir olduğundan, sözleşmede
aksine bir hüküm yoksa reklam masrafları kendisine aittir.30
Bayi, bu yükümlülüğüne aykırı davrandığı takdirde üretici fesih hakkını kullanabilir
ve uğradığı zararın tazminini isteyebilir.
VII. BAYİLİK SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ
Bayilik Sözleşmesi, sözleşmenin belirli süreli olması halinde sürenin sona ermesi ile,
Taraflardan birinin ölümü ile, iflası veya fiil ehliyetinin kaybı ile kendiliğinden veya
hukuki işlem ile sona erer.
Taraflar sözleşmenin bitme anını, gün, ay, yıl olarak kararlaştırabilecekleri gibi,
gerçekleşeceği belli olan bir olayın gerçekleşme tarihini31, gerçekleşeceği kesin olan; fakat ne
zaman gerçekleşeceği belli olmayan bir olayı ( Örneğin; taraflardan birinin ölümü)
sözleşmenin sona ereceği tarih olarak belirlemeleri de mümkündür.
Taraflar sözleşmeyi bozucu şarta bağlı olarak da imzalayabilirler. Örneğin; 10 yıla
kadar iş hacminin belli bir miktara kadar artmaması durumu sözleşmenin sona erme sebebi
olabilmektedir.
Uygulamada daha çok hukuki işlemle sona erme halleri bakımından uyuşmazlık
yaşandığından, bu konu üzerinde duracağız.
A. Sözleşmenin Hukuki İşlemle Sona Erdirilmesi
1. Sözleşmenin İkale Yoluyla Sona Ermesi
Henüz bütün borçlar sona ermemişken, tarafların borç ilişkisini sona erdirmek için
anlaşmasına ikale denir.32 Bayilik sözleşmesinde taraflar, ikale anlaşması ile, aralarındaki
sözleşmeden doğan alacaklarından ve borçlarından karşılıklı olarak vazgeçerler. Bu anlaşma
kural olarak herhangi bir şekle tabi değildir. İkale anlaşması ileriye etkili sonuç doğuracak,
sürekli borç doğuran bayilik ilişkisi son bulacak, yeni borç doğmayacak, ancak yerine
getirilen edimler de geri verilmeyecektir.
2. Sözleşmenin İptali
30 Şenol, s.91 31 Seliçi, s.66; ( Şenol, s.121’ den naklen ) 32 Oğuzman/Öz, s. 427 dn.1. ( Şenol, s.166’ dan naklen.)
16
Bayilik Sözleşmesi, genel hükümler uyarınca irade bozuklukları sebebiyle iptal
edilebilir. Bayilik sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin ifasına başlandıkta sonra öğrenilen
bir irade bozukluğu sebebi ile sözleşme iptal edildiğinde, iptal, ileriye etkili sonuç doğurur.
Bayilik sözleşmesi, henüz ifa edilmeden, irade sakatlığı sebebi ile iptal edilir ise, genel
hükümler kıyasen uygulanır ve iptal geriye etkili sonuç doğurur.
3. Sözleşmenin Olağanüstü Fesih ile / Haklı Sebeple Sona Ermesi
Sürekli borç doğuran bir sözleşmenin olağanüstü sebeple feshedilebilmesi için, fesih
hakkını kullanacak taraf bakımından, hukuki ilişkinin devamını çekilmez hale getiren bir
olgunun mevcut olması, taraflar arasındaki güvenin sarsılması ve bu nedenle , dürüstlük kuralı
gereğince, sözleşmeye devam etmenin, taraflardan birinden beklenememesi gerekir.
Hukuki ilişkide, taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsılmasına neden olan olgular,
ilişkinin devamını çekilmez hale getirir.
Ancak ortaya çıkan sebebin haklı bir sebep sayılabilmesi için, iyi niyet kurallarına
göre sözleşmenin devamının, taraflardan beklenememesi gerekir.
Örneğin mali yapının geçici bozukluklarında veya ülkedeki ekonomik koşullardan ileri
gelen ve uzun vadede sözleşmeyi etkilemeyecek koşulların ortaya çıkması durumunda,
sebebin, sözleşmeyi sona erdireceğini iddia etmek TMK m.2’ ye aykırılık teşkil ederken, uzun
süreli hastalık, yerleşim yerinin değişmesi, temerrüt, aciz hali, ifa imkansızlığı, işlem
temelinin çökmesi gibi sebepler haklı fesih sebebi teşkil ederler.
Ancak somut olayın özelliklerine göre, sözleşmenin devamının çekilmezlik olgusu
ayrı ayrı incelenip tespit edilmelidir. Örneğin; üreticinin sipariş edilen malları göndermemesi,
üreticinin bayiye haber vermeden sözleşme bölgesini değiştirmesi veya sözleşme bölgesini
daraltması; üreticinin, sözleşme bölgesinde doğrudan satış yapması, bayinin alım
yükümlülüğüne veya sözleşmede kararlaştırılan asgari alım yükümlülüğüne uymaması rakip
firmanın mallarının satılması, tarafların birbirlerini destekleme yükümlülüklerine aykırı
hareket etmeleri, bayinin sürümü arttırma yükümlülüğüne aykırı davranması.
17
SONUÇ
Bir üreticinin müşterilere ulaşabilmesi için, mal veya hizmetlerinin kaliteli olmasının
yanı sıra, bu müşterilere ulaşmadaki etkinliğinin de önemi büyüktür. Bu da etkin bir
dağıtım ağının kurulması ile olur.
Bayilik sözleşmesi, bayinin üreticinin dağıtım ağına tamamen dahil olmaması
yönünden, franchising sözleşmesinden ayrılmaktadır. Bunun yanı sıra, bayilik
sözleşmesi, münhasır satış hakkı tanınıp tanınmaması bakımından kendi içinde de
ayrılmaktadır. Münhasır satış hakkı tanınan bayilik sözleşmeleri uygulamada tek
satıcılık sözleşmesi olarak bilinmektedir. Tek satıcılık sözleşmesinde öğreti ve
mahkeme kararlarında belirlenen esaslar, uygun düştüğü ölçüde tüm bayilik
sözleşmelerine de uygulanacaktır.33
Türk Hukukunda, bayilik sözleşmeleri konusunda kanuni bir düzenleme bulunmadığı
gibi, bir içtihat hukukunun oluştuğu da söylenemez.
33 Şenol, s.311
18
KAYNAKÇA
Arkan, Sabih : Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2008.
Demir- Gökyayla, Cemile : Milletlerarası Özel Hukukta Tek Satıcılık Sözleşmesi
( Münhasır Bayilik Sözleşmeleri), Ankara 2005.
Doğanay, İsmail : Türk Ticaret Kanunu Şerhi, 3. Bası, Ankara 1990.
Domaniç, Hayri : Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C.I, İstanbul 1988.
Genç, Yasemin : “Türk Hukukunda Distribütörlük Sözleşmeleri”
Rekabet Kurumu Perşembe Konferansları, Ankara
2001, ss. 147-180.
Gümüş, M. Alper : Borçlar Hukuku Özel Hükümler Cilt I, İstanbul 2008.
Hatemi,Hüseyin,
RonaSerozan, : Borçlar Hukuku Özel Bölüm, İstanbul 1992.
Abdülkadir Arpacı
İşgüzar, Hasan : Tek Satıcılık Sözleşmesi, Ankara 1989.
Karahan, Sami : Ticari İşletme Hukuku, 15. Baskı, 2009.
Kayıhan, Şaban : Türk Hukukunda Acentelik Sözleşmesi, Ankara, 2003.
Oğuzman, Kemal,
Turgut Öz : Borçlar Hukuku Genel Hükümler, İstanbul 2010.
Poroy, Reha,
Hamdi Yasaman : Ticari İşletme Hukuku, İstanbul 2004.
Seliçi, Özer : Borçlar Kanunu’ na Göre Sözleşmeden Doğan Sürekli
Borç İlişkilerinin Sona Ermesi, İstanbul 1976.
Topçuoğlu, Metin : “İnhisar Kaydı İçeren Acentelik, Tek Satıcılık ve
19
Franchising Sözleşmelerinde Aktif ve Pasif Satışlar”,
Rekabet Dergisi, s. 18, ss. 3-60.
Topçuoğlu, Metin : Rekabet Hukuku Açısından Acentelik ve Dağıtım
Sözleşmeleri, Ankara 2006.